PARALEL EVRENLER GERÇEK OLABİLİR Mİ? OTOMOBİLDE GÜVENLİK: GÜNCEL TEKNOLOJİLER
# 01 - şubat’19
hypedergi.com
akıllı hoparlörler
sağlıklı beslenme EFSANE Mİ GERÇEK Mİ? Diyetler, araştırmalar ve bilinmeyenler...
Yakında her evde onlardan bir tane olacak
OYUN YAYINCISI OLMAK İSTEYENLERE TWITCH ÇANTASI EV/OFİS İPUÇLARI AUDI’DEN TAM ELEKTRIKLI SUV: E-TRON AÇIK HAVANIN EFENDİSİ ELEKTRİKLİ BARBEKÜLER ŞINAVIN İNCELİKLERİ 60+ÜRÜN
C A E U F D N L Y L L N Y P G F K U O M
G U P S D T E X B Y R L P Q W I Ş N A G B M H Y P E F H D K D N V Y W L M D H F K F K D D Y G Ö D J I M N S E Y H I I I O E R C İ K Ş W N R Z X W P O L Y W Ğ A S N D V C Z E K A O Q W W P R O I W T G M N B F S N M C Z N X C Y E N İ G L İ O E J L D Ü N Y A B N K V T İ B V I O N D F M B N G R Y U W M N F E R A U N T Y S S V Y L P X K V H S L A K I L L I M F N B D E Y A Ş A M I E W T R N D C S S B V J P S H E J F K W V Z L İ A R T H V C U Ş
E
D
İ
T Ö R
d ö n ü ş ü m Gelin kısa bir geçmiş yolculuğu yapalım. Bilirsiniz, eskiden kadın ve erkek dergileri vardı. Erkek dergisinin kapağına kadınların çizildiği, kadın dergilerine bir yakışıklının yapıştırıldığı ya da ideal kadının resmedildiği dünya, çoktan geride kaldı.
K
Ü
N
Y
İmtiyaz Sahibi Linkmedya Ihlamurdere Cad. Gazi Refik Sok. 7/9
Teknolojinin, otomobilin sadece erkeğe, dekorasyonun, yemeğin sadece kadına hitap ettiği günler geçti.
Beşiktaş/İstanbul
Bilirsiniz, eskiden basılı dergiler de vardı.
Yayın Yönetmeni
Bunlar geçmişten günümüze kalanlar olarak, elbette birer itibar nesnesi. Çoğu hâlâ raflarda (öylece) duruyor ama sizce de bazı şeylerin değişmesinin zamanı gelmedi mi? Dünya bu konularda başkalaşalı o kadar çok zaman oldu ki, bir cep telefonu ile her derde deva bulmak, dijital dünyaya dahil olup daha rahat yaşamak, vakit ve hatta nakit, daha da birçok şey kazanmak çoktandır mümkün. HYPE da bu kazanımların birisi olarak bu sayıyla hayatınıza giriyor. Yukarıdaki dertleri düşününce görev belli: Teknoloji, otomobil, giyim kuşam, dekorasyon, ev aletleri, oyun, kültür sanat başta olmak üzere, artık şehirleşen dünyada bir insana lâzım gelen her şeyin iyisini, üzerinde tartışmaya değecek aktüel konuları bir araya toplamak. Erkek ve kadın sınırını kaldırınca, yaşamın bir derdi daha var. Tekdüzelik ve hobisiz kalmak. Bu ızdırabı da elimizden geldiğince “kendin yap” içerikleriyle gidermeye çalışacağız. Sizden ricamız, bundan sonra her ay bizi bekleyin ve mutlaka siz de bize yazın. Sevgiler 3
(212) 909 92 42
Aytun Çelebi aytun@hypedergi.com Yazı İşleri A. Erhan Acar Kaan Kayar Kreatif Direktör Oğuz Taşdan Reklam reklam@hypedergi.com Yayın Türü Yaygın, süreli (aylık) yayın HYPE®, T.C. Basın Yayın yasalarına uygun olarak yayımlanmaktadır. Dergideki fiyatlar yayın tarihindeki en uygun fiyatlardır.
E
22 SAĞLIKLI BESLENME
EFSANE Mİ GERÇEK Mİ?
36
YENİLER&İYİLER
8 20 35
RETRO
BİLİM
EVRENDE YALNIZ DEĞİLİZ, YA EVRENLERDE?
NINTENDO ANALOGUE SUPER NT
44 OYUN
İPUCU
RED DEAD REDEMPTION 2
HER YER EV/OFİS 4
48
İ
Ç
İ
N
D
E
K
İ
L
E
FOTO
CANON EOS 2000 D
50 AUDI E-TRON 52
46
AYIN OTOMOBİLİ
OYUN
STREAMER OLMAK İÇİN GEREKEN HER ŞEY BURADA
OTOMOBİL
GÜVENLİK TEKNOLOJİLERİ
38
AKILLI HOPARLÖRLER
54
R
59
HI-FI
SAMSUNG HW-N650 5
KENDİN YAP
ŞINAV BAŞLIYOR
Y
E
N
İ
L
E
R & İ
Y
İ
L
E
R
Huawei Mate 20 Pro
Bu bir iPhone olsaydı, herkes çıldırırdı! 8.499 TL / huawei.com.tr
H
uawei’nin son dönemde hızla artan satışlarında inovasyonun etkisi büyük. Londra’da yerinden izlediğimiz yeni cihazın tanıtımı belki bir iPhone sunumu kadar değildi ama içerik gerçekten etkileyici oldu! Mate 20 Pro, ekran üzerinden parmak izi okuyan, ister çentikli ve parmak hareketleriyle tuşsuz kullanılabilen ister standart üç tuşlu Android moduna alınabilen, kamera ve yapay zeka özellikleriyle dikkat çeken yeni bir mobil canavar.
30 dakikada %70 şarj
6,39 inçlik kavisli OLED ekrandaki çerçeveyi daha da küçülterek %88 ekran/çerçeve oranına ulaşan cihaz, 1.440x3.120 çözünürlük ile ilk bakışta pil endişesi yaratsa da, 2 güne kadar rahatça kullanılabilen 4.200 mAh’lik piliyle bu sorunu aşıyor. En güzel yanı da 30 dakikada yüzde 70 şarj edebilen özel hızlı şarj modu. Ayrıca kablosuz şarj edilebilen cihazları şarj edebilen ‘Ters şarj’ özelliği de şaşırtıcı.
6
Sekiz çekirdekli yeni Kirin 980 işlemcili cihaz yüz tanıma ile de hızlı bir şekilde kilit açabiliyor. USB-C ile şarj edilen Mate 20 Pro, IP68 sertifikası ile suya, toza ve darbelere dayanıklı. Ne yazık ki kulaklık yuvası yok, ancak kutudan USB-C çevirici çıkıyor.
Parmak izi okuyucu ekranda
Arka kameraya gelirsek, üç kamera ve LED flaşı bir kare biçiminde birleştiren telefon, yapay zeka desteğiyle çekim yapılan ortamı otomatik tanıyarak yüzlerce hazır moda geçiş yapabiliyor. Optik görüntü sabitleme özellikli kameralardan siyah beyaz çıkartılırken, ultra geniş açı mercek kullanılmış. Ayrıca parmak izini ekran üzerindeki belirli alandan okutması harika. Ancak kalın ekran filmleri ve koruyucuları bundan etkilenebiliyor. Açıkçası kullandığım kısa süre içinde tek yaşadığım sorun kenarlara yanlışlıkla basılma meselesinin tam olarak çözülememesi oldu. Bunun dışında ise her şeyden memnunum. Gece Mavisi, Mavi ve Siyah renklerdeki telefon, 6 GB bellek ve 128 GB depolama kapasitesiyle Türkiye’de satışa çıktı.
Huawei Watch GT
Saat gibi akıllı saat 200 euro (yurt dışı fiyatı) / huawei.com.tr Çinli devin tanıttığı yeni ürünler arasındaki yeni akıllı saati, çelik kasalı tasarımıyla hemen dikkat çekmeyi başardı. İki haftaya varan pil ömrü, dahili GPS’li spor takip özellikleri başarılı. Ancak Google’ın Wear OS sistemi yerine kendine has bir işletim sistemi sunması ve uygulamalar açısından zayıf olması herkese hitap eder mi, bilemedik. Ancak yuvarlak ve büyük saat sevip akıllı saatlerden yana aradığını bulamayanların ilgisini çekebilir.
7
Y
E
N
İ
L
E
R & İ
Y
İ
L
E
R
5G Vadisi’ne Turkcell start verdi Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) önderliğinde Ankara’da kurulan 5G Vadisi’nde, ilk 5G sinyalini verdi. Tüm operatörlerin kullanımına sunulacak 5G Vadisi, açık test sahası ile şirketlere, üniversitelere AR-GE faaliyetleri anlamında destek olacak.
A
nkara’da BTK önderliğinde kurulan 5G Vadisi açık test sahasına gerekli altyapıyı kazandıran Turkcell, buradaki ilk testleri de gerçekleştirdi. 5G Vadisi çalışmaları kapsamında Hacettepe Üniversitesi Kampüsü’nde yer alan BTK Piyasa Gözetimi Laboratuvarı’nda Turkcell ilk 5G sinyalini Huawei’nin sistemleriyle verdi. Kurulan sahada en yeni teknolojilerin test edilebilmesi ile hem Türkiye için en uygun 5G çözümleri oluşturulacak hem de 5G üzerinden çalışabilecek yerli ürün ve çözümlerin geliştirilebilmesi için Türk firma ve üniversitelerine bir AR-GE test ortamı yaratılmış olacak.
rici anten) gibi teknolojilerle mobil internet kullanımının yoğun olduğu alanlarda (alışveriş merkezleri, oteller, konser salonları gibi) çok sayıda kişinin aynı anda yüksek hızlarda internet kullanımına olanak tanıyor. Türkiye’de ilk kez Turkcell tarafından kullanılan ‘Massive MIMO’ teknolojisi ile mobil internet kullanıcıları yoğunluktan etkilenmeden yüksek hızlarda internet deneyimlerini sürdürebilecekler.
Konu hakkında konuşan Turkcell Şebeke Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Gediz Sezgin, “Turkcell olarak, Türkiye’nin kendi teknolojisini geliştiren ve üreten bir ülkeye dönüşmesine önderlik etme hedef ve kararlılığına yönelik çalışmalarımızı hızla sürdürüyoruz. En yeni teknolojilerin test edileceği 5G Vadisi ülkemizin 5G alanında söz sahibi olabilmesinde büyük rol oynayacak. 5G’nin Türkiye için tarihi bir fırsat olduğuna ve kamu-özel sektör iş birliği ile bu teknolojilerde öncü olabileceğimize inanıyoruz.” dedi.
5G ile kalabalıklar hızı düşürmeyecek
Hacettepe Üniversitesi’nde kurulu olan bu sistem 3,5 GHz frekans bandında yayın yapan ve ‘Massive MIMO’ (çoklu alıcı-ve-
Turkcell Şebeke Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Gediz Sezgin
8
Bosch KGN56HI30N
Selfie’de buzdolabı devri 5.620 TL / bosch.com.tr
Samsung WW10N644RPW/AH
Unuttuysan sonradan ekle! 3.395 TL / samsung.com/tr Samsung’un yeni nesil çamaşır makineleri, AdWash teknolojisi ile yıkama başladıktan sonra da çamaşır, deterjan ve yumuşatıcı eklemeyi sağlıyor. Bunu ister unutulanlar ister sadece durulama ya da sıkma için belirli çamaşırları katmakta kullanabilirsiniz. 10 kg’lık makine, 14 bin devir sıkma, A+++ enerji sınıfı gibi özelliklerin yanında EcoBubble ile deterjanı hava ve su ile karıştırıp köpüklendirerek leke temizliği yapıyor ve deterjan artığı kalmasını önlüyor. Q-Rator ise mobil cihazlardan uzaktan yönetim imkânı veriyor.
9
Her ne kadar mutfak alışverişinin en kritik noktası şu sıralar alışveriş poşeti olsa da, “Maydanoz var mıydı” benzeri sorular aklımızı kurcalamayı sürdürecek. Akıllı ev aletleri derken, kast edilen, bu tip IQ bitirici sorulara son verecek çözümler. Bosch’un Home Connect teknolojisi, telefon ve tabletten buzdolabının içini görmeyi sağlıyor. Uygulama dolabın temel ayarlarına müdahale etmeyi sağlarken, kapı açık ya da sıcaklık aşırı yüksek gibi uyarılar da gönderiyor. Birçok modele adapte edilebilen teknolojinin ileride gıdaları tanımasını ve bozulmadan önce uyarabilmesini de bekliyoruz.
Y
E
N
İ
L
E
R & İ
Y
İ
L
E
R
Vestel ProDrive
Eve teslimatta yeni seçenek:
Evde yoğurt ve ekmek yapanlara müjde! Fiyatı açıklanmadı / vestel.com.tr Berlin’deki IFA tüketici elektroniği fuarında tanıttığı yeni ürünlere akıllı özellikler katan Vestel, son dönemin trendi evde ekmek, yoğurt vb. gıdaları hazırlayanlar için de FermentStore’u tanıttı. Birçok modele yerleştirilebileceği belirtilen özellik, ayrı bir alanda fermentasyona uğrayan gıdaları belirli bir ısıda tutarak süreci hızlandırıyor ve ideal alana ihtiyaç duyanlara hitap ediyor. Vestel’in özel inverter teknolojisi ve ProDrive özellikli yeni dolaplar A+++’a göre yüzde 35 daha az enerji harcıyor ve 33 dBa gürültü seviyesi ile işten yorgun argın döndüğünüzde oturma odası koltuğundaki uykunuzu bölmüyor.
Samsung Galaxy A9
Glovo Yemekten market alışverişine, kişisel bakımdan hediyelik eşyaya kadar geniş bir ürün gamını 30 dakikadan kısa sürede eve getirebilen İspanyol Glovo, Türkiye pazarına yatırım yapma kararı aldı. Kullanıcıların mobil uygulama üzerinden sipariş vermelerine ve göndermelerine imkan tanıyan Glovo, İstanbul’da üç ayda 20 binin üzerinde ürün teslim etti. Uygulama 50 binden fazla kullanıcı tarafından indirildi ve 300’den fazla satıcı teslimat hizmeti sundu. Daha önce Uber’i Türkiye’ye getiren ve tepe yöneticiliğini yapan Glovo Türkiye Genel Müdürü Austin Kim “Türkiye’ye yatırım yaparak büyümemizi sürdüreceğiz. Haziran ayından bu yana elde ettiğimiz veriler de bize çok doğru bir yatırım yaptığımızı gösteriyor. Türk halkı kapıya teslimatı çok sevdi ve Glovo olarak biz de bu pazarda en iyi hizmeti sunmak için var olacağız. Faaliyetlerimize İstanbul’dan başladık. İlk aşamada tüm İstanbul’u kapsamayı ve Ankara, İzmir gibi nüfusu yüksek illere yayılmayı hedefliyoruz.” dedi.
Üç yetmedi mi? Dört olsun... 2.969 TL / samsung.com/tr Samsung’un kendisi orta seviye fiyatı üst seviye A serisi, aynı toplantıda iki ilkle karşımızda. A7 modeliyle dünyanın ilk üç kameralı telefonunu üreten şirketin A9 modeli ile de ilk dört kameralı akıllı telefon oldu. Genelde adını ilk kez duyacağımız bir üreticinin yapacağı türden ilkler, Samsung’dan gelince biraz şaşırdık. 6,3 inç Full HD+ ekran, sekiz çekirdekli Exynos 9810 işlemci, 6 GB bellek, 128 GB depolama ve microSD kart yuvası, 3.800 mAh pil gibi teknik özellikleri geçersek, değişik renk seçenekleri (petrol mavisi, şeker pembesi ve gece siyahı), ultra geniş açılı ve tele kamera seçenekleri etkileyici. Canlı odak özelliğiyle fotoğraflara ister çekimde ister sonradan netlik ayarı yapmak mümkün. Ayrıca daha pahalı telefonlardaki yüz ile kilit açma özelliği de A9’da yerini almış.
Daha önce Uber’i Türkiye’ye getiren Austin Kim, artık Glovo’nun başında
10
General Mobile GM 9 Pro
Kamerası test edildi, onaylandı! 2.199 TL / generalmobile.com/tr Uzun yıllardır süren Google ortaklığını dünyanın ilk Android One akıllı telefonu GM 4G’ye dönüştürerek yeniden hareketlenen şirket, anakart üretimi ve montajı yılda 2,5 milyon telefon kapasiteli yeni tesisine taşıdı. Tesisle yeni model GM 9 Pro da görücüye çıktı. 6,01 inç AMOLED ekran, Qualcomm Snapdragon 660, 4 GB bellek, 64 GB depolama alanına sahip telefon, yapay zeka destekli çift kamera, 4K video çekimi başlatan özel kamera tuşu ve şu dönem tüm Android dünyasını saran çentik ile dikkat çekiyor. 3.800 mAh ile uzun süre kullanabileceğiniz cihaz, mobil cihazların kamera özelliklerini test eden DxOMark’tan aldığı 90 puan ile adeta reklamındaki gibi ‘çeken var, çekemeyen var’ diyor.
Lenovo YogaBook C930
Çift ekranlı dizüstülere merhaba 999 euro (yurt dışı fiyatı) / lenovo.com.tr Önceki Yoga Book modelinde dijital klavyeyi deneyen Lenovo, C930’da artık ustalık kıvamına gelmiş durumda. Alıştığımız klavyenin yerinde e-mürekkep bir ekran yer alıyor. Böylece kocaman bir telefon kullanıyormuşsunuzh hissi veren dizüstü, özel kalemi ile buraya çizim yapmayı sağlarken el yazısını da tanıyarak notlarını klasik almayı tercih edenleri sevindiriyor. Kalbinde 8. nesil Intel Core işlemci bulunduran YogaBook C930’un 16 GB’a kadar bellek, 2 TB’a kadar da SSD kullanan modelleri 1,38 kg ağırlığa, dönerek katlanabilen 13,9 inçlik Full HD dokunmatik ekrana sahip. Ekran kapağını kaldırırken dert yaşayanlar içinse iki tıklatmak yeter. Şaka değil!
Panasonic ToughBook FZ-L1
Her koşula dayanıklı
1.049 euro (yurt dışı fiyatı) / panasonic.com.tr Sen de tabletlerin hakkını tam olarak veremediğimizi düşünüyor musun? Sanki küçük çocuklar vakit geçirsin diye satın alınır oldu ve bir zamanların ‘harika çocuğu’ bir kenara terk edildi. Bireysel kullanımda dizüstüne döndürme çabaları sürse de, iş dünyası için kendi orijinal hâliyle bile ciddi fırsatlar sunuyor. Panasonic’in her tür koşula dayanıklı olması için ürettiği ToughBook serisinin yeni ürünü 7 inçlik bir Android tablet. İsteğe bağlı barkod okuyucuyla gelen cihaz, Qualcomm’un dört çekirdekli Snapdragon 210 işlemcisi, 2 GB belleği ve 16 GB depolama alanı ile iş uygulamaları için yeterli bir performans sunuyor. LED flaşlı 8 MP kamera, 3.200 mAh pil gibi özelliklere sahip ürün, eldivenle kullanılabilen ekran, Dragontrail Pro koruması ile suya dayanıklılık gibi özellikleri de sunuyor. Bu kadar mı? Hayır. Panasonic Compass ile uygulama ve sistem güvenliğini de sağlıyor.
11
Y
E
N
İ
L
E
R & İ
Y
İ
L
E
R
Acer Swift 5
Hem pahada hem yükte hafif 999 dolar (yurt dışı fiyatı) / acer.com.tr Tayvanlı teknoloji şirketi Acer yeni dönemde yüzünü yenilikçiliğe çevirmiş durumda. Nitro ile oyuncuların gönlünü çalan şirket, Swift serisi ile de ilkleri gerçekleştiriyor. 15 inç ekranlı en hafif dizüstü bilgisayar olan Swift 5, 7. Nesil Intel Core işlemcilerle 16 GB’a kadar belleği, 1 TB’a kadar SSD depolamayı birleştiriyor. 990 gram ağırlığıyla neredeyse bir tablet ağırlığında olan cihaz, 10 saate varan pil ömrüyle gün boyu rahat kullanım sunuyor. LED arka aydınlatmalı klavye ve ince çerçeveli Full HD dokunmatik ekranı da leziz.
Canon EOS R
Fotoğrafın geleceğine ‘aynasız’ bakış 13.999 TL / canon.com.tr Artık aynasız fotoğraf makineleri devlerin gölgesinde kalmıyor, çünkü devler de aynasız yapıyor. Canon bu konuda geç kalanlardan birisi olsa da, ilk aynasız makinesi olan EOS R’yi inceleyince ciddiyet anlaşılıyor: Gelecek burada! Her ne kadar görünümü ve tutuşu çok ciddi bir yaratıcılık sunmasa da, Canon kontrollere kafayı yormuş. Daha minimalist ama esnek kontrol sistemi seni makineye değil, makineyi sana alıştıracak. Ayrıca 28-70 mm ve f/2’lik devasa merceği ile çıtayı yukarı çekerken, 24-105 mm’lik f/4’lük mercek de geniş açıda iddialı bir başlangıç sunuyor. 50 mm’lik f/1.2 merceği de prime arayanlara hitap ediyor. Bunların fiyatları rakibe göre daha yüksek ama teknik olarak da daha ilerideler. Bakalım aynasız DSLR’yi yenecek mi?
ZyXEL Armor Z2
Wi-Fi’ya doyamayanlara... 1.499 TL / zyxel.com.tr İnterneti hızlı almakla hızlı internet sahibi olmak arasında fark var. Genellikle bir kablosuz ağ kadar olan bu farkı kapatmak için, ZyXEL özellikle oyunlarda ve son dönemdeki dizi patlamasında etkili olabilecek bir model hazırladı. Armor Z2, dört adet değiştirilebilir akıllı anteniyle kablosuz sinyalleri güçlendiriyor. Ayrıca mobil cihazların konumuna göre sinyal gücünü artırabilen yönlendirici, 802.11ac standart desteği ile 2.600 Mbit/sn hızında aktarım yapabiliyor. MU-MIMO ile çoklu giriş ve çıkış özellikli yönlendiricinin 1,7 GHz hızındaki çift çekirdekli işlemcisi orta seviye bir akıllı telefon gücü getirirken, cihazda 512 MB bellek ve 4 GB eMMC depolama yer alıyor. 500 metrekare kapsama alanına sahip Z2, eazy123 adlı aracıyla pratik şekilde kuruluyor ve mobil uygulamasıyla uzaktan kolayca yönetiliyor.
12
Tesla Roadster
Geleceğin süper hızlısı 200 bin dolar (tahminî) / 2020’de çıkacak Bundan 10 yıl önce Roadster üzerinde çalışmaya başlayan ve kendine tasarım olarak Lotus’u örnek alan Tesla, iki koltuklu modelinin yenisini seneye piyasaya çıkartmayı hedefliyor. Her ne kadar arka koltuk ve üst cam “roadster” imgesinden uzaklaştırsa da, 1,9 saniyede 100 km’ye çıkabilmesi, azamî hızının 400 km’nin üzerinde olması gibi ufak şeyler, onu süper bir araç yapıyor. Yeni Tesla yollara çıkana kadar, Türkiye’deki şarj istasyonlarının sayısının da sonunda artacağını umuyoruz.
AYIN UYGULAMALARI
Mobil cihazında hep aynı uygulamaları kullanmaktan sıkılmadın mı? Arayıp taramaya üşeniyorsan işte sana bir üçlü...
Gbox
Mint Browser
Pure Nature
Sıkı bir Instagram kullanıcısıysan, tam boy fotoğraf gönderebilme, birden çok fotoğrafla ızgara kompozisyonlar oluşturma, gönderileri kendi hesabından yeniden gönderebilme gibi işleri tek bir uygulamada toplayan Gbox, gündelik rutinini kolaylaştıracaktır.
Xiaomi’nin hazırladığı bu mini web tarayıcı kullanacak depolama alanı kalmadığında, düşük özellikli telefonlarda ya da mobil bağlantıya hasret noktalarda kullanmak için ideal. 10 MB’lık yapısı kadar, veri sıkıştırma, reklam engelleyici ve gece modları ile de dikkat çekiyor.
Şehirde olmak durumunda kalıp da doğadan ne kadar uzağım diye içi yananlara bir nebze derman olabilecek bir uygulama olan Pure Nature, Kuzey Amerika’daki uçsuz bucaksız doğada kaydedilen 80’den fazla 3D stereofonik ses kaydını bir araya topluyor.
Ücretsiz / Android, iOS
Ücretsiz / Android
13
Ücretsiz / iOS
Y
E
N
İ
L
E
R & İ
Y
İ
L
E
R
A-DATA XPG EMIX H30 & SOLOX F30
Oyuna profesyonel yaklaşım 575 TL / adata.com.tr Oyunlarda görüntü ambiyans için ne kadar önemliyse, ses de o kadar önemli. İyi kalitede, güçlü bir ses kadar, belki saatlerce kafanda duracağı için konforlu bir seçenek olmalı. XPG EMIX H30, nefes alan kulak yastıklarını sağlam bir alüminyum kasayla birleştiriyor. Otomatik ayarlanabilen kafa bandı ve çıkartılabilir mikrofonu bulunan kulaklık, SOLOX F30 amfi ile sanal 7.1 çevresel ses sunarken, oyun dışında film, müzik ve sesli sohbet modlarıyla da hızlı ayar yapabiliyor. 2,4 metrelik kablosuyla PC’ye ya da konsola rahatça erişen cihaz, kullanılmadığında konmak için bir masa üstü askısıyla geliyor.
HyperX Alloy FPS RGB
Hız arayanlara mekanik çözüm 439 TL / hyperxgaming.com/tr Oyun dünyasında gamepad yerine klavyeyi tercih edenlerin ya da ilk tercihlerini bırakamayanların yeni gözdesi mekanik klavyeler. HyperX’in Alloy FPS RGB modeli, benzerlerinden daha az basma süresi sağlayan Kailh Silver Speed anahtarları kullanıyor. Böylece 40 gramlık bir baskı tuş bilgisini sisteme gönderebiliyor. Tam boy RGB’li klavye çelik alaşım çerçeveli, fakat tuş dışı alanları geniş olmadığından masanın üzerinde çok yer kaplamıyor. 70 milyon basmaya kadar test edilen klavyenin LED ışıkları, beş farklı parlaklık seviyesine ayarlanabiliyor. Ek olarak 1 adet USB şarj bağlantısı da mevcut.
Alienware AW2518H
Tasarımı gelecekten, çözünürlüğü geçmişten 3.471 TL / dell.com.tr Gümüş ve siyah renklerdeki krom kaplaması, özel aydınlatması ve tasarımıyla dikkat çeken Alienware AW2518H, 24,5 inçlik bir ekran alanında Full HD çözünürlüğe ulaşıyor. Buna karşın 240 Hz tazeleme hızı, 1 ms’lik tepki süresi, monitörü oyunlarda başarılı bir seçenek yapıyor. NVIDIA G-Sync ve Ultra Low Motion Blur teknolojilerini desteklemesi ile akıcı bir oyun keyfi sunuyor. Oyunlar kadar görüntü de önemliyse tercih edebilirsiniz.
14
2019’un siber tehlikelerine dikkat! Birilerinin gözü verilerinizde ve paranızda
R
usya merkezli güvenlik yazılımı üreticisi Kaspersky Lab’in tahminlerine göre 2019 yılında kripto madencilik yapan zararlı yazılımlar ve mobil zararlı yazılımlar artacak.
Kurumsal dünya da siber saldırganların hedefi olmaktan kurtulamayacak. Dünyanın dört bir yanındaki finansal kurumlara hizmet veren küçük şirketler hedefte olacak. Bu şirketlere erişim sağlayan siber saldırganların, hizmet verilen büyük finansal kuruluşlar olan banka, para aktarım sistemleri ya da borsalara sızması da bekleniyor.
Moskova’da düzenlediği basın toplantısı ile siber güvenlik trendlerini basınla paylaşan şirket, 2018 ile kıyaslama yaparak farkları da bölgelere göre detaylandırarak anlattı.
POS’tan ödeme sistemlerine doğru tehlikeler
Rapordaki 2019 güvenlik trendlerinden birisi de gösteriyor ki, geleneksel saldırı tipleri, internet üzerine taşınıyor. Özellikle yukarıda bahsettiğim POS saldırıları artık ödeme sistemlerine yöneliyor.
Kripto madencilik saldırıları hız kesmeyecek
Hazırlanan rapora göre 2018 yılında siber güvenlik açısından en önemli bulgu, kripto madencilik yapan, yani bir sisteme girerek arka planda sistem kaynaklarını kullanarak kripto para kazan ve haksız kazanç elde eden yazılımlar gündeme oturdu. Bunların hem bireysel hem de kurumsal sistemlere yayıldığını gösteren rapor, sisteme girişin ise genelde oltalama teknikleriyle gerçekleştiğini ortaya koydu.
Çip ya da iki adımlı koruma kullanılmayan kart işlemleri risk altına girecek. Hacker’ların dolandırıcılık önleme (anti-fraud) sistemlerini devre dışı bırakmak için tüm bilgisayar ve tarayıcı ayarlarını kopyalayan, böylece özellikle dikkat edilmediğinde anlaşılmayan karmaşıklıkta saldırılar düzenlemesi bekleniyor. Finans kurumlarına iki saldırı açısı
Popüler kripto cüzdanları taklit eden yazılımlarla ya da bu alanda tanınan kişilerin kripto para dağıttığını söyleyen olta mesajlara yakalanan kurbanların 2019 yılında da çoğalacağı bekleniyor.
İç ağa bağlı fiziksel cihazlarla finansal kurumların siber güvenlik sistemlerinin de devre dışı bırakılması olası. Ağdan veri çalmak üzere özel ayarlanan donanımlar, bilgisayar ya da harici bağlantıya izin veren noktalardan sisteme dahil edilirken, veriler de 4G/LTE modemlerle dışarı taşınabilecek.
Bu yıl için bir diğer gündem konusu da mobil zararlı yazılımlar olacak. Kaspersky Lab’e göre, bunun başını da bankacılık truva atları çekecek.
Mobil bankacılık da Web API düzeyinde ve tedarikçi şirketler üzerinden saldırıya uğrayabilecek.
Siber suç örgütleri coğrafya genişletecek
Bu yıl Cobalt/Carbnal ve Fin7 gibi siber suç örgütlerinin parçalanması yeni gruplar ortaya çıkartacak. Bunun daha geniş bir coğrafyada daha çok siber suç anlamına geleceğini belirten rapor, biyometrik verilerde de hırsızlığın ve sahteciliğin siber kurbanlar yaratacağını işaret ediyor.
Sosyal mühendislik ise bu tip saldırılarda siber saldırı tarihinin başından bu yana önemli rol oynuyor. Son dönemde veri sızıntısı yaşamayan büyük kuruluş kalmadığını göz önünde bulundurulursa, siber güvenlik kültürüne önem vermeyenleri de bu sene ciddi tehlikeler beklediği aşikâr.
15
Y
E
N
İ
L
E
R & İ
Y
İ
L
E
R
Philips PerfectCare Elite Plus GC 9682
Yakmayan ütü
1.979 TL / philips.com.tr Buhar kazanı ile uzun süre kesintisiz ütü yapanlara kolaylık sağlayan Philips, OptimalTEMP özelliğiyle de kıyafetleri tanıyarak otomatik ısı ayarı yaparak yanma gibi kazaları önlüyor. Elbette kıyafeti bir kez tanıyınca, buharı da ayarlayabilmek mümkün. Ütüdeki DynamiQ adlı algılayıcı, bu otomasyonda el hareketlerini de takip ediyor ve ütü durunca buharı kesiyor. Kırışıklık gidermek için de ütüdeki şok buhar tuşu seni bekliyor.
Siemens iQ7000
Çizilmeyen bardaklar için... 4.999 TL / siemens.com.tr iQ7000 serisi bulaşık makineleri, en hassas bulaşıklar için üç farklı önleme sahip. Bunlardan birisi su sertliğini otomatik ayarlayan cam koruma sistemi, ikincisi korumalı kurutma yapan Shine & Dry ve Zeolith teknolojileri, üçüncüsü ise 40 derecelik özel bardak programı. Makinelerdeki varioSpeed Plus özelliği, 3 kat hızlı yıkama yaparken, Home Connect ise mobil uygulama üzerinden program seçme, yıkama başlatma yapabiliyor. Uygulama, kalan tablet ya da tuz ve parlatıcı bitimini de haber veriyor.
16
Arzum Okka Grandio
Közde kahve tadı 570 TL / arzum.com.tr Türk kahvesi makineleri artık neredeyse elde kahve yapma dönemini bitirdi denilebilir ama bunu kötü bir şey olarak algılama. Çünkü Arzum’un Okka Grandio’su tek seferde 4 fincana kadar kahve yaparken, yavaş pişirme özelliği ile közde kahve keyfini yakalıyor. Fincan boyuna göre 3 ayarı bulunan makine, haznedeki suyla kaç fincan yapabileceğini de LED aydınlatmalı panelden gösterebiliyor.
Paşabahçe Omnia Twist
Kaba şekil katanlar 160 TL / pasabahcemagazalari.com Tasarım ürünleriyle mutfakta farklılık arayanlar için Paşabahçe’nin Omnia serisine yeni katılan su bardakları ilginç bir seçenek. Serinin yeni ürünü Twist, Milano’daki Türk tasarımcı Sezgin Aksu’nun imzasını taşıyor. Suyun spiral hareketinden ilham alan bardaklar, tek pakette iki adet olarak satılıyor.
WMF FUSIONTEC
Minareller, çelik ile buluştu 3.000 TL (yurt dışı fiyatı) / wmf.com.tr Doğal mineraller ve özel demir çelik çekirdeğinden üretilen WMF FUSIONTEC, ‘ömürlük’ tencere arayanlara hitap ediyor. Yapısı ile ısı dağıtımını kolaylaştıran tencelerer, pürüzsüz yüzey ile kesme, aşınma gibi işlemlere dayanıklı. Şeffaf kapağı ile yemeğin durumunu görmenizi sağlayan aletin platinum, rose ve siyah renk seçenekleri mevcut.
17
Y
E
N
İ
L
E
R & İ
Y
İ
L
E
R
Swatch Transformation
Fütüristik buluşma 370 TL / swatch.com.tr Bu yılın İlkbahar-Yaz döneminin ilk koleksiyonu olan Transformation’ı tanıtan Swatch, teknik ve malzemeyi patlayan renklerle buluşturmuş. Şirketin yeni modellerindeki yarı transparan ayna kaplamalı yeni polarize camları ışığa tuttuğunda pastel tonlar karşına çıkıyor. Böylece tüm renk tayfı şekil de desenlerle birleşiyor.
Cacharel Büyük Boy Valiz
Zamansız seyahatler için 579 TL / cacharel.com.tr Sık seyahat edenler, sadece iki tekerlekli bir aksesuarın kendilerine yetmeyeceğini iyi bilir. Dört tekerlekli olmasının yanında sağlam bir dış çerçeve ve malzeme, iyi bir iç hacim ve taşınabilecek malzeme çeşitliliği ve hassasiyetini gözeten bir bölümleme önem taşır. İşte Cacharel tüm bunları düşündüğü gibi, tasarımıyla zamansızlık hissi veren yeni koleksiyonuna bir de valiz eklemiş.
Vans Era
Bulutların üzerine çıkaracak 469 TL / vans.com Klasik modelleri arasında yer alan Era’yı ComfyCush teknolojisiyle yeniden tasarlayana Vans, köpük ve kauçuk karışımı tabanıyla gündelik ayakkabıda rahatlık arayanlara hitap ediyor. Üst kısmı da yenileyen şirket, tek parçalı iç kısım ve dikişler, kemer desteği, hava alabilen astarla da rahatlığı stil ile birleştirmeyi başarmış.
18
Shiseido Yeni Koleksiyon
‘Şiir gibi’ olun shiesido.com.tr Makyaj malzemelerini dokuları ve ciltte uyandırdığı hislere göre Gels, Inks, Powders ve Dews adlı dört gruba ayıran Shiseido, koleksiyonda Japon kaligrafisinden esinlenen 28 adet renk seçeneği sunuyor. Çarpıcı bakışlar sunan Kajal Inks, su geçirmez, yüksek pigmentli ve kolay uygulanabilir oluşuyla öne çıkıyor. Dews, yüz, gözler ve dudaklara uygulanabilen çok işlevli aydınlatıcı ürünlerden, Powder allıklarda ise hafif, dayanıklı, yumuşak ve mat bitişli allıklardan, Gels ise jel teknolojili, kalıcı, nemlendirici rujlarla makyaja son dokunuşu yapıyor.
L’occutine Yüz Maskeleri
Cildine Akdeniz esintisi 27 – 224 TL / loccitane.com.tr Yenilenen yüz maskesi serisi, Akdeniz havzasının kalbini, güneşle yıkanmış meyve bahçelerinde bir araya getiriyor. Yüksek mineralli meyvelerden ve bitkilerden ilham alan seri, doku olarak da yoğurt, reçel ve püreyi andıran seçenekler sunuyor. Yatıştırıcı, peeling, nemlendirici maskeler, sağlıklı ve ışıltılı görünümün yanında, detoks ve yatıştırıcı etki, konfor ve tazelenme açısından da etkililer.
Arzum Belissima
İtalyan tarzını saçına taşıyor 328 TL’den başlıyor / arzum.com.tr İtalyan Belissima ile işbirliği sonucu, Beach Waves Wag maşa, Creativity Infrared düzleştirici ve Profesyonel İyonlu saç kurutma makinesinden oluşan üç yeni model Arzum ailesine katıldı. Bunlarla 1920’lerin ihtişamlı wag dalgalarına kavuşabilir, tek dokunuşla küçük ya da geniş dalgalar yapabilir, saç tipine göre saçlarınızı yıpratmadan şekillendirebilirsiniz.
19
B
İ
L
İ
M
evrende yalnız değiliz, ya evrenlerde? On
yıllar
boyunca
evrenimizin Şimdi bulmuş evrenin derece
ise
tek
olup
yalnız
gibiler. geri daha
bilim
insanları
olmadığını
bizim
sorguladılar.
olmadığımızın
ilk
kanıtını
Açıklanamayan
bir
şekilde
kalanından soğuk
olan
0,00015 bir
bölge,
Santigrat başka
bir
evrenle çarpışmamız sonrası oluşmuş olabilir.
Tüm evren boyunca ısı anlaşılabilir seviyede. Sadece bir bölgede alışılmışın dışında bir sıcaklık gözlemlenmiş. Önce görsel bir ilüzyon olabileceği iddia edilen bölge için şu an iki evrenin çarpışması sonucu oluşmuş olabilir deniyor.
şekilde oluştuysa, başka evrenler de oluşmuş olabilir” dediler ve çoklu evrenleri araştırmaya başladılar.
Büyük Patlama ile ortaya çıkan radyasyon, maddeye dönüştü
Planck Uydusu’nun 2015 yılında yakaladığı görüntüde, arkaplan radyasyonunda bir anomali görünüyor. Büyük Patlama’dan 380 bin yıl sonra saçılmaya başladığı iddia edilen arkaplan radyasyonu tüm evrene yayılmış durumda. Radyasyon ilk başlarda çok enerjetik, yani sıcakken genişleyen evrenle soğumuş, hatta mutlak sıfırdan sadece 2,73 Santigrat derece daha sıcak hâle gelmiş. Evrenin sıcaklığı, derecenin milyonda biri kadar oynamaları saymazsak aynı. Bu yüzden bu soğuk bölge, bilim insanlarını çok şaşırtıyor. Başta büyük bir boşluk sandılar. Sonradan böyle bir boşuk olmadığını fark ettiler ve bölgenin nasıl oluştuğunu açıklayamıyorlar, zira bu bölgede, evrenin diğer kısımlarında olduğu gibi galaksiler var.
Genişleme teorisi, Büyük Patlama teorisine, 1980’lerde yerleşti. Galaksilerin arasının açıldığını gören bilim insanları bunun genişlemeyle oluşabileceğini ve çok küçük bir alandan başlamış olabileceğini düşündüler. Tıpkı bir balona homojen yayılan hava gibi, evrendeki nesnelerin de bu şekilde yayıldığını tespit ettiler. Bu yüzden ısı da dengeli şekilde yayılmıştı. Büyük Patlama’dan 380 bin yıl sonra radyasyon saçılmaya başlandı. Bu radyasyon o kadar sıcaktı ki, maddeye dönüştü. Artık evrende dengeli yayılmış ısının bir Santigrat derecenin milyonda biri kadar oynadığını biliyoruz. 2004’te bilim insanları buna ters düşen bu soğuk bölgeyi keşfettiler. Uzayda sıcaklık mutlak sıfırın 2,73 Santigrat derece üstüdür, bu bölge ise bundan 0,00015 Santigrat derece soğuktu. Bu bölgeyi ilk başta 1,8 milyar ışık yılı uzunluğunda bir boşluk sandılar. Işığın dalga
Büyük Patlama sonrasında, evren atomdan küçük bir noktadan bir futbol topu büyüklüğüne ulaştı. Bu genişleme saniyenin trilyonda birinin trilyonda birinin trilyonda biri kadar bir sürede, ışıktan hızlı gerçekleşti. Bilim insanları ise, “Bizim evrenimiz bu
20
Görünmeyen bir boyutta, bilmediğimiz paralel evrenler olabilir
boyutu seyahat boyunca enerji kaybettiğinden bu bölgenin bu yüzden soğuk görünebileceğini, bunun bir ilüzyon olabileceğini düşündüler. Durham Üniversitesi’nden bir grup astronom ise bu bölgenin boşluk olmadığını, galaksiler bulunduğunu kanıtladılar.
“Her şeyin teorisi”nde Einstein’ın Görecelilik Kuramı, fizikçilerin standart parçaçık modeliyle birleşiyor. En küçük üniteler olan sicimler, atomik yapı taşları ve enerji taşıyabilen parçaçıklar bu sicimlerden oluşuyor. Teorinin garip bir noktası var: En, boy, derinlik ve zaman olmak üzere algılayabildiğimiz dört boyut, bu teoriye yetmiyor. Sicimlerin en az on boyutlu bir uzamda atomik yapı taşlarını oluşturabileceği iddia ediliyor. Çoğu teorik modelde bu ekstra boyutlar kuark ve elektronların içine gizlenmiş durumda. Diğer modellerde ise evren kadar büyükler ve bizim evrenimize paralel, görünmeyen bir şekildeler. Bu boyutlar arasında sadece kütle çekim ile iletişim var.
Büyük Patlama sonrasında evrenimiz ışıktan hızlı şekilde genişlerken, inflaton adlı var olduğu varsayılan parçaçıklarla doluydu. Evren bir futbol topu büyüklüğüne geldiğinde, bu inflatonlar kuark ve elektronlara dönüştü, o parçacıklar da atomlara, derken milyonlarca yıl sonra galaksiler oluşmaya başladı. Fakat bu patlama, bizim düşündüğümüz gibi atomdan küçük mikroskopik bir noktadan daha büyük bir yerden başladıysa, patlamayla etrafa milyarlarca evren saçılmış olabilir.
Komşu evrenlerin aynı doğa kanunlarına sahip olduğu düşünülüyor
Bir parçaçık hızlandırıcı kütle çekim parçaçıkları ve gravitonlar üretiyorsa ve bu parçaçıkların enerjisi yoksa, parçaçıkların başka boyutlarda kaybolduğu söylenebilir.
Bilim insanları komşu evrenleri göremiyorlar. Kozmik ufkumuz Büyük Patlama’dan bu yana ışığın kat ettiği yolla sınırlı. Ufkumuz şu an 42 milyar ışık yılı civarında. Çoklu Evren havuzundaki tüm evrenlerin, aynı şekilde üretildikleri için aynı fizik kurallarına tabii olduğu düşünülüyor. Buna rağmen madde oranı, hayat bulunması, galaksi sayısı gibi şeyler değişiklik gösterebilir. Tekrar eden, kopya evrenlerimiz bile olabilir. Bizim evrenimizde madde sınırlı şekillerde organize edilebiliyor. Dört parçaçığı bulunan iki boyutlu bir evrende, madde on altı şekilde düzenlenebilirdi. Bu dört parçaçığa sahip evrenin bir kopyası da ona, çapının dört katı kadar uzak olurdu. Bizim evrenimizde maddeyi organize etmek için 10.118 yol var. Bu da ikiz bir evrenin bize çok çok uzak olacağı manasına geliyor.
Çoklu evrenler ve alternatif gerçeklikler hayal değil, gerçek olabilir Kuantum mekaniği kanunlarına göre elektronlar ölçüm yapılana kadar aynı anda iki farklı biçimde bulunabilir. Ölçüm sonrası seçilmeyen biçim yeni bir paralel evrene dönüşebilir. Bizim sıradan dünyamızda, ya da evrenimizde mi deseydim, nesneler bir adet fizikî durumda bulunabiliyor. Kuantum mekaniği dünyasında ise durum bambaşka. Bir atom ya da elektron aynı anda iki durumda bulunabiliyor ve buna süperpozisyon deniyor. Yani bir elektron, bir atomun etrafında aynı anda hem saat yönünde hem de tersi yönde dönebilir.
Arkaplan radyasyonundaki bu soğuk bölge şimdiye kadar başka evrenlerin var olabileceği öngörüsü için kullanıldı; tabii ki bu kesinleşmiş bir delil değil. Belki gelecekte bilim insanları iki evrenin çarpışmış olabileceğini kanıtlayabilirler. Gerçekten böyle bir olay olduysa, kütle çekim dalgalarını algılayabilirler. Bilim insanlarından Max Tegmark çoklu evren teorisinin doğru olduğundan emin.
Bir şey ya da kişi tarafından algılanıldığında ise, durumu belirlenmiş, sabitlenmiş oluyor. Bazı kuantum bilim insanları ise süperpoziyonun algılanarak bittiğine inanmıyor. Algılanmayan diğer durumun paralel bir evrene geçtiğini iddia ediyorlar. Bu teoride bir evren tamamıyla süperpozisyon hâlinde olabilir. Her seferinde bir dış güç tarafından algılanan evren, milyarlarca paralel evren yaratıyor olabilir.
21
K
A
P A
K
K O
N
U
S
U
SAĞLIKLI BESLENME BİR ŞEHİR EFSANESİ Mİ? Son dönemde tüm beşerî bilimlerin odaklandığı konu: Uzun bir ömür ya da ölümsüzlük. Son iki yüzyılda hayat koşullarımızı iyileştirerek insan ömrünü neredeyse iki kat uzattık. Gıda hijyeni de bu yolun büyük bir bölümünde bize yardımcı oldu. Ancak hızlanan hayatın getirdiği paketlenmiş gıdalar, koruyucu maddeler, beslenme ağırlığının hazır yemeğe kayması, besinlerle ilgili araştırmalar ve çılgın profesörler, “Sağlıklı beslenme mümkün mü” sorusunu günümüz için yeniden gündeme getiriyor. Yağ, şeker, gluten, tahıllar, et, sebze ve meyveler gerçekte ne kadar faydalı? Diyet mi yapmalı, yoksa belirli prensiplere uyarak ömür boyu sağlıklı beslenebilmek mümkün mü? Son aylarımızı buna vakfederek çeşitli belgeseller izledik, araştırmalar ve makaleler okuduk ve paketli gıdaların etiketlerini inceledik. İşte bilmen gereken her şey... 22
23
K
A
P A
K
K O
N
U
S
U
SAĞLIK SIFIRDAN BÜYÜKTÜR
YAĞ VE KARBONHİDRAT Her ikisi ile ilgili düşük ya da sıfır diyetlerine başlamadan önce bilmen gerekenler
E
n yaygın diyetler olan düşük yağlı ya da yüksek protein ve düşük karbonhidratlılar genelde umut vaat ediyorlar. Çoğumuz bunları denemiş ya da denemeyi düşünmüşüzdür. Ancak bilim bu iddiaları destekliyor mu?
gibi bitkisel yağlardaki doymamış yağla değiştirmenin kalp krizi ve inme riskini azalttığını gösteriyor. Hedefin kilo vermekse, az yağlı ve yağsız yiyeceklerin her zaman düşük kalorili olmadığını unutma. Bazı yiyeceklerde yağ oranını düşürerek “düşük yağlı” ya da “sıfır yağ” hâllerini ortaya çıkartmak için şeker, nişasta gibi eklemeler yapılarak dokusu ve aroması korunuyor. Bunlar da bir beladan kaçarken başka türlü bir belaya bulaşmamızı sağlıyor.
Sıfır yağ ya da çok az yağ diyetleri
Sağlık durumunuzu iyileştirmek için düşük yağlı ya da sıfır yağlı diyetleri denediyseniz ve biraz kilo verdiysen, yalnız değilsin. Ancak yağı düşman olarak belleyen bir beslenme planı, etten süte hatta avokadoya kadar birçok şeyi yasaklayarak, aslında kendi sözünü tutmaktan uzaklaşır. Çünkü vücudumuz yağa ihtiyaç duyar.
Sonuç olarak bu diyetlerden sıfır yağ ya da çok düşük yağ diyetlerinden uzak dur, bunlar uzun vadede zararlıdır. Ancak yağ konusunda özel bir tutum takınman gerekiyorsa, örneğin beslenmenin üçte birini yağ oluşturuyorsa, o zaman bu diyetleri belirli bir hedefe ulaşmak için, kısa süreli (bir yıldan uzun olmamak kaydıyla) yapabilirsin.
Bu diyetlerin iddiası kalp rahatsızlığı ihtimalini azaltmak ya da ortadan kaldırmak, kolestrol seviyesini düşürmek, tansiyonu kontrol altına almak, kilo verdirmek ve kilo almanı önlemektir. İşin gerçeği ise besinlerdeki yağ olmadan temel yağ asitlerinden yoksun kalır ve yağda çözünen vitaminleri alamazsın. Doymamış yağ, kalbini korurken tip 2 diyabet riskini de azaltır. Çeşitli araştırmalar, tereyağı ve kırmızı et gibi hayvanî ürünlerde bulabileceğiniz doymuş yağı balık, avokado, yemişler ve zeytinyağı
Yüksek protein ya da düşük karbonhidrat diyetleri
Scarsdale ya da Stillman diyetleri gibi yüksek proteinli ve düşük karbonhidratlı diyetler hafızamızdan çıkmış olabilir, fakat
24
Atkins diyeti hâlen popülerliğini koruyor. Paleo gibi protein zengini diyetler de dahil, saydıklarımızın tümü kilo vereceğini, daha canlı hissedeceğini ve kalp hastalığı riskini azaltacağını iddia ediyor.
bu durum, sağlıklı böbrekler için de böbrek taşı riski doğuruyor. Zaman içerisinde aşırı protein yüklemesi, kemiklerdeki kalsiyuma da zarar vererek osteoporoza (kemik erimesine) sebep olabiliyor.
Yüksek proteinli beslenme planları proteine odaklanmalarından değil daha az kalori aldırdığı için kilo verdiriyor. Diyetlerin temel başarısı da bu, sana az kalori aldırmaları. Ancak bu kalorilerin nereden geldiği çok da önemli değil, çünkü çoğu karbonhidratı üç dört gün boyunca, sadece iki elmada bulabileceğin gibi, 50 gramın altına çekerek vücudun normalde yaptıkları gibi karbonhidrattan elde edilen glukoz yerine, yağ ve kaslardan yemesine sebep oluyorlar.
Enerjini artırmak bir yana, bu beslenme biçimi seni yorgun hissettirebilir ve mide bulantısıyla başbaşa bırakabilir. Kabızlık da protein ağırlıklı beslenmenin sonuçlarından birisi olabilir, zira hayvan bazlı protein kaynaklarında ya çok az lif bulunur ya da hiç bulunmaz. Çoğu protein ağırlıklı diyetin vazgeçilmezi olan doymuş yağ dolu kırmızı etler, aslında kalp rahatsızlığı riskini de artırmaktadır. 120 binden fazla kişinin 20 yıldan uzun süre izlendiği bir Harvard çalışması, et bazlı düşük karbonhidratlı diyetlerin kalp rahatsızlığına bağlı ölüm ihtimalini yüzde 14 artırdığını ortaya koyuyor.
Bu sağlık açısından ciddi sorunlar getirebiliyor. Uzmanlara göre, bu diyetler metabolizmayı normal durumundan açlık durumuna taşıyorlar. Açlık durumunda ise beyin işlevlerinde problemler yaşanabiliyor.
Dolayısıyla bu tip diyetlerden uzak durmanı öneririz, zira uzun dönemde kanıtlanmış bir faydası bulunmamakta ve birçok potansiyel sağlık problemiyle karşı karşıya bırakmaktadır.
Yüksek proteinli diyetler ayrıca böbreklere de ek yük bindiriyor. Böbrek rahatsızlığı olanlar için endişe verici olabilecek
25
K
A
P A
K
K O
N
U
S
U
HER ŞEYİN SUÇLUSU
GLUTEN Mİ? Beslenme dünyasının son dönemdeki en büyük tartışması gluten üzerinden gerçekleşiyor. Çölyak hastası olmadığı hâlde gluteni kesenler gerçekten daha sağlıklı olabilir mi?
B
ilimin en güzel özelliği, birçok konuda kendini sürekli yenileyebilmesi ve yanlışlarını kabul ederek yoluna devam etmesi. Tıpkı 90’larda yağın, daha yakın geçmişte ise karbonhidratların beslenme dünyasının kötü çocuğu ilan edildiği gibi, gluten de son dönemde benzer muamele görüyor. Arpa, buğday ve çavdardaki bir protein olan gluten, unutkanlıktan eklem ağrısına, hatta kilo almaya kadar birçok konuda suçlu ilan edilmiş durumda. Gluten hassasiyeti ve çölyak hastalığı gibi durumlarda gluten yememek gerekiyor ama bu rahatsızlıkların görülme oranı da 10 yıl öncesindeki yüzde 5-6 seviyesinden yüzde 1’e gerilemiş durumda. Peki glutensiz beslenme trendinin arkasındaki gerçek nedir?
ABD’deki bir araştırmaya göre 1.000 katılımcının yüzde 63’ü glutensiz bir beslenme planı izlemenin fizikî ve aklî sağlığı iyileştireceğini düşüüyor. Katılımcıların üçte biri glutensiz ürünler tercih ettiklerini belirtiyor. Gördükleri faydalar sorulduğunda ise daha iyi sindirim, gastrointestinal işlev, kilo kaybı, enerji artışı, düşük kolestrol ve güçlenen bağışıklık sistemini sayıyorlar. Ancak bu sonuçlardan herhangi birini doğrulayacak araştırma yok. Herhangi bir gluten hassasiyeti ya da çölyak hastalığına sahip değilsen, uzmanlara göre gluteni beslenme planından çıkartmak için tıbbî olarak geçerli bir sebebin de yok. Üstelik gluteni tamamen kestiğinde değerli besin öğelerinden de yoksun kalırsın.
‘Glutensiz beslenme daha sağlıklıdır’ algısı güçlü
Aynı araştırmaya göre insanların dörtte biri glutensiz besinlerin daha çok vitamin ve mineral içerdiğine inanıyorlar. Ancak araştır-
Özellikle ABD’de gluten konusundaki algı tüm dünyayı etkiliyor.
26
manın bir parçası da 81 glutensiz ürünü incelemesini kapsıyor. 12 farklı kategoriye ayrılan bu ürünlerin çoğunda buğdaylı ürünlerdeki gibi folik asit ve demir bulunmuyor. İşin şaşırtıcı yanı, glutenin çıkartıldığı gıdalara glutenli gıdalardaki gibi bir doku ve aromaya sahip olabilsinler diye şeker, yağ ve sodyum ekleniyor. Bu miktar ise iki dilim ekmek için ortalama 10-15 gram ek yağ anlamına geliyor.
sanların arsenik ile temaslarının yüzde 17’sinin pirinç üzerinden olduğunu ortaya koyuyor. Yukarıda da bahsettiğimiz ABD’deki araştırmaya göre, katılımcıların üçte biri glutensiz beslenmenin insanı daha sağlıklı yapacağına dair bir inanç taşıyor. Ancak bunun tam tersinin doğru olduğunu gösteren çalışmalar bulunuyor. Tıbbî Beslenme Dergisi’nde yayımlanan beslenme ve çölyak hastalığı üzerine bir araştırma, glutensiz beslenmenin kilo alma ve obezite riskini artırdığını gösteriyor. Bunun ardında ise glutensiz gıdaların kalorisinin, şeker ve yağ oranının glutenli gıdalara göre daha yüksek oluşu yatıyor.
Sağlıklı bakteriler için gluten Glutenin faydalı olabileceğini gösteren veriler ise mevcut. Bu proteinin trigliseritlere faydalı etkileri olduğu ve kan basıncını düzenlemeye yardımcı olduğu biliniyor. Buğdaydaki fruktan nişastaları sindirim sistemindeki sağlıklı bakterileri de destekliyor. Ufak bir çalışmaya göre, herhangi bir sağlık problemi olmayan bireylerin bir ay boyunca glutensiz diyet yaptıktan sonra sağlıklı bakteri oranının gözle görülür şekilde düştüğü görüldü.
Önce işin uzmanına gidin Glutenle ilgili bir rahatsızlığın olduğunu düşünüyorsan, bu tip bir diyete başlamadan önce bir uzmana görünmeni tavsiye ederiz. Kan testi ile çölyak hastalığı olup olmadığını öğrenebilir, hastalığa sahipsen, endoskopik biyopsi ile vücudunun gördüğü zararı öğrenebilirsin.
Consumer Reports’un incelemesi için ABD’de satın alınan ürünlerin yarısında pirinç unu ya da pirincin başka bir formu bulunurken, 60’tan fazla pirinçte ya da pirinçli paketli gıdada ölçülebilir düzeyde arseniğe rastlandı. Kanserojen bir madde olan arsenik, bu gıdaların büyük bölümünde endişe verici miktarda yer alıyordu.
Glutensiz gıdalarla ilgili bir rahatsız edici yön de, gluten içerebilmeleri. Üreticinin glutenli ve glutensiz gıdalar için aynı ekipmanları kullanabileceğini unutmamalısın. Bu sebeple gıda etiketlerini de kontrol edebilirsin.
ABD Çevre Koruma Ajansı’nın 2009-2010 tarihli bir çalışması, in-
27
K
A
P A
K
K O
N
U
S
U
FAYDASINA İNANDIRAMADIĞIMIZ
SEBZELER
S
ebze yemenin faydalarından bahsetmek için bilimsel araştırma dayanaklarına gerek olmadığını düşünüyoruz. Bunun yerine sana süper sebzelerden bahsedeceğiz. Turpgillerden bir sebze olan kıvırcık lahana (İng. kale), ülkemizde kolay bulunmasa da, son derece faydalı. Bunu ailenin kendisine en yakın üyesi ve özellikle Karadeniz’de yaygın tüketilen karalahana ile değiştirebilir, Brüksel lahanası ve karnıbahar ile beslenme planınıza sağlıklı bir ek yapabilirsin.
işlev sahibidir. Ayrıca, iltihaplara ve kalp rahatsızlıklarına karşı da vücudu korurlar. Çin’de 134 bin 796 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen bir çalışma, bu sebzelerden günde yaklaşık 170 gram yiyen kişilerin kalp rahatsızlığına yakalanma oranının, sasdece 28 gram ve daha az yiyenlere oranla yüzde 20 düştüğünü ortaya koyuyor.
RENKLİLER TAMAM, BEYAZ SEBZELER NE OLACAK?
Turpgiller, içerdikleri vitamin ve minerallerin yanı sıra, hastalıklarla savaşan bileşenleri sebebiyle en besleyici sebzelerden kabul edilirler. Taşıdıkları glukozinolat adlı doğal kimyasalların en önemli kaynağı olup, bunların yıkılması ile kansere karşı koruma sağlayan bileşenler ortaya çıkartırlar.
Diyetisyenler parlak renkteki sebzelerin daha çok tüketilmesi gerektiği konusunda hemfikirler. Ancak bu durum beyaz sebzeleri pas geçmenize sebep olmamalı. 20 binden fazla kişinin katılımıyla gerçekleşen ve sebze meyve tüketimini baz alarak 10 yıldan uzun süre içinde inme geçirme riskini mercek altına alan bir çalışma, sadece beyaz sebzelerin bu konuda riski azalttığını gösterdi. Karnıbahar ve turp, glukozinolat adı kansere karşı koruma sağlayan bileşenden yüksek miktarda içeriyor. İstiridye, enoki ve maitake mantarları da bağışıklık sistemini güçlendiren ve kanserden koruyan bileşenler içerirler. Kronik iltihaplara karşı da soğan ve sarımsağı yemeklere ve salatalara katabilir, protein zengini beyaz tahıllarla da B vitamini, potasyum, demir, kalsiyum ve kolestrol düşüren çözülebilir lifler alabilirsin.
Bir onkoloji araştırması, haftada bir porsiyon kıvırcık lahananın iki yıl yenmesi ile göğüs, kolon ve ağız kanseri riskinin yüzde 17, yemek borusu kanseri riskinin yüzde 27, böbrek kanseri riskinin ise yüzde 32 azaldığını ortaya koyuyor. Her sebzenin kanserle savaşan farklı bileşenleri bulunuyor, bu sebeple saydığımız sebzeleri beslenme planına dağıtman daha faydalı olur. Bu sebze ailesi, içerdiği lif, folat, potasyum, C, E ve K vitaminlerinin yanı sıra, göz sağlığını koruyan karotenoidler açısından da zengindir. Bu bileşenlerin bir kısmı da kanserle savaş açısından
28
KIRMIZI ÜZÜM
X
KURU İNCİR
X
YEŞİL ÜZÜM
HURMA
HANGİSİ DAHA İYİ?
HANGİSİ DAHA İYİ?
X
X
İKİSİ DE
YEŞİL ÜZÜM
Doğanın tatlıları olarak görebileceğimiz bu ikiliden incirde biraz daha fazla kalsiyum ve demir bulunur. Özellikle veganlar ya da et/süt ikilisini az tüketenler için bu bileşenlerin zengin bir miktarına erişmede kolaylık sağlar. Her ikisinin de lif ve kalori miktarı neredeyse birbirinin aynıdır.
Kırmızı şarabın kalp sağlığı üzerine olumlu etkileri üzerine her gün yeni bir araştırma okumak mümkün. Şu halde kırmızı üzümün de daha sağlıklı olduğunu düşünmek için bir sebebimiz var. Antioksidan bir madde olan resveratrolün yanı sıra, kalp sağlığını koruyan antosiyanin pigmentleri de içerirler.
ALTIN ORANI YAKALAYIN
MEYVELER Tüm sebze ve meyveler sağlığın için iyidir ama bazıları daha iyidir. Eskiye oranla daha çok meyve ve sebzeye market rafından kolayca ulaşabildiğimiz şu günlerde, en sağlıklı tercihin ne olduğuna aklın takılabilir. Aslında beslenme planında sebze meyve çeşitliliğini koruduğun sürece, doğru tercih diye bir şey yoktur ama hangilerinin daha iyi olduğunu bilmende de bir sakınca yok. CEVİZ
X
PORTAKAL
FINDIK
HANGİSİ DAHA İYİ?
GREYFURT
HANGİSİ DAHA İYİ?
X
X
X
İKİSİ DE
CEVİZ
Hedefin kilo vermekse, üçte bir oranındaki kalori miktarıyla fındığı seçebilirsin. Ancak fındıkta cevizdeki kalp sağlığını koruyan Omega 3 yağları bulunmaz. Cevizler, bitki bazlı bir Omega-3 olan alfalinolenik asit içerirler ve bu asidin kalp rahatsızlığı riskini azalttığı bilinmektedir.
29
Turunçgiller karşı karşıya geldiğinde her ikisinin de kalori, magnezyum ve potasyum miktarının yakın olduğunu görüyoruz. Portakallar lif, folat ve C vitamininde (gündelik ihtiyacın yüzde 78’i orta boy bir portakaldan alınabilirken, aynı boyuttaki yarım greyfurt ihtiyacın yalnızca yüzde 53’ini karşılar) öndedir ama greyfurt da daha fazla beta karoten içerir ve kansere karşı koruyan antioksidan likopene sahiptir.
K
A
P A
K
K O
N
U
S
U
SEYRET ÂLEMİ
K
ırmızı et, beyaz et, balık. Et üzerine tartışmaların çeşitliliğine bakıldığında, politikadan beslenmeye, spordan çevreye kadar birçok konunun işe dahil olduğunu görüyoruz. Sağlıklı protein almak isteyenler için en iyi seçeneklerden birisini sunan et konusunu irdelememek olmaz. O yüzden ne yiyeceğin konusunda kararsızsan, aşağıdaki bilgilerden faydalan.
demir, çinko, iyot, kalsiyum, D ve B12 vitaminlerini aldıklarından emin olmalarını tavsiye ediyorlar. Et yiyenler içinse kırmızı etler diğer etlere göre daha yüksek doymuş yağ taşır. Bu yüzden dengeyi sağlamak için yoğunluğun daha çok somon gibi doymamış yağ açısından zengin balıklara ve tavuk, hindi gibi beyaz etlere kaydırılması iyi olacaktır. Ayrıca etin yanında sebze tüketimini de belirli bir oranda yapmak eti azaltmanızı da sağlayabilir. Bunun için verilen yaygın örneklerden birisi tabağındaki etin üç katı kadar yeşillik ve sebze kullanmanı söyler.
Neyin nereye düştüğünü bir kenara koyalım ve öncelikle şu soruyu yanıtlamaya çalışalım: Vejetaryenler et yiyenlerden daha mı sağlıklı? Bunun için iki temel vejetaryen beslenme tarzından hangisini yaptığınız önemli. Lakto-ovo vejetaryenler, yani genelde sadece vejetaryen olarak adlandırılan en genel grup, hayvanî olmayan ürünleri (sebze, meyve, tahıl, soya vb.) yerken, süt, yumurta vb. hayvanî yan ürünleri de tüketirler. Veganlar ise hiçbir hayvanî ürünü ve yan ürünü tüketmez. Lakto-ovo vejetaryenler, besin gereksinimlerini karşılamada et yiyenlerden çok farklı bir noktada değilken, veganların dengeyi sağlamak ve eksik bırakmamak için her öğeye dikkat etmeleri gerekir.
Etin pişirilme biçimi de sağlıkla doğrudan ilişkili. Diğer besinlerde olduğu gibi açık ateşte hızlı pişen, ızgara edilen et, kanserojen özellikler kazanıyor. Benzer bir durum fümelenen ya da islenen etler için de geçerli. Pişme ısısı ve ateşle temas ne kadar düşerse, o kadar sağlıklı bir ete kavuşmuş olursunuz. Bu anlamda buhar da oldukça sağlıklı bir seçenek olarak akılda tutulabilir.
Ancak uzmanlar, vejetaryen beslenmenin koroner kalp rahatsızlıklarının riskini azalttığını, düşük lipoprotein kolesterol, düşük tansiyon, düşük hipertansiyon, düşük tip 2 diyabet riski taşıdıklarını belirtiyor. Ayrıca, etten ve hayvanî ürünlerden uzak durmaya karar verenlerin protein başta olmak üzere, yağ asitleri,
Sağlıklı bir yaşam için diyet yapanlara ise uzmanlar özellikle işlenmiş etlerden uzak durmalarını tavsiye ediyor. Dünya Sağlık Örgütü, sosis, salam, çeşitli pastırmalar, aslına bakarsan içinde nitrat olan her tür işlenmiş eti resmen “kanserojen” ilan ettiğini de buraya ekleyelim.
ÖMRÜNÜ NASIL ETKİLER? Et ömrü kısaltır mı sorusunun yanıtına ise iki uçtan da bakmak mümkün. Japonya’nın Okinava, İtalya’nın Sardinya bölgelerindeki gibi uzun yaşayan insanlar üzerine yapılan uzun dönemli Blue Zones araştırması ve benzer araştırmalar, bu insanların sebze ağırlıklı beslenirken eti çok az yediklerini ya da hiç yemediklerini gösteriyor. Ancak et sevenler üzülmesin, Avrupa’da yapılan geniş çağlı, EPIC adlı araştırma 10 ülkeden yarım milyondan fazla kişiyi 12 yıl izledi ve günde 80 gramdan az et yiyenlerin yaşam sürelerinde bir değişiklik olmadığını ortaya koydu.
30
KORKU TÜNELİ
ANTİBİYOTİKLER VE HORMONLAR
İşin korkunç yanı şu; eti için beslenen birçok hayvana antibiyotik veriliyor ve bu da insanlarda bir direnç oluşturuyor. 2050 yılında yılda 10 milyon kişinin antibiyotik direnci yüzünden, geçirdikleri hastalıklardan dolayı hayatını kaybetmesi bekleniyor. 1970’lerden beri kullanılan antibiyotikler hayvanların hastalıktan korunmasının yanı sıra, hızlı bir şekilde büyümelerine de yardımcı oluyor. Tavuk fiyatlarının önceki on yıllara göre düşmesinin arkasında da bu FARKLI BİR SİSTEM yatıyor. Dünyada satılan antibiyotiklerin yarısı hayvanlar için kullanılırken, içeriklerinin üçte ikisi de insanların kullandığı ilaçlardaki etken maddeleri içeriyor. Bu da zaman içerisinde dayanıklı bakterilerin ortaya çıkmasına sebep oluyor. Başı Avrupa’nın çektiği bazı ülkelerde antibiyotik kullanımı durdurulduğunu da hatırlatalım.
YARI VEJETARYEN BESLENME
S
ebzeleri merkeze koyan beslenme tarzının sağlıklı olduğunu gösteren araştırmaların sayısı artarken, Türkiye gibi et ağırlıklı ya da sebzeden yoksun şekilde beslenmenin yaygınlığı kafa karıştırıcı, bazen de diyeti sürdürebilmek açısından güç olabilir. Ancak 70 binden fazla kişinin takip edildiği JAMA International Medicine’daki bir makaleye göre sebze ağırlıklı beslenme kalp hastalığı, tip 2 diyabet, belirli kanserlere yakalanma riskini azaltırken, sağlıklı bir kiloda kalmanızı da sağlar; hatta ömrünüzü bile uzatabilir.
cekleri bolca tüketmeniz. 450 binden fazla yetişkinle yapılan bir başka araştırma yüzde 70 oranında sebzelerden oluşan bir diyetin, et ve süt ürünlerini merkez koyan diyetlere göre kalp krizi ve kalp rahatsızlığından kaynaklı ölüm riskini yüzde 20 azalttığını gösteriyor. 120 bin kişiyle 30 yıldan uzun süreyle yapılan bir Harvard çalışması ise bir porsiyon biftek yerine kuruyemiş yiyenlerin kırmızı et yiyenlere göre erken ölüm riskini yüzde 19 azalttıklarını ortaya koyuyor. Bu diyetin faydası kandaki lipit değerlerini artırması olarak görülüyor. Amerikan Kardiyoloji Dergisi’ndeki 27 çalışmaya göre yarı vejetaryen bir diyet, kötü kolestrol olarak bilinen toplam ve LDL değerlerinde yüzde 10-15 azalmaya yardımcı oluyor. Bir diğer faydası ise kısa bağlı yağ asitlerinin seviyesini artırarak kalp rahatsızlığı, enfeksiyon ve tip 2 diyabet riskini düşürmesi olarak görülüyor.
Her ne kadar işin politik bir tarafı olsa da, daha sağlıklı beslenmek için eti tamamen bırakman da gerekmez. Böylece sert bir seçim yapmadan, sürdürülebilir bir beslenme planını takip edebilirsin. Flexitaryen olarak adlandırılan, daha esnek bir yol izleyenlere adını veren bu sistem, sebzeleri beslenme planının merkezine oturturken, et, balık ve süt ürünlerini de destekleyici rolde konumlandırıyorlar. Bu da, Massacusetts Amherst Üniversitesi’nin araştırmasına göre, et ağırlıklı beslenenlere göre kolon kanseri, kalp rahatsızlığı risklerini azaltırken insan ömrünü uzatıyor.
Nöroloji Dergisi’nde yayımlanan bir çalışma ise Akdeniz tarzı bir beslenme tarzının, yaşı ilerleyen yetişkinlerde daha iyi beyin sağlığı anlamına geldiğini ortaya koyuyor. Sağlıklı yağlar, sebze, tahıl ve az miktarda balık ve et ile desteklenen beslenme, et ağırlıklı beslenenlere göre bilişsel gerileme riskinin azalmasında etkili.
Vejetaryen eğilimli bu diyetlerde tavsiye edilen sevdiğiniz yiye-
31
K
A
P A
K
K O
N
U
S
U
BU BESİN ÖGELERİNİ ATLAMA! B12 vitamini Beyin ve sinir sistemi için olumlu etkileri bulunan ve hayvansal gıdalarda ağırlıklı olarak bulunan B12, özellikle 50 yaşın üstündekiler için standart kaynaklardan erişilmesi zor hâle geliyor. Ceviz, hindistan cevizi sütü, kahvaltılık gevrekler ve et alternatiflerini çoğaltarak B12 alabilirsin.
Protein Geldik et ağırlıklı beslenenlerin vejetaryen ve veganlara karşı en büyük silahına. Ancak bu silah, sözde bir silah, zira birçok bakliyat ürününde ete göre daha fazla protein yer alıyor. Bunun yanında kimoa ve tofu gibi ürünleri de öğünlerin yanına de azamî miktarda protein alabilirsin.
Demir Menopoz sonrası kadınlarda alımının durdurulması gereken demir, erkekler için ömür boyu alınabilir. Bitkilerden ette olduğundan daha az emilebilen demir için mercimek, soya fasulyesinden alınabilir. Demir emilimini artırmak için de portakal ve kırmızı biber yiyebilirsin.
Kalsiyum Yaş erkeklerde 70, kadınlarda 50 olunca kalsiyum gereksinimleri de artıyor. Süt ürünlerini azalttığınızda kemik yapıcı bu mineral de ciddi şekilde azalıyor. Bu durumu tersine çevirmek için badem, brokoli, karalahana, kıvırcık lahana, soya ve diğer bitkisel sütler ve tofudan faydalanabilirsin.
TATLI BAĞIMLILIK
ŞEKER
B
ırakmak çoğumuz için zor. Azaltmaya mı çalışıyorsun? Düşündüğünden fazla bile alıyor olabilirsin. Özellikle içecekler ve paketli gıdalarda bolca karşımıza çıkan şeker, bazı dondurulmuş gıdalarda da günlük ihtiyacı aşacak kadar yer alabiliyor. Paketli gıdaların dörtte üçüne eklenen şekerler, yulaf ve domates sosu gibi şeker içermeyip, aksine besleyici sanılan bazı gıdalarda da mevcut olabiliyor. Gizli saklı şekerler, fazla kaloriden fazlasına sebep olabilir. Obezite Dergisi’ndeki bir makaleye göre, 42 obez çocuk aynı miktarda kalori alırken şeker alımını dokuz gün boyunca yüzde 28 kıstıklarında, kilolarında hiçbir değişim olmadı. Ancak kolestrol, trigliserit, tansiyon, açlık şekeri ve insülin seviyelerinin düştüğü görüldü. Güncel bir başka çalışma ise kalorilerinin yüzde 17-21 arasındaki miktarı şekerden oluşan kişilerin şeker alımını yüzde 8’de tutan kişilere göre kardiyovasküler hastalıklara bağlı ölüm riskinin yüzde 38 arttığını gösteriyor.
Günlük sınırı aşma Peki meyve, süt ve pancar, havuç, tatlı patataes gibi çeşitli sebzelerdeki şeker hayatımızı nasıl etkiliyor? Bu besinlerdeki şekerler daha ufak miktarda olduğu gibi, lif, protein, vitamin ve mineralle doludur, böylece kan şekerini bir anda artırarak sağlığını tehlikeye atmazlar. Gıdalara eklenen şekerler ise bu tip besleyici unsurlar
32
olmadığından, bazı uzmanlar tarafından “boş kaloriler” olarak değerlendiriliyor. Bir günde almanız gereken ek şeker miktarı 6 ilâ 11 çay kaşığını, yani 24-44 gramı geçmemeli. Bu durumu kontrol altına almak için gıda etiketlerini kontrol ederek işe başlayabilirsin. Ancak burada da dikkatli olman gerekiyor, zira doğal ve ek şekerler birleştirilerek toplam şeker olarak etiketlere yazılabiliyor. Bu yüzden bir gıdada ne kadar şeker katkısı olduğunu anlamak zorlaşabiliyor. Peki neye dikkat etmelisin? Yiyeceğin içerisinde süt, meyve, tatlı sebze ve yoğurt yoksa ve toplam şeker kısmında 3 gramdan fazla şeker varsa, bunun üzerindeki miktarın katkı şeker olduğunu düşünebilirsin.
Etiketlere dikkat! Çoğu üretici birden fazla şeker katkısı yaptığı için, paketli gıdaların içindekiler kısmını dikkatli okumanı öneririz. Örneğin fruktoz, maltoz, sukroz gibi sonu “oz” ile biten ögeler katkı şekerdir. Ancak sukraloz adlı yapay tatlandırıcı bunun istisnasıdır. Meyve şurupları ya da bal da diğer tip katkı şekerlerden farksızdır, dolayısıyla kulağa sağlıklı gelmesine aldanma. Katkı şekeri anlamanın yollarından birisi de, gıdaların sade hallerinin beslenme değerleriyle karşılaştırma yapmaktır. İki gıda arasındaki farkın katkı şeker olduğunu görürsen, bu gıdalardan uzak durabilirsin. Tatlı ihtiyacını gidermek istiyorsan, bu gıdaların sade hallerine taze meyve ekleyerek önceden tatlandırılmış gıdalardan ağzının tadını bozmadan kendini koruyabilirsin.
M-KİLER!
TAHIL
İ
çerdikleri lif ve diğer besleyici ögeler için daha fazla tahıl tüketmelisin. Birçok kişi bunu alıştığımız makarna ve ekmeğin yerine tam tahıllı hâllerini koymak olarak görüyor ve bu her ne kadar çok taraftar toplamasa da, rafine beyaz unlu gıdalardan tam buğdaylılara geçiş yapmak iyi bir başlangıçtır. Daha doğal biçiminde tam tahıllı gıdalar tüketmek ise daha sağlıklı olmak için iyi bir adımdır.
tabilir ya da ortadan kaldırabilirler. Ayrıca işlenmiş biçimlerine göre tahılların doğal biçimi, daha düşük glisemik endekse sahiptir. Bu, daha yavaş sindirilecekleri ve kan şekeri seviyenizin hızlı yükselmeyeceği anlamına gelir. Tam tahılları pişirmek uzun zaman alır, ancak büyük miktarda yapıp buzdolabına koyabilir ve tüm hafta boyunca bunları yiyebilirsin. Pişmiş tam tahıllı gıdalar dondurma işlemine karşı da dayanıklıdır, böylece tek öğünlere ayırarak dondurabilir ve yemeden bir süre önce çözerek tüketime hazır hâle getirebilirsin.
Kardiyovasküler rahatsızlıklar, inmeler, diyabet ve kanser gibi birçok hastalığın riskini azaltan kahverengi pirinç, buckwheat, farro, millet, yulaf, wheat berry gibi bakliyat ürünleri, “tam” tahıllı olarak kabul edilirler, çünkü endosperm, bran ve germ gibi tahılın tüm parçalarını içerirler. Aslında tohum olsalar da kinoa ve amarant da tam tahıllı sayılırdıklarını da hatırlatalım.
Tahılları farklı şekillerde kullanmak da mümkün. Örneğin taneli bakliyat ürünleri ve sebzelerle birleştirebilir, çorba ya da salatalara ekleyebilir, kek ya da kurabiyeye katabilir ya da yan öğün olarak tabağına ekleyebilirsin.
Bu üç parça, bazı işlenmiş tam tahıllı gıdalarda da bulunur, ancak veriler bunların faydasının doğal hâllerine göre azaldığını gösteriyor. İşlenmiş tam tahıllılarda katkı maddeleri, sodyum ve tatlandırıcılar da yer alır. Bunlar tam tahıldan gelen faydayı azal-
Birçok tahıl protein açısından da zengindir ve eti azaltmak ya da yerine besin koymak isteyenler için ciddi bir seçenek sunar.
33
K
A
P A
K
K O
N
U
S
U
SAĞLIKLI BESLENME İPUÇLARI
Sevdiğin sağlıklı yiyecekleri ye Baylor Üniversitesi’nin 2016 yılındaki bir çalışması öz kontrolü az olan kişilerin dahi, “engellenen” yiyeceklerden “yaklaşılabilecek gibi” olan yiyeceklere geçtiklerinde sağlıklı beslenme hedefini gerçekleştirme oranını artırdıklarını gösteriyor. Sevmediğin yemeklerin yerine sevdiğin sağlıklı olanları koy ve hedefine yaklaş. Haftada bir gün et yeme Vejetaryen ya da vegan değilsen bile, JAMA International Medicine’daki 2016 çalışmasını dikkate almanda fayda var. Hayvansal proteini eş miktarda bitkisel proteinle değiştirmenin özellikle kalp rahatsızlığı kaynaklı ölümleri azalttığını ortaya koyan araştırmayı dinlemen ömrünü uzatabilir. Porsiyon küçülten sihirli yöntem Cornell Üniversitesi’nin çalışması ise atıştırma porsiyonlarının dörtte birini yiyip daha sonra dikkat dağıtıcı bir aktivitlarınınapıldığında aynı doyumun hissedildiğini ortaya koyuyor. Örneğin sekiz kurabiye yerine iki kurabiye ye ve biraz yürüyüş yapıp etrafı seyret. Sağlıklı yağlara geç Her yağ kalp damarlarını tıkayan şeytan yağlardan değil. Çok sayıda araştırma zeytinyağı, avokado yağı, fındık ve tohum yağları ile deniz ürünleri yağlarının kalbe faydalı olabileceğini gösteriyor. Çoklu doymamış yağlar ve mono doymamış yağlar, kalp hastalıkları ve diyabet açısından düşük riskteler. Ancak trans yağları tamamen yememek ve doymuş yağları da kontrollü şekilde yemen tavsiye olunur.
Bir işi daha iyi yapmak için hedef(ler) koymak, genelde 180 derece farklı davranmak isteyenler için iyi bir ilham kaynağıdır. Ancak bu iyi niyet genelde başarısız olur. Psikologlar, bu durumun “gerçekçi olmayan hedefler koyduğumuz” için gerçekleştiğini söylüyor. Ya hep ya hiççi yaklaşım üzerine üzerine gelebilir ve iyi niyetli bir başlangıç yapmış olsan da, sağlıklı beslenme hedefine ulaşamayabilirsin.
Şekerli içecek yerine su iç
Bu yüzden daha gerçekçi bir bakış açısını izlemeni tavsiye ediyoruz. İlk başta ufak değişiklikler yap. Böylece gerçekleşebilir bir değişimi başlatabilir ve bunalmadan ilk hedefine ulaşabilirsin.
Asitli içeceklerin sağlıklı olmadığını artık herkes biliyor ve yeni bir çalışma, bu tip içeceklerin bir bardağını su ile değiştirmenin dahi kalori alımını düşürdüğünü, obezite riskini azalttığını ve tip 2 diyabet riskini de yüzde 14-25 arası düşürdüğünü gösteriyor. Tükettiğin meyve suyu miktarını da dikkat etmelisin. Günde 1 bardaktan fazla içmemen sağlığın için daha iyi olacaktır.
Güney Avustralya kaynaklı bir araştırma rahatsız edici bulunan yiyeceklerin sadece yüzde 25’inin değiştirilmesini hedefleyen bir stratejinin şeker alımını yüzde 21, kaloriyi yüzde 4 azalttığını, protein alımını ise yüzde 2 artırdığını gösteriyor. Böyle basit bir yaklaşımla sen de başarabilirsin!
Doğru balığın peşine düş Somon, sardunya, uskumru, orkinos ve ton balığı, bir çeşit çoklu doymamış yağ olan Omega 3 içerirler. Bunları belirli aralıklarla tüketmende fayda vardır ama ton balığını biraz daha nadir tüketebilirsin, çünkü cıva içerir.
Daha çok işlenmemiş tam tahıl ye İşlenmiş beyaz undan tam tahıllı unlara geçebilirsin. Ayrıca kahverengi pirinç, karabuğday, darı gibi tam tahıllılar daha çok besin ve lif içerirler. Bunların çoğunda protein oranı da yüksektir ve dilersen, eti azaltmak yerine tam tahıllı gıdaları artırabilirsin.
Yemeye sebzeden başla Sebzeleri göze daha cazip görünen gıdaların yanına koyduğunuzda, onları daha az tüketmek istemeniz normal. Birçok kişi böyle düşünüyor ama bunu yenmenin bir yolu var. Sebzeleri tek başına ve önden ye; böylece aç olduğun için onları daha çok tüketebilirsin ve diğer yandan cazibeleri de azalmaz.
34
İ
P U
C U
Her Yer Ev/Ofis Çalışabileceğin ve dinlenebileceğin bir düzeni kolayca kurabilmen için pratik ipuçları
Gölgeni seç
1
Doğal ışık, çalışmanı kolayca etkileyebilir. Az ışık alan bir yerde motivasyonun düşer, doğrudan ışık aldığın bir yer ise çalışmana engel olur. Bunun için güneşlik olarak bilinen ince perdelerden kullanabilirsin. Önemli olan pratik bir şekilde açılıp kapanabilmesi ve ışığı ne çok kayba uğratması ne de direkt güneş ışığını aynen içeri vermesi...
Masanı özelleştir
2
Düzenindeki ağırlık bilgisayar, kahve ve çeşitli ıvır zıvır şeklindeyse, masanı kaplayarak tarzını yansıtabilirsin. Bunun için kumaş kullanabileceğin gibi plastik de kullanabilirsin. Bunların üzerine belirleyeceğin bir deseni de bastırman mümkün. Merak etme kaplamanı senden başkasının görmesi gerekmez, aramızda kalabilir.
Kendi düzenini kur
3
Kablo toplayıcı, kalemlik, çok yuvalı şarj aleti, evrak toplayıcı gibi pratik aparatları kullanmayı düşün. Sonuçta bir kez çalışmaya başladığında bu tip şeylerle uğraşmayacak şekilde kendini ayarlamalısın.
Biraz daha estetik!
4
Duvar alanını bir hayal tahtası olarak kullanabileceğin ve hedeflerini, notlarını alabileceğin gibi, çeşitli süslerle daha az didaktik hâle getirebilirsin. Sonuçta bütün gün karşında olacak!
37
R E T
R O
NINTENDO ANALOGUE SUPER NT Tüm dünya bit pazarına nur yağdırıyor. İkinci el kıyafetler bile hiç olmadığı kadar popüler. Bizse olabildiğince yenilerin peşinden koşuyoruz ama “Ben öyle değilim, eski eserlerin kıymet-i harbiyesine inanırım” diyorsan, işte arşın işte hendek! (Tamam, bu olmadı galiba.) 189,99 dolar / analogue.co
N
intendo’nun tanındığı NES ve SNES’ten biraz daha farklı olan Analogue Super Nt, aslında geri dönen bir konsol diyebiliriz. Eski klasik oyunların bir seçkisini paketlemek yerine, orijinal donanıma benzer bir cihaz ortaya çıkartan Analogue, kartuş yuvasını da atlamamış. Böylece -vallahi de billahi de- retro anlar yaşayabilirsiniz. Eski oyun kolu bulursanız, bunlar için de yuvası bulunan konsolla bir oyun kolu gelmiyor. Ancak 8bitdo’nun oyun kolları tavsiye ediliyor. Peki bu retro şeyin modern bir yanı yok mu? Olmaz mı; HDMI yuvası ile TV’ye bağlanabiliyor. Çeşitli çözünürlük ve ölçek ayarları yapılabilen konsol, nostalji delileri için tüplü TV zamanlarını hatırlatacak bir görüntü filtresiyle de çalışabiliyor. Oyunlar, modernciler için SD kart yuvasından da yüklenebiliyor.
36
HDMI ve SD kart ile daha modern ama kartuş yuvası da duruyor
Konsol tarihçilerine ve ev tozu sevenlere müjde! Nintendo’nun az bilinen konsolu geri döndü
37
K
A
P A
K
K O
N
U
S
U
birileri bizi dinliyor
Dünyayı robotlar değil, akıllı hoparlörler ele geçirmeye hazırlanıyor. Apple, Amazon ve Google’ın hazırladığı küçük asistanlar, dil işleme, makine öğrenimi ve bağlanabilirliğin nimetleriyle yeni bir dünyanın kapılarını aralıyor. Yakın gelecekte alışveriş için de yaygın şekilde kullanılması beklenen cihazları, teknolojilerini inceledik ve sürekli ortam dinlemesi yapmalarıyla tekno-paranoyamızı güçlendirdik.
A
kıllı hoparlör salgını, birilerinin “Hey Siri” diye seslenmesiyle başladı. iPhone bu çağrıya hızla yanıt verdi ve başladı dinlemeye. Apple, sesli asistanları cebimize sokarken, rakiplerinin de bu işe atılacağından emin olmalı. Ancak Amazon’un Alexa adlı akıllı hoparlörleriyle olayı bir oturma odası cihazına dönüştürmesiyle işin rengi bir kez daha değişti.
Amazon için Alexa ve Google için Google Asistan) bu işi gerçekleştiriyorlar. Gerisi için de bir hoparlör ve kablosuz bağlantı yeterli oluyor.
Şimdiden gelecekte yaşayabilirsin. Kullandığın akıllı hoparlöre bağlayabileceğin yüzlerce cihaz var. TV, klima, kombi, kahve makinesi, buzdolabı, akıllı ampuller ve güvenlik kameralarını artık herkes biliyor ama ya kapı kilidi, perde motoru ve hatta bahçe fıskiyesi? Üstelik bu cihazları gruplayabilir, istediğin sırayla çalışmasını sağlayabilir, hatta belirli senaryolarla otomatik işlemler atayabilirsin.
Peki neler yapabiliyorlar? Örneğin Spotify’ını bağlayıp dilediğinde bir sesli komutla müzik çalabilirsin, sana haberleri ya da kitapları okuyabilir, ev aletlerini yönetebilir, dilersen de tıpkı telefonda olduğu gibi bir şeyler aratabilirsin. Bu ve bundan fazlası için bir telefona da ihtiyaç yok.
Mikrofon dizileri ile bir akıllı telefondan daha iyi şekilde ses algılayan akıllı hoparlörler, uzak bir köşeden normal konuşma tonunu dahi algılayabiliyorlar.
Sony ve Sonos gibi ses konusunda uzmanlaşan şirketlerin de platformlara özel ürünler hazırladığını görüyoruz. Bunların arasına Lenovo, Samsung ve Harman Kardon da katılmaya hazırlanıyor.
Saydığımız üç marka, kendi sesli asistanlarıya (Apple için Siri,
38
GELECEK
YABANCI DİL DERDİNİ BİTİRECEK CES 2018’de tanıtılan MARS adlı kablosuz kulaklıklar gerçek zamanlı çevirinin geleceği olabilir. Clova adlı bir yapay zeka sistemine sahip olan Bluetooth bağlantılı cihazlar, Alexa ve Siri’ye benzer şekilde konuşmanızı dinliyor ve daha sonra Bluetooth ile konuşmayı telefona aktarıyor. Burada kendi uygulaması üzerinden çeviriyi yapan sistem, bunu kulaklıklara gönderiyor. Tüm bunlar bir saniyeden kısa sürede tamamlanıyor. Daha da iyisi, her kulaklık bir kişi tarafından kullanılabiliyor. Ayrıca kalabalık alanlar için gürültü engelleme özellikli cihazlar, İngilizce, Japonca ve Fransızca ile hizmete başladı. Hedef ise 40 dili desteklemek.
GOOGLE DA İŞİN İÇİNDE
Waverly Labs’in The Pilot modeli de MARS’a benzer şekilde çalışıyor. Ancak tercüme sıralı, yani önce dinlemeyi bitiriyor, sonra sana çevirisini okuyor. Google ise Translate teknolojisini Google Pixel Buds adlı Bluetooth hoparlörüne ekledi. Ancak bu sistemde kulaklıklar tek bir kişi tarafından takılıyor ve The Pilot’ta olduğu gibi, sırayla tercüme yapılıyor.
KARŞI KARŞIYA
Apple HomePod
Google Home Mini, Home
Amazon Echo Dot, Echo, Echo Plus
Müzik hizmetleri
Apple Music
Spotify, Google Play Music, TuneIn, iHeartRadio, YouTube
Spotify, Amazon Music Unlimited, iHeartRadio, TuneIn, Deezer
Mobil desteği
iOS
iOS, Android
iOS, Android
Eller serbest arama
Kısmen
-
+
Çoklu oda ses
-
+
+
Bluetooth hoparlör
-
+
+
Ses çıkış
-
-
+
Cihaz gruplama
+
-
+
Açık platform
+
+
+
39
K
A
P A
K
K O
N
U
S
U
Amazon Echo
Akıllı ev desteği ve on binlerce yetenek ile öncü
Echo Dot: 79 dolar (yurt dışı fiyatı) / apple.com Sesli asistanları bu işe özel bir cihaza koymayı ilk kez Amazon akıl etti. 2014’te çıkarttığı Echo, geçen yıl sonunda Echo Dot’un fiyatını 39 dolara indirene kadar büyük bir popülarite yakalayamadı. Bu indirim ise Echo satışlarının toplamının 50 milyonu geçmesini sağladı.
akıllı ev ürünlerinin yanı sıra, Echo Plus’taki ZigBee Hub da desteklenen ürün sayısını artırıyor. Ülkemizde düşününce öncelikle İngilizce anlaşmanız gerekiyor, zira hiçbir cihazda Türkçe desteği yok. Spotify kullanmak gayet kolay. Ancak iPhone kullanıcıları cihazın mobil uygulamasını kurmak için App Store’a ABD, Kanada gibi bir ülkeden giriş yapmak durumunda kalıyor. Ancak bir kez kurduktan sonra tüm işlevler kullanılabiliyor.
Standart sesli asistan özelliklerine ek olarak, Alexa Skills adı verilen ve mobil uygulamaya benzer yeteneklerin toplandığı mağazaya da erişim sağlıyor. Burada 10 binden fazla seçenek bulunuyor. Echo’nun belirli komutlar konusunda özellikle spesifik istekleri var, genelde her şeyin bir varyasyonu var ama bunlar dışında bir şey söylediğinizde anlamıyor. Bu konuda Google daha iyi ama Amazon da çeşitlilik açısından önde.
Cihazın hoparlör işlevine gelirsek, büyük model Google’ınkini geride bırakırken, Echo Dot biraz cılız kalıyor ama yine de konuşma sesini bastırabilecek bir seviyeye ulaşabiliyor. Dilersen 3,5 mm jak ya da Bluetooth’la da başka hoparlörlere bağlayabilirsin.
Özel olarak anlaştığı Philips, D-Link, Logitech gibi şirketlerin
40
Echo: 149 dolar (yurt dışı fiyatı) / apple.com
Echo Plus: 229 dolar (yurt dışı fiyatı) / apple.com 41
K
A
P A
K
K O
N
U
S
U
Apple HomePod
İyi bir hoparlör olduğu kesin ama yeterince akıllı mı?
499 dolar (yurt dışı fiyatı) / amazon.com Akıllı hoparlör pazarına diğer üreticilere göre yeni giriş yapan Apple, ne tam işlevli ne de fiyat/performans açısından önemli bir ürün oluşturabilmiş. Ancak satış için tam akıllı asistan özelliklerine en azından şimdilik gerek olmadığını düşünen şirket, diğer ürünlerinden biraz farklı bir yaklaşım izliyor.
ya da orta tonlar konusunda da performansı gayet iyi. Ancak Apple Music dışında bir kaynaktan müzik çalacaksan, AirPlay kullanman gerekiyor. Ses girişi olmaması, harici bir cihazı ona bağlayamayacağın anlamına geliyor. Aklınıza ne geldiğini biliyorum ama Bluetooth da bir seçenek değil.
HomePod, öncelikle kaliteli bir hoparlör, daha sonra ise bir sesli asistan. Tüm rakiplerinin ses çıkış yeteneklerini sorgulatacak teknik altyapıya sahip cihaz, her biri kendi amplifikatörüne sahip 7 uydu sürücülü bir hoparlör. Bu sürücüler sesi farklı yönlere iletebiliyorlar. Ortamı fark eden yazılım, buna göre ses çıkışını otomatik ayarlıyor. Yani bir duvara yakınsa, bunu yansımadan anlayarak hoparlörlerin yönlerini ayarlayabiliyor. Ayrıca ses seviyesini de şarkıya göre değiştiriyor.
En fenası da iPhone ya da iPad’in yoksa cihazı kuramaman. Yani bir MacBook ya da iMac bile kurtarmıyor. iOS’lu bir cihaz olmak zorunda. Akıllı asistan yönünü en sona bıraktım, çünkü Siri ile iOS cihazdakiler dışında ek bir özellik yok. Philips Hue, Elgato Eve Motion ve August Smart Lock gibi cihazları sesle kontrol edebilirsin ama desteklenenler listesi Amazon ve Google’a göre çok zayıf.
Rakiplerine göre daha başarılı bir bas tonuna sahip, ancak tizler
42
Google Home
Tüm ailenin kullanabileceği (ve işlerin karışmayacağı) bir sesli asistan Home: 199 dolar (yurt dışı fiyatı) / store.google.com
Home Mini ve Home cihazlarıyla kendi ekosistemini oluşturmaya doğru ilerleyen Google, Android akıllı telefon ve tabletlerdeki sesli asistanını bu cihazlara taşıdı. Google’ın yarattığı en temel fark, ses sahiplerini de tanıyabilmesi. Her birinin kendi Google hesabına bağlanarak işlem yapan asistan, Home’u aileler için daha iyi bir seçenek yapıyor. Her biri kendi müziklerine, takvimine ve listelerine ulaşabiliyor. Bir diğeri ise Google’ın arama motoru deneyimi sayesinde sorularınızı anlama ve yanıtlama biçimi ciddi şekilde etkileniyor. Diğerlerinde olduğu gibi henüz Türkçe anlamıyor ama 2019 içinde bu desteğin gelmesi bekleniyor. Müzik açısından Spotify, Google Play Music, Tune In, iHeartRadio ve YouTube ile en zengin seçeneği sunuyor. Ancak ses kalitesi Google Home’da geride kalıyor, Home Mini ise Amazon Echo’dan daha güçlü ses çıkışı sağlıyor ama her iki Home’da da seste bir farklılık sezilebiliyor. Müzik önemli bir kriterse, Google Home’u kendi kulaklarınla test etmeden alma. Cihazların ses çıkışı da olmaması sinir bozucu. Philips, Belkin, TP-Link, Roomba cihazları başta olmak üzere çok sayıda cihaz destekleniyor. Ayrıca Android TV ve Google Chrome cast cihazlarla da bağlantı kurabiliyor. Alexa’nın Skills adlı yetenekleri gibi Google’da da Actions yani hareketler özelliği mevcut. Bunula cihazlara çeşitli özellikler eklemek mümkün.
Home Mini: 79 dolar (yurt dışı fiyatı) / store.google.com 43
Red Dead Redemption 2 O Y U
N
44
Rockstar’ın Vahşi Batı oyununun devamını beklemek, çıkan videolar ve sızan bilgilerden sonra birçok oyuncu için giderek daha dayanılmaz bir hâl almaya başlamıştı. Herkesin heyecanla beklediği Red Dead Redemption 2 sonunda çıktı. Öncülünden 12 yıl öncesinde, 1889 yılında geçen Redemption 2, seni Arthur Morgan adlı korkusuz bir ödül avcısının çizmelerinin içine koyuyor. Morgan’ı son oyundan hatırlayabilirsin. Hani şu kötü Dutch van der Linde vardı ya, hah işte onun sağ kolu. John Marston gibi, Morgan da hem başarılı bir nişancı hem de başarılı bir avcı. Bundan bahsetmişken, görünüşte daha genç bir John da Rockstar’ın yeni oyununda bir katil rolü için karşımıza çıkıyor. Red Dead 2’nin odağı, tahmin edebileceğin gibi Arthur. Marston’un aksine, Morgan çetenin bir parçası ve sadece çetedeki kankaları için görevler yerine getirmiyor, kanunsuzların saklanması için de yardımcı oluyor. Rockstar, oyunda yeni bir kamp yönetim sistemi kullanıyor. Buna ayak uydurduğunuz gibi kovboyunuzu da düzenli olarak su ve yiyecekle beslemelisiniz ki, morali yüksek olsun. Gündelik kamp hayatının bir parçası olarak Morgan kıyafetlerini yıkamak ve odun doğramak zorunda. Şirket Eski Batı vizyonunu başka heyecanlı şekillerde de geliştirmiş. Kovboyun en yakın dostu atıdır düsturuna inanan Rockstar, oyunda atla geçirilen vakit ve kurulan ilişkinin at üstündeki silahlı çatışmalara da yansımasını sağlamış. Yani atın seni severse, çatışmalarda da daha cesur olup daha iyi söz dinleyecek. Yeleli dostlar bir kenara, yeni banka soygunları da GTA V’inkileri aratmıyor. Dutch’ın çetesinin çoğu da bu soygunlarda Morgan’a katılıyor. Yakında bir çevrimiçi modunun da geleceğini müjdeleyelim. Her ne kadar bunun GTA Online’a benzeyeceği söylense de, o zamana kadar oyunla müthiş vakit geçirebilirsin.
45
oyun yayıncılığından önce... O Y U
N
STREAMER OLMAK İÇİN BİLMEN GEREKEN HER ŞEY Oyun yayıncılığına odaklanan Twitch, son derece popüler. Yayımladıkları verilere bakılırsa, oyun oynayanları seyredenlerin sayısı da azımsanacak gibi değil. Her gün ortalama 15 milyon kişi, başkalarının oyun oynamasını seyretmek için interneti kullanıyor. Üstelik oyun oynayanları izlemek öyle bir hobi ki, neredeyse ortalama oyun oynama süresini geçecek. 106 dakika izlenme ortalaması hiç fena değil.
Diğer yandan son dönemde uzun yıllardır beklenen yükselişini yaşayan AMD’nin Ryzen 5 1600X modeli de 6 çekirdek ve 12 izlek ile birçok oyunda akıcı bir performans gösterecektir. Üstelik 200 dolarlık fiyatı da bu noktada mantıklı. Daha orta yol bir çözüm için de Intel i7-8700K ile 350 dolar bütçeye çıkabilir ve hız aşırtma için de kendine biraz pay bırakabilirsin.
Oyunlar dışında ne gerekiyor?
Fan gürültüsü yayını engellemesin
Oyun yayıncılığı para kazanmak için hiç fena bir alan değil. Oyun oynadığınız esnada geniş bir seyirci kitlesine ulaşacağını tahmin ediyorsan, doğru ekipmanlara sahip olman önemli. Ünlü olmaya giden bu yolda ilk ihtiyacın, kesintisiz ve hızlı bir internet bağlantısı. Böylece hem oyun oynarken hem de yayın esnasında sıkıntı yaşamazsın.
İşlemciden sonra performans için ikinci durağımız soğutucu. Burada Corsair H115i gibi iddialı bir RGB LED görselliği sunan, güçlü ama sessiz bir seçeneği önereceğiz. Böylece oyunun en sıkı anları fan sesiyle bölünmez. I7-8700K, Intel 300 serisi anakartlarla çalıştığı için uygun bir aday baktığımda, ASUS ROG STRIX H370-F’yi görüyorum. Isı ve elektrostatik akım korumalı cihaz iki adet M2.SSD yuvası ve işlemci, bellek, ekran kartı ve açılış problemlerine karşı geribildirim yapan 4 adet LED’iyle öne çıkıyor.
Oyun izleyicileri en yeni oyunları izlemek istiyor. Bu yüzden de güçlü bir bilgisayara sahip olman şart. Aynı anda yayın da yapacağın için, özellikle işlemcinin çok güçlü olması gerekiyor. Bu noktada Intel i9 7980XE Extreme Edition, 18 çekirdek, Hyper Threading ile 36 izlek ve 2 bin dolarlık fiyatıyla en tepe noktayı oluşturuyor.
Bellek için 16 GB’lık Corsair White Vengeance DDR4 2.666 MHz
46
Basit bir aydınlatma yeterli Logitech’in Brio modeli ek bir aydınlatma ihtiyacını ortadan kaldırabilir. Üstelik işlemciye yük bindirmeden rahatça 4K çekebiliyor.
Sade ama havalı Yayıncılığın görsel yönü için süslü bir kasa da şart gibi bir şey. Corsair Crystal 570X RGB aydınlatmalarıyla bu işi çözer.
CEP DELMEYEN SİSTEM
Audio Technica AT2020, giriş seviyesi için yüksek kalitede. Şarkı söylemek için biraz zayıf ama oyun oynarken konuşmak için gayet yeterli. Crucial’ın 250 GB kapasiteli MX500 modeli SSD’si, fiyatına göre
derece iyi bir performans elde ediyor. Dilerseniz 500 GB ve 1 TB kapasiteli seçenekleri de var. NVIDIA GTX 1060 çipsetli 6 GB bellekli ekran kartları da 1080p ve 1440p çözünürlükte oyun oynamak isteyenler için yeterli olacaktır.
Sadece içi değil dışı da önemli
kullanarak oyun ve canlı yayın gereksinimini karşılayabilirsin. Daha yüksek hız için 32 GB’lık Vengeance RGB DDR4 3200 MHz modeli de iyi bir seçenek. LED aydınlatmasıyla kasanı daha havalı gösterecek olan bu paket, ısı bloklarıyla da ek bir pasif soğutma sağlıyor.
PC’nizin içi harika ama mâlum artık dış görünüş de önemli. Bunun için Corsair Crystal 570X kasanın temperli camıyla cihazın iç kısmını gösterirken LED’lerle renkli bir görünüme kavuşabilirsin. Elbette burada daha önemli olan kasanın iyi bir hava akışı sunabilmesi, zira bileşenler bu şekilde soğuyacaklar.
Hem oyun hem yayın için SSD hızı
Depolama ise birçok kişi düşünmese dahi anlık performansta etkilidir. Piyasadaki en hızlı cihazlardan birisi olan Samsung NVMe SSD 960 Pro, yüklenme sürelerini kısaltacaktır. Seagate Barracuda Pro ise depolama alanı ihtiyacını 8 TB ile giderecektir.
Yayın için en önemli şeylerden birisi de kamera. Logitech Brio 4K ile çoğu zaman ek bir aydınlatmaya ihtiyaç olmadan yüksek çözünürlüklü ve kaliteli bir görüntü yakalaman mümkün. Geniş açı desteği ve düşük ışık performansı son derece iyi.
Hız ve performanstan bahsettik, ancak bunların sürekliliğini sağlayacak sistemin kararlı bir şekilde çalışmasını ve uzun ömürlü olmasını sağlayacak olan bileşen, güç kaynağıdır. EVGA G3 850 Watt, düşündüğümüz konfigürasyonu derleyip toparlayacak bir cihaz. 80 PLUS Glod sertifikalı bu güç kaynağı yarı pasif mod ile fan sesini de düşük tutarak yayının etkilenmemesini sağlar.
Mikrofon konusunda seçeneğiniz diğer parçalara göre bol, ancak hem hassasiyet hem de ses kalitesi açısından Rode NT1-A öne çıkıyor. Son olarak tavsiyem, iki monitör kullanman olacak. Bunlardan birisini oyunu, diğerini ise yayını izlemek ve yönetmek için kullanabilirsin. Burada 1 ms tepki süresi ve 24 inç boyutuyla BenQ XL2430’u önerebilirim. Diğer seçenek ise tamamen sana kalmış, zira işin yayın takibi kısmı ve diğer işler için her model uygun olabilir.
İşin oyun olacaksa, ekran kartında mütevazı olmaya gerek yok. Bir GeForce GTX 1080 Ti ya da üst modeller hem oyunlarda hem video aşamasında işini görür.
47
F O
T O
SLR için sıkı başlangıç
Samsung HW-N650 2.799 TL / canon.com.tr
BUNLAR DA OLUR
Fujifilm X-A10
2.199 TL / fujifilm.eu/tr Benzerleri kadar ince olmasa da, DSLR’lara göre çok daha ince. Ancak paketten çıkan 16-50 mm’lik lens bu avantajı bozuyor. Rehberi başlangıç seviyesi için iyi, fotoğrafta 16,3 MP videoda 1080p yapan cihazın döndürülebilir ekranı var ama vizörü yok.
Canon EOS 4000D
2.279 TL / canon.com.tr Canon’un en uygun fiyatlı DSLR modeli olmak kaderinde vardı, fakat fiyatındaki düşüş onu birçok açıdan geride bırakıyor. Örnek olarak canlı görünüm ve video kayıt gibi...
48
Markanın önceki uygun fiyatlı DSLR kamerası EOS 1300D’nin üst modeli olarak konumlandırılan EOS 2000D, ek 6 MP çözünürlüğün dışında maalesef çok ciddi değişikliklere ev sahipliği yapmıyor. Teknik özellikleri hâlen temel düzeyde kalan cihaz, Canon’un uzun süredir kullandığı dokuz noktalı otomatik odaklama sistemi, 1006.400 ISO aralığı (12.800’e çıkartılabiliyor), saniyede üç kare aralıksız çekim hızı ve döndürülemeyen arka ekran gibi özelliklerle öne çıkıyor. Wi-Fi ve NFC bağlantılarına sahip olan EOS 2000D, yine de çok para harcamadan SLR dünyasına geçmek isteyenler için sıkı bir başlangıç makinesi olarak görülebilir. Bir amatör gözüyle korkutucu kontrollere sahip olmayan makine, detaylı ayarlar yapmak isteyenlere de orta seviye seçenekler sunuyor. Menüler içinde kaybolmadan arka yüzdeki tuşlarla beyaz dengesi, ISO, çekim modu ve otomatik odaklama ayarları yapılabiliyor. Çekimlere gelirsek, otomatik odaklama bizi hayal kırıklığına uğrattı. Algılayıcısının Hybrid CMOS ya da Dual Pixel CMOS otomatik odaklamasını desteklemediği makine, canlı görünümde otomatik odaklamada ağır kalıyor. Paketten çıkan standart lens de Canon’un sessiz USM ya da STM otomatik odaklama sistemini desteklemediğinden, bir de sesli kayıtlarda bu sesi kaydedebilirsin. Görüntü kalitesi ise bu fiyattaki bir fotoğraf makinesi için gayet iyi. Hatta bu makinedeki 24 MP’i EOS 4000D’deki 18 MP’e tercih etmek için ödeyeceğin ek paraya dahi değer. Ürün, fiyat seviyesi açısından bekleneni veriyor ama çok yönlü bir kullanım için pek de uygun değil. Yine de, fotoğrafçılıkta SLR arayışını giderebilir.
Sony Alpha A6000
3.248 TL / sony.com.tr Sony, fiyat çıtasını yükseltiyor ama katlanabilen ekranı, hibrit otomatik odaklaması ve yeni nesil RGB filtresiyle daha konforlu bir kullanımla benzerlerinden daha çarpıcı sonuçlar sunabileceğini gösteriyor.
Nikon D3400
3.979 TL / nikon.com.tr Nikon’un giriş seviyesi DSLR makinesi detaylara takılmayanlar için iyi sonuçlar veriyor. Biraz daha modern ve hızlı yanıt veren bir model olarak da dikkat çekiyor.
49
A Y
I
N
O
T O
M
O
B
İ
L
İ
aynalardan elektrik al! Audi, elektrikli araç yarışına iddialı bir SUV ile giriş yaparken, yan aynalar ile olan ilişkisini de bitiriyor.
74.800 euro / audi.com Sadece 4, 5 yıl önce otomobil endüstrisinin önde gelenleri elektrikli araçların ekonomik olarak sürdürülebilir olmadığını söylüyorlardı. O günün şartlarına göre kısmen haklı olsalar da geçen bu kısa sürenin ardından endüstrinin burnu artık tam aksi istikameti gösteriyor. 2018’in ilk yarısında 800 bin adet yeni araç satışına yaklaşan elektriklilerin yılı 2,1 milyon adet seviyesinde bitirmesi bekleniyor ki; bu sayı 2017’ye kıyasla %63’lük bir artış demek. 90 milyar doların üzerinde kesinleşmiş bir toplam yatırım ile elektrikli araçlar önümüzdeki 5 yılda pazarda egemen bir pozisyona gelecekler. Elektriklilerin 2018 ve 2019 yarışında, bu zamana
50
kadar sessiz kalan devlerin ve lüks segment üreticilerin birer ikişer yeni nesil araçlarını tanıttığı ve satışa sürdüğü bir dönem olarak tarihe geçecek. Audi e-tron da bu dönemi özel kılan araçlardan biri. Firmanın ilk tam elektrikli aracı olan SUV, sınıfının elektrikli kategorisinde sertleşmeye başlayan rekabeti daha da harlayacak. Boyut olarak Q5’ten az iri Q7’den ise az ufak. Görünümü de markanın SUV serisinin karakteristiklerini yansıtıyor. Dış görünümle ilgili en büyük ayırt edici özelliklerden biri aynı zamanda teknolojik olarak da fark yaratan bir özellik: e-tron, yan aynalara veda ederek, yerlerine yüksek çözünürlüklü ve yetenekli
Audi e-tron kameralar koyuyor. Bu kameralardan gelen görüntüler ön kapı kolları ile cam arasındaki 7 inçlik Samsung OLED ekranlara iletiliyor. Ön konsol, Audi’nin yeni nesil araçlarında kullandığı yaklaşımı devam ettiriyor tabii ki biraz daha fazla dokunmatik ekran alanı ile ve sürücüyü daha fazla merkeze alan bir tutum ile. İçten yanmalı motorun yerine elektrikli motor ve yakıt deposu yerine pil kullanınca, benzer kasa ölçülerinde hacimde ortaya bir miktar fark çıkıyor. Bu farkı da 660 litrelik bagajda hissetmek mümkün.
km/s hıza ulaşması 5,7 saniye sürüyor ve azami sürati ise saatte 200 km. 95 kWh kapasiteye sahip pil ünitesi 700 kg çekiyor. Ön ile arka aksların ortasında, yolcu kabinin altına yer alan piller, aracın ağırlık merkezini de ortaya ve aşağıya yaklaştırıyor. 400 km’lik bir menzil sunan e-tron, yollara çıkan 150 kW’lık şarj özelliğine sahip ilk elektrikli araç olacak. Bu kaynağı sunabilecek istasyon bulduğun anda %80’lik batarya kapasitesine 30 dakikada ulaşabilirsin. Ev elektriği ile %100 kapasiteye ulaşmak ise 8,5 saat sürecek.
Aracın ön ve arka tarafında bulunan iki elektrik motoru, dört çekişli araca iki farklı sürüş modunda 360 ve 408 beygir güç sunarken, yarattığı tork ise 664 Nm. 100
Giriş seviyesinin Avrupa satış fiyatının 80 bin Euro olması beklenen aracın teslimatları da bu yıl içerisinde başlayacak.
51
O
T O
M
O
B
İ
L
otomobilin gerçekten güvenli mi? Otomobil dünyasındaki güvenlik teknolojilerini alt alta yazmaya kalksak, herhalde bu sayfaları doldururuz. Onun yerine çeşitli araştırma ve raporlara bakarak, en etkili güvenlik teknolojilerini ve sürücülerin neyi sevip neyi sevmediğini bir araya getirdik. Dikkatsiz kullananları ikaz etmek için söylenen “Başkası da hata yapabilir”, ne kadar doğru. Aracınla başına kaza gelmemesi için aslında o an çevrendeki araçları kullanan ya da oradan geçen yayalar da dahil, birçok kişinin dikkatli olması gerekiyor. Ancak teori, pratiğe sirayet etmeyince imdada güvenlik teknolojileri koşuyor. Trafiğe 2014-2017 yıllarında çıkmış 75 bin aracı kapsayan bir Consumer Reports araştırması, sürücülerin hangi teknolojileri daha çok sevdiğini ortaya çıkardı. Bu araçlardaki teknolojiler arasında otomatik el freni, aracın önünde çarpışma, kör nokta ve şeritten ayrılmaya karşı uyarılar yer alıyordu. Arka çarpma uyarısı Adından da anlaşılabileceği gibi araç geri giderken, aracın arkasında, belirli bir mesafeden yakında bir cisim ya da kişi varsa sistem uyarı veriyor. Bazı otomobiller otomatik olarak fren yaparak çarpmayı önlüyor. Sigorta verilerine göre, bu özellik kazaları yüzde 22 oranında azaltıyor.
Tüketicilerin yüzde 80’i bu teknolojiden memnun, yüzde 54’ü ise bu sayede kaza yapmaktan kurtulduklarını söylüyorlar. Görsel ve sesli uyarılar yapan sistemi kullanan markalardan en çok Subaru ve Hyundai (%85 ile) beğeni toplarken, bunu yüzde 66 ile Audi, yüzde 61 ile BMW, yüzde 59 ile Mercedes-Benz izliyor.
Otomobilin arkasına yerleştirilen bir kamera ve yazılım ile kullanılan bu teknoloji, artık birçok üreticinin kamerayı standart konumlandırmasıyla daha da yaygınlaşacak.
İnsanların bu teknolojiden beklentisi, menzilin artırılarak gerçekten çarpma mesafesinden biraz daha uzaktaki cisimlerin ve kişilerin de uyarılara dahil edilmesi yönünde.
52
Kör nokta uyarısı Yandan yaklaşan ve dikiz aynasından görülmeyen, kör noktadaki cisimlere karşı görsel, sesli ya da titreşimle uyarı veren sistem, şerit değiştirme ya da aracı yana doğru ilerletmenin tehlikeli olacağını bildirir. Buradaki bir uyarı da, yanda bir araç varsa ve dönüş sinyali verirsen de yapılır. Sigorta verilerine göre kazaları yüzde 14 azaltan sisteme, her ne kadar aslında üreticilerin kusuru sebebiyle ihtiyaç duyulsa da, bu özellik birçok markada ekstra olarak satılıyor.
Ön çarpma uyarısı Görsel ve sesli uyarının yanı sıra, direksiyondan titreşimle de uyarı yapabilen bu teknoloji, sigorta verilerine göre öndeki araca çarpmayla sonuçlanan kazaları yüzde 27 oranında azaltıyor. Teknolojinin faydalarına rağmen birçok sürücü yanlış pozitif oranının yüksekliği, yani aslında sorun olmamasına karşın sistemin bir şekilde uyarı vermesinden şikayetçi.
Chrysler’in yüzde 82 ile yüksek puan aldığı raporda Volkswagen yüzde 64 tatmin oranına ulaşırken, BMW yüzde 62 aldı. Tesla ise yüzde 36 ile rekor düzeyde düşük puan elde edebildi. Sürücülerin bu teknolojiden yana memnuniyet oranları yüzde 76 olurken, yüzde 62’si için bu teknoloji kaza önlemiş.
Yeni otomobillerde ön çarpma uyarısı yaygınlaşıyor, ancak henüz standart olma noktasından uzak. Sürücülerin yüzde 64’ü bu teknolojiden son derece memnun. Teknoloji, yüzde 42’sinin ise kaza yapmasını önlemiş. Markalarda Subaru yüzde 75 ile en üst sırayı alırken, Honda ve Mazda yüzde 54 ile ikinci sıraya yerleşiyor.
Otomatik acil fren AEB olarak da kısaltılan bu teknoloji, potansiyel çarpışmaları tespit eder ve sürücünün zamanında tepki veremediği durumlarda araca otomatik olarak fren yaptırarak ya kazanın etkilerini azaltır ya da kazayı önler. Sigorta verileri otomatik acil fren ve ön çarpışma uyarısı özellikli taşıtların kaza oranlarının yüzde 50 azaldığını gösteriyor.Ancak şunu akıldan çıkartmamakta fayda var; bu sistemler düşük hızda çalışıyor. Bu iki teknoloji üreticilerce ek paket olarak satılıyorlar. Ayrıca, her biri farklı bir isimle satılan bu sistemlerin ne olduğunu önceden araştırman da seni nasıl koruyacağını bilmek açısından iyi olur.
Şerit uyarısı Sürücülere görsel, sesli ve hem direksiyon hem de koltuktan titreşimli uyarı verebilen bu uyarı sistemi, otomobil şerit işaretlerinin üzerine geldiğinde devreye girer.
Sürücülerin memnuniyetine baktığımızda Subaru yüzde 69 ile en yüksek puanı alırken, Chevrolet ve BMW yüzde 54, Mazda ise yüzde 47 alıyor. Teknolojinin genelinden yana memnuniyet ise yüzde 62. Katılımcıların yüzde 39’unun kaza yapmasını bu teknoloji önlemiş.
Dönüş sinyali kullanıldığında çalışmayan sistem, sigorta verilerine göre tek taşıtın yana ve öne doğru olabilecek kazalarını yüzde 11 oranında azaltıyor. Hyundai yüzde 79 ile en yüksek tüketici memnuniyeti oranına ulaşırken onu yüzde 75 ile Cadillac, yüzde 63 ile Nissan, yüzde 58 ile Honda ve yüzde 57 ile Porsche izliyor. Ayrıca Nissan ve Honda sahipleri çok fazla yanlış pozitifle karşılaştıklarını ekliyor. Sürücülerin yüzde 68’i bu teknolojiden gayet memnun, bu teknoloji sayesinde kaza geçirmekten kurtulanların oranı ise yüzde 35.
53
H i - F i
54
Samsung HW-N650
OYUNCULARI BÜYÜLEMEK İSTİYOR 2.099 TL + KDV / samsung.com.tr Samsung’un Acoustic Beam teknolojisi odayı doldurup etrafınızı saran sinematik sesin önünü açarken oyun severlere de göz kırpıyor. Televizyonlar büyüdükçe ve geliştikçe ses sistmeleri de iyileşti, ancak işin gerçeği şu ki, dahili hoparlörler bir soundbar değil. Subwoofer kullanan soundbar’lar hem film ve dizilerin seslerini iyileştirip ambiyansı güçlendirirken, Bluetooth desteği sayesinde de müzik keyfini artırıyorlar. Samsung’un HW-N650 modeli, bu anlamda üst seviye bir cihaz ve şirketin Kaliforniya merkezli Audio Lab adlı ekibi tarafından geliştirilen Acoustic Beam teknolojisini kullanıyor. İki yatay borudan oluşan sistem, bu boruların üzerindeki deliklerden tıpkı bir flüt gibi ses veriyorlar. Farklı boyutlardaki bu delikler farklı frekanslarda rezonans sağlıyor. Farklı yatay konumlara yerleştirilen bu delikler, sesi yönlendirerek odayı doldurabiliyor. Bu kadar teknik zırva yeterli. Bakalım HW-N650 neler yapabiliyor... Blu-ray bağlantısı üzerinden Dolby, DTS, Atmos ve DTS-X’i 5.1 sisteme çevirebilen soundbar, stereo yani çift kanallı sesleri de 5.1’e yayabiliyor. Gerçi bu koca ses kutusunu bir yerden atmayı denemezsin ama sağlam bir yapıda olduğunu atlamayalım. 110 cm’lik eni ile dev bir TV’nin önünde bile küçümen kalmayan HW-N650, optik, 3,5 mm ses girişlerinin yanı sıra, 4K destekli HDMI giriş/çıkış (meraklısına not: HDR desteği yok), ARC, Bluetooth ve USB bağlantılarını taşıyor. Böylece oyun konsolu gibi cihazları rahatça bağlamak mümkün oluyor. Samsung’un oyunculara olan sözü ise gecikmesiz ve atmosferin içine sokan bir ses deneyimi... Bunlar TV için yetmezse ve Samsung televizyonun varsa, kablosuz olarak da cihaza bağlantı kurmak mümkün oluyor. Blu-ray filmlerin adını ve çeşitli bilgilerini okuyabilen cihaz, otomatik olarak oyun ya da film moduna geçiyor. Bu da, konsola bağlamak isteyenler için güzel haber. Ufak kumandasıyla yönetilen soundbar, Bluetooth üzerinden Audio Remote uygulamasıyla da kumanda edilebiliyor. Kumandayı bulamıyorsan, yan yüzdeki tuşlar da işine yarayabilir. Ses kalitesi olarak çarpıcı bir keskinlik sunan HW-N650, subwoofer açısından bize biraz gürültülü geldi. Her ne kadar iyi ve doyurucu bir çıktı verse de, yan ve arkalardan gelen ses açısından gerçek bir 5.1 olmadığını da hissettiriyor. Son düşüncemiz ise şu şekilde, ses sistemini kuracağınız yerde yan ve arka hoparlör takma imkanı yoksa, gerçekten kaliteli, kullanışlı ve güncel teknolojilere uygun. Varsa, daha güçlü ve gerçek çevresel ses sunan bir sistemi düşünebilirsiniz.
55
H i - F i
BUNLARLA KULLAN
analog kıymetliler Kim demiş plaklar öldü diye? Türkiye’de bile çeşitli sanatçılar geri dönen koleksiyon ruhuna uygun bir şekilde plak basmaya başladı. Çeşitli semtlerde ufak plakçılar göze çarpar, yurt dışından gelen plaklar yeniden altın değeri taşır oldu. E hâl böyle olunca, pikaplar da yeniden rağbet görüyor.
BENQ TK800 Dev ekran taşınır 9.599 TL / benq.com.tr Piyasadaki en uygun fiyatlı 4K projektör 3.000 lumen ile parlaklığı da tepeye taşıyor. Müzik dinlerken işe biraz görsellik katmak istersen, 100 inçe kadar HDR görüntü veren TK800’ü deneyebilirsin.
Ey vatandaş! Yalnızım diye üzülme, müziğim kötü diye erinme. Kışın soğuk günlerinde battaniye altına girmelik, parti akşamlarında dans ettirmelik pikaplar işte burada...
Marantz TT5005
Hem kulaklara hem plaklara hassas
1.758 TL / marantz.com
Plak dünyasının acemisi de efendisi de olsan fark etmez. Ufak ebatlarıyla kitaplığa bile sığdırabileceğiniz (ama inatla sığmayacak) Marantz’ın TT5005’i kendi kartuşu sayesinde ek bir fono pre-amp ihtiyacı duymadan kullanılabiliyor. Aman plak çizilmesin, benden başkası pikabımı kullanmasın diyen hassaslar için otomatik çalışan kol bir mucize hissi yaratacak. Ses kalitesi de bu histen fazla uzaklaşmamanı sağlayacak.
Bowers & Wilkins 707 S2 Dengeli ve gürültülü 9.200 TL / bowerswilkins.com Gürültüyü seviyorsan, bu ufak hoparlörü de seveceksin. Karbon ve alüminyum sürücüleriyle tiz ve standart tonları dengeli bir şekilde verirken, baslarda da detayları hissettiriyor.
Audio-Technica AT-LP5
USB ile orijinalleri koru
2.959 TL / audio-technica.com
Eski plakları toplamaya başladıktan bir süre sonra düşük ses kalitesi huzursuzluk yaratmaya başlar. Bu, plak severlerin bazen ömür boyu yaşadığı bir sorundur ama Audio-Technica’nın bu modeli, takıntına iyi gelecek. Yüksek performanslı kartuşu ve J biçimindeki ton kolu donanımsal hataları önlüyor. Standart 3,5 mm ve fono çıkışlarıyla hoparlör konusunda bir nebze rahatlık sağladığı gibi, USB üzerinden de dijital kayıt ederek plakları ölümsüzleştirme imkânı veriyor.
TP-LINK LB120 Ortamı renklendir 167 TL / tp-link.com/tr Oturma odanı bir dans pistine çevirirken, sana aydınlatmanın önemini ne kadar hatırlatsak azdır. Wi-Fi destekli ve mobil uygulama ile yönetilen bu akıllı ampul ile ortamın rengini değiştirebilirsin.
VPI Prime Scout
Doğrucu pikap!
2.899 dolar / vpiindustries.com Bir konuyla ilgilenmek var, ilgilenmek var. Yani işiniz gücünüz plak olduysa, belki de bu cihazı incelemenizde fayda var. Dev bir alüminyum kaplama üzerine çelik plak MDF kaplayan Prime Scout, en yüksek kararlılık ve akustik yalıtım sunuyor. Teflon kaplamalı çıkışlar da akustik doğruluk için oluşturulmuş. “Bunu dinlemeyen müzik dinledim demesin” kadar iddialı bir cihaz.
56
B A
R B
E
K Ü
baharda barbekü Serin ve sakin bir kışın ardından, ılık ve güneşli bahar günleri yaklaşıyor. Uygun bir bahçeniz yoksa dahi, harekete geçebilirsin, çünkü mangal için en sakin zamanlardan birisindeyiz. Açık hava ile temasımız yeni yeni başlarken, ateşin, etin ve gök kubbe altındaki dost meclislerinin tadını çıkarmak için fırsat ayağına geldi. Guruss 75 cm
Her şeyin başı... 1388 TL - hepsiburada.com ... iyi bir mangala sahip olmak. Fiyat etiketi seni endişelendirmesin, yabancı muadillerinden daha uygun ve benzer kalitede. Üstelik güncel et fiyatlarını düşünürsen, 6-7 kişilik bir mangal için yapacağınız 5-6 alışverişle bu mangalın ederi, kafa kafaya geliyor ki, yıllarca kullanacağınız bir ürün ile sabahına sizi ilelebet terk edecek bir ürünü kıyasladığımızı unutmayalım. Tam kapaklı ve ısı göstergeli mangal, 75x40 cm pişirme alanıyla 2 kiloya yakın eti aynı anda pişirebiliyor. Izgara yüksekliği bir asansör sistemi ile ayarlanabiliyor, verimli bir yanma için bir baca sistemine sahip, ayrıca eti dinlendirmek için ikinci bir ızgara katı daha bulunuyor.
Weber iGrill 2 & iGrill Uygulaması
Teknoloji marine 599 TL - n11.com / Ücretsiz - Android, iOS Bilimi, sayıları ve teknolojiyi mangala da sos etmenin zamanı geldi de geçiyor. “Benimki orta pişmiş olsun.” “Hacım içi kırmızı kırmızı kalsın ya!” “Iyy o ne be, benimki iyice pişsin.” Bunca yıllık arkadaşlar; hepsi birbirinden kıl olsa da atsan atılmaz satsan satılmaz. En iyisi kendinizi ve etleri heder etmeden herkesin zevkine göre pişmiş etler hazırlamak. Barbekü gurusu Weber’in iki termometre probe’lu iGrill 2 cihazı ve iGrill uygulaması dertlere derman olmaya geliyor. Akıllı cihazına Bluetooth ile bağlanıyor ve uygulama ekranında, etin, balığın cinsine göre pişme derecelerini seçme olanağı sunuyor. Anlık olarak etin ısısını ve mangalda kalma süresini de buradan takip edebilirsin.
57
B A
R B
E
K Ü
Lotus Grill XL
Komşularla kavga etmeden... 1645 TL - blackstoneturkiye.com Herkesin sere serpe, dumanını yaya yaya barbekü yapma imkanı olmayabilir. Elektrikli ve gazlı barbeküler var, evet biz de farkındayız ama “Ateş bizi çağırıyor!” ve isin katma değerinden de vazgeçmek istemiyoruz. Bu sevimli alet taleplerimize karşılık veriyor. Dört kalem pille çalışan iki adet fanı ile ateş verimini ve duman kontrolünü sağlıyor. Yağ toplama haznesi, ızgaradan damlayan yağların ateşe ulaşmasını engelleyerek hem senin hem de çevredekilerin boğulmasını engelliyor. 400 grama kadar kömür alabilen haznesi iyi bir planlamayla aç 6-7 kişiyi doyurabilir, iyi meze ve salata takviyesi ile bu sayı 10 kişi neden olmasın? Izgara çapı 40 cm, ağırlığı 6,5 kg ve özel taşıma çantası ile geliyor.
Landmann Mangal Seti
Barbekü değil mangal! 302 TL - istanbulbahcemalzemeleri.com Mangala hükmetmek için uygun aksesuarlara sahip olmak gerekir. Hem ete hem ellerinize hem de mangalına iyi davranmanı sağlayacak 18 parçadan oluşan inoks kaplama bu set, ahşap tutma yerleri ile sıcakla arana girecek. Üç işlevli temizleme fırçası daha önce kullanmamış olan mangalcıların hayatını değiştirecek. Kömür maşasının eksikliğini gidermek ise sana düşüyor.
Elektrola Tütsü Talaşları
Weber Mangal Pizza Taşı Pizza ve lahmacun sevenlere 500 TL - amazon.com.tr Evet, yanlış okumuyorsunuz. Size mangalda pizza ya da pide hatta lahmacun yapmanız için bir ürün öneriyoruz. Bu güzel ateşi ve sıcaklığını okuyabildiğiniz barbekünü sadece et veya sebze ile kısıtlamayın. Mangalda pişen pizzanın tadına şaşıracaksın.
Odun kömür devri kapandı elektrola.com Asıl mangal, asıl barbekü odunla olur diyenlere aldırmayın diyemiyoruz, haklı oldukları yerler var. Fakat odunla mangal, hassas bir işlem ve odun biraz uzmanlık gerektiren bir malzeme. Fakat ikisinin ortası da var. Kömür ateşinde odun esansı elde edebileceğin bu doğal talaşlardan iki kaşık kadarını ıslatıp, et koymaya hazır haldeki kömürün üzerine serp ve sihir nasıl olurmuş tat. Kiraz, ceviz ve meşe talaşı çeşitleri mevcut.
58
K
şınav başlıyor
E
N
D
İ
N
Y A
P
Hayır, sınav değil. Şınav. Ancak spor salonuna gitmeyi sevmeyenler ve kendi işimi görürümcüler için aynı zamanda bir sınav. Zira pozisyonları doğru yapmak hem sakatlanmamak hem de verim almak için önemli. Hangi spor dalında hangi hareketi yaparsan yap, seni düzeltecek bir uzman mutlaka bulunur. Hatta konunun spor olması, düzeltiyi yapanın da uzman olması gerekmez, her yapılanı düzeltecek biri illâ var ama iş egzersizlere gelince, bu düzelt-
meler konusunda uzmanları dinlemekte fayda var. Hatalı şınav, yanlış kasların çalışmasına sebep oluyor. Doğru şınav ise hem farklı varyasyonları ile farklı kasları geliştiren hem de nisbî gücü ölçmeyi sağlayan bir pozisyon olarak biliniyor.
DOĞRUSU KOLLARIN AÇISINA DİKKAT! Şınav çekmeye başlarken, yani aşağı doğru eğilirken dirseklerini gövdenle 45 derece açı yapacak şekilde aç. Kollarınızın ön kısmı yerle dik kalmalı. Tekrar yukarı kalkarken ise karnını ve kalçalarını sıkı tut.
KALÇALAR YUKARI Başlamadan önce kalçalarını vücudunla hizala ve sık. Sırtının eğil olmadığından eminsen şınav çekmeye başlayabilirsin.
DİĞER HAREKETLERİ İZLE Çalışma rutinini şınavla sınırlama. Şınava bench press, üç başlı kas (triceps diye de bilinir) çalışmalarını da ekle.
ELLERİ DOĞRU KONUMLANDIR Yere yüzüstü, elleriniz göğsünün merkeziyle hizalı ve omuz genişliğinden biraz daha yana açık olacak şekilde uzan. Parmakların ileri bakmalı ve yüzeyle olan tutuşu sağlamalı. Burada en çok yapılan hata: Ellerin göğüs ortasında olmaması.
ŞINAVI ÇEŞİTLENDİR ÜÇ BAŞLI KAS ŞINAVI Yere uzanırken ellerini omuz aralığından daha dar yerleştir. Göğsünü yere yaklaştırırken, dirseklerin arkanı göstersin ve yanlara daha yakın olsun. Kısa mesafede eğil ve kalk.
Standart şınav işini hallettikten sonra bu varyasyonları deneyerek daha çok üç başlı kas ve omuz geliştirebilirsin.
YERE YAKIN ŞINAV Standart şınavda ellerin göğsünle aynı hizada yere bassın. Yere paralelken kolların önünü düşür ve vücudunu arkaya doğru it. Sonra öne ve tekrar arkaya doğru it ve tam şınav pozisyonuna gel.
59
DALIŞ ŞINAVI Omuzların kollarının üzerinde, bacakların arkaya uzanarak, yukarıda başla. Kafanı ve göğsünü yere doğru düşür, dirseklerini arkaya it ve kalçalarını yüksek tut. Göğüs ise ileri ve yukarı!