Bisiklet ödüllü Kur'an yarýþmasý
N
usaybin Müftülüðü tarafýndan Yaz Kur'an kurslarý arasýnda Kur'an-ý Kerim ve ve Siyer bilgi yarýþmasý
düzenlendi. Kur'an Kurslarý arasýnda yapýlan yarýþmalarda dereye giren 15 öðrenci arasýnda final yarýþmasý yapýldý. » Sayfa 2’de
AK Partide Kurultay heyecaný
A
25 Aðustos 2014 Pazartesi
www.mardiniletisimgazetesi.com.tr
Yýl : 11 Sayý : 3034 Fiyat : 25 Kr
K Parti Mardin Ýl Baþkaný Ýbrahim Fide, 27 Aðustos'ta yapýlacak AK Parti 1. Olaðanüstü Kongresi'nde Genel Baþkan adayý Dýþiþleri Bakaný Ahmet Davutoðlu'na tam destek vereceklerini söyledi. » Sayfa 10’da
Süryanilerden Yezidilere yardým eli Midyat’ta bulunan ve Süryani vatandaþlar tarafýndan oluþturulan Süryani Dernekler Federasyonu, savaþ maðduru Yezidi vatandaþlar ayardým eli uzattý...
M
‘Puanlama sisteminin utancýnda boðulacaksýnýz’
idyat’ta bulunan Süryani Dernekler Federasyonu (SÜDEF) yönetim kurulu ve üyeleri topladýklarý yardýmlarý, Irak’ta IÞÝD katliamlarýndan kaçýp, Midyat’a yerleþen Yezidi vatandaþlara ulaþtýrdý.
Merkezi Midyat’ta bulunan ve Süryani vatandaþlar tarafýndan oluþturulan Süryani Dernekler Federasyonu, savaþ maðduru Yezidi vatandaþlar için harekete geçti. Midyat’a baðlý Güven mahallesine yerleþen yaklaþýk 2 yüz Yezidi vatandaþ için nakdi yardým toplandý.
Federasyon yetkilileri Güven Mahallesi muhtarý Ebuzeyt Atalan’la irtibata geçildikten sonra toplanan nakdi yardýmlarla gýda malzemeleri aldý. Federasyon binasýnda bir araya gelen üyeler, yardým malzemeleriyle birlikte Güven mahallesine hareket etti. » Sayfa 2’de
O
kul yöneticilerinin görevlendirilmesi ile ilgili bir basýn açýklamasý yapan EðitimSen Mardin Þube Baþkaný Hamdullah Yýldýrým, tepkisini þu þekilde ortaya koydu. Ey milli Eðitim Müdürleri, Ey Milli Eðitim Þube müdürleri unutmayýnýz ki bundan sonra sizinle her karþýlaþtýðýmýzda alnýnýzdaki utanç lekesini size bir hatýrlatacaðýz,” dedi. » Sayfa 3’te
“Üyelerimizin yasal haklarýný koruyacaðýz” Eyyuphan KayaMimRýfat Yavuz Binbay Eyyuphan Kaya Muharrem Aðalday Muharrem Aðalday Eyyuphan Kaya Kaya Arab ve Aramileri sayan politikalarý Allah'a(c.c) tövbeYok edin... desteklemeyeceðiz. (I1)
A
rab - Arami Birliði kuruluþ deklarasyonunda “Türkiye, gelinen süreçte bir deðiþim ve dönüþüm dönemine girmiþ bulunuyor. » Sayfa 5’te
E
ðitim-Bir-Sen Mardin Þubesi Yönetim Kurulu, iki gün önce açýklanan okul yöneticilerinin görevlendirilmesi ile ilgili bir açýklama yaptý. Yönetim Kurulu açýklamasýnda; “Mardin il genelinde açýklanan yönetici puanlarýna göre 12 üyemizin görev süreleri sona ermiþtir. Bundan rahatsýzlýk duyan ve bunu basýnla paylaþan sendika’nýn ise 16 üyesinin görev süresi sona ermiþtir”. » Sayfa 10’da
Zeytinde tuz azaltýldý
G
ýda, Tarým ve Hayvancýlýk Bakanlýðý'nýn Türk Gýda Kodeksi Sofralýk Zeytin Tebliði, Resmi Gazete'de yayýmlanarak yürürlüðe girdi. » Sayfa 8’de
Mardin’li Öðrencilerden
Yezidîlerde Seydiþehir Kaymakamýna ziyaret Toplumsal Ýliþkiler-2 onya Valisi Muammer Erol'un daveti üzerine
B
ilhassa Türkiye'de yaþayan Yezidîlerin son çeyrek yüzyýldaki toplumsal geliþmesi ýþýðýnda Yezidî erkek ve kýzlarýn evlenme
yaþlarý çeþitli nedenlerden dolayý yükseldi. Ama yine de genç kýzlarýn evlenme yaþlarý erkeklerinkine nazaran nispeten hâlâ çok düþüktür. » Sayfa 6’da
K
Diyarbakýr ve Mardin'den spor kampý için Konya'ya giden öðrenciler ile öðretmenleri, Seydiþehir Kaymakamý Tuncay Sonel'i makamýnda ziyaret etti. » Sayfa 3’te
0 106311 220141
25 Aðustos 2014 Pazartesi
2
Süryanilerden Yezidilere yardým eli Midyat’ta bulunan ve Süryani vatandaþlar tarafýndan oluþturulan Süryani Dernekler Federasyonu, savaþ maðduru Yezidi vatandaþlar ayardým eli uzattý... topraklarýna, köylerine dönmeye baþladýlar. Biz Süryaniler olarak bundan çok memnuniyet duyuyoruz. Tabi Irak’ta olan durum, bu bir vahþettir, bizim için bir soykýrýmdýr. Herhangi bir dine sýðmayan davranýþlardýrlar.”þeklinde konuþtu.
M
idyat’ta bulunan Süryani Dernekler Federasyonu (SÜDEF) yönetim kurulu ve üyeleri topladýklarý yardýmlarý, Irak’ta IÞÝD katliamlarýndan kaçýp, Midyat’a yerleþen Yezidi vatandaþlara ulaþtýrdý. Merkezi Midyat’ta bulunan ve Süryani vatandaþlar tarafýndan oluþturulan Süryani Dernekler Federasyonu, savaþ maðduru Yezidi vatandaþlar için harekete geçti. Midyat’a baðlý Güven mahallesine yerleþen yaklaþýk 2 yüz Yezidi vatandaþ için nakdi yardým toplandý. Federasyon yetkilileri Güven Mahallesi muhtarý Ebuzeyt Atalan’la irtibata geçildikten sonra toplanan nakdi yardýmlarla gýda malzemeleri aldý. Federasyon binasýnda bir araya gelen üyeler, yardým malzemeleriyle birlikte Güven mahallesine hareket etti. Ziyarette; SÜDEF Baþkaný Evgil Türker, Avrupa Süryaniler Birliði Türkiye temsilcisi Tuma Çelik ve Süryani STK temsilcileri hazýr bulundu. Yardým malzemeleri Yezidi vatandaþlara teslim edildikten sonra maðdur vatandaþlara sohbet eden federasyon yetkilileri daha sonra gazetecilere açýklamada
bulundu. Yetkililer konuþmalarýný Türkçe, Kürtçe ve Süryanice yaptý. SÜDEF Baþkaný Evgil Türker “ Bir haftadýr bir yardým kampanyasý baþlattýk. Bu kampanyanýn amacý da Irak’tan Þengal’dan zulümden, katliamlardan kaçan Yezidi kardeþlerimizi içindi. Bu kampanya federasyonluðumuz öncülüðünde Süryaniler arasýnda yardým kampanyasý toplandý. Belli bir miktar para topladýk, tabii muhtarla görüþtük, neler lazým olduðunu öðrendik. Erzaklarý satýn alýp bu gün buraya getirdik.”dedi. “Irak’ta olan durum bir soykýrýmdýr” Süryaniler olarak uzun yýllardan beri Yezidi halkýyla birlikte yaþadýklarýný belirten Türker “ Günümüze kadar herhangi bir sorun olmamýþtýr aramýzda. Biliyorsunuz Süryaniler bu bölgeden, Turabdin’den göç ettikten sonra Yezidiler de göç etmek zorunda aldýlar. Onlarda Süryaniler gibi dönem, baskýlara, hakaretlere, katliamlara maruz kaldýlar onlarda köylerini boþaltýp kaçtýlar. Son yýllarda oluþan biraz barýþ ortamý sayesinde Yezidiler de kendi
“Hükümet bu duruma el atmalýdýr” Irak’ta yaþanan olaylarda Süryani vatandaþlarýnda periþan bir durumda olduðunu iþaret eden Türker “Tabi, Ninova ovasýnda da Süryani köyleri bilindiði gibi 2 yüz bin insan köylerini boþaltýp Erbil’e kaçtýlar. O Süryaniler, Keldaniler, Asuriler Erbil sokaklarýnda çok periþan durumdadýrlar. Artýk, bütün dünya kamuoyu, baþta bu ülkede yaþadýðýmýz hükümet, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, bunlar birçoðu onlarýn vatandaþý. Eðer Irak’ta Þengal’da Yezidiler, eðer Süryaniler varsa Osmanlý döneminde bu insanlar birçoðu oraya göç etmiþlerdir ve Türkiye Cumhuriyeti hükümeti bu duruma el atmalýdýr. Bu soykýrýmlarý durdurmasý gerekiyor. Çünkü Irak’ta herhangi bir hükmet, otorite yoktur. Böyle terörist bir örgüt herkesi soykýrýmdan geçiriyor. Ýster Sünni olsun, ister Hýristiyan olsun, ister Yezidi olsun, Þii olsun herkesi soykýrýmdan geçiyor. Bunun durdurulmasý lazým baþta hükümetin bunu görmesi ve durdurmasý lazým.”diye konuþtu. Yapýlan yardýmlardan dolayý memnuniyetini ifade eden mahalle muhtarý Ebuzeyt Atalan ise “Teþekkür ederiz, insanlýðýn hakkýný verdiðiniz için.” dedi. Heyet yapýlan yardýmlarýn ardýndan Yezidi Kültür Evinden ayrýldý. » Tayfur Demir/Midyat
Bisiklet ödüllü Kur'an yarýþmasý
N
usaybin Müftülüðü tarafýndan Yaz Kur'an kurslarý arasýnda Kur'an-ý Kerim ve ve Siyer bilgi yarýþmasý düzenlendi. Kur'an Kurslarý arasýnda yapýlan yarýþmalarda dereye giren 15 öðrenci arasýnda final yarýþmasý yapýldý. Molla Musa Camii'nde yapýlan yarýþmada 15 öðrenci Kur'an-ý Kerim okuma, ezber ve siyer konularýnda yarýþtý. Yarýþma sonucunda ilk beþe giren Esra Akan, Ýlhan Ösk, Kübra
Saðlam, Fatma Altunkaynak ve Helin Bartan'a bisiklet, Þeyhmus Aykut ve Esra Altunkaynak'a da Tablet bilgisayar verildi. Nusaybin Müftü Vekili Ruhullah Öz yaptýðý açýklamada, Kur'a Kurslarý finalindeki yarýþma ödüllerini çocuklarýn seveceði ve kullanabileceði tarzdaki hediyelerden oluþtutuunu söyledi. Ýyi ve güzel bir nesilin yetiþmesi için küçük yaþtan itibaren çocuklarýn adeta bir nakýþ gibi iþlenmesi gerektiðini bildiren Öz, çocuklar için dini eðitimin küçük yaþlardan itibaren baþlamasý gerektiðini ancak bu eðitimde çocuklarý sýkmamaya dikkat edilmesi gerektiðini ifade etti. Öz, Nusaybin'de yapýlan Kur'an Kursu faaliyetlerinde katkýsý olan herekese teþekkür etti. » (AA)
3
25 Aðustos 2014 Pazartesi
‘Puanlama sisteminin utancýnda boðulacaksýnýz’ Okul yöneticilerinin puanlama sistemiyle görevlendirilmesi ile ilgili bir basýn açýklamasý yapan Eðitim-Sen Mardin Þube Baþkaný Hamdullah Yýldýrým, yaptýðýnýz bu puanlama sisteminin utancýnda boðulacaksýnýz. dedi...
O
kul yöneticilerinin görevlendirilmesi ile ilgili bir basýn açýklamasý yapan Eðitim-Sen Mardin Þube Baþkaný Hamdullah Yýldýrým, tepkisini þu þekilde ortaya koydu. Ey milli Eðitim Müdürleri, Ey Milli Eðitim Þube müdürleri unutmayýnýz ki bundan sonra sizinle her karþýlaþtýðýmýzda alnýnýzdaki utanç lekesini size bir hatýrlatacaðýz,” dedi. Ýhtiraslarý uðruna, diz çöktürmek uðruna, yiðidi vurup, yerine geçme adýna yaptýðýnýz bu puanlama sisteminin utancýnda boðulacaksýnýz, dedi. Yýldýrým, Sözlerin þöyle devam etti: 10 Haziran 2014 tarihinde yayýnlanarak yürürlüðe giren “Milli Eðitim Bakanlýðý’na Baðlý Eðitim Kurumlarý Yöneticilerinin Görevlendirilmesine Ýliþkin Yönetmelik” sonrasýnda Türkiye çapýnda bütün eðitim kurumlarýnda 4 yýlý dolduran eðitim yöneticilerinin görevlerinin, puanlamaya dayalý olarak yapýlacak deðerlendirme sonucuna göre yerlerine yenilerinin atanmasý ile birlikte sona ereceði açýklanmýþtýr. Eðitim yöneticileri deðerlendirme formuna göre, ilçe milli eðitim müdürü ile þube müdürleri 100 üzerinden toplamda en az 60 puan vererek tek belirleyen olmuþtur. Öðrenci meclisi bulunmayan veya bulunmakla birlikte öðrenci meclisi baþkaný deðerlendirme yapabilme ehliyetine sahip olmayan öðrencilerin eðitim gördüðü eðitim kurumu (anaokulu, ilkokul ve zihin engelliler özel eðitim kurumu) müdürlerinin deðerlendirmesinde ilçe milli eðitim müdürü ile þube müdürleri 100 üzerinden toplamda 65 puan; okul aile birliði ile öðrenci meclisi bulunmayan eðitim kurumu müdürlerinin deðerlendirmesinde, ilçe milli eðitim müdürü ile þube müdürleri 100 üzerinden toplamda 70 puan; öðretmeni, okul aile birliði ve öðrencisi bulunmayan eðitim kurumu müdürlerinin deðerlendirmesinde, ilçe milli eðitim müdürü ile þube müdürleri 100 üzerinden toplamda 100 puan verecektir. Bu durum ilçe milli eðitim ve þube müdürlerinin okul müdürlerini tek belirleyen haline getirmiþtir. Söz konusu
deðerlendirme puanlarý, eðitim kurumu müdürleri ile neredeyse tek bir gün çalýþmamýþ, eðitim kurumu müdürünü hiç tanýmayan, büyük bölümü geçtiðimiz eðitim öðretim yýlý sonunda “siyaseten” atanmýþ ilçe milli eðitim müdürü ile þube müdürleri tarafýndan da verilebilmiþtir. Yönetmelikte, en kýdemli ve en kýdemsiz öðretmenin okul müdürü ile en az altý ay çalýþmýþ olmasý gerektiðine iliþkin baðlayýcý bir kural olmasýna raðmen ilçe milli eðitim müdürü ile þube müdürleri için böyle bir süre koþulu konulmamýþ olmasý, eðitim yöneticileri deðerlendirme formunun göstermelik olarak uygulandýðýnýn kanýtýdýr. Eðitim yöneticileri deðerlendirme sonuçlarý sonucunda görevden alýnan, görev süresi uzatýlan ve yeni atanan okul müdürlerine baktýðýmýzda, bugüne kadar görülmemiþ yaygýnlýkta, tarihin en büyük tasfiye operasyonu ve siyasal kadrolaþma giriþimi ile karþý karþýya olduðumuz açýktýr. Türkiye çapýnda baþta Eðitim Sen üyesi okul müdürleri olmak üzere, yandaþ sendika üyesi olmayan okul müdürlerinin çok büyük bir bölümü görevden alýnmýþ, beklenildiði gibi yandaþ sendikanýn üyelerine alan açýlmýþtýr. Eðitim Sen üyelerinin önemli bir bölümüne 75’in altýnda puanlar verilerek bulunduklarý eðitim kurumlarýnda görev yapmalarý engellenmiþtir. Bazý üyelerimize dalga geçer gibi 74 puan verilirken, yandaþ sendika üyelerine yüksek puanlar verilmiþtir. Ýller genelinde yapýlan deðerlendirme sonuçlarýna bakýldýðýnda özellikle Eðitim Sen üyesi okul müdürlerinin tek tek belirlenerek görevlerine son verilmiþ olmasý ve çok az sayýda üyemizin müdürlüðe devam edecek olmasý, eðitim yöneticilerine yönelik olarak yapýlan deðerlendirmenin ne kadar “objektif ” olduðunu gözler önüne sermektedir. Deðerlendirme sürecinde üyelerimize ve yandaþ olmayan diðer sendika üyelerine yönelik “sendika deðiþtirme” yönünde tekliflerde hatta þantajlarda bulunarak baský uygulanmýþtýr. Kimi eðitim kurumu müdürleri bu baskýlara boyun eðmek
durumunda kalmýþtýr. Baskýyla üyelerimizi sendika deðiþtirmeye zorlayan ve yandaþ sendika üyesi olan kimi eðitim kurumu müdürlerinin yüksek puanlar aldýklarýný sendikamýz tarafýndan tespit edilmiþtir. Baþýndan sonuna siyasal kadrolaþma operasyonu olarak gerçekleþtirilen eðitim yöneticilerinin deðerlendirilmesi ve görevlendirilmesi uygulamalarý, hukuktan, adaletten ve objektiflikten tamamen uzak, adrese teslim görevlendirmeler yapýlarak hayata geçirilmiþtir. Siyasi iktidarýn en temel hukuk kurallarýný çiðneyerek uyguladýðý yönetici atama giriþimleri birer birer yargýdan dönmektedir. Bu durum Türkiye genelinde yapýlan ve dün açýklanan müdür atamalarýnda da benzer bir þekilde gerçekleþmiþtir. Þube müdürlerinin atamalarý üzerindeki þaibe bulutlarý daha daðýlmadan, eðitim kurumu müdürlerinin atanmasýnda tek belirleyen olan MEB’in söz konusu
tasfiye operasyonuna karþý sendikamýz gerekli hukuksal giriþimleri baþlatmýþtýr. Eðitim müdürlerinin deðerlendirilmesi ile ilgili þaibelerin ve adaletsizliklerin ortaya çýkmasý için eðitim kurumu müdürlerinin tamamýnýn aldýklarý puanlar þeffaf bir þekilde yayýnlanmayarak gizlenme yoluna gidilmiþtir. Sisteme giren her eðitim yöneticisi yalnýzca kendisine verilen toplam puaný görmektedir. Ýlçe milli eðitim müdürü ve þube müdürlerinin verdiði puanlarý görememektedir. Milli eðitim müdürlükleri, yaptýklarýnýn ve verdikleri puanlarýn arkasýnda iseler, adil ve hakkaniyete uygun davrandýklarýný düþünüyorsa, deðerlendirme ve puanlama sonuçlarýný þeffaf bir þekilde açýklamalýdýr. Açýklanacak sonuçlar, eðitim yöneticilerine yöneticilik baþarýlarýna göre ya da siyasi tercihlere göre deðerlendirme yapýlýp yapýlmadýðýný gösterecektir. Eðitim Sen, kurulduðu günden bugüne eðitim yöneticilerinin Bakanlýk
tarafýndan yukarýda açýkladýðýmýz gibi siyasi tercihlere göre belirlenmesi ve atanmasýna karþý çýkmýþ, eðitim yöneticilerinin bütün eðitim bileþenlerin katýlýmýyla yapýlacak seçimlerde kendi yöneticilerini kendilerinin seçmesini savunmuþtur. Milli Eðitim Bakanlýðý’nýn eðitim yöneticilerinin siyasi iradenin belirlediði idari makamlar tarafýndan belirlenmesi konusunda neden bu kadar ýsrarcý olduðu, dün açýklanan deðerlendirme sonuçlarý ile bir kez daha görülmüþtür. Sendikamýz objektiflikten ve hakkaniyetten uzak bir þekilde yapýlan deðerlendirmeler sonucunda görevleri sona erdirilen Eðitim Sen üyesi okul müdürlerine verilen puanlarýn iptaline karar verilmesi istemiyle dava hazýrlýklarýna baþlamýþtýr. Eðitim Sen olarak, somut hiçbir bilgi ve belgeye dayanmadan, tamamen soyut ve politik deðerlendirmelerle düþük puanlar verilerek üyelerimizin yöneticilik görevine son verilmesine asla seyirci kalmayacak, bu konuda her tür hukuksal ve örgütsel mücadeleyi yürütecektir. Baþta üyelerimiz olmak üzere, bundan hiç kimsenin þüphesi olmasýn”. » M. Sait Çakar
Mardin’li Öðrencilerden Seydiþehir Kaymakamýna ziyaret
K
onya Valisi Muammer Erol'un daveti üzerine Diyarbakýr ve Mardin'den spor kampý için Konya'ya giden öðrenciler ile öðretmenleri, Seydiþehir Kaymakamý Tuncay Sonel'i
makamýnda ziyaret etti. Öðrencileri sýcak bir ortamda karþýlayan Sonel, öðrencilerle Seyyid Harun Veli Camii'ni gezdi. Sonel burada öðrencilere, Seydiþehir'in kurucusu Seyyid Harun Veli
Hazretleri ve 1302'de yaptýrdýðý cami hakkýnda bilgi verdi. Daha sonra, ilçenin tarihi doðal güzelliklerinden Týnaztepe Maðarasý ve Kuðulu Park ziyaret edildi. » (AA)
mardin
iletiþim
25 Aðustos 2014 Pazartesi
4
Kamplar dýþýnda 1 milyon 140 bin Suriyeli bulunuyor Baþbakan Yardýmcýsý Atalay, Türkiye'deki Suriyelilerin sayýsýndaki artýþýn bazý sorunlarý beraberinde getirdiðini, AFAD ile yeni geliþmeleri deðerlendireceklerini bildirdi...
B
aþbakan Yardýmcýsý Beþir Atalay, Suriyeli misafirlerin sayýsýndaki artýþýn birtakým toplumsal sorunlarý ve dinamikleri beraberinde getirdiðini belirterek, "Yeni geliþmeleri deðerlendireceðiz. Tespit ettiðimiz sorunlara çözüm önerilerini tartýþacaðýz'' dedi. Atalay baþkanlýðýnda, Türkiye'de bulunan Suriyelilerle ilgili Baþbakanlýk Afet ve Acil Durum Yönetimi Baþkanlýðýnca (AFAD) yürütülen çalýþmalarýn deðerlendirildiði toplantý düzenlendi. Toplantý öncesinde basýn mensuplarýna açýklama yapan Atalay, Türkiye'deki Suriyelilerle ilgili önemli bir deðerlendirme gerçekleþtireceklerini söyledi. Hoþgörü geleneðine sahip bir millet olunduðunu belirten Atalay, bu geleneðin oluþmasýnda ve yüzyýllar boyunca devam etmesinde Anadolu'nun birbirinden çok farklý etnik köken, din ve kültüre mensup topluluklara ev sahipliði yapmasýnýn etkisinin bulunduðunu anlattý. Atalay, farklýlýklarýn ve deðerlerin kaybolmaksýzýn bir arada barýnabilmesi ve etkileþim halinde bulunmasýnýn Anadolu topraklarýný medeniyetlerin beþiði haline getirdiðini dile getirerek, þöyle konuþtu: "Birbirini baskýlamak, deðiþtirmeye çalýþmak yerine mutlu bir toplum teþkil etmek için farklýlýklardan yararlanmak, bu topluluklara ve topraklara sükunet getiren milletimizin adeta temel özelliðidir, niteliðidir. Bu nedenle yüzyýllar boyunca etnik veya dini kökenine bakýlmaksýzýn pek çok grup Anadolu'nun baðrýnda nefes alma imkaný bulabilmiþ ve çok kültürlü yapýmýzýn bir parçasý haline gelebilmiþtir." Daha önceki yýllarda da komþu ülkelerden veya Bosna Hersek'ten Türkiye'ye bu þekilde sýðýnmalar olduðunu anýmsatan Atalay, Türkiye'nin daima dýþarýdan gelen kardeþlerine iyi bir ev sahipliði yaptýðýný söyledi. Türkiye, yüz binlerce insaný ölümden kurtardý Atalay, Suriye'de 2011 baharýnda baþlayan iç savaþýn, yaklaþýk 10,5 milyon insaný yerinden ettiðini vurgulayarak, "Birleþmiþ Milletler verilerine
göre 3,5 milyon kiþi Suriye'den ülke dýþýna çýkmýþtýr. Bu topluluðunun yüzde 90'ý Türkiye, Lübnan ve Ürdün'e yerleþmiþtir. Ýç savaþýn baþlangýcýndan beri hükümetimiz tarafýndan açýk kapý politikasý uygulanmaktadýr" diye konuþtu. Suriye'deki iç savaþýn yayýlarak ve çok taraflý hale gelerek kitlesel bir nüfus hareketi meydana getirdiðini belirten Atalay, Türkiye'nin yaklaþýmý sayesinde yüz binlerce insanýn ölümün pençesinden kurtulduðuna iþaret etti. Kamplar dýþýnda 1 milyon 140 bin Suriyeli bulunuyor Atalay, bugün itibarýyla yaklaþýk 220 bin Suriyelinin kamplarda barýndýðýna iþaret ederek, bir kýsmý çadýr bir kýsmý da konteyner kent olmak üzere 22 kampta hizmet sunulduðunu bildirdi. Nüfusu 35 bine ulaþan kamp bulunduðunu aktaran Atalay, "Tespitlerimize göre, 1 milyon 140 bin civarýndaki Suriyeli ise kamplar dýþýnda, çeþitli illerimizde hayatýný sürdürmektedir" dedi. Basýna yansýyanlar mevzi olaylar Suriyelilerin yoðunlukta bulunduðu güneydoðu illerinde ve bazý metropollerde þehirlerin ekonomik, kültürel ve sosyal dokularýnda bazý deðiþiklikler yaþandýðýný dile getiren Atalay, þunlarý kaydetti: "Bu ortamda göç alan bölgelerde yaþanan bazý adli olaylar ayrýmcý bir bakýþ açýsýyla bazen büyütülebilmektedir. Zaman zaman þiddet olaylarý da yaþanmaktadýr. Milletimiz iyi bir ev sahipliði yapmýþtýr. Basýna, kamuoyuna yansýyan olaylar þu anda mevzi olaylardýr. Suriyeli sýðýnmacý kardeþlerimiz de hem sabýrlý hem de çok uyumludur." Çok iyi bir çalýþma yürütülüyor Bu geliþen olaylarý büyük kitlelere mal etmenin yanlýþ olduðunu belirterek, "Halen bütün illerde, bütün ilçelerde bizim vatandaþlarýmýz, yerel yönetimlerimiz, sivil toplum kuruluþlarýmýz elinden gelen yardýmý yapmaya çalýþmaktadýr" dedi. Atalay, göç dalgasýnýn
baþladýðý ilk günden itibaren kendisinin sorumluluðundaki AFAD'da bütün devlet kurumlarý, sivil toplum kuruluþlarý ve yerel yönetimlerin iþbirliðiyle çok önemli çalýþmalar yürütüldüðünü belirtti. Eðitim, saðlýk, psikososyal destek, asayiþ güvenlik ve insani yardým alanýnda bu çalýþmalarý mümkün kýlan tüm kurumlara teþekkürlerini ileten Atalay, "Doðrusu çok iyi bir çalýþma yürütülüyor. AFAD'ý biz sistem oluþturma açýsýndan üç yýldýr doðrusu çok farklý bir hale getirdik. Þu anda Türkiye'nin acil durumlarda, afet durumlarýnda çok övüneceði bir kurum haline gelmiþtir. Ýþini iyi yürüten ve koordinasyonu iyi saðlayan, iyi uzman bir kurum haline gelmiþtir" diye konuþtu. AFAD'ýn en önemli görevinin koordinasyon olduðunu belirten Atalay, insani yardým, eðitim, saðlýk, psikolojik destek, sosyal ve kültürel dinamikler gibi pek çok boyutu kapsayan çalýþmalar sayesinde Türkiye'ye sýðýnanlarýn acýlarýnýn bir ölçüde giderildiðini söyledi. Atalay, "Fakat Suriye'de yaþanan krizin 3 yýlý aþkýn süredir devam ediyor oluþu ve Suriyeli misafirlerin sayýsýnda görünen artýþ beraberinde farklý birtakým toplumsal sorunlarý, dinamikleri de getirmiþtir. Konuyla ilgili çabalarýmýza ek olarak bugün yeni geliþmeleri deðerlendireceðiz. Tespit ettiðimiz sorunlara çözüm önerilerini de burada tartýþacaðýz" dedi. Teknik heyet çalýþmasýný tamamladý Konuyu 16 Temmuz'da dar bir kapsamda deðerlendirdiklerini anýmsatan Atalay, Dýþiþleri Bakaný Ahmet Davutoðlu, Ýçiþleri Bakaný Efkan Ala, MÝT Müsteþarý Hakan Fidan ile kendisinin baþkanlýðýnda uzun bir toplantý yaptýklarýný söyledi. Geliþmeleri deðerlendirdiklerini ve konuya iliþkin rapor hazýrlanmak üzere bürokratlardan bir teknik heyet kurduklarýný aktaran Atalay, "Teknik heyet çalýþmasýný tamamladý. Bugün, daha geniþ çapta bu toplantýmýzda o çalýþmalarý masaya yatýracaðýz" diye konuþtu. Toplantýda AFAD Baþkaný Fuat Oktay'ýn
bilgilendirme sunumu yapacaðýný, yerel yöneticilere, valilere de söz verileceðini söyleyen Atalay, Aile ve Sosyal Politikalar Bakaný Ayþenur Ýslam'ýn bir araþtýrma takdim edeceðini, ilgili bakanlarýn ve diðer katýlýmcýlarýn da görüþlerinin, sunumlarýnýn dinleneceðini kaydetti. Toplantýnýn önün açýk olduðunu, zaman sýnýrlamasý bulunmadýðýný belirten Atalay, "Önümüzdeki konuyu bütün boyutlarýyla en iyi en verimli þekilde deðerlendireceðiz" dedi. Türkiye 3.5 milyar dolar harcadý Konuyla ilgili sayýsal verileri de paylaþan Atalay, 2014 Küresel Ýnsani Yardým Raporu'na göre Türkiye'nin dünyada en büyük üçüncü insani yardým baðýþçýsý konumunda olduðunu söyledi. Rapora göre, ilk sýrada ABD'nin, ikinci sýrada Ýngiltere'nin olduðunu belirten Atalay, Türkiye'nin 2013'te 1.6 milyon dolar insani yardým yaptýðýný kaydetti. Bütün bu çalýþmalarýn da bu deðerlendirmelerin içinde olduðunu ifade eden Atalay, þöyle devam etti: "Suriyeli sýðýnmacýlar için þu ana kadar BM'in teknik yardým, insani yardým hesaplama kriterlerine göre, Türkiye 3.5 milyar dolar harcama yapmýþtýr. STK'lar 635 milyon dolar harcama yapmýþtýr. Bize uluslararasý yardým olarak BM'nin kuruluþlarý veya ikili bazý ülkelerden 233 milyon dolar destek gelmiþtir. Þu anda 10 ilde 22 geçici barýnma merkezimiz vardýr. Þu anda kamplarýmýzda 69 bin öðrenci eðitim görmektedir. Suriyeli öðrencilerin sene kaybý olmasýn diye Milli Eðitim Bakanlýðýnýn koordinasyonunda çok büyük bir çalýþma yürütülmektedir ve bu þimdi kamp dýþýndakilere de yaygýnlaþtýrýlacaktýr.''
Ýleri deðerlendirmelere ihtiyaç var Atalay, 5 milyon 400 bin Suriyelinin tedavi gördüðünü belirterek, Saðlýk Bakanlýðýnýn büyük bir çalýþma yürüttüðünü söyledi. Türkiye'nin neresinde olursa olsun Suriyeli sýðýnmacýnýn bir devlet hastanesine baþvurduðunda ücretsiz tedavisinin yapýldýðýný ifade eden Atalay, ücretin AFAD tarafýndan hastaneye yatýrýldýðýný hatýrlattý. Bütün bu çalýþmalarýn büyük bir koordinasyonla yürütüldüðünü vurgulayan Atalay, þunlarý kaydetti: "Kamplarýmýz, 4 yýla yakýn bir sürede uluslararasý standartlarýn üzerinde bir hizmet sunmaktadýr. Bunlarla övünüyoruz. Suriyeliler bizim kardeþlerimizdir, onlara ev sahipliði yapmaya devam edeceðiz ama 4 yýla yaklaþan bu sürede þehirlerimizdeki yapýlar ve yeni geliþmeler sebebiyle daha ileri deðerlendirmelere ihtiyaç vardýr. Biz AFAD olarak da bunu hissettik. Onun için bugünkü toplantýyý daha ileri deðerlendirmeler için yapmýþ oluyoruz." Toplantýya, Aile ve Sosyal Politikalar Bakaný Ayþenur Ýslam, Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakaný Faruk Çelik, Ýçiþleri Bakaný Efkan Ala, Milli Eðitim Bakaný Nabi Avcý, Gençlik ve Spor Bakaný Çaðatay Kýlýç'ýn yaný sýra Kara Kuvvetleri Komutaný Orgeneral Hulusi Akar, Jandarma Genel Komutanlýðýna atanan Orgeneral Abdullah Atay, MÝT Müsteþarý Hakan Fidan, Genelkurmay Ýkinci Baþkaný Orgeneral Yaþar Güler, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kýlýçlar, Ýstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Gaziantep Büyükþehir Belediye Baþkaný Fatma Þahin ile Suriyelilerin yoðun olduðu diðer illerin valileri ve belediye baþkanlarý da katýldý. » (AA)
5
25 Aðustos 2014 Pazartesi
yaklaþýmýn ifadesi olacaktýr. Böylesi bir yaklaþým tarzý bizce diyalogun ve ilkeli ittifaklarýn yolunu kapatmak anlamýný taþýyacaktýr. Çünkü her halk kendi özgün yapýlanmasýyla temsil edilir. Bu tür anlayýþ sahiplerine þunu hatýrlatmakta fayda vardýr. Bu gücü elde kullanýlan “ortak vatan” etmenizde tüm toplumsal tabirinin ilkeli ve samimi bir dinamiklerin katkýlarý vardýr. biçimde içinin doldurulmasý Bu coðrafyada siyasal güç “ortak vatan varsa ortak temsil haline gelebilmiþ tüm olmalýdýr.” Ýlkesinin baz yapýlanmalarda istisnasýz alýnmasýdýr. Farklý yaklaþým Türkün, Kürdün, Arab'ýn, tarzlarý sadece var olan Çerkez'in, Ermeni'nin, … 26 statükoyu devam ettirme etnisitenin þu veya bu þekilde niyetini yansýtacaktýr. Ortaklýk katkýsý vardýr! Olacaktýr, temsiliyetle ifadesini bulur. olmalýdýr. Ortaklýðýn Ortaðýn temsil edilmediði ortaklýk olur mu? Halklarýmýza temellerini kuracak diyalog ve yüzyýldýr büyük acýlar yaþatan, ittifaklar bu yaklaþýmlarla sürdürülmelidir. Ancak o çözümsüzlüðü dayatan zaman bizim dýþýmýzdakilerin anlayýþýn en büyük handikabý var olduðunu ve bizim sahip da bu yaklaþým tarzý olmuþtur. olmayý istediðimiz haklarýmýz T.C devletinin kadar bizim dýþýmýzdakilerin kuruluþundan beri, gerek kurucu unsur olmasý sebebiyle de haklarýyla var olmalarý gerektiði algýsýný ve en önemlisi %10'luk varlýðý oluþturabiliriz. sebebiyle Arab - Arami kökenli Bu elzemdir çünkü siyasetçiler tüm partilerin taraflarýn birbirine kendilerini deðiþik yönetim ve seçilmiþlik anlatma ve birbirlerini (milletvekili-belediye (sorunlarýný ve taleplerini) baþkanlýðý vd) kademelerinde tanýma evresine ihtiyaç vardýr. yer aldý. Ama bu yer alýþ biçimi Gözlemlediðimiz bazý olaylar tamamen statükonun izin bunun kavranmadýðýný verdiði ve tekçi anlayýþ üzerine gösteriyor. Þöyle ki, bazý kurulan statükonun toplantýlarda sözde Arablara devamlýlýðýnýn saðlanmasý jest olsun diye Arab çerçevesinde olmuþtur. Ayrýca alfabesiyle bir satýr yazýlýr. bugünkü mecliste 40'a yakýn Büyük bir lütufmuþ gibi asýlan milletvekili ve 3 bakan arabafiþin Arablara karþý Arami kökenlidir. Peki, bu sorumluluklarýný ve saygý soydaþlarýmýza ne adýna politika yaptýklarýný kimi temsil gösterisinde bulunulduðu varsayýlýr. Ýþte soruna vakýf ettiklerini sormamýz olamama noktasý da buradan gerekmiyor mu? En küçük baþlýyor. Çünkü eðer soruna etnik azýnlýk haklarýndan vakýf olunsa Türkiye'de bahsettirebiliyorken ( ki bu yaþayan Arablarýnda kendileri bence takdire þayan ve (Türkler, Kürtler vd.) gibi sevindiricidir) siz mensubu 1928'den beri Latin alfabesini olduðunuz Sami halk kullandýklarýnýn kavranmýþ topluluklarýna birkaç ihaleden olmasý gerekirdi. Dolayýsýyla size ve çevrenizdekilere de böylesi basit bir hataya rant saðlayan YSE'de birkaç düþülmemiþ olurdu. Bu durum kadro saðlama dýþýnda ne týpký Avrupa'da veya hizmetler yaptýnýz? Halkýnýzý, Amerika'da bazý insanlarýn kültürünü, haklarýný hangi Türkiye'de hala herkesin fes hizmetlerinizle savundunuz, taktýðýný sanmasýna benziyor. temsil ettiniz? Hayýr, biz kolaya Eski bir politikacý olan sevgili kaçarak reddi miras Sedat Yurtdaþ'ýn Arab yapmayacaðýz. Tam tersine bir alfabesini Kur'an alfabesi ihaleye, YSE kadrolarýna sanmasý, Hüseyin Kaytan'ýn halkýmýzýn nasýl peþkeþ Süryanileri Kürt sanmasý, çekildiðini, halkýmýzýn haklarý azýmsanmayacak bir kesimin üzerinde yýllarca nasýl politik Kürt Yahudi olduðunu entrikalarýn çevrildiðini sanmasý gibi ! hatýrlayarak ama intikamcý bir Demokratikleþme yaklaþýmla deðil bu geçmiþten paketlerinde büyük bir dersler çýkararak, bir daha bu lütufmuþ gibi sunulan TRT tür ucuz tuzaklara düþmeden Arabça yayýnlarýnda politikalarýmýzý geliþtirmeliyiz. kullanýlan Arab lehçesi Politik aktörler artýk Türkiye'de yaþayan Arablarýn anlamalýdýr ki bu ucuz politikalara halklarýmýz destek hiçbir zaman diliminde kullanmadýðý bir lehçedir. Bu vermeyecek bazýlarýnýn yayýnlar burada yaþayan deyimiyle “ortalýk malý veya politik güç kazanmýþ gruplarýn Arablara hitap etmemektedir. “politik metresi” olmayacaktýr. Bu yayýnlar olsa olsa Türkiye Halklarýmýzýn desteðini almak dýþýndaki Arab devletlerinde yaþayan Arablara Türkiye isteyen siyasi aktörler devletinin bir yayýný olarak halklarýmýzla ilgili addedilebilir. Oysa bu yayýnlar düþüncelerini programlarýna yansýtarak temsile dayalý ilkeli Siirt, Mardin, Urfa'da konuþulan lehçelerden biriyle ittifaklar aramalýdýr. yapýlýrsa veya yayýn süresi bu Ben güçlüyüm, zaten lehçeler arasýnda bölünerek kendime göre oluþumlarda yapýlýrsa bir anlam oluþturmuþum her kesimi kazanabilir. Çünkü bu lehçeler temsil ediyorum her kesim birbirine yakýn birbirini gelip bana tabi olsun anlayýþý, anlayan lehçelerdir. Sanýrým tekçi ve dayatmacý bir
Mim Yavuz Binbay
Arab ve Aramileri Yok sayan politikalarý desteklemeyeceðiz. (II)
A
rab - Arami Birliði kuruluþ deklarasyonunda “Türkiye, gelinen süreçte bir deðiþim ve dönüþüm dönemine girmiþ bulunuyor. Bu dönemde 1923'lerde yapýlan hatalarýn ve red ve inkâr politikalarýnýn farklý bir versiyonuna maruz kalmak” istemediðini belirtmiþti. Bunun iyi okunup kurulacak iliþkilerin bu temel üzerinden yürütülmesi sonuç alýcý olacaktýr. Yazýma bu konuyla ilgili iki örnek vererek baþlamak istiyorum. Birincisi, 13 Temmuz 2012 tarihinde Sayýn Mehmet Piþkin'le Kürt Sorunu üzerine yapmýþ olduðum röportajýn ilk sorusuna “Sizce Kürt sorununun asýl nedeni nedir, nasýl ortaya çýkmýþtýr?” verdiðim cevap “Kürt sorunu bir varlýðýn yok sayýlmasý sonucu ortaya çýkmýþtýr. Kürtleri bir sorun olarak görme anlayýþý, varlýðý görmeyip, olumsuzluklarýn sonucunu dillendirmekten kaynaklanan bir sorundur. Bu bölgenin varoluþundan beri Kürtler vardýr. Bu varlýk ne zaman yok sayýldýysa soruna dönüþtü. Osmanlý, Kürdü ne zaman yok saymamýþsa, Kürtler, Osmanlý için sorun olmamýþtýr. Ancak hangi dönemde yok sayýldýysalar kendi varlýklarýný ispat etmeye çalýþmýþlardýr. Özetle Kürtlerin varlýðý yok sayýlmasýydý, bu bir soruna dönüþmüþ olmayacaktý.” Diye cevap vermiþtim. Ýkinci örnek ise yýllar önce Tehdit Altýndaki Halklar örgütü baþkanýyla bir konferansta konuþmacýydýk. Sohbet sýrasýnda “anlayamýyorum Kürtlerde Müslüman Türklerde ve yüzyýllarca birlikte yaþamýþlar Kürtler neden Türklerle savaþýyor bana kýsaca anlatabilir misiniz” diye sormuþtu. Bende “Türkler Kürtleri yok sayýyor” diye konuþmama baþlayýnca, hemen sözümü keserek büyük bir ciddiyetle “ bu kadar yeterli, mücadelelerinin haklýlýðýný anladým” diye cevap vermiþti. Evet, bir halkýn, onu yok sayanlara, onu yok sayan politikalara karþý mücadelesi meþruiyetini içinde barýndýrýr. Bu kural uluslararasý benimsenmiþ bir kuraldýr. Bu sorunun en köklü ve tek çözüm yolu da diyaloglar ve diyaloglarýn yol göstericiliðinde belirlenecek, inkârý bitirecek temsiliyeti yansýtmayý esas alacak ilkeler çerçevesinde ittifaklardan geçer. Bu sebeple Arab-Arami Birliði sorunlarý çözmeyen aksine derinleþtiren ve yapýcý olmayan rekabeti, çatýþmayý deðil, çözümleyici olan diyalogu ve ilkeli ittifaklarý esas almalýdýr. Aslýnda yakýn dönemi baz alýrsak yaklaþýk bir yüzyýldýr yaþanan sorunlar, sonuçlarý ve çözümleri çok açýk ve nettir. Önemli olan diyalog ve ittifaklarda izlenecek yol ve yöntemlerin ilkeli ve samimi olmasýdýr. Örneðin sýkça
bu örnekler taraflarýn birbirini ne kadar tanýyýp tanýmadýðýný ve oluþturulacak bir diyalog ortamýnda birbirlerini tanýma gerekliliðinin ne kadar elzem olduðunu ortaya koyuyor. Toplumsal mühendislik çalýþmalarýyla uzun süredir toplumun algýsýnda Sami halk topluluklarýnýn, kendilerini Türk olarak kabul ettiði veya sanki birkaç on yýl veya bir yüzyýl önce göçmen olarak bu coðrafyaya gelen bir topluluk olarak empoze edildi ve edilmeye devam edilmektedir. Hatta BeytNahreyn (Mezopotamya)'nin sanki bir tek halktan müteþekkil olduðu algýsý oluþturuldu. Oysa beytNahreyn (Mezopotamya) kültürü Sami halk topluluklarý (Arab-AramiAsuri-Süryani-Ýbrani) kültürüdür. Bu husus, öyle bu iþin ehli olmayanlarca yazýlmýþ kitaplarda deðil, tüm uluslararasý tarih bilimcileri tarafýndan tüm tarihsel belgelerde tartýþmasýz bir bilgi olarak aktarýlýr. Bu tarihsel yansýma Mimarisiyle, yazýtlarýyla, kültürüyle Beyt-nahreyn'in bütün þehirlerinin kuruluþuna da yansýmýþtýr. Sümerlerden sonra kurulan tarihin ilk devleti olan AKAD devleti, Sami halklarýyla Sümerlerin kaynaþmasýyla ortaya çýkmýþtýr. AKAD devletinin kurucusu I.Sargon Sami kökenlidir. Yani Sami Halk topluluklarý tarihin baþlangýcýndan beri bu coðrafyanýn halklarýdýrlar ve olmaya devam edecekler. Halklarýn ve siyasal temsilcilerinin birbirlerini tanýyabilecek diyalog ortamýnýn oluþabilmesi için bu tür toplumsal mühendislik içeren çalýþmalara son verilmelidir. Çünkü bu tür çalýþmalar tabanda onarýlmasý mümkün olmayan tahribatlara ve önüne geçilemeyen ruhsal kopuþmalara yol açmaktadýr. Ruhsal kopuþmanýn olduðu ortamlarda diyaloglarýn veya ittifaklarýn yürütülmesi mümkün deðildir. Tüm bunlarýn temelinin atýlabilmesi için yazýmýn birinci bölümünde yazdýðým gibi kurulacak diyaloglarýn ilkeli temsiliyet esasýna göre yürütülmesi esas alýnmalýdýr. Böylesi bir diyalogun baþlatýlabilmesi ancak partileþme gücüne sahip ve siyasette bir aðýrlýðý olan siyasi aktörlerin diyalog ve ittifak için ilk adýmý atma mütevazýlýðýný gösterebilmesine baðlýdýr. Önümüzdeki süreçte, siyasi aktörlerin bu mütevazýlýk olgunluðunu göstermeleri dileðiyle. Süreci izleyip dikkatle deðerlendirerek, geliþmeler çerçevesinde görüþlerimizi bildirmeye devam edeceðiz.
araskem@gmail.com
Kalbi delik hastalara ameliyatsýz tedavi
O
rtadoðu’nun en büyük, en donanýmlý ve en modern hastanesi olan Dicle Üniversitesi Kalp Hastanesi doktorlarý baþarýlý ameliyatlara imza atmaya devam ediyor. Dicle Üniversitesi Kalp Hastanesi’nde oluþturulan özel bir ekip, kalp deliði olan hastalarý ameliyatsýz bir yöntemle kansýz ve aðrýsýz bir þekilde tedavi ederek, 24 saat içerisinde taburcu ediyor. Dicle Üniversitesi Kalp Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalý Ýnvazif Kardiyoloji Araþtýrma ve Uygulama Ünitesi’nde, Doç. Dr. Faruk Ertaþ, Doç. Dr. Hasan Kaya ve Yrd. Doç. Dr. Halit Acet’ten oluþan ekip tarafýndan ameliyatsýz bir yöntemle gerçekleþtirilen operasyonlarda, bu güne kadar kalp deliði olan 160 hasta saðlýðýna kavuþturuldu. Kalp Hastanesi Kardiyoloji Birimi’nden Doç. Dr. Faruk Ertaþ, konuyla ilgili yaptýðý açýklamada; 3 yýldan beri yapýsal kalp hastalýklarýnda giriþimsel kardiyolojik iþlemlere yönelik araþtýrma ve çalýþmalar baþlattýklarýný, son 1 yýlda da özellikle eriþkinlerde doðumsal kalp deliklerini ameliyatsýz olarak kapatýlmasý yöntemini uyguladýklarýný söyledi. “Baþarýyla uyguluyoruz “ Diyarbakýr ve çevre illerinin kapsadýðý bölgede, eriþkinlerde konjenital ve yapýsal kalp hastalýklarýndaki kardiyolojik yöntemleri Dicle Üniversitesi Kalp Hastanesinde baþarýyla gerçekleþtirdiklerini belirten Ertaþ, þunlarý söyledi; “Geçmiþte, kalp içi delikler aðýrlýklý olarak ameliyatla kapatýlýrken, günümüzde ameliyatsýz olarak kapatýlma yöntemleri tercih ediliyor. Hastalarýmýz iþlemin ardýndan 24 saat içerisinde taburcu olmaktadýrlar. Burada ekip çalýþmasý çok önemlidir. Ýþlemi gerçekleþtirirken uygun görüntüler alýnmasý çok önemlidir. Özellikle deliðin etrafýnda cihazý tutacak olan ritimlerin yeterli olup olmadýðý ve yerleþtirilecek cihazýn boyutu, tek baþýna yapýlabilecek iþlemler deðildir. Ekip halinde çeþitli ölçümlerle gerçekleþtirilecek iþlemlerdir. Ýþlem süresi 35 dakika ile 1 saat arasýnda deðiþiyor. Bu güne kadar 160'ýn üzerinde hastaya müdahale ettik. Ýþlem sonrasýnda herhangi bir sorun yaþamadýk ve hastalarýmýz baþarýyla taburcu edildiler.” Tedavi masraflarýný SGK karþýlýyor Doç. Dr. Faruk Ertaþ, yapýsal kalp hastalýklarýndaki giriþimsel kardiyolojik iþlemlerin önemli bir kýsmýnýn SGK kapsamýnda olduðunu ve hastalarýn bu tedaviden ücretsiz olarak faydalanabileceklerini söyleyerek:” Bundan sonra bu tarz sýkýntýlarý olan hastalarýn uzak yerlere gitmelerine gerek kalmadan merkezimizde iþlemlerini gerçekleþtirmelerini diliyoruz. Merkezimizi bu konuda referans hastane yapma gayretindeyiz.” dedi. » Ýletiþim Haber Merkezi
25 Aðustos 2014 Pazartesi
6
Yezidîlerde Toplumsal Ýliþkiler-2 Yezidî erkekleri baþlýk parasýndan kurtulabilmek için kýz kaçýrmayý yeðlerler. Bunun dýþýnda kendi aralarýnda baþlýktan kurtulmak için 'berdel' yaparlar, yani her erkek diðerinin bacýsýyla evlenerek birbirine ödeme yapmaktan kurtulurlar... Yorum-Analiz M. Sait Çakar
Y
ezidî erkekleri genelde bir kadýnla evlenirlerse de Müslümanlardan farklý olarak Yezidî erkekleri beþ kadýna kadar evlenirler ama bu sýnýrlama emîrler için geçerli deðil bir emîr istediði kadýnla evlenebilir. Yezidî erkekleri Hristiyan kadýnlarla evlendikleri halde Müslüman kadýnlarla evlenemezler. Bu daha çok Müslüman kadýnlarýn Ýslâm'a göre mürtet sayýlan bu erkeklerle evlenmemelerinden kaynaklanýyor, ayrýca Yezidîler daha fazla Müslümanlarýn hýþmýna uðramak istemediklerinden kaynaklanýyor. Yezidî kýzlarý için durum biraz farklý, çünkü Müslümanlar erkekler kanlarýný helal gördükleri Yezidîlerin kýzlarýný kendilerine helal görüyorlar. Tabiî olarak bu uðurda kýzlarý kaçýrýrlar, çünkü zaten isteseler de vermeyecekleri için kaçýrmayý tercih ederler. Lâkin Yezidî toplumu zorla da olsa Müslüman kocaya varan kýzýný bir daha sormaz, ailesi onunla olan bütün baðlarýný keser. Böylesine katý adetlerini yerleþtikleri batýlý ülkelerde dahi halen terk edebilmiþ deðiller. Örneðin Pakistanlý bir genci seven Þükriye, Yezidî olan ailesinin þiddetine uðrayýnca, evden kaçtý. Sevgilisiyle birlikte olabilmek için de 5.5 yýldýr kaçak bir yaþam sürüyor. Almanya'nýn Celle kentinde yaþayan Yezidî Cemaaiti'nden Kürt kökenli Þükriye E., Pakistanlý bir Müslüman genç ile flört edince ailesi ve akrabalarýnýn uyguladýðý þiddetle karþýlaþtý. Eve kapatýlan, kötü muamele gören Þükriye, baskýlara dayanamayarak kimlik ve para olmadan sevgilisiyle önce Almanya'nýn farklý kentlerinde, sonra Hollanda ve Belçika'da saklanmaya baþladý. Saklandýðý yerlerden durumu telefonla annesine anlatan ve anlayýþýný bekleyen Þükriye, ailesinin terör örgütü PKK ile anlaþýp izini bir dedektif gibi sürdüklerini söyledi. Kaçýþ duraklarýndan biri olan Amsterdam'da ailesi tarafýndan izi bulunan ve hamile olmasýna raðmen annesinin karnýna tekme atmasýna engel olamayan
Þükriye çocuðunu düþürdü ve dostlarýnýn yardýmýyla buradan da kaçmayý baþaran Þükriye halen kaçak. (Akþam Gazetesi, 10 Ocak 2003) Yezidî erkekleri baþlýk parasýndan kurtulabilmek için kýz kaçýrmayý yeðlerler. Bunun dýþýnda kendi aralarýnda baþlýktan kurtulmak için 'berdel' yaparlar, yani her erkek diðerinin bacýsýyla evlenerek birbirine ödeme yapmaktan kurtulurlar. Bilhassa Türkiye'de yaþayan Yezidîlerin son çeyrek yüzyýldaki toplumsal geliþmesi ýþýðýnda Yezidî erkek ve kýzlarýn evlenme yaþlarý çeþitli nedenlerden dolayý yükseldi. Ama yine de genç kýzlarýn evlenme yaþlarý erkeklerinkine nazaran nispeten hâlâ çok düþüktür. Yezidî köylerinde
uzak kalýyorlar. Bunlarýn bir çoðu zamanýnda Türkiye'den Avrupa'daki birçok ülkeye iþçi olarak gitti. Bu arada yazlarý köylerinde geçiren gurbetçi Yezidîler köylerindeki gençleri fevkalade etkiliyorlar. Bu da daha çok gencin köy dýþýna çýkmasýna neden oluyor. Bunun yanýnda Yezidî babalar genç kýzlarýný 14 18 yaþlarý arasýnda evlendirmeyi tercih ediyorlar. Kýz isteme Yezidîlerde evlilik görücü usulüyle yapýlýr ve bu içi ailenin kadýnlarý üstlenir. Kýz aramaya öncelikle akrabalar arasýndan baþlanýr ve eðer uygun bir aday bulunamazsa köydeki diðer Yezidîler arasýndan sonra civar Yezidî köylerinden ve en sonunda gerektiðinde
sonra erkek tarafýnýn hummalý bir çalýþmasý baþlar. Erkek bu arada kendi eksiklerini tamamlar ve düðün için hazýrlýk yapmaya baþlar. Kararlaþtýrýlan günün gündüzünde erkek tarafýnýn kadýnlarý gelirler ve akþam olduðunda da erkek tarafýnýn erkekleri gelir. Masraflarýný erkek tarafýnýn karþýladýðý bir ziyafet verilir ardýndan kýza çeþitli hediyeler verilir. Bu arada kýz önem sýrasýna göre önce din adamlarýnýn sonra da kayýnpederinin ve kayýnvalidesinin elini öper. Niþan merasimine kadar erkek tarafý kýz evini ziyaret eder kýzýn eksikliklerinin tamamlanmasý için eve para býrakýr. Yezidîler arasýnda baþlýðýn alýnýþ sebebi kesin deðil, ama baþlýðýn alýnmasý için bir çok neden öne sürülür bunlar sýrasýyla geleneði
aile reisleri genelde 15-20 yaþlarýnda evlenmiþ olmalarýna raðmen artýk oðullarýný kendileri gibi genç yaþta evlendirmiyorlar. Bunun nedenleri öncelik medya aygýtlarý, eðitim, askerlik ve ekonomidir. Medya aygýtlarý ve bilhassa da televizyon sayesinde erkekler modern dünya ile tanýþtýlar. Böylece yeni tip hayat biçimlerini tanýyorlar ve bunu gerçekleþtirerek benimsiyorlar. Bu yeni biçimlerden bir de eðitimdir. Artýk Yezidî aile reisleri oðullarýný olabildiðince okutmayý düþünüyorlar. Bu da evlenme yaþýný yükselten bir öðe. Türkiye'de yaþayan Yezidîler askere gittiklerinden dolayý gözü arkada kalmasýn diye ancak dönüþünde evleniyorlar. Tabiî olarak ekonomik nedenlerden dolayý köyün dýþýna gidenler de var ki bunlar hem törelerden uzak kalýyorlar ve hem de evlilikten
ülke sýnýrlarýnýn dýþýnda yaþayan Yezidî asýllý ailelerin kýzý istenir. Erkeðin annesi ve bacýlarý bir aday konusunda hemfikir olduktan sonra aile büyükleri ve eðer mümkünse din büyükleri ile beraber kýz istenir. Aile büyükleri kýzýn babasýna kendilerine ziyaret için izin verilmesi için o yöredeki din büyüðüne vaziyet anlatýlýr ve ancak kýz tarafýndan izin alýndýktan sonra kýzýn istenmesi içi ziyarete gidilir. Kýz sýrasýyla Melek Tavus, Þeyh Adî ve Sultan Yezid adýna istenir. Ardýndan kýz tarafý 'Naht' dedikleri baþlýðý talep ederler. Bunun yanýnda kýz için uygun görülen eþyalar üzerine antlaþmaya varýlýr. Antlaþma saðlandýktan sonra kýz verilmiþ sayýlýr ve kýz evi erkek tarafýna ikramda bulunur. Erkek tarafý tekrar gelmek üzere gün aldýktan
dýþýna taþmamak, annenin süt hakký, baba hakký, düðün giderlerinin telafisi, kýzýn hayat boyu yaptýðý masraflarýn karþýlanmasý, velâyet hakkýnýn devri, iþ gücü kaybýnýn telâfisi ve bekâretin korunmasý gibi. Yine de hangi sebebe istinaden alýndýðýný tespit etmek zordur. Naht yani baþlýðýn miktarý yöresel olarak deðiþtiði gibi þahýstan þahýsa da deðiþiyor. Gerçi son yýllarda baþlýk alýnmasýna raðmen büyük bir kýsmý kýza harcansa bile artan yaþam zorluðu karþýsýnda erkek tarafý zorluk çekiyor. Bilhassa yurtdýþýndan memleketlerine gelip kýz isteyen erkekler istenildiði kadar baþlýk parasý verebildiklerinden dolayý doðal olarak yöredeki baþlýk parasýný yükselterek köyde yaþayan erkek tarafýnýn bütçesini zorlamakta. Kýz Kaçýrma Baþlýk parasýnýn ekonomik nedenlerden dolayý fahiþ derecede yüksek
oluþundan dolayý Yezidîler arasýnda son yýllarda kýz kaçýrma olaylarýnda artýþ görülmektedir. Bunun nedeni kýz babasýnýn kýz kaçýrýldýktan sonra isteksiz de olsa durumu kabullenmesinden kaynaklanýyor. Kýz kaçýrýldýðýnda kýzýn babasýnýn gönlü alýnýr. Bunun için çevre yöredeki önde gelen din adamlarý araya girerler ve babayý teskin ederler ve gerektiðinde de babaya bir miktar para verirler. Bunun dýþýnda Müslüman Kürt erkekleri de Yezidî kýzlarýný kaçýrmakla meþhurdur. Þiddetle karþý çýkýlan bu hadiseler sonucunda kýz tarafý kaçýrýlan kýzý geri almak için ellerinden geleni yapar. Gerekirse mahkemeye de baþvurur. Sonuç alýnamadýðýnda kýz ile iliþkilerini keserler ve kýz hayatýný bundan sonrasýný ailesinden bîhaber geçirir. Niþan Niþan hazýrlýklarý hemen kýz tarafýnýn olumlu cevabýndan sonra baþlar. Kýz tarafý alýnmasý gereken her þeyi bu arada alýr. Kýzýn gönlünü almak için bütün isteklerini yerine getirmeye özen gösterirler. Niþan elbisesi dikilir ya da alýnýr. Niþandan bir gün önce erkek tarafý kýz evine bir büyük baþ hayvan ve bir aþçý gönderir. Bazen de her iki tarafýn kadýnlarý aþçýlýk görevini üstlenebiliyor. Niþan gününde kýzýn çeyizi herkesin görebileceði bir yere konur. Gelin adayý niþan elbisesi ile damat adayýyla yan yana oturur. Sazlý sözlü geçen bu merasimde herkes ziyafetten nasibini alýr. Niþan yüzüklerini âdet üzere yörenin önde gelen din adamý ve yok ise damadýn babasý veya erkek tarafýnýn önde geleni takar. Yezidîler niþan ile düðün arasýna pek uzun bir zaman koymazlar. Türkiye'deki ve Irak'taki Yezidîler ile yapýlan görüþmelerde düðünü niþaný yaptýktan en fazla bir ay sonra yaparlar. Niþan merasimi bittikten sonra ev ziyaretleri baþlar. Ýlk iþ olarak kýz tarafý erkek tarafýna damat adayý için bir bohça gönderir. Bu bohçada erkeðin düðünde giyeceði elbiseleri vardýr. Bohçayý getirene bahþiþ vermek âdettendir. Bir süre sonra erkek tarafý kýz tarafýný ziyarete gider. Bu arada kýz tarafýný ziyaret eden kadýnlara Türkiye'deki Yezidî aileler kýzýn iþlemiþ olduðu tülbentlerin arasýna akide þekeri koyarak hediye edilir. Erkeðin annesi ve babasý bu arada gelinin eksikleri öðrenir ve bunun için gelin adayýna harçlýk verirler. Devam Edecek
7
25 Aðustos 2014 Pazartesi
GAP'ýn potansiyeli Japon iþ adamlarýna anlatýlacak G
AP Bölge Kalkýnma Ýdaresi (BKÝ), Japonya Uluslararasý Ýþbirliði Ajansý (JICA) ile ortak çalýþma yapacak. GAP BKÝ'den yapýlan yazýlý açýklamaya göre, JICA Türkiye Ofisi baþkan yardýmcýlarý Fujita Takanari ve Minamitani Taichi, GAP BKÝ Baþkaný Sadrettin Karahocagil'i ziyaret etti. Açýklamada görüþlerine yer verilen Karahocagil, GAP bölgesindeki yatýrým imkanlarýný yurt içi ve dýþýnda detaylý bir þekilde tanýttýklarýný belirtti. Güneydoðu'nun, uluslararasý sermaye için cazip hale geldiðini aktaran Karahocagil, "Japon yatýrýmcýlarýn bölgeye
çekilmesi için çalýþma baþlatýldý. Bu kapsamda JICA ile iþbirliði projesi hazýrlandý. Proje, Japon yetkililere ulaþtýrýlmak üzere Kalkýnma Bakanlýðýna gönderilecek" ifadelerini kullandý. Karahocagil, Japon iþ adamlarýna GAP ve yatýrým fýrsatlarý hakkýnda detaylý bilgi verileceðini kaydetti. Ýleri teknoloji kullanan Japon firmalarýn bölgede yatýrým yapmasýnýn amaçlandýðýný vurgulayan Karahocagil, hayata geçirilecek projelerin Güneydoðu istihdamýna katký saðlayacaðýný bildirdi. » (AA)
Medya okuryazarlýðý dersi "sil baþtan" R
adyo ve Televizyon Üst Kurulu Baþkaný (RTÜK) Davut Dursun, ortaokul ve imam hatip ortaokullarýnda seçmeli olarak okutulan medya okuryazarlýðý dersinin müfredatýnýn Milli Eðitim Bakanlýðý (MEB) iþbirliðiyle yenilendiðini bildirdi. Dursun, AA muhabirine yaptýðý açýklamada, öðrencilerin medya konusunda bilgilendirilmesinden öte bilinçlendirilmeleri hedefiyle baþlatýlan projenin 2007'den bu yana uygulandýðýný hatýrlattý. Þu ana kadar 4 milyon öðrencinin medya okuryazarlýðý dersini seçmeli olarak gördüðünü belirten Dursun, "Ders medyanýn doðasýný, yapýsýný irdeleme, medyaya eleþtirel bakabilme yeteneðini kazandýrma konusunda bilgi verme amacýna yönelik. Dünyanýn her yerinde þu kabul ediliyor: Televizyon yayýnlarý özellikle 16 yaþ altýndaki kiþilerin sosyal, ahlaki veya fiziki geliþimini olumsuz etkileyebilme kapasitesine sahip" dedi. Medyanýn olumsuz etkilerini kontrol altýna alabilmek için sadece yayýncýlara "aman bunu yayýnlamayýn" demenin yeterli olmadýðýný kaydeden Dursun, ayný zamanda çocuklarý da medyanýn doðasýný anlayabilecek þekilde bilinçlendirmek gerektiðine dikkati çekti. Gelecek eðitim öðretim
dönemine yetiþecek Bu amaca yönelik yöntemleri dünyada hemen hemen her ülkenin kullandýðýný anlatan Dursun, söz konusu derse iliþkin geçmiþte yaptýklarý araþtýrmalar ve anketlerle eksiklikleri, beklentileri belirlediklerini dile getirdi. Dursun, tespit edilen eksikliklerin dersin müfredatýnýn güncellenerek giderilmeye çalýþýldýðýný ve bu çerçevede bir çalýþtay da düzenlediklerini hatýrlattý. Çalýþtayda önemli kararlar alýndýðýna iþaret eden Dursun, þunlarý kaydetti: "Sadece öðrencilere deðil ayný zamanda ebeveynlere de bu dersin verilmesi gerektiðine iliþkin özellikle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlýðýnýn katkýsýyla bir hedef belirlendi. Bu kapsamda medya okuryazarlýðý dersi müfredatýný yeniledik. RTÜK Ýnsan Kaynaklarý ve Eðitim Dairesi Baþkanlýðýnýn koordinatörlüðünde, Anadolu Üniversitesi Ýletiþim Fakültesi Dekaný Prof. Dr. Nezih Orhon'un yönetiminde, Prof. Dr. Nilüfer Pembecioðlu, Yard. Doç. Dr. Adnan Altun ve Yard. Doç. Dr. Sait Tüzel tarafýndan hazýrlanan Medya Okuryazarlýðý Eðitim Materyali Talim Terbiye Kuruluna sunuldu. Þu anda düzeltmeleri yapýlýyor. Baþta Sayýn Nezih Orhon olmak üzere emek veren tüm akademisyenlere teþekkür ediyorum. 2014-2015 eðitim
öðretim döneminde medya okuryazarlýðý dersinin yeni kitaplarý öðrencilere ulaþtýrýlacak. Biz mümkün olduðunca zaman içindeki geliþmelere ve uzmanlarýn görüþlerine deðer verdik. Biliyorsunuz artýk öðrenciler televizyon izlemiyor. Televizyonlardan daha çok akýllý telefonlar yoluyla bilgilenmeye baþvuruluyor. Dolayýsýyla medya okuryazarlýðý sadece televizyon programlarýna yönelik deðil. Böylece diðer bilgi iletiþim teknolojilerinin kullanýmý konusunda da biraz daha çerçeve geniþlemiþ oldu. Müfredatta amaçlar yeniden belirlendi, kazanýmlar yeniden tanýmlandý. Bir de hazýrlanan yeni müfredat daha dinamik, görsel aðýrlýklý program oldu. Öðrencilerin takip edecekleri kitaplarýn daha da albenili olacaðýný sanýyorum. Bugünlerde sosyal medyada da bu dersin özellikle iletiþim fakültesi mezunlarý tarafýndan verilmesi ve zorunlu hale getirilmesi konusunda bir kampanya da yürütülüyor." Ebeveynlerin de dersi almasý gündemde RTÜK Baþkaný Dursun, dersin zorunlu hale getirilmesinin henüz mümkün olmadýðýnýn da altýný çizerek þunlarý anlattý: "Dünyadaki diðer örneklere bakýldýðýnda medya okuryazarlýðýnda, dersin zorunlu ders olarak
benimsenmesinden ziyade bu dersin müfredatýndaki ünitelerin diðer derslere serpiþtirilerek bütün öðrenim boyunca sürekli medya okuryazarlýðý dersi alma hedefinin yakalanmasý yönünde bir eðilim var ancak eðitim reformu nedeniyle derslerin büyük çoðunluðu seçimli hale geldi. Bu nedenle zorunlu ders olmasý ihtimali þu anda gözükmüyor. Ünitelerin diðer derslere yedirilmesi konusu da muhtemelen zamanla gündeme gelebilir. Bunun yapýlmasýnýn daha doðru olacaðýný düþünüyorum o zaman sadece ortaokul öðrencisi bu dersi almayacak. Belki ilkokul ve lise öðrencilerinin de medya okuryazarlýðý dersini görmeleri söz konusu olabilir. Bu proje baþarýlý olursa Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlýðýnýn da dahil edilmesiyle ebeveynlere bu dersin verilmesini saðlamak gibi bir hedefimiz var. Hemen hemen herkesin bu dersi almasýný ve medyanýn doðasýný bir biçimde öðrenmesini, ona göre medyada gördüklerinin hayatýn bir gerçeði deðil kurgu
olduðunu fark etmesini, eleþtirel bakabilmesini hedefliyoruz." Beceri temelli yaklaþým esas alýndý Öte yandan sosyal medya ve diðer bilgi iletiþim alanlarýnýn da ders kapsamýna dahil edildiði yeni programla derslerde, bir önceki programda olduðu gibi televizyon, internet, gazete gibi araç temelli yaklaþým yerine, beceri temelli yaklaþým esas alýnýyor. Öðrenciler yeni programla, bilgisayarýndaki bir virüsü temizlemeden tanýk olduðu bir olay hakkýnda haber metni yazmaya, toplumsal duyarlýlýðý harekete geçirmek için medya araçlarýný kullanma tekniklerine kadar pek çok konuda beceri geliþtirecek. Yenilenen programla, medya iletilerine iliþkin farkýndalýk düzeyi yüksek, medyadaki olay, olgu ve içeriklere eleþtirel yaklaþabilen, ayný zamanda karar alýp medya süreçlerinde yer alabilen, sorumlu ve etik davranan bir medya okuryazar bireyi yetiþtirmek amaçlanýyor. » (AA)
25 Aðustos 2014 Pazartesi
‘Baþarý öðrencilerin azmi veli ve öðretmenlerin fedakârlýðýdýr’
D
argeçit'te 6 yýldýr eðitim veren FEM Dershanesi bu yýl yapýlan LYS sýnavýnda rekor kýrarak, dershane öðrencileri çeþitli üniversitelere yerleþtirme baþarýsý saðladý. 2014 LYS yerleþtirme sonuçlarýnýn açýklandýðýný belirten FEM Dershanesi Müdürü Ramazan Topaloðlu, ”Bu sonuçlara göre, öðrencilerimiz istediði üniversiteye yerleþti. Her yýl baþarý katlanarak artýyor. Geçen yýl Dargeçit’te Týp Fakültesini kazanan 1 öðrenci vardý, bu yýl Týp Fakültesi 4 öðrenci kazanmýþtýr. Öðrencilerin hepside FEM öðrencisidir. Bu yýl YGS-LYS’de baþarý gösteren FEM Dershanesi öðrencilerini caný gönülden kutluyorum. Ayrýca, bu derecelere þu an yerleþme sonuçlarýndaki baþarý da eklendiðinde bireysel baþarýlarla beraber kitlesel baþarýlarýn da oldukça iyi bir sonuç olduðu ortaya çýkmaktadýr.” dedi. Topaloðlu, Dargeçit Sayýsal Birincisi, ikincisi ve üçüncüsü olan öðrencilerimiz TIP Fakültesini kazanýrken, Dargeçit Eþit Aðýrlýk birincisi öðrencimiz Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesini, Dargeçit Sözel Birincisi Öðrencimiz ; Ýstanbulun. Türkçe
öðretmenliðini kazanmýþtýr. ”2014 YGS-LYS yerleþtirme sonuçlarýna göre, 4 öðrenci týp fakültesi, 8 öðrenci HukukPDR, 8 öðrenci mühendislik, 35 eðitim, fen edebiyat, 18 öðrenci iktisadi ve idari bilimler, 11 ilahiyat, 18 saðlýk hizmetleri ve hemþirelik, 11 öðrenci sosyal hizmetler ve diðer fakülteleri kazanarak Dargeçit FEM Dershaneleri ile hayallerindeki üniversitelere yerleþti. Yýllardan beri Dargeçit’te gerek üniversite sýnavlarýnda, gerekse SBS’de; Anafen ve FEM Dershanesi olarak birinciliði kimseye kaptýrmadýk. Baþarý her yýl katlanarak artmaktadýr. Baþarýlarýnýn sýrrý öðrencilerin azminin yanýnda veli ve öðretmenlerin fedakârlýðý ve
hizmet aþkýdýr. Bu yýl LYS'de Türkiye 5624.'sü ve 8158. çýkararak rekor bir baþarý elde etiðini açýkladý. Topaloðlu, konuþmasýna þöyle devam etti: ”Baþarýsýz öðrenci yoktur, her öðrencinin kendine özel, bireysel bir baþarý kulvarý vardýr. Bu inançla, eðitimde grup sistemini kullanarak öðrencileri öðrenme hýzýna ve biçimine göre sýnýflandýrmýþtýr. Haftalýk, aylýk, yýllýk hedeflere göre ders programý hazýrlayarak öðrenciyi sürekli motive etmekteyiz. Seminerler uygulanmakta, danýþman öðretmen-öðrenci-veli diyaloðuyla sürekli baþarý takibi yapýlarak problemlere anýnda çözüm üretilmektedir. Öðrencilerimiz, haftanýn 6 günü dershanemizde eðitim görüyor. Eðitim tek baþýna yapýlacak bir iþ deðildir. Bu bir ekip iþidir. Bu bir gönül iþidir. Bunlarý bir araya getirdiðinizde baþarý kendiliðinden ortaya çýkar. Baþarýlý olan tüm öðrencilerimizi tebrik eder, yeni tahsil hayatlarýnda baþarýlar dileriz. Ayrýca, baþarýlarýnda emeði geçen baþta deðerli ailelerine, milli eðitim camiamýzýn fedakâr idarecilerine, öðretmenlerine ve dershanemiz personeline teþekkür ediyorum.” Dedi. » Ali Edis
Zeytinde tuz azaltýldý G
ýda, Tarým ve Hayvancýlýk Bakanlýðý'nýn Türk Gýda Kodeksi Sofralýk Zeytin Tebliði, Resmi Gazete'de yayýmlanarak yürürlüðe girdi. Tebliðle, sofralýk zeytinlerin tekniðine uygun ve hijyenik þekilde üretilmesi, hazýrlanmasý, iþlenmesi, muhafaza edilmesi, depolanmasý, taþýnmasý ve pazarlanmasýný saðlamak üzere ürünlerin özellikleri belirlendi. Mevcut durumda piyasada yüzde 10-12 olan sofralýk zeytinlerdeki tuz oraný, yeni düzenlemede aðýrlýkça en fazla yüzde 8'le sýnýrlandýrýldý. Düzenlemeye göre 100 gramda en fazla 4
gram tuz içeren sofralýk zeytinler için "az tuzlu" ifadesi kullanýlabilecek. Etiketlerde yöre adý bulunmayacak Ýþleme þekillerine göre zeytinler doðal ve iþlem görmüþ zeytin olarak iki ana baþlýk altýnda toplanacak. Tüketiciler sofralýk zeytin etiketlerinde kendiliðinden tatlanan zeytinler için "doðal" ifadesini salamura, sele, kurutulmuþ þeklinde iþleme tekniðiyle birlikte görebilecekler. "Gemlik, Edremit" gibi ifadelerin etiketlerde ürün ismi olarak yer almasýna izin verilmeyecek. Zeytinin özel bir çeþide ait olmasý halinde
tüketici etiket üzerinde bu çeþidi örneðin "Gemlik zeytini" olarak deðil, "Gemlik çeþidi" olarak görecek. Sofralýk zeytinler, kendine özgü tadý ve kokusu dýþýnda yabancý tat ve koku içermeyecek, kokuþmuþ ve küflenmiþ olmayacak. Zeytin satýþý satýcý kontrolünde yapýlacak, ürünün kapalý ortamlarda muhafaza edilmesi ve alýcýnýn rahatlýkla görebileceði büyüklükte özelliklerin yer aldýðý etiketler tezgahta yer alacak. Çekirdeksiz ve çekirdeði çýkarýlarak iþlenen zeytinlerde; 5 miligramdan fazla gelen çekirdek parçalarý veya bütün çekirdek miktarý, en fazla 100 gramda 2 adet olacak. Zeytin yabancý madde içermeyecek. Ancak, üretim teknolojisi gereði üründe bulunmamasý gereken çekirdek, yaprak, sap, zeytin parçalarý ve dolgu maddeleri gibi maddelerin miktarý en fazla 100 gramda 5 adet olacak. Tebliðin yayýmý tarihinden önce faaliyet gösteren gýda iþletmecileri tarafýndan 31 Aralýk 2014'ten önce piyasaya arz edilen ürünlere, 31 Aralýk 2016 tarihine kadar uyum süresi » (AA) verildi.
8
BASINDAN Kervan yürüyor...
B
ekleniyordu ve oldu... Dýþiþleri Bakaný Prof. Dr. Ahmet Davutoðlu'nun, 27 Aðustos'ta yapýlacak AK Parti Genel Kurulu'nda Genel Baþkan seçileceðine ve sonrasýnda Baþbakan olacaðýna kesin gözüyle bakabiliriz. Akademik dünyadan 'geçici' niyetiyle ayrýlýp hizmet yolculuðuna çýkan bir isim Prof. Dr. Ahmet Davutoðlu. Hep okuluna, öðrencilerine ve kitaplarýna dönme arzusu taþýdýðý bilinse de; Baþdanýþmanlýðý ve Dýþiþleri Bakanlýðý'nda müthiþ bir tempoyla çalýþtý. Bölgeyi dümdüz ve bizim tarafýmýzdan sürülmeye hazýr bir tarla farz ederek, geliþmelerin seyri dolayýsýyla kendisini suçlama alýþkanlýðýnda olanlar ne derlerse desinler; bulunduðu konumun icap ettirdiðini düþündüðü her þeyi yerine getirdi Hoca. Ve þimdi Genel Baþkan ve Baþbakan olarak, Yeni Türkiye'nin bundan sonrasýný en iyi þekilde biçimlendirmek için, belki eskisinden daha yoðun bir tempoyla çalýþacak. Baþdanýþmanlýðý döneminden baþlayarak Dýþiþleri kadrosunu deðiþtiren ve dönüþtüren ve bu açýdan belki de imkansýz zannedileni baþaran birisidir Ahmet Davutoðlu, yani 'Ahmet Hoca'. Görevli olduklarý ülkelerde elçilik ya da konsolosluk kapýlarýný duvara dönüþtüren 'monþerler' yerine; artýk gece gündüz vatandaþlarýmýz ve Türkiye için neler yapabileceklerini düþünen kadrolar aðýrlýkta bu bakanlýkta. Hayatlarýný yanýlgýlarla sürdürmek alýþkanlýðýnda olanlarýn, Ahmet Hoca'nýn Genel Baþkanlýðý ve Baþbakanlýðý döneminde de bu hallerini devam ettirecekleri muhakkak. Bir zamanlar kendisini hedef tahtasýna koyanlarýn 'muhtar bile seçilemez' dedikleri Recep Tayyip Erdoðan'ýn, 12 sene Baþbakanlýk yaptýktan sonra halkýn oylarýyla Cumhurbaþkaný seçilmesi, memleketi kendilerinin çiftliði zannedenlerin ne kadar yanýldýklarýný ortaya koydu. Bu kesimin, 'Recep Tayyip Erdoðan Cumhurbaþkaný olduðunda, yerine seçilecek Genel Baþkan ve Baþbakan'la aralarýnda problem çýkar ve bu arada AK Parti daðýlýr' þeklindeki beklentilerinin karþýlýksýz kalacaðýný da, þimdiden söylemek gerek.
Makamlarý, sadece orada bulunmanýn getireceði güç ve imkanlar olarak algýlayan zihinlerin; oralarý üzerlerine terettüp eden vazifeyi en iyi þekilde yerine getirmek ve dolayýsýyla Halk'a en iyi þekilde hizmet ederek, (Cenabý) Hakk'ýn rýzasýný kazanmak için bir vesile olarak görenleri anlayabilmeleri mümkün deðildir. Baþbakanlýðý döneminde Recep Tayyip Erdoðan'ýn ve gerek Baþdanýþmanlýðý ve gerekse Dýþiþleri Bakanlýðý döneminde Ahmet Davutoðlu'nun dur durak bilmeyen koþuþturmalarýný izlerken 'caným ne var bu kadar koþturacak; olacaðýný olmuþsun iþte!' düþünenler vardý muhakkak. Çünkü yakýn ve uzak geçmiþimizde, ayný makamlara bir þekilde gelme imkaný bulan ve bundan sonra o makamlarýn 'tadýný çýkarmaya' çalýþanlara epeyce þahit olmuþtuk. Baþbakanlýðý sadece 'birilerinin beklediklerini' yaparak doldurduklarýný zannedenlerin yanýnda, Dýþiþleri Bakanlýðý'ný da bir tür seyahat imkaný olarak deðerlendirenler vardý mesela.. Bulunduklarý makam ve ona baðlý mekanizmalarý tam masasýyla atalete mahkum edenler ve bu arada ülkemize çok þeyler kaybettirenlerin aksine; o makamlarýn gereðini yapabilme kaygýsýyla uykusundan, saðlýðýndan, ailesinden fedakarlýk ederek çalýþacaklarý konusunda kimsenin þüphe duymayacaðý bir Cumhurbaþkaný ve bir Baþbakana kavuþmuþ durumda Türkiye. Bu sebeple, AK Parti Genel Baþkaný ve Baþbakan olacak Prof. Davutoðlu'nun, 12 Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan'la muhteþem bir uyum içerisinde çalýþacaklarýný ve Türkiye'yi hemen her açýdan çok daha ileri noktalara taþýyacaklarýný gönül rahatlýðýyla söyleyebiliriz. Hülasa: Kervan yürüyor... Cenab-ý Hakk yollarýný ve bahtlarýný açýk eylesin inþaallah... Ekrem Kýzýltaþ - Haber
9
25 Aðustos 2014 Pazartesi
Kitap Köþesi Hayali Doðu
G
» Sayfa 8’de
ünümüzde hem gündelik dilde hem de sosyal bilimlerde sýklýkla Doðu ile Batý'dan söz etmekteyiz. Dünyayý anlama çabalarýnýn hemen hepsi, tek bir dünyadan konuþmak yerine, çözümlemelerine her zaman Doðu ve Batý þeklinde bölünmüþ bir kutupluluk ile baþlamaktadýrlar. Bu ikilik toplumsal düþünceyi olduðu kadar politik düþünceyi de þekillendirmiþtir. Ýþte Hentsch'in Hayali Doðu'su bu akýl yürütme tarzý için hayli sarsýcý, sorgulayýcý düþünceler içeriyor. Doðu ile Batý gerçekten birbirinden çok farklý, birbirine karþýt dünyalar mý? Bugün zihnimize tümüyle hâkim olan ve birçok sorunu tartýþýrken baþvurduðumuz bu bölünme, bu ayrým nasýl ve niçin ortaya çýktý? Kitabýn temel vurgusu, Doðu kavramýnýn Batý tarafýndan tahayyül edilmiþ, kurgulanmýþ bir kavram olduðu. Yazar, kavram çiftine ve bugünün insanýna çaðrýþtýrdýðý zýtlýða tarihselliðini kazandýrarak, Doðu-Batý þeklindeki kliþenin düþüncemize vurduðu boyunduruðu kýrmayý amaçlýyor. Thierry Hentsch bir Batýlý ve kitabýný aslýnda Batýlý bir toplum için bir Batý eleþtirisi olarak yazmýþ. Ancak Hayali Doðu, Batýcýlýk için olduðu kadar, Batý-karþýtlýðý için de hayli þaþýrtýcý önermeler içeriyor. Çünkü Hentsch tarihsel olarak Batýkarþýtlýðýnýn da kendini Batý'nýn bakýþýyla, Batý'nýn kavramlarýyla kurduðunu, Batý'nýn
Derleyen: M. Sait Çakar
Geçmiþin Sýrlarý
Eser Adý Yazar Adý Çeviren Orijinal Adý Sayfa Sayýsý Yayýnevi
: Hayali Doðu : Thierry Hentsch : Aysel Bora : L'Orient Imaginaire : 288 : Metis Yayýnlarý
"Doðu" imgesini kabullendiðini düþünüyor. Hayali Doðu, iki açýdan çok önemli: Batý'nýn Doðu imgesini oluþtururken baktýðý yer, Akdenizli Doðu, incelenen dönemde Osmanlý topraklarýydý. Dolayýsýyla incelenen tarihsel iliþkinin doðrudan taraflarýndan birini oluþturuyordu. Daha önemlisi ise bu iliþkinin bugünün Türkiye'sindeki muhtemel izleri... Türkiye, Doðu-Batý þeklinde dünya ölçeðindeki bu bölünmeyi, kendi ulusal sýnýrlarý içinde, kendi toplumu içinde en aðýr biçimde yaþayan ülkelerin baþýnda geliyor: hem nesnel bir süreç olarak, hem bir türlü kurtulamadýðý, aþamadýðý bir zihin durumu olarak.
Kredi kart borçlarýnýn yükselmesi veresiye defterini kabartýyor
T
Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü & Ýnternet Editörü
M.M. Sait SaitÇakar Çakar
Vizyona Giren Filmler
ürkiye Esnaf ve Sanatkarlarý Konfederasyonu (TESK) Genel Baþkaný Bendevi Palandöken, vatandaþýn bireysel kredi kartý borcunun 74,2 milyar liraya, takibe düþmüþ brüt alacaklarýn 32,9 milyar liraya ulaþmasýnýn olumsuz etkilerinin esnafýn veresiye defterinde görüldüðünü söyledi. Palandöken, "Vatandaþýmýz yýlbaþýndan Haziran ayýna kadar kredi kartý harcamalarýna yüklendi. Takipteki kredilerin toplam tutarý 7 milyar 408 milyona çýkarken, 5 milyar 132 milyon lirasýný vatandaþýn takipteki kredi kart borcu oluþturdu. Halkýmýzýn borcunun arttýðýný esnafýn veresiye defterinin kabarmasýndan anlýyoruz." dedi. Takipteki bireysel kredi kart borcunun 27 Aralýk 2013 tarihinde 4 milyar 706 milyon lira düzeyinde olduðunu söyleyen TESK Baþkaný Palandöken, "Vatandaþýn ödeyemediði kredi kart borcu büyüyor. Yýlbaþýnda 4 milyar 706 milyon düzeyinde olan takipteki kredi kartý borçlarý 6 ay içinde 426 milyon lira yani yaklaþýk yüzde 10 artýþla 5 milyar 132 milyon liraya çýkmýþtýr. Esnafýmýzýn da veresiye defterinde alacaðý en az 10-12 milyar lira vardýr." diye konuþtu. Gelirlerinin harcamalara yetmediðini, kredi kartýna borçlanarak ekonomilerini yürütmeye çalýþýrken, kredi kart düzenlemelerinden sonra borçlarýný çeviremeyen vatandaþýn moralinin bozulduðunu anlatan Palandöken, "Vatandaþ kredi kartý ile yaþýyor. Borçlarla ilgili yapýlandýrma ilgili torba yasada düzeltilirse piyasaya nakit para girer ve ekonomi canlanýr, piyasalara hareket gelir. Þuan milyonlarca insan kredi kartý borcu ile boðuþuyor. Yapýlmasý gereken ekonominin daha da geliþerek gelir artýþýnýn vatandaþa yansýmasý saðlamaktýr. Bunun için acilen ekonomik reformlar ele alýnmalý. Meclis’te bekleyen borç yapýlandýrýlmasý zaman kaybedilmeden hayata geçirilmeli." diye konuþtu. » (AA)
Filmin Adý: Geçmiþin Sýrlarý Filmin Türü: Gerilim Filmin Süresi: 2s 02dk Filmin Özeti: Jim Grant, vakti zamanýnda Weather Undeground isimli, Vietnam Savaþý karþýtý bir militan grubunda aktif olarak görev almýþtýr. Cinayet ve soygun suçlamasýyla FBI tarafýndan 30 yýlý aþkýn süredir aranmakta olan Grant, bu süre boyunca bir þekilde onlardan saklanmayý baþarmýþtýr. Bir kaçak olarak yaþamakta olan adamýn kimliði Ben Shepard isimli bir gazeteci tarafýndan ifþa edilir. Öte yandan Sharon da yýllar önce bu grupta görev alan ve þimdilerde Weather Underground üyelerine karþý yürütülen bu davayla geçmiþini sorgulamaya baþlayan aktivistlerden biridir. Kimliði ifþa olan Jim Grant, 30 yýldýr baþarýyla gizlenebildiði FBI'dan
bir kez daha kurtulmayý baþarabilecek midir? Neil Gordon'ýn romanýndan beyazperdeye uyarlanan filmin yönetmen koltuðunda usta aktör ve yönetmen Robert Redford bulunuyor. Oyuncu kadrosunda ise Robert Redford, Susan Sarandon ve Brendan Gleeson gibi önemli isimler göze çarpýyor.
Þeytanýn Tohumu Filmin Adý: Þeytanýn Tohumu Filmin Türü: Korku Filmin Süresi: 1s 35dk Filmin Özeti: Yakýn zamanda eþi Stephanie'den ayrýlan Clyde zor günler geçirmektedir. Yeni hayatýna adapte olmaya çalýþýrken bolca küçük kýzý Em ile vakit geçirmektedir. Yaþadýklarý yerde bie evin yanmasý ve ardýndan bu evdeki eþyalarýn satýþa çýkarýlmasýyla birlikte eþyalara göz atmak için oraya giderler. Üzerinde gizemli yazýlar bulunan bir ahþap kutuyu almakta sakýnca görmeyen baba-kýz, kutunun evlerine gelmesiyle yaþanmaya baþlayan esrarengiz olaylarýn hedefi olurlar. Bu kutuyu bir saplantý haline getiren küçük Em, gittikçe tuhaflaþmakta ve tehlikeli hareketlerde bulunmaktadýr. Babasý Clyde her ne kadar kutuyu ondan almaya ve yok etmeye çalýþsa da bu o kadar kolay olmaz.
Stephanie'nin de durumdan haberdar olmasý sonrasýnda anne-babanýn amansýz bir mücadeleye atýlacaktýr. Ýçerisinde asýrlýk kötü ruhlarýn ve ürkütücü mitlerin uykuya daldýðý bu kutu, insanoðlunun savaþtýðý en tuhaf düþmanlardan birini doðuracaktýr. Danimarkalý yönetmen Ole Bornedal'ýn imzasýný taþýyan filmin baþrollerinde Jeffrey Dean Morgan ve Kyra Segwick yer alýyor.
25 Aðustos 2014 Pazartesi
10
AK Partide Kurultay heyecaný AK Parti Mardin Ýl Baþkaný Ýbrahim Fide, 27 Aðustos'ta yapýlacak AK Parti 1. Olaðanüstü Kongresi'nde Genel Baþkan adayý Dýþiþleri Bakaný Ahmet Davutoðlu'na tam destek vereceklerini söyledi...
A
K Parti Mardin Ýl Baþkaný Ýbrahim Fide, 27 Aðustos'ta yapýlacak AK Parti 1. Olaðanüstü Kongresi'nde Genel Baþkan adayý Dýþiþleri Bakaný Ahmet Davutoðlu'na tam destek vereceklerini söyledi AK Parti Mardin Ýl Baþkanlýðý'nda basýn toplantýsý düzenleyen Fide, 27 Aðustos'ta yapýlacak AK Parti 1. Olaðanüstü Kongresi'ne Mardin olarak 9 delegeyle katýlacaklarýný ve Davutoðlu'nu sonuna kadar destekleyeceklerini belirtti. Baþarýlardan dolayý destekleyecekleri Davutoðlu'nun baþarýsýnýn anlaþýlabilmesi için yurtdýþýnda yaþayan Türk vatandaþlarýna sorulmasý gerektiðini dile getiren Fide,
þöyle konuþtu: “AK Parti herhangi bir parti deðildir. Partimiz milletin baðrýndan çýkmýþtýr. Bizim partimiz "ben" demeden "biz" diyenlerin, "partimiz" demeden "milletimiz" diyenlerin partisidir. Millete hizmeti aþk ile sevda ile benimseyenlerin; durmadan çalýþanlarýn, birliði, kardeþliði bayrak yapanlarýn partisidir. Ýþte bu yüzden milletimiz, 2002'den beri girdiðimiz her seçimde bize her seferinde daha büyük oranlarda destek vermiþtir. Milletimiz gerek ülke yönetiminde, gerekse belediyelerde bize olan güvenini sürekli göstermiþtir. Bizim çabamýz, bu büyük güvene daha çok çalýþarak, daha yeni iþler yaparak layýk
olmaya çalýþmaktýr. Hep daha iyiyi, daha güzeli ve daha doðruyu aramaktýr. Asla yorulmayarak, durmayarak, yýlmayarak Türkiye'yi bir dünya gücü haline getirmektir. Baþbakanýmýz ve Genel Baþkanýmýzýn 10 Aðustos'ta Cumhurbaþkaný seçilmesi ile Yeni Türkiye'nin kapýlarý ardýna kadar açýlmýþtýr. 27 Aðustos'ta yapacaðýmýz 1. Olaðanüstü Büyük Kongremiz ile Yeni Türkiye yolunda yeni bir aþama baþlayacaktýr. Türkiye, bu yeni dönemde daha yüksek irtifalara daha büyük bir hýzla yükselecektir. Türkiye güçlü, demokratik, müreffeh ve saygýn bir ülke olma hedefine daha büyük bir azimle yürüyecektir.
Cumhurbaþkanýmýz Sayýn Recep Tayyip Erdoðan'ýn rehberliðinde ve genel baþkan adayýmýz,mevcut Dýþiþleri Bakanýmýz Sayýn Ahmet Davutoðlu'nun yönetiminde bu kutlu ve büyük yürüyüþ yeni aþamalara, yeni ufuklara ulaþmaya devam edecektir. AK Parti, bu yeni aþamada milletin sesi olmaya devam edecektir. Daima milletimizin yanýnda olmaya, milletimizin
dilini konuþmaya, onunla olan gönül baðýný korumaya devam edecektir. AK Parti; birliðiyle, beraberliðiyle, davasýyla, sevdasýyla ve aziz milletiyle bu yolda yürümeye devam edecektir. 1. Olaðanüstü Büyük Kongremizin partimize ve milletimize hayýrlý olmasýný temenni ediyoruz. Hepinize ilginiz için teþekkür ederim”. » M. Sait Çakar
þubesinin puanlamalarda eksi veya artý hiçbir katkýsýnýn olmadýðý aþikardýr. Kaldý ki buna benzer 12 üyemizin daha görevine son verilmiþtir. Bize yandaþ diyen, candaþ sendika her zaman olduðu gibi yine analiz etmeden, düþünmeden açýklama yapmýþtýr. Bizleri yandaþ sendikacýlýkla suçlayanlar seçim dönemlerinde kapý kapý gezip bazý partilerin propagandasýný yaparak onlarýn bazý partilerle candaþ olduklarýný ispatlamýþlardýr. En son yandaþ edebiyatý yapmasý gerekenlerin kendileri olduklarýný unutmamalarý gerekir. Eðitim Bir Sen Mardin þubesinin hiçbir yönetim kurulu üyesi hiçbir seçimde býrakýn kapý kapý gezmek yandaþ dedikleri partinin herhangi bir etkinliðinde dahi bulunmamýþlardýr. 3 ay sonra sendikamýzýn bütün illerde ve genelde seçimleri olacaktýr. Demokrasi þöleni þeklinde geçen kongrelerimizde býrakýn müdahale edilmesini kongremizde hiçbir partinin mensubu dahi alýnmamaktadýr. Bize yandaþ diyenler acaba nasýl seçilmektedirler. Kendileri bunu hiç sorgulamýþlar mýdýr? Candaþ sendika, yaptýðý açýklamada bazý okul yönetici üyelerinin
tarafýmýzdan literatürümüzde dahi olmayan “baský ve þantaj yoluyla istifa ettirilmiþlerdir” ifadesi ispat gerektiren bir ifadedir. Candaþ sendikayý bu iddiasýný belgeleriyle ispat etmeye davet ediyoruz. Aksi takdirde kendisine karþý her türlü yasal hakkýmýzýn saklý ve yargý yoluna gidebileceðimizi belirtmek isteriz. Eðitimcilerin özlük haklarý dýþýnda herþeyle uðraþan candaþ sendikanýn asýl gözden kaçýrdýðý, puanlarý sendikalarýn deðil ilçe milli eðitim müdürlerinin verdiðidir. Sendika olarak ilçe milli eðitim müdürünün icraatlarýný eleþtiremeyen ve hedef tahtasýna baþkalarýný koyan Candaþ sendika yaptýðý açýklamayla görev süresi sona eren tüm okul müdürlerinin tamamýnýn kendi üyeleriymiþ gibi lanse etmeleri sendikamýz ile ilgili olumsuz algý oluþturma çabasýdýr. Eðitim Bir Sen olarak üyelerimizin yasal haklarýný kuruyacaðýmýzý tekrar belirtir, kendini bütün okullarýn ve öðretmenlerin sahibi olarak gören ve verilen puanlarýn deðerlendirme formlarýna göre deðil de ön yargýlarýyla not verenlere karþý mahkeme yoluna gideceðimizi belirtmek isteriz.”
Eðitim-Bir-Sen “üyelerimizin yasal haklarýný koruyacaðýz”
E
ðitim-Bir-Sen Mardin Þubesi Yönetim Kurulu, iki gün önce açýklanan okul yöneticilerinin görevlendirilmesi ile ilgili bir açýklama yaptý. Yönetim Kurulu açýklamasýnda; “10 Haziran 2014 tarihinde yayýnlanarak yürürlüðe giren “Milli Eðitim Bakanlýðý’na Baðlý Eðitim Kurumlarý Yöneticilerinin Görevlendirilmesine Ýliþkin Yönetmelik” sonrasýnda Türkiye çapýnda bütün eðitim kurumlarýnda 4 yýlý dolduran eðitim yöneticilerinin görevlerinin, puanlamaya
dayalý olarak yapýlacak deðerlendirme sonucuna göre yerlerine yenilerinin atanmasý ile birlikte sona ermektedir. Yönetmelikte ilçe milli eðitim müdüründen, þube müdürüne, okul aile birliði baþkaný, baþkan yardýmcýsý, en kýdemli, en genç öðretmen ve komisyon kararýyla seçilen iki öðretmenin verecekleri puanlar yine yönetmelikle belirlenmiþtir. Þube müdürlerinin büyük bir kýsmý geçtiðimiz dönemde sýnavla bakanlýk tarafýndan atanmýþtýr.
GÜNÜN OKURU
Gabriel Saðlamoðlu - Telkari Ustasý Gazetenizin topluma karþý duyarlýlýðý beni ziyadesiyle etkiliyor. Mardin’deki tüm deðerleri dikkate alarak yayýn yapmanýz çok olumlu. Çalýþmalarýnýzda baþarýlar dilerim.
Mardin il genelinde açýklanan yönetici puanlarýna göre 12 üyemizin görev süreleri sona ermiþtir. Bundan rahatsýzlýk duyan ve bunu basýnla paylaþan sendika’nýn ise 16 üyesinin görev süresi sona ermiþtir. Üye sayýsý bizden daha fazla olan ve yetkili sendika ünvaný olan bir sendikanýn küçük bir oranda daha fazla okul yöneticisinin görev süresinin sona ermesi çok tabiidir. Hizmet sendikacýlýðýndan uzak, çamur at izi kalsýn mantýðýyla hareket eden ve 4 yýl Genel Yetkili Sendika olmasýna raðmen eðitim çalýþanlarýna hiçbir kazaným saðlamayan bir sendikadan ve onun þube baþkanýndan aksini beklemek akla ziyan bir davranýþtýr. Mardin’in en prestijli okulu 5 yýlda beþ okul deðiþtirmiþ ve kendi binasýna taþýnmasýna raðmen müteahhit ve belediyelik bir çok sorunuyla boðuþan ve üyemiz olan okul müdürü, okulun peyzajýn, çevre düzenlemesini ve olmayan yolu gibi bir çok problemini çözmesine raðmen görev süresi sona erdirilirmiþtir. Hatta okul müdürümüzün aldýðý puan 44 gibi hakaret edercesine bir puandýr. Bu puaný verenlere karþý bütün yasal haklarýmýzýn saklý olduðu ve yargý yolunun açýk olduðunu belirtmek isteriz. Üyelerimizin her zaman yanýnda olduk ve olmaya da devam edeceðiz. Bu örnek bile yönetici atamalarýnda Eðitim Bir Sen Mardin
» M. Sait Çakar