Portre GÜNCEL Yarı Yıl Tatilinde Kar Keyfi 2016 Dekorasyon Trendleri En Eğlenceli Kış Aktiviteleri Favori Yemek Kitapları
Hadise ile İzmİr ÖZEL MODA Kadın&Erkek Stil Önerileri Alışveriş Listeniz Mavibahçe ile Moda Saç&Makyaj Trend Raporu
BARIŞ
MODANIN NOBELLERİ SÖYLEŞİ İzmirli Rekortmen Yüzücü Emre Erdoğan “Tullaa” çantalarının yaratıcısı Tülay Arslan ve kızı Belİz Fırtına
HER SAYI İZMİR CEMİYET ÖZEL KÜLTÜR / SANAT AJANDASI HANDE KAZANOVA’DAN BURÇ YORUMLARI
Sayı: 2
OCAK | ŞUBAT 2016 MAVİBAHÇE ALIŞVERİŞ MERKEZİ’NİN ÜCRETSİZ YAYINIDIR ISSN 2149-8911
/mavibahce
MaviBahçe'de Yeni Yıl MaviBahçe olarak, “İçimde İzmir var” diyerek kapılarımızı açmıştık. Sizlerle buluştuğumuz o ilk andan itibaren, her şey tam da istediğimiz gibi devam ediyor. İçinde İzmir’in olduğu, içinde İzmirlilerin yaşadığı, içinde eğlenceli ve mutlu zamanların geçtiği bir çekim merkezi oldu Mavi Bahçe. Burada düzenlediğimiz ve düzenleyeceğimiz etkinliklerimiz de, bu heyecanı canlı tutacak, sizlerin hayatını zenginleştirecek, güzel zamanlar yaratacak aktiviteler sunuyor.
OCAK / ŞUBAT 2016 SAYI: 2 ISSN 2149-8911
YÖ NE TİM
Sizlerle birlikte kutladığımız ve 26-27 ve 31 Aralık tarihlerinde gerçekleşen yeni yıl etkinlikleri kapsamında ziyaretçilerimiz coşku dolu anlar yaşadı. 26 Aralık günü, trompet ile Açılış Korteji’nin ziyaretçileri hareketlendirmesinin ardından DJ’in sahneye çıkması MaviBahçe Kent Meydanı’nda eğlenceyi arttırdı. Açılan mini stantlar ise yılbaşı konsepti ürünler ile yeni yıl kutlamalarına renk katarak ziyaretçilerin ilgi odağı oldu. Minik ziyaretçileri unutmayan çocuk kulübümüz, çocuk katında düzenlediği 5-12 yaş grubu çocuklar için hazırladığı atölyelerde neşeli anlara sahne oldu. Eğitmenler eşliğinde kardan adam kuklaları yapan çocuklar hem el becerilerini geliştirdiler hem de doyasıya eğlenerek MaviBahçe’de yeni yıl etkinliklerinin tadını çıkardılar. Saat 18:00’de DJ’in yerini alan Sunshine Band ziyaretçilere eğlenceli yılbaşı konseri verdi. 31 Aralık gecesi de devam eden eğlencede 45’likler ile nostalji rüzgarı esen MaviBahçe’de 2015’e kar eşliğinde unutulmaz bir şekilde veda edildi. İzmirliler yeni yıl etkinlikleri ile kara olan hasretini MaviBahçe’de giderdi ve 2016 yılına eğlenceli bir giriş yaptı. MaviBahçe, açıldığı günden bu yana, sanatın ve bilimin çocukların gelişimindeki önemine göz önüne alarak etkinlikler hazırlıyor. Bu etkinliklerin en önemlilerinden biri de 9-20 Aralık tarihleri arasında EuroScience Bilim Merkezi’ne ait olan Akıl Oyunları (Phaenomenta) sergisiydi. Almanya’nın köklü merkezlerinden Flensburg ve Lüdenscheid şehirlerinde bulunan aynı isimli müzelerde yer alan deneylerin bir bölümünü içeren Akıl Oyunları sergisi, 12 gün boyunca ücretsiz olarak özel rehberler eşliğinde minik ziyaretçilerimizi şaşırtıcı deneylerin ve bilimsel gerçeklerin dünyasında yolculuğa çıkardı. MaviBahçe, bu sergi dışında da çocuklarımıza birçok eğlenceli ve yaratıcı aktivite sundu ve sunmaya devam edecek.
MaviBahçe Alışveriş Merkezi MaviBahçe AVM Müdürü
M. Ozan Canbolat Reklam Rezervasyon
Ece Boyacı, Gizem Barutoğlu Yönetim Adresi
MaviBahçe Alışveriş Merkezi Aziz Nesin Bulvarı 2400/3 Sk, Karşıyaka-İZMİR Tel: 0232 600 04 44 Yayın Türü
Yerel Süreli Yayın
YAYIN
Tüzel Kişi Temsilcisi
Oktay Uludağ Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Tülay Özgür Kreatif Direktör
Ümit Kurt Grafik Tasarım
Özgür Çakır Editör
Aralık ayı içinde İzmir’i çok seven, İzmirlinin de çok sevdiği iki konuğu ağırladık. Türkiye’nin en önemli ve cesur gazetecilerinden Uğur Dündar 12 Aralık Cumartesi günü saat 15.00’te MaviBahçe D&R’ın konuğu oldu. Uğur Dündar son kitabı “Pazarlık Yok”u sevenleri için imzaladı ve ziyaretçilerimizle fotoğraf çektirdi. Başarılı oyuncu ve senarist Gülse Birsel de, yeni kitabı “Memleketi Ben Kurtaracağım”ın imza gününde okuyucuları ile MaviBahçe D&R’da buluştu. Gülse Birsel, 19 Aralık Cumartesi günü 15.00’te D&R MaviBahçe’de yeni kitabını imzaladı.
Faruk Akdeniz, Berrin B. Güloğlu, Afgan Karahan, Hande Kazanova, Derya Kırım
MaviBahçe, sadece aktiviteleriyle değil, şu anda okuduğunuz dergideki konularla da hayatınızı zenginleştiriyor. Örneğin kapak konumuz, sadece dergimize özel hazırlandı. Modacılar tarafından, 2015 Nobel ödüllerine özel elbiseler tasarlandı. Bu elbiselerin öyküsünü sayfalarımıza taşıdık. Bu konu dışında da modadan güzelliğe, sanattan seyahate, dekorasyondan teknolojiye, astrolojiden sinemaya birbirinden ilginç dosyalar hazırladık.
Vatan Ofset Yayıncılık ve Matbaacılık A.Ş. Sanayi Mah. 1650. Sokak No:2 Esenyurt / İstanbul Tel: 0212 622 19 00 Faks: 0212 622 19 59
Gerek dergimiz gerekse aktivitelerimiz İzmir’in en seçkin buluşma, sosyalleşme, yemek yeme, eğlenme ve mutlu yaşam merkezi olan MaviBahçe’nin, misafirlerini mutlu görme arzusuyla hazırlandı. Beğeneceğinizi umuyoruz. Hep birlikte daha güzel bir yıl geçirmek dileğiyle...
Erdem Kabadayı Katkıda Bulunanlar
Bilgi ve Danışma
info@omaoma.com.tr Baskı
© MaviBahçe dergisi T.C. yasalarına uygun olarak yayımlanmaktadır. Dergide yayımlanan yazı ile görseller izinsiz kullanılamaz ve alıntı yapılamaz.
İ Çİ N D EK İ L ER HER SAYI
92 KÜLTÜR-SANAT AJANDASI İzmir'in Konser, Tiyatro ve Festival Etkinlik Takvimi.
12
MAVİBAHÇE İLE MODADAN İLHAM ALIN 36 SİNEMA Vizyona giren yerli-yabancı filmler.
96
TEKNOLOJİ
26
ALIŞVERİŞ LİSTENİZ
74 DEKORASYON Evinize renk katacak öneriler.
102 ASTROLOJİ Hande Kazanova'dan burç yorumları.
4
6
KADIN STİL
44
RÖPORTAJ: HADİSE
80
FAVORİ YEMEK KİTAPLARI
8
40
ERKEK STİL
60
GEZİ
GÜZELLİK 48
MODA HABER
64
10 MADDEDE KEYİFLİ BİR KIŞ
5
STİL KADIN
ROMANTİK STİL
FA B R İ K A
KAHVE VE SİYAH BİRLİKTELİĞİNİ GECE DAVETLERİNDE TERCİH EDEBİLİRSİNİZ. BİRBİRİNİ TAMAMLAYAN BU İKİ TON DOĞRU ORANLARDA KULLANILDIĞINDA SİZİ GECENİN YILDIZI YAPABİLİR. BİZİM ÖNERİLERİMİZLE ALIŞVERİŞE BAŞLAYABİLİRSİNİZ. 6
1 .Ce ke t _ FO RE V E R N E W 2 . E l b i s e _ H A D İ S E FO R T W I ST 3 . Pa n ç o _ M A N G O 4 . Şa p ka _ ACC E S O R I Z E 5 . K ü p e _ S WA R O V S K I 6 . E l b i s e _ H A D İ S E F O R T W I S T 7 . K ü p e _ İ P E K Y O L 8 . E l b i s e _ Z E Y N E P T O S U N b y İ P E K Y O L 9 . M o n t _ T W I ST 1 0 . Ç i z m e _ N I N E W E ST 1 1 . Ç a n t a _ MU D O 1 2 . Ç a n t a _ İ P E K YO L 1 3 . B o t _ İ N C İ
1
2 2
3 4 5
5
6
7
8 9 10 11 12
13
7
STİL ERKEK
FARK YARATIN
LU F I A N
STİLİNİZDE VURGULAMAK İSTEDİĞİNİZ DETAYA ODAKLANIN. RENK VE AKSESUAR KULLANIMI BU KONUDA İŞİNİZİ KOLAYLAŞTIRACAK. CANLI RENKLERDEKİ ŞİŞME MONTLAR HAFTA SONU ŞIKLIĞI YARATACAK. İNCE VERSİYONLARINI TAKIM ELBİSELERLE DE KULLANABİLİRSİNİZ. 8
1 . P a l t o _ L U F I A N 2 . S a a t _ S A LVAT O R E F E R R A G A M O 3 . K a b a n _ L U F I A N 4 . G ü n e ş g ö z l ü ğ ü _ R AY- B A N 5 . C e k e t _ B E YM E N C L U B 6 . P a n t o l o n _ M AV İ 7 . C e k e t _ B E YM E N C L U B 8 . P a n t o l o n _ B E YM E N C L U B 9 . G ö m l e k _ K İ Ğ I L I 1 0 . K a z a k _ FA B R İ K A 1 1 . Ay a k k a b ı _ M A N G O 1 2 . Ay a k k a b ı _ M A N G O 1 3 . P a r f ü m _ M O N T B L A N C / L E G E N D 1 4 . Ç a n t a _ M AV İ
1 2 3 4 5 6 7
8
9
10 11
14 13
12 9
ONLINE SHOP www.tuzun.com.tr
Untitled-1.indd All Pages
28.12.15 12:04
ROMAN
MaviBa h癟e ile moda da n
ilham al覺n
12
İLHAM ALIN M ODA
couture niteliğinde *
Roman’ın kış koleksiyonunda 60’ların özgür ruhunu hissettiren couture niteliğindeki özel tasarımları, günün her saatinde şıklık vaad ederken, özel davetler için de birbirinden şık alternatifler sunuyor. Elegan şıklığın baskın olduğu koleksiyonda renkli jakarlar, püsküllü ve zebra desenli deriler, animal print’ler sade ve çabasız bir stille yorumlanıyor. Sezonun ruhunu yansıtan payet ve danteller, sade ve minimal parçalarla kombinlenerek net ve güçlü bir hal alıyor. Gece grubunda her haliyle kırmızı halı ihtişamını üzerine toplayan elbiseler, davetlerde etrafa ışık saçarak aydınlatmayı isteyenler için ideal. Payetlerin, çiçek apliklerin, dantellerin ve jakarların kullanıldığı elbiseler davetlerin özenilmiş şık görüntüsüyle birebir örtüşüyor. Kış soğuklarına inat içimizi ısıtacak renkler en pozitif ve enerjik haliyle karşımıza çıkarken, sezona ayrı bir ışıltı katıyor.
İNDİRİM FIRSATI Roman, kışa özel indirim fırsatı sunuyor. Günlük giyimden gece kıyafetlerine uzanan geniş ürün yelpazesi ve aksesuarlarıyla indirimden yararlanma fırsatı mümkün. Soğuk kış günlerini sıcak geçirmek isteyenler için koleksiyonda yer alan kabanlar; dokusu, rengi ve kesimiyle kentin sokaklarındaki hakimiyetini sürdürüyor. Soğuk kış günlerin de sevdiklerinizi ve kendinizi sıcacık hissettirecek renkli trikolar, şallar, eldivenler, çantalar ve ihtişamlı aksesuarlar ile şımartabilirsiniz. Sezonun vazgeçilmezlerinden olan payetler, danteller, jakarlar soğuk kış günlerine şıklık ve zarafet katarken, geometrinin vazgeçilmez daireleri, kareler, dikdörtgenler farklı renk ve dokularla hazır giyim ve aksesuarlarda yerini alıyor.
13
K A RACA
14
İLHAM ALIN M ODA
vazgeçilmez klasik *
Ünlü tasarımcı Alfio Bonacchi’nin Karaca erkeği, Anna Romiti’nin ise Karaca kadını için tasarladığı Karaca Kış koleksiyonu, klasiğe karşı koyamayanlar için eşsiz indirim fırsatıyla Karaca severlerle buluşuyor. Örme ceket ve etekler, anne eli değmiş gibi yünlerin bu kış sizi saran sımsıcak hali sıcak tutmaktan daha fazlasını vaat ediyor ve trendler arasından Karaca severlere göz kırpıyor. Çabasız şıklığı sevenler için denim ve indigo tasarımlı parçalar, mavi gölgelerin harmonisiyle birlikte değişen ışık ve gölge özellikleriyle daha şık hissetmenizi sağlıyor. Andrea Bonacchi liderliğinde hazırlanan Toss Koleksiyonu ise kişisel zevklere hitap eden, modern çizgilerle donanımlı ve aynı zamanda rahatlığı öne çıkaran günümüz yeni nesil genç erkeklerin vazgeçilmezleri arasına giriyor. Toss fırsatları tüm Karaca mağazalarında görücüye çıkıyor.
MAKSİMUM RAHATLIK Sıkıcı kalıp ve modellerin aksine, oturan omuzlar, doğal görünümlü, vücudu saran kalıp ve zengin renk çeşidiyle mevsimin tüm enerjisine ritim tutan bir koleksiyon. İtalyan tasarımcılar eşliğinde her türlü detay, doğal yollarla ortaya elegan ve rafine görüntü, çağdaş Karaca bireyini ortaya çıkarıyor. Karaca’nın imzası haline gelmiş yüzde 100 yün ve Luxury serisinin en önemli parçası kaşmir ve ipek trikolar çok hafif, sadece 170 gram. Gerçek tüy hafifliğinde ve hoş bir yumuşaklığa sahip olan bu trikolar dünyada lüksün simgesi Loro Pianna iplikleri ile Çift Geyik Karaca’nın 100 yıllık deneyiminin harmanlanmasıyla yeni yılda asil şıklığı yakalamanıza yardımcı olacak. Kaşmir ve ipek trikolar Moğolistan yaylalarında yetişen kaşmir keçisinden elde edilen incecik ipeksi yün ile saflığı deneyimlemenize olanak sağlıyor.
15
İLHAM ALIN M ODA
italyan stili *
1870’ten günümüze İtalyan stilini modern yorumla taşıyan Divarese, 2015-16 Sonbahar Kış sezonu tasarımlarında, yüzde 100 deri ile yaratılan konfor ve şıklığı sunuyor. Divarese kadını, İtalyan stilini modern yorumla günümüze yansıtan modellerle hem iş hem özel yaşamdaki kombinlerini şık dokunuşlarla tamamlıyor. Farklı olmayı seven şehirli kadının rahat ama şık tercihine hitap eden koleksiyonlar hazırlayan Divarese, 2015-16 Sonbahar Kış sezonunda üç tema üzerine kurgulanan tasarımlarıyla dikkat çekiyor. Back to School, Wild ve Private Heels temalı modeller birbirinden şık seçenekler içeriyor. İtalyan stilinin modern yorumu olan ve deri kullanılarak hazırlanan tasarımlar, şehir hayatındaki yerini alıyor.
lizard baskılı deriler kullanılıyor. İtalyan stilin günün trendleri ile yorumlanarak modern çizgilere dönüştüğüne tanık olduğumuz yeni sezonda leopar ve süet birliktelikleri de görülüyor. OKULA DÖNÜŞ Sonbahar-Kış koleksiyonunun üçüncü Yeniden okullu olma isteği yaratan Back teması Private Heels ise Divarese’ye özel to School temalı modeller, İngiliz kolej ökçe detaylarının kullanıldığı tasarımlar modasından esinlenerek tasarlanmış. içeriyor. Rahatlığa feminen dokunuşlar Oxford’lar, loafer’lar, püskül detaylı botyapan modeller Divarese koleksiyonunlar, kalın tabanlı ayakkabılar yer alıyor. daki yerini bu sezonda da alıyor. YükWild koleksiyonundaki ayakkabılar, botsek topuklu, ışıltılı ayakkabılar özel gün lar ve bootie’ler, vahşi cazibenin günlük ve gecelerde çekiciliğe vurgu yapıyor. yaşamdaki yansıması olarak göze çarAğırlıklı olarak deri ürünlerin öne çıktığı pıyor. Yılan ve kroko baskıların yanında koleksiyon; kaliteli el işçiliği ile farkını ortaya koyuyor. Geçtiğimiz sezonun da gözdesi olan dekolteli botlar yine popüler. Topuk ve tokalardaki metal detaylar ile özellikle botlardaki zımba detayları ise asi ruhları cezbediyor. Spor şıklık yakalamak isteyen kadınların tercihi olan, püsküllü, tek tokalı maskülen postallar koleksiyonda geniş yer tutuyor. Koleksiyonda; bir kış klasiği olan siyahın yanı sıra, bordo, taba ve koyu mavi gibi tonlar da sıkça kullanılıyor.
16
DIVARESE
17
İLHAM ALIN M ODA
buse terim imzası *
DeFacto, yeni dönemde modacı ve trendsetter’larla işbirlikleri yaparak kadın koleksiyonlarına farklı bir bakış açısı kazandırıyor. Modayı lüks olmaktan çıkarıp, herkes için ulaşılabilir kılmak isteyen marka, ilk koleksiyonunu moda danışmanı Buse Terim’le hazırladı. “Buse Terim for DeFacto” koleksiyonu, moda trendlerine anında ulaşmak ve bütçelerini zorlamadan stil sahibi olmak isteyen kadınlara özel seçenekler sunuyor.
70’LER YENİDEN YORUMLANIYOR
D EFACTO
18
Asi siyah deri parçalar, püsküller, ekose gömlekler; Buse Terim yeni koleksiyonunda 70’leri yeniden yorumluyor. Buse Terim for DeFacto koleksiyonunda bohem ve zamansız trend rock chic temaları öne çıkıyor. Renkler ağırlıklı olarak nötr-toprak tonlardan oluşurken, siyah deri parçaların asi duruşu ve spor kesimlerle güncellenen pastel tonlar göze çarpıyor. 70’lerden güçlü esintiler taşıyan olan koleksiyonda; maksi elbiseler, güderi ve shearling dokular, flare jean’ler, detaylarda ise püsküller ve düğmeler ile fermuar ve bağcıklar (lace-up) dikkat çekiyor. Deri skinny pantolon, klasikler arasından vazgeçilmez biker ceket, ekoseli gömlekler ve hırkalar da koleksiyonun cool duruşunu ortaya çıkarıyor. Koleksiyonun tamamlayıcı unsurları arasında aksesuarlar da önemli rol oynuyor. Baskılı deri eldivenler, püsküllü çantalar ve botlar, bere ve western şapkalar, tokalı flat-biker botlar, maskülen oxford modeller, büyük küpe seçenekleri ve ihtişamlı kolyeler, sade görünümü zenginleştirmek ve mix&match oyunlarla stilini farklılaştırmak isteyenlere trendy ve şık seçenekler sunuyor.
farkı keşfedin *
LC Waikiki, denim koleksiyonu LCW Jeans ile rahatlık sunuyor. Sezon trendlerini modern, şık ve rahat denimlere taşıyan LCW Jeans, “Farkı Keşfet” mottosu ile gardıropların anahtar parçası olan denimleri yeniden yorumluyor. Kadın ve erkekler için hazırlanan denim pantolon ve ceketler, farklı kesimleri, yıkamaları, rahat kalıpları ve kumaşları ile dikkat çekiyor.
VINTAGE ESİNTİSİ Kadın denim koleksiyonunda vintage esintisi devam ediyor. LCW Jeans’in kadın koleksiyonunda skinny jean’ler önceki sezonlarda olduğu gibi bu sezonda da popülerliğini koruyor. Yüksek belli, süper dar kesimli ve esnek denim kumaşa sahip “Jegging’ler’’ vintage tarzını günümüze taşıyor. Sezonun gözde modellerinden “Boyfriend’’ denimler, daha rahat kesimli, yamalı ve eskitme tasarımlarıyla dikkat çekiyor. Jean’lerde çizme paça ve İspanyol paçalar dikkat çekici detaylar arasında yer alıyor. Sezonun trendlerine uygun olarak, denim pantolonlar denim gömleklerle kombinleniyor. LCW Jeans’in kadın koleksiyonundaki ceketlerde farklı kalıp seçenekleri bulunuyor. Koleksiyonda kısa ceketler, klasik jean ceketler, örme kumaşlarla daha sportif etki yaratan jean ceketler öne çıkıyor. LCW Jeans, erkek koleksiyonunda da rahat, kullanışlı ve modern çizgisiyle dikkat çekiyor. LCW Jeans’in Slim Fit modelleri, bu sezon ekstra dar kesimlerle karşımıza çıkıyor. Farklı yıkama ve renk alternatifleri sunan koleksiyonda lycralı denim kumaş kullanımı dar modellerde bile hareket özgürlüğü sağlıyor. LCW Jeans, denim rahatlığının keyfini çıkarmak isteyen erkeklere, farklı kesimlerdeki modelleriyle birçok alternatif sunuyor.
LC WAIKIKI
19
İLHAM ALIN M ODA
3 tasarımcı, 3 stil Eğlenceli ve retro tarzıyla Freak Is The New Black, sports-couture tarzın yaratıcılarından Selim Baklacı ve şehirli feminen siluetleriyle Fulya İlkmen yeni sezonda Bilstore’da tek çatı altında toplanıyor. Freak Is The New Black “Jetlag” isimini verdiği Sonbahar/Kış 2015 Koleksiyonu ile 60’ların en hızlı kıtalar arası uçusu olan Flight1000 ile yeni sezonda sizi bir yolculuğa çıkarmak istiyor. Hikâye aslında uzak diyarlara gitmekten çok gitmeyi düşlemekle başlıyor. Koleksiyonu bir gezi rehberi olarak düşünürsek; 6 buçuk sihirli saat olarak adlandırılan büyülü bir transatlantik Panam uçuşuyla seyahate başlayıp, Stanley Kubrick’in kült filmi 2001 Uzay Macerası’nda kaybolduktan sonra Verner Panton’un çağ TREND: SPORT COUTURE ötesi tasarımları aklımızı başımızdan alıTürkiye’de sport-couture stilinin yarayor ve kendimizi bir zaman makinesintıcılarından Selim Baklacı, “Fifty/Fifty” de bulup 1996 yılından çıkış yapıyoruz. ismini verdiği 2015 Sonbahar/Kış KolekDairesel hatların hem moda hem de misiyonu ile Bilstore’da. Renk, kalıp ve yemaride kendini hissettirdiği 1960’lı yıllanilikçi materyal seçimi ile ön plana çıkan rın sonundaki Uzay Çağı akımını modern tasarımcı yeni koleksiyonunda eşitlikten minimalizm ile bir araya getiren Freak Is ilham alıyor. Sokak modasının sınırsızlığı The New Black, uzayın gizemli renklerini üzerine eğilen ve yeni teknikleri giyilebilir çağrıştıran saks, siyah ve lacivertten olumoda ile buluşturan Selim Baklacı, doşan renk paleti ile koleksiyonunun ana kunma hissi yaratan “file” kumaşını tasatemasını güçlendiriyor. rımlarında mor, sarı, gri ve antrasit gibi renkler ile birlikte kullanıyor.
HUZUR DOLU Fulya İlkmen Sonbahar/Kış 2015-2016 koleksiyonunda deri detayları avantgarde kesimlerle buluşturuyor. İçe dönüş ve kişisel enerjiden yola çıkarak hazırladığı koleksiyonunda sezonun renkleri olan vişne çürüğü, füme, gül kurusu, gri ve siyahla feminen dokunuşlara yer veren tasarımcı, şehirli siluetlerini grafik desenler, crop toplar ve oversize ceketler ile birleştirerek tasarımlarına kişisel ve kadınsı bir dokunuş katıyor.
20
BILSTORE
21
YA Ş A M
SEVGİLİLER GÜNÜ
ARMAĞANLARIN “DİLİ”
22
Bazıları için aşkını ispatın yolu, kimisine göre tüketim dünyasının olmazsa olmazı! Kim ne derse desin, herkes hediye almaktan hoşnut olur; vermekse gerçekten büyük bir heyecandır. Duyguları ifade etmek, sevdiğini mutlu görebilmek, beğenilecek bir hediye bulabilmek gerçek bir sanattır. 14 Şubat Sevgililer Günü arifesinde hediyelerin hikâyesini ve bizlere neler anlattığına kulak verin. YAZI: E R D E M K A B A D AY I
Y
ılbaşını atlattınız; neticede küçük ama ince bir hediye işinizi görebiliyordu. Belki de tam tersi, maddi değeri yüksek gösterişli bir armağan… Şimdi önümüzde 14 Şubat Sevgililer Günü var. İşiniz çok daha zor! Sevdiğinize olan aşkınızın bir yansımasını, somutlaşmış halini armağan etmek durumundasınız. Mutlaka ama mutlaka sizden bir şeyler taşımalı, aşkınızı ifade etmeli, sevdiğiniz kişinin istediği/beklediği bir şey olmalı. Keşke sıradan günlerde de sevdiğinize irili ufaklı hediyeler alıyor olsaydınız da bu zor virajda direksiyon hakimiyetini tam olarak sağlayabilseydiniz! Artık, yeni yılda böyle bir hayat tarzına dümen kıracaksanız yapacak bir şey yok. Yapılacak şey Sevgililer Günü’nü kazasız belasız atlatacak bir hediye bulabilmekte. Gözlerinizi dört açın ve hediyenin nelere kadir olduğunu okuyun. Belki aklınızda bir şeyler canlanır!
Önce işinizi biraz zorlaştıralım ve tarihin en görkemli birkaç hediyesinden bahsedelim. Ne kadarı doğru, ne kadarı mübalağa bilinmez ama Marcus Antonius Sezar, âşık olduğu Mısır Kraliçesi Kleopatra’ya Bergama Kralı 1. Attalos tarafından yaptırılan ve tam 200 bin cilt kitabı barındıran Bergama Kütüphanesi’ni ve balayını geçirdikleri Alanya’yı hediye etmiştir. Üstelik bu Kleopatra’nın Antonius’tan aldığı tek “büyük” hediye değil. Bir başka rivayet Gökova Körfezi’ndeki Sedir Adası’nın kumlarının da Antonius tarafından, Kleopatra’nın ülkesine duyduğu özlemi gidermesi için getirtildiği. Binlerce sene önce Kleopatra ve Antonius’un bu adada büyük bir aşk yaşadığına inanılır. Efsaneye göre, kendisiyle evlenmeyi kabul eden Kleopatra’ya bu coşkusunun hediyesini vermek isteyen Mısır Kralı Antonius, yaklaşık 3000 sene kadar önce balayını geçirmek üzere Kleopatra’yı götü-
23
YAŞAM
ESKİ ZAMANDA HEDİYELER MADDİ DEĞERİN DEĞİL, BİR DUYGUNUN KARŞI TARAFA AKTARILMASI İŞLEVİNİ GÖRÜYORDU. receği adaya Mısır’dan 60 büyük gemiyle çapları bir milimetreden daha küçük ve her tanesi aynı büyüklükte olan kumları getirtir. Yalnızca dünyanın iki yerinde var olduğu bilinen bu özel kumun diğer özellikleri de ateşte yanıyor, sodalı suda kendiliğinden çoğalıyor ve büyüteç altında incelendiğinde hareket ediyor olmasıdır. Karbonatlı çamurun bir çekirdek etrafında birikmesiyle oluşan kumların denize kattığı eşsiz güzellikteki renk de, Adanın görülmeye değer olan diğer özelliklerinden biridir. Kumların bir benzerinin de Kızıldeniz’de olduğu biliniyor. Tamam çıtayı biraz yükseğe koyduk ve bir kralın bir kraliçeye hediyelerini anlatarak moralinizi bozmuş olduk! Dertlenmeyin, çok daha samimi, sıcak ve tabii ki elde edilmesi makul hediyeleri örnek alabilirsiniz. Günümüzde Sevgililer Günü’nün standart hediyesi kırmızı gül ve çikolata olsa da geçmişte ve günümüzde farklı hediyeler söz konusu olabiliyor. Örneğin Galler’deki Sevgililer Günü hediyesi “seni kalbime kilitledim” anlamını taşıyan, tahta kaşık ve anahtardır. Danimarkalı erkeklerin Sevgililer Günü âdeti “kartopu” adı verilen kurutulmuş beyaz çiçekleri sevgililerine göndermek; kadınların buna yanıtıysa ise sevgilerin ismini bir yumurtaya yazıp onlara yollamak. Eski Romalı döneminde kadınlar aşk mektupları yazar ve bunları bir vazoya koyardı. Erkekler de bu mektupların üzerine isimlerini not düşer ve böylece çiftler birbirine aşklarını ilan ederlerdi. Eski zaman hediyeleri maddi değerin değil, bir duygunun karşı tarafa aktarılması
24
işlevini görüyordu. Sevgililer bu özel günde, kâğıt dantellerden, incecik aynalardan ve parfüm keseciklerinden kendi elleriyle yaptıkları kartları sevgililerini gönderiyordu. 16. yüzyılda âşıklar birbirlerine aşklarını simgelemesi için eldiven ve çorap bağı yollardı. Meçhul bir denizci, sevgilisine bir korse göndermişti. Hâlâ saklanan bu korse, tahtadan oyulmuş kalpler, çiçekler ve denizcinin kendi kabartmasının olduğu bir çerçevenin içine konulmuştu. Hediyelerin dili vardır. Veren kişinin söyleyemediklerini, lafı dolandırmadan, bir yanlışlığa mahal vermeden söylerler. Bir kolye “seni gerçekten önemsiyorum ve bunu her taktığında beni hatırlamanı istiyorum” de-
mektir. Sürpriz bir hafta sonu için bir tatil ayarlamak “herkesten uzakta baş başa olalım”, ipek bir boxer “üzerinde ne kadar az kıyafet olursa o kadar iyi” demenin başka yollarıdır. El örgüsü kazak “kesinlikle evlilik için yaratılmışım”, küçük bir köpek yavrusu “şimdiden evimizi ve çocuklarımızı gözümde canlandırabiliyorum” anlamına gelir. Hediyeler bir ilişkinin boyutunu da ortaya koyuyor. Küçük bir mutfak aleti ilişkinin heyecanının kaçmış olduğunu, cep telefonu sevgiliye her zaman ulaşabilmek istemeyi simgeler. Hediye düşünürken dikkatli olun! Çiçek her daim “ince” bir hediye olarak kabul görür. Tabii verilen çiçeğin anlamını bilene… Hemen herkes kırmızı bir gülün “seni seviyorum” anlamına geldiğini bilir. Sarı akasya platonik aşkı simgeler. Ayçiçeği “sana tapıyorum”, çingülü “zarif ve çok güzelsin”, gardenya “gerçek aşkımsın”, kamelya “kusursuz bir âşıksın”, hanımeli “sonsuza dek sana bağlıyım” anlamına gelir. Antik Çağ meraklısı Lyon’lu gezgin Jacob Spon, 17. yüzyılda kaleme aldığı “Hediyelerin Kökenine Dair” adlı kitabında, Batı dünyasında bu geleneğin Roma’nın ilk krallık dönemlerine rastladığını yazar. Krallığın önde gelen yöneticileri, bayram ve yılbaşı hediyesi niyetine, bir saygı nişanesi olarak, Sağlık Tanrıçası Strenia’nın ormanlarından toplanmış mine çiçeği dalları göndermektedir. Latin dillerinde bayram ya da yılbaşı hediyesi anlamındaki “strenna” ya da “étrenne” sözcüğü de buradan gelir. Zamanla dostlara tatlı ve hoş bir yıl dilemek adına, bu mine dallarının yanına incir, hurma ve bal da eklenir. Devamında çömleklerin içi balla değil, altınla dolmaya başlar. Hediye, devletler hukukunda da kendine yer buldu. Müttefik ülkelerin birbirine gönderdikleri hediyeler birer uygarlık ve zenginlik simgesiydi. Bir Bizans imparatorunun, Kurtuba kenti hâkimine gönderdiği kıymetli bir kitabın yanına, bir de çevirmen eklemesi sanata dair bir örnek olurken, Harun Reşid’in Büyük Karl’a gönderdiği çalar saat bir teknoloji gösterisiydi. Osmanlı İmparatoru 3. Mehmed’i kutlamak adına, İngiltere Kraliçesi Elizabeth tarafından, 1597 yılında gönderilen zamanın teknoloji harikası otomatik org iki devletin arasındaki ilişkileri sağlamlaştırmak adına son derece
önemliydi. Kraliyet ailesi isteyebileceği her şeye sahip Osmanlı İmparatoru’na özgün, benzersiz, yaratıcı ve hayranlık uyandırıcı bir hediye bulabilmek için toplantılar yapmış, hediyenin üretilmesi ve padişaha sunulması iki yılı aşkın bir süreyi bulmuştu. Osmanlı padişahları da dost devletlerin hükümdarlarına hediye vermek konusunda son derece cömertti. İpek halı ve seccadeler, altın, gümüş, yakut, elmas ve zümrüt gibi mücevherlerle süslenmiş hançerler, sorguçlar, koşum takımları ile atlar ve ziynet eşyaları hediye edilirdi. 4. Mehmed’in Hint hükümdarı Cihan Fiah’a 1653 yılında gönderdiği “hediye paketi” içinde 20 cariye, kıymetli bir at takımı ve zümrüt kabzalı bir hançer ile elçi için altı bin altın, kürk ve at bulunuyordu. Cihan Fiah’ın bu hediyelere yanıtı da aynı görkemde olmuş ve Topkapı Sarayı’na elmaslı sorguç ve hançer ile o günkü değeri 300 bin kuruş olan hediyeler gönderilmişti. 4. Mehmed’in ayrıca Rus Çarı’na Moskova elçisi eliyle tam bin 198 samur kürkü hediye etmişliği de vardır. Hediye, Osmanlı toplumunda hiyerarşik yapı içinde gruplar arasındaki dayanışmayı
pekiştirmek, üstün astı ödüllendirmesi için de kullanılırdı. Öyle ki Cihan Padişahı Kanuni Sultan Süleyman, heybetli Kaptan-ı Derya’sı Barbaros Hayreddin’in bir sefer dönüşünde şu hediyelerle kucaklamıştı: Omuzlarında birer top çuha ile, iki bin esir; omuzlarında birer kese akçe ile, iki yüz gulam; ellerindeki gümüş tepsi içine konmuş atlas keselerde biner altın taşıyan yüz gulam; yine ellerindeki altın tepsiler içinde, inci ve mercan tespihler, gerdanlıklar, altın kadehler taşıyan iki yüz cariye… Belki de Eskimolar haklı! Soğuk kuzeyde yaşayan bu halk “hediye insanı köleye çevirir, kamçının köpeğe yaptığını yapar” atasözüne sıkı sıkıya bağlıdır. Bırakın devlet adamları çeşitli siyasi nedenlerle birbirlerine hediyeler versin! Onların birbirlerinin desteğini sağlamak, kontrolü altında tutmak için armağanlardan kamçılar yapsın. Sizin yapacağınız aşık olduğunuz insanı düşündüğünüz, sevdiğinizi gösterecek küçük bir jest aslında. Belki bir çiçek, belki ufacık ama alabildiğine içten bir öpücük, belki de onu sevdiğinize dair çantasına atacağınız bir pusula! Zaten seviyorsunuz, daha büyük hangi hediyeyi alabilirsiniz ki?
ARMAĞANLAŞMA, SADECE KİŞİLER ARASINDA DEĞİL DEVLETLER HUKUKUNDA DA ÖNEMLİDİR. TARİHTE ÜLKELERİN BİRBİRİNE GÖNDERDİKLERİ HEDİYELER UYGARLIK VE ZENGİNLİK SİMGESİYDİ. 25
İL HA M A L I N MODA
alışveriş listeniz İNDIRIM DÖNEMI BAŞLADI, ALIŞVERIŞ LISTENIZI GÜNCELLEDINIZ MI? 2016’DA DÜNYA MODASININ YENILIKÇI VE TRENDLERE UYGUN RUHUNU STILINIZE UYARLAMAK ISTIYORSANIZ HABERLERIMIZE GÖZ ATIN. İŞTE ILK 10! YAZI: D E R YA K I R I M
26
1
kokunuzla mühürleyin
MICHAEL KORS Michael Kors, Michael Kors Collection parfümlerinin en yeni kokularını sunuyor: Gold Collection. Her bir parfüm, paha biçilemez beyaz, pembe ve sarı altının ihtişamını ve lüksünü yansıtmak için tasarlanmış. Neden altın? Çünkü altın Michael Kors kadınının lüks ihtişamını yansıtırken parlak kumaşlar ve güneş dokunuşlu ciltlerden ışıl ışıl mücevherlere kadar giden Michael dünyasının vazgeçilmez sembolü. Onunla bütünleşmiş bir imza
adeta. “Muhteşem bir tatilden yeni dönmüş ışıldayan bir kadından daha seksi hiç bir şey olamaz ve parlak altın mücevher veya aynı şekilde ihtişamlı hissettiren bir parfümden başka hiçbir şey bu ışıltının yerini alamaz” diyor Michael Kors. Bu koleksiyonun kalbindeki üç farklı parfüm; her ortam, ruh hali ve kişisel estetik göz önünde bulundurularak Michael Kors kadınına hitap edecek şekilde tasarlanmış. Mutlaka deneyin.
2
zamansız modeller
İN Cİ
Dört sezon boyunca çok özel koleksiyonlar ortaya çıkartan İnci Deri-Gamze Saraçoğlu işbirliği, bu yılın başında Gamze Saraçoğlu’nun İnci Deri Kreatif Direktörü olarak konumlandırılmasıyla yeni bir boyuta taşındı. Gamze Saraçoğlu kreatif direktörlüğünde hazırlanan ilk koleksiyon olan İnci 201516 Sonbahar-Kış sezonunda zamansız ve sıra dışı modeller öne çıkıyor. İnci’nin yeni sezonu; kalite ve yaratıcı-
lığın uyumlu dışavurumu olan tasarımlarıyla her zevke hitap ediyor. İnci tasarımcılarının; özgür bıraktıkları yaratıcılıklarıyla beslenen en farklı tasarımlar Design Studio temasıyla hayat buluyor. Geometrik topuklar, gümüş yılan baskılı deriler, yüksek platformlu sandaletler, gladyatör dekolteler ve bu sezonun trendi açık burun botlar koleksiyonun çizgisini oluşturan en özel modeller arasında. 27
3
şeker gibi
CAMPE R Camper’ın yeni sezon koleksiyonu, Romain Kremer’ın tematik çalışmalara imza atarak yarattığı birbirinden çarpıcı ayakkabı modelleri ile ilgi görüyor. İlhamını kıştan ve kayaktan alan Ski modelleri koruma ve performansı, tasarımla buluşturuyor. Kış mevsiminin soğuk hava şartlarını düşünen ve bu anlamda ayakları ısıtıp, korurken stili ile de dikkat çeken tasarımlara hayat veren Camper Sonbahar-Kış 2015/16 koleksiyonundaki “Ski” temasıyla bu
4
armani imzası
A RMANI Armani’nin yeni parfümü Si, muhteşem notalarıyla yeni çıkanlar arasından sıyrılıyor. Güzel oyuncu Cate Blanchette’in yüzü olduğu parfümü, yenilik arayanlar mutlaka denemeli. Frenk üzümü, özel muhafaza yöntemi sayesinde yasaklı bir meyve gibi tüm koku elementlerini koruyor. Mest eden bu koku, gücünü karanlıktan alarak feminenliği ve tüm tutkulu duyguları açığa çıkarıyor. Bu yaratıcı esans iki şehvetli vanilya kokusuyla zenginleşiyor. Biri tamamen doğal haliyle kullanılan ve tutkunun gücünü açığa çıkaran vanilya, diğeri ise bir Armani parfümünde ilk defa kullanılan Jungle Essence adı verilen eşsiz bir yöntemle alışılagelmiş kokulardan yepyeni boyutlar yaratan bir esans karışımı.
28
konuya daha da özel bir yer veriyor. Romain Kremer bu modu yaratırken 90’ların kayak modasına gönderme yapıyor ve o dönemin fenomenlerinden kabarık, puf montlarından ilham alıyor. Ski koleksiyonu altında kendini gösteren Fiss, Laika Sport, Beluga, Tomorrow, 1980, Vintar gibi modeller, yüksek koruma ve performans sağlayan özel tasarımları kadar eğlenceli yansımalar ortaya çıkaran canlı neon renkleri ile de ilgi çekiyor.
5
stiletto zarafeti
HOTİÇ
6
Hotiç’in yeni koleksiyonunda en güçlü parçaları bağcıklı, yalın Oxford stili ayakkabılar oluşturuyor. Maskülen çizgilerin modern ve fark yaratan kullanımları ise vitrinlerde ilk göze çarpan tasarımlar arasında. Sivri burun stiletto’lar, kemik, kırmızı ve camel degrade deriler ile canlı ve kadınsı bir duruşu sergiliyor. Her yaş grubunun vazgeçilmezi, günlük kullanımlar için veya şık bir davete giderken rugan modeli tercih edebildiğiniz babetler, yine sezonun en rahat ayakkabı seçenekleri arasında. Sivri babetler ise dinamik ve rahat iş kadını çizgisinde sunuluyor.
zarif silüetler
FOREVER N E W Forever New, asil detaylarla süslediği ihtişamlı kumaşlarını, elegan tercihlere sunuyor. Sofistike tonlarla yaratılan dinamik etkiye sahip koleksiyon, Seventies Revival, hayatı podyum gibi yaşayan kadınların beğenisine sunuluyor. A kesim etekler, yüksel belli pantolonlar, bisiklet yaka kazaklar ve
hacimli kabanlar ile 70’lerin moda arşivinden fırlayan Seventies Revival koleksiyonunda kullanılan baş döndüren renkler, sezona damgasını vuracak. İkonik parçaların üzerine işlenen parıltılar, yaka oyuntularını taçlandıran metalik detaylar, harmoni içinde dikkat çekiyor. 29
7
her tarza uygun
MISIRLI Mısırlı’nın yeni sezon koleksiyonunda yer alan modeller, birbirinden özel renk seçenekleri ile göz kamaştırıyor. Koleksiyonda yanık renklerle bütünlenmiş portakal rengi, pas rengi, koyu asil kırmızılar, mürdüm ve şarap bordoları, haki yeşilin iç ısıtan tonları dikkat çekerken, yün, kadife ve keçe kumaşların narinliği de koleksiyonda hayat buluyor. Mısırlı kadını, leoparın, pied de poule’un, çiçeğin, çizgi-
8
rahat ve şık
VEPA'62 İlk kez 2005 yılında lanse edilen Jessica Simpson koleksiyonu Amerikalı ünlü şarkıcı ve stil ikonu Jessica Simpson tarafından yaratıldı. Daha çok gündelik yaşama hitap eden koleksiyon ikonik, trendy, rahat ve ulaşılabilir olması bakımından her stilden kadını yansıtıyor. Global trendlerden etkilenerek heyecan verici ve feminen bir sezon sunan Jessica Simpson her sezon koleksiyonlarını o yılın en hit moda trendleri ile harmanlıyor. Sonbahar sezonunda topuklu ayakkabılar, 30
ahşap topuklu moto botlar ve trendy düz modeller ile geçiş sezonuna heyecan verici, keskin ve feminen bir görüntü katıyor. Jessica Simpson kış sezonunda markasının 10. yıl dönümüne ithafen özel bir kapsül koleksiyon hazırladı. 10. yıla özel olarak kendisinin ikonik stilini ve modaya bakış açısını yansıtan tasarımlarıyla Jessica Simpson’ın bu limitli ve özel koleksiyonu özgür ruhu ve modern Amerikan stilini temsil ediyor. Vepa’62’de inceleyebilirsiniz.
nin ve puantiye’nin moda akımlarını oluşturan en son versiyonlarını gizli ve özel detaylarda keşfediyor. Mısırlı, yeni koleksiyonunda günün her saatine uygun birbiriyle rahatlıkla kombinlenecek şekilde tasarlanmış zamansız koleksiyonunda manto, pantolon, kalem etekler, pantolon etekler, bluzlar, hırkalar ve elbise modellerine dikkat çekiyor. Çift renkli elbiseler ve sade trençkotlar favorilerimiz arasında.
9
kamuflaj modası
NEW BAL ANCE Hareketten ilham alan New Balance, kış sezonunda spor giyim koleksiyonuyla son yılların moda desenleri arasında yer alan kamuflaja mini bir seride yer veriyor. New Balance, Sonbahar-Kış 2015 spor giyim koleksiyonunda yer alan mini kamuflaj koleksiyonu, son yılların en moda desenlerinden kamuflajı 2016 yılına da taşıyor. Spor yaparken giyim teknolojisi ve rahatlığın yanı sıra şıklığı da önemseyen kullanıcılar için hazırlanan kamuflaj serisi, bomber jacket, sweatshirt ve tayttan oluşuyor. Siyahın asil ve zarifliğini taşıyan mini koleksiyon, kamuflaj desenine yeni bir yaklaşım sunuyor. Seri, hem dış mekan hem de salon sporları için ideal. Koleksiyon, performans ayakkabılarıyla da kombin edilebiliyor.
10
özel makyaj tüyoları
MAYBELLINE Maybelline New York makyaj artisti Alp Kavasoğlu, yeniden New York Moda Haftası’nın back-stage’inde yer aldı. New York Moda Haftası’na katılan ve dünyaca ünlü modellerin defile makyajlarını yapan Alp Kavasoğlu, deneyimlerini ve önümüzdeki sezonun göze çarpan trendlerini paylaştı. 2016 ilkbahar-yaz sezonunda mat ciltlerin ön planda olacağını belirten Alp Kavasoğlu: “Köstebek derisi rengi olarak
ifade edilen boz kahverengi yani taupe rengi, 2016 sezonunu ele geçirmiş şekilde dikkatleri üzerine çekerek göz makyajında belirleyici oluyor. Taupe rengi üzerine uygulanan parlak altınlar, göz makyajının yeni trendi olarak dikkat çekiyor. Kıpkırmızı dudaklar her sezon olduğu gibi 2016 ilkbahar-yaz sezonunda da sıklıkla karşımıza çıkıyor” diyor. Maybelline Affinimat fondöten ise cilde pürüzsüzlük veriyor. 31
EĞLENCE SİNEM A
Ne derler? Değişmeyen tek şey değişimdir! Bu söz sinema için de fazlasıyla geçerli. Her şeyin sonuna gelindiği, daha iyisinin olamayacağının düşünüldüğü anda yeni bir teknoloji gelişir ve sinema bir sanatın da ötesinde büyünün ta kendisi olduğunu bir kez daha ispatlar. İşte imax, yedinci sanata bu yönde büyük bir şans verdi ve sinemaseverlere gerçeğe en yakın filmleri hediye etti.
D
OĞADA gerçekleşen her şey bir sonuç doğurur. İnsanoğlundan örnek verelim. Homo spaiens atalarımız ilk günlerde çevresindeki türler düşünüldüğünde besin zincirinin en altında yer alıyordu. Avlanan bir hayvandan payını alabilmek için kendisinden güçlü birçok yırtıcının sofradan çekilmesini bekliyor, ancak kemiklerin içinde kalmış iliklerle beslenmeye çalışıyordu. O iliklere ulaşmak için taş, yani bir alet kullanmaya başladılar, kemikleri kırdılar, karınlarını doyurdular. Alet kullanmak hoşlarına gitmişti ve bunu gündelik bir hareket olarak benimsediler. Sonrasını biliyorsunuz; başka aletler buldular ve geliştirdiler, kendilerinden güçlü hayvanları zapt edecek hale dönüş-
32
tüler, besin zincirinin tepesine çıktılar. Alet kullanmak beyin gelişimlerini hızlandırmış ve onları zirveye götürmüştü. Hiçbir yırtıcı olmayan bir coğrafyada doğsalar ve avın etlerini afiyetle yeselerdi o aletleri hiçbir zaman yaratmayacaklar ve beyinleri bu seviyede gelişmeyecekti. Olumsuz bir durum, olumlu bir sonuç yarattı. En azından biz insanlar için… Artık saf doğada yaşamıyoruz ama neden-sonuç ilişkisi gündelik hayatımızın her anında döngüsünü devam ettiriyor, olumsuz durumlardan parlak sonuçlar çıkmasını sağlıyor. Bu sefer sinema endüstrisini düşünün. Güzel filmler yapıldı, seyirci para verip salonlara gitti, sinema keyfini sürdü ve evine döndü. Denklem
eskiden böylesine basitti. Sonrasında her eve bilgisayar girip korsan filmler de sokaklarda fink atmaya başlayınca sinema keyfi yaşamak için bir yerlere gidip fazlasıyla para harcanmasına gerek kalmadı. Alt yazıların bazen Tarzanca ya da görüntünün bulanık olmasını dert etmeyen film meraklıları sinemanın yolunu kısa sürede unuttu. Endüstri buna tepki göstermeyi sadece hukuk mücadelesiyle yapmakla yetinmedi ve teknolojiye başvurdu. Belki aynı tatta filmler çekiliyordu ama sadece ve sadece sinema salonlarında tadına varılabilecek görüntü zenginliği, beyazperde keyfi, hayranlık uyandıran bir keşif ortaya çıktı: IMAX! Köşe başındaki korsan CD tezgahları sinemada devrim yaratan bir teknolojinin yaratılmasını sağlamış oldu.
Peki IMAX nedir? Hangi özellikleriyle bizi bizden alır ve sinemanın büyüsünü o eski günlerdeki gibi yaşatır? IMAX aslında Kanadalı eğlence teknolojisi firması IMAX Corporation tarafından geliştirilen bir sinema sistemi. Burada sadece perdeye yansıyan görüntünün netliği söz konusu değil; kamerasından salonuna, hoparlöründen perdesine sinemanın tüm dinamiklerinin tamamen farklı olduğu bir teknoloji söz konusu. Gerçek bir IMAX salonunda, gerçek bir IMAX izlerseniz şunu bilmelisiniz: Bu film, ağırlıkları 19 ile 45 kilogram arasında değişen kameralarla çekildi. Eğer o film 3 Boyutluysa, kameranın ağırlığı 109 kilogramı buluyordu! Detaylara geçmeden farklılığı şu örnekle anlatmak daha doğru olabilir. Nasıl IMAX korsan filmcilikle mücadele etmek ve insanları salonlara döndürmek için geliştirildiyse, 1950’lerde de wide screen, yani geniş ekran teknolojisi televizyon nedeniyle sinema bilet satışlarının düşmesi üzerine geliştirilmişti. Şu bildiğiniz, artık klasikleşmiş 16:9 sinema ekranı işte! IMAX aynı derecede farklı bir sinema deneyimi. Şimdi detaylar… Sinemadaki dijital devrimden önce filmler 35 milimetrelik filmlere çekiliyordu. IMAX’in ilk örnekleri ise 70 mm film kullanarak fark yarattı. Zaman zaman bazı büyük prodüksiyon Hollywood filmleri de 70 mm’ye çekildi ama IMAX burada da farklıydı. O standart 70 mm filmler karede 5 perforeye sahipken IMAX’in 70 mm’lerinden saniyede 15 perfore vardı. 15/70 diye tanımlanan IMAX filmleri, bu dişli rakiplerinin üç katı büyüklüğündeydi. Güzel ama bir sorun vardı: Bunu yapmak hem hiç kolay, hem de hiç ucuz değildi. Devasa boyutlar IMAX teknolojisinin temelinde yatan özellik. Kameraların ağırlığını, haliyle büyüklüğünü öğrendiniz. Bir de salonları ve perdeleri dinleyin! Gerçek bir IMAX filmini hakkıyla izlemek için ister 2 Boyutlu olsun ister 3 Boyutlu, iddialı bir apartmanın yüksekliğinde ve bir basketbol sahasının genişliğinde perdeye ihtiyaç duyulur. Rakamlara dökmek gerekirse 22 metre genişlik, 16 metre yükseklik gerekiyor! Avustralya Darling’deki IMAX sineması en büyük perdeye sahip: 35.7 metre x 29.7 metre. Bu perdelere sahip sinemalar haliyle daha farklı, küre şeklinde bir mimariye sahipler ve IMAX Dome olarak biliniyorlar. IMAX Dome’larda izleyiciler merkezde oturur, içbükey perde sayesinde 180 derecelik bir açıyla hiçbir detayı kaçırmadan, yatay ve düşey açılardaki algılama kapasitesine uygun bir biçimde filmi seyrederdi. Bugün özellikle bazı müzelerde ve salonlarda halen korunuyorlar ve özel filmlerin gösterimini yapıyorlar.
bin watt’lık olması şart. İddialar bu ışığın Ay’dan bile görünebileceği yönünde. Tanıdığınız bir astronot varsa sorabilirsiniz! Bir de filmin ses boyutu var tabii ki. Onun için de altı kanallı dijital surround ses sistemi kuruluyor. Bir IMAX filminin bir makarasının ağırlığı 250 kilogramı buluyordu ki bu da her yere kopyaları taşıyanlar için fazlasıyla sıkıntı verici bir durumdu. Üstelik bu kopyaların taşınma sırasında zarar görmesi filmin üreticilerinden salon sahiplerine, taşıyıcılardan sabırsızlıkla IMAX deneyimi yaşamak isteyen seyircilere dek büyük bir sorun anlamına geliyordu. Tüm bu devasa ve özel ekipman, dakikası binlerce dolara üretilebilen sinema filmleri, özel mimari salonların yarattığı yüksek maliyet iş bilet satmaya gelince haliyle istemediği bir duvarla karşılaşmış oldu. Yüksek bilet fiyatları ve seyircinin isteksizliği. Bir de bunlara IMAX filmleri kameralarının ağırlığı ve büyüklüğü nedeniyle zor ve seri çekimlerde çok iyi performans veremediği gerçeğini ekleyin… Bunun farkında olan IMAX yetkilileri uzun bir dönem sadece belgesellere ağırlık verdiler. Yaklaşık 40 dakika uzunluğunda, balinaların gizli yaşamını veya uzayın derinliklerinin sırlarını anlatan, merak uyandırıcı ve muazzam görüntü ve ses kalitesine sahip belgeseller çektiler. Bunlar özel sinemalarda gösterildi ama iş gişe yapacak Hollywood prodüksiyonlarına gelince işler istendiği gibi gitmiyordu. Bu yüzden yeni bir devrime ihtiyaç duyuldu. 1990’lı yılların sonundan itibaren sinema sektörüne giren dijital devrim artık IMAX için de zorunlu hale gelmişti. IMAX Corp. için yarattıkları muazzam teknolojinin bir kısmından feragat etmek çok keyifli olmasa da geniş kitlelere ulaşmak isteği ağır bastı. IMAX’le filme çekilen yapımlar dijitale aktarıldı; böylece devasa film ma-
karalarının taşınmasının ve zarar görmesinin maliyetlerinden kurtulmak mümkün oldu. Perde halen normal sinemalarınkine göre yüzde 110 daha büyük olsa da küçültüldü. Amerika Birleşik Devletleri ve bazı Avrupa ülkelerinde orijinal IMAX perdesi ve salonuna sahip sinemalar bulunuyor. Bu şehirler bu sayede turist bile çekebiliyor! Teknolojinin gelişmesiyle kamera ve projeksiyon sistemlerinde de boyutsal küçülmeler sağlandı. Yine de bunlar sadece IMAX standartlarındaki mütevazi dönüşümler. Bir IMAX sinemasında film izlediğinizde bilmelisiniz ki gerçek hayata en çok yaklaşan insan yapımı görüntüler karşınızda akıp gitmektedir. IMAX perdesine yansıtılan görüntüler çevresel görüş alanının dışına taşıp perdenin ortada kalktığı hissini verir. “Görüntü piramidi” diye adlandırılan ve salonda oturulan nokta ile perdenin dört köşesi arasında oluşan alan IMAX salonlarında çok daha geniş bir alan olarak var olur. Bu sayede görüntüler adeta perdeden çıkıp izleyicinin kucağına gelir, hatta onu da içine alır. Özel dijital surround ses sistemi de gerçekçiliği ve insanın iliklerine kadar işleyen yapısıyla bu sinema deneyiminin etkisini ikiye, üçe katlar. IMAX salonlarındaki özel akustik dizayn sayesinde her koltuk en iyi işitme pozisyonundadır. Kısacası IMAX deneyimi, sinemanın ne kadar büyülü bir dünya olduğunu ispatlarken bir yandan da izleyiciyi bu görsel yaşantının içine alacak bir şölendir. Belki de bu yüzden IMAX filmi izleyen bazı sinemaseverler bir daha IMAX harici film seyredemeyecek hale geliyor! Bu yazının sonunda IMAX salonu nerede diyen okurlarımız için Türkiye’nin en büyük ve Ege bölgesindeki tek IMAX salonu’nun MaviBahçe Cinemaxicimum’da olduğunu hatırlatalım.
Devasa olan sadece perde ve kameralar değil; projeksiyon lambasının da 15
33
EĞLENCE SİNEM A
Türkiye’nin En Büyük IMAX Perdesi
MaviBahçe'de! İzmirlilerin özlemle beklediği IMAX nihayet MaviBahçe’de açıldı. Bugüne kadar İzmir’de ve Ege Bölgesi’nde IMAX salonu yoktu. Neden bu kadar geç kalındı diye merak eden MaviBahçe okurları için Cinemaximum Ege Bölge Müdürü Özgür Çiftçi ile bir röportaj yaptık. RÖPORTAJ: M U T L U D İ N Ç E R / FOTOĞRAF: H A N D E Z E R K İ N B İ L G İ N
34
MaviBahçe’de bir IMAX salonu kurulması konusu ne zaman gündeme geldi ve siz Cinemaximum olarak nasıl devreye girdiniz? Sizlerin de bildiği üzere Mars Cinema Group; 2001 yılında, teknolojiyi konfor ve beklentilerin üzerinde bir hizmet anlayışı ile birleştirerek, Türkiye’de farklı ve kendine özgü bir sinema deneyimi yaratmak felsefesiyle kurulmuş lider sinema zinciri. Şu ana kadar Mars Cinema Group olarak Cinemaximum İstinye Park, Cinemaximum Marmara Park ve Cinemaximum Akasya Acıbadem olmak üzere İstanbul’da 3, Cinemaximum ANKAmall ile de Ankara’da 1 olmak üzere, totalde Türkiye’de 4 adet IMAX salonuna sahiptik. İzmir MaviBahçe salonumuzla artık Türkiye’de toplamda 5 noktadayız. İzmir IMAX salonumuz, Türkiye’nin en geniş IMAX perdesine sahip. IMAX perdesinde bir film izlemek, standart bir sinema salonunda film izlemekten çok daha üstün bir deneyim yaşatıyor. Dolayısıyla İzmir’de de bir IMAX salonu açmanın vakti gelmişti diye düşünüyoruz. MaviBahçe IMAX salonunun Türkiye’deki diğer IMAX salonlarına göre farklı hangi özellikleri var? MaviBahçe IMAX salonu İzmir’in ilk IMAX’i. Aynı zamanda Türkiye genelindeki toplam 5 IMAX salonu içinde de en büyük IMAX perdesine sahip olanı. Bu özellikleri ile de MaviBahçe IMAX salonumuz ciddi anlamda öne çıkıyor tabi ki… IMAX salonunda hiç film izlememiş birisini nasıl bir deneyim beklediğini anlatabilir misiniz? Türkiye’nin öncü sinema grubu olarak, 32 ilde, 80 lokasyonda bulunan Mars Cinema Group; bulunduğu lokasyonların öne çıkan AVM’lerinde faaliyet gösteriyor. Dolayısıyla koltukların ergonomik rahatlığı, geniş oturma düzeni, dijital projeksiyon ve özel akustik sunan ses sistemi teknolojisi ile standartların dışında bir sinema keyfi yaşatan Cinemaximum dünya standartlarındaki sinemayı farklı şehirlerdeki misafirleri ile buluşturuyor. Az önce de belirttiğim gibi bugüne dek yaratılmış “Gerçeğe En Yakın” 3 Boyutlu sinema teknolojisi ile etkileyici bir film deneyimi sunan IMAX’te bir film izlemek, standart bir sinema salonunda film izlemekten çok daha üstün bir deneyim yaşatıyor. Dolayısıyla IMAX salonları eşsiz geometrik yapısı; gerçek hayattakinden daha büyük kristal niteliğindeki 3 boyutlu görüntüleri, tabandan tavana uzanan perdeleri ve IMAX’e özel dijital
ses sistemi ile birleşerek sinemaseverlerin kendilerini adeta filmin içinde hissetmelerini sağlıyor. Sizce İzmirliler MaviBahçe IMAX sinemasına nasıl ilgi gösteriyor? Burada film izleyenlerden hiç geri dönüş aldınız mı? Nasıl yorumlar yapılıyor? İzmirliler İzmir’de bir IMAX salonu açılmasını büyük bir heyecanla bekliyordu. Dolayısıyla biz de bu beklentiyi karşılamak için IMAX salonumuzu erken gösterime açtık. Bildiğiniz gibi Star Wars serisinin son filmi Star Wars: Güç Uyanıyor tüm dünyayla eş zamanlı olarak ülkemizde de gösterime girdi. Herkesin merakla beklediği bu filmi İzmirliler de IMAX teknolojisinde izleyebilsinler diye IMAX salonumuzu erken gösterime açtık ve ciddi anlamda fazla bir katılımla çok büyük bir izleyici ilgisi gördük. MaviBahçe IMAX salonu için hangi özelliklere sahip filmler seçiyorsunuz? 2016 yılında İzmirliler burada hangi filmleri izleyebilecek? MaviBahçe IMAX salonumuzun ilk lansman gösterimi için az önce de bahsettiğim gibi Star Wars; Güç Uyanıyor filmini tercih ettik. 2016 yılında yine her ay en az 1 filmi IMAX salonumuzda sinemaseverler ile buluşturacağız. 2016 yılında tarih sıralamasına göre İzmirlileri IMAX teknolojisinde bekleyecek olan filmler ise şöyle; 22 Ocak 2016- The Revenant (IMAX), 12 Şubat 2016-Deadpool (IMAX), 25 Mart 2016-Batman V. Superman: Dawn Of Justice (IMAX 3D), 06 Mayıs 2016-Captain America: Civil War (IMAX 3D), 27 Mayıs 2016 Alice In Wonderland: Through The Looking Glass (IMAX 3D), 10 Haziran 2016 Warcraft (IMAX 3D), 07 Temmuz 2016 Tarzan (IMAX 3D), 22 Temmuz 2016-King Arthur (22 Temmuz 2016), 12 Ağustos 2016 Suicide Squad, 04 Kasım 2016 Doctor Strange (IMAX 3D), 16 Aralık 2016 Star Wars: Rouge One (IMAX 3D)
Sizin ilk IMAX deneyiminiz hangi filmle ve nasıl olmuştu? IMAX sinemasında film izledikten sonra neler düşündünüz? Benim ilk IMAX deneyimim Labirent: Ölümcül Kaçış filmi ile olmuştu. Çok etkileyiciyi bir film deneyimi olduğunu söyleyebilirim. Çünkü IMAX teknolojisi bugüne dek yaratılmış “Gerçeğe En Yakın” 3 boyutlu sinema teknolojisi. Dolayısıyla IMAX teknolojisi ile bir film izlemek, standart bir sinema salonunda film izlemekten çok daha üstün bir deneyim yaşatıyor. IMAX salonlarının eşsiz geometrik yapısı gerçek hayattakinden daha büyük kristal niteliğindeki 3 boyutlu görüntüler sunarak; tabandan tavana uzanan perdeler ve IMAX’e özel dijital ses sistemi ile birleşerek kendimi adeta filmin içinde hissetmemi sağlamıştı. Sizce IMAX teknolojisi sinema dünyasının geleceğine nasıl yön verecek? Yakın gelecekte beyazperdede teknolojik açıdan hangi devrimleri görebiliriz? Dünyada yaklaşık 66 ülkede 1000’den fazla IMAX salonu bulunuyor. Biz de Mars Cinema Group olarak İzmir MaviBahçe IMAX yatırımımız ile Türkiye’de toplamda beş adet IMAX salonuna ulaşmış olmanın heyecanını yaşıyoruz. Ayrıca İzmir MaviBahçe’nin Türkiye’nin en büyük IMAX perdesine sahip salonu olduğunu da bir kez daha vurgulamak isterim. Sinema salonlarındaki yeni teknolojik yatırımlardan bahsedecek olursak da; en büyük akımlardan birisi şu anda 4DX teknolojisi. Beş duyuya hitap eden gerçeklik devrimi olarak nitelendirebileceğimiz 4DX teknolojisini Mars Cinema Group olarak CJ 4DPLEX işbirliğimiz ile Türkiye’ye getirmiş; Türk izleyicisi ile buluşturmuş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Dünyada 34 ülkede olan 4DX teknolojisi Amerika, İngiltere, İsviçre, Rusya, Japonya ve Kore’den sonra şimdi de artık Mars Cinema Group’un yeni yatırımı olarak Türkiye’de yer alıyor. 4DX teknolojisi uzun metrajlı filmlerde hareket, titreşim, su, ışıklandırma, koku ve daha fazlasını sinemaseverlere hissettirerek; adeta filmin içindeymiş hissi ile eşsiz bir seyir deneyimi yaşatıyor. 4DX’in Türkiye’de seyirci ile buluştuğu ilk sinema ise; İstanbul’da yer alan Cinemaximum Marmara Forum oldu. 4DX teknolojisini en yakın zamanda İzmir gibi İstanbul dışındaki farklı illerimizde de hayata geçirmeyi hedefliyoruz.
35
Sİ N EMA
OCAK 2016'DA MAVIBAHÇE'DE
vizyonda ne var? STAR WARS: GÜÇ UYANIYOR (IMAX 3D)
Ünlü serinin yıllar sonra gelen devam filminde iki yeni karakter, Rey ve Finn çevresinde gelişen olaylar izleyiciye aktarılıyor. Karanlık Taraf olan İlk Düzen’den kaçarak hayatta kalma ve droid BB-8’e Yönetmen verilen gizli görevi yerine getirmeye çalışma J. J. ABRAMS öyküsü, Güç’ün yeni sahibine seslenmesiyle Oyuncular DAISY RIDLEY, JOHN BOYEGA, de farklı bir boyuta ulaşıyor. Kronolojik olarak bakıldığında ilk üç filmin başrol OSCAR ISAAC Vizyon Tarihi oyuncuları Harrison Ford, Carrie Fisher, 17 ARALIK 2015 Mark Hamill gibi isimler bu yeni filmde de boy gösteriyor.
ALVIN VE SİNCAPLAR: YOL MACERASI Yönetmen WALT BECKER Oyuncular JASON LEE, JOSH GREEN, JUSTIN LONG Vizyon Tarihi 1 OCAK 2016
36
Bir dizi yanlış anlaşılmanın sonucunda Alvin, Simon ve Theodore, Dave’in yeni sevgilisine evlenme teklifi edeceğini düşünürler. Böyle olunca da arkadaşları Dave’i bu yanlış buldukları kararından vazgeçirmeye karar verirler. Arkadaşlarını kaybetmemek için önlerinde sadece üç günleri vardır. Alvin ve arkadaşları bu yeni ve hareketleri maceraları için New York’ta kıyasıya bir koşuşturma içine girer.
KOCAN KADAR KONUŞ: DİRİLİŞ
İlk film neredeyse kaldığı yerden devam ediyor ama bu kez ana tema geleneksel Türk kızı kalıplarına ve uzun yıllardır süregelen “Ne derler?” korkusuna odaklanıyor. Bu korkuya meydan okuyan Efsun, hayatının Yönetmen aşkı Sinan’a evlenme teklif eder ve ikili için KIVANÇ BARUÖNÜ düğün sürücü başlar. Ama Efsun ve Sinan’ın Oyuncular EZGİ MOLA, MURAT YILDIRIM, bu hızlı karar alma ve düğün sürecinin önünde sağlam iki engel çıkar. Her ikisinin HÜMEYRA Vizyon Tarihi de ailesi! 1 OCAK 2016
KARDEŞİM BENİM Yönetmen MERT BAYKAL Oyuncular BURAK ÖZÇİVİT, MURAT BOZ, ASLI ENVER Vizyon Tarihi 15 OCAK 2016
Sakin ve gizemli bir karakter olan Hakan, 30 yaşında alternatif müzik yapan bir sanatçıdır. 28 yaşındaki pop yıldızı kardeşi Ozan ile küslükleri yüzünde magazin basınının ilgisini çeker. İki kardeş çocuklarından gelen bir soğukluk nedeniyle birbirileriyle görüşmemeye çalışırken babalarının cenazesi nedeniyle bir araya gelmek zorunda kalırlar. Bir an önce kendi hayatlarına geri dönmeye çalışsalar da babalarının vasiyeti her şeyi değiştirecek boyuttadır.
37
Sİ N EMA
OCAK 2016'DA MAVIBAHÇE'DE
KÖSTEBEKGİLLER 2: GÖLGELERİN TILSIMI Yönetmen KUDRET SABANCI Oyuncular JANSET, İNCİ TÜRKAY, ALİ NURİ TÜRKOĞLU Vizyon Tarihi 22 OCAK 2016
BİZANS OYUNLARI - GEYM OF BİZANS Yönetmen GANİ MÜJDE Oyuncular GÜRKAN UYGUN, TOLGAHAN SAYIŞMAN, NAZMİ KIRIK Vizyon Tarihi 15 OCAK 2016
38
Türkiye’nin gerçek ve animasyon karakterlerinin bir arada olduğu ilk dizisi Köstebekgiller, geçtiğimiz yıl Köstebekgiller: Perili Ourman adıyla beyazperdeye aktarılmıştı. Özellikle çocuk izleyicilerin gönlünde taht kuran yapım 400 bin kişiyi sinema salonlarına çekince bu sefer Gölgelerin Tılsımı adlı devam filmi yapıldı. Çocuklar özellikle sömestr tatiline denk gelen bu dönemde yine salonlara akın edecek gibi görünüyor!
2000 yılında vizyona giren Kahpe Bizans, bir nevi devam filmiyle geri dönüyor. Senaristliğini ve yönetmenliğini yine Gani Müjde’nin yaptığı komedinin konusu Güney Amerika’nın sıcağından kaçıp bugünkü Bağcılar’a yerleşen Mayaların Türk boylarıyla kaynaşması ve bunun Bizans’ın dikkatini çekmesi olarak özetlenebilir. Barışsever Bizans kralı 3. Klitor gerçek bir Maya hayranı olsa da imparatorluk için bu yönde entrikalar yapacak olan çok sayıda isim vardır.
DİRİLİŞ (IMAX) Yönetmen ALEJANDRO GONZALEZ INARRITU Oyuncular LEONARDO DICAPRIO, TOM HARDY, DOMHNALL GLEESON Vizyon Tarihi 22 OCAK 2016
ZOR SAATLER (3D) Yönetmen CRAIG GILLESPIE Oyuncular CHRIS PINE, CASEY AFFLECK, JOSH STEWART Vizyon Tarihi 29 OCAK 2016
Geçtiğimiz yılın Oscar galibi Birdman’in yönetmeni Inarritu, bu kez Diriliş ile yeteneklerini ortaya döküyor. Film Michael Punke’nın romanından uyarlandı. Kürkleri için hayvan avlayan Hugh Glass adındaki bir tuzakçının, bir boz ayı tarafından yaralanıp ekibi tarafından ölüme terk edilmesi hikayenin başlangıç noktası. Glass iyileşecek, ekibi ve hayvan kürkü için katliam yapanlardan intikam almak için geri dönecektir.
Sahil Güvenlik tarihinin en büyük gemi kurtarma operasyonunu konu alan film 18 Şubat 1952’de İngiltere’nin doğu kıyılarına, fırtına nedeniyle vuran bir petrol tankerindeki mücadeleyi yansıtıyor. 30 kişilik mürettebatı olan tanker hızla batarken Kaptan Bernie Webber ve dört adamı yetersiz donanımlı tahta cankurtaran botlarıyla dev dalgalara rağmen yola çıkarlar.
39
TREND RAPORU GÜZELLİK
SAÇTA & MAKYAJDA
SONBAHAR/KIŞ PODYUMLARINDAN SEÇTIĞIMIZ BU ÇARPICI GÖRÜNÜMLERLE TANIŞIN. İDDIALI MAKYAJLAR AMA BIR O KADAR ROMANTIK VURGULAR SIZE ILHAM VERECEK. EYE LINER ILE SINIRSIZ ÇIZGILER YARATMAYA HAZIR OLUN. KONU SAÇ OLDUĞUNDA ISE YENI GÜÇ DOĞALLIK. P&G ULUSLARARASI GÜZELLIK ELÇILERI TARAFINDAN BELIRLENEN SAÇ ŞEKILLENDIRME TRENDLERI BIREYSELLIĞI EN HAM HALIYLE SELAMLIYOR. SÜPER LÜKS MODELLER ISE FAVORILERDEN. YAZI: D E R YA K I R I M 40
MAKYAJDA S I N IR S I Z Ç İ ZGİ LER Gözleri ortaya çıkaran bu trendde gözün alt kirpik çizgisine siyah göz kalemiyle uygulama yapılıyor. Göz ya da civarına çizilen soyut grafik çizgiler yeni bir görsel yorum yaratıyor. Dramatik ama vurucu bir etki için görünümü kendinize uyarlayabilirsiniz. Bunun için ihtiyacınız olan tertemiz bir cilt. Kirpiklerde kahverengi maskara, mükemmel şekillendirilen kaşlar, boz kahverengi göz farı, hafif pembe allık ve nemlendirici dudak kremi olmalı. Fondöteni yüzünüzün tamamına uygulayın. Parmak uçlarınızı kullanarak tıpkı bir nemlendirici gibi cildinize yedirin ve sağlıklı bir ten rengi elde edin. Concealer ile cildiniz parlaklık ve kusursuzluğa kavuşur, küçük cilt bozuklukları ortadan kalkar. Baştan çıkarıcı füme tonlu gözler için gözün üst ve alt kısmını göz kalemiyle çizin. Kalemin ardından, far ile dikey bir katman ekleyerek göz kapağını kat kat kesin ve ekstra bir cazibe kazanın. Maskara ile alt ve üst kirpiklere son rötuşları yaparak koyu, kadifemsi ve hacimli kirpikler elde edin ve göz makyajını tamamlayın. Son olarak, dudak balm’ını doğrudan dudaklarınıza sürüp parmak uçlarınızla yedirin ve doğal dudaklar ve daha kusursuz bir makyaj elde edin.
PASTEL İSTİL ASI Bu trendde sıcak nötr gözler; dudaklarda şeftali, krem ve pembe meyve tonlarına uzanan çeşitlilikte zarif ancak yumuşak bir dokunuş öne çıkıyor. Şekillendirilmiş kaşlar, mükemmel nude cilt, krem göz farı, göz çukurlarında kırmızı/kahverengi gölgeler, hafif krem katmanları, kahverengi maskara şart. Dudaklara ise iyice yedirilmiş pastel pembe ve pastel turuncu ruj uygulanıyor. Süper mat bir cilt ile parıldayan zarif yanaklar için fondöteni yüzünüzün tamamına uygulayın, saç ve çene çizgilerinin kenarlarını parlatın. Concealer ile koyu daireleri ve cilt bozukluklarını giderin. Pembe allığı elmacık kemiklerinin üzerine uygulayarak yumuşak, sıcak bir parıltı yaratın. Son olarak gözlerinize bir kat maskara sürün. Dudak balm’ını dikey yönlü kullanarak dudaklarınıza zariflik kazandırın.
FLOR A L DÖN E M Dudaklar gün tonlarındayken yanaklarda pembeler ön planda floral esintili bu makyajda. Şekillendirilmiş kaşlar, mükemmel doğal cilt, boz kahverengi göz farı, kahverengi maskara, ruj öne çıkıyor. Görünümü yaratmak için fondöten ve concealer ile mükemmel bir cilt makyajı elde ettikten sonra, bu görünüşe sıcak bir aydınlık katın. Bunun için elmacık kemiklerinin hatlarını allık ile canlandırarak yumuşak, taze bir parıltı elde edin. Göz kalemi kullanarak gözlerinize zarif ve yumuşak bir çizgi çekin. Maskarayla kirpiklerinizi hacimlendirin. Son olarak ruj yardımıyla çekici ve çiçeksi görünümlü kırmızı dudaklar elde edin. 41
MAKYAJDA Ş İ İ R S E L D O ĞA L L IK Şeffaf, yarı mat ama mükemmel cilt; hafif fondöten, aydınlatıcı ve pudra dokunuşlarıyla şiirsel bir görünüme dönüşüyor. Tertemiz bir cilt, kirpiklerde kahverengi maskara, boz kahverengi göz farı, hafif pembe allık, dudak balm’ı görünüm için gerekenler. Fondöteni parmak uçlarınızla uygulayarak yarı mat bir cilt yaratın. Concealer ile koyu cilt bozukluğu dairelerine dokunuşlar yaparak mükemmel bir çıplak baz yaratın. Aydınlatıcı kullanarak elmacık kemiklerinizi aydınlatın, ışığın cildinizden yumuşak bir şekilde yansımasını sağlayın. Pudra ile zarif mat bir görüntü yaratın. Hafif solgun pembe farı göz kapaklarına uygulayın, genel çıplak bir görünüş yaratın. Maskarayı kirpiklerin başından itibaren yukarı uygulayarak zarif bir kıvrım yaratın. Balm ile makyajı tamamlayın.
GÜÇ LÜ KAŞ LAR Bu sezon dolgulu ve kuvvetlendirilmiş kaşlar, size özel bir dikkat çekicilik kazandıracak. Şekillendirilmiş kaşlar, mükemmel doğal cilt, boz kahverengi göz farı, kahverengi maskara, burgonya kırmızısı ruj ihtiyacınız olanlar arasında. Bu görünüşün odaklandığı yer kaşlar ama cilt de yardımcı bir faktördür. Fondöten ile kusursuz bir doğal baz yaratın. Concealer ile koyu cilt bozukluğu dairelerine dokunuşlar yaparak mükemmel bir nude baz elde edin. Kaşlarınızda istenen gölge tonunda ürün kullanın, özel kaş rengi cilt tonlarına uygunluk sağlar. İstediğiniz kaş gölgesini alın ve kaşınızda temiz dokunuşlarda bulunarak yüz şeklinize göre makyaj yapın. Bu minimalist görünüşü bir kat uygulayacağınız balm kullanarak tamamlayın.
SAÇLARDA GR A Fİ K Ö ĞE L E R Bu trendde aşırı drama ve tiyatro duygusu, oyuncu ruh hali ile birleşiyor. Saçlar taranıyor, fırçalanıyor ve elle şekillendirilerek, sert ya da yumuşak, grafik bir yanı olan saç stilleri oluşturuluyor. Çözümlendiğinde görünümün kadınsı ama aynı zamanda erkeksi bir yanı da var. Yeni kesilen kâküller, ıslak görünümlü uçlar ve kendi kendine kuruyarak oluşmuş dalgalarla birleşiyor. Kurutma makinesi ile yeni kurutulmuş ve bölümlere ayrılmış saçlarla işe başlayın; önce yan kısımlardan başlayın. Saç köklerine sprey sıkarak saçları ense kökünde atkuyruğu şeklinde toplayın. Atkuyruğunu sıkıca çekerek saçın tutmasını sağlayın. Saçın yan kısımları sert ve haşin olmalı, sadece kulak memeleri görünecek şekilde kulakları sarmalıdır. Saçın üstte kalan kısmını alın ve krepe yapın. Başın taç kısmından başlayın ve öne doğru hareket edin, bu sırada doku oluşmasını sağlayın. Alın kısmına iki buçuk santimetre kala durun. Saçın önde kalan bu 2.5 santimetrelik bölümüne yoğun biçimde sprey sıkın ve saç filesi üzerinden kurutma makinesi ile kurutarak alnı çerçeveleyen ve saçın üst kısmında ıslak ve kuru dokular arasında belirgin bir çizgi oluşturan çok düz, parlak bir doku elde edin. Saçın üstteki bölümünün uzun uçlarını alın, bir rulo oluşmasını sağlayacak şekilde itin, başlığı andıran bir şekil oluşturmaya çalışın. Yan taraflarını yukarıya kaldırın ve erkeksi ancak zarif olan, keskin ve kare bir şekil yaratmak için toka ile tutturun. Saçı geriye doğru fırçalayarak modeli tamamlayın.
42
OR GANİ K RE N K L E R 2016 Sonbahar/Kış trendlerinin renk tarafında, doğal, organik renklerin hakimiyetini görüyoruz. Son birkaç yıldır gördüğümüz güçlü renklerden uzaklaşılıyor, renkler soluyor ve aşınıyor böylece sade ve bastırılmış görünüyor. Daha doğal ve doğal elementlerle yaratılmış gibi görünüyor ve genellikle belirgin bir metalik parlaklığı var. Bu trend doğal bir paletle belirginleşiyor, farklı yerlerde renkler parlıyor. Rafine bir şıklık ve lüks hakim.
İ D D İ A L I MO DELLER İddialı modeller 2015 Sonbahar/Kış defilelerinde podyumları istila etti. Bu trend yeni bir doku şenliğini ve tarak, fırça ve diğer şekillendirici araçların belirgin biçimde eksik olmasını temsil ediyor. Bunun yerine, ürpertici karanlığı yumuşak, kadınsı bir buğu ile birleştiren birbirine dolaşmış saçlar, bukleler ve ağları yaratmak için avuç içleri kullanılıyor. Kullanılan ürün saça eller ve parmaklar yardımıyla uygulanıyor ve biçimli, ıslak saç telleri ile şakaklar ve alın etrafında “maskeler” oluşturuluyor. Görünüm ham ve yıpranmış ve hem sert, hem de yumuşak unsurları barındırıyor-çok süslü ya da kesin hatlara sahip değil. Nemli saçla çalışmaya başlayın, büyük bir top halinde saç köpüğünü köklere ve saç boyunca uygulayın ama uçlara sürmemeye dikkat edin, doğal dalgaları ve bukleleri artırmak için ürünü saçlara yedirin.
SÜPER LÜK S Bu trendde saçlar doğal halleriyle parlak ve ışıltılıdır, doğal sağlığını ve parlaklığını dışa yansıtır. Saçlar iyi durumda ve hacimlidir. Genellikle açık olarak kullanılan saçlar şekillendirilmiştir ama aşırı şekillendirilmemiştir; saçlara düz fön çekilir, ortadan ya da yandan ayrılır. Uzun demetler halinde, dokulu ve rahat bir görünüm için eller kullanılır. Kurutma makinesi ile kurutulmuş güzel bir bazla başlayın. Yuvarlak kıllı bir fırça ile saçı baştan dışarıya doğru çekerek hareket ve kabarıklık kazandırın. Saçı yandan ayırın ve saçı diğer taraftaki omuza doğru aktarın, saç boyunu gevşek bir atkuyruğu şeklinde toplayın. Atkuyruğunu sol kulağın altından başlayarak ve saçın diğer tarafına tutturarak sarın, en az 10 santimlik saçı serbest bırakın. Saçı 10 dakika boyunca difüzör ile kurutun, sonra saçı serbest bırakın ve kıl fırça ile fırçalayarak kontrollü uçuşan saçlar yaratın.
D O ĞA L ŞE K İ L L E N D İ R İ LMİ Ş Bu trendde saçlar kendiliğinden sağlıklı ve parlak görünür ama en doğal “şekillendirilmemiş” haliyle kullanılır. Saçlar zorlama ve aşırı uğraşılmış değil, gösterişsiz, yaşanmış ve rahattır. Bohem dalgalar ve doğal düğümlenmeler aşırı yapılı modeller lehine korunmuştur. Saç ister bozulmuş olsun, dağınık bir yarım topuz, düğüm ya da gevşek bir atkuyruğu halinde öylesine toplanmış, ister inmiş olsun, Şekilsiz Şekillendirilmiş trendinde saç yumuşak, hafif ve doğal hacim doludur. 43
P ORT R E
DAHA YAPACAK ÇOK İŞIMIZ VAR!
HAD 44
MÜZ IK K AR IYE R IND E MUHTE ŞEM BI R HAYRAN K ITLE SI OLAN HAD ISE , T WI ST M AR K ASI IÇIN K E ND I AD INI V E R D IĞI H ADI SE FOR T W IST B AŞLIK LI B IR KOLE KSI YON TASAR LAD I. TANITIM IÇIN B IR ÇOK I L I D OLAŞAN V E T W IST MAĞA Z ALARI N DA HAYRANLAR INA IMZ A V E R E N HADI SE YOĞUN ILGI ILE K AR ŞILAŞIYOR . B U I LGI DEN OLD UKÇA ME MNUN OLAN HAD ISE I L E İ Z MIR ’ D E B ULUŞTUK . HE R Z AMANKI SI CAK K AR ŞILAMASI ILE B AŞLAYAN SOHBETI M I Z ÇOK ÖZ E L AÇIK LAMALAR I ILE D E VAM ET TI . RÖPORTAJ: B E R R I N G Ü L O Ğ L U B A Ş
DİSE 45
PORTRE
Hadise For Twist koleksiyonu için birbirinden modern parçalar tasarladınız. Bu koleksiyonu hazırlarken nelerden ilham aldınız? Öncelikle şunu söylemeliyim kendi koleksiyonumu yaratmak benim yıllardır hayalimi kurduğum bir şeydi. Zaten bu konu üzerinde ekip olarak çalışıyorduk, planlamalar yapıyorduk yani biranda ortaya çıkan bir durum değil bu. Sadece doğru işbirliği önemliydi benim için. Twist’ten böyle bir teklif gelince çok heyecanlandım çünkü enerjimiz çok tuttu. Aslında ilham kaynağımız benim gardırobumdu diyebilirim. Hadise neleri giyer, neleri giymezden yola çıktık ve her yaratım sürecinde olduğu gibi uzun ve sancılı bir dönem geçirdik. Sonuç olarak ortaya çıkan Hadise for Twist koleksiyonum beni ve tüm ekibi çok mutlu etti. Hadise For Twist kadını nasıl olmalı? Özgüveni olan, kendi ayakları üzerinde durabilen, güçlü ve kararlı bir koleksiyon olsun istedik. 44 parçalık rock, genç delidolu ama aynı anda özgüvenli bir genç kadını yansıtan bir koleksiyon oldu. Rock deyince aklınıza çok sert kıyafetler gelmesin. Renkler ve çizimlerden dolayı özgüveni yüksek olan bir kadını yansıtmak istedik ve bu anlamda rock kelimesi bizce çok uygun koleksiyonum için…
46
Kendi stilinizi kız kardeşiniz Derya Açıkgöz’e emanet ettiğinizi biliyoruz. Peki stiliniz hakkında ipuçları verir misiniz? Aslında farklı farklı Hadise stilleri olduğunu söyleyebilirim çünkü tek bir Hadise stili anlatmam çok zor. Sahnedeki Hadise, ekrandaki Hadise, günlük hayatındaki Hadise. Kız kardeşim Derya ile de çalışırken bu ayrımı baz alarak yola çıkıyoruz. Mesela sahnedeki Hadise’nin stili farklı orada ilk önem verdiğim şey 1,5-2 saat boyunca hem şarkı söyleyip, hem de dans ediyorum. Bu yüzden kıyafetimle rahat olmam çok önemli. Ekranda ve günlük hayatımda farklı farklı şeyler deneyi seviyorum. Bir markaya tasarım yaptınız. İleride sadece ‘’Hadise’’ olarak kendi markanızı çıkarmayı düşünür müsünüz? Tabii ki bu da gelecek planlarım arasında var ama doğru zaman çok önemli. Bir işi bunu da yaptım demek için yapmayı sevmiyorum. Gerçekten doğru zamanda inandığım bir sonuç ortaya çıkmalı. Sizin özenle hazırladığınız koleksiyonunuzda ki parçaları insanların üzerinde görmek nasıl bir duygu? İşte bu sorunun cevabı yok çünkü o an hissettiğim duygunun tarifi yok. Son 1,5 aydır Türkiye’nin birçok şehrinde Twist mağaza-
larını gezdik, inanılmaz güzel duygular yaşadım. Sevenlerim Hadise for Twist koleksiyonundan kıyafetler giyip beni görmeye geldiler. Çok mutlu oldum. O Ses Türkiye’de 5. yılınız! Beş yılda diğer jüri üyelerinde değişiklikler oldu. Sadece değişmeyen siz oldunuz. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Evet böyle bir durum var ama benim açımdan her şey çok keyifli gidiyor. Yeni sezona da çok keyifli başladık, inşallah bu şekilde de bitireceğiz. O Ses Türkiye’de izleyenler hem müzikal anlamda keyif yaşarken, hem de çok eğlenip kahkahalar atabiliyorlar. İzleyenlere samimiyetin bu kadar geçmesinin sebebi sizin de yaşarken gerçekten çok eğlenmeniz mi? Nasıl yorumluyorsunuz? Genelde O Ses Türkiye ile ilgili sanırım hepimizin aldığı şöyle bir yorum var: “Biz evdeki, özel yaşamınızdaki Hadise’yi gördük” Bu beni gerçekten mutlu ediyor. Demek ki doğru bir iş yapıyoruz. Yaşarken çok eğlendiğimiz doğru ama bunun yanında çok heyecanlanıyorum, stres yaptığımız anlar da oluyor tabii ki. Sonuçta bu bir yarışma ama burada sadece yarışmacılar değil jüri de yarışıyor. Bazen sizi çok etkileyen bir ses son anda başka bir jüriyle çalışmayı tercih
edebiliyor ve o anda gerçekten üzülebiliyorsunuz. Birçok duyguyu bir arada yaşıyorsunuz ve bu da izleyenlerimize geçiyor… Acun Ilıcalı, şimdiye kadar birinci olamamanızla ilgili sizinle tatlı tatlı uğraşıyor. Bu yıl çok daha iddialısınız, birinciliği kimseye kaptırmam diyor musunuz? Ben her zaman iddialıyım ama büyük konuşmayı sevmiyorum. Tabii ki benim yarışmacılarımdan biri şampiyon olsun istiyorum ve bunun için de çok çalışacağız ama sonuçta karar halkımızın. Onlar nasıl karar verirse o oluyor ve bu durum karşısında da bizim boynumuz kıldan ince. Yükselen bir başarı grafiği ve harika bir kariyere sahipsiniz. İlerleyen dönemde kariyer anlamında en büyük hayaliniz ne? Çok teşekkürler. Tabii ki daha yapmak istediğimiz çok şey var. Ekip olarak sürekli çalışıyoruz, yeni projeler hazırlıyoruz ama ben projelerin gerçekleşme anına kadar bunları paylaşma taraftarı değilim. Çünkü bazen öyle bir şey oluyor ki son aşamasına kadar geldiğiniz bir çalışmayı doğru zaman olmadığına karar vererek erteliyorsunuz. Bu yüzden olgunlaşmadan açıklama taraftarı değilim ama şunu söyleyebilirim daha yapacak çok işimiz var :)
47
İ L H A M A L IN MODA
MODANIN NOBELLERİ AMANDA BORGFORS MENDEZ JULIA CORREIA DE VERDIER
48
NÖTRINOLAR, DNA’YI ONARAN MOLEKÜLLER, PARAZITLER… HEPSI NOBEL 2015 ÖDÜLLERININ KONUSU. BU ÖDÜLLÜ BILIMSEL KEŞIFLER SANATÇILAR TARAFINDAN YORUMLANDI VE SANATSAL IZDÜŞÜMLERI NOBEL MÜZESI’NDE SERGILENMEYE BAŞLANDI.
H
er yıl olduğu gibi bu yıl da Aralık ayında Nobel heyecanı doruğa çıktı. Türkiye için bu yılki Nobel ödül töreni ayrı bir anlam taşıyordu. Orhan Pamuk’un 2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmasının ardından Türkiye bu yıl ikinci kez Nobel ödülüyle buluştu. Türkiye tarihinde ilk kez fen bilimlerinde bir Türk bilim insanı Nobel kazandı. Prof. Dr. Aziz Sancar, Thomas
Lindahl ve Paul Modrich hücrelerin hasarlı DNA’ları nasıl onardıklarını ortaya koyarak kimya dalında Nobel ödülünü aldı. İsveç’te Nobel ödüllerinin verileceği hafta çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Nobel Vakfı, bilimi popüler hale getirip toplumla buluşturmak adına çok çeşitli çalışmalar yürütüyor. Nobel kazanan ödüllü çalışmalardan çok törene katılan kral, kraliçe ve davetlilerin kıyafetleriyle fazla gündem
yaratmasından yola çıkan vakıf son yıllarda güncel sergiler düzenliyor. Bu yıl da kimya, fizik, tıp, edebiyat ve barış dallarında ödül alan çalışmalar sanatçılar, tasarımcılar ve müzisyenler tarafından yorumlanarak Nobel Müzesi’nde kamuoyunun dikkatine sunuldu. Projenin bir amacı dayenilikçi çalışmaları farklı disiplin başlıklarıyla yeniden yorumlamak. Sergi 6 Mart’a kadar Stockholm’de gezilebilecek.
TIP FİZİK Nobel Fizik ödülü, Takaaki Kajita ve Artur B. McDonald’ın nötrinoların farklı özelliklerini keşfetmeleri üzerine verildi. Nötrinolar evrenin bukalemunları olarak tanımlanıyor. Yüksüz ve her şeyden gelip geçen parçacıklar olma özellikleri, farklı yoğunlukta malzemelerle farklı deneyler yapılmasına olanak sağlıyor. Kajita ve McDonald da dev cihazlar kullanarak bu parçacıkların özelliklerine ilişkin çok önemli ölçümler yaptı. Giysideki mavi, nötrinoların krom detektörlere çarptığındaki mavi ışığı temsil diyor. Alttaki gri parçada nötrino dalgalarının evrendeki hareketini temsil ediyor.
Nobel Ödülleri’nin fizyoloji ve tıp alanında bu yılki sahipleri parazitoloji alanında çalışmalar yapan William Campbell, Satoshi Omura ile sıtma üzerine çalışan Youyou Tu oldu. Nehir körlüğü ve fil Hastalığı olarak bilinen paraziter hastalıklar ile sıtma yoksul insanların coğrafyalarında ölüm ve sakatlık anlamına geliyor. Ödül alan bilim insanlarının çalışmaları bu hastalıklarla mücadelede önemli. Giysi tasarımcıları eserlerine “Diriliş” adını vermişler.
MATILDA BECKMANJONATAN NILSSON
MARIA CHIFFLETCHARLOTTE LORENSSON Nötrino parçacıklarının bir kütlelerinin olması ve kimlik değiştirmeleriyle ilgili keşif sanatçılara ilham vermiş. Yeraltındaki laboratuvarlarda dev su havuzlarında nötrinoların diğer parçacıklarla çarpışıp ışık çakmalarının görünür hale gelmesi yukarıdaki heykel formunda hayat bulmuş.
JOONAS KARHUMAASISSEL KARNESKOG
Youyou Tu’nun sıtmanın yol açtığı ölümlerin oranını düşüren geleneksel Çin tıbbında kullanılan Artemisia annua bitkisi özünden elde edilen Artemisinin isimli ilacını keşfetmesi sanatçılara ilham vermiş. Fincan ve su ısıtıcısı antik Çin tıbbında kullanılan artemisinin bitkisinin formundan esinlenerek tasarlanmış.
49
MODA
EKON OMİ
Princeton Üniversitesi Profesörü Angus Deaton’a ekonomi Nobeli tüketim, yoksulluk ve refah konularındaki analizlerinden ötürü verildi. Deaton’ın istatistikleri bireylerin harcama verilerine dayanan hayatın gerçeklerine dayanıyor. Deaton’un analizlerinden esinlenerek yaratılan giysi bir makbuz olarak tasarlamış. Sanatçılar bunun kişisel bir kanıt ve tüketim eyleminin otantik çevirisi olarak yorumladıklarını belirtiyor.
MATILDA BECKMAN-JONATAN NILSSON
FELICIA HALÉN FREDELLROBERT JONSSON
50
Deaton’ın analizlerinin ana teması “parçalar bütünü oluşturur” bu eserde form bulmuş. Küpler ekonomik sistemi sembolize ediyor. Fakirlik, zenginlik ve tüketim arasındaki ilişki eserin dışında yer alan parçalarla temsil ediliyor. Bu kavramların her biri farklı malzemelerle tasarlanmış. Burada sanatçılar parçaların aslında bütünden daha farklı olduğuna dikkat çekerek Deaton’ın analizlerine atıfta bulunmuş.
E D E BİYAT 2015 Nobel Edebiyat Ödülü, Belaruslu yazar Svetlana Aleksiyeviç'e verildi. Ödül Komitesi, Aleksiyeviç'in eserlerinin "zamanın acılarına ve yürekliliğine adanmış bir anıt olduğunu" belirtti. Tasarımcılar giysinin Aleksiyeviç’in çok yönlü hikayelerinin yorumu olduğunu belirtiyor. Geçmişteki sansürlerin aşılıp hikayelerin daha fazla insana ulaşabilmesinden etkilenmişler.
ELLA WESTLUND- ISABELLE TAPPER Svetlana Aleksiyeviç'in baskı ve sansüre karşı verdiği savaş sade bir lamba ile betimlenmiş. Sanatçı, burada Aleksiyeviç'in eserlerinde Belarus’un sessizleştirilen halkının sesi olduğuna dikkat çekmiş.
MARIE ISACSSON-MATILDA IVARSSON
51
MODA
BARIŞ Nobel Barış Ödülü bu yıl Tunus Ulusal Diyalog Dörtlüsü’ne verildi. Ödülün "2011'de Yasemin Devrimi öncesinde Tunus'ta çoğulcu bir demokrasinin inşa edilmesine kararlı katkılarından dolayı verildiği" belirtildi. Ödüle değer bulunan süreç şeffaf bir giysinin üzerinde yapboz olarak yorumlanmış. Kendi başına anlam taşımayan onlarca küçük parçanın bir bütünü daha doğrusu bir çözümü oluşturmasında hayat bulmuş. DAT DAHN-KIM LINGHOFF
HANNA WIK-ROBERT WETTEBRANT İç savaşın eşiğine gelen Tunus’ta krizi çözen Ulusal Diyalog Dörtlüsü dört farklı lamba olarak tasarlanmış. Burada lambaların farklı renklerde olması aynı zamanda Tunus’un sosyal yapısını da simgeliyor.
52
KİM YA 2015 Nobel Kimya Ödülü, moleküler düzeyde hücrelerin hasarlı DNA’ları nasıl onardığına ve genetik bilgileri nasıl koruma altına aldığına ilişkin çalışmaları nedeniyle Tomas Lindahl, Paul Modrich ve Aziz Sancar’a verildi. Bu üç bilim insanının ayrı ayrı yaptıkları ve onarım mekanizmasının farklı yönlerini ortaya çıkartan çalışmaları canlı hücrelerin nasıl çalıştığı konusuna ışık tutuyor. Bütün bu bilgilerin yeni kanser tedavilerinin geliştirilmesinin yolunu açabilir. DNA onarım mekanizması siyah beyaz uzun bir giyside form buldu. Elbisenin üzerindeki siyah uygulamalar DNA onarım aşamasında büyük pay sahibi olan enzimleri temsil ediyor. İçindeki şeffaf dokuma DNA moleküllerini sembolize ediyor, bu nedenle spiral ve kısmen kavisli bir formda tasarlanmış. ANTONIA LARSSON PIHL- ANASTASIA JANSÄTER
LIGA BULMISTE-ELIN LINDSTRÖM Bu kaplar DNA yapılarının büyüleyen ve baş döndürücü tekrarını anlatıyor. Hemen hemen aynı kalıplardan üretilen kaplar küçük öğelerin birleşerek büyük etkiler yaratmasını simgeliyor.
53
S P OR
All Star 2016 Bütün Yıldızlar İzmir'e
54
ŞAMPİYON KİM OLACAK SORUSUNU BOŞVERİN! BASKETBOLDA YILIN EN EĞLENCELİ ŞOVU 23-24 OCAK HAFTA SONUNDA İZMİR’DE OYNANACAK ALL STAR MAÇIYLA GERÇEKLEŞECEK. SEZONU KİM ZİRVEDE BİTİRİRSE BİTİRSİN O İKİ GÜNDE OYNANAN YILDIZLAR MAÇI, EN GÜZEL OYUNUN SERGİLENDİĞİ KARŞILAŞMA OLARAK HATIRLARDA KALACAK. ÜÇ SAYI VE SMAÇ YARIŞMASININ BÜYÜSÜNÜ SÖYLEMİYORUZ BİLE! BASKETBOLUN EN GÜZEL ZAMANI ALL STAR HAFTA SONUNA HOŞ GELDİNİZ!
F
utbolla basketbol ezelden beri farklıdır. İlki ayakla oynanır, ikincisi elle. En temel ayrım bu gözüküyor ama çok daha fazlası var. Nedendir bilinmez basketbolcuların kelime haznesi daha gelişmiştir, elleri daha çok kalem tutar, aralarından üniversite mezunu daha sıklıkla çıkar. Kimse alınmasın, kızmasın ama basketbolcu çocuklar daha bir şehirlidir. Belki de farkı yaratan, iki taş ve bir topla (icabında ezik teneke kutu bile olabilir) oynanabilen futbola karşın, “sepet topu”nun hiç olmazsa bir pota ve zıplayabilen büyük bir top gereksinimi yaratması, bu ihtiyacın giderildiği yerlerin de genellikle kentler olmasıdır. Böyle olunca şehirli çocukların bir kısmının gönlü basketbola
kayıverir. Profesyonel dünyada da iki sporun farklılığı ortaya çıkar. En çok da “All Star” maçlarında. Evet, bildiniz futbolda All Star maçı yoktur! Sinirlerin gevşemesine, ezeli rakiplerin eğlenmek için aynı sahaya çıkmasına ne yazık ki yeşil sahalarda tahammül bile gösterilemez. Basketbol işte bu yüzden farklıdır. Basketbolcular da kıran kırana mücadele eder, icabında maçlarda kavgalar çıkar ama o güzel hafta sonu geldiğinde sezonun en değerli isimleri sadece şov yapmak, arkadaşça basketbol oynamak ve izleyenleri eğlendirmek için parkede buluşur. Sezon içindeki maçta tartışan iki rakipten biri diğerine alley-hop pası atar, kahkahalar eşliğinde birbirine sarılır. Daha güzeli tribünde onları alkışlayan rakip iki
taraftarın da aynı şekilde mutlu olmasıdır. Basketbol hızlı oynanır, sıklıkla maça çıkılır ve hiçbir zaman bunun bir oyun olduğunu unutturmaz. All Star maçları da bunun en güzel kanıtıdır. Türkiye Basketbol Ligi’nin 2016 yılının All Star şöleni İzmir’de yapılacak. Geçtiğimiz yılı muhteşem bir başarıyla şampiyon ve Türkiye Kupası galibi olarak kapatan Karşıyaka’nın ortaya koydukları bu güzel kentin, bu güzel organizasyonu üstlenmesinin önünü açtı. 23 ve 24 Ocak günlerinde yapılacak etkinlikte kadın ve erkek basketbolcular Avrupa ve Asya olarak ayrılıp, bol skorlu maçlar yapacaklar, üç sayı yarışmasında kapışacaklar, smaç şampiyonu
55
S P OR
olmak için havalarda uçacaklar… Seyircilerin de hazır olmasında fayda var. Her an birisi topu size atıp “Haydi bakalım!” diyebilir. All Star şöleni herkes içindir. All Star maçları ve yarışmaları sadece Türkiye’ye değil, tüm dünyaya Amerika Birleşik Devletleri’nin Profesyonel Basketbol Ligi’nden (NBA) ithal edilen bir kavram. Sporu hem alabildiğine profesyonel bir şekilde gören Amerikalılar, bir yandan da işin eğlence boyutunu asla ihmal etmiyor. Örneğin Amerikan futbolunun şampiyonunun belirleneceği gece en çok merak edilen ikinci konu devre arasında hangi süper yıldızın nasıl bir şov yapacağıdır! Bu durum aylar öncesinden tartışılmaya başlanır, isimler döner, sonra birileri belirlenir ama şov sır olarak kalır. Ancak oturur maçı ve tüm yayını izlerseniz şovun ne olduğunu öğrenirsiniz! Bu yüzden tarihin ilk All Star maçının NBA yıldızları arasında yapılması şaşırtıcı değil. Ama Amerikalılar profesyonel işte! Şov ne kadar gösterişli, basketbolcular ne kadar eğleniyor olsa da bu maç yılın en iyisinin kim olduğuna dair göndermeler de içerir. Tabii ki yılın en iyi oyuncusu Sezonun En Değerli Oyuncusu (MVP) ödülünü alan basketbolcudur fakat yıldızlar, karşılarında ezeli rakiplerini bulunca yeteneklerini göstererek All Star MVP’si olmak için uğraşırlar. Şampiyonun hangi takım olduğu, sezonun nasıl devam ettiği, bir önceki yılın MVP’si kazananı o gün için kimsenin umurunda değildir. Bir nevi sokak basketbolu oynanır, taktikten ziyade bireysel yetenekler konuşur. Zirve tabii ki Majesteleri Micheal Jordan’ın. Ünlü yıldız üç kez MVP oldu. Günümüz yıldızlarından Kobe Byrant ve LeBron James şimdilik ikideler; her an Majesteleri’ni yakalayabilirler! Türkiye basketbolu, NBA’de 1951’den beri devam eden All Star kavramıyla 2005 yılında tanıştı. İlk yıllar All Star şöleni İstanbul’daki Abdi İpekçi Salonu’nda yapıldı. 2009 yılında İzmir’e alınan şölen Halkapınar Spor Salonu’nu coştururken, sonrasında sırasıyla Kayseri Kadir Has Spor Salonu Ankara Arena, Trabzon Hayri Gür Spor Salonu, İstanbul Ülker Sports Arena, Mersin Servet Tazegül Spor Salonu’nda gerçekleştirildikten sonra bir kez daha başkentteki arenasına döndü. Şimdi sıra tekrar İzmir’de! Bu güzel hafta sonunda İzmirlileri ve İzmir’e gelenleri keyifli iki gün beklediği kesin. Oyuncular henüz belli değil ama Türkiye
56
Basketbol Federasyonu internet üzerinden yaptığı oylamayla basketbolseverlere All Star’da görmek istedikleri oyuncuları soruyor. Son yıllarda artan yatırımların sonucunda dünyanın en değerli basketbol liglerinden biri haline gelen Türkiye Basketbol Ligi’nin yıldızlarının en çok sevilen ve başarılı bulunan elit tabakasını bir kerede izleyebilmek İzmir için büyük şans.
fer olan Porto Rikolu guard Carlos Arroyo’ydu. Ankara’daki kapışmada attığı 14 sayıdan çok yaptığı 22 asistle dama vuran yıldız isim, 10 da ribaunt almayı başarmış, basketbol tabiriyle triple-double yapmıştı. Yani üç istatistikte de çift haneli sayılara ulaşmıştı. İşte, Amerikalıların basketbola ve tüm sporlara armağan ettiği bir başka kavram: İstatistik!
All Star 2016’da kimler olacağı henüz belli değil ama geçmişteki şölenlere bakıldığında parlak birçok isme rastlamak mümkün. Örneğin 2005’deki ilk organizasyonun en değerli oyuncusu Beşiktaşlı Khalid El-Amin olmuştu. ABD’li oyuncu kısa boyuna rağmen ortaya koyduğu gösterişli ve artistik oyunla siyah-beyazlı tribünlerin sevgilisi olmayı başarmıştı. Tam da All Star ruhuna uygun bir oyun ve eğlence anlayışı vardı. Son MVP ise Beşiktaş’la şampiyonluk yaşadıktan sonra Galatasaray’a trans-
O zaman biraz rakamlardan konuşalım. Şöyle ki, Türkiye’de ilk kez 2005 yılında düzenlenen All Star maçları 2015 şölenine kadar Türkiye Karması – Yabancılar Karmaları arasında oynanıyordu. Yabancı oyuncular ilk beş karşılaşmayı kazanarak ABD’deki Doğu-Batı karması arasındaki amansız savaşa izin vermeyeceklerini, All Star’a hegemonya koyacaklarını hissettirdiler. Sonrasında Türkiye Karması iki galibiyet alsa da skor 7-2’i bulmuştu ki federasyon maçın artık Avrupa Karması – Asya
Karması arasında oynanacağını ilan etti. Geçtiğimiz yıl oynanan bu maçı Avrupalılar 138-130 kazanmayı bildi. İlk başta kulağa en yüksek skorlu All Star maçı olarak geliyor olabilir ama rekor 2012 Trabzon’un. O yıl karşılaşmayı 140-139 Yabancılar Karması kazanmıştı. Tabii Türkiye’deki All Star maçlarında da yıldızlar kapışıyor. Kimse en gösterişli gecenin en parlak yıldızı olmayı başkasına bırakmak istemiyor. Pınar Karşıyaka ikisi Amerikalı biri Türk üç MVP çıkarttı ve bu alanda liderliği Anadolu Efes’le paylaşıyor. İzmir temsilcisi smaç yarışmasında ilk kez geçen yıl gülerken Banvit’li oyuncular iki kez kazanarak bu alanda fark yaratmış durumdalar. 3 sayı yarışmasının galibiyse bir takım değil, iki oyuncu. Ömer Ünver 2008 ve 2009’da bu yarışmayı üst üste olmak üzere iki kez kazandı. İlkinde CASA TED Ankara Kolejliler, ikincisinde Beşiktaş for-
57
S P OR
ması giyiyordu. Yeni Zelandalı Kirk Penny 2013’te TED Ankara Kolejliler, 2014’te de Trabzonspor formasıyla bu yarışmayı iki kez kazandı. Onlardan sonra bırakın arka arkayı, iki kez kazanan yok. Federasyon bu değişikliğin temelini net bir şekilde açıklamış değil ama akla gelen en mantıklı sebep olarak NBA’deki mantalitenin benzerinin ortaya konması geliyor. Bilindiği gibi NBA’de Amerika Birleşik Devletleri’nin topraklarının büyüklüğü ve özellikle doğu-batı ekseninin genişliği nedeniyle takımlar önce Doğu Konferansı ve Batı Konferansı diye iki ana gruba ayrılıyor ardından da kendi içlerinde de bu kez üçer gruba bölünüyor. Böylece NBA
58
finalinde bir tane Doğu’dan bir tane de Batı’dan takımın çıkması sağlanıyor; tüm ülke işin içine çekiliyor! Hatta bazen Konferans finalleri NBA finalinden bile büyük patırtı kopartabiliyor. All Star maçlarının da Doğu ve Batı diye yapılmasının temelinde işte yine yıldızların olduğu gibi Konferansların da “En büyük benim!” deme fırsatı bulunuyor. NBA’de Doğu, Batı karşısında 33-21’lik bir fark yaratmış durumdayken TBL’de kartlar yeniden dağıtıldı. Şimdilik skor sadece 1-0, Avrupa önde. Ancak basketbolun İstanbul’un tekelinden çıkıp Anadolu’nun farklı bölgelerinde dişli takımların oluşması ve bir İzmir takımının, Pınar Karşıya-
ka’nın geçen yıl şampiyon olması ışığında Anadolu Karması’nın yakında dümene geçeceğini öngörmek de kahinlik sayılmaz! 24 Ocak’taki bu açıdan bir milat olabilir. Diğer taraftan bugüne kadar bir salonda en çok seyirci toplayan karşılaşmanın NBA 2010 All Star karşılaşmasının olduğunu, o gün tam 108.713 seyircinin yıldızları izlediğini düşünürsek İzmir 2016 için de tüm basketbolseverleri bu şölene davet etmek gerekiyor. Belki 100 bin kişilik bir salonumuz yok ama o gün Halkapınar Spor Salonu’nun hıncahınç dolması İzmirlilerin “sepet topu”na gönülden bağlı olduğunu bir kez daha ortaya koyacak. Basketbolun şampiyonuna da zaten bu yakışır!
All Star Maçları 23 Ocak 2005
Türkiye Karması: 114 Yabancılar Karması: 123 MVP: KHALID EL AMIN (Beşiktaş) Smaç Şampiyonu: CEVHER ÖZER (Darüşşafaka) 3 Sayı Şampiyonu: TUTKU AÇIK (Ülkerspor)
26 Şubat 2006
Türkiye Karması: 98 Yabancılar Karması: 113 MVP: JEFF TREPAGNIER (Ülkerspor) Smaç Şampiyonu: MARCUS HAISLIP (Ülkerspor) 3 Sayı Şampiyonu: HARUN ERDENAY (Mersin BB)
25 Mart 2007
Türkiye Karması: 109 Yabancılar Karması: 114 MVP: MARCUS SLAUGHTER (Pınar Karşıyaka) Smaç Şampiyonu: ERSAN ÖZSEVEN (Mersin BB) 3 Sayı Şampiyonu: KENTON PAULINO (Beykozspor)
22 Mart 2008
Türkiye Karması: 102 Yabancılar Karması: 106 MVP: QUINTON HOSLEY (Pınar Karşıyaka) Smaç Şampiyonu: JAMES WHITE (Fenerbahçe Ülker) 3 Sayı Şampiyonu: ÖMER ÜNVER (CASA TED Ankara Kolejliler)
24 Ocak 2009
Türkiye Karması: 122 Yabancılar Karması: 130 MVP: ROBERT TAYLOR (Antalya Kepez Belediyespor) Smaç Şampiyonu: JASON FORTE (Banvit) 3 Sayı Şampiyonu: ÖMER ÜNVER (Beşiktaş)
10 Ocak 2010
Türkiye Karması: 124 Yabancılar Karması: 115 MVP: KAYA PEKER (Anadolu Efes) Smaç Şampiyonu: SINAN GÜLER (Anadolu Efes) 3 Sayı Şampiyonu: ENGIN ATSÜR (Beşiktaş Cola Turka)
6 Şubat 2011
Türkiye Karması 128 Yabancılar Karması 127 MVP: BIRKAN BATUK (Pınar Karşıyaka) Smaç Şampiyonu: TYLER SMITH (Bornova Belediye) 3 Sayı Şampiyonu: ÖMER ONAN (Fenerbahçe Ülker)
20 Ocak 2013
Türkiye Karması: 115 Yabancılar Karması: 116 MVP: JOEY DORSEY (Royal Halı Gaziantep) Smaç Şampiyonu: İZZET TÜRKYILMAZ (Banvit) 3 Sayı Şampiyonu: KIRK PENNEY (TED Ankara Kolejliler)
19 Ocak 2014
Türkiye Karması: 122 Yabancılar Karması: 111 MVP: SEMIH ERDEN (Anadolu Efes) Smaç Şampiyonu: TERRICO WHITE (Royal Halı Gaziantep) 3 Sayı Şampiyonu: KIRK PENNEY (Trabzonspor)
17 Ocak 2015
Türkiye Karması: 130 Yabancılar Karması: 138 MVP: CARLOS ARROYO (Galatasaray Liv Hospital) Smaç Şampiyonu: KENNY GABRIEL (Pınar Karşıyaka) 3 Sayı Şampiyonu: MICHAEL JENKINS (İstanbul BŞB)
22 Ocak 2012
Türkiye Karması: 139 Yabancılar Karması: 140 MVP: SASHA VUJACIC (Anadolu Efes) Smaç Şampiyonu: MENSAH BONSU (Beşiktaş) 3 Sayı Şampiyonu: JONATHAN GIBSON (Trabzonspor)
59
GEZİ
YARI YIL TATİLİNDE KAR KEYFİ KAYAK MERKEZLERİ KIŞ İÇİN HAZIRLIKLARINI TAMAMLADI. ÖZELLİKLE YARI YIL TATİLİNDE GELECEK KONUKLARINI BEKLİYOR. MAVİBAHÇE OKURLARI İÇİN TÜRKİYE’NİN DÖRT BİR YANINDAN KAYAK MERKEZLERİNİ DERLEDİK. İZMİR’E EN YAKIN KAYAK MERKEZİ BOZDAĞ, BU YIL GÜNÜBİRLİK HİZMET VERECEK.
60
ILGAZ KIŞ SPORLARI TURİZM MERKEZİ İlkokul günlerinizi hatırlıyor musunuz? O zaman “Ilgaz, sen Anadolu’nun yüce bir dağısın” dizesiyle başlayan şarkıyı da hatırlarsınız! Eteklerinde kara çam ormanlarının bulunduğu, yükselti artıkça göknar ve sarıçamların toprağı örttüğü bu dağ tam bir doğa ve kayak cenneti. Ilgaz Kış Sporları Turizm Merkezi, Kastamonu - Çankırı il sınırları içinde yer alan Ilgaz Dağı Milli Parkı’nda yer alıyor. Ilgaz Dağı ve yakın çevresinin 1088 hektarlık bölümü 1976 yılında Milli Park olarak ilan edilmişti. Ilgaz Dağı’na yaklaşık 10 kilometre mesafede yer alan Yıldız Tepe’de de kayak pistleri ve butik oteller mevcut. Türkiye’nin belli başlı birkaç kayak merkezinIlgaz, Alpin stil kaymanın dışında tur kayağı için de den biri olan Palandöken; Dünya Üniversiteler çok uygun. Burada kayak sezonu aralıktan nisan ayıArası Kış Oyunları’na ev sahipliği yaptı ve sadena kadar sürüyor. Kayak için ideal olan kristal toz kar ce Türkiye’de değil dünyada da popülaritesini altyapı yatırımları yeterli olmasa da burayı cazip kıartırdı. Erzurum, alternatif kış sporları için büyük lan özelliklerden. Geçtiğimiz yıllarda telesiyejler yebir potansiyele sahip. Burada kayak sezonu ekim nilendi. Yeni kurulan telesiyej ile hiç beklemeden ayının sonlarına doğru başlıyor. Mayısın ilk haf4 turnikeden saatte 1200 kişi iki dakikada zirveye talarına kadar yüksek kesimdeki pistlerde kayak çıkabiliyor. Ilgaz Dağı Kayak Merkezi’nin amatör kayabilirsiniz. Kayak merkezinde oldukça kaliteli ve acemi kayakçılar için 400 metre uzunluğunda oteller hizmet veriyor ve tesisler her geçen gün kaT-bar ve 2 kilometre uzunluğunda teleski, toplam litesini yükseltiyor. Kayakseverler için çok sayıda albeş kilometrelik pistleri mevcut. Ayrıca hafta ternatif pist ve gece kayağı imkanı da mevcut. Toplam sonları ve tatillerde aydınlatılan 1. pistte gece pist sayısı 15 olan dağda bu pistler dışında uluslararası kayak yapma keyfi Ilgaz’ın bir başka ayrıcalıstandartlara sahip iki adet yarışma pisti de bulunuyor. ğı. Dağda kayak okulu ve kayak malzemeleri Havaalanına çok yakın olması da çok büyük bir avantaj. kiralayacak mekânlar mevcut. Türkiye Kayak Kente 10 kilometre uzaklıkta bulunduğu için sadece dağFederasyonu’nun Ilgaz Dağ Tesisleri de uyda değil Erzurum’da konaklayarak da gün içinde dağa gigun fiyatlarıyla herkese kayak yapma fırsatı dip kayak yapmak mümkün. Yüksek rakım nedeniyle çok sunuyor. soğuk olan Palandöken kış dağcılığı yapanların da tercih
PALANDÖKEN KAYAK MERKEZI
ettiği bir dağ. Türkiye Dağcılık Federasyonu’nun kış dağcılığı eğitimlerinden bazıları Palandöken’de yapılıyor.
61
GEZİ
KARTALKAYA Kartalkaya, gerçek kayak ve snowboard meraklılarına hitap ediyor. Kayak tesisleri Bolu il merkezine 28 kilometre mesafede. Kartalkaya’da dokuz teleski, iki telesiyej, dokuz lift ve 13 kayak pisti bulunuyor. En uzun pist 1400 metre uzunluğunda. Pistlerin toplam uzunluğu 30 kilometreyi buluyor. Sadece Dorukkaya Oteli’nin dört pisti var. Buradaki Nazlı’nın müdavimi çok ama Bebek, Narin ve Nazar gibi üç de alternatif var. Bebek kalabalık olmakla beraber, henüz pek de cesur olmayanlar için ideal. Gözünü karartanlar ise Narin pistine gidip şanslarını deniyor. Kartal Otel, bir de snowpark inşa etti. Snowboard meraklıları bu parkta diledikleri hareketleri diledikleri gibi deniyorlar, son sürat iniş yapıyorlar. Sezon başı duyurularını takip edin ama bir son dakika gelişmesi olmazsa Kartalkaya bu yönden diğer merkezlere nazaran bir adım önde. Kartalkaya’da gece hayatının Uludağ gibi hareketli olmadığını belirtelim. Kartalkaya’da kayarken Köroğlu ve Bolu dağlarının manzaralarını seyeretmenin keyfine doyum olmaz.
62
ERCİYES KAYAK MERKEZI Kayseri’nin güneyinde yükselen Erciyes, doğal yapısının kayağa uygun olması ve uzun kış sezonuyla kayakseverlerin gözde yerlerinden biri. Kayseri il sınırları içinde yer alan 3 bin 916 metre yüksekliğindeki Erciyes, İç Anadolu’nun en görkemli dağı. Erciyes Kış Sporları ve Turizm Merkezi, Kayseri havaalanına 27 kilometre mesafede yer alıyor. Şehir merkezinden düzenli minibüs seferleri mevcut. Kayak sezonu aralıktan mart ayına kadar devam ediyor. Normal kış koşullarında kar kalınlığı 2 metre civarında ve toz karda kayma imkânı da mevcut. Erciyes Kayak Merkezi’nde kayak alanı 1800-3000 metre arasında. Alp disiplinli kayak, snowboard, telemark adı verilen dönüş kayağı, cross country, hedikli kar yürüyüşü, buz pateni, kayak oryantiringi, kızaklı dağ gezintisi, uçurtma kayağı gibi aktiviteler mevcut. Hacılar, Hisarcık, Develi ve Tekir kapılarından kayak merkezine giriş yapıp, dağın farklı bölgelerinde heyecan yaşayabilirsiniz. Bu noktalarda kayak ekipmanlarını temin edebilir ve restoran ve kahvelerde dinlenebilirsiniz. Oteller ve ana merkez Tekir Kapı bölgesinde. Kar yağışının yeterli olmadığı durumlarda suni karlama sistemi mevcut. Merkez için hazırlanan master planının tamamlanmasıyla Erciyes’in dünyanın sayılı kış turizm merkezleri arasında olması bekleniyor.
KARTEPE KAYAK MERKEZI
ULUDAĞ KAYAK MERKEZI Uludağ, her zaman Türkiye’nin en gözde kaya merkezi olma özelliğini korudu. Burada ilk kayak oteli 1933’te yapıldı ve dağ teleferikle Bursa’ya 1963’de bağlandı. Bursa merkezinden arabayla ya da manzarası muhteşem teleferikle Uludağ’ın “Oteller Bölgesi”ne rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Dağa çıkmak için 30 kilometreden fazla bir yol daha yapmak gerekiyor. Zengin lift ve pist ağına sahip Uludağ’da toplam 14 mekanik tesis bulunuyor. Yedi telesiyej ve altı tane bin kişilik teleski de sürekli çalışıyor. 11 pisti bulunan Uludağ’da en uzun pist 2000 metre civarında. Pistlerin toplam uzunluğu 20 kilometreyi geçiyor. Uludağ’ın en beğenileni Kuşaklıkaya pisti. Bazıları için Kuşaklıkaya dışındakiler kuru kalabalığa ev sahipliği yapıyor olsa da Uludağ’ın Maden, Cehennem ve Tutyeli gibi zevk veren pistleri de var. Uludağ’ın liftleri çok daha düzenli ve hızlı. Fazla beklemeden zirvelere çıkıyorsunuz. Türkiye’nin bu en çok tanınan kayak merkezinde kamu kuruluşu niteliğinde ve özel sektöre ait 30’a yakın konaklama tesisi var. Uludağ’da seçenek çok olması nedeniyle fiyatlar da daha uygun. Türkiye’nin en eski kayak otellerinin buradaki varlığı hem çeşitlilik hem de rekabet yaratıyor. Bu da Bursa topraklarında en ucuzundan en pahalısına, mütevazısından lüksüne birçok tercihe göre seçenek olduğu anlamına geliyor. Eskilerden gelen bir alışkanlıkla Uludağ otelleri geceleri de şenliklidir. Özellikle yarı yıl tatilinde ünlü sanatçıların sahne aldığı porgramlar için gelenler bile oluyor.
Uludağ’ı unutun! Eski Türk filmlerinde zenginlerin kış eğlencelerinin merkeziydi, Türkiye’nin ilk kayak merkeziydi, binlerce insanı sömestr tatilllerinde kendine çekerdi. Bütün bunlar doğru. Hatta muhteşem doğasının, narin flora ve faunasının kayak dünyasının gölgesinde kalıp kıymetinin fazla bilinmediği bile söylenebilir. Bu yüzden Uludağ’ı çilek zamanında ziyaret etmeyi bir kenara not edip, Kartepe’ye gidin. İzmit Maşukiye’deki Kartepe, Türkiye’nin en yeni kayak merkezlerinden biri. Zirveye 20 dakika gibi kısa bir sürede ulaşmak artılarından. 1685 metredeki zirveden Sapanca Gölü manzarası görülmeye değer. Kartepe, küçük bir kayak merkezi, sadece bir konaklama tesisi var. Yine de her zorluk derecesine hitap edebilen piste sahip. Buradaki toplam dört ayrı lift çıkışının hepsine tek bir skipass ile faydalanmak mümkün. Bu skipass Greenpark Otel’den temin edilebiliyor. Kartepe Telesiyeji zor pist dahil tüm seviyelere hitap eden pistlere sahipken, Geyikalanı kolay-orta, Karlıktepe orta, Kadıkonağı (otele çıkış pisti) çok kolay seviyede. Toplamda 42 kilometre uzunluğunda 14 kayak pisti var. Kartepe’de kayak malzemeleri satan ya da kiralayan mağazalar da bulunuyor.
63
YA Ş A M
10 MADDEDE Keyifli Bir Kış
Günler kısaldı, hava soğudu. Haliyle bu durum ruh halimizi de etkiliyor. Bu mevsimde size neyin iyi geldiğini en iyi yine siz bilirsiniz. Yeni hedefler koymak mı, arkadaş ortamınızı genişletmek mi, kitap okumak mı, yeni bir uğraş bulmak mı? Yapılabilecek çok şey, kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacak sürüyle olanak var. Bizim önerilerimize de kulak verin.
1
Yeni Hedefler Belirleyin
Spor Yapın
Hedef belirleyip, o yönde çalışmaya başladığınız andan itibaren kendinizi çok daha enerjik, dinamik ve heyecanlı hissedeceksiniz. Ulaşılacak bir hedef olursa plan yaparsınız, çalışırsınız, arkadaşlarınızla paylaşırsınız, ailenize anlatırsınız. Eve kapanmaz hedefiniz doğrultusunda yoğunlaşırsınız. Bu da sizi motive eder.
Eğer herhangi bir spor dalını hayatınıza dahil etmediyseniz, şimdi tam sırası. Spor sonrası bedenin salgıladığı mutluluk hormonu sayesinde kendinizi daha zinde ve mutlu hissedeceksiniz. Spor doğru yapıldığında gerginliği alıyor, huzur ve enerji veriyor. Size en yakın fitness merkezine üye olun ve sağlık kazanın.
3
4
Beslenmenize Önem Verin
Bu dönemde ağır diyetlerden kaçının. Kışın beslenmenizin Omega-3, B vitamini ve kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacak doğal destek maddeleri açısından zengin olması gerekiyor. Omega-3 yağı hayvansal gıda olarak en çok somon, uskumru, sardunya gibi balıklarda; bitkisel olarak da keten tohumu, ceviz, semizotu ve taze fasulyede bulunur. Bu arada bol bol su içmeyi ihmal etmeyin.
64
2
Yenilikler Deneyin
Güzel değişiklikler sizi motive edecek. Keşfetmek, deneyimlemek, sizi adeta yenileyecek. Bu kış yeni bir şey deneyin. Örneğin nefes terapisine başlayın. Doğru nefes alarak nefesinizi açın, o zaman bakın hayatınızda neler değişiyor, güzelleşiyor. Aldığınız her doğru nefesle birlikte içinizde yaşadığınız dönüşüm hayata daha pozitif ve farklı bir pencereden bakmanızı sağlayacaktır.
5
Arkadaşlarınıza Zaman Ayırın
Size kendinizi iyi hissettiren, yanında güven bulduğunuz, eğlendiğiniz, rahat ettiğiniz arkadaşlarınızla sık sık görüşün, onlara zaman ayırın. Arkadaşlarınızla sinemaya gitmek, yürüyüş yapmak, kahvaltı etmek, kitap okumak, kısa hafta sonu gezilerine çıkmak gibi birbirinden farklı aktivitelerde bulunun.
7
Kitap Okuyun
Evde olduğunuz zamanlarda kendinizi favori romanınızın sayfalarına bırakın. Güzel bir kitabın içinde kaybolmak, roman kahramanlarınızla dolaşmak terapilerin en güzeli.
9
Blog Yazmaya Başlayın
Eğer hala bir blog’unuz yoksa, ne duruyorsunuz? Herkes farklı sebeplerle blog yazıyor; konsept, içerik derken ortaya herkesin zevkine uygun bir şeyler mutlaka çıkıyor. Şu bir gerçek ki blog yazmak insana bir sorumluluk kazandırıyor. Kimi kendini kaptırıp gidiyor, hayal bile edemediği kapılar önünde açılıyor.
6
Gün Işığından Yararlanın
Nerede çalışırsanız çalışın her gün 10-15 dakika gün ışığına çıkın. Kış günlerinde güneş ışığı çok önemli bir ihtiyaç ve enerji kaynağı. İşyerinde öğle yemeğinden sonra yapacağınız kısa bir yürüyüş hem gün ışığından yararlanmanıza hem de kendinizi daha iyi hissetmenize yarayacaktır.
8
Evcil Hayvan Edinin
Hayvan sevgisinin insan psikolojisi üzerindeki etkileri bilinen bir gerçek. Hatta bazı psikolojik rahatsızlıkların giderilmesinde hayvan destekli tedaviler uygulanıyor. Siz de bakabileceğinize inanıyorsanız, şartlarınız da uygunsa eve girdiğinizde sizi heyecanla karşılayacak, sizinle dışarı çıkmak için can atacak yeni bir arkadaş edinebilirsiniz.
10
DVD Keyfi Yapın
Kış demek kanepenizde elinizde patlamış mısırınız en sevdiğiniz DVD’leri izlemek demek. Hafta sonlarında kendinize vakit ayırın ve sevdiklerinizle evde sinema keyfi yaşayın.
65
SAĞLIK
KİLO VERMENİN ALTIN KURALLARI Az ya da çok, genç ya da yaşlı demeden hepimizin hayatında kilo vermeye çalıştığımız bir dönem oluyor. Başarılı olmak ise sanıldığı kadar kolay değil. Biz de Park Sima Sağlıklı Zayıflama Klinikleri kurucusu İzmir kökenli beslenme uzmanı Gülşen Altın’a bu işin sırlarını ve Ege bölgesine özgü beslenme sisteminin artılarını ve eksilerini sorduk. RÖPORTAJ: D E R YA K I R I M
66
Ege tipi beslenme nasıldır? Sizce yararları ve zararları neler? Ege tipi beslenme de bol ot ağırlıklı beslenme şekli hakimdir. Özellikle bu dönemin sebzeleri arapsaçı, şevketi bostan, radika gibi otlar olarak sıralanabilir. Bu otların salataları ya da zeytinyağlı yemekleri yapılır. Aynı zamanda deniz mahsulleri ve balıkla desteklenir. Ege tipi beslenmenin zararı, kırmızı et ağırlıklı beslenilmemesi sebebiyle genellikle kansızlık oluyor. Ve aynı zamanda sebze tüketildiği düşünülerek fazla zeytinyağıyla pişiriliyor ve bu da kilo alımına sebep oluyor fakat zararından çok yararı var. Çünkü asitik değil alkali beslenme şekli hakim. Zeytinyağı dozunda kullanıldığı zaman kişi kilosunu rahatça koruyup kilo verebilir; aynı zamanda özellikle C vitamini ve diğer vitaminler ağırlıklı bir beslenme oluşur. Posa tüketimi kişinin alması gereken günlük dozdadır. Size gelen danışanlarda en sık gördüğünüz beslenme yanlışları hangileri? Sabah kahvaltı yapmamak, öğlen ve özellikle akşama doğru artan bir ivmeyle beslenme miktarını artırmak, ara öğün alışkanlığının olmamasından kaynaklı uzun saatler süren açlığın üzerine bir anda yemeklere yüklenmek. Tabii ki arkasından oluşan yüksek insülin salgısından dolayı düşen kan şekeri ile yemeğin hemen sonrası tatlıya yüklenmek. Her üç danışandan ikisinde gördüğüm ortak beslenme alışkanlığı bu şekilde. Kilo vermenin altın kuralları neler? Kişinin tiroid, insülin direnci ya da menopoz dönemi gibi herhangi bir rahatsızlığı yoksa, listeye uyduğu sürece kilo verecektir. Fakat önemli olan, doğru noktadan ve sağlıklı şekilde kilo vermesi. Ve tabii ki kalıcı olması. Yapılan en büyük yanlışlardan biri ise şu; kısa sürede kilo vermeyi amaçlamak ve tek öğün beslenmeye yönelmek. Bu şekilde insan vücut sistemi açısından son derece önemli olan kas kütlesini eritiyorlar, metabolizmalarını yavaşlatıyorlar ve diyeti bıraktıktan hemen sonra verdiklerinden çok daha fazlasını geri alıyorlar. Hem kilo alıyorlar hem de en önemlisi psikolojik olarak yapamayacakları inancına kapılarak motivasyonlarını düşürüyorlar. Dolayısıyla özetleyecek olursam, sağlıklı ve kalıcı kilo vermek için günlük beslenme programı
DİYETİSYEN GÜLŞEN ALTIN: "EN BÜYÜK PROJEM İSTANBUL’DU, BUNU DA GERÇEKLEŞTİRDİM. ŞU ANDA, MART AYINDA ÇIKMASI PLANLANAN YEMEK KİTABIMA HAZIRLANIYORUM." içinde kompleks karbonhidratlar, hayvansal ya da bitkisel proteinler, bir miktar yağ olmak üzere her besin öğesinden tüketmeli, muhakkak güne kahvaltıyla başlamalı, ara öğünleri atlamamalı ve akşama doğru bir beslenme programı oluşturulmalı. Fakat çok önemli bir konuyu da atlamamak gerekiyor, kişi, her yedi danışandan dördünde gördüğüm ortak insülin direnci rahatsızlığına sahipse işi ciddiye alıp gerekiyorsa ilaç tedavisi ile çok özel bir beslenme programı izlemesi şart. Aksi halde kontrolsüz kilo almasına ek, ileri de şeker hastası olma ihtimali de oldukça yüksektir. Kış mevsiminde ana hatlarıyla nasıl bir beslenme önerirsiniz? Hangi sebzeler, meyveler yenmeli?
Ağırlıklı olarak bitkisel ve hayvansal proteinle beslenilmeli. Aynı zamanda yeşil yapraklı sebzeler ve kök bitkileriyle beslenmek de son derece önemli. Brokoli, turp, lahana, karalahana gibi sebzeler ve meyve olarak da portakal, havuç, mandalina, greyfurt gibi turunçgilleri tercih etmeliler. Herkes diyete başlayıp sonunu getirememekten şikayetçi. Sizce bu konuda nasıl tutarlı olunabilir? Diyeti sabote eden unsurlar neler? En büyük sabote eden etken kendileri. Uygulayamadıkları için değil, konuyu çok ciddiye aldıkları için. Kişi diyet yapmaya karar veriyor, en büyük yanlış burada başlıyor. Çünkü diyet yapmaya değil doğru beslenmeye karar verilmeli. Yani diyet
67
SAĞLIK
yapmak otomatik olarak kendilerinde, tüm sosyal hayatından kısıtlanacağı, mutsuz olacağı kısacası kampa girecekleri gibi bir algı yaratıyor. Halbuki bu sürecin çok daha yumuşak geçeceğini, istedikleri şeyleri rahatça yiyebilecekleri, sadece nasıl pişirecekleri ve ne zaman, nasıl tüketeceklerini sonrasında kendilerini sıkmadan nasıl dengeleyeceklerini bilseler baskı ve stres otomatik olarak yok olacak ve rahatça hafiflemenin ve daha enerjik hissetmenin keyfine varacaklar. Kalıcılık da bu noktada sağlanıyor. Çünkü istedikleri zaman hamburger, istedikleri zaman baklava yiyebiliyorlar, aynı zamanda da kilo veriyor ya da koruyabiliyorlar. Bunu yaparken de keyif alıyorlar. Şehir yaşamının üzerimizde yarattığı stres zaten yeteri kadar hissediliyorken, bir de hayatın yemek yemek gibi diğer zevklerinden niye alıkoyulalım ki. Önemli olan bilinci oturtmak. Özellikle doğumdan sonra alınan kilolar nasıl verilebilir? 25’inde doğum yapan nasıl verir, 45’inde doğum yapan nasıl? Öncelikle hamilelikte kilo almamak en önemli etkendir. Doğum sonrası kadınlar lausalık depresyonuna girdikleri için, yürüyüşü muhakkak öneriyoruz ama asıl amaç kilo vermek değil depresyonu atlatmaları. Çünkü zaten emziklik döneminde 500 kalorilik bir miktar, süt oluşumuna gittiği için kişinin aslında normal sağlıklı bir beslenmeye geçiş yaptığı zaman kilosunu rahatça verebilir. Dolayısıyla doğum yapmış kişilerin bebekten dolayı çok hareketli oldukları için ekstra efor sarf etmeleri gerekmiyor. Peki, ileri yaşta doğum yapanlar nasıl form kazanabilir? Mesela 45’inde doğum yapan kişilerin kilo alma ihtimali biraz daha yüksek. Bu kişilerin beslenmelerine daha fazla dikkat etmeleri gerekiyor. Ağırlıklı olarak protein ve yoğun bir şekilde sebze ağırlıklı beslenmeleri gerekiyor. Sağlıklı yaşam artık bir bütün. Diyeti sporla da desteklemek şart. Bu konuda neler söyleyeceksiniz? Doğru beslenme ve spor hayatımızın her alanında bizimle ortak ilerlemeli. Spor da aslında diyet yapmakla aynı mantıkla ilerliyor. Diyete grip her gün spor salonlarından çıkmamak ve dolayısıyla da bunu sadece
68
DİYETİSYEN GÜLŞEN ALTIN: "SON İKİ YILDIR ESTETİKTE TIBBİ TEKNOLOJİ ÇOK İLERLEDİ. BU ALANDA BİR DEVRİM OLMUŞ DURUMDA VE BU TEKNOLOJİDEN BİLİNÇLİ OLARAK ÇOK İYİ YARARLANMAK GEREKİYOR." birkaç hafta uygulayıp sıkılıp bırakmak doğru değil. Kendinizi sıkmadan, 15-20 dakikalık yürüyüşlerle başlayıp, haftada 3 ya da 4 kere yapmaları kalıcılığı sağlayacaktır. Ya da birçok spor dalından birini hobi edinmek de başka bir alternatif. Zayıflama, şekil kazanma sağlayan makineler artık popülerleşti. Bunların çalışma prensibi nasıl? Özellikle son iki yıldır estetikte tıbbi teknoloji çok ilerledi. Benim başladığım 1990 yılına baktığım zaman resmen bu alanda bir devrim olmuş durumda ve bu var olan teknolojiden bilinçli olarak çok iyi yararlanmak gerekiyor. Fakat bu noktada her şeyi yaptırmak değil, kişiye göre kişinin kendine en uygun olan cihazı seçiyor olması ve doğru danışmanlık alması gerekiyor. İncelmek ve kilo vermek iki ayrı alandır. Cihazların görevi zayıflamadan ziyade incelme amaçlıdır. Vücut hareketli olduğu
noktalardan kilo almaz, en hareketsiz olan karın ve bel bölgesinden kilo alır. Bizim cihazlarla yaptığımız uygulama, vücutta trigliserid formatında depolanmış, katılaşmış, sertleşmiş, sıkışmış bir yağ dokusunu ısı sistemiyle vücut tarafından enerji olarak harcanmasını sağlamak. Yani buzluğa konulmuş bir tereyağı düşünün, biz o yağı buzluktan çıkarıp yağı harlı bir ateşin üzerine koyup eritiyoruz ve sıvılaşmasını sağlıyoruz. Vücut sistemi, her zaman enerjiye ihtiyacı duyduğu an vücudun hangi bölgesinde hazır sıcak bir kaynak varsa ihtiyaç duyduğu enerjiyi o kaynaktan tüketir, bu sayede ilk gittiği nokta bizim sıvılaştırdığımız yağ tabakası oluyor ve hızlı şekilde kişide yağı enerjiye çevirip yok ediyor. Benim favorim son üç yıldır Avrupa’nın en iyi vücut şekillendirme cihazı seçilen Exilis uygulaması ve aynı sistemle çalışan sadece karın bölgesine uygulama yaptığımız Vanquish cihazı.
/mavibahce
P ORT R E
EMRE ERDOĞAN
4:40 SAATTE CEBELITARIK! 70
İzmirli Emre Erdoğan, Ekim 2015’te Cebelitarık Boğazı’nı yüzerek geçen ikinci Türk oldu. Erdoğan, geçiş sırasında yaşadığı macerayı ve başarısının ardındaki gerçekleri MaviBahçe okurlarıyla paylaştı. Yüzme tutkusu hayatınıza nasıl girdi? Bu serüven nasıl başladı? 10 yaşımdan beri sutopu oynuyorum. Sutopu sayesinde Amerika’da burslu okudum, yüzme takımına girdim. Türkiye’de antrenman yapacak yer bulamadığım için denizlerde antrenman yapmaya başladım. Daha sonra denizde yüzdükçe mesafeler git gide arttı. Yıllardan 2013 oldu ve Karşıyaka Yüzme Takımı ile tanıştım. O sene Çanakkale Boğazı’nda genel klasman dördüncüsü oldum. Daha sonra Datça Kış yüzmesinde ve Kaş’ta 6 kilometrede şampiyon oldum. Ardından Türkiye Büyükler Şampiyonası’na girip büyüklerde üçüncü oldum. Hasta ve ateşli girmiştim bu şampiyonaya! Daha sonra biraz ara verdim ve daha değişik idmanlar yaptım. Bu yıl tekrar turnuvalara geri döndüm. Askerden geldim 6 kilometre şampiyonu oldum. Büyük denizleri ve boğazı geçmeler hep vardı. Çünkü yüzme ile ilgili hiçbir zaman problemim olmadı. Benim için mesafe veya uzun süre hızlı yüzmek beni yoran bir şey değil. Uzun yıllar yüzdüğüm için yürüme ile yüzmenin
verdiği efor bana aynı geliyor. Bunu kalp ritminden anlıyorum. Yüzerken durup kalp ritmime baktığımda normal yürüyen bir insanın kalp ritmiyle aynı olduğunu görüyorum. Ortalama hızım denizde yüzerken saatte 4,5 kilometre civarı. Hızlı yüzersem 4.8, 4.9’a çıkartabiliyorum. Bu bana herhangi bir aşırı yükleme, yorgunluk yapmıyor. Zaten bu nedenle 4 saat 40 dakika gibi bir mesafeyi rahat bir şekilde yüzebiliyorum ve daha da uzunları yüzebilirim. Bu serüvende biraz deniz tutkusu da var. Ben çocukluğumdan beri hep denizdeydim. Şimdi de antrenmanlarımın çoğunu yaz-kış denizde yapıyorum. Kışın denizde iki, üç saat yüzüyorum. Bu durum belirli bir beslenme ve uyku düzeniyle de alışılması gereken bir konu. Kara idmanlarının da belirli bir düzen ile yapılması gerekiyor. Tüm bu antrenmanları profesyonel destek alarak mı yapıyorsunuz? Ben tüm antrenmanlarımı ilgili kitapları okuyarak ve Milli Takım antrenörü Bahtiyar Özçaldıran’a danışarak yapıyorum. Genel-
likle tüm antrenman programlarımı kendim planlıyorum. Özellikle yurtdışında bu işi yapmış olan kişilerin kitaplarını sıklıkla okuyorum. Oradan elde ettiğim teknik bilgilerle antrenman yapıyorum. Elimden geldiğince kendimi daha çok geliştiriyorum. Cebelitarık Boğazı’nı geçme isteği nasıl başladı? Boğazı geçmek üzere hazırlıklarımı yaparken Amerika’daki dostlarımla temasta bulunduk. Iona Üniversitesi’nde beraber okuduğum arkadaşlarım Kerby Lewis, Matt Judge ve ben iyi bir grup olacağımızı düşündük. Grup olmak maliyetleri düşüren bir durum. Böylelikle beraber bu işi yapmaya karar verdik. Gerekli yazışmaları yaptık, sağlık sertifikaları ve gerekli belgeleri verdik. Delegeler kabul edince bir zaman dilimi belirtiyorlar. Haziran ayından başlayıp ekim sonuna kadar orada yüzebilme şansımız oldu. Bizde bu yılın ekim ayını seçtik. Hepimiz ayrı ayrı hazırlandık. Antrenmanlardan sonra oraya vardık. Havanın en güzel olduğu 10 günden birinde
71
PORTRE
yüzmemiz gerekiyordu. Geldiğimizin ertesi günü yüzmek zorunda kaldık. Çünkü hava durumu o gün elverişliydi. Suya değdiğimiz yer 15 derece çıktı. Bu derece çok soğuk bir dereceyi ifade ediyor. Yılın farklı dönemlerinde orada su 16 ila 20 derece arasında değişiyor. Bölgenin özelliklerinden biri de çok büyük gemilerin geçiyor olması. Yüzerken de en çok rahatsız eden durumlardan biri bu. Çünkü normal bir dalga aynı boyutlarda ve belli aralıklarla geliyor. Fakat gemi dalgaları daha sık ve sert geliyor. Bu da tekniği bozuyor. Örneğin su yutmaya sebep oluyor, alttaki daha soğuk suyu yukarı çıkarıyor, mazot geliyor ve tüm bunlar insanın yüzme esnasında motivasyonunu bozuyor. Yüzerken sizin yaşadığınız durumlar nelerdi? Aslında atlayana kadar heyecanlıydım. Atladıktan sonra bir kara parçasına değip düdük çalmasıyla yüzmeye başlanıyor. İlk 45 dakika da ortama alışılıyor. Denizin maviliğine alışılıyor. Çünkü 1000 metre normal bir mavilik değil. Grimsi, yeşilimsi renkte bir su var. Yüzerken her 45 dakikadan sonra bal ve muzla beslendik. Kesinlikle bota tutunmak yasak böyle bir durumda diskalifiye olunuyor. Herkesin durumuna bakılıyor. Maksimum 30 saniyelik bir duraklama süresine sahipsiniz. Daha fazla bir süre durulduğunda akıntı sürüklüyor ve rotadan kaymak söz konusu olabiliyor. Bu durumda da kılavuz teknesi yüzmeyi iptal edip sizi sudan çıkartıyor. Biz grupça gayet iyi idare ediyorduk. 90 dakikada 7 kilometreyi bitirdik. Geriye bizim için 10 km kadar bir mesafe kalmıştı. Onun da bitme süresi bizim için 2 saat 20 dakika kadardı. Ancak Cebelitarık’ın dezavantajı akıntılarının sürekli değişken olması. Dolayısıyla soğuk su sıcak su dengesi sürekli değişebiliyor. Ne yazıkki 45 dakika daha devam ettikten sonra kılavuz teknesi düdük çalıp uyararak istersek çıkabileceğimizi söyledi. “Akıntı tam karşınıza döndü saatte 2,5 km hızla sizi ittiriyor ya hızınızı biraz daha artırmalısınız ya da buradan çıkmanız mümkün değil” dedi. Ben buraya kadar gelmişken çıkmayı kabul etmedim arkadaşlarımla iletişime geçtiğimizde onlarda bana katıldı. Ben 2 kilometreyi normalde 26 dakika civarında bitiren bir yüzücüyüm. Ancak o akıntıda 8 kilo-
72
EMRE ERDOĞAN CEBELİTARIK BOĞAZINI 4 SAAT 40 DAKİKADA GEÇEREK ADINI TARİHE YAZDIRDI. ŞİMDİLERDE MANŞ DENİZİ'Nİ GEÇMEK İÇİN HAZIRLIKLARA BAŞLAYAN EMRE ERDOĞAN, ÇEŞME SAHİLLERİNDE ANTRENMANLARINA ARALIKSIZ DEVAM EDİYOR. metreden 10 kilometreye ulaşmamız bizim yaklaşık 1,5 saatimizi aldı. İnanılmaz bir zaman kaybıydı! Ağır bir moral bozukluğu yarattı. Yüzerken tesadüfen bir yunusla karşılaştım ve bu moralimi düzeltti. Yunus pozitif bir hayvan olduğu için pozitif bir enerji veriyor sanırım. İlerleyen zamanlarda akıntı biraz daha düzeldi. Geriye 2 kilometre kaldı ve bu mesafeyi 20-25 dakikada bitirdik ve kıyıya vardık. Karaya değdik ve çok keyifliydi. Faslı gençler balık avlıyorlardı işlerini bırakıp bizi alkışladılar. Sonra tekneye çıktık. Daha sonra babam aradı ve ilk onunla konuştum. Onlar benim o gün yüzmeye girdiğimi bilmiyorlardı. Panik olmasınlar diye söylememiştim. Çünkü böyle bir şeyin stresini kimseye yüklemek doğru değil diye düşünüyorum. Tabii ki bu durumlarda aile desteği çok önemli. Benim ailem her zaman arkamda durdu. Sonuç olarak yüzmeye 12:00’da başladık 16:40 da bitti, 4 saat 40 dakika gibi bir sürede tamamladık.
Daha sonraki hedefleriniz neler? Yedi denizde yüzmek yani okyanusun yedilisi hedeftir. Bu yediliden biri benim için bitti. Katalina da var Manş da var. Şimdi ekipçe Manş’a rezervasyon üzerine çalışıyoruz. Daha Sonra Yeni Zelanda Cook var. Dünya da yedi denizi geçebilen 3 kişi var. Bende bunu denemek istiyorum. Türkiye ne yazık ki yüzme faaliyetlerinde çok fazla anılmıyor. Sporcu olarak bunun üzüntüsünü yaşıyorum. Etrafı denizlerle çevrili olan bu toprakların yüzücülerinin buralarda bulunmamaları ülkemiz için bir kayıp. Şu an bir sponsorum yok. Ama böyle bir konuda yer almak isteyen bu maceraya ortak olmak isteyen hatta benimle beraber yüzmek isteyen herkese açığım. Ben takım sporundan gelen biriyim ve takım sporunu sevdiğim için de her zaman bir takım içinde yer almak beni mutlu ediyor. Takım sponsor açısından daha kolay ancak bu takımın içinde yer almak daha zor. Çünkü takım olmak
pimiz çekiyoruz. Dolayısıyla bu duruma dur demek gerekiyor. Cebelitarık’ı geçen ikinci Türk’sünüz bununla ilgili ne söylemek istersiniz? İkinci Türk olduğumu orada öğrendim. Benden önce 4 saat 37 dakika da yüzülmüş. Ben 4 saat 40 dakika da tamamladım. Bu üç klasmandan oluşuyor. Birincisi özel kıyafetli ve diğeri sırayla takım yüzmeleri vardır. Bunlardan ayrı olarak özel kıyafetsiz sadece mayoyla olan bir klasman var. Ben bu klasmanda katıldım. En zor klasman budur. Çünkü kıyafetler sizi yukarı taşır ve soğuktan korur. Nasıl geri dönüşler aldınız? Tebrikler aldım çok mutlu oldum. Ben bu kadar tebrik alacağımı tahmin etmemiştim. Ailem ve arkadaşlarım aradı. Gazetelerde haberlerim yapıldı. Bu kadar üzücü haberlerin yapıldığı sırada bunun da haber yapılması beni mutlu etti. Şehit haberlerinin olması da beni çok üzüyor hepsinin ailesine başsağlığı diliyorum. Yeni yüzmeye başlayanlara neler önerirsiniz? Azimli olmalarını öneriyorum. Her şey bir süreçle oluyor. Ben buraya gelene kadar 5-6 senemi adadım. Bir sakatlık bile yaşasalar vazgeçmesinler. Tedavi olup denize geri dönsünler. Bu işi başarmak istiyorlarsa her şeyi buna göre planlamalılar. Özel ilişkilerinden arkadaşlık ilişkilerine kadar her şeyi buna göre ayarlamak gerekiyor. Sosyal açıdan kolay bir yaşam değil.
işinizden, sosyal hayatınızdan vakit alan bir şey. Şimdi Manş için çalışmalarımı sürdürüyorum. Tüm masraflarımı kendim karşılıyorum. Gücüm yettiği kadar da oralara bayrağımızı götürmek için ben karşılamaya devam edeceğim. Normal zamanlarda antrenmanlarınızı Çeşme’de mi yapıyorsunuz? Evet, Alaçatı, Ilıca bazen de Foça’da antrenman yapıyorum. Deniz sıcaklık-
larına göre hareket ediyorum. Örneğin 10 kilometre antrenman yapıyorum ama denizdeki çöpler beni çok rahatsız ediyor. Dayanamıyorum denizdeki çöpleri topluyorum. Denizdeki kirlilik olmaması gereken bir şey. Herkes kendi çöpünü toplamalı. Bir torbanın denizde biyolojik olarak yok olması 500 yıl alıyor. Sadece bununla da kalmıyor bu kirlilik denizin ph dengesini bozuyor. Yosunlar ölüyor, balıklar yumurtlayamıyor. Karbondioksit salınımı artıyor. Tüm bunların zararını he-
Başka neler eklemek istersiniz? İzmir’in ve Türkiye’nin yüzme havuzu açığının kapatılması gerekiyor. Ben antrenman yapacak yüzme havuzu bulamıyorum. Bu yüzden su topçularla Esti Kulübü bana destek oluyor. Ben onların antrenmanına gidiyorum. Tüm İzmir’in havuz tesis probleminin çözülmesi gerekiyor. Bununla ilgili bende projeler üretmeye çalışıyorum. Fizibilitesini yapıyorum. Bazı yatırımcılarla konuşuyorum. Her sene 100’ü aşkın insanın denizlerde boğularak can verdiğini düşünürsek bunun önemli bir konu olduğunu görmekteyiz. Kendi imkanlarıyla yürüyebilecek bir tesis yapılabilir. Bunun çalışmaları bende mevcut. Bu tesis sayesinde çocuklar yüzmeyi öğrenebilir ve boğulmalar son bulabilir.
73
İLHAM ALIN D EKORA SYO N
2016 Dekorasyon Trendleri
biraz yerel biraz fütürist
74
DEKORASYON SEKTÖRÜNDE GİYİM SEKTÖRÜ GİBİ SONBAHAR KIŞ VEYA İLKBAHAR YAZ MODASI YOKTUR. DEKORASYONDAKİ TRENDLER YILLARLA İFADE EDİLİR. MALUM EVİNİZE ALDIĞINIZ MOBİLYALARI YILLARCA KULLANACAĞINIZ İÇİN, GARDIROBUNUZDAKİ MEVSİMLİK GİYSİLERİNİZ GİBİ HEMEN TRENDİ GEÇMEZ. AMA DEĞİŞİKLİK HER ZAMAN İHTİYAÇ DUYDUĞUMUZ BİR DUYGUDUR, KENDİMİZİ YENİLEMEMİZ İÇİN TRENDLERE KULAK VERMEK GÜZEL BİR BAŞLANGIÇ OLABİLİR. YAZI: F A R U K A K D E N İ Z
Y
aşadığımız geçiş aylarıyla beraber evlerde de köklü değişikliklere gidiyoruz. Gardırobunuzun içinden başlayan değişim akımı, halınızdan koltuk takımınıza kadar tüm evinize yayılıyor. Mobilya seçerken tasarımına ve dayanıklılığına öncelik veriyoruz. Daha sonra rengi, fonksiyonelliği, evde nasıl duracağı ve fiyatı geliyor. Türk veya yabancı tasarımcı imzası taşıyan mobilyalarda modern ve zarif çizgiler bu sene de ön planda. 2016’yı, minimal aksesuarla tamamlanmış özgün tasarım mobilyaların yerelliği koruyarak fütürist bir hava yaratma yılı olarak adlandırabiliriz.
İç cephe boyalarındaki renk trendlerinde fütürist bir hava söz konusu.
Halıda doğuya dönüş devam ediyor.
İç mekanlarda artan tasarım algısıyla beraber, kozmik veya galaksi tonları olarak adlandırılan renk grubu evlerinize farklı tonlar katarak yumuşak geçişler sağlamanıza yardımcı olacak.
Halı dokumasıyla meşhur olan doğu ülkeleri evinize bohem bir hava katmak için desenlerini evinizin her yerine taşımaya geliyor. Bu sene de doğu tarzı kilim ve dokuma halılar artan bir trend olarak geri dönüyor. 75
D EKORA SYO N
Sade çizgili ve parıltılı ürünler her yerde kendini hissettiriyor. Altın ve parıldayan ürünlerin şaşalı görünümden uzaklaşarak sade ve basit çizgilerle sunulduğu ürünler evlerinizin ön plana çıkacağı ve gören misafirlerinizin şaşkınlıkla “bunu nereden aldın” diye soracağı eşyalarınız olacak.
Sanat ve tasarım
Sanatçılar ve tasarımcıların ortak yaptıkları işler evlerinize daha özel anlamlar katmak için geliyor. Sanat ve tasarımın iç içe girerek fonksiyonelliğe bir anlam kazandırdığı günümüz trendinde, evinize karakter kazandırmak istiyorsanız muhakkak tercih etmeniz gereken bir tarz.
Modern mobilyalar ve antikalar bir arada...
Aile yadigarı veya antikacıdan çok beğenerek aldığınız antika eşyalarınızı, modern ve zarif çizgilere sahip mobilyalarınızla uyumlu bir şekilde kullanabileceğiniz köşelerde değerlendirebilirsiniz.
76
Fonksiyonel ve portatif Şehirler büyüdükçe yaşadığımız metrekareler küçülüyor ve zamanımız daha da azalıyor. Her şeyin pratiğini ve kolayını düşünüyoruz. Yeme alışkanlıklarımızdan eğlence hayatımıza kadar her şeyi pratikleştirmeye çalışıyoruz. Alışkanlık haline gelen pratik olmak, en çok da evlerimize yansıyor. Son yılların favori sözü “küçük alanlarda büyük çözümler” için fonksiyonelliğe ister istemez önem veriyoruz.
Ulaşılabilir tasarım Ulaşılabilir dünyayla beraber, artık herkesin her şey olabildiği ve insanların istedikleri ne varsa biraz uğraşarak yapabildikleri bir çağdayız. Markalar ve tasarımcılar da bunun farkında olmalı ki, eskiden ulaşılamayacak ve bir statü göstergesi olan tasarım mobilyalar şu anda eskisine oranla daha makul fiyatlarda ve gelişen Türk mobilya sektörü de genç tasarımcıları destekliyor. Siz de kendinize uygun tasarım mobilyaları ister yurtdışından getiren mağazalardan isterse son yıllarda ön plana çıkan Türk mobilya ve dekorasyon markalarından bulabilirsiniz.
77
İLHAM ALIN DEKORASYON
Evde Sinema Keyfi Esse, uzun kış gecelerinde evde sinema ya da dizi keyfi yapanlar için özel bir popcorn serisi hazırladı. Ekran karşısında taze ve sıcak bir keyif için özel popcorn tencereleri Essenso Zippy ve Whirley, akşamları evde geçirmeyi planlayan film tutkunlarını Esse’nin MaviBahçe mağazasında bekliyor. Mısır patlatma işlemi sırasında tencere içinin görünmesini sağlayan cam kapak ve malzeme eklemeyi kolaylaştıran silikon kapaklı delik ile zahmetsiz popcorn keyfi artık her mutfakta mümkün.
Aşk-ı Osmani Duayen Sanat Tarihçisi Prof. Dr. Nurhan Atasoy ve Sanat TarihçisiYazar Prof. Dr. Gül İrepoğlu, Bernardo için Osmanlı biçimleri ve renklerini yeniden yorumlayarak birlikte tasarladıkları “Aşk-ı Osmani” koleksiyonu ile geçmişin sanatsal izlerini günümüz sofralarına taşıdılar. Osmanlı sanatından bilgi dolu ilhamlara dayanan ve evlerde saray zevkini yaşatarak keyifle kullanılacak parçalardan oluşan Bernardo Aşk-ı Osmani Koleksiyonu, yemek takımları, kahve ve fincan takımları, tepsi, kâse, tabak, servis parçaları, şamdan, gondol, sahan, lokumluk, meyvelik, çerezlik gibi pek çeşitli ürünler içeriyor.
Borcam, Granit Renklerine Büründü Paşabahçe, Borcam’da büyük bir yeniliğe imza attı. Camda sağlıklı yemek pişirmeyi tercih edenlerin favorisi olan Borcam, artık granit renklerinde! Granit şıklığını sofralara getiren yeni Borcamlar’ın tek boyutta bej, kiremit, koyu gri, gri ve kahve olmak üzere 5 farklı rengi bulunuyor. Borcam Granit ile yemekler daha sağlıklı ve lezzetli pişerken, sofralara da ayrı bir hava katıyor.
Osmanlı’dan Gelen İlham English Home, Osmanlı renklerinden çini desen üsluplarına, zamansız bir temayla yarattığı özel tasarım “Turkish Delight” koleksiyonu ile yaşam alanlarında yeni bir trend yaratıyor. Nevresim takımlarında ve banyo havlularında öne çıkan tavus kuşu desenlerinin yanı sıra, çini desenli çay kahve takımları ve çerezlikler koleksiyonun önemli parçaları arasında yer alıyor.
78
Sualtı Dünyası Evinize Geliyor Dünyanın en zengin tropikal su altı yaşamının tam merkezinde yer alan Endonezya’nın Sulawesi Adası yakınlarında “Mercan Üçgeni” denilen bölgede Ayşegül Dinçkök tarafından çekilen su altı fotoğrafları, “TAÇ Derin Tutku Nevresim Koleksiyonu” ile hayat buldu. Okyanusların gizemli atmosferini yatak odalarınıza taşıyan nevresim koleksiyonunda 7 farklı desen bulunuyor. TAÇ Derin Tutku Koleksiyonu’nun tüm desenlerini MaviBahçe Linens mağazasında bulabilirsiniz.
Bilstore’dan Farklı Tasarımlar Klasik mağazacılık anlayışının ötesinde yaşam tarzı, modernite ve özgünlük sunan Bilstore, yeni ürün grubu içerisinde ilk etapta; tasarımını Firm İstanbul’un yaptığı Otova ve İtalyan Seletti’nin Toilet Paper magazine ile yapmış olduğu sıra dışı işbirliğinin ürünlerine yer veriyor. Geometrik ve illüstratif özellikler taşayan Otova’nın aksesuarları sade formlar üzerine renk ve desenlerle müdahale içeriyor. Seletti’nin Toilet Paper koleksiyonu pastel renkler ile kara mizah unsurlarının sentezinden oluşuyor.
Seramik Sağlığı Tantitoni Chef Nature Plus 3’lü yeni mini seramik kaplama pembe tencere setiyle sağlıklı ve birbirinden lezzetli yemekleri artık evinizde rahatlıkla yapabilirsiniz.
Sofralarda Roma Zarafeti Jumbo ile Defnenin Yolculuğuna çıkmaya hazır mısınız? O halde her dem yeşil kalan defne ağacının zarif kıvrımlı çizgileriyle bütünleşen, antik Roma’nın sade ve klasik formlarıyla tasarlanan Jumbo Roma Çatal-Kaşık-Bıçak Seti sofralarınızı süslemeye hazır. Tamamı 89 parçadan oluşan Jumbo Roma Çatal-Kaşık-Bıçak Seti, paslanmaz çelik materyali ile uzun yıllar sofralarınızın en şık ve zarif tamamlayıcısı olacak. Ayrıca deri çantası ile satışa sunulan çatal-kaşıkbıçak seti, hem şık hem de kullanışlı bir hediye alternatifi de olabilir.
79
İLHAM ALIN KİTAP
favori yemek kitapları Evinizde verdiğiniz davetlerde konuklarınızın yüzlerinde kocaman birer gülümseme oluşturmak için yeni yemek tarifleriyle tanışmaya ne dersiniz? Sizin için seçtiğimiz yemek kitaplarını inceleyin ve davet mönünüzü tasarlayın. YAZI: D E R YA K I R I M
DÜNDEN BUGÜNE LÜBNAN MUTFAĞI
ANDRÉE MAALOUFKARIM HAÏDAR “Lübnan mutfağı hem ün salmıştır hem de yeterince tanınmaz. Naçizane Beyrut’tan ya da bir köyden çıkmış bazı yemekler dünya çapındaki sayısız sofralarda yer bulduysa da Lübnan mutfağının tatlarındaki inceliği, esin kaynaklarındaki çeşitliliği yeterince yansıtmaz. Üstelik kimi zaman Lübnan mutfağına ilişkin budanmış, indirgeyici, yoksullaştırıcı bir imaj yaratılmasında rol oynar.” Bu alıntı, Andrée Maalouf ve Karim Haïdar’ın emek ve özenle hazırladıkları, Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Dünden Bugüne Lübnan Mutfağı’nda yer alan kısa “Giriş”ten. Biri atalarının yeme içme zevk ve kültürünü, öbürü iyi bir şefin olağanüstü becerilerini özümsemiş iki Lübnanlı arkadaş bu kitapta kendi yaratıcılıklarını da katarak beğenilir bir yemek dünyası yaratmışlar. Yukarıdaki alıntıda dillendirilen sakıncaları özveriyle işleyerek avantaj haline dönüştüren iki ustanın biraz da şahsî, ailevî hikâyelerini yansıtıyor bu yemekler. Zengin bir geleneğin harmanlandığı kolay bulunup rahat uygulanabilir malzemenin anlaşılır tariflerle sergilendiği bu kitapta fettuş/fette, tebbule, mütebbel, humus, mudabbara, müceddere, menâkiş, kibbe, şeyhülmahşî, bedfine, muluhiye, maklube, siyyadiye, haytayla, mamul, Osmaliye/Osmaniye gibi bizim de bazılarını az çok bildiğimiz yemekler, tatlılar birçok yararlı bilgi eşliğinde anlatılıyor.
80
GELENEKTEN GELECEĞE
Gaziantep Yemekleri TAHIR TEKIN ÖZTAN Dünyada şehir adıyla anılan ender mutfaklardan biri de Gaziantep mutfağıdır. Kültür mirası olarak yüzyıllar öncesini yansıtan Gaziantep yemeklerinin kıyıda köşede kalmış özel tarifleri bu kitapta toplanmış. Tahir Tekin Öztan’ın beş yıllık bir araştırma sonucunda hazırladığı kitap için iki binden fazla kadınla röportaj yapılmış ve reçeteler düzenlenmiş. Alınan reçeteler arasından, komisyon tarafından yapılan incelemelerde 420’sinin yayımlanmasına karar verilmiş.
FOOD&LIFE
JOÉL ROBUCHON, NADIA VOLF Dünyaca ünlü şef Joél Robuchon eşsiz birikimini, 35 yıldır prestijli üniversitelerde ders veren profesör ve akupunktur uzmanı Nadia Volf’un katkıları ile Food&Life kitabında Assouline okuyucuları ile buluşturuyor. Birbirinden özel görseller eşliğinde hangi besinin ne ile tüketilmesi gerektiğinden, birbiriyle en çok yakışan lezzetlere kadar birçok ipucunu bir arada sunan Food&Life kitabı, içinde yer alan özel tarifler ile de gurmeler ve sağlıklı beslenme tutkunlarına keyifli ve lezzetli bir bakış açısı sunuyor.
EV YAPIMI KONSERVELER
DICK&JAMES STRAWBRIDGE Bu kitap; konserveler, reçeller, jöleler, meyve şekerlemeleri, turşular, çeşitli soslar, likörler ve şerbetler yaparken rehberiniz olacak. Taze meyve ve sebzelerinizi kurutma, şişeleme ve dondurmayla ilgili ipuçları ve onlarca özel tarif, bu kitapta.
BORDEAUX LEGENDARY WINES
MICHEL DOVAZ Bordeaux, yüzyıllara yayılan geçmişi ile dünyanın en ünlü şarapçılık bölgelerinden biri... Dünyaca ünlü şarap uzmanı Michel Dovaz, Bordeaux Legendary Wines kitabında 17. yüzyıldan başlayarak bu eşsiz bölgenin ve şaraplarının izini sürüyor. Şarap tutkunları için vazgeçilmez bir kaynak niteliği de taşıyan bu kitap Dovaz’ın Bordeaux şaraplarının yapımına dair ipuçları ve şişelerin özel fotoğrafları eşliğinde tadım notlarının yer aldığı bir ayrıcalıklı bir katalog ile tamamlanıyor.
CELEBRITY COCKTAILS
BRIAN VAN FLADERN Brian Van Fladern, taze ve egzotik malzemeler kullanarak yaptığı kokteylleri ile üç Michelin yıldızı sahibi dünyaca ünlü bir miksolog. Ödüllü Craft Cocktails ve Vintage Cocktails kitaplarının da yazarı olan Fladern, Celebrity Cocktails kitabında okuyucularını baş döndüren tatlar arasında ilham veren bir yolculuğa davet ediyor. Bu özel kitap Humprey Bogart’tan Dean Martin’e, Elizabeth Taylor’dan Charlie Chaplin’e kadar birçok ünlü Hollywood yıldızının en sevdiği kokteyl tariflerini lezzet tutkunları ile buluşturuyor.
81
FAVORİ YEMEK KİTAPLARI
MAKARNANIN KİTABI
EBRU OMURCALI Kitabın yazarı Omurcalı hikayesini şöyle anlatıyor: “Aklımda çocukluğumdan kalma anılar ve annelikten edindiğim tecrübelerle en mutlu olduğum anlarda hep mutfaktayım. Her gün yeni tatlar keşfetme hevesimle Makarnanın Kitabı’nı yazmak geliyor aklıma. Hemen yola koyuluyorum; Edirne’den Van’a, Rize’den İzmir’e pek çok lezzet noktasına uğruyorum. Enfes yemeklerimizden makama sosu hatta süsü yapıyorum. Hamurlu aşlara ve çorbalara şehriyeyle makarna katıyorum. Nohutlusundan tavuklusuna, şehriyelerle pilavlar hazırlıyorum.” Bu yeni tarifleri mutlaka denemelisiniz.
SELÇUKLU MUTFAĞI
ÖMÜR AKKOR Ömür Akkor’un Selçuklu’da yemek kültürüne dair derin araştırmalar yapıp kaleme aldığı bu kitap, dünyanın önemli ödüllerinden Best in the World Gourmand’a sahip. Yazar: “Amacım Türk mutfak kültürünün derinliğine pencere açmak ve şu anda yediğimiz yemeklerin tarihine ışık tutmaktı” diyor. Mutfakla yakından ilgiliyseniz dünya literatürüne geçmiş bu kitabı kütüphanenize eklemelisiniz.
ADIM ADIM
Kekler Mükemmel tasarım, pırıl pırıl bir baskı ve her sayfasında muhteşem fotoğraflar eşliğinde tariflerin detaylı anlatımlarının yer aldığı iştah açıcı bir kitap. Kolay anlaşılır 125’ten fazla tarif içeriyor. Üstelik tüm teknikler her aşamada adım adım fotoğraflarla açıklanıyor. Konuklarınıza muhteşem bir tatlı ziyafeti hazırlamak için bu kitabı mutlaka edinmelisiniz.
EV YAPIMI SEBZELER
DICK&JAMES STRAWBRIDGE Sebzeler kitabı yıl boyunca tüketeceğiniz taze sebzeleri herhangi bir açık alanda yetiştirebilmeniz için hazırlanmış bir rehber. Bostanınızı nasıl planlayacağınızdan tutun da sebzeleri nasıl yetiştirip hasat edeceğinize dair basit öneriler mevcut.
BERNARDO DAVET SOFRALARI
Bernardo; hayatımıza kattığı o mutluluklar nesiller boyu hiç eksilmesin, değeri hep bilinsin diye davet sofralarımızın kitabını yazdı. “9 bölümden oluşan Bernardo Davet Sofraları Kitabı”nda; kahvaltı sofrası, nişan sofrası, 5 çayı daveti, balık sofrası, bayram sofrası, diş buğdayı sofrası, doğumgünü sofrası, makarna partisi sofrası, yılbaşı sofrası gibi kültürümüzde en fazla yeri olan davet sofralarının örnek masa tasarımlarını, mönülerini ve tariflerini bulabilirsiniz.
82
UNUTULMAZ ANILAR EŞLİĞİNDE EN GÜZELİNDEN TARİFLER AYŞE KAZANCI
Boyut; Ayşe Kazancı tarafından hazırlanan ve bir yemek kitabından çok, okuru adeta çocukluğuna doğru bir yolculuğa çıkaran nostaljik bir çalışmayı okuyuculara sunuyor: Unutulmaz Anılar Eşliğinde ‘En Güzelinden’ Tarifler... Hepsi pratik ve hazırlanması kolay tam 61 tarif bu kitapta. Yemeklerin gerek tatları, gerekse kokularıyla geçmişe dair pek çok anıyı hatırlattığı bir gerçek. Ancak en çok özlem duyulan, daima annelerin özenle hazırladığı ve kokusu burnunuzdan gitmeyen o yemekler olur. Ayşe Kazancı da insanın geçmişine ve çocukluğuna duyduğu bu özlemden ilham alarak ve “En Güzeli” diye hitap ettiği annesini kitabın başkahramanı yaparak emsallerinden farklı bir yemek kitabı hazırlamış. Kitapta yer alan tarifler, yazarın bizzat keşfettiklerinin yanı sıra başta annesi olmak üzere ikiz kardeşi, teyzesi ve yakın dostlarından geleneksel usüllerle aldığı reçetelerden derlenmiş.
BULGURUN HALLERİ NURSEN DOĞAN
Nursen Doğan’ın gazetede Refika Birgül’ün bir yazısını okuduktan sonra gönderdiği kutlama mesajıyla başlayan bulgur macerası “imece usulü çalışma”nın bir ürünü. Nam-ı diğer Bulgurcu Teyze Nursen Doğan’ın yıllardır biriktirdiği, hayal ettiği tarifler; geçmiş ile modernin birleştiği Refika’nın Mutfağı’nda pişmiş, en doğal haliyle fotoğrafları çekilmiş ve sonunda tüm bu yolculuk; içinde köftesinden pilavına, dolmasından tatlısına kadar ana malzemesi bulgur olan 110 tane tarifin bulunduğu bir kitap haline bürünmüş. Bulgurun Halleri, Nursen Doğan’ın doğal dil ve anlayışından uzaklaşmadan, onun önderliğinde ilerlenerek hazırlanmış. Tarifler tamamen Nursen Doğan’ın eseri, onun uzun yıllar içerisinde oluşturduğu damak yapısının ürünü. Refika’nın Mutfağı ise yemeklerin sunumu, reçetelerin yazılması, oranların kesin ve net olması gibi konularda yardımcı olarak bu keyifli eseri şekillendiren, yavaş yavaş pişiren kap olmuş. 83
I Ş I LT I L A R
Nuran Tanrıverdi, Emin Fetvacı, Ayşe Perin
K
ANTIK ANADOLU’NUN TANIKLARI İZMIR’DE
OLEKSIYONER Muharrem Kayhan’ın 827 parçadan oluşan sikke, madalyon ve tarihi objeleri Arkas Sanat Merkezi’nde sergilenmeye başlandı. Türkiye’de ilk kez Arkaid sikkelerin sergilendiğini, bunun da hem bir ilk hem de son olacağını belirten Muharrem Kayhan “Bu koleksiyonu bir daha görme şansı bulunmayacağı için başta öğrenciler, gençler olmak üzere tüm vatandaşlarımızı bekliyoruz” diye konuştu. Koleksiyoner için sadece biriktirmenin değil, onları paylaşmanın da önemli olduğunun altını çizen Kayhan, “Sergilenecek olanlar küçük sikkeler, küçük objeler gibi teşhiri zor nesnelerse bu heyecanımızı daha
da artıyor. Ben bu kadar güzel bir kataloğa ve sergiye az rastladım. Bu da Arkas’ın sergiye verdiği önemi gösteriyor.” Sergilenecek eserler Arkas Sanat Merkezi’nin direktör ve eksperleri tarafından seçildi. Sergide 477 sikke ile birlikte günlük hayatta yer alan ve ait oldukları dönemin yaşam biçimini ortaya koyan yaklaşık 300 obje yer alıyor. Roma İmparatorluk dönemine ait ve hepsi Anadolu’da basılmış sikke ve madalyonlardan oluşan 45 örnek de sergide yer alırken en eski tarihli eser M.Ö. 5500 yılına ait dört santimetrelik bir kadın heykeli. Sergi 20 Mart 2016’ya kadar Arkas Sanat Merkezi’nde gezilebilecek.
Müjde-Kemal Çolakoğlu, Nil Blanchet
Gülbeniz-Lucien Arkas
84
Ayçe Dikmen, Zeynep Dereci
Gülperin-Ali Sertdemir
Onur Ulaş Ağdanlı Mahru Gürel Ağdanlı
“İZMIR’IN EN”LERI ÖDÜLLENDIRILDI
2
015 YILINI geride bıraktığımız şu günlerde DORA Magazin’in düzenlediği En’ler Ödül gecesi İzmir sosyal yaşamını bir araya topladı. Tören İzmir’in en popüler eğlence mekanı Club En Velo’da düzenlendi. Bu yıl da her yıl olduğu gibi 2015 yılını parlatan, değer katan ve özel projelere imzasını atan isimleri İZMİR’İN EN’LERİ adı altında ödüllendirildi. Görkemli sunumları, birbirinden ilginç dans şovları ve doyumsuz müzikleri ile hafızalarda iz bırakan gece, İzmir’in en stil bay ve bayanları, en başarılı tasarımcıları, sporcuları bir araya getirdi. Adaylar yaşam tarzları, hayata karşı duruşları, topluma katkıları ve iş hayatları ile örnek olan kişilerden seçildi. Birbirinden farklı başarı ve tarzları olan bu isimlerin plaketleri yine cemiyet hayatının tanınmış isimleri tarafından verildi.
Yasemin Karagülle Tarakçı Berçin-Zeynep Mayruk
Ferhat Avcı, İdris Avcı, Şener Avcı
Gazahan Ayçiçek
Adnan-Arzu Baybal
İrem Moralı, Metin Akpınar
Berrin-Volkan Baş
Hira Güngör, Ceren Ağca
Demet Kebapçılar, Tibet Özer
85
I Ş I LT I L A R
EGİAD YILBAŞI BALOSU
E
GİAD Ege Genç İşadamları Derneği yılbaşı balosu Küçük Kulüp Alyans Restoran’da yapıldı. Yönetim Kurulu Başkanı Seda Kaya ve yönetim kurulu üyelerinin ev sahipliğinde düzenlenen baloya kalabalık bir dernek üyesi katıldı. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar sohbet eden, eğlenen EGİAD’çılar yeni yıl pastasını birlikte kesti. Pasta kesimi sırasında konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Kana, 2016’nın 2015 ve önceki sıkıntılı yıllardan çok daha iyi geçmesi dileğinde bulundu. Kaya, Savaşların yaşanmadığı, insan hakları ihlallerinin olmadığı, ekonominin rayına girdiği bir 2016 hepimizin dileği. Ülkemize ve dünyamıza barış getirmesini diliyoruz” dedi.
Dila Öncel, vwAlp Öandarlı, Pırıl Öncel Çandarlı
Tankut-Ebru Karabacak
86
Tamer Bozoklar
Ahu Salgar
Bülent Akgerman
Gamze-Yusuf Öztürk
Yiğit Tatiş
Seda Kaya
SANAT KANSERE UMUT OLACAK
S
AĞLIKTA Kalite Derneği Umut Atölyesi projesi kapsamında radyoterapi tedavisi gören kadınlar için oluşturulacak Yaşam Evleri yararına ulusal ve uluslararası sanatçıların bağışladığı sanat eserlerinin sergilendiği, atölye çalışmaları, seminerler, tiyatro gösterileri ve konserlerin de yer aldığı Umitliyiz Biz Kanser Platformu’nun desteklediği SAĞKAL Sanat Günleri, İzmir Resim Heykel Müzesi Kültürpark Sanat Galerisi’nde açıldı. Sergiden elde edilen gelir İzmir’de meme kanseri nedeniyle radyoterapi almak zorunda olup, şehirde kendi imkanları ile kalma olanağı bulunmayan kadın hastalar için ücretsiz kalabilecekleri Umut Atölyesi Yaşam Evleri’ne aktarılacak.
Figen Koylan
Ayşen Bala
Ece Aloğlu
Cüneyt Tuğrul
Sibel Ekinci
87
TA S A R I M
EL EMEĞİ, GÖZ NURU Son yıllara damgasını vuran Tullaa çantalarının tamamı el işi. Tullaa markasının İzmirli yaratıcısı Tülay Arslan ve kızı Beliz Fırtına ile MaviBahçe dergisi için çok özel bir sohbet gerçekleştirdik. RÖPORTAJ: B E R R I N G Ü L O Ğ L U B A Ş
88
TÜLAY ARSLAN Sizin tasarım serüveniniz nasıl başladı? Bu tarz el işi şeyleri çocukluğumdan beri seviyordum. Okulda da elişi derslerimiz vardı o zamanlar, oynayacak telefonlarımız ya da bilgisayarlarımız yoktu. Biz de büyüklerimizden gördüğümüz gibi el işleriyle vakit geçiriyorduk. Foçalıyım, yaz tatillerini anneannemin yanında geçirirdik. Evin altında da tuhafiyeci vardı. Anneannem Şükrü Amca’dan bize ip ve tığ alır getirir oya örmeyi öğretirdi.
T
ullaa çantalarının tamamı el işi, her biri el emeği göz nuru. Çünkü Tülay Arslan ve kızı Beliz Fırtına’nın yanlarında bu çantalara ruhunu, yüreğini katan, işini severek yapan 60’ı aşkın kadın çalışıyor. Hepsi ev hanımı; kimi kazandığı parayla evine katkıda bulunuyor, kimi çocuğunun okul harçlığını çıkarıyor, kimi stresini atıyor, kimi hastalığını unutuyor. Sonuçta ortaya rengarenk, şahane çantalar çıkıyor. Geçtiğimiz yıl Hülya Avşar’dan Ayşe Boyner’e kadar İzmir ve İstanbul sosyal yaşamının zevkli, stil tutkunu hanımlarına hitap eden bu çantalar bu yıl da popülerliğinden bir şey kaybetmedi. Bütün işler emek ister, beni Tullaa çantalarının sahipleri ile röportaj yapmaya yönlendiren öncelikle başarı basamaklarını hızla tırmanan anne kız hikayesi olması daha sonra arkalarında duran, onlara güç veren onlarca ev hanımının iş güç sahibi olup, evlerine katkıda bulunmaya gönüllü olması. Bunlar önemli detaylar. Çok uzatmıyorum ve elleri dert görmesin diyerek sohbetimizle sizi baş başa bırakıyorum.
Seviyorsunuz demek ki örgü örmeyi! Aynen öyle, hayatımda hep bir uğraş ve bir hobisi olan biriydim. 2014 yılı çok soğuk bir kıştı. Arkadaşımda bir örgü battaniye örneği vardı, ben gittim ip almaya başladım, battaniyeyi ördüm çokta güzel oldu. Bu tip örgülerle devam ettim ve çanta örmeye başladım. Sonra yeni model iplerle tanışınca yüncülere örgü örüp getiren ev hanımlarını tanıdım. Evde şapka örüyor yada yelek örüp yüncüye getiriyor para kazanıyorlar. Büyük kızım Beliz Amerika’dan gelince “anne niye sen bunu işe dönüştürmüyorsun?” dedi. Sonra bir site kurdu. Artık kendi odası dahil tüm ev ip ve örgü ören kadınlarla doluyordu. Daha sonra Sign in Mağazasının sahibi Yasemin Astarcıoğlu ile tanıştım. Çeşme Alaçatı’daki Sign in mağazasında Tullaa Çantaları satılmaya başladı. Tulla’nın anlamı nedir? Tulla Hint dilinde “akan su” demek. Ben çantalara ilk kızlarımın adını vermek istedim ama bir arkadaşımla otururken bu ismi bulduk. Su da güzel bir şey bizim işimizde su gibi aksın, uğur getirsin diye Tullaa koyduk. Yaz sezonunda bizi neler bekliyor Tullaa’da? Nelerden ilham aldınız?
Şimdi doğal bir ürün olan rafyaya geçtim. Hem daha sağlam, hem yıkanabilir. Zaten istediğim bir iplikti ama ulaşmam kolay olmadı. Yurtdışından getiriyoruz. Clutch çantalarımıza yurt dışından birinci kalite zincir getirttik. Deri görünümlü teflon kaplı kumaşlardan fırfırlı çantalar ürettik. Üretim sürecini anlatır mısınız? Sanırım çoğu ev hanımı ve evlerinde çalışıyorlar değil mi? Buraya gelenlerin hepsi örgü örmeyi, tığ işi bilen insanlar ama bu malzeme ve modellerle tanışmamış kişiler. Hepsi ev hanımı ve evlerine çanta örerek katkıda bulunan kadınlar. Komşum var diyor onu da getiriyor. Bizim yanımızda iş öğreniyor. Bir sosyal sorumluluk projesi gibi oldu. Onlar burada mutlular. Ben de onların hayatlarına bir nebze olsun dokunabiliyorsam ne mutlu bana. Tullaa’ya sahip olmak isteyenler size nasıl ulaşabilir? MaviBahçe okurları bize İstanbul ve İzmir’deki Beymen mağazalarından ve MaviBahçe Beymen mağazasından ulaşabilir. Sadece Türkiye’de değil Güney Afrika’da da varız. Şimdi sırada İspanya’dan gelen bir teklif var. Mango’nun Burberry’den gelen kreatif direktörü çantalarımızı görüp çok beğenmiş, bizimle bağlantı kurdular. İspanya’da bir kaç adada belli yerlerde bu ürünü satmak istiyorlar. Bu işlerin gelişmesi beni çok onure ediyor ama ben çok çabuk büyüyoruz diye korkuyorum kaliteyi düşürmek istemiyorum o yüzden bayağı personel aldık. Zaten Beliz olmasa ben bu kadarıyla baş edemezdim. O daha profesyonel yaklaşıyor, ben amatör ruhumun ölmesini istemiyorum.
89
TA S A R I M
BELIZ FIRTINA
90
Öncelikle sizi tanıyalım, Tullaa çantalarını yaratma fikri nasıl gelişti? İzmir’de doğdum, Amerikan Koleji mezunuyum. Üniversiteyi New York’ta okudum, ilk yıl biraz politika merakım vardı. Belediye başkan adayının yanında daha sonra bir PR ajansında staj yaptım. Sonrasında bir tasarımcının yanında iki sene asistanlık yaptım. Bunları hep okulla beraber yürüttüm. Okulu biraz erken bitirince apar topar bir anda İzmir’e döndüm. New York yordu beni. Dönünce babamın işlerine destek olayım dedim ama elli yıllık bir firma olduğu için çok değişiklik yapamıyordum. Gel zaman git zaman annemin örgü işlerini yaptığını görünce neden bunu bir işe dönüştürmüyoruz dedim ve ısrarlarımla Tullaa markasını kurduk. Annem tasarım kısmıyla ilgileniyor ben ise ancak fikir verebiliyorum. Daha çok reklam, pazarlama, finans yönetimi kısmında durmaya çalışıyorum.
mış her kadına farklı bir alternatif olsun Tullaa.” Bizim çantalarımız marka çanta kullanan, zevkli, seçici hanımlara farklı bir bakış açısı, nefes olsun istiyoruz.
Beliz Hanım Tullaa’yı nasıl tanımlarsınız? Annemle hep şunu deriz; “Klişeden sıkıl-
Tullaa ile ilgili hedefleriniz, hayalleriniz neler? Tullaa’nın önü çok açık bir marka oldu-
Bu örgü çantalar bizim anneannelerimizden gördüğümüz, alışkın olduğumuz çantalar. Peki sizin farkınız nedir? Farkı alınca hissediliyor. Çünkü çantalarımızın her birini bir ev hanımı yapıyor ve çantaya ruhunu katıyor. Çünkü bu iş duygu ile yapılıyor. Her çantanın içerisinde başka birinin yorumu var ve yapan her kadın çanta tamamlandıktan sonra adını yazıp içine atıyor. Biz o isimleri çıkarmıyoruz. Mesela bir çantayı alıyorsunuz, içinden Yasemin adı çıkıyor. Biz fabrika değiliz, Tullaa’nın en önemli özelliği her bir ürünün birbirinden farklı olması ve yapan ev hanımlarının ruhunu çantaya yansıtması.
ğunu düşünüyorum. Kendi kişisel hedeflerimle biraz ortaklaştırmaya çalışıyorum. Daha çok yurt dışında Amerika’da satılsın istiyorum. İzmir-İstanbul arası nasıl koşturuyorsam New York’ta da aynı tempoda Tullaa için koşturmak istiyorum. Anneyle çalışmak nasıl? Çok mükemmel yanları var. Nazımın geçtiği biri annem ben de bu hakkımı sonuna kadar kullanıyorum. Yeni sezonda nelerden etkilendiniz? Tullaa’nın dokusu farklı materyaller ve renkleri harmanlayarak günlük kullanıma uygun çantalar üretmek üzere kurulu. Yeni sezonda hasır ve rafya materyalleri kullanmaya devam ediyoruz. Yaz sezonu için kullanıma en uygun materyaller bunlar. Bu sezonda da Uzak Doğu’nun büyülü dünyasından esinlendik. Çeşitli ve zengin kültürü, gelenekselliği ve keskin hatları ile Uzakdoğu tınıları 2016 yazında Tullaa’nın hayal gücü ile birleşerek ortaya çıkıyor.
İÇİMDE İZMİR VAR
/mavibahce
AJANDA 1 0 OCAK 201 6 İZ M IR AKM YUNUS EM RE SALONU 1 6 O C A K 2016 İZMIR A K M T I YATR O S A LO N U
Evlilik Arifesi Eski Defterler Açılırsa Yazdığı kitapla başarıyı ve şöhreti yakalamış, evlilik hazırlıkları ile uğraşan bir adam, hayatına yeni bir sayfa açabilmek için geçmişini temize çekmesi gerektiğine karar verir ve bir plan yapıp, küçük bir yolculuğa çıkar. Bu yolculukta onu, dört farklı otel odasında, birbirinden tamamen farklı dört kadın beklemektedir.
Sondan Sonra Ahu Türkpençe ve Emre Kınay’ın oynadığı Sondan Sonra’da, Mark ile Louise’in hikayesi anlatılıyor. Mark uzun zamandır aşık olduğu Louise’le bir sığınakta baş başa kalmıştır. Bir felaket sonrası herkes ölmüş, her yanı radyoaktif bir toz bulutu kaplamıştır. Zor günler yaşayan Louise, Mark’tan zamanla korkmasına rağmen yine de onunla ile birlikte bu sığınakta hayatta kalma mücadelesi verir. Acaba dışarısı ne durumdadır? Ya da gerçekten bir nükleer felaket yaşanmış mıdır?
08 OCAK 201 6 NARLID ERE AKM
1 5 O C A K 2 016 B O STA N L I SU AT TA ŞE R T I YAT R O S U
Harun Tekin & Koray Candemir’den
Şakalı Akustik Projesi Rock müziğin sevilen sanatçıları Harun Tekin ve Koray Candemir, “Şakalı Akustik” başlıklı projeleri ile 15 Ocak’ta Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosu’nda ilk kez sahne alıyor. Koray Candemir ve Harun Tekin’in en sevilen parçalarını ve sizin için seçtikleri sürpriz parçaları akustik olarak yorumladıkları müzikal bir kabare izlemeye hazır mısınız? Konser saat 21.00’de başlıyor.
92
“Ben Feuerbach” Sahnede Sizlerle Başrolünü Kağan Uluca’nın üstlendiği “Ben Feuerbach”, İzmirlilerle Narlıdere AKM’de buluşuyor. Feuerbach uzun süre akıl hastanesinde yattıktan sonra tedavi olmuş, mesleğine tutkun bir oyuncudur. Oyuncu seçmeleri için bir tiyatroya gelir; fakat onu değerlendirecek olan yönetmenin henüz gelmediğini öğrenir. Şimdi onu beklemek zorundadır. Hem de kimse onu buna zorlamamışken hem de sizlerle birlikte... Oyun saat 20.00’da başlıyor.
23 O C A K 201 6 İZMI R A R ENA
Aşkın Sesi İzmir’de Konserlerine hız kesmeden devam eden sanatçı, sevenleriyle İzmir’de buluşmaya hazırlanıyor. Yalın, 23 Ocak Cumartesi günü İzmir Arena sahnesinde sevilen şarkılarını seslendirecek. Yalın’ın en sevilen şarkılarına eşlik etmek isteyen İzmirlilere konserin 21.30’da başladığını hatırlatalım.
1 9 OCAK 201 6 HIKM ET ŞIM ŞEK SANAT M ERKE Z I
Hayat Hikayesini Şarkılarla, Danslarla Anlatıyor! Nilgün Belgün’ün hayat hikayesinden ve anılarından yola çıkarak sahnelediği “Nilgün Belgün’le Aşk ve Komedi” isimli müzikli danslı gösteri, 19 Ocak’ta Hikmet Şimşek Sanat Merkezi’nde sahneleniyor. Sanatçı gösteride, hayatını, anılarını, yaşadıklarını, şarkılar ve danslarla kimi zaman hüzünlü kimi zaman kahkahalar eşliğinde anlatarak seyircileri ile buluşuyor.
18 OCAK 2016 NARLI DERE AKM
Etimolojik Cahil Cesareti Ekranlardan Kelime Oyunu yarışması ile tanıdığımız Ali İhsan Varol, bu kez bir standup gösterisi ile karşımızda! Ünlü sunucu “Etimolojik Cahil Cesareti” adlı stand-up gösterisi ile 18 Ocak saat 20.30’da Narlıdere AKM’de sahne alıyor.
93
AJANDA
2 5 O C A K 2 016: B I R D E L I N IN H AT I RA D E F T E R I 27 O C A K 2 016: YA Ş A M AYA DA IR
Genco Erkal İzmir’de! Genco Erkal, Bir Delinin Hatıra Defteri ve Yaşamaya Dair oyunlarıyla Sabancı Kültür Sarayı Hasan Tahsin Salonu’nda İzmirlilerle buluşmaya hazırlanıyor. Bir Delinin Hatıra Defteri, 1965 yılında sahneye uyarlandı ve Türkiye’de ilk tek kişilik oyun olarak Ankara Sanat Tiyatrosu’nda oynandı. Şimdiki yapım ise oyunun 50. yıl kutlaması olarak gündeme geliyor. Gogol’un toplumsal kara mizah başyapıtı bir kez daha güldürürken içimizi acıtacak. “Yaşamaya Dair” başlıklı müzikli gösteri Nazım Hikmet’in ölümünün 50. yıldönümü için Genco Erkal yönetmenliğinde yeniden sahneye konuyor. Başta Fazıl Say ve Zülfü Livaneli olmak üzere farklı bestecilerin müziklerini yaptığı eser tiyatroseverlerle 27 Ocak 2016 tarihinde buluşuyor.
05 ŞUBAT 201 6 SAHNE TOZ U T IYAT ROSU HALD UN D ORM EN SAHNESI
Kanlı Nigar’ın Marifeti!
3 0 O C A K 2016 C O N TA IN E R H A L L
Mehmet Erdem & Zuhal Olcay’dan
Unutulmayacak Bir Konser Türk pop müziğinin sevilen iki sesi Mehmet Erdem ve Zuhal Olcay, 30 Ocak’ta Container Hall sahnesinde! 30 Ocak akşamı gerçekleşecek olan bu performans, dinleyicilere kusursuz bir müzik dinletisi vadediyor.
94
Sadık Şendil’in kaleme aldığı “Kanlı Nigar”, Sahne Tozu Tiyatrosu Haldun Dormen Sahnesi’nde sizlerle buluşuyor. Nice canlar yakmış, nice ocaklar söndürmüş “doğru basmaz çil horozun kızı, cihan yandı Kanlı Nigar” İstanbul’un temiz bir mahallesinde, şirin bir konağa taşınır. Kanlı Nigar bu yeni semti birbirine katacaktır, ama nasıl?
13 ŞUBAT 2016 OOZE VENUE
1 2 ŞUBAT 201 6 OOZ E VENUE
Pop Müziğin Buğulu Sesi Nilüfer İzmir’de! Türk pop müzik tarihinin en önemli sanatçılarından Nilüfer, 12 Şubat’ta Ooze Venue’de sahne alıyor. İki yıllık bir çalışma sonucunda yepyeni şarkılardan oluşan “Kendi Cennetim” adlı albümünde ilk kez Sezen Aksu ve Nazan Öncel şarkıları söyleyen Nilüfer, amatör bestecilerden seçtiği ve albümünde de yer alan iki şarkıya repertuvarında yer veriyor. Konser saat 21.30’da.
Oi Va Voi: Aman Tanrım! Londralı altı genç müzisyenin kimlik arayışlarının dahiyane sonucu olarak ortaya çıkan Oi Va Voi, 13 Şubat’ta Ooze Venue’de sahne alıyor. İsimlerini Yidiş kökenli ve anlamı “Aman Tanrım” olan bir ünlemden alan İngiliz müzik grubu Oi Va Voi, sınırları olmayan, kültürlerarası bir dünyada onlarla aynı dili konuşmayanların bile rahatlıkla anlayabileceği hislerle yazdıklarını ifade etmiş oldukları parçalarını bu kez İzmirliler için çalacak.
31 OCAK 201 6 İZ M IR AKM YUNUS EM RE SALONU
Mahşer-i Cümbüş ile Tiyatro Sporuna Davetlisiniz. Türkiye’de modern doğaçlama tiyatronun öncüsü olan Mahşer-i Cümbüş, 31 Ocak’ta İzmir AKM Yunus Emre Salonu’nda sizlerle buluşuyor. Türkiye’de Modern Doğaçlama Tiyatro’nun öncüsü olan Mahşer-i Cümbüş, Tiyatro Sporunu Türkiye’de ilk defa seyirciye tanıtan ekip oldu. Doğaçlama Tiyatronun bu dalında, bir sahnenin başlangıcında her şey mümkündür, fakat oyun ilerledikçe olasılıklar çemberi daralır. Bir “Tiyatro Sporu” gösterisi asla tekrar etmez. Her şey o oyuna ve o seyirciye özeldir. Bu sebeple her oyun birbirinden farklıdır.
95
T EK NOLOJİ
yeni yılın yeni teknolojileri 2016, TEKNOLOJİ DÜNYASINDA BÜYÜK DEĞİŞİKLİKLERE TANIKLIK EDECEĞİMİZ ÖNEMLİ BİR YIL OLACAK. GİYİLEBİLİR CİHAZLAR HAKİMİYETLERİNİ ARTIRACAK, AKILLI TELEFONLAR DAHA DA AKILLANACAK. YOLLARDA ÇOK DAHA FAZLA SÜRÜCÜSÜZ OTOMOBİL GÖRECEĞİZ... YAZI: A F G A N K A R A H A N
96
T
eknolojik oyuncakların hayatımızı değiştirdiği bir yıla daha veda ediyoruz. Giyilebilir cihazların hakimiyetinde geçen 2015’te neredeyse her büyük marka bir akıllı saat ya da bir akıllı bileklik duyurdu. Ancak geri dönüp baktığımızda Apple Watch tüm rakiplerine fark atarak en çok tercih edilen saat olmayı başardı. Apple aynı başarıyı iPhone 6S’te de gösterdi. Çok yakın bir zaman önce satışa sunulan iPad Pro da profesyonellerin dikkatini çekmeyi başardı. Peki 2016 nasıl geçecek? Yeni yılda da en çok Apple’ı mı konuşacağız yoksa diğer markalar da şeytanın bacağını kırmayı başarabilecek mi? Gelin 2016’da duyurulması beklenen yeniliklere bir göz atalım, kararı siz verin.
APPLE DÜNYASI
Madem Apple’la başladık, yine onunla devam edelim. Her yıl olduğu gibi dünyanın en değerli şirketi bu yıl da yeni iPhone’larını duyuracak. Ancak görünen o ki bu yıl bir değil iki iPhone lansmanı olacak. Çok yakın bir zaman içinde iPhone 6c’lerle tanışacağımız kesin gibi. 5c’lerde olduğu gibi yine plastik kasaya ve 4 inçlik bir ekrana sahip olması beklenen telefon genç-
lere hitap edecek. Hakkında her gün yeni bir şeyler duyduğumuz iPhone 7’lerle ise muhtemelen yine eylül ayında tanışacağız. Yeni modelde fiziksel Home tuşunun dokunmatik olabileceği ve kulaklık çıkışının tamamen kaldırılabileceği söylentiler arasında. Apple Watch 2’yi de unutmadık elbette. Yeni modelde ne gibi değişiklikler ve yenilikler olacağı bilinmiyor tabii ama genel kanı eklenecek bir kamerayla saatin Facetime görüşme yapmaya uygun hale geleceği yönünde. Pil ömrü konusunda da güncelleme olması muhtemel.
oyun deneyimini tamamen değiştirecek. Akıllı telefon üreticisi HTC’nin artırılmış gerçeklik gözlüğü Vive de erteleme neticesinde bu yıla kalan cihazlardan. Oyun devi Valve’yi arkasına alan gözlük, PlayStation VR’ın oyun konsolunda yaptığını PC’ye taşıyacak. PC’deki oyunların konsola kıyasla daha çok olduğu düşünüldüğünde bu Vive için bir avantaj olabilir. Facebook tarafından satın alınan Oculus’un VR gözlüğü Rift de bu yılın başlarında satışa sunulacak. PC uyumlu bu gözlük, Xbox kumandasıyla uyumlu olarak çalışacak.
ARTIRILMIŞ GERÇEKLİK
Hem Playstation VR hem Vive hem de oculus Rift’in oluşturduğu beklentiye bakarak 2016’nın oyuncular için hareketli geçeceğini söylemek mümkün. Artırılmış gerçekliği sanal gerçeklikle buluşturan Microsoft’un HoloLens’i ise her üç cihazdan daha çok ilgi çekecek gibi görünüyor. Cihazın 3000 dolar fiyat etiketine sahip geliştiricilere özel kitlerinin satışına yılın ilk aylarında başlanacağı söyleniyor. Bir gözlükten çok bilimkurgu filmlerinden fırlamış bir oyuncak gibi görünen HoloLens yalnızca oyun amaçlı olmadığı için, bilgisayar kullanım alışkanlıklarını değiştirecek bir cihaz olarak lanse ediliyor.
Önümüzdeki yılın en popüler teknolojilerinden biri olacak gibi görünen artırılmış gerçeklik tarafında ise beklenen dört cihaz var. Sony’nin Morpehus kod adıyla duyurduğu ve fuarlarda sergilediği PlayStation VR, tahminlere göre bu yılın ilk yarısında piyasada olacak. PlayStation 4’le uyumlu olacak bu gözlük, içindeymiş hissi vererek
97
T EK NOLOJİ
ANDROID CEPHESİ
Gelelim akıllı telefonlara! Android cephesinde en merakla beklenen telefon yine Samsung’un Galaxy serisinden. S6 ve S6 Edge ile tasarımda önemli değişikliklere imza atan Samsung’dan beklentiler büyük. Gelişmiş özelliklerin yanında kullanıcılar tasarıma yönelik yenilikler de istiyor. Söylentilere göre S7’ler Android işletim sisteminin 6.0 versiyonuyla gelecek ve 6 GB ya da 8 GB Geçtiğimiz ay yeni Lumia modellerini ülkemizde de satışa sunan Microsoft’un Windows 10’lu bir Surface akıllı telefon hazırlığı içinde olduğu da biliniyor. Prototip aşamasında olan cihazın gün ışığına çıkıp çıkmayacağı meçhul. Her şey yolunda giderse Surface Phone, 64 bit’lik işlemci, 21 megapiksel arka kamera, 8 megapiksel ön kamera ve USB-C bağlantı noktasıyla gelecek. Finlandiyalı Nokia da “ben hala varım” demeye hazırlanıyor. Kasım ayında Androidli tabletini duyuran şirketin şimdiye kadarki en başarılı akıllı telefonunu lanse edeceği söyleniyor. Ancak isim hakları Microsoft’un elinde olduğu için telefonun adında “Nokia” ibaresi geçecek mi bilinmiyor.
YENİ NESİL OTOMOBİLLER
2016 aynı zamanda yeni nesil otomobillerin de yılı olacak. Elektrikli ve sürücünün
98
kontrolüne ihtiyaç duymadan yol alabilen araçlar bu yıl çok daha fazla karşımıza çıkacak. Sektörün öncülerinden olan Tesla, yeni modeli “3”ü bu yıl içinde duyuracak. ABD’de 35 bin dolar seviyesinden satışa sunulması planlanan otomobil Tesla’nın şimdiye kadarki en ucuz modeli olacak. Duyurusu mart ayında yapılması planla-
nan otomobil bir süre boyunca ön sipariş alacak. Piyasaya çıkışı ise 2017 olacak. Tabii şimdiye kadar birçok defa olduğu gibi Tesla tarafında bir gecikme olmazsa... Chevrolet, Toyota, Hyundai, Audi, Fiat Chrysler ve Daimler Benz farklı teknolojilerle donatılmış otomobillerini yılın ilk aylarında tanıtacak. Tesla’dan ayrılan mühendis-
lerce kurulan Faraday Future da yine ocak ayında ilk elektrikli otomobil prototipini tanıtacak. Geleceği şekillendirecek bu yeni otomobillerden biri de Ford’dan gelecek. Ford, kesin olmamakla birlikte, Las Vegas’ta düzenlenecek tüketici elektroniği fuarında Google ile ortak bir proje kapsamında geliştirdiği yeni sürücüsüz otomobilini ilk kez gün yüzüne çıkaracak.
OYUN DÜNYASI
Oyun dünyası artırılmış gerçekliğe odaklanmış durumda ama Nintendo yeni bir konsol hazırlığında. El konsolu ve bildiğimiz tip konsollar arası bir cihaz olması beklenen yeni NX’in gelişmiş bir donanımla geleceği belirtiliyor. Hem tabletler hem de diğer konsollarla rekabet içinde olacak hibrit konsolun tamamen dokunmatik bir ekrana sahip olması da muhtemel. Özetle 2016 gelişmiş akıllı telefonların, artırılmış gerçekliğin ve yeni nesil otomobillerin yılı olacak. Bu saydıklarımızın haricinde yıl içinde “Nesnelerin İnterneti” konseptli, internete bağlanabilen buzdolabından yüzüğe kadar irili ufaklı onlarca yeni cihaz da karşımıza çıkacak. Ha bir de GoPro’nun merakla beklenen drone’u var tabii. Hakkında hiçbir şey bilmiyoruz ama ortalığı karıştıracağı kesin.
99
T EK NOLOJİ
Samsung GALAXY GEAR S2
Pek de heyecan yaratmayan birkaç denemenin ardından Samsung, nihayet dört dörtlük bir akıllı saat yapmış gibi görünüyor. Gerek tasarımı gerekse özellikleriyle önceki modellerden ayrılmayı başaran Gear S2, dönen kadranıyla kullanımı da bir hayli kolaylaştırıyor. Günlük aktivitelerini ve kalp ritminizi takip eden saat aynı zamanda içtiğiniz su ve kahve miktarının da takibini yapabiliyor.
100
B&O Play __ H8
LG __ V10
Apple __ iPad Pro
Bang & Olufsen’in daha uygun fiyatlı ses ürünleri markası B&O Play’in en beğenilen kulaklıklarından biri olan H6 güncellendi ve kablosuz oldu. Yüksek ses performansı ve işçilik kalitesine sahip H8, değiştirilebilir pili sayesinde 14 saate kadar çalışabiliyor. Kulaklığın alüminyum kulak pedi üzerindeki dokunmatik alanda tüm müzik ve arama kontrollerini yapabiliyorsunuz. Etkin gürültü azaltma özelliği sayesinde ise en yoğun ortamlarda bile müzik keyfiniz, telefon görüşmeleriniz bölünmüyor. Micro USB bağlantısından şarj edebileceğiniz kulaklık, Bluetooth teknolojisini kullanıyor.
LG’nin yeni amiral gemisi V10 nihayet Türkiye’de de piyasaya çıktı. G serisi akıllı telefonlardan daha farklı bir tasarıma sahip olan V10; darbelere dayanıklı gövdesi, çizilmelere karşı korumalı arka kapağı ve güçlendirilmiş ekranıyla fazlasıyla iddialı. Ön yüzdeki çift kamera da telefonu benzerlerinden ayıran özelliklerden. Bu kameralardan biri karizmatik selfile’ler, bir diğeri ise geniş açı lensi sayesinde toplu fotoğraf çekimleri için birebir. V10’un ana ekranının hemen üzerinde yer alan mini ikinci ekran da başka telefonlarda yok. Ana ekran kapalıyken dahi açık kalabilen bu ekranda tüm bildirimleri görebilirsiniz.
Steve Jobs’un kemikleri sızlıyor mudur bilmiyoruz ama Apple bir kez daha “yapmayacağını” söylediği bir cihazla karşımızda. Teknoloji marketlerde satılmaya başlanan 12,9 inçlik dev tablet iPad Pro, geliştirilen çoklu dokunma teknolojisi ve iPad Air 2’ye kıyasla daha yüksek performans gösteren işlemcisiyle birçok rakibinin yanı sıra Apple’ın kimi dizüstü bilgisayarlarından bile daha donanımlı. iOS 9’la gelen iPad Pro, daha kolay bir kullanım ve çoklu işlem desteği vadediyor. Ekran büyüklüğü de sizi yanıltmasın, profesyonel kullanıma özel olarak tasarlanan yeni iPad, 6,9 mm kalınlığında ve 713 gram ağırlığında.
LG 55EG910V
LG’nin en yeni OLED modellerinden biri olan 55EG910V, full HD çözünürlüklü bu 3D televizyon, OLED teknolojisinin nimetlerinden olan kusursuz siyahlar ve kusursuz renklerle benzerlerinden ayrılıyor. Kavisli ekranı sayesinde de her açıdan çok daha konforlu bir izleme imkanı sunuyor. LG WebOS işletim sistemini kullanan televizyonda en karışık ayarları bile çok daha kolayca yapabiliyorsunuz.
Sony __ A7R II
Asus __ ROG GR8
Suunto __ Kailash
A7R modeliyle profesyonellerden büyük beğeni toplayan ve birçok fotoğraf ustasının dev makinelerini bırakmasına neden olan Sony, aradan geçen kısa sürede amiral gemisi modelini yeniledi. A7R II adını taşıyan yeni model, tam tamına 42 megapiksel çözünürlük sunan arka aydınlatmalı tam kare Exmor R sensöre sahip. 5 eksenli görüntü sabitleme teknolojisiyle gelen makineyle 4K çözünürlükte videolar kaydedebilir, ISO’yu 102.400’e çıkararak zifiri karanlıkta dahi kirliliğin az olduğu fotoğraflar çekebilirsiniz. Fotoğrafçılıkla ilgileniyorsanız ve bütçe sorun değilse A7R II aradığınız makine olabilir.
Konsollarda oyun oynamaktan keyif almıyorsanız ve dev oyun bilgisayarlarını da taşınabilir olmadıkları için tercih etmiyorsanız Asus’un ara formülü mini oyun PC’leri tam sizlik. Republic of Gamers serisinin en küçük üyelerinden olan GR8-R077M, 2,5 litrelik hacmiyle en küçük odalarda kullanmak ya da sırt çantanıza atıp dilediğiniz yere götürmek için ideal. Full HD çözünürlükte, takılmadan oyun oynayabilmeniz için Intel Core i7 işlemci ve NVIDIA GeForce 750Ti harici ekran kartıyla gelen bilgisayar, oyuncuların hiç sevmediği ağ gecikmelerinin önüne geçen yazılıma da sahip.
Doğada zaman geçirmeyi sevenlerin ve macera sporu tutkunlarının yakından tanıdığı Suunto, en yeni akıllı saati Kailash ile karşımızda. Sık seyahat edenlere özel olarak tasarlanmış bu premium akıllı saat, bütün akıllı saatlerde karşımıza çıkan özelliklere sahip. Ek olarak, Suunto 7R akıllı telefon uygulaması aracılığıyla GPS de dahil tuttuğu tüm verileri işleyerek ne kadar zamandır yolculuk yaptığınızı, hangi ülkeleri ziyaret ettiğinizi ve kat ettiğiniz toplam mesafeyi gösterebiliyor. Titanyum kadrana, safir kristal cama ve üç farklı renk seçeneğine sahip olan Kailash, yolda olmayı sevenler için ideal bir arkadaş.
101
ASTROLOJİ
Hande Kazanova’dan Ocak-Şubat 2016 Burç Yorumları
KOÇ BURCU: Ocak ayına kariyer ve iş konularınıza odaklanmış bir şekilde başlayacaksınız sevgili Koçlar. 05-06-07-08 Ocak tarihlerinde kariyerinizde zorlanabileceğiniz günler. 10 Ocak’ta yeniay kariyer ve iş alanlarınızda yapmanız gerekenler için sizi harekete geçirecek. Yalnız hâlâ Merkür’ün gerilediğini hesaba katarsak yarım kalmış ve tamamlanması gereken işleriniz için kolları sıvamak daha mantıklı olabilir. 14-15 Ocak kariyerinizde istediğiniz gücü ortaya koyabileceksiniz. 03-06 Şubat’ta seyahat, yabancılarla yapılacak işler, hukuki konularda çevrenizin desteği ve hayat girişimleriniz sizi her konuda destekleyecek. Kariyerinizde ilerlemek için size yardımı dokunacak olan insanlarla bir araya gelebilirsiniz.
YENGEÇ BURCU: 02 Ocak’ta hayatınızda gerekli finansal değişiklikleri yapmak için radikal kararlar alabileceğiniz günlerdesiniz. 13-14-15-18 Ocak tarihlerinde, patronlarınızın, üstlerinizin iş hayatınızda dikkatini çekebilir, esnek ve keyifli yapınızla istenilen başarıyı gösterebilirsiniz. 20 Ocak’ta özellikle kariyerinize yönelik adımlarda, beraber çalıştığınız insanlara karşı tepkileriniz anlık olabilir. 24 Ocak’taki dolunayda, parasal konularda birtakım hassaslıklar gündeme gelebilir. 03 Şubat’ta özellikle iş hayatınızda, parasal konularda güzel destekleri arkanıza alıyor olacaksınız. 17 Şubat’ta beklemediğiniz bir maddi olanakla elinizin bollaşması sizi çok mutlu edebilir. 10-14 Şubat, tarihleri çok şanslısınız.
BOĞA BURCU: 05 Ocak’ta Merkür kariyer evinizde gerilemesine başlıyor. Kendinizi yanlış ifade edebilir, toplum önünde yanlış anlaşılabilirsiniz. 05-06-07 Ocak anlaşmazlıkların biraz ön plana çıkacağı tarihler. 10 Ocak’ta bir yeniay yaşanacak. Bu yeniayla beraber seyahat, yabancılarla yapılacak işler, hukuk temalarında önemli kararlar devreye girebilir. Merkür’ün gerilediğini unutmadan daha önce konuşulmuş, tamamlanmamış işlerinizin üzerine eğilmelisiniz. 14-15-18 Ocak tarihlerinde; parasal konuları abartmamaya, harcamalar yapmamaya özen gösterin. 07 Şubat tarihinde bir yandan güzel enerjiler altında olurken diğer yandan da çok çabuk tepki vermeye ve sinirlenmelere de açık olacaksınız.
ASLAN BURCU: 06 Ocak, işinizde etkili bir şekilde kendinizi göstereceğiniz zamanlar. Merkür, 08 Ocak’tan sonra iş hayatınızda gerilemesine başlıyor olacak. 14, 15 ve 18 Ocak tarihleri şanslı, keyifli, etkili tarihler. Bu tarihlerde kendinizi işinizde gösterebilirsiniz. Hayat sizi destekliyor olacak. 2223 Ocak’ta etkili ve güçlü konuşmalar içine girebilirsiniz. 25 Ocak itibarıyla Merkür’ün düzelmesi sizi birçok konuda rahatlatacak. 10-17 Şubat’ta iş hayatınızda çok güzel bir teklif karşınıza gelebilir. 22 Şubat’ta oluşan dolunay, para konularına dikkatinizi vermenizi sağlayacak. Birkaç gün boyunca para alacak-verecek dengenizde hassaslıklar yaşamaya açık olacaksınız.
İKIZLER BURCU: Ocak ayına, ortaklaşa parasal konularınız ön planda olarak giriş yapacaksınız sevgili ikizler. 03 Ocak itibarıyla işinizle ilgili konularda aceleci kararlar almaya meyilli olacaksınız. 08 Ocak itibarıyla 25 Ocak’a kadarki dönemde önemli ortaklı parasal konulara girmemeye özen göstermelisiniz. 10-14 Şubat keyifli tarihlerden bir tanesi. İşinizle ilgili girişimlerde, yapılması gereken konularda şans sizden yana olacak.19 Şubat itibarıyla artık tam anlamıyla kariyerinize odaklanacağınız bir dönem söz konusu. Kariyeriniz için, önemli işler ve projeler içinde olabilirsiniz.
102
BAŞAK BURCU: 02 Ocak’ta, iş ve hizmet alanlarınızdaki becerileriniz önem kazanmaya başlıyor. 03 Ocak’ta bilgisayar sektöründe bir işiniz varsa bu konularda enerjinizi tam anlamıyla etkili ve konsantre bir şekilde ortaya koymaya başlayacaksınız. 13 Ocak keyifli tarihlerden bir tanesi. 20 Ocak’ta iş hayatınız önem kazanmaya başlıyor. Daha doğrusu kendinizi iş hayatınızda göstermek önem kazanacak. 24 Ocak’taki dolunay, özellikle beklenmedik konularda bir işin iç yüzünü ortaya çıkartabilir. 08 Şubat’taki yeniay, iş konularında yeni kararları ve başlangıçları hayatınıza taşıyabilir. 07 Şubat’ta özel hayatınızda koparıcı etkiler söz konusu.
TERAZI BURCU: 08 Ocak itibarıyla Merkür, gerilemesine ev, aile, yuva alanlarınızda devam etmeye başlayacak. Aile hayatınıza bu süreçte dikkat etmelisiniz. 13-14-15 Ocak’ta yakın çevrenizdeki güzel iletişimle beraber özel hayatınızda sevdiğiniz insanla ilişkiler bakımından birbirinizi iyi anlıyor olacaksınız. 18 Ocak, özellikle iş hayatınızda parasal konularda başkalarını düşünerek hareket ediyor olmanızın karşılığını, ödüllü bir şekilde almanıza sebebiyet verecek. 22 Şubat’taki dolunayda beklenmedik birtakım hassaslıklara, gerginliklere hazır olmalısınız. 25 Şubat, yakın çevrenizle beraber girişeceğiniz plan ve projeleriniz için kalıcı sonuçlar doğuracak işleri karşınıza getirebilir. AKREP BURCU: 05 Ocak’ta parasal ilişkilerinizde, yapacağınız harcamalarda birtakım hayal kırıklıkları ve sıkıntılar oluşabilir. 08 Ocak itibarıyla Merkür iletişimsel konularınızda gerilemesine başlıyor. 25 Ocak’a kadar iletişimle ilgili konulara dikkat edin. 13-14-15 Ocak keyifli tarihlerden bir tanesi. Daha önceden konuşulmuş bir işin detayları karşınıza gelebilir ve çok güzel bir teklif alabilirsiniz. 01 Şubat’ta iş yaptığınız insanlarla olan iletişiminizde zaman zaman problemlere ve aksiliklere açık olacaksınız. 14-17 Şubat’ta harekete geçmek istediğiniz konularda çevrenizin ve arkadaşlık ilişkilerinizin size çok büyük destek sağladığını görüyor olacaksınız. 28 Şubat’ta bu süreçte bir işe başlıyorsanız aldatıcı ve yanıltıcı etkilere karşı lütfen dikkatli olun. YAY BURCU: 05 Ocak tarihinde parasal konularda dikkatli olmanızda fayda var. 10 Ocak’taki yeniay, parasal alanınızda gerçekleşiyor. 14-15 Ocak’ta önemli bir konuşmanın sonucunda bir imza gündeme gelebilir veya bir iş için start alabilirsiniz. 18 Ocak yine olumlu tarihlerden bir tanesi. Özellikle iş ve kariyer alanlarınızda, abartıdan, aşırı iyimserlikten uzak durarak işlerinizi yapmaya özen gösterin. 06-07 Şubat keyifli tarihlerden bir tanesi çünkü parasal konularda çok güzel anlaşmalar karşınıza gelebilir. 19 Şubat itibarıyla yerleşimle ilgili konular hayatınızda önem kazanmaya başlayacak.
OĞLAK BURCU: 08 Ocak itibarıyla Merkür’ün gerilemesinden dolayı, 25 Ocak’a kadar önemli girişimlerden, önemli anlaşmalardan ve görüşmelerden kaçınmalısınız. 10 Ocak’taki yeniay planlarınızı daha iyi bir şekilde oluşturmak, yarım kalmış konuları tamamlamak, daha önceden görüşülmüş olayların üzerine düşmek için size güzel fırsatlar sunacak. 08 Şubat itibarıyla oluşan yeniayda, kariyerinizde oluşan güzel bir iş teklifi kendinizi çok iyi hissetmenize neden olacak. 14 Şubat da şanslı tarihlerinizden bir tanesi, finansınızla ilgili konularda pratik çözümler üretebileceğiniz bir dönem. Gelirlerinizi artırmak için yollar bulacaksınız. KOVA BURCU: 03 Ocak itibarıyla artık iş ve kariyerinizle ilgili konularda daha fazla mücadele edebilme gücünüzün ve girişim cesaretinizin artacağı bir döneme giriyorsunuz. 08 Ocak tarihinde Merkür, gerilemesine kadersel alanınızda devam ediyor olacak. 25 Ocak’a kadar çok önemli anlaşmalardan, sözleşmelerden, başlangıçlardan ve kararlardan kesinlikle kaçınmalısınız. 14-15 Ocak tarihlerinde ortaklaşa parasal konularda karşınıza çıkacak bir teklif, sizi çok mutlu edebilir. 03 Şubat’ta hayat sizi her anlamda destekliyor. 06 Şubat, ortaklaşa parasal konularda güzel fikirlerin oluşacağı zamanlardan bir tanesi olacak. 27 Şubat’ta yakın çevrenizdeki insanlarla anlaşmak her zamankinden kolay olacak. BALIK BURCU: 03 Ocak itibarıyla enerji alanınızı daha çok seyahatler, yabancılarla ilişkiler, dış ticaret, eğitim, yayıncılık ve yasal konulara kaydırmaya başlayacaksınız. 08 Ocak itibarıyla kariyer evinizin yöneticisi gerilemeye başlayacak. 09 Ocak’ta kariyer hayatınızda çok önemli bir sorumluluk üstleneceksiniz. 13 Ocak, özellikle maddi konularda sizi destekleyen tarihlerden bir tanesi. 10 Şubat’ta karşınıza çok güzel bir teklif gelecek. 27 Şubat’ta parasal konularda beklenmedik yerlerden göreceğiniz destekler fazla olabilir. 14 Şubat tarihi yine keyifli tarihlerden. Hayatınızda bir insan yoksa uzak ortamlarda, tatilde, seyahat halindeyken ya da eğitimle ilgili alanlarda aşkı bulmak söz konusu.
103
104
MAVIBAHÇE’DE KARLA KARIŞIK EĞLENCE VARDI! ECE Türkiye yönetimindeki MaviBahçe 26-27 ve 31 Aralık tarihlerinde gerçekleşen yeni yıl etkinlikleri kapsamında ziyaretçilerine coşku dolu anlar yaşattı. 26 Aralık günü, trompet ile Açılış Korteji’nin ziyaretçileri hareketlendirmesinin ardından DJ’in sahneye çıkması MaviBahçe Kent Meydanı’nda eğlenceyi arttırdı. Açılan mini stantlar ise yılbaşı konsepti ürünler ile yeni yıl kutlamalarına renk katarak ziyaretçilerin ilgi odağı oldu. Minik ziyaretçileri unutmayan çocuk kulübümüz, çocuk katında düzenlediği 5-12 yaş grubu çocuklar için hazırladığı atölyelerde neşeli anlara sahne oldu. Eğitmenler eşliğinde kardan adam kuklaları yapan çocuklar hem el becerilerini geliştirdiler hem de doyasıya eğlenerek MaviBahçe’de yeni yıl etkinliklerinin tadını çıkardılar. Saat 18:00’de DJ’in yerini alan Sunshine Band ziyaretçilere eğlenceli yılbaşı konseri verdi. 31 Aralık gecesi de devam eden eğlencede 45’likler ile nostalji rüzgarı esen MaviBahçe’de 2015’e kar eşliğinde unutulmaz bir şekilde veda edildi. İzmirliler yeni yıl etkinlikleri ile kara olan hasretini MaviBahçe’de giderdi ve 2016 yılına eğlenceli bir başlangıç yaptı.
105
MINIK ELLERDEN MAVIBAHÇE HATIRASI Açılış etkinlikleri kapsamında 20- 27 Kasım tarihleri arasında çocuklarımızın MaviBahçe’de iz bırakması amacıyla gerçekleştirilen çocuk tuvali ile minik eller kalıcı oldu. Organik boyalarla elleri boyanan çocuklar tuvalde izlerini bırakırken keyifli anlar yaşadı.Tamamen çocuklar için tasarlanmış alışveriş katı, oyun alanları, çocuk mağazaları, berberi ve çocukları mutlu edecek daha pek çok özelliği ile içinde İzmir olan büyük küçük herkes bu neşeli etkinliğe katılarak tuvalde yerlerini aldılar.
ÇOCUK DOSTU MAVIBAHÇE MaviBahçe’yi 14-15 ve 21-22 Kasım günlerinde ziyaret eden çocuklar, birbirinden hareketli aktivitelerle eğlencenin tadını çıkardılar. Eğlenceli ve yaratıcı aktiviteler, 3-14 yaş grubundaki misafirlere ücretsiz olarak sunuldu. Seramik ve mozaik sanatının tüm formlarıyla tarihsel bir gezintinin içindeymişçesine tanışan minikler, akranlarıyla beraber ortak bir hedefe yönelme bilincini ve unutulmaz bir paydaşlığı deneyimlediler. Aktiviteler; İzmir’in en seçkin toplanma, buluşma, sosyalleşme, yemek yeme, eğlenme ve mutlu yaşam merkezi olan MaviBahçe’nin, mutlu misafirler yaratma misyonunun en renkli aksiyonlarındandı. Sanatın ve sanatçının gelişimine duyarlı bir vizyonla hazırlanan çocuk etkinlikleri, 13.0018.00 saatleri arasında sınırsız katılıma açık olarak devam etti.
106
UĞUR DÜNDAR İMZA GÜNÜ Türkiye’nin en önemli ve cesur gazetecilerinde Uğur Dündar, 12 Aralık Cumartesi günü saat 15.00’de MaviBahçe D&R’ın konuğu oldu. Uğur Dündar son kitabı “Pazarlık Yok”u sevenleri için imzaladı ve ziyaretçilerimizle fotoğraf çektirdi.
GÜLSE BIRSEL KONUĞUMUZDU Başarılı oyuncu ve senarist Gülse Birsel, yeni kitabı “Memleketi Ben Kurtaracağım”ın imza gününde okuyucuları ile MaviBahçe D&R’da buluştu. Gülse Birsel, 19 Aralık Cumartesi günü 15.00’te D&R MaviBahçe’de yeni kitabını imzaladı. Ziyaretçilerimizin yoğun ilgi gösterdiği Birsel, okurlarına hem imza dağıttı hem de sohbet etti.
107
MAVIBAHÇE AÇILIŞINDA MÜZIK DOLU GÜNLER MaviBahçe açılış etkinlikleri kapsamında 14- 22 Kasım tarihleri arasında gerçekleşen müzik dinletileri MaviBahçe ile tanışan ziyaretçilere keyifli anlar yaşattı. Oda orkestrası, alaturka perküsyon, caz orkestrası, Küba, Latin, Gipsy caz ve dünya müzikleri tarzlarında konserler MaviBahçe Kent Meydanı’nda gerçekleşti. Müzik eşliğinde dans eden birçok ziyaretçi hem alışverişin hem de yeni açılan MaviBahçe’deki etkinliklerin tadını çıkardı.
KEŞFETTIK, DENEDIK, ANLADIK! MaviBahçe, 09-20 Aralık tarihleri arasında EuroScience Bilim Merkezi’ne ait olan Akıl Oyunları (Phaenomenta) Sergisine ev sahipliği yaptı. Almanya’nın köklü merkezlerinden Flensburg ve Lüdenscheid şehirlerinde bulunan aynı isimli müzelerde yer alan deneylerin bir bölümünü içeren Akıl Oyunları sergisi, 12 gün boyunca ücretsiz olarak özel rehberler eşliğinde minik ziyaretçilerimizi şaşırtıcı deneylerin ve bilimsel gerçeklerin dünyasında yolculuğa çıkardı. “Bana hatırlatırsan sevinirim. Nasıl yapıldığını gösterirsen, hatırlarım. Bırak kendim yapayım işte o zaman anlarım.” Konfüçyus’un dediği gibi çocuklarımızın kendileri deney yaparak öğrenmelerini sağlamak amacıyla tüm çocuklarımız bu keşfi doya doya yaşayacakları Akıl Oyunları sergisini gezdi.
108
MAVİBAHÇE MAĞAZA LİSTESİ MAĞAZA İSIMLERI
MAĞAZA TELEFON
%100 RESTORAN&CAFÉ 0232 502 15 33 06 PASTANESİ 0232 382 06 06 ACCESSORIZE 0232 463 47 96 ADABEYİ 0232 290 96 06 -375 87 28 ADİDAS 0232 502 16 22 ADL ADORE OYUNCAK 0232 502 15 46 ALAÇATI MUHALLEBİCİSİ 0232 502 24 69 ALDO ALIN’S 0232 502 29 99 ALSANCAK UNLU MAMULLERİ 0232 502 15 49 ALTINYILDIZ CLASSICS 0232 328 24 03 ARBY’S 0232 370 38 91 ATASAY 0232 502 17 67 ATASUN 0232 502 16 10 ATELIER REBUL 0232 502 11 69 AVEA 0232 324 45 44 AYAKKABI DÜNYASI B&G 0232 502 15 79 BABYBOOM 0232 502 17 35 BAL KIDS 0232 502 16 62 BAMBİ 0232 324 49 44 BARÇIN 0232 502 17 47 BAYDÖNER 0232 502 15 56 BAYRAM BAL KUAFÖR 0232 502 16 62 BEEVES BURGER&STEAKHOUSE 0232 502 15 50 BERNARDO 0538 407 15 06 BEST COFFEE SHOP 0232 502 17 29 BEYMEN 0232 502 17 45/46 BEYMEN CLUB 0232 502 17 24 BHU 444 42 48 BIG CHEFS 0232 502 15 83 BILSTORE 0232 502 15 75/76 BİEV 0232 502 15 89 BİSSE 0530 404 04 53 BLACKSPADE 0232 502 10 44 BURGER KING 0535 869 90 67 CACHAREL 0232 502 17 55 CAMPANOLA CAMPER 0232 502 17 13 CARTER’S 0232 502 16 76 CHAKRA 0232 235 08 77 CINEMAXIMUM COFFEESHOP COMPANY 0232 502 16 60 COLIN’S 0232 502 16 65 COLUMBIA 0232 502 17 54 COQUET CROCS 0232 502 16 93 ÇİFT GEYİK KARACA 0232 324 25 97 D&R 0232 371 14 15 DANTELL 0232 502 24 44 DEFACTO 0232 501 32 76
MAĞAZA İSIMLERI DEFNE AĞACI DEMLİK DERİ-İŞ DERİMOD DESA DETAILS DTC DEXTER DIESEL DIVARESE DOGO DORA DÜKKAN LEYLA ECZANE ELİT ÇİKOLATA ELLE EMO OPTİK ENGLISH HOME ESSE EYE FRIEND OPTIK FABRİKA FAVORİ FENERIUM FLORMAR FOREVER NEW FRATELLI LA BUFALA FRIENDS&BURGERS FUN TIME FURLA & VETRINA G-LINGERIE GLORIA JEANS COFFEE GNC GRATIS GUSTO GÜNKUT SAAT H&M HAYAL KAHVESİ HERRY HOTİÇ HUMMEL IMAGINARIUM İKİ SATIR İNCİ İPEKYOL JUMBO KAHVE DURAĞI KARACA KASAP DÖNER KEMAL TANCA KENT OPTİK KEPLER KFC KIEHL’S
MAĞAZA TELEFON 0232 324 55 95/0232 324 55 05 0232 502 10 47 0232 502 15 73 0232 324 69 05 0232 502 11 65 0232 502 17 61 0232 502 16 35 0232 330 77 00 0232 362 66 11 0232 502 17 51 0232 502 15 64 0232 434 00 25 0232 502 15 80 0232 502 11 63 0232 453 82 01 0232 502 16 57 0232 502 16 36 0531 104 47 51 0232 502 16 21 / 0530 902 11 62
0232 502 17 78 0232 502 14 48 0232 502 16 77 0502 115 88 91 0232 502 17 76 0232 502 14 43 0232 502 17 50 0232 442 07 07 0232 502 15 53 0232 502 17 98 0232 502 16 19 0533 701 89 86 0232 363 32 16 0232 324 35 84 0232 502 17 84 0232 502 17 42 0850 221 34 97
7
MAVİBAHÇE MAĞAZA LİSTESİ MAĞAZA İSIMLERI KIRÇİÇEĞİ KİĞILI KİP KOM KONYALI AHMET USTA KOTON KÖFTECİ RAMİZ KRYOLAN LCWAIKIKI LG LINENS L'OCCITANE LTB LUFIAN MAC IMAGINARIUM MACARONI EXPRESS MACRO CENTER MALATYA PAZARI MANGO MARKS&SPENCER MARMARİS BÜFE MAVİ MC DONALD’S MERT OPTİK MIDPOINT MISIRLI MİNİPİCCO MR.KUMPİR MUDO COLLECTION MUDO CONCEPT NARS NETWORK NEW BALANCE NG STYLE NINE WEST NOVAR ESTETİK NSA OPTİK ORTOPEDİA ÖZSÜT PANÇO PAŞABAHÇE PENTİ PİZZA PİZZA POLO GARAGE POPEYE’S PRIVE PUPA QUIKSILVER RELAX MODE ROCKPORT
MAĞAZA TELEFON 0232 502 18 13 0232 502 15 57 0232 502 16 81 0232 502 17 62 0232 323 46 46 0232 502 15 43 0232 502 18 15 0232 278 78 53 0232 502 17 69/0232 502 17 88 0232 502 16 05 0232 502 16 80 0232 453 97 85 0232 324 78 16 0850 229 28 88 0232 502 14 45 0232 324 03 11 0232 502 15 81 0232 502 15 40 0532 111 63 78 0232 502 18 05 0232 502 15 90 0232 505 22 02 0232 502 15 44 0232 456 07 07 0212 456 07 08/07 0232 502 17 11 0232 502 16 01 0232 502 16 58 0232 502 14 56 0232 375 92 59 0232 290 35 97 0850 206 48 70 0232 502 15 36 0232 502 15 77 0530 828 77 05
0232 502 12 96 0232 502 11 68
MAĞAZA İSIMLERI
MAĞAZA TELEFON
ROMAN ROSSMANN SAAT&SAAT SAMSUNG SARAR SBARRO SCHAFER SEGAFREDO SEVIL SIEMENS SILK&CASHMERE SIR WINSTON TEA SISLEY GLOCAL SİNİ BÖREK SKECHERS SNEAKS CLOUD SO CHIC SOOBE SPORTHINK STARBUCKS SUBWAY SUNGLASS HUT SÜVARİ SWAROVSKI ŞEKERİM TANTITONI TAVUK DÜNYASI TEKNOSA TEMİZOCAK TEPE HOME TOYZZ SHOP TRUNK&CO TURKCELL TÜZÜN TWIST U.S.POLO USTA DÖNERCİ VAKKO BUTİK VAKKORAMA VEPA’62 VICCO VICTORIA’S SECRET VODAFONE W COLLECTION WAFFLE ART WINE&CIGARS WOK TO GO YALI SPOR KIDS YARGICI YVES ROCHER
0232 502 15 10 0232 502 16 86 0232 502 15 59 0232 502 15 37 0232 502 16 20 0530 780 90 57 0232 502 16 09 0232 251 73 90 0232 324 51 10 0232 275 55 90 0232 502 11 67 0232 502 15 04 0232 502 17 08 0232 324 64 34 0232 453 52 87 0232 324 13 26 0232 363 40 33 0232 290 04 72 0232 502 17 74 0232 502 16 55 0232 502 17 92 0232 502 16 82 0232 324 04 15 0232 502 16 47 0232 502 05 07 0232 502 14 47 0232 502 16 15 0232 502 14 51 0232 241 15 56 0232 329 63 38 0232 241 14 60 0232 505 28 28 0232 502 15 97 0232 502 16 12