27 Eylül 2012 Perşembe Gazete Sayfaları

Page 1

Vali Ayvaz: Mardin’in kültürünü, dillerini ve dinlerini yaþatýyoruz S

Ýsmail Erkar

on yýllarda gerek kültürü, gerekse hoþgörüsü ile dünyanýn ilgisini çeken Mardin'de, tarih ve kültürü korumak için baþlatýlan çalýþmalar kapsamýnda birçok cami, kilise ve ibadethane tek tek restore edilerek, turizme kazandýrýlýyor. Mardin Valisi Turhan Ayvaz; dünyanýn en büyük medeniyetlerinden Asurlar, Sümerler, Babiller, Persler, Emeviler, Selçuklu ve Osmanlý gibi yaklaþýk 30 medeniyet ve imparatorluðun bölgede yaþadýðýna dikkat çekti. Ayvaz; pagan dinleri, güneþe, yýldýza, þeytana tapanlar, daha sonra da yine semavi dinlerin bu bölgeden çýkýp yayýldýðýný söyledi. Ayvaz, 2 bin yýldýr Hz. Ýsa’nýn konuþtuðu dil olan Aramice dilinin hala bu bölgede yaþayan Süryaniler tarafýndan konuþulduðunu belirtti. Ayvaz,

GÜNLÜK BAÐIMSIZ GAZETE

27 Eylül 2012 Perþembe

Yýl: 9 Sayý 2456 Fiyatý :25 Kr

þöyle devam etti: ”Dünya üzerinde Aramice konuþan insanlar sadece bu bölgede yaþýyor. Yaklaþýk 3 bin civarýnda Süryani, bu bölgede birlikte yaþýyor. Onlar, ayný dili 2 bin yýl önceki dili, Hz. Ýsa’nýn dilini konuþuyorlar. Bu medeniyetlerin yaþamasýndan sonra müthiþ bir kültür oluþtu. Bu dillerin, dinlerin kaybolmamasý için devlet olarak çok çaba sarf ediyoruz. Her türlü dine ait mabetleri, kiliseleri, camilerin kaybolmamasý için her türlü projeleri yapýyoruz. Dünya mirasý olan bir tarihe sahip çýkmak, sadece bizlerin sorumluluðu deðil ayný zamanda bütün dünya devletlerinin sorumluluðunda olmasý gerekir. Kendileri de bu bölgenin kendi ülkelerinde tanýtýlmasý, anlatýlmasý ve buraya gelinmesi için teþvik edilmesini arzu ediyoruz.“ Mardin’de çeþitli dinlere mensup insanlarýn evlerinin tamamen birbiri içine geçtiðini vurgulayan Vali Ayvaz, ”Burada Arap, Türk, Kürt, Süryani tamamen karýþmýþ bir vaziyette. Onlarýn sivil toplum kuruluþlarý temsilcileri ile devamlý görüþüyoruz. Dil ve kültür olarak bunlarý kaybetmemeleri için uðraþýyoruz. Üniversitemizde Kürtçe, Arapça, Zazaca, Süryanice, Ýbranice bölümleri açtýk. Dillerin, kültürlerin kaybolmamasý bizim devlet politikamýzda var. Mardin için önemli projeler hayata geçiriliyor. Tarihi Dönüþüm Projesi ile Mardin’i 100 sene önceki haline dönüþtürmek için tarihi binalarýn üzerindeki beton binalarý yýkýyoruz. Þu ana kadar 5 tane kilisenin restorasyonu yapýldý. Hiçbir ayrým yapmadan her ibadethaneyi restore ediyoruz.” diye ifade etti.

Süt daðýtýmý ikinci dönem baþlayacak

M

illi Eðitim Bakaný Ömer Dinçer, okullarda süt daðýtýmýnýn ikinci dönemde resmi ve özel ilkokullar ile okul öncesi kurumlarda baþlayacaðýný söyledi. Sayfa 3’te

‘AB’nin geleceði Türkiye’ye baðlý’

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) ve Avrupa Birliði (AB) tarafýndan ortaklaþa düzenlenen 'Kültürler Arasý Diyalog Forumu' toplantýsýnýn ikinci duraðý olan Mardin’de Rektör Serdar Bedii Omay gerçekleþtirildi. büyükelçileri kabul etti

M. Sait Çakar

B

ölgeye baþlattýklarý bir dizi ziyaret kapsamýnda Mardin’de bulunan Kanada ve Yeni Zelanda Ankara büyükelçileri, Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay’ý, rektörlük makamýnda ziyaret etti. Rektör Serdar Bedii Omay ile Yeni Zelanda Ankara Büyükelçisi Taha Macpherson ve Kanada Ankara Büyükelçisi John Holmes arasýnda gerçekleþtirilen görüþmede, yükseköðretim alanýndaki ikili iliþkiler gözden geçirildi ve üniversiteler arasý ilave iþbirliði imkânlarý deðerlendirildi. Yeni Zelanda Ankara Büyükelçisi Taha Macpherson, bunun, Mardin’e yaptýðý ilk ziyaret olduðunu belirterek, ilin doðal ve mimari güzelliklerine hayran kaldýðýný, farklýlýklarýn bir arada yaþadýðý bu tarihi þehirde bulunmaktan dolayý mutlu olduðunu söyledi. Kullandýðý 'Taha' ismine etimolojik açýklama yapan Rektör Omay’a teþekkür eden Yeni Zelanda Büyükelçisi Taha Macpherson ise kültürel zenginliðiyle tanýnan Mardin’de Artuklu Üniversitesi’nin, farklýlýklarý bir araya getiren eðitim anlayýþýnýn takdire þayan olduðunu belirtti. Taha Macpherson, Artuklu Üniversitesi’ne yaptýðý bu ziyaretten dolayý duyduðu memnuniyeti ifade etti. Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay ise güncel uluslararasý ve bölgesel geliþmelere iliþkin görüþ alýþveriþinin yapýldýðý ziyarette, Ortadoðu’da cereyan eden dönüþüm sürecine katký saðlamasý amacýyla Mardin’in ortak yaþam kültürünün güzel bir model teþkil edeceðini kaydetti. Prof. Omay, “Mardin, sosyal ve kültürel zenginlikleri nedeniyle sadece bu coðrafya için deðil tüm dünya için son derece olumlu bir potansiyel arzetmektedir.” dedi. Rektör Omay, Mardin Artuklu Üniversite’sinin, þehrin sosyo ekonomik geliþimine olumlu kazanýmlar getirdiðini vurguladýðý konuþmasýnda, “Yýllarca, bilime ve irfana ev sahipliði yapan bir þehirle bütünleþen üniversite olarak yabancý üniversitelerle derinleþtirilmiþ akademik iþbirliði mekanizmalarýný geliþtirmek için sürekli bir çaba içindeyiz.” ifadelerini kullandý.

belirtti.

Ali Edis

T

ürkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) ve Avrupa Birliði (AB) tarafýndan ortaklaþa düzenlenen 'Kültürler Arasý Diyalog Forumu' toplantýsýnýn ikinci duraðý olan Mardin’de gerçekleþtirildi. Hilton Otel’deki toplantýnýn açýlýþ konuþmasýný yapan TBMM Avrupa Birliði Uyum Komisyonu Baþkaný ve Parlamentolar Arasý Deðiþim ve Diyalog Projesi Lideri Prof. Dr. Mehmet Tekelioðlu, projenin amacýnýn, AB sürecindeki Türkiye’yi tanýtmak ve Türkiye’nin AB’ye bakýþýný anlatmak olduðunu

"Türkiye AB’de olmalý" AB'nin, Türkiye için bir hedef olduðunu belirten TBMM Avrupa Birliði Uyum Komisyonu Baþkaný ve Parlamentolar Arasý Deðiþim ve Diyalog Projesi Lideri Prof. Dr. Mehmet Tekelioðlu, "Eninde sonunda biz AB ile bir arada olacaðýz. Bunun iki yolu vardýr. Ya AB bize diyecek ki biz anladýk ki sizsiz olmuyor. Ya da biz diyeceðiz ki AB Türkiye’siz yapamaz. Biz AB'de ortaya çýkmýþ standartlarý doðru buluyoruz. Bu standartlarý Türkiye’nin de yakalamasý

gerektiðine inanýyoruz. Biz istiyoruz ki AB içinde olalým, bu þekilde bu standartlarý daha kolay elde ederiz.“ dedi. Türkiye ile AB arasýndaki müzakere sürecinde þimdilik bir týkanma yaþandýðýna dikkat çeken Tekelioðlu, ”Biz bu týkanmayý geçici olarak görmek istiyoruz. Bunun için de elimizden geleni yapýyoruz. Özellikle AB'yi, kendi koyduðu prensiplere sadýk kalmaya davet ediyoruz. Ýtalya, Yunanistan, Ýspanya, Portekiz ve Ýrlanda'da borç krizleri AB standartlarýna yeteri kadar uymamaktan dolayý çýkýyor.“ Devamý S 5’te

Ýþ adamlarý Kaymakam Bingöl’ü ziyaret etti Sedat Aslanaçier

M

Derik Zeytinle dünyaya açýlmak istiyor

D

erik ilçesinde üretimi bin yýl öncesine dayandýðý tahmin edilen zeytinin, GAP suyunun bölgeye ulaþmasý ile ihracatý hedefleniyor. Kalitesi ile ün kazanan, adýna festival düzenlenen, kimyasal kullanýlmaksýzýn tamamen organik üretilen zeytin, 10'u aþkýn çeþidi ile her damak tadýna hitap ediyor. Sayfa 2’de

idyat ilçesinde iþ adamlarý Kaymakam Oðuzhan Bingöl’ü ziyaret etti. Bingöl, "Hangi alanlarda kalifiye elemana ihtiyacýnýz varsa, Halk Eðitim Merkezi bünyesinde o kurslarý açalým." dedi. Kaymakam Bingöl, Midyat Sanayici ve Ýþadamlarý Derneði (MÝSADER) yönetim kurulu üyelerini makamýnda kabul etti. Yaptýklarý çalýþmalar hakkýnda bilgi veren iþ adamlarý, kalifiye eleman sorunlarýndan söz etti. Ýþsizlikle mücadele konusunda kendilerine düþen göreve hazýr olduklarýný vurgulayan iþ adamlarý, karþýlaþtýklarý ilgi karþýsýnda memnun kaldý. Tarihi þehrin kalkýnmasýnda iþ adamlarýna büyük iþ düþtüðünü vurgulayan Kaymakam Bingöl, iþ alanlarý ve personel konusunda gerekli çalýþmalarýn yapabileceðini belirtti. Bingöl; tekstil, telkari, taþ iþleme sanatý gibi alanlar olduðu gibi diðer iþ

alanlarýnda da Halk Eðitm Merkezi bünyesinde kurslar düzenleyerek iþsizliðin önüne geçilebilmesi için destek verebileceðini vurguladý.

Kaymakam cep telefonunu halkla paylaþýyor Kaymakam Oðuzhan Bingöl'ün, cep telefonu numarasýný resmi web sitesinden vatandaþlarla paylaþtýðýný duyan iþ adamlarý þaþkýnlýklarýný gizleyemedi. Kaymakamý tebrik eden iþ adamlarý, her konuda göreve hazýr olduklarýný vurguladýlar. Tekstil sektöründe karþýlaþtýklarý ilgiden dolayý memnuniyetini dile getiren MÝSADER Baþkaný Yusuf Yenigün, “Ýstihdama önem veren kaymakamýmýza teþekkür ederiz. Tarihi ve kültürel zenginliðine sahip ilçemiz her alanda yatýrýma açýktýr. Midyat dýþýnda bulunan iþ adamlarýmýzýn gelip kendi memleketlerinde yatýrým yapmalarý son derce önemlidir. Devlet her anlamda desteðini veriyor, iþ adamlarý da bu konuda üzerine düþeni yapmalýdýr.” diye konuþtu.


27 Eylül 2012 Perþembe

2

Derik Zeytinle dünyaya açýlmak istiyor Kalitesi ile ün kazanan, adýna festival düzenlenen, kimyasal kullanýlmaksýzýn tamamen organik üretilen zeytin, 10'u aþkýn çeþidi ile her damak tadýna hitap ediyor.

Ýsmail Erkar

D

erik ilçesinde üretimi bin yýl öncesine dayandýðý tahmin edilen zeytinin, GAP suyunun bölgeye ulaþmasý ile ihracatý hedefleniyor. Kalitesi ile ün kazanan, adýna festival düzenlenen, kimyasal kullanýlmaksýzýn tamamen organik üretilen zeytin, 10'u aþkýn çeþidi ile her damak tadýna hitap ediyor. Derik ilçesinde nüfusun yarýdan fazlasýnýn geçimini saðlayan zeytin, hasat döneminde bin - 2 bin ton rekolte alan yetiþtiricisinin yüzünü güldürüyor. Atalarýndan kalan zeytin aðaçlarýný "miras" olarak nitelendiren zeytin üreticisi, gözü gibi baktýðý zeytin aðaçlarýndan elde ettikleri zeytinlerle dünya pazarýna açýlmayý hedefliyor. Mardin Ýli Zeytin Üreticileri Birliði Baþkaný Erkan Doðan, AA muhabirine yaptýðý açýklamada, Derik'te zeytin üretildiðini birçok insanýn bilmediðini, tanýtým açýsýndan eksikliklerin olduðunu kaydetti. Mezopotamya'nýn zeytinin ana vataný olarak bilindiðini, bu konuda araþtýrmalar yapýldýðýný ifade eden Doðan, "Kendimizi bildik bileli ilçede zeytin üretimi var. Ankara Üniversitesi'nden hocalar gelerek burada uzun süre çalýþma yaptýlar. 500 yýllýk zeytin aðaçlarý var. Ancak bu aðaçlarýn geçmiþi daha fazla. Çünkü yaþlý aðaçlar sürekli kesildiði için yenileniyor. 500 yýllýk zeytin aðaçlarý ilçede mevcut. Zeytinin burada 500 yýldan daha fazla bir geçmiþi var. Çünkü burasý zeytinin ana vataný olarak geçiyorsa, bin 2 bin yýllýk aðaçlarýn olduðunu düþünüyoruz" dedi. Doðan, Derik'te 20 bin, il genelinde ise 30 bin dekar alanda zeytin aðaçlarý bulunduðunu, ilçede yaþayan vatandaþlarýn yüzde 50'sinin gelirini zeytinden saðladýðýný belirtti. Her yýl üretim olmadýðýný, iki yýlda

bir zeytin toplandýðýný ifade eden Doðan, ortalama rekoltenin bin ile 2 bin ton arasýnda deðiþtiðini bildirdi. Derik'te 10'un üzerinde zeytin çeþidinin bulunduðunu ifade eden Doðan, kentin diðer bölgelere nazaran bayaðý zengin bir zeytin çeþidine sahip olduðunu söyledi. Doðan, "Zeytin üretimi geçmiþte babadan oðula geçen ilkel yöntemlerle yapýlmýþ ancak biz daha modern þartlarda üretim ve pazarlama yapýlabilmesi için birliðimizi kurduk. Yað kalitesi yüksek Derik zeytini daha çok sofralýk olarak tüketiliyor. Derik halhalý hem damak zevki hem de yað kalitesi olarak kendini kanýtlamýþ bir zeytindir. Þu an fiyatlara baktýðýmýzda zeytinyaðýnýn kilogram fiyatý 5-6 lira ise, zeytin çeþitlerinden Derik halhalýnýn kilogram fiyatý da 6 liradýr" diye konuþtu. Derikli zeytin üreticilerinin destek beklediðini dile getiren Doðan, þunlarý söyledi: "Bugün Ýspanya'ya, Yunanistan'a baktýðýmýz zaman, onlara verilen zeytin desteði ile bize verilen zeytin desteði arasýnda çok fark var. Bizimki çok cüzi bir rakam. Biz her fýrsatta bunu dile getiriyoruz. Destek verilmediði zaman üretim geliþmiyor. Üretime yönelik destek verilmeli. Ayrýca Derik Halhalý zeytinin asit oraný 0,8 çýktý. Yani asit oraný çok düþük. Bu gerçekten diðer bölgelerle karþýlaþtýrdýðýmýzda güzel bir rakam." Doðan, zeytin üretiminde kesinlikle kimyasal gübre kullanmadýklarýný, ürünlerin tamamen organik olduðunu vurguladý. Zeytinin yað oranýnýn yüksek olmasý nedeniyle kurtlanma ve diðer hastalýklara yakalanma oranýnýn düþük olduðunu ifade eden Doðan, ekim ayýnýn baþýnda hasata baþlayacaklarýný, zeytin toplama iþinin yaklaþýk 2 ay sürdüðünü belirtti. Derik Gýda Tarým ve Hayvancýlýk Ýlçe Müdürlüðü'nde ziraat mühendisi Savaþ

Tansever ise, Derik'te zeytin yetiþtiriciliðinin çok eskilere dayandýðýný ifade etti. "Halhal" çeþidinin ana yurdunun Derik olduðunu vurgulayan Tansever, "Yapýlan araþtýrmalar göre zeytin dikimi çok eskilere dayanýyor. Derik'te halhallý ve Kürtçe deyimiyle 'bellüti' gibi önemli zeytin çeþitlerimiz var. Orjinal diyebileceðimiz halhallý çeþidinden yýlda bir kez verim alýnýr. Halhal diðer çeþitlere göre daha erken olgunlaþýr. Derik'te, ekimi yapýlan ortalama 10 bin dekarlýk alanda yýlda bin 500-2 bin ton zeytin üretilmektedir. En büyük sorunlarýmýzdan biri sulamadýr. Sulamadan ötürü büyük kayýplar yaþanmaktadýr. GAP'ýn buraya gelmesi ile birlikte sulamada önemli adýmlar atýlacak, üretim açýsýndan büyük geliþmeler yaþanacaktýr" diye konuþtu. Zeytin üreticisi Vejdin Kaplan, dededen kalan 4 dekarlýk arazisinde zeytin üretimi yaptýðýný belirterek, "Burada herkes kendine göre bir fiyat biçiyor. Bir istikrar yok. 4 dekarlýk alanda 150 yýldan bu yana zeytin üretiyoruz. Arazimde 150 yýllýk dededen kalma aðaçlar var. Bu aðaçlardan istediðimiz geliri alabilmek için destek bekliyoruz" dedi. Zeytin üreticilerinden Abdurrahim Esmez ise, arazilerinde atalarýndan kalan aðaçlarda ilkel yöntemlerle üretim yaptýklarýný ifade ederek, "Hayvansal gübre kullandýðýmýz zeytinde bir yýl verim yüksekse sonraki yýl verim düþebiliyor. Desteklenmemiz halinde ürettiðimiz son derece kaliteli halhallý çeþidimiz ile daha geniþ pazarlara açýlmak istiyoruz. Böylece daha fazla kazanç elde etmemiz mümkün olabilir" diye konuþtu. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öðretim Üyesi ve Uluslaraarasý Zeytin Konseyi Danýþma Kurulu üyesi Yrd.Doç. Mucahit Taha Özkahya da beþ yýldýr bölgede zeytincilik üzerine çalýþmalar yaptýðýný belirterek, "Bana göre bölge zeytincilik ile kalkýnacak. Kalkýnmanýn en büyük öncüsü zeytincilik olacak" dedi. Zeytinin ana vatanýnýn Yukarý Mezopotamya olduðunu, 'halhal' çeþidinin ise ana vatanýnýn Derik olduðunu ifade eden Özkahya, þöyle konuþtu: "Zeytinin ana vataný Güneydoðu Anadolu Bölgesi'nin de içinde bulunduðu Yukarý Mezopotomya'dýr. Ama 'halhal' çeþidinin ana vataný Derik'tir. Onun yanýnda orada yetiþen çok çeþitlerimiz vardýr. Yaðýnýn konusu hakkýnda net bir þey yok. Onunla ilgili bir çalýþma yapýlýyor. Biz programýmýzý yaptýk. Destek verilirse çalýþmaya hemen baþlayacaðýz. Ama lezzet olarak çok iyi bir lezzete sahip. Bizim orada yürüttüðümüz 'gen kaynaklarý' kaynaklarý projesi kapsamýnda gen topladýk. Ayrýca deðiþik zamanlarda Ýstanbul'daki bir firma, oradan yað örnekleri aldý. Bunlarý dýþarda pazarladý. Ciddi bir beðeni topladý halhal çeþidinin yaðý. Ama daha detaylý bir çalýþma yapýlmasý, fidan çalýþmasý ve korumaya alýnmasý gibi çalýþmalar yapýlmalý.”

Öðretmenler kaynaþma yemeðinde buluþtu Sedat Aslanaçier

M

illi Eðitim Bakanlýðý tarafýndan son atamalarla Mardin’in Midyat ilçesinde göreve baþlayan öðretmenler kaynaþma yemeðinde

bir araya geldi. Midyat Aktif Öðretmenler Derneði (MÝAD) tarafýndan düzenlelen programa öðretmenler ilgi gösterdi. Mehmet Nezih Erdem Koleji’nde düzenlenen yemekli programa MÝAD Baþkaný Hasan Çelik, Erdem Koleji

Müdürü Salih Aslan, yönetim kurulu üyeleri ile ilçeye yeni atanan öðretmenler katýldý. Öðretmenler arasýnda kaynaþma ve dayanýþma adýna yemek programýnda bir araya geldiklerini vurgulayan MÝAD Baþkaný Hasan Çelik, “Amacýmýz ilçemizde göreve baþlayan meslektaþlarýmýzýn her zaman ve her konuda yanlarýnda olduðumuzu hatýrlatmaktýr. Öðretmenlerimizin yalnýz olmadýðýný, moral ve motivasyon konusunda meslektaþlarýmýzýn yanýdayýz.” diye konuþtu. Yemeðin ardýndan memnun olduklarý gözlenen öðretmenler dernek yetkililerine teþekkür etti.

Midyat Sempozyumunun bildirileri 6 dilde kitaplaþtýrýldý Ali Edis

M

ardin Artuklu Üniversitesine baðlý Midyat Meslek Yüksek Okulu Müdürü Mesut Eriker, geçen yýl düzenledikleri Keþf-i Kadim: "Matiate'den Midyat'a Uluslararasý Midyat Sempozyumu"nda bilim adamlarýnýn bildirilerini kitaplaþtýrdýklarýný kaydetti. Sempozyumda, Midyat üzerinde farklý disiplinlerde çalýþmalarý olan yurt içi ve yurt dýþýndan akademisyenleri bir araya getirmeyi baþardýklarýný belirten Eriker, þöyle dedi: “Böylesi bir sempozyum kitaplaþtýrýlmasý kaçýnýlmazdý. Bir arada yaþama deneyimi anlamýnda önemli olan Midyat'ýn geçmiþini ve bugününü sosyolojik, kültürel, dini, siyasal ve iktisadi boyutlarýyla ele alýnmasý yapýlan sempozyum ardýndan kitaplaþtýrýlarak

ölümsüzleþtirmek görevimizdi. Bizde bundan yola koyularak, Sempozyumun Türkçe, Ýngilizce, Arapça, Kürtçe, Süryanice ve Ermenice yapýlan sunumlarýný yine aslýna uygun olarak 6 dilde kitabý yayýnladýk. Katýlarýný esirgemeyen Midyat Kaymakamlýðý ve Belediye Baþkanlýðýna teþekkür etmek amacý ile kitaplarýmýzý kendilerine takdim ettik. Amacýmýz bu bilimsel kaynak eserden herkesin istifadesine sunmaktýr. Ayrýca sempozyumumuza katýlan bütün akademisyenlere bu kitabý göndereceðiz." "Matiate'den Midyat'a Uluslararasý Midyat Sempozyumu" Kadim Akademi Derneði, Midyat Kaymakamlýðý, Midyat Belediyesi, DÝKA ve Mardin Artuklu Üniversitesi'nin iþbirliðiyle 7-9 Ekim 2011 tarihlerinde Midyat'ta düzenlemiþti.

Mardin'de üst düzey yönetici geliþtirme eðitimi semineri yapýldý M. Sait Çakar

O

rman Genel Müdürlüðü'nün kendi personeline yönelik düzenlediði 'Üst Düzey Yönetici Geliþtirme Eðitimi' Mardin'de semineri yapýldý. Orman Genel Müdürlüðü Genel Müdür Yardýmcýsý Ýbrahim Çiftçi, Erdoba Elgance Oteli'nde düzenlenen seminerin açýlýþýnda yaptýðý konuþmada, her konuda eðitim seminerleri düzenlediklerini ve bu seminerleri çok önemsediklerini söyledi. Orman Genel Müdürlüðü olarak hem genel hem de bölgesel seminerler düzenlediklerini belirten Çiftçi, "Orman Genel Müdürlüðü üst düzey yöneticileri olarak, protokol, sosyal davranýþ kurallarý, iletiþim teknikleri gibi konularda eðitim almadýðýmýzý veya eksik aldýðýmýzý düþünüyorum. Bu seminer boyunca inþallah notlarýmýzý alacaðýz. Gittiðimiz yerlerde aldýðýmýz bilgileri arkadaþlarýmýza paylaþacaðýz. Bu seminerin çok faydalý olacaðýný ümit ediyorum" dedi. Vali Yardýmcýsý Mufit Gültekin ise eðitimin faydalý olacaðýna inandýklarýný ifade etti. Orman Genel Müdürlüðü Dýþ iliþkiler Eðitim ve Araþtýrma Dairesi

Baþkaný Dr. Ahmet Ýpek de seminerde, protokol yönetimi, toplantý yöntemi, zaman yönetimi ve iletiþim becerileri gibi konularda uzmanlar tarafýndan eðitimlerin verileceðini belirterek, "Ormancýlýk, mesleðimiz gereði bir taraftan mühendislik hizmetlerini yerine getirirken diðer taraftan da toplumun tüm kesimleri ile iletiþim içerisinde olmamýz gerekmektedir. Orman Genel Müdürlüðümüz kanunlarca kendisine verilen görevleri yerine getirirken vatandaþlarýmýza daha etkin ve verimli bir kamu hizmeti sunabilmek amacýyla her kademedeki çalýþmalarýnýn eðitimine büyük önem vermektedir" diye konuþtu. Türkiye ve Ortadoðu Amme Ýdaresi Enstitüsünde Kamu Yönetimi Uzmaný Nihat Aytürk, Anadolu Üniversitesi Ýletiþim Fakültesi Öðretim Üyesi Prof. Dr.Erhan Eroðlu ve Gazi Üniversitesi Eðitim Fakültesi Öðretim Üyesi Servet Özdemir tarafýndan "Kamusal ve Kurumsal Yaþamda Protokol ve Sosyal Davranýþ Kurallarý", "Ýletiþim Teknikleri ve Liderlik" ile "Toplantý Yöntemi, Beden Dili ve Etkili Konuþma" baþlýklarýnýn anlatýldýðý seminer 3 gün südü.


www.mardiniletisimgazetesi.com.tr

27 Eylül 2012 Perþembe

3

‘AB’nin geleceði Türkiye’ye baðlý’ Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) ve Avrupa Birliði (AB) tarafýndan ortaklaþa düzenlenen 'Kültürler Arasý Diyalog Forumu' toplantýsýnýn ikinci duraðý olan Mardin’de gerçekleþtirildi. Sayfa 1’den devam”

AB’nin geleceði Türkiye’ye baðlý" Mardin Valisi Turhan Ayvaz ise tarih boyunca Mardin'in yaklaþýk 30 medeniyete beþiklik ettiðini söyledi. Kültürler arasý diyaloðun burada yapýlmasýnýn doðru bir seçim olduðunu belirten Vali Ayvaz, ”AB’nin geleceðinde anahtar ülke Türkiye’dir. Bunun bazý sebepleri vardýr. Medeniyetler çatýþmasý, ancak Türkiye’nin AB’ye katýlýmý ile medeniyetler ittifaký haline gelir. Zaten hükümetimiz bunu baþlatmýþtýr. Öncelikle Ýspanya ve diðer ülkeler ile bunu sürdürecektir. Diðer bir konu güvenlik açýsýndan AB'ye Türkiye’nin entegrasyonu

þarttýr. Türkiye ordusu, AB‘de en büyük orduya sahiptir. Þu anda yine her türlü yasal olmayan iþlerle, silah kaçakçýlýðý, insan kaçakçýlýðý, terörizm, uyuþturucu ticareti gibi en fazla mücadele eden ülke Türkiye’dir.” diye konuþtu. Açýlýþ konuþmalarýnýn ardýndan, 'AB ve Türkiye’de Kültürler Arasý Diyalog-Yerel Yönetimler' konulu oturuma geçildi. Ayný zamanda moderatörlük yapan, Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eþ Baþkaný Afif Demirkýran, yaptýðý konuþmada, Türkiye’nin Avrupa’daki algýsýnýn, hak etmediði bir algý olduðunu ifade etti. Demirkýran, þunlarý söyledi: "Türkiye’yi tanýyan, Türkiye’ye

gelen, Türkiye’yi tanýma gayreti içinde olan bir insan ile Türkiye’yi hiç tanýmayan bir insanýn ülkeye bakýþý farklýdýr. Avrupa ülkeleri teröre karþý dik duruþ sergilemeleri gerekir.“ "Bazý liderler düþmanlýk içine girmiþtir" Bazý liderler ve bazý ülkelerin, kendi þahsi çýkarlarý veya baþka sebeplerden dolayý Türkiye’ye karþý bir düþmanlýk içine girdiklerini belirten Demirkýran, ”Mesele, sadece Türkiye’nin AB’ye girmesi deðil, AB’nin de Türkiye’ye ihtiyacý olduðu kesindir. Tunceli’deki yaþanan terör olayýnda 7 polis memurunu þehit verdik. Türkiye’nin bu terör örgütünden kurtulmasý için bütün ülkelerin iyi bir iþbirliði yapmasý gerekir. Biz bu diyaloðu burada oluþturur iken ayný zamanda hep beraber teröre karþý da bir dik duruþ sergilememiz gerekiyor. Terörü lanetlememiz gerekiyor. Ve Türkiye’nin bu terör örgütünden kurtulmasý için bütün ülkelerin iyi bir iþbirliði yapmasý gerekiyor.“ þeklinde konuþtu "Diyaloðu ilk önce kendi aramýzda yapmalýyýz" Baþka toplumlarla, kültürlerle, dinlerle diyalog kurmak için öncelikle Müslümanlarýn kendi aralarýnda iyi bir diyalog kurmalarý gerektiðini belirten Eleþtirel Müslümanlar Derneði Kurucusu ve Sözcüsü Sherin Khankan ise toplantýda önemli mesajlar verdi. Khankan, ”Bu konuda ciddi sorunlarýmýz var. Müslümanlar adýna konuþanlarýn hemen hemen

40 yýldýr ikinci el eþya satýþý yapýyor

B

hepsi kendi yorumlarýný gerçek Ýslam olduðunu söylüyorlar. Bu anlamda ciddi sýkýntý var. Öncelikle diyaloðu kendi aramýzda yapmamýz gerekir. Laikleþme konusunda bazý düþüncelerimiz var. Mesela toplumun kendisi laik olmadan oradan laiklikten bahsedemeyiz. Mesela benim yaþadýðým ülke Danimarka’da toplum laik deðil, o yüzden devlet de laik deðil. Avrupa ve dünyada Fransa ve Türkiye laik olan iki nadir ülkedir. Fransa’da laiklik þöyle tanýmlanýyor; devlet ve din iþlerinin ayrýlmasýdýr. Tabi ki laikliðin bir baþka tanýmý daha var; o da din ve devlet arasýndaki diyalogdur. Tabi ki ben ikincisinden yanayým. Çünkü dini gerekliliði getiren bir Müslüman ayný zamanda laik olabilir diye düþünüyorum. Avrupa’daki Müslümanlarýn da tercihlerinin bu yönde olmasý için teþvik etmek istiyoruz.“ þeklinde konuþtu.

atman’da, 40 yýldýr ikinci el eþya satýþý yapan 55 yaþýndaki Mahmut Elçiboða, kullanýlmayan ve atýl durumdaki eþyalarý maddi durumu düþük ailelere satarak hem destek oluyor hem de geçimini saðlýyor. Yaptýðý iþ ile zenginler ve yoksullar arasýnda köprü vazifesi gördüðünü belirten Elçiboða, “Dükkânýmda antika sayýlabilecek kadar eski eþyalar, giyim, ayakkabý, tarým malzemeleri bile var. Tarihi cihazlara ilgi duyan kiþiler iþ yerime uðramadan geçmiyor. Yaptýðým iþ sayesinde vatandaþlar arasýnda köprü vazifesi görmüþ oluyorum.” dedi. Ýkinci el hýrdavat, elbise, elektronik eþya ve ayakkabý satýþý yapan Elçiboða, özellikle maddi durumu düþük aileler ile inþaat iþçilerinin uðrak mekâný haline geldi. Batman Mehtap Caddesi Gök Taksi Alo Tevþo Pazarý karþýsýndaki iþ yerinde hizmet veren Elçiboða, antika eþyalara da ilgi duyduðunu söyledi. Elçiboða, “Kýyafet, elektronik eþya, ayakkabý gibi eþyalarýný kullanmayan kiþiler, bunlarý çöpe atmak yerine bana ucuz fiyata satýyorlar. Aileler genellikle kapýcý veya eskicilere veriyor, onlar da bana satýyorlar. Ben de iþ yerimde bu eþyalarý sergileyerek yardýma muhtaç ailelere düþük ücret karþýlýðýnda satýyorum. Bazen bedava verdiklerimiz de oluyor. Özellikle iþ için giyilen kýyafetler, inþaat iþçileri tarafýndan ilgi görüyor. Herkesin maddi gücü, yeni eþya alacak kadar iyi olmayabilir. Bu yüzden durumu düþük aileler tarafýndan sattýðým eþyalar ilgi görüyor.” diye konuþtu. (CÝHAN)

Bakan Dinçer: Süt daðýtýmý ikinci dönem baþlayacak

M

illi Eðitim Bakaný Ömer Dinçer, okullarda süt daðýtýmýnýn ikinci dönemde resmi ve özel ilkokullar ile okul öncesi kurumlarda baþlayacaðýný söyledi. Bakan Ömer Dinçer, Ankara Öðretmenevi’nde düzenlenen ‘Eðitim ve Öðretimde Yenilikçilik Ödülleri' törenine katýldý. Bakan Dinçer, çýkýþta gündeme iliþkin deðerlendirmelerde bulundu. Ýstanbul’da kontenjanlar dolduðu için bazý öðrencilerin imam hatip liselerine yönlendirildiði yönünde çýkan haberlerin hatýrlatýlmasý üzerine Dinçer, “Milli Eðitim Bakanlýðý (MEB) olarak okul ve ders tercihlerinde bizim için kritik husus çocuk ve velilerimizin kendi ilgi ve istekleri doðrultusunda tercihte bulunmalarý. Bunun dýþýnda olabilecek her türlü þey bizim müsamahamýz ve politikamýzýn dýþýndadýr. Öðrencilerimiz herhangi bir okulu veya dersi tercih etmemiþlerse idari olarak kimsenin onlara belli bir yönü gösterme haklarý yoktur.” dedi. Böyle uygulamalara izin vermeyeceklerini vurgulayan Dinçer, “Böyle þeylerin olup olmadýðýndan emin deðilim, varsa da kýsmi hadiselerdir.” diye konuþtu. Anadolu liselerine öðretmen atamasý

Anadolu ve fen liselerine yapýlacak öðretmen atamalarý ile ilgili bir soru üzerine Dinçer, “MEB, genel politika olarak bütün atamalarý, yer deðiþtirmeleri ve okullarla ilgili her türlü düzenlemeyi eðitim dönemlerinin baþýnda yapmayý tercih eden bir uygulama içinde. Bu sene programýmýz çok sýkýþmýþ olmasýna raðmen her türlü yer deðiþtirmeyi okullar baþlamadan yaptýk. Bundan sonra da yapmaya çalýþacaðýz. Bu yýl belki istisna olduðu için, bizim kontrol edemediðimiz bazý süreçler de yaþýyoruz. Anadolu liselerine atanacak öðretmenlerle ilgili uygulamaya henüz kesin karar vermedik. Normalde sýnavlarý yapýldý. Onlarýn belki kasým ayýnda yer deðiþikliðini yapmayý ama eðitime baþlama ile ilgili deðiþikliði dönem baþýna býrakmayý düþünüyoruz. Henüz kesin deðil.” cevabýný verdi. Bir gazetecinin, “GSM þirketi ile anlaþma yapýldýðý, öðrenci durumlarýnýn velilere kýsa mesaj olarak bildirileceði yönünde haberler var. Deðerlendirmeniz nedir?” sorusuna karþýlýk Dinçer, “Geçen yýl da benzer dedikodular çýktý, doðru deðil. Biz merkezden zaten velilerin kendilerinin irtibatlý olduðu GSM þirketlerine talep etmeleri halinde Bakanlýk olarak kendimiz veriyoruz. Herhangi bir aracý kurum yok. Veliler, öðrenciler ile ilgili bilgiyi SMS olarak almak istiyorlarsa idaremize müracaat ederek ancak yapabilirler.” dedi. Dinçer, 66 ay ve üstü çocuklar için alýnan raporlarda artýþ olup olmadýðý sorusu üzerine, “Yok.” ifadesini kullandý. “Süt daðýtýmý ikinci dönemde baþlayacak” Okullarda süt daðýtýmýnýn ne zaman baþlayacaðý konusunda baþka bir soruya karþýlýk Bakan Dinçer, “Süt daðýtýmýný yine

yapacaðýz. Planlarýmýza göre ikinci yarý, haftada 3 gün olmak üzere yeniden ilkokullarda ve okul öncesi kurumlarda hem resmi hem özel kurumlarda süt daðýtýmýna baþlayacaðýz.” þeklinde konuþtu. Seçmeli derslerle ilgili oranlarýn hatýrlatýlmasý üzerine ise Dinçer, þunlarý dile getirdi: “Aslýnda bu uygulamaya dair politikalarýmýzý kamuoyunda paylaþtýktan sora yapýlan spekülasyonlarýn hiçbiri isabetli olmadýðý ve toplumdaki genel saðduyuyu yansýtmadýðýný görüyorsunuz. Çocuklarýmýzýn neye ilgisi var, toplum neyi daha çok tercih ediyor, seçimlik derslerle bunu bize gösterdi. Bu yüzden bundan sonra spekülasyon yapýp bir takým tahminler üzerinden MEB politikalarý deðerlendirilmemeli. Çocuklarýmýz aðýrlýklý olarak matematik uygulamalarýný, yabancý dili, Kur’an-ý Kerim’i, siyeri, teknoloji ve tasarýmý, sporu, güzel sanatlarý tercih ettiler. Tercihlere bakýldýðýnda dengeli bir daðýlým var. Bu bize iki sonucu gösteriyor. Birincisi seçmeli ders olarak ortaya koyduðumuz dersler ve takip ettiðimiz politika doðruydu. Ýki, bunu seçen çocuklarýmýz da aslýnda toplumda baþka etkiler altýnda kalmadan kendi ilgilerini ortaya koyabiliyorlar. Bu her iki boyutu ile de sevindirici.” Bir gazetecinin, “Bu tablo, sýnav odaklý bir eðitim sisteminin sonucunu mu gösteriyor?” sözleri üzerine Bakan Dinçer, “Hayýr, ona bakacak olursanýz, öðrencinin spor dersini, güzel sanatlarý seçmemesi gerekirdi. Ama yabancý dil, spor, güzel sanatlar, drama gibi derslerin seçildiðini görüyorsunuz. Bu çocuklarýn sýnav odaklýlýktan kurtulmak istediklerinin bir göstergesidir.” þeklinde konuþtu. 22 bin öðrenci Kürtçe’yi seçti

Dicle Üniversitesi, Kürtçe Yüksek Lisans Programý açýyor

A

Dinçer baþka bir soru üzerine, 22 bin öðrencinin Kürtçe dersini seçtiðini dile getirdi. ‘Ders yeteri kadar ilgi görmedi’ demek için elde bir ölçü olmadýðýný söyleyen Dinçer, “Ne kadar olsaydý ilgi görecekti, buna dair elimizde bir ölçü yok. Çocuklarýmýzýn neyi seçerken hangi tür faktörleri göz önüne aldýðýna dair elimizde bilimsel bir veri yok. Belki ilerleyen zaman diliminde buna dair araþtýrmalar yapmak ve bir çýkarým saðlamak mümkün. Ama þu anda 22 bin öðrencinin Kürtçe dersini seçmesi aslýnda çocuklarýmýzýn önemli oranda buna dair bir tercihte bulunduðunu gösteriyor.” diye konuþtu. Bu dersi seçen 22 bin öðrenciye o dersi açmak ve vermek için çaba sarf edeceklerini aktaran Dinçer; Arap-Fars dili mezunu olan öðretmenleri, Kürtçe bilen Türkçe, sosyal bilgiler ve din kültürü öðretmenlerini bu alana yönelttiklerini hatýrlattý. Dinçer, “Önümüzdeki yýllarda zaten bunlar için özel eðitim almýþ öðretmenler olacak. Bu sene kýsmi olarak bazý sýkýntýlar olabilir ama önümüzdeki yýllarda bu sorunlarýn tam olarak çözüleceðini tahmin ediyorum.” dedi. Dinçer, dershanelerin kapatýlmasý ile ilgili baþka bir soruya karþýlýk, “Çalýþmalar tamamlandýðýnda sizlerle

rtuklu Üniversitesi, Bingöl Üniversitesi ve Muþ Alparslan Üniversitesi'nden sonra Dicle Üniversitesi'nde de Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde Kürtçe üzerine Tezsiz Yüksek Lisans eðitimi baþlýyor. Dicle Üniversitesi Genel Sekreteri Prof. Dr. Sabri Eyigün, Dicle Üniversitesi’nde Kürtçe üzerine Tezsiz Yüksek Lisans eðitiminin baþlayacaðýný belirtti. Milli Eðitim Bakanlýðý’nýn, okullarda Kürtçeyi seçmeli ders olarak kabul etmesinin ardýndan, bu alanda ortaya çýkacak olan öðretmen ihtiyacýný gidermek amacýyla çalýþmalara baþladýklarýný dile getiren Eyigün, Dicle Üniversitesi olarak, YÖK'e 400 öðrencinin Kurmanci ve Zazaki alanlarýnda Yüksek Lisans yapabilmesi için baþvuruda bulunduklarýný, taleplerinin YÖK tarafýndan kabul edildiðini ifade etti. Eyigün, 2012-2013 eðitim öðretim yýlý için Kurmancý ve Zazaki alanlarýnda Tezsiz Yüksek Lisan yapabilmek için 150 kontenjan ayrýldýðýný ifade etti. Eyigün, “Eðitim öðretim altyapýmýz hazýr olduðu için yapýlacak sýnavlardan hemen sonra eðitime baþlayacaðýz. Daha önce üniversitemizde Kürtçe kursu verildiði için bu alanda çok iyi bir deneyimimiz bulunmaktadýr. Sýnava iliþkin detaylarýn ise önümüzdeki günlerde, Dicle Üniversitesi Web sayfasýnda yayýnlamayý planlýyoruz.” þeklinde konuþtu. (CÝHAN)

Zayi Ýlanlarý Adýma kayýtlý 634901’den 634950’e kadar olan 1 cilt faturamý kaybettim. Hükümsüzdür. Mahsum DÜDÜK T.C.No: 30662193178

Nüfus Cüzdanýmý kaybettim. Hükümsüzdür. Adle KARADAÞ


www.mardiniletisimgazetesi.com.tr

27 Eylül 2012 Perþembe

4

30 bin Siverekli ayný anda þiir okuyarak Gunies rekorlar kitabýna girdi 'Haydi Bir Dünya Rekoru Kýralým' projesi kapsamýnda Siverek Fikran Tüysüz stadýnda okunan 'Anadolu' þiiri ile ayný alanda Gunies rekorunu elinde bulunduran Malatya'nýn rekoru kýrýldý.

Þ

anlýurfa’nýn Siverek ilçesinde 30 bin vatandaþ ayný anda 5 dakika þiir okuyarak Guines Rekorlar Kitabý'na girdi. Siverek'i Ýl Yapma ve Kalkýndýrma Derneði(SÝVÝL-DER) 'Haydi Bir Dünya Rekoru Kýralým' projesi kapsamýnda Siverek Fikran Tüysüz stadýnda okunan 'Anadolu' þiiri ile ayný alanda Gunies rekorunu elinde bulunduran Malatya'nýn rekoru kýrýldý.

2003 yýlýnda ABD’nin bin kiþi ile baþlattýðý þiir okuma rekoru ard arda 5 sefer kýrýldý. ABD kendi rekorunu 2004 yýlýnda 6 bin 210 kiþinin okumasýyla kýrdý. Ardýndan 2007 yýlýnda Hong gonk 13 bin 800 kiþi ile bu rekoru kýrdý. Rekor daha sonra Mersinliler tarafýndan kýrýldý. Mersinde 15 bin kiþinin katýlýmý ile kýrýlan rekoru, 23 bin 522 Malatyalý kýrdý. Bu gün ise uzun bir hazýrlýðýn ardýndan rekor Siverek’e kaldý. Firkan Tüysüz stadýndan toplanan yaklaþýk 35 bin kiþi rekor kýrmak için þiir okudu. Hesaplamalarda stada giren birçok kiþinin þiir okumadýðý tespit edildi. Þiir okuyanlarýn sayýsý 30 bin 231 kiþi olarak belirlendi. Malatya’nýn 2011 yýlýnda 23 bin 522 kiþi ile kýrdýðý rekoru, Siverek 30 bin 321 kiþi ile kýrdý. Rekorun ardýndan Siverekliler halaylar eþliðinde eðlendi. Yerel ses sanatçýlarýn Sivereklilerin baþarýsýný þarkýlar söyleyerek taçlandýrdý. Yaklaþýk 3 ay önce rekor

hazýrlýklarýna baþlayan SÝVÝL- DER çalýþmalarý kapsamýnda baþta kaymakamlýk ve Milli Eðitim Müdürlüðü olmak üzere çok sayýda kurumun desteðini aldý. Dernek rekor için hemþerileri Ahmet Arif ’in Anadolu þiirini seçti. Uzun hazýrlýðýn ardýndan vatandaþlar gurup halinde bugün sabah saatlerinde stada girdi. Çok sayýda denemenin ardýndan nefesler tutuldu, rekor için staddaki herkes ayaða kalktý ve ‘Anadolu’ þiirini ayný anda okudu. Yaþlý, genç, çocuk bayan demeden herkesin katýldýðý rekor denemesi Sivereklilerin zaferi ile sonuçlandý. Rekorun kýrýlmasýnýn ardýndan stadý dolduran Siverekliler ‘Anadolu’ þiiri yazýlý kaðýtlarý gökyüzüne fýrlattý. "Bu sýcakta Siverek için savaþtýnýz" Guinness Türkiye Temsilcisi Þeyda Subaþý Gemici, yapýlan deðerlendirmenin ardýndan 30 bin 231 kiþinin ayný anda þiiri okuyarak, bu alandaki rekoru kýrdýðýný söyledi. Gemici Sivereklileri büyük bir aile olarak tanýmladý. Topluluða hitap eden Gemici, "Sizler bu sýcakta Siverek için savaþtýnýz" diyerek teþekkür ettiðini ifade etti. Dernek Baþkaný Muzaffer Bayram ise insanlara okuma alýþkanlýðý kazandýrmak amacýyla böyle bir etkinliðe imza attýklarýný aktardý. Bayram, "Þiirleriyle herkesin üzerinde iz býrakan biriydi Ahmed Arif, o nedenle onun bir þiirini seçtik. Amacýmýz Malatya'da bu alanda daha önce denenen bir rekoru kýrmaktý. Baþardýk mutluyuz." þeklinde konuþtu. Programa CHP Genel Baþkan Yardýmcýsý Sezgin Tanrýkulu, AK Parti Þanlýurfa Milletvekili Kasým Gülpýnar, CHP Muðla Milletvekili Nurettin Demir, Siverek Belediye Baþkaný Ali Murat Bucak, Þair Hicri Ýzgören, yazarlar Mustafa Sancar, Kemal Siyahhan ve vatandaþlar katýldý.

Demirtaþ: Siyasette çözüm önerilerinin konuþulmasýný çok önemsiyoruz

B

DP Genel Baþkaný Selahattin Demirtaþ, Mazlum-Der Diyarbakýr Þubesi'nin Sanat Sokaðý'nda baþlatmýþ olduðu 'Roboski için Adalet Nöbeti'ni ziyaret etti. BDP Genel Baþkaný Demirtaþ, etkinliðin ardýndan gazetecilerin gündeme dair sorularýný cevapladý. Oslo görüþmelerinin devam edip edemeyeceðiyle ilgili düþünceleri sorulan Demirtaþ, çözüm konusunda umutsuz olunmamasý gerektiðini söyledi. Demirtaþ, bunun bütün siyasilerin boyun borcu olduðunu dile getirdi. Demirtaþ, hükümetin ‘Oslo devam edebilir, gerekirse müzakereler sürebilir’ yaklaþýmýný önemsediklerinin altýný çizdi. Müzakereye açýk olunduðunun belirtilmesinin güzel bir olay olduðunu belirten Demirtaþ, “Bizim en çok arzuladýðýmýz þey meselenin çözüme kavuþturulmasý giriþimidir. Biz siyasette çözüme dair politikalarýn konuþulmasýný,

çözüm önerilerinin konuþulmasýnýn çok önemsiyoruz.” dedi. Güneydoðu'daki kenevir tarlalarýyla ilgili bir soruyu da cevaplayan Demirtaþ, Güneydoðu'da uzun yýllardan beri uyuþturucu ticareti ve kaçakçýlýk olduðunu, ancak bundan ceza alan hiçbir terör örgütü PKK'lý bulunmadýðýný savundu. Demirtaþ, “1978 yýlýndan bu yana uyuþturucudan ceza almýþ tek bir PKK üyesi bana göstersinler biz de vallahi bu iþi yapýyorlarmýþ diyelim.” þeklinde konuþtu. Ayrýca, geçtiðimiz günlerde askeri konvoya düzenlenen terörist saldýrýyla ilgili, Bitlis Valiliðinin, ‘Konvoy, Demirtaþ’ýn güvenliðini saðlamakla görevliydi’ açýklamasýný da deðerlendiren Demirtaþ, böyle bir açýklamanýn yapýlmasýna anlama veremediðini söyledi. Patlama hakkýnda bilgisi olmadýðýný ileri süren Demirtaþ, programlarýnýn güvenliði ile ilgili hiçbir önlem alýnmadýðýný iddia etti. (CÝHAN)

yardýmýyla tedavi oldum ve kurtuldum. Keþke arkadaþlarýmý seçerken daha dikkatli olsaydým. Keþke yüzüme gülen ancak beni kendi menfaatleri uðruna feda edebilecek insanlara karþý dikkatli olsaydým. Allah'a þükürler olsun, babam çok emek sarf etti ve içine düþtüðüm bu girdaptan kurtulmama vesile oldu." Güneydoðu'da uyuþturucuya bulaþanlarýn sayýsý hýzla artýyor. Diyarbakýr Denetimli Serbestlik ve Yardým Merkezi Þube Müdürlüðü'nün verilerine göre 2010, 2011 ve 2012'nin ilk 6 ayýnda 485'i çocuk olmak üzere toplam 2 bin 797 kiþi 'madde baðýmlýsý' teþhisi konularak tedavi altýna alýndý. Diyarbakýr Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi'ne ise 314 kiþi tedavi amaçlý baþvurdu. Yeniþehir ilçesindeki Þehitlik Uçucu Madde Baðýmlýlarý Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi'nde (UMATEM) 70 çocuðun tedavisi devam ediyor. Diyarbakýr Madde Baðýmlýlýðý ile Mücadele ve Rehabilitasyon Merkezi'nde de son

bir yýlda 131 baðýmlýya rehabilitasyon hizmeti verildi.

‘Babam kenevir ekmese baðýmlý olmazdým’

G

üneydoðu'da kýrsal alanlara ekilen Hint keneviri, terör örgütüne finans saðlamanýn yaný sýra bölge insanýný da zehirliyor. Diyarbakýr ve çevresinde uyuþturucuya bulaþanlarýn sayýsý hýzla artýyor. Kulp ilçesine baðlý bir köyde ikamet eden Þ.A. da uyuþturucunun pençesine düþenlerden. 16 yaþýnda, babasýnýn ektiði kenevirle uðraþýrken baðýmlý hale gelmiþ. Þ.A., "Terör sebebiyle terk ettiðimiz köyümüze 2005'te döndük. Eve gelen silahlý birkaç kiþi babama kenevir ekmesini söyledi. Ýkinci kez köyümüzü terk etmemek için kenevir ektik. Esrarla bu þekilde tanýþtým." diyor. Sosyal Hizmetler Müdürlüðü, Rehabilitasyon Merkezi'nde tedavi gören M.Þ. ve Kayapýnar ilçesinde ikamet eden 8. sýnýf öðrencisi M.Y., bölgedeki uyuþturucu çarkýnýn nasýl iþlediðini gösteren örnekler. Ýkisi de arkadaþlarýnýn ýsrarýyla madde kullanmaya baþlamýþ. Diyarbakýr ve çevresindeki illerde ekilen Hint kenevirleri öncelikle burada yaþayan vatandaþlarý zehirliyor. Bölgede uyuþturucuya bulaþanlarýn sayýsý

hýzla artýyor. Diyarbakýr'ýn Kulp ilçesine baðlý bir köyde ikamet eden Þ.A. da uyuþturucunun pençesine düþenlerden. 16 yaþýnda uyuþturucuya bulaþan gencin hikâyesi yürek burkuyor. Babasýnýn ektiði kenevirle ilgilenirken zaman içinde baðýmlý hale gelen Þ.A., yaþadýklarýný þöyle anlatýyor: "1992 yýlýnda terör sebebiyle terk ettiðimiz köyümüze 2005 yýlýnda geri döndük. Eve gelen silahlý birkaç kiþi babama kenevir ekmesini söyledi. Babam ikinci kez köyünü terk etmemek için kenevir ekti. Ben de esrarla bu þekilde tanýþtým. Önce denedim, ardýndan baðýmlý oldum. Ben ve kardeþim baðýmlý olunca babam köyü terk etti. Buna tepki gösteren PKK'lýlar, yardým ve yataklýk yaptýðý gerekçesiyle babamý ihbar ettiler. Babam cezaevine girdi, ben, kardeþim ve annem Diyarbakýr'ýn Baðlar semtine ikinci kez yerleþtik. Bizi bu hale getiren PKK'dýr. Baðýmlýlýktan kurtulmak için tedavi görüyorum." Diyarbakýr Sosyal Hizmetler Müdürlüðü Madde Baðýmlýlýðý ile Mücadele ve Rehabilitasyon

Merkezi'nde tedavi gören M.Þ. de, uyuþturucu kullanmaya arkadaþlarýnýn ýsrarýyla baþladýðýný söylüyor. M.Þ. "Hem arkadaþlarýmý kýrmamak hem de esrarýn nasýl bir þey olduðunu merak ettiðim için ben de birkaç defa esrar kullandým. Zaman ilerledikçe kullanma isteðim sürekli artýyordu ve esrar kullanma isteðinden vazgeçemiyordum. Ailem ve arkadaþlarýmla problemler baþladý." diyor. M.Þ.'nin zehirden kurtulmasýna annesi vesile olmuþ. Durumdan þüphelenen annesinin sürekli kendisiyle ilgilendiðini, adeta peþinden ayrýlmadýðýný belirten M.Þ., yaþadýklarýný þöyle özetliyor: "Annem bir gün beni çok sevdiðini ve bu acýdan kurtulmam gerektiðini anlattý. Onu kýrmadým ve hastaneye baþvurdum. Tedavinin baþlamasýndan sonra kendimi daha iyi hissetmeye baþladým. Annem kilo aldýðýmý, yüzümün açýldýðýný, iyi göründüðümü söylüyordu ve bu beni mutlu ediyordu. Annemin dualarýyla kurtuldum. Artýk temiz kalmak istiyorum." Arkadaþ ýsrarýyla bir kez içtim, baðýmlý oldum Diyarbakýr'ýn Kayapýnar ilçesinde ikamet eden 8. sýnýf öðrencisi M.Y. ise ilk kez piknikte bir arkadaþýnýn ýsrarý üzerine esrar içtiðini anlatýyor. Arkadaþlarý kullandýðý için bir süre sonra kendisinin de baðlý olduðunu belirten M.Y., derslerinin de bu durumdan etkilendiðini, okulu terk etme noktasýna geldiðini vurguluyor. Ailesiyle sorunlar yaþayan M.Y.'nin baðýmlý olduðunu okuldaki öðretmeni fark etmiþ. M.Y., sözlerini þöyle sürdürüyor: "Ýlk kez içtiðimizde çok hoþuma gitmiþti. Sonraki günler tekrar içmek istedim. Bir iki kez daha buldum ve içtim. Öyle bir duruma düþtüm ki içemediðim gün sanki yaþamýyormuþ gibi oluyordum. Önce öðretmenim fark etmiþ. Durumu babama anlatmýþ. Onlarýn

Bakan Þahin: Üretilen esrarýn sadece yüzde 4'ü ele geçirildi -Ýçiþleri Bakaný Ýdris Naim Þahin, 5 yýlda Diyarbakýr'da ele geçirilen esrar miktarýnýn 100 bin 776 kilogram olduðunu açýkladý. Bu miktar, bölgede son beþ yýlda üretilen esrarýn yüzde 4'üne tekabül ediyor. CHP Ýstanbul Milletvekili Sezgin Tanrýkulu'nun Diyarbakýr'daki esrar üretimi konusundaki soru önergesini cevaplayan Þahin, 2007–2012 yýllarý arasýnda Diyarbakýr'da toplam 100 bin 776 kilo esrarýn ele geçirildiðini kaydetti. 18 Temmuz 2012 tarihindeki operasyonlarda 1 milyon 841 bin kök kenevir bitkisi ile 327 kilogram esrar maddesinin ele geçirildiðini belirtti. Bakan Þahin, çocuklarý uyuþturucu maddeden uzak tutmak için Sosyal Destek Projeleri kapsamýnda çeþitli faaliyetlerde bulunulduðunu da kaydetti. (CÝHAN)


www.mardiniletisimgazetesi.com.tr

27 Eylül 2012 Perþembe

5

Saðlýk kuruluþlarýna geçen yýl 611 milyon baþvuru yapýldý K

BASINDAN

Sahabedeki komþu hakký, 'Asr-ý Muhabbet' kitabýndan...

Ýstatistik verilerine göre 2011 yýlýnda aile hekimleri dâhil tüm saðlýk kurumlarýna baþvuran kiþi sayýsý 611 milyon olarak kayýtlara geçti. Tüm saðlýk kurumlarýna on yýl önce baþvuru sayýsý 200 milyon iken bu rakamýn 2011'de üç kat artmasý dikkat çekti.

S

aðlýk Bakanlýðý tarafýndan 2011 yýlý saðlýk istatistikleri yayýnlandý. Ýstatistik verilerine göre 2011 yýlýnda aile hekimleri dâhil tüm saðlýk kurumlarýna baþvuran kiþi sayýsý 611 milyon olarak kayýtlara geçti. Tüm saðlýk kurumlarýna on yýl önce baþvuru sayýsý 200 milyon iken bu rakamýn 2011'de üç kat artmasý dikkat çekti. Geçen yýl sadece hastanelere baþvuran kiþi sayýsý ise 338 milyon kiþi olarak istatistiklerde yer aldý. OECD ülkelerinin ortalamasýna bakýldýðýnda kiþi baþý hekime müracaat sayýsý 6,5 iken Türkiye'de kiþi baþý hekime müracaat oraný ortalama 8 oldu. Hekime baþvuru oranýna göre yýlda 13 kez ile Japonya listede birinci sýrada bulunurken, Türkiye Almanya, Belçika ve Fransa gibi geliþmiþ ülkelerin üzerinde yer aldý. 100 bin kiþiye düþen hekim ve hemþire sayýsýnda OECD ülkeleri ile kýyaslandýðýnda Türkiye’nin karnesinin çok kötü olduðunu belirten Saðlýk-Sen Genel Baþkaný Metin Memiþ, “Yunanistan’da 100 bin kiþiye 535, Belçika’da 423, Ýspanya’da

376, Almanya’da 348, Fransa’da 342 hekim düþerken Türkiye’de ise bu rakam 159 olarak yer almaktadýr. Bu rakamlara göre ülkemiz Tacikistan, San Marino ve Karadað’ýn bile gerisinde kaldý. Sendika olarak yaptýðýmýz araþtýrmalarda saðlýk alanýndaki istihdam açýðýndan her zaman bahsettik. Bu açýk öylesine fazla ki bunun kapatýlmasý için istihdam edilmeyi bekleyen tüm saðlýk personellerinin KPSS’ye girmesine bile gerek yoktur." dedi. Türkiye'de hekim sayýsýnýn 126 bin, hemþire sayýsýnýn ise 125 bin olarak kayýtlara geçtiðinin görüldüðünü kaydeden Memiþ, "Tüm saðlýk çalýþanlarýnýn toplamý ise 670 bin. On yýl önce saðlýkta 375 bin kiþi istihdam ediliyordu. Geçen on yýllýk sürede talebin 3 kat artmasýna karþýn istihdam oraný bir kat bile artmamýþ. Saðlýk alanýndaki istihdam sorununu çözmek için bu alanda personel yetiþtiren lise, yüksekokul ve fakültelerin sayýsýnýn arttýrýlmasý gerekir. Ayrýca Saðlýk Bakanlýðý, Maliye’den olabildiðince fazla kadro

Bundan dolayýdýr ki, daha sonralarý komþu hakký konusunda þöyle söylenegelmiþtir:

ihdas ederek istihdam edilmeyi bekleyen kiþilere yönelik her ay yapacaðý mesleki yeterlilik sýnavý ile bu alandaki personel yetersizliðini gidermelidir. Saðlýk hizmetlerinin sorunsuz bir þekilde sürdürülebilmesi için Bakanlýðýn istihdam politikalarýna daha çok önem vermesi ve yapýlacak planlamalarýn buna göre þekillendirilmesi gerekmektedir.” ifadelerini kullandý.

KPSS’nin kaldýrýlarak mesleki yeterlilik sýnavý ile personel alýmýnýn özel hastanelerde görev yapan saðlýk çalýþanlarý için de önemli bir avantaj saðlayacaðýný ifade eden Memiþ, kamuya geçilmesinin önlenmesini isteyen özel sektör yöneticilerinin saðlýk çalýþanlarýnýn sosyal ve ekonomik durumlarýný da bu sayede iyileþtirmesi gerektiðini kaydetti. (CÝHAN)

Kalp kapaðý tamir ameliyatlarýnda baþarý oraný artýyor

T

ürkiye'de her yýl binlerce kalp kapaðý hastasý, tamir yapýlma imkâný varken kapakçýðýnýn deðiþtirilmesi yüzünden maðduriyet yaþýyor. Fatih Üniversitesi Sema Hastanesi Kalp-Damar Cerrahisi Uzmaný Doç. Dr. Mustafa Güden, donaným ve uzman yetersizliði nedeniyle kalp kapaðýnda tedavi yerine deðiþimin tercih edildiðini söyledi. Kalp kapaðý tamir edilen hastalarýn Coumadin ilacý kullanmadýðý gibi, enfeksiyon riskinin de azaldýðýna dikkat çeken Güden, son 4 yýlda 125 hastaya kalp kapakçýðý tamiri yaptýklarýný açýkladý. Türkiye'de dünya standardýna uygun kalp kapaðý tamiri yapan sayýlý merkezlerden biri olan Fatih Üniversitesi Sema Hastanesi, bugüne kadar saf kapak tamirinde yüzde 97

baþarý gösterdi. Kalp kapaðý tamir edilen hastalar Coumadin ilacý kullanmýyor; bu hastalarýn enfeksiyon riski azalýyor, felç geçirme ihtimali düþüyor. KalpDamar Cerrahisi Uzmaný Doç. Dr. Mustafa Güden, kalp kapak rahatsýzlýklarýnda tamirin önemini açýkladý. Kalpteki dört kapaktan üçünün tamire uygun olduðunu söyleyen Güden, "Özellikle günümüz týbbýnda mitral ve aort kapak tamiri daha çok yapýlýyor. Kapakçýklarýn kireçlenmesi durumundaysa, tedavide yüzde 50'ye kadar kapak tamiri baþarýyla yapýlabiliyor. Birçok hastanede donaným ve uzman yetersizliði yüzünden kapak tamirinden ziyade deðiþiklik yapýlýyor" dedi. Kapak deðiþimi söz konusu olduðunda yaþanacak sýkýntýlara da

dikkat çeken Güden, hastanelerinde deðiþimden ziyade, kalp kapakçýðý tamiri yaptýklarýný bildirdi. Güden, son 4 yýl içinde 125 hastaya kalp kapakçýðý tamiri gerçekleþtirildiðini söyledi. Genel olarak saðlýk kurumlarýnda kalp kapaðý deðiþikliði için iki yöntem uyguladýðýný anlatan Güden, birinci yöntemin sýk kullanýlan mekanik kapak takýlmasý olduðunu belirtti. Mekanik kapaklarda kan sulandýrýcý olan Coumadinin ömür boyu kullanýlmasý gerektiðini ifade eden Doç. Dr. Mustafa Güden, ameliyat sonrasý hastanýn kan deðerlerinin sürekli kontrol edilmesi gerektiðini aktardý. Mekanik yöntemle kalp kapaðý deðiþtirilen hastanýn ömür boyu Coumadin adlý ilacý kullanmak zorunda kaldýðýný vurgulayan Güden,

“ Coumadinin yetersiz kullanýlmasý pýhtýlaþma ve vücudun felç geçirmesi gibi durumlara sebep olabiliyor. Yüksek dozda kullanýlýrsa aþýrý kanamaya baðlý sorunlar çýkabiliyor. Coumadin için 15 günde bir kan testi gerekiyor. Her hastaya göre kanýn sulanma biçimi deðiþiyor” diyerek uyardý. Ýkinci yöntemin ise, hayvanlardan elde edilen ‘biyoprotez kapak’ olduðunu dile getiren Güden, bu kapakta Coumadinin üç ay kullanýldýðýný, fakat organ ömrünün 10 -15 yýlla sýnýrlý olduðunu kaydetti. Doç. Dr. Mustafa Güden, bu nedenlerle, hastalarýn yaþam konforlarýný sýnýrlandýrmamalarý için en saðlýklý yöntemin kalp kapaðý deðiþimi deðil, tedavi olduðunu sözlerine ekledi. (CÝHAN)

'Kalbimize yaptýðýmýz kötülükler' V

ücudumuzda bütün organlarýn bir iþlevi ve vazgeçilmez görevleri var. Ancak adeta hayatýn aynasý olan kalbin yeri baþka. Kalbin saðlýðý ya da saðlýksýzlýðý bu aynanýn yansýttýðý görüntülerden kaynaklanýyor. Kalbimiz kýymetli ancak çoðu zaman

M. Sait Çakar

onun kýymetini takdir edemeden yaþayabiliyoruz. Acýbadem Kadýköy Hastanesi Kardiyoloji Uzmaný Prof. Dr. Sinan Daðdelen, insanýn kalbine yapacaðý en büyük iyiliklerin baþýnda diyetine dikkat etmenin geldiðini söyledi. Daðdelen, beslenmeyi düzenleyerek, koroner arter hastalýklarýndan ölüm riskinin yüzde 30-60 oranýnda azaltýlabildiðini belirtti. Prof. Dr. Sinan Daðdelen, kalbe verilen zararlarý þöyle sýraladý: "Geç kalkýp geç yemek, acýkmadan yemek, yatmadan önce yemek, kötü beslenmek, sürekli oturmak, hareketsiz kalmak, spor yapmamak, sürekli aþýrý strese maruz kalmak, yað dokusu artýþý ile kilo almak, aþýrý alkol tüketmek, sigara içmek, kalbimizi bir þikayet oluncaya kadar hiç aklýmýza getirmemek." Prof. Daðdelen, kalp saðlýðý konusundaki bilinç düzeyinin hala istenilen seviyeye gelmediðini, bu konuda yanlýþ bilinenler olduðunu vurguladý. Prof. Daðdelen, önemli uyarýlarda bulundu. Özellikle göðüs aðrýsý,

afa ve gönüllere Ýslâm'ýn ýþýk tuttuðu sahabe devrinde insanlar daha mutlu ve umutluydular. Geleceðe hep umutla bakýyor, istikballerinden hiç endiþe etmiyorlardý. Çünkü hayatta baþlarýna gelebilecek herhangi bir sýkýntý ve zorluðu karþýlamada yalnýz deðillerdi. Birlikte yaþadýklarý sahabe komþularý vardý. Þayet bir yokluk ve zorlukla karþýlaþacak olurlarsa sahabe komþularý hep birlik olur, sýkýntýyý beraber göðüsleyerek çare bulur, kolayca çözerlerdi. Hatta böylesine bir komþuluk anlayýþý sahabede bir bakýma komþuluk sigortasýydý. Her komþu ötekinin derdiyle yakýndan ilgilenir, geriden incelemeye aldýðý komþusunun maruz kaldýðý sýkýntýyý bir nevi komþuluk anlayýþý sigortasýyla çözerlerdi.

göðüste sýkýþma, týkanma veya yanma gibi belirtilerin, kalp damar hastalýklarýnýn erken belirtileri olabileceðine dikkat çeken Daðdelen, þu bilgileri verdi: “Bu þikayetler, göðüste saðda veya solda, kollarda, mide üzerinde, boyunda veya çeneye doðru olabilir. Bunun yaný sýra erken yorulmak, nefes darlýðý veya nefes alamama hissi, fenalýk hissi, boðulur gibi olmak, çarpýntý veya ritim düzensizliði, baygýnlýk hissi ve gece uyandýran týkanma hisleri bir kalp hastalýðý belirtisi olabilir.”

Kalp kontrollerini kaç yýlda bir yaptýrýlmalý? Bir saðlýklý kiþinin, erkekte 40 ve kadýnda 50 yaþýndan sonra düzenli kalp kontrolleri yaptýrmasý gerektiðine iþaret eden Dr. Daðdelen, þöyle devam etti: “Bu kontroller, düþük riskli kiþilerde her iki yýlda bir, yüksek riskli kiþilerde ise her yýl yapýlmalýdýr. Çünkü bir önceki veriler artýk geçmiþte kalmýþtýr ve bu süre zarfýnda metabolizma deðiþebilir ve bazý hastalýklar baþlayabilir. Birinci derece bir yakýnýnda kalp damar hastalýðý olan kiþiler 30 yaþýndan itibaren ilk kontrollerini yaptýrmalýdýr. Kardiyak risk oranlarýný gözden geçirmeli ve riskini yükselten fiziksel, diyetsel, yaþam alýþkanlýklarý ile ilgili veya kan tahlilleri ile ilgili bozukluklar için erkenden tedbir almalýdýr.”

-Komþunun kusurunu arayýp bulmak görev deðildir. Ama ihtiyacýný araþtýrýp bulmak bir görevdir!.. Müslüman'ýn komþusuna karþý böylesine bir görev hissi ile bakmasý, sahabelerde gördükleri bu yardým ve dayanýþma anlayýþýndan kaynaklanmýþtýr. Nitekim bu hususta Hazreti Ali Efendimiz'den gelen bir komþu hakký anlayýþý vardýr ki; bu misal dünya durdukça duracak, insanlar da bu örneði okudukça ibret alýp hayret duyacaktýr. Ýsterseniz, olayý özetleyerek sunayým sizlere. Siz de hayretle düþünerek 'sahabe budur iþte' diyeceksiniz. Son devrin Ýslâm hukukçusu merhum Ömer Nasuhi Bilmen'in Osmanlýca eseri (Amelî ve Nazarî Ýslâm Ahlaký) kitabýnda da okuyabileceðiniz bu tarihî komþuluk anlayýþý þöyle cereyan eder: Komþu hakký konusunda Peygamberimiz'den (sas) çok tembih almýþ olan Hazreti Ali Efendimiz'in kapýsýný bir gün bir komþusu çalar. Hemen koþup kapýyý açýnca yakýn komþusunu karþýsýnda görüp buyur eder. Ne var ki komþunun içeriye girmeye mecali yoktur. Çünkü titrek sesle derdini anlatmaya çalýþmaktadýr. Der ki: -Birine borcum vardý, gününde ödeyemedim, þimdi de sert sözlerle istiyor alacaðýný. Çoktandýr duyduðum bu sýkýntýmý kimseye de açamadým. Yardýmda bulunursanýz borcumu öder, sýrtýmda dað gibi hissettiðim bu yükten kurtulurum. -Biz komþuyuz, hemen çaresine bakmamýz gerekir... diyerek mahcubiyetle kapý komþusuna istediði yardýmý tereddüt etmeden verir. Komþu da hayýr dua ederek sevinçle alýp evine yönelir. Ancak Hazreti Ali'de ayný þekilde bir sevinç iþareti görülmez, aksine hemen kapýnýn ardýna oturup gözyaþý dökmeye baþlar. Bu defa merak eden hanýmý Fatýma validemiz, sormaktan kendini alamaz da der ki: Sevineceðin yerde üzülüyorsun. Halbuki komþunun istediði yardýmý yapýp ihtiyacýný karþýladýn, komþuluk görevini yerine getirmiþ oldun. -Hayýr, görevimi tam yerine getirmedim, diyen Hazreti Ali Efendimiz, tarihe geçecek þu komþu hakký anlayýþýný anlatýr:

Dr. Daðdelen, 2009 yýlý sonunda yayýnlanan Jupiter isimli araþtýrmada elde edilen sonuçlar hakkýnda ise þu bilgileri verdi: “Çalýþmaya alýnan ve statin dediðimiz kolesterol ilacýný içeren ve 17 binden fazla hastada yapýlan araþtýrmada, bir gruba bu ilaç verilirken, diðer gruba ise hiçbir þey verilmiyor. Kolesterol ilacý verilen grubun baþlangýçtaki kolesterolleri tamamen normal bulunuyor. Kanlarýnda CRP maddesi yani inflamasyon göstergesi yüksek bulunuyor ve beþ yýl boyunca takip ediliyor. Ýlaç almayanlarda ise þu bulgular elde ediliyor: "Kalp krizi iki buçuk kat daha fazla, beyin felci iki kat daha fazla, damar týkanýklýðý ameliyat giriþimi gereksinimi iki kat daha fazla, ilaç almayanlarda kriz, felç, kalp damar hastalýðýndan ölüm iki kat daha fazla, bütün ölüm nedenleri ise 1,25 kat daha fazla.” (CÝHAN)

-Bu mahcup insan bizim kapý komþumuzdur. Þayet ben kapý komþuma karþý görevimi tam yapacak olsaydým o bana gelmeden, ben ona gidecektim. Ýhtiyacýný o istemeden ben anlayýp verecektim. Demek ki ilgilenmemiþim kapý komþumla, günlerce ihtiyaç içinde kývranmýþ, nihayet kendi ayaðýyla gelip utana sýkýla istemek zorunda kalmýþ. Ýþte bizim kapý komþumuza karþý bu ilgisizliðimiz, aðlanacak bir ihmalimizdir! Gerçek komþu, kapý komþusunun ihtiyacýný anlatmadan anlamalý, istemeden vermelidir ki, komþuluk görevini tam yerine getirmiþ olsun!.. -Ne dersiniz sahabedeki bu komþuluk anlayýþýna? Ýslâm, komþularý birbirine karþý böyle sigortalamýþ demek ki. Sýkýntýlarýna böyle ortak oluyorlarmýþ ilk Müslümanlar. Ne muhteþem bir sosyal yardýmlaþma ve sýkýntýlara ortak olma anlayýþý. Ýþte sahabe budur. Tüm faziletlerde öncüler!.." Geçmiþten bugüne senelerce yazdýðým sahabeden günümüze mesaj veren örnek olaylarýn toplandýðý bu 464 sayfalýk "ASR-I MUHABBET" kitabý, (NT kitap ve kýrtasiye maðazalarý)nda okuyucuya sunulmuþ, kýsa zamanda ikinci baskýsý da hemen yapýlmýþtýr. Ahmed Þahin (Zaman) a.sahin@zaman.com.tr 26 Eylül 2012


www.mardiniletisimgazetesi.com.tr

27 Eylül 2012 Perþembe

6

Batman Valisi Arslan: Güneydoðu’nun Þanlýurfa, Kültürler Arasý Diyalog büyük bir gýda bölgesi olmasý kaçýnýlmaz Forumu'na evsahipliði yapýyor Batman Valisi Yýlmaz Arslan, Güneydoðu’nun büyük bir gýda bölgesi olmasýnýn kaçýnýlmaz olduðunu söyledi. konuþmalarýnýn ardýndan çiftçilere hak kazandýklarý ürünler teslim edildi. (CÝHAN)

B

atman Valisi Yýlmaz Arslan, Güneydoðu’nun büyük bir gýda bölgesi olmasýnýn kaçýnýlmaz olduðunu söyledi. Arslan, “Dolayýsýyla bizim de Batman olarak ne kadar çok istifade edebiliyorsak o kadar kendimizi bu iþe hazýrlamamýz gerekiyor. Yatýrýmcýlarýmýzýn da kendilerini bu iþe hazýrlamasý gerekiyor." dedi. Batman’da Kýrsal Kalkýnma Yatýrýmlarýnýn Desteklenmesi Programý kapsamýnda yüzde 50 hibe destekli alet-makine teslim töreni yapýldý. Vali Arslan, yüzde 50 hibe destekli zirai alet ve makine alan çiftçilerin güle güle kullanmalarýný ve bereketli kazanç getirmesini diledi. Düzenlenen törene; Batman Valisi Yýlmaz Arslan, Gýda Tarým ve Hayvancýlýk Ýl Müdürü Abdullah Akýn, Ziraat Odasý Baþkaný Nizamettin Aydiþ, kaymakamlar ve çok sayýda çiftçi katýldý. Teslim töreninde konuþan Vali Arslan, Güneydoðu’nun büyük bir gýda bölgesi olmasýnýn kaçýnýlmaz olduðuna dikkat çekerek, “Dolayýsýyla bizim de Batman olarak ne kadar çok istifade edebiliyorsak o kadar kendimizi bu iþe hazýrlamamýz gerekiyor. Yatýrýmcýlarýmýzýn da kendilerini bu iþe hazýrlamasý gerekiyor. Ülkemizin her yerinde bu böyledir. Çiftçiler, daha çok hem kendi

ihtiyaçlarýna yönelik hem de küçük ölçekte yatýrým yaparlar. Ýmkanlarý gereði bu böyledir. Artýk þirketler bazýnda tarým ve hayvancýlýk giriþimlerine baþlanmasý gerekiyor.” diye konuþtu. Batman Gýda Tarým ve Hayvancýlýk Müdürü Abdullah Akýn ise yaptýðý sunumunda hibe programý konusunda bilgi verdi. Söz konusu projenin, bakanlýk tarafýndan 2006 yýlýnda baþlatýldýðýný hatýrlatan Akýn, ancak Batman’da söz konusu proje ile ilgili gerek yayýn çalýþmasý ve gerekse vatandaþýn proje hakkýnda yeterli bilgiye sahip olamamasý nedeniyle gerekli desteði alamadýðýný ifade etti. Akýn, 2008 yýlýndan itibaren projeye ilginin arttýðýna dikkat çekti. Akýn; Batman’da proje kapsamýnda 2008 yýlýnda 17 üreticiye 593 bin TL, 2009 yýlýnda 282 üreticiye 1 milyon 577 bin, 2010 yýlýnda 213 üreticiye 1 milyon 453 bin, 2011 yýlýnda 720 üreticiye 3 milyon 748 bin, 2012 yýlýnda 481 üreticiye 2 milyon 825 bin destek verildiðini ifade etti. GAP dýþýnda kalan bütün illere 70 milyon TL bütçe ayrýldýðýný, GAP illerini kapsayan 9 ile ise 2012 yýlý içerisinde 25 milyon TL bütçe ayrýldýðýna iþaret eden Akýn, “Bu da bakanlýðýn bölgeye verdiði önemi gösteriyor.” dedi. Açýlýþ

P

arlementerler arasý deðiþim ve diyalog projesi’ kapsamýnda ortaklaþa düzenlenen "Kültürler Arasý Diyalog Forumu" Þanlýurfa düzenlendi. Toplantýya

Diyarbakýrlý öðrenciler 'seçmeli Kürtçe'ye raðbet etmedi

H

ükümetin demokratik açýlým çerçevesinde okullarda seçmeli ders olarak okutulmasýna karar verdiði Kürtçeye ilgi gösterilmedi.

Okullarýn açýlmasýyla birlikte öðrenciler, 2012-2013 eðitim öðretim yýlýnda almak istedikleri seçmeli dersleri okul idaresine bildirdi. Diyarbakýr'da sadece 132 öðrenci seçmeli ders olarak Kürtçeyi talep etti. Kur'an-ý Kerim ve Siyer derslerine talep ise bunun oldukça üstünde gerçekleþti. Yalnýzca liselerde 19.627 genç Kur'an-ý Kerim ve Peygamber Efendimiz'in hayatýný ders olarak okumak istediðini bildirdi. Okul sezonu öncesinde talebin yüksek olacaðýný düþünen okul yöneticileri muhtemel öðretmen sýkýntýsýný çözmek için çareler arýyordu. Talep beklenenden az olunca bu sýkýntý da ortadan kalktý. Eðitim dönemi öncesinde Kürtçe konusundaki talebin yüksek olacaðýný düþünen okul yöneticileri muhtemel öðretmen sýkýntýsýný çözmek için çareler arýyordu. Talep beklenenden az olunca öðretmen sýkýntýsý ortadan kalktý. Artuklu Üniversitesi'nin yüksek lisans bölümlerinden mezun olanlar ve yurtdýþýndaki bazý üniversitelerin Kürt dili ve edebiyatý bölümlerinden sertifika sahibi olanlar Kürtçe konusunda eðitmenlik yapabileceklerini Milli Eðitim'e bildirdi. Bakanlýk bunlarýn yaný sýra görevli Kürt kökenli bazý öðretmenlerin de seçmeli Kürtçe dersine

girebileceðini belirtiyor. Kur'an-ý Kerim ve Peygamber Efendimiz'in hayatýyla ilgili talebin yüksek olmasý ise din kültürü, Arapça ve Kur'an-ý Kerim öðretmenlerine talebi artýrdý. Birçok okulda söz konusu dallarda yeterli öðretmen olmadýðý için ihtiyaç dýþarýdan karþýlanmaya çalýþýlacak. Baydemir: Çocuklarým benimle tek kelime Kürtçe konuþmuyor Seçmeli Kürtçe dersine raðbet edilmemesi, Diyarbakýr Büyükþehir Belediye Baþkaný Osman Baydemir'in daha önce yaptýðý bir konuþmayý hatýrlattý. Baydemir, baþkaný olduðu Güneydoðu Anadolu Belediyeler Birliði'nin hazýrladýðý anayasa taslaðýný anlatýrken, Türkçenin, ülkenin resmi dili olmaya devam etmesi gerektiðini söylemiþti. Konuyla ilgili kendisinden örnek veren Baydemir, Mir Zanyar ve Diyana isimli çocuklarýnýn kendisiyle Kürtçe konuþmadýklarýný vurgulamýþtý. Doðduklarý günden itibaren çocuklarýyla Kürtçe konuþtuðunu belirten Baydemir þunlarý söylemiþti: "Ancak, iki çocuðum da kreþe baþladýktan sonra benimle tek kelime Kürtçe konuþmuyorlar. Ben Kürtçe soruyorum onlar Türkçe yanýt veriyor. Onlar Türkçe soruyor, ben Kürtçe yanýtlýyorum. Açýk ve net söylüyorum; bu zulümdür. Yarýn okula baþlayýp, 'Türk'üm, doðruyum, çalýþkaným' diyecekler." diye konuþmuþtu. (CÝHAN)

Avrupalý parlementerler ile Türkiye milletvekilleri, yerel siyasetçiler, STK temsilcileri, akademisyenler ve gazeteciler katýldý. Forumda kültürler arasý diyalog ve AB, kültürel çeþitlilik ve medyanýn rolü, Türkiye ve AB’de kültürler arasý diyalog kapsamýnda yerel yönetim politikalarý ve kültürel çeþitliliðin benimsenmesi konusunda görüþ alýþveriþinde bulunuldu. AB Uyum Komisyonu Baþkaný Prof. Dr. Mehmet Tekelioðlu, forumun açýlýþýnda yaptýðý konuþmada, Türkiye ile AB arasýndaki iliþkilerin daha iyi noktalara taþýnabilmesi için ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini belirtti. Toplantýnýn Avrupa birliðin iliþiklerin devam ettiði göstermesinin açýsýn önemli olduðunu dile getiren Tekellioðlu, "Deðiþim ve diyalog adý altýnda Türkiye büyük millet meclisiyle Avrupa birliðin birlikte yürüttüðü bir proje bu proje kapsamýnda Türkiye’nin çeþitli yerlerinde bulunmaya arzu etik iki toplantýmýzý Urfa Mardin ayaklý olarak yapýyoruz. Urfa- Mardin seçmemizin bir sebebi var çünkü Türkiye’nin en geliþmekte olan bölgelerinden ve Türkiye’nin ilk karakteri olan Z’den bir bölge o bakýmda burayý seçtik buradan bulunmakta çok mutluyuz." dedi. Kamuoyunun, AB'ye yaklaþýmý yeteri kadar desteklemediðini, Bunun bizden ziyade AB'nin yaklaþýmýndan kaynaklandýðýný dile getiren Tekellioðlu þöyle devam etti: "Eðer AB yaklaþýmýný deðiþtirirse kamuoyunun da yaklaþýmýnýn deðiþeceðini düþünüyoruz. AB'nin ortaya koyduðu prensiplere zaman zaman uymakta zorlandýðýný görüyoruz. Eðer bu prensiplerini iþletmiþ olsaydý Yunanistan, Ýtalya, Ýspanya ve Portekiz'de borç krizleri ortaya çýkmazdý. Biz bu standartlarý yakalamak için gayret ediyoruz, yakaladýðýmýz standartlara ise uymaya çalýþýyoruz." Vali Celallettin Güvenç ise toplantýnýn barýþ, demokrasi, kültürler arasý diyalog ve geliþim adýna önemli olduðunu ifade etti. Artýk insanlarýn soðuk savaþ istemediðinin altýný çizen Güvenç, insanlarýn bu talebi için gece gündüz çalýþýlmaý gerektiðini belirterek, þöyle devam etti: "Çok büyük yatýrýmlar yaptýðý gelecekte çok önemli gýda tarým merkezi olacak bir kent hoþ görüye dünyanýn ihtiyacý demokrasiye dünyanýn ihtiyacý kültürel diyaloðadýr diyorum.” (CÝHAN)

Birecik'te kaçak sigara operasyonu

Þ

anlýurfa’nýn Birecik ilçesinde polisin bir iþyerine düzenlediði operasyonda 1000 paket kaçak sigara, kaçak çay ve yasa dýþý yollarla ülkeye sokulmuþ cinsel gücü artýrýcý hap ele geçirildi. Emniyet güçlerinin baþarýlý çalýþmalarý sonucu isimleri A.K. (39) ve S.Y. (28) olan zanlýlarýn gözaltýna alýndýðý bilgisine ulaþýldý. Olayla ilgili soruþturma devam ediyor. (CÝHAN)


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.