7 minute read
GENEL PLANLAMA VE TASARIM POLİTİKALARI2
BÖLÜM 2 GENEL PLANLAMA VE TASARIM POLİTİKALARI
Advertisement
2. GENEL PLANLAMA VE TASARIM POLİTİKALARI
2.1. ANA TEMA
2.1.1. Metropoliten Alanlarda Mevcut Durumun Değerlendirilmesi
Genel kabulde küreselleşme yer ve zaman algılarında değişmedir. Bu durum, ekonomik, siyasal ve kültürel alandaki mekanla etkileşim içinde yayılmaktadır. Bu çerçevede, farklılık ve yerel kültürlerin çeşitliliğini de barındırmakta, dünya küçülürken parçalanmakta, farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Globalleşmede yerellikler bu süreçlerde inşa edilmektedir.
Metropoliten alanlar mekânsal analizde sermayenin en yoğun ve sıklıkla yerleştiği alanlar olmuştur. Global bakış açısında zaman içinde sıkışan sermaye akımları mekânsal düzenleme ile yeniden akışkanlık kazanır ki bu aşırı birikim ile ilgilidir. Yeni düzen olarak referans verilen yeni haritalandırmada “dünya kenti” söyleminin geliştirilmesi her kentin küreselleşme süreçlerine katılmak için batı tipolojilerine benzer açılımlar sergilemesi zorunluluğu getirme gibi görülmektedir.
2.1.2. Kent Bölgesi Başarımı Vizyon Vurguları
“Kentsel mekân başarımı” tasarım kavramı; regeneration (yeni oluşum), restoration (onarım), renewal (yenileme) olmak üzere çok zeminli olarak görülmektedir. YENİ OLUŞUM: anahtar kelimeler: enerji ve canlılık.
Mevcuta değerlemeler yaparak yeniden oluşturma ve yeniden canlandırmadır.
ONARIM: anahtar kelimeler stil ve form
Restorasyon yıpranmış doğal ve nitelikli alanlar için gereklidir ve farklı kullanımlar haline dönüştürülebilir.
YENİLEME: anahtar kelimeler: tazelik, güç, yeniden yaratım, yeniden kurma.
Kentsel ve bölgesel yaşam alanları detaylı anlama, topoğrafya, jeolojik koşullar, jeomorfolojik karakterler, ekolojik çeşitlilik, kültürel değerlerler, sosyokültürel ve ekonomik ivmelenmenin öngörümü, temel çalışmanın yapılacağı zeminlerdir.
Bu projenin amacı; sağlıklı, sürdürülebilir, çok-zamanlı, güçlü, iklim koşullarına
uygun, yeniyi vurgulayan bir kentsel mekan yaratmaktır.
sosyal-kültürel özellikleri onurlandırmak, korumak, güç katmaktır. 2.1.3. Haliç Alanın kent içindeki konumu, Haliç hidrolojisi, Alibeyköy ve Kağıthane Derelerinin denize bağlı bir kentsel akarsu kimliğini barındırması, tatlısu-tuzlusu ekosistemleri, kıyı ve su ekosistemleri, proje alanını ekolojik eşiklere sahip kılmaktadır. Haliç ve Kıyıları, öncelikle Haliç çevresinin makroformu ile İstanbul’un önemli bir potansiyel Kentsel Yeşil Altyapı alanı olma karakterine sahiptir. Yarışma alanındaki mevcut sorunların çözümü ve imkanların kullanılmasına yönelik tasarım prensipleri bu kavram ve politikalar ışığında şekillenecektir. Kabul edilecek temel tasarım prensipleri, küresel dinamiklere yerel bir yanıt niteliği taşımalıdır. İnsan mekânın odak noktası olurken, kimlik kavramı, özellikle kentsel kimlik, temel bir tasarım prensibi olmalıdır. Mekân yalnızca edilgen bir eleman değil, kişinin ve toplumun temel yapı taşlarından biri olarak ele alınmalıdır. Kentsel devamlılık ve bütünlük, farklı kentsel deneyimlere ulaşmak için farklı şekiller alabilir. Kentsel ayrışma birimler arasındaki farklılıkları vurgularken, her birim içi daha homojen olacağından aynı zamanda birimlerin içindeki farklılıkları azaltır. Yeni cazibe merkezi oluşturmanın anahtarları ise;
Halihazırdaki durumu, kamu yararı için öncelleştirmek, doğa ve kültür ile
buluşturmak,
İhtiyaca yönelik çeşitlilik içeren yapı gruplarının işlevini ve yapısını geliştirmek,
sürdürmek ve ilişkilerini kurmak,
Mekânsal organizasyona yoğunlaşmak
ve kültürel birikimleri kent yaşamının bir
Tasarımın genel kavramı; yerele saygı, doğal ve kültürel çevreye duyarlı, fiziksel ve
2.2. PLANLAMA HEDEFLERİ VE TASARIM KRİTERLERİ
parçasına dönüştürmektir.
Yeni kentsel alan oluşumları, kentsel gelişme açısından önemli fırsatları da beraberinde getirmektedir. Bu anlamda yarışmaya konu alanın kentsel niteliğinin arttırılması, kente hizmet verecek yeni kullanımların sunulması ve kentin küresel ağ ile daha fazla bütünleşmesine katkıda bulunacak bir yapının kurulması gibi amaçların gerçekleştirilmesine olanak tanıyan bir yer olarak ele alınmasını gerektirmektedir.
Kentin yerleşik alan sınırları içerisinde, erişilebilirliği oldukça yüksek olan bir konumda bulunan proje alanında, bu amaçların gerçekleştirilmesi için fiziksel çevre ile ekonomik, sosyal ve kültürel dinamiklerin karşılıklı etkileşiminin öneminin iyi irdelenmesinin ve planlama / tasarım çalışmalarında bir ön koşul olması gerektiği yadsınamaz. Bu doğrultuda yakın çevresi tamamen şekillenmiş olan alanın fiziksel ve işlevsel yapısının belirlenmesinde, çevresi ve kent bütünü ile entegrasyonu, onun doğal bir parçası olarak ele alınması ve güçlü, sürekli çevresel ilişkilerinin kurulması, kentsel
bütünleşme ve kentsel süreklilik kavramları altında önerinin temel yaklaşımlarını
oluşturmaktadır.
Bu doğrultuda öncelikli olarak proje alanının konumu, çevresel ilişkileri ve doğal yapısı dikkate alınmaktadır. Proje alanı içerisinde kentsel gelişim alanının mevcut çevresel yapılaşma ile ilişkilendirilmesi ve kentsel sürekliliğin sağlanması hedeflenmektedir. Yanısıra, kentsel yenileme alanının, yapılı ve açık alanların, ulaşım sisteminin fiziki biçimlenmesinde geometrik sürekliliğinin dikkate alınması, proje alanı içerisinde çevresel kullanımlar ile uyumlu kullanımların devam ettirilerek işlevsel anlamda süreklilik elde edilmesi, görsel ve işlevsel ilişkilerin kurulması, Haliç kıyıları “park” oluşumunun yaya ve yeşil sistemleri ile entegrasyonu ve sürekli bir ilişkinin elde edilmesi, söz konusu kavramları destekleyen yaklaşımlar olarak ele alınmaktadır.
Bununla birlikte yarışma alanı yakın çevresinin taşıdığı işlev ve buna ait çeşitli fiziksel izlerin yeniden yorumlanarak mekânsal süreklilik açısından önemli bir yaklaşım olarak değerlendirilmektedir. Kentsel yenileme alanları ile açık alanlar, yoğun ile az yoğun, kamusal ile özel alanlar arasındaki geçişlerde alt kademelerin oluşturulması, bu yolla yumuşak ve daha doğal kentsel bütünleşme sağlanması amaçlanmaktadır. Projeye konu 5. Bölge; bu anlamda kuzey-güney aksında 6. bölge ile 4. bölge alanları arasında bir koridor, bir kültür aksı olarak tasarlanmakta ve kentsel kullanım ile rekreatif kullanım arasında, her yöne hizmet verecek bir süreklilik ögesi olarak düşünülmektedir. Ayrıca, alanın kentsel kimliği açısından oldukça büyük önem taşıyan tarihsel İstanbul peyzajı, proje alanı içerisinde de sürdürülecektir.
Ulaşım sistemi, alan çeperinde yer alan bulvar nitelikli yolların değerlendirildiği ancak, alan içerisinde daha sosyal - insan ölçeğinde ve üzerinde farklılaşan kullanımları barındıran, değişken ama sürekli bir omurga ulaşımı üzerine kurulmaktadır. Park ve rekreatif kullanımların büyük ölçüde giriş ve servis ihtiyaçlarının yer aldığı bu park içi arterler, farklı algısal deneyimlerin yer alacağı bir servis/yol akışıdır. Yine denizden ulaşım, alanın öznel toplu taşıma sistemi olmakta, yaya aktarım çeşitliliğini de içinde barındırmaktadır. Çevreleyen kentsel alanlar ile park arasındaki yaya ilişkileri mevcut eğilimi, toplu ulaşım ve doğal potansiyeller dikkate alınarak yeşil sistemi ile bütünleşik olarak ele alınmaktadır. Dolayısı ile ulaşım politikaları, mekanların çevre ile bağlantısı anlamında dar bir kapsamda değil, daha büyük bir ağın parçası olarak ele alınmaktadır.
“Yaya için kent” gittikçe önem kazanan bir kavramdır. Bu kavramın temel ve ilginç yönlerinden biri de artan karmaşıklık ve üç boyutluluktur. İstanbul kenti geleneksel yaya yolu ağları, tarihi yapıları, çarşıları, meydanları, parkları ile “kentsel geçirgenlik” kavramının önemli örneklerinden biridir. Alandaki öneri ulaşım sistemi taşıt moduna öncelik verecek bir şekilde tasarlanmamıştır. Farklılıkları vurgulayan, çeşitliliği içinde barındıran ve insan ölçeğini kaybetmeyen bir tasarım ilkesi benimsenmiştir. Bu nedenle, yaya, bisiklet, elektrikli shuttle, deniz taşıt ve toplu taşım modlarının birlikteliği esas alınmıştır.
Kent merkezinin doğal ve strüktürel işlevi, potansiyel işlevlerin ruhu, turistik, ticarisosyal-kültürel aktiviteleri ve yaşamsal değeri yüksek rekreatif kullanımlar, harmonik ve esnek bir şekilde ele alınmıştır.
Birbirine adapte olmuş kent özelliklerinin yönetimi, bütüncül ağ sistemin, ortak amaçlar için kurulmuş ve yönlendirici mekanlar vasıtasıyla oluşturulmuş bir yönetimdir.
2.3. TASARIM PARAMETRELERİ
Bu projeye özgü Tasarım Değişkenleri, beş başlık altında sıralanabilmektedir.
2.3.1. Yapılanma
Bütün Yapıların Bulunduğu Çevrenin Doğal Bir Uzantısı Olarak Ele Alınması, Bulundukları Doğal ve Fiziki “Doku”ya Duyarlılığı, Form Yerine İşlevin Vurgulanması,
Kullanıcıları Biraraya Getirme Amaçlı Yönlendirme.
2.3.2. Tasarım
Yalnız temel dinlence, kullanma ve toplanma işlevleri için değil, insanın hayal gücünü
zorlayan ve artıran “soyutlamalar”, görsel deneyimlerini çoğaltan düzenlemeler ve
“izletme-bilgilendirme” eylemlerine yönelten tasarım, anlayışıdır. 2.3.3. Ölçütler
Planlama ve projelendirme ilkelerine uygunluk, Alanın topografik ve mülkiyet çeşitliliği potansiyelini kullanma,
Yakın çevre ve alanla ilgili kimlik ögelerini öne çıkarma, kimlik ve prestij
kazandırıcı mekân ve işlev önerileri,
Kullanıcıları esas alan işlev çeşitliliği,
Koruma ve kullanma stratejileri,
Doğal ve yasal eşiklere uygunluk,
İşletme ve finansman yaklaşımı, esneklik ve uygulanabilirlik.
2.3.4. Prensipler
Alanın mekânsal bütünlüğü içinde, çevresi ile birlikte ve karşılıklı etkileşimler kapsamında değerlendirilmesi, kaynak değerlerin işlevsel bazda ortaya
konulması ve alanın yönetimine ilişkin her kararın bu baza oturtulması.
Alanın tematik bir anlayışla “yenileşim” ve bunun yapılaşma dizininde kentin “yalnız doğa ile” kavramlarını ön plana çıkaracak bir tarzda ele alınması.
Rekreasyon amaçlı kullanımlara özellikle yer verilmesinin yanında, kaynak değerlerin niteliklerine uygun canlandırıcı kullanımların da gözetilmesi.
Her türden yatırım stratejilerinin, alanın çevresel ekolojisi ve peyzaj özelliklerine uyum sağlayabilmesi.
Yönetime ilişkin kararların,
farklı ilgi ve bilgi gruplarının katılımını sağlayan disiplinler arası bir yaklaşımla üretilmesi, bilgilenme, tartışma ve karar üretme
süreci izlenmesidir.
2.3.5. İlkeler
Aktif rekreasyon alanlarında
kullanım ve kapasite gibi unsurlar göz önüne alınarak, aktivitelerin gerektirdiği ve yasal düzenlemelerle belirlenecek oranda yapılanma, dolaşım sistemleri ve peyzaj düzenlemelerine gidilmesi.
Kullanım ve faaliyet türlerinin belirlenmesinde, Haliç Kıyılarından yararlanacak
gruplarının belirlenmesi, yalnızca yakın çevreye servis veren işlevli bir bölge olarak algılanmayacak, İstanbul geneli ve çevresine hizmet veren, eğlence, dinlence, sportif kullanım, turizme yönelik, kültürel kullanım amaçlı işlevlerin yer alacağı bir “odak” olarak planlanmıştır. Kullanım çeşitliliğini artırmak, toplumun değişik gelir ve sosyokültürel gruplarının yararlanmasına açmak temel amaçtır.
Haliç Kıyılarının gerçekleşme ve işletmesi
konusu göz
önüne alınıp, kamuya maliyeti azaltan finansman ve işletme modelleri geliştirilecektir. Projelendirilme
aşamasında bazı bölgelerin kamuya aktarılması ve bedelli olarak tahsisine ilişkin düzenlemelere gidilebilecektir.
Yapım ve işletme modelleri, planlamada ve önerilecek kullanım biçimlerine yansıtılacaktır. mekânsal
2.4. ÖZ
Yeni kentsel çözümler birbirinden farklılaşmadan kullanıldıkça, kimlik sorunu ortak bir kentsel problem olarak karşımıza çıkacaktır. Süreklilik ise genel anlamda mekanı çevreleyen mevcut doğal ve fiziksel elemanlara saygı gösterilmesi olarak tanımlanabilir.
Tasarımcı çağdaşlıktan uzaklaşmamalı, fakat aynı zamanda tarihi kentin değerlerine bağlı kalmalı ve bu değerleri gelecek kuşaklara aktarmalıdır. Aktarılacak bu miras yalnızca günümüzün kazanımları değil, aynı zamanda geçmişin birikimleri olmalıdır. Tarihi devamlılık, gelişmenin yönü ve sürdürülebilirliği için bir temel oluşturmalıdır.
Yarışma alanı dahil İstanbul için ortaya konulan ve konulacak her türlü çözüm önerisi
ve planlama müdahalesi, İstanbul’un kimliğine ve tarihi devamlılığına özel önem göstermelidir.