HAZİRAN 2015
yıl: 5
sayı: 24
Treyler Sanayicileri Derneği yayın organıdır / 2 ayda bir yayınlanır
ATP çalıştayı Ankara’da yapıldı
Türkiye 5 yılda tam tekmil ATP’yi uygulayabilir
Başkan’ın Mesajı
Ucuza mı taşıyoruz, pahalıya mı getiriyoruz? Değerli Meslektaşlarım, Haziran ayının başında Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Genel Müdürlüğü tarafından ATP Çalıştay’ı gerçekleştirildi. Masanın etrafında ATP’nin nasıl uygulanacağına dair hem yurtiçinden hem de yurtdışından birçok uzman vardı. TREDER ATP Komitesi de tam kadro olarak burada yerini aldı ve görüşlerini dile getirdi. ATP’de birkaç farklı noktanın üzerinde durmak istiyorum. ATP uygulamasında temel olarak treylerde sürecin başladığını ve devam ettiğini söylemek mümkün. Özellikle uluslararası taşımalar yurtiçine göre çok önemli aşama kaydetmiş durumda. Ancak aynı şeyi küçük kapalı kasaları ve açık kamyon kasaları için söylemek zor. Kasa üretmek treylere göre daha kolay olduğu için burada konvansiyonun getirdiği şartlar çok karşılanmıyor. Ancak gelişen panel ve soğutma teknolojileri burada da hızlı bir dönüşüm yaşanabileceğini gösteriyor. Türkiye’de asıl sorun varolan araçların dönüşümünde yaşanacağa benziyor. Ancak burada var olan araçların ATP’ye dönüşüm sürecinin ADR’den daha kolay olduğunu söyleyebiliriz. Ucuza mı taşıyoruz, yoksa pahalıya mı getiriyoruz? Bu sorunun cevabı çok önemli! ATP, asıl olarak soğuk zinciri zorunlu kılıyor. Soframıza gelen tavuğun, etin çözülmeden geldiğini bilmek, bunun kanun ile korunduğunu bilmek herkesin hakkı. Sağlık her şeyin başı.
Konuya biraz daha geniş açıdan bakacak olursak. Türkiye bir tarım ülkesi. Fındığından, kayısısına, narenciyesinden kirazına kadar çok geniş bir yaş sebze ve meyve üreticisi. Türkiye’nin bu alanda en önemli rakipleri ve pazarı Avrupa. Avrupa ülkeleri uzun yıllardan beri bu standartları uyguluyorlar. Hatta Fransa, ispanya gibi üretici pozisyonundaki ülkeler diğer ülkelerden daha fazla ceza uyguluyorlar. Çünkü üretici olarak rekabet gücünü korumak ve daha sürdürülebilir olmak niyetini güdüyorlar. Örneğin Macaristan’da 600 Euro olan cezaların Fransa’da 4 bin Euro, İspanya’da 6 bin Euro olması bu sözlerimizi çok iyi kanıtlıyor. Gıdalarımızı tarlamızdan soframıza gelene kadar çok ciddi kayıplar var. Bu kayıp yüzde 30’ları bulabiliyor. Gıda arzının sürekli olarak azaldığını ama talebin ise arttığını göz önünde bulundurursak hiçbir ülkenin lojistikten kaynaklı gıda kaybı lüksü yok. Yılın ortasındayız. Seçimleri bitirdik. Her zamanki gibi hem sektör hem de ülke olarak her alanda ortak akıla ihtiyacımız var. ATP’nin ülkemize neler kazandıracağına dair birçok çevrenin dinlenmesi lazım. En çok da ekonomistler, akademisyenler, gıda üreticileri ve taşımacıları biraraya getireceğiz. Bakanlığımız bu anlamda çok güzel işlere imza atıyor. Bu çalışmaların hem devamını bekliyoruz hem de TREDER olarak desteğimizi artırarak devam ettireceğimizi belirtmek isterim. Umarım gelecek yıl ATP’nin uygulandığı bir yaz yaşarız. TREDER Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Saltık
içindekiler
16 TREDER, Almanya’da Knorr-Bremse’yi ziyaret etti
18 Tırsan kamyon üstü damper ile ürün gamını tamamladı
20 OKT Trailer’den gençlere gelecek vizyonu HAZİRAN 2015/3 Treyler Sanayicileri Derneği adına imtiyaz sahibi Kaan Saltık Genel Yayın Yönetmeni Hasan Karakurt Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ayhan Eryazar Yayın Kurulu Recep Serin, Murat Tokatlı, Fehir Bulutlar, Gökhan Maraş, Yalçın Şentürk, Ahmet Toprakkale Grafik Uygulama Erhan Aydın Yönetim Yeri TREDER Ataşehir Bulvarı 42 Ada, Gardenya 7/1 Konutlar Kat:4, Daire:28 Ataşehir/İstanbul Tel: 0216 580 96 95 www.treder.org.tr Ajans LOCA MEDYA Cennet Mah. Hürriyet Cad. No: 1/1 B-Blok Küçükçekmece İstanbul Tel: 0212 579 92 35 Faks: 0212 598 47 62 Baskı İstanbul Basım Promosyon 0212 603 26 21 Haziran 2015 Dağıtım Aras Kurye Yayın Türü Yaygın TREDER Haber Dergisi, treyler sektöründeki gelişmeleri kamuoyuyla paylaşmak adına dernek patronajında, iki ayda bir, Türkçe olarak hazırlanan sektörel bir yayındır.
22 Seyit Usta liman içi aktarma römorklarıyla Norveç’te
24 SSAB ve Ruukki’nin son adımı: STRENX
32 İntermobil, Wabco’nun 57 servisini Kapadokya’da topladı
34 Nevpa, dediğini yaptı, ihracatını iki kat arttırdı
41 Krone Tire Fabrikası müşterilerini ağırladı
6
ATP çalıştayı Ankara’da yapıldı ATP Türkiye’nin gündemine girdi. Ankara’da gerçekleştirilen ATP çalıştayında ATP Anlaşması’nın AB’de ve ülkemizde uygulanmasında yaşanan gelişmeler ile geleceğe yönelik atılacak adımlar konusunda yuvarlak masa toplantısı düzenlendi. Finlandiya’dan gelen Sertifikasyon Uzmanı Pekka Rantti, ATP ile ilgili bilgiler verdi. Çalıştaya çok sayıda sivil toplum kuruluşu ve kamu yetkilisi katıldı. Çalıştay’ın açılış konuşmasını yapan Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Genel Müdürü İzzet Işık, kısa zamanda ulusal mevzuatta gerekenlerin yapılacağını söyledi. Bozulabilir Gıda Maddeleri’nin Taşınması Çalıştayı 3 Haziran’da Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Genel Müdürlüğü başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantıya Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü Dış İlişkiler ve Avrupa Genel Müdürlüğü, TSE, UND, TREDER, UTİKAD, TOBB, Atlıhan firması, Türk Loydu katıldı.TREDER’den Murat Tokatlı, Rıza Akgün, Ayhan Eryazar, Ercan Kulaksız, Tahsin Doğan, Emre Öztürk’ün yer aldığı yuvarlak masa toplantısı ATP sürecinde önemli bir dönüm noktası oldu. Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Genel Müdürü İzzet
Işık, Türkiye’nin Bozulabilir Gıda Maddelerinin uluslararası Taşımacılığı ve bu Taşımacılık Faaliyetinde kullanılacak Özel Ekipmanlara İlişkin Anlaşma’ya (ATP) katılımın 25 Nisan 2012 tarihli ve 6298 sayılı Kanun ile uygun bulunduğunu ve anlaşma ile ilgili tüm iş ve işlemlerin yürütülmesi 25 Aralık 2012 tarihli ve 70399 sayılı Makam oluru ile Genel Müdürlüğe bağlandığını söyledi.
52 bin adet soğutuculu araç ATP’de dört tane ekipmanın öne çıktığını belirten Işık, ısıtmalı, yalıtımlı,soğutmalı, mekanik soğutmalı olduğunu kaydetti.
Türkiye’de 52 bin adet soğutmalı araç kullanıldığını ifade eden Işık, bunun 4 bin 500 adedin uluslararası taşımacılık operasyonlarında olduğunu söyledi. Geçtiğimiz yıl 1300 frigorifik aracın satışın gerçekleştirildiğini söyleyen Işık, bunun büyük bölümünün Türk menşeli firmalar tarafından yapıldığına dikkat çekti. Ülkemizde ATP anlaşmasının öngörüldüğü özel ekipmanların yerli firmalar tarafından üretildiğine dikkat çeken Işık, söz konusu ekipmanların testlerinin yurtdışında yapıldığını, bunun Türkiye için önemli bir kayıp olduğuna işaret etti. ATP ile ilgili yönetmelik çalışma-
lan Teknik Destek ve Bilgi Değişim Mekanizması (TAIEX) tarafından görevlendirilen Sertifikasyon Uzmanı Pekka Rantti, çalıştayda tavsiyelerde bulundu. ATP’nin kapsamı hakkında bilgi veren Rantti, “ATP, hijyenik koşulları içermiyor. Bunu AB ve ülkenin ulusal mevzuatı belirliyor. Ayrıca yaş sebze ve meyve taşımacılığında ATP kapsamında yer almıyor. Bu çok tartışılan bir konu olmasına karşın önümüzdeki 5 yıl içinde bir değişikli yapılacağına inanmadığını dile getirdi. Çünkü değişiklikler oy birliği kuralıyla gerçekleştiriliyor.” dedi.
İstanbul’da 300 bin treylerlik sefer
TREDER’in ATP Komitesi üyeleri de ATP’nin iç taşımacılıkta da uygulanmasının faydalı olacağını dile getirerek, İstanbul’da yılda 300 bin treylerle meyve, sebze taşındığı, bu taşımacılıkta da taşınan yükün bir kısmının bozulduğu ifade edilerek ülke içinde de bu uygulamaya geçilmesi gerektiğini söyledi.
haziran 2015
larına başladıklarını, bu çalıştayın da bu anlamda katkı sağlayacağını kaydeden İzzet Işık, Bakanlık olarak ATP Tip Onay ve Test Merkezi’ni kazandırmaya öncelik vereceklerini vurguladı. İlk olarak uluslararası alanda tatbik edilmesinin ardından ATP’nin ulusal alanda da uygulanacağını aktaran Işık, çalıştayın yönetmeliğin oluşturmasına ciddi katkı sağlayacağını umduğunu söyledi. Avrupa Birliği tarafından oluşturu-
8
Gıdadan kaynaklanan hastalıkların ve ölenlerin azımsanamayacak kadar fazla olduğunu, Amerika’da, yılda 3 bin 300 kişinin, bu nedenle öldüğü ifade eden TREDER Komite üyeleri, “ATP’li treylerde 300’in üstünde alt parça ve ekipman var. Hindistan ve Çin’den gelen soğutuculara dikkat edilmeli.” dedi. TSE’nin 18 tane Araç Kontrol Merkezi olduğu, buralarda kontrollerin yapılabileceğini belirten TREDER, ATP test hizmetlerini özel ve devlet kurumlarının verebileceğini, önemli olanın taleplere hızlı cevap vermek olduğunu vurguladı. TREDER konu hakkında görüşlerini şöyle dile getirdi: “ATP test merkezi sayısının belirlenmesi için, ulusal anlamda uygulanıp uygulanmayacağının kararlaştırılması gerekiyor. Ulusal çapta uygulama olmazsa, test merkezinin kendini amorti etmesi 10-15 yılı bulabiliyor. 8 tane frigorifik üreticisi var. Bunlar yılda bir araçlarını teste gönderiyor. Bu durumda test merkezi çok para kazanamayabilir. Uygulama, uluslararası ile sınırlı kalırsa bir test istasyonu yeterli olacaktır. ATP Sertifikasyon Kuruluşunun bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor.” Çalıştayda gündeme gelen önemli bir konu da ATP’nin ortak bir bilgi havuzuna sahip olmasıydı. Katılımcılar, Ukrayna-Polonya sınırında yapılan kontrollerde usulsüzlüklerin yarısının ATP ile ilgili olduğunu ve söz konusu araçlara ceza verildiğini gündeme getirdi.
Finladiyalı Uzman Pekka Rantti Doğal Kaynaklar Enstitüsü’nün yaptığı izolasyon testini anlattı. Yapılan testlerde güç kontrollü elektrikli ısıtıcılar, hava sirkülasyonu için güç kontrollü fanlar kullanılıyor. Treyler içindeki 12 sensörle ölçüm yapılıyor.
ATP Nedir?
ATP “Çabuk Bozulan Gıda Maddelerinin Uluslararası Taşımacılığını ve bu Taşımada Kullanılacak Özel Ekipmanları Düzenleyen Konvansiyon”a verilen kısa isimdir. ATP’ye göre her aracın belirli bir sınıfta olması gerekmektedir. Örneğin FRC, IR.
FRC Nedir?
FRC, ATP konvansiyonundaki 30’u aşkın sınıftan biridir. FRC diğer sınıfların hepsini kapsadığı için en yaygın kullanılanıdır. FRC “mekanik soğutucu üniteli, yüksek izolasyonlu ve +12 ila -20 derece arasında yük taşıma sınıfı”dır.
IR Nedir?
IR, FRC’nin soğutucu ünitesiz halidir. Yeni aldığınız treyleri ünitesiz almanız durumunda size ATP-IR belgesi verilir. Bu treyler teste tabi tutularak ATP-FRC sertifikası veriliyor. IR sertifikasına sahip bütün treylerler FRC belgesi alabiliyor.
FRC ne zaman gerekir?
Bozulabilir gıda ürünlerinin uluslararası taşınmasında treylerlerinizin ATP-FRC sertifikasına sahip olması bir zorunluluk. Türkiye’de bilinen yanlış sadece -20 derede yükleme yapıldığında FRC belgesine ihtiyaç duyuluyor. Konvansiyonda belirtilen ürünlerin +12 ila -20 derecedeki bütün taşımalarında FRC belgesi bulundurma zorunluluğu var.
FRC Belgesi ne kadar süre ile geçerlidir?
Yeni alınan treylerlerde, FRC belgesi kutunun üretim tarihi baz alınarak 6 yıllığına geçerli. 6 yılın sonunda, treyler istasyonumuzda soğutma testine tabi tutularak 3 yıllık yeni bir sertifika düzenlenir.
Polis veya Gümrük Kontrolünde FRC Belgeniz yok ise olabilecekler nelerdir?
Aracın taşıma güzergahında çeşitli yerlerde gümrük memurları veya polisler aracın FRC belgesinin olup olmadığını kontrol ediyor. Yapılan kontrollerde aracın üzerinde geçerli bir ATP Sertifikasının bulunmaması halinde kontrol eden kurumun aşağıdakileri yapmaya yetkisi var: -Ağır Cezai uygulamalar (en az 500 Euro) -Varış yerinde, taşınan ürünlerin ülkeye ithaline ret -Transit ülkelerde ise, aracın taşımaya devam etmesine ret -Transit ülkelerde aracın yükünü boşalttırarak ilgili sertifikaya sahip bir araca aktarma.
Geçerli bir FRC belgesini nasıl alabilirim?
Soğutucu ünitesiyle birlikte alınan araçlar, üreticinin sağlayacağı bir FRC belgesi ile geliyor. Fakat ünitesi sonradan takılan veya 2. el ünite takılan araçların mutlaka teste tabi tutulması gerekiyor. Atlıhan Ltd, bünyesindeki Alman Germanischer LLoyd onaylı ATP Test İstasyonumuz araçlarınızı her türlü teste tabi tutmaya ve sertifikalandırmaya hazır. Atlıhan Ltd. olarak yaptığımız bütün test sonuçlarını GL’ye sunmaktayız ve verdiğimiz sertifikalar Almanya’dan geliyor ve diğer bütün ülkelerde geçerli.
Hangi ülkelerde ATP-FRC belgesine ihtiyaç var?
Almanya, Arnavutluk, Amerika Birleşik Devletleri, Andorra, Avusturya, Azerbaycan, Belçika, Beyaz Rusya, Bosna Hersek, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Fas, Finlandiya, Fransa, Gürcistan, Hollanda, İngiltere, İrlanda, İspanya, İsveç, İsviçre, İtalya, Karadağ, Kazakistan, Hır-
vatistan, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Makedonya, Moldova, Monaco, Norveç, Özbekistan, Polonya, Portekiz, Romanya, Rusya, Sırbistan, Slovakya, Slovenya, Tunus, Ukrayna, Yunanistan.
Araçta bulunması gerekenler nelerdir?
Soğuk zincir taşımasında kullanılacak araçların römork, yarı römork, konteyner, veya vagon olması durumunda araca bir ATP lisans levhası aracın kutusuna monte ediliyor. Söz konusu levha aracın ATP belgesinin kayıt numarasını, aracın kutu numarasını, ATP sınıfını ve geçerlilik tarihini içeriyor. Aracın ATP sınıfı kutunun ön-üst tarafında da gösterilmelidir.
FRC belgesi alabilen TREDER üyeleri?
Daha önceden IR veya FRC belgesi almış bütün treyler markaları, FRC belgesi alabiliyor. Tırsan, Talson, Otokar, Krone, Serin.
Testleri nerede yaptırabilirim?
FRC belgesi almak istediğiniz araçları Mersin’deki test istasyonumuza gönderebileceğiniz gibi, araçlarınızın teste hazır olması durumunda ekibimizi Türkiye’nin her yerine göndermemiz de mümkündür.
Testler ne kadar sürüyor?
Testlerde aracın kutusu baştan aşağı gözden geçirildikten sonra frigo motoru -20 dereceye ayarlanarak soğutma testine alınıyor. Test ünitenizin gücüne göre takriben 4 saat sürmektedir. Test boyunca kutunun 4 farklı yerinden sıcaklık ölçümleri alınarak grafikler çıkartılıyor.
Neden sıcaklık kaydedici gerekiyor?
ATP’de yapılan son değişikliklerle birlikte sıcaklık kaydedici olmayan treylerler sertifikalandırılmamaktadır. Size en ekonomik sıcaklık kaydediciyi biz sunuyoruz.
haziran 2015
13
soruda ATP
10
Türkiye 5 yılda tam tekmil
ATP’yi uygulayabilir
ATP için test merkezi ihtiyacının acil olduğunu belirten ATP Uzmanı ve Atlıhan FRC Genel Müdürü Yöneticisi Emrah Deniz, Türkiye’nin 5 yıl içinde tam anlamıyla ATP’yi uygulayabileceğini söylüyor. ATP’siz araca ATP sertifikası verilmesinin ADR kadar zor olmadığını söyleyen Deniz, asıl sorunun kamyon kasaları için yaşanacağına dikkat çekti. Emrah Deniz, ATP ile ilgili sorularımızı yanıtladı. Türkiye ATP ile neler kazanacak? ATP aslında sadece uluslararası taşımacılık kurallarını belirleyen bir konvansiyon olmasına rağmen Türkiye şartlarına uyar-
lanması halinde soğuk zincir taşımacılık kalitemizi topluca yükseltecektir. Ülkemizde soğuk zincir taşımacılık kanalı sadece donmuş yüklerde bir zorunluluk olarak görülüyor ve bunun haricindeki bir çok yük açık kasa kamyonlar ile taşınıyor. Bu tarz taşımalar sağlığımızı tehdit ettiği gibi taşıma zayiatlarını da çok artırmaktadır. Aslında milli servetimizi yollarda ziyan ediyoruz diyebiliriz. Yıllar önce ATP’ye geçişi fırsat olarak bilen Fransa, İtalya, İspanya ve Portekiz gibi ülkeler ATP’nin kapsamını genişleterek kanunları yurt içi taşımalarına da uyarlamışlar. Bu ülkelerin uyarlamış olmaları asla şans eseri oluşmuş bir durum değildir. Onlar da Türkiye gibi çok büyük yaş meyve
sebze üreticileri ve ihracatçılarıdır; uygulama ile ihracatlarına bir etki sağlamışlardır.
Nasıl bir yol izlenmeli?
ATP için en acil ihtiyacımız bir test merkezinin kurulmasıdır, bu olmadan mevcut duruma göre bir farkımız olmayacaktır. Zaten hali hazırda Alman acentelikleri ile belgelendirme ihtiyacımızı görmekteyiz, fakat ülkemizde bir merkezin olmamasının ceremesini üreticilerimiz yüksek test bedelleri ödeyerek çekmektedirler. Bahsettiğim üzere ATP sadece uluslararası kuralları belirlemektedir ve bu kuralların ulusallaştırılması ülke yönetimlerine bırakılmıştır. Ülke-
ATP ile yaratılacak fırsatlar neler?
ATP’yi konvansiyonda yazıldığı üzere uyguladığımızda tek yarar firmalarımızın yediği cezaların azalması olacaktır. Fakat bu konvansiyonu Fransa, İtalya, İspanya ve Portekiz gibi genişleterek bir ülke taşımacılık politikası haline getirdiğimizde taşımacılıktaki kayıplarımızı çok azaltacağımız gibi ürünlerimizin katma değerini artırarak ihracatçımıza da çok büyük destek verebileceğiz. Gıda her geçen gün daha da değerleniyor ve büyüyen nüfusları beslemek için üretimi artırmanın yanında kayıpları da azaltmak gerekiyor. İşte gerçek bir soğuk zincir taşımasının değeri bu noktada ortaya çıkıyor. Bizim ümidimiz bakanlığımızın kademeli olarak bu konvansiyonun kurallarını genişleterek ülke çapında zorunlu kılması.
cı olduğunda daha da dikkatli bakıyorlar. Birleşmiş Milletler, ATP konvansiyonunda yol denetimlerine çok büyük yetkiler vermiş. Örneğin -20 derecede taşınması gereken derin donmuş bir ürünü FRC belgeli bir araçta taşımazsanız, hemen FRC belgeli bir araç çağırıp yükü ona aktarıp, adrese teslim ettirebiliyorlar. Fakat şu ana kadar böyle bir yaptırım uygulanan vaka duymadık, onun yerine ülkeler ceza kesmeyi tercih ediyorlar. Cezalar ülkelere göre farklılık göstermekle birlikte aşağıdaki şekilde sıralabilinir: Macaristan : 600 € Avusturya : 500-2000 € Polonya : 2000 € Fransa : 4000 € İspanya : 6000 € En yüksek cezaları yine ATP’yi ulusal mevzuata uyarlayan ülkelerin kesiyor olması tesadüfen gerçekleşmiş bir durum değildir.
Firmalarımız ATP sertifikaları hakkında yeteri kadar bilinçli mi?
Avrupa güzergahında çalışan taşımacılarımız bu konuda genellikle bilinçli olmalarına rağmen diğer tüm ülkelere çalışan firmalar bu belgeyi duymamış dahi olabiliyorlar. Birçok taşımacı bu belgenin adını Avrupa’da yediği çok yüklü miktarda cezalardan sonra öğreniyor ve tüm araçlarının belgelendirilmesi için bize başvuruyorlar. Ülkemizde ATP belgesi daha çok FRC belgesi olarak bilinmekte, çünkü araçların ön sol üst köşelerinde FRC etiketi bulunmaktadır. FRC, ATP’nin 35 sınıfından biri olmakla beraber yüzde 95 oranla en çok da kullanılan sınıfıdır. En sık karşılaştığımız soruların başında FRC belgeli aracın ATP belgesini nasıl alacağıdır. Aslında bu basit soru bile ATP’de katetmemiz gereken mesafeyi bize özetliyor.
ATP denetimlerinde sizce nelere dikkat edilmeli?
ATP’nin yol denetimlerinde öncelikle aracın taşıdığı yük tespit edilerek, ATP belgesine gerek duyan bir taşıma olup Yurtdışında ATP ile ilgili olmadığı belirlenmelidir. Eğer ATP’de lisnasıl cezalar veriliyor? telenen sınıflardan birinde yük taşınıyorAvrupa ülkeleri araçların ATP belgeli sa araçta uygun sınıfta bir ATP sertifikası, olmalarına çok dikkat ediyorlar ve ATP plakası ve ATP etiketleri aranmalıdır. bunu sıkı olarak denetliyorlar. Özel- ATP’nin uluslararası bir anlaşma olmalikle de söz konusu araç bir Türk ara- sından dolayı öncelikle ülkemize gelen
yabancı araçların sertifikasının olup olmadığı çok sıkı şekilde denetlenmeli. Türk nakliyecisi yurt dışında çok ağır cezalar ödemek zorunda olduğu halde yabancı araçlar ülkemizde istedikleri şekilde giriş çıkış yapabilmektedirler.
Atlıhan yeni adıyla Packerman hizmetleri neler? Eski adı Atlıhan, yeni adı Packerman Ltd olarak 2011 yılından beri DNV GL firması Türkiye’deki tek ATP acenteliğini yürütüyor. DNV GL dünyanın en önde gelen gemicilik sınıflandırma şirketlerinden biri olmakla beraber dünyanın her ülkesinde ofisi bulunuyor. Merkezi Almanya olan şirket Avrupa’da üretilen her iki frigorifik yarı römorktan birinin ATP belgelendirmesini yapıyor. ATP konusunda ise DNV GL’nin Almanya haricindeki tek ofisi olarak hizmet veriyor. Hizmetleri iki alanda genelleyebiliriz: Birinci hizmet alanı taşıma firmaları için; ATP belgesinin süresi biten araçların belgelendirmesi yapılabiliyor. Aynı zamanda belgelendirilmemiş araçların da ilk başvurularını yaparak bir ATP belgesi alması sağlanıyor. İkincisi ise üreticiler için; teknik destek veriliyor. Araçlar test merkezlerine gönderilerek birer ATP belgeli üretici olmaları sağlanıyor. Türkiye’de anlaşmalı olunan lider üreticilerin fabrikadan çıkan tüm frigorifik araçlar belgelendiriliyor.
haziran 2015
mizde test merkezinin kurulmasını müteakip 2 yıl süre verilerek tüm firmaların zamanla bu belgeleri elde etmelerine izin verildikten sonra yurt içine yönlenilmelidir. Yurt içi taşımaları da en fazla 3 yıl içinde belgelendirilerek düzene sokulabilir. Kısacası Türkiye ATP’yi tam tekmil olarak 5 yıl içinde uygulayabilir. Sektörde, ATP sürecinin ADR gibi çok uzayacağına dair kaygılar var fakat ATP konvansiyonu çok farklı. ADR'siz bir araca ADR sertifikası vermek imkansız iken, ATP’siz araca ATP belgesi kazandırmak çok kolay. Ülkemizdeki bütün büyük frigorifik araç üreticileri bu belgeyi zaten yıllar önce aldılar ve müşterilerine ATP sertifikalı araçlar satabiliyorlar. Bu sertifikanın maliyetleri de azaldığında geçiş süreci çok kolay olacaktır. Asıl problem ülkemizde üretim yapan diğer kamyon ve kamyonet kasası üreticileri için olacaktır. Sayıca daha fazla olduklarından sertifikalandırılma süreçleri 3 yılı bulacaktır.
12
Soğuk zincir ürünlerinin sıcaklıklarının kaydedilmesi, kontrolü ve doğrulanması Frigonetwork Soğuk Zincir Lojistik Danışmanı Taner Atlatırlar, soğutma sistemi ve soğutucu seçiminde dikkate alınacak konuları TREDER Haber Dergisi için derledi. Sıcaklığın değişmesi durumunda; taze ve dondurulmuş ürünlerin içerisinde insan sağlığını etkileyebilecek mikro organizmaların oluşması veya ürünlerin bu nedenle ticari değerlerini yitirmeleri “soğuk zincir lojistiği” alanına girer. Bu nedenle soğuk zincir ürünlerinin sıcaklıklarının üretim, depolama, nakliye ve dağıtım süreçlerinin izlenmesi ve sıcaklıkların kayıt altına alınmasını gerektirir. Sadece söz konusu sıcaklıkların arzu edilen sıcaklıkta olması ve kayıt alınması yeterli değildir, bu sıcaklıkların ayrıca “doğrulanması”gerekmektedir. Halen sıcaklıkların gerçek zamanlı ve sürekli kayıt altına alınması, gerek sosyal sorumluluk gerekse yasal sorumluluklar arasındadır. Bu konuda çeşitli kayıt sistemleri halen kullanılmaktadır. Böylelikle ürüne ait sıcaklık kayıtları sürecin başın-
dan sonuna izlenebilmektedir. Soğuk zincir lojistiği süreçlerini yöneten şirketler “sıcaklık kayıtlarını” müşterilerine verebilmelidir. Bir gıda maddesinin belirli bir sıcaklıkta saklanmasını gerektiren pek çok sebep vardır. Bu sıcaklık ürün kalitesini en üst seviyede tutarken, bazı gıda maddelerinin sıcaklığının kısa bir süre içinde olsa olumsuz yönde değişmesi, tüketicilerin; zehirlenme, ishal, kusma vb gibi tehlikeli gıda kaynaklı hastalıklarla karşılaşmasına sebep olabilir. Ürünlerin arzu edilenin üzerinde sıcak veya soğuğa maruz kalmasının ürün kimya yapısında ciddi değişimlere sebep olduğu, ürün ömrünün değiştiği gıda sektörüne ilaveten “ilaç sektöründe” ürün etkisinin yitirildiği bilinmekte-
dir. Bu nedenlerle ürünlerin güvenle ve emniyetle saklandığı, taşındığı ve dağıtıldığı konusunda müşterilere güven vermenin yolu” sıcaklık doğrulamasıdır.” Soğuk zincir Lojistiği süreçlerini yönetenler; ürünlerin süreç içindeki “tehlike analizlerini” yapar ve buna göre önlemlerini alırlar. Bu önlemlerden; ”termal haritalandırma”; depoda veya araçta ürünlerin bulunduğu yerde ne tür sıcaklık değişimlerine sahip olabileceklerini bilmek ve buna göre düzeltici önlemleri almayı sağlayacaktır. Termal haritalandırma yapılması ve sürekli güncel tutulması ilaç sektöründe zorunlu yapılması gerekenlerdendir. Gıda maddeleriyle ilişkilerine göre lojistik şirketler
sıcaklık değişimi nedeniyle (makine bozulması, kaza vb gibi nedenle hasarlanması durumunda sigortacınızın ilk soracağı sorulardan biri; son 24 saatlik sıcaklık kayıtları olacaktır. Sağlık kuruluşları e.coli vakalarında bu kayıtları isteyecektir. Bu sıcaklıkların doğruluğunu kanıtlamak amacıyla yapılacak işlemler ise; •Mevcut sıcaklık kaydedici yanına bir başka kayıt cihazı koyarak aynı anda aynı yerden sıcaklık bilgisi alınız, •Tüm süreçlerde sıcaklık kayıtlarını içinde “ ürün” yok iken alınız, ürün olduğu durumdaki kayıtlarla karşılaştırınız. •Sıcaklık kayıt edici cihazlar mutlaka kalibre edilmiş olmalıdır. •Sıcaklık kaydedici cihazların yerlerini gösteren bir krokide cihaz seri numaralarıyla belirtilmelidir. Her araç gereç, tesis için termal haritalandırma kayıtları, sıcaklık kayıtları, kalibrasyon kayıtları, paralel test
sonuçları “sıcaklık kayıt sistemi” içinde asgari altı ay veya elleçlenen ürün ömrü kadar saklanmalıdır.
Taner Atlatırlar
haziran 2015
termal haritalandırmayı “sosyal sorumlulukları” çerçevesinde operasyonlarının sürdürülebilirliğini ölçmek adına yapmalıdırlar. Servis sağlayıcılar;depolarında veya araçlarda soğutma sisteminde meydana gelecek bir kesintinin zaman-sıcaklık değişimi bilgilerini karar verme sürecinde kullanacakları için iyi bilinmelidir. Sıcaklık kaydedici cihazlar; arzu edilen sıcaklık aralığında ve sıklıkta soğuk ürünlerin bulunduğu depo, araç kasası, konteyner veya taşıma ekipmanları içindeki sıcaklığı kayıt ederler. Ürünü teslim eden; tüm kayıtları istenmeden vermek,teslim alan ise; ürünle ilgili sıcaklık değişimini, sıcaklığın arzu edilen sıcaklıklar arasında olduğunu, veya bir nedenle sıcaklıklar aşılmışsa ne kadar süre ve hangi sıcaklıkta aşıldığını teslimat sırasında kayıtları incelemek ve sonuçları paylaşmak zorundadır. Ürünlerin
14
Frigorifik araçlarda soğutamama sorunu Frigonetwork Soğuk Zincir Lojistik Danışmanı Taner Atlatırlar, soğutma sistemi ve soğutucu seçiminde dikkate alınacak konuları TREDER Haber Dergisi için derledi: Frigorifik araçlarla dağıtım/nakliye yapanlar sıcak yaz günlerinde araçlarının soğutma sorunlarıyla uğraşırlarken sorunun sebebinin sistemlerinin yeterli olmamasından kaynaklanmış olabileceğini duyduklarında bu ihtimali yok sayıp başka nedenler aramaktadırlar.Oysa soğutma sistemini etkileyebilecek onlarca parametre vardır ve bu parametrelere göre soğutma sistemi ve soğutucu seçilmelidir. İzolasyonlu araç kasaları ve onların soğutma sistemlerinin standartlarını belirleyen ve ATP konvansiyonuna esas teşkil eden standart DIN 8959 dur. Bu standart 1970 yılında uluslararası taşıma yapan sıcaklık kontrollü araçlar içinde kullanılmaya başlanarak ATP geçişi için temel oluşturmuştur. 1981 yılında DIN 8959, sektör ün öncü şirketleri (frigorifik kasa imalatçıları, soğutma ünitesi imalatçıları ve soğuk zincir lojistik servis sağlayıcıları)tarafından pratikte karşılaşılan olaylardan elde ettikleri tecrübelereklenerek güncellenmiştir. 1995 yılında yapılan ilave ile; izolasyonlu
kasaların zaman içinde yaşlanarak kaybettikleri özelliklerini dikkate alarak kasa ve soğutma ünitesi için asgari kapasitenin ne olması gerektiğini belirlemiştir. Halen kullanılmakta olan parametreler;dağıtılacak ürünün özelliği, araç kasa iç ölçüleri, kapı açılma sayısı, kapının her durakta ne kadarsüre açık kalacağı,kasada taşınacak ürün sıcaklığı, dış ortam sıcaklığı, panellerin 6 veya 9 yıl sonra kullanmaya bağlı olarak azalacak sıcaklık tutma özelliklerine bakarak kullanılacak soğutucuda olması gereken asgari güç belirlenir. Taşıma sırasında kullanılacak paletin tahta (kuru-nemli) veya plastik olması,aracın aynı anda birden fazla sıcaklıkta ürün taşınmasıgibi başka özelliklerde dikkate alınır. Örneğin; Aynı sıcaklıktaki ürünlerin dağıtılması sırasında beş müşteride duran ve her duruşta kasa kapısı farklı sürelerde açık kalan (biri 15 dakika diğer 30 dakika gibi) aynı büyüklükteki kasada
kullanılacak soğutucu aynı olmayacaktır. Veya bir rutta 10 noktaya donuk ürün dağıtımı yapan araçla soğuk ürün dağıtan araçların motordan tahrikli, dizel motorla tahrikli veya öthentik olabileceği gibidir. Soğutucu seçiminde; dış ortam sıcaklığı genelde +30 santigarad derece olarak alınır. Bu durum gerek küresel ısınma gerekse kullanım şartları nedeniyle gerçekte +30 un çok üzerindedir. Yaz aylarında asfalt zeminden kasa tabanına gelenminumum +40/50 santigrad derecelerdeki ısı, araç motorundan yükselen +70/100 santigrad derece ısı, kamyon kasasının maruz kaldığı radyasyon yoluyla ısınmanın sebep olduğu kasa duvarlarında biçim değiştirme,frigorifikaraç kasasında “soğutamama” veya sıcaklığı muhafaza edememe sebeplerinden bazılarıdır. Gelişen teknoloji araç kasalarında “doubledeck” olanağını da sağladığından bu tür araçlara seçile-
cek soğutucular gerek hacim gerekse yükleme-boşaltma zamanının uzaması yönünden iyi değerlendirilmelidir. Klasik bir TIR aracının soğutucusunun 7000-8000 watt olması yeterlidir. Ancak aracın kullanım şekli ve yıllarına göre göre emniyet faktörü 2,5 ile 5 arasında seçilir ve bu nedenle 3500040000 wattlık soğutucular satınalınır. Halen AB sınırları içinde emniyet katsayısı 2,5 ile 3 arasındaki değerlerde olan bir aracın günlük kullanılması, ATP şartlarını yerine getirmede yeterli performans gösteremeyeceği, ürün teslim edilmesi sırasında arzu edilen sıcaklığı saplayamayacağı için onaylanmamaktadır. AB normlarına göre;sıcaklığın değişmesi durumunda bozulabilecek ürünlerin her biri için taşıma sıcaklığını belirlemiştir. Dağıtım veya nakliye yapanlar bu sıcaklıkları sağlamak ve kayıt altına almak zorundadır.Bu nedenle standartlarda belirtilen taşıma sıcaklığının aşılmasına sadece yükleme-bo-
şaltma sırasında ve ürüne ait sıcaklığın maximum+3 derece üzerine çıkmasına izin verilir. AB Standartlara göre donuk taşınan bir ürün son kullanıcı deposuna -18 santigrad, zincir markete -20, distribütör veya lojistik şirketine asgari -25 santigrad dereceden sıcak teslim edilemez.Bu nedenle taşıma sıcaklığı -25 den sıcak olamaz. Küresel ısınma etkileriyle gerek dış ortam sıcaklığının artması gerekse kasa yüzeylerindeki sıcaklığın 70-80 santigrad derecelere çıkması nedeniyle ATP tarafından kullanılan emniyet katsayısı kullanım yıllarına göre değiştirilmiştir. Güneş ışınlarının sebep olduğu tavan,yanduvarların radyasyon yoluyla ısınması soğutma kapasitesinin belirlenmesi için önemlidir.+30 derece dış ortam sıcaklığında rüzgarsız bir ortamda tavan veya yan duvarlardan birinde +80 santigrad dereceye, dış ortamın +40 santigrad derece olması durumunda duvarlarda +90 derecelere ulaşılmasına sebep olur ki bu durum
duvar veya tavandan geçen ısının yüzde 50 ila yüzde 80 artmasına sebep olur. Bu ısınmayı arttıracak koyu renkli boyamalar veya logolar kasa içi sıcaklığını arttıracak olup daha fazla enerji harcayarak soğutmak gerekecektir. Bu nedenle koyu renklerden kaçınmalı olanak varsa yüzeyler termal boya ile boyanmalıdır. Bu nedenlerle kullanılan frigofrik araçların zamanla soğutma kapasite ihtiyacı artmaktadır.Yeni satın alındığında soğutucudanelde edilen performans 6 yıl sonra en basit hesapla yüzde 30 arttırılmalıdır. Bu hesaplamaya kasada meydana gelen hasarlar, araç tabanının durumu, soğutucuya yapılmış bakımlardahil değildir.Bu nedenledir ki gelişmiş ülkelerde soğutucular genelde 6 ncı yıl değiştirilir. Frigorifikaraçlardaki soğutmama olayını bu açıdan da değerlendirmenizi, müşterilerinizle iş ilişkinizi etkileyecek durumlar olmaması için önceden önlem almanızı, soğutma sistemlerinin sonsuza kadar aynı performansı veremeyeceği gerçeğine göre yatırım planlamak faydalı olabilir.
16
TREDER, Almanya’da Knorr-Bremse’yi ziyaret etti
Treyler Sanayicileri Derneği üyeleri Knorr-Bremse’nin en önemli üretim yeri olan Aldersbach’daki fabrikasını ziyaret etti. Burada firmayla ilgili son bilgileri alan TREDER üyeleri, ayrıca fabrika ziyaretinde üretim hattını da yakından inceleme fırsatı yakaladı. TREDER üyelerinden oluşan bir heyet 7 Mayıs’ta Knorr-Bremse’yi ziyaret etti. Ticari araçlar ve raylı araçlar için fren sistemi geliştiren Knorr-Bremse alanında dünyanın en büyük üreticileri arasında yer alıyor. TREDER Başkanı Kaan Saltık, ziyaretle ilgili olarak yaptığı açıklamada KnorrBremse’nin TREDER’i davetlerinden dolayı son derece memnun olduklarını, bu davetlerin sektörün geldiği noktayı göstermesi açısından önemli olduğu-
nu söyledi. Saltık, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’yi treyler üretim merkezi yapma hedefimize her geçen gün daha çok yaklaşıyoruz. Türkiye, treylerde üretimini arttırdıkça, tedarikçilerin de Türkiye’ye olan ilgisi ve yatırımları artıyor. Alanında dünya devi olan Knorr-Bremse’nin üretimini yerinde gördük. Üyeler olarak da son derece faydalı bilgiler aldık.”
Her gün bir milyar insan Knorr-Bremse’yi kullanıyor TREDER üyelerine firma hakkında bilgi veren Treyler ve OE Satış
Direktörü Eric Fritzsche, KnorrBremse üretiminin; ticari araçlar ve raylı araç fren sistemleri olarak ikiye ayrıldığını söyledi. Ticari Araçlar Grubu içiresinde; treyler, kamyon, otobüs, akslar, motorlara yönelik ürünleri olduğunu belirten Fritzsche, “Her gün bir milyar insan dünyada Knorr-Bremse sistemlerine güveniyor ve kullanıyor” dedi. 2014 yılında 5 milyar 206 milyon euro ciro elde ettiklerini kaydeden Fritzsche, raylı araçlar grubunda 2 milyar 982 milyon euro, ticari araçlar grubunda ise 2 milyar 228 milyon euro ciro
kaydeden Wendl, fren torkunun 20 Nm olduğunu belirterek, “ST7, tenteli, yarı römork, frigo veya damperli treylerde kullanılıyor. Şu ana kadar 60 bin yeni model kaliper yollarda. Türkiye’de ise eylül ayında pazarda olacak.” dedi.
Türk treyler sektörü ile büyüyoruz
artışına paralel olarak 23 bin 916 kişi istihdam edildi. Münih’te yeni AR-Ge ve test merkezi yapılıyor. 16 bin 900 metrekare alanda kurulan merkez 80 milyon euroya mal olacak. Bu yılın ekim ayında merkez hizmet vermeye başlayacak.”
Cironun yüzde 6’sı Ar-Ge’ye
Yeni ürün: ST7 430 kaliperi
Treyler sistemlerine yönelik ürünlerle ilgili olarak 100 milyon euro ciro elde ettiklerini belirten Eric Fritzsche, bu alanda geçen yıla göre yüzde 4 büyümü kaydettiklerini söyledi. Eric Fritzsche, açıklamalarına şöyle devam etti: “Knorr-Bremse olarak 2013 yılında 159 milyon Euro, 2014 yılında 161 milyon Euro yatırım gerçekleştirdik. Geleceğe yatırımlar yapıyoruz. Satış gelirlemerimizin yüzde 6’sını Ar-Ge’ye ayırıyoruz. Satışların
Knorr Bremse Treyler Disk Fren Sorumlusu Johonnes Wendl, 2015 yılında piyasaya çıkacak olan ST7 430 kaliperi hakkında bilgiler verdi. Önceki versiyon SK7’ye göre ürün başına 4 kg daha hafif olduğunu kaydeden Wendl, üç dingilli bir treylerin araç başına yaklaşık olarak 30 kg daha hafiflik sağlandığını belirtti. ST7 430’un 9 tona optimize edilen ve pazardaki en hafif 22,5’ inçlik çift pistonlu disk fren olduğunu
haziran 2015
elde ettiklerini açıkladı. 2013 yılına göre yüzde 21 büyüme yakaladıklarını ifade eden Fritzsche, Çin’deki yüksek hızlı trenlerle ilgili olarak siparişlerdeki artışın bu büyümede çok önemli bir pay sahibi olduğunu söyledi.
Knorr-Bremse Treyler Sistemleri Türkiye ve Ortadoğu Satış Müdürü Savaş Ada, ziyaretle ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Türkiye’ de treyler sektörü son yıllarda önemli bir ivme kazandı. Knorr-Bremse de bu büyümeye paralel olarak Türkiye’deki çalışmalarını ve hizmetlerini her geçen gün daha ileriye götürüyor. Türkiye’nin en büyük treyler üreticilerini Münih’te ağırlamaktan dolayı son derece memnunuz. Knorr-Bremse ile Türkiye treyler sektörü paralel olarak büyüyor.” Tesisin Genel Müdürü Josef Birkeneder ile fabrika personeli Salih Zafer Kara, Aldersbach fabrikasında elektronik hava kontrol sistemleri, treyler EBS, Kamyon EBS ve disk frenlerin üretildiğini belirterek, “Disk fren Üretim Hattında 50 CNC ve 7 disk fren montaj hattı bulunmaktadır. 16 mekatronik ürünlerle ilgili montaj hattı bulunmaktadır. 30’nun üzerinde Ar-Ge çalışanı mevcuttur. Test merkezinde 2 dinamometre ve 2 tane titreşim test cihazı bulunmaktadır.” dedi.
18
Tırsan kamyon üstü damper ile ürün gamını tamamladı Tırsan, Kamyon Üstü Damper aracını geliştirmeden önce iki farklı bölgeden 7 farklı kanaat önderi müşterisine sordu. Müşterilerden gelen hafiflik, dayanıklılık, hızlı boşaltım, devrilmeyi önleyici tasarım ve modüler yapı gibi pek çok özelliği yeni dampere yansıtan Tırsan yeni damperini, 24 ve 26 metreküplük iki farklı kapasitede müşterisine sunacak. Yeni Tırsan Kamyon Üstü Damper, ilk olarak Mercedes Axor 4140 ve Ford Cargo 4136 D modellerinde uygulandı, yıl sonuna doğru MAN ve Scania araçlarına da uygulanacak. Tırsan yıl sonuna kadar 250 adet kamyon üstü damper satışı hedefliyor. Yeni Tırsan Kamyon Üstü Damper, fark yaratacak yeni tasarımı ve donanımları ile 10 Haziran’da Tırsan Adapazarı Fabrikasında yapılan basın lansmanı ile sektöre tanıtıldı. Basın lansmanı, Tırsan Yurtiçi Satış Genel Müdür Yardımcısı Ercan Kulaksız, Pazarlama ve Ürün Yönetimi Koordinatörü Volkan Oflaz, Ürün Geliştirme Müdürü Yasemin Uzçakar ve Ürün Sorumlusu Ozan Sinal’ın katılımı ile gerçekleşti.
Rusya’da yatırıma devam eden tek marka
Etkinlikte, Pazarlama ve Ürün Yönetimi Koordinatörü Volkan Oflaz Tırsan’ın yeni projeleri, hedefleri ve Tırsan Rusya Tula fabrikasındaki üretim gücü ile ilgili detaylı bilgiler verdi. Tırsan’ın şu anda
Rusya’da yatırıma devam eden tek marka olduğunun altını çizen Oflaz, 2009-2014 döneminde Rusya’da 11 milyon Euro’luk yatırım yaptıklarına değindi. Made In Russia konsepti ile üretime devam ettiklerini vurgulayan Oflaz, “Rusya’da yatırımlarını bırakan, kapıyı kapatan firmalar var. Tırsan Rusya’da yatırım yapmaya devam ediyor. Rusya dünyanın 8’de biri. Tüm Rusya’da aynı anda bir şey yapmaktansa bölgelerdeki müşterilerin listesini çıkarıp, müşterilerimizi tek tek ziyaret edip, müşteri yönetimine dönmüş durumdayız. Biz oradayız. 2019 yılında petrol tekrar kaybettiği yerlere gelecek. Rusya eski nefesine kavuşacak” dedi.
İki bölge 7 kanaat önderi
Ürün Sorumlusu Ozan Sinal’ yaptığı sunumda, Yeni Tırsan Kamyon Üstü Damper aracının öne çıkan özellik-
hızlı akmasını sağlarken, güçlendirilmiş üst kemer dizaynı ile dolum işlemleri sırasında yaşanabilecek darbelere karşı küvet yapısına ekstra dayanıklılık sağlıyor.
Patentli arka kapak dizaynı ile güvenli aktarım imkanı
Devrilmeyi önleyici tasarım
Aracın ağırlık merkezinin rakiplere göre 140 milimetre daha aşağıda olmasının devrilmeyi önlemede önemli bir rol üstlendiğini anlatan Sinal, “Biz ağırlık merkezini aşağı çekerek yükü yol şartlarına daha uygun hale getirdik. Yeni araçta güçlendirilmiş üst kemer, yüksek dayanım sağlandı. Cıvatalı çamurluk sacı sayesinde çamurluk kaynaksız olarak değiştirilebiliyor. H tipi silindir düz duvar yapısından dolayı silindire gelen yük
kuvveti azaltılarak operasyon güvenliği artırıldı. Altıgen kilit tasarımı sayesinde kolay ve güvenli kilitleme sağlandı. Yeni muavin şasi tasarımı da devrilmeyi önlüyor. Body-fix ile seyir halinde güvenlik sağlanıyor.”
5 binlik pazarda 250 adetlik hedef
Türkiye’de yarı römork pazarının 2 bin 500 kamyon üstü damperin ise 5 bin adetlik bir pazar büyüklüğüne sahip olduğunu anlatan Sinal, Tırsan’ın yıl sonuna kadar 250 adet satış gerçekleştirmeyi hedeflediklerini açıkladı. Tırsan’ın geçtiğimiz yıl 985 adet yarı römork satışı gerçekleştirdiğini de ifade eden Sinal, “Taşımacılık sektörünün her aşamasında müşterilerine ve pazara yön veren Tırsan, Yeni Tırsan Kamyon Üstü Damper ile inşaat sektöründe de müşterilerini, rakiplerinden bir adım öne taşımaya devam ediyor. Üretim gücüyle Türkiye treyler sektöründe rakipsiz olan Tırsan, müşterilerinin ihtiyaçlarını, 2009 yılında devreye aldığı Türkiye’nin ilk ve tek treyler Ar-Ge merkezinde, sahip olduğu mühendislik tecrübesi ve uzman kadrosu ile pazarın beklentilerini en üst seviyede karşılamaktadır.” dedi. Ürün Geliştirme Müdürü Yasemin Uzçakar, damper hakkında şu bilgileri verdi:
Üstün şasi ve küvet çelik yapı
Yüksek mukavemetli çelikten oluşan şasi ve küvet yapısı ile Yeni Tırsan Kamyon Üstü Damper, tüm yük koşullarında en yüksek darbe dayanımı ve yük performansını sağlamakta, müşterilerine daha uzun kullanım ömrü sunuyor.
Özel Hidrolik Sistemi
Yeni Tırsan Kamyon Üstü Damper, minimum 50 ton kaldırma kapasiteli hidrolik sistemi ile müşterilerine aktarım işlemlerinde üstün güvenlik ve yakıt tasarrufu sağlıyor.
SARI DAMPERLERE PEMBE YAKALI YÖNETİCİ
Eğimli üst yapı tasarımı ile hızlı aktarım
Yeni Tırsan Kamyon Üstü Damper eğimli üst yapı tasarımı ile müşterisinin taşıdığı her çeşit yükün kolay ve
Yasemin Uzçakar Ürün Geliştirme Müdürü
haziran 2015
lerini sektör basını ile paylaşarak, basının sorularını cevapladı. Kamyon Üstü Damperi geliştirirken 2 farklı bölgeden 7 kanaat önderiyle görüştüklerini belirtti. Sinal, kanaat önderlerinin özellikle devrilmeyi önleyici ve hidrolik aksam ile ilgili talepleri olduğunun altını çizdi. Sinal, Tırsan Kamyon Üstü Damperi geliştirirken; aşırı yük altındaki yorulmaları, devrilme mili üzerindeki yorulmaları, yanal gerilme, arka kapak dayanım testleri yaptıklarını söyledi. Body-Fix uygulamaları sayesinde küvet ve alt şasi arasındaki denge ve dayanıklılığı güçlendirdiklerini anlatan Ozan Sinal, bilgisayar simülasyonu sonuçları doğrultusunda 2 adet prototip geliştirdiklerini söyledi. Prototip araçlarda öncelikle fiziki doğrulama testleri, dinamik kaldırma ve boşaltma testleri, yanal dayınım testleri gerçekleştirdiklerini anlatan Sinal, “Tırsan Kamyon Üstü Damper yeni kasa tasarımı ile ilgili 3 patent başvuru yaptık. Kamyon üstü damper projesi 6 aylık süre zarfında başarıyla tamamlandı” dedi.
Sahip olduğu hareketli döner mafsallı arka kapak dizaynı ile Yeni Tırsan Kamyon Üstü Damper yükün güvenli şekilde akmasını ve aktarım sırasında doğabilecek hasarlara karşı arka yapısını korumaktadır. Bununla birlikte, güçlendirilmiş ve patentli arka kapak konstrüksiyonu ile kapağın ve kapak hidrolik sisteminin yanal darbelere karşı korunmasını ve en yüksek mukavemeti göstermesini sağlarken, altıgen kilit tasarımı, yükün seyir halindeyken güvenli şekilde muhafaza edilmesi avantajını sunuyor.
20
OKT Trailer’den gençlere gelecek vizyonu OKT Trailer çalışanları, “Geleceğim Benimdir” isimli sosyal sorumluluk projesi kapsamında Aydın’da öğrenim hayatına devam eden 15 lise öğrencisine kariyer danışmanlığı yaptı. OKT Trailer, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dolayısı ile “Geleceğim Benimdir” isimli sosyal sorumluluk projesini hayata geçirdi. Mimar Sinan Teknik ve Meslek Lisesi ve Osman Gazi Ticaret Meslek Lisesi’nde okuyan öğrenciler, alanında uzman ve nitelikli personellerden bir gün boyunca eğitim ve danışmanlık aldı. Öğrencilerin iş hayatında başarıyı yakalamalarını sağlamak amacı ile gerçekleştirilen sosyal sorumluluk projesinde öğrenciler ve OKT Trailer’ın uzman personelleri gün boyunca yan yana çalıştılar. Öğrenciler, ilgili oldukları meslek dallarında sorular sordular ve hedefledikleri meslek dallarının inceliklerini öğrendiler. Günün sonunda katılım belgelerini ve hediyelerini alan öğrenciler toplu olarak fotoğraf çektirmelerinin ardından
OKT Trailer’dan ayrıldılar. “Geleceğim Benimdir” isimli sosyal sorumluluk projesinin öğrencilerin gelecek iş yaşamında büyük önem taşıdığını ifade eden OKT Trailer Genel Müdürü Hakan Maraş, şunları söyledi: “19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kapsamında gerçekleştirdiğimiz sosyal sorumluluk projesinin günün anlam ve önemini yansıttığını düşünüyorum. Gelecek nesiller, ülkemizin ekonomik ve sosyal hayatını inşa edecekler. Bizlerin de görevi, iş hayatına adım atacak genç nesilleri en iyi ve en doğru şekilde yönlendirmektir. Osman Gazi ve Mimar Sinan liselerinde okuyan öğrencilerimizi bugün misafir ettik. Her öğrencimizi ilgi alanına göre departmanlarımıza yerleştirdik. Gün boyunca uzman personellerimiz ile birlikte çalıştılar, bilgi alışverişinde bulundular ve akıllarına takılan soruları sorma imkanı yakaladılar. Umarım, gelecek hedeflerini oluşturabilmeleri ve meslek seçimleri konusunda faydalı bir
etkinlik olmuştur. “ OKT Trailer’ın kurumsal bir vatandaş olarak sosyal sorumluluk projelerine devam edeceğini belirten Maraş, “Ekonomik kalkınmayı; teknolojik gelişmeyle, eğitimle, üretim yöntemlerinin kalitesiyle, sosyal yatırımla ve çevreyle bir bütün olarak gören çok yönlü bir bakış açısına sahibiz. Bu bakış açısıyla yönetilen şirketimizin amacı kar etmenin ötesine geçerek sosyal kalkınmaya ve çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlamaktır.” dedi.
22
Seyit Usta liman içi aktarma römorklarıyla Norveç’te Müşteriye özel çözümlerle öne çıkan Seyit Usta, her geçen gün ihracat yaptığı ülke sayısını arttırıyor. Son olarak Norveç’e ihracat yapan Seyit Usta’nın römorkları Oslo Limanı’nda hizmet vermeye başladı. Özellikle tank konteyner taşıyıcı ürünlerinde artık fiyat aramaksızın sipariş aldıklarını belirten Arslan, bu üründe de iddialarını gösterdiklerini söyledi. ADR’li tank konteyner taşıyıcıların T9 belgesine sahip olduğunu açıklayan Arslan, daha önce kendilerinden alınan ADR’li araçlar içinde T9 belgesinin alındığını söyledi.
Piyasada kalitesiz ürünlerin tercih edilmesine şaşırıyorum
Seyit Usta Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Arslan, liman içi aktarma römorkunun tandemli ( Rocker ARM ) 4 dingil ve 8 lastik özelliğiyle yeni bir ürün olduğunu kaydetti. Römorkun 70 ton taşıma kapasiteli olduğunu açıklayan Arslan, ihracatı özel kılan bir başka sebebi ise şöyle açıkladı: “O coğrafyada yerel imalatçılar olmasına rağmen, Oslo limanını işleten Türk firması, Türkiye’de verdiğimiz hizmeti ısrarla yurt dışında işlettikleri limanlarında da Seyit Usta marka liman içi aktarma römorkları ile çalışmak istemeleri, biz sanayicilere bu anlamda güvenmeleri ve önümüzü açmalarından dolayı kendilerine her zaman minnettar kalacağımızı bilmelerini ister teşekkürlerimi sunarım. İmalatını yaptığımız liman içi aktarma römorklarında lojistik maliyetler olarak biz daha dezavantajlı durumdaydık. Ancak, firmalarının ihtiyacına göre, müşteriye yönelik üretimimiz bizi ön plana çıkarıyor bizler konfeksiyon değil terzi usulü çalışıp müşteriye hizmet veren firmayız. Gelecek aylarda ihracat yaptığımız ülke sayısını arttıracağız.”
2014 Ekim ayından beri siparişler durmadı
Yılın ilk yarısını yüzde 30’un üzerinde bir büyüme ile kapattıklarını kaydeden Seyit Arslan, “Geçtiğimiz yıl yüzde 35 büyüdük, bu yıl da yine aynı oranları yakaladık. Ekim ayından beri siparişlerimiz durmadı. İhracattaki siparişler yüzünden yurtiçini de ihmal ettik.” dedi.
“Piyasada ucuz diye öyle araçlar tercih ediliyor ki, şaşırıyorum. İki sene gibi kısa sürede yürüyemeyecek hale gelen konteyner taşıyıcılar satılıyor. Bunlar nasıl tercih ediliyor anlamış değilim. Bu ülkenin kaynaklarının boşuna harcanmasına mı yanayım, yarın öbür gün olabilecek hasarlara mı yanayım, bunca yıldır bu işle uğraşan firmaların kalitesiz ürünlere rağbet etmesine mi yanayım bilemedim.” diyen Seyit Arslan, konteyner trafiğinin arttığını sektörde hem üretici hem de tüketici boyutunda daha fazla bilincin olması gerektiğinin altını çizdi.
24
SSAB ve Ruukki’nin son adımı:
STRENX
SSAB ile Ruukki’nin birleşmelerinin ardından iki markanın Optim, Weldox ve Domex ürünlerinin kombinasyonundan oluşan Strenx, piyasaya sunuldu. Tanıtım için Türkiye’ye gelen SSAB Satıştan Sorumlu Başkan Yardımcısı Rinaldo Baldi, “Daha güçlü, daha hafif ve daha sürdürülebilir ürünler yapmak amacındayız. Bunun son adımı da Strenx oldu” dedi. SSAB, Ruukki ile birleşmesinin ardından hızla yükselen büyüme grafiğini yeni ürünü Strenx ile taçlandırıyor. SSAB ve Ruukki ürün gruplarının en iyi özellikleri ile geliştirilen Strenx’in, daha güçlü, daha hafif ve daha sürdürülebilir ürün portföyüyle SSAB’nin pazar lideri konumunu daha da güçlendirmesi hedefleniyor. SSAB Satıştan Sorumlu Başkan Yardımcısı Rinaldo Baldi ve SSAB Türkiye Genel Müdürü Lemi Özden ev sahipliğinde düzenlenen lansmanda ilk kez basına tanıtılan Strenx, üstün özellikleri ve özel marka programı ‘My Inner Strenx’ ile sektöre hızlı bir giriş yapıyor. Strenx, performans ve sürdürülebilirlik artılarıyla kaldırma, yükleme, taşıma ve vinç endüstrisi için büyük yenilik sunuyor. Aynı zamanda ağır mobil araçların şasileri, demiryolu araçları, açık deniz ekipman ve uygulamaları, inşaat ve tarım sektörleri için de kullanılabilen Strenx, müşteri performansını artırmak için sunulan boyutsal aralık, farklı çelik türleri kapsamı, teknik destek ve garanti avantajıyla pazar lideri olmaya aday.
600-1300 MPa arasında akma mukavemetine ve 0,7-160 mm arasında kalınlığa sahip olan Strenx çeliğin ürün yelpazesi, farklı şekillerde ve boyutlarda sıcak haddelenmiş levha ve rulo malzemelerin yanı sıra, soğuk haddelenmiş rulo, boru ve açık
profilleri kapsıyor. Piyasadaki yüksek dayanımlı çelikler arasında en kapsamlı ve gelişmiş portföyü sunan Strenx, iş makineleri ve ekipmanlarının kullanım ömrünü uzatırken aynı zamanda ağırlığı en aza indirerek maliyetleri önemli ölçüde azaltan bir üretim malzemesi olarak dikkatleri çekiyor. Özel boyutlarda hazırlanabilen Strenx çeliği, dünyanın her noktasında 75’ten fazla yerel stok aracılığıyla en geç 48 saat içerisinde sevk edilebiliyor.
Türkiye, Avrupa’da ikinci pazar olacak
Lansmanda Ruukki ile birleşmenin ardından ekip sinerjisini oturtarak daha güçlü ilerlediklerinin altını çizen SSAB Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Rinaldo Baldi, oluşturdukları stok sahaları, teknik ve lojistik destek anlamında hızlı çözüm sağlayan yerel yapılanma artıları, deneyimli satış ve destek ekipleri, müşteri hizmetlerinde sağlanan istikrar, geniş ürün yelpazesi
deki beş yıl içerisinde Avrupa’da Almanya’dan sonra çelik sektöründe ikinci büyük pazar olacağını öngörüyoruz. Büyüme hızı yüzde 2’lerde iken uzun vadede yüzde 7-8’lere çıkacaktır. Türkiye özellikle son yıllarda yol, havalimanı, metro, deniz ulaşımı, v.s gibi alt yapı yatırımları ve savunma sanayi, lojistik, taşımacılık alanlarında hızlı bir büyüme grafiği içindeyken bizim için de büyük bir pazar olarak önem arz etmektedir. Yine kentsel dönüşüm projelerine dayalı olarak inşaat sektörünün büyümesi ve üretim üssü olarak ihracatta elde edilen yükselme grafiği bizim de Türkiye projeksiyonlarımızda farklı bir takım stratejiler izlememizi sağladı. Avrupa’nın en genç nüfusu ile Türkiye, dünyada 17. büyük ekonomiye sahip... Gelişiminin henüz çok başında ve çok hızlı bir büyüme sergiliyor. Kendi iç tüketiminin yanı sıra ihracatta yakaladığı başarı ile de güçlü ekonomisini sürekli büyütüyor. Kaliteli, dayanıklı ve enerji tasarrufu sağlayan ürünlerimiz ile biz de bu pazarda ciddi bir performans sağlayacağımızı düşünüyoruz.” Geliştirdikleri ürünler ile üreticilere kaliteli üretim avantajı sağladıklarını da ifade eden Baldi, yeni ürünleri
Strenx ile özel çelikte devrim yaratacak bir ürün geliştirdiklerini söyledi. “Her alanda uzun vadede daha da büyüyecek olan yatırımlarla SSAB olarak maksimum verimlilik sağlayan ürünlerimizle etkin varlık göstereceğiz” dedi. SSAB Türkiye Genel Müdürü Lemi Özden ise, çelik servis destek hizmetleri ile müşterilerine ayrıcalık sağladıklarını ve merkezde çoğu doktoralı 40 kişilik Ar-Ge ve bilgi hizmet uzmanlarından oluşan ekiple müşteri projelerini geliştiklerinin altını çizdi. “Lokal ve global desteklerimizle sürekli müşterilerimizle iletişim halinde, tıpkı onların ekibinden biriymiş gibi çalışıyoruz. Sürekli müşteri ile temas halinde bulunan yerel teknik destek elemanlarımızın yanı sıra merkezde bulunan 40 kişilik arge ve bilgi hizmet uzmanlarımız müşterilere özel projeler ve en yüksek faydayı sağlayacak, dayanıklılığı ve enerji verimliliği yüksek ürünler geliştirmekte. İstikrarla uzun yıllardır aynı ekiple çalışıyor olmamız ve müşteri odaklı çalışma anlayışımız, hızlı teslimat avantajımız ve en önemlisi geniş ürün gamımız sayesinde özel çelikte global liderlerden biriyiz. Yıllık 9 milyon ton üretim kapasitesi ile sektör devi olan SSAB’nin Türkiye ayağı olarak sanayi ara mamulü sağladığımız için ihracatı destekliyoruz” şeklinde konuştu.
haziran 2015
ve esnek imalat yapısı ile pazar şartlarına yüksek adaptasyon sağlayabilme özellikleri ile SSAB’nin özel çelik alanında pazar lideri konumunda olduğunu belirtti. Baldi, mukavemet ve ebat bakımından benzersiz bir ürün grubu olan Strenx ile birlikte daha emin adımlara ilerleyeceklerini belirterek açıklamalarına şöyle devam etti: ‘SSAB ve Ruukki birleşmesinden sonra her iki firmanın güçlü özelliklerini birleştirerek pazarda gerek üretim ve pazarlama gerekse teknik altyapı ve operasyonel olarak oldukça üstün bir konuma geçtik. SSAB ve Ruukki tarafında yakalanan üstün özellikleri tek çatı altında birleştirerek üretim kalitesinde yakaladığımız performansı hizmet kalitesine de yansıtarak tüm dünyada müşterilerimize ayrıcalıklı hizmetler sunmaya, yeni ve üstün özellikli ürünler geliştirmeye başladık. Bunlardan biri de bugün lansmanını gerçekleştirdiğimiz Strenx...Bu ürün ailesi ile müşterilerimize üretim, dayanıklılık ve enerji verimliği açısından çok ciddi avantajlar sağlıyoruz. Türkiye’nin ekonomik büyümesinin yanı sıra alt yapı yatırımları ile çok hızlı gelişmekte olan bir ülke olduğunu ifade eden Baldi,’Türkiye’nin önümüz-
26
Sanayi Bakanlığı’nın sahteciliğin önlenmesi için attığı adımlar medyada geniş yankı buldu Sanayi Bakanlığı, treyler sektöründe rekabetçiliğini düşüren ve sektörün gelişiminin önündeki en büyük engellerden biri olarak görülen sahteciliğe son vermek için sahtecilik yapan birçok firmanın TİP Onay Belgesini iptal etti. Bu haber medyada çok önemli yer tuttu.
haziran 2015
28
Otokar 5 Haziran Çevre Günü’nde çocuklara eğitim verdi Otokar, çevre bilinci oluşturmak amacıyla 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde Serdivan Anaokulu öğrencilerine eğitim verdi. Kurulduğu günden bu yana çevreyle dost ürün ve üretim süreçleri geliştirme konusunda yaptığı çalışmalarla bölgesinde faaliyet gösterdiği diğer şirketlere örnek olan Otokar, Dünya Çevre Günü’nde yarınları emanet edeceği bugünün çocuklarının çevre dostu bireyler olarak yetişmeleri için temel çevre eğitimleri verdi. Öğrencilere Otokar Üretim ve Tesis Müdürlüğü’nden Yatırım Birim Yöneticisi Gönül Mumlu tarafından verilen eğitimde geri dönüşüm ve çevre kirliliği konuları anlatılarak bireyin bu konudaki sorumluluklarından bahsedildi. Eğitim kapsamında öğrencilere günümüz ve geleceğin problemi olan su kaynaklarının azalması konusunda bilgi verilerek su tasarrufu ve verimli tüketim konusunda bilgi verildi. Küçük yaştan itibaren çevre bilincinin oluşmasının önemine vurgu yapan Otokar Üretim ve Tesis Müdürü Ferda Ertekin “Herkesin çevre konu-
sunda sorumlu hissedip buna göre davranması geleceğimiz açısından hayati önem taşıyor. Otokar olarak geçtiğimiz yıl çevre gününde çalışanlarımızın çocuklarına çevre duyarlılığı kazandırmak için eğlenerek eğitmeyi seçmiş ve bu konuda resim yarışması etkinlikleri düzenlemiştik. Kendi faaliyetlerimizin yanı sıra sosyal sorumluluk anlayışı bağlamında da çevre bilincinin geliştirilmesine yönelik eğitim faaliyetleri yürütüyoruz. Bunun dışında ulusal ve uluslararası sosyal projelere de destek veriyoruz. Bu doğrultuda binlerce gönüllünün 100’den fazla ülkede eş zamanlı olarak kıyı temizliği gerçekleştirdiği Kıyı Temizlik Günü’nde (ICC - International Coastal Clean up) gönüllü çalışanlarımız, aileleri ve Turmepa gönüllüleri ile Sapanca Gölü’ndeki “Kıyı Temizleme Hareketi”nde bir araya gelmiş ve toplam 185 kg atık toplanmasına katkı sağlamıştı” dedi. Çevrenin korunması konusunda
entegre bir yaklaşıma sahip olan Otokar’ın çevre politikası, ISO14001 Çevre Yönetim Sistem Standardına uyumlu olarak çevrenin ve doğal kaynakların etkin kullanımının yanı sıra sürekliliğinin sağlanmasını içermekte. İstanbul Sanayi Odası tarafından 2012 yılındaki başarılı çalışmaları sebebiyle “Büyük Ölçekli Kuruluş Çevre Yönetimi ve Kurumsal Sosyal Sorumluluk” kategorisinde üçüncülük ödülünün; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından “Türkiye’nin En Temiz Sanayi Tesisi” ödülünün sahibi olan Otokar, raporlama döneminde de İstanbul Sanayi Odası (ISO) tarafından ödüllendirildi. 2013 yılındaki başarılı çalışmaları sebebiyle Şirket 14’ncüsü düzenlenen Çevre ve Enerji Ödülleri’nde “Büyük Ölçekli Kuruluş Çevre ve Sürdürülebilirlik Yönetimi” kategorisinde üçüncülük ödülüne layık görüldü.
30
OKT Trailer Çevreye Değer Sosyal Sorumluluk Projesi’ni başlattı OKT Trailer, gelecek nesillere daha yaşanılabilir bir dünya bırakmak amacı ile Çevreye Değer isimli sosyal sorumluluk projesini 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde başlattı. OKT Trailer, Çevreye Değer isimli sosyal sorumluluk projesi kapsamında 250’ye yakın mavi ve beyaz yaka çalışanına çevre eğitimi verdi. Proje kapsamında öncelikle çalışanlarını çevrenin korunmasına yönelik eğiten OKT Trailer, projenin devamında çevre temizliği, ağaç dikimi ve atık pil toplama gibi çalışan gönüllülüğü faaliyetleri gerçekleştirecek.
Çevreye Değer isimli eğitimde küresel ısınma ve iklim değişikliğinin nedenleri ve gelecekteki kötü senaryolar çalışanlar ile paylaşıldı. Çevreye Değer eğitimini OKT Trailer çalışanlarını bilinçlendirmek ve gelecek nesillere daha yaşanılabilir bir dünya bırakmak için düzenlediklerini ifade eden OKT Trailer Kurumsal İletişim Temsilcisi Göksel Topçu, projenin çalışan gönüllüğü etkinlikleri ile devam edeceğini ve çevresel sürdürülebilirliğe önemli katkılar sağlayacaklarını söyledi. Mavi Yıldız Danışmanlık Çevre Mühendisi Nurcihan Güngör de bir sunum yaparak dünyadaki çevresel değişimin insan sağlığı üzerindeki etkilerini anlattı. Çalışanların büyük bir ilgi ile takip ettiği eğitim süresince enerji, su ve doğal gaz tasarrufu konusunda ipuçları verildi. Atık yönetiminin ve geri dönüşümünün dünya üzerindeki kaynakların korunmasında büyük önem arz ettiğinden de
bahseden Güngör, atıkların kaynağında ayrıştırılmasını ve mümkün olan en kısa sürede geri dönüşüme gönderilmesi gerektiğini söyledi. Çevrenin ve doğal hayatın korunması kapsamında verilen eğitimde bir açıklama yapan OKT Trailer Genel Müdürü Hakan Maraş, “Dünyamızın kendine özel bir dengesi vardır. İnsanoğlunun çevresiyle oluşturduğu bu doğal dengeyi bozacak faaliyetler çözümü imkansız sorunlara neden olabilir. Nitekim bugün karşı karşıya kaldığımız küresel ısınma, iklim değişikliği, kirlilik ve türlerin yok olması gibi konular bizler için hayati önem taşımaktadır. OKT Trailer olarak ISO 14001 çevre yönetim sertifikasını almamızın yanı sıra ürettiğimiz ürünlerin tedarikinden müşterilerimize teslimine kadar her süreci kontrol ediyor, çevreye en ufak bir zarar verdiğimizi gördü-
ğümüz an önlemlerimizi alıyoruz. Hatta ürünlerimizin tasarımını da çevreye minimum zarar verebilecek şekilde geliştiriyoruz. Biz, bu faaliyetlerimize çalışanlarımızı da dahil ederek çevreye daha fazla değer katmak istiyoruz. Bugün, çalışmalarımızı büyük bir istek ve arzu ile başlattık. Gelecek dönemlerde çalışan gönüllülüğü etkinliklerimiz ile personelimizde oluşturduğumuz farkındalığı eyleme dökerek gelecek nesillere daha güzel bir dünya bırakılması yolunda eşsiz bir katkı sağlayacağımıza inanıyorum.” dedi. Gelecek günleri daha sağlam temeller üzerine kurulması için bugünden önlemlerin alınması gerektiğini sözlerine ekleyen Maraş, konuşmasının sonunda çalışanların 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü kutladı.
32
İntermobil, Wabco’nun 57 servisini Kapadokya’da topladı
İntermobil’in bu sene ikincisini gerçekleştirdiği Wabco Man toplantısı 22-24 Mayıs 2015 tarihinde, doğa ve tarihin bütünleştiği Kapadokya’da gerçekleştirildi. Otomotiv dünyasında emniyet ve kontrolün simgesi olan Wabco’nun gücüne güç katmak ve ekip ruhunu güçlendirmek amacıyla ikincisi düzenlenen Wabco Service Partner Yıllık Değerlendirme Toplantısı’na bu yıl 57 WabcoService Partner’dan 73 kişi katıldı. Toplantı bütünlüğü sağlanmak, katılımcıların konsantrasyonu ve aidiyet duygusu da desteklemek amacıyla geliştirilen özelWabcoMan konsepti; katılımcılara gönderilen dijital davetiyeden toplantı alanındaki giydirmelere, katılımcılar için özel olarak hazırlanmış event kutusundan kutunun içindeki her ürüne, toplantı alanına yapılan yönlendirmelerden yaka kartlarına kadar her alanda uygulandı. İntermobil Genel Müdürü Rıfat Perahya toplantının açılış konuşmasını gerçekleştirirken, 2015 yılı boyunca sürecek olan çalışmalar ve 2016 planları hakkında katılımcılara detaylı bilgiler verdi. Birinci gün, Rıfat Perahya’nın ardından söz alan treyler ve aftermarket satış müdürü Uğur Dal’ın Türkiye araç parkı ve üretimi ayrıca Wabco2014 global ve Türkiye satış
değerlendirme konularında yaptığı açıklamalarla sona erdi. Toplantının ikinci gününde İntermobil treyler, servis ve filolar teknik müdürü Eyüp Aydın, katılımcılara Wabco Akıllı Treyler Programı ve Fonksiyonları, Safestart (Treyler Güvenlik Freni), Optilevel (e-Tasc), Tilt Alert (devrilme Uyarı Sistemi), CanRouter, Can-Repeater, SmartBoard, immobilizer, Tailguard, Telematics, Ivtm (Optitire), Aşırı yük Uyarı Sistemi hakkında teknik bilgi aktarımında bulundu. Ardından söz alan treyler, servis ve filolar teknik destek mühendisleri Alperen Kurt ve Fırat Sinmeç Wabco Servis Partner Konsepti, Türkiye’de Wabco Servis Partnerlerin şu anki durumu, Wabco Servisi olmak için gereklilikler, Wabco Servisi olmanın avantajları, İntermobil Akademi ve Gerçekleştirilen /Gerçekleştirilecek Eğitimler, Wabco Tablet Projesi, Wabco Cep telefonu uygulaması Projesi (Optilink), Wabco Garanti Prosedürü, Servis Organizasyonun Parça Garanti Sistemi Akışındaki Yeri ve Önemi, Wabco Ürün akışı, Wabco Garanti Başvuru ve sürecinin Akışı, Servisler İçin Garanti incelemeleri nasıl yapılır, nelere dikkat edilir, Garanti incelemeleri ve başvuruları hakkında katılımcılara teknik bilgiler verdiler ve katılımcılardan gelen soruları yanıtladılar.
2015 WSP Toplantısında önceki yıllardan farklı olarak Wabco Yetkili Bayileri de, firmalarını tanıtma, iş süreçlerini servislere anlatma ve orijinal parça kullanımı ile tamir/garanti süreçlerinde sıkça yapılan hatalarla ilgili mesajlarını paylaşma imkanı buldular. Yoğun geçen teknik eğitimin ardından, kişisel gelişim eğitmeni ve yaşam koçu Efe Adalıoğlu’nun önderliğinde, takım olmanın önemini vurgulayan ve hep birlikte oynanan oyunlarla eğitimin ikinci günü de sona erdi. Eğitim sonrası, katılımcıların birbirlerini daha yakından tanıyabilmeleri için Kapadokya’nın coğrafı yapısı içinde konumlandırılmış olan özel bir restoranda hep birlikte yenen yemeklegünün yorgunluğu da atılmış oldu. Erken başlayan üçüncü günde, misafirler Kapadokya’nın doğal yürüyüş parkurları arasında yapılan iki saatlik yürüyüş ve devamında yapılan jeep safari turu sayesinde bölgeyi yakından tanıyabilme ve Kapadokya’nın büyülü manzaralarına tanık olma şansına eriştiler. Üç gün boyunca birbirlerini daha yakından tanıma fırsatı bulan katılımcılar; aldıkları bilgiler ve yaşadıkları deneyimler sayesinde hem eğlenmiş, hem dinlenmiş, hem de güçlenmiş birer Wabco Manolarak evlerine döndüler.
34
Nevpa, Sözünü Tuttu, İhracatını iki kat arttırdı İhracatla büyüme stratejisini başarıyla hayata geçiren Nevpa, yılın ilk 5 ayında ihracatını geçen senenin ilk beş ayına oranla iki katına çıkardı. İhracatı arttırma hedefi ile Yurtdışında ticaret merkezlerini kurmaya hazırlanan Nevpa, ilk olarak BAE-Dubai, Suudi Arabistan’da ardından Kuzey Afrika’da bu merkezleri faaliyete geçirecek. Nevpa, distrübütörleri aradan kaldırarak ürünlerini tüketicisine doğrudan ulaştıracak. Nevpa Genel Müdürü Mehmet Ortaç, Türkiye geneline dağılmış yüzde 100 yerli sermayeli mağaza yapısı ile müşterilerine çok yakın olduklarını ve taleplerini çok kısa sürede gerçekleştirdiklerini belirterek “Türkiye deki önemli bölgelerde yapılanan toplam 3 üretim tesisi ve 8 mağazası ile Tekirdağ’dan Hakkari’ye kadar tüm treyler ve üstyapı üreticilerine anlık tedarik imkanı sağlıyor. Türkiye’de rüştümüzü ispatladık. Pazarda yüzde 90 oranımızda payımız var. Türkiye’de uyguladığımız bu modeli dışarıya da taşıyacağız. Sıra yurtdışında. Artık zamanı geldi”
Ortadoğu’da kapsama alanı genişliyor
Avrupa’daki yapılanmalarına 5 yıl önce Almanya’da açılan şirket üzerinden devam edip her geçen günde geliştirdiklerini ifade eden Ortaç, Ortadoğu’ya ve Afrika’ya da aynı modeli kopyalaya-
caklarını ifade etti. BAE-Dubai ile Suudi Arabistan’da ticaret merkezleri açacaklarını anlatan Ortaç, buralarda kurulacak depolar aracılığı ile müşteri ihtiyaçlarına daha hızlı karşılayacaklarını kaydetti. Nevpa adını Ortadoğu’ya taşıyarak kurulacak şirketlerle hizmet vereceklerini söyleyen, Mehmet Ortaç “Ortadoğu’daki kapsama alanını genişleteceğiz.” dedi. Ticarete merkezlerinin modelin başarılı olmasıyla bunların sayılarının arttıracaklarını söyleyen Ortaç, ayrıca Afrika kıtası için de çalışmalarımızı hızlandırdık Afrika’lı üst yapı üreticileri ile sürekli iletişim halindeyiz dedi. Yurtiçinde olduğu gibi Yurtdışında da müşteri odaklı çalışıyoruz. Müşterilerimizin her ifadesini değerlendirip kendi içimizde yorumlayarak verebileceğimiz en iyi hizmeti dünyanın her köşesine taşıyoruz.
İtalyan Sabo ve İspanyol Gasso Nevpa’da
“Nevpa müşterinin ihtiyaçlarını doğru algılayıp, bir paket halinde tek elden sunabiliyor. Bir bisiklet korkuluğunun yanında Akaryakıt Tankeri Dolum Ekipmanlarında dünya markası Emco Wheaton’u da müşterisine sunabiliyor. Tenteli, frigorifik, tanker, damper ve sal kasa treyler ve üstyapı tiplerine yönelik olmak üzere toplamda 5 ana grupta kendi ürünlerimiz var. Bunun yanında da dünyanın önemli markalarını müşterilerimize sunuyoruz. Son olarak bünyemize iki dünya markasını daha kattık. Türkiyede ki Treyler,Dingil üreticileri için İtalyan Sabo amortisörleri ve tankerler için kompozit doldurma-boşaltma hortumları üreticisi İspanyol Gasso’nun temsilciliğini üstlendik.”
36
BAE’den Ford Trucks’a tam not
Ford Trucks kamyon ve çekicileri Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Dubai’de filo müşterileri ile buluştu. Birleşik Arap Emirlikleri’nin Başkenti Dubai’de, bölgenin en güçlü otomotiv şirketlerinden Al Tayer Motors ile yapılan distribütörlük anlaşması ile Kasım 2014’te hizmete giren Ford Trucks tesisi kısa zamanda filo sahipleri tarafından ilgi ile karşılandı. Al Tayer Motors tarafından düzenlenen etkinlik kapsamında, Dubai’deki filo araç müşterileri Ford
Trucks modellerini kullanma ve deneyimleme imkanı buldular. Ford Trucks filo araç müşterilerinin, Sıcak İklim Paketi’ne sahip Ford Cargo 1843T Çekici aracını test ettiği etkinliğin ardından deneyimli sürücüler tarafından Ford Cargo 1843T ile “Drift Show” gerçekleştirildi. Ford Otosan’ın mühendislik tecrübesi ile bölge müşterisinin taleplerine uygun şekilde geliştirilen ve üretilen kamyon ve çekiciler,
etkinlikte filo sahiplerinden tam not aldı. Ford Trucks Ortadoğu Ülkeler Müdürü Mustafa Caner Sinanoğlu, Kasım 2014’te açtıkları ofisin Ford Trucks markası için pozitif bir ivmede ilerlediğini belirtti ve yapılan bu tarz etkinliklerle filo sahiplerine araçları tanıtmanın yanısıra müşterileri daha yakın olarak ihtiyaçlarını daha hızlı karşılama fırsatı elde ettiklerini söyledi.
Tırsan Başer ile Ankara’da yeni damperini sergiledi Tırsan ve bayilerinden Başer Otomotiv, Ankara’nın önde gelen nakliye firmaları ile 13 Haziran Cumartesi günü Ankara Başer Otomotiv Genel Merkezinde düzenlenen yemek organizasyonun da bir araya geldi. Organizasyona, Tırsan Bayi Yönetimi Koordinatörü Aydın Temel, Pazarlama ve Ürün Yönetimi Koordinatörü Volkan Oflaz, Ürün Sorumlusu Ozan Sinal, Ürün Geliştirme Uzmanı Seyit Dindar, Ürün Bayi Satış Uzmanı Arda Erdemir katılırken, Başer Otomotiv adına Başer Otomotiv Şube Müdürü Ömer Başer ve Satış Müdürü Turgut Başer katılım
gösterdi. Yapılan etkinlikte, Tırsan Ar-ge merkezinin en son ürünü olan ve 10 Haziran Çarşamba günü Tırsan Adapazarı fabrikasında yapılan basın lansmanı ile sektöre tanıtılan Yeni Tırsan Kamyon Üstü Damper aracı sergilendi. Ziyaretçilerin yoğun ilgi gösterdiği organizasyon da, Yeni Tırsan Kamyon Üstü Damper aracının teknik özellikleri ile ilgili detaylı bilgiler katılımcılara aktarılırken, ürün hakkında geri bildirimler alındı.
38
ADR için Sektörel Çalıştay düzenlendi
Sayılar ADR’de işlerin rayına oturduğunu gösteriyor TMGDER’in düzenlediği ‘ADR Konvansiyonu ve Sektörel Uyum Süreci’ konulu çalıştayda biraraya gelen kamu ve eğitimciler ADR ile ilgili önemli bir çalışmaya imza attı. Çalıştayda yapılan paylaşımlarda bugüne kadar Mayıs ayı itibariyle 4 bin 551 kişinin TMGD Eğitimi aldığı, 1.690 TMGD ve 79 TMGD Eğiticisi ve 119 adet SRC5 Eğitmeni bulunduğu, 2 bin 400 Kişinin Haziran 2015 sınavı için sınav müracatı yaptığı belirtildi. Ayrıca işletmelere bugüne kadar 15 bin 58 adet faaliyet belgesi düzenlendiği, 200 yol kenarı denetçesi ile yaklaşık 1.400 firmaya ceza uygulandığı, ve 24 bin 282 adet SRC 5 belgeli ve 34 bin 371 adet Eğitim Sertifikası sahibi şoför olduğu bilgisi verildi. TSE’nin de 2015 yılı Ocak-Mayıs aylarında 816 olmak üzere bu güne kadar 1.041 araç için onay belgesi düzenlendiği bilgisi paylaşıldı. Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanları ve Eğiticileri Derneği’nin (TMGDER), Tehlikeli Madde Taşımacılığı sektöründe faaliyet gösteren eğiticiler ve eğitim kurumları başta olmak üzere sektörde rol almaya hazırlanan Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanları’nın sürece adaptasyonunu kolaylaştırıcı ve işletmeleri doğrudan etkileyecek gelişmeler göz önünde bulundurularak düzenlediği “Sektörel Çalıştay” 22-24 Mayıs 2015 tarihinde Lykia World Otel Antalya’da gerçekleşti. ‘ADR Konvansiyonu ve Sektörel Uyum Süreci’ konulu çalıştaya, Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Genel Müdürü İzzet Işık başta olmak üzere Daire Başkanı M. Bülent Özçelik, Şube Müdürü A. Rıza Çelik ve TSE Tehlikeli Madde ve Kombine Taşımacılık Müdürü Zeynep Eker Genel katıldılar. Bir çok eğitici, TMGD ve Eğitim Kuruluşu temsilcisinin hazır bulunduğu toplantıda, Karayoluyla Tehlikeli Madde Taşımacılığı konusunda tarafların güvenlik standartlarına uyumu, işletme yönetim ve güvenlik sistemlerinin yeniden yapılandırılması ile pazara uyumlu hale gelmelerine yönelik hazırlıkları değerlendirildi. Toplantıda öne çıkan başlıklar ile katılımcılar tarafından gündeme getirilen konular ve yetkili kurumların bu kapsamdaki açıklamaları şu şekilde: - 2016 yılı içerisinde sınav merkezinin Ankara haricindeki merkezlerde de yapılması, - TMGD Eğitim Sertifikası sahipleri için peş peşe takip eden 4 sınav hakkının olduğu,
- TMGD bulundurma zorunluluğunun işletme kapasitesi, faaliyet yoğunluğu ve büyüklüğüne göre bazı işletmeler için birden fazla olabilmesinin değerlendirildiği, - TMGD hizmetini yerine getirecek olan meslek sahipleri için her hangi bir asgari ücret tarifesine yönelik uygulamanın düşünülmediği, - İSG Uzmanlığı ve TMGD mesleklerini birlikte yürütecekler için hizmet kalitesi ve ücret dengesi açısından bir takım olumsuzlukların oluşmaması adına sektör taleplerinin değerlendirilmesinin uygun görüldüğü. Bu kapsamda başta TMGDER olarak diğer katılımcılar tarafından her iki mesleğinde faydasına olmak -Hizmet vereceği işletme sayısı 5 olan TMGD’ler için aynı zamanda TMGD Eğiticisi olmaları halinde uygulanan 2 işletme sınırı, İSG Hizmeti verenler için de uygulanmalıdır, (İSG uzmanı olup da hizmet vermeyenler istisna). Bu şekilde sadece 2 işletmeye hizmet verebilecek olan İSG uzmanlarının kontenjanlarını ücret ve kalite açısından daha verimli ve daha nitelikli işletmelerde değerlendirme yolunu seçecekleri düşünülüyor. -Aynı işletmede TMGD ve İSG uzmanlarının sorumluluk ve denetim güvenliği açısından farklı kişiler olması sağlanmalıdır. Bu şekilde işletmelerce mesleki saygınlıkla bağdaşmayan ücret odaklı ucuz hizmet taleplerinin önüne geçilebi-
leceği değerlendiriliyor. - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yayımlanan ilgili mevzuat kapsamında 50 ve üzeri çalışanın istihdam edildiği işletmelerde teşkil edilmesi zorunlu olan 7 kişilik İş Sağlığı ve Güvenliği Kuruluna ayrıca bir TMGD’nin de dahil edilmesi gerekliliği tartışılmış ve olumlu geri bildirimler alınmıştır. Konunun ayrıca ÇSGB ziyaretine hazırlanan TMGDER tarafından gündeme alınmasının faydalı olacağı düşünülmüştür. - TMGD ve diğer Eğiticilerin TMKT sisteminde kayıtlı iletişim adreslerine ek olarak bulundukları illerin de belirtilerek ulaşılabilir olması talebi olumlu karşılandı. - 2016 Yılında online sınav uygulamasının başlayacağı, - Aralık 2015 Tarihinde SRC5 Yenileme eğitimi açılacağı, - SRC5 Eğitim Sertifikalarının 27 Haziran 2015 tarihli ilk sınava kadar geçerli olması konusunun değerlendirildiği, - Perakende satış yapan akaryakıt istasyonları ve LPG, CNG tüp satış istasyonları, liman tesisleri ile hava yolu kargo terminalleri, KTY kapsamında K1,K2,C1,C2,L1,L2,R1,R2 Yetki Belgesi sahipleri, (taşıma faaliyetlerinde) Kamu kurum ve kuruluşları için 1.1.2018’ e kadar uygulanacak geçici muafiyetlerin süresinde bir değişikliğe gidilmeyeceği bildirildi.
40
Kässbohrer Bitüm Tankeri tam not aldı Yenilenen Kässbohrer Bitüm Tankeri, 12 -13 Haziran tarihlerinde Batman’da düzenlenen organizasyonda, kullanıcılara ve basına tanıtıldı. Tırsan Diyarbakır bayisi Gelecek Otomotiv de etkinlikte tam kadro yerini aldı. Yapılan etkinlikte Tırsan Diyarbakır bayisi Gelecek Otomotiv tarafından, merkezi Batman olan Özhancan Petrol firmasına 5 adet Kässbohrer Bitüm Tankeri satışı gerçekleştirdi. Tırsan tarafından üretilen Kässbohrer, Avrupa da başta Almanya olmak üzere İngiltere ve Polonya’ya ihracat yapan tek ADR’li tanker üreticisi. Avrupa’daki büyük petrol ve bitüm taşımacılığı yapan firmaların ilk tercihi olan Kässbohrer, müşterilerinin ihtiyaçları doğrultusunda farklı pazarlara uygun çözümler üretmek adına ürün geliştirme faaliyetlerine devam ediyor. Tırsan, ADR mevzuatına uygunluk belgelendirmelerinde yetkilendirilen TSE’nin Tehlikeli Madde ve Kombine Taşımacılık Müdürlüğü’nden ‘Üretim Yeri Uygunluk’ ve akaryakıt taşıyıcı araçlar için ‘Tasarım
Onay Sertifikası’ almaya hak kazanan ilk treyler üreticisi. Tırsan’ın Kässbohrer marka ürettiği tüm tankerlerin gövde malzemeleri, tamamen otomatik kontrollü kaynak makineleri ve tamamı sertifikalı uzman kaynakçılar tarafından birleştiriliyor. Tank gövdesindeki tüm kritik kaynak noktaları 15 metrekare kapalı alanda Türkiye Atom Enerjisi Kurumu onaylı röntgen kabininde tamamı sertifikalı uzman kadrolar tarafından kontrol ediliyor. Her bir tank bağımsız uzman denetçiler nezaretinde kaynak kontrollerine, yüzde 100 basınç ve sızdırmazlık testlerine tabi tutuluyor.
Sınıfının en hafifi
Kässbohrer Bitüm Tankeri sınıfının en hafifi. Özel teknoloji tamamen alaşımlı alüminyum malzemeden üretilen şasisi sayesinde 6.300 kg boş ağırlığa sahip olan Kässbohrer Bitüm
Tankeri, daha fazla yükleyerek, yakıt sarfiyatını azaltır ve daha fazla kazanç elde edilmesini sağlıyor. Özel paslanmaz çelik malzemeden üretilen Kässbohrer Bitüm Tankeri, yüksek mukavemetli yapısı sayesinde, müşterilerine sıcak petrokimya ürünlerini güvenli ve sorunsuz şekilde taşıma imkanı sunuyor.
Otokar, OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi Belgesi’ni aldı Çalışma hayatının günümüzdeki en önemli sorunlarından biri olan sağlıklı ve güvenli çalışma ortamının Otokar’da en üst düzeyde sağlanıyor ve güvenlik önlemleriyle de kaliteli bir işyeri anlayışı sunuyor. Otokar standartlarını yükselterek çalışma koşullarını düzenlerken iş sağlığı ve güvenliği yönetimini sürdürülebilir kılmak için OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi kapsamında İş Sağlığı ve Güvenliği Politikasında yer alan Planlama, Uygulama ve İşletme, Kontrol ve Yönetimin Gözden Geçirmesi, başlıkları altındaki şartlarını başarıyla yerine getirerek belgeyi almaya hak kazandı.
Otokar için iş sağlığı ve güvenliği ilk öncelik
OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi işyerlerini çalışanlar için sağlıklı ve güvenli hale getirmede yardım-
cı olabilecek uluslararası platformda kabul gören bir standart. Otokar, topyekûn mükemmellik felsefesi ile tüm üretim süreçlerinde güvenilir ortamı hedeflerken iş süreçlerini ulusal ve uluslararası standartlara göre en üst seviyede tedbirlerle yönetiyor. Gerekli şartları yerine getiren Otokar’ın, gerçekleştirilen denetlemeler sonrasında, OHSAS standardına uygun çalıştığı akredite kuruluş tarafından onaylandı. OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği
Yönetim Sistemi Belgesi’ni alarak ulusal arenada artık daha güçlü olduklarının altını çizen Otokar İnsan Kaynakları Müdürü Berent Ergin “Otokar olarak İş Sağlığı ve Güvenliği Politikasında faaliyetlerini yürütürken çalışanlarımızı en önemli değerimiz olarak görüyoruz. Sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı yaratmak için gerekli tedbirleri almayı prensip edindik. İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili tüm çalışmalarımızı da bu politika ile uyumlu bir şekilde yürütüyoruz” dedi.
Krone Tire Fabrikası müşterilerini ağırladı
temsilcilerine fabrikayı gezdirerek üretim süreçleri ve modeller hakkında bilgiler verdi.
“Almanya kalitesinde üretim yapıyoruz”
Krone Ticari Araçlar CEO’su Rıza Akgün, “Tire, Krone’nin Almanya dışındaki tek fabrikası olup Avrupa’nın ve Türkiye’nin en modern treyler üretim tesislerinden biridir. Burada Krone’nin Almanya’daki fabrikalarından çıkan treyler kalitesinde üretim yapıyoruz. Yıllık
Krone Tire Fabrikası
2008 yılında temelleri atılan ve 2012 yılında üretime başlayan Krone Tire Fabrikası, yıllık 10 bin adet treyler üretim kapasitesine sahip. 23 bin 274 metrekaresi kapalı, toplam 187 bin 405 metrekare alanda hizmet veriyor. Tire fabrikasında Krone’nin çok yönlü ProfiLiner, Mega Liner ve konteyner şasisi Box Liner modelleri üretiliyor.
haziran 2015
Türkiye’nin en modern treyler üretim tesisine sahip olan Krone Tire fabrikası, müşterilerini ağırladı. Ziyaret sırasında fabrikadaki üretim süreçleri ve banttan çıkan modeller hakkında detaylı bilgiler verildi. Avrupa’nın en büyük treyler markalarından Krone’nin İzmir’deki fabrikası, müşterilerini ağırladı. Krone Ticari Araçlar CEO’su Rıza Akgün; MÜSİAD İzmir Lojistik Başkanı Şenol Günaydın ve ağırlıklı olarak Ege bölgesinde faaliyetlerini sürdüren lojistik firmalarının
10 bin adetlik üretim kapasitesine sahip fabrikamızda, makine parkı ve kataforez havuz sistemi, en yeni teknolojik standartlara göre oluşturulmuştur. Türkiye pazarını ve şartlarını bildiğimizden dolayı, üretim avantajımızı da kullanarak müşterilerimizin taleplerine daha hızlı cevap verebiliyoruz” dedi. MÜSİAD İzmir Lojistik Başkanı Şenol Günaydın, “Treyler sektöründe kendini kanıtlamış bir marka olan Krone’nin şimdi ülkemizde üretilmesi önemli bir gelişme. Yaptığımız ziyaret sırasında üretim aşamalarını yakından görme fırsatı bulduk. Aynı zamanda kullanılan parçaların Avrupa kalitesinde olması, üretim, tasarım ve boya sisteminde kullanılan ileri teknolojiyi yerinde inceledik” dedi.
42
Projeler OİB’’ten çıktı, İTÜ Çekirdek’te kuluçkaya yattı Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği’nin (OİB) ‘Türkiye Otomotiv Sektöründe Geleneksel 4. Ar-Ge Proje Pazarı ve 4. Komponent Tasarım Yarışması’nda başarılı projeler ödüllendirildi. OİB’in geleneksel hale getirdiği etkinlikte bu yıl ilk kez İTÜ ARI Teknokent bünyesindeki İTÜ Çekirdek ile de işbirliğine gidilerek başarılı 19 proje burada kuluçkaya yatırılacak. Otomotiv endüstrisini geleceğe taşıyacak ‘Türkiye Otomotiv Sektöründe Geleneksel 4. Ar-Ge Proje Pazarı ve 4. Komponent Tasarım Yarışması’ Bursa’da tasarım tutkunlarını, öğrencileri, akademisyenleri, araştırma merkezlerini, sanayicileri ve sektörün tüm paydaşlarını bir araya getirdi. ‘Yerli otomobil için komponent tasarımları tamam’ denilen yarışmada başarılı bulunan 19 proje bu yıl ilk kez İTÜ ARI Teknokent bünyesindeki İTÜ Çekirdek’te kuluçkaya yatırılacak. İTÜ Çekirdek’te bir yıl boyunca projenin geliştirilmesi ve endüstriye kazandırılarak üretilmesi amaçlanıyor. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) tarafından Ekonomi Bakanlığı’nın desteği ve Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) koordinatörlüğünde düzenlenen yarışmanın Ar-Ge Proje Pazarı alanına 196, Komponent Tasarım Yarışmasına 314 olmak üzere toplamda 510 proje katıldı. Bu projelerin başarılı görülen 55’i ise organizasyonun düzenlendiği Bursa Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde sergilenerek sanayici ile buluşması sağlandı.
Markalı ve akıllı ürünler yaratılacak
OİB Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda yarışmanın yürütme kurulu başkanı Ömer Burhanoğlu, organizasyonun 500 milyar dolar ihracat hedefi için zemin hazırlayarak içinde marka ve akıl olan ürünler yaratmayı amaçladıklarını dile getirdi. Burhanoğlu, daha çevreci, kullanımı kolay, öncelikli tercih edilebilecek ürünleri sunabilmeyi ve ihracatta kilogram başına 1.5 dolar seviyesindeki geliri 3.5 dolara yükseltmeyi hedeflediklerinin altını çizdi.
Para akıl alıyor
Burhanoğlu, önceki yarışmalarda toplamda 283 projenin sanayiciyle buluşması için sergilendiğini ancak beklentilerinin karşılanmadığını vurgulayarak şöyle konuştu: “Ortaya çıkan projelerin geliştirilmesi ve sonrasında da sanayiye aktarılması gerekmektedir. İTÜ Çekirdek ile yaptığımız işbirliği ile tam olarak bu hedeflenmekte. Projeler sanayileşme yolunda danışmanlıktan, prototipe, laboratuar çalışmalarından, patent sürecine ve sanayi ile buluşmasına kadar birçok fırsattan yararlanabilecek. Bu sayede proje sahipleri hem 1 milyon lirayı bulacak İTÜ Çekirdek büyük ödülünü kazanma, hem de kuluçkaya yatacak projelerini geliştirip, olgunlaştırarak sanayileştirme fırsatı bulabileceklerdir. Artık dünyada kaynak bolluğu var ve para akıl arıyor. Bunu da gençlerimizin aklı ve yüreği ile yakalayacağımıza inanıyorum. Biz de buna destek olacağız. Türkiye’nin doğal
kaynağı gençlerimizdir. Onlara sahip çıkacağız.”
Uzmanlar geleceğe işaret etti
Yarışmanın ödül töreninin yanı sıra düzenlenen konferans ve panellerde de otomotiv endüstrisi masaya yatırıldı. Leyla Acaroğlu, çevre inovasyon ve sürdürülebilirlik, Greg Lindsay çevreci araçlar konularında konferanslar verirken, eş zamanlı düzenlenen panel ve workshop’larda da otomotiv sektöründe yeni trendler ve iş modelleri, kompozit sektörü, otomotivde teknik tekstiller gibi konular masaya yatırıldı. Otomotiv endüstrisinde çevrecilik ve sürdürülebilirlikle ilgili son gelişmelere değinen Acaroğlu, özellikle elektrikli taşıtlarda ABD ve Avrupa’da çok ciddi yatırımların olduğunu kaydetti. Acaroğlu, “Karbon alanında yakıtlar bitiyor. Bu alanda dünyada önemli tartışmalar var. 10 yıl içerisinde otomotivde ya elektrik ya da hidrojen yakıtlar hakim olacak. Türkiye’de kendini buna göre konumlandırmalı” diye konuştu.
44
İkra Lojistik, lastiklerini profesyonellere bıraktı Brisa ve İkra Lojistik “Profleet Filo Yönetim Çözümleri” kapsamında imzaladıkları sözleşme ile işbirliklerini bir adım ileri taşıdı. Brisa; İkra Lojistik’in şirketin Azerbaycan, Türkiye ve Irak’da devam eden tüm operasyonlarında işortağı İkikardeş Ticaret ile birlikte hizmet verecek. Sabancı Center’da düzenlenen sözleşme imza törenine, Brisa Genel Müdürü Hakan Bayman, İkra Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Akın Konyar
ve Brisa İş Ortağı Uğur İkikardeş’in yanısıra bu şirketlerin çalışanları da katıldı. İkra Lojistik, Brisa ile imzalanan sözleşme çerçevesinde, lastik tedariki, kaplama ve araç bakımının yanısıra Profleet kapsamında sunulan Filofix yol yardımı, Aspects+ ölçüm ve raporlama programı gibi hizmetlerden yararlanarak operasyonel maliyetlerinde tasarruf sağlayacak. Aynı
Brisa’ya sağlam ödül Brisa, reklam ve pazarlama sektörünün en iyilerinin yarıştığı 2015 Effie Yarışması’nda ‘Sağlamsa Lassa’ kampanyası ile Gümüş Effie Ödülü’ne değer bulundu. Brisa’ya Effie Ödülü’nü, kış lastiği pazarını sahiplenmek ve geliştirmek yönünde hayata geçirdiği iletişim kampanyası getirdi. Brisa, ‘Sağlamsa Lassa’ sloganı üzerine kurgulanan reklam filmleriyle dayanıklılık ve sağlamlık algısına vurgu yapıyor.
zamanda lastik atıklarını ve yakıt tüketimini düşürerek, operasyonlarının çevre üzerindeki olumsuz etkilerini de azaltmış olacak. İşbirliği kapsamında, Brisa tarafından İkra Lojistik teknisyenlerine ve şoförlerine lastik eğitimleri de verilecek. Brisa, İkra Lojistik’in Türkiye, Azerbaycan ve Irak’da devam eden tüm operasyonlarına, iş ortağı İkikardeş Ticaret ile birlikte destek verecek.
46
Türkiye’nin en büyük Ar-Ge merkezi ‘ni açtı
Ford Otosan 68 milyon liralık yatırımla Sancaktepe Ar-Ge merkezini açtı. Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Y. Koç, “Ford Otosan, bugün bir aracı sıfırdan ticari bir ürün haline dönüşene kadar, motoru da dahil olmak üzere; komple tasarlayacak, geliştirecek ve test edecek tek Türk otomotiv firmasıdır” dedi. Ford Otosan, 29 Nisan’da gerçekleştirdiği törenle Sancaktepe Ar-Ge merkezinin açılışını yaptı. 68 milyon liralık yatırımla hayata geçen merkezin açılışına; Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Koç Holding Yönetim Kurulu Şeref Başkanı Rahmi M. Koç, Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Y. Koç ve Ford Avrupa Operasyonlar Başkanı Barb Samardzich’in katılımı ile düzenlendi. Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Y. Koç, Ar-Ge ve inovasyona yapılan yatırımın daha rekabetçi ve daha katma değeri yüksek ürün demek olduğunu vurgulayarak “Bu da ürettiğimiz ve ihraç ettiğimiz her bir birimin daha büyük bir yüzdesinin ülkemize değer olarak kalması demek. Bu değer de çarpan etkisiyle, daha büyük nitelikli istihdam, daha az genç işsizliği ve daha hızlı büyümeye olanak veriyor. Geleceğin teknolojisini tasarlarken geleceğin insan kaynağını da tasarlamamız gerekiyor. Giderek artmasını hedeflediğimiz Ar-Ge ve inovasyona yönelik sahalarda çalışacak nitelikli insan gücünün stratejisinin de bugünden çok doğru şekilde belirlenmesi ve bu strateji ile yol haritasının oluşturulması sürecine özel
sektörü de dahil etmek son derece isabetli olacaktır” diye konuştu.
En çok Ar-Ge harcaması yapan grubuz
Ar-Ge kavramı henüz Türkiye’de yokken, Koç Topluluğu’nun kurucusu merhum Vehbi Koç’un, ülkeleri ve şirketleri geleceğe taşıyacak yolun araştırma ve geliştirmeden geçtiğini kavrayarak, yatırım planlarına Ar-Ge çalışmalarını da dâhil etmeye başladığını vurgulayan Koç, “Yaklaşık yüzde 10’luk bir payla, ülkemizin özel sektörde en çok Ar-Ge harcaması yapan grubuyuz. 2007-2014 yılları arasında Topluluğumuz, Ar-Ge’ye yaklaşık 4,5 milyar TL yatırım yapmıştır. Bünyemizde bulunan 14 Ar-Ge merkezimizde 3 bini aşkın mühendisimiz görev yapmaktadır. Bu rakam, ülkemizdeki Ar-Ge merkezlerinde çalışan, tescil edilmiş mühendis ve doktoralı mühendisin yüzde 20’sini teşkil etmektedir. Tüm bu yatırımlarımızın sonucu olarak, geçen yıl 563 yeni patent başvurusu yaptık. Koç Topluluğu olarak bugüne kadar yaptığımız gibi gelecekte
de ülkemize olan sonsuz inancımızla, kendi yeteneklerimize de güvenerek, yatırım yapmaya kararlıkla devam edeceğiz.“
5 yılda 300 milyon doları aşan mühendislik ihracatı yaptık
Ford Otosan’ın 1959 yılında lisans alarak başladığı faaliyetlerine bugün lisans vererek ve know-how üreterek devam ettiğini belirten Ali Y. Koç, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ford Otosan hali hazırda Ford Avrupa’nın ticari araç üssüdür. Son 5 yılda Türkiye’den dünyaya 300 milyon doları aşan mühendislik ihracatı yaptık. Bu rakamın önümüzdeki yıllarda giderek artacağını öngörüyoruz. Zira Türk mühendisi ve işçisinin gücüyle tasarlanıp üretilen, fikri mülkiyet haklarının yüzde yüzüne sahip olduğumuz Cargo kamyon ve Ecotorq motorumuzun dünyanın en büyük kamyon pazarı olan Çin’de üretilmek üzere Çin’in JMC firması ile lisans anlaşması imzaladık. Böylelikle Ford Otosan, Türkiye otomotiv sektörünün bu ölçekte “teknoloji ihracatı” gerçekleştiren ilk şirketi olmuştur.”
Samardzich: Ford Otosan mühendisleri, Global Ford için çalışıyor
Törene katılan Ford Avrupa Operasyonlar Başkanı Barb Samardzich da konuklara hitap etti. Samardzich, “Sancaktepe Ar-Ge Merkezi, ‘One Ford’ stratejisi doğrultusunda şirketimizin global ürün geliştirme yaklaşımı için büyük önem taşıyor.” dedi. Hafif ticari araç modellerinin tamamının son 2 yıl içinde yenilendiğini, ürün gamına yeni modellerin eklendiğini ve bunda en büyük payın Ford Otosan’ın olduğunu da hatırlatan Samardzich, şöyle devam etti: “Ford Otosan, Ford’un global ürün geliştirme ekibinin ayrılmaz bir parçası olarak hafif ve ağır ticari araçlarımız ile motor sistemlerinin geliştirilmesinde büyük bir sorumluluk üstlenmiş durumdadır. Bu muhteşem Ar-Ge Merkezi’nde çalışan ve gelecekte çalışacak olan mühendisler dünyanın en iyi eğitimli ve yetkin mühendisleri arasında yer alıyor. Bu mühendisler, araç ve motor sistemlerini tasarlayıp, geliştirip test edebilecek yetkinliğe ve deneyime sahip bu takımın bir parçası olarak, yeni Ar-Ge merkezinde daha da iyisini başaracak. Ford 3 yıl önce Avrupa’nın
Fikri Işık Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı
7’nci en büyük ticari araç markası iken 2015’te birinciliğe yükseldi. Yeni modellerimizin katkısıyla Avrupa’nın ikinci en çok satan otomobil markası konumumuzu da pekiştirdik. Bu büyük başarıda Ford Otosan ve çalışanlarının önemli katkıları bulunduğunu belirtmek isterim.”
En büyük ticari araç üreticisi olduk
Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün, ise Ford Otosan’ın bugün bir sanayi şirketi olmasının yanı sıra bir mühendislik şirketi olarak anılmasını, 1961 yılında otomotiv sektöründeki ilk Ar-Ge çalışmalarını başlatmasına borçlu olduklarını kaydederek, “Bugün Ford Otosan, Ford Motor Company’nin Avrupa’daki en büyük ticari araç üretim merkezidir. Yılda 415 bin araç üretim kapasitesi ile Türkiye’nin en büyük otomotiv şirketidir” dedi.
Sektörümüzün ihracat şampiyonuyuz
“Ford Otosan, 2011-2014 yılları arasında yaptığı 1,6 milyar doların üzerinde yatırım ile aynı zamanda sektörünün en büyük yatırımcısı olma gururunu taşımaktadır. Bu sayede 2014 yılı itibariyle şirketimizin piyasa değeri 4,9 milyar dolara ulaşmıştır” diyen Yenigün, konuşmasına şöyle devam etti: “Şirketimiz, 3 üretim tesisi, Ar-Ge merkezleri ve diğer faaliyetleri ile 10 bin kişiye istihdam yaratan büyük bir ailedir. Türkiye’nin en büyük 2. sanayi kuruluşu olarak 2014 yılında 245 bin adet hafif ticari ve ağır ticari araç üretmiştir. Ve bu sayede de Türki-
Ali Y. Koç - Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı
ye ticari araç üretiminin yüzde 56’sını gerçekleştirmiştir. Ulaştığımız bu adetler bizi 12 milyar TL ciro ile tarihimizin en yüksek seviyesine taşımıştır. Türkiye ticari araç ihracatının da yüzde 62’sini yaptığımız 2014 yılında, bu satışlardan 3,5 milyar dolar ihracat cirosu elde edilmiştir. Son 5 yılda yaptığımız araç, parça ve mühendislik ihracatı ile 2 miyar dolar net ihracat gerçekleştirilerek, Türkiye’nin dış borç problemini gidermek konusunda olumlu bir katkı sağlanmıştır. Üretim ve satışlarla bu başarıları elde ederken, bir yandan da Ar-Ge çalışanı kadromuzu 2002 yılından bu yana tam 7 kat artırdık. Bugün 1.350 mühendisimizle, sektörün en büyük ArGe organizasyonuna sahibiz.” Türkiye otomotiv sektörünün Ar-Ge alanındaki en köklü ve geniş kapsamlı faaliyetlerini gerçekleştiren Ford Otosan’ın 68 milyon TL’lik yatırımla hayata geçirdiği Sancaktepe Ar-Ge Merkezi’nde 1.200’ü aşkın çalışan, Ford Otosan’a ve Türkiye’ye katma değer yaratmaya devam edecek. Temeli Temmuz 2013’te atılan ve 38 bin metrekarelik bir alan üzerine inşa edilerek 2014’ün sonunda faaliyete geçirilen merkez; Türkiye’de bir ilk olan Sanal Gerçeklik Laboratuvarı’nın (CAVE) yanısıra motor yazılımı yapılan HIL Laboratuvarı ve Tasarım Stüdyosu ile tüm dünyaya Türkiye’den araç ve motor geliştirmeye devam edecek.
Haydar Yenigün: “Önümüzdeki dönemde de, teknoloji ve inovasyona öncülük ederek hem Türkiye’de hem de uluslararası arenada rekabet gücümüzü artıracağız.”
Haydar Yenigün Ford Otosan Genel Müdürü
haziran 2015
Törende konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Ar-Ge’ye verdikleri desteği ve bunun Türkiye’nin uluslararası arenadaki başarısına yaratacağı katkıyı anlattı.Otomotiv sektörünün Türkiye ekonomisinin aynası olduğunu ifade eden Işık, Türkiye’nin otomotiv endüstrisindeki teknolojik dönüşümün uzağında kalamayacağını kaydetti.
48
Okt Trailer 10 yıldır Alcoa jant kullanıyor Tasarımlarında güvenli hafifl iği esas alan OKT Trailer, ürünleri için tamamlayıcı unsurları seçerken de aynı prensiple hareket ediyor. OKT Trailer, 10 yıl önce kullanmaya başladığı Alcoa jantlarını bugün geldiği noktada, güvene dayalı, iyi ilişkiler sonucunda tek alüminyum jant
tedarikçisi olarak ilan etti. OKT Trailer, Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Maraş bu kararı şöyle açıklıyor; “Günlük aktivitelerimiz içinde birçok iş ortağı ile çalışıyoruz ve Alcoa’nın aralarındaki en güvenilir ortak olduğunu gördük. Alcoa sadece
en yüksek kalitede jantı üretmiyor, aynı zamanda en üst kalitede servisi de sağlıyor. Alcoa ile çalışmaktan keyif alıyoruz ve bu sebeplerden dolayı Alcoa jantlarını tek Alüminyum seçeneği olarak sunmak bizim için mantıklı bir karar oldu.”
Alcoa, Macaristan’da genişletilmiş jant üretim tesisi açıyor Yüksek performanslı ve hafif metal sektörüne liderlik eden Alcoa, Macaristan’da genişletilmiş jant üretim tesisini açtı. Tesislerin büyümesi, Alcoa’nın Dura- Bright® EVO yüzeyi işlenmiş jant üretim kapasitesini, 2014 üretim seviyelerine kıyasla iki katına çıkarıyor. Bu genişlemeyle Alcoa, Avrupa’nın hafif, dayanıklı ve az bakım gerektiren
alüminyum kamyon jantlarına yönelik artan talebini karşılayabilecek. Alcoa Wheel and Transportation Products’ın BaşkanıTim Myers. Konuyla ilgimi yaptığı açıklamada “Bu genişleme sayesinde Alcoa, Avrupa’nın yenilikçi alüminyum kamyon jantlarımıza yönelik artan talebini karşılayabilir duruma gelecek, ayrıca buna yeni görünümünü
daha uzun süre koruyabilen, bakım maliyetlerini düşüren ve taşıma kapasitesiyle yakıt tasarrufunu yükselten, temizlemesi en kolay jantlarımız da dahil,” diyor. Myers, 2010’da global satışların yüzde 30’unu oluşturan alüminyum kamyon jantı satışlarının 2018’de yüzde 50 oranına yükselmesinin beklendiğini belirtti.
Üye İletişim Bilgileri
AKSOYLU TRAYLER RÖMORK SANAYİİ VE TİCARET A.Ş.
Organize San. Bölgesi Mümtaz Zeytinoğlu Bulvarı 6. Cad. 26110 ESKiŞEHiR Telefon : +90 (222) 236 04 51 ( 3 hat ) - 236 14 63 Faks: +90 (222) 236 14 39 aksoylu@aksoylu.com.tr www.aksoylu.com.tr
ALİ RIZA USTA
Hacı Yusuf Mescid Mah. Ankara - Adana Çevre Yolu 4. Km (Sedirler Çıkışı) Karatay / KONYA Telefon : +90 (332) 342 60 00 (5 Hat) Faks: +90 (332) 342 60 00 info@alirizausta.com www.alirizausta.com
AYDENİZ DORSE SAN.TİC.LTD.ŞTİ. Büyükkayacık Mah. K.O.S. Bölgesi 7. Sok. No:23 SELÇUKLU / KONYA Telefon : +90 (332) 251 74 91 Faks: +90 (332) 251 74 92 info@aydenizdorse.com www.aydenizdorse.com
EFE ENDÜSTRİ VE TİCARET A.Ş.
Ankara Asfaltı 20.km Kemalpaşa – Izmir Telefon : +90 (232) 877 01 82 Faks: +90 (232) 877 01 91 efe@efe.com.tr www.efe.com.tr
KOLUMAN OTOMOTİV ENDÜSTRİ A.Ş.
Yenice Otoyol Çıkışı - 33800 Tarsus/MERSİN Telefon : +90 (324) 651 00 20 Faks: +90 (324) 651 00 24 KolumanOtomotiv@koluman.com.tr www.koluman-otomotiv.koluman.com.tr
Krone Ticari Araçlar San. ve Tic. A.Ş. İbni Melek Mh. Organize Sanayi Bölgesi 2.Sk. No:1 35900 Tire / İzmir / Türkiye Tel : +90.232.510 10 47 Fax : +90.232.513 52 20 www.krone.com.tr
MEILLER DOĞUŞ DAMPER SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. Sakarya 1.OSB 2. Yol No:19 Arifiye/Sakarya meillerinfo@meiller.com.tr Telefon: +90 (264) 275 45 56
NURSAN TREYLER 2. Organize Sanayi Bölgesi 20. Sk. No: 14 Selçuklu/KONYA Telefon : +90 (332) 239 18 12 (pbx) Faks: +90 (332) 239 18 16 info@nursantrailer.com www.nursantrailer.com
OKT TRAILER SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
Astim Organize Sanayi Bölgesi 3.Cadde No :10 09010 AYDIN Telefon : +90 (212) 444 1 655 Faks: +90 (256) 2310516 info@okt-trailer.com www.okt-trailer.com
OTOKAR OTOMOTİV VE SAVUNMA SANAYİ A.Ş.
Aydınevler mah. Dumlupınar Cad. No:24 A Blok 34855 Küçükyalı/İSTANBUL Telefon : +90 (216) 489 29 50 Faks: +90 (216) 489 29 67 www.otokar.com.tr
ÖZ TREYLER VE DAMPER SAN.TİC.LTD.ŞTİ
Merkez Mah. Organize Cad. No: 62 Balçık köyü - Gebze/KOCAELİ Telefon : + 90 (262) 751 50 30 (Pbx) Faks: +90 (262) 751 50 35 info@oztreyler.com.tr www.oztreyler.com.tr
ÖZGÜL TREYLER
Konya Organize Sanayi bölgesi 12.Sokak No:14 Selçuklu - KONYA Telefon : +90 (332) 444 13 60 (pbx) Faks: +90 (332) 239 19 67 info@ozgul.com.tr www.ozgul.com.tr
SERİN TREYLER
Sancak Mh. Y.İstanbul Cd. No:138 Selçuklu / KONYA Telefon : +90 (332) 239 06 10 (Pbx) Faks: +90 (332) 239 06 13 serin@serin.com.tr www.serin.com.tr
SEYİT USTA TREYLER SANAYİ VE TİC. LTD.ŞTİ.
Tuzla Mermerciler Organize Sanayi Bölgesi 2. San. Cad. No: 20 Tepeören - Tuzla/ İSTANBUL Telefon : +90 (216) 593 91 06 / 07 / 08 Faks: :+90 (216) 593 91 09 info@seyitusta.com www.seyitusta.com
TAKDİR DORSE & DAMPER
Horozluhan Mahallesi Uzman Sanayi Sitesi Rüya Sokak No:6 KONYA Telefon : +90 (332) 251 64 32 Faks: +90 (332) 249 22 07 bilgi@takdir.com.tr www.takdir.com.tr
TIRSAN
Osmangazi Mah. Yıldızhan Cad. 34887 Samandıra / İSTANBUL Telefon : +90 (216) 564 02 00 Faks: +90 (216) 311 8097 info@tirsan.com.tr www.tirsan.com.tr
YALÇIN DORSE DAMPER SAN. TİC.
Fevzi Paşa Mah. 64. Sok. No:56 E-5 Karayolu Üzeri Değirmenköy – Silivri/İSTANBUL Telefon : +90 (212) 735 39 49 pbx Faks: +90 (212) 735 39 45 yalcin@yalcindorse.com.tr www.yalcindorse.com.tr