30 Nisan 2013 Salı Gazete sayfaları

Page 1

Milletvekili Akdað Güzel ve Çetin ailelerini barýþtýrdý Ýsmail Erkar

K

ýzýltepe’ye baðlý Demirci Mezrasýnda yaklaþýk olarak 25 gün önce Güzel ve Çetin aileleri arasýnda kavga çýktý. Bu kavgada ciddi yaralanmalar olmuþtu. Oluþan husumettin daha da büyümemesi için Ak Parti Mardin Milletvekili

Abdurrahim Akdað’ýn araya girmesiyle aileler barýþtýrdý. Yapýlan barýþ yemeðine Milletvekili Akdað, Kýzýltepe müftüsü Latif Topçu, Mardin Ýl Müftü Yardýmcýsý Mahsum Taþçý ve bölgenin önde gelen aileler ve çok sayýda kiþi katýldý. Barýþ merasimine katýlan heyetler ile beraber karþýlýklý ziyarette

bulundular. Demirci mezrasýnda kurulan çadýrlarda yapýlan barýþ yemeðinde çok insanýn katýldý ve barýþ yemeðinde dualar okundu. Güzel ve Çetin aileleri daha sonra karþýlýklý olarak toklaþtýlare. Ýnsanlara Allah tarafýndan verilen nimetlerin saymakla bitmediðini kaydeden Ak Parti Mardin Milletvekili

Abdurrahim Akdað, bu nimetlerin farkýnda bile olmadýklarýný söyledi. Akdað, “ Güzel bir ülkede yaþýyoruz. Bizde eksiklik olan unsur maalesef þefkattir.Bunun farkýnda olursak öfkemizi kontrol edebilirsek bir çok þeyin üstesinden gelebileceðimize inanýyorum.Deðerli dostlar alim ve Seydalarýmýza teþekkür ediyorum metanet ve alakalarýndan dolayý. Ýyilikte bulunan muhakkak iyilikle karþýlanacaktýr. Beklemediðimiz bir anda, beklide anlayamadýðýmýz sebeplerde karþýmýza hayýr üzerine çýkar inþallah. Baþbakanýmýzýn baþlattýðý çözüm süreci kapsamýnda

ülkemizde barýþ iklimi hakim ve daim olmasý için sizlerden dua istirham ediyorum. Hepiniz televizyonlardan takip ediyorsunuzdur. Sayýn Baþbakanýmýzýn rolü ve misyonu takdire þayandýr. Allah yar ve yardýmcýmýz olsun diyorum. Sizleri kutluyorum beni çok mutlu ettiniz.” Dedi. Bu barýþa sebep olan insanlarý kutladýðýný belirten Ýl Müftü yardýmcýsý Mahsum Taþçý, bu tür barýþlarýn olmasý temennisinde bulundu. Mehmet Salih Kýlýç ise “ sizleri ve ailenizi kutluyorum þartsýz koþulsuz bu barýþa evet dediniz bizleri kýrmadýnýz. Bütün emeði geçenlere teþekkür ediyorum dedi.

‘Çözüm sürecinde dýþarýda kalanlarý millet tasfiye eder’ çiþleri Bakaný Muammer Güler, bir kesimin çözüm sürecinin baþarýya ulaþmamasý için gayret gösterdiðini ifade ederek, "Demokrasiye yaklaþýmlarýný görüyorsunuz. Bu süreçte dýþarýda kalaný millet tasfiye eder. Bu süreç bir tarafýn kazanmasý diðer tarafýn kaybetmesi deðildir. Sayfa 2’de

Ý

GÜNLÜK BAÐIMSIZ GAZETE

30 Nisan 2013 Salý

Yýl: 9 Sayý 2634 Fiyatý :25 Kr

‘Bölgeye yatýrým akacak’ Ýçiþleri Bakaný Muammer Güler, çözüm süreci ile birlikte Mardin ve bölgeye yatýrým akacaðýný söyledi... Ali Edis çiþleri Bakaný Muammer Güler, çözüm süreci ile birlikte Mardin ve bölgeye yatýrým akacaðýný söyledi. Ýçiþleri Bakaný Muammer Güler, Mardin’de Türkiye Halk Bankasý'nýn ikinci þubesinin açýlýþýna katýldý. Törende bir konuþma yapan Bakan Muammer Güler, özellikle çözüm süreci ile birlikte bölgenin ekonomisinin geliþeceðini ve insanlarýn huzur ve refaha kavuþacaðýna dikkat çekti. Güler, "Bizim için önemli olan üretimin yarattýðý katma deðerdir. Çözüm süreci Türkiye’de istihdamý, geliri ve Türkiye’de ihracatý tetikleyerek döviz getirisi saðlayacak. Bu huzura, istikrara, huzura, güvene giden en kestirme yol. Çok þükür ki bölgemizde son on saðlanan geliþmeler rakamlarda da görülüyor, bölgemiz için umut verici. Bundan sonrasý inþallah Türkiye çözüm süreci ile birlikte huzura, istikrara, barýþ ortamýna kavuþtuðu zaman bu

Ý

Türk: Pazarlýk yok bizim aradýðýmýz adalet ve eþitlik Sedat Aslanaçier

M

ardin Milletvekili Ahmet Türk, çözüm sürecinde pazarlýk yapýldýðý iddialarýný yalanlayarak, "Pazarlýk yapýlýyor deniliyor. Pazarlýk yok. Bizim aradýðýmýz adalet ve eþitlik." dedi. Milliyet gazetesi tarafýndan düzenlenen "Türkiye'ye Yatýrým Geleceðe Yatýrým" toplantýlarýnýn 14'üncüsü Mardin'de yapýldý. Hilton Garden Otel'de düzenlenen toplantýda konuþan DTK Eþ Baþkaný ve Mardin Milletvekili Ahmet Türk, “Türkiye’nin geleceði açýsýndan önemli fýrsatlarýn yaþandýðý bir sürecin içindeyiz. Bu sürecin kalýcý barýþa dönüþmesi. Halklarýmýzýn sevgiyle birbiriyle kucaklaþtýðý bir ülkeye dönüþtürmektedir. Türkiye kendi sorunlarýný çözdüðü zaman Ortadoðu’ nun demokratikleþmesine de önemli katkýlar sunar. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki huzur ortamýnýn saðlanmasý ekonomik geliþmelerin de önünü açar demokrasiyi kalýcý hale getiremezsek ekonomik kalkýnma hayal olur. Bu ne ile toplumun þekillenmesi demokratik deðerler etrafýndan herkesi kucaklayacak yeni bir ortamýn doðmasý gerekir. Barýþ konusunda gerçekten iradeli ciddi adýmlarýn atýldýðýna inanýyorum. Bazý gerçekleri de unutmamak lazým. Bu bir çözüm sürecidir. Sorunlarýn nedenine inmek zorundasýnýz. Çözümden söz ediyorsak meseleyi basit silahlarýn susmasý olarak bakmamak lazým. Adalet ve eþitlik olmazsa bugün susan silah yarýn baþka bir silah, muhalefet olarak ortaya çýkar. Pazarlýklar yapýlýyor deniyor. Pazarlýk yok bizim aradýðýmýzý hak adalet ve eþitlik. Yüzyýllýk inkar politikasýný sömürmeye çalýþýrsak elbette barýþ da eþitlik de gelmez." diye konuþtu.

hedefler bir o kadar da ileriye gidecek. Bu bölgenin insaný bunu bekliyor. Bunu hak ediyor.” dedi Önümüzdeki günlerde Mardin’e ve bölgeye çok sayýda yatýrýmcýnýn geleceðinin müjdesini veren Bakan Güler, þöyle konuþtu: "Sanayi alanýnda, turizm ve tarým alanýnda buraya yatýrým için gelecekler. Bu bölge çok büyük bir zenginlik kaynaðýný ifade ediyor. Organize sanayi bölgelerine yeni yatýrýmlar geliyor. Birinci organize sanayi bölgesine ilaveten bölgemizin ötesinde ikinci organize sanayi bölgesi var. Biz arkadaþlarla görüþtük. Çok sayýda yatýrýmcý var. Bu yatýrýmcýlarý tek tek seçeceðiz. Ben Türkiye’de birçok organize sanayi bölgesini yönettim. Ýnþallah o deðerimizi burada göstereceðiz. Biz hemen kazmayý vuracak, istihdamý saðlayacak ve hemen üretime geçecek yatýrýmcý bekliyoruz. Halk Bankasý'nýn burada þube açmasý çok önemli. Bu yatýrýmlarýndan dolayý teþekkür ediyorum.” Türkiye’ye destek vermek

için kurulan bir banka olarak Mardin ile çalýþmaktan dolayý çok memnun olduklarýný belirten Türkiye Halk Bankasý Genel Müdürü Süleyman Aslan ise geçmiþte Türkiye'nin IMF'nin yürüttüðü program kapsamýnda 350 þubeyi kapatmak zorunda

kaldýklarýný belirterek, " Ama þimdi artýk öyle bir hale geldik ki her yýl 50 -60 þube açýyoruz. Özellikle Mardin gibi geliþen illerde yeni þubeler açýyoruz. Bu yýl içinde 25 yeni þube açtýk. Ýnþallah þubelerimizi artýrýrýz Mardin halkýna hizmet ederiz.” diye konuþtu

Suriyeli mülteci simit satarak geçimini saðlýyor M. Sait Çakar

Ýlaç sýkýntýsý yaþayan Suriyeliler yardým bekliyor

S

uriye’de yaþanan iç savaþtan dolayý ülkede hayat þartlarý giderek aðýrlaþýyor. Açlýk sýkýntýsýnýn yaþandýðý ülkede son dönemde çeþitli hastalýklar baþ gösteriyor. Bulaþýcý hastalýklarýn yaný sýra hayvansal ürünlerden geçtiði bilinen ‘brusella’ hastalýðýnýn da Sayfa 2’de yaygýnlaþtýðý bildiriliyor.

S

uriye'de süren iç savaþtan kaçarak Türkiye’ye sýðýnan Suriyeli mülteci Ramazan Mehmet, simit satarak, geçimini saðlýyor. Suriye'nin baþkenti Þam'da manavlýk yaptýðýný anlatan Mehmet, Esat güçleri tarafýndan yapýlan baskýlardan dolayý Mardin Kýzýltepe ilçesine sýðýndýðýný belirtti. Ekonomik sorunlar yaþadýðýný aktaran Ramazan Mehmet,

Suriye'de kargaþa bittiðinde ülkesine geri döneceði söyledi. Mehmet, "Burada ev kiralarý ve elektrik, su ve mutfak masraflarý çok yüksek. Eþim ve iki çocuðumla yaþýyorum masraflarýmý karþýlamak için burada simit satýyorum. Suriye'de savaþ dindiðinde de olaylar ne zaman biterse hiç durmadan çocuklarýmý alýp tekrar ülkeme döneceðim. Buradaki yetkilerden yardým talebinde bulunuyorum" dedi.


30 Nisan 2013 Salý

2

Ýçiþleri Bakaný Güler: Çözüm sürecinde dýþarýda kalanlarý millet tasfiye eder M. Sait Çakar çiþleri Bakaný Muammer Güler, bir kesimin çözüm sürecinin baþarýya ulaþmamasý için gayret gösterdiðini ifade ederek, "Demokrasiye yaklaþýmlarýný görüyorsunuz. Bu süreçte dýþarýda kalaný millet tasfiye eder. Bu süreç bir tarafýn kazanmasý diðer tarafýn kaybetmesi deðildir. Barýþ ve huzur içinde yasama çalýþmasýdýr. Çözüm süreci pazarlýklarýn yapýldýðý, tavizlerin verildiði, teröre karþý geri adýmlarýn atýldýðý bir süreç deðildir. Terörün sonlandýrýlmasýdýr." dedi. Milliyet gazetesi tarafýndan düzenlenen "Türkiye'ye Yatýrým Geleceðe Yatýrým" toplantýlarýnýn 14'üncüsü Mardin'de yapýldý. Hilton Garden Otel'de düzenlenen toplantýda konuþan Ýçiþleri Bakaný Muammer Güler, DTK Eþ Baþkaný ve Mardin Milletvekili Ahmet Türk, Mardin Valisi Turhan Ayvaz, AK Parti Milletvekili Abdurrahim Akdað, Mardin Belediye Baþkaný Mehmet Beþir Ayanoðlu, Milliyet Gazetesi Yönetim Kurulu Baþkan Yardýmcýsý ve Futbol Federasyonu Baþkaný Yýldýrým Demirören, Milliyet gazetesi Yayýn Yönetmeni Derya Sazak katýldý. Toplantýda uzun bir konuþma yapan Ýçiþleri Bakaný Muammer Güler, devam eden çözüm süreci ile ilgili adeta bilgilendirme toplantýsý yaptý. Konuþmasýný yaptýðý kürsüde yorulunca oturmak için masa isteyen Bakan Güler konuþmasýna buradan devam etti. Bir saate yakýn çözüm süreci ile ilgili daha önce aldýðý notlardan bilgiler paylaþan Bakan Güler, “Sürecin hassasiyetini hepimiz biliyoruz. Az konuþtuðumuzu çok iþ yaptýðýmýzý biliyoruz. Elbette ki kimseyi rencide etmek istemediðimiz ama meþruiyet çizgisine dahil olmadan bu iþi çözmek istediðimizi belirtmek istiyorum. Þimdi ayrýþtýrmanýn zamaný deðil kucaklaþmanýn zamanýdýr. Ýþin baþýndayýz hesaplaþmanýn deðil helalleþmenin zamanýdýr. Ben Türkiye’deki bu büyük güç ve destekle oluþturulan bu umut ve bahar havasýnýn önünde hiç kimsenin duramayacaðýnýn ve ülkenin bu sorunun çözülmesinin özelikle þimdi çözülmesi gerektiðini düþünüyorum. Bunun çok önemli olduðunu ve bu fýrsatýn heba edilmemesi gerektiðini özellikle ifade ediyorum. Bu bizler için fýrsattýr. Bu bölge için bir fýrsattýr. Ülkemizi daha huzurlu daha demokratik, daha özgür yapmak için sorumluluðu elbette siyasi iktidar ama diðer siyasi partilerdir. Devlet toplumun herkesimine düþmektedir. Yalnýz bazý sorunlar vardýr ki siyasal iktidarý aþan ülkenin bütün siyasi partilerin sivil toplum kuruluþlarýnýn ve kanaat önderlerinin de katký vermesi gerektiren bir sorundur. Sorun herkesin

Ý

taþýn altýna elini koymasý ve mutlaka bu çözüm sürecinde kendini ifade etmesi gerekmektedir. Burda seyirci kalýrsak illerde bir söz söylemeye hakkýmýz olmayabilir.”dedi Kavgayla bu iþi götüremeyiz Çözüm sürecinin samimiyeti konusunda herkesin emin olmasý gerektiðini ifade eden Bakan Güler, açýklamasýnda þunlarý söyledi: “Gerçekten de Türkiye açýsýndan bunun inþallah yaratacaðý olumlu hava yeni anayasaya yansýyacak bunun getirdiði olumlu havanýn çatýþma ortamýnýn durdurulmasýyla bir sonraki konularýn oturulup rahatlýkla konuþulabileceði ve buna çözümler getirebileceðini ifade etmek istiyorum. Biz kavgayla bu iþi bir yere götüremeyiz. Güvenlik politikalarýyla bu iþin sürdürülmesi mümkün deðildir. Çatýþma ortamýný sürdürerek bunun çözülmesi mümkün deðil. Bu iþi çatýþmayla götürmek isteyenler bir yere varamaz, güvenlik politikalarý sürdürülebilir ama çözüm sürecinde birbirimizi anlayarak bu iþi bir ortak nokta da buluþturmak var. Bunu yapmak bizim ellerimizde kavga istersek kavga ederiz ama bu iþi sonlandýrmak huzuru saðlama imkaný bizim elimizde. Gelin hep beraber bunu yapalým. Bu ülkenin gücünü kuvvetini kaynaklarýný böylesine çatýþmalarla heba etmeyelim.” Halk desteði yüzde 80 deðil yüzde 90 Medyanýn önemine vurgu yapan Bakan Güler, “Geleceðe yatýrým Türkiye’ye yatýrým çok önemli bir toplantý ufuk turu yapýp burada rahat bir ortamda seslenebilmek için daha ayrýntýlý bir görüþmeyi yapabileceðiz. Çözüm sürecine böyle toplantýlarýn yapýlmasý Mardin için çok deðerli. Geleceðe yatýrým Güneydoðu’dan geçiyor. Çözüm sürecinin gündeme geldiði günden itibaren pek çok yatýrým isteði var. Halk desteði yüzde 80 diyorlar ama gerçeði yansýttýðýna inanmýyorum. Burada halkýn desteði yüzde 90 durumunda. Hangi etnik kökende olursa olsun artýk kurtulmak istiyor. Sýkýntýlar var sýkýntýlarý çözmek, sebeplerini gözardý edemeyiz bu sorunlarýn sebeplerini de düþünürsek Türkiye’nin demokratik yapýsýný dikkate alarak çözmeye çalýþalým. Ýktidarlarý muktedir kýlacak bir anlayýþýn Türkiye Cumhuriyeti devletine hangi etnik kökenle olursa olsun eþit saygýdeðer ve hukuktan en çok faydalanacak vatandaþlar olarak bakmamýz lazým.” diye konuþtu. Sorunlarýn çözümü için doðru adres Mardin Konuþmasýnda AK Parti'nin son 11 yýlda red inkar ve asimilasyon

Derik'te 'Kutlu Doðum' coþkusu Sedat Aslanaçier

D

erik ilçesinde Sosyal Destek Programý (SODES) projesi kapsamýnda faaliyet gösteren Derik Kadýn Kültür Merkezi ve Yeþil Derik Okuma Salonu, Kutlu Doðum programý düzenledi. Programda ilahiler, naatlar okundu. Derik Anadolu Lisesi öðrencilerinden Pýnar Önel Gül, 'Ahmed'im adlý ilahiyi okurken

salonda duygu dolu anlar yaþandý. Yeþil Derik Okuma Salonu öðrencileri ise peygamber efendimizle ilgili naatlar okudu. Derik Kadýn Kültür Merkezi Ebru Kursu kursiyerlerinden Zeynep Ekinci, böyle bir programa katýlmaktan çok memnun kaldýklarýný söyledi. Programda konuþma yapan Derik Kadýn Kültür Merkezi Müdürü Medine Yol ise böyle programlarýn insanlarýn iç dünyasýný aydýnlattýðýný, peygamber efendimizin hayatýný hayatýmýza aksettirmemiz gerektiðini, onu anlamaya ve anlatmaya birer vesile olmasýný temenni etti. Programda salavat yarýþmasýnda birinci olan Derik Kadýn Kültür Merkezi Hazýr Giyim Kursu kursiyerlerden Fatma Denk'e Derik Kadýn Kültür Merkezi Müdürü Medine Yol tarafýndan fýrýn hediye edildi. Yol, programa katýlan herkese teþekkür edip bu tür güzel faaliyetleri sürdüreceðini söyledi.

Zayi

Nüfus Cüzdanýmý kaybettim. Hükümsüzdür. Mehmet BOZKUÞ

politikalarýný terk eden birçok düzenlemeyi yaptýðýný ve bunun gözardý edilemeyeceðini ifade eden Bakan Güler, “Bizim bakýþ açýmýz vatandaþlar bugüne kadar yaþanan sorunlarda illa A’yý B’ye B’yi C’ye alternatif yapmak deðil. Kürt Türk’ün, Türk de Kürt’ün karþýlýðý deðildir. Bunlar birbirinin kesinlikle karþýlýðý deðil. O karþýlýðý yaratanlarýn anlayýþý demokratik bir devlet yapýsý olmadýðýný düþünmemiz lazým. Bu sorunlarýn çözümü için doðru adres burasý. Milliyet çok doðru bir yere gelmiþ. Yüzyýllardýr hoþgörü içinde yaþaya geldiler. Keþke bu anlayýþ bütün Türkiye ve dünyaya hakim olsa Mardin’i model olarak görüyoruz. ”diye konuþtu. “Dýþarýda kalaný millet tasfiye eder” Türkiye’nin geleceði açýsýndan da çok önemli engellenmelerle karþý karþýya olduklarýný dikkat çeken Bakan Güler, “Bir kesimin bütün gayretleri çözüm sürecinin baþarýya ulaþmamasý için uðraþýyor. Demokrasiye yaklaþýmlarýný görüyorsunuz dýþarýda kalaný millet tasfiye eder bir taviz iliþkisi deðil. Bir tarafýn kazanmasý diðer tarafýn kaybetmesi deðildir. Barýþ ve huzur içinde yasa çalýþmasýdýr. Çözüm süreci pazarlýklarýn yapýldý tavizlerin yapýldýðý teröre karþý geri adýmlarýn atýldýðý bir süreç deðildir. Terörün sonlandýrýlmasý sürecidir. Bölünme parçalanma gibi sorunlarla toplumsal desteði azaltma çabasýnda anayasaya aykýrý iþler yapamaz. Siyasi anlayýþýmýz buna izin vermez. Silah býrakýlsýn da ne olursa olsun diye bir düþünce de söz konusu olamaz. Silahtan arýnarak demokrasi standartlarýný yükselterek red inkâr ve asimilasyon politikasýnda deðiliz. Artýk insanlar pek çok þeyi meslek örgütleri basýn siyasi partileriyle her þeyi biliyor. Çözüm sürecinde ekonomi siyaset geçerli olacak. Hem bu sorunlarýn temeline inme konusunda siyaset

geçerli olacak. Bir yandan çözüm süreci iþlerken ekonomik politikalarýn da insanlarýn bakýþlarýnda farklýlýklar gördüm. Ýnsanlar geçmiþe göre farlý bakýþ açýlarý gördüm.”þeklinde konuþtu. Bölgede milletvekili olmayanlarýn bölgenin ruhunu anlamasý zor Bölgeden milletvekili olmayan siyasi partilerin bu bölgenin ruhunu anlamayacaðýna vurgu yapan Bakan Güler, konuþmasýný þu þekilde sürdürdü: “Her türlü çabanýn gösterilmesinden yana iktidarýn milletle anlaþmasý gibi büyük bir toplumsal süreç olmazsa kimse bu benim oyum yükselsin de daha kaç tane þehit gelirse gelsin diyene doðu ve batýyý da temsil edilemeyen partiler bu bölgenin ruhunu bilmiyorlar. Keþke CHP, MHP’nin de milletvekilleri olsaydý. Bu politikalarý üretirken doðudan uzak kaldýklarýný görüyorum. Ülkenin bütününü kucaklayacak politikalar üretmeliyiz. Daha çok demokrasi bu eksikliði çözüm sürecindeki tavrý siyasi partilerin çok iyi deðerlendirmesi gerektirdiði düþüncesindeyim. Sürecin hassasiyeti nedeniyle az konuþtuðumuzu çok iþ yaptýðýmýz meþruiyetten ayrýlmadýðýmýzý söyle helalleþmenin zamanýdýr. Türkiye’deki

büyük destekle oluþturulan umut ve bahar havasýnýn önünde kimsenin duramayacaðýný bu fýrsatýn heba edilmemesi gerektiðini özellikle ifade ediyorum. Bizim için bu bölge için fýrsattýr. Bazý sorunlar vardýr ki siyasi partileri aþan bir sorundur. Kanaat önderlerinin de hepimizi ilgilendiren çok önemli bir sorun çözüm sürecinin samimiyeti konusunda emin olmanýzý istirham ediyorum. Türkiye’nin geleceði için de bunun getirdiði olumlu havanýn yeni anayasaya da yansýyacaðýný ifade etmek istiyorum. Kavgayla bu iþi bir yere götüremeyiz. Güvenlik ve çatýþma politikasýyla bir yere götürmek mümkün deðil. Bu iþi bir ortak noktada buluþturma imkânýmýz var. Bu iþi sonlandýrma imkâný varken bunu heba etmeyelim Türkiye’nin gücünü çatýþmalara heba etmeyelim. Akil insanlar heyeti oluþturuldu. Çalýþmalarýna göz atarsanýz. Tepki verenlerin söylediklerine bakarsanýz süreci daha iyi anlayabileceðiz milliyet bize bu imkaný verdi çözüm sürecinin en iyi örneklerini Mardin’de görecekler. Burada her kesim var. Güç bizde irade bizde toplumsal destek burada bunu burada çözemezsek vebali hepimizindir.”

Ýlaç sýkýntýsý yaþayan Suriyeliler yardým bekliyor S uriye’de yaþanan iç savaþtan dolayý ülkede hayat þartlarý giderek aðýrlaþýyor. Açlýk sýkýntýsýnýn yaþandýðý ülkede son dönemde çeþitli hastalýklar baþ gösteriyor. Bulaþýcý hastalýklarýn yaný sýra hayvansal ürünlerden geçtiði bilinen ‘brusella’ hastalýðýnýn da yaygýnlaþtýðý bildiriliyor. Hastanelere giden Suriyelilerin ilaç sýkýntýsýndan dolayý tedavi olamadýðý belirtiliyor. Sýnýr bölgesinde yaþayan birçok Suriyeli Türkiye’deki akrabalarýndan ilaç yardýmý istiyor. Elektrik ve su gibi temel ihtiyaçlara zorlukla ulaþtýklarýný belirten Haseke iline baðlý Resulayn ilçesinden Suriyeli Ahmed Mahmud, savaþýn en aðýr bilançosunun siviller üzerinde görüldüðünü kaydetti. Gýda sýkýntýsý yaþadýklarýný belirten Mahmud, elektrik kesintilerinden

dolayý yeteri kadar su alamadýklarýný belirtti. Mahmud, "Saðlýk koþullarý da çok kötü. Bazý bulaþýcý hastalýklarýn yaný sýra ‘brusella’ hastalýðý yaygýnlaþtý. Doktor bulsak ilaç

bulamýyoruz. Çok acil ilaca ihtiyacýmýz var. Bu konuda uluslararasý kamuoyundan destek bekliyoruz.” ifadelerini kullandý. (CÝHAN)

Ömerli’de Kutlu Doðum etkinliði Ýsmail Erkar merli ilçesinde Ömerli Eðitim Kültür Sanat Dayanýþma ve Yardýmlaþma Derneði (ÖMERDER) Kutlu Doðum etkinliði düzenledi. Ömerli Mehmet Kavak Lisesi bahçesindeki etkinlikte; Kuran-ý Kerim okunurken, ilahiler ve Mevlid-i Þerif'de dinleyenleri mest etti. Peygamber Efendimiz'le ilgili sohbetinde büyük ilgi gördüðü etkinlikte gül lokumu, gül suyu daðýtýldý. ÖMERDER Baþkaný Ahmet Zorkun, katýlýmýn beklediklerinin çok üstünde olmasýndan duyduðu memnuniyeti dile getirerek þöyle

Ö

konuþtu: "Peygamber Efendimiz'in sevgisini ifade eden þiirleri ve ilahileri okuyan Ömerli Okuma Salonu öðrencileri bizleri

gururlandýrmýþtýr. Çocuklarýmýz Efendimiz'in sevgisini ne de güzel ifade ettiler. Hepsinin gözlerinde öpüyorum.” Dedi.


www.mardiniletisimgazetesi.com.tr

30 Nisan 2013 Salý

3

Vali Özkan’dan Þýrnaklý kadýnlarla Kürtçe diyalog

Þ

ýrnak Valisi Vahdettin Özkan, köy ziyaretleri kapsamýnda Ýdil’e baðlý bazý köyleri ziyaret etti. Köylülerin sorunlarýný dinleyen Vali Özkan, Türkçe bilmeyen köylü kadýnlarla da Kürtçe diyalog kurarak sorunlarýný dinledi. Vali Vahdettin Özkan ziyaretlerine devam ediyor. Yapýmý devam eden Þýrnak Havaalaný'nda dün incelemelerde bulunan Vali Özkan, bugün de Ýdil’e baðlý bazý köyleri ziyaret etti. Köyleri yerinde ziyaret eden Vali Özkan, köylülerin sorunlarýný dinledi. Belli bir yerde toplanan köylüler sorunlarýný bir bir Vali Özkan’a anlattý. Bu sýrada Türkçe bilmeyen köylü kadýnlarda bu sefer dertlerini Kürtçe olarak Vali Özkan’a anlattý. Bu durum karþýsýnda Vali Özkan da ayný þekilde köylü kadýnlarla Kürtçe olarak konuþtu. Kürtçe konuþtuðunu gören kadýnlar daha çok sevinerek köy sorunlarýný sýraladý. Bunun üzerine Vali Özkan da ellerinden geleni yapacaklarýný ifade etti. Þýrnak Valisi Vahdettin Özkan, Ýl Jandarma Alay Komutaný Osman Aslan, Ýdil Kaymakamý Muhammed Mustafa Ýmamoðlu, Cizre Kaymakamý Þenol Koca ve kurum müdürleri ile birlikte Ýdil ilçesine baðlý Sulak, Haberli ve Alakamýþ köylerini ziyaret ederek vatandaþlarla sohbet etti. Ayrýca

yaklaþýk 40 köyün muhtarlarý da belirlenen 3 köye gelerek Vali Özkan’a kendi köy sorunlarýný bildirdi. Vali Özkan, köye dönüþ kapsamýnda köylerine dönen vatandaþlara köylerinde okul, saðlýk ocaðý ve diðer eksikliklerin en kýsa zamanda gidereceðinin müjdesini verdi. "Vatandaþlarýmýzýn talepleri doðrultusunda hizmet getireceðiz" Köy gezilerini düzenlemedeki amaçlarýnýn hizmetleri yerinde görmek olduðunu ifade eden Vali Vahdettin Özkan, "Böyle geleneksel olarak köylerimizi ziyaret ediyoruz. Hem köylülerimizle beraber hizmetleri yerinde görmek, hem son 5-10 yýlda yapýlan büyük hizmetler var eðitim de, saðlýkta, ulaþýmda, iletiþimde. Hem bunlarý görmek, hem de burada yapýlanlarla beraber neler yapabiliriz. Bizim imkanlarýmýz nelerdir. Bazen bizim masa baþýnda tespit ettiðimiz programlar bizzat köyde oturan insanlarýmýzýn, köyde oturan kardeþlerimiz, bacýlarýmýz, gençlerimizin önerileri nelerdir. Bunlarý daire arkadaþlarýmýzla beraber dinlemek için buradayýz. Eðitim, Saðlýk ve ulaþýma gibi konularda bir yandan çalýþmalar devam ediyor ama bizler bunlarýn yaný sýra vatandaþýn da talebini alarak çalýþmalarýmýzý

hýzlý bir þekilde yürütüyoruz. Bundan sonra köylerde birimler kurup vatandaþlarýmýzý dinleyeceðiz ve ona göre taleplerini karþýlamak istiyoruz." diye konuþtu. Köy ziyaretleri kapsamýnda Ýdil’e baðlý bazý köyleri ziyaret eden Vali Özkan, köylü kadýnlarla Kürtçe konuþtu. Vali Özkan’a sorunlarýný Kürtçe olarak ifade eden köylü kadýnlar duygu düþüncelerini Cihan Haber Ajansý’na (Cihan) anlattý. Köylü kadýnlarýn ortak çaðrýlarý daðda olan PKK’lýlarýn daðdan inmesi ve barýþýn saðlanmasý. Zümeyra Barçin, “Biz barýþ istiyoruz. Aramýza barýþ gelsin, bir düzen gelsin. Bu akan kanýn durmasýný istiyoruz. Allah bu kaný durdursun. Artýk þehit anneleri aðlamasýn. Hem asker analarý hem de PKK analarý artýk aðlamasýn. Hepimiz biriz, biz kardeþiz. Bu çözüm sürenin devam etmesini istiyoruz. Barýþ ve kardeþliðin olmasýný istiyoruz. Türk-Kürt kardeþtir. Biz hep iyi olmasýný istiyoruz. Kötü olmasýný istemiyoruz. Allah bu ateþe bir su döksün. Erdoðan da bu kaný durdursun.” diye konuþtu. Kýz kardeþinin daðda öldüðü ve oðlunun da þuanda asker de olduðunu ifade eden Hediye Barçin de en büyük arzularýnýn bir an önce bu barýþýn saðlanmasý olduðunu kaydetti. Barçin, “Daðda olan çocuklarýmýzýn inmesini istiyoruz. Barýþ ve kardeþlik çerçevesinde gelmelerini istiyoruz. Biz Kürtler ile Türkler kardeþiz. Güzel bir barýþýn olmasýný istiyoruz. Biz kurban oluruz bu barýþý saðlayanlara. Oðullarýmýz askere giderken gözlerimizin arkalarýnda olmasýný istemiyoruz. Onlarýn güvenliðinden emin olmak istiyoruz. Allah bizim topraklarýmýz, memleketimize, Kürt halkýna, Türk halkýna, Arap halkýna barýþý getirsin. Hepimiz kardeþiz.” ifadelerini kullandý. Konuþma esnasýnda duygulu anlar yaþayan Ðeysa Sümer isimli kadýn ise barýþ ve kardeþlik istediklerini belirterek akan bu kanýn durmasýný istedi. PKK’lýlarýn daðdan inmesini isteyen Sümer, daðda olan çocuklarýný istediklerini ve onlara kavuþmak istediklerini ifade etti. Buriye Taþdemir, “Köy eksikliklerimizin tamamlanmasýný istiyoruz. Yollarýmýz yapýlsýn. Kanalizasyonlarýmýz yapýlsýn. Biz bunlarý istiyoruz.” Dedi. (CÝHAN)

BBP 'Güneydoðu Bölge Toplantýsý' yaptý

B

üyük Birlik Partisi (BBP) Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK), Batman'da toplandý. Genel Baþkan Mustafa Destici'nin katýldýðý Batman'daki toplantýnýn ardýndan, 'Güneydoðu Bölge Toplantýsý' yapýldý. Adýyaman, Batman, Bitlis, Diyarbakýr, Elazýð, Hakkari, Mardin, Siirt, Þanlýurfa, Þýrnak ve Van il teþkilatý yöneticilerinin de hazýr bulunduðu toplantýda 'Çözüm Süreci', 'Yerel Seçimler', Ülke ve Dünya Gündemi' konularý konuþuldu. BBP Genel Baþkaný Mustafa Destici, partisinin MKYK üyeleri ile birlikte Batman’da düzenlenen bölge toplantýsýna katýldý. Partililer tarafýndan havaalanýnda karþýlanan Destici, Batman Öðretmenevinde düzenlenen toplantýda partililerle görüþtü. Toplantýnýn açýlýþýnda konuþan Destici, doðrularýn yanýnda olduklarýný, doðruyu yapanlarýn yanýnda ne olursa olsun durduklarýný, bedeli ne olursa olsun yanlýþýn karþýsýnda olduklarýný ifade etti. Gayelerinin oy almak deðil Allah’ýn rýzasýný kazanmak olduðunu söyleyen Destici, Türk milletini kimsenin bölmesine fýrsat vermeyecekleri ifade etti. BBP olarak her zaman kanýn durmasýný, barýþýn

gelmesini, terörün bitmesini en çok istemiþ siyasi hareke olduklarýný ileri süren Destici, "PKK’yý muhatap aldýðýnýzda Avrupa’da ve dünyada bunlarýn terör listesinden çýkmasýnýn kapýsýný açmýþ olursunuz dedik. Bugün bunlarýn aynýsýný yaþýyoruz. Bizim net olarak söylemek istediðimiz buydu. Siz sadece PKK’yý muhatap allamazsýnýz. Burada öyle acýlar yaþandý ki, çocuklar bu iþin kurbaný oldu. Sadece 5 bin tane þehidimiz deðil, Türkiye’nin giden 500 milyar dolarý var. Bu bölge Türkiye’nin en iþsiz, en yoksul, gelir daðýlýmýndan en az pay alan bölgeyse bunun vebali terör örgütünündür. Biz hukuki düzenlemelerden bahsederken sadece tek taraflý bir hukuki düzenlemeden bahsetmiyoruz. Bu bölgede yýllarca terörle mücadele adý altýnda, her türlü hukuksuzluðu yapanlarda, faili meçhullerin içinde bulunanlarda hesabýnýn sorulmasýný istiyoruz. Bunun vebalini herkesin vermesi lazým., Nasýl bugün 28 Þubat, 12 Eylül , darbe giriþimleri yargýlanýyorsa 30 yýldýr bu bölgede terörle mücadele adý altýnda yapýlan haksýz, hukuksuz, insanlýk dýþý uygulamalarýnýn da hesabýnýn sorulmasý lazým. PKK’nýn ne kadar bu iþte vebali varsa 30 yýldýr Türkiye’yi yönetenleri ve bu iþe göz

yumanlarýn, hukuk dýþý uygulamalarýn içinde olanlarýn da vebali vardýr. Bireysel hak ve özgürlüklerin önündeki tüm engellerin kaldýrýlmasýný istiyoruz. Bu ülkede yaþayan 75 milyon inandýðý gibi yaþayabilmeli, düþündüðü gibi konuþabilmeli. Bireysel hak ve özgürlüklerin önündeki tüm engeller kaldýrýlmalý. Toplumsal hak ve özgürlüklere gelince devletin varlýðýný zedelemeyecek, birliði bozmayacak þekilde düzenlenmeli." dedi. Türkiye'nin maalesef 30 yýl boyunca bu konuda kararlý bir duruþ sergileyemediðine vurgu yapan Destici, konuþmasýnda þunlarý dile getirdi: "Uluslararasý alanda verilen desteklere gerekli tepkiyi gösterememiþtir. Yine bu süreçte uluslararasý bir söylem haline getirilmek isteniyor. Oradan çaðrý yapýyor ‘bu sürecin içinde ABD, AB, Rusya Federasyonu olsun ve bu sürece katký saðlasýn’ diyor. ‘Erbil, Diyarbakýr, Ýstanbul ve Brüksel’de 4 tane uluslararasý konferans yapýlsýn’ diyor. Bu mesele uluslararasý platforma taþýnýrsa Suriye de ne olmuþsa, Irak’ta ne olmuþsa Türkiye’de de aynýsý olur. Türkiye’yi yönetenleri uyarýyorum, birileri gibi hakaret ederek, vatan haini diyerek suçlayarak söylemiyorum, eðer siz sadece PKK’yý muhatap alarak bu sürece devam ederseniz, sürecin uluslararasý bir platforma taþýnmasýna müsaade ederseniz, bunun vebalini ömür boyu taþýrsýnýz. Sadece bu millete hesap vermezsiniz, ahiret hayatýnda Allah’a da hesap veremezsiniz. Çünkü siz Müslüman’ýn kanýna girmiþ olursunuz." "Türkiye’de 100 bin kaçak Ermeni var" diyen Destici "Nasýl oluyor da bir Ermeni papazý çýkýp ‘Tunceli’nin yüzde 90 Ermeni’dir’ deme cüreti gösteriyor. Hadi oradan. Biz bu kadar hoþgörü içerisindeyken Ermenistan’da bir tane Türk vatandaþý bulamazsýnýz. Burada 100 bin kaçak Ermeni var. Onlar bizi mahkum etmeye çalýþýyor, biz 100 bin tanesini burada besliyoruz. Bu kadar hoþgörülü bir toplumuz." diye konuþtu. (CÝHAN)

Çözüm sürecine destek için barýþ korosu kurdular

H

arran Üniversitesi öðrencileri, çözüm sürecine katký sunmak amacýyla barýþ korosu kurdu. Farklý dillerde eserlerin seslendirildiði koro, ülkenin her yerinde gönüllü konser vermeye hazýr. Harran Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü öðrencileri, Barýþ sürecine destek saðlamak için ‘barýþ korosu’ kurdu. Þanlýurfa Ticaret ve Sanayi Odasý’nýn (ÞUTSO) da desteðini alan 30 kiþilik koro ekibi barýþ mesajý veriyor. Mevlana’nýn düþünce yapýsýný ilke edinen koro, hoþgörüye dikkat çekiyor. Harran Üniversitesi Eðitim Fakültesi Müzik Eðitimi Anabilim Dalý Öðretim Görevlisi Atik Sahil þefliðindeki koro, repertuvarýna her gün yeni eserler ekliyor. Türkçe, Kürtçe, Zazaca, Arapça dillerinde eserler seslendiren Barýþ Korosu, Süryanice’yi eklemek için çalýþmalarýný sürdürüyor. Fakültenin 160 öðrencisi arasýnda seçilen, 10’u müzik, yaklaþýk 30 kiþilik koro ekibi, barýþa katký sunmak için gönüllü konser vermeye hazýrlanýyor. Talepler doðrultusunda konser yapabileceklerini belirten koro, “Amaç ülke barýþý ise gerisi nafile” diyor. Koro Þefi Atik Sahil, yýllar önce böyle bir planýn olduðunu ancak ortamýn buna uygun olmadýðýný dile getirdi. 1990’lý yýllarda Kürtçe seslendirdiði bir eser için çevresinden tepki topladýðýný hatýrlatan Sahil, yýllar önce kuramadýðý koroyu bugün kurmanýn sevincini yaþadýðýn anlattý. Farklý milletlerin, ayný toprak parçasý üzerinde yüzyýllardýr birlikte yaþadýðýný hatýrlatan Sahil, “Yaþadýðýmýz bölgeye has zaten Türk, Kürt, Araplar bir arada yaþamakta. Sonuçta bu toprak hepimizin,

ayný kültürleri paylaþýyoruz. Dolayýsýyla müzikteki birliktelik adýna biz de istedik ki Arapçasý, Kürtçesi, Süryanicesi, Türkçesi olsun, böylesine bir koro topluluk oluþturmak adýna müzikteki birlikteliði vurgulamak için barýþ ve dostluk korosu kurduk.” diye konuþtu. Koro ekibi ile barýþ ve birliktelik mesajý vermeye çalýþtýklarýný aktaran Sahil, þöyle devam etti: “Biz bu konserlerimizi çoðaltarak, halkýmýza bu mesajý vererek, hepimiz birlikte, birlik beraberliðimizi, sevgi ve dostluðumuzu kardeþlik içerisinde yolumuza devam edeceðiz.“ Her yerde konser vermeye hazýr olduklarýný aktaran Atik Sahil, davet edilecek her yere gideceklerini ifade etti. Koro ekibinden Feyza adýndaki öðrenci ise topraklarýn tüm milletlerin ortak mücadelesi sonucu kazanýldýðýný söyledi. Bu topraklar üzerinde beraber, barýþ içerisinde yaþamak istediklerini kaydeden Feyza, barýþ sürecini olumlu bulduklarýný ve her kesimce desteklenmesi gerektiðini vurguladý. Feyza, þunlarý ifade etti: “Bu sürecin çok daha önceden olmasý gerekiyordu. Çünkü atalarýmýz bu topraðý kazanýnca bu topraklar üzerinde zaten böyle bir hakkýmýz vardý. Kimsenin kimseden üstünlük hakký yoktur. Bu yüzden bu süreç çok olumlu bir süreç ve daha önceden olmasý gereken bir süreçti.” Koro ekibi arasýnda yer alan Cem adlý öðrenci ise ülkede hoþgörünün hakim olmasýný istiyor. Mevlana düþüncesinin benimsenmesi gerektiðinin altýný çizen öðrenci, “Yani artýk nasýl olacaksa çözüm, inþallah hayýrlýsý olur diyorum sadece. Bütün herkese, bütün halklara hayýrlý olsun. Yani biraz daha Mevlana düþüncesi olmasý gerekiyor bence. Yani hoþgörü çok önemli.” ifadelerini kullandý. (CÝHAN)

Kumbarada biriktikleri parayla kitap sergisi açtýlar

D

iyarbakýrlý öðrenciler kumbaralarýnda biriktirdikleri paralarý bir araya getirerek okullarýnda kitap sergisi açtý. Kaynak Kültür Yayýn Grubu’nun düzenlediði programa Diyarbakýr Özel Nil ve Bahaddin Bey Koleji öðrencileri katýldý. Kaynak yayýnlarýnýn öðrencilere daðýttýðý bin 750 kumbarada 15 gün boyunca biriken paralar birleþtirilerek kitap alýndý. Çocuklar harçlarýyla aldýklarý kitaplarla okullarýnda sergi açtý. Sergiye Muþ Yayýnlarý Yayýn Yönetmeni Osman Kaplan ile Muþtu Yayýnlarý Ürün Müdürü Mustafa Özün de katýldý. Yayýn yönetmeni Osman Kaplan, çocuklara kitaplarýný imzaladý. Kaynak Yayýnlarý Bölge Temsilcisi Veysel Yavuzpayý, çocuklarýn kitaplarla daha

çok iç içe olmalarýný saðlama amacýyla bu tür etkinlikleri düzenli olarak yaptýklarýný dile getirdi. Çocuklarýn harçlarýyla kitap ve bunlarý sergilemenin hem okuma alýþkanlýðýný hem de kitaplar hakkýnda detayla bilgi olmalarýný saðladýðýný anlatan Yavuzpayý, özellikle velilerden çok olumlu tepkiler aldýklarýný getirdi. Yavuzpayý, yazarlarýn sergi kapsamýnda çocuklarla bir araya gelmesinin de kitap okuma alýþkanlýðýnýn kazanýlmasý açýsýndan son derece önemli olduðunu vurguladý. (CÝHAN)


30 Nisan 2013 Salý

4

‘Süreç kardeþlik harçlarýnýn yeniden karýþtýrýlma sürecidir’

Ç

alýþma ve Sosyal Güvenlik Bakaný Faruk Çelik, yaþanan süreci kardeþlik harçlarýnýn yeniden karýþtýrýlmasý dönemi olarak tanýmladý. Açýlýþ ve incelemelerde bulunmak üzere Þanlýurfa'ya gelen Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakaný Faruk Çelik, Karaköprü belediyesince yapýlan ve Faruk Çelik adý verilen spor kompleksinin açýlýþýna katýldý. Bakan Çelik, daha sonra yurt, taziye evi ve kuran kursu temel atma törenine katýldý. Ardýndan Milliyet Gazetesi'nin düzenlediði ´Çözüm Süresince Türkiye ve Þanlýurfa’nýn Ekonomik Kalkýnmasý´ konulu toplantýsýna katýldý. Konuþmacý olarak çözüm süreci toplantýsýna katýlan Çelik, çözüm sürecini anlattý. Faruk Çelik, önce coðrafyayý tanýmladý, ardýndan

geçmiþte yaþanan olumsuzluklarý hatýrlattý. Çelik, sonuçta tarihte yaþanan hiçbir olayýn milleti ayrýþtýramadýðýný vurguladý. Coðrafyayý 'Bu coðrafya, bu topraklar farklýlýklarý birlikte yaþama modelinin en güzel örneklerini veren bir coðrafya.' þeklinde tanýmlayan Bakan Çelik, Sivas, Kahramanmaraþ ve benzeri bir çok olayý hatýrlatarak, “Bu milletleri ayrýþtýrmak için tarihte yaþanan tüm olaylar milletin ayrýþmasýna vesile olamadýlar, çok çaba gösterdiler ama muvaffak olamadýlar.” dedi. Bölgede yýllardýr yaþanan sorunlarýn göz yumularak halledilmediðinin altýný çizen Çelik, “Tüm bu yaþanan olaylardan sonra bir gözlerimizi kapatmakla, kulaklarý týkamakla, aðzýmýzý bantlamakla

sorunlarýn çözülemeyeceðini bilmek durumundayýz. Sorunlar büyüdü öfke yumaðýna dönüþtü ve devlet yýllarca terör konusunda buzdaðýnýn görünen kýsmý ile ilgilendi, meþgul oldu.” þeklinde konuþtu. Terörün panzehirinin demokrasi, hoþgörü ve kardeþlik olduðuna vurgu yapan Çelik, çözüm sürecini de kardeþlik harçlarýnýn yeniden karýþtýrýlmasý olarak tanýmladý. Çelik þu ifadelere yer verdi: “Tabi bu sorunlarý yalnýz güvenlik çerçevesinde çözülemeyeceðini devlet olarak biz anladýk. Bu iþ artýk güvenlik meselesi deðil. Herkes bir þey anladý bu süreçte. Terör örgütü de ne yaparsam bu ülkeden bir tek çakýl taþý koparma þansýnýn olmadýðýný anladý. O da biliyor ve yeni süreç kardeþlik harcýnýn yeniden karýþtýrýlma süreci.” Eski hükümetleri eleþtiren Bakan Çelik, uygulanan yanlýþ politikalarýn terör örgütünü azdýrdýðýný vurguladý. Eski hükümetlerin hiç kimse ile barýþýk olmadýðýný ileri süren Çelik, “Milletin inancý ile problemli bir Ankara, milletin deðer yargýlarý ile problemli bir Ankara yaklaþýmý var mý buda var. Bu ve benzer uygulamalarla terörün deðirmenine su kamplarýna da militan yetiþtiren bir yapý ne yazýk ki

Baro baþkanlarýndan ortak çaðrý: Anayasa, etnik referanstan arýndýrýlmalý

D

iyarbakýr’da bir araya gelen Doðu ve Güneydoðu illeri baro baþkanlarý, yeni anayasaya ile ilgili görüþ ve önerilerini açýkladý. Diyarbakýr Baro Baþkaný Tahir Elçi’nin yaptýðý ortak açýklamada; anayasanýn, her türlü etnik, dini, ideolojik ve kültürel referanstan arýndýrýlmasý gerektiði vurgulandý. Baro baþkanlarý, AK Parti ile BDP’nin “Baþlangýç” bölümüne iliþkin Anayasa Uzlaþma Komisyonu'na sunduklarý metinlerin birleþtirilerek yeniden kaleme alýnmasý gerektiðini belirterek, “Bu metinde; ‘….Türkiye toplumunun farklý dil, din, inanç ve kültürlere sahip topluluklara yapýlan haksýzlýðýn bir daha yaþanmayacaðý inanç ve kararlýlýðýný ifade eden biz Türkiye halký…” þeklindeki bir ifadeye yer verilmesinin doðru olacaðý kanaatindedir.’ önerisinde bulundu. Diyarbakýr’da düzenlenen toplantýya Diyarbakýr, Adýyaman, Aðrý, Batman, Bingöl, Bitlis, Hakkâri, Kars, Mardin, Muþ, Þanlýurfa, Þýrnak ve Van baro baþkanlarý katýldý. Baro baþkanlarý adýna ortak açýklamayý Diyarbakýr Baro Baþkaný Tahir Elçi yaptý. Cumhuriyet'in kuruluþuyla birlikte, Türkiye toplumunun etnik, dinsel, dilsel ve kültürel çeþitliliðinin yadsýndýðýný, toplumsal yaþamýn hemen her alanýnýn tek bir etnik, dinsel, dilsel ve kültürel kimlikle tektipleþtirilmeye çalýþýldýðýný belirten Elçi, “Baþta Kürt meselesi olmak üzere, bugüne kadar yaþanan bütün sosyo-kültürel sorun ve ihtilaflar, hep bu anlayýþ ve politikalardan kaynaklanmýþtýr. Bu nedenle; dil, din, kültür, vatandaþlýk ve devletin temel yapýsý gibi esaslý konulara iliþkin anayasal düzenlemelere dair görüþlerimizi tam da bu aþamada kamuoyuyla paylaþmayý tarihi sorumluluðumuzun bir gereði olarak kabul ediyoruz.” dedi. Yeni bir anayasanýn tarihi bir fýrsat olduðunu ve bunu deðerlendirmek, sürece yapýcý destek sunmak istediklerini dile getiren Elçi, Doðu ve Güneydoðu barolarý olarak tarihi sorumluluk gereði yeni anayasanýn kimi hükümlerine iliþkin görüþ ve önerileri dile getirdiklerini söyledi. "Laiklik deðiþtirilemez hükümler arasýnda olmamalý" Elçi, barolar olarak þu önerilerde bulunduklarýný dile getirdi: “Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi dili

Türkçe olmakla birlikte, diðer diller de anayasal güvenceye kavuþturulmalý, toplumun ihtiyaçlarý gözetilerek, bu dillerle de kamu hizmetlerinin sunulmasýný mümkün kýlacak bir anayasal düzenleme yapýlmalýdýr. Bu amaçla; yeni anayasanýn ilk maddelerinde önerilecek olan ‘Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi dili Türkçedir.’ ibaresinin devamýna, ‘…diðer resmi diller de anayasanýn korumasý altýnda olup, diðer resmi dillere iliþkin hususlar kanunla düzenlenir.’ ibaresi eklenmelidir. Devletin ‘cumhuriyet’ olan þekli ile ‘demokratik’ ve ‘insan haklarýna dayanan’ niteliði dýþýnda deðiþtirilemeyecek hükümlere yer verilmemelidir. Özellikle, yürürlükteki anayasada yer alan, ‘Atatürk ilkeleri ve inkýlaplarý’, ‘laiklik’ ve ‘devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüðü’ gibi, bugüne kadar toplumun farklý kesimlerinin hak ve özgürlük taleplerini bastýrmada ve sýnýrlamada referans norm olarak kullanýlan kavramlara deðiþtirilemez hükümler arasýnda yer verilmemelidir. Egemenliðin yegâne kaynaðý halkýn iradesi ve hukukun üstünlüðüdür. Barolarýmýz, bu konuda da herhangi bir etnik vurgu yapmadan anayasada ‘egemenlik kayýtsýz ve þartsýz halkýndýr veya milletindir.’ þeklinde bir hüküm bulunmasýný önermektedir. ‘Vatandaþlýk’ düzenlemesi de etnik atýf ve kavramlar içermemelidir. Anadilinde eðitim hakký anayasal güvence altýna alýnmalýdýr.” "Bütün inançlar karþýsýnda devletin tarafsýzlýðý saðlanmalý" Türkiye toplumunun; etnik, dilsel ve kültürel açýdan çeþitlilik arz ettiði gibi, din ve inançlar bakýmýndan da zengin bir dokuya sahip olduðunu dile getiren Elçi, toplumun bu zengin inanç dokusu gözetilerek, bütün din ve inançlar

karþýsýnda devletin mutlak tarafsýzlýðýnýn saðlanmasý gerektiðini dile getirdi. Elçi, “Demokrasinin temel ilkelerinden biri olan çoðulculuk, devletin dinler ve inançlar karþýsýnda eþit mesafede bulunmasýný, bunlardan herhangi birinden yana ya da ona karþý bir tavýr içerisinde bulunmasýný yasaklar. Toplumsal barýþýn saðlanmasýnda hayati öneme sahip olan bu ilke, yeni anayasada açýkça ifade edilmelidir.“ diye konuþtu. "Silahlý güçlerin sýnýr dýþýna çýkmasý tarihi bir adýmdýr" Barolar olarak, birkaç ay önce baþlatýlan ve 21 Mart Nevruz Bayramý etkinliði sýrasýnda Diyarbakýr’da kamuoyuna duyurulan; Kürt meselesinin barýþçýl çözümüne iliþkin geliþmeleri büyük bir ilgi ve memnuniyetle izlediklerini belirten Elçi, þunlarý söyledi: “Silahlarýn susmasýndan sonra, birkaç gün önce açýklanan silahlý güçlerin çatýþma alanlarýný terk ederek Türkiye sýnýrlarýnýn dýþýna çýkacaðý kararýný, somut ve tarihi bir adým olarak görmekteyiz. Bu sürecin selametle ve tek bir insanýmýzýn yaþamýna mal olmadan tamamlanmasý için baþta devlet yetkilileri ve kamu görevlileri olmak üzere ilgili herkesi iyi niyet ve sorumluluk içinde hareket etmeye davet ediyoruz. Baþta siyasal partiler olmak üzere, toplumun tüm kesimlerini, ideolojik ve politik mülahazalarý bir yana býrakýp, bu tarihsel sürecin sorumluluðuna uygun olarak sürece katký sunmaya, Türkiye’nin toplumsal barýþýna omuz vermeye davet ediyoruz.” Baro baþkanlarýnýn açýklamasýna, Tunceli Baro Baþkanlýðý'nýn, ‘laiklik’ ile ilgili bölüme itiraz ederek imzasýný çektiði öðrenildi. (CÝHAN)

geçmiþteki yanlýþlýklarýn oluþturduðu bir vaka, bir gerçek.” diyerek eski yönetime yüklendi. Gerçek demokrasi anlamýnda önemli adýmlarýn atýlmasý gerektiðinin altýný çizen Çelik, yeni anlayýþlarýn herkesi kapsamasý gerektiðini söyledi. Çelik þöyle devam etti: “Demokrasi, insan haklarý özgürlük gibi evrensel kavramlarý da deðiþtirmek durumundayýz. Bana göre demokrasi

sana göre demokrasi deðil. Bana göre haklar, sana göre haklar deðil; hepimize göre haklarýn günümüz dünyasýnda, Türkiye’sinde bu evrensel adýmlarýn mutlaka geliþtirilmesi gerekiyor.“ Toplantýya Milliyet’in yazarlarý da katýldý. Yazarlarýn kýsaca kendilerini tanýttýðý toplantýda çözüm süreci ve geliþen ekonomi konuþuldu. (CÝHAN)

Diyarbakýr’da on binlerce kiþi ‘Efendimiz sýnavýna’ girdi

K

utlu Doðum Haftasý etkinlikleri kapsamýnda Hz. Muhammed’in (sas) hayatýyla ilgili Diyarbakýr’da yapýlan yarýþmaya 10 binlerce kiþi katýldý. Bin 500 gönüllü öðretmenin görev aldýðý sýnav, Diyarbakýr ve ilçelerindeki 35 okulda gerçekleþtirildi. Sýnavda dereceye girenler son model araba, umre ziyareti, dizüstü bilgisayar gibi hediye kazandý. Yarýþmaya babasýyla birlikte giren Ozan Kurtboða, sýnava hazýrlanýrken Hz. Muhammed’in(sas) hayatýný daha iyi anladýðýný belirterek, “Sahabe efendilerimizin de kahramanlýklarýný ve fedakârlýklarýna öðrenmiþ oldum.” dedi. Peygamberimizin (sas) anýldýðý Kutlu Doðum Haftasý'nda çok sayýda etkinlik yapýldý. Bunlardan en çok dikkat çekeni ise sahabeler þehri Diyarbakýr’da Hz. Muhammed’in (sas) hayatýyla ilgili yapýlan sýnav oldu. Diyarbakýr Eðitimciler Derneði (DEÐÝDER) ile Tüm Evrensel Deðerler Derneði’nin (TEDER) birlikte düzenlediði sýnava baþvuranlar Dr. Reþit Haylamaz’ýn kaleme aldýðý 'Gönül Tahtýmýzýn Eþsiz Sultaný EFENDÝMÝZ' adlý kitabýndan sorumlu tutuldu. Diyarbakýr merkezin yaný sýra ilçelerde yapýlan sýnava on binlerce kiþi katýldý. Gönüllü öðretmenlerin görev yaptýðý sýnava genç yaþlý, öðretmen çiftçi, memur iþçi hemen her meslek erbabýndan insanlar büyük ilgi gösterdi. Çoktan seçmeli 5 þýklý ve 100 sorudan oluþan sýnav için yarýþmacýlara 2 saat süre verildi. Kayapýnar ilçesindeki Sabri Kün Ortaokulu’nda sýnava giren Nihayet Özyenicengiz(12), kitabý okurken Hz. Muhammed’in (sas) hayatýyla ilgili birçok þey öðrendiðini dile getirdi. Özyenicengiz, “Sýnava girdim ancak en büyük hediye O’nun hayatýný öðrenmem ve anlamam oldu.” dedi. Sýnava katýlan Cemal Satý (55) ise bu tür etkinliklerin Hz. Peygamberi daha iyi anlamamýzý ve anlaþýlmasýný saðlamasý açýsýndan önemli olduðunu kaydetti. Kendisini sýnamak için sýnava girdiðini anlatan Satý, “ Bir Müslüman olarak kendi peygamberimin hayatýný ne kadar biliyorum bunu görmek için sýnava

girdim. Sorumlu olduðumuz kitabý okuduk, önceden bildiðimiz þeyler de vardý. Ýnþallah iyi bir sonuç alýrýz.” diye konuþtu. Sýnava Kayapýnar’da giren Fatma-Memik Teke çifti ise sýnava hazýrlanýrken bilmedikleri çok þeyi öðrendiklerini getirdi. Fatma Teke, “ Evde eþimle birlikte hazýrlandýk. Kitabý bir iki kez okuduktan sonra önemli gördüðüm yerlerin altýný çizdim onlarý tekrarladým. Sýnavý kazanmaktan ziyade okurken çok etkileniyor insan. Gerçekten çok güzel bir kitap herkese tavsiye ediyorum. Sýnav vesilesiyle bir kez daha okudum ve çok duygulandýðým yerler oldu.” þeklinde konuþtu. Sýnava babasýyla birlikte giren Ozan Kurtboða ise sýnavda baþarýlý ya da baþarýsýz olmanýn önemli olmadýðýný belirterek, “ Peygamberimizin hayatýný ve ahlakýný öðrenmiþ olduk. Hazýrlanýrken çok sayýda sahabenin adýný, hayatýndan örneklerini öðrendim. Dinimiz için neler yaptýðý anlamýþ oldum.” þeklinde konuþtu. DEÐÝDER Baþkaný Mehmet Emin Özgültekin ise Diyarbakýr’ýn kendisine yakýþýna yaptýðýný ve sýnava büyük ilgi gösterdiðini dile getirdi. Sýnavýn duyurusunu 2 ay önce yaptýklarýný ve baþvurularýn 22 Nisan’da sona erdiðini anlatan Özgültekin, “ Baþvurular hedefimizi yakaladýk. Bu Diyarbakýr içi önemli. Ýnþallah önümüzdeki yýlarda daha güzel etkinlikler düzenleyeceðiz.” dedi. Sýnav sorularýný ilahiyat camiasýnýn deðerli ilim adamlarýndan oluþan bir komisyon hazýrlandýðýný anlatan Özgültekin, “Sýnavý 35 okulda yaptýk. Sýnava girenler arasýnda puan eþitliði olmasý durumunda noter huzurunda çekilecek kura ile dereceye girenler belirlenecek.” ifadelerini kullandý. Sýnavda Hz. Peygamber'in (sas) 63 yaþýnda veda etmesi nedeniyle 63 ödül verilecek. Sýnavda 1’inciye 2013 model sýfýr kilometre araba, 2-3-4-5-6-7 ve 8.'ye 10 günlük umre, 9-10-11-1213-14-15’inciye dizüstü bilgisayar, 16-17-18-19-20-21-22.'ye tablet bilgisayar, 23-24-25-26-27-2829.’ye çeyrek altýn, 30-31-32-33-3435-36’ncýya fotoðraf makinesi, 3738-39-40-41-42-43’üncüye MP-4 ve 44 ile 63 arasýndaki kiþilere ise kitap setleri düzenlenecek törenle verilecek. (CÝHAN)


www.mardiniletisimgazetesi.com.tr

30 Nisan 2013 Salý

Diyarbakýr’a obez polikliniði kuruldu D

iyarbakýr Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi (DEAH) iç hastalýklarý eðitim görevlisi ve Nefroloji Klinik Þefi Doç. Dr. Ramazan Danýþ, hipertansiyon ve obezite polikliniðini açtýklarýný çok yakýn sürede hasta kabulüne baþlanacaðýný söyledi. Türkiye’de sýklýðý her geçen yýl artan diyabet (þeker hastalýðý), hipertansiyon ve obezite için iyi bir tedaviye ihtiyaç duyulduðunu belirten Danýþ, “Türkiye’de yapýlan bilimsel çalýþmalarda(TURDEP -2) diyabet yüzde 13.7 gibi ürkütücü bir orana varmýþ bulunmakta olup, Diyarbakýr’ýn þeker hastalýðýnýn farkýndalýðý anlamýnda sonuncu olmasý dikkat çekicidir. Ayrýca önlenebilir ölüm nedenlerinden biri olan hipertansiyon oraný Türkiye’de yüzde 30 olup yapýlan çalýþmalarda( TEK HARF ve SALT Çalýþmalarý)

hastalarýn çoðunun hipertansiyon hastasý olduðunun farkýnda olmadýðý, farkýnda olanlarýnda az bir kýsmýnýn kontrolde olduðu ürkütücü bir sonuç olarak karþýmýza çýkmaktadýr.” dedi. Türkiye toplumunun üçte 2’sinin obez olduðu dikkate alýndýðýnda bunun hipertansiyon ve diyabet için bir risk faktörü oluþturduðunu kaydetti. Diyarbakýr Kamu Hastaneleri Birliði Genel Sekreteri Doç. Dr Muhammed Güzel Kurtoðlu ise göreve geldiði günden buyana her geçen gün bir yeniliðe imza attýklarýný söyledi. Kurtoðlu, “Amacýmýz hastalarýmýza en güzel hizmeti sunmaktýr. Ýnsan saðlýðý bizler için önem ve deðer arz etmektedir. Büyük þehirlerde ne imkan varsa hastanelerimizde de tüm imkanlar mevcuttur. Tüm yenilikleri Diyarbakýr’a getirip halkýmýza sunacaðýz yeni açýlacak

H

konusunda uyarýyor. Çocuk Hastalýklarý uzmaný Dr. Ýsmail Özcan, özellikle alerjisi olan çocuklarýn güneþ ýþýðýna çok maruz kalmamasý gerektiðini söyledi. Sert ve soðuk geçen kýþ mevsiminin ardýndan havalar ýsýndý. Yarýndan itibaren hava sýcaklýklarýnýn daha da artmasýnýn beklendiðini belirten Uzm. Dr. Ýsmail Özcan, bazý hastalýk risklerinin de arttýðýna dikkat çekti. Bahar aylarýnda havadaki nem ve iyon dengesinin deðiþmesiyle ortaya çýkan bahar yorgunluðunun önemli olduðuna dikkat çeken Dr. Özcan, “Bahar aylarýyla birlikte güneþ

A

polikliniðimize mutlak suretle hipertansiyonu ve obezite sorunu olan hastalarýmýz gelip bir muayene

olmalýdýrlar, faydalarýný görecekler saðlýk hiçbir zaman ihmale gelmez.” diye konuþtu. (CÝHAN)

daha etkin olmaya baþlamakta, bu da nem miktarýný artýrarak havadaki elektrik yükünü deðiþtiriyor. Gündüz gece arasýndaki ýsý farklýlýðý ya da gün içinde ortaya çýkan ýsý deðiþiklikleri, özellikle virüs enfeksiyonlarý için uygun ortam hazýrlayabilir. Bahar aylarýnda havadaki nem ve iyon deðiþiklikleri solunum yollarýnda ödeme, dolayýsýyla akciðerlere giden oksijen miktarýnda ciddi azalmaya neden olmaktadýr. Bunun sonucunda organizma kendini koruyabilmek, beyin gibi hayati organlara giden oksijeni artýrabilmek için diðer organlara giden kan miktarýný azaltýyor. Bu durum da metabolizmayý düzenleyen en önemli hormonlarýn salgýlandýðý tiroit dokusuna giden kan ve hormon salgýsýný azaltmakta, cilt damarlarýnda daralma meydana gelmekte böylelikle cilt kuruluðu,

saçlarda dökülme olmaktadýr.” dedi. Çocuklarýn da güneþe maruz býrakýlmamasý gerektiðini kaydeden Dr. Özcan, þunlarý söyledi: “Özellikle vücudunun herhangi bir bölümünde alerjiye baðlý cilt sorunlarý olan küçük yaþtaki çocuklar güneþe maruz býrakýlmamalý. Bahar aylarýnda olumsuz durumlarla karþýlaþýlmamasý için temiz ve açýk havada düzenli yürüyüþler yapmanýn, beslenme alýþkanlýðýna dikkat etmenin, bol meyve ve sebze tüketmenin, odalarý sýk havalandýrmanýn, ani ortam ve ýsý deðiþikliklerinden korunmanýn faydalý olacaðýný unutmamak gerekir. O anki hava durumuna aldanmayarak kýyafet açýsýndan önlem almak ve mutlaka yedek bir ceket ya da mont bulundurmak faydalý olacaktýr. Özellikle astým veya benzer diðer alerjik hastalýklarý olanlarýn daha da dikkatli olmasý gerekir.” (CÝHAN)

Çocuklarda alerjik nezleye dikkat! B

ahar aylarý çocuklar için özgürce doðanýn keyfini çýkartmak anlamýna gelse de bazý olumsuzluklarý da beraberinde getiriyor. Bahar aylarýnda burun akýntý veya týkanýklýðý (rinit) nedeni ile doktora baþvuran çocuklarýn sayýsý artýyor. Memorial Antalya Hastanesi Çocuk Saðlýðý ve Hastalýklarý Bölümü'nden Uz. Dr. Aþkýn Güra Nemlioðlu, çocuklarda alerjik nezle ve tedavisi hakkýnda bilgi verdi.

M. Sait Çakar

Bahar aylarýnda burun akýntý veya týkanýklýðý (rinit) nedeni ile doktora baþvuran çocuklarýn yaklaþýk yarýsý alerjik rinittir. Allerjik rinit ya yýlboyu sürer ya da mevsimseldir. Mevsimsel alerjik rinitte genellikle çiçek açmayan ve polenleri rüzgar ile saçýlan bitkiler etkendir. Sýklýkla bahar aylarýnda özellikle bitkilerdeki tozlaþma döneminin baþlamasýyla, üst solunum yollarýný etkileyen alerjik nezlenin temel belirtileri; kaþýntýlý ve sulu burun akýntýsý, hapþýrma krizleri, burunda yanma þeklindedir. Ancak, hastanýn þikayetleri çoðu zaman bu belirtilerle sýnýrlý kalmaz. Gözlerde de kýzarýklýk ve yanma, hatta kaþýntý ve sulanma alerjik nezlenin diðer bulgularý arasýndadýr. Hýrýltýlý solunum ve horlama oluþabilir; koku alma fonksiyonu bozulabilir. Genizde, damakta kaþýntý, kulaklarda týkanma bulunabilir. Soðuk algýnlýðý ile karýþtýrýlabilir

Alerjik nezle çoðunlukla soðuk algýnlýðýyla karýþtýrýlabilen bir hastalýktýr. Eðer nezle, ilkbahar ve yaz aylarýnda baþlayýp, üç haftadan uzun sürüyorsa ve iyileþme eðilimi göstermiyorsa, alerjik nezle þüphesi kuvvetli hale gelir. Böyle durumlarda mutlaka doktora danýþýlmasý gerekir. Alerjik nezle astým ile birlikte görülebilir Evlerde bulunan çiçek ve bitkilerin polenlere karþý duyarlý olan çocuklarý

BASINDAN Kimlik önerisi

K Parti’nin anayasa önerisinde “Türk milleti” yerini koruyor. Kürt sorunu söz konusu kimliðin otoriter politikalar aracýlýðýyla farklý dini, mezhebi ve etnik topluluklara empoze edilmesinden doðdu. Her ne kadar gayrimüslimler “azýnlýk” kategorisinde ayrý tutulduysa da, bu statü onlara mutluluk getirmedi. Osmanlýlar zamanýnda özerk cemaatler iken, hukukun batýlýlaþtýrýlmasýyla “azýnlýk derekesi”ne düþürüldüler. “Azýnlýk” onlarýn psikolojik gettolarý ve mahrumiyetlerinin sebebi oldu.

Havalar ýsýndý, güneþin güzel yüzüne kanýp hasta olmayýn avalarýn ýsýndýðý, güneþin sýcak yüzünü giderek daha fazla göstermeye baþladýðý bugünlerde, uzmanlar, vücudun savunma direncinin düþmesinin birçok hastalýða davetiye çýkardýðý

5

çok fazla etkilemezken; açýk havada, yeþillik alanlarda, ormanda, kýrda görülen bitkilerin alerjik nezle þikayetlerinin artmasýna neden olabilir. Alerjik nezleye polenlerin yaný sýra; evdeki toz, hayvan tüyleri, tütün dumaný gibi alerjenler de yol açabilmektedir. Alerjik nezlesi olan çocuklarda astým da görülmesi sýk karþýlaþýlan bir durumdur. Bu nedenle aileler çocukta öksürük ve hýrýltý belirtilerine karþý dikkatli olmalýdýr. Çocukluk yaþlarýnda ilk belirtilerini veren hastalýðýn, kiþinin tüm hayatý boyunca birlikte yaþamayý öðrenmesi gereken bir durum haline gelebilir. Alerjiye neden olan madde tespit edilebilir Çocukta alerjik nezleden þüphelenildiði durumlarda, aile alerjiye neden olan etkenleri fark edebileceði gibi alerjiye neden olan maddeyi tespit etmek için cilt veya kan testlerine ihtiyaç da duyulabilir. Ayrýca, burun akýntýlarýnda alerji hücrelerinin yüzdesinin ölçüldüðü "nasal eosinofili" testi de alerjik nezle tanýsý için kullanýlan bir yöntemdir. Testlerin sonucunda, çocuðun belli bir alerjene

karþý duyarlý olduðu tespit edildiði takdirde, bu alerjiye yönelik tedaviye baþlanabilir. Ýlaç tedavisi yetersiz kaldýðýnda aþý tedavisi uygulanabilir Alerjik nezle tedavisinin ilk adýmý alerjiye neden olan alerjenlerden kaçýnmaktýr. Eðer çocuktaki alerjik nezle polenlere karþý geliþiyorsa, tozlaþmanýn sýkça görüldüðü aylarda, çocuðu yeþil alanlardan mümkün olduðunca uzak tutmak gerekebilir ya da tedavi altýnda yeþil alanlarda bulunmasý saðlanmalýdýr. Çevresel korunma yöntemlerinin yetersiz kaldýðý durumlarda, ilaç tedavisi etkili bir yöntem olacaktýr. Bu ilaçlar sadece belirtilerin görüldüðü günlerde kullanýldýklarýnda bile, çocuðun þikayetlerini gidermeye yardýmcý olabilir. Ýlaç tedavisi de yetersiz kaldýðýnda çocuklarda aþý tedavisi, "immünoterapi" uygulanmaktadýr. Çocuðun duyarlý olduðu alerjenlerin artan dozlarda çocuða verilmesiyle baðýþýklýk sistemini düzenlemeyi amaçlayan aþý tedavisi, bir süre sonra vücudun bu alerjenleri doðal karþýlayabilmesini saðlamaktadýr.

Kürtlerin dýþýndaki etnik topluluklar genel olarak Türk kimliðini benimsediler. Belki özel hayatlarýnda ana dillerini konuþtular, gelenek ve göreneklerini yaþatmaya çalýþtýlar, ama çoðu göçmen ve muhacir olduklarýndan adýna “Türk” de dense “millet” içinde mütalaa edilmelerinin onlarý incitmediðini düþünmelerini kolaylaþtýrýyordu. Çünkü Osmanlý’da Müslüman kavimleri ayný þemsiye altýnda toplayan “Ýslam milleti” idi. “Türk milleti” birkaç açýdan sorunlu bir isimlendirmedir. Bir kere “Türk” kelimesini etnik köken dýþýnda birçok boy, kabile ve topluluðun ortak þemsiyesi kabul etsek bile, “millet”le bir araya getirildiðinde hakikat-i halde “Türk þeriati, Türk dini, Türk hukuku” anlamýna gelir ki, “millet kelimesinin Kur’an, Sünnet kaynaklarýnda ve tarihte teþekkül etmiþ bulunan Ýslami disiplinlerde ve fýkýhta kullanýmý bu deðildir. (Bkz. A. Bulaç, Modern Ulus Devlet, 4. bsm. Ýstanbul-2012, s, 129-147.) “Türk milleti” yasalarýn ve anayasanýn referansýný laikliðe dayandýran bir ulusu öngördüðünden, gayrimüslimlerden daha fazla dinini toplumsal hayatta yaþamak isteyen Müslümanlar da zorluk çekmiþlerdir. Etnik veçhesiyle de “Türk milleti” bu resmi kimliði tanýmayan Kürtlerin kavim ve etnik kimliðini reddedip inkar etmenin meþruiyet çerçevesi oldu. Hakikat þudur: “Türk” bir kavmin ismidir. Bu kavim tarihte Doðu’dan Batý’ya akmýþ, Müslümanlýðý kabul etmiþ, Ýslam’a büyük hizmetleri olmuþtur. Bugün Doðu Türkistan’dan Balkanlar’a kadar uzanan kavimler kendilerini bu isimle iliþkilendirmektedirler. “Türkçe” denen bir dil vardýr, adýna Önasya dediðimiz coðrafyaya da “Türkiye” denmektedir. “Millet” ise aslý itibariyle bir peygambere nispet edilen “din, þeriat, hukuk ve yaþama tarzý”dýr, sayýsal insan topluluðunu, kavim veya ýrký ifade etmez. 19. yüzyýlda Batý etkisinde “ulus”a karþýlýk, ama temelden yanlýþ olarak “millet” kelimesi suistimal ve tahrif edilerek kullanýldý. Murat Karayýlan “Türk milleti lafý bizi tedirgin etmez dedim ama o kavram olsun da demedim. Türk milleti ifadesine bir alerjimiz yok. Ama anayasada milletler yazýlacaksa, hepsi yazýlsýn. Mesela þu denebilir: ‘Türkiye’de yaþayan Türk-Kürt halký ve diðer etnik ve dinsel topluluklar kardeþtir, bunlarýn hepsi Türkiye ulusunu bir araya getirir.’ Biz Türkiye üst kimliðini kabul ediyoruz.” diyor. Tabii ki Karayýlan’ýn üst kimlik olarak “Türkiye”yi kabul ettiklerini söylemesi önemli, ama anayasada “Türk” yanýnda “Kürt” kelimesinin de girmesi diðer kavimleri ve halklarý rahatsýz eder, hatta bugüne kadar “Türk” kimliðine ses çýkarmamýþ olanlarýn “etnik ses” çýkarmalarýna sebep olabilir. Benim önerim þu: Gayrimüslimler dýþýndaki bütün etnik gruplar ve kavimler Müslüman’dýr. Gayrimüslimleri de diðerleriyle “eþit yurttaþ” kabul etmek þartýyla “Ýslam” üst kimlik seçilir. Buradaki “Ýslam” Müslümanlara bakan yüzüyle “din kardeþliði”, gayrimüslimlere bakan yüzüyle “hukuk temelinde eþitlik ve yurt birliði” anlamýnda kullanýlýr. Tarihte görüldüðü üzere Ýslam üst kimliði gayrý müslimleri Müslüman yapmaya veya Müslüman gibi yaþatmaya mecbur etmez. Ýslam’ýn hedefi din, mezhep ve etnik gruplarý baský kullanarak konumlarýný deðiþtirmeye mecbur etmeden aralarýnda “adalet”i tesis etmektir (42/Þura, 15). Bu da coðrafyaya atýfta bulunarak “Türkiye Cumhuriyeti” ortak paydasýyla saðlanabilir. Bu þemsiye altýnda özel, sivil ve medeni alanlarda herkes kendi dini, mezhebi veya etnik kimliðini kullanýr, görünür kýlar, ifade eder. Ali Bulaç (Zaman) a.bulac@zaman.com.tr


30 Nisan 2013 Salý

6

"Bediüzzaman, 100 sene evvel Türkiye’nin reçetesini risalelerinde sunmuþ"

A

dnan Menderes Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekaný Prof. Dr. Yunus Çengel, Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri'nin sadece Türkiye’nin deðil bütün dünyanýn dertlerine 10 yýl önce çözüm reçeteleri sunduðunu söyledi. Ancak Anadolu insanýn Üstad’ýn reçetelerini okumaktan aciz kaldýðýný ifade eden Çengel, “Bugün baþýmýz biraz sýkýþýnda bakýyoruz, birazda baþýmýzý duvara vuruyoruz ‘biz bunlarý neden okumadýk?’ diye. Aklýmýzý kullanmadýðýmýza hayýflanýyoruz.” dedi. Diyarbakýr Hz. Süleyman Vakfý (HASEV) ve Ýstanbul Ýlim ve Kültür Vakfý’nýn ortaklaþa düzenlediði Geleneksel Kutlu Doðum Haftasý etkinlikleri kapsamýnda Dicle Üniversitesi Kongre Merkezi’nde Bediüzzaman Said Nursî’nin anlatýldý. Programda Risale-i Nur Külliyatý'ndan derlenen ‘Namaz Risalesi’ isimli eserden yapýlan sýnavda dereceye girenlere de ödülleri verildi. Programa AK Parti Diyarbakýr Milletvekili Mehmet Hamzaoðullarý, Cuma Ýçten, Diyarbakýr Valisi Mustafa Toprak, Diyarbakýr Emniyet Müdürü Recep Güven, Bediüzzaman’ýn talebelerinden Mehmet Fýrýncý ve çok sayýda vatandaþ katýldý. Bediüzzaman Said-i Nursi’nin ileri görüþlüðünü anlatan Adnan Menderes Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekaný Prof. Dr. Yunus Çengel, Bediüzzaman Said Nursi'nin sadece Türkiye’nin deðil bütün dünyanýn dertlerine 100 yýl önce çözüm reçeteleri sunduðunu söyledi. Zamanýn deðiþen paradigmalarý olduðunu belirten Çengel,

Bediüzzaman ‘Her asrýn deðerleri deðiþir. Bir deðerler paketi gider yerine baþkasý gelir.’sözüne vurgu yaptýðýný ifade ederek, “20. asýr bu bakýmdan çok deðiþik bir alem. Üstat þuna da vurgu yapar ‘Eskiden kuvvet esastý kim kuvvetliyse o hükmederdi. Her þey kaba kuvvetle hallolurdu.’ ama Bediüzzaman 100 sene evvel diyor ki; ‘o zamanlar artýk geçti. Bundan sonra yavaþ yavaþ þunu göreceðiz ‘kuvvet gidecek, deðersiz olacak. Onun yerine baþka deðerler gelecek. Düþmanlýk gidecek onun yerine muhabbet gelecek bunun baþka yolu yoktur. Dünyaya tecelli eden deðerler bunlardýr. Bunlara sarýlan yükselecek bunlarý dýþlayan da alçalacaktýr.” dediðini anlattý. 2. Dünya Savaþý’nda Almanya ve Fransa bir araya gelerek, ‘Biz üçüncü dünya savaþýna hazýrlanacaðýmýza öyle bir þey yapalým ki þu eski kýtada bir daha asla savaþ olmasýn.’ Diyerek anlaþtýklarýný kaydeden Çengel, þöyle konuþtu: “Yani hisleri yerine aklý dinlediler. Ve Avrupa Birliði’nin temellenir attýlar. Þu sözler bugün yazýlsaydý herhalde diyecektik ki tam isabet olmuþ günümüze tam uymuþ. Tabi üzen þu bunlar 100 sene evvel ifade edilmiþ hem de bu bölgede ifade edilmiþ ama nedense biz elimize bir kitap alýp okumamýþýz.” Özgel: Üstad Ýnsanlara insanlýðý hatýrlatmýþtýr Süleyman Demirel Üniversitesi(SDÜ) Ýlahiyat Fakültesi Tefsir Anabilim Dalý Öðretim Üyesi Doç. Dr. Ýshak Özgel, Bediüzzaman Said Nursi’nin madde ve manada insanýn aklýyla beraber vicdanýn ruhunun olduðunu anlatarak bu dünyada insanlara insanlýðý hatýrlatan,

Þanlýurfa’ya 319 okul yapýlýyor

Ç

alýþma ve Sosyal Güvenlik Bakaný ve Ak Parti Þanlýurfa Milletvekili Faruk Çelik Þanlýurfa’da 319 okulun yapýmýný hedeflediklerini söyledi. Bir dizi açýlýþ ve temel atma töreni için Þanlýurfa’ya gelen Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakaný Faruk Çelik, Hilton Garden Inn Hotel’de ‘geleceðe yatýrým Türkiye’ye yatýrým’ toplantýsýna katýldý. Burada çözüm süreci ve terör sorununda yaþanan yanlýþ politikalara vurgu yapan Çelik, daha sonra Þanlýurfa’da yapýlan ve yapýmý devam eden yatýrýmlarý anlattý. Þanlýurfa’da 319 okul yaptýrmayý hedeflediklerini açýklayan Bakan Çelik, önümüzdeki ay içerisinde 50 okulun temelini atacaklarýný, yýl içerisinde de toplamda 100 okulun temelinin atýlacaðýný belirtti. Okul ihtiyacýný nüfus yapýsýna baðlayan Çelik, Þanlýurfa nüfusunun yüzde 72’sisnin 30 yaþýn altýnda olduðunu belirtti. 35 bin öðrencinin ilköðretimi bitirdiði bir yýlda 50 bin yeni öðrencinin okula baþladýðýný aktaran Çelik, bunun okullaþmadaki fiziki ortamýn önemliliðini gösterdiðini dile getirdi. Þanlýurfa’nýn tarihi yapýlarýna da dikkat çeken Bakan Çelik, “Dünya Göbeklitepe'yi konuþuyor, Türkiye ne kadar biliyor onu bilemiyorum.” dedi. ‘Temeli at git Ankara’da yat’ döneminin bittiðini belirten Çelik, temeli atýlan bir yapýnýn bitmesi için canla baþla

çalýþýldýðýný ifade etti. Sorunlarýn torunlara kalmayacaðýný ifade eden Çelik, gelecek neslin bu anlamda þanslý olduðunu belirtti. Sulanabilir arazi 3 katýna çýkarýlýyor Þanlýurfa’nýn tarým alanýnda da önemli bir yerinin olduðunu söyleyen Bakan Çelik, sulanabilir arazinin kýsa sürede arttýrýlacaðýný açýkladý. Þanlýurfa’nýn 900 bin hektar sulanabilir arazinin olduðunu ve bunun 200 bin hektarýnýn sulandýðýný anýmsatan Çelik, 3-4 yýl içerisinde bu miktarý 600 bin hektara çýkaracaklarýný müjdeledi. Çelik, Suruç Tüneli'nin de önümüzdeki aylarda açýlacaðýný belirtti. Þanlýurfa’nýn büyükþehir olduðunu hatýrlatan Çelik, Þanlýurfa’nýn markalaþmasýna dikkat çekti. Birçok ürünün kaynaðýnýn Þanlýurfa’ya dayandýðý halde burasý ile anýlmadýðýný ifade eden Çelik, markalaþma çalýþmalarý ile bunlarýn düzeleceðinin altýný çizdi. Þanlýurfa’nýn fýstýk üretiminde Türkiye birincisi olduðunu dile getiren Çelik, “Fýstýðýn yüzde 40’ý burada üretiliyor, ama bunu bilen yok. Paketleme, ambalaj ve reklam iþini halledeceðiz. Fýstýk artýk Urfa ile anýlacak. Pamuðun yüzde 39’u mercimeðin yüzde 36’sý Þanlýurfa’da üretiliyor. Bu özelliði ile Þanlýurfa cazibe merkezi oluyor.“ ifadelerine yer verdi. (CÝHAN)

onurunu hissettiren bir müceddid olduðunu dile getirdi. ‘Bediüzzaman Said Nursi’den eþyanýn hakikatini öðrendiðimiz gibi dünyanýn ve ibadetin hakikatini de onda buluyoruz’ diyen Özgel, “Ýslam dünyasýnda ilim hikmet ve irfan mektepleri o gün muvacehesinde birbirinden ayrýlmýþtýr. Ancak yeni devirde bunlarýn yeniden bütünleþmesi gerekmektedir. Ýþte Bediüzzaman bir þeyin hakikatini bize anlatýrken sadece aklýmýza izah etmiyor ancak aklýmýza yaptýðý izahlar ile bir filozofu ikna edebilecek katiyette deliller ileri sürerken, bir çocuðun dahi anlayabileceði basitlikle meseleyi açýk bir þekilde ortaya koyuyor.” diye konuþtu.

Gördük: Bediüzzaman hazretleri Hz. Peygamberi sýradanlaþtýranlara karþý çýktý Dicle Üniversitesi Ýlahiyat Fakültesi Öðretim Üyesi Yrd. Doç.Dr. Yunus Emre Gördük ise Peygamber Efendimizi (SAV) sýradanlaþtýran, sýradanlaþtýrmaya çalýþan bir anlayýþa karþý Bediüzzaman Hazretleri'nin bütün Risale-i Nur Külliyatlarý’nda Peygamber Efendimizin beþeriyete indirgenmesi anlayýþana kati bir dille karþý çýktýðýný söyledi. Gördük, “Resulü Ekrem Efendimizi þahs-ý manevisi ile anlaþýlmasý gerektiðini ifade ediyor. Efendimizin öyle bir þahs-ý manevisi

var ki zaten onun azametini anlamaktan aciziz. Her an daha da büyüyor. Peygamber Efendimizin þahsý manevisi her an daha büyümektedir. Çünkü ümmeti ne kadar sevap iþlerse ne kadar hasenat iþlerse onun sahibi amaline yazýlmaktadýr.” þeklinde konuþtu. Konuþmalarýn ardýndan Risalei Nur Külliyatý'ndan derlenen ‘Namaz Risalesi’ isimli eserden yapýlan sýnavda 20 bin kiþi arasýndan dereceye girenlere umre seyahati, bilgisayarlar, tablet bilgisayar, çeyrek altýnlar, cep telefonlarý ve Risale-i Nur Külliyatlarý hediye edildi. (CÝHAN)

Þýrnak Havaalaný uçuþlar için gün sayýyor

Þ

ýrnak’ýn Cizre-Ýdil arasýnda yapýmý devam eden Þýrnak Havaalaný çalýþmalarý bitme aþamasýna geldi. Þýrnak Havaalaný inþaatýnda incelemelerde bulunan Vali Vahdettin Özkan, havaalaný inþaatýndaki ilerlemenin yoðun bir çalýþma olarak devam ettiðini ve 2 ay içerisinde tamamen biteceðini söyledi. Cizre-Ýdil arasýnda yapýmý devam eden Þýrnak Havaalaný çalýþmalarý bitme aþamasýna geldi. Þýrnak Havaalaný yýllýk 500- 600 bin yolcu kapasiteli olup, yörenin turizm ve ekonomisine de büyük katký saðlayacak. 2 yýl önce Cizre-Ýdil karayolu üzeri Düzova köyü mevkiinde Ulaþtýrma, Denizcilik ve Haberleþme Bakaný Binali Yýldýrým ile Gýda Tarým ve Hayvancýlýk Bakaný Mehdi Eker'in de katýldýðý törenle temeli atýlan Þýrnak Havaalaný'nda çalýþmalar bitme aþamasýna geldi. Þýrnak'taki inanç ve doða turizmi potansiyelini de canlandýracak olan Havaalaný, Türkiye ve Orta Doðu arasýndaki ulaþýmda büyük bir rol oynayacak. Halen havayolu ulaþýmýný 300 kilometre uzaklýk nedeniyle 3-4 saat süren karayolu yolculuðunun ardýndan ulaþtýklarý Diyarbakýr veya Mardin'deki havaalanlarý üzerinden gerçekleþtirmek zorunda kalan Þýrnaklýlarýn bu çilesi önümüzdeki aylarda sonra sona eriyor. Cizre-Ýdil kara yolunda Düzova köyü mevkiinde Þýrnak Havaalaný inþaat sahasýnda incelemelerde bulunan Þýrnak Valisi Özkan, terminal, emniyet, jandarma ve itfaiye binalarýný dolaþtý. Havaalaný yapýmýný yürüten yüklenici firma yetkililerinden bilgi alan Vali Özkan, havaalaný inþaatýndaki ilerlemenin yoðun bir çalýþma olarak devam ettiðini ve son 2 ay içerisinde tamamen biteceðini ifade etti. Çok kýsa bir sürede ve çok nitelikli bir havaalanýnýn Þýrnak’ýn hizmetine sunulacaðýný söyleyen Vali

Vahdettin Özkan, “Gerçekten ulaþým hizmetlerinin etkinleþtirilmesi açýsýndan Türkiye’nin dört bir yanýnda olduðu gibi bölgemizde de Hükümetimizin, Sayýn Baþbakanýmýzýn bizzat takibi sonucunda Ulaþtýrma Bakanýmýzýn yoðun çabalarýyla hýzlý ve saðlýklý nitelikli bir havaalaný bitme aþamasýndadýr. Çok yakýn bir zamanda 2 aylýk bir zaman zarfý içinde, ufak tefek çevre temizlemeleri, bazý tesisler, elektronik malzemeler konusunda belli eksiklikler gidermek suretiyle artýk hizmete sunulabilecek düzeye geldi. Bu vesile ile baþta Hükümetimiz ve Ulaþtýrma Bakanlýðýmýza ilimize böyle bir hizmeti çok kýsa ve saðlýklý bir þekilde sunduklarý için teþekkür ederiz. Özellikle Ýdil ve Cizre Kaymakamý, adliye hakimleri ve ilgili personelleri bu kamulaþtýrma sürecinde bu iþin iyileþtirmesi, hýzlandýrýlmasý için ellerinden geleni yaptý. Bu vesile ile kendilerine teþekkür ederiz. Bütün kamu kurum ve kuruluþlarý Ulaþtýrma Bakanlýðýmýzýn uyguladýðý projede ilimize bunca katma deðer sunan böylesine bir projede týkanan noktalar varsa bunu el birliði ile bunu çok hýzlandýrdýk. Bugünde bitme aþamasýna geldi.” diye konuþtu. Þýrnak Havaalaný'nýn hizmete girmesiyle beraber çok önemli bir

ticaret alt yapýsý oluþturacaðýný ifade eden Vali Özkan, “Lokasyon olarak baktýðýmýzda böyle bir havaalaný bölgemiz açýsýndan stratejik bir noktadadýr. Hem ulaþým hizmetlerini etkinleþtirmesi, hem ticaret hacmini artýrmasý, hem ekonomimizin parametrelini iyileþtirmesi açýsýndan çok önemli bir alt yapýdýr. Bildiðiniz gibi bir yandan Gabar, bir yandan Cudi, bir yandan hemen Habur Sýnýr Kapýsý Türkiye’nin dört bir yanýndan gelen misafirler özellikle Irak’a yönelik pazarlýk oradaki çok hýzlý geliþen pazarlarla iletiþim açýsýndan önemli bir ticaret alt yapýsý oluþturmaktadýr. Ayrýca yöremizdeki insanlarýn havaalanýnýn yaygýnlaþmasý, havaalaný ulaþýmýnýn ucuzlanmasý neticesinde vatandaþlarýmýzýn satýn alma gücünün yükselmesi neticesinde insanlarýmýz çok daha iyi Anadolu’nun muhtelif illerine gidip gelmektedir. Anadolu’nun muhtelif illerinde sadece kamu görevlileri deðil tüm vatandaþlar inþallah turizm amaçlý olarak Cudi’nin kutsiyetini, Gabar’ýn haþmiyetini ve buradaki kültürü müþahede etmek üzere bu havaalaný vesilesiyle de halk çok daha fazla geleceklerdir. Ýlimize, memleketimize hayýrlý olmasý vesilesiyle emeði geçen bütün herkese teþekkür ederiz.” þeklinde konuþtu. (CÝHAN)

Çelik: Terör nedeniyle kaybedilen 30 yýl, hýzlý yatýrýmlarla telafi edilecek

T

erörün 30 yýldýr Güneydoðu Anadolu Bölgesi'nde hizmet almasýnda ciddi engel olduðunu belirten Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakaný Faruk Çelik, oluþacak huzur ortamýnda hýzlý bir þekilde yapýlacak yatýrýmlarla kaybedilen zamanýn telafi edileceðini söyledi. Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakaný Faruk Çelik, Karaköprü Belediyesi tarafýndan yaptýrýlan spor kompleksi açýlýþý ile özel bir yurt, Kur'an kursu, taziye evi ve cami temel atma

törenlerine katýldý. Karaköprü Belediyesi Spor Kompleksi açýlýþýný beraberindekiler ile kurdele keserek gerçekleþtiren Faruk Çelik 30 yýldýr bölgede yaþanan sorunlara dikkat çekti. Bir vatandaþýn býrakýn ölmesini, burnunun bile kanamamasý konusunda yönetim olarak hassasiyeti her defasýnda ifade ettiklerini belirten Faruk Çelik, "Ama maalesef 30 yýl özellikle Güneydoðu Anadolu Bölgesi'nde siz vatandaþlarýmýzýn hizmet almasýna da bu terör ortamý ciddi engel oldu." dedi. Yapýlacak yatýrýmlarla kaybedilen 30 yýlý telafi edeceklerini aktaran Çelik, "Ýnþallah huzur ortamýnda yoðun bir þekilde gerçekleþtireceðimiz yatýrýmlarla kaybettiðimiz zamaný hýzlý bir þekilde telafi edeceðiz. Bu yatýrýmlarýn önemlilerden biri tabi ki eðitim alanýna yapacaðýmýz yatýrýmdýr. Valiliðimiz, belediyemiz güzel hazýrlýklar yapýyorlar. Yaygýn bir þekilde eðitim alanýnda, okullaþmanýn daha da artmasý ve sýnýf mevcutlarýmýzýn daha da aþaðýya çekilmesi konusunda ciddi temel

atma törenlerimiz olacak." þeklinde konuþtu. Karaköprü Belediye Baþkaný Nihat Çiftçi ise Açýlým Süreci'ni desteklediðini söyledi. Konuþmalarýn ardýndan Karaköprü Belediyesporlu futbolcular, Bakan Çelik'e ve Vali Güvenç’e üzerinde isimlerinin yazýldýðý “63" numaralý forma hediye etti. Bakan Çelik daha sonra Vali Celalettin Güvenç, AK Parti Þanlýurfa milletvekilleri Seyit Eyüpoðlu ve Mahmut Kaçar, AK Parti Kocaeli Milletvekili Zeki Aygün, Belediye Baþkaný Ahmet Eþref Fakýbaba, Karaköprü Belediye Baþkaný Nihat Çiftçi ile "barýþ güvencini" uçurdu. Daha sonra heyet Türkmen Çiftçi Taziye evi ve Camii inþaatýnýn temel atma törenini gerçekleþtirdi. Karaköprü Belediyesi tarafýndan yaptýrýlan spor kompleksi açýlýþýna AK Parti Þanlýurfa Milletvekilleri Þanlýurfa Valisi Celalettin Güvenç, Belediye Baþkaný Ahmet Eþref Fakýbaba birçok partili ve vatandaþ katýldý. (CÝHAN)


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.