25 Ağustos 2012 Cumartesi Gazete Sayfaları

Page 1

Ýsmail Erkar

‘Mardin A geleceði parlak bir þehir olacak’

k Parti Mardin Milletvekili Abdurrahim Akdað gazetemizi ziyaret etti. Ramazan bayramý nedeniyle Mardin ve ilçelerinde çeþitli ziyaretlerde bulunan Ak Parti Mardin Milletvekili Abdurrahman Akdað,gazetemiz imtiyaz sahibi Rýdvan Fidan'ý ziyaret ederek, Mardin’de yapýlan hizmetler hakkýnda bilgi verdi.

Mardin’nin geleceði çok parlak olduðunu belirten Ak Parti Mardin Milletvekili Abdurrahim Akdað, Tarihi Dönüþüm projesi kapsamýnda üç yýldan beri devam eden proje sayesinde tarihi kentte bulunan beton binalarýn yýkýmý devam ettiðini söyledi.

Önümüzdeki yýldan itibaren beton binalarýn yýkýmlarý daha da hýzlandýrýlacaðýný belirten Akdað”

GÜNLÜK BAÐIMSIZ GAZETE

Daha önceden tespit edilen 700 beton binanýn tamamý 2013 yýlý sonuna kadar bitirilecektir. Mardin 100 yýl önceki tarihi dokusunu yeniden ortaya çýkaracaðýz. 2014 yýlýnda UNESCO’ya baþvurmak için þimdiden üzerimize düþen görevi eksiksiz yerine getiriyoruz. Þu anda Mardin’nin 50 yýllýk alt yapý sorununu çözmek için belediye iki yýldan beri çalýþmalarý devam ediyor. Yaklaþýk 50 milyon TL’ye mal olacak olan proje bittiði zaman Mardin’in alt yapýsý tamamen ortadan kalkacak. Tarihi dönüþüm projesini özellikle sayýn Cumhurbaþkaný Abdullah Gül ve Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan çok önemsiyor. Ve bu projeye büyük destek veriyor. Kudüs ve Venedik’ten bile daha eski olan Mardin bu projeler bittiði zaman yýlda en az 5 milyon turisti aðýrlayacak kapasiteye

ulaþacaktýr.”dedi

menisi,Yahudisi ile farlý dil ve dinlerin temsilcileri bu ateþe artýk dur diyor. Artýk birbirimize daha da kenetlenmemiz barýþý ve kardeþliði konuþmamýz gerekir. “

Kan dökmekle bir yere varýlmaz

25 Aðustos 2012 Cumartesi Yýl: 9 Sayý 2428 Fiyatý :25 Kr

Son günlerde bölgede artan terör saldýrýlarý da deðerlendiren Akdað þunlarý söyledi” Terör masum insanlarýn kanlarýný akýtmak için her türlü yola baþvuruyor. Bu yanlýþtýr. PKK artýk silahý býrakmasý gerekir. Bölge halký 30 yýldýr bu acýyý yaþýyor. Türkiye’nin her tarafýnda sorunun çözümüne dair güçlü bir irade var. Türkiye’nin ulaþtýðý demokratik olgunluk ortamýnda silahýn gereksizliði ortaya çýkmýþtýr. Kürt sorunu þiddetle kan dökmekle çözülmez. Artýk bunu herkes bilmelidir. Bin yýllýk kardeþliðimizin yeniden güçlenmesi için Kürdü,Arabý,Türkü,Süryanisi,Er

Bölgedeki kardeþlik baðlarýný güçlendirmek için yerel medyaya çok büyük iþler düþtüðünü hatýrlatan Akdað” Mardin’deki yerel medyanýn bunun öncülüðünü yapmasýný bekliyorum. Mardin’de habercilik adýna önemli adýmlar atan Ýletiþim gazetesinin bu konudaki duyarlýlýðýný takdir ediyorum. Her zaman öncülük etmiþtir. Yayýncýlýk ilkesinden hiçbir zaman taviz vermemiþtir. Bünyesindeki güçlü kadrosu ile her zaman Mardin’in sesi olmaya devam ediyor. Yeni yayýn döneminde yeni ekibinizle daha da baþarýlý olacaðýna inanýyorum.” þeklinde konuþtu.

Kýz Çocuklarý Okullulaþtýrýlacak AB ile Milli Eðitim Bakanlýðýnca finanse edilen Kýz Çocuklarýnýn Okullulaþma Oranýnýn Artýrýlmasý Projesi'' (KEP) adýyla çalýþmalarý devam eden proje 8 Mart Dünya Kadýnlar Günü'nde uygulanmaya baþlanmýþtý. Projenin uygulama süresi ise 2 yýl olacak. Sedat Aslanaçier

M

Tayini çýkan Midyat Müftüsü için veda yemeði düzenlendi Ali Edis

M

idyat ilçesinde yaklaþýk 10 yýl müftü olarak görev yapan Abdurrahim Ýnanç, Batman Müftü Yardýmcýlýðý'na atandý. Abdurrahim Ýnanç için veda yemeði düzenlendi. Veda yemeði imamlar ve kanaat önderlerini bir araya getirdi. Has Dinlenme Tesisleri’nde düzenlenen veda yemeðine Müftü Abdurrahim Ýnanç’ýn yaný sýra emekli müftü Molla Hilmi Yücel, kanaat önderleri, sivil toplum örgütleri ve imamlar katýldý. Müftü Abdurrahim Ýnanç, Midyat'ta görev yapmaktan dolayý mutluluðunu dile getirdi. Katýlýmcýlardan ve Midyatlýlardan helallik isteyen Ýnanç, hakkýný helal ettiðini ve görevi süresinde hizmet etmenin gururunu yaþadýðýný kaydetti. Programýn sonunda Midyat Müftülüðü adýna müftü Abdurrahim Ýnanç'a çalýþmalarýndan dolayý plaket verildi.

ardin Ýl Milli Eðitim Müdürlüðü, kýz çocuklarýnýn okullaþma oranýný artýrmak için hazýrladýðý proje çalýþmalarý son hýzý ile devam ediyor. AB ile Milli Eðitim Bakanlýðýnca finanse edilen Kýz Çocuklarýnýn Okullulaþma Oranýnýn Artýrýlmasý Projesi'' (KEP) adýyla çalýþmalarý devam eden proje 8 Mart Dünya Kadýnlar Günü'nde uygulanmaya baþlanmýþtý. Projenin uygulama süresi ise 2 yýl olacak. Proje hakkýnda okul müdürleri ile bir toplantý yapan Mardin Ýl Eðitim Müdürü Ziya Eser, projeyle eðitim kalitesini artýrmayý, eðitim ve iþ piyasasý arasýndaki baðýn güçlendirilmesini ve baþta kýz çocuklarý olmak üzere her düzeyde okullaþma oranýnýn yükseltilmesini hedeflediklerini kaydetti.. Eser, projenin Mardin'le birlikte kýz çocuklarýnýn ortaöðretime kayýt oranlarýnda yüzde 50'nin altýnda kalan Aðrý, Adýyaman, Batman, Bayburt, Bingöl, Bitlis, Diyarbakýr, Erzurum, Gaziantep, Kars, Mardin, Muþ, Siirt, Þanlýurfa, Þýrnak ve Van olmak üzere toplam 16 ilde uygulandýðýný bildirdi. Eser, projenin 2023'te dünyanýn 10 büyük ekonomisi içine girmeyi hedefleyen, yaþam ve mesleki becerisi artýrýlan gençlerin, özellikle kadýnlarýn istihdama eriþimini saðlamak için çalýþan, tüm gücünü ve birikimini kullanarak Türkiye'yi 2023'e hazýrlayan hükümetimiz bu projeyi özellikle 8 Mart gününde tanýtarak kadýnýn toplumumuzdaki önemine de dikkat çekildiðini ifade etti.

Kýz çocuklarýnýn okullaþmasýna verdikleri önemi vurgulayan Eser, "Bakanlýðýmýzýn bütün gayreti, baþta kýz çocuklarýmýz olmak üzere tüm çocuklarýmýzý çaðýn gerektirdiði her türlü bilgi, donaným ve beceriyle zenginleþtirmek yolunda yoðunlaþmýþtýr. Özellikle Kýz Çocuklarýnýn Okullulaþma Oranýnýn Artýrýlmasý Projesi de bunlardan biridir. Mardin'de proje kapsamýnda yaptýðýmýz çalýþmalardan biri kýzlarýmýzýn okullulaþmasýný artýrmaktýr. Baþta Valiliðimizin öncülüðünde yapýlacak eylem planýnda, hedeflenen kýzlara, ailelere ulaþarak yine bunun yanýnda okula devamý saðlamak, okul terklerini azaltmak, rehberlik ve danýþma hizmetlerinin niteliðini arttýrmak gibi çalýþmalarýmýza yer vereceðiz. 18 ilin yer aldýðý bu proje ofisinin ilimizde kurulmasý da ayrý bir güzelliktir ve bizim için büyük bir avantajdýr. Ýdarecilerimizin, öðretmenlerimizin, ebeveynlerimizin katkýlarýyla ve fedakarlýklarýyla hedeflenen sayýya ulaþacaðýmýza inanýyoruz." ifadelerini kullandý.

16 milyon avroluk proje Eser, açýklamasýnda proje hakkýnda ise þu teknik bilgileri verdi: “AB uyum sürecinde kadýna yönelik pozitif ayrým kapsamýnda, sosyal ve ekonomik hayatta kadýnýn daha fazla rol almasýný saðlayan politikalar doðrultusunda; “eðitimin kalitesinin artýrýlmasý, eðitim ve iþ piyasasý arasýndaki baðýn güçlendirilmesi ve özellikle kýzlarýn eðitime her düzeyde katýlým oranlarýnýn artýrýlmasý” amacýyla hazýrlanan “Özellikle Kýz Çocuklarýnýn Okullaþmasýnýn Artýrýlmasý

Operasyonu/Projesi”, 16 Milyon Avro tutarýnda bir projedir. Proje kapsamýnda Mardin'de ise Ýl Milli Eðitim Müdürlüðümüz Proje ekibi tarafýndan yapýlan ön hazýrlýk çalýþmalarý ile baþlatýldý. Proje kapsamýnda Ýl Koordinasyon Ekip üyelerimiz 7-9 Mayýs 2012 tarihlerinde Þanlýurfa'da proje eðitimi ve faaliyet planlamasý konusunda eðitim almýþ, ilde düzenlenebilecek faaliyetler konusunda fikir beyan etmiþtir. Ardýndan Mardin Artuklu Üniversitesi Sosyoloji bölümünden bir akademisyenle birlikte konuyla ilgili ilde üst düzey yöneticiler, kanaat önderleri, aileler ve öðrencilerle görüþmeler yapýlarak alan araþtýrmamýzý tamamlanýp bakanlýða gönderdik. Gelinen noktada 28 Aðustos 2012 tarihinde Ankara'da düzenlenecek olan çalýþtaya proje Koordinasyon ekibi ile katýlarak hem yaptýðýmýz çalýþmalar hakkýnda bilgilendirme yapacaðýz hem de bakanlýðýn direktifleri doðrultusunda çalýþmalarýmýza devam edeceðiz.” Orta öðretimde net okullaþma oranýnýn, 2010-2011 eðitim-öðretim yýlý itibariyle Türkiye genelinde yüzde 69,33 olduðunu ifade eden Ýl Milli Eðitim Müdürü Eser, "Binlerce kýz çocuðunun ilköðretimden sonra eðitim hayatýndan ayrýlmasý, hem gençlerimiz adýna, hem de ülkemiz adýna çok büyük bir kayýptýr. Dolayýsýyla kýz çocuklarýnýn ortaöðretime eriþimleri konusunda þartlý nakit transferi, ücretsiz taþýma, kýz öðrenci pansiyonlarýnýn kapasite ve sayýlarýnýn arttýrýlmasý, aile eðitimi gibi sayýsýz çalýþma ile bu alaný destekliyoruz. Son yýllarda kýz teknik ve meslek liselerine kayýt yaptýran öðrenci sayýmýzdaki anlamlý artýþlar; artýk kýz çocuklarýnýn eðitimi ve meslek edinmesinin önemine iliþkin toplumda da bir bilincin oluþtuðunu göstermektedir. Hem bu bilinci

güçlendirmek, hem de farkýndalýðýn düþük olduðu bölgelere daha fazla eðilerek özellikle kýz çocuklarýmýzýn okullaþmasýný saðlamak için projeye büyük önem veriyoruz."dedi. Kýz Çocuklarýnýn Okullulaþmasý Projesi koordinatörü Ahmet Gültekin ise "Bu projenin hedefi, baþta kýz çocuklarý olmak üzere okullulaþma oranýnýn artýrýlmasý, eðitim kalitesinin yükseltilmesi, eðitim ve iþ piyasasý arasýndaki baðýn güçlendirilmesi yoluyla, insan kaynaðýna yapýlan yatýrýmýn artýrýlmasý olarak belirlenmiþ olup, bu yolda herkesle yani karar vericileri, yerel yöneticileri, öðretmenleri, kanaat önderleri, STK temsilcileri, anne-babalar ve diðer profesyonel gruplarla ortak çalýþmalarýmýz devam ediyor."ifadelerini kullandý. Milli Eðitim Bakanlýðýnýn 20102011 yýlý istatistik verilerine göre, okul öncesi eðitimde 27 bin 606 okulda 580 bin 296 erkek, 535 bin 522 kýz öðrenci eðitim görüyor. Ýlköðretimde ise 32 bin 797 okulda 5 milyon 623 bin 476 erkek, 5 milyon 357 bin 624 kýz; ortaöðretimde 9 bin 281 okulda 2 milyon 586 bin 171 erkek, 2 milyon 162 bin 439 kýz okuyor.

Kaymakam Yazýcý'ya veda yemeði M. Sait Çakar

yapmalýyýz" diye konuþtu. anlýurfa'nýn Harran Yazýcý, "Bir yere hizmet Altýndað da bütün ilçesine atanan Ömerli ederken, iyi veya kötü bazý projelere destek veren Kaymakamý Selami þeyler yaþýyorsunuz. Bunlarý Yazýcý'ya teþekkür ettiðini Yazýcý için veda yemeði geride býrakarak gitmek kaydederek, "Yazýcý'nýn düzenlendi. kolay olmuyor. Görev baþarýlý ve özverili Ömerli Belediye Baþkaný bölgemde kanunun bana çalýþmalarý, onun ileride Yýlmaz Altýndað tarafýndan vermiþ olduðu yetkiler daha iyi bir konuma verilen veda yemeðinde dahilinde, en iyisini yapmayý gelmesinde önemli rol konuþan Yazýcý, 2 yýldýr amaçladým. Eðer vataný oynayacak" dedi. görev yaptýðý ilçeden sevdiðimizi iddia ediyorsak, Daha sonra Yazýcý'ya ayrýlmanýn üzüntüsü içinde iþimizi en iyi þekilde teþekkür plaketi verildi.

Þ

olduðunu belirtti.


25 Aðustos 2012 Cumartesi

2

Mardinin son dövmeleri 2012 Cannes Film Festivali'ndeki Türkiye standýnda tanýtýlan Anlat Bana-Dövmeler/Aðýtlar/Hikâyeler özellikle Mardin bölgesinde, artýk yok olmaya yüz tutmuþ geleneksel dövmeleri konu ediniyor. M. Sait Çakar

2

012 Cannes Film Festivali'ndeki Türkiye standýnda tanýtýlan Anlat Bana-Dövmeler/Aðýtlar/Hikâyeler özellikle Mardin bölgesinde, artýk yok olmaya yüz tutmuþ geleneksel dövmeleri konu ediniyor. Eserin yönetmenlerinden Uðraþ Salman yerelden hareketle Anadolu'nun deðerlerinin ortaya çýkarýlmasý gerektiðini düþünüyor. Uðraþ Salman'ýn Kýzýltepeli eski öðrencisi Mehmet Sait Tunç'un bölgede yaptýðý uzun araþtýrma ve tespitler sonucunda ortaya çýkan belgesel,

ekibin genelde yörenin yerlilerinden oluþmasý sayesinde insanlarýn samimiyetinin kamera karþýsýnda korunmasýný saðlamýþ. Ýki sinemacýnýn yönetiminde gerçekleþtirilen filmde kadýnlarýn da görev almasý, kendileriyle röportaj yapýlan yaþlý teyzelerin asla itiraf etmeyecekleri bazý hikâyeleri anlatmalarýný mümkün kýlmýþ: örneðin çeþmeden su almaya gittiklerinde dövmelerinden etraftakilerin nasiplenmesi için çýplak ayakla yürümeleri. Arapça, Kürtçe ve Süryanice yapýlan röportajlardan oluþan eser Türkçe ve Ýngilizce altyazýyla 31.Ýstanbul Film Festivali'nde de gösterilmiþti; aðýtlardan birinin Arapçanýn artýk bölgede kullanýlmayan ve anlaþýlamayan bir þivesinde yakýlmasý da cabasý. Dövmelerden yola çýkýlarak baþlatýlan projenin kapsamý kadýnlarýn içini dökmesiyle iyice geniþlemiþ ve Yukarý Mezopotamya uygarlýðýnýn kaybolmakta olan birçok deðerini ortaya çýkarmýþ. Salman, konunun çok geniþ bir bölgeyi temsil ettiðini düþündüðünden filmin Türkiye sýnýrlarý içinde çekilmiþ olduðuna dair bilgi vermiyor, bölgedeki hayatýn ritmini belgesele aktardýðý gibi oryantalist tavýrdan uzak kalmaya da özen gösterdiðini ifade ediyor. Yörede yeni neslin günah

addettiði dövme kültürü 30 sene sonra Anadolu'nun birçok zenginliðiyle ayný kaderi paylaþarak yitip gidecek gibi görünüyor; biz bu arada belgeselin Cannes'da daðýtýlan 30 kopyasýnýn dünya festivallerinde yolu açýk olsun diyoruz. Reklam sektörünün Ersin Abisi olarak tanýnan Ersin Salman'ýn oðlu, 2 Haziran1965 Ankara doðumlu Uðraþ kariyerinin baþýnda birçok reklam filmi çekmiþ, kýsa metrajlýlardan sonra belgesellere geçmiþ. Yusuf Kurçenli'yle çalýþmýþ olmanýn getirilerini fazlasýyla önemseyen Salman sivil toplum iþleri yapmýþ ve eðitim vermiþ. Tarih Vakfýnýn çalýþaný olmasý dýþýnda Anadolu Kültür A.Þ. kapsamýnda Kars ve Diyarbakýr'da film atölyeleri düzenlemiþ, Mardin'de Sinema Derneði'nin kurulmasýnda ve kentin tek sinema salonu olan açýkhava sinemasýnýn faaliyete geçmesinde katkýlarý olmuþ.

olmadýðýný gözümüze sokuyor; bazý kesimlerce gurur vesilesi yapýlan Ýstanbul'daki azýnlýk mozaðinin temsilcileri, geride kalan yazlýkçý Rumlarýn ise durumu kurtaracak hallerinin olmadýðý aþikâr, ne de olsa Adalar doyumsuz yönetim ve sermayenin gözünü diktiði bölgelerden biri. Uðraþ Salman Türkiyeli sandýðý dedesinin Romanya'nýn Köstence yakýnlarýndaki bir kasabadan göç ettiðini öðrenince kendini de göçmenlik konusunun içinde bulmuþ. "Ebeveynler göç eder, çocuklar sürgün olur" lafýndan bu kadar etkilenmesinin sebebi belki de bu. Geçtiðimiz yýllarda Romanya'ya yaptýðý bir yolculuk sýrasýnda Tatar dedesinin izlerini bulan Salman þimdiki projesinde ailesinin yaþayan fertlerine geriye doðru bir yolculuk yaptýrmak ve olacaklarý belgelemek niyetinde.

Uzun yýllardan beri kýþlarýný da geçirdiði Büyükada'nýn anlatýlan þanlý geçmiþini fazlasýyla merak eder hale geldiðinden Atina'daki Büyükada'yý çekmiþ ve zoraki göçle Yunanistan'a gitmeye mecbur býrakýlan Rumlarýn hazin hikâyesini ilk belgeseline aktarmýþ. Salman yüzyýllarca adada yaþayan ve geleneksel mesleklerini kesintisiz sürdüren Rum azýnlýðýn artýk adada var

Süryaniler ‘þeyh’i unutmadý Ýsmail Erkar

M

idyat Ýlçesi’nden çeþitli nedenlerle yurt dýþýna göç eden Süryaniler, 1’inci Dünya Savaþýnda atalarýný kurtararak sahip çýkan din adamý Þeyh Fethullah Hamidi’nin mezarýný ziyaret ederek dua etti. Ortadoðu’da Süryanilerin merkezi durumunda bulunan ’Dillerin ve dinlerin’ kenti olarak bilinen Mardin’in Midyat ilçesinde, örnek bir ziyaret gerçekleþtirildi. Midyat

bölgesinde yaþayan Süryanileri 1914 yýlýnda çeteciler ve bazý tutucu aþiretlerin saldýrýsýndan kurtaran, bölgede derin hoþgörüsü ve sorunlarý çözmesi ile tanýnan Nakþibendi tarikatý Þeyhi Fethullah Hamidi, ölümünden 65 yýl sonra Avrupa ve Türkiye’de yaþayan Süryaniler tarafýndan mezarý baþýnda anýldý. Yurt dýþýndan gelen Süryaniler ile Midyat’ta yaþayan Süryaniler’den oluþan kalabalýk bir grup Batman’ýn Gercüþ Ýlçesi Kayapýnar Köyü’nde bulunan ve

‘Büyük Kurtarýcý’ diye nitelendirdikleri Hamidi’nin türbesini ve þeyhin geriye kalan torunlarýný ziyaret etti. Dünya Mýhellemi Birliði Baþkaný Mehmet Ali Aslan’ýn organizesinde gerçekleþen ’Kadim Kardeþlik Buluþmasý’nda Süryani grup, Merhum Þeyh Fethullah Hamidi’nin hayatta olan iki torunu Þeyh Abdullah Hamidi, Þeyh Sabahattin Hamidi ve müritleri tarafýndan köyde karþýlandý. Yiyecek ve içecek ikramýnýn ardýndan merhum þeyhin mezarýna ziyaret eden Süryani grup burada dualar edip ilahiler okudu. Merhum dedeleri Þeyh Fethullah Hamidi’nin vasiyeti üzerine hiçbir zaman bölgede yaþayan Süryanilerle irtibatlarýný koparmadýklarýný söyleyen torunu Abdullah Hamidi, "Süryani heyetin geliþiyle büyük bir memnuniyet duyduk. Bu tür ziyaretler bölgemizin ve dünyamýzýn selameti açýsýndan çok önemlidir. Süryani halký dedemizin bizlere emanetidir. Süryanilerden dileðimiz bu baðýn canlý tutulmasý ve devam etmesidir" dedi. Ziyarete giden grupta yer alan Midyat asýllý Süryani kadýn Emili Oduncu ise, uzun yýllardýr Ýsveç’in Stockholm kentinde yaþadýðýný söyleyerek, "Ýlk kez bu köye ve bu eve geliyorum. Kendimi sanki doðduðum ev olan annemin ve babamýn evindeymiþ gibi hissettim" diye konuþtu. Þeyh Fethullah’ýn Peygamber soyundan geldiðini ve kendisine yakýþýr bir tarzda dini esaslarý temsil ettiðini belirten Dünya Mýhellemi Birliði Baþkaný Mehmet Ali Aslan ise, "Þeyh

Fethullah Hamidi peygamber soyundan gelmektedir. Kendisine yakýþýr bir tarzda temsil ettiði dinin esaslarýna baðlý kalarak hayatý pahasýna büyük iþler baþarmýþtýr. Bu yoldaki zorlu imtihanýný çeþitli olaylardaki asil ve onurlu duruþuyla tüm dünyaya ispat etmiþtir" diye konuþtu. Yaklaþýk iki saat süren ziyaret, Þeyh Fethullah Hamidi’nin yaþadýðý tarihi evin ziyaret edilmesi ve kullandýðý özel eþyalarýn incelenmesi ile son buldu. 1914 yýlýnda Birinci Dünya Savaþý sürerken, Midyat Ýlçesi Gülgöze köyü ve çevresinde yoðun þekilde yaþayan Süryaniler, Ruslarla iþbirliði yaptýklarý gerekçesiyle bazý aþiretlerin baskýsý ve saldýrýsýyla karþý karþýya kalmýþ. Bu durum üç ay sürmüþ. Süryaniler, Gülgöze’ye sýkýþýp kalmýþlar. Bu sýrada Süryanilerin imdadýna, bölgenin o dönemdeki en önemli Müslüman din adamý olan Þeyh Fethullah Hamidi arabulucu olarak yetiþmiþ ve "Savaþ dursun, düþmanlýk bitsin" demiþ.

Görüþmeler, pazarlýklar sýrasýnda Süryani cemaatinin yanýnda yer almýþ, fetvalar yayýnlamýþ. Ayrýca Þeyh Hamidi, anlaþma saðlanýncaya kadar ‘Güven baðý oluþsun’ diye, oðlu Þeyh Siracettin ve kardeþinin oðlu olan Þeyh Sýddýk’ý Süryanilere rehin býrakmýþ. Bu tavýr, Gülgöze köyündekiler ve karþý taraf için önemli bir uyarý olmuþ. Þeyh Hamidi ardýndan hemen Diyarbakýr’a geçerek, yetkililerden olayýn sonuçlanmasýný saðlayacak belgeyi almýþ ve olaylar böylece sona ermiþ.

Eðitim-Sen Mardin Þubesi'nden BDP'nin Mitingine Destek Murat Akgül

E

ðitim ve Bilim Emekçileri (Eðitim-Sen) Mardin Þubesi, Barýþ Ve Demokrasi Partisi (Bdp) tarafýndan düzenlenecek olan "Kürt Sorununa Demokratik Çözüm ve Özgürlük Þöleni"ni anlamlý bulduklarýný belirtti. Eðitim-Sen Mardin Þube Baþkaný Mehmet Can Yýldýz, son süreçte yaþananlarýn tüm ülkeyi üzdüðünü söyleyerek, "Ülkemizde yaþanan savaþta çatýþmalarýn arttýðý, insanlarýn her gün öldüðü bu son süreçte Mardin Bdp il teþkilatýnýn 26 Aðustos 2012 Pazar günü Kýzýltepe Nevruz alanýnda yapacaðý 'Kürt Sorununa Demokratik Çözüm ve Özgürlük Þöleni'ni çok anlamlý bulmakta, savaþsýz bir dünya, demokratik bir Türkiye ve ülke barýþýna katký saðlayacaðýný, Türkiye'deki Kürt sorununun çözümünün önünü açacaðýný düþünmekteyiz. Mardin Kesk Þubeler Platformu ve Mardin HDK Ýl Meclisi olarak mitingi desteklediðimizi kamuoyuna bildiririz" dedi.

Zayi ilanlari Nüfus cüzdanlarýmýz kaybolmuþtur. Hükümsüzdür. Saadet AYAZ, Lemanur AYAZ, Rana AYAZ, Ecrin AYAZ Ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. Saadet AYAZ


www.mardiniletisimgazetesi.com.tr

25 Aðustos 2012 Cumartesi

3

66 milyon cep telefonu abonesinin yüzde 63'ü kontörlü tarife kullanýyor T ürkiye'de, 2012 Haziran ayý itibariyle 66 milyon 140 bin cep telefonu abonesi bulunuyor. Abonelerin yüzde 63'ü (41 milyon 668 bini) kontörlü aboneden oluþuyor. Bilgi Teknolojileri ve Ýletiþim Kurumu (BTK) Sektörel Araþtýrma ve Strateji Geliþtirme Daire Baþkanlýðý tarafýndan hazýrlanan 2012 yýlýnýn ikinci çeyreðine iliþkin Elektronik Haberleþme Sektörü Pazar Verileri Raporu'ndan derlenen bilgilere göre, Haziran 2012 itibariyle Türkiye’de 66,14 milyon mobil abone bulunuyor. Türkiye’deki mobil abonelerin abonelik türlerine göre daðýlýmýna da yer verilen raporda, 2012 yýlý ikinci üç aylýk dönemde mobil abonelerin yaklaþýk

63’ünü ön ödemeli aboneleri oluþturuyor. Halen 66 milyon 140 bin cep telefonu abonesinin bulunduðu Türkiye'de kontörlü tarife kullanan abone sayýsý 41 milyon 688 bini geçiyor. Son bir yýl içerisinde faturalý abonelerin oraný ise yüzde 33,2’den yüzde 37,4’e çýktý. Bazý AB ülkeleri ve Türkiye’de ön ödemeli ve faturalý mobil abone oranlarý karþýlaþtýrýldýðýnda incelenen ülkelerde ön ödemeli abone oraný yüzde 43 seviyesinde olduðu belirlendi. Türkiye’de yüzde 63 olarak tespit edilen kontörlü abone sayýlarý Finlandiya'da yüzde 13, Ýtalya'da yüzde 14, Almanya'da yüzde 56 seviyesinde.

GSM firmalarýnýn Temmuz 2009’da hizmete soktuðu 3G hizmeti abonelerden büyük ilgi görüyor. 3G hizmeti Haziran 2012 itibariyle 37,7 milyon aboneye ulaþtý. 2011 yýlý ikinci çeyrekte 24,8 milyon olan 3G abone sayýsý, 2012 yýlý ikinci çeyrekte 37,7 milyona ulaþtý. 3G hizmetiyle birlikte mobil bilgisayardan ve cepten internet hizmeti alan abone sayýsý da ayný dönemler için 3 milyon 629 bin 522’den 10 milyon 649 bin 948’e yükseldi. Sabit telefon aboneliði verilerine de yer verilen raporda, 2012 yýlý ikinci çeyrek itibariyle Türkiye'de 14,47 milyon sabit telefon abonesi bulunuyor. Ortalama hane halký büyüklüðünün 3,97 olduðu göz önünde bulundurulduðunda, sabit telefon hizmetleri pazarýnda Türkiye’nin önemli bir kesimine ulaþýldýðý vurgulandý. (CÝHAN)

Ramazan Bayramý'nýn kaza bilançosu yine aðýr

R

amazan Bayramý süresince meydana gelen trafik kazalarýnda 74 kiþi hayatýný kaybetti. Emniyet Genel Müdürlüðü, Ramazan Bayramý tatili süresince meydana gelen ölümlü-yaralanmalý trafik kazalarý ile ilgili istatistikleri yayýmladý. Bayram süresince bin 841

trafik kazasý meydana geldiði belirtilen açýklamada, bu kazalardan 56'sýnýn ölümle sonuçlandýðý belirtildi. Açýklamada, bayram süresince meydana gelen kazalarda 74 kiþinin hayatýný kaybettiði, 4 bin 61 kiþinin de yaralandýðý kaydedildi. (CÝHAN)

Mobilya satýþlarý öngörülenin altýnda kaldý, gözler evlilik sezonunda E

Bir günde 3 bin 518 Suriyeli geldi

Suriye'den rekor sýðýnma talebi

Þ

iddet olaylarýnýn arttýðý Suriye'den Türkiye'ye sýðýnanlarýn sayýsý da rekor düzeye ulaþtý. Dün 3 bin 518 kiþi Suriye'den kaçarak Türkiye'ye sýðýndý. Geçen yýl Nisan ayýndan beri toplam 110 bin 772 Suriye vatandaþý Türkiye'ye giriþ yaparken; bunlardan 32 bin 363'ü ülkesine geri döndü. Türkiye'de þu anda 78 bin Suriyeli sýðýnmacýya her türlü yardýmý saðlýyor. Baþbakanlýk Afet ve Acil Durum Yönetimi Baþkanlýðý (AFAD)'ndan yapýlan yazýlý açýklamada Suriye’den gelenler için 8 çadýr kent, 1 geçici kabul merkezi ve 1 adet konteyner kentte bugün itibariyle 78 bin 409 Suriye vatandaþý bulunduðu bildirildi. AFAD tarafýndan Hatay’da 5, Þanlýurfa’da 2, Gaziantep’te 1 olmak üzere toplam 8 çadýr kent ve Kilis’te 12 bin kiþilik 1 adet konteyner kent kurulduðu hatýrlatýlan açýklamada, sýðýnmacýlarýn kamp merkezlerinin dýþýnda Kilis, Gaziantep, Kahramanmaraþ, Adana, Adýyaman ve Osmaniye’de bulunan yatýlý bölge okullarý, öðrenci yurtlarý ve spor salonlarýnda barýndýrýldýðý kaydedildi. Suriye vatandaþlarýnýn yerleþtirilmeleri amacýyla Gaziantep Karkamýþ, Gaziantep Nizip, Kahramanmaraþ Merkez ve Osmaniye Cevdediye çadýr kentlerinin kurulum çalýþmalarýnýn sürdüðü belirtilen açýklamada, AFAD koordinasyonunda; ilgili kurum ve kuruluþlarca çadýr kentlerde ve konteyner kentte barýnma,

yiyecek, saðlýk, güvenlik, sosyal aktivite, eðitim, ibadet, tercümanlýk, haberleþme, bankacýlýk ve diðer hizmetler verildiði bildirildi. Kamplarda; okul, cami, ticaret, polis ve saðlýk merkezi, basýn brifing birimi, çocuk oyun alanlarý, televizyon izleme üniteleri, su deposu, arýtma merkezi, trafo ve jeneratör gibi donatýlar da yer aldýðý ifade edilen açýklamada, Suriye vatandaþlarýna günlük 3 öðün sýcak yemek verilmeye devam edildiði dile getirildi. 23-24 Aðustos tarihlerinde, 3 bin 518 Suriye vatandaþýnýn Türkiye'ye giriþ yaptýðý vurgulanan açýklamada, 113 kiþinin de kendi istekleri ile ülkesine döndüðüne dikkat çekildi. Bugüne kadar Türkiye'ye 110 bin 772 Suriye vatandaþýnýn giriþ yaptýðý aktarýlan açýklamada, "Toplam 32 bin 363 Suriye vatandaþý da ülkesine dönmüþtür. Bugün itibariyle; Hatay’da 11 bin 62, Gaziantep’te 11 bin 740 (3 bin 631’i okul, yurt ve spor salonlarýnda), Kilis’te 15 bin 92 (2 bin 950’si okul ve yurtlarda) Þanlýurfa’da 24 bin 947 kiþi barýndýrýlmaktadýr. Ayrýca Kahramanmaraþ’ta 6 bin 589, Adana’da 3 bin 129, Adýyaman’da 951, Osmaniye’de bin 491 ve Malatya’da 2 bin 936 Suriyeli geçici olarak yatýlý okullarda misafir edilmektedir. 58’i refakatçi, 414’ü hasta ve yaralý olmak üzere toplam 472 kiþi hastanede bulunmaktadýr. Hastanedekilerle birlikte ülkemizde toplam 78 bin 409 Suriye vatandaþý bulunmaktadýr." Denildi. (CÝHAN)

konomiyi soðutma önlemlerine baðlý olarak dayanýklý tüketim ürünlerine talep daraldý. Ýlk 7 ayý durgun geçiren mobilya sektörü, Ramazan sonrasýna ertelenen evlilik sezonuna umut baðladý. Ýstikbal ve Bellona markalarý ile bilinen Boydak Grubu’nun Yönetim Kurulu Baþkaný Hacý Boydak, bayram sonrasýna kalan evlilik planlarýnýn mobilya sektörünü dinamik kýlacaðýný vurguladý. Alfemo Genel Müdürü Ramazan Davulcuoðlu ise sene sonunda mobilya satýþlarýnýn yüzde 20 artacaðýný, bunda evliliklerin önemli rol oynayacaðýný dile getirdi. Kilim Mobilya Genel Müdürü Abdullah Kazan ve Mondi Genel Müdürü Ýzzet Sümer de evliliklerin gelirlerine büyük katký sunacaðýný ifade etti. Ekonomi yönetimi, cari açýkla mücadele adýna soðutma önlemlerine baþvurdu. Bu çerçevede tüketim kýsýldý, pek çok ürüne talep daraldý. Koltuk, yatak takýmlarý ve oturma grubu gibi mobilya ürünlerinin alým satýmý ertelendi. Ýlk 7 ayda umduðunu bulamayan sektör, Ramazan ayýndan dolayý aðustos ve eylül dönemine sarkan evlilik sezonunda satýþlarýný artýrmaya odaklandý. Sezondan umutlu olan sektörün önde gelen aktörleri, satýþlarýný ve öngörülerini Cihan’a açýkladý. Ýstikbal, Bellona, Mondi, Regina ve Deco markalarý ile müþterilerine hitap eden Boydak Grubu’nun Yönetim Kurulu Baþkaný Hacý Boydak, mobilya ayaðýnda ilk 6 ayý yüzde 16 büyüme ile kapadýklarýný duyurdu. Dünya ekonomilerinde dolanan kara bulutlarýn mobilya sektörünü menfi etkilediðini anlatan Hacý Boydak, þöyle devam etti: “Avrupa Birliði ülkelerinde

görülen borç sorunlarý ve bölgemizde bulunan ülkelerde týrmanan siyasi gerilimin doðal olarak ekonomimize darbeleri oldu. Þu an sektörlerde görülen moralsizlik, ekonomide durulma doðal olarak büyümeyi etkilemektedir. Öte yandan dayanýklý tüketim alanýnda ertelenen talepler, Ramazan ayý sonrasý için sanayicileri ümitlendiriyor. Vasat geçen bir 7 ayýn ardýndan bayram sonrasýna kayan evlilik planlarý mobilya sektöründe ivme getirecektir. Boydak Grubu’nun üretim ve satým faaliyetleri hedeflere uygun devam ediyor. Mobilya ayaðýnda 2012 hedeflerini yenilemeyeceðiz. Þu an veriler, sene sonu itibari ile ertelen taleplerin de katkýlarý ile yüzde 14 büyümeyi yakalayacaðýmýzý ortaya koymaktadýr. Ancak þunu da iyi biliyoruz, bu dönemde ertelenen taleplerden maksimum payý alabilmek tüketici ve sektörü iyi anlamayý gerektiriyor.” Boydak, evlenmelere baðlý olarak mobilya ürünlerine taleplerin artacaðýndan, kayýplarýn giderileceðinden söz etti. Boydak, aþýrý tüketimi önleme, ekonomiyi soðutma adýna atýlacak adýmlarda ortaya konulacak dengenin önemine deðindi. “Sektörlerin tamamýna nefes aldýracak, ekonomide belirgin iniþlere sebebiyet vermeyecek tedbir ve uygulamalar masada olmalý. Ýstikrar ve huzur ortamlarýnýn korunmasýna duyarlý olunmalýdýr. Çünkü istikrarýn ve huzurun olmadýðý, kaygýlarýn olduðu ortamlarda konjonktür yavaþlama eðilimine girmektedir.” uyarýlarýnda bulundu. Alfemo Genel Müdürü Ramazan Davulcuoðlu, iç satýþlar baðlamýnda ilk yarýnýn durgun geçtiðini belirtti. Ýhracatta 3 senedir yüzde 20, 2012 ilk 6 ayýnda da yüzde 18 büyüme görüldüðüne temas eden Ramazan Davulcuoðlu, “Mobilya

sektörünün ihracat ayaðýnda gayet iyi bir görünümü var. Ama içeride öngörülen büyüme elde edilemedi. Maalesef hedefler yakalanamadý.“ dedi. Ramazan ayýnýn ardýndan düðünlerin arttýðýna iþaret eden Davulcuoðlu, bu dönemin sektör için olumlu olacaðýný dile getirdi. 2012’de 2011’e göre yüzde 20 büyüyeceklerini aktaran Davulcuoðlu, “Bu büyümede evlilikler önemli rol oynayacak. Her þey olumlu olacak. Görünen o, bu dönemde yatak odalarý, yemek odalarý ve oturma gruplarý ilgi odaðý olacak.“ ifadelerini kullandý. Kilim Mobilya Genel Müdürü Abdullah Kazan ise mobilya ürünlerine raðbetin artacaðýný savundu. 2012 ilk 6 ayýnýn sektöre iyi gelmediðinden dert yanan Abdullah Kazan, þunlarý kaydetti: “Çevre ülkelerde durumlar malum, buna baðlý olarak moraller kýrýldý. Satýþlar dilendiði gibi deðil. Ama aðustos, eylül ve ekim aylarýnda mobilyaya ilgi artacaktýr. Evliliklerin burada önemli katkýlarý olacak. Malum Ramazan ayý yaza denk geliyor. Onun için son 2 senedir, mübarek ayýn ardýndan sektörün aktif olduðuna tanýklýk ediyoruz. “ Kazan, evlenmelere raðmen mobilya sektörünün bu sene çok büyümeyeceðini, Kilim’in de satýþlarýný yüzde 15 artýracaðýný tahmin etti. Mondi Genel Müdürü Ýzzet Sümer de ilk 7-8 ayda satýþlarda dilenen ivmenin yakalanamadýðýndan þikâyet etti. Aðustos ayýnýn ardýndan mobilyaya ilginin artacaðýný savunan Ýzzet Sümer, þu deðerlendirmelerde bulundu: “Sektör için eylül ve ekim aylarý dinamik geçecek. Uzun zamandýr durgunluk vardý, umuyorum bu durgunluk yerini yoðunluða býrakacak. Büyük þehirlerde kýþ aylarýndan evvel düðünlerin tamamlanmasý, Anadolu’da hasada yakýn evliliklerin olmasý planlanýyor. Umuyorum, eylül ila ekim döneminde yaralar sarýlýr. “ Sümer, Ramazan sonrasýna býrakýlan evliliklerin mobilyaya talebi artýracaðýný, cirolara yüzde 50-60 oranýnda etki edeceðini ekledi.

Mobilya fiyatlarý stabil Mobilya sektörü, 2011’e oranla fiyatlarýn stabil olduðunda hemfikir. Fiyatlarýn geçen sene ile ayný olmasý Alfemo Genel Müdürü Ramazan Davulcuoðlu ve Kilim Mobilya Genel Müdürü Abdullah Kazan tarafýndan ürünlere aþýrý taleplerin gelmemesine; Mondi Genel Müdürü Ýzzet Sümer tarafýndan da girdi maliyetlerin artmamasýna baðlanýyor. (CÝHAN)


www.mardiniletisimgazetesi.com.tr

25 Aðustos 2012 Cumartesi

4

Uludere'de acý ihmal T

ürkiye'yi derinden üzen Uludere'deki feci kazanýn sebebi araþtýrýlýrken ilginç bir bilgi ortaya çýktý.

konuþuyor. Toprak, disklerin ýsýnmasý durumunda aracýn bir süre bekletilmesinin en doðrusu olduðunu vurguluyor.

Uludere'nin Gülyazý ve Ortasu bölgesinde yolcu taþýmacýlýðý yapan köy korucusu Mehdi Tosun (35), görev deðiþimi yapacak olan güvenlik güçlerine de ulaþým hizmeti saðlýyordu. Kazanýn olduðu gün yolcularýný taþýdýktan sonra üs bölgesine giden Mehdi Tosun, Gülyazý köyünde ikamet eden ve kendi koyunlarýný otlatan Soner Ürek'in (16) yanýnda durdu. Tosun, Ürek'in hayvanlarýný otlattýðý bölgede bulunan çeþmeden soðuk su içtikten sonra balata ve disklerin çok ýsýndýðýný söyleyerek üzerlerine su döktü.

Þýrnak Þoförler ve Otomobilciler Odasý Baþkaný Cemal Tong ise Þýrnak bölgesinde meydana gelen kazalarýn büyük kýsmýnýn yollardan kaynaklandýðýný aktarýyor. Yollarýn yapýldýðýný ancak gerekli özenin gösterilmediðini söyleyen Tong, ince bir kaplamanýn ardýndan mýcýrýn dökülüp öylece býrakýldýðýný, kaplamanýn altýndaki çukurlarýn düzeltilmediðini kaydediyor.

Soner Ürek'in anlattýðýna göre þoför Tosun fren disklerine soðuk su döktükten sonra üs bölgesinde bulunan askerleri almaya gitti. Üs bölgesine yakýn bir yerde bulunan Gülyazýlý iki aile de arabaya binmek istedi ancak yer olmadýðý için seyahat edemedi. Aileler bahçelerinde topladýklarý

sebzeleri arabaya yükledikten sonra Tosun, askerlerle birlikte üs bölgesinden tümene doðru hareket etti. Üs bölgesi ile alayýn bulunduðu yerin alçakta olmasý nedeniyle minibüs inerken sürekli fren yapmak zorunda kaldý. Ýçinde 18 kiþinin olmasý nedeniyle fren disklerine aþýrý yük bindi. Kazanýn olduðu bölgeye gelen minibüsün iddialara göre disklerinde problem çýktý ve savrulduktan sonra keskin kayalýklarýn bulunduðu dere

yataðýna düþtü. Diyarbakýr'da 25 yýldýr tamircilik yapan Celal Toprak, fren balatasýna ve disklerine soðuk su dökmenin büyük bir yanlýþ olduðunu söylüyor. Toprak, "Balatanýn soðumasý için sýcak diskin üzerine su döküldüðü zaman ani soðumadan dolayý yamulma, eðilme, çatlama meydana geliyor. Soðuk bir bardaða ani bir sýcak su konulduðu zaman nasýl çatlýyorsa diskte de ayný oluyor." diye

Uludere'de kazayla ilgili çalýþmalarýnýn devam ettiðini anlatan Tong, bir aracýn sürekli yokuþ aþaðý inmesinin ve fren yapmasýnýn disklere zarar verdiðini ifade ediyor. Tong, "Fren yapýldýðý zaman direksiyon titriyorsa diskte bir problem olduðu anlaþýlmalý ve dikkat edilmelidir. Son kazanýn bu nedenle olup olmadýðýný kesin bir dille söyleyemeyiz." diye konuþuyor. (CÝHAN)

Gaziantep bombacýlarý kamu görevlisi

G

aziantep'te 9 kiþinin hayatýný kaybettiði, onlarca kiþinin de yaralandýðý saldýrýnýn üzerindeki sýr perdesi kalkýyor.

Þanlýurfa'nýn Siverek ilçesinde 5 kiþiyi gözaltýna alan polis, dün de Mersin'de 3 farklý noktaya eþzamanlý operasyon düzenledi. Burada gözaltýna alýnan 3 kiþiden M.F.'nin, PKK'yý da bünyesinde bulunduran KCK'nýn üst düzey sorumlusu olduðu ve aracý

Siverek'teki tamirciye onun götürdüðü belirlendi. Mersin'de bir kamu kurumunda çalýþan M.F.'nin çevresine tatile çýktýðýný söylediði, fakat Siverek'e gittiði ortaya çýktý.

Siverek'te bomba yüklü aracý sanayiye götüren M.F.'nin, "Uðraþtým tamir edemedim, bir de siz bakýn." diyerek aracý tamircilere teslim ettiði ve daha sonra da aracýn Gaziantep'e býrakýlmasýný istediði öðrenildi.

Polisin olayla ilgili yaptýðý araþtýrmada araca bombayý yerleþtiren kiþilerin de kimlikleri belirlendi. Araca bomba düzeneðinin kurulmasýný organize eden kiþinin de Siverek doðumlu olduðu ve Þanlýurfa'daki bir devlet okulunda öðretmenlik yaptýðý belirtiliyor.

Mersin'de polis, dün, Gaziantep'deki bombalý saldýrýyla iliþkin 3 kiþiyi gözaltýna aldý. Bu kiþiler arasýnda yer alan M.F.'nin,

PKK'yý da bünyesinde bulunduran KCK'nýn üst düzey sorumlusu olduðu ve saldýrýda kullanýlan aracý Siverek'teki tamirciye götürdüðü belirlendi. Zanlý M.F.'nin Mersin'de bir kamu kurumunda çalýþtýðý öðrenildi. Polisin olayla ilgili yaptýðý araþtýrmada araca bombayý yerleþtiren kiþilerin de kimlikleri belirlendi. Araca bomba düzeneðinin kurulmasýný organize eden kiþinin de Siverek doðumlu olduðu ve Þanlýurfa'daki bir devlet okulunda öðretmenlik yaptýðý belirtiliyor. Þahsýn sicilinin temiz olduðu için Gaziantep'te patlamanýn yapýlacaðý yerde daha önce rahatça keþif yaptýðý ve olayýn bütün detaylarýný planladýðý kaydedildi. Polisin, patlamayla ilgili olarak büyük bir aþama kaydettiði, örgüt üyelerine yardým ve yataklýk ettiði belirlenen bazý kiþilerin de önümüzdeki günlerde sorguya alýnacaðý kaydedildi.

Kop Daðý Tüneli'nin temeli törenle atýldý

K

aradeniz'i Doðu ve Güneydoðu Anadolu Bölgesi'ne baðlayacak olan Kop Daðý Tüneli'nin temeli, Ulaþtýrma Denizcilik ve Haberleþme Bakaný Binali Yýldýrým'ýn katýlýmýyla atýldý. Erzurum-Bayburt sýnýrýndaki 2 bin 400 rakýmlý Kop geçinin 2 bin rakýmlý noktasýnda 5 kilometre uzunluðunda tünel yapýlacak. Ulaþtýrma Denizcilik ve Haberleþme Bakaný Binali Yýldýrým, 3 yýl içerisinde tamamlanarak hizmete açýlacak olan tünelin ülkeye hayýrlý olmasý temennisinde bulundu. Bakan Yýldýrým, 260 milyon liraya mal olmasý planlanan Kop Tüneli'nin hizmete açýlmasýyla Karadeniz, Doðu Anadolu ve Güneydoðu Anadolu Bölgesi'nin sosyo- ekonomik yapýlarýnda canlýlýk yaþanacaðýný dile getirdi. Bakan Yýldýrým, tünelin kýsa sürede kendisini amorti edeceðine vurgu yaparak,"3 yýl içerisinde vatandaþlarýn anaç ve zaman maliyeti kendisini amorti edecek." dedi. Helikopterle Kop Daðý'nýn zirvesine iniþ yapan Bakan Yýldýrým, buradaki Kop Þehitliði'ni ziyaret etti. Gündemdeki terörist saldýrýlarla ilgili deðerlendirme yapan Yýldýrým, "Hiç bir güç bize bölemeyecek. Terör çirken amacýna ulaþamayacak. Teröristler hak ettikleri cezaya er ya da geç kavuþacak" þeklinde konuþtu. Bakan Yýldýrým, iktidarlarý döneminde Bayburt'a 66 kilometre duble yol yapýldýðýný kaydetti. Daha sonra Erzurum Valisi Sebahattin Öztürk, Bayburt Valisi Hasan Ýpek ile Karayollarý Genel Müdürü Cahit Toraman konuþma yaptý. Yetkililer, Kop Daðý tünelinin hizmete açýlmasýyla çetin kýþ þartlarýnda vatandaþlarýn daha rahat ve güvenli seyahat yapabileceðini ifade etti. Bakan Yýldýrým daha sonra Trabzon'da yapýlacak olan Araklý Tüneli'nin temel atma törenine katýlmak üzere bu þehre geçti. (CÝHAN)

PKK, çocuklarý daða kaçýrýlan aileleri silah zoruyla ikna etti

Öte yandan Gaziantep Valisi Erdal Ata, patlamayla ilgili gelinen aþamanýn çok iyi olduðunu belirterek þu bilgileri verdi: "Olayda Suriye'nin de parmaðýnýn olduðunu düþünüyoruz. Esad'ýn PKK'ya her türlü desteði verdiði biliniyor. Soruþturma safhasýnda bunu destekleyecek herhangi bir bilgi yok. Ama bundan önceki olaylarda da Suriye'nin parmaðý olabilir." (CÝHAN)

Mardinliler bayramý kendi þehirlerinde geçirdi Þ A

karyakýt sektöründe hizmet veren Starpet'in, Türkiye genelindeki istasyonlarýna uðrayan araçlardan veri alarak yaptýðý araþtýrmada, ramazan bayramýnda en çok seyahat edenler Ýstanbullular oldu.

Starpet'ten yapýlan açýklamaya göre, Türkiye'nin deðiþik bölgelerindeki 400'e yaklaþan istasyonlardan elde edilen veriler ýþýðýnda hazýrlanan incelemede, bayramda hangi þehrin sakinlerinin tatillerini nerede geçirdiðine yönelik ilgi çekici bilgiler ortaya çýktý. Buna göre, Türkiye'nin en çok gezen ili Ýstanbul olurken, Ýstanbul'u Ankara, Ýzmir ve Bursa takip etti. Ankara, Ýzmir ve Bursalýlar bayramda özellikle tatil bölgelerine yöneldi, Ýstanbullular en çok Antalya, Muðla, Adýyaman, Kayseri ve Sinop'u ziyaret etti. Ýstanbul'da ise en çok Ankara, Bursa, Trabzon, Samsun, Tekirdað ve Kocaeli plakalý araçlarýn yoðunluðu dikkat çekerken, Batman, Mardin ve

Van sakinleri ise bayram tatilini kendi þehirlerinde geçirmeyi tercih etti. Firmanýn Antalya ve

Muðla'daki istasyonlarýný en çok ''34'' plakalý araçlar ziyaret ederken, tatil yörelerine Ankara, Ýzmir ve Bursalýlar'ýn da ilgisi yoðun oldu.

Özellikle Antalya'da Ýstanbul, Ankara ve Ýzmir plakalarý araçlarýn yoðunluðu dikkat çekerken, Türkiye'nin en çok tercih edilen tatil yörelerinin bulunduðu Muðla'yý Ýstanbul ve Ýzmir plakalý araçlar yoðun olarak ziyaret etti.

Ýstanbul'u en çok Ankara, Bursa, Trabzon ve Samsun plakalý araçlar ziyaret ederken, Adýyaman, Kayseri ve Sinop gibi Anadolu þehirleri Ýstanbul'dan gelen ziyaretçileri aðýrladý. Verilere göre Ýstanbul'da en çok Ankara, Bursa, Trabzon, Samsun, Tekirdað ve Kocaeli plakalý araçlarýn yoðunluðu dikkat çekti. Mersin'deki istasyonlarý en çok ziyaret Adana ve Þanlýurfa plakalý araçlar olurken, Adýyaman'ýn Malatya'dan, Þanlýurfa ise Sivas'tan gelen ziyaretçileri aðýrladý. Kayseri'de ise Yozgat plakalý araçlarýn yoðunluðu dikkat çekti. Öte yandan Batman, Van ve Mardinliler ise bayram tatilini aðýrlýklý olarak kendi þehirlerinde geçirmeyi tercih etti. (CÝHAN)

ýrnak'ýn Beytüþþebap ilçesinde 12 yaþýndaki 3 çocuðun daða çýkarýlmasýyla baþlayan kavganýn, terör örgütü PKK'nýn silahlý tehdidiyle sona erdiði öðrenildi. Ýlçede Temel, Ulaþ ve Ataman aileleri, çocuklarýný örgüte satmakla suçladýklarý Cin ailesinden dün özür diledi. Çocuklar yüzünden 5 kez karþý karþýya gelen taraflardan 15 kiþi yaralanmýþtý. Þýrnak Milletvekili Hasip Kaplan ile aþiret liderlerinin araya girmesine raðmen aileler barýþmamýþtý. BDP'li Beytüþþebap Belediye Baþkaný Yusuf Temel, oðlu Diyar Temel'i PKK'ya teslim etmekle suçladýðý Cin ailesinin ilçeyi terk etmesini istemiþ ancak bu þartý kabul edilmeyince gerginlik devam etmiþti. Milletvekili Kaplan ile aþiret liderleri barýþý saðlayamadan ilçeden ayrýlmýþtý. Bunun üzerine terör örgütü PKK'nýn devreye girdiði ileri sürüldü. Ýddialara göre örgüt, Baþkan Temel'in Hisarkapý köyünde ikamet eden 7 akrabasýný daða çaðýrarak sorguladý. Laleþ Yaylasý'ndaki sorgulamada PKK ailelerden. çocuklarýn daða çýkmasý nedeniyle yaþanan kavganýn bitirilmesini istedi. “Bu çocuklar gönüllü olarak gerillaya katýlmýþlar. Bunun için ne kavgasý çýkýyor? Gidin Cin ailesinden özür dileyin ve olayý bitirin. Yoksa kötü olur." tehdidinde bulunuldu. Köylerine dönen Temel ailesinin yakýnlarý, belediye baþkanýyla görüþerek olanlarý anlattý. Ardýndan Cin ailesiyle irtibata geçildi ve özür dilendi. (CÝHAN)


www.mardiniletisimgazetesi.com.tr

25 Aðustos 2012 Cumartesi

5

'Ebeveynlerin hayatýný kolaylaþtýran BASINDAN... unsurlar, çocuðun geliþimini engelliyor' Ý Bir lokma bir hýrka mý?

A

nne ve babalarýn günlük yaþamda hayatýný kolaylaþtýran unsurlar, çocuðun geliþimini etkiliyor. Polatlý Aile Danýþma Merkezi (PADMER) Psikologu Aynur Kaya, çocuk yetiþtirmede anne ve babalarýn hayatýný kolaylaþtýran unsurlarýn, çocuðun geliþim basamaklarýnýn yavaþlamasýna neden olabildiðini söyledi. Kaya, bunlarýn biberon kullanýmý, pusette veya yürüyebilen bir çocuðun kucakta taþýnmasý olduðunu belirtti. Biberon kullanýmýnýn diþ geliþimi baþladýðý zamanda devam ettiðinde konuþma geriliðine sebep olduðunu anlatan Aynur Kaya, “Üç yaþýnda hatta daha ileri yaþlarda konuþma geriliðine, damakta geliþim geriliðine neden oluyor. Hatta dil geliþiminin yavaþlamasýna sebep oluyor. Ayný zamanda yürüyebilen koþabilen bir çocuðun kucakta taþýnmasý 'kaba motor' dediðimiz davranýþlar dediðimiz kaslarýn kullanýlmasýný engelliyor. Biberon kullanýmý eðer diþ geliþimi baþladýðý zamanda devam ediyorsa 'ince motor' dediðimiz parmak kullanýmý yapmayan bir çocuk 'aman dokunma, yapma' diye bir

koruyucu tavýr sergilendiðinde bu sefer bu çocuk okula baþladýðýnda kalem tutamýyor ya da farklý sorunlar ortaya çýkabiliyor ve bunlarýn hepsi çocuðu olumsuz etkiliyor.” dedi. Beþ yaþýnda bir çocuðun okula baþladýðýnda kendi baþýna yürüyebilmesi gerektiðini vurgulayan Psikolog Kaya, “Kendi baþýna tuvalete gidebilen, yemek yiyebilen kendini ifade edebilen, duygularýný gösterebilen, kendini

ilkokul olduðunu vurgulayan Kaya, o yaþ grubu kadar sert, kuralcý ve önyargýlý bir grubun olmadýðýný vurguladý. Ýlkokul döneminde çocuklarýn birbirlerine karþý çok sert davrandýklarýný ve çok kolay eleþtirdiklerini kaydeden Kaya, þunlarý dile getirdi: "Çok kolay dýþlýyorlar, çok kolay alay edebiliyorlar. O yüzden evdeyken pamuklara sararak büyüttüðümüz çocuðumuz toplumsal yaþama girdiðinde korunmasýz ve kabuksuz kalýyor. Anne ve babalar kalkan içinde çocuklarýný büyüterek çocuðun doðal savunma mekanizmasýnýn ve gücün geç oluþmasýna neden oluyorlar. Annelerin en büyük hatasý þu: Çocuklarýn fiziksel olarak büyüdükçe zihinsel olarak ve duygusal olarak geliþeceði gibi bir mantýklarý var. 'Büyünce geçer' diyorlar ama maalesef ki geçmiyor. Dört yaþýnda bir çocukta sorumluklarýný geliþtirmesi için bir algý geliþtirilmeyince 30 yaþýnda da böyle bir algý oluþmuyor. O yüzden 4 yaþýndaki çocuða kendi sorumluluklarýný almayý öðretmeliyiz.” (CÝHAN)

koruyabileceðine inanan bir çocuk olmasý gerekiyor. Aksi takdirde çocuk kendini güvenemiyor, arkadaþlarý arasýnda sorun yaþýyor. Yaþýnýn gereði gibi davranan arkadaþlarý tarafýndan dýþlanýyor, küçümseniyor. 'Mobin' dediðimiz çocuklarýn kendi arasýnda þiddeti ortaya çýkýyor.” þeklinde konuþtu. “YAÞAMIN EN SERT EVRESÝ ÝLKOKUL” Yaþamýn en sert evresinin

Kronik hastalar, sülük tedavisiyle þifa arýyor K

ronik hastalýklarla mücadele eden hastalar, sülük ve ozon tedavisi gibi doðal tedavilerle þifa arýyor. Diyabet hastasý Emine Güney, ayaðýnýn kesilmesi gerektiðinin kendilerine söylendiðini, sülük ve ozon tedavisi sonrasý sadece iki parmaðýnýn kesildiðini anlattý. Sülük, ozon ve doðal ilaçlarla kalp, þeker, tansiyon, romatizma, varis ve migren gibi birçok hastalýk baþarýyla tedavi ediliyor. Hastalýklarýna çare bulamayan

vatandaþlar son çare bu uygulamaya baþvururken, tedavi olan hastalar iyileþme yaþadýklarýný anlatýyor. Uzman Doktor Suat Arasun, yaptýklarý çalýþmalar ve tedaviler hakkýnda bilgi vererek kronik hastalýklarda doðal tedavilerin çok baþarýlý sonuçlar verdiðini ifade etti. Bu tür hastalýklarýn çok uzun süre ilaç kullanýmý gerektiren problemler olduðu için doðal tedavi uyguladýklarýnýn altýný çizen Arasun, “Her hastalýðýný kendisine özgü kullanýlan bitkisel doðal destek

ürünlerini kullanýyoruz. Bunun yanýnda týbbi sülük tedavisi yapýyoruz. Yüz tane ilacý yan etkisiz bir araya getiremezsiniz. Allah bunlarý bir hayvanýn karnýnda buluþturuyor ve yan etkisiz bir þekilde size veriyor. Bunlarýnda sayýsýz etkisi var.“ dedi. Birçok hastalýkla bu tedavi þeklinin uygulanabildiðinin altýný çizen Doktor Suat Arusan, “Göz hastalýklarý bunun baþýnda olmak üzere, damar týkanýklýklarý, astým ve deri hastalýklarý gibi geniþ bir alaný var. Bir doðal tedavi programý uyguluyoruz burada. Bazý kan hastalýklarýnda, kan ilacý kullananlar dýþýnda her vakada ve har yaþa uygulanabilir sülük tedavisi. Bazý vakalarda alerjik etki dýþýnda yan etki oluþturmaz.” ifadelerini kullandý. Türkiye’de bulunan sülükleri büyük bir bölümün týbbý sülük olduðunu vurgulayan Arusan, steril þartlarda ve nereye kullanýlacaðý bilinerek geliþi güzel yapýlmadan hekim kontrolünde sülük tedavisinin uygulanmasý gerektiðine dikkat çekti. Diyabet hastalýðý nedeniyle doktorlarýn ayaðýnýn kesilmesine karar verdiði Emine Güney isimli hasta, sülük tedavisiyle bulduðu þifayý þöyle anlattý: “Üniversite hastanelerinde yapýlan tedavide ayaðýmýn kesileceði söylendi. Eþim

ise buna müsaade etmedi. Daha sonra Suat Hocamla tanýþtýk. Suat Hoca bana sülük ve ozon tedavisi uyguladý. Tedavi çok baþarýlý oldu. 5. seansta faydasýný görmeye baþladým. Ereðli’de doktorumuz kesilecek denen ayaðýmýn sadece 2 parmaðýný aldý.” 8 aydýr iltihaplý romatizma ve damarlarda dolaþým bozukluðu rahatsýzlýðý bulunan Sevda Karaca ise rahatsýzlýklarý nedeniyle ellerinde güç kaybý ve hissiyatsýzlýk oluþtuðunu vurguluyor. Hiçbir iþ yapamadýðýn ellerinin kasýlýp morardýðýný ifade eden Karaca, “8 aydýr hastaneleri geziyorum ancak bir çözüm bulamýyorum. Daha sonra sülük tedavisini öðrendim. Ýlk geldiðimde topallayarak yürüyordum. Bütün vücudum tutulup kasýlmýþtý. Ama þuan çok þükür rahatým. Ýlk seansta etkisini gördüm. Þimdi 8. seans yapýldý ve çok rahatým.” þeklinde konuþtu. Alper Duman(17) da 10 yýldýr ayaðýndaki tümör rahatsýzlýðýyla uðraþtýðýný ve 4 defa ameliyat geçirdiðini kaydederek, “Bundan sonra farklý bir çözüm aradým. Ailemin de desteðiyle sülük tedavisine baþladým. Hem kuantum hem sülük hem de ozon tedavisi görüyorum. Sülük tedavisi sonrasý çok rahatlýk hissettim. Herkese tavsiye ediyorum. Ýnsanlar kesinlikle doðal týbbý denemesi lazým.” Dedi. (CÝHAN)

Ramazan'da aldýðýnýz kilolardan kurtulmak için günde iki bardak süt için

U

M. Sait Çakar

zmanlar, Ramazan'la birlikte alýnan kilolarýn her gün düzenli olarak içilen iki bardak sütle verilebileceðini belirtiyor. Sütün, kiþiyi hem tok tuttuðunu hem de aþýrý kilo alýmýný engellediðini vurgulayan uzmanlar, kilo sorununun minimum düzeye inmesi için günde iki bardak

sütün iyi geldiðini kaydediyor. Erciyes Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Baþkaný Prof. Dr. Neriman Ýnanç, vücudun, Ramazan ayýnda deðiþen beslenme düzenine uyum saðlama sürecinde yað tutabileceðini söyledi. Bu düzen deðiþikliklerine karþý sahurda içilecek bir bardak süt ile kilo alýmýnýn yavaþlayacaðýn ý kaydeden Ýnanç, “Uzun süreli açlýk, bazal metabolik hýzda yavaþlamaya ve Ramazan sonunda kilo alýmýna sebep oluyor. Ramazan ayýnda alýþýlan bu düzenin bir

ay sonra deðiþmesi, vücudun ayný tepkileri tekrarlamasýna neden oluyor. Ayrýca, bayramda tüketilen gýdalar ile birlikte sindirim sisteminin dengesini düzenlemek iyice zorlaþýyor ve kiþi kilo almaya devam ediyor.” dedi. Bu sorunlarýn, sýklýkla kilo alýmý ile baþladýðýný ve obezite hastalýðý ile son bulduðunu ifade eden Prof. Ýnanç, her gün düzenli olarak tüketilen sütün, kiþiyi fazla kilolardan uzak tutabileceðine dikkat çekti. Kilo sorununun, minimum düzeye inmesi için saðlýklý ve uzun süre tok tutan glisemik indeksi yüksek yiyecekler tüketilmesi gerektiðine dikkat çeken Ýnanç, "Süt, kiþiyi hem tok tutar hem de aþýrý kilo alýmýný engeller. Bu nedenle günde iki bardak süt kilo alýmýný engelleyerek katký saðlar." diye konuþtu. (CÝHAN)4

sraf ve iktisat yazýlarýndan sonra bazý okuyucularýmýzdan "Bir lokma, bir hýrkayý mý tavsiye ediyorsunuz?" mealinde sorular geldi. Tabii ki kastettiðimiz o deðildi. Maneviyat büyüklerimizden öðrendiðimize göre esas olan, dünyayý kalben terk etmektir, kesben deðil. Bu açýdan, bir mü'min, tam bir ehl-i dünya gibi çalýþýp kazanabilir ve Karun kadar zengin olabilir. Bunda hiçbir mahzur yoktur, hatta teþvik de edilir. Çünkü o, gerektiðinde elinde-avucunda ne varsa, hepsini Allah'ýn rýzasý istikametinde infak edebilecek yiðitliðe sahiptir.

Ýþte, malî imkânlarý geniþ olan ve helalinden kazanan böyle zengin kimselerin müreffeh yaþamalarýna da bir þey denilemez. Dinin helal kýldýðý çerçevede yeme-içme, giyinme, rahat etme caizdir. Cenâb-ý Hakk'ýn lütfettiði nimetlerden meþru dairede faydalanma, cismaniyet ve maddî hayat itibarýyla onlarý kullanma kula verilmiþ bir haktýr. Mevlâ-yý Müteâl, nelerden istifade etmeyi mubah kýlmýþsa, onlardan yararlanma kulun hakkýdýr; bir kul, bu hakký ister þahsý adýna isterse de gelecek nesiller hesabýna kullanabilir; bu onun imandaki derinliðine ve himmet ufkuna baðlýdýr. Ancak insan bazý alýþkanlýklar edinince, o yolla bir kýsým sû-i istîmallere de kapý aralayabilir. Nitekim Kur'ân-ý Kerim'de ve hadis-i þeriflerde "mütrefîn" diye bir zümreden bahsedilir. Bunlar yeme-içme, giyim-kuþam ve yatýp-kalkma gibi hususlarda aþýrý aristokrat davranan insanlardýr. Allah Teâlâ, bir beldeyi helak etmek murad buyurduðunda, o beldenin kaderine mütrefîni hâkim kýlar. Neticede, yemeyi-içmeyi ve dünyadan kâm almayý gâye-i hayal haline getirmiþ bu insanlar, Ýlâhî azaba davetiye çýkarýr ve bütün beldenin felaketine sebebiyet verirler. Bu açýdan, mütevazý ve sade bir hayat tarzýyla iktifa edip sonra da Allah'ýn ihsanlarýný yine O'nun rýzasýný kazanma istikametinde deðerlendirmek inanan zenginler için de önemli bir esas olmalýdýr. Çünkü israf bizâtihî çirkindir; dolayýsýyla, fakir ya da zengin her mü'min, helallerden ve mubahlardan istifade ederken bile aþýrýya kaçmamalýdýr. Hatta tehlike sath-ý mâilinde dolaþýyor olma endiþesiyle temkinli davranmalýdýr. Rehber-i Ekmel (aleyhi ekmelüttehâyâ) ve Ashab-ý Kiram efendilerimiz, özellikle belli bir dönemden sonra, her türlü ferah-feza yaþama imkânýna sahip olmalarýna raðmen, mütevazý ve zâhidâne bir hayatý tercih ettiler. Buradaki her nimetin hesabýnýn ötede sorulacaðý inancýyla hep dünya-ahiret muvazenesini gözeterek yaþadýlar. Allah'ýn helâlinden ihsan ettiði nimetlere karþý þükürle mukabelede bulundular. Sonra bu mallara terettüp eden bütün haklarý yerine getirdiler. Bunu yaparken de Ýslâm'ý yüceltme ve insanlara faydalý olmanýn dýþýnda bir düþünceye girmediler. Hz. Ebû Bekir Efendimiz (radýyallahu anh) bu konuda çok güzel bir misaldir. Halifeliði döneminde kendisine bir bardak soðuk su ikram edilir. Sýddîk-ý Ekber, birkaç yudum içip iftar eder ve ardýndan gözlerinden damla damla yaþ dökülmeye baþlar. Dostlarý "Seni bu derece aðlatan nedir?" diye sorarlar. Der ki: Bir gün Allah Rasûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) önündeki bir þeyi eliyle iter gibi yaptý ve "Benden uzak dur, benden uzak dur!" dedi. Ben de, "Ya Resûlallah! Birini uzaklaþtýrmaya çalýþýyorsunuz ama ben kimseyi göremiyorum?" dedim. Buyurdular ki: "Dünya, içindeki bütün debdebesiyle karþýmda temessül etti ve bana kendisini kabul ettirmek istedi; ben de ona 'Benden uzak dur!' dedim. Bunun üzerine o, çekip giderken, 'Vallahi sen benden kurtulsan da, senden sonrakiler elimden kurtulamayacaklar. Kendimi sana kabul ettiremedim ama sonrakiler peþimden koþacaklar' dedi." Ýþte, bu bir bardak soðuk su ile dünya bana kendini kabul ettirmiþ olur mu diye endiþe ettim ve onun için aðladým. Allah Resûlü ve Hazreti Ebu Bekir gibi has dairedeki bir kýsým arkadaþlarý, maddî hayat itibarýyla en fakirâne yaþayan insanlardý. Hem de onlar bu hale kendi istekleriyle razý oluyorlardý. Þayet isteselerdi, herkesten daha müreffeh yaþayabilirlerdi. Zira Resûl-ü Ekrem Efendimiz sadece kendisine verilen hediyeleri daðýtmayýp yanýnda býraksaydý, o günün maddeten en zenginlerinden biri olabilirdi. Ama O öyle yapmayý hiç düþünmedi. Ümmetini helâlinden kazanýp zengin olmaya teþvik ettiði halde kendisi hem kýyamete kadar gelecek olan bütün irþad erlerine örnek olmak hem de ahiret meyvelerini ötelere býrakmak için fakirliði ve zahidâne bir hayatý tercih etti. Sözün özü; kalbine hâkim kýlmamak þartýyla zengin olmak tavsiye edilmiþtir. "Kuvvetli mü'min, zayýf mü'minden daha hayýrlý ve Allah'a daha sevimlidir." hadisinin manalarýndan biri de budur. Ancak burjuvazi oluþturmaya müsait bir hayat tarzý bizi Kur'an'ýn hoþlanmadýðý "mütrefîn" sýnýfýna dâhil edebilir. Allah'ýn nimetlerinden istifade etmeli, ama israfa ve tebzîre asla kapý açmamalýyýz. Süleyman Sargýn s.sargin@zaman.com.tr 24 Aðustos 2012


www.mardiniletisimgazetesi.com.tr

25 Aðustos 2012 Cumartesi

6

Diyarbakýrlýlar hutbede kardeþ kavgasýnýn bitmesi için dua etti

D

iyarbakýr’da kanaat önderi Abdulvasi Yaz’ýn verdiði hutbeyi dinleyen vatandaþlar, kardeþ kavgasýnýn bitmesi ve Müslümanlarýn kanýnýn dökülmemesi için dua etti. Güneydoðu’da devam eden çatýþmalarýn bitmesi için dua eden Abdulvasi Yaz’ý dinleyen bazý vatandaþlar gözyaþlarýna hakim olamadý. Diyarbakýr Kayapýnar ilçesindeki Hacý Sýddýk Camii’nde

hutbe veren, Güneydoðu’nun büyük alimlerinden Ali Yaz’ýn oðlu Abdulvasi Yaz, Kur’an’ýn ve Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (sas), Allah’ýn verdiði canýn kul tarafýndan alýnamayacaðýný söylediðini hatýrlattý. Yaz, ”Buradan bütün ümmeti, bütün ýrklara bütün insanlara sesleniyorum. Bir Müslümana bir sýktýðýmýz zaman kendi evimizi yýkmýþ oluyoruz, kendimize sýkmýþ oluyoruz. Kim bir Müslümaný bilerek öldürürse

cehennemle cezalandýrýlýr. Peygamberimiz Efendimiz (sas) ‘Sakýn benden sonra kafirlerin fiilini iþlemeyin’ diyor. Peki biz buna uyuyor muyuz?” diye konuþtu. Ayný dil, ayný kýble, ayný inancý taþýyan insanlarýn hangi duygularla öldürüldüðünün açýklanamayacaðýný anlatan Yaz, “Peygambere (sas) inanmýþ, O'na (sas) tabi insanlarýz. Bunu inkar etmiyoruz. Peygamberimiz (sas) kim ümmetime silah sýkarsa benden deðildir diyor. Biz ne yapýyoruz. Uyuyor muyuz buna muhterem kardeþlerim.” diye konuþtu.

"Soruna mimberden el atmalý" Diyarbakýr’da 400’den fazla cami olduðunu hatýrlatan Yaz, her cuma bu camilerdeki minberlerden ‘Lailaheillallah’ mesajý altýnda çaðrý yapýlmasý gerektiðini kaydetti. Güneydoðu’da yaþanan soruna minberden el atýlmasý gerektiðini anlatan Yaz, bunun içinde sadece ‘Lailaheillallah’ þiarýnýn olacaðýný kaydetti. Abdulvasi Yaz, þunlarý söyledi: “Burada susanlar bu katlin, bir fitnenin ortaðýdýr. Fitne kimden gelirse gelsin karþý durmamýz gerekir ve sesimizi yükseltmemiz gerekir. Bunun yanýnda, Kürt kardeþlerimizin sorunu çözmesi imani bir gerektir. Çözülecektir, öyle inanýyorum, yeter ki biz Lailaheillallah diyelim ve onun çatýsý altýnda dua edelim.” (CÝHAN)

AK Partili ilçe baþkaný 52 gün sonra ailesine kavuþtu

T

erör örgütü PKK'lýlar tarafýndan 2 Temmuz'da Van'dan kaçýrýlan AK Parti Gürpýnar Ýlçe Baþkaný Hayrullah Tanýþ, dün Irak'ta serbest býrakýlmasýnýn ardýndan bu sabaha karþý Van'ýn Gürpýnar ilçesi Ongün köyündeki evine geldi. Yakýnlarý tarafýndan kurban kesilerek karþýlanan Hayrullah Tanýþ, "Terör örgütü PKK tarafýndan bana karþý hiçbir þekilde kötü davranýþ, insanlýk dýþý bir muamele olmadý. Orada beni bir siyasetçi gibi aðýrladýrlar." dedi. Bir gazetecinin, 'Partinizden istifa etmeyi düþünüyor musunuz'? sorusuna, "Þu an görevimin baþýndayým." cevabýný verdi.

Terör örgütü PKK tarafýndan Irak'ýn kuzeyinde serbest býrakýlarak, ÝHD Van Þube Baþkaný Ömer Iþýk, Mazlum-Der Van Þube Baþkaný Fuat Deðer'e teslim edilen AK Parti Gürpýnar Ýlçe Baþkaný Hayrullah Tanýþ, Silopi'den karayoluyla Türkiye'ye giriþ yaparak Van'a geldi. Yakýnlarý tarafýndan Bitlis'in Tatvan ilçesinde karþýlanan Tanýþ, 20 araçlýk konvoy eþliðinde sabah saat 04.30 sýralarýnda Van'ýn Gürpýnar ilçesi Ongün köyündeki evine ulaþtý. Köy giriþinde yakýnlarý tarafýndan sevinç gösterileri ve kurban kesilerek karþýlanan Tanýþ, kucaklaþarak hasret giderdi. Basýnýn ve bazý sivil toplum kuruluþlarýnýn, kaçýrýldýðýndan bu yana çok duyarlý davrandýðýný dile getiren Tanýþ, "Ben diðer sivil toplum kuruluþlarýndan da ayný duyarlýlýðý bekliyorum. Onlarýn da bu olayda yer almasýný isterdik. Çünkü kendilerine demokratik kitle örgütleri diyen kuruluþlar sadece ticari kuruluþlar deðildir. Bugün siyasetçilerin siyaset özgürlükleri elinden alýnýyor. Maalesef bölgemizde bunu sýkça yaþýyoruz, görünen odur ki yaþamaya devam edeceðiz. Gerek BDP'li siyasetçilerin tutuklanmasý olsun, gerek AK Partili siyasetçilerin daða çýkarýlmasý olsun siyasetin önünü týkamaktadýr. Çünkü siyasetçiler halktan aldýklarý talepleri yukarýya taþýyan kiþilerdir. Þimdi siz bunlarý susturursanýz geriye konuþacak kimse kalmaz." dedi. Tanýþ, 2 Temmuz'dan serbest býrakýldýðý süreye kadar kendisinin,

terör örgütü PKK'lýlar tarafýndan siyasetçi gibi aðýrlandýðýný savundu. Tanýþ, konuþmasýný þöyle sürdürdü: "Bana karþý kötü davranýþ olmadý. Olsaydý Hayrullah Tanýþ'ý tanýyanlar tanýr, sözünü esirgemez. Ýnsanlýk dýþý bir muamele kesinlikle olmadý. Orada beni bir siyasetçi gibi aðýrladýrlar. Tabi ki doða þartlarý, fiziki þartlar yürüme koþullarý vardý. Bunlar olaðan þeylerdir, bunlarý yaþadým. Görevimden istifa etmedim. Yaklaþýk 2 aya yakýndýr ailem ve yakýnlarým büyük sýkýntýlar çekti. Þu ana kadar aþiret olarak, ailem olarak, bireysel kararlar almadýk. Bundan sonra da almayýz. Aþiretimin büyükleri var, meclisi var. Kendi ailem var ve benimle kucaklaþan annem var. Bunlarýn görüþleri, bu süreçten sonra benim için çok önemli olacaktýr. Þu an görevimin baþýndayým." 3 çocuk babasý, 46 yaþýndaki Hayrullah Tanýþ, 52 gün önce saat 19.30 sýralarýnda, Gürpýnar ilçesinden Van'daki Hafiziye Mahallesi'nde bulunan evine geldiði sýrada, silahlý 3 kiþi tarafýndan silah zoruyla otomobilinden indirilerek kaçýrýlmýþtý. Polis, çevrede bulunan MOBESE kameralarý üzerinde inceleme baþlatýrken, yakýnlarý da Tanýþ'ýn, hiç kimseyle bir husumeti olmadýðýný açýklamýþtý. (CÝHAN)

Diyarbakýr’da gözaltýna alýnan kiþi Gaziantep’e gönderildi

G

aziantep’te düzenlenen bombalý saldýrýyla ilgili Diyarbakýr’da gözaltýna 4 kiþi soruþturmanýn devam ettiði Gaziantep’e gönderildi. Diyarbakýr’da gözaltýna alýnanlarýn, bombalý saldýrý ile ilgili Gaziantep ve Þanlýurfa’da gözaltýna alýnanlarla baðlantýsý olduðu öðrenildi. Gaziantep'te meydana gelen bombalý saldýrýyla ilgili soruþturma kapsamýnda Diyarbakýr’da da 3 farklý adrese eþ zamanlý operasyon düzenlendi. Diyarbakýr Emniyet Müdürlüðü Terörle Mücadele Þube Müdürlüðü ekiplerince düzenlenen operasyonda 4 kiþi gözaltýna alýndý. Gözaltýna alýnanlarýn bombalý saldýrýyla ilgili gözaltýna alýnanlarla irtibatlý olduðu belirtildi. Diyarbakýr Terörle Mücadele Þube Müdürlüðü (TEM)'nde sorgulanan zanlýlar soruþturmanýn yürütüldüðü Gaziantep’e gönderildi. (CÝHAN)

Sason Ýmam Hatip Lisesi’nde tanýtým yemeði

B

atman'ýn Sason ilçesinde önümüzdeki eðitim öðretim döneminde hizmet verecek olan imam hatip lisesinde tanýtým yemeði verildi. Okulun kurucu Müdürü Osman Karataþ’ýn ev sahipliði yaptýðý yemeðe Müftü Ýlhan Güngördü, AK Parti Ýlçe Baþkaný Ýlhami Aydýn, Belediye Encümeni Metin Aðým, öðrenci velileri ve esnaflar katýldý. Yemekten sonra konuþma yapan Okul Müdürü Osman Karataþ, imam hatiplerin kuruluþ amacý hakkýnda bilgi verdi. Karataþ, konuþmasýný þöyle sürdürdü: “Yeni kurulan imam hatip lisesi ve ortaokuluna kayýtlar için desteklerinizi bekliyoruz. Sizlerin sahip çýkmasýyla bu okullar eðitim-öðretime baþlayacak ve devam edecek. Bu anlamda sizlerden ciddi bir gayret bekliyoruz. Kayýtlarýmýz devam ediyor. Okullarýmýzda kýz ve erkek

sýnýflarý ayrý olacak. Tam gün eðitim verilecek ve öðrencilerin en azami bir þekilde istifade edeceði programlar uygulanacak.” dedi. Müftü Vekili Ýlhan Güngördü, “Yýllardýr özlemini çektiðimiz bir okulun Sason’da kurulmasý büyük bir nimettir. Çünkü bizim en büyük yatýrýmýmýz çocuklarýmýzdýr. Bu anlamda çocuklarýmýzýn beynini, ruhunu, kalbini faydalý þeylerle doldurmamýz lazým. Ýmam hatipler bu yönüyle çok önemlidir. Ýmam hatiplerde yetiþen öðrenciler Türkiye’nin çeþitli kademelerinde görev aldýlar. Þu anda Türkiye’yi yöneten zihniyet imam-hatipten mezun olan zihniyettir. Baþbakanýmýzý ve birçok bakanýmýz bu zihniyetten yetiþmedir. Ýnþallah gün gelir Sason Ýmam Hatip Lisesi'nden mezun olan gençlerimiz ülkede söz sahibi olacaklar.” þeklinde konuþtu. (CÝHAN)

Soðan üretiminde makineleþme iþçi ücretlerini düþürdü T ürkiye’nin önemli soðan üretim bölgelerinden olan Ankara’nýn Polatlý Ýlçesinde hasat dönemi baþladý. Hasat dönemi tarýmda çalýþanlarýn ücret sorununu da gündeme getirdi. Makineleþmeye baðlý olarak çalýþanlarýn yevmiyeleri geriledi. Polatlý Ziraat Odasý (PZO), soðan içliði ücretlerini açýkladý. Soðan çuvallama iþçiliðinde çalýþan tarým çalýþanlarýnýn aldýðý ücret ise 4 TL’den 3 TL’ye geriledi. Köylü iþçiliði için verilen ücret 3,75 TL’den 2,70 TL’ye indi. Esnaf iþçiliði için verilen ücret de 4 TL’den 3 TL’ye geriledi. PZO Baþkaný Zekai Köseoðlu, geçen senelere göre ücretlerin düþük olmasýný tarýmdaki makineleþmeye baðladýðýný söyledi. Köseoðlu, soðan yetiþtirmenin masraflý olduðunu, burada en masraflý iþin çuvallama olduðunu belirtti. Köseoðlu, ayrýca 2011’de Doðu ve Güneydoðu illerinden soðan tarýmýnda çalýþmaya gelen

iþçilerin sayýsýnýn az olduðunu; bu yüzden de çiftçinin makineleþmeye gittiðini ifade etti. Böylece hem zaman hem de maliyetten tasarruf ettiðini savundu. Soðan çiftçileri ise soðan çuvallamanýn makine ile maliyetinin 1, 25 TL’ye kadar gerilediðini dile getirdi.(CÝHAN)


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.