Dursun Ali Erzincanlý mest etti
M
idyat ilçesinde Meva Eðitim Yardýmlaþma ve Dayanýþma Derneði ve Midyat Semerkand Temsilciliði tarafýndan Regaip Kandili dolayýsýyla düzenlenen özel programda sanatçý Dursun Ali
Erzincanlý sahne aldý. Sanatçýnýn sevilen naatlardan örnekler sunduðu 'Muhabbet Gecesi'ne Midyatlýlar yoðun ilgi gösterdi. Sunuculuðunu Mikail Þimþek'in üstlendiði program, Kur'an-ý
Kerim tilavetiyle baþladý. Aziz Önen Lisesi bahçesinde düzenlenen programa Midyat Belediye Baþkan Yardýmcýsý Tevfik Baysal, belde belediye baþkanlarý, sivil toplum kuruluþlarý temsilcileri ve binlerce vatandaþ katýldý. Programda önce Meddah-ý Fakir olarak tanýnan Meddah Yusuf Duru sahne aldý. Ardýndan Bayram Büyükoruç okuduðu ilahilerle duygu dolu anlar yaþattý. Gecenin sonunda sahne alan Dursun Ali Erzincanlý, okuduðu naatlar ile dinleyicilere veda etti.
GÜNLÜK BAÐIMSIZ GAZETE
18 Mayýs 2013 Cumartesi
Yýl: 9 Sayý 2650 Fiyatý :25 Kr
BDP’li Dora’dan çözüm süreci konferansý açýklamasý
B
DP Mardin Milletvekili Erol Dora, çözüm sürecine yönelik 25-26 Mayýs’ta Ankara’da düzenlenecek konferans ile ilgili, "Türkiye’deki farklý kimliklerin farklý inançlarýn farklý halkarýn bu süreçten beklentileri ve sürecin gerçek anlamda barýþa evrilmesi noktasýnda herkesin kendi katkýsýný sunmasý ve sürece müdahil olmasý hasebi ile düzenlenecek bir konferans." dedi. BDP Mardin Milletvekili Erol Dora, TBMM’de düzenlediði basýn toplantýsýnda çözüm sürecine iliþkin yapýlacak konferanslara yönelik gazetecilerin sorularýný yanýtladý.
Dora, "Halklarýn Demokrasi Kongresi bileþenleri baþta olmak üzere BDP ve Türkiye’nin tüm demokratik güçleri birlikte Demokrasi ve Barýþ Konferansý’ný 25-26 Mayýs’ta Ankara’da düzenleyecek. Amaç baþlatýlan demokratik çözüm ve barýþ sürecinden beklentiler, bu konuda Türkiye’deki farklý kimliklerin farklý inançlarýn farklý halkarýn beklentilerini ve bu sürecin gerçek anlamda barýþa evrilmesi noktasýnda herkesin kendi katkýsýný sunmasý ve sürece müdahil olmasý hasebi ile düzenlenecek bir konfe-ranstýr." diye konuþtu. (CÝHAN)
"Türkiye’de konuþulan diller Türkiye’nin kültürel mirasýdýr" Artuklu Üniversitesi'nde düzenlenen, alanýnda Türkiye'de bir ilk olan ve en geniþ kapsamlý bilimsel çalýþma özelliðini taþýyan 'Türkiye'de Konuþulan Arapça Lehçeler ve Sözlü Edebiyatlarý Uluslararasý Sempozyumu baþladý...
Dünyanýn en uzunu uçaða sýðmadý
D
ünyanýn en uzun insaný unvanýný elinde bulunduran Mardinli Sultan Kösen, 2 metre 51 santimetre boyu ile uçaða sýðmakta zorlandý. Uçaða adeta iki büklüm olarak girebilen Kösen, uçakta da eðilerek ilerleyebildi. Guinness Rekorlar Kitabý'na göre 2 metre 51 santimetre boyu ile dünyanýn en uzun insaný Sultan Kösen sýk sýk dünyanýn çeþitli ülkelerinde yapýlan festivallere ve kültürel programlara katýlýyor. Uçaða bindiðinde herkesin þaþkýn gözlerle kendisine baktýðýný ifade eden Kösen, buna alýþkýn olduðunu, insanlarýn sürekli kendisiyle fotoðraf çektirmek istediðini söyledi. Sýk sýk uçakla seyahat ettiðini, festivallere katýldýðýný belirten Kösen, uçakta yaþadýðý zorluklara da deðindi. Uçaða girmekte zorlanan Sultan Kösen’in koltuklarýn kendisine göre dar olmasýndan þikayet etti. Ekonomi sýnýfýnýn koltuklarýnýn dar olmasý sebebiyle orada yolculuk yapmasýnýn mümkün olmadýðýný söyleyen Kösen, “Uçakta koltuklarda biraz sýkýntý yaþýyorum. Ama yapacak bir þey yok. Gülü seven dikenine katýlýr. Business-Class bölümünde koltuklar biraz daha geniþ olduðu için oraya oturuyorum." Dedi. (CÝHAN)
M
ardin Artuklu Üniversitesi'nin ev sahipliðinde Avrupa'nýn önde gelen üniversitelerinden Heidelberg ve Bergen'in iþbirliði ile Türkiye'de konuþulan Arapça lehçelerin bütün özellikleriyle iþleneceði sempozyum baþladý. Artuklu Üniversitesi'nde düzenlenen, alanýnda Türkiye'de bir ilk olan ve en geniþ kapsamlý bilimsel çalýþma özelliðini taþýyan 'Türkiye'de Konuþulan Arapça Lehçeler ve Sözlü Edebiyatlarý Uluslararasý Sempozyumu'na Avustralya, Ýsrail, Hollanda, Lübnan gibi ülkelerin yaný sýra Norveç, Mýsýr, Polonya, Suriye, Ürdün ve Rusya'dan 'Arapça lehçeleri' alanýnda araþtýrmalarý bulunan birçok dil bilimci ve
akademisyen katýldý. Farklý kültürlere sahip muhtelif topluluklar tarafýndan deðiþik lehçe ve aðýzlarla Türkiye'de konuþulan diller arasýnda önemli bir yere sahip Arapçanýn dil özellikleri, sözlü edebiyatý, etimolojisi ve diðer dillerle etkileþimi gibi dilbilim konularýnýn masaya yatýrýlacaðý 'Türkiye'de Konuþulan Arapça Lehçeler ve Sözlü Edebiyatlarý Uluslararasý Sempozyumu' olasý dil ve lehçe ölümünün önüne geçilmesi ve bir deðer olarak çok kültürlülüðün, çok dilliliðin korunarak geliþtirilmesi amacýný taþýyor. Kozmopolit dokuya sahip Mardin, Hatay, Þanlýurfa, Siirt ve diðer illerde yaþayan Araplarýn kültür hayatýna katký sunmayý
da hedefleyen sempozyum; birçok ülkeden gelen araþtýrmacýlarýn tebliðlerini
Aksaraylý iþ adamlarý Kýzýltepe'yi gezdi Ýsmail Erkar
A
ksaray Giriþimci Ýþadamlarý Derneði (AGÝAD) üyesi bir gurup iþadamý Mardin’in Kýzýltepe ilçesine gezi düzenledi. Mardin ve Kýzýltepe’nin tarihi ve turistik yerleri gezen grup akþam yemeðinde ise Kýzýltepe’ye baðlý Sancarlý köyünde misafir oldu. Yemeðe Kýzýltepe Kaymakamý Erkaya Yýrýk, daire amirlerinin yaný sýra köy halký katýldý. Kýzýltepe Aktif Sanayici ve Genç Ýþadamlarý Derneði (KASGÝAD) üyesi iþadamlarýnýn davetlisi olarak Kýzýltepe gelen iþ adamlarý birlik ve beraberlik mesajlarý verdi. Yoksul aileleri ziyaret edip kardeþ edinen iþ adamlarý bölgenin güzelliklerine hayran kaldý
AGÝAD Baþkaný Reha Güven, bölgenin anlatýldýðýndan çok farklý olduðunu belirterek, "Ýnsanlarý içten, doðasý güzel ve yatýrýma elveriþli bir bölge. Ýnsanlarýn gelip buralarý görmesi lazým. Burada kardeþlerimizle
kucaklaþtýk. Bundan dolayý çok memnunuz.” þeklinde konuþtu. KASGÝAD Baþkaný Seyithan Karaozan ise iþ adamlarýna bölgede yapýlan ticaret ve yatýrýmlarýn yapýlabileceði alanlar hakkýnda bilgi verdi.
sunacaðý 8 farklý oturum halinde iki gün sürecek. Devamý Sayfa 2’de
Ey yolcu!
H
ayat yolculuðu bizim tercihimiz olmayabilir, lakin bizi halk eden Aziz ve Hamid olan Allah(c.c) bizleri sevdiði için yarattýðýný unutmamamýz lazým. Bu yolculukta bizlere rehber olan hatemul enbiya Muharrem Muhammed Aðalday Mustafa(s.a.s) yolculuðumuzu n nasýl olacaðýný bir formül mahiyetindeki þu veciz sözüyle özetlemekte: “Bu dünyada yolcu gibi ol” Sayfa 2’de
18 Mayýs 2013 Cumartesi
"Türkiye’de konuþulan diller H Türkiye’nin kültürel mirasýdýr" Sayfa 1’den devam Halklar arasýnda kardeþliði tesis etmenin yolunun, diller arasýndaki kardeþliði tesis etmekten geçiyor" Sempozyumun açýlýþ konuþmasýný yapan Mardin Artuklu Üniversitesi Yaþayan Diller Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Kadri Yýldýrým, halklar arasýnda kardeþliði tesis etmenin yolunun, diller arasýndaki kardeþliði tesis etmekten geçtiðini kaydetti. Türkiye'nin yeni bir barýþ ve kardeþlik ürecinden geçtiðine iþaret eden Prof. Dr. Yýldýrým, "Bu süreçte Türkiye'deki farklý kimliklerin kardeþliði gibi onlarýn dillerinin kardeþliði de büyük önem taþýmaktadýr. Zira þunu biliyoruz ki; halklar arasýnda kardeþliði tesis etmenin yolu onlarýn dilleri arasýndaki kardeþliði tesis etmekten
"
Prof. Dr. Otto Jastrow
geçiyor." dedi. Mardin Artuklu Üniversitesi'ne baðlý enstitüde üç yýldýr diller arasýndaki bu kardeþliði tesis etmeye baþladýklarýný belirten Prof. Dr. Yýldýrým, üniversite olarak bütün dillere Allah'ýn birer ayeti olarak baktýklarýný ve onlarýn yaþatýlmasý için ellerinden geleni yapacaklarýný söyledi. Mardin Artuklu Üniversitesi bünyesindeki enstitüde üç bölüm bulunduðunu ifade eden Yýldýrým, þöyle devam etti: "Arap Dili ve Kültürü, Süryani Dili ve Kültürü, Kürt Dili ve Kültürü. Enstitü olarak geçen yýl Süryaniyat ile ilgili uluslar arasý bir sempozyum düzenledik. Bu yýl, þu anda açýlýþ konuþmasýný yaptýðým Türkiye Arabiyyatý ile ilgili düzenliyoruz. Ýnþallah gelecek yýl da Kürdoloji ile ilgili uluslar arasý bir sempozyum düzenleyeceðiz.” "Arap dili ile dünya dillerinin birbirinden kelime alýþveriþi yapmýþ" Arap dili ile dünya dillerinin birbirinden kelime alýþveriþi yaptýðýna dikkat çeken Yýldýrým, "Sempozyumumuzu doðrudan ilgilendiren önemli bir konu vardýr ki; o da Arap dili ile öbür dünya dilleri arasýnda kelime ve terim alýþveriþidir. Arapça nasýl ki öbür dillere binlerce kelime ve ifade ödünç vermiþse, bu dillerden de çok sayýda kelime ve ifade ödünç almýþtýr. Örneðin daha Ýslam'dan önce, yani cahiliye döneminde Arapçaya giren 'dûlab', 'ke'k', 'culunnar' ve diðer bazý kelimeler Farsçadýr. 'Camûþ', 'setrene' ve
ardin Engelliler Derneði, Ýl Spor ve Gençlik Hizmetleri Müdürlüðü Mardin 21 Kasým Þehir Stadyumu'nda engelliler için etkinlikler düzenledi. Cemil Tutaþý Eðitim ve Ýþ Okulu engelli öðrencisi Mehmet Ete, öðretmenine evlenme teklif etti.
Ýnsanlýða rehber olarak gönderilen tüm peygamber ve nebilerin ortak özelliklerinden biride hep Allah (c.c) yolunda yürümektir. Bu yürüyüþte Muharrem kimlerin, nelerin, neye mal Aðalday olduðu önemli deðil. Yürüyüþün kutlu olmasý yolcuyu da kutlu kýlar. Bu yolculukta önüne gelenle deðil, gönlüne gelenle yolculuk etmek, seferin meþekkatini zaferin mutluluðunu paylaþmanýn adresini de belirler. Sizinle gönül baðý olmayanla sefere çýkmanýz mümkün deðildir. Çýktýðýnýzý farz edelim ya yolda çýkacak ihtilaflarýn, hesaplaþmalarýn, önünü nasýl alabilirsiniz?
'sendel' eski Hint dili olarak Sanskritçedir. Bunun yanýnda 'kýntar' ve 'tiryak' kelimeleri Yunancadýr. Dillerin bu þekilde birbirini etkilemesi ve birbirinden etkilenmesi sosyal bir kanundur ve diller arasýndaki kardeþliðin de bir görüntüsüdür.” diye konuþtu "Türkiye’de konuþulan diller Türkiye’nin kültürel mirasýdýr" Daha sonra kürsüye gelen Estonya Tallin Üniversitesi Öðretim Görevlisi Prof. Dr. Otto Jastrow ise üç dilde Türkiye'de konuþulan Arapça lehçelerini bütün özellikleriyle anlattý. Türkiye Cumhuriyeti'nde bugüne kadar konuþulan hakkaniyet dillerinin de ayný derecede Türkiye’nin kültürel mirasýna ait olduðunu belirten Prof. Dr. Jastrow, bu dillere uzun yýllar deðersiz gibi
bakýldýðýný söyledi. Jastrow, "Son yýllarda onlarýn da riayete laik tarihi kalýntýlar olduðu anlaþýldý. Bugün ilk defa Türkiye’de konuþulan Arapça lehçeleri üzerine bir sempozyum bir Türk üniversitesi tarafýndan masaya yatýrýldý. Seçilen yerde bir hayli semboliktir. Çünkü Mardin’de Türkiye’nin en arkaik Arapçasý konuþuluyor. Bugün hepimiz tarihi bir olaya þahit oluyoruz. Uluslararasý Türkiye’de konuþulan Arapça lehçeler ve sözlü edebiyatlarý sempozyuma tam bir baþarý saðlanmýþtýr.” þeklinde konuþtu. Daha sonra birçok ülkeden gelen öðretim görevlilerin katýldýðý sempozyumda Arapça lehçeleri üzerine birer konuþma yaparak, Mardin’de konuþulan Arapça üzerine çeþitli görüþler bildirdi.
Þehir stadýnda yapýlan etkinlikte Ete'nin öðretmeni Hilal Göker öðrencisini kýrmayarak evlenme teklifini kabul etti. Öðrenci Ete ise cebindeki yüzüðü çýkarýnca Engelliler Derneði Baþkaný Hasan Anuk ve Ýl Spor ve Gençlik Hizmetleri Müdürü Mustafa Kuzu tarafýndan formalite niþan kurdeleleri kesilerek öðrenci ve öðretmenin niþaný yapýldý. Niþandan sonra bir konuþma yapan öðretmen Hilal Göker, "Bana da bir sürpriz oldu hiç haberim yoktu. Biz onunla evlenmeye karar verdik bakalým. Tabiki burada amaç öðrencilerimizi mutlu etmek için engelliler haftasýnda böyle bir þeye evet dedik yani" dedi. "Türkiye’de 9 milyon engelli var" Mardin Engelliler Derneði Baþkaný Hasan Anuk da, "10 ve 16 Mayýs bildiðiniz gibi engelliler haftasý, haftamýzýn sonuna geldik deðerli müdürümüz Mustafa Kuzu'nun bize bu güzel etkinliði saðladý. Burda bulunan engelli arkadaþlarýmýz bir günde olsa spor yapma imkaný saðladýlar. Herkes þunu iyi bilmelidir ki bir gün engelli olma adayýdýr. Tabi ki istemiyoruz kimsenin engelli olmasýný çünkü Türkiye'de 9 milyona yakýn engelli var. Biz
yeterince Türkiye'yi aþtýk, ondan dolayý da Allah kimseyi engelli yapmasýn. Herkese engelsiz yarýnlar diliyorum" diye konuþtu.
"Herkesin bir engeli adayýdýr" diyen Ýl Spor ve Gençlik Hizmetleri Müdürü Mustafa Kuzu, "Engelliler haftasý etkinlikleri çerçevesinde biz nasýl bir katký sunabiliriz diye düþündük. Biz sporda engel yoktur düþüncesinden yola çýkarak þehir stadýmýzda çeþitli okullarýmýzda özel eðitim gören çocuklarýmýzý buraya getirdik. Farklý sportif istasyonlar kurarak antrenörlerimiz eþliðinde onlara spor yaptýrýyoruz. Onlarý topluma kazandýrmak istiyoruz. Her insan bir engelli adayýdýr. Bunu herhangi bir engelli olmayanýn idrak etmesi adýna böyle bir etkinlik düzenledik.
Ey yolcu!
ayat yolculuðu bizim tercihimiz olmayabilir, lakin bizi halk eden Aziz ve Hamid olan Allah(c.c) bizleri sevdiði için yarattýðýný unutmamamýz lazým. Bu yolculukta bizlere rehber olan hatemul enbiya Muhammed Mustafa(s.a.s) yolculuðumuzun nasýl olacaðýný bir formül mahiyetindeki þu veciz sözüyle özetlemekte: “Bu dünyada yolcu gibi ol”
21 Kasým Þehir Stadyumu'nda engelliler için etkinlikler düzenledi M Ýsmail Erkar
2
Erdemli yolcu; yolcuya deðil, yolun sahibine hesap vereceðinden önemli olan yolda baþýna gelenler deðil, onunla birlikte seferdekilerin yolda olup olmadýklarý önemli. Yolda birbirlerine olan sadakatleri onlara baþarýyý müjdeler. Oturanlar, ayakta olanlar ve yürüyenler bir deðildir ve eminim sizler de benimle hem fikirsiniz. Lakin hedefe ulaþanlar oturanlar ile ayakta olanlar deðil, yürüyenlerdir. Tarih boyunca bu böyle olmuþtur ve bu böyle olmaya devam edecektir. Bizlerin hangi sýnýfta olmayý istediðimiz önemli. Kuru kuruya sevda olmaz. “Aþýk sevdalýsýna aþkýný ispat etmedikçe seni seviyorum demeye hakký yoktur.”ma Kutlu yolun yolcularý ilk önce kendilerinden baþlayarak onlara tabi olan aile efradlarýný da yanlarýna alarak start aldýlar. Yolda kýrýlmalar yaþadýlar, aç susuz kaldýlar her türlü meþakkate maruz býrakýldýlar ama asla bu baþlarýna gelenlerden dolayý yýlmadýlar yoldan sapmadýlar. Onlara bu yolculuðu emredenin Allah (c.c) olduðunu ve onun mutlaka yardým edeceðinden asla ümitlerini kesmediler. Ve Allah(c.c) her zaman onlarla beraberdi ve her zaman o’nun yolunu takip edenlerle beraber olacaktýr. Kendisini Müslüman olarak tarif eden her kim varsa… Allah’ý (c.c) ve onun yolunun kutlu yolcusu Muhammed Mustafa’yý (s.a.s) ve onlarýn yolunda gidenleri sevmek bedel ister ve bu bedel ödenmedikçe onlarý sevdiðimiz söylenemez. Yürüyenler bu yolun sevdasýna kendini aday olarak kabul etmiþlerdir artýk. Mesele bu yolda devamlýlýk göstermede… Ey yolcu! Yola çýkarken yolunu þaþýrmaman için Kur’an-ý Kerim’i yol haritan olarak belirle. Seni koruyacak olan Allah’týr. Baþýn dik, yürüyüþün vakarlý olmalý, ölüm dahi senden korkmalý Hz.Hamza (r.a) gibi. Þeytan seni görünce yolunu deðiþtirmeli Hz ömer (r.a). Rabbim bizleri yolunda sebat edenlerle birlikte haþretsin… Derdi Allah (c.c) olanýn dermaný da Allah’týr. Bu böyle biline…bizler yeter ki samimiyetimizi muhafaza edelim. Herkesin bir hesabý var bu doðru ama Allah’ýn hesabý bambaþkadýr. Rabbim bizleri bu yolda sebat eden ve hesabý kolay verebilenlerden eylesin.
Bundan sonrada engelliler için elimizden ne geliyorsa yapmaya hazýrýz" þeklinde konuþtu.
Engelli öðrenciler statta spor çalýþmalarý yaptýktan sonra sevinçlerini dile getirdi.
Selam rahmet olarak gönderilenlere, Selam kutlu yolun yolcularýna … “Ýhdine siratel müstakim
Suriyeli çocuklar sigara YÖK Baþkaný Gökhan satarak ailelerini geçindiriyor Çetinsaya, Midyat’ý ziyaret etti M. Sait Çakar
M. Sait Çakar
Y
üksek Öðrenim Kurulu (YÖK) Baþkaný Gökhan Çetinsaya, YÖK üyelerinden oluþan heyetle birlikte bölge gezisi
kapsamýndan Midyat’a geldi. Midyat Kaymakamý Oðuzhan Bingöl, YÖK Baþkaný Gökhan Çetinsaya’ya ziyareti boyunca eþlik etti. YÖK üyelerinden oluþan heyetle birlikte bölge gezisi kapsamýndan Midyat’a gelen Çetinsaya, kaymakamlýðý ziyaretinde Kaymakam Oðuzhan Bingöl ve Midyat Meslek Yüksek Okulu Müdürü Tarýk Demir tarafýndan karþýlandý. YÖK Baþkaný Çetinsaya ve beraberinde kurul üyeleri kaymakamlýk ziyaretinin ardýndan devlet konuk evine gitti. Heyete, Midyat Kaymakamý Oðuzhan Bingöl, kentin tarihi hakkýnda bilgi verdi. Grup üyeleri burada hatýra fotoðrafý çektirdi.
S
uriye'de süren iç savaþtan kaçarak Türkiye’ye sýðýnan Suriyeli mültecilerden Aydýn Mehmet (13) ve Sait Hüseyin (12) adlý kardeþler, sigara satarak ailelerini geçindiriyor. Suriye'nin baþkenti Þam'da okul okuyan Aydýn Mehmet ve Sait Hüseyin, babalarýnýn Suriye'de manifaturacýlýk yaptýðýný, iþlerinin çok iyi olduðunu söyledi. Esat güçleri tarafýndan yapýlan baskýlardan dolayý Türkiye’ye sýðýndýklarýný kaydeden kardeþler, Suriye'de yaþanan kargaþanýn bitmesi durumunda ülkelerine döneceklerini ifade etti. Aydýn Mehmet, "Burada ev kiralarý, elektrik, su ve her þey çok
pahalý. Suriye'de buraya göre her þey çok ucuz. Buraya geldik ama þimdi çok piþmanýz ailemle yaþýyorum, masraflarýmý karþýlamak için burada kardeþimle ben sigara satýyoruz. Babam inþaatta çalýþýyor, aldýðý ücret bizlere yetmiyor mecburen aileye katkýmýz olsun diye bizde böyle bir iþ yapýyoruz. Suriye'de savaþ dindiðinde de olaylar ne zaman biterse hiç durmadan
www.mardiniletisimgazetesi.com.tr
18 Mayýs 2013 Cumartesi
'Seslerle Anadolu' Þ Mardin'de sahnelenecek
3
Viranþehirli küçük yazardan hikaye kitabý
M
ersin Devlet Opera ve Balesi, gösterildiði tüm illerde kapalý giþe oynayan, Anadolu’nun farklý yörelerinden derlenmiþ türkülerden oluþan “Seslerle Anadolu” müzikli oyununu “Büyük Güneydoðu Anadolu” turnesi kapsamýnda Mardinli sanatseverlerle buluþturacak. Eser, 01 Haziran 2013 Cumartesi günü saat: 20.00’de Artuklu Üniversitesi Vali Kýlýçlar Salonu’nda sahnelenecek.
Mersin Devlet Opera ve Balesi, Türkü düzenleme ve müzik uyarlamasýný Ali Aykaç’ýn yaptýðý, araþtýrma ve metni Devlet Opera ve Balesi Genel Müdür Yardýmcýsý D. Þadi Erdoðan’a ait “Seslerle Anadolu” müzikli oyununu “Büyük Güneydoðu Anadolu” turnesi kapsamýnda Mardin’de, 01 Haziran 2013 Cumartesi günü saat: 20.00’de Artuklu Üni. Vali Kýlýçlar Salonu’nda sahneleyecek. Eserin reji ve koreografisi Mehmet Balkan’a, müzikal sorumluluðu Mehmet Yýlmaz’a, dekor tasarýmý Tayfun Çebi’ye, kostüm tasarýmý Sevda Aksakoðlu’na, ýþýk tasarýmý Tarý Deniz’e ait. Eserin, koreografi asistanlýðýný Baba Hasan Akyol, reji asistanlýðýný Melih Öztürk yapýyor. MDOB orkestra, bale, koro ve solistleri; Kenan Korbek, Sevil Erçak, Pýnar Olgun Güven, Melahat Yavuz, Baþak Yýldýz, Nihan Evren, Neslihan Ulaþ, Ali Ulvi Karaca, Deniz Karausta, Onur Polat, Yusuf Ziya Büyükarslan, Mehmet Erkoç, Serkan Karagöz, Hulusi Polat rol alýyor. Hacivat ve Karagöz, meddah geleneði, kýna gecesi gibi Anadolu’nun önemli kültürel ritüellerini de içerisinde
barýndýran, Karadeniz türkülerinden Ýstanbul þarkýlarýna, Mevlana’ya, Köroðlu’na uzanan oldukça kapsamlý ve zengin repertuvarýyla gösterildiði tüm sahnelerde kapalý giþe oynayan “Seslerle Anadolu” izleyicisine orkestra, solo, koro, danslar ve slayt gösterileriyle görsel ve iþitsel bir þölen sunuyor. Mersin Devlet Opera ve Balesi Müdür ve Sanat Yönetmeni Erdoðan Þanal yaptýðý açýklamada; “Büyük Güneydoðu Anadolu Turnesi kapsamýnda Seslerle Anadolu müzikli oyununu Mardin’de sahneleyeceðiz. Anadolu’nun
kültürel zenginliðinin sahneye taþýndýðý bu güzel eserle Mardinli sanatseverlerin karþýsýna çýkmak, kurum olarak opera ve balenin bulunmadýðý illerimize turneler yoluyla hizmet etmek bizleri mutlu etmektedir. Anadolu’nun çeþitli yörelerinden derlenmiþ türkülerden oluþan “Seslerle Anadolu” müzikli oyununa tüm sanatseverleri davet ediyoruz” dedi. Öðrencilere 3, yetiþkinlere ise 5 Türk Lirasýna izlenecek olan Tiyatronun satýþ biletleri Mardin il Kültür Müdürlüðünden temin edildiði belirtildi.
anlýurfa Viranþehir Mustafa Kemal ilkokulunda 4. sýnýf öðrencisi Sueda Yýldýzdaþ “Ceylan’ýn Cesareti” adlý bir hikâye kitabý yazdý. Birinci baskýsý 300 adet basýlan hikâye kitabý okulda öðrenci ve öðretmenlerin katýlýmýyla düzenlenen imza gününde büyük bir ilgi gördü. Çocuk yazar Sueda Yýldýzdaþ, hikâyelerini gözlemlerine ve tecrübelerine dayanarak yazdýðýný söyledi. Yýldýzdaþ, özellikle hikâye yazma sürecinde sýnýf öðretmeni M. Ali Basýk’tan destek gördüðünü belirterek, teþekkür etti. Yazma sürecinde büyük bir heyecan ve korku yaþadýðýný söyleyen küçük yazar Sueda Yýldýzdaþ, öðretmeni M. Ali Basýk’ýn desteðiyle kitabýn yayýnlandýðýný belirtti. Küçük yazar, bu kitaptan sonra yeni bir kitap yazmaya baþladýðýný söyledi. Ýmza gününde Sueda’yý; okul müdür yardýmcýlarý Bektaþ Direk, Ahmet Direk ve Okul Müdürü Halil Topkan yalnýz býrakmadý. Okul Müdürü Topkan, çocuk yazar Sueda Yýldýzdaþ’ý ve sýnýf öðretmeni M. Ali
Basýk’ý tebrik ederek böyle bir çalýþmanýn gurur verici olduðunu söyledi. Okul Müdür Yardýmcýsý Bektaþ Direk ise Sueda’nýn anlamlý ve özgün bir çalýþmaya imza attýðýný belirtti. Ýmza gününde bulunan sýnýf öðretmeni Lütfü Üstüner ise böyle çalýþmalar sayesinde toplumun kýsa sürede kalkýnacaðýný belirtti. Sýnýf öðretmeni eðitimci yazar M.Ali Basýk ise Sueda’nýn kendisi küçük ama yüreði büyük bir yazar olduðunu belirterek, öðrencisinin küçük yaþta böyle bir çalýþmaya imza attýðý için mutlu olduðunu ve bu hikâyenin Doðu ve Güneydoðu’da bir ilk olduðunu söyledi. Yazar Basýk, bu çalýþmanýn diðer öðrenciler için de örnek teþkil edeceðini belirterek çocuk yazar sayýsýnýn artacaðýný ve böylelikle toplumda kitap okuma ve yazma oranýn artacaðýný söyledi. Basýk, bu tarz çalýþmalar sayesinde toplumda bir kültürel sirkülasyon olacaðýný ve toplumda eðitim bilincinin yükseleceðini belirtti. (CÝHAN)
Bakan Çelik: Bütün partiler uzlaþýrsa asgari ücret vergiden muaf hale gelir
Ç
Emniyet, fenni muayene ve sigorta için uyardý
E
mniyet Genel Müdürlüðü (EGM), trafik kazalarýnýn sebepleri arasýnda yer alan araçlarýn fenni muayene iþlemlerinin zamanýnda yaptýrýlmasý konusunda sürücüleri uyardý. Emniyet ayrýca zamanýnda yaptýrýlacak araç sigortalarýnýn ise kazaya karýþan araç sahipleri ile üçüncü þahýslara ait kaza sonrasýnda oluþabilecek saðlýk giderlerini veya maddi kayýplarýný karþýlayarak zor duruma düþmelerini engelleyeceðini hatýrlattý. EGM’den yapýlan uyarý niteliðindeki açýklamada, Türkiye’nin kanayan yarasý olan trafik kazalarýndaki ölümlerin 2020 yýlýna kadar yüzde 50 oranýnda azaltýlmasý ve bu kazalar sonrasý oluþan zararlarýn asgari seviyeye indirilmesi amacýyla ‘Karayolu Trafik Güvenliði Eylem Planý’nýn uygulamaya konulduðuna iþaret edildi. Eylem planý ile hýz limitlerine uyulmasý ve emniyet kemeri kullanýmýnýn zorunlu hale getirildiðine dikkat çekilen açýklamada, trafik kazalarýnýn oluþ þekline iliþkin istatistiklerde, kazalarýn genellikle hýz limitlerine uyulmamasý ve araçlarýn teknik donanýmlarýndan kaynaklandýðý; ölüm ve yaralanmalarýn çoðunun da emniyet kemeri takmamaktan kaynaklandýðý ifade edildi.
Ýkinci el araç alýrken dikkat Araçlarýn fenni muayene iþlemlerinin zamanýnda yapýlmasý ile araç teknik donanýmýndan kaynaklanan kazalarý önleyebileceðini vurgulayan EGM, yine zamanýnda yaptýrýlacak araç sigortalarýnýn kazaya karýþan araç sahipleri ile üçüncü þahýslara ait kaza sonrasýnda oluþabilecek saðlýk giderleri veya maddi kayýplarýný karþýlayarak zor durumda kalmalarýný engelleyeceði ikazýnda bulundu. Emniyet, trafik güvenliðinin saðlanmasýna yönelik araç sahiplerinin bilgilendirilmesi, fenni muayenesiz ve sigortasýz araçlara muayene ve sigorta yaptýrýlmasý ayrýca bilgileri güncel olmayan araç sahiplerine iliþkin bilgilerin güncellenmesini istedi. Ýkinci el olarak satýn alýnan araçlarýn, sahipleri adlarýna tescil iþlemlerinin yaptýrýlmasýnýn saðlanarak, tescil iþleminden önceki veya sonraki sahipleri ile ilgili meydana gelebilecek hukuki sorunlarýn önlenmesi amacýyla hazýrlanan ‘Trafik Güvenliði, Fenni Araç Muayenesi ve Zorunlu Sigortalar ’ konulu mektubun ilgili tüm birimlere bilgi maksatlý gönderildiði kaydedildi. (CÝHAN)
alýþma ve Sosyal Güvenlik Bakaný Faruk Çelik, asgari ücretten verginin muaf tutulmasý ile ilgili olarak Anayasa Uzlaþma Komisyonu’nda bütün partilerin ortak görüþ belirttiði yönündeki haberler için, bu konunun anayasa deðil de yasal çerçevede bakýlmasýnýn daha doðru olacaðýný ifade etti. Çelik, “Ama böyle bir uzlaþý bütün partiler tarafýndan saðlanýrsa yapacak bir þey yok. Asgari ücret vergiden muaf hale gelir.” dedi. Bakan Faruk Çelik, Ankara merkez binasýndaki Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) TV’nin açýlýþ programýna katýldý. Çelik, programdan ayrýlýrken basýn mensuplarýnýn sorularýný cevapladý. Asgari ücret konusunda Anayasa Uzlaþma Komisyonu’nun bir çalýþmasý olduðu yönündeki haberleri deðerlendiren Çelik, “Tüm siyasi partiler asgari ücretten verginin kalmasýný onaylýyorsa anayasa deðiþikliði noktasýna bunu taþýyorlarsa ki bunun anayasaya taþýnmasý da bence tartýþýlmasý lazým. Asgari ücretin vergi düþüðü olup olmamasý anayasal deðil yasal bir düzenleme yapýlmalý. Anayasa daha genel normlarý içermeli diye düþünüyorum. Ama böyle bir uzlaþý bütün partiler tarafýndan saðlanýrsa yapacak bir þey yok. Asgari ücret vergiden muaf hale gelir. Ama ne parlamentonun ne de hükümetin gündeminde bu boyutu ile olmadýðýný söyleyebilirim. Konu anayasa uzlaþma komisyonu ile sýnýrlý bir konudur. Bir uzlaþý saðlanmasý, konunun parlamentoya gelmesi bir süreç.” þeklinde konuþtu. "Rotasyon diye bir þey yok, kural getirmek gerekiyor" Memura rotasyon çalýþmasýnýn ne durumda olduðu ile ilgili bir soruya Çelik, “Rotasyon diye bir þey yok, bunu biz kaç defa söyledik. Ülkenin ihtiyaç duyduðu meslek memurlarý þuanda Türkiye’nin her yerinde var. Buna bir kural getirmek gerekiyor." diye konuþtu. Bir memuru 10 yýl gönderilip orada kalmasýný doðru bulmadýklarýný, sendikalarýn da
buna hak verdiðini belirten Çelik, þöyle devam etti: "O halde buna bir düzen getirmek gerekiyor. Öðretmen, doktor, hemþire her yerde olsun mu olsun. Nasýl olacak? Bu kuralý çakýlý hale getirirseniz, belli insanlar için ciddi bir sorun oluþturuyor. Amacýmýz buna kural getirmek, yoksa 2-3 milyon memur için böyle bir þey yok. Ýhtiyaç duyulan meslek memurlarý ile ilgili bir düzenleme üzerinde çalýþmayý yaptýðýmýzý, taraflarla görüþtüðümüzü, buna bir çýkýþ yolu aradýðýmýz söylemiþtik ama yanlýþ aktarýlýyor. Mesela deniyor ki bir ilimizde 6 bin öðretmen eksik. O ilimiz 6 bin öðretmenden mahrum mu olsun? Olmasýn. O halde meslek memurlarýnýn eþit bir þekilde ama onlarýnda hukukunu da gözetecek þekilde yapýlmasý lazým. Bu 2 milyon memura dönük bir þey deðil. Özellikle ihtiyaç duyulan meslek memurlarýnýn ihtiyacý karþýlayacak þekilde gerçekleþtirilmesi yükümlülüðü üzerimizde. Yerine getiremezsek burada oturmamýzýn anlamý yok ki. Maaþ farký da konuþulanlardan ama yýllardýr hiçbir fark almadan çalýþanlar var. Onun için herkesin önünü görebileceði bir düzenleme yapýlmasý gerekiyor.” “Þiddet gören kadýn GSS kapsamýna alýnacak” Þiddet maðduru kadýnlarýn direk Genel Saðlýk Sigortasý (GSS) kapsamýna alýnacaðýný aktaran Çelik, bunlarla ilgili gelir testinin söz konusu olmayacaðýný söyledi. Parlamentoda þuanda 8 maddelik önemli düzenlemelerin olduðunu kaydeden Çelik, 18 yaþýn altýnda ebeveynle irtibatlaþma konusunun da ortadan kalktýðýný, yurtdýþýndan gelen öðrencilerle ilgili önemli düzenlemelerin yer aldýðýný bildirdi. Yine yasanýn içerisinde varlýk sarýþýnýn da olduðunu belirten Çelik, önümüzdeki hafta meclisten geçeceðini dile getirdi. “5 milyon emekliye yönelik bir çalýþma söz konusu deðil” Bakan Çelik, yaþa takýlan emeklilerin son durumu ile ilgili bir soruya da þöyle cevap verdi:
“Konunun tümü bilinmediði için deðerlendirmelerde çok yüzeysel yapýlýyor. Ben defalarca söyledim; biz sosyal güvenlikte 90’lý yýllarda alýnan kararlardan dolayý sosyal güvenliðimizi sýkýntýya sokan, zora sokan birçok kararlarýn da alýndýðý soysal güvenlikten bahsediyoruz. 99’da çýkan yasa bunu içeriyor. Doðru çýkan bir karardýr fakat oyunun kuralýný oyunun ortasýnda deðiþtirdiði için vatandaþlar açýsýndan sýkýntý oluþturmaktadýr. Þimdi vatandaþ diyor ki ‘bunu bizim lehimize düzeltin’ biz yeniden yük getirecek bir düzenlemeyi yapamayacaðýmýzý arkadaþlarýn kendilerine söyledik.” Çok maliyete yol açmayacak düzenleme nasýl yapabiliriz diye baktýklarýný fakat bunun çok farklý yansýtýldýðýný anlatan Çelik, 5 milyon emekliden bahsedildiðini, kendilerinin böyle bir þey söylemediðini kaydetti. Çelik, sanki hükümet içinde çok farklý düþünceler varmýþ gibi yansýtýldýðýný belirtti. “Yurtdýþýnda çalýþanýn priminden 5 puanlýk düþüþ olacak” Yurtdýþýnda çalýþanlara prim teþviki getirilmesi için de þuanda yurtdýþýna götürülen 36 bin çalýþanýn olduðunu belirten Bakan Çelik, yurtiçinde kayýt dýþý yoksa 5 puanlýk bir prim indirimi yapýldýðýný fakat bunun yurtdýþý yatýrýmcýya tanýnmadýðýný ifade etti. Çelik, yurtdýþýna çalýþtýrýlmak üzere götürülen iþçi için iþverenin yüzde 7 buçuk prim ödediðini hatýrlatarak, bu yüzde 7 buçuðun yüzde 5’in artýk almayacaklarýný dile getirdi. (CÝHAN)
18 Mayýs 2013 Cumartesi
4
'Öðrenciler, yazý tatil kitaplarýyla deðerlendirirse derslerini kolay unutmaz'
Z
Kaya: OSB sorunlarý çözülmeden verilen teþviklerin faydasý olmuyor D
iyarbakýr Ticaret ve Sanayi Odasý (DTSO) baþkan adayý Mehmet Kaya, bölgesel sorunlar çözülmeden atýlan adýmlarýn bir faydasýnýn olmadýðýný söyledi. Kaya, "Doðru teþvik politikalarý uygulanmýyor. Bölgenin hiçbir ilinde OSB altyapýsý tam olarak bitmemiþ. Buna benzer sorunlar çözülmeden verilen teþviklerin, yürütülen politikalarýn faydasý olmuyor.” dedi. Mehmet Kaya, Haziran ayýnda yapýlacak baþkanlýk seçimi ile ilgili
sektörlerin grup adaylarýyla birlikte oluþturduklarý 'Yurtsever Ýþadamlarý Giriþimi' adýna basýn toplantýsý düzenledi. Kaya, Diyarbakýr Buket Carte Restoran'da düzenlenen toplantýda, yönetime gelmeleri halinde DTSO’yu siyaset üstü bir kurum haline getirip her kesime açýk olacaklarýný belirtti. Baþlatýlan çözüm sürecini büyük bir sorumlulukla desteklediklerini aktaran Kaya, "Bu sürecin Diyarbakýr’ýn iþ hayatýna yüklediði sosyal ve ekonomik
sorumluluk gereði ekonomik organizasyonun temel kurumlarýndan biri olan Ticaret ve Sanayi Odasý'nýn yeni sürece uygun, katýlýmcý ve çoðulcu temelde yeniden yapýlandýrýlmasýna yönelik projelerimizi hayata geçirmek üzere meclis ve yönetimine adayýz." dedi. Diyarbakýr’ýn 2021 vizyonunu oluþturacak projeleri üretme ve yaþama geçirmek istediklerini dile getiren Kaya, Sanayi Odasý'nýn öncülüðünde ekonomik kalkýnma konseyi oluþturacaklarýný söyledi. (CÝHAN)
Vali Yýlmaz Arslan: Batman marka þehir olma yolunda iddialý
V
ali Yýlmaz Arslan, Batman’ýn il oluþunun 23. yýl dönümü münasebetiyle yaptýðý basýn açýklamasýnda, Batman'ýn Türkiye’nin parlayan yýldýzý, bölgesinin de cazibe merkezi olma yönünde istikrarlý bir þekilde ilerlediðini söyledi. 16 Mayýs 1990 yýlýnda il olan Batman, 23. kuruluþ yýl dönümünü kutluyor. Kuruluþ yýl dönümü dolayasýyla yazýlý açýklama yapan Vali Yýlmaz Arslan, petrol þehri olmakla temayüz etmiþ Batman'ýn yeni bir il olsa da, sahip olduðu binlerce yýllýk tarihi ve kültürel deðerler bakýmýndan ayný zamanda kadim bir medeniyet þehri olduðunu kaydetti. Batman'ýn son yýllarda hýzla geçirdiði sosyoekonomik geliþim ve kalkýnma ataðý sonucu bugün marka þehir olma yolunda iddialý bir kent olduðunu ifade eden Vali Arslan açýklamasýnda, "Batman Türkiye’nin parlayan yýldýzý, bölgesinin de cazibe merkezi olma yönünde istikrarlý bir þekilde ilerlemektedir. Büyüyüp geliþen üniversitesi, kabýna sýðmayan organize sanayi bölgesi, eðitim alanýndaki dev yatýrýmlarýyla bilim ve sanayi kenti olma yolunda iddialý olan ilimiz, büyük bir metropol olma yolunda emin adýmlarla yürümektedir. Batman’a gönül vermiþ yöneticiler olarak, kadirþinas halkýmýza birlikte huzurlu, mutlu ve daha yaþanabilir bir gelecek adýna;
yerel yönetimlerimiz, sivil toplum kuruluþlarýmýz, meslek odalarýmýz, iþ adamlarýmýz ve basýnýmýzla birlikte el ele vererek gelecek vizyonu çizme yolunda her türlü gayretin içinde olduðumuzu belirtmek isterim. Bu duygularla Batmanýmýzýn 23. kuruluþ yýl dönümünü kutlar, ilimizin geliþip kalkýnmasýnda ve bugünlere gelmesinde emeði geçen herkese þükranlarýmý sunarým." ifadelerine yer verdi. (CÝHAN)
ambak Yayýn Grubu Genel Müdür Yardýmcýsý Ýbrahim Ceylan, yaz tatilinde çocuklarýn eðlencenin yaný sýra kitaplara da zaman ayýrmasý gerektiðini söyledi. Araþtýrmalarýn tatil kitaplarýnýn öðrenme kayýplarýný azalttýðýný gösterdiðini belirten Ceylan, “Öðretmenin çocuklara okuma kitaplarý ve yardýmcý kaynaklar, baþta ifade edildiði gibi eðitim programlarýna, öðrencinin geliþim evrelerine sýnýfýna uygun olmalýdýr. Özellikle Zambak Yayýnlarý tarafýndan hazýrlanan tatil kitaplarýnda öðrenilenlerin unutulmamasý ve tekrarýn eðlenceli hâle getirilmesi hedeflendi." dedi. Diyarbakýr Kitap Fuarý 14-19 Mayýs tarihlerinde okurlarla buluþuyor. Yaklaþýk 300 yayýnevi ve sivil toplum kuruluþunun katýlýmýyla düzenlenecek olan fuarda 5 gün süresince söyleþi, panel, þiir dinletileri ve çocuk etkinlikleri olmak üzere 50'ye yakýn etkinlik gerçekleþtirilecek. Yaz tatilinin yaklaþmasý nedeniyle Zambak Yayýn Grubu, öðrenci ve velilerin yaz tatilini hem eðlenerek hem de öðrenerek geçirmeleri için yaz tatil setlerini Diyarbakýr Kitap Fuarý'nda öðrencilerin beðenilerine sundu. Zambak Yayýn Grubu Genel Müdür Yardýmcýsý Ýbrahim Ceylan, öðrencilerin yorucu bir yýlýn sonunda tatile gireceðini ancak öðrencilerin bunun yanýnda bilgilerini de sürekli canlý tutmak zorunda olduðunu kaydetti. Öðrencilerin tatili kitap ve defterlerini bir köþeye atýp deðerlendirme eðiliminde olduðunu belirten Ceylan, "Tatilin öðrencilerin geliþiminde olumlu bir etkisi olmasý gerekir. Bu durumda öðrenciyi eðlendirerek eðitmek esas alýnmalýdýr. Yaz tatilini hep eðlenerek geçirmek isteyen öðrencilerin bu eðilimleri karþýsýnda
"Sezai Karakoç, Türk þiirini eski rayýna oturttu"
Þýrnak’ta gazetecilerden çözüm sürecine destek
Þ
ýrnak'ta yerel gazeteciler çözüm sürecine destek vererek, "Annelerin aðladýðý, kadýnlarýn acý çektiði hiçbir ülke mutlu ve müreffeh bir ülke olamaz. Eðer þu annelerin, þu kadýnlarýn gözyaþý dinerse Türkiye bambaþka bir yer olur." açýklamasý yaptý. Konuya iliþkin açýklama yapan Þýrnak Gazeteciler Cemiyeti Baþkaný Mesut Caner ve Þýrnak Olay Gazetesi Ýmtiyaz Sahibi Ýdris Taþar, Milli Birlik ve Kardeþlik Projesi'nin Türkiye için tarihi bir fýrsat olduðunu ve bunun için de herkesin elini taþýn altýna koymasý gerektiðini belirtti. "Annelerin aðladýðý, kadýnlarýn acý çektiði hiçbir ülke mutlu ve müreffeh bir ülke olamaz. Eðer þu annelerin, þu kadýnlarýn gözyaþý dinerse Türkiye bambaþka bir yer olur." diyen Mesut Caner, "Ülkemizde son 40 yýldýr kan ve gözyaþý dinmedi. Bir yandan bu ülkenin çocuklarý can verirken bir yandan da birileri rant peþinde koþtu. Terör kan ve gözyaþý birileri için hep geçim kaynaðý oldu. Durum böyle oldukça bu ülke, bu halk hep arzuladýðýmýz barýþý kaybetti. Son 4 aydýr þehit, ölüm, kan ve gözyaþý haberleri almýyoruz. Bu bizleri son derece mutlu etmektedir. Ancak bu durum birilerini rahatsýz ediyor. Bir yandan insanlarý psikolojik baský altýna almaya
çalýþan birileri, diðer yandan da aba altýnda sopa göstermek misali savaþ çýðýrtkanlýklarýna devam ediyor. Türkiye halký bu þahýslarýn provokasyonlarýna gelmeyeceði gibi biz gazeteciler de hiçbir zaman bunlara yol vermeyeceðiz. Milli Birlik ve Kardeþlik Projesi'nin mimarý Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan’ýn arkasýndayýz. Hem gazete hem de gazeteci olarak bu barýþ sürecini sonuna kadar destekleyeceðiz. Biliyoruz ki bu projenin olumlu bir þekilde sonuçlanmasý durumunda Türkiye daha huzurlu ve yaþanabilir bir ülke olacaktýr. Biliyoruz ki bu ülke rantçýlara, provokatörlere ev sahipliði yapmayacaktýr." ifadelerini kullandý. Caner, "Terörizm, kan ve gözyaþý ile besleyenler bugün köþeye sýkýþmýþ durumdalar. Bu olumlu süreci bulanýklaþtýrma gayreti içerisine girenlere en büyük örnek Hatay Reyhanlý’da vuku bulan olaydýr. Tamamen süreci baltalamaya yönelik gerçekleþtirilen bu olayý de þiddetle kýnýyor, olayda hayatýný kaybeden vatandaþlarýmýza Allah’tan rahmet, ailelerine baþsaðlýðý ve yaralýlarýmýza da acil þifalar diliyoruz." diye konuþtu. (CÝHAN)
velilerimizin yaklaþýmý öðrencilere kýzarak ya da baský uygulayarak onlarý kýrmak olmamalýdýr. Çünkü velilerin baskýsý öðrencide kendine güven kaybýna ve ders çalýþmada isteksizliðe neden olabilir." dedi. Anne ve babalara önemli uyarýlarda bulunan Ceylan, “Tatilde çocuklarýmýz akrabalarýný ziyaret etmeli, pikniðe ve gezmeye gitmeli, ders çalýþmalý, arkadaþlarýyla doyasýya oynamalý, kitap okumalý ve ailesiyle bolca vakit geçirmelidir. Bunlarýn hepsi sosyal bir birey olan yavrularýmýzýn ihtiyaçlarýndandýr." þeklinde konuþtu. Sýcak yaz günlerinde çocuklar için en önemli ihtiyaçlardan birinin de onlarý eðlendirecek, hoþ vakit geçirmelerini saðlayacak tatil kitaplarý olduðunu belirten Ceylan, “Araþtýrmalar, tatil kitaplarýnýn öðrenme kayýplarýný azalttýðýný göstermiþtir. Öðretmenin çocuklara okuma kitaplarý ve yardýmcý kaynaklar, baþta ifade edildiði gibi eðitim programlarýna, öðrencinin geliþim evrelerine sýnýfýna uygun olmalýdýr. Özellikle Zambak Yayýnlarý tarafýndan hazýrlanan tatil kitaplarýnda öðrenilenlerin unutulmamasý ve tekrarýn eðlenceli hâle getirilmesi hedeflendi." ifadelerini kullandý. (CÝHAN)
M
uðla Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alaaddin Karaca, Sezai Karakoç’un Fransýz, milliyetçi ve sosyalist politikalarýn etkisiyle raydan çýkan Türk þiirini yeniden eski rayýna oturttuðunu söyledi. Karaca, “Türk þiiri bu haliyle kendine deðiþik coðrafyalarda baba arayan yetim bir þiire benzer. Bu açýdan baktýðýmýzda Sezai Karakoç adeta raydan çýkan Türk þiirini yeniden medeniyet anlayýþýný, yeniden kendi asli yoluna döndüren bir þair olarak Türk þiirinde, edebiyatýnda çok derin izler býrakmýþtýr.” dedi. Sezai Karakoç'un doðum yeri olan Diyarbakýr'ýn Ergani ilçesinde düzenlenen 'Sezai Karakoç Sepozyumu'nda þairler, yazarlar ve akademisyenler Karakoç'u anlattý. Sezai Karakoç Sempozyumu'na
katýlan Bartýn Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Kaplan, Karakoç’un þiirlerinde din ve dine baðlý unsurlarýn bolca yer tuttuðunu söyledi. Karkaoç ‘un bu tarzýyla yeni bir düþünüþün temsilcisi olduðunu ifade eden Kaplan, “Onun þiirlerinde din asli özellikleri korunarak çaðýn sorunlarýyla iç içe alýnmýþ modern dünya sorunlarýna sunduðu çözüm önerileriyle düþünce ve sanatta yeniden dirilmiþtir. Onun þiirinin merkezinde Ortadoðu insaný vardýr. Ortadoðu coðrafyasýnýn insan ve diriltici medeniyetinden uzaklaþtýkça insan da varlýk nedeninin uzaðýna düþmüþtür. Onun düþüncesinde insanýn bedeni çekirdek yapýdýr. Bedenler insanýn düþünce ve tasavvur hayatýnýn hakim kýlýnmasýnda en kýsa ve somut
ifadesi belirlenir. Medeniyetlere anlam kazandýran özlerin insani deðerlerden yarý düþünülemez. Ortadoðu insaný yýkýlmýþ bir bedeninden arta kalan yaðmalanmýþ ruhu ve kimliðinin yeniden diriliþi tarihsel bilinci yeniden kazanmasýyla gerçekleþir. Ýnsanýn günlük yaþantýsýnda duyuþ ve düþünüþ, hayat, zaman, varlýk, eþya ve ölüm gibi konularda metafizik etkilidir. Ýnsaný metafizikten uzaklaþtýran her þey Sezai Karakoç’un þiirinde en temel eleþtiri konusudur.” þeklinde konuþtu. Muðla Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alaaddin Karaca, Türk þiirinin çeþitli akýmlardan etkilendiðini kaydederek, þunlarý söyledi: “Her alanda olduðu gibi Türk þiirinde de modernleþme sonucunda Türk þiiri önce Fransýz politikasýnýn, ardýndan daha sonra ulusçu ve milliyetçi ve sosyalist bir politika arkýndan geçmiþ. Kendine deðiþik coðrafyalarda baba arayan yetim bir þiire benzer. Bu açýdan baktýðýmýzda Sezai Karakoç adeta raydan çýkan Türk þiirini yeniden medeniyet anlayýþýný, yeniden kendi asli yoluna döndüren bir þair olarak Türk þiirinde, edebiyatýnda çok derin izler býrakmýþtýr.” Konuþmalarýn ardýndan Erganili bir vatandaþýn Sezai Karakoç'un bir þiirini okumasý istendi. Gönüllü bir bayanýn Karakoç'un þiirini okumasýnýn ardýndan sempozyum sona erdi. (CÝHAN)
www.mardiniletisimgazetesi.com.tr
18 Mayýs 2013 Cumartesi
Bahar Alerjisi kariyeri de vuruyor okul karnesini de M
edical Park Özel Elazýð Hastanesi Göðüs Hastalýklarý Uzmaný Dr. Hüseyin Beyazýt, dönemsel alerjilerin en sýk görülen þeklinin bahar alerjileri olduðunu belirterek, alerjiyi ve korunma yollarýnýn olduðunu kaydetti. Dönemsel alerjilerin en sýk görülen þekli bahar alerjileri; kiþinin sosyal statüsünü ve iþ hayatýný
olumsuz etkiliyor. Okul çaðýndaki çocuklarda dikkat eksikliðine neden olabilen dönemsel alerjiler, alýnacak küçük ama etkili önlemlerle hayatýný kolaylaþtýrabiliyor. Alerjinin; vücudun baðýþýklýk sisteminin, kendisinden olmayan þeylere karþý gösterdiði aþýrý tepki olarak tarif edilebileceðini ifade eden Dr. Beyazýt, ”Ýnsan vücudunun dýþ dünyayla iliþki kuran sistemleri; örneðin cilt, mide, baðýrsak sistemi ya da solunum sistemimiz, ortamda olup biten þeylere karþý tepkisiz kalmaz. Kendisini korumaya savunmaya yönelik tepkiler verir.“ dedi. Aþýrý reaksiyona neden olan þeylere 'alerjen' adý verildiðini de belirten Dr. Beyazýt, çevredeki her þeyin alerjik reaksiyona neden olma riski, ihtimalinin mevcut olduðunu
BASINDAN Esad'ýn gizli destekçileri kimler?
O
ifade etti. Dr. Beyazýt; tozlar, yiyecekler, takýlar, ilaçlar, parfümler, hayvanlar, bitkiler, temizlik malzemeleri vb. listeyi uzatmanýn mümkün olabildiðini vurguladý. Dr. Beyazýt, “Bahar mevsimi, bitki dünyasýnýn uyandýðý ve canlandýðý bir dönemdir. Çiçekli bitkilerin üremek için kullandýklarý irili ufaklý toz þeklindeki polenler; rüzgâr ve böcekler yardýmýyla bir bitkiden diðerine taþýnýr. Bahar mevsiminde havadaki polen yoðunluðu hýzlý bir þekilde artar. Bu polenler bazý insanlar için son derece alerjik durum oluþturabiliyor.” diye ifade etti. Alerjik hastalýklarýn ve bahar alerjisinin, kiþinin sosyal statüsünü ve yaptýðý iþini de olumsuz etkileyebildiðine dikkat çeken Dr.
Beyazýt, þunlarý ifade etti: ”Örneðin; iþini konuþarak, sesini ve görüntüsünü kullanarak yapanlar, hizmet sektöründe çalýþanlar bu hastalýktan son derece olumsuz etkilenir. Ýnsanlar elinde mendille gezen ve sürekli hapþýran bir garsondan hizmet almak istemeyebilir. Ayrýca, alerji, özellikle okul çaðýndaki çocuklarda dikkat eksikliði ve konsantrasyon bozukluðuna yol açabilir.” (CÝHAN)
"Kontankt lensini uyurken çýkarýn, çeþme suyundan uzak tutun"
B
ursa Özel Bahar Hastanesi’nden Göz Hastalýklarý Uzmaný Op. Dr. Adnan Gül, kontakt lenslerin uygun kullanýlmamasýnýn gözün doðal savunma sistemlerini zayýflata bildiðini söyledi. Op.Dr.Gül, lenslere dokunmadan evvel ellerin dikkatlice yýkanmasý, lens kaplarýnýn her gün sabunlu suyla yýkanýp, açýk havada kurutulmasý, yýpranmaya baðlý oluþan çatlaklarýn, mikrobik ortam riski taþýmasý sebebiyle ayda bir yenilenmesi gerektiðini kaydetti. Gözün, dünyaya açýlan pencere ve insan ve insan vücuduna tutulan bir ayna olduðunu belirten Göz Hastalýklarý Uzmaný Op. Dr. Gül, kontakt lenslerin göz ile uyumlu olduðunda, görme kalitesini arttýran, ileri teknoloji ürünü geçici protezler olduðuna dikkat çekti. Kontakt lenslerin göz yüzeyinde, kornea üzerinde yer aldýðýna dikkat çeken Gül, “Saatler ve bazen günler boyunca göz yüzeyi ile sürekli temas halindedirler. Optik açýdan ve kullaným rahatlýðý açýsýndan avantaj olan bu birliktelik olumsuz etkileþimlere de neden olabilir. Kontakt lenslerin uygun kullanýlmamasý gözün doðal savunma sistemlerini zayýflatabilir. Bu yüzden hem hastanýn hemde göz hekiminin amacý; yaþam boyu problemsiz ve saðlýklý þekilde kontakt lenslerin kullanýlabilmesidir.” diye konuþtu. "Kontakt lenslere dokunmadan ellerinizi yýkayýn" Kontakt lenslerin gözle uyum saðlayabilmesi için, muayene ve
uygulamasýnýn göz doktoru tarafýndan yapýlmasý gerektiðine vurgu yapan Gül, ellerin ve kontakt lens kaplarýnýn temizliðinin çok büyük öneme sahip olduðunu dile getirdi. Kontakt lens kullanýmýnýn düzenli olarak kontrol edilmesi gerektiðini anlatan Gül, þunlarý kaydetti: “Kullaným sýklýðý ve gözde kalma süresi doktor tarafýndan belirlenmelidir. Kontakt lens kullanýcýsýnýn lensini iyi tanýmasý, takma-çýkarma þeklini tam öðrenmesi ve kontakt lens bakým sistemleri konusunda yeterince bilgilendirilmelidir. Hastalarýn kontakt lens ile baþ baþa kaldýklarýnda bilinçsizce yapacaklarý bir hata göz saðlýðýný ciddi þekilde riske sokacaktýr.” Op. Dr. Adnan Gül, lenslere dokunmadan evvel ellerin dikkatlice yýkanmasý, lens kaplarýnýn her gün sabunlu suyla yýkanýp, açýk havada kurutulmasý, yýpranmaya baðlý oluþan çatlaklarýn, mikrobik ortam riski taþýmasý sebebiyle ayda bir yenilenmesi gerektiðini söyledi. Lens temizliði için asla musluk suyu ve steril olmayan su kullanýlmamasý gerektiðinin altýný çizen Gül þöyle devam etti: “Her takma-çýkarma öncesi eller iyice yýkanmalý ve temiz bir havlu yada kaðýt havlu ile kurulanmalýdýr. Lensler takýldýktan sonra, lens kabý dezenfeksiyon solüsyonuyla çalkalanýr ve havada kurumaya býrakýlýr. 3 aydan fazla açýk kalan lens solüsyonlarýnda mikrobiyal keratit riski olduðu unutulmamalýdýr. Kontakt lensler yapýlarýný oluþturan materyale iliþkili olarak, týpký bir sünger gibi farklý oranlar da su tutarlar. Lensin su içeriði
yumuþaklýðýný ve oksijen geçirgenliðini etkiler. Fakat ayný zamanda eller veya su ile bulaþabilecek mikroplarýn lens üzerinde ve bazen içinde yerleþmesine zemin hazýrlarlar. Çeþme sularý ve havuz sularý çok dirençli amip türü mikroplarla doludur. Kontakt lenslerin doktor önerisi dýþýnda kullanýmý, lensler ile havuza saunaya girilmesi, duþ alýnmasý durumunda bu mikroplar, lens ve gözde kendine uygun ortam bulup yerleþmesi ve tedaviye dirençli enfeksiyonlara yol açmalarý, en çok korkulan durumlardan biridir.” Kontakt lens kullanýrken ilaç kullanmayýn En sýk yapýlan hatalardan birisinin de lenslerin tavsiye edilen süre içinde deðiþtirilmemesi ve istenen süreden daha uzun süre kullanýlmasý olduðunu hatýrlatan Göz Hastalýklarý Uzmaný Op. Dr. Adnan Gül, kontakt lenslerin sürekli olarak gözyaþý ve göz dokularý yanýnda dýþ ortamdaki toz ýsý ve hava deðiþimi gibi faktörlerle temas halinde olduðuna dikkat çekti. Zaman içinde gözyaþýna ait bazý maddelerin (protein, musin) ve kiþinin yaþadýðý ortama ait tozlarýn birikimi sonucu lens yüzeyinin adeta bir tabaka ile kaplandýðýna iþaret eden Dr. Gül, “Su oraný deðiþir, oksijen geçirgenliði azalýr ve görsel kalite bozulur. Bütün bunlar lensin, doktorun önerdiði sürede deðiþtirilmesi ile önlenebilecekken ihmal ve masrafý azaltma çabasý sonucu, aþýrý uzun süre kullanýlmaktan dolayý enfeksiyon ve
alerjiye davetiye çýkarýlabilmektedir. Kontakt lens kullanýmý sýrasýnda genelde göz ilacý kullanýlmasý doðru deðildir. Kontakt lens üzerine damlatýlan ilaçlar, lens materyalini bozmasalar bile, üzerinde birikip gecikmeli olarak salýnabilirler. Ýlaçlardaki prezervan maddeler tahriþ edici olabilmektedirler. Bugün için bazý özellikli suni gözyaþý damlalarý kontakt lens üzerine damlatýlabilmektedir.” þeklinde konuþtu. Kontakt lens kullanýmýnda bilinmesi gerekenler Gül, baþarýlý bir kontakt lens uygulamasýnýn, uygun hasta seçimi ve uygun kontakt lens seçiminin yaný sýra kontakt lens temizliðine ve dezenfeksiyonuna azami özen göstermekle olabildiðini dile getirdi. Gözyaþýndan kaynaklanan protein, toz, sigara dumaný, makyaj malzemelerinden kaynaklanan inorganik maddelerin kullanýlan lensin yüzeyini kapladýðýný belirten Dp. Dr. Adnan Gül, bu tür etkilerle lens parametrelerinde deðiþmeler olduðunu dile getirdi. Lenslerin uyku sýrasýnda gözde kalmalarýnýn, kornea epiteli için az oksijenlenme sonucu korneada epitel dökülme alanlarýna sebep olduðunu ve gözyaþýnýn musin tabakasýnýn yapýþtýrýcý etkisiyle lens arka yüzeyine yerleþen mikroplar iltihaba sebep olduðunu açýkladý. (CÝHAN)
Diyet kitaplarýný kadýnlar kadar erkekler de okuyor
O
M. Sait Çakar
nline kitap markasý idefix, satýþ rakamlarýný kamuoyuyla paylaþtý. Açýklanan veriler, diyet kitaplarýnýn kadýnlar kadar erkekler tarafýndan da ilgi gördüðünü ortaya koyuyor. Diðer yandan e-kitaba olan talep kadýnlarda daha fazla görülürken, erkekler basýlý kitabý tercih ediyor. Ýdefix’in açýkladýðý rakamlar, diyet kitaplarýna olan talebin yaygýn kanýnýn aksine, kadýnlarda olduðu kadar erkekler arasýnda da yüksek olduðunu ortaya çýkardý. Diðer yandan e-kitap formatýna olan talep, kadýnlar arasýnda erkeklerden daha yaygýnken, erkeklerin tercihinin ise basýlý kitap olduðu görülüyor. Kadýnlarýn e-kitaba olan
5
talebinin erkeklere göre yüzde 25 daha fazla olduðu gözlenirken, basýlý kitaba olan talebin ise erkek okuyucular arasýnda yüzde 20 daha fazla olduðu ortaya çýkýyor. Diyet kitaplarý, satýþýnýn yaþlara göre daðýlýma bakýldýðýnda ise en büyük talebin 36 – 45 yaþ arasý okuyuculardan geldiði görülüyor. Bu yaþ grubu, toplam satýþlarýn yüzde 40’a yakýn bir bölümünü oluþturuyor. Bu yaþ grubunu ise, yüzde 30’luk bir satýþ oranýyla 25 – 35 yaþ arasý ve yüzde 25 oranýyla 45 yaþ üstü okuyucular izliyor. Açýklanan verilerde dikkat çeken bir diðer unsur ise diyet kitaplarýna olan talebin meslek gruplarýna göre daðýlýmýnda görülüyor.
Rakamlar, diyet kitaplarýna en yüksek talebin mühendislerden geldiðini ortaya koyuyor. Hem basýlý hem de ekitap formatýndaki diyet kitaplarýna mühendislerin yoðun ilgisi görülürken, bu grubu bankacýlýk – finans sektörü çalýþanlarý, bilgisayar – biliþim sektörü çalýþanlarý, emekliler ve öðrenciler izliyor. (CÝHAN)
rtadoðu'da bir asýrdan bu yana süren Batý'nýn sömürü düzeni sona eriyor. Bölgedeki güdümlü yönetimler devriliyor. Yerine halkýn belirlediði yönetimler kuruluyor. Bazýlarý bu geliþmeleri ABD'nin 11 Eylül olaylarý sonrasý gerçekleþtirmeye çalýþtýðý Büyük Ortadoðu Projesi (BOP) ile karýþtýrýyor. Bazýlarý da gerçeði bildiði halde bu geliþmeleri BOP'un uygulamasý olarak gösteriyor. Çünkü yerli ve milli bir hareketi hazmedemeyen taþeron zihniyetler bu yerli ve özgün geliþmeleri Batý'nýn eseri gibi göstererek engelleyebileceklerini düþünüyor. Bu zihniyette olanlar Türkiye'de mevcut olduðu gibi bölge ülkelerinde de bol miktarda var. Üstelik gayri milli bu kesimler kendilerini “milli” gösterip siyasi ve sosyal zemin kazanarak meþruiyet elde etme çabasýndalar. Düne kadar PKK terör örgütü ile sarmaþ dolaþ güllü karanfilli poz verenler, Abdullah Öcalan'ý Kürtlerin Atatürk'ü gibi görenler, örgüte akýl hocalýðý yaparak taktik, strateji ve istihbarat saðlayanlar, bugünlerde örgütün silah býrakmasýný engellemek için Çözüm Süreci'ni gayri milli bir iþ olarak gösterme çabasýnda. Bu kesimler, hükümet, Beþþar Esad ile iyi iliþkiler içinde olduðu dönemde Þam yönetimini PKK'nýn hamisi olarak gösterip Ankara'nýn Þam'la iyi iliþkiler geliþtirmesini eleþtiriyordu. Þimdi Ankara, Þam yönetimine karþý Suriyeli muhalifleri destekleyip Esad yönetimine cephe alýnca, Baas yönetiminin ne kadar cici olduðuna ikna etmeye, Ankara'nýn Þam yönetimine karþý olmasýnýn ne kadar yanlýþ olduðunu anlatmaya baþladýlar. Esad yönetimi uluslararasý hava sahasýnda uçan savaþ uçaðýmýzý düþürdü. Sýnýrdaki yerleþim yerlerini vurarak vatandaþlarýmýzýn ölümüne sebep oldu. Cilvegözü sýnýr kapýsýnda saldýrý yaparak vatandaþlarýmýzýn canýna kýydý. En son marifeti ise Reyhanlý saldýrýsý. Ancak ülkemizin vatandaþý olan bazý siyasetçiler, yazarlar Baas rejiminin unsuru gibi hareket etmeye, siyaset ve yayýnlar yapmaya devam ediyor. Bizim medyada neredeyse her ay “Ýsrail Suriye'yi vurdu” baþlýklarýyla haberler yayýnlanýyor. Biz her defasýnda bu haberlerin külliyen yalan olduðunu, Ýsrail'in Þam yönetimini deðil, Þam yönetimini devirmeye çalýþan Suriye'yi muhalifleri vurduðunu veya Suriyeli muhaliflerin eline geçmek üzere olan kritik tesisleri vurarak bu tesislerin muhaliflere geçmesini engellediklerini yazýyoruz. Ýkide bir “Ýsrail Suriye'yi vurdu” manþetlerini atanlara basit bir sorumuz var. Ankara muhalifleri destekliyor diye Akdeniz'de uçaðýmýzý düþüren, Akçakale'yi, Cilvegözü'nü, Reyhanlý'yý kana bulayan Þam yönetimi, eðer dedikleriniz doðru ise Suriye topraklarýný “vuran” Ýsrail'e neden hiçbir karþýlýk vermedi? Neden Tel Aviv'de ya da Ýsrail'in baþka yerlerinde misilleme yapma gereði duymadý? Buna bir cevabýnýz var mý? Cevabýnýz yok.. Çünkü yazdýðýnýz haberler yanlýþ ve kasýtlý. Siyasetiniz ise gayri milli. Kendi kendilerine sözüm ona “Milli merkez” adýný verenler, vatandaþlarýmýzý katleden, ülkemize düþmanlýk yapanlarý destekleyerek nasýl milli olabilirler. Bunlar kimin ve hangi milletin milliyetçiliðini yürütüyorlar? Bir taraftan Suriye'deki savaþý ve Reyhanlý'daki saldýrýyý mezhep savaþý gibi gösterenler, bir taraftan da TSK içinden Alevilere yönelik bir temizlik operasyonu yapýldýðý yalanýný köpürtmeye baþladýlar. Suriye'de bir mezhep savaþý yok. Zalim bir diktatöre karþý halkýn mücadelesi var. Türkiye'de ise yakýn geçmiþte her yanlýþ yapan Atatürkçülük ve laikliðe sýðýnarak sýyrýlmaya çalýþýyordu. Artýk bunlar para etmediði için yeni moda, etnik veya mezhebi söylemlerle suçu örtmeye çalýþmak. Bunu yapýyorlar. TSK, hükümetle uyumsuz iken bundan mutlu olanlar ve o dönem asker üzerinden siyaset yürütenler artýk bu imkandan mahrum olduklarý için yeni bir fitne çýkarma çabasý içindeler. Belli ki TSK'nýn hükümetle uyumlu çalýþmaya baþlamasý bazý çevreleri ciddi þekilde rahatsýz ediyor. Baþbakan Erdoðan'ýn ABD ve Gazze ziyaretleri öncesi yapýlan Reyhanlý saldýrýsý elbette çok anlamlý. Baas rejimine karþý olduðunu söyleyen Batý ülkeleri, Suriye'deki Müslümanlarý, El Kaide militaný ve terörist olarak görüyor ve gösteriyorlar. Suriye'ye ülkedeki Müslümanlarýn belirlediði bir yönetimin gelmesindense Beþþar Esad diktatörünün kalmasýný tercih ediyorlar. Ama bu gizli düþüncelerini açýkça ifade etmekten de imtina ediyorlar. Çünkü görünen gerçek þu ki muhalifler erinde geçinde yönetimi ele alacaklar. Böyle bir durumda Batýlý ülkeler Suriye'nin müstakbel yönetimine karþý “Ýyi adam” görüntüsü verip gizlice Esad diktatörünü desteklemek gibi bir tercihte bulunuyorlar. O sebeple de Suriyeli muhaliflere söylem dýþýnda gerçek bir destek vermiyorlar. Muhalifleri oyalayarak Esad rejimine zaman kazandýrýyorlar. Hatýrlanacak olursa Libya'ya Kaddafi'ye karþý herkesten önce Fransa girmiþti. Ama þimdi Fransýzlar, tutunamadýlar. Libya'dan kovuluyorlar. Batý onun için Suriye'ye mesafeli davranýyor. Suriyeli muhalifleri Esad'dan daha tehlikeli görüyorlar. Ýran ve Rusya'nýn Esad'ý desteklediði zaten aþikar. Bunlar desteklediklerini açýkça gösteriyorlar. Ama ABD, Ýsrail, Çin ve önde gelen Avrupa ülkeleri ikiyüzlü bir siyaset takip ediyorlar. Bunlar zahiren muhalifleri, gerçekte ise Esad'ý destekliyorlar. Ýran'daki devlet içi radikal kesimler, Suriye'de Baas rejimini desteklerken ABD ve stratejik ortaðý Ýsrail'in de siyasi olarak Ýran'a yakýn iki Körfez ülkesi üzerinden dolaylý yollarla Ýranlý radikallere büyük destek saðladýðýna dair güçlü iþaretler var. Yani Ýran devletinin bir kesimi Ýsrail ile gizli bir ittifak halinde.. Ancak Ýran'daki bu kesimler, her gün aþýrý þekilde Ýsrail karþýtý söylemlerle bu durumu kamufle ediyorlar. Tahran'daki mutedil kesimler ise son zamanlarda fazla öne çýkamýyorlar. Ýran'ýn da Ýsrail'in de derin kaygýlarý var. Ýran, eðer Esad düþer ve muhalifler yönetimi ele geçirirlerse Suriye'de Tahran'ýn etkisinin silineceðini düþünürken, Tel Aviv, Türkiye'nin nüfuz alanýnýn Ýsrail sýnýrýna dayanacaðý korkusunu yaþýyor. O nedenle Suriye konusunda Ýran'ýn amaçlarýyla Ýsrail'in çýkarlarý örtüþüyor. Dolayýsýyla birbirine hasým görünen iki ülke de Esad'ý destekliyor. Alper TAN 15.05.2013
18 Mayýs 2013 Cumartesi
Kocaeli'nden Batman'a gönül köprüsü Kozluk Kaymakamý Emrah Yýlmaz, batýda yaþayan vatandaþlarýn gelip yörede yaþayan insanlarý ziyaret etmesi tanýmasýnýn önemli olduðuna vurgu yaparak, "Doðudaki kardeþlerimiz bir þekilde batýya gidiyorlar oralarý görüyorlar. Batýdaki kardeþlerimizin gelip buradaki güzellikleri keþfetmelerini tavsiye ediyorum, insanýyla coðrafyasýyla keþfedilecek çok þey var. Kocaeli'nden gelip Kozluk Tepecik'te okuyan öðrenciler arasýndan bir kardeþlik baðý kurduðunuz için teþekkür ederim. Ýnþallah bu baðlar devam eder." dedi. Özel Erkul Tunagür Anadolu ve Fen Lisesi Müdürü Hilmi Öz, 23 öðrenci 4 öðretmen ve idareciler olarak Batman'a geldiklerini belirterek bu tür projelerin unutulan dayanýþma, birlik ve sevgi gibi deðerleri tekrar hatýrlatacaðýný ifade etti. Öz, "Bu etkinliklerin faydasý kalpler arasýnda köprüler kurmasýdýr. Paylaþma, dayanýþma, birbirimize karþý sevgi ve þefkat gösterme gibi unutmuþ olduðumuz deðerler var. Bu vesileyle burada çok sýcak bir ortam gördük. Çok sýcak bir karþýlama çok sýcak bir ilgi gördük. Doðunun gerçek kültürünü gerçek deðerlerini burada görmüþ olduk. Bu projenin bundan sonraya
yapýlacak projelere örnek olmasýný temenni ediyorum." diye konuþtu. Okul Müdür Yardýmcýsý Abdullah Akkavaklar ise "Buralarý çok güzel öðrenciler hepsi çiçek gibi. Biz doðu ile batýnýn kaynaþtýðý birbiriyle sarýldýðý noktadayýz. Bir gönül köprüsü kurmak için buralara geldik. Bu güzel öðrencileri gördük hepsinin yüzündeki gülümsemeler bizleri de mutlu etti. Ýnþallah hepsi çok güzel noktalarda olur. Biz burada ki öðretmenlerimizle birlikte bu birlikteliði inþallah daha güzel noktalara taþýyacaðýz." þeklinde konuþtu. Bu tür ziyaretlerin kardeþlik baðlamýnda ülkeye çok þey kazandýracaðýný söyleyen Batman Kozluk Tepecik Erkek Yatýlý Bölge Ortaokulu Müdürü Abdurrahman Atlýð da "Türkiye'nin bir ucundan diðer ucuna gelip teþrif ettiklerinden dolayý teþekkür ediyoruz. Böylesi etkinliklerin daha sýk yapýlmasý arzusundayýz. Bu kardeþlik köprüsü baðlamýnda bize çok þey kazandýracaðýný umuyoruz." dedi. Misafir öðrenciler gördükleri sýcak ilgiden duyduklarý memnuniyeti dile getirdi. Öðrenciler daha sonra birbirlerine hediyelerini takdim etti. Özel Erkul Tunagür ve Fen Lisesi'nden gelen öðrenciler Kozluklu öðrenciler için getirdikleri ayakkabý ve giyim paketlerini hediye etti. Kozluklu öðrenciler ise misafirlerine yörenin meþhur Siirt fýstýðýndan hediye etti. (CÝHAN)
Býttýndan üretilen Menengiç kahvesi, ihraç ediliyor
S
iirt’te yetiþen 'býttýn' son yýllarda sabun ve çerez dýþýnda menengiç kahvesi olarak da üretilmeye baþlandý. Doðu ve Güneydoðu illerinde vatandaþlar menengiç kahvesine büyük raðbet gösteriyor. Hemen hemen Türkiye’nin her iline gönderilen menengiç kahvesi, son aylarda yurt dýþýna da ihraç edilmeye baþlandý. Yaklaþýk 10 yýldýr Siirt’in bazý köylerinde ve kýrsal alanlarda yetiþen býttýn, Gaziantep’te bulunan fabrikalarda iþlenerek, Dubai baþta olmak üzere birçok Arap ülkesine ihraç ediliyor. Siirtli iþletmeci Fevzi Yýldýz, "Siirt'te fýstýk ve menengiç üzerinde
çalýþmalarýmýz var. Menengiçi 9. ve 10. aylarda aðaçlardan topluyoruz. Damlarda kurutuluyor. Bununla ilgili çalýþan arkadaþlarýmýz var. Onlarýn iþlemesini, kavurmasýný yapýp menengiç kahvesine dönüþtürüyorlar. Daha önce gerek köylerimizde ve halk arasýnda yapýlýyordu. Son 10 yýl içinde marka haline geldi, piyasaya sürülmeye baþlandý." dedi. Menengiç kahvesine daha önce bu kadar talep olmadýðýný belirten Yýldýz, "Son dönemlerde daha fazla satmaya baþladýk. Her sene yüzde 50 civarýnda artýyor. Daha önce bunu kullanmayanlar kullandýðý zaman dostlarýna öneriyor. Þu an satýþýndan memnunuz. Menengiç
kahvesini Dubai’ye kadar gönderiyoruz. Dünyada þu an tanýnmaya baþlandý. Özellikle Arap ülkelerinde aþýrý talep var. Beklentilerimizin üstünde bir ürün oldu." diye konuþtu. Menengiç kahvesi almak için dükkana gelen Muhammet Yavuz adlý müþteri de, "Menengiçi ilk baþta arkadaþlarýn önerlisiyle kullanmaya baþladým. Sonradan çok iyi çýktý. Her zaman kullandýðýmýz bir ürün oldu. Misafirlerimize her zaman bunu ikram ediyoruz." ifadesini kullandý. Menegiç kahvesi Menengiç aðacý, Akdeniz, Güneydoðu Anadolu ve Ýç Anadolu bölgelerinin daðlýk kýrsal bölgelerinde ekimi yapýlmaksýzýn doðal olarak yetiþiyor. Türkiye'nin doðal bitki örtüsünün parçalarýndan biri olan menengiç; yörelere göre farklý isimler alabiliyor. Örneðin: Çitlembik, çedene, çitemik, çýtlýk gibi... 'Menengiç Kahvesi' bu aðacýn meyvelerinin kurutulup kavrulmasý, ardýndan týpký Türk Kahvesi gibi piþirilmesi ile elde ediliyor. Oldukça faydalý olan Menengiç, birçok derde deva olabilmektedir. Bunlardan bazýlarýný þöyle sýralayabiliriz: Nefes darlýðýna iyi gelmesi, ses tellerine faydasý, solunum yollarýný açmasý, mide aðrýlarýný azaltmasý, göðsü yumuþatmasý, böbrekteki kumlarýn dökülmesine yardýmcý olmasý, afrodizyak etkisi yapmasý, Öksürüðü kesmesi... Özündeki yaðý sebebiyle yaðlý bir içecek. Yüksek miktarda E vitamini ve doymamýþ yað asidi sebebiyle; kolesterolü düþürmeye, kalp-damar sertliklerini önlemeye yardýmcý oluyor. (CÝHAN)
Prof. Dr. Çetinsaya: Türkiye’de sýra toplumsal barýþý tesis etmeye geldi
Y
ükseköðretim Kurulu (YÖK) Baþkaný Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, çözüm sürecinde üniversitelerin desteðini önemsediðini belirtti. Dünya tarihinin normalleþmesini tamamladýðýný, sýranýn Türkiye’nin normalleþmesine geldiðini ifade eden Prof. Dr. Çetinsaya, IMF’ye son taksitin de ödendiðini dile getirerek, "Sýra geldi iç politikadaki meselelerimizi halletmeye. Sosyal barýþýmýzý ve toplumsal barýþýmýzý yeniden tesis etmeye." dedi. Dicle Üniversitesi’ni ziyaret eden Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, kendisini karþýlayan folklor ekibiyle üniversite bahçesinde halay çekti. Yeni Türkiye’nin inþasýna tanýk olduklarýný ifade eden Prof. Dr. Çetinsaya, 'yeni Türkiye' kelimesini normalleþmeye baþlayan ülke için kullandýðýný dile getirdi. "Ekonomisi büyüyen demokrasisi geliþen bölgesel bir güce ve küresel bir aktöre dönülen ülkemizde toplumsal çatýþma ve gerilimlerin varlýðý kabul edilemez." diyen Çetinsaya, çözüm sürecinin yeni Türkiye’yi temsil eden en önemli adým olduðunu kaydetti. Çetinsaya, þöyle devam etti: "Bizler bilim dünyasýnýn temsilcileri ve neferleri olarak, bu yeni Türkiye’nin inþasýnda aktif bir rol oynamak ve çözüm sürecine destek olmak zorundayýz. Bu kampüslerde baþlar üniversitenin iller düzeyinde devam eder. Sýnýflarda öðrenciyle öðretim üyesi arasýndaki diyaloglarla baþlar kampüslerdeki toplantýlara, bilimsel araþtýrmalara sosyal araþtýrmalara ve üniversitenin o þehre yaptýðý katkýlara doðru devam eder. Bu hem üniversitelerin içindeki yaþadýklarý toplumun refahýný hem de yapacaklarý bilisel
Zayi Ýlanlarý
K
ocaeli'nden Batman'a gelen öðrenciler, kardeþ okul öðrencileriyle okulu gezip birlikte voleybol oynayýp sohbet etti. Sýnýflarý gezen misafir öðrenciler kardeþ okul öðrencileriyle ayný sýralara oturup birbirlerini kucakladý. Özel Erkul Tunagür Anadolu ve Fen Lisesi Okul Müdür Yardýmcýsý Abdullah Akkavaklar, "Buralarý çok güzel öðrenciler hepsi çiçek gibi. Biz doðu ile batýnýn kaynaþtýðý birbiriyle sarýldýðý noktadayýz." dedi. Özel Erkul Tunagür Anadolu ve Fen Lisesi öðrencileri anlamlý bir projeye imza attý. Özel Erkul Tunagür ve Fen Lisesi'nden bir grup öðrenci, sosyal sorumluluk projesi kapsamýnda bu yýl da kardeþ þehir olarak seçtikleri Batman Kozluk Tepecik Erkek Yatýlý Bölge Ortaokulu’nu ziyaret etti. Kozluk Tepecik Erkek Yatýlý Bölge Ortaokulu öðrencileri ve idarecileri tarafýndan kapýda çiçeklerle karþýlan öðrenciler birlikte kahvaltý yaptý. Daha sonra kardeþ okul öðrencileriyle okulu gezen öðrenciler birlikte voleybol oynayýp sohbet etti. Sýnýflarý gezen misafir öðrenciler kardeþ okul öðrencileriyle ayný sýralara oturup birbirlerini kucakladý.
6
üretimi arttýracaktýr." Üniversitelerin çözüm sürecindeki katkýlarýný önemsediðini kaydeden Çetinsaya, “Üniversitelerimizin gerek çözüm sürecinde ve yeniden inþa sürecindeki katkýlarýný farklý teklif ve gelecek öngörülerini bir arada üretebilecek zeminler olmasý gerekmektedir. Türkiye’nin son 10 yýlý ekonomi alanýnda baþarýlý politikalar yanýnda cumhuriyetinin kuruluþundan itibaren varlýðýný sürdüren ili yapýsal sorunun aþýlmasýyla ilgili köklü adýmlarýn atýlmasýyla geçti. Bu adýmlar birincisi din devlet iliþkilerinin restorasyonu alanýnda ikincisi ise Kürt sorunun çözümü notasýnda karþýmýza çýktý. Bu iki sorun iki sorun her ne kadar birbirlerinden ayrý sorunlar gibi gözükse de sorunu üreten zihniyet aynýdýr. Her iki sorun da uzun vadede birbirini beslemiþtir. Bugün toplumu homojen sýnýfsýz imtiyazsýz, kaynaþmýþ bir kitle olarak gören ve ona tek bir etnik köken dinsel anlayýþ dayanan siyasal bir sistem tarafýndan yönetilmiyoruz. Yepyeni bir dünya var, önümüzde bu sýnýrlar kalktý, bizler özgürce bütün dünyayla etkileþebiliyoruz. Þimdi deðerli kardeþlerim sýra Türkiye’nin normalleþmesine geldi. Dünya tarihi normalleþmesini tamamladý, tamamlamak üzere þimdi sýra Türkiye’nin normalleþmesine sýra geldi. IMF’ye iki gün önce borç ödendi. Sýra geldi iç politikadaki meselelerimizi halletmeye. Sosyal barýþýmýzý ve toplumsal barýþýmýzý yeniden tesis etmeye." Ifadelerini kullandý. (CÝHAN)
Þirketimize ait B-4184437 Nolu Tl Çeki Kaybolmuþtur. Aygün Müþavirlik Pet. Turzm San. Tic. Ltd. Þti.
Hükümsüzdür.
V.D. No: 1200157579
Þirketimize ait B-4035358 ve B-4035364 Nolu Tl Çekleri Kaybolmuþtur. Hükümsüzdür. Doðu-Batý Danýþmanlýk Ltd. Þti. V.D.No: 3090339607