PAGEV Plastik Dergisi Sayı 142 | PAGEV Plastic Magazine 142th Issue

Page 1

İRAN’LA FATURA KRİZİ AŞILDI Plastik Araştırma, Geliştirme ve İnceleme Dergisi

20

SAYI | 142 EKİM 2017 www.pagev.org pagev pagev1989 pagevtv pagev1989

İHRACATÇI

ISSN: 1302-6925

BİRLİKLERİMİZİ BÖLDÜRMEYELİM

MADE IN TURKEY İMAJ TAZELEYECEK

32

YERLİ OYUNCAK SEKTÖRÜ GÜÇLENİYOR

36

KALIP SEKTÖRÜ GELECEĞİ DEĞİŞTİRİR

94

PAGÇEV ÇEVRE İÇİN PEDAL ÇEVİRDİ

154


2

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142



t-win Verimli, sağlam, enerji korunumlu Servohidrolik iki plakalı t-win, enjeksiyon ihtiyaçlarınız için doğru makinedir. Özel tasarımına bağlı olarak hızlı ve enerji verimliliği yüksek üretim yapabilmenizi sağlar.

Verimli üretim

Düşük enerji sarfiyatı Dayanıklılık

Yüksek kullanılabilirlik

Düşük ayakizi

Ergonomik kullanım

www.wintec-machines.com

4

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

WINTEC ENGEL ENJEKSİYON MAKİNELERİ TİC.LTD.ŞTİ Giyimkent E4 Blok, B142, No: 30 34235 Esenler-İstanbul Tel: 0212 438 58 50, faks: 0212 438 50 42 www.wintec-machines.com atakan.unal@wintec-machines.com


PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

5


6

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142


PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

7


www.kraussmaffei.com/px Türkiye Distribütörü

Tepro Makine ve Otomasyon Sistemleri Tic. Ltd. Şti. Mimar Sinan Mah. Bosna Cad. Çolpan Sok. No.2 34782, Çekmeköy/İstanbul Tel: +90 216 709 26 00 Fax: +90 216 641 27 25 E-mail: tepro@tepro.com.tr Web: www.tepro.com.tr

Full elektrikli PX serisi Gücün esneklikle buluşması PX serisi, tüm hizmet ömrü boyunca esnekliği ile dikkat çekiyor. Tüm full-elektrikli makinalar için yeni standartlar belirliyor: – Seçimde esneklik – Üretim esnasında esneklik – Retrofit (yenileme) uygulamalarında esneklik PX‘ i istediğiniz gibi yapılandırın – all-electric, all-flexible.

8

Engineering Passion

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142


PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

9


EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ:

BAKANLIĞIN VE SEKTÖRLERİN BÖLÜNMEYE NİYETİ YOK

12

18

özel dosya

İRAN’LA TİCARETTE ZORUNLU FATURA ONAYI KALDIRILDI

62

özel dosya

röportaj

ambalaj sektöründe 30 milyar dolarlık pazar hedefliyoruz

36

özel haber

İTHALATA SIKI DENETİM YErLİ OYUNCAĞA NEFES ALDIRACAK

10

26

ÜLKELER ARASI TİCARİ SORUNLAR MÜTEKABİLİYET ÇERÇEVESİNDE ÇÖZÜLMELİ

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

özel haber

44

PLASTİK POŞETE YASAK DEĞİL DÜZENLEME GELİYOR


46

dosya

PLASTİK MÜKEMMELİYET MERKEZİ İNOVASYON ÜSSÜ OLACAK

haber

32

gezi raporu

MADE IN TURKEY İMAJI DÜNYAYA TANITILACAK

150

136

ALPLERİN PRENSİ: İSVİÇRE

özel haber MİLLİ HEDEFİMİZ “SIFIR ATIK” NOKTASINA GELMEK

etkinlik

PAGÇEV ÇEVRE İÇİN PEDAL ÇEVİRDİ

154

PAGEV PLASTİK DERGİSİ PAGEV Plastik Araştırma, Geliştirme ve İnceleme Dergisi Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı PAGEV’in Yayın organıdır. İmtiyaz Sahibi PAGYAY Yayıncılık Turizm ve Ticaret Ltd.Şti. adına,

Yavuz EROĞLU Genel Koordinatör

Aziz ÖZAY

Yayın Yönetmeni

Yayın Danışma Kurulu

Mustafa GÜR

Prof. Dr. Atilla GÜNGÖR | Marmara Ü. Prof. Dr. Duygu KISAKÜREK | ODTÜ Prof. Dr. Erhan PİŞKİN | Hacettepe Ü. Prof. Dr. Güneri AKOVALI | ODTÜ Prof. Dr. Hüseyin YILDIRIM | YTÜ Prof. Dr. İskender YILGÖR | Koç Ü.

Yapım

Prof. Dr. Mehmet Ali GÜNKAYNAK | İstanbul Ü.

Ertan GÜNEŞ Yazı İşleri

Yağmur CENGİZ Reklam ve Halkla İlişkiler

Kadir ÇAÇA Film Medya Tasarım Karakter Color Matbaası A.Ş.

Matbaa Sertifika No: 12799

Prof. Dr. Mehmet E. YURCİ | YTÜ Prof. Dr. Nurseli UYANIK | İTÜ. Prof. Dr. Paşa YAYLA | Kocaeli Ü. Prof. Dr. Tekin ARDA | Newport Ü. Prof. Dr. Mustafa ÖKSÜZ | Marmara Ü. Doç. Dr. C. Gazi UÇKUN | Kocaeli Ü. Doç. Dr. Recep YENİTEPE | Marmara Ü. Doç. Dr. Sami SAYER | Ege Ü. Doç. Dr. Çetin KARATAŞ | Gazi Ü. Dr. Mevlüt ÇETİNKAYA | PETKİM Dr. Yakup ÜLÇER | RESİNEX Elçin OĞUZHAN | TEKNOPOLİMER Engin SOKULLU | TEKNOİNTEL Metin BİLGİLİ | ARÇELİK Murat CANSEVER | EUROTEC

Yayın Türü

yerel süreli 2 ayda bir yayınlanır ISSN: 1302-6925

PAGEV Plastik Dergisi hakkında görüşlerinizi pagyay@pagev.org.tr adresine gönderebilirsiniz.

Halkalı Cd. Tez-İş Merkezi No:132/1 Kat: 4 Sefaköy-İstanbul +90 212 425 13 13 +90 212 624 49 26

Sayı 142 | Ekim 2017

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

11


12

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142


Çözüm odaklı çalışıyoruz Saygıdeğer Meslektaşlarım, PAGEV olarak Türkiye’nin en genç, en dinamik ve en yenilikçi sektörlerinden biri olan plastik sektörümüzün sürdürülebilir büyümesine katkı sağlamak için yürüttüğümüz çalışmalara devam ediyoruz. Birlik ve beraberlik içerisinde sektörün her daim ileriye gitmesini sağlamak ve karşımıza çıkan sorunları çözmek amacıyla faaliyetlerimize yenilerini ekliyoruz. Bildiğiniz gibi iki aydır İran’la ithalat ve ihracatımızı güçleştiren zorunlu Konsolosluk onayının kaldırılması ile ilgili yoğun çaba harcadık. Başta Bakanlığımız olmak üzere sivil toplum kuruluşlarımız, medya, İranlı üst düzey yetkililer ve İranlı sanayicilerle görüşmeler yaptık. Her iki ülke karşılıklı olarak ticareti yavaşlatan ve sanayicilere yıllık 150 milyon liralık tasdik kesintisi yükü getiren uygulamanın yürürlükten kaldırılması için mutabakata vardı. PAGEV olarak sorunun çözümüne katkı sağlamaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Sektörümüzün aleyhinde olan karar ve uygulamaların karşısında olmaktan, doğru bildiğimizi söylemekten ve bu yolda ilerlemekten kaçınmıyoruz. Bu duruşumuz sayesinde İran sorununda olduğu gibi diğer bazı sorunlarda da yalnızca plastik sektörünün değil tüm sektörlerin sözcülüğünü üstleniyoruz. Bu sorunlardan biri sektörlere hiçbir yararı olmayan sektörel tanıtım gruplarıydı. Bu konudaki rahatsızlığımızı dile getirdik. Bakanlığımızın kararıyla da kapatıldılar. Tüm sektörler içinde, kesilen bedelleri geri alabilen tek sektör olduk. Ayrıca bu çalışmamızla, daha etkili bir Türkiye ve Türk Malı imajı oluşturmak amacıyla Türkiye Tanıtım Grubu (TTG) kurulmasının da yolu açılmış oldu. Diğer bir sorunumuz ise Türkiye’deki tüm İhracatçı Birlikleri’nin “oldu-bitti” ile ihracatçının zararına olacak şekilde küçük parçalara bölünmeye çalışılmasıdır. Bu bölünmeyle; hem ihracatçıdan yapılan kesinti artacak, hem de birliklerimizin temsil gücü zayıflatılacaktır. Ayrıca bu yeni birlikleri açarak bir daha seçilme şansı kalmayan başkanlara yeni makamlar yaratılmak isteniyor. Bu yanlıştan da bir an önce dönülmesi gerektiğini düşünüyor, sizleri doğru bilgilendirmeye ve sesiniz olmaya çalışıyoruz. İhracatçıya ekstra maliyetler oluşturmak yerine kaynaklarını verimli kullanarak iş yapan, kendini

şikâyet değil çözüm makamı gören, temsil gücü yüksek, vizyoner İhracatçı Birliklerine dönüşüm için her türlü olumlu katkıyı vermeye devam edeceğiz. Nitekim bu dergi yayına hazırlanırken Ekonomi Bakanımız Sn. Nihat Zeybekci’de Hürriyet Gazetesine yaptığı açıklama da sektörlerin bölünmesine karşı olduğunu belirterek, bu konudaki tezimizin doğruluğunu teyit etmiş oldu. Sektörümüz adına güzel gelişmeler de yaşanıyor. Plastik Mükemmeliyet Merkezi çalışmaları kapsamında Kalkınma Bakanı Sn. Lütfi Elvan ile bir araya gelerek proje hakkında istişarede bulunduk ve destek sözü aldık. Aynı zamanda Milli Oyuncak ile alakalı çalışmalarımızda da hızla ilerliyoruz. Ankara’da katıldığımız toplantıda hem Düzce’de kurulacak Oyuncak İhtisas OSB, hem de oluşturulacak Milli Oyuncak Karakteri için önemli adımlar attık. Vakfımızın her yıl iftiharla sunduğu sektörümüzün ulusal ve uluslararası boyutta gelişimi açısından büyük öneme sahip organizasyonlara da desteğinizle devam ediyoruz. Her yıl Ambalaj Fuarı ile eş zamanlı organize ettiğimiz Uluslararası Plastik Ambalaj Teknolojileri Kongremizin bu yıl dördüncüsünü “Tüketici Ürünlerinde Ambalajlar” ana teması ile hayata geçiriyoruz. Ardından bu yıl 12.’sini düzenleyeceğimiz Plastik Endüstrisi Kongresi ve PlastEurasia İstanbul 2017 Fuarı geliyor. Hepinizi sektörümüzün bu en önemli buluşmalarına bekliyoruz.

YAVUZ EROĞLU PAGEV BAŞKANI


14

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142


PAGEV BAŞKANI YAVUZ EROĞLU’NDAN, “BÖLÜNMEYELİM, BİRLİK OLALIM” ÇAĞRISI

İhracatçı birlikleriNDE ‘Böl-Parçala-Başkan Ol’ oyunu İhracatçı birliklerinde 8 yıllık görev süresini tamamlayan başkanların, 2018 yılı Nisan ayında yapılacak seçim öncesi sayısı 26 olan sektörleri bölüp 42’ye çıkararak kurulacak yeni birliklerde yeniden başkan olma girişimine karşıyız. Bölünmenin gerçekleşmesi durumunda hem ihracatçılardan yapılan kesintiler artacak, hem de daha küçük parçalara ayrılan birliklerin gücü ve etkinliği yok edilecek. 2 dönem kuralı gereği görev süresi biten başkanların koltuğu bırakmamak için devreye sokmaya çalıştıkları Birlikleri Bölme Planı’na 67 bin ihracatçı, kesinlikle karşı çıkmalı.

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

15


Ö

nümüzdeki yıl seçimlere gitmeye hazırlanan Ihracatçı birliklerinde “Sektörleri Bölme” tartışması yaşanıyor. Türkiye’de toplam 60 ihracatçı birliği bulunuyor. 2018 yılı Nisan ayında seçime giderek yeni başkan ve yönetimlerini belirleyecek ihracatçı birlikleri, ardından ortaya çıkacak delegeler ile Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) başkan ve yönetimini seçecek. Ihracatçı birliklerinde başkan 4’er yıllığına en fazla 2 dönem görev yapabiliyor. Rutin süreç böyle işlerken ihracatçı birlikleri, Nisan seçimleri öncesinde anormal gelişmelere sahne oldu. 2 dönemden oluşan 8 yıllık görevini tamamlayan bazı başkanlar, koltuktan kalkmamak

için 4+4 kuralının değiştirilmesi ve 8 yılın ardından başkanlık yolunun tekrar açılabilmesi için Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yaptı. Ancak Mahkeme talebi ret etti. Bu karar, 60 başkan içinde 8 yıllık görev süresini tamamlayan 41 başkanın koltuğu bırakması anlamına geliyordu. Ancak görev süresi biten başkanlar, mahkeme kararı ve tüm teamülleri hiçe sayarak yeniden başkan olma arayışına girdi. Bu amaçla Nisan seçimleri öncesinde Türkiye’deki ihracatçı birliklerinin yapısının değiştirilmesi için Birlikleri Bölme Planı devreye sokulmak istendi. Bir “Oldubitti” ile ihracatçının zararına olacak şekilde sektörlerin küçük parçalara bölünmesi ve yeni ihracatçı birliklerinin oluşturulması,

bu yolla ortaya çıkacak yeni birliklerin başına da görev süreleri dolan başkanların getirilmesi için düğmeye basıldı. Oysa bölünme planının devreye girmesi ile hem ihracatçıların masrafları artacak, hem de daha küçük parçalara bölünen birliklerin gücü ve etkinliği yok edilecekti. Bu nedenle ihracatçılar, başkanların koltuklarını bırakmamak için devreye almaya çalıştıkları “Birlikleri Bölme Planı”na karşı çıkıyor. Bölme planını çok yanlış bulduklarını açıklayan PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, ‘Birliği Böl-Parçala Ve Yeniden Başkan Ol’ şeklindeki çarpık yaklaşıma tüm ihracatçıların karşı çıkması gerektiğini söyledi.

Sektörlerin bölünmesi

ihracatçının zararına

Yapısı değiştirilmek istenen ihracatçı birliklerinde; 26 olan sektör sayısının 42’ye yükseltilmesine karşı çıkan PAGEV Başkanı Eroğlu, “Bölünerek yapısı değiştirilmek istenen birliklerde amaç 8 yıl başkanlık yapmış isimlerin kurulacak yeni

16

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

birliklere tekrar başkan yapılmak istenmesidir. Örneğin bu plana göre 15 milyar dolarlık ihracat gücüne sahip İKMİB, 7-8 parçaya bölündüğünde, parçalara ayrılan her birliğin sabit gider payı 5-6 kat artıyor. Bölünme yoluyla masrafları artan İKMİB’in

bölünmesiyle koparılan birliğin geliri 4 kat azalıyor. Bölünmek istenen birlik, fayda üretmek bir yana üyelerinden alacağı aidatların artması ve etkinliğinin azalması sebebiyle ihracatçıya ekstra yük olmaya doğru itiliyor” dedi.


Ekonomi Bakanı Nihat ZEYBEKCİ, Hürriyet Gazetesi’ne yaptığı açıklamada, “Sektörlerin sayısının artırılmasıyla ilgili bir tartışma var ama Ekonomi Bakanlığı’mızın böyle bir niyeti yok” dedi.

Ekonomi Bakanlığı ve Sektörlerin

bölünmeye niyeti yok Sinerji yaratmak ve daha etkin olmak için tüm dünyada güç birliğine gidilerek daha büyük yapılar oluşturulduğuna dikkat çeken Eroğlu, ihracatçı birliklerinde sektörlerin bölünmesini planlayanların “Bölünmeyi Ekonomi Bakanlığı ve sektörler istiyor” algısı yaratmaya çalıştıklarını belirterek şöyle konuştu: “Oysa daha geçtiğimiz gün Ekonomi Bakanı Sayın Nihat Zeybekci’nin, Hürriyet gazetesine, “İhracatçı

birliklerinde, sektör sayısını arttırma tartışması var ama Ekonomi Bakanlığı’nın böyle bir niyeti yok. Hatta bazı sektörlerin birleştirilmesinden yanayım” şeklinde net açıklaması oldu. Diğer taraftan sektörler de bölünmeye karşı çıkıyor. Nitekim tüm sivil toplum kuruluşları ile en büyük ihracatçıların yer aldığı, başkanlığını da yürüttüğüm TOBB Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sanayi Meclisi’nde, İKMİB’in bölünüp bölünmemesini

gündemimize taşıdık. Tavsiye kararı oylaması sonucunda üyelerin tamamına yakını bölünmeye karşı çıktı. İhracatçı birliğinin bölünmesini isteyen az sayıda kişiden biri 8 yıllık görev süresi dolacak olan İKMİB Başkanı oldu. Dolayısıyla hem Ekonomi Bakanlığı, hem de sektörlerin bölünmeye karşı irade koyduğu ortada. Bu gerçek ortadayken tam tersi bir durum varmış gibi algı oluşturmaya çalışmak iyi niyetle izah edilemez.”

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

17


Koltuk sevdalıları

bölünme istiyor İhracatçının ve tüm sektörlerin aleyhine olan bir konuda ısrarla bölünme planını savunmanın sebeplerini anlatan Eroğlu, “Perde arkasında yatan gerçek niyet şu; Ihracatçı birlikleri Kanunu’na göre, ihracatçı birliklerinde en çok 2 dönem başkanlık yapılabiliyor. Başkanların çoğunun görev süresi ise Nisan 2018’de sona eriyor. Dolayısıyla 2 dönem görev süresi biten başkanlardan bazıları, koltuklarını bırakmamak için Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak 2 dönemle sınırlı olan kuralı delmek istediler. Anayasa Mahkemesi, bu haksız talebi reddetti. Reddetme gerekçesi ise koltuklarda aynı kişilerin sürekli oturmaması, yenilenme ve birliklerin dinamizminin sağlanmasıydı. Bu gerekçeleri hiçe sayarak, hukuki kararların arkasından dolanmak isteyen başkanlar, karşı çıktığımız bölünme planını tertip ettiler. Bu yolla ihracatçı birliklerinin yapısını değiştirip, birlikleri parçalara bölerek, yeni oluşacak sektörlerde kendilerine yeni başkanlık koltukları oluşturma arayışına girdiler. Oysa bölünme planının hayata geçmesi durumunda ihracatçı birlikleri güçsüz ve etkisiz hale gelecek, ihracatçılardan yapılan kesintiler artacak” ifadelerine yer verdi.

El altından ihracatçılara gönderilen mail ve fakslarda ihracatçı birliklerinin bölünebilmesi için dilekçeler toplandığını duyuyoruz. İhracatçılarımız kesinlikle bu dilekçelere imza atmamalı. Birliklerimizin bölünmesine hepimiz birlik içinde “Hayır” demeliyiz.

18

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

67 bin ihracatçı

bölünmeye karşı durmalı

Bölünme planı ile 67 bin ihracatçının kaderinin, koltuğu bırakmak istemeyen az sayıda başkanın kişisel arzularına mahkûm edilmek istendiğine dikkat çeken Eroğlu, ihracatçılara büyük zarar verecek bölünme planına karşı çıkılması gerektiğini belirterek, “ihracatçılarımız, bölünmeye karşı çıkmalı. Nitekim son zamanlarda el altından ihracatçılara gönderilen mail ve fakslarda ihracatçı birliklerinin bölünebilmesi için dilekçeler toplandığını duyuyoruz. İhracatçılarımız kesinlikle bu dilekçelere imza atmamalı. Birliklerimizin bölünmesine hepimiz birlik içinde “Hayır” demeliyiz. Çünkü bu bölünme planı; sektörlerimizin de, ihracatçımızın da aleyhine bir çalışma. Seçim öncesi bazı eski başkanların yeni koltuklar edinmek için başta İKMİB olmak üzere Birliklerimizi bölme çabalarının karşısında durup, birliğimizi korumalıyız. Bu planları boşa çıkarmalıyız! Çünkü ihracatçının ihtiyacı olan şey bölünmek değil, birleşerek daha güçlü olmaktır” şeklinde konuştu. P


PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

19


TÜRKİYe-İRAN TİCARETİNDE

FATURA ONAY KRİZİ

20

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142


PAGEV, Türkiye ile İran arasındaki ticareti sekteye uğratan ‘İthalatta Zorunlu Fatura Onayı’ sorununun çözülmesi için iki ülkenin yetkilileriyle bir dizi görüşmelerde bulundu. Faturada onay krizi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İran seyahati öncesi çözüme kavuştu.

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

21


Zorunlu fatura onayı üretimi sekteye uğrattı PAGEV Başkanı Eroğlu, İran Ankara Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarı Zadboom ile bir araya gelerek Türkiye ile İran arasındaki ticareti sekteye uğratan ‘İthalatta Zorunlu Fatura Onayı’ sorununun çözülmesini istedi.

T

ürkiye ile İran arasında ticareti zorlaştıran “İthalatta Zorunlu Fatura Onayı” kararı fabrikalardaki üretimi durma noktasına getirdi. İran tarafından uygulanmaya konulan yeni onay uygulamasına göre; İran’dan mal alan Türk firmalarının, aldıklara mallara ilişkin faturaları İran’daki Türk konsolosluğuna onaylatması zorunlu hale getirildi. Zorunlu onay

2222

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

uygulaması Türk ithalatçısının zaman kaybetmesine ve ek maliyetler yüklenmesine yol açtı. Sorunun çözümüne yönelik girişimlerde bulunan PAGEV, 24 Temmuz’dan itibaren İran’dan yapılan her türlü mal ithalatı sırasında kullanılan faturanın, İran’daki Türk Konsolosluğu’na onaylatılmasını zorunlu hale getiren uygulamanın ertelenmesi için bir

dizi temaslarda bulundu. Firmaların üretimlerini durma noktasına getiren sorunun çözülmesi için yoğun çaba harcayan PAGEV, Ankara İran Büyükelçiliği’nde İran Ticaret Müsteşarı Hamid Zadboom, Ekonomi Müsteşarı Alireza Caferbeyoglu, Mohsen Seifi ve İSİAD Başkanı Mehdi Culazade ile sorunun çözümü için bir araya geldi.


PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

23


Türkiye - İran ticareti olumsuz etkilendi İthalatta Zorunlu Fatura Onayı sorununun kısa sürede çözüme kavuşturulmasını isteyen Türk plastik sektörünün sivil toplum örgütü PAGEV, İran Ticaret Müsteşarı Hamid Zadboom, Ekonomi Müsteşarı Alireza Caferbeyoglu, Mohsen Seifi ve İranlı Sanayici ve İş Adamları Derneği (İSİAD) Başkanı Mehdi Culazade ile bir araya geldi. Toplantıda PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, İran ve Türkiye arasındaki ticari işbirliği ve ortaklığın köklü bir geçmişe sahip olduğunu ve bu işbirliğinin artarak devam etmesi gerektiğine inandıklarını belirtti. İranlı ve Türk işadamları olarak ticaretin geliştirilmesi yönündeki çabalara katkı vermek konusundaki isteklerini dile getirerek bu konuda her iki devletin de ticareti kolaylaştırıcı çabalarının artması yönündeki taleplerini ilettiler. Bürokratik süreçlerden dolayı yaşanan kayıplar hakkında bilgi veren

24

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

Eroğlu, İran’dan Türkiye’ye yapılan ithalatta Konsolosluk onayının zorunlu hale gelmesinin firmaların işbirliğini zorlaştırdığını vurguladı ve sorunun bir an evvel çözüme kavuşturulması konusunda destek istedi. Yine aynı şekilde Kozmetik, Gıda, İlaç ve Tercihli Ticarete Konu sektörlerde faaliyet gösteren ihracatçı firmalarının da ciddi maddi yüklere ve pazar giriş zorluklarına katlanmak durumunda oldukları gündeme taşındı. UYGULAMANIN AMACI NEYDİ? İSİAD Başkanı Mehdi Culazade özellikle ilişkilerin çok iyi yönde ilerlerken, duraksama yaşanmaması gerektiğini, tam tersine iki ülke menfaatine hızlanarak devam etmesi gerektiğini kaydederek İSİAD olarak iki şapkaya sahip olduklarını hem Türkiye, hem İran’ın kendileri için çok değerli olduklarını belirtti. PAGEV’le bu sorunun çözümü için yoğun çaba gösterdiklerini ve

göstermeye devam edeceklerini iletti. İran Ticaret Müsteşarı Hamid Zadboom ise, PAGEV Başkanı Eroğlu ve İSİAD Başkanı Mehdi Culazade’ye iki ülke ekonomik ilişkilerinin daha da ileri götürülmesi konusunda gösterdikleri ilgi için teşekkür ederek, PAGEV’in daha önce İran İstanbul Konsolosu’yla görüşmeleri ve D-8 Genel Sekreteri Sayın Mousavi ile görüşmelerinin, işadamlarının ülke ilişkilerinin geliştirilmesindeki etkin role güzel örnekler olduğunu belirtti. Kendilerinin de bu sorunun çözümünü istediklerini belirten Hamid Zadboom, İran’a ihracatta tercihli ticarete konu mallarda konsolosluk onayı istemelerinin ana amacının İran’a, Türkiye üzerinden düşük vergiyle mal sokulmasını kontrol etmek olduğunu söyledi. Ortaya çıkan ek maliyetlerin ise bazı ihracatçıların uygulamayı tam bilememesinden dolayı fazla ödeme yapmaktan kaynaklandığını ifade etti. P


PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

25


Onay krizine karşı seferberlik ilan edildi

PAGEV Heyeti, İran İstanbul Başkonsolosluğu Ticaret Müsteşarı Mahmoud Ahmedi ile İran’dan hammadde ithalatını durma noktasına taşıyan kararın çözümü için görüştü.

P

AGEV, plastik sektörünün İran’dan hammadde ithalatını durma noktasına getiren İthalata ‘İthalatta Zorunlu Fatura Onayı’ kararının çözümüne yönelik girişimlerde bulundu. İran, 24 Temmuz’dan itibaren ülkeden yapılan her türlü mal ithalatı sırasında kullanılan faturanın, İran’daki Türk Konsolosluğu’na onaylatılmasını zorunlu hale getirmişti. Firmaların üretimlerini durma noktasına getiren bu sorunun en kısa sürede çözülmesi için yoğun çaba harcayan PAGEV,

26

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

Başkan Yavuz Eroğlu, Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Aziz Özay ve Genel Müdür Yağmur Cengiz’den oluşan heyet ile İran Ticaret Müsteşarı Mahmoud Ahmedi ve İSİAD Yönetimi ile bir araya gelerek sorunun çözümü hakkında kapsamlı bir görüşme gerçekleştirdi. Toplantıya İran İstanbul Başkonsolosluğu Ticaret Müsteşarı Mahmoud Ahmedi’nin yanı sıra İranlı Sanayici ve İşadamları Derneği (İSİAD) Başkanı Mehdi Culazade ve Yönetim Kurulu üyeleri ile Eski

DEİK İran İş Konseyi Başkanı Reza Amuzager katıldı. PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu ve beraberindeki heyet, İran ve Türkiye arasındaki ticari işbirliği ve ortaklığın köklü bir geçmişe sahip olduğunu belirterek bu işbirliğinin artarak devam etmesi gerektiğine inandıklarını belirtti. Konunun teknik detayları üzerinde yapılan görüşmelerin ardından bu toplantıların ve iki ülke işadamlarının sorunlarını çözme noktasında bilgi akış ve iletişimin devam etmesi yönünde görüş birliğine varıldı.


Ülkeler arası ticaret

iş birliğiyle arttırılmalı

İran Ticaret Müsteşarı Mahmoud Ahmedi, PAGEV Heyetine, iki ülkenin 160 milyonluk büyük bir pazar oluşturduğunu ve kendilerinin de iki ülke arasındaki ticaretin kolaylaştırılmasını arzu ettiklerini söyledi. İran Ticaret Müsteşarı Mahmoud Ahmedi ile yaptıkları görüşmenin çok olumlu geçtiğini belirten PAGEV Başkanı Eroğlu ise Müsteşar Mahmood Ahmedi’ye ve İSİAD Başkanı Mehdi Culazade’ye davetleri için teşekkür ederek şunları söyledi: “İran ve Türkiye çok köklü bir geçmişe ve ticaret kültürüne sahip iki komşu ülke. Arzumuz bu işbirliğinin önümüzdeki yıllarda daha da geliştirilmesi ve ticaret hacminin mevcut rakamların üzerine çıkarılmasıdır. Geçtiğimiz yıl Türkiye’nin İran’dan yaptığı ithalat 4,7 milyar dolar oldu. Aynı dönemde Türkiye’nin İran’a ihracatı ise yaklaşık 5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Plastik sektörümüz açısından ticaret hacmine

bakacak olursak; 2016 yılında İran’a ihracatımız 181,3 milyon dolar olurken 400 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirdik. Sektörümüz dünyanın 6., Avrupa’nın ikinci büyük plastik üretim merkezi olarak her yıl artan oranda hammaddeye ihtiyaç duyuyor. İran da plastik sektörümüzün hammadde ithal ettiği ülkeler arasında yer alıyor. Bu hammaddeler ülkemizde işlenerek, katma değer oluşturulup, yurt içi tüketime ve ihracat pazarlarına sunuluyor. Bu şekliyle İran ile bu ticaretimiz iki komşu ülke için de olumlu. Ancak bizim için özellikle hammaddeyi ithal edip, katma değerli bitmiş ürünleri İran’a satmamız açısından çok değerli bir ticarettir. Dolayısıyla İthalatta Zorunlu Fatura Onayı uygulaması, İran’dan hammadde tedarik eden, İran’a bitmiş ürün ihraç eden sanayicilerimizi ve ihracatçılarımızı olumsuz etkiledi. Gümrüklerde hammaddeler beklemekte ve bu

hammaddelerle üretim yapacak firmalarımızın üretimleri durma noktasına geldi” dedi. BİRLİKTE ÇÖZÜM BULUNMALI Sorunların çözümünde karşılıklı iyi niyet ve istişarenin önemli olduğuna inandıklarını dile getiren Eroğlu, “Türk iş dünyası olarak iki ülke arasında ticaretin geliştirilmesi yönünde çabalara aktif katkı vermeyi ve bu konuda devletlerimizin kolaylaştırıcı yönde çabalarının artmasını talep ediyoruz. Şu an yaşadığımız güncel bu sorun da çok açık gösteriyor ki bizler sorunlarımızı iş dünyası ve devletler el ele vererek istişare içinde çözebiliriz. Bu açıdan PAGEV Heyeti olarak son derece olumlu geçen bir görüşme gerçekleştirdik. Sorunun çözümü konusunda beklenti ve önerilerimizi dile getirme fırsatı bulduk. Umuyoruz ki en kısa sürede çözüm yolunda karşılıklı atımlar atılır” dedi. P

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

27


Mütekabiliyet çerçevesinde çözüm üretilmeli PAGEV ve İranlı yetkililerden oluşan heyetle bir araya gelen TİM Başkanı Büyükekşi, Türkiye ile İran arasındaki ticari engellerin kaldırılması için iki taraflı iş birliğine ihtiyaç olduğunu söyledi.

P

AGEV heyeti, Türkiye ile İran İslam Cumhuriyeti arasında karşılıklı ticareti zorlaştıran konuların değerlendirilmesi amacıyla Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi’ye çalışma ziyareti gerçekleştirdi. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıya; PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, İranlı Sanayici ve İş Adamları Derneği (İSİAD) Başkanı Mehdi Culazade, İran Ticaret Müsteşarı Mahmoud Ahmedi, İran Ticaret Müsteşar Yardımcısı Keyvan İsazade ve DEİK İran İş Konseyi Eski Başkanı Reza Amuzager ile PAGEV Başkan Yardımcıları Ahmet Meriç ve Ali Karadeniz katıldılar. Türkiye ile İran arasında yaşanan ticari engellerin değerlendirildiği toplantıda konuşan TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, yaşanan problemlerin ülkelerarası mütekabiliyet çerçevesinde çözümlenmesi gerektiğinin altını

28

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

taraflar ve TİM başta olmak üzere kurumlarımızın katkısını ve desteğini çok önemsiyoruz. Bu konuda komşu iki devletin ticareti kolaylaştırıcı yönde çabalarının artmasını bekliyoruz” dedi.

çizerek, bir an evvel ithallatta zorunlu fatura onayı sorununun çözülmesi ve iki komşu ülke arasındaki ticaretin gelişimi için gerekli adımların karşılıklı olarak atılmasının önemine değindi. PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu ise; “Türk iş dünyası olarak iki ülke arasında ticaretin geliştirilmesi yönünde çabalara aktif katkı vermeye devam edeceğiz. Sorunların çözümü için tüm

ÇÖZÜM İÇİN İŞ BİRLİĞİ İSİAD Başkanı Mehdi Culazade yaptığı değerlendirmede, İran’da TİM tarafından kurulan Türk Ticaret Merkezi için Ekonomi Bakanlığı ve TİM’e teşekkür etti. Ayrıca Tercihli Ticaret Anlaşmasının önemine vurgu yaparak yapılan çalışmaların artarak devamını talep etti. İran Ticaret Müsteşarı Mahmoud Ahmedi’de; komşu ülke Türkiye ile ticarette sorun yaşanmaması adına üst makamları ile sürekli temasta olduklarını vurgulayarak, toplantıyı organize eden PAGEV, İSİAD ve ev sahibi TİM Başkanına teşekkür etti. Toplantı içinde ayrıca sorunlar ve çözüm yolları konusunda fikir alış verişinde bulunuldu. P


PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

29


Ticaretin önündeki engeller kaldırılmalı

Türkiye ve İran arasındaki ekonomik ilişkilerinin arttırılması ve ticaretin önündeki engellerin kaldırılması için çalışmalar yürüten Yavuz Eroğlu Başkanlığında PAGEV Heyeti, D-8 Sekreteri Musavi ile biraraya geldi.

T

ürkiye ve İran toplamda 160 milyonluk büyük birer pazar. İki komşu ülke arasındaki ticaretin daha da arttırılması ve ekonomik ilişkilerin önündeki engellerin kaldırılmasına yönelik çalışmalar yürüten PAGEV, Gelişmekte Olan Ülkeler Teşkilatı (D-8 -Developing Eight Organisation) Genel Sekreteri Seyid Ali Muhammed Musavi ile bir araya geldi. Yavuz Eroğlu Başkanlığındaki PAGEV Heyeti, D-8’in iki ülke arasındaki ilişkilerin arttırılması için aktif rol oynamasına dair talepte bulundu. PAGEV Heyeti, D-8 Genel Sekreteri Musavi ile bir araya gelerek, ticaretin kesintisiz sürmesi için yapılabilecek çalışmaları müzakere

D-8, (Developing Eight -Gelişmekte Olan Ülkeler Teşkilatı), 8 Üye ülkeden oluşan uluslararası bir kuruluş. 1997 yılında kurulan D-8’de Türkiye’nin yanı sıra İran, Mısır, Pakistan, Bangladeş, Malezya, Endonezya ve Nijerya yer alıyor. D-8 içinde yer alan ülkeler aynı zamanda İslam İşbirliği Örgütü nün de

30

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

etti. PAGEV Başkanı Eroğlu, sektör olarak İran’la geçmişten bu yana devam eden ticari ilişkileri, sekteye uğratacak olan uygulamaların iki ülke ticaretine olumsuz yansıyacağını belirterek, D-8 Genel Sekreterliği’nin ülkelerarası işbirliğinin geliştirilmesine yönelik girişimlere katkı vermesini talep etti. İran’ın plastik sektörünün hammadde ithal ettiği ülkeler arasında önemli bir yer aldığını hatırlatan Eroğlu, ithal edilen hammaddelerin Türkiye’de işlenerek, tüketime ve ihracat pazarlarına sunulduğunu söyledi. Bu şekliyle İran ile süren ticaretin iki komşu ülke için de olumlu olduğunu söyleyen Eroğlu, İran’dan hammadde tedarik

eden, İran’a bitmiş ürün ihraç eden sanayicilerimiz ve ihracatçılarımızın Zorunlu Fatura Onayı uygulaması neticesinden olumsuz etkilendiğini söyledi. PAGEV heyeti ile görüşen D-8 Genel Sekreteri Seyid Ali Muhammed Musavi, ülkesi ile Türkiye arasında ticari ilişkiler konusunda ilgili devlet yetkilileri ile görüşerek, işbirliğinin geliştirilmesi için çalışacaklarını söyledi. Ayrıca PAGEV’in çalışmalarını yakından takip ettiklerini belirten Musavi, son olarak Mısır ‘da gerçekleştirilen D-8 Bakanlar Toplantısına, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın davetiyle katılan PAGEV’e yoğun çalışmalarından dolayı teşekkür etti. P

üyeleri. D-8 üyeleri tabii kaynakları, kalabalık nüfusları ve potansiyel pazarlarından ötürü kendi bölgelerinde önemli konum arz ediyor. D-8 girişiminin başlatılmasındaki amaç; büyük bir ekonomik potansiyeli, çeşitli kaynakları, geniş bir nüfus ve coğrafi alanı temsil eden 8 ülke arasında ticaret

ilişkilerinde yeni fırsatlar yaratmak ve çeşitlendirmek, uluslararası düzeyde karar alma sürecine katılımı artırmak, daha iyi hayat şartları sağlamak, somut ortak projeler etrafında ekonomik işbirliğini geliştirmek ve gelişmekte olan ülkelerin dünya ekonomisindeki durumlarını güçlendirmek.


All Electric

HIZ HASSASİYET TEMİZ ÜRETİME inanıyoruz!

www.negribossi.com

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

31


ÇÖZÜM ODAKLI BAKAN

İki ülke arasındaki “İthalatta Zorunlu Fatura Onayı” krizini, “mütekabiliyet” sürecini çok etkin kullanarak çözen, Sanayici ve ihracatçı kökenli Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türkiye ekonomisinin önünü açtı.

Zorunlu konsolosluk tasdik şartı kaldırıldı T

İran’la çalışan Türk sanayicisine bürokratik ve maliyet yükü getiren “İthalatta Zorunlu Fatura Onayı” şartı resmen kaldırıldı. Üretimi durdurma noktasına getiren tasdik şartının kaldırılması, sanayici tarafından memnuniyetle karşılandı.

ürk ihracatçılarının, İran’dan ithal ettikleri malları İran’daki Türk konsolosluğuna tasdik ettirmelerini öngören “İthalatta Zorunlu Fatura Onayı” gelen tepkiler üzerine kaldırıldı. PAGEV’in gündemde tuttuğu ve kaldırılması için pek çok girişimde bulunduğu tasdik şartından vazgeçilmesi sanayiciye derin bir nefes aldırdı. Türk sanayicisi, iki aydır İran’la ihracatı güçleştiren zorunlu konsolosluk onayı ile ilgili sorun yaşıyordu. Tasdik şartının üretimi sekteye uğratması üzerine devreye giren PAGEV, başta Ekonomi Bakanlığı olmak üzere

32

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

sivil toplum kuruluşları, İran’lı üst düzey yetkililer ve İran’lı sanayicilerle bir dizi temaslarda bulunarak sorunun çözümüne katkı vermiş ve sanayicinin lehine inisiyatif almıştı. Gerçekleştirilen temasların ardından Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nda yapılan Türkiye-İran üst düzey heyetler arasındaki görüşmeler neticesinde; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İran’a yapacağı çalışma ziyareti öncesi iki ülke sanayici ve iş adamlarına maliyet ve bürokratik engel oluşturan konsolosluk fatura tasdik zorunluluğunun kaldırılması

noktasında mutabakata varıldı. Ardından iki ülke yetkilileri arasında varılan mutabakat yazılı hale getirildi. İthalatta Zorunlu Fatura Onayı’nın kaldırılmasını memnuniyetle karşıladıklarını belirten PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, “başta Ekonomi Bakanımız Sayın Nihat Zeybekci olmak üzere, Gümrük ve Ticaret Bakanlığımız ile bürokratlarımıza ve İranlı mevkidaşlarına sorunun çözümü için gösterdikleri çaba için teşekkür ediyoruz. Kararın, ekonomimize ve üretim camiamıza hayırlı olmasını dileriz” dedi. P


PAGEV’in 19 Ekim tarihli Sabah Gazetesi’nde yayınlanan teşekkürü PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

33


Made in Turkey

imaj tazeleyecek

İhracatçıdan yüksek kesintiler yapmasına rağmen etkin tanıtım yapamayan Plastik Tanıtım Grubu ve benzeri grupların kapatılmasından sonra harekete geçen Ekonomi Bakanlığı, daha düşük kesintilerle “Made in Turkey” imajını güçlendirecek Türkiye Tanıtım Grubu’nu kurdu.

İhracatçılar, “Made in Turkey” ile rekabette üstünlük sağlayacak

T

ürkiye’nin son dönemde zorlu günlerden geçtiğini ifade eden PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, ihracatçının bu zorlu dönemi fuarlara katılarak ve yeni kanallar bularak aşmaya çalıştığını söyledi. Yurt dışı pazarlarda Türkiye ve “Made in Turkey” ürünlere karşı yürütülen kampanyalardan dolayı zaman zaman siparişleri bile iptal etmeye çalışan müşteriler olduğunu belirten Eroğlu, bu zorlu süreçte Türkiye’nin kendini doğru anlatmasının daha da önem kazandığının altını çizdi.

34

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

Söz konusu zorlukları aşmak ve yanlış algıların önüne geçerek, “Made in Turkey” ve Türkiye imajını arttırmak üzere Ekonomi Bakanlığı’nın “Türkiye Tanıtım Grubu” kurarak bunu Resmi Gazete’de yayınlandığını dile getiren Eroğlu, ihracatçıdan yüksek kesintiler yapan Plastik Tanıtım Grubu’nun Kasım ayında kapatıldığını ve bunun ihracatçının sırtından önemli bir yükü aldığını hatırlattı. Eroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “18 Mayıs 2016’da TOBB Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sanayi

Meclisi’nde alınan tavsiye kararı ve ardından PAGEV öncülüğünde, sektörün yoğun tepkisi ve Ekonomi Bakanımız Sn. Nihat Zeybekci’nin de desteğiyle Plastik Tanıtım Grubu (PTG) 23 Kasım 2016’da yapılan Genel Kurulda oy birliği ile kapatıldı ve İKMİB’in yaptığı PTG kesintilerinin firmalara iade edilmesi kararı alındı. Bakanlığımız, kısa bir süre sonra da 14 Mart 2017’de tüm sektörel tanıtım gruplarını aynı çerçevede kapattı, ellerindeki gelirlerin ise kurulacak yeni yapıya devredileceğini belirtti.”


PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

35


İhracatçıya yük olmadan

Yönetmelik ile artık birliklerin önemli bir kısmında yaşanan anlamsız ve içi boş tanıtım grupları oluşturma çabaları, Türk’ü Türk’e tanıtma uygulamaları ve ihracatçıdan zorunlu kesilen yüksek bedellerin çarçur edilmesinin önüne geçilmesi sağlanacak, sektörel projelere ayrılan kaynak maksimum yüzde 20 ile sınırlandırılıp kontrol altına alınacak.

etkili tanıtım

Eroğlu sözlerine şu şekilde devam etti: “İhracatçının önünü açmaktan uzak olması ve yüklü kesintiler nedeniyle büyük tepki gören ve kapatılan PTG ve diğer tanıtım gruplarının ardından oldukça etkili bir Türkiye ve Türk Malı imajı oluşturmak amacıyla Türkiye Tanıtım Grubu (TTG) kurulmasının yolu açılmış oldu. Ekonomi Bakanlığı’nın kontrolünde, TİM koordinasyonunda oluşturulacak bu yeni yapının amacı; ihracatı artırmak için yurt dışında Türk malı ve Türkiye imajını güçlendirecek faaliyetler yapmak olacak. Dünyada bugün ülke imajları, tüketici kararında çok önemli yer tutmakta. Örneğin; bir ürünün Alman, İsviçre ve Japon olması ile Çin, Hindistan ve Uruguay’a ait olması o ürünün satışını ve fiyatını doğrudan etkilemekte. Bu sebeple Türk mallarının ve Türkiye’nin imajının yurt dışında yükseltilmesi ihracatımıza doğrudan olumlu etki yapacak. Özellikle son yıllarda yaşadığımız yurt dışındaki Türkiye imajı aleyhine geliştirilen havanın düzeltilmesi adına da TTG önemli bir rol oynayacak. Bu yönetmelik ile artık birliklerin önemli bir kısmında yaşanan anlamsız 36

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

ve içi boş tanıtım grupları oluşturma çabaları, Türk’ü Türk’e tanıtma uygulamaları ve ihracatçıdan zorunlu kesilen yüksek bedellerin çarçur edilmesinin önüne geçilmesi sağlanacak, sektörel projelere ayrılan kaynak maksimum yüzde 20 ile sınırlandırılıp kontrol altına alınacak. Kaynağın yüzde 80’i Türk Malı imajının güçlendirilmesine harcanacak. İHRACATÇIDAN YAPILAN KESİNTİNİN TAVANI 10 KAT AZALTILDI Daha önceki Sektörel Tanıtım Grupları Tebliği’nde ihracatçıdan yapılan zorunlu kesintide üst sınırın binde 3 iken, bu tebliğ ile kesinti oranı maksimum on binde 3’e indirildiğini belirten Eroğlu, “ bu 10 katlık düşüş ihracatçımız açısından olumlu. Başta Bakanımız Sayın Nihat Zeybekci olmak üzere Bakanlık ekibimize bu konuda şükranlarımızı sunuyoruz. İleride bu olumlu çalışmanın bir adım daha öteye götürülerek, bedelin kamu kaynaklarından yahut ithalatlardan yapılacak kesinti ile karşılanmasının daha iyi sonuçlar vereceğini düşünüyoruz” dedi.

TTG Ne YAPACAK? Türkiye Tanıtım Grubu (TTG) hedef pazarlarda ülkemizin bilinirliğini artıracak, insanların aklına Türkiye denilince belirli bir kalite seviyesi gelmesini sağlayacak, insanları Türkiye’ye daha fazla gelmeye, Türk ürünlerini daha fazla kullanmaya ve Türkiye’de daha fazla yatırım yapmaya teşvik edecek ve bunu başkalarına tavsiye edecek kadar Türkiye markasını seven sadık tüketiciler haline getirecek. Son yıllardaki gerek ülkemizde gerek komşularımızda oluşan istikrarsızlıkların yarattığı olumsuz ortamı aşmaya çalışırken; ülkemizdeki alt yapı, girişimci sayısı, teknoloji kullanımı yanında tarihi zenginliğimizin sunduğu sanat ve çok kültürlülük, ülkemizin doğal güzellikleri, turizmde kalite fiyat uyumu, turizm altyapımız ve mutfağımız da elimizdeki büyük kozlar olarak bu süreçte değerlendirilecek.

MADE IN TURKEY İMAJI GÜÇLENDİRİLECEK

Ülkenin tanıtımı bilimsel bir konu olup, bu konu muhakkak ehline verilecek. Burada tek ses oluşturmak adına da tanıtımda; ihracatçı birliklerimiz, dış temsilciliklerimiz, sivil toplum örgütlerimiz ve ihracatçılarımız da TTG tarafından oluşturulacak milli strateji ile tam uyumlu bir şekilde Made in Turkey mesajını her mecrada güçlü bir şekilde vurgulayacak. Bu yönetmelikle sektörel tanıtım gruplarında yaşanan kaos yerine tek hedefe kilitlenmiş, Made in Turkey’i odağına almış milli tanıtım grubu oluşturulmuş olmakla birlikte hedefe ulaşmak adına paydaşların ortak çalışması esas alınacaktır. P


ÇEVRE Mİ? ENDÜSTRİ Mİ? İKİSİ DE MÜMKÜN. Plastik Sektörünün Birleştirici Gücü PAGEV, "Sorumlu Endüstri Sorunsuz Çevre" ilkesiyle yola çıkan PAGÇEV ile beraber Türk Plastik Sektörü'nün en büyük hayalini gerçekleştirmek ve gelecek nesillere daha yeşil bir dünya bırakmak için çalışıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Ambalaj Atıklarının Geri Dönüştürülmesi konusunda Yetkilendirilen PAGÇEV, piyasaya sürdükleri ambalajların atıklarını geri dönüştürmesi yasayla zorunlu olan firmaların için bu işlemleri kolay hale getiriyor. Bu kolaylıktan yararlanmak için PAGÇEV ile çalışın bu hayale siz de ortak olun.

www.pagev.org

www.pagcev.org

PAGÇEV bir PAGEV GERİ DÖNÜŞÜM İKTİSADİ İŞLETMESİDİR PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

37


Kalitesiz oyuncak

İTHALATINA SIKI DENETİM

Çocukların gelişimi ve eğitimi için vazgeçilmez olan oyuncakları Çin’in elinden kurtarmak ve yerli oyuncak sektörünü tekrar ayağa kaldırmak için yapılan çalışmalar meyvelerini vermeye başladı. 38

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142


İthal ürünlerin daha sıkı denetlenmesi ve sağlık yönünden sakıncalı ürünlerin piyasaya verilmemesi sayesinde yerli oyuncak üreticileri rahat bir nefes aldı.

P

lastik sektörünün tüm üretim alanlarına hizmet etme misyonunu taşıyan Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) plastik mamul sektörünün en zayıf ve gelişmeye açık alt kolu olan oyuncak sektörü ile ilgili çalışmalarına devam ediyor. Özellikle Çin’den gelen ucuz işçilikli ürünlerin baskısı nedeniyle küçülen oyuncak sektörünü canlandırmak isteyen PAGEV, 2014 yılından bu yana birçok önemli çalışmaya imza attı. Sektörün gelişimine ışık tutmak üzere yolan çıkan PAGEV, genel oyuncak sektörü ve sektör içinden yüzde 70 pay alarak lider olan plastik oyuncakların 2017 yılı Ocak-Haziran dönemi performansını kapsamlı bir raporla ortaya koydu. YILLIK 152 MİLYON DOLARLIK ÜRETİM HEDEFLENİYOR

Türkiye oyuncak sektöründe faaliyet gösteren firmalar, 2017 yılının ilk yarısında 80 milyon dolar değerinde üretime imza attı. Bu rakam içerisinden yüzde 70’lik pay alan plastik oyuncak üretimi ise 56 milyon dolara ulaştı. Toplam

oyuncak üretiminin 2017 yılı sonunda bir önceki yıla oranla miktar bazında yüzde 9 artışla 152 milyon dolara yükselmesi hedefleniyor. Plastik oyuncak üretiminin ise 2017 yılı sonunda 106 milyon dolara ulaşması bekleniyor.

ithalatçı konumunda olan Türkiye, Ocak-Haziran 2017 döneminde 211 milyon dolarlık dış ticaret açığı verdi. Oyuncak sektörünün dış ticaret açığının yılsonunda ise 421 milyon dolar olması bekleniyor.

PAZARDAKİ OYUNCAKLARIN YÜZDE 70’İ PLASTİK Oyuncak sektörünün 2017 yılının Ocak-Haziran dönemindeki iç tüketimi 290 milyon dolar olarak gerçekleşti. Genel oyuncak tüketimi içerisinde yüzde 70 pay ile ilk sırayı 200 milyon dolarlık değerle yine plastik oyuncaklar aldı.

KIDS TURKEY FUARI Oyuncak üretiminin artışından memnun olduklarını açıklayan PAGEV Oyuncak Komitesi Başkanı Oğuzcan Çetinalp şunları söyledi: “Sadece plastik değil tüm oyuncak üreticilerinin temsil edildiği PAGEV Oyuncak Komitesi olarak oyuncakta denetimden geçmiş sağlıklı ve kalite ürünlerin dışındakilerin ithaline müsaade edilmemesi yönünde gerekli önlemlere öncülük ediyoruz. Yerli oyuncak üretiminin artması için başlattığımız faaliyetleri hızla sürdürüyoruz. T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Düzce Üniversitesi ile Düzce Sanayi ve Ticaret Odası’nı da yanına alan PAGEV oyuncak sektörüne verdiği desteği Oyuncak OSB kurulum çalışmalarıyla sürdürüyor. Ayrıca PAGEV Oyuncak Komitemizin de desteklediği Türkiye’nin en büyük oyuncak buluşması Kids Turkey Fuarı 26-29 Ekim 2017 tarihleri arasında kapılarını açıyor. Sektöre önemli katkılar sağlayacak fuarda yerli üreticilerimiz yeni ürünlerini, tüketici ve toptancıların beğenisine sunuyor.”

EN FAZLA İHRACAT FRANSA’YA Oyuncak sektörü 2017 yılının ilk yarısında 17,6 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. İhraç edilen oyuncakların 15,8 milyon dolarlık kısmını plastik oyuncaklar oluşturdu. Oyuncak sektörünün en çok ihracat yaptığı ülkeler; Fransa, Irak, Türkmenistan, Kıbrıs ve İran olarak sıralandı. OYUNCAK İTHALATINDA ÇİN BİRİNCİ Oyuncak sektörü söz konusu dönemde 228,2 milyon dolarlık ithalat yaptı. Plastik oyuncak ithalatı 159,7 milyon dolar oldu. Bu dönemde en çok Çin, İtalya, ABD Vietnam ve Almanya’dan oyuncak ithal edildi. Oyuncak dış ticaretinde net

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

39


Son 3 yılda atılan adımlarla birlikte büyük bir gelişim gösteren yerli oyuncak sektörü, sorunların çözümü için verilecek destek ve teşviklerle daha da büyümeyi hedefliyor.

Genel oyuncak sektörü ve plastik oyuncakların 2017 yılı ilk yarı performansını değerlendiren Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Başkanı Yavuz Eroğlu, “Oyuncak sektörü için başlattığımız çalışmaların olumlu sonuçlar doğurduğunu görmek bizler için önemli. Firmalarımız artık kendilerinden daha emin ve üretim kapasitelerini genişletmek için çalışmakta. İthal oyuncak muhakkak olacak ve olmalı ancak çocuklarımızın sağlığı için iyi denetlenmiş kaliteli ve sağlıklı oyuncaklara müsaade edilmeli. Bu sebeple son dönemde artan denetimler üretimi beklentilerimizin ötesine taşıdı. Öyle ki 2017 yılının ilk altı ayında 80 milyon dolarlık oyuncak üretimine imza atıldı. İthalat lobisi ‘Türkiye’de oyuncak yapılamaz, bunlar kompleks ürünler’ iddialarını söylemeye devam etsin. Bir kere daha ortaya çıktı ki haksız rekabet ve sağlıksız ürünlerin önü kesildiğinde Türkiye’de her türlü oyuncak üretilir. Ayrıca ithalatçılarımız da haksız rekabetin önüne geçtiği için bu denetimlerden çok memnunlar” dedi. BİR BAŞARI HİKÂYESİ

Son dönemde PAGEV Oyuncak Komitesi’nin, üretim ve istihdamı artırmak için ilgili bakanlıklar ile birlikte yaptığımız çalışmaların ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığının piyasa gözetmenlerinin ve Ekonomi Bakanlığının Oyuncak güvenliği ile ilgili aldığı kararların sonucu kalitesiz ve sağlıksız

40

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

YERLİ OYUNCAK FİRMALARI AYAĞA KALKIYOR

ürünlerin Türkiye pazarına girişinin engellenmesinin yerli üreticinin kalkınması için pozitif bir etki yarattığını söyleyen PAGEV Başkanı Eroğlu örnek bir firma hikayesini paylaştı. Eroğlu, “1992 yılından beri ülkemizde pelüş oyuncak üreten Selay Oyuncak firmamız tam bir başarı öyküsü olarak karşımızda. Ülkemizdeki işçilik maliyetlerinin Uzakdoğu ülkelerine oranla yüksek olması ve teknolojik üretim araç gereç maliyetlerinin fazla olması sebebiyle son yıllarda pelüş oyuncak üreticilerinin tamamına yakını ülkemizdeki üretim faaliyetlerine son verirken bir kısmı da ithalatı seçti. Ancak bu firmamız ciddi maliyet zorluklarına rağmen üretime devam etmeyi seçti. Son dönemde yapılan denetimler ve üreticiyi koruma kapsamında uygulamaya alınan gümrük mevzuatı neticesinde ithal ürünlerin yerine pazarda yerli üreticiye olan talebi artırdı. Bu doğrultuda tüm üreticileri olduğu gibi Selay Oyuncak firmamızın da üretim kapasitesi ve istihdamı ciddi oranda yükseldi. 2016 yılının sonunda 45 olan çalışan sayısı bugün itibari ile 140 kişi oldu. Firmamız makine parkurunu artırma ve yenileme çalışmaları yapıyor. Kısacası ülkemizdeki sanayi ve istihdamı artırmak amacı ile son dönemde uygulamaya konulan değişiklikler, Selay Oyuncak firmamızın çalışan sayısını yaklaşık üç katına çıkardı. Bu bizim için başarının ve doğru yolda olduğumuzun bir göstergesidir. Amacımız tüm yerli oyuncak firmalarımızın tekrar ayağa kalkması” diyerek sözlerini tamamladı. P

OYUNCAK ALIRKEN BUNLARA DİKKAT EDİN Oyuncağın üreticinin veya ithalatçının adını veya markasını taşıması gerekir. Çocuğunuzun güvenliği ve sağlığı için markasız oyuncak satın almayın. Oyuncaklarda kullanılan malzemeler özel standartlara göre üretilir. Üretici firmanın bu standartlara uygun üretim yapıp yapmadığını sorgulayın. Oyuncakların üstünde uyarı metni ve yaş sınırı olması gerekir. Büyük çocuklar için yapılmış oyuncaklar küçük çocuklar için tehlike oluşturabilir. 3 yaşından küçük çocuklar için tehlikeli olan özel bir uyarı işareti taşırlar. Bazen tehlike işareti yerine yazılı bir uyarı da olabilir. Uyarı metnini mutlaka okuyun. Çin çok büyük bir ülke ve ucuz işçilik gücüne dayalı üretim yapan birçok oyuncakçı farklı kaliteler de kontrolsüz üretim yapabilmektedir. Bu sebeple ülkemizde sağlık ve kalite yönünden denetlenen ve bir sorun anında hemen muhatap bulabileceğiniz “Made in Turkey” markalı ürünleri tercih edin. Oyuncaklarda fitalat denen kimyasalların kullanımı ülkemizde yasak ve bakanlıkça denetlenmektedir.


PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

41


Yerli oyuncak üreticileri sorunlarına çözüm arıyor PAGEV Oyuncak Komitesi, yerli oyuncak sektöründeki üreticilerin sorunlarını konuşmak ve çözüm yolları bulmak için toplandı.

Ç

ocukların gelişimi ve eğitimi için vazgeçilmez olan oyuncakların ve dolayısıyla oyuncak sektörünün ülkemizde gelişimi için çalışmalar yürüten PAGEV Oyuncak Komitesi oyuncak sanayinin geliştirilmesi ile ilgili faaliyetlerine hızla devam ediyor. Bu kapsamda son olarak

42

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

PAGEV bünyesinde 20 Temmuz 2017 Perşembe günü PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, PAGEV Oyuncak Komite Başkanı ve Pilsan Oyuncak firma sahibi Oğuzcan Çetinalp, ZuzuToys, Akçiçek Oyuncak, Dede Oyuncak, Uçar Oyuncak, Abc Oyuncak, Güçlü Oyuncak,

Efe Toys, Akar Oyuncak, Ks Puzzle ve Dolu Oyuncak gibi oyuncak sektörünün önde gelen imalatçılarının, temsilcilerinin katıldığı bir toplantı düzenlendi. Toplantıda oyuncak sektörünün güncel sorunları /projeleri ve düzenlenen fuarlar ayrıntılı olarak masaya yatırıldı.


Yerli karakterler üzerinde çalışılıyor Türkiye’nin en büyük oyuncak üreticilerinin üretimin ve kalitenin arttırılması amacıyla bir araya geldiği PAGEV Oyuncak Komitesi, bölgenin en büyük oyuncak sektör buluşmasını olan Toyzeria&KidsTurkey Fuarı’nı da destekleme kararı aldı. Buna paralel olarak komite, Türkiye’de yerli oyuncak sektörünün gelişimi için yürütecekleri faaliyetleri sektör temsilcilerine anlatıyor. Sektörün yurt içinde ve yurt dışındaki etkinliğini artırmak üzere çalışmalar yürüten PAGEV Oyuncak Komitesi; Ar-Ge, tasarım ve üretim ile ilgili tüm aşamalar, yerli karakterlerin yaratılması ile sektör sorunlarının çözümü için çalışıyor. İTHALATA DENETİM SONUÇ VERDİ Toplantıda konuşan PAGEV Oyuncak Komitesi Başkanı Oğuzcan Çetinalp, “Yerli oyuncak sektörünün gelişimi için yoğun bir çaba içerisindeyiz. Oyuncakta ithalat muhakkak ki olacak. Ancak bu sektör büyük istihdam, tasarım ve yenilik yaratma potansiyeline sahip. Oyuncak sektöründe faaliyet gösteren yerli üreticilerimizi kimseye yedirmeyeceğiz. Oyuncak çocuklarımıza kültürümüzü aktarmanın en önemli enstrümanı, kültürümüzü de Çin’e teslim etmeyi düşünmüyoruz. Uzun yıllar kaderine terk edilen sektörü, T.C. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Faruk Özlü’nün de destekleri ve PAGEV Oyuncak Komitesi liderliğinde canlandırmaya başladık. Bu sürecin katalizörü olmayı sürdüreceğiz. Özellikle ithal ürünlerin çocuklarımızın sağlığı göz önüne alınarak Sanayi Bakanlığımıza yaptığımız ithalatın TAREKS çerçevesinde kontrolü talebimizin, Ekonomi Bakanlığımızca uygulanmış olmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Ancak ithalat lobisinin bu süreci sulandırma çabaları var. TAREKS süreci sağlık

ve kalite yönünden haksız rekabete yol açan bir çok oyuncağın yurt içine kontrolsüz girişini engelleyerek, yerli oyuncak üretimini ve istihdamı arttırdı ve arttırmaya devam ediyor” dedi. Türkiye oyuncak piyasasının canlanması için yapılması gereken bütün oyuncak firmalarının organize olarak, hem yurt içinde hem yurt dışında alım heyetleri ağırlıklı etkinlik gerçekleştirmesi fikri ağırlık kazandı. Yine toplantıda komite üyeleri Nisan ayında Kırtasiye Fuarı’yla aynı tarihte bir oyuncak fuarı daha yapılması ile ilgili bir söylenti olduğunu belirterek, sektörün daha çok fuara değil; daha az ama kuvvetli, katılımcısı ve ziyaretçisi iyi fuara ihtiyacı var. Olanı bölmek yerine nasıl güçlendiririz diye çalışmak daha önemli görüşünü dile getirdiler. Özellikle bu konuda söz alan üyeler, Nisan ayında kırtasiye fuarıyla eş zamanlı ikinci fuarın yapılması ile ilgili şu görüşleri dile getirdiler: “Nisan ayında yapılan kırtasiye fuarının amacı, okulların açılma dönemi öncesinde nihai tüketiciye satılacak ürünlerin toptancılar tarafından alınarak kırtasiyelere satışının sağlanmasıdır. Yeni ürünlerin lansmanı ve müşteri verilerinin güçlendirilmesi ikinci plandadır. Bunun yanında da kurumsal sarf malzemelerinin ilgili toptancılar ile görüşme ve ticaretinin sağlanması, üretici firmalara ise bu satış ve görüşme ile birlikte uluslararası ziyaretçi ile ticari bağlantılar kurması sağlanır. Fuarı ziyaret eden toptancılar birçok ürün yelpazesini stoklarında bulundurmaktadır. Oyuncak, kırtasiye, hırdavat, vs. Bu ürün yelpazesinde stok dengesini, hangi ürünler hangi zamanlarda rafta en hızlı RPT görür ise ona göre alımlar yaparak dengelemektedirler. Nisan ayında alacakları kırtasiye hızlı hareket görecek ürün olacaktır

ve oyuncak rafta bekçi mal olarak kalacaktır. Bu sebeple de ziyaretçilerin önceliği hızlı satacakları ve paraya çevirecekleri kırtasiye ürünlerine odaklanmak olacaktır. Oyuncak ise kırtasiye dönemi bittikten sonra yani okul dönemi sonrasında raflarına girecektir. Kırtasiye Fuarı her dönem katılımcı olarak oyuncak firmalarını ağırlamıştır ancak devamlılığını yukarıda bahsedilen konular sebebiyle sağlayamamıştır. Bir iki örnek vermek gerekirse; Türkiye’nin en büyük ithalatçısı firma sadece 1 defa katılım sağladı. En önemli örnek ise Ceren Kırtasiye firması uzun yıllardır oyuncak fuarının katılımcısı. Aynı zamanda kırtasiye fuarının da katılımcısı olan Ceren Kırtasiye içinde hem oyuncak, hem de kırtasiye bulunduran büyük bir firma. Ancak kırtasiye fuarında 300 m2 alanı var ve içinde bir tane bile oyuncak yok. Çünkü o dönem Kırtasiye dönemidir. Bunun gibi birçok Oyuncak firması, üretici veya ithalatçı firma kırtasiye fuarına katılım sağlamış ancak devamlılık sağlanamamıştır. Çünkü bu fuarda oyuncak kırtasiye sektörünün altında ezilmiş ve iş yapamamıştır.” P

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

43


Zuzu Toys’un fabrikası

ayda 40 bin oyuncak üretiyor İthal oyuncak karşısında güçlenmeyi hedefleyen yerli oyuncak sektörünün önemli aktörlerinden Zuzu Toys, ürettiği oyuncaklarla Türkiye’nin seçkin noktalarında çocuklarla buluşuyor.

T

ürkiye’deki oyuncak sektörünün önemli üreticilerinden biri olan Zuzu Toys, son 5 yıldır ürettiği ürünlerle pazarda söz sahibi oldu. Aylık ürettikleri binlerce ürünün Türkiye’nin çeşitli seçkin noktalarında satışa sunulduğunu söyleyen Zuzu Toys Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Yılmaz, yerli pazarın ardından yurt dışında da pazarın önemli oyuncularından biri olmayı hedeflediklerini söyledi.

44

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

Genel hatları ile firmanızı tanıtarak verdiğiniz hizmetleri anlatır mısınız? Firmamız 5 yıldır oyuncak üretimiyle iştigal eden bir aile şirketi. Aylık 40.000 adet oyuncak üretiyoruz. Üretmiş olduğumuz oyuncaklar; yerli pazarda, alanında en iyi perakende mağazalar tarafından satışa sunuluyor. Şirketimiz politika olarak öncelikle yerli pazarda önemli bir oyuncu olmak, ardından yurt dışına açılma hedefiyle yola çıktı. Kalite politikamız gereği her kademede çalışan personelimizin eğitimine büyük önem veriyoruz. Kalite bilincinin geliştirilmesinin,

markamıza rekabette önemli bir avantaj sağladığını düşünüyoruz. Fiyat, kalite, temrin üçlüsünün sağlanması kalite çizgimizin vazgeçilmez unsurlarıdır. Firmamızın hizmet alanı, oyuncak üretimi ve oyuncak perakende satış zincirleridir. Üretim gerçekleştirdiğimiz alan gelişmeye açıktır ancak sektörümüzün ticaret odasında bir ticaret topluluğuna dönüşmemiş olması en önemli genel sorunumuzdur.


Sektörün gelişimi için yapılan çalışmaları değerlendirerek görüşlerinizi aktarır mısınız? Sektörün gelişimi için PAGEV’in etkin çalışmasıyla beraber Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın sektörü sanayileştirme çalışması hızla devam ediyor. Bu çalışmalar, var olamamış sektörümüzün alt boşluklarını ortaya çıkararak, bir an önce yerli oyuncak sektörünü kalkındırmayı hedefliyor. Bu çerçevede son dönemde süren etkin çalışmalarımızı başka mecralara da taşıyabilmek arzusu içerisindeyiz.

Dünya maliyetlerini ülkemizde yakalayıp, yurt dışı pazarına rahatlıkla açılabiliyoruz. Sektör içerisinde yedek parça eksikliği firmaların çok değişik sayıda oyuncak üretmesini engelliyor.

Oyuncak sektörümüzün dünya pazarlarında söz sahibi olması için sizce neler yapılmalı? Türkiye’de oyuncak sektörümüzün gelişimi çok enteresan bir gelişim izlemiştir. 1978’den beri edindiğimiz sanayi ve üretim tecrübesini oyuncak üretiminde kullanmaya başladık. Ürettiğimiz her ürünün yurt dışı pazarında alıcısı olduğunu görüyoruz. Dünya maliyetlerini ülkemizde yakalayıp, yurt dışı pazarına rahatlıkla açılabiliyoruz. Sektör içerisinde yedek parça eksikliği firmaların çok değişik sayıda oyuncak üretmesini engelliyor. Yedek parça eksikliğinin giderilmesi, Türk montajı oyuncaklar sektörümüzü yerli pazarda ve dünya pazarında ilerletir. Bunlara destek olarak; karakter, aksiyon, hiperaktif, eğitici ve parti oyuncakları ise Türk karakteriyle dünya pazarında yer alır.

Firmanızın yakın gelecek hedeflerinden söz eder misiniz? Firmamızın yakın dönem hedefleri; sektörde üç aktif fuarda yerli ve yabancı ziyaretçilerle buluşmak, etkin pazardaki söz sahipliği iddiamızın sürdürülmesi ve aynı zamanda yeni model gelişimini sürdürerek pazarda bir adım öne geçmek. Bunun yanı sıra ülke sermayesini yerli ve yabancı pazarda en iyi şekilde temsil etmek temel hedeflerimiz arasında yer alıyor. P

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

45


Plastik poşete

yasak değil düzenleme geliyor

TOBB Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sanayi Meclisi; alışveriş poşetlerindeki son düzenlemeler ile yerli oyuncak sektöründeki güncel gelişmeleri masaya yatırdı.

S

ektörel sorunları tespit etmek, çözüm için hükümet ve özel sektör diyaloğunu en iyi şekilde geliştirmek amacıyla kurulan Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sektör Meclisi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde (TOBB) buluştu. TOBB Plastik, Kauçuk Kompozit Sanayi Meclisi Başkanı Yavuz Eroğlu ve sektör temsilcilerinin geniş katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda, belirlenen yeni gündem maddeleri tartışıldı ve çözüm önerileri geliştirildi. Toplantının en çarpıcı gündem maddelerinden biri 2019 yılından itibaren Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’nin alışveriş

46

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

poşetlerinde getirdiği kısıtlamalar ve son düzenlemeler oldu. Birkaç ay önce Türkiye Perakendeciler Federasyonu tarafından basına yansıtılan “Plastik Poşetler Yasaklanıyor” şeklindeki beyanatlar kamuoyunu yanıltmıştı. Oysaki hâlihazırda taslak halindeki Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliğinde, Avrupa Birliği mevzuatıyla uyumlu bir şekilde alışveriş torbalarının aşırı tüketiminin 31 Aralık 2025 yılına kadar azaltılması yönünde çalışmalar yapılıyor. Taslak halindeki yönetmeliğin bu şekliyle yürürlüğe girmesi durumunda, 01.01.2019 tarihinden itibaren 15 mikron ila

50 mikron arası kalınlıkta olan plastik alışveriş poşetleri, market kasalarında tüketiciye ücretli olarak verilmeye başlanacak. Bu kalınlığın altında veya üstünde olan poşetler, eskiden olduğu gibi ücretsiz verilecek. Yine taslak yönetmelik çerçevesinde 1550 mikron arasında kalınlıktaki torbalar için ülke genelinde yıllık kişi başına kullanılan torba adedinin; 31 Aralık 2019’a kadar 90’ı, 31 Aralık 2025’den itibaren ise 40’ı aşmayacak şekilde kullanımının azaltılması yönünde AB ile uyumlu bir yönetmelik de çalışmalar arasında yer alıyor.


Hedef belirlendi

sorumlu tüketim

Taslak halinde olan ve halen çalışmalarına devam edilen söz konusu yönetmeliği tartışan TOBB Meclis yönetimi, alışveriş poşetleri konusunda perakende sektörüyle birlikte hareket etme kararı aldı. Türkiye Perakendeciler Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Altunbilek’in de katıldığı toplantıda kamu spotu yapılması konusunda da mutabakata varıldı. Konu ile ilgili açıklama yapan TPF Başkanı Altunbilek, plastik poşet yönetmeliğiyle ilgili çıkan haberin medyada yanlış yansıtıldığı ve plastik karşıtı olmadıklarını belirterek “Biz yasaklamaya karşıyız ancak sorumlu tüketimi savunuyoruz. Plastik ve perakende sektörleri olarak birlikte hareket ederek daha güçlü olabiliriz” dedi.

Yerli oyuncak sektörü

güçlendirilecek

TOBB Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sanayi Meclisi Başkanı Yavuz Eroğlu ise perakendecilerin, plastik sektörü ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile birlikte çalışma teklifini kabul ettiğini, çevrenin korunması için Bakanlık öncülüğünde birlikte çalışacaklarını açıkladı. Toplantının en önemli ikinci gündemi, yerlileşme örneği olarak kabul edilen Türkiye oyuncak sektörünün tekrar canlandırılmasına yardımcı olan ithalatta alınan önlemler, kümelenme modeli ve güncel durumunun değerlendirilmesi oldu. Çocukların gelişimi ve eğitimi için vazgeçilmez olan oyuncakları ithalatın elinden kurtarmak ve sektörü tekrar ayağı kaldırmak için yapılan çalışmalar olumlu sonuçlar vermeye başladı. İthal ürünlerin daha sıkı denetlenmesi ve sağlık

yönünden sakıncalı ürünlerin piyasaya verilmemesi sayesinde yerli oyuncak üreticileri rahat bir nefes aldı. Sektördeki yatırımlar arttı, üretim ve istihdam rakamları sıçrama yaptı.

Türkiye, 2017 yılının ilk altı ayında miktarda 10,6 bin ton, değerde 275 milyon liralık oyuncak üretimine imza attı. TOBB Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sanayi Meclisinde, yeni “Üretim Reform Paketi” ve Ar-Ge merkezleri mevuzatı; Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Daire Başkanı Murat Yıldız’ın yaptığı kapsamlı sunum ardından değerlendirildi. Ayrıca 1 Haziran 2007 tarihinden itibaren yürürlüğe giren kimyasalların kaydı, değerlendirilmesi, izni ve kısıtlanmasını öngören Türkiye REACH’inin içeriği ve sektörlere olan etkilerinin değerlendirilmesinin yanı sıra kauçuk sektöründe ithal edilen vulkanize edilmemiş hurdaların standardının oluşturulması ve tarife dışı engel oluşturulması talebi de görüşülen diğer maddeler arasında yer aldı. P

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

47


PAGEV PLASTİK MÜKEMMELİYET MERKEZİ

İNOVASYON ÜSSÜ OLACAK Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan’ı ziyaret eden PAGEV heyeti, İstanbul’da kurulacak PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi ile alakalı çalışmalarda gelinen son aşamayı ele aldı. Sektördeki katma değeri arttırması beklenen inovasyon üssü için geri sayım sürüyor.

48

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142


PAGEV Başkanı Eroğlu ile görüşen Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, plastik sektöründeki gelişmeleri memnuniyetle karşıladığını belirtti.

P

AGEV Yönetim Kurulu heyeti, Türk plastik sektörünün önünü açacak PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi’nin kurulması için sürdürülen çalışmalar kapsamında Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan ile bir araya gelerek proje hakkında istişarede bulundu. PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, Başkan Yardımcısı Ahmet Meriç, Yönetim Kurulu Üyesi Oğuzcan Çetinalp, Genel Sekreter Ertan Güneş ve PAGÇEV Genel Müdürü Yağmur Cengiz’den oluşan PAGEV Heyeti, PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi projesi hakkında Kalkınma Bakanına bilgilendirmede bulundu. İstanbul’da inşa edilmesi planlanan PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi’nin inşa edilme ve tefrişin ardından sektörün hizmetine

sunulması ve ekonomiye ciddi bir katkı sağlaması planlanıyor. DEVLETTEN İNOVASYONA DESTEK PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi çalışmasını yakından takip eden Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan Bakanlık olarak projeye destek vereceklerini yineleyerek, katma değeri yüksek ürünlerin artmasına ön ayak olacak olan inovatif çalışmaların yapılacağı bu merkezin ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacağını belirtti. Türkiye Plastik Sektörünün üretim kapasitesi bazında dünya genelindeki konumunu önemli gördüğünü ifade eden Elvan, bu konumun daha da başarıya ulaşması için Bakanlık olarak sektöre gerekli desteği vereceklerini söyledi. PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu,

Avrupa ikincisi ve Dünya altıncısı olan sektörün ihraç ettiği ürünlerin ortalama değerinin 2.2 Dolar olduğunu kaydederek, Dünya ortalaması olan 4 Dolar seviyelerine erişmek için daha nitelikli ve katma değeri yüksek ürünleri üretilmesi gerektiğini belirterek, bu hedefe ulaşmada PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi’nin önemli bir rol üstleneceğini de söyledi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü ile geçtiğimiz yıl mutabakat zaptını imzalanan PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi içerisinde; Uluslararası Akreditasyonlu Test ve Laboratuar Hizmetleri, Araştırma ve Geliştirme Merkezi, Uluslararası Sertifikasyon Hizmetleri, Eğitim ile Danışmanlık hizmetleri projelendirilmişti. P

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

49


23 PLASTİK FİRMASI İSO DEVLER LİGİ’NDE Türkiye’nin en büyük 500 firmasından 23’ü plastik sektöründen çıktı. İSO 500’deki plastik firmalarının 2016 yılındaki üretimden satışları geçen yıla göre yüzde 3,6 artışla 17,4 milyon TL; net satışları ise yüzde 3,6 artışla 20 milyon TL’ye yükseldi.

50

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142


Ekonomiye 2,7 milyon TL katma değer sağlayan 23 plastik firmasının öz kaynakları 5,5 milyon TL, aktifleri ise 13,5 milyon TL oldu.

Ç

oğu küçük ve orta ölçekli firmalar olmak üzere 11 bin firmanın faaliyet gösterdiği, 250 bin kişinin istihdam edildiği Türk Plastik Sektörü, İSO Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu listesinde gücünü bir kez daha ortaya koydu. Listeye giren PAGEV ve TOBB Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sanayi Sektör Meclisi Üyesi plastik sektörü firmalarının sayısı 23 oldu. Plastik sektörü üretim, ihracat ve yarattığı katma değerle büyümesini istikrarlı bir şekilde sürdürürken Türkiye sanayisinden aldığı payı da artıyor. 2016 yılı İSO Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu listesi de plastik sektörü firmalarının başarısını kanıtlıyor. İSO İlk 500 listesine giren 23 plastik firmasının 2016 yılındaki üretimden satışları geçen yıla göre yüzde 3,6 artışla 17,4 milyon TL; net satışları ise yüzde 3,6 artışla 20 milyon TL’ye yükseldi. Ekonomiye 2,7 milyon TL katma değer

sağlayan firmaların öz kaynakları 5,5 milyon TL, aktifleri ise 13,5 milyon TL oldu. Listede yer alan 23 plastik firmasının üretimleri 6 milyar dolar, hammadde hariç ihracatları ise 1,5 milyar dolar olarak gerçekleşti. İSO İlk 500’de yer alan 23 firmanın, Türk plastik sektörünün 2016 yılında 33,8 milyar dolarlık plastik mamul üretimi içerisinde üretim payı yüzde 17,9 oldu. Firmaların plastik sektörünün geçen yıl ulaştığı 4,1 milyar dolarlık plastik mamul ihracatı içerisindeki payı ise yüzde 36,3’e ulaştı. Ayrıca 23 plastik firması 2016 yılında yaklaşık 16 bin kişiye istihdam sağladı. PLASTİK SEKTÖRÜNDEN EKONOMİYE ÖNEMLİ KATKI Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme Eğitim Vakfı (PAGEV) Başkanı Yavuz Eroğlu yaptığı açıklamada; “PAGEV ve TOBB

Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sanayi Sektör Meclisi üyesi olan 23 firmamızın ISO İlk 500’deki yerini alması sektörümüz adına sevindirici bir gelişme. Plastik sektörümüzü İSO 500 içindeki diğer sektörlerle karşılaştırdığımızda üretimden satışlar, ihracat ve brüt katma değer ile toplamda aldığı payda önemli bir artış söz konusu. Firmalarımız başarılı bir performans sergiliyor ve çıtayı her geçen gün yukarıya taşıyor. Öyle ki ihracattaki ve iç piyasa cirolarımızdaki değer bazındaki azalmalara karşı üretimimizi artırmayı başardık. İnovasyona açık olan plastik sektörü yarattığı istihdam sayesinde ülke ekonomisine ciddi katkı sağlıyor. Sektörün özellikle katma değerini arttırmaya ihtiyacı var. Bu konuda gerek PAGEV gerekse TOBB Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sanayi Meclisimiz üyeleriyle yoğun çaba gösteriyoruz” dedi. P

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

51


ASD Başkanı Zeki Sarıbekir:

30 milyar dolarlık pazar hedefliyoruz

Ambalaj sektörü; Avrupa Birliği ülkeleri, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Kafkaslar ve Balkanlar olmak üzere 180’den fazla ülkeye ihracat yapıyor. 2023 yılında 30 milyar dolarlık pazar büyüklüğüne ulaşmayı hedefleyen sektör, 10 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşacak.

T

ürkiye ambalaj sektörünün en güçlü sivil toplum kuruluşlarından Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD), 1992 yılında ambalaj sanayinin gelişmesine katkıda bulunmak, sektöre kimlik kazandırmak, uluslararası platformlarda sektörün temsil edilmesini sağlamak, üyeleri arasında birlik beraberlik ve dayanışmayı sağlamak, güçlendirmek ve daimi kılmak amacıyla 39 ambalaj üreticisi tarafından kuruldu. ASD, çatı örgüt olarak sektördeki tüm ambalaj malzemeleri (metal, sert plastik, fleksibıl, karton, cam, kâğıt, ahşap kutu, ambalaj makineleri, oluklu mukavva, etiket, vb.) üreticilerini temsil ediyor. Pazarda birbirini tamamlayan ve birbirleriyle rekabet eden ambalaj sektörü temsilcilerini aynı çatı altında toplayan ASD, Ekim 2017 itibarıyla 214 üyeye sahip. ASD Başkanı Zeki Sarıbekir, ambalaj sektörünün içinden geçtiği süreci ve geleceğe dair hedefleri anlattı: Ambalaj sektörünün durumu ve hedefleri hakkında neler söyleyeceksiniz? Türkiye ambalaj sektörü inovatif ve katma değerli ürünlerle dünya pazarlarındaki gücünü artırmaya devam ediyor. Artan rekabet gücümüzün etkisiyle Avrupa Birliği ülkeleri, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Kafkaslar ve Balkanlar olmak üzere 180’den fazla ülkeye ihracat yapıyor ve yeni pazarlar kazanmaya devam ediyoruz. Sektör olarak 2023’te 30 milyar dolarlık pazar büyüklüğü ve 10 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşmayı hedefliyoruz. Türkiye ambalaj sektörümüz Avrasya’nın bölgesel merkezi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.

52

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142


Ambalaj israfın önüne geçiyor Ambalajın üretimi hakkında genel bilgi verir misiniz? Ambalaj sektöründe, üretiminin yaklaşık yüzde 50’sini gıda ve içecek ürünlerinden oluşan günlük ihtiyaç maddeleri, yüzde 20-30’unu diğer gıda dışı tüketim malları ve kalan yüzde 20-30’unu ise endüstriyel ambalajlar oluşturuyor. Yüzde 50’nin yüzde 35-40’ı gıdada; yüzde 10-15 içecekte kullanılıyor şeklinde düşünebiliriz. Piyasaya gıda ve içecek ürünleri sunacak olan firmalar, yapmış oldukları fayda-maliyet analizlerine ve pazarlama stratejilerine göre hangi ürünlerini ne tip ambalajlarda piyasaya süreceklerine karar verirken, aynı şekilde tüketicilerde ihtiyaçları doğrultusunda farklı ambalajlar seçebiliyor. Ambalaj üretiminin ekonomiye ve yaşama ne tür katkıları oluyor? Ambalajın ekonomiye en büyük katkılardan biri israfın önlenmesidir. Türkiye’de üretilen yaş sebze ve meyvedeki kaybın 15-20 milyar lira arası olduğu tahmin ediliyor. Türkiye’nin büyük emeklerle yetiştirdiği gıda ürünlerini ambalajsız satacak kadar zengin değiliz. Açıkta hiçbir ürünün satılmasını istemiyoruz. 2015 yılında ekmek ve peynirin ambalaja girmesi için yaptığımız gündem yönetimi çalışmalarının

ardından 2016’da; bakliyat, yoğurt ve süt konularında başarılı medya çalışmaları yürüttük. Bakanlıklarımızın yaptığı başarılı çalışmalar sayesinde birçok ürün ambalaja girdi. MEYVE-SEBZE DE AMBALAJA GİRİYOR Yasal düzenleme genişletiliyor mu? Evet geçtiğimiz günlerde önemli bir gelişme yaşadık. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın yaptığı düzenlemeyle, 3 Ekim 2017 Salı günü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni ‘Sebze ve Meyvelerin Toptan ve Perakende Ticaretinde Uyulması Gereken Standartlara İlişkin Tebliğ’ uygulanmaya başladı. Meyve ve sebzelerin toptan ve perakende ticaretinde uyulması gereken standartları belirleyen yeni düzenlemeye göre yaş meyve ve sebzeler 2018’den itibaren ambalajsız taşınmamaya başlanacak. Böylelikle israfın azalması sonucu yaşanılan kayıp tekrar ekonomimize kazandırılacak. SEKTÖR TÜYAP FUARINDA BULUŞUYOR Rekabette öne geçmek için ne tür çalışmalar yürütüyorsunuz? Dünyadaki rekabet ortamında öne çıkmak için ASD ve Reed TÜYAP

işbirliği ile düzenlenen fuarımızın başarısından da bahsetmek isterim. 25-28 Ekim 2017 tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi İstanbul’da gerçekleşecek olan fuar; ambalaj ürünlerinden ambalaj makinelerine, gıda işleme ekipmanlarından ambalaj baskı teknolojilerine kadar tüm ihtiyaçlara yönelik çözümleri bir araya getiriyor. Avrasya Ambalaj Fuarı; Türkiye ambalaj sektörünün kalitesi, hızı, fiyatı ve lojistik konumu nedeniyle Avrupa pazarından önemli bir pay aldığının farkındalığıyla; sektörün diğer dernekleri olan Ambalaj Makinecileri Derneği (AMD), Esnek Ambalaj Sanayicileri Derneği (FASD), Etiket Sanayicileri Derneği (ESD), Karton Ambalaj Sanayicileri Derneği (KASAD), Metal Ambalaj Sanayicileri Derneği (MASD), Oluklu Mukavva Sanayicileri Derneği (OMÜD) ve Sert Plastik Ambalaj Sanayicileri Derneği’nin (SEPA) desteğini alıyor. Avrasya Ambalaj 2017’de 110.000 metrekarelik kapalı alanda ambalaj sektörünün tüm paydaşları bir araya gelecek. Fuarımız ilk yılından bu yana 30 kat büyüyerek; 37 ülkeden 1.114 katılımcı ve 94 ülkeden 55.704 ziyaretçi ile Avrasya’nın ve Avrupa’nın her yıl yapılan EN BÜYÜK Ambalaj fuarı haline geldi.

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

53


Türkiye Ambalaj Sektörünün projeksiyonuna değinerek ölçek bazında yurt içi ve yurt dışı büyüme rakamlarını öğrenebilir miyiz? Smithers Pira’nın raporuna göre yılda ortalama yüzde 3 oranında büyüyen küresel ambalaj endüstrisinin 2020 yılına kadar 1 trilyon dolarlık ciroya ulaşacağı tahmin ediliyor. ABD ve Çin en büyük iki pazar olarak öne çıkıyor. Hızlı şehirleşme, yapı ve inşaat sektörlerine yapılan yatırımlar, orta sınıfın çok hızlı büyümesi ile; Çin dışında Hindistan, Brezilya ve Rusya’dan oluşan BRIC ülkelerinin yanı sıra, Meksika, Endonezya, Nijerya ve Türkiye gibi ülkelerin gelişmelerini küresel ambalaj endüstrisinin büyümesini motive edecek ana etkenler olarak görülüyor. AMBALAJ SEKTÖRÜ AÇIK VERMİYOR Ambalaj sektörünün Türkiye’de ulaştığı büyüklük nedir? Türkiye’de ambalaj sektörü, katma değerli ihracat yapan ve dış ticaret açığı vermeyen sektörler arasında yer alıyor. Ulusal ve uluslararası pazarlarda yaşanan yoğun rekabet ambalajın önemini daha da arttırıyor. Türkiye ambalaj sektörünün büyüklüğü 2016 yılı itibariyle 17 milyar doları geçti. Bununla birlikte 2016’da 2 dolar/ kg ihracat birim fiyatımız ile Türkiye ortalamasının üzerinde bir performans gerçekleştirdik. Bu büyüklükle dünyada 13’ncü ve Avrupa’da altıncı sırada yer alıyoruz. Son 15 yılda Türkiye’nin ambalaj tüketimi iki kat artarak kişi başı yıllık 225 doları geçti. Kişi başı tüketim Avrupa’da 350 dolar, Kuzey Amerika’da 450 dolar, Japonya’da ise 550 dolar seviyelerinde. Türkiye’de refah düzeyinin, rekabetin ve tüketici beklentilerinin artmasıyla ambalajlı gıda ürünlerine talebin önümüzdeki yıllarda artarak devam etmesini bekliyoruz.

Günümüzde ambalaj ile gıda ve içecek sektörü birbirinden ayrı düşünülemeyecek bir yapı kazandı. Gıda güvenliğinden pazarlamaya, markalaşmadan israfa, ihracattan tüketici ürün ilişkisine uzanan geniş bir yelpazede bu iki sektör birbirini besliyor ve ileriye götürüyor. Bu yılki rakamlar nasıl geliyor? Dış ticaret açığı vermeyen ender sektörlerden biri olan ambalaj sektörü, 2017’nin ilk altı ayında ithalatını bir önceki yılın aynı dönemine göre değer olarak yüzde 8 azaltmayı başararak 407 milyon dolarlık dış ticaret fazlası verdi. Ambalaj sektörünün ihracatı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre miktar olarak yüzde 7 arttı. Derneğimizin hazırladığı rapora göre 2016 yılının ilk 6 ayında 984 bin 134 ton olan ambalaj ihracatı, 2017’nin ilk 6 ayında 1 milyon 51 bin 713 ton olarak gerçekleşerek miktar olarak yüzde 7 artış gösterdi. İthalat rakamlarına bakıldığında; 2016 yılının ilk 6 ayında 897 bin 935 ton olan ambalaj ithalatı, 2017 yılının ilk 6 ayında 844 bin 916 ton olarak gerçekleşti. Değer bazında ise ambalaj ithalatı 1 milyar 692 milyon 662 bin dolardan, 1 milyar 565 milyon 574 bin dolara geriledi. Türkiye ambalaj sektörünün toplam ithalatı bir önceki yıla göre miktar olarak yüzde 6, değer olarak ise yüzde 8 azaldı. 2017 sonunda bu büyümenin davam edeceğini tahmin ediyoruz. Ambalajsız ihracatın mümkün olmadığı günümüz ekonomisinde ambalajlı gıda ürünlerine talebin önümüzdeki yıllarda artarak devam etmesini bekliyoruz. Gelecek 10 yıllık projeksiyona baktığımızda ise orta sınıfın gelişmesi, organize perakendenin yaygınlaşması, refah düzeyinin, rekabetin ve tüketici beklentilerinin artacağını öngörüyoruz.

AR-GE VE İNOVASYON ÖNE ÇIKMALI Sektörün swot analizi yapıldığında, daha fazla gelişim için sizce neler yapılmalı?

Türkiye Ambalaj Sanayicileri olarak büyük bir potansiyele sahibiz. Hedeflerimize ulaşmak için ARGE ve inovasyon çok büyük önem taşıyor. Türkiye büyüdükçe, tüketim alışkanlıkları değiştikçe ambalaj sektörü de gelişiyor. Ambalajlı ürün tüketimini gelişmişliğin bir sembolü olarak değerlendirmek gerekiyor. Tüketicilerin bilinçli ve standartların yüksek olduğu, modern bir ekonomide ambalajsız ürün kullanımını düşünemeyiz. Türkiye’de bu konuda son 10 yılda büyük ilerlemeler kaydedildi. Ambalaj sektöründe teknoloji, başarıda kritik önem taşıyor. Türkiye’nin yarışa kısmen sonradan ancak doğru teknoloji ile katılması, büyümesi ile eş zamanlı teknolojisini de güncelleyerek yenilemesi sektörün rekabet gücünü diri tutuyor. Türkiye Ambalaj Sanayi donanım olarak gelişmiş ülkeleri aratmadığı gibi bazı AB ülkelerinden çok daha yeni donanıma sahip. Teknolojik altyapısını her geçen gün geliştiren Türkiye Ambalaj Sanayi Ar-Ge yatırımlarına da hız vermiş durumda.


Avrasya’nın üssü olacağız Türkiye başkaca hangi alanlarda adımlar atmalı?

Gelecek dönemlerde ambalajı bekleyen yeni trendler neler olabilir? Bu konuda sizden bir öngörü alabilir miyiz? Yeni teknolojiler ve inovatif

yaklaşımlarla Türkiye pazarında da akıllı ambalaj uygulamalarının arttığını görebiliyoruz. Paketiyle birlikte fırında pişirilebilen ambalajlar, çevir aç şişe kapakları, fırında erimeyen plastik tabaklar, açılıp kapanabilen ambalajlar, 3D özelliği olan etiketler, biberon takılabilen meyve suları şişeleri Türkiye Ambalaj Sanayicileri ulaştığı seviyeyi gösteren sayısız örnekten sadece birkaçı…

Son olarak vermek istediğiniz mesajı alabilir miyiz?

Dış ticaret açığı vermeyen ender sektörlerden biri olan Türkiye ambalaj sektörünün en güçlü sivil toplum kuruluşlarından Ambalaj Sanayicileri Derneği olarak, yönetmelik ve tebliğlerin tam olarak uygulanması için üzerimize düşen görevleri yerine getiriyoruz. İsrafın önlenmesi ve hijyen konularında ambalajın önemini her fırsatta dile getireceğiz ve bu konu önceliğimiz olacak. Türkiye ambalaj sektörü inovatif ve katma değerli ürünlerle dünya pazarlarındaki gücünü artırmaya devam ediyor. Türkiye ambalaj sektörümüz, Avrasya’nın bölgesel merkezi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. P

Ülkemizin üretiminin ve elbette ihracatının arttırılabilmesi için, en ekonomik şekilde üretim yapabilmeliyiz. Hem üretim hacminin yükseltilmesi hem de katma değerli ürün imalatının mümkün olan en ekonomik biçimde gerçekleştirilebilmesi için ise üretimde otomasyona ihtiyaç var.

Ülkemizin üretiminin ve elbette ihracatının arttırılabilmesi için, en ekonomik şekilde üretim yapabilmeliyiz. Hem üretim hacminin yükseltilmesi hem de katma değerli ürün imalatının mümkün olan en ekonomik biçimde gerçekleştirilebilmesi için ise üretimde otomasyona ihtiyaç var. Tüm bunlar göz önüne alındığında, özellikle hızlı tüketim ürünleri üreticisi marka sahiplerinin, yani dolum yapan firmaların, kendi operasyonlarına uygun teknolojik donanımlar satın alarak, mevcut olan üretim hatlarını iyileştirmeleri ve en uygun ambalajlama donanımlarını oluşturarak dolum gerçekleştirmeleri gerekiyor. İşte bu noktada ambalaj-ambalajlama makineleri ve ‘Endüstri 4.0’ büyük önem arz ediyor. Ambalaj sektördeki en temel sıkıntılardan birinin kayıt dışı üretim ve ambalaj sektöründeki en temel sıkıntılardan biri de kayıt dışı üretim ve bunun yarattığı haksız rekabettir. . Ciddi kuruluşlar ücret, vergi ve sigorta yükümlülükleri gibi uymak zorunda oldukları her türlü mükellefiyeti yerine getirirken, kayıt dışı iş yapanlar haksız kazanç sağladıkları gibi halkın sağlığıyla da oynuyor”


ASD çeyrek asra damgasını vurdu

25. Yıl kutlamalarında konuşan ASD Başkanı Sarıbekir, uluslararası pazarlarda rekabet gücünü arttırmayı hedefledikleri ambalaj sektörünün daha da büyümesini beklediklerini söyledi.

A

mbalaj Sanayicileri Derneği (ASD), 25. kuruluş yıldönümünü 29 Eylül’de Four Seasons Otel’de ASD Başkanı Zeki Sarıbekir’in ev sahipliğinde gerçekleştirilen davetle kutladı. ASD üyeleri ve sektör temsilcilerinin katıldığı gecede ASD Başkanı Zeki Sarıbekir, derneğin son dönem çalışmalarını ve hedeflerini paylaştı. Gecede ambalaj sanayinin gelişmesine destek veren dernek ve kurumlarının temsilcilerine teşekkür plaketi verilirken, Prof Dr. Özgür Demirtaş, “Bilim, Ekonomi, Gelecek ve Siz” konulu sunumunu katılımcılarla

56

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

paylaştı. Türk ambalaj sektörünün bugünlere teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek ulaştığını belirten ASD Başkanı Zeki Sarıbekir, şunları söyledi: Türk ambalaj sektörü 2023’te 30 milyar dolarlık pazar büyüklüğü ve 10 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşacak. 2017’nin ilk 6 ayında 2 milyar dolar ihracat geliri elde eden sektörümüz, 1 milyon 52 bin ton ihracat gerçekleştirdi. Katma değerli üretime odaklanarak istikrarlı büyümesini sürdüren Türkiye ambalaj sanayi altı aylık dönemde toplamda 407 milyon dolar dış ticaret fazlası verdi. İthalatımız ise

geçtiğimiz yılın ilk 6 ayına oranla, miktar bazında yüzde 6 ve değer olarak yüzde 8 azaldı. Türkiye ambalaj sanayicileri olarak yeni pazarlar kazanmak istiyoruz. Son 15 yılda ambalaj tüketimimiz 2 kat artarak kişi başı yıllık tüketimimiz 225 Doları geçti. Dünya ortalaması olan 110 doların üzerindeyiz. Ancak Avrupa ortalaması 350 dolar, Kuzey Amerika’da 450 dolar, Japonya’da 550 dolar olduğu dikkate alınırsa halen büyük bir potansiyel bulunuyor. 2017 yılında 20 milyar dolarlık pazar büyüklüğüne ulaşacağız. 2018’de ise hedefimiz 23 milyar” dedi.


Küresel rekabette

öne geçeceğiz

ASD Başkanı Sarıbekir sözlerini şöyle sürdürdü: “Otomasyon ve Endüstri 4.0’ın sektörümüzde daha çok önem kazanacağına inanıyoruz. Bu nedenle teknolojiyi daha çok takip etmek, kendimizi sürekli yenilemek ve geliştirmek zorundayız. Bunu yaparken de ürünlere katma değer katan ambalajın önemini doğru anlatmalıyız. Dernek olarak bundan 8 yıl önce Ambalaj Ay Yıldızları Yarışmamızı oluştururken, marka sahiplerine, tasarımcılara ve ambalaj üreticilerine uluslararası pazarlarda rekabet gücü kazandırmayı amaçlamıştık. Kazanan firmaların katılabildiği WorldStar ve AsiaStar uluslararası ambalaj yarışmaları sayesinde katma değere odaklanan Türkiye ambalaj sanayimiz, küresel rekabette bir adım önde olacak. Küresel piyasalarda edilgen konumdan, yönlendirici konuma geçmek için bu yarışmalara devam edeceğiz.” Türkiye, Avrasya’nın ambalaj

merkezi olmaya doğru hızla ilerlediğini hatırlatan Sarıbekir, bu yıl 23’üncüsü düzenlenen Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı’nın ilk yılından bu yana 30 kat büyüyerek; 40 ülkeden 1.150 katılımcı ve 95 ülkeden 58 binin üzerinde ziyaretçiyle Avrasya’nın ve Avrupa’nın her yıl yapılan en büyük ambalaj fuarı haline geldiğinin altını çizdi. ASD’nin ambalaj sektöründe faaliyet gösteren diğer sektör derneklerini 5 yıl süreyle destekleme kararı aldığını da söyleyen Sarıbekir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gençlerimize çok değer veriyoruz, onlar bizim geleceğimiz… Reed TÜYAP işbirliği ile bu yıl 12’incisini düzenlediğimiz Ambalaj Tasarımı Ulusal Öğrenci Yarışmasında finale kalan 18 genç yetenek belli oldu. 10 farklı üniversiteden 84 başvurunun yapıldığı yarışmada ilk üç sırayı paylaşan finalistlere para ödülünün yanı sıra tüm öğrenim hayatları boyunca burs imkânı da sağlayacağız.

M.ZEKİ SARIBEKİR KİMDİR? Zeki Sarıbekir, Anadolu Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi’nden mezun olduktan sonra eğitimine İngiltere’de devam etti. Bu eğitimin ardından yurt dışında iki yıl iki ayrı ambalaj firmasında çalışan Sarıbekir, 1996 yılında aile şirketi Sarten Ambalaj A.Ş’de göreve başladı. Vizyoner ve girişimci bakış açısıyla Sarten’i Türkiye’nin önemli ambalaj şirketlerinden biri haline getiren Sarıbekir, 2004’ten beri şirketin CEO’luk ve 2009’dan bu yana Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini yürütüyor. Sarıbekir; İstanbul Sanayi Odası (İSO), Aerosol Sanayicileri Derneği (ASAD), Çevre Koruma ve Ambalaj Atıklarını Değerlendirme Vakfı (ÇEVKO), Sert Plastik Ambalaj Sanayicileri Derneği (SEPA), Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER), Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Üyesi, DEİK Türkiye-Bulgaristan İş Konseyi Üyesi ve İstanbul Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Yönetim Kurulu Üyesidir. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Ambalaj Meclisi üyeliği görevi de bulunan Sarıbekir,merkezi Brüksel’de bulunan Avrupa Metal Ambalajcıları Birliği’nin (MPE) de Yönetim Kurulu Üyesidir. P

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

57


Sanayi üssünde GAPPLAST FUARI Bu yıl ikincisi düzenlenen GAPPLAST 2017 Plastik, Ambalaj, Kimya Teknolojileri, Hammadde ve Ürünleri Fuarı, plastik sektörünün güçlendiği Gaziantep’te gerçekleştirildi.

G

aziantep Sanayi Odası’nın (GSO) desteğiyle, Akort Fuarcılık tarafından düzenlenen 2. GAPPLAST 2017 Plastik, Ambalaj, Kimya Teknolojileri, Hammadde ve Ürünleri Fuarı, Gaziantep Ortadoğu Fuar Merkezi’nde yapıldı. 27 Eylül günü kapılarını

58

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

açan fuarın açılışına; Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya, Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adil Konukoğlu, Gaziantep Milletvekili Nejat Koçer ile birlikte PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu ve çok sayıda davetli katıldı. Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya, Ortadoğu Fuar Merkezi’ndeki açılışta yaptığı

konuşmada, Gaziantep’in fuarcılık konusunda önemli bir deneyim ve özgüven kazandığını söyledi. Kentin bu alandaki başarısını uluslararası arenada da sürdürdüğünü belirten Yerlikaya, fuarlar aracılığıyla dünyanın dört bir yanından misafirlerin Gaziantep’e getirildiğini vurguladı.


GAPPLAST Fuarı’nda konuşan PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu ise plastik sanayinin dünyanın önemli sektörleri arasında yer aldığını belirterek, “PAGEV olarak, Gaziantep’teki plastik sanayicilerimizin yanında olmaya devam ediyoruz” dedi. Gaziantep’in, plastik sanayiciler için çok önemli bir üretim üssü olduğunu vurgulayan Eroğlu, PAGEV ve PAGÇEV olarak fuarda yer aldıklarını belirterek, sektörde aktif görev alan iller arasında

İstanbul, Kocaeli, Bursa, İzmir ve Gaziantep’in öne çıktığını vurguladı. Eroğlu, Gaziantep’in hammadde tüketimi konusunda da dikkat çeken bir özelliği bulunduğunu anlatarak, bu yüzden Gaziantep’te ikincisi düzenlenen GAPPLAST fuarına destek verdiklerini kaydetti. FUARA YENİLİKLER DAMGA VURDU GAPPLAST 2017 Fuarına; İstanbul, İzmir, Adana, Kocaeli, Bursa, Aksaray ve Niğde başta olmak

üzere birçok ilden ve İran, Suriye, Mısır, Tunus ve Libya’dan üretici firmalar katılarak plastik sanayisindeki son teknoloji ürünlerini sergileme ve tanıtma imkanı buldular. Gaziantep Milletvekili Nejat Koçer de, kent olarak fuarcılık konusunda önemli başarılara imza atıldığını belirtti. Kentte hemen hemen her ay yeni bir fuarın açıldığına işaret eden Koçer, gelecek yılda da bu ortalamanın yakalanacağını söyledi. P

‘TÜRKİYE RAFİNERİ KURSUN’ Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Başkanı Adil Konukoğlu, dünyadaki plastik sektöründen ülke olarak çok büyük pay alınabileceğine işaret ederek, “Biz komşularında petrol olan bir coğrafyadayız. O yüzden bu ülkede kurulacak büyük

bir rafineriyle plastik sektörünü desteklememiz gerekiyor. Ancak bunu özel sektörün tek başına yapması mümkün değil. O yüzden bizim önerimiz şu, Yumurtalık bölgesinde büyük bir rafineri bölgesi kurulsun ve sektörün önü açılsın” dedi. PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

59


Mutfaktan ihracat rekoru çıktı

Yılın 6 aylık döneminde geçen yılın aynı dönemine oranla değerde yüzde 30 artışın yaşandığı plastikten üretilen ev ve mutfak eşyaları ihracatı, 197 milyon dolarla sektör ihracatını sırtladı.

P

lastik, Türkiye ekonomisinin üretim ve ihracatta en dinamik sektörlerinden biri konumunda. Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme Eğitim Vakfı (PAGEV) çoğunluğu KOBİ olan 6 bin 500 civarında üretici firmanın faaliyet gösterdiği ve yaklaşık 250 bin kişiye istihdam sağlayan sektörün 2017 ilk yarı performansını ortaya koyan raporunu açıkladı. Buna göre geçen yılın aynı dönemindeki seviyeler korunurken miktarda 4,7 milyon ton, değerde 17,7 milyar dolarlık plastik mamul üretimi yapıldı. Gelişimin aynı trendle sürmesi halinde 2017 sonunda üretimin 9,4 milyon ton ve 35,5 milyar dolara yükselmesi bekleniyor. Dış ticaret fazlası verdiğimiz plastik mamulde ihracat ise Haziran ayı sonu itibariyle miktarda yüzde 1,8 artışla 798 bin tona ulaşırken değerde 2 milyar 86 milyon dolar olarak gerçekleşti. Kolaylıkları, hafiflikleri ve uygun fiyatıyla mutfaklarımızdaki yerlerini sağlamlaştıran plastik ürünler ihracatta da sektörün yüzünü güldürdü. Yılın 6 aylık döneminde geçen yılın aynı dönemine oranla değerde yüzde 30 artışın yaşandığı plastikten üretilen ev ve mutfak eşyaları ihracatı 197 milyon dolarla sektör ihracatını sırtladı. Ev ve mutfak plastikleri ihracatının yılsonunda 2016’ya kıyasla yüzde 11 artışla yaklaşık 400 milyon dolara yükselmesi bekleniyor.

60

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142


ÖNDER: YÜZDE 5 BÜYÜME BEKLİYORUZ Plastik sektörünün ilk yarı karnesini değerlendiren Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme Eğitim Vakfı (PAGEV) Yönetim Kurulu Üyesi ve Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Başkanı Burak Önder, geçen yılla aynı seviyelerde gerçekleşen plastik mamul üretiminin yılın ikinci yarısında ivme kazanmasını beklediklerini belirterek şunları söyledi: “Dünya ve Türkiye ekonomisindeki gelişmeler doğrultusunda 2017 yılında plastik mamul üretiminin 9,4 milyon ton ve 35,5 milyar dolara yükselmesini bekliyoruz. Sektör olarak 2017 yılında yüzde 5’lik bir büyüme hedefimiz bulunuyor. Çoğunluğu küçük ve orta ölçekli firmalardan oluşan üreticilerimiz hammadde sıkıntısı başta olmak üzere pek çok soruna rağmen mamul üretiminde başarı öyküleri yazmaya ve ülke ekonomisine değer yaratmaya devam ediyor. Plastik Sektörümüz ve

Plastik Ev ve Mutfak Eşyaları Sektörü 2017’nin ilk 6 aylık döneminde ihracat rakamlarını bir önceki seneye göre arttırdı. 2017 ikinci 6 aylık döneminde de bu büyümenin devam edeceğine inanıyoruz. Plastikler, hiçbir dayanağı olmayan, bilimsellikten uzak ve haksız iddialarla karşı karşıya bırakılsalar da tüketiciler evlerinde, mutfaklarında plastikten vazgeçmiyor. Bu gelişmenin üretim ve ihracat rakamlarımıza olumlu yansıdığını görüyoruz. PAGEV olarak hayatımızı birçok açıdan kolaylaştıran ve önemli avantajlar sunan plastiklerin evlerimizdeki yerini daha iyi anlatabilmek, gerek ekonomik katkısı gerekse sağlık ve çevre boyutunu ortaya koyabilmek amacıyla ekim ayında 12.’sini düzenleyeceğimiz Türk Plastik Endüstrisi Kongresi’nde ev, mutfak ve bahçe plastiklerini ele almaya karar verdik. Sektörden değerli isimler ve hem Türkiye hem de dünyadan uzmanlarla verimli geçen bir organizasyon olacağına inanıyoruz.”

Sektör olarak 2017 yılında yüzde 5’lik bir büyüme hedefimiz bulunuyor. Çoğunluğu küçük ve orta ölçekli firmalardan oluşan üreticilerimiz hammadde sıkıntısı başta olmak üzere pek çok soruna rağmen mamul üretiminde başarı öyküleri yazmaya ve ülke ekonomisine değer yaratmaya devam ediyor.

BU YIL RAKAMLAR İYİ Dünya ve Türkiye ekonomisindeki gelişmeler ışığında sektörün ilk yarı karnesini sergileyen PAGEV raporuna göre beklentilerin gerçekleşmesi halinde plastik sektörü yılı 2016’ya kıyasla miktarda yüzde 6,3; değerde ise yüzde 5 artış ile kapatabilecek. Geride bıraktığımız 6 ayda üretilen 4,7 milyon tonluk plastik mamulün 17,1 milyar dolar değerindeki 4,2 milyon tonluk kısmı iç pazarda tüketildi. Yurt içi talebin 2,1 milyon tonu otomotiv, ambalaj, elektronik, inşaat gibi ihracatçı sektörlerden geldi ve yine bu sektörler kanalıyla yarı mamul ve mamul şeklinde ihraç edildi. Geriye kalan 2,1 milyonluk tüketim ise doğrudan tüketicilere ait. Plastik mamul ihracatında ilk yarı rakamları ise tahminler dahilinde gerçekleşti. Türk plastik sektörü yılın ilk yarısında 2 milyar 86 milyon değerinde 798 bin tonluk plastik mamul ihracatı gerçekleştirdi. Yaklaşık 150 ülkeye ihracat yapan plastik sektörü bu dönemde en fazla ihracatı sırasıyla; Irak, Almanya, İngiltere, İsrail ve Fransa’ya yaptı. İhracatta kilogram başına 1,2 dolarlık katma değer yaratıldı. Plastik mamul ihracatının 2016 yılı ile karşılaştırıldığında yılsonunda miktar bazında yüzde 3 artışla 1,6 milyon tona, değer bazında ise yüzde 1,6 artışla 4,17 milyar dolara yükseleceği tahmin ediliyor.

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

61


Pazar çeşitlendikçe

ihracat artacak

EVSİD Başkanı Burak Önder, 2017 yılının ilk yarısında ihracatta önemli bir ivme kazanan Plastik Ev ve Mutfak Eşyaları sektörünün 2014 yılı değerlerinin altında kalmayı sürdürdüğüne de dikkat çekerek, “İhracatta halen 2014 yılı değerlerini yakalayamadık. Plastik Ev ve Mutfak Eşyaları Sektörümüzün en önemli sorunu da birim ihracat fiyatlarımızın aşağıya inmesi. Son 5 yılda birim ihracat fiyatımız kilogram başına 3,56 dolardan 3,07 dolara geriledi. Dünya ortalaması ise kilogram başına 4,60 dolar seviyesinde. Diğer taraftan Çin, aynı dönemde ihracat birim fiyatını kilogram başına 3,26 dolardan 4,45 dolara çıkarmayı başardı. Bu sorunu pazar çeşitliliğimizi artırarak, markalaşarak ve tasarıma önem vererek aşacağımızı düşünüyoruz. Bu amaçla EVSİD

organizasyonlarıyla 2016 yılı ve 2017’nin ilk 6 ayında, Ekonomi Bakanlığımızın sağlamış olduğu destekler ile Fas, İran, Kolombiya, Panama, Endonezya, Vietnam, Meksika, Peru, Fransa, Polonya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Güney Afrika’ya heyetler ve URGE Projeleri düzenledik. Büyük çoğunluğunu Latin Amerika ve Kuzey Amerika gibi uzak pazarlardan gelen satın almacıların oluşturduğu 21 ülkeden geniş katılımlı bir grubu İstanbul’da sektörümüzle bir araya getirdik. Yine Hong Kong ve Hindistan Fuarlarına üyelerimizi götürdük. Aynı zamanda önümüzdeki dönemde sektörel heyet, satın alma heyetleri, URGE ve fuarlarla ihracatımızı ve pazar çeşitliliğimizi daha da arttırmayı planlıyoruz” diye konuştu. P

Büyük çoğunluğunu Latin Amerika ve Kuzey Amerika gibi uzak pazarlardan gelen satın almacıların oluşturduğu 21 ülkeden geniş katılımlı bir grubu İstanbul’da sektörümüzle bir araya getirdik.

62

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142


SICAK BİR ORTAM

EMNİYET HİSSİ

TASARIMIN DİLİ

OTOMOTİV STABİLİTE FAKTÖRÜ HAPTİK DENEYİM

YÜZEY KALİTESİ

Plastik parçalar otomotiv endüstrisinde emniyet, ağırlık tasarrufu, yenilikçilik ve tasarım etkenlerinden dolayı büyük öneme sahiptir. Bu amaç doğrultusunda, farklı malzemelerin ve bileşenlerin yüksek bir otomasyon seviyesi ile kombine edilmeleri ve tamamen şekillendirilmeleri gerekir. ARBURG‘a ait enjeksiyon teknolojisi sayesinde, bu gereksinimler verimli şekilde ve sıfır-hatalı kaliteyle karşılanır. www.arburg.com.tr

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

63


Kompozit sektörünün en’leri İstanbul’da buluştu İstanbul’da gerçekleştirilen 3. Türk ve Bölgesel Kompozit Sanayi Teknoloji ve Uygulamaları Zirvesi ve Forumu’na 106 firma katıldı.

K

ompozit Sanayicileri Derneği tarafından bu yıl 3. kez düzenlenen Türk ve Bölgesel Kompozit Sanayi Teknoloji ve Uygulamaları Zirvesi ve Forumu 5-7 Ekim tarihleri arasında İstanbul’da, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapıldı. Zirvenin açılışını İstanbul Valisi Vasip Şahin ile ev sahibi İTO Meclis Başkanı ve Kompozit Sanayicileri Derneği Başkanı Şekip Avdagiç’in yaptı. Zirveye, PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu ve Başkan Yardımcısı Ali Zeki Karadeniz ve çok sayıda sivil toplum kuruluşunun yöneticileri ve sektör mensupları katıldılar. Zirvenin açılışında konuşan İstanbul Valisi Vasip Şahin, kompozit malzemelerin çağımızın en önemli materyalleri arasında olduğunu söyleyerek, bu malzemelerin savunma sanayinden ulaşıma ve günlük hayatın birçok alanında kullanıldığını ifade ederek, sektördeki başarının giderek arttığına dikkat çekti. İTO Meclis Başkanı ve Kompozit

64

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

Sanayicileri Derneği Başkanı Şekip Avdagiç ise, bu yıl 3. kez düzenledikleri etkinliğin büyüdüğünü ve geliştiğini görmekten mutluluk duyduklarını belirterek, programlara katkı veren tüm katılımcılara ayrıca teşekkür etti. Açılışın ardından stantlar ziyaret edilerek, katılımcılardan ürün ve hizmetleri hakkında bilgi alındı. Bu yıl 3.sü düzenlenen etkinlikler kapsamında; 106 yerli ve yabancı firmanın katılımı ile yapılan fuar, 42 teknik ve ticari sunum ile yeni malzeme ve teknolojilerin tanıtıldığı etkinliklere ev sahipliği yaptı.

KOMPOZİT SANAYİCİLERİ DERNEĞİ BÜYÜYOR Kompozit Sanayicileri Derneği Ekim 2017 itibariyle 92 firma, 14 üniversite ve 1 dernek olmak üzere toplam 107 kurum ve kuruluştan, 115 kişinin üye olduğu bir dernek konumuna ulaştı. Derneğe üye olan kuruluşlar, Türkiye Kompozit Sektöründe üretilen toplam üretimin gerek değer, gerekse de hacim olarak %90’ını üretmekte. Kompozit Sanayicileri Derneği bu niteliği ile de sektöründeki tek derneği olma özelliğine sahip. Kompozit Sanayicileri Derneği aynı zamanda Avrupa Kompozit Sanayicileri Birliği (EuCIA) üyesi ve EuCIA Yönetim Kurulunda da Derneğin Yönetim Kurulu Üyesi Tolga Kutluğ tarafından temsil ediliyor. P


ERF 250

Sürekli Eriyik Filtresi Ben Becher, CEO, Becher Plastics: „Ettlinger’in harika bir ürünü var! ERF Filtre çok iyi bir iş çıkarıyor. Ekstrüderi bir kere devreye alındıktan sonra adeta bir otomatik pilot gibi çalışıyor. Çok iyi teknisyenleri ve yedek parça stoklarıyla inanılmaz derecede hızlı destek veriyorlar. Bir daha önüne bir Ettlinger filtre koymadan yeni bir ekstrüder asla almam.”

• Tam otomatik, sürekli çalışma

• Sabit eriyik basıncı

• Haftalara varan filtre değişim aralığı

• Çok kirli malzemeler için ideal

• Minimum Eriyik Kaybı

• Kağıt, tahta, aluminyum, kauçuk, silikon, yüksek sıcaklığa dayanıklı polimerler

P2B Mühendislik ve Danışmanlık Ltd. Şti. • Istanbul Tel.: (216) 266 58 24 • E-Mail: info@p2b.com.tr www.ettlinger.com

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

65


Mehmet Bahattin Baysal’DAN VEDA

POLİMER BİLİMİ DUAYENİNİ KAyBETTİ

T ‘‘

66

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

Türkiye Polimer Biliminin duayen ismi Prof. Dr. Mehmet Bahattin Baysal’ı saygı ve minnetle anıyoruz.

Fakültesi’nde Bölüm Başkanlığı ve Fakülte Dekanlığı görevlerini yürüttü. Bir süre Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde de görev aldı. TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi, PETKİM Petrokimya A.Ş., Başbakanlık Atom Enerjisi Komisyonu Nükleer Araştırma Merkezleri gibi çeşitli araştırma merkezlerinde farklı yıllarda müdürlük,

başkanlık danışmanı ve araştırmacı olarak çalıştı. Emekli olduktan sonra çalışmalarını TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi’nde ve yakın zamana kadar Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü’nde sürdürdü. Baysal, Türkiye’de Polimer Kimyası Biliminin duayenidir.

‘‘

ürkiye Polimer Biliminin duayen ismi, ODTÜ, İTÜ ve BÜ’nde uzun yıllar görev yapmış Fizikokimya Profesörü, TÜBA Şeref Üyesi Prof. Dr. Mehmet Bahattin Baysal, yaşamını yitirdi. 1922 Kırşehir doğumlu Prof. Dr. Baysal, İlkokula Posof’ta başladı. İlköğrenimini Doğu Anadolu’nun kuzeyindeki kentlerde tamamladı. İlkokuldan sonra ailece Buca’ya (İzmir) yerleştiler. 1936’da Buca Ortaokulu’nu bitirdi. 1939 yılında İzmir Lisesi’nden, 1945 yılında ise İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu ve nihayetinde İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü’nden mezun oldu. Ardından Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Fiziksel Kimya Enstitüsü’nde doktorasını tamamladı (1949). 1952 yılında, 30 yaşında Fiziksel Kimya doçenti, Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü’nde asistan ve doçent (1945- 1960) ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde 1960 yılında Fiziksel Kimya Profesörü oldu. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (1960-1980) Fen-Edebiyat Fakültesi’nde Bölüm Başkanlığı, Fakülte Dekanlığı, Rektörlük danışmanlığı ve Polimer Kimyası Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü ile İstanbul Teknik Üniversitesi (1979- 1990) Fen-Edebiyat


BAŞARISI EN YÜKSEK BİLİM İNSANLARINDANDI ABD’de 1950-2002 yılları arasında farklı zamanlarda Brooklyn Polytechnic Enstitüsü, Princeton Üniversitesi, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü, Brookhaven Ulusal Laboratuvarı, Florida Eyalet Üniversitesi, Dartmouth Koleji ve Massachusetts Üniversitesi’nde araştırmalar yaptı. Araştırma

EN BÜYÜK MİRASI KİTAPLARI

alanları Fiziksel Kimya (reaksiyon kinetiği, radyasyon kimyası), Polimer Kimyası (petrokimya ürünleri, plastikler, sentetik lifler, elastomerlerin sentezi ve karakterizasyonu), Biyopolimerler, Polimer Fiziği olup, 3 onursal doktora, 3 bilim ödüllü Prof. Dr. Bahattin M. Baysal’ın; 36 adet

doktora, 31 adet Y.Lisans Tez Danışmanlığı bulunuyor. SCI’li dergilerde yayınlanmış 131 makalesine 1783 atıf alan Baysal. böylece 21 ‘H-İndeksi’ (bilim insanlarının üretkenliğini ve o üretkenliğin niteliğini ölçen sayı) ile Türkiye’de bu değeri en yüksek kimya bilim insanlarndandı.

Yazdığı kitaplarıyla da öne çıkan Prof. Dr. Baysal’ın yayınları şöyle: “Polimer Kimyası” 1981 (1. baskı, Çağlayan Yayınları), 1994 (2.baskı, ODTÜ), “Genel Kimya” 1983 (İTÜ), “Yüksek Teknoloji Materyali ve Mühendislik Plastikleri” 1990 (PETKİM Yayınları), “Üniversitelerde Altmış Yıl” 2004 (ALFA Yayınları), “Cumhuriyet Dönemi’nde Türkiye’de Üniversiteler Bilim ve Bilim Politikaları” 2009 (Çağlayan Yayınları) dır. Çeviri Kitapları ise “Denel Fizikokimya” 1954, “Kolloid Kimyası” 1956, “Kuantum Mekaniğine Giriş” (Prof. Dr. Erdal İnönü ile birlikte)1959, “Erwin Schrödinger ve Kuantum

Devrimi”, 2013 (ALFA Yayınları). European Science Foundation (Strasbourg/Fransa) TÜBİTAK Temsilciliği (1980-1984), Turkish Journal of Chemistry (SCI’de dizinlenen dergi)’nin Editörlüğü (1992-2009), Journal of Applied Polymer Science, Editorial Board üyeliği (1992-2017), Bulletin of the Chemist and Technologist of Macedonia, Editorial Board üyeliği (19982017). Prof. Dr. Mehmet Bahattin Baysal, Üniversitelerarası Kurul Etik Komisyonu Başkanlığı (2001- 2005) yaptı.

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

67


Çamaşır makineleri plastikle hafifliyor Makinelerde 75 kg ağırlığın 25 kg’lık bölümünü oluşturan beton bloklar yerine plastik yapıların kullanılması ağırlığı yüzde 30 azaltıyor.

B

irleşik Krallıkta satışa sunulan ortalama ön yüklü çamaşır makineleri, 65-75 kg ağırlıkta oluyor ve bu ağırlığın 25 kg’lık kısmını beton bloklar oluşturuyor. Araştırmacılar, bu beton blokların yerine plastik yapıların kullanılması ile çamaşır makinelerinin ağırlığının yüzde 30 oranında azalacağını ve

68

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

nakliyat masraflarında tasarruf sağlanacağını belirtiyor. Ekibin ürettiği plastik yapı yaklaşık 3 kg’lık ağırlığa sahip. Nakliye sonrasında yapının içi su ile dolduruluyor ve beton yapının yaptığı işlevi aynı şekilde yerine getirebiliyor Beton yapının öz ağırlığının daha yoğun olmasından dolayı, plastik

yapı daha büyük yapılarak daha fazla su alabilmesi sağlanmış. Araştırmacılar, İngiltere’de her yıl 3.5 milyon çamaşır makinesinin satıldığını ve beton blokların değiştirilmesi ile karbondioksit salınımının her yıl 45.000 ton ve aynı zamanda nakliye sırasındaki yakıt tüketiminin yaklaşık 184.000 litre azaltılacağı belirtiliyor. P


PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

69


DowDuPont birleşmesi tamamlandı

“DowDuPont™” adı altında tarım, malzeme bilimi ve özel ürünler olmak üzere üç farklı şirketten oluşan holding olarak faaliyetlerini sürdürecek.

D

owDuPont™, The Dow Chemical Company ve E.I. du Pont de Nemours & Company arasında gerçekleşen eşitlerin birleşmesi işleminin, 31 Ağustos 2017 tarihinde yürürlüğe girmek üzere başarıyla tamamlandığını duyurdu. Birleşen kuruluş, “DowDuPont™” adı altında tarım, malzeme bilimi ve özel ürünler olmak üzere üç bölümden oluşan holding olarak faaliyetlerini sürdürecek. DowDuPont Yönetim Kurulu Başkanı Andrew Liveris yaptığı açıklamada, “Birleşme, şirketlerimizin köklü tarihlerinde bir kilometre taşı oldu” dedi. Liveris, sözlerini şöyle sürdürdü: “Söz konusu birleşmeyi tamamlamış olmaktan ve sektörde lider, bağımsız, halka açık üç şirket kurmak üzere adım atmaktan dolayı son derece büyük heyecan duymaktayız. Müşterek mirasımız ve kuvvetimiz

70

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

etkileyici olmakla birlikte; bu birleşmenin gerçek kıymeti, içinde bulundukları sektörleri tanımlayacak ve tüm paydaşların yararına büyümenin itici gücü olacak, sektörlerinin dinamosu üç şirketin kurulmasında yatıyor. Ekiplerimiz bir yılı aşkın süredir bütünleşme planlaması üzerinde çalışıyor. Birleşme itibariyle de bu planların hayata geçirilmesi için şirket oluşumlarını mümkün olduğunca hızlı tamamlamak adına çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz.” BİRLEŞME YENİ FIRSATLAR OLUŞTURACAK DowDuPont İcra Kurulu Başkanı (CEO) Ed Breen ise, “birleşme işleminin tamamlanması hissedarlar, müşteriler ve çalışanlar açısından, sürdürülebilir büyüme ve inovasyon üzerine inşa edilen bir gelecekle daha yüksek değer

ve daha büyük fırsatları ortaya çıkarma yolunda atılmış kesin bir adımdır,” derken sözlerine şunları da ekledi: “DowDuPont, bilim ve inovasyona yeniden yatırım yapmak, müşterilerimizin devamlı değişen sorunlarını çözmek ve hissedarlarımıza uzun vadeli getiriler kazandırmak üzere daha iyi konumlanmış olacak üç güçlü şirket için bir sıçrama tahtasıdır. Birleşmenin tamamlanmasıyla birlikte, planlanan üç güçlü şirketin temelini oluşturacak organizasyon yapılarına son şeklini vermeye ve değer açığa çıkarmak üzere sinerjileri yakalamaya odaklanıyoruz. Ana hedefimiz, pazar görünürlüğü ve daha verimli Ar-Ge çalışmalarıyla, planlanan şirketlerin her birinin birer sektör lideri olarak başarıyla rekabet etmeleri için gereken donanıma sahip olmalarıdır.”


3 yeni şirket kuruluyor Dow ve DuPont’un birbirini son derece iyi tamamlayan portföylerini birleştirerek ardından planlanan sektör liderlerinin yaratılmasıyla, DowDuPont tüm paydaşları için değeri azami seviyeye çıkarmayı hedefliyor. Gerçekleştirilen birleşme ile; • Paydaşların planlanan her bir şirketin önemli maliyet sinerjilerinden ve üç bağımsız şirkete bölünmenin ardından gelecek uzun vadeli büyüme ve yaratılan sürdürülebilir değerden fayda sağlaması bekleniyor. İşlemin yaklaşık 3 milyar ABD doları tutarında uzun vade projeksiyonlu maliyet sinerjileriyle beraber, yaklaşık 1 milyar ABD doları değerinde büyüme sinerjileriyle sonuçlanması öngörülüyor. Şirketin, birleşmenin tamamlanmasını takip eden ilk 24 ay içinde, maliyet sinerjilerinde yüzde 100 projeksiyona ulaşması bekleniyor. • Müşterilerin üstün çözümlerden ve genişleyen ürün gamından faydalanmasının yanı sıra; Dow ile DuPont’un birbirini tamamlayan kuvvetleri birleştirildiğinde, planlanan her bir şirketin, hızla değişen koşullara yenilikçi ürünler ve daha fazla seçenekle daha hızlı ve daha etkili yanıt verebileceği belirtiliyor.

• Sürdürülebilir, uzun vadeli büyüme için kurulacak, yüksek odaklı ve rekabetçi sektör lideri işletmelerin çalışanlar için yeni fırsatlar yaratacağı düşünülüyor.

• İkinci şirket ise; aşağıda belirtilen mevcut Dow işletme segmentlerini içeren işletmelerden meydana gelen, Dow adını taşıyacak lider bir malzeme bilimi Şirketi olacak: Performans Plastikleri, Performans Malzemeleri & Kimyasalları, Altyapı Çözümleri ve Tüketici Çözümleri (Tüketici Bakımı ve Dow Otomotiv Sistemleri; Dow Elektronik Malzemelerinin Özel Ürünler Şirketine gitmesi planlanıyor), ile DuPont’un mevcut Performans Malzemeleri işletme segmentinden oluşuyor. Planlanan Malzeme Bilimi Şirketi’nin, yüksek büyüme kaydeden hedef

pazarlardaki müşteriler için ambalaj, ulaştırma, altyapı ve tüketici bakımı dâhil olmak üzere gerçek anlamda farklı çözümleri olanaklı kılacak ölçek ve rekabet kapasitesiyle sektördeki en güçlü ve en geniş yelpazeye yayılan kimya ve polimer portföyünü sunması amaçlanıyor. Planlanan Malzeme Bilimi Şirketi’nin Genel Merkezi ise Midland, Michigan’da olacak. • Üçüncü şirket ise; DuPont Koruma Çözümleri, Sürdürülebilir Çözümler, Endüstriyel Biyo-bilimler ile hâlihazırda işlemin tamamlanması beklenmekle birlikte, FMC’nin Sağlık ve Beslenme iş kolunu da entegre edecek Beslenme ve Sağlık, ve de DuPont’un Elektronik & İletişim iş kolunu Dow’ın Elektronik Malzemeler iş birimiyle birleştiren Elektronik Teknolojiler dâhil güçlü, pazar lideri işletmelerden meydana gelecek lider bir Özel Ürünler Şirketi olacak. Planlanan Özel Ürünler Şirketi’nin, sektörleri ve günlük yaşamı dönüştüren son derece ayırt edilir ürünler ve çözümlerle teknoloji güdümlü nitelikli işletmelerden meydana gelen bir inovasyon lideri olması hedefleniyor. Şirketin genel merkezi ise Wilmington, Delaware’de olacak. P

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

71


KİMDİR? Eser Erginoğlu, 1989 yılında Boğaziçi Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümünden mezun oldu. İş yaşamında birçok önemli firmada değişik kademelerde yöneticilik yaptıktan sonra 2014 yılından bu yana İspak Genel Müdürü görevine devam ediyor.

FASD Yönetiminde topuk sesleri

İspak Esnek Ambalaj Sanayi A.Ş. Genel Müdürü Eser Erginoğlu, FASD Genel Kurulu’nda yönetim kuruluna seçilen ilk kadın olmayı başardı.

M

ayıs ayında Ankara’da gerçekleşen Esnek Ambalaj Sanayicileri Derneği (FASD) 8. Olağan Genel Kurulu’nda bir ilk yaşandı ve İspak Esnek Ambalaj Sanayi A.Ş. Genel Müdürü Eser Erginoğlu, 10 milyar TL’lik ciroyu temsil eden FASD Yönetim Kuruluna seçildi. Erkeklerin hakim olduğu yönetime giren Erginoğlu, ambalaj sektöründe faaliyet gösteren STK’lar içerisinde yönetim kurulunda görev alan ilk kadın yönetici oldu. İzmit’teki Endüstri 4.0 formatındaki yatırımı ile dikkatleri üzerine çeken İspak Esnek Ambalaj Sanayi A.Ş. Genel Müdürü Erginoğlu, yönetime girerek, ambalaj sektöründe faaliyet gösteren STK’lar

72

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

içerisinde yönetim kuruluna seçilen ilk kadın yönetici olma yönüyle dikkat çekti. FASD yönetimine seçilmesinin ardından değerlendirmede bulunan Eser Erginoğlu, “Mayıs ayında yapılan genel kurulda yönetim kuruluna seçildim. Bu gurur verici bir gelişme. Başkanımız, yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımız ve üyelerimiz ile birlikte derneğimizi hareketlendireceğiz” diye konuştu. YÖNETİM YENİLENDİ FASD’ın Mayıs ayında yapılan Genel Kurulu’nda Fahri Özer yeni başkan seçilmiş, Yönetim Kurulu’na ise; Başkan Yardımcıları; Celal Murat Özhun, Hakan Salargil, Enver

Bakioğlu, Yönetim Kurulu Üyeleri; Alpan Mithat Baran, Vedat Baylan, Mustafa Tacir, Emir İncekara, Merih Ceyhan, Bahattin Karapınar ve Eser Erginoğlu gelmişti. PAGEV ve TOBB Plastik, Kauçuk, Kompozit Sanayi Meclisi Başkanı Yavuz Eroğlu, yeni FASD Başkanı Fahri Özer ve Yönetim Kurulu üyelerini, yayınladığı mesajla kutlayarak ambalaj sektörünün önemli kurumu FASD’de kadın yönetici olarak ilk olan Eser Erginoğlu’nun dernek çalışmalarına katkı sağlayacağını belirterek önümüzdeki dönemde ülke ve sektör menfaatleri için birlikte başarılı çalışmaların yapılacağına dair inancını dile getirmişti. P


Hidrolik Enjeksiyon Ünitelerinde Yeni Jenerasyon Daha fazla hassasiyet, ergonomi ve verimlilik Enjeksiyon üniteleri kapama ünitesi ile beraber enjeksiyon makinesinin kalbini oluşturur. Bu iki merkezi ünite makinenin performans ve verimliliğinden sorumludur. ENGEL hidrolik enjeksiyon ünitelerini geliştirerek size başarılarıyla kendini ispat etmiş ENGEL Victory ve ENGEL Duo enjeksiyon makineleri serisini sunuyor. Bu makineler yeni enjeksiyon ünitelerinin sağladığı yenilikçi özellikleri sayesinde daha yüksek hassasiyet, ergonomi ve verimliliğe ulaşıyor.

Hassasiyet – Daha hassas enjeksiyon IQ weight control

parça ağırlığı (gr)

Yeni enjeksiyon üniteleri daha kaliteli bir baskı sürecini ve kusursuz bir enjeksiyonu mümkün kılar. Isı silindiri içindeki ısı kontrol aralığı, besleme bölgesi içindeki topaklanmayı emniyetli bir şekilde engellemek ve plastik ham maddesinin daha fazla nem emmesini önlemek için genişletilmiştir. Geliştirilmiş enjeksiyon pistonu tasarımı baskının daha düzenli ve kararlı olmasına büyük katkı sağlamaktadır. Ortam koşulları ve ham madde dalgalanması durumunda bile istikrarlı bir baskı süreci sağlamak için ENGEL, bu tür değişiklikleri tespit eden ve aynı enjeksiyon baskısında otomatik olarak dengeleyen ‚akıllı baskı ağırlığı kontrolü‘ (IQ weight control) yazılımı geliştirmiştir.

IQ weight control olmadan malzeme nem miktarı değişkenliği

Ergonomi – Daha hızlı silindir değişimi ENGEL hidrolik enjeksiyon makinelerinin yeni tasarım özellikleri hem makine operatörü hem de bakım teknisyeni için ergonomiktir. ENGEL duo enjeksiyon makinelerinin anahtar dolaplarının ve pompalarının yeni düzenlemesi, bu bölgelere erişilebilirliğin kolaylaşmasına sebep olmuştur. Isı silindirini değiştirirken sökülebilen silindir, bundan böyle ek ekipmana ihtiyaç duymadan makinenin yanına alınabilir. Isı silindiri sabit ayaklıdır, takmak veya sökmek için özel aletlere ihtiyaç yoktur. Bu yeni tasarım ile ENGEL, hızlı kalıp bağlama prensibini ısı silindirinde uygulamış ve söz konusu işlemi hızlandırmıştır.

Verimlilik – Daha da fazla enerji tasarrufu daha az ısıtma

Yeni nesil besleme boğazı soğutma performansına ek olarak yeni nesil enjeksiyon grubuna sahip Engel Victory ve Engel Duo hidrolik makinelerinde Ecodrive standart olarak sunulmaktadır. Bu iki özellik enerji verimliliğinizi arttırmaktadır. Engel’in uzun yıllardır kullandığı daha az soğutma enerjisi servohidrolik tahrik sistemi yeni makine modellerinde standart olarak sunulmaktadır. Yüksek enerji verimliliği makinenin pompasının ihtiyaç duyulan hidrolik debisine göre çalışmasından kaynaklanmaktadır. Eğer makine herhangi bir hareket yapmıyorsa (örneğin soğuma zamanı gibi) motorlar çalışmıyor ve enerji tüketmiyor. Ayrıca bu sayede makineler çok daha sessiz çalışıyor ve hidrolik yağ ısısı her zaman düşük seviyelerde kalıyor. Bu aynı zamanda hidrolik yağ soğutması için harcanan enerjinin de düşük kalmasına sebep oluyor.

www.engelglobal.com PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

73


Huzur Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Bekgöz:

Sektörel sorunlar ortak akılla çözülür

Türk plastik sektörünün en büyük problemlerinden biri, tek yerli petrokimya firmasının mevcut olmasıdır. Sektörel sorunlara ortak akıl ve birlik içinde çözüm üretilmeliyiz. Bekgöz ile plastik sektörünün durumunu ve firmasının yakaladığı başarıyı konuştuk. Bekgöz, “Türk plastik sektörünün hammadde ihtiyacının karşılanmasında yaşanan sorunların en önemli nedeni Türkiye’de sadece tek bir yerli petrokimya firmasının olmasıdır” diyor. Plastik sektörünün daha da büyümesinin önündeki engellerin ortak akıl ve işbirliği içinde çözülebileceğini ifade eden Bekgöz, kendi firması ve sektöre dair sorularımızı yanıtladı.

1

983 yılında İstanbul’da kurulan geri dönüşüm tesisi ile plastik sektöründe faaliyetlerine başlayan Huzur Plastik, Türkiye’deki plastik pazarının büyümesine paralel olarak hızla büyüdü. 1994 yılına gelindiğinde yeni kurumsal kimliği ile Türkiye’deki firmaların hammadde taleplerini

74

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

karşılayabilmek amacı ile yurt dışındaki birçok önemli petrokimya firmasının ürünlerini tedarik etmeye başlayan firma büyüme trendini daha da hızlandırdı. Markasını, plastik sektörünün önemli oyuncularından biri haline getirmeyi başaran Huzur Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz

Öncelikle firmanızın sunduğu hizmetlerden bahseder misiniz? Firmamız, ülkemizin net ithalatçı olduğu plastik hammadde ürünlerinin yurt dışındaki petrokimya firmalarından ithalatını gerçekleştirerek, iç pazardaki iş ortaklarına sürdürülebilir şekilde en hızlı ürün tedariki sağlıyor. Tamamen yerli sermayeden meydana gelen finansal olanaklarımızla pazardaki yabancı firmalar ile rekabet ederek müşterilerimizin memnuniyetini kazanıyoruz. Plastik hammadde alanında ‘commodity’ ürün grubu olarak tabir edilen ürün gamımız; inşaat sektöründe kullanılan plastik yan mamulleri, ambalaj ürünleri ile birlikte ev içi ve ev dışı plastik mamul üreten firmaların bulunduğu kitlelere hitap ediyor. Aynı zamanda şirketimiz her ne kadar Plastik alanında öne çıksa da aynı zamanda geniş bir kimyasal ürün portföyünü barındırıyor ve plastik sektöründe olduğu gibi kimya sanayisinde hizmet veriyor.


CYCOLAC | CYCOLOY | FARADEX | GELOY | KONDUIT | LEXAN | LUBRICOMP LUBRILOY | NORYL | NORYL GTX | PPO | STAT-KON | STAT-LOY | SILTEM THERMOCOMP | ULTEM | VALOX | VERTON | XENOY | XYLEX

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

75


76

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

Gelişen Türkiye ekonomisinde önemli bir yer edinen plastik sektörü, zaman zaman bir takım yaptırımlar ile yıpratılmakta ve zarar görmekte. Bu konuda sektör olarak birleşmek ve gerekli adımların atılmasını sağlamak sektör üyeleri olarak hepimizin sorumluluğudur.

Yakın geleceğe dair hedefleriniz nelerdir? Huzur Plastik, yakın gelecekte hem iç piyasadaki müşterilerini, hem ihracat pazarlarını genişletmekle beraber yeni kaynaklardan ürün tedarikini arttırmayı hedefliyor. Bununla birlikte her geçen yıl gelişen ürün gamımıza yeni ürünler ekleyerek pazar alternatiflerimizi çoğaltmak başlıca hedeflerimiz arasında yer alıyor. Plastik sektöründen bahsetmek gerekirse, Türkiye ekonomisi ile paralel bir şekilde büyüyen ve ülkemizin önde gelen sanayi sektörlerinden birisi olmak ile birlikte son dönemde Avrupa ve dünyada hızlı bir sıçrama yakalayan sektörümüzün büyümesini önümüzdeki yıllarda da sürdürmesini bekliyoruz. Plastik sektöründeki bu büyüme sürecinde en büyük eksiğimiz olan katma değerli ürün çeşitlerini ülke olarak üretebilirsek daha farklı ve güçlü konuma gelebiliriz. Bu konuda Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve sivil toplum kuruluşlarının yaptığı AR-GE çalışmaları memnuniyet verici olsa da yeterli değil. Bu konuda sektör firmalarının da gezip görmesi ve ArGe’ye eğilmeleri çok önemli.

Plastik sektörünün hammadde ihtiyaçlarının karşılanmasında yaşadığı zorluklar hakkında neler söyleyeceksiniz? Türk plastik sektörünün en büyük problemlerinden biri tek yerli petrokimya firmasının mevcut olmasıdır. Bununla birlikte üretim kapasitesinin kısıtlı olması ve her geçen gün büyümekte olan plastik piyasasının talebinin karşılanmaması sorunuyla karşı karşıyayız. Mevcut tesisin eski bir üretim teknolojisine sahip olması ve yüksek maliyetli hammadde üretmesi, üreticiler için külfet oluşturuyor. Bu nedenlerden dolayı hem yerli, hem yabancı birçok firma bu açığı kapatmak adına farklı kaynaklardan ürün tedariki gerçekleştiriyor. Sektörel sorunlar hakkında neler düşünüyorsunuz? Gelişen Türkiye ekonomisinde önemli bir yer edinen plastik sektörü, zaman zaman bir takım yaptırımlar ile yıpratılmakta ve zarar görmekte. Bu konuda sektör olarak birleşmek ve gerekli adımların atılmasını sağlamak sektör üyeleri olarak hepimizin sorumluluğudur. Bu nedenden dolayı zor zamanlarda bir grup kitle dışında bütün sektörün bütünleşmesi sesimizi daha güçlü kılmak ile birlikte sektörümüzün sorunlarını daha kolay halletmemize katkı sağlayacak. P


PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

77


PET LİDERİ KÖKSAN İÇİN ÖZEL GELİŞTİRİLMİŞ FİLTRE DEĞİŞTİRİCİDEN BÜYÜK YENİLİK:

Elek ömrü uzadı ürün kalitesi arttı

Nordson, değişiklik yaptığı bobin tip filtreli BKG® POLY™ Filtre Değiştiricisiyle, 4-8 kat daha uzun filtre ömrü, daha az siyah nokta & jel ve daha az kesme gerilimi sağlıyor.

P

ET polimerizasyonu hattına özel olarak uyarlanan filtre değiştirici, Köksan Pet Ambalaj San.’nin eriyik filtrelerinin çalışma ömrünü uzatabilmesini ve ardışık operasyonlarda üretilen preform ve şişelerin kalitesini yükseltebilmesini mümkün kılıyor. Entegre bir reçine ve çok çeşitli PET ambalaj ürünleri üreticisi olan Köksan, Nordson Corporation’ın yüksek hacimli polimerizasyon için geliştirilmiş BKG® POLY™ geniş alanlı filtre değiştiricinin standart bir sürümünü kullanmaktaydı. Bu standart sürümün her biri ayrı bir plakayla desteklenen düz elek bulunduran sekiz filtre alanı var. Köksan için yapılan uyarlamada Nordson bu elek ve plakaları, her biri çok sayıda delikli filtre bulunduran yeni tasarım bobin şeklinde plakalarla değiştirdi. Bu işlem filtrasyon alanını mevcuda göre iki haneli bir faktör oranında arttırdı ve düz eleklere kıyasla iyileştirilmiş filtrasyon hassasiyeti sağladı. Böylelikle verimlilikte artış sağlandı ve buna bağlı olarak filtrelerin çalışma ömrü önemli

78

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

ölçüde uzadı, siyah noktalar ve jel oluşumu en aza indirildi ve polimerde düşük kayma geriliminde oluşan diferansiyel basınç belirgin şekilde azaltıldı. Köksan’ın Pet Reçineleri Genel Müdürü Peter Thomas V, “%120 kapasiteyle üretimde dahi, Nordson’un POLY bobin şeklinde elek tasarımıyla filtrede oluşan delta basıncı daha düşük değerlerde kalmakta, böylelikle dişli pompalar ile mekanik sızdırmazlık elemanlarının daha uzun ömürlü olmasını sağlanmakta. Bu da dişli eriyik pompasında senelerce kesintisiz çalışmayı destekler” diyor. Thomas, Nordson’un BKG POLY filtre değiştiricinde yaptığı bu özel uyarlamanın bir yandan da Köksan’ın yiyecek ve içecek kapları üretmekte kullandığı virgin reçine kalitesi üzerinde daha da sıkı kalite kontrolü yapabilmesini mümkün kıldığını belirtiliyor. Bu husus, özellikle jel veya kalıp içi geriliminin hatalı parça ve hurdaya yol açabildiği preform üretiminde önemli. Nordson’un bobin tip filtreleri, eriyik

akışının yönüne paralel olacak şekilde monte edilen boru şekilli parçalardır. Eriyik, bir elek setinden geçerek bobine girer, bobinin iç göbeğine yönlendirilir ve akış yönünde tekrar ortaya çıkar. Filtre değiştiricide bobinler, makine ebadını büyütmeden veya çıktı miktarını etkilemeden filtrasyon alanını artırmak için kullanılır. Sonuç olarak da bu tasarım basınç kayıplarını ve eriyiğin makinede kaldığı süreyi azaltır. Çeşitli ebatlarda ve filtrasyon inceliğinde bobin tip filtreler mevcut. Bobin tiple uyarlanan filtre değiştiriciler halen standart eleklerle ve plakalarla da çalıştırılabilir. Bu imkan şöyle bir avantaj sağlar: Startup veya shutdown sonrasında düz elekler polimerizasyonda öngörülen malzeme kalitesi elde edilinceye kadar, herhangi başka bir filtre tipine göre çok daha maliyet etkin bir seçenektir, böylelikle en iyi ürün kalitesini ve daha uzun filtre ömrünü sağlamak üzere ara üretime bobin tip filtrelerle devam edilebilir. P


PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

79


PAGEV’e önemli ziyaret

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Murat Yıldız, PAGEV’e çalışma ziyaretinde bulundu.

B

ilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Daire Başkanı Murat Yıldız, PAGEV’e çalışma ziyaretinde bulunarak PAGEV Yönetimiyle ile bir araya geldi. Çalışma ziyaretinin gündeminde, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile PAGEV’in işbirliğinde süren ve planlanan projeler yer aldı. Türkiye Plastik Sektörünün istikrarlı büyümesinin yanında, sorunlarının ve çözümlerinin değerlendirildiği toplantıda konuşan Sanayi Daire Başkanı Murat Yıldız, plastik sektörünün öncü STK’sı olan PAGEV ile süren projelerde uyumlu ve sonuç odaklı bir şekilde örnek bir işbirliği sürdürdüklerini

80

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

ifade etti. Yıldız, PAGEV’in sürdürdüğü tüm projelere Bakanlık olarak tam destek verdiklerini de kaydederek, daha da başarılı çalışmalara hep birlikte imza atacaklarına inancının tam olduğunu da kaydetti. PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu ise, sektörün gelişimi adına önemli projeler ve çalışmalar yaptıklarını belirterek, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ile birçok çalışmada sanayimizin büyümesi için birlikte hareket ettiklerini de söyledi. Eroğlu, plastik sektörümüz için verdikleri desteklerden ötürü Daire Başkanımız nezdinde başta

Bakanımız olmak üzere tüm Bakanlık ekibine de teşekkür etti.PAGEV Yönetim Kurulu Üyeleri ile de bir araya gelen Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Murat Yıldız, enerjisi yüksek ve genç bir ekip ile birlikte ülke sanayine hizmet etmekten duyduğu memnuniyeti de belirtti. 2017 Nisan ayından bu yana Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Daire Başkanlığı görevini sürdüren Murat Yıldız, 2008 Ekim ila 2017 Nisan dönemlerinde Şube Müdürü olarak Bakanlığımızda başarılı çalışmalara imza atmıştı. P


PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

81


PAGEV Akademi Oyak Renault’ta

PAGEV Akademi, Bursa’da OYAK Renault ekibine plastik enjeksiyon eğitimi verdi.

P

AGEV, eğitim misyonu kapsamında kurduğu Akademi ile proseste verimliliği sağlamak, yüksek maliyetleri düşürmek, karşılaşılan sorunların doğru ve zamanında çözülmesini sağlamak amacıyla teknik eğitim seminerlerine devam ediyor. Zaman kaybını da azaltmak amacıyla PAGEV Akademi Eğitimleri, üretim tesislerinde de verilmeye başlandı. Otomotiv sektörünün en önemli firmalarından OYAK Renault Bursa Fabrikasında düzenlenen “Plastik Enjeksiyon Teknolojisi Eğitimi”ne üretim, Ar-Ge, yönetici, teknik personel, kalite ve satın alma bölümleri çalışanları katıldılar. Bursa Almira Hotel’de gerçekleşen eğitimi, Polimer İşleme Teknolojileri Eğitim Uzmanı Engin Cantürk verdi. Eğitim kapsamında enjeksiyon prosesi ve ürün geliştirme ile ilgili detay ve gelişmeler sektör temsilcileri ile paylaşıldı. Plastik Enjeksiyon Teknolojisi Eğitimi seminerinin açılışını yapan PAGEV Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Karabolat, PAGEV

82

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

ve faaliyetleriyle ilgili kısa bir sunum gerçekleştirdikten sonra; “Sektör olarak katma değerli ürünler üretebilmek adına; teknolojik gelişim, inovasyon, bilgi ve yeniliğe ihtiyacımız var. Bu sebeple Ar-Ge ve eğitim, başarıya giden yolda en önemli iki unsur. Bu amaçla PAGEV, sanayinin rekabet avantajı sağlayan en gelişmiş teknolojilerle daha fazla katma değer sunmasını sağlamak üzere; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının desteği ile Türkiye’nin ilk Plastik Mükemmeliyet Merkezini kurmak üzere harekete geçmiştir. Merkez; araştırma, belgelendirme, test ve laboratuar hizmetleri ile kimya, kauçuk ve kompozit sanayilerine de hizmet verecek, en son teknolojilerin geliştirilmesi amacıyla sanayi şirketleri, üniversiteler, araştırma kuruluşları, meslek dernekleri ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yapacaktır. Merkezde ayrıca mesleki ve teknik eğitim ve danışmanlık hizmetleri de sunulacaktır. Plastik makinelerinde kalite ve miktar iyileştirmeleri, kalıp ve ekipman

üretimi sayesinde makine sanayi de Merkezden faydalanacaktır. Tüm bunlar sanayinin rekabetçi gücünü artıracak ve Türkiye’yi plastik üretiminin global merkezi haline getirecektir. Yıllardır bu doğrultuda büyüyen ve üreten, Ar-Ge ve Eğitime önem veren, Otomotiv sektörünün ülkemizdeki en önemli temsilcisi olan OYAK Renault’a yıllardır eğitime verdiği öncelik ve önem, tüm firmalarımız için örnektir “ dedi. Ardından PAGEV Akademi eğitmeni “Plastik Enjeksiyon Teknolojisi Eğitimi” konusu kapsamında hazırlanan sunumu gerçekleştirdi. “Plastik Enjeksiyon Teknolojisi Eğitimi” seminerinde ana başlıklar olarak; Temel Polimer Kimyası, Polimerlerde Yapı Özellik İlişkisi, Plastik Enjeksiyon İşleme Tekniği, Plastik Enjeksiyon Makinesi, Enjeksiyon Makinesi Kavramları, Bazı Polimerler ve Genel Özellikleri, Enjeksiyon Ayar Parametrelerinin Belirlenmesi, Enjeksiyon Teknolojisinde Karşılaşılan Problemler ve Çözümleri konularıyla ilgili teknolojiler ve sorunlar ele alındı. P


PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

83


84

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142


PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

85


SOĞUK HAVALAR

GRİBE DAVETİYE ÇIKARIYOR Havaların iyice soğuduğu aylarda kapımızı çalan grip, kışa girmeye hazırlandığımız şu günlerde kâbus olmaya başladı bile... Basit ve geçici bir hastalık gibi görünse de gribin ihmal edilmemesi gerekiyor. İşte virüs türüne göre grip çeşitleri… Sonbaharla birlikte iyice soğuyan havalar başta grip olmak üzere pek çok hastalığı da beraberinde getiriyor. Soğuk havanın bağışıklık sistemini çökertmesi, grip hastalığını tetikliyor. Gribin her yıl binlerce kişinin ölümüne neden olduğu göz önünde bulundurulduğunda aslında bu hastalığın hafife alınmaması gerektiği gerçeği ortaya çıkıyor. Grip hastalığına yakalanan kişi, grip virüsünü, öksürüp aksırdığında veya konuştuğunda damlacık yoluyla sağlıklı kişilere de bulaştırıyor. Virüsü alan kişi hastalık belirtileri ortaya çıkmadan bir gün önce hastalığı başkalarına bulaştırmaya başlıyor. Bulaştırma süreci belirtiler başladıktan sonra 6 - 7 gün daha sürüyor. Bu süre çocuklarda daha uzun olabiliyor. Kalabalık ortamlarda daha kolay bulaşan grip, virüs türüne göre farklılık gösteriyor. Özellikle havaların tam soğuduğu aylarda grip hastalığına yakalanmamak için tedbirli olmak gerekiyor. Virüs türüne göre çeşitlilik

86

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

gösteren grip çeşitleri şöyle: Domuz gribi, kuş gribi, İspanyol gribi, mevsimsel grip, mide gribi, alerjik grip, salgın grip. MEVSİMSEL GRİP Normal gripten ya da domuz gribi gibi tehlikeli hastalıklardan çok daha tehlikeli olan mevsimsel grip özellikle 65 yaş ve üstü kişilerde görüldüğünde tehlikeli boyutlara ulaşabiliyor. Bu yaştaki insanların vücudundaki bağışıklık sistemi mevsimsel grip ya da bu tarz hastalıklarla çok fazla savaşamıyor. Genellikle insanlar üzerinde yılın belirli mevsimlerinde etkisini göstererek kişilerde birçok probleme neden olan bu hastalık ölümle sonuçlanabiliyor. Mevsimsel grip genellikle kış aylarına doğru yayılma gösteriyor. Hızlı etkisini gösteren bu grip genellikle kış sonuna kadar birçok insanda etkili oluyor. Bu virüse karşı önlem alınmadığı zaman oldukça tehlikeli bir hal alabiliyor. Bu gripten korunmak için havaların soğuk olduğu aylarda daha sıkı giyinmeli ve bağışıklık sisteminin güçlenmesi amacı ile daha etkili yiyecekler tüketilmeli.


PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

87


DOMUZ GRİBİ Son dönemlerde insanlar üzerinde yayılma gösteren ve birçok kişide hayati tehlikelere neden olan Domuz Gribi, kişiden kişiye bulaşıyor. İlk kez Meksika’da görülen bu hastalık,

ALERJİK GRİP Kişide doğuştan olan fakat etkisini belli bir yaştan sonra gösteren alerjik grip, kişinin genel yaşam kalitesinin seviyesinin düşmesine neden oluyor. Alerjik gribin tedavisi yok. Sadece verilen ilaçlarla etkisi biraz azaltılan bu grip, bazı insanlarda hastalığının şiddetine ya da alerji türüne bağlı olarak azalma ya da iyileşme göstermeyebiliyor. Alerjik gribin ilk belirtisi burun akıntısıdır. Diğer belirtiler ise hapşırma ve burun içi kaşıntıdır.

88

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

domuzlar arasında görülen gribal hastalıklarla oldukça benzerlik gösterdiği için domuz gribi olarak biliniyor. Soğuk algınlığı, nezle gibi hastalıklarla aynı şekilde buluşan domuz gribinin en büyük belirtisi zor ve hızlı nefes almaktır. Bu belirti

ilk 7 gün içinde ortaya çıkıyor. En çok görülen diğer bir belirti ise uyarılara cevap vermeme ve dalgınlık. Hastalığın iyileşme süresi kişiden kişiye değişiyor.

SALGIN GRİP Sürekli olarak karşılaşılan ve özellikle kış aylarında meydana gelen soğuk algınlığı belirtisiyle ortaya çıkan salgın grip, yaygın olan bulaşıcı bir solunum yolu hastalığı olarak biliniyor. Yüksek ateş, titreme hissi, öksürük, boğaz ağrısı, vücut ağrısı, sürekli olarak baş ağrısı, halsizlik gibi belirtileri olan salgın grip, yetişkinlerden çok çocuklarda görülüyor. Bu belirtilerin yanı sıra bazen kusma ve ishal gibi durumlarda yaşanabiliyor. Bu grip en fazla iki haftada ve çoğunlukla da 8 ile 10 gün içerisinde iyileşir


PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

89


SOĞUK HAVADAN KORUNUN Soğuk havalara karşı alınabilecek tedbirler arasında dışarıda geçirilecek süreye dikkat edilmesi de önem taşıyor! Dışarıda kalacağımız süreyi mümkün oldukça kısa tutmayı planlamalıyız. Aslında soğuk hava bağışıklık

soğuk havalarda vücut ısınızı koruyacak şekilde giyinmek de önemli. . Burun, kulak, baş, eller, ayaklar ve parmaklar yani soğuğa en dayanıksız bölgelerimizi çift kat eldiven çorap ve başlıkla çok daha iyi korumamız gerekli.

hücrelerinin sayısını arttırarak mikroplara karşı savunma sistemimizi güçlendiriyor. Fakat soğukta kaldığımız süre uzadıkça vücudumuzun mücadele gücü giderek tükenir ve hastalanmaya yatkın hale geliriz. Bunun yanında

SIVI ALIMINA DİKKAT Yeterli sıvı alımı olmadan uzun süre soğukta kalmak vücudun uç noktalarında susuzluğa bağlı olarak kılcal damarlarda daralmaya neden oluyor, bu durum hem soğuk yanığı denen donmalara hem de mikropların dışarı atılması için gereken burun akıntısı ve balgamın koyulaşmasına yol açıyor. Kahve ve çay gibi idrar söktürücü özelliği olan içecekler aslında burun ve boğaz salgılarını kuruttuğundan bunun yerine ıhlamur, kuşburnu, nane-limon çayı tüketimi öneriliyor.

DOĞRU BESLENME SAĞLIĞIN ANAHTARI C vitamininden zengin portakal greyfurt kırmızı biber kuşburnu, boza, kefir, yoğurt, sirke, turşu gibi fermente edilmiş faydalı bakterilerden zengin gıdalar, bağışıklık sisteminin hammaddesi olan hayvansal proteinler için balık, et ve süt ürünlerinin tüketilmesi mikroplara, soğuğa karşı dayanıklılığı arttırıyor. Her şeyden önemlisi güneş göremediğimiz için kışın en çok eksilen ve hastalıklara karşı korucu olan D vitaminimizi, kan düzeyini ölçtürmek ve doktorumuza danışarak takviye etmelisiniz.

90

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

DÜZENLİ UYKU GÜÇ VERİR 7-8 saatlik kaliteli uyku bağışıklık sistemini güçlendiriyor, hastalıklara karşı direncimizi arttırıyor. Gece uykusunun yerini

gündüz uykusu tutmuyor. Düzenli yapılan egzersizin birçok faydası yanında soğuk havalara bağlı soğuk algınlığı ve gribal hastalıklara karşı dayanıklılığı arttırdığı biliniyor. P


1939’dan beri... PP

POLİPROPİLEN Homopolimer Kopolimer Random Kopolimer Laminasyonluk

PE

POLİETİLEN Alçak Yoğunluk Yüksek Yoğunluk Lineer Metalosen

PS

POLİSTİREN Kristal Antişok

EVA

EVA

ABS

ABS

MABS

ŞEFFAF ABS

PMMA

AKRİLİK

PC

POLİKARBONAT

POM

POLİASETAL

PA

POLİAMİD Poliamid 6 Poliamid 66 Poliamid 11 Poliamid 12 Poliamid Alaşımları Poleter Blok Amid

PBT

PBT

PPS

POLİFENİLENSÜLFİD

PVDF

PVDF

MB

MASTERBATCH Renkli Siyah-Beyaz FR (Yanmaz) Slip Antiblok Antistatik UV IR Antifog Antivirüs

YAPIŞTIRICI

AMBALAJ SEKTÖRÜ İÇİN ARA KATMAN YAPIŞTIRICI

www.pinhas.com.tr HAYİM PİNHAS A.Ş. İSTANBUL İstoç 4. Ada 145, Mahmutbey Tel: (0212) 659 58 52 - 57 Faks: (0212) 659 58 48 İZMİR 157/1 sokak No: 17/2 Karacaoğlan Mah., Işıkkent Tel: (0232) 472 11 64 Faks: (0232) 472 07 19 BURSA Kara Ali Mahallesi Cumhuriyet Cad. No: 62 Çalı, Nilüfer Tel: (0224) 482 PLASTİK 5171 Faks: 482 495391 PAGEV DERGİsİ(0224) | SAYI 142


İnovasyon kültürü güç kazanmalı PİMTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Şamil Tahmaz, PAGEV Başkanı Eroğlu’nu ziyaret etti. Görüşmenin ana gündemini Ar-Ge ve inovasyon kültürünün güçlendirilmesi oluşturdu. Görüşme günü PAGEV’e çalışma ziyaretinde bulunan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Daire Başkanı Murat Yıldız’da görüşmeye katılarak, PAGEV ile sürdürülen işbirliği çalışmaları çerçevesinde sektörün gelişimine katkı verecek projelere her türlü desteği vermeye hazır olduklarını söyledi.

P

lastik inşaat malzemeleri sektöründe 40 yıldan bu yana hizmet veren öncü kuruluşlardan Pimtaş A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı Şamil Tahmaz, PAGEV merkezinde , Başkan Yavuz Eroğlu ziyaret etti. Pimtaş Ar-Ge Müdürü Özlem Tura Kozankurt’un da yer aldığı görüşmenin ana gündemini ArGe oluşturdu. Pimtaş’ın kurmuş olduğu Ar-Ge Merkezinin içeriğini ve faaliyet alanlarını anlatan Şamil Tahmaz, bu alanda sürdürdükleri çalışmalarda PAGEV ile işbirliği içerisinde olmak istediklerini de kaydetti. PAGEV Plastik Mükemmeliyet

92

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

Merkezi çalışmalarını yakından takip ettiklerini söyleyen Tahmaz, bu çalışmada da PAGEV ile ortak olarak neler yapılabileceği konusunda kapsamlı bir işbirliği yapmaya da hazır olduklarını belirtti. PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, plastik sektörümüzün gösterdiği istikrarlı büyümenin daha da yüksek artı değerlere ulaşması adına araştırma ve geliştirmenin çok önemli olduğunun altını çizerek, dünya pazarlarında katma değer yüksek ürünler ile yer almamızın yegane yolunun inovasyon kültürü aşılayan eğitimden geçtiğini vurguladı.

PİMTAŞ Hakkında Pimtaş Plastik, 1977 yılında kurulmuş olup, üretime başladığı andan itibaren plastik inşaat malzemelerinin (Boru, Ek parça, Küresel Vana, Kelebek Vana, Çekvalf, Rakor, Havuz ve Tesisat teknik ekipmanları) kendine özgü tasarımını ve imalatını yapan, plastik sektöründeki uluslar arası öncü kuruluşlardan biridir. Pimtaş Plastik, ISO 9001 kalite yönetim sistemine ve TSE Belgesine sahip olarak en yeni teknolojik altyapı, makine ve kalıp sistemleri ile başta Avrupa ülkeleri olmak üzere 36 ayrı ülkeye ihracat yapmaktadır. Pimtaş Plastik, biri Gebze Plastikçiler Organize Sanayi bölgesinde bulunan 20.000 m2 kapalı alana ve 6.000 m2 açık stok sahasına sahip fabrikasında ve diğeri Gebze E5 Eskihisar sapağında bulunan 3.000 m2 kapalı alanı ve 4.000m2 açık stok sahasına sahip iki ayrı üretim tesisinde yıllık toplam 12.000 ton üretim kapasitesi ve 200 ü aşkın personeli ile sektöre hizmet vermektedir. P


MARKANIZ HEDEFİNE ULAŞSIN! FİLM

F OTO TA S A MED

ĞR

AF

RIM

YA

P

Müdürlüğü Daire Başkanı Murat lastik inşaat malzemeleri Yıldız’da görüşmeye katılarak, sektöründe 40 yıldan bu PAGEV ile sürdürülen işbirliği yana hizmet veren öncü çalışmaları çerçevesinde sektörün kuruluşlardan Pimtaş A.Ş. Yönetim gelişimine katkı verecek projelere Kurulu Başkanı Şamil Tahmaz, her türlü desteği vermeye hazır PAGEV merkezinde, Başkan olduklarını söyledi. Yavuz Eroğlu’nu ziyaret etti. Pimtaş Ar-Ge Müdürü Özlem PİMTAŞ’TAN 36 ÜLKEYE İHRACAT Tura Kozankurt’un da yer aldığı 1977 yılından itibaren hizmet veren görüşmenin ana gündemini ArPimtaş Plastik, üretime başladığı Ge oluşturdu. Pimtaş’ın kurmuş ilk günden itibaren plastik inşaat olduğu Ar-Ge merkezinin içeriğini malzemelerinin (Boru, Ek parça, ve faaliyet alanlarını anlatan Küresel Vana, Kelebek Vana, Şamil Tahmaz, bu alanda Çekvalf, Rakor, Havuz ve Tesisat sürdürdükleri çalışmalarda teknik ekipmanları) kendine özgü PAGEV ile işbirliği içerisinde olmak tasarımını ve imalatını yapıyor. istediklerini kaydetti. PAGEV Sektöründeki uluslararası öncü Plastik Mükemmeliyet Merkezi kuruluşlardan biri olan Pimtaş çalışmalarını yakından takip Plastik, ISO 9001 kalite yönetim ettiklerini söyleyen Tahmaz, bu sistemine ve TSE Belgesine sahip. çalışmada da PAGEV ile ortak MEDYA FOTOĞRAF TANITIM Pimtaş Plastik, en yeni teknolojik neler yapılabileceği konusunda TASARIM altyapı, makine ve kalıp sistemleri kapsamlı bir işbirliği yapmayı HİZMETLERİ SATIN ALMA ÇEKİMİ FİLMLERİ ile başta Avrupa ülkeleri olmak istediklerini de belirtti. Marka bilinirliğini arttırmak için ulusal Kreatif becerileri yüksek ekibimiz ile Profesyonel stüdyo ortamında ürün Tanıtım filmi, belgesel, TV reklam ve 3D üzere 36 ülkeye ihracat yapıyor. PAGEV Başkanı Eroğlu, plastik kurumsal ve uluslararası tüm mecralarda kimlik oluşturma, masa üstü çekimi, dış mekan, organizasyon ve animasyon yapımlar, kongre ve organiPimtaş Plastik, biri Gebze Plastikçiler sektörünün gösterdiği istikrarlı firmanızın temsil edilmesi ve planlı yayıncılık ve tüm çizgi altı tasarım CEO imaj fotoğraf çekimi hizmetleri zasyon çekimleri için prodüksiyon ve satın alma hizmetleri hizmetleri postprodüksiyon hizmetleri Organize Sanayi bölgesinde büyümenin daha da yüksek bulunan 20.000 m2 kapalı alana artı değerlere ulaşması adına ve 6.000 m2 açık stok sahasına araştırma ve geliştirmenin önemli sahip fabrikası ve diğeri Gebze E-5 olduğunun altını çizerek, dünya pazarlarında katma değeri yüksek Eskihisar sapağında bulunan 3.000 m2 kapalı alanı ve 4.000m2 açık ürünlerle yer almanın yegâne yolunun inovasyon kültürü aşılayan stok sahasına sahip iki ayrı üretim tesisinde yıllık toplam 12.000 ton eğitimden geçtiğini vurguladı. üretim kapasitesi ve 200 ü aşkın Görüşme günü PAGEV’e çalışma personeli ile sektöre hizmet veriyor. ziyaretinde bulunan Bilim, Sanayi www.cacaajans.com ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel

+90 554 740 19 16 PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

93


PAGEV Akademi’de

ultrasonik kaynak semineri

Teorik ve makine başında uygulamalı eğitimle gerçekleştirilen “Ultrasonik Kaynak Semineri” sektörün üretim, Ar-Ge, yönetici ve teknik personellerini bir araya getirdi.

P

AGEV, eğitim misyonu kapsamında kurduğu Akademi ile proseste verimliliği sağlamak, yüksek maliyetleri düşürmek, karşılaşılan sorunların doğru ve zamanında çözülmesini sağlamak amacıyla, teknik eğitimlerine devam ediyor. PAGEV Akademi ve MS Ultrasonic Technology Group iş birliği ile Gebze TOSB Workinn Hotel’de düzenlenen, hem teorik bilgi hem de makine başında uygulamalı eğitimle gerçekleştirilen “Ultrasonik Kaynak Semineri” ile sektörün üretim, Ar-Ge, yönetici ve teknik personelleri bir araya geldi. Ultrasonik Kaynak prosesi ve teknolojisi ile ilgili bilgi ve son gelişmelerin paylaşıldığı seminerin eğitmenliğini, MS Ultrasonic Technology Group Laboratuar ve Teknik Uygulama Grup Yöneticisi Joachim Lieberman ve Endüstri

94

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

Mühendisi Stephanie GrayDeizler üstlendi. TEKNOLOJİK GELİŞİME İHTİYAÇ VAR Ultrasonik Kaynak Seminerinin açılışını yapan PAGEV 1. Başkan Yardımcısı Ahmet Meriç, “sektör olarak teknolojik gelişim, inovasyon, bilgi ve yeniliği ihtiyacımız var. Bu sebeple eğitim, başarıya giden yolda en önemli unsur. PAGEV olarak eğitime verdiğimiz önem doğrultusunda Gebze ve Halkalı’da iki okul yaptırdık. Bu okullarımız ile sektörümüzün ihtiyacı olan nitelikli ara eleman ihtiyacını karşılamaya çalışıyoruz. Katma değerli üretim için eğitim ve teknolojik gelişmeler büyük önem taşımakta. Bugün seminer sonunda, tüm katılımcıların, yüksek katma

değerli ürünlerin üretilmesinde bu gibi teknolojilerin kullanımının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göreceklerini düşünüyorum. Bu sebeple teknoloji üretimi ve yatırımının bir kez daha önem arz ettiğini belirterek, katılım gösteren tüm sektör temsilcilerine teşekkür ediyoruz” diye konuştu. Ana başlık olarak; Termoplastiklerde ultrasonik kaynak, ultrasonik kaynak uygulamasında süreç, temel bilgiler ve tasarım kuralları, kullanım alanlarının anlatıldığı seminerin sonunda makine başında tüm katılımcılara örnek uygulamalar gösterildi. Soru ve cevap kısmının ardından tamamlanan seminere katılan dinleyiciler, PAGEV organizasyonundan duydukları memnuniyetlerini de ifade ettiler.

P


PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

95


DÜNYA VE TÜRKİYE

KALIP SEKTÖR RAPORU 2016

96

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142


KALIPLA İLGİLİ TANIMLAR VE KALIP ÇEŞİTLERİ Genel olarak; Özdeş parçaları istenilen ölçü sınırları içerisinde ve en kısa zamanda üreten, malzeme sarfiyatı ve insan gücünün asgari düzeyde tutulmasına yardımcı olan ve takım tezgahları ile çalışabilen aygıta kalıp, bu aygıtın tasarımını hazırlayan, yapımını gerçekleştiren ve çalıştırabilen kişiye de kalıpçı denilmektedir. Kalıplar işçiliklerine ve kalitelerine göre sınıflandırılmaktadır. Bunlar kısaca A tipi, B tipi ve C tipi kalıplar olarak tanımlanabilir. A Tipi Kalıp; Ardışık (Progresif) veya transfer kalıbı tipinde, otomatik transfer sistemine sahip, açık veya kapalı (iklimlendirilmiş, havalı

soğutmalı) transfer sistemli ve yüksek hassasiyetteki kalıplardır. Genelde , operasyonları bir baskıda tamamlanamayan çok hassas parçaları imal etmektedirler. B Tipi Kalıp; Genelde baskıda biçimlendirilen; nispeten büyük boyutlu ve hassasiyetleri biraz daha düşük olan sac parçalarının imalatında kullanılan kalıplardır. Üzerlerinde, kamlı, maçalı, hidrolik ve pnömatik tahrik sistemleri yer alabilmektedir. Kalıp ve makinenin bütünlük arz ettiği (aküple) ‘seri işlem makineleri’ de bu gruba dahil ediebilir. C ve D Tipi Kalıplar; İmalat sayısı 100.000’in altında olan, nispeten kaba tolerenslı, döküm

gövdeli ve kilo ile satılabilen düşük kalıplardır. Esas amacı birbirinden farklı olmayan, ancak çalışma sistemi ve ürettikleri parçalar bakımından farklılıklar gösteren kalıpları aşağıdaki şekilde sınıflandırmak mümkündür; • Sac-Metal Kalıpları • Sinterleme Kalıpları, • Presle Şekil Verme, • Enjeksiyon Kalıpları, • Kokil Kalıpları, • Ekstrüzyon Kalıpları, • Haddeler, • Plastik ve Kauçuk Kalıpları • Enjeksiyon Kalıpları, • Ekstrüzyon Kalıpları, • Şişirme Kalıpları, • Vakum kalıpları, • Pişirme Kalıpları • Cam Kalıpları

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

97


GTİP BAZINDA KALIPLARIN SINIFLANDIRILMASI Uluslararası ticarette kullanılan kalıpların GTİP no’ları aşağıda verilmektedir.

Tablo – 1 GTİP Bazında Kalıpların Sınıflandırılması DÜNYA KALIP SEKTÖRÜ Dünya kalıp dış ticaret hacmi son 5 yıl içinde yılda ortalama 35 milyar dolar düzeyinde gerçekleşmiştir.

Grafik – 1 Dünya Kalıp Dış Ticaret Hacmi

2016 yılında dünya toplam kalıp ithalatının yaklaşık % 77’sini (% 12,5 enjeksiyon ve ekstüzyon, % 64,3 diğer plastik

işleme olmak üzere) plastik ve kauçuk sektöründe kullanılan kalıplar oluşturmuştur. Diğer tüm kalıp çeşitleri toplam

kalıp ithalatından % 30 pay almaktadır.

Grafik – 2 GTİP Bazında Dünya Kalıp İthalatı (% Pay ) 2016

98

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142


Aynı şekilde, 2016 yılında dünya toplam kalıp ihracatının yaklaşık % 77’sini (% 12,7 enjeksiyon ve

ekstüzyon, % 64 diğer plastik işleme olmak üzere) plastik ve kauçuk sektöründe kullanılan

kalıplar oluşturmuştur. Diğer tüm kalıp çeşitleri toplam ihracattan % 30 pay almaktadır.

Grafik – 3 GTİP Bazında Dünya Kalıp İhracatı (% Pay ) 2016

Grafik – 4 Dünya Toplam Kalıp İthalat ve İhracatında Plastik Kalıpların Payı

DÜNYA PLASTİK DIŞ TİCARETİNİ YÖNLENDİREN BAŞLICA ÜLKELER Dünya kalıp ithalat ve ihracatını büyük ölçüde sanayileşmiş ülkeler yönlendirmektedir. Sanayileşmiş ülkelerin hem büyük kalıp ihracatçısı hem de ithalatçısı olduğu görülmektedir. DÜNYA KALIP İTHALATINI YÖNLENDİREN BAŞLICA ÜLKELER Dünya kalıp ithalatının % 58’i 10 ülke tarafından paylaşılmaktadır. ABD, Meksika, Çin, Almanya ve Japonya 2016 yılında dünya toplam

kalıp ithalatında ilk 5 büyük ülke konumundadır. Bu ülkeler dünya toplam kalıp ithalatının % 42’sini gerçekleştirmektedir. Tayland, Vietnam, Hindistan, İtalya ve Hong Kong diğer önemli kalıp ithalatçıları içinde yer almaktadır.

Türkiye 2016 yılında 311 milyon dolarlık ithalatla dünya kalıp ithalatçısı ülkeler içinde 17 nci sırada yer alırken toplam ithalatın % 1,8 ini gerçekleştirmiştir.

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

99


Tablo – 2 Dünya Toplam Kalıp İthalatını Yönlendiren 10 Ülke ( Milyon $ ) DÜNYA KALIP İHRACATINI YÖNLENDİREN BAŞLICA ÜLKELER Dünya kalıp ihracatının % 77’si 10 ülke tarafından paylaşılmaktadır. Çin, G.Kore, İtalya, Japonya ve Almanya 2016 yılında dünya toplam

kalıp ihracatında ilk 5 büyük ülke konumundadır. Bu ülkeler dünya toplam kalıp ihracatının % 57’sini gerçekleştirmektedir. Kanada, ABD, Portekiz, Hong Kong ve Tayvan diğer önemli kalıp ihracatçısı ülkeler içinde yer almaktadır.

Türkiye 2016 yılında 213 milyon dolarlık ihracatla dünya kalıp ihracatçısı ülkeler içinde 16 ncı sırada yer alırken toplam ihracatın % 1,2 ini gerçekleştirmiştir.

Tablo 3 Dünya Toplam Kalıp İhracatını Yönlendiren 10 Ülke ( Milyon $ )

100

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142


DÜNYA KALIP ARZ VE TALEP DENGESİ Kalıp üreticisi ülkeler üretimlerinin yaklaşık % 40’ını ihraç etmekte,

ithalatçı ülkeler ise yurt içi tüketimlerinin yaklaşık % 38’ini ithalatla karşılamaktadır. 2012 – 2016 yılları arasında dünya toplam kalıp üretimi

yılda ortalama 46 milyar dolar ülkelerin iç pazarlarında tükettikleri kalıp miktarı da 45 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.

Tablo – 4 Dünya Toplam Kalıp Arz ve Talep Dengesi ( Milyon $ )

Grafik – 5 Dünya Kalıp Arz ve Talep Dengesi ( Milyon $ )

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

101


TÜRKİYE KALIP SEKTÖRÜ ÜRETİM TEKNOLOJİSİ Kalıp sektörü üretim odaklı bir alan olduğundan teknoloji faktörü büyük önem kazanmaktadır. Kalıp kullanan her sektör için kalıp teknolojileri farklılaşmaktadır. Türkiye’de ana sanayilerin ve büyük ölçekli yan sanayilerin kalıp sektörü ile ilgili çok gelişmiş birtakım uygulamaları mevcuttur. Belirli sanayi kuruluşların simülasyon gücü çok artmıştır. Yalnızca ÜRETİM Türkiye’de faaliyet gösteren firmaların yaklaşık % 50’si ana faaliyetlerinin yanında kalıp da üretmektedir. Bu nedenle sektördeki kalıp üretici sayısının net bir biçimde tespit edilmesi güçtür. Talaşlı imalatçıların %49’unun, sac parça işlemecilerin %48’inin, plastikçilerin %25’inin, dökümcülerin %16’sının elektronik/elektro mekanikçilerin %14’ünün kalıp üretmekte oldukları belirlenmiştir. Türkiye’de değişik malzemelerin işlenmesinde kullanılan kalıpları imal eden ve büyük çoğunluğu KOBİ düzeyinde faaliyet gösteren 5.000’in üzerinde firma mevcuttur. Sektörün 20.000 civarında istihdam sağladığı bilinmektedir. Bu firmaların yarıya yakını İstanbul’da faaliyetlerini sürdürürken geriye kalanı ise ağırlıklı olarak Bursa, İzmir, Ankara, Eskişehir, Manisa, Kocaeli ve Samsun’da yer almaktadır. TOPLAM KALIP ÜRETİMİ Türkiye toplam kalıp üretimi son 5 yıl içinde yılda ortalama 90 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. 2012 yılında 95 102

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

biçimlendirme ile ilgili olarak değil, aynı zamanda bakım ve grup otomasyonu amaçlı programlar da kullanılmaktadır. Yazılım pazarlaması yapan firmalar da, pazarlamanın ötesinde çok fonksiyonel bir hale gelmişler ve sektörün kısa süre içerisinde büyük aşamalar kaydetmesinde etkili olmuşlardır. Bu kuruluşların, çözüm ortaklığı, çeşitli türde modeller ve prototip kalıp üretme, kalıp ve fikstür projelendirme, danışmanlık, yazılım eğitiminin yanında kalıp imalatı ile ilgili eğitim

verme, hatta parça imalatı vb. tahminleri aşan etkin faaliyetleri de vardır. Ana sanayilerde ve büyük ölçekli yan sanayilerde eş zamanlı mühendislik, tersine mühendislik (reverse engineering), CNC veri üretme ve matematik model, enteraktif ölçme ve kontrol, bilgisayar destekli yönetim ve planlama, just in time imalat vb. gibi kavaramlar artık soyut birer kavram olmayıp, az veya çok uygulamaları yapılan ve giderek gelişen süreçlerdir

milyon ton ve 949 milyon dolar olan üretimin 2016 yılında 93 milyon tona gerilerken değer bazında 1 milyar 64 milyon dolara çıktığı görülmektedir. Bu rakamın ülkemizin mevcut kaynakları ve potansiyeli göz önünde bulundurulduğunda yeterli olmadığı düşünülmektedir. Bunun başlıca nedenleri; firma yöneticilerinin yönetsel becerilerinin belirli seviyeleri aşamaması ve bu sebeple sektörde yer alan firmaların yeterince gelişememesi, şirketlerin KOBİ konumunda kalmaları, sektörde küresel odaklılığın olmaması, eğitim yaklaşımının kalıpçılık alanında vasatı aşmaması gibi konular sıralanabilir. İhtiyaç duyulan noktalarda gerekli adımların atılması halinde sektörün 2 milyar doların üzerinde üretim yapabileceği tahmin edilmektedir. Kalıp sektörü üretim odaklı bir alan olduğundan teknoloji faktörü büyük önem kazanmaktadır. Kalıp kullanan her sektör için kalıp teknolojileri farklılaşmaktadır. Türkiye’de ana sanayilerin ve büyük ölçekli yan sanayilerin kalıp sektörü ile ilgili çok gelişmiş birtakım uygulamaları

mevcuttur. Belirli sanayi kuruluşların simülasyon gücü çok artmıştır. Yalnızca biçimlendirme ile ilgili olarak değil, aynı zamanda bakım ve grup otomasyonu amaçlı programlar da kullanılmaktadır. Yazılım pazarlaması yapan firmalar da, pazarlamanın ötesinde çok fonksiyonel bir hale gelmişler ve sektörün kısa süre içerisinde büyük aşamalar kaydetmesinde etkili olmuşlardır. Bu kuruluşların, çözüm ortaklığı, çeşitli türde modeller ve prototip kalıp üretme, kalıp ve fikstür projelendirme, danışmanlık, yazılım eğitiminin yanında kalıp imalatı ile ilgili eğitim verme, hatta parça imalatı vb. tahminleri aşan etkin faaliyetleri de vardır. Ana sanayilerde ve büyük ölçekli yan sanayilerde eş zamanlı mühendislik, tersine mühendislik (reverse engineering), CNC veri üretme ve matematik model, enteraktif ölçme ve kontrol, bilgisayar destekli yönetim ve planlama, just in time imalat vb. gibi kavaramlar artık soyut birer kavram olmayıp, az veya çok uygulamaları yapılan ve giderek gelişen süreçlerdir


Grafik – 6 Türkiye Toplam Kalıp Üretimi PLASTİK KALIP ÜRETİMİ Türkiye’de plastik kalıplarının 2012 yılında 19,1 milyon ton ve 121,7 milyon dolar olan üretimi 2016 yılında 29 milyon ton ve

427,9 milyon dolara çıkmıştır. 2016 yılında, toplam plastik kalıp üretiminin miktar bazında yaklaşık % 53’ü enjeksiyon, % 57’si de enjeksiyon dışındaki diğer kalıplardan oluşmuştur.

Söz konusu yıl içinde değer bazında enjeksiyon kalıpları % 54 diğer kalıplar ise % 46 pay almıştır.

Grafik – 7 Türkiye Plastik Kalıp Üretimi

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

103


İTHALAT Sektörün önemli bir bölümünün KOBİ statüsündeki firmalardan oluştuğu gözlenmektedir. Firmalar bu statünün getirdiği şartlarla ve az gelişmişliklerinin de etkisiyle daha çok B ve C tipi kalıp üretmektedirler. A tipi

TOPLAM KALIP İTHALATI Türkiye son 5 yıl içinde yılda ortalama 18 milyon ton kalıp ithal etmiştir. 2012 yılında 20 milyon ton ve 338 milyon dolar olan toplam kalıp ithalatının 2016 yılında 19 milyon ton ve 311 milyon dolar olarak gerçekleştiği görülmektedir.

kalıplarda meydana gelen açık ise büyük ölçüde ithalatla karşılanmakta ve doğal olarak ithalat - ihracat dengesini olumsuz etkilemektedir.

Grafik – 8 Türkiye Toplam Kalıp İthalatı

PLASTİK KALIP İTHALATI Türkiye’de plastik kalıplarının 2012 yılında 11,1 milyon ton ve 248,9 milyon dolar olan ithalatı, 2016 yılında 11,6 milyon ton ve

232,7 milyon dolara çıkmıştır. 2016 yılında, toplam plastik kalıp üretiminin miktar bazında yaklaşık % 83’ü enjeksiyon % 17’si de diğer kalıplardan oluşmuştur. Söz konusu yıl içinde

değer bazında enjeksiyon kalıpları toplam plastik kalıpları içinden % 85 diğer kalıplar ise % 15 pay almıştır.

Grafik – 9 Türkiye Plastik Kalıp İthalatı

104

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142


GTİP BAZINDA KALIP İTHALATI Türkiye’de toplam kalıp ithalatının miktar bazında

% 50’sini değer bazında da % 74’ünü plastik ve kauçuk sektöründe kullanılan kalıplar

oluşturmaktadır.

Grafik – 10 Plastik ve Kauçuk Kalıplarının Toplam Kalıp İthalatı İçindeki Payı

GTİP BAZINDA KALIP İTHALATI Türkiye’de toplam kalıp ithalatının miktar bazında

% 50’sini değer bazında da % 74’ünü plastik ve kauçuk sektöründe kullanılan kalıplar

oluşturmaktadır.

Tablo – 5 GTİP Bazında Kalıp İthalatı

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

105


KALIP İTHALATININ ÜLKELERE DAĞILIMI 2016 yılında 10 ülke, Türkiye’nin

toplam kalıp ithalatından miktar bazında % 90 değer bazında da % 87 pay almıştır. Çin, Japonya, İtalya, G Kore ve Almanya

Türkiye’nin en çok kalıp ithalatı yaptığı ülkeleri oluşturmaktadır.

Tablo – 6 Başlıca Ülkeler Bazında Kalıp İthalatı ( 2016 )

İHRACAT TOPLAM KALIP İHRACATI Türkiye son 5 yıl içinde yılda

ortalama 18 milyon ton kalıp ihraç etmiştir. 2012 yılında 19 milyon ton ve 190 milyon dolar olan toplam kalıp ihracatının

2016 yılında 19 milyon ton ve 213 milyon dolar olarak gerçekleştiği görülmektedir.

Grafik – 11 Türkiye Toplam Kalıp İhracatı

106

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142


PLASTİK KALIP İHRACATI Türkiye’de plastik kalıpların 2012

yılında 3,8 milyon ton ve 64,3 milyon dolar olan ithalatı, 2016 yılında 5,8 milyon ton ve 85,6

milyon dolara çıkmıştır.

Grafik – 12 Türkiye Plastik Kalıp İhracatı

2016 yılında, toplam plastik kalıp üretiminin miktar bazında yaklaşık % 47’si enjeksiyon,

% 53’ü de diğer kalıplardan oluşmuştur. Söz konusu yıl içinde değer bazında enjeksiyon

kalıpları toplam plastik kalıpları içinden % 54 diğer kalıplar ise % 46 pay almıştır.

GTİP BAZINDA KALIP İHRACATI

ihracatının miktar bazında % 28’ini, değer bazında da % 40’ını plastik ve kauçuk

sektöründe kullanılan kalıplar oluşturmaktadır.

Türkiye’de toplam kalıp

Grafik – 13 GTİP Bazında Kalıp İhracatı

Tablo – 7 GTİP Bazında Kalıp İhracatı

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

107


KALIP İHRACATININ ÜLKELERE DAĞILIMI 2016 yılında 10 ülke, Türkiye’nin

toplam kalıp ihracatından miktar bazında % 68 değer bazında da % 62 pay almıştır. Almanya, İtalya, Bulgaristan

Rusya Federasyonu ve Cezayir, Türkiye’nin en çok kalıp ihracatı yaptığı ülkeleri oluşturmaktadır.

Tablo – 8 Başlıca Ülkeler Bazında Kalıp İhracatı ( 2016 )

Yurt içi TÜKETİM TOPLAM KALIP TÜKETİMİ Türkiye son 5 yıl içinde yılda

ortalama 90 milyon ton kalıp tüketmiştir. 2012 yılında 94 milyon ton ve 1 milyar 97 milyon dolar olan toplam kalıp iç

pazar tüketiminin 2016 yılında 93 milyon ton ve 1 milyar 163 milyon dolar olarak gerçekleştiği görülmektedir.

Grafik – 14 Türkiye Toplam Kalıp İç Pazar Tüketimi

108

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142


PLASTİK KALIP TÜKETİMİ Türkiye’de plastik kalıplarının

2012 yılında 26,4 milyon ton ve 506,3 milyon dolar olan iç pazar tüketimi, 2016 yılında 34,8

milyon ton ve 575 milyon dolara çıkmıştır.

Grafik – 15 Türkiye Plastik Kalıp İç Pazar Tüketimi

2016 yılında, toplam plastik kalıp tüketiminin miktar bazında yaklaşık % 59’u enjeksiyon,

% 41’i de diğer kalıplardan oluşmuştur. Söz konusu yıl içinde değer bazında enjeksiyon

kalıpları toplam plastik kalıpları tüketiminden % 67 diğer kalıplar ise % 33 pay almıştır

KALIP DIŞ TİCARET AÇIĞI

toplamda dış ticaret açığı veren bir ülke konumundadır. 2012 – 2014 yıllarında yaklaşık

150 milyon dolar olan dış ticaret açığı son 2 yılda 90 milyon dolarlara gerilemiştir.

Türkiye kalıp dış ticaretinde

Grafik – 16 Kalıp Dış Ticaret Açığı

Türkiye 2016 yılında plastik ve kauçuk sektörlerine kullanılan kalıplarda 147 milyon dolar dış ticaret açığı vermesine

karşılık diğer malzemeler için kullanılan kalıplarda 49 milyon dolar dış ticaret fazlası vermiş ve toplamda dış ticaret

açığı 99 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

109


Grafik – 17 Cinsler Bazında Kalıp Dış Ticaret Açığı / Fazlası ( 2016 )

Tablo – 9 2016 Yılında Cinsler Bazında Dış Ticaret Dengesi (Milyon $)

DIŞ TİCARET FİYATLARI Türkiye kalıp ihracatında yeterli

katma değer sağlayamadığı ve katma değeri yüksek kalıpları ithal ettiği için birim ithal fiyatları,

ihraç fiyatlarının üzerinde seyretmektedir.

Grafik – 18 Toplam Kalıp Dış Ticaret Fiyatları

Plastik ve kauçuk sektörlerinde kullanılan kalıpların ihraç ve ithal fiyatları, diğer kalıpların fiyatlarının üzerindedir.

110

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142


Grafik – 19 Cinsler İtibariyle Kalıp Dış Ticaret Fiyatları

Tablo – 10 GTİP Bazında Dış Ticaret Fiyatları ( $/Kg )

ARZ VE TALEP DENGESİ TOPLAM KALIP SEKTÖRÜNDE ARZ VE TALEP DENGESİ 2016 yılında Türkiye kalıp sektöründe 93 milyon ton ve 1 milyar 64 milyon dolarlık üretim yapılmış, 19 milyon ton ve 311 milyon dolalık kalıp ithal edilmiş, üretiimin ortalama % 20’si olan

19 milyon ton ve 213 milyon dolarlık kalıp ihraç edilmiş ve sonuta iç pazarda 93 milyon ton ve 1 milyar 63 milyon dolarlık kalıp tüketilmiştir. Söz konusu yıl içinde kalıp sektöründe miktar bazında ihmal edilebilir ölçüde dış ticaret açığı verilirken açığın değer bazında 99 milyon dolar olarak

gerçekleştiği görülmektedir. İç pazar tüketiminin miktar bazında % 20’s, değer bazında da % 27’si ithalatla karşılanırken, ihracatın ithalatı karşılama oranı miktar bazında % 100 değer bazında da % 68 düzeyinde gerçekleşmiştir.

Tablo – 11 Toplam Kalıplarda Arz ve Talep Dengesi

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

111


PLASTİK KALIP SEKTÖRÜNDE ARZ VE TALEP DENGESİ 2016 yılında Türkiye plastik kalıp sektöründe 29milyon ton ve 427,9 milyon dolarlık üretim yapılmış, 11,6 milyon ton ve 232,7 milyon dolarlık kalıp ithal edilmiş, üretiimin ortalama %

20’si olan 5,8 milyon ton ve 85,6 milyon dolarlık kalıp ihraç edilmiş ve sonuçta iç pazarda 34,8 milyon ton ve 575 milyon dolarlık plastik kalıp tüketilmiştir. Söz konusu yıl içinde plastik kalıp sektöründe 5,8 milyon ton ve 147,2 milyon dolarlık dış ticaret açığı verilmiştir.

Plastik kalıplarda, iç pazar tüketiminin miktar bazında % 33,4’ü değer bazında da % 40,5’u ithalatla karşılanırken, ihracatın ithalatı karşılama oranı miktar bazında % 49,9 değer bazında da % 36,8 düzeyinde gerçekleşmiştir.

Tablo – 12 Plastik Kalıplarda Arz ve Talep Dengesi SONUÇ Yeni bir ürün tasarlayıp pazarda yer alabilmek için kalıp teknolojisi ve üretim gücünün var olması gerekmektedir. Yeni bir inovasyonu imalata dönüştürmek için kalıbının üretilmesi zorunludur. Kalıp teknolojisinin ve kalıp sektörünün kuvvetli olması, daha güçlü ana sektörlerin ( otomotiv ve dayanıklı tüketim vs. ) oluşması anlamına gelmektedir. Türkiye’deki kalıp üreten firmalar iş ölçeklerini genel olarak 400 ton altında pres gerektiren kalıpların üretimine yönelik olarak belirlemekte ve makina/ekipman yatırımını bu ölçekteki parçaların kalıplarına göre yapmaktadır. Bu da ana sanayinin hedefleriyle, yan sanayinin olanaklarının birbirini karşılayamaması anlamına gelmektedir. Bu nedenle özellikle büyük ebatlı ve dış gövde parçalarının kalıpları ithalatla 112

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

karşılanmaktadır. Türkiye’deki otomotiv ve dayanıklı tüketim ürünlerinin imalatında kullanılan kalıpların %30’u yurt içinde kalan %70’i yurt dışında, çoğunlukla da Çin’de ve Uzakdoğu’da yaptırılmaktadır. Mühendislik gücünün yüksek olduğu yerler büyük firmalardır. Küçük firmalarda ise mühendislik zayıf ve iş klasik atölyecilikle yapılmaktadır ve en son üretim teknolojileri neredeyse hiç kullanılmamaktadır. Buna ilave olarak büyük firmalara iş yapan küçük firmalarda yabancı dil bilen personel eksikliği ve pazarlama güçlerinin zayıf olması atıl kapasiteye yol açmaktadır. Doğal olarak bu da yeni yatırımları engellemektedir. Yüksek teknoloji gerekliliği ve kalifiye personel ihtiyacı sektörün başlıca sorunlarını teşkil etmektedir. Dünyada trend olan ancak

Türkiye’de yeterince gelişmemiş kalıpçılık alanları şunlardır: • Yüksek Mukamevetli Sac Kalıpçılığı, • Plastik Enjeksiyon, Komposit Kalıpçılığı, • Basınçlı Döküm Kalıpçılığı, • Sıcak Şekilendirme. Sektörün önemli bir bölümünün KOBİ statüsündeki firmalardan oluştuğu gözlenmektedir. Firmalar bu statünün getirdiği şartlarla, başka bir değişle, az gelişmişliklerinin de etkisiyle daha çok B ve C tipi kalıp üretmektedirler. A tipi kalıplarda meydana gelen açık ise ithalatla karşılanmakta ve doğal olarak ithalat - ihracat dengesini olumsuz etkilemektedir. Bu yüzden KOBİ’lerin geliştirilmesi öncelikle yönelinmesi gereken olumsuz konulardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır.


Türk Kalıp İmalat Sanayinde göze çarpan gelişmelerden biri de ‘imalat eksikliği’nin ön plana çıkmasıdır. Buna paralel olarak, kalıpların sök-tak işlemleri artmış, aylık üretim miktarlarının yerini haftalık programlar almıştır. Otomotiv ana sanayi, 5-6 aylık bir sürenin içinde çok miktarda kalıp talep edebilmektedir. Ancak, parça sayıları az olduğundan, bunlar zorunlu olarak manuel kalıplar şeklinde tasarlanabilmektedir. Yan sanayilerde, yakın zamanlara kadar modelcilik yapan kalıpçı; bunların yardımcıları da modelci olmuştur. Halen kurulmuş olan model atölyelerinde birtakım özel model uygulamaları yapılmakta ve çeşitli konularda uzmanlık sahibi olunmaktadır. Ancak, ilk yıllarda ana sanayiciler tarafından yan sanayicilere malzeme desteği verilebilirken ve dökümanlarını yan sanayicilerin kullanımlarına açılabilirken, bugün bu çeşit destekler görülememektedir. Ekonomik kriz dönemleri, birçok sektör arasında belki de en çok kalıp imalat sanayini etkilemektedir. Belirli aylık ve yıllık satış ortalamalarına göre programlanmış olan otomotiv, beyaz eşya vb. sanayi dallarının, ekonomik istikrarsızlık nedeniyle faaliyetlerini durdurması veya ara vermesi hemen kalıp sanayine yansımaktadır. Çünkü kalıp tasarım ve imalat evreleri, yerine göre, en azından 5-6 ay veya 10-12 ay gibi dönemleri kapsayabilmektedir. Söz konusu süreç, ülkemiz ekonomisi açısından bir istikrarsızlığın yaşanma riskini taşıyabilmek açısından yeterince uzun bir süredir. Ağırlıklı olarak otomotiv sanayine hizmet vermekte olan yan sanayicilerden siparişlerin kesilmesiyle, kalıp imalatı ile ilgili çalışmalar bir anda atıl kapasiteye dönüşebilmektedir. Bu durumda elde kalan kalıba alternatif bir kullanım alanı yaratma

olasılığı da çok zayıftır. Sektördeki yan sanayicilerin en büyük sorunlarından birisi, ana sanayicilerin dayatmalarıdır. Kalıpta şekillendirme tekniği açısından, kalıpçıların herhangi bir parça üzerinde değişiklik gerektiren durumlarda, ana sanayiciden kendilerine son sözü söyleyebilecek yetkili muhatap bulmaları güçtür. Kamuoyunda, kuruluşlar arasında kolektif çalışma anlayışının bir türlü yerleşemediği; kurulan ortakların devam ettirilemediği şeklinde yaygın bir kanı vardır. Gerek yurt içine ve gerekse yurt dışına önemli işler yapabilmek için her açıdan güçlü durmak gerekmektedir. Küçük işletmelerin çoğunun kuruluşlarından beri ve uzun sürelerce mühendis çalıştırmadıkları bir gerçektir. Bu seviyelerden CE belgeli işletmeler haline gelmeleri için destek beklenmektedir. Hızlı küreselleşme ve gelişen iletişim olanaklarının etkileriyle, arayışların hızla değişim gösterdiği günümüz dünyasında, otomotiv, beyaz eşya vb. sanayi sektörlerimizin bu olayın dışında kalması mümkün değildir. Rekabet ortamının etkisiyle sık sık yeni modeller piyasaya sürülmekte ve tasarım ortaya çıktıktan sonra da bunun hızla hayata geçirilmesi istenmektedir. Söz konusu durum, gelecekte gerek iç pazar, gerekse de dış pazarda kalıpçılık sektörüne iş olarak yansıyacaktır. İlk zamanlarda 5 yıllık bir zaman alan tasarım ve imalat süreci daha sonraları 3 yıla düşmüştür. Son yıllarda ise yaklaşık olarak bir yıllık bir süre öngörülmektedir. Sektörde gözlenen rekabet ortamının, bu iniş trendini devam ettireceği düşünülmektedir. Sektöre Türkiye perspektifinden bakıldığında, faaliyetlerini devam ettiren imalatçıların önemli bir bölümünün iş tecrübelerinin 30 yıl civarında olduğu söylenebilir. Bu da sektörde uzmanlaşmanın mevcut olduğu

anlamına gelmektedir. Ancak kurumsallaşma aynı ölçüde gelişmemiştir. Kurumsallaşma konusunda, ciddi problemleri olduğu gözlenen sektörün, söz konusu problemleri çözmek adına öncelikle eğitime önem vermesi gerekmektedir. Eğitim profesyonel destek yoluyla sağlanması ve gerekli olursa çeşitli maddi desteklerin sağlanması ve projelerin yürütülmesi, sektörün kurumsallaşması yolunda önemli adımlar atmasını kolaylaştıracaktır. Ayrıca eğitim konusunda sektöre yönelik olarak hazırlanan her düzeydeki örgün eğitim ve meslek içi eğitim programları hakkında sanayi kuruluşlarının görüş ve önerileri alınmalıdır. Alınan bilgilere göre, sektörün bugüne kadar istenilen seviyelere gelememesinin en büyük nedeni; gerek meslek liselerinde, gerekse üniversitelerinde kalıpçılıkla ilgili bölümlerin oluşturulamamasıdır. Sektörün bugüne kadar gösterdiği gelişme usta-çırak ilişkisi dahilinde gerçekleşmiştir. Küçük firmaların büyük ölçekli işletme haline dönüşerek güçlü hale gelebilmeleri için birleşmeleri ve aralarında organize olmaları, yani kurumsallaşmaları gerekmektedir. Türk Kalıp İmalat Sektörü’nde fark yaratan uygulamalar gerçekleştirebilmek amacıyla, uzmanlaşmış mühendislere ihtiyaç vardır. Aynı zamanda kalıp konusunda yüksek seviyede tasarım ve analiz gerçekleştirebilecek mühendislik hizmetlerine de ihtiyaç duyulmaktadır. Yetişmiş, nitelikli insan gücü çok önemli bir ölçüttür. Hatta bakım için sökülmüş olan bazı önemli kalıplarda, kalıp elemanlarını yıkamak için bile kalifiye elemanlara ihtiyaç duyulmaktadır.

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

113


Ülkemizde parça adetlerinin az olmasından dolayı daha çok manuel kalıpçılık gelişmiştir. Ardışık ve birleşik kalıplar üretilmemektedir. Bu da sektörün gelişmesini başlı başına etkilemektedir. Ayrıca teknoloji ve makine seçiminde maliyet kavramı ön planda tutulmakta ve uzun vadeli düşünülmemektedir. Kalıp imalatçılarının belirli imalat alanları veya parçaları seçip bunlar üzerinde ihtisaslaşmaları gerekmektedir. Kalıp İmalat Sanayi’nde gelişmelerin gecikmesi bir bakıma avantaj olarak da düşünülebilir. Çünkü sektörün riske edilebilecek boyutlarda önemli bir atıl kapasitesi bulunmamaktadır. Yurt içi piyasanın ihtiyacını tam olarak karşılayamayan kalıp imalat sektöründe yüksek miktarda ithalat oranları dikkat çekmektedir. Ağırlıklı olarak beyaz eşya ve otomotiv sektörlerine hitap eden kalıp sanayinde ithalatın toplam pazarda aldığı pay 1 milyar dolar olarak belirtilmiştir. Toplam kalıp pazarının 2 milyar dolar civarında bir büyüklüğe sahip olması, sektörün ithalata bağımlı çalıştığını göstermektedir. Yurt içinde faaliyet gösteren 5 bin civarındaki kalıp üreticisinin genellikle küçük ve orta ölçekli kuruluşlardan oluştuğu görülürken, yüksek miktarda seri üretim gerçekleştirebilecek firma sayısının 10’u geçmediği görülmektedir. Kısaca katma değeri düşük ürünlerin üretildiği ve

114

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

katma değeri yüksek ürünlerin ithal edilmesi sektörün ithalat-ihracat dengesine olumsuz yansımaktadır. Yukarıda belirtilen fark yaratan uygulamalar gerçekleştirilebilir hale getirildiğinde bu sorun da aşılabilir hale gelebilecektir. Günümüzde tüketici ihtiyaçlarının giderilmesindeki yüksek beklentiler ve üretici sayısının artmasına paralel olarak rekabetçi ortamın hız kesmeden hatta katlanarak devam etmesi, birçok alanda takip edemediğimiz teknolojik gelişmelerin oluşumunda etkili olmaktadır. Endüstriyel ürünlerin gelişiminin hızla devam etmesinde temel faktörlerden birisi kalıptır. Endüstriyel ürünlerdeki ihtiyaçların rekabet dahilinde karşılanması kalıpçılık sektöründeki hedeflenen ilerlemelerin eş zamanlı olarak gelişmesini zorlamaktadır. İç ve dış piyasada en çok kalıp üretim talebi sırasıyla otomotiv, beyaz eşya ve elektronik sanayiden gelmektedir. Bu sektör ürünlerindeki rekabetçi ortam kalite seviyesinden ödün vermeden sürekliliğin devamı için yenilikler yapmayı zorunlu kılmaktadır. Sektördeki bu zorunluluk altı ay gibi kısa sürelerde yeni projelerin yapılması, geliştirilen projelerin tam zamanlı olarak gerçekleştirilmesi ve projenin her safhasının sorunsuz bir şekilde geçilmesiyle mümkün olmaktadır. Yeni ürün projesinin devreye alınması sürecinin en önemli safhalardan birisi yeni makine, kalıp ve teçhizatın sorunsuz

bir şekilde seri üretime alınması ve mevcutlarda da yeni ürün için modifikasyonlar yapılmasıdır. Projelerin başarı olasılığını ve ürün kalitesini doğrudan etkileyen kalıp yatırımları sektörde itina ile düşünülen konulardan birisi olmaktadır. Kalıp yatırımlarının doğru yapılması ve projenin başarılı sonuçlanması için kalıpçı firma tercihleri bazı kriterler göz önüne alınarak gerçekleştirilir. Bunları şöyle sıralamak mümkündür: • Teknik bilgi ve dizayn tecrübesinin yeterliliği, • Makine teçhizat yeterliliği, • Kalite güvenirliliği, • Kalıp teslim tarihlerine uyulabilmesi, • Teslim sonrası teknik destek ve servis hizmeti güvenilirliği. Ülkemizdeki kalıp sektörünün son yıllardaki gelişimi, ana ve yan sanayiye büyük kazanımlar ve ülke ekonomisine çok büyük katkılar sağlamaya başlamıştır. Kalıbın her türlüsüne bağlı tüketici ürünleri üreten firmaların kalıp ihtiyaçlarının iyi dizayn, en iyi kalite, düşük maliyet ve sonrasındaki servis hizmetinin karşılanması için yapılan baskılar, Türk kalıp sektörünün dünya standartlarını yakalamasında çok büyük etken olmuştur.


PAGÇEV ÇALIŞIYOR GERİ DÖNÜŞÜM KAZANIYOR 10

BİR CAM ŞİŞE GERİ DÖNÜŞÜNCE..

ENERJİ KARŞILANABİLİR

100

1 BİLGİSAYARIN 25 DAKİKA KULLANDIGI

ADET METAL KUTU GERİ DÖNÜŞÜNCE..

WATTLIK BİR AMPÜL 35 SAAT YANABİLİR

8 ADET PLASTİK ŞİŞE GERİ DÖNÜŞÜNCE..

1 ADET FORMA ELDE EDİLEBİLİR

* A Milli Takımımız 2010 yılında oynanan Honduras maçına geri dönüşümle elde edilen forma ile çıkmıştır.

1 TON KAGIT GERİ DÖNÜŞÜNCE..

17 TANE AGAÇ KESİLMEKTEN KURTARILABİLİR

PAGÇEV bir PAGEV GERİ DÖNÜŞÜM İKTİSADİ İŞLETMESİDİR

www.pagcev.org

Ambalaj Atıklarının Kuruluşu

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142 115 Yetkilendirilmiş


DÜNYADA ve TÜRKİYE’DE KALIPÇILIK ŞAMİL ÖZOĞUL UKUB YÖNETİM KURULU BAŞKANI

116

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

Dünyada 84 milyar euro, Türkiye’de ise 3.5 milyar euro’luk ciroya sahip olan ve sanayi üretimine büyük katkı sağlayan kalıpçılık, inovasyon ve tasarım sürecini katma değere dönüştüren en önemli tamamlayıcı süreci oluşturuyor. Bacasız sanayi olarak tanımlanan kalıpçılık sanayinin dünyadaki toplam cirosu 84 Milyar euro civarında ve sektör her yıl % 6 büyüme eğilimi gösteriyor. Kalıpçılıkta toplam cirosu 3,5 Milyar euro olan Türkiye, küresel pazarda yerini korumaya ve arttırmaya çalışıyor. Kalıpçılık endüstrisi diğer sanayi alanlarına göre, görece “küçük” olmasına rağmen sanayiye katkı anlamında etkisi “büyük”tür. Kalıp olmadan üretim yapılamaz. Sürdürülebilir kalitede birden çok parçanın rekabetçi fiyatlarla üretilebilmesi için her alanda kalıba ihtiyaç vardır. Yeni araç veya yeni bir ürün tasarlayıp pazarda yer

alabilmek için kalıp teknolojisi ve üretim gücünün var olması gerekiyor. Öyle ki bir inovasyonu nihai ürüne dönüştürmek için de kalıbının üretilmesi zorunludur. Bu bağlamda kalıp, inovasyon ve tasarım sürecini katma değere dönüştüren en önemli tamamlayıcı süreçtir. STRATEJİK SEKTÖR 10 yıl öncesine kadar kalıp tasarımı ve üretimi, ürün tasarımı tamamlandıktan sonra başlardı. Şimdi ise kalıp tasarımcısı ile ürün tasarımcısı birlikte çalışarak (codesign) ürüne birlikte şekil vermektedirler. Bu sayede kalıp üretim sürecini eskiye oranla %50 azaltmak mümkün. Kalıp teknolojisinin ve kalıp sektörünün kuvvetli olması, daha güçlü bir otomotiv ve dayanıklı tüketim malları üretim endüstrisi anlamına geliyor. Günümüzün gelişmiş ülkelerinde sanayi devriminden bu yana kalıpçılığın stratejik sektör olarak ele alınmasının ortak gerekçesi de budur.


KALIPÇILIK HİZMETİNİN YÜZDE 70’İ OTOMOTİVE Birçok dayanıklı ticari eşya imalatı kalıplar sayesinde gerçekleştirilmekte. Bu sektörde çalışan personel kalifiye olmak zorunda. Aynı zamanda da yüksek teknoloji kullanımı kaçınılmaz. Kalifiye personel ve yüksek teknoloji kullanan kalıp firmaları otomotivden beyaz eşya ürünlerine kadar birçok alanda yenilikçi ürünlerin imalatını mümkün kılarlar. Kalıp sektörü dünya genelinde ortalama % 70 oranında otomotiv sektörüne hizmet ediyor. Bu durum Türkiye için de geçerli. İhracata dayalı bir ekonomisi olan Türkiye için en önemli sanayi ihracat kalemlerinden biri 25 Milyar USD ile otomotiv sanayisidir. Yeni bir araç programının devreye alınmasında kalıp imalat süreci en detaylı ve karmaşık süreçtir. Milyon adetlerde seri olarak üretilecek araçları meydana getiren milyonlarca parçayı üretecek kalıpların her biri proje bazlı özel tasarım, analiz ve imalat süreçleri sonucunda ortaya çıkıyor. Her bir kalıbın, aynı kalitede milyonlarca adet parçayı seri olarak üretmesi gerekiyor. Bu sebeple her bir kalıp, yüksek teknoloji ürünü tasarım ve analiz yazılımları, gelişmiş CNC takım tezgahları ve nitelikli işgücü kullanılarak tek seferde mutlak doğru yapılmak zorunda. Milyonlarca adet tampon, ön konsol gibi plastik parçalar, motor kaputu veya kapı gibi sac panellerin her birini sürdürülebilir kalitede, rekabetçi maliyetlerle üretmek için tek bir kalıp veya kalıp seti gerekli. Bu sebeple kalıp sektörü katma değeri yüksek, derinlemesine uzmanlık gerektiren

özel bir imalat sektörüdür. YÜKSEK KATMA DEĞER Kalıpçılık endüstrisinin kendine has özelliği ve katma değeri, farklı yönetim tarzı ve parasal stratejilerinin bulunuyor olmasından, yetkin personel, makine ve teknolojik yatırımlarının oluşturduğu üstünlüğünden kaynaklanıyor. Kalıp sektörü katma değeri yüksek bir sektördür. İhracatta, kalıp tipine göre 25 - 100 USD/kg katma değer sağlıyor. Türkiye’nin ortalama ihracat değerinin 1,5 USD/kg olduğu dikkate alınırsa, kalıpçılığın önemi ve değeri daha kolay anlaşılıyor. İsviçre saat sektörünün 2014 yılı ihracatı 20 Milyar Avro’dur. Bir saat üretimi için gerekli hammaddenin hiçbiri İsviçre’de üretilmemektedir. Saatte bulunan altın, gümüş, sac, plastik gibi bütün kalemler ithal ediliyor. En pahalı saatin içindeki malzeme 500 - 1.000 Avro’yu geçmez. İsviçreli saatçiler bu saatleri 3.000 - 150.000 Avro arasında bir fiyata satıyor. İsviçre’deki tüm saat üreticilerinin kapladığı toplam alan 100.000 m2 ’yi geçmez. Bacası ve atığı da yok. Kalıp üretimi de saat üretimi gibidir. Her iki iş kolunda da katma değeri yüksek olan tasarım ve hassas mekanik imalat yöntemleri kullanılıyor. Kalıp üretmek için gerekli olan ana hammadde takım çeliğidir. Kalıp fiyatı içindeki hammadde oranı % 10 - % 25 arasındadır. Geri kalan tutarlar ise işçilik, enerji, kesici takım ve amortisman maliyetleridir.

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

117


KALIPÇILIK SEKTÖRÜNDE FIRSATLAR Türkiye’deki kalıp üreten firmalar iş ölçeklerini genel olarak 400 ton altında pres gerektiren kalıpların üretimine yönelik olarak belirlemekte ve makina/ekipman yatırımını bu ölçekteki parçaların kalıplarına göre yapmaktalar. Ancak tam da bu noktada ana sanayinin hedefleriyle, yan sanayinin olanakları birbirini karşılamamakta. Bu nedenle özellikle büyük ebatlı ve ağır tonajlı dış gövde parçalarının kalıpları yurt dışına sipariş edilmekte, sonuçta daha çok para ve enerji harcanmakta, cari açık büyümekte. Türk kalıp sektörü Avrupa pazarında, Güney Kore, Tayvan, Çin’e göre daha avantajlı. Kalıp tedarikinde müşteriye yakın olmak ve sürekli iletişim çok önemli. Türkiye, Avrupa’da bu avantaja sahip tek ülke. Avrupa’da kalıp sektöründe önde gelen ülkeler Portekiz, İspanya, Almanya ve İtalya ‘dır. Bu ülkelerde kalıp işlemenin saat ücreti 50 - 70 Avro iken Türkiye’de 20 - 40 Avro. Türkiye’de 2016 yılında 1.5 Milyon araç üretildi. İhtiyaç duyulan kalıpların ise sadece % 30 kadarı yurt içinden tedarik edildi, % 70 kadarı Portekiz, İspanya, İtalya, Almanya, Güney Kore ve Çin’den ithal edildi. Bu durum dikkate alındığında;Türk Kalıp Sektörünün ihracat potansiyeli bir yana, yurt içi potansiyelinin bile çok yüksek 118

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

olduğu ortada. Türkiye’deki otomotiv ve dayanıklı tüketim ürünlerinin imalatında kullanılan kalıpların %30’u yurt içinde kalan %70’i yurt dışında, çoğunlukla da Çin’de ve Uzakdoğu’da yaptırılmakta. Uygun maliyette kalifiye eleman bulunamaması sebebi ile Amerika’da kalıp maliyetleri arttı ve 1998’den beri kalıp imalatçılarının 1/3’ü iflas etti. Bu rakam tüm sanayideki oranın 2 katıdır. Aynı durum Avrupa’da da yaşanmakta. Amerika ve Avrupa’da küçülmekte olan bu kapasite Türkiye için bulunmaz bir fırsat. Mühendislik gücünün yüksek olduğu yerler büyük firmalardır. Küçük firmalarda ise mühendislik zayıf ve iş klasik atölye mantığı ile yapılmakta, gelişmiş üretim teknolojileri neredeyse hiç kullanılmamakta. Buna ilave olarak büyük firmalara iş yapan küçük firmalarda yabancı dil bilen personel eksikliği ve pazarlama güçlerinin zayıf olması atıl kapasiteye yol açmakta. Doğal olarak bu da yeni yatırımları engellemekte. Türkiye’de yılda ortalama 1,5 Milyon adet araç üretilmekte. Bu miktar Avrupa’da 20 Milyon adet/yıl civarındadır. Avrupa’daki kalıpçı sayısı azalırken Türkiye bu fırsatı değerlendirmeli.


KALIPÇILIK SEKTÖRÜNDE FIRSATLAR Türkiye kalıpçılık sektörünün mevcut durumu ve 2025 hedeflerine uygun

perspektifimiz:

Gelecek durumda rekabet gücünü artırmak için Çin’de uygulanmakta olan tedbirlerin alınması gerekli. Örneğin, Çin’de maliyetin %35’ini oluşturan kalıp çeliğinin yüksek maliyetini azaltmak için devlet sübvansiyonunu arttırmış ve vergiyi peşin almayarak maliyetlerini azaltmıştır. Bu alanlarda, mühendislik, teknoloji, imalat, satış ve pazarlama alanlarındaki eksiklik çarpıcıdır. Sektörün dünya standartlarına ulaşması ve yabancı imalatçılarla yarışabilir hale gelmesi için devlet desteği bağlamında aşağıda özetlendiği gibi teşviklerin değerlendirilmesi önemli.

adlandırabileceğimiz kalıpçılık sektörü, diğer üretim sektörlerine kıyasla daha az enerji tüketmekte ve daha az alana ihtiyaç duymaktadır. Yüksek teknoloji gerekliliği ve kalifiye personel ihtiyacı sektörün başlıca sorunlarını teşkil etmektedir. Yine ülkemizde henüz tam anlamıyla gelişmemiş ancak dünyada trend olmak üzere olan kalıpçılık alanları olarak aşağıdakileri sayabiliriz: • Kompozit ve Yeni Nesil Malzeme Kalıpçılığı (karbon fiber vb.) • Yüksek Mukavemetli Sac Kalıpçılığı • Sıcak Sac Şekillendirme Kalıpçılığı • Çok Komponentli Plastik Enjeksiyon Kalıpçılığı • Yüksek Basınçlı Döküm Kalıpçılığı • Düşük Basınçlı Döküm Kalıpçılığı

BACASIZ SANAYİ: KALIPÇILIK Bacasız sanayi olarak da

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

119


TÜRK KALIPÇILIĞI NASIL GELİŞİR? Türk kalıp sektörünün rekabet gücünü arttırması, sektörün dünya standartlarına ulaşması ve yabancı imalatçılarla yarışabilir hale gelmesi için özel sektörün yapması gerekenlerin yanı sıra devletin sağlayacağı bazı teşviklerin de değerlendirilmesi ve uygulamaya alınması önemli. • Kalıpçılık İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri’nin kurulması, derinlemesine uzmanlaşmış Türk kalıpçılarını kümelenme mantığı ile bir araya getirerek, Türk Kalıpçılık Sektörü’nün hem yurt içi hem de yurt dışı pazarlar için önemli bir tedarik ve cazibe merkezi haline gelmesini sağlayacak. • OSB bünyesinde kurulacak, Kalıp Teknolojileri Ar-Ge Merkezi ile inovativ kalıp çözümleri geliştirilerek Türk Kalıpçılık Sektörü’ne katma değer sağlanacak. • OSB’ler bünyesinde rekabet gücünü arttırmaya yönelik Ortak Kullanım Merkezlerinin oluşturulması sektörün büyüme ivmesini arttıracak. • Yüksek tonajlı kalıp deneme preslerinin üyelere hizmet vereceği Kalıp Deneme Merkezi, kalıp teslim sürelerini kısaltacak. • OSB bünyesinde kurulacak Meslek Lisesi ile sektörün ihtiyaç duyacağı uzmanlık alanlarında nitelikli insan kaynağı yetiştirilecek. • Endüstri 4.0 (4. Sanayi Devrimi) verimlilik stratejisinin kalıpçılık sektöründe etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamak ve stratejik yol haritasını oluşturmak amacı ile 2017 yılı içerisinde bir çalıştay düzenlemesi, • Türk Kalıpçılık Sektör Raporu’nun oluşturulması için istatistiki bilgi toplama çalışmalarının tamamlanması ve raporun tüm paydaşlara sunulması, • İhracata yönelik kalıp projeleri için makine-ekipman-yazılım yatırım desteklerinin sağlanması, • Eximbank ihracat kredilerinin kalıpçılığa özel yapılandırılması,

120

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

• Kalıp firmalarının müşterileri ile yaptıkları sözleşmelerin kredi kullanımında teminat olarak gösterilebilmesi kalıpçıların finansman yükünü hafifletecek. • Uzay-havacılık, savunma ve mühimmat sanayi ve yenilenebilir enerji teknolojileri sektörlerinde son yıllarda başarı ile yürütülen OFFSET uygulamasına, üretim sanayisi için stratejik öneme sahip olan Kalıpçılık sektörünün de dahil edilmesi, çok kısa zamanda sektörün hem kapasite hem de teknolojik olarak gelişmesini sağlayacak. • Türkiye’de üretilen kalıpları satın alan/ kullanan firmaların yerli kalıp kullanımını teşvik etmeye yönelik vergi muafiyeti/ indirimi vb. teşviklerin uygulanması, • Özellikle kalıp tasarım ve analiz mühendisliğini yapabilecek firmaların sayısının arttırılması • Hammadde sübvansiyonları o Nitelikli takım çeliği, dökme çelik gibi hammadde alımlarında teşvik sağlanması, o Dışarından ithal edilen özel kalıp ekipmanlarının Türkiye’de imal edilmesinin teşvik edilmesi • Sanayinin yapı taşlarından “Kalıpçılık Sektörü’’ ve sektöre ait bileşenlerin bir araya gelerek güçlenmesini sağlayacak en önemli proje olan Kalıpçılar Vadisi’nin ve içerisinde yer alacak olan Ortak Kullanım Merkezi ile Kalıp Teknolojileri Ar&Ge Merkezi’nin bir an önce hayata geçirilmesi, • Meslek liselerimizin takım, malzeme, yazılım vb. ihtiyaçlarının tedarik edilmesine yönelik sanayicilerin organize edilmesi, • Meslek liselerinde okuyan öğrencilerin sanayiye entegrasyonunu sağlamak amacı ile Ulusal Kalıpçılık Yarışmalarının yapılması, • Mesleki teknik eğitim içeriğinin Endüstri 4.0’ı da dikkate alarak geliştirilmesi için ilgili bakanlıklara sunulmak üzere çalışma yapılması,


• Geçmişte Teknik Eğitim Fakülteleri bünyesinde faaliyet gösteren 4 yıllık lisans seviyesinde eğitim veren Kalıpçılık Öğretmeni yetiştiren ve daha sonra kapatılan ilgili bölümün yeniden açılması, • “Kalıp Mühendisliği Lisans Programı” ve/veya “İleri Kalıp Teknolojileri Yüksek Lisans Programı” benzeri programların oluşturulması yönünde üniversiteler ile çalışmalar başlatılması, • Sanayi tedarik zincirinin paydaş STK’ları (OSD, TAYSAD, TİAD, PAGEV, BEYSAD) ile birlikte, yurt dışı ve yurt içi rekabet gücümüzü arttırmaya yönelik ortak çalışmalar yapılması, • Tüm sanayi sektörlerinin ortak sorunu olan insan kaynağı eksikliğinin giderilmesi yönünde yeni stratejilerin geliştirilmesi amacı ile çalışmaların başlatılması, • Kalıp firmalarına düzenli aralıklarla denetim yapılarak sektör ilerleme raporu oluşturulması ve bunun ana-yan sanayi firmaları ile paylaşılması. • Antidamping – Koruyucu Önlemler o Sektördeki mağduriyetin giderilmesi amacıyla özellikle Uzakdoğu’dan (Çin vb.) ithal edilen, aşağıda listelenmiş kalıp ve kalıp ekipmanları için ANTİDAMPİNG uygulamasının yapılması sektörümüzün gelişmesine ve cari açığın kapatılmasına

büyük katkı sağlayacak: •Plastik enjeksiyon kalıplarının tüm çeşitleri • Dövme kalıplarının tüm çeşitleri • Progresif (çok adımlı, otomatik) sac şekillendirme kalıpları • Hassas sac kesme kalıpları • Transfer sac şekillendirme kalıpları • Tandem sac şekillendirme kalıpları • Yüksek basınçlı döküm kalıpları • Alçak basınçlı döküm kalıpları • Kauçuk kalıpları • Poliüretan kalıpları • Kalıp setleri • Kalıp kam sistemleri • Kalıp zımba ve zımba tutucu sistemleri • Kalıp merkezleme elemanları • Grafitli bronz burçlar • Grafitli bronz sürtünme plakaları • Grafitli bronz kızak sistemleri • Kalıp taşıma ve kaldırma elemanları • Gazlı yaylar • Hidrolik kalıp silindirleri • Pnömatik kalıp silindirleri • Grafitli sürtünme plakaları

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

121


KALIP BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİ DEĞİŞTİREBİLİR METİN GÜLER MTN KALIP VE PLASTİK YÖNETİM KURULU BAŞKANI İTO PLASTİK KOMİTESİ ÜYESİ

122

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

Gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkelerin gelişim süreçleri incelendiğinde kalıp; ülkelerin gelişmesinde ve derinlemesine tecrübe edinmesi ve belirli meslek dallarında markalaşmasında en önemli unsur olarak yer almaktadır. Kalıp eşittir yenilik ve rekabet etmede en önemli meslek dalı oldugu anlaşılmakta. Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinden Fransa, İtalya, Portekiz ile Asya Ülkelerinden Japonya, Kore ve Çin tüm gelişimini kalıp sektörüne verdiği önem ve detaylı çalışmalara borçludur. Başta otomotiv olmak üzere beyaz eşya, savunma ve havacılık olmak üzere bütün sektörlerde kalıp teknolojileri bu ülkelerin gelişmesine ve rekabet avantası sağlamalarına önemli katkı sağladı. Kalıp ve otomasyon teknolojileri bir çok mühendislik bilimini içinde barındırıyor. Kalıp ve kalıp teknolijileri içinde mekanik, hidrolik, elektirik ve elektronik bilimleri son derece önemlidir. Başalngıç seviyesinde bile olasa bu bilimlerin yapılan kalıplara katma değer sağlamada önemli rolü vardır. Bu meslekler lise seviyesinde mesklek liseleri aracılıgı ile çalışanlara verilerek, kalıp sektöründe gereken ihtiyacın karşılanmasında yeterli seviye

tutturulabiliyor. Bu nedenle meslek liselerinin yaygınlaştırılması ve çoğaltılması kalıp sektörünün gelişmesi için büyük önem arz ediyor. Dünya kalıpçılık sanayi toplam cirosunun 100 Milyar €’ya doğru gittiği değerlendiriliyor. Sektör her yıl % 9 büyüme eğiliminde. Türkiye’deki kalıpçılığın toplam cirosu 3,5 Milyar € olup küresel pazarda yerini korumaya ve arttırmaya çalışıyor. Türkiyemizde bu sektörün yeterli personel sağlanması durumunda ortama % 15 büyüme potansiyeli mevcut. Kalıpçılık endüstrisi diğer sanayi alanlarına göre, görece “küçük” olmasına rağmen sanayiye katkı anlamında etkisi “büyük” tür. Bir firmanın ve sektörün kalıp olmadan üretim yapması ve rekabet etmesi düşünülemez. İleri teknoloji ile donatılmış ve iyi tasarlanmış bir kalıp rekabet etmenin anahtarı ve vazgeçilmez unsurudur. Yeni bir ürün tasarlayıp pazarda yer alabilmek için kalıp teknolojisi ve üretim gücünün var olması gerekmektedir. Bir inovasyonu nihai ürüne dönüştürmek için kalıbının üretilmesi zorunludur.


KALIP TEKNOLOJİSİ gELİŞİM DEMEK Bu bağlamda kalıp, inovasyon ve tasarım sürecini katma değere dönüştüren en önemli tamamlayıcı süreçtir. Her şeyin çok hızlı üretildiği ve yenilendiği çağımızda kalıp teknolojileri de kendi alanında ciddi değişiklikler yapmış bütün sanayi alanında eskiye oranla hızlı çözümler sunmuştur. Ustalı ve el marifeti gerektiren kalıpçılık yeni yazılımlar ile tasarım ve programlama yazılımlarının yaygınlaşması ve kullanım kolaylıkların sağlanması ile çok hızlı ve etkin hale geldi. Fakat buna ramen sektördeki değişiklikler başdöndürücü hızda değişmeye devam ediyor. Kalıp sektörü derinlemesine geliştikçe süreç içindeki bazı işler başlı başına meslek ve iş dalı haline geldi. Dünya ölçeğinde marka ve şirket haline gelmiş meslek guruplarının bazıları şu şekildedir: 1-CAD, CAM ve analiz başta olmak üzere yazılım şirketleri. 2-Yönetim ve mühensilik şirketleri analiz ve proje yönetiminde hizmet sunmakta. 3-Sıcak yolluk hizmeti sunan şirketler. 4- Kalıp seti ve standart malzeme hizmeti sunan şirketler. 5- Çelik ve yardımcı malzeme hizmeti sunan şirketler.

6—Yüzey işleme ve ısıl işlem hizmeti suan şirketler. 7-Desen hizmeti sunan şirketler. 8- Üretim kanaları ve yardımcı malzeme hizmeti sunan şirketler. KALIP TEKNOLOJİSİ GELİŞİM DEMEK Kalıp teknolojisinin ve kalıp sektörünün kuvvetli olması, daha güçlü bir otomotiv, dayanıklı tüketim malları, savunma ve havacılık sektörünün gelişmesiyle birlikte rekabet edilebilirliğinin sağlanması anlamına gelmekte. Günümüzün gelişmiş ülkelerinde sanayi devriminden buyana kalıpçılığın stratejik sektör olarak ele alınmasının ortak gerekçesi budur. Bizimde bu sektörü stratejik sektör olarak tanımlamalı ve ülkemizin gelişimi için sürekli desteklemeliyiz. Kalıp üretimi tamamlandıgında katma değer üretmeye ve bir çok diğer endüstrileri harekete geçiren ve ortalamada 8 yıl bulunduğu endüstriye katma değer katmaya devam etmekte. Bu sebeple ekonominin sürekli gelişmesi ve istikrarlı büyümeye çok önemli katkısı vardır. Otomotiv

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

123


Otomotiv başta olmak üzere birçok dayanıklı ticari eşya imalatı kalıplar sayesinde gerçekleştirilmekte. Bu sektörde çalışan personel kalifiye olmak zorunda. Aynı zamanda da yüksek teknoloji kullanımı kaçınılmazdır. Kalifiye personel ve yüksek teknoloji kullanan kalıp firmaları otomotivden beyaz eşya ürünlerine kadar birçok alanda yenilikçi ürünlerin imalatını mümkün kılarlar. Kalıp sektörü dünya genelinde ortalama % 70 oranında otomotiv sektörüne hizmet etmekte. Bu durum Türkiye için de geçerli. İhracata dayalı bir ekonomisi olan Türkiye için en önemli sanayi ihracat kalemlerinden biri 25 Milyar USD ile otomotiv sanayisidir. Yeni bir araç programının devreye alınmasında kalıp imalat süreci en detaylı ve karmaşık süreçtir. Milyon adetlerde seri olarak üretilecek araçları meydana getiren milyonlarca parçayı üretecek kalıpların her biri proje bazlı özel tasarım, analiz ve imalat süreçleri sonucunda ortaya çıkmakta. TÜRKİYE 10 YILLIK STRATEJİLER GELİŞTİRMELİ Ülkemizde kalıp sektörü düşük sermeye ve yetersiz kadro ile kurulan şirketlerin fazlalığı ile zaman ve para kaybetmekte. Sektörümüzde çok sayıda firma olmasına rağmen yeterli kapasite ve bilgi birikimine sahip olmadığından sektörün gelişimine ve güvenilirliğine ciddi zararlar vermekte. Kendini dünya ölçeğinde ispat etmiş ciddi potansiyeli olan bir çok şirketimiz de var. Bunlar yeteri kadar iş imkanlarınba da sahiptirler. Bu şirketlerin daha çok desteklenmesi ile dünya pazarındaki etkimiz ve ülke olarak bilinirliğimiz artacak. Ülkemizde bu destekler ve teşvikler son yıllarda verilmekte. Sektörün gelişmesinde bu desteklerin ciddi katkıları olacak. Bu sektörün geişmesi ve markalaşması için en azından 10 yıllık stratejiler geliştirilmelidir. Bu yapıldıgında mühendislerimiz, teknik okul mezunlarımız ve meslek sahibi 124

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

olmayan bir çok insanımız bu sayede bu iş dalında meslek edinecek ve sektörümüz hızla kalkınacak. Ekonomimiz ciddi bir kalkınma hamlesi ile dünyada sayılı ülkelerden biri haline gelecek. KORE ROL MODEL OLABİLİR Kore, Türkiye için bu alanda rol model olmalı. Kalıpçılık sektörü ve daha bir çok diğer önemli sektörlere verilen önem ile Kore kalkınmış ve kalkınmaya devam ediyor. Kalıp sektörü katma değeri yüksek, derinlemesine uzmanlık gerektiren özel bir imalat sektörüdür. Bir çok diğer sektörün gelişmesinde büyük etkiye sahiptir. Ayrıca çevreyi kirletmeyen bacasız bir sektördür. EN YÜKSEK KATMA DEĞER 2023 hedefleri çerçevesinde 500 milyar dolarlık ihracat yapabilmemiz için mevcut üretimimizi yaklaşık 3 katına çıkarmamız veya katma değerli mal üretmemizi arttırmamız ile mümkün olabilir. Bu hedefe ulaşmamız için kalıp sektörü muvcut kg fiyatı olarak ve daha fazla kg fiyatı artış potansiyeli olarak en önemli katma değeri üreten sektörüdür. Kalıpçılık endüstrisinin kendine has özelliği ve katma değeri, farklı yönetim tarzı ve parasal stratejilerinin bulunuyor olmasından, yetkin personel, makine ve teknolojik yatırımlarının oluşturduğu üstünlüğünden kaynaklanmakta. İhracatta, kalıp tipine göre 25 - 200 USD/kg katma değer sağlanmakta. Türkiye’nin ortalama ihracat değerinin 1,5 USD/kg olduğu dikkate alınırsa, kalıpçılığın önemi ve değeri daha kolay anlaşılacak. Dolayısıyla ihracat hedefimizin gerçekleşmesi için bu sektörün önemi rakamsal olarak da ortada. Kalıp üretmek için gerekli olan ana hammadde takım çeliğidir. Kalıp fiyatı içindeki hammadde oranı % 20 - % 30 arasındadır. Geri kalan tutarlar ise işçilik, enerji, kesici takım ve amortisman maliyetleridir. P


PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

125


ESRA ERSÖZ ChemOrbis Müdür, İçerik / Piyasa Bilgisi Departmanı

ÇİN’DE PAZAR KAYBEDEN PE, TÜRKİYE’YE DÜMEN KIRDI Global pazarlarda İran, sahip olduğu polietilen (PE) kapasitelerine paralel olarak hem Çin hem Türkiye için oldukça önemli bir tedarikçi konumunda. Öyle ki dünyanın en büyük spot alıcı pazarı olan Çin’in 2012-2016 yılları arasında rakipleri Suudi Arabistan ve Güney Kore’yi geride bırakarak ana PE tedarikçisi olmayı başardı. Ancak bu durumun 2017 yılında değişmeye başladığı ve İran’ın tahtını yeniden Suudi Arabistan’a kaptırdığı görülüyor. İRAN, ÇİN PE PİYASASINDA KAN KAYBEDİYOR ChemOrbis İthalat İstatistikleri’ne göre Çin’in kümülatif Yüksek Yoğunluklu Polietilen (HDPE) ithalatları bu yılın ilk yedi ayında yıllık bazda %22 artarak

126

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Çin’in ana HDPE tedarikçisi İran ise, bu zaman zarfında geçen yılın aynı dönemine kıyasla %11’lik bir pazar payı kaybı yaşadı ve rekor rakama bir katkıda bulunamadı. Bu arada Suudi Arabistan İran’dan doğan boşluğu doldurdu ve pazar payını %29 oranında artırdı. Diğer polietilen ürün gruplarında da benzer bir durum söz konusu. Alçak Yoğunluklu Polietilen (LDPE) için toplam ithalatlarda yıllık bazda %5’lik bir artış yaşanırken, İran ana tedarikçi statüsünü korumasına rağmen, %9 pazar kaybına maruz kaldı. Aynı dönemde yıllık bazda %7 büyüyen Lineer Alçak Yoğunluklu Polietilen (LLDPE) pazarında da İran’dan yapılan ithalatlar %15 azaldı.


TÜRKİYE’DE, SUUDİ ARABİSTAN’IN TAHTINI ZORLUYOR Çin’in PE piyasasındaki büyümenin aksine Türkiye’nin genel HDPE ithalatları bu yılın ilk yedi ayında toplam %10 daraldı. ChemOrbis İthalat İstatistikleri’ne göre, bu rakam söz konusu ürün için 2010 yılından bu yana görülen en düşük miktara işaret ediyor. Türkiye’nin başlıca HDPE tedarikçisi Suudi Arabistan, söz konusu zaman aralığında daha gözle görünür bir pazar kaybı yaşadı. Zira Türkiye’nin bu ülkeden HDPE ithalatı %12 düştü. Yine Çin’dekinden farklı olarak İran, Çin’de yaşadığı düşüşe rağmen Türkiye’de pazar payını artırdı. Nitekim Türkiye’nin İran’dan kümülatif HDPE ithalatları bu yılın ilk yedi ayında, geçen yılın aynı dönemine göre %20 arttı. Her ne kadar Suudi Arabistan ana ithal tedarikçi olma konumunu korusa da, İran daralan bir piyasada, pazar payını önemli ölçüde artırarak 2016’daki %15’ten 2017’nin ilk yedi ayında %20’ye çıkarttı ve pazarın %21’ine sahip olan Suudi Arabistan’a oldukça yaklaştı. İRAN MENŞELİ PE, TÜRKİYE’DE PAZARINI BÜYÜTTÜ Çin’in İran’dan PE ithalatlarının düşmesi ve İran’ın Türkiye’deki pazar payını artırmasının ardında ise, Çinli bankalardaki İran malları için yaşanan ödeme güçlükleri yatıyor. Çin’deki oyuncular geçen birkaç aydır bu sorundan yakınırken, bu durum daha önce ChemOrbis’te yayımlanan “Çinli tüccarlar: Bankalar İran ile işlemlerde akreditif açmakta isteksiz” , “Çin ve Türkiye’de PE piyasaları, İran mallarının baskısı altında” ve “Çin’de, İran malı PE için satış baskısı sürüyor” gibi haberlerde de detaylı şekilde irdelenmişti. Öyle görünüyor ki, bu durum İranlı satıcıları PE satışlarında Türkiye’ye daha çok odaklanmaya sevk etti. Özellikle Nisan ve Temmuz ayları arasında Türkiye İranlı satıcıların ikinci en büyük spot destinasyonu oldu. Bu durum ayrıca, Türkiye gibi HDPE ithalatı daralan bir

pazarda, İran’ın yılın ilk yedi ayında ihracat miktarını yıllık bazda artırmayı nasıl başardığını da açıklıyor. İRAN, TÜRKİYE’DE PAZARINI KORUYABİLECEK Mİ? Türkiye’nin, İran’dan yaptığı ithalatların da yılın geri kalan kısmında sorunsuz devam edip etmeyeceği ve bu artırdığı pazar payını koruyup koruyamayacağı meçhul. Zira 24 Temmuz 2017 tarihinde başlatılan uygulama ile İran menşeli ürün ithalatında mütekabiliyet ilkesi çerçevesinde İran menşeli tüm ürünlerin ithalata konu olan faturalarında İran’da yerleşik konsoloslukların onayının aranmasına başlandı. BÜROKRATİK ENGELLER Lojistik ve bürokratik engeller, İran’ın Türkiye için sorunsuz bir tedarikçi olmasına halen engel! Gümrüklerde meydana gelen yığılmalar üzerine, Dışişleri Bakanlığı, yurt dışındaki temsilciliklerimizdeki tasdik işlemleri için gerekli olan düzenlemeyi yapana kadar Ekonomi Bakanlığı bu uygulamayı 21 Ağustos 2017 tarihine kadar erteledi ve üzerine 30 gün süre tanıdı. 21 Eylül itibarıyla biten bu süreyi takiben, yeniden konsolosluk onayı talep edilecek. Her ne kadar bu sorunun kalıcı bir çözüme kavuşturulacağına inanılsa da, o zamana kadar İran’dan yapılan ithalatları sekteye uğratacağı kuşkusuz. Bu bürokratik sorunun yanı sıra, Eylül ayı itibarıyla İranlı üreticilerin etilen sıkıntısıyla karşı karşıya olduğu konuşuluyor. Çin ve Türkiye’deki birçok oyuncuya göre, bu durum İranlı üreticilerin özellikle HDPE kotalarında kesintiye gitmesine neden olmuş bulunuyor. Daha fazlası için www.chemorbis. com’a üye olarak, Piyasa Bilgisi bölümü altında fiyatlardaki hızlı değişimleri, arztalep dinamiklerindeki güncel bilgileri takip edebilir, ülke ve ürün bazındaki istatistikleri inceleyebilir, farklı bölge ve ürünleri aynı ekranda kıyaslayabileceğiniz analiz araçlarını kullanarak kendi grafik ve tablolarınızı oluşturabilirsiniz. P PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

127


Sinan Vargelci, Gökçe Özyapı Erdin Demirci TOFAŞ

128

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

Sıcak Folyo Baskısı Uygulanan Plastiklerde Malzeme Birleşme İzi Yerlerinin Optimizasyonu Özet: Günümüz otomotiv endüstrisi, araçların hafifletilerek emisyon değerlerin azaltılması konusunda büyük uğraşlar vermektedir. Araçların hafifletilmesinde, metal parçalar yerine plastik parçalar kullanmak en çok kullanılan yöntemdir. Ancak plastik parçaların da üretim prosesinden kaynaklı bazı problemleri vardır ve üretim öncesinde tahmin edilebilmesi yer yer güç olabilir. Plastik parçalarda birleşme izleri sıklıkla gözlenen bir problemdir. Problemin olabileceği ve muhtemel yerleri öncesinde tahmin edilebilse de, oluşacak izin şiddeti ve tam yerini doğru tahmin etmek oldukça zordur. Bu nedenle plastik parça için kalıp imalatı yapılmadan önce, plastik akış simülasyon yazılımları ile olası problemler, bu problemlerin oluşacağı bölgeler ve problemlerin kritiklik seviyeleri önceden saptanarak gerekli önlemlerin önceden

alınması, zaman ve maliyet kazancı açısından oldukça önem kazanmıştır. Günümüz otomotiv endüstrisinde, plastik parçalar için akış simülasyon yazılımları kullanımının getirdiği faydalar, gün geçtikçe daha fazla fark edilir olmuş ve bu tür yazılımların kullanım oranı her geçen gün artmaktadır. Bu çalışmada, plastik parça henüz tasarım aşamasındayken, parçalar üzerinde oluşan malzeme birleşim izlerinin parça üzerindeki yeri ve hangi kritiklik seviyesinde oluştukları Autodesk Moldflow analiz programı kullanılarak saptanmıştır. Kritiklik seviyesi yüksek olan malzeme birleşim izi yerlerinin optimize edilmesi için yapılması gereken değişiklikler analiz edilerek saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Otomotiv estetik plastik parçalar, birleşme izleri, kaynak izleri, moldflow, plastik enjeksiyon.


Yazar Özgeçmişleri: S. Vargelci: 30 Nisan 1980 Bandırma doğumludur. Orta Öğrenimini Bursa’ da tamamlamış ve sonrasında Balıkesir Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi’nden Makine Mühendisi olarak 2002 yılında mezun olmuştur. 2007 yılından itibaren Tofaş ARGE’de Plastik Trim Tasarım ve Moldflow uzmanı olarak görev yapmaktadır. S. Vargelci evli ve 2 çocuk babasıdır. G. Özyapı: 18 Temmuz 1984 Bursa doğumludur. Orta öğrenimini Bursa’da tamamlamış ve Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Kalıpçılık Öğretmenliği bölümünden 2007 yılında mezun olmuştur. 2012 yılından itibaren Tofaş ARGE’de Plastik Trim Tasarım Uzmanı olarak görev yapmaktadır. E. Demirci: 13 Şubat 1984 Trabzon doğumludur. Orta öğretimini Trabzon’da tamamlamış ardından Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi’nden Talaşlı Üretim Öğretmeni olarak 2006 yılında mezun olmuştur. 2012 yılından itibaren Tofaş ARGE’de Plastik Trim Tasarım Uzmanı olarak görev yapmaktadır. E. Demirci evli ve 1 çocuk babasıdır. 1. Giriş Otomobil üretici firmalar, araç hafifletme çalışmaları kapsamında, ürettikleri araçlarda plastik malzemeleri daha çok kullanma yoluna gitmektedir. Araçların daha hafif üretilmesi, hem emisyon hedeflerine uyum hem de daha az yakıt tüketimi anlamına gelmektedir. Metal yerine kullanılan plastik parçalarda da metallerde olduğu gibi estetik fonksiyonellik talebini de doğuruyor. Örneğin tamamen krom kaplamalı plastikler veya kısmen krom kaplı (Sıcak folyo baskısı uygulamalı) plastikler gibi. Bu tür uygulama talepleri nedeniyle plastik malzemelerde gelişmeler olmaktadır. Aynı şekilde bu tür uygulamaların yapılması istenen plastik parçaların, enjeksiyon sonrasında estetik

ve fonksiyonellik açısından problemsiz olmaları gerekir. Aksi halde talep edilen estetik uygulamalar sonrasında kalite problemleri görülür. Şekil 1.1 ve Şekil 1.2 de, ön panjur üzerine kısmi krom kaplama efekti (Sıcak folyo baskısı) uygulandığı ve ön panjurun estetik özelliğinin arttırıldığı görülebilir. 1.1 Bölgesel Krom Kaplama Efekti (Sıcak folyo baskısı) : Sıcak folyo baskısı, genellikle metalik olan çok ince bir kaplamanın ısı ve basınç etkisiyle plastik veya kağıt üzerine aktarılması olarak tarif edilebilir. Dekoratif amaçlı kullanılan Sıcak folyo baskısı, genel kullanım alanları, tebrik kartları, kitap kapakları, cd/dvd kapakları kalem üzeri yazılar ve kozmetik ambalajlarıdır. [3] Son yıllarda otomotiv endüstrisinde de dekoratif amaçlı ön panjur parçaları başta olmak üzere, estetik olan birçok parçada kullanılmaktadır. Şekil 1.3 de görülebileceği gibi ince folyo, kendi içinde de çeşitli katmanlardan oluşuyor.

Şekil 1.3 [3]

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

129


Sıcak folyo baskısı, genellikle metalik olan çok ince bir kaplamanın ısı ve basınç etkisiyle plastik veya kağıt üzerine aktarılması olarak tarif edilebilir. Dekoratif amaçlı kullanılan Sıcak folyo baskısı, genel kullanım alanları, tebrik kartları, kitap kapakları, cd/dvd kapakları kalem üzeri yazılar ve kozmetik ambalajlarıdır. [3] Son yıllarda otomotiv endüstrisinde de dekoratif amaçlı ön panjur parçaları başta olmak üzere, estetik olan birçok parçada kullanılmaktadır. Şekil 1.3 de görülebileceği gibi ince folyo, kendi içinde de çeşitli katmanlardan oluşuyor. Bu katmanlar; • Polyester Taşıyıcı : Folyo katmanlarının korunmasını ve rulolanabilmesini sağlar. • Çıkarılan Katman : Diğer katmanların folyo taşıyıcısından ayrılmasını sağlar. • Üst Katman : Genelde şeffaf olan bu katman renk vermede kullanılır. • Metal Katman : Genelde Alüminyum olan bu katman, yansıtma sağlar • Yapışkan Katman : Folyonun parça üzerine yapıştırılmasını sağlar

Şekil 1.4 Şekil 1.4 de görülebileceği gibi Sıcak folyo baskısı uygulaması basitçe anlatmak gerekirse, bir folyo üzerine bir kalıp yardımı ile ısı ve basınç uygulayarak, folyonun plastik parça üzerine yapışması sağlanır. Folyonun parça üzerine düzgün bir şekilde yapışması ve yapıştıktan sonraki görsel kalitesi ise;

130

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

• Plastik parça üzerinde folyonun uygulanacağı yüzeyin çok düzgün olması gerekir. Yani desenli veya girintili olmamalı • Plastik parça üzerinde folyonun uygulanacağı yüzeyin temiz parlatılmış olması gerekir • Sıcak folyo baskısı kalıbı yüzeyi parlatılmış olmalı • Plastik parça üzerine enjeksiyon kusurları olmaması ( hava sıkışması, birleşim izi, çöküntü vb) 1.2 Plastiklerde Malzeme birleşme (Kaynak) izleri Plastiklerde birleşme izi (kaynak izi), plastik enjeksiyon prosesinde sıklıkla rastlanan, plastik parçanın estetik ve mekanik özelliklerini kötü yönde etkileyebilen bir kusurdur. Birleşme izleri, parça geometrileri veya enjeksiyon giriş noktalarının yerlerine bağlı olarak, iki yada daha fazla akışın bir hatta birleşmesiyle oluşur. [4] Şekil 1.5 de, iki adet girişi olan bir parçada, birleşme izinin nasıl meydana geldiği gösterilmektedir. Birleşme izi oluşması için birden çok girişin olması şart değildir. Parça geometrisi gereği de tek girişi olan parçalarda da birleşme izleri oluşabilir. Şekil 1.6 ve Şekil 1.7 de de tek girişi olan parçalarda birleşme izlerinin oluşumu gösterilmektedir


Sonuç olarak, plastik parça üzerinde oluşan birleşim izleri, iki ayrı noktadan gelen plastik eriyiğin birleşmesi sonucu oluşmaktadır. [5,6]

Plastik parçalarda oluşan birleşim izlerinin tamamen engellenmesi, özellikle karmaşık geometriye sahip parçalar için çoğu zaman mümkün değildir. Ancak birleşme izinin yeri ve şiddeti kontrol altına alınabilir. Kontrol altına alınabilmesi ile birleşim izinin estetik veya fonksiyonel olmayan bölgelere taşınabilmesi kastedilmektedir. Parça üzerinde oluşan birleşim izlerinin kontrol altına alınabilmesi için aşağıdaki faaliyetlerden biri ya da birkaçı uygulanabilir. [2] 1. Giriş noktalarının yerlerinin değiştirilmesi 2. Parça kalınlıklarının ayarlanması 3. Eriyik sıcaklığının arttırılması 4. Enjeksiyon hızının arttırılması 5. Ütüleme basıncının arttırılması 6. Giriş ve yolluk boyutlarının büyütülmesi 7. Yolluk ayarlaması ile akış oranlarının dengelenmesi Parça üzerinde oluşan birleşim izlerinin kritik olup olmadıkları, parçanın desenli, boyalı, krom kaplamalı veya sıcak folyo baskısı uygulamalı olması durumlarına göre değerlendirilir. Örneğin bir parça boyanacaksa, parça üzerinde oluşan kaynak izi çoğunlukla boya ile kapanır ve estetik kusur olmaktan çıkar. Parça desenli olacaksa da, desen boyutuna göre çoğunlukla estetik kusur oluşturmaz. Ancak parça krom kaplamalı olacaksa, estetik alanlarda parça birleşim izi istenmez. Aynı şekilde parça üzerine Sıcak folyo baskısı uygulaması yapılacaksa da, özellikle sıcak folyo baskısı uygulanacak bölgelerde kritik

düzeyde parça birleşim izleri istenmez. Bunun nedeni de kritik birleşim izine sahip bölgelerdeki Sıcak folyo baskısı uygulamasının, uygulama esnasında veya daha sonraki ısıl değişikliklerde, kritik birleşme izlerinden dolayı, deforme olmasının önlenmesidir.

Bu çalışmada, otomobillerde kullanılan karmaşık geometriye sahip ön panjur parçası tasarım safhasında iken, Autodesk Moldflow analiz programı ile parça üretiminde oluşabilecek birleşim izi yerleri ve kritiklik seviyelerinin saptanması ve optimizasyon çalışmaları anlatılacaktır. 2. Ön Panjur Malzeme Birleşme İzleri Sıcak folyo baskısı uygulanacak plastik parçalarda, malzeme birleşim izlerinin yerleri ve kritiklik seviyeleri, sıcak folyo uygulamasının estetik kalitesi bakımında önemlidir. Sıcak folyo baskısı yapılacak yüzeylerde, malzeme birleşim izi oluşmamalıdır. Karmaşık geometriye sahip olan parçalarda, plastik eriyik akışını bölüp tekrar birleştirecek çok sayıda unsur olduğundan, malzeme birleşim izleri oluşması kaçınılmazdır. Oluşan birleşim izlerinin parça üzerinde estetik veya fonksiyonel hataya sebep vermemesi için yapılması gereken, birleşim izi yerlerinin optimize edilmesidir.

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

131


Fiat Egea ön panjur parçası, sıcak folyo baskısı uygulanan karmaşık geometriye sahip estetik bir parçadır. Bu parça üzerinde estetik veya fonksiyonel hataya sebep olabilecek malzeme birleşim izi olmamalıdır. Bu amaçla parça henüz tasarım aşamasında iken, Autodesk Moldflow analiz programı ile dolum analizleri yapılarak, çeşitli dolum senaryoları denenmiştir. Bu analizler ile parça imalatı sırasında oluşacak malzeme birleşim izi yerleri, parça üzerinde herhangi bir estetik veya fonksiyonel problem oluşturmayacak şekilde optimize edilmiştir. Moldflow analizlerinde toplam 7 adet malzeme giriş noktası “valve gate” olarak da bilinen sıralı malzeme giriş sistemi kullanılmıştır. Şekil 2.1 Tasarım aşamasında yapılan analizlerin başlıcalarının detaylarına bakacak olursak, Şekil 2.1 de yapılan ilk analize ait malzeme giriş pozisyonlaması ve adım adım malzeme akışı görülebilir. Toplam 7 adet olan malzeme giriş noktaları, düz bir hat üzerine konumlandırılmıştır. Prosesin başlangıcında, 1 numara ile gösterilen yolluk açık, akış devam ettikçe ve bir sonraki girişin altına geldiğinde sırasıyla 2, 3 ve 4 numaralı girişler açılarak dengeli ve tam bir dolum sağlanmıştır. Dolum sonrasında malzeme birleşim yerleri ve kritiklik seviyesi incelendiğinde, iki noktada kritik olabilecek birleşme izi oluştuğu görülmüştür. Şekil 2.2 Detay A ve Detay B de birleşme izlerinin sıcak folyo baskısı uygulanacak yüzeyde olduğu görülebilir. Birleşim izlerinin kritiklik seviyesi incelendiğinde, Detay A ile belirtilen bölgedeki birleşme izi, son giriş noktasına uzak olması ve birleşme izinin sıcak folyo baskısı uygulanacak yüzeyde olması nedeniyle, yüksek riskli birleşim izi olarak değerlendirilmiştir. Detay B de ise birleşim izi, 3 numaralı girişe yakın olması nedeniyle normal şartlarda düşük risk grubuna girebilecekken, birleşim izinin sıcak folyo baskısı uygulanacak

132

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

yüzey üzerinde olmasından dolayı, orta riskli olarak değerlendirilmiştir. Yapılan moldflow analizi sonuçlarına göre, malzeme giriş noktaları Şekil 2.1 deki gibi düz hat üzerinde olması, yüksek riskli birleşme izi oluşturduğu için uygun görülmemiştir.

Moldflow analizi, malzeme giriş noktaları Şekil 2.3 de görüldüğü gibi konumlandırılarak tekrar edilmiştir. Enjeksiyon, 1 numaralı girişin açılması ile başlar, bir süre sonra ise en uca yerleştirilmiş 4 nolu yolluklar açılır ve dolum devam eder. Plastik eriyik 2 ve 3 nolu girişlerin altına ulaşması ile 2 ve 3 numaralı girişler açılarak tam dolum sağlanır.


Dolum sonrasında malzeme birleşim yerleri ve kritiklik seviyesi incelendiğinde, iki noktada kritik olabilecek birleşme izi oluştuğu görülmüştür. Şekil 2.4 Detay C ve Detay D de birleşme izlerinin sıcak folyo baskısı uygulanacak yüzeyde olduğu görülebilir. Birleşim izlerinin kritiklik seviyesi incelendiğinde, her iki birleşim yerinin de son giriş noktasına uzak olması ve birleşme izinin tam sıcak folyo baskısı uygulanacak yüzeyde olması nedeniyle, yüksek riskli birleşim izi olarak değerlendirilmiştir. Yapılan moldflow analizi sonuçlarına göre, Şekil 2.3 deki gibi konumlandırılmış malzeme giriş noktaları, yüksek riskli birleşme izi oluşturduğu için uygun görülmemiştir.

Dolum sonrasında malzeme birleşim yerleri ve kritiklik seviyesi incelendiğinde, iki noktada birleşme izi oluştuğu görülmüştür. Birleşme izleri incelediğinde, Şekil 2.6 Detay E nin Sıcak folyo baskısı uygulanacak yüzeyin üzerinde olmadığı görülmektedir. Dolayısıyla Sıcak folyo baskısı uygulamasına herhangi bir zararı olmayacağı için uygundur. Şekil 2.6 Detay G ise, Sıcak folyo baskısı uygulanacak yüzey üzerinde oluşmasına rağmen, giriş yerine yakınlığı nedeniyle estetik veya fonksiyonel bir problem oluşturmayacağı öngörülmüştür. Yapılan moldflow analizi sonuçlarına göre, Şekil 2.5 deki gibi konumlandırılmış malzeme giriş noktaları uygun görülmüştür.

Moldflow analizi, malzeme giriş noktaları Şekil 2.5 de görüldüğü gibi konumlandırılarak tekrar edilmiştir. Enjeksiyon, 1 numaralı girişin açılması ile başlar, sonrasında sırasıyla 2, 3 ve 4 numaralı girişler açılarak dengeli ve tam bir dolum sağlanmıştır.

Ön panjur gibi karmaşık geometriye sahip parçalarda malzeme birleşme izi oluşması kaçınılmazdır. Autodesk Moldflow analiz programı ile bu akış izlerinin yerleri ve kritiklik seviyeleri belirlenir. Parça üzerinde oluşacak birleşme izleri, giriş yerleri optimizasyonu ve enjeksiyon prosesleri değiştirilerek, en uygun pozisyona gelecek şekilde ayarlanır. Proje başında yapılan bu ayarlamalar ile zaman ve maliyet kazancı sağlanır.

Şekil 2.5

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

133


3. Sonuç Plastik enjeksiyon prosesi ile üretilen ve sıcak folyo baskısı uygulanacak karmaşık geometriye sahip estetik parçalar için malzeme birleşim izi yerlerinin saptanabilmesi, parçanın kalitesi açısından oldukça önemlidir. Parçayı üretecek kalıbın imalatından sonra, parça üzerindeki kalite problemlerinin giderilmesi zaman ve para kaybına sebep olacaktır. Bu nedenle plastik parça, henüz tasarım aşamasındayken, plastik akış simülasyon yazılımları ile projenin her safhasında kontrol edilerek, projenin ilerletilmesi büyük önem taşımaktadır. Yaptığımız çalışmada da görüldüğü gibi, karmaşık geometriye sahip ön panjur parçası için, parça henüz proje safhasında iken, en iyi dolumun nasıl olabileceği, oluşan birleşim izlerinin nerelerde olabilecekleri önceden saptanmış ve kalıp imalatçısı firmaya, kalıbın nasıl olması gerektiği belirtilmiştir.

134

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

Kaynaklar 1. http://www.steinwall.com/wpcontent/uploads/2016/05/Weld-Lines.pdf 2. https://knowledge.autodesk.com/ support/moldflow-flex/learn-explore/ caas/CloudHelp/cloudhelp/2014/ENU/ MoldflowInsight360/files/GUID-BEEA8CE2D25E-4A87-851E-E2068AB9D94B-htm.html 3. http://www.kurz.de/kurzweb/us/ home.nsf/contentview/D789FD726 5EAA5C7C125720C00506935/$FILE/ D789FD7265EAA5C7C125720C00506935. pdf 4. Kuehnert, Y. Spoerer, M. Zimmermann, Leibniz Institut fuer Polymerforschung, Dresden, Germany, Weld line in injection molded parts: strenght, morphology, and improvement. 5. J. Shoemaker, Moldflow Design Guide. Carl Hanser Verlag, Munich, 2006. 6. R.A. Malloy, Plastic Part Design for Injection Molding. Hanser Publishers, 1994


ServoTech Serisi

YENİ JENERASYON ENERJİ TASARRUFLU ENJEKSİYON MAKİNELERİ 60 - 2100 Ton ServoTech Serisi

Saraç Plastik Teknolojileri San. ve Tic. A.Ş. Mecidiye Mah. Ağrı Cad. Selçuk Sk. No.1 34920 Sultanbeyli - Istanbul / Turkey T:+90 216 419 47 32 (pbx) F:+90 216 419 06 60 src@sarac.com www.sarac.com PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

135


THY’den 40 adet kompozit uçak alımı

Türk Hava Yolları, Boeing’ten 2023’e kadar 40 adet 787-9 Dreamliner yolcu uçağı alacak. Gövdesi tamamen kompozit yani plastik bazlı malzemeden imal edilen 787 Dreamliner uçaklar, bugünkü yolcu uçaklarına göre yüzde 20 yakıt tasarrufuna sahip.

D

ünyanın sayılı havayolu şirketlerinden biri olan Türk Hava Yolları’ndan (THY) yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Birleşmiş Milletler’in (BM) 72. Genel Kurul görüşmelerine katılmak üzere gittiği ABD gezisinde Boeing ve THY yetkilileri, 20 + 20 toplamda 40 adet ve 2019’dan başlayıp 2023’te tamamlanmak üzere 787-9 Dreamliner satın alma görüşmelerine başladı. Gövdesi tamamen kompozit yani plastik bazlı malzemeden imal edilen 787 Dreamliner uçaklar, yeni nesil motorları ile bir önceki nesil yolcu uçaklarına göre yüzde 20 yakıt tasarrufuna sahip. Uçak alımına

136

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

ilişkin açıklama yapan THY Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı, “Sipariş, Türkiye’den temin edilecek 1 milyar dolar değerinde yan sanayi iş hacmine sahip” dedi. Aycı, 787 Dreamliner’ın dünyada en son ve en modern teknolojiye sahip uçaklardan biri olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Dolayısıyla bu uçakları filomuza katmamıza ilişkin görüşmelerimizin amacı hem 3. havalimanındaki geniş gövde ihtiyacını karşılamak hem de Cumhuriyetimizin 100. yılında filomuzu daha da güçlendirmek, bunun yanı sıra yolcu memnuniyetini artırarak iş birliğimizi geliştirmektir. Türk Hava Yolları olarak bu görüşmeler esnasında

Türkiye’den temin edilecek 1 milyar dolar değerinde yan sanayi iş hacmini de değerlendirmekteyiz.” 70 YILLIK İŞ BİRLİĞİ Boeing Başkan Yardımcısı Ray Conner ise Boeing’in Türkiye ile olan ilişkisinin, 70 yılı aşkın köklü bir geçmişe dayanan çok önemli uzun vadeli bir ortaklık olduğunu belirterek, “Türkiye ile birlikte çalışarak bu köklü ortaklığımızı, gerek Türkiye’deki varlığımızın genişlemesine ilişkin uzun vadeli hedefimize ulaşmamız gerekse Türk havacılık sanayinin gelişimini hızlandırmamız yolunda bir adım daha ileriye taşıyoruz” ifadelerini kullandı. P


PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

137


GEzİ REHBERİ 138 138PAGEV PAGEV PLASTİK PLASTİK DERGİsİ DERGİsİ | SAYI | SAYI 138142


ALPLERİN TEK KRALI

İSVİÇRE Ortak etnik ve dil bağı olmamasına rağmen tarihsel zemin ve doğrudan demokrasi gibi ilkeler üzerinde yükselen bir ülke

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

139


KUŞBAKIŞI BİLGİLERLE

İSVİÇRE

Dört milyonluk nüfusunun %25’e yakın kısmını yabancıların oluşturduğu ülkede dört farklı resmi dil kullanılıyor. Topraklarının önemli kısmı Alplerin istilasında bulunan bu ülke, yaşanacak ülkeler endeksinde zirveyi kimselere bırakmıyor. Doğrudan demokrasi ile yönetilmesi dolayısıyla herhangi bir vatandaş bir kanuna direk dava açarak anayasal değişiklik talebinde bulunabiliyor. En liberal silah yasasına sahip olmasına rağmen suç oranı en düşük ülke olması ise ayrı bir huzur kaynağı.

NERELER

GEZ İLİR

The Matterhon noktasında Alplerin en güzel izlendiği ve onlarca farklı lezzetin bulunduğu restoranları keşfedebilir, sakinliğin bir diğer durağı olan Zürih’te iş hayatının omuzlarınıza yüklediği stresten tamamen uzaklaşabilirsiniz. Luzern’de bulunan sekizgen girişli, ahşap olmasından ziyade “kapalı” olmasıyla meşhur Şapel Köprüsü görülmeye değer yerlerin başında geliyor.

140

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 140

üç ülke bir göl KOSTANZ İsviçre, Almanya ve Avusturya’ya kıyısı olan Konstanz (Constance) Gölü, diğer adıyla Bodensee, özellikle bahar ve yaz aylarında yelken, rüzgar sörfü ya da yüzme meraklılarıyla dolup taşıyor. En uzun yeri 63, en geniş yeri 14 km olan göl, anakaraya bağlı yarımadamsı adaları, gölün etrafındaki tarihi kasabaları ve harika doğasıyla oldukça popüler bir seyahat rotası. Eski şehirdeki ortaçağ yapıları çok iyi korunmuş durumda. Niederburg denen tarihi bölgenin sokaklarında dolanırken Katedral, nam-ı diğer Münster Unserer Lieben Frau bütün görkemiyle sizi selamlıyor.


Ascona

Maggiore Gölü kıyısındaki bu sahil kasabası, İtalyanca konuşulan Ticino kantonundaki Morcote, Mendrisiotto, Gandria gibi birbirinden sempatik yerler arasında bir adım öne çıkıyor. Küçük bir sahil kasabasına yerleşme hayaliniz varsa, Ascona’yı görmeden karar vermeyin

?

NEREDE KALALIM NE YİYELİM Le Dézaley : Peynir ve et fondünün ulaştığı zirveyi merak eden herkes için kapılarını sonuna kadar açmış halde.

Marriot Hotel : Nehir ve park manzaralı ve Mariott Hotels zincirine bağlı olan otelde 266 oda bulunuyor. Turistik merkezlere yakın oluşu, açık büfe kahvaltısı, alakart restoranı, sauna ve solaryumu, spor salonu oldukça beğeniliyor.

Sprüngli: 1845 yılında ufak bir şekerlemeci olarak kurulan Sprüngli, daha sonra Lindt’i de satın alarak dünyanın en önemli çikolata üreticilerinden biri haline geldi. Confiserie Sprüngli’nin Zürih’te 4 farklı şubesi bulunuyor. Sprüngli’de özellikle leziz Truffe’ler; fındıklı, kakaolu, beyaz çikolatalı, sütlü, bitter, kahveli, şampanyalı ve daha birçok farklı tatta çikolata sizi bekliyor.

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

141


142

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

Yazı: Burak M. Yılmaz

Türkiye’de Toros dağlarını da içine alan Amerika’dan, Japonya’ya, oradan Avustralya, Yeni Zelanda’ya kadar uzanan bir dağ silsilesi, bir yaşam tarzı.

AVRUPA’NIN ÇATISI

ALPLER


Herşey control altında UNILOG B8 Kontrol sistemi Pazarın en gelişmiş kontrol sistemi: • WITTMANN 4.0 ile çevresel ekipmanların ful entegrasyonu • Tüm WITTMANN Grup ürünlerinde, standart LED durum göstergesi • 21,5" ekran • Ful HD çözünürlük (1920 x 1080) • Çoklu dokunmatik • Mekanik olarak döndürülebilen ekran • Çoklu kopyalanabilir makine ayar noktaları • Renkli makine durum göstergesi • Ekran bölebilme özelliği • Manuel hareketler için membrane tuşlar • RFID kullanıcı erişimi (giriş / çıkış) -Anahtar kartı ve anahtar kolye vasıtasıyla • Hareket kontrol

yakınlaştır

kaydır

WITTMANN BATTENFELD Plastik Makineleri Ltd. Şti.

Küçükyali iş merkezi | Girne Mahallesi, Irmak Sokak | F Blok No: 20 | TK-34852 Maltepe Istanbul Tel.: +90 216 550 93 14 | Fax: +90 216 550 93 17 | info.tr@wittmann-group.com

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 140

143


Kautex Maschinenbau merkezini genişletiyor

E

kstrüzyon şişirme teknolojisinin liderlerinden Kautex Maschinenbau, büyüme planlarını uygulamaya devam ediyor. Yakın zamanda geliştirdiği full elektrikli ambalaj makinaları (KBB) ve kompakt emme (suction) şişirme makinalarına (KSB10) giderek artan talebi karşılayabilmek için şirket Almanya Bonn’daki üretim merkezini modernize etme ve genişletme kararını aldı. 2017 yılının üçüncü çeyreğinde tamamlanması planlanan ve 80 kişilik yeni ve modern ofis alanına da sahip olacak 5,000 m2 büyüklüğündeki üretim binası büyük oranda KBB serisi ambalaj makinaları ile KSB emme şişirme makinalarının üretiminde kullanılacak. Kautex CEO’su Dr. Olaf Weiland, bu yatırımın üretimlerinin daha da verimli olmasını ve makina teslimat sürelerini kısaltmasını planladıklarını belirtti. Weiland, “Tıpkı makinalarımızın uzun dönemli performans ve verimliliklerini

144

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

geliştirdiğimiz gibi, üretim süreçlerimizde de aynı ilerlemeleri hayata geçirmek istiyoruz” dedi. İDEAL YER SEÇİMİ OLARAK BONN Başarılı ürün modelleri ve pazardaki olumlu gelişmeler sayesinde Kautex 2016 yılını 122 milyon Euro’luk rekor satışla tamamladı. Dr. Weiland, sektörün olumlu yönde ilerleyeceğini, bu nedenle de Bonn’un büyüme için doğru yer seçimi olduğu görüşünde. Şirketin 80 yıl önce kurulduğu şehir hakkında Bonn, “plastik endüstrisi açısından dünyanın en önemli merkezlerinin kalbinde yer alıyor. Yakınlarındaki üniversiteler ve uzman araştırma enstitüleri yeniliklerle büyüyen sektörümüz için kusursuz geliştirme fırsatları sunuyor” yorumunu yaptı. Bonn’da Kautex’e ait teknik merkez Technikum’un kendisi dahi bugün plastik endüstrisinin dünyadaki en büyük araştırma ve geliştirme merkezlerinden biri durumunda. Kautex Maschinenbau

Yenilikçi ürün ve servisleri pazara 80 yıldır kesintisiz sunuyor olması ekstrüzyon şişirme teknolojilerinde Kautex, dünyanın teknoloji liderlerinden biri haline getirmiş durumda. En önemli otomotiv üreticileri, tedarikçileri ve ambalaj üreticilerinden oluşan müşterileri, markası kalite ve güvenilirlik ile özdeşleşmiş Kautex’in tecrübe ve bilgisine güveniyorlar. Almanya’daki 460, diğer ülkelerdeki 170 çalışanı ile Kautex Maschinenbau GmbH’ın 2016 yılı cirosu 122 milyon Euro olarak gerçekleşti. Bonn’daki merkezi ve ABD, Rusya, Çin, İtalya ve Hindistan’daki bölge ofislerine ek olarak Kautex, Türkiye dahil dünyanın birçok ülkesinde satış ve servis partnerleriyle birlikte çalışıyor. P


PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

145


Polinas Plastik Propak Ambalajı satın aldı Polinas Plastik, Propak Ambalaj’ın 47 milyon Euro hisse değeri üzerinden devralınmasına ilişkin hisse satım ve alım anlaşmasını imzaladı.

G

özde Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş.’nin dolaylı bağlı ortaklığı Polinas Plastik Sanayii ve Ticareti A.Ş., Propak Ambalaj Üretim ve Pazarlama A.Ş.’nin 47 milyon Euro hisse değeri üzerinden devralınmasına ilişkin hisse satım ve alım anlaşmasını imzaladı. İşlemin kapanışını müteakip, Polinas, Propak Ambalaj’ın yüzde 90 hissesine sahip olacak. Propak Ambalaj Türkiye baskılı esnek ambalaj sektörünün lider üreticileri arasında yer almaktadır. Türkiye ambalaj sektörü için önem teşkil eden bu işlemde Gözde Girişim ve Polinas’ın finansal danışmanlığını ÜNLÜ & Co gerçekleştirdi. Yıldız Grubu şirketi olan Gözde Girişim, bünyesinde bulunduğu grubun temel özelliklerinden ve kabiliyetlerinden faydalanarak girişimci, lider ve esnek bakış açısıyla farklı sektörlerdeki yatırımlarını tek çatı altında toplayarak yüksek getiri sağlayan bir yatırım şirketidir. Gözde Girişim, Polinas ve Türkiye ambalaj sektörü için önem teşkil eden bu işlemin finansal danışmanlığını ÜNLÜ & Co gerçekleştirdi. Satın alma anlaşmasının başarıyla imzalandığını belirten ÜNLÜ & Co Kurumsal Finansman Birimi Yönetici Direktörü Simge Ündüz, anlaşmanın Gözde Girişim ve Polinas’ın

146

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

ambalaj sektöründeki mevcut varlığına değer katacağına ve sektördeki yerini daha da önemli bir yere taşıyacağına dikkat çekti. Ündüz, “Gözde Girişim ve Polinas için ambalaj sektöründe önem taşıyan bu işlem için danışmanlık vermekten dolayı çok mutluyuz. Gözde Girişim ve Polinas bu satın alma işlemiyle ambalaj sektöründeki yerini daha da kuvvetlendirmiştir.” ifadelerini kullandı. POLİNAS TÜRKİYE VE AVRUPA’NIN YILDIZI KONUMUNDA 1982 yılında Türkiye’nin ilk BOPP (Çift Yönde Gerdirilmiş Polipropilen) film üreticisi olarak Manisa’da kurulan Polinas, sektörde lider ve öncü konumunda yer alıyor. Kuruluşundan bu yana BOPP filmler ve sonrasında 90’lı yıllardan itibaren CPP filmler

ile 2012’deki yatırımı sonrası BOPET (çift yönde gerdirilmiş polyester) filmlerle “Esnek ambalaj sektöründe” hizmet veren Polinas, gıda ve gıda dışı esnek ambalaj filmlerinin üretimini gerçekleştirmekte. Mevcut üretim kabiliyeti ve ürün portföyü ile Polinas Türkiye’nin ve Avrupa’nın lider kuruluşları arasında yer alıyor. PROPAK AMBALAJ SEKTÖRÜN LİDER KURULUŞLARINDAN Temelleri 1977 yılında atılmış olan Propak Ambalaj, Anadolu Ecopak üretim tesisinin Serdar Çetin tarafından satın alınmasıyla 2006 yılında kuruldu. 2011 yılında çoğunluk hissesi özel sermaye fonu, TPACK, tarafından satın alınan Propak, flexo ve rotogravür baskı kabiliyeti ile Türkiye’nin lider baskılı esnek ambalaj üreticileri arasında yer buluyor. P


PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

147


MAKALE

Stratejik Kaynak Politikası;

Döngüsel Ekonomi ve Türkiye

Kaynağında verimli bir Avrupa yaratacak Döngüsel Ekonomi, üretim ve tüketim alışkanlıklarını değiştirerek çok önemli büyüme fırsatları sunuyor. Bu fırsatları başarıyla uygulayabilmek için bütünsel bir döngüsellik yaklaşımı ve anlayışı gerekiyor.

PAGEV Genel Müdürü Yağmur CENGİZ Politika üreticileri ve paydaşları ile bir arada çalışılarak, gerçek anlamda sürdürülebilir çözümlerin tespit edilerek uygulanması için endüstriye önemli bir rol düşüyor. Peki, döngüselliğin arkasında ne yatıyor? Döngüsel ekonomi, doğası ve amacı itibariyle iyileştirici olan ve kaynakların döngüsel bir şekilde yönetildiği endüstriyel bir ekonomi olarak tanımlanabilir. Döngüsel ekonomi kavramı, toplumun kaynaklardan maksimum değer almasını ve kaynak tüketimini reel ve gelecek ihtiyaçlara göre uyarlamasını sağlar. Atık önleme,

148

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

yeniden kullanım, geri dönüşüm ve geri kazanım (malzeme ve enerji) toplumun kaynaklarından maksimum değer almasını ve tüketimi reel ihtiyaçlara göre uyarlamasını mümkün kılar. Bu şekilde birincil kaynaklara yönelik talep optimize edilmiş olur ve bununla bağlantılı olarak çevreye yapılan etki ve enerji kullanımı hafifletilmiş olur. Günümüz toplumlarının, yaptıkları üretim ve tüketimi mevcut trendler doğrultusunda yeniden gözden geçirmesi gerekiyor. Doğal kaynak ihtiyacını sürdürülebilir bir

şekilde karşılamak, günümüzde global anlamda karşılaşılan büyük zorluklardan. Orta direk tüketicilerin sayısında 2030 yılı itibariyle beklenen 3 milyar artış tüketim ve üretim alışkanlıklarını etkileyecek, talebi ve doğal kaynak mücadelesini daha da hızlandıracak. Tedarik zincirlerinde yaşanan doğal veya politik kısıtlamaların artması, emtia fiyatlarındaki dalgalanmalar ve çevrenin olumsuz yönde etkilenmesi, ekonomileri yeni, dayanıklı ve ekonomik olarak sürdürülebilir modeller peşinde koşmaya sürükleyen ana faktörlerden. Bu bağlamda, Avrupa’daki şirketler ve tüketiciler, kendi üretim ve tüketim alışkanlıklarını bir süredir yeniden şekillendirmeye girişti. Döngüsel Ekonomi Paketi ile 4 önemli alanda (üretim, tüketim, atık yönetimi, atıktan kaynak oluşturmak) 5 sektör (Plastik, Gıda atıkları, Kritik hammaddeler, İnşaat ve yıkım, Biyobozunur ürünler) için eylem planı belirlendi. Üretim yapılırken daha tasarım aşamasında çevreci yaklaşımların benimsenmesi amacıyla 2016-2019 yıllarını kapsayan Eko-tasarım Çalışma Planı hazırlandı. Ekotasarım politikası ile AB’de her yıl evsel elektrik faturasından 490 € tasarruf edilmesi öngörülüyor. Bu enerji tasarrufu İtalya’nın 2020’ye, İsveç’in de 2030’a kadar tüketeceği yıllık enerji toplamına eşit. Ayrıca yine üretim aşamasında Mevcut En İyi Teknikler’in (MET) uygulanması gerekiyor.


izinde % 3-7 arasında azalım, net ihracatta % 3-6 arasında artış, belirli kaynaklarda % 5-50 arasında tüketim azalışı... Yatırımlar için de European Fund for Strategic Investments 2.0 (EFSI) tarafından 500 milyar euro, LIFE tarafından da 100 milyon euronun üzerinde fon ayrılması bekleniyor.

Atık yönetimi alanında koyulan hedefler ise şöyle; 2030 yılına kadar belediye atıklarının geri dönüşüm ve tekrar kullanıma hazırlama oranını % 65’e çıkarma, 2030 yılına kadar depolanacak belediye atığını aşamalı olarak %10’a indirgeme, ambalaj atıklarının geri dönüşüm ve tekrar kullanıma hazırlama oranlarının arttırılması (%75), ayrı toplanan atıkların depolanmasının yasaklanması, yan ürün ve atıktan çıkma durumlarına dair yasal çerçevelerin daha sadeleştirilmesi, tekrar kullanımı ve gıda atıklarını da içerecek şekilde atık oluşumunun daha iyi seviyede engellenmesine dair yeni önlemler, Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu için asgari çalışma şartlarının belirlenmesi. Bu hedeflere ulaşılması durumunda AB’de yıllık beklenen materyal bazındaki kazanç 265 -490 Milyar € olması bekleniyor. Bu miktar şu an sektördeki toplam giderlerin % 23’üne denk geliyor. Gıda, ulaşım

ve yapı sektöründe uyumlaşma ile birlikte yıllık 600 Milyon tasarruf edilecek. Maddesel geri kazanımın ön planda tutulması ile hammaddeye duyulan ihtiyaç azalacak, arz talep dengesizliğine bağlı fiyat değişimleri önlenecek. Daha uzun ömürlü ürün tasarımları ile şirketlerin garanti giderleri azalacak. Birleşik Krallıkta atık alanında tamir-söküm-bakım, organik/maddesel geri dönüşüm, enerji kazanımı gibi alanlarda ilave 50.000 istihdam sağlayabileceği öngörülüyor. Hollanda’da metal ve elektronik sanayi ile canlı varlıklardan kaynaklanan atıkların yönetimi gibi alanlarda ilave 54.000 istihdam sağlayabileceği öngörülüyor. 2035 yılına kadar Danimarka gibi ülkemize nazaran oldukça küçük olan ülkeye sunacağı getiriler ise şu şekilde: Gayrisafi yurt içi hasılada % 0,8-1,4 oranında artış, 7.000 ilâ 13.000 yeni iş imkânı, ülke karbon ayak

AVRUPA’DAKİ ŞİRKETLER DÖNGÜSEL EKONOMİYE NASIL BAKIYOR? AB’deki şirketleri daha fazla döngüselliğe iten birçok neden bulunuyor. Girişimciler, özellikle fiyatları son yıllarda dalgalanan ve artış gösteren farklı emtialar nedeniyle faaliyetlerini maliyet açısından sürekli olarak daha tasarruflu bir hale getiriyor. Döngüsel ekonominin olmazsa olmazı olarak kaynakların verimli kullanımı, çoğu ticari karar ve faaliyetin temeline yerleşmiş durumda. Avrupa endüstrisi büyük ölçüde hammadde ithalatına dayanıyor. Döngüsel ekonomi konsepti, ilk etapta ikincil hammaddelere erişimi arttırmayı ve bu hammaddelerin kalitesini güvenceye almayı hedefliyor. Doğrusal modellerden döngüsel modellere geçmenin yeni iş modellerine olanak sağlayarak tüketicilere ve endüstriye fayda sağladığı görülüyor. “Gezegenin sınırları içinde, daha iyi yaşamak” sözü, döngüselliğin ekonomi ve çevre açısından güçlü bir gerekçesi olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Tabii ki bu kaynakları “daha az kullanmak” yerine “daha iyi kullanmak” anlamına gelerek Avrupa’nın rekabet gücünü arttırarak ve maliyet tasarrufu, güvenlik, işlevsellik ya da satın alınabilirlik gibi önemli faktörlerden ödün vermemesini sağlıyor. Tüketim, döngüsel ekonominin ve yayılımının can alıcı bir parçası. Tüketicilerin bağlılığı ve aktif talep yönlü itiş, yenilik ve Ar-Ge’nin önünü açacak. Tüketicilerin eğitilmesi sağlanıp, yaratılan bu taleple pazarların döngüsel ekonomiye yönelik gelişimi kolaylaştırılabilir.

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

149


Döngüsel ekonomi; kaynakları, “daha az kullanmak” yerine “daha iyi kullanmak” anlamına gelerek Avrupa’nın rekabet gücünü arttırarak ve maliyet tasarrufu, güvenlik, işlevsellik ya da satın alınabilirlik gibi önemli faktörlerden ödün vermemesini sağlıyor.

MAKALE

Bir otomobil üreticisi vites kutuları gibi araç bileşenlerini yeniden tasarlayarak yeniden kullanım oranını arttırdı ve ayırma işlemlerini kolaylaştırmak için bu bileşenleri standardize etti. Parçaları sıfırdan üretime kıyasla yeniden üretim daha fazla iş gerektiriyor. Ancak makineler, kesim ve imalat ürünleri için hiçbir yatırım gideri gerekmediğinden hala net kar elde edilebiliyor, önemli ölçüde daha az atık ve daha iyi malzeme verimi sağlanıyor. Sıfırdan üretilen ürünlere kıyasla yeniden üretilen ürünlerde % 80’e kadar daha az enerji, % 88 daha az su ve % 92 daha az kimyevi ürün kullanılmakta, üretim sırasında % 70 daha az atık oluşuyor. Bu araba üreticisi tarafından 2013 yılında 28.200 motor, 20.100 vites kutusu ve 16.840 enjeksiyon pompası yeniden üretilmiş, atıkların ikinci kez kullanılabilmesi sağlandı. Çimento endüstrisinde, çimento üretilirken kömür ve kok kullanmak yerine yakıt olarak atık kullanılabiliyor. Aynı şekilde, atığın mineral içeriği de geri dönüştürülerek hammadde elde edilebiliyor. Çimento endüstrisinde bu enerji kazanımı ve malzeme geri dönüşümü kombinasyonu “birlikte işleme” olarak adlandırılıyor. Çimento üretimiyle elde edilen ana bitmiş ürün olan beton, dayanıklı bir yapı malzemesi olmakla beraber %100 geri dönüştürülebiliyor. Philips, ışık dağıtımına ilişkin yeni bir hizmet konsepti geliştirdi. “Hizmet için öde”, müşterilerin ışık ekipmanı değil yalnızca kullanılan ışık için ücret ödediği bir iş modeli. Müşteriler sağlanan ışık için

150

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

belli bir hizmet bedeli ödüyor, tüm aydınlatma ekipmanının mülkiyetini Philips’e bırakıyor. Sözleşme süresi boyunca, sağlayıcı ihtiyaç duyulan aydınlatma sistemini kurmak, yükseltmek ve bu sistemin bakımını yapmaktan sorumlu. Kullanım ömrü dolduğunda, Philips ekipmanı geri dönüşüme sokup ve malzeme döngüsünü sonlandırıyor. İtalya’nın kuzeyindeki 500.000 nüfuslu Cuneo şehri, kentsel katı atığı büyük ölçüde geri kazanmak amacıyla sadece geri kazanılamaz durumda olan kalıcı atıkları gömme işlemine gönderdi. Mevcut bir çimento fabrikasını atık yönetim planlarına dahil etti. Sadece 2010 yılında atıktan elde edilen yaklaşık 50.000 ton yakıt kullanıldı, bu sayede neredeyse 34.000 ton yenilenemez fosil yakıttan tasarruf edildi. CO2 emisyonları 55.000 ton azaldı Atık, kimya endüstrisinde önemli bir kaynak. Kimya endüstrisinde “bir kaynak olarak atık” yaklaşımı yıllardır başarıyla uygulanıyor. Burada önemli hammaddeler yerine atıklar kullanılarak optimum malzeme geri kazanımı (geri dönüşümü) ya da enerji geri kazanımı sağlanıyor. Bu şekilde birincil hammadde girdisi azalmakta, kaynaklar korunmaktadır. Ayrıca atıklar gaz ve petrol kaynaklarının yerine enerji kaynağı olarak kullanılır. Gaz ve petrol kimya endüstrisinde bolca kullanıldığı için, enerji geri kazanımı sayesinde birincil hammadde girdisi de azaltılıyor. Sonuç olarak kimya endüstrisinde enerji geri kazanımı işlemi malzeme geri kazanımına neredeyse denk.

Bazı bölgelerde atık yönetimi ve geri dönüşüm sektörüne yönelik olarak akıllı sensörler ve lojistik optimizasyon çözümleri kullanılıyor. Çöp konteynerlerinin doluluk durumunu ölçme ve çöp tam dolum tarihini tahmin etmeyi amaçlayan akıllı kablosuz sensörlerden oluşan bir ağ kullanarak atık toplamayı optimize eden yenilikçi bir Akıllı Şehir çözümü uygulanıyor. Hizmet, bu tahminleri baz alarak milyonlarca farklı toplama planı alternatiflerini araştırarak maliyet açısından en verimli olan planı seçiyor. Bu daha akıllı toplama planları sayesinde genel işletim maliyetlerinin % 50 oranında azaltıldığı beyan ediliyor. Orman endüstrisinde genellikle fosil malzemelerden elde edilen ürünler yerine geri dönüştürülebilir ve biyobozunur, yenilenebilir hammaddelerden elde edilen ürünler kullanılıyor. İşlemlerde kullanılan enerji büyük ölçüde üretimde kullanılan ağaçların kalıntılarından sağlanıyor. Diğer yan ürünler, kimya endüstrisi gibi diğer sektörlere gönderiliyor. Tekstil lifleri de üretilerek fosil alternatiflerin yerini alıyor. Kağıt endüstrisi de alternatif kaynaklarla çalışabiliyor. Limon, portakal, fındık, elma, mısır ve zeytin gibi tarım-sinai ürünlerden elde edilerek kağıt hammaddesi olarak kullanılan atıklar bu kaynaklardan. Bu prensip, yosunların kağıt hammaddesi olarak kullanıldığı Alga Carta fikrini de ortaya atan İtalyan üretici Favini tarafından geliştirildi. Yeni kağıt türü olan CRUSH’ta, çöpe atılacak yahut enerji elde etmek üzere yakılacak gıda atıkları en iyi şekilde kullanılıyor.


Çelik üretimi, kullanım ömrünü tamamlayarak atılan ürünlerden (tüketim sonrası oluşan hurda) ve endüstriyel üretim işlemlerinden (üretimde oluşan hurda) elde edilen devasa miktarlardaki demirli hurdayla gerçekleştiriliyor. 2011 yılında, 100 milyon ton demirli hurda kullanılarak, AB’deki çelik üretiminin %56’sı karşılanmıştır. Sektördeki çelik üretim sürecinden değerli yan ürünler elde ediliyor. Örneğin elektrik ve cüruf üretiminde kullanılan işlem gazları çimento üretiminde ve mineraller ve yakıtlar gibi doğal kaynakların tüketimini azaltan birçok inşaat mühendisliği uygulamasında yaygın şekilde kullanılarak CO2 emisyonlarının azaltılmasına yardımcı oluyor. 2012 yılında, 44 milyon ton ağırlığında, yani Eyfel kulesinden üç kat daha yüksek bir dağ oluşturacak miktarda cüruf kullanıldı. Havacılık ve çevre sektörlerinden gelen ortaklar (AIRBUS Grubu, SUEZ Çevre Grubu, SNECMA/ SAFRAN Grubu ve Equip’Aero Industrie) TARMAC AEROSAVE adında ortak bir girişim oluşturarak parçalarına ayırdıkları uçaklardan %90’ın üzerinde geri kazanım elde ederken uçak sahiplerine ekipmanların havacılık standartlarına uygun olarak elden geçirildiğinin, dolayısıyla üçüncü kişilerce onaylandıktan sonra yeniden kullanıma uygunluğunun garantisini verdiler. TARMAC AEROSAVE, 2013 yılında CFM56 serisi motorların parçalarına ayrılması ve geri dönüşümüne yönelik yeni uygulamalar ve altyapı geliştirdi. Bu özel olarak tasarlanan parçalara ayırma altyapısı da aynı yıl uygulamaya geçirilerek verimlilik ve geri dönüşüm oranları arttırıldı. Kurulduktan yalnızca beş yıl sonraya yani 2014 yılına kadar, şirket 200 uçağa işlem yaparak geri dönüşüm ya da depolama ve bakım hizmetlerine gönderdi.

Türkiye’de Döngüsel Ekonomi AB gibi ülkemizin de kaynakları yeterli değil ve çevresel anlamda politikalar oluşturması ve uygulaması gerekiyor. Nitekim AB ile tam üyelik müzakerelerinin başlamasının ardından 2009 yılında Çevre Faslı açıldı ve mevzuatın uyumlaştırması çalışmaları da başladı. Geçen süre zarfında ambalajdan, atık yağlara, pillerden elektronik atıklara kadar tam 25 yönetmelik/ tebliğ yayınlanarak uygulanmaya başlandı. Ayrıca 2023 hedefleri çerçevesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından doğal kaynakların hızlı tüketiminin önüne geçilmesi amacıyla geri dönüşüm ve geri kazanım ile atıkların ekonomiye yeniden kazandırılması sağlanarak, ülke genelinde “sürdürülebilir atık yönetim stratejilerinin” belirlenmesi için Ulusal Atık Yönetimi Eylem Planı hazırlanma çalışmalarına başlandı. Bu çerçevede 81 ilde kapsamlı bir çalışmaya girildi, online anketlerin yanında büyükşehirlerde yerinde incelemeler yapılarak atık yönetim modelleri oluşturuldu. Bu aşamada illerin atık miktarları, demografik yapıları, coğrafi özellikleri, sosyoekonomik durumları, turizm sektörünün varlığı, tarım ve orman alanlarının yoğunluğu ve hayvancılık faaliyetlerine yönelik özellikler dikkate alınarak, ülkemiz 7 coğrafi bölge üzerinden 15 alt bölgeye ayrıldı. Planın kapsadığı alanlar ise şu şekilde; Belediye Atıkları, Ambalaj Atıkları, Tıbbi Atıklar, Tehlikeli Atıklar, Özel Atıklar (Bitkisel atık yağlar, Atık

yağlar, Atık pil ve akümülatörler, Atık Elektrikli ve Elektronik Eşyalar, Ömrünü tamamlamış lastikler, Ömrünü tamamlamış araçlar). Yapılan bu çalışma sonunda ise elde edilen veriler şu şekilde; Yapılan bu çalışma sonucunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından bölge ve ülke kartları oluşturuldu. Buna göre 2014 yılında yıllık üretilen 31 milyon ton atığın, 27 milyon tonu belediye atığı, 2 buçuk milyon tonu ambalaj, geri kalanları da tehlikeli atık, özel atık ve tıbbi atıklar oluşturuyor. Bu 27 milyon ton belediye atığı her gün 51. 768 kişi ile 7.542 adet araç ile toplanıyor. Döngüsel Ekonomi Paketiyle paralel olarak 2023 yılında oluşan atığın; % 35’inin geri kazanım, % 65 inin düzenli depolama yönetimi ile bertaraf edilmesi hedefleniyor. Bu da % 5,3 olan ambalaj atık geri dönüşümünün % 12’ye, % 6 olan belediye atıkları geri dönüşümünün % 23’e, %88,7 olan depolamanın, % 65 düzenli depolamaya çıkması demek. Buna ulaşabilmek için; düzensiz döküm sahalarının rehabilite edilmesi, inşaat yıkıntı atıkları ve hafriyat toprağı yönetiminin ülke genelinde yaygınlaştırılması, özel atıkların yönetiminde toplama ve geri kazanım verimini arttırılması ve tehlikeli atıkların geri kazanım ve bertarafı için ilave tesis yatırımlarının yapılması gerekiyor. Tüm bu çalışmalar için 2023 yılına kadar yapılması gerek yatırım tutarı ise 1.741 - 2.860 milyon euro olarak belirtiliyor. P PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

151


HABERLERİ

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılan toplantıda konuşan Emine Erdoğan, Sıfır Atık projesinin yaygınlaştırılmasında kararlılık vurgusu yaptı.

Milli hedefimiz

“sıfır atık” noktasına gelmek

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen “Sıfır Atık Projesi” toplantısında konuşan Emine Erdoğan, “Tüketimi üretime çevirmeliyiz, insanlığın geleceği çevre duyarlılığına bağlı” dedi. 152

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142


Plastik, Kauçuk, Kal›p, Makina için...

Su ve Yağ Soğutucular› Enerji sarfiyat› düşük ekonomik ürünler

Friterm V Tipi Kuru Soğutucu

Friterm Yat›k Tip Islak Kuru Soğutucu

SERT‹F‹KALI GEOMETR‹LER ID Numarası

M2522-3/8” F3228-12mm F3833-12mm F3833-15mm M4035-12mm M4035-15mm

14. 06. 001 14. 04. 002 14. 04. 003 14. 04. 004 14. 04. 005 14. 04. 006

SICAK/SO⁄UK SU BATARYALARI FRT COILS V 4 YAZILIMI

DO⁄RUDAN SU SPREYLEME S‹STEML‹ ISLAK/KURU SO⁄UTUCULAR

ÜRÜN SEÇ‹M PROGRAMI V 5.0

D‹KEY T‹P VE V T‹P‹ ECOMESH S‹STEML‹ ISLAK KURU SO⁄UTUCULAR

S‹SLEME S‹STEML‹ ISLAK/KURU SO⁄UTUCULAR

Merkez / Fabrika: İstanbul Deri Organize Sanayi Bölgesi Dilek Sokak No:10 X-12 Özel Parsel Tuzla 34957 İstanbul / TÜRKİYE Tel: +90 216 394 12 82 (pbx) Faks: +90 216 394 12 87 info@friterm.com www.friterm.com

twitter.com/friterm

facebook.com/friterm

linkedin.com/company/friterm PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

153


Ç

evre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından başlatılan “Sıfır Atık Projesi” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayelerinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirildi. Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantıya Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki de katıldı. İsrafın önlenmesi, atığın azaltılması ve atıkların dönüştürülmesini kapsayan atık yönetim felsefesi olarak tanımlanan “Sıfır Atık Projesi” konusunda gerçekleştirilen toplantıya ayrıca; milletvekilleri, kamu kurum ve kuruluşlarının başkanları, üniversite rektörleri, akademisyenler, belediye başkanları, sivil toplum örgütleri temsilcileri, medya mensupları ve iş dünyasından önemli isimler katıldı. TABİAT BİZE EMANET Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılan toplantıda konuşan Emine Erdoğan, Sıfır Atık projesinin yaygınlaştırılmasında kararlılık vurgusu yaptı. Ardından kamu kurumlarında uygulanmaya başlanan ve tüm Türkiye’de

yaygınlaşması amaçlanan sıfır atık projesinin sadece bir çevre duyarlılığı çalışması olmadığını aynı zamanda insanlığın geleceği adına bir sorumluluk vazifesi olduğunu dile getiren Erdoğan, “Bize emanet edilen tabiatın gelecek nesillere devredebilmek boynumuzun borcudur. Kimyasalların çevremizi kuşattığı, doğallığın nostaljik bir nesne haline geldiği günümüzde insanoğlunun attığı her adım yer kürenin dengesini bozmakta. Atıklar toprağı, suyu ve havayı özetle tüm canlılara zarar veriyor. Dünya Bankası raporlarına göre yılda 1.3 milyar ton evsel atık miktarının 2025 yılında 2.2 milyar tona ulaşması bekleniyor. Üretim için harcadığımız çaba kadar tükettiklerimizin oluşturduğu atıkları bertaraf etmek için uğraşıyoruz” dedi. TÜKETİMİ ÜRETİME DÖNÜŞTÜRMELİYİZ Emine Erdoğan sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Çevre yönetimi, tüm dünyanın en büyük sorunu haline geldi. Sürdürülebilir kalkınma ancak atıkların kontrolüyle mümkün.

Zira atıklar kılık değiştirmiş enerji kaynaklarıdır. Tüketimi üretime dönüştürmeliyiz. Bu konuda bireysel bilinç kadar kurumsal kararlılık da oldukça önemlidir. Sıfır atık kültürünü yaygınlaştıralım. Bizlerin gayreti tonlarca atığı ekonomiye kazandıracaktır. Sıfır atık farkındalığı dalga dalga evlere de yaygınlaşmalı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde biz bu çalışmayı etkin bir şekilde başlattık. Çevre ve şehircilik Bakanlığı öncülüğünde bir sistem kurduk. Tabiatı bekçilerle değil inşallah bilinçle koruyacağız.”

Atık tesislerimizin sayısı arttı

Törende konuşma yapan Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki; “günümüzde insanoğlunu ve tüm dünyayı meşgul eden bir kavram var, o da çevre kavramıdır. Geçtiğimiz yıl itibari ile çevre ile ilgili dünyada yapılan toplantı sayısı on iki oldu. Çevrenin korunması çevre bilincinin yükseltilmesiyle ilgili tüm insanlar artık teyakkuz halindeler. Önceleri çok az üretip, çok az tüketen insanlarken dünyayı az kirletirken özellikle sanayi devriminden sonra çok üretmeye başladık. Çok üretince, çok tüketmeye başladık

154

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

ve çevreyi de tahrip ettik. İnsanların büyükşehirlerde toplanması ve göçler neticesinde oluşan devasa insan grupları tükettikleri ve atıkları tabiata verdiklerinde tabiatta müthiş tahripkâr bir ortam olmaya başladı. Katı atıkların ayrıştırılması ile ilgili nüfusumuzun sadece yüzde on beşine hitap eden tesislerimiz varken şimdi nüfusumuzun yüzde altmış ikisine hitap eden tesislerimiz var. Gemi atık alım hizmetlerinde eskiden hiç tesisimiz yokken şimdi 277 limanımızda atık alım tesislerimiz var. Aynı şekilde deniz kirliliği önleme amaçlı tam 276 yerde tesis bulunuyor” dedi.

TÜRKİYE’YE OZON TABAKASINI KORUMA ONUR ÖDÜL MADALYASI Türkiye’nin atık toplama tesis sayısındaki artış ve çevreyle ilgili çalışmalarının tüm dünya tarafından

takip edildiğini belirten Bakan Özhaseki; “Bu çalışmalarımız neticesinde 2012, 2014, 2016 yılında Ozon Tabakasını Koruma Onur Madalyası’nı Türkiye aldı. Türkiye bu alanda önemli adımlar attı. Dört aylık çalışmalarda 45 ton kağıdı ayrıştırdık. Aynı zamanda 11 ton plastik 2,5 ton cam, 1 ton metal ve 60 ton da değerlendirilebilir atık ayrıştırdık. Sadece kağıttan elde ettiğimiz kar; 766 ağacı kesilmekten kurtardı. 8 ton sera gazı salınımını azalttık. 165 varil petrol kullanımını engelledik ve 4 ton da cevher kullanımını engellemiş olduk” açıklamasında bulundu. Bakan Özhaseki konuşmasını, projenin ilk uygulamasının başlamış olduğu Çevre ve Şehircilik Ana Hizmet binasında ayrıştırılan ve ekonomiye kazandırılan atıklarla ile ilgili bilgi vererek sonlandırdı.


PLASTICS A VELOX EXPERTISE

ENJEKSİYON VE EKSTRÜZYON MAKİNALARINI TEMİZLEME GRANÜLATI • Yüksek ısılar için özel ürünler (420 C’ye kadar) • Şeffaf ürünler için özel ürünler • Sıcak yolluklar için ideal temizlik • Kolay uygulanabilir , hızlı ve efektif sonuçlar • Ekstrüzyon prosesi için uygun ürünler • Hammadde ve zaman kaybınızı en aza indirir

Bedelsiz numune talepleriniz için lütfen bizimle iletişime geçiniz. VELOX Türkiye Tel: + 90 (0)216 349 24 45 • Fax: + 90 (0)216 345 45 23 Email: info.tr@velox.com • www.velox.com

VELOX Türkiye bedelsiz numune gönderileri için tüm haklarını saklı tutar PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

155


HABERLERİ

Çevreci projeleriyle dikkat çeken PAGÇEV, Beşiktaş Belediyesi ile birlikte “Geri Dönüşüme Çevir” temalı bisiklet turu düzenledi ve binlerce bisiklet tutkunuyla İstanbul’da anlamlı bir etkinliğe imza attı. 156

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142


PAGÇEV "GERİ DÖNÜŞÜME ÇEVİR" DEDİ

PEDALLAR GERİ DÖNÜŞÜM İÇİN ÇEVRİLDİ

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

157


S

on yıllarda dünyadaki pek çok ülke hem çevre, hem insan sağlığının korunması amacıyla bisiklet kullanımının yaygınlaşması için çaba harcıyor. Yapılan araştırmalara göre bir yolcu doğaya araçla 271, otobüsle 101 gram karbon salıyor. Bisiklet kullanıcıları ise kilometre başına sadece 21 gram karbon emisyonu üretiyor. Bisiklet kullanımının artması; karbon emisyonlarını azaltıyor, obeziteyi önlüyor ve daha gürültüsüz şehirlerde yaşamaya imkân sunuyor. Daha temiz bir çevre ve geri dönüşüm bilincinin arttırılması için Türkiye’nin dört bir yanında çalışmalar yürüten PAGÇEV, çevre misyonu kapsamında son olarak İstanbul’da düzenlenen ‘Bisiklet Turu’na katıldı. Çevre ve sağlık için motorlu taşıt kullanımına alternatif olarak öne çıkan bisikletlerle yapılan tur, PAGÇEV ve Beşiktaş Belediyesi işbirliği ile gerçekleştirildi. PAGÇEV’in “Geri Dönüşüme Pedal Çevir” teması ile katıldığı bisiklet turu kapsamında binlerce kişi, geri dönüşüm ve çevre için pedalları çevirdi. Daha önceki yıllarda da Beşiktaş Belediyesi ile işbirliği

158

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

yaparak bu tür etkinlikler düzenleyen PAGÇEV, bu yıl yine 20 Ağustos 2017 Pazar günü İstanbullular ile “Bisiklet Turu”nda buluştu. PAGÇEV Başkanı Yavuz Eroğlu ve Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar ile birlikte çok sayıda bisiklet tutkunu tura katıldı. Kadın-erkek, genç yaşlı herkes “Geri Dönüşüme

Çevir” sloganıyla pedal çevirdi. 16 kilometrelik Beşiktaş-Aşiyan-Beşiktaş parkurunu tamamlayan binlerce bisikletliye turun sonunda çekilişle bisiklet ve aksesuarlarından oluşan hediyeler dağıtıldı.


PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

159


KARBON EMİSYONU ÇEVREYİ ÖLDÜRÜYOR Bisiklet yollarının arttırılması hem çevreyi, hem sağlığı koruyor. Ancak çoğu insan günlük koşuşturma içerisinde gideceği yere en hızlı ve kolay şekilde ulaşmak için motorlu taşıtları kullanıyor. Bu durum çevrenin giderek kirlenmesine yol açıyor. Araştırmalar; her bir yolcu için 271 gram karbon emisyonu üreten araçlar ve 101 gram karbon emisyonu üreten otobüsler ile hem çevrenin, hem insan sağlığının tehdit altında olduğunu ortaya koyuyor. Bu sorunun önüne geçebilmenin yolu ise kilometre başına karbon emisyonunu 21 grama düşüren bisiklet kullanımını artırmaktan geçiyor. Çeşitli etkinliklerle çevrenin korunmasına yönelik çalışmalar yürüten PAGÇEV, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürürlüğe konulan şehir içi yollarda bisiklet yolları, bisiklet istasyonları ve bisiklet park yerleri tasarımına ve 160

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

yapımına dair yönetmelik sayesinde bisiklet kullanımında yaşanacak artışla karbon emisyonunun da azalacağına dikkat çekiyor.

artması gelişmiş ve medeni bir şehir olmanın da göstergesi. Hem daha az karbon emisyonu ile doğanın korunması hem de birey olarak daha rahat ve sağlıklı bir yaşam sürmek için ‘bisiklet kullanalım’ diyoruz.

BİSİKLET KULLANIMI ÖZENDİRİLMELİ Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da tüm doğa dostlarını, daha sağlıklı bir yaşam ve yeşil bir dünya için pedal çevirmeye davet eden PAGÇEV Başkanı Yavuz Eroğlu, bisiklet turu etkinliğinde yaptığı açıklamada, “özellikle büyükşehirlerimizde hava kirliliği ve motorlu araçların yaydığı karbon emisyonu, trafik yoğunluğu ile birlikte her geçen artıyor. Enerjinin verimli kullanılması gerçeği ise dünyamızın kıt kaynaklarının hızla tükenmesi sebebiyle hepimiz tarafından dikkat edilmesi gereken bir konu. Bisiklet kullanımını özendirerek artırmak bu sorunların en önemli çözümleri arasında yer alıyor. Dünyanın birçok büyük kentinde bisikletle ulaşım artık çokça tercih ediliyor. Bu nedenle bisiklet yollarının

İŞİNİZE BİSİKLETLE GİDİN Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, 2015 yılında yürürlüğe aldığı bisiklet yönetmeliğini de gönülden desteklediklerini belirten Eroğlu, “bu yönetmeliğin amacı şehir içi yollarda bisikletlerin ulaşım amacıyla kullanılmasını sağlamak, bisiklet yolları, bisiklet istasyonları ve bisiklet park yerlerinin planlanması, tasarlanması, yapılması yani bisikletin bir spor aracından çok ulaşım aracı olduğunun vurgulanmasıdır’ şeklinde konuştu. Yönetmelikle birlikte bisiklet yollarımız arttı ve daha da artacak. İlerleyen yıllarda ülkemizde de tıpkı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi günlük hayatta ulaşımını bisiklet ile sağlayan, işine bisikletle gidenlerin sayısının artacağına inanıyoruz” dedi.


PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

161


HABERLERİ

ZİYA GÖKALP ÖĞRENCİLERİNE GERİ DÖNÜŞÜM EĞİTİMİ

P

AGÇEV, çocuklara geri dönüşüm bilincini aşılama çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Bu kapsamda İstanbul Küçükçekmece Ziya Gökalp Anaokulu öğrencilerine çevre, atık ve geri dönüşüm konuları üzerine eğitim verildi. PAGÇEV’in sevimli karakteri “PAG” ile keyifli zamanlar geçiren çocuklar gün boyu hem geri dönüşüm konusunda bilinçlendiler, hem de eğlenceli vakit geçirdiler.

A

mbalaj Atıkları Yetkilendirilmiş Kuruluşu PAGÇEV (PAGEV Geri Dönüşüm İşletmesi), Başakşehir LivingLab ile birlikte 10-15 yaş arası öğrencileri kapsayan “Geri Dönüşüm Temalı Bilgisayar Oyunu Tasarımı Etkinliği” düzenledi. PAGÇEV, çocuklara çevre ve geri dönüşüm bilinci kazandırmak için hayata geçirdiği eğitim projelerine teknolojiyi de dahil etti. Başakşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen LivingLab (Yaşam Laboratuvarı) ile birlikte düzenlediği “Geri Dönüşüm Temalı Bilgisayar Oyunu Tasarımı Etkinliği” ile çocukların kendi bilgisayar oyunlarını kendilerinin tasarlaması sağlandı. PAGÇEV’ in geri dönüşüm kahramanı olan PAG’ın da başkahraman olduğu oyunda, ambalaj atıklarının doğru bir şekilde ayrıştırılması bilincinin çocuklara verilmesi ve bunu yaparken de eğlenceli vakit geçirmeleri sağlandı. Oyun tasarımı öncesinde sunulan çevre ve geri dönüşüm konulu eğitimle oyunun ana teması öğrencilere verildi. Ardından 8 saat boyunca alınan digital eğitim programıyla birlikte öğrenciler, geri dönüşüm temalı bilgisayar oyunlarını kendileri tasarladılar. Gün sonunda katılımcı çocukları PAG’dan sertifikalarını almaya hak kazandılar. BaşakşehirLivingLab bünyesinde çocuklar tarafından tasarlanan oyun, yıl boyunca sergilenecek ve ziyaretçiler yaşıtlarının tasarladığı oyunla tanışma fırsatı bulabilecekler. Etkinlikte yıl boyunca düzenlenecek turnuvalara katılan öğrencilerden birinciye sürpriz hediye verilecek.

162

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

ÇOCUKLAR TASARLADIKLARI BİLGİSAYAR OYUNUYLA GERİ DÖNÜŞÜMÜ ÖĞRENDİLER


OYUN KARAVANI ARTIK YOLLARDA!

A

ile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Çocuk Oyunları ve Spor Kulüpleri Federasyonu tarafından Oyun Karavanı Projesi hayata geçirildi. Proje ile amaçlanan; oyun geleneğini devam ettirmek, geleneksel çocuk oyunlarını tanıtmak ve çocuklara oynatmak, oyun aktiviteleri düzenleyerek çocuklarda oyun bilincini arttırmak, çocuklara kitap dağıtılarak okuma alışkanlığı kazandırmak, devlet koruması altındaki çocuklara başlayan karavan; Diyarbakır, Mardin, geleneksel sokak oyunlarını oynatarak Siirt, Van, Ağrı, Muş, Bingöl ve Tunceli illerimize sırası ile uğrayarak, binlerce çocukla buluşup tekrar İstanbul’a döndü. “Oynaya Oynaya Gülün Çocuklar” Projesi kapsamında çeşitli illere giden Oyun Karavanı, çocukların gün boyu eğlenceli vakit geçirmesi sağlandı. Kurulan tanıtım stantlarında çocuklara bilgiler verilip, hediyeler dağıtıldı. Alanda çocukların oldukça ilgisini çeken flytüp, palyaço, maskot ve oyun parkurların bulunmasının yanında, çocuklarla mendil kapmaca, sek-sek, halat çekme gibi gelenekselleşen oyunlar oynadı. PAGÇEV’in ve çevre sektörünün yetkilendirilmiş kuruluşlarının onlara özgüven kazandırmak, da sponsor olduğu proje ile çocuklar devlet koruması altındaki çocuklarla hem eğlendirildi, hem de öğretici vakit evlerinde yaşayan çocukları birbirleri geçirdi. Ayrıca geleneksel oyunlar da ile kaynaştırarak birlikte oyun çocuklara tanıtıldığı ve keyifli vakit oynamalarını sağlamak... Bu amaç geçirmeleri sağlandı. PAGEV Yerli doğrultusunda projenin hedef kitlesi Oyuncak Komitesi, bu amaçla yola kimsesiz çocuklar, ilköğretim çocukları çıkan Oyun Karavanı’nı ürettiği yerli ve engelli çocuklar. oyuncaklarla destekliyor. İstanbul’dan yola çıkan Oyun Karavanı, Doğu Anadolu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesindeki 8 şehri gezdi. İstanbul’dan yolculuğa

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

163


HABERLERİ

P

AGÇEV, Başakşehir Belediyesi ve Başakşehir LivingLab iş birliği ile gerçekleştirilen “Geri Dönüşüm İçerikli Sosyal Medya Kampanyaları Tasarlıyoruz!“ etkinliğinde çocuklar geri dönüşüm eğitimi ve atölye çalışmasının ardından, hazırladıkları geri dönüşüm konulu sosyal medya videoları arasından en çok beğeniyi alan grup ile birlikte ödül olarak PAGÇEV’in sevimli maskotu PAG‘ın da katılımı ile İstanbul Akvaryum’u ziyarete götürüldü. İstanbul Akvaryum’da çocuklar, su altının mucizevî yaşamında birbirinden farklı ve ilginç balıkları ve diğer su canlılarını keşfederken, kirletilmemiş yaşam alanlarında canlıların nesilleri tükenmeden, yaşam kaliteleri korunarak nasıl daha iyi yaşayabildiklerini öğrendi.

Ç ÇATALCA Belediyesi’NDEN GERİ DÖNÜŞÜM SEFERBERLİĞİ

164

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

ÇEVRECİ ÇOCUKLARA AKVARYUM ÖDÜLÜ

atalca Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü ve PAGÇEV’in iş birliği ile yürütülen çalışmada Çatalcalı vatandaşlara ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanması ile ilgili kapı kapı dolaşılarak bilgilendirme çalışmaları yapılıyor. Çalışmalar kapsamında Çatalcalı gençlerden oluşturulan ekiplerce Çatalca’daki ev ve iş yerleri ziyaret edilerek vatandaşlara kağıt, cam, plastik, metal ve ahşap gibi ambalaj atıkları hakkında bilgiler anlatılırken, bu atıkların geri dönüşüme gönderilmesinin yararlarına ilişkin bilgiler içeren broşürler dağıtılıyor. Bilgilendirmenin sonunda vatandaşlara; ambalaj atıklarını, evsel atıklardan ayrı biriktirmeleri için poşetler de bırakılarak evlerinde oluşan ambalaj atıklarını ayrı biriktirmeleri sağlanıyor, ardından ayrı toplanan atıklar düzenli olarak toplanıyor.


ÇOCUKLAR GERİ DÖNÜŞÜMÜN FİLMİNİ ÇEKTİ

P

AGÇEV, Başakşehir Belediyesi ve Başakşehir Living Lab işbirliği ile gerçekleştirdiği “Geri Dönüşüm İçerikli Sosyal Medya Kampanyaları Tasarlıyoruz! “ etkinliğinin 2. Turunu düzenledi. Çevre ve geri dönüşüm konusunda verilen eğitimin ardından, çocuklar öğrendiklerini pekiştirebilmek adına, uygulama alanına kurulan atölyede karışık atıkları türlerine göre ayırdılar. Eğitim ve atölye çalışmasının sonrasında sosyal medya kampanyaları için senaryolarını hazırlayan çocuklar, sonraki adımda video çekimlerini gerçekleştirdiler. Kendi projelerini tanıtan gruplar arasında gün boyunca keyif ve çekişmeli bir yarış yaşandı. Kaydedilen videolar Başakşehir Living Lab’ın Youtube kanalında yayınlanarak, oylamaya sunuldu. En çok beğeni alan grub ise sürpriz ödül olarak İstanbul Akvaryum’a ziyarete götürüldü.

PAGÇEV’DEN RENAULT’A ATIK YÖNETİMİ EĞİTİMİ

P

AGÇEV, Renault Türkiye çalışanlarına “Sanayi Kuruluşlarında Atık Yönetimi” eğitimi gerçekleştirerek, katılımcıların atıkların kaynağında özelliğine göre ayrılması, toplanması ve geri kazanılması hakkında bilinçlendirilmesini sağladı.

Sanayide üretim ve kullanım faaliyetleri sonucu açığa çıkan atıkların doğrudan veya dolaylı biçimde alıcı ortama verilmesinin insan ve çevre sağlığına zarar vermesinden bahsedilerek, atıkların ayrı biriktirilip geri dönüştürülmesi konusunda eğitim verildi.

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

165


BURGAZADA’NIN ÇEVRE KAHRAMANI: GALİCİ Burgazada’nın havası, suyu ve insanı bir başka… Ada’da bize bu duyguları yaşatan koca yürekli bir adamla Galici ile tanıştırmak istiyoruz sizleri... Geri dönüşüme gönlünü koyan Galici’ye, eşi de dahil olmak üzere etrafındakiler, “Çöpçü müsün sen?” diye alaycı bir tavırla takılmışlar. Ama Galici, hiç kimseye aldırmadan plastik atıkları toplamaya devam etmiş. O aslında tam bir cesur yürek. Galici, aslında modern toplumların bilinçli doğa ve canlı dostu birey idealini yaşayan bir temsilci. 9 yıldan bu yana çoğunluğu plastiklerden oluşan atıkları toplayarak çöp olmaktan kurtarıyor. Böylece hem doğayı koruyor, hem de ekonomiye kazanç sağlıyor. İşte Yani Galici’nin ilham veren hikâyesi…

166

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142


Sizi biraz daha yakından tanımak isteriz, kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz? 1953 İstanbul doğumluyum. Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi’nden mezunum. İnşaat işleri ile uğraşırken aynı zamanda turizm rehberliği yaptım. Özellikle İstanbul’da tarih ve kültür dolu geziler icra ettim. Bu iki işi severek yapıp bugünlere geldim. Çalışma hayatımın dolu dolu geçmesi şu anda Burgazada’da ve İstanbul’da sürdürdüğüm yaşamıma ayrı bir imkan da sağladı. Kendimi İstanbul ve Burgazada aşığı olarak tanımlayabilirim. Mühendislik anlamında bugün itibariyle sadece proje çizimlerinde çalışıyorum. Bir ara Rami Kuru Gıda Sitesinde babamın ticari işlerini de yürüttüm. Toptancılık mesleği yavaş yavaş erozyona uğrayınca turizme ağırlık verdim. Gelelim bugüne; yaz mevsiminde yaptığım iki etkinlik sonrasında kendimi çevre işlerine adadım, bir bakıma çevre ile nişanlıyım! Siz de beni bu dönemde buldunuz. GERİ DÖNÜŞÜME KATILDIM Kaç yıldır Burgazada’da yaşıyorsunuz? Çevre ile ilgili çalışmalarınız nasıl başladı? 1980 yılından beri Burgazada’da yaşıyorum. Çevre konusu ile ilgili olarak 9 sene evvel Topkapı Sarayı’nda rehberlik yaparken genç bir turist gördüm. Elinde bir torba

vardı. “Nedir o dedim?” Yunanlı genç “mavi kapak topluyorum” diyerek cevap verdi. “Hayrola bu kapaklar ne işe yarıyor?” dedim. “Biz bunları toplayarak Atina’da ihtiyacı olana engelli arabası almayı planlıyoruz” şeklinde yanıt verdi. Genç adamdaki büyük heyecanı fark etmemek mümkün değildi. Açıkçası yaptığı iş, beni heyecanlandırdı ve kendi kendime ‘ben de yapabilirim’ dedim. O günkü turist kafilesi İstanbul’da 3 gün kaldı. Ben onları ülkelerine uğurlarken genç arkadaşa bir bidon dolusu kapak verdim. Bunun üzerine epey şaşkınlık yaşayarak, kendilerinin bir bidon kapağı 1 haftada toplayamadığını, benim bu kısa sürede nasıl bu kadar kapak toplayabildiğimi sordular. O andan itibaren sağlam bir motivasyon ve kararlılık ile plastik kapak toplamaya başladım. Anlayacağınız atık toplama maceram 9 yıl önce mavi plastik kapak toplamakla başladı. Ardından toplama işine gönül verdiğimde bu sistemin nasıl işlediği hakkında araştırma yaparak kendimi bilinçlendirdim. Bu toplanan kapakların nereye gittiğini araştırdım. İnsanlar kapak topluyorlar fakat bunları verecek bir yer bulamıyorlardı. Benim bu kapakları verecek yerim vardı. Engelliler Derneği’ni bularak daha organize hale gelip motivasyonumu arttırdım.

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

167


PAGEV Genel Sekreteri Ertan Güneş, Burgazada’da bir geri dönüşümün en büyük destekçisi Yani Galici ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdi. Geri dönüşüme gönül verdiğiniz süreçte plastikle ilgili bakış açınız nasıl değişti? Plastiğin sonsuz kere geri dönüştürülebileceğini biliyordum. Sonuçta bu doğal kaynak ve az sayıda ve gramajda olduğunda ekonomik değeri düşük olduğundan insanlar rahatça etrafa atıyorlar. Bu malzemenin yeniden ekonomiye kazandırılması için nasıl katkıda bulunacağımı düşündüm. 3-5 kapak toplamak beni açıkçası tatmin etmeyecekti. Plastiğin hayat içinde sayısız alanda kullanıldığını çok iyi biliyor ve gözlemliyorum.

ve dönüşüme katkı ve katılımlarını sağlamak. Plastiklerin yanında son iki senedir gazeteler ve değişik ambalaj kaplarını da toplayarak kendi depo alanımda ayrıştırıyorum. Tabii bu işe başladığımda eşim ve arkadaşlarım tarafından çokça eleştiriye maruz kaldım. “Sen çöpçü müsün?” diyenler de oldu. Ancak benim bakış açıma göre benim yaptığım işe herkes günde 5-10 dakikasını ayırsa daha güzel bir dünyamız olacak. İlerleyen zaman içinde eşim ve yakın çevrem topladığım atıkları nasıl ayrıştırarak geri dönüşüme kazandırdığımı bizzat gördüklerinde onların da bakış açıları değişti ve şimdi herkes çok mutlu! “SEN ÇÖPÇÜ MÜSÜN?” DEDİLER… Görsel eğitim olarak benim Gönüllü atık toplama işini nasıl yaptığımı görenlerin bilinçlendiğine yapıyorsunuz? Ailenizin bu inanıyorum. İnsanlara bire bir ziyaret çalışmanıza bakışı nasıl? ve anlatma ile bilinç aşılayamazsınız. Burgazada’da günde yaklaşık 4 Pencereden, yoldan, her hangi saatimi gönüllü olarak geri dönüşüm bir noktadan insanlar ne yaptığımı faaliyetime ayırdım. Her sabah 06.30 görüyorlar. Bence bu daha etkili ile 08.30 saatleri arasında adadaki bir yöntem… Sonuçta atıklarını değişik noktalara giderek, çöp konteynırlarının içinde veya etrafında konteynırın yanına ayrıştırılmış olarak atılmış olan plastik atıkları topluyorum. bırakmaya başlayan ciddi bilinçli bir kesim var. Her gün adanın en az yarısını bu Adada yürürken insanların üzerinde amaçla geziyorum. Sistem şu şekilde bıraktığınız etkiyi gözlemleyebiliyoruz. ilerliyor; atıkları çöpten kurtarmak 168

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

İlerleyen dönemde bu konuda neler yapmayı planlıyorsunuz? Benim uyguladığım görsel bir uygulama, bu adamın ne yaptığını araştırmak son derece ilginç geliyor insanlara. Evet, bu adam ne yapıyor? Bazı resimler vardır, hiç olmadığınız yerde bakıyorsun ve “bu adam ne yapıyor” diyorsun, sigara içiyor gibi görünüyor oysa altta daha farklı mesajlar vermekte. İnsanlar üzerinde son derece olumlu etki yarattığımı görmek beni umutlandırıyor. Açıkçası önümüzdeki sene toplama ve ayrıştırma faaliyetimin daha da iyi olacağına inanıyorum. Bu işi yaparken bu atıkların para ettiğini hiç düşünmedim. Sadece gönüllülük esasıyla toplama işi yapıyorum. Ticari olarak da bundan hiçbir beklentim yok. Enteresan şeyler de yaşıyorum elbette. Adada dönüşüm işi yapan bir arkadaş yanıma geldi ve topladıklarımı görünce “benim senin gibi çalışan ekibim olsaydı tüm diğer adaları da kısa sürede atıksız hale getirirdim” dedi. Para karşılığı olsaydı bu işi kesinlikle yapmazdım. Tabii ki içten içe kurnazca ‘acaba bu adam ne kazanıyor, ne için yapıyor’ diyenler de oluyordur mutlaka!


Türkiye’nin lider, endüstriyel ambalajlama sistemlerinin üreticisi, Deren Ambalaj, artık küresel SCHÜTZ IBC üretim ağının bir parçası. SCHÜTZ ECOBULK bir lojistik aracı olarak, kapalı devre çalışan firmalar ile tek yönlü paketleme faydalarını birleştiren küresel bir kavramın kalbidir. Bu tüm dünyada, sıfır yönetim maliyeti ile, müşteriler ve kullanıcıların maksimum esneklikten yararlanırken aynı anda ambalaj ve lojistik maliyetlerini en ekonomik seviyede tutma imkanını sağlıyor. PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

169


Yaşadığınız ilginç olaylar oluyor mu? Elbette var. Beşiktaş tribününde Caner Tükenmez isminde bir arkadaşım var. Maçta tesadüfen yan yana geldik, “ne yapıyorsun?” dedi. Caner Tükenmez, kapak toplayan bir arkadaşımdır. Türkiye’nin çeşitli yerlerinde sıkıntısı olan noktaları buluyor ve kapakları verip, tekerlekli sandalyeler alıyor. Mesela Aydın’ın Söke ilçesinden gelen haber ve istek doğrultusunda kişiler tespit ediliyor, ihtiyacı olanlara 72 adet araba götürüyorlar ve dağıtıyorlar. Benden aldığı bir ton kapakla bir gün beni çağırdı ve Caner Tükenmez Beşiktaş ailesi adı altında bana plaket verdi. Bir gün aile dostumuz bana telefon açıp “atık alüminyum gazlı içecek kutularının toplandığı yerleri biliyor musun?” diye soru sordu. Bende “neden bu soruyu bana sorma ihtiyacı hissettiniz” dedim, O da “sen belki bilirsin” dedi. Bir hafta evvel Vezneciler’de bir turistik turum vardı, eski Bizans kiliselerini gezdiriyordum. Aşağıya Vefa’ya doğru gittik, sonra da Zeyrek Cami’nin, Küçük Pazar’ın arkalarında bu alüminyum kutularını presleyen bir atölye gördüm. Yanıma aldığım kızı buraya götürdüm ve fotoğraflarını çektirdim, kız çektiği bu fotoğraflarla yarışmada birincilik ödülü aldı. “Geri dönüşüme ve çevreye gönül veren Yani Galici, yaptıkları ile örnek oluyor. Galici’nin izinden gidenler de atıkları doğaya ve ekonomiye kazandırıyor.”

Dokuz yılda doğaya ve ekonomiye nasıl bir katkı verdiniz? 9 yıldan bu yana topladığım atıklar 7,5 ton civarında. Bunun 5 tonu plastik, kalanı kağıt. Bu işlemi 365 gün boyunca yazları Burgazada, kışları ise İstanbul Kurtuluş’ta gönüllü faaliyetimi sürdürüyorum. Kurtuluş’ta kışları zor olsa da bu işin sonunda sevgi var. Sevgi, sana inanacak adamlar bulmaktır. Şimdi bizim bina hizmetkarı üç arkadaş da atıkları ayırıyor. Bizim kahveciyi de örgütledim, devam ettiğimiz lokalin etrafındaki şişeleri toplayabiliyor. İnanamazsınız yaz günü gidiyorum, baktım içilen şişeleri kolilere koymuş. Sanki geri gönderecekmiş gibi. Kahvecinin bunu yapması kadar güzel bir şey olamaz. Son mesajınızı alabilir miyiz? Ben bu işi gönüllü olarak, sevgiyle yapıyorum. Şimdiye kadar 7,5 ton atığı ekonomiye kazandırarak çevreye de katkı veriyorum. Açıkçası bunu maddi beklentisiz yapıyorum. Ayrıca son olarak şunu söylemek istiyorum. Başkası benim için düşünsün çalışsın zihniyeti çok yanlış. Ne yapacaksak birlikte yapacağız, insanları yönlendireceğiz, onlara yeni düşünce ve hareket kanalları açacağız, onlar bizim belirlediğimiz kanalla istediğimiz noktaya gelecek. ‘Buraya suyu dök’ diyeceğiz, o suyu oraya dökecek. O su, göl olacak ve sonrasında ortaya çıkan büyük işe şaşıracaksınız. Benim suyum göl oldu diyecek. Olayımız bu olmalı… P

Burgazada sakinlerinden Galici, geri dönüşüm bilincinin yaygınlaşması için çalışıyor 170

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

GERİ DÖNÜŞÜM BİLİNCİ TÜM ÜLKEYE YAYILMALI Geri dönüşüm Gönüllüsü Yani Galici ile buluşmamıza aracı olan PAGEV Üyelerimizden Taka Danışmanlık firma sahibi İskender Azaroğlu ile de kısa bir söyleşi gerçekleştirdik. Yani Bey’in çalışmalarını nasıl fark ettiniz? Plastik sektörünün bir bireyi olarak bu çalışmalarının önemini değerlendirir misiniz? Burgazada’da sabahları erken saatlerde yürüyüş yaparken Yani Bey’in konteynırlardan özellikle pet şişeleri ve galonları toplayıp ayrıştırdığını ve yolda beş-on adet pet galonla yürüdüğüne çokça rastladım. Haliyle biz de plastikçi olduğumuz için bu konu ilgimi çekti. Bir gün ne yaptığını sordum. O da bana neler yaptığını, dönüşüm için nasıl gayret gösterdiğini, çevredeki insanları bilinçlendirmeye çalıştığını, bu petleri bir yerde topladığını ve geri dönüşüm için farklı yerlere gönderildiğini anlattı. Yani Bey’in hikâyesinden çok etkilendim. Yani Bey bu konuda hep önayak oluyor ve tamamen gönüllü olarak yaptığı bir çalışma, maddi menfaati de yok. Her gün 4 saatini bu işe ayırıyor. Ümit ediyorum ki Yani Bey’in önayak olduğu bu çalışma Ada hayatında daha geniş kitlelere, gruplara ve halka yayılacak. İstanbul ve tüm Türkiye’ye yayılması en büyük beklentimiz. Yani Bey’in yaptığı iş aslında çok basit bir iş ve bunu tek başına yapıyor. Oysa bu işi birçok kişi aynı anda yapsa Plastik Petleri konteynırın yanına koyup en azından bu şekilde geri dönüşüme yardımcı olabilse, çevreye ve ekonomiye önemli bir katkıda bulunabilir. Burada benim önayak olmamın yanı sıra üyesi olduğum PAGEV’in ve Geri dönüşüm İktisadi İşletmesi PAGÇEV’in çalışmalarını da çok etkileyici bulduğumu sözlerime eklemeliyim. PAGEV zaten plastik sektöründe çok önemli bir marka. Ayrıca PAGÇEV’in önemli faaliyetleri de bu çalışmalarımıza ayrı bir değer katıyor.


PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

171


Mutlu balıklar projesi

atıkları ekonomiye kazandırıyor

PAGÇEV, Ambalaj Atıklarının Yetkilendirilmiş Kuruluşu olarak “Mutlu Balıklar” projesi ile kıyı sularında ve denizlerdeki yüzen atıkları ekonomiye kazandırıyor.

M

utlu Balıklar, endüstri liderliğinde Avrupa Birliği ve Türkiye kıyı sularını temizlemeyi ve denizlerde yüzen atıkları 2020 yılına kadar azaltmayı amaçlayan bir proje. Mevcut su üstü balıkçı trollerini ve yeni teknolojileri kullanarak, yüzen deniz atıkları toplanarak sınıflandırma ve geri dönüşüm yapılması için karaya

172

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

getirilmekte. Çoğu zaman çevre düşmanı olarak görülen plastik atıkların geri dönüştürülebilen ve değerli bir malzeme olduğunu anlatmak isteyen plastik üreticileri, PAGÇEV öncülüğünde deniz atıkları konusunda da öncü rol oynamaya devam ediyor. Balıkçıların av yasağı başladığında, denizlerdeki atıkları özel ağlarla temizleyeceği Mutlu

Balıklar Projesi, ilk Büyükada’da start almıştı. Büyükada’nın ardından Türkiye çapında kirliliğin yaşandığı diğer denizlerde de temizlik harekatı devam etmekte. Dünya genelinde atıksız denizler hedefi ile faaliyet gösteren Waste Free Oceans’ın WFO Türkiye, Ortadoğu ve Afrika Başkanlığını PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu sürdürüyor. P


PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

173


PAGEV’İN ÜYELERİNE SAĞLADIĞI AVANTAJLAR PAGEV, üyelerinin ihtiyaç ve taleplerini dikkate alarak yüklendiği misyonu aşağıdaki faaliyetleri yerine getirerek yürütür.

1 2 3 174

Devletin, sektörümüzü destekleyici politikalar oluşturmasında yardımcı olur.

4

Plastik sektörünün bir bütün olarak rekabet gücünün arttırılmasına ve plastik sektörümüzce yaratılacak katma değer ve istihdamın, yabancı ülkelere değil, kendi ülke ekonomimize kazandırılmasını sağlayacak çalışmalar yapar.

5

Sektörümüzün sorunlarını ve çözüm önerilerini, yazılı ve görsel medyayı kullanarak tüm kamuoyuna duyurmaya azami gayret sarf eder.

6

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

Her yıl Tüyap-PAGEV iş birliği ile düzenlenen PlastEurasia Fuarı’na üyelerine özel indirimli standlı katılım imkanı sağlar.

Üyelerinin, yurt içi ve yurt dışı uluslararası fuarlara daha uygun şartlarla katılımı amacıyla fuar firmaları ile anlaşmalar yapar, uygun görülen fuarlara info stand ile katılır ve üyelerinin eriştiği ileri imalat teknoloji kabiliyetlerini tanıtır.

Her yıl düzenlediği “Plastik Endüstri Kongresi”, ‘‘Uluslararası Plastik Ambalaj Teknolojileri’’ve belli zamanlarda bizzat organize edeceği veya iş birliğinde bulanacağı seminer ve eğitimlere üyelerimizin ücretsiz veya indirimli katılmalarına olanak tanır.


PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

175


7 8 9 10

Üyelerinin değişen koşullara uyum sağlaması amacıyla, üyelerce ihtiyaç duyulan eğitim faaliyetlerini organize eder.

Sektörümüzün bazen bir bütün, bazen de özel sorunları, yazılan raporlar ve bizzat Bakan düzeyindeki görüşmelerle dile getirir.

Sektörümüzle ilgili yurt içi ve yurt dışı sempozyum ve toplantılara iştirak eder.

Internet sayfasında sektöre yönelik raporları ve verileri yayınlar.

11 12 13 14

PAGEV, üyelerinin ileri teknoloji imalat kabiliyetlerini dış dünyaya tanıtmak ve üyeleri arasında iletişim kurmak amacıyla faaliyetlerde bulunur PAGEV Yönetim Kurulu Üyeleri, TOBB, ITO, ISO, TTGV gibi sektörümüzle ilgili kurumlarda aktif görevler alarak, sektörümüzün sorunlarını ve çözüm önerilerini değişik platformlara taşır.

Sektörün yasayla kurulmuş en üst kuruluşu olan TOBB Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sanayi Meclisi’nin Başkanlığını yürütür.

Plastik sektörünün imajını güçlendirecek, çevre bilincini geliştirmek ve sosyal sorumluluk projeleri’ne katkıda bulunmak için projelerin hazırlanıp uygulanmasını sağlar.

PAGEV üyelik başvurusu için: +90 212 425 13 13

176

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142


K U L L A N I L M I Ş

A Z

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

177

KİLİS

KİLİS

www.kelepirmakineler.com

M A K İ N E L E R

S A T I L I K

Kap:125kg/sa. / Vida çapı:80mmØ / Vida boyu:250cm

İSTANBUL

PS TABLO PROFİLİ HATTI

Kap.100kg/sa. / Vida çapı:65mmØ / Vida boyu:350cm

F İ Y A T

U Y G U İSTANBUL N

PP ÇEMBER ÜRETİM HATTI

MÜRACAAT Tel: 0 212 875 77 77 / Cep: 0 533 432 84 01 - Tuğsal Bey / Hüseyin Bey

Kap.75kg/sa. / Kafa genişliği:30cm / Vida çapı:2x45cmØ / Vida boyu:145cm

PVC KENAR BANDI HATTI

Kap.100kg/sa. / Vida çapı:65mmØ / Vida boyu : 350cm

PP KOLİ İPİ HATTI


BİLİNÇLİ BİR TOPLUM AYDINLIK BİR GELECEK GÜZEL BİR ÜLKE ve DAHA YAŞANILABİLİR BİR DÜNYA İÇİN AMBALAJ ATIKLARINI KAyNAĞINDA DOĞRU AYRIŞTIRARAK GERİ DÖNÜŞÜME SEN DE DESTEK OL

pagcev pagcev pagevtv pagcev

PAGÇEV, T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Ambalaj Atıklarının Yetkilendirilmiş Kuruluşudur PAGÇEV bir PAGEV GERİ DÖNÜŞÜM İKTİSADİ İŞLETMESİDİR 178

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

pagcev.org


PAGÇEV ÇALIŞIYOR GERİ DÖNÜŞÜM KAZANIYOR 10

BİR CAM ŞİŞE GERİ DÖNÜŞÜNCE..

ENERJİ KARŞILANABİLİR

100

1 BİLGİSAYARIN 25 DAKİKA KULLANDIGI

ADET METAL KUTU GERİ DÖNÜŞÜNCE..

WATTLIK BİR AMPÜL 35 SAAT YANABİLİR

8 ADET PLASTİK ŞİŞE GERİ DÖNÜŞÜNCE..

1 ADET FORMA ELDE EDİLEBİLİR

* A Milli Takımımız 2010 yılında oynanan Honduras maçına geri dönüşümle elde edilen forma ile çıkmıştır.

1 TON KAGIT GERİ DÖNÜŞÜNCE..

17 TANE AGAÇ KESİLMEKTEN KURTARILABİLİR

PAGÇEV bir PAGEV GERİ DÖNÜŞÜM İKTİSADİ İŞLETMESİDİR

www.pagcev.org

Ambalaj Atıklarının 179 Kuruluşu

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142 Yetkilendirilmiş


TÜRKİYE PLASTİK AMBALAJ SEKTÖRÜ

RAPORU 2016

TÜRKİYE PLASTİK

İNŞAAT MALZEMELERİ

SEKTÖR İZLEME RAPORU 2016

180

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

TÜRKİYE PLASTİK

SEKTÖR İZLEME RAPORU 2016

TÜRKİYE OTOMOTİV PLASTİKLERİ

SEKTÖR İZLEME RAPORU 2016


PLASTİK SEKTÖRÜNÜ PAGEV RAPORLARI İLe TAKİP EDİN TÜRKİYE PLASTİK İŞLEME MAKİNELERİ

SEKTÖR İZLEME RAPORU

PLASTIKLERINBILINMEYEN YAŞAMI AB ve TURKIYE KIYASLAMASI

2016

TÜRKİYE

POLİPROPİLEN

RAPORU 2016

TÜRKİYE

POLİETİLEN

RAPORU 2016

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142

181


182

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142



184

PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.