30 Temmuz 2012 Pazartesi Gazete Sayfaları

Page 1

Elektrikten yaþanan sýkýntýlar ekili ürünlere zarar veriyor Ýsmail Erkar

E

lektrik akýmýnda yaþanan dalgalanmalar nedeniyle ürünlerini sulayamayan çiftçiler sýkýntýlý günler yaþýyor. Mardin bölgesinde çiftçiler ani voltaj düþmesi ve yükselmesinden dolayý zor günler geçiriyor. Sýcak günlerde ürünlerin suya ihtiyaç duyduðunu dile getiren çiftçiler, elektrik kaynaklý sýkýntýlardan dolayý sulayamýyor. Suyu yetersiz alan ekinler yetiþmiyor. Pamuk ve mýsýr ekilen alanlarda da yer yer seyrekleþme

GÜNLÜK BAÐIMSIZ GAZETE

30 Temmuz 2012 Pazartesi

görülüyor. Yüz binlerce dönüm alanýn ekili olduðu bölgede çiftçiler ürünlerin kuruyacaðý endiþesini yaþýyor. Bir milyon 700 bin dönüm ekilebilir alaný olan Kýzýltepe Ovasý'nda kendi imkanlarý ile sulama kuyusu açan çiftçiler, her sene sulama döneminde ayný sýkýntý ile karþýlaþtýklarýný söylüyor. Çarenin GAP suyunun verilmesi ile çözüleceðini ifade eden çiftçiler, þu anki durumda ciddi sýkýntýlarla karþýlaþtýklarýný belirtiyor. Tarýmýn milli servet

olduðunu dile getiren çiftçilerden Maruf Kýlýç, elektrik sorununun çözümü konusunda yetkililerden yardým istiyor. Elektrik akýmýndaki voltaj dalgalanmalarý nedeniyle dalgýçlarýnýn yandýðýný ifade eden Kýlýç, "Trafolarýmýz, elektronik eþyalarýmýz yanýyor. Elektrik yetersiz olduðu için tarlayý yeterince sulayamýyoruz. Bazý yerlerde yetersiz sulamadan ekinlerimiz kurumaya baþladý. Tarým bölgemiz için ciddi bir istihdam alaný. Bu sorunun çözülmesini istiyoruz.” þeklinde konuþtu. Eþme köyü muhtarý Mahmut Gümüþ ise elektrik sorununun çözümü konusunda birçok merciye baþvurmalarýna raðmen sorunun çözülmediðini

söyledi. Köylerinde 18 bin dönüm ekili alan olduðunu, bunun 12 bin dönümünün ise sulu olduðunu anlatan Gümüþ, anacak bu alanlarý yeterince sulayamadýklarýný söyledi. Her sene tam da sulama mevsiminde ayný sýkýntýlarý yaþadýklarýný anlatan Gümüþ, þunlarý dile getirdi: "Her sene ekinin en çok su istediði bu 2 -3 ayda elektrik sýkýntýsý yaþanýyor. Nasýl yapacaðýmýzý bilmiyoruz. Tarým milli bir servettir. Ekinlerimiz kavurucu sýcaklarýn da etkisiyle daha çok suya ihtiyaç duyuyor. Ancak yeterince sulama yapamýyoruz. Elektrik sorununun çözülmesini istiyoruz.” Gümüþ, GAP suyunun bölgeye ulaþmasý ile birçok sorunun çözüleceðini sözlerine ekledi.

Yýl: 8 Sayý 2408 Fiyatý :25 Kr

500 kiþilik Kürtçe Öðretmenliði için 2 bin 528 kiþi sýnava girdi 52'sinden sonra Kürtçe sevdasý Nezir Güneþ

T

ürkiye’nin farklý kentlerinden sýnava girmek için Mardin’e gelen öðrenciler, Türkiye'deki ilk Kürtçe Öðretmen adayý olmanýn sevincini yaþadýklarýný söylediler.

Kürtçenin okullarda seçmeli ders olarak okutulmasý için ihtiyaç duyulan öðretmenlerin yetiþtirileceði Bingöl ve Mardin'deki üniversitelerdeki sertifika programlarýna yoðun talep oldu. Bu iki þehirdeki eðitim programýna toplam yaklaþýk 3 bin aday baþvurdu. Mardin Artuklu Üniversitesindeki 500 kiþilik kontenjana 2582 kiþi baþvururken Bingöl Üniversitesindeki 140 kiþilik kontenjana ise 500 kiþinin baþvurdu. Nezir Güneþ

H

ükümetin okullarda Kürtçe Seçmeli Ders Eðitiminin verilmesini

Kürtçe öðretmenlerinin eðitimi için ilk sýnav Mardin Artuklu Üniversitesi tarafýndan 10 ayrý okulda yapýlacak. Öðrencilere 10 soru halinde tercüme sorularý sorulacak.

Kürtçe’ye olan sevdasýndan dolayý 50 yaþýndan sonra Kürtçe Öðretmenliðine baþvurduðun dile getiren 52 yaþýndaki Tahir Sidar, sýnava katýlmak için Ýstanbul’dan geldiðini söyledi.

Kürtçenin okullarda seçmeli ders olarak okutulmasý

Sidar, “Ýsteðim Kürtçe anadilde eðitimin verilmesi, 27 yýldan beri Türkçe öðretmenliði yapýyorum. Kýsmet olursa artýk kendi dilime hizmet ederek Kürt Dili öðretmenliðini yapmak istiyorum.”dedi. Öðrencilerden Mehmet Yýlmaz ise Mardin Artuklu Üniversitesinin yanýnda diðer üniversitelerde de Kürtçe Öðretmen adaylarý için eðitim verilmesini istedi. Van’dan gelen Sümeyye Tahsin ismindeki öðrenci ise Kürtçe’nin önündeki engellerin bir bir kaldýrýlmasýný çok olumlu bulduðunu ve desteklediðini söyledi. Türkiye bir ikilem yaþýyor Diyarbakýr’dan Mardin’e gelen öðrencilerden Oya Özbey ise arkadaþlarýnýn daha önce üniversitede Kürtçe seçmeli ders eðitimi verdiði için gözaltýna alýndýklarýný ve tutuklandýklarýný hatýrlatarak, “Bu adým benim için bir þey ifade etmiyor. Türkiye bir ikilem yaþýyor. Bir yandan öðrenciler Kürtçe eðitim istedi diye tutuklayacaksýnýz diðer yandan ise Kürtçe eðitim vermeye baþlayacaksýnýz. Daha iki yýl önce arkadaþlarým Kürtçe eðitim istedikleri tutuklandýlar. Kürtçe’nin ana dilde eðitim verilmesini istiyorum.”dedi.

kararlaþtýrdýktan sonra Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ) bünyesinde Kürtçe öðretmeni yetiþtirmek için açýlan 500 kiþilik tezsiz yüksek lisans programýna 2 bin 582 kiþi baþvurdu.

B Hayýrsever iþkadýnýndan camiye yardým

olu'lu Hayýrsever Ýþkadýný Elif Özdemir Midyat ilçesi'nde yeni yapýlan devlet hastanesinin mescidinin donaným, ihtiyaç ve tefriþatýný karþýlayarak mescidin ramazan ayýnda ibadete açýlmasýný saðladý. Geçtiðimiz ay turistik bir gezi için geldiði Midyat'ta incelemelerde bulunan Sosyal Geliþim Enstitüsü Yüksek istiþare kurulu üyesi ve Bolu'lu hayýrsever iþkadýný Elif Özdemir, ziyarette bulunduðu Devlet Hastanesi Baþhehimi Uzm. Dr. Emine Al'ýn çalýþmalarýnda etkilenip hastaneye katkýda bulunmak isteyiþini paylaþmýþ, donanýmý tamamlanmamýþ hastane mescitini donanýmýný tamamlama Sayfa 2’de sözünü vermiþti.

Eðitim-Sen’den sýnav tepkisi

SYM'nin Kýzýltepe Ýlçesinde sýnav yaptýrmamasýna tepki gösterdi. Eðitim-Sen Kýzýltepe

Ö

Temsilciliði yayýnladýðý basýn açýklamasý ile Kýzýltepe ilçesinde sýnav yapýlamamasýna tepki gösterdi. Sayfa 2’de

için ihtiyaç duyulan öðretmenlerin yetiþtirileceði Bingöl ve Mardin'deki üniversitelerdeki sertifika

programlarýna yoðun talep oldu. Bu iki þehirdeki eðitim programýna toplam yaklaþýk 3 bin aday baþvurdu. Sayfa 2’de

DAR-SAÐ derneðinden hayýrlý davranýþ Ali Edis

D

argeçit’te faaliyet gösteren ve saðlýk çalýþanlarýndan oluþan DAR-SAÐ Derneði Mübarek Ramazan ayý nedeni ile Dargeçit’te Türkçe mealli kuran-ý Kerim daðýtýldý. Mübarek Ramazan ayý vesilesiyle Dar-Sað Derneði tarafýndan Dargeçit’te Türkçe mealli kuran-ý Kerim daðýtýldý. Dargeçit’te ilk olduðu düþünülen bu güzel adým için Dar-Sað Derneði Baþkaný Ýsmail Gün ; ‘’Bazý büyük STK’lar ile yaptýðýmýz görüþmeler sonucunda Kuran’ý Kerimleri tarafýmýza göndermiþlerdir. Halkýmýza ulaþtýrýlmasýnda vasýta olduðumuz için

gurur ve sevinç içerisindeyiz. Bu münasebet ile öncelikle Dargeçit halký ve Bütün Müslüman aleminin mübarek ramazan ayýný tebrik eder hayýrlara vesile olmasýný Cenab’ý Hak’tan niyaz ederiz’. Bu vesile ile Dargeçit halkýmýza bir duyuru yapmak istiyoruz. Hayýrlý bir proje içerisinde olduðumuzu ; Ýlçe ve köylerimizde özürlü olan kardeþlerimize tekerlekli sandalye daðýtýlmasý amacýyla hayýrsever derneklerden söz almýþ bulunmaktayýz. Tekerlekli sandalye ihtiyacý bulunan vatandaþlarýmýzýn derneðimize kýsa süre içerisinde baþvurmalarýný bekliyoruz. Daha güzel ve daha büyük projeler için de çalýþmaktayýz.’’ dedi.


30 Temmuz 2012 Pazartesi

2

500 kiþilik Kürtçe Öðretmenliðine 2 bin 528 baþvuru Nezir Güneþ

H

ükümetin okullarda Kürtçe Seçmeli Ders Eðitiminin verilmesini kararlaþtýrdýktan sonra Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ) bünyesinde Kürtçe öðretmeni yetiþtirmek için açýlan 500 kiþilik tezsiz yüksek lisans programýna 2 bin 582 kiþi baþvurdu.

Eðitim-Sen’den sýnav tepkisi Murat Akgül

Kürtçe öðretmenlerinin eðitimi için ilk sýnav bugün Mardin Artuklu Üniversitesi tarafýndan 10 ayrý okulda yapýlacak. Öðrencilere 10 soru halinde tercüme sorularý sorulacak. Kürtçenin okullarda seçmeli ders olarak okutulmasý için ihtiyaç duyulan öðretmenlerin yetiþtirileceði Bingöl ve Mardin'deki üniversitelerdeki sertifika programlarýna yoðun talep oldu. Bu iki þehirdeki eðitim programýna toplam yaklaþýk 3 bin aday baþvurdu. Mardin Artuklu Üniversitesindeki 500 kiþilik kontenjana 2582 kiþi baþvururken Bingöl Üniversitesindeki 140 kiþilik kontenjana ise 500 kiþinin baþvurdu. Yapýlacak sýnavla ilgili olarak baþvuru yapan 2582 kiþiye üniversitenin konferans salonlarýnda bilgilendirme toplantýlarý düzenleyen Mardin Artuklu Üniversitesi Yaþayan Diller Enstitüsü Müdürü Prof.Dr. Kadri Yýldýrým, sýnavýn Türkiye tarihinde bir ilk olduðunu ve ÖSYM ayarýnda bir sýnav olacaðýný söyledi. Sýnavlarý geçenler 1 yýl eðitim görecek, Eylül 2013'te göreve baþlayacaklar.

Kürtçe’ye hizmet emek benim için onurdur Toplantýda bir konuþma yapan Üniversite Rektörü Prof.Dr. Serdar Bedii Omay ise öðrencileri Kürtçe selamlayarak Kürtçe’nin kendi anadili olmadýðý için veciz Kürtçe cümleler kurmasýnýn imkaný olmadýðýný belirterek, Kürtçe’ye hizmet etmenin kendisi için büyük bir onur kaynaðý olduðunu söyledi. Üniversitedeki Kürtçe eðitim süreci hakkýnda bilgi veren Rektör Omay, “Kalbim Kürt Halký ile Kürtçe ile beraberdir. YÖK’e ilk yaptýðýmýz baþvuruda lisans için eðitim izni istemiþtik. Bizlere yüksek lisans düzeyinde izin verildiðinde bizler yetmez ama evet diyerek yolumuza devam ettik. Ýmkanlarýmýzý Kürtçe’nin hayrý için kullanmaya karar verdik. Belki 17. Yüzyýlda Ahmed’e Xaninin Kürtçe’nin geliþmesine katký yaptýðý süreç belki de viraj alarak üniversitemiz aracýlýðý ile cumhuriyetimizde yeni bir döneme doðru geçiyor. Bu bana üniversite personelimize, akademisyenlerimize büyük bir has veriyor.”dedi.

Mardin Artuklu tarih yazýyor Öðrencilere sýnav hakkýnda Kürtçe ve Türkçe olarak bilgiler veren Rektör Yardýmcýsý ve Yaþayan Diller Enstitüsü Müdürü Prof.Dr.Kadri Yýldýrým, “Bugün itibariyle Mardin Artuklu Üniversitesi yeni bir tarih, tarih de yeni bir Mardin Artuklu Ünivesitesi’ni yazýyor. Deðerli öðretmen adaylarýý Kurmancî Mem û Zýn yazarý Ehmede Xanî’nin, ilk Zazaca Mevlidin yazarý Melaye Xasî’nin, Saîd-i Nûrsî’nin ve Seyîd Rýza’nýn rüyalarý Mardin Artuklu Üniversitesinde bugün gerçeðe dönüþmenin ilk adýmlarý atýlýyor. Ruhlarýnýn bugün aramýzda olduklarýna inandýðým bu zatlarýn hayalleri Mardin Artuklu Üniversitesi’nde gerçeðe dönüþüyor. Tekçi zihniyetler yüzünden faiziyle birlikte birikmiþ borcunu bir seferde ödeme güçlüðü çeken, bu yüzden

SYM'nin Kýzýltepe Ýlçesinde sýnav yaptýrmamasýna tepki gösterdi.

Ö de bu borcunu taksitlere baðlayan devlet ilk taksitini bugün seçmeli ders olarak Mardin Artuklu Üniversitesinde ödüyor. Bunun son taksiti anadille eðitimdir. Bu son taksitin ödenmesinde de ev sahipliði yapmaya talibiz. Bu ilk taksiti son taksit hatýrý için kabul ediyor ve destekliyoruz. Sizlere vereceðimiz eðitim, hazýrlayacaðýmýz ders kitaplarý, bu ders kitaplarýný okutmak için eðiteceðimiz siz ve sizsin gibi öðretmen adaylarý bunun birer altyapý unsurlarýdýr. Zira bu altyapý hazýrlanmadýðý sürece anadille eðitim karan verildiðinde sudan çýkmýþ balýða dönme ihtimali vardýr, uygulamada karýþýklýk ve kaoslarýn ortaya çýkma tehlikesi vardýr, sonuçta da “bakýn bu hak verildi ama yüzlerine gözlerine bulaþtýrýyorlar” türünden beceriksizlik edebiyatýnýn yapýlmasý endiþesi vardýr. Evet, resmi ve gayr-ý resmi bazý dil enstitüleri, dil vakýf ve dernekleri her türlü baskýya raðmen bazý ürünler vermiþlerdir. Bundan dolayý da emekleri kutsaldýr. Ancak þu an itibariyle onlarýn veya bizlerin hazýrladýklarý bu materyal anadille eðitim için denizden bir damladýr. Zira anadille eðitim dediðiniz olay, ilköðretimin birinci sýnýfýndan üniversite son sýnýfa kadar bütün derslerin o anadille verilmesidir. Elbette fýrsat verildiði takdirde Kürt dili bunu kaldýracak kadar zengin ve medenidir. Yapýlmasý gereken þey, geniþ bir konsensüs çerçevesinde bunu makul bir takvime baðlamak, resmi destek ve katkýlarla bu takvime kadar gerekli alt yapýyý hazýrlamaktýr. Biz bu konuda köprü görevi görmeye hazýrýz.”dedi.

2 bin 528 baþvuru 500 kiþilik bir kontenjan için 2 bin 528 kiþi baþvurduðunu hatýrlatan Yýldýrým, “Bunlarýn 243’ü Zaza, öbürleri Kurmancýdýr. Baþvuru için mezuniyet alanlarýnýn sadece Türk Dili ve Edebiyatý, Türkçe öðretmenliði ve Sosyal Bilgiler Öðretmenliði ile sýnýrlý tutulmasýna; Üç yýlýný doldurmamýþ ALES’ten en az 55 (elli beþ) puan þartý aranmasýna ve lisans not ortalamasýnýn en az 60 (atmýþ) olmasý þartý getirilmesine raðmen baþvuru iki bin beþ yüzü aþmýþtýr. Biz bunu her þeyden önce Kürt diline olan aþkýnýzla ve Mardin Artuklu Üniversitesine duyduðunuz güvenle izah ediyoruz.”diye konuþtu.

Baþvuranlar arasýnda Türkler ve Araplar da var Müracaat eden adaylar içerisinde Türkler ve Araplarýn da olduðunu dikkat çeken Yýldýrým, konuþmasýnda þu ifadelere yer verdi: “Bu asil karakterlerinden ve medeni cesaretlerinden dolayý kendilerini kutluyorum. Þayet bu vatandaþlarýmýz ilk 500 içerisine giremezlerse Þubat’ta almayý

Eðitim-Sen Kýzýltepe Temsilciliði yayýnladýðý basýn açýklamasý ile Kýzýltepe ilçesinde sýnav yapýlamamasýna tepki gösterdi.

düþündüðümüz 500 içerisine girmek için gelip yetiþtirme kurslarýmýza katýlsýnlar, kendileri için özel müfredat uygulanacak ve her türlü katký sunulacaktýr.”

Zazaca’yý unuttturmayacaðýz Konuþmasýnda UNESCO’nun Zazaca’nýn kaybolma tehlikesi geçirdiðini ortaya çýkardýðý bilgisini veren Yýldýrým, “Kurmancýyla Zazasýyla biz bize sahip çýkmasýný biliriz ve beceririz. Bilindiði gibi UNESCO kaybolma riskiyle karþý karþý olan bazý dilleri listesine almýþ ve bunlara Zazacayý da dahil etmiþtir. Biz diyoruz ki: Artýk Zazacayý akademiye taþýyan bir Artuklu Üniversitesi ve Bingöl Üniversitesi vardýr. Artýk tezlerini Zazaca yazan akademisyen adayý yüksek lisans öðrencilerimiz vardýr.”ifadelerini kullandý.

Bin kiþiyi alabilirdik Yýldýrým, sayýnýn 500’Le sýnýrlý tutulmasýnýn baþvuru yapan 2 bin 528 kiþiye haksýzlýk olduðunu belirterek, “Tezsiz yüksek lisans programýna ciddi bir ilgi var. Türkiye'nin her yerinden ilgi var. Maalesef bunlardan 500 öðrenci alacaðýz. Gönlümüz buna razý deðil. Ýlgililerle bu konuyu sözlü olarak görüþtük. Þu anda ikinci 500 için baþvuru yapýlamayacak. Oysaki bin kiþiyi kaldýracak fiziki altyapýmýz da var. Bin kiþiyi, mesai içi mesai dýþý birinci öðretim ikinci öðretim veya hafta içi hafta sonu þeklinde gruplara ayýrarak, üstesinden geleceðimize inanýyorduk."þeklinde konuþtu. Yýldýrým, Kürtçe seçmeli ders kitabýný hazýrlama görevinin kendilerine verildiðini, iki ders kitabýný, iki lehçede hazýrlayacaklarýný sözlerine ekledi.

Açýklamada þu ifadelere yer verildi:“Ýlçemiz Kýzýltepe 62 bin öðrencisi olan Türkiye ‘de birçok ilden büyüktür ve ilçemizin öðrenci potansiyeli daha fazladýr. Ýlçemizde 40 okul 1200 derslik ve 2100 öðretmen bulunmaktadýr. Son dönemlerde ilçemizde YGS, LYS, KPSS, ve son günlerde de ehliyet ve açýk öðretim sýnavlarý yapýlmamaktadýr. Kýzýltepe Eðitim-sen olarak ilçe milli eðitim müdürlüðü nezdinde yaptýðýmýz görüþmede kendilerinin sýnavlarýn ilçemizde

neden yapýlmadýðý hakkýnda bir bilgilerinin olmadýðýný kararýn kim tarafýndan alýndýðýný bilmediklerini bize bildirmiþlerdir. Bu sýnavlarýn ilçemiz dýþýnda yapýlmasý öðrencilerimizi maðdur etmekte özellikle her konuda dezavantajlý olan açýk ilköðretim ve lise öðrencileri daha fazla maðduriyet yaþamaktadýrlar. Binlerce öðrencinin ilçemiz dýþýndaki sýnav merkezlerine yollanmasý öðrencilerimizi maddi anlamda da maðdur etmektedir. Biz Kýzýltepe Eðitimsen olarak ilçemizin her türlü merkezi ve yerel sýnavý yapacak fiziki donaným ve öðretmen kapasitesine sahip olduðunu belirtiyor ve bir an önce bu haksýz uygulamanýn ve öðrencilerimizin maðduriyetinin ortadan kaldýrýlmasýný ortadan talep ediyor,yetkililerden de Kýzýltepe’de sýnavlarýn neden yapýlmadýðý ile ilgili acilen açýklama bekliyoruz.”

Bulgur yüklü kamyon devrildi

Ýsmail Erkar

N

usaybin ilçesinde bulgur yüklü kamyon devrildi. Edinilen bilgilere göre, Mehmet Emin Ergün yönetimindeki 47 PL 876 plakalý Bulgur yüklü Kamyon, Nusaybin

giriþinde sürücünün direksiyon hâkimiyetini kaybetmesiyle devrildi. Kazada bulgur kolileri caddeye savurdu. Kazada yaralý olmazken maddi hasar meydana geldi Polis kazayla ilgili soruþturma baþlattý.

Bolu'lu hayýrsever iþkadýný Özdemir, mescit donanýmýný yaptý Sedat Aslanaçier

B

olu'lu Hayýrsever Ýþkadýný Elif Özdemir Midyat ilçesi'nde yeni yapýlan devlet hastanesinin mescidinin donaným, ihtiyaç ve tefriþatýný karþýlayarak mescidin ramazan ayýnda ibadete açýlmasýný saðladý. Geçtiðimiz ay turistik bir gezi için geldiði Midyat'ta incelemelerde bulunan Sosyal Geliþim Enstitüsü Yüksek istiþare kurulu üyesi ve Bolu'lu hayýrsever iþkadýný Elif Özdemir, ziyarette bulunduðu Devlet Hastanesi Baþhehimi Uzm. Dr. Emine Al'ýn çalýþmalarýnda etkilenip hastaneye katkýda bulunmak isteyiþini paylaþmýþ, donanýmý tamamlanmamýþ hastane mescitini donanýmýný tamamlama sözünü vermiþti. Midyat Devlet Hastanesi mescidini Merhume Feyziye Çuhadar'ýn anýsýna düzenleyerek ramazan ayýnda ibadet edilmek üzere faaliyete sokan Ýþkadýný Elif Özdemir, Mardin ve Midyat ilçemizin insanlarýnýn sýcak ve sevecen kiþilikleri beni fazlasýyla etkilemiþti. Midyat'ta devlet hastanemizin Baþhekimi Uzman Dr. Sayýn Emine Al'ý ziyaret ettiðimde bir kadýn

olarak yaptýðý baþarýlý hizmetler ve bir kadýn olarak memleketinin insanlarýna olan samimiyeti beni etkilemiþ ve bu etki benim Emine hanýmýn kurumuna ve fedakarca saðlýk hizmeti sunan mesai arkadaþlarýna bir katkýda bulunmam gerektiði fikrini oluþturdu bende. Kýsa bir süre içerisinde mescidimizin bütün donanýmýný tamamlayarak mübarek ramazan ayýnda hizmete açma arzumuz bugün

nihayete ulaþmýþ durumdadýr. Ben Midyat'ý ve Mardin'i ilk kez ziyaret ettim, burada gördüm insan sýcaklýðý beni etkiledi. Bu ilk ziyaretim oldu ama bundan sonra bu ziyaretlerimin devamý gelecektir. Ben doðusuyla batýsýyla cennet memleketimin her tarafýnýn güzel insanlarýnýn kaynaþmasý için bir birey olarak üzerime düþen görevi yerine getireceðimden kimsenin kuþkusu olmasýn" dedi.


www.mardiniletisimgazetesi.com.tr

30 Temmuz 2012 Pazartesi

3

‘Trafik güvenliði ile alakalý kurallar iyi iþlemiyor’ D

Baraj düþmezse on binlerce kontenjan boþ kalacak niversite sýnavý sonrasý adaylar için tercih dönemi baþladý. Ancak bu yýl ortaöðretim baþarý puanýnýn 0,15'ten, 0,12'ye düþürülmesi birçok öðrencinin barajýn altýnda kalmasýna yol açtý.

Ü

Bu sebeple kontenjanlarýn dolmayacaðýndan endiþe ediliyor. Özellikle vakýf üniversiteleri kontenjanlarýn boþ kalmamasý için 180 taban puanýn düþürülmesini istiyor. Tercih yapabilecek aday sayýsýnýn yetersizliði devlet üniversitelerinin yaný sýra KKTC üniversitelerini de olumsuz etkileyecek. Vakýf Üniversiteleri Birliði Baþkaný Rifat Sarýcaoðlu, boþ kalacak kontenjanlarýn 200 bini bulacaðýný belirtiyor. FEM Dershaneleri rehberlik uzmaný Faruk Ardýç da bu problemden dolayý eðitimin sekteye uðrayabileceði uyarýsýný yapýyor: "Bir-iki soruyla barajý geçemeyen öðrenciler var. Baraj puaný aþaðý çekilmeli." Üniversitelerde diðer senelere göre çok fazla açýk olmasýnýn sýnavýn daha zor olmasýna baðlayan Ardýç, kaliteyi düþürmemeye özen göstererek, özellikle vakýf üniversitelerindeki boþ kontenjanlarýn doldurulmasý gerektiðine dikkat çekiyor. Vakýf ve devlet üniversitelerinin kontenjanlarý artýrýlýrken barajý aþabilecek öðrenci sayýsýnýn azalmasýnýn tartýþýlmasý gerektiðini kaydeden Ardýç, "Baraj puanýnýn yüksek olmasý eðitimin kalitesini düþürmeme adýna gerekli bir hamle. Üniversiteye yetenekli öðrenci girsin anlayýþýyla yapýlýyor. Ancak Türkiye'de 60 tane vakýf üniversitesi var. Bu binlerce dolar yatýrým demek. Ayný þekilde eðitim görmek isteyen ve 1-2 iki soruyla barajý geçemeyen öðrenciler var. Orta bir noktada buluþturmak

lazým." ifadesini kullanýyor. Uzmanlar ek yerleþtirmelerde baraj puanýn düþürülmesini ortak bir çözüm yolu olarak sunuyor. Fakat ilk baþta yapýlmayýp ek yerleþtirmelerde baraj puanýnýn düþürülmesini iþleyiþ açýsýndan sorun oluþturabileceði uyarýsýnda da bulunuyor. Körfez Yayýnlarý Genel Müdürü Halit Daðcý da, normal þartlar altýnda baraj puanýnýn düþürülmemesinin eðitim kalitesi ve üniversiteler açýsýndan bakýldýðý zaman mantýklý olduðunu ancak milyonlarca yatýrým yapýlýp açýlan üniversitelerin zor durumda kalacaðýný söylüyor. Aktif EðitimSen Genel Baþkaný Osman Bahçe ise, "Hem üniversitelerin kontenjan kayýplarý hem de ailelerin katlanacaðý maliyetler dikkate alýndýðýnda büyük bir maddi kayýp ortaya çýkacaktýr." görüþünü dile getiriyor. Eðitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Ahmet Özer, "Mevcut kontenjanlarý deðerlendirdiðimizde tüm adaylarýn yerleþebileceði kontenjanýn olduðunu görüyoruz. Ama boþ kalýrsa bunun anlamý olmaz." ifadelerini kullanýyor. Konuyla ilgili farklý düþünen Türkiye Eðitim Derneði Genel Baþkaný Selçuk Pehlivanoðlu ise boþ kontenjanlarý doldurmak adýna üniversitelerin eðitim kalitesini düþürmenin önemli bir risk olduðu uyarýsýnda bulunuyor. LYS'nin bir sýralama sýnavý olduðunu ve belirli bir kalite kotasýna sahip olmasý gerektiðini belirten Pehlivanoðlu, baraj puanýnýn dernek olarak tartýþýlmasýný istediklerini ancak sýrf üniversitelerin kontenjanlarýnýn dolmasý için düþürülmesine karþý çýktýklarýný dile getiriyor. (CÝHAN)

ünya Saðlýk Örgütü, trafik güvenliðinde sorunlu 10 ülke arasýnda Türkiye’yi de gösteriyor ve bir takým projelere teþvik ediyor. Karayollarý Trafik ve Yol Güvenliði Derneði Genel Baþkan Yardýmcýsý Semih Baydar, Türkiye’de trafik güvenliði konusunda en büyük eksikliðin Baþbakan baþkanlýðýnda toplanmasý gereken Karayolu Güvenliði Yüksek Kurulu ve Trafik Þurasý’nýn uzun süredir toplanamamasý ile Karayollarý Trafik Kanunu’nun bir türlü Meclis Genel Kurulu'na getirilememesi olduðunu söyledi. Türkiye, trafik kazalarý nedeni ile aðýr faturalar ödeyen ülkeler arasýnda yer almaya devam ediyor. Semih Baydar, "Yaklaþýk yýlda kaybedilen can sayýsý 10 bin civarýnda, günlük can kaybýnýn 28 kiþi olduðunu düþünürsek geliþmiþ ülkelere göre bu rakamýn çok yüksek oranlarda olduðu görülür." ifadesini kullandý. Baydar, Türkiye’deki bu tabloyu araþtýrýp Karayolu Trafik ve Yol Güvenliði Derneði olarak incelediklerini, trafik güvenliði konusunda kurum ve kuruluþlar her ne kadar yeni çalýþmalar yapýyor olsa da baþlý baþýna bazý eksiklikleri tespit ettiklerini belirtti. Devletin bu konudaki yükümlülüðüne iþaret eden Baydar, Karayolu Güvenliði Yüksek Kurulu ve Trafik Þurasý’nýn iþlevini yerine getirmeyiþinin baþlýca sorun olduðunu vurguladý. Ayrýca 2004 yýlýndan beri bir türlü Meclis Genel Kurulu'na getirilemeyen Karayollarý Trafik Kanunu’nun artýk bir an önce görüþülüp karara baðlanmasýnýn önemini kaydetti. Karayollarý Trafik ve Yol Güvenliði Derneði Genel Baþkan Yardýmcýsý Semih Baydar, trafik güvenliði konusunda çalýþmalar yaptýklarýný ve hazýrladýklarý raporlarý uluslararasý toplantýlara sunduklarýný ifade etti. Baydar, karayolu trafiðinin 4 temel unsura dayanýlarak yürütüldüðünü aktararak þunlarý söyledi: “Bunlar; Eðitim, Denetim, Altyapý(Mühendislik), Ýlk Yardým ve Acil Saðlýk Hizmetleri. Uluslararasý literatürde 4E olarak deðerlendirilir. Bu konularda görevli resmi kurum ve kuruluþlar, otomobil, akaryakýt ve lastik firmalarý, sigorta ve nakliye þirketleri, yazýlý ve görsel medya kuruluþlarý ile sivil toplum kuruluþlarýnýn birlikte bir koordinasyon içinde çalýþmalarý büyük önem arz etmektedir. Ancak gerçekte arzu edilen koordinasyonun saðlanmadýðýný görmekteyiz. Sosyal afet halini alan trafik sorununun çözümü için tüm bu kesimlerin etkin, koordine halinde ve dengeli bir þekilde harekete geçmesi gereklidir. Bu sorunun toplumsal sahiplenme ile

söyledi.

Soruþturmayý, geç kalýnmýþ ama olumlu bir geliþme olarak deðerlendiren Baro Baþkaný Nuþirevan Elçi, þöyle dedi:

olarak ta ilan edilen 2004 yýlý ekim ayýnda yapýlmýþ.

Trafikte sorunlu 10 ülke arsýnda Türkiye de var Dünya Saðlýk Örgütü(DSÖ)’nün bu konudaki çalýþmalarýna da deðinen Baydar, örgütün trafik güvenliðinde sorunlu 10 ülke arasýnda Türkiye’yi de gösterdiðini ve trafik güvenliði projeleri uygulamasý yaptýrdýðýndan bahsetti. Baydar, DSÖ’nün trafik sorununun çözümünde devlet, sivil toplum kuruluþlarý ve özel sektörün bir araya gelerek çözümleri birlikte planlayýp çalýþma yapmalarýný ve uygulamalarý koordineli bir þekilde birlikte yürütmelerini önerdiðinin altýný çizdi.

"Karayollarý tarfik kanunu, 2004'ten beri meclis genel kuruluna getirilemedi" Diðer önemli bir çalýþma ise 2004 yýlýndan beri TBMM Genel Kurulu'ndan geçirilemeyen ve zamanýnda görüþülemediðinden kadük olan ‘Karayollarý Trafik Kanunu’. Bu konuyla ilgili olarak da 2004 yýlýndaki çalýþmalara dernek olarak katýldýklarýný anlatan Baydar, sözlerine þöyle devam etti: “TBMM alt ve üst komisyonlarýnda görev aldýðýmýz ve yasanýn bir kaç maddesinde deðiþiklik ve ilaveler önerdiðimiz yasa, Meclis Genel Kurulu'na inmiþ, ancak 320. sýralarda yer aldýðý ve süresi içinde görüþülemediðinden 2007 yýlý Aralýk ayý baþýnda kadük olmuþtur. Yasa, Emniyet Genel Müdürlüðü tarafýndan geri çekilmiþ, üzerinde 150 kurum ve kuruluþa görüþ sorularak çalýþmalarýn sürdürüldüðü, henüz TBMM' ye sunulacak duruma gelmediði öðrenilmiþtir.” (CÝHAN)

Suyla gelen Karpuz bereketi G

AP çiftçisinin binlerce yýllýk kurak topraklarýnýn bereketlenmesine GAP bir dönüm noktasý oldu. Yýllarca susuz kalan verimli topraklar, berekete

Þýrnak Baro Baþkaný Elçi: Soruþturmanýn etkin yapýlmasý gerekir Þ

ýrnak Baro Baþkaný Nuþirevan Elçi, 15 JÝTEM elemaný hakkýnda çýkan soruþturmanýn etkin ve yetkin bir þekilde yapýlmasý gerektiðini

çözülebileceði unutulmamalýdýr.” Baydar, Yasama, Yürütme ve Yargý'yý denetlemesi gereken 4. güç basýna da büyük görev düþtüðünü söyledi. Trafik güvenliðini saðlamakta en önemli görevin devletin yaptýrým gücüne ve koordinasyonuna düþtüðünü anlatan Baydar, dernek olarak özellikle de bu konudaki eksikliklerden dert yandýklarýný dile getirdi. Derneðin çalýþmalarý ve resmi yazýþmalara göre, trafik konusuna eðilmek için oluþturulan kurullar ya aðýr iþliyor ya da istenilen önceliði görmüyor. Buna göre, bakanlýklar arasý koordinasyonu saðlamak, önerileri deðerlendirip karara baðlamak, kararlarýn uygulanmasý için gerekli koordinasyonun belirlenmesi amacýyla Karayolu Güvenliði Yüksek Kurulu kuruldu. Bununla ilgili karar 2918 sayýlý Karayollarý Trafik Kanunu'nun 4. maddesine dayanýlarak, Bakanlar Kurulu'nun 30.07.1997 tarih ve 97/9750 sayýlý kararý ile çýkarýldý ve 14.08.1997 tarih ve 23080 sayýlý Resmi Gazete'de yayýmlandý. Ýlgili yönetmeliðin 7. maddesinde bu kurulun her yýl Mayýs ve Kasým aylarýnda Baþbakanýn baþkanlýðýnda toplanmasý, Baþbakanýn gerekli gördüðü hallerde olaðanüstü toplanmasý öngörülüyor. Kurulun bugüne kadar iki kez toplanabildiðini ifade eden Baydar, AK Parti hükümetleri döneminde ise hiç toplanmadýðýný ifade etti. Diðer bir kurul olan Trafik Þurasý da, bugüne kadar sadece iki kez toplanabilmiþ. Karayolu ulaþtýrmasý alanýnda görevli resmi kurum ve kuruluþlar ile özel sektör temsilcileri sivil toplum örgütleri, üniversiteler, tasarým kuruluþlarý ile medyanýn yer aldýðý Trafik Þurasý’nýn ilki Baþbakan Mesut Yýlmaz baþkanlýðýnda 1991 yýlý Temmuz ayýnda, ikincisi ise Trafik yýlý

“Türkiye’nin karanlýk geçmiþiyle yüzleþebilmesi için önce Fýrat'ýn öte yakasýndaki faili meçhul olaylarýnýn ve karanlýk yapýlanmanýn açýða çýkarmasý gerektiði, bu þahýslarýn tespitiyle yargý önüne çýkartýlmasý hesap sormasý gerektiðini yýllardýr söylüyoruz. Demin dediðim gibi geç kalýnmýþ olmasýna raðmen daha her þey bitmiþ deðildir. Bizim kanaatimize göre bu soruþturmanýn da etkin ve yetkin bir þekilde yapýlmasý gerekiyor. Dileriz ki þu en son 15 eleman olayý ile ilgili yapýlan soruþturma yetkin bir þekilde yapýlýr. Soruþturma aþamasýndadýr. Bu konuda kastý bulunan, faili bulunan insanlarýn yargý önüne çýkýp net bir þekilde hesap sorulmasý gerektiðine inanýyoruz. Dileriz ki bunlar yapýlýr. Türkiye’de aydýnlýk bir gerçek yakalayabilmek için bu karanlýk geçmiþiyle net bir þekilde yüzleþir.” (CÝHAN)

susamýþçasýna ürün veriyor. GAP çiftçisi, topraklarýndan yýllarca kazanamadýðý parayý, sulamadan sonra beklenenden fazlasýný almaya baþladý. Yýllarca suya hasret kalmýþ ovalarýn suya kavuþmasýyla; tarla, bahçe ve sebze çeþitleri rekolte rekorlarýný kýrýyorlar. En çarpýcý örnek karpuzda yaþanýyor. Daha önce Çukurova'da yetiþtirilip tüketiciye sunulan karpuzun yerini, GAP karpuzu aldý. GAP'ýn suya açýlan bölgelerinde ekolojik olarak yetiþen GAP karpuzu Ortadoðu pazarlarýna gönderilmeye baþlandý, Pazarlarda AdanaCeyhan karpuzun yerine tat, aroma ve damak zevki bakýmýndan, özel bir tadý olan GAP karpuzu aldý. Diyen ziraat mühendisi Mehmet Tekçe, "GAP'ýn sulamaya açýlan alanlarýnda yetiþtiriciliði yaygýnlaþan GAP karpuzundan yüksek rekoltede ürün elde edilmeye baþlandý. Her biri 15-20 kilo arasý gelen GAP karpuzu, bölgede alternatif ürün olarak yetiþtiriliyor, diyen Tekçe, "Tüketiciler, Þanlýurfa`nýn Bozova ilçesine baðlý Yaslýca ve Yaylak beldelerinde yetiþtirilen GAP karpuzunun piyasaya çýkmasýný dört gözle bekliyor. Tamamen doðal olarak yetiþtirilen GAP karpuzu týrlarla Orta Doðu ve Arap pazarlarýna gönderiliyor. Bölgenin ekolojik þartlarý,

suyu, havasý ve güneþi bakýmýndan karpuz Mezopotamya coðrafyasýnda çok iyi yetiþiyor." Dedi. Þanlýurfa'nýn Tektek bölgesinde karpuz ektiðini söyleyen Mehmet Ölmez,"normalde dönüme 4-6 ton arasý karpuz alýnýrken bizim Bereketli topraklarýmýzdan 8 ton karpuz alýyoruz. Karpuzumuz Türkiye'nin her tarafýna ve Irak'a gidiyor. Karpuzumuz Adana karpuzu gibi kabak aþýlý deðildir. Tadý bakýmýndan karpuzumuzun üstüne karpuz yok" Dedi.


www.mardiniletisimgazetesi.com.tr

30 Temmuz 2012 Pazartesi

4

Bakan Þimþek: Barýþ için hepimizin el birliði yapmasý lazým

M

aliye Bakaný Mehmet Þimþek, Türkiye’nin hak ve özgürlükler ile demokratikleþmede büyük mesafe katetiðini belirtip, “Ýnþallah geri kalan sorunlarýmýzý da hep beraber çözeceðiz. Bu nedenle daha demokratik, milletimizin herkesiminin benim anayasam diyeceði bir anayasa üzerinde çalýþýlýyor.” dedi. Memleketi Batman’a gelen Bakan Þimþek, beraberinde Batman Valisi Ahmet Turhan, AK Parti Batman Milletvekili Ziver Özdemir, AK Parti Ýl Baþkaný Murat Güneþtekin ve birçok

partili ile beraber Kozluk ilçesinde ev ziyaretlerinde bulundu. Tepecik Erkek Yatýlý Bölge Ýlköðretim Okulu bahçesinde muhtarlar ve kanaat önderleri ve STK temsilcileriyle iftar yemeðinde bir araya gelen Bakan Þimþek, muhtarlarýn sorunlarýný dinledi. Ýftar sonrasý konuþma yapan Bakan Þimþek, AK Parti hükümetinin Kozluk ilçesine yaptýðý yatýrýmlarý anlattý. Daha sonra hükümetin yaptýðý çalýþmalar konusunda bilgi veren Bakan Þimþek, Kürt sorununu çözmek için büyük çaba sarf ettiklerini söyledi. Bölgenin geliþmesi, huzur, refahý

ve barýþý için herkesin el birliði yapmasý gerektiðine dikkat çeken Bakan Þimþek konuþmasýnda þunlarý dile getirdi: “Bizde öyle ayrý gayrý olmaz. Ülkemizde de öyle, ayrýmcýlýðý ortadan kaldýrmak için canla baþla geziyoruz. Bu güzel Ramazan ayýnda iþte bir ardayýz. Hepimizin kýblesi ayný. Ýnsanlar farklý etnik gruplardan olabilir. Ama asýl olan, aramýzda en hayýrlýsý en iyi hizmet yapanlardýr. Bölgemizin ülkemizin en önemli sorunu olan Kürt sorununu ve diðer sorunlarý çözmek için elimizden geleni yapýyoruz. Türkiye’de büyük bir deðiþim yaþanýyor. Bütün sorunlar çözülmüþ deðil ama bugün Hakkari’de benim bir hemþehrim öðretim görevlisi geçen gün bana Kürtçe matematik kitabý göndermiþ. Bunu onbeþ yýl önce tahayyül bile edemezdin. Hakkari’de bir fakültenin ismini Kürtçe olarak veriyoruz. Bugün Artuklu Üniversitesi'nde Batman’da bir çok yerde Kürt Dili Edebiyatý bölümleri açýyoruz. Yakýn zamanda açýklandý Kürtçe seçmeli ders olarak okutulacak. Bunlarý niye söylüyorum çünkü gerçekten biz kardeþlik hukuku içerisinde kalan sorunlarý da beraber çözmemiz lazým. Ama bu bölgenin geliþmesi için bizim huzurumuz için refahýmýz için bölgede barýþ için hepimizin el birliði yapmasý lazým. Bir taraftan kardeþlik hukuku bir taraftan da o ruhla birlikte o birlik ve beraberlik ruhunu yakalamamýz lazým. Fitneye fesada hiçbir zaman izin vermemiz lazým. Çünkü bunun ne bize ne bölgemize ne ülkemize ne de dünyaya hiçbir faydasý yok. Onun için ben inanýyorum ki Türkiye gerek hak ve özgürlükler gerekse demokratikleþme anlamýnda bu katettiði mesafeyle birlikte gerek ekonomide yakaladýðý ivme ile birlikte sorunlarýmýzý minimize ediyoruz. Ýnþallah hep beraber geri kalan sorunlarýmýzý da hep beraber çözeceðiz. Bu nedenle daha demokratik, milletimizin herkesimi benim anayasam diyeceði bir anayasa üzerinde çalýþýlýyor. Sýkýntýlarýmýzý gidermeye çalýþýyoruz.” Konuþmasýnýn sonunda katýlýmcýlara Kürtçe hitap eden Bakan Þimþek, iftara katýlanlarýn arasýnda Arapça konuþanlar olduðunu da göz önünde bulundurarak birde Arapça selamlama yaptý. (CÝHAN)

Kamu-Sen Þýrnak Ýl Baþkaný Tatar, Arakan’da Müslümanlara yapýlan vahþetti kýnadý

T

ürkiye Kamu-Sen Þýrnak Ýl Baþkaný ve ayný zamanda Türk Eðitim-Sen Ýl Temsilcisi Turgut Tatar, Myanmar'ýn Arakan eyaletindeki Rohingya Müslümanlarýnýn katledilmesini sert bir dille kýnadý. Turgut Tatar açýklamasýnda, “Dünyanýn dört bir yanýnda oluk oluk Müslüman kaný akýyor. Müslümanlara zulmedenleri de bu zulme seyirci kalanlarý da þiddetle kýnýyoruz.” dedi. Baþkan Tatar, açýklamasýnda þu ifadeleri kullandý: “Müslümanlar üzerinde kirli bir oyun oynanmakta, dünyanýn her köþesinde oluk oluk Müslüman kaný akýtýlmaktadýr. Dün Avrupa’nýn ortasýnda Bosna’da yaþanan trajedi tazeliðini korurken Doðu Türkistan’da zulme uðrayan soydaþlarýmýzýn çýðlýklarý arþa yükselirken, bizim de etrafýmýz ateþ çemberi ile çevrilmektedir. Son günlerde ise Myanmar’da yaþayan Müslümanlara karþý yapýlan

zulmün bir katliama dönüþtüðü görülmektedir. Bölgede yaþayan Müslüman halk zorunlu göçe tabi tutulmakta, iþkenceler, tecavüzler ve katliamýn sonuçlarý yürekleri daðlamaktadýr. Üstelik bu katliam, zulüm ve iþkenceler, uluslararasý kuruluþlarýn gözleri önünde cereyan etmektedir. Ancak sözde geliþmiþ ülkeler ve uluslar arasý kuruluþlar, yaþanan insanlýk dýþý saldýrýlara karþý etkili bir yaptýrým getirmemekte direnmektedirler. Stratejik önemi olan, yeraltý ve yerüstü kaynaklarýna sahip bölgeleri kontrol altýnda tutmak adýna demokrasi ve insan haklarý kavramlarýný kullanan bu ülkeler, Arakan’da yaþananlara seyirci kalarak adeta bu insanlýk suçuna ortak olmaktadýrlar. Türkiye Kamu-Sen olarak dünyanýn gözü önünde gerçekleþtirilen, Müslümanlara yönelik bu zalimliðin ve tecavüzleri þiddet ve nefretle kýnýyor; zulüm ve iþkencenin derhal durdurulmasý için gerekli önlemlerin alýnmasýný istiyoruz.” (CÝHAN)

Gýda denetimlerinde mesaiye bakýlmayacak

20 uyuþturucu tarlasýna operasyon D iyarbakýr polisi, þehir merkezinde bulunan Hevsel Bahçeleri’nde kenevir yetiþtiren zehir tacirlerine, hava sýcaklýðýnýn 45 derecenin üzerinde olduðu öðle vaktinde hava destekli operasyon düzenledi.

Karadan ve havadan yüzlerce polisin katýlýmýyla yapýlan operasyonda, kenevir ekili 20 tarladaki uyuþturucu imha edildi. Diyarbakýr’da esrar üretildiði tespit edilen Sur ilçesindeki Hevsel Bahçeleri'ne helikopter destekli geniþ bir operasyon yapýldý.

Dicle Nehri’nin, içinden geçtiði bölgeye giren polis, belirli noktalarda güvenliði saðladýktan sonra kenevir ekili tarlalara girdi. Diyarbakýr Emniyet Müdürlüðü Kaçakçýlýk ve Organize Suçlar Þube Müdürlüðü Narkotik Suçlar Büro Amirliði ekiplerinin yaptýðý operasyon aksiyon film sahnelerini aratmadý. Helikopter desteðinde yapýlan operasyonda, çevreden görülmemesi için ardiye þeklinde getirilen kenevir tarlalarýna girildi. Hasadýna sayýlý günler kalan kenevir bitkileri, yetiþtirildiði tarlada tek tek toplanarak ateþe verildi. Diyarbakýr Emniyet Müdürlüðü'nden yapýlan açýklamada, polis sorumluluk bölgesinde yasa dýþý olarak ekilen kenevir bitkilerinin, esrar maddesine dönüþtürülmeden kaynaðýnda mücadele ilkesi doðrultusunda çalýþmalarýn devam ettiði belirtildi.

Açýklamada, “Polis sorumluluk bölgemizde Hevsel Bahçeleri'nin üniversite tarafýnda ve Dicle Nehri’nin kenarlarýnda, Havacýlýk Þube Müdürlüðü'ne ait polis helikopteri marifeti ile yapýlan kontrollerde, bir çok alana kenevir ekimi yapýldýðý tespit edilmiþ ve operasyon gerçekleþtirilmiþtir. Operasyonda 20 ayrý kenevir ekili alanda, 12 bin metrekarelik bölümde 111 bin 254 kök kenevir bitkisi tespit edilerek, yerinde yakýlmak suretiyle imha edilmiþtir.” Denildi. (CÝHAN)

B

atman Gýda Tarým ve Hayvancýlýk Ýl Müdürlüðü tarafýndan gýda denetimleri artýrýldý. Ramazan ayý olmasý nedeniyle gýda denetim ekip sayýsý artýrýlarak toplu üretim ve tüketim iþletmeleri sýký denetimden geçirildi. Denetimlerde sorunlu ürünler imha edildi. Batman Gýda Tarým ve Hayvancýlýk Ýl Müdürü Abdullah Akýn, pastane, lokanta, fýrýn, market gibi bütün iþletmelerin Ramazan ayý boyunca iftar öncesi

ve sonrasý mesai durumuna bakýlmaksýzýn denetleneceðini belirtti. Akýn, "Bütün iþletmelerin gerek hijyen gerekse standartlara uygun üretim yapmalarý gerekmektedir. Batman halkýnýn saðlýðý için çalýþmalara devam edilecektir. Eksikleri tespit edilen iþletmelere gerekli yaptýrýmlar uygulanmakta, bundan sonrada gerekli bütün yaptýrýmlarýn uygulanacaðý tüm iþletmeler tarafýndan bilinmelidir." Dedi. (CÝHAN)

Vali Toprak: Tünelin dýþa baðlantýsý yok

D

iyarbakýr Valisi Mustafa Toprak, Diyarbakýr E Tipi Cezaevi'ndeki bir koðuþta, tünel kazma giriþiminin ortaya çýkarýlmasý ile ilgili olarak, tünelin dýþarýya uzantýsýnýn bulunamadýðýný bildirdi. Vali Toprak, yaptýðý açýklamada, Baðlar ilçesinde bulunan Diyarbakýr E Tipi Cezaevi'ndeki bir koðuþta yapýlan sayým sýrasýnda, görevlilerin kazýlmýþ bir bölümü fark etmesi üzerine Ýl Afet ve Acil Durum Müdürlüðü (AFAD) ekiplerince cezaevinde konuyla ilgili yapýlan incelemenin tamamlandýðýný söyledi. Ýncelemede 75x60

santimetre çapýnda ve toplam 7 metre uzunluðunda tünel açmak amacýyla yapýlan kazýnýn dýþarýya uzantýsýnýn tespit edilemediðini ifade eden Toprak, ''O iþ bitti. Anlaþýldý ki tünelin devamý yok. Tünel 4,5 metresi koðuþun içinde olmak üzere 7 metre uzunluðunda açýlmýþ. 7 metre uzunluðundaki tünelin dýþarýya uzantýsý bulunamadý'' dedi. (CÝHAN)


www.mardiniletisimgazetesi.com.tr

30 Temmuz 2012 Pazartesi

5

Zayýflama ürünleri Ramazan BASINDAN... ayýnda büyük risk oluþturuyor B Tutarlýlýk sorunu

atý modernizminden belirgin etkiler almýþ olsa bile, bu dünyaya, Ýslam âlemine/bu topraklara ve Müslümanlarýn tarihte geçirdiði sosyopolitik tecrübeye dayalý yegane akým Ýslamcýlýktýr.

U

zmanlar, metabolizmayý hýzlandýran ve sývý kaybýna neden olan zayýflama ürünlerinin özellikle Ramazan ayýnda kullanýlmasýnýn sakýncalarýna dikkat çekti. Uzmanlar, kullaným halinde kalp ritminde bozukluklar, çarpýntýlar, tansiyonda dengesizlikler, tansiyon düþüklüðü, tansiyon yüksekliði gibi þikayetlere yol açtýðýný belirtti. Ankara Koru Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmaný Merve Demirtaþ, zayýflama ürünlerinin risklerini, Cihan Haber Ajansý'na anlattý. Zayýflamak için kullanýlan ürünlerin metabolizma hýzýný artýranlar, vücutta su kaybý saðlayan ve vücutta yað emilimini bozarak kilo vermeye yardýmcý olanlar olarak gruplandýrýldýðýný ifade eden Demirtaþ, sýcak Ramazan ayýnda zayýflama ürünleriyle oruç tutulmasýnýn daha da risk oluþturduðunun altýný çizdi. Demirtaþ, sýcak Ramazan ayýnda oruç tutmanýn, özellikle sývý kaybý açýsýndan birçok problem oluþturduðunu ifade ederek, gün içerisinde fazla olan bu sývý kaybýný dengeleyebilmenin önemli olduðunu kaydetti.

Ýftar ile sahur arasýnda 2 litre su tüketilmeli Gün içinde vücudun kaybettiði sývý miktarýný dengelemek için iftar ile sahur arasýnda iki litre su tüketilmesi gerektiðini anlatan Demirtaþ, þöyle devam etti: “Burada suyun dýþýnda vücutta kaybedilen sodyum

potasyum ve minerallerin tekrar yerine konmasý açýsýndan maden suyunu çok fazla önerebiliyorum. Sahurda, hem sývý hem de þeker oraný açýsýndan bir komposto tercih edilebilir. Ufak bir kahvaltýda süt ve süt ürünlerinin yer almasý çok önemli. Ýftara sývýyla baþlanmalý ve mutlaka bir çorba içmek lazým. Çorbanýn ardýndan tüketilebilecek bir ana yemek, sonrasýnda bir salata, yoðurt, ayran, cacýk türünden sývýlar, sývý almamýz açýsýndan mutlaka tüketilmelidir. Metabolizmayý hýzlandýran ve sývý kaybýna neden olan zayýflama ürünleri kullanýldýðýnda ortaya büyük sýkýntýlar çýkýyor. Yine bu ürünlerin Ramazan ayýnda kullanýlmasýyla kalp atýmýnda bozukluklar, çarpýntýlar, tansiyonda dengesizlikler, tansiyon düþüklüðü, tansiyon yüksekliði gibi þikayetlerle karþýlaþabiliyoruz.” Zayýflamak isteyen kiþilere zayýflama ürünlerinden ziyade spor yapmayý önerdiðini söyleyen Demirtaþ, sözlerine þöyle devam etti: “Vücuttaki kilolardan kurtulmak için hem düzenli ve saðlýklý beslenmemiz hem de spor yapmamýz þart. Ben hastalarýmý bazen bir spor merkezine yönlendiriyorum, bazen de burada kendim yardýmcý olmaya çalýþýyorum. Öncelikle spora ilk baþladýðýmýzda hastalarýma daha çok yað yakýmýna yönelik egzersizler veriyorum. Sonrasýnda da hastalarýmý, bireyin kas kütlesini artýracak, vücudunu da þekillendirecek biçimde daha farklý

egzersizlere yönlendiriyorum.” Metabolizma hýzýný artýran ürünlerin piyasada yað yakýcý ürünler olarak da bilindiðini belirten Demirtaþ, bu ürünü kullanan kiþilerde çarpýntý, kalp atýmýnda hýzlanma, tansiyonda dengesizlikler gibi þikayetlerin olduðunu vurguladý. Demirtaþ, zayýflama haplarýnýn vücutta su kaybý saðlayan ürünler grubuna girdiðini söyleyerek “Zayýflama haplarý vücutta su kaybýyla kilo verdiðinizi hissettiðiniz ürünler arasýnda yer alýyor. Vücutta yað kaybý kesinlikle olamaz. Aslýnda bu yalancý bir kilo kaybý. Siz tartýda kilo verdiðinizi hissedersiniz, ancak vücudunuzda sadece su kaybedersiniz. Bu ürünleri kullanmayý býraktýðýnýzda tartýda tekrar yüksek deðerleri görmeye baþlayacaksýnýz. Bu ürünler ayný zamanda böbrek saðlýðýný da olumsuz etkileyip kan basýncýnda ciddi deðiþiklikler görülmesine neden olabiliyor.” diye konuþtu. Üçüncü grupta yer alan, vücutta yað emilimini bozarak kilo vermeye yardýmcý olan ürünlerin günümüzde pek bir kullanýmýnýn olmadýðýna deðinen Demirtaþ, vücutta yaðda eriyen A, D, E ve K gibi vitaminlerin olduðunu, bu vitaminlerin vücutta yeteri kadar emilmediði takdirde ciddi saðlýk problemleriyle karþýlaþýlabileceðini açýkladý. Demirtaþ, zayýflama ürünlerini özellikle kronik saðlýk problemi olan, hipertansiyon hastalarý, kalp-damar hastalarý,

Batý modernizminden belirgin etkiler almýþ olsa bile, bu dünyaya, Ýslam âlemine/bu topraklara ve Müslümanlarýn tarihte geçirdiði sosyo-politik tecrübeye dayalý yegane akým Ýslamcýlýktýr. Referansýný Batý Aydýnlanmasý'ndan alan liberalizm, sosyalizm-Marxizm ve bütün versiyonlarýyla milliyetçilik ile Ýslamcýlýk arasýnda bariz fark bu noktada belirginleþir.

hamileler, 18 yaþ altý bireyler ve kilo problemi olan bireylerin kullanmamasý gerektiði üzerinde durdu.

Zayýflama ürünleri sihirli sözcüklerle sunuluyor Zayýflama ürünlerinin sihirli sözcüklerle tüketiciye sunulduðunu aktaran Demirtaþ, “Burada önemli olan sihirli sözcükler var. Zayýflama ürünleri ‘tamamen bitkisel’ ibaresiyle karþýmýza çýkýyor. Birçok ilacýn etken maddesi bitkilerden yapýlýr. Aslýnda bitkileri de doz aþýmýnda bir ilaç gibi düþünebiliriz. Burada önemli olan doz. Bitkinin kendisini tükettiðinizde etken maddeyi daha ufak miktarda alýrsýnýz. Ancak bunu kapsül þeklinde aldýðýnýzda daha konsantre miktarý aldýðýnýz için vücutta daha fazla zararý olur.” þeklinde konuþtu. (CÝHAN)

Prof. Dr. Kýlýnç: Ramazan sigarayý býrakmak için fýrsat olabilir O

ruç sebebiyle günün büyük bölümünde sigaradan uzak kalan tiryakiler için ramazan ayý, bu baðýmlýlýktan ömür boyu kurtulmak için önemli bir

fýrsat. Dokuz Eylül Üniversitesi Týp Fakültesi Göðüs Hastalýklarý Ana Bilim Dalý Öðretim Üyesi ve Türk Toraks Derneði Tütün Kontrolu Çalýþma Grubu Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Oðuz Kýlýnç, ramazanýn sigarayý býrakmak isteyenler için önemli bir fýrsat olabileceðini vurguladý. Prof. Dr. Kýlýnç, sigara býrakma yöntemleri ve teknikleri hakkýnda bilgi verirken yeniden baþlamamak için de çeþitli önerilerde bulundu. Günümüzde dünya genelinde 1,3 milyar, Türkiye'de ise 15 milyon kiþinin sigara içtiði belirten Kýlýnç, bunun nüfusun yüzde 27,1’i, yani her üç kiþiden biri olduðunu vurguladý. Ramazan dolayýsýyla herhangi bir maddenin kullanýlamadýðý bir sürece girildiðini, bu süreçte baðýmlýlarýn sigaradan uzaklaþabileceðini, baðýmlýlýklarýný kontrol altýna alabileceðini, dolayýsýyla bunun bir fýrsat olabileceðini ifade etti. Kýlýnç’a göre

tiryakiler, tedavilerini ramazan süresince planladýklarý ve hekimlerden yardým aldýklarý takdirde bilimselliði kanýtlanmýþ yöntemlerle sigarayý býrakmalarý kolaylaþabilir. Oðuz Kýlýnç, ramazanda sigarayý býrakýp tekrar baþlamak istemeyenler için þunlarý tavsiye etti: “Sigara baðýmlýlarýnýn, beyinlerinde bunu geçici bir süreç olarak kodlamamasý gerekiyor. Tütün kullanýmýný, kurtulmalarý gereken bir davranýþ olarak algýlamalarý lazým. Bu sadece ramazanda deðil, yaþam boyu kurtulmalarý gereken bir davranýþ. Böyle düþünürlerse, 'Sadece ramazan ayýnda deðil, ömür boyu sigarayý býrakacaðým.' derlerse ve yola bu þekilde çýkarlarsa ramazan, sigarayý býrakmak için gerçekten bir vesile olabilir.” Gün boyu sigarasýz kalýp sahurda veya iftarda üst üste içen tiryakilere de þu ikazlarý yaptý: “Sigara, nasýl içilirse içilsin zararlý olan bir maddedir. Her dozu ve her þekli zararlýdýr ama sahurda ve iftarda üst üste içilmesi, yüksek

konsantrasyonda nikotin ve diðer zehirli maddelerin kana karýþmasýna yol açar. Bu da altta yatan ya da tanýsý koyilmamýþ hastalýklarýn ciddi boyutlara ulaþmasýna neden olabilir. Hattâ ani kalp krizleri ve beyin kanamalarý geliþebilir.” Prof. Dr. Kýlýnç, sigarayý býrakanlardaki iyileþme sürecini ise þöyle özetledi: ”Sigarayý býrakanlar, ilk 20 dakikadan itibaren faydasýný görmeye baþlýyor. Nabýz ve kan basýncý hemen normale dönüyor. Ýlk gün kanda zehirli maddeler saptanamýyor ve ilk ayda kalp damarlarý normal boyutuna ulaþýyor. Birinci yýlýn sonunda kalp krizi geçirme riski iki kat azalýyor. Beþinci yýlýn sonunda kanser riski yarý yarýya azalýyor. 10. yýlýn sonundaysa kalýcý bir hasar oluþmamýþsa hiç sigara içmemiþlerle eþit düzeye geldiklerini biliyoruz. Bu nedenle tiryakilere, sigarayý kendi iradeleriyle býrakabileceklerini düþünmüyorlarsa bir hekime ya da bir uzmana baþvurmalarýný öneriyoruz.” (CÝHAN)

Bakým yapýlmayan klimalar saðlýðý tehdit ediyor

Y

az aylarýnda serinlemek için sürekli olarak kullanýlan klimalar, bakýmýnýn yapýlmamasý halinde hastalýklara davetiye çýkarýyor. Bu durumdan B etkilenmemek için ise ayda en az 2 defa bakým yapýlmasý öneriliyor. Klima bakýmý yapýlmazsa enfeksiyon hastalýklarýndan bakteri ve küf oluþumuna, lejyona, hijyenik eksikliðe ve ürünün arýzasý ile performans düþüklüðüne kadar birçok olumsuz etki yapabiliyor. Klima servis sahiplerinden Eray Ýlhan, vatandaþlarýn mutlaka ayda 2 kez klima bakýmlarýný

yaptýrmalarý gerektiðini söyledi. Eray Ýlhan, bakým yaptýrýlmayan klimalarýn insan saðlýðýný tehdit ettiðini kaydetti. Ýlhan, "Klimalarýmýz hava sirkülâsyonu ile çalýþtýðý için ortamda ki havayý emip daha sonra üfleme yapýyor. Bunu yaparken de mikrop ve bakteriyi topluyor. Bunun da bir bakým süreci vardýr. Ýþyerlerinde senede 2 ya da 3 kere yapýlmalýdýr. Bunun özel bir ilaçla iç yüzeyi güzelce temizlenip normal eski haline getirmek ve mikroplardan ayýrmak mümkündür. unun yapýlmasý sadece temizlik amaçlý deðildir. Klimanýn performansýný arttýrmak,

elektrik sarfiyatýný azaltmak gibi yararlarý da vardýr. Ne kadar bakým yaparsak en kadar bakýmlý tutarsak o kadar iyidir. Bakým maliyetleri de o kadar yüksek deðildir. Ýnsanlar eðer klimalarýna bakým yaptýrmazlarsa öksürmeler baþlayacaktýr. Lejyoner hastalýðý dediðimiz boðazda oluþan enfeksiyon hastalýðýdýr. Bu durum ilerleyen zamanlarda kiþiyi hasta eder ve farkýna varamaz.” dedi. Soðutma derecesi hakkýnda da bilgi veren Eray Ýlhan, klimalarýn soðuk konumunda 23-26 derece arasýnda çalýþtýrýlmasý gerektiðini ifade etti. (CÝHAN)

Ýslamcýlýk, "Ýslam'ýn ana referans kaynaklarýndan hareketle Ýslam'ýn ve Müslümanlarýn yeniden ayaða kalkmasý, Ýslamî hükümlerin uygulanmasý, birlik kurmasý" ise (bkz. 21 Temmuz tarihli 'Ýslamcýlýk nedir?' yazýsý), Ýslam'ýn iki kaynaðý Kur'an ve Sünnet hafýzalardan tümüyle silinmedikçe; Müslümanlar tümüyle Allah'ýn iradesine teslim olma davasýndan vazgeçmedikçe; vazgeçseler bile yeryüzünde tek bir Müslüman kendini Ýbrahim aleyhisselam gibi "tek baþýna ümmet" gibi gördükçe; Ýslamcýlýk da gündemde kalmaya devam edecektir. Bu manada Ýslamcýlýk bir tercih deðil, dinî bir vecibe, akaide iliþkin bir zorunluluktur. Ýlk iki neslin tecrübesinden ve üçüncü nesil Ýslamcýlarýn geldiði nokta, bizi Ýslamcýlýðýn öncelikle kendi paradigmasý, kurucu bilgisi ve fikriyatýyla yüzleþmesi gerektiðini göstermektedir. Hangi cemaat, grup veya mezhep içinde yer alýrsa alsýn veya kendine "Ýslamcý" desin demesin, her Müslüman, Ýslam'ýn dünya ve ahiret mutluluðunun, kurtuluþ yolunun Allah'ýn iradesine teslim olmaktan geçtiðini bilir. Þu var ki, biz soyut manada Allah'ýn iradesinin ne olduðunu bilemeyiz, söz konusu iradeye teslim olmamýzý garantileyen þey O'nun vahy aracýlýðýyla indirdiði hükümlerdir. Münzel hükümler, ilahi iradenin ete kemiðe bürünmüþ formlarýdýr. Þu halde samimi ve ihlaslý bir Müslüman bir yandan Kitap'ta yer alan hükümlere karþý çýkýp öte yandan Müslüman olduðunu iddia edemez. Geçmiþ toplumlarda "Allah'a ortak olma" suçunu iþleyenler ateist veya agnostik kimseler deðildi. Allah'ýn varlýðýna inanýyorlardý ve O'nun yaratýcý sýfatýný da inkâr etmiyorlardý: "Andolsun onlara: 'Gökleri ve yeri kim yarattý, güneþi ve ayý kim emre amade kýldý?' diye soracak olursan, þüphesiz: 'Allah' diyecekler. Þu hâlde nasýl oluyor da çevriliyorlar?" (29/Ankebut, 61.) Onlarýn itirazý sosyopolitik ve ekonomik hayat alanlarýný düzenleyen ilahi hükümlere idi. Yasalarý biz belirleriz, servet ve mallarý biz taksim ederiz, bizim irademiz ve aklýmýz hükmünü icra eder, tabiat ve toplumda bizim sözümüz geçer, diyorlardý. Üçüncü nesil Ýslamcýlýðýn önünde üç önemli gündem maddesi var: a) Her Müslüman'ý kendi diniyle ciddi manada tutarlý olmaya, yüzleþmeye çaðýrmasý; b) Bölge ve Ýslam dünyasýnýn yeniden yapýlandýrýlmasý için mümkün çözümler ve modeller geliþtirmesi; c) Yeryüzü ölçeðinde modernliðin sebep olduðu krizi aþma konusunda söyleyecek sözünün olduðunu somut olarak göstermesi. Her Müslüman kendi inancýyla tutarlý olmak gibi itikadi-entelektüel ve vicdanî bir sorumluluða sahiptir. Tutarlýlýðýn ölçüsü Kitap ve Sünnet'teki hükümlere iliþkin zihnî tutumdur: 1) "Hükümlerin tarihsel ve toplumsal olduðu" fikri bugün dünya ölçeðinde akademik çevrelerin sistematik çabasýyla "hermönetik veya tarihselcilik" olarak Müslüman zihne zerk edilen küresel bir projedir. (Geniþ eleþtirisi için bkz. dunyabulteni.net'teki konuyla ilgili yazýlarýma.) 2) "Hükümlerin bir bölümünün geçen ve deðiþen zamanda uygulama þansýný kaybettiði" fikri, Allah'ýn zaman-mekân baðýmlý bir bilgi ve öngörüye sahip olduðunu ima eder ki, bu Müslümanlarýn Allah inancý deðildir. 3) "Hükümler aðýrdýr, uygulamak zor veya imkânsýzdýr" fikrinin gerisinde zýmnen "istek ve tutkularýmýza, güç ve iktidar hýrsýmýza, servet toplama, bedensel arzularý engelsiz karþýlama, helalharam demeden yaþamamýza, sömürme özgürlüðümüze din engeldir" diyen nefsin direnci yatmaktadýr. Zaman, tarih ve soyut toplumsal kurallar kaderimizi belirleyemez. Bir hüküm Kitap'ta yer almýþsa, o hükmü uygulayýp uygulamamak muhataplara kalmýþtýr. Zaman, çoðunluk veya siyasilerin hükmü tatil etmesi o hükmün maksatlarýyla yürürlükten kalktýðý anlamýna gelmez. Bir nesil uygulamaz, baþka bir nesil gelir uygular. Ýslamcýlýktan kopmuþ muhafazakarlar, "ben dindarým, ama Ýslamcý deðilim" diyenler ayrý bir fasýl. Üçüncü nesil Ýslamcýlýðýn ilk sorunu þudur. Ýslam konusunda iç dünyamýzda ne kadar tutarlýyýz? Biz sahiden Allah'ýn iradesine teslim olmak; yani adaleti tesis etmek, birlik olmak, iyiliði hakim kýlmak ve yüksek bir ahlakî hayata ulaþmak istiyor muyuz? A.bulac@zaman.com.tr Ali Bulaç (Zaman) a.bulac@zaman.com.tr


www.mardiniletisimgazetesi.com.tr

30 Temmuz 2012 Pazartesi

6

Klima kullanýmýnýn artmasý pamuk üretimini olumsuz etkiliyor Þ anlýurfa’da kuyularýn elektrik kesintisinden olumsuz etkilenmesi nedeniyle sulanamayan pamuklar tarlada kurudu. Çiftçiler bu durumla ilgili bölgenin elektrik daðýtýmýný yapan firmadan herhangi bir açýklama yapýlmamasýna tepki gösterdi. Susuzluktan çatlayan topraklarda ekilen pamuk kurumaya baþlayýnca bazý çiftçiler seslerini duyurmak için pamuk ekili tarlasýný sürdü. Kýsa bir sürede elektrik sorununa çözüm bulunamamasý durumunda Türkiye üretiminin yüzde 50'ye yakýnýný karþýlayan Þanlýurfa'nýn, bu yýl pamuksuz kalabileceði belirtildi. Sýcaklýðýn 50 dereceye ulaþtýðý Þanlýurfa’da klima kullanýmý hat safhaya ulaþtý. Elektrik tüketimi artýnca mevcut hatlar yetersiz kaldý. Kaçak elektrik kullanýmýnýn da yüksek olduðu kentte, günlük 20-25 kez elektrik kesintisi

yaþanmaya baþlandý. Bundan en çok etkilenen ise pamuðunu elektrik gücü kullanarak sulayan çiftçiler oldu. Günün büyük bir kýsmýný karanlýkta geçiren köylerde pamuk tarlalarý kurumaya baþladý. Elektrik kesintilerine karþý çok sayýda eylemin yapýldýðý kentte, çiftçiler yollarý kapattý, polisle çatýþtý. Yetkililere seslerini duyurmak için tüm yollarý deneyen Aslanlý köyünün çiftçileri, pamuk tarlarýný sürdü, pamuðu ateþe verdi. Elektriksizliðin yaný sýra her çiftçiye kaçak elektrik kullanýmý yüzünden yüklü miktarda cezalarýn kesilmesi de çiftçileri kara kara düþündürüyor. Çiftçiler pamuk suladýklarý kuyularýn aboneliðini yaptýrmak için müracaat ettiklerini ve sayaçlarýnýn Dedaþ’ta olduðu sýrada abone olmadýklarý gerekçesi ile her çiftçiye 56 bin lira ceza

kesildiðini ileri sürdü. Cezayý ödemek için pamuk hasadýný bekleyen çiftçi, pamuktan da ümidini kesince çareyi kredilere baþvurmakta buldu. “Pamuklarýmýz kuruyor, elektriklerimiz yok periþan haldeyiz.” diyen Aslanlý köyü çiftçisi Ýsmail Aslan, “Gördüðünüz gibi elektrik nedeniyle pamuðu söküyoruz. Enerji Bakanýmýz geldiði zaman bize dedi ki ‘Abonelerinizi yapýn’ biz sözümüzde durduk, abonelerimizi yaptýk. Elimizde evraklar var. Sayaçlarýmýzý teslim ettikten sonra Ankara'dan bir ekip geliyor ve her haneye 56 bin lira ceza kesiyor. 3 ay boyunca sayaçlarýmýz Tedaþ’ta kaldý. Gelip aboneyi vereceklerine, Ankara’dan ekipler geliyor her birimize 56 bin lira ceza yazýldý.” þeklinde konuþtu. Gelen cezayý nasýl ödeyeceðini karar kara düþündüðünü söyleyen

Mustafa Sabaisimli çiftçi ise “Pamuðun sonu nasýl olacak. Bizim hayatýmýz nasýl olacak. Bu borcu nasýl ödeyeceðiz?" diye sordu. DSÝ kanallarýndan da yeterli suyun akmadýðýný dile getiren çiftçi Ahmet Aslan kanallardan geçen su bir metreyi bulmuyor. Bu suyu kime vereceðiz, kime daðýtacaðýz. Her çiftçiye bir tas su mu vereceðiz? Görüyorsunuz tarlalarýn halini. Çiftçi bugüne kadar bin 500 liralýk gübre aldý. Ýlaç pahalý. Hangi çiftçiye bu su yetecek." diyerek yaþananlara tepki gösterdi. Geçen yýl düþük fiyattan satýlan pamuðu hatýrlatan Mehmet Akbaba da" Suyumuz yok, görüyorsunuz dize kadar su geliyor. Su yetmiyor bize pamuklarýmýz yanmýþ durumda. Zaten fiyattan dolayý maðduruz, bir de su eklenince tefecilerle mi mazotla mý uðraþalým." diye yakýndý. (CÝHAN)

Bakan Eker: Suriye’de yaþananlarý kaygýyla izliyorum

G

ýda Tarým ve Hayvancýlýk Bakaný M. Mehdi Eker, Suriye’de yaþanan olaylarla ilgili deðerlendirmelerde bulundu. Müslümanlarýn haram aylarýnda kan dökmediðini belirten Bakan Eker, "Müslümanlarýn yaþadýðý bu coðrafyada Müslümanlar için aslýnda haram ayý diye tabir edilen, yani kan dökülmesinin haram olduðu Ramazan ayýnda bu tür olaylarýn olmasý son derece kaygý vericidir.” dedi. Diyarbakýr'da incelemelerde bulunan Bakan Eker, Türkiye’nin sýnýrlarýnýn güvenliði açýsýndan tedbirlerin alýndýðýný ifade etti. Bakan Eker þöyle devam etti: "Suriye'nin kendi iç meseleleri itibariyle oradaki geliþmeleri kaygýyla

izliyoruz, çünkü aldýðýmýz haberlere göre Halep gibi Suriye’nin en önemli þehrine tanklarla, toplarla saldýrýlýyor. Bir devlet kendi topraklarýnda, kendi þehirlerinde, kendi vatandaþlarýna bu þekilde katliam yapmasý tabi ki kabul edilecek bir þey deðil. Ama Türkiye açýsýndan da Türkiye’nin menfaatleri ve çýkarlarý doðrultusunda mesele deðerlendiriliyor, bununla ilgili tedbirler alýnýyor. Türkiye, kendi açýsýndan gerek sýnýrlarýn güvenliði, gerek kendisine yönelebilecek tehditler açýsýndan meseleyi hassasiyet ile takip ediyor. Bununla ilgili adýmlarýný da atacak. Bölgenin de Suriye’nin de huzura kavuþmasýný diliyorum ve arzu ediyorum.” (CÝHAN)

Saðlýk Bakanlýðý, saðlýksýz su firmalarýný açýkladý

S

aðlýk Bakanlýðý, bir süredir gündemde olan saðlýksýz içme suyu üreticilerinin ifþa edildiði ilk açýklamasýný yaptý. Açýklamada ilk olarak beþ firmanýn adý verildi ve vatandaþlara damacana su alýrken nelere dikkat etmeleri gerektiðine dair uyarýda bulunuldu. Açýklamada ismi ifþa edilen damacana su üreticileri ise þöyle: "Buzada", "Erpýnar", "Alps", "Kervansaray","Yalýsu". Açýklamada halkýn güvenli suya ulaþmasýný temin etmek amacýyla bakanlýðýn tüm içme sularý gibi damacana sularýný da kaynaðýndan, halka ulaþana kadar titizlikle takip etttiði vurgulandý. Ýçme kullanma sularýnýn takibini düzenleyen mevzuatýn Avrupa Birliði standartlarýnda usul ve esaslar içerdiði, ambalajlý içme sularýnýn da bu çerçevede, Halk Saðlýðý Müdürlükleri ve Bakanlýn merkez teþkilatýnca mevzuata uygun olarak denetlendiði belirtilirken, bu denetimler esnasýnda su dolum tesislerinden ve piyasadan numuneler alýndýðý ve analizlerinin yapýldýðý vurgulandý. Açýklamada þöyle devam edildi: "Bakanlýðýmýzca yapýlan takiplerde gerek þebeke sularý, gerekse ambalajlý sularda uygunsuzluk tespit edilmesi halinde, halkýmýzýn saðlýðýný korumak ana hedefi doðrultusunda gerekli adýmlar bilim adamlarý ile yakýn temas içinde kararlýlýkla atýlmaktadýr. Halk saðlýðýný tehdit eden bir olumsuzluk varlýðýnda halkýn bilgilendirilmesi için gerekli açýklamalar yapýlmaktadýr. Bakanlýðýmýzýn halkýn güvenli suya ulaþmasýna yönelik bu kararlýlýðý neticesinde son 10 yýlda içme suyu kalitesiyle ilgili çok önemli ilerlemeler saðlanmýþtýr. Ýçinde bulunduðumuz yaz mevsiminde

sýcaklýklarýn mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi ile birlikte içme suyu kullanýmýnda artýþ gözlenmiþtir. Bu durumun içme suyu ile ilgili kaliteyi olumsuz etkileme riski bilinmektedir. Bu sebeple Temmuz ayýnda 81 ilde rutin denetimlere ilave denetimler gerçekleþtirilmiþtir. Bu çerçevede; 1) Temmuz ayýnda yapýlan denetimler esnasýnda ruhsatlý kaynaklar dýþýnda izinsiz kaynak kullanýmýna iliþkin herhangi bir bulguya rastlanmamýþtýr. 2) Denetimlerde, mevzuat hükümlerine uygun þartlarda numuneleri alýnan ve tekraren yapýlan analiz sonuçlarýna göre Ýstanbul genelinde faaliyette olan 61 dolum tesisinden uygunsuzluðu tespit edilen damacana suyu markalarý þunlardýr: Buzada, Erpýnar, Alps, Kervansaray,Yalýsu." Bakanlýk açýklamasýnda piyasaya arz edilmiþ sularda (piyasadaki satýþ þartlarý sebebiyle oluþtuðu düþünülen) olumsuzluklarýn görüldüðü satýþ noktalarýnýn ise www.thsk.gov.tr internet adresinde duyurulacaðý belirtildi. Saðlýk Bakanlýðý ardýndan vatandaþlara damacana suyu alýrken þu hususlara dikkat edilmesi konusunda uyarýda bulundu: " Damacanalar; 1) Yetkili bayi ve satýcýdan satýn alýnmalýdýr. 2) Çizik, kirli ve suyun tabii rengini göstermeyecek matlýkta olmamalýdýr. 3) Güneþte, yüksek veya çok düþük ýsýda, tozlu ortamlarda bulundurulmamalýdýr. 4) Tüp gaz ile ayný ortamda taþýnmamalý ve depolanmamalýdýr. 5) Kapak, emniyet bandý, etiket ve gövdesinde bulunmasý gereken marka isimleri ayný olmalýdýr. 6)Üretim ve son kullaným tarihlerine dikkat edilmelidir.” (CÝHAN)


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.