Kargo araçlarýnda kaçak sigara ele geçirildi N Ali Edis
usaybin ilçesinde polisin düzenlediði operasyonda farklý kargo þirketlerine ait araçlarda 2 bin 429 adet karton gümrük kaçaðý sigara ele geçirildi. Mardin Emniyet Müdürlüðü Kaçakçýlýk ve Organize Suçlularla Mücadele ekiplerinin almýþ olduðu bilgiler doðrultusunda Nusaybin yolu üzerinde farklý kargo firmasýna ait iki aracýn içinde yapýlan aramada gümrük kaçaðý olduklarý anlaþýlan 2 bin 429 karton gümrük kaçaðý sigara, 7 paket puro, 79 adet çeþitli markalarda gümrük kaçaðý kozmetik ürün, 115adet gümrük kaçaðý saat, 177 adet gümrük kaçaðý cep telefonu ve 30 kilo 600 gram gümrük kaçaðý çay ele geçirildi. Olay ilgili 4 kiþi sorgularý alýnmak üzere emniyete götürüldü.
Þerife Alp’ýn Yerine Haþim Baday getirildi K Ali Edis
ýzýltepe Belediye baþkan vekili Þerife Alp’ýn istifasý ile boþalan Baþkan vekilliðine Belediye Meclis üyesi Haþim Baday getirildi.
GÜNLÜK BAÐIMSIZ GAZETE
6 Aðustos 2012 Pazartesi
Yýl: 8 Sayý 2414 Fiyatý :25 Kr
Kýzýltepe Belediye baþkaný Ferhan Türk’ün tutuklanmasý sonucu yerine vekalet eden Þerife Alp’ýn saðlýk sorunlarý nedeniyle istifa etmesi ile boþalan vekillik koltuðuna Kýzýltepe Belediye Meclisi kararý ile belediye baþkan vekili olarak Haþim Baday görev yapacak.
Çarþamba günü baþlayan Kýzýltepe Belediye Meclisinin Aðustos ayý olaðan toplantýsýnýn bugünkü oturumunda Belediye baþkan vekilliðine Haþim Baday’ýn getirilmesine karar verildi. Kýzýltepe Belediye Meclisinin Aðustos ayý olaðan toplantýsýnýn bugünkü oturumunda karar verildi. Belediye Meclis Salonunda yapýlan seçim oylamasýnda tek liste olarak girildi. Belediye Meclis üyesi Haþim Baday 22 OY BDP’den 1 oy da AK Parti'den alarak Kýzýltepe Belediye baþkan vekilliðine seçildi.
6 Aðustos 2012 Pazartesi
Türkçe bilmiyenlere Kürtçe
ve Arapça vaaz Ali Edis
F
arklý dil ve kültürlerin bir arada yaþadýðý kentte düzenlenen vaaz programlarýnda, Türkçe bilmeyen kadýnlara yardýmcý olan din görevlileri bulunuyor. Mardin Müftüsü Dursun Ali Coþkun, yaptýðý açýklamada, 3'ü vaiz 53 kadýn din görevlisi tarafýndan 42 sýnýfta vaaz ve ders programlarý düzenlendiðini kaydetti. Coþkun, camilerde her mevsim hadis dersleri ile mukabeleler yapýldýðýný, kadýnlara ve erkeklere yönelik hizmetlerin yýl boyunca devam ettiðini belirtti. Mardin'in farklý dilleri ve kültürlerin bir arada huzur içinde yaþadýðý bir kent olduðunu ifade eden Coþkun, þunlarý söyledi: "Mardin, dillerin ve dinlerin buluþtuðu ve kaynaþtýðý bir yer. Bu kadim topraklarda 5 bin yýldýr farklý dil, din ve kültürden gelen insanlarýmýz sevgi ve hoþgörü içinde yaþýyor. Dini hizmet noktasýnda, Türkçe bilmeyen vatandaþlarýmýza yardýmcý olan arkadaþlarýmýz var. Mahalli dilleri bilen yetiþmiþ arkadaþlarýmýz var. Bu noktada talep geldiði anda, imkanlar nispetinde yardýmcý oluyoruz." Özellikle kadýnlara yönelik eðitimleri çok önemsediklerini ifade eden Coþkun, þöyle konuþtu: "Ailenin temeli bayandýr, annedir. Ramazan ayý sonunda
özellikle kimsesiz çocuklara, hapishanedeki bayanlara, daðýlan ailelerin çocuklarýna, baðýmlý, uyuþturucu kullanan çocuklara yönelik çalýþmalarýmýz devam ediyor. Vaizelerimiz, belli bir müfredat dahilinde merkez ve köylerdeki camilerimizde, din hizmetlerini vermeye devam ediyor. Kadýnlarýn dini programlara olan ilgisinden ve katýlýmýndan memnunuz. Kadýnlarýn sayýsýnýn artmasýný temenni ediyoruz." Müftü Coþkun, camilerin kadýnlara göre düzenlenmesi konusunda önemli bir noktaya geldiklerini bildirdi. Cemaatteki hem kadýn hem de erkeklerin ayný anda, farklý yerlerde mukabeleleri dinleyip takip edebildiðini, cuma namazý dahil, her zaman kadýnlarýn camilerde temiz ve rahat bir ortamda ibadetlerini yapabildiðini anlatan Coþkun, ramazan ayý dýþýnda, haftada 5 gün farklý camilerde, genelde öðle namazlarýndan sonra vaaz hizmeti yürütüldüðünü kaydetti. Vaize Zübeyde Zengin de kentte 1,5 yýldýr görev yaptýðýný, kadýn cemaatine Kur'an ve hatim gibi dersler verdiklerini kaydetti. Derslerde Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý'nýn belirlemiþ olduðu "selam" konusu üzerinde durduklarýný belirten Zengin, kadýnlarýn ihtiyaç duyduklarý ve talep ettikleri konularý konuþtuklarýný bildirdi.
M
ardin’de kurumsallaþama yoluna giderek þube açan Nubihar Derneði, Ramazan ayý münasebetiyle okurlarý ve dostlarýna iftar yemeði verdi. Yaklaþýk 20 yýldýr yayýnýný Kürtçe olarak sürdüren Nûbihar dergisi, Diyarbakýr, Van ve Batman’dan sonra Mardin’de de dernek açtý. 13 Mart Mahallesi, Çaðdaþ sokakta açýlan dernek binasýnda verilen iftar yemeðine, aralarýnda Mardin Artuklu Üniversitesi Rektör Vekili Kadri Yýldýrým, Ýl Saðlýk Þube Müdürü Sait Uçar, MÜSÝAD Mardin Þube Baþkaný Mehmet Ali Dündar, Midyat Yüksekokulu Müdürü Mesut
Vaazdan sonra kadýnlarýn sorularýný da yanýtladýklarýný aktaran Zengin, "Ayrýca Ramazan ayý münasebetiyle, oruç, zekat, fitre ve bayramlaþma gibi konulara deðiniyoruz. Geçtiðimiz günlerde kardeþlik konusunu iþlemiþtik" dedi. Mardin'de konuþulan ana diller arasýnda, Arapça bilenlerin daha avantajlý olduðunu kaydeden Zengin, þunlarý söyledi: "Çünkü dersler daha kolay anlaþýlýyor. Doðru bilgiyi bireye anlatmayý amaçlýyoruz. Türkçe bilmeyenlere, diðer dilleri bilen arkadaþlarýmýz aracýlýðýyla hizmet vermeye çalýþýyoruz. Ben Arapçayý kitabi olarak biliyorum. Arapça ve
Kürtçe bilmiyorum. Bu konuda bazen zorluk çektiðimiz zamanlar oluyor. Özellikle yaþý ilerlemiþ insanlar Türkçe'yi anlayamayabiliyor. Bu da cemaatin azalmasýna neden olabilir. Bunun önüne geçmek için, Arapça ve Kürtçe'yi bilen arkadaþlarýmýzý yanýmýzda bulundurup, söylediklerimizi anlamalarýný saðlýyoruz." Programa katýlan Sultan Konuþ da ana dilinin Arapça olmasýndan dolayý bazý dersleri daha kolay öðrendiðini belirterek, "Az da olsa Arapça yazýlarýnda benzerlik oluyor. Allah hocalarýmýzdan razý olsun. Hocalarýmýzdan memnunuz. Dinimizi öðreniyoruz" dedi.
avuzbaþý'nda düzenlenen iftar yemeðine, Kaymakam Selami Yazýcý, Ýlçe Jandarma Komutaný Yüzbaþý Orhan Kaþ, Emniyet Amiri Mustafa Nezihi Kolukýsa, daire amirleri, muhtarlar ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri katýldý. Ömerli Belediye Baþkaný
Yýlmaz Altýndað, yemekte yaptýðý konuþmada, ramazan ayýnýn manevi yönünü hep birlikte yaþamanýn mutluluðu içerisinde olduklarýný ifade ederek, "Dini duygularýn yoðun þekilde yaþandýðý bu mübarek ayda, iftar yemeðimize katýldýðýnýz için çok teþekkür ediyorum. Herkese saðlýklý, mutlu ve huzur içinde bir yaþam temenni ediyorum" dedi.
zerinde yaþamýmýzý devam ettirdiðimiz yeryüzünde binlerce savaþ yaþanmýþ, hepsi de tarihin tozlu raflarýnda yerini almýþ, unutulmaya mahkûm olmuþtur. Ama bu savaþlardan biri var ki, 500 küsur yýldan beri devam etmektedir; Tütün savaþlarý…
Son iki yüzyýldýr tüm dünyada yaygýnlaþan tütün tüketimi, özellikle emperyalist ülkeler Çin, Amerika ve Ýngiltere’nin kontrolünde yayýlmaya devam ediyor. Her yýl dünyada 6 milyon insan, sigaradan kaynaklanan hastalýklar nedeniyle hayatýný kaybediyor. Üstelik bu ölümlerin büyük bir kýsmý uzun süreli ve büyük acýlarla gerçekleþiyor. Sigara üreticileri her yýl milyarlarca dolar para kazanýrken, bu acýmasýz çarkýn içine çekilen insanlarýmýz, bir türlü býrakamadýklarý, baðýmlý hale getirildikleri bu kötü alýþkanlýðýn bedelini canlarýyla ödüyor, ödemeye devam ediyor. Devasa kazancýný kaybetmek istemeyen bu insanlýk düþmanlarý, daha fazla sigara baðýmlýsý kazanmak için, ürettikleri sigaralarýn içine baðýmlýlýðý arttýrýcý maddeler ilave ediyor. Birkaç kullanýmdan sonra gencecik yavrularýmýz, çocuklarýmýz birer baðýmlý oluyor, bu çarkýn kurbaný haline geliyor. Sadece Türkiye’de yýlda 120 bin kiþiyi öldüren bu insanlýk düþmanlarýna karþý durmanýn zamaný gelmedi mi? Herkesin malumudur ki, Dünya genelinde her yýl milyonlarca insanýn ölmesine, milyarlarca dolarýn kaybolmasýna sebep olan tütün üreticileri hakkýnda hiçbir yaptýrým uygulanmamaktadýr. Deðerli Okuyucular, kesinlikle bilinmelidir ki, Yeþilay Cemiyeti mensuplarý olarak hedefimiz sigara kullanýcýlarý deðil, hedefimiz; bu zararlý maddeyi piyasaya süren ve sigara yasaðýna karþý mücadele eden tütün üreticileridir. Tütün þirketlerinin oluþturduðu politikalarý teþhir etmek ve halký bu konuda uyarmak hepimizin görevidir. Hangi kanun, hangi akýl, hangi vicdan, hangi din; her yýl binlerce kiþiyi öldüren bir katilin bu eylemine devam etmesine izin verir?
Eriker, üniversitedeki akademisyen ve idarecilerin yanýnda Nûbihar okurlarý katýldý.
Birleþmiþ Milletlerde kabul edilen Ýnsanlýða karþý suçlar; “kasten adam öldürme, kasten yaralama, iþkence, eziyet, cinsel saldýrýda bulunma ve soykýrým” þeklinde açýklanmýþtýr. Ancak sigara, bu kadar zararlý olmasýna raðmen insanlýða karþý iþlenen suçlar kapsamýna alýnmamýþtýr.
Ýftar öncesi kýsa bir konuþma yapan Nubihar Derneði Mardin Þube Baþkaný Hayrullah Acar, Nûbihar Dergisinin tarihçesi hakkýnda bilgiler vererek dernek olarak Mardin’de yapacaklarý çalýþmalar hakkýnda bilgi verdi. Ýftar yemeðinden sonra akþam namazýný müteakiben dernek binasýnda davetlilerin iþtirakiyle bir sohbet toplantýsý da yapýldý.
Söyler misiniz, tüm bu suçlardan yýlda kaç kiþi etkilenmektedir? Hangi soykýrýmda her yýl 6 milyon kiþi ölmektedir? Bosna, Suriye, Arakan ve Filistin gibi soykýrýmlarýn yaþandýðý coðrafyalarda bile öldürülen insan sayýsý, sigaradan dolayý bir yýlda ölen insan sayýsýna ulaþamamaktadýr.
Teravih namazýndan sonra ise derneðin konferans salonunda Üniversite rektörü Prof.Dr.Serdar Bedii Omay’ýn katýldýðý Ramazan ve saðlýk konulu bir sunum gerçekleþtirildi.
Baþkan Nasýroðlu Midyatlýlarla Ýftarda buluþtu
Sigara Üretimi “Ýnsanlýk Suçudur”
Evet, yanlýþ duymadýnýz 500 yýlý aþkýn bir süreden beri tütün ve tütün mamulü olan sigara ile savaþ her geçen gün daha da þiddetlenerek sürmektedir. Her gün aramýzdan, evlatlarýmýzý, babalarýmýzý, kardeþlerimizi, yakýnlarýmýzý alan sigara baðýmlýlýðýna karþý mücadele konusunda maalesef küresel zafiyet yaþanmaktadýr.
Ýsmail Erkar
Murat Akgül
Lütfi Günlüoðlu
Ü
Ömerli Belediyesi'nce iftar yemeði verildi H Nûbihar’dan Ýftar yemeði
2
Sedat Aslanaçier
M
idyat Belediye Baþkaný Þehmus Nasýroðlu vatandaþlarla iftarda bir araya geldi. Aile Çay Bahçesi'nde düzenlenen iftar programýna Belediye Baþkaný Þehmus Nasýroðlu, mahalle muhtarlarý, sivil toplum kuruluþlarý, iþ adamlarý ve eðitimciler katýldý. Misafirleri tek tek karþýlayan Baþkan Nasýroðlu vatandaþlarýn Ramazan ayýný tebrik etti. Mübarek Ramazan ayýnda vatandaþlarla bir araya gelmekten dolayý mutlu olduðunu belirten Baþkan Nasýroðlu, "Elimizden geldiðince vatandaþlarýmýzla birlikte iftar açmaya çalýþýyoruz. Toplumsal uzlaþýnýn saðlanmasýnda belediyecilik
oldukça önemlidir. Belediye olarak tüm kesimlerle birlikte huzur ve refah içerisinde çalýþmalarýmýz devam edecektir." dedi. Ýftar programýnýn ardýndan okunan yemek duasýyla program son buldu.
Bu yüzden, bizler her yýl düzenli olarak milyonlarca insanýn ölmesine sebep olan sigara üreticilerinin “Ýnsanlýk suçu” iþlediðine inanýyoruz. Bu bakýmdan Türkiye’nin birçok yerinde olduðu gibi biz de Mardin de “sigara üretimi insanlýk suçudur” imza kampanyasýný düzenledik. Topladýðýmýz 1000’i aþkýn imza Birleþmiþ Milletler, Dünya Saðlýk Örgütü, T.B.M.M ve Avrupa Birliði’ne gönderilecektir. Bu vesile ile siz deðerli okuyucularýmýn ve Mardinli Hemþerilerimin Ramazan Orucunuzu en kalbi duygularla tebrik eder, ömür boyu saðlýklý, mutlu ve dumansýz bir yaþam dilerim.
mardin@yesilay.org.tr
www.mardiniletisimgazetesi.com.tr
6 Aðustos 2012 Pazartesi
3
Çelik: PKK'nýn fiili bir yönetim kurmasý durumunda Suriye'ye müdahale ederiz
A
K Parti Genel Baþkan Yardýmcýsý Ömer Çelik, Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’ye dönük bir fiili tehdit olmasý ya da PKK varlýðýnýn fiili bir yönetim kurmasý durumunda askeri seçeneðin devreye gireceðini söyledi. NTV Ankara Temsilcisi Nilgün Balkaç’ýn konuðu olan Ömer Çelik, Dýþiþleri Bakaný Ahmet Davutoðlu ile yaptýðý Kuzey Irak ziyareti ve gündemdeki konulara iliþkin açýklamalarda bulundu. Türkiye’nin Suriye’deki Kürtlerin statüsüne karþý olduðu yönündeki eleþtirilere Çelik, “Suriye’nin kuzeyinde bulunan terör örgütlerinin fiili durum yaratmasýný tehdit olarak algýlarýz. 'Suriye’deki Kürtlerin statü saðlamasýna mý karþýsýnýz?' deniliyor. Hayýr, her hangi bir statü saðlýyor olmasýna karþý deðiliz. Bu zaten Suriye halkýnýn vereceði bir karardýr. Ama orada fiili defakto bir yönetim oluþturup ta PKK’nýn ve PYD’nin varlýk göstermesi, bizim tam olarak karþý olduðumuz bir þeydir.” diye konuþtu. Irak'ýn kuzeyindeki bölgesel Kürt yönetiminin lideri Mesut Barzani ile görüþmelerinde bu hassasiyetin paylaþýldýðýný aktaran Çelik, Barzani’nin de kendileri ile þunu paylaþtýðýný ifade etti: “Biz de Suriye’deki Kürtlerin hak ve hürriyetlerini savunuyoruz ama orada her hangi bir þekilde terörist faaliyetinin olmasýna biz de müsaade etmeyiz. Türkiye’ye her hangi bir tehdit oluþturmasý bizim de tasvip etmeyeceðimiz bir þeydir.” “Türkiye ile Kuzey Irak arasýndakiortak payda, ‘Bölgenin refahý” Barzani’nin bu mesajlarýna raðmen Kuzey Irak’tan terörist gruplarýn geçmesi ve eðitilmesinin söz konusu olduðu yönündeki iddialara, Barzani’ye güvenip güvenilmemesine ve ortak paydanýn ne olabileceðine ise Çelik, þöyle cevap verdi: “Ortak paydamýz þu; Kuzey Irak’ta Barzani’nin
yönetimini saðlamasýndan sonra o günden bugüne milli geliri neredeyse 10 kat artmýþ durumda. Türkiye’deki istikrar, Türkiye’deki ekonominin büyümesi, Türkiye’nin dýþ politikadaki vizyonunun büyümesi, Kuzey Irak’a da zenginlik ve istikrar olarak dönüyor. Dolayýsýyla ortak çýkar bölgenin zenginliði, bölgede refahýn artmasý ve bölgede istikrarýn olmasýdýr. Her türlü terörist faaliyet Türkiye’yi rahatsýz ettiði gibi aslýnda en fazla Kuzey Irak’taki zenginliði ve refahý tehdit eder. Geçmiþte de bunu yaþadýk. PKK, Saddam ile olan iliþkisine bir benzerini bugün Esad ile yapýyor. Saddam Hüseyin’e karþý Irak halký ayaklandýðý zaman Saddam’ýn yanýnda yer almýþtý. Bugün olduðu gibi Saddam da PKK’ya silah vermiþti. Hatýrlayýn Kuzey Irak’ta PKK varlýðý yüzünden PKK güçlerinin ilk saldýrdýðý Barzani güçleri olmuþtur. O zaman bizim ordumuz ile Barzani’nin güçleri birlikte PKK’yý söküp atmýþtý. Özellikle bugün PKK’nýn varlýðý, Türkiye’den çok oradaki Kürtleri rahatsýz ediyor. Güçsüz bulduðu bölgede kendisine muhalif olduðunda saldýrdýðý ilk Kürtler olacaktýr.” Barzani ile ortak paydanýn ne denli güven verdiðini deðerlendiren Çelik, “Bugüne kadar þöyle bir þey vardý, bu iliþkileri baþlatmadan önce. Ýþte bu bir Peþmerge lideriydi onun için güvenemeyiz. Þimdi biz dýþ politikada, neticede Irak’ýn anayasasý itibari ile Kuzey Irak’ta farklý bir statü ortaya çýkmýþtýr. Sayýn Barzani de oranýn baþkanýdýr. Resmi bir statüye sahiptir, anayasal bir statüye sahiptir. Dolayýsýyla bizim burada gösterdiðimiz, Irak anayasasýnýn gösterdiði statüye gösterdiðimiz saygýdýr. Ortak stratejilerle bugüne kadar geldiðimiz yoldur. Bugüne kadar þu görülmüþtür, Türkiye’nin istikrarý Kuzey Irak’ýn istikrarýdýr. Bugüne kadar bu istikrara karþý hasmane bir tutum sergilememiþlerdir. Ama noktasal olarak yapmalarý gereken þeyler konusundaki görüþmeler tabi ki devam ediyor. Kendileri ile istihbarat paylaþýlýyor.
Coðrafi koþullarý nedeni ile kontrol edemediði alanlar da kendi hükümdarlýklarý içerisinde olsa bile ortaya çýkan durumlar tabi ki paylaþýlýyor. Türkiye gerek Irak, gerekse de Kuzey Irak yönetimi ile bu çerçevede tam bir iþbirliði içindedir.” diye konuþtu. Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt devletine doðru gidilmesi halinde Çelik, Türkiye’nin tavrýný þu sözlerle anlattý: “Bu Suriye halkýnýn karar vereceði bir þeydir. Yani biz, bizim buradaki meselemiz PKK ve PYD gibi terörist faaliyetlerin himaye edilmesi ile ilgilidir. Ama orada Suriye halký karar vermiþ, demiþ ki ben Suriye’nin kuzeyine þöyle bir anayasal statü tanýyorum. Suriye’nin birlik ve bütünlüðü içerisinde burada þu adýmý atýyorum. Bu bizi ilgilendiren bir mesele deðil ki. Burada bir fiili yönetim oluþturulup, teröristlerin himaye edilmesine karþý hasmane bir tutum içerisindeyiz. Yoksa Suriye Kürtlerinin durumuna Suriye Kürtleri ile Suriye halký birlikte karar verecektir. Türkiye’nin Irak ve Suriye’nin kuzeyinde bu bahsettiðim çerçevede Kürtlerin bir statü elde etmesi ile ilgili bir sorunu yoktur.”
"Barzani, 'Türkiye’ye karþý hasmane tutumiçinde olan örgütlere izin vermeyiz’ dedi” Çelik, Barzani ile görüþmelerinde en somut söylemin, “Türkiye’ye karþý hasmane bir tutum içinde olan terörist gruplara karþý tam iþbirliði ve bunlara müsaade edilmemesi, bunlara hiçbir þekilde hayat hakký tanýmamasý konusunda Türkiye ile tam iþbirliði içindeyiz.” söylemi olduðunu aktardý. Tampon bölge oluþturma ve Türkiye’nin Suriye’ye bir müdahalede bulunmasý koþullarýný da açýklayan Çelik, “Askeri müdahale meselesi çok kolay konuþuldu þimdiye kadar. Askeri müdahale hiçbir zaman bir devletin istemeyeceði bir þeydir. Bu bir seçenek deðil, bu bir zorunluluk hissedilirse ancak söz konusu olabilecek bir enstrüman.” ifadelerini kullandý.
Terörle mücadele kapsamýnda köye dönüþler için 122 proje desteklendi T
erörle mücadele kapsamýnda köylerini boþaltmak zorunda kalan ancak daha sonra geri dönmek isteyenlere devlet destek veriyor. Köye Dönüþ ve Rehabilitasyon Projesi (KDRP)'yle þimdiye kadar 122 projeye destek sunuldu. Projeyle; Doðu ve Güneydoðu Anadolu bölgelerinde, terör ve güvenlik kaygýlarýyla yaþadýklarý yerlerden göç etmek durumunda kalan vatandaþlardan, gönüllü olarak köye dönüþlerinin kolaylaþtýrýlmasý hedefleniyor. Geri dönülen yerlerde gerekli sosyal ve ekonomik alt yapýnýn tesisi ile sürdürülebilir yaþam koþullarýnýn oluþturulmasý ve dönmek istemeyenlerin yaþadýklarý yerlerde þehir hayatýna uyumlarýnýn geliþtirilmesi, ekonomik ve sosyal durumlarýnýn iyileþtirilmesi amaçlanýyor. Proje, Adýyaman, Aðrý, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakýr, Elazýð, Hakkari, Mardin, Muþ, Siirt, Þýrnak, Tunceli ve Van olmak üzere toplam 14 ilde uygulanýyor. Ýçiþleri Bakanlýðý tarafýndan yayýnlanan 30 Haziran 2009 tarihli genelge ile
projenin uygulanmasýna iliþkin usul ve esaslar yeniden belirlendi ve 'proje esaslý ödenek tahsisi' usulüne geçildi. Bu doðrultuda valiliklerce teklif edilen ve desteklenmesi uygun görülen 122 proje ve bunlara aktarýlan ödeneklerin yýllara göre daðýlýmý þöyle: "2009 yýlýnda 32 projeye 16 milyon 578 bin lira, 2010 yýlýnda 27 projeye 16 milyon 159 bin lira, 2011 yýlýnda 27 projeye 16.5 milyon lira ve 2012 yýlýnda 36 projeye 17 milyon 655 lira." KDRP çerçevesinde desteklenen projeler aðýrlýklý olarak; sosyal içerikli (toplum merkezi, gençlik merkezi, kadýn ve çocuk eðitim merkezi), meslek edindirme ve istihdam, öðrenci yurdu, tarým ve hayvancýlýk ile altyapý projelerinden oluþuyor. Proje kapsamýnda 1999-2012 yýllarý arasýnda Ýçiþleri Bakanlýðý bütçesinden KDRP kapsamýndaki illere toplam yaklaþýk 146 milyon lira ödenek aktarýldý.
Terör zararlarýndan dolayý 360 bin baþvuru
5233 Sayýlý Terör ve Terörle Mücadeleden Doðan Zararlarýn Karþýlanmasý Hakkýnda Kanun kapsamýnda ölüm, yaralanma ve sakatlanmadan kaynaklanan zararlar, taþýnýr ve taþýnmazlarýnda oluþan zararlar, tarým ve hayvancýlýkla ilgili zararlar ile terör nedeniyle göç etmek zorunda kalan vatandaþlarýn mal varlýklarýna ulaþamamalarý nedeniyle uðradýklarý zararlar karþýlanýyor. Kanunun yürürlüðe girdiði tarihten temmuz ayýna kadar zarar tespit komisyonlarýna toplam 360 bin 826 baþvuru yapýldý. Bu baþvurulardan 299 bin 343 adedi sonuçlandýrýldý. Bunlardan 162 bin 281 baþvuru için tazminat ödenmesine karar verildi. Bunlar için Maliye Bakanlýðý'ndan 2 milyar 779 milyon 10 bin 464 lira ödenek talep edildi. Komisyonlarca olumlu sonuçlandýrýlan ve sulh name imzalayan vatandaþlara 2 milyar 770 milyon 448 bin 123 lira ödendi. Kalan 8 milyon 562 bin 341 lira ödenmesine yönelik çalýþmalar ise devam ediyor. 2012 yýlýnýn ilk 6 aylýk diliminde vatandaþlara toplam 134 milyon 769 bin 311 bin lira ödeme yapýldý. 2330 Sayýlý Nakdi Tazminat ve Aylýk Baðlanmasý Hakkýnda Kanun hükümleri gereðince Ýller Ýdaresi Genel Müdürlüðü'nce 1995 yýlýndan 12 Temmuz 2012 tarihine kadar 3 bin 955 talep dosyasý incelenerek, 3 bin 182 adedi için tazminat ödenmesi uygun görüldü. 773 dosya için ise ret kararý verildi. 1995 yýlýndan bu güne kadar ödenen tazminat miktarý 19 milyon 369 bin 101 lira. Daha önce Jandarma Genel Komutanlýðý'nca bin 70, Personel Genel Müdürlüðü'nce 37 olmak üzere bin 107 dosya karara baðlandý. Toplamda 5 bin 62 dosya karara baðlandý. (CÝHAN)
“Türkiye’de birileri, PKK PYD’nin Suriye’nin Kuzeyinde yaptýklarýný Kürtlerin kazanýmý gibi savunmaya çalýþýyor” Askeri müdahaleye doðru bir gidiþin olup olmadýðýna ise Çelik, “Türkiye’nin varlýðýna dönük, Türkiye’ye dönük bir tehdit algýsý fiili olarak ortaya çýktýðý zaman tabi ki Türkiye kendini koruyacaktýr ve müdahale edilecektir. Ya da bugün bir þey yapýyor Esad rejimi, bakýn Türkiye’den bazýlarý da PKK ve PYD’nin elde ettiði kazanýmlarý Kürtlerin kazanýmlarý gibi sunmaya çalýþýyor. Onun Kürtlerin kazanýmý ile alakasý yok. Orada Esad silah veriyor, PYD ve PKK da Esad rejimi ile iþbirliði yaptý. Bugüne kadar Esad’a karþý hiçbir þekilde bir tutum almadýlar. Esad, silah veriyor, o bölgeleri de boþaltýyor. Özellikle Afþin ve Kobali’de Esad’ýn güçleri ile PKK tam bir iþbirliði içinde. Dolayýsýyla bu zaten Türkiye’ye dönük olarak, Esad’ýn oluþturmaya çalýþtýðý tehdit mekanizmasýnýn PKK ile PYD eliyle hayata geçirildiðini gösteriyor. Ama Türkiye’ye dönük bir fiili tehdit durumunda ya da orada PKK varlýðýnýn fiili bir yönetim kurmasý durumunda tabi ki askeri seçenek devreye girer.” diye konuþtu.
“Esad’ýn B Planý Lazkiye Merkezli Bir Nusayri devletikurmak”
Tampon bölge meselesinin de bunun daha çok BM inisiyatifinde olmasa gereken bir þeyin olduðunu vurgulayan Çelik, “Tabi tampon bölge gibi meseleler çok riskli meseleler. Biz daha önce insaný koridor meselesini gündeme getirdik ama tampon bölgesini gündeme getirmedik. Bir tampon bölge Suriye’nin yapýsý gereði Esad’ýn B planýný uygulamasýna yol açabilir. Esad’ýn B planýnda Lazkiye merkezli bir Nusayri devleti, Sünni Arap devleti ve Kürt devleti þeklinde Suriye’yi paramparça etmek, Suriye’yi Ortadoðu'daki kaosun bir tetikleyicisi etmek gibi bir çaba da var. Biz bunun Suriye için bir felaket olacaðýný, bölge için de doðru olmayacaðýný düþünüyoruz.” ifadelerini kullandý. (CÝHAN)
EGM: Tatil seyahatlerine toplu taþýma araçlarýyla çýkýn
E
mniyet Genel Müdürlüðü (EGM), yaz tatili seyahatlerinde özel araçlar yerine otobüs, tren, uçak, gemi, feribot gibi toplu taþým araçlarýn tercih edilmesini istedi. Özellikle yeni ehliyet sahibi olanlarýn yeterli sürücülük deneyimine sahip olduktan sonra araçlarý ile uzun seyahatlere çýkmasý gerektiði belirtildi. Kaza verilerine göre; Türkiye'de trafik kazalarýna baðlý ölüm ve yaralanmalarýn yaklaþýk üçte biri yaz aylarýnda meydana geliyor. Yaz aylarýnda nem oranýnýn ve aþýrý sýcaklarýn yüksek seviyelere ulaþmasý sürücüleri fiziki ve psikolojik olarak etkileyebiliyor. Bu da kaza sayýlarýnýn artýþýna sebep olabiliyor. Emniyet Genel Müdürlüðü Trafik Hizmetleri Baþkanlýðý tarafýndan yaz aylarýnda kazalarýn azaltýlmasý amacýyla vatandaþlarýn dikkat etmeleri gereken hususlar yayýmlandý. Yaz aylarýnda nem oranýnýn ve aþýrý sýcaklarýn yüksek seviyelere ulaþmasý sonucunda, fizyolojik ve psikolojik yapýsý olumsuz yönde etkilenen ve dikkati daðýlan sürücülerin, tatil yapma arzusu ile tatil baþlangýcýnda gidecekleri yere biran önce ulaþma isteði ile de birçok kural ihlali yaptýklarýna dikkat çekildi. Sürücülerden sýcak havanýn vereceði rehavet ile araç kullanmaktan kaynaklanabilecek yorgunluðu, günlük olarak deðiþebilen hava þartlarý ve yollarýn yapýlarýný deðerlendirmesi ve dikkate almasý istendi. “YOLA ÇIKMADAN ÖNCEKÝ GECE ALKOL ALINMAMALI” Özel araçlar ile yola çýkýlmasý gerektiðinde sürücülerden þu kurallara dikkat edilmesi istendi:"Yolculuk öncesi düzenli ve yeterli uyku alýnmalý. Yola çýkmadan önceki gece alkol alýnmamalý. Hasta olan sürücüler mutlaka doktor kontrolünden geçtikten sonra yola çýkmalý, ilaç kullanmalarý gereken sürücüler ise mutlaka doktor kontrolünde ilaçlarýný uygun dozda almalý. Uzun mesafeli yolculuklarda zorunlu olmadýkça tek baþýna yola çýkýlmamalý. Aracýn yazlýk (baþta fren, far, olmak üzere bütün aksamlarýnýn) bakýmlarý yaptýrýlmalý, klimalý araçlarýn polen filtreleri ve anti bakteriyel bakýmlarý yetkili servislerce yapýlmalý, lastik gibi zaman içerisinde deðiþmesi gereken aksamlarý deðiþtirilmeli. Yeni alýnan araçlarýn özellikleri tam olarak öðrenilmeli. Trafik yoðunluðu düþük olan alternatif güzergâhlar tercih edilmeli, gidilecek güzergâh hakkýnda mümkün olduðunca fazla bilgi edinilmeli ve seçilen yol güzergâhý ile tahmini varýþ zamaný mutlaka yakýnlara bildirilmeli. Rahat, bol, vücudu sýkmayan ve terletmeyen kýyafetler giyilmeli. Sabah hafif bir kahvaltý yapýlmalý ve yola aç çýkýlmamalý. Aðýr ve yaðlý gýdalardan kaçýnýlmalý. Yiyecek olarak sebze ve meyve tercih edilmeli. Seyahat esnasýnda arka koltukta oturanlar dâhil olmak üzere emniyet kemeri ve çocuk koruma sistemleri mutlaka kullanýlmalý.
“DÝREKSÝYONDA CEP TELEFONU ÝLE KONUÞULMAMALI” Araçlar hýz limitlerinde, yol þartlarýna göre kontrol edilebilecek hýzda ve araç takip mesafesi kuralýna uyularakKullanýlmalý. Direksiyon baþýnda cep telefonu ile konuþulmamalý. Direksiyon baþýnda sigara içilmemeli. Araç kullanýrken gözlerin karýncalanmasý, esneme, göz kapaklarýnda aðýrlýk, ensede gerginlik hissedilmesi v.b. durumlarda dikkatin ve tepki süresinin azalmýþ olduðu anlaþýlmalý, durup dinlenilmeli. Her 100 kilometrede veya 1,5–2 saatte bir 10–15 dakika dinlenme molasý verilmeli. Araçta çocuk varsa yetiþkinlerden çok daha çabuk yorulacaðý ve sýkýlacaðý unutulmamalý molada kan dolaþýmýný arttýran hareketler yapýlmalý ve eller ile yüz yýkanmalý. Molalarda bol sývý, uyku açýcý çay ve kahve benzeri içecekler alýnmalý ve kiþisel ihtiyaçlar giderilmeli. Araç camlarý kýsa süreli açýlarak temiz, taze hava alýnmalý; ancak arý, sinek vb. sürücüyü rahatsýz edebilecek böceklerin aracýn içine giriþleri engellenmeli. Gözlerin güneþten etkilenmesini önlemek için araç içi güneþlikler uygun þekilde ayarlanmalý ve mümkünse ultraviyole ýþýnlara karþý koruyucu özellikte bir gözlük kullanýlmalý. Otomobilde yalnýz seyahat edenler kendilerini aktif ve zinde tutacak türden müzikler dinlemeli. Çok kiþi ile seyahat edilmesi halinde tartýþmaktan ve yüksek sesli ani tepkilerden kaçýnýlmalý, direksiyon baþýnda iken dikkati daðýtmayacak þekilde yanýndakilerle konuþulmalý. "YENÝ EHLÝYET SAHÝBÝ OLANLAR UZUN SEYAHATLERE ÇIKMAMALI" Özellikle yeni ehliyet sahibi olanlar yeterli sürücülük deneyimine sahip olduktan sonra araçlarý ile uzun seyahatlere çýkmalý, tecrübeli sürücüler de aracýna ve sürücülük becerilerine güvenerek kendilerini, yakýnlarýný ve tüm yol kullanýcýlarýný gereksiz þekilde riske atmamaya özen göstermeli. Tatil yörelerinde bulunan vatandaþlarýmýz, tatilde olmanýn vermiþ olduðu rehavet ile trafik kural ihlalinde bulunmamalý, kurallarýn her yerde geçerli olduðunu unutmamalý. Ayrýca, hava sýcaklýklarýnýn artmasýndan dolayý vatandaþlarýmýz ve tatil dönemindeki çocuklarýmýzýn ev, iþyeri veya benzeri kapalý mekânlara göre açýk alanlarý tercih etmesi neticesinde; yollarda özellikle yayalarýn karýþtýðý trafik kazalarýnda önemli derecede artýþ olduðu görülmektedir. Bu tip kazalarýn önüne geçilebilmesi için sürücülerimiz daha dikkatli olmalý ve her an yola birilerinin çýkabileceðini düþünerek, ilk geçiþ hakkýný yayalara tanýmalý ve sürekli toleranslý davranmalý.”(CÝHAN)
www.mardiniletisimgazetesi.com.tr
6 Aðustos 2012 Pazartesi
4
Tarihi Cizre Kalesi'nde restore çalýþmasý baþlatýldý
K
Diyarbakýr’ýn bütün renkleri DÝGÝAD'ýn iftarýnda buluþtu
D
iyarbakýr Giriþimci Ýþadamlarý Derneði (DÝGÝAD)’nin geleneksel iftarý, þehrin bütün renklerini bir araya getirdi. Ýftarda siyasetçilerden kanaat önderlerine, sivil toplumdan iþ dünyasýna kadar yüzlerce kiþi bir araya geldi. Seyda ve melleler, Alevi derneklerinin temsilcileri, Süryaniler, Meryemana Kilisesi'nin Papazý, AK Parti ve BDP'li siyasetçiler yan yana oturarak birlikte yaþamanýn güzelliðini sergiledi. Ýftarda konuþan Gýda Tarým ve Hayvancýlýk Bakaný Mehdi Eker, Kalkýnma Bakan Yardýmcýsý Mehmet Ceylan ve gazeteci-yazar Ahmet Taþgetiren, Ýslam dünyasýna huzur gelmesi ve akan kanýn durmasý temennisinde bulundu. Diyarbakýr’ýn Baðlar ilçesindeki Rönesans Düðün Salonu’nda verilen iftar yemeðinde konuþan DÝGÝAD Baþkaný Alaaddin Korkutata, davetlerine icabet edenlere teþekkür etti. Korkutata, küresel krizin etkisini hala sürdürdüðü bir ortamda Türkiye’nin hýzla büyüdüðünü hatýrlatarak, “ Bu baþarý ülkemizin fedakar insanlarýn yurt ve yuva açarak kaliteli ve dürüst binlerce insan yetiþtirmesiyle oldu. Ýnþallah bunlarýn sayýsý günden güne artacaktýr. Bizi içten yýkmaya çalýþan, ciðerimizi parçalayan bir
problemle karþý karþýyayýz. Ýnþallah geçmiþte ihmal ya da ihlal edilen anayasal haklar yerine, birlik ve beraberliðimize yönelik kalýcý karar alýnýr yeni anayasa çalýþmasýnda.” dedi.
Bakan Eker: Diyarbakýr, 1373 Yýldýr Ramazan’ý idrak ediyor Gýda Tarým ve Hayvancýlýk Bakaný Mehmet Mehdi Eker, Diyarbakýr’ýn 1373 senedir Ramazan’ý idrak ettiðini söyledi. Kan dökülmesinin haram kýlýndýðý Ramazan ayýnda Ýslam coðrafyasýnda üstelik Müslümanlar arasýnda kan döküldüðünü anlatan Eker, yaþanan kutlu günlerin, çatýþmalarýn son bulmasýna vesile olmasýný diledi. Diyarbakýr’ýn 'küller altýnda kalmýþ bir mücevver gibi' olduðunu belirten Bakan Eker, “Bu þehir 30 yýlda bu dokusundan çok þey kaybetti. Kültürel, insani ve evrensel barýþa ait deðerlerini kaybetti. Bu þehir bir mülteci kampýna dönüþtü ve beraberinden çok sorun getirdi.” diye konuþtu. Türkiye’yi huzura kavuþturmaya çalýþtýklarýný anlatan Eker, Diyarbakýr’da bir dizi teþvikler hayata geçirdiklerini, baraj ve sulama kanallarýnýn devam ettiði bu ortamý birilerinin zehirlemeye çalýþtýðýný kaydetti. Bakan Eker, þunlarý söyledi: “Ýstihdam getirecek þantiyeleri yakmak, iþ makinelerini
ya da kendileri gibi düþünmeyen siyasetçileri daða kaçýrarak korkutmaya çalýþýyorlar. Bir þeyleri bahane edip esnafýn derdi yetmiyormuþ gibi kepenk kapattýrýyorlar. Bu þehirde bir sessiz çoðunluk var. Hadiseleri izliyor. Bir kýsmý da baskýya sessiz kalýyor dükkânýný kapatýyor. Ama büyük kýsmý sessiz ve ibretle seyrediyor. Bizim biraz daha bu zulüm karþýsýnda sesimizi çýkartmamýz gerekiyor. Nasýl ki Türkiye demokratik meþru talepler dile getiriliyorsa burada da ayný þekilde iþadamý ve sanayici olarak bu topraklarda istihdam üretmeye çalýþan yatýrým yapan insanlar olarak sesimizi çýkartmamýz gerekir. Hiç kimsenin iradesi birkaç kÝþinin ipoteðinde deðildir. Birilerinin politik çýkarýna uymuyor diye ne zaman önemli bir adým atýlsa arkasýndan bir saldýrý geliyor. Türkiye’de çok da acý çekmiþ bir siyasetçi Leyla Zana bir umudunu dile getirdi arkasýndan ne tür saldýlar geldiðini gördük. Ortam zehirlenmek istiyor. Hükümet olarak, terör örgütünün bu konu ile ilgili bize rota çizmesine müsaade etmeyeceðiz.”
Taþ getiren: Dünyaya Ýslam, Ýslama’a da Müslüman lazým Gazeteci- yazar Ahmet Taþgetiren ise Ýslam dünyasýnda bir hareketliliði, bir sancýyý yaþadýklarýný anlattý. Türkiye’nin de hem bir sancýyý hem bir umudu yaþadýðýný anlatan Taþgetiren, “Ne çýkarmak lazým diyorum bundan bir imtihan çýkarmak lazým. Ýmtihan alaný ise 2000’li yýllarda Ýslam barýþýný gerçekleþtirmek. Evet bunu gerçekleþtirebilecek miyiz? Ramazan bunu bize saðlayacak mý? Ýslam bizatihi barýþ demek. Ama Ýslam coðrafyasýnda Ýslamcýn amaçladýðý barýþý hala kuramadýk.” diye konuþtu. Etnik aidiyetin hiçbir önemi olmadýðýný anlatan Taþgetiren, “Önemli olan bizi yaratan Allah’tan ne kadar
kendimize deðer taþýyoruz. Ramazan belki düþünmemiz gereken budur. Yarýn mahþer ortamýnda hangimizin hangi etnik aidiyetimizden olduðunu mu düþüneceðiz? Ah bir resule tabi olsak diyeceðiz. Ýslam kardeþliði, efendimiz bir Arap ama üstünlüðü takva olarak açýklýyor.” ifadelerini kullandý. Müslümanlarýn bir imtihanla karþý karþýya olduðunu belirten Taþgetiren þunlarý söyledi: “Dünyaya Ýslam lazým, Ýslam’a da Müslüman lazým. Ýslami kalp dokusu hayat disiplini haline getirmiþ Müslüman lazým. Ýslam bizim hayatýmýzýn anlamý olur diyen Müslüman lazým. Ýslam dünyasý Ýslam barýþýný gerçekleþtirecek mi? Biz Suriye, Mýsýr’da Türkiye de barýþý gerçekleþtirecek miyiz. Bu coðrafyayý paramparça etmek projesi sömürgeci güçlerin amacýydý. Allah a sarýlmak bir kuran çaðrýsýdýr. Gerisi hep teferruattýr.” DÝGAD’ýn iftar yemeðine Gýda Tarým ve Hayvancýlýk Bakaný Mehdi Eker, Kalkýnma Bakaný Yardýmcýsý Mehmet Ceylan, Diyarbakýr Valisi Mustafa Toprak, Sur – Dicle Eðitim Kurumlarý Yönetim Kurulu Baþkaný Ýbrahim Köklükaya, AK Parti Diyarbakýr milletvekilleri Galip Ensarioðlu, Cuma Ýçten, Süleyman Hamzaoðullarý, BDP'li Sur Belediye Baþkaný Abdullah Demirbaþ, BDP Diyarbakýr Ýl Baþkaný Zübeyde Zümrüt, Gazeteci-yazar Ümit Fýrat, Erkan Turan Aytav, Diyarbakýr Pir Sultan Abdal Kültür Derneði Baþkaný Cafer Koluma, Diyarbakýr'daki Süryani Kadim Cemaatinden Yusuf Akbulut, Diyarbakýr Meryemana Kilisesi Papazý Yusuf Akyüz, vali yardýmcýlarý, kaymakamlar, sivil toplum kuruluþlarýnýn temsilcileri, emekli müftüler ile müftü yardýmcýlarýnýn yaný sýra çok sayýda davetli katýldý. (CÝHAN)
Ýpekyolu'nda inekler trafiðe çýktý Þ
ýrnak'ýn Cizre ilçesinden geçen Ýpekyolu’nda inekler de trafiðe çýktý. Ýpekyolu’na trafiðe çýkan inekler kameraya an ve an kaydedildi. Çok sayýda ineklerin Ýpekyolu’na çýkýp karþýya geçmek
istemesi trafik akýþýný durdurdu. Adeta yolun hepsini kaplayan inekler araçlarýn geçmesini engelledi.
Yolda kötü bir görünüme sebep olan inekler, sanki hiçbir þey
yokmuþ gibi rahatça karþý geçmek istiyor.
Bu duruma tepki veren þoförler de korna çalmakla yetindi. Ayrýca trafik kazalarýna da davetiye çýkaran inekler, ilçeye kötü bir görünüm býrakýyor.
Cizre Kaymakamlýðý Baþýboþ Ýnekleri Toplatacak Þýrnak'ýn Cizre ilçesinde baþýboþ inekler kaymakamlýk tarafýndan toplatýlacak. Ýlçenin önemli sorunlarýndan birisi haline gelen baþýboþ hayvanlarý, Cizre Kaymakamlýðý toplatacak. Bir haftadýr belediye anonslarýndan vatandaþlar bu konuda uyarýlýyor. Cadde ve sokaklarda baþýboþ dolaþan inekleri toplatacak olan Cizre Ýlçe Kaymakamlýðý, ilçe tarým müdürlüðüne talimat verdi. Cizre Kaymakamý Þenol Koca’nýn talimatýyla baþýboþ hayvanlarý toplamak için ilçe tarým müdürlüðünce bir ekip kuruldu. Kurulan ekip, pazartesi gününden
itibaren caddelerde ve sokaklarda dolaþan baþýboþ hayvanlarý gördüðü yerde alýkoyacak. Ýlk etapta sahiplerine ceza verilmeyeceðini söyleyen Kaymakam Þenol Koca, ama tutanak tutacaklarýný belirtti. Sokakta dolaþan ineklerin çöplerden beslendiðini ifade eden Kaymakam Koca, sokaklarda baþýboþ dolaþan ineklerin çevre ve insan saðlýðýný olumsuz yönde etkilediklerini dile getirdi. Bu memlekette çok güzel þeylerin olduðunu belirten Kaymakam Koca þöyle konuþtu: “Burasý çok büyük medeniyetlere ev sahipliði yapmýþ bir yerdir. Burada bizim hizmetlerimiz insan üzerine olacak. Yani insanýmýz bizden ne tür hizmet istiyorsa biz o hizmeti sunacaðýz.
Biz milletimize en güzel þekilde hizmet vermeye devam edeceðiz. Yeter ki birlik ve beraberliðimiz olsun. Buralar eminim ki daha güzel olacak, daha güzel þeyler yapýlacak. Biz üzerimize düþen ne varsa yapmaya hazýrýz.”(CÝHAN)
ültür ve Turizm Bakanlýðý tarafýndan birinci derece SÝT alaný ilan edilen Cizre Kalesi'nde yýkým ve restorasyon çalýþmalarý baþlatýldý. Hudut Tabur Komutanlýðý tarafýndan 2 yýl önce boþaltýlan Cizre Kalesi'nde restorasyon çalýþmasý baþlatýldý. Cizre Kaymakamlýðý tarafýndan baþlatýlan yýkým iþlemlerinin ardýndan Ýçkale bölümündeki tarihi yerler restore edilecek. Kaymakam Þenol Koca, Belediye Baþkaný Mustafa Gören, Ýlçe Jandarma Komutaný Hikmet Uz, Cumhuriyet Baþsavcýsý Muhammed Varol, Ýlçe Özel Ýdare Müdürü Ahmet Ebem ve kurum amirlerinin katýlýmýyla Cizre’nin eski kalesine ilk kazma vuruldu. Ýlk etapta çevre hazýrlýk çalýþmalarý için Þýrnak Valiliði ödenek çýkartarak destek verecek. Ardýndan projesi yapýlacak ve restore çalýþmalarýn tamamýný bakanlýk devralacak. Yýkým esnasýnda Kaymakam Þenol Koca, “Teþvik ettiðiniz için teþekkür ediyorum. Ýnþallah Cizre’miz için, ülkemiz için, bölgemiz için tarihi yerlerin ortaya çýkartýlmasý çok önemli. Ýnþallah ecdat yadigarý yerlere sahip çýkarýz. Hepinize teþekkür ediyorum.”dedi. Cizre Kalesi Geçmiþi binlerce yýl öncesine dayanan Cizre Kalesi, Kültür ve Turizm Bakanlýðý tarafýndan SÝT alaný olarak ilan edilmiþti. Kürtçe ismi Býrca Belek olan Cizre Kalesi, 35 yýl Cizre Hudut Tabur Komutanlýðý tarafýndan kullanýlmýþ ve alýnan karar ile Þubat 2010 tarihinden itibaren boþaltýlmýþtý. Cizre'de yer alan Hamidiye Binasý, Mem û Zin Zindaný, Aslanlý Kapý, Saray Burnu gibi mekanlarýn bulunduðu iç kale alaný Þubat 2010 tarihinden bu yana hudut taburunca boþaltýlmýþ ve o günden bu yana bu alanlara girilmesi kaymakamlýk tarafýndan yasaklanmýþtý. Kaymakamlýk Kültür ve Turizm Bakanlýðý nezdinde bu alanla ilgili projelerin ve planlamalarýn yapýlmasý için yazýþmalarda bulunmuþtu. Mem u Zin Zindaný, Sarayburnu denilen Cizre'nin eski mesire alaný, Aslanlý Kapý ve Cizre surlarýnýn kalýntýlarýnýn bulunduðu Cizre'nin tarihi ve kültürü açýsýndan çok önemli bir yerdir. (CÝHAN)
Kimse Yok Mu Derneði, ihtiyaç sahiplerini sevindirdi
K
imse Yok Mu Derneði Cizre gönüllüleri, Þýrnaklý ihtiyaç sahibi ailelere Ramazan paketi daðýttý. Türkiye’nin her yerine Ramazan kumanya gýda paketi yardýmlarýný gönderen Kimse Yok Mu gönüllüleri, Þýrnak merkez ve ilçelerinde de yardým daðýtmaya baþladý. Þýrnak’ýn Cizre ilçesinde gýda yardýmlarýna baþlayan Kimse Yok Mu Derneði Cizre Gönüllüleri, Kýzýlsu beldesinde de yardým paketlerini daðýttý. Cizre Kimse Yok Mu gönüllülerinden Süleyman Gedük, “Türkiye’nin her yerine yardýmlarýný gönderen Kimse Yok Mu Derneði, Þýrnak’a da 6 bin yardým paketi gönderdi. Biz de gelen yardýmlarý burada fakir ve maðdur olan daha önce belirlediðimiz ailelere daðýtmaya baþladýk. Þýrnak merkez, Cizre, Silopi, Ýdil ve beldelerinde yardýmlarýmýzý daðýtmaya baþladýk. Doðu-batý kaynaþmasý adýna bu tür yardýmlarýn bu taraflara gelmesi bizim için çok önemlidir. Kardeþliðe ve gönül köprüsü kurmaya vesile oluyor. Bu yardýmlara sebep olan ve yardýmlarýný buralara kadar gönderen gönüllülere ve Kimse Yok Mu ailesine teþekkür ediyoruz. Yardýmlarýn devamýný diliyoruz. Çünkü buralarda yaþayan vatandaþlarýmýz yardýma çok muhtaçtýr. Fakir ve fukara insanlarýmýzýn ellerinden tutmamýz lazým." dedi. Bölge insaný için ellerinden ne geliyorsa yapmaya çalýþtýklarýný kaydeden Süleyman Gedük, yardýmlarýný esirgemeyen Þýrnaklý vatandaþlara teþekkür etti. (CÝHAN)
www.mardiniletisimgazetesi.com.tr
Türkiye'nin 'bayram ikramý' geleneði deðiþiyor
Y
ýlda ortalama yüzde 10 büyüyerek 3.1 milyar dolarlýk ciroya ulaþan þekerleme ve çikolata pazarý, satýþlarýn 5 kat arttýðý Ramazan Bayramý'na hazýrlanýyor. Toplam tüketimin üçte birinin gerçekleþtirildiði bayramlarda, Doðu ve Güneydoðu illerimizde þeker ikram edilirken, Marmara ve Ege'de ise çikolata revaçta.
Ramazan Bayramý'nýn yaklaþmasý ile hareketli günler yaþayan þekerleme ve çikolata sektörü, yýlda ortalama yüzde 10 büyüme gerçekleþtirerek 3.1 milyar dolarlýk ciroya ulaþtý. Türkiye'nin ikram geleneðinin bölgelere göre deðiþiklik göstermeye baþladýðýný ifade eden Þekerleme ve Þekerli Mamuller Tanýtým Grubu Baþkaný Zekeriya Mete, "Doðu ve Güneydoðu'ya gittikçe bayramlarda ikram edilen ve hediye amaçlý satýn alýnan ürün portföyü þekere doðru yönelmiþ durumda. Bunun yaný sýra Marmara ve Ege'de ise çikolatayý tercih ediyor. Özellikle Marmara Bölgesi çikolata tüketiminin yüzde 45'ini elinde bulunduruyor" dedi. Türkiye'de yýllýk çikolata ve þekerleme tüketiminin kiþi baþý 2 kilogram olduðuna dikkat çeken Zekeriya Mete, bayramlarda ise kiþi baþý tüketimin 1 kilogramý bulduðuna dikkat çekti. Ýhracat hedef 2.5 milyar
teknolojisinin de kullanýldýðý sektör, gýda sanayi içinde yer alan, üretiminde kullanýlan hammaddeler, yardýmcý maddeler ve ambalaj malzemeleri ile yan sanayisini de geliþtiren önemli sektörlerden biri durumuna geldi. Þekerli ve çikolatalý mamuller Türkiye'nin hemen hemen her ilinde ve ilçesinde üretilmekte. Sektörde büyük, orta ve küçük iþletmeler birlikte yer almakta. Sektöre ait ürün yelpazesinin çok geniþ olmasý sektörün büyümesindeki en önemli faktörlerden biri oldu.
artmasý doðal olarak yatýrýmlarýn da artmasýna neden oldu" dedi. Bu geliþmelerin sadece sektörün deðil, iliþkili diðer sektörlerin de büyümesini katký saðladýðýný ifade eden Zekeriya Mete, "Bu sektörler arasýnda ham madde, yardýmcý madde ve ambalaj malzemeleri üreten sektörleri sayabiliriz. Bugün çikolatanýn beþiði kabul edilen Belçika ve Avusturya'ya çikolata ihraç eder hale geldik" dedi. Sektörünün Ar-Ge ve inovasyon çalýþmalarýna yaptýðý yatýrýmlara da dikkat çeken Zekeriya Mete, "Çikolata ve þekerleme sektörü diðer sektörlerden açýk ara önde gittiði gibi, kaliteli ve dünya standartlarýnda üretim yönünden birçok ülkeden de ileridir" dedi.
dolar Sektörde ihracatýn önemli ölçüde arttýðýný da belirten Zekeriya Mete, "2012 yýlýnda sektördeki ihracat hedefi 2.5 milyar dolar oldu. Baþlýca ihraç ülkeleri, Avrupa Birliði, Kuzey Afrika ülkeleri, Rusya, Suudi Arabistan, ABD, Türki Cumhuriyetleri Orta Doðu ve Uzak Doðu'dur. Endüstriyel üretime geçiþin tarihi çok eski deðil. 80'li yýllarla birlikte ticaretin geliþmeye baþlamasý, teþvik uygulamalarýnýn
Merdiven altý üretime dikkat Türk çikolata ve þekerleme sektörünün en önemli sorunlarýndan birinin de merdiven altý üretim olduðuna dikkat çeken Zekeriya Mete, "Türkiye'de sektörün en büyük sorunu kayýt dýþý üretim alanlarý. Bununla sektör çok ciddi mücadeleler verdi. Ancak burada çok fazla baþarýlý olunamadý. Þimdi yavaþ yavaþ tüketici bilinçlenmeye baþladý. Gelir
seviyesi de arttýkça tüketici artýk markalý ürünleri almayý tercih ediyor" dedi. Eskiden bakkallarýn bayramlarda bu ürünleri tezgah üstlerinde sattýklarýný ifade eden Zekeriya Mete, "Kilo fiyatý diðer ürünlere göre daha uygun çikolata ve þekerler yok satardý. Ancak artýk tüketici bilinçlenmeye baþladý. Bu ürünlerin lezzet ve saðlýk bakýmýndan markalý ürünlerle kýyaslanamaz olduðunun farkýna vardý. Bu da sektöre yatýrýmlarý arttýrýyor. Son birkaç yýlda bu alanda önemli geliþmeler gözlemleniyor. Markalý ürünlere talep arttý. Merdiven altý üretim artýk sona yaklaþýyor. Tüketici saðlýklý ürünleri tüketmeyi tercih ediyor" þeklinde konuþtu. Sektörün temeli lokum ve helva ile atýldý Türkiye'de þekerli ve çikolatalý mamuller sektörünün baþlangýcý, bölgeden saðlanan hammaddelerle küçük imalathanelerde üretilen lokum ve helva gibi geleneksel Türk þekerlemelerinin üretimine dayanýyordu. Günümüzde, geleneksel üretim yöntemleriyle birlikte modern üretim
Ülkeler bazýnda kiþi baþý yýllýk tüketim Belçika 5.67 kg Ýsviçre 5.57 kg Almanya 3.85 kg Ýngiltere 3.70 kg Fransa 3.61 kg Türkiye 2.0 kg Türkiye'deki genç nüfus tüketimi arttýrýyor - Yabancý markalar çikolata ve þekerleme sektörünün geleceðini Türkiye'de çok pozitif göründükleri için piyasaya girmeye çalýþýyor. - Geliþmiþ ülkelerle karþýlaþtýrýldýðýnda, Türkiye'deki kiþi baþýna þekerli ve çikolatalý mamuller tüketiminin oldukça düþük olduðu bilinmekle birlikte, son yýllarda tüketimin hýzla artmakta olduðu görülüyor. - Türkiye'nin genç bir nüfusa sahip olmasý ve mevcut tüketimin oldukça düþük bulunmasý nedeniyle, sektör ürünlerine olan talepte gelecek yýllarda düzenli artýþlar olmasý bekleniyor. - Ayrýca, gelir seviyesinin artmasý ve firmalarýn daha fazla pazarlama çalýþmalarýyla tüketim oraný daha da arýyor. (CÝHAN)
Prof. Dr. Akdur: Þebeke sularýna damacana sularý kadar güvenmek lazým A
nkara Üniversitesi Halk Saðlýðý Anabilim Dalý Baþkaný Prof. Dr. Recep Akdur, Türkiye’de yanlýþ bir su kültürü oluþturulduðunu belirterek, “Sanki ambalajlanmýþ sular, ‘iyi su’ imiþ gibi tanýtýldý ve bunun ticaret ortamý yaratýldý. Oysa musluklardan akan sular her zaman ambalajlý sulardan daha iyidir.” dedi. Akdur, þebeke sularýna da damacana sularý kadar güvenmek gerektiðinin altýný çizdi. Ankara Üniversitesi Halk Saðlýðý Anabilim Dalý Baþkaný Prof. Dr. Recep Akdur, Cihan Haber Ajansý (Cihan)'na yaptýðý açýklamada, “Ýçme ve kullanma suyu diye iki ayrý su yoktur. Esas olan evlerimizdeki musluklardan içebileceðimiz suyun akmýþ olmasýdýr. Eðer, damacanalarla su daðýtýlýyorsa, iþin baþýnda yanlýþ olan budur.” diye konuþtu.
Aðýrlýk verilmesi gerekenin þebeke suyu olduðunu kaydeden Akdur, “Musluk suyunun dýþýna taþtýðýmýzda, özel amaçlý paketlenmiþ su söz konusu olduðunda tehlike baþlýyor. Musluk dýþýnda herhangi bir su saðlama kanalý tehlikenin baþlangýcýdýr. Ambalajlý su da daðýtýlýyorsa, mutlaka bunun da sýký bir þeklide denetlenmesi gerekir.” diye konuþtu.
“Türkiye’de su kültürü yanlýþ oluþturuldu” Son 30–40 yýlda Türkiye’de su kültürünün yanlýþ oluþturulduðunun altýný çizen Akdur, þöyle devam etti: “Sanki ambalajlanmýþ sular, ‘iyi su’ imiþ gibi tanýtýldý ve bunun ticaret ortamý yaratýldý. Oysa musluklardan akan sular her zaman ambalajlý sulardan daha iyidir. Paketlenmiþ sularýn tek avantajý yumuþak su olmalarýdýr. Oysa yumuþak su halk saðlýðý açýsýndan öyle çok da önerdiðimiz bir su deðildir. Özellikle kalp damar hastalarý açýsýndan, suyu içenlerin belli minareleri almasý açýsýndan suyun belli sertliklerde olmasýný tercih ederiz. Musluktan akan sular aþýrý sert olduðu için (yani tadý bozuk olduðu için, yoksa bir hastalýk taþýdýðý için deðil) bizde oluþturulan damak tadý anlayýþýna uymadýðý için böyle bir pazar ortaya çýkmýþtýr. Bir an önce bu yanlýþ anlayýþ yýkýlmalýdýr.”
“Þebeke suyu iyi arýtýlýrsa, Klor koku yapmaz.” Þehir þebeke sularýnýn iyi arýtýlmasý halinde katýlan klorun da fazla koku yapmayacaðýný kaydeden Akdur, “Klor aþýrý koku yapýyorsa iki nedeni vardýr. Bir sularýmýz iyi arýtýlmýyor demektir, bazý organik maddeler vardý. Ýki çok aþýrý klor katýlmýþ anlamýna gelir.” dedi. Arýtma sýrasýnda sudaki tuz, kalsiyum, demir gibi minerallerin miktarýnýn azaltýlmasý gerektiðini ifade eden Akdur, “Bizim arýtma tesislerimiz bu sertliði gideremediði için musluktan akan su damaðýmýza acý geliyor.” Þeklinde konuþtu. Toplumda damacana suyu içenlerin oranýnýn yüzde 10’u geçmeyeceðini dile getiren Akdur, “Þebeke sularýna en az damacana suyu kadar güvenmemiz lazým. Memlekette damacana suyu varsa esas sorun
odur. Hedef damacana ile su daðýtýmýný yok etmektir. Eðer bir memlekette damacana ile su daðýtmýyorsanýz saðlýklý iþ yapýyorsunuz demektir. Geliþmiþ tüm ülkelerde de damacana ile su daðýtmak diye bir konu yoktur.” dedi.
“Þebeke sularýndaki kirliliði kimse göremez örtbas edemez.” Þebeke sularýnýn kirli olmasý halinde büyük salgýnlar ortaya çýkacaðýndan, böyle bir olayýn üstünün örtülemeyeceðine dikkat çeken Akdur, “Böyle bir þeyi kimse gizleyemez. Bu nedenle þebeke sularýnda þu anda sýkýntý olan konu aþýrý sertliktir, tadýnýn bozukluðudur. Zaman zaman bazý kimyasal ölçeklerde de bozulmalar söz konusu olabiliyor. Ama bu söylediklerim damacana suyu için de geçerli. Nitekim þimdi Saðlýk Bakanlýðý ciddi bir denetim yaptý. Türkiye’de aþaðý yukarý 250 dolum tesisi vardýr. Bunun onda biri kirli çýktý. Þebeke sularýna baksak belki bu oraný bile bulmayacak.” diye konuþtu. (CÝHAN)
6 Aðustos 2012 Pazartesi
5
BASINDAN... Suriye'ye suikast!
R
amazan gibi kutsal bir zamanda Suriye'den gelen katliam haberleri herkesi üzüyor. Ama en az bu haberler kadar üzücü olan ise Baas rejimi karþýsýnda ölüm kalým savaþý veren muhalefetin periþan hali. Dünya kamuoyunun ve Suriye'nin içindeki farklý etnik ve mezhepsel gruplarýn, birlik içinde olmasýný ve ülkenin geleceðine dair somut, umut verici, ikna edici bir vizyon oluþturmasýný beklediði muhalefet gün geçtikçe daha parçalý hale geliyor. Önceki gün Mýsýr'dan gelen yeni bir muhalefet oluþumu haberi bu açýdan ilginçti. Kahire'deki Shepheard Otel'de kameralarýn karþýsýna geçen Suriyeli bir grup, "Suriye Devrimi Mütevelli Heyeti'' adýyla yeni bir oluþum kurduklarýný ilan etti ve tüm muhalefeti kendi saflarýna katýlmaya çaðýrdý. Haytam Malih'in baþkanlýðýný yaptýðý grup, Suriye için geçici hükümet kurma çalýþmalarýna baþladýklarýný bile duyurdu. Baas Partisi'nde yer almýþ olsa dahi bugün muhalifler safýnda bulunan herkese kapýlarýnýn açýk olduðunu söyleyen zat, Özgür Suriye Ordusu'nu desteklediklerini ancak yaþadýklarý hassas dönemden dolayý iç ve dýþ muhalefetin bir arada olmasý gerektiði görüþünde. 15 kiþilik yönetim kurulundan oluþan Suriye Devrimi Mütevelli Heyeti'nin öncelikli hedefi, muhalifler arasýndaki siyasi çekiþmelerin bir yana býrakýlmasý ve devrime inanan tüm güçlerin bir araya getirilmesi. Birleþmeyi saðlama adýna yeni bir bölünmeye imza atan gruba, aðýrlýklý olarak Türkiye'de örgütlenmiþ olan Suriye Milli Konseyi'nin tepkisi gecikmedi. Konseye göre, Kahire'deki giriþimin Esed sonrasý Suriye'de rol kapmaktan baþka amacý yoktu. Suriye'nin kuzeyindeki sýcak geliþmelerden dolayý bugünlerde daha çok gündemde olan Kürt gruplar, zaten baþtan beri ayrý bir çizgi takip ediyor. Halen Suriye Milli Konseyi'nin baþkanlýðýný yapan Abdulbasit Seyda gibi bazý isimler konseyin içinde olsa da Kürt partilerinin Kürt Milli Konseyi adýyla kendi oluþumlarý var. Suriye'nin geleceðine dair Pendik'te 27 Mart 2012'de kabul edilen Milli Misak'a, bu gruplarýn küçük bazý sorunlarý ileri sürerek taraf olmamasý, bugüne ve geleceðe dair olumsuz bir iþaretti. Zaten PKK'nýn Suriye versiyonu olduðu söylenen PYD ise 17 aylýk ayaklanma döneminde Esed ile yakýn iþbirliði içindeydi. Hatta bazý muhalifler, bu grubun Kürt bölgesinde Baas için Þebbihalýk misyonu üstlendiði görüþünde. Farklý renkleriyle muhalefetin, Esed sonrasý için Suriye halkýnýn ve dünyanýn sözbirliðiyle somut bir vizyon koyamamasý, baþtan beri direniþin en büyük handikabýydý. Kýsmi askerî baþarýlara raðmen bu hâlâ sorun. Askerî muhalefetin durumu da siyasi muhalefetten parlak deðil. Teoride muhalefetin bütün silahlý mücadelesi, Türkiye'de bulunan Albay Riyad Esad'ýn komutasý altýndaki Özgür Suriye Ordusu'nun kontrolünde yürütülüyor. Ancak gelen bilgiler, Suriye'de her þehirde yerel askerî komuta merkezlerinin oluþtuðu, Baas'a karþý mücadelede birbiriyle koordineli olmayan çok sayýda farklý silahlý grubun görev aldýðý, Türkiye'deki komutanýn bu yapýlar üzerinde etkisinin çok sýnýrlý olduðu yönünde. Hiçbir otoritenin kalmadýðý kimi yerlerde direniþle alakasý olmayan çeteler de iþbaþýnda. Suriye içindeki silahlý gruplar ile Özgür Suriye Ordusu Komutaný Albay Riyad Esad arasýnda karþýlýklý ciddi eleþtiriler de yok deðil. Esad, Suriye içinde savaþan gruplarýn kendisinden koordinesiz hareketlerinden þikâyetçi. Ýçeride rejime karþý savaþan gruplar ve Suriye Milli Konseyi'nin bazý üyeleri ise Esad'ýn neden Suriye'de deðil de Türkiye'de bulunduðunu; askerlerin baþýnda olmayýnca ister istemez etkisinin azaldýðýný ve bu aðýr görevi yürütmek için karizmasýnýn yeterli olmadýðýný söylüyorlar. Farklý kökenlerden muhalefetin sivil ve silahlý unsurlarýnýn bu karmaþýk tablodaki rolü önemli. Ancak bu durumdan, muhalefetteki aktörlerin yetersizliði kadar, Esed'in gitmesini isteyen ülkelerden oluþan uluslararasý koalisyonun izlediði kararsýz stratejinin ve eyleme geçirilmeyen sözlerin de tesiri büyük. Özgür Suriye Ordusu'na silah saðlamasý, askerlerin maaþlarýný vermesi ve bu sayede o yapý üzerinde bir sivil denetim oluþturmasý beklenen Suriye Milli Konseyi'ne bugüne kadar verilen 200 milyon dolarlýk yardým sözünün, sadece 16 milyon dolarý verilmiþ. Bir yetkili, mesela operasyona çýkan 35 kiþilik Özgür Suriye Ordusu timinde 9 kiþinin silahý olduðunu; þehirlerin birbirlerine ödünç silah vererek mücadeleyi sürdürdüklerini; ihtiyaç duyulan maddi imkân ve silahlarýn asla bir türlü verilmediðini; bu þartlarda mücadelenin Konsey ve Özgür Suriye Ordusu'nun kontrolünden çýkmasýnýn doðal olduðunu ifade ediyor. Uluslararasý güçlerin sözde arkasýnda olduðu yapýlarý güçsüz býrakmasý; devlet otoritesi erirken yerini anarþinin almasý ve iç savaþ ihtimalini beraberinde getiriyor. Esed'in günleri sayýlý olsa da yarýn Baas devrilse de bu gidiþin sonu, elden ayaktan düþmüþ ve baþta Türkiye olmak üzere bütün bölge için çok can yakýcý sorunlar doðuracak parçalanmýþ bir Suriye demek. Böyle olunca ister istemez insanýn aklýna geliyor: Bu bir hata mý, yoksa zaten istenen mi bu? Abdülhamit Bilici (Zaman) a.bilici@zaman.com.tr http://twitter.com/ahamitbilici 04 Aðustos 2012
www.mardiniletisimgazetesi.com.tr
6 Aðustos 2012 Pazartesi
6
Parti kapatmaya ‘þiddet' þartý
A
nayasa Uzlaþma Komisyonu, çalýþmalarýný sürdürüyor. Partiler, Anayasa'nýn parti kapatmayla ilgili maddelerine çok farklý öneriler getirdi. AK Parti, parti kapatmada sadece 'þiddetin' esas alýnmasýný istedi. CHP ise kriterlerini 'lâik Cumhuriyet ilkelerine aykýrýlýk, þiddet, ýrkçýlýk ve suç iþlenmesine destek ve teþvik' olarak belirledi. MHP ise mevcut kriterleri sundu. Yeni anayasa, parti kapatmayý zorlaþtýracak. AK Parti'nin, Uzlaþma Komisyonu'na sunduðu öneride, "Kapatma kararý verilebilmesi için partinin bu fillerin odaðý haline gelmesi þarttýr. Odak haline gelmenin esaslarý demokrasi amacý gözetilerek kanunla düzenlenir." deniliyor. AK Parti'nin önerisine göre siyasi partileri kapatmaya, Yargýtay Cumhuriyet Baþsavcýsý'nýn talebi ve TBMM'nin üye tamsayýsýnýn beþte üç çoðunluðunun vereceði izne baðlý olarak açýlan dava üzerine Anayasa Mahkemesi üye tamsayýsýnýn üçte ikisi tarafýndan karar verilebiliyor. AK Parti mevcut Anayasa'daki, "Anayasa Mahkemesi dava konusu fiillerin aðýrlýðýna göre kapatma yerine devlet yardýmýndan kýsmen veya tamamen mahrum býrakma kararý verebilir." ifadesine 'uyarma kararý'ný ilave etmek istiyor. AK Parti'nin önerisinde kapatýlan partinin baþkan veya milletvekillerine 5 yýl gibi siyasi yasak getirilmesi cezasý bulunmuyor. AK Parti halen Anayasa Mahkemesi'nce yapýlan siyasi parti denetimlerinin ise Sayýþtay tarafýndan yapýlmasýný istiyor.
CHP ise parti kapatma kriterlerini 'çoðulcu demokrasi ile lâik cumhuriyet ilkelerine aykýrýlýk, þiddet, ýrkçýlýk ve suç iþlenmesine destek ve teþvik' olarak belirliyor. Bir sayfadan fazla bir metinle parti kapatmayý düzenlemek isteyen CHP, Anayasa Mahkemesi'nin bu hükümlere aykýrý faaliyet yapan siyasi partiye Yargýtay Cumhuriyet Baþsavcýsý'nýn talebi üzerine önce ihtar vermesini istiyor. Öneriye göre ihtarý yerine getirmediðinin tespit edilmesi durumunda, Anayasa Mahkemesi ilgili siyasal parti aleyhine idari para cezasýna hükmedecek. Mahkeme, siyasal partinin idari para cezasýna neden olan aykýrýlýðý gidermediðini tespit ettiði takdirde, o partinin gelecek genel ve ara seçimleri ile yerel yönetimler seçimlerine katýlmasýný yasaklayabilecek. CHP bir siyasal partinin kapatýlmasýna sebep olanlara ise 3 yýl siyasi yasak istiyor. MHP ise komisyona sunduðu öneride yürürlükteki Anayasa'nýn ayný maddesi kopyalandý. Partisi en fazla kapatýlan siyasi gelenekten gelen BDP ise siyasi partilerin 'demokratik anayasal düzeni yýkmak, savaþ kýþkýrtýcýlýðý, yabancý düþmanlýðý, ayrýmcýlýk veya kin ve nefret savunuculuðu' gerekçesiyle kapatýlabilmesini istiyor. Bir siyasî partinin bu hükümlere aykýrý eylemleri 'bilinçli, kararlý ve sürekli bir þekilde' iþlediðinin tespit edilmesi halinde Yargýtay Cumhuriyet Baþsavcýsý'nýn talebi üzerine, Anayasa Mahkemesi'nce partiye ihtarda bulunulmasýný öngörüyor. BDP'nin önerisine göre ihtarý izleyen iki ay
içinde tüzük veya programdaki aykýrýlýk giderilmediði, aykýrý eylemlere devam edildiði takdirde, Yargýtay Cumhuriyet Baþsavcýsý ilgili parti hakkýnda dava açýlmasý talebini TBMM'ye iletecek. Meclis ise, TBMM'de grubu bulunan her bir siyasî partinin beþer üye ile temsil edileceði ve Meclis baþkanýnýn baþkanlýk edeceði bir komisyon oluþturacak. Komisyonun üye tam sayýsýnýn üçte iki çoðunluðu ve gizli oyla vereceði karar üzerine Yargýtay Cumhuriyet Baþsavcýsý tarafýndan dava açýlabilecek.
MHP 'eðitim' teklifini deðiþtirdi MHP'nin Anayasa Uzlaþma Komisyonu'na sunduðu öneriler içinde yer alan ve 'MHP Kürtçe'ye kapýyý açtý' þeklinde nitelenen ifade partide rahatsýzlýða neden oldu. MHP'nin ðitim hakkýyla ilgili önerisinde, "Eðitim ve öðretim dili Türkçedir. Eðitim ve öðretim kurumlarýnda okutulacak yabancý diller ile Türkçeden baþka dille yapýlacak derslerin baðlý olacaðý esaslar kanunla düzenlenir." ifadesi yer alýyor. 'Türkçe'den baþka dille yapýlacak dersler' ifadesi, 'Kürtçe tarih, Kürtçe coðrafya' dersine vize anlamýna geliyor. Ancak MHP yetkilileri 'maksatlarýnýn bu olmadýðýný, uluslararasý yabancý dilleri kastettiklerini' belirterek komisyona sunduklarý öneriyi yeniledi. MHP'nin yeni önerisinde 'Türkçeden baþka dille yapýlacak dersler' ifadesi çýkarýlarak mevcut Anayasa'daki gibi 'yabancý dille yapýlacak dersler' ifadesi konuldu. (CÝHAN)
Batman doðalgaza kavuþtu
B
atman’da konutlarda doðalgaz kullanýmý baþladý.
Uzun zamandýr altyapý çalýþmalarý devam eden þehirde nihayet vanalar açýldý. Belde mahallesinde tesisat ve abonelik iþlemlerini yapan evlere doðalgaz verilmeye baþlandý. Mahalledeki Sefa apartmanýnda oturan Fahrettin Ekinci, Batman'da doðalgazdan faydalanan ilk abone oldu. Siirt Batman Doðalgaz Daðýtým Þirketi (SÝBADAÞ) tarafýndan kontrol edilip uygunluk onayý verilmesinin ardýndan ocaða ilk çakmak çakýldý. Doðalgaza kavuþmanýn sevincini yaþayan Fahrettin Ekinci, “Doðalgazý ilk kullanan kiþi olmam nedeniyle çifte sevinç yaþýyorum. Ýlk kontroller yapýldý. Ocak yandý, musluklardan sýcak su akmaya baþladý. Çok kullanýþlý ve hesaplý. Darýsý diðer abonelerin baþýna” dedi. Tesisat proje ve baðlantýlarýný yerinde kontrol edip sýzdýrmazlýk testlerini yapan SÝBADAÞ yetkilileri, “Batman’a bugün itibarý ile doðalgazý konutlara vermeye baþladýk. Hayýrlý
uðurlu olsun diyoruz. Uzun zamandýr bekleniyordu Batman halký tarafýndan. Güzel bir zamanda verdik gazý. Hayýrlý bir ayda, Ramazan’da, hayýrlara vesile olur inþallah” diye konuþtu. SÝBADAÞ görevlileri, doðalgaz ile meþale yakarak kutlama yaptý. (CÝHAN)
e
Gercüþ’te Lise Caddesi'nin adý Kazým Koyuncu Bulvarý olarak deðiþtirildi
K
anser tedavisi gördüðü hastanede 25 Haziran 2005’te yaþamýný yitiren sanatçý Kazým Koyuncu’nun adý Batman'ýn Gercüþ ilçesinde bir caddede yaþayacak. Gercüþ Belediye Meclisi, almýþ olduðu kararla daha önce Lise Caddesi olarak bilinen caddenin adýnýn Kazým Koyuncu Bulvarý olarak deðiþtirilmesine karar verdi. Üyeler Ayten Gökmen, Mehmet Avcý ve Mehmet Kemal Baðcý tarafýndan meclis gündemine getirilen önerinin diðer meclis üyelerince de kabul gördüðünü belirten Belediye Baþkaný Esat Üner, Kazým Koyuncu’nun müziðiyle, fikirleriyle ve muhalif duruþuyla önemli bir sanatçý olduðunu söyledi. “Karardan önce Sayýn Koyuncu’nun ailesi ile de görüþtük” diyen Üner þunlarý söyledi: “Ailesi bize bu kararý memnunlukla
karþýlayacaklarýný söyledi. Biz de böylesi bir kararý meclis gündemine getirterek sanata ve sanatçýya verdiðimiz deðeri göstermiþ olduk. Bu kararla ilçemizi doðudan batýya doðru boydan boya bölen ve daha önce Lise Caddesi olarak bilinen cadde bundan böyle Kazým Koyuncu Bulvarý olarak bilinecektir. Karar meclis üyelerimizce ortak alýnmýþtýr.” (CÝHAN)
Akçakale Kaymakamlýðý ihtiyaç sahibi aileleri sevindirdi
Þ
anlýurfa’nýn Akçakale ilçesinde Sosyal Yardýmlaþma ve Dayanýþma Vakfý, Ramazan ayý dolayýsýyla bin aileye nakdi para yardým yaptý. Akçakale Kaymakamý Þefik Aygöl, konuyla ilgili yaptýðý açýklamada, her yýl olduðu gibi bu yýl da ihtiyaç sahibi bin aileye, aile baþý 140 lira nakdi para yardýmý yaptýklarýný söyledi. Kaymakam Aygöl, "Yapmýþ olduðumuz bu yardýmlar, sosyal devlet olmanýn gereði olarak gerçekleþtirilmektedir. Fakat onun kadar önemli olan toplumun kendi iç
dinamikleri içerisindeki yardýmlaþma anlayýþýdýr. Tabii Ramazan ayý da bu noktada insanlarýn yardýmlaþma duygularýný daha da kabartýyor. Yardýmlaþmanýn önemi daha da ön plana çýkýyor. Bizler de yürüttüðümüz bu çalýþmalarda hep bu boyutu ön plana çýkarmaya çalýþýyoruz. Yaptýðýmýz yardýmlar da bütün iyi niyetimizi Sosyal dayanýþma ve yardýmlaþma vakfýmýzýn ve diðer kamu kurumlarýnýn yardým ve desteðiyle en objektif þekilde ihtiyacý olanlara öncelik vermek suretiyle yapmaya çalýþýyoruz." Dedi.(CÝHAN)