‘Gazzelilere yardým etmek her Müslümanýn ortak görevidir’
A
K Mardin Milletvekili Abdurrahim Akdað, Ýsrail saldýrýlarý sonucunda yaralanan ve önceki gün Türkiye’ye getirilen Gazzeli yaralýlarý hastanede ziyaret etti. Ayný zamanda Meclis
Ýnsan Haklarý Komisyonu üyesi de olan Abdurrahim Akdað, Atatürk Eðitim ve Araþtýrma Hastanesinde tedavileri devam eden Gazzeli yaralýlarý ziyaret ederek durumlarý hakkýnda doktorlar hakkýnda bilgi aldý. » Sayfa 3’te
USTAD’tan Erdoðan’a tebrik
1
13 Aðustos 2014 Çarþamba
www.mardiniletisimgazetesi.com.tr
Yýl : 10 Sayý : 3024 Fiyat : 25 Kr
0 Aðustos Cumhurbaþkaný seçim sonuçlarýyla ilgili olarak Mardin merkezli düþünce kuruluþu USTAD’ýn Baþkaný Ahmet Akgül Türkiye’nin 12.Cumhurbaþkaný Recep Tayýp Erdoðan’ý bir basýn açýklamasýyla tebrik etti. » Sayfa 8’de
Mardinspor sahipsiz mi? Yeþilay’dan gazetemize ziyaret
Daha birkaç sene önce üst liglerde mücadele eden ve birçok baþarýya imza atan, o dönemlerde aldýðý baþarýlarla Mardinlilerin göðsünü kabartan Mardinspor kulübü son zamanlarda yaþadýðý sýkýntýlardan dolayý lige hazýrlanmakta oldukça zorlanýyor...
B Y
eþilay Mardin þube baþkaný Lütfü Günlüoðlu ve beraberindeki Yeþilay üyeleri ile birlikte, 11. Yaþýný dolduran gazetemizi ziyaret etti. Günlüoðlu ve beraberindeki Yeþilay üyeleri Gazetemiz imtiyaz sahibi Rýdvan Fidan ile bir müddet sohbet etti. Gazetemiz ile ilgili iyi dilek temennilerinde bulunan Günlüoðlu ve beraberindekilere bizlerde Ýletiþim gazetesi olarak bu nazik ziyaretlerinden dolayý teþekkürlerimizi iletiyoruz. » Vehap Erdoðan
Kandemir karakol inþaatýna yapýlan saldýrýyý kýnadý
T
ürkiye Geçici Köy Korucularý ve Þehit Aileleri Federasyonu, Muþ'ta yapýmý devam eden Akpýnar Jandarma Karakol Komutanlýðý inþaatýna yapýlan saldýrýyý kýnadý. » Sayfa 3’te
ölgemizin köklü ve Mardin’in en önemli deðerlerinden biri olan Mardinspor kulübü son zamanlarda yaþadýðý sýkýntýlardan dolayý lige hazýrlanmakta oldukça zorlanýyor. Daha birkaç sene önce üst liglerde mücadele eden ve birçok baþarýya imza atan Mardinspor, o dönemlerde aldýðý baþarýlarla göðsü kabaran Mardin’li yönetici, Ýþ adamý, esnaf ve vatandaþlar bu zorlu dönemde Mardin spor için neler yapacak gerçekten merak konusu. » Sayfa 2’de
Mardin’deki STK’lar sivillere yönelik saldýrýlarý kýnadý
Rýfat Kaya Gönül teline figanlayanlar
Kýzýltepe Nüfus Müdürlüðüne atanan Çelik, görevine baþladý
M
ardin Ýl Nüfus Müdür Yardýmcýlýðýndan Kýzýltepe Ýlçe Nüfus Müdürlüðüne atanan Mehmet Çelik görevine baþladý. » Sayfa 3’te
Sensin Sen Âdemoðlu konuþurken övünme Gevþeyip dedikoduya gerinme Lak lak dillerle hakka hak dövünme Dövüþen deþtiren deþen sensin sen » Sayfa 5’te
Ýyi misin?
Cemil Gündoðan
Ulus-üstü Entegrasyon ile Ulus-altý Ayrýþma Eðilimleri
D
ünya, bir süreden beridir, kimi araþtýrmacý ve teorisyenlerin “postmodern”, kimilerinin de “geçmodern” diye kavramsallaþtýrdýklarý yeni bir döneme girmiþ bulunuyor. » Sayfa 7’de
M
ardin'de hizmet veren 48 dernek, vakýf, oda ve sendikanýn oluþturduðu Sivil Toplum Kuruluþlarý Platformu üyeleri, Irak ve Suriye'deki sivillere yönelik saldýrýlarý kýnadý. Platform üyeleri adýna açýklama yapan Mustafa Aydýn, mezhep, inanç ve etnik mensubiyet üzerinden þiddete baþvuranlarý kýnadýklarýný belirtti. 0 106311 220141 » Sayfa 2’de
13 Aðustos 2014 Çarþamba
2
Mardinspor sahipsiz mi? Daha birkaç sene önce üst liglerde mücadele eden ve birçok baþarýya imza atan, o dönemlerde aldýðý baþarýlarla Mardinlilerin göðsünü kabartan Mardinspor kulübü son zamanlarda yaþadýðý sýkýntýlardan dolayý lige hazýrlanmakta oldukça zorlanýyor...
B
ölgemizin köklü ve Mardin’in en önemli deðerlerinden biri olan Mardinspor kulübü son zamanlarda yaþadýðý sýkýntýlardan dolayý lige hazýrlanmakta oldukça zorlanýyor. Daha birkaç sene önce üst liglerde mücadele eden ve birçok baþarýya imza atan Mardinspor, o dönemlerde aldýðý baþarýlarla göðsü kabaran Mardin’li yönetici, Ýþ adamý, esnaf ve vatandaþlar bu zorlu dönemde Mardin spor için
neler yapacak gerçekten merak konusu. Geçen sezona þampiyonluk parolasýyla baþlayan ve liginde ipi göðüsleyen taraf olan Mardinspor kulübü, Malatya da oynanan play off maçýnda Bayburt’a talihsiz bir þekilde elenmiþ ve yola devam kararý almýþtý. Bu sene yine kurallarýn deðiþmesi ile þampiyon olacak takýmýn play off maçlarýna gerek kalmadan direkt üst lige çýkacak olmasý Mardinspor için çok
büyük bir avantaj ama ne yazýk ki bu avantajlý ayný zamanda zorlu dönemde Mardin’li yöneticiler, Ýþ adamlarý, esnaf ve halk Mardin spora sýrt çevirmiþ durumda. Ayný ligde mücadele eden ve baþarýsý ile Mardinsporun yanýndan bile geçemeyecek olan
bölgenin diðer takýmlarýna destek yaðmakta. Türkiye’nin sayýlý zenginleri olan bazý þirket yöneticileri, þehirlerinin takýmlarýna bu seviyede destek çýkarken Mardin'li sporseverler nerede sorusu akla geliyor. Mardin spor kulübü yöneticisi, malzemecisi, ve akýttýklarý terle ölümüne mücadele eden futbolcularýn hiç mi desteðe ihtiyacý ve hakký yok.Bu zorlu dönemde artýk Yönetimde istifa etmek zorunda kalacak olan yönetim farklý ihtimaller üzerinde kafa yormakta ve mücadele etmekteler. Bu sorun böyle devam ederse Kulübün kapýsýna kilit vurmaktan baþka çaresi olmayan Yönetime samimi bir þekilde destek verecek bir babayiðit yok mu Mardin’de ? Mardin’in tek takýmý olan bu köklü ve baþarýlý kulüp tarihin tozlu raflarýnda mý yerini alsýn ? Mardin’in en büyük deðerlerinden olan bu kulübe herkes kenetlenerek destek vermeli herkes taþýn altýna elini koymalý ve yeni baþarýlara tertemiz bir sayfa açmalýdýr. » Vehap Erdoðan
Üniversiteye kayýtlar Eylül’de niversite kazanan gençleri þimdi de kayýt heyecaný sardý. Mardin Artuklu Üniversitesi’ni kazananlar 1-5 Eylül 2014 tarihleri arasýnda kayýt yapabilecek.
Ü
LYS ile ter döken üniversite adaylarý LYS sonuçlarýnýn açýklanmasýyla üniversite kayýtlarýna yöneldi. 2014-2015 akademik yýlýnda ÖSYS
sonuçlarýna göre bir programa kayýt hakký kazanan adaylarýn kayýt iþlemleri, bütün üniversitelerde 1-5 Eylül 2014 tarihleri arasýnda yapýlacak. 2014 üniversite
kayýtlarý Eylül’de yapýlmýþ olacak. 2014-ÖSYS Merkezi Genel Yerleþtirme Sonuçlarý Ýnternet aracýlýðýyla adaylara duyurulacak. Yerleþtirme Sonuç Belgeleri basýlmayacak ve adaylarýn adreslerine gönderilmeyecek. Ýnternet sayfasýndaki duyurular, sonuç bilgileri adaylara teblið hükmünde olacak. Yurt dýþýndaki üniversitelere yerleþtirilen adaylar için, gerekli olduðunda ve adayýn müracaatý üzerine yerleþtiði programý gösteren bir yazý verilecek. 2014-2015 ders yýlýnda, ÖSYS sonuçlarýna göre bir programa kayýt hakký kazanan adaylarýn kayýt iþlemleri bütün üniversitelerde 1-5 Eylül 2014 tarihleri arasýnda yapýlacak. » Sedat Aslanaçier
Mardin’deki STK’lar sivillere yönelik saldýrýlarý kýnadý
M
ardin'de hizmet veren 48 dernek, vakýf, oda ve sendikanýn oluþturduðu Sivil Toplum Kuruluþlarý Platformu üyeleri, Irak ve Suriye'deki sivillere yönelik saldýrýlarý kýnadý. Platform üyeleri adýna açýklama yapan Mustafa Aydýn, mezhep, inanç ve etnik mensubiyet üzerinden þiddete baþvuranlarý kýnadýklarýný belirtti. Farklý Ýnanç, mezhep, cemaat, etnik yapý ya da beþeri ve kültürel farklýlýklarýn bahane edilerek çatýþma ve saldýrý bahanesi yapýlmasý hem insani hem de Ýslami açýdan asla kabul edilemez olduðunu kaydeden Aydýn, bu unsurlarýn otorite savaþlarýna alet edilmesinin ise ahlaksýzlýk ve vicdansýzlýk olduðunu bildirdi. Aydýn, açýklamasýnda þunlara yer verdi: "Özellikle Süryaniler ve Yezidiler baþta olmak üzere farklý bir çok inanç ve etnisitenin, tarih, kültür ve coðrafya açýsýndan Ortadoðu halklarýnýn bir gerçeði olduðu ve bunlarýn güvenlik ve hukuklarýnýn korunmasýnýn insani ve Ýslami açýdan bir sorumluk oluþturduðunu unutmamalýyýz. Kardeþi kardeþe kýrdýran ve aralarýndaki ihtilaflarý körükleyerek derinleþtirip kaos ortamý oluþturanlar emperyalist güçlerin iþlerini kolaylaþtýran birer piyon durumundadýrlar. Mardin Sivil Toplum Kuruluþlarý Platformu olarak baþta Irak ve Suriye olmak üzere, mezhebi ve etnik farklýlýklarý otorite savaþlarýna alet ederek masum insanlarýn canýna ve malýna kast edenleri kýnýyor ve herkesi bu fitne ateþine dur demesi için duyarlý olmaya çaðýrýyoruz.” » (AA)
3
13 Aðustos 2014 Çarþamba
‘Gazzelilere yardým etmek her Müslümanýn ortak görevidir’ AK Mardin Milletvekili Abdurrahim Akdað, tedavi edilmek için Türkiye’ye getirilen Gazzeli yaralýlarý hastanede ziyaret etti...
Kazayla kuzenini vurdu
K
ýzýltepe ilçesinde tarlada çalýþan bir kiþi, boþ sandýðý av tüfeðiyle yanlýþlýkla kuzenini yaraladý. Alýnan bilgilere göre Sürekli Mahallesi'ndeki tarlada çalýþan R.K (21) boþ sandýðý av tüfeðini kurcalamaya baþladý. Aniden ateþlenen silahtan çýkan saçmalar, R.K'nin o sýrada tarlada bulunan amcasýnýn oðlu Ö.K'nin boðaz ve omuz kýsmýna isabet etti. Yakýnlarý tarafýndan Kýzýltepe Devlet Hastanesi'ne kaldýrýlan Ö.K'nin hayati tehlikesinin bulunmadýðý öðrenildi. R.K'nin gözaltýna alýndýðý, olayla ilgili » (AA) soruþturmanýn sürdüðü bildirildi.
15 terörist teslim oldu
A
K Mardin Milletvekili Abdurrahim Akdað, Ýsrail saldýrýlarý sonucunda yaralanan ve önceki gün Türkiye’ye getirilen Gazzeli yaralýlarý hastanede ziyaret etti. Ayný zamanda Meclis Ýnsan Haklarý Komisyonu üyesi de olan Abdurrahim Akdað, Atatürk Eðitim ve Araþtýrma Hastanesinde tedavileri devam eden Gazzeli yaralýlarý ziyaret ederek durumlarý hakkýnda doktorlar hakkýnda bilgi aldý. Gazzeli yaralýlarla hem Filistin hem de durumlkarý hakkýnda bir süre sohbet eden Akdað kendilerine þifa dileðinde bulundu. Gazzeli yaralýlarý
ziyaret ettikten sonra bir açýklama yapan Akdað, Ýslam Ümmetinin kanayan ortak yarasý olan Gazze’ye ve Gazzelilere yardým etmenin her
Müslümanýn ortak sorumluluðu ve görevi olduðunu söyledi. Akdað, Gazze’li yaralýlarla yaptýðý görüþmede Cumhurbaþkanýmýz
Recep Tayyip Erdoðan’ý çok sevdiklerini ve kendilerine yaptýklarý yardýmlardan dolayý teþekkürlerini ilettiklerini söyledi. » Ali Edis
Kandemir karakol inþaatýna yapýlan saldýrýyý kýnadý
G
enelkurmay Baþkanlýðýnýn internet sitesinde yer alan açýklamada, dün, bölücü terör örgütü mensubu, ikisi kadýn toplam 15 teröristin silahsýz ve teçhizatsýz olarak teslim olduðu kaydedildi. Bölücü terör örgütü mensubu, ikisi kadýn toplam 15 terörist teslim oldu. Genelkurmay Baþkanlýðýnýn internet sitesinde yer alan açýklamada, dün, bölücü terör örgütü mensubu, ikisi kadýn toplam 15 teröristin silahsýz ve teçhizatsýz olarak teslim olduðu kaydedildi. Öte yandan, Hakkari'nin Þemdinli ilçesinde, Kara Kuvvetleri 34. Hudut Tugay Komutanlýðý sorumluluk sahasýnda, hududun Irak tarafýnda bulunan ve içlerinde bölücü terör örgütü mensubu teröristlerin de bulunduðu bir kaçakçý grup tarafýndan, kaçakçýlýða müdahale etmek maksadýyla bölgede bulunan hudut unsurlarýna, Biksi ve Kaleþnikof gibi silahlarla yoðun þekilde ateþ açýldý. Açýlan ateþe anýnda karþýlýk verildi. » (AA)
T
ürkiye Geçici Köy Korucularý ve Þehit Aileleri Federasyonu, Muþ'ta yapýmý devam eden Akpýnar Jandarma Karakol Komutanlýðý inþaatýna yapýlan saldýrýyý kýnadý. Federasyon baþkaný Orhan Kandemir, yaptýðý açýklamada, 6 teröristin, seçim gecesi Muþ'un Akpýnar köyünde yapýmý devam eden jandarma karakol komutanlýðý inþaatýna gelerek, burada emniyeti saðlayan 5 geçici köy korucusu ile þantiye
görevlisini etkisiz hale getirdiðini hatýrlattý. Saldýrýda karakol inþaatýnýn bombayla tahrip edildiðini ve 2 aracýn yakýldýðýný anýmsatan Kandemir, þunlarý kaydetti: “Bizler barýþ ve kardeþlik sürecini devam ettiren taraf olmak için elimizden gelen her türlü çaba ve gayreti göstermekteyiz. PKK terör örgütü ve onun uzantýlarý sabrýmýzý her defasýnda sýnama çabasý içerisindeler. Eðer camiamýzý ve deðerli mensuplarýný halk
nezdinde etkisiz birer birey olarak lanse etmek istiyorlarsa veya böyle bir düþüncenin içindelerse büyük bir yanýlgý içinde olduklarýný
bilmelidirler. Camiamýza veya mensuplarýna yönelik düzenlenecek alçakça davranýþ karþýlýksýz » (AA) kalmayacaktýr.”
Kýzýltepe Nüfus Müdürlüðüne atanan Çelik, görevine baþladý
M
ardin Ýl Nüfus Müdür Yardýmcýlýðýnd an Kýzýltepe Ýlçe Nüfus Müdürlüðüne atanan Mehmet Çelik görevine baþladý. Daha önce Mardin Ýl Nüfus Müdürlüðü'nde Müdür Yardýmcýsý olarak çalýþan Çelik, Kýzýltepe'de göreve baþladýðýný ve bundan sonra ilçeye hizmet edeceðini söyledi.
Çelik, 23 yýldýr çalýþtýðýný anlatarak, "Mardin Ýmam Hatip Lisesi mezunuyum. Mezun olduðum yýl sýnavý kazandým ve müftülükte göreve baþladým. 4 yýl çalýþtýktan sonra kurum deðiþtirerek nüfus müdürlüðüne geçtim. Ýlk görev yerim Nusaybin ilçesi oldu. Þimdi de Kýzýltepe ilçesinde nüfus müdürü olarak görevime
baþladým. Ýnþallah bundan sonra burada nüfus adýna Kýzýltepe
halkýna hizmet sunmaya gayret göstereceðiz" dedi. » (AA)
mardin
iletiþim
13 Aðustos 2014 Çarþamba
4
Yezidilerin ilaçlarý Mardin ve Þýrnak Eczacýlar Odasý tarafýndan karþýlanýyor
I
rak'ýn Musul kentine baðlý Sincar bölgesinden IÞÝD'in saldýrýlarý nedeniyle kaçarak Þýrnak'ýn Silopi ve Cizre ilçesine sýðýnan Yezidiler devletin kendilerine sunduðu imkanlarla yaþamlarýný sürdürüyor. Yaþadýklarý bölgeleri terk etmek zorunda kalarak Habur Sýnýr Kapýsý'ndan Türkiye'ye geçen Yezidilerin bir bölümü Silopi'de ilçeye 3 kilometre uzaklýkta daha önce terör maðdurlarý için yapýlan konutlar ile kendileri için kurulan çadýrda kalýrken bazýlarý ise Cizre'deki bir taziyeevinde barýnýyor. Kaldýklarý konutlarýn ve çadýrýn aydýnlatma sorunu Dicle Elektrik Daðýtým AÞ (DEDAÞ) tarafýndan giderilirken, belediye de altyapý eksiklerini tamamlayarak, geçici banyo ve tuvalet kuruyor. Ýlçede sayýlarý 2 bine ulaþan Yezidiler için Silopi
Kaymakamlýðýnca saðlýk taramasýnýn yaný sýra 3 öðün yemek yardýmý yapýlýyor. Kaymakamlýk ve belediyenin yaný sýra sivil toplum kuruluþlarý ve hayýrsever vatandaþlar da Yezidilere yardýmda bulunuyor. Yardýmlarýn koordinesi amacýyla kurulan merkezde Yezidiler barýnacaklarý yere yönlendiriliyor. Cizre Belediyesi’ne ait mobil saðlýk aracý ile Yezidiler saðlýk taramasýndan geçiriliyor, ilaçlarý Mardin ve Þýrnak Eczacýlar Odasý tarafýndan karþýlanýyor. Yezidileri ziyaret eden Þýrnak Ticaret ve Sanayi Odasý Baþkaný Osman Geliþ ile Cizre Ticaret ve Sanayi Odasý Baþkaný Süleyman Çaðlý, iki kamyon kuru gýda yardýmýnda bulundu. "Devlet bize kapýlarýný açtý" Sincar bölgesinden kaçan Yezidi Bekýr Ahmet, IÞÝD'ýn saldýrýlarýndan bedensel engelli kardeþi ile
kaçtýðýný söyledi. Kardeþi Hasan'ýn 20 yýldýr engelli olduðunu belirten Ahmet, "Biz kaçarken onun çok korktuðunu ve çocuklar gibi aðladýðýný gördüm. Yüreðim el vermedi. Onu öyle býrakýp kaçamazdým. Kardeþimi sýrtýma aldým ve Türkiye'ye geldik" dedi. Pasaportlarý olmadýðý için sýnýrý kaçak olarak geçtiklerini anlatan Ahmet, karakolda verdikleri ifadenin ardýndan çadýra yerleþtiklerini kaydetti. "Devlet bize kapýlarýný açtý. Sað olsunlar burada halk ve yetkililer bütün ihtiyaçlarýmýzý gideriyor" diyen Ahmet, kardeþinin Türkiye'de tedavi edilebileceði umudunu taþýdýklarýný dile getirdi. "Burada gördüðümüz misafirperverliði unutmayacaðýz" Leyli Hessam (65), IÞÝD'ýn 3 kýzý ve bir gelinini kaçýrdýðýný belirterek, 3
oðlunu Zaho'da býrakarak, bir oðlu ile Türkiye'ye kaçtýðýný ifade etti. Geride býraktýðý çocuklarýnýn hayatýndan endiþe duyduðunu anlatan Hessam, yaþlý olduðu için yaþadýðý üzüntü ile hayatta kalmakta güçlük çektiðini söyledi. Sedik Kamýl, çatýþmalar sýrasýnda bir fýrsat bularak kaçtýklarýný dile getirerek, þöyle konuþtu: "Ailemden çok az kiþi kurtulup Türkiye'ye gelebildi. Çoðunun Þengal daðlarýnda kaldýðýný duydum. Ama orada imkanlar kýsýtlý. Açlýktan aðaç kabuklarýný yiyorlarmýþ. Burada bizimle çok ilgileniyorlar. Gýda ve giysinin yaný sýra her türlü ihtiyacýmýz gideriliyor. Gerçekten biz buralarý böyle bilmiyorduk. Sað olduðumuz sürece burada gördüðümüz misafirperverliði unutmayacaðýz." Sido Mervat ise geçmiþlerinde hiçbir halk ile savaþmadýklarýný, IÞÝD'ýn saldýrýlarýný hak etmediklerini anlatarak, mazlum bir halk olduklarýný vurguladý. Herkesin bu dramý görmesini istediklerine iþaret eden Mervat, "Çocuklarýmýz þu an yanýmýzda deðil. Artýk dünya bize yapýlan bu katliamý görsün. Biz buradan çok memnunuz. Bize çok yardým ettiler. Bütün ihtiyaçlarýmýz gideriliyor" þeklinde » (AA) konuþtu.
"Bakanlar Kurulu Çankaya Köþkünde yapýlsýn" önerisi G
üneydoðu Genç Ýþadamlarý Derneði (GÜNGÝAD) Baþkaný Hakan Akbal, Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan'ýn cumhurbaþkaný seçilmesine iliþkin, "Türkiye, fiilen Baþkanlýk sistemine geçmelidir. Bunun için Bakanlar Kurulu rutin toplantýlarýný Çankaya'da yapmalýdýr" dedi. Akbal, yaptýðý açýklamada, bundan önceki dönemlerde görev yapan cumhurbaþkanlarýnýn meclis tarafýndan seçildiðini, önceki gün yapýlan seçimde ise doðrudan halkýn sandýða yansýyan iradesiyle belirlendiðini anýmsattý. Anayasanýn 104'üncü maddesinde 'Bakanlar Kurulu'nu baþkanlýðý altýnda
toplantýya çaðýrmak' ifadesi bulunduðuna dikkati çeken Akbal, "Anayasanýn 104'üncü maddesi baþkanlýk sistemine cevaz veriyor. Türkiye, fiilen Baþkanlýk sistemine geçmelidir. Bunun için Bakanlar Kurulu rutin toplantýlarýný Çankaya'da yapmalýdýr" ifadelerini kullandý. Akbal, gerek görüldüðü takdirde anayasanýn ilgili maddelerinde düzenleme yapýlarak daha açýk ve net bir yetkiye dönüþtürülebileceðini bildirerek, eksik olan en önemli þeyin, mevcut yetkileri kararlýlýkla uygulayacak bir iradenin geliþtirilmesi olduðunu kaydetti.
"Türkiye halký öncelikle
istikrar peþindedir" Vatandaþlarýn seçimde çözüm sürecini destekleyen AK Parti ile HDP'yi tercih ettiðine deðinen Akbal, "Türkiye halký öncelikle istikrar
peþindedir. Bunun bozulmasýný istemiyor. Ýkinci önceliði ise barýþ özlemidir. Bunu yüreðinde taþýyor ve kim barýþ için öne çýkarsa ona destek veriyor" diye konuþtu. » (AA)
Türkiye’nin en büyük barajý alarm veriyor
K
uraklýk, ülkenin en büyük su kaynaðý Atatürk Barajý’nda da etkisini gösterdi. Doluluk oraný, geçen yýla oranla yüzde 15 azaldý. Ziraat uzmanlarýna göre bir an önce tedbir alýnmalý. Harran Ovasý’ndaki kanallar, kapalý sisteme geçirilmeli ve bu yolla su tasarrufu saðlanmalý. Atatürk Barajý’nda su seviyesinin düþmesi, yetkilileri ve bölge halkýný tedirgin ediyor. 84,4 milyon metreküp kaya ve toprak dolgu ile bugüne kadar dünyada inþa edilen barajlar arasýnda 5. sýrada yer alan Atatürk barajýndaki su miktarý geçen yýla göre yüzde 15 azaldý. Devlet Su Ýþleri (DSÝ) yetkililerinden alýnan bilgiye göre geçen yýl ayný dönemde doluluk oraný yüzde 68,6’ydý. Bu sene ise yüzde 53,6. Geçen yýl 7 milyar 550 milyon metreküp olan su miktarý, bu yýlýn ayný mevsiminde 5 milyar 880 milyon metreküp olarak ölçüldü. Sulama sezonu sonuna kadar bu suyun 5 milyar metreküp seviyesine inmesi bekleniyor. Yýllýk sulamada kullanýlan miktarýn, 2 milyar 500 milyon metreküp civarýnda olduðu belirtilirken yaðmurun hiç yaðmamasý durumunda suyun sadece iki yýl yeteceði görülüyor. Ayrýca gelecek yýl Suruç ve Mardin Ana Sulama Kanalý’na da su býrakýlmasý öngörülüyor. Bu yeni açýlacak sulama alanlarý ise baraj için en büyük tehdit. Felaket kapýda, önlem alýnmalý! Durumun vahametine dikkat çeken Þanlýurfa Ziraat Odasý Baþkaný Ahmet Eyüpoðlu, Harran Ovasý’ndaki kanallarýn bir an önce kapalý sisteme geçirilerek su tasarrufunun saðlanmasý gerektiðini savunuyor. Eyüpoðlu tehlikeyi þu sözlerle anlatýyor: “Su hýzla azalýyor. Suyun yarýsý Harran Ovasý’na gidiyor. Harran Ovasý sulama sistemi derhal kapalý sisteme geçilerek su tasarrufu saðlanmalý. Aksi takdirde felaket kapýda. Çok seri bir çalýþma ile Harran, 2 yýlda kapalý devreye alýnabilir. Gelecek yýl Suruç ve Ceylanpýnar’a su verildiðini hesaba katarsak tüketim 4 milyar metreküpe ulaþacak.” TMOOB Ziraat Mühendisleri Odasý Þanlýurfa Þubesi Baþkaný Ali Rýza Öztürkmen ise su seviyesinin hýzla düþtüðünü belirterek tedbir alýnmasý gerektiðini vurguladý. Öztürkmen, “Damlama ve yaðmurlama sistemleri özendirilmeli. Harran Ovasý’na giden suyun yüzde 51’i kullanýlýyor. Diðeri israf oluyor. Harran’daki sulama demode olmuþ, derhal yer altýna alýnmalý.” » CÝHAN
5
13 Aðustos 2014 Çarþamba
Rýfat Kaya
Gönül Teline figanlayanlar Sensin Sen Âdemoðlu konuþurken övünme Gevþeyip dedikoduya gerinme Lak lak dillerle hakka hak dövünme Dövüþen deþtiren deþen sensin sen Okuyup yazdýrýrken satýr satýr Kelamý gramýnda ölç tartýr Haktan hakikatten hakký araþtýr Soruþturan karýþtýran sensin sen Rifat KAYA
Cem Sultân(1459-1495) Edirne ilinde doðan, Fâtih Sultan Mehmed’in oðlu, II.Bâyezîn kardeþi olan Þair; Þiirde Ahmet Paþadan etkilenmiþtir. Arpça ve Farsçayý güzel konuþur yazar. Hastalýk veya zehirlenme yolu ile öldüðü söylenmektedir. Eserleri: 1-Türkçe Divân’ý ; Bu kasidesi ile II.Bâyezid’den af beklemiþtir. 2-Farsça Divân ; 3-Cemþid-u Hurþid ; Babasý Fatih Sultan Memed adýna, Selman-ý Sâveci’nin Cemþid u Hurþid adlý eseri tercüme etmiþtir. 4-Fâl-ý Reyhân-ý Sultân Cem ; KASÝDE Divân’dan Frengistân Kâsidesi Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün 1-Câm-i Cam nûþ eyle iy Cem bu Frengistândur Her kulun baþýna yazýlan gelür devrândýr
29-Yüri var iy Bâyezid sen süre gör devrânuný Saltanat bâki kalýr dilerse bu yalandýr Nurten Tarim (1956) Ýzmir doðumlu olan þair; Ailenin ikinci kýzý olarak dünyaya geliþi, hep sorgulayan his dünyasý, araþtýrma özelliðini geliþtirmiþ, dünyaya bakýþý içersinde iç âleme yönelmesini saðlamýþtýr. Öðrenimimin tamamýný Ýzmir’de tamamlamýþtýr. Eðitim fakültesi sosyal bilgiler mezunu. Gece eðitimini sürdürürken devlet memuru olarak Ýzmir þehir bandosunda müzisyen olarak çalýþtý. Fakülte mezuniyeti ile Ýzmir’in çeþitli liselerinde Tarih öðretmeni olarak görev yaptý. Þu an emekli. Ýzmir de yaþýyor. Sanata ve edebiyata âþýk, boþ zamanlarýnda yaðlý boya resim çalýþmalarý ve þiir çalýþmalarý yapýyor. Çalýþmak öðrenmek araþtýrmak en büyük tutkusudur. Astroloji ve felsefe ile ilgileniyor. Bir bütünün bir parçasý ya da okyanusun bir damlasý olarak yaþantýsýna devam ediyor. Filistin Aðlýyor Yazýklar olsun yazýklar Karanlýk yataðýna giren geceye Yazýklar olsun yazýklar Güne günaydýn diyen gözlere Yazýklar olsun densize bir damla su verenlere Lanetlenmiþ toplumun meymenetsizi Ahir zamanda elim yakanda Kan kýrmýzý yaksan da gökyüzünü Dünyanýn çekirdeðini çürütsen de Milyonlarýn ahý var üzerinde Nasýl da bilmiþ yýllar öncesinden Niþanýnýzý sabunla takmýþ, haklýymýþ adam
Þekerin boyasý balý yapýþmýyor colana Titanik gibi battýkça batýyorsun her adýmýnda!
Deðil Hitler, Tanrý lanetlemiþti seni! Hayvan diyemem hayvanlara hakaret olur sözüm! Þeytanýn kör gözünden mi tohumun? Utanmýyor musun peygamberinden? Þeytana mý secde eder, sana can veren baban Memesinden kan akan kadýn mý besliyor seni? Ýyice bak aynalara Aðlama duvarlarýna vur baþýný! Sürüngenlerden bile daha aþaðýlýksýn Gör çocuðunun gözlerinde öldürdüðün bedenleri Cehennem zebanisinin eline düþmeden Utan insanlýðýndan Rabbin ’den utan!
Gecenin hançeri mi düþüyor Kudüs’ün baðrýna Peygamberler aðlýyor yarým kalmýþ hayallere Nasýl unuttun yaradan gazabýna uðrayan Lut kavmini Utancýndan yön deðiþtiriyor rüzgâr Utanýyor Topraða düþen her yaþa daðlar eðiliyor Gün gelecek çökecek gýrtlaðýna Taþlanmýþ kin öfkeli hayaller Eridikçe eriyeceksin Amerikan kezzabýnda Kazanýnda neslini kaynatacak Siyonist kazanlar! Hýyanetine tükürdüðüm zalim Bahar düþmemiþ Masum çocuklarýn günahý ne?
Dön de bir arkana Satanist Siyonist! Sermayenle de döndürsen de Kurtaramaz ne sözün nede tövben Kan kusuyor aðzýn, Yaradan’ýn laneti genlerinde! Ýlahi tokat izi alnýnda Kan kusuyor geçmiþin Vahþetin faturasý ruhunda! Dudaklarýn uçuklamadý mý? Gelmedi mi Musa’nýn sözleri Erkeklik mi yiðitlik mi bu Nasýl kýydýn minicik bedenleri?
Zannetme ki bu böyle gidecek Dökülen her kanýn vebalý dökeni süründürecek Gökleri yýrtýyor çocuk sesleri Pes etmez Kuran’dan alýr gücünü Elbet alacak öcünü pes etmez minicik yüreði Dön de bir arkana Kan kusuyor geçmiþin Dost bildiklerinin elinde Kýzýlderili þarabý hayt hitler rakýsý Uyuyan gözlerini açsýn Su karýþmak istemiyor sabundaki genlerine!
Duvarlara çevrilmiþ bedenleri sen ne sandýn Patlattýðýn bombalarla Tevrat’ý yaktýn Gör kendini Gazze’de akan kan ýrmaklarda Gör kendini Aðlayan Mescid-i Aksa da! Týrmalýyor toprak bedenimi Yataðýma giriyor ölüler Gönlümden geçenleri döksem de
Ey duyarsýz dünya Nasýl döndün ölüler aðlarken Ey duyarsýz insanlýðý unutan insan Nasýl bir insaf bu Anlayan varsa anlatsýn bana Filistin direniyor kaderine Kefensiz bedenler düþerken topraklarýn kutsalýna Filistin aðlýyor duyarsýz insanlýða
rifatkaya@hotmail.com
YSK geçici sonuçlarý açýkladý YSK'nýn açýkladýðý geçici sonuçlara göre cumhurbaþkaný seçiminde Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan, yüzde 51.79 oy aldý.
Y
üksek Seçim Kurulunun (YSK) açýkladýðý geçici sonuçlara göre, cumhurbaþkaný seçiminde Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan yüzde 51.79, Ekmeleddin Ýhsanoðlu yüzde 38.44, Selahattin Demirtaþ ise yüzde 9.76 oranýnda oy aldý. Seçime katýlým oraný yüzde 74.12 oldu. YSK, cumhurbaþkaný seçiminin geçici sonuçlarýný açýkladý. Geçici sonuçlara göre, 55 milyon 692 bin 841 kayýtlý seçmenin 41 milyon 283 bin 773'ü oy kullandý. Kullanýlan oylarýn 40 milyon 545 bin 902'si geçerli, 737 bin 871'i geçersiz sayýldý. Katýlým oranýnýn yüzde 74.12 olduðu seçimde, Recep Tayyip Erdoðan, yurt içinde 20 milyon 670 bin 920, yurt dýþý sandýklarýnda 143 bin 922, gümrük kapýlarýnda ise 185 bin 418 oy alarak Türkiye genelinde toplam 21 milyon 260 oya ulaþtý. Erdoðan'ýn oy oraný yüzde 51.79 oldu. Ekmeleddin Ýhsanoðlu, yurt içi 15 milyon 433 bin 609, yurt dýþý 64 bin 495, gümrük kapýlarýnda 89 bin 28 olmak üzere Türkiye genelinde 15 milyon 587 bin 132 oy aldý. Ýhsanoðlu'nun oy oraný yüzde 38.44 olarak gerçekleþti. Selahattin Demirtaþ ise yurt içinde 3 milyon 914 bin 832, yurt dýþýnda 22 bin 580, gümrük kapýlarýnda 21 bin 98 oy aldý. Türkiye geneli toplam oyu 3 milyon 958 bin 510 olan Demirtaþ'ýn oy oraný yüzde 9.76 olarak hesaplandý. Geçerli oylarýn daðýlýmý
Geçerli 40 milyon 545 bin 902 oyun 40 milyon 19 bin 361'i yurt içinde, 230 bin 997'si yurt dýþýnda, 295 bin 544'ü gümrük kapýlarýnda kullanýldý. Yurt içi, yurt dýþý ve gümrük sandýklarý sonuçlarý daðýlýmý þöyle oldu: Adayýn adý soyadý genel toplam oran Recep Tayyip Erdoðan 21.000.260 % 51.79 Ekmeleddin Ýhsanoðlu 15.587.132 % 38.44 Selahattin Demirtaþ 3.958.510 % 9.76 Genel Toplam 40.545.902 % 100 Yurt içinde seçime katýlma oraný yüzde 77.5 Geçici sonuçlara göre, yurt içinde cezaevlerine kurulan sandýklar dahil kayýtlý 52 milyon 894 bin 115 seçmenin 40 milyon 753 bin 657'si oy kullandý. Bu oylarýn 40 milyon 19 bin 361'i geçerli, 734 bin 296'sý geçersiz sayýldý. Yurt içinde seçime katýlma oraný yüzde 77.5 oldu. Yurt içi oylarýn seçime katýlan adaylara daðýlýmý ve oraný þöyle oldu: Adayýn adý soyadý oy oran Recep Tayyip Erdoðan 20.670.920 % 51.65 Ekmeleddin Ýhsanoðlu 15.433.609 % 38.56 Selahattin Demirtaþ 3.914.832 % 9.78 Genel Toplam 40.019.361 % 100 Yurt dýþýnda seçime katýlma oraný yüzde 8.32 Geçici sonuçlara göre, yurt dýþý sandýklarýnda kayýtlý
2 milyon 798 bin 726 seçmenin 232 bin 853'ü oy kullandý. Bu oylarýn 230 bin 997'si geçerli, bin 856'sý geçersiz sayýldý. Yurt dýþýnda seçime katýlma oraný yüzde 8. 32 oldu. Yurt dýþý oylarýn seçime katýlan adaylara daðýlýmý ve oraný þöyle oldu: Adayýn adý soyadý oy oran Recep Tayyip Erdoðan 143.922 % 62.30 Ekmeleddin Ýhsanoðlu 64.495 % 27.92 Selahattin Demirtaþ 22.580 % 9.78 Genel Toplam 230.997 % 100 Gümrük kapýlarý sonuçlarý Geçici sonuçlara göre, gümrük kapýlarýnda 297 bin 263 seçmen oy kullandý. Bu oylarýn 295 bin 544'ü geçerli, bin 719'u geçersiz sayýldý. Yurt dýþý oylarýn seçime katýlan adaylara daðýlýmý ve oraný þöyle oldu: Adayýn adý soyadý oy oran Recep Tayyip Erdoðan 185.418 % 62.74 Ekmeleddin Ýhsanoðlu 89.028 % 30.12 Selahattin Demirtaþ 21.098 % 7.14 Genel Toplam 295.544 % 100 » (AA)
13 Aðustos 2014 Çarþamba
6
Kim bu Yezidiler? Günlerdir IÞÝD'in Sincar daðlarýna yönelmesiyle beraber oradan kaçmak zorunda kalan Yezidiler tüm yerel ve ulusal basýnýn en gözde malzemesi haline geldi. Oysa “kim bu Yezidiler?” sorusunun cevabýný çoðu kiþi yanlýþ biliyor...
Yorum-Analiz M. Sait Çakar
G
ünlerdir IÞÝD'in Sincar daðlarýna yönelmesiyle beraber oradan kaçmak zorunda kalan Yezidiler tüm yerel ve ulusal basýnýn en gözde malzemesi haline geldi. Bu yüzden Yezidilerin ne olup ne olmadýklarýný bilmek gerekir. Çünkü son bir haftada basýnda sürekli Yezidiler konu ediliyor. Bir çok dernek, Vakýf, STK’lar sürekli Yezidilerden bahsediyorlar. Oysa “kim bu Yezidiler?” sorusunun cevabýný çoðu kiþi yanlýþ biliyor. Yezidiler namý diðer “Þeytanperestler” tarihlerinde hiç olmadýklarý kadar meþhur oldular. Defalarca Müslüman soydaþlarý tarafýndan katliamlara uðrayan Yezidiler bu defa tarihin bir cilvesi olarak yine Müslüman Kürt soydaþlarýna sýðýndýlar. 'Yezidî' kelimesi Anadolu toplumuna yabancý olmamasýna raðmen herkes tarafýndan farklý biçimde anlaþýlmaktadýr. Müslüman ya da bu topluluklara komþu ve az çok Ýslâmiyet'ten etkilenmiþ halklar arasýnda Yezidî kavramý genelde olumsuz bir anlamý çaðrýþtýrýr haklarýnda 'Þeytanperest', 'Gâvur', 'Kâfir', 'Haldî', 'Ali Düþmanlarý', 'Zýndýk', 'Saçlý Kürtler', 'Çelebî', 'Sekiz Býyýklýlar' ve hatta 'Mum Söndürenler' gibi tarifler kullanýlýr ve Yezidî kelimesinin birden fazla dilde kaynaðýnýn olmasý da bu karmaþayý artýrýr. 'Yezidî' kelimesi Anadolu'daki bir Alevî-Bektaþî için 'kendinden olmayaný' veya Muhammet Peygamberin torunu Hüseyin'in düþmanlarý anlaþýlýr. Yezidîleri tetkik eden Müslüman, gayrimüslim ve pek az da Yezidî bu topluluða ve inanca dair birbirlerinden farklý sonuçlar elde ettiler. Bu araþtýrmacýlarýn bir kýsmý Yezidîliði Anadolu uygarlýðýnýn mirasý olarak görürken, diðer bir kýsmý da Ýslâmiyet'in veya Hristiyanlýðýn sapkýn mezheplerinden biri olarak görmeyi tercih etti ama yine de bu araþtýrmacýlar görüþlerini dayandýracak yeterli kanýtlara sahip deðildi. Yezidîlere dair sýnýrlý sayýdaki belgeler arasýndaki bilgilerin birbiriyle uyumlu olmamasý da araþtýrmacýlarý kararsýz býrakan diðer bir unsurdur. Yezidîlerin çoðunun okuryazar olmamasý ve uzun süre takýyye yapmak zorunda kalmalarý, kim olduklarýný hatýrlayamayacak kadar toplumsal hafýzalarýný körelmesine neden oldu. Kimi zaman kendilerini 'Þeytanperest' olarak görürlerken, kimi zaman da bir þekilde Allah'a taptýklarýný sanýrlar. Bazen de Yezidîlik ile iliþkisi tam olarak tespit edilemeyen Yezit adlý kiþiye taptýklarýný düþünürler. Yezidîlerin daha çok yabancý araþtýrmacýlar tarafýndan kaleme alýnmýþ olmasý ve ancak Yezîdiler arasýnda bir tek ailenin okur yazar olmasý zamanla zengin
bir sözlü geleneðin oluþmasýna neden olup böylece kaygýlarýný, dertleri, arzularýný, heyecanlarýný, destanlarýný, tarihlerini, törelerini, dualarýný, dini uygulamalarýný ve kutsal metinlerini gelecek nesillere aktardýlar. Doðuda Evliya Çelebi Yezidîleri ne denli 'menfî' tanýttýysa Avrupa'da da Karl May (1842-1912) Yezidîleri o denli 'gizemli ve olaðanüstü' olarak tanýttý. Doðuyu yalnýzca seyahat kitaplarýndan ve maceraperestlerin anýlarýndan bilen Karl May'ýn 'Cinler ve Cinnistan' ütopyasý Yezidîleri ve yaþadýklarý yerlerden biri olan Sincar Daðlarýný konu alýr ve okuyucunun ilgisini çekmek için de hayal gücünden istifade ederdi. 1839'da yayýnlanan bir makalede Yezidîlerin Eski Ýran tanrýlarýndan kötülüðü temsil eden Ehriman'a taptýklarýndan Ehriman'ýn Yezidî inancýnýn esasýný teþkil ettiði ileri sürüldü ve bu makalede Yezidîlerin ne denli savaþçý olduklarý ve Osmanlý ordusuyla nasýl baþ ettikleri de anlatýlýyordu. Karl May bu dergide anlatýlan çölü, Araplarý, Bedevileri, Kürtleri, Türkleri ve Doðuya bir çok has unsuru daha esas alarak ütopyasýný kurdu. Karl May 'Kara ben Nemsi' karakteriyle kendini Don Kiþot'a, 'Hacý Halef' adlý karakterini de Sanço Panço'ya benzeterek gezmiþ gibi Orta Doðuyu anlatýyor ve bu arada da Orta Doðulu halklarý da "Kindar Arap”, “Tembel Türk”, “Ýkiyüzlü Fars” ve “Hýrsýz Kürt" þeklinde aþaðýlamaktan çekinmedi. Ne ilginçtir ki Karl May Yezidîleri Batýlý misyonerlere yardýmcý olduklarýndan ve de Hristiyan sandýðýndan aþaðýlamaz. 'Arap Çöllerinde', 'Kürt Daðlarýnda', 'Baðdat'tan Ýstanbul'a' ve 'Haydut' adlý kitaplarý fazla ses getirmese de 1920'de Marie-Luise Droop tarafýndan 'Þeytanperestler' adýyla filmi çekildiðinde Yezidîlere dair oluþan fikir daha sonra yapýlan araþtýrmalarý olumsuz yönde etkiledi. Karl May ve daha nice Batýlý yazarýn doðu hikâyeleriyle þöhreti yakaladýklarýný gören Doðulu yazarlar da bu üslûpla eserler verdi. Bu yazarlardan Refik Halit Karay 1939'da 'Yezidin Kýzý' adlý romanýný yazdý. Refik Halit Karay da bu romanýnda Yezidî inancýný “bildiðimiz bütün inançlarýn Rus salatasý” biçiminde tarif etmekte de sakýnca görmez. Diyarbakýr yöresine ait bir atasözünde “Varma Yezidin yanýna / Kokusu siner canýna” þeklinde konu edilen Yezidîlere ait bilgiler daðýnýk ve açýk deðildir. Araþtýrma yapanlarýn önyargýlarý, yalnýzca kendilerini ilgilendiren noktalarý ya da araþtýrabildikleri kadarýný
aktarmalarý zamanla Yezidîliðin beslendiði kaynaklarýndan daha gizemli bir hal almasýna neden oldular. Böylece Yezidilik kimi zaman Ýranî inançlarýn bir devamý kimi zaman da Ýslâmîyet'in veya Hristiyanlýðýn sapkýn bir mezhebi olarak kabul edildi. Hatta Türkçülüðe raðbet edildiði dönemde de kökeni Orta Asya'ya dayandýrýldý. Nihayetinde Yezidîliðin kökleri tam olarak aydýnlatýlamayýnca eklektik olduðu kabul edilerek sorun aþýlmaya çalýþýldý. Yezidîlerin yukarýdaki
nedenle bu kitapta açýklanan ibadet biçimleri, bayramlar ve âdetler Türkiye'deki tüm Yezidîler tarafýndan bilinmeyebilir.
Yezidîlere göre Adem Peygamberden beri var olan inançlarý hakkýnda doðru bilgi edinmek oldukça güçtür. Yezidîlerin geçmiþte Müslümanlarla ve Hristiyanlarla ayný coðrafyada yaþamalarýna karþýn günümüzde Kur'anýkerim ve Muhammet Peygamberin sünnetiyle ya da Orta Doðudaki mevcut her hangi bir Hristiyan mezhebiyle benzerliklerinin bulunmamasý Yezidîliðin Ýslâmî veya Hristiyan bir mezhep olarak kabul edilmesini oldukça zorlaþtýrýr. Her ne kadar Allah, Peygamber ve Kutsal Kitap konularýnda az da olsa Müslümanlar ile benzerlikleri olsa da bu kavramlarýn anlamý farklýdýr. Buna raðmen Türkiye'de Yezidîlik Ýslâmî bir mezhep olarak düþünülür. Yezidî inancýný irdelemek için bir çok tarihî ve dinî çalýþmadan faydalanmak gerekir ve kaynaklarýn en büyük dezavantajý da bunlarýn genelde baþka çalýþmanýn bir parçasý olmalarýdýr. Bu nedenle Yezidîlikle görünüþte- ilgisiz olan kiþiler bile çalýþmalarýnda bu konuya deðinmiþlerdir. Bu konuya deðinenler tarihî sýrasýyla klasik mezhep tarihçileri, kelâmcýlar, Doðulu ve Batýlý seyyahlar ile modern çaðýn yerli ve yabancý araþtýrmacýlarýdýr. dinlerden birine dahil edilmelerinin Yezidîlere dair ilk bilgilere bir nedeni de araþtýrmacýlarýn bakýþ klasik mezhep tarihçisi açýlarý veya vasýflarýndan doðar. Þehristanî'nin 'El-Milâl ve el-Nihâl' Kaynaklarýn daðýnýk ve farklý adlý çalýþmasýnda rastlanýyor. Her dillerde yazýlmýþ olmasý bir çok ne kadar Þehristanî Yezidîliðin araþtýrmacýnýn sýnýrlarýný zorladý ve doðuþu hakkýnda yanlýþ bilgi verse onlarý olumsuz etkiledi; bu de en azýndan bu adýn tarih baðlamda kimileri Þemsî olarak sahnesine ne zaman çýktýðýna bilinen Yezidîleri Kürtlerin özbeöz iliþkin bir kaynaktýr. Þehristanî sabýk inancý olarak görürken Yezidîliði sehven konuyla ilgisi Þemsîlere dair menfî iddialarý göz olmayan Yezit bin Unaysa ile ardý ettiler. Oysaki ayný Þemsîleri iliþkilendirerek kendisinden sonra diðer kimi araþtýrmacýlar sapkýn bir yapýlacak çalýþmalarýn da yanlýþ yol Hristiyan Ermeni mezhebi olarak almasýna neden oldu ve bu inancý kabul ederken kimileri de onlarý sapkýn bir mezhep olarak Tahtacýlarla dindaþ kabul etti. Gerçi nitelendirdi. Kelâmcý Ýbn-i Teymiye bu dinî karýþma yalnýzca 'Mecmuatu er-Resaili el-Kübra' adlý araþtýrmacýlardan kaynaklanmýyor eserinde Yezidîleri açýklayýp onlarý zira Yezidîlerin dinî liderlerinden Ýslâm'a davet etti. Ýbn-i Teymiye Emir Muaviye bin Ýsmail göre Yezidîliðin doðuþuyla Zerdüþtîler, Dürzîler, Nusayrîler ve ilgilenmediðinden de hatanýn önü Þabaklar da Yezidîlerle dindaþ. alýnamadý böylece Þehristanî ve Yezidîlerle ilgili bir baþka Ýbn-i Teymiye yalnýzca dinî sorun da âdet ve ibadetleridir. Bir konularda araþtýrma yapanlarý deðil çoðu takýyye yapan ve komþu seyyahlarý da yanlýþa sevk etti. inançlarýn etkisinde kalan Yezidîler Doðulu gezginlerden Ýbninançlarýnýn bütün âdet ve i Batuta ve Evliya Çelebi'nin ibadetlerinden haberdâr deðiller. Yezidîler hakkýnda verdikleri hatalý Tarihleri boyunca Müslümanlarýn bilgiler hem ne denli etki altýnda veya Hristiyanlarýn baskýsýndan bir kaldýklarýný hem de sonraki çoðu ya artýk inançlarýndan nesilleri nasýl yanlýþ habersiz ya da korkudan ve bilgilendirdiklerini gösterir. aþaðýlanmaktan kendilerini Özellikle Evliya Çelebi Yezidîlerin gizlemeyi tercih ederler. Bu inançlarý, ibadetleri ve toplumsal
iliþkilerine dair Yezidîlerin kendisi yerine düþman olduklarý komþu halklardan edindiði bilgileri mübalaðalý bir þekilde aktarmakla yetindi. Osmanlý baþkentini fazla ilgilendirmeyen bu küçük topluluk 1. Dünya Savaþýnýn sonuna kadar ancak bölgedeki idarî merkezlerinin ilgisini çekti. Fakat bu ilgi yerel yöneticilerin Yezidî bölgelerini talanýndan öteye deðildi. Avrupalý ülkeler 19. yy.'ýn ikinci yarýsýndan itibaren doðudaki çýkarlarýný güvence altýna almak için seyyahlar, araþtýrmacýlar ve misyonerlerden oluþan gruplar göndermeye baþladýlar. Özellikle gayrimüslim ya da öyle saydýklarý topluluklar hakkýnda daha ayrýntýlý araþtýrmalar yapan bu gruplar tarihî geliþim süreçlerinin yaný sýra diðer dinlerle ve bilhassa Hristiyanlýk ile iliþkilerini ortaya koydular. Yezidîler de ayrýntýlý olarak araþtýrýlan bu topluluklardan biri oldu. Böylece Avrupalý araþtýrmacýlar klasik mezhep tarihçileri ve seyyahlara nispeten daha fazla bilgi edindiler ve bu araþtýrmacýlarýn arasýnda çok az sayýda bölgeyi ve araþtýrýlan topluluðun dilini iyi bilen Avrupalý araþtýrmacý objektif çalýþma yürütebildi. Macera, ganimet veya teblið çalýþmalarý için Doðuya gelen Batýlýlar çýkarlarý gereði yeteri kadar kanýtlarý olmadýðý halde Ýslâmiyet'ten saptýðýný sandýklarý topluluklarý Hristiyanlýðýn bir mezhebi olarak gösterdiler. Misyonerlerin zaten haklarýnda fazla bilgi olmayan Yezidîleri Hristiyanlýkla iliþkilendirmeleri zihinlerin daha da karýþmasýna neden oldu. Oryantalistlerin Yezidîlerin mizaçlarýna dair kullandýklarý aþaðýlayýcý tabirler aslýnda Batýlýlarýn Doðululara bakýþýný yansýtýr. Fransýz oryantalisti Roger Lescot bir çalýþmasýnda Yezidîleri cahil ve yavaþ düþünmekle itham eder. Halk arasýnda Lezgin Aða adýyla tanýnan Lescot'un bu aþaðýlayýcý tavrý büyük olasýlýkla 1832'de yaptýðý Yezidî katliamýyla tarihe geçen Emîr Bedirhan'ýn soyundan gelen Kâmuran ve Celâdet Ali Bedirhan kardeþlerle olan arkadaþlýðýndan kaynaklanýr. Seyyah O.H. Parry de yerli halký 'çarpýk bir dürüstlük anlayýþýna sahip' ve 'ahmak' olmakla itham eder. 20. yy.'ýn son çeyreðinde bilhassa ilahiyat çalýþmalarý yapan araþtýrmacýlar Ýslâmiyet'le ilgisi olmayan ya da artýk kalmamýþ Yezidîliði Ýslâmî bir mezhep olarak tanýtmaya çalýþtýlar. Diðer yandan Avrupa'ya göç eden Yezidîler daha demokratik ve müreffeh ortamdan faydalanarak kendilerini ve kutsal metinlerini ifþa etmekten çekinmediler ve Kutsal kitaplarý Kitab-ý Cilve'nin daha ilk bölümünde geçen “...bunu da bu dinden olmayanlarýn okumasý caiz deðildir” ayetini göz ardý edip Internet'te yayýmladýlar. Devamý Yarýn
7
13 Aðustos 2014 Çarþamba
Cemil Gündoðan Ortadoðu'nun Ufalanma Süreci-2
Ulus-üstü Entegrasyon ile Ulus-altý Ayrýþma Eðilimleri
D
ünya, bir süreden beridir, kimi araþtýrmacý ve teorisyenlerin “post-modern”, kimilerinin de “geç-modern” diye kavramsallaþtýrdýklarý yeni bir döneme girmiþ bulunuyor. Ortadoðu'daki ufalanma sürecini anlamak için bu dönemin bazý özelliklerine de bakmamýz gerekiyor. Yeni dönemin rahatlýkla gözlenen özelliklerinden biri, ulus-üstü düzeyde merkezileþip bütünleþme eðiliminin, ulus-altý düzeyde ise ayrýþýp küçük gruplara bölünme eðiliminin güçlenmesidir. Örneðin üst düzeyde Avrupa Birliði türünden merkezi, kýtasal birlikler oluþurken, daha alt düzeylerde kültürel kimlikler, mekanlar, meslekler vs. etrafýnda þekillenen, fakat çoðunlukla sýnýrlarý muðlak yeni topluluklar boy vermektedir. Bir de sözü edilen iki düzeyin ortasýndaki ulusal düzey var. Kural olarak devletler kademesine denk gelen bu düzey, birinci ve ikinci düzeylerdeki güçlenme oranýnda gerilemekte ve sözü edilen iki eðilime ödemede bulunmaktadýr. Mesela bugün Almanya'nýn, Ýsveç'in ya da Hollanda'nýn baðýmsýz yani ulusal bir göçmen politikasý olduðunu söylemek zorlama olur. Göçmenlikle ilgili Brüksel'de yapýlan düzenlemeler, Almanya'yý da, Ýsveç'i de, Hollanda'yý da… baðlamakta ve ulusal yasalarýn ve kararnamelerin yerine geçmektedir. Medeni hukuk, icra hukuku, ticaret hukuku gibi birçok alanda benzer bir merkezileþme ve standartlaþma gözlenmektedir. Henüz AB üyesi olmadýðý halde Türkiye'nin önüne konulan AB uyum paketleri veya Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi'nin Türkiye'de fiilen bir içtihat merciine dönüþmeye baþlamasý, geliþmenin yönünü gösteren iki tipik örnektir. Ama ulusal düzeyi kemiren sadece yukarýya devredilen hak ve yetkiler deðildir. Bazý hak ve yetkiler de aþaðýya, yani yerel yönetimlere devredilmektedir. Bu da dünya ölçeðinde geçerli bir eðilimdir. Mesela Türkiye'de Kürt sorununun çözümü olarak 28 Þubat'tan beri lafý edilen yerel yönetimlerin güçlendirilmesi lafý, bu küresel eðilimden güç almaktadýr. Özetle, ulusal düzey dediðimiz orta kademe, üstteki ve alttaki düzeylerde ters yönlere doðru gerçekleþen hareketlerin sonucunda alan
kaybetmektedir ve bu durum, bir komplo olarak deðil, dünyanýn genelinde ve tarihsel-sosyolojik bir süreç olarak yaþanmaktadýr. Ortadoðu da ayný sürecin etkisi altýndadýr ve bölgedeki ufalanmayý bu süreçten baðýmsýz olarak ele almak doðru olmaz. *** Ortadoðu'da Avrupa Birliði benzeri somut bir üst bir yapýnýn ortaya çýkmamýþ olmasý, yanýltmamalýdýr. Evet, cisimleþmiþ bir üst/kýtasal devlet, Avrupa Birliði dýþýnda henüz dünyanýn hiçbir bölgesinde yoktur. Ama dünyanýn bütün bölgelerinde devletler ötesi birlikleri düzenleyen organlar, yapýlar ve kurumlar vardýr ve bunlarýn sayýsý her geçen daha da artmaktadýr. Bakmasýný bilen için, Ortadoðu'da da benzer bir eðilimin varlýðýný tespit etmek zor deðildir. Bunu derken sadece Ýslam Ýþbirliði Teþkilatý gibi görece eski organizasyonlarý kastetmiyorum. El-Kaide'nin bölgeyi kucaklayan federal örgütlenmesi de, IÞÝD'in sýnýr aþan örgütlenmesi ve eylemleri de, Müslüman Kardeþlerin bölgede bir Ýhvan enternasyonali kurma hayalleri de, Selefistlerin bölgesel yayýlma çabalarý da, Ýran'ýn bir Þii Yayý oluþturma gayretleri de… ayný uluslarüstü/devletler-üstü eðilimin deðiþik tezahürleridir. Hatta Abdullah Öcalan'la Yalçýn Küçük'ün arada bir telaffuz ettikleri Ortadoðu Birliði/Ortadoðu Konfederasyonu laflarý bile farklý hesaplarla söylenmiþ olsalar da- ayný eðilimden güç almaktadýr. Fakat hiç kuþku yok ki, Ortadoðu söz konusu olduðunda, anýlan tarihsel sürecin göze en fazla batan sonuçlarý orta ve alt kademelerde yaþananlardýr. Orta kademede, devletler eski etki alanlarýný yitirmektedir. Bugün Ortadoðu'daki hiçbir devlet otuz yýl öncesindeki kadar geniþ alanlarý kontrol edebilecek durumda deðildir. General Sisi'nin askeri rejiminde bile devlet, toplumun sadece yarýsýna hükmedebilmektedir. Türkiye'de ve Ýran'da halkýn neredeyse yarýsý, giderek artan oranda, devleti elinde bulunduranlarýn temsilciliðini yaptýðý toplumsal kesimlerle bir arada yaþayamayacaðý hissine kapýlmaktadýr (Mýsýr'da Sisi iktidarýndan hemen önceki aþama). Libya, Tunus, Yemen, Suriye ve Irak gibi ülkelerde ise devletin kontrol edebildiði alanlar
neredeyse haftalýk olarak deðiþmektedir. Nitekim Türkiye'de genellikle bu kademedeki deðiþiklikler görülmekte ve yorumlanmaktadýr. Dünyadaki çatýþmayý, küresel sermaye ile ulusal devletler arasýndaki çatýþma olarak tanýmlayan Mahir Kaynak da, “Kemalist Cumhuriyet saldýrý altýndadýr!” diye feryat eden Perinçek de ara kademede sözü edilen erezyondan hareket etmektedirler. Açýk konuþmak gerekirse, þimdilerde “devlete kumpas kuruldu” lafýyla Erdoðan'ýn da dahil olduðu bu devletmuhipleri korosunun geleceði parlak deðildir. Çünkü tarihsel eðilim, devletlerin oluþturduðu ara kademenin daha da incelmesi yönündedir. Bazý uluslararasý komplolarýn bu eðilimi sömürmeye çalýþtýðý ne kadar doðruysa, bunun konspirasyonla ilgili bir geliþme olmayýp tarihsel-sosyolojik bir eðilim olduðu da o kadar doðrudur. Bir diðer tarihselsosyolojik eðilim, ulus-altý düzeyde yeni topluluklarýn oluþmasýdýr. Bu eðilimin bir ifadesi olarak her geçen gün deðiþik kültürel ilkeler üzerinde þekillenen yeni topluluklar doðmakta, bazý eski kimlikler aktifleþip yeni anlamlar kazanarak toplumdaki eski ulusal tahayyüllerin yerine geçmektedir. Eskiden kendini, bir ve ayný ulusun parçalarý olarak gören bazý toplum kesimleri, artýk kendilerini yeni biçimlerde tanýmlamaya, bazen ulus dairesi içinde hareket ederken bazen de bu dairenin tümüyle dýþýna çýkmaya baþlamaktadýrlar. Mesela, dün BAAS'ý kuracak kadar Arap milliyetçiliði bayraðýný yükselten Suriyeli Hýristiyan Araplar bugün kendilerini ayný düzeyde ve ayný anlamda Arap hissedebilirler mi? Ya da Nasýr döneminin Kýptileri ile bugünkü Mýsýr'da yaþayan Kýptiler Mýsýr kimliði hakkýnda ayný düþünce ve duygularý taþýyabilirler mi? Keza Irak'taki Þii Araplar ile Sünni Araplar eskiden mezhep karþýtlýðýna raðmen kendilerini ayný ulusun parçalarý olarak tahayyül ederlerdi. Özellikle de modern tedrisattan geçmiþ þehirli kesim böyle hisseder ve davranýrdý. Peki, bugün de ayný þekilde hissedip davranacaklarýný söyleyebilir miyiz? Bingazi'nin Araplarýyla Trablusgarp'ýn Araplarý da Libyalý olmaktan ayný þeyleri anlamýyorlar artýk… Ýlerleyen bölümlerde göreceðiz ki bütün bunlar, Ortadoðu'ya özgü durumlar da deðildir. Daha küresel bir durumla karþý karþýyayýz. Bunu derken, orta kademenin, yani ulusal düzeyin artýk tümüyle iþlevsizleþtiðini veya ortadan kalkmak üzere olduðunu söylemek istemiyorum. Bu noktanýn henüz çok uzaðýndayýz. Ulusal
düzey -ki Kürtler gibi devletlerini kuramamýþ ulusal topluluklar dýþýnda esas olarak devletler düzeyine denk gelirhala birçok þeyi belirleyen düzey olmaya devam ediyor. Ancak daha aþaðýdaki düzeyde boy veren yeni topluluklarýn ulusal düzeyi kemirmeye baþladýðý da bir baþka gerçek. Ulusal düzeyin hakim olaný, ulus-altý düzeylerdeki oluþumlarýn ise tarihsel planda güçlenmekte olaný ifade ettiði söylenebilir. Peki, bütün bu bölünme ve ufalanmalarý nasýl tanýmlayabiliriz? Balkanlaþma mý? Balkanlaþma, meþruiyetleri tartýþmalý hale gelmiþ ve iç çekiþmelere konu devletlerin, dýþ müdahalelerin de katkýsýyla küçük birimler halinde ufalanmasýný anlatan bir kavramdýr. Ýlk bakýþta Ortadoðu'da yaþanan þeyin bir Balkanlaþma süreci olduðu düþünülebilir. Nitekim bazý yazarlar buradan mülhem Lübnanlaþma kavramýný kullanmýþlardýr. Bazý önemli veçheleri göz önünde bulundurulmazsa Ortadoðu'daki mevcut sürecin bu kavramla tanýmlanmasýna itiraz etmek zordur. Fakat bölünmelerin içinde cereyan ettiði tarihsel-küresel baðlamý göz önüne getirdiðimizde, yaþanan þeye Balkanlaþma demek zorlaþýr. Çünkü bu kavrama adýný veren Balkanlar'da 18. yüzyýlýn sonlarý ile 19. yüzyýlýn ilk yarýsýnda þahit olduðumuz çatýþma ve bölünmeler, küresel ölçekte entegrist (kaynaþtýrýcý/kaynaþmacý) eðilimlerin yükseliþte olduðu bir dönemde gündeme gelmiþti. Nitekim etkileri bu entegrist eðilimin de katkýsýyla sýnýrlý kaldý. Tito'nun, Ýkinci Dünya Savaþý sýrasýnda iþgal edilip küçük parçalara ayrýlan Yugoslavya'yý yeniden toparlamayý baþarmasýn nedenlerinden biri de entegrizmin damgasýný vurduðu dönemin tarihselsosyolojik eðilimiyle uyumlu bir pozisyondan iþliyor olmasýydý. Nitekim ayný Balkan topluluklarý 1990'larýn baþlarýnda, ama bu kez küresel ölçekli çözülme (disintegration) trendinin etkisindeyken dýþ müdahaleye maruz kaldýklarýnda, tespih tanesi gibi daðýldýlar. Ýkinci Dünya Savaþýndan bütünlüðünü koruyarak çýkabilen Yugoslavya'dan bugün yaklaþýk yarým düzine devletin çýkmýþ olmasý, küresel ölçekli tarihsel-sosyolojik eðilimlerin, içerideki toplumsal ve siyasal geliþmeler üzerinde ne tür etkilerde bulunabileceðini gösteren bir örnektir. Meselenin bu boyutunu göz önünde bulundurarak diyebiliriz ki, Balkanizasyon kavramý, Ortadoðu'daki mevcut bölünmeleri bazý açýlardan izah etmekle birlikte, bu bölünmelerin arkasýndaki önemli bir tarihsel-küresel
faktör hakkýnda bir þey söylemediði için sýnýrlý bir açýklama gücüne sahiptir. Geleneksel bölünmeler mi? Ortadoðu'daki süreci, sadece mezhep ve tarikat gibi geleneksel bölünme etkenleriyle izah etmenin de benzer sorunlarý vardýr. Doðrudur, bunlar da günümüz Ortadoðu'sunda birer bölünme etkenidirler. Fakat dünden farklý olarak, küresel ölçekte hissedilen bir çözülme eðilimiyle bir arada iþlemektedirler. Dolayýsýyla Ortadoðu'da olup bitenleri klasik bölünme etkenleriyle izah etmek, týpký Balkanizasyon kavramlaþtýrmasýnda olduðu gibi olayýn önemli bir boyutunu göz ardý etmek anlamýna gelecektir. Fakat asýl terslik, Ortadoðu'da yaþanan ayrýþmalarýn sadece geleneksel çizgiler üzerinden yürümüyor olmasýdýr. Türkiye, Mýsýr, Suriye, Tunus gibi ülkelerdeki en keskin bölünmeler, tarikatsal veya mezhepsel bölünmeler deðildir. 19. yüzyýldan beri iþleyen Ortadoðu'ya özgü bir modernizm programýnýn hayat verip güçlendirdiði toplumsal kesimler ile buna gelenekselcilik zemininden itiraz edenler arasýndaki bölünmelerdir. Bu tarz bir bölünme tamamýyla modern bir fenomendir ve bunu geleneksel bölünmelerle ayný terimlerle tanýmlamak doðru olmaz. Toparlarsak, Ortadoðu'daki bölünme ve ufalanmalarý klasik Balkanizasyon süreçleriyle veya geleneksel bölünmelerle izah etmek doðru deðildir. Dünyanýn içine girdiði yeni dönemde öne çýkan uluslarüstü bütünleþme ve uluslar-altý ayrýþma eðilimlerinin etkisiyle oluþan yeni topluluklarý da kucaklayan yeni bir kavramlaþtýrmaya ihtiyacýmýz vardýr. Bu yazýda kullanýlan cemaat (community) kavramý iþte bu ihtiyacý gidermek amacýyla düþünülmüþtür. Dünya, adýna “post-modern” veya “geç-modern” denilen yeni dönemle birlikte, ulusaltý düzeyde bir cemaatleþme sürecine girmiþtir, Ortadoðu da yaþanan ufalanma, bir yanýyla bu eðilimin ifadesidir. Buradaki “Cemaat” sözcüðünü sevmeyenler olabilir. Öncelikle dini oluþumlarý akla getirdiði için. Bu açýlardan sorunlu bir kavram olduðunu ben de kabul ediyorum. Zira buradaki anlamýyla dinsel olmayan gruplaþmalarý da ifade ediyor. Böyle olmakla birlikte, daha iyi bir kavram buluncaya kadar kullanmakta bir sakýnca görmüyorum. Gelecek yazýda cemaatleþmeye bakmaya devam edeceðiz. cemil_gundogan@yahoo.se
13 Aðustos 2014 Çarþamba
USTAD’tan Erdoðan’a tebrik 1
0 Aðustos Cumhurbaþkaný seçim sonuçlarýyla ilgili olarak Mardin merkezli düþünce kuruluþu USTAD’ýn Baþkaný Ahmet Akgül Türkiye’nin 12.Cumhurbaþkaný Recep Tayýp Erdoðan’ý bir basýn açýklamasýyla tebrik etti. Akgül þunlarý söyledi; “Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en anlamlý seçimlerinden birini yapmýþ ve Sayýn Erdoðan’ýn “Devletin deðil, milletin tarafýnda olmak” söylemine onay vermiþtir. Sayýn Erdoðan’ýn 11 yýllýk baþbakanlýðý süresince 80 yýldýr millete dayatýlan ve dokunulamayan tabulara dokunarak kendi dertleriyle dertlendiði, dil ve dini yaþamý kýsýtlayan çaðdýþý yasaklarý kardeþlik adýna ayaklarý altýna aldýðý, Ýslam ümmetinin Myanmar, Somali, Gazze, Bosna, Mýsýr, Suriye ve diðer mazlum ve maðdurlarýna gür sesle sahip çýktýðýna kanaat getirdiði için ilk turda vizeyi vermiþtir. Seçmen, sandýkta verdiði oylarýn birçok darbe planý ve muhtýralarla bitirilmek istendiði, çizilen sýnýrýn dýþýna çýkan siyasetçinin yapay isyanlar ve ucu dýþarýda
G
BASINDAN Telâþa gerek yok
C
umhurbaþkaný seçmek üzere sandýk baþýna gitmemizin üzerinden 24 saat bile geçmeden nurtopu gibi yeni bir konumuz oldu: Ak Parti içerisinde çekiþme... Cumhurbaþkaný Abdullah Gül yýllardýr kendisini izleyen muhabirleri Çankaya Köþkü'ne çaðýrmýþ ve onlara ''Partime döneceðim'' demiþ... operasyonlarla alaþaðý edilmek istendiði bir Türkiye arzu etmediðini ve bundan sonra da müsaade etmeyeceðini göstermiþtir. Sayýn Erdoðan’a milletin verdiði bu yetki, ayný zamanda yeni anayasanýn bir an önce çýkartýlmasý yetkisi olarak ta anlaþýlmalýdýr. Her kesimi kucaklayan, son günlerde ülke gündemini oldukça meþgul eden ve ayný hassasiyetleri taþýyan insanlarý rencide eden söylemlere nokta koymak için verilen bir yetki
þeklinde de anlaþýlmalýdýr. Yeni mutlu azýnlýklarýn oluþmasýna mani olmak ve birlikte çokluk saðlayanlarýn hüküm süreceði Yeni Türkiye hayaline verilen bir destek þeklinde de anlaþýlmalýdýr. Çözüm sürecinin istismarcýlar yerine daha samimi topluluklarla devamýndan yana bir tercih olarak anlaþýlmalýdýr. Bu vesileyle Sayýn Erdoðan’ý tebrik ediyor, sonuçlarýn ülkemiz ve bölgemiz için hayýrlara vesile olmasýný diliyoruz.” » M. Sait Çakar
Suriye sýnýrýnda bin 47 kiþi yakalandý enelkurmay Baþkanlýðý, Suriye sýnýrýnda 18-24 Temmuz 2014 tarihleri arasýnda bin 47 kiþinin yakalandýðýný, bu kiþilerle bazý mühimmat ve uyuþturucu madde ile büyükbaþ ve küçükbaþ hayvanlarýn ele geçirildiðini bildirdi. Genelkurmay Baþkanlýðýnýn internet sitesinden yapýlan açýklamada, önemli sýnýr olaylarýna iliþkin bilgi verildi. Buna göre, Suriye sýnýrýnda 18-24 Temmuz 2014 tarihleri arasýnda, bin 47 kiþi ile 28 adet piyade tüfeði, 71 adet piyade tüfeði þarjörü, 2 bin 450 adet piyade tüfeði mermisi, 3
8
adet makinalý tüfek, 832 adet makinalý tüfek mermisi, 2 adet keskin niþancý tüfeði, 2 adet makinalý tabanca, 2 adet tabanca, bir adet av tüfeði, bir adet roket atar, bir adet roket atar mühimmatý, 4 adet el bombasý, 512 bin 720 litre akaryakýt, 94 kilogram uyuþturucu madde, 6 bin 302 karton sigara, 872 kutu muhtelif ilaç, 195 adet büyükbaþ/küçükbaþ havyan, 2 adet yük hayvaný, 23 adet muhtelif motorlu araç, 28 adet muhtelif araç yedek parçasý, 16 adet cep telefonu, 2 bin 342 kilogram muhtelif gýda maddesi, 75 adet muhtelif giyim eþyasý, 12 top suni deri, 335
kilogram bakýr, 14 bin 500 Suriye Lirasý, akaryakýt kaçakçýlýðýnda kullanýlan 100 adet bidon ve 11 bin 950 metre boru ele geçirildi. Kara Kuvvetleri Komutanlýðý Hudut Birlikleri tarafýndan ele geçirilen malzemelerin kolluk kuvvetlerine teslim edildiði, akaryakýt kaçakçýlýðýnda kullanýlan bidon ve borularýn, ilgili Cumhuriyet Savcýlýðý talimatý ile imha edildiði kaydedildi. Öte yandan Ýran sýnýrýnda ayný dönem içerisinde, 22 kiþi ile 2 bin 464 litre akaryakýt, 202 karton sigara, 2 bin 500 kilogram uyuþturucu madde, 37 bin 360 adet cinsel güç artýrýcý hap, 3 adet muhtelif motorlu araç, 12 adet cep telefonu, 140 adet muhtelif giyim eþyasý, 43 kilogram muhtelif gýda maddesi, 6 adet yük hayvaný ve akaryakýt kaçakçýlýðýnda kullanýlan 26 adet bidon ele geçirildi. Irak sýnýrýnda da 18-24 Temmuz günleri arasýnda, 36 kiþi ile 2 bin 240 litre akaryakýt ve 100 kilogram muhtelif gýda maddesinin yakalandýðý belirtildi. Yunanistan sýnýrýnda dönem içerisinde 249, Bulgaristan sýnýrýnda da 222 kiþinin yakalandýðý kaydedildi. » (AA)
Ak Parti genel baþkan yardýmcýsý Hüseyin Çelik ise Tayyip Erdoðan'ýn rekor oyla cumhurbaþkaný seçilmesiyle boþalan genel baþkanlýk koltuðu için yapýlacak parti kongresinin tarihini 27 Aðustos olarak açýklamýþ... Gül'ün, yerine seçilen Tayyip Erdoðan'a görevi devredip Çankaya'dan ayrýlacaðý 28 Aðustos'tan bir gün önce... Kýnadýðým sanýlmasýn; elbette bu bir günlük takdim-tehirden her türlü anlam çýkarýlabilir. Nitekim pek çok yorumcu ''Abdullah Gül'ün 'Ben varým' mesajýna Ak Parti'nin 'Hayýr, yoksun' karþýmesajý'' olarak algýladý bu geliþmeyi...
kendisi için en ideal yolu deðil de macerayý seçeceðini düþünmek abesle iþtigal etmektir... 'En ideal yol' hangisidir Ak Parti için? Aslýnda cevabý aranmasý gereken esas soru budur. Cumhurbaþkaný seçilen Tayyip Erdoðan karizmatik bir lider; Ak Parti onun baþýnda bulunduðu yýllar boyunca, sadece izlenen politikalarýn deðil, liderinin karizmasýnýn da yararýný gördü. Ancak Tayyip Erdoðan Çankaya'ya çýktýktan sonra, istese ve çaba gösterse de, partisinin oylarýna katký saðlayan rutinin dýþýnda kalacaktýr. Ak Parti için miting düzenleyemeyecek, vatandaþtan oy isteyemeyecektir. Bundan sonra Ak Parti kendi baþýnýn çaresine bakmak zorunda. Çare ise, baþýna, halkýn ilgisini ve kendisini iktidarda tutan yüksek oyu çekmeye devamý saðlayacak birini geçirmektir. Kim olabilir bu kiþi?
Oradan da Ak Parti içi liderlik çekiþmesinin baþladýðý sonucuna varýldý. Acaba öyle mi? Soruya en saðlýklý cevabý verebilmek için Ak Parti'nin rasyonel bir yapý olduðu gerçeðini hatýrlamak gerekiyor. Kuruluþu üzerinden sadece bir yýl geçtikten sonra iktidarý yakalamýþtý Ak Parti. Siyasi yasaklý liderinin altý ay gibi kýsa bir süre sonra Meclis'e girmesini ve baþbakanlýðý üstlenmesini de saðladý. 1 Mart (2003) tezkeresini, emuhtýrayý ve kapatýlma davasýný savuþturmayý bildi. Týpký 12 yýl iktidarda kalmayý ve içinden iki cumhurbaþkaný çýkarmayý bildiði gibi. Her seçimden oylarýný artýrarak çýkmayý baþarmasýný da unutmayalým. Son genel seçimde oylarýn yüzde 50'sini, halkýn seçtiði ilk cumhurbaþkaný seçiminde ise yüzde 52'sini aldýðýný da... Böyle bir partinin
Sanýyorum, 15 gün sonra toplanacak Ak Parti kongresinin delegeleri kendileri ve ülkeleri için tarihi önemde bir karar vereceklerinin farkýndadýr. Liderlerini Çankaya'ya çýkarmayý baþaran bir siyasi kadro olarak, iktidarda kalmalarýný saðlayacak yeni bir genel baþkaný da bulacaklardýr. Abdullah Gül ise Abdullah Gül, bir baþkasýysa, o... Eðer kararlarý ''Partime döneceðim'' mesajý veren Gül'den yana olacaksa kongrenin devirteslim töreninden bir gün önce toplanacak olmasý buna engel teþkil etmez; delegelerin toplanýp genel baþkan seçimini ertesi güne býrakmalarý istenilen sonucu almaya yeter... Önlerinde iki hafta gibi azýmsanmayacak bir süre var ve bu süreyi partileri açýsýndan en doðru karara ulaþmak amaçlý istiþarelerle geçirecektir Ak Partililer... Göreceðiz, en doðru karara varýlacaktýr.
9
13 Aðustos 2014 Çarþamba
Kitap Köþesi Dünya-Tarihinin Sýnýrýnda Tarih
» Sayfa 8’de
Sömürgecilik-sonrasý tarihyazýmýný besleyen en önemli akýmlardan biri diyebiliriz Madun Araþtýrmalarý (Subaltern Studies) için. Grubun kurucu isimlerinden Hintli tarihçi Ranajit Guha'nýn, Avrupamerkezci tarih felsefesi yaklaþýmýný eleþtiren bu kitabý, tarihyazýmýný derinden etkileyerek haklý bir ün kazanmýþ, yakýn zamanlarýn klasikleri arasýna girmiþtir. Birçok ülkenin tarihinin, Batýlý tarih felsefesinde kendine dayanak bulan emperyalist amaçlarla yazýldýðýný, bazý halklarýn "tarihsizliðe" layýk görülerek bütünüyle yok sayýldýðýný, birilerinin tarihin hikâyelerinden sürekli dýþlandýðýný biliyoruz. Guha'nýn açtýðý yolun önemi, tarihten dýþlanmýþ madunlarý tekrar tarih sahnesine dahil etmenin yöntemini araþtýrmýþ olmasýdýr. Guha, insanlýk tarihini devlet ve imparatorluklarýn, büyük adamlar ve çatýþan medeniyetlerin herhangi bir ahlâki kaygý güdülmeksizin tutulan kayýtlarýna indirgemekle suçlar tarih felsefesini ve "tarihsizler"in tarihin aktörleri haline gelebilecekleri farklý bir tarihçiliðin koþullarýný tartýþýr. Avrupamerkezci ve devletçi Dünya-tarihi anlayýþýnýn çizdiði sýnýrlarýn ötesine geçebilmek için ne yapmalý? Tarihçiler anlatýlarýný, "tarihsiz halklar"ýn geçmiþ deneyimlerini ve gündelik hayatýn tarihselliðini içerecek hale nasýl getirebilirler?
Derleyen: M. Sait Çakar
Galaksinin Koruyucularý
Eser Adý Yazar Adý Çeviren Orijinal Adý Sayfa Sayýsý Yayýnevi
: Dünya-Tarihinin Sýnýrýnda Tarih : Ranajit Guha : Erkal Ünal : History at the Limit of World-History : 142 : Metis Yayýnlarý
Yazar tarihçilerin bunu en baþta edebiyattan öðrenebileceklerini ileri sürüyor. Ünlü Hintli þair Tagore'un kitapta ek olarak yer alan "Edebiyatta Tarihsellik" yazýsýnda savunduðu "tarihçilerin indirgeyici yaklaþýmlarý karþýsýnda yaratýcý bireyin kendine özgü tarihselliði" fikrinden hareketle, tarihçileri baþka bir tarih yazmaya çaðýrýyor: Hegel'in baþta ortaya attýðý, ardýndan "tarihin nesri"ne kurban ettiði "dünyanýn nesri"ne gerçekten açýk bir tarih...
En çok dramatik diziler þikayet edildi
R
adyo ve Televizyon Üst Kuruluna (RTÜK) geçen yýl en çok dramatik dizilerle ilgili þikayetler yapýldý. Dizilerle ilgili þikayette bulunanlarýn yüzde 56'sýný, "1025" yaþ aralýðýndaki gençler oluþtururken, bu yapýmlardan en fazla (yüzde 79) erkekler rahatsýz oldu. AA muhabirinin edindiði bilgiye göre, RTÜK Kamuoyu, Yayýn Araþtýrmalarý ve Ölçme Dairesi Baþkanlýðý geçen yýl kuruma ulaþan þikayetlerin yoðunlaþtýðý program türlerini, cinsiyet ve yaþ gruplarýna göre bildirim daðýlýmýný, en çok hangi konularda þikayet geldiðini
Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü & Ýnternet Editörü
M.M. Sait SaitÇakar Çakar
Vizyona Giren Filmler
araþtýrdý. Buna göre, 2013 yýlýnda RTÜK Ýletiþim Merkezi, web sayfasý üzerindeki e-form ve e-posta aracýlýðýyla kuruma 118 bin 416 bildirim gelirken, bazý vatandaþlarýn yaptýðý birden fazla bildirimle bu sayý 202 bin 224'e ulaþtý. Sadece dramatik diziler hakkýnda 51 bin 285 (yüzde 43) þikayette bulunuldu. En çok erkek izleyici þikayet etti Vatandaþýn en çok þikayet ettiði program türü "dramatik diziler" olurken, bu dizilerin en çok (yüzde 79) erkek izleyicileri rahatsýz ettiði görüldü. Dramatik dizileri þikayet edenlerin yüzde 56'sýný "10-25 yaþ" arasýndaki gençler oluþturdu. En çok þikayet alan üç diziden ikisinin, "gençlere yönelik" olduðu söylenen ve lise dönemini kapsayan diziler olmasý dikkat çekti. Bu arada, bir dizide, bir spor kulübüne ait bayraðýn çöp kutusuna atýlmasýnýn da gençlerden büyük tepki aldýðý fark edildi. Dramatik diziler program türüne gelen bildirimlerin yüzde 38'i "kiþilik haklarýný ihlal ve iftira-hakaret" gerekçesiyle, yüzde 29'u "program kaldýrýlsýn" talebiyle ve yüzde 10'u "çocuk ve gençlerin geliþimini olumsuz etkileyebilecek yayýn" olduðu iddiasýyla yapýldý. En çok þikayet alan üç dizi Lise öðrenimi gören öðrencilerin okulda yaþadýðý olaylarý kurgulayan "Bizim Okul" ve "Pis Yedili" adlý diziler, bu program türü hakkýnda kaydedilen "eðitime aykýrý ve zararlý yayýn" kriterine iliþkin þikayetlerin yüzde 96'sýný aldý. Diziler hakkýnda "çocuk ve gençlerin geliþimini olumsuz etkileyebilecek yayýn" kriterine dönük olarak yapýlan bildirimlerin yüzde 78'i de bu iki diziye iliþkin gerçekleþti. Öðrenci davranýþlarýnýn gerçeði yansýtmadýðý, öðretmenlerin aciz gösterildiði vurgusundan dolayý, "kiþilik haklarýný ihlal ve iftira-hakaret" konulu kritere iliþkin þikayetler, bu iki dizi için yüzde yüzde 19 seviyesine ulaþtý. » (AA)
Filmin Adý: Galaksinin Koruyucularý Filmin Türü: Bilimkurgu Filmin Süresi: 2s 11dk Filmin Özeti: Kendisine Star-Lord lakabýný takan maceracý Peter Quill, esrarengiz bir küreyi çalýnca güçlü, hýrslý ve ihtiraslý bir kötü adam olan Ronan'la baþý derde girer. Ronan'ýn tek amacý küreyi ele geçirmektir ve bu hayali tüm evreni tehdit altýna alabilir. Quill, ondan kurtulmak isterken bir anda kendisini birbiriyle hiçbir ilgisi olmayan uyumsuz bir ekibin içerisinde bulur; tehlikeyi yok etmek isteyen Star-Lord, silahlý bir rakun olan Roket, Rakun'un yoldaþý olan aðaç kýlýklý Groot, ölümcül yeþil kadýn Gamora ve gözünü intikam hýrsý bürümüþ Yokedici Drax ile iþbirliði içerisine girer. Galaksinin Koruyucularý olarak anýlan bu beþli, evren için gerçekten tehlike arz eden bu kürenin
gücüne ve peþindeki düþmanlarýna karþý ne yapacaktýr? Marvel'ýn "Guardians Of The Galaxy" adlý çizgi romanýndan uyarlanan filmin yönetmenliðini Slither ve Super filmlerinin yönetmeni James Gunn üstlenirken baþrol ve seslendirme kadrosunda Chris Pratt, Vin Diesel, Bradley Cooper ve Zoe Saldana gibi isimler bulunuyor.
Attila Marcel Filmin Adý: Attila Marcel Filmin Türü: Komedi Filmin Süresi: 1s 42dk Filmin Özeti: Çocukluðundan bu yana kendini büyüten iki halasýyla birlikte Paris'te yaþayan Paul artýk 30'lu yaþlarýndadýr ve halalarýnýn da teþvikiyle piyano ve müzik tutkusundan vazgeçmemiþtir. Halalarý da Paul'un baþarýlý bir piyano virtüözü olmasýný isterler ve genç adamýn tüm zamaný halalarýyla birlikte piyano derslerinde geçer. Kendini dýþ dünyadan soyutlayýp tamamen müziðe odalanan Paul'un hayatý ayný apartmanýn dördüncü katýnda yaþayan Bayan Proust'la tanýþtýktan sonra deðiþmeye baþlayacaktýr. O güne dek ailesinin iki yaþýndayken öldüðünü düþünse de sýradýþý Bayan Proust'un kendisi için hazýrladýðý özel bitki çayýný içince, hiçbir þeyin hatýrladýðý
gibi olmadýðýný fark eder. Çayýn ardýndan hafýzasýndaki kayýp hatýralar ortaya çýkmaya baþlar... Belleville'de Randevu ve Sihirbaz animasyonlarýyla tanýdýðýmýz, dört Oscar adaylýðý bulunan Sylvain Chomet ilk canlý aksiyon filmiyle karþýmýza çýkýyor. Filmin baþrolleriniyse Guillaume Gouix, Anne Le Ny ve Bernadette Lafont paylaþýyor.
10
13 Aðustos 2014 Çarþamba
Göz tansiyonuna dikkat! Mardin Park Hastanesi Göz Hastalýklarý Doktoru Op. Dr. Kemran Gök, “Halk arasýnda göz tansiyonu veya karasu olarak da bilinen bu hastalýðýn 40 yaþ üzeri kiþilerde sýk görülüyor” dedi...
M
Olaylara karýþan Suriyeliler Nusaybin’deki kampa gönderildi
K
onya'da, olaylara karýþtýklarý belirlenen 40 Suriyeli, Nusaybin'deki kampa gönderildi. Ýl Emniyet Müdürlüðü ekipleri, bazý Suriyelilerin son günlerde kentteki çeþitli olaylara karýþtýklarý ihbarý üzerine çalýþma baþlattý.
Adresleri tespit edilen sýðýnmacýlar, polis ekipleri tarafýndan Yabancýlar Þube Müdürlüðü'ne getirildi. Burada iþlemleri tamamlanan Suriyeliler, otobüsle Mardin'in Nusaybin ilçesinde sýðýnmacýlarýn kaldýðý kampa gönderildi. » (AA)
Suriyelilerle mahalleli arasýnda gerginlik
Þ
anlýurfa’da kýzlara sözlü tacizde bulunduðu ileri sürülen Suriyeliler ile mahalleli arasýnda gerginlik çýktý. Çýkan gerginliðe polis müdahale etti, 2 Suriyeli gözaltýna alýndý. Þanlýurfa’nýn Bamyasuyu Mahallesi'nde Suriyeliler ile mahalleli arasýnda gerginlik çýktý. Kýzlara sözlü tacizde bulunduðu öne sürülen 2 Suriyeli ile mahalleli arasýnda çýkan tartýþma kýsa sürede kavgaya dönüþtü. Görgü tanýklarýnýn ihbarý üzerine olay yerine çok sayýda polis sevk edildi. Polisler, gerginliði sonlandýrýrken Suriyeli 2 kiþi gözaltýna alýndý. Mahalleli, Suriyelilerin sürekli bayanlarý rahatsýz ettiðini öne sürerek yetkililerin mülteci sorununa çözüm bulmasýný istedi. Öte yandan dün akþam kaybolan Suriye uyruklu 34 yaþýndaki Mehssan Sattam'ýn cesedi sabah saatlerinde atýk sularýn geçtiði derede bulundu.
Sabah saatlerinde Süleymaniye Mahallesi'nden geçen Karakoyun Deresi'nde ceset gören vatandaþlar durumu polise bildirdi. Polis yaptýðý incelemeler sonunda cesedin Suriyeli olduðunu saptadý. Ölüm haberi üzerine dereye gelen yakýnlarý Sattam'ýn cesedini görünce gözyaþýna boðuldu. Sattam'ýn cesedi, polis ve itfaiye ekipleri tarafýndan halat yardýmýyla dereden çýkarýldý ve incelemenin ardýndan otopsi için Þanlýurfa Adli Týp Kurumu morguna gönderildi. Þanlýurfa’da 3 gün önce de benzer bir durum yaþanmýþtý. Açýk alanda Suriyeli bir bayanýn cesedi bulunmuþ yapýlan incelemeler sonucunda cinayetin namus cinayeti olduðu ortaya çýkmýþtý. Konuyla ilgili 2 Suriyeli gözaltýna alýnmýþtý. Böylece bir hafta içinde 2 Suriyeli cesedi bulundu. » (CÝHAN)
GÜNÜN OKURU
Ayetullah Aþýti - Esnaf
Gazetenizin haberleri ve yazar kadrosu çok iyi. Haber anlayýþýnýz objektif ve tarafsýz. Baþarýlar dilerim.
ardin Park Hastanesi Göz Hastalýklarý Doktoru Op. Dr. Kemran Gök dünyadaki körlük sebepleri arasýnda ilk sýralarda yer alan glokomun (göz tansiyonu), genellikle göz içi basýncýnýn yükselmesi sonucu görme sinirinin hasara uðramasýyla oluþtuðunu söyledi. Halk arasýnda göz tansiyonu veya karasu olarak da bilinen bu hastalýðýn 40 yaþ üzeri kiþilerde sýk görüldüðünü ve sinsi ilerlediðini ifade eden Gök, "Bu süre içerisinde glokomlu kiþilerin bir kýsmýnda, hastalýða ait herhangi bir belirti görülmez. Kiþinin görme alaný yavaþ yavaþ daraldýðýndan fark edilmesi çok zordur. Hastalara taný konulduðunda çoðunlukla
görme sinirinde onarýlmasý mümkün olmayan hasarlar oluþmuþtur. Glokomdan dolayý meydana gelen optik sinir hasarý ve körlüðün önlenebilmesi için erken teþhis ve erken tedavi kritik rol oynar. Erken tedavi ile görme kaybý önlenebilir. Bu nedenle göz hekimi tarafýndan düzenli aralýklarla yapýlan muayeneler çok önemlidir." dedi. Göz tansiyonu her yaþta ve her insanda görülebilmesiyle beraber bazý faktörlerin de görülme riskini arttýracaðýný belirten Gök, 40 yaþ ve üzeri kiþilerde, ailesinde glokom öyküsü olanlarda, þeker hastalarýnda, uzun süreli steroid kullanýmýnda, miyopi ve geçirilmiþ oküler travma ve cerrahi gibi durumlarda göz tansiyonu görülme riskinin
arttýðýný vurguladý. Gök, "Göz içi dokularýn beslenmesinde rol alan, göz içinde devamlý sirkülasyon gösteren aköz hümor sývýsýnýn bir þekilde drenaj yollarýnýn kapanmasý veya dýþa akýmýna karþý direnç oluþmasý nedeniyle göz içi basýncý artar. Bu basýnç artýþý, göz sinirinin beslenmesini bozarak sinir lifi kayýplarýna, görme alanýnda kayýplara ve en sonunda da körlüðe sebep olur." diye konuþtu. Göz tansiyonu teþhisinde genellikle ilk ve en önemli bulgunun, normalden yüksek ölçülen göz içi basýncý olduðunu anlatan Gök, "Bunun yanýnda görme alaný incelemesinde destekleyici ve ilerleyici kayýplar olmasý, sinir lifi hasarýnýn ortaya konmasý ve göz dibi incelemesinde göz sinirinde mevcut çukurlukta geniþlemenin görülmesi gibi bulgularla taný desteklenmektedir. Tedavi kýsmýnda ise ilaç tedavisi, lazer tedavisi ve cerrahi tedavi seçenekleri mevcuttur. Ýlaç tedavisi, ilk ve en sýk kullanýlan tedavi seçeneðidir. Aköz hümor üretimi baskýlanarak veya dýþa atýlýmý arttýrýlarak, göz içi basýncý düþürülerek koruyucu etki saðlanýr. Sonuç olarak glokom taný ve tedavisi açýsýndan özellikle aile öyküsü olan 40 yaþ ve üzeri kiþilerin, düzenli göz kontrolu yaptýrmalarýnýn önemini unutmamak gerekir." » Ali Edis þeklinde konuþtu.
Kayýsýya bir ayda yüzde 30 zam geldi
T
ürkiye Ýstatistik Kurumu'nun (TÜÝK) Temmuz ayý tüketici ve üretici fiyat endekslerine göre, son bir ayda kayýsýya yüzde 30 oranýnda zam geldi. Diyabakýr ve Þanlýurfa’yý kapsayan bölgede, enflasyon bir önceki aya göre yüzde 0,35 oranýnda yükseldi. Temmuz ayýnýn zam þampiyonu kayýsý olurken, en çok ucuzlayan ise kadýn ceketi oldu. TÜÝK Diyarbakýr Bölge Müdürü M. Salih Uras
tarafýndan yapýlan yazýlý açýklamada, Türkiye genelinde Temmuz ayýnda 2003 Temel Yýllý Tüketici Fiyatlarý Endeksi'nde, bir önceki aya göre yüzde 0,45, önceki yýlýn Aralýk ayýna göre yüzde 6,18, bir önceki yýlýn ayný ayýna göre yüzde 9,32, on iki aylýk ortalamalara göre ise yüzde 8,35 oranýnda artýþ gerçekleþti. Diyarbakýr ve Þanlýurfa bölgesinde ise bir önceki aya göre yüzde 0,35, önceki yýlýn Aralýk ayýna göre yüzde 5,47, bir önceki yýlýn
ayný ayýna göre yüzde 8,40, on iki aylýk ortalamalara göre yüzde 8,06 artýþ gerçekleþti. Diyarbakýr ve Þanlýurfa'nýn içerisinde yer aldýðý TRC2 bölgesinin en çok zamlanan ve en çok ucuzlayan ürünlerini açýkladý. Diyarbakýr ve Þanlýurfa'da geçen ay yüzde 29,68 oranýnda fiyat artýþýyla kayýsý zam þampiyonu olurken, bu ürünü, fiyatý yüzde 24,74 oranýyla Hacca gidiþ ücreti, yüzde 24,48 oranýyla limon, yüzde 3,34 oranýyla altýn mücevher ve yüzde 3,09 oranýyla artýþ gösteren LPG dolum ücreti izledi. Temmuz ayýnda kadýn ceketi fiyatý yüzde 16,79 oranýnda düþerken, bu ürünü yüzde 10,15'lik düþüþle salatalýk izledi. Temmuz ayýnda fiyatý en çok düþen diðer ürünler arasýnda yüzde 7,95 ile domates, yüzde 7,79 ile yatak bazasý ve yüzde 4,50 ile yumurta yer aldý. » (CÝHAN)
Zayi Nüfus Cüzdanýmý Kaybettim. Hükümsüzdür. Özcan Yýlmaz T.C. No: 29935113654