HYPE 2. sayı (Mart 2019)

Page 1

HANGİ OTOMOBİL TİPİ SANA UYGUN? KATLANAN TELEFONLAR MOMO NEDEN BU KADAR KORKUTTU? #002 - mart’19

hypedergi.com

e-spor ile zengin ol

antibiyotik direnci İlaçlar işe yaramıyorsa, bakterileri yeni yollarla yen!

Yeni çağın mesleği, yılda yüz binlerce dolar kazandırıyor

LABORATUVAR ETİ YENİR Mİ? 3 ADIMDA KARIN KASI YAP LOVE, DEATH AND ROBOTS FOTOĞRAF MAKİNESİ İÇİN PİL İPUÇLARI OTURMA ODANI DÜZENLE KAP KACAK SATIN ALMA REHBERİ SOĞUK ALGINLIĞINDAN KORUYAN BESİNLER 70+ ÜRÜN


C A E U F D N L Y L L N Y P G F K U O M

G U P S D T E X B Y R L P Q W I Ş N A G B M H Y P E F H D K D N V Y W L M D H F K F K D D Y G Ö D J I M N S E Y H I I I O E R C İ K Ş W N R Z X W P O L Y W Ğ A S N D V C Z E K A O Q W W P R O I W T G M N B F S N M C Z N X C Y E N İ G L İ O E J L D Ü N Y A B N K V T İ B V I O N D F M B N G R Y U W M N F E R A U N T Y S S V Y L P X K V H S L A K I L L I M F N B D E Y A Ş A M I E W T R N D C S S B V J P S H E J F K W V Z L İ A R T H V C U Ş


E

d

i

r

e

n

D

İ

T Ö R

ç

Yıllar her şeyi katılaştırıyor. Bu katılığın insandaki en kalıcı hâli, herhalde artan direnç. Başka fikirlere, başkasının fikirlerine, değişime ya da değişmemeye olan bu direnç, bazen keskin deneyimler olmaksızın ortadan kalkmıyor. Vücudumuz da tıpkı bizim gibi; karakterimizin kodlarını taşırcasına, aynı mekanizmaları mikro ölçekte işletiyor. Bu sayı kapağa taşıdığımız ve son dönemin enteresan konularından birisi olan insanda antibiyotiklere olan direnç gelişimi, neyse ki son bulacağa benziyor. Vücudumuzun biraz dışına çıkıp, kendimize değil dışarıya baktığımızda muhtemel ki, en çok telefonlarımızı görüyoruz. Bu dergiyi de muhtemelen akıllı telefondan höpürdettiğini düşünürsek, Mobil Dünya Kongresi’nin en yeni akıllı telefonlarını, Microsoft’un önce askerlerde sonra eğitimden sağlığa birçok alanda kullanılabilecek yeni karma gerçeklik başlığını incelemeyi unutma. Telefonlarda oynadığımız basit oyunlar da zamanla yerini PC ve konsoldakine benzer yüksek prodüksiyonlu oyunlara bırakmaya hazırlanıyor. Bu esnada turnuvalarda yarışan kulüp takımlarının haberlerini de duyuyorsundur,. İşte e-sporcu olarak bilinen bu gençler, milyonlarca liralık bir ekosistemin önemli bir parçasını oluşturuyor. Bu alanda kariyer de oyunculuğun yanı sıra, antrenörlük, hakemlik ve yayıncılığa uzanıyor. Konunun detaylarını uzmanlarıyla konuştuk. Tabii ki hayatın diğer yönlerine de dokunan güncel konular içeride seni bekliyor. Eğlenmen dileğiyle, sonraki sayıda görüşene dek...

K

Ü

N

Y

İmtiyaz Sahibi Linkmedya Gazi Refik Sok. 7/9 Beşiktaş/İstanbul (212) 909 92 42 Yayın Yönetmeni Aytun Çelebi aytun@hypedergi.com Yazı İşleri A. Erhan Acar, Hasan Selman, Kaan Kayar Kreatif Direktör Oğuz Taşdan Katkıda Bulunanlar Bora Balar, Pelin Gülen, Pınar Aksu Yayın Türü Yaygın, süreli (aylık) yayın HYPE®, T.C. Basın Yayın yasalarına uygun yayımlanmaktadır.

Sevgiler

Dergideki fiyatlar, yayın tarihinde internetteki en uygun fiyatlardır.

3

E


12 E-SPORDA KARİYER:

UZMANLARA SORDUK

6

YENİLER&İYİLER HANGİ TİP OTOMOBİL 60BİLİM SANA UYGUN? LABORATUVAR MAMÛLÜ ET YENİR Mİ?

78

İPUCU

KAMERA PİLİN BİTMESİN

OYUN

ANTHEM

4

36 22


49 52

32

64

MOMO KORKUSU ASLINDA NEYİN KORKUSU?

İ

Ç

DEKORASYON

SAMİMİ BİR EV İÇİN İPUÇLARI 5

N

D

E

K

İ

L

E

R

KİŞİSEL BAKIM

CİLDİNİ YENİLE MEDYA

OKU, DİNLE VE İZLE... SAĞLIK

GRİPSAVAR BESİNLER

ÇAĞIN KORKUSU: ANTİBİYOTİK DİRENCİ

38

İ

63

54

KENDİN YAP

3 ADIMDA KARIN KASI


Y

E

N

İ

L

E

R & İ

Y

İ

L

E

R

Nike Adapt BB

Gelecek ayağına geldi 350 dolar (yurt dışı fiyatı) / nike.com

G

eleceğe Dönüş 2’nin teknoloji öngörüleri pek de isabetli değildi. Filmden esinlenilerek üretilen uçan kaykay aslında uçamıyor, kendi bağcıklarını bağlayan ayakkabı modelleri ise diğer modellerden 10 kat pahalıya satılıyordu. Neyse ki, bunlardan biri değişmiş durumda. Nike tarafından satışa sunulan basketbol odaklı Adapt BB, firmanın ilk makul olma yolundaki otomatik bağcıklı ayakkabısı.

Nike, 2016 yılında çılgın fiyat etiketiyle satışa sunduğu ilk otomatik bağcıklı HyperAdapt 1.0’ın formülünü geliştirerek, daha ufak bileşenlerle kendi bağcıklarını bağlamayı beceren Adapt BB’yi yarattı. Ayağını soktuktan sonra ayakkabı üzerindeki ya da mobil uygulamadaki bir tuşa basarak, bağcıkların bağlanmasını sağlayabiliyorsun. Ayakkabının mobil uygulaması, bağcıkları bağlamanın yanı sıra sol ve sağ ayakkabı için önceden belirlenmiş ayarların uygulanabilmesini ve ayakkabının ışıklandırma ayarlarının değiştirilmesini de mümkün kılıyor. Öte yandan Adapt BB, günümüzdeki birçok akıllı telefonda bulunmayan kablosuz şarj özelliğine sahip. Ayakkabı kablosuz şarj matının üzerinde şarj oluyor ve üzerindeki ışıklarla pil seviyesini gösteriyor.

6


Philips 7304 serisi

Pazardan aldım bir tane… Fiyatı açıklanmadı / philips.com

T

elevizyon üreticileri nedense ürünlerine aşırı uzun ve karmaşık isimler vermekten kendilerini alamıyor. Sahiden kim arkadaşına OLEDHZ5000SASNBCVAS isimli bir televizyonla hava atabilir ki? Bu nedenle, yeni orta seviye TV serisine ‘The One’ takma adını veren Philips’i tebrik ediyoruz.

Şimdi işin garip kısmına gelelim: İsmi her ne kadar The One olsa da, 7304 serisi aralarında birçok 4K LCD TV bulunduruyor: 43, 50, 55, 58, 65 ve 70 inç. Üstelik en büyük ekranlı iki model farklı stantlara sahip. İnce gümüş çerçeveler, üç taraflı Ambilight duvar ışıklandırması, P5 görsel işleme motoru 7304 serisinin karakteristik özellikleriyken, HDR10+, HLG, Dolby Atmos ve Dolby Vision desteği sunuyor. Android TV OS ile çalışan The One, Google Assistant ve Alexa’yla da eşleştirilebiliyor. 7304 serisinin doğru yapması gereken tek bir şey var, makul bir fiyata sahip olmak.

7


Y

E

N

İ

L

E

R & İ

Y

İ

L

E

R

Samsung Galaxy Fold

İster tablet, ister telefon 1.980 dolar (yurt dışı fiyatı) – samsung.com

K

atlanabilir telefonlar çağı başlamak üzere. Bu akımın öncülerinden Samsung, ilk hamlesini Galaxy Fold isimli cihazını 26 Nisan’da satışa sunarak gerçekleştirmeyi planlıyor.

Cihazın arka bölümündeki üçlü kamera sistemi, hem tablet hem de telefon modunda kullanılabiliyor. 16 MP geniş açılı kameraya, 12 MP’lik bir geniş açı lensi eşlik ediyor ve ön bölümde 10 MP’lik bir kamera bulunuyor.

Fold’da kullanılan 7,3 inçlik Infinity Flex ekran, telefonun tablet boyutundaki ekranının katlanıp cebine sığmasına olanak tanıyor. Cihazın ana ekranı QXGA+ çözünürlükteyken (4.2:3), katlandığında 4,6 inçlik HD+ ekranlı bir telefona dönüşüyor.

Galaxy Fold’un heyecan verici özelliklerinden bir diğeri de üç uygulamayı aynı anda çalıştırabilmesi. Samsung, WhatsApp, MS Office ve YouTube gibi popüler uygulamaların, hem bu özellik hem de katlanabilir ekran için optimize edildiğini duyurdu. Dahası Güney Koreli dev, Google’ı Android 9 Pie sürümünün de bu ekranı tamamen desteklemesi için ikna etmiş.

Daha büyük ve fazla ekran, daha çok enerji tüketimi demek. Samsung, yeni oyuncağının güç ihtiyacını karşılamak için cihaz katlandığında birbirlerinden ayrılan iki pil geliştirmiş. Bu pillerin toplam değeri ise 4.380 mAh. Fold, ayrıca 512 GB depolama alanına, 12 GB belleğe ve 7 nm üretim teknolojii, sekiz çekirdekli bir Qualcomm işlemciye sahip.

Samsung katlanabilir telefon üzerinde çalışan tek firma değilse de, pazara sunacak ilk firma olabilir. Xiaomi, Lenovo ve LG de bu alanda çalışmalarını sürdürürken, Samsung’un ve ilk rakibi Huawei’nin nasıl bir satış performansı sergileyeceği merak konusu. Açıkçası kullandığım kısa süre içinde tek yaşadığım sorun kenarlara yanlışlıkla basılma meselesinin tam olarak çözülememesi oldu. Bunun dışında ise her şeyden memnunum. Gece Mavisi, Mavi ve Siyah renklerdeki telefon, 6 GB bellek ve 128 GB depolama kapasitesiyle Türkiye’de satışa çıktı.

Fold’un arka yüzüne saklanmış birbirlerine kenetli dişliler, cihazın tablet ve telefon modlarında sorunsuzca geçiş yapılmasını sağlıyor. Samsung’a göre bu cihaz 200 bin kez katlanma testine tabi tutulmuş. Firma cihazı günde 100 kez katladığın bir senaryoda, dişliler saçmalamadan 5 yıl geçirebileceğini iddia ediyor.

8


Huawei Mate X

Cam katlanmayı sevmez 2.600 dolar (yurt dışı fiyatı) – huawei.com

H

uawei’nin bu yaz satışa sunmayı planladığı ilk katlanabilir telefonu Huawei Mate X, çoğu akıllı telefonun aksine cam yerine plastik bir ekrana sahip. Hemen burun kıvırma, plastik ekran tepki süresi, görüş açıları, renkler ve parlaklık açısından standart bir cam ekrandan arda kalmıyor. Hatta plastik ekran, camdan daha az yansıyor. Plastiğin doğası gereği camı arattığı tek nokta ise ekranın çizilmeye daha meyilli olması.

Mate X’in tam ortasında ekranın katlanmasını sağlayan kitap sırtına benzeyen bir omurga bulunuyor. Şaşırtıcı şekilde mühendisler bu omurganın kullanımı etkilememesini sağlamışlar. İnce görünüşünün aksine elde ağır bir his bırakan Mate X’in ağırlığında 4.500 mAh’lık pilinin de rol oynadığını unutmamak gerek. Cihazın tablet formu 8 inçlik bir ekrana sahip ve 2480 x 2200p çözünürlük sunuyor. Katlayarak elde edeceğin ekranlar ise şöyle sıralanıyor: 6,6 inç (2480 x 1148p) ön ekran ve 6,4 inç (2480 x 892p) arka ekran. Tablet formu, 8:7,1 görüntü oranıyla kolaylıkla tek elle kullanılabiliyor. Web ve video deneyimi için ideal. Telefon yarı açıkken, cihazın ince ekranını stant olarak kullanabiliyorsun. 8 GB belleğe ve 512 GB depolama alanına sahip olan Mate X, Mate 20 Pro’da da kullanılan Huawei Kirin 980 işlemciyle çalışıyor. Çift SIM kart ve 5G destekli cihazda ayrıca yine Huawei tarafından üretilen Balong 5000 5G modem yer alıyor.

9


Y

E

N

İ

L

E

R & İ

Y

İ

L

E

R

Yeni Mercedes-Benz CLA

Nihaî keyif hibridi 35.000 eurodan başlıyor (yurt dışı fiyatı) / mercedes-benz.com

M

ercedes-Benz, keyfine düşkünler için ideal otomobili yaratmış olabilir. Yeni CLA, A-Class hatchback ile aynı geniş platform üzerine inşa edilen, tasarımını C-Class’ın zarif çizgilerinden alan ve coupe benzeri spor bir arkaya sahip olan ilginç bir hibrit. Şirket, A-Class’ta tamamen dijitale dönüştürdüğü iç kontrolleri, cıvıl cıvıl iç ambiyans ışıkları ve MBUX adı verilen Siri benzeri dijital asistanıyla harmanlayarak yeni CLA’ya getirmiş. Hatta öyle ki, bu araç geleneksel bir otomobil fuarındansa, CES teknoloji fuarında tanıtıldı. Yeni CLA’nın 190 beygirlik ilk sürümleri önümüzdeki aylarda Avrupa yollarını arşınlamaya başlayacak. Sonrasında satışa sunulması planlanan AMG CLA35 ve CLA45 modelleri ise 400’ün üzerinde beygir gücüne sahip olacak. Mercedes-Benz ayrıca yeni CLA’nın Shooting Brake isimli hatchback bir modelini de geliştiriyor. Bu model, hatchback’leri takdir etme kabiliyetine sahip bir avuç insan için 2020’de satışa sunulacak.

10


Microsoft HoloLens 2

Önce askerlere, sonra dünyaya 3.500 dolar (yurt dışı fiyatı) / microsoft.com

M

icrosoft’un yeni karma gerçeklik başlığı HoloLens 2, öncülünden daha kapsayıcı, daha rahat ve daha geliştirici dostu bir platform. Yüze takılan holografik bir bilgisayar olarak hayal edilen HoloLens 2, bilgisayar başında çalışan ve teknolojinin kaymağını sürekli yiyen bilgi çalışanlarından ziyade, sahada önemli işler yaparken bilgisayara erişimi olmayanları; bir diğer deyişle iş gücünün büyük bir bölümünü hedefliyor.

Öncülünden üç kat daha rahat olduğu açıklanan HoloLens 2’de “içgüdüsel etkileşim” adı verilen bir bilgi işlem yöntemi benimsenmiş. Bu yöntemin ardından yatan teori, holografik bilgi işlemin eğitime değil, insanın gerçek dünyadan aşina olduğu öğelerle gerçekleşmesi gerektiğini savunuyor. Bir hologramı bir yerden ötekine mi taşımak istiyorsun? Öyleyse tut ve sürükle ya da yürü ve seni takip etmesini söyle. Microsoft, kullanıcısının ellerini ve gözlerini takip edebilen bu cihazın özelleştirilmesini de mümkün kılıyor. Örneğin başka teknoloji firmaları, HoloLens 2’nin operatör doktorlar ya da hemşireler için bir sürümünü geliştirip, yeniden satışını yapabilecek. Microsoft’un kasası böyle bir ekosistemi yeşertmeyi ve yaşatmayı sağlayacak türden dolu olduğundan, gelecekte sahada uçak, otomobil üreten, petrol arayan ya da yapılar inşa eden profesyonellerin suratlarında holografik bilgisayarlar görme umudumuz artırıyor. Yapılan ilk anlaşma ise ABD Ordusu ile oldu, tabii bu durum bazı Microsoft çalışanlarını isyan ettirse de, askerîyenin teknolojiyi ilk kullanımına alışığız. Ne de olsa internet askerîyenin elinde doğdu...

11


K

A

P A

K

K O

N

U

S

U

E-SPORDA KARİYER REHBERİ

Profesyonel oyuncular dünyasında bir spor ekosisteminin tamamı mevcut. Kulüpler, antrenörler, hakemler, yayıncılar, markalar, arenalar ve elbette bir zamanlar ‘Bizim çocuk futbolcu olacak’ hayallerinin ucundaki gibi yüz binler, milyonlar... Peki ama her isteyen e-sporcu ya da ekosistemin bir parçası olabiliyor mu? Meraklısının kariyer hedefi için ne yapması gerek? Türkiye, dünyadan farklı mı? Bu ve akla gelebilecek çokça soruyu işin muhataplarına yönelttik. 12


RAKAMLARLA TÜRKİYE’DE E-SPOR 30 milyon+ Türkiye’deki kullanıcı sayısı

TÜRKİYE’NİN EN ÇOK KAZANAN E-SPORCULARI 150.800 dolar

4 milyon

e-spor izleyici sayısı

878,8 milyon dolar

Türkiye oyun pazarı büyüklüğü

Fujitora

18

106.250 dolar

Türkiye’nin pazar büyüklüğü açısından dünya sıralaması

XANTARES

37

96.400 dolar

PC, mobil ve konsolda oynayanların yüzdesi

Calyx

13


K

A

P A

K

K O

N

U

S

U

Türkiye E-Spor Federasyonu Başkanı

Alper Afşin Özdemir 14


Federasyonun devlete karşı sorumluluğu nedir? Hedef ya da kısıtlamalar mevcut mu? Türkiye’de var olan 60’dan fazla federasyon gibi biz de Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesinde kurulan bir federasyonuz. Temel hedef, e-sporun Türkiye’de öncü dallar arasına girmesi, bu anlamda Türkiye’nin de dünyada e-sporun öncülerinden olması. E-spor dediğimizde 2000’li yıllardan beri dünyanın gündemindeki bir sektörden bahsediyoruz. Özellikle son 4-5 yılda bu anlamda farkındalığın iyice arttığı, takım yatırımlarının, oyuncuların, reklamverenin, diğer tarafta yapımcı oyun firmalarının yatırımlarının çok ciddi seviyelere ulaştığını görüyoruz. Aslında sektörün hem hukuki çerçevesinin hem işleyiş çerçevesinin belirlenmesi hem de e-sporun çeşitlendirilmesi bizim önem verdiğimiz konulardan bir tanesi. Bu anlamda yabancı oyun firmalarının Türkiye’ye gelişini teşvik etmek, gelmiyorsa da bir şekilde federasyonla yanyana getirip, yine farklı oyunların liglerini turnuvalarını hayata geçirmek en temel hedefler arasında. Bizim yapıcı bir tavrımız var, ilgili paydaşları masanın etrafına oturtup sektörü nasıl geliştiririz bunun kararını vermeye çalışıyoruz. İlk yurt dışı gezilerimizi Kore ve Çin’e gerçekleştirdik, orada da federasyonlarla birliklerle bir araya geldik. Örneğin Koreli Kespa, 2000 yılında kurulmuş bir yapı. Orada hâlihazırda sektörle bir konuşma dilleri var, bu görüşmelerle bunu da anlayıp zaman kaybetmeden ülkemize uyarlamak istiyoruz. IESF tarafıyla da bir araya geldik, 51. ülke olmak üzere başvurularımızı tamamladık. Dünyayı yeniden keşfetmek gibi bir arzumuz yok, doğrusu neyse uygulanan onu görelim ve uygulayalım istiyoruz.

yaratmaya çalışıyoruz. Neden Türkiye alt sınır olarak 6 yaş belirledi? Bu konuda uzman görüşü alındı mı? Diğer ülkelerde durum nasıl? Aslında Spor Bakanlığı bünyesinde ve Spor Genel Müdürlüğü’nün ilgili kanuna tabi talimatlar çıkartabiliyor. Bu 6 yaş sınırı, ilgili kanuna ve hükme uygun çıkartılmış bir talimat. Federasyon bünyesinde gelişim, eğitim uzmanı, psikolog vb. bulunuyor mu? Bir eğitim kurulumuz var, orada hem pedagog hem de eğitimci arkadaşlarımız var. Bu konuyu özellikle önemsiyoruz, çünkü e-spor dediğimizde biz bir yandan Türkiye’nin öncü olması ne kadar önemliyse, gençlerimiz, çocuklarımız nezdinde teknoloji bağımlılığıyla mücadele, buna bağlı oluşabilecek rahatsızlıklar konusunda da hassas davranıyoruz. Bugün gereğinden fazla futbol da oynasanız, yemek de yeseniz, nasıl zararlıysa, gereğinden fazla bilgisayar başında kalmanız da zararlı. Gençleri doğru yönlendirmek istiyoruz. Okulu tamamen boşlayıp oyuna kendini veren gençler olduğunu görüyoruz. Bunu dengelemek için ne yapacaksınız? Eğitim, sağlıklı gelişim çok önemli ama bu durum e-spora özgü bir şey değil. Gönül verme ya da kariyer çizme hedefi varsa gençlerin, bizim hedefimiz onları doğru yönlendirmek. Bunu hem ona olanaklar sağlamak hem de şu anda kariyerlerinin 15-16 yaşında başlayıp 24-25 yaşında bittiğini görüyoruz, bu skalayı büyütmek bizim hedefimiz. Sonrasında da yayıncılık, akademisyenlik, koçluk, hakemlik olabilir, fayda sağlamasına devam ettirmemiz lâzım.

Turnuvalar genellikle oyun ya da oyun aksesuarı üreticilerince düzenleniyor. Bunlara bir standart getirilecek mi? Öyleyse, neler değiştirilecek? Çok kolay bir sektörden bahsetmiyoruz, online offline turnuvalar var, oyunun sahipliği var ama kulüpler, takımlar, oyuncular girdiği noktada bunun da organize edilmesi gerekiyor. En sağlıklı yöntem neyse o şekilde ilerlemek istiyoruz. Bizim sektörü herhangi bir şekilde geriletelim, yıkıcı bir tavırla yaklaşalım, katı kurallar koyalım gibi bir gayemiz yok. Düzene girmesi, rayına oturması lâzım ama sağlıklı nasıl olur, sektördeki arkadaşlarımızla konuşarak karar vereceğiz. Futbolu nasıl sokakta oynayınca futbolcu olmuyorsak, ne zaman ki kulüp temsiliyetiyle müsabakalara katılıyor, o zaman profesyonel oluyorsa, oyunda da aynı doğrultuda ilerlenecek.

Türkiye’de e-spora bakışı nasıl görüyorsunuz? Ben ilgi alakayı çok olumlu görüyoprum. Aynı zamanda SuperMassive takımının kurucularındanım, benim de e-spora adım atmam 4-5 yıl oldu. Bu süreçte reklamveren ilgisi, takımların kurulup gelişmesi, oyuncu yatırımları, yayın tarafında karşılık görmesi, statların arenaların dolmasını yakından takip ettim. Her anlamda pozitif bir etki olduğunu görüyorum, zaten ülke olarak dünya trendlerine çabuk ayak uyduran bir ülkeyiz. Bu anlamda hem Türkiye içinde daha da gelişeceğini hem de Türkiye’nin e-sporun öncüsü olacağına inancım tam.

Profesyonel e-sporcu lisansı için gereksinimler nedir? Son talimatımız doğrultusunda ilgili evraklarla il spor müdürlüğüne gidildiğinde, e-sporcu lisansı alabiliyorlar. Hakem talimatlarımızı, lisanslarımızı çıkarttık, lig, müsabaka, turnuva talimatlarımız çıkacak, onun peşisıra antrenör talimatlarımı çıkacak. Şu anda yapmaya çalıştığımız, zaten var olan sektörün hukuki bir zemine oturtup, regülasyona sahip olması. Örneğin şu an e-sporcular vize sorunu yaşayıp yurt dışına çıkmakta zorlanıyor, biz onlara bir sporcu statüsü tanıyarak herkesin hayatını kolaylaştırmak istiyoruz.

Bilinci artırmaya yönelik çalışmalarınız, bu yönde planlarınız var mı, varsa nedir? Kesinlikle, belli başlı dönemlerde çalıştaylar olacak, eğitimler vereceğiz. Yatırım yapan markaları yanımıza alıp, bu konuya özel çalışan akademisyenleri yanımıza alıp farkındalığın artırılması noktasında elimizden gelen desteği kamuoyuna sunacağız. Sistemin, ekosistemin büyümesi temel hedefimiz, bu doğrultuda her türlü proje, işbirliği noktasında elimizi taşına altına koyacağız. Bu işin büyümesi ülkemiz için çok değerli ve ben buna sadece takım yatırımı olarak bakmıyorum. Bizi diğer federasyonlardan ayıran temel nokta şu: Futbolun, basketbolun sahipliği yok ama e-spordaki tüm oyunların bir sahibi var. Bizim kendi oyunlarımızı üretmemiz ve etrafında e-spor ekosistemleri kuruyor olmalıyız. Zula gibi bir örnek var, bunları üretelim, çoğaltalım, faal olalım derdindeyiz.

Peki futbola benzetelim sizin dediğiniz gibi, bir antrenör çerçeve dışında bir şey yaptığında cezalandırılıyor, bunun sebebi federasyonun ligleri de yönetiyor olması, e-spor federasyonu da böyle bir sorumluluğa sahip olacak mı? Yönetme demeyelim, şu an da bizim yapımcı firmalarla da görüştüğümüz husus şu: Liglerin akreditasyonumuzla hayata geçirilmesi, sporcuların lisanslı olması, atanan hakemlerin federasyonumuz tarafından atanması. Birçok kulüp de uzun süredir bu tip kuralları istiyordu, bir spor kulübü derneği olduğunuzda vergi ve stopaj muafiyeti gibi ciddi kazanımları da var, hukukÎ çerçeve dışında böyle bir yanı da var. Herkese fayda sağlayan bir sistem

Türkiye’de bir e-sporcunun yıllık ortalama kazancı ne kadar? Bu dünyanın çeşitli bölgeleriyle kıyaslandığında ne durumda? Çok değişiyor elbette ama rayiç olarak baktığımızda, Türkiye özelinde yıllık gelirlerin 50-150 bin dolar arasında değiştiğini görüyoruz. Dünyada ise 3 milyon dolara varan gelirler var.

15


K

A

P A

K

K O

N

U

S

U

Umut Atlı

Beşiktaş Esports takımı oyuncusu Doğum tarihin nedir? Profesyonel e-spor oyunculuğu maceran nasıl ve ne zaman başladı? 14.01.2000 doğumluyum. Profesyonel oyunculuğa 17 yaşımda Çilekler takımında başladım. Ben de herkes gibi bolca League of Legends oynuyordum ve tekli dereceli sıralamasındaki performansım dikkatleri çekti. Böylelikle profesyonelliğe adım attım.

da oynamanın getirdiği bir taraftar baskısı oluyor. Bunun dışında uzun bir geçmişi bulunan bir kulüpte yer almanın heyecan verici olduğunu da belirtmek istiyorum. Sosyal hayatın nasıl, neler yapmaktan hoşlanıyorsun? Kendine oyun dışında çok vakit ayırabiliyor musun? Ligler devam ederken kendime haftada 1 gün zaman ayırabiliyorum, onun dışında tüm zamanım antrenmanlarla geçiyor. Sezon arasında bir kısıtlamam bulunmuyor, dolayısıyla bu tarihlerde daha rahat bir şekilde vakit geçirebiliyorum.

Bu işi profesyonel olarak kaç sene daha yapmak istiyorsun? Bildiğiniz üzere espor sektöründe yaş oldukça önemli. Benim avantajım ise henüz çok genç olmak. Dolayısıyla en az 2 sene daha devam edip ilerisi için o zaman karar vermek istiyorum.

Mâlum e-sporda profesyonel oyuncuların kariyeri belirli bir yaşta bitiyor. O gün geldikten sonra ne yapmayı planlıyorsun? Oyunculuk kariyerimden sonra okula devam etmeyi planlıyorum. Çocuklarında e-spor oyuncusu ışığı gören ailelere ne tavsiye edersin? Benim ailelere tavsiyem çocuklarının profesyonel oyuncu olmak gibi hayalleri varsa bunu desteklemeleri ama aynı zamanda çocukların okuldan tamamen kopmamasını sağlamasıdır. Eğitimin ne durumda? Gelecek hedefin nedir? Şu anda lise mezunuyum.Profesyonel oyunculuktan sonra okula devam etmeyi düşünüyorum. E-sporcu olmak isteyen gençlere tavsiyelerin var mı? Ne yapsınlar, ne yapmasınlar? Eğer gerçekten oyunu seviyor ve bu işte ilerleyip iyi yerlere gelebileceğine inanıyorsa tavsiyem başta ailesini ikna etmesi olur. Ondan sonra en verimli şekilde çalışarak kendisini oyunda geliştirmesi gerekecek.

Nasıl hazırlandın? Şimdi nasıl hazırlanıyorsun? Henüz profesyonel değilken günümün büyük bir bölümünde oyun oynayıp hali hazırda profesyonel kariyerlerini devam ettiren oyuncuları izleyerek hazırlanmıştım. Baktığımızda şu anda da durum çok farklı değil. Hala oyunu çokça oynuyorum ve profesyonel oyuncuları izlemeye devam ediyorum. Ailen seni destekledi mi? Senin için neler yaptılar? Yaptıklarının yanında başka neler yapmalarını isterdin? Açıkçası böyle bir durumda oyuncuların en büyük isteği ailelerinin kendilerine destek olması. Ben de bu konuda şanslıydım zira ailemden tam destek aldım ve oyun oynamam konusunda bana engel olmadılar. Yanımda olmaları benim için yeterli. Bir kulüp takımında oynamak ile bir takımda oynamanın farkı nedir? Aslında yer aldığınız her organizasyonun farklılığı bulunur. Beşiktaş için ise bu diğerlerinden tamamıyla farklı. Zira kulüp takımın-

16


İlker Karaş

Turkish Stars League kurucu ortağı Türkiye’de e-spor ekosisteminin neredeyse tüm ayakları sponsorlara bel bağlamış durumda. Sence bu sağlıklı bir yapı mı? Sponsorluk güzel bir şey lakin sürdürülebilir bir yapı sadece sponsor ile oluşturulmaz. Sponsor bugün var, yarın olmayabilir. Her zaman başarılı projeler için sponsorluk alınabilir. Oysa bir iş modeli kimi zaman çakılabilir. sponsorluk üzerinden yeterince özgür şeyler de ortaya konamayabilir. Bir yatırımcının hem iş hem maddi gücü sponsorluk çalışmasından çok daha güçlü sonuçlar verir.

cu olmak gibi anladıkları anda çocuklarının yanında olduklarını ona hissettirirler. Her zaman tam destek vermeli ve onu başarıya kanalize etmeliler. çocuklarını engellemek, yapma demek çocuğun olası başarılarının önüne de geçebilir çocuğun geri kalan tüm sorumluluklarını bırakıp sadece buna odaklanmasına da neden olabilir. Türkiye’de e-sporcular kendine nasıl bir yatırım yapmalı? Ülkemizde başarılı bir esporcu olmak istiyorsanız ilk olarak disiplinli ve ciddi bir çalışma planına uymanız gerekmektedir. İkinci olarak Twitch gibi yayın platformlarından birinde mutlaka sizi takip eden kişilere sık sık yayınlar yapmalı, twitter ve instagram gibi mecraları bilgi güncelleme ve taraftarlar ile iletişim için bolca kullanmalılar. İsterse dünyanın en başarılı oyuncusu olsun, tanınmışlığı olmadığı sürece sponsor bulmada takım ve marka bulmada sıkıntılı donemler geçirebilirler. Markaların e-spor ekosisteminden beklentileri nedir? Markalar genellikle başarılı olan proje ile birlikte anılmak ve akılda kalmak istiyor. Başarılı oyuncu ile kupa kaldırmak, yetenekli isimlerin hayatlarında var olmak ve o takımın taraftarlarının gönlünde taht kurmak hedefleri. Devamında yeni yetenekleri ortaya çıkartmak adına organizasyonlara da destek olmaktalar. Hedef çoğunlukla pazarlama faaliyeti üzerinden gidiyor. Fakat oyuncuları birer influencer gibi gören markalar onları markanın yüzü gibi de kullanabiliyor.

Türkiye’deki organizasyonların dünyadan ne farkı var? Eksiğimiz mi var fazlamız mı? Ülkemizde üstte dediğimiz gibi çoğu şey sponsorluk bazında ilerlediği için etkinliklerin de çapı sponsorun verdiği bütçe oranında büyüyüp küçülüyor. Teknik altyapı olarak çok geride değiliz lakin izleyici alışkanlığı, katılımcı profilin satınalma gücü ve bilinci açısından henüz Avrupa ya da Amerika seviyesinde değiliz. Türkiye e-spor ekosisteminde ne açıdan dünyadan önde, ne açıdan geride? Önce kötü kısımdam başlayalım, geride olduğumuz nokta kesinlikle disiplinli çalışmaya uygun olmayan oyuncular, pazarlama faaliyeti adına arkasından gelecek projeleri düşünmeden hayal satan kişiler ve yatırımdan korkan kişiler etrafında hareket ediyor diyebiliriz. iyi olduğumuz noktalar ise genç nüfusun hızla oyuna entegre olması ve motivasyonunun yüksek bir noktada toplanması diyebilirim. Türk gibi başla Alman gibi bitir lafının çıkış noktası da bu aslında. Yüksek motivasyon ile başlayıp olası sıkıntılarda çabuk dağılabiliyoruz.

Bir de diğer taraftan bakalım: E-spor markaların hangi beklentileri karşılayabilir? Espor, içinde bulunan oyuncuların ve izleyenlerin yaş havuzunu, ailelerin konumunu düşündüğümüzde bilinen spor dallarından futbol ve basketbol gibi her yönüyle amaca hizmet edebilir.

Potansiyeli iyi kullanabilmek için ne yapmalıyız? POtansiyelimiz çok fazla, bu konuda ilk yapmamız gereken bunun bir iş olduğunun farkına varmak. disiplinli çalışma ve antreman saatleri dahil hem business tarafında hem de oyuncular tarafında belli doktrinlere sadık kalınması gerek. Evet bazen bu süreçler acı verici ve yorucu olabilir. Lakin zafere giden yol dikenli yollardan geçmektedir. Profesyonel olmak isteyen oyunculara/yayıncılara kariyer açısından ne tavsiye edersin? Eğer hayatlarında profesyonellik istiyorlarsa, profesyonel gibi davranmalılar ve mutlaka üniversite eğitimine de önem vermeliler. Hayat bu tarafta sadece oyunculuk ya da yayıncılık özelinde ilerlemiyor. Takımlara, markalara, ajanslara, içerik üreten yayın ekiplerine bir çok konuda espor çalışanı gelecekte fazlasıyla lazım olacak. Bu ekosistem içinde herkesin espor oyuncusu olamayacağını da kabul etmeleri lazım. Bize görsel tasarımcı ve metin yazarı da gerekiyor :D E-sporculuk çok küçük yaşta başlayan ve hatta profesyonel olunabilen bir iş koluna dönüşebiliyor. Sence aileler ne yapmalı ve ne yapmamalı? Yetenek ne kadar erken keşfedilirse o derece başarılı bir güç olarak kullanılabilir. Aileler bunu bir müzik aleti çalmak ya da futbol-

17


K

A

P A

K

K O

N

U

S

U

Meriç Eryürek İzmir Ekonomi Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesi öğretim görevlisi Oyun dünyası son yıllarda teknoloji gibi büyük bir hızla, üstelik her yönüyle gelişti ve e-spor adı altında bir kavram önümüzde düştü. Genelde oyuncu, yayıncı, içerik üreticisi, yani ekosistemin tüm ayakları ülkemizde sponsorlara bel bağlamış durumda. Bu sağlıklı bir yapı mı? Bence değil. Yükselişe geçen her sektöre gösterdiğimiz panik refleksi gösteriyoruz. E-spor ekosistemi Türkiye’de dogru strateji ve hedeflerle yola çıkan, işi uzmanı veya uzmanından danışmanlık alan firma hariç, bir gelir modeli sunmuyor. Oyuncu, yayıncı, içerik üreticisi sponsorlar tarafından finanse ediliyor. Kitle ilgisi henüz yatırımı destekleyecek geliri getirmiyor. Bu küçük pastanın dilimleri de sektöre girmeye çalışan firma sayısıyla gitgide küçüldükçe, e-sporda gelecek göremeyen yatırımcı ve marka sayısı hızla artmaya başladı. Türkiye’deki organizasyonların dünyadan ne farkı var? Eksiğimiz mi var fazlamız mı? Ölçek olarak dünyadaki benzerlerinden oldukça küçük. Ve yaratmaya çalıştığımız hype ne kadar büyük olsa da, seyirci ve izleyici sayıları sektörün hacmini gösteriyor. Tasarım, teknik donanım tarafında güçlüyüz. Eğitimli ve deneyimli ekipler konusunda değiliz, gerçek bir e-spor karşılaşmasını tasarlayıp yönetebilecek üç ekip sayabiliyorum. Oyuncu ve izleyici, seyirci sayımız da henüz ülke nüfusuna oranlanabilir boyutta değil. Bana kalırsa Türk e-spor sektörünün en büyük sorunu, sektörden kazanç sağlamayı hedefleyen fakat işin kültürüne ve doğasına hakim olmayan, donanımsız isimlerin çokluğu. E-spor konusunda uzman olduğunu iddia eden sayısız isim var, fakat konuya hakim biri, bu isimlerin düzenlediği organizasyonların genelde e-spor karşılaşması değil, standart maç veya turnuva etkinlikleri olduğunu görüyor. Bu isimler firmaları ve markaları da yanlış yönlendiriyor, küstürüyor. Markaların e-spor ekosisteminden beklentileri nedir? Markaların çoğu ilk etapta agresif bütçe ve stratejilerle sektöre destek verdiler. Fakat iddia edilenle gerçekleşen ROI ve seyirci / izleyici sayıları markaları tatmin edemedi. Yanlış yönlendirmeler de pek çok markayı negatif yönde etkiledi. Kelimenin en hafif haliyle “temkinli yaklaşıyorlar artık” diyebilirim.

Bir de diğer taraftan bakalım: E-spor markaların hangi beklentileri karşılayabilir? Bana kalırsa marka sadakati ve sadakat programları haricinde, şu anda yalnız ek görünürlük sağlayabilir. Türkiye’de e-spor takımı dinamikleri de çok değişken, bu da tüketici sadakati konusunda bir çelişki yaratıyor. Fakat, oyunlar ve e-spor, 12-24 yaş segmentine ulaşamayan, iletişimini kaybetmiş markalar için çok faydalı olabilir. O hedef kitleyle nasıl konuşacaklarını biliyorlarsa, çünkü bir-iki oyun ve e-spor pazarlama ekibi hariç kimse bilmiyor. Global ajansların dev oyun firmalarını nasıl mağdur edebildiklerini de çok yakında Türkiye’de üzülerek gördük. Bu, yeni dünya düzeni. Geleneksel yollar bu sektörde işe yaramıyor. Oyuncu segmentine ulaşmanın tek yolu var, oyun kültürünün içinde doğmuş ve yaşamış olmak. Geleceğin sadık tüketicisini yaratmak isteyen markalara tavsiyem, oyun ve e-spor pazarlamasını bilen, böyle bir uzmanın danışmanlığında sektörü ve sunabileceklerini dikkatle incelemeleri. E-spor, profesyonel oyuncular için kısa bir kariyer. Bunun için yapılan yatırım mantıklı mı? Türkiye’de nereye yatırım yapılmalı ki, bu alanda ilerleyelim? Bu soru her spor dalı için geçerli. E-sporcuların aslında diğer spor dallarına göre daha uzun bir kariyeri olabileceğini iddia edebilirim, Asya’da örnekleri var. Yatırım mantıklı mı, beklentiye bağlı. E-spor’da sepet ve uzun vadeli yatırım gördüğüm tek güvenilir seçenek. Türkiye neye yatırım yapmalı? E-spor turizmine. Sektörün gelişmesinin ve gelir kaynaklarının oluşup büyümesinin yolu bu. Profesyonel olmak isteyen oyunculara/yayıncılara ne tavsiye edersin? Gaming İstanbul ekibindeki genç arkadaşlarıma, oyun pazarlama ajansım Vardiya’daki ekibime ve İzmir Ekonomi, Bahçeşehir üniversitelerindeki her öğrencime söylediğimi: Haftada en az altı gün, yaklaşık 16-20 saat çalışmayı, kendinizi geliştirmeyi, yalnızca işinizi düşünmeyi, özel hayatınızdan vazgeçmeyi göze alamıyorsanız, bırakın. Profesyonel olamayacaksınız. “Oyun oynuyor, kamera açıp konuşuyor” zannettiğimiz başarılı e-sporcular, yayıncılar böyle yaşıyor. Ve yalnızca işlerini iyi yapmakla kalmıyor, işlerini destekleyen teknolojileri de öğreniyorlar. E-spor bir eğlence gibi görünebilir, yayıncılık da sosyal bir hobi. Değiller. Bildiğim en zor kariyerlerden ikisi bunlar.

18


19


K

A

P A

K

K O

N

U

S

U

20


Tuna Akşen (Pintipanda) Yayıncı Oyun yayınları yapmaya nasıl karar verdin? Daha önce başka yayınlar yapıyor muydun? Daha öncesinde amatör/profesyonel e-spor sunucusuydum. Oyunlar sonradan kanıma girdi.

Sence bir yayıncının özel güçleri neler? Oyun dünyasında neleri değiştirme gücün olmasını isterdin? Tabii ki insanlara olumlu etki edebilmek. Bu zaten başlı başına bir süper güç. Bizimle birlikte eğlenen, stres dağıtan, sevdicekleriyle sohbetimize dahil olan güzel insanlar.

Hangi noktadan sonra bu senin için bir işe ya da profesyonel bir uğraşa dönüştü? Tabii ki ilk kazandığım parayla birlikte sorumluluğu hissedip iş disiplinine girmeye başladım. İlk sponsor gelirim diyebilirim.

Yeni bir oyun çıktığında bunu yayınlamak için hangi kriterleri göz önünde bulunduruyorsun? İzleyici için uygun olup olmadığı birincildir. Daha sonra verilen paraya değip değmeyeceği.

Bir yayıncının gelir kaynağını hangi kalemler oluşturuyor? Bunu dünya ile karşılaştırma imkânın olur mu? (%X Twitch, %Y Sponsor vb. gibi) Bu değişkenlik gösterir ama büyük bir yayıncı için sponsor gelirleri Twitch/YouTube gelirini geçebilir.

Oyun yayıncılığının popülaritesi sonsuza kadar sürer mi? Bundan sıkılır mısın? Hayatla ilgili başka profesyonel planların var mı? Hiçbir güzel şey sonsuza kadar sürmez :) Tabii ki her yayıncının bir B planı vardır.

Bu işin zorlukları neler? Kendine nasıl bir yatırım yapıyorsun? Düzensiz çalışma saatleri, aşırı rekabetin getirdiği stres ve maalesef aile/özel hayata yeterince vakit ayıramama.

Profesyonel e-sporcu olmak isteyen birçok genç var. Bu furya, bir zamanlar çok sayıda kişinin futbolcu olmak istemesiyle bir tutuluyor. Sence nasıl farkları var? E-spor zihindedir. Zihin güçlü olmalı, bunun için düzenli yaşam ve fiziksel sağlık da gerekir. Bu noktada geleneksel sporla benzeşir.

Çok fazla genç yayıncı olmak için hevesleniyor, onlara ne tavsiye edersin? Para kazanmayı ikinci plana atıp keyif alarak bu işe girişmeleri. Zaten seyirci bunu gördükten sonra maddi kazanç gelecektir.

Aileler e-sporcu olmak isteyen çocuklarına nasıl bir iyilik yapabilir? Tam tersi şekilde, onları nelerden korumalılar? Bu konuda çocuklarına güvenmeleri en önemlisi. E-sporcu olmak, o rekabete dahil olmak isteyen genç gerisini getirecektir mutlaka. Bu sürecte ailenin çocuğun arkasında durması önemli.

Profesyonel bir yayıncı olduktan sonra ve önce oyunlara bakışın arasında nasıl bir fark var? Maalesef oyunlara bir noktada iş olarak bakmak zorundayız. Seyircilere karşı sorumluluğumuz var. Eskisi gibi kafa dağıtmak, yayılıp oynamak gibi lüksleriniz kalmıyor.

21


O Y U

N

380 TL / ubisoft.com - PC, PS4, Xbox One

Tom Clancy’s The Division 2

Washington karıştı The Division 2, ölümcül virüsün New York’u vurmasından 7 ay sonrasında Washington’da yaşananları konu alıyor. 6 farklı stüdyonun ortak çalışmasıyla geliştirilen yapım, öncülünü başarılı yapan özellikleri iyileştirirken, beğenilmeyen yönlerini ise törpülüyor. İlk oyuna getirilen akılcı geliştirmeler, Division deneyimini zenginleştiriyor ve takım olarak oynamayı daha keyifli ve etkili hale getiriyor. Eğer The Division’ı beğendiysen, bu oyuna bayılacaksın. Peki, oyun öncülünden daha da farklılaşabilir miydi? Kesinlikle ama çalışan bir şeyi neden düzeltesin ki? The Division 2 keyifli oynanışı, makul yapay zekâsı ve çuval dolusu içeriğiyle başarılı bir devam oyunu. Ancak hâlâ öncülünün ruhsuzluğundan ve tekrara düşmesinden izler taşıyor.

22


399 TL / devilmaycry5.com - PC, PS4, Xbox One

Devil May Cry 5

Efsane geri döndü Capcom, efsanevî serisi Devil May Cry’ın (DMC) yeni oyununda üçüncü şahıs aksiyon yapımını yeni bir seviyeye taşıdı. Yönetmen Hideaki Itsuno ve ekibi tarafından yeni Resident Evil 2’de de kullanılan RE Engine ile geliştirilen DMC 5, sunduğu görsel ziyafet, tatminkâr dövüş mekanikleri ve bir an olsun düşmeyen temposuyla yalnızca serinin müdavimlerinin saygısını kazanmakla kalmadı, ayrıca hack’n slash türüne aşina olmayanlar için de ideal başlangıç oyunu unvanına talip oldu. DMC’nin ruhu olarak görülebilecek kombolar ve müzikler beşinci yapımda hiç olmadığı kadar iyileştirilmiş. DMC 5’in seriye getirdiği en büyük yenilik ise oyunculara eş zamanlı olarak üç farklı karakteri (Nero,V ve Dante) geliştirme şansı sunması.

23


O Y U

N

385 TL / ea.com - PC, PS4, Xbox One

Anthem

Kusurlu güzellik BioWare tarafından geliştirilen Anthem, stüdyonun geçmiş oyunlarının aksine hikâyeyi es geçerek savaş ve keşif mekaniklerine odaklanıyor. Her ne kadar etkileyici görünse de, hatalı tasarım tercihleri, görevlerin keyiften çok külfet olması ve oyun bozan teknik hatalarıyla potansiyelinin uzağında. tecrübe puanıyla ödüllendiriliyor. Görevlerden arda kalan zamanda ise oyuncular Tarsis Kalesi’nin dışındaki açık dünyaya seyahat ederek kaynaklar toplayabiliyor, yan görevlere rastlayabiliyor ve diğer oyuncularla tanışabiliyor.

Özgeçmişinde Baldur’s Gate, Dragon Age, Mass Effect ve SW: Knights of the Old Republic gibi başarılı rol yapma oyunları bulunan BioWare, Anthem’i ilk olarak E3 2017’de sergilemiş ve büyük bir heyecan yaratmıştı. En nihayetinde Electronic Arts tarafından yayınlanan oyun, nadiren BioWare dehasını sergilese de, rakibi Destiny’ye gereğinden fazla odaklanmışa benziyor. Yine de insanlığın bu gezegendeki tek sığınağı olan Tarsis Kalesi, Anthem evrenine dair zengin detaylar saklıyor. Bunları keşfetmek için ise sıkıcı ve diyalog seçenekleri pek bir anlam ifade etmeyen NPC etkileşimlerine sabretmek gerekiyor.

UÇMAK GİBİSİ YOK Anthem’in yaşattığı en büyük hayal kırıklığı senaryonun zahmetli ve tekrara düşen görevlerden oluşmasıyken, en büyük övgüyü ise oyunun hem keşif hem de savaş dinamiklerinin merkezinde bulunan uçuş bulunuyor. Anthem’de uçmak güçlü ve hızlı hissettirirken, Javelins adı verilen zırhların ısınma eşiklerinin olması, oyuncuları aşağı inmeye ya da bir şelalenin içinden geçmeye zorluyor.

Anthem büyüleyici bir tek kişilik ya da çok eğlenceli bir çoklu oyunculu yapım olabilirdi. Ancak her ikisini de tek bir oyunda birleştirmeye çalışmak, stüdyonun -isteyerek ya da istemeyerek- en güçlü kasını kullanamamasına sebep olmuş: Senaryo. Bunun yerine, heyecanlı mücadele ve uçuş üzerine kurulu keşif mekaniklerine odaklanılmış.

Oyunun bir diğer güçlü yanı ise savaş mekanikleri. Javelin zırhları, karakterlerin dört farklı sınıfta geliştirilmelerine olanak tanıyor. Bunlar Colossus (güçlü ve dayanıklı), Interceptor (hızlı ve çevik), Commando (hızlı ve dayanıklı) ve Storm (dayanıksız ancak daha yetenekli). Her bir sınıf üç özel ve bir özel saldırı yeteneğine sahip. Yeteneklerin hızlı şarj olması büyük bir artı. Sınıfların yanı sıra, oyuncuların karakterlerini silahlar, bombalar, Javelin bileşenleri, mühimmatlar ile kendi tarzları doğrultusunda özelleştirmeleri mümkün kılınmış.

Oyun dört kişiye kadar takımlar oluşturulmasını ve MMO’lardaki zindanların Anthem’deki muadili olan kalelerdeki görevlerin bu şekilde tamamlanmasını teşvik ediyor. Tek başına bu görevlerin tamamlanması bir hayli zorken, takım olarak oynamak daha fazla

24


SANA BİR BAKAYIM… Frostibe motoruyla geliştirilen oyun görsel açıdan gerçek bir şölen. E3 2017’de gösterilen ilk videolarla karşılaştırıldığında istikrar uğruna görsel kısıtlamalara gidildiği fark ediliyor ancak buna rağmen Anthem müthiş görünmeye devam ediyor. İnsanların yüz ifadelerini seyretmek, en az açık dünyayı keşfetmek kadar keyifli. Ancak istikrarın kısıtlı da olsa meydana gelen ses kesilmeleri, bir türlü tetiklenmeyen görevler, ortadan kaybolan düşmanlar, bağlantı sorunlarıyla sekteye uğradığını söylemek gerek.

YENİ İÇERİKLER YOLDA Anthem’in bekleme ekranlarının çok uzun sürmesi ve çok sık bekleme ekranına sahip olması BioWare’in üzerinde çalışması gereken konulardan. Şu an için PvP modunun olmaması, görevlerin tekrara düşmesi ve azami seviyeye ulaşıldıktan sonra oyuncuya herhangi bir içerik sunulamaması ise oyunun yeni içerik ihtiyacını gözler önüne seriyor. Stüdyo hâlihazırda oyun için yeni içerikler geliştiriyor. Bunlar ücretsiz ve düzenli sunulursa, Anthem gerçek potansiyeline ulaşabilir.

25


O Y U

N

Google oyun işinde ciddi Yeni bulut oyun servisi Stadia ile PlayStation Now ve GeForce Now’a rakip olan Google, 4K 60 çözünürlük, HDR görüntü ve 60 fps hız destekleyen Stadia ile TV, telefon veya dizüstüye oyun kurmadan, tek tuşla oyun açıp internet üzerinden oynatabilecek. Stadia Controller oyun kolu ile oyundan video kesip YouTube’a yüklemek, Google Asistan’ı açıp sisteme komut vermek de mümkün. Bu sene içi ABD, Kanada ve Avrupa’da çıkması beklenen sistemin Türkiye’ye gelip gelmeyeceği henüz belirsiz. Ayrıca 1080p için 25 Mbit/sn, 4K için 30 Mbit/sn internet gerektiriyor. Genişbant bağlantı ortalamamızın bunun çok altında kalması bir yana, oyun için gecikme süreleri de önem taşıyor ve bu konuda da bağlantı kalitemiz maalesef düşük. Sistemin ücretlendirmesi konusunda açıklama yapmayan Google, teknik çalışmalarıyla bu işi ciddiye aldığını gösteriyor. AMD ile özel bir grafik işlemci hazırlayan şirket, veri merkezinde 10,7 teraflops işlem gücündeki bu GPU’ları kullanacak. Bu, PlayStation 4 Pro’nun 4,2 teraflops, Xbox One X’in 6 teraflops’una göre oldukça ileride. Sistemde kullanım başı 2,7 GHz hızında işlemci ve 16 GB bellek ayrılacak olması da etkileyici. Zaten durum yapılan Doom ve Assasin’s Creed demolarıyla akıcı şekilde ortada. Ayrıca bir oyun stüdyosu da oluşturan Google, muhtemelen oyunların kendi sistemine port edilmesini, yani aktarılarak çalışır hâle getirilmesini üstlenecek. Burada ekstra deneyimler de hazırlanabilir. Son olarak geriye oyunlar kalıyor. Şimdilik oyun konusunda tek bir aday var, o da Doom Eternal. Oyunun sene sonuna doğru çıkması beklendiğine göre, Stadia da aynı dönemde tanıtılacaktır. O zamana kadar Stadia’nın oyun dünyasını kökten değiştireceği ya da bir devin başarısız girişimlerinden birisi daha olup olmayacağı konusunda bol keseden yorum olacaktır, bize sorarsan en iyisi çıkana kadar bekleyip, kararı öyle vermek.

26


M

E

D Y A

FİLM

Deli ve Dahi 29 Mart

O

xford İngilizce Sözlüğü’nün ilkini hazırlayan editörün gerçek hikayesinden esinlenen filmde, suçluların yattığı bir akıl hastanesinde cinayet sebebiyle tutulan bir doktor, sözlük için 10 binden fazla öneri gönderir. Ancak işler ilerledikçe hapishanedeki doktorun geçmişi sorun olmaya başlar. Mel Gibson ve Sean Penn’in oynadığı filmin yönetmen koltuğunda Tahran doğumlu Farhad Safinia var.

KİTAP

Dünyanın Çehresini Değiştiren Seyahatler 22 TL / İş Bankası Kültür Yayınları

A

BD’nin keşfinden Fenikelilere, dünyanın çevresinin ilk kez dolaşılmasından gerçek Robinson Crusoe’ya, Kutuplar’ın keşfinden Polinezyalılara kadar birçok etkileyici yol hikayesini anlatan Peter Aughton, kitabı haritalar ve çeşitli görsel malzemelerle zenginleştirmiş. Sürükleyici ve kurgu olmayan bir kitap arıyorsan, 376 sayfası güzel vakit geçirmene aracı olabilir.

ALBÜM

The Road Part II: Lost Highway 29 Mart

H

azırladığı The Road adlı müzik üçlemesinin ikincisini çıkartacak olan elektronik müzik topluluğu UNKLE, bizlere iki bölüm hazırlamış. The Editors’ten Tom Smith, The Cult’tan Ian Astbury, Primal Scream’den Andrew Innes, Queens of The Stone Age’den Jon Theodore ve The Clash’ten Mick Jones’un da katıldığı kayıtlar, grubun en eski aktif üyesi James Lavelle’e göre üçlemenin en keyifli kısmını oluşturuyor. Zira ilk albüm hikayeye girişse, bu albüm, yaratılan evreni keşif sürecini oluşturuyor. Albümün, dans provakatöründen çok yol müziğine yakın bir enerjiye sahip olması bekleniyor.

27


M

E

D Y A

Kıssadan hisse distopik seçkiler

Love, Death & Robots Korkunç yaratıklar, uğursuz sürprizler ve kara komedi bir arada. Üstelik kısa süren bölümleriyle toplu taşımadaki yeni yoldaşın olmaya aday. Netflix’in Tim Miller ve David Fincher imzalı yeni animasyon öykü antolojisi, farklı yönetmen ve stüdyoları bir araya getirerek neredeyse her bölümüyle ağzımızı açık bırakmayı başardı. Animasyon alanındaki müthiş ilerlemeyi bütün çıplaklığıyla gözler önüne seren bu yetişkin dizisi, kurgu tarafında ise Black Mirror ve Alacakaranlık Kuşağı gibi başyapıtların ulaştığı seviyeye göz kırpıyor. Ejderha Dövmeli Kız filminde birlikte çalışan Miller ve Fincher ikilisini yeniden bir araya getiren serinin ilk sezonu, süreleri 5 ile 15 dakika arasında değişen 18 yüksek tempolu bölüme sahip. Love, Death & Robots (LDR), her bir bölümde farklı sanatçılara görev vererek sonraki bölümlere dair yalnızca kurgusal olarak değil, sanatsal açıdan da herhangi bir kestirimde bulunmayı imkânsız hale getiriyor. Öte yandan, kimi bölümler kısa sürelerine rağmen öyle etkileyici ve sürükleyiciler ki, birinin etkisinden çıkmadan kendini yepyeni bir evrenin içerisinde bulacaksın.

YETİŞKİNLERE ÖZEL İÇERİKLER Akıl almaz dizide cinsellik, şiddet, alkol ve uyuşturucu gibi yetişkinlere yönelik öğeler en uçlarda sergileniyor. İşe ya da okula giderken izlemek istersen, etrafındakilerin ekranını göremeyeceğinden emin ol zira göz ucuyla bakanlar izlediğinin bir animasyon dizisi olmadığı fikrine kapılabilirler. Henüz ikinci sezonuna dair herhangi bir bilgi bulunmayan diziyi bir günde bitirmemeni tavsiye ediyoruz.

28


29


N

E Ş

R İ

Y A T

ZOMBİ İSTİLASI MI ZAMANA SIKIŞMAK MI? Çocukluğumu ve hatta ortaokul yıllarımı geri getiren bu his nedir? Değişimin içinde olduğumu yanı başımda duran laptopa ve cep telefonuma bakarak sık sık hatırlatıyorum kendime. Zamana sıkıştım sanırım… Bu nasıl oldu?

çerçevelemiş kadınlar eserler önünde selfie çekiliyor, sergi çıkışında 90’lar Türkçe Pop temalı dans dolu gecelerine bomboş ihtiraslar yüklemek üzere alanları kalabalıklar halinde boşaltıyorlardı. Dede kazaklı, Amerikan traşlı oğlanlar, mahallede oyun oynadığım arkadaşlarımı hatırlatıyor, saman kâğıda basılmış edebiyat dergilerinin kapakları çoktan ölmüş Türk sinema oyuncularıyla doldu. Sanki yaşıyorlar gibi… Bunları gören bir ben miyim? İçten içte insanı tedirgin eden bir şeyler var…

Ray Bradbury’nin dramatik ve ürkütücü dünya tasvirlerine benziyor gördüklerim. Zaman işliyor fakat insanlar kılıklarıyla, düşünceleriyle her yıl modaya ayak uydurup bir on, yirmi sene geriden geliyorlar. Geçen sene de böyle olmuştu hatırlıyorum. Yine aynı hislerle sokağa çıktım. Her şey bir yandan zamanın ilerlediği ibarelerini taşıyor ve aynı zamanda sanki 1990’larda bir yerlerdeymiş gibi hissettiriyordu. Sergi açılışlarında salopetli, dudakları kahverengi kalemle

Her yıl 20-30 yıl geriye gidip, o dönemin hasretini çekerek yaşamak garip değil mi? Bunun adı monomania değil de nedir? Yada nostalji romantizmi bir tek benim mi midemi bulandırıyor?

30


Bir süredir hangi zamanda olduğumu kendime hatırlatarak yaşıyorum. Aylar günler kadar hızlı, günler saniyeler kadar çabuk uzaklaşıyor yanımdan. Dolaştığım sokaklardaki dükkânlar değişiyor, müşteriler değişiyor fakat değişmeyen bir şeyler var… PINAR AKSU

Kıyafetlerimiz, ilgi alanlarımız elimizdeki ekranın bize verdikleriyle sınırlandıkça eskiye özlem (ve belki gerçeğe) artıyor anladığım kadarıyla. Kıyafet partisinde olmak gibi bu yıl 70’lerdeyiz örneğin. Düşünsenize bu yıl çekilmiş bir fotoğrafı bastırıyorsunuz, 2090 yılında bu fotoğrafı pas renkli zeminden alıyorlar ve kuvvetli bir nefesle üstünden tozu uçuşturuyorlar. Kıyafetlere ve fotoğrafın rengine göre hangi yıldan kaldığını ayaküstü tespit ediyorlar. “70’ler” diyorlar şöyle bir bakıp. Ve kimliksizlik, özgünlükten uzak ve bir kuşağın kendi janrını yaratamamasının verdiği hazin son.

ve hatta 70’lerden geliyor olabilirler mi? Sadece kılık kıyafetle de ilgili değil bu endişem. Sanki hiçbir anlamda ileriye gitmiyormuşuz hissi? Aslıhan pasajından lisedeyken Varlık Dergisi bulmuştum. Ruhi Su ile ilgili bir makale vardı. “Taklitlerimden sakınmayınız, çünkü onlar da iyidir.” diye bir lafı var, çok seviyorum. Laf gündelik kullanılamayacak kadar ağır, yeri geldiğinde oynanacak kâğıt kadar değerli bence… Tüm bunları dijital bir dergiye yazarak 2019 yılında olduğumuzu kayıt altına almak istedim. Durum tespitleri ve düşüncelerle dolu bu köşede serbest atış yapacağım. Ve merhaba Hype Dergi!

İşleri tam tersi düşündüğümde ise işin içinden hiç çıkamıyorum. Sokakta gördüğüm insanlar gerçekten 1990’lardan ve 80’lerden

31


N

E Ş

R İ

Y A T

Momo korkusunun ardında aslında ne var? PELİN GÜLEN Uzm. Klinik Psikolog Ürpertici görünümüyle Japon bir sanatçının ‘Kuş Kadın’ isimli heykelinin görseli aniden bir Youtube videosunun ortasında belirir, çocuklara kendilerini ya da ebeveynlerini öldürmeye davet eder. Telefonlarında benzer mesajlar görürler ve eğer reddederlerse, yaratık onların peşinden geleceğini söyler. İşte çocuklar ve ailelerin korkulu rüyası Momo efsanesi bu hikayeyle ortaya çıktı. Bu efsane, şubat ayının sonunda meydana geldi ve hızla viral oldu.

Gerçekte ise durum biraz daha farklı. Bunlar, sahte videolar. Momo, ebeveynler, okullar eğitim grupları, medya kuruluşları tarafından yayılan bir aldatmacadan başka bir şey değil. Geçmişte benzerleri yaşanan çeşitli sosyal panik hâlleri gibi Momo da eksik ya da yanlış bilgilerin hızla yayılması sayesinde güç kazanan bir korku yumağından başka bir şey değil. Momo Scare, internette ve sosyal medyada gizlenen tehlikeler-

32


den oluşan uzun bir sosyal panik listesinin en sonuncusu. Aslında bakarsanız, Momo ile ebeveynlerin çocuklarına dair endişeleri, korkuları bize çok güzel bir şekilde, bir kez daha özetlenmiş oldu. Elbette anne-babaların çocuklarının güvenliği hakkında endişe duymaları doğal. Fakat bu endişenin sınırı, nerede başlayıp nerede biteceği de oldukça önemli. Ölümden ya da yıkıcılıktan hiç bahsetmeden de bu endişeleri sağlıklı sınırlarda tutmak olası değil gibi görünüyor. Tanınmayan kavramlar, anlamlandırılmayan endişeler, kendilerine güzel bir kukla buldukları zaman anında içine doluşurlar. Tıpkı Momo’da olduğu gibi..

korkunun içine girip, bu korkuyla beslenen bir fenomen diyebiliriz. Geçmişteki benzer korkular gibi oldukça abartılı. Birçok ebeveynin sosyal medyadan ve internetten korkmasının nedeni, internet çağında doğmuş, teknolojiye meraklı çocuklarının, bu alanlarda kendi kontrollerinin dışında olmalarıdır. Gereken teknik önlemleri aldıktan sonra, çocuğun kontrol dışında olabilmesine de izin vermek gerekiyor. Bu, çocuğun bireye dönüşüm aşamasını sağlıklı bir şekilde başlatmayı sağlayacaktır. Diğer yandan çocuğunuzun hayatını internet ya da dijital bir cihaz olmaksızın sürdüremez hâle gelmesi gibi gerçek tehlikeleri de es geçmeyin. Bugün birçok çevrimiçi tehlike var. Fakat Momo onlardan biri değil.

İnternetin ortaya çıkışından bu yana ebeveynler çocukların uygunsuz içeriğe maruz kalmasından yana endişeli. Momo bu

33


E

V

A

L

E

T

L

E

R İ

Kurut gitsin Çamaşır kurutma makinesi almadan önce bilmeniz gerekenler.

programları hakkındaki detaylara da bakmalısınız, çünkü kurutucular yanlış kullanıldıklarında kıyafetin çekmesi gibi pratik kötülükler yapabilir, çamaşır ömrünüzü de kısaltabilirler.

Kıyafetlerine bağlı birisi için çamaşırları yıkamak, asmak, kurutmak gibi süreçlerin aldığı zaman sinir bozucu olabiliyor. Kurutma işini hemen çözeyim diyorsanız, ne sıklıkla kullanacağınız, hangi tip kumaşa sahip çamaşırları kurutacağınız, kuracağınız odadaki boş alan ve havalandırma ile elektrik faturanıza etkisini düşünmeniz gerekecek.

Bazı cihazların içerisinde askı da bulunur, bu sayede ayakkabı, iç çamaşırı gibi tamburda dönmesini istemediğin şeyleri de kurutabilirsin. Son olarak filtre temizliğine dikkat etmenizde fayda var, kolay temizlenebilen bir filtre makineyi daha uzun süre kullanmanızı sağlayacaktır.

Tüm kurutucular sıcak havayı çamaşırlara üfleyerek nemi ortadan kaldırır ama kullanılan teknoloji ve sahip oldukları özellikler değişir. Bacalı kurutucular, temel olarak bir vantilatör etkisi sağlar, ancak nemi bacadan dışarı tahliye eder, bu sebeple hava alan bir odada kullanılması gerekir.

Kurutmaya servet harcama • Kıyafetleri açık havada kurutmak en sağlıklısıdır, üstelik enerji tüketmene gerek kalmaz. • Kurutucu filtresini temiz tutmazsan hava akışı kesintiye uğrayabilir, çamaşırların daha uzun sürede kurur ve yangın tehlikesine varan güvenlik problemleri karşına çıkabilir. Her yükten sonra filtreyi kontrol edip temizlemekte fayda var. • Çamaşır makinende en yüksek deviri kullanarak çamaşırların makineden daha az nemli çıkmasını sağlayabilirsin. Bu da kurutma açısından vakit ve enerji kazandırır. • Sık kullanacaksan enerji verimliliği yüksek bir kurutucu seçmen, mümkünse ısı pompalı bir cihaz alman en iyisidir. • Bacalı bir cihaz kullanıyorsan camları açılabilen bir alanda kurutma yapman daha iyi olur. Yoksa duvarların nemlenir.

Kondansatörlü (ısı yoğunlaştırıcı) kurutucular, nemi çamaşır makinesi gibi ayrı bir bölmede toplar ve boru yardımıyla tahliye eder. Isı pompalı kurutucular ise klimayla aynı prensipte çalışır ve ısı ya da sıvı çıkışı yapmadan kurutma yapar. Ortaya çıkan ısıyla devridaim yapması sebebiyle bacalı bir kurutucuya göre yüzde 63 daha az enerji harcar. Bu ürünler diğerlerinden pahalıdır ama daha az enerji harcarlar. Bu problemi aştıktan sonra kapasiteye ve programlara dikkat etmelisiniz. Çok çamaşır yıkıyorsanız 8 kg’lık bir model işinizi görebilir ama tüm çamaşırları kumaş tipi farklılığı gibi sebeplerle aynı anda içeri atmayacağınızı da unutmayın. Ürünü seçmeden önce

34


LG InstaView GR-X31

İki tık ile içindekileri gör 20.299 TL / tr.lge.com

M

utfağı devasa şanslılardansan, LG’nin InstaView serisinin bu güzide modeliyle kapıyı açmadan da içindekileri görmen mümkün. Hatta, bunu bir mobil uygulamayla yaparak kıskananları da çatlatabilirsin. Gardırop tipi dolap, su ve buz haznesinin yanı sıra, Door-in-Door bölmesiyle de içeceklere hızlı erişim sağlıyor. Çizilmeye dayanıklı paslanmaz çelik kaplama yapısı, platinyum iç kaplamalaları ve LED aydınlatmalarına kadar dört dörtlük bir lüks sunarken, eski buzdolabını getirenlere 2 bin TL’lik indirim de onu daha cazip yapıyor.

Bosch WTWH7561TR

35 dakikada kurutuyor 5.177 TL / bosch.com.tr

I

sı pompalı sistem ile benzerlerinden daha az enerji harcayan, su ya da hava çıkışı olmadan çalışabilen ve kendini temizleyebilen kondansatörüyle ideal bir kurutucuya yaklaşıyor. Sessiz çalışması, tamburun içinde sağa sola çarpmasını istemediğiniz ayakkabı, iç çamaşırı gibi malzemeleri özel askısında kurutan makine, ReLoad özelliği ile sonradan çamaşır ekleme imkânı veriyor. HomeConnect uygulaması ise telefondan erişim ile onu akıllı cihazlar arasında konumlandırıyor.

35


E

V

A

L

E

T

L

E

R İ

Fakir Veronica

Uzun ütülerin efendisi 679 TL / fakirshop.com.tr

Ç

amaşırlar birikince ütü ertelenebilir işler sıralamasında tepeye oynuyor olabilir ama ütü yapmayla arası iyi olanlar için en büyük dert biten ütü suyunu doldurma arası vermek. Buhar jeneratörlü Fakir Veronica ise 2 litrelik su tankı ile bu zoraki molaları bitirdiği gibi 2 metre güç kablosu ve 1,5 metrelik buhar kablosu ile rahat bir kullanım da sunuyor. 5,5 bar buhar basıncı 140 dakikaya kadar buhar üretiyor. Elbiseler için dikey buhar özellikli Veronica, kendini temizleme ve kireç önleyici kartuşuyla eksiksiz.

Siemens SN257I01MT

Az suyla çok temizlik 4.142 TL / siemens.com/tr

K

üresel ısınmayla su tüketiminin önemi ve karşısındaki önlemler artarken, Siemens’in A+++ makinelerden yüzde 10 tasarruflu yeni bulaşık makinesi, sadece 7,5 litre su haracayarak temizlik yapıyor. Makinedeki brilliantShine Zeolit teknolojisi yoğuşmalı gibi çalışarak nemden enerji elde ediyor. HomeConnect adlı mobil uygulama da uzaktan program seçimi ve makineyi çalıştırmayı sağlıyor. Deterjanın biteceğini de TabCounter bildirimleriyle hatırlayabilirsiniz.

36


Bosch condens 2300i W

Sessiz savaşçı

4.066 TL / bosch.com.tr

E

vi dışarıdan yalıtmak hem ısı kaybı hem gürültü önlüyor ama evin içerisindeki ısıtma sistemlerinin gürültüsüne karşı el kol bağlı kalabiliyor. İç izolasyon ile ses seviyesini 44 dBa’nın altında tutan Bosch condens 2300i W duvar tipi kombi, yoğuşmalı yapısıyla anlık ısı ihtiyacını otomatik ayarlayarak tasarruf edebiliyor. Gaz tüketimini azaltmak için gerektiğinde 8’e 1 kapasitede çalışabilen kombi, modüülasyonlu oda kumandası ile A+ enerji verimliliği de sağlıyor.

Profilo Flooris

Baharda alerjilere dur de 638 TL / profilo.com.tr

D

erinlemesine temizlik için güçlü bir motora sahip elektrik süpürgesi arayanlar Profilo Flooris’in 4 litrelik toz alma kapasitesinden memnun kalacak. Polen ve alerjenleri uzak tutan A sınıfı özel filtresi ile rahat ettiren makine, sert zemin, halı, döşek ve şilte için ayrı başlıklarıyla da kapsamlı temizliğin önünü açıyor. Flooris, A sınıfı enerji verimliliği ile temizlik için gereken enerji harcamasını da düşürüyor.

37


E

V

D

E

K O

R

A S Y O

N

10 ADIMDA EV GİBİ EV Evin eşyaların bir araya geldiği bir odalar bütünü mü, yoksa farklı ve sıcak yaşam alanlarının birliği mi?

1

Sandalyelerin birbirine dönük olduğu bir sohbet alanı oluştur, bu ister yemek masası, ister bir kahve masasının başındaki teklilerle olabilir.

38


2

Dokulu yüzeyler, örneğin yumuşak kadife yastıklar ve bir battaniye ile ‘iyi hissettiren’ bir ortam yarat.

3

Perdelerini kapatıp karanlığa mahkum olma. Evine doğal ışığın girmesine izin ver.

39


E

V

4

D

E

K O

R

A S Y O

N

Duvarlar ve objeler sakinleştiren, açık tonlarda renklerden oluşturarak dinlendiren bir hava yarat.

5

Tek aydınlatma tepe aydınlatması olmamalı. Ne kadar çok farklı noktada ve farklı güçte aydınlatman olursa o kadar iyi ve farklı atmosferler yaratabilirsin.

6

Dimmer gibi ışığın gücünü ayarlayabileceğin araçlar, grup aydınlatmalar ve farklı renklerdeki ışıklar ile yemek, sohbet, romantik buluşma, gece oturması gibi farklı durumlar arasında kolayca geçiş yapabilirsin.

40


7

Halı ve kilimler alanları belirlemeyi, ayırmayı kolaylaştırdığı gibi, evine karakter ve cazibe katar.

8

İyi bir atmosferde tüm duyulara hitap etmelisin. Bu yüzden sık yapılan bir hataya düşüp kokuları unutma. Limon ve okaliptüs gibi taze kokular banyoya spa havası verirken, evin girişine koyacağın tarçın ve portakal kokuları sıcaklık ve sakinlik dolu bir karşılama sağlar.

41


E

V

9

D

E

K O

R

A S Y O

N

Evini daha canlı gösterebilecek bir şey varsa, bitkilerdir. Alacakları ışığa ve verebileceğin bakıma göre küçüklü büyüklü saksıları evin dört bir yanına dağıtmaktan çekinme.

10

Karmaşıklıktan kurtulmak için belirli aralıklarla neleri düzenleyebilirim diye düşün ve uygula. Mümkün olan her şeyi katlayarak kendine özel bir noktada toparla ve raf sistemlerinden faydalanarak organize ol.

42


Kilim Golden yatak odası

Romantik detaylar için 6.790 TL / kilimmobilya.com.tr

E

skiye selam dururken yeni nesil malzemeler kullanan, kapitone detaylı karyola, altın rengi özel tasarım kulplar gibi detayları bir araya getiren Kilim, aytaşı ve kottan latte renk kombinasyonuna sahip yatak odası koleksiyonu, sürgü kapaklı dolap, şifonyer, komodin, karyola ve başlıktan oluşuyor.

TAÇ Ion Therapy

Negatiften pozitif çıkartıyor tac.com.tr

M

odern zamanların yorgunluğu pozitif iyonlardan geliyor ve ruh halimizi etkileyerek bizi yoruyor. Negatif iyonlar ise bunun aksine bizi dinlendiriyo ve canlandırıyor. TAÇ’ın Ion Therapy adlı nevresim koleksiyonu, bilgisayar, floresan aydınlatmalar, havalandırma sistemlerinden gelen pozitif iyonları eleyerek negatif iyonlarla pozitif bir uyku deneyimini hedefliyor.

Yataş First Dream

Bebeklere özel güvenlik 195,75 TL / yatasbedding.com.tr

A

rtık endüstrinin her ihtiyacı karşıladığı bir dönemdeyiz. Yataş First Dream gibi ürünlerle yeni doğanlar da buna dahil. Hava geçirgen kumaşı ve dolgusu ile bebek sakıncalı bir pozisyonda yatsa dahi onu koruyan First Dream, doğumdan sekizinci aya kadar kullanılabiliyor. Ayakucu açık ve kapalı ayarlanabilen yatak, hafif ve kolay taşınabilmesiyle de pratik.

43


E

V

D

E

K O

R

A S Y O

N

Valeron yeni sezon koleksiyonu

Her dönem yeni valeron.com.tr

Z

arafet ve özgün tasarımı bir araya getiren Valeron’un yeni koleksiyonu, sade çizgilere sahip yatak örtüsü ve nevresimlerden oluşuyor. Özellikle açık renk tonlarıyla her dönem kullanılabilecek ürünler oluşturan Valeron, lüks bir yatak odası stili arayanlar için yenilikçi çözümler sunuyor.

Bürotime Bliss

Geleceğin çalışma kültürü ofisinizde burotime.com.tr

Y

uvarlatılmış hatları ve yumuşak yüzeylerle ortak alanlara rahatlık getiren Bliss, deri malzeme kullandığı koltuklarda koyu tonların yanı sıra canlı mercan rengiyle de ortama canlılık katıyor. Canlı mercan rengini dijital dünyadaki sık kullanımdan ilhamla kullanan Bürotime, yarı doldurulmuş formdaki Bliss ile bekleme odası, lobi gibi alanlardaki boşluğu daha verimli kullanmayı sağlıyor.

Linens Banyo Koleksiyonu

Banyoya ferahlık kat linens.com.tr

Y

aşam alanları kadar banyodaki tasarım da bir ev hakkında ipuçları barındırabiliyor. Birbirini ve evin kalanını tamamlayan ürünler, bütün algısını olumlu etkileyebiliyor. Havludan bornoza, terlikten sepete kadar çok sayıda ürün çeşidini bir araya getiren Linens, ferah bir his yaratmayı hedeflemiş. Pamuklu dokudaki temizlik ürünleri kadar, özenli dantel detaylar da Linens koleksiyonunda yerini almış.

44


M

O

D A

MICHAEL KORS Lacivert kadife sırt çantası 2.070 TL NINEWEST, Açık kahve omuz çantası 459 TL

BAGO Sarı kadife palmiye lifli el portfoyü 625 TL

Hafife al Her hâlini taşıyabilecek bu çantalar, yükün ve kombinin ne olursa olsun sana uygun seçeneği sunacak.

ZARA Leopar desenli çapraz askılı çanta 259,95 TL STELLA MCCARTNEY, Antrasit zincir detaylı çanta 9.250 TL

PIERRE CARDIN Siyah bel çantası 119,90 TL

ZARA Önü kapaklı midi city çanta 199,95 TL DAVID JONES El çantası 99,99TL

45


M

O

D A

Kırıştırmadan uç Takım elbiseni uçakta taşıman jilet gibi olmasına engel değil. Kırışıklara dayanıklı kumaş seç. Modern teknoloji, kumaş üreticilerinin üretim sırasında yumakları kıvırmalarını ve düzeltmelerini sağlıyor. Her iki yöntem de uygun bir doğal geri sekim sağlayarak, kumaşın kırışma sonrası orijinal görünümüne dönmesine yardımcı oluyor. Ceketi kırıştırmadan katlamanın akıllıca bir yolu var. Bir omzun içini dışına çevir ve diğer kolun içine sok. Yaka ve klapa güzel bir kat olacaktır. Sonra, ceketi ikiye katla. Takım elbiseler için uçaktaki özel bölme doluysa, herkesin çantasını üst dolaplara yerleştirmesini bekle ve en son, her şeyin üstüne ceketini koy. İyi bir takım elbise çantası al. Örneğin bazı modellerde dizüstü bilgisayar bölümü dahi bulunuyor, bu bölgeyi başka ihtiyaçların için de kullanabilirsin. Diğer türlü de, elbiseni normal bir kılıfta taşıyabilir ve güvenlik kontrolleri sırasında çıkarıp, yuvarlayarak alıp incelemeye sunabilirsin. Uçağa vardığında asmayı unutma. Kabin ekibine takım elbiseni asıp asamayacaklarını sor. Çoğu uçağın ekonomi sınıfında bile ayrılmış özel dolaplar bulunur. Bu dolaplar aslında gelinlikler içindir ama takım elbiseleri de astıklarını biliyoruz. Kırışıklıklarla mücadele etmenin kolay bir yolu daha var. Duşta sıcak suyu aç. Banyo kapısını kapatıp içeriyi buharla doldur. Ceket ve pantolonları ayrı askılarda on dakika beklet. Herhangi bir kırışıklık kalmadığını göreceksin.

46


Özgür Masul for İpekyol

Dansa davet 12 Nisan’da çıkacak / ipekyol.com.tr

M

oda tasarımcısı Özgür Masul ve İpekyol işbirliğinin ikinci senesindeki koleksiyon 24 parçadan oluşuyor. Baharı canlı renklerle karşılayan tasarımlar, 70 ve 80’lerin dünyasına kapı aralarken romantik bir hava yakalıyor. Plise ve volan efektli, yırtmaçlı ve sırt detaylı elbiseler, şifon ve payetlerle zenginleşirken, glam bir hava yaratıyor.

Network ilkbahar/yaz erkek 2019

Denizci ruhu şehire taşınıyor network.com.tr

N

ew Marine temasıyla mavi, lacivert, beyaz, gri ve siyah renk paletini bir araya getiren Network, çizgili desenlerden ince trikolara, yeleklerden beyaz pantolonlara kadar ferah bir tasarım çizgisini erkeklere sunuyor. Mavinin serinliği üzerine kurulu koleksiyonda polo tişörtler ve hafif montlar da yer alırken, karışık desenliler de sade ürünleri sofistike bir tarzla kombinlemek isteyenlere hitap ediyor.

Omega Tresor

Pırlanta detaylı zarafet omegawatches.com

K

adınlar için hazırlanan zarif saat serisini yeni bir yaklaşımla ele alan Omega, geçmişten ilham alırken modern bir dokunuşla yüzünü geleceğe dönen bir tasarım kullanmış. Paslanmaz çelikten 36 mm çapındaki kasaya sahip olan saatler, her iki yanda kavislenen 38 adet küçük pırlanta ile süslenmiş.

47


M

O

D A

İnternetten moda alışverişini nasıl yapıyoruz? Moda arama motoru GLAMI’nin araştırmasına göre, Türkiye’de internetten alışveriş en az 3 site gezerek ve azamî 30 dakikada tamamlanıyor. Moda arama motoru GLAMI’nin 7 ülkede yaptığı Fashion (Re)search 2018 araştırmasının Türkiye sonuçları moda-arastirmasi.com adresinde yayımlandı. 21-50 yaş arası %78’i kadın toplam 1.126 kişinin katıldığı araştırma, alışkanlıklarımızın haritasını çıkardı.

İnternetten alışverişi tercih oranı %43 Katılımcıların yüzde 43’ü interneti tercih ederken, %42’si 1-3, %41’i 4-6, %13’ü ise 7-10 internet mağazası gezdikten sonra alışverişi tamamlıyor. İnternet alışverişinde insanların gördüğü en büyük sorun %51 ile çeşit eksikliği. Bunu yüksek fiyatlar (%50), beden bulamamak (%43), zaman kaybı (%28), demode ürünler (%27) ve kalabalık (%22) izliyor.

30 dakikada işlem tamam Araştırmanın katılımcıları internette süre avantajından da hoşnut. Buna göre yüzde 29’u 10-30 dakika vakit harcarken, 30-60 ve 60 dakika üstü seçeneğini işaretleyenlerin oranı yüzde 28, 10 dakikadan az zaman harcarım diyenler ise yüzde 15 oranında. İade oranlarının yüksekliğinin bilinmesine karşın, oranlar araştırmayla daha net görülüyor. İade etmem diyenlerin oranı yüzde 39, 5 üründen 1’ini iade ederim diyenlerin oranı ise %31.

Neredeyse her iki kişiden biri “indirimci” Alışveriş sebeplerindeki indirim bağlantısı, alışkanlıkların daha bulanık olduğunun da altını çiziyor. Araştırmaya göre indirim için internet alışverişi yapanların oranı yüzde 44. Alışveriş ve kendine hediye almak amacını seçenlerin oranı ise küçümsenmeyecek yüzde 22 ile dikkat çekiyor. Bunu ise yüzde 13 ile kıyafetleri demode olanlar izliyor.

48


K

İ Ş

İ S

E

L

B A

K

I

M

Basit cilt bakım çözümleriyle hepsinden kurtul.

GÜLE GÜLE AKNE GÜLE GÜLE SİVİLCE ‘Bir sivilceye takıp çıkacağım’

Derdin tek sivilceyse, ona odaklanmak için çok sayıda aktif bileşenden oluşan tek kullanımlık maskeleri dene. Yatmadan önce bir tane koy ve sivilcenin Instagram hikayenden daha hızlı ortadan kayboluşunu izle. Dermaroller adlı, mikro iğne teknolojisiyle sıfır iz bırakarak yüzey temizliği yapan cihazlar da işine yarayabilir.

Bölgesel krizlere özel müdahale

Bazı insanlar şanssızdır, ciltlerinde bir seferde tek bir sivilce değil, bir sivilce birliği görülür. Bu durum, farklı bölgelerin ihtiyaç duyacağı maskeler farklı olacağından seçim yapmayı zorlaştırır. Cildinizi ihtiyacı olmayan bileşenlere maruz bırakmaktansa, kağıt maske alıp kullanacağın bölge kadarını keserek uygulayabilirsin.

İnat etme, ışığı gör

LED ışığı ile gerçekleştirilen seanslar inatçı sivilceler ve akneler için faydalı olabilir. Cilt yüzeyinin altına ulaşarak bakterileri henüz sivilce oluşturmadan yok eden cihaz, sık kullanımla ciltteki kırmızılıkları giderirken, gelecekte can sıkıcı şeyler yaşamanı da önler.

49


K

İ Ş

İ S

E

L

B A

K

I

M

KENDİNİ SIFIRLA

Cildine ve saçlarına ‘Yıkılmadım ayaktayım’ bakımı yap ve mevsim değişimini fırsata çevir. Lab Series PRO LS yüz nemlendirici jel 107 TL / labseries.com Yağlı ciltler bile belirli aralıklarla nemlendirilmeye ihtiyaç duyar. Cildi yağlı ya da ıslak göstermeden nemlendiren ve serinleten bir formüle ihtiyaç duyuyorsan, Lab Series PRO LS tam sana göre.

Aesop Nurturing Şampuan 262 TL / aesop.com Saçınızı nemlendirmek için duşta saç kremi kullanmak vakit kaybı değil ama iki işi bir arada gören bir şampuanla işini daha hızlı bitirebilirsin. Bu besleyici formül, botanik özütlerle saçı temizleyip nemlendirirken, parlak ve yumuşak kalmasını sağlıyor.

50


YES TO Clear Skin 26,90 TL / yesto.com Bir süre önce hijyen ürünlerinde karşılaştığımız kömür, artık detoks marifeti göstermek için yüz temizleme mendillerine kadar girdi. Mendilin içeriğinde paraben, SLS ve silikon da yer almıyor.

Clinique for Men 145 TL / clinique.com.tr Yağ kontrolü sağlayan bileşenleriyle bu yüz temizleme jelini normal ve yağlı ciltlere uygulayabilirsin. Hem kurutmaz hem de parlak görünümü engeller. Dilersen tıraş öncesinde de kullanabilirsin.

Hanz De Fuko Claymation 169 TL / hanzdefuko.com Şampuanın nemlendirme çabalarını saçlarını kuru ve bakımsız bırakacak şekillendirme ürünleriyle yok etme. Bu hafif hissettiren wax ve kil birleşimi saç şeklini uzun süre korurken, saç tellerini de yumuşak ve canlı bırakıyor.

51


K

İ Ş

İ S

E

L

B A

K

I

M

Remington QuickGroom

Vücut tüylerinden hızla kurtul 459,90 TL / tr.remington-europe.com

G

enişletilmiş bıçakları ile kişisel bakım rutinine hem kolaylık hem hız getiren Remington’un yeni makinesi, ıslak ve kuru kullanılabiliyor. Ufak boyutlarıyla kolayca taşınabilen şarjlı cihaz, 40 dakika kesintisiz kullanılabiliyor. Kılavuz tarakları ile 2-12 mm arası 5 farklı boy kesim yapmak mümkün.

Bioderma ABCDerm Firming Cream

Doğumdan sonra zaman yolculuğu 139,50 TL / bioderma.com

C

ildi doğum öncesi sıkılık ve esnekliğine taşımak için özel bir ürün olan Bioderma, annelere özel formülasyon ile %10 daha sıkı, %17 daha esnek ve 8 saat sonunda dahi %43 nemli bir cilt ortaya çıkartıyor. Krem ile vücutta kolajen ve elastin liflerin sentezi artırılırken, bitkisel özlü içeriği de cildi destekleyen lifleri koruyor. Gliserinle nemlendiren yağsız ve kremsi dokulu ABCDerm, kolay emilim sağladığı gibi paraben içermemesi ve bir ayda etki göstermesiyle dikkat çekiyor.

OGX Yenileyici Argan Oil of Morocco

Saçlara bahar gücü! 69,90 / jnjconsumer.com.tr

F

aslı kadınların yüzyıllar önce keşfettiği, tamamen bitkisel Argan yağı, hem cildi hem saçları besleyebiliyor. İçerisinde A, C, F ve E vitaminleri ile Omega 3 ve Omega 9 barındıran yağ, antioksidanalr yardımıyla zayıf telli saçları güçlendirirken, UV ışınlarına karşı da koruma sağlıyor. İpek proteiniyle saç diplerini sakinleştiren yağ, kıştan çıkan saçlara tazelik katacak.

52


Avon True Ultra Volume Maskara

Gösterişli kirpikler yükleniyor... 22,99 TL / avon.com.tr

K

irpiklerde topaklanma ve dökülme olmadan hacim kazandırmak ve gösterişli bir şekil almalarını istiyorsan, Avon’un Smart Fiber formülünden faydalan. Her bir kirpiği sararak dolgunluğu bir kat daha artırabilen True Ultra Volume, uzunluk da kazandırıyor. Gözün doğal kıvrımına uygun badem şekilli fırça da her yere ulaşmanı sağlayacak.

LR Deluxe Radiant Skin Primer

Makyajın ilk hâlini korur 95,90 TL / lrworld.com/tr

E

lmas efektli pigmentleri ile cildi yenilerken, hafif formülü yorgunluk hissi yaratmıyor. Şeftali rengindeki losyon, makyajın ilk yapıldığı biçimini korurken, cilt parlaklığını kontrol altına alıyor ve gözenekleri küçülterek pürüzsüz bir görüntü ortaya çıkartıyor. Gün sonuna kadar tazelemeye ihtiyaç duymaması da cabası!

Rexona Men Invisible Black+White Ocean Deep

Tişörtlerini rahatça giy 15,90 TL / rexona.com.tr

T

işört havalarına olduğu kadar ‘sarı leke’ problemine de bir adım yaklaşıyoruz ama korkma; her şeyin bir çaresi var. Rexona’nın terleme önleyici deodorantı, sen hareket ettikçe aktifleşen içeriğiyle kıyafetlerin koltuk altı bölgesinde leke oluşmasını önlüyor. 48 saate kadar etkili çözüm ile okyanus ferahlığında kokabilirsin.

53


K

A

P A

K

K O

N

U

S

U

Çağın korkusu: Antibiyotik direnci

Enfeksiyonlara karşı basit bir çözüm olarak görüp sık kullandığımız antibiyotikler, bakterilerin direnç kazanmasıyla, insanların basit yaralardan öldüğü tehlikeli zamanları hatırlatıyor. Ancak tıpkı 1950’lerde olduğu gibi, tünelin ucunda ışık var! KAAN KAYAR

21 Her 1000 kişinin aldığı antibiyotik adedi (2015, dünya ortalaması)

10 MİLYON 2050 yılında antibiyotiğe dirençli enfeksiyonların sebep olacağı ölüm sayısı

54


480.000 2013'te çoklu ilaca dirençli tüberküloz vakası sayısı

20 MİLYAR DOLAR Antibiyotiğe dirençli enfeksiyonların sağlık sektörüne mâliyeti

8 MİLYON DOLAR Enfeksiyon kaynaklı hastanede kalış mâliyeti

35 MİLYAR DOLAR Verimlilik kaybı mâliyeti

55


K

A

P A

K

K O

N

U

S

U

Antibiyotik, insan olmanın anlamını değiştirdi. 1950’li yıllarda keşfedilene kadar, insanlar bir yaradan, gripten, cinsel ilişkiden veya doğumdan kaynaklanan bakteriyel enfeksiyonların ölebiliyordu. Bu sürekli ölüm riski, birlikte yaşadığımız bir şeydi. Antibiyotikler bu korkuyu sona erdirirken, diğer hastalıklar için de yeni bir tedavi alanı açtı. Ancak bakteriler antibiyotiklere direnç gösterdikçe eski kötü günlere dönüyoruz. Kısa süre önce İngiltere’de dirençli ya da “süper” belsoğukluğu olarak bilinen bir enfeksiyona kapılan iki kadın hakkında haberler çıktı. Neyse ki iyileştirilebilidiler, ama diğer benzer vakalar, o kadar şanslı olmayabilir. Muhtemelen bu direnç sorunundan haberdarsınız. Geçtiğimiz birkaç yılda vakalar çoğaldıkça bilim insanları bu sorunu daha da ciddiye almaya başladılar ve hükümetler ve yardım kuruluşları nihayet ilaç AR-GE’si için daha fazla para harcamaya başladılar. Bu çabalar meyve vermeye başlıyor, ancak bilim tarafında olmasa da ekonomi tarafında bir sorunumuz var. Sorun şu: İlaç firmalarının ilaç geliştirmeye yaptığı yatırımları telâfi etmeleri gerek, ancak antibiyotiklerin çok kârlı olduğunu söyleyemeyiz. Haftada bir ya da birkaç kez atılan ilaçlar sonuçta. Oysa ki, kalp ve diyabet ilaçları sık alındıklarından, bu şirketler için daha kârlı.

“Dünyada sadece 56 deneysel antibiyotik, insanlar üzerinde test edildi” Çünkü hastalar bu ilaçları ömür boyu kullanabilirler. Ayrıca, yeni antibiyotikler hâlâ işe yarayan ve artık patentli olmayan eski, daha ucuz ilaçlarla rekabet edemez. Eski antibiyotiklere karşı bakteriler tamamen direnç geliştirinceye kadar, doktorların bu süreç içerisinde yazdıkları yeni antibiyotiklerin de patent süresi dolabilir ve ilaç şirketlerine kâr getirmeyebilir. Yeni antibiyotikler; ayrıca, bakterilerin kendilerine de direnç oluşturmasını engellemek için yedek olarak tutulmalı veya kullanılmalıdır. Örneğin ABD’nin halen patent altında olan tüm antibiyotik satışlarının 2017’de sadece 700 milyon dolara ulaştığını, yani bir yılda yeni bir kanser ilacının ürettiğinden daha az olduğunu biliyoruz. Bunun tıp alanına korkunç bir etkisi var. Antibiyotiklerin gelişimini teşvik eden uluslararası bir konsorsiyum olan CARB-X’e göre mikrobiyologlar, bakteri ile mücadele etmekle ilgilenmiyor. Çünkü kariyerlerini ve çok kazanmanın yolunu Ebola gibi hastalıkların peşinde görüyorlar.

İLAÇ ŞİRKETLERİ BİR YANA, AR-GE BİR YANA Firmalar yıllardır ilaçlarla ilgili çalışmalar yapmayı bırakıyor. 2018’de Sanofi ve Novartis, antibiyotik araştırma ekiplerini işten çıkardı. GlaxoSmithKline, Pfizer ve Merck de programların sıklığını azalttılar ve yeni çalışmalar yapmıyorlar. Şimdi, çoğu ilaç araştırma ve geliştirme çalışması, küçük ve finansal olarak zorluk çeken biyoteknoloji firmaları tarafından yapılıyor. Bu şirketler düşük kâr beklentisiyle ayakta kalmaya çalışıyorlar. Antibiyotikler konusunda çalışan şirketler, 2018’deki hisse senetlerinin değerinin yüzde 50 ila 75’ini kaybetti. Diğer firmalara yapılan yatırımlar ise tahmin edin ne oldu, tabii ki arttı!

56


57


K

A

P A

K

K O

N

U

S

U

ENFEKSİYONLARA KARŞI YENİ MÜCADELE

SciBac adlı şirket, ishale neden olan, bağırsak kolonileşmesini engelleyen Clostridium difficile bakterisini durduran mikroplar geliştiriyor. Vedanta Biosciences ise C. difficile’yi yuttuktan sonra onu durduracak “iyi” bağırsak bakterileri arıyor.

Antibiyotik direnci ile savaşmak için savaşta yeni cepheler gerekiyor. İşte savunmamızı yenilemenin bazı olası yolları... Topraktaki sıralamalar Antibiyotikler, başlangıçta bakterileri engellemeye çalışan mikroplar tarafından gelişti ve doğada bunlardan sadece birkaçını keşfettik. Haziran ayında, Kaliforniya’daki bir ekip, 360’ı yeni keşfedilen, yaklaşık 1.000 adet toprak mikrobunun genomunu taradı ve antibiyotik gibi görünen bazı maddeler için genetik kodlara ulaştı.

Bağışıklığı koru Enfeksiyonları durdurmak için antikorlar üretmemiz haftalar sürüyor. Firmalar, lamalar ve benzeri hayvanlar tarafından yapılan bir tipin de aralarında olduğu çeşitli sentetik antikorlar üzerinde çalışıyorlar. Bu antikorlar, alışılmadık derecede küçük ve bakterilerdeki ulaşılması zor hedeflere saldırabiliyorlar.

Birlikte daha güçlü İki ilacı birlikte almak teorik olarak bakterilerin ikisine de direnç göstermesini zorlaştırır. Temmuz ayında Almanya’daki araştırmacılar, yaklaşık 3.000 antibiyotik ve kimyasal madde kombinasyonunu inceledi. Çoğu durumda, ilaçların birbirlerinin etkisini ortadan kaldırdığını buldular. Ancak bazıları ki, bunlar içinde antibiyotik ve vanilya karışımı da bulunuyor, birlikte daha iyi iş gördü.

Aşil tendonunu bul Mevcut antibiyotikler, bakteri yüzeyinde az sayıda bulunan savunmasız bölgelere saldırıyor. Ancak bakteri o bölgeyi korumak için yeni bir gen geliştirdiğinde, antibiyotiği yok ettiğinde veya bağlanmasını durdurduğunda, ilaçlar işe yaramıyor. Bazı firmalar, ribozomları sentezleyen ve yağları metabolize eden bakterilerin parçaları gibi yeni hedeflere saldıran ilaçlar üretmek için çalışıyorlar.

Mikrobu mikroba kırdırmak Bazı şirketler birbirilerine rakip bakterilerin ve diğer mikropların enfeksiyonları nasıl durdurabileceğini araştırıyor. Örneğin

İt ve çek Var olan pazar başarısızlığı, daha fazla kriz yaratıyor. An-

58


tibiyotik AR-GE departmanlarının kapanışı sebebiyle araştırmacı sayısı azaldı ve 2018’de tüm dünyada antibiyotik üzerinde çalışan sadece 800 deneyimli araştırmacı kaldı. Beş on yıl içinde, son büyük firmanın da antibiyotik çalışmasını bırakıp, bu hayatî önem arz eden konuda araştırmacıların neslinin tükeneceğinden korkuluyor.

“Hayvanlarda test edilen ve çoğu bakterilere alışılmadık yollarla saldıran 98 yeni ilaç var”

Geçen aylarda GlaxoSmithKline tarafından yapılan bir analiz, dünya çapında sadece 56 deneysel antibiyotiğin hayvan testlerini geçtiğini ve insanlarda denenmeye başladığını gösterdi. İlaçların deneklerin %75’inde işe yaramayacağı öngörülürken, geliştirilen bu 56 ilacın sadece yüzde 30’u yeni dediğimiz antibiyotik şeklinde. Bu bir endişe kaynağı, çünkü mevcut ilaçlarla aynı şekilde çalışan ilaçlar direnci yenemeyebilir.

Diğer yandan enseyi de hemen karartmamalı, bu tip denemelerin bir kısmı da hayvanlar üzerinde yapılarak başlıyor ve başarılı olursa ilaçlar insana aktarılıyor. İnsan denemelerinde kullanılan 56 eski ilacın aksine, hayvanlarda test edilmeye başlanmış 98 yeni ilaç var. Bunların neredeyse üçte ikisi bakterilere eski ilaçlardan farklı şekilde saldırıyor.

İngiltere’de 2015’te kurulan bir komisyon, antibiyotikleri bırakmanın topluma trilyonlarca dolara mâl olacağını tahmin ediyordu. Ancak buna karşılık İngiltere’nin 5 yıl boyunca yapacağı fonlama, bu komisyonun talep ettiği 2 milyar dolarlık miktara ulaşabilecek ve yeni ilaçları finanse edebilecek.

ABD ise kongre düzeyinde antibiyotik üzerinde çalışmayan firmaların çalışan firmaları fonlamasını gerektiren, pazara giriş teşvikleri üzerinde çalışıyor. Devletin, Şarbon gibi pazarı olmayan ama biyolojik silah olarak kullanılabilecek hastalıklara karşı ilaç geliştiren firmaları ödüllendirmesine izin veren mevcut mevzuat da bu alanda kullanılabilir.

59


Kasaplara veda zamanı B

İ

L

İ

M

Gıda bilimi laboratuvar ortamında yetiştirdiği kıymalardan, kesildiğinde kanıyor gibi görünen bitkisel köftelere kadar birçok ilginç buluşa imza atıyor. Peki, laboratuvarda üretilen et, sağlığımızı nasıl etkileyecek? Daha da önemlisi, bilim insanları gerçekten etobur iştahımızı bastırmayı başarabilir mi? HASAN SELMAN

60


Kültür hücreleri kullanılarak laboratuvar ortamında üretilen etler, bastırılmak bilmeyen iştahımızı gidermek için hayvanların öldürülmesini gerektirmeyen alternatifler olarak sofralarımıza geliyor. Günümüzde dünyanın dört bir yanından irili ufaklı birçok girişim, laboratuvarlarında biftek, tavuk ve deniz mahsulleri geliştiriyor. Bu inisiyatifler arasından, 2017’de Bill Gates ve tarım devi Cargill’in de bulunduğu çeşitli yatırımcılardan toplam 17 milyon dolar yatırım alan Memphis Meat bir adım öne çıkıyor.

TEMİZ ET Laboratuvarda üretilen ve “temiz et” olarak da adlandırılan etler Dünya’yı çok daha iyi bir yer haline getirebilir. Geniş kitlelerce benimsenmesi halinde, hayvanların zalimce ve etik dışı şekilde yiyecek olarak yetiştirilmesi trajedisine bir son verebilir. Öte yandan, insanlar tarafından atmosfere yayılan sera gazının yüzde 14,5’ini oluşturan ve birçok da doğal kaynağa bağımlı olan hayvancılık sektörünün çevreye etkisi asgarî düzeye indirgenebilir. Temiz et üretiminde de bu kaynakların bazılarına ihtiyaç duyuluyor ancak doğumdan ölüme bir organizmayı desteklemek için değil, yalnızca kültürlü hücreler yaratmak ve muhafaza etmek için kullanılıyor. Bir araştırmaya göre laboratuvarda et üretimi, geleneksel hayvancılık sektörüne kıyasla yüzde 7 ile 45 arası daha az enerji harcıyor, yüzde 78 ile 96 arası daha az sera gazı salıyor, yüzde 99 daha az alanı işgal ediyor ve yüzde 82 ile 96 arasında daha az suya ihtiyaç duyuyor!

ŞEFİN SPESİYALİ Bilim insanları temiz et üretmek için işe hayvandan bir kas örneği alarak başlıyor. İkinci adımda teknisyenler hayvan dokusundaki kök hücreleri topluyor ve çoğaltıyor. Ardından bu hücreler önce ilkel liflere dönüşüyor, sonra da kas dokuları oluşturmaya başlıyor. Gıda bilimi günümüzde tek bir inekten alınan hücre örneğiyle tam 80 bin hamburger yapmaya yetecek kadar kas dokusu üretebiliyor. Birçok girişim önümüzdeki birkaç yıl içerisinde temiz et alternatiflerini raflara çıkarmak niyetinde. Ancak hayvanların kılına bile dokunmadan etobur beslendiğimiz günlerin gelmesi için temiz et akımının önündeki birçok zorluğu aşması gerekecek. Bu da yalnızca kârlı iş modelleriyle mümkün olabilir.

300 MİLYON DOLARLIK BURGER Bundan 6 yıl önceki imkânlarla laboratuvarda üretilen bir hamburger köftesinin maliyeti 300 milyon dolardı. Ancak yüksek fiyatı beklentilerini kabartmasın; ette çok az yağ olduğu için ortaya yavan ve kuru bir ürün çıkmıştı. Aradan geçen 6 yılda bu maliyet 600 dolara kadar düşmüş durumda. Henüz olmasa da, temiz et önümüzdeki yıllarda geleneksel hayvancılık sektörüne dişli bir rakip olabilir. Son olarak, temiz etin kalbimizi kazanması için sağlıklı ve zararsız olduğunu kanıtlaması gerekecek. Yasal otoriteler halihazırda sektöre nasıl düzenlemeler getirilmesi gerektiği üzerinde çalışmaya başladı bile. Girişimler de leziz ve ulaşılabilir ürünler sunmayı başarır ise temiz etin günlük diyetimizin bir parçasına dönüşmesi kuvvetle muhtemel.

61


B

İ

L

İ

M

45 MİLYON TON

1950 yılında küresel olarak tüketilen et miktarı.

300 MİLYON TON

Günümüz yıllık et tüketim miktarı.

600 MİLYON TON

2050 yılında küresel olarak tüketileceği öngörülen et miktarı.

4,5 YIL

Bir hamburger eti iPhone’unu 4,5 yıl boyunca şarj edebilecek enerji harcanarak imâl ediliyor.

1,5 MİLYAR SIĞIR

Dünya üzerinde 1,5 milyar civarında sığır kırlarda dolaşıyor, geviş getiriyor ve gaz çıkarıyor.

568 MİLYAR LİTRE

Dünya üzerindeki 150 milyar inek her gün 568 milyar litre metan salgılıyor.

62


S A Ğ

L

I

K

3 adımda 6 baklava

Çelik gibi bir karın herkesin hayali ama sporda tek kural var: Çalışmayana geçit yok! İZOMETRİYİ KULLAN Karın kaslarınız sürekli olarak kasılmış bir pozisyondaysa, vücudunuzun duruşunun bozulmasına neden olabilir, bu nedenle karın kaslarını uzatılmış bir pozisyonda güçlendirmek önemlidir. Bu poziyonda durabildiğin kadar durma, çünkü kaslarından önce tekniğin pes edecek. Doğru yapıldıkça kısa süreli duruşlar daha verimlidir.

SADECE BELDEN ÇALIŞMA Birinin ayaklarınızı tutarak çektiğin mekik devri kapandı. Kalça açını bozup hareketi yapmak için zaten kısalmış durumdaki esneyen kaslarını kullanacaksın. Böyle yaparsan, bu kası haddinden fazla çalıştırmış olursun. Artık çoğu insan baklava karın kasları için mekik çekmemesi gerektiğini biliyor, bacak kaldırma ve benzeri hareketlere de dikkat etmek gerekiyor. Yaptığınız antrenmanı doğru şekilde yap, yeterli.

KASLARA YÜKLEN! İnsanlar genelde kas hipertrofisi için 20’den fazla set yapıyor, halbuki 8-12 set arası hipertrofi için yeterli. Güvenli şekilde kaslara yüklenmek daha zor olabilir ama kasları gelişime alıştırmak için bu gerekli. Yağları yaktıkça karın kasların daha belirgin olacak!

İPUCU: HAYAL ET!

Bir setten önce vücudun gerilmesini hayal etmek, yani görselleştirmek, vücudun daha fazla kas lifi çalıştırmasını sağlıyor ve spor etkinliğini artırıyor. Zihin gücünü kasa çevir!

63


S A Ğ

L

I

K

GRİPSAVAR BESİNLER Mevsim dönüşünü battaniye altında ter atarak geçirmemek için bağışıklığını güçlendir.

1 Soğuk algınlığı semptomlarını hafiflet-

mek için probiyotik dolu kefirli içeceklerden yudumla.

2

Portakal, C vitamini ile sağlıklı bir bağışıklık sistemini destekler. Bir tek portakal günlük C vitamini ihtiyacını gidermek için yeterli.

3 Sarımsak dişlerini kızartmalarda, çorba-

larda, soslarda ve diğer yemeklerde kullan ve içindeki sülfür bazlı Allicin maddesinin antibakteriyel özelliklerinden faydalan.

4 Tadına itirazın varsa bile pancar, balka-

bağı ve Brüksel lahanasını yemeklerine, salatalarına kat. Günlük sebze tüketimini artırarak bağışıklığını sağlam tut. 64


5 Kuru ya da taze fark etmez, antioksidan-

ları sistemine sokmanın en enfes yolu olan baharatları, çorba ve yemeklere katmayı unutma.

6

Her hafta koyun ve dana etinden en az birkaç gün tüket. İçlerindeki demir ile virüs kovalama kapasiten artsın.

7 C vitamini deponu doldurmak için por-

takal yerine kiviyi de tercih edebilirsin. Bir tek kivi ve bir portakal C vitamini açısından denktir.

8 Hastalıklarla savaşan antioksidan zengini olmak için yoğurduna böğürtlen, dut, yaban mersini gibi yumuşak meyvelerden ekle.

9 Avokadoyu ez, yumurtayla birleştir. Bu

karışım ile güneşin gidişiyle bulması zorlaşam D vitaminine erişebilirsin. O da grip savma gücünü artırsın.

10 Ülkenin en popüler içeceği çay ama illâ

demli bir Karadeniz çayına mecbur değilsin. Yeşil çay içerek hem sıvı ihtiyacını giderir hem de antioksidan zengini olabilirsin.

65


M

U

T

F A

K

TENCERE TAVA DOĞRUYSA YAŞA

Mutfaktaki hükmünü sağlam temeller üzerine kurmanın vakti geldi. Parmakları yediren, afiyet olsun dedirten yemekler için ideal olanı seçme rehberi. Paslanmaz Çelik

İyi bir pişirme kabı seni yılın aşçısı yapmazken, kötü ya da yanlış ekipmanlar ise yemeklerin lezzetinden çalar. Kaliteli pişirme kaplarıyla mutfakta kontrol sağla ve tariflerde ustalaş.

Dayanıklıdır ve yiyeceklere karışmaz. (Oh be! Sonunda!..) Uzun süre yüksek ısıda pişirmek için de uygundur, yemeği kısık ateşte demlendirmek için de.

Alüminyum

Porselen Enamel

Hafif ve uygun fiyatlıdır. Hızlı ve eşit pişirme konusunda alüminyum harikadır ama yemeklerinize çok çok az miktarda karışabilir. Özellikle domates sosu gibi asidik yiyeceklerde bu talihsiz durum gerçekleşebilir. Bu yüzden anodize alüminyum, yapışmaz ya da porselen kaplamalı alüminyum ürünler almak seni metal yemekten kurtarır.

Fırında ve ocakta kullanabileceğiniz porselan enamel tencere ya da tavalar, iç kısımda döküm demir, alüminyum ya da paslanmaz çelik kullanırlar. Kapaklı modellerle sulu yemekler, yahniler yapabilir, yavaş pişirme tariflerini uygulayabilirsin. Bu ağır kapları kullanırken tek dikkat etmen gereken enamel parçalarının kopmaması olacak.

Dökme Demir

Yapışmaz

Çok uzun ömürlüdür, nesiller boyu dayanabilir. Son derece yüksek ısıya dayanır. Fırında da gönül rahatlığıyla kullanabilirsin. Mühürleme, kızartma gibi işlere uygundur. Ancak çabuk ısınıp soğumadığından, ısı değişken yiyeceklere ideal çözüm değildir.

Kolay temizlenmesi sebebiyle yaygınlaşan yapışmaz kap kacaklar, yağsız kullanılabilmeleri sebebiyle daha yağsız öğünler hazırlamayı kolaylaştırır. Yumurta ve gözleme gibi basit yiyecekler için ideal olan yapışmazlar, et pişirme gibi amaçlar içinse vasatın altında sonuç verir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), yapışmaz ürünlerde yer alabilen (çoğunda yok ama kontrol etmesi sana kalmış) PTFE ve PFOA adlı kimyasalların kanserojen etkilerine karşı uyarıyor. Ayrıca çok ısıtıldığında zararlı bir koku açığa çıkartabiliyor.

Bakır Görüntü olarak da mutfağa şık bir hava katan bakır, ısı değişimlerine hızlı tepki verir. Hassas hazırlanması gereken soslar, şeker karamelizasyonu gibi durumlarda idealdir. Bir hatırlatma da ayırt etmen için: Gerçek bakır kaplar çok pahalıdır.

66


WMF Boston

Yemeğin tadını kaçırmayan set 1.749 TL / wmf.com.tr

S

ade tasarımıyla öne çıkan 68 parçalık setteki Cromargan ve Cromargan Protect adlı teknolojiler, yediklerinin tadını, doğallığını, lezzetini koruma garantisi veriyor. Çelik malzemeyle hazırlanan set, günlük kullanımda olduğu gibi davetlerde de kullanıma uygun. Boston’da 12 kişilik kaşık, çatali bıçak, çay kaşığı ve tatlı çatalının yanı sıra, servis kaşığı, servis çatalı, çorba kepçesi, salata servis takımı, sos kepçesi, pasta spatulası ve şeker kaşığı da mevcut.

Fakir Culina Chef

Mutfakta şef var! 1.359 TL / fakirshop.com.tr

Y

oğurma, çırpma ve karıştırma işlerini tek başına halleden Fakir Culina Chef, köfteden pizzaya, mantıdan keke, sufleden çorbaya her konuda yardıma hazır. İki kancalı yoğurma sistemi ve aparatlarına sahip olan cihaz, 5 litrelik haznedekileri eliptik karıştırabiliyor. Karıştırma çırpma aparatlı Culina Chef, 6 kademeli hız ayarı ve sıvı ile kuru malzemeleri karıştırmadan yoğurabilmesiyle bizden bir Michelin yıldızı almayı hak ediyor.

Grundig CB 8760 Soup Maker

İster blender ister çorba 1.799 TL / grundig.com.tr

İ

yi bir blender hem sıcak hem soğuk ürünlerde kullanılabilecek dayanıklı yapıdadır. Grundig’in Soup Maker modeli, pişirme özelliğiyle bu işi bir adım öteye taşıyor. Çorba malzemelerini koyduktan sonra istenen kıvamda doğrayan, pişiren ve 40 dk sıcak tutabilen cihaz, bu iş için 1,4 litre kapasite sunuyor. Termostatik camlı blenderla sos, smoothie hazırlayabilir, buz kırabilirsin. Soğuk için 1,7 litre kapasiteli üründe 5 programlı menü yer alıyor.

67


M

U

T

F A

K

Villeroy & Boch Artesano Flower Art

Bahar sofranda villeroy-boch.com.tr

B

ir zamanlar çevre süslemeleriyle ya da salt biçimleriyle öne çıkan tabaklar ve kaseler de artık bardaklar, kahvaltı takımları servis takımlarında olduğu gibi desenleri ve renkleriyle de dikkat çekiyor. V&B’nin büyük çiçekleri tüm bu ürünlere yerleştirdiği yeni koleksiyonu, el yapımı porselen malzemelerden oluşuyor.

İstanbul’un her yerinde mutfak siparişi kapıda

M

obil uygulama Scotty, paket hizmeti için tazemasa.com ile anlaştı. Meyve sebzeden yöresel lezzetlere, bakliyattan organiğe kadar yüzlerce ürün İstanbul’un her yerine iki saatte teslim edilliyor. Motokuryelerle hizmet veren Scotty mobil uygulaması, siparişin nerede olduğunu da canlı olarak gösterebiliyor.

68


T

E

K

N

O

L O J

İ

Mobil Dünya’nın en iyileri Şubat sonunda Barselona’da düzenlenen Mobil Dünya Kongresi, teknoloji devleri için mobil arena niteliğinde. Bu senenin yıldız ürünlerini teknoloji mağazalarına gelmeden önce senin için inceledik. Nokia 9 PureView

Dört de yetmez, beş tane!..

K

720 dolar (yurt dışı fiyatı) / nokia.com

amera konusunda sınırı aştığımızın farkındayız ama galiba Nokia işi biraz daha ileri götürmek istiyor. Peki niye? İki adet 12 MP’lik mercek renkli çekerken, kalan üçü siyah beyaz çekiyor. Böylece filtresiz siyah beyaz çekebilmenin yanında, bunları işleyerek birleştiriyor ve derinlik açısından iddialı bir sonuç ortaya çıkıyor. Zeiss merceklerden biri standart, diğeri geniş açı ve telefoto. Böylece standart telefonlardaki derinliğin 10 düzeyine karşılık 1200 düzeye erişebiliyor. Ayrıca RAW desteği, 12,4 stop’lu dinamik aralık sunuluyor. Snapdragon 845’li cihazın gerisi ise şöyle: 6 inç 2K ekran, 6 GB bellek, 128 GB depolama ve 3.320 mAh pil.

69


T

E

K

N

O

L O J

İ

Huawei Matebook X Pro 2019

Apple’a her yönden salvo vv

Fiyatı açıklanmadı / huawei.com.tr

U

zakdoğu’nun yükselen yıldızı Huawei, ABD ile olduğu gibi ABD’li rakibi ile de sıkı bir kapışma içinde. Matebook X Pro’nun 2019 modeli yekpare metal kasası, gerektiğinde çıkan web kamerası ve neredeyse çerçevesiz diyebileceğimiz 13,9 inç LCD ekranıyla şık, chic, hip, siz ne derseniz o... Peki kasanın içinde neler var? Nvidia’nın GeForce MX250 grafik kartı, 8. Nesil Intel Core i7 işlemci, 16 GB’a kadar bellek ile ince ve hafif olmasının aksine son derce güçlü. Ayrıca dokunmatik ekran, jest desteğiyle tıpkı touchpad’de olduğu gibi işleri kolaylaştırıyor. OneHop uygulaması ise telefon bilgisayar arası fotoğraf, video ve doküman alışverişini kolaylaştırarak, adeta pastanın kreması oluyor.

Huawei Matebook X Pro 2019

Sahibini avucundan tanıyor vv

Fiyatı açıklanmadı / tr.lge.com

H

er telefon birbirine benziyor diyenler burada mı? Evet, belki haklı oldukları bir nokta var ama G8 ThinQ için değil. Avuçtaki damarlara bakarak kullanıcıyı tanıyabilen cihaz, bu teknolojiye HandID adını vermiş. AirControl adlı jest tanıma ise, işe biraz Jedi sihiri katıyor: El hareketlerinizle çalan telefonu açabilir, ekran görüntüsü alabilir ya da sesi açabilirsiniz. G7’deki Boombox özelliği ile DTS:X ve 32 bit DAC’li bir stereo ses çıkışı sunuyor. E hani telefon? 6,1 inç 3.120x1.440 OLED, Snapdragon 855, 6 GB bellek, üçlü arka kamera, 3.500 mAh pil ve microSD ile artırılabilen 128 GB depolama mevcut.

Ön yüzdeki ToF kamera, yüz tanımanın yanı sıra avuç tanıma yapıyor. ToF, nesneleri 3D görüyor, bu yüzden dış kaynaklardan gelen ışıktan etkilenmiyor ve Artırılmış Gerçeklik ve Sanal Gerçeklik uygulamaları için de uygun.

70


Xiaomi Mi 9

Fiyat/performanslı amiral gemisi vv

590 dolar (yurt dışı fiyatı) / xiaomi.com.tr

X

iaomi’nin süper telefonlarını herkesten düşük fiyata nasıl sattığını bir kenara bırakabilirsek, telefondaki Snapdragon 855 işlemci, 3 mercekli kamera, 6,39 inç AMOOLED ekran gibi güzelliklere takılacağız. Ancak iş bununla kalmıyor, 20 Watt kablosuz şarj özelliği ile 90 dakikada dolabilen cihaz, DxOMark’tan aldığı 99 kamera puanıyla da S10’un sadece bir puan gerisinde. Ayrıca süper hızlı çalışabilen ekran içi parmak izi algılayıcısı mevcut. Full HD ekranı fuardaki rakipleri kadar yüksek çözünürlüklü değil ama damla çentik görünümü engellemiyor, çerçeveler asgarî boyutta ve 3.300 mAh pile sahip.

Sony Xperia 1

Telefon tutmadıysa TV gibi yapalım vv

1.120 dolar (yurt dışı fiyatı) / sony.com.tr

H

eSon dönemde akıllı telefonlarda aradığını bir türlü bulamayan Sony, Bravia TV’lerindeki görüntü kalitesini yeni modeline taşımış. 21:9 ekran oranına sahip 6,5 inç ekranlı 4K HDR OLED ekran gerçekten çarpıcı. Televizyonlardaki görüntü işleme motoru X1’in mobil hâlini taşıyan Xperia 1, Dolby Atmos ses çıkışına sahip. Üç adet 12 MP’lik merceğe sahip arka kamera firmanın başarılı Alpha fotoğraf makinesi serisinin görüntü işlemcisi Bionz X’in mobil sürümünü taşıyor. Snapdragon 855 işlemcili, 6 GB bellekli telefon, microSD ile artırılabilen 128 GB depolama alanına ve 3.300 mAh pile sahip. Ne yazık ki kablosuz şarj desteği bulunmuyor ve fiyatı benzerlerinden çooook daha yüksek.

71


T

E

K

N

O

L O J

İ

Çeyrek asırlık dijital vizyon Turkcell, 25. yıl kutlamasında eski yöneticilerini bir araya getirdi ve dijital vizyonunu paylaştı.

E

tkinlik kapsamında Turkcell’in kuruluşundan bugüne görev alan eski üst düzey yöneticiler bir araya geldi. Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akça ve Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu’nun ev sahipliği yaptığı toplantıya, şirketin kurucularından Murat Vargı’nın yanı sıra Osman Berkmen, eski genel müdürler Cüneyt Türktan, Muzaffer Akpınar ve Süreyya Ciliv katıldı.

taracağını söyledi. Turkcell’in 25 yılda klasik bir telekom operatöründen dünyaya teknoloji ihracatı yapan dünyanın ilk dijital operatörü unvanına sahip dev bir şirkete dönüştüğünü vurgulayan Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu ise şunları söyledi: “Başta sadece ses hizmeti sunan geleneksel bir operatörden, 1440 stratejimiz kapsamında geliştirdiğimiz ve bugün dünya çapında kullanılan BiP, fizy, TV+, Dergilik, lifebox gibi yerli ve millî dijital uygulamalarıyla dev bir şirkete dönüşmüş durumdayız.”

Turkcell’e 25 yıldır hizmet veren Genel Müdür Yardımcısı İlter Terzioğlu ise etkinliğin sunuculuğunu üstlendi. Turkcell’in çeyrek asırlık hikayesinin anlatıldığı toplantıda konuşma yapan Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akça, “Aramızda GSM fikrini Türkiye’ye getiren, bu fikri değerli bulup geliştiren çok değerli iş adamlarımız ve dostlarımız var. Murat Vargı, Osman Berkmen ve Mehmet Emin Karamehmet’e, şirketimizin bu günlere gelmesi için gece gündüz akıl teri ile alın terini karıştıran dört genel müdürümüze, mesai arkadaşlarımıza, tüm kurucu ortaklarımıza ve yatırımcılarımıza çok teşekkür ediyorum” dedi.

Terzioğlu sözlerine şöyle devam ett: “Bize ‘Yapılmışı varken neden yapıyorsunuz?’, ‘Bunlar kullanılmaz’ denildi. Ancak biz bu topraklardan çıkan bir şirket olarak ülkemize ve kendi insanımıza güvenerek kimseyi dinlemedik. Bu sayede dünyaya teknoloji ihracat eder hale geldik. Bugün 3 kıtada 9 operatör dijital servislerimizi bizden alıp toplam 39 ülkede kendi müşterilerine sunuyor. Bu sayede Türkiye’nin uygulamalarıyla yaklaşık 320 milyon kişinin yaşadığı bir pazara açılmış olduk. Tüm bu başarılı çalışmalarımızla sadece Türkiye’de değil dünyada üst üste üç yıldır en fazla büyüyen operatör olduk.”

ORTAK ALTYAPI TÜRKİYE’YE 10 MİLYAR DOLAR KAZANDIRIR

Zirve yolculuğunda emeği geçen tüm eski yöneticilere teşekkür eden Kaan Terzioğlu, Turkcell’in bugünlere gelmesindeki en büyük paylardan birinin de müşterilerinin teveccühü ve desteği olduğunu belirterek, çeyrek asırdır olduğu gibi, Türkiye için üretmeye ve değer katmaya devam ederek durmadan çalışacaklarının altını çizdi.

Akça, son 5 yılda 26 milyar TL yatırım yaptıklarını ve AR-GE çalışmalarının 1.000 mühendisle devam ettiğini belirtirken, 5G için gereken fiber altyapıyı geliştirme amacıyla Ortak Altyapı Şirketi’nin acilen işe başlaması gerektiğinin altını çizdi ve bu uygulamanın Türkiye ekonomisini 10 milyar dolarlık yükten kur-

72


İstanbul Bilişim, mağazada hız kesmiyor

T

eknoloji meraklılarının farklı markaları da bulabilmesiyle tanıdığı İstanbul Bilişim, son mağazasını Meydan İstanbul AVM’de açtı. Toplam 135 metrekare alana sahip mağaza, Ultra HD çözünürlüklü televizyonlardan beyaz eşyaya kadar ürünleri ve aksesuarları tüketicilerle buluşturacak. Açılışta konuşan İstanbul Bilişim Genel Müdür Yardımcısı Levent Menteşe, İstanbul’a 3 mağaza daha açmayı planladıklarını söyledi.

Garanti, çocukları geleceğe hazırlıyor

G

ençler ve çocuklar için programlama eğitimlerinin onlara gelecekte ihtiyaç duyacakları algoritma yaklaşımını kazandırması, matematik ve bilişimle yakınlaştırması bekleniyor. Bu konuda Garanti Bankası’nın da aralarında olduğu birçok şirket de sosyal sorumluluk kapsamında çalışıyor. Şirket, “Garanti ile Geleceği Kodla” projesinin 4. dönemini İstanbul’da başlattı. Yedi ilde gerçekleşecek atölyelerin ilkine 3. ve 4. sınıfa giden ilkokul öğrencileri katılırken, çocuklara robotik, kodlama, algoritma ve tasarım odaklı düşünce eğitimleri verildi. Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Didem Dinçer Başer, dijital okuryazarlığın artık temel bir gereksinim olarak kabul edildiği günümüzde, genç nesillere 21. yüzyıl yetenek ve becerilerini kazandırmayı hedefleyen faaliyetlere önem verdiklerini belirtti ve ekledi: “Hedefimiz, yeni neslin proje kapsamındaki kazanımlarını içselleştirmesi ve dolayısıyla teknolojiyi faydaya dönüştürerek geleceğe yaratıcı adımlar atmasını sağlamak.”

Daha verimli veri yönetimi

K

aspersky Lab’in yeni Kaspersky Password Manager sürümü, parolalardan belgelere, fotoğraflardan videolara değerli verileri kolayca organize etmeyi sağlıyor. Yeni sürümde PDF dosyalarını açıp saklama, dosyaları kategorilere ayırma, detaylı arama yapma özellikleri bulunurken, parola güvenliği için de sızma kontrolü yapılıyor. Herkese açık veritabanlarına sızan parolaların değiştirilmesi için uyarı veren yazılım, farklı platformlarda tek hesapla kullanılarak eşleşme imkânı sunuyor.

73


T

E

K

N

O

L O J

İ

Apple AirPods 2

Yavaş adımlar vv

1.099 TL'den başlıyor / apple.com/tr

Apple, birkaç özellikle yenilediği yeni kablosuz kulaklıklarını satışa sundu. Daha verimli çalışan işlemcisi sayesinde öncülüne kıyasla 1 saat daha fazla konuşma süresi sağlayan AirPods 2, kullanıcısının “Hey Siri” komutunu da iPhone’a iletebiliyor. Kablosuz şarj özellikli sürümünü almak için 300 lira daha fazla ödemen gerekiyor.

Apple iPad mini 5

Annelerin yeni şeker patlatıcısı vv

2.799 TL'den başlıyor / apple.com/tr

Birçok kişi için hâlâ favori okuma ve şeker patlatma aracı olan 7,9 inçlik iPad mini, iki yıllık suskunluğun ardından yenilendi. Yeni nesil iPhone’lara (XS ve XR) güç veren A12 işlemciyle donatılan küçük iPad, ayrıca Apple Pencil ile birlikte kullanılabiliyor. Tabletin 64 ve 256 GB olmak üzere yalnızca iki depolama seçeneği bulunuyor.

Apple iPad Air (2019)

Hayaller seneye kaldı vv

3.499 TL'den başlıyor / apple.com/tr

Apple, iPad Air’i klasik iPad’in daha hızlı ve 10,5 inçlik bir sürümü olarak geri getirdi. 2019 model Air, benzer boyutlara ve aynı işlemciye sahip olduğu pahalı iPad Pro’ya makul bir alternatif izlemini veriyor. Hayal kırıklığı ise bu cihazın Pro gibi Face ID teknolojisine ya da daha ince çerçevelere sahip olmayışı. Bu nedenle tablet kutusundan çıktığı gibi eski hissettiriyor.

74


Samsung Galaxy S10+

Ekran da şarj da sonsuza... vv

7.499 TL / samsung.com.tr

Y

ılın en önemli telefonlarından birisi olacağı aşikâr ama MWC sayfalarında da görebileceğin üzere, rakipleri de son derece dişli. Ön ve arka yüzde kavisli bir Gorilla Glass cam kaplı olan cihaz, yan yüzlerde parlak alüminyum çerçeve kullanmış. Öndeki damla çentikte iki mercekli kamera yer alıyor, bu biraz büyük olmuş, video izlerken dert edebilirsin. Ancak ekran/gövde oranının büyüklüğü bunu unutturabilir. S10+’ın ultrasonik parmak izi okuyucusu, şüphesiz en ilgi çeken yönlerinden biri. Birçok telefon artık ekran üzeri parmak izi okuyucu kullanıyor ama Samsung, ultra yüksek frekanslı ses dalgalarıyla bu işi gerçekleştiriyor. Tek sıkıntı nerede olduğunu bilmiyorsanız, karanlık bir ortamda yerini tahmin etmen gerekmesi. Exynos 9820 işlemcisi geçen yılkinden çok büyük fark getirmiyor, hele Pixel 3 XL ya da Mate 20 Pro’nun karşısında daha iyi olduğunu söyleyemeyiz, fakat grafik işlemcisi Mate 20 Pro’yu geride bırakıyor. Üç arka mercekli kamera her tür fotoğraf çekimi için iyi, Mate 20 Pro ile başabaş bir kalite sunuyor. Kameranın en iyi yanı video; SuperSteady modu insanın aklını başından alıyor. Son olarak, microSD yuvası ve kulaklık bağlantısı olması kadar, suya dayanıklı IP67 sertifikası ve 128 GB’dan başlayan depolama sevindirirken, 4.100 mAh’lik piliyle ikinci güne uzayan şarj adeta bir mutluluk kaynağı.

75

Bitmedi! Üç tane daha var!..

A

rtık tek amiral gemisiyle karşılaşmak neredeyse mucize. Samsung, lansmanda S10, S10e ve S10 5G’yi de duyurdu. Serinin standart modeli S10, 6,1 inçte yüzde 93,1 ekran/gövde oranı, tek ön, üç arka kamerayla öne çıkarken, S10e ise daha uygun fiyatlı. 5,8 inçe düşen 19:9 görüntü oranlı ekranında çözünürlük 2.280x1.080’e, arka kamera sayısı da ikiye düşüyor. Pilin S10’da 3.400 mAh, S10e’de 3.100 mAh olduğunu da unutma. Tüm modeller kablosuz şarj paylaşım yapabiliyor.


T

E

K

N

O

L O J

İ

ADATA Ultimate SU750

Uygun fiyata şok korumalı SSD vv

Fiyatı açıklanmadı / adata.com/tr

Y

üksek hızı uygun fiyatla arayanlar için 3D NAND Flash kullanan bu diskin, 256 GB, 512 GB ve 1 TB kapasiteli modelleri bulunuyor. 2,5” form faktörlü SATA bağlantılı disk 550/520 MB okuma/yazma hızlarına erişiyor. Diskteki şok dayanıklılığı özelliğinin yanı sıra, özel yazılımı ile verilerini tek tıkla yeni sistemine kolayca taşıyabilmen onu farklılaştırmış. SSD Toolbox aracı da zaman içerisinde sürücü durumunu kontrol edip, varsa, bloklardaki kayıpları ya da bozulmaları görmeni sağlıyor.

Acer Swift 7

Jilet gibi 4G! vv

9.499 TL / acer.com.tr

Y

üksek hızı uygun fiyatla arayanlar için 3D NAND Flash kullanan bu diskin, 256 GB, 512 GB ve 1 TB kapasiteli modelleri bulunuyor. 2,5” form faktörlü SATA bağlantılı disk 550/520 MB okuma/yazma hızlarına erişiyor. Diskteki şok dayanıklılığı özelliğinin yanı sıra, özel yazılımı ile verilerini tek tıkla yeni sistemine kolayca taşıyabilmen onu farklılaştırmış. SSD Toolbox aracı da zaman içerisinde sürücü durumunu kontrol edip, varsa, bloklardaki kayıpları ya da bozulmaları görmeni sağlıyor.

Ultimate Ears Wonderboom Freestyle

Dirayetli ses kutusu

H

629 TL / ultimateears.com

avalar çiçek açarken, müziğini kolayca yanında taşımak isteyenler de çoğalacak ve park bahçe Bluetooth hoparlörlerle dolacak. Ultimate Ears’ın rengarenk desenli Wonderboom’ları darbelere dayanıklı ve su geçirmez oluşuyla ekstra cazibe kazanırken, 10 saate kadar kesintisiz müzik çalabiliyor. 360 derece ses veren yapıdaki hoparlör, 2,8 saatte şarj oluyor ve 8 cihaza kadar desteğiyle tam bir parti ortamı yaratabiliyor. Ayrıca iki cihaz eşleştirilerek ses gücü iyice artırılabiliyor.

76


Lenovo ThinkVision M14

Bilgisayardan hafif ekran her yerde seninle

TP-LINK Archer T2U Nano

Neredeyse görünmez

vv

249 dolar (y. dışı fiyatı) / lenovo.com.tr

T

aşınabilir monitörler ayrı bir ürün grubu olarak görülmese de, bugüne dek az da olsa üreticiler tarafından denendi. Bu kervana uzun süre sonra katılan Lenovo, Mobil Dünya Kongresi’nde görücüye çıkardığı USB-C bağlantılı ürünle başarılı olabilir. 14 inçlik Full HD çözünürlüklü ekran 300 nit parlaklıkla iyi bir genişleme alanı sunarken, sadece 4,6 mm kalınlık ve 590 gram ağırlıkla da ciddi bir yük oluşturmuyor.

vv

G

20 dolar / tp-link.com/tr

üncel kablosuz standartlara sahip olmayan bir dizüstü her ne kadar süper hızlı ya da arayışı karşılayan bir performansta olsa dahi, internet hızı hayatı olumsuz etkileyebilir. TP-LINK’in 802.11ac destekli yeni USB kablosuz ağ adaptörü bu sorunu kolayca çözüyor. Son derece ufak boyutuyla neredeyse görünmez olan cihaz 600 Mbit/sn kablosuz hıza erişebiliyor. Wi-Fi roaming desteğiyle en hızlı ağa otomatik geçebilen adaptör, Windows’un yanında MacOS desteğiyle de herkese uygun.

Sades Wolfgang

Oyuna konfor katıyor vv

319 TL / sades.com.tr

O

yuncu ekipmanlarının rahatlığı son derece önemli, zira oyun başında geçen vakti anlamak güç. Sades’in Wolfgang kulaklığı, sanal çevresel 7.1 ses çıkışıyla oyun atmosferine kendini kaptırmanı sağlayacak, ancak en önemlisi yumuşak deri malzemeden kulak içi yastıkları. Mikrofonu kullanılmadığında katlanarak dikkat dağıtmayan kulaklık, kablo üzeri kumandayla da pratik bir kullanım sağlıyor.

77


F O

T O

Ğ

R

A

F

Pil ömrünü böyle artır Kameranın, fotoğraf makinesinin pilini daha verimli kullan, makinenin ömrünü uzat. BORA BALAR

78


Öncelikle, en sık yaptığımız hatalardan biriyle başlayayım. Birkaç hafta boyunca kameranı kullanmayacaksan, bir kenarda yatacak ama pili de içinde bıraktın. Bu durumda pil kendini tüketmeye başlayacaktır. Kullanmayacaksan, pili mutlaka çıkartmalısın. Bu sayede pilin ömrünü de artırmış olursun.

Kullanmıyorsan kapat Bazı kameralarda Wi-Fi bağlantısı var. Bu bağlantıyı sürekli açık tutarsan, yine yüzde 30 civarında ek bir tüketime yol açar. O an internetten bir fotoğraf paylaşmayacaksan, kablosuz bağlantıyı kapat. Hatta, Bluetooth ya da GPS varsa, kullanmadığın anlarda bunları da kapatman mantıklı. Yapılan en büyük hatalardan biri de, daha “pil bitti” uyarısı gelmeden kameradan çıkarıp şarj etmektir. Pil bitmeden yapılan her şarj işlemi, süreci başa döndüreceği için, pil ömründen de götürecektir. Ayrıca bir önemli tavsiyem daha var, pili tam dolmadan çıkarıp kullanma ki, tam randıman alabil. Menüde bulabileceğin pil ömrüyle ilgili bölümü mutlaka kontrol et. Buradan durum hakkında detaylara ulaşabilirsin. Bazı modellerin şarj aletlerinde kalibrasyon seçeneği de mevcut. Pili kalibre ederek, artık tükenmeye yüz tutmuş yapısını birazcık da olsa düzeltme şansın var. Fakat menüde yer alan ve pilin artık ömrünü tamamladığını gösteren bilgiyi LCD ekranda görürsen, artık değişime mecbursun.

Pil düşmanı özellikler OIS, IS, VR gibi adlarla bilinen optik görüntü sabitleme açıksa, o da ekstra pil kullanacaktır. Dolayısıyla aktif ve hareketli bir çekim yapmıyorsan, daha durağan bir konu çekiyorsan, bu özelliği de kapat. Hatta otomatik sensör temizleyiciyi de kapat. Her açılışta ya da kapanışta otomatik olarak devreye giren bu özellik, hem zaman kaybettirir hem de pilin daha fazla yorulmasına sebep olur. Çekim demişken, tabii şu meseleyi de atlamamak lazım. Kamerayı omzuna asıp sürekli olarak açık bırakırsan, pil son derece hızlı tükenir. Üstelik kamera ömründen de yersin. Boş yere CCD’yi CMOS’u da yormamak lâzım. Hatta, uzun süre çekim yapmayacaksan, tozdan kirden güneşten korumak için kamerayı çantaya atman daha iyi. Böylece algılayıcı ve objektif temizliği derdinden de bir süre kendini kurtarırsın. Hem de çektiğin kareler daha temiz olur ve rötuş ya da düzeltme için zaman harcamazsın.

Otomatik deyip geçme Çekimlerde sadece LCD’yi kullanmak da pilin hızlı tükenmesinin sebeplerindendir. Tüm ayarlarını ve işlemlerini vizörden yapmaya çalışmak ve sadece zorunda kalınca LCD’yi açıp çekim yapmak en mantıklısı. Elbette video çekiyorsan, mecburen LCD’den takip edeceksin ama fotoğrafta biraz daha dikkatli olmak kazandırır. Bir de otomatik oynatma ya da otomatik gösterme seçeneği var. Hani kareyi çekince doğrudan LCD’de belirir ya; işte o özelliği de kapat. Hem pilin hem de LCD ekranın ömrü uzar. Mümkünse LCD ekranın parlaklığını kısarak da tasarrufa katkı sağlayabilirsin.

79


F O

T O

Ğ

R

A

F

En çok beğeni alacak fotoğrafı yapay zeka seçecek Turkcell’in bulut depolama hizmeti lifebox, PhotoPick adlı yeni özellik ile seçilen fotoğrafların hangisinin daha çok beğeni alacağını gösterecek. Arka plandaki yapay zeka teknolojisiyle yüklenenler arasından seçilen fotorğraflara puan veren lifebox, seçim konusunda kullanıcılara yardımcı olacak. Rehber yedekleme, yüz ve obje tanıma, telefon hafızasında yer açma gibi özelliklere sahip lifebox, fotoğraf arşivlerini parmak izi ya da parolayla koruma gibi güvenlik özellikleri de sunuyor.

Blackmagic Pocket Cinema Camera 4K

Video için gerçek profesyonel

10.216 TL / blackmagicdesign.com

V

ideo konusundaki en iyi kameralardan gösterilen Blackmagic’in yeni modeli ufak tasarımında bol bağlantı yuvası, iyi pil ömrü ve 4K çözünürlüğü bir araya getirmiş. Kullanılan Micro Four Thirds mercek yuvası da seçenekleri artırmış.CinemaDNG Raw’dan ProRes 422 codec’e kadar geniş bir uyumluluk, ikili ISO desteği (400-3.200 arası çekip, sonra çektiğin ISO’ya göre ikinci bir ISO uygulama), ve dört mikrofonundan memnun kalmazsan harici mikrofon ya da monitör bağlantısı yapabilme gibi özellikleri onu tam bir profesyonel yapıyor. Ayrıca Davinci Resolve Pro yazılımı da yanında geliyor. Çılgın videolara hazır olun demekten başkası elimizden gelmez...

80


Sony A6400

Hızına yetişilmez 6.699 TL / sony.com.tr

F

otoğraf makineniz odaklayamadı diye belki de hayatta bir kez karşınıza çıkabilecek bir fırsatı mı kaçırdınız? Neyse ki bu tip talihsizlikleri A6400 ile yaşamanız zor, tabii makineyi çantadan çıkartmadıysanız, o başka. Sony, aynasız E-mount destekli serisine 24 MP’lik eklentisiyle, dünyanın en hızlı otomatik odaklamasını yaptığını iddia ediyor. Buna yüksek hızlı ve performanslı bir takip sistemi, 0,02 saniyede keskinlik ayarı yapan BIONZ X görüntü işlemci ekleyin. Gerçek zamanlı takip işlevini tıpkı telefonlardaki gibi yapay zeka destekli obje tanıma ile yapan cihaz, 4K video da çekebiliyor.

Canon’dan bölgede tek merkez Fotoğraf, video ve baskı ürünlerini sergilemek için Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgesinin tek deneyim merkezi İstanbul’a açılınca, bize de ziyaret etmesi düştü. Sirkeci’deki dört katlı mekanda ürünleri inceleyip haklarında bilgi alabileceğiniz gibi, stüdyo ortamında çekim yapabilir, dijital karanlık odadan faydalanabilir, kafesinde oturup aynı işe gönül verenlerle sohbet edebilir, Canon markalı çanta, tişört gibi ürünlerden alabilir ya da her Pazar yapılacak, ücretsiz seminerlere katılabilirsiniz. Ayrıca, teknik servis de artık bu binada olacak.

81


O

T O

M

O

B

İ

L

Dizel mi benzin mi? OUT

Hangi hibrit? IN

Otomobil alırken sorman gereken soruları güncelleme zamanı çoktan geldi! ERHAN ACAR Otomobil satın alırken sunulan seçenekler 5-6 yıl öncesine göre çok daha geniş ve bu seçenekler arasındaki farklar da daha derin. Türkiye’de bu çeşitliliği tam anlamıyla yaşadığımız söylenemez, zira bahsettiğimiz zenginlikteki derinliği yaratan temel unsurlardan biri yeni nesil motorlar ve bu konuda ne firmalar ne de tüketiciler konuyla çok ilgili değil. Birçok gelişmiş ülkede hibrit veya tam elektrikli motorlu otomobillere talep dikkat çekici şekilde artıyor. Sadece gelişmiş ülkelerde de değil, mesela komşu ülke Gürcistan’a 2017 yılında ithal edilen binek otomobillerin %40’tan fazlası hibrit ya da elektrikli araçlardan oluşuyor. İçten yanmalı motorlara kıyasla daha az seçenek sunsalar da artık ülkemizde de hibrit motora sahip farklı marka ve modeller otomobil şirketlerinin cephaneliklerinde bir yere sahip. Sana en uygun araç dizel ya da benzinliden ziyade bir hibrit olabilir mi? Bu sorunun yanıtına temel bilgilerle biraz ışık tutmaya çalışalım.

Mild (Baz) Hibrit Bu tip melezler, içten yanmalı motor ve elektrikli motor birlikteliğini sınırlar; iki güç kaynağı birbirinden bağımsız olarak kullanılamaz. Bunun yerine, küçük elektrikli motor yalnızca fosil yakıtlı motora yardımcı olmak için kullanılır. Mütevazi bir gücü, cazip verimlilik kazanımları ile sunan daha basit güç aktarım sistemleri ile bu araçlar, hibrit bir otomobile sahip olmanın en ucuz yoludur. Alternatör kayışlı bir marş motoru kullanan Mild Hibrit sistemler frenleme sırasında enerjinin yeniden kazanılmasını sağlayarak pilleri/aküleri besler. Bu enerji daha sonra normal sürüş sırasında içten yanmalı motoru desteklemek ya da daha titreşimsiz ve verimli dur-kalklar için kullanılıyor. Suzuki, Mercedes ve Audi gibi üreticiler hibritlerinde bu tip bir yaklaşım tercih ediyor.

82


Tam (Full) Hibrit Tam hibrit veya paralel hibrit olarak adlandırılan sistemler, aynı anda veya birbirinden bağımsız olarak hem içten yanmalı motoru hem de elektrikli motorları kullanabilirler. En yaygın kullanılan hibrit taşıt türü olan tam hibritlerin elektrik depolama kapasiteleri çok yüksek değildir. İçten yanmalı motorla birlikte kullanıldığında güç ve performansta hatırı sayılır artışlar sağlarken, yakıt verimliliğini

Plug-in Hibrit Plug-in veya kısaca PHEV, pillerini şarj etmek için fişe takılabilen bir melez motor sistemini tarif ediyor. PHEV araçlar temel olarak Full Hibrit konseptini tam elektrikli bir araca daha yakın hale getirir; harici bir güç kaynağından şarj edilebilen daha büyük pil bataryaları ekleyerek bir Full Hibrit’ten alacağınızdan çok daha iyi bir elektrikli motor menzili sağlar. Aracın pilini geceden şarj ederek, güne tam bir şarjla başlayabilir ve sessiz, yakıt tasarruflu elektrikli sürüş modundan yararlanarak başlayabilirsin. Günlük tipik araç kullanım mesafeleri 50 km civarında olan kullanıcılar veya evine dönmeden önce mesela ofislerinde ya da otopark alanlarında şarj imkanı olan araç sahipleri, benzin motorunu kullanmadan hibrit araçlarını teoride bir tam elektrikli otomobil olarak kullanabilirler. Şarj bittiği anda araç bir Full Hibrit’e dönüşüyor fakat görece büyük pillerinin getirdiği ekstra ağırlık, Plug-in Hibrit bir aracı Full bir araca göre bu modda daha az verimli yapıyor. Tam anlamıyla verim almak için aracı günlük olarak şarj etmek çok önemli. Araştırmalar hatırı sayılır sayıda kullanıcının buna dikkat etmediğini ve neticede benzinli bir araçtan daha verimsiz bir hibrit otomobil deneyimi yaşadıklarını gösteriyor. Toyota, Hyundai, Mitsubishi ve Mini gibi üreticilere ek olarak, üst segmentte de BMW, Mercedes, Volvo ve Porche gibi üreticiler bu motor tipinde seçenekler sunuyor.

83

de artırırlar. Elektrik motorları da doğrudan güç aktarımına bağlı olduğu için sadece elektriğe güvenerek de işine bakabilirler. Düşük hızlarla ve kısa mesafelerle etkinliğini kısıtlayan küçük piller, bu dezavantajından bir avantaj yaratıyor: Sürüş esnasında kısa sürede yeniden şarj olabilme. Özellikle trafik sıkışıklığının günlük bir dert olduğu metropollerde yakıt verimliliği bariz farklar yaratabiliyor. Hibrit otomobillerin tartışmasız lideri Prius ve Toyota’nın diğer çok tutulan hibrit modelleri bu sistemle ciddi bir başarı yakaladılar.


O

T O

M

O

B

İ

L

Fosillere elveda

2019 Cenevre Otomobil Fuarı’ndan seçtiklerimiz... ERHAN ACAR

Küresel ölçekte sektöre yön veren en önemli 4-5 etkinlikten biri. Rüya gibi araçlar ile garabetleri aynı çatı altında buluşturan fuarın panaromik bir fotoğrafını çektiğimiz zaman, farklı sistemlere sahip elektrikli araçların geri dönülemeyecek bir şekilde ve beklenenden daha hızlı, içten yanmalı araçları hem performans hem verimlilik hem de konfor noktalarında geri bıraktığını görüyoruz. Öyle ki en iyi süper otomobil kategorimizi belirlerken, fosil yakıtlara ayıp olmaması az da olsa belirleyici oldu, diyebiliriz.

84


En iyi SUV

Alfa Romeo Tonale

Sıkışık kompakt SUV pazarına Alfa Romeo, Tonale ile “safları sıklaştırın” diyor. İtalyan otomobil üreticisi bir diğer SUV’si Stelvio’nun hemen altında konumlandırdığı aracın ambalajını Cenevre Otomobil Fuarı’ndaki konsept versiyonu ile açtı. 2020 başlarında satışa sunulacağı için alışıldık olduğumuz “fuar konsept”lerinden farklı ele almak lazım, zira burada gösterilen araç ile banttan çıkan arasında çok dramatik farklar olması beklenmiyor. Gözle görünen kısımlarını soyduğumuz zaman, Tonale’den geride kalanlar Jeep Renegade ile neredeyse tamamen aynı (motor hariç) ancak kabuğu örttüğümüz zaman ABD’den çıkan kardeş modelinden tamamen farklı bir görünüm kazanıyor ki, kendisini diğer kompakt SUV’lerin arasından ön plana atan da, bu tamamen farklı ve göz alıcı görünüm. Satılacak ilk modellerde yeni bir süspansiyon ve geliştirilmiş frenler gibi revizyonlar da büyük olasılıkla yer alacak. Aynı zamanda, Alfa Romeo’nun ilk plug-in hibridi olacak olan araç fuarın en ön plana çıkan SUV’larinden biriydi.

85


O

T O

M

O

B

İ

L

En iyi hibrit

BMW 745e Plug-In Hybrid

BMW, bu yılki 89. Cenevre Uluslararası Otomobil Fuarı’nda bir dizi yenilik duyurdu. BMW 330e ve yeni BMW X5 xDrive45e’nin tanıtımı dikkatleri çekse de bizce 7 Serisi PHEV (plug-in hibrit) araçlar bir adım öndeydi. Odağını daha da lükse çeviren yeni 745e, yenilenmiş bir logo ve daha yüksek bir burun, daha geniş bir ızgara ve sivrilen farlar ile BMW 745e, daha agresif bir yüzle karşımıza çıkıyor.. Yeni 745e, 0-100 km/sa hızlanmayı 5,1 saniyede tamamlayan 394 beygirlik gücü motorunda barındırıyor. Bu büyük lüks sedanı sadece pil ve elektrikli motorun ellerine emanet edecek olursak 58 km’ye kadar bir menzil sunabiliyor. 2018’de 140.000 elektrikli ve hibrit araç satmış olan BMW, 2019’un sonuna kadar yollardaki toplam elektrikli ve hibrit araç sayını yarım milyona ulaştırma hedefine yardımcı olmak için 745e gibi yeni hibrit ürün yelpazesine bel bağlamış durumda.

En iyi süper otomobil Ferrari F8 Tributo

İtalya spor otomobil devi 488 GTB’nin tahtını dolduracak yeni süper otomobili F8 Tributo’yu Cenevre’de görücüye çıkardı ve talibinin oldukça fazla olduğunu söyleyebiliriz. 3,9 litrelik V8 motorun ürettiği 710 beygirlik güç, selefini 49 beygir geride bırakırken, en ciddi rakiplerinden McLaren 720S ile de eşitliği sağlıyor. Firmanın en ufak bir turbo gecikmesi bile yaşatmadığını iddia ettiği muhteşem motor, her açıdan başrolde olsa da 340 km/sa azami hıza sahip F8 Tributo, görünümüyle de ciddi bir değişimin sinyalini veriyor; aerodinamik ve tasarımı performans ile daha da samimi bir hale getirme gayesindeki bu yeni dil çok iştah açıcı. Bunu yeni yaklaşımın, her şeyi yepyeni yapmaktan ziyade bir perspektif güncellemesi olduğunu söyleyebiliriz zira, 488 Pista’nın izlerini görmemek imkansızken, arka ışıklardan 1975 model 308 GTB’ye gönderilen selam da dikkatlerden kaçmıyor.

86


En iyi konsept

Fiat Concept Centoventi

Fiat’ın 2019 Cenevre’de tanıttığı yeni konsept Centoventi, göründüğünden çok daha hırslı bir proje. Otomobillerin daha geniş kitlelere daha uygun fiyatlarla ulaşması konusunda otomobil tarihinde mihenk taşı araçlardan biri olan orjinal Fiat 500’ün yarattığı etkiyi elektrikli otomobiller alanında yaratmak ve bunu da herkese kişiye özel bir araç sunarak başarabileceğini düşünmek en hafif tabirle “iddialı bir heves”. Satılan her araçla firmayı zarara uğratmasına dair paralı bir araç olan başarısız Fiat 500e denemesini tamamen unutalım. Centoventi, bir otomobilin çalışmasını sağlayacak asgari donanımla satışa sunulacak ve bu asgariyete bir tavan, tamponlar ya da dış kaplama dahil değil. 150 km’lik menzilli bu bu baz aracı firma bir otomobilden çok bir platform olarak konumlandırıyor. Fiat 4U uygulaması ile, alıcılar dörder çatı, tampon, teker ve dış kaplama seçeneğinden dilediklerini seçerek kendi elektrikli araçlarını inşa edecekler. Bu temel seçimlerin ardın 120’nin üzerinde aksesuar ve özelliği kapsayan geniş bir menü üzerinden seçimler devam ediyor. Bu son kısımda yer alan birçok seçenek kullanıcıların araca kendi kendine ekleyip, yükleyebilecekleri şekilde tasarlanıyor. Fiat ayrıca sadece 3D yazıcı dökümanlarının da satılacağı bir platformu da sürücülere sunmayı planlıyor.

En iyi elektrikli

Battista by Pininfarina

Ferrari’nin 1951’den beri bir modeli hariç tüm üretim otomobillerinin tasarımı altında imzası olan, Alfa Romeo, Peugeot, Fiat, GM, Lancia gibi uzun ve kuvvetli bir müşteri listesine sahip Pininfarina, tasarım ve mühendislik alanında bir güçlü bir kaleyken, 2013 yılında Ferrari’nin LaFerrari ile tasarımların firma içindeki özel tasarım birimine aktarması ile işler biraz yolundan çıkar gibi oldu. Firma içinde işini halleden müşterilere, tasarım işlerini dünyanın dört bir yanından tasarım ofislerine dağıtanlar da eklenince, Pininfarina beklenmedik bir daralmayla karşılaştı. Ve Hintli Mahindra & Mahindra, 2015 yılında 168 milyon euroya firmanın çoğunluk hissesini satın aldı. Batista’yı gördükten sonra Pininfarina’nın kendi markasıyla süper otomobiller üreteceği açıklandığında ortaya çıkan heyecan ve ilginin oldukça sönük kaldığını söyleyebiliriz. Tamamen elektrikli bir motorla çalışan bu benzersiz güzellik, 0’dan 100 km/sa hıza sadece 1,9 saniyede, 160 km/sa hıza ise 4,3 saniyede çıkıyor. Tasarım ve aerodinamik bir şaheser olmanın yanında 1874 beygirlik bir güç üretebilen elektrik motor sisteminin de bunda biraz etkisi var. 349 km/sa azami hız ve 451 km’lik menzil ile her şey daha da çekici oluyor. 2 milyon euroluk etiketiyle 2020 yılında sahiplerine teslim edilecek Battista’dan sadece 150 adet üretilecek ve bunların 60’ından fazlası daha araç ile ilgili bir tanıtım yapılmadan önce satılmıştı.

87


G

E

L

E C

E

K

Sanal Gerçeklik Sanal Gerçeklik teknolojileri oyun dünyasından eğitime, sağlıktan askerîyeye kadar hayatımızı değiştirmeye başladı. KAAN KAYAR

gibi mekanlarda da birlikte olman mümkün olacak. Endişeli, anksiyeteli insanlarla dolan toplum için birebir, değil mi?

Sanal gerçeklik deyince aklına ilk olarak “bununla nasıl oyun oynanır var ya” düşüncesi gelebilir ve haklısın da. Zira bugüne kadar seni gerçeklikten koparıp, sanal dünyalara bu kadar yakın kılabilen bir teknoloji daha olmamıştı. Belki TOKİ arazisinde oturuyorsan ve Cities Skylines gibi inşa ve yönetim oyunlarını seviyorsan, belki anlatacaklarıma yaklaşabilir.

Zamanında ünlü bir düşünür “Kadınlar bir eşyayı görmeden dokunmadan almaz” gibi, bügünün e-ticaret zengin ortamında bile hafif tabirle talihsiz denebilecek bir açıklama yapmıştı. Gelişen teknolojiyle artık herkes, şimdilik dokunarak olmasa da, internetten görerek ve deneyerek alışveriş yapabilecek. Düşün ki baktığın mal rafta kalmamış, sanal tezgahtar depoya bakmanı önerdi. Hop takıyorsun başlığı, 3B haritası yenice oluşturulmuş bir depoda çıkıyorsun sanal yolculuğa ve ürün var mı yok mu öğreniyorsun. Artırılmış gerçeklikle de birleşince, aradığın ürün BioShock’taki gibi sarı sarı yanıp sönüyor.

SG teknolojilerinin kullanım alanı, artık bunlarla sınırlı değil. Artık simülatif eğitimden askerîyeye, sağlık sektöründen turizme kadar kullanmaya başladık. Geleceğin okullarını hayal edebiliyor musun? Evinde sıcacık oturuyorsun, başında başlık, aklın Sarıyer’deki okulunda. Öğretmen ve diğer öğrenciler hepiniz internet üzerinden sanal bir sınıfta iletişimdesiniz. Kötü yanı muzırlık yapmak için “anne ben X-gillere kalmaya gidiyorum” diye yalan atamayacaksın, zira X ile de iletişimin de bu şekilde olabilir. Okul gezilerini bir düşünsene? Birebir modellenmiş bir Sistin Şapeli gezisi, Eyfel Kulesi? Ya Mısır Piramitleri? Ya da meslek lisesindesin ve bir makinenin işleyişini sanal dünyada öğreniyorsun… Tüm bunlara hazırlıklı ol, zira anlattığım şeyler çok uzak değil. Senden tabii ki geçti ama çocuklarının eğitimi bu şekilde olabilir.

Ya da gecelik elbise alacaksın, ne umduk ne buldukluk bir durum olmaması için artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklikle kıyafeti denemen de mümkün olabilecek. Tabii sırf sadece küçük şeyler için değil, bir otomobil alırken bile simülasyonla cihazı test etmen mümkün olacak. Bu ne kadar otantik bir deneyim sunar bilinmez ama gelin bir de ilk öpücüğünüzü hatırlamayı deneyin... En büyük devrimi sağlık sektöründe bekliyorum. Doktor ve hemşirelerin kadavraya ihtiyaç duymadan öğrenim görmelerinin yanında, uzaktan muayene ve hayalet bacak (yeni kesilen bir organı hâlâ var sanmak) tedavisinde kullanılabilir. Gerçi bir organın hâlâ var olduğuna inanmaya devam etmek mi, yoksa kabullenip hayata devam etmek mi daha sağlıklı olur, orası psikolojinin işi ama bu teknoloji rahatsız kişiye, kendi gözünden eksik olmayan bir vücut sunarak hayatımızı daha iyi yönde geliştirebilir.

SG teknolojilerinin pazar değerinin 2018 sonunda 27 milyar dolar olması öngörülürken, teknoloji sosyal medyayı da baştan yaratabilir. SG teknolojilerine fiyat, ihtiyaç duyulan yazılım ve donanım yanında yöneltilen bir eleştiri de yalnız bir deneyim olması. Sosyalleşme deneyimi hiç olmadığı kadar gerçekçi olabilir. Bir sohbet odasında SG başlığı giymiş diğer insanlarla oradaymışçasına sohbet edebilir, onlara tatilde gezdiğin yerleri gösterebilir, hatta oyunlar bile oynayabilirsin. Bunun yanında konser, sergi ve sinema salonu

88


Yarın değil bugün: Kaliforniya Batı Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ndeki sanal kadavra masası

Sanal Gerçeklik teknolojileri sayesinde uzaktan muayenede giderler, bekleme zamanları ve erken teşhis sayesinde ölümler azalırken verim artacak. Sıra beklemeyi de tekil değil, bir oda içinde çoğul yaparlarsa, sanal sanal teyzelerin gerçek gerçek gelinleri hakkındaki yakınmaları da sanal başımızda yankılanacaktır. Sanal gerçeklik sayesinde, yunuslarla yüzebilir, tenis oynayabilir veya oturma odasının konforunda dev bir sinema salonunda tek başına bir film izleyebilirsin. Fakat teknoloji henüz kusursuz değil. Motion sickness dediğimiz,, kulaktaki denge mekanizması ve beyin arasındaki uyuşmazlık yüzünden gerçekleşen bir bulantı dalgası, bu aktivitelerin herhangi biri esnasında başına gelebilir. Tüm bu anlattıklarım da bu yüzden “kullanamayacaksak neye yaradı” olabilir. Fakat insan evladı bu soruna yabancı değil. Bir taşıtta seyahat ederken de aynı sorun başımıza gelebiliyor. Göz ve beyin yol kat ettiğimizde mutabıklar ama ayaklar ve kulaktaki denge merkezi, “Ayaklarımız hareket etmiyor, neden hareket ediyoruz gibi oluyor? Acaba bir şey yedik de zehirlendik mi” diyerek, o aslında yemediğimiz zehirli dutu çıkarmaya çalışıyor. İlkellik işte. Sanal Gerçeklik teknolojilerinin de teknik olarak çözünürlük, kablosuz iletişim vs gibi özelliklere yatırım yapmadan önce bu sorunu çözmeye odaklanması gerekiyor. Her şeyin başı sağlık azizim. Bu sorun dokunuş ve hareket gibi gerçek dünyadan eklemelerle bir nevi durdurulabilir gibi duruyor. Örneğin bir koşu bandı üzerinde hareket bulantısını yenebilirken, şeylerin internetiyle çalışan bir

Sanal soyunma odası: GAP’in kıyafetleri giymeden deneyebilmeyi mümkün kılan uygulaması

vantilatör ve mini su fıskiyesiyle rüzgarı ve şelaleleri hissetmen de mümkün olabilir. Tabii gerçek hayattan eklemlenebilecek en güzel şey giyilen bir yeleğin ateş edilen bölgeye göre tepki vermesi olurdu. Hiçbir FPS oyununda “Yallah tazyik!” diye dolaşmazdık. Bunun haricinde hantallık sorununa bir çözüm bulunmalı. Özellikle oyun belki de film ve eğlence endüstrisinin bu işe el atması gerekiyor. Zira eğitim görürken ya da alışveriş yaparken eyvallah diyebilirsin ama zevk için bir şey yaparken, o zevk, ayağına dolaşan kablolar ve başını zamanla aşağı doğru sündüren koca bir başlıkla işkenceye dönebilir. Geçtiğimiz günlerde HTC’nin Vive için ürettiği kablosuz adaptörü çıktı. 799 dolar olan Vive Pro’ya 359 dolar ücretle alınabilecek bu adaptör gelecek vaat ediyor. Şu an için kullanıcı yorumları olumlu. Cihazı beden hareketi gerektiren oyunlarda hantallıktan kurtardığı belirtiliyor. 6 x 6 metre alan kapasitesi olan adaptör, Intel’in ürettiği 1 Gb/sn kablosuz standardı için PC’de boş bir PCI Express x1 yuvasına ihtiyaç duyuyor. Ve artık SG boş bir heyecan balonundan çok öteye geçmiş durumda. Çok daha iyi olmalı ama kısa süre içinde yol kat edeceği aşikar. Yeni lanse edilen Oculus Quest ile fiyatlar biraz daha alınabilir seviyelere çekildi. Yine de doları bir TL’ye çevirmekte fayda var. Kablosuz teknolojiler yavaşça hayatımıza giriyor. Bulantı dalgasını engellemek için gerçek dünya eklentileri çıkmaya başladı. Çözünürlükleri 5K’ya kadar geldi. Yakın zamanda hayatı yaşayımızı bile değiştirebilirler.


C A E U F D N L Y L L N Y P G F K U O M

G U P S D T E X B Y R L P Q W I Ş N A G B M H Y P E F H D K D N V Y W L M D H F K F K D D Y G Ö D J I M N S E Y H I I I O E R C İ K Ş W N R Z X W P O L Y W Ğ A S N D V C Z E K A O Q W W P R O I W T G M N B F S N M C Z N X C Y E N İ G L İ O E J L D Ü N Y A B N K V T İ B V I O N D F M B N G R Y U W M N F E R A U N T Y S S V Y L P X K V H S L A K I L L I M F N B D E Y A Ş A M I E W T R N D C S S B V J P S H E J F K W V Z L İ A R T H V C U Ş


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.