ARALIK 2016 yıl: 6
sayı: 33
Treyler Sanayicileri Derneği yayın organıdır / 2 ayda bir yayınlanır
ZİRVE ÖZEL
türk treylerinin dünya yolculuğu başladı
sektör zirvede buluştu
İkiz plaka ve Change İşlemine KHK ile ‘dur’ denildi Yetki ve sorumluluklarını kötüye kullanan kişilere yetki belgelerinin iptali veya hapis cezası
Teknik sorumlulara yeni standartlar geldi
Başkan’ın Mesajı Zirvenin ardından Değerli Meslektaşlarım, ‘Türk Treylerinin Dünya Yolculuğu’ mottosuyla düzenlediğimiz 2.Treyler Zirvesi çok beğenildi. Kabına sığmayan bu sektörün; sorunları, potansiyeli ve fırsatları masaya yatırıldı. Zirvemiz; kamudan, meslektaşlarımızdan, tedarikçilerimizden, basın mensuplarından, kısaca her kesimden büyük övgü aldı. Zirvenin neden beğenildiğini irdelemek bundan sonraki zirveler için de önemli. Zirveyi, öylesine, sıradan bir konferans olarak tasarlamadık. Hedefleri olan, bunun için potansiyelini harekete geçiren Zirvemizin arkasında, profesyonelce işini yapan en önemlisi gönüllü olarak bu zirveye katkı veren meslektaşlarımız var. Sektöre yön verebilecek, katkı sağlayabilecek kişileri davet etmeye çalıştık. Zirveyi anlamlı kılan her kesimden yüksek katılımın olmasıydı. Aynı gün İstanbul’da otomotiv ve ticari araçlar sektörü için çok önemli etkinlikler olmasına rağmen Zirve’ye 250 kişi katıldı. Katılımcıların profili her şirketten veya kurumdan neredeyse en üst düzeydeydi. Bu zirveyi başarılı kılan önemli unsurlardan biri de bu oldu. Zirvede şunu gördük ki; kamu ve özel sektör bu sektörün ilerlemesi için elinden geleni yapmaya hazır. Açılış konuşmamda da dile getirmiştim. Bizlerin en büyük başarısı kamu ile geliştirdiğimiz iletişim-etkileşim. Yerli ve yabancı katılımcılar Türkiye’nin üretim merkezi olduğunu ve daha da güçleneceğinin altını çizdi. Bu demeçler, 15 Temmuz’dan sonra Türkiye hakkında olumsuz algının dağıtılmasında da çok yararlı oldu. Ülkemizin artılarının öne çıkmasında yabancı markaların üst düzey temsilcilerinin bunu tespit etmesi ve dile getirmesi önemliydi. Zirvemizin amacı da tamda buydu.
Türkiye’de yatırım yapan firmalar buradan memnun. Bunu önemli görüyoruz. Sadece ülke coğrafyasında değil bölge ülkelere de açılan pencereyiz. Avantajımızı sürdürülebilmek önemli. Türkiye’de yatırım yapan firmalar yerli sayılır. Türkiye’de ne kadar çok yatırımcı olursa, yerlileşme o kadar çok artar. Zirveden çok önemli mesajlar çıktı. Türkiye, treyler alanında net ihracatçı bir sektör ve 3 milyar dolarlık bir ihracat potansiyeline sahip. Bu hedefe varılmasının ön koşulu da konvansiyonlara tam uyumdan geçiyor. Her fırsatta dile getirdiğimiz ADR ve ATP’nin ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Şu net görülmelidir! Türkiye’de ne kadar güçlü bir piyasa olursa, Türkiye’nin piyasa koşulları ne kadar gelişmiş ülkeler standardında olursa o kadar çok yatırım yapılır. Yatırımlar arttıkça ölçekler büyür ve sanayinin rekabet gücü artar. Rekabet gücü arttıkça üretim ve ihracat adetleri artar. Yerli ve yabancı yatırımcılar da bu gelişmeye paralel olarak daha çok yatırım yapar. Kartopu etkisiyle sektör ve ülke kazançlı çıkar. Burada hedef küçültmenin, konvansiyonları geciktirmenin kimseye bir faydası olmaz. Türkiye çevre ülkeleriyle yoğun ticaretinden dolayı karayolu gelişimine çok açık bir ülke. Karayolu taşımacılarımızın en önemli itici gücü de tedarikçileri olarak bizleriz. Karayolu taşımacıları büyüdükçe biz büyüyeceğiz, biz büyüdükçe karayolu taşımacıları büyüyecek. İpek Yolu’nun yeniden canlandırılmaya başlandığı bu dönemde Çin’den Almanya’ya karayolu hattında hem Türk treyleri hem de Türk taşımacısı olsun. Bu hayal değil, uzakta olmayan yaşayacağımız bir yarın.
TREDER Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Saltık
içindekiler
6 Teknik sorumlulara yeni standartlar geldi
7 İkiz plaka ve Change İşlemine KHK ile ‘dur’ denildi
8 Zirvenin değeri gelecekte çok daha iyi anlaşılacak ARALIK 2016/6 Treyler Sanayicileri Derneği adına imtiyaz sahibi Kaan Saltık Genel Yayın Yönetmeni Hasan Karakurt
12 Karayolu taşımacıları ve treyler üreticileri güçlerini birleştirmeli
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ayhan Eryazar Yayın Kurulu Recep Serin, Murat Tokatlı, Fehir Bulutlar, Gökhan Maraş, Yalçın Şentürk, Ahmet Toprakkale Grafik Uygulama Erhan Aydın Yönetim Yeri TREDER Ataşehir Bulvarı 42 Ada, Gardenya 7/1 Konutlar Kat:4, Daire:28 Ataşehir/İstanbul Tel: 0216 580 96 95 www.treder.org.tr Ajans LOCA MEDYA Cennet Mah. Hürriyet Cad. No: 1/1 B-Blok Küçükçekmece İstanbul Tel: 0212 579 92 35 Faks: 0212 598 47 62 Baskı İstanbul Basım Promosyon 0212 603 26 21 Aralık 2016 Dağıtım Aras Kurye Yayın Türü Yaygın TREDER Haber Dergisi, treyler sektöründeki gelişmeleri kamuoyuyla paylaşmak adına dernek patronajında, iki ayda bir, Türkçe olarak hazırlanan sektörel bir yayındır.
18 ADR ’de fersah fersah yol alındı
20 Zirve Treylerin ihracatı 3 milyar dolar olmalı
22 Biz her konuda sizlerle olmayı kedimize görev biliriz
44 Zirvenin 2. Panel Türk Treyler Sektöründeki Fırsatlar
6
Yetki ve sorumluluklarını kötüye kullanan kişilere yetki belgelerinin iptali veya hapis cezası
Teknik sorumlulara yeni standartlar geldi Araç imalatı ve ithalatı yapan firmalar; yayınlanan tebliğ ile araçların belgelendirilmesi faaliyetlerinde artık Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yetkilendirilecek teknik sorumlular ile çalışacaklar. Yeni tebliğ; teknik sorumlulara standartlar getirirken, özellikle treyler sektöründe yaşanan sahteciliğin önlenmesine de yardımcı olacak.
2
6 Ekim 2016 tarih ve 29869 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olan Yetkili Teknik Sorumluların Görev, Yükümlülük ve Sertifikalandırılmasına dair Tebliğ yayımlandıktan 6 ay sonra yürürlüğe girecek. Motorlu Araçlar ve Römorkları Tip Onayı Yönetmeliği (MARTOY), Tarım veya Orman Traktörleri ve Römorkları (TORTOY), Motosikletlerin Tip Onay Yönetmeliği (MOTOY) ile Araçların İmal, Tadil ve Montajı Hakkında Yönetmelik (AİTMY) kapsamında araç imalatı ve ithalatı yapan firmalar araçların belgelendirilmesi faaliyetlerinde artık Bilim Sanayi ve Teknoloj Bakanlığı tarafından yetkilendirilecek teknik sorumlular ile çalışacaklar. Bakanlık tarafından organize edilecek eğitim ve kurslar sonrası yetkili teknik sorumlu ünvanı almaya hak kazanmış sorumlular, firmanın bir yıl içerisinde
üreteceği veya ithal edeceği araç sayısına bakılarak ya firma içinde istihdam edilecek ya da firma ile sözleşmeli olarak çalışacak.
Standart getiriliyor
Daha önce çeşitli kuruluşlardan alınmış yetki belgeleri veya firmanın beyan ettiği yetkililer ile çalışılmakta iken bu tebliğe göre yetkili teknik sorumlunun üniversiteden mezun olduğu program, alacağı eğitim, yetki belgesinin düzenli olarak sınavlar sonrası vizelenmesi ve belgelerin elektronik olarak imzalanması konularında bir standart tarif edilmiş oluyor.
Sahtecilik önlenecek yetki belgeleri iptal olacak
Tebliğ ile özellikle treyler sektöründe yaşanan sahtecilik olaylarının önüne
geçilmesi mümkün olacak. Örneğin bir teknik sorumlunun aynı günde farklı iki şehirde bulunan üreticiler için belge düzenlemesi ve bir günde 5 adetten fazla münferit imalat veya tadilat projesi düzenlemesi engellenecek. Yetki ve sorumluluklarını kötüye kullanan kişiler için yetki belgelerinin iptali hatta hapis cezalarına varan yaptırımlar uygulanması söz konusu olacak. TREDER Başkanı Kaan Saltık, sektörün uluslararası standartlara sahip olması ve ülkemizde daha güvenilir bir taşımacılığın sağlanması yolunda yapılan düzenlenmeler için kamuya teşekkürlerini sundu. Başkan Saltık, ayrıca sektörün sorunlarını kamuoyuna aktarılmasını sağlayan basının da önemli bir görev üstlendiğini sözlerine ekledi.
İkiz plaka ve Change İşlemine KHK ile ‘dur’ denildi Tabi yapılacak yargılamada fiilin dolan-
dırıcılık amacıyla yapıldığının anlaşılması halinde ilgililer hakkında ayrıca TCK’nın 157 ve 158. Maddelerinden de ceza verileceğini de hatırlatmak gereklidir.”
2
9 Ekim 2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 676 Sayılı KHK ile hem kamu güveliğini tehlikeye atan hem de uzun süredir sektör temsilcileri ile finans şirketlerinin mağduriyetine neden olan İkiz Plaka Kullanımı ve Change işlemleri konusunda önemli düzenlemeler yapıldı. OHAL kapsamında çıkartılan 676 Sayılı OHAL KHK’sı ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununda değişiklik yapıldı. Bu değişiklik ile şehirlerde bombalı terör eylemlerinin önüne geçilmesi amaçlanırken aynı karar treyler sektöründeki İkiz Plaka kullanımı ve change işlemlerinin engellenmesini de sağlayacak. 676 Sayılı KHK’nın 20. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 23. Maddesi yeniden düzenlenerek, maddeye ‘Başka bir araca tescilli veya sahte plakayı takan veya kullananlara 5.000 TL idari para cezası verilir ve araç trafikten men edilir. Ayrıca bu kişiler Türk Ceza Kanununun 204 üncü maddesi hükmüne göre cezalandırılır’ hükmü eklendi. Yapılan bu yasal düzenleme ile ikiz plaka kullanan veya imalat özellikleri değiştirilerek şasi numarası change edilerek sanki yeniden
üretilmiş gibi tescil belgesi düzenlenen araçları kullananlar 5.000 TL idari para cezasına çarptırılacak ve araç trafikten men edilecek. Ayrıca 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunun 204. Maddesi uyarınca ilgililer hakkında Resmi Belgede Sahtecilik hükümleri kapsamında ceza verilecek. Yasal Düzenleme hakkında bilgi veren TREDER Hukuk Danışmanı Av. Serdar Akbulut, bu düzenleme ile Mahkemelerin ceza yargılamasında tereddüt yaşadığı bir konunun açıklığa kavuşturulduğunu söyledi. Akbulut açıklamalarına şöyle devam etti: “Eğer bir kişi ikiz plaka kullanıyor yahut araç şase numarasında oynama yaparak sahte belgelerle yeniden tescil sağlayarak sahte bir plaka kullanıyor ise idari para cezasının yanı sıra TCK 204. Maddesi gereğince de cezalandırılacaktır. Resmi Belgede Sahtecilik suçunun basit hali 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası öngörmekte ise de bize kalırsa bu konuda yapılacak bir yargılamada maddenin 2. ve 3. Fıkrası devreye girecektir. Yani suçun nitelikli hali söz konusu olacaktır. Bu durumda da fail hakkında 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası verilebilecektir. Bilindiği gibi cezanın alt sınırının 2 yıldan fazla olması halinde sanık Hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinden faydalanamayacak ve cezası infaz edilecektir.
“MADDE 23- Araç tescil belgesi ve tescil plakasının, araç üzerinde uygun durumda bulundurulması zorunludur. Araç tescil belgesini araçta bulundurmayan veya tescil plakasını monte edilmesi gereken yerin dışında farklı bir yere takan sürücülere 92 Türk Lirası idari para cezası verilir. Araç bilgileri doğrulanıncaya ve plaka uygun yere takılıncaya kadar araç trafikten men edilir. Yönetmelikte belirtilen nitelik veya ölçülere aykırı plaka takan, öngörülen sayıda plaka takmayan ya da farklı okunmasına veya okunamamasına neden olacak şekilde plakasında değişiklik yapan araç sahibine 412 Türk Lirası idari para cezası verilir, plakanın uygun duruma getirilmesi için 7 gün süre tanınır. Bu süre sonunda tescil plakalarını uygun duruma getirmeyenler hakkında 844 Türk Lirası idari para cezası verilir ve tescil plakası uygun duruma getirilinceye kadar araç trafikten men edilir. Tescilli aracı plakasız kullanan sürücüye 1.698 Türk Lirası idari para cezası verilir ve tescil plakası takılıncaya kadar araç trafikten men edilir. Başka bir araca tescilli veya sahte plakayı takan veya kullananlara 5.000 Türk Lirası idari para cezası verilir ve araç trafikten men edilir. Ayrıca bu kişiler Türk Ceza Kanununun 204 üncü maddesi hükmüne göre cezalandırılır.” Editöre Not: Treyler Sanayicileri Derneği (TREDER) öncülüğünde başta treyler üreticileri olmak üzere, birçok finansman şirketi, satışı yapılan ve kredilendirilen ticari araçların şasi numaralarını değiştirmek suretiyle yeniden tescil edilmesi veya aynı özelliklere sahip ve fakat tescil kaydında problem olmayan araçlara ait plakaların (ikiz plakaların) kullanılması suretiyle yapılan dolandırıcılığın önüne geçmeye çalışıyor. TREDER konuyla ilgili kamu nezdinde pek çok girişimi vardı.
aralık 2016
676 Sayılı KHK ile değiştirilen Madde ne diyor?
zirve
8
türk treylerinin dünya yolculuğu başladı
sektör zirvede buluştu
T
REDER Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Saltık’ın hoş geldiniz konuşmaları ile başlayan zirvede, Dış Ticaret ve Gümrüklerden Sorumlu Eski Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bakan Yardımcısı Hasan Ali Çelik, Ulaştırma Bakanlığı TMKTD Daire Başkanı Kadir Erkan, TOBB Türkiye Ulaştırma ve Lojistik Meclisi Başkanı ve UND Başkanı Çetin Nuhoğlu, Makine Mühendisleri Odası Yönetiminden Ümit Çevik ve TSE Genel Sekreter Yardımcısı Aykut Kırbaş açılış konuşmalarını yaptı. Mercedes-Benz’in ana sponsorluğunda, Alcoa, Intermobil, Saf-Holland ve Shell firmalarının katkılarıyla düzenlenen zirvede açılış konuşmalarının ardından üç ayrı panel düzenlendi.
TREDER Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Saltık:
Zirvenin değeri gelecekte
çok daha iyi anlaşılacak Zirvenin açılış konuşmasını TREDER Başkanı Kaan Saltık yaptı. Kaan Saltık’ın bugüne kadar yapılan çalışmaların önemine işaret ederek atılacak adımların önemine dikkat çekti. Kamu ile yaptıkları başarılı işbirliğinden de bahseden Saltık, Türkiye’nin treylerde net ihracatçı bir ülke olduğunu ve 2023 yılında 1 milyar dolarlık ihracat hedefi olduğunu vurguladı. “Türk treyler sektörünün dünya yolcuğunda bizleri yalnız bırakmadığınız ve varlığınızla değer kattığınız için buraya gelen herkese teşekkür ediyorum. Dokuz yıl önce birbirine rakip treyler üreticileri olarak biraraya geldik ve geleceğe ışık tuttuk. Avrupa standartlarının ülkemizde de uygulanmasını, trafikte yük ve seyir güvenliğinin sağlanmasını isterken,
Türkiye’yi treyler üretim merkezi haline getirmeyi arzuluyorduk.
TREDER’in en büyük başarısı kamu ile yapmış olduğu işbirliği
İşimizin kolay olmadığını biliyoruz. Ancak bugün çok önemli mesafeler alarak karşınızda bulunuyoruz.
Türkiye ADR’de yönetmelik, eğitim, denetim sac ayaklarını oturttu. ATP’de yol almak üzere hazırlıklarını yapıyor. Bugün bu iki noktada hangi aşamadayız birinci ağızlardan öğreneceğiz. TREDER’in en büyük başarısı kamu ile yaptığı işbirliğidir. Bu sayede ülke ekonomisinin ve sektörün sorunları-
nı yetkililere olabildiğince anlatmaya çalışıyoruz. Sağolsunlar onlar da bu çabamızı karşılıksız bırakmadılar. Kamu otoritesi bu zirvede yine bizim yanımızda yeraldılar ve sektöre katkılarını sunmak üzere zirvemize geldiler.
Denetimler haklılığımızı ortaya çıkardı
Kamu ile işbirliğinin neden önemli olduğunu altını çizmek için bir örnek vereyim: Basında da çokça yer aldı; bildiğiniz gibi Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın ürün güvenliği ile ilgili olarak denetimleri var. Son bir yıl içinde 90 bin araç denetleniyor. Sonuç; 30 bin araç denetlemeden
Uluslararası bir zirve planladık
Treyler Zirvesi’ni uluslararası bir zirve olarak planladık. Türkiye’nin avantajları kadar, önüne çıkabilecek engellerin de ortaya konulmasını istedik. Alanlarında en yetkin ve farklı kesimlerden Bakanlarımızı, ilgilileri, kanaat önderlerini zirvemize davet ettik. Sağolsunlar kamudan ve özel sektörden bu davetimiz yankı buldu ve bugün biraraya geldik. İnanıyorum ki çok verimli bir zirve gerçekleştireceğiz. Zirvenin değeri sektörümüz için gelecekte çok daha iyi anlaşılacak. Bu etkinliğin yapılmasında bizlere desteklerini esirgemeyen, başta Mercedes Benz Türk, Shell, Alcoa, İntermobil ve Saf
Holland olmak üzere tüm sponsorlarımıza teşekkür etmek istiyorum.
270 milyon dolar ihracat yaptık
Dünya treyler üretimi 1,3 milyon adet. Türkiye olarak yılda 35 bin adet treyler üretiyoruz. Bunun 25 bin adedini yurtiçine veriyoruz. Treylerde ithal ürün yüzde 5’i geçmiyor. Yani net ihracatçı konumunda bir sektör. Uludağ İhracatçılar Birliği kayıtlarına göre geçen yıl 270 milyon dolar ihracat yaptık. Hedefimiz 2023 yılına kadar 1 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmak. Daha önemlisi yakın zamanda yapılacak yatırımlarla treyler üretim kapasitemiz 100 bin adetlere çıkıyor. Avrupa’nın büyük treyler üreticileri ve önde gelen yan sanayi firmaları Türkiye’ye yatırım yapıyor. Yerli ve yabancı yatırımcıların katkılarıyla sektörümüzün yarattığı katma değer her gün katlanarak büyüyor. Yerli üreticilerimiz ise sadece Türkiye’de değil aynı zamanda yurtdışında yaptıkları yatırımlarla global oyuncular haline gelebilmek için önemli adımlar atıyor. ARGE’ye verdikleri önemle yurtdışında inovasyon ödülleri kazanıyor.İşte bu yüzden zirvemize ‘Türk treyler sektörünün dünya yolcuğu’ dedik. Bu zirvenin ülkemiz ve sektöre çok önemli katkılar sağlayacağına tüm kalbimle inanıyorum.”
aralık 2016
geçemiyor. Yıllardır merdivenaltı üretimin hem ülke ekonomisine hem de trafik güvenliğine yani canımıza zarar verdiğini anlatıyoruz. Denetimler de ne kadar haklı olduğumuzu ortaya çıkardı. Tabi bu noktada basının verdiği desteği de unutmamak gerekiyor. Sektörün sorunlarını her daim gündeme getiren medyaya da huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum.
zirve
10
UND Başkanı Çetin Nuhoğlu:
Karayolu taşımacıları ve treyler üreticileri güçlerini birleştirmeli Dünya ticaretinde korumacılıkla yeni bir yola girildiğini belirten TOBB Türkiye Ulaştırma ve Lojistik Meclisi Başkanı ve UND Başkanı Çetin Nuhoğlu, Türkiye’nin coğrafik konumla “tek taş pırlanta gibi” olduğunu söyledi. Türkiye’nin yıllık bir milyon 250 bin adet sefer gerçekleştirdiği bilgisin veren Nuhoğlu, 55 ülkeye Türkiye’nin ihraç malının taşındığını vurguladı. Pazar payı olarak hiçbir sektörün birinci veya ikinci olmadığına dikkat çeken Nuhoğlu, “Karayolu taşımacılığı ve treyler sektörü olarak önemli yerdeyiz. Bunun altını doldurmak için gerçek anlamda güçlerimizi yan yana getirmek zorundayız.” şeklinde konuştu. “Zirve, hem katılım açısından hem kamunun sahiplenmesi açısından gurur verici. TREDER’in kurucularından biri olarak; bu seviyeye gelinebileceğini, rekabet öncesi işbirliğini bu kadar başarılı olacağını tahmin edememiştim. Tüm TREDER başkanlarına, yönetim kurullarına ve meslektaşlarıma şükranlarımı ve teşekkürlerimi sunuyorum.
Korumacılıkla yeni bir dünya modeli
Dünya hızlı değişiyor. Bu sabah Trump’ın seçimiyle uyandık. İngiltere’nin 6 ay önce ayrılma kararını gördük. Dünyada önümüzdeki dönemde Fransa’da Sarkozy’i görebiliriz. Almanya’da iktidarın değiştiğini görebiliriz. Ama bir şey var ki daha önce-
den büyümenin çok da ötesine giden küreselleşme, şimdi büyümeyle eşit hale geldi. Bakanım Tüzmen ile çok dolaştık. Dünya yüzde üç büyürken ticareti yüzde 12 büyüdü. Doğal olarak dünya ticaretinden daha fazla pay alma imkanları bugünden çok daha fazla. Şimdi dünya büyümesi yüzde 3, dünya ticareti de yüzde 3. Korumacılıkla, herkes kendi ülkesine odaklanıyor, rekabet argümanlarını kendi ülkelerine taşıyor. Böylece yeni bir dünya ticaret modeli oluşuyor.
Türkiye tek taş pırlanta gibi
Çok şanslı bir yerdeyiz. Türkiye’nin yerini dünya haritasında düşününüz.
Kafamızda canlandıralım. 3 saatlik uçuş ile yaklaşık 8 trilyon dolarlık pazarlara ulaşım. 1 milyar insan. Dünya ticaretinde yüzde 30 pay alan bir yer. Bir taraf doğu-batı, bir tarafta kuzey ve güney. Bunların ortasında tek taş pırlanta gibi bir ülke; Türkiye. Bu anlamda çok şanslı bir bölgedeyiz. Ben bunu gördüğüm için Türkiye’nin uluslararası nakliyede 3-5 tane iyi figürünü vermek istiyorum. Her sene bir milyon 250 bin tırımız, Türkiye’nin ihraç malını taşımak için 55 ülkeye yola çıkıyor. Irak, Suriye, Almanya, Azerbaycan’dan Kazakistan Sibirya ve Fas’a kadar biz taşıyoruz. Bu avantajımız ihracata katkımız, hem yurtiçi
hem de ihracatımızda çok önemli avantajlar sağlamaktadır. Bugün 400 aracımızı Ro-Ro ile İspanya, Fransa, Arabistan’a taşıyoruz. Karayolu ile taşımaların gelecekte de önemli olduğunun net altı çiziliyor. AB’nin 2000’li yıllarda yayınladığı Beyaz Kitap’ta karayolunun yerine demiryolu ve denizyolunun alması gerektiği belirtildi. Ama maalesef realite öyle gelişmedi. Gelişmiş ülkelerde karayolu her ülkede hem denizyolundan hem de demiryolundan daha hızlı büyüyor. Karayolu bir ülkenin ihracatının temel itici gücüdür.
1 milyon 250 bin taşımanın yüzde 80’ini Türk nakliyecileri yapıyor
Taşımacılıktaki verimlilik ticaretin itici gücüdür. 1 milyon 250 bin taşımanın yüzde 80’ini Türk nakliyecileri olarak biz yapıyoruz. Ancak yeni iş modelleri ile daha fazla üretici ve tüketiciye ulaşmak için ülkeler yeni stratejiler geliştiriyorlar. Çin’in yeni açıklanan One Belt One Road projesi. Tarihi İpek Yolu’nu değiştirmek anlamında daha güneyden gelerek Hindistan, Pakistan, Afganistan, İran ve Türkiye’yi geçerek Avrupa’ya açılma projesi hızlı şekilde gelişiyor. 4 trilyon dolarlık bir yatırım. Yine TRACECA da yeni bir alternatif yol. Romanya’dan başlayıp Moğolistan’a kadar yeni bir hat. Tarihi İpekyolu’nun yeni versiyonu. Tüm bunlar gösteriyor ki lojistikte Türkiye çok önemlidir. Türk treyler sektörü olarak baktığımızda 2011’den 2014 yılına kadar Almanya’nın ardından ikinci sıradaydık. Ancak 2015’te İngiltere araya girdi ve ikinciliğimizi aldı.
Bunun altını doldurmak için gerçek anlamda güçlerimizi yan yana getirmek zorundayız. Treyler sektörünün geldiği kapasite ve güç anlamında mutluyuz. Gururla söylüyorum. Türk imajının daha iyi olması için büyük mücadele veriyoruz. Bakanlıklarımız çok destek veriyor. Özellikle kuralların ortaya çıkması konusunda paydaşlardan geri bildirim alarak düzenlemelerin yapılması çok önemli. Kurallar doğru tanımlanmalı ve hepsinden önemlisi de o kuralları denetlemeliyiz. Buraya gelirken TREDER Haber Dergisi’ndeki haberi gördüm. 300 treyler üreticisinin sadece 15 tanesinin standartlara sahip olduğunu görmek beni şoka uğrattı. Bu da bize yeni bir mesaj veriyor. Görünen o ki yapılacak çok işimiz var. Bakanlıklarımızın 2014-2017 yılındaki Ürün Güvenliği ve Denetimi stratejisinin ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. Yola, mala, cana, ekonomiye zarar verecek ürünlerin hem ithal edilmemesi hem de Türkiye’de üretiminin engellenmesi. Eğer bu 285 üreticinin ürünleri yollardaysa, yol emniyeti açısından bir tehdit ise vatandaş olarak bunun sıkıntısını çekeriz. Ekonomik olarak da sorunlar yaratır.
Sanayi 4.0 ile sistem değişecek
Dünya değişiyor hepimiz Sanayi 4.0 diye yeni bir kavramı konuşuyoruz. Birkaç alanda araştırma yaptım. Önümüzdeki 3-5 sene maksimum 10 sene içerisinde tüm dünyadaki çalışma alışkanlıkları değişecek. Rekabetin şekli değişecek. Bütün sistemleri yerinden sarsacak, yeniden dizayn edecek. Sanayi sadece nesnelerin interneti
değil. Evet 1 trilyondan fazla sensör birbiriyle konuşacak. Elektrik sitemleri, trafik ışıkları, bir şehrin yönetimini yapay zekalar yapacak. Yapay zekalar ön plana çıkacak. Birçok borsa yapay zeka çalışması yapıyor. ABD seçimlerini yapay zekalar tahmin etti. Hindistan’daki bir yapay zekaya tüm algoritmalar yüklendi ve sonuç olarak ‘Trump kazanacak’ dedi. O gün yüzde 12 fark vardı ve güldüler. Şu anda borsalarda yapay zekalar var. Hong Kong Borsası’ndaki tüm kararlar yönetim kurulundaki yapay zekanın onay alınmadan hayata geçmiyor. Kanser teşhislerinde yapay zekanın katkılarıyla doktorların teşhisleri yüzde 50 daha isabetli. Bir doktorun 160 saatini yapacağı bir araştırmayı yapay zeka 20 dakikada yapıyor. 3D makineler hızla artıyor ve önümüzdeki 10 yıl içinde dünya üretiminin yüzde 5’i 3D makineleri ile gerçekleşecek. Çin’de 2014 yılında kanserli omurilik yerine 3D makinesinden çıkan kemik nakledildi. Hepimiz giyilebilir internete sahip olacağız. Implant edilmiş internet bağlayıcılarla beraber olacağız. Daha da acısı işimizden olacağız. 2023 yılında ABD’deki nüfusun yüzde 40’ı işinden olma tehdidi ile karşı karşıya kalacak. Sayın Bakanım, çok çalışıyoruz. Sizlerin önümüzü açması çok önemli. Sanayi, Ulaştırma ile Ekonomi Bakanlığı’nın verdikleri güven bizleri bugünden çok daha ileriye taşıyacaktır. Başkanın açılış konuşmasında söylediği gibi treyler sektörü, otomobilden sonra ihracatçı sektörü olacaktır. Avrupa’nın 1 ve 2. Treyler üreticisi Türkiye’de. Avrupa’nın en büyük 1 ve 2 numaralı aks üretici Türkiye’de. Türkiye’nin geleceğine bizler kadar onlar da inanıyor. Bu inançla bu TREDER’e tüm üretici dost ve kardeşlerime sevgilerimi sunuyorum.”
Maalesef son dönemlerde yaşadığımız olumsuz mücadeleler, özellikle 2015 yılının sonunda Rusya ile karşı karşıya kaldığımız ve 15 Temmuz’da yaşadığımız büyük felaket ile 2016’nın ilk 9 ayında Avrupa Treyler pazarında 5’inci sıraya geriledik. Polonya, İngiltere ve Fransa bizi geçti. Türkiye’de pazar payı olarak hiçbir sektör birinci veya ikinci olmadı. Karayolu taşımacılığı ve treyler sektörü olarak önemli yerdeyiz.
aralık 2016
Karayolu taşımacıları ve treyler sektörü güçbirliği yapmalı
zirve
12
Makine Mühendisleri Odası Başkan Vekili Ümit Çevik:
Sizlerin yanındayız “Şimdi sizlere aramızda bulunamayan Makine Mühendisleri Odası YK Başkanı Ali Ekber Çakar’ın mesajını aktarmak istiyorum. Treyler sektörünün kısa dönemde göstermiş olduğu gelişme hızı, AB’den üretimin ülkemize hızla yöneldiğini göstermektedir. Bu başarıda başta sizlerin, firmalarını ve treyler sektörünün çalışanlarının katkıları var. Bilindiği gibi ülkemiz önce binek otomobillerdeki kalitesiyle Avrupa tüketicisinin tercihi olmuş. Sonra hafif ticari araçlar daha sonra da işçiliğin yoğun olduğu kamyon otobüs gibi ağır taşıtlarda yüksek kalite seviyesini kanıtlamıştır. Şimdi ülkemiz üretimdeki artış ile treyler üretim merkezi imkanı yakalamıştır. Türkiye Almanya’dan sonra en büyük üreticidir ve üretimdeki yerli parça oranı ile katkısı yüksektir. İşte bu dönem kalite seviyelerinin geliştirilmesi, sürdürülebilir tedbirlerle sağlanabilmesi için sektörde önlemler alma iç
eğitimlere önem verme zamanıdır. Makine Mühendisler Odası Yetkili Teknik Sorumlu yetiştirme konusunda 17024 Personel Belgelendirme Akreditasyon belgesine sahiptir. Sektöre eğitimli mühendislerle katkıya devam etmekteyiz. Uygulamalı eğitim
merkezi için ayrıca çalışmalarımız bulunmaktadır. Makine Mühendisleri olarak sizlerin yayında yer aldığımızı hatırlatır, toplantılarınızın başarı ile geçmesini, sektörün gelişmesinde ivme etkisini yaratmasını en içten temennilerimi sunarım. “
zirve
14
TSE Genel Sekreter Yardımcısı Aykut Kırbaş:
30 bin aracı inceledik “TSE hem standardizasyon hem de uygunluk değerlendirme alanında, gerek ülkemizde gerek yakın coğrafyamızda gerekse de tüm dünyada faaliyetlerini sürdürüyor. Bilim Sanayi Teknoloji Bakanlığı, Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü başta olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşların verdiği yetki doğrultusunda uygunluk değerlendirme alanında birçok faaliyeti düzenliyor. Bir treyler üreticisi BMI kodunu, Teknik Servis Hizmet Belgesi, TİP onay Belgesi’ni başta herhangi bir kurum gerek duymadan doğrudan TSE ye başvurarak alabilecek. Bu da treyler üreticilerinin ürünlerini piyasaya çıkarmak için bütün uygunluk değerlendirme işlemlerini TSE’den yapabileceklerini gösteriyor. 2013 yılında Ulaştırma Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığı ile yaptığımız protokol gereğince ADR kapsamında 30 bin aracın incelemesi gerçekleşti. ADR için Türkiye çapında Araç Kontrol
Merkezi ihalemizi gerçekleştirdik. İhale sonuçları ilgili komisyonlar tarafından inceleniyor. Umut ediyoruz ki Araç Kontrol Merkezi ile bu alanda uygunluk değerlendirme alanında sürekli iyileştirme, daha iyi bir noktaya getirme sizlere daha iyi hizmet verme anlamında katkısı olacaktır. Geçtiğimiz ay sektörümüz için bir gelişme oldu. Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığı ile ATP konusunda TSE’yi yetkilendirdi. Tip onayları ve testlerinde yurtdışına bağımlı değiliz, Türkiye’den yapabiliriz. Bu anlamda tüm hazırlığımızı yaptık. Artık sektörümüzün hizmetinizdeyiz. Gerekli tüm altyapıyı kurmamızı sağlayan ve test merkezlerini bizlere kullandırdıkları için sizlerin huzurunda TREDER üyesi Otokar firmasına şükranlarımı sunuyorum. Eylül ayında Hannover’de gerçekleştirilen IAA Fuarı’nda bir Türk markasının ödül almasını hem bir Türk vatandaşı olarak, hem de sektörden
biri olarak kendilerini kutluyorum. TSE’nin sektörden beklentilerini paylaşmak istiyorum. Standardizasyon sektörün kurallarını koymak ve onlara göre oyun oynamak anlamına geliyor. Kuralları koyabilmek çok önemli. Yurtdışına açılan penceremiz TSE’nin başarılı olmasını istiyorsak, çıkacak olan standartlarda etkili olmak istiyorsak katılımımızı arttırmalıyız. TSE birçok sektörde ayna komitelerini oluşturdu. Bu komitelerde ülke görüşleri uluslararası alanda dile getiriliyor. Bazı ülkelerde bu katılım ücretli olabiliyor ancak Türkiye’de ücretsiz. Sektörümüzün daha fazla temsil edilmesi için bu konuda yardımlarınızı bekliyoruz. Son olarak sektörümüzle ilgili olarak yeni bir faaliyet alanına da başladık. Uluslararası Standardizasyonun Teşkilatı’nın çıkarttığı ISO 39001 Yol Trafik Güvenliği Yönetimi Sistemi yeni yayınlandı. TSE olarak belgelendirmeye hazırız.”
fuar
16
zirve
18
TMKTD Daire Başkanı Kadir Erkan:
ADR’de fersah fersah yol alındı Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığı, Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Genel Müdürlüğünden, Teknik Muayene, Belgelendirme ve Denetim Dairesi Başkanı Kadir Erkan açılış konuşmasında ADR’de ciddi bir yol alındığına işaret ederek sistemdeki tüm araçların tarandığını ve bu araçların yüzde 73’ünün ADR’ye uygun olmadığını vurguladı. “Bilindiği üzere ülkemizin taraf olduğu tehlikeli malların karayoluyla uluslararası taşınmasına ilişkin Avrupa Anlaşması buna kısaca ADR diyoruz, tehlikeli maddelerin insan sağlığı ve diğer canlılara çevreye zarar vermeden güvenli ve düzenli bir şekilde kamuya açık alanlarda karayoluyla taşınmasını düzenlemekte ve taraflara önemli sorumluluk yüklemektedir. ADR tehlikeli madde taşımacılığının güvenli ve sağlıklı işleyebilmesi için uluslararası normlar standartlar koymaktadır. Bu normların uluslararası akredite olmuş kuruluşlarla belgelendirilmesi gerekmektedir. ADR’ye göre yetkili kuruluşlar tarafından test edilip belgelendirilmeyen ambalaj ve kaplar ile tehlikeli maddeler taşınamaz. Bakanlığımız tehlikeli maddelerin kara, deniz, demiryolu ve havayoluyla taşınması konusunda yetkili ulusal otoritedir. Tehlikeli madde taşımacılığı sürecinde yer alan işletmelere 30 Haziran 2015 tarihinden itibaren Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı (TMGD) bulundurma zorunluluğu getirilmiştir. Bu kişiye ADR önemli görevler vermekte olup şirketlere danışmanlık hizmeti bu kişiler marifetiyle verilmektedir. Bu kişiler hangi tehlikeli madde hangi ambalaj veya tankla taşınır, ambalaj etiket ve işaretlemesi nasıl olur, hangi evraklar düzenlenir, araçta yüklerin sabitlenmesi nasıl olur, aracın etiketleme işaretlemesi ve araçta bulunması gereken ekipmanlar nelerdir vb. konularda firmalara ve çalışanlara destek olmaktadırlar. Bazı sektör temsilcilerinin ADR tercümeleri 2002 yılında yaptırıldı. Yönetmelik 2007 yılında yayımlandı gibi hala ADR’ye geçiş konusunda geç kalındı diye serzenişte bulunduklarına şahit oluyoruz. Doğru bir Almanya yaklaşık 60 yıl önce geçmiş. Şunu hatırlatmak isterim ki ülkemiz ADR’ye resmi olarak 2010 yılında taraf olmuştur. Dönemin Ulaştırma Bakanı şu anki Başbakanımız Sn. Binali YILDIRIM konunun önemine binaen irade göstermiş ve 655
sayılı Bakanlığımız Kuruluş Kanununu değiştirerek Genel Müdürlüğümüzü kurmuştur. Genel Müdürlüğümüz kurulduktan sonra eksik olan mevzuat tamamlanmış, gerek şoförlerin gerekse de Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanların eğitimleri ve sınavları yapılmış yapılmaya devam etmektedir, tehlikeli madde taşımacılığında kullanılan ambalaj ve tanklara yönelik tip onay belgesi verilmesi ile araçlara ADR Uygunluk Belgesi verilmesi konularında problemler ortadan kaldırılarak fersah fersah yol alınmıştır. 2015 yılından itibaren de tehlikeli madde taşıyan araçlara yönelik yol kenarı denetimlerini Bakanlığımız yapmaktadır. Bu kapsamda bugüne kadar 58 bin araç denetime tabi tutulmuştur. Aynı zamanda işletme denetimleri de fazla geniş kapsamlı olmasa da Bakanlığımız tarafından yapılmaya başlanmıştır. Sistem Avrupa’da nasılsa bizde de o şekilde kurulmuştur. Bunun bilinmesini isterim.
Araçların yüzde 73’ü ADR’ye uygun değil
ADR’ye göre tehlikeli madde taşıyan tanker nev’inden araçlar (paketli patlayıcı taşıyan araçlarda dâhil) her yıl fenni muayenenin haricinde teknik
muayeneye tabi tutulmakta ve bu araçlara ADR Uygunluk Belgesi düzenlenmektedir. Ayrıca bu araçların üst yapıları olan tanklarının belli dönemlerde ara ve periyodik muayene ve testlere tabi tutulması gerekmektedir. Ülkemizde de mevzuatımıza göre 2015 model ve üzeri araçlar ADR li üretilmek ve ADR Uygunluk Belgesi almaları zorunludur. Yoksa hizmet vermeleri mümkün değildir. 2014 ve öncesi araçlar ise mevcut araç statüsünde kabul edilmekte olup Yönetmeliğimizde bu araçların sisteme dâhil edilmesiyle ilgili model yıllarına göre takvime bağlanmıştır. Ülkemizde tehlikeli madde taşıyan araç parkının sayısını ortaya çıkartmak için mevcut araçlara Taşıt Durum Tespit Belgesini alma zorunluluğu getirdik. 1,5 yıllık zaman zarfında 22.188 araca Taşıt Durum Tespit Belgesi düzenlenmiştir. Bu araçların tamamına yakınının ADR kriterlerini karşılayamayacağını tespit ettik. 8000 aracın ise ADR Uygunluk Belgesi olduğu göz önüne alındığında ülkemizdeki bu alandaki araçların yüzde 73 ünün ADR’ye uygun olmadığı ortaya çıkmaktadır. Böylece sağlıklı bir şekilde istatistiki veriye ulaşmış olduk. Mevcut araçların durumlarının iyileştirilmesine yönelik yaklaşık 2 yıldır sektörün tüm taraflarının katılımıyla kurduğumuz çalışma grubunda konu tüm yönleriyle ele alınmış ve belli başlı kriterler oluşturulmuştur. Mevcut araçlar bu kriterleri karşılamaları kaydıyla ülke içerisinde taşımacılık faaliyetlerine devam edeceklerdir. Bu kriterler Yönerge haline getirilmiş Sayın Bakanımızın Onayıyla yürürlüğe girecektir. Yayımlandıktan sonrada Yönetmeliğimizdeki model yıllarına göre mevcut araçlar peyder pey sisteme dâhil edileceklerdir. “
zirve
20
Dış Ticaret ve Gümrüklerden Sorumlu Eski Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen:
Treylerin ihracatı 3 milyar dolar olmalı Zirvenin akılda kalan en net mesajını veren Dış Ticaret ve Gümrüklerden Sorumlu Eski Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, treylercilere 2023 yılına kadar 3 milyar dolar hedefi koydu. Türkiye’nin dünya ticaretinden ve ihracatından yüzde 1 pay aldığından yola çıkan Tüzmen, Türk treylerinin hali hazırda dünya pazarından yüzde 2 pay aldığını dolayısıyla potansiyeli olarak 3 milyar dolarlık hedefi yakalayabileceğine değindi. Türkiye, geçiş ülkesi, burası lojistiğin tam kalbi
“Siyasetçiye mikrofon vermek tehlikelidir. Hele hele eski bir siyasetçiye mikrofon vermek çok daha tehlikelidir. Bu cesaretinizden dolayı sizleri kutluyorum. Eski siyasetçinin tehlikesi uzun konuşmasıdır. Merak etmeyin ben uzun konuşmayacağım. Çok donanımlı bir topluluğa hitap ettiğimi biliyorum. Buraya gelen veya konuşmacı olanlar, hepsi iyi niyetli ve bir şey ortaya koymaya çalışıyor. Sizin her şeyiniz var arkadaşlar! Yakışıklı, donanımlı, birikimli bakanlarınız var. Bakıyorum, başkanlarınız da aynı şekilde becerikli ve çalışkan. Bürokratlar hepinize destek vereceğiz diyor. Bu salonun eksiği ne? Eksiği hedef. Hedef koymak lazım. Güzel pas verdiler. Kaan Saltık ve Çetin Nuhoğlu, dünyayı anlattılar, komşuları anlattılar. Bakıyorum sahnede zaman tüneli var. Zaman tüneline bir hedef koymak lazım… Şimdi ben bu işleri hep hesap kitap ederek hallederim. Arkadaşlar bizi anons ederken eski Gümrüklerden sorumlu devlet bakanı dedi. Biz ‘2002 yılında hedefler koyalım’ dedik. 2023 yılında Cumhuriyetimizin 100. yılında ihracat hedefini müteahhitlik, Eximbank hedeflerini koyarak işe başladık. 7,7,7 şeklinde üçe böldüm. 2002 -2009 döneminde ihracatı 3,5 kat arttıracağız. Eximbank 8 milyar dolar ihracat sigortası kredisi verecek. Yurtdışı müteahhitlikleri de -sizin gibi STK olarak- beni akşam yemeğine çağırma
gafletinde bulundular. Ben de kürsüye çıktım. Türkiye o dönemde 2,4 milyar dolar müteahhitlik hizmeti veriyor. Sizle bir hedef belirleyeceğiz ve adım adım ilerleyeceğiz. 2 sene sonra 5, 3 sene sonra 8 milyar, sonra 11, 7; yılın sonunda da 24 milyar dolara geleceksiniz. Salon hafif bir tebessüm etti. Dediler ki; ‘sayın bakanım sen gümrükleri biliyorsun, dış ticareti biliyorsun’; bu arada gümrükleri sabaha kadar çalışırdık, yap işlet devret modeliyle modernize etme hedefi koyduk. Koyduğumuz hedeflerin hepsi ayağı yere sağlam basıyor. Müteahhitlik, inşaat ayrı bir iştir. Bunu 24 milyar dolar yapmak mümkün değil. Bıraktığımız noktada 24 milyar dolardı.
Şimdi buraya gelirken hesap-kitap yaptım. Türkiye dünya ticaretinden yüzde 1 pay alabiliyor. İhracattan da yüzde 1 pay alabiliyor. Treyler, üstyapı sektörü ise dünya pazarından yüzde 2 pay alıyor. Türkiye’nin gösterdiği performansın 2 mislini gösterebilen insanlarsınız. Yaptığınız çok önemli. Niye? 2009’dan sonra ihracat patinaja girdi. Bir 7 yıl daha geçti. Bu arada çok fazla bir hareketlenme yok. Ama bakıyorum siz ihracat artışını sağlamak için elinizden gelen gayreti göstermişsiniz. Arkadaşlar yılda 270 milyon dolar ihracatı olan bu sektörün 2023 yılında en az 3 milyar dolar ihracat yapabileceğini hesaplamış ve buna inanan biri olarak buraya karşınıza çıktım. İnanıyor musunuz? Ee yine böyle sesler çıkıyor. İnşallah yaşarsanız o günleri görürüz. Sizin de bunu yapacağınızı inanıyorum. Panellerde gündeme getireceğiz. Faktör şartlarınız, destek endüstrileriniz firma yapıları çok iyi. Alttan çok güzel yan sanayi geliyor. Hepsi beraber birleştiği zaman az önce konuşmacıların dile getirdiği gibi Türkiye, geçiş ülkesi. Burası lojistiğin tam kalbi. Dolayısıyla buna rahat rahat ulaşacağınıza inanıyorum.”
zirve
22
Biz her konuda sizlerle olmayı kendimize görev biliriz Büyük üreticilerin ürün çeşitliliğini artırabileceğini ancak üretim kapasitesi küçük olan üreticilerin ihtisaslaşması gerektiğine vurgu yapan BST Bakanlığı Bakan Yardımcısı Hasan Ali Çelik, sektörün üretim noktasından başlamak üzere sonuna kadar denetlemesi gerektiğini dile getirdi. Yeni Ar-Ge yasası, Patent ve Faydalı Model ve Sanayi Reform Paketi hakkında bilgi veren Çelik, treyler sektörünün koyduğu hedeflerinin ülke için de önemli olduğunu dile getirerek, “Biz her konuda sizlerle olmayı kedimize görev biliriz. Bize güvenebilir ve inanabilirsiniz. Sizlere her zaman kapımız açık. İmalatta, denetimde, tescilde ne aksama varsa sizinle çözmek için beraberiz” şeklinde konuştu. de görüp değerlendirmek gerekiyor. Bakanlığımızla daha sık görüşüp diyalog kurmaya hazırız. Bunu gördük. Gelen tüm heyetlerle yapılan temasları, çözümleri görüyorum. Bunların daha da fazlası olmasından yanayım. Eğer bir tıkanma olduğu takdirde ben bakan yardımcısı olarak elimden gelen desteği doğrudan gösteririm. Sektörün ve ülkenin büyümesi bizim için önemli. 1 kişinin istihdamı, 1 kuruşun artması bizim için önemli. 1 dolar bizim için önemli. Biz her konuda sizlerle olmayı kedimize görev biliriz. Bize güvenebilir ve inanabilirsiniz. Sizlere her zaman kapımız açık. İmalatta, denetimde, tescilde ne aksama varsa sizinle çözmek için beraberiz.
“Programımız çok yoğundu. Ancak konuşmaları dinledikten sonra; ‘Ben iyi ki Zirveye gelmişim’ dedim Konuşmacılara ayrı ayrı teşekkür ederim. Hatırlatıcı, öğretici, ufuk açıcı konuşmalar oldu. Sayın Bakanım da hedef konusunu dile getirdi. Bu yatırımlar, hizmetler, altyapı olmasa bunları konuşmanız çok zor olurdu. Atılan adımlarda herkesin gayreti, çabası var. TREDER olarak bir dünya pazarı arzu ediliyor. Bir çaba ortaya konuluyor. Kendileri ile konuştuğumuzda 2023 hedefi 1 milyar dolar idi. 3 milyar dolar denilince ben orada dururum. Burada hepimize bir şey var. Buradaki vizyon bizi harekete geçirecek bir durumdur. Önümüze bakarsak bir adım gideriz, ancak ileriye bakarsak öteleri görürüz. Ufku, görmek lazım.
Hepiniz üretici ve bilensiniz. İlgili tüm sektör paydaşları burada. Tabloya baktığınızda 10 -15 civarında üretim çeşitliliği olan, oto taşıyıcıdan ADR’li tankere, silobaslardan, dampere kadar akla gelen çok çeşit var. Biraz da ihtisaslaşmanın gerekliliğini görüyorum. Büyük üreticiler çeşitliliği artırabilir. Üretim kapasitesi küçük olan üreticilerimiz ise ihtisaslaşmalı. Bu olmaz ise üretimleriniz, istediğiniz standardı ve kaliteyi temin edemeyebilir. Bakanlığımız çıkardığı yasalar var. Dünyanın her yerinde ürettiğiniz araçlar yürüyor. Bizler otomotivin öncülüğünü her zaman söylüyoruz. Otomotiv Türkiye için önemli bir sektördür. Treyler işini de otomotiv-
Sektörü üretim noktasından başlamak üzere sonuna kadar denetlemek gerekiyor
Sayılar da söylendi. TREDER’e baktığınızda sınırlı sayıda üyesi var. Belli ki üye alımında seçici davranılıyor. Bakanlık söyledi 300 dolayında üretici var. Sektöre bir disiplin gerekli. Üretim standartlarına uygunluk sağlayıcı bir altyapıyı oluşturmaları lazım. Bu fiziki mekan, makine ekipmanları, insan kaynakları bakımından bir bütüncül olarak bakılıp birarada görmemiz gereken bir konu. Sektörü üretim noktasından başlamak üzere sonuna kadar denetlemek gerekiyor.
Yeni Ar-Ge yasasındaki avantajlardan yararlanın!
Ağustos ayının içinde Ar-Ge yasası
Tasarım Merkezleri de Ar-Ge kapsamında
Tasarım merkezleri diye yeni bir trend var. Otomobile baktığınızda her şey tasarım. Tasarım Merkezi oluşturma imkanı verdik. 10 kişi ile kurulabilir. Aynı muafiyetten yararlanabilir. Gelişmenin hedeflere ulaşmanın yolları bunlar. Üretimde gerekli düzenlemeleri hükümet olarak zaten gösteriyoruz. Ar-Ge kanunu çok kapsamlı, sadece içinden birkaç tane ayıklayarak söyledim. Her ile gidiyoruz. Bakanımız o ildeki Ar-Ge merkezi oluşturulan firmalarla görüşüyor. Bir değerlendirme yapılıyor. Bir sıkıntı duyarsanız, belgelerini hazırlamakta sizlere amadeyiz diyoruz. Bu kanun dışında patent de önemli bir konu. Patent bu toplantının özünde var. Fikri ve Sanayi Mülkiyet Kanunu var. Yaptığımız iş belgelendirilmez, tescil edilmez ise uluslararası ticaret uygun hale gelmez. Birleşmiş Milletler Ekonomik Komitesi’nin düzenlemelerin taraf olan ülkelerin müeyyidelerine uymak zorundayız. Sektörü disipline etmek lazım.
Morali de bozmamak lazım. Ortak imzaladığımız belgelerin gereğini yapmak can ve mal güvenliğini sağlamak zorundayız. Yapılan denetimlerde çıkan aksaklıkların oranın büyük olması üzücü. Her birimiz Bismillah diyerek yeniden başlamalıyız.
Patent Yasası TBMM’de
Patent kanunu tasarısı bitti, TBMM’ye getirildi ve komisyonlardan geçti. Yılbaşına kadar bu tasarı kanunlaşacak. Kim iyi bir şey yapmışsa patent verilecek. Yerli ve yabancı kimse kimsenin hakkını yemeyecek. Bizim korumamız gerekenler bunlar. İyilikler için de yol açıyoruz. Patent de faydalı model.
Reform Paketi hazırlanıyor
Bir diğeri üretim reform paketi. Taslak aşamasındayız. Organize Sanayi Bölgeleri, bunların dışındaki endüstri bölgelerin sanayi sitelerine ilişkin yeni düzenlemeler getiriyoruz. Mevcudun dışında yeni adımlar attık. Kapasiteyi artıracak bir gayret içerisindeyiz. Ciddi bir eğitim ve denetim çalışması yürütüyoruz. Doğru ile yanlışı, haklı ile haksızı ayırt etmek için çalışıyoruz. Birkaç ilde eğitim verildi denetimler yapıldı. Bütün bunlarla beraber rehberlik Teftiş Kurulu de-
ğerlendirerek bir takım halinde çalışmalarını yürütüyor. Treyler sektörüne ne katkıda bulunuruz ki bir fayda sağlarız çabası içeresindeyiz.
Endüstri 4.0 emeğe dayalı modeli etkileyecek
Endüstri 4.0 mecbur kalacağımız adım ve faaliyettir. Üretim şekline baktığımızda anlamıyoruz. Bütünü değişecek. Üretimde maliyetler. Çin bütün bunların sancılarını yaşayacak. Endüstri 4.0 emeğe dayalı modeli etkileyecek. Otomasyonlu makineler üretecek. Ürettiğimiz ürünün kalitesi ve standardının kabul görür ve önde olması lazım. Biz Endüstri 4.0’a nasıl ayak uydururuz, bunun için çalışıyoruz. Sektörün bir an evvel adımlarını atması gerekiyor. Bir yanda verimliliğini, kalitesini, standartlara uygunluğunu temin eden sektör olacak diğer tarafta, uluslararası alanda kabul gören ürünleri olacak. Sektör fuarcılık yaptı. Biz fuarcılıkta çok geriden geliyoruz. Fuarcılığı aksatmadan bu sektör için olmazsa olmaz olarak görüp. Bütün çabalarınızı nasıl daha yukarıya taşırız? bunun üzerinde duralım. Her bir sektör üyenin, tedarikçinin kaynağını ülkenin kaynağı olarak görüyoruz. Talepler doğrultusunda hareket ediyoruz. Denetimlerin işbirliğinin imkanlarını sizlerin imkanlarını büyüteceğimize inanıyorum.”
aralık 2016
çıktı. Bakanlığımız bu kanunda ikinci defa mevzuat çıkardı. Bu yarışta nerede olmayız ki bu hedeflere varalım. Ürünlerin denetimini sistemli yaparak bir yere gelebiliriz. Ar-Ge konusunda bir eksiklik var. İnovasyon ihtiyacı var. Önce biz çıkaralım, diğer ülkeler bizden görsün. Hem üründen hem de haklarından yararlanalım. Üniversitelerle çalışıyorsanız yeni destekler sağladık. Öğretim üyelerinin elde edecekleri gelirleri arttırdık. Öğretim görevlilerinin geliri yüzde 54’den 85’e çıkarıldı. Doktora öğrencisi için yüzde 90-95 muafiyet getirildi. Bir takım gelir ve damga vergisi muafiyeti sağladık. Ar-Ge Merkezi’nde temel bilimler elemanlarının asgari ücret düzeyinde maaşını devlet garanti ediyor. Ar-Ge merkezi kurmak zor. Önce 50 kişi denildi. Sonra da 30’a indi. Yeni kanunla bu sayı sektör düzenlemesine göre 15’e düştü.
fuar
24
Murat Tokatlı
Zirvenin ilk Paneli,
Emrah Deniz
“Uluslararası Standart ve Konvansiyonlara Uyum”
Kadir Erkan Nihat Kölük
aralık 2016
Jens Zillman
zirve
26
TREDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Tokatlı:
İhracat yapmanın yolu
konvansiyona uyumdan geçer TREDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Tokatlı (Otokar) yaptığı konuşmada Treylerde 3 milyar dolarlık ihracat hedefi söylemine değinerek ihracatı yapmanın birinci yolun konvansiyonlara uyumdan geçtiğini vurguladı. ATP’de altyapının olduğunu ve mevcut araç parkının ADR’li araçlarla değiştirilmesi gerektiğini savunan Tokatlı, ATP’de de sektörün standartlara hazır olduğu mesajını verdi. “2023 yılı için 1 milyar dolarlık hedefimiz, bakanımız sayesinde 3 milyar dolara çıktı. Artık yeni bir hedefimiz ve görevimiz var. 3 milyar dolar ciddi bir hedef. Burada ana kalem ihracat. İhracatı yapmanın birinci yolu konvansiyonlara uyumdan geçiyor. Üreticilerin dünya çapında standartlara uyması gerekiyor. Sayın Çetin Nuhoğlu’nun işaret ettiği gibi 5. sıradaki yerimizi tekrardan ikinci sıraya çıkarmamız gerekiyor.
Mevcut parkın ADR’li araçlarla değiştirilmesi gerekiyor
İki konvansiyon öne çıkıyor; ADR ve ATP. ADR geç yürürlüğe girdi ama güzel oldu. 2007 yılında serüven başladı. 1.1. 2015 yılında üreticiler olarak üretilen araçların ADR Konvansiyonu’na uygun olması sağlandı. TSE’deki güncel durum aktarayım. ADR’li üretim yapan 3-5 firma varken, şimdi Tasarım TİP onayı alan 31 üretici var. Tank tipiyle üretim yapan firma sayısı 57’ye ulaştı; 8 üretici de onay aşamasında ve 40’a yakın üretici onay almış olacak. ADR’de kendi açımızdan bir sıkıntı kalmadı. TSE kendini geliştirdi. Sancılı başlayan süreç şimdi çok hızlı ilerliyor. Tereyağından kıl çeker gibi belgelerimizi alıyoruz. Asıl konu denetim.
Tespite gelmeyen araçları trafikten men etmek gerekiyor ADR’de tespit süresi sona erdi. Tespite girmeyen araçlar doluma giremiyor. Şu anda 22 bin aracın tespitinin yapıldığı bilgisi verildi. Türkiye’deki araç parkı -rafinelerden aldığımız bilgilere göre- 50 bin civarında. Buradan şunu anlıyoruz. Tespitte yarıya ulaşılamamış. Bunu hızlandırmak lazım. Tespite gelmeyenleri trafikten men etmek gerekiyor. Bununla ilgili bir tespit süreci doldu. Bu sürecin daha fazla uzamaması gerekiyor. Çünkü sektör buna hazır. Bakıldığında 31 üretici belgesini almış, 8’i de sırada. Demek ki Türk treyler sektörü buna hazır. Gelecek taleplere rahatlıkla cevap verebilecek durumdayız. Hem TSE hazır hem Bakanlık hem üreticiler hazır. Eskiden şöyle bir çekince vardı: ‘ADR bazlı üretim yapan 3-5 firma var, talepler karşılanmayabilir.’ Bu süreci geçtiğimizi tahmin ediyorum. Daha fazla işi uzatmadan mevcut parkın ADR’li
araçlarla değiştirilmesi gerekiyor.
Sektör ATP’ye hazır
Tabi şu anda ATP gündemde. Konvansiyona üye olduk. TSE ile protokol imzalandı. TSE’nin burada alının akıyla çıkacağına eminim. ATP’de kolay bir durum var. Türkiye’deki üreticiler olarak 1990’lı yıllardan beri ATP sertifikalı araçlar üretiyoruz. Üreticiler ve kullanıcılar açısından sıkıntı yok. Dolayısıyla durum tespiti de kolay. Burada önemli olan iç nakliye. İç nakliye buna hazır değil. Tehlikeli maddelerde insan hayatı önemli diyoruz ama bozulabilir gıda da insan hayatı çok önemli. Antalya’dan toz toprak içinde gelen meyve ve sebzeleri yiyoruz. Hayatımıza kasteden bir durum. Dolayısıyla yurtiçi nakliyenin de denetim altına alınması gerekiyor. Mesajım şu; sektör buna hazır. TREDER olarak bu yola baş koyduk. Kapımız tüm üreticilere açık. Dünya standartlarına uygun treyler üretim için birlikte çalışalım ve 1 milyar dolarlık değil 3 milyar dolarlık ihracata birlikte gidelim.”
zirve
28
Emerson Industrial Automation Türkiye Temsilcisi ve Packerman Genel Müdürü Emrah Deniz:
ATP’yi bugün devreye alacağız desek yarın uygulayabiliriz
Emerson Industrial Automation Türkiye Temsilcisi ve Packerman Genel Müdürü Emrah Deniz de ATP’nin sanılanın aksine dar bir kapsamı olduğunu bu nedenle hayata daha kolay geçirilebileceğini söyledi. İspanya, Portekiz, Fransa’nın yaş sebze ve meyveyi ATP içine kattığını dile getiren Deniz, “Bu ürünlerin ihracatını yapıyorlar ve kalitenin artırılmasını istiyorlar. Fire oranlarını olabildiğince aşağı çekmek istiyorlar. Türkiye’de de yaş sebze ve meyvede ATP’yi zorunlu uygulayarak birçok fireden kurtulmuş olacağız.” şeklinde konuştu. var. Türkiye’nin mevzuat olarak sıkıntısı var. ATP’de yanlış bilinen bir şey var. ATP’nin kapsamı o kadar dar ki bugün devreye alacağız desek yarın alabiliriz. Çünkü ATP bozulabilir gıdaların uluslararası dolaşımını içeriyor. Birçok ürün ne yazık ki bu mevzuata girmiyor. Süt, dondurma ve bütün dondurulmuş gıdalar ATP’ye giriyor ama örneğin ilaç girmiyor.
Kamyonlar meyve getirip gübre götürüyor
“Uluslararası nakliye yıllardır ATP’yi kullanıyor. Türkiye’de ATP’li treyler üreten firmalar hepsi uluslararası ölçekte ve 8-10 tane ATP belgeli araç üreticimiz
Türkiye’nin içinde çok büyük eksikliklerimiz var. Mersin’den bir kamyon meyveyi alıyor hiçbir ekipmanı olmadan İstanbul’a getiriyor buradan da gübre alıp gidebiliyor. Araç yıkanıyor mu denetleniyor mu, bilmiyoruz.
Yaş sebze ve meyve ihracatı yapan ülkeler ATP
Birçok ülke ATP Konvansiyonu’nu kendi ülkelerine uyguladılar. ‘ATP ne gerektiriyorsa kendi ülkemde uygularım’ diyorlar. İspanya, Portekiz, Fransa yaş sebze meyveyi ATP içine kattılar. ATP’yi fırsata çevirmişler. ATP uluslararası taşımacılıkta ne gerektiriyorsa yurtiçinde de isterim diyor. Bu ülkeler şans eseri oluşan ülkeler değil. Neden İsveç ve Almanya böyle bir karar almıyor. İspanya, Portekiz, Fransa bu ürünlerin ihracatını yapıyorlar ve kalitenin artırılmasını istiyorlar. Fire oranlarını olabildiğince aşağı çekmek istiyorlar. Bakanlıkta yaptığımız toplantıda bu öneride bulundum. Türkiye’de de yaş sebze ve meyvede ATP’yi zorunlu uygulayarak birçok fireden kurtulmuş olacağız.“
zirve
30
TSE Ulaşım ve Lojistik Sistemleri Merkezi Başkanı Nihat Kölük:
ATP’de test ve belgelendirme süreci hazır TSE Ulaşım ve Lojistik Sistemleri Merkezi Başkanı Nihat Kölük, ATP ile ilgili yaptığı çalışmalarla ilgili bilgi vererek “Otokar’ın altyapısını kullanmak için aramızda protokol yaptık. Tip Onay Belgesi için Otokar’ın altyapısını kullanacağız. Bakanlıkla yetkilendirmemiz tamamlandı. Talimatlar, formlar, uzmanların yetiştirilmesi tamamlandı. Test merkezimin hazırlanması tamamlandı. Bakanlığımız ile Otokar Test Merkezi’ni bir ziyarette bulunacağız. Ziyaretinden sonra bakanlığımız startı verecektir” şeklinde konuştu.
“TSE olarak kamu kimliği ile özel bir statümüz var ve 30 yıldır bu sürecin içerisindeyiz. Son geldiğimiz nokta ATP’dir. 300 treyler üreticisinden 15’ninin denetimden geçmesi konusuna açıklık getireyim. Sanki bu durum treyler sektörünün bir zafiyeti gibi görünüyor. Aslında böyle değil, durum tam tersi. Treyler üreticilerinin karşı karşıya kaldığı haksız rekabetin
ve bir tehdidin sonucudur. Zaten bu firmaların birçoğu üretici vasfında değil. Bir şekilde elinde belge gelmiş sanayici olmayan firmalar. Dolayısıyla bu denetimler sektörün zafiyeti değil, sektörün karşı karşıya kaldığı bir tehdidi ortadan kaldırmak adına yapıldığını göstermek istiyorum. Süreç kamuoyu işbirliği içerisinde ilerliyor ve sonuçları ihracat rakamlarıyla görüyoruz. ADR konusunda başlangıçta sıkıntılar çekildi. Sektöre anlayışlarından dolayı teşekkür ediyorum. Artan muayene noktalarımızla periyodik muayenelerin işleyişinin hızlanacağını ve kalitenin artacağını ümit ediyorum. Bunun neticesi olarak Bakanlığımız ATP ile ilgili yeni görev verdi. Ancak yönetmelik henüz yayınlanmadı. Otokar ile protokol yaptık. Tip Onay Belgesi için Otokar’ın altyapısını kullanacağız. Bakanlıkla yetkilendirmemiz tamamlandı. Talimatlar, formlar, uzmanların yetiştirilmesi tamam-
landı. Test merkezimin hazırlanması tamamlandı. Bakanlığımız ile Otokar Test Merkezi’ne bir ziyarette bulunacağız. Ziyaretten sonra Bakanlığımız startı verecektir. Başta aksamalar olabilir. TSE’nin en önemli rolü şu olacak: Biz arayüz görevini yerine getireceğiz. Periyodik muayeneler konusunda da çeşitli kuruluşlarla işbirliğine gitmek niyetindeyiz.
Bakanlık ve sektörün bize olan güvenini boşa çıkarmayarak görevimizi yapmaya çalışıyoruz
Mevzuatın sektörün gelişimini sağlaması aynı zamanda sektörü disipline edecek olması açısından bir arayüze ihtiyaç var. TSE arayüz görevini yapıyor. Bakanlığın ve sektörün güveni çok önemli. Sahadan gelen geri bildirimlerin hızlıca hayata geçirilmesi gerekiyor. TSE olarak bu arayüz köprü görevini yapmaya çalışıyoruz.”
zirve
32
TMKTD Daire Başkanı Kadir Erkan:
2019 yılı sonuna kadar bütün süreç tamamlanacak Ulaştırma, Haberleşme, Denizcilik Bakanlığı, Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Genel Müdürlüğünden, Teknik Muayene, Belgelendirme ve Denetim Dairesi Başkanı Kadir Erkan, TSE ile birlikte yürütülen çalışma sonucunda, 22 bin 188 araca Taşıt Durum Tespit Raporu düzenlendiğini açıkladı. Bakanlığın yönerge hazırladığını, üç yıl içinde tüm araçların sisteme dâhil edilmesini sağlayacaklarını belirten Erkan, “Bakanlığımız bu çalışmayı yaparken, sektörümüzde tadilat yapılacak merkezlerin sayıları, TSE’nin kapasitesi, tanker sahiplerinin durumunu ile ülke gerçekleri göz önünde bulundurulmuştur” dedi.
“Genel Müdürlüğümüz yaklaşık 4.5 yıl önce kuruldu. Kurulalı çok fazla bir zaman geçmemesine rağmen çok önemli icraatlar yapılmıştır. ADR, yaklaşık ekleriyle bin 200 sayfadan oluşan bir doküman olup iki yılda bir yenilenen canlı bir uluslararası bir anlaşmadır. ADR sadece araçlardan ibaret değildir. Bir ayağı eğitim, bir ayağı güvenlik danışmanları, başka bir ayağı yük taşıma birimleri olan; ambalaj ve tanklara UN sertifikası verilmesi ve yüklerin bunlarla taşınması ve diğer bir ayağı ise tehlikeli yükleri taşıyan araçların yol kenarlarında denetimi ve firma denetimlerinden oluşmaktadır. Tehlikeli maddelerin 4 modda taşınması için düzenlemeler yapıyoruz. Tüm bu modlardaki çalışacak kişilerin eğitimleriyle ilgili eğitim kuruluşlarının yetkilendirilmesi, eğiticilerin yetkilendirilmesi, eğitim dönemlerinin takibinin yapılması, burada eğitim alan sürücülerin ve Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanlarının merkezi olarak sınavlarının
yapılması ve yetkilendirilmeleri işlemlerini Genel Müdürlüğümüz yapmaktadır.
SRC5 Belgesi olan sürücü sayısı 36 bini geçti
Dört yıl önce karayolunda tehlikeli madde taşıyan sürücülere yönelik SRC5 eğitimi veren 9 tane eğitim kuruluşu vardı. ‘Genel Müdürlüğümüz kurulur kurulmaz Bakanlık neden denetim yapmıyor?’ denildi. Kurulduğumuzda Türkiye’de bin 500 sürücünün SRC5 belgesi vardı. Bunlarda belgelerinin çoğunu Almanya’dan almışlardı. Altyapıyı tamamlamadan denetim yapsak tankerlerin istasyonlara seferleri dururdu. O tarihte sadece on civarında eğitimci vardı ve sadece temel eğitim verilebiliyordu. Öncelikle ülkemizdeki eğitici ihtiyacını ortadan kaldırmak için TOBB organizasyonunda Almanya’dan uzmanlar getirttik. Bir dizi eğitim seferberliği
başlattık. Bu çalışmaların neticesinde eğitici problemi çözülmüş oldu ve kurulduğumuz zaman 9 olan SRC5 eğitim kuruluşu sayısı bugün 134 e çıkmış ve ülke geneline yayılmıştır. Bu eğitim kuruluşlarında bugün temel eğitim, patlayıcı eğitimi, tanker eğitimi ve radyoaktif madde eğitimi de verilmektedir. 1500 olan SRC5 belgesi olan sürücü sayısı bugün itibariyle 36 binin üzerine çıkmıştır. Ülkemizde ilk defa Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı Tebliğini yayınladık. Bu konuda eğitim kuruluşlarının açılabilmesi için aynı şekilde eğitici yetiştirdik. Eğitim kuruluşlarını hızlı bir şekilde yetkilendirdik. Bugün itibariyle 106 eğitim kuruluşunda eğitimler devam etmekte olup Bakanlığımız tarafından yapılan 9 adet merkezi sınavda 7500 kişi başarılı olarak TMGD sertifikasını almaya hak kazanmıştır. Bakanlığımız yol kenarı denetim istasyonlarında 1 Ocak 2015’ ten itibaren tehlikeli madde taşımacılığı yapan araçların denetimleri yapılmaktadır. Öncelikle Polonya ve Litvanya ortaklığıyla yapılan AB Eşleştirme Projesi kapsamında bu denetimleri yapacak personelimize eğitimler verilmiştir. 100 adet Bakanlığımız denetim personeli ile 100 adet EGM ve JGK personeline yabancı uzmanlar tarafından kapsamlı teorik ve pratik eğitimler verilmiştir. Yol kenarı denetimleri kapsamında 2015 yılında 33 bin 684 adet, 2016 yılında ise bugüne kadar 25 bin 560 adet araç denetlenmiştir. Uygunsuzluğu tespit edilen 5.644 araca 3.546.080 TL idari para cezası kesilmiştir. Tüm modlarda tehlikeli madde
ADR’de son durum
ve sektörün tüm taraflarıyla yaklaşık 2 yıldır devam eden çalışma grubunun çalışmaları, Taşıt Durum Tespit Raporlarından gelen verilen ışığında ülke gerçekleri de göz önünde bulundurularak bir Yönerge oluşturulmuştur. Söz konusu Yönerge Sayın Bakanımızın Onayıyla yürürlüğe girecek olup bu araçlara sadece ülke içerisinde taşımacılık yapmak kaydıyla Taşıt Uygunluk Belgesi verilecektir. Bu araçlar Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Hakkındaki Yönetmelikte belirtilen tarih arlıklarında sisteme dâhil edileceklerdir. Süreç 31 Aralık 2019’e kadar tamamlanmış olacak ve daha güvenli bir araç filosuna sahip olacağız. Tehlikeli madde ile iştigal eden işletmelere yönelikte Bakanlığımız denetim faaliyetlerini icra etmektedir. Şimdilik ilgili firmaların Tehlikeli Madde Faaliyet Belgesi var mı? TMGD çalıştırıyor mu? Gibi hususlara bakılmaktadır. Ancak, bu konuyla ilgili Bakanlığımızda kapsamlı bir denetim yönetmeliği üzerinde çalışılmaktadır. Nasıl ki altyapıyı hazırladıktan sonra yol kenarı denetimlerine başladık. Firma denetimlerinin de aynı şekilde yapılması için altyapıyı hazır hale getirip kapsamlı denetimlere de başlayacağız. Karayolu ve demiryolu ile tehlikeli madde taşımacılığı zinciri içerisinde yer alan işletmelere Tehlikeli Madde Faaliyet Belgesi (TMFB) alma zorunluluğu getirilmiştir. Bugüne kadar 19 bin 561 işletmeye TMFB düzenlendi. Tehlikeli Yük
Elleçleyen Kıyı Tesislerine; Kıyı Yapıları İşletme İzni/Geçici İşletme İznine esas teşkil eden Tehlikeli Madde Uygunluk Belgesi düzenleme işlemlerine 1 Ocak 2016 tarihinden itibaren başlanmıştır. Bu kapsamda 53 limana Tehlikeli Madde Uygunluk Belgesi verildi. Dolu konteynerlerin tartılmasında ise iki yöntem kullanılıyor. Yöntem 1’de Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan yetki almış işletmelerin ağırlık ölçü aletlerinde yapılan işlemler kabul edilmektedir. Yöntem 2’de ise Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş yükümlü veya onaylanmış kişi statüsü belgesine sahip ihracatçılar Bakanlığımıza müracaat edip, yetki almaları halinde bu yöntemi kullanmaktadırlar.”
aralık 2016
taşınan ambalaj, kab ve tankların test edilip UN sertifikası verilmesi ile ADR kapsamında araç ve üst yapılara yapılacak test ve muayeneler için Bakanlığımız tarafından TSE yetkilendirilmiştir. Yetkilendirmeden kısa bir müddet sonra TSE tüm hazırlıklarını tamamlamış ve 1 Temmuz 2013 tarihinden itibaren de başarılı bir şekilde test, muayene ve belgelendirme işlemlerini yapmaya başlamıştır. Bakanlığımız aynı şekilde ATP Anlaşması kapsamında da bozulabilir gıdaları taşıyan araçların test ve belgelendirilme işlemlerinin yapılması için TSE’yi Protokol ile yetkilendirmiştir. Bu konuda da TSE en kısa zaman zarfında altyapısını tamamlayıp belgelendirme işlemlerine başlayacaktır. Ülkemizde tehlikeli madde taşıyan araçlarla ilgili çok farklı istatistikler bulunmaktaydı. Bu konuda net rakamı ortaya çıkartmak ve mevcut araç stokundaki araçların durumunu görmek için Yönetmelik ile mevcut araçlara Taşıt Durum Tespit Belgesi alma zorunluluğu getirildi. Yaklaşık 1,5 yılda TSE marifetiyle 33 farklı il ve 54 farklı merkezde yapılan faaliyetler neticesinde 22 bin 188 aracın (çekici, tanker, römork, yarı römork) durum tespitleri yapılmıştır. Bu çalışma sonucunda; mevcut taşıtların sayısı, modelleri, teknik yeterlilikleri sağlıklı bir şekilde tespit edildi. Mevcut araçların daha güvenli hale getirilmesiyle ilgili teknik kriterlerin belirlenmesi maksadıyla Bakanlığımız tarafından kurulan
TMGD Eğitimi veren Eğitim Kuruluşu sayısı: 106 Eğitim alan kişi sayısı : 27.641 kişi Yapılan merkezi sınav sayısı: 9 adet TMGD sertifikası almayı hak kazanan: 7.500 kişi Düzenlenen TMGD Sertifikası Sayısı : 5.848 1 Ocak 2018 de geçici Muafiyetler kalkacak. TMGD firmaları bilinçlendirecek ve danışmanlık hizmeti verecekler. TMGD ler firmalar için çok önemli kişiler olacaklardır. Çünkü onların danışmanlığı sayesinde iş ve işlemlerini ADR’ye uygun olarak yapacaklardır. Bu güne kadar 49.872 taşıt sürücüsü SRC5 eğitimi eğitimi aldı. Eğitim alıp sınavı geçen 36.870 sürücüye ADR sürücü belgesi verildi. Yetkilendirilen test ve muayene kuruluşları; Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Türk Loydu Vakfı İktisadi İşletmesi (Taşınabilir basınçlı kaplar, tank konteynerler ve CSC Konvansiyonuna uygun konteynerler için) Test, muayene ve belgelendirme işlemleri 1 Temmuz 2013 tarihinden itibaren artık Türkiye’de yapılıyor. Bu yetkilendirmeler kapsamında, Bakanlığımızın gözetim ve denetimi altında: Bugüne kadar TSE ne yaptı? ADR Uygunluk Belgesi 11.990 adet Ambalaj tip onay sertifikası 71 adet Tank tip onay sertifikası 89 adet Ara ve periyodik tank muayenesi 3.976 adet yapıldı.
fuar
34
zirve
36
SORU - CEVAP UND İcra Kurulu Başkan Yardımcısı ADR Danışmanı Alper Özel: Soru: Mevzuatımızda süre daraldı. Bununla ilgili ne yapacaksınız?
Ulaştırma Bakanlığı TMKTD Daire Başkanı Kadir Erkan:
Sizin de katıldığınız komisyonlar kuruldu. Mevcut araçlar için ne yapabiliriz? Konuyla ilgili çok farklı istatistikler var. Emniyet, TÜVTÜRK ve rafinerilerin verileri birbirini tutmuyordu. Bunların hangisi doğru? Mevcut araçlar teknik olarak ne durumdalar? Yönetmeliğimize Geçici Madde koyarak tüm mevcut araçlara Taşıt Durum Tespit Raporu alma zorunluluğu getirdik. Bu çalışmayla 22 bin 188 araç kayıt altına alındı. Teknik durumu ortaya çıkarıldı. Bu işlemlere başlarken, ADR konusunda 50 yılı aşkın bir zamandır tecrübesi olan Almanya’nın hem resmi hem de gayri resmi kuruluşlarıyla temasa geçtik. Aynı zamanda belgelendirme ve denetim kuruluşları olan TÜV Railand ve TÜVSÜD ile değerlendirmelerimiz oldu. Denetimlere ve muayenelere beraber katıldık. Alman yetkililerle yol kenarı denetimlerine katıldık. Alman yetkililere araçlarla ilgili problemlerle nasıl başa çıktıklarını sorduğumuzda; ilk 5 yıl sadece tankların sac kalınlıklarına baktıklarını, sonraki 5 yılda emniyet valflerine, daha sonraki 5 yılda ise 3 lü kapama sistemine baktıklarını bu şekilde zamana yayarak uygulama yaptık-
larını dile getirmişlerdir. Kendilerine bu kadar yıl sonra ADR kriterlerini karşılamayan araç bulunup bulunulmadığını sorduğumuzda kendileri bulunduğunu söylemiştir. Bu yanlış anlaşılmasın. ADR’de bu konuyla ilgili özel bir muafiyet bulunmaktadır. ADR’ye taraf olan bir ülke otoritesi sadece ülke içerisinde taşımacılık yapmak kaydıyla ADR kriterlerinin bazılarını alternatif tedbirler getirerek aramayabilir. 50 yılı aşkın bir zamandır ADR’yi uygulayan Almanya’nın bu uygulaması bizleri çok şaşırttı. Biz ülke olarak ADR’ye geç taraf olduğumuzdan bu işleri çok fazla zamana yayamayız ancak, değerlendirmelerimiz ve uygulamalarımızda Avrupa’da daha önce bu işleri yapan tecrübeli ülkelerin deneyimlerini de göz ardı etmemeliyiz. Bundan dolayı mevcut araçlardan, Taşıt Durum Tespit Raporunu istedik. Bu şekilde ülkemizdeki tüm araçların envanterini çıkarttık ve tabiri caizse röntgenini çektik. Çalışma neticesinde bu alanda faaliyet gösteren yaklaşık 30.000 araç olduğunu, bunlardan sadece 8 bin aracın ADR’ye göre üretilmiş olduğunu geri kalan araçların ADR kriterlerini karşılamalarının zor olduğunu gördük. Mevzuatımız gereği bu belgeleri olmayan araçların rafinerilerden ürün alması mümkün değil. Rafinerilerle Bakanlığımızın güzel ve sıkı bir işbirliği var. Bu verilen aynı zamanda şunu gösteriyor ülkemizde faaliyet gösteren tankerlerin yaklaşık yüzde 73’ü ADR’yi karşılamıyor. Dolayısıyla mevcut araçlarımızı daha güvenli hale getirmek için sektörün tüm taraflarını bir araya getirerek bir komisyon kurduk. Bu komisyonla beraber bu araçlara bir kısım tadilatlar yaptırmak suretiyle taşıma faaliyetlerine devam etmeleri için kriterler belirlendi. Bu çalışmayı yaklaşık 2 yıldır sürdürüyoruz. Nihayet bir yönerge hazırlandı. Sayın Bakanımızın Onayıyla Yönerge yayımlandıktan sonra bu yönerge çerçevesinde takvim bir daha geri
işlemeyecek şekilde üç yıl içinde tüm mevcut araçların sisteme dâhil edilmesi sağlanmış olacaktır. Bu çalışma, tadilata ihtiyaç olacak araçların tadilatının yapılacağı merkezler, TSE’nin kapasitesi, tanker sahiplerinin durumunu ve ülke gerçekleri dikkate alınarak yapılmıştır.
Soru: ADR’nin Türkiye’ye getirdikleri ve uygulamada yaşanan sıkıntılar nelerdir? Cevap: TREDER Başkan Yardımcısı Murat Tokatlı:
Türkiye’de ciddi anlamda istatistik sorunu var. Bunun üstesinden gelmek mümkün. AB ve gelişmiş ülkeler nasıl yaptıysa biz de öyle yapacağız. Bunun çeşitli yolları var. Örneğin tescilde kayıt konusu. ADR’de savunduğumuz bir nokta vardı. 1 Ocak 2015’ten itibaren tüm üretilen araçların ADR’li olması gerekiyor. Ancak tescilde bu böyle değil. Tescil edilen araçların ADR’li olup olmadığını bilmiyoruz. Ruhsatı ile beraber T9 belgesi alıyor. Bu ne zaman ortaya çıkıyor? Yol kenarı denetimlerinde. Tescil kayıtlarında ruhsatını alırken, ADR belgesini de dosyaya koy öyle aracı tescil et. Zararın neresinden dönülürse kardır. Böylece hangi aracın ADR’li veya ATP’li olduğunu TÜİK kayıtlarında öğrenebiliriz. Bakanlık yetkilileri böyle bir kuralı mercek altına alsınlar.
zirve
38
araçlar ise 2018’de doluyor. Burada bir terslik yok mu? Eski araçların trafikten çekilmesi daha uzun süre alıyor. Bu uygulamanın amacı ne? Hepimizin çocukları yollarda. Bence tam tersi olması lazım.
Ulaştırma Bakanlığı TMKTD Daire Başkanı Kadir Erkan:
Bu konu hakikaten çok önemli. Taşıt tanımı; çekici, tamamlanmış tanker, römork veya yarı römorkun hepsini karşılıyor. ADR’ye göre bunların hepsinin ayrı ayrı ADR Uygunluk Belgesi olması gerekiyor. Diyelimki bir çekici tehlikeli yük taşıyan bir römork veya yarı römorku taşıyabildiği gibi tehlikesiz ürünlerin yüklendiği yük birimlerini de taşıyabilir. İşte bu noktada bir engel karşımıza çıkmaktadır. Orada açmazımız var. Bu konuyu etraflıca düşünüp bir çözüm üretilmesi ve ruhsat işlemlerinde mevzuat hazırlayan ve bu mevzuata göre işlem yapan Emniyet Genel Müdürlüğünün de ikna edilmesi gerekmektedir.
Emerson Industrial Automation Türkiye Temsilcisi ve Packerman Genel Müdürü Emrah Deniz:
ATP söz konusu olduğunda bu durum daha karmaşık bir halde. Avrupa’ya çalışan nakliyeciler zaten bu kriterleri karşılamak durumunda. Örneğin İsveç’e taşıma yapan bir nakliyeci, İsveç ATP Konvansiyonu’na üye ise kriterlerin tamamına uymak zorundadır. Nakliyecinin kendi ülkesinde söz konusu kriterlerin olup olmaması bu durumda önem taşımıyor. O ülkeye girecekseniz, oranın kriterlerine uymak zorundasınız. Azerbaycan ve Gürcistan ATP Konvansiyonu’na üye olmuştur ancak kıllarını kıpırdatmışlardır. Bu bölgeye taşıma yapanlardan herhangi bir belge talep edilmiyor. Bu sene başımıza gelen bir durumu açıklayayım. Nakliyeci için Irak’ta ekmek yok, Avrupa’ya taşıma yapayım diyor. Avrupa’ya dönmesi için birçok TÜV muayenesinden geçmesi aynı zamanda ATP belgesi alması gerekiyor. Bu konuda ‘sadece kuru yük taşıyacağım, donuk gıda veya süt ürünleri taşımayacağım’ dediğiniz anda ATP belgesine ihtiyaç duymuyorsunuz. Bunun ATP mevzuata ekleyerek araçlardaki ayrımı nasıl yapacağım bunu bilmiyorum.
UND Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Alper Özel:
ADR’ye geçtikten sonra kazalarda bir azalma oldu mu acaba?
Ulaştırma Bakanlığı TMKTD Daire Başkanı Kadir Erkan:
Karayollarında meydana gelen kazaların
Ulaştırma Bakanlığı TMKTD Daire Başkanı Kadir Erkan:
istatikleri tutuluyor ancak bunların ne kadarının tehlikeli madde taşıyan araçlardan kaynaklı olduğuyla ilgili maalesef bir bilgi bulunmamaktadır. Bu istatistikler hattı zatında olayı müdahale eden polis ve jandarma personelinin tuttuğu raporlardan elde edilmektedir. Bu raporlara bir satır ekletebilirsek (tehlikeli madde taşıyıp taşımadığı, madde adı, sızıntı varsa miktarı gibi) bu konudaki istatistiki verilere ulaşabiliriz. Ancak kaza raporları formatlarını Emniyet Genel Müdürlüğümüz belirlediklerinden bu konu kendilerine resmi bir yazı ile iletilmiştir. Raporlardaki revizyon beklenmektedir.
Seyit Usta Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Arslan:
Burada ADR’siz eski araçlarda 20062014 model araçların 31.11.2016 da süresi doluyor. 1996-2005 model araçlar 2017’de doluyor. Daha eski
Haklılık payınız yok değil ancak, Genel Müdürlüğümüz kurulduğunda ülkemizde ADR Uygunluk Belgesi verilmiyordu. O güne kadar firmalar belgelerini Avrupa ülkelerinden alıyorlardı. Ancak, ADR’ye taraf olduktan sonra bu ülkeler ADR hükmü gereğince belge vermediler. Genel Müdürlüğümüz kurulduğu zaman özellikle Avrupa sefer yapan taşıma firmaları bu belgenin düzenlenmesi için yoğun talepleri oluyordu. TSE nin yetkilendirilmesi ve TSE nin kapasitesini artırması zaman aldı. O zaman biz mevcut araçların bu belgeyi alamayacaklarını tahmin ediyorduk. Dolayısıyla yeni model araçları öne aldık ki bunlar belgelerini bir an önce alsınlar ve yollarına devam etsinler diye. Şu aşamada mevzuattaki tarihlerin ters çevrilmesi bir nevi kazanılmış hakkın iptali manasına geleceğinden hukuki neticelere sebep olacağı düşünüldüğünden yapılması mümkün gözükmemektedir.
TSE Nihat Kölük:
Bizim belgelendirme kuruluşu olarak performans kriterimiz net. ATP
aralÄąk 2016
zirve
40
Belge ihtiyacı olan bugüne oranla daha hızlı bir şekilde ve daha uygun maliyetle sağlarsak, kendimizi bu açıdan başarılı sayacağız.
Hilal Aydemir PO:
1.8.5 Kaza Bildirim Raporu bildirimi mecburiyeti var. Bunlar Ulaştırma Bakanlığı’nın web sitesi kanalıyla bildirilebiliyor. Bildirmeyenleri nasıl tespit edeceğiz? Bizim LPG deneyimimiz var. EPDK’nın mevzuatı gereği bu konu hakkında yaptırımları var. Paylaşmak, öneri getirmek adına veya EGM ile iletişim de faydalı olabilir. Trafikte LPG tankerlerin karıştığı kazada tutanağının bir kopyası EPDK ile paylaşılıyor. Bu yönde bir bilgi geldi bize. Tehlikeli madde taşıyan araçlar karıştığı kazalarda da tehlikeli madde kelimesi geçtiği anda bu tutanak bakanlık ile paylaşılabilir. 22 bin adet tespit edilen araçlarla ilgili olarak. Sahadan elde edilen bilgiyi paylaşmak istiyorum. Hem araç üreticilerinin Tip Onay Belgesi hem de araç sahiplerinin T9 belgesi alabilecek olmasına karşın mevzuatta açık kalan bir maddeden dolayı Taşıt Durum Tespit Raporu alma hakkını kullanarak daha ucuz maliyetle belge edinme ve faaliyetlerine devam ettiklerini paylaşmak istiyorum. Zira bir aracın ADR muayenesi 1.000 ile 1.500 TL arasında değişirken, aracın durumuna bağlı olarak Taşıt Durum Tespit Raporu’nu 150 TL’ye alınıyor.
Ulaştırma Bakanlığı TMKTD Daire Başkanı Kadir Erkan:
LPG sektörün diğer tankerlerin yanında küçük bir kısım. Alper beyin sorusuna
cevap verirken durumun kökten çözümünü izah ettim. Bunun için Bakanlık olarak resmi girişimde bulunduk şu anda Emniyet Genel Müdürlüğünün kaza raporlarına istediğimiz o küçük bilgileri eklemesini bekliyoruz. Öbür konuya gelirsek Taşıt Durum Tespit Raporu, ADR Uygunluk Belgesi yerine geçen bir belge değildir. Araç 2015 model ve üzeri ise o sadece ADR Uygunluk Belgesi alması gerekiyor.
Danışmanısınız. Eğer, tanker sahibi uluslararası alanda boy göstereceğim, ürün götüreceğim diyorsa mutlaka ADR Uygunluk Belgesi alması lazım. İsterse aracı 1999 model olsun. Bu belgeyi almak istiyorsa, TSE tarafından test ve muayenesi yapılacak ve belgesi tanzim edilecektir. Ama ülkemizin içinde bulunduğu şartlar var. Araçların yüzde 73’ü ADR kriterlerini karşılamıyor. Bakanlığımız ilgili kuruluşlarca bir kurallar manzumesi oluşturdu. Bakanımızın onayıyla yayımlanacak. Onlar daha minimum kriterleri ihtiva ediyor. Eskisine nazaran can, mal ve çevre güvenliğini daha fazla sağlanmış olacaktır. Mevcut araçlar Bakanlığımız tarafından belirlenen bu kriterlere göre tadilat yaptırıp sadece ülke içerisinde taşımacılık faaliyeti yapmış olacaklardır. Bundan dolayı bu araçlara düzenlenecek belgenin adı Taşıt Uygunluk Belgesidir. Bu belge düzenlenirken TSE tarafından şerh kısmına Ülke İçerisinde veya ADR’ye taraf olmayan ülkelere taşımacılık faaliyetinde bulunacağı yazılacaktır. Temel fark bu olacak.
TREDER Başkan Yardımcısı Murat Tokatlı (Otokar):
Taşıt Durum Tespit Raporu’nu almış ve ADR’ye uygun olan bir araç için hangi belgeyi vereceksiniz?
Parktaki araçlar için 3 yıl gibi bir süre verdiniz. Toplamda bir 3 yıl mı, yoksa süresi biten araçlara 3’er yıl şeklinde mi olacak?
Ulaştırma Bakanlığı TMKTD Daire Başkanı Kadir Erkan:
Ulaştırma Bakanlığı TMKTD Daire Başkanı Kadir Erkan:
Hilal Aydemir PO:
Taşıt Durum Tespit Belgesi, ADR belgesi yerine geçmez. Bu mevcut araçlarla ilgili. Bunu en iyi siz bilmelisiniz. Çünkü Tehlikeli Madde Güvenlik
Takdir edersiniz ki Bakanlığımızın mevzuat değişikliği Resmi Gazete’de yayımlanmadan size son halini söylemem mümkün değil.
42
Kaan Saltık
Kürşat Tüzmen Volkan Oflaz
Gero Schulze Isfort
aralık 2016
Abdullah Aydın
zirve
44
Zirvenin 2. Paneli “Türk Treyler Sektöründeki Fırsatlar” “Panelin moderatörlüğünü UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener yaptı. Şener, treyler sektörünün 270 milyon doların üzerinde ihracat yaptığını belirterek, sektörün çok parlak ancak hakettiği gibi farkındalığını gösterememiş bir sektör olduğunu söyledi. Fatih Şener, 2’nci panelin açılışında taşımacılık ve treyler sektörünün önündeki tehditleri şöyle anlattı: “Türkiye’ye 360 derece düşünürsek, sadece 15-20 derecelik bir açıyla sadece sağlıklı bir taşıma yapıyor. Bu ne demek? Avrupa Birliği’ne (AB) kapılar yarı yarıya kapalı. Kapıdan geçemediğimiz için gemilere ve trene biniyoruz. Suriye’ye yılda 100 bin sefer yaparken, şimdi sadece sınıra kadar gidebiliyoruz. Doğumuz ciddi bir blokaj halinde idi. İran ambargosu vb.
vardı. Kazakistan’a ihracatımızın yüzde 15’i uçakla yapılıyor. Üç uçak dolusu mermer taşınmış. Bu da bizim üzerimize yapılan baskıların bir sonucu.
Müşterilerimizin bir kısmı Rusya’da alıkondu gidemiyor. Sektörümüz karsız durumda. Batı’ya dönen taşımacılar karsız çalıştılar.”
zirve
46
TREDER Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Saltık
Sektörün üç büyük sorunu var “Tehditleri üçe ayırmak istiyorum. Jeopolitik tehditler. Komşularımız ile olan tatsızlıklar nakliyecileri ve dolaylı olarak bizleri etkiliyor. Burada çok fazla bir şey yok. Politikacılara işi bırakıyoruz. Sektörü tehdit eden birçok konu var. Bunların başında sahtecilik geliyor. Sahtecilik ciddi boyutta zarar veren, finans sektörünün bizden uzak kalmasını sağlayan bir durum. Change; ürettiğimiz treylerlerin bir takım numaralarla kağıt üzerinde oynamalarla tekrar yeni araç gibi trafikte yeniden tescil edilmesi. Bu bizim canımızı çok yakıyor. Bine yakın aracımız bu yolla kaçırılıyor. Araçlar finansmanla satılıyor ve aracın üzerinde bir teminat bulunuyor. Bu aracı finansmanla alan firmalar evrakta sahtecilik yaparak bu araçları yeniden tescille trafiğe sokuyorlar
ve araç elimizden uçuyor. İnanılır bir şey değil. Sermayemize büyük zarar. Güvenirliğimize zarar veriyor. Bankaların bizleri finanse etmesine zarar veriyor. Bizi finanse ederken daha temkinli davranmak zorunda kalıyorlar. Üçüncü sorun ise merdivenaltı üretim. Hepimiz belirli regülasyonlara göre üretim yapıyoruz. Tip Onay Belgemiz var. Çalışanlarımızı tam gösteriyoruz. Haklarını tam veriyoruz. Faturalarımız tam. Regüle bir ortamda çalışıyoruz. Kaçacak yerimiz yok. Buna karşılık merdivenaltı diye tabir ettiğimiz bir takım küçük üreticiler, -bunlar arasında iyiler var, kötüler var. Ben kötüleri söylüyorum. Bu firmalar ister istemez bütün bu kuralların dışında bir ortamda işlevlerini sürdürüyorlar. Az maliyetle iş yapıyorlar ve haksız rekabet ortaya
çıkıyor. Bu sektörün yabancı yatırım çekmesi, global oyuncularının olması için sağlıklı büyümesi ve global markalar yaratmak için bu iki sorunun kesinlikle çözülmesi gerekiyor. Bu konuda EGM ve Sanayi Bakanlığı’nın çok iyi çalışmaları var. Merdivenaltı üretim kesinlikle denetimle çözülebilecek bir sorun. Kamu otoritesinin ağırlığını koyarak rekabet ortamını herkese eşit hale getirmesi gerekiyor. Ar-Ge merkezi olmasının birçok avantajı var. Gelir Vergisi, Gümrük Vergisi, Damga Vergisi destekleri var. Nitelikli istihdamın sağlanması için teşvikler veriliyor. Yeni projeler için destekler veriliyor. Uluslararası projelerin desteklenmesi için teşvik ediliyor. Ülkemizin ortaya koyduğu Ar-Ge yolu önemli. 2023 yılına kadar yüzde 1 oranında olan Ar-Ge oranının yüzde 3’e çıkarılması hedefleniyor.”
zirve
48
Tırsan Pazarlama Koordinatörü Volkan Oflaz:
Şirketlerimizi çok daha yaratıcı yöneticilerle doldurmamız gerekiyor “TÜİK rakamlarına göre ilk 8 ay ağır ticari araçlar pazarı yüzde 45, yarı römork pazarı ise yüzde 26 küçüldü. Müşterilerin ihtiyaçlarının isteklerinin tam olarak analiz edilmesi artık çok önemli. Bugün bazı arkadaşlarımız Prag’da seminerdeler. Endüstri 4.0 dediğimiz aslında müşteriyi anlama, onu kavramaktan geçiyor. Tüm şirketlerde müşteri ihtiyaçlarını daha iyi analiz ediyor olmamız önemli. Tırsan olarak ekip olarak yaptığımız ve Avrupa’ya enjekte etmeye çalıştığımız; ‘yol yordam biliriz’; ‘buralıyız, buralardan geldik, mayamızda bu var’ gibi bir yaklaşımımız söz konusu. Müşteriyi anlama, ne dediğini bilmek ve artık araç satmaktan öte çözüm sunmayı, organizasyonlarımızı, iş yapış şekillerinin ortasına müşteriyi yerleştirmemiz gerektiğini ortaya koyduk ve bu yönde çalışıyoruz. O anlamda benzersiz bir yönetim anlayışımız var. Bilindiği gibi Tırsan, 1977 yılında kuruldu, daha sonrasında 1993 yılında
Avrupa’nın en modern üretim tesisi olan Adapazarı Fabrikasını devreye aldı. Paralelinde Kässbohrer ve Talson markalarını bünyemize kattık. Şu anda fabrikasına en çok ziyaretçi alan üreticiyiz. Bunu çok önemsiyoruz. Fabrika ve üretim gücümüzü gösteriyoruz. Bunlara biz cephe diyoruz. Cephe sayısını arttırmaya çalışıyoruz. Avrupa’da Portekiz’den tutun Yunanistan’a kadar, hatta Japonya’ya Rusya’da kadar genişleme içerisindeyiz. Kolay değil. Farklı kültürlerle çalışma noktasında ev ödevinizi iyi tamamlamanız gerekiyor. Aynı gün İtalyan veya İspanyolla çalışıp, yaptıklarınızı çok iyi anlatmak, sahip olduğunuz değerleri çok iyi aktarmak gerekiyor. En büyük fırsat burada. Türkiye’de bazı problemler var. Pazar Türkiye’de küçüldü ama bizim hedeflerimiz büyük. Hala yatırımlarımıza devam ediyoruz.
TREDER olarak baktığımızda her kes yatırımlarını arttırdı. Toplam yıllık hacimde bir milyonluk bir pazar var. Rusya ve Avrupa da ise 230 bin adetlik bir semi treyler pazarı var. Avrupa’da son 10 yılda ağır vasıta yüzde 5, semi treylerde yüzde 10 büyüdü. Büyümeye devam ediyor. 2008 kriz öncesine doğru bir gidişat var. Tırsan ihracata ağırlık veriyor. Üretimde yarı yarıya gidiyoruz. Yılı da yüzde 45, yüzde 55 bandında bitiririz diye bakıyoruz. Avrupa’da da Kässbohrer , Talson olarak… Üretici gözüyle baktığımızda en geniş ürün grubuna sahip firmayız. Avrupa’da da üçüncü sıradayız. Çok farklı endüstri grubuna dokunup, çok farklı müşteri taleplerini karşılayıp, buna uygun hizmetler ve çözümler sunmak zorundayız. Avrupa’da bir milyon kucaklamamız gereken firma var. Pazarın yüzde 80’i küçük ölçek-
Büyük müşterilere dokunmamız lazım. 200’ün üzerinde aracı olan Avrupa’da 3 bine yakın firma var. Hepsine tek tek gitmeye çalışıyoruz. Satışa bazen dönüyor bazen dönmüyor. Bizim büyüme iştahımız büyüme sabrımız bazen buna yetişemeyebiliyor. Burada ilişki yönetimleri devreye giriyor. Ne anladık, nasıl yönettik gibi kimi şeyler devreye giriyor. Öyle ihalelerle karşılaşıyoruz ki; fabrikada mavi yakalı bir personelinizin kaç yıl çalıştığını, nerede çalıştığını tenteli montajında cıvata-
nın kaç torkla sıktığını şartnamenizde raporlayamazsanız ihaleye giremiyorsunuz. Üç bine yakın büyük filo müşterisine gittiğinizde işin rengi değişiyor. Çok farklı bir müşteri grubuna dokunuyorsun. Ciddi bir Matrix yapısından bahsediyorsun. Dolayısıyla buna hazır olmak ve ekipleri yönlendirmek gerekiyor. Yurtdışında eğitim almamış, Türkiye’deki üniversitelilerden mezun olmuş arkadaşlarda bu değişimi daha (henüz) çok göremiyoruz. Tırsan’da 28 yaş ortalama kadromuz var. Bunlar, değişime daha hızlı ayak uydurabiliyor.”
aralık 2016
li. Tek tekçi dediğimiz. Dolayısıyla gidecek çok adres; müşteri, şehir, ülke ve kültür var. Dünya Ekonomik Forum’dan... Dünyada üretilmiş bütün bilgilerin yüzde 90’ı son iki yılda üretildi. Şu anda salonda bulunanlar olarak eski bilgilere sahibiz. O kadar hızlı bir gelişim var ki değişime adapte olmaktan çok farklı yetenekler geliştirmek zorundayız. Değişen dünyadaki hıza çok iyi ayak uydurup bunu uygulayan oyuncular olmalıyız. Ekonomik Forum’daki bilgi daha vereyim. Yöneticilerin sahip olması gereken 10 özellik. 2015 ile bir önceki 2017 yılındaki 10 özelliği kıyasladığınız zaman 2015 raporda 10 sırada yer alan yaratıcılık, 2015 yılında 3’üncü sırada yer alıyor. Bu ne demek bir sorun karşısında çözüm için yaratıcılığınız devreye giriyor. Bu da şirketlerimizi çok daha yaratıcı yöneticilerle doldurmamamız gerektiğini gösteriyor. Neredeyse her gün bir bayimiz açılıyor. Örneğin benim her gün Skype’dan görüştüğüm Rusya’dan arkadaşım var. Bunları çok daha hızlı adapte olmamız gerekiyor.
zirve
50
Krone Ticari Araç Grubu SE - CSMO Gero Schulze Isfort:
Yüzde yüz eminiz ki doğru yerde yatırım yaptık “Ana firmamız Alman menşeli ama ben burada Türkiye firmasını temsil ediyorum. Almanya dışındaki tek üretim merkezimiz burası. Türkiye’de üretim kararını 2006 yılında aldık. 2008-2009 krizleri oldu bu başımıza gelebilecek en kötü şeydi. Grubumuzun cirosunun üçte biri tarım aletlerinden geldiği için finansal güce de sahibiz. 18 ay içerisinde 700 milyon dolar ciro kaybettik ama bunu toparlamayı başardık. Sahip olduğumuz bu şirketi, yöneticilerimiz ‘durduruyoruz’ demediler. Elbette bölgede siyasi istikrarsızlıklar olabilir. Bu uzun vadeli bir karardı. Biz yüzde 100 eminiz ki doğru yerde yatırım yaptık. Biz sadece Türkiye’de üretim yapmak için yatırım yapmadık. Burayı Ortadoğu’da hub’a dönüştürmek için yatırım yaptık. Uzun vadede taşımacılık maliyetleri kritik önem taşıyor. Almanya’nın Kuzey’inden Ortadoğu’ya taşıma yapmak kolay değil. Aynı şey Afrika için de geçerli. Burada inşa ettiğimiz merkez sayesinde Orta Doğu’ya Afrika’ya hatta İran ve Irak’a ulaşıyoruz. Gelecekte bu değişebilir. İki veya 3 yıl olur. Yatırımımızı yaparken böyle bir perspektifi gözeterek yaptık. Uzun soluklu perspektifle bu yatırımı yaptık. Bu yatırımın geri
dönüşü uzun vadede olacak. Şu anda Avrupa’da işler iyi gidiyor olsa da biz yine burada yatırım yaparız. Bir sonraki panelde Akgün yatırımlardan bahsedecek. Komşu bölgelere de gidebiliriz. Tesisimizin yanındaki arsalara da ilgi gösteriyoruz. Bu şu anlama geliyor biz bir karar verdik ve bu kararımızın arkasındayız. Kendimizi tamamen bu işe adadık. Başka fırsatlar var. 2006’da durum ne ise şimdide de aynı. Ortadoğu’da ne olursa Türkiye hub olarak kalacak. Bu bölgeye mal götürmek için Türkiye merkez olmaya devam edecek. Çok yetenekli çalışanlarımız var. İş gücü son derece yetkin. Almanya’daki ekibimiz burada eğitim verdi ve şunu dedi: ‘Buradaki ekip her şeyi becerir.’ Almanya’da ‘bu hafta sonu çalışalım’ derseniz alacağınız cevap ‘belki üç hafta sonu’ olur. Türkiye’de hiçbir zaman bu durumda kalmadık. İnanılmaz motivasyonu yüksek bir ekibimiz var. Kilit faktör bu çalışanlar. Gelecek burada çok parlak. Elbette zorluklar var. Öngörmediğimiz küçümsediğimiz konular vardır belki de. Sahtecilik sorunundan bahsedildi. Türkiye’deki bankalar semi treylerlerle
finans sağlamakta isteksiz davranıyorlar. Bizim işimiz finansman değil; bu işi başarmamız için partnerlere ihtiyaçlarımız var. Buradaki en büyük zorluk bu. Bu bizi zorluyor. Şirket olarak her türlü yolu denememiz gerekiyor. Müşteriye finansman sağlamak için her türlü koşulu değerlendirmemiz gerekiyor. Yetkililerden rica ediyoruz; bunun yolunu bulun. AB’de hiç olmayan bir şey, bütün endüstrilere faydası olacaktır. Endüstrilerin yükünü hafifletecektir. İnsanlar kendi işleriyle ilgili mühendisliğe, Ar-Ge’ye yatırım yapacaklardır. Eğer başka bir sorun var mı denilirse idari şikayetlerden de bahsedebilirim. Bütün ülkelerde idari sorun oluyor. Konuya dönecek olursak; grubumuzun en modern ve en yakın tarihli fabrikası burası. Bu yatırımı yapmaktan dolayı çok mutluyuz. Şirketin sahiplerini ikna ettik. Buradaki işimizi daha da büyüteceğiz. Buradan yapılacak ihracatımızı artıracağız. Taşımacılık daha da büyüyecek; bunu Almanya’dan yapamazdık, bu nedenle Türkiye çok önemli. Ortadoğu’ya yakın bir yerde merkezimiz olması gerekiyordu ve oldu.”
zirve
52
Alcoa Türkiye ve Balkanlar Satış Müdürü Abdullah Aydın:
Bireyler üstüne düşeni yaptığında firmalar da yatırım için seve seve geleceklerdir
“Yatırımı üç aşamalı görüyoruz. Birincisi devlet ayağı. Türkiye nüfusu 80 milyonu geçiyor, 10 milyonu geçmeyen Macaristan çok ciddi yabancı yatırımcıları çekiyor. Biz burada neyi yapamıyoruz? Bunu gündeme getirmek isterim. İkinci ayağı ise müşteriler. Bunu gündeme getirmeye çalışacağım. Devletten, şirketlerden bahsettik ama bu konu üzerinde çok durmadık. Hepimiz birer kullanıcıyız. Bu ürünler bize hizmet için kullanılan ürünler. Tanker akaryakıt taşıyorsa istasyondan benzini alan biziz, fırından ekmek alan biziz. Biz kullanıcılar olarak yatırımcıları doğru yatırımlar konusunda ne kadar teşvik ediyoruz? Benzin alırken 3 kuruş daha ucuzu mu tercih ediyoruz, yoksa tüm güvenlik standartlarını karşılayan üst düzey kalitede hizmet veren bir istasyonu mu tercih ediyoruz? Gıda alırken, pahalı da olsa güvenli gıdayı mı tercih ediyoruz? Müşteri ayağında kalite vurgusu, belge sorgulaması yapıldığında yatırımların önü açılacaktır. Alcoa’nın
yatırımlarına baktığımızda bu bir süreç. 1886 yılında alüminyumu ayrıştıran yöntemini bulan firmadır. Buluşundan iki sene sonra şirket kuruluyor. Örnek olarak dövme alüminyum jantı 70 yıl önce, 1948 yılında icat ediliyor. Bunun Avrupa’ya gelmesi ise 1978 yılında oluyor. Avrupa’daki yatırım 1996 yılını buluyor.
Yatırım maliyeti taşınma maliyetinden bir tık yukarıda, dolayısıyla yatırımlar yavaş ilerliyor. Türkiye yapılanmamıza 2012 yılında başladık. Başladığımız yol ile katettiğimiz yol arasında çok ciddi mesafe var. Bu da yatırım aşamasının birinci ve ikinci aşamasını tamamladık anlamına geliyor. Nedir bu iki aşama? Yatırım yapmadan her firma varlığını göstermek istiyor. En güzel örneği Krone. Önce ürünlerle son distribütörle pazarda oldu. Sonra fabrika açtı. Alcoa’da da süreç böyle işleyecek. Türkiye’de Alcoa her şirket gibi karlılıklar ön plana çıkacak. Bu ülke vatandaşı olarak ülkemiz için en doğru ve en güzeli ne ise onu yapmak için elimizden geleni yapacağız. İkinci aşamada pazarda pay. Bunu tamamlamış oldu. Üçüncü aşama ise yatırım olacaktır. Montaj fabrikası da olabilir. Ondan sonra da küresel hub olma başarısı tamamlandığında, yatırımlar kendiliğinden gelecektir. Özellikle üzerinde durmak istediğim şey, devletten beklemek yerine bireysel olarak ‘ülkemin geleceği için ne yapabilirim’ konusunu sorgulamamız lazım. Bireyler üstüne düşeni yaptığında, firmalar da yatırım için seve seve geleceklerdir.”
zirve
54
Dış Ticaret ve Gümrüklerden Sorumlu Eski Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen:
Tehditlerden ziyade fırsatlar var
“Teşvikler konusundan önce bir modelleme yapmak isterim. Bizde uzmanlaşmış iş gücü var. Türkiye Cobb Douglas Formülü’ne uyuyor. Üretim fonksiyonunda, proaktivite şartlarına Türkiye hala uyuyor. İhracatta 3 milyar dolar hedefini söylerken gözlerinizdeki canlılığına bakıp söylemedim. Türkiye’nin faktör şartları ve talep şartları da çok iyi. Hem iç talep hem dış talepler iyi. Sanayi 4.0’ı konuşuyoruz. Ne değişecek? Gelecekte treylerlerde sürücüler olmayacak. Ama treylerler yine olacak. Karayolu taşımacılığının dışında alternatif taşımalar var. Dünya taşımacılığının başka çaresi yok. Karayoluyla birlikte diğer yollarla da taşımalar artacak. Ancak Türkiye gibi ülkelerde komşularla ticaretiniz karayolu ağırlıklı olmaya
devam edecek. Bizim sektörümüzün geleceğine baktığımızda fırsat unsurlarının tehdit unsurlarından fazla olduğunu görürüz. Firma yapılarına bakmamız lazım. Firmalarımız aile şirketleri. Bazılarının arkasında sanayi firmaları, bankalar var. Aile işleri yüzde 100 bu işlerin içinde. Olması da lazım. Bu, 24 saat işin içinde olması gereken bir sektör. Bankacılık, bu sektörü bilse, yatırım yapsa sizin işiniz çok kolaylaşır. Ama trendi göremiyor. Başka alanlarda para kazanmak kolay olduğu için o alanlara gidiyor. Avrupa’dan gelen firmalarımıza bakıyorsunuz onlar da aile şirketleri. Tehditlerden ziyade fırsatlar olduğu ortada. Türkiye’de şu anda otomotiv sanayi
üst yapıları destekleyecek şekilde değişti. Bunu yönetmelikle desteklemek gerekiyor. Navlun, hurda teşviki gibi konularının arkası gelmiyorsa bu sektörü demoralize eder. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) toplantılarına Türkiye adına müzakerelerine katılmış bir insan olarak söyleyeyim, navlun teşviki dünyada öyle kolay kolay verilemez. Bu şeyler konuşulmaz, bu şeyler yapılır. Türkiye’de yatırım yapan firmalar veya Türk firmaları sadece bilir. Çünkü böyle teşvikler dünya rekabet kurallarına aykırıdır. Eskiden ne yapardık; demir-çelik teşvikini demir-çelik navlununun içine yerleştirirdik. Demir-çelik navlunlarını üreticilerinin cebine koyuyorduk. Dünya gelişti. Esas teşvik yetişmiş iş gücüdür. Devletin sizin yönetmeliklerle kurallar bütünüyle işlerinizi kolaylaştırması, haksız rekabeti önlemesi, merdivenaltını önlemesi ve herkesi eşit şartlarda yarışa sokmasıdır. Hurda teşviki alımı doğrudur. Ben de savunuyorum. Üretim kapasitesi artar, ürünler yenilenir ve ihracat artar. Bu durum sektörü büyütecektir. 10 bin dolarlık bir gelir seviyesiyle bunlar oluyor. Türkiye bir geçiş ülkesidir. İki saatlik ulaşımla 350 milyon kişiye ulaşıyoruz. Unutmayın, beğenmediğimiz 10 bin dolarlık gelir seviyesiyle komşularımız arasında en iyi ülkeyiz. Bir de düşünün etrafımızdaki ülkelerin gelirlerinin yükseldiğini o zaman çok daha iyi olacaktır. Mısır’ın, Libya’nın 15 bin dolarlık kişi başı gelirle ulaştığını düşünelim. Bir de kafamızda öyle bir dünya kuralım. Her zaman etrafımızda savaş olacak diye bir şey yok. Biz savaş durumuna rağmen başarılıyız. Siyasetin, ticaretin öne geçtiği durumda dünya rahat edecektir. Bataklıklar da kurutulmuş olacaktır.”
zirve
56
Sektörün Önündeki Fırsatlar Neler? UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener:
yatırım yapıyor. Karayolu bağlantıları olmadığı için buradaki mallar deniz yoluyla 6 ile 8 haftada Avrupa’ya ulaşıyor. Bu arada Türk araçlarının yüzde 50’si Kazakistan’dan boş dönüyor. Çünkü karayolu anlaşmamız yok. Çin 2017 yılında TIR Sistemi’ne dahil oluyor. Türkiye son G20’de Çin Yatırım Bankası’na 3,5 milyar dolar vererek ortak oldu. Banka ticaret yollarını açmaya çalışıyor. Yani Orta Asya transit yolu için 35 milyar dolar harcayacak. Güzergah Kazakistan, Hazar, Azerbaycan ve Gürcistan üzerinden Türkiye olacak. Bu çok önemli bir gelişme. Türkiye üzerinden geçecek transit yük akıllara zarar bir durum. Pakistan TIR Sistemi’ne dahil oldu. İran üzerindeki ambargo kaldırıldı. İran Pakistan çok ciddi potansiyel taşıyor. Hindistan ile karayolu anlaşması
imzalamak istedik. Bu arada Pakistanlılar arıyorlar. Bizler Tır Sistemine dahil olduk ama buna uygun tırlarımız yok. Bildiğiniz gibi onların kamyonları çiçekli böcekli. Türkiye gelsin burada Tır satsın. Pakistan’da 5 yaşına kadar treyler ithalatı serbest. UND’yi aradılar devam ettiler. Hazar üzerindeki taşıma maliyetlerini 4 bin dolardan 1700 dolarlara indirdik. Yani karayolu araç trafiği doğuya doğru artacak. Çin Duisburg trenle 20 günde varıyor. Kazakistan üzerinden karayoluyla bundan çok daha kısa sürede gitmek mümkün. Komşu ülkelerle ticaret etmek mümkün. Cibuti limanından geldiler. Afrika’ya boydan boya karayolu inşa edilecek. AB’de 5 bin treyler hiç çekicisi yok. Bir çekiciye 3 römork var AB’da. Bu eğilimi Türkiye ve bölgeye yaysak pazarı katlarız.
TREDER Başkanı Kaan Saltık:
de Koluman olarak Ar-Ge Belgesi’ne sahip olduk. Bunun avantajlarından biraz bahsetmek istiyorum. Gümrük Vergisi ve damga vergisinden muafsınız. Gelir Vergisi indirimi var. Sigorta pirimi desteği var. Esas parasal yanı sıra bizim gibi üreticilere yetiler de kazandırıyor. Nitelikli personel yatırımı için bizler için teşvik oluyor. Dönemsel yeni projeler geliştirme ihtiyacı içerisindesiniz. Proje çıktısı alınan teknolojik ürün belgesi yaptığınız yatırımlar devlet ihalelerinde yüzdesel destek oluyor. Koluman olarak bu işe yeni başladık. Hali hazırda treyler ve üstyapı ürünlerde kullanacağız. Türkiye’nin GSMH ArGe harcaması yüzde 1. 2023 yılında yüzde 3’e çıkması planlanıyor. Özel
sektör harcamasının Ar-Ge içindeki payının yüzde 67 oranına çıkması planlanıyor. Tam zamanlı araştırmacı 300 bin kişinin bu kapsama girmesi ve 2023 yılına kadar istihdam edilmesi planlanıyor. 180 bin adedi özel sektörde istihdam edilme şansı var. Sanayiciler treylerciler olarak bu desteği kullanabiliriz. Bunu bir şans olarak görüyorum. Konuşmacılar yeniliğin inovasyonların yapılması gerektiğini söylediler. Sektör olarak bu atılımları yapmamız gerekiyor. Birimizin yapması da yetersiz. Yurtdışından yapılacak desteklerle beraber, bu sektörde başarılı olmak istiyorsak, uzun vadeli rekabet gücümüzü korumak istiyorsak, Ar-Ge ye daha çok yatırım yapmak gerekiyor.
Tırsan Pazarlama Koordinatörü Volkan Oflaz:
çiler ön plana çıkıyor. Know howların paylaşılması önemli. Üniversitelerle olan işbirliği önemli haline geliyor. Her zaman kaliteli istihdamı bulmak ve korumak mümkün olamayabiliyor. Tırsan 2. Ar-Ge merkezini açacak. 100 yakın mühendisimiz olacak. Gebze oraganize tarafında. Eldeki yetkinleri geliştirmek, gelecekteki en önemli aktörlerin başında geliyor.
Çin üretimini batıya kaydırdı. Sincan Urumçi yani Doğu Kazakistan bölgesine
Ar-Ge yasası ilk olarak 2008’de çıktı. Bu yılın Ağustos ayında da ikinci defa reform paketi yer aldı. Yeni reform paketi içiresin-
Sektörde hiç patent konuşmuyoruz. Çok yetenekli arkadaşlarımız var. Aslında sadece üretimde değil, satışta dahil patent alabiliriz. Çok iyi arkadaşlarımız var. Çünkü sonuç olarak treyler çeşitlerinde çok fazla tedarik alternatifi yok. Tedarik-
Krone Ticari Araç Grubu SE - CSMO Gero Schulze Isfort:
Ar-Ge merkezlerimizi de lokalleştirmemiz gerekebilir. Batı Avrupa ülkeleri Ar-Ge çalışmalarını Çin ve Hindistan gibi ülkelere veriyor. Önümüzdeki 2 yıl içinde tasarım merkezimizi burada açabiliriz. Hitap
ettiğimiz pazarlar burada. Teknolojiyi değişik pazarlara adapte etmek lazım. Yetenekli mühendislik lazım. Onlar da CDI teknolojileri çalışmaları gerekiyor. Bizim tarım ekipmanları ve treylerlerimizde ileri teknoloji ile çalışıyoruz. Gerekli mühendisleri bulmak zor oluyor. Ancak hızlı büyüyünce bu da mümkün.
Alcoa Türkiye ve Balkanlar Satış Müdürü Abdullah Aydın:
Dış Ticaret ve Gümrüklerden Sorumlu Eski Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen:
Japon hükümeti yönetmelikte faksı onaylandıktan sonra Telex faksın yerini aldı. Burada devletin inovasyonları yasal hale
getirmesi, denetlemesi ve düzenlemesi gerekiyor. Devletler interneti yasal olarak kabul ettikten sonra E-maili kullanabildik. Dünya uluslararası anlaşmalarla kabul etmeseydik gelişmezdik. Türkiye’de treyler sektörünün de sağlıklı gelişmesi için yasal düzenleme ve denetimlere ihtiyaç var.
aralık 2016
Dünyadaki en hafif ürünleri ileten-üreten merkez Alcoa. NASA, Apple’a üretim yapılıyor. Sizden ricam şudur; bizi sıkıştırın, bizi sömürün. Bu bilgi birikimden faydalanın. Tekerleği tekrar tekrar keşfetmenin anlamı yok. Alcoa’nın ürettiği bu teknolojiyi her yerde kullanabiliriz.
58
Rıza Akgün İffet Türken
Alexander Geis
Dietmar Böser
Bahadır Özbayır
aralık 2016
Klaus Peter Pfeifer
Christiaan Verschueren
zirve
60
3. panel “Treyler Sektöründeki Yeni Yatırımlar”
Krone Türkiye CEO Rıza Akgün:
Tire’ye ikinci fabrikayı açacağız “Türkiye’nin büyük bir treyler pazarına sahip olması Türkiye’yi cazip hale getiriyor. Krone, 110 yıllık bir firma. Krone’nin 6 fabrikası var ve tek yurtdışı fabrikası İzmirTire’de kurulu. Bu da açıkçası Krone’nin Türkiye’ye bakış açısını gösteriyor. Türkiye doğal bir lojistik merkezi. Türkiye, Avrupa, Asya ve Afrika’nın kesiştiği bir noktada bulunuyor. G20’de olması, komşularla ticaret halinde olması da Türkiye’yi önemli kılıyor. Aynı zamanda Türkiye kıtalar arası taze koridor oluşturuyor. Bunun için treyler sektörü içerisinde en önemli koridor Türkiye. Dolayısıyla Türkiye’ye yatırım kararımızdan çok memnunuz. 2008-2009’da fabrika açılışını erteledik. 2008-2009 yıllarında Avrupa ticari araç sektöründe kapasite oranları yüzde 20’lere düşmüştü. 35
milyon Euro harcama yaptıktan sonra 10 bin kapasiteli fabrikayı sektöre kazandırdık. Nisan 2015’de Türkiye’deki ortağımızla ortak bir karar alarak ayrıldık. Türkiye’de direkt satış modeline geçtik. Müşterilerimiz direkt üreticiyle muhatap olmak istiyorlar. Burada iyi bir yol aldığımızı düşünüyoruz. Finansman imkanı sağladık. İkinci el araçların alım ve satışını yapıyoruz. Türkiye’ye güvendiğimizi gösteren yatırımlarımız devam ediyor. 20 Mayıs 2016’da Gebze’de Krone Center açtık ve yedek parça yatırımı yaptık. 15 Temmuz darbesi yabancı yatırımları korkuttu. ‘Türkiye’de ne oluyor?’ diye sorular yöneltildi. Ama 15
Temmuz’dan sonra ikinci bir yatırım kararı aldık. Krone, Türkiye’deki yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. Tire’de yeni bir fabrika yatırımı daha gerçekleştiriyoruz. Bu fabrika, 36.500 metrekare alana kurulacak bir şasi fabrikası olacak. 10 bin adet kapasiteli fabrikamızın açılışını Mayıs 2017’de yapmayı hedefliyoruz. Dolayısıyla biz Türkiye’ye güveniyoruz. Güvenmemizin sebebi sadece Türkiye’nin kendi büyüklüğü değil, aynı zamanda bu ülkelerden daha uzak ülkelere ulaşmak istiyoruz. Türkiye’deki fabrikamızda daha Doğu’ya ve daha Güney’e gitmek istiyoruz. İlk adımlarını attık, yavaş yavaş bu yolda gidiyoruz.”
SAF Holland Yönetim Kurulu Üyesi Alexander Geis:
Türkiye’nin eğitimli iş gücünü biliyoruz ve bu nedenle yatırım yaptık “1881 yılında kurulan SAF Holland, dünya çapında 17 üretim tesisine sahip. Bunların 5 tanesinde sadece aks üretimi yapıyoruz. Almanya ve Avrupa’daki fabrikalarımız, siparişler için tam kapasite ile çalışıyorlar. Biz üretim kapasitemizi arttırmak için Türkiye’de yatırım kararı aldık. Kendisi de büyük bir pazar olan Türkiye’nin merkezi konumu ve Avrupa, Ortadoğu, Asya, Afrika bölgelerine yakınlığından mükemmel bir merkez olacağını düşündük. Türkiye’de ürettiğimiz ürünler ülkede satılacağı gibi Güney Afrika gibi pazarlara da gönderilecek. 2016 yılının ortalarından beri bu fabrikanın kurulumuyla ilgili büyük çaba harcıyoruz. Fabrikamız sadece montajın yapıldığı bir tesis olmayacak, tedarikin yapıldığı tam bir üretim merkezi olacak. Türkiye’yi sadece yerel pazarlar için değil Avrupa, Afrika ve
Ortadoğu’nun merkezinde olması nedeniyle hub olarak düşünüyoruz. Burası sadece montaj hattı değil, 15 bin metrekarelik bir üretim merkezi
olacak. Türkiye’nin eğitimli iş gücünü biliyoruz ve bu nedenle yatırım yaptık ve gelecekte de bu nedenle yatırım yapmaya devam edeceğiz. “
Koluman Otomotiv Endüstrisi CEO’su Klaus Peter Pfeifer:
“Uluslararası deneyimlerimden bahsedecek olursam. Kariyerime Amerika’dan başladım, sonra Brezilya’da davam ettim. Brezilya ile Türkiye kıyaslanırsa Brezilya’da iş gücü Türkiye’ye göre çok verimsiz. Meksika’da ise suç oranı çok yüksek. Doğu Avrupa ülkelerine giderseniz bu doğru bir karar olur. Ancak şimdi insan kaynağı açısından avantajınız azalır. Asya’ya giderseniz orada know-how’ınızı kaybediyorsunuz. Mavi yakalı iş gücü olarak bakıldığında Türkiye, en iyi ülkelerden. Daimler’de çalışırken mavi yakalılar için saat başı ücret 50 Euro idi. Türkiye’de 7 Euro.
Daimler’deki yatırımlar da Türkiye’ye kayıyordu. Almanya’da tam maliyet 100 Euro iken Türkiye’de 20 Euro idi. Herkes, Türkiye’den memnundu. İstanbul ve Aksaray fabrikaları dünyadaki hep en iyi fabrikalardı. Sayın Koluman Mersin’de yatırım yaptı. Çünkü orada doğdu, büyüdü. Mersin’e 50 milyon Euro’luk 70 bin metrekarelik dev bir yatırım yapılıyor. Şu anda 20 bin metrekareye ulaştık. Her şeyi konuşuyoruz. Öğrendiğim her şeyi buraya getiriyorum. Öyle bir fabrika kurmak istiyoruz ki dünya standartlarında olsun. Doğru yoldayız. Türkiye’de olmaktan dolayı çok mutluyum.”
aralık 2016
Mavi yakalı iş gücü olarak bakıldığında Türkiye en iyi ülkelerden
zirve
62
BPW Avrupa Satış Direktörü Dietmar Böser:
Kısa dönem başarı aramıyoruz, uzun vadede buradayız “Misafir olmaktan bu zirveye davet edilmiş olmaktan onur duyuyorum. Benim söyleyeceğim şeylerin tamamı söylendi. Yüzde 100 aile şirketi olduğumuz için aynı stratejileri güdüyoruz. Ben, BPW için 30 yıldan uzun bir süredir çalışıyorum. En erken aşamada Türkiye’yi en önemli ülkelerden biri olarak değerlendirdik. İlk önce bir distribütörle başladık. Kayacan, BPW Kayacan oldu. Son olarak BPW Türkiye oldu. Türkiye iş gücü, ihracat etkinlikleri, coğrafi konumu, yetenekli insanları ve Türk nüfusunun genç yapısı... tüm bunlar yatırım için etkili. Geleceğimizi de düşünüyoruz. BPW Türkiye olarak müşteriye daha yakınız ve daha esneğiz. En yakın zamanda teslimat yapıyoruz. Yatırım yapmış olmaktan çok memnunuz. Gebze’deki tesisimiz sayesinde lojistik işlemlerimizi de çok rahat yapıyoruz. Siparişlerin yüzde 90’ınını Gebze’den yapıyoruz. Treyler sektörü son 10 yıldır dinamik bir sektör. Türkiye önceleri ilk 5’de yer almamasına karşın, 2010 yılından itibaren Türkiye Avrupa treyler pazarında hep ilk
üç büyük pazarı arasında yer aldı. Türkiye’deki treyler üreticilerinin çoğu Avrupa ülkeleri ile çalışıyorlar. Avrupa’da zaten desteğimizi veriyorduk. Sanıyorum bu fabrika yatırımımız çok iyi bir fikirdi. Kalıcı uzun
dönemli stratejilerimiz var. Aradığımız kısa dönemli başarılar değil. Bizim beyanımız burada kalıcı ve uzun stratejilerimiz var. Kısa dönem başarıyı aramıyoruz, uzun vadeli buradayız.”
Kässbohrer Yönetim Kurulu Üyesi İffet Türken: “Öncelikle Alman şirketi olarak burada bulunmaktan çok mutluyuz. Ama daha önemlisi bu Alman şirketinin sahibi yüzde 100 bir Türk şirketi ve bu çok daha önemli. İlk olarak sizlere biraz Kässbohrer markamızdan bahsetmek isterim, Kässbohrer’in ismi Avrupa’nın ve Almanya’nın treyler endüstrisi ile ortak sayılan bir isim, treyler mühendisliğini oluşturan bir isim. Baktığınız zaman mottomuz “Enginuity” dir. “Engineering” mühendislik Kässbohrer’den gelir, ama Kässbohrer’i 2002 senesinde bünyesine katan Tırsanın da “ingenuity” yani hünerli olmak ve çok yönlülük özelliği vardır, dolayısı ile bu ismin birleşimidir. Bugün Almanya’da Kässbohrer’in marka bilinirliği %97’dir. Ama daha da önemlisi 2002 senesinden bugüne arada geçen dönemde bunun arkasındaki en önemli şey Avrupa’daki bir takım üreticilerin bizzat bize gelip, siz Kässbohrer’i çok başarılı kıldınız, biz zor durumdayız bizimle ilgili böyle bir şey düşünür müsünüz? demiş olmalarıdır. Bu çok önemlidir çünkü markayı hep daha ileri taşıdık ve daha önce olduk, yani Tırsan’ın lider kimliğini yine burada da kullandık. Avrupa’nın 3 ülkesinde 4 üretim tesisine ve en fazla ürün çeşitliliğine sahip şirketiz. Bununla birlikte 55’ten fazla ülkeye ihracat yapar hala geldik. Biz buna Ulm’den Seul’e diyoruz sadece Avrupa değil, Avrupa dışına da ihracatları mızı yapıyoruz. Öte yandan Avrupa’nın en hızlı büyüyen treyler üreticisiyiz. Örneğin, Polanya’da ADR’li Alüminyum Tanker segmentinde pazar lideriyiz. Almanya’da ciddi anlamda perdeli tenteli ürününde büyüdük, Rusya’da tüm pazar düşerken pazar payımızı artırdık. 1998 senesinde Almanya Goch’ta yatırım yaptık. Yatırım yaparken, yaklaşık bir buçuk senelik süren bir pazar araştırması gerçekleştirdik. Böylece 20 senelik üretim tesisimizi açtık. Bunu destekleyen Avrupa’daki en geniş ürün gamına sahip Türkiye’de bulunan üretim merkezimizdir. Biz geçen sürede yatırımımızı, Avrupalı hiçbir markanın gitmediği Rusya’ya yatırım yaptık. Çünkü Rusya
pazarının büyüyeceğini düşünüyoruz. Bununla beraber oradaki kullanıcılarında, kendi ülkelerine ve bölgelerine yönelik olmak üzere kaliteli ürünleri kullanmaya ihtiyacı var ve bunu yapabilmek yine hünerlilik gerektiriyor. Rusya için yaptığımız damper 32m3, Avrupa ve Türkiye’de ise 22m3-24m3’tür. Buda gittiğiniz ülkenin ihtiyaçlarını çok iyi anlamanız gerekiyor
Almanya’dan 19 Ülkeye İhracat Gerçekleştiriyoruz
Bunu burada gururla söylemek istiyorum, 1893’te treyler üretiminin başladığı Ulm’e geri dönüyoruz ve Almanya’daki ikinci tesisimizi burada açıyoruz. Daha doğrusu seri üretime başlıyor olacağız. Çünkü Almanya büyük, Güney Almanya ve Avrupa’nın Güneyine teslimat yapıyor olmanız için hizmet verebiliyor olmanız lazım. Almanya’dan 19
ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Bunun arkasında, Ar-Ge gücümüz, yalın üretim ve bunun operasyonel mükemmellikle birleştirilmesi yatmaktadır. Dolayısıyla bizim Almanya’da IAA’da “Trailer Inovasyon” ödülünü almamız 20 yıllık tecrübemizin sonucudur. Bizim gittiğimiz yerde üreticiler olarak, üründen önce satış teşkilat ve satış sonrası alt yapısını oraya götürmemiz gerekiyor. Örneğin bizim yol yardım hizmetimiz tüm Avrupa’da 12 bin noktada 7/24 saat 12 farklı dilde hizmet vermektedir. Türkiye taşıyıcı gücümüz ve burada yatırımlarımız devam ediyor. 2014 senesinde KTL yatırımı gerçekleştirdik, 10 milyon Euro’luk bugün Avrupa’daki en modern paslanmazlık garantisi veren tesis Tırsan’ın tesisidir. Yine bu sende metaliz asyön yatırımımızı açtık. Buna sahip Avrupa’daki tek treyler üreticisiyiz.”
aralık 2016
Avrupa’daki ikinci fabrikayı açıyoruz
zirve
64
Mercedes Benz Türk Kamyon Pazarlama ve Satış Müdürü Bahadır Özbayır:
Türkiye kamyon ve çekici ülkesi olmaya devam edecek
“Harika bir zirve. Burada bulunmaktan dolayı çok mutluyum. MB Türk olarak sponsorlukla katkıda bulunmaktan da büyük mutluluk duyduğumu söylemek istiyorum. Ben ticari araç sektöründen geliyorum. Treylere dokunduğum noktalardan bahsedeceğim. Eğer ticari araç sektöründen bahsediyorsak araç ve treylerden birlikte bahsedebiliriz. Bunlar ayrılamaz parçalar. Treylerin gelişimine baktığımızda, taşımacılık gelişiminin araç sektöründe bağımsız olmadığını görüyoruz. Biz de Türkiye’nin en büyük ağır vasıta üreticisi olarak bu değişimin içinde yer aldık ve bu gelişime destek olduk. Peki 20 yılda araç üretiminde nasıl bir değişim oldu? Trendler Türkiye’nin gelişmişlik durumuyla paralellik arzediyor. Sermaye birikimi, global dünyaya açılım, artan rekabete dayanan derinlik arayışı… 2000 yılına kadarki dönemi; alım maliyeti düşük, her işe uyan araç dönemi olarak adlandırıyorum. Kendi sınıflandırmam. Yüklü ağırlığı 25 tonu geçmeyen 2-3 dingilli rijit kamyonlardan oluşan bir dönem bu. 4x2,6x2, 10 teker. Çekicinin pazarı düşük ve
uluslararası nakliye ile sınırlı idi. Türkiye kamyon pazarı 1997’de en yüksek dönemini yaşadı. 6 ton ve üzeri kamyon segmentinde 49 bin adet araç satıldı. Burada çekicinin payı ancak yüzde 9’du. Çekicilerin inşaat sektöründe kullanılması ağır nakliyelerle sınırlı idi. Nakliyeciler araç parklarını küçük tutuyorlardı. Aynı araçları aşırı yükleme ile işleri halletmeye çalışıyorlardı. Treyler sektörü de uluslararası nakliye ağırlıklı olmak üzere tenteli olmak üzere klasik tipler üzerinde çalışıyorlardı. 2000 yılından itibaren bu dönem kapanmaya başladı. 2004 yılında devreye giren Karayolu Taşıma Kanunu bir devrim yaptı. Önüne geleni lojistik şirketi kurduğu dönem ortadan kalktı. Askerden gelen oğluna bir kamyon alarak iş yapma dönem ortadan kalktı. Yetki Belgeleri, asgari kapasite, asgari sermaye özmal, mesleki yeterlilik, özmal oran gibi az tanıdığımız düzenlemelerle ihtisaslaşma dönemi oldu. Verimlilik dönemi ve asgari
tonaj geldi. ‘25 tondan az olamaz’ dendi. Bu da ancak çekici ile yapılabilir oldu. Verimlilik devreye girdi. Mercedes-Benz Türk olarak iyi bir iş yaptığımızı ve bu dinamiğe ivme kazandırdığımızı söylemeden geçemeyeceğim. Kullanıcı şoför dengesini gözeten, uluslararası standartlarda Türkiye şartlarına uygun Axor, Actros’u devreye aldık. Bu işin öncüsü olduk. Çekicilerin oranı 2000 yılında yüzde 17, 2006 yılında yüzde 27, 2008 yılında yüzde 40’a çıktı. Yol denetimleri de buna destek verdi. Bu nedenle hem adetler arttı hem de ihtisaslaşma oldu ve tip çeşitliği arttı. Son 6 yılda Türkiye bir şantiyeye döndü. Artık çekicileri sadece uzun yolda değil inşaat sahalarında da görmeye başladık. Her sokakta şu dörtlü var. Beton pompası, beton mikseri, damper ve silobas. Bunlar hayatımızın bir parçası oldu. Son 6 yılda çekicinin payı yüzde 50 mertebesine ulaştı. Bu, AB’nin de bir miktar üzerinde olabilir. Çekicinin bu gelişimi ile treyler çok iyi bir yere oturdu ve bunun devamı olacak. Türkiye kamyon ve çekici ülkesi olmaya devam edecek.“
Wabco Başkan Yardımcısı Christiaan Verschueren:
Avrupa ve Asya arasında eşsiz bir konum sağlıyor
Burada Türkiye’deki temsilcimiz Intermobil ile hareket ediyoruz. Mekaniklerin eğitimini burada yapıyoruz. Intermobil ile çok ciddi eğitimler yapıyoruz. Treylerin
bakımında da yüksek kaliteyi sunmak istiyoruz. Türkiye’nin hedefleri konusunda çok mutluyuz. Türkiye’nin bu hedeflerini tüm kalbimizle destekliyoruz. Bizim için çok önemlisiniz.”
aralık 2016
“TREDER’e çok teşekkür ederim. Derneğin bunca insanı biraraya getirmesini, tek ses çıkmasını hakikaten çok çok takdir ediyorum. Global treyler pazarı çok dalgalı. 2008 yılında pazarda çok azalma oldu. Türkiye pazarı hakkında ve global pazar dalgalanmalarıyla ilgili bir şey söyleyeyim. Kuzey Amerika ve Güney Amerika pazarında üretimin düşmesini bekliyoruz. 60 binin üzerinde treyler üretimi düşebilir. O yüzden sizleri duymak çok heyecan verici. Çok iddialı hedefleriniz var. Wabco için Türkiye çok önemli bir pazar olmuştur. Türkiye’nin eşsiz konumu avantaj sağlıyor. Sizin yeriniz Avrupa ve Asya arasında eşsiz bir konum sağlıyor. Tedarik dünyasından herkes bunu söylüyor. Türkiye’nin ürettiği treylerleri herkes beğeniyor. Bizim için Türkiye üretim açısından da imaj açısından da önemli bir pazar. Wabco olarak bizim somut planlarımız yok. Çok değişik şekillerde Türkiye’de yatırım yapıyoruz.
zirve
66
Panelin ikinci kısmında konuşmacılardan Türkiye’ye yatırımda nasıl zorluklar yaşadıklarını anlatmaları istendi: Krone Türkiye CEO Rıza Akgün:
Yatırım yaparken zorluklarla karşılaşmadık. Krone’nin Türkiye’ye dört dörtlük bir güveni var. Biz, Alman sermayeli yüzde yüz Türk şirketiyiz. Çalışanlarımız da tamamen, istisnasız Türk vatandaşlarından oluşuyor.
SAF Holland Yönetim Kurulu Üyesi Alexander Geis:
Düzce fabrikamız İstanbul’a iki saat uzaklıkta. Yerel yönetimden çok ciddi destek aldık. Hükümet ile irtibatımız oldu. Üretim tesisimiz için her türlü kolaylığı gösterdiler. Çok olumlu bir irtibatımız var. Dünya çapında 17 üretim tesisimiz var. 5’i mükemmellik merkezi. Türkiye’deki yatırımımız şu anda an büyük marka ve 4. büyük merkez durumunda. Gelecek yıl Çin’i de geçmeyi planlıyoruz. Potansiyel büyük. Bu şu anlama geliyor çok şanslıyız. Dedike
ekibimiz var. Başından beri yerel yönetim bizleri destekliyor.
BPW Avrupa Satış Direktörü Dietmar Böser:
Türkiye’deki yatırım doğruydu. Bizim için yatırım yapmak arsayı da almayı da kapsıyor. Arsayı alıp inşaatımızı kendimiz yaptık. En büyük zorluk buydu. İnsan kayğımızı Türk meslektaşlarımızla karşılıyoruz.
Mercedes Benz Türk Kamyon Pazarlama ve Satış Müdürü Bahadır Özbayır:
Araç üreticisiyiz ama treyler tarafı ile evliyiz. Zorlukların önemli noktası
şu yatırım yapan firmaların planlanabilirlilik, hesaplanabilirlik konusu. ADR üç defa ertelendi. Bu yatırım yapan firmalar için erteleme zorluk çıkarıyor. Euro 6 için çıkan ilave süre için bile yüreğimiz hop hop oluyor. halen erteleme olur mu diye endişeleniyoruz.
UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener:
Batıya ulaşmakta sorunumuz var. AB ihracatını yerleşik Avrupalılar yapıyor. Cezanızı biz ödeyeceğiz dedik kapılardan belgesiz geçtik. Araçlar Alman markların yükünü taşıyordu. Tırlar yürürse pazar büyür, ekonomi büyür. Çekicileri Avrupa sattı. Römorkları birlikte üretiyoruz.
Koluman Otomotiv Endüstrisi CEO Klaus Peter Pfeifer:
9 yıldır bu ülkedeyim. Misafir gibi hissediyorum. Yatırım esnasında yaşadığımız zoruluklara ilgili olarak şunu söylemek isterim: Türkiye’de planlama yetkinliği yok. Planlama yetkinliği olsun. Benim dileğim bu olur.
Malın yüzde 50’si Avrupa’ya gidiyor. Türkiye’den giden ihracatın değeri kilo başına 1.5 dolar, AB’de gelen ihracatın değeri 4,5 dolar. Avusturya’daki geçiş sorunlarımızı görüşürken malını taşıtanları yanımızda görmüyoruz. Kamyonlarını bize satan markları da görmüyoruz. Şu masanın etrafındaki insanlar lobi faaliyetinde bulunsa Avusturya ile sorunlarımız kalmaz.
TREDER Başkanı Kaan Saltık: Dünya halen büyük
lazım. Sabırla, partnerlerimizi buna ikna etmemiz lazım. Bunun dışında da diğer grupları ticaret örgütlerini de ihmal etmemiz lazım. Asya’daki dinamik gelişimi dönüyoruz. Latin Amerika’daki gelişmeler var. Dünya halen büyük. Coğrafik olarak AB’ye yakınız. Kurucu liderimiz Atatürk ilkeler olarak bize batıyı gösterdi. Dolayısıyla moralimizi bozmayalım. Biz iş
dünyası olarak AB’ye girdik. Onlar da buraya geldi. Vatandaş olarak bunlar zamanla olacak şeyler. Türkiye olarak tüm dünyaya yakın olmak zorundayız. Tüm dünya ile ticaret yapmamız lazım. Enseyi karartmayın. Biz elimizden geleni yapmaya söz veriyoruz. Kamudan hükümetten destek istiyoruz. İlla parasal olmak zorunda değil. Moral desteği istiyoruz, böyle panellerde desteğinizi bekliyoruz.
aralık 2016
Gazetecilerin Türkiye’nin AB’den çıkıp çıkmayacağı ile ilgili olarak yaptığı değerlendirmede TREDER Başkanı Kaan Saltık şunları söyledi: Şahsi cevabım. AB, Türkiye için önemli. Sürüncemede de kalsak, moral bozucu da olsa Türkiye’nin AB’nin bir parçası olduğunu düşünüyorum. Diğer birlikleri de AB’ye bir alternatif olarak görmüyorum. Türkiye stratejik olarak çok önemli bir konumda. Asya’ya Afrika’ya da yakın. Ta Çin’den mal taşımayı düşünüyoruz. Türkiye sanayisi olarak, Türk vatandaşı olarak herkese açık olmamız lazım. Kimseye küsmemiz
zirve
68
aralÄąk 2016
Üye İletişim Bilgileri
AKSOYLU TRAYLER RÖMORK SANAYİİ VE TİCARET A.Ş. Organize San. Bölgesi Mümtaz Zeytinoğlu Bulvarı 6. Cad. 26110 ESKiŞEHiR Telefon : +90 (222) 236 04 51 ( 3 hat ) - 236 14 63 Faks: +90 (222) 236 14 39 aksoylu@aksoylu.com.tr www.aksoylu.com.tr
ALİ RIZA USTA Hacı Yusuf Mescid Mah. Ankara - Adana Çevre Yolu 4. Km (Sedirler Çıkışı) Karatay / KONYA Telefon : +90 (332) 342 60 00 (5 Hat) Faks: +90 (332) 342 60 00 info@alirizausta.com www.alirizausta.com
AYDENİZ DORSE SAN.TİC.LTD.ŞTİ. Büyükkayacık Mah. K.O.S. Bölgesi 7. Sok. No:23 SELÇUKLU / KONYA Telefon : +90 (332) 251 74 91 Faks: +90 (332) 251 74 92 info@aydenizdorse.com www.aydenizdorse.com
Bülent Ramazan Treyler Sanayi LTD ŞTİ. Güzelburç Beldesi. Güzel Birlik Mah.İpek Yolu Cd. Dericiler Sitesi. No:131 31175 Antakya. HATAY Telefon : +90 (326) 221 6845 Faks: +90 (326) 221 3540 brf@brftreyler.com www.brftreyler.com
EFE ENDÜSTRİ VE TİCARET A.Ş. Ankara Asfaltı 20.km Kemalpaşa – Izmir Telefon : +90 (232) 877 01 82 Faks: +90 (232) 877 01 91 efe@efe.com.tr www.efe.com.tr
KOLUMAN OTOMOTİV ENDÜSTRİ A.Ş. Yenice Otoyol Çıkışı - 33800 Tarsus/MERSİN Telefon : +90 (324) 651 00 20 Faks: +90 (324) 651 00 24 KolumanOtomotiv@koluman.com.tr www.koluman-otomotiv.koluman.com.tr
KRONE Ticari Araçlar SAN. ve TİC. A.Ş. İbni Melek Mh. Organize Sanayi Bölgesi 2.Sk. No:1 35900 Tire / İzmir / Türkiye Tel : +90.232.510 10 47 Fax : +90.232.513 52 20 www.krone.com.tr
Makinsan Treyler Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi OSB İstiklal Caddesi No: 17 SARIÇAM / ADANA info@makinsantrailer.com.tr Telefon: +90 (322) 394 39 58
NURSAN TREYLER 2. Organize Sanayi Bölgesi 20. Sk. No: 14 Selçuklu/KONYA Telefon : +90 (332) 239 18 12 (pbx) Faks: +90 (332) 239 18 16 info@nursantrailer.com www.nursantrailer.com
OKT TRAILER SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Astim Organize Sanayi Bölgesi 3.Cadde No :10 09010 AYDIN Telefon : +90 (212) 444 1 655 Faks: +90 (256) 2310516 info@okt-trailer.com www.okt-trailer.com
OTOKAR OTOMOTİV VE SAVUNMA SANAYİ A.Ş. Aydınevler mah. Dumlupınar Cad. No:58 A Blok 34854 Küçükyalı/İSTANBUL Telefon : +90 (216) 489 29 50 Faks: +90 (216) 489 29 67 www.otokar.com.tr
ÖZTREYLER Merkez Mah. Organize Cad. No: 62 Balçık köyü - Gebze/KOCAELİ Telefon : + 90 (262) 751 50 30 (Pbx) Faks: +90 (262) 751 50 35 info@oztreyler.com.tr www.oztreyler.com.tr
ÖZGÜL TREYLER Konya Organize Sanayi bölgesi 12.Sokak No:14 Selçuklu - KONYA Telefon : +90 (332) 444 13 60 (pbx) Faks: +90 (332) 239 19 67 info@ozgul.com.tr www.ozgul.com.tr
SERİN TREYLER Sancak Mh. Y.İstanbul Cd. No:138 Selçuklu / KONYA Telefon : +90 (332) 239 06 10 (Pbx) Faks: +90 (332) 239 06 13 serin@serin.com.tr www.serin.com.tr
SEYİT USTA TREYLER SANAYİ VE TİC. LTD.ŞTİ. Tuzla Mermerciler Organize Sanayi Bölgesi 2. San. Cad. No: 20 Tepeören - Tuzla/ İSTANBUL Telefon : +90 (216) 593 91 06 / 07 / 08 Faks: :+90 (216) 593 91 09 info@seyitusta.com www.seyitusta.com
TAKDİR DORSE & DAMPER Horozluhan Mahallesi Uzman Sanayi Sitesi Rüya Sokak No:6 KONYA Telefon : +90 (332) 251 64 32 Faks: +90 (332) 249 22 07 bilgi@takdir.com.tr www.takdir.com.tr
TIRSAN Osmangazi Mah. Yıldızhan Cad. 34887 Samandıra / İSTANBUL Telefon : +90 (216) 564 02 00 Faks: +90 (216) 311 8097 info@tirsan.com.tr www.tirsan.com.tr
WorthIngton ARITAŞ BASINÇLI KAPLAR SANAYİ A.Ş Mescit Mah. Turgut Ozal Cad. Demircan Sokak No.2 Orhanli - TUZLA / İSTANBUL Telefon : +90 (216) 394 30 32 Faks: +90 (216) 394 30 21 www.aritas.com.tr
YALÇIN DORSE DAMPER SAN. TİC. Fevzi Paşa Mah. 64. Sok. No:56 E-5 Karayolu Üzeri Değirmenköy – Silivri/İSTANBUL Telefon : +90 (212) 735 39 49 pbx Faks: +90 (212) 735 39 45 yalcin@yalcindorse.com.tr www.yalcindorse.com.tr