Fabrika kurmak için 180 yatýrýmcý sýrada
Mardin'in, bugün sanayide ve turizmde önemli mesafeler kat ettiðini belirterek, þu anda 180 yatýrýmcýnýn tarihi þehirde fabrika kurmak için sýraya girdiðini söyledi.
GÜNLÜK BAÐIMSIZ GAZETE
1 Ekim 2012 Pazartesi
Sedat Aslanaçier
V
ali Turhan Ayvaz, 30 medeniyete ev sahipliði yapan Mardin'in, bugün sanayide ve turizmde önemli mesafeler kat ettiðini belirterek, þu anda 180 yatýrýmcýnýn tarihi þehirde fabrika kurmak için sýraya girdiðini
Yýl: 9 Sayý 2459 Fiyatý :25 Kr
söyledi. Türkiye Genç Ýþ Adamlarý Derneði (TÜGÝAD)'nin hazýrladýðý ’Giriþimcilik Teþvik Paketi’ni Midyat’ta açýklamak için Mardin’e gelen Dernek Baþkaný Ali Yücelen ve yönetim kurulu üyeleri, Mardin Valisi Turhan Ayvaz’ý makamýnda ziyaret etti. Vali Ayvaz, ziyaret esnasýnda yaptýðý konuþmada, Batý ülkeleri ile karþýlaþtýrýldýðý zaman Mardin'in, geleceði parlak bir þehir olduðunu ifade etti. Ayvaz, "Sadece turizm alanýnda deðil, meþhur Mezopotamya Ovasý'nýn sulanmasýyla birlikte senede birkaç ürün alýnabilecek. Tarýmda mecburen sanayiye dönülecek, þu anda yaklaþýk 180 sanayici civarýnda yatýrým yapmak için sýrada bekliyor. Suriye ve Irak’taki savaþlar bitince Mardin, Ortadoðu ve Doðu Asya Ýslam ülkelerinin bir kapýsý, bir üssü olacak. Kýsaca genç iþ adamý, yaþlý iþ adamý kim yatýrým yaparsa kazanacak.’’ dedi. Türkiye Genç Ýþ Adamlarý Derneði Baþkaný Ali Yücelen de hazýrladýklarý 'Giriþimcilik Yasa Tasarýsý'ný Türkiye’nin geliþmesi adýna Midyat’ta açýklamaya karar verdiklerini belirtti. Yücelen, Doðu'daki gençlerin bu tür fýrsatlardan daha çok istifade etmeleri, en azýndan TÜGÝAD'a baþvurmalarý için tasarýyý Mardin'de açýklamak istediklerini söyledi. Midyat’ta Kasrý Nehroz’da ‘Giriþimcilik Teþvik Paketi’ hakkýnda bilgi vereceklerini bildiren Yücelen, þöyle devam etti: ’’Daha sonra paketimizi, eleþtirilerle birlikte tamamlayarak Meclis'te grubu olan iktidar parti ve muhalefet partilerine sunmak istiyoruz. Ayný zamanda Mardin’i
görme imkaný bulacaðýz. O yüzden de ayrý bir heyecanýmýz var. Bizim 21-45 yaþ arasý 840 asil üyemiz var. Geriye kalanlarý 45 yaþ üstü olduðu için onursal üye statüsüne sahip. Ama halen TÜGÝAD için çalýþmaya devam ediyorlar. 50 milyar dolar ticaret hacmi olan bir derneðiz. 60’tan fazla sektör ile temsil ediliyor, 16 milyar dolar ihracat yapýyoruz.’’
"Hava deðiþikliði saðlýðýnýzdan etmesin"
G
üneþin ultraviyole ýþýnlarýnýn etkisinin azalmasý ve havalarýn soðumasý ile birlikte vücut direnci düþüp, kiþilerin viral ve bakteriyel enfeksiyonlara yakalanma riski artýyor. Bu nedenle özellikle bu geçiþ aylarýnda savunma sisteminin güçlü tutulmasý için besin öðelerinin yeterli ve dengeli miktarlarda tüketilmesi gerekiyor. ESOGÜ Týp Fakültesi Hastanesi Diyet Uzmaný Figen Esen, sonbahar aylarýnda vatandaþlarýn ani hava deðiþikliðine karþý dikkatli olmasý gerektiðini belirtti. Sayfa 5’te
‘Kürtçe ders sürecinden çekiliriz’ Seçmeli Kürtçe Dersi Tezsiz Yüksek Lisans Programý'na kesin kayýt yaptýran 500 adayýn bu sayýsýnýn onaylanmadýðý ve bunlardan pedagojik formasyonu olmayan 234 adaya pedagojik formasyon izni verilmediði takdirde, on günlüðüne askýya alýnan Seçmeli Kürtçe Dersi ile ilgili süreçten üniversitenin çekileceði belirtildi.
Tarým ilçe müdürlerine interaktif eðitim verildi M. Sait Çakar
M
ardin Tarým Ýl Müdürlüðü toplantý salonunda çalýþanlarýna interaktif eðitimi verildi. Mardin Tarým Ýl Müdürlüðü toplantý salonunda Gýda ve Yem Þube Müdürlerine ve Ýlçe Müdürlüklerine Gýda Kontrolörlerinden GGBS þifresine sahip personellere, Gýda Ýþletmelerinin Kayýt ve Onay Ýþlemlerine Dair Yönetmelik ile Gýda Güvenliði Bilgi Sisteminde iþletmelere yönelik yapýlan denetimlerin veri giriþleri sonrasýnda denetim onayý aþamasýnda uygulanmasý gereken Ýþletmelerin Riske Dayalý Denetim Sýklýðýnýn Belirlenmesi Prosedürü hakkýnda interaktif eðitim verildi. Tarým il müdürü Mehmet Sait söðüt amaçlarýnýn daha hýzlý ve güvenilir bir þekilde halkýmýza hizmet etmek istediklerini belirterek “Bu eðitimi genel anlamda halkýmýza hýzlý ve güvenceli bir þekilde internet ortamýnda hizmet etmek için çalýþýyoruz. Yapýlacak olan iþlemlerin çoðunun çaðýmýz da internet üzerindn yapýldýðýndan tarým müdürlüklerimizinde bu ortama uymasý amacýyla böyle bir eðitimi uygun gördük.”dedi.
Saðlýk Bakanlýðý’ndan kaðýt reçeteyi unutmayýn talimatý
S
aðlýk Bakanlýðý Müsteþarý Nihat Tosun, hastalara ýslak imzalý reçete verilmediði yönünde gelen þikayetlere dikkat çekerek, elektronik reçete ile birlikte kaðýt reçete uygulamasýna devam edilmesi talimatý verdi. Saðlýk Bakanlýðý Müsteþarý Nihat Tosun, il saðlýk müdürlüklerine e-reçete konulu bir yazý gönderdi. Tosun yazýda, SGK tarafýndan 1 Temmuz 2012’de baþlatýlan e-reçete uygulamasýný hatýrlatarak, “Projenin uygulama süreci ile ilgili gerek saha gözlemleri gerekse bakanlýðýmýza intikal eden geri bildirimlerin deðerlendirilmesi sonucunda hastalara ýslak imzalý reçete verilmediði tespit Sayfa 3’te edilmiþtir.” dedi.
M
illi Eðitim Bakanlýðý, Kürtçe Dersi Tezsiz Yüksek Lisans Programý'na baþvuran 500 adayýn 250’ye indirilmesine ve formasyon onayýnýn üniversiteye verilmeyeceðini bildirmesi üzerine, Artuklu Üniversitesi, seçmeli Kürtçe dersi ile ilgili süreçten çekileceðini bildirdi. Mardin Artuklu Üniversitesi tarafýndan internet sitesinde yayýnlanan açýklamada, Seçmeli Kürtçe Dersi Tezsiz Yüksek Lisans Programý'na kesin kayýt yaptýran 500 adayýn bu sayýsýnýn onaylanmadýðý ve bunlardan pedagojik formasyonu olmayan 234 adaya pedagojik formasyon izni verilmediði takdirde, on günlüðüne askýya alýnan Seçmeli
Kürtçe Dersi ile ilgili süreçten üniversitenin çekileceði belirtildi. Üniversitenin yayýnladýðý açýklamada þöyle denildi: ”Seçmeli Kürtçe sürecinden çekilme düþüncemizi pratiðe geçirmeden önce aþaðýdaki hususlarý kamuoyuna ve ilgili mercilere arz ediyoruz: Demokratik adýmlarýn dil sacayaðýný sahiplenmede öncülük ettik ve birçok “ilk”i gerçekleþtirip hakkýný vermeye çalýþtýk. Demokratik açýlýmýn en önemli sacayaðý kuþkusuz Kürt dilinin kademeli olarak eðitimde kullanýlmasýna olanak tanýyan adýmdýr. Mardin Artuklu Üniversitesi Kürdoloji birimi olarak Sayfa 2’de
TÜGÝAD Midyat'taki tarihi ve turistik yerleri gezdi Ali Edis
T
ürkiye Genç Ýþ Adamlarý Derneði (TÜGÝAD) Baþkaný Ali Yücelen, "Türkiye'de yeni fikir, süreç, buluþ ve ürün geliþtirme süreçleri son yýllarda artan oranda desteklenmeye baþlasa da yenilikçi ve yaratýcý giriþimciler yeterince desteklenemiyor" dedi. Çeþitli temaslarda bulunmak üzere Mardin'e gelen TÜGÝAD Yönetim Kurulu Üyeleri Midyat'ta basýn toplantýsý düzenledi. Kasr-i Nehroz Oteli'nde düzenlenen toplantýda konuþan TÜGÝAD Baþkaný Yücelen, Türkiye'nin ekonomik ve sosyal açýdan hýzlý bir geliþim ve dönüþüm süreci içinde olduðunu söyledi. Yücelen, yenilikçi yaklaþýma açýk olan ülkelerde yeni giriþim gerçekleþtirme oranýnýn yüzde 50 olduðunu ifade ederek, ekonomik geliþmenin ve kalkýnmanýn kaynaðýnda yenilik olduðunu belirtti. Her
buluþun bir yenilik anlamýna da gelmediðine dikkati çeken Yücelen, þöyle konuþtu: "Bir buluþun yenilik olabilmesi için hayata geçirilmesi gerekir. Bunu da giriþimci saðlayacaktýr. Yenilikçi yaklaþýma açýk ülkelerde, ABD de dahil, yeni giriþim gerçekleþtirme oraný yüzde 50 seviyesindedir. Dünya genelinde giriþimciler yeni iþ giriþiminde bulunmanýn her geçen yýl bir önceki yýla göre yüzde 50 daha zor olduðu görüþündeler. Türkiye'de yeni fikir, süreç, buluþ ve ürün geliþtirme süreçleri son yýllarda artan oranda desteklenmeye baþlasa da yenilikçi ve yaratýcý giriþimciler yeterince desteklenmiyor. Yeni fikir, süreç ve buluþlarýn artan oranda desteklenmesinin nedeni uygulama ve hayata geçirilme aþamasýnda giriþimcilerin ihtiyaç duyduklarý desteklerden yoksun olmalarýdýr. Bunlarýn baþýnda da yatýrým ve iþletme sermayesi ihtiyacý gelmektedir. Türkiye'de mevcut devlet destekleri belirli bir yatýrým
gerçekleþtirebilecek sermaye, teminat ve kredibilite birikimine sahip olan yatýrýmcýlarý desteklemektedir." Yücelen, TÜGÝAD olarak hazýrladýklarý çalýþmada, desteklenecek sektörlerin ve konularýn tespiti, baþvuru kriterlerinin belirlenmesi ve baþvurularýn desteklenerek karara baðlanmasý için, "Giriþimcilik Kurulu" kurulmasýný önerdiklerini söyledi. Bu kanunun çýkmasý halinde yeni fikir, süreç, buluþ ve ürünleri yenilikçi, yaratýcý ve katma deðer yaratan giriþimcilerin hayata geçirerek ekonomiye büyük katký saðlamýþ olacaðýna dikkati çeken Yücelen, "Böylece bir anlamda gerçek giriþimciler de artýk desteklenir hale gelecektir. Giriþimcilik konusunda ülkemizde yürütülen yoðun faaliyetler bir izleme ve kayýt sistemi ile analiz edilebilecektir" diye konuþtu. TÜGÝAD Yönetim Kurulu Üyeleri toplantýnýn ardýndan Midyat'taki tarihi ve
YÖK, Yeni yasa taslaðý hazýrladý: Rektörleri üniversite konseyi seçecek
Zararlý Alýþkanlýklarýn Ýnsan Hayatýnda Meydana Getirdiði Tahribatlar
Lütfi Günlüoðlu
K
oca evrene baktýðýnýz zaman öyle bir mükemmellik görürsünüz ki, ne bir þey ilave edebilir, ne de ondan bir þey çýkarabilirsiniz. Bu muhteþem nizam içerisinde bir muhabbet kuþu bütünlükten çýkarýlsa, kâinat tablosunda bir eksiklik sezilir. Sayfa 2’de
Y
asa taslaðýný üniversite rektörleriyle paylaþan YÖK, eksiklerin giderilmesi için destek istedi. Deðiþikliklerin yeni anayasanýn çýkarýlmasýna baðlandýðý taslaða göre YÖK'ün ismi 'Türkiye Yükseköðretim Kurumu' olarak deðiþtirilecek. Devlet ve vakýf üniversitelerinden ayrý özel üniversiteler kurulabilecek. Sayfa 3’te
2
1 Ekim 2012 Pazartesi
Artuklu Üniversitesi: Seçmeli Kürtçe ders sürecinden çekiliriz Seçmeli Kürtçe Dersi Tezsiz Yüksek Lisans Programý'na kesin kayýt yaptýran 500 adayýn bu sayýsýnýn onaylanmadýðý ve bunlardan pedagojik formasyonu olmayan 234 adaya pedagojik formasyon izni verilmediði takdirde, on günlüðüne askýya alýnan Seçmeli Kürtçe Dersi ile ilgili süreçten üniversitenin çekileceði belirtildi. M. Sait Çakar
M
illi Eðitim Bakanlýðý, Kürtçe Dersi Tezsiz Yüksek Lisans Programý'na baþvuran 500 adayýn 250’ye indirilmesine ve formasyon onayýnýn üniversiteye verilmeyeceðini bildirmesi üzerine, Artuklu Üniversitesi, seçmeli Kürtçe dersi ile ilgili süreçten çekileceðini bildirdi. Mardin Artuklu Üniversitesi tarafýndan internet sitesinde yayýnlanan açýklamada, Seçmeli Kürtçe Dersi Tezsiz Yüksek Lisans Programý'na kesin kayýt yaptýran 500 adayýn bu sayýsýnýn onaylanmadýðý ve bunlardan pedagojik formasyonu olmayan 234 adaya pedagojik formasyon izni verilmediði takdirde, on günlüðüne askýya alýnan Seçmeli Kürtçe Dersi ile ilgili süreçten üniversitenin çekileceði belirtildi. Üniversitenin yayýnladýðý açýklamada þöyle denildi: ”Seçmeli Kürtçe sürecinden çekilme düþüncemizi pratiðe geçirmeden önce aþaðýdaki hususlarý kamuoyuna ve ilgili mercilere arz ediyoruz: Demokratik adýmlarýn dil sacayaðýný sahiplenmede öncülük ettik ve birçok “ilk”i gerçekleþtirip hakkýný vermeye çalýþtýk. Demokratik açýlýmýn en önemli sacayaðý kuþkusuz Kürt dilinin kademeli olarak eðitimde kullanýlmasýna olanak tanýyan adýmdýr. Mardin Artuklu Üniversitesi Kürdoloji birimi olarak bu adýmý destekleme kararý aldýk ve ardýndaki niyetleri sorgulamak yerine nitelik ve nicelik olarak içini doldurmayý yeðledik. Bu baðlamda Kürdoloji birimimizi Kürt dili, edebiyatý ve kültürü alanlarýnda ihtisaslarý ve en az on yýllýk çalýþmalarý olan 10 kiþilik kadrolu öðretim elemanýyla güçlendirdik; bunu yaparken ilgili elemanlarýn sadece “liyakat”larýný ölçü olarak kabul ettik. Yeni alýnanlarla birlikte sayýlarý 60’ý bulan ve bir kýsmý tezlerini teslim edip mezun olan tezli yüksek lisans öðrencisini yine
liyakatý önceleyerek aldýk. Geçen yýl 20, bu yýl 35 olmak üzere 55 kiþilik Kürt Dili ve Edebiyatý lisans öðrencisi aldýk. Ýki yýl önce açtýðýmýz “Sertifikalý Kürtçe Okutman Adayý Kursu”na müracaat eden 500 küsur kiþiyi çok ciddi bir yazýlý ve sözlü sýnavdan geçirdikten sonra içlerinden seçtiðimiz ve yaz aylarý boyunca okutman adayý olarak eðittiðimiz 50 kiþiye okutman adayý sertifikasý verdik. Yurt dýþýnda çeþitli üniversitelerde lisansüstü eðitim gören ve Kürtçe kurs görme amacýyla üniversiteleri tarafýndan bireysel ve grupsal olarak Kürdoloji birimimize gönderilen yabancý uyruklu öðrencilere programlarýna göre Kürtçe kurslar verdik. Kürdoloji faaliyetlerimiz ülkemiz lehine Avrupa Birliði Ýlerleme Raporu'na geçti. Birincisi “Zaza Edebiyatý”, ikincisi “Kürtçe Dilbilgisi” olmak üzere kendi ders kitaplarýný üniversite bünyesinde hazýrladýk. Baský aþamasýnda daha bir çok kitap çalýþmamýz bulunmaktadýr. Þu anda sorun haline getirilmek istenen “Seçmeli Kürtçe Tezsiz Yüksek Lisans Eðitimi” için verdiðimiz ilana müracaat eden 2528 adayý ÖSYM Ýl Sýnav Birimimizin koordinasyonu
altýnda 10 ayrý okulda bilim sýnavýna tabi tuttuk ve liyakattan baþka hiçbir þeyi ölçü olarak kabul etmediðimiz objektif bir deðerlendirme neticesinde 500 kiþinin kesin kayýt ve yerleþtirme iþlemlerini tamamladýk. Bu adaylarýn büyük bir kýsmý yurt içi ve yurt dýþýndaki iþlerini býrakýp kimisi bireysel olarak, kimisi de ailesiyle birlikte þu anda Mardin’e taþýnmýþ bulunmakta ve eðitime baþlamayý beklemektedir. Kürdoloji faaliyetlerimiz ülkemiz lehine Avrupa Birliði Ýlerleme Raporu'na geçti. Avrupa Birliði Ýlerleme Raporu'nu hazýrlayan yetkililer ile yapýlan görüþmelerde, Kürt dilinin eðitimde kullanýlmasýnda kat ettiðimiz mesafelerin rapora olumlu olarak resmen kaydedilmesine vesile ve þahit olmaktan mutluluk duyduk. Seçmeli Kürtçe adýmýný destekledik ve MEB ile yapýlan protokol çerçevesinde iki ay gibi çok kýsa bir süre içinde bu adýmýn hem programýný hem de Kurmancca ve Zazaca ders kitabýný hazýrlayýp bakanlýða teslim ettik. Bilindiði gibi Kürtçenin seçmeli ders olarak okutulmasý kararý alýndýðýnda okullarýn açýlmasýna iki ay gibi çok kýsa bir süre kalmýþtý ve ortalýkta ne
bir ders kitabý ne de bu kitabý okutacak öðretmen adaylarý vardý. Bu karar duyurulduktan sonra bunu herkesten önce genelde üniversite, özelde Kürdoloji birimi olarak bu adýmý desteklediðimizi, mevcut potansiyelimizle bunun ders materyalini hazýrlamayý ve ihtiyaç duyulan nitelik ve nicelikte öðretmen adaylarýnýn eðitimini üstlenebileceðimizi deklare ettik. Neticede MEB ile varýlan mutabakat sonucu, iki ay gibi çok kýsa bir süre içinde hem ders programýný hem de Kurmancca ve Zazaca olmak üzere ders kitabýný hazýrlama protokolü imzalandý. Neticede belirlenen süre içerisinde hem ders programýný hem de her biri 128 sayfadan oluþan Kurmancca ve Zazaca ders kitabýný þekil ve içerik açýsýndan üstün bir kalitede hazýrlayýp Talim ve Terbiye Kurulu’na teslim edildi.
vusturalya Büyükelçisi Ian Biggs Makamýnda Vali Turhan Ayvaz’a nezaket ziyaretinde bulundu. Makam ziyaretini tamamlayan Ian Biggs Mardin Artuklu Üniversitesi’e hareket etti. Akþam saatlerinde “Message Stick”isimli resim sergisi için Mardin Valiliði Konak Galerisine geçti. Yapýlan sergiye Vali Turhan Ayvaz,Ýl Emniyet Müdürü Derviþ Kara,Ýl Kültür Müdürü Davut Beliktay ,ressamlar ve basýn mensuplarý katýldý.
Lütfi Günlüoðlu
K
oca evrene baktýðýnýz zaman öyle bir mükemmellik görürsünüz ki, ne bir þey ilave edebilir, ne de ondan bir þey çýkarabilirsiniz. Bu muhteþem nizam içerisinde bir muhabbet kuþu bütünlükten çýkarýlsa, kâinat tablosunda bir eksiklik sezilir. Evrenin neresine bakarsanýz bakýn, her þeyin bütünlük içerisinde olduðunu müþahede edersiniz. Bu anlamda kâinatta bir çatlaklýk, bir düzensizlik bulamazsýnýz. Her þey tabi olduðu kanuna göre hareket eder. Güneþ, ay, yýldýzlar, bulutlar… Çevrenize ve gökyüzüne bakýp görebildiðiniz her þey… Uzay boþluðunda gördüðünüz ve görmediðiniz her þey kâinatýn bütünlüðü içindeki görevini kusursuz bir þekilde yerine getirmektedir. Zaten baþka bir seçeneði de yoktur. Evrenden soyutlanan bir parça (Güneþ, Gök, Ay…) anlamýný kaybeder, tablonun bütünlüðünü bozar.
Ýnsan ise, kâinatta yer alan varlýklar içerisinde farklý bir özelliðe Bakanlýk 500 Kontenjaný 250 sahip olan tek varlýktýr. Ýnsanoðlu bu indirmek istiyor yaratýlýþ özelliði ile yeryüzünde Yine üniversitemizin dilediðini yapma hürriyetine sahiptir. Kürdoloji bölümü, MEB ve YÖK Kâinat yasalarýna aykýrý davranabilme arasýnda yapýlan görüþmeler seçeneði vardýr. Dilediði takdirde neticesinde hazýrlayacaðýmýz ders yaratýlýþ kanunlarýna uygun da hareket kitabýný okutmak üzere olabildiðince eder. Her iki halde de sorumludur. Ancak fazla sayýda öðretmen adayýný yaptýklarýnýn karþýlýðýný görecektir. “tezsiz yüksek lisans programýna” Ýnsan dýþýndaki tüm canlý ve almamýz ve bunlardan pedagojik cansýz varlýklar ise baðlý olduklarý formasyonu olmayanlara yasalara göre hareket etmek üniversitemizin Eðitim Bilimleri zorundadýrlar. Bölümü'nün kadrolu altý öðretim Yaratýcý Allah, uçsuz bucaksýz elemaný tarafýndan formasyon kâinat için birtakým yasalar koyduðu gibi dersleri verilmek üzere prensipte (ör: Güneþ’in doðuþu, yaðmurun anlaþýldý. Bu paralelde anýlan yaðmasý vb), yeryüzünde de insanýn programa 500 kiþilik bir kontenjan uymak zorunda olduðu bir takým kurallar için çýktýðýmýz ilana 2 bin 528 gibi koymuþtur. Bu kurallara uymasý için de büyük bir baþvuru ve teveccüh söz insanoðluna zaman zaman peygamberler konusu oldu. Yaptýðýmýz sýnav göndermiþ, onu uyarmýþtýr. Yeryüzünde neticesinde en yüksek puandan yaþamýný sürdüren insanoðlu yaratýcýnýn baþlayarak aldýðýmýz 500 kiþiden ilk kanunlarýna riayet ettikçe huzura 250 kiþiyi birinci öðretime, sonraki kavuþmuþ, aksine bir yaþam tarzý yâda 250 kiþiyi de ikinci öðretime alma davranýþ sergilediði zaman da yeryüzü yönünde üniversitemiz yönetim anarþi, açlýk ve sefaletten kurulu karar aldý ve durumu YÖK’e kurtulamamýþtýr. bildirerek kesin kayýtlar Ýþte altýný çizmek istediðim sonuçlandýrýldý. 500 kontenjan ve nokta da budur 234 adaya pedagojik formasyon izni verilmediði takdirde seçmeli Kürtçe Ýnsanoðlu yeryüzünde zararlý dersi ile ilgili süreçten çekileceðiz." ve kötü alýþkanlýklarý özgürlük! adýna serbest býrakýrsa, dünya hayatý anarþiden, kavgadan, savaþlardan dolayý çekilmez bir hale gelir.
Avusturalya büyük elçisi Vali Ayvaz’ý ziyaret etti A Ýsmail Erkar
Zararlý Alýþkanlýklarýn Ýnsan Hayatýnda Meydana Getirdiði Tahribatlar
Sergide Konuþma yapan Vali Turhan Ayvaz,Avusturalya ile Osmanlý Devleti’nin1915 yýlýnda Ýngilizlerin yanlýþ bir yönlendirmesi ile Çanakkale’de tanýþtýklarýný ve savaþtýklarýný , bu savaþýn dünyanýn en centilmen savaþý olduðunu örnek bir olayla anlattý. 11 gün önce Kahire'den gönderilen serginin eserleri Mardin Ýline ulaþmayanýnca eserler slaytlar eþliðinde izletildi. Avustralya'nýn Türkiye Büyükelçisi Ian Biggs, açýlýþta;Avustralya'nýn farklý kültürlerin yer aldýðý sergiyi, Mardin gibi farklý kültürlerin büyük bir uyum içinde yaþadýðý bir yerde
Sigara, alkol, kumar ve uyuþturucu madde gibi zararlý alýþkanlýklarla ilgili ciddi manada bir mücadele verilemeyince yeryüzü her geçen gün kaosa doðru sürüklenir. O toplum er yada geç batmaya mahkum olur. Bugün dünyamýzý saran en büyük tehlike, terör ve açlýktan öte her türlü zararlý madde baðýmlýlýðýdýr.
sergilemek istediklerini, bu nedenle burayý seçtiklerini söyledi. Sergi hakkýnda davetlilere bilgi veren Biggs, eserlerde Avustralya'da yerli halkýn yaþadýðý acýyý, öfkeyi ve ayný zamanda olumlu bakýþ açýsýnýn görülebileceðini bildirdi. Sergi de 11 yerli sanatçýnýn eserlerin sergileneceðini belirten Biggs, þöyle konuþtu: "Serginin adý mesajýnýz var. Bu modern Avustralya'da þehirlerde yerli kültürün, yerli halkýn yaþadýðý deneyimleri anlatan bir sergidir. Bu eserler kolay olmamýþ. Halkýn yaþadýðý zorluklar, kente uyumlarý sýrasýnda karþýlaþtýklarý problemler, hatta duyduklarý öfkeyi
göreceksiniz. Avustralya'nýn 23 milyon nüfusu var. Bu 23 milyon nüfusun yarým milyonu yerli kültüründen gelen kiþilerden oluþuyor. Yani çok baskýn bir nüfus deðil aslýnda. Bu kültürden olan insanlarýn uzun yýllar boyunca kimlikleri asimle edilmiþ, mallarýna el konulmuþ ve bundan kaynaklanan öfkeyi göreceksiniz eserlerde. Ayný zamanda eserlerde olumlu bakýþ açýsýný da göreceksiniz."dedi. Ayvaz, Mardinli sanatçýlarýn Biggs için hazýrladýðý tabloyu hediye etti ve eserin büyükelçilikte asýlmasýný talep etti
Dünya Saðlýk Örgütü (WHO)’nün yayýmladýðý rapora göre ülkemizde ve bütün dünyada yaklaþýk olarak iþlenen cinayetlerin %85’i, trafik kazalarýnýn %60’ý, Irza geçme olaylarýnýn %50’i, boþanmalarýn %80’ine alkol sebep olurken ve her yýl milyonlarca kiþi alkol nedeniyle ölürken ve hala içkinin reklamý yapýlýyorsa ‘ortada bir þey noksan’ demektir. Bir ülkede zararlý alýþkanlýklardan sadece alkol yasaðý; toplumda yoðun bir þekilde iþlenen kaç adet suçun, ne kadar azalacaðýný net bir þekilde görebiliriz. Sigara, kumar ve uyuþturucu gibi diðer zararlý alýþkanlýklarýn meydana getirdiði tahribat alkolden daha az deðildir. Bu saydýðýmýz zararlý madde ve kötü alýþkanlýklarýn kötü sonuçlarý aklen, dinen, týbben, kanunen ortada iken, hala dünyada ciddi anlamda tedbir alýnmayýþý gerçekten çok garip, deðil mi?
mardin@yesilay.org.tr
www.mardiniletisimgazetesi.com.tr
1 Ekim 2012 Pazartesi
3
Saðlýk Bakanlýðý’ndan kaðýt reçeteyi unutmayýn talimatý
YÖK, Yeni yasa taslaðý hazýrladý: Rektörleri üniversite konseyi seçecek S Yükseköðretim Kurulu'nun (YÖK) yaklaþýk bir buçuk yýldýr üzerinde çalýþtýðý yeni yasa çalýþmalarýnýn içeriði ortaya çýktý. baþvuru yapan profesör adaylarý arasýndan gerekçesini açýklayarak 3 kiþiyi belirleyecek. Bu 3 kiþiden biri, Üniversite Konseyi tarafýndan seçilecek ve konsey baþkaný tarafýndan atanacak. Vakýf üniversiteleri ve özel üniversitelerde ise rektörün, üniversite mütevelli heyeti tarafýndan teklif edilerek kurul tarafýndan atanmasý öngörülüyor. Taslakta devlet üniversitelerindeki rektörün 5 yýllýðýna atanmasý üzerinde duruluyor. Bir kiþinin ayný devlet üniversitesinde üst üste iki defa rektörlük yapamamasý, bir devlet üniversitesinde üç bilim alanýndan (fen ve mühendislik bilimleri, sosyal ve beþeri bilimler, saðlýk bilimleri olmak üzere) iki defa üst üste rektör seçilememesi öneriliyor. Öðrenci sayýsýnýn 50 binin üzerinde olduðu üniversitelerde de 5 rektör yardýmcýsý görevlendirileceði ifade ediliyor.
Y
asa taslaðýný üniversite rektörleriyle paylaþan YÖK, eksiklerin giderilmesi için destek istedi. Deðiþikliklerin yeni anayasanýn çýkarýlmasýna baðlandýðý taslaða göre YÖK'ün ismi 'Türkiye Yükseköðretim Kurumu' olarak deðiþtirilecek. Devlet ve vakýf üniversitelerinden ayrý özel üniversiteler kurulabilecek. Yabancý yükseköðretim kurumlarý Türkiye'de, Türkiye'deki devlet üniversiteleri de yurtdýþýnda yükseköðretim birimi açabilecek. Taslaða göre rektörleri artýk üniversite konseyi seçecek. Cumhurbaþkaný atama yapmayacak.
yaklaþýk 1 buçuk yýldýr üzerinde çalýþtýðý yasa taslaðýný rektörlerle paylaþtý. Taslakta en dikkat çeken madde, rektör seçimleriyle ilgili. Buna göre artýk rektörleri cumhurbaþkaný atamayacak. Önºcelikle Üniversite Konseyi kurulacak. 11 kiþiden oluþmasý planlanan konseyde, 5 üye mevcut üniversiteden, 2 üye Bakanlar Kurulu tarafýndan, 2 üye YÖK tarafýndan, 1 üye ilgili üniversitenin mezunlarý arasýndan, son üye de üniversitenin bulunduðu ilde en çok vergi verenler arasýndan veya üniversiteye en çok baðýþta bulunanlardan seçilecek. Konsey, kurulduktan sonra baþvuru þartlarýný açýklayacak. Oluþturulacak komisyon da
Devlet ve vakýf üniversitelerinin haricinde kurulabilecek özel üniversitelerle ilgili madde ise bir cümle olarak þu þekilde özetlendi: "Özel hukuk tüzel kiþiliðini haiz ve YÖK'ün teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararý ile özel yükseköðretim kurumlarý kurulabilecek." Taslakta, Türkiye Yükseköðretim Kurumu'nun üyelerinin nasýl oluþturulacaðý ile ilgili iki alternatif oluþturulduðu öðrenildi. Birinci alternatife göre 5 üye cumhurbaþkaný, 5 üye Bakanlar Kurulu, 5 üye rektörler kurulu ve 5 üye TBMM tarafýndan seçilecek. Ýkinci alternatifte 7 üyenin cumhurbaþkaný, 7 üye Bakanlar Kurulu ve 7 üyenin rektörler kurulu tarafýndan seçileceði ifade edildi. (CÝHAN)
aðlýk Bakanlýðý Müsteþarý Nihat Tosun, hastalara ýslak imzalý reçete verilmediði yönünde gelen þikayetlere dikkat çekerek, elektronik reçete ile birlikte kaðýt reçete uygulamasýna devam edilmesi talimatý verdi. Saðlýk Bakanlýðý Müsteþarý Nihat Tosun, il saðlýk müdürlüklerine ereçete konulu bir yazý gönderdi. Tosun yazýda, SGK tarafýndan 1 Temmuz 2012’de baþlatýlan e-reçete uygulamasýný hatýrlatarak, “Projenin uygulama süreci ile ilgili gerek saha gözlemleri gerekse bakanlýðýmýza intikal eden geri bildirimlerin deðerlendirilmesi sonucunda hastalara ýslak imzalý reçete verilmediði tespit edilmiþtir.” dedi. Tosun, bu kapsamda, hastane baþhekimlikleri tarafýndan, tüm polikliniklerde çýktý alýnabilmesi amacýyla bir yazýcý bulundurulmasýný, yazýcý bulunmayan polikliniklerde ise temin edilinceye kadar elektronik reçete ile birlikte manuel reçete yazýlmasýnýn saðlanmasýný istedi. SGK tarafýndan uygulanan þifre protokolünün, ýslak imzaya eþdeðer hukuksal bir nitelik taþýmadýðýna dikkat çeken Tosun, bu reçetelerin e-
imza prosedürü ile imzalanmasý halinde ýslak imzaya eþdeðer hukuksal nitelik taþýyacaðýný hatýrlattý. Tosun, bu sebeple reçetelerin elektronik ortamda yazýldýktan sonra yazýcýdan çýktý alýnarak ýslak imza atýldýktan sonra vatandaþlara verilmesi gerektiðini, e-imza prosedürü gerçekleþtirildiði takdirde de yine çýktý alýnarak vatandaþa kaðýt reçete verilmesi gerektiðini söyledi. E-Ýmza temin süreci ile ilgili Bakanlýk tarafýndan ayrý bir duyuru yapýlacaðýný kaydeden Tosun, yazýlan elektronik reçetelere e-imza atýlmasýný saðlayacak gerekli yazýlým desteðinin saðlanmasýný istedi. Elektronik ortamda yazýlan reçetelerin 5070 Sayýlý Elektronik Ýmza Kanunu ile yapýlan düzenleme kapsamýnda ýslak imzaya eþdeðer hukuki geçerliliði olan e-imza prosedürü ile imzalanmasý amacýyla TÜBÝTAK ile bir protokol imzalandýðýný kaydeden Tosun, “Bu protokol kapsamýnda temin edilecek imzalar, Bakanlýðýmýza baðlý saðlýk kurum ve kuruluþlarýnda görev yapan tüm hekimlerimize ücreti Bakanlýðýmýz tarafýndan ödenmek suretiyle temin edilecektir.” Dedi. (CÝHAN)
YÖK’ten, Suriyeli öðrencilere duyuru Sertifikalý tohum kullanýmý Y Yükseköðretim Kurulu (YÖK),
verimi yüzde 25 artýrýyor
T
arým Bakanlýðý Bitkisel Üretim ve Geliþtirme Genel Müdür Yardýmcýsý Talat Þentürk, çiftçileri yaklaþan ekim döneminde sertifikalý tohum kullanmasý konusunda uyardý. Þentürk, "Ekim döneminin yaklaþtýðý bugünlerde verimi tek baþýna yüzde 25 oranýn da artýran sertifikalý tohumluðun kullanýlmasý önem arz ediyor." dedi. -Tarým Bakanlýðý Bitkisel Üretim ve Geliþtirme Genel Müdür Yardýmcýsý Talat Þentürk, hububat ekimini sertifikalý tohumla yapmanýn üretimi yüzde 25 artýrdýðýný söyledi. Yozgat Gýda Tarým ve Hayvancýlýk Ýl Müdürlüðü'nde düzenlenen toplantýda çiftçileri yaklaþan ekim ayýnda sertifikalý tohum kullanýmý konusunda uyaran Müdür Yardýmcýsý Talat Þentürk, sertifikalý tohumun oluþabilecek hastalýklara karþý ilaçlandýðýný ve bu sayede korunduðunu belirtti. Þentürk, "Ekim döneminin yaklaþtýðý bugünlerde verimi tek baþýna yüzde 25 oranýnda artýran sertifikalý tohumluðun kullanýlmasý önem arz ediyor. Sertifikalý tohumluk kullanýmý ve üretimi konusunda ülkemizde son yýllarda önemli
geliþmeler oldu. Özellikle 2000'li yýllarýn hemen baþýnda 145 bin ton olan sertifikalý olan tohumluk üretimimiz bugün 637 bin tonlara ulaþtý. Bizim nihai hedefimiz 2,7 milyon ton tohumluk ihtiyacýmýzýn tamamýnýn yerli üretimle karþýlamaktýr." dedi. Bu yýl kuralýktan ve sertifikalý tohumluk fiyatlarý nedeniyle üreticilerin sertifikalý taleplerinin biraz az olabileceðine iþaret eden Þentürk, "Bu konuda biz bakanlýk olarak özellikle Orta Anadolu ve Güneydoðu Anadolu illerini dolaþýyoruz ve çiftçilerimizle, sektörümüzle toplantýlar yapýyoruz. Sertifikalý tohumluk üretimi ile ilgili sorunlarý tartýþýyoruz. Dekar baþýna destek veriyoruz. 2005 yýlýnda ilk defa bu desteklere baþladýk, bugüne kadar da 300 milyon lira bir destek ödedik. Bunun yýllýk karþýlýðý yaklaþýk 75 ile 80 milyon lira destek demektir. 2018 yýlýnda tohumluk ithalatýyla, ihracatýný ayný seviyeye getirmek istiyoruz. 2023 yýlýnda tohumluk ihracatýnýn ithalatýný geçmesini planlýyoruz. Ve ayný zamanda da ülkemizin ihtiyacý olan 2,7 milyon tohumluðun tamamýnýn kendi ülkemizde yurt içinde üretilmesini hedefliyoruz." diye konuþtu.
Bugün 637 bin ton olan hububat üretimini 2015 yýlýndan itibaren yýlda 800 bin tona çýkarmak istediklerini kaydeden Þentürk, þöyle devam etti: "2023 yýlýnda da 2,7 milyon tona gitmeye hedefliyoruz. Sertifikalý tohumun çiftçiye çok faydasý var. Bir defa tek baþýna verimi yüzde 25 artýrýyor. Diðer bütün þartlar ayný sertifikalý tohum kullandýðýmýz yer ile kullanmadýðýmýz yer arasýnda yüzde 25'lik bir verim farký oluyor. Ýkinci faydasý kaliteyi artýrýyor. Yani sertifikalý tohumdan elde edilen üretimi ürünü kullanan sanayici kaliteli olduðu için randýmaný yüksek oluyor. Biraz daha yüksek fiyattan satabiliyor." Sertifikalý tohum kullanýmýnda hastalýk ve zararlýlarla mücadelede kullanýlan ilaç miktarýnýn da düþtüðüne dikkat çeken Þentürk, "Sertifikalý tohum her türlü hastalýk ve zararlýsý kontrol edilmiþ kaliteli tohumluk demektir." Dedi. (CÝHAN)
ükseköðretim Kurulu (YÖK), Türkiye’de bulunan sýðýnmacý Suriyeliler ile Suriye’de aldýklarý eðitimlerine ara vermek zorunda kalan Türk vatandaþý öðrencilerin özel öðrenci statüsü ile eðitimlerine devam etmesi için belirlenen üniversitelere baþvuruda bulunmasý gerektiðini bildirdi. YÖK, internet sitesinden yaptýðý duyuruda, 29.08.2012 ve 13.09.2012 tarihli Yükseköðretim Genel Kurul toplantýlarýnda, Suriye'de son dönemde týrmanýþa geçen þiddet olaylarý ve derinleþmekte olan insani krize paralel olarak Türkiye’ye sýðýnan Suriye vatandaþlarý ile Suriye'de eðitim görmekte iken ön lisans, lisans ve lisansüstü eðitim programlarýnda (Týpta Uzmanlýk ve Diþ Hekimliðinde Uzmanlýk programlarý hariç) eðitimlerine ara vermek zorunda kalan Türk vatandaþý öðrencilere uygun görülecek bir statüde Türk üniversitelerinde ders alma imkâný yaratýlmasýnýn yararlý olacaðýna iliþkin Dýþiþleri Bakanlýðý ve
Milli Eðitim Bakanlýðý’nýn yazýlarý incelendiði belirtildi. Geliþmeler dikkate alýnarak, 2012-2013 eðitim öðretim yýlýna mahsus olmak üzere; söz konusu öðrencilerin Gaziantep, Kilis 7 Aralýk, Harran (Þanlýurfa), Mustafa Kemal (Hatay), Osmaniye Korkut Ata, Çukurova ve Mersin üniversitelerinde öðrenci olarak ders alabilecekleri kaydedildi. Açýklamada, “Öðrencilerin durumlarýný belirten belgeleri olmalarý halinde bu belgelerin incelenerek, belgelerinin olmamasý halinde ise beyanlarý dikkate alýnarak özel öðrenci olarak ders almalarýn saðlanmasýna; özel öðrenci olarak alýnan derslere iliþkin dersin adýnýn, kredisinin ve öðrencinin baþarý durumunu belirten bir belgenin düzenlenmesine karar verilmiþtir. Söz konusu haktan faydalanmak için kararda adý geçen yükseköðretim kurumlarýna baþvurulmasý gerekmektedir.” Denildi. (CÝHAN)
Akan kanýn durmasýný isteyen anneler, Hacýbayram'da Türkçe ve Kürtçe dua etti
D
oðu ve Güneydoðu Anadolu Platformu (DGAP), terör olaylarýnda hayatlarýný kaybedenlerin annelerini Hacý Bayram Veli Camii’nde bir araya getirdi. Akan kanýn durmasý için cami avlusunda Türkçe ve Kürtçe dua eden anneler, birbirlerine çiçek daðýtýp kardeþlik mesajý verdi. DGAP Baþkaný Abdulnasýr Çetin burada yaptýðý açýklamada, son 30 yýldýr devam eden bu anlamsýz savaþýn son bulmasýný istediklerini söyledi. Çetin, “Artýk çaresizliðin ve çözümsüzlüðün kader olarak deðerlendirilemeyece-ði, neticeyi sadece savaþ ve ölüm olarak algýlayanlarýn bu kardeþ kavgasýnýn çözümü yolunda üstlenilmesi
gereken insiyatiflerin ertelenmesi veya baþkalarýna devredilmesi lüksünün olmadýðýný hatýrlatmak isteriz.” dedi. Diðer STK’larýn da benzer çaðrýlarý sýklýkla yapmasýnýn önemli ve gerekli olduðuna inandýklarýný ifade eden Çetin, bu savaþýn en büyük maðdurlarýnýn ve simge kiþileri olan Kürt ve Türk annelerinin bugün ortak çaðrýsýnýn olduðunu aktardý. Son günlerde artan saldýrýlar ve bu saldýrýlarýn þeklinin kendilerini derinden üzdüðünü belirten Çetin, parçalanan bedenlerin sahiplerinin tespit edilmesi için DNA testlerine baþvurulur hale gelmesinin de çok kötü bir durum olduðunun altýný
çizdi. Çetin, “Bu anlamsýz savaþa raðmen birbirine akrabalýk ve yurttaþlýk baðlarýyla baðlanmýþ halklarý kimse birbirinden ayýramayacaktýr. Ýnanýyoruz ki bu savaþý ancak ve ancak anneler durdurabilir.” þeklinde konuþtu. Açýklamanýn ardýndan anneler, cami avlusunda birlikte el açýp, terör olaylarýnýn bitmesi için Türkçe ve Kürtçe dua okudu. Yapýlan duanýn ardýndan anneler birbirlerine çiçek verdi. Kendisinin terör olaylarýnda ölen bir yakýnýnýn olmadýðýný belirten bir anne, olaylarýn son bulmasý için etkinliðe katýldýðýný söyledi. (CÝHAN)
www.mardiniletisimgazetesi.com.tr
1 Ekim 2012 Pazartesi
4
Ýþ adamý Aðaoðlu, Diyarbakýr'da 9 okulu yeniliyor ‘Biz tedbir almýþtýk’
Gönül Köprüsü Derneði Baþkaný Ali Serdar Tuncer, ünlü iþ adamý Ali Aðaoðlu’nun, Diyarbakýr'ýn Baðlar ilçesinde tadilatýný üstlendiði 9 okulun 10 güne kadar hazýr hale getirileceðini söyledi.
G
önül Köprüsü Derneði Baþkaný Ali Serdar Tuncer, ünlü iþ adamý Ali Aðaoðlu’nun, Diyarbakýr'ýn Baðlar ilçesinde tadilatýný üstlendiði 9
okulun 10 güne kadar hazýr hale getirileceðini söyledi. Tadilatý yapýlan Þehit Nesrin Ünügür Ýlköðretim Okulu'nda açýklama yapan Gönül Köprüsü Derneði Baþkaný Tuncer, Baðlar Ýlçe Milli Eðitim Müdürlüðü ile ortaklaþa düzenledikleri ‘okul tadilatý’ projesini Ali Aðaoðlu’nun geçtiðimiz günlerde kabul etmesi ile okullarda tadilata baþlandýðýný söyledi. Ali Aðaoðlu’nun üstlenmesi ile Baðlar ilçesinde 9 okulun tadilatýnýn yapýldýðýný belirten Tuncer, okullarýn her ihtiyacýnýn karþýlandýðýný dile getirdi. Tuncer, þöyle konuþtu: “700 milyonluk bir bedel çýkarýldý. Ben ve üyelerim bunu Ýstanbul’daki belediyelere götürdük. Olumlu yanýt alamayýnca AK Parti Diyarbakýr Milletvekili Cuma Ýçten’in yardýmý ile iþ adamý Ali Aðaoðlu’na bu projeyi sunduk.
Þ
Aðaoðlu, 700 bin liralýk bakým onarým iþini üstlendi. Hemen çalýþmalara baþlamamýzý istedi. Biz de 9 okulumuzda 15 gün evvel tamirat iþlerine baþladýk. Lavabolarý, fayanslarý, kapýlar kullanýlmaz durumdaydý, bunlarý yapmaya baþladýk.” Ýlçe Milli Eðitim Müdürlüðü’nün, bazý nedenlerden ötürü bu gideri karþýlayamadýðýný dile getiren Tuncer, 10 güne kadar okullarýn hazýr hale getirileceðinin altýný çizdi. Diyarbakýr ’daki tadilat iþlerine el attýðý için Ali Aðaoðlu’na teþekkür ettiðini belirten Tuncer, iþ
Batman Park AVM açýldý
B
ölgenin en büyük alýþveriþ merkezlerinden Batman Park AVM kapýlarýný müþterilerine açtý. 140 Batmanlý iþ adamýnýn ekonomik güçlerini bir araya getirerek oluþturduðu Golden Park A.Þ tarafýndan bitirilen Batman Park AVM, yaklaþýk 30 milyon dolara mal oldu. Açýlýþa; Batman Vaslisi Yýlmaz Arslan, Belediye Baþkanvekili Serhat Temel, Maliye Bakaný Mehmet Þimþek’in Yardýmcýsý Abdullah Erdem Cantimur, iþ adamlarý, bazý sivil toplum kuruluþlarýnýn temsilcileri ve çok sayýda vatandaþ katýldý.
Modern AVM Ýnþaat alaný 45 bin metrekare olan Batman Park, yaklaþýk 17 bin 500 metrekare kiralanabilir alan içinde, 66 adet maðaza ve 16 kiosk, sinema salonlarý, bowling ve eðlence merkezi ile her yaþtan müþterinin keyif alacaðý
þekilde tasarlandý. Akýllý bina olarak tasarlanan alýþveriþ merkezinde tüm sistemler 612 adresli otomasyona baðlý olarak çalýþýrken, dahili yayýn yapan 17 LCD ekran mevcut. 229 bin 308 kilometre elektrik kablosunun, deðiþik modellerde 2 bin 609 adet aydýnlatma armatürünün kullanýldýðý bina, özgün dýþ mimarisi, ferah iç mimarisi ile müþterilerine hizmet sunacak. Güvenlik sistemi (CCTV) 179 adet kamera içermekte, müzik yayýn ve anons sistemi için 352 adet hoparlör yerleþtirildi. Yangýn ihbar sistemi için ise 433 farklý adresli ekipman belirlendi. LED aydýnlatma için ise 2 bin 422 metre kablo kullanýldý.
Bin kiþiye iþ imkaný saðlayacak Batman Park, bulunduðu bölge ve konum itibarý ile Batman'ýn sosyal, kültürel ve ticari hayatýna da yeni bir dinamizm getirecek. Ýnþaat
adamlarýna þöyle seslendi: “Hayýrsever iþ adamlarýnýn, Diyarbakýr ve Güneydoðu’daki tüm okullara yardým etmesini rica ediyoruz. Çocuklarýmýzýn, özellikle kýz çocuklarýmýzýn okumasýný istiyoruz. Ýmkanlar el vermediðinden dolayý okullarýmýz eksiktir bazý konularda. Çaðrýmýz, buraya okul yapmalarý. Eðitime hazýr olan okullarýmýza yardým etmelerini istiyoruz. Eðitime çok önem veriyoruz. Eðitimle çocuklarýmýzý iyi yetiþtirmek istiyoruz. Eðitime muhtaç çocuklarýmýza olanak saðlasýnlar.” (CÝHAN)
sürecinde yaklaþýk bin kiþiye iþ imkaný sunan Batman Park'ta, açýlýþ sonrasýnda yaklaþýk 800 kiþiye istihdam saðlanacak. Alýþveriþ merkezinde yer alan markalarýn büyük kýsmý, bölgede ilk defa yer alan veya merkez olarak açan firmalar. Son derece modern dekore edilen ve son model ekipmanlarýn getirildiði Game Park bowling salonu ve eðlence merkezi ile 5 salonlu Cinemall sinemalarý Batman'ýn ritmini deðiþtirmeye hazýrlanýyor. Üç gün sürecek açýlýþ etkinlikleri, gösteri ve yarýþmalarýn yer aldýðý organizasyon ile Batman Park Alýþveriþ Merkezi, Batman ve çevresine hizmet sunacak. (CÝHAN)
anlýurfa Valisi Celalettin Güvenç, Suriye tarafýndan Akçakale'ye düþen top mermisiyle ilgili, "Bunlar tamamýyla Tel Abyad'ý hedef alan mermiler. Ancak çok yakýn olmamýz dolayýsýyla zaman zaman Akçakale tarafýna düþmektedir." dedi. Bölgede durumun sakin olduðunu, konuyu dikkatle takip ettiklerini belirten Güvenç, "Biz okullarda, sýfýr noktasýndaki evlerde tedbir almýþtýk. Almaya devam edeceðiz. Çocuklarýn okula gitmesiyle ilgili planlamamýzý yapacaðýz." ifadelerini kullandý. VI. Uluslararasý Halil Ýbrahim Buluþmalarý'yla ilgili basýn toplantýsý düzenleyen Þanlýurfa Valisi Celalettin Güvenç, burada Akçakale ile sýnýr olan Suriye’nin Tel Abyad bölgesinde yaþanan çatýþma sýrasýnda ateþlenen top mermisinin Akçakale'ye düþmesini deðerlendirdi. Güvenç, Suriye'nin sýnýr komþusu Akçakale ilçesinin Tel Abyad ilçesine çok yakýn mesafede bulunduðuna dikkat çekerek, her iki yerleþim biriminin birbirine sýfýr noktada bulunduðunu söyledi. Güvenç, þöyle konuþtu: "Esed güçleri Tel Abyad'ý, yani Akçakale Sýnýr Kapýsý'ný kaybetti. Kapý, muhaliflerin eline geçti. Sýnýrdan 13 kilometre derinlikteki Esed güçleri daha yakýna gelmemek kaydýyla Tel Abyad'a havan ve tank mermisi atmakta. Bu mermiler zaman zaman sekerek sýnýr bölgesinde bizim tarafýmýza düþmektedir. Açýklýkla söylüyorum, buradaki atýþlar Akçakale ilçemizi hedef almamaktadýr. Böyle bir þey düþünmüyoruz. Bunlar tamamýyla Tel Abyad'ý hedef alan mermiler. Ancak çok yakýn olmamýz dolayýsýyla zaman zaman Akçakale tarafýna düþmektedir. Saat 14.00 sularýnda olmuþ ve bir tanesi de ilk defa Hükümet Konaðý'nýn arkasýndaki sokaða düþmüþtür. Çok þükür, can kaybýmýz yok, bir vatandaþýmýz da hafif yaralý, iki binamýzda da hafif hasar var." diye konuþtu. (CÝHAN)
Bakan Eker, Diyarbakýr Günleri'nde türkü söyledi
G
ýda, Tarým ve Hayvancýlýk Bakaný Mehdi Eker, Atatürk Kültür Merkezi’nde dün baþlayan Diyarbakýr Günleri’ne katýldý. Standlarý gezen Eker, Diyarbakýr Valiliði standýnda söylenen türkülere eþlik etti. ‘Meclise Nail Oldum’ türküsünü tek baþýna seslendirdi. Bakan Eker'i Dicle Üniversitesi Halk Oyunlarý Topluluðu öðrencileri tarafýndan davul ve zurnayla karþýlandý. Halk oyunlarý ekibiyle birlikte halay çekti. Valiliðin standýnda ikram edilen peynir, çið köfte ve çöreklerden tadan Bakan Eker, yapýlan ikramlarý basýn mensuplarýna da sundu. Diyarbakýr’ýn deðerlerinin bir kýsmýnýn tatýmýn günlerinde gösterildiðini belirten Bakan Eker, "Diyarbakýr Valiliði, kaymakamlýklar, Tarým Ýl Müdürlüðü, sivil toplum kuruluþlarý, dernekler ve vakýflar burada medeniyetlerin merkezi olan tarihi kent Diyarbakýrýmýzý tanýtýyor. Diyarbakýr çok sayýda medeniyetin yeþerdiði, büyüdüðü bir yer. Son yýllarda Diyarbakýr, haketmediði bir þekilde olumsuz görüntülerle imajý kötü gösterilmeye çalýþýlýyor. Ancak müziði, tarihi, edebiyatý ve önemli tarýmsal unsurlara sahip önemli bir yer Diyarbakýr." diye konuþtu. Konuþmasýnýn ardýndan Tarým Ýl Müdürlüðü’nün standýný
gezen Bakan Eker, burada ilk genelinde yetiþtirilen karpuz ve üzümlerden tattý. Diyarbakýr’da Tepe köyünden Adil Aydýn tarafýndan yetiþtirilen ve 49 kilo 46 gram aðýrlýðý ile kentin en büyük kapruzunu inceleyen Eker, "Benim köyümden birinin birinci olmasýna sevindim." dedi. Bakan Eker ardýndan Halbane isimli yöresel bir çalgý ile söylenen türküleri dinledi.(CÝHAN)
www.mardiniletisimgazetesi.com.tr
1 Ekim 2012 Pazartesi
5
"Hava deðiþikliði D saðlýðýnýzdan etmesin"
BASINDAN Din ve siyaset
in-siyaset iliþkisi"ni nasýl anlamalý? Bu, modern zamanlarda her din mensubunun, özellikle Müslümanlarýn zihnini fazlasýyla meþgul eden bir sorudur.
Güneþin ultraviyole ýþýnlarýnýn etkisinin azalmasý ve havalarýn soðumasý ile birlikte vücut direnci düþüp, kiþilerin viral ve bakteriyel enfeksiyonlara yakalanma riski artýyor.
G
üneþin ultraviyole ýþýnlarýnýn etkisinin azalmasý ve havalarýn soðumasý ile birlikte vücut direnci düþüp, kiþilerin viral ve bakteriyel enfeksiyonlara yakalanma riski artýyor. Bu nedenle özellikle bu geçiþ aylarýnda savunma sisteminin güçlü tutulmasý için besin öðelerinin yeterli ve dengeli miktarlarda tüketilmesi gerekiyor. ESOGÜ Týp Fakültesi Hastanesi Diyet Uzmaný Figen Esen, sonbahar aylarýnda vatandaþlarýn ani hava deðiþikliðine karþý dikkatli olmasý gerektiðini belirtti. Yaz günlerinin bitip havalarýn serinlediði bu dönemde dengeli ve yeterli bir beslenme programýna uyulmasýna dikkat çeken Figen Esen, saðlýklý besinlerin tercih edilmesi gerektiðini söyledi. "Protein, karbonhidrat, yað, vitaminler, mineraller ve su olmak üzere 6 gruptan oluþan besin öðelerini içermeyen bir madde gýda
görünümünde olsa bile tüketilmesi vücudu yoracak ve saðlýðý bozacaktýr." tespitinde bulunan Esen, bu dönemde gerek hayvansal gýdalar (et, süt, yumurta, peynir vb), gerekse bitkisel gýdalar (sebzeler, meyveler, kuru baklagiller) dengeli, kararýnca ve çeþitli olarak tüketilmesi gerektiðini vurguladý. Esen, saðlýða zararlý gýdalardan da (aþýrý yaðlý, tuzlu, þekerli, rafine gýdalar) kaçýnmak gerektiðinin altýný çizdi. Proteinlerin insan vücudunun yapý taþý olduðundan dolayý sonbahar aylarýnda baðýþýklýk sisteminin güçlenmesinde büyük rolü olduðuna deðinen Dr. Esen, geçiþ aylarýnda enerji kaynaðý olarak karbonhidratlarýn da tüketilmesi gerektiðini ifade etti. Esen, “Karbonhidratlar, hayvansal ve bitkisel besinlerde doðal olarak bulunur. Örneðin þekeri meyve ve meyve suyu içinde aldýðýmýz zaman vitamin ve mineral de almýþ oluruz.”
ifadelerini kullandý. Vücut direncinin düþtüðü sonbahar aylarýnda vitamin ve minerallerin unutulmamasý gerektiðine deðinen Esen, “Vitaminler enerji vermezler ancak görme, büyüme, üreme, kemik ve diþ saðlýðý, kanýn pýhtýlaþmasý ve yapýmý, sinir ve sindirim sisteminin saðlýðý, kalp saðlýðý gibi görevlerinin yaný sýra vücudun enfeksiyonlara karþý direnç göstermesi gibi önemli görevleri vardýr.” diye konuþtu. Sonbahar aylarýnda sývý tüketimine de önem verilmesini isteyen Esen, dünyada sudan sonra en çok tüketilen içeceðin çay olduðunu ve bu içeceðin soðuk algýnlýðýna karþý önemli bir görevi olduðunu aktardý. Esen, þunlarý kaydetti: “Çay, içerdiði polifenollerin E vitamininden 20 kat daha güçlü antioksidan etkiye sahip olduðu gösterilmiþtir. Ege Üniversitesi'nde yapýlan bir
çalýþmada siyah çay, ada çayý, ýhlamur ve kuþburnu çayý gibi içeceklerin antimutajen etkiye de sahip olduðu belirtilmiþtir. Ülkemizde oldukça çok tercih edilen bu içecekler yanýnda yaþamýn kaynaðý ve vücuttaki zararlý artýk maddelerin uzaklaþtýrýlmasýný saðlayan su sonbahar aylarýnda da her gün 2,5 litre tüketilmelidir.” (CÝHAN)
Zayýflama haplarý doktor tavsiyesi ve eczacý danýþmanlýðýnda kullanýlmalý
T
ürk Eczacýlarý Birliði (TEB) Genel Sekreteri Harun Kýzýlay, bilinçsizce kullanýldýðýnda ölüm saçan zayýflama haplarýnýn, mutlaka doktor tavsiyesi ve eczacý danýþmanlýðýnda alýnmasý gerektiðini söyledi. TEB Genel Sekreteri Harun Kýzýlay, yaptýðý yazýlý açýklamada, Isparta’nýn Yalvaç ilçesinde yaþayan 20 yaþýndaki üniversite öðrencisi Yeþim Kýlýç’ýn, zayýflamak için kullandýðý ilaçlar nedeniyle yaþamýný yitirdiði yönündeki iddialara dikkat çekti. Kýzýlay, “Alýnmasý gereken önlemler zamanýnda alýnmadýðý için maalesef ki; üzücü ölüm haberleri almaya devam ediyoruz.” dedi. Ýlaç kapsamýnda olmadýðý için Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Bakanlýðý tarafýndan ruhsatlandýrýlan ve halk arasýnda ‘biber hapý’ olarak da bilinen bitkisel zayýflama ürünlerini; nerede, ne zaman ve nasýl patlayacaðý belli olmayan birer saðlýk mayýnýna benzeten Kýzýlay, “Çünkü bu tür ürünlerin doktor bilgisi dýþýnda kullanýlmasýnýn vücudun bazý organlarýnda ciddi hasarlar oluþturduðu hatta ölüme yol açtýðý maalesef hepimiz tarafýndan bilinmektedir. Zayýflamak isteyenlerin
internetten aktarlara kadar kolayca ulaþabildiði bu tür ürünler, kulaktan dolma bilgilerle kullanýlmaktadýr. Oysa ki bilinçsiz kullanýldýðýnda vücutta telafisi mümkün olmayan sonuçlara ya da ölüme neden olan zayýflama ürünleri, mutlaka doktor tavsiyesi ve eczacý danýþmanlýðýnda kullanýlmalýdýr." diye konuþtu. Mucizevi olarak lanse edilen bu tür ürünlerin Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Bakanlýðý tarafýndan takibi, kontrolü ve anýnda geri çekilmesi iþleminin bugüne kadar baþarýyla uygulanamadýðýný dile getiren Kýzýlay, “Bu tür ürünlerin denetimini yaparak ruhsat verecek en doðru makam Saðlýk Bakanlýðý’dýr. Çünkü Saðlýk Bakanlýðý tarafýndan ruhsat verilen tüm ürünler eczanelerde satýlýr, güvenilirdir ve üretiminden tüketimine kadar takip edilir. Buradaki kontrol mekanizmasý son derece düzgün iþler. Saðlýk Bakanlýðý’nýn aldýðý geri çekme kararlarýnýn uygulamasýna hemen baþlanýr, acil durumlarda birkaç saat içinde satýþý durdurularak geri çekme iþlemi hemen tamamlanýr. Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Bakanlýðý izniyle eczane dýþýnda pek çok yerde satýlan bu ürünlerin ivedilikle
toplatýlmasýna, gerekli önlemlerin alýnmasýna imkan yoktur." dedi. Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Bakanlýðý’ndan kolayca ruhsat alan ve piyasaya hiçbir kontrol mekanizmasýndan geçmeden sürülen bu tür ürünlerin, internet ortamýnda takip edilmesinin de bir hayli zor olduðunu söyleyen Kýzýlay, þöyle devam etti: “Dolayýsýyla bu durum, bitkisel zayýflama ürünlerinde kolayca sahtecilik yapýlmasý riskini de beraberinde getirmektedir.
Unutulmamalýdýr ki, bu tür ürünlerin sahtesi çok daha fazla canlara mal olmaktadýr. Hayatýmýzý ve saðlýðýmýzý riske atmamak için bu tür ürünlerin ruhsatýnýn ve denetiminin Tarým Bakanlýðý tarafýndan deðil, Saðlýk Bakanlýðý tarafýndan yapýlmalýdýr. Bizler, bu tür yasal mevzuatlar tamamlanan kadar vatandaþlarýmýzýn dikkatli olmalarý gerektiðini belirtiyor, bu ürünleri en güvenilir yer olan eczaneden almalarý konusunda uyarýyoruz.” (CÝHAN)
Geleneksel toplumlarda dinin þu veya bu biçimde mutlaka siyasetle iliþkisi olmuþtur. Ya doðrudan din adamlarý yönetim aygýtýný ellerinde bulundurup siyasi mekanizmayý iþletmiþ veya yöneticiler din adamlarý zümresinin desteðini alarak yönetimlerine kutsal-aþkýn bir meþruiyet bulmaya çalýþmýþlardýr. Japon Shintoizmi'ne göre yönetimin tepe noktasýnda imparator olmalý, çünkü "güneþin oðlu"dur, kutsallýðýný ve meþruiyetini buradan alýr. Kadim Hind'de en tepede, yönetici sýnýf Brahman'ýn baþýndan yaratýldýðýna inanýlan din adamlarý bulunur. Askerler, tüccarlar, çiftçiler ve iþçiler tanrýsal bedenin daha alt kastlarýnda bulunurlar. Paryalarýn herhangi bir kutsal karþýlýðý yoktur, zira Brahman'ýn herhangi bir yerinden yaratýlmýþ deðiller. Sasani Ýran'a göre yönetici Kisra'nýn damarlarýnda "tanrýnýn kaný" akar, tabii ki kral Kisra olacaktýr. Roma'da Sezar ve Mýsýr'da Firavun kendileri tanrýlýk iddiasýnda bulunurlar vs.
Din-siyaset iliþkisinde karþýlaþtýðýmýz modern sorunun temeli Batý'nýn geçirdiði trajik tecrübenin ürünüdür. Sanki biz de benzer sorunlarý yaþamýþýz gibi, Avrupa'nýn devletle yaþadýðý sorunlar bizim önümüze de konuyor. Batý-dýþý dünyada yöneticiler kendilerini mutlaka dine ve kutsala refere etmiþlerdir. Hýristiyanlýk döneminde de Katolikliðin etkisindeki krallar ve imparatorlar, meþruiyetlerini Tanrý'nýn Hýristiyanlýðý korumak üzere papaya verdiði "iki kýlýç"tan birini ellerinde bulundurmalarýndan alýyorlardý. Birini elinde bulunduran papa, ikinci kýlýcý cismani iktidarýn baþýna vermiþti, bu yüzden devlet kiliseye ve din adamlarý sýnýfýna tabi olmalýydý; "krallar Tanrý'nýn yeryüzündeki serfleri"ydi. Kanaatimce tarihte ilk defa Ýslamiyet, yönetimi ve yöneticiyi kendinden menkul kutsallýklardan tecrit ederek, siyasetin yapýmýný yönetilenlerin icab ve kabulüne, yani rýzaya dayandýrdý. Hz. Muhammed (sas) istisnai bir þahsiyetti, O Allah'tan aldýklarýný teblið ediyor, Ýlahî koruma altýnda vahyin fiilî tatbikatýný-somut pratiðini gösteriyordu. O'nun dünyadan irtihalinden sonra yerine Hz. Ebu Bekir (ra) 'seçim'le iþbaþýna geçti ve ancak biat aldýktan sonra 'halife' oldu. Ýlk zamanlarda ona "Allah'ýn halifesi" dendiyse de, o itiraz edip "Ben Allah'ýn halifesi deðilim, Rasul'ün halifesiyim." dedi. Hz. Ömer (ra) "Rasul'ün halifesinin halifesi" oldu. Dile aðýr geldiði için kýsaca yöneticiye sadece "halife, imam veya emir" denmekle yetinildi. Devlet baþkanýnýn "Hz. Peygamber'den sonra gelen yönetici" sýfatýný kazanmasý Ýslam'da teokrasinin teþekkülüne mani oldu. Yazýk ki Muaviye'den sonra Emeviler, Bizans geleneði -Jüstinyen'in sýfatý- olan "Tanrý'nýn yeryüzündeki gölgesi sultan" unvanýný aldýlar; Osmanlý padiþahlarý da bunu -Zillullah fi'l arz- beis görmeden alýp kullandýlar.
Belirtmek gerekir ki, yöneticinin kendisinin halk-yönetilenler tarafýndan seçilerek baþa getirilmesini temel alan hilafet yönetimi -dört halife de böyle baþa geldi- her ne kadar 'teokrasi'yi önlediyse de, yönetimin kendisini laikleþtirmedi veya siyasetin yürütüleceði alanýn 'seküler' olabileceði fikrine kapý aralamadý. Evet, yöneticiler halkýn iradesiyle seçilmeli, 'biat' adý altýnda yöneticilerle hukukî-siyasî sözleþme 20 – 30 dakika süren seanslarda imzalamalý, ancak ister yönetimin ve yasamanýn referans alacaðý kaynak ister düzenli nefes alýþ veriþiyle üzerinde mutabakata varýlacak sözleþme (biat) tedavi saðlanýyor. Önerilen hükümleri Ýslamî bilinen açýk hükümlere aykýrý tedavi þekli ise günaþýrý ya da haftada bir seans tuz odasýnda olmamalýdýr. Bu manada Ýslam'da yönetimin asli ve sahih karakterinin "Allah'ýn muradýna ve vakit geçirilmesi. Tansiyon ve halkýn iradesine dayalý" olduðunu, olmasý kalp hastalarý içinse tuz gerektiðini söylemek mümkün. tedavisi önerilmiyor.
Solunum yolu rahatsýzlýklarýna alternatif tuzlu tedavi
K
ayseri’de bir spor merkezi, solunum yolu iltihabý hastalarý için alternatif tedavide kullanýlan tuz odasý oluþturdu. Merkeze gelen astým, bronþit, nefes darlýðý, alerji, eklem aðrýsý,
M. Sait Çakar
uykusuzluk ve yorgunluk çekenler ile psikolojik hastalar 20–30 dakika süren seanslarla þifa arýyor. Sofralarýn vazgeçilmezi tuz, aslýnda bilinen en eski antiseptik özelliði bulunan bir gýda. Bu özelliði nedeniyle günümüzde bazý tuz maðaralarý birçok hastalýðýn tedavisi için saðlýk turizmine açýldý. Bu da alternatif tedavi yöntemleri arasýna giren tuz odalarýný gündeme taþýdý. Kayseri’de de Power House Spor Merkezi, kentte bir ilke imza atarak zayýflama ve vücut geliþtirmeye yönelik spor aletleriyle dolu merkezde tuz odasý kurdu. Altý kiþinin ayný anda kullanabildiði tuz odasýnda hastalara özel karýþým serum da nefes yoluyla veriliyor. Tuzlu tedavinin astým, bronþit, depresif (psikolojik) rahatsýzlýklar ile uykusuzluk ve cilt hastalýklarýna alternatif tedavi sunduðu ifade ediliyor.
Odada kullanýlan tuzun özellikli Himalaya tuzu olduðunu belirten merkez yöneticisi Özdeþ Kaynar, ilgiden memnun olduklarýný söyledi. Randevulu olarak hizmet verdiklerini belirten Kaynar, “Tuz tedavisinin astým, bronþit gibi üst solunum yolu rahatsýzlýklarýnýn yaný sýra yorgunluk, nefes darlýðý, alerji, cilt hastalýklarý, eklem aðrýsý ile uykusuzluk ve psikolojik hastalýklarýn tedavisine olumlu etkileri olduðu ifade ediliyor. Tuz odasýna giren müþterilerimiz, bu konuda eðitimli kiþiler tarafýndan sürekli takip ediliyor.” Dedi. (CÝHAN)
Ýncillerde yer alan bir söz Hýristiyan tarihinin açýlýmýdýr: "Tanrý'nýn hakkýný Tanrý'ya, Sezar'ýn hakkýný Sezar'a verin." Bir yerde tanrý Sezar'a hâkimse, orada devlet Kilise'ye baðlýdýr, buna "teokrasi" denir: Bir yerde Sezar tanrýya hâkimse, kilise devlete baðlýdýr, buna da "Bizantinizm" denir. Bir yerde tanrý ile Sezar birbirlerinden ayrýlmýþlarsa, orada din/kilise devletten ayrýlmýþtýr. Buna da "laik model" denir. Bugün dinin siyasetten ayrý olmasýný savunan iki ana fikir var: Birini laikler, diðerini "Þeytan'dan ve siyasetten Allah'a sýðýnýrýz" sözünü asýl baðlamýndan çýkaranlar. Bunun kritiðini önümüzdeki yazýda ele almaya çalýþacaðýz. Ali Bulaç (Zaman) a.bulac@zaman.com.tr 29 Eylül 2012
www.mardiniletisimgazetesi.com.tr
1 Ekim 2012 Pazartesi
6
“Sîya Mem û Zîn birlikte yaþamýn filmidir” Sîya Mem û Zîn dizisinin ekibi Türkiye’nin birlik ve beraberliðini en güzel þekilde yansýtýyor. Dizinin ekibinde Türk, Kürt, Laz, Gürcü, Alevi ve Çerkez oyuncular yer alýyor.
K
ürt alim ve edebiyatçý Ahmedê Xanî’nin ünlü destaný Mem û Zîn’den esinlenerek televizyona uyarlanan Sîya Mem û Zîn dizisinin ekibi Türkiye’nin birlik ve beraberliðini en güzel þekilde yansýtýyor. Dizinin ekibinde Türk, Kürt, Laz, Gürcü, Alevi ve Çerkez oyuncular yer alýyor. TRT Þeþ’in en çok izlenen dizisinde Muðlalý oyuncu Mehmet Akif Yörük ‘Mem’ karakterini, Mem’in aðabeyi Tacdin karakterini ise Diyarbakýrlý Cengiz Toprak canlandýrýyor. Dizinin baþrol oyuncularýndan Zin karakterindeki Yaprak Durmaz ise Kürtçe anlýyor, ancak Türkçe konuþuyor. Oyuncular çekimlerden arta kalan zamaný Güneydoðu illerini gezerek geçiriyor. Türkiye’de çekilen ilk Kürtçe drama dizisi olan Sîya Mem û Zîn oyuncularý, Diyarbakýr’da basýn mensuplarýyla buluþtu. Basýn
toplantýsýna TRT Þeþ Program Müdürü Çetin Tüzün, TRT Þeþ Haber Müdürü Cumali Çaygeç, TRT Diyarbakýr Televizyon Müdürü Sezai Yavaþ, dizinin Yapým Koordinatörü Yunus Yýlmaz, baþrol oyuncularý Bilal Akif Yörük (Mem), Yaprak Durmaz (Zin), Özlem Maden (Siti), Cengiz Toprak (Tacdin), Veysel Bulut (Ferman) ve dizinin yönetmeni Aytekin Mert katýldý. Dizinin Yapým Koordinatörü Yunus Yýlmaz, Mem û Zîn eserinin devlet eliyle ilk defa Kürtçeleþtirilen bir eser olduðunu hatýrlattý. Yýlmaz, “Biz de bu eserin dizisini çekerek destansý bir öyküyü seyirciyle buluþturmak istedik.” dedi. Yýlmaz, Kürt dilinde yayýn yapan bir devlet kanalýnýn varlýðý hem Kürtçe hem Türkçe konuþan, barýþa ve demokrasiye, birlik ve beraberliðe inanan bütün Türkiye vatandaþlarý için çok deðerli olduðunu belirtti. Mem û Zîn’in 17. yüzyýlýn ikinci
yarýsýnda yaþamýþ büyük Kürt þairi Ahmedê Xanî’nin Kürt halkýnýn en önemli dini ve milli þahsiyetlerinden biri olduðunu anlatan Yýlmaz, þunlarý ifade etti: “Sîya Mem û Zîn dizisini çekmeye karar verdiðimizde öncelikle Ahmedê Xanî doðru anlamaya çalýþtýk. Hazýrlýk aþamasýnda yaptýðýmýz araþtýrmalarda Xanî’nin Kürt halkýnýn gönlündekini deðerini gördük. Kürt dili ve edebiyatýna yaptýðý olaðanüstü hizmetlerle bu deðeri fazlasýyla hak ettiðini anladýk. Bu dizi projesiyle, Xanî gibi çok yönlü bir bilgeyi, abide bir þahsiyeti tanýmak ve anlamaya çalýþmak fýrsatýný bulduðumuz için kendimizi çok þanslý hissediyoruz. Böyle muhteþem bir eserin gölgesinde kalabilmek bile ciddi çaba istiyor. Mem û Zîn, bu aþk destanýnýn günümüzde yaþanan bir yorumudur. Eserin temel unsurlarýna baðlý kaldýk. Eserin ve þairin þahsý manevisine saygýda kusur etmemeye azamý gayret gösterdik. Çünkü önce de ifade ettiðimiz gibi, eserin ve þairinin Kürt kökenli vatandaþlarýmýzýn gönül dünyasýndaki büyük deðerini anlamýþ olmak bizi daha da titiz çalýþmaya sevk etti.” Tüzün: TRT Þeþ izleyicisine sürprizim var TRT ÞEÞ Program Müdürü Çetin Tüzün, dizinin en çok izlenen programlarýndan biri olduðunu söyledi. Kürt þair Ahmedê Xanî’nin destaný ‘Mem û Zîn’ eseri dýþýndaki hiçbir kaynaða baþvurulmadýðýný anlatan Tüzün, eseri olduðu gibi yansýtmaya özen göstermeye çalýþtýklarýný söyledi. TRT Þeþ’te þu an 3 Kürtçe dizinin yayýnlandýðýný anlatan Tüzün, Kürt kültür ve destaný ile ilgili önümüzdeki günlerde bir sürpriz daha yapacaklarýný dile getirdi. "MEM ve ZÎN’in aþkýný kýskanýyoruz" Mem û Zîn destanýndaki Mem’i canlandýran Bilal Akif Yörük ile Zîn’i oynayan Yaprak Durmaz, çok büyük bir aþký canlandýrdýklarýný söylediler. Mem ile Zîn’in aþklarýnda çok samimi ve büyük fedakarlýklar gösterdiklerini anlatan Yörük ile Durmaz, “Zîn aþkýnýn peþinde ilahi aþka ulaþýyor. Bu onlarýn ne kadar güçlü bir gönül iliþkisini yaþadýðýný gösteriyor. Ýkisi de çok güçlü karakter.” diye konuþtu. Mem û Zîn’in günümüze uyarlanan senaryosu þöyle: Mem, Ýstanbul'da mühendislik okuyan bir genç, Zin ise eðitimli, at binen, piyano dahi çalabilen bir ev kadýný rolünde. Ýstanbul'da maden mühendisliði okuyan Mem, Zin ile karþýlaþýnca hayatý deðiþiyor. Günden güne sevdasý büyüyen Mem'in aþký zamanla ilahi bir sevdaya dönüþüyor.
Ýbrahim sofrasýnda tirit ikramý
G
aziantep'te bu yýl 6'ncýsý düzenlenen uluslararasý Halil Ýbrahim Buluþmalarý kapsamýnda hazýrlanan tirit yemeði yerli ve yabancý çok sayýda kiþiye ikram edildi. Þafak vakti baþlayan ikram için uzun kuyruklar oluþtu. Uluslararasý Halil Ýbrahim Buluþmalarý'nýn 6'ncýsý düzenleniyor. Etkinliðin yine en dikkat çeken bölümü tirit ikramý oldu. Hz. Ýbrahim peygamber adýna sofra kuruldu. Sabah namazýnýn ardýndan baþladý peygamber sevgisi ile yoðrulan tiritten tatma yarýþý. Dergah Camii avlusunda daðýtýlan tirit için ´bir kaþýk bir sevaptýr´ düþüncesi ile kuyruða girenlerin sayýsý arttýkça arttý. Yaklaþýk 20 bin peygamber sevdalýsýnýn tattýðý tirit 2 buçuk ton et, 10 bin ekmek, 500 kilo biber, 400 kilo limon, 500 kilo yoðurt ve 100 kilo sarýmsaktan hazýrlandý. Þanlýurfa Valisi Celalettin Güvenç, "Yerli ve yabancý misafirlerimizle yürüyüþümüzü, ödül törenimizi yaptýk. Hatay medeniyetler korusunu dinledik. Sevgili Þanlýurfalýlar çok yoðun ilgi gösterdiler. Bugün de Dergahta sabah namazý ve tirit ziyafetiyle baþladýk. Gene Þanlýurfalýlar burada hepsine teþekkür ediyorum. Tirit hz. Peygamberin en sevdiði yemeklerden bir tanesi. Bizde onun sevdiði yemeði Urfalýlarla
beraber hep birlikte paylaþýyoruz. Þu anda seher vakti, sabah vakti misafirlerimizle tirete baþladýk. Tiridi yerken aklýma þu geliyor. Hz. Ayþe diyorki karnýmýzý tam anlamýyla hurmayla hiç doyuramadýk diyor. Yine o dönemde rivayet edilen gençlerimizin bilmesi gereken bir husus Sirke ekmeðe iyi bir katýktýr diyorlar. Þu günümüz dünyasýnda sirkeyi ekmeðe katýk yapan ne kadar insan vardýr diyorum. Halimize þükredelim diyorum. Allaha binlerce þükürler olsun tiridimiz de var yemeklerimiz de var. Olmayanlara da verelim. Destek olalým diyorum. Günün bereketli, hayýrlý, huzurlu olmasý dileðiyle herkese selam sevgi sunuyorum." dedi. Tirit ziyafetin ardýndan Þanlýurfa Valiliði engelli vatandaþlara akülü tekerlekli sandalye hediye etti. (CÝHAN)
‘Peygamberimize hakarete karþý, hükümetten ses çýkmýyor’
S
aadet Partisi(SP) Genel Baþkan Yardýmcýsý Mehmet Karaman, Hz. Muhammed'e(SAV) hakaret ifadelerine karþý hükümetin gerekli tepkiyi vermediðini savundu. Yerel seçim hazýrlýklarý kapsamýnda Þanlýurfa il teþkilatý üyeleriyle biraraya gelen Saadet Partisi Genel Baþkan Yardýmcýsý Mehmet Karaman, burada basýn mensuplarýna da açýklamada bulundu. Karaman, son günlerde tartýþýlan Hz. Muhammed'e(SAV) hakaret ifadeleri kullanýlan filme dikkat çekti. Abdulhamit’in asýrlar önce Ýngiltere ve Fransa’ya gönderdiði ültimatomu hatýrlatan Karaman, þu ifadelere yer verdi: "Paris’te Voltair'in yazýlarý üzerine temellendirilmiþ bir oyun sergilenmiþti. Halilfe Abdulhamit bunu duyar duymaz Fransa’ya oyunun hemen durdurulmasýný iletmiþ aksi takdirde doðacak politik geliþmeler için uyarmýþtý. Bunun üzerine Fransa bu oyunu hemen durdurmuþ. Fakat tiyatro gurubu bu sefer Ýngiltere’ye gitmiþ Abdulhamit ayný uyarýyý Ýngiltere’ye de göndermiþti. Ýngiltere’den ‘Ýngiltere’nin demokratik bir ülke olduðunu, biletlerin satýþla çýkarýldýðýný bu nedenle geri çevrilemeyeceðini’ belirtmiþti. Abdulhamit Ýngiltere’nin cevabýna 'Ýslam ümmetine Ýngiltere’nin peygamberimize hakaret ettiðini ve küçük düþürdüðü bir bildiriye açýklayacaðým ve cihad-ul akbar ilan edeceðim' þeklinde karþýlýk verince Ýngiltere bir anda demokratikliði unutmuþ hemen oyunu ortadan kaldýrmýþtý. Yine ayný hakaretle karþý karþýyayýz fakat hükümetten ses çýkmýyor." (CÝHAN)