23 Temmuz 2012 Pazartesi Gazete Sayfaları

Page 1

Seyyahlar Mardin'den mutlu ayrýldý M Murat Akgül

ardin ve ilçelerini gezen seyyahlar, tarihi kente hayran kaldýklarýný

söyledi.

Gençlik ve Spor Bakanlýðý tarafýndan düzenlenen "Seyyah Ulu Çýnarýn Ýzinde Projesi" kapsamýnda Van, Adana, Bitlis, Gaziantep, Erzurum ve Osmaniye'den Mardin'e gelen 50 genç seyyah, dört gün boyunca kent

merkezindeki tarihi ve turistik mekanlarý gezerek, tarihi yerler hakkýnda bilgi aldý.

Kýzýltepe'de yeni açýlan bir alýþveriþ merkezinde eðlenen seyyahlar gezmenin tadýný çýkardý. Mardin'de kaldýklarý dört günlük süre zarfýnda çok güzel anlar yaþadýklarýný anlatan genç seyyahlardan Mehmet Güneþ, Mardin'in tarihi ve kültürel güzelliklerini hem gezme hem de öðrenme fýrsatý bulduklarýný söyledi.

Nezir Güneþ

Kendileri ile birlikte farklý illerden Mardin'i ziyaret etmeye gelen diðer öðrencilerle çok iyi kaynaþtýklarýný anlatan seyyahlar, "Bizlere bu imkaný saðlayan büyüklerimize teþekkür ederiz" diye konuþtu.

GÜNLÜK BAÐIMSIZ GAZETE

Petrol boru hattýnda yangýn sabaha kadar sürdü

23 Temmuz 2012 Pazartesi

Yýl: 8 Sayý 2402 Fiyatý :25 Kr

M

idyat Ýlçesi yakýnlarýndan geçen ve PKK'lý teröristlerin bomba ile sabotaj düzenlediði BOTAÞ'a ait Kerkük-Yumurtalýk petrol boru hattýnda çýkan yangýn, hattýn kapatýlmasý üzerine kendiliðinden söndü. Kerkük-Yumurtalýk petrol boru hattýnýn Mardin'in Midyat Ýlçesi'ne baðlý Þenköy yakýnlarýndan geçen bölümüne bir grup PKK'lý terörist sabotaj düzenlendi. Boru hattýna döþenen patlayýcýnýn infilak ettirilmesi ardýndan çýkan yangýna güvenlik güçleri ve BOTAÞ ekipleri müdahale ederken petrol akýþý durduruldu. Bölgeye gelen güvenlik güçlerine mayýnlý tuzak kurulmuþ olabileceði ihtimali nedeniyle kontrollü bir þekilde müdahale edilmeye çalýþýlan yangýn, petrol akýþýnýn kesilmesi nedeniyle kendiliðinden söndü. Mardin Valisi Turhan Ayvaz, petrol boru hattýna düzenlenen sabotaj nedeniyle yüzlerce ton ham petrolün

yandýðýný ve tarlalara aktýðýný belirterek "Gece karanlýk olmasý nedeniyle jandarma geniþ güvenlik tedbirlerini almýþ ancak operasyona sabah saatlerinde baþlanmýþtýr. Operasyonlara helikopterlerde havadan destek veriyor" dedi.

Mardin Ramazan’da Sigarayý býrakacak

M

ardin Saðlýk Müdürlüðü, Mardin Müftülüðü ve Yeþilay Mardin Þubesi tarafýndan düzenlenen "Ramazan Ayýnda Mardin Sigarayý Býrakýyor" kampanyasý kapsamýnda, bir basýn toplantýsý düzenlendi. Sayfa 2’de

Mardin’liler sýcaktan evlerine

kapanýnca çarþý boþ kaldý Ali Edis

Direksiyon baþýnda kalp krizinden öldü Nezir Güneþ

M

ardin Tarým Ýl Müdürlüðü'nden 4 yýl önce emekli olduktan sonra kamyon þoförlüðü yapan 54 yaþýndaki Ramazan Gökalemin, Habur Sýnýr Kapýsý'ndan Irak'a geçerken kalp krizi sonucu yaþamýný yitirdi. Ýþçi olarak çalýþtýðý Tarým Ýl Müdürlüðü'nden emekli olduktan sonra geçim sýkýntýsý çektiðini söyleyen 2 çocuk babasý Ramazan Gökalemin, Irak'a yük taþýmacýlýðý yapan bir kamyonda þoför olarak çalýþmaya baþladý. Habur Sýnýr Kapýsý üzerinden Irak'a mal taþýyan Ramazan Gökalemin, son olarak Irak'a gitmeye çalýþýrken yolda yaþamýný yitirdi. Ramazan Gökalemin, dün öðlen saatlerinde Habur Sýnýr Kapýsýnda Irak'a geçmek için sýra beklerken kamyonunda kalp krizi geçirdi. Önündeki araçlar hareket etmesine raðmen kamyonu hareket etmeyince diðer þoförler tarafýndan baygýn bulunan Ramazan Gökalemin Silopi Devlet Hastanesine kaldýrýldý. Ancak Gökalemin'in kalp krizi sonucu yaþamýný yitirdiði belirlendi. Mardin'de yakýnlarý tarafýndan topraða verilen Ramazan Gökalemin'in kardeþi Aziz Gökalemin, "Kardeþim 4 yýl önce emekli olmuþtu. Ancak emekli maaþý ile geçinemediði için mecburen Irak'a yük götüren bir kamyonda þoförlük yapýyordu. Habur sýnýr kapýsýnda aracýnýn içinde geçiþ yapmayý beklerken kalp krizi sonucu yaþamýný yitirmesi bizi çok üzdü" dedi.

Oruç, mide ve baðýrsaklarý dinlendiriyor Sayfa 2’de

Y

urdun Güneydoðu Bölgesini etkisi altýna alan ve mevsim normallerin üzerine çýkan etkili hava sýcaklýðý yüzünden tarihi Mardin kentinde, vatandaþlar öðle saatlerinde evlerine kapandý ve çarþý boþ kaldý. Son 100 yýlýn en etkili sýcaklarýnýn adeta kavurduðu Güneydoðu Anadolu Bölgesi illerinde, özellikle öðle saatlerinde insanlarý çarþý merkezlerinde görmek neredeyse imkânsýz hale geldi. Gölgede bile 45 dereceyi aþan hava sýcaklýðý, bunaltýcý etkisi insanlarýn hareket etme kabiliyetini de olumsuz yönde etkileyince de özellikle saat 11.00 ile 16.00 saatleri arasýnda dýþarý çýkmamaya azami derecede özen gösterdikleri belirtildi. Mardin Belediye Baþkan Yardýmcýsý Murtaza Varlýk, park ve caddelerin ara refüjünde ki bir çok aðacýn etkili sýcaklar sebebi ile kuruduðuna dikkat çekerek, özellikle oruçlu olan yaþlý ve kalp, damar ve astým hastalarýnýn dýþarý

çýkmamalarýný istedi. Böylesine etkili sýcaklarýn ciddi saðlýk sorunlarýnýn da yaþanmasýna etken olduðuna da dikkat çeken Varlýk, “En iyisi mi çok zorunlu olmadýkça saat 11.00 ile 16.00 saatleri arasýnda dýþarý çýkmamak en doðrusudur. Bizde buna uymaya çalýþýyoruz. Malumunuz sýcaklara ilave olarak da, tarihi kentimizde sürdürdüðümüz altyapý yenileme çalýþmalara var. Bu çalýþmalar da bunaltýcý sýcaklarýn etkili olduðu öðle saatlerinden ikindi vaktine varýncaya kadar zaman zaman duraksýyor. Bu da iþlerin aksamasýna ve esnafýnda bir ölçüde çarþýdaki çalýþmalar sebebi ile daha fazla maðdur olmasýna neden oluyor” dedi. Çarþý merkezinin bunaltýcý sýcaklar yüzünden boþalmasýna üzülen Mardin Esnaflar ve Sanatkârlar Odasý Baþkaný Doðan Gazan da, “Oruç da bu sýcaklara eklenince böylesine bir tablo ortaya çýktý. Ýnþallah temmuz ayýnýn bitimi ile birlikte havalarda biraz serinler ve esnafýmýzýn iþleri düzelir ” temennisinde bulundu.

Derik'te Elektrik kesintileri vatandaþý çileden çýkardý Ýsmail Erkar

Buzlu suyla serinliyorlar D

erik ilçesinde yaþanan elektrik kesintileri, vatandaþlarýn tepkisine neden oldu. Derik'te yaklaþýk 2 aydýr voltaj sorunundan kaynaklý yaþanan elektrik kesintileri vatandaþlarýn tepkisini çekti. Ýlçede evlerin çoðunda klima çalýþmazken, iftarda soðuk su sýkýntýsý yaþanýyor. Beyaz eþya

Sedat Aslanaçier

K

ýzýltepe ilçesinde hava sýcaklýðýnýn mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi vatandaþlarý farklý serinleme yollarýna yönlendiriyor. Hava sýcaklýðýnýn 48 dereceyi gösterdiði Kýzýltepe'de Ramazan ayýnýn da etkisiyle yaþamý olumsuz yönde etkileyen hava sýcaklýðýný daha az seviyede hissetmek isteyen iki genç, bulduklarý yöntemle çevredekilerin ilgisini çekti. Kýzýltepe Halk Eðitim Merkezi sokaðýnda eþofman paçalarýný diz üstüne kadar sývayarak ayaklarýný soðuk su ile doldurulmuþ kovalarýn içerisine sokan Emre Ertaþ ile Mehmet Ademoðlu'nu çevredeki vatandaþlar meraklý gözlerle izledi. Babalarýnýn iþ yerlerinde çalýþan gençler, orucun da etkisiyle iþlerinden arta kalan zamaný serinlemekle geçirmek istedikleri için böyle bir yola baþvurduklarýný ifade ettiler.

Kovada buzlu suyla serinlemenin çok yararlý ve saðlýklý olduðunu belirten iki arkadaþ, buzlu suyun vücut ýsýsýný asgariye indirdiðini ve bu yolla orucun etkisini en aza indirgendiðini söylediler. Ýki arkadaþ, bu serinleme yöntemini herkese tavsiye ettiklerini sözlerine eklediler.

tamircisi Abdullah Palamut, 2 aydýr 100'den fazla klima ve buzdolabý tamir ettiðini ve þu anda tamiri yapýlacak 70-80 adet beyaz eþyanýn olduðunu söyledi. Palamut, "Elektrik voltaj sorunu böyle devam ederse ilçede beyaz eþya namýna hiçbir þey kalmaz" dedi. Tedaþ yetkilileri ise sorunun kendilerinden kaynaklanmadýðýný belirterek, Keban'dan gelen ana hatta arýza olduðu için müdahale edemediklerini ifade ettiler.


23 Temmuz 2012 Pazartesi

2

Mardin Ramazan’da Sigarayý býrakacak

Týr, hastane bahçe duvarýna çarptý: 1 ölü, 1 yaralý Nezir Güneþ

N

usaybin Ýlçesi'nde çimento yüklü TIR, þoförün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu, yoldan çýkarak devlet hastanesi bahçe duvarýna çarptý.

Ýsmail Erkar

M

ardin Saðlýk Müdürlüðü, Mardin Müftülüðü ve Yeþilay Mardin Þubesi tarafýndan düzenlenen "Ramazan Ayýnda Mardin Sigarayý Býrakýyor" kampanyasý kapsamýnda, bir basýn toplantýsý düzenlendi. Toplantýya Vali Turhan Ayvaz, Ýl Saðlýk Müdürü Mehmet Derviþ, Mardin Müftüsü Ali Coþkun, Halk Saðlýðý Müdürü Nureddin Özdener ve Mardin Yeþilay Derneði Lütfü Günlüoðlu ile gazeteciler katýldý. Vali Turhan Ayvaz, insan ve çevre saðlýðýný ciddi manada tehlikeye sokan sigaranýn zararlarýnýn hem maddi hem de manevi boyutunun olduðunu ifade ederek, ‘’Sigara içen fertler sadece kendilerine deðil, çevrelerine de büyük haksýzlýk etmektedirler. Daha aðzý anne sütünden baþka bir þey bilmeyen minik yavrularýnýn yanýnda sigara içenler, en büyük zulmü kendi evlatlarýna yapmaktadýrlar.’’ dedi. Sigaranýn zararlarý konusunda toplantý yapmanýn, bir araya gelmenin yetmediðini dile getiren Vali Ayvaz,’’ Toplumun her kademesinin hassasiyeti çok önemli, ama bu konuda basýn mensuplarýnýn sorumluluðu herkesten fazla’’ þeklinde konuþtu. Mardin Saðlýk Müdürü Mehmet Derviþ, tütün ürünlerinin insanlarýn ölümüne veya sakat kalmasýna yol açtýðýnýn bilindiði halde, yasal olarak satýlmasýna izin verilen tek ticari ürün olduðunu söyledi. Sigaranýn insan saðlýðýna ciddi derecede zarar verdiðini aktaran Derviþ, sigaranýn, akciðer, aðýz, diþ eti, dil, gýrtlak, yemek borusu, mesane, pankreas, böbrek, prostat, rahim aðzý ve kan kanseri gibi birçok hastalýk riskini arttýrdýðýný belirtti. Derviþ, sigara akciðerde, hava

yollarýnda kalýcý hasarlara, akciðerin savunma sistemlerinde zararlara neden olduðunu ve akciðere yönelik tedavilerde cevapsýzlýða yol açtýðýný bildirdi. Derviþ, sigara içen annelerin çocuklarýnda, ani bebek ölümü sendromunun da 2,5 kat daha sýk görüldüðünü vurguladý. Türkiye'de, 2012 verilerine göre, kiþi baþýna günlük 4 adet sigara tüketildiðini ifade eden Derviþ, "Bundan yola çýkarak, Mardin'de günde 3 milyon adet sigara tüketildiðini tahmin ediyoruz. Bu da günde 150 bin pakete denk geliyor. Bir sigara paketinin ortalama 5 lira olduðu düþünülürse; Mardin'de günlük 750 bin lira sigaraya harcanmaktadýr. Yýllýk ise 275 milyon lira civarýnda. Ortalama 300 yataklý bir devlet hastanesinin 35 milyon liraya mal olduðu düþünülecek olursa, saðlýða verdiði zararlarýnýn yanýnda sigaranýn nasýl bir ekonomik kayýp oluþturduðu dikkatten kaçýrýlmamalýdýr. Bu ramazan ayýnda vatandaþlarýmýzýn sigarasýz bir dünya, saðlýklý bir yaþam ve gelecek için sigarayý hayatýnýzdan sonsuza kadar çýkarmasýný arzu ediyoruz." Derviþ, sigarayý býrakan ve býrakmak isteyen herkese, saðlýk konusunda gereken desteði verdiklerini ve vermeye devam edeceklerini sözlerine ekledi. Mardin Müftüsü Dursun Ali Coþkun da kampanya kapsamýnda hazýrlanan afiþlerin, 15 gün boyunca Mardin caddelerinde yer alacaðýný belirtti. Sigarayý býrakmanýn en önemli etkenlerinden birinin motivasyon olduðunu ifade eden Coþkun, "Ramazan ayý boyunca, vaaz ve hutbelerde sigaranýn saðlýða zararlarý dile getirilerek, cemaat aydýnlatýlacak. Bizler topluma rehberlik yapan insanlarýz. Hutbelerimizde, vaazlarýmýzda saðlýðýn önemine deðinerek, bu konuda vatandaþlarýmýzýn sigarayý býrakmasý için çaðrýda

bulunacaðýz. Saðlýk olmazsa ibadette olmaz. Sigara hastalýklarýn sebebidir. Sigara kanserin sebebidir. Sigarayý býrakmak zor ama imkânsýz deðil. Önemli olan bu konuda kararlý olmak. Kiþinin motivasyonunu sürekli yüksek tutmasý, bunu refleks olarak yaþamýnýn odaðýna yerleþtirmesi gerekir. Bizlerde bu konuda vatandaþlarýmýza yardýmcý olacaðýz." dedi. Yeþilay Mardin Þube Baþkaný Lütfü Günlüoðlu ise sigara ve benzeri alýþkanlýklarýn býrakýlmasý için çalýþmalar yürüttüklerini belirtti. Günlüoðlu, herkesi kampanyaya katýlmaya ve destek vermeye davet ettiklerini, her kurumun ve bireyin sigarayla mücadele etmesi gerektiðini kaydetti. Sigarayla mücadele konusunda, basýna da büyük görevler düþtüðünü dile getiren Günlüoðlu, "Mardin'de en az 150 bin sigara tiryakisinden söz ediliyorsa, durumun vahameti ortadadýr. Biz sigara konusunu çok önemsiyoruz. Çünkü sigarayý atlayarak, diðer baðýmlýlýklarla, zararlý alýþkanlýklarla mücadele etmemiz mümkün deðildir. Yapýlan araþtýrmalar sonucunda, bütün zararlý alýþkanlýklarýn yanýnda sigaranýn yerini aldýðý görülüyor. Kumar oynayanlar, uyuþturucu kullananlar ve alkol kullananlarýn neredeyse tamamý, ayný zamanda sigara da kullanýyorlar. Yani sigara hepsine yataklýk yapýyor. Yanlýþ anlaþýlmasýn 'sigara içenler diðerlerini de yapýyor' anlamýnda söylemiyorum. Ancak diðer alýþkanlýklarý olan insanlar, ayný zamanda sigara da içiyor." þeklinde konuþtur. Toplantýda son olarak ‘’Mardin Ramazan’da sigarayý býrakýyor’’ kampanyasý kapsamýnda afiþler asýlacaðý, kiþisel broþürler daðýtýlacaðý, basýn yayýn araçlarý ve kiþisel görüþmelerle sigaranýn zararlarýnýn anlatýlacaðý çalýþmalar hakkýnda bilgi verildi.

Bilgeli çocuklar gönüllerince eðlendi M Ali Edis

ardin'de bir alýþveriþ merkezi, düzenlediði etkinlikle, Bilge Köyü çocuklarý ile Musa Cihaner Çocuk Yurdu'nda bulunan miniklere unutulmaz bir gün yaþattý.

45 çocuktan oluþan grup öðretmenleri eþliðinde önce oyun salonunda, ardýndan da havuz ve aquaparkta eðlendi. Alýþveriþ merkezi genel müdürü Nazlý Özdemir yaptýðý açýklamada, sosyal sorumluluk projesi kapsamýnda çocuklara yönelik sosyal çalýþmalarýn devam edeceðini söyledi. Özdemir, "Çocuk ne kadar iyi bir eðitim alýrsa, iyi bir ortamda büyürse kendisine ve çevresine o faydalý bir birey olarak yetiþir. Bugün Bilge Köyü'nden 23, çocuk yuvasýndan da 22 çocuðumuzu misafir ettik. Gün boyu eðlenecek yemeklerini yiyecekler araçlarýmýz ile onlarý getirdiðimiz gibi tekrar geri götüreceðiz" dedi. Etkinliðe katýlan çocuklar da, ilk kez böyle bir eðlence merkezi gördüklerini belirterek, mutlu olduklarýný ve emeði geçenlere teþekkür ettiklerini kaydetti. Öte yandan Dünyanýn en uzun adamý rekorunu elinde bulunduran iki metre 51 santimlik Sultan Kösen, Mardin'de yeni açýlan alýþveriþ merkezini gezdi. Alýþveriþ merkezine beraberindeki yakýnlarýyla birlikte gelen Mardinli Sultan Kösen, alýþveriþ merkezi yetkilileri tarafýndan aðýrlandý. Mardin'de böyle bir alýþveriþ merkezinin açýlmasýndan dolayý memnun olduðunu söyleyen Sultan Kösen, "Bir Mardinli olarak dünyanýn çeþitli kentlerini geziyor ve oradaki çaðdaþ alýþveriþ merkezlerine özeniyordum. Nihayet Mardin'de de böyle güzel bir alýþveriþ merkezi açýldý. Bundan dolayý çok þanslýyýz. 100 dönümlük arazi üzerinde kurulan bu alýþveriþ merkezinde binlerce

kiþi istihdam edilmektedir. Ben buradan iþadamlarýmýza seslenmek istiyorum. Buraya gelip yatýrým yapsýnlar, kendi insanlarýmýz kendi halkýmýz bu yatýrýmlardan yararlansýnlar" dedi.

Beynindeki hormonel bozukluktan dolayý boyunun uzamaya devam ettiðini ifade eden Kösen, þöyle konuþtu: "Benim boyum hala uzuyor ve þu an 2.51 santimetre ile dünyanýn en uzun adamý

rekortmeniyim. Ancak, günlük yaþamýmdaki zorluklar çok fazla. Boyumun uzunluðundan dolayý araçlara binemiyorum. Ailemize ait araçta ancak iki büklüm durarak bir yerden diðer bir yere seyahat edebiliyorum. Benim boyumun sýðabileceði bir araç tahsis edilmesini bekliyorum. Türkiye'nin ismini duyurmaya devam eden bir rekortmen olarak bunu hakettiðimi düþünüyorum.”

Nusaybin'den Mardin'e giden 37 yaþýndaki Sedrettin Erbay yönetimindeki 27 U 1034 plakalý çimento yüklü TIR, iddiaya göre aþýrý hýz sonucu þoförün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ile yoldan çýktý.

Araç, yol kenarýndaki devlet hastanesinin bahçe duvarýna çarptý. Kazada, þoför Sedrettin Erbay yaralanýrken, yanýnda bulunan Biþar Geçgel, duvar ile araç arasýnda sýkýþarak hayatýný kaybetti. Yaralý Erbay, Nusaybin Devlet Hastanesi'ne kaldýrýlarak tedavi altýna alýnýrken, Biþar Geçgel'in cenazesi de otopsi yapýlmak üzere morga kaldýrýldý. Yaþamýný yitiren Geçgel'in yakýnlarý hastane acil servisi önünde sinir krizleri geçirdi. Kazayla ilgili soruþturma sürüyor.

Dev Adamdan Vali Ayvaz’a ziyaret Ali Edis

D

ünyanýn en uzun insaný olarak Guinnes rekorlar kitabýna giren 2 metre 51 santimetre boyundaki Sultan Kösen Mardin Valisi Turhan Ayvaz’ý makamýnda ziyaret etti. Sultan Kösen, Vali Turhan Ayvaz’ý makamýnda ziyaret ederek Kaldýðý köyün elektrik ve kanalizasyon sorunlarýný dile getiren Kösen daha sonra boyunun uzun olmasýndan dolayý sosyal açýdan çok sýkýntýlar çektiðini söyledi. Kösen özellikle kaldýðý ev konusunda çok sýkýntýlar çektiðini, kaldýðý evinin kapýlarý kendisine göre kýsa kaldýðý için geçmekte zorluk çektiðini ifade ederek, Vali Turhan Ayvaz’dan kendisine

kapý boylarýnýn uzun olan bir ev yapýlmasý konusunda yardým istedi. Vali Turhan Ayvaz Sultan Kösen’in sosyal açýdan yaþadýðý sýkýntýlarý dinledikten sonra bu konuda yardýmcý olabilecek gerekli yerlere bildireceðini söyledi. Daha sonra Sultan Kösen’e baþka sorunlarýnýn olup olmadýðýný soran Vali Turhan Ayvaz, Köse ile hatýra fotoðrafý çekti.

Hollanda'nýn Ankara Büyükelçisi BayJan Paul Dýrkse, Mardin Valiliðini ziyaret etti

Ýsmail Erkar

M

ardin’e çeþitli temas ve ziyaretlerde bulunmak üzere gelen Hollanda Ankara Büyükelçisi BayJan Paul Dýrkse, Mardin Valisi Vali Turhan Ayvaz’ý makamýnda ziyaret etti. Vali Turhan Ayvaz ile Makamýnda Mardin hakkýnda karþýlýklý görüþ alýþveriþinde bulunan ve Birkaç manastýrý da gezmek istediðini ifade eden Dýrkse, "Birkaç sivil toplum kuruluþunu ziyaret edeceðiz. Burada bulunmamýzýn diðer bir sebebi de bu bölgede Hollanda ve Türkiye arasýnda ikili iliþkilerde, yapabileceðimiz ticari

çalýþmalar olabilir mi, yatýrýmlar olabilir mi, bu konularda araþtýrmalar yapmak istiyoruz" dedi. Karþýlýklý görüþ alýþveriþinden sonra BayJan Paul Dýrkse, Vali Turhan Ayvaz’a Hollanda’ya özgü bir paket hediye etti. Vali Turhan Ayvaz ise BayJoan Paul Dýrkse’ye Mardin’in tarihi ve mimari yapýsýný anlatan bir tablo hediye etti. Dýrkse, Mardin Belediyesini, Midyat Belediyesi, Midyat Kaymakamlýðýný ve bazý Sivil Toplum Kuruluþlarýný ziyaret edeceðini belirterek Makamdan ayrýldý.


www.mardiniletisimgazetesi.com.tr

23 Temmuz 2012 Pazartesi

3

Et ve Balýk Kurumu: Et ihtiyacýný karþýlamada ve et fiyatlarýnda sýkýntý yok

E

t ve Balýk Kurumu (EBK) Genel Müdürü Bekir Ulubaþ, hem fiyat olarak hem de ihtiyacý karþýlamada ette þuan itibariyle her hangi bir sýkýntýnýn olmadýðýný söyledi. Et fiyatlarýnda bir oynamanýn olmayacaðýný ifade ederken, üretimdeki artýþlara dikkat çekti. Ulubaþ, yatýrýmlarýn bu þekilde devam etmesi halinde 2-3 yýl sonra ette yaþanan arztalep açýðýnýn tamamen kapanacaðýný savundu. EBK Genel Müdürü Ulubaþ, Ramazan ayýnýn gelmesi ile birlikte artan et tüketimine Türkiye’nin et stokunun ne denli hazýrlýklý olduðunu ve et fiyatlarýndaki son durumu Cihan Haber Ajansý (Cihan)’na deðerlendirdi. Kurumun teknoloji ve tesisler bakýmýndan özel sektöre yol gösterdiðini aktaran Ulubaþ, EBK’nýn çalýþmalarý ile ilgili gelinen son noktayý da anlattý. EBK’nýn özellikle besleyiciler için garanti görevi gördüðünü kaydeden Ulubaþ, kurumun 1992’de özelleþtirilmesinin zamanýnda yanlýþlýðýna dikkat çekti. Özelleþtirmeye aslýnda karþý olan birisi olmadýðýný ifade eden Ulubaþ, þunlarý söyledi: "Ama en son özelleþtirilecek kurumun, ilk özelleþtirilmesinin yanlýþ olduðunu düþünüyorum. EBK, 1952 yýlýnda kurulmuþ ama 1992 yýlýna gelince 32 iþletmesini kapatma kararý alýnmýþ. Bakýn Orta Anadolu’nun doðusu, doðu Anadolu, Güneydoðu Anadolu, Doðu Karadeniz bazý kýsýtlamalardan dolayý özel sektörün yatýrým yapamadýðý yerlerde EBK kapatýlýnca, besici, üretici sürekli garanti, düzenli pazar aramýþ. Küçük ahýrlarda iþ yapanlar kapatmýþ, büyük iþ yapanlar hayvan sayýsýný artýrmýþ. Fakat pazarýn istediði kadar üretim olmadýðý için pazarda açýk olmuþ.” “Terörün vurduðu en büyük þey hayvancýlýk” Ette yaþanan sýkýntýnýn sadece EBK’nýn özelleþtirilmesi ile alakalý olmadýðýnýn altýný da çizen Ulubaþ, “Türkiye’de terörün vurduðu en büyük alan hayvancýlýktýr. Bu kýsýtlý olan yaylalar, meralar kapatýlýnca koyun sayýsý 40 milyonlardan 20 milyonlara düþmüþ. Yine göçün yol açtýðý sorunlar. Son olarak süt fiyatlarýndaki dalgalanmalar arz ve talep açýklýðýný ortaya çýkarmýþtýr. Ýþte bu arz açýklýðý sebebiyle de son 3 yýldýr ithalata gitmiþtir.” dedi.

“Son tedbirlerle et açýðýnýn kapanacaðý kanaatindeyim” Gýda Tarým ve Hayvancýlýk Bakanlýðý’nýn aldýðý son tedbirlerle bu arz açýðýnýn kapandýðýný ifade eden Ulubaþ, “Ýlk yýl gelen hayvan miktarýný ete çevirerek söylüyorum, 300-350 ton giriþ olmuþ. Bu açýðýn kapanmasý içinde devlet önemli desteklerde bulundu. Bugün hayvan sayýsýnda çok önemli artýþlar oldu. Ben bu desteklerin devam etmesi halinde ve besicilerin girdilerinin de aþaðý çekilmesi durumunda Türkiye’nin çok kýsa süre içerisinde bu et açýðýný kapatacaðý kanaatindeyim.” diye konuþtu. Ulubaþ, et fiyatlarýnda yaþanan krize atýfta bulunarak, þöyle devam etti: "Hatýrlarsanýz bundan iki yýl önce karkas etin fiyatý 18 TL oldu. EBK, daha yeni özelleþtirmeden çýkmýþ olmasýna raðmen ithalat ile görevlendirildi. O günden bugüne tüketici aleyhine bozulan bu pazar dengesi düzeldi, karkas etin fiyatý bugün 14 ile 15 TL arasýnda. Ama bu arada üreticilerin girdi fiyatlarýnda yeterince iyileþtirme olmadýðý için besicinin de kazancý azaldý. Girdi fiyatlarýnýn muhakkak makul fiyatlara da çekilmesi gerekiyor." “EBK’ya hayvanýný getiripte satamayan besici yok” Kurumun asli görevinin tüketiciye hijyenik ortamda ürün ve uygun fiyat oluþmasýný saðlamak olduðunu vurgulayan Ulubaþ, “Biz bugün besiciden 14,5 TL’den hayvanýný alýyoruz, yüzde 10’unu peþi olmak üzere geri kalanýný da 30 gün içerisinde yatýrýyoruz. Bugün EBK’na gelip de hayvanýný satamayan bir tane besici yoktur. Bakýn bizim þuanda 10 tane iþletmemiz var. Bunlarýn 5 tanesi özelleþtirmede kullanýlmýþ ve o hijyenik hali kaybolmuþ. Baþbakanýmýzýn EBK’na ciddi destekleri nedeniyle biz bunlarý tadilata aldýk. Peki, kesim yaptýðýmýz yerler nereler, Ankara, Sakarya, Adana, Erzurum ve Aðrý. Yani biz 5 tane iþletme ile faaliyet gösteriyoruz ama Türkiye’nin her yerine hizmet veriyoruz. Bugün Konya’da Denizli’de hayvan baþýna kesim yapýyoruz. Bugün EBK’n þehirlerdeki maðazalarý 93’e ulaþtý, yakýn zamanda açýlacaklarla birlikte bu sayý 117’e ulaþacak.” þeklinde konuþtu. "Talepteki artýþýn sebebi Türkiye’nin büyümesi" Et ithalatý konusuna da deðinen Ulubaþ, kendilerinin ithalatýn 30’da 1’ini dahi yapmadýklarýný kaydetti. EBK Genel Müdürü, üretimin artmasýyla ithalatýn sona ereceðini ifade ederek, "Ama þuanda eðer arz açýðý varken, et ithali olmazsa fiyatlar tekrar artar. Talepteki artýþýn ve arzýn düþmesinin sebebi, Türkiye'nin büyüyen bir ülke olmasý. Bugün her evde et tüketiliyor. Geçmiþte

1 milyon olan turist sayýsý bugün 35 milyonlarda. Gelen turistlerden 6 ay boyunca kalanlar oluyor ve bunlarýn tüketimini de karþýlýyoruz.” dedi. Konuþmasýnda sýk sýk besicilerin girdi fiyatlarýnýn düþürülmesinin önemine iþaret eden Ulubaþ, ucuz et tüketimi devam etmesi ve daha ucuz tüketilmesi için girdi fiyatlarýnýn aþaðý çekilmesi gerektiðini anlattý. “Et ithalatýndaki azalma devam edecek” EBK Genel Müdürü Ulubaþ, et stoku ile ilgili ise þunlarý söyledi: "EBK ve özel firmalar þuan da Ramazan ayýnda et tüketimi 2-3 kat arttýðý için hazýrlýðýný yapmýþtýr, hiçbir sýkýntý yoktur. Þuanda üreticilerin ürettiði et ve ithal edilen et ile ihtiyaçlar karþýlanabilecek durumdadýr. Ben bundan sonra özellikle de gelecek kurban bayramýnda tüketicilerin ihtiyaçlarýnýn karþýlanabileceðini düþünüyorum. Az öncede söylediðim gibi bakanlýðýn vermiþ olduðu desteklerden dolayý son 3 yýlda hayvan sayýlarýnda ciddi artýþlar var, et üretiminde ciddi artýþlar var. Türkiye’de bu destekler devam eder, besicinin de girdi fiyatlarýnda aþaðý çekilme olursa 23 yýl içerisinde pazardaki arz ve talep açýklýðýnýn azalacaðý kanaatindeyim. Bir yýl öncesine göre et ithalatý ve hayvan ithalatý düþmüþtür. Bu ülkemizdeki üretimin arttýðýný göstermektedir.” “Kýyma 18 Tl, Kuþbaþý 23 Tl” Fiyatlar üzerinde yapýlan spekülasyonlara da deðinen Ulubaþ, þu anda et fiyatlarýnda ciddi bir artýþ olmadýðýný, önümüzdeki süreçte de artýþ beklemediðini vurguladý. Fiyatlarýn tüketici açýsýndan dengeli olduðunu belirterek, þu rakamlarý verdi: "Þua nda 18 TL’ye kýyma veriyoruz, 23 TL’ye de kuþbaþýný veriyoruz. Biz hiç kar etmeden tüketici ile buluþturuyoruz. Ramazan gelmeden önce hazýrlýklarýmýzý tamamladýk. Özel sektör de yatýrýmlarý ile hazýrlýklý. Özel sektörün büyüyen yatýrýmlarýna seviniyoruz. Öyle sanýyorum ki ileride EBK’na ihtiyaç kalmayacak ve özel sektöre devredecek. Çok ciddi teknolojik yatýrým yapan firmalarýmýzý görüyorum ve ülkem adýna seviniyorum. Þuanda özel sektöre sýfýr faizli krediler var." “Vatandaþlar þüphelendiklerieti ALO 174’e ihbar etsin” Son olarak vatandaþlara seslenen Bekir Ulubaþ, et konusunda vatandaþlarýn rahat olmasý çaðrýsýnda bulundu. Ayrýca, ette þüpheli bulduklarý firmalarý bakanlýðýn Alo 174 hattýný arayarak ihbar etmelerini isteyen Ulubaþ, “3 kilo sosis 15 TL, bugün karkas etin 15 TL olduðu bir yerde 3 kilogram sosisin 15 TL olmasý mümkün deðil. Özel sektörün kaliteli markalarýna itibar etsinler. Ayrýca karkas eti 15-16 TL’ye alýyorum, 15 TL’ye kýyma satanlardan uzak dursunlar. Yani gýda tüketiminde kaliteye tüketici zorlasýn.” þeklinde konuþtu. (CÝHAN)

Ramazan’da direksiyon baþýndakilere 'yedekleme' önerisi

K

arayolu Güvenliði Derneði Bilimsel Kurul Üyesi Psikiyatrist Dr. Haydar Çaðlayan, yaz mevsimine gelen Ramazan’da taksici, minibüsçü gibi sürekli direksiyon baþýnda olan vatandaþlara yönelik bazý tavsiyelerde bulundu. Çaðlayan, Ramazan’da yedek þoför sisteminin uygulanabileceðini belirtti. Dr. Haydar Çaðlayan, Cihan’a yaptýðý açýklamada, Ramazan’da sýcak havalarýn da etkisi ile oruç tutanlarýn fiziksel olarak daha çok zorlanabileceðini hatýrlattý. Çaðlayan, Ramazan ayýnda gün boyu direksiyon baþýnda olacak sürücülere bazý önerilerde bulundu. Trafikteki kiþilerin kendilerini takip ederek ona göre hareket etmesi gerektiðini söyleyen Çaðlayan, “Mesela, (sahura kalktýðýmda þu saatlerde kendimi daha yorgun hissediyorum) diyecek, ona göre hareket edecek. (Kan þekerim düþtüðü zaman konsantrasyonumu kaybediyorum, dikkatim azalýyor, kendimi gergin hissediyorum) diyecek, onun farkýnda olup ona göre hareket edecek. Kendisi kadar karþýdaki meslektaþýnýn da ayný koþullarda olduðunu bilecek.” diye konuþtu. Oruç ile birlikte, sýcaklarýn da etkili olacaðýný hatýrlatan Çaðlayan, ýsýnýn da bedensel yorgunluðu ve dikkati azalttýðýný kaydetti. Trafikte zamanlama mefhumunun önemine dikkat çeken Çaðlayan, “Hangi noktada sürat yapacaksýn, hangi noktada frene basacaksýn, frenleme mesafen ne olacak? Trafik, dalgýnlýðýn kabul edilmediði bir alan. Dolayýsý ile performansý olumsuz etkileyen süreçte, ona göre hareket ederlerse daha az sýkýntýya ve kazaya sebep olurlar.” ifadesini kullandý.

“Yedek þoför sistemini uygulayabilirler” Gün boyu direksiyon baþýnda olan þoförlerin, ekmek paralarýný kazanýrken kendisi kadar karþýsýndakine de dikkat etmesi gerektiðini söyleyen Çaðlayan, “Ekmek paralarýný bu iþten kazanýrken, hem kendi

saðlýklarýný korumak hem kullandýklarý aracýn hasar görmemesini saðlamak hem de birilerine zarar vermemek zorundalar. Bile bile lades demenin bir anlamý yok.” dedi. Profesyonellerin yedekleme sisteminin bu ayda uygulanabileceðini kaydeden Çaðlayan, “Yani yedek þoför olabilir. Belirli saatlerde kendisi kullanacak, belirli saatlerde baþka bir arkadaþýný devreye sokacak. Böylece, trafiðin yoðun olduðu saatlerde, performansý daha yüksek durumda aracýný kullanmýþ olacak.” þeklinde konuþtu.

“Araçlarýný kenara çekip, Rahatladýklarý zaman yola devam edebilirler” Tolere edilemez bir huzursuzluk, gerilim, dalgýnlýk, kontrolsüzlük hissedildiðinde ise þoförlere; araçlarýný bir kenara çekerek, bir müddet dinlenme tavsiyesinde bulunan Çaðlayan, “Derin nefes alacaklar, kendilerine gelip rahatladýklarýnda trafiðe devam edecekler.” dedi. Ramazan’da trafik kurallarýna her zamankinden çok daha fazla dikkat edilmesi gerektiðinin altýný çizen Çaðlayan, “Bedensel bir yorgunluðumuz var. Mevsim olarak yaz mevsimindeyiz, sýcaðýn olumsuz etkisi var. Herkes de bizim gibi. Herkes ayný ortamda. O yüzden trafikte bir kat deðil, dört kat daha kontrollü ve dikkatli olmamýz gerekir.” diye konuþtu. Psikiyatrist Çaðlayan, yolculara yönelik bazý uyarýlarda bulundu. Yolcularýn, ‘iftara yetiþeceðim gaza bas’, ‘soldan git’ gibi isteklerle sürücülere müdahale etmemesi gerektiðinin altýný çizen Çaðlayan, “Bu tür davranýþlar þoförün performansýný olumsuz etkiler.” dedi. Trafikteki hiç kimsenin iftara yetiþme telaþý içinde olmamasý gerektiðinin altýný çizen Çaðlayan; Ramazan’da ayný saatte iþten çýkýlmamasý gerektiðini dile getirdi. Çaðlayan, “Yarým saat önce ya da yarým saat geç çýkýlýrsa trafik de ona göre rahatlar.” þeklinde konuþtu. (CÝHAN)

PKK'nýn Suriye'deki uzantýsý Afrin’de yönetime el koyduðunu duyurdu

S

uriye’de Kürtlerin yoðun olarak yaþadýðý yerlerden biri olan Ayn-el Arab'da devlet dairelerinin yönetime el koyan terör örgütü PKK’nýn Suriye’deki uzantýsý Demokratik Birlik Partisi (PYD), son olarak Afrin’de yönetime el koyduðunu açýkladý. Suriye’de Esad rejimi ile Özgür Suriye Ordusu arasýndaki çatýþmalar gün geçtikçe derinleþirken, Özgür Suriye Ordusu'nun, çatýþmalarý Kürt bölgesine yaymamasý amacýyla PYD, Kürt nüfusunun yoðun olduðu yerlerde devlet birimlerinin yönetimine el koyduðunu duyurdu. Yönetime el konulan kentlerde 'Halk Savunma Komiteleri' adý altýnda örgütlenen

ve güvenliði saðlayan PYD'liler, Ayn-el Arab ve Afrin þehrinin yönetimini ele geçirdikten sonra

kendilerini sözde 'Halk Savunma Birlikleri (YPG)' olarak ilan etti. (CÝHAN)


www.mardiniletisimgazetesi.com.tr

23 Temmuz 2012 Pazartesi

4

Kavurucu sýcakta 25 TL'ye çalýþýyorlar

B

aþta Diyarbakýr olmak üzere Güneydoðu Anadolu bölgesinde tarýmda çalýþacak mevsimlik geçici iþçiler bu yýl günlük ücret olarak 25 TL alacak. Bir diðer ifadeyle bu iþte çalýþan bir iþçiye aylýk 750 TL verilecek. 45 dereceye varan kavurucu sýcaklarda, 12 saati aþkýn süreyle çok aðýr þartlarda çalýþacak olan mevsimlik iþçilerin alacaðý bu düþük ücret insanlýk dýþý bir rakam olarak nitelendiriliyor. Verilen günlüðün bir sigara ve yemek parasýna denk gelmesinin yaný sýra iþçilerin sigortasýz çalýþtýrmalarý da tarým iþçileriyle ilgili bir diðer önemli sorun olarak karþýmýza çýkýyor... Bununla birlikte Diyarbakýr Ziraat Odasý Baþkaný Bahri Erdem 3 TL'lik bir iyileþtirme yapýldýðýný, aile olarak gelenlerin kiþi baþýna bu ücreti aldýðýný, devletin barýnma yerleri yaptýðýný ifade ediyor. Özellikle Güneydoðu bölgesindeki tarým iþçilerinin çok zor koþullarda çalýþtýklarýný söyleyen Türkiye Ziraatçýlar Derneði Baþkaný Ýbrahim

Yetkin, "Çoluðuyla, çocuðuyla, eþiyle tüm aile göçüp hep birlikte gelirler. Ailecek göçüp, ailecek çalýþýrlar. 24 saat arazidedirler" dedi. 25 TL'nin insanlýk dýþý olduðunu, dünya ve Türkiye standartlarýnýn çok altýnda olduðunu ifade eden Yetkin, þöyle devam etti: "Bu parayla ne alacaklar. Temel ihtiyaçlarýný alsalar biter. Çok ciddi sömürü düzeni var. Sahipsizlik var."

koyulurlar."

Diyarbakýr Ziraat Odasý Baþkaný Bahri Erdem'le 25 TL'lik ücret sonrasý bölgeyi konuþtuk.

'Ne dinlenmesi, araziye mahkumlar'

Belirlenen fiyat çok düþük deðil mi, geçen yýl kaç liraydý?

Hataylý olduðunu ve bundan 51 yýl önce (7 yaþýnda) ailesiyle geçici iþçi olarak Çukurova'da pamuk tarlalarýnda çalýþtýðýný, Diyarbakýr'daki iþçilerin halini çok iyi anladýðýný söyleyen Yetkin, koþullarda hiçbir deðiþiklik olmadýðýný aktardýktan sonra arazideki tabloyu þu ifadelerle anlattý: "Geçici iþçiler hiç durmadan çalýþýrlar. Baþlarýnda bir elçi (iþçi baþý) vardýr. O ne derse yaparlar, eðitimleri yok, örgütlenme yok. Oradaki iþçi 24 saat o araziye mahkumdur. Arazinin yanýnda bir çadýr kurulur, yatak sererler, bol bol çay içirirler. Gün ýþýðýnda kalkar iþçiler geceye kadar çalýþýr. 3-4 saatlik uykunan ardýndan yine iþe

Diyarbakýr, Mardin, Þanlýurfa bölgesinde bu fiyat belirlendi. Geçen yýl 22 TL veriliyordu. Bu yýl 25 TL. Burada çalýþmaya aile olarak geliyorlar, hep birlikte çalýþýlýyor. 7 yaþýndan baþlýyor gelenler. Bunlar yazdýrýlýyor, toplamýna para veriliyor. Kiþi baþýna 25 TL.

"Ne zaman dinlenirler, ne yer, ne içerler?" diye sorulduðunda Ýbrahim Yetkin, "Ne dinlenmesi. Öðlen az bir süre yemek arasý verirler, sonra çalýþmaya devam. Bildiðiniz köle düzeni" dedi.

Bölgede hissedilen sýcaklýk zaman zaman 50 dereceyi buluyor, þartlar zorlamýyor iþçileri? Arazilerde çapa yeni bitti. Toplamasý bir ay sonra olacak, eylüle sarkacak. Aþýrý sýcak beklemiyoruz. Sabah 6'da iþe baþlayýp, akþam 6'da iþi býrakacaklar. Peki dinlenme saatleri... Her saat baþý 5-10 dakikalýk dinlenme vakitleri oluyor. Öðlen de yemek arasý. Diyarbakýr'da en çok hangi ürünler çýkýyor? Bizim topraklar kuru araziler. En çok buðday, arpa ve mercimek. Dicle'ye yakýn bazý tarlalarda pamuk da oluyor. Eskiden çok pamuk vardý þimdi az. Mevsimlik iþçi olarak kaç kiþi bekliyorsunuz? 5 bin 10 bin kiþiyi bulur mu rakam? O rakamlar olmaz, çok daha düþük. Nerelerden geliyorlar geçici iþçi olarak? Eskiden çevre illerden hatta Adýyaman'dan gelen olurdu. Þimdi yakýn çevreden gelenler oluyor. Nerelerde kalýyorlar? Çadýrlar ile bu yýl bazý ilçe ve köylerde devlet barýnma yeri yaptý, elektriði suyu olan, buralarda.

Batman, Hakkari ve Bitlis'ten giden 250 öðrenci sertifikalarýný aldý

B

atman Valiliði tarafýndan, Kalkýnma Bakanlýðý Sosyal Destek Programý (SODES) desteði ile gençler arasýnda kaynaþma ve beraber yaþama kültürünü geliþtirmek amacýyla düzenlenen 'Yaz Eðitim Kampý Projesi'nin mezuniyet töreni düzenlendi. Batman Valiliði tarafýndan, Kalkýnma Bakanlýðý Sosyal Destek Programý (SODES) desteði ile gençler arasýnda kaynaþma ve beraber yaþama kültürünü geliþtirmek amacýyla düzenlenen 'Yaz Eðitim Kampý Projesi'nin mezuniyet töreni

düzenlendi. Turgut Özal Üniversitesi'nde gerçekleþtirilen törene Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Bakaný Mehdi Eker de katýldý. Batman, Hakkari ve Bitlis'ten Ankara'ya gelen 250 lise öðrencisine verilen 45 günlük Ýngilizce eðitiminin ardýndan sertifika verilmek üzere düzenlenen mezuniyet töreni, slayt gösterisi ve halk oyunlarý gösterisi ile baþladý. Ardýndan Ýngilizce düet yapan öðrenciler büyük ilgi topladý. Törende Ýngilizce þarkýnýn yaný sýra Kürtçe þarkýlar da okundu. Öðrencilerin gösterilerinin

ardýndan konuþmasýný yapmak üzere kürsüye çýkan Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Bakaný Eker, 2008 yýlýnda GAP Eylem Planý'nýn Baþbakan tarafýndan revize edilerek açýklandýðýný belirterek, "Bu plan dahilinde çeþitli sektörlerde faaliyet yapýlmasýna karar verildi. Bunlarýn bir kýsmý altyapýyla alakalýyken bir kýsmý da sosyal sektörlerin geliþtirilmesiyle ilgilidir. SODES Projesi de bunlarýn arasýnda" dedi. Üniversitelerin iþbirliðiyle yapýlan 'Yaz Kampý Projesi'nin geçen yýl 600 kiþiyle yapýldýðýný ve bu yýl bu sayýnýn 2 bin 500'e çýktýðýný kaydeden Eker, Bakanlýk olarak bu projeyi her zaman destekleyeceklerini ifade etti. Diyarbakýr'ýn bir köyünde doðduðunu ve ilkokulu çok zor þartlarda okuduðunu vurgulayan Eker, "Zor þartlara raðmen üniversite okuma inancýmý hiçbir zaman kaybetmedim. Üniversite 2. sýnýftayken Tarým Bakanlýðý'na eleman olarak girdim. Þartlar ne kadar aðýr olursa olsun üzerimize düþen görevi yaparsak baþarýlý oluruz" dedi. Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erol Oral, yaptýðý konuþmada, bu projenin geleceðe dönük, geleceðin sorumluluðunu taþýmak ve aydýnlarý yetiþtirmek için çok önemli olduðunu belirterek, "Ýlki geçen yýl baþlayan bu program bu yýl sayýca daha artarak önemli bir hal aldý. Bunlar çok gerçekçi projelerdir. Gelecek yýllarda daha çok üniversitenin katýlýmýyla yapýlacaðý kuþkusuzdur" dedi. Batman, Hakkari ve Bitlis'ten öðrencileri aðýrladýklarýný kaydeden Oral, "Proje, Emniyet Genel Müdürlüðü ve Kalkýnma Bakanlýðý'nýn büyük katkýlarýyla yapýldý" þeklinde konuþtu. (CÝHAN)

Bakan Eker: PKK'nýn istediklerinin Kürtlerle alakasý yok

G

ýda Tarým ve Hayvancýlýk Bakaný Mehdi Eker, PKK terör örgütünün isteklerinin Kürtlerle alakasý olmadýðýný söyledi. Eker, "PKK'nýn, örgüt yöneticilerinin politik çýkarlarý var. Kendi kiþisel çýkarlarý var. Bunu sanki Kürtlerin tamamýnýn sorunuymuþ gibi dile getirip, o olay üzerinden Kürt meselesini, bu perdeyle bu þekilde dile getirmeye çalýþýyorlar." Dedi. Sosyal Destek Programý (SODES) kapsamýnda Güneydoðu ve Doðu Anadolu bölgelerinden Ankara'ya gelip Ýngilizce yaz eðitim kampýný tamamlayan 250 lise öðrencisinin mezuniyet töreni, Turgut Özal Üniversitesi'nde yapýldý. Törene katýlan Bakan Eker, burada gençlere seslendi. SODES projesi kapsamýnda uygulanan "Genç Liderler Akademisi" programýyla Doðu ve Güneydoðu illerinden geçen yýl gelen 600, bu yýl 2500 öðrenciye Ýngilizce eðitimi verildiðini kaydeden Eker, üniversitelerin programa katkýlarýndan dolayý duyduðu memnuniyeti dile getirdi. GAP Eylem Planý kapsamýnda birçok baþlýkta tedbirler alýndýðýný, bunlarýn arasýnda eðitim ve meslek edindirmeye yönelik sosyal projelerin olduðunu ifade eden Eker, "Ýnsan bir þeye inanýnca, arzu edince onun için gerekli çabayý da gösterince bunun nasip olacaðýný düþünüyorum. Ýçinde yaþadýðýmýz þartlar zor olabilir, sýkýntýlý olabilir ama biz azimle kararlýlýkla kendi üstümüze düþeni yaparsak... Nedir üstümüze düþen? Derslere çalýþmak, ödevleri yerine getirmek biz onu yaparsak ondan sonrasý baþarýlý olunur. Gelecekte Türkiye'yi siz yöneteceksiniz sizlerle bugün ne kadar donanýmlý olursanýz, ne kadar geniþ bir ufukla meselelere bakabilirseniz o kadar Türkiye kalkýnýr, o kadar ileriye gider" diye konuþtu. Öðrencilerin program ile ilgili düþüncelerini de dinleyen Eker, Hakkarili bir öðrencinin "Bölge halkýna, biz gençlere ne gibi tavsiyeniz var?" sorusu üzerine þöyle konuþtu: "Türkiye'yi birlikte inþa ettiklerini ve bazý sorunlarýn bulunduðunu ancak bu sorunlarý da birlikte sevgiyle çözeceklerini belirterek, "Sorunlarýmýz olduðu zaman, bu sorunlarý yeni sorunlar yaratarak, yeni sorunlar oluþturarak, baþkalarýnýn canýný yakarak deðil, eðer bir demokratik talebimiz varsa bize göre bir þey yanlýþsa onu düzeltme talebini ifade ederken, demokratik haklarýmýzý kullanýrken, hiç kimseye zarar vermeden bunu ifade etmemiz lazým. Doðu Anadolu, Güneydoðu Anadolu bölgesi için söylüyorum, orada yaþanan bazý sorunlar var. Ben o bölgenin evladýyým. Bu sorunlarýmýzý, biz Türkiye'nin demokratikleþmesi ve sivilleþmesi yoluyla, Kürt sorununu çözmeye çalýþýyoruz. Bu sorunu yeni sorunlar meydana getirmeden, Kürt sorununu demokratikleþme ve sivilleþme yoluyla haklarýn, daha önce verilmemiþ haklarý, o

haklarý tanýyarak ki bu bir lütuf deðildir, Türkiye vatandaþlarýnýn haklarýdýr, bu haklarýn teslim edilmesi lazým." Daha önce Kürtçe üzerinde baskýlar ve yasaklar olduðuna dikkat çeken Eker, artýk Türkiye'de üniversitelerde Kürtçe okutulduðunu, 24 saat yayýn yapan devlete ait ve özel televizyon kanallarý bulunduðunun altýný çizdi. Þu anda PKK terör örgütünün Kürtlerle ilgili taleplerden daha çok kendi kadrolarýnýn politik çýkarlarý peþinde koþtuðunu vurgulayan Eker, talep edilenlerin, ifade edilenlerin hiçbirisinin Kürtlerle alakasý olmadýðýný bildirerek, "Ne zaman biz parlamentoda bir karar alýyoruz, hükümet bir þey açýklýyor, bir þey söylüyor, bir bakýyorsunuz, bir yere öyle bir bomba koyuluyor, öyle bir de mayýn patlatýlýyor ki ortamý zehirlemek amacýnda. Terör örgütünün bölgede yatýrým yapýlmasýný da istemiyor, yatýrýmýn yapýlmasý durumunda istihdamýn artacaðýný, refahýn, zenginliðin artacaðýný biliyor. Kendi politik çýkarlarý var. O kadronun, PKK'nýn, örgüt yöneticilerinin politik çýkarlarý var. Kendi kiþisel çýkarlarý var. Bunu sanki Kürtlerin tamamýnýn sorunuymuþ gibi dile getirip, o olay üzerinden Kürt meselesini, bu perdeyle bu þekilde dile getirmeye çalýþýyorlar. Bu yanlýþ. Bunlara karþý bizim dikkatli olmamýz lazým. Çünkü demokratikleþmeyi artýrýp, sivilleþmeyi artýrýp, herkesin kendi dilini, geleneðini yaþayabileceðini, öðrenebileceði, Türkiye Cumhuriyeti vatandaþýnýn her yerde sahip olduðu haklarýn herkes tarafýndan sahip olunmasý, bizim istediðimiz bu. Böyle bir sistem oturtmaya, böyle bir sistem yerleþtirmeye çalýyoruz. Bunun önünde eskiden engeller vardý, yasaklamalar vardý. Biz bu yasaklamalarý kaldýrdýk." ifadelerini kullandý. Eker, terörün durmasý ile daha ileri demokratikleþme ve sivilleþme ortamýnýn oluþacaðýný kaydetti. Bunun engellenmesi için örgütün her gün yeni saldýrýlara kalkýþtýðýný anlatan Eker, þöyle devam etti: "Bütün bunlar yýlgýnlýk ve korku yaratmak için yapýlýyor. Zorla benim gibi düþüneceksin benim söylediðim þekilde... Ben oy verme diyorsam oy verme diyor, ben sandýða gitme diyorsam sandýða gitmeyeceksin. ya þuraya oy vereceksin ya benim gibi düþüneceksin ya da sana zarar veririm diyor örgüt. Biz de buna karþýyýz. Farklý düþünüyorsa farklý düþünsün, muhalefet ediyorsa muhalefet etsin ama bunu yaparken zarar vermesin, þiddet kullanmasýn. Bunu yaparken terör saldýrýlar gerçekleþtirmesin bizim istediðimiz bu." Programda öðrenciler, Türkçe, Ýngilizce, Kürtçe þarkýlar söyledi. Bakan Eker, bir Kürtçe þarký ile oynanan halaya da eþlik etti. Konuþmalarýn ardýndan Eker, baþarýlý öðrencilere hediye verdi. (CÝHAN)


www.mardiniletisimgazetesi.com.tr

23 Temmuz 2012 Pazartesi

Oruç, mide ve baðýrsaklarý E dinlendiriyor

5

BASINDAN... Ýçinize dönün ve sorun

ðer söz konusu olan "söz" ise elbette ne söylendiði de, nasýl söylendiði de, ne zaman, nerede, kime söylendiði de önemli o sözün mana ve muhtevasýný anlayabilmek için. Söz sahibinin muradý, ancak bu unsurlarý hem de bir bütün halinde gözetmekle mümkündür.

D

iyetisyeni Erol Aktay, ramazan ayýnda bedenen ve ruhen arýnma süreci içerisine girildiðini belirterek, oruç tutan insanlarýn mide ve baðýrsak sisteminin dinlendiðini söyledi. Gece geç saatlerde yemek yenip yatýlmamasý gerektiðini, sahur vakti mutlaka kalkýlýp kahvaltý aðýrlýklý öðünler yenmesinin daha saðlýklý olacaðýný ifade eden Aktay, “On bir ayýn sultaný ramazanda bedenen ve ruhen arýnma süreci içerisine girilmektedir. Besinlerin kýymetinin çok daha iyi algýlandýðý bu süreç içerisinde oruç tutan bireyler, mide ve baðýrsak sistemini biraz olsun dinlendirirken diðer zamanlarda olduðu gibi saðlýklý, yeterli ve dengeli beslenmeye özen göstermelidir. Genellikle üç dört öðünde tüketilen besinler, beslenme düzeninin tamamen deðiþtiði bu dönemde iki öðüne sýkýþtýrýlmaktadýr. Özellikle tatlý, hamur iþleri, þarküteri ürünleri gibi karbonhidrat ve yað içeriði yüksek besinlerin tüketiminde artýþ olmakta, buna karþýlýk baþta su olmak üzere sebze ve meyve tüketimi azalmaktadýr.” dedi. Kilo problemi olan bazý kiþilerin de ramazan ayýný zayýflamak için fýrsat olarak gördüðünü, bundan dolayý yalnýzca iftarda bir þeyler yediðini vurgulayan Aktay, “Böyle bir beslenmeyle kilo bile alýnabilir. Bu durum hem fazla hem de hýzlý yemek yenmesine yol açar. Zaten vücut yeterince besin alamadýðý durumlarda azýyla yetinmeye baþlamakta, biraz olsun fazla yendiði takdirde ise depolama yoluna baþvurmaktadýr. Ayrýca bazal metabolizma hýzýnýn yavaþlamasý, iftar ve sahur vakitlerinin günün daha az hareket edilen zamanlarýna denk gelmesi ve kan þekeri düþüþüne baðlý olarak tatlýlara isteðin artmasý, genellikle kiþilerin bu dönemde aðýrlýklarýnýn artýþýna neden olmaktadýr.” diye konuþtu.

Ramazan ayýnda fiziki faaliyetin azaldýðýný belirten Erol Aktay, kilo almadan ve saðlýklý bir ramazan geçirilmesi için mutlaka hareket edilmesi gerektiðini vurgulayarak þunlarý söyledi: “Özellikle çalýþmayan bireyler, günlük enerji harcamalarýný azaltma ve zamanýn bir an evvel geçmesi adýna geç saatlere kadar uyumaktadýr. Her türlü aktiviteden kaçýnmak, oruç tutarken fazla acýkmadan rahat bir gün geçirmeyi saðlar. Buna karþýlýk metabolizma daha da yavaþlar. Eðer kilo almadan bu riskli dönem aþýlmak isteniyorsa, günlük aktivite mutlaka arttýrýlmalýdýr. Ýftardan sonra yarým saatlik, kalbi yormayacak tarzdaki yürüyüþ, bisiklete binme, yüzme gibi bir aktivite bile sayýsýz fayda saðlayacaktýr. Ramazanda gün boyu aç kalýnacaðý için yatmadan aþýrý yemek yerine, sahura kalmak çok daha saðlýklý olacaktýr. Sahura kalkýlmadýðý takdirde açlýk süresi ortalama 19-20 saate

çýkmaktadýr. Bu durumda kan þekeri günün daha erken saatlerinde düþmekte, kiþinin iþ verimi azalmakta, iþ kazasý riski artmaktadýr. Bu yüzden mutlaka sahura kalkýlmalý ve yemek yerine süt, çay, taze sýkýlmýþ meyve suyu, bitki veya meyve çayý yanýnda yumurta, peynir, zeytin, esmer ekmek gibi alternatiflerden oluþan kahvaltý tercih edilmelidir.” Ýftara mümkünse bir kâse çorbayla baþladýktan sonra 5-10 dakika kadar yemeðe ara verilmesi gerektiðini vurgulayan Diyetisyen Aktay, “Daha sonra ana yemeklerle devam edilmelidir. Etli veya etsiz sebze yemekleri, pilav, makarna, esmer ekmek gibi tahýllar, kurubaklagil yemekleri, yoðurt, ayran, cacýk, salata, meyve gibi lif oraný yüksek alternatiflerden oluþan bir iftar yemeðinin sindirimi de daha kolay olacaktýr. Besinler çok iyi çiðnenmeli, yavaþ yenmelidir.” þeklinde konuþtu. CÝHAN

Moralsiz olanlar güneþ çarpmasýndan daha fazla etkileniyor U

zmanlar, güneþ çarpmasýnýn hava sýcaklýðýnýn 40 santigrat derecenin üzerine çýktýðýnda baþ gösterdiðinin bilinmesine raðmen her insanýn sýcaða dayanaklýlýðý çok farklý olduðunu söylüyor. Açýk tenli insanlarýn güneþten daha çok etkilendiðini belirten Bursa Özel Bahar Hastanesi’nden Dr. Fikriye Karamustafa, “Bilhassa çocuk, yaþlýlar, kronik hastalýðý olan ya da moral çöküntüsü içinde olanlar, güneþ az gören ülkelerde yaþayanlar ve açýk tenli insanlar daha düþük derecelerde de güneþ çarpmasý yaþayabilirler.” dedi. Güneþ çarpmasýnýn uzun süre ve yoðun güneþ etkisine maruz kalma durumunda oluþan þiddetli ýsýnýn yol açtýðý bir nevi doku hasarý olduðunu anlatan Dr. Karamustafa, terlemenin her

ne kadar vücut ýsýsýný düþürüyor olsa da bazý durumlarda vücut ýsýsýnýn düþmesinin mümkün olmadýðýný söyledi. Vücut ýsýsýnýn aþýrý arttýðý durumlarda, ter bezlerinin aþýrý vücut ýsýsýný dengeleyemeyeceðine iþaret eden Dr. Fikriye Karamustafa þunlarý kaydetti: “Vücutta kaldýrabileceðinden fazla ýsý kalarak hararete dönüþür. Aþýrý su kaybýndan dolayý kan koyulaþýr. Bu durumdan genel metabolizma dengesi de etkilenir. Bu süreci mevcut bir enfeksiyon veya kronik hastalýk daha da hýzlandýrýr ve ayrýca bulunan ortamdaki havanýn nem oraný, durgunluðu, kiþinin üzerindeki giysilerin kalýnlýðý tetikleyici faktörlerdir. Her ne kadar literatürde bu hastalýðýn hava sýcaklýðýnýn 40 santigrat derecenin üzerine çýktýðýnda baþ gösterdiði yazsa da, her insanýn sýcaða dayanaklýlýðý çok farklýdýr. Korunmadan uzun süre direkt þiddetli güneþ ýþýnlarýna maruz kalma durumunda oluþur. Bilhassa çocuk, yaþlýlar, kronik hastalýðý olan ya da moral çöküntüsü içinde olanlar, güneþ az gören ülkelerde yaþayanlar ve açýk tenli insanlar daha düþük derecelerde de güneþ çarpmasý yaþayabilirler.”

"Güneþ çarpmasý beyin ödemine sebep olabilir" Dr. Karamustafa, güneþ çarpmasýnýn ‘mide bulantýsý, þiddetli baþ aðrýsý, kafa bölgesinde hararet, baþ dönmesi, kusma, iç huzursuzluðu, kalp çarpýntýsý, yüksek ateþ, kas kramplarý, genel halsizlik, bilinç bozukluðu’ gibi belirtileri olduðunu dile getirdi. Güneþ çarpmasý durumunda, belirtilerin esas güneþ çarpmasýndan birkaç saat sonra hissedildiðini vurgulayan Dr. Fikriye Karamustafa,

“Eðer gölgeye gidilir ve güneþten korunursa bu semptomlar kýsa bir süre içinde kendiliðinden kaybolur. Ne yazýk ki güneþ çarpmasý kapsamýnda bazen de ciddi bulgular olabilir. Özellikle þuurda bozukluk ya da bilinç kaybý yaþanabilir. Nadiren de olsa beyin ödemi olup beyinde basýnç artýþý oluþabilir. Bu durum nefes darlýðýna, kramp ataklarýna hatta komaya kadar ilerleyebildiði için 112 aranarak acil yardým istenmesi gerekir. Küçük çocuklarda bu durum çok hýzlý bir þekilde ilerleyebilir, bu nedenle çocuklar güneþten korumadan özellikle yaz aylarýnda saat 10.00 – 16.00 arasýnda güneþe çýkarýlmamalýdýr. Güneþ çarpmasý durumunda panik yapýlmamalý, hasta hemen gölge ve havadar bir yere taþýnmalý, hastanýn kafasý ve göðüs kýsmý daha yukarýda olmalý. Vücudu sýkan elbiseler gevþetilmeli. Mide bulantýsý mevcut ise hasta yan döndürülmeli. Þuur bozukluðu varsa hemen ambulans çaðýrýlmalý. Týbbi yardým gelene kadar bütün vücudun ýslak bezlerle serinletilmesinde yarar var.” diye konuþtu. Güneþ çarpmasýnda, hastanýn bilinci yerinde ise sadece ýlýk su verilmesi gerektiðini hatýrlatan Dr. Fikriye Karamustafa, katý yiyecek verilmemesi, daha sonra mineral kaybýný dengelemek için 1 litre suya 1 tatlý kaþýðý sofra tuzu karýþtýrýlýp 10 dakikada bir yudum verilerek içirilmesini tavsiye etti. CÝHAN

Hocaefendi'nin "sohbet-i canan" ismiyle müsemma kýldýðý konuþma temasý. Sözü enindesonunda sohbet-i canana baðlama, bir girizgah bulup sözü oraya getirmesi deðil, aksine direkt 'Hüve', "Ýnsanlýðýn Ýftihar Tablosu" (sas), tevhid, "O'nun hakký bizim de vazifemiz", "hiç olduðumuzu idrak", "elin-alemin muvaffakiyet olarak gördüðü her þeyi kýskançlýk derecesinde O'na verme" deyip bu temel düþünceyi Kur'an ve sünnetle temellendirmesi onun sohbet üslubunun en önemli ve en belirgin özelliklerinden biridir. Þöyle denilebilir diye düþünüyorum; Hocaefendi'nin ne dediði yani konuþma temasý artýk belli ama ya nasýl dediði? Bunu hiç düþündük mü? Þahsen ben son dönemlerde hep bu gözle dinliyorum Hocaefendi'yi. Þimdi nasýl temellendirecek diyorum; bu yeni bir yaklaþým diyorum, bu enfes örneði ilk defa duydum diyor ve nasýl sorusuna cevap arayan bir gözlemle dinliyorum. Böylesi bir ortamý tasvir etmeye çalýþacaðým bu yazýda yine ama ona geçmeden önce akla gelme ihtimali bulunan bir soruya kendimce cevap vereyim. Soru þu; neden bu kadar tekrar. Dört þey söyleyebilirim. Birincisi; yukarýda da ifade ettim; eðer söz konusu muhtevayý tek kelime ile tevhid diye özetleyecek olursak, tevhid Allah'ýn hakký bizim de vazifemizdir. Kulluk için yapar bu tesbiti Hocaefendi ama ayný þeyi tevhid ekseninde kullanmanýn hiçbir mahzuru yok. Ýki; Kur'ani metoddur bu. Literatürde bunun adýna "tasrif" denir. Ayný hakikati muhataba býkkýnlýk vermeyecek bir usul ile, her defasýnda deðiþik vechelerini nazara vererek, ön plana çýkartarak defalarca anlatma demektir tasrif. Bakýn Kur'an'a, bu gözle okuyun peygamber kýssalarýný, inceleyin namaz, zekat gibi meselelerde defaatle verilen emirleri ayný þeyi göreceksiniz. Üç; ihtimal bizler için acý ama acý olduðu kadar da gerçek; kývam. Demek ki Hocaefendi muhatabý olan insanlarýn tevhid ekseninde olmasý gerektiði yerde olmadýklarý kanaatinde. Bu bir yorum. Katýlmayabilirsiniz. Fakat ben bu denli tekrarýn, bu ölçüde tizkarýn 'olan ile olmasý gereken' arasýndaki boþluk hatta uçurumdan kaynaklandýðýný düþünüyorum. Yoksa muhataplarý beklenen seviyenin insaný olsa, bir baþka fasla, bir sonraki aþamaya geçerdi Hocaefendi. Dördüncüsü; va'z, nasihat ve irþad görevinin sürekliliðinden hareketle konumunun gereðidir bu tekrarýn gerekçesi. Allahu a'lem. Gelelim sohbet ortamýna. Daha doðrusu ders halkasýna. Kamuoyuna ömrünün son demlerindeki hizmet mahalli olan Tacikistan'da kendisine verilen isimden dolayý Hacýata diye mal olan Hacý Kemal Aðabey ile bir hatýrasýný nakletti. Kelimesi kelimesine "hatayý benim yaptýðýmý anladým" dedi. Çok dikkatimi çekti bu cümle, rikkatime dokundu bile diyebilirim. Bizim gibi sýradan insanlarýn belki de haklý gerekçelerle hayatýnda yüzlerce defa söylediði söze karþýlýk aldýðý cevabý böyle yorumlamýþtý Hocaefendi: "Hatayý benim yaptýðýmý anladým." KORKUDAN ÜMÝDE, ENDÝÞEDEN ÞEFKATE Hatýradan mevzuya deðil aksine bir ayet tefsiri münasebetiyle yaptýðý ilave yorumdan hatýraya intikal etti. Mevzu; ahiret endiþesi idi. Yaþlý

gözlerle cehenneme doðru sürüklenen kulun sürekli hesap mahalline kafasýný çevirip cehennem kararý karþýsýnda þaþkýnlýðýný anlattý. Allah'ýn "durdurun o kulumu neden sürekli geriye bakýyor?" sorusu ve kulun "Ben böyle zannetmiyordum; bütün günahlarýma raðmen Rabb'imin merhameti ile beni affedeceðine inanýyordum" mealinde verdiði cevabý ve ardýndan Allah'ýn "Çevirin onun yönünü cennete. Kulum beni nasýl biliyorsa, ben ona göre muamele ederim." dediðini anlattý. Gözyaþlarýný sildi ve dedi ki: "Korku çok þiddetli olmalý, beyinde bir tümör gibi kendini hissettirmeli ama þu klimanýn havayý temizlemesi gibi reca gelmeli ve bu korkuyu temizlemeli. Demeli ki insan: istihkakým burasý; burasý ama Rabb'im, Senin de rahmetin..." Cümle yarým kaldý biliyorum; elden ne gelir, aðlamaktan gerisini getiremedi kendisi de zaten. Gözyaþlarýný sildikten sonra söylediði þey de þuydu: "Sürekli tefekküre ihtiyaç var. Bu tefekkürde korkudan ümide, endiþeden þefkate..." Ýþte þimdi bahsini ettiðim Hacý Kemal Aðabey hatýrasýna geldi. "Malatya'ya konferansa gitmiþtik. Evde kalýyorduk. Ben bir odada, arkadaþlar diðerinde. Odamdan lavaboya doðru giderken yan odada kahkaha sesleri eþliðinde sohbet ettiklerini gördüm arkadaþlarýn. 'Çok gülme kalbi öldürür.' hadisinden hareketle baþýmý odaya doðru uzattým ve 'Cennetle mi müjdelendiniz de böyle gülüyorsunuz?' dedim ve ayrýldým. Benim yukarýda bizim gibi sýradan insanlarýn yüzlerce defa dediði cümle iþte bu. Lavabodan dönüþte Hacý Kemal'in arkadaþlara 'Allah benim gibi birisini cehenneme koyup da ne yapacak' diyerek aðladýðýný duydum." Ben de þahidim. Talebeliðimiz yýllarýnda kaç defa görmüþümdür hýçkýra hýçkýra aðladýðý ve aynen böyle dediðini. Bir defasýnda sünneti kýlmýþ, farz için bekliyorduk. Yan yana denk gelmiþtik. Birden bardaktan, ne bardaðý, kovadan boþalan su misali gözyaþlarýný akýtmaya baþladý, baþýný önüne eðdi, mütemadiyen aðlýyordu. "Tam bir gönül insaný" diye aklýmdan geçirmiþtim ki dudaklarýndan þu cümleler dökülüyordu: "Benim gibi birini cehenneme koyacaksýn da ne olacak Allah'ým!." Naz mý niyaz mý, derinliðine vâkýf deðilim ama baþka bir halin, baþka bir makamýn insaný gibi konuþuyordu. Hocaefendi'ye geri döneyim; Hacý Kemal'in iþte bu sözünü þöyle yorumladý Hocaefendi: "Hatayý benim yaptýðýmý anladým. Çünkü bizler kendi hakkýmýzda çok acýmasýz olmalýyýz ama baþkalarý hakkýnda hüsn-ü zan etmeliyiz." Bitiriyorum; biz ise maalesef bugün kendi muhasebemizle meþgul olmaktansa baþkalarýnýn muhasebesi ile meþgulüz. Nefsimize hüsn-ü zan, muhataplarýmýza su-i zanla bakýyoruz. Sanki herkes cehennemlik sadece cennetlik olan bizmiþiz gibi. Sanki herkes yanlýþ yapýyor, doðru düþünen, doðru yapan sadece bizmiþiz gibi. Allah için içinize dönün ve sorun, böyle deðil miyiz? Hocaefendi'nin sürekli tevhid demesinin altýnda yatan da bundan baþka bir þey deðil ihtimal. O kývamý yakalayamadýk. O mertebenin insanlarý deðiliz henüz. Ne bu halin ne de bu makamýn sahibiyiz. Býrakýn hal ve makam sahibi olmayý, bizler henüz tasavvufi manada ne halin ne makamýn, ne tarifini ne de muhtevasýný biliyoruz. Ahmet Kurucan (Zaman) a.kurucan@zaman.com.tr 21 Temmuz 2012


www.mardiniletisimgazetesi.com.tr

23 Temmuz 2012 Pazartesi

6

BDP'li vekillerden yargýtay'a tepki Nezir Güneþ

B

DP Milletvekilleri Mor Gabriel Manastýrý (Deyrulumur) ziyaret etti, tepkilerini dile getirdi. Yargýtay’ýn Midyat’ta bulunan Süryanilere Ortodoks Cemaatine ait Mor Gabriel Manastýrý (Deyrulumur) ile ilgili verdiði karara tepki gösterdi. Mor Gabriel Manastýrý ile çevresinde bulunan Yayvantepe, Çandarlý ve Eðlence köyleri arasýnda bulunan ormanlýk arazi ile ilgili 2008 yýlýnda yapýlan kadastro çalýþmalarý sýrasýnda, köylüler ve manastýr arasýnda çýkan anlaþmazlýk sonrasý Kadastro Mahkemesi’nde açýlan ‘tapu sicil’ davasýyla ilgili karar çýktý. Köylüler, arazinin kendilerine ait olduðunu savunurken, Manastýr yýllarca arazilerin vergisini verdiklerini belirtti. Midyat Kadastro Mahkemesi’nde görülen davalarýn ardýndan dava Yargýtay’a taþýndý. Yargýtay 20. Hukuk Dairesi de davalýk olan arazinin hazineye ait olduðuna hükmetti. BDP Milletvekilleri Ertuðrul Kürkçü, Erol Dora, Nursel Aydoðan, Mülkiye Birtanem,Sabahat Tunçer,Halil Aksoy,Özdal Üçer,Ýbrahim Binici,Nazmi Gür,Adil Ok,Demir Çelik,Mardin BDP Ýl baþkaný Ý.Sihem Eleveren Alp,Midyat BDP Ýlçe baþkaný ve beraberindekiler Mor Gabriel Manastýrý (Deyrulumur) ziyaret etti ve geçmiþ olsun dileklerini iletti. BDP Muþ Milletvekilli Demir Çelik, Barýþ ve demokrasi partisinin sizin yaþadýðýnýz sorunsal ilgisini ve duyarlýðý ifade etmek adýna hem

yaþadýðýnýz maðduriyetin, bizim de maðduriyetimiz olduðunu bildirmeye, Bu anlamýyla hakkýn tecelli etmesi yönlü her türlü siyasal faaliyetin parçasý ve destekçisi olduðumuzu belirtmeye geldik.1600 yýl öncesinde önemli deðer ve birikimler bizzat tanýðý olan bu tarihi mekâný sadece dinsel bir kýsým deðerlerle indirgenemeyecek, haps edilmeyecek kültürler, diller ve dinler mekâný olarak algýlayabileceðimiz bu mekâna biz Kürtler olarak ta, ezilen yoksullar olarak ta Türkiye haklarý olarak ta deðer katmak istiyoruz. O yönüyle de sizin bir parçanýz olan Milletvekillimiz Sayýn Erol beyin aramýzda fýrsat bilerek,90 yýllýk inkârcý, otoriteci devletin Süryaniler, Ermeniler, Alevilere ve Kürtlere hak gördüðünü giderecek tarihi bir müdahil olma noktasýndayýz. Türkiye’nin demokratikleþmesi, demokratik özerklilik yöntemlerin insaný bir amaç edindiðimiz bu süreçte, sizin zaten tarihten gelen öz yönetime dayalý gelenekçi yapýnýzý koruyan bir noktada yaklaþýyoruz. Biz bunu kabul etmediðimizi ifade ediyor. Ayný yolun yolcusu ve yoldaþý olduðumuz belirtmek istiyorum dedi.

Mersin BDP Milletvekilli Ertuðrul Kürkçü, Her sedyen önce size karþý yönetilmiþ bulunan iddiayý gülünç ve ahmakça buluyorum. Çünkü sizin atalarýnýzýn atalarý atalarýnda burada bu manastýrý kurduklarý zaman ne hazine vardý, ne devlet vardý, ne Ýslamiyet vardý ve bunlarýn hiç biri yoktu. Ama onlar vardýlar, dolansýyla bu topraklar çok kadim topraklardýr. Bu kadim toprak

üzerin de bugüne kadar geldi. Þimdi bu günde geriye doðru tapudu, hazinede, arazide bu gibi davalarý ortaya koyulmasý hak, hukukla alakasý yoktur. Hak gaspý ile ilgisi vardýr. Bu hak gaspý karþýsýnda açýk seçik sizlerle yan yanayýz. Hakký yenen her kesin yanýnda durduðumuz gibi sizlerinde yanýndayýz. Bizim için bu mesele dini cemaatin haklarýn korunmasý meselesi deðil, ayný zaman da ezilen insanlarýn meselesidir. Dolasýyla birçok yönüyle bir hak davasý. Biz bunu grubumuz olarak sürdüreceðimizi hem mecliste,hem uluslar arasý forumlarda bunun savunucusu olacaðýz.Biz parlamentoda temsil edilen bir parti olarak, Avrupa parlamentosunda söz hakký sahibiz. Tüm yurttaþlarýn inançlarýna, haklarýna, mülkiyetlerine saygý beyan ettikten sonra,bunlarýn çiðnenmesi o kadar kolay deðil.Ben burada iki tane çözmece tanýkla,iki tane çözmece þikayetle bir devlet dairesini,bir kurumu bir cemaatle çatýþmaya giremez.çatýþmayla da sürdüremez.Buna da izin verilmez.Sadece bizimle de sýnýrlý kalmaz.Türkiyenin vijdan sahibi aydýnlarý,Demokratlarý,Bilim insanlarý,kültür ve sanat insanlarý bu meselenin sizin yanýnýzda olacaklardýr.Biz hem parti olarak,hem hareket olarak ve Türkiye çapýnda sürdürdüðümüz demokratik kongresi faaliyetlerin içerisinde bu meselenin takipçisi olacaðýz.dedi. Alýnýn kararýn haksýz olduðunu savunan Turabdin Mor Gabriel Manastýrý Metropoliti Samuel Aktaþ da,

karar nedeniyle üzüldüklerini ifade ederek, "Haklý bir karar olsaydý kabul ederdik. Akat haksýz bir karardýr" dedi.

Turabdin Mor Gabriel Manastýrý Metropoliti Samuel Aktaþ,gösterdikleri ilgiden ve ziyaretten dolayý teþekkür etti.

Süt sektöründen kayýt dýþýlýða karþý ambalajlý üretim teklifi

G

ýda sanayi içinde yüzde 15 üretim deðerine sahip süt ve süt ürünleri sektörü temsilcileri, kayýtdýþý üretimden þikayetçi. Üreticiler, hijyenik olmayan koþullarda gerçekleþen ve denetlenmeyen süt üretimi ve bu üretimin kayýt dýþý olmasýný, süt üretim zincirinin en temel sorunu olarak görüyor. Kayýtdýþýlýðýn azaltýlmasý için de mutlaka ambalajlý üretim yapýlmasý gerektiðini ifade ediyor. Süt sektörünün önde gelen oyuncularýndan Yörsan’dan yapýlan açýklamaya göre Türkiye’de üretilen sütün yüzde 40’ý herhangi bir iþleme tabi tutulmadan çið süt olarak tüketiciye ulaþýyor. Sütün yüzde 60’ý da ambalajlý olarak satýlýyor. Geliþmiþ ülkelerde ise üretilen sütün sadece yüzde 0,50,6’sý iþlem görmeden tüketiciye ulaþýrken, yüzde 99,5’i modern iþletmelerde iþleniyor. Þirketin yaptýðý araþtýrmalara göre süt ve süt ürünleri sektörünün sorunlarýnýn baþýnda altyapý ve teknoloji eksikliði geliyor. Ayrýca saðlýklý koþullarda hayvan yetiþtiriciliðinin yapýlamadýðý için hem hayvan kaybý yaþanýyor, hem de süt hayvanlarýnýn verimi düþüyor. Üreticilerin çok az bir bölümü birlik veya kooperatif çatýsý altýnda örgütlenmiþ durumda. Sokak sütçülüðü halen devam ediyor. Süt sanayiinde kapasite ve kaynak kullanýmý yetersiz. Pazarlama sorunlarý devam ediyor. Ar-Ge faaliyetleri için yeterince kaynak ayrýlmýyor. Kaliteli hammadde temin edilemiyor. Hammadde temini ve pazarlamasýndaki mevsimsel dalgalanmalar sürüyor. Nitelikli iþgücü sýkýntýsý çekiliyor. Diðer yandan hayvancýlýðýnýn en önemli sorunu olan kaliteli kaba yeþil yem teminindeki eksiklik giderilemediði için özellikle kýþ mevsiminde et ve süt veriminde düþüþler yaþandýðýna dikkat çekilen araþtýrmada, diðer mevsimlerde bol bulunan yeþil yem bitkilerinin silaj yapýlarak kýþ

mevsiminde hayvanlara yedirilmesinin bu durumu önleyeceði görüþü aktarýlýyor. Yörsan’ýn sektörün sorunlarýnýn çözümü için diðer önerileri de þöyle: * Türkiye’ye ait uygun üretim bölgelerini gösteren tarým ürünleri haritasý hazýrlanmalý. * Tarým ve hayvancýlýk sektöründe çalýþan herkes doðru ve kaliteli üretim için eðitilmeli ya da eðitilmiþ kiþiler bu konuda görevlendirilmeli. * Çiftçilik müessesinin iyi bir tanýmý yapýlmalý ve seviyeli bir konuma getirilmeli. * Desteklemeler geliþigüzel deðil, ürün verimliliði ve kalitesi göz önüne alýnarak gerçekleþtirilmeli. * Kaba ve kesif yemin miktar ve kalitesini artýrýcý tedbirle alýnmalý, çiftçiler planlý yem bitkisi yetiþtirmeli. * Ýþletmelerde hayvan sayýsýnýn artýrýlmasý, iþletme sahiplerinin kendi emeklerini katarak üretimde rol almalarý saðlanmalý. * Köy bazýnda toplu ahýr, saðým üniteleri ve süt toplama merkezleri kurulmalý, gerekli teþvikler saðlanmalý. * Hayvan saðlýðý ve koruyucu hekimlik ön plana çýkarýlmalý. * Türkiye'nin yem, et ve süt üretim miktarlarýný ve fiyatlarýný takip edebilecek bir sistem oluþturulmalý. * Çið sütün çeþitli kalite özelliklerine göre (asitlik, yað, kuru madde, protein, antibiyotik, bakteri yükü, somatik hücre sayýsý) teþvik bedelleri düzenlenmeli. * Süt ve et tüketimini özendirecek stratejiler ve projeler geliþtirilmeli. (CÝHAN)


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.