®
KOBİPLASTİK MART – NİSAN 2013 YIL 2 SAYI 7 PLASTİK SANAYİİ DERGİSİ www.kobiplastik.net
GÜNEŞİ GÜVENLE ÜRETMELİ DOSYA ÇOK EKSENLİ TORNALAMA VE İMALAT İŞLEMLERİ RÜSTEM POLAT ŞİŞİRME AJANLARI VE KÖPÜKLER SAĞLIK KANSERİN GELİŞİMİ
MARKA OFİS LAPİS HAN TEKNOLOJİ SİEMENS İŞ YEMEĞİ GQ BAR
øúELUOL÷L LOH /D]HU .D\QDN 7HOOHUL (QG V-
2UJDQL]H 6DQ %|O &DG 6DUDoR÷OX øú 0HUNH]L 1R <XNDUÕ 'XGXOOX ø67$1BUL
Güven, Kalite, Ekonomi
MAKİNA PARKURUMUZ t HAITIAN
( 160 Ton - 320 gr. )
t HAITIAN
( 250 Ton - 500 gr. )
t DEMAG
( 220 Ton - 450 gr. )
t KRUP
(350 Ton - 1 Kg. )
t SOĞUTMA ÇİLLERİ t KIRMA MAKİNESİ t 4 ADET KURUTMA FIRINI
ÇALIŞTIĞIMIZ SEKTÖRLER t OTOMOTİV t MOBİLYA AKSESUARLARI t KİREMİT SEKTÖRLERİ t GÜVENLİK ALARM KUTULARI
Murat Mh. Uluyol Caddesi Hakkıbey İş Merkezi No: 25/10 Bayrampaşa - İstanbul Tel&Faks : 0212 613 31 38 cabasplastik52@gmail.com
6L] øVWH\LQ %L] <DSDOÕP øVWH÷H 8\JXQ 6HUWL¿ NDOÕ dHOLN 7HPLQL 7HPL]OHQPLú 7DúODQPÕú 3ODNDODU 'HWD\ øúoLOLNOL .DOÕS 6HWOHUL ' < ]H\ øúOHPH 'HULQ 'HOLN øúOHUL 7HO (UR]\RQ øúOHUL
(/ø7 0$.ø1$ 9( .$/,3 (/(0$1/$5, 6$1 7ø& /7' ù7ø øPHV 6DQ 6LW & %ORN 6N 1R < 'XGXOOX hPUDQL\H øVWDQEXO
7HO )DNV
ZZZ HOLWPDNLQD FRP WU
µ7 7(/ ( (52= =<21 1 3$ $5.8581' '$ <(1 1ø 9( * *hd/ /h < <$7,5 5,0/$ $5/ /$ 6ø=( '$+$ $ ø<øø %ø5 +ø=0 0(7 681 10$< <, +( ('() )/ø<2 258= =¶ øù/(0( 0(5.(=/(5ø
7(/ (52=<21 7(=*$+/$5,
'(5ø1 '(/ø. 7(=*$+,
$:($ 63 &1& 'ø. øù/(0( ; < =
62'ø&. 7(/ (52=<21 7(=*$+, ; < =
%2< 0(75( d$3 ¡ 00 ¡ 00
$:($ 93 &1& 'ø. øù/(0( ; < =
&+$50,//(6 7(/ (52=<21 7(=*$+, ; < =
.219$16ø<21(/ 7(=*$+/$5
$:($ %0 &1& 'ø. øù/(0( ; < =
&+$50,//(6 7(/ (52=<21 7(=*$+, ; < =
$'(7 3527+ 6$7,+ 7$ù/$0$ 7(=*$+,
48$6(5 09 & &1& 'ø. øù/(0( ; < =
+,=/, '(/ø. '(/0( 7(=*$+, ; < =
<$7$< 7$5$0$ )5(=( 7(=*$+, ; < =
48$6(5 09 & &1& 'ø. øù/(0( ; < =
(/ø7 0$.ø1$ 9( .$/,3 (/(0$1/$5, 6$1 7ø& /7' ù7ø øPHV 6DQ 6LW & %ORN 6N 1R < 'XGXOOX hPUDQL\H øVWDQEXO
7HO )DNV
ZZZ HOLWPDNLQD FRP WU
'ø. 7$5$0$ )5(=( 7(=*$+, ; < =
Plastik Sanayiinde Büyüme
2
012’nin bitimi ile birlikte, 2013’ün ilk çeyreğinin ardından 2012’ye dair sayısal verileri almaya başladık. Plastik Sanayicileri Federasyonu PLASFED sektör izleme raporlarını yayınladı. KobiPlastik Dergisi’nde de detaylı bir şekilde inceleyebileceğiniz verilere göre plastik ve ilintili sektörlerin Türkiye’de hızla büyürken sorunlarının da büyümekte olduğunu görüyoruz. 2012’de 30 milyar dolar üretim değeri ve 12 milyar dolar katma değer sağlayan plastik sanayiinin en büyük sorunsalı olarak hammadde ihtiyacı gözüküyor. Avrupa’da üçüncü, dünyada ise onikinci sırada yer alan Türk plastik sanayiinin devam eden problemlerinin çözümüne katkı sağlayacak her türlü tedbirin bir an önce alınarak sektörün önünün açılması ve dünyaya daha fazla katma değerli ürün ihraç edebilen bir Türkiye oluşturmamız gerekmektedir. Hedeflerimize doğru giderken, plastik sanayiinin daha fazla gelişmesine ve büyümesine katkı sağlayıcı yayınların, akademik çalışmaların desteklenmesi ve plastiğe dair olumsuz imajın giderilmesine yönelik tanıtım faaliyetlerinin hızla artması, buna katkı sağlayan kuruluşların desteklenmesi en büyük temennimizdir. Aynı şekilde ambalaj, kauçuk ve tüm hızıyla büyümeye devam inşaat plastikleri sektörlerine dair raporları da ilerleyen sayfalarda inceleyebilirsiniz. KobiPlastik Dergisi’nin içeriği ve tarzında ufak tefek değişikliklere gittik. Plastik sanayiinin tanıtımı amacı ile daha fazla görsel içerikli ve bilgi içeren sayfalarda sektör içi ve ilintili diğer sektörler ile ilgili pek çok haber, makale ve tanıtıma yer verdik. Bu sayıda Randstad’ın raporu ilginizi çekecektir diye düşünüyorum. Rüstem Polat’ın Kobi Plastik’e özel hazırladığı eğitim sayfalarında “Köpükler ve Şişirme Ajanları” başlıklı makalesi bilgilendirici olacaktır. Efor Patent Genel Müdürü Savaş Gümüş’ün patent konularındaki bilgilendirici makaleleri her zaman olduğu gibi devam ediyor. Bu sayıda marka ofis sayfalarımızda Kartal’da inşa edilen muhteşem bir görselliğe sahip han ofis konseptindeki Lapis Han’ı tanıttık size. Bu sene sonu itibarı ile faaliyete geçecek han, plastik sanayiinde yükselen firmalar için cazip bir ofis alternatifi olabilir. Sağlık sayfalarında ise kanser sorunsalına değinmeye devam ediyoruz. Sağlık danışmanımız Doç. Dr. Nuri Haksever’in haber dizisini okumanızı ve hayatınızı, sağlığınızı ve dolayısı ile yeme-içme alışkanlıklarınızı düzenlemenizi tavsiye ederiz. Dosya konumuz, ikinci bölümü ile devam ediyor. “CNC Tezgâhlarda İmalat Teknolojileri” ana başlığı altında “Çok Eksenli İmalat ve Tornalama İşlemleri” alt başlığı ile yayınladığımız dosya konusu Marmara ve Şırnak Üniversiteleri’nin katkıları ile hazırlanmaktadır. Siemens’in teknolojiye yön veren çalışmalarını keyifle izliyoruz. Siemens, çalışmaları ile dünya çapında büyümeye devam ediyor. Son olarak, plastik sanayiinde faaliyet gösteren herkese bir iş yemeği adresi önerimiz var: GQ Bar. İhtişamı ve mükemmeliyet anlayışı ile güzel bir açılış yapan GQ Bar’da seçkin misafirleriniz ile kusursuz bir iş yemeği yiyebilirsiniz. Emre KOLDAŞ Genel Yayın Yönetmeni
KOBİPLASTİK
11
İÇİNDEKİLER Güneşi Güvenle Üretmeli ............................................................... 16
KÜNYE
Fırat Plastik Damla Sulama Boruları Verimliliği Artırıyor ............. 18 Futurallia 2013'te İstanbul'da ....................................................... 20
Nev Medya Adına İmtiyaz Sahibi Emre KOLDAŞ (Sorumlu Yazı İşleri Müdürü) Genel Koordinatör Erdoğan KOLDAŞ erdogan@nevmedya.net Genel Yayın Yönetmeni Emre KOLDAŞ emre@nevmedya.net Satış ve Pazarlama Koordinatörü Ozan KOLDAŞ ozan@nevmedya.net Danışman Yrd. Doç. Dr. Aykut KENTLİ Marmara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisi akentli@marmara.edu.tr Editör Araş. Gör. Hikmet Nazım EKİCİ Şırnak Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü nazim@kobiplastik.net Sağlık Danışmanı Doç. Dr. Nuri HAKSEVER haksevernuri@gmail.com Fotoğraf Gizem KOLDAŞ gizem@nevmedya.net
Liderlik Koltuğunda Cinsiyet Kotası Kalkıyor mu? ....................... 24 Mitsubishi Electric'ten Büyük Atılım ............................................ 26 Köpükler ve Şişirme Ajanları ......................................................... 28 Elif On Bin Ağacın Faydasını Dünyaya Kazandırıyor .....................32 Temiz Bir Patent Yarışı ................................................................. 34 Yeni Patent Kanunu Ekonomiyi Hızlandıracak ............................. 36 Hayatı Kolaylaştıran Tasarımlar ....................................................37 Lapis Han İle Han Ofis Konsepti ................................................... 40 Plasfed, Plastik Sektörü 2012 Raporunu Açıkladı ........................ 44 Kanserin Gelişimi ........................................................................... 50 Sanayiye Yön Verenler Win Otomasyonda Buluştu .................... 56 Çok Eksenli İmalat ve Tornalama İşlemleri ................................... 62 Siemens Yeni Trenlerini Tanıttı ......................................................72 GQ Bar .............................................................................................74
Reklâm reklam@kobiplastik.net Abonelik abone@kobiplastik.net Katkıda Bulunanlar Savaş GÜMÜŞ Rüstem POLAT Yayın Sahibi: Nev Medya Emre Koldaş Yönetim Yeri: Site Mh. Cevahir Cad. Tevazu Sk. Yıldız Ap. Nu:24/3 Ümraniye İstanbul TÜRKİYE Telefon : +90-216-533-8444 Faks : +90-216-533-0999 E-posta : bilgi@nevmedya.net Web : www.nevmedya.net ISSN
37 HAYATI KOLAYLAŞTIRAN TASARIMLAR
: 2146-2194
Tasarım / Baskı
Ege Reklam Basım Sanatları San.Tic. Ltd. Şti. Esatpaşa Mahallesi Ziyapaşa Caddesi No:4 34704 Ataşehir / İSTANBUL Tel : +90 216 470 44 70 Faks : +90 216 472 84 05 Web : www.egebasim.com.tr KobiPlastik Dergisi’nde yayınlanan yazılardaki görüşler yazarlarına, yayınlanan ilânların sorumluluğu ise ilân verene aittir. KobiPlastik Dergisi’nde yayınlanan yazılardan kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir. KobiPlastik Dergisi Basın Ahlâk Yasası’na uymayı taahhüt eder.
12 KOBİPLASTİK
24 LİDERLİKTE CİNSİYET KOTASI KALKIYOR MU?
Doç. Dr. Nuri HAKSEVER
KANSERİN GELİŞİMİ
50
ÇOK EKSENLİ İMALAT VE TORNALAMA İŞLEMLERİ
44
PLASTİK SEKTÖRÜ 2012 RAPORU
Rüstem POLAT
74 İŞ YEMEĞİ: GQ BAR
28
KÖPÜKLER VE ŞİŞİRME AJANLARI
40
LAPİS HAN İLE HAN OFİS KONSEPTİ
32 ELİF’İN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK BAŞARISI
36 YENİ PATENT KANUNU
56
SANAYİYE YÖN VERENLER WİN OTOMASYONDA BULUŞTU KOBİPLASTİK
13
www.gx.kraussmaffeigroup.com Türkiye Distribütörü
175 Tepro Makine ve Otomasyon Sistemleri Tic. Ltd. Sti. Celikay Cad. No:2 34418 Seyrantepe, 4.Levent/ISTANBUL Tel: +90 212 270 13 20 Fax: +90 212 270 89 95 E-mail: tepro@tepro.com.tr Web: www.tepro.com.tr
Plastik Enjeksiyonda Yeni Bir Boyut GX Serisi Makineler Güçlü, kullanıcı dostu ve stabil değer. Yeni GX serisi inovasyon ve teknolojiyi harmanlıyor ve birinci sınıf kaliteyi benzeri görülmemiş bir biçimde sunuyor: – Maksimum verimlilk: Mükemmel hidromekaniğe sahip iki plakalı kilitleme ünitesi – Maksimum parça kalitesi: GearX kilitleme mekanizması ve GuideX kılavuzlama – Maksimum tekrarlanabilirlik: Yüksek verimli plastikleştirme ünitesi – Minimum ayarlama zamanları: Kolay ulaşılabilirlik – Yeni ve inovatif MC6 kontrol paneli ile kolay işletim KraussMaffei’dan yeni GX Serisi: Tutkudan ilham alan mühendislik. Birinci sınıf makine konsepti. En iyi sonuçlar.
Engineering Passion
KISA HABER
Hindistan, TLS Lojistik’in Yeni Lojistik Üssü
T
LS Lojistik, büyümesine gelişmekte olan piyasalardan Hindistan’da kurduğu denizyolu ve havayolu konsol-
larıyla ciddi bir ivme kazandırdı. 2013 sonuna kadar Yeni Delhi ve Mumbai havaalanlarından ayda 80 ton ve başta N. Sheva olmak üzere ülkenin çeşitli limanlarından ayda 2.500 ton yük taşınmaya başlanacak. Likit taşımacılıkta 2013 yılında tank konteynerlerle Hindistan’dan Türkiye’ye 15.000 tonluk yük taşınması öngörülüyor. TLS Lojistik, 2012 yılı toplamında Hindistan’dan havayoluyla ayda 50 ton ve denizyoluyla 1.700 ton sevkiyat gerçekleştirdi. Şirketin bu ülkeden gerçekleştirdiği likit taşımacılık hacmi ise 9.000 ton oldu.
Şule Kuru Autodesk’e Katıldı ve iş geliştirme gibi görevlerde bulunarak hizmet veren Şule Kuru, Türkiye ve Akdeniz Bölgesi’nden sorumlu İş Ortakları Koordinatörü olarak Autodesk Türkiye ekibine katıldı. Kariyerinin son 11 yıllık sürecinde Hewlett-Packard Company Türkiye’de kobi kanalı iş geliştirme, perakende satış ve yazıcı grubu kanal müdürü olarak görev yapan Kuru, yeni görevi kapsamında Autodesk distribütörleri aklaşık 20 yıl boyunca bi- ve iş ortakları yönetimi, kanal lişim sektörüne farklı fir- geliştirme ve kanal stratejilemalarda kanal, satış yönetimi rinden sorumlu olacak.
Y
Muhtar Kent 3M Yönetim Kurulu’nda
Arçelik’in Tahvil İhracı Tamamlandı toplam 1,7 milyar dolar talep geldi. İhraç edilecek tahvillerin nominal değeri 500 Milyon ABD Doları, vadesi 10 yıl, itfa tarihi 3 Nisan 2023 olacak. Tahvil % 5,125 yeniden satış getirisi üzerinden fiyatlandı ve kupon oranı % 5 olarak belirlendi. Tahvilin satış işlemi 3 Nisan 2013 tarihinde tamamlanacak.
A
rçelik A.Ş., Londra ve Amerika’da düzenlenen 5 günlük yatırımcı turunun ardından, 25 Mart tarihinde, 10 yıl vadeli, 500 milyon dolarlık tahvil ihraç işlemini tamamladı. Tahvil piyasasında Arçelik benzeri Türk kurumsal kredilerinin nadir oluşu dolayısıyla, tahvil ihracına çok sayıda yatırımcı büyük ilgi gösterdi. Şirket, Londra (1-3. gün), New York, Boston ve Los Angeles’ta (3-5. gün) birebir görüşme, ekip toplantıları ve telekonferans görüşmeleri gerçekleştirdi. Tahvile, fon yöneticileri ve sigorta şirketlerinin ağırlıklı olduğu yüksek profilli 112 adet yatırımcıdan, ihracın 3,4 katı,
16 KOBİPLASTİK
Koç Holding A.Ş. Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı ve Arçelik A.Ş. Genel Müdürü Levent Çakıroğlu konuyla ilgili değerlendirmesinde şunları söyledi: “Başarılı tahvil ihracımız, Arçelik A.Ş.’nin küresel bir şirket olarak dış borçlanmada da öncü bir rol oynadığını göstermiştir. Sürdürülebilir gelişim odaklı iş modelimiz, uluslararası standartlar doğrultusunda yürüttüğümüz, şeffaf ve güçlü kurumsal yönetim yapımız, yetkin finans kadromuz bu önemli başarının ardındaki en önemli unsurlar. Söz konusu tahvil ihracının, uluslararası piyasalarda şirketimize duyulan güveni pekiştireceğine; sürdürülebilir ve kârlı büyümemize katkıda bulunacağına inanıyorum.”
C
oca Cola Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Muhtar Kent, 3M’nin Yönetim Kurulu’na seçildi. 1 Nisan 2013
tarihinden itibaren 3M Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev alacak olan Muhtar Kent’in yeni göreviyle ilgili 3M Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Inge G. Thulin şunları söyledi: “Sayın Muhtar Kent’in Yönetim Kurulumuza katılmasından dolayı son derece mutluyuz ve büyük memnuniyet duymaktayız. Kendisinin şirketimize çok değerli bir yönetim anlayışı ve deneyim katacağına olan inancımız sonsuz.”
Kimya Sektörü Gelecek Vizyonunu Çizdi
T
ürkiye ekonomisine kattığı değer ile yıldızı parlayan kimya sektörü, sorunlarını ve gelecek vizyonunu masaya yatırdı. Kimya Sektör Platformu (KSP) temsilcilerinin katılımıyla
gerçekleşen basın toplantısında, sektörün 2023 yılı için belirlediği 50 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşması için yapılması gerekenler ele alındı. İKMİB ve Kimya Sektör Platformu (KSP) Başkanı Murat Akyüz, dış pazar ağırlıklı olarak büyüyen sektörün, özellikle ihracat alanındaki yüksek performansıyla dikkat çektiğini, buna karşılık acil olarak çözülmesi gereken sorunları olduğunu belirtti.
OPTIMA SERIES HOPPER DRYER
DANIŞMANLIK
bilgi@koldasplastik.com
PLASTİK ENJEKSİYON ÜRETİMİ
+90 216 533 0999
PLASTİK KALIP ÜRETİMİ
+90 216 533 0343 www.koldasplastik.com
TASARIM UYGULAMALARI
GÜNEŞ
“GÜNEŞİ GÜVENLE ÜRETMELİ”
} IBC SOLAR Türkiye, üniversite öğrencileri ile buluşmaya devam ediyor. Son olarak Yıldız Teknik Üniversitesi IEEE Kulübü’nün düzenlediği “9. RLC Günleri”ndeki enerji paneline davet edilen IBC SOLAR Türkiye, YTÜ öğrencileriyle biraraya geldi. IBC SOLAR Türkiye adına Proje Müdürü Sadık Verdioğlu, Elektronik Mühendisliği öğretim üyelerinden özel övgü alan teknik bir sunum yaptı.
V
erdioğlu, sunumunda Konya’da Ağustos ayında kurdukları santralden bilgiler verdi ve “Sadece santrali kurmak yeterli değil, her gün izleme takip sistemleri ile ölçümlerimize devam ediyoruz.” diyerek, rakamsal detaylardan bahsetti. “864 adet IBC PolySol 235 W panel kullanılarak kurulan tesisimiz, 200 kWp büyüklüğündedir. IBC SOLAR tarafından lokasyon ışınım tahminleri ve proje teknik detayları göz önüne alınarak hesaplanan yıllık enerji üretim miktarı 320.000 kWh’dir. 2012 yılının Ağustos ayında devreye alınan santralimizin gerçekleşen 6 aylık üretim verileri tahminlerimizle % 100’e yakın paralellik göstermektedir.” dedi. “Güneş enerjisinden elektrik üretimi için ortalama bilgiler vermek aslında doğru değildir, her proje kendine özgü koşulları içinde değerlendirilmelidir. Her tesisin elektrik üretimi de mutlaka farklılık gösterecektir. Enerji üretim miktarının en fazla olduğu Temmuz ayı içerisinde günlük ortalama üretim değeri 1.317 kWh iken, bu rakam güneşlenme süresinin düşük seviyelerde kaldığı Aralık ayı için ise 466 kWh olarak ölçümlenmiştir. Bu noktada 200 kWp büyüklüğündeki Konya güneş enerjisi santralimiz baz alınarak değerlendirildiğinde günlük ortalama üretim değeri 876 kWh’dir.” şeklinde detaylı üretim verilerini de yatırımcılarla paylaşmaktan çekinmediklerini aktardı.
Verdioğlu, sektördeki genel değerlendirme kriterlerine yönelik olarak da “4 kişilik bir ailenin günlük ortalama elektrik tüketimi 9 kWh olarak düşünüldüğünde, bu rakam yıllık bazda 3.285 kWh olarak hesaplanabilir. Bu rakamlardan yola çıkarak 200 kWp büyüklüğündeki GES santralinin 100 hanelik bir sitenin yıllık elektrik tüketim miktarını karşılayabileceği düşünülebilir.” şeklinde açıklamalarda bulundu. Verdioğlu, unutulmaması gereken en önemli detayın, güneş enerjisinin var olan enerji kaynağına destekleyici bir çözüm sunarak enerji maliyeti yükünü azaltan bir çözüm olarak ele alınmasını, tek başına bir enerji kaynağı olarak algılanmaması gerektiğinin altını tekrar çizdi. “KONUŞMAYI BIRAKIP, ÜRETİME GEÇİLMELİ” IBC SOLAR Türkiye Genel Müdürü Hayri BALİ ise, güneş enerjisi sektörünün hareketlenmeye başladığı şu dönemde, sektörle ilgilenenleri yanıltan “güneşten elektrik üretimi daha pahalı, daha fazla yer ister, daha fazla zaman alır, daha az üretim yapar, bakımı pahalı ve zorludur” gibi kulislerde dolaşan yanıltıcı söylemlere yanıt verdi. Bali, “Güneş enerjisinin faydalarını aktarmaya çalışan çoğu çevreler, ne yazık ki sektöre girmeye niyetli yatırımcının sorularına
20 KOBİPLASTİK
açık ve net cevaplar veremiyor.” diyerek önemli bir noktaya değindi. IBC SOLAR Türkiye Genel Müdürü Hayri Bali: “Açıkçası, gerçekleri paylaştığımız sürece yatırımcılardan övgü alıyor, güven kazanıyoruz. Herkes bilgisini doğru ve açık şekilde paylaşırsa, yatırımcının kafasındaki soru işaretleri yok olacaktır. Bu sayede, yatırımcı tereddüte düşmeyecek ve sektörün gelişmesine de katkı sağlayacaktır.” “Son gelişmelere göre bu yılın Haziran ayı itibariyle bu sektörde hareketlilik artacaktır. Umut ediyorum ki, o süreçte hatalı uygulamalarla paralar, emekler çöpe atılmaz. Güneşten elektrik üretiminde kaliteli ürün sunulmaz ve doğru uygulama yapılmazsa, zamanla verim almak yerine daha çok zarar edilir. Eğer gerçekçi ve akıllı adımlar atılırsa, verim alınabildiğini ve güneşin gücünün katkı sağladığını hep birlikte göreceğiz.” şeklinde sözlerini sonlandırırken, sektörde kendini geliştirmek isteyenlerin örnek alması ve örnek olması için her türlü bilgi paylaşımına açık olduklarını belirtti.
PLASTÄ°K
FÄąrat Plastik Damla Sulama BorularÄą VerimliliÄ&#x;i ArtÄąrÄąyor
T
arÄąmsal sulama sistemlerinde kullanÄąlan damla sulama borularÄą, bitki geliĹ&#x;imi için gerekli olan suyun, boru sistemi aracÄąlÄąÄ&#x;Äąyla taĹ&#x;ÄąnÄąp yan boru (lateral) Ăźzerine veya damlatÄącÄą olarak adlandÄąrÄąlan Ăśzel yapÄądaki araçlarla bitki kĂśk bĂślgesine damlalar Ĺ&#x;eklinde uygulanmasÄądÄąr. Damla sulama sistemlerindeki temel amaç; bitkinin kullanacaÄ&#x;Äą suyu, istenirse aĹ&#x;ÄąrÄą bir su isteÄ&#x;i yaratmadan bitkiye vermektir. Damla Sulama Borusunun AvantajlarÄą ~ 3P\[P bd[P\P Q^ad[Pa XĂ&#x17D;X]T QT[Xa[X PaP[ Z[Pa[P hTa[TÄ&#x192;cXaX[T] [PQXaT]cler suyun istenilen miktarlarda bitki kĂśkĂźne verilmesini saÄ&#x;lar. ~ 0ha RP Qd hĂ?]cT\[T bdSP TaXcX[TQX[T] VĂŁQaT[TaX] ST bdh[P QXa[XZcT Ă&#x2021;ap (mm) Boru Tipi Et KalÄąnlÄąÄ&#x;Äą bitki kĂśkĂźne ulaĹ&#x;tÄąrÄąlmasÄą saÄ&#x;lanÄąr. BĂśylece gĂźbre tasarrufu da saÄ&#x;lar. Ă&#x2DC; 16 mm Delikli 0,9 mm veya 1,0 mm ~ :[PbXZ bd[P\P hĂ?]cT\[TaX]X] dhVd[P]S Ä&#x2026; cPa \SP QXcZX bdhP d[P- Ă&#x2DC; 16 mm Deliksiz (dĂźz) 0,9 mm veya 1,0 mm Ĺ&#x;abilmek için daha fazla kĂśk salar; fakat bu sistemde su direkt bitki 1,1 mm kĂśkĂźne verildiÄ&#x;i için bitki fazla kĂśk salmaz ve gĂźcĂźn kĂśk yerine ĂźrĂźne Ă&#x2DC; 20 mm Delikli Ă&#x2DC; 20 mm Deliksiz (dĂźz) 1,1 mm veya 1,2 mm veya 1,35 mm gitmesi saÄ&#x;lanÄąr. ~ 3P\[P bd[P\P bXbcT\X WPePSPZX adcdQTcX PiP[cc Ä&#x2026; XĂ&#x17D;X] \P]cPa VXQX ~ 5 aPc SP\[P bd[P\P Q^ad[Pa ZP]VP[ ad[^ Ä&#x192;TZ[X]ST bPa \ rutubetli ortamda yaygÄąnlaĹ&#x;an hastalÄąklarÄą Ăśnemli Ăślçßde engeller. yapÄąlarak belli metrajlarda Ăźretilmektedir. ~ HPQP]R ^c VT[XÄ&#x192;X\X]T X\ZĂ&#x2030;] eTa\Ti ~ C^_aPÄ&#x2026; ] WPeP[P]\Pb ] bPÄ&#x2026;[Pa ~ Bd Zd[[P]\P aP]S \P] ] hĂŁZbT[cXa :[PbXZ bd[P\P hĂ?]cT\[TaX]T Ă&#x2021;ap (mm) Kangal (mt) gĂśre yĂźksek tasarruf saÄ&#x;lar. Ă&#x2DC; 16 mm 400 mt/kangal ~ Bd[P\P XÄ&#x192;Ă&#x17D;X[XÄ&#x2026;X]X T] PiP X]SXaXa Ă&#x2DC; 20 mm 200 mt/kangal FÄąrat damla sulama borusu 16 ve 20 mm çaplarda, LDPE (AYPE-alçak yoÄ&#x;unluk polietilen) + LDPE (LAYPE-lineer alçak yoÄ&#x;unluk polie- ~ 5 aPc SP\[P bd[P\P Q^ad[Pa CB 8B> (!% bcP]SPaS ]P eT tilen) + Siyah masterbatch (renklendirici) karÄąĹ&#x;ÄąmÄąyla Ăźretilmektedir. zirai kredilendirme belgelerine sahiptir.
FÄąrat Plastik, Frankfurt ISH 2013â&#x20AC;&#x2122;te Yeni Ă&#x153;rĂźnlerini Sergiledi
A
lmanyaâ&#x20AC;&#x2122;nÄąn Frankfurt kentinde 2 senede bir dĂźzenlenen ISH UluslararasÄą tesisat teknolojileri, banyo, yenilenebilir enerji, ÄąsÄątma ve soÄ&#x;utma sistemleri fuarÄą 12-16 Mart tarihlerinde gerçekleĹ&#x;tirildi. 2400â&#x20AC;&#x2122;Ăźn Ăźzerinde firmanÄąn katÄąldÄąÄ&#x;Äą fuar 250 bin metrekarenin Ăźzerindeki alanda gerçekleĹ&#x;ti ve 200 binin Ăźzerinde ziyaretçi çekti. Fuara 6.1. salonda 104 metrekareyle katÄąlan FÄąrat Plastik A.Ĺ&#x17E;., sorunsuz tesisat sistemleri için ĂźrettiÄ&#x;i PPRC & kompozit boru ve ek parçalarÄą, PEX boru ve metal ek parçalarÄą ve PEX Al PEX boru ĂźrĂźn grubunu sergiledi. BĂźyĂźk çaplÄą PPRC borular ve ek parçalarÄą, yeni radyatĂśr vanasÄą, kolektĂśrler ve tesisat sistemlerine çÜzĂźm Ăźreten yeni PPRC ek parçalar FÄąratâ&#x20AC;&#x2122;Äąn ilgi merkezi idi. YurtdÄąĹ&#x;Äą bayileriyle fuar merkezinde ikili deÄ&#x;erlendirme toplantÄąlarÄą gerçekleĹ&#x;tiren Ä°hracat Boru MĂźdĂźrĂź Ä°smail YÄąldÄąrÄąm fuarla ilgili gĂśrĂźĹ&#x;lerini Ĺ&#x;Ăśyle aktardÄą: â&#x20AC;&#x153;ISH uluslararasÄą arenada varÄąm diyenlerin sahada olmasÄą gereken bir fuar. Ä°ki senede bir ger22 KOBÄ°PLASTÄ°K
} ISH uluslararasÄą arenada varÄąm diyenlerin sahada olmasÄą gereken bir fuar. çekleĹ&#x;en bu fuarda geçmiĹ&#x; yÄąllara gĂśre Ăśnemli aĹ&#x;amalar kaydettiÄ&#x;imizi gĂśzlemliyorum. ISH FuarÄą'nÄąn geri dĂśnĂźĹ&#x;leri 6 aya yayÄąlabiliyor. Bizim için tĂźm yĂśnleriyle fuar sĂźreci devam ediyor.â&#x20AC;?
&ƌĞnjĞůĞŵĞ ŝƔůĞŵůĞƌŝŶĚĞ͕ LJƺnjĞLJ ƚĞŵŝnjůĞŵĞ ŽƉĞƌĂƐLJŽŶůĂƌŦ ŝĕŝŶ ƚĂƐĂƌůĂŶĂŶ LJĞŶŝ ŶĞƐŝů W Ed h > ϭϬ ŬĞƐŝĐŝ ŬƂƔĞƐŝ ŬƵůůĂŶŦůĂďŝůĞŶ͕ ŶĞŐĂƟĨ Ƶĕ LJĂƉŦƐŦ ŝůĞ ƉŽnjŝƟĨ Ƶĕ ŐĞŽŵĞƚƌŝůĞƌŝŶŝŶ ďŝƌ ĂƌĂLJĂ ŐĞƟƌŝůŵĞƐŝ ŝůĞ LJĞƉLJĞŶŝ ďŝƌ ƺƌƺŶ ƚĂƐĂƌŦŵŦ ŐĞůŝƔƟƌŝůĞƌĞŬ Ɛŝnj ĚĞŒĞƌůŝ ŬƵůůĂŶŦĐŦůĂƌŦŶ ďĞŒĞŶŝƐŝŶĞ ƐƵŶƵůĚƵ͘ ϲ͘Ϭ ŵŵ ŬĞƐŵĞ ĚĞƌŝŶůŝŒŝ ǀĞ ϲϬ ĚĞƌĞĐĞůŝŬ ĂĕŦƐŦ ŝůĞ LJƺnjĞLJ ĨƌĞnjĞůĞŵĞ ŽƉĞƌĂƐLJŽŶůĂƌŦ ŝĕŝŶ ĞŶ ŝLJŝ ĂůƚĞƌŶĂƟĨ ƺƌƺŶůĞƌ ĂƌĂƐŦŶĚĂĚŦƌ͘ zĞŶŝ W Ed h > ŝůĞ ƉŽnjŝƟĨ Ƶĕ ŐĞŽŵĞƚƌŝƐŝ ǀĞ ŶĞŐĂƟĨ ĚƵƌƵƔƵ ŝůĞ ŵĂŬŝŶĞ njŽƌůĂŶŵĂůĂƌŦŶŦ ŵŝŶŝŵƵŵ ĚƺnjĞLJĞ ĕĞŬŵĞŬƚĞĚŝƌ͘
PENTA DUAL
¶UÖQ ELOJLVL LÁLQ 45 &2'(
ŶĚƺƐƚƌŝLJĞů ƺƌƺŶůĞƌ ŝĕŝŶ ĕƂnjƺŵ ƐƵŶĂŶ s Z y ĚŝƔ ǀĞ ĚŝƔůŝ ĂĕŵĂ ŝĕŝŶ ƚĂƐĂƌůĂŶĂŶ LJĞŶŝ ƺƌƺŶůĞƌŝ ŝůĞ njĂŵĂŶĂ ŬĂƌƔŦ LJĂƌŦƔĂŶ ŝŵĂůĂƚ ƐĞŬƚƂƌƺŶĞ͕ ŚŦnj ǀĞ ƉĞƌĨŽƌŵĂŶƐŦ ďŝƌ ĂƌĂLJĂ ŐĞƟƌĞƌĞŬ njĂŵĂŶ ŬĂLJŦƉůĂƌŦŶŦ ĂnjĂůƨƉ͕ ƌĞŬĂďĞƚ ŐƺĐƺ ĂƌƴƌŵĂŬƚĂĚŦƌ͘ Ϭ͘Ϯ ŵŽĚƺů ĚĞŶ ϲ ŵŽĚƺůĞ ŬĂĚĂƌ ŐĞŶŝƔ Ƃůĕƺ ĂƌĂůŦŬůĂƌŦ ŝůĞ ƐƚĂŶĚĂƌƚ ǀĞ ƂnjĞů ĚŝƔ ƉƌŽĮůůĞƌŝ ƐƵŶĂŶ s Z y͕ ƐŝůŝŶĚŝƌ ĚŝƔůŝ ǀĞ ŬƌĂŵĂLJĞƌ ĚŝƔůŝ ƺƌĞƟŵŝŶĚĞ ĞƐŬŝLJĞ ŽƌĂŶůĂ йϱϬ ĚĂŚĂ ŚŦnjůŦ LJƺŬƐĞŬ ŚŦnjĂ ĚĂLJĂŶŦŬůŦ ŬĂƌďƺƌ Ƶĕ LJĂƉŦƐŦ ŝůĞ ƚĞŬ ƐĞĨĞƌĚĞ ƚĂŵ ƉƌŽĮů ƐŝůŽƚ ĂĕĂďŝůŵĞŬƚĞĚŝƌ͘ U Style
UT Style
¶UÖQ ELOJLVL LÁLQ 45 &2'(
'Lû RSHUDV\RQODUÖ LoLQ SURIHV\RQHO o|] POHU VXQDQ 9$5'(; A0LQL 9A U Q LOH GLû DoPD RSHUDV\RQX \DQÖ VÖUD GHøLûHELOHQ EDûOÖNODUÖ LOH G ] YH WHUV WRUQDODPD NDGHPH WRUQDODPD NDQDO DoPD SDK NÖUPD JLEL LûOHPOHUGH GH NXOODQÖOPDNWDGÖU $ODûÖPOÖ oHOLN YH NDUE U J|YGH oHûLWOHUL EXOXQPDNWDGÖU
Mini-V
¶UÖQ ELOJLVL LÁLQ 45 &2'(
GÖKHAN METAL 7HNQLN +ÖUGDYDW 7LF YH 6DQ /WG úWL MERKEZ ùPHV 6DQD\L 6LWHVL ( %ORN 6RNDN 1R < 'XGXOOX hPUDQL\H ù67$1%8/ 7HO )D[
5$0ù ú8%( 7RSoXODU 0DKDOOHVL 7RSoX %DûÖ (VDW $øD &DGGHVL hUHWPHQ ùû 0HUNH]L 1R 5 5DPL (\ S ù67$1%8/ 7HO )D[ LQIR#JRNKDQPHWDO FRP ZZZ JRNKDQPHWDO FRP
%856$ ú8%( 3DUNRS 3DUoDFÖODU 6DQ 6LW 6RN 1R %856$ 7HO )D[ EXUVD#JRNKDQPHWDO FRP ZZZ JRNKDQPHWDO FRP
KOBİ
DÜNYANIN KOBİ’LERE YÖNELİK EN BÜYÜK İŞ GELİŞTİRME PLATFORMLARINDAN
FUTURALLIA 2013’TE İSTANBUL’DA } İstanbul Dünya Ticaret Merkezi (İDTM), Türk KOBİ’lerinin yeni pazarlara açılması ve uluslararası rekabet gücünün artırılması amacıyla gerçekleştirdiği çalışmalara bir yenisini ekliyor. 30 ülke ve geçtiğimiz yıl ihracat sıralamasında öne çıkan otomotiv, kimya, elektronik, maden ve demir-çelik, tekstil-hazır giyim, gıda, tarım sektörlerinin yanısıra 20’yi aşkın sektörden yaklaşık 600 uluslararası katılımcının, 5-6-7 Haziran tarihlerinde Türk KOBİ’leri ile iş yapmak için İstanbul’da buluşacağı Futurallia İstanbul 2013’ün kayıtları 17 Ocak 2013 Perşembe günü başladı. “Futurallia İstanbul 2013, Türk KOBİ’lerine kazandıracağı yeni işbirlikleri ve ihracat olanakları ile Türkiye’nin 2023 vizyonuna katkı sağlayacak” İstanbul Dünya Ticaret Merkezi’nin (IDTM) üyesi olduğu Futurallia Association’a yaptığı başvurunun ardından bu yıl ülkemizde gerçekleştirilecek olan iş forumu hakkında görüşlerini paylaşan İDTM Genel Müdürü Haluk Kanca, “30’dan fazla ülkeden ve 20’den fazla sektörden yaklaşık 600 katılımcı, Türk firmalarıyla ikili iş görüşmeleri yapmak için Futuralia İstanbul 2013 kapsamında İstanbul’a gelecek. KOBİ’lerimiz, uluslararası iş ağı oluşturma ve pazarlama maliyetlerinde oldukça zorlanıyor. Futurallia İstanbul 2013’ün geniş bir yatırımcı ve yabancı iş ortağı arayan hedef kitleyi ülkemize getirmesinin, KOBİ’lerimiz için büyük bir ekonomik avantaj sağlayacağına inanıyoruz.” dedi.
İDTM Genel Müdürü Haluk Kanca
1
990 yılından itibaren her sene düzenli olarak gerçekleşen ve uluslararası ağ oluşturma, iş ağı büyütme, diğer profesyonellerle bire bir görüşme fırsatı sağlayan Futurallia’nın on sekizincisi bu yıl İstanbul’da düzenlenecek. Dünyanın en büyük iş geliştirme forumlarından biri kabul edilen Futurallia İstanbul 2013, dünyaya açılmak isteyen ve küresel büyümeyi hedefleyen KOBİ’lerimizle, onlarla iş yapma potansiyeli olan yabancı şirketleri Türkiye’de buluşturacak. Futurallia etkinliklerinin en önemli özelliği, KOBİ’lerin ve uluslararası katılımcıların iş hedeflerine göre şekillendirilen eşleştirme sürecinin ardından, her katılımcıya birebir görüşmeler gerçekleştirme olanağı sağlaması ve dev bir iş ağı oluşturması.
24 KOBİPLASTİK
KOBİ’lerin ve uluslararası katılımcıların iş hedeflerine göre şekillendirilen eşleştirme sürecinin ardından, her katılımcının iki gün boyunca kendi belirledikleri en az 16 birebir görüşme gerçekleştireceklerini aktaran Kanca, farklı sektörler ile illerin sanayi ve ticaret odalarının bu olanaktan yararlanmasını sağlamak için, etkin bilgilendirme çalışmaları yapacaklarını ve 5-6-7 Haziran 2013 tarihinde WoW Kongre Merkezi’nde düzenlenecek olan Futurallia İstanbul 2013 öncesinde ilgili tüm KOBİ’leri sürece dahil etmeyi hedeflediklerini aktardı. 100 ülkedeki 325 DTM ile doğrudan ilişki içerisinde bulunmaları dolayısıyla çok büyük bir ağın parçası olduklarını hatırlatan Kanca, organizasyonun özellikle KOBİ’ler için yeni ticarî ortaklar ve iş imkânları oluşturacağını dile getirdi. Haluk Kanca ayrıca, “Futurallia 2013, Türkiye’deki firmaların yüzde 99,9’unu oluşturan ve 375 milyar dolarlık dış ticaret hacminin yüzde 59,6’sını gerçekleştiren KOBİ’lerimizin gelişimine önemli bir katkı sağlayacak. Türkiye’nin 2023 hedefine ulaşması için bugünün iki katı büyüklüğünde bir ekonomiye sahip olması gerekiyor. Türkiye’nin büyümesi ihracatla gerçekleşecek. İDTM olarak, bu amaca yönelik önemli bir adım olacağına inandığımız Futurallia İstanbul 2013’e ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyuyoruz.” dedi. Futurallia İstanbul 2013’e http://futuralliaistanbul2013.com/adresinden kayıt yapılarak başvurulabiliyor. Kayıtlar 6 Mayıs 2013 tarihine kadar devam edecek.
KISA HABER
Yenasoft'a Müşteri Memnuniyeti Ödülü
Yingli Solar'dan Performans Garanti Sigortası
H
er yıl düzenli olarak gerçekleştirilen ve dünyanın dört bir yanındaki Solidworks bayileri, çözüm ortakları ve Solidworks kullanıcılarının katıldığı Solidworks 2013 Dünya Konferansı, bu yıl Amerika Birleşik Devletleri’nin Orlando şehrinde organize edildi.
lantıda; Yenasoft müşterileri ile yaptığı çözüm ortaklığının sonucu olarak SolidWorks 500 Club, President's Club 2012, Elite Applications Engineer ve 100% Club gibi ödüllerin yanısıra, diğer tüm bayileri geride bırakarak Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika bölgelerinin en yüksek müşteri tatmini ödülü olan Yılın en başarılı bayilerinin Highest Customer Satisfaction ödüllerinin takdim edildiği top- 2012 ‘ye de lâyık görüldü.
Kron Filtre, CPM MASTER ERP ile Personel Sayısını ve Bürokratik İşlemlerini Azalttı
T
ürkiye’de ilk üç filtre üreticisi arasında yer alan, 35 ülkeye yaptığı ihracatla sektörünün önemli oyuncularından Kron Filtre, CPM yazı-
lım tarafından geliştirilen CPM MASTER ERP programıyla tüm iş süreçlerini tek çatı altında topladı. ERP yazılımı arayışına 2011 yılı başlarında giren, uzun araştırmalar sonucunda CPM MASTER ERP kullanmaya karar veren Kron Filtre, 2012 yılında başlayan uygulama süreciyle yurtiçi satış, ihracat, ithalat, yurtiçi satınalma, finans, muhasebe, insan kaynakları, planlama ve üretimdeki tüm iş süreçlerini bir araya topladı.
CATERPILLAR'DAN YENİ KÜRESEL REKOR
İ
ş makinaları sektörünün dünya lideri Caterpillar, ABD ve Avrupa'da devam eden karışıklık ve Çin'in büyümesindeki yavaşlamaya rağmen 2012'de 26 KOBİPLASTİK
65,875 milyar dolarlık rekor ciro elde ettiğini açıkladı. Geçtiğimiz sene ulaştığı 60,138 milyar dolarlık hasılatın yüzde 10 üstüne çıkan şirket hisse başına kârını 2011'deki 7,40 dolar seviyesinden 8,46 dolara çıkartarak bir rekora daha imza attı. Caterpillar'ın 2011'deki 4,928 milyar dolarlık kârı ise yüzde 15 artarak 5,681 milyar dolar seviyesine geldi.
D
ünyada 20 bölgesel ülke ofisinde, 16 binden fazla çalışanı, 25 yıllık tecrübesi, 4,5 GW’tan fazla kurulu parkı ve 3,25 GW üretim kapasitesiyle faaliyet gösteren, dünyanın en büyük fotovoltaik (PV) üreticilerinden Yingli Solar, dünyada daha önce hiçbir PV üreticisinin uygulamaya cesaret edemediği bir projeye imza attı. Yingli Solar, dünyanın en büyük reasürans şirketi Munich RE ile yaptığı anlaşma ile Yingli Solar panellerinin performansını ve güneş enerjisi projelerini garanti kapsamına aldı. Yingli Solar
Türkiye Genel Müdürü Uğur Kılıç, “Solar PV projelerinin maliyet ve güvenilirliği, büyümenin devam etmesi bakımından güneş enerjisi için temel başarı faktörlerindendir. Yatırım maliyeti önemli bir unsur olup, banka ve yatırımcılar açısından bakıldığında mevcut ve öngörülen bazı riskleri taşımaktadır. Munich RE ile birlikte sunduğumuz Performans Garanti Sigortası’nın bu risklerin en aza indirgenmesinde ve yatırımcıların üstündeki maliyet yükünün hafifletilmesinde önemli bir katkısı olacaktır.” dedi.
FİLLİ BOYA'DAN TONLARCA ATIĞA ÇEVRECİ DÖNÜŞÜM dönüşümünü sağlayarak Türkiye ekonomisine geri kazandırdı.
T
ürk boya sektörünün lideri Filli Boya 2012 yılında; atık yönetimi, geri kazanım ve geri dönüşüm konularındaki uygulamalarıyla ambalaj atığı ve değerlendirilebilir tehlikeli atıklar olmak üzere 3656 ton atığın geri dönüşümüne katkıda bulundu. Enerji verimliliği uygulamalarını, sürdürülebilirlik faaliyetlerini, çevreye duyarlılığını bir yaşam felsefesi haline getiren Avrupa’nın en büyük üretim ve teknoloji üssüne sahip Filli Boya, 2012 yılında bünyesinde açığa çıkan 3656 ton atığın geri
Çevreci yaklaşımı ve bu yönde yapmış olduğu yatırımları ile örnek tesis olma yolunda önemli adımlar atan Filli Boya, «Ambalaj Atıkları” (Kâğıt-karton, naylon, metal, plastik, ahşap vb..) ile “Değerlendirilebilir Tehlikeli Atıklar” ve “Değerlendirilemeyen Tehlikeli Atıklar” olmak üzere 3 ana grupta topladığı atıkları, 152.000 m² üzerinde yaklaşık 90.000 m² kapalı alanda kurulu, yıllık üretim kapasitesi 348 bin ton olan Gebze tesislerinin Atık Depolama ve Geri Dönüşüm Merkezi’nde ayrıştırıyor. Böylece bu atıkların sanayide tekrar hammadde olarak kullanılmasına imkân sağlıyor.
ER-EL’DEN YENİ ÜRÜN ER-EL HIZLI BAĞLAMA ZERO SİSTEM Hızlı bağlama ve tekrarlanabilen hassasiyetin doruk noktası olan ZERO Sistem ER-EL güvencesiyle uygulamalı, proje bazlı, iş parçası odaklı çözümlerle sektörün hizmetine sunulmaktadır. Zero sistemde öne çıkan ayırt edici özellik; iş parçasını veya iş parçasını bağlayan takımı (aparatı) bağlamada, bağlama süresini minimuma indirerek günümüzün en değerli kavramı olan zamanı kullanıcılarına kazandırmasıdır. Ayrıca söküp takmadaki tekrarlamalarda; 0,005 hassasiyeti ile güven içinde çalışma sağlamaktadır. Çok farklı uygulamalarda kullanılabildiği gibi uygulama alanları görsellerdekiler ile de sınırlı değildir. Er-El uygulamalı ve iş parçası odaklı çözümlerle ve bayi ağı ile sektörün hizmetinde olduğunu 24 yıllık tecrübesi ile kanıtlamıştır.
UYGULAMA ŞEKİLLERİ
ARAŞTIRMA
LİDERLİK KOLTUĞUNDA CİNSİYET KOTASI KALKIYOR MU?
} Dünyanın lider insan kaynakları danışmanlık şirketlerinden Randstad, 2013 yılının ilk Workmonitor araştırmasını yayınladı. “İş dünyasındaki kadın liderler” başlığıyla gerçekleştirilen araştırmada, kadınların liderlik için kariyer yarışında hâlâ zorlu bir mücadele içerisinde olduğu ortaya çıktı. Çalışanların yüzde 84’ü kadınların liderlikteki başarısına inansa da, dünyada her 100 yöneticiden 64’ü erkek. “Rapora göre Çin, Hindistan, Japonya ve Türkiye en az kadın yöneticinin bulunduğu ülkeler arasında yer alırken, küresel olarak çalışanların % 46’sı liderlik pozisyonlarında daha fazla kadın görmek istiyor” ve Hindistan olmak üzere küresel olarak çalışanların % 46’sı liderlik pozisyonlarında daha fazla kadın görmek istiyor. EN ÇOK KADIN YÖNETİCİ TERCİH EDEN ÜLKELER HANGİLERİ?
L
ider insan kaynakları danışmanlık şirketi Randstad iş dünyasının nabzını ölçmeye devam ediyor. 10 yıldır ‘Workmonitor’ adıyla yılda 4 kez iş dünyasının eğilimlerini araştıran Randstad, Avrupa, Asya Pasifik ve Amerika kıtalarını içeren, Türkiye’nin de dahil olduğu 32 ülkeyi kapsayan bu yılın ilk ‘Global iş dünyası eğilimleri’ raporunu yayınladı. Kadınlar Günü’nü geride bıraktığımız şu günlerde, iş hayatında kadın liderlik konusu da en çok konuşulan konular arasında. Randstad’ın on binlerce çalışan arasında gerçekleştirdiği Workmonitor araştırması da “iş dünyasındaki kadın liderler” konusuna odaklanıyor ve tüm dünyadan ilgi çekici sonuçları bir araya getiriyor. EN AZ KADIN YÖNETİCİ ÇİN’DE
Araştırmada çalışanlara “Bir şirketin yönetimine kadınlar mı, yoksa erkekler mi daha uygun?” sorusuna küresel olarak % 40 kadınlar, % 38 erkekler yanıtının verildiğini belirten Randstad Türkiye Genel Müdürü Altuğ Yaka, “İş dünyasının son dönemde en sıcak gündem maddelerinden biri ‘Liderlikte Kadınlar’. Gerçekleştirdiğimiz yılın ilk workmonitor araştırmasında, küresel olarak şirketlerde liderlik pozisyonunda daha fazla kadın görmek isteyen ülkeler çoğunlukta. Ancak Çin, Hong Kong, Hindistan ve Malezya’daki çalışanlar erkeklerin kıdemli liderliğini savunurken, İspanya, Şili ve Meksika’da daha çok kadınların liderliği tercih ediliyor. Toplumsal cinsiyet kotasının liderlik pozisyonlarına daha fazla kadının gelmesine katkısı olup olmayacağı sorulduğunda ise küresel olarak çalışanların % 57’si olumlu yanıt veriyor. Bu inanç özellikle Çin’de % 78, Hindistan’da % 75, Fransa’da % 70. Ancak Norveç, Danimarka, Macaristan ve Yeni Zelanda’da çalışanlar, kadınların liderlik pozisyonu sorununa yönelik doğru bir yaklaşım olduğuna ikna olmadıklarını belirtiyor.” açıklamasını yaptı.
Araştırma, kadın liderlerin günümüzde hâlâ zorlu bir mücadele içerisinde olduğunu ortaya koyuyor. Tüm dünyada çalışanların % 84’ü kadınların liderlikteki başarısına inansa da, Workmonitor birinci dalga sonuçlarına göre her 100 yöneticiden sadece 36’sı kadın. Rapora göre % 10’la en KADIN YÖNETİCİLERİ EN ÇOK ABD, az kadın yönetici Çin’de yer alıyor. Çin’i % AVUSTRALYA VE KANADA DESTEKLİYOR 20 ile Hindistan, % 22 ile Japonya ve % 25 ile Türkiye takip ediyor. Ancak başta Çin Küresel olarak çalışanların yarıdan faz28 KOBİPLASTİK
lası (% 57), en çok da Avustralya, Kanada ve ABD’de (% 74), kadınları liderlik pozisyonlarının peşinden koşmaları için teşvik ediyor. Araştırmada bu konudaki teşvikin Macaristan (% 25), Japonya (% 36) ve Çek Cumhuriyeti’nde (% 38) en düşük düzeyde olduğu tespit edildi. Küresel olarak çalışanların % 62’si, liderlik pozisyonuna atanmanın kadınlar için, erkeklere nazaran daha zor olduğuna inanıyor. Bu inancın en yüksek olduğu ülkeler Çin (% 86) ve Almanya (% 79). YARI ZAMANLI ÇALIŞMANIN, KARİYER FIRSATLARINI SINIRLADIĞINA İNANILIYOR Workmonitor 2013’ün ilk araştırmasında, yöneticilik görevinde yarı zamanlı çalışma konusunda da önemli bulgular ortaya çıktı. Küresel olarak işverenlerin yüzde 40’ı yarı zamanlı yöneticiliği kabul ediyor. Arjantin % 60’lık oranla yarı zamanlı çalışmaya en sıcak bakan ülke iken, Meksika da % 56’lık oranla ikinci sırayı paylaşıyor. Yarı zamanlı yöneticilik görevinin kabul görmediği ülke sıralamasında ise % 19’la Japonya ilk sırada yer aldı. Yüzde 24’le Macaristan ve Türkiye ikinci, % 34 ile Yunanistan üçüncü sırada yer aldı. Katılımcıların % 54’ü yarı zamanlı çalışmanın kariyerlerini aksatacağını belirtirken, bu düşünce Ağustos 2011’deki % 46’lık oranın oldukça üzerinde ölçümlendi. Araştırmada, yarı zamanlı çalışmanın yaygın olmadığı Yunanistan’daki çalışanların % 68’i bu modelle kariyer fırsatlarının sınırlandığını savunan ülkeler arasında ilk sırada yer aldı.
VOLKAN ÇELİK SAN. VE TİCARET LTD. ŞTİ. Esenkent Mah. Atatürk Cad. DES San. Sitesi 101 Sok. B-02 Blok No: 18-20 Ümraniye / İstanbul 7HO 3E[ )DNV
info@volkancelik.org
www.volkancelik.org
OTOMASYON
Mitsubishi Electric Türk otomasyon pazarındaki ikinci büyük adımını atıyor } Mitsubishi Electric Corporation tarafından Mitsubishi Elektrik Türkiye A.Ş.'nin kurulmasının ardından, Mitsubishi Electric Group, Türkiye’deki ortağı fabrika otomasyon sistemleri şirketi Genel Teknik Sistemler Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin (GTS) % 100 hissesini satın aldı. Türkiye pazarındaki faaliyetlerini sağlamlaştırmak için atılan bu önemli adım, Mitsubishi Electric ve GTS arasındaki 21 yıllık ilişkinin önemli bir sonucu olarak sektöre damgasını vurdu. Mitsubishi Electric Dünya çapında hem kurumsal müşterilere hem de genel tüketicilere güvenilir, kaliteli ürünler sunarak edindiği 90 yıllık deneyimle, Mitsubishi Electric Corporation bilgi işlem ve iletişim, uzay geliştirme ve uydu iletişimi, tüketici elektroniği, endüstriyel teknoloji alanında kullanılan elektrikli ve elektronik ekipmanlar ve enerji sektörü, su ve atık su, taşımacılık ve bina ekipmanlarının üretimi, pazarlanması ve satışında bir dünya lideridir.
Mitsubishi Electric ve GENEL TEKNİK SİSTEMLER SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ arasındaki satın alma törenine Mitsubishi Electric ve GTS’den önemli isimler katıldı. Fotoğrafta yer alan isimler ön sırada soldan sağa şöyle: Mitsubishi Electric Avrupa Başkanı ve CEO'su Kei Uruma, Mitsubishi Electric Corporation Global Stratejik Planlama ve Pazarlama Grup Başkanı ve Genel Müdürü Takayuki Sueki, Mitsubishi Electric Corporation Başkanı ve CEO'su Kenichiro Yamanishi ve GENEL TEKNİK SİSTEMLER Genel Müdürü Şevket Saraçoğlu.
Yaklaşık 117.000 çalışanıyla şirket, 31 Mart 2012’de sona eren malî yılda 36,3 milyar Avroluk konsolide grup satış rakamına ulaşmıştır. 30’dan fazla ülkede satış ofisleri, araştırma ve geliştirme merkezleri ve üretim tesisleri vardır. Mitsubishi Electric Europe B.V., Factory Automation European Business Group’un (FA-EBG) Avrupa’daki genel merkezi, Almanya’nın Düsseldorf şehrinin yakınlarındaki Ratingen’dedir. Mitsubishi Electric Corporation, Japonya’nın iştiraki olan Mitsubishi Electric Europe B.V.’ye bağlıdır. FA-EBG’nin rolü, EMEA bölgesindeki yerel şubeleri ve distribütörleri aracılığıyla satış, servis ve destek hizmetlerini yönetmektir.
T
ürkiye pazarı uzun süredir, gelişmiş teknolojilere yatırım yapan ve ilgili alanlarda etkin uygulamalar geliştiren güçlü ve hareketli bir üretim bölgesi olarak görülüyor. 1992 yılında GTS, gelişmiş fabrika otomasyon ekipmanlarına gösterilen talebi fark ederek Mitsubishi Electric ile birlikte bir dağıtım şirketi kurdu. Şirket hızla büyüyerek kapsamlı proje yönetim hizmetleri vermeye başladı ve NC kontrol ürünleri satış ve desteğini kapsayacak şekilde ürün yelpazesini genişletti. Mitsubishi Electric Fabrika Otomasyon Avrupa Başkanı Hartmut Puetz, GTS’nin satın alınması ile ilgili olarak
şunları söyledi: «GTS ekibi, müşterilerine olağanüstü servis ve destek hizmetleri sağlıyor. Doğrudan fabrika otomasyonu faaliyetlerimizi başlatmak için GTS'den daha iyi bir ortak düşünemiyorum.” Satın alınma sonrası, şirketin müdürü olarak atanan Şevket Saraçoğlu ise şunları aktardı: «GTS'nin küçük, yerel bir şirketten 42 çalışana sahip, kapsamlı proje bilgisi ve desteği sunabilen büyük bir şirkete dönüşmesini gururla izledim. GTS’nin oldukça kompleks ve prestijli Marmaray tüneli projesinde yer alması, şirketin ne ölçekte bir büyüklüğe sahip olduğunu ortaya koyuyor.” GTS'nin genel merkezi, ekibin fabrika
otomasyon ve NC kontrol ürünleri için başarılı bir dağıtım ağı oluşturduğu İstanbul'da bulunuyor. Şirket ayrıca, proje yönetimi ve önde gelen sistem entegrasyon hizmetleri de sunuyor. GTS'nin teknik yeterliliği, Mitsubishi Electric'in fabrika otomasyon müşterileri için yüksek kalitede satış sonrası servis ve destek hizmetleri sunması açısından da büyük avantaj sağlıyor. Satın almanın ardından GTS, Mitsubishi Electric’in fabrika otomasyon merkezî uydusu şeklinde de konumlanacak. GTS ve Mitsubishi Electric Türkiye’nin entegrasyonun en kısa sürede başlaması ve yıl içinde tamamlanması bekleniyor.
GTS GTS, 1992 yılından beri Mitsubishi Electric’in Türkiye’deki fabrika otomasyon ortağıdır. Şirketin misyonu, Mitsubishi Electric’in fabrika otomasyon
ürünlerine dayalı teknik çözümleri kullanan profesyonel ekibi ve uzman sistem uygulayıcılarından oluşan ağıyla en yüksek müşteri memnuniyeti seviyesine ulaşmaktır. GTS ayrıca, Mitsubishi
ürünlerinin Türkiye'nin dört bir köşesinde hızla piyasaya sunulmasına imkân veren yerel bayilerden oluşan güçlü bir ağa da sahiptir.
30 KOBİPLASTİK
EĞİTİM
KÖPÜKLER VE ŞİŞİRME AJANLARI Rüstem POLAT P Po Polimer ollim ime mer Bilimi B ve Teknolojisii Uzmanı U Uzzm ma m an nı
P
lastiklerde, iç yapısında bir şişirici ajan yardımıyla boşluklar oluşturulmuş yapılar köpük olarak adlandırılır. Farklı yöntemler ile şişirilmiş ürünleri pazarda görmek mümkündür. Kısaca sıralayacak olursak; ekstrüde edilmiş veya enjeksiyon yapılmış ürünler, içi boş küreciklerden yapılmış ürünler, gaz enjeksiyon sistemiyle elde edilen enjeksiyon ürünleri, kimyasal veya fiziksel şişirici ajanlar ile elde edilmiş ürünler vb. Buradaki konumuz kimyasal veya fiziksel şişirici ajanların kullanımı olacaktır. Elbetteki bir ürünün bütün yapısını, malzeme yerine belli hacimde bir boşluk ile doldurmak maliyet açısından büyük avantaj sağlayacaktır. Kullanılacak ürünün tipi ve mekanik özellikleri elverdiği ölçüde ürünün yapısının gaz boşlukları ile desteklenmesi mümkün olmaktadır. İşte kullanılan şişirme ajanlarının temel görevi de bunu sağlamaktır. Şişirme ajanları kimyasal ve fiziksel olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Fiziksel olanlar, kimyasal olanlara göre daha kompleks bir sisteme ihtiyaç duyar ve üretim sırasında herhangi bir kalıntı bırakmazlar. Düşük yoğunluk için yüksek basınca ihtiyaç duyarlar ya da bir başka deyişle katıldıkları plastik eriyik içinde iyice çözünmelidirler. Proses sırasında oluşan gaz basıncı sıcaklık ile ilişkilidir, sıcaklığın artması basıncın artmasına sebep olur. Kimyasal olanlarda ise özelliklerine bağlı olarak, üst sınır sıcaklığına ulaşana kadar basınçta bir değişiklik olmaz. Daha sonra çok küçük bir basınç farkı ile bozunma sıcaklığına ulaşıldığında ise çok kısa sürede tam gaz basıncı açığa çıkmış olur. Arkasından fiziksel ajanlarda olduğu gibi ısı artışı ile birlikte basıncın arttığı gözlenir. Sıvı fiziksel şişiriciler ise, sıcaklık, basınç ve malzemenin matriks içinde çözünmesine bağlı olarak bu iki farklı davranışın arasında bir özellik gösterirler. Tipik fiziksel şişirici ajanlara örnekler; azot, karbondioksit, su, sülfür dioksit, florokarbonlar, pentandır… Bir alt grup olarak gazlar ve sıvılar diye iki gruba da ayırabiliriz. Köpürme şartlarında bütün şişirici ajanlar gaz ya da sıvı formda olmalıdır ki, üründe genişlemeyi sağlasınlar. Bazı fiziksel ajanlar, basınç altında sıvı haldedir ve üzerindeki basıncın ani düşmesi ile sıvı halden gaz hale geçerek köpük oluşmasını sağlarlar. Kimyasal şişirici ajanlar ise, bozunmanın gerçekleşmesi için
32 KOBİPLASTİK
yeterli sıcaklık uygulandığında, genelde azot, amonyak, su, karbon monoksit ve karbondioksit açığa çıkarırlar. Bu özellikleriyle kimyasal şişiriciler, sıvı fiziksel şişirme ajanlarına benzerler çünkü sıvı ya da katı halden direkt gaz hale geçerler. Kimyasal şişirme ajanları, geri dönüşümsüz bir şekilde gaz oluştururlar ancak fiziksel olanlar uygun sıcaklık ve basınçta tekrar sıvı hale dönüşebilirler. Örneğin, çinko karbonat ve çinko oksit yaklaşık 300 derecede bozunarak su ve karbondioksit çıkarırlar. Bazılarında, başka bir kimyasal ile temas ettiğinde reaksiyon gösterirler, sodyum bikarbonat ve sitrik asit gibi. Bu açıdan bakıldığında, oluşan reaksiyonun geri dönüşümlü olmaması sebebiyle kimyasal şişiriciler fiziksel olanlardan ayrılmış olur. Bir kez gaz çıkışı oluştuysa geri dönüşü yoktur. Kullanılan şişirici ajanın özelliğine göre kullanılan ekipmanlar da farklılık gösterir: Kimyasal olanlar enjeksiyon ve ekstrüzyon öncesi resin ile karıştırılabilir. Karışım normal kompounding prosesi gibi devam eder ancak gaz çıkışının başlamaması için sıcaklığın sıkı bir şekilde kontrolü gerekir. Bu sebeple piyasaya bu tür ürünler önceden hazırlanmış konsantreler şeklinde sunulur. Bunların kullanımında çoğu durumda normal ekipmanlar işlemek için yeterlidir. Bunun için enjeksiyonda “shut-off nozzle” kullanılması gerekir. Diğer yandan fiziksel şişirici ajanlar basınç altında karıştırılmalıdır veya ajanın sıvı halde olduğu bir sıcaklıkta eklenmelidirler. Bu sebeple fiziksel olanlar kimyasal olanlara göre daha az yaygındır ve bu sebeple yüksek hacimli uygulamalarda, ajanı eriyik haldeki resin içinde tutabilen ve daha pahalı sistemlerin olduğu her yerde kullanılabilir. Köpükler yoğunluklarına göre sınıflandırılırlar: Yüksek yoğunluklu olanlar yapısal köpükler diye adlandırılır. Düşük yoğunluklu köpükler ise, ki genelde 0,2 g/ml civarındadır, hem yumuşak hem de sert olabilir. Köpükler yapıları itibariyle açık hücreli veya kapalı hücreli olarak tanımlanır. Genelde açık ve kapalı karışık hücreli köpükler üretmek nispeten daha kolaydır. Ancak tamamının kapalı veya tamamının açık olması için iyi bir üretim teknolojisine ve dikkatli bir üretime ihtiyaç vardır. Kapalı hücreli sistemlerin termal yalıtımı son derece iyidir.
Çoğu köpük üretimi amorf plastiklerden üretilir. Çünkü bu plastiklerin eriyik viskositeleri sıcaklık artışı ile birlikte düşer. Yarı kristal plastiklerde ise böyle bir durumdan bahsetmek söz konusu değildir. Erime noktalarındaki ani viskosite değişimi köpük üretiminin kontrolünü zorlaştırır.
yüzden özellikler de homojen değildir. Özellikle düşük yoğunluklu olanlarda, bazı üreticiler bu düzensiz dağılımı kapatmak ve gizlemek için renklendirici kullanarak opak bir görüntü oluştururlar. Ancak bu, çok yüksek oranda boya kullanımı anlamına gelir.
Genelde kullanılan resin ve üretim hacmine göre şişirme ajanı seçilir. Büyük hacimli üretimlerde maliyet unsurları sebebiyle daha ucuz olan karbondioksit ve azot gibi şişirme ajanları kullanılır. Ancak bu üretimlerde istenen köpük yapısını elde etmek pek de mümkün olmaz. Bu yüzden daha pahalı olan fiziksel şişirme ajanları olan propan, bütan ve pentan gibi ajanlar kullanılmalıdır.
Organik şişirme ajanları, termal bozunma sıcaklığı, farklı katkılar ile bu aralığın değiştirilmesi, gaz miktarı, gaz tipi, tehlikeli unsurlar, hücre yapısı özellikleri, bıraktıkları kalıntı ve fiyatlarına göre değerlendirilir. Bu alanda en çok kullanılan ajan azodikarbonamiddir ve 205-215 C arasında bozunur, açığa çıkan gaz hacimce % 65 azot, % 32 karbonmonoksit, % 3 de karbondioksittir. Son derece kompleks bu reaksiyon sıcaklığı farklı katkılar ile değiştirilebilir. Piyasada modifiye AZ olarak bulunmaktadır.
Eğer yüksek yoğunluklu yapısal köpükler isteniyor ise, bunlarda hücre duvarları genelde kalındır ve düşük yoğunluklu kapalı hücreli köpük arzu edilmez. Düşük yoğunluklu olanlar hem sert hem de yumuşak olabilir. Açık hücreli köpüklerden sert olanlar filtre gibi uygulamalarda kullanılırken, kapalı hücreliler hem sert hem de yumuşak olur. Düşük yoğunluklu ve kapalı hücreli sert plastikler, ısı yalıtımı ve hafif yük taşıma uygulamalarında, örneğin uçak kanadı ve zemin uygulamalarında kullanılır. Yumuşak olanlar ise yatak, yastık ve döşeme uygulamalarında kullanılır.
Şişirme ajanları enjeksiyon prosesinde bazen problem gidermek amaçlı olarak kullanılabilir. Enjeksiyonda kalın bölgelerde genelde sıkıntı ile karşılaşılır. Bunlar boşluk oluşması veya çöküntüdür. Eğer yüzey soğuması hızlı olursa, çekme sırasında parça yüzeyi içe doğru çekilemeyeceği için parçada iç boşluk oluşacaktır. Ancak eğer yüzey yeterince soğumamış ise bu durumda çekme ile birlikte yüzey içe doğru çekileceği için çöküntü oluşacaktır. Bazı şişirme ajanları kullanılarak bu olumsuzlukları gidermek mümkün olabilir.
Çoğu zaman ürünlerde hücre dağılımı homojen değildir, bu
Düşük yoğunluklu ve kapalı hücreli sert plastikler, ısı yalıtımı ve hafif yük taşıma uygulamalarında, örneğin uçak kanadı ve zemin uygulamalarında kullanılır.
KOBİPLASTİK
33
KISA HABER
BORUSAN MANNESMANN BU YIL DA İHRACATIN YILDIZI } İstanbul Maden ve Metal İhracatçı Birlikleri’nin (İMMİB) düzenlediği 2012 İhracatın Yıldızları Ödül Töreni’nde bu yıl da Borusan Mannesmann Demir - Çelik Boru kategorisinde birincilik ödülünü aldı. 14 Mart 2013’te Swissotel The Bosphorus İstanbul otelinde düzenlenen törene Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan da katıldı.
Ç
elik boru sektörünün lideri Borusan Mannesmann, İstanbul Maden ve Metal İhracatçı Birlikleri (İMMİB) tarafından düzenlenen İhracatın Yıldızları Ödülleri’nde bu sene de DemirÇelik Boru kategorisinin lideri oldu. Borusan Mannesmann adına İcra Kurulu Başkanı Semih Özmen, ödülü Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın elinden aldı.
İstanbul Sanayi Odası 2012 endeksine göre Türkiye’nin en büyük 44. sanayi şirketi olan Borusan Mannesmann, geçtiğimiz günlerde, ABD’nin Teksas eyaletinde yeni bir fabrika kuracağını açıkladı.
Ödül ihracatta en büyük paya sahip firmaları onurlandırmak ve ürün kategorileri bazında en fazla ihracat yapan firmaları kamuoyuna duyurmak için düzenleniyor. Çalışan sayısı 1250 olan ve 4 bin ürün çeşidi bulunan Borusan Mannesmann, ürettiği boruların % 60’ını 40’tan fazla ülkeye ihraç ediyor. Borusan Mannesmann yurtdışındaki petrol, su ve doğalgaz hattı projeleri için de ürün tedarik ediyor. Firmanın ürün portföyünde doğalgaz boruları, su boruları, genel amaçlı borular, kazan boruları, konstrüksiyon boru ve profilleri, sanayi boru ve profilleri, su, doğalgaz ve petrol iletim hatları gibi yapı projelerinde kullanılan hat borularının yanı sıra sondaj boruları bulunuyor.
ZAFER ÇAĞLAYAN İMMİB İHRACATIN YILDIZLARI ÖDÜL TÖRENİNE KATILDI
KOBİLER YAPI KREDİ VE İMES İŞBİRLİĞİ İLE EKONOMİNİN NABZINI TUTUYOR } Yapı Kredi ve İMES Sanayi Sitesi işbirliği ile gerçekleştirilen İMES KOBİ Buluşması’nda KOBİ’lere ekonominin güncel gelişmeleri aktarıldı.
Y
apı Kredi, ekonominin itici gücü KOBİ’lere olan destek yelpazesini, madenî eşya üreticileri ile genişletiyor. Bu kapsamda İstanbul Madenî Eşya Sanatkârları (İMES) Sanayi Sitesi ile işbirliği yapan Yapı Kredi, Türkiye’deki orta ve büyük ölçekli sanayinin makine ve yedek parça ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılayan binlerce madenî eşya üreticisi ile bir araya geldi. İstanbul Madenî Eşya Sanatkârları (İMES) Sanayi Sitesi işbirliği ile 13 Mart 2013 Çarşamba günü 10.00 – 12.00 arasında İMES Sanayi Sitesi Yönetim Binası’nda gerçekleştirilen “İMES
KOBİ Buluşmaları”nda KOBİ’lere yönelik makro ve mikro düzeyde bilgiler paylaşıldı. Yapı Kredi’nin düzenlediği, Yapı Kredi Yatırım ve Yapı Kredi Leasing yöneticileri, İMES Sanayi Sitesi ve KOSGEB’in de konuşmacı olarak katıldığı toplantıda, KOBİ’lerin iş geliştirme süreçlerine önemli katkı sağlayacak sektörel veriler aktarıldı. Türkiye’nin 2012-2013 makro-ekonomik değerlendirmesi, yurtdışı piyasaların, emtiaların durumu, KOBİ’lere yönelik devlet hibe ve destek programları, Yapı Kredi ve Yapı Kredi Leasing ürün ve hizmetlerinin anlatıldığı toplantı büyük ilgi gördü.
NAKSAN'A DÜNYA AMBALAJ ÖDÜLÜ } Naksan Holding şirketlerinden Naksan Plastik, geliştirdiği “Shine Protect” isimli yenilikçi ürünü ile “World Star” Dünya Ambalaj Ödülü’nü aldı.
S
ektöründeki yeniliklere her zaman öncülük eden Naksan Plastik almış olduğu Dünya Ambalaj Ödülü ile ülkemizin ve Gaziantep’in gururu oldu. Almış olduğumuz bu ödül ile, şirketimiz, dün olduğu gibi gelecekte de yapacağı yatırımları ve Ar-Ge çalışmalarını her zaman sürdüreceğini göstermiştir diyen Naksan Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Osman Nakıboğlu, “Çevreye saygısını kaybetmeden sektöründeki yeniliklere her zaman öncülük eden Naksan Plastik’in, Ar-Ge çalışmaları sonucunda geliştirdiği “Shine Protect” isimli doğada yüzde yüz çözülebilen ürünü, önce ASD Altın Ambalaj Ödülü’nü, ardından da dünya ambalaj sektöründeki en saygın ödüller arasında yer alan Worldstar 2012 Dünya 34 KOBİPLASTİK
Ambalaj Ödülü’nü kazanmıştır.” dedi. Malzeme yapısı ile farklılık yaratan yenilikçi ürünümüz, “composed-shine” film kullanılarak üretilmiştir diyen Nakıboğlu, “Ürünümüz özel baskı teknikleri ile görsel olarak zenginleştirilmiştir. Bu özel ürün nişasta bazlı malzeme yapısı itibariyle yüzde 100 doğada çözülebilmektedir. HD klişe kullanılarak % 56 daha net ve canlı renklerin elde edildiği üründe, piyasada ilk defa uygulanan ve bakıldığı yöne göre parlak, fosforlu ve sedefli renkler sunan “sunshine” mürekkep ve laklar kullanılmıştır. Ürün doğada yüzde 100 çözünebildiği gibi, kullanılan mevcut PE malzeme ile aynı mekanik özelliklere sahiptir.” dedi.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
ELİF, ON BİN AĞACIN FAYDASINI DÜNYAYA KAZANDIRIYOR
} Elif, Mart 2012’de devreye alınan ilk büyük çaplı kompresör ısı geri kazanım projesinin ilk yılında CO2 salınımını 330 ton azalttı. Elde ettiği bu başarılı sonuç ile Elif, küresel ısınmaya karşı on bin ağacın faydasını 10 yıl içinde dünyaya kazandırmış olacak.
E
lif, daha etkin enerji yönetimi ve ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi standartlarına ulaşabilmek için durmaksızın farklı ölçeklerde yeni sistemler, teknolojiler ve uygulamaları hayata geçiriyor. Enerji tüketimini minimize etmek amacıyla birçok sürdürülebilir uygulamayı hayata geçiren Elif, dünya çapında gerçekleştirilen ilk büyük çaplı kompresör ısı geri kazanım projesini 2012 yılında devreye aldı. Elif küresel olarak örnek gösterilen İstanbul üretim tesisinde kullandığı kompresörlerinden çıkan ısının geri kazanılarak üretim döngüsünde yeniden kullanılmasını sağladı. Elif’in yeni kompresör ısı geri kazanım projesi sadece Türkiye’de değil dünya çapında devreye alınan ilk büyük çaplı kompresör ısı geri kazanım projesi olma özelliğini taşıyor. Atlas Copco desteği ile hayata geçirilen bu örnek geri kazanım projesinde, Elif’in mevcut kompresör sistemlerine, son teknoloji ürünü ısı geri kazanım üniteleri entegre edildi. Yeni sistem ile kompresörlerden çıkan ısının geri kazanılarak üretim döngüsünde yeniden kullanılmasını sağlayarak toplam enerji tüketiminin azaltılmasına olanak sağladı. Proje neticesinde, Elif mevcut sistemlerindeki bir adet sıcak su kazanı devre dışı bırakılmış olup, ekonomik faktörler de göz önünde bulundurulduğunda yeni sistem ilk yatırım maliyetini 1 yıldan kısa bir sürede karşılamış oldu. Projenin ilk 36 KOBİPLASTİK
yıl sonuçlarına göre, devreye alınan yeni sistem Mart 2012 – Mart 2013 döneminde bir önceki yıla göre % 30 oranında enerji tasarrufu sağladı. Öncü ve örnek bir projeyi hayata geçiren Elif, bu yatırımı sayesinde CO2 salınımını yılda 330 ton azalttı.
proje, Atlas Copco tarafından diğer sanayi kuruluşlarına öncü olması açısından vaka çalışması olarak da sunuluyor. Elif, sürdürülebilirlik açısından, örnek projesinin, sektöründeki kuruluşlara, dünya için çevresel yarar sağlayabilecek benzer projelere ilham kaynağı olacağına inanıyor.
Proje, Elif‘in sürdürülebilir uygulamaları arasında ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi yolunda attığı büyük adımlardan biri olarak görülüyor. Kurulduğu 1972 yılından bu yana Elif, tüm operasyonlarında ve faaliyetlerinde çevreye ve topluma karşı sorumluluğunun bilincinde olarak üretken ve tasarruflu yöntemler ve teknolojiler kullanarak bu konuda kendini sürekli geliştiriyor. Sürdürülebilirliğe yönelik uzun vadeli değer yaratmak için, bu konudaki performansını sürekli izleyen Elif, tüm projelerini minimum doğal kaynak kullanımı amacı doğrultusunda planlıyor.
Elif küresel bir platformda böyle başarılı bir sistemin öncüsü olmaktan gurur duyduğunu dile getirdi. Tüm operasyonlarını üretken ve tasarruflu yöntemler ve teknolojiler kullanmak amacı ile geliştiren Elif, sürdürülebilir kalkınmaya olan bağlılığı, çevre ve toplum için yarattığı katma değeri ile öne çıkıyor. Sürdürülebilirlik kavramını, kurumsal kültürünün ayrılmaz bir parçası haline getiren Elif, yeni girişimler ve projeler ile sürdürülebilirlik alanındaki yatırımlarına devam edecek.
Atlas Copco, Elif tarafından entegre edilen kompresör ısı geri kazanım sistemi projesinin, daha sürdürülebilir bir gelecek için hayata geçirilen ilk büyük boyutlu proje olduğunu doğruluyor. Başarılı sonuçları ile dünya çapında örnek gösterilen bu
MAKALE
Temiz Bir Patent Yarışı
D
ünyada özellikle 2000 yılından itibaren ivme kazanan patent başvuru sayılarının oluşmasında teknolojinin farklı alanlarından birçok uygulama etkilidir. Bu uygulamaların dağılımları ise ülkelerin coğrafî özelliklerine, kaynak durumlarına, araştırma ve geliştirme bütçelerine ve destekleyici politikalarına göre değişmektedir. Bu anlamda dikkat çeken nokta ise alternatif enerji teknolojileri alanında yapılan patent başvuru sayısındaki artışın patent sayısındaki ivmelenmeye etkisidir. EPO’nun ortaya koyduğu çalışma Kyoto protokolünün de etkisiyle temiz enerji sektöründe yeni patent başvurularında artış olduğunu ortaya koymaktadır. Buradan da anlaşılmaktadır ki politika, teşvik düzenlemeleri ve yaptırımlar işletmelerin yatırımında önemli etkiye sahiptir. USPTO kapsamında 1990’lı yıllarda yenilenebilir enerji teknolojileri için başvurulan patent sayısı düşük ve sabit bir seviyede kalırken, 2000’li yılların başından itibaren bu sayıda her yıl yaklaşık olarak iki kat bir artış görülmektedir. Başvurularda öncelikli alanlar ise biyoenerji, jeotermal enerji, güneş enerjisi, hidrojen ve yakıt pili teknolojileri olmuştur. Güneş enerjisi teknolojileri için başvuruların sayısı diğer tüm alternatif enerji teknolojilerine göre daha yüksek olmasına rağmen, en büyük artış hidrojen ve yakıt pili teknolojileri için görülmüştür. Aynı zamanda rüzgâr enerjisi teknolojileri için geliştirilen uygulamalar için alınan patent sayısı da özellikle son yıllarda önemli ölçüde artmıştır. Günümüzde doğal dengenin korunmasının, sürekli yenilenebilir enerji kaynaklarının işlenmesinin ve kullanılmasının önemi giderek artmaktadır. Endüstriyel gelişmeler çerçevesinde artan fosil yakıt tüketimiyle birlikte iklim değişiklikleri ve küresel ısınma sorunları ile tanışan dünyamız, enerji kaynaklarına sahip olmaya çalışan küresel güçler etkisiyle siyasî ve sosyal sorunlarla da uğraşmaktadır. Bunun sonucu olarak ABD, Japonya, Almanya gibi büyük ülkeler alternatif enerji kaynaklarına yönelmiş, araştırma ve geliştirme çalışmalarına hız vererek “yeşil” sanayi oluşturulması için farklı yollar izlemeye başlamışlardır. Bu alandaki gelişmelerin ve teşviklerin gecikmesinin sebebi genel olarak, alternatif enerji kaynaklarının yüksek kurulum maliyetlerine rağmen geleneksel
38 KOBİPLASTİK
enerji üretimine kıyasla düşük verimliliğe sahip olmasından kaynaklanmaktaydı. Ancak yatırımların artması ile sistemlerin artan verimlilik sayıları, alınan patent sayılarında pozitif bir büyümeyi sağlamıştır. Belirli bir teknolojinin algılanan ticarî değeri, patent başvuru sayısı değerlendirilerek ölçülebilir. Apple, Samsung, Toyota, Google gibi kendi alanlarında teknolojiye yön veren firmaların vizyonlarını temiz enerji düşüncesiyle değiştirmeye başladıkları alternatif enerji alanında aldıkları patent sayılarının artışıyla görülmektedir. Sürdürülebilir bir gelecek için yeni fikirlere ve eylem programlarına ihtiyaç vardır. Bu kapsamda politika ve devletin rolüne daha önce de değinmiştim. Ülkemiz enerji tüketiminin yalnızca % 26’sını yerli kaynaklara dayalı enerji ile üretebilmektedir. Hidrolik ve diğer yenilenebilir kaynaklarından yapılan üretim, yerli üretimin % 17’sini oluşturmakta ve toplam enerji talebinin % 4,3’ünü teşkil etmektedir. Bunun sebebi ise ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerin, düşük verimlilik sebebiyle gelişmiş ülkelere göre alternatif enerji kaynaklarına yatırımlara gerekli önemi vermemesinden kaynaklanmaktadır. Oysa şu açıktır ki uygun bir politika çerçevesi göz önüne alındığında, alternatif enerji endüstrileri zenginlik ve istihdam için güçlü bir kaynak oluşturacaktır. Gelişmiş ülkeler bu amaçla on veya yirmi yıllık ulusal enerji planları hazırlamakta, enerji teknolojile-
4"7"IJ (À.ÀIJ Efor Patent Genel Müdürü rinin geliştirilmesi ve dağıtımı için teşvik edici yasa ve fonlar oluşturmakta, devlet destekli araştırma kuruluşları oluşturarak altyapı çalışmalarını artırmaktadır. Dünyada oluşan yeni enerji anlayışı ile birlikte ülkemiz de öncelikle temiz enerji alanında bir farkındalık yaratmak zorundadır. Ülkemiz güneş, rüzgâr, jeotermal gibi yenilenebilir enerji kaynakları bakımından oldukça zengin olmasına karşın bu kaynakların kullanım potansiyeli gerektirdiği ölçüde gerçekleşmemektedir. İçinde bulunduğumuz gelişim sürecinin erken aşamalarında alternatif enerjinin benimsenmesi gelecek için önemli bir sanayi oluşturmamızın etkili bir yolu olacaktır. Ülkemiz potansiyellerini ve ihtiyaçlarını göz önüne alarak uzun vadeli enerji stratejileri oluşturmalıdır. Bu çalışmalar ancak gelişmiş ülkelerdeki çalışmaların doğru şekilde analiz edilmesi ile pozitif şekilde ilerleyebilir. Bu analiz ise ülkelerin ve küresel şirketlerin yaptıkları yeniliklerinin dolayısıyla patent çalışmalarının incelenmesi ile doğru şekilde yapılabilir. Bunun için gelişmekte olan bir ülke olarak gerekli enerjinin sağlanması için teknoloji transferleri ile ihtiyaçların karşılanması önemlidir. Bir sistemi tasarlamak ve geliştirmek için harcanacak zaman, emek ve bunun getireceği maddî yükler düşünüldüğünde sanayileşmiş ülkelerde var olan patentlerin geliştirilerek yeni teknolojilerin oluşturulması için teşviklerin sağlanmasının daha mantıklı bir yaklaşım olacağı aşikârdır.
PATENT Yeni Patent Kanunu ekonomiyi daha da hızlandıracak
Yeni kanunla hızlı marka tescili gelecek, ekonomi hızlanacak
} Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sevk edilen ve genel kurulda yapılacak görüşmeyle yasalaşması beklenen 92 maddelik Yeni Patent Kanunu ekonomiyi hızlandıracak. Hızlı marka tescili uygulamasını getiren yeni kanunda, yaklaşık 14 ay süren marka tescil süresi 4 aya kadar inecek. runda kalan ve zarar eden pek çok şirketi rahatlatan bir uygulama hayata geçecek. Özellikle tekstil, hızlı tüketim ve gıda sektöründeki şirketlerin beklediği bu uygulama ile daha hızlı hareket etme imkânı yakalayacaklar. ” diye konuştu. Taklide hapis, yabancıların yeni teknolojiler getirmesini sağlayacak Kemal Yamankaradeniz, yeni kanun ile birlikte taklit ürün ve taklit teknoloji üretenlere büyük cezalar verileceğini, ürünlerinin taklit edilmesinden korkan, bu nedenle Türkiye’ye yeni ürün ve teknolojilerini getirmekten çekinen yabancı markaların da rahatlıkla yeni teknolojiler içeren ürünlerini Türkiye’ye getirmeye başlayacağını söyledi. Kanun meclisten hızla çıkmalı
“TBMM’de bekleyen patent kanununun en kısa zamanda yasalaşmasını bekliyoruz. Yeni patent kanunu pek çok sektörün önünü açacak ve ekonomiyi hızlandıracak.”
D
estek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gönderilen ‘Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’ hakkında değerlendirmelerde bulundu. Hızlı marka uygulaması geliyor Kemal Yamankaradeniz toplam 92 maddeden oluşan kanun taslağının Türk ekonomisine önemli bir ivme sağlayacağını söyledi. Pek çok alanda sektörlerin önünü açan uygulamalara yer verildiğini belirten Yamankaradeniz, özellikle hızlı marka tescili uygulamasına dikkat çekti. Yamankaradeniz, “Hızlı marka tescili uygulaması sayesinde, yaklaşık 14 ay olan tescil süresi 4 aya kadar düşecek. Ellerindeki malları tescil süresinin uzun olması sebebiyle piyasaya sunamayan, tescil süresi sebebiyle beklemek zo-
40 KOBİPLASTİK
Kemal Yamankaradeniz ayrıca iş dünyasının sınaî haklara olan güvenini arttıracak yeni kanun taslağının Türk ekonomisinin önünü açarak dünya pazarlarında rekabet gücü getireceğini ve en önemlisi Türkiye’nin 2023 yılında hedeflediği 500 milyar dolarlık ihracat hedefini gerçekleştirmek için kanun taslağının bir an önce mecliste görüşülerek yasalaşmasını beklediklerini sözlerine ekledi.
Hayatı Kolaylaştıran Tasarımlar CINCIR
İ
MMİB 2010 Endüstriyel Tasarım Yarışması kapsamında Ozan Karslıoğlu tarafından geliştirilen ürün ev hanımlarının kullandığı sıradan süpürgelerin taşıma ve süpürme esnasında kullanıcıya kısıtlı bir menzil sunması problemlerine çözüm olacak şekilde tasarlanmıştır. Ürünün en önemli özelliği 2 teker üzerinde kendi dengesini koruyabilmesi için ileri veya geri ivmelenebilmesidir. Bu özellik sayesinde süpürge hortumunun gerilmesi esnasında oluşacak kuvvet süpürgenin ivmelenmesini sağlayarak kullanıcının takip edilmesine olanak verir. Hareket kabiliyeti olarak piyasada “Segway” veya “Ginger” olarak bilinen ürünlerle aynı prensiple çalışmaktadır. Dengeyi sağlamak üzere bütün ağır parçalar(motorlar, elektrik ve elektronik elemanlar) tekerleklerin dönme aksından aşağıda konumlandırılmıştır; ayrıca tekerleklere verilen 5 derecelik açı ile ürünün sağa veya sola devrilme ihtimalinin azalması sağlanmıştır. Bu üründe kesintisiz bir emiş gücü elde edebilmek için siklon teknolojisi kullanılmıştır. Bu emiş gücünü elde etmek için kullanılan yüksek devirli bir elektrik motorunun yanı sıra tekerleklere hareket veren 2 adet servo motor bulunmaktadır. Tekerleklere bağlı motorlar hareketi merkezden değil tekerleğin iç yüzeyinden aktardığı için daha hassas bir dönüş kuvveti uygularlar, bu sayede denge sağlama işlemi daha kolaylaşmış olur. Üretim malzemesi olarak ürünün gövdesinde yüzey kalitesi ve sağlamlık için ABS kullanılmıştır. Toz toplama bölümü olan şeffaf bölümde ise darbe dayanımına ihtiyaç duymadığı için polikarbonat yerine akrilik tercih edilmiştir. Tekerlekler, hareket esnasında Ağırlık merkeziyle aynı olası darbe ve çarpmalarda darbe emici olarak doğrultuda taşıma yuvası görev yapmaları sebebiyle kauçuk olarak terve çalıştırma düğmesi cih edilmiştir. Hortum kısmı için, yüksek gerilme kuvvetine maruz kalmayacağı için polipropilen malzeme uygun görülmüştür. Süpürgenin ucunun bağlı olduğu metal kısımda ise hafif ve dayanıklı olması açısından güçlendirilmiş alüminyum tercih edilmiştir.
Profesyonel elektrikli küçük ev aletleri
Yanlara devrilmeyi engellemek amacıyla 5º açı verilmiş tekerlekler
Gizli kablo yuvası ve sarma mekanizması
KOBİPLASTİK
41
MARKA OFİS
LAPİS HAN İLE HAN OFİS KONSEPTİ } 1948’den bu yana Türk sanayiinin önemli aktörlerinden biri olan Gürallar Grubu, gayrimenkul geliştirme alanındaki ilk projesi “Lapis Han”ı kamuoyuna duyurdu. ~
G
ürallar Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Esin Güral Argat ve Gürallar Yapı Genel Müdürü Evrim Karayel’in tanıtımını gerçekleştirdiği 200 milyon TL değerindeki “Lapis Han” projesi, Kartal’da yer alıyor. 32.000 metrekare inşaat alanına sahip olan projede, farklı büyüklüklerde 160 adet ticarî ofis alanı yer alırken bünyesindeki kreş ve etüt odaları ile de bir ilke imza atıyor. Çatı kaplama sistemleri, makine imalatının yanısıra cam ve turizm alanında faaliyet gösteren ve sofra camı alanında dünyanın altıncı büyük kapasitesine sahip olduklarını belirten Gürallar Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Esin Güral Argat, Gürallar’ın Türk sanayi sektörü ve turizm sektöründeki prensiplerini gayrimenkul sektörüne de taşıyacaklarını belirterek, “Çevreye ve doğaya saygılı; sürdürülebilir, insanların yaşamaktan, çalışmaktan ve sosyal hayatlarını geçirmekten mutlu olacağı gayrimenkul projelerine imza atmak için yola çıktık ve gayrimenkul geliştirme alanına ilk olarak ofis ile başladık.” dedi. Bugüne kadar 340.000 metrekare inşaat alanı gerçekleştirildi Gürallar’ın, inşaat sektörüne yabancı olmadığını söyleyen Esin Güral Argat, bugüne kadar yaklaşık 340.000 metrekare inşaat alanı gerçekleştirdiklerini belirterek “Grubumuz bugüne kadar fabrikalarını ve 5 yıldızlı tatil köylerini kendisi inşa etti. Tamamladığımız projeler arasında dünyaca ünlü Ali Bey Otelleri, ArtCraft fabrikaları, çeşitli konut ve okul inşaatları yer alıyor. Dolayısıyla bugüne kadar kendimiz için kullandığımız yeteneğimizi ve birikimimizi şimdi gayrimenkul alanında kullanmaya başlıyoruz.” dedi. Sanayici bir aile olarak gayrimenkul geliştirme alanında faaliyet gösterme nedenlerini de açıklayan Esin Güral Argat, konuşmasını şöyle sürdürdü: Gayrimenkul sektörü altın çağına hazırlanıyor “Gayrimenkul sektörü önümüzdeki 10 yıl içinde altın çağını yaşayacak. Türkiye'nin büyüme hedefleri, kentleşme oranı öngörüleri, çalışma çağı nüfusunun her geçen gün genişlemesi, bunlara bağlı olarak yaşam şekillerindeki değişimler, gayrimenkul sektörü için çok parlak bir gelecek vadediyor. Bütün bu ekonomik göstergelere kentsel dönüşüm projelerinin başlaması da eklenince, gayrimenkul sektörünün tüm alanları için yeni ufuklar açılıyor. Hem konutta, hem ofiste hem de alışveriş merkezleri alanında yeni ihtiyaçlar doğuyor. Bu imkânlar, sektöre aynı zamanda büyük sorumluluklar da yüklüyor, sürdürülebilir bir kentleşme için mimarisinden teknolojisine kadar çok daha özenli ve duyarlı yapılar yaratma zorunluluğu doğuyor.” Gayrimenkul sektörüne Gürallar imzası Gayrimenkul sektöründe ofis piyasasının aktif bir pazar olduğunu söyleyen Esin Güral Argat, önümüzdeki süreçte yerli ve yabancı kurumların İstanbul’da, özellikle de Anadolu yakasında ofis talebinin gelişeceğini belirtti. Gayrimenkul sektörüne Gürallar imzasını atacağız diyen Esin Güral Argat şunları söyledi: “Lapis Han’ın yanısıra ofis ve konut alanında gayrimenkul geliştirme çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Projelerimizi önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşmayı sürdüreceğiz. Gürallar Yapı öncelikli olarak İstanbul, İzmir, bir de tabii Kütahya’da faaliyet gösterecek. Kütahya ile var olan, kökleri Kütahya’da bulunan bir grup olarak prestij projelerimizde Kütahya’ya öncelik tanıyacağız.” 44 KOBİPLASTİK
KOBİPLASTİK
45
MARKA OFİS
} Lapis Han'ın ferah avlusu, her katta bulunan çok amaçlı kullanıma sahip teraslar, yemyeşil kat bahçeleri ve dikey bahçeler iş stresini atmanıza yardım ederken, size taptaze bir nefes aldırıyor. Metro istasyonunun çıktığı noktada yer alıyor Gürallar Yapı Genel Müdürü Evrim Karayel ise Lapis Han’la ilgili bilgi verdi. Karayel, Lapis Han’ı Kartal’da inşa etme nedenlerini anlatırken, Kartal’ın, İstanbul’un en önemli merkezî iş alanları bölgesi ve kültür-sanat merkezi olarak tasarlandığını söyledi. Karayel, “Sayın Başbakan’ın İstanbul’a 2 yeni şehir projesinin Anadolu yakası ayağı Kartal’dan başlıyor. Bir başka deyişle Kartal, Anadolu Yakası'nın yeni merkezi olacak. Kartal kentsel dönüşüm projesi; Kartal sahil, Kartal merkez ve E-5’i de içine alan 555 hektarlık bir alanda yapılacak. Bu proje Kartal’da merkezî nitelikli bir iş alanının yaratılması için önemli bir fırsat yaratıyor. Bölgedeki kent dışına taşınacak olan yüzlerce fabrikalık sanayi alanı, yerini hizmet sektörüne terk edecek.” dedi. Kartal’da E-5 aksı üstünde, Soğanlık metro istasyonunun çıktığı noktada yer alan Lapis Han, dünyanın en büyük 46 KOBİPLASTİK
adalet sarayı olarak kabul edilen İstanbul Anadolu Adalet Sarayı’na 700 metre mesafede bulunuyor. Farklı büyüklüklerde 160 adet ticarî ofis 32.000 metrekare inşaat alanına sahip olan Lapis Han’da farklı büyüklüklerde 160 adet ticarî ofis yer alıyor. 57 metrekareden başlayıp, 2.000 metrekareye kadar birleşebilir ofis alanlarından oluşan Lapis Han’ı çağdaş mimarinin önemli temsilcilerinden Nevzat Sayın tasarladı. Çok güçlü bir geliştirme kadrosunun Nevzat Sayın’a arka planda destek verdiğini belirten Evrim Karayel, yangınla ilgili danışmanlık hizmetlerini ATÜ’den, coğrafî etkilerle ilgili danışmanlık hizmetlerini ise Yıldız Teknik Üniversitesi’nden aldıklarını söyledi. Çalışan dostu ofis binası Karayel, Lapis Han’la ilgili şunları söyledi: “57 metrekareden başlayıp, 2.000
metrekareye kadar birleşebilir ofis alanlarından oluşacak. Ofislerde çok sık kullanılmayan toplantı ve video konferans odalarını, ücretsiz olarak kullanıcıların hizmetine sunuyoruz. Ayrıca, yine her katta bulunan arşiv odalarında her ofis sahibine özel bir arşiv alanını veriyoruz. Yine Lapis Han’da bulunan ofis sahipleri, dilerlerse asistan hizmetini kullanarak seyahatlerini planlayacak veya rezervasyonlarını yaptırabilecekler. Tüm bu hizmetlerin yanında, isteyen ofis sahipleri de, mülklerini kiralamak veya yeniden satmak isterlerse, kendilerine 2. el yönetimi hizmetini de sunacağız. 8 kattan oluşan projemizin alt katında da restoran/kafeterya alanı ve alışveriş üniteleri yer alacak. Lapis Han’da çalışanlar, binadan çıkmadan, yeme/içme, kırtasiye, banka gibi tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecekler. İnsanların zamanının çok büyük bir kısmını geçirdiği işyerinde rahat edebileceği alanlar yaratmak için yola çıktık. Lapis Han; geniş iç avluları, dikey bahçeleri,
yatay bahçeleri ve terasları ile çalışanlara yeşil ve ferah bir iş ortamı vadediyor. Yaşayarak çalışacağımız ofisler istedik. Hem farklılık yaratmak hem kullanıcılara daha iyi ortamlar sağlamak, daha mutlu ve daha verimli çalışanlar yaratmak için çalıştık. Lapis Han’da günlük ihtiyaca cevap verecek pek çok imkân var. Öncelikle hizmet sektöründe, ofis ortamında çalışanların en önemli sorunlarından biri olduğuna inandığımız, kreş, çocuk bakıcısı gibi sorunları ortadan kaldırmak istedik. Bünyemizde bir kreş ve etüt odalarına yer verdik. Aslına bakarsanız “çalışan dostu” bir ofise imza atıyoruz, desem abartı olmaz.” Gayrimenkul sektörüne kadın eli değdi Esin Güral Argat’ın isteğiyle Lapis Han bünyesinde kreş ve etüt odalarına yer verdiklerini söyleyen Evrim Karayel, “Gayrimenkul sektörüne kadın eli değdi artık. Biz Lapis Han’ı çalışma hayatındaki kadınları gözeterek tasarladık. Bu demek değil ki, bu kreş kadın çalışanlara hizmet verecek. Erkek çalışanların da çocuklarının sorumluluklarını daha fazla almalarını sağlayacak. Kapalı yüzme ha-
vuzu, spor salonu, sauna ile bünyemizde geniş bir spor alanı yarattık. Ayrıca çalışanların tüm ihtiyaçlarını karşılayacakları alışveriş üniteleri yer alacak. Kafe ve restoranlar, yine çalışanların sosyal hayatına büyük katkı sağlayacak.” dedi. Gürallar Grubu Cam alanında faaliyet gösteren Gürallar ArtCraft, sofra camı üretiminde dünyanın altıncı büyük kapasitesine sahip, halihazırda 130 ülkeye ihracat yapıyor. Gürallar çatısı altında faaliyet gösteren Gürallar Kiremit, 1982 yılından bu yana faaliyet gösteriyor. Toplam kapalı alanları 19.000 metrekare olan fabrikalarda, 500'den fazla çalışanıyla yılda 40 milyon kiremit üretiyor. Gürallar Makine Sanayii, Kütahya’da 3.000 metrekarelik alanda faaliyet gösteriyor ve Gürallar Grubu Sanayi Tesisleri’nin makine ihtiyacını çözmekte ve Gürallar teknolojisinin gelişmesine destek oluyor. Gürallar, turizmde ise ikisi Manavgat'ta, biri ise Side'de bulunan Ali Bey Hotel Resorts'larla hizmet veriyor.
KOBİPLASTİK
47
PLASFED PLASFED, PLASTİK SEKTÖRÜ 2012 RAPORUNU AÇIKLADI
“Türkiye plastik sektörü bütün olumsuz koşullara rağmen büyüyor ancak sorunları derinleşiyor” } PLASFED, 2012 Türkiye Plastik Sektör İzleme Raporunu yayınladı. Raporda, ihracatta ve üretimde büyüme gerçekleştiği ancak rekabet gücünü zorlayıcı şartların devam ettiği bilgisinin yanısıra 2012 sonu itibariyle plastik ve plastik işleme makineleri sektörüne ilişkin üretim ve dış ticaret verileri detayları da yer aldı.
P
lastik Sanayicileri Federasyonu PLASFED plastik sektörü 2012 raporuna göre, Türkiye plastik sektörünün mamul bazında 2012’de dış ticaret fazlası vermeyi sürdürdüğü ancak yılın sonuna doğru ithal hammaddeye getirilen gümrük vergisi artışının etkisiyle rekabet gücündeki gerileme belirgin hale geldi. Raporda yer alan bilgilere göre Türkiye plastik sanayii: -2012’yi 7,2 milyon ton üretim, 30 milyar Dolar üretim değeri ve 12 milyar Dolar katma değer ile tamamladı. -2012 yılı sonunda doğrudan mamul ihracatı 2011’e göre yüzde 6 artarak 4 milyar 38 milyon Dolar, ithalatı ise bir önceki yıla göre yüzde 3 gerileyerek 2 milyar 576 milyon Dolar oldu. -Sektör, 2012’de de plastik mamullerde dış ticaret fazlası vermeye devam etmenin gururunu yaşadı. Ancak, hammaddede yeterli üretim olmaması nedeniyle büyük boyutlu ithalat ve hammadde dahil sektör verilerinde yüksek dış ticaret açığı 2012’de de sürdü. -Sektörün 2012’de ithal hammadde bağımlılığı yüzde 87 olarak gerçekleşti. Yerli hammadde üretimi, bir önceki yıla göre miktar bazında yüzde 1,2 oranında azalarak 842,3 bin ton oldu. Sektör, değer bazında geçen yıl ile hemen hemen aynı seviyede 9 milyar 928 milyon dolar hammadde ithalatı yaptı. -Plastik ürünlerde (hammadde hariç) dış ticaret fazlası miktar bazında yüzde 30, değer bazında yüzde 74 gibi büyük oranlarda artarak, ihracatın ithalatı karşılama oranı miktar bazında yüzde 278, değer bazında yüzde 157 olarak gerçekleşti. Türkiye plastik sektörünün potansiyeli iyi değerlendirilmeli Türkiye plastik sektörü 2012 verilerini değerlendiren PLASFED Başkanı Selçuk Aksoy, sektörün Avrupa’da 3., dünyada 48 KOBİPLASTİK
ise yüzde 2,5 payla 12. sırada olduğunu belirterek, “Plastik sanayii ekonomiye ve ihracata şu anda ciddi katkı vermektedir ve bu katkıyı artırma potansiyeline de sahiptir. Plastik mamullerde dış ticaret fazlası veriyoruz. Ancak 2012 içinde sektörümüz yatırım teşvik kapsamı dışında bırakıldı ve hammadde ithalatı yaparken gümrük vergisi artırıldı. Türkiye plastik sektörü bütün olumsuz koşullara rağmen büyüyor ancak sorunları derinleşiyor. 2023 yılında sektörümüz için konulan 17 milyar Dolar hedefe ulaşmak için uygun bir patikada olduğumuzu söylemek zor. Almanya ürettiği her bir kg plastik mamulden 4,05 Dolar, Fransa 3,45, İtalya ise 2,55 Dolar ihracat yapıyor. Biz ise 0,64 sent ihracat yapabiliyoruz. Ülkemiz 7,2 milyon ton üretim ile 5 milyar Dolarlık ihracatı başarırken, bize yakın üretim seviyesindeki İtalya 8,3 milyon ton üretimi ile 21 milyar Dolar, bizden daha az üretim yapan Belçika, Fransa ve Hollanda ise 22 ile 34 milyar dolarlık ihracat yapabiliyor. Demek ki, Türkiye olarak bu üretim kapasitesi ile çok daha fazla ihracat yapabiliriz. Elbette bunu da uygun iş koşulları sağlanması halinde başarabiliriz.” dedi. PLASFED raporunda sektörün ivedilikle; yüksek katma değerli ürünlere geçiş için AR-GE teşvikinden yararlanması, asgarî 5 milyon TL’lik yatırımların stratejik yatırım kapsamına alınması, her bölgede en az bir ilde bölgesel teşvik kapsamına alınması ve fabrikaların bir alt bölgeye taşınması halinde maliyetlerine katkı sağlanması talep edildi. Türkiye Plastik Sektörü 2012’de büyüdü PLASFED raporunda, sektörde 9,3 milyon tonluk kurulu kapasiteye karşılık plastik mamul üretiminin bir önceki yıla göre yüzde 6,4 oranında artarak 7,2 milyon tona ulaştığı belirtildi. 2012 yılında 2,85 milyon ton plastik ambalaj, 1,57 milyon ton da plastik inşaat malzemeleri üretimi gerçekleşti. Raporda en fazla üretim yapılan iller sırasıyla İstanbul, İzmir, Bursa, Ankara, Kocaeli, Gazian-
tep, Konya, Adana, Kayseri olarak yer alırken, PLASFED’in kurucu derneklerini oluşturan (İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa ve Kayseri) illerin toplam üretimi, 5,13 milyon ton ile Türkiye toplam üretiminin yüzde 72’sini yaptığı belirtildi. Raporda, sektörde 2012 itibariyle faaliyet gösteren yabancı sermaye ortaklı şirket sayısının 207 olduğu açıklandı. Plastik mamul dış ticareti PLASFED raporunda, plastik mamul ithalatının % 3 düşerek 2,65 milyar Dolardan, 2,58 milyar Dolara indiği yer aldı. En fazla ithalat, Almanya, Çin ve İtalya’dan yapıldı. Sektörün, ihracat artışının 2012’de de sürdüğü belirtilen raporda, ihracatın yüzde 6 artarak 3,49 milyar Dolardan 4,04 milyar Dolara çıktığı bilgisine yer verildi. En fazla plastik ürün ihracatı yapılan ülkelerin ise sırasıyla; Irak, Rusya, Almanya, Azerbaycan, İngiltere ve İran olduğu belirtildi. Plastik hammadde üretim ve dış ticareti PLASFED raporunda, yeterli miktarda yerli üretim olmadığı için hammadde ithalat bağımlılığının yüzde 87 seviyesinde gerçekleştiği, ithalatın çok küçük düzeyde düşerek, 2011’deki 9 milyar 932 milyon Dolar seviyesinden, 9 milyar 928 milyon dolar seviyesine geldiği kaydedildi. En fazla hammadde ithal edilen ülkeler; Suudi Arabistan, Almanya, Belçika, Hollanda, İtalya, Fransa ve Güney Kore oldu. Sektörün hammadde ihracatının ise yüzde 9 artarak, 2011’deki 894 milyon Dolarlık seviyesinden 978 milyon Dolara yükseldiği kaydedildi. En fazla ihracat ise Almanya, İtalya ve Rusya’ya yapıldı. Türkiye plastik tüketimi Türkiye’de kişi başına plastik tüketimi 2007’deki 58 kg düzeyinden 2012 sonuna kadar 67 kg’a yükseldiğinin vurgulandığı raporda, Türkiye’de iç piyasa tüketiminin, dolaylı ihracat ürünlerine giren malzemeler dahil 6,3 milyona ulaştığı kaydedildi.
Plastik Mamullerde Genel Arz ve Talep Dengesi 1000 TON
Milyon ABD $
2011
2012
% Artış
2011
2012
% Artış
Üretim
6.746
7.161
6,2
28.615
29.335
2,5
İthalat
483
492
1,7
2.646
2.576
-2,6
İhracat
1.158
1.368
18,1
3.485
4.038
15,9
6.070
6.284
3,5
27.776
27.874
0,4
675
877
838
1.461
İhracat / Üretim ( % )
17
19
12
14
İthalat / Yurtiçi Tüketim ( % )
8
8
10
9
240
278
132
157
Yurtiçi Tüketim Dış Ticaret Fazlası
İhracat / İthalat ( % )
Plastik ambalaj sanayicileri 2012’yi dış ticaret fazlasıyla kapattı } PLASFED’in Ambalaj Sektör İzleme Raporuna göre, 2012 yılında plastik ambalajlarda üretim yüzde 2, ihracat yüzde 5, dış ticaret fazlası ise yüzde 26 yükseldi. Sektör, üretiminin yüzde 17’sini ihraç ederken, ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 120 olarak gerçekleşti. Plastik Sanayicileri Federasyonu’nun (PLASFED) Plastik Ambalaj Sektör İzleme Raporu, toplam ambalaj sanayii içinde yüzde 34 paya sahip olan plastik ambalaj sektörünün 10,9 milyar Dolar değerinde 2,9 milyon ton üretim yaptığını ortaya koydu. Üretim, 2011’e göre miktar bazında yüzde 7, değer bazında yüzde 2 arttı. Türkiye plastik mamul sanayiinin miktar bazında yüzde 40’ı, değer bazında ise yüzde 36’sı plastik ambalajlardan oluşuyor. Plastik ambalaj sanayicileri 2012 yılında üretim maliyetleri artmasına ve küresel piyasadaki talep yavaşlamasına rağmen ihracatını artırmayı sürdürdü. Sektörün ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 5 artarak 1 milyar 850 milyon Dolar olarak gerçekleşti. Ambalaj sanayicileri 150 ülkeye, 572 bin ton ürün satışı
gerçekleştirdi. En fazla ihracat yapılan ülkeler sırasıyla, İngiltere, Irak, Almanya, Fransa ve İran oldu. Plastik ambalajlarda, 2012 yılında ithalat ise bir önceki yıla göre yüzde 2 artarak 1 milyar 530 milyon Dolar oldu. Miktar bazında ithalat bir önceki yıla göre yüzde 7 artarken, en fazla ithalat yapılan ülkeler Almanya, Çin, İtalya, Güney Kore ve Fransa oldu. Dış ticaret dengesi Türkiye lehine Türkiye’nin az sayıda dış ticaret fazlası veren ürün gruplarından biri olan plastik ambalajlarda, 2012 yılında dış ticaret fazlası bir önceki yıla göre yüzde 26 gibi yüksek bir oranda artarak 312 milyon Dolara yükseldi. Sektör
verilerini
değerlendiren
PLASFED Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Aksoy, gelecek dönemde dünya plastik ambalaj sektörünün küreselleşmenin de etkisiyle rekabet koşullarının ağırlaşacağını belirtti. Aksoy, “Bu nedenle, küçük ve orta boy plastik ambalaj üreticilerinin giderek daha fazla işbirliğine ihtiyaç duyduğu bir dönem olacaktır. Hatta şirket birleşmelerini tavsiye etme zamanı gelmiştir. Bu dönemde en büyük fırsatı, müşterilerine yeni ürünler geliştiren, daha fazla katma değer sunan imalatçılar bulacaktır. Ayrıca, sektörümüzün yapması gerekenler olduğu kadar, karar vericilerin de hızla yeni bir anlayışla atması gereken adımlar bulunmaktadır. Hammadde ve üretim girdilerinin pahalılığı, yeni yatırımların büyük oranda teşvik dışında bırakılması sorunlarımızın çözümünü bekliyoruz.” dedi.
Plastik Ambalaj Mamullerinde Genel Arz ve Talep Dengesi Miktar (Bin Ton) Üretim İthalat İhracat Yurtiçi Tüketim Dış Ticaret Açığı / Fazlası İhracat / Üretim ( % ) İthalat/Yurtiçi tüketim(%) İhracat / İthalat ( % )
Tutar (Milyon ABD Doları)
2011
2012
% Artış
2011
2012
% Artış
2.684
2.866
7
10.695
10.901
2
327
350
7
1.504
1.534
2
520
572
10
1.751
1.846
5
2.490
2.644
6
10.449
10.589
1
194
222
15
247
312
26
19
20
16
17
13
13
14
14
159
163
116
120
KOBİPLASTİK
49
PLASFED
TÜRKİYE İNŞAAT PLASTİKLERİNDE ÜRETİMİNİN MİKTAR BAZINDA YARIYA YAKININI İHRAÇ EDİYOR } Bütün dünyada tüketimi ve ağırlığı artmaya devam eden inşaat plastiklerinde büyüme sürüyor. Miktar bazında Türkiye’de üretilen mamullerin yarıya yakınının ihraç edildiği sektörde, 2012 sonunda ihracat bir önceki yıla göre yüzde 12 artarak 1 milyar 630 milyon Dolara yükseldi.
P
LASFED Plastik İnşaat Mamulleri Sektör İzleme Raporuna göre, Türkiye’de inşaat plastikleri üretimi 2012 yılı sonunda 6 milyar 367 milyon Dolar tutarında 1 milyon 567 bin ton seviyesine ulaştı. Miktar bazında üretimin yüzde 42’si, tutar bazında ise yüzde 26’sı ihraç edildi.
PLASFED raporunda, 2012 yılı sonunda plastik inşaat mamullerinde üretimin bir önceki yıla göre miktar bazında yüzde 7 arttığı, ithalatın ise yüzde 10 azaldığı, yurtiçi tüketimin yüzde 1 oranında azaldığı belirlendi. Yine miktar bazında yurtiçi tüketimin sadece yüzde 7’sinin ithal edildiği belirlendi.
ağırlığının yüzde 0,01, ihracatındaki payının ise yüzde 0,04 seviyesinde olduğu kaydedildi. “Önümüzdeki yıllarda, inşaat uygulamalarında plastikler için yüksek büyüme beklenmektedir” Raporu değerlendiren PLASFED Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Aksoy, plastik inşaat malzemelerinin muadillerine göre büyük avantajlar sağladığını belirterek, “Batı Avrupa’daki bina inşaatlarında ve yenilemelerinde tahminen yılda 8,5 milyon ton plastik kullanılıyor. Eğer bu malzemeler geleneksel yapı malzemelerinden yapılmış olsaydı, ağırlıkları muhtemelen on kat daha fazla olurdu. Aynı zamanda, plastik inşaat malzemelerinin nakliyesi bakımından da belirgin maliyet ve enerji tasarrufları yapılmakta ve plastikler Avrupa Birliği ile küresel piyasalarda yapı malzemelerinin serbestçe hareket etmesini geliştirmektedir. Bu yüzden bugün plastik malzemelerin tüm ülkelerde kullanılabilmesi mümkündür. Önümüzdeki yıllarda, inşaat uygulamalarında plastikler için yüksek büyüme beklenmektedir. Ülkemizde de sektörün gelişimi için hızla büyüyen inşaat sektörümüze ve dolayısıyla alıcılara maliyet avantajı sağlayacaktır.” dedi.
Raporda, dünya inşat sektöründe plastik kullanımının, alternatif ürünlere kıyasla hızla arttığı bilgisi verilirken, plastik inşaat malzemeleri tüketiminin toplam plastik mamul tüketimi içindeki payının yüzde 15 – 25 arasında değiştiği, yeniden yapılanma sürecinde olan Irak ve Libya gibi ülkelerde bu oranın daha yüksek seviyede olduğu kaydedildi. İnşaat sektöründe kullanılan plastiklerin ilk üretim maliyetlerinin düşük olması nedeniyle geri dönüşümlü plastik malzeme üretiminin sınırlı olduğu bilgisi de raporda yer aldı. Sektörde yapı sektöründeki ihtiyaç ve teknolojilerin gelişmesiyle daha pahalı teknik plastiklere olan talebin artacağının tahmin edildiği vurgulandı.
Türkiye plastik inşaat malzemeleri üretimi
2011 sonu itibariyle dünya inşaat plastikleri sektörünün 14,2 milyon ton ve 82,8 milyar dolar dış ticaret hacmine ulaştığı, Türkiye’nin dünya ithalatındaki
PLASFED raporunda, 2007 yılında 1,2 milyon ton ve 5 milyar Dolar olan Türkiye inşaat plastik mamul üretiminin 2012 yılı sonunda 1,6 milyon ton ve
50 KOBİPLASTİK
6,4 milyar Dolara ulaştığı, toplam plastik mamul üretimi içindeki yüzde 22 ağırlığını koruduğu kaydedildi. İhracat sürekli artıyor Sektörün, 2007 yılında 1 milyar Dolar düzeyindeki ihracatının sürekli arttığı ve 2012 yılı sonunda bir önceki yıla göre yüzde 12 artarak 1 milyar 630 milyon Dolara yükseldiği belirtildi. İhracatın miktar bazındaki artışının ise yüzde 18 seviyesinde gerçekleştiği, en büyük ihraç kaleminin ise plastikten tüpler, borular, hortumlar, conta, dirsek ve rakorlar sınıfında yapıldığı vurgulandı. Türkiye plastik inşaat malzeme üreticileri 150 farklı ülkeye ihracat gerçekleştirdi. En fazla ihracat yapılan ülkeler ise Irak, Rusya, Azerbaycan, Gürcistan ve Libya oldu. İthalat ve dış ticaret dengesi Sektör, 2012 sonunda, bir önceki yıla göre miktar bazında yüzde 10, değer bazında ise yüzde 12 daha az ithalat yaptı. 2012 sonunda 383 milyon Dolar tutarında 68 bin ton ürün ithal edildi. Bu veriler ışığında 2012’yi dış ticaret fazlasında yüzde 14 artışla kapatan sektör Türkiye’ye 1,25 milyar Dolar net döviz girdisi sağladı. Miktar bazında dış ticaret fazlası da yüzde 22 artarak 129 bin ton oldu. Plastik inşaat mamulleri sektörü, Türkiye iç pazar ihtiyacının yüzde 93’ünü karşılarken, yüzde 7’si ithalatla karşılandı.
Plastik İnşaat Malzemeleri Sektöründe Genel Arz ve Talep Dengesi ( Milyon Dolar Bazında ) Üretim
2011 6.120
2012 6.367
% Artış 2012/2011 4
İthalat
435
383
-12
İhracat
1.450
1.631
12
Yurtiçi Tüketim
5.105
5.120
0
Dış Ticaret Açığı / Fazlası
1.015
1.247
23
24
26
İhracat / Üretim ( % ) İthalat / Yurtiçi Tüketim ( % ) İhracat / İthalat ( % )
9
7
334
425
Kauçuk mamullerde üretim ve ihracat azalıyor ithalat artıyor } PLASFED tarafından hazırlanan 2012 Kauçuk Sektör İzleme Raporu, Türkiye’nin kauçuk mamullerde dış ticaret fazlası verdiği ancak yüksek hammadde ithalat bağımlılığı nedeniyle toplamda dış ticaret açığına düşülen sektörlerden biri olan kauçuk sektöründeki son verileri ortaya koydu. Türkiye kauçuk sektöründe, 2012 yılında da aynı olgunun sürdüğü ancak bir önceki yıla göre yerli üretim ve ihracatta gerileme, ithalatta ise artış olduğu görülüyor. PLASFED Kauçuk Sektör İzleme Raporunda, Türkiye kauçuk mamul üretiminin 2012 yılında bir önceki yıla göre yüzde 5 azalarak 510 bin ton olarak gerçekleştiği kaydedildi. Kauçuk mamullerde yerli üretimin 2007 - 2012 arasında yıllık ortalama büyümesinin yüzde 6 düzeyinde gerçekleştiği hesaplandı. Kauçuk mamul dış ticareti: PLASFED raporunda, Türkiye’nin dış ticaret fazlası verdiği az sayıda üründen biri olan kauçuk mamullerde ihracatın 2012 yılında bir önceki yıla göre yüzde 7 azalarak 2 milyar 282 milyon Dolara gerilediği kaydedildi. Miktar bazında azalmanın da yüzde 9 düzeyinde olduğu, 2012 yılında 421 bin ton ürün ihraç edildiği bilgisi yer aldı. Türkiye’nin en fazla kauçuk mamul ihraç ettiği 10 ülkeden 7’sinin en büyük sanayileşmiş ülkelerden oluşmasına dikkat çekilen raporda, bu 10 ülke Almanya, İtalya, İngiltere, Fransa, ABD, İspanya, Hollanda, Mısır, Polonya ve Suudi Arabistan olarak sıralandı. Kauçuk mamul ithalatı ise, bir önceki yıla kıyasla miktar bazında yüzde 2, değer bazında yüzde 5 artarak, 2012 yı-
lında 244 bin ton ve 1 milyar 681 milyon Dolar seviyesine ulaştı. Bu veriler ışığında, 2012 yılında da kauçuk mamulde dış ticaret fazlasının devam ettiğinin altı çizilen raporda, 2011’de, 226 bin ton ve 847 milyon dolar olan dış ticaret fazlasının 2012 yılında 178 bin tona ve 601 milyon dolara gerilediği kaydedildi. Kauçuk mamullerde, ihracat birim fiyatlarının, ithalat birim fiyatlarının yüzde 15 altında seyrettiği belirtildi.
dolaylı ve direkt ihracata ve istihdama çok büyük oranda katkısı olan, teknoloji, bilgi, emek yoğunluklu bir sektör. İhracatın ithalatı karşılama oranında Türkiye ortalaması yüzde 61 seviyesindeyken, yüzde 95 ithal hammadde bağımlılığı olan kauçuk sektöründe yüzde 80 düzeyindedir. Mevcut hammadde bağımlılığımız yüzde 50 seviyesine inebilseydi dış ticaret fazlasına geçerdik.” dedi.
Kauçuk Derneği Başkanı Nurhan Kaya Türkiye’nin kauçuk hammadde üretimine geçmesi halinde sektörde dış ticaret açığının tamamen kapanacağı yorumunu yaptı Raporu değerlendiren Kauçuk Derneği Başkanı Nurhan Kaya; Türkiye’de hammadde üretiminin sınırlı olmasının, bazı ürünlerde de hiç olmamasının sektörün toplamda dış ticaret fazlası verememesinin ana nedeni olduğunu vurguladı. “Kauçuk sektörümüz hammaddede mecburen dışa bağımlı ve alım yaptığımız Malezya, Vietnam, Kongo, Singapur ve Tayland gibi ülkelerle zaman zaman sıkıntı yaşayabiliyoruz. Kauçuk sektörü, ülkemizde hızla gelişen, KOBİPLASTİK
51
PLASFED SektĂśrĂźn hammaddede en Ăśncelikli ihtiyacÄąnÄąn C siyahÄą ve sentetik kauçuk Ăźretimi olduÄ&#x;unu sĂśyleyen Kauçuk DerneÄ&#x;i BaĹ&#x;kanÄą Nurhan Kaya; â&#x20AC;&#x153;Bu ihtiyaç karĹ&#x;ÄąlandÄąÄ&#x;Äąnda ihracatÄąn ithalatÄą karĹ&#x;Äąlama oranÄą yĂźzde 120 seviyesine gelecektir. Bu ĂźrĂźnlerin TĂźrkiyeâ&#x20AC;&#x2122;de Ăźretilmesiyle kÄąsa vadede 5 milyar dolarlÄąk ihracat seviyesine gelebiliriz. Ä°thalatÄąmÄązda ise 3 milyar DolarlÄąk azalma meydana gelir. 2023 itibariyle en az 10, iyimser tahminle de 13-14 milyar Dolar ihracata ulaĹ&#x;abiliriz. TĂźrkiye, enerji kaynaklarÄąnÄąn kullanÄąmÄą açĹsÄąndan sadece koridor deÄ&#x;il, baĹ&#x;ta petrokimya olmak Ăźzere bu kaynaklardan Ăźretim yapan bir Ăźlke de olmalÄądÄąr.â&#x20AC;? dedi. Kauçuk hammadde dÄąĹ&#x; ticareti: PLASFED 2012 Kauçuk SektĂśr Ä°zleme Raporunda, TĂźrkiyeâ&#x20AC;&#x2122;nin kauçuk hammaddesinde hemen hemen tamamen ithalata baÄ&#x;ÄąmlÄą olduÄ&#x;u belirtildi. 2012 yÄąlÄąnda, kauçuk hammadde ithalatÄąnÄąn,
baĹ&#x;ta otomotiv sektĂśrĂźndeki azalmaya baÄ&#x;lÄą yerli Ăźretimdeki dĂźĹ&#x;ĂźĹ&#x;le de ilintili olarak bir Ăśnceki yÄąla gĂśre miktar bazÄąnda yĂźzde 5, deÄ&#x;er bazÄąnda da yĂźzde 23 gerileyerek, 452 bin ton ve 1,4 milyar Dolar olarak gerçekleĹ&#x;tiÄ&#x;i kaydedildi. Ă&#x2021;eĹ&#x;itli kauçuk hammadde ve katkÄąlarÄąndan oluĹ&#x;an hammadde ihracatÄą ise yĂźzde 2 artarak 144 milyon Dolar oldu. DĂźnya kauçuk verileri: PLASFED Raporuâ&#x20AC;&#x2122;nda, 2011 itibariyle hammadde ve mamul ĂźrĂźn toplamÄą dĂźnya verileri de yer aldÄą. Buna gĂśre, 2011 yÄąlÄąnda DĂźnyada toplam Ăźretim, 26,1 milyon ton, ihracat 220 milyar Dolar olarak gerçekleĹ&#x;ti. Ă&#x153;retimin yĂźzde 42â&#x20AC;&#x2122;si doÄ&#x;al, yĂźzde 58â&#x20AC;&#x2122;i sentetik kauçukta gerçekleĹ&#x;ti. TĂźrkiyeâ&#x20AC;&#x2122;nin dĂźnya kauçuk ihracatÄąnda payÄą yĂźzde 1,2 olarak gerçekleĹ&#x;ti. TĂźrkiye 2012 kauçuk mamul (hammadde hariç) sektĂśrĂźnde bir Ăśnceki yÄąla gĂśre geliĹ&#x;melerden Ăśnemli veriler:
~ Ă&#x192;aTcX\X \XZcPa QPi ]SP hĂŁiST $ deÄ&#x;er bazÄąnda yĂźzde 2 geriledi. ~ Ä&#x2021;cWP[Pc \XZcPa QPi ]SP hĂŁiST ! PiPlÄąrken, deÄ&#x;er bazÄąnda yĂźzde 5 arttÄą. ~ Ä&#x2021;WaPRPc \XZcPa QPi ]SP hĂŁiST ( STÄ&#x;er bazÄąnda yĂźzde 7 geriledi. ~ HdacXĂ&#x17D;X cĂŁZTcX\ \XZcPa QPi ]SP hĂŁide 8, deÄ&#x;er bazÄąnda yĂźzde 8 arttÄą. ~ 3 Ä&#x192; cXRPaTc UPi[Pb \XZcPa QPi ]SP yĂźzde 21, deÄ&#x;er bazÄąnda yĂźzde 29 azaldÄą. ~ HdacXĂ&#x17D;X cĂŁZTcX\X] \XZcPa QPi ]SP yĂźzde 73, deÄ&#x;er bazÄąnda yĂźzde 78â&#x20AC;&#x2122;i ithalatla karĹ&#x;ÄąlandÄą. ~ Ä&#x2021;WaPRPc ] XcWP[Pc ZPaÄ&#x192; [P\P ^aP] miktar bazÄąnda yĂźzde 173, deÄ&#x;er bazÄąnda da yĂźzde 136 oldu. ~ & ĂŁ[ZThT XWaPRPc VTaĂ&#x17D;TZ[TÄ&#x192;cXaX[SX
Kauçuk Mamullerde Arz ve Talep Dengesi (Milyon $ )
Ă&#x153;retim
2010
2011
2012
% ArtÄąĹ&#x;
2.173
2.828
2.764
-2
Ä°thalat
1.231
1.606
1.681
5
Ä°hracat
1.821
2.452
2.282
-7
Yurtiçi Tßketim
1.583
1.981
2.163
9
DÄąĹ&#x; Ticaret AçĹÄ&#x;Äą / FazlasÄą
590
847
601
-2
Kauçuk Mamullerde Arz /Talep Dengesi (1000 Ton) 2010
2011
2012
% ArtÄąĹ&#x;
Ă&#x153;retim
476
535
510
-5
Ä°thalat
202
238
244
2
Ä°hracat
399
464
421
-9
Yurtiçi Tßketim
279
309
333
8
DÄąĹ&#x; Ticaret AçĹÄ&#x;Äą / FazlasÄą
197
226
178
-21
Ä°hracat / Ă&#x153;retim ( % )
84
87
83
İthalat / Yurtiçi Tßketim ( % )
72
77
73
Ä°hracat / Ä°thalat ( % )
197
195
173
52 KOBÄ°PLASTÄ°K
SAĞLIK
KANSERİN GELİŞİMİ Kanser risk faktörlerinin büyük çoğunluğu, kanserin büyük ölçüde önlenebilir bir hastalık olduğunu gösteren çevresel veya yaşam tarzı ile ilişkilidir. Belirli maddelerin kanserin belirli türleri ile bağlantısı mevcuttur.
U
Doç. Dr. Nuri Haksever Endokrinoloji-MetabolizmaBeslenme ve İç Hastalıkları Uzmanı Anti Aging, Ozonterapi, EMFT ve BERT Uygulayıcısı
zun süre aşırı alkol kullananlarda karaciğer, ösefagus, gırtlak, meme, prostat ve k alın bağırsak kanserleri daha fazla görülmektedir. Bu tür kimyasallar, hücre bölünmesi hızını uyararak kanseri teşvik edebilirler.
lecekteki kanserlerin % 2’sinin mevcut CT taramaları nedeniyle olacağı tahmin edilmektedir. Cep telefonları ve benzeri diğer radyo frekans kaynaklarından iyonize olmayan radyo frekanslı radyasyon, kanser nedeni olarak ileri sürülmektedir.
Tütün çiğnemenin, sigara içmenin ve tütün dumanına maruz kalmanın ağız, yanak, diş eti, akciğer kanserinin oluşumunu % 20-30 oranında etkilediği bilinmektedir. Tütün dumanı, nitrosamin ve polisiklik aromatik hidrokarbonlar da dahil olmak üzere bilinen 50’nin üzerinde kanserojen içermektedir. Sigara içmek, birçok kanser formu ile ilişkilidir ve akciğer kanserinin % 90’ına sebep olur.
Bazı kanserler de enfeksiyonlardan kaynaklanır. Serviks kanseri, beyin tümörleri, nazofarenks kanseri, kaposi sarkomu, karaciğer kanseri virüslerle olur. İnsanlarda kanser gelişimi için tütün kullanımından sonra en önemli ikinci risk faktörü olarak görünmektedir.
Radon gazı gibi iyonize radyasyon kaynakları kansere neden olabilir. Güneşten gelen ultraviyole radyasyona uzun süre maruz kalma, melanom ve diğer deri malignitelerine yol açabilir. Ge54 KOBİPLASTİK
Beslenme hataları, hava kirliliği, radyasyon, zararlı elektromanyetik dalgalar, çevre kirliliği, gıdaların içine konan katkı maddeleri ve insektisid denilen böcek ilâçları, temizlikte kullandığımız bulaşık ve çamaşır deterjanları, kalitesiz su ve çok çeşitli kimyasal maddeler ve toksinler, hücre hasarına neden olurlar.
Oluşmaması gereken proteinler oluşur siz metabolizma yolunu kullanabilirler. ve bunlar hücrelerin üremesini sağlayan Kanser hücreleri, yaşamak için şekere genlerin çalışmasını değiştirirler. muhtaç durumdadırlar ve şekerin olduğu her organa giderler. Gelişmekte olan ülkelerdeki insanlar, gelişmiş ülkelere yerleştiklerinde kalınKanser hücreleri, beslenmesi için asibağırsak kanseri oranı ve kanser çeşit- dik bir çevreye gereksinim duyarlar ve liliği artmaktadır. Japonya’dan Ameri- bunun tersine dengeli alkali bir çevrede ka’ya göç eden kişilerde kalınbağırsak ise yaşayamazlar. Kanser hücresi, şeker kanseri sıklığı artmıştır. Bu kanserin bulamazsa enerji elde edemediği için genetik nedenlerden ziyade çevresel ölmeye başlar. Normal hücreler içindeki etkenlerle ilişkili olduğunu göstermek- oksijenli solunum, kanserli hücrelerde tedir. Bu aynı zamanda güzel bir haber- şekerin fermentasyonu ile yer değiştidir. Demek ki kanser beslenmeye dikkat rir. Pozitron emisyon tomografisi (PET edilerek önlenebilir. Tabiatıyla nedenleri scan) ile kanser hücrelerini tespit etiyi saptamak gerekir. Bugün biliyoruz ki mekte şekerin kanser hücresinde topbeslenmede yapılan hatalar önemli bir lanmasından faydalanılır. Verilen radyosebeptir. aktif işaretli şekerin kanser hücrelerinde toplanması izlenir. Bu yöntemi kullanan ve doğruluğuna inanan hekimler, şekerin kanser hücreleri için gerekli olduğunu bilmektedirler. Yoksa neden bu tetkiki istesinler? Yoksa bilmeden mi bu tetkik istenmektedir?
Kalın bağırsak, meme, pankreas ve prostat kanserlerinde % 80 beslenme hataları sorumludur ve rahatlıkla önlenebilir. Sağlığımız için pek çok tehlikeli gıda olmasına rağmen, tüm toplumlarda ortak gözüken nokta, şekerli gıdaların tüketiminin artmasıdır. Şekere karşı insanlarda yasal bir bağımlılık söz konusudur. Eskiden esrar ve kokain rahatlıkla kullanılıyor ve hatta tedavide dahi faydalanılıyorken, bugün bunlar yasadışı alışkanlık grubuna sokulmuştur. Sigara alışkanlığı ile de mücadele edilmektedir. Fakat ne yazık ki şeker alışkanlığı hâlâ fark edilmemektedir. Rafine şeker ve unlu gıdaların gittikçe artan oranlarda tüketilmesi, şişmanlık ve ilişkili hastalıkların artmasını sağlamaktadır. Susuzluğumuzu gidermek için içtiğimiz meşrubatlar, iki yönden sağlığımızı tehlikeye atmaktadır. İçindeki şeker ve fosforik asit vb maddeler, hastalıklarda etken olarak karşımıza çıkarken, aynı zamanda su içmemenin bir mazereti haline gelmiştir. Toplumun kaliteli su içme oranının düşmesi de hastalıkların oluşumunda önemlidir.
Normal, sağlıklı hücrelerde elektriksel olarak pozitif olan çekirdek ve yüksek derecede doymamış yağ asidiyle elektriksel olarak negatif olan hücre zarı arasında bir iki kutupluluk vardır. Çoklu doymamış yağ asitlerinden yoksun ve trans yağlardan zengin bir diyet sonucu hücre zarı yapısı değişir. Sature ve trans yağlar hücre zarına girer ve elektrik yükünü bozar. Hücrelerdeki transport bozulur ve oksijen eksikliği görülür. Oksijen olmayınca, hücre oksijensiz solunum ile enerji elde etme yoluna gider. Yani bir hücrenin elektriksel yükü bozulursa, kanser gelişimi için gerekli ortam yaratılmış demektir. İşte biz bunu tespit ederek, daha kanser hücreleri klasik yöntemlerle tespit edilemez durumda iken erken önlem alabiliyoruz. Özetle, hücrenin değişik nedenlerle solunu-
munun bozulması ve bunun hücre zarı elektrik potansiyelini değiştirmesi, hem kanserin başlaması ve nedeni, hem de erken tanıda faydalanacağımız bir yöntem olarak karşımıza çıkar. Hücre solunumunda görevli enzimler çoklu doymamış yağ asitleri ile yakından ilişkilidir. Burada söz konusu olan yağlar, yüksek linolenik asit içeren, rafine edilmemiş ve soğuk yöntemle ezilmiş yağlardır. Bu yağların dışındaki yağların tüketilmesi ise faydadan çok zarar verir. Kemoterapi nedeniyle ikincil hasarlar oluşur ve bunun sonucunda sağlıklı hücrelerde de enerji kaybı olur. Kemoterapi ve radyasyon, sağlıklı hücrelerdeki normal enerji akışını tahrip ederek, onları da kanserli olmaya hazır hale getirir. Un ve şeker gibi hızlı emilen (glisemik endeksi yüksek) şekerlerden kaçınarak insülin direncine karşı çıkmak gerekir. Bu nedenle ekmek, mısır, çavdar, makarna, pirinç vb. tahıllar ve bunlar ile yapılan yemekler ve hamur işleri yenmemelidir. Az yemek şartı ile beyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği, kepek ekmeği, çavdar ekmeği, yulaf ekmeği ve pirinç yerine bulgur yenilebilir. Rafine şekerler (çay şekeri, fruktoz vb) ve bunlarla yapılan yiyecekler (reçel, pasta, bisküviler, gofretler, baklava, revani, kadayıf vb) yasaktır. Hiç bir şekilde tatlandırıcılar (aspartam, sakarin vb) ve tatlandırıcı içeren yiyecek ve içecekleri tüketmemek gerekir. Beyaz ekmek yüksek glisemik endeksi ile kanser rizikosunu artırmaktadır. Unu beyazlatmak için kullanılan benzoil peroksit (E928) ve potasyum bromat (E924) kanserojen maddelerdir.
Kanser hücrelerinin metabolizması, sağlıklı hücrelerinkinden farklıdır. Normal hücreler, enerji elde etmek için gerektiğinde oksijenli, gerektiğinde de oksijensiz metabolizma yollarını kullanırlarken kanser hücreleri sadece oksijenKOBİPLASTİK
55
SAĞLIK
Şeker, tuz, baharat, kabartma tozları ve çeşitli tatlandırıcılar, günlük diyetimizle aldığımız katkı maddelerinin % 90’ını oluşturmaktadır. Bunların dışında diğer katkı maddeleri antioksidanlar, glutamat ve bazı renk vericilerdir. Obezite diyetlerinde sıklıkla tatlandırıcılar görüyorsunuz. Şeker hastası olanların da çok tercih ettiği bir ürün olan tatlandırıcılar, çoğu kişi tarafından yanlış olarak değerlendirilmekte ve kilo verdirici, şeker düşürücü olduğu sanılarak artan oranlarda kullanılmaktadırlar. Bazı kişiler ise kilo verdirici olmadığını ama şeker tüketimi azaltıldığından dolayı alınan kalorinin azalmasına sebep olarak zayıflamaya ve şeker düşmesine yardımcı olduğunu bilmektedirler. Bu kişilerin bilgisi doğrudur ama eksiktir. Zira tatlandırıcıların nasıl etkili olduğunu bilmemektedirler. Tat, dilde mevcut tat reseptörlerinin uyarılması ile algılanır. Dilinizdeki tat reseptörlerini zımparalasak, siz tat duyusunu elde edemezsiniz. Peki, ne değişti? Sizin diliniz zımparalanınca, gıda maddesinin içindeki şeker yok mu oldu veya bağırsaklarınızdan emilmiyor mu? Mesane kanserine neden olabileceği için yasaklanan sakarin yerine aspartam kullanılmaya başlanmıştır. Aspartam, aspartik asit (%40) + fenilalanin (%50) ve metil alkolden (%10) oluşmuştur. Metil alkol herkesin bildiği gibi, sahte içkilerde kullanılan, içilince ölüme ve buharına maruz kalınca körlüğe sebep olan ispirtodur. Metil alkol, potansiyel bir kanserojen olan formaldehite dönüşür. Şimdi siz diyorsunuz ki, ben aspartam kullanmıyorum. XXX maddesi kullanıyorum. Yıllar önce de bazıları “Ben sakarin kullanmıyorum, yerine ------ kullanıyorum.” diyorlardı. Tarih bir tekerrür olmasın. Seçim sizin. Ben burada içindeki kimyasal maddelerden ziyade mekanizma üzerinde duracağım. Tat reseptörleri neden var? Siz sadece yediğiniz şeyin tatlı olduğunu anlayın ve
56 KOBİPLASTİK
bundan zevk duyun diye değil. Amaç, sizin vücudunuzu önceden şekerli madde girişine hazırlamaktır. Burada bir alarm görevi var. Siz şekerli gıda yemeseniz bile alarm çalışıyor ve vücudunuz sanki şekerli gıda yemiş gibi harekete geçiyor, hormonları salgılıyor. Sonuçta siz kalori almasanız bile, sizi kanserli hale getirecek mekanizmalar harekete geçiyor. Hücrelere geleceği söylenen enerji gelmeyince, hücreler enerji elde etmek için farklı mekanizmalara yöneliyorlar. Yani esas problem şekerden ziyade enerji elde etme biçiminde. Siz şeker verince bu enerji elde etme biçimini uyarmış oluyorsunuz. Sonuçta da hastalıklar oluşuyor. Tüm bunlar kan testleri ile göremeyeceğimiz mikro boyutta gerçekleştiği için son ana kadar göremiyorsunuz. Yani denizaltını gözle görmeye kalkmak gibi bir şey. Ama radar ve sonarlar gibi gelişmiş vasıtalara sahipseniz önceden görebilirsiniz. Sanayi tipi, margarin, ayçiçeği, soya ve mısır yağı vb bitkisel kökenli yağlar üretimleri sırasında yüksek ısı ve basınca maruz kaldıklarından trans yağ ve omega 6 oranı yükselir. Dejeneratif hastalıklara ve kansere neden olurlar. Kesinlikle tüketilmemelidirler. Sızma zeytinyağı, tercihen salatalarda ve soğuk yemeklerde kullanılmalıdırlar. Riviera zeytinyağı, fındık yağı ve kanola gibi sıcak preslenmiş yağlar ancak ikinci seçenek olarak kullanılabilir. Yiyeceklerin yüksek ısılarda muamele edilmesi, gen mutasyonuna neden olan heterosiklik aminlerin oluşmasına yol açar. Heterosiklik aminler ile prostat, kalın bağırsak, yemek borusu, akciğer ve karaciğer kanseri arasında ilişki saptanmıştır. Değişik pişirme yöntemleri yiyeceklerde bazı kimyasal bileşikler oluşturmakta, bunlar da organizmada zararlı etki yapabilmektedir. Özellikle protein içeriği fazla olan besinleri kızartma ve tütsüleme yöntemi ile pişirmek tehlikeli olabilir. D vitamini eksikliği; osteoporoz, hazımsızlık, bağışıklık yetersizliği, bunama ve kalp kası hastalığına sebep olur. Son yıllarda D vitamini eksikliği ile kanser arasında da ilişki gösterilmiştir. Gerçekten de serum 25(OH)D vitamini düzeyleri düşük olan kişilerde kanser sıklığı fazladır. D vitamini eksikliği olanlarda meme, mide, kalın bağırsak, safra kesesi, endometrium, pankreas, yemek borusu, prostat, yumurtalık, hodgkin, lenfoma, böbrek, hodgkin-dışı lenfoma, testis,
mesane ve vulva kanseri sık görülür. Normal koşullarda insan vücudunda D vitamininin % 90-95’i güneş ışınlarının etkisiyle deride sentezlenir. Eğer güneş ışınına yetersiz maruz kalınırsa D vitamini eksikliği görülür. Ülkemizde her 4 kadından 3’ünde D vitamini yetersizliği mevcuttur. Annelerin D vitamini düzeyi düşük olursa, bebeklerin de sağlıklı olması beklenemez. D vitamininin normal kan seviyeleri 40 ile 120 ng/dL arasında olmalıdır. İnflamatuar olaylarda da kanser sıklığının arttığı ifade edilmiştir. Sitokinler ve eikosanoidler, tümörlerin büyümesini sağlarken bağışıklık sistemini de zayıflatırlar. Bu maddelerin azaltılması kanser gelişimini yavaşlatır. İnflamasyonu azaltmak için D vitamini düzeylerini yükseltmek, tüketilen omega-3 yağ asitlerini artırmak, omega-6 yağ asitlerini ise azaltmak gerekir. Ayrıca değişik baharatlar da inflamasyonu azaltırlar. Bu etkileri nedeni ile kanser hastalarının beslenmesine ilave edilmeleri fayda sağlar.
Yiyecek ve içeceklerde doğal olarak oluşan mutajen ve kanserojenler: Bunlar, tehlikeli olarak görülmesine rağmen aşılama gözüyle bakılmalıdır. Bunlardan çok miktarda yendiği takdirde risk artırıcı olmalarına rağmen, düşük miktarlarda alımı ise vücudun anti-kanserojen mekanizmalarını harekete geçirir. Bu aynı zamanda bize şu gerçeği de göstermektedir. En faydalı olduğuna inandığınız gıda bile, fazla yendiği takdirde size faydadan ziyade zarar verecektir. O nedenle tek yönlü beslenme çok tehlikelidir. Aşağıdaki tablo bize bunu göstermektedir.
Mutajen-kanserojen madde Gıda maddeleri Asetaldehit Akrilamid Aflatoksin Alil izotiyosiyanat Benzaldehit Benzen Benzopiren Benzil asetat Etil alkol Etil akrilat Etil benzen Etil karbamat Estragol Furan Furfural Heterosiklik aminler Hidrazinler Hidrojen peroksit Hidrokinon 4-metil kateşol Metil eugenol Psoralen Safrol
Elma, ekmek, kahve Ekmek, köfte, kahve, kereviz Kabuklu kuru yemişler Brokoli, hardal Elma, domates Tereyağı, kahve, rosto Ekmek, kahve, köfte Çay Ekmek, şarap, köfte Ananas Kahve Ekmek, kırmızı şarap, köfte, domates Elma Ekmek, soğan, mantar, patates Ekmek, kahve, kabuklu kuru yemişler Rosto, hindi, ızgara balık Mantar Kahve, domates Kahve Kahve Tarçın, kabak tatlısı Maydanoz, kereviz Karabiber, kabak
Şişman bireyler, aynı yaş ve cinsteki zayıf bireylere oranla daha fazla kansere yakalanma olasılığına sahiptirler. Alınan fazla enerjinin kaynağı ne olursa olsun hastalık riski artar. VKİ 40 kg/m2 üzerinde olanlarda, % 50-60 daha fazla kanser görülmektedir. 10 yıl içinde kadınlarda % 24 olan şişmanlık oranı % 39’a, erkeklerde % 9 olan oran % 19’a çıkmıştır. 30 yaş üzerindeki her 3 erkeğin birinde ve 2 kadından birinde metabolik sendrom mevcuttur. Şişmanlık, kadınlarda görülen kanserlerin % 20’sinden, erkeklerde görülen kanserlerin ise % 14’ünden sorumludur. Şişmanlığın sebep olduğu başlıca kanserler; özofagus, kalın bağırsak (kolon ve rektum), karaciğer, safra kesesi, pankreas, böbrek, mide, prostat, meme, rahim (uterus ve serviks ) ve over kanseridir. Fiziksel hareketsizlik özellikle kalın bağırsak ve meme kanser riski ile ilişkilidir. Esansiyel yağ asitlerinin çok önemli görevleri vardır. Omega-6 yağ asidi olan linoleik asidin aktif metaboliti olan araşidonik asit, proenflamatuvar mediatorların sentezlenmesini sağlar. Omega-3 yağ asidi olan alfa-linolenik asit (ALA), desaturaz ve elongaz enzimleri ile eikozapentanoik asit (EPA) ve dokosahekzaenoik asit (DHA) gibi aktif metabolit-
lere dönüşür. Alfa - Linoleik asidin aktif metaboliti olan eikozopentoenoik asit, antienflamatuvar mediatorların sentezlenmesini sağlar. Trans yağ asidi tüketimindeki artış meme, kolon ve prostat kanseri ile ilişkili olabilir. Trans yağlar, tümör baskılayıcısı olan p53 geni aktivitesini azaltır. Sonuç olarak, normal sağlıklı hücreyi bozmadan kanserli hücreleri tahrip etme olanağı, şu anda sadece omega-3 yağ asitleri ile mevcuttur. Hem eicosanoidler üzerinden, hem de hücre zarına girerek zar geçirgenliğinde yaptığı etkilerle kanser hücrelerinin tahribini kolaylaştırır. Kolesterol düşürücü olarak kullanılan statin grubu ilaçların kanserde iki yönlü etkisi vardır. Kolesterol hücre zarının bir bileşeni olduğundan, sentezindeki sorunlar hücre üremesini durdururlar ve hücrenin tahrip olmasını sağlarlar. Fakat bu mekanizma sağlıklı hücrelerde de olur ve kanser hücrelerine göre daha fazla etkilenirler. O nedenle statinler, kanserli hücreleri öldürürken sağlıklı hücreleri de öldürür. Statinler, başka yollar üzerinden de kansere neden olabilirler ve kolesterol sentezini bloke ederken CoQ10 inhibisyonu da yaparlar.
Nitrat ve nitritler özellikle sucuk, sosis, salam ve pastırma gibi rafine et ürünleri ve balıkta koruyucu, renklendirici, lezzet arttırıcı ve mikropların üremesini durdurmak amacıyla yaygın olarak kullanılmaktadır. Nitrozamine dönüşen nitritlerin hayvan modellerinde mesane kanserine yol açtığı gösterilmiştir. N-nitrozamin, sigara dumanında da bulunur ve sigaranın mesane kanserinde en önemli etken olduğu bilinir. Nitratla tarım arazilerinin gübrelenmesinin, sulardaki nitrat düzeyini yükselttiği gösterilmiştir. Doğal su diye rahatça içtiğimiz suların potansiyel risk taşıyabileceğini hiç düşündünüz mü? Dahası gelecek sayıda.
KOBİPLASTİK
57
FUAR
SANAYİYE YÖN VERENLER 20. KEZ WIN OTOMASYONDA BULUŞTU
} 10 salonda, 30 bin m²’nin üzerinde kapalı alanda ve doğrudan 22 ülkeden katılımcı ile rekor kıran WIN Automation bu yıl da iddiasını kanıtladı. Fuarı dört günde 75.802 kişi gezdi, yabancı alım heyetlerinin çokluğu dikkat çekti. İhracatın lokomotifi sektörler fuarda en son yeniliklerini sergiledi.
20.
yılında 4 önemli sektörün sergilediği ürün ve hizmetlerin sunulduğu, Türkiye ve Avrasya Bölgesi imalat endüstrisinin en önemli ve bir numaralı fuarı olarak anılan WIN - World of Industry Fuarı, Türkiye’den ve dünyadan 1765 katılımcı ve 75.802 ziyaretçi ile bir başarıya daha imza atarak sona erdi. TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde, Hannover Messe Bileşim Fuarcılık A.Ş. tarafından düzenlenen fuar, “Otomasyon”, “Electrotech”, “Hydraulic & Pneumatic” ve “Materials Handling” sektörlerinin önde gelen dünya çapında firmalarına ev sahipliği yaptı. Türkiye’den ve dünyadan 3036’sı 77 farklı ülkeden gelen 75.802 profesyonelin ziyaret ettiği WIN-World of Industry Automation Fuarı 30.000 m²’nin üzerindeki kapalı alanda 1.765 katılımcı firmayı ağırladı. Ulusal katılımcıların yanısıra Avusturya, Almanya, Belçika, Bulgaristan, Çin, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Fransa, Güney Kore, Hindistan, Hollanda, Japonya, İspanya, İsviçre, İtalya, Portekiz, Polonya ve Romanya başta olmak üzere doğrudan 22 farklı ülkeden fuara katılan şirketler kendi ürün ve teknolojilerini ser60 KOBİPLASTİK
gilediler. Japonya, Güney Kore, İtalya ve Almanya fuarda bu yıl ülke pavyonlarıyla yer aldı. Fuar öncesinde göstermiş oldukları tanıtım faaliyetlerinin başarılı olmasından memnuniyet duyduğunu ifade eden Hannover Messe Bileşim Fuarcılık A.Ş. Genel Müdürü, Alexander Kühnel şunları söyledi: “WIN Otomasyon Fuarı bugün alanında lider bir fuar olarak her zamankinden daha fazla kabul görüyor. Şirketlerden başarılı iş bağlantıları yaptıklarına dair oldukça olumlu geri bildirimler alıyoruz. WIN ailesi büyüdü. 20 yıl önce başlattığımız fuar bugün Türkiye genelindeki en büyük fuar haline geldi. WIN fuarının yirmi yıl içinde bu derece büyüdüğünü görmek bizleri mutlu ediyor. Katılımcı ve ziyaretçi sayısının yüksek olması ve müşterilerimizin yapılan işten memnuniyet duyması organizatör olarak katılımcıların yararına iyi işler yaptığımızın göstergesidir.” Fuar “Otomasyon”, “Electrotech”, “Hydraulic & Pneumatic” ve “Materials Handling” sektörlerinin önde gelen firmalarını bir araya getirdi. Ulusal ve uluslararası çok sayıda lider firma en yeni ürünlerini Türkiye ve yabancı ülkelerden
gelen ziyaretçiler için sergiledi. Endüstriyel Otomasyon Fuarı üst düzeyde ulusal ve uluslararası şirketleri ağırladı Türkiye’de, sanayileşme sürecindeki hızlı artışa paralel olarak üretimde otomasyonun önemi giderek artmaktadır. Ortalama olarak yıllık % 7-8 oranında büyümektedir ve önümüzdeki yıllarda da bu oranın korunacağı hatta artacağı öngörülmektedir. VDMA (Alman Mühendislik Federasyonu) Türkiye Ülke Müdürü, Friedrich Wagner fuarın olumlu sonuçlarına ilişkin düşüncelerini şöyle dile getirdi: “WIN Otomasyon Fuarına resmi katılım gösteren 38 Alman firması fuardan son derece memnun. Türkiye ve tüm bölgedeki eski ve yeni müşteriler ve ortaklar ile gelecek vadeden iş bağlantıları kurdular. Bu bağlantıların gelecekte genişletilmesi gerekiyor.” Bonfiglioli Türkiye Genel Müdürü, Murat Güracar WIN Automation fuarı ile ilgili görüşlerini belirtti: “Geçen seneye göre ziyaretçi sayısında artış var. Ziyaretçi kalitesi iyi. Fuardan memnun olmamızdan dolayı gelecek yıl daha büyük metrekare ile katılmaya karar verdik.”
Kontrol ve Güç Transmisyonunda Dünya Markası Bonfiglioli
Materials Handling Fuarı bu yıl İSDER(İstif Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Derneği) ile uzun vadeli bir işbirliğine imza attı Günümüzde endüstriyel topluluğun artan ihtiyaçları taşıma, istifleme ve depolama konularındaki çözüm ihtiyacını da arttırmaktadır. Türkiye ve diğer tüm ülkelerde yatırım maliyetleri ve depolama alanlarının azaltılması gibi konular lojistik ve depolama yöneticileri için en önemli konulardır. Bu yıl İSDER ile olan işbirliği ile üyelerin sergilediği forkliftler olmak üzere, bir çok farklı ürün kategorisi Materials Handling fuarında ziyaretçilerle buluştu. Türk makine sektörünün 2023 hedefine ulaşabilmesi için WIN Materials Handling gibi fuarlara katılımının önemli olduğunu söyleyen İSDER Genel Sekreteri Faruk Aksoy; “Türk makine sektörünün 2023 yılındaki 100 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşabilmesi için bu tip fuarlar çok önemli. Fuar Türk makinasının eksik yönlerini görmesi ve dünya pazarlarıyla ilişki kurması açısından çok faydalı. 20 yıldır süregelen WIN Material Handling Fuarı, makina sektöründe dünyanın en etkili fuarlarından biri.” dedi.
HMF Makina, Ürün Pazarlama Müdürü, Nergis Özbek organizasyondan memnun kaldıklarını dile getirdi: “Fuar ziyaretçilerinin oldukça profesyonel olduğunu düşünüyorum. Bugün için daha önce katıldığımız organizasyondaki ziyaretçi adetlerini geçmiş durumdayız. İstif makinacılarının daha toplu halde yer almasının daha doğru olduğu kanaatindeyim. Organizasyon beklentilerimizi karşıladı.” Electrotech Fuarı’nda ilk kez “Yenilenebilir Enerji” Özel Sergi Alanı oluşturuldu Türkiye Elektrik İletim A.Ş. Türkiye’nin elektrik ihtiyacında 2009-2023 yılları arasında yılda % 6’lık bir artış olacağını tahmin ediyor. WIN Fuarları’nın önemli bir parçası olan ve elektrikle ilgili tüm alt dalları kapsayan Electrotech Fuarı’nda ise bu yıl ilk defa 9. holde “Yenilenebilir Enerji Özel Sergi Alanı” bulundu. ETMD Elektrik Tesisat Mühendisleri Derneği Başkanı, Tuncer Özekli fuar ile ilgili şunları söyledi: “Bu sene yapılan WIN Fuarı kapsamında yenilenebilir enerji bölümünün açılması ve genel olarak standların düzeni görsel açıdan gayet başarılıydı. Özellikle, desteklediğimiz Electrotech kısmına ve derneğimiz ile ilgili otomasyon kısmına katılımcıların ilgisi sevindiriciydi, Hannover Messe WIN Fuarına düzenlemeleri nedeniyle teşek-
kür ederiz.” Makel Pazarlama Müdürü, Fatih Yüzbaşıoğlu fuar ile ilgili görüşlerini belirtti: “WIN Fuarları, oldukça kapsamlı bir organizasyon. O anlamda buraya gelen ziyaretçiler de farklı alanlarda uzmanlık sahibi. Dolayısıyla standımıza gelen ziyaretçi
profilinden oldukça memnunuz. Çünkü hepsi konusunda uzman ve elektrikçi olarak tabir ettiğimiz kişilerden oluşuyor. Onlara verdiğimiz bilgiler ve kurduğumuz karşılıklı diyalog tatmin edici. Piyasaya yeni sürmeye hazırlandığımız akıllı bina sistemleri de oldukça ilgi gördü. Özetle umduğumuzu bulduğumuzu söyleyebilirim.”
KOBİPLASTİK
61
FUAR
Hidrolik ve Pnömatik Fuarı Sektöre Kazanç Sağladı Türkiye’de hidrolik ve pnömatik endüstrisi makine üretim endüstrisi ile paralel bir gelişim göstermektedir. Hidrolik-pnömatik sektörü, imalat sanayiindeki hızlı gelişme ile birlikte özellikle son 10 yıldır ciddi bir atılım içinde. Tahminlere göre 400 milyon Avro civarında büyüklüğe sahip olan sektör, önümüzdeki dönemde de imalat sanayiindeki gelişmelerle büyümesini sürdürecek. AKDER Akışkan Gücü Derneği Yönetim Kurulu Başkanı, Fikret Dalkıran fuar ile ilgili görüşlerini belirtti: “Bir WIN Fuarını daha geride bıraktık. 21-24 Mart 2013 tarihleri arasında düzenlenen fuar, her yıl olduğu gibi bu yıl da çok hareketli geçti. Hidrolik pnömatik sektörü için ayrılmış olan 12 numaralı salon, gerek Akder üyeleri, gerekse üye olmayan sektör mensupları tarafından dolduruldu. Fuarı, bu yıl her yıla göre daha temiz, daha düzenli ve daha organize bulduk. Win fuarı için emeği geçen herkesi kutlar, teşekkürlerimi sunar, daha güzel fuarlar için, başarılar dilerim.” Kastaş Kauçuk A.Ş. Genel Müdürü, Haydar Atılgan fuar ile ilgili görüşlerini dile getirdi: “Daha önceki yıllarda olduğu
62 KOBİPLASTİK
gibi bu yılki fuarın genel seyri ve ziyaretçi katılımı açısından başarılı olduğunu düşünüyorum. Bu yıl katılımcılar piyasa beklentilerine paralel olarak daha ileri teknoloji ürünlerini sergilediler. En önemlisi de robotların ve robotik sistemlerin fuarda önemli bir yer tutmasıydı. Kastaş olarak şu anda katıldığımız 6 Hannover Messe fuarının genel yapısı beklentilerimizi karşılamaktadır.” Avrasya ve Orta Doğu’nun yanısıra Afrika’dan gelen davetli heyetler Ekonomi Bakanlığının desteği ile fuarı ziyaret etti. İstanbul Sanayi Odası’nın ikili iş görüşmeleri düzenlediği fuarda İran ve Almanya, Baden Württemberg’den gelen satın alma heyetleri ağırlandı. Uluslararası satınalma heyetleri ve Anadolu Heyeti’nin yanısıra Tunus, Mısır, Suudi Arabistan, Irak, İran, Özbekistan, Azerbaycan, Bosna Hersek, Cezayir, Kazakistan, Afganistan, Fas ve Filistin gibi ülkelerden gelen dernek başkanları fuarı ziyaret ederek önemli iş bağlantıları kurdu. Endüstriyel Etkinlikler Zirvesi sektöre ışık tuttu Fuar kapsamında her yıl düzenlenen
“Endüstriyel Etkinlikler Zirvesi” bu yıl da çok sayıda konferans, panel, kurumsal etkinlik ve çözüm gösterilerine ev sahipliği yaptı. Zirve; WIN Fuarlarının yarattığı ticarî platformun yanısıra çok etkili bir bilgi paylaşım platformu olarak da sektöre ışık tutmayı hedefledi. Zirve kapsamında, Alman VDMA Derneği, Robotik adı altında seminer düzenledi. Bu yıl ilk kez Baden Württemberg tarafından düzenlenen “Matchmaking” etkinliği (İkili İş Görüşmeleri) ve bir “Workshop” zirvede yer aldı. Matchmaking etkinliği inovatif paylaşımlar, yeni iş ortakları arayan firmalar ve yeni işbirliklerine imza atmak isteyenler için etkili bir platform oluşturdu. HATIRLATMA “Metal Working”, “Welding” ve “Surface Treatment” teknolojilerini tek çatı altında toplayan WIN Metal Working Fuarı 6-9 Haziran 2013 tarihleri arasında gerçekleştiriliyor. Sektördeki en son trendler ve gelişmelerin sergileneceği fuara Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi ev sahipliği yapacak.
narplas
plastik ve metal sanayii
NARPLAS PLASTİK VE METAL SANAYİ PLASTIC AND METAL INDUSTRY İSTANBUL ANADOLU YAKASI OSB AYDINLI MAH.GAZİ BULVARI 2.SOK.NO:4 Pk.: 34953 TUZLA-İSTANBUL Tel :0216 304 03 76 - 77 Fax : 0216 304 03 78 info@narplas.com.tr
80
KOBİPLASTİK
OCAK-ŞUBAT 2013
20 - 24
May / 2013 M o n d a y t o Fr i d a y | 1 1 a m t o 8 p m A n h e m b i | S ã o Pa u l o - S P | B r a z i l
THE ESSENTIAL TRADE FAIR FOR THE PLASTICS MARKET. With the expansion of the international market, what already was a successful event in Brazil became a global event with much more prestige. Renovated and deemed the biggest fair in Latin America, FEIPLASTIC comes to transform the market as an important center for generating business within the plastics production chain.
SECTORS PRESENT AT THE EVENT:
Basic Products and Raw Materials
Machinery, Equipment and Accessories
Molds and Tools
Plastics Processors
Synthetic Resins
Instrumentation, Technical Services Control and Automation and Projects
HERE, BIG DEALS ARE MADE. MAKE YOUR FREE REGISTRATION ONLINE AND PARTICIPATE! th
AVAILABLE UNTIL MAY 17 .
www.feiplastic.com.br
Institutional Support:
Organization and Promotion:
Entry of children under 16 prohibited, even if accompanied. Event exclusively and free for industry professionals who register early via the website, available until may 17 th, or present an invitation at the event. All others wil be charged an entry fee of R$55.00 at the service counter. 61 OCAK-ŞUBAT 2013 KOBİPLASTİK
DOSYA Bölüm 2
CNC Tezgâhlarda İmalat Teknolojileri
Çok Eksenli İmalat ve Tornalama İşlemleri Hikmet Nazım Ekici Şırnak Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği bölümü trol panelinde “A” harfi bulunmaktadır,
Tabii burada son 3 seçenek çoğun-
bu harf divizör veya döner tablayı sem-
lukla robot kollarda; A şıkkındaki kon-
ir önceki yazımızda CNC prog-
B
bolize eder. Aşağıda Mitsubishi marka
figürasyon ise takım tezgâhlarında
ramlama iş ve işlemlerine ay-
3 eksen bir CNC tezgâhın kontrol paneli
kullanılmaktadır. Kod yapısında ise 4.
rıntılı olarak değinmiş, aynı
görülüyor. Panelde döner tabla “A+” ve
eksen yukarıda vurguladığımız gibi “A”
zamanda imalat öncesi yapılması ge-
“A-“ harfleriyle gösterilmektedir. “+” ve
harfiyle; 5. eksen ise “C” harfiyle göste-
rekenleri de anlatmıştık. Ayrıca bu ayki
“-“ sembolleri pozitif ve negatif yönde
rilmektedir. Burada “A” ve “C” harfleri
yazımızda Tel ve Dalma Erozyon (EDM)
hareketi ifade eder.
dönme hareketini temsil eder. Böylece
A-Çok Eksenli İşlemeler
kod yapısı aşağıdaki şekilde olmaktadır.
tezgâhlarıyla imalatı da anlatacağımızı yazmıştık; ancak konunun geniş olması
G.. X.Y.Z.A.C.
nedeniyle EDM tezgâhlarıyla imalatın
Formül 1: 5 eksen CNC tezgâhlarda kod yapısı
ayrı bir başlık altında bir sonraki sayıda incelenmesi uygun görülmüştür.
3 eksen tezgâhların 4 veya 5 eksene
Yazı başlığında belirttiğimiz çok eksenli
dönüştürülmeleri mümkündür. 4 ekse-
imalattan kasıt 4 ve 5 eksenli tezgâh-
ne dönüştürme tezgâh kızaklarına hari-
ların kullanımıdır. Bu tezgahlârın prog-
ci olarak monte edilecek döner tabla ile;
ramlanması daha komplikedir. İmalat
5 eksene dönüştürme ise gene kızakla-
ortamında zaman içinde farklı yapılara
ra monte edilecek döner tabla ve konsol
sahip parçaların nümerik tezgâh has-
mekanizmasıyla sağlanabilir. Aşağıda
sasiyetiyle işlenebilmesi için tezgâhlar-
bir döner tabla - konsol mekanizması
daki hareketli uzuv sayısının artırılması
görülüyor
ihtiyacı doğmuştur. Diğer bir tabirle tek
Şekil 1: Mitsubishi M70 model CNC
başına X, Y, Z eksenleri bu parçaların
tezgâhının kontrol paneli
.
işlenmesi için yeterli değildir. Bunun için fazladan hareket serbestisine ihti-
5 eksen tezgâhlar farklı şekilde konfi-
yaç vardır. Özellikle türbin kanatları vb.
güre edilebilirler. Bugün en yaygın kon-
parçaların işlenmesi için mutlaka faz-
figürasyon 3 lineer, 2 döner eksen şek-
ladan serbestlik derecesi gerekir; aksi
lindedir. Belli başlı 5 eksen CNC tezgâh
takdirde kesici takım talaş kaldırılması
konfigürasyonları şunlardır:
gereken bölgelere ulaşamayacaktır. İs-
A 3 lineer eksen, 2 döner eksen
tenilen bu ilâve eksenel hareket ihtiyacı
B 2 lineer eksen, 3 döner eksen
döner tabla ve konsol hareketiyle sağ-
C 1 lineer eksen, 4 döner eksen
lanmaktadır. 3 eksen tezgâhların kon-
D 5 döner eksen şeklindedir. [1]
66 KOBİPLASTİK
Şekil 2: Döner tabla - konsol tertibatı [2] CAM programlarında çok eksenli işlemeler “multi axis operations” olarak ad-
landırılmaktadır. Belirli yapıdaki şekilleri
me sürme mekanizmasının takılmasıyla
işlemek için belli komutlar mevcuttur.
çok efektif hale gelmiştir. Bu meka-
Aşağıda
programındaki
nizma sayesinde operatör müdahalesi
bazı 5 eksen işleme komutları görülüyor.
minimumda tutularak imalat yapılabil-
MasterCAM
Şekil A
mektedir. Aşağıda bir malzeme sürme tertibatı (çubuk sürücü) görülüyor.
Şekil 3: MasterCAM programında bazı 5 eksen işleme komutları [3] Şekil B Serbestlik
derecelerinin
verilmesi
sadece konsol ve döner tabla yoluyla yapılmamaktadır. Bir başka yöntemse
Şekil 5: CNC torna (kayar otomat) için bir çubuk sürücü [5]
kesicinin takılı olduğu baş kısmına hareket vermektir. Böylece hareket imkânı
Torna tezgâhı pek çok yönüyle komp-
artmakta 6, 7 eksen CNC tezgâhlar üre-
like ve aparat sayısı fazla olan bir tez-
tilmektedir. Aşağıda bir açılı kafa kısmı
gâhtır. Aynalar, fener mili, hız kutusu
görülmektedir.
(norton kutusu), gezer veya sabit punta, araba, support, siper, kalemlik, kopya tertibatı, küre tornalama tertibatı, mandren, mandrel vb. kısım ve aparatları bulunmaktadır. Bunları ayrıntılı olarak açıklayacak olursak aynalar tor-
Şekil 6: 4 Ayaklı ayna (A) Mengeneli Ayna (B)
nalama işleminde en önemli aksamlar-
Şekil 4: Bir açılı kafa [4]
dan biridir; tornalayacağımız parçaları
Eksantrik tornalama işlemlerini yap-
bağlamamıza yararlar. Üniversal tez-
mak içinse fırdöndü aynası kullanılır.
gâhlarda standart olarak 3 ayaklı ayna
Aşağıda bir fırdöndü aynası ve tertibatı
kullanılmaktadır. Ancak 3 ayaklı ayna
görülüyor.
silindirik parçaların bağlanması için kulB.Tornalama İşlemleri
lanılır. Parça geometrisi silindirden farklı
Şekil 7: Fırdöndü aynası ve tertibatı
olduğunda başka ayna tipleri kullanılır. B.1 Üniversal Tornalar
Örneğin parça kesiti kare ise 4 ayaklı ayna kullanılır. Bunun dışında menge-
İmalatta kullanılan en önemli takım
neli ayna da denilen ayakları birbirinden
tezgâhlarından bir diğeri de tornadır.
bağımsız hareket edebilen bir ayna daha
Klasik üniversal tornalar halen yaygın
vardır. Bu sayede dikdörtgen kesite sa-
bir şekilde kullanılmaktadır. Torna tez-
hip parçalar kolayca bağlanabilmekte-
gâhlarının otomasyonu özellikle malze-
dir. Aşağıda bazı ayna türleri görülüyor. KOBİPLASTİK
67
DOSYADOSYA
Fırdöndü aynaları, ayna bağlama pa-
rumdadır. Aşağıda gezer ve sabit punta
parça geniş olan tarafa doğru itilince sı-
yını minimuma indirerek punta-punta
görülüyor.
kıca yataklanmış olur; torna kaleminin
arasında tornalama yapmak için kul-
Şekil A
aynadan puntaya doğru talaş kaldırdığı
lanılır ve elbette tornalama esnasında
düşünülürse parça iyice sıkışır ve kımıl-
parçanın puntadan bağımsız olarak dön-
dayamaz hale gelir.
memesi için parça vidayla sıkıştırılır. Bu
Kopya tertibatı bir tür kam mekaniz-
işlem yapılırken fırdöndü aynasının için-
masıdır. Seri üretimi yapılacak parçadan
den fener miline punta takılır ve mutla-
bir tane üretildikten sonra izleyici bu
ka puntalara bir miktar gres sürülmeli-
numunenin üzerinde gezinir, aynı esna-
dir; aksi takdirde sürtünmeden dolayı
da torna kalemi ham haldeki parçanın
punta uçları yanar.
üstünden talaş kaldırarak parçayı işler.
Delikli aynalar daha çok iş kalıbı vası-
Şekil B
Tüm bu ekipmanların üstüne monte
tasıyla parçaların bağlanmasına yarayan
edildiği yer tezgâhın kızaklarıdır. Litera-
aynalardır. İş kalıpları bir parçanın çok
türde “kayıtlar” olarak da anılır. Hassas
sayıda, aynı hassasiyet ve kalitede üre-
bir şekilde taşlanmış ve aşınmaması
tilmesini sağlayan kalıplardır. Aşağıda
için indüksiyon yöntemiyle yani elektrik
bir delikli ayna görülüyor.
akımıyla sertleştirilmiştir. Takım tezgâhlarının yatay kısımları “banko”, dikey kısımları ise “sütun” olarak adlandırılır. Banko yüzeylerine hareketli aksamlar monte edilir. Bu aksama araba denir; arabaya monte halde support, siper ve
Şekil 9: Gezer punta (A),
kalemlik bulunur. Arabaya hareket mil-
Sabit punta (B)
ler vasıtasıyla sağlanır. Bu millerden biri ana mil (talaş mili), diğeri ise vida mili-
Gezer puntaya sadece punta takılmaz;
dir. Aşağıda torna arabası görülüyor.
delik delme işlemi için mandren veya parçanın alnına punta deliği açmak için punta matkabı takılabilir. Gezer puntanın mili mors koniğidir. Çapı 14 mm
Şekil 8: Delikli ayna
ve daha büyük olan matkap uçlarının sap kısmı koniktir. Bu sayede mandren
Gene uzun parçalar için aynaların
olmaksızın gezer puntaya yataklana-
karşılığı olarak puntalar kullanılır. Ge-
bilmektedir. Çok bilinmemekle birlikte
zer punta tüm tornalar için standart
bir diğer aparat mandreldir. Mandreller
bir ekipmandır. Bunun dışında tezgâh
doğrudan torna aynasına bağlanama-
işleme kapasitesine yakın; yani ağır ve
yacak kadar kısa olan parçaların yatak-
uzun parçaları yataklamak için sabit
lanması için kullanılırlar ve yapı itibariyle
punta kullanılır. Her iki punta da kızaklar
koniktirler. Parçaların göbek deliğinden
Tezgâh hız kutusu yani diğer ismiy-
(kayıtlar) üstünde hareket edebilir du-
geçen mandren; konikliği sayesinde
le norton kutusu devir değiştirmek için
68 KOBİPLASTİK
Şekil 10: Torna arabası
kullanılır. Halihazırda tezgâh çalışırken
dışarı çıkarılması gerekir. Şayet bir vida
ağızlayacaktır. İmalat esnasında verilen
devir değiştirilmemesi gerekir; böyle
tablosu yoksa yani vidanın diş dibi öl-
her pasodan sonra vida tarağı kullanıla-
bir şey hız kutusunun tümüyle tahrip
çüleri belirlenemiyorsa bu durumda dış
rak vidanın ölçülerine gelip gelmediği,
olmasına neden olabilir. Bu durum oto-
çap yani anma çapından vida adımı çıka-
dişlerde kayma olup olmadığı kontrol
mobiller için de geçerlidir. Şanzıman
rıldığında bulunan değer yaklaşık olarak
edilmeli ve vida tarağı açılan dişe tam
veya transmisyon olarak adlandırılan
vida diş dibi çapını verir. 0,2 - 0,3 mm’lik
olarak oturana dek paso verilmeye de-
dişli kutusu vites değiştirme esnasında
pasolarla vida açma işlemi tamamlanır.
vam edilmelidir. Vida tarağı bir tür mas-
debriyaja basılmazsa dişli kutusuyla ir-
Vida açma esnasında mutlaka soğutma
tardır. Aşağıda vida tarağıyla yapılan bir
tibat kesilmeyeceği için dişlilerin parça-
sıvısı veya kesme yağı kullanılmalıdır.
kontrol gösteriliyor.
lanmasına sebep olur.
Bu çıkan talaşın kesme bölgesinden
Üniversal tornalarda yapılabilecek te-
uzaklaşması adına önemlidir. Ayrıca
mel işlemler; alın tornalama, sırt torna-
bir diğer sorun olarak “talaş sıvaması”
lama, konik tornalama, eksantrik torna-
vardır. Talaş sıvaması kesme esnasında
lama, delik delme, delik büyütme, vida
çıkan talaşların ısı tesiriyle kesici takım
çekme, küre tornalama, tırtıl çekme, yay
veya parçaya yapışması durumudur.
sarma vb. işlemlerdir. Bunlardan belki
Gene bu nedenledir ki vida açma işle-
de en zor olanı, ustalık gerektireni vida
mi tamamlandığında somun doğrudan
Şekil 11: Vida tarağı ile vida kontrolü
çekmektir. Bazı detaylara değinecek
vidayı kavramayacak, serbest hareket
Vida açma konusunda bahsedilebile-
olursak; bilindiği üzere Whitworth vida-
etmeyecektir. Dişlerin arasına sıvanan
cek bir diğer konu çok ağızlı vida açılma-
lar adım usulüne göre değil parmaktaki
bu talaşları temizlemek için üçgen ke-
sıdır. Yani aynı silindirik parça üzerinde
diş sayısına göre çekilir ve pek çok torna
sitli eğeyle tezgâh çalışırken birkaç kez
birbirinden bağımsız halde iki helisin
tezgâhında 1/19” ayarı bulunmaktadır.
dişlerin üstünden gidip gelmek gerekir.
açılması. Örneğin vida parametreleri
Bu sembol 1 inch uzunlukta 19 diş bulu-
Bu işlemin sonunda şayet ölçülerde bir
adımı 6 mm ve 2 ağızlı olarak verilmiş
nacağı anlamına gelir. Tornalar bunun
hata yoksa somun rahat bir şekilde ta-
olsun. Bu durumda önce adım mikta-
dışında da whitworth vida çekebilirler.
kılabilir. Alıştırma konusunda çok yanlış
rının, ağız sayısına bölünmesi gerekir.
1 parmakta kaç diş olması isteniyorsa
yapılan bir uygulama somunu pafta ko-
Örneğimizde 6/2=3 olmaktadır. Vida
tezgâhın kataloğundan bakılarak buna
luna bağlayıp, vidayı ağızladıktan sonra;
açarken tezgâh ayarlarında 6 mm adım
uygun dişli dizilimi belirlenir ve hız ku-
tezgâhı en düşük devire alarak (Tezsan
seçilmeli, ilk helis açılmalıdır. Bunun ar-
tusunun arka tarafındaki dişli kombi-
tornalar için 24 devir/dk) somunu alış-
dından bulunan bölüm değeri (3 mm)
nasyonu buna göre değiştirilir. Doğal
tırma yöntemidir ki hiçbir insanın gücü
kadar siperden kalem aynaya doğru iler-
olarak vida çekerkenki ilerleme hızı
buna yetmez. Çünkü tezgâh en düşük
letilir ve 2. helis açılır. Böylece parçaya
talaş kaldırma esnasındaki ilerleme hı-
devirdeyken en yüksek tork (dönme mo-
alından bakıldığında 2 ayrı giriş noktası
zından çok daha fazla olacaktır; bu da
menti) değerindedir. Bu uygulama ciddi
olan ve birbiriyle çakışmayan 2 helis açıl-
tezgâhın kontrolünü güçleştirmekte-
iş kazalarına sebep verir. Şayet tezgâh
mış olunur.
dir. Şayet vidayı çeken kişi usta değil-
çalışırken vida çekilemiyorsa, gezer
Yukarıda bahsedilen türde hassasi-
se torna kalemini aynaya bindirmesi
puntayı çıkarıp paftanın bir ucunu gezer
yetler tüm imalat işlemleri için gerek-
yüksek ihtimaldir; çünkü vidanın bittiği
puntaya, bir ucunu parçaya yataklaya-
lidir. Örneğin tırtıl çekme işlemi esna-
noktada aynayı çalıştıran kolun hızlı bir
rak vida çekmek en makul yöntemdir.
sında tırtıl çekme aparatı parçaya bat-
hareketle ters yöne çevrilmesi ve aynı
Vida çekilecek parçaya alından küçük
mayabilir. Bu sorun önce sırt tornalama
zamanda torna kaleminin de parçadan
bir pah açılırsa kolay bir şekilde parçayı
işleminden geçirilmiş bir parçanın yüze-
KOBİPLASTİK
69
DOSYADOSYA
yinde sert bir tabaka oluşmasından kay-
ni bulunmamaktadır. Burada “X” ekseni
naklanır. O yüzden tırtıl çekmeden önce
ilerleme eksenini (parçanın sırtını), “Z”
bir gerilim giderme tavı uygulanarak
ekseni de paso verilen derinliği (parça-
parça sertliği homojenize edilmelidir.
nın alnını) ifade eder. Dolayısıyla satır
Sırt ve alın tornalama işlemlerinde bir
yapısı
pasoda mümkün olan en yüksek paso-
...………………………………….
yu vermek, çok yüksek ilerleme değer-
G.. X. Z. I. J. K. F.;
lerine çıkmak ya da fener milini binlerce
Formül 1: CNC torna programı kod ya-
devirde döndürmek çoğu insanda adeta
pısı bileşenleri
bir tür takıntı, hastalık halini almıştır.
şeklindedir. Ancak bazı parçalar için
Bununla imalat sürecini kısaltacaklarını
2 eksenli yapı yetersiz kalmaktadır. Bu-
düşünürler ama sebep oldukları şeyler
nun için parçanın diğer tarafının bağla-
imalatı durdurabilir, tezgâhlara ciddi
nacağı bir karşılık aynası konulur. Böy-
zararlar verebilir. Örneğin bir HSS (yük-
lece 2 ayna ve dolayısıyla 4 eksen olur.
sek hız çeliği) torna kalemiyle imalat
Bu tür tezgâhlar özellikle krank milleri-
yaparken haddinden fazla paso miktarı
nin işlenmesi için kullanılırlar. Aynı za-
vermek kalemliğin topyekün parçanın
manda tornada frezeleme operasyonları
altına girmesine sebep olacaktır. Kesici
yapabilmek için ayrı bir ünite de bulun-
Frezecilikte işlenecek geometriler çok
takımlarla ve imalat parametreleriyle
maktadır. Bu ünite ise “C” ekseni olarak
kompleks olabildiği için gerektiğinde
ilgili olarak başka bir sayıda ayrıntılı bir
adlandırılır. Bu yapıdaki tezgâhlara; yani
binlerce satır sürecek bir programın elde
yazı yayınlanacaktır.
hem tornalama hem frezeleme operas-
yazılması düşünülemez. CNC tornalama
yonları yapabilen, aynı zamanda işleme
içinse yazılacak olan programlar manu-
esnasında parça boyunun uzatılabildiği
el olarak yazılabilir. Çünkü yapılabilecek
tezgâhlara “Kayar otomat” denir. Aşa-
işlemler ve parça geometrisi bellidir.
ğıda bir kayar otomat tezgâhı talaşlı
Bu programlar çoğu kez birkaç on satırı
imalat yaparken görülüyor.
geçmez. Parça geometrisi çoğu kez si-
B.2 CNC Tornalama İşlemleri Yukarıda bahsedilen imalat işlemlerinin otomasyonu için torna tezgâhlarına
Şekil 12: Bir kayar otomat tezgâhının imalat esnasındaki görüntüsü B.2 CNC Tornalama Program Yapısı
sayısal denetim fonksiyonları eklen-
lindiriktir. Yapılabilecek işlemler ise sırt
miştir. Çubuk sürücü, parçanın istenilen
tornalama, alın tornalama, delik del-
uzunlukta bağlanabilmesi için dayama,
me, delik büyütme, vida çekme, kanal
çok sayıda kesici takımın bağlanabildiği
açma ve işlemler bittiği zaman parça-
ve otomatik olarak takım değiştirebi-
nın belirlenen yerden kesilmesidir. Tüm
len bir taret mekanizması, gene hidro-
bu işlemler için kod yapısında döngüler
lik ayna vb. sistemlerin ilavesiyle torna
bulunmaktadır. Döngüler bir işlemin her
tezgâhları otomatize edilmiştir. Burada
seferinde G00 ve G01 komutları kullanıl-
tahrik sistemleri fener mili için bir önce-
madan gerekli parametrelerin girilme-
ki yazımızda da bahsedildiği üzere servo
siyle toplu olarak yapılmasını sağlarlar.
motor; takım değiştirme için hidrolik
Aşağıdaki tabloda CNC tornalama kod-
veya pnömatik sistemlerdir. CNC torna
ları toplu halde verilmiştir.
tezgâhlarında 2 eksen bulunmaktadır. Bunlar “X” ve “Z” eksenleridir. “Y” ekse-
70 KOBİPLASTİK
CNC Kodu-G Kodları
Kodun İşlevi
G00 G01 G02 G03 G04 G20 G21 G28 G40 G41 G42 G50 G90 G91 G94 G95 G97 G71 G72 G73 G74 G75 G76 G32
Boşta hızlı ilerleme Talaş kaldırarak ilerleme Saat yönünde yay açma Saat yönünün tersinde yay açma Bekleme Ölçü birimi (inch) Ölçü birimi (metrik) Tezgâh referans noktasına gönderme Kesici takım telafisi iptali Kesici takım telafisi-Parçaya göre solda Kesici takım telafisi-Parçaya göre sağda İş mili devrini sınırlama Mutlak programlama Artışlı programlama Dakika cinsinden ilerleme hızı (mm/dk) Devir cinsinden ilerleme hızı (mm/dev) Sabit devir sayısı Sırt tornalama çevrimi Alın tornalama çevrimi Profil tornalama çevrimi Delik delme çevrimi Kanal açma çevrimi Parça sırtına vida çekme çevrimi Sağ kılavuz çekme çevrimi
CNC Kodu-M Kodları Kodun İşlevi M00 M01 M02 M03 M04 M05 M08 M09 M10 M11 M17 M18 M30
Programı geçici durdurma İsteğe bağlı olarak program durdurma Program sonu İş milini (fener mili) saat ibresi yönünde döndürme İş milini (fener mili) saat ibresinin tersi yönde döndürme Fener milini durdurma Soğutma sıvısını açma Soğutma sıvısını kapatma İş parçasını sıkma İş parçasını sökme Taretin saat yönünde döndürülmesi Taretin saat ibresinin tersi yönde döndürülmesi Program sonu ve tekrar başa alma
Tablo 1: CNC tornalama kodları ve işlevleri
Yukarıda verilen kodların içinde özellikle döngülerin çok iyi öğrenilmesi gerekmektedir. Elle program yazılabileceği gibi CAM programlarıyla da tornalara CNC kodu türetilebilmektedir. Bugün neredeyse her CAM programının bir tornalama modülü vardır. Aşağıda SolidCAM programı kullanılarak işlenmiş bir parçaya ait işleme görülmektedir.
Şekil 13: SolidCAM’de yapılmış bir tornalama operasyonu [6] CNC tornalarda üniversal tezgâhlardan farklı olarak otomatik bir soğutma sistemi ve çıkan talaşların tahliye edilmesi için bir talaş konveyörü bulunur. Aşağıda bir talaş konveyörü görülüyor.
Şekil 13: Talaş konveyörü [7] Bir sonraki yazımızda geleneksel olmayan imalat yöntemleri ele alınacak, gene tel ve dalma erozyon tezgâhları da bu kapsamda işlenecektir.
Kaynaklar 1-“5 eksen CNC işleme tezgâhı tasarımı ve kontrolü”,
4-www.makinastore.com
Uyar Erol, Kavala Deniz, Dokuz Eylül Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü
5-www.lns-europe.com
2-www.sfamakina.com
6-www.tasarimveimalat.com
3-MasterCAM X5 programı
7-www.konveyorbursa.com
KOBİPLASTİK
71
TEKNOLOJİ
Siemens 300 Kilometre Hız Yapan Trenlerini Tanıttı
} Siemens, hızlı tren başta olmak üzere raylı sistem ulaşım araçları, raylı sistem otomasyonu ve elektrifikasyonuna yönelik çözümlerini 7-9 Mart 2013 tarihleri arasında düzenlenen Eurasia Rail Demiryolu Fuarı’nda tanıttı. Ulaştırma, Denizcililik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ile TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman, Siemens standını ziyaret ederek bilgi aldı.
S
iemens, Yeşilköy’deki İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen Eurasia Rail Demiryolu, Hafif Raylı Sistemler, Altyapı ve Lojistik Fuarı’nda tüm raylı sistem çözümlerinin bir arada görülebileceği Hall 10 sergi alanında yerini aldı. Siemens ayrıca fuar için, özel tanıtım aracı REcube tırını da Türkiye’ye getirdi. 1881’de Berlin yakınlarındaki Lichterfeld’de dünyanın ilk elektrikli tramvay hattını devreye alan ve İstanbul’un ilk elektrikli tramvayının 1910’lu yılların ilk yarısında faaliyete geçmesini sağlayan Siemens, Türkiye’nin son dönemdeki en büyük raylı ulaşım yatırımı olan hızlı tren altyapısında da söz sahibi olmaya hazırlanıyor. Siemens Ulaşım ve Lojistik Sistemleri Bölüm Direktörü Cüneyt Genç; hızlı tren teknolojisinin, geliştirilmesinin uzun yıllara dayanan özel bir teknoloji gerektirdiğini belirterek, “Otomobil teknolojisiyle uçak teknolojisi arasında, ama uçak teknolojisine daha yakın olan bu teknolojiyi dünya üzerinde çok az sayıda firma geliştirebiliyor. Siemens, yalnızca raylı sistemlerde 100 yılı aşan tecrübesiyle değil araç üretimi haricinde sunduğu sinyalizasyon ve elektrifikasyon çözümleriyle de bu firmalar arasında öne çıkıyor.” dedi. Cüneyt Genç, “Sahip olduğumuz bu birikimi Türkiye’nin hızlı tren dönemine geçişinde kullanmak için çalışıyoruz. Eurasia Rail’de tanıttığımız ürün ve çözümlerimiz, bu işe ne kadar hazır olduğumuzun en net göstergesi.” şeklinde konuştu.
Farklı iklimlerde yüksek performans Siemens, geliştirdiği hızlı trenler ile bugün Almanya dışında; İspanya, Çin, Rusya ile İngiltere-Fransa arasında Manş Denizi’nin altından geçen Eurostar hattında da hizmet veriyor. Dünyanın ilk elektrikli trenini 1879’da Almanya’da sunan ve sahip olduğu birikimle bugün saatte 300 kilometrenin üstünde hızlara ulaşan çok yüksek hızlı tren Velaro’yu üreten Siemens, teknolojisiyle fark yaratıyor. İspanya’nın 50 dereceyi bulan sıcak hava şartlarında da, Rusya’nın -50 dereceyi bulan koşullarında da sorunsuz olarak çalışan Velaro hızlı trenleri, Türkiye’nin farklı iklim ve coğrafî koşullarında da sorunsuz hizmet verebilecek en ideal ürünler arasında bulunuyor. REcube adlı tanıtım tırında yenilikçi raylı sistem elektrifikasyon çözümleri Raylı ulaşım sektöründe yalnızca araç üretimi ve sinyalizasyonla değil, elektrifikasyon çözümleriyle de adından söz ettiren Siemens, bu ürün ve çözümlerini tanıtmak amacıyla özel olarak hazırlanan REcube adlı tanıtım aracını Euraisa Rail için İstanbul’a getirdi. Raylı sistem SCADA kontrol merkezi yazılımı VICOS’la ilgili simülasyonun görülebileceği REcube içinde, ayrıca tüm istasyonun kontrolünü sağlayan panolar, raydaki gerilimin izin verilen limitlerde tutulmasını sağlayan cihazlar bulunuyor. İçinde, Siemens’in son geliştirdiği ürünlerden biri olan yeni tip motorlu ayırıcı için özel bir demo da gerçekleştirilebilen REcube’de, enerji verimliliğinde devrim yaratan ve bir trenin frenleme sırasında elde ettiği enerjinin başka bir trenin hareket ettirilmesinde kullanılmasını sağlayan çözüm de görülebiliyor. Yine enerji verimliliği sağlayan araç üstü depolama sistemlerini de sergileyen tanıtım aracında ayrıca raylı ulaşımdan faydalanan pek çok şehrin gündeminde yer alan inşaat ve bakım maliyetlerini düşüren rijit kateneri çözümleri de bulunuyor. Raylı ulaşımda modern ve çevreye duyarlı çözümler
Cüneyt Genç, Binali Yıldırım, Süleyman Karaman, Hüseyin Geliş Siemens standını ziyaret ederken
76 KOBİPLASTİK
Eurasia Rail Fuarı’nda Velaro hızlı trenleri dışında, şehir içi ulaşıma yönelik ürün ve çözümlerini de sergileyen Siemens, bu kapsamda dünyanın farklı bölgelerinde yaygın olarak kullanılan, kalitesi ve dayanıklılığı kanıtlanmış Val ve Inspiro serisi metro araçları ile Desiro banliyö trenlerini ve Vectron lokomotif ailesini de tanıttı. Gerek Val ve Inspiro gerekse Vectron lokomotifler, düşük enerji tüketimine yönelik teknolojileri dışında yüzde 90’ı bulan geri dönüşüm oranıyla da sürdürülebilir bir ulaşım dünyasının kapılarını açıyor.
Siemens, Cengiz Enerji İle Samsun’da Enerji Santrali Kuruyor } 1980 yılında başladığı faaliyetlerini bugün 12 farklı şirketle inşaat, enerji ve madencilik sektörlerinde sürdüren Cengiz Holding, Cengiz Enerji’ye ait 600 megawattlık Samsun Doğalgaz Kombine Enerji Çevrim Santrali için Siemens ile anlaşma imzaladı. Siemens’in, yüzde 61’e varan verimlilikle dünya rekoru kıran ve bu alanda ‘Endüstri İnovasyon Ödülü’ alan çevre dostu SGT5-8000H türbini Türkiye’de ilk defa Samsun Doğalgaz Kombine Enerji Çevrim Santrali’nde kullanılacak.
E
nerji teknolojilerinde dünyanın en büyük üreticilerinden biri olan Siemens ve 1980 yılında başladığı faaliyetlerini bugün 12 farklı şirketle sürdüren Cengiz Holding, Cengiz Enerji Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye ait 600 megawattlık (MW) Samsun Doğalgaz Kombine Çevrim Santrali için anlaşma imzaladı. Türkiye’nin enerji ihtiyacına önemli ölçüde katkı sağlayacak yatırımın 2015 yılı başında tamamlanması planlanıyor. Siemens tarafından üretilen ve yaklaşık yüzde 61 verimliliğe sahip olmasıyla dünya rekoru kıran H sınıfı yüksek verimli SGT5-8000H türbinli kombine çevrim santrali, yüksek çevre duyarlılığı, son derece hızlı şebeke uyumu, esnek işletme kabiliyeti ve makul işletme-bakım konseptiyle ön plana çıkıyor. Siemens’in yenilikçi çözümleriyle şehirlerin enerji ihtiyacını karşılamaya yönelik çok önemli projelere imza attığını ifade eden Siemens Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis, “Siemens’in, bugün ülke genelindeki elektrik altyapısının yaklaşık yüzde 30’unda imzası var. Yenilenebilir enerji yatırımlarında da ilk başvurulan şirketlerden biri olan Siemens, küresel ölçekte sahip olduğu tecrübeyi, Türk yatırımcıların ihtiyaçlarını karşılamada kullanıyor. Cengiz Enerji ile yaptığımız anlaşma, en yüksek verimlilik sınıfındaki gaz türbiniyle fark yaratan elektrik santralimizi Türkiye’ye taşıyor. Dünya rekoruna sahip H sınıfı yüksek verimli türbinimizin Türkiye’de ilk kurulumunu gerçekleştiriyor olmaktan ve bu projede Cengiz Enerji ile çalışmaktan mutluluk duyuyoruz.” dedi. Türkiye’nin farklı bölgelerinde termik ve hidroelektrik enerji santrali yatırımları bulunan ve Samsun bölgesinin doğalgaz dağıtımını da yürüten Cengiz Enerji’nin, 2015 yılında Samsun’da işletmeye alınması hedeflenen Samsun Doğalgaz Kombine Enerji Çevrim Santrali yaklaşık 600 megawatt gücünde olacak. Siemens’ten 16 yıllık servis anlaşması Siemens, garanti dönemi ve sonrası olmak üzere toplam 16 yılı kapsayan uzun dönemli servis anlaşmasıyla da Cengiz Enerji’ye destek olmayı sürdürecek. Planlı bakımlar, yedek parça temini ve parça yenilemelerini kapsayan bakım anlaşması, tesisin en üst seviyede çalışmasını sağlayacak. Cengiz Enerji’nin yeni kombine çevrim santralinde SGT5-8000H gaz türbini ile birlikte yine Siemens’in SST5-5000 buhar türbini ile bir adet SGen5-3000W jeneratör ve SPPA-T3000 kontrol sistemi de kullanılacak. Soğutma sistemi olarak tek geçişli (Once Through) deniz suyu soğutma
sisteminin kullanılacağı santralde, montaj ve devreye alma çalışmalarının beklenen sürenin de altında tamamlanarak tesisin ticarî işletmeye alınması amaçlanıyor. Yalnızca 30 dakikada 500 megawatt gücü şebekeye veriyor Siemens’in verimlilik rekoru kıran yeni teknolojili H sınıfı türbini, Almanya Irsching 4 Enerji Santrali’nde yalnızca 30 dakikada 500 MW’tan fazla gücü şebekeye verebilmesiyle dikkat çekmişti. Aynı projede, dakikada 35 MW gücü istikrarlı bir şekilde sağlayabilen SGT5-8000H gaz türbini, daha fazla ya da daha az güç talebine hızlı tepki verebilme yetenekleriyle Avrupa ve Amerika’da da pek çok yatırımcının ihtiyaç duydukları esnek işletme ihtiyaçlarını karşıladığı için yüksek talep görüyor. Dünyada 20 adet satılan H sınıfı yüksek verimli SGT5-8000H türbinleri dünya genelinde kullanılan ve doğalgazla çalışan ortalama santrallere göre kombine çevrim santralinin kilowatt-saat (kWh) başına yaklaşık üçte bir oranında daha az yakıt tüketmesini sağlıyor. Yakıt masraflarında ciddi bir tasarruf sağlayan Siemens teknolojisi, aynı zamanda CO2 emisyonunu da kayda değer oranda azaltarak, sürdürülebilir güç tedariği ve iklim değişikliğine karşı korumaya katkıda bulunuyor.
Siemens AG (Berlin ve Münih) elektronik ve elektrik mühendisliği konularında, endüstri, enerji, sağlık ile altyapı ve şehirler sektörlerinde faaliyet gösteren küresel bir şirkettir. 165 yıldan uzun bir süredir teknolojik mükemmellik, inovasyon, kalite ve güvenilirlik özellikleriyle öne çıkmaktadır. Çevre teknolojilerinde dünyanın en büyük üreticisi olan şirket, toplam gelirlerinin yaklaşık yüzde 40’ını yeşil ürün ve çözümlerden elde etmektedir. 30 Eylül 2012’de sona eren 2012 finansal yılında, şirketin toplam satış gelirleri 78,3 milyar Avro’ya, net kârı ise 5,2 milyar Avro’ya ulaşmıştır. Eylül 2012 sonu itibariyle Siemens’in dünya genelindeki toplam çalışan sayısı 370.000 kişi civarındadır.
KOBİPLASTİK
77
GASTRONOMİ
GQ Bar, D.ream ve Conde Nast Grubu’nun ortaklaşa hayata geçirdiği bir proje. Rusya’dan sonra dünyada açılan ikinci GQ Bar. GQ BAR İstanbul’da, yeme içme sektöründeki önemli markaları çatısı altında toplayan Doğuş Grubu’nun restoran ve eğlence birimi D.ream, son olarak Etiler’de GQ Bar’ı açtı. Mekânda, dünya mutfaklarından oluşan öğle ve akşam menüsü yanında, çok zengin bir şarap kavı ile füzyon ve moleküler kokteyller gibi özel içkilerin hazırlanacağı iddialı bir bar da mevcut. Mekân, haftanın belirli geceleri kulüp bar olarak da hizmet vererek İstanbul eğlence hayatına yepyeni bir soluk getiriyor. Yemek öncesi, Denenmesi gereken kokteyl Heritage. İştah açıcı niyetine, yemek öncesi bir iki kadeh tercih edilebilir.
78 KOBİPLASTİK
Yemek sonrası, Black Jack. Viskisi, şampanyası bol; hem sert, hem lezzetli bir kokteyl. Mimarî alandaki marifetlerini fazlasıyla konuşturmuş Canan Taşçı.“Fine-dining” konseptinin hâkim olduğu mekânın öyle sıradan bir yemeğe uygun olduğu söylenemez. Nispetiye Cad. No:79 Etiler, İstanbul.
“600 metrekarelik alanda 250 kişi ağırlayabilen GQ’da genç mimar Canan Taşçı’nın imzası var.”
İ
ki kattan oluşan restoranın üç farklı barı var. Biri dışarıda, kışın camekânlarla örtülmüş alanda, biri giriş katta, diğeri ise VIP katta bulunuyor. GQ Bar’ın üst katı VIP müşterilerine hizmet vermek üzere tasarlanmış. Mekânın ortasında bütün ihtişamıyla sallanan dev kristal avizenin misyonu sadece aydınlatmak değil kulüp ve restoran geçişini de belli etmek. Menü ise Prens Charles’ın yıllarca özel şefliğini yapan Gary Robinson danışmanlığında hazırlanmış.
KOBİPLASTİK
79
KÜLTÜR İki kitabın yazarı: Beyazıt Akman
KİTAP
Dünyanın İlk Günü
Manisa’dan başlayıp İtalya’ya kadar uzanan Gütenberg’den Bellini’ye değin pek çok tarihî simayı biraraya getiren roman Hristiyan Müslüman ilişkilerine ve doğu-batı ikilemine dair pek çok şeyi yerinden sarsacak. Şövalyeler ile yeniçeriler arasındaki çarpışmalar, nakkaşlar ile Venedikli ressamlar arasındaki diyaloglar ve kültürlerle yürekler arasındaki gelgitlerle bezeli bu uzun soluklu aşk ve savaş romanı; çok uzun zamandır eksikliği hissedilen renkli ve görkemli bir imparatorluk panoraması sunuyor. Alexander’ın aşkını Albertini’nin hüznünü ve Mehmet’in azmini film izlercesine, bir solukta okuyacak, bir daha unutamayacaksınız. Son Sefarad Endülüs’teki Osmanlı ajanı Kara Davud, karısı Elif’in hasretiyle yanıp, kendi topraklarına dönmeyi beklerken hayatının en zorlu göreviyle karşı karşıya kalır. Granada İslam İmparatorluğu’nun çökmesiyle birlikte Katolik Avrupa’nın önündeki tek engel artık Sefaradlar, yani Endülüs Yahudileri’dir. Engizisyon her gün binlerce kitap yakmakta ve tarihin en büyük barbarlık suçunu işlemek üzeredir. İnancını saklamak zorunda kalan yüz binlerce Yahudiden biri olan David Marrano, Endülüs’ün eski kültürünü devam ettirmeye çalışarak gizlice İbranice ve Arapça kitaplar çoğaltır. Ne var ki, Engizisyon, David’in ve aşkı Esther’in de izini bulmuştur. İspanyol denizci Kristof Kolombus ise kütüphane yağmalarından ele geçirdiği haritalar ve zindanlara atılan Müslüman ve Yahudiler’den kurduğu mürettebatla dünya tarihini değiştirecek bir keşfin eşiğindedir. Kara Davud İspanya’daki tüm bu gelişmeleri yıllarca payitahta rapor etmiştir. Sultan Bayezid, böylelikle tarihin en büyük kurtarma operasyonlarından birini başlatacaktır. Ancak Akdeniz’deki Haçlı korsanları ve İspanya’daki Katolik şövalyeler bu görevi imkânsız hale getirecektir. Davud’un sır dolu geçmişi, kitap avcısı Santiago’nun iç çatışması ve hattat genç Bayezid’in kendi nefsi ile olan savaşı romanın ana izleklerini oluştururken Türk denizcileri Kemal ve Burak Reisler ile genç Piri Reis de bu epiğin diğer renkli karakterleri.
SANAT
Jacob Young - Trio Gitar Günleri Jacob Young, gitar Mats Eilertsen, bas Per Oddvar Johansen, davul
Jacob Young 1970 yılında doğan gitarist ve besteci Young, 12 yaşından itibaren gitar çalmaya başladı. Oslo Üniversitesi’nde aldığı müzik eğitiminin ardından Manhattan’da yer alan “New School for Jazz and Contemporary Music”te tam burslu olarak okumaya hak kazandı. Bu dönemde, klasik caz standartları ve repertuarı üzerine çalışan Jacob Young, aynı zamanda Jim Hall, John Abercrombie, Richie Beirach gibi birbirinden önemli müzisyenlerden dersler aldı. Eğitiminin ardından Norveç’e dönen ve burada çıkardığı üç albüm ile büyük ilgi görüp Arve Henriksen, Nils Petter Molvaer ve Jarle Vespestad gibi önemli caz müzisyenleri ve vokalleri ile çalışmaya başlayan Young, birçok konser verdi ve dünya turnesine çıktı. 1998 yılında, Norveç devleti tarafından genç sanatçıları desteklemek amacıyla verilen “arbeidsstipend” adlı ödülü almaya hak kazandı. 2003 ve 2007 yıllarında da en iyi caz sanatçısı ödüllerini aldı. Jacob Young, 2002 yılından itibaren tüm albümlerini en önemli müzik firmalarından biri olan ECM etiketi altında çıkarmaktadır. Özellikle, 2004 yılında çıkardığı Evening Falls albümü ile büyük başarı kazanan ve tüm dikkatleri üzerine çeken Jacob Young, hemen ardından yayınladığı Sideways albümü ile de Avrupa ve Asya turnesine çıkmıştır. Tarih: 15.05.2013 Saat: 20:00 Mekân: Akbank Sanat Çok Amaçlı Salon Martin Taylor - Gitar Günleri Dünya çapında bir müzisyen olan Martin Taylor, bugüne kadar uluslararası birçok ödüle lâyık görülmüş, kendine özgü müzikal duruşu ve gitar çalma üslubu ile tanınmıştır. Martin Taylor için Pat Metheny ve Jeff Beck gibi çok önemli iki müzisyenin yapmış olduğu yorumlar onun ne kadar büyük bir kariyer ve yeteneğe sahip olduğunu göstermektedir. Geliştirmiş olduğu gitar çalma üslubunun ve başarılarla dolu müzikal kariyerinin yanısıra Martin Taylor, konser performansları, solo gitar performansları, izleyenlere bir konser süresince her türlü duyguyu yaşatabilen yorumu ile her zaman takdir edildi. Martin Taylor, Stephane Grapelli, Chet Atkins, Jamie Cullum ve efsanevi “The Beatles” grubunun gitaristi George Harrison ile birlikte çaldı. 1979’dan 1990’a kadar olan süreçte ünlü Fransız caz kemancısı Staphane Grapelli ile tüm dünyayı dolaştı, konserler verdi ve 20’den fazla albüm kaydetti. Vassar Clements ile birlikte yer aldıkları “Together At Last” isimli albümleri ile 1987 yılında Grammy Ödülüne aday gösterildi. Kariyeri boyunca sayısız ödüle lâyık görüldü, “Martin Taylor Guitar Academy” adlı bir müzik okulu bulunan sanatçı, son olarak 2012 yılında “Ards Uluslararası Gitar Festivali”nde “Yaşam Boyu Başarı” ödülü ile onurlandırıldı. Tarih: 23.05.2013 Saat: 20:00 Mekân: Akbank Sanat Çok Amaçlı Salon 80 KOBİPLASTİK
YILLIK ABONELİK BEDELİ
50 KDV DAHİL
DERGİ KOBİPLASTİK ABONELİK Firma
FORMU
: ...............................................................................................................................
......................................................................................
: ...............................................................................................................................
................................................
: ...............................................................................................................................
Abone i mza :
............................................................................
: ...............................................................................................................................
Adres
...............................................................................................................................
...............................................................................................................................
Tel
: ............................................................ Faks: ......................................................
E-posta
: ...............................................................................................................................
Vergi Dairesi
: ...............................................................................................................................
Vergi No
: ...............................................................................................................................
ADI SOYADI :
BANKA ADI : HALK BANKASI IBAN : TR22 0001 2009 8610 0009 0006 92
KobiPlastik KobiPlastik abone@kobiplastik.net
T: +90-216-533-8444 F: +90-216-533-0999 www.nevmedya.net bilgi@nevmedya.net
KOBİPLASTİK
81
Misyon, vizyon ve değerlerimiz doğrultusunda müşterilerimiz ve çalışanlarımızın beklentilerini göz önünde bulundurarak, ISO 9001 standartlarında sürekli iyileştirmeyi sağlamak. Çağdaş bilgi ve teknolojiyi yakından takip ederek müşterilerimize ulaştırmak, çalışan yetkinliklerinin arttırılmasını sağlamak, yönetim felsefemiz ve kalite politikamızdır.
Anadolu Yakası Bayii
ć]Ý]ã <PW 3T\^ZaPbX 2PS :Pa[ BZ =^) >UXb) ! BPa VPiX BP]RPZcT_T ćBC0=1D; CT[) ! % %! &(#( 5PZb) ! % %! &($" 4 _^bcP) X]U^/Wc\Wb R^\ fff Wc\dWT]SXb[XZ R^\ ca
KOBİ İLAN
KOLDAŞ PLASTİK Site Mh. Cevahir Cd. Tevazu Sk. Yıldız Ap. 24/3 Ümraniye İstanbul TÜRKİYE T: +90 216 533 0343 F: +90 216 533 0999 bilgi@koldasplastik.com www.koldasplastik.com Faaliyet Alanı: Plastik enjeksiyon ve plastik kalıp üretimi, danışmanlık hizmetleri, tasarım uygulamaları
VOLKAN ÇELİK Esenşehir Mh. Des San. Sit. Atatürk Cd. 101. Sk.B-03 Blok N: 8 Ümraniye İstanbul T: +90 216 420 3512 F: +90 216 420 3511 Faaliyet Alanı: Plastik kalıp çelikleri, soğuk ve sıcak iş takım çelikleri, soğuk ve sıcak iş çeliklerinin karşılaştırılması
OSMANLI BÖHLER Dudullu OSB Des San. Sit. 1. Cad. D5 Blok N: 59 Ümraniye İstanbul T: +90 216 313 9060 F: +90 216 313 6660 info@osmanli-bohler.com www.osmanli-bohler.com Faaliyet Alanı: Yüksek hız çelikleri, plastik kalıp çelikleri, soğuk ve sıcak iş takımları
ELİT MAKİNA İmes Sanayi Sitesi C Blok 304. Sk. N: 9 Yukarı Dudullu, Ümraniye/ İstanbul T: +90 216 313 73 00 F: +90 216 313 89 55 www.elitmakina.com.tr Faaliyet Alanı: Kalıp setleri, yüzey işleme, tel erozyon
FAVORİ GRUP İkitelli OSB İpkas Sanayi Sitesi 2B Blok N:41 Başakşehir İstanbul T: +90 212 407 0607 F: +90 212 407 0608 info@favorigrup.com www.favorigrup.com Faaliyet Alanı: Plastik işleme makineleri, yardımcı ekipmanlar, robot otomasyon sistemleri, soğutma ve ısıtma sistemleri
AYDIN METAL Şerifali Mh. Türker Cd. Divan Sk. N: 25 Ümraniye İstanbul T: +90 216 540 5893 F: +90 216 540 5894 info@aydinset.com www.aydinset.com
GENERAL MAKİNA İkitelli OSB Metal-İş Sanayi Sitesi 16. Blok N: 1 İkitelli Başakşehir İstanbul T: +90 212 671 9718 F: +90 212 671 9727 info@generalmakina.com.tr www.generalmakina.com.tr
Faaliyet Alanı: Enjeksiyon hazır kalıp setleri, pres kalıp setleri, hazır plakalar, yuvarlak kalıp setleri
Faaliyet Alanı: Plastik enjeksiyon teknolojileri, kalıp teknolojileri, metal enjeksiyon teknolojileri
TEPRO MAKİNE VE OTOMASYON SİSTEMLERİ Çelikay Cd. N: 2 Seyrantepe 4. Levent İstanbul T: +90 216 270 1320 F: +90 216 270 8995 tepro@tepro.com.tr www.tepro.com.tr
SİBER PLASTİK 4324 Sk. N: 18-A/B Karabağlar İzmir T: +90 232 264 5494 F: +90 232 264 9698 info@siberplastik.com.tr www.siberplastik.com.tr Faaliyet Alanı: Enjeksiyon baskı sistemleri
Faaliyet Alanı: Plastik enjeksiyon, robot otomasyon, kalıp teknolojileri, yardımcı ekipmanlar
.2%ñ3/$67ñ. '(5*ñ6ñ·1( ABONE OLUN .2%ñ ñ/$1 6$<)$/$5,1'$ h&5(76ï= )ï50$
ï/$1,1,= <$<,1/$16,1 abone@kobiplastik.net
84 KOBİPLASTİK
KOBİPLASTİK
85
86 KOBİPLASTİK