21 Ağustos 2014 Perşembe

Page 1

Mardin’li engelliler Antalya’da denize dalacak

M

ardin Engelliler Derneði Baþkaný Hasan Anuk ve Mardin Gazeteciler Derneði Baþkaný Mehmet Çelik ile Baþkan Yardýmcýsý Rýdvan Fidan baþkanlýðýnda 20 engelli vatandaþ engelli dostu olan

Ercan Tutal’ýn davetlisi olarak tatil yapmak için Antalya’nýn Kaþ ilçesine gitti. Ýþ adamý Mekail Çam’ýn sponsor olduðu tatil kapsamýnda engelliler Antalya’nýn Kaþ ilçesinde ilk defa denize tüp ile dalacak. » Sayfa 2’de

8 branþta uzman doktor olmayýnca eylem yaptýlar

N

21 Aðustos 2014 Perþembe

www.mardiniletisimgazetesi.com.tr

Yýl : 11 Sayý : 3031 Fiyat : 25 Kr

usaybin'de uzman doktor yetersizliði nedeniyle hasta ve hasta yakýnlarý Devlet Hastanesi önünde oturma eylemi yaptý. Sabah saatlerinde muayene olmak için Nusaybin Devlet Hastanesine gelenler, 8 branþta uzman doktor olmadýðýný öðrenince tepki gösterdi. » Sayfa 8’de

Miniklere zararlý alýþkanlýklar anlatýldý Yeþilay Mardin Þube Baþkaný Lütfü Günlüoðlu, Kuran Kursu öðrencilerine Yeþilay’ýn mücadele alanýndaki zararlý alýþkanlýklarý anlattý ve Okullara da zararlý alýþkanlýklar dersi konulmasý gerektiðini söyledi..

Doktora yapýlan saldýyý protesto ettiler

K

Y

eþilay Mardin Þube Baþkaný Lütfü Günlüoðlu Artuklu Yeniþehir’deki Fuat Yaðcý Camii Kuran Kursu öðrencilerine Yeþilay’ýn mücadele alanýndaki zararlý alýþkanlýklarý anlattý.

ýzýltepe’de Saðlýk çalýþanlarý doktora yapýlan saldýrýyý protesto etti.

Kýzýltepe Devlet Hastanesi önünde basýn açýklamasý düzenleyen saðlýk çalýþanlarýna Kýzýltepe Belediyesi adýna Leyla Salman ile bazý vatandaþlar da katýlarak destek verdi. Kýzýltepe devlet hastanesi önündeki basýn açýklamasýný Mardin Tabip Odasý Baþkaný Dr. Kamiran Yýldýrým okudu. Yýldýrým,“ Bu gün saðlýkta yine þiddetle karþý karþýnýzdayýz. Dr. Ersin Aslan’ýn saðlýkta þiddete kurban verileli 2 buçuk yýl oldu. Saðlýkta þiddetin bitmesi bir tarafa maalesef giderek artan, kanýksanan ve dozu þiddeti pervasýzlaþan bir durum ile karþý karþýyayýz. Mevcut hükümet saðlýkta þiddette karþý tedbir aldýðýný bu konuda saðlýk çalýþanýnýn yanýnda olduðunu tüm saðlýk hizmeti üretim alanlarýnda gerekli güvenlik önlemlerini aldýðýný iddia etmektedir. Oysa saðlýkta þiddet haberi ile gündemleþmediðimiz gün geçmiyor. En son Kýzýltepe Devlet Hastanesinde yaþadýðýmýz þiddet gerekçesi zamanýnda gelmediði iddia edilen savcýdýr. Otopsi için morgta bekletilen cenazenin otopsisi için gelmesi gereken Cumhuriyet Savcýsýnýn geciktiði iddiasý ile huzursuzlaþan halka durumu izah için giden meslektaþýmýz Uzman Dr. Berivan Tunca’ya çirkince saldýrýlmýþ, darp edilmiþtir. Boðazý sýkýlmýþ, kolu morartýlmýþtýr. Tek derdi þüpheli ölüm ile hastaneye gelen cenazenin kesin ölüm sebebi için bekletildiði, savcýnýn beklendiði açýklamasý için orada olan meslektaþýmýza çirkin saldýrý gerçekleþtirilmiþtir. Bir kez daha yetkililere sesleniyoruz. Saðlýkçýlarýn güvenliðinden siz sorumlusunuz. Sorumluluðunuzu yerine getiriniz. Camiamýz adýna bu saldýrýyý kýnýyoruz. Suçlularýn hak ettiði cezalara çarptýrýlmalarý için davanýn takipçisi olacaðýmýzý kamuoyu ile paylaþýyoruz. “ dedi. » Ýsmail Erkar

Kuran Kursu hocasý Zeynep Kumaç’ýn isteði üzerine Yeþilay Mardin Þube Baþkaný Lütfü Günlüoðlu Artuklu Yeniþehir’deki Fuat Yaðcý Camii Kuran Kursu öðrencilerine

Yeþilay’ýn mücadele alanýndaki sigara, alkol, uyuþturucu ve kumar gibi toplumu olumsuz etkileyen zararlý alýþkanlýklarý anlattý. Caminin alt katýnda gerçekleþtirilen minik Yeþilay zararlý alýþkanlýklar dersine 80’i aþkýn öðrencinin yaný sýra cami imamý Hasan Yenigün ve diðer görevliler de katýlarak destek verdiler. » Sayfa 2’de

Eyyuphan Kaya Mim Yavuz Eyyuphan Kaya Muharrem Aðalday Muharrem Aðalday Eyyuphan Kaya Rýfat Binbay Kaya

Senaryolarda Allah'a(c.c) tövbeFigüran edin... Olmak Ýnsanlýðýn Yüzkarasý:

Þ

yaþamla ilgili bir Ýsrail Devleti ekspir’in belirlemesinde « yaþam bir tiyatro sahnesidir. Herkes yaþam denen tiyatro sahnesinde rolünü oynar ve rolü bittiðinde sahneden çekilir ve perde kapanýr. » Sayfa 5’te

Eyyuphan Kaya Eyyuphan Kaya Eyyuphan Kaya Muharrem Aðalday Muharrem Aðalday Eyyuphan Kaya Rýfat Kaya Göç Ýl Müdürleri Ýnsanlýðýn Yüzkarasý: Allah'a(c.c) tövbe edin... Neden Atanmýyor?

S

Ýsrail Devleti

evgili dostlar sabah akþam politik meselelerle uðraþacaðýmýza bir de hayatýmýzý direk etkileyen sorunlara eðilsek daha iyi olmaz mý? » Sayfa 10’da

Yezidîlerin Nüfusu-1

2

0. yy.'ýn ilk çeyreðinden itibaren Orta Doðuda bir çok devletin kurulmasý yeni sýnýrlarý da beraberinde getirdi bu da Yezidî topluluðunun bölünmesine neden oldu. Yezidîlerin yoðun bulunduðu Kafkasya ve Suriye-Irak bölgelerini yatay olarak kesen Türkiye ve Ýran bu iki bölge arasýndaki baðýn zayýflamasýna neden oldu.

» Sayfa 6’da

0 106311 220141


21 Aðustos 2014 Perþembe

2

Miniklere zararlý alýþkanlýklar anlatýldý Yeþilay Mardin Þube Baþkaný Lütfü Günlüoðlu Fuat Yaðcý Camii Kuran Kursu öðrencilerine Yeþilay’ýn mücadele alanýndaki zararlý alýþkanlýklarý anlattý...

Y

eþilay Mardin Þube Baþkaný Lütfü Günlüoðlu Artuklu Yeniþehir’deki Fuat Yaðcý Camii Kuran Kursu öðrencilerine Yeþilay’ýn mücadele alanýndaki zararlý alýþkanlýklarý anlattý. Kuran Kursu hocasý Zeynep Kumaç’ýn isteði üzerine Yeþilay Mardin Þube Baþkaný Lütfü Günlüoðlu Artuklu Yeniþehir’deki Fuat Yaðcý Camii Kuran Kursu öðrencilerine Yeþilay’ýn mücadele alanýndaki sigara, alkol, uyuþturucu ve kumar gibi toplumu olumsuz etkileyen zararlý alýþkanlýklarý anlattý.

Caminin alt katýnda gerçekleþtirilen minik Yeþilay zararlý alýþkanlýklar dersine 80’i aþkýn öðrencinin yaný sýra cami imamý Hasan Yenigün ve diðer görevliler de katýlarak destek verdiler. Baðýmlýlýklar kaygan bir zemine benzer Þube Baþkaný Günlüoðlu küçük öðrencilere yaptýðý konuþmasýnda, Yeþilay’ýn Türkiye’nin en eski derneklerinden biri olduðunu, ilk mücadelesine 1920’li yýllarda alkol ile baþladýðýný, daha sonra diðer baðýmlýk yapan zararlý

alýþkanlýklardan sigara, kumar, uyuþturucu ve teknoloji baðýmlýlýðýnýn da mücadele kapsamýna alýndýðýný, zararlý alýþkanlýklarýn kaygan bir zemine benzediðini, bir dafa denendikten sonra insanlarý baðýmlý hale getirdiðini ve ölüme sürüklediðini anlattý. Zararlý alýþkanlýklar bedeni tahrip ederek ölüme götürür Okullara da zararlý alýþkanlýklar dersi konulmasý gerektiðini de belirten Günlüoðlu, sözlerini þöyle sürdürdü: “Saðlýklý insanlar gerçekten büyük bir hazineye sahiptirler, ama bunun kýymetini bilmezler. Saðlýklarýný kaybettikten sonra saðlýklarýnýn deðerini anlarlar, bu defa da iþ iþten geçmiþ olur. Yeþilay bu anlamda gelecek nesillerin saðlýklý yetiþmesi konusunda çalýþmalar yapmaktadýr. Çünkü zararlý alýþkanlýklar olan sigara, kumar, alkol ve uyuþturucu madde kullanýmýnýn uzun ve kýsa vadede insanlarýn fiziki, sosyal ve ruhi saðlýklarý üzerinde olumsuz etki býraktýklarý kesin olarak anlaþýlmýþtýr. Bütün bu etkiler insan bedenini tahrip eder, ölüme kadar götürür.” Çocuklarýn kýsa sorularýna yanýt veren Günlüoðlu, hiçbir çocuðun zararlý alýþkanlýðýnýn olmamasý gerektiðini, bu konuda gerek devlet, gerekse fert olarak herkesin görevini yapmasý gerektiðini temenni etti. Katýlýmcýlarýn hepsine birer not defteri ve birer çikolata vererek çekilen hatýra fotoðraflarý ile düzenlenen zararlý alýþkanlýklar dersini bitirdi.

STK’lardan belediyeye çözüm raporu

K

ýzýltepe Belediyesi ilçe sorunlarýna çözüm bulmak amacýyla sivil toplum örgütleri ile istiþarede bulundu. Kýzýltepe’de faaliyet gösteren Sivil Toplum Kuruluþlarý Platformu (STK) 24 ana baþlýk altýnda hazýrladýðý sorun ve çözüm önerilerine belediye baþkanlýðýna sundu. Kýzýltepe STK Platform Baþkaný Mehmet Þerif Öter yönetim kurulu üyeleri ile hazýrladýklarý dosyayý Belediye baþkaný adýna Leyla Salman ve baþkan Yardýmcý Þükrü Yýldýrým’a teslim etti. STK’nýn hazýrladýðý raporda imardan çevreye, spordan saðlýða, sosyal ve ekonomik yaþantýndan eðitime, trafikten park bahçelere kadar birçok konu yer alýyor. Kýzýltepe Belediye Eþbaþkaný Leyla Salman, ilçeyi birlikte yönetme anlayýþý ile hareket ettiklerini bu kapsamda STK’larla istiþare edeceklerini STK’lar tarafýndan sunulan önerileri önemsediklerini kaydetti. STK Platform Baþkaný Öter ise, sivil toplum örgütleri olarak, ilçenin kalkýnmasý için kendilerinden destek isteyen kurumlara her zaman açýk olduklarýný belirterek þöyle dedi: “Biz Sivil toplum örgütüyüz. Memleketin sorunlarýna çözüm bulunmasý için gayret ediyoruz. Bu kapsamda belediyemizin sorun ve çözüm önerileri yöndeki rapor talebini hazýrladýk. Bundan sonrada bu yöndeki çalýþmalara her zaman katký ve destek sunmayý görev olarak biliyoruz.” » (AA)

» Sedat Aslanaçier

Mardin’li engelliler Antalya’da denize dalacak

M

ardin Engelliler Derneði Baþkaný Hasan Anuk ve Mardin Gazeteciler Derneði Baþkaný Mehmet Çelik ile Baþkan Yardýmcýsý Rýdvan Fidan baþkanlýðýnda 20 engelli vatandaþ engelli dostu olan Ercan Tutal’ýn davetlisi olarak tatil yapmak için Antalya’nýn Kaþ ilçesine gitti. Ýþ adamý Mekail Çam’ýn sponsor olduðu tatil kapsamýnda engelliler Antalya’nýn Kaþ ilçesinde ilk defa denize tüp ile dalacak. Engellilerin, yüzebileceði, bisiklete ve ata binebileceði, dalýþ yapabileceði, çeþitli sportif aktivitelere katýlabileceði kamp, bir hafta sürecek. Bu sürede gönüllü refakatçiler engellilere yardýmcý olacak. Tatil

hakkýnda bilgi veren Mardin Engelliler Derneði Baþkaný Hasan Anuk, Mardin’li engelli kardeþlerimiz ile birlikte Antalya’nýn Kaþ ilçesinde denize dalmak için bir haftalýk tatil daveti aldýklarýný söyledi. Ýlk defa denize dalmanýn heyecanýný yaþayacaklarýný belirten Anuk,” Farklý yaþ, cinsiyet, kültür ve dilden insanlarý bir araya getirerek sosyal yaþama katan kamp, toplumda farkýndalýk oluþturmayý amaçlayan bir modeldir. Burada engellilerin, yüzebileceði, bisiklete ve ata binebileceði, dalýþ yapabileceði, çeþitli sportif aktivitelere katýlabileceði bir ortam olacak. Bizi buraya davet eden herkese teþekkür

ediyorum. “dedi Mardin Gazeteciler Derneði Baþkan Yardýmcýsý Rýdvan Fidan ise, Engelli bir insan olarak hayatýnda ilk defa denize dalacaðýný söyledi. Fidan,” Þu anda

büyük bir heyacan içindeyiz. 20 engelli kardeþimle Antalya’da bir hafta boyunca tatil yapacaðýz. Denize gireceðiz. Atlara bineceðiz. Çeþitli aktivitelere katýlacaðýz. Bu

engelliler için çok iyi bir moral olacak. Sayýn dernek baþkaný Hasan Anuk’a teþekkür ediyorum. Bize bu imkaný saðladýðý için.” Þeklinde konuþtu » Ýsmail Erkar


3

21 Aðustos 2014 Perþembe

Gazeteciler Konfederasyonu Ankarada toplandý Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Çelik Toplantýnýn Türk Basýný Açýsýndan Son Derece Yararlý Bir Toplantý Olduðunu Söyledi...

T

ürkiye Gazeteciler Konfederasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Mardin Gazeteciler Derneði Baþkaný Mehmet Çelik Toplantýnýn Türk Basýný Açýsýndan Son Derece Yararlý Bir Toplantý Olduðunu Söyledi. Türk Basýnýn en üst kuruluþu olan Gazeteciler Konfederasyonu Yönetim Kurulu, Genel Baþkan Nuri Kolaylý Baþkanlýðý’nda Ankara’da olaðan toplantýsýný

gerçekleþtirdi. Toplantýda birçok önemli gündem maddesi tartýþýlarak karara baðlandý. GK Yönetim Kurulu Toplantýsý’na Marmara Gazeteciler Federasyonu ve Gazeteciler Konfederasyonu Genel Baþkaný Nuri Kolaylý, Genel Baþkan Vekili (Doðu Anadolu Gazeteciler Federasyonu Genel Baþkaný) Feridun Fazýl Özsöy, Genel Baþkan Yardýmcýlarý Sefa Özdemir, (Akdeniz Gazeteciler

Federasyonu Genel Baþkaný) Mevlüt Yeni, (Ýç Anadolu Gazeteciler Federasyonu Genel Baþkaný) Adem Alemdar, (Medya Ýhtisas Gazetecileri Federasyonu Genel Baþkaný) Kenan Macit, Sayman (Karadeniz Gazeteciler Federasyonu Genel Baþkaný), Güneydoðu Gazeteciler Federasyonu Mehmet Talat Akay, Baþkaný Turgut Özdemir, Genel Sekreter Ergun Ata, Genel Koordinatörler Rýza Özel,

Celal Çevirgen, Bülent Öztürk, Yönetim Kurulu Üyeleri Mehmet Çelik,Ahmet Yetiþen, Ýhsan Tunçoðlu, Osman Hakan Kiracý, Cengiz Selci, Mehmet Ergün, Ali Cihangir ve Denetim Kurulu Üyesi Sinan Tunç katýldý. Yoðun bir gündem maddesiyle toplanan Gazeteciler Konfederasyonu Yönetim Kurulu, özellikle Türk basýnýnýn yeniden yapýlanmasý konusunda baþlatýlan ‘kanun tasarýsý ‘ taslaðý çalýþmalarý hakkýnda deðerlendirmelerde bulundu. Medyanýn, kendi otokontrolünü saðlamasý ve bu alanda yaþatýlan olumsuzluklarýn ortadan kaldýrýlmasý için, basýnýn özgürlük hakkýna dokunmadan yasalarda gerekli düzenlemelerin yapýlmasý gerektiðini söyleyen Gazeteciler Konfederasyonu Genel Baþkaný Nuru Kolaylý “Bu konuda tüm federasyon baþkanlarýmýz, cemiyet baþkanlarýmýz ve delegelerimizle yoðun bir paylaþým ortamý sürdürüyoruz. Amacýmýz, basýn kuruluþlarýnýn ve çalýþanlarýnýn haklarýnýn korunmasý ve basýna yönelik seviyesiz giriþimlerin yasalarla önlenmesidir. En kýsa zamanda hazýrlattýðýmýz yasa taslaðýný ilgili kuruluþlara ulaþtýracaðýz

ve takipçisi olacaðýz” dedi. Toplantýda, Gazeteciler Konfederasyonu’nun önümüzdeki dönemde gerçekleþtireceði kýsa ve uzun vadeli hedeflerine iliþkin detaylar da görüþüldü. Ýkinci Baþkanlar Kurulu Toplantýsý’nýn, Siirt’te yapýlan ilk toplantýda olduðu gibi yine geniþ bir katýlýmla yapýlmasý kararlaþtýrýlan GK Yönetim Kurulu’nda, 75 ilde teþkilatlanan Gazeteciler Konfederasyonu’nda teþkilatlanmanýn son birkaç ilde de tamamlanarak yýlsonuna kadar tüm Türkiye’yi kapsamasý hedefi konuldu. Avrupa Birliði Projeleri ile Yerel Basýný Güçlendirme çalýþmalarýnýn tartýþýlarak belli bir takvime baðlandýðý Gazeteciler Konfederasyonu Yönetim Kurulu Toplantýsýnda, bir sonraki yönetim kurulu toplantýsýnýn bir ay içerisinde yapýlarak, çalýþmalarýn deðerlendirilmesine karar verildi. Mardin Gazeteciler Derneði Baþkaný Ve Gazeteciler Konfederasyonu yönetim kurulu üyesi Mehmet Çelik toplantýda alýnan kararlarýn basýn özgürlüðü ve Türk Basýnýn geleceði açýsýndan önem taþýdýðýný söyledi. » Ýletiþim Haber Merkezi

Suça sürüklenen çocuk sayýsý 2013 yýlýnda yüzde 14,5 arttý

S

uça sürüklenen çocuk sayýsý 2013 yýlýnda yüzde 14,5 arttýðý Türkiye’de güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocuk sayýsý 273 bin 571 oldu. Suça sürüklenme nedeni ile güvenlik birimlerine getirilen 115 bin 439 çocuðun yüzde 41,9’u baðýmlýlýk yapan madde kullandý. Türkiye Ýstatistik Kurumu’nun (TÜÝK) 2013 yýlý 'güvenlik birimine gelen veya getirilen çocuklar ” adlý çalýþmasýna göre; güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocuk sayýsý 2013 yýlýnda, 2012 yýlýna göre yüzde 11,6 arttý. Çocuklarýn yüzde 57,9’unun 1517 yaþ grubunda, yüzde 25’inin 12-14 yaþ grubunda, yüzde

17,1’inin ise 11 yaþ altý çocuklar olduðu görüldü. Güvenlik birimine gelen veya getirilen çocuklarýn 2013 yýlýnda yüzde 68,6’sý erkek, yüzde 31,4’ü ise kýz çocuðu oldu. Güvenlik birimlerine kanunlarda suç olarak tanýmlanan bir fiili iþlediði iddiasý ile yani suça sürüklenme nedeni ile gelen 115 bin 439 çocuðun yüzde 88,7’si erkek ve yüzde 11,3’ü ise kýz çocuðu oldu. Hakkýnda kayýp müracaatý yapýlýp daha sonra bulunan çocuk sayýsý 2013 yýlýnda, 2012 yýlýna göre yüzde 30, maðdur çocuk sayýsý ise yüzde 8,8 arttý. Çocuklarýn 2013 yýlýnda, yüzde 44,5’i

maðdur, yüzde 42,2’si suça sürüklenme, yüzde 5,9’u kayýp (bulunan), yüzde 3,1’i bilgisine baþvurma ve yüzde 4,2’si de diðer nedenlerden dolayý güvenlik birimlerine geldi veya getirildi. Suça sürüklenme ile güvenlik birimlerine getirilen 115 bin 439 çocuktan 42 bin 540’ý yaralama suçu ile isnat edildi. Bu suçu 33 bin 38 çocuk ile hýrsýzlýk, 10 bin 504 çocuk ile de uyuþturucu veya uyarýcý madde kullanmak, satmak veya satýn almak suçu izledi. Ayrýca, 4 bin 269 çocuk mala zarar verme, 4 bin 20 çocuk ise tehdit suçu ile isnat edildi. Güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocuklarýn

yüzde 54,8’i ailesine teslim edilirken, yüzde 37,8’i adli birimlere sevk edildi. Sosyal kuruma teslim edilen çocuk oraný ise yüzde 3 oldu. Ancak geliþ nedeni suça sürüklenme olarak deðerlendirildiðinde; çocuklarýn yüzde 85,2’si adli birimlere sevk edilirken, yüzde 13,5’i ailesine teslim edildi. Maðdur olarak gelen çocuklarýn yüzde 87,8’i ailesine, yüzde 3,3’ü

yakýnlarýna-akrabasýna, yüzde 2,3’ü sosyal kuruma teslim edilirken, yüzde 2,9’u da adli birimlere sevk edildi. Suça sürüklenme nedeni ile güvenlik birimlerine getirilen 115 bin 439 çocuðun yüzde 41,9’u baðýmlýlýk yapan madde kullandý. Bu çocuklarýn 32 bin 849’unun sigara, 4 bin 439’unun esrar, 3 bin 46’sýnýn sigara ve esrar, 2 bin 970’inin de sigara ve alkol kullandýðý görüldü. » CÝHAN


mardin

iletiþim

21 Aðustos 2014 Perþembe

4

Midyat’taki Yezidiler yararýna konser düzenlendi Midyat Üniversite Gençliði Ýnisiyatifi gönüllüleri,Midyat’a gelen Yezidi sýðýnmacýlar yararýna konser düzenledi...

Yaz Spor Oyunlarý Malatya'da düzenlenecek

M

idyat Üniversite Gençliði Ýnisiyatifi gönüllüleri, Yezidi sýðýnmacýlar yararýna konser düzenledi. Midyat’ta “Üniversite Gençliði Ýnisiyatifi” adlý bir inisiyatif oluþturan üniversiteli gençler, faaliyetler kapsamýnda Irak’ta Musul’un Sincar bölgesinde IÞÝD saldýrýlarý sonucu topraklarýný terk ederek Midyat’a gelen Yezidiler yararýna bir konser düzenledi. Kocatepe Kültür Salonu’nda sahne alan inisiyatif gönüllüleri Meles, Rizgar ve Savaþ birbirinden güzel Kürtçe ve Türkçe þarkýlar seslendirdi. Konser öncesinde kýsa bir konuþma yapan “Midyat Üniversite Gençliði Ýnisiyatifi” oluþumunun sözcüsü Ýbrahim Ay, þöyle konuþtu:

D

Konserden elde edilen gelir Irak’ta Musul’un Sincar bölgesinde IÞÝD saldýrýlarý sonucu topraklarýný terk etmek zorunda kalan Yezidi, halkýmýzýn temel ihtiyaçlarýna bir nebze de olsa cevap vermesi için harcanacaktýr. Geceye yürekleri kadar güzel sesleriyle renk katan Meles, Rizgar ve Savaþ

yoldaþlarýmýza ve tüm samimiyetleriyle bizlere maddi ve manevi eksende omuz veren tüm dostlara bir teþekkürü borç biliriz. Iþid canilerinin son muzdaripi olan; kavurucu sýcaða raðmen çýplak ayakla yaþama umutla yürüyen, yüreði yaþýndan da büyük yaþlý anadan yiyecek mamasý olmamasýna raðmen

gözleri parýl parýl umutla bakan çocuða kadar tüm Þengal halkýna ve dünyanýn dört bir yanýnda kimliði, inancý ve sosyal sýnýfý yüzünden ezilen ve ötekileþtirilen tüm halklarýmýza biz Midyat Üniversite Gençliði Ýnisiyatifinden bin selam » Ali Edis olsun.”

DEDAÞ’tan Ticari ve Hukuki önlemler

D

icle EDAÞ (DEDAÞ) son günlerde tarýmsal sulama yapan müþterilerinin elektrik faturalarýný ödememedeki ýsrarlarý DEDAÞ’ýn daha baðlayýcý önlemleri almasýný neden oldu. Bu konuda yazýlý açýklama yapan DEDAÞ yetkilileri þunlarý söyledi, “DÝCLE EDAÞ olarak, son günlerde bazý çiftçi gruplarýnýn elektrik kesintisi iddiasý ile gerçekleþtirdikleri eylemlere istinaden, gerçeklerin milletimiz tarafýndan bilinmesi amacýyla bu açýklamayý yapma ihtiyacý duyuyoruz. Kamuoyunun yakýndan bildiði üzere DÝCLE EDAÞ olarak, geçtiðimiz aylarda tarýmsal sulama amaçlý elektrik tüketen çiftçi müþterilerimize yönelik büyük bir kampanya gerçekleþtirdik. Çiftçilerimizin zor þartlarýný da dikkate alarak, Þirket olarak büyük bir fedakârlýk yaptýk. Çiftçilerin tarýmsal sulamadan

kaynaklanan cari borçlarý üzerinden yüzde 75 düzeyinde indirim fýrsatý sunduk. Böylece çiftçi müþterilerimiz, tarýmsal sulamadan kaynaklanan cari borçlarýnýn yaklaþýk yüzde 25'ine karþýlýk gelen bedel karþýlýðýnda borçlarýný ödeme imkanýna kavuþtu. Þirket olarak müþterilerimize saðladýðýmýz elektriðin parasýný peþin ödeyerek toptan satýn alýyoruz. Bunu diðer müþterilerimizle birlikte çiftçi müþterilerimize de daðýtýyoruz. Peþin olarak aldýðýmýz elektrik enerjisi bedeli üzerinde yaptýðýmýz yüzde 75 indirim, þirket olarak ne büyük fedakarlýk yaptýðýmýzý ortaya koyuyor. Böylesi bir kampanyaya borçlu çiftçi müþterilerimiz genel olarak büyük bir teveccüh gösterdi. Ancak çiftçi müþterilerimizin bir bölümü, borçlarýnýn yüzde 25'i gibi cüzi miktarýný dahi ödemek istememektedir. Son günlerde

kamuoyuna yansýyan eylemler de bu borçlu müþterilerimizin devam eden ýsrarlarýndan kaynaklanmaktadýr. Kamuoyunun da takdir edeceði üzere parasýný peþin olarak ödeyerek alýp daðýttýðýmýz bir ürünün bedelini müþteriden almama þansýmýz bulunmamaktadýr. Yine ödenmeyen bu borçlarýn önemli bölümü Türkiye genelinde elektrik borcunu düzenli ödeyen milyonlarca vatandaþýmýzýn cebinden çýkmaktadýr. Bu borçlarda bu vatandaþlarýmýzýn da hakký bulunmaktadýr. Ayný zamanda bu miktarýn diðer önemli bir kýsmý da þirketimize zarar olarak yansýmaktadýr ve bu sürdürülebilir bir durum deðildir. Bu þartlar altýnda, borcunun cüzi bir miktarýný ödeyerek borcundan kurtulmak istemeyen müþterilerimizin elektriðini tamamen kesmekten baþka þansýmýz bulunmamaktadýr. Þirketimizin bu aþamadan sonra gerekli bütün hukuki ve ticari aksiyonlarý alacaðýný bir kez daha vurgulamak isteriz.” » Ýletiþim Haber Merkezi

oðu ve Güneydoðu Anadolu Yaz Spor Oyunlarý'nýn Malatya'da düzenleneceði bildirildi. Gençlik Hizmetleri ve Spor Ýl Müdürü Mustafa Sadi Fýndýklý, yaptýðý yazýlý açýklamada, bu yýl Gençlik Ve Spor Bakanlýðý Spor Genel Müdürlüðünün organizesinde 9'uncusu tertip edilecek Doðu ve Güneydoðu Anadolu Yaz Spor Oyunlarý'nýn 27 Aðustos-2 Eylül tarihlerinde gerçekleþtirileceðini belirterek, "23 ilden yaklaþýk 3 bin 500 sporcunun katýlacaðý bu büyük organizasyon, 12 branþta gerçekleþtirilecek. Karnaval havasýnda geçecek bu spor organizasyonunda atletizm, atýcýlýk, badminton, masa tenisi, basketbol, judo, güreþ, tekvando, hentbol, voleybol, iþitme engelliler futbol ve yüzme yarýþmalarý yapýlacak. Oyunlara Ardahan, Adýyaman, Aðrý, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakýr, Elazýð, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, Hakkari, Iðdýr, Kars, Kilis, Malatya, Mardin, Muþ, Siirt, Þanlýurfa, Þýrnak, Tunceli ve Van'dan takýmlar katýlacak" ifadesini kullandý. Etkinlik kapsamýnda çekiþmeli ve iddialý müsabakalar izleyeceklerini kaydeden Fýndýklý, gelecek vaat eden sporcularýn federasyonlarýn temsilcileri tarafýndan rapor edileceðini, bu kiþilerin milli takýmlarda yer alabileceðini bildirdi. Tüm takýmlarýn centilmenlik içerisinde yarýþlarý tamamlayýp kazasýz belasýz illerine dönmelerini dileyen Fýndýklý, "Tüm Malatyalý spor severleri bu güzel organizasyonda yapýlacak müsabakalarý izlemeye davet ediyorum. Tüm müsabakalar ücretsiz olarak izlenebilecek" açýklamasýnda bulundu. » (AA)

Kaçak sigara operasyonu

M

ardin'de 20 bin paket gümrük kaçaðý sigara ele geçirildi. Emniyet Müdürlüðü'nden yapýlan açýklamada, Vali Ozan Caddesi Diyarbakýr Karayolu üzeri Artuklu Yedi Emin Otoparký karþýsýnda oluþturulan uygulama noktasýnda traktöre baðlý bulunan römork içerisinde yapýlan aramada, 20 bin paket kaçak sigara ele geçirildiði belirtildi.

Açýklamada traktör sürücüsü Þ.D'nin gözaltýna alýnarak yasal iþlem baþlatýldýðý bildirildi. » (AA)


5

21 Aðustos 2014 Perþembe

Mim Yavuz Binbay

Senaryolarda Figüran Olmak

Þ

ekspir’in yaþamla ilgili bir belirlemesinde « yaþam bir tiyatro sahnesidir. Herkes yaþam denen tiyatro sahnesinde rolünü oynar ve rolü bittiðinde sahneden çekilir ve perde kapanýr. » Bireylerde toplumlarda ya kendi çizdikleri senaryoya baþrol oyuncusu veya baþkalarýnýn onlara uygun gördüðü senaryolarda yardýmcý oyuncu veya baþkalarýnýn senaryolarýnda sadece figüran olurlar. Gerek Türk gerekse Hollywood’un bol vurdulu kýrdýlý filmlerinde baþrol oyuncusu dokunulmaz, her þeyi yapabilme hakkýna ve kudretine sahip bir konumdadýr. Bütün mahalleye, þehre hatta bazen devlet baþkanlarýna tavsiyelerde bulunur veya kafa tutar. Senaryoya konan bir incir çekirdeðini doldurmayacak bir görev için yüzlerce insan öldürür ve senaryoda ölenlerin hesabý tutulmaz çünkü onlar figürandýr. Veya karþý taraftandýr. Bu iki kavrama ait olanlarýn katli vaciptir! filim sona erer ne olduðu ve ne yaptýðý belirsiz baþrol oyuncusu yüzlerce figüran öldürdükten ve bir þehri yerle yeksan ettikten sonra kendine has bir havayla sanki bir eðlence partisinden dönüyormuþçasýna ya sevgilisini öper veya onu görevlendiren sorumlunun takdirlerine mazhar olur. Ortada ne katliam kalýr nede yýkým. Aslýnda fi tarihinden beri tarihimiz böylesi senaryolar üzerine kurulmuþ bir tarihtir. Milattan önceki ve son 20. Yüzyýlda ki iki dünya savaþýna ve aradaki bir dizi savaþlara baktýðýmýzda olaylar tamamýyla böylesi senaryolar üzerine kurulmuþtur. Milattan önceki savaþlarda; krallýðýný kurmaya veya koruma adýna oluþturulan senaryolarda kralýn krallýðýný kurmasýna veya kral rolündeki güce krallýðýný kurmasýnda yanýnda yer alanlar ve onlarýn kullandýðý esamesi okunmayan figüranlar vardýr. Ortaçaðda din savaþlarý, 20. Yüzyýlda vatan korumasý adý altýnda emperyalist konumdaki güçlerin güçlerini pekiþtirmesi senaryolarý oluþturulmuþtur. Bu senaryolara her döneme uygun argümanlarla yerel iþbirlikçiler ve figüranlar kullanýlmýþtýr. Her dönemdeki senaryolarýn ortak ve net noktasý senaryo sahiplerinin figüranlarýn kaný üzerine soygun düzenlerini pekiþtirmesidir. 1914 ve 1930-45 yýllarýnda sahnelenen katliamlar süreci ile ilgili hafýzamýzý yokladýðýmýzda bu tür senaryolarýn birinci ve ikinci dünya savaþlarý olarak tarihe geçen katliam süreçlerinde de sahnelendiðini kolaylýkla tespit edebiliriz. Tarihe baktýðýmýzda tüm demokrasi cephelerinin bu

dönemlerde üç önemli katliamýn gerçekleþtirildiðini bu gün soykýrým olarak adlandýrdýðýmýzý rahatlýkla görebiliriz. Birincisinde Ermeni ve Süryani soykýrýmý ikincisinde de Yahudi soykýrýmýný görmekteyiz. Ancak o dönemi incelediðimizde baþlatýlan savaþlarýn bugün olduðu gibi belirli (ayný) çevrelerce çeþitli “demokratik” giriþimler adý altýnda baþlatýldýðýný görmekteyiz. Bu her üç katliam sürecinin senaristleri ayný emperyalist güçlerdi (A.B.D, Ýngiltere, Fransa, Ýtalya ve Almanya) yerel iþbirlikçiler balkan halklarý ve Araplardý. Maðdurlar ise Ermeni Süryani ve Yahudilerdi. Birinci dünya savaþý yýkýmýnýn harabelerinde yüzyýllardýr Osmanlý sömürgeciliðinin baskýsý altýnda yaþayan Arap halklarý için, halkla baðlarý olmayan tek hikmetleri emperyalistlerle kurduklarý iliþkiler olan güçlerden oluþturulan yönetimlerle cetvel devletler olarak adlandýrýlan devletçikler kurdular. Bu devletçiklerin yöneticilerine emperyalistlerce verilen en önemli görev onlarýn çýkarlarýnýn yani petrol gelirlerini onlar adýna tahsil edip kýlýfýna uydurarak silah alýmý vb. biçimlerde onlara ödemeleri ve bunu yaparken halk dinamiklerini çaðdýþý yöntemlerle baský altýnda tutmalarýydý. Dünyaca ünlü ekonomist Zigler’in 2005 yýlýnda bir raporunda deðindiði gibi son 10 yýl içerisinde ABD’nin Suudi Arabistan yönetimine sattýðý silah bedeli 786 milyar dolardýr. Oysa ne Pentagon’un bu süre içerisinde bu kadar silah üretebilme kapasitesi var nede Arabistan topraklarýna bu miktarda silahý konumlandýrma imkâný var. Bu satýþ tamamen kâðýt üzerine yapýlmýþ. Yani yukarda anlattýðým tahsildarlýðýn kýlýfýna uydurulmasý durumudur. Emperyalist güçler Arap coðrafyasýnda güçlü bir karakol vazifesi gören tahsildarlarý aracýlýðýyla milyarlarca dolarý kasalarýna aktarýrken, iþbirlikçileri göreceli bir zenginlik içinde yaþarken Arabistan yarýmadasýndaki halklar

taassup ve diktatöryal yöntemler altýnda inim inim inliyor. Arap yarýmadasýnda hiçbir zaman Arap halkýna hizmet eden bir yönetim oluþmadý. Deyim yerindeyse Osmanlý sömürgeciliðinden kurtulan Arap yarýmadasý halklarý ABD ve Ýngiliz sömürgesi olarak terfi ettirildi! Tahsildar olarak Katar kökenli Suud ailesi baþa getirildi. Arap halkýyla ve tarihiyle alay edercesine kurulan devletin adýný da Suudi-Arabistan olarak yani Suud ailesinin Arabistan’ý olarak koydular. Lübnan’da Fransýz sömürgecilerinin vesayetinde kurulan yönetim göreceli bir baþarý saðlayýp Ortadoðu’nun Ýsviçre’si unvanýný alacak bir yönetim kurmayý baþarýnca baþta Fransa’nýn provakatif senaryolarýyla 50 yýldýr iç savaþa sürüklenerek harabeye çevrildi. Irakta Kürt halký ve Türkmenler ve Ürdün de Filistinliler hesaba katýlmayarak cetvelle çizilen devletlerin baþýna gene Katar kökenli kardeþler olan Kral Hasan ve Hüseyin’i getirdiler. Arabistan’da yürüyen senaryo Irak’ta tutmadý kýsa bir süre sonra Arap ve Kürt dinamiklerince geliþen halk hareketlerine karþý general Ebul el Bekr’e darbe yaptýrýldý. Bu darbeyi bir dizi darbe izledikten sonra BAAS partisi ilk etapta Kürt ve Arap halk dinamiklerini ve Sovyet rejiminin desteðini arkasýna alarak iktidarý ele geçirdi. Petrol þirketlerini millîleþtirdi. Bu millîleþtirme eylemi emperyalistlerin öfkesini üzerine topladý ve bu millîleþtirme eyleminin cetvelle çizilen diðer Arap ülkelerine sýçramasýndan korkarak provokasyon senaryolarýný devreye koydu. Kýsa bir süre sonra bu provokasyonlar etkisini gösterdi ve halk hareketi olarak iktidarý ele geçiren BAAS diktatoryal bir rejime dönüþtü. Ülkedeki Kürt ve Þii Araplara karþý katliamlar uyguladý. Ayný senaryonun bir parçasý olarak Ýtalya’nýn himayesinde kurulan cetvel devletlerinden biride efsanevi direniþ liderlerinden Ahmet Muhtar’ýn ülkesi Libya’ydý. Senaryo sahiplerince baþa getirilen kral Ýdris kýsa bir süre sonra Irak’taki millîleþtirme hareketinin etkisiyle 1969'da, ordunun genç subaylarýndan Muammer Ebu Minyar ElKaddafi bir grup subayla birlikte Kral Ýdris'e karþý bir darbe yaptý. Mýsýr’da Cemal abd’el Nasýr öncülüðünde ulusalcý bir hareket baþlatýldý. Ancak hiçbir zaman baþarýya ulaþamadý. Nitekim ardýllarý tam bir Amerikan kuklasý durumunda olan Enver Sedat ve Hüsnü Mübarek ülkeyi tam bir bataða sürüklediler. Bu giriþimler emperyalist senaryolarýn týkýr týkýr iþlediði körfez ülkeleri emirlikleri ve Arabistan’daki emperyalist çýkarlar için tehlike çanlarý anlamýna geliyordu. Bu sebeple bir dizi provakasyon senaryolarý devreye kondu. Bu provokasyon senaryolarý

sebebiyle bu coðrafya hep çatýþmalý bir coðrafyaya dönüþtürüldü. Emperyalist ve Sosyalist sistem denklemi üzerine kurulu iki kutuplu sistemde coðrafya iç savaþa sürüklenmeden ama asla demokratik bir istikrara kavuþamadan diktatoryal rejimlerin oluþtuðu bir coðrafyaya dönüþtü. Günümüze kadar uygulanan senaryolarýn kýsa özetinde anlaþýlacaðý gibi uygulanan senaryolarda bu coðrafyanýn asal halklarý olan Araplar-Kürtler-ErmenilerSüryaniler-Êzidiler-Türkmenler bir argüman olarak kullanýlmýþ ancak asla kaâle alýnmamýþtýr. Senaryolarda en iyimser yaklaþýmla iþbirlikçi tahsildar veya figüran olarak kullanýlmýþlar. Bu senaryolarýn sonucunda bu coðrafyanýn tüm halklarýna iþletilen insanlýk suçlarýna varan katliamlar, etnik temizlik ve soykýrýmlar sonucunda birbirine düþman edilmiþtir. Halklar (Kürtler-AraplarSüryaniler-Ermeniler vd.) parçalanarak tahsildar ve jandarmalýk görevi ile görevlendirilen rejimlerin insafýna terkedilmiþtir. Bu rejimler tarafýndan “kontrol” altýnda tutmak amacýyla uygulanan redinkâr ve asimilasyoncu baskýcý politikalar sonucunda düþmanlýklar diri tutulmuþ ve bu yüzyýlýn baþýnda ekilen tohumlar bu politikalar sonucunda bugün uygulanacak senaryolar için olgunlaþtýrýlmýþtýr. Bugün uygulanan senaryo olgunlaþtýrýlan bu tohumlarýn ve ayný anlayýþla gelecek yüzyýlda jandarma ve tahsildar seçimi için ekilecek tohumlarýn senaryosudur. Uygulanan senaryo 20. Yüzyýlda uygulanan senaryonun 21. Yüzyýl versiyonudur. Hafýzamýzý biraz zorlayýp o dönemdeki demografik yapý üzerinde oynan oyunlarý ve oyuncularý hatýrlarsak aslýnda senaryo ve baþrol oyuncularý ayný sadece yardýmcý oyuncular ve figüranlarý deðiþik. Yazýmýn uzadýðýnýn farkýndayým ancak birkaç yazýmda da deðindiðim birkaç hatýrlatma yaparak devamýna bir baþka yazýmda deðineceðim. Bu gün sýrasýyla bu bölgelere baktýðýmýzda istikrarsýzlaþtýrýlan hiçbir ülkede demokratik geliþmeler olmadýðý gibi tam tersine bir kaosa sürüklenmiþ durumda. Bunlarý sýralayacak olursak; Afganistan’da durum ortada her gün onlarca insan ölüyor, kadýnlar taþlanýyor, uyuþturucu trafiði belirli çevrelerin denetiminde tam hýz devam ediyor, hala bir mekanizmadan bahsetmek bile mümkün görülmemektedir. Irak, Saddam diktatörü devrildi ancak yerine kurulan rejim Saddam’ý aratmadýðý gibi demokrasiyi 100 yýl geri götürdüðü gibi hala bir istikrar gözükmediði gibi mezhep ve etnik çatýþmalarla boðuþmaktadýr. Yakýn bir gelecekte de bu coðrafyada yaþayan tüm etnisiteleri (ArapKürt, Türkmen-Süryani-ErmeniAlevi-Hristiyan-Ezîdi vd.) düþman olarak algýlayan uluslararasý güçlerce desteklenen uluslararasý terör örgütü ISID’i de eklersek

durulacaða benzemiyor. Ama net olarak ABD savaþ tazminatý olarak Irak petrollerinin %65’ine el koymuþ durumda. Petrolü kim ihraç ederse etsin (Kürt veya Arap)ABD bu payýný almaya devam etmektedir. Baðýmsýz insan haklarý kurumlarýnca Saddam rejiminin sona ermesinden bu yana üç buçuk milyon Iraklýnýn hayatýný kaybettiði, milyonlarcasýnýn aðýr iþkencelere maruz kaldýðýný ve milyonlarcasýnýn göç ettiðini belirtmektedir. Libya’da Kaddafi devrildi yerine kabileler ve etnik bir savaþ baþladý ve ne zaman biteceði konusunda kimse bir tahminde bulunamamaktadýr ancak net olarak Fransa Libya petrolünün %35’ine el koydu. Fas, Tunus, Cezayir, Yemen’de sular durulmuyor. Sudan, Mali ve birçok bölge ülkesinde durum farklý deðil. Son olarak Suriye ve Mýsýr; Suriye’de 30 yýldan fazla süren bir diktatoryal rejimden demokratik açýlýmlar yapmaya baþlayan bir rejime neden ithal radikal gruplar kullanýlarak müdahale edildi. Bir anda reformcu bir iktidar katliamcý ilan edilerek ülke iç savaþa sürüklenerek yerle bir edildi. Orada desteklenen radikal dinci gruplarýn demokratik mücadeleyle ve Suriye’yle ne alakasý var? Rejim yýkýldýðýnda yerine kurulacak rejimin nasýl bir rejim olacaðýný bilen veya tarif edebilecek bir çevre var mý? Oyun kurucular bu coðrafyaya eðittikleri paralý askerlerini konumlandýrarak bu coðrafyayý bir kaos bölgesine çevirdiler. Bunu yaparken daha önceki senaryolarýnda kullandýklarý demokrasi, haklarýn özgürlüðü gibi çeþitli argümanlar kullandýlar. Kaosa sürükledikleri halklardan iþbirlikçiler devþirerek yeni tahsildarlar oluþturmak karþýlýðýnda destek vaadiyle hamiliðe soyundular. Oysa düþündüðümüzde bu kaosun müsebbibi hamiliðe soyunan bu emperyalist güçler deðil mi? halklarýn düþmaný ISID onlarýn oluþturduðu bir güç deðil mi? Kasaplar derneðinden hayvan haklarý savunucusu olur mu? Sürdürülen politikalar ayýrým gözetmeden bu coðrafyanýn asal unsurlarý olan Arap-Kürt-Süryani-ErmeniÊzîdi halklarýna karþý tam bir etnik temizliðe dönüþmüþ görüntüsü vermektedir. Özellikle yukarý Beyt-Nahreyn ve Anadolu’da yaþayan TürklerKürtler ve Araplar tarihlerinden dersler çýkararak uluslararasý güçlerce kurgulanan senaryoda iþbirlikçi tahsildar ve figüran rolü oynayarak tekrar bir insanlýk suçuna bulaþmama ve topraklarýnda yaþam savaþý veren Arap-Kürt-SüryaniErmeni-Êzîdi halklarýyla ve figüranlýk üstlenmeyen gerçek müttefiklerine destek olma basiretini gösterebilmelidir. Bu basiretli davranýþla belki yüzyýldýr sýrtlarýnda bir kambur misali taþýdýklarý insanlýk suçunu hafifletebilirler. Halkým adýna basiretli davranabilmek dileðiyle.

araskem@gmail.com


21 Aðustos 2014 Perþembe

6

Yezidîlerin Nüfusu - 1 20. yy.'ýn ilk çeyreðinden itibaren Orta Doðuda bir çok devletin kurulmasý yeni sýnýrlarý da beraberinde getirdi bu da Yezidî topluluðunun bölünmesine neden oldu... Yorum-Analiz M. Sait Çakar

A

nadolu Bölgesi

20. yy.'ýn ilk çeyreðinden itibaren Orta Doðuda bir çok devletin kurulmasý yeni sýnýrlarý da beraberinde getirdi bu da Yezidî topluluðunun bölünmesine neden oldu. Yezidîlerin yoðun bulunduðu Kafkasya ve Suriye-Irak bölgelerini yatay olarak kesen Türkiye ve Ýran bu iki bölge arasýndaki baðýn zayýflamasýna neden oldu. Gerçi 1970'lere kadar Suriye ve Irak Yezidîleri eski âdetlerini devam ettirip birbirleriyle iliþkilerini sýcak tutabiliyorlardý, çünkü bu iki devletin tarihleri, gelenekleri, coðrafyalarý ve toplumlarý birbirine benziyordu ve tarihî dokularý onlarýn ayrýlmasýna izin vermiyordu. Sovyetler Birliði ile Türkiye arasýnda ve ayný þekilde Türkiye ile Suriye-Irak arasýnda yalnýzca siyasî, idarî ve tarihî deðil ayný zamanda kültürel, ekonomik ve amaç birliðinin olmamasý bu ülkelerde yaþayan Yezidîlerin bir birinden kopmasýna neden oldu. Sovyetler Birliði daðýlana kadar Kafkasya'daki Yezidîler bir nevi yarý açýk hapishanedeydiler. Türkiye'deki Yezidîler Kafkasya'dakilerden nispeten daha þanslýydýlar çünkü Kafkasya'dakilerle iletiþimleri olmasa da Irak ve Suriye'deki Yezidîlerle baðlarýný nispeten devam ettirebildiler. Orta Anadolu'daki Yezidîlerin büyük bir kýsmýnýn güneye ve küçük bir kýsmýnýn da kuzeye göçmelerinin sonucu burada pek Yezidî kalmadý. Çoðu artýk Güneydoðu Anadolu'daki þehirlere baðlý köy ve kasabalarda ikamet ediyorlar. Anadolu'daki Yezidîlerin tarihi Musul'a atanan valilerden biri olan Giritli Mustafa Nuri Bey þehrinde bulunan Yezidîleri tarif edip onlarla ilgili Ýstanbul'u aydýnlatmak üzere “Abde-i Ýblis, Yezidî taifesinin Ýtikadý, Âdeti, Evsafý” adýndaki çalýþmasýný kaleme almakla baþladý. Yalnýzca 50 adet basýlan bu çalýþmanýn bir nüshasýný 1906-7 yýllarý arasýnda Musul'a araþtýrma gezisi yapan Hugo Grothe elde ettikten sonra bunu Theodor Menzel'e çevirtip 1911 yýlýnda yayýnladý. Giritli Mustafa Nuri Beyin çalýþmasý her ne kadar batýlý araþtýrmacýlar tarafýndan daha 1908'de biliniyorsa da Theodor Menzel'in çalýþmasýnýn esas önemi her þeyi ayrýntýlarýyla ele almasýnda ve yorumlamasýnda yatýyor. Anadolu'da Yezidîlere dair yapýlan çalýþmalarýn bir çoðuna kaynak olan Mustafa Nuri Beyin eserinden sonra yapýlan diðer bir çalýþma da M.Þerefeddin Yaltkaya'ya ait. Günümüzde Türkiye'de Yezidîler halen Diyarbakýr ve Bismil ile Çýnar ilçelerinde, Þ.Urfa'nýn Viranþehir ve Ceylanpýnar ilçelerinde, Mardin'in Midyat, Nusaybin ve Savur ilçelerinde, Batman ve Kurtalan ile Beþiri ilçelerinde yaþýyorlar. Bunun dýþýnda Diyarbakýr, Hakkari ve Þýrnak'ta az Yezidîler yaþamaktadýr. Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasýyla bu ülkedeki Yezidîler askerlik konusunda diðer

vatandaþlarla ayný þartlarý haiz olmalarý onlarýn köylerinin dýþýna çýkmalarýna neden oldu. Böylece farklý çalýþma alanlarýný keþfeden Yezidîler baþta Ýstanbul olmak üzere büyük þehirlere olan göç ettiler. 1961'den itibaren Türkiye'den bir çok Yezidî Batý Almanya'ya misafir iþçi olarak gitti. Ardýndan Ýsveç ve Norveç gibi ülkeleri kendilerine memeleket edindiler. Bilhassa Almanya ve Ýsveç'te örgütledilendiler. 19. yy.'ýn sonlarýndan I.Dünya Savaþýna kadar Güney Anadolu'daki Yezidîler baskýlara dayanamayarak daha güneydeki Kamýþlý-Nusaybin çevresine yerleþtiler. Burada kurduklarý birkaç köyle Müslüman veya Hristiyan toprak aðalarýnýn tarlalarýný iþlediler. Zamanla çevre köylerde de toprak iþlemeye daðýlan Yezidîler kýsa sürede kendi kendilerine asimile oldular. Ekonomik koþullarýn zorluðu ve toprak aðalarýna muhtaç olmalarý inançlarýný gizlemelerini gerekli kýlýyordu. Þeklî deðiþim beraberinde fikrî deðiþimi getirmekte gecikmedi ve kýsa süre sonra Müslümanlaþtýlar. Sincar Bölgesi Sincar Bölgesi Musul'un 90 km. batýsýnda yer alýr. Araplarýn Cebel el-Sincar Kürtlerin de Çay-e Þýngale diye adlandýrdýklarý bu bölge en yükseði 1450 metreden oluþan sýradaðlardan oluþur. Bu daðlar doðudan batýya 80 km. uzunluðunda ve 10 km. geniþliðinde bir alaný kaplar. Daðlarýn batýsýnda Suriye sýnýrý bulunur. Bir çok vadi ve nehrin dýþýnda dik yamaçlarýn ve bir çok maðaranýn bulunmasý Sincar Daðlarýný yaþamak ve saklanmak uygun bir ortam oluþturur. Irak'ýn sýnýrlarý içinde bulunan Sincar bölgesi dýþarýya kapalý olma özelliðini günümüze kadar devam ediyor. Bölgeyi ve Yezidîleri az çok bilenler için Sincar Daðlarý sürgün yeridir. Gerçi Yezidîler yabancýlarýn hele Müslümanlarýn gelmesinden pek hoþlanmazlar. 9. yy.'dan itibaren Sincar Daðlarýnda yaþayan Nesturîler yapýlan tebliðlerin sonunda yavaþ yavaþ Müslümanlaþtýlar. 17. yy.'dan itibaren ise bölgeye yerleþen Kürtler Hristiyanlarý yerlerinden etti. Lescot'un aktardýðý bir efsaneye göre Ali-(y)e Þer adlý bir Yezidînin Gâvurlar olarak adlandýrýlan Hristiyanlara karþý Sincar Daðlarýnda verdiði savaþý anlatýlýyor. Savaþta baþarýlý olan Ali-(y)e Þer Sincar'ý Gâvurlardan temizleyip Yezidîlere yurt yapýyor. Bir yandan Osmanlýlarýn diðer yandan yerli Müslüman Beylerin tacizine uðrayan Yezidîler kendi aralarýnda da az miktardaki verimli topraklar için savaþtýlar. Bu yüzden kendi aralarýnda hâlâ bir birlik oluþturamadýklarýna raðmen dinî yapýnýn da etkisiyle dýþarýdan gelen tehlikelere karþý birleþebildiler. Sincarlýlar yalnýzca Osmanlýyý deðil daha sonra bölgeye egemen olan Ýngilizleri ve Irak idaresini de kaale almadýlar. Kendilerinden olmayan topluluklarla yalnýzca ticarî iliþkilerini yürütmeyi tercih eden Yezidîler az da olsa ayný dili konuþan ama düþman olarak belledikleri Müslüman Kürtlerle sosyal iliþkiler kuruyorlar. Yaðmaladýklarý mallarý ekseriyetle TelAffar'da yaþayan Müslüman Türklere satarlardý ama Osmanlý Devletinin baskýsý onlarýn zamanla daha meþrû iþlere ilgi duymalarýný saðladý. Bu yüzden

Sincarlý Yezidîler ticarî iliþkilerini ekseriyetle Mardin ovasýnýn Suriye kýsmýnda meskûn bulunan Hristiyan Aramî-Süryanîlerle gerçekleþtirmeyi tercih ediyorlar. Irak yönetimi Sincar Daðýnda yaþayan Yezidîlerin azýnlýk durumuna düþmeleri ve tekrar isyan etmemeleri için asimilasyon politikasý uyguladý. 1934 seferinden sonra bölgeye göçmenlerin yerleþtirilmesiyle günümüzde Sincar'da Yezidîlerin yaný sýra Müslüman Araplar da yaþamaktadýr. Halep Bölgesi Suriye bölgesi olarak da adlandýrýlan Halep bölgesi iki kýsma ayrýlýr; Sim'an Tepeleri ve Cizre bölgesi. Siman tepeleri (Cebel Sim'an ) Kilis'in güney batýsýndadýr. Ýki bölge arasýnda 400 km.lik bir mesafe vardýr. Cizre bölgesindeki Yezidîlerin nüfusu Sim'an tepeleri civarýnda bulunan Yezidîlerinkinden daha fazla olmasýna raðmen ekonomik nedenlerden dolayý daha fazla yabancýlarla iletiþime girdiklerinden daha çabuk asimile oldular. Sim'an tepelerindeki Yezidîlerinin kendi çalýþma alanlarý sahip olduklarýndan kapalý toplum hayatlarýný devam ettirebildiler. Kilis ve güneyinde Yezidîlerin ve Müslüman Kürtlerin yerleþmesi hakkýnda elde fazla kanýt olmamasýna raðmen Bar Hebraeus, Þerefhan ve Jaques Jarry yeterli açýklama getirir. Jaques Jarry Müslüman Kürtlerden daha evvel Mazdekîlerin daðýldýklarýnda Suriye'deki Sim'an tepelerine yerleþtiðini ve bu þekilde onlarý Yezidîlerin atasý olarak görerek soruyu kökten cevaplýyor. Bunun için de Bar Hebraeus'u kaynak göstermekle yetiniyor. Þerefhan konuyu bunlara karþýn nispeten daha ayrýntýlý ele alýr; “Haþimi ailesinin soyunu bilen ve Kureyþ'in dallarý konusunda ihtisas sahibi olan kimselerce de açýkça bilindiði gibi, Kilikya Hükümdarlarýnýn soyu, kend iddialarýna göre, Abbas Efendimize Allah ondan razý olsun- ulaþýr. Dediklerine göre onlar, doðru rivayet gereðince Hakkari ve Ýmadiye hükümdarlarýnýn amca oðullarýdýr. Bunlar üç kardeþti ve adlarý Þemseddin, Bahaddin ve Menteþa'ydý. Hakkari hükümdarlarý Þemseddin'in soyundandýr ve Kürtler tarafýndan bunlara 'Þemû' denilmektedir; Bahaddin'in soyundan olan Ýmadiye hükümdarlarýna da 'Behdin' denir; Kilis hükümdarlarýna gelince, bunlar da Menteþa'nýn soyundandýr ve onlara 'Mend' denir. Çeþitli rivayetlerden hangisi doðru olursa olsun, Mend, baþlangýçta Kürtlerin bir aþiretini çevresinde toplamaya muvaffak oldu ve onlarla birlikte Þam ve Mýsýr'a gidip Eyyupoðullarý hükümdarlarýnýn hizmetine girdi. Onlar da kendisine Antakya Vilayetini yakýnýndaki Kusayr Nahiyesi'ni verdiler. Mend ve adamlarý kýþýn buraya yerleþtiler. Ýþ bununla da kalmadý; daha önce o diyarda oturan Kürt Yezidîlerden bir topluluk da Mend'in çevresinde

toplandý. Bu da günden güne þanýnýn yücelmesine ve nüfuzunun artmasýna yol açtý. Kendisine her taraftan Kürtler geldiler; ayrýca Cun ve Kilis taraflarýnda oturan Kürtler de kendisine katýldýlar. Al-ý Eyyub'un ulu hükümdarlarý kendisine ilgi gösterdiler ve onu Þam ve Haleb'deki bütün Kürt'lere Beylerbeyi olarak tayin ettiler; bu topluluðu yönetmek meseleleri karara ve çözüme baðlamak bakýmýndan kendisini tamamen serbest býraktýlar. Böylece kendisini en yüksek askeri ve idari rütbeye yükseltiler. Ýþin baþlangýcýnda, Hama ve Maraþ arasýnda yayýlmýþ Yezidî Kürtlerin þeyhleri de bu yüce makam üzerine kendisiyle çalýþtýlar.” Þerefhan'a göre babadan oðla geçen Kürt hükümdarlarý yandaki çizelgedeki gibiydi. Eyyubî Devleti yýkýldýðýnda yerine kurulan Çerkez Memluklarýna boyun eðmeyen Ahmed Bey öldüðünde yerine Habib ve Kasým'ý býraktý. Çerkezler Habib Beyi tuzaða düþürüp Halep'te öldürdükten sonra kardeþi Kasým Bey de Kürtlerin hükümdarlýðýný ele geçirdi, ama Çerkez Memluklarý çoktan Kürt Hükümetini, Yezidî olan Þeyh Ýzzettine verdiler. Þeyh Ýzzettin ve ayrýca Yezidîliðe ihtida eden Müslüman Kürtlerden oluþan bu topluluk Kasým Beyle savaþtýlar. Bu arada Yavuz Sultaný Selim Suriye Mýsýr fethi için sefere çýkýnca bütün plânlar alt üst oldu. Memluk Sultaný Çerkez Hayrý Bey ile Kasým Bey güçlerinin yetemeyeceðini bildikleri Osmanlý Sultanýnýn maiyetine girmeyi tercih ettiler. Yavuz Sultaný Selim de onlarý kendi yerlerinin yöneticisi kalmakla ödüllendirdi. Kasým Beyle savaþan Yezidî Þeyhi Ýzzettin ise Osmanlýya baðlý Halep Beylerbeyi Karaca Paþanýn hizmetine girdi. Þeyh Ýzzetin bunun karþýlýðý olarak Karaca Paþanýn isteði üzerine Yavuz Sultan Selim tarafýndan Halep'teki Kürtlerin Beyliðini aldý. Bu bilgilerin ýþýðýnda Suriye'deki Kürtlerin ve Yezidîlerin en geç 13. asýrda gelmiþ olmalarý gerekir, çünkü Mend'in üçüncü halefi olan

Ahmed Bey Eyyubî devletinin 1260'da yýkýlmasýna yetiþmiþ. Þeyh Ýzzettin epter öldüðünden Kilis beyi bundan istifade ederek yönetimi tekrar ele aldý. Osmanlý Halep vilayetindeki yerel iliþkilerinde genelde Yezidî eþrafýndan faydalandý. Zamanla Müslümanlaþan Yezidîlerin artmasý tabiî olarak Yezidî eþrafýnýn da sayýsýný azaltmaktaydý. Bu da seçilecek eþrafýn pek de rekabete gerek duymamasýný saðlýyordu. Bu eþraftan biri olan Gazi Aða öldüðünde oðlu Derviþ Þemðo yerine geçti. Derviþ Þemðo 1938'de ölene kadar 'Suriye'deki Yezidî topluluðunun dinî reisi' unvanýný taþýdý. Ölümünden sonra yerine geçen oðlu Cemil Aða görevin siyasî yönünden çok dinî yönüne aðýrlýk verip 18. yy.'a kadar batýlýlarýn doðuya geçmek için atlama tahtasý olarak kullandýklarý Suriye'de yaþayan ve Hristiyan misyonerlerin ilk göz aðrýsý olan Yezidîlerin kaybettikleri birlikteliklerini saðlamak için çaba harcadý. 19. yy.'ýn ikinci yarýsýndan itibaren Orta Anadolu'daki Yezidîler artan baskýlarýn karþýsýnda daha güneye göç etmeyi tercih ettiler. Maraþ ve Antep arasýndaki Yezidî Kürtlerinin hepsi Sim'an tepelerine ulaþamadan uygun gördükleri köylere yerleþmeleri daðýnýk bir Yezidî topluluðunun oluþmasýna neden oldu. Cemil Aða bu geliþmelerin karþýsýnda Sim'an Tepelerindeki Yezidîlere göz kulak oldu ve Sim'an tepelerinin uzaðýnda kalan yerleþim birimlerindeki Yezidîler kaderlerine terk edildiler. Böylece Sim'an tepelerinde iyice azalan Yezidîler azýnlýk psikolojisiyle kendi geleneklerine daha sýký sarýldýlar. Bu da faziletleriyle ünlü Yezidî din adamlarýnýn yetiþmesini saðladý. Ancak Suriye'deki diðer yerleþim birimlerinde kalan Yezidîler zamanla Müslümanlaþtýlar. Yönetimde pek yer almayan Yezidîlerin Müslüman komþularýyla olan sorunlarýnda inançlarý bahane edilerek genellikle haksýz çýkmalarý onlarýn Müslümanlaþmasýný hýzlandýrdý. Cizre bölgesine daha çok Orta Anadolu'daki Yezidîler göç etti. Ýki aþamada gerçekleþen göçün ilk dönemi halen 'Beyt Milli' olarak bilinen ve Mardin'de meskûn MüslümanAraplaþmýþ bir Kürt boyunun bir kýsmýnýn 18. yy.'da yerleþmesiyle gerçekleþti. Ýkinci aþamada ise Þeyh Seðîd'e ayaklanmasýnda taraf olan kimi Müslüman Kürt aþiretlerinin Yezidî kollarý isyanýn bastýrýlmasýndan sonra Cizre'ye göç ettiler. Ýkinci göç dalgasýnda Yezidîler Amed'deki dindaþlarýna sýðýnmaktansa Müslüman soydaþlarýyla Cizre'ye göçmeyi tercih ettiler. Her iki aþamada da göç eden Yezidîler zamanla Müslümanlaþtýlar. Mardin'e yerleþenler MüslümanAraplaþýrken Cizre'ye yerleþenler ise Müslümanlaþýp Kürt kaldýlar. Devam Edecek


7

21 Aðustos 2014 Perþembe

MEB'den iþ güvenliðinde önemli adým MEB, 81 ildeki okul ve kurumlara ait binalarýn uygun fiziki koþullarý taþýyýp taþýmadýðýnýn denetlenmesi ve okullarda iþ güvenliði uzmaný bulundurulmasý amacýyla illere genelge gönderdi...

M

illi Eðitim Bakanlýðý (MEB), öðretmen ve diðer çalýþanlarýn saðlýk ve güvenliði için 81 ildeki Bakanlýk binalarýyla okul ve kurumlara ait binalar ve eklentilerinin uygun fiziki koþullarý taþýyýp taþýmadýðýnýn incelenmesi ve okullarda iþ güvenliði uzmaný bulundurulmasý amacýyla illere genelge gönderdi. Ýþ Saðlýðý ve Güvenliði Kanunu'nun merkez ve taþra teþkilatý birimlerinde uygulanmasý için önemli bir adým atan MEB, özellikle eðitim ve öðretim ortamlarýnýn saðlýk ve güvenlik açýsýndan yeterliliðini arttýrmak ve sürdürülebilirliðini saðlamak için bir dizi uygulamayý önümüzdeki eðitim öðretim döneminde hayata geçirecek. Bu kapsamda Milli Eðitim Bakaný Nabi Avcý imzasýyla illere gönderilen genelgede, Ýþ Saðlýðý ve Güvenliði Kanunu'nun, kamu ve özel sektör ayrýmý yapýlmaksýzýn bütün iþyerlerinde, çýrak ve stajyerlerde dahil olmak

üzere; öðretmen, memur, hizmetli, iþçi, sözleþmeli personel gibi tüm çalýþanlara uygulandýðý belirtildi. Genelgeye göre, Bakanlýk merkez teþkilatýnda ve 81 il milli eðitim müdürlüklerinde en az bir Ýþyeri Saðlýk ve Güvenlik Birimi (ÝSGB) oluþturulacak. ÝSGB'ler merkez ve taþra teþkilatý birimlerinde, çalýþma ortamlarýnda saðlýk ve güvenlik açýsýndan gerekli tedbirlerin alýnmasý için izleme ve deðerlendirme çalýþmalarýný sürdürecek. Kurum yöneticisi tarafýndan çalýþan sayýsýna baðlý olarak çalýþma barýþýný gözetecek þekilde seçimle ya da atama yoluyla, yeteri sayýda, çalýþan temsilcileri belirlenecek. 50'den fazla çalýþan olan okullarda kurullar oluþturulacak 50 ve daha fazla çalýþanýn bulunduðu okul ve kurumlarýnda, Ýþyeri Saðlýk ve Güvenlik Kurulu oluþturulacak. Bakanlýðýn, merkez ve

taþra teþkilatý ile okul ve kurumlarýnda risk deðerlendirmesi, kurum yöneticisi veya kurumda görevli iþ güvenliði uzmaný, il ÝSGB uzmanlarýndan destek alýnarak, risk deðerlendirmesi ekibi tarafýndan yaptýrýlacak. Bu kapsamda, farklý kaynaklardan ödenmek üzere, hizmet alma yoluyla risk deðerlendirmesi yapýlmayacak. Ýþ güvenliði sertifikasý olan öðretmenler tespit edilecek Bakanlýðýn merkez ve taþra teþkilatýnda görevli personel ile okul ve kurumlarda görevli öðretmenlerden iþ güvenliði sertifikasý olanlar, ÝSGB'lerin koordinesiyle tespit edilecek. Bu kapsamda her okula iþ güvenliði uzmaný görevlendirilecek. Ýþ güvenliði uzmanlarý; ilgilinin isteði ve yeterlilikleri, norm kadro fazlasý olmasý, iþ yeri tehlike sýnýfý gibi hususlar göz önünde bulundurularak valiliklerce geçici olarak görevlendirilecek. Valiliklerce tam

Halklardan ve Ýnançlardan Lice olaylarý ile ilgili açýklama

M

idyat'ta yaþayan Mýhallemi, Süryani, Arap, Kürt ve Þemikan Halklarýndan, geçtiðimiz günlerde Diyarbakýr Lice'de dikilen Mahsum Korkmaz heykelinin düzenlenen operasyonla kaldýrýlmasýyla çýkan olaylarda bir askerin ve bir yurttaþýn hayatýný kaybetmesi ve çok sayýda yaralananýn olduðu olaya iliþkin halklar ortak yazýlý bir basýn açýklamasý yaptý. Merkezi Midyat’ta bulunan, Þemikan Halklarý Birliði, Mardin Süryani Birliði, Mýhallemi Derneði ve Anadolu Arap Birliði yöneticileri yaþanan provakatif olaylara iliþkin yazýlý bir basýn açýklamasý yaptý. Yaþananlarýn çözüm

sürecine vurulan bir darbe olduðunu belirten Söz konusu açýklamada þunlara yer verildi : “Yýllardýr savaþýn ve kaosun hakim olduðu Mezopotamya topraklarýnda, tam da çözüme yönelik adýmlarýn atýldýðý bir dönemde dikilen Mahsum Korkmaz heykelinin kaldýrýlmasý için yapýlan operasyonda bir asker ve bir yurttaþ yaþamýný yitirmiþ ve çok kiþi de yaralanmýþtýr. Hiç bir kavramýn insandan deðerli olmadýðý inancýnda olan bizler, çözüm sürecinde tansiyonu yükseltecek provakatif eylemlerden kaçýnýlmasýnýn bir gereklilik olduðuna inanýyoruz. Heykelin dikilmesinin yürütülen müzakerelerde, karþýlýklý güvenin sonucu olduðuna

inanmaktayýz. Bir ulus ya da topluluk tarafýndan kabul edilip saygý duyulan bir deðere hiçbir ulusun hiçbir kurum ve kuruluþun saldýrý hakký yoktur, olmamalýdýr. Eðer bir ulusun kabul ettiði deðerlere, sembollere saldýrý olursa ve karþý tarafta misilleme yaparsa sonu ne olur , sorumlular nasýl hesap verebilir ? Halklar ve inançlar olarak kadim topraklarýmýzda kan dökülmesi bizi oldukça rahatsýz etmekte ve kaygýlandýrmaktadýr. Bu minvalde inanç , medeniyet ve mücadele ile yoðrulan topraklarda deðerleriyle oynanan, hakký yenen, ezilen tek bir halk ve yurttaþ bile istemiyoruz. Bundan dolayý barýþ süreci ciddi anlamda sahiplenilmeli ve kararlý bir þekilde sonuna kadar götürülmelidir. Provakatif eylemlerin önüne geçmek ve barýþý topluma mal edip kalýcýlaþtýrmak için de müzakere heyeti ile izleme heyeti çalýþmalarý zaman kaybetmeksizin baþlatýlmalýdýr. Halklar ve inançlar olarak barýþ sürecinin selameti için taraflardan gerginliði minimize edecek saðduyulu açýklamalar ve yaklaþýmlar bekliyoruz ” » Tayfur Demir/Midyat

zamanlý iþ güvenliði uzmaný olarak görevlendirilecek olan öðretmenlerin norm kadro fazlasý olmasý gerekecek. Bu durumda öðretmen olmamasý halinde diðer personelden istekli olanlar görevlendirilecek. Bu þekilde görevlendirilenlere herhangi bir ek ödeme yapýlmayacak. Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu'nda ödenek tahsis edilmesi halinde, kýsmi zamanlý görevlendirmelerde, ayda 80 saate kadar mesai saatlerine baðlý kalmak kaydýyla, çalýþabilecekleri toplam saatlere göre mevcut görevlerinin dýþýnda çalýþanlar görevlendirilecek. Ýþ yeri hekimliði için Saðlýk Bakanlýðý Toplum Saðlýðý Merkezleri veya aile hekimlerinden istekli olanlar arasýndan, tam zamanlý veya kýsmi zamanlý görevlendirme yapýlacak. Merkez ve taþra teþkilatý ile okul ve kurumlardaki personelin ÝSG eðitimleri, tehlikeli sýnýfta yer alan birimler için 2 yýlda 12 saat, az tehlikeli sýnýfta yer alan birimler için 3 yýlda 8 saat olmak üzere yapýlacak. Bakanlýða baðlý kurumlardaki döner sermaye iþletmelerinde çalýþan iþçiler ile farklý statülerde tehlikeli ve çok tehlikeli iþ kollarýnda çalýþan iþçiler ve mesleki teknik eðitim atölye ve laboratuvarlarýndan tehlikeli ve çok tehlikeli ortamlarda çalýþanlarýn mesleki eðitim belgesine sahip olmasý gerekecek. Belgesi olmayanlar Hayat Boyu Öðrenme Genel Müdürlüðüne baðlý merkezlerce belgelendirilecek. Meslek okullarý denetlenecek Mesleki ve teknik eðitim okul ve kurumlarýnda iþ yeri ortam faktörlerinin ölçümleri ÝSGB'ler, tarafýndan yapýlacak. ÝSGB'ler, Ýþyeri Ortam Ölçümleri, Analiz ve tetkiklerini yapacak. Ölçümlerden elde edilen deðerlerin saðlýðý ve güvenliði tehdit etmesi durumunda, acil önlem alýnmasý için yetkililer ve ilgililer doðrudan bilgilendirilecek, gerekirse iþin durdurulmasý için ÝSGB yetkililerine bilgi verilecek. Bakanlýða baðlý Ders Aletleri Yapým Merkezi, Ölçme ve Deðerlendirme Genel Müdürlüðü Baský ve Sevk Hizmetleri Matbaasý, Mesleki Teknik Eðitim Okullarý, Yaygýn ve Mesleki Teknik Okullarý gibi tehlikeli iþ yerlerinde her 10 çalýþan için bir ilk yardýmcý, az tehlikeli iþ yerlerinde ise 20

çalýþan için bir ilk yardýmcý görevlendirilecek. Ýlk yardýmcý bulunmayan okul ve kurumlarda ise Saðlýk Bakanlýðý ile yapýlacak iþbirliði çerçevesinde, ilk yardýmcý belgelendirmesi yapýlacak. Yangýn eðitimi ise ÝSGB'lerin organizasyonu ile il sivil savunma birimleri, il itfaiye birimlerinden destek alýnarak mahallinde yapýlacak. Öðrenci ve çalýþanlarda farkýndalýk artýrýlacak Öðrencilere ve tüm çalýþanlara iþ saðlýðý ve iþ güvenliði konusunda farkýndalýk yaratma ve kültür oluþturmak üzere, Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakanlýðý ve baðlý birimleri, ilgili STK'lar ile hiçbir maddi iliþki kurulmadan tamamen gönüllülük esasýna dayanan bir yapý içerisinde seminer, konferans, panel gibi etkinlikler iþveren vekili sýfatý ile okul veya kurum müdürlüklerince düzenlenecek. ÝSGB'ler ise uygulamada birlikteliði saðlama, yeni teknolojilerin ve yaklaþýmlarýn paylaþýlmasý, iyi örneklerin yaygýnlaþtýrýlmasý amacýyla; eðitimler, çalýþtaylar, konferanslar, paneller düzenleyecek. Mesleki Eðitim Genel Müdürlüðü, Hayat Boyu Öðrenme Genel Müdürlüðü, STK'lar, ilgili sektörler tarafýndan hazýrlanan Çalýþanlarýn Eðitimi Modülü uygulanarak eðitimler verilecek, eðitimler sonucunda da belgelendirme yapýlacak. Engelliler için çalýþanlara özel eðitim verilecek MEB'in merkez ve taþra teþkilatý binalarý ile okul ve kurumlarýna ait binalarýn ve eklentilerinin ÝSG mevzuatýna uygun fiziki koþullarý taþýyýp taþýmadýðý, Merkezde Ýnþaat Emlak Daire Baþkanlýðý, taþrada Valiliklerdeki teknik elemanlarca inceleme yapýlarak uygunsuz þartlarýn giderilmesi saðlanacak. Özel Eðitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüðüne baðlý her tür ve kademedeki, okul ve kurumlarda özel politika gerektiren bireylerin bulunduklarý dikkate alýnarak çalýþanlara özel eðitim » (AA) verilecek.


21 Aðustos 2014 Perþembe

Hasta ve hasta yakýnlarý oturma eylemi yaptý Muayene olmak için Nusaybin Devlet Hastanesine gelenler, 8 branþta uzman doktor olmadýðýný öðrenince Devlet Hastanesi önünde oturma eylemi yaptý...

N

usaybin'de uzman doktor yetersizliði nedeniyle hasta ve hasta yakýnlarý Devlet Hastanesi önünde oturma eylemi yaptý. Sabah saatlerinde muayene olmak için Nusaybin Devlet Hastanesine gelenler, 8 branþta uzman doktor olmadýðýný öðrenince tepki gösterdi. Yaklaþýk 50 kiþilik grup, durumu protesto etmek için hastane bahçesinde oturma eylemi yaptý. Hasta ve hasta yakýnlarý adýna açýklama yapan Zeki Demir, sýra almak için sabah saat 06:00'dan beri hastane kapýsýnda beklediðini söyledi. Gece saat 01:00'den sonra hastane kapýsýna sýra yazdýrdýklarýný bildiren Demir, "Bugün 8 uzman doktorumuz yok. Bunu millete reva görüyorlar. Gece saat 01:00'de hastane kapýsýnda sýramý yazdým saat 06:00'dan beri de buradayým. Tek amacýmýz burada hastamýzý tedavi ettirmektir. Baþka bir amacýmýz yok. Burada taleplerimizi dile getirdiðimizde olayý siyasi yöne çekiyorlar" þeklinde konuþtu. Protesto nedeniyle Nusaybin Devlet Hastanesi Baþtabip yardýmcýsý Dr. Mehmet Emin Ay, hasta ve hasta yakýnlarýyla görüþtü. Nusaybin Devlet Hastanesinde görevli bazý doktorlarýn, ameliyatta olduðu için poliklinikte hasta muayenesi yapmadýðýný belirten Ay, bazý doktorlarýn izinde olduðunu bazýlarýnýn da

zorunlu hizmeti bittiði için ilçeden ayrýldýðýný söyledi. Sorunun çözümü için Bakanlýktan yeni doktor talebinde bulunduklarýný aktaran Baþtabip Yardýmcýsý Ay, hasta ve hasta yakýnlarýnýn eylemini sonlandýrmasýný istedi.

Taleplerini dile getiren bazý hasta ve hasta yakýnlarý ile Baþtabip Yardýmcýsý arasýnda yaþanan kýsa süreli gerginlik sonrasý vatandaþlar eylemlerini bitirdi. Konuyla ilgili hastane yönetimi resmi bir açýklanma » (AA) yapmadý.

Mardin’de Trafiðe kayýtlý araç sayýsýnda artýþ

S

iirt Mardin Þýrnak ve Batman illerini kapsayan TRC3 bölgesinde Haziran ayý itibari ile trafiðe kayýtlý araç sayýsýnda en fazla artýþ Mardin'de gerçekleþti. Türkiye Ýstatistik Kurumu (TÜÝK) Siirt Bölge Müdürlüðünden edinilen bilgiye göre, trafiðe kayýtlý araç sayýsý, ülke genelinde Haziran ayý itibariyle 18 milyon 215 bin 460, bölgede ise 156 bin 571'e ulaþtý. En fazla artýþ 67 bin 794 ile Mardin'de yaþanýrken, 41 bin 596 araç ile Batman ikinci, 29 bin 648 araç ile Þýrnak üçüncü ve 17 bin 533 araç ile Siirt dördüncü oldu. » (AA)

8

BASINDAN Baþ baþa baðlý; peki 'baþ' kime baðlý?

1

2. Cumhurbaþkanlýðý seçimi, önemli bir olaydý, umulduðu þekilde neticelendi. Bu önemli seçimin öncesinde, belki bazýlarýmýzýn 'bunun da sýrasý mý' dediði uyarýlarý dile getirenler vardý. 'Cumhurbaþkanlýðý seçimi kolay' deniliyordu bu uyarýlarda: 'Asýl önemlisi 19 Ekim'de yapýlacak HSYK seçimleri.' HSYK da, MGK ve baþka bazý kurullar gibi önemleri ve hatta varlýklarý geç fark edilen Anayasal organlardan birisi. 12 Eylül 2010 Referandumu sayesinde, kurul üyelerinin kendilerine özel TSE standardý kýrýlmýþ olmasýna raðmen, mevcut haliyle bile ciddi sýkýntýlar doðurmaya aday olduðunu düþünmek için çok sebep var. Ülkemizde bulunan bütün hakim ve savcýlarýn terfileri, disiplin iþleri, görevlendirilmeleri, haklarýnda yürütülecek soruþturmalar gibi hususlarýn tamamý HSYK’nýn yetkileri kapsamýnda. Dahasý, teftiþ kurulu da HSYK’nýn kontrolünde olduðu için; bu durumlarda HSYK hem suçlayýcý, hem de karar verici durumunda. Konu hakkýnda bilgisi olmayanlarýn þöyle düþüneceklerdir kaçýnýlmaz olarak: 'Tamam, HSYK'nýn bu kadar yetkisi olabilir. Ama herhalde onun da sorumlu olduðu bir makam vardýr.' Zurnanýn 'zýrt' dediði yer, tam da burasý iþte. Mevcut mevzuata göre, alanýnda son merci olan HSYK'yý denetleyecek ya da hesap soracak bir kurum, yok!.. Yani bir þekilde HSYK üyeliðine gelebilen 'atanmýþlar', milleti yönetme vekaletini ellerinde bulunduran ve seçimlerde hesap veren 'seçilmiþler' tarafýndan bile denetlenemez durumdalar. Hakimiyetin 'kayýtsýz þartsýz' Millete ait olduðunu ve dolayýsýyla seçimler yoluyla Milletin vekaletini alanlarýn bu vekaletlerini sýnýrsýzca kullanabileceðini zannedenler için þaþýrtýcý bir durum bu; ama böyle. Ülkemiz üzerindeki vesayetin ilanihaye sürdürülebilmesi maksadýyla oluþturulmuþ 'fren' sistemlerinden birisi de HSYK... Adalet Bakaný ve Adalet Bakanlýðý Müsteþarý’nýn doðal üyesi olduðu HSYK, 22 asil 12 yedek üyeden oluþuyor ve Genel Kurul, 15 kiþiyle toplanýp 12 kiþiyle karar alabiliyor. Anayasa referandumunun ardýndan 2010’da seçilen HSYK üyelerinin görevleri 25 Ekim itibariyle sona eriyor. 22 kiþinin görev yaptýðý HSYK’nin adli ve idari yargý kontenjanýndan 10 asýl, 6 yedek üyenin seçimi için 19 Ekim’de yaklaþýk 14 bin hâkim ve savcý sandýk baþýna

giderek, adli yargý için 7 asýl, 4 yedek olmak üzere 11 üyenin seçimi yapýlacak. Ýdari yargýdan ise 3 asýl, 2 yedek üye HSYK’ye girecek. Anayasa Mahkemesi eski raportörü, AK Parti MKYK üyesi ve Marmara Üniversitesi öðretim üyesi Prof. Dr. Osman Can'ýn 18 Aðustos tarihli Star Gazetesi'nde yayýmlanan 'Ýllegal HSYK büyük tehlike' baþlýklý röportajýnda, konu hakkýnda derli-toplu ve uyarýcý bilgiler mevcut. Can'ýn dikkat çektiði temel çeliþki þu: "Adalet Bakanlýðý bürokratlarý hakim ve savcý. Ýdari yönden bakanlýða baðlý. Müsteþar dahil olmak üzere, onlarýn kaderi HSYK’ya baðlý. HSYK’yi kim kontrol ediyorsa, Adalet Bakanlýðýný da onlar kontrol ediyor demektir... Yasama, yürütme ve yargý erklerinin birbirinden ayrý olmasý gerektiðini söylüyoruz. Adalet Bakanlýðý yürütmenin bir parçasý, ancak o bakanlýk neredeyse sadece hakim ve savcýlardan oluþuyor, onlar da HSYK tarafýndan kontrol ediliyor." Paralel Yapý ve YARSAV'ýn iddialý olarak katýldýðý seçimlerde Yargýda Birlik Platformu'nun kazanmasýnýn önemine deðinen Prof. Dr. Osman Can'ýn tespit ve uyarýlarýnýn en can alýcý noktasý ise þu satýrlarda: "Þimdi Adalet Bakanlýðý bürokratlarýnýn da içinde bulunduðu hakim ve savcýlarýn oluþturduðu bir platform var. Ne kadar iyi niyetli olurlarsa olsunlar, onlar illegal bir yapýya karþý haklý bir mücadele verirken, diðer yandan kaderleri o yapýnýn kontrol ettiði bir HSYK’ya baðlý olacak. Yargýda Birlik Platformu baþarýsýz olursa, herhalde sýradan çaycýnýn sahip olduðu güvencelerden de mahrum kalacaklar. Zira HSYK’yý denetleyecek bir merci yok, ama çaycýnýn hakkýný teslim edebilecek bir idari hiyerarþi ve yargýsal denetim yolu var." Yeni Türkiye ile ilgili ciddi problemleri bulunan ve HSYK seçimlerini kazanarak 'fren' vazifelerini hakkýyla devam ettirmek için çýrpýnan Paralel yapý ve YARSAV'ýn arzu ettiklerine ulaþmamalarý, temennimiz. Ancak, her ne olursa olsun, kendi baþýna buyruk bir HSYK, Yeni Türkiye'de olmamasý gereken þeylerden... Çünkü durumu tam da: 'Baþ baþa baðlý; peki baþ kime baðlý' tekerlemesinde olduðu gibi... HSYK örneðinde, baþ kimseye baðlý deðil... Onlarý Millet seçmedi oysa... Ekrem Kýzýltaþ - Haber 7


9

21 Aðustos 2014 Perþembe

Kitap Köþesi Günlük Yaþamda Benliðin Sunumu

» Sayfa 8’de

Bütün dünya Shakespeare'in söylediði gibi bir sahne midir gerçekten de? Elbette hayýr, diyor Erving Goffman, ama hepimiz günlük hayatta pek çok "performans" sergiler, pek çok performansa tanýk oluruz. Evde, iþyerinde, sokakta, resmi ve gayriresmi ortamlarda farklý farklý roller oynar, kimi zaman baþka "oyuncu"larla "takým"lar kurar, diðer takýmlarla mücadele veya iþbirliði içinde "seyirci"lerimizi etkilemeye, yönlendirmeye çalýþýrýz. Hepimiz belli durumlarda benimsediðimiz roller çerçevesinde sunarýz kendimizi karþýmýzdakine; en samimi etkileþimlerde bile biraz ihtiyat gösterir, kimi taktik ve yöntemlere baþvururuz. Günlük Yaþamda Benliðin Sunumu iþte bu konularý mercek altýna yatýran son derece ilginç bir çalýþma; 1950'lerde yazýlmýþ olmasýna raðmen tazeliðini koruyan, dahasý "performans" kavramýnýn günümüz sosyal bilimlerinde ciddi bir çözümleme aracý haline gelmesiyle birlikte özel bir güncellik de kazanan bir klasik. Goffman farklý kültürlere de uzanan titiz bir araþtýrmanýn ürünlerini

Vizyona Giren Filmler Derleyen: M. Sait Çakar

Fýrtýnanýn içinde

Eser Adý : Günlük Yaþamda Benliðin Sunumu Yazar Adý : Erving Goffman Çeviren : Barýþ Cezar Orijinal Adý : The Presentation of Self in Everyday Life Sayfa Sayýsý : 248 Yayýnevi : Metis Yayýnlarý ince bir düþünce süzgecinden geçirerek, büyük bir tarafsýzlýkla sunuyor bizlere; insanlarýn birbirleriyle etkileþimlerini ve insanlýk hallerini yargýlamaksýzýn gözler önüne sermeyi, irdelemeyi, anlamayý hedefliyor. Tüm zaaflarý, kaygýlarý, hinliði, oyunbazlýðý, kýsaca tüm insanlýðýyla insaný ele alan bu kýþkýrtýcý kitabýn ilgiyle okunacaðýný umuyoruz.

MEB 400 engelli personel aldý

Filmin Adý: Fýrtýna nýn Ýçinde Filmin Türü: Aksiyon Filmin Süresi: 1s 29dk Filmin Özeti: Küçük bir kasaba olan Silverton, beklenmedik bir þekilde kasabayý vurmaya baþlayan hortumlarýn etkisi altýnda kalmaktadýr. Hortumlarýn verdiði zararlar gitgide artarken kasaba halký bu hortumlarýn daha da kötüleþeceðini öðrenir. Bu durumda pek çok insan yaþadýklarý yeri terk etmeye hazýrlanýrken, bir kýsmý da gelecek büyük hortumu görerek hatta görüntüleyerek tarihi bir aný yakalama isteðiyle yanýp

tutuþmaktadýr. Filmin yönetmenliðini daha önce Final Destination 5'ten tanýdýðýmýz Steven Quale yapýyor. Baþrolleri ise Sarah Wayne Callies, Richard Armitage ve Jeremy Sumpter paylaþýyor.

Günah Þehri Filmin Adý: Günah Þehri: Uðruna Ölünecek Kadýn Filmin Türü: Aksiyon Filmin Süresi: 1s 59dk Filmin Özeti:

M Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü & Ýnternet Editörü

M.M. Sait SaitÇakar Çakar

illi Eðitim Bakanlýðý (MEB), bu yýl aldýðý bin 616 engelli personele ek olarak 400 engelli istihdamýný daha gerçekleþtirdi. Bakanlýktan alýnan bilgiye göre, MEB, þubatta taþra teþkilatýnda bulunan bin 620 kadro için bin 616 engelli personelin atamasýný gerçekleþtirmiþ ve göreve baþlatmýþtý. Bu engelli personelin bir defaya mahsus yapýlan yer deðiþikliði iþlemlerinde, baþka illere atanmasý dolayýsýyla 12 dereceden 400 hizmetli kadrosuna daha ihtiyaç duyuldu. Yapýlan planlama kapsamýnda 400 engelli personelin atamasý daha gerçekleþtirildi. Bu personel eylülde göreve baþlayacak. Bu kapsamda istihdam yapýlacak iller ve personel sayýsý þöyle: "Adýyaman 25, Aðrý 25, Bitlis 5, Diyarbakýr 20, Erzincan 2, Erzurum 35, Gaziantep 25, Kars 30, Malatya 10, Kahramanmaraþ 25, Mardin 25, Muþ 20, Sivas 30, Þanlýurfa 30, Van 25, Batman 25, Þýrnak 25, Ardahan 5, Iðdýr 10, Kilis 3." » (AA)

Günah Þehri'nin zifiri karanlýk gecelerinden birinde Dwight McCarty ile karþýlaþýrýz. Dwight iþleri nasýl berbat ettiðini düþürken 'hayat' adýný verdiði gri ve hissiz cehennemden kaçýp sýfýrdan baþlayabilmek için her þeye hazýr gibidir. Bilmediði þey ise pek yakýnda tek aþký Ava'nýn çýkýp gelecek olmasýdýr... Zamanýnda kalbini fazlasýyla kýran güzeller güzeli Ava, sonrasýnda cani milyarder Damien Lord ile evlenmiþ, þimdiyse kocasýndan ve korumasý Manute'dan kurtulmak için Dwight'ýn yardýmýna muhtaç kalmýþtýr. Dwight belalarla dolu bu þehirde kimseye güvenmemesi gerektiðini unutur ve Ava'ya yardým etmek için kendini tehlikeli bir oyunun ortasýna atar. Bu esnada þehrin diðer köþelerinde de karanlýk yeniden uyanýþa geçmiþtir... Frank Miller'ýn grafik

romanýndan sinemaya uyarlanarak büyük sükse yaratan Sin City'nin yýllardýr merakla beklenen devam filmi sonunda izleyiciyle buluþuyor. Frank Miller'ýn senaryosunu yazdýðý ve Robert Rodriguez'le birlikte yönetmenliðini üstlendiði filmin oyuncu kadrosunda Josh Brolin, Eva Green, Jessica Alba, Mickey Rourke, Bruce Willis ve Joseph Gordon-Levitt gibi isimler bulunuyor.


21 Aðustos 2014 Perþembe

10

Kandemir’den Lice açýklamasý Geçici Köy Korucularý ve Þehit Aileleri Federasyonu Baþkaný Orhan Kandemir, “Tek heykeli dikilecek insanýn zaten heykeli dikilidir O' da bu ülkenin yegane kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür'' dedi.

G

eçici Köy Korucularý ve Þehit Aileleri Federasyonu Baþkaný Orhan Kandemir, Lice'de terör örgütü üyesinin heykelinin dikilmesine iliþkin “Tek heykeli dikilecek insanýn zaten heykeli dikilidir O' da bu ülkenin yegane kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür'' dedi. Kandemir, yaptýðý açýklamada, Diyarbakýr Lice'de terör örgütü PKK üyesi Mahsum Korkmaz'ýn heykelinin dikilmesini kýnadý. Korkmaz'ýn anýt heykelinin dikilmesi kararýný alma cüretini gösterenlerin yarýn HDP yerel yönetimlerin Abdulah Öcalan'ýnýn da kendilerine ait belediyelerin önüne heykelini dikme cüretini gösterecek çaba ve gayret içinde olduklarý bir durum haline geldiðini ileri sürdü. Bu tür eylemlerin çözüm sürecine zarar verdiðini, çözüm sürecinin yanlýþ bir yolda istikamete devam ettirilmek istendiðini savunan

Eyyuphan Kaya

Göç Ýl Müdürleri Neden Atanmýyor?

S Kandemir,Geçici Köy Korucularý ve Þehit Aileleri Federasyonu olarak bu tür eylemlere tahammüllerinin kalmadýðýný söyledi. Kandemir þunlarý belirtti: " Biz de Kürdüz, Kürt olmak devletin uzattýðý elin karþýlýðý devlete kurþun sýkan bu devleti bölmek isteyenlerin anýtýný dikmek hakkýný doðurmaz. Bu ulus ve bu bizdeki irade bu ülkede hiç kimsenin heykelini dikilmesine musamaha göstermeyecek. Varsa dikmeye cesareti olanlar

her daim bizleri karþýsýnda bulacaklar. Tek heykeli dikilecek insanýn zaten heykeli dikilidir O' da bu ülkenin yegane kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür." Kandemir, Diyarbakýr'ýn Lice ilçesinde terör örgütü üyesinin heykelinin kaldýrýlmasý için yapýlan operasyon dönüþünde kaza sonucu þehit olan uzman çavuþ Uður Ýnal'a Allah'tan rahmet ailesine de baþ saðlýðý dileklerinde bulundu. » (AA)

Nusaybin'de kamyon ile traktörün çarpýþmasý sonucu 1 kiþi yaralandý

GÜNÜN OKURU

N

usaybin ilçesinde meydana gelen trafik kazasýnda 1 kiþi aðýr yaralandý. Edinilen bilgilere göre Nusaybin Otogar kavþaðýnda Fadýl Toprak yönetimindeki 47 KU 619 plakalý kamyon ile Abdurrahman Mutlu yönetiminde 47 AF 323 plakalý traktör çarpýþtý. Kazada traktör sürücüsü aðýr yaralandý.Çevredeki vatandaþlar tarafýndan Nusaybin Devlet Hastanesine kaldýrýlan yaralý tedavi altýna alýndý.Kazayal ilgili polis soruþturma baþlattý. » (AA)

Zayi Abdulkadir BALIBEY - Esnaf Gazetenizi beðenerek okuyorum. Çalýþmalarýnýzda baþarýlar diliyorum. Allah sizleri muvaffak etsin.

Nüfus Cüzdanýmý ve Ehliyetimi Kaybettim. Hükümsüzdür. Abdurrahim ELBAN T.C. No: 21542497004

evgili dostlar sabah akþam politik meselelerle uðraþacaðýmýza bir de hayatýmýzý direk etkileyen sorunlara eðilsek daha iyi olmaz mý? Hepiniz þahitsiniz yasama, yürütme, yargý erklerini performans açýsýndan deðerlendirdiðimizde en aktif olaný Hükümettir. Toplumun ihtiyaçlarýný tespit ediyor ve ona göre harekete geçiyor. Tek parti iktidarý olduðu için yasama organýný da aktif hale getiriyor. Yakýn tarihte Ticaret ve Sanayi il müdürlüðünü iki ayrý müstakil müdürlük olarak ayýrdý ve ayrý ayrý Bakanlýklara baðladý. Ýhtiyaca binaen Kamu Güveliði Müsteþarlýðýna baðlý Sosyal Etüt ve Proje Ýl Müdürlüklerini kurdu, Göç Ýdaresi Genel Müdürlüðünü kurdu ve 81 il ve 148 ilçe müdürlüklerine kadro tahsis etti, ancak bir yýlý aþkýndýr bu yasa çýkmýþ ama ne hikmetse bu müdürlüklere hâlâ atamalar yapýlamadý. Bir düþünelim, Ýl Ticaret Müdürlüklerine atama yapýldý mý? SEP Ýl Müdürlüklerinin kaçýna atama yapýlmýþ, yapýlanlarýn kaçý faaldir? Kamuoyu varlýðýný hissediyor? Diyeceksiniz ki nerden icap etti bu mevzu? Takipçisi olduðum halde sabrediyordum; bu gün, yarýn atamalar yapýlýr diye, ancak ne zaman ki Gaziantep'te Suriyelilerle vatandaþlarýmýz arasýnda ölümle sonuçlanan olaylar çýktý, artýk dayanacak halim kalmadý. Yönetim boþluk kabul etmez. Sizin ülkenizde mülteciler, göçle gelen kimseler varsa, her yerleþim biriminde onlarla uðraþan biriminiz yetkili il müdürlükleriniz de olmalý tabi. Bunun fark edilip ilgili yasanýn çýkarýlmasý güzel, hoþ da atamalarýn bu kadar gecikmesi insaný çileden çýkarýr. Artýk býrakalým þu dokunulmaz devlet anlayýþýný sevgili vatandaþlar, tam tersine devletin iþleyiþini yakýndan takip edelim, varsa eksik aksaklarý düzeltilmesi için yetkilileri uyaralým. Çünkü bürokrasinin hýzlý iþlemesi lehimize olup hayatýmýza kalite katar, bize huzur kazandýrýr. Göç Ýdaresi Genel Müdürlüðü, 04/04/2013 tarihli ve 6458 sayýlý Yabancýlar ve Uluslararasý Koruma Kanunu ile kurulmuþtur. 6458 sayýlý Kanunun 103 üncü maddesi

Genel Müdürlüðün kuruluþunu düzenlemektedir. Söz konusu Kanun, 11/04/2013 tarihli ve 28615 sayýlý Resmi Gazete de yayýmlanmýþ ve ayný gün Göç Ýdaresi Genel Müdürlüðü kurulmuþtur. Göç Ýl Ýdaresi Müdürünün görevlerine bakýyorsunuz %50 kapasiteyle bile çalýþsa göçmenlerin sorunlarý açýsýndan memleket süt liman olur. Ama gel de þu bürokrasiyi harekete geçir… Eðer bir illerde Göç Ýl Ýdaresi Müdürü varsa göçmenlere daha yakýndan ilgilenir, kim nerede yaþýyor adres olarak bilinir, vatandaþlarýmýzdan birilerinin bu göçmenlerle bir sorunu varsa bu müdürlüðün kapýsýný rahatlýkla çalar ve göçmenlerden kaynaklanan sorunlar minimize olur diye düþünüyorum. Yani kýsacasý eðer bir devletin Bürokrasisi verimli çalýþmýyorsa Hükümetin eli kolu yaralýdýr demektir. Bu durumda Hükümet ne kadar çalýþkan olursa olsun çalýþmalarý taþraya yansýmaz ve sorunlar çözülsün diye oluþturulan kurumlarýn kendisi sorun haline gelir. Hangi þehrimize bakýyorsak sokak baþý dilencilerle dolu, Çoðu da Suriyelilerdir, hem duygu sömürüsüne neden oluyorlar hem de hoþ olmayan bir görüntünün oluþmasýna sebep oluþturuyorlar. Halbuki bu dilenci ruhlu göçmenler ülkemizdeki göçmenlerin %10'u bile deðil ama toplumda huzursuzluk oluþturuyorlar. Sevgili dostlar devletimize sahip çýkmak, neler olup bitiyor, anlamak kavramak, eksikleri dile getirip daha az sorunlu yaþamak, bizim görevimizdir. Kendi iþimize asýldýðýmýzýn yarýsý kadar da kamu yararýna çalýþsaydýk çok þey deðiþirdi diye düþünüyorum. Þu Göç Ýl Ýdaresi Müdürlüklerinden birine ben de müracaat etmiþim; aman benim iþime bir halel gelir diyerek sessiz mi kalsaydým yani? Halbuki önemli olan kamu yararýdýr, daima kamu yararýna öncelik vermemiz lazým, zaten kamu dediðimiz sensin, benim odur.. Hepimiziz. Selam ve saygýlarýmla. Konumunuz ne olursa olsun, devletin iþleyiþine mukayyet olun e mi?

diyarbakirkmm21@gmail.com


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.