22 Şubat 2013 Cuma Gazete Sayfaları

Page 1

‘Kadim Þehire yakýþan bir dergi oldu' Ýsmail Erkar

Y

ayýn hayatýna yeni baþlayan Mardin Kadim Þehir Dergisi her kesimin beðenisini kazanmaya devam ediyor. Bir süre önce yayýn hayatýna giren ve Ýçiþleri bakaný Muammer Güler'in de takdirini kazanan Mardin kadim Þehir dergisini inceleyen Mardin Müftüsü Dursun Ali Coþkun ve Mardin Süryani Cemaati Metropoliti Salibe Özmen'de dergiye tam not verdi. Genel hatlarý ile dergiyi beðenen Müftü ve Metropolit derginin ismi gibi kadim þehre çok yakýþtýðýný ifade ettiler. Geçirdiði ameliyat sonrasý Metropolit salibe Özmen'i ziyaret eden ve geçmiþ olsun dileklerini ileten Mardin Müftüsü Dursun

Ali Coþkun, Mardin Kadim Þehir Dergisini Salibe Özmen'e takdim etti. Mardin Kadim Þehir Dergisinin Mardin'e hayýrlý olsun temennisinde bulunan Müftü Dursun Ali Coþkun, dergi Mardin'e yakýþan bir dergi olduðunu söyledi. Coþkun” Farklý dinlerin, dillerin ve kültürleri barýndýran Mardin'e hitap eden bir dergi oldu. Bu dergide hayatýn kendisi var. Bir taraftan Ýslam kültürü tanýtýlýyor. Bir taraftan da farklý dinlerin kültürleri tanýtýlýyor. Bana göre tam bir hoþgörü dergisi oldu. Ýnþallah önümüzdeki sayýdan itibaren Mardin ile ilgili Müftülük olarak yazýlarýmýz olacak. Mardin'in camilerini ve dinler arasý kardeþliði anlatacak bir yazý

dizisi hazýrlayacaðýz. Sayýn Metropolit Salibe Özmen'in de dergide yazý yazmasý çok önemlidir. Tam Mardin'e yakýþan bir dergi oldu. Emeði geçen herkesi tebrik ediyorum.” dedi. Dergide hem yazar hemde yayýn kurulunda olan Salibe Özmen'de, Mardin Kadim Þehir dergisi Mardin'in tarihi dokusunu farklý kültürleri, dinlerini, dillerini tanýtma adýna son derece takdir edilecek bir dergi oldu. Çünkü ismi gibi Mardin Kadim bir þehirdir. Bunun farkýndayýz. Derginin yayýn kurulu ekibi Mardin'i en iyi þekilde tanýtmak için bu yolda emek sarf ediyor. Onlarý tebrik ediyorum. Dergiyi herkesin sahiplenmesi gerekir. Çünkü bu dergi Mardin ve Mardin'lilerin dergisidir.” þeklinde konuþtu.

Eðitimciler Öðretmenlere þiddeti kýnadý

M GÜNLÜK BAÐIMSIZ GAZETE

22 Þubat 2013 Cuma

Yýl: 9 Sayý 2578 Fiyatý :25 Kr

emur Sen'e baðlý Eðitimciler Birliði Sendikasý (Eðitim Bir Sen) Mardin Þube Baþkaný Eyüp Deðer, son zamanlarda baþta Mardin olmak üzere ülke genelinde eðitim

çalýþanlarýna yönelik þiddeti kýnadýklarýný açýkladý.

Sayfa 2’de

‘Dünya Mardini örnek almalý’ Mardin Müftüsü Dursun Ali Coþkun ve Mardin Süryani Metropoliti Saliba Özmen, Mardin'de asýrlardýr yaþanan barýþ ve hoþgörü ortamýnýn bütün dünya ülkeleri tarafýndan örnek alýnmasý gerektiðini ifade ettiler.

Midyat Devlet Hastanesinden bir ilk Ali Edis

M

idyat Devlet Hastanesi’nde ilk kez orta kulak ameliyatý yapýldý. Hastanenin Kulak Burun Boðan Kliniði'ne kulaklarýnda iþitme sorunuyla müracaat eden 2 vatandaþ ilk kez orta kulak ve kulak zarý tamiri operasyonuyla saðlýklarýna kavuþtu. Ýþitme sorunu yaþayan Gülhan Toplam (31) ile Tugay Çakýr (20) isimli vatandaþlar için hazýrlýklar yapýldý. Mardin Kamu Hastaneleri Birliði Týbbi Hizmetler Baþkaný Op.Dr. Rýza Dündar ve Midyat Devlet Hastanesi KBB Uzmaný Op. Dr. Betül Sarýbaþ tarafýndan ameliyat baþladý. Operasyonda yer alan KBB uzmaný Op. Dr. Betül Sarýbaþ, ‘’Midyat Devlet Hastanesi'nde ilk kez yapýlan kronik otit cerrahisi iki hastamýza baþarýyla uygulandý. Bu hastalarýmýz iþitme kaybý ve kulak akýntýsý þikayetiyle bize baþvurmuþlardý. Yaptýðýmýz tetkik ve muayeneler neticesinde her iki hastamýza 'tympanoplasty' adý verilen operasyonu yapmaya karar verdik. Operasyon sonrasý hastalarýmýzda bir sýkýntý yaþanmadý. Baþarýlý bir operasyon gerçekleþtirildi.’’ þeklinde konuþtu. Mardin Kamu Hastaneleri Birliði Týbbi Hizmetler Baþkaný Op.Dr. Rýza Dündar ise “Birliðimize baðlý hastanelerimizde uzman hekim sayýsý ve týbbi cihaz nitelikleri artýkça bölgemizde yapýlmayan bu gibi ameliyatlar yapýlacaktýr. Midyat halkýmýz artýk bu gibi ameliyatlar için þehir þehir dolaþmayacak, evinin yaný baþýnda evinin sýcaklýðýnda Devletimizin Hastanesinde uzman kadrosuyla baþarýlý bir þekilde saðlýðýna kavuþacaktýr.” dedi. Öte yandan yapýlan operasyonlarýn ardýndan iki vatandaþýn saðlýk durumunun iyi olduðu öðrenildi.

M

ardin Müftüsü Dursun Ali Coþkun ve Mardin Süryani Metropoliti Saliba Özmen, Mardin'de asýrlardýr yaþanan barýþ ve hoþgörü ortamýnýn bütün dünya ülkeleri tarafýndan örnek alýnmasý gerektiðini ifade ettiler. Mardin Müftüsü Dursun Ali Coþkun, rahatsýzlýðýndan dolayý çene ameliyatý geçiren Süryani Cemaati Metropoliti Saliba Özmen'e geçmiþ olsun ziyaretinde bulundu. Müftü Yardýmcýsý Masum Taþçý, Ömerli Müftüsü Ýsmail Ünal ve Çevre ve Þehircilik Ýl Müdürü Halil Ýbrahim Metin ile birlikte Metropolit Saliba Özmen'i manastýrda ziyaret eden Müftü Coþkun, Saliba'ya geçmiþ olsun dileklerini iletti.

MARDÝN'DE FARKLI DÝNLER VE DÝLLER BÝRBÝRLERÝNÝN ACISINI VE SEVÝNÇLERÝNÝ PAYLAÞMASINI BÝLÝYOR Mardin'de yaþanan farklýlýklarýn Mardin'in ve Türkiye'nin zenginliði olduðunu belirten Ýl Müftüsü Dursun Ali Coþkun, burada yaþayan farklý dinlerin, kültürlerin, dillerin asýrlardýr ayný havayý teneffüs ettiðini ve birbirlerinin acýsýný, sevincini, bayramlarýný hep birlikte paylaþtýðýný söyledi. Mardin'in farklýlýklarý ile bir barýþ kenti olduðunu ve bu birlikte yaþama kültürünü dünyanýn kendisine örnek almasý gerektiðini vurgulayan Coþkun, "Mardin, zaten binlerce yýldýr dilleri ve dinleri, kültürleri, ýrklarý ne olursa

olsun, huzur içerisinde, barýþ içerisinde dünyaya kardeþçe yaþamanýn en güzel örneðini teþkil ediyor. Bölgede dökülen

Kýzýltepeli muhtarlarýndan gazetecilere ziyaret Sedat Aslanaçier

G

üneydoðu Muhtarlar Federasyonu ve Kýzýltepe Muhtarlar Derneði Baþkaný Hatip Þeran ile beraberindeki muhtarlar, ilçede görev yapan yerel ve ulusal basýn kuruluþlarýnýn

temsilcilerini ziyaret etti. Kýzýltepe Gazeteciler Bürosu'nda gerçekleþen ziyarette, Hatip Þeran ve beraberindeki muhtarlar, bölge ve muhtarlarýn sorunlarý ile yaþadýklarý sýkýntýlarý paylaþtý. Muhtarlarýn vatandaþlarla

birebir iç içe olduklarýný belirten Þeran, sorumluluklarý yüksek olan muhtarlarýn yetkilerinin olmadýðýný ve bu yüzden sýkýntý yaþadýklarýný söyledi. Þeran, Kýzýltepe ilçesinin trafik, elektrik, yol gibi bir çok alanda sýkýntýsýnýn bulunduðunu anlattý. Halkýn ilk müracaat yerinin muhtarlar olduðunu hatýrlatan Þeran, "Sorunlarýn çözümü konusunda herkese sorumluluk düþmektedir. Muhtarlar olarak halkýmýzýn sorunlarýný çözmek için yoðun gayret sarf ediyoruz. Bu sorunlarý ilgili mercilere ve siyasilere iletmeye çalýþýyoruz. Siyasilerin sorunlarýn çözümüne daha fazla eðilmesi lazým. Siyasilerin halkla iç içe olmasýný ve sorunlarýn çözümü konusunda desteðini bekliyoruz. Halkla iç içe olan gazetecilerin de yaptýklarý çalýþmalarý muhtarlar olarak çok önemsiyoruz.” Dedi.

kardeþ kanýnýn da sona ermesi için dua ediyoruz. Devamý Sayfa 2’de

USTAD'tan BDP’nin Karadeniz çýkarmasý ile ilgili açýklama

M

erkezi Mardin'de bulunan Uluslararasý Tahlil ve Araþtýrma Derneði (USTAD), BDP'nin Karadeniz çýkarmasý ile ilgili Sayfa 2’de açýklama yaptý.

Ýlahi Emir Tesettür (örtünme) /özgürlük lahi Emir Tesettür (örtünme) /özgürlük… “Mümin kadýnlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kýsýmlarý müstesna olmak üzere, zinetlerini teþhir etmesinler. Baþ örtülerini, yakalarýnýn üzerine (kadar) örtsünler.

Ý

Muharrem AÐALDAY

Sayfa 2’de


22 Þubat 2013 Cuma

‘Dünya Mardini örnek almalý’ M. Sait Çakar Sayfa 1’den devam ardin; Müslümaný, Hristiyaný, Süryanisi, Yezidisi ile farklý dinleri ve dilleri adeta Halil Ýbrahim'in sofrasýný andýrýyor." ifadesini kullandý. Mardin'de insanlar et ve týrnak gibi bir arada olduðunu belirten Coþkun, sözlerine þöyle devam etti: "Hoþgörü kentinde insanlar iç içe kardeþçe yaþamayý öðrendiler. Bugün Süryani Cemaati Metropoliti Saliba Özmen'i ziyaret ettik. Kendisi ameliyat geçirdi. Geçmiþ olsun dileklerimizi ilettik. Ameliyat esnasýnda bizden dua istedi. Biz de bütün kalbimizle þifa bulmasý için dua ettik. Zaten olmasý gereken de budur. Mardin'de farklý dinler ve diller acý günde, iyi günde, bayramlarda hep birlikte bir arada olmayý ve bu ortamý paylaþmayý çok iyi baþarmýþtýr. Aslýnda dünya Mardin'in yaþama kültürünü örnek almasý gerekir."

M

"Müslümanlarýn dualarýný hissettim" Ameliyat esnasýnda Müslümanlarýn dualarýný hissettiðini belirten Süryani Cemaati Metropoliti Saliba

M

emur Sen'e baðlý Eðitimciler Birliði Sendikasý (Eðitim Bir Sen) Mardin Þube Baþkaný Eyüp Deðer, son zamanlarda baþta Mardin olmak üzere ülke genelinde eðitim çalýþanlarýna yönelik þiddeti kýnadýklarýný açýkladý.

Eðitim Bir Sen Mardin Þube Baþkaný Eyüp Deðer, hayatýn her aþamasýnda bir hastalýða dönüþen þiddetin özellikle son zamanlarda eðitim alanýnda artan bir þekilde kendini göstermesi ile okullarýn güvenli mekanlar olmaktan uzaklaþtýðýný söyledi. Deðer, "Hiçbir savunmasý olmayan eðitim çalýþanlarýna yönelik

Yýllardýr tesettürden bahsedilince nedense hep kadýnlar üzerinde yazýlýp çizildi her þey. Elbette ki tesettür denilince kadýnlar akla gelmeli bunu sadece ben deðil herkes biliyor ama gel gelelim gözden kaçýrdýðýmýz bir sýnýf daha var ki onlarda kadýnlar kadar bu konuda gerekeni yapmadýkça fatura hep kadýnlara kesilecek . Ýþte o sýnýfýn bir ferdi olarak biz erkekler . Sadece kadýnlarýn tesettürlü olmasý mý gerekiyor? Ya erkeklerin tesettürü yok mu? Evet tesettür deyince neden sýkýlýyor Müslümanlar! akýl sýr erdiremiyorum. Hem teslim oldum diyor hem de teslim olduðu varlýðýn emirlerini kale almamak açýklama gerektiren bir durum deðil mi? Kendimizin deðiliz diyebiliyorken biz Müslümanlar nasýlda baþkasýnýnken tasarruf hakkýný kendimizde bulabiliyoruz?

Muharrem AÐALDAY

Tesettür; Allah’ýn ört dediði yerleri müsaade etmediði kimselere göstermemek demek olup, örtünmeyen yerlerin cehennem ateþiyle örtüneceði tehdidine muhatap olmaktýr. Tesettür; kadýnlarýn yabancýlarýna karþý bir emniyetidir. Özgürlüktür; beni helalim dýþýnda kimse göremez demektir. Yaþam tercihidir. Hayadýr. Nasýl olmalý tesettür diyenlere; beyinlerimize tesettürü giydirmeli, gözlerimize, kulaklarýmýza, dilimize, aðzýmýza, kýsacasý hayatýmýzda Allah’ýn istemediði þeylerin üstünü örtmeli diyebilmeliyiz. “Erkeklerinde tesettürü göz kapaklarýdýr” Hz. Ali (r.a)

saldýrýlar toplumu endiþelendirmekte ayný zamanda eðitimcilerde de adaptasyon sorunu ortaya çýkarmaktadýr. Bunun temelinde eðitimde uygulanan yanlýþ politikalar, siyasetin eðitime ve eðitimciye bakýþý, eðitim ile ilgili alýnan ve sorunlarýn çözümüne yönelik kararlarda eðitimcilere danýþýlmamasý en temel sebeplerdir. Özellikle de geçmiþte öðretmenlere yönelik yapýlan olumsuz söylemler öðretmeni itibarsýzlaþtýrmýþ ve hedef tahtasýna koymuþtur. Son zamanlarda Ýzmir, Muþ, Rize, Eskiþehir, Samsun, Denizli, Sivas, Ýstanbul, Bitlis ve daha sayamayacaðýmýz pek çok ilde ve son günlerde de ilimizde öðretmene yönelik þiddet haberleri okumaktayýz. Hiçbir emniyeti olmayan eðitim çalýþanýnýn güvende olmadýðý bir yerde öðrenci de

güvende deðildir. Bu þiddet kaygýsý öðretmene yansýmakta dolayýsýyla bu kaygý öðrenci baþarýsýný toplumu ve gelecek nesilleri olumsuz bir þekilde etkilemektedir. Öðretmenlerin itibarsýzlaþtýrýlmasý, rencide edilmesi ve þiddete maruz býrakýlmasý yerine, mesleðinin karþýlýðý olan saygýnýn gösterilmesi, öðretmenlere yönelik þiddette öðretmene sahip çýkýlmasýný talep ediyor, yetkilileri öðretmen ile ilgili söylemlerinde sorumlu olmaya davet ediyoruz" dedi. Milli Eðitim Bakanlýðý'nýn eðitim çalýþaný ile öðrenci ve veliyi karþý karþýya getiren uygulamalarýný bir an önce gözden geçirmesi gerektiðini ifade eden Deðer, aksi takdirde þiddetin önüne geçilemeyeceðini, bunun neticesinde asýl kaybedenin ülke geleceði olacaðýný ifade etti.

Kýzýlay'ýn devlet hastanesindeki USTAD'tan BDP’nin Karadeniz standýnda 80 ünite kan toplantý çýkarmasý ile ilgili açýklama Ali Edis

K

ýzýlay'ýn, Midyat Devlet Hastanesi’nde baþlattýðý kan baðýþý kampanyasýnda kýsa sürede 80 ünite kan toplandý. Kýzýlay Midyat Þube Baþkanlðý ile Devlet Hastanesi yetkililerince ortaklaþa kan baðýþý kampanyasý düzenledi. Hastanede, Kan Transfüzyon Odasý’nda kurulun bir doktor 4 saðlýk çalýþanýnýn görev yaptýðý stantlara kan vermeye gelenler önce saðlýk kontrolünden geçti. Kampanyaya kan vererek destek olan Devlet Hastanesi Baþhekimi Opr. Dr. Bilal Arýkan,

kan baðýþýnýn önemine dikkat çekti. Arýkan “Vatandaþlarýmýza öncülük etmek, kan baðýþýnýn önemin hatýrlatmak için çalýþma gerçekleþtirdik.” dedi. Kýzýlay Midyat Þube Baþkaný Murat Akyat da vatandaþlarýn ve saðlýk çalýþanlarýnýn göstermiþ ilgiden dolayý memnuniyetini ifade etti. Hayati ihtiyaç olan kanýn ne zaman kime gerekeceðinin belli olmadýðýný bu yüzden önem arz ettiðini belirten Aykat, kampanya sayesinde yaklaþýk 80 ünite kan toplandýðýný aktardý.

lahi Emir Tesettür (örtünme) /özgürlük…

“Mümin kadýnlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kýsýmlarý müstesna olmak üzere, zinetlerini teþhir etmesinler. Baþ örtülerini, yakalarýnýn üzerine (kadar) örtsünler. Kocalarý, babalarý, kocalarýnýn babalarý, kendi oðullarý, kocalarýnýn oðullarý, erkek kardeþleri, erkek kardeþlerinin oðullarý, kýz kardeþlerinin oðullarý, kendi kadýnlarý (mümin kadýnlar), ellerinin altýnda bulunan (köleleri), erkeklerden, kadýna ihtiyacý kalmamýþ (cinsî güçten düþmüþ) hizmetçiler, yahut henüz kadýnlarýn gizli kadýnlýk hususiyetlerinin farkýnda olmayan çocuklardan baþkasýna zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte olduklarý zinetleri anlaþýlsýn diye, ayaklarýný yere vurmasýnlar. Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki, kurtuluþa eresiniz.” Nur süresi/31

Eðitimciler Öðretmenlere þiddeti kýnadý Ýsmail Erkar

Ýlahi Emir Tesettür (örtünme) /özgürlük

Ý

Özmen ise etnisitesi, dini, dili, kültür özelliði ne olursa olsun, insanýn, Allah'ýn bir lütfu olduðunu ifade etti. Özmen, "Mardin, binlerce yýldýr Müslümanlarýn, Hristiyanlarýn, Yahudilerin, Ermenilerin, Yezidilerin ve bütün etnisitelerin bir araya geldiði bir hoþgörü þehridir. Bu diyarda insan, çok önemli bir merkezi yer edinmiþ. Mardin’in güzelliði de iþte budur. Mardin hakikaten dinleri, dilleri ile büyük bir þerefimizdir, þanýmýzdýr. Umarýz bu güzellik bütün dünyaya örnek olur. Bu güzellik özellikle Ortadoðu’daki hoþgörüsüzlüklere, savaþlara dur mesajý olsun. Mardin’in kadim bir tarihi var. Bu tarihi sahiplenmek bizim için büyük bir gurur, büyük bir þereftir. Bayramlarýmýzda, taziyelerimizde, düðünlerimizde, birbirimizin sevincini, acýsýný paylaþmayý biliyoruz. Mardin'deki bu birlikteliði dünya ülkeleri kendilerine örnek almasý gerekir. Ameliyat esnasýnda dualarýnýzý hissettim. Sizlerin ve Müslümanlarýn dualarý sayesinde iyileþtim. Duanýn önemi büyük kimden gelirse gelsin, Allah hayýr için edilen duayý reddetmez." diye konuþtu.

2

M

göze alarak baþlattýðý bu barýþ sürecinin, doðulusu ve batýlýsý ile tüm ülke insanýn bu sürecin hassas bir þekilde devam etmesi için elini taþýn altýna koymasý gerekiyor" dedi.

USTAD Bölge Uzmaný Tekin Oruç, toplumsal barýþa çok yakýn bir noktada olduklarý bir dönemden geçtiklerini belirterek bu barýþýn zedelenmesine yol açacak yapay gerginliklere prim verilmemesi gerektiðini söyledi. 30 yýldýr süren kirli mücadelenin genelde ülkemizde, özelde ise bölgemizde binlerce insanýn ölmesine neden olduðunu belirten Oruç, "Yüzlerce köyün boþaltýlmasýna ve nice faili meçhul cinayetlerin iþlenmesine sebep oldu. Türkiye Cumhuriyeti devleti Baþbakaný Recep Tayyip Erdoðan'ýn inisiyatif alýp ve her türlü negatif geri dönüþleri de

Barýþ süreci hassasiyetinin farkýnda olmayanlarýn BDP milletvekillerine saldýrý yaptýðýný belirten Oruç, bu saldýrýyý da kýnadýklarýný söyledi. Oruç, "Mütedeyyin Karadeniz insanýnýn bu saldýrýlarý tasvip etmediðini biliyoruz. Akan kanýn bir an önce durmasý, analarýn gözyaþlarýnýn dinmesi, ülkemizin huzuru, refahý ve güvenin saðlanmasýnda ortaklaþa oluþturulan barýþ ýrmaklarýnda akan sularý, sellere dönüþtürülmeden Türkiye'de yaþayan Türk, Kürt ve Araplar baþta olmak üzere tüm etnik topluluklara ve özelde Karadeniz insanýna büyük görevler düþmektedir" diye konuþtu.

Sedat Aslanaçier erkezi Mardin'de bulunan Uluslararasý Tahlil ve Araþtýrma Derneði (USTAD), BDP'nin Karadeniz çýkarmasý ile ilgili açýklama yaptý.

Bu böyle birkaç harften oluþan bir söz deðil elbette. Müthiþ bir tesettür tarifi. Ve baþka hiçbir kimsenin bu tarif üzerine bir tarif yapacaðýna ihtimal bile veremiyorum. Evet gözlerimizi kapadýðýmýz zaman görmediðimiz herkesçe malum. Ama gözleri açýk olanýn haramdan sakýnmasý bir baþka anlam taþýmakta ve ecri Allah katýnda fazlasýyla verileceðinden emin olabilirsiniz. Yaþadýðýmýz ortam haramlarýn en üst düzeyde yaþandýðý, günaha sürüklenmek bir hayli kolay ve bunu nasýl önleyeceðimiz bir hayli çok güç görünmekte. Evet zamane geçleri! Bizler , ben teslim oldum diyen herkes. Teslimiyetimizin söylemin hakim olduðu düþünce deðil, eyleme dönüþtürmenin hakim olmasý gerektiði zamandýr. Bilgiye bu kadar kolay ulaþmak belki de baþka bir kavime (millete) nasip olmamýþtýr. Ne var ki mesele bilgiye ulaþmak deðil, o bilgiyle amel edip etmediðimizdir. Alim olmak kolay lakin ilmiyle amel eden alimi bulmak mesele. Tesettür denince baþý örtmek yalnýz gelmemeli akla. Bir bayanýn tüm vücut hatlarý görünmeyecek þekilde örtünmelidir. Ve elimizden geldiði kadar sade giyinmeli. Müslüman bir kadýn mahreminden baþka hiçbir erkeðe güzel görünmemelidir. Evinde erkeðine karþý istediði kadar süslensin. Bu erkeðinin onun üzerindeki hakkýdýr da ayný zamanda. Fakat dýþarýya veya yabancýya karþý öyle bir lüksü yok. O’ helaline yalnýz helaldir. Bilinçli bir örtünme toplumun refahý için de elzemdir. Zina haram olduðu kadar, zinaya götüren yollar da haramdýr. Zina sadece bildik zina deðil, çeþidi vardýr. Göz zinasý, el zinasý v.s. bu tür sonuçlara gidecek yollarý da kapatmak her Müslümaným diyen kadýn/erkeðe farzdýr. Ben bir Müslüman olarak kadýnlarýn reklam aracý kullanýlmasýna þiddetle karþýyým. Beni doðuran bir annem var ve herkesin bir annesi, ablasý ,teyzesi, halasý, kýzý, kýz kardeþi yeðeni, eþi var veya olmayabilir. Bizler bayanlarýmýza yapýlmasýný istemediðimiz hal ve hareketleri toplumumuzda yaþayan diðer bayanlara yapýlmasýný desteklememeliyiz. Bize bunu reva görenleri Allah’a havale ediyor , kadýnlarýmýz bizlere Hz. Meryem’i, Hz. Aiþe’yi, Ümmü Eymen’i hatýrlatmalý. Bizi doðuran Annelerimize saygýmýz olmalý. Genç kýzlarýmýza reva gördüklerimizi annelerimize reva görebilirmiyiz? O halde geleceðimizin anne adaylarýna reva görenlere alkýþ tutmamak bizim görevimiz. Bu konuda her Müslüman fert üzerine düþen görevi yapmalý. Tesettür; Allah’ýn(c.c) istemediðini protesto etmek, ateþten korunmak, baþkasýnýn da harama meyletmesini önlemektir. m.a Benim içime sindiremediðim mesele örtülülerin örtünmeyenlere karýþmadýðý halde, örtünmeyenlerin örtünenlere karýþtýðýdýr. Hatta ileriye gidip hakaret vari tavýrlarý sabýrlarý zorlar hale getirmektedir. Bu dünya herkese yeter ne zaman anlayacak insanlar! Tahammülümüz olmalý. Bizi farklý kýlan ahlakýmýzdýr. Çünkü bizler güzel ahlaký tamamlamak için gönderilen Muhammed Mustafa’nýn(s.a.s) ümmetiyiz. Bizleri kýnayacaklar olacak, bize tahammül edemeyecekler çýkacak bu durum bizi hiçbir zaman Allah’a(c.c) karþý olan sorumluluðumuzu unutmaya engel olmamalý. Aksine bize güç vermeli. Allah (c.c) için yaþanýldýðý zaman kimin kýnamasýyla karþýlaþýrsak karþýlaþalým mükafaatýnýn Allah(c.c) tarafýndan verileceðini unutmayarak mücadelemizi vakarlý bir duruþla sürdürmemiz lazým. Allah (c.c) sabredenlerle beraberdir. Tesettür biz müslümanlar için simge deðil, emirdir. M.a Ve ehiru davene enilhamdulillehi rabbilalemin.


www.mardiniletisimgazetesi.com.tr

22 Þubat 2013 Cuma

3

Bilim adamlarý son noktayý koydu: Hz. Nuh’un gemisi Cudi Daðý’nda

T

ufandan sonra Hz. Nuh’un gemisinin nerede durduðuna yönelik kapsamlý bir araþtýrma yapan bilim adamlarý, bütün kaynaklarýn geminin Cudi Daðý’na indiðine iþaret ettiðini ortaya çýkardý. Konu ile ilgili yýllardýr çalýþma yapan Þýrnak Üniversitesi öðretim üyeleri, kutsal kitaplardan Kur’an ve Tevrat’ýn yaný sýra Süryani ve Hristiyan kaynaklarý ile yerel kaynaklarda geminin Cudi’ye indiðinin anlaþýldýðýný belirtti. Araþtýrmada Cudi Daðý ile Þýrnak bölgesindeki birçok köy ve bölge isimlerinin de Hz. Nuh’un soyundan ve gemisinden geldiðini belirlendi. Yapýlan araþtýrma hakkýnda bilgi veren Þýrnak Üniversitesi Ýlahiyat Fakültesi Arap Dili ve Belagatý Anabilim Dalý Baþkaný Yrd. Doç. Dr. Abdulmuttalip Arpa, kutsal metinler ile dilbilimsel bulgulardan yola çýktýklarýný belirterek Hz. Nuh’un gemisinin Cudi’ye yerleþtiðini, Hz. Nuh’un da Cizre civarýnda yaþadýðýný belirlediklerini söyledi. Tevrat ve Kur’an-ý Kerim’de Hz. Nuh’un günümüz Suriye ve Irak’ýn birleþtiði yerde yani Mezopotamya’da yaþamasý ve tufanýn da Mezopotamya merkezli

olmasýnýn muhtemel olduðunu anlatan Arpa, “Mezopotamya’daki en yüksek daðlardan biri olan Cudi ise sularýn yeryüzünden çekilmesinden sonra Hz. Nuh’un gemisinin inmesi için en müsait yerdir.” dedi. Þýrnak Üniversitesi Ýlahiyat Fakültesi Arap Dili ve Belagatý Anabilim Dalý Baþkaný Yrd. Doç. Dr. Abdulmuttalip Arpa, tufanýn izlerinin eski Mezopotamya sakinleri olan Sümer, Akad ve Asur medeniyetleri ile Babillilere ait Gýlgamýþ destanýnýn yaný sýra eski Ýran ve Yunan tarihlerinde olduðunu kaydetti. Arpa, þunlarý söyledi: “Esas önemlisi ise Yahudilik, Hristiyanlýk ve Ýslam dinlerine ait kutsal metinlerin tufaný ayrýntýlarýyla anlatmasýdýr. Neticede tufanla ilgili bilgilerin detaylarýnda farklýlýklar bulunsa da, kadim milletlerin tufanla ilgili hafýzasýnýn temelinde, Allah’a ve onun peygamberi Hz. Nuh’a uymayan zalim ve inkârcýlarýn tufanla cezalandýrýlmasý yer almaktadýr. Kur'aný Kerim tufaný anlatýrken Hz. Nuh’un kavmini merkeze almaktadýr. Hz. Nuh zamanýnda, yeryüzünde vahiyle muhatap baþka canlý grubunun olup olmadýðý bilinmemektedir. Bu nedenle Hz. Nuh’un kavminin ve onlarýn yaþadýðý bölgelerin tufana muhatap olduðu kesin olarak bilinmektedir. Böylece Hz. Nuh zamanýnda bilinen dünya olan Mezopotamya’nýn sular altýnda kaldýðý açýktýr.” Hz. Nuh’un gemisinin tufandan sonra karaya oturduðu yer ile ilgili tartýþmalarýn nedeninin ise Tevrat’ýn Yaratýlýþ bölümünde ‘Gemi yedinci ayda, ayýn on yedinci gününde Ararat

daðlarýna oturdu’ ifadeleri olduðunu kaydeden Arpa, buradaki Ararat daðlarýnýn gemi için belirli bir yeri göstermekten ziyade Urartularýn topraklarý içinde yer alan daðlar silsilesine iþaret ettiðini kaydetti. Arpa, “Nitekim M.Ö. 900-600 yýllarýnda Van Gölü merkezli hüküm süren Urartular, Mezopotamya’da bulunan Asurlular’a komþu ve rakip bir krallýktýr. Urartular günümüz Ermenistan ve Azerbaycan Batý kesimi ile Ýran’ýn Urmiye bölgesini ve Dicle Nehri'nin kuzeyini içine alan bir coðrafyadýr. Dolayýsýyla Ararat daðlarýndan söz eden Tevrat’taki ifadeler, Cudi Daðý’ný da içine alan geniþ bir alana yayýlmýþ daðlarý ifade etmektedir. Ýþte bu nedenle Tevrat’ýn Yaratýlýþ bölümündeki ‘Ararat daðlarý’ ifadesi, Arami ve Süryani çevirilerinde Van Gölü’nün güneydoðusunda bulunan Ture Kardu yani ‘Kürdistan'ýn daðlarý’ olarak çevrilmiþtir. Bu konu ile ilgili en açýk ifade ise Kur'an-ý Kerim’de ‘Sular çekildi ve gemi Cudi’de karaya oturdu’ (Hud Suresi, 11/44) ayetinde geçen Cudi ismidir. Ararat daðlarý, Van Gölü’nün güneyinden baþlayýp Cudi Daðý’nýn da bulunduðu Dicle Nehri’ne kadar uzayan dað silsilesi olarak düþünüldüðünde Tevrat ve Kur'an-ý Kerim’deki ifadelerin birbiriyle örtüþtüðü görülür.” þeklinde konuþtu. Ertaþ: bütün iþaretler Cudi’yi gösteriyor Þýrnak Üniversitesi Ýlahiyat Fakültesi Ýslam Tarihi Ana Bilim Dalý Öðretim Üyesi Kasým Ertaþ ise Cudi Daðý’nýn tüm Ortadoðu ve Mezopotamya’da Ýslam hâkimiyetinin kurulduðu yedinci yüzyýldan itibaren Ýslam coðrafyacýlarý tarafýndan Hz. Nuh’un gemisinin karaya oturduðu yer olarak kabul edildiðini söyledi. Cudi Daðý ve çevresinin, tufan ve Hz. Nuh’un yaþamý ile ilgili günümüze kadar ulaþan birçok olguya sahip olduðunu anlatan Ertaþ, “Mevcut belgelerin yanýnda, Hz. Nuh’un gemisinin Cudi’ye indiðine tanýklýk edecek mahiyette tarihi rivayetler, þehirler, ziyaret yerleri ve makamlar da bulunmaktadýr. Tufandan sonra geminin Cudi’ye indiði ve Hz. Nuh’un

yaþamýný Cudi etrafýnda devam ettirdiðinin iþareti sayýlabilecek belirgin unsurlar var.” Dedi. Arpa ile Ertaþ’ýn yaptýðý araþtýrmada geminin Cudi’de olduðunu gösteren bulgulardan bazýlarý ise þöyle: Cudi Daðý, Mezopotamya’nýn en yüksek daðlarýndan biridir. Tufanýn önemli safhalarýnýn anlatýldýðý Kur'an-ý Kerim’de Hz. Nuh’un gemisinin Cudi’ye ineceði tufan devam ederken belirlenir. Çünkü Hz. Nuh tufan sýrasýnda gemide bulunurken “Rabbim beni bereketli bir yere indir” (Müminun Suresi, 23/29) sözleriyle Allah’a duada bulunur. Sonunda Hz. Nuh’un duasýna karþýlýk olarak “Selam ile nice bereketlere kavuþmak üzere yanýndakilerle beraber gemiden in” (Hud Suresi, 11/48) vahyi Allah tarafýndan indirilir. Bundan böyle bu dað, cömertlik anlamýna gelen ‘Cudi’ adýný alýr.” Cudi Daðý’nda 2 bin metrenin üzerinde olan dört doruk vardýr. 2017 metre yüksekliðindeki bir doruðun üzerinde “Nuh peygamber ziyaret tepesi” yer alýr. Ziyaret tepesinin ortasýnda etrafý taþlarla çevrili bir alan ise “Sefine” yani gemi ismiyle bilinir. Gemiden inen Nuh ve beraberindekiler Cudi Daðý’nýn eteðinde “Semanin” yani Seksenler köyü adýnda bir köy kurmuþ ve yanýndakilerle beraber buraya yerleþmiþtir. Þýrnak isminin esas hali olan Þera Nuh, zamanla Þehri Nuh ve Þýrnex ve son olarak da Þýrnak haline gelmiþtir. Þera Nuh kelimesi Süryanicede “Nuh

istirahat etti, iskân etti” cümlesinin isimleþmiþ halidir. Cizre’nin kuruluþu da Hz. Nuh tufanýndan sonraya denk gelmektedir. ilçede Yafes Mahallesi vardýr. Yafes tufandan sonra insanlýðýn soyundan geldiði Hz. Nuh’un üç oðlundan biridir. Cizre’de vefat eden Hz. Nuh’tan sonra onun çocuklarý ve tufandan kurtulan diðerleri hayatlarýna Mezopotamya bölgesinde devam etmiþlerdir. Ýþte bu nedenle Cizre’ye en yakýn yerleþim yerlerinden biri konumunda olan Bazebday’ýn kuruluþu Hz. Nuh’a ve çocuklarýna dayanýr, günümüzde ise buranýn ismi Ýdil olarak deðiþtirilmiþtir. Tarihi kayýtlara göre Hz. Nuh, Bazebday’ýn güzel iklimi ve tatlý sularýný beðenmesinden dolayý tufan sonrasý yaþamýnýn bir kýsmýný burada sürdürmüþtür. Bazebday þehri tufandan kurtulanlarla yakýn bir iliþki içinde olmasýndan dolayý þehrin güneyinde eski bir yapý olan “Kasru’lKuvel” isminde bir kasýr vardýr. Ayrýca kuvel ismi þehrin mahallelerinden birine verilmiþ ve “Kuvel Mahallesi” geçen yüzyýla kadar kullanýlagelmiþtir. Bu isimlerde dikkatleri çeken “kuvel” ismi Süryanice bir kelime olup gemi manasýna gelmektedir. (CÝHAN)

Bayanlarýn yönettiði alýþ veriþ merkezinin yýldýzý parlýyor

Eðitimcinin rolü konferansý Batman Üniversitesi'nde 'Eðitimin Ýnþasýnda Eðitimcinin Rolu ve Etkisi' konulu konferans düzenlendi. Konuþmacý Batman Üniversitesi Kozluk Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Þemsettin Dursun, “Öðretmenlik kutsal bir meslektir.” dedi. Üniversitenin konferans salonunda düzenlenen

etkinliðe öðretim elemanlarý katýldý. Doç. Dr. Dursun, eðiticilerin kolay yetiþmediðini belirterek þöyle konuþtu: “Eðitimin inþaasýnda en az bir bina yaparken gösterilen hassasiyetin eðitim esnasýnda da gösterilmesi gerekiyor. Ama ne yazýk ki bu durumu tam anlamýyla kimi zaman göremiyoruz. Bizlerin yani eðitimcilerin temel gayesi iyi insan yetiþtirmek olmalýdýr. Ýyi insan, kafa, kalp ve beden uyumu olan insan demektir. Ama maalesef bunu göremiyoruz. Eðitimi inþa ederken en az 7 -8 ölçekli bir binanýn inþasýnda gösterdiðimiz özen kadar, bir hassasiyet göstermeliyiz.” Öðretmenliðin kutsal bir meslek olduðuna vurgu yapan Doç. Dr. Dursun konuþmasýný þöyle sürdürdü: “Eðitime çok önem vermeliyiz. Öðretmenlik çok kutsal bir meslek. Öðretmenler olarak

görevimiz yalnýzca eðitim alanýndaki örnek duruþumuzla deðil ayný zamanda davranýþlarýmýzla da topluma örnek olmalýyýz. Öðrencilerimizin kabilinde kendimize yer edinmeliyiz. Öðretmen kendisini sevdirdiði zaman o ders daha çabuk öðrenilir. Eðitimcilerin temel gayesi topluma yararlý iyi insanlar yetiþtirmektir. Biz öðretmeniz. Öðretmenlik profesyonellik isteyen bir meslektir. Fakat ondan daha da ötesi, öðretmenlik bir Sevda iþidir. Onun mayasýnda sevgi vardýr. ‘Ýnsanlar ekmekle doyar, emekle büyür ve sevgiyle yaþarlar.’ Mesleðimizin temel taþý ve mayasý sevgidir. Baþarýmýzýn sýrrý ve yaþamanýn anahtarý sevgidir." Konferansýn sonunda Doç. Dr. Dursun'a Rektör yardýmcýlarýndan Prof. Dr. Tahsin Kýlýçoðlu tarafýndan plaket verildi. (CÝHAN)

Ýstanbullu doktorlar, Diyarbakýr’da kardeþ ailelerini ziyaret etti Ý

stanbul’da görev yapan doktorlar, Diyarbakýr’da kardeþ olarak seçtikleri aileleri ziyaret etti. Güneydoðu Uluslararasý Saðlýk Federasyonu(GUSAF) bünyesinde Diyarbakýr’da faaliyet gösteren Saðlýk Gönüllüleri Derneði, Ýstanbul Yardýmlaþma ve Eðitim Derneði'nin (YEDER) üye ve yöneticilerini aðýrladý. Ýstanbul heyeti, Diyarbakýr Sur ilçesi Mardinkapý semtinde bulunan Hüsrevpaþa Mezunlarý Derneði Okuma Salonu’nda eðitim gören öðrencilerin aileleriyle tanýþtý,

öðrencilere çeþitli hediyeler verdi. Diyarbakýr Saðlýk Gönüllüleri Derneði Baþkan Yardýmcýsý Ýbrahim Yalýnkýlýç, öðrencilerin eðitim ihtiyaçlarýnýn bir kýsmýný karþýlayan Ýstanbul’daki eðitimci ve doktorlarýn öðrenci ve ailelerle bir araya geldiðini söyledi. Ýstanbul heyetinin, okuma salonu ve eðitim verilen öðrenci ve ailelerin durumunu yakýndan görme þansý elde ettiðini belirten Yalýnkýlýç, ailelerin ziyaretten memnuniyet duyduðunu dile getirdiðini aktardý. (CÝHAN)

Þ

anlýurfa’da 4 bayanýn yöneticiliðini yaptýðý ve 600 personelin istihdam edildiði iþ merkezinin giriþ sayýsý her geçen gün hýzla artýyor. Giriþ sayýsýný bir önceki yýla göre 2 kat arttýran iþ merkezi, 2012 yýlýndaki toplam giriþ sayýsýný 3 milyon 500 bin kiþiye ulaþtýrdý. Bayanlarýn iþ gücüne katýlýmýnýn oldukça düþük olduðu Þanlýurfa’nýn en büyük iþ merkezi 4 bayan tarafýndan yönetiliyor. Bir yýlda 3 milyon 500 bin giriþe ulaþan URFA CÝTY AVM yöneticileri baðlý bulunduklarý Toru Þirketler Grubu Yönetim Kurulu Baþkaný Ýbrahim Toru’nun takdirini kazandý. Toru Þirketler Grubu Yönetim Kurulu Baþkaný Ýbrahim Toru, Þanlýurfa’da ulusal ve yerel basýn temsilcileri ve çalýþanlarý ile URFA CÝTY AVM’de bir araya gelerek yönetici pozisyonundaki bayanlarýn baþarýsýný paylaþtý. Þanlýurfa’da bayanlarýn iþgücüne katýlýmýnýn düþüklüðüne dikkat çeken Toru, alýþveriþ merkezi yönetimindeki bayanlarýn örnek alýnmasýný isteyerek bayanlarýn iþgücüne dâhil edilmesi gerektiði

mesajýný verdi. Kadýnlara yakýþan meslekler ve erkeklere yakýþan meslekler diye ayrýmcýlýklar yapmadýklarýný söyleyen Toru, Urfa City AVM’de kadýnlarýn yönetim kadrolarýnda olduðunu belirtti. Urfa City AVM’de 4 bayanýn tepe yönetimi kadrosunda olduðunu kaydeden Toru, kadýnlarýn baþarýlara koþtuðunu kaydetti. Toru Þirketler Grubu Ýnsan Kaynaklarý Müdiresi Fatma Tantaþ, Urfa City AVM’nin, 2010 yýlý Aðustos ayý ziyaretçi giriþ sayýsýnýn 112 bin 139, 2011 yýlý Aðustos ayý ziyaretçi giriþ sayýsýnýn 160 bin 144 ve 2012 yýlý Aðustos ayý ziyaretçi giriþ sayýsýnýn 321 bin 521 olarak açýklandý.Alýþ veriþ merkezinde 52 seçkin maðaza ve 11 adet Standýn bulunduðu aktaran Tantaþ, alýþ veriþ merkezinin 2012 yýlýnda 3.5 milyon müþteri ve ziyaretçi aðýrladýðýný dile getirdi. Urfa City AVM Operasyon Müdiresi Semra Öncel ise aðustos aylarýnýn AVM’lerin en durgun dönemi olduðunu kaydetti. Alýþveriþ merkezinin operasyon, muhasebe ve insan kaynaklarý gibi önemli birimlerini bayanlar ellerinde tutuyor. (CÝHAN)


www.mardiniletisimgazetesi.com.tr

22 Þubat 2013 Cuma

4

Þanlýurfa’da 200 kiþinin istihdam edildiði çaðrý merkezi açýldý Ç

alýþma ve Sosyal Güvenlik Ýletiþim Merkezi ALO 170, Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakanlýðý, SGK, ÝÞKUR, Türksat ve Turkcell Global Bilgi iþbirliði ile Þanlýurfa’da da hizmet vermeye baþladý. Çaðrý merkezinde Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakanlýðý (ÇSGB), SGK ve ÝÞKUR kurumlarýnýn her türlü mevzuatýna iliþkin çaðrýlarýn karþýlanacak. 200 kiþinin istihdam edildiði çaðrý merkezinde personellerin yüzde 60’ý bayanlardan oluþuyor. Açýlýþa katýlan Bakan Faruk Çelik, ALO 170 çaðrý merkezini arayan bir vatandaþýn çaðrýsýna cevap verdi. Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakanlýðý, SGK, ÝÞKUR, Türksat ve Turkcell Global Bilgi iþbirliði ile Þanlýurfa’da resmi açýlýþý gerçekleþtirilen “Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Ýletiþim Merkezi ALO 170”te 200 kiþi görev yapýyor. Vatandaþ Temsilcileri ALO 170 üzerinden ÇSGB, ÝÞKUR ve SGK kurumlarýnýn yaklaþýk 300 hizmeti ile ilgili gelen tüm çaðrýlarý karþýlýyor. “Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Ýletiþim Merkezi ALO

170”de görev yapan vatandaþ temsilcilerine hizmet öncesinde toplam 115 bin saat eðitim verilerek, mevzuat bilgisi ve iletiþim becerileri konusunda geliþimleri saðlandý. Merkezde; çalýþma hayatý ve sosyal güvenlik alanýnda soru, öneri, eleþtiri, ihbar, þikayet, baþvuru ve talepler etkin ve hýzlý bir biçimde çözüme kavuþturuluyor. Çalýþanlarýn yüzde 60’ý kadýnlardan oluþuyor Þanlýurfa’da açýlan “Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakanlýðý Ýletiþim Merkezi ALO170”de çalýþanlarýn yüzde 60’ý kadýnlardan oluþuyor. Bu rakam, yüzde 22’lerde seyreden kadýn istihdamý ile dünya ülkeleri arasýnda son sýralarda yer alan Türkiye için çok önemli bir oran teþkil ediyor. Bakan Çelik: ALO170 hak arama hattý Açýlýþta gerçekleþtirdiði konuþmada Çelik, “Þanlýurfa’ya hizmet vermeye devam ediyoruz. Ýlimizi her ziyaretimizde elimiz boþ gelmiyor, vatandaþýmýzýn bir sorununu daha çözüyoruz. Þimdi de

açýlýþýný gerçekleþtirdiðimiz iletiþim merkezimiz ALO 170 ile 200 kardeþimize iþ imkaný sunuyoruz. Bu merkezde çalýþma hayatý ile ilgili her konuya cevap veriyor, çözüm buluyoruz. Merkezimiz sayesinde tüm Türkiye’yi Þanlýurfa’ya taþýdýk. ALO170 bize göre hak arama hattý. Vatandaþýmýzýn sorunlarýný çözdüðü önemli bir adres. Merkezimize gelen milyonlarca çaðrý verdiðimiz bu hizmetin ne kadar deðerli olduðunu gösteriyor.” dedi. Açýlýþýn ardýndan personelle görüþen Faruk Çelik, çaðrý merkezini arayan Ankara’lý bir vatandaþ ile de konuþtu. Turkcell global bilgi genel müdürü Pekkan: Anadolu’ya saðlanan istihdamý bir sosyal sorumluluk projesi olarak ele aldýk Turkcell Global Bilgi Genel Müdürü Bahadýr Pekkan, Anadolu’ya saðlanan istihdamý bir sosyal sorumluluk projesi olarak ele aldýklarýný vurgulayarak, ”Þirket olarak yurt içinde 15, yurt dýþýnda 5 olmak üzere toplam 20 çaðrý merkezimizde 10 bin kiþiye istihdam saðlýyoruz. Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakanlýðý, SGK, ÝÞKUR ve Türksat’ýn desteði ile Karaman’dan sonra Þanlýurfa’da açtýðýmýz “Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakanlýðý Ýletiþim Merkezi ALO170” ile özellikle kadýnlarýn toplumsal yaþamýn her aþamasýnda söz sahibi olmalarý gerektiðine inandýðýmýz için kadýn istihdamýna büyük önem verdik. Bugün iletiþim merkezimizdeki çalýþanlarýn yüzde 60’ý kadýnlardan oluþuyor.” þeklinde konuþtu.

Sorumluluk projelerinden biri olarak gösteriliyor. Öte yandan ALO 170 çaðrý merkezinin kurulduðu günden bu güne kadar 5.5 milyon kiþinin çaðrýsýna cevap verdiði belirtiliyor. Karþýlanan çaðrýlar, yüzde 86’lýk yüksek oranýyla ilk temasta çözüme kavuþturuluyor. Daha detaylý araþtýrma gerektiren konular için ise sistem üzerinden baþvuru oluþturularak, yaklaþýk bin 700 kurum çalýþanýndan online destek alýnýyor. ALO 170 ve kurumlarýn entegre bir þekilde çalýþtýðý güçlü altyapý sayesinde ilk temasta cevaplanamayan bu baþvurular da 3

iþ günü içinde çözüme kavuþturuluyor. Bugüne kadar vatandaþlarla yaklaþýk 19 Milyon dakika görüþme gerçekleþtirilen ALO 170’te, günlük ortalama 20 bin çaðrý cevaplanýyor ve vatandaþlar direkt olarak temsilciler tarafýndan karþýlanýyor. Açýlýþa Çalýþma ve Soysal Güvenlik Bakaný Faruk Çelik, Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Bakaný Mehdi Eker, Þanlýurfa Valisi Celalettin Güvenç, SGK Baþkaný Fatih Acar, SGK Hizmet Sunumu Genel Müdürü Adem Onar ile Turkcell Global Bilgi Genel Müdürü Bahadýr Pekkan katýldý. (CÝHAN)

Diyarbakýr’da iki yýlda bin 430 lise öðrencisi tablet bilgisayara kavuþtu

En büyük kamu sorumluluk projelerinden bir tanesi Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Ýletiþim Merkezi Alo 170, Karaman’da yüzde 51 engelli ve Þanlýurfa’da yüzde 60 kadýn istihdamý saðlamasý dolayýsý ile Türkiye’nin en büyük Kamu Sosyal

Diyarbakýr polisi, tiyatro oyunuyla gençleri uyuþturucuya karþý uyarýyor

D

iyarbakýr Emniyet Müdürlüðü, gençlerin hayatýný karartan uyuþturucu maddesiyle ilgili topyekun mücadeleye devam ediyor. Emniyet, hazýrladýðý tiyatro oyunuyla gençlerin, terör örgütünün ekimi ve daðýtýmýný kontrol ettiði uyuþturucuya düþmeden kurtarýlmasýný hedefliyor. Diyarbakýr Emniyet Müdürlüðü Kaçakçýlýk ve Organize Suçlarla Þube Müdürlüðü (KOM), gençleri uyuþturucu maddeye karþý koruma ve baðýmlý gençleri kurtarmaya yönelik Sosyal Destek Projeleri kapsamýnda yürüttüðü projelerle bugüne 35 bin gence ulaþtý. Çalýþmalarýn daha iyi neticeler vermesini hedefleyen emniyet, uyuþturucunun zararlarýný gençlere tiyatroyla anlatýyor. Emniyetin gençlere izlettiði tiyatroda gencin uyuþturucuya nasýl bulaþtýðý, gün geçtikçe sürüklenme hikayesi iþleniyor. Tiyatro tüm yardým çaðrýlarýna raðmen korktuðundan ötürü uzanan elleri geri çeviren 17 yaþýndaki gencin, ölümüyle son buluyor. Çalýþmalar hakkýnda bilgi

veren Emniyet Amiri Osman Ulusan, tiyatro oyunuyla lise son sýnýfa giden öðrencilere uyuþturucunun zararlarýný görsel bir þekilde anlattýklarýný dile getirdi. Lise son sýnýf öðrencilerinin madde baðýmlýlýðýna bilinçli bir þekilde ‘hayýr’ demelerini saðlayabilme amacýnda olduklarýný ifade eden Ulusan, “Onlarýn bu tür maddelerle karþýlaþma durumlarýnda bu maddelerin etkilerini ve sonuçlarýný bilmeleri bu maddelerden uzak kalmalarýný saðlayacaktýr.” dedi. Tiyatroyla gençlerin, öðrencilerin uyuþturucu maddelerden, madde baðýmlýlýðýndan uzak kalacaklarýný ümit ettiklerini dile getiren Ulusan, Diyarbakýr’da 10 gösterimde 5 binin üzerinde öðrenciye ulaþmayý hedeflediklerini kaydetti. Tiyatro dýþýnda konferanslar ve bilgilendirme faaliyetlerinde bulunduklarýný dile getiren Ulusan, “Bu sene 13 bin kiþiye konferans veriyoruz. Üniversite ve lise son sýnýf öðrencileri, meslek eðitim kurslarýndaki kursiyerlere, polis okullarýndaki öðrencilere ve cezaevindeki tutuklu ve hükümlere

bilgilendirme çalýþmalarýnda bulunuyoruz.” þeklinde konuþtu. Öðrenciler, tiyatro oyununun konusunun gerçek bir hayat hikayesinden alýndýklarýný fark ettiklerini söyledi. Uyuþturucunun baþlangýcý ve yardým alýnmasý konusunda bilgilendiklerini ifade eden öðrenciler, böyle bir durum karþýsýnda emniyet görevlilerinden yardým isteyeceklerini, arkadaþlarýný ve yakýn çevrelerini de uyaracaklarýný dile getirdi. Esrar çok kuvvetli ruhsal baðýmlýlýða neden olur Kitapçýklarda baðýmlýlýðýnýn merakla baþladýðý ýsrarla vurgulanýrken, uyuþturucu ya da baðýmlýlýk yapan maddelerde yanlýþ bilinenlere þöyle yer veriliyor. -Benim iradem güçlüdür, ben baðýmlý olmam: Herkes baðýmlý olabilir. Bunun iradenin güçlülüðü ve zayýflýðýyla ilgisi yoktur. Bireysel özellikler önemli etkendir. Baðýmlýlýk ile kiþilik özellikleri arasýnda mutlak bir neden sonuç iliþkisi yoktur. -Ara sýra kullanmakla bir þey olmaz: Ara sýra kullanýlsa bile zarar verir. Birçok kiþi ara sýra kullanma niyetiyle baþlar, farkýnda olmadan baðýmlý olur. -Bir kere kullanmaktan bir þey çýkmaz: Bir kez, çok kezin ilk adýmýdýr. Ýlk kullanýmdan sonra kiþi madde kullanýmýndan artýk korkmaz. Maddeyi nereden bulabileceðini öðrenir. Bazý maddeler ilk kullanýmda baðýmlýlýk yapar. -Esrar baðýmlýlýk yapmaz: Esrar alýnmadýðýnda terleme, titreme, bulantý ve kusma gibi fiziksel baðýmlýlýk belirtileri oluþmaz. Ancak uykusuzluk, sinirlilik gibi þiddetli psikolojik yoksunluk belirtileri ve kuvvetli ruhsal baðýmlýlýk ortaya çýkartýr. (CÝHAN)

F

atih Projesi, Doðu ve Güneydoðu’da gençlerin yüzünü güldürüyor. Proje kapsamýnda Diyarbakýr’da iki yýlda 9. sýnýfta okuyan bin 430 öðrenci tablet bilgisayar ve akýllý tahtaya kavuþtu. Diyarbakýr Valisi Mustafa Toprak, “2012 yýlý içerisinde 450, 2013 yýlý içerisinde ise 980 tablet bilgisayar öðrencilere daðýtýldý.” dedi. Fýrsat Artýrma Teknolojiyi Ýyileþtirme Hareketi (FATÝH) Projesi 2011-2012 eðitim öðretim döneminde Türkiye genelinde 17 il 52 okulda pilot olarak baþladý. Proje kapsamýnda derslerin etkileþimli bir þekilde yürütülmesi adýna lise 9. sýnýfa giden 36 bin öðrenci ve 13 bin öðretmen olmak üzere yurt genelinde 49 bin adet tablet daðýtýldý. Diyarbakýr’da da 2012 yýldan bu yana öðrencilere 1430, öðretmenlere ise 316 tana tablet bilgisayar verildi. Projede belirlenen 4 pilot liseye de toplam 14 tane de akýllý tahta kuruldu. Diyarbakýr Valisi Mustafa Toprak, 2013 yýlýnda öðrencilere verilecek tablet bilgisayarlarýn daðýtýmýný Ziya Gökalp Lisesi’nde yaptý. 2012 yýlý içerisinde 750’ye yakýn tablet bilgisayarýn öðrencilere verilmek üzere geldiðini ifade eden Toprak, bunlardan 450’sinin öðrencilere, 285 tanesinin ise öðretmenlere verildiðini söyledi. Toprak, ayrýca proje kapsamýnda belirlenen 4 pilot okula 14 tane akýllý tahtanýn kurulduðunu dile getirerek, altyapýlar kuruldukça diðer okullara da yaygýnlaþtýrýldýðýný kaydetti. 2013 yýlý içerisinde Diyarbakýr’da da Fatih Projesi'nin geri kalan okullarda uygulanabilmesi için çalýþmalarýn hýzla devam ettiðinin altýný çizen Vali Toprak, þu ana kadar Diyarbakýr’da 57 tane okulun tüm sýnýflarýna akýllý tahtanýn kurulduðunu ifade etti. Toprak, ifadeye yer verdi:

“Hem mürekkepli kalemle hem de tebeþir halinde yazýlabilecek bir bütün halinde bu tahtalar yerleþtirildi.” 21013 yýlýnýn daðýtým sezonunda da bin 68 tane tablet bilgisayarýn geldiðini, bunlardan 980 tanesinin öðrencilere gençlere, 31 tanesinin öðretmenlere daðýtýldýðýný söyleyen Toprak, þöyle konuþtu: “Bu sistemle birlikte sadece akýllý tahta, öðretmen ve öðrencilerin kullanacaðý tablet bilgisayarlar deðil, çok fonksiyonlu yazýcýlar da devreye girdi. 110 tane hem dokümanlarý ve kamera sistemleri de olmak üzere Fatih Projesi kapsamýnda okullarýmýza daðýtýldý. Ben umuyorum ki 2013-2014 yýlýnda yapýlacak çalýþmalarla tüm orta öðretim kurumlarýna hýzlý bir þekilde bu sistem yaygýnlaþtýrýlmýþ olacaktýr. Ýstiyoruz ki Fatih Projesi'yle birlikte her bir evladýmýz gencimiz daha okulda okurken bilgi teknolojilerini iyi bir þekilde kullanýlýr düzeye gelsin. Normal hayatýnda hangi meslekte olursa hangi iþyerinde olursa olsun mutlaka bilgi teknolojilerini kullanabilsin. Artýk çaðýmýz e-iletiþim ve e-bilim çaðý. Eçað dediðimiz biliþim çaðýmýz. Dolayýsýyla bunlarý iyi bir þeklide genç dimaðlarýmýza iyi bir þekilde aktarmamýz gerekiyor. Bizler teknolojiyi ve teknolojinin getirdiði güzellikleri ne kadar iyi kullanabiliyorsak dünya arenasýnda da o kadar güçlü olduðumuz manasýna geliyor. Artýk ülkeler yer yüzünde de deðil uzaylarda teknolojiler kullanýp oralara gönderirken ve oralardan ülkelere önemli iletiþim imkanlarýný verebilirken bizlerin geri durmasý mümkün deðil. Onun için siz gençlerimize de imkanlar vererek önemli bir noktaya getirebilmek önemlidir.” (CÝHAN)


www.mardiniletisimgazetesi.com.tr

22 Þubat 2013 Cuma

Haftanýn Duasý

Ü S R Ü K

Ey rahmeti her zaman gazabýnýn önünde olan Rahman ve ey sevdiði kullarýný, zâlimlerin, fâcirlerin, fâsýklarýn, münafýklarýn ve mülhidlerin acýmasýzlýðýna asla terk etmeyen Rahîm! Biz mücrim kullarýný bütün yaramaz ve uygunsuz düþünce ve davranýþlardan sýyanet buyur.. topyekûn bela ve musibetlerden bizi koru.. dünyada da, ahirette de utanç verici, yüz kýzartýcý, rezil rüsvâ edici hallere düþmekten muhafaza et!

Sözün Özü Hayatlarýný Allah için hep âh u vâhla geçirenler, gök ehlince sadakat ve aþk bülbülleri sayýlýrlar. Onlar þakýdýklarýnda bütün ruhanîler seslerini keser ve onlarý dinlemeye koyulurlar. Aðlama eðer bu ise ve o, gözler yoluyla gönlün köpüren çaðlayanlarý ise, insan onu ebediyete baðlayýp fevkalâde bir gizlilik içinde Ebedler Sultaný’na sunmalý; riyâ ve süm’a ile kirleterek sineklerin önüne koymamalýdýr.

Ýkindi Sohbetleri

Ýslam'a saldýrýlara aldýrmayan, diniyle irtibatýný irdelemeli

E

trafýmýza bir bakalým, her tarafta þuurluca Din-i Mübin-i Ýslam’a yapýlan saldýrýlar var. Bu manzara karþýsýnda kalbine býçak saplanmýþ gibi yara aldýðýný hissetmeyen, hatta ölmeyen insanýn diniyle kalbî irtibatýný gözden geçirmesi lazým.

Hem biz bozuk olduktan sonra devletler muvazenesinde hâkim unsur olmuþuz olmamýþýz ne ifade eder ki? Yarým yamalak Müslümanlýkla bir yere varýlamaz. O yarým yamalak Müslümanlar deðil mi Osmanlý’yý batýran? Hakperest olmalý, Allah’tan güzel þeyler istemeden önce o güzelliklere layýk olmayý dilemeli.” Ýnanmýyorum ben bizim samimi olduðumuza.. her tarafýmýzdan riya dökülüyor.. her davranýþýmýz gösteriþ.. nefsani bir sürü açýklarýmýz var.. zaaflarýmýz diz boyu. Tövbe kapýsý sûrun üfleneceði ana kadar açýktýr ve Allah’ýn affetmeyeceði günah da yok. Öyleyse halimizi düzeltmek, kötülüklerden nedamet duymak, bir daha tövbeler

M. Sait Çakar

Fasýldan Fasýla

Ýþ çetin, yol uzun

K

ývam; evi-iþi ve camisi arasýnda mekik dokuyan sýradan Müslümanlar için de, gönüllerini yüce bir davaya kaptýrýp yaþatma zevkiyle yaþamadan vazgeçen gönül erleri için de çok önemlidir.

“Allah onlara fýrsat vermez ki?” deyip kenara çekilenlere, gamsýz ve dertsiz laubalice hayat sürenlere sormak isterim; siz bu sözlerinizle Allah’a tevekkülünüzü mü ifade ediyorsunuz? Bence hayýr; çünkü Cenab-ý Hakk’ýn, bu lütfu ihsan buyuracaðý seviyenin insaný böyle demez. Ne yaptýk þimdiye kadar O’nun için? Gecelerimizde kaç damla gözyaþý var seccadelerimizde? Kaç defa inledik, ah u vah ettik Din-i Mübin-i Ýslam için? Kaç defa yüreklerimizi deldik Allah aþkýna? Allah sonsuz hikmeti icabý kendi varlýðýný inkâr edenlere bile imkânlar verir. Bolluk ve refah içinde hayat sürmelerini murad edebilir. Onlara bakýp “bize de versin” demek hem Allah’a, hem de mensubu olduðumuz dine ve dinî düþünceye karþý saygýsýzlýktýr. Biz kendimize bakalým; bakalým ve O’na layýk, O’nun lütuf ve ihsanlarýna layýk kul olmaya çalýþalým.

tövbesi demek, kendimizi istikamete zorlamak, kendimize raðmen istikamette yaþamak için ne bekliyoruz? Niçin nefsaniliðe açýk pencerelerden aðyar yüzüne bakýyoruz? Niçin nifak emareleri taþýyoruz? Nefsim için söylediðimi zannetmiyorum bu sözleri. Çünkü nefsim için kavga etmiyorum ben. Ama hakikat-ý imaniyeye karþý lakaytlýðý hazmedemiyorum. Neden imanda derinleþme gibi bir mefkûremiz yok? Neden elimizin altýnda hazine gibi eserlere yabancýyýz? Neden onlarý okurken yabancýlar gibi aðzýmýzda geveliyoruz? Neden ibadet ü taatimiz bizim gafletimizin gölgesinde cereyan ediyor? Neden okumayý, düþünmeyi, evrad u ezkarý angarya gibi kabul ediyoruz? Neden bazen yaptýklarýmýza riya karýþtýrýyoruz? Neden, neden? Ýþte bu nedenlere cevap bulamýyorum ben. Bir özenti, bir imrenme, bir taklit, bir yabancýlaþma düþüncesi, bir mâsiyet hissi, küçük bile olsa günahý kâle almama, hareketin haysiyetini düþünmeme, gayri ciddi, laubali davranma almýþ baþýný gidiyor. Yara bunlarýn hepsi. Yara zahirî ise zamanla geçer, ama ya batýnî ise? Ya kalpte oturmuþ ise? Ýþte böylesi, basit müdahaleler ile geçmiyor, çok güçlü ameliyati cerrahiyeler istiyor. Üstad buyuruyor ki: “Ýçimizi dýþýmýza çevirseler Hazreti Eyüp aleyhisselam’dan daha dertli olduðumuz görülecektir.” Günahý hafife alanlar var. Çirkinlikler, ahlak üzerine bir tortu gibi oturmuþ. Para zaafý var kimilerinde. Kimilerinde yeme-içme gibi oldukça basit cismani zaaflar var. Bazýlarýnda daha baþka

nefsani arýzalar var. Ve daha ilerisinde Allah’ýn haram kýldýðý münasebetlere “Keþke meþru olsaydý!” diyenler. “Keþke küfrün mahzuru olmasaydý!” demek gibi þeyler bunlar. Ýnsan, Zaaflarýný Görmeli Hâlbuki insan kendi zaaflarýný bir þekilde görebilir, görmelidir de. Efendimiz’le (sallallahu aleyhi ve sellem), ashab-ý kiramla, her dönemde davranýþlarýný örnek aldýðý insanlarla kendini kýyas ederek boþluklarýný görebilir. Aksi halde bu zaaf ve boþluklar farkýnda olmadan tabiat haline gelebilir. Bu da kalbin tab’ýna (mühürlenmesine) vesile olur. Þeytanýn durumu da böyledir. Yoksa þeytan bilmiyor deðildi hak ve hakikati. Fakat Kur’an’a karþý asi, Allah’ýn emirlerine karþý isyankâr. Öyle bir noktada tutuyor ki kendini, oradan ayrýlmasý mümkün deðil. Adeta kilitlemiþ kendisini. Ýnsan da böyledir, bir þeye kilitlenirse, ona zýt olan en yumuþak þeylere bile tepki verir. Ýþte þeytan da küfre böyle kilitlenmiþ ve günah iþlemek tabiatý haline gelmiþ. Evet, Allah içimizi dýþýmýz gibi, dýþýmýzý da içimiz gibi biliyor. Onun için bu zaaf ve boþluklar tabiat haline gelmeden terbiye edilmesi, izlerinin silinmesi gerekir. Bunun için de kiþinin kendisini iyi terbiyecilerin terbiyesine teslim etmesi lazým. Ýnsan, ahsen-i takvime mazhardýr, dünyalara yeten bir mahiyete sahiptir. Dolayýsýyla latifelerini küçücük þeylerde batýrmamalýdýr. Matlubu, maksudu Allah olmalý onun. Veya þöyle diyelim, mademki onun yaratýlýþý itibariyle nefsaniliði var, nefsaniliðini meþru dairedeki zevklerle, lezzetlerle tatmin etmeli, onun dýþýna çýkmamaya çalýþmalý. Diþini sýkmalý, dilini ýsýrmalý, “la havle” çekmeli. Hâsýlý; bu denli serzeniþe benim hakkým var mý? Siz bunu hak ettiniz mi? Bilmiyorum, ama isterseniz bunu benim huþûnetime verin. Ýsterseniz de her gün yapmanýz gereken muhasebe ve murakabenizde mihenk taþý olarak kullanýn ve tartýn kendinizi bu kantara çýkarak...

5

muhabbetullahta ve mehâfetullahta derinleþmemiz lazým. Zira mücerret imanla günümüzün inhiraflarýndan kurtulmak imkânsýzdýr. Sahabe içinde bile kývamýný koruyamamadan þikâyet eden insanlar vardý ki biz kim oluyoruz. Bakýn Amr b. As’a. O vefat ederken sýrtýný duvara çevirip yataðýnýn içinde aðlýyor. Nedenini soran oðluna hayatýndaki üç dönemi anlatarak, son dönemde siyasete karýþmaktan duyduðu ýzdýrabý dile getiriyor.

Ýbâdât u taatin, Allah’a yapýlan kulluðun sürekli ve her gün artan bir ivme ile devamý, gündüzleri dünyaya açýlýp, geceleri gözyaþlarýyla seccadesine kapanýp “Ya Rabbi! Ne yapýyorsam Senin adýna yapýyorum. Beni affet!” diye dua dua yalvarma hep bu kývamla olacak þeyler. Ýmam Þa’rani Hazretleri “Bînamaz birisi ile otursam 40 gün namazýmýn tadýný alamýyorum.” diyor. Ýçtimai hayatýn içinde çirkefler içinde dala çýka yüzen bizlerin ne demesi lazým o zaman?

Hâsýlý; her þeyimizi sohbet-i Canan’a baðlayýp, ihlasla O’nun rýzasý istikametinde hareket edersek þaþýrmayýz. Üstad, ihlasla yapýlan hizmetin ikiye katlandýðýný anlatýyor. “Ýhlasla çalýþýrsanýz beni de ihlasa muvaffak kýlarsýnýz.” sözleriyle küfrün baþýný alýp gittiði, ehl-i keþfin müþahedesine göre 40 vefiyattan ancak birinin kurtulduðu dehþetli bir dönemde bizlere sarsýlmaz ölçüler veriyor. Kýsacasý; iþ çetin, yol uzun, menzil uzak, tuzak çok. Allah muînimiz ola.

Evet, peygamberane bir azim ve irade istiyor. Zaman bunu gerektiriyor. Ýnsanýn en az gördüðü þey kendisidir. Onun için sýk sýk aynaya bakmak lazým. Sahabenin o derin anlayýþý içinde birbirimizin elinden tutup; “Gelin bir süre iman edelim!” dememiz, imanî meseleleri sürekli müzakere ederek imanda, marifetullahta,

His Dünyasý

Izdýrap Ýnsaný Mumlar gibi titrer ve sýzlar sînesi zâr zâr, Gezinir þafaklarýn aðardýðý daðlarda. Kendi Cennette olsa da ruhunda magmalar, Hep hülyalarýyla dolaþýr mutlu çaðlarda... Ufku týpký kupkuru bir çöl gibi simsiyah, Simsiyahtýr bütün mor tepeler, þûh adalar; Hazanla sarsýlýverir sinesi her sabah, Ruhunu döve döve hep delinir havanlar. *** Sevdayla sýzlar sýzlarken en kuytu yerlerde, Ýnler-dolaþýr daim, inler onunla yollar; Her gün bir þikâr peþinde, her gün bir siperde, Ufuklarýn aðaracaðý mevsimi kollar... Bazen vefa ses vermez ve her þey lâl kesilir.. Hep ruhuna saplanýr kan kýrmýzý týrnaklar; Bazen burcu burcu bahar kokularý gelir; Bakarsýn bin rayihayla ninni söyler rüzgâr... M. Fethullah Gülen Hazýrlayan : Sedat Aslanaçier


22 Þubat 2013 Cuma

6

Bakan Çelik: Asýl kanýn Þanlýurfa'ya, Türkiye'nin en büyük akmasýný izlemek ihanettir Organize Besi Sanayi Bölgesi kurulacak Ç

Þ

anlýurfa'ya, Türkiye'nin en büyük Organize Besi Sanayi Bölgesi'nin (OSB) temeli atýldý. Temel atma törenine Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Bakaný Mehdi Eker ile Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakaný Faruk Çelik de

katýldý.

Törende konuþan Bakan Mehdi Eker, bölgede tarým ve hayvancýlýðýn geliþtirilmesi gerektiðini belirterek, Besi OSB'nin 8 bin 550 arazi üzerine kurulduðunu ve ilk etabýnýn temelini attýklarýný söyledi. Eker, söz konusu tesis sayesinde Þanlýurfa'nýn, Türkiye'nin en büyük, en modern besi bölgesine kavuþacaðýný anlattý. Mehdi Eker, ''Burada yapýlacak hayvancýlýkla gýda sanayisinin önü açýlacak. Markalar olacak, Þanlýurfa tarýma dayalý sanayinin de gýda sanayinin de ihracatýnda inþallah markasý haline gelecek. Yüz binlerce büyük baþ hayvan burada yetiþtirilecek." diye konuþtu. Temeli atýlan Besi OSB'nin 1. etabýnda 2 bin 660 dekar kapalý alan ve 532 iþletme olacaðýný kaydeden Eker,

''532 besihane olacak, onun için Türkiye'nin en büyüðü, en önemlisi. Biz burada bunu büyük bir yatýrým olarak düþünüyoruz. Türkiye'de halihazýrda devam eden Kars, Amasya, Ankara, Diyarbakýr, Eskiþehir, Yalova'ya ilaveten 2012 yýlýnda biz bir tek yer programa aldýk o da Þanlýurfa'' þeklinde konuþtu. Þanlýurfa'da 2. aþama olarak Organize Sera Bölgesi kuracaklarýný aktaran Eker, bunun da Karaali köyü yakýnlarýnda gerçekleþtirileceðini dile getirdi. Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakaný Faruk Çelik de Þanlýurfa'nýn, Türkiye'nin önemli tarým merkezlerinden biri olduðuna iþaret ederek, 2012 itibarýyla kentin tarýmsal deðerinin 5.1 milyar TL'ye ulaþtýðýný ifade etti. Çelik, temeli atýlan tesisin de kýsa sürede bitirilmesi için takibini yapacaklarýný aktardý. (CÝHAN)

Kardeþ okula 25 bin liralýk teknolojik destek

B

atman Merkez Yeni Mahalle Ýlkokulu'na kardeþ okuldan 25 bin liralýk maddi destek yapýldý. Kardeþ okul idareci ve sýnýf annelerini aðýrlayan Yeni Mahalle okulu idareci ile velileri, yardýmýn önemli ve anlamlý olduðunu, ancak kurulan kardeþlik ve dostluk köprüsünün daha

anlamlý olduðunu söyledi. Özel Ýstinye Ufuk Koleji sýnýf anneleri ve idarecileri, sosyal sorumluluk projesi kapsamýnda kardeþ okullarý Yeni Mahalle Ýlkokulu’nu ziyaret etti. Okul bahçesinde davul zurna ile karþýlanan Özel Ýstinye Ufuk Koleji sýnýf anneleri ve idarecileri, daha sonra sýnýflarý gezerek

öðrencilerle sohbet etti. Ufuk Koleji heyeti, yaklaþýk tutarý 25 bin TL olan 6 adet bilgisayar, 3 adet renkli yazýcý, 4 adet projeksiyon, 3 adet interaktif beyaz tahta (akýllý tahta), 6 adet kapaklý dolabý Yeni Mahalle Ýlkokulu'nda sýnýflara yerleþtirdi. Okulda yoðun ilgiyle karþýlanan misafirlere veliler yöresel yemeklerden ikram ederken ana sýnýf öðrencileri müzik, oyun ve küçük skeçlerden oluþan bir gösteri sundu. Kardeþ okul yardýmýnýn önemli ve anlamlý olduðunu, ancak kurulan kardeþlik ve dostluk köprüsünün daha anlamlý olduðuna vurgu yapan okul idarecileri, çocuklarýn eðitimine yapýlan bu katkýnýn baþarýyý artýracaðýný söyledi. Gördükleri ilgi ve alakadan çok memnun kaldýklarýný belirten Özel Ýstinye Ufuk Koleji sýnýf anneleri ve idarecileri ise kardeþ okullarý Yeni Mahalle Ýlkokulu öðretmen öðrencilerinden bir grubu Ýstanbul’a davet etti. Okuldaki etkinliðin ardýndan misafirler antik kent Hasankeyf ’i gezdi. (CÝHAN)

alýþma ve Sosyal Güvenlik Bakaný Faruk Çelik, asýl kanýn akmasýný izlemenin ihanet olduðunu söyledi. Bir dizi açýlýþ ve temaslarda bulunmak için Þanlýurfa’ya gelen Faruk Çelik, Cumhuriyet Meydaný Projesinin temel atma törenine katýldý. Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakaný Faruk Çelik Cumhuriyet Meydaný açýlýþ töreninde milletin ve þehrin mutlak surette tarihteki yerini almasý gerektiðini söyledi. Faruk Çelik, bu millet kardeþ kavgasýný yaþamamalý, ortadan kaldýrmasýnýn gerektiðini kaydetti. Çelik þunlarý söyledi: "Onun için barýþ yolunda hepimizin metanetli sabýrlý bir yol yürümesine ihtiyaç var. Ýnþallah hep beraber doðusuyla batýsýyla kuzeyiyle güneyiyle kol kola girerek yürek yüreðe bu süreci tamamlayacaðýz. Ondan sonra Türkiye’nin önünde hiçbir güç durduramayacaktýr. Bunu hepiniz göreceksiniz. Bugün yeni bir meydanýn temelini atýyoruz. Çok yakýn bir zamanda Topçu Meydanýnýn açýlýþýný gerçekleþtireceðiz. 11 Nisan’ýn temelini atacaðýz. Þimdi Cumhuriyet Meydaný’nýn temelini atýyoruz. Kýsa süre içerisinde açýlýþýný gerçekleþtireceðiz.” Þanlýurfa’nýn barýþ, kardeþlik, huzur þehri olduðunu belirten Çelik, herkesin Kürdüyle, Arabýyla, Türküyle birlik ve beraberlik içerisinde olduðunu ifade etti. 2 yýldýr Þanlýurfalýlarla beraber olduðunu dile getiren Çelik, ayrýlýk ve gayrýlýðý burada görmediðini aktardý. Çelik, "Bu milletin birliði için örnek bir iliz. Ýnþallah bu bölgede kalkýnma adýna yapýlmasý gereken ne varsa hepsini gerçekleþtireceðiz. Ýhmalleri ortadan kaldýracaðýz. Hak ettiðiniz hizmetler gelmeye baþladý ve daha da gelecek. Onun için tarihin ayýramadýðý bu milleti çýkar gruplarý hiçbir zaman ayýramayacak. Ýnþallah bölgede huzur tesis edilecek.

Bu bölgede halk kan kaybetmesin. Enerjisini kendi içinde harcamasýn. Yatýrýmý, geliþmeyi, kalkýnmayý, istihdamý bölgede daha güçlü bir devlet olma konusunda mücadeleye Þanlýurfa’dan çok ciddi bir destek bekliyoruz." þeklinde konuþtu. Bakan Çelik, "Þanlýurfa için önemli bir gün. Bir temel atma töreninden, Besi Organize Çiftliði'nden, Alo 170 hattýnýn yani Türkiye’yi Þanlýurfa’ya getiren açýlýþýndan sonra bugün bir meydanýmýzýn temelini atmak anlayýþý çerçevesinde birlikteyiz. Deðerli Þanlýurfalýlar 2 sene oldu, birbirimizi iyi tanýdýk. Birbirimizi iyi biliyoruz. Bizler vaatlerimizi sigara kaðýtlarýna yazanlardan olmadýðýmýzý gördünüz. Sigara paketine yaz, bitince de at anlayýþý çok þükür Türkiye’de terk edilen bir anlayýþ. Ýktidar olarak 11 yýldýr bu iþin baþýndayýz. Milleti seveni milletsever. Þu anda býrakýlmak istenen Türkiye çað atlayan bir noktaya geldi. Son iki yýldýr Þanlýurfa’nýn geçmiþini biliyorum. Þanlýurfa’da son iki yýlda kazandýðýmýz heyecaný kaybetmemiz gerekiyor. Bu heyecan devam edecek. Projeler inþallah bir bir gerçekleþecek. Burasý Hz. Ýbrahim’in Urfasýdýr. Hz. Ýbrahim’in Urfasýna marka þehir olmasý yakýþýr.” ifadelerini kullandý. (CÝHAN)


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.