VAKIF
Y I L : 2
BÜLTEN
S A Y I : 4
2 0 0 9
İMAN HİZMETİ SÜRGÜNDE SÜRGÜN VERDİ
KASTAMONU YILLARI Sergisi Bediüzzaman Hz.’nin Talebeleri ve sevenlerinin kat›l›m›yla aç›ld›. SAYFA 2’de SA‹D NURS‹’nin fikirleri ›fl›¤›nda Ermeniler hakk›nda bir de¤erlendirme SAYFA 20’de
02
Kastamonu Y›llar› Sergisi Latif Erdo¤an Bugün Gazetesi - 24.03.2009
‹ç politikanın yo¤un baskısıyla daralmıfl kararmıfl
aydınlık gelece¤in dırahflan çehresini perdeleyen
bunalmıfl akıllarımıza, kalplerimize, ruhlarımıza bir
karanlıklar bu süre ve süreçte yırtılıyor... Azmin
menfez oldu, bir aydınlık, bir ferahlık sundu
zaferidir bu günler, bu yıllar... Sabrın zaferidir;
"Kastamonu Yılları Sergisi".
tevekkülün, Hakk'a teslimiyetin, davaya imanın ve
22 Mart 2009 Pazar günü saat 11.00 'de, ‹stanbul ‹lim
hepsinden öte ihlasın, yaptı¤›nı sırf ve sadece Allah
ve Kültür Vakfı/ Barla Platformu tarafından Rüstem
rızası için yapmıfl bulunmanın zaferidir. Ferasetin,
Pafla Medresesi'nde gerçekleflen açılıfl, olumsuz
basiretin zaferidir bir de. Yarınında bin olacak biri, bir
hava flartlarına ra¤men ilgi gayet büyüktü. ‹lginin
olacak bine tercih etme hesabındaki isabetli
keyfiyet cephesini resmeden manevi coflku ise tek
kararlılı¤›n zaferidir. Kitlelere çekim gücünün bitirici,
kelimeyle muhteflemdi. Bu ihtiflamda, Muazzez
tüketici, ö¤ütücü, yok edici boflluklarına düflmemede
Üstadın yakın talebelerinden Mustafa Sungur,
gösterilen irade direncinin zaferidir. Duanın zaferidir,
Abdullah Ye¤in, Mehmet Fırıncı ve di¤er nur abidelerini
Rabb'e yöneliflin ve her teselliyi O'nun rahmetinde
bir arada görmenin, onların sima bütünlü¤ünde
arayıfl›n zaferidir. Ve bu günler, bu yıllar, "‹man hem
Bediüzzaman Hazretleri'nin nur simasını seyretmenin
nurdur, hem kuvvettir. Hakiki imanı elde eden adam
hissesi büyüktü kuflkusuz. Aynı davaya gönül
bütün kainata meydan okuyabilir." özlü sözünde
vermiflli¤in hasıl etti¤i muhabbet atmosferinin kutsi
anlatılan gerçeklerin yaflandı¤› tecrübe atlası
cazibesini de bu meyanda hatırlamak gerekir elbette.
günlerdir, öyle olan yıllardır... Bir "‹man Miracı", bir
Senelerdir bir birlerini görmemifl dostların hasrete
"Kuran Seyahati", bir "Kainat Yolculu¤u" olan ve Risale-
nihayet çekmek istercesine yekdi¤erini kucaklayıflları,
i Nur'un kalbi sayılmak icap eden "Ayet'ül- Kübra"
hal- hatır soruflları da manevi coflkunun yo¤unluk
risalesinin Kastamonu'da yazılmıfl bulunması da ayrı
sebeplerinden biriydi mutlaka. Ne ki muhteva da bir
bir hususiyet katar, ayrı bir de¤er yükler bu günlere,
o kadar güzeldi, organizasyon da bir o kadar eksiksiz
bu yıllara... Bütün varlı¤›n, bütün kainatın nasıl tek bir
ve mükemmeldi, seremoniler de bir o kadar anlamlıydı,
dil olup tekbir tekbir Hakk'ı haykırdıklarını duyarız,
konuflmalar da bir o kadar yürekten ve samimiydi,
görürüz, yaflarız bu eserde. Tevhidin kendi gücünü
mekan da bir o kadar büyüleyici, bir o kadar
yine kendinden alan resanetine hayran kalırız
flaheserdi.. Sergi, Bediüzzaman Said Nursi
okudukça, inkarın temelsiz, çürük tahtının tek burhan
Hazretleri'nin hayatından 1934- 1944 yılları arasındaki
sayhasıyla nasıl yerle bir oldu¤unu seyrederiz. Kutlu
dönemi, yani Barla' dan hemen sonra Isparta'da
Yolcunun izinde iz sürdükçe, ‹mam-› Rabbani’yi tasdik
geçen bir senelik süreyi, ardından Eskiflehir ve
eder bütün mahiyetimiz, imanda inkiflafa mazhar
Denizli'deki hapishane günlerini ve Kastamonu'da
kılındıkça her mertebede, her halde, her makamda..
yaflanan sürgün yıllarını kapsıyor. Do¤um sancılı
Bir müddet sonra "Ayetü’l- Kübra" biz oluruz artık,
sıkıntılı günler, fetih kıvamlı çileli yıllar... Külliyatın
"Ayetü’l- Kübra" biz olur artık, biz o oldukça... Bu vesile
büyük bölümü bu süre ve bu süreçte telif ediliyor;
ile Kastamonu Yılları Sergisi'nde eme¤i geçen herkese
Nurlar, yurdun dört bir yanına bu süre ve süreçte
en içten tebrik ve teflekkürlerimi arz ediyor,
tafl›nıyor; küfrün beli bu süre ve süreçte kırılıyor;
baflarılarının devamını diliyorum. 03
BARLA PLATFORMU
65 y›ll›k belge ve hat›ralar Hayatı ve eserleri dünya çapında büyük arafltırmalara
1944 yılları, KASTAMONU YILLARI sergisi ile açıldı.
konu olan Üstad Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin
Serginin açılıfl›, baflta sa¤l›¤›nda hizmetinde
Risale-i Nur’a bakan hizmet hayatının ilk bölümü
bulunmufl talebelerinden Mustafa Sungur, Abdullah
geçen yıl BARLA YILLARI sergisi ile halkın hizmetine Ye¤in, Mehmet Fırıncı, Abdulkadir Badıllı a¤abeyler
sunulmufl ve sergiyi 8 gün gibi bir zamanda 16.000 kifli gezmiflti. Bu sene ise ISPARTA-ESK‹fiEH‹R-
olmak üzere, bir çok tanınmıfl sima, kadın –erkek,
KASTAMONU ve DEN‹ZL‹ dönemini kapsayan 1934-
çocuk, genç-yafllı büyük bir kalabalık eflli¤inde yapıldı.
04
Bin kalemli katip
05
Bediüzzaman Hazretleri 1926 yılında Barla’ya sürgün edilmifl ve Risale-i Nurlar’ın büyük bir bölümü Barla’da kaleme alınmıfl ve daha sonra elle ço¤altılmıflt›r. Barla’da mahalli memurların baskısından kurtulmak için daha büyük olan Isparta’ya naklini ister ve 1934 de nakledilir. Fakat orada beklenenin aksine daha büyük bir baskı ile karfl› karfl›ya kalır ve nihayet Mayıs 1935 de onlarca talebesi ile birlikte Eskiflehir hapsine gönderilir. Isparta’da kaldı¤› dönemde Lemalar isimli eserin önemli risaleleri telif edilir. Eskiflehir hapsinde ise ism-i Azam isimli 30. Lem’a baflta olmak üzere bir çok önemli risale telif edilmifltir. Mart 1936 da hapisten tahliye edilerek hiç bekletilmeden Kastamonu’ya sürgün edilir ve burada 1943 yılına kadar adeta göz hapsinde tutulur. Burada yine bir çok kimse ona ve Nur’a yeni talebe olur . Ayet-ül Kübra gibi önemli bir risale burada telif edilir. Ayrıca talebeleriyle hizmetin inceliklerini ele alan mektupları KASTAMONU LAH‹KASI olarak vücuda
gelir. En önemlisi Risale-i Nur hizmetinin güçlenip kuvvetlenmesi ve Anadolu’ya kök salması KASTAMONU YILLARI’nda olur. O’nun Kur’an’a hizmetinden rahatsız olanlar bu sefer O’nu ve Anadolu’nun muhtelif yörelerindeki talebelerini Denizli hapsinde bir araya getirirler, sene 1943. Aziz Üstad her musibette bir hayır tarafı görmeyi fliar edindi¤i için hapishaneye “Medrese-i Yusufiye” ismini takar ve “Nur talebelerinin bu maddi sıkıntıların oldu¤u dönemde en kolay görüflmeleri, hasret gidermeleri hapishanede buluflmak iledir.” der. Denizli hapsi de yine birçok hizmete medar olur. Meyve Risalesi orada telif edilir. Nihayet Denizli hapsi 16 Haziran 1944 günü beraatla neticelenir. Kastamonu Y›llar› Sergisinde 1934 -1944 yılları arasında telif edilen eserlerin orijinalleri sergilendi¤i gibi bu dört merkezde yaflanan ve Kur’an hizmeti açısından ibret alınması gereken çok önemli hadiseler de yer al›r. 06
Yazarlar ve ‹mza Günleri
07
Kastamonu Y›llar› Ve... Hüseyin Öztürk Vakit Gazetesi - 30.03.2009
Türkiye'de fler güçleri anlamak için çok araflt›r›p
makinenin tâ kendisi. O dönemi Bediüzzaman Said
okumaya ihtiyaç yok asl›nda. Sadece Bediüzzaman
Nursî ile birlikte yaflayan ve Risale-i Nur'un birçok
Hz.lerinin hayat›, ön yarg›s›z ve peflin hükümsüz
yerinde adlar› geçen kahramanlar da sergide ayr›ca
okunup araflt›r›ld›¤›nda görülecektir ki, Türkiye ne
tan›t›l›yor................................................
badireler atlatm›fl ve nas›l kendisine gelmifl.
Malum Bediüzzaman Hazretleri 1926 y›l›nda Barla'ya
Merakl› olanlar için ‹stanbul, Sultanhamam
sürgün edilmifl ve Risale-i Nurlar'›n büyük bir bölümü
Yeflildirek'te bulunan Rüstempafla Medresesi'ndeki
burada kaleme al›nm›fl, daha sonra elle ço¤alt›lm›flt›.
çok önemli bir sergiden söz etmek istiyorum. Böyle
Barla'da mahalli memurlar›n bask›s›ndan kurtulmak
sergilerin sadece ‹stanbul'da olmas› yeterli de¤il,
için Isparta'ya nakil ister ve 1934 de nakledilir. Fakat
asl›nda bütün Türkiye'yi kar›fl kar›fl gezmeli ve
orada beklenin aksine daha büyük bask› ile karfl›lafl›r.
memleketimiz hangi badirelerden geçerek bugünlere
Nihayet May›s 1935'de onlarca talebesi ile birlikte
geldi¤i görülüp bilinmeli.
Eskiflehir hapsine gönderilir........................
Bediüzzaman'›n hayat›ndan önemli bir kesiti mercek
Mart 1936'da hapisten tahliye edilerek hiç
alt›na alan ve o günlerden kalma belge ve hat›ralar›
bekletilmeden Kastamonu'ya sürgün edilir ve 1943
günümüze tafl›yan Kastamonu Y›llar› sergisi, 22 Mart
y›l›na kadar göz hapsinde tutulur. Burada Ayetül Kübra
günü aç›ld›. Aç›l›fl Bediüzzaman'›n talebelerinden o
gibi önemli bir risale telif edilir. Ayr›ca talebeleriyle
günleri bizzat yaflayan Abdullah Ye¤in, Abdülkadir
hizmetin inceliklerini ele alan mektuplar› “Kastamonu
Bad›ll› ile Bediüzzaman'›n; “Hayat›m hayat›nla devam
Lahikas›” olarak vücuda gelir.
edecek” dedi¤i talebesi Mustafa Sungur ve ‹‹KV Mütevelli Heyeti Baflkan› Mehmet F›r›nc› taraf›ndan
Risale-i Nur hizmetinin güçlenip kuvvetlenmesi ve
gerçeklefltirildi.
Anadolu'ya kök salmas›, Kastamonu y›llar›nda olur. Onun Kur'an'a hizmetinden rahats›z olanlar, bu sefer
Barla Platformu taraf›ndan haz›rlanan ve geçen y›lki
onu ve Anadolu'nun muhtelif yörelerindeki talebelerini
Barla Y›llar› sergisinin devam› niteli¤inde olan serginin kapsad›¤› dönem, Bediüzzaman'›n Isparta hayat›yla
Denizli hapsinde bir araya getirirler. Y›l 1943'tür.
bafll›yor ve Eskiflehir ile Denizli hapislerini ve
Bediüzzaman Hz.leri her musibette bir hay›r taraf›
Kastamonu'daki sürgün y›llar›n› içine al›yor.
görmeyi fliar edindi¤i için hapishaneye; “Mederese-
Sergide o günlerde kalma eser ve belgeler yer al›yor.
i Yusufiye” ismini takar ve “Nur talebelerinin bu maddi
Bu eserler aras›nda, ko¤ufltan ko¤ufla kibrit kutular›
s›k›nt›lar›n oldu¤u dönemde en kolay görüflmeleri,
içinde gizlice ulaflt›r›lan mektup ve risalelerin
hasret gidermeleri hapishanede buluflmak iledir” der.
orijinalleri de var. En önemli eflyalardan biri de,
Nihayet Denizli hapsi 16 Haziran 1944 günü beraatla
Bediüzzaman'›n “bin kalemli kâtip” sözüyle tarif etti¤i
neticelenir. ‹Sergide 1934 -1944 y›llar› aras›nda telif
teksir makinesi. Bu makine, Ahmet Nazif Çelebi ile
edilen eserlerin orijinalleri sergilendi¤i gibi bu dört
o¤lu Salâhaddin Çelebi taraf›ndan ‹nebolu'ya getirilen
merkezde yaflanan ve Kur'an hizmeti aç›s›ndan ibret
ve Risalelerin ço¤alt›lmas›nda bir 盤›r açan orijinal
al›nmas› gereken çok önemli hadiseler de yaflanm›flt›r. 08
Kastamonu Y›llar› Sergisini yaklafl›k 25.000 kifli ziyaret etti.
09
Almanyadan hocalar› ile sergiyi ziyarete gelen bir grup master ve doktora ö¤rencisi
Malezya'dan, Prof. Dr. Wan Mohd Nor Wan Daud ve Fatih Ün. Rektör Yrd. Prof.Dr. Alpaslan Aç›kgenç sergiyi gezerken
10
11
Kastamonu fiualar›
Yer iftihar etsin, gök g›pta etsin
Âyetü’l-Kübrâ burada yaz›ld› Dünya dünya olal› beri, üzerinden nice insanlar gelip geçti. Onlardan herbiri, gözünü açt›¤› dakikada kendisini muhteflem bir âlemin tam ortas›nda buldu. Fakat onlardan biri, gördüklerini di¤erlerinden çok farkl› bir flekilde okudu. O Kâinat Seyyah› idi. Göklerde ve yerde dolaflmad›k yer b›rakmad›. Her yerde Rabbini arad›, herfleyden Rabbini sordu. Kâinat Seyyah› sordu, y›ld›zlar cevap verdi. Kâinat Seyyah› sordu, bulutlar cevap verdi. Kâinat Seyyah› sordu; da¤lar, denizler, ovalar, kufllar, baharlar cevap verdi. O sordukça kâinat dile geldi. Çok sesli, fakat âhenkli bir muhteflem koro halinde, bütün varl›k âlemi,
Yer ve Gökler Rabbini anlatt›. Derken, Kâinat Seyyah›n›n yolu Kastamonu’ya düfltü. Orada, Kâinat Seyyah›, müflahedat›n› sat›rlara döktü. Yerin alt›ndan göklerin en uzak tabakalar›na kadar varl›k âleminin bütün safhalar›nda gördüklerini özetledi. O gün bugündür, dünyan›n dört bir köflesinde, Kâinat Seyyah›n›n müflahedat› okunuyor. Milyonlarca insan, Âyetü’l-Kübrâ’n›n tercümanl›¤› ile, yer ve göklerin ve bütün mahlûkat taifelerinin zikir ve tesbihlerini dinliyor, anl›yor. Semâ ehline gelince: “Semâvât zemine g›pta eder ki, zeminde hâlisen lillâh sohbet ve zikir ve tefekkür için, bir-iki adam, bir-iki nefes, yani bir-iki dakika beraber otururlar, kendi Sâni-i Zülcelâlinin çok güzel âsâr-› rahmetini ve çok hikmetli ve süslü âsâr-› san’at›n› birbirine göstererek Sânilerini sevip sevdirirler, düflünüp düflündürürler.” Hiç flüphe yok ki, Kastamonu, semâvât ehlinin g›pta etti¤i yerlerin en bafllar›nda geliyor. Belki de oralarda melâike ve ruhaniyat, birbirine buray› gösteriyor: “Âyetü’l-Kübrâ burada yaz›ld›” diye. 12
Dünya harbinden daha büyük hadise Mehmet Feyzi A¤abey Risale-i Nur’un âlim, fâz›l ve velâyet ehli talebelerindendi. Kastamonu’da Üstad›n yak›n hizmetinde bulunduktan baflka Denizli ve Afyon hapislerinde Üstad ile birlikte idi. Kastamonu ve Emirda¤ Lâhikalar›nda yer alan mektuplar› hep Çayc› Emin Bey ile birlikte imzalanm›fl. Bu iki zat iki ayr› cesette bir ruh gibi bulunmufllar, Üstad›n hizmetinde. Üstad›n ifadesi ile “Risale-i Nur’un Lahika Risalesinde Feyzi ile Emin ehemmiyetli mevki kazanm›fllar.” Mehmet Feyzi A¤abey’in çok güzel bir sakal› vard› ve Üstad “Senin sakal›n benim sakal›md›r” diye iltifat ederdi. Hatta “Bu sakal› kestirtmeyece¤im” buyurmufl, öyle de olmufltu—askerde bile. Kendisinin Arapça ve Türkçe eserlerinin tamam›n› Üstada okumufl olmakla iftihar ederdi. Âsiye Han›m›n getirdi¤i, Mevlânâ Halid Hazretlerinden intikal etmifl olan cübbeyi y›kay›p, suyunu kabristana dökmüfltü. Bu cübbeyi Üstad zaman zaman talebelerine teberrüken giydirirdi. “Emin ile Feyzi’nin Üstadlar›n›n garip vaziyetine ve Risale-i Nur’un acip ehemmiyetine delâlet eden bir sualleri ve Üstadlar›n›n onlara ve emsallerine verdi¤i bir cevapt›r. Sual: “Âlem-i ‹slâm›n mukadderat›yla ciddî alakadar olan bu Cihan Harbinin 13
dehfletli zamanlar›nda elli gün kadar (flimdi yedi seneden geçti; ayn› hal devam ediyor. Hem ne soruyor ve ne de merak eder) hergün hizmetinizde bulunan bizlerden bir defac›k sormad›n›z. Acaba bu büyük hadiseden daha büyük di¤er bir hakikat mi hükmediyor ki, bunu ehemmiyetten iskat ediyor? Yahut onunla meflgul olman›n bir zarar› m› var?” diye Üstad›m›zdan sorduk. O da: Mehmet Feyzi’nin suali üzerine Elcevap: . . . fiu zamanda herbir mü’min için, belki herkes için küre-i arz kadar bir bâkî tarla ve o tarla bafltan bafla bahçeler ve kas›rlarla müzeyyen ebedî bir mülk almak veya o mülkü kaybetmek dâvâs› aç›lm›fl. Demek her bir adam›n bafl›na öyle bir dâvâ aç›lm›fl ki, e¤er ‹ngiliz, Alman kadar serveti ve kuvveti olsa ve akl› da varsa, yaln›z o dâvây› kazanmak için bütününü sarf edecek. Elbette bu dâvây› kazanmadan evvel baflka fleylere ehemmiyet veren, divanedir. Hattâ o dâvâ o derece tehlikeye düflmüfl ki, bir ehl-i keflfin müflahedesiyle, bir yerde ecel elinden terhis tezkeresini alan k›rk adamdan bir adam kazanabilmifl, otuz dokuzu kaybetmifl.” (Bu sual, Risale-i Nur’un önemli bahislerinden biri olan Meyve Risalesinin Dördüncü Meselesinin telifine vesile olmufltur.)
Kastamonu Y›llar› Sergisi
Hat›ra Defterinden “Ey Burc-u Suad!Dünya bilse ki; sen kimsin,
Bugüne kadar vefat eden Nur talebeleri hiç üzülmesin.
Asara tafl›p, bin senedir bekledi¤imizsin.” M. Kayalar
Yerlerini bizim gibi Nur çocuklar alacak. Sevgi ve sayg›lar›mla.
Eme¤i geçen bütün a¤abey ve kardefller, burada Muhammet Talha Anl›k›z›l, Yafl 11, S›n›f 5/B
sergilenen a¤abeylerle haflr olsun inflallah.
***
Bilal Tütüncü, Isparta
Bu büyük davan›n mübarek ön saftaki
***
kahramanlar›ndan Allah ebeden raz› olsun. Bu k›ymetli Nurun tenvir etti bütün cihan›. Üstad›m, çok flükür bu günleri gördük.
hat›ralar›n bize ulaflmas›na vesile olanlardan da Allah
Yaflar Sancak
raz› olsun.
***
***
Bu flehirde, sergi ve konferanslara kat›lma imkan›
Böyle k›ymetli bir dinin, Resulünün ve asr›n imam›n›n
verdi¤i için Cenab-› Allah'a binlerce flükürler. Gayet
hizmetlerinde bulunmak, Nur talebeleriyle kaynaflmak
güzel ve çok ibret verici bir sergi olmufl. ‹nflallah yeni sergilere örnek olur.
Mebrure Yaz›c›, Üsküdar
ve bu hizmetlerin kolay kazan›lmad›¤›n› gelecek
Can Tülümen
nesillerimize bildirmek ad›na çok güzel bir
Yük. ‹nfl. Müh., MÜS‹AD Yön. Kur.Üyesi
organizasyondu. Allah yar ve yard›mc›m›z olsun.
***
Zehra Olgun, Merter
Üstad›ma lay›k bir talebe olamaman›n, Risale-i Nur'lar›
***
hakk›yla okuyup yaflayamaman›n eksikli¤ini
Allah'a flükür bize böyle bir gün yaflatt›¤› için.
yaflad›¤›m› ifade etmek istiyorum. Tüm eme¤i
Üstad›m›zla ilgili hat›ralar›n canlanmas› Cennetü'l-
geçenlere (maddi - manevi) sayg›lar›m› sunuyorum.
Firdevs'in esintileri gibi, Allah hepimizi ihlas, sadakat
Av. Yasemin Dikmetafl
ve takva ile ahir ömrümüze kadar Nur dairesinde
***
iman ve Kur'an hizmetinde istihdam buyursun. Meryem Acet
Bu muhteflem eserleri yaymaya bir genç olarak söz veriyorum.
Sultan Murat Y›ld›z
***
***
Allah raz› olsun. Manen bizi o y›llara götürdü ve çok duyguland›rd›. Bazen gözlerimizi yaflartacak hale
De¤erli Üstad›ma bir talebe olmak en büyük dile¤im.
geldi.
Aysel Manbafl›
Sad›k, Nurullah, Bilal
***
***
Risale-i Nur talebelerinin yüzüne bak›yorum da,
Nur'un Kastamonu y›llar› hürmetine, bu sergiyi
hepsinin yüzünde ayn› gaye, etrafa gülücük saç›yorlar.
haz›rlamakta eme¤i geçen kardefllerimize iki cihan
Bugüne kadar yazd›klar› kitaplar insanlar›n iman›n›
saadeti nasip eyle, Cennetü'l-Firdevs'te onlar› ihya
kurtard›. ‹nflallah ben de bir Nur talebesi olaca¤›m.
et ve daim k›l. 14
S. Özadal›
Allah, bu risalelerin yaz›lm›fl oldu¤u zamanlarda ac›lar› bu millete bir daha göstermesin. Nurlar, dünyadaki tüm müslümanlar›n ve tüm insanl›¤›n yol göstericisi olsun. Aytekin Kökel
etkileyen flahsiyetlerden. Rahmetli Zehra ve fiahide annelerimizi de ziyaret etmifl, bizzat görüflmüfltük. Sanki, yeniden görüfltük bir bir.
***
***
Bir Kastamonulu olarak çok etkilendim ve gerçekten gurur duydum. Çok zor, çok ac›l› y›llarm›fl, fakat herfleye ra¤men Üstad›n inanc›na, ahlak›na, Allah sevgisine hayran kald›m. Selam ve dua ile kal›n. Allah raz› olsun. Nilgün Özer
Ya Erhame'r-Rahimin, bizi bu yolda YÜRÜT, BÜYÜT, ÇÜRÜT, D‹R‹LT. AM‹N.
Hülya Odabafl›
Ceyda Çökren, Fatma Nur Özdemir, Hanife Turpçu, Nurdan Erken, Semra Uçar, Tuba fieker *** Hadsiz günah›mla birlikte bu kahraman insanlar›n yolunda olmaya çal›flmak bile insana bir ümit, bir ›fl›k oluyor. S›rr› ‹çen
*** Haz›rlad›klar›n›zla, eski gibi kalan güzel y›llar, tekrar canlanm›fl. ‹nsanlara yaflatt›¤›n›z bu güzel duygular için, eme¤iniz için, Rabbim sizlerden raz› olsun.
*** Hakikati gösteren bir okul, imani duygular› coflturan bir eser.‹çeri girdi¤imde ilahi bir rahmetin beni kaplad›¤›n› hissettim. Bütün dünya milletlerinin anlayaca¤› dilde bas›l›p dünya üzerine hakim olabilmesi dile¤iyle. Allah hepinizden raz› olsun.
Pelin Nazl› *** Dünya olarak hiçbir fleyleri yoktu... Ama birfleyleri vard›: Allah'a (cc) imanlar›! Kalplerinde R›za-y› ‹lahi, Kur'an'a ve imana hizmet aflk›.... Nihayetsiz kudret sahibi Zat-› Zül-Celal, imkans›zl›klar›, Üstad ve talebeleri için varl›¤a çevirdi. Allah (cc) hepsinden ebediyen raz› olsun.
Habibe Akp›nar *** Bu serginin hem kurulumunda hem de aç›l›fl›ndan bugüne kadar acizane hizmet ettim. Bu tempo çok hofluma gidiyordu fakat bunun bir de dezavantaj› vard›. Serginin o kadar içinde olmamdan dolay› gözüme bir ülfet perdesi inmiflti. Bana herfley s›radan geliyordu. Ta ki, ‹ran'dan bir Türk'ün vakf› aramas›na kadar. Konufltuklar›m›z› aynen aktar›yorum:
Mustafa Depe, Murat Basmac›
Ülkemizin ve müslümanlar›n bugünkü rahat durumlar›n›n diyeti, o zamanlar ödenmifl. M. Said Koçyi¤it
-Rüstempafla Medresesi'yle mi görüflüyorum? Kastamonu Y›llar›'n›n düzenlendi¤i yer?
*** Üstad Hazretlerinin ve çilekefl fakat mana aleminin sultanlar› olan talebelerinden Allah (cc) ebeden raz› olsun. Üstad›n el yaz›lar›n› Tarihçe-i Hayat'ta görmeme ra¤men “Bu, Üstad›n el yaz›s›d›r“ denince sanki görürcesine bir his ve hüzne kap›ld›m. Gözlerim yaflard›. Çok etkiledim. Hakime Han›m da, beni çok
-Evet, buras›. ‹.‹.K.V. Sergi burada. -Yavrum, ben ‹ran'dan ar›yorum. Az önce sergiyi Dost TV'de izledim. Çok duyguland›m. Tebrik için arad›m. Burada a¤lamaya bafllar. A¤layarak 5 dakika dua etti. En sonunda: “Yavrum, Allah, bu sergiyi yapanlardan 15
ve senden raz› olsun. Biz lay›k de¤iliz. Ben lay›k de¤ilim“ dedi ve kapatt›. (Sanki ben çok lay›k›m?) Bir anda gözümden ülfet perdesi kalkt›.
Bugün ben Seni, ta içimden gelen bir sesle duydum. Sen burada bir köfleden, Senin için gelmifl bunca insana bak›yor ve gülümsüyordun. Nurunla istifadelendim. Nejla Sakarya
Yunus K›z›lgünefl, Üniversite Ö¤rencisi ***
***
Sadece flunu söyleyebilirim ki; Cenab-› Hak bizi onlar›n yolundan yürütsün, çürütsün, öldürsün ve davalar›ndan ay›rmas›n. Nurullah K›ng›r, Siirt
Isparta'dan hususi bu sergiyi gezmek için geldik. Çok memnun kald›k. Üstad'a, Risale-i Nur'a ba¤›m›z kuvvetlendi. ‹nflallah daha nice nice sergilerin devam› ve kat›lmam›z dile¤i ile... Ve bu serginin sadece ‹stanbul halk›n›n de¤il; Türkiye'yi gezerek daha çok kiflinin istifade etmesi dile¤i ile...
*** Ben dünyaya Bediüzzaman'› tan›d›¤›m 2004 y›l›nda geldim diyebilirim. Bugün ülkemizde güzellik ve huzur varsa, bunda Üstad›m›n eme¤i çok, yemin edebilirim.
Isparta Kültür ve E¤itim Vakf› Mensuplar›
Yasin Gürbüz *** ‹lk defa geliyorum ve büyük bir haz duydum.
Teksirle ço¤alt›lm›fl Asâ-y› Mûsâ adl› eserin arkas›nda Bediüzzaman Hazretlerinin duas›:
Nevin ‹yiyaz›c›
Yâ Allah, yâ Rahmân, yâ rahîm, yâ Ferd, yâ Hayy, yâ Kayyûm, yâ Hakem, yâ Adl, yâ Kuddûs!
*** Nur talebesi olmay› çok istiyorum ve okumay› seviyorum. O kadar büyük sevgiyle ba¤lanm›fllar ki Üstada; çok etkilendim. ‹nflallah biz de Üstada lay›k talebe oluruz. Haf›z Nurcihan Bilkay
‹sm-i Âzam›n hakk›na ve Kur'ân-› Mu'cizü'l-Beyân›n hürmetine ve Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm›n flerefine, bir kalemle bin nüsha yazanlar› ve arkadafllar›n› Cennetü'l-Firdevste saadet-i ebediyeye mazhar eyle. Âmin. Ve hizmet-i imaniye ve Kur'âniyede daima muvaffak eyle. Âmin. Ve defter-i hasenatlar›na, Asâ-y› Mûsâ'n›n her harfine mukabil bin hasene yazd›r. Âmin. Ve Nurlar›n neflrinde sebat ve devam ve ihlâs ihsan eyle. Âmin. Yâ Erhamerrâhimîn! Umum Risale-i Nur flakirtlerini iki cihanda mesut eyle. Âmin. Ve cinnî ve insî fleytanlar›n flerrinden muhafaza eyle. Âmin. Ve bu biçare ve âciz Said'in kusurat›n› affeyle. Âmin.
*** Hayalen maziye giderek o günleri yaflamam›z› netice verdi. Allah raz› olsun. Bu tür faaliyetlerin devam›n› bekliyor, Rabbim sizleri baflar›l› k›lmas› için dua ediyoruz. Mehmet Biricik *** ‹flte hizmet...! ‹flte gayret...! ‹flte himmet...! Mehmed Kaya
Umum Nur flakirtleri nam›na
***
Said Nursî
Farkl› bir cemaate ba¤l› olmama ra¤men ve Bediüzzaman Hazretlerini fazla tan›mamama ra¤men sergiyi çok be¤enip kendilerini ve sizleri bir kez daha takdir ettim. Payalan Ailesi 16
Kastamonu Y›llar›n›n ard›ndan
Rüstempafla ziyaretçi ak›n›na u¤rad› “Can›m Üstad›m! Kap›dan ad›m›m› atar atmaz
Bediüzzaman'› Kastamonu'da 1941 y›l›nda tan›yan ve
vücudumun titredi¤ini hissettim. Mevlâma flükürler
sualleriyle Risale-i Nur'un önemli bir bahsinin
olsun ki seni tan›yabildik. Allah›m herkese hakikati
yaz›lmas›na vesile olan Abdullah Ye¤in de “Üstad›n
bilip onu yaflamay› nasip etsin.”
tek gayesi Allah'›n r›zas›n› kazanmak ve insanlar›n
“Kastamonu Y›llar›” sergisinin dört büyük cildi
ebedî hayatlar›n›n kurtulufluna hizmet etmekti.” dedi.
dolduran hat›ra defterindeki yüzlerce nottan birinde, Abdülkadir Bad›ll› ise, ‹stanbul ‹lim ve Kültür Vakf›’n›n
Songül Aktafl adl› ziyaretçi bunlar› yaz›yordu
tertipledi¤i sempozyum ve sergi gibi faaliyetlerin
gözyafllar› içinde.
Risale-i Nur talebeleri için büyük bir flevk vesilesi Rüstempafla Medresesi, “Kastamonu Y›llar›” sergisi oldu¤unu belirtti.
dolay›s›yla 20 binden fazla ziyaretçiyi a¤›rlad›. Bediüzzaman Said Nursî'nin hayat›ndan Isparta,
Mehmet F›r›nc› da aç›l›flta yapt›¤› konuflmas›nda,
Eskiflehir, Kastamonu ve Denizli dönemine ait belge
Bediüzzaman Said Nursî'nin Denizli hapsine girerken
ve hat›ralar› içine alan sergi, 20 Mart - 5 Nisan tarihleri
talebelerine “Kardefllerim, merak etmeyin! Bu Nurlar
aras›nda gerçekleflti. Bu süre içinde yurt içinden ve
parlayacak!” fleklinde hitap etti¤ini hat›rlatt› ve bugün
d›fl›ndan ziyaretçilerin ak›n›na u¤rayan sergide sürekli
bu eserlerin Sibirya'dan da ötelere, eksi 60 dereceyi
bir duygu yo¤unlu¤u yafland›. gören Yakutistan gibi yerlere kadar ulaflm›fl Serginin 20 Mart Pazar günkü aç›l›fl›na, büyük bir
bulundu¤una dikkat çekti.
ziyaretçi toplulu¤uyla beraber, Bediüzzaman Hazretlerinin hizmetkârlar› Mustafa Sungur, Abdullah
Aç›l›fltan sonraki günler boyunca da Kastamonu Y›llar›
Ye¤in, Abdülkadir Bad›ll› ve Mehmet F›r›nc› da kat›ld›.
sergisi büyük bir ilgi oda¤› olmaya devam etti.
Bediüzzaman'›n “Hayat›m hayat›nla devam edecek”
Bediüzzaman'›n talebelerinden Ahmet Aytimur, yine
diye hitap etti¤i Mustafa Sungur, aç›l›flta yapt›¤›
Bediüzzaman'›n talebelerinden Saniye ve fiahide
konuflmada, baflta Türkiye olmak üzere dünyan›n dört
Han›mlar›n, ‹brahim Fakazl›'n›n, ‹brahim M›rm›r'›n,
bir yan›nda Risale-i Nur'lar›n sürekli olarak okunmakta
Nazif ve Salâhaddin Çelebi'lerin, Mehmet Feyzi ve
oldu¤una dikkat çekti. Bediüzzaman Said Nursî'nin
Çayc› Emin Efendilerin çocuklar›, torunlar›, akraba
“Risale-i Nurlar› okuyan, dinleyen ve yazan Nur
ve dostlar› da sergiyi gözyafllar› içinde ziyaret edenler
talebesi ünvan›n› al›r” fleklindeki sözünü hat›rlatan
aras›ndayd›.
Mustafa Sungur, Anadolu'nun en ücra köylerine var›ncaya kadar her tarafta Risale-i Nur'lar› terennüm
Ziyaretçiler aras›nda en çok söylenen söz, “Biz bu
etmekte olan Nur talebelerinin, Üstad›n manevî
eserlerin k›ymetini bilmiyormufluz; bundan sonra
hayat›n› devam ettirdiklerini söyledi.
Nurlara daha s›k› sar›laca¤›m” sözü oldu. 17
Bir Hristiyan›n ‹slamla ‹lgili Gözlemleri AMER‹KA NOTLARI Salih Say›lgan Virginia Theological Seminary'nin Rektör ve Dekan›
Hristiyan arkadafllar›n›, Amerika'da bir çok kiflinin
Ian Markam'›n okulda görevli bir çok hoca, personel
Müslüman olmas›n› hofl görüyle karfl›lamaya davet
ve d›flar›dan gelen baz› hristiyan din adamlar›na
ediyordu.
‹slam'la ilgili bir konuflma yapaca¤›na dair bir mail
De¤indi¤i baflka bir konu ise cihad idi. Dr. Markham
ald›m. Konferans›n konu bafll›¤› “Bir Hristiyan'›n
asl›nda ‹slam'da bir masum insan›n öldürmeye hiçbir
‹slamla ‹lgili Gözlemleri “idi.
flekilde yer olmad›¤›n›; ama baz› müfrit hareket veya
Bir rahip arkadaflla beraber programa kat›ld›m. ‹çeriye
kiflilerin kendilerine göre yorum oluflturarak cana
girerken, rektör beni dinleyicilere tan›tt›. Yani dikkati
k›yd›¤›n› söyledi. Cihad konusunda Dr. Markham, baz›
fluna çekmek istiyordu: Bak›n iflte benim konuflmam›
müfrit ‹slami düflünce ve hareketlerden beslenen
sizlerle birlikte bir Müslüman da dinleyecek.
kimselerin maalesef afl›r›ya gittiklerini ifade etti. Dedi
Rektör, konuflmas›na önce cahiliye devrindeki Arap
ki ''Bu hareketler günümüz Müslümanlar›n›n imaj›na
toplumunu anlatarak bafllad›. O dönemde kad›nlara
da zarar veriyor. Bu afl›r› hareketlere aldan›p ön yarg›l›
ne kadar kötü davran›ld›¤›n›, k›zlar›n diri diri topra¤a
davranmamak gerekir.'' Bu noktada alternatif olarak,
gömüldü¤ünü, çok tanr›l› bir inanç sisteminin
Dr. Markham Bediüzzaman Said Nursi'nin ortaya
oldu¤unu, hukuk ve insan haklar› ad›na hiç bir fley
koydu¤u fikirlere de¤indi. Markham'a göre
olmad›¤›n› anlatt›. Hz. Peygamber'in (s.a.v.) bu kötü
Bediüzzaman daha kucaklay›c›yd›. Hatta flöyle bir
flartlar içerisinde mücadele etti¤ini ve k›sa zamanda
cümle kulland›:''Nur hareketi hem fliddet karfl›t› hem
Arap toplumundaki bu kötü ahlak ve adetleri
de ‹slam'› derin olarak uygulayan bir hareket.'' Ve
de¤ifltirdi¤ini anlatt›. Daha sonra Dr. Markham,
dinleyicilere Nursi'nin fliddet yanl›s› düflüncelerini
Islam'da uygulamal› manevi hayata de¤indi.
anlatmak için flöyle bir örnek verdi: “Nursi'ye göre
Müslümanlarda manevi hayat›n çok zengin oldu¤unu,''
bir gemide dokuz cani ve bir masum varsa, o gemi
Bizim bir flekilde bunlar› desteklememiz gerekir ''
bat›r›lamaz.”
hatta ''Bizlerin de asl›nda oruç tutmam›z gerekir ''
Program sonras› soru fasl› oldu ve baz› din adamlar›
dedi. Kulland›¤› ilginç cümlelerden biri de “Biz
gerçekten diyalog halinde olmak istediklerini,
H›ristiyanlar›n bu manevi uygulamalar noktas›nda
kiliselerine ‹slam'la ilgili konuflmak üzere insan
Müslümanlar gibi disipline olmam›z gerekir.”idi
arad›klar›n›, ancak bulmada sorun yaflad›klar›n›
Dr. Markham'›n de¤indi¤i baflka bir nokta ise
anlatt›lar.
insanlar›n din de¤ifltirme hususuydu. Dedi ki ''Asl›nda
Evet, Dr. Markham böyle bir kitleye Bediüzzaman'›
bazen biz bir fleyi do¤ru biliyorsak, onu sevdiklerimizle
uygun bir model olarak göstererek ‹slam'› anlat›yordu.
paylaflmay› severiz, isteriz. ‹flte insanlar›n din
‹flte Ian Markham gibilerin Risale-i Nur'u ve o
de¤ifltirmelerini de bu pencereden de¤erlendirmek
perspektifte ‹slam'› tan›malar›n›n ‹slam'a ve Kur'an'a
laz›m. Bu nedenle bir çok kifli Müslümanl›¤› veya
ne büyük hizmet oldu¤unu siz takdir ediniz. Bizim
H›ristiyanl›¤› tercih edeceklerdir. Bizler bunlar› normal
hristiyan misyonerlere anlatamayaca¤›m›z›, Allah
karfl›lamam›z laz›m.''Bu sözlerle Dr. Markham,
onun a¤z›yla böyle anlatt›r›yordu. 18
M›s›r Konferans›
M›s›r'›n bafl flehri Kahire'de, ‹slam Edebiyatç›lar› Birli¤i taraf›ndan geleneksel hale getirilen Uluslararas› Nursi Konferans› düzenlendi. Bu konferans, geleneksel olarak her sene düzenlenen dünyaca ünlü Kahire Kitap Fuar› günlerinde yap›lmaktad›r. Risale-i Nur ve Ça¤dafl Dînî Üslubun Tecdidi konulu konferansa baflta M›s›r, Fas, Cezayir, Sudan, Ürdün ve Türkiye'den çok say›da akademisyen tebli¤leriyle kat›l›rken, bir çok fikir adam› da dinleyici olarak ifltirak etti. Konferansta Üstad'›n Abdullah Ye¤in, Mustafa Sungur ve Mehmet F›r›nc› gibi talebeleri ile Risale-i Nur'lar› Arapçaya tercüme eden ‹hsan Kas›m Es-Sâlihî ve Ali Kat›öz de haz›r bulundular. Konferans Tertip Heyeti baflkanl›¤›n› Ezher Üniversitesi Eski Rektörü ve halen M›s›r Parlamentosu Diyanet Komisyonu Baflkan›
Prof. Dr. A. Ömer Haflim yapt›. Prof. Dr. A. Ömer Haflim aç›l›fl konuflmas›nda flunlar› söyledi: Said Nursi Hz. tarihin kaydetti¤i ender flahsiyetlerden biridir. Ve bu zat, “ Allah ( c.c. ) her yüz senede bir müceddid gönderir ve yüce dinini tecdid eder ” hadis-i flerifine mazhard›r. Bir dava; ihlas ile samimi bir kalpten ç›karsa, Kur'âna ve Sünnete dayan›rsa ebedîleflir. Çünkü Kur'ân ebedîdir. O'na dayanan da ebediyete mazhard›r… ‹flte Said Nursi'nin davas› bu yönüyle ebedîdir.. Cenab-› Hak bu üstün flahsiyeti ( Said Nursi Hz.'lerini ) göndererek; parça parça olmufl bu ümmetin, yeniden ' birlik ve beraberli¤ini sa¤layacak ' sa¤lam temelleri atm›flt›r. Yak›n bir zamanda bunun tahakkuk etti¤ini göreceksiniz. Allah ( c.c. ) nurunu tamamlayacakt›r…
19
Said Nursi'nin Fikir ve Hareketleri Ifl›¤›nda
Ermeniler Hakk›nda Bir De¤erlendirme Celil Taflk›n Araflt›rmac›-Yazar
Ermeni meselesine dair tart›flmalar,
s›ras›nda yaflad›¤› bölgenin
yaflad›¤›m›z ülkenin ve
sorunlar›n› yak›ndan idrak etti.
dünyan›n gündeminde s›k
Sorunlara karfl› kay›ts›z
s›k yer almaya bafllad›.
kalmad› ve aktif bir
Bu yaz›da, Said
flekilde çözüm
Nursi'nin fikir ve
bulmaya çal›flt›. O
hareketleri ›fl›¤›nda,
dönemde en büyük
geçmiflte yaflanan
üç sorun olarak
olaylar›n bugün etkisi
gördü¤ü cehalet,
devam eden baz›
zaruret ve husumetin
sonuçlar›, yani birtak›m
önüne geçmek için
güncel sorunlar ve çözüm
mücadele verdi. Bölgede huzurun sa¤lanmas› ve
imkânlar› üzerinde
bölgenin geliflmesi ancak bu üç
durulacakt›r. Üzerinde duraca¤›m›z
sorunun halledilmesiyle mümkün olabilirdi.
güncel sorunlar; önyarg›lar, insanlar aras›nda nefretin yerleflmifl olmas› ve geçmiflte
Ermenilerle bölge halk› aras›nda oluflan gerilimin
yaflananlar›n bugünkü adaletsizlikleri meflrulaflt›rmak
kayna¤› da bu üç ana sorundu: “Hem de bizim
için kullan›l›yor olmas›d›r. Baz› yanl›fl anlamalar›n
düflman›m›z ve bizi mahveden, cehâlet a¤a, o¤lu
önüne geçmek için ‹slamî literatürde yer alan bu¤z
zaruret efendi ve hafîdi husumet beydir. Ermeniler
ile bu yaz›ya konu olan nefretin farkl› fleyler oldu¤unu
bize düflmanl›k etmifllerse, flu üç müfsidin kumandas›
özellikle vurgulamak gerekiyor. Bugün yaflayan
alt›nda yapm›fllar.” (Münazarat, s:68-9.)
insanlar›n hiçbirisi geçmiflte vuku bulan ac› olaylarda
S. Nursi'nin seyahatleri s›ras›nda ona sorulan sorular,
aktör de¤ildi. Ayn› dine mensup olmak ya da ayn›
halk›n kafas›n›n birçok konuda kar›fl›k oldu¤unu
soydan gelmek, daha öncekilerin yapt›¤› hatalardan
gösterir. Afliret mensuplar›, meflrutiyetle birlikte gayr-
sorumlu tutulmay› gerektirmez.
i müslim unsurlara tan›nan özgürlüklere itiraz ettiler. ‹slam'›n bizatihi bu özgürlüklere izin verdi¤ini belirterek
Bir Bütünün Parças› Olarak Ermeniler
onlara flöyle cevap verdi: “Onlar›n hürriyeti, onlara
1877'de dünyaya gelen Nursi, tarihin Osmanl› Devleti
zulmetmemek ve rahat b›rakmakt›r. Bu ise, fler'îdir.”
için çok h›zl› akt›¤› bir döneme tan›kl›k etti. De¤iflik
Ard›ndan, baflka devletlerin s›n›rlar› içinde
müderris ve âlimlerden ders al›rken, flahsi
Müslümanlar›n yaflad›¤›n› ve onlar›n hak ve
okumalar›yla da kendini gelifltirdi. Seyahatleri
özgürlükleri oldu¤u gibi Osmanl› topraklar›nda 20
yaflayan gayr-i müslimlerin de hak ve özgürlükleri
önlemeye çal›flarak Osmanl›y› oluflturan unsurlar›n
olmas› gerekti¤ini ifade etti. (Münazarat, s:60-1.)
ittihad›n› sa¤lamaya çal›flt›. Örne¤in, afliretler aras›nda
Gayr-i müslimlerin devlet kadrolar›nda görev almas›na
ç›kan anlaflmazl›klarda arabulucu oldu ve sorunlar›n
ve özelikle kaymakaml›k gibi idari görevleri ifa
büyümeden çözülmesini sa¤lad›.
etmelerine de itiraz edildi. Çünkü bu tür memurluklar
Nursi'ye göre, Osmanl›y› oluflturan farkl› unsurlar
reislik gibi telakki ediliyordu. Nursi, Meflrutiyet'le
aras›nda ittihad›n çözülmesinin sebeplerinden birisi;
birlikte hükümetin ve memurlar›n halk›n hizmetkâr›
“Bihakk›n adâlet-i fleriat› gösteremedik. fieriat
oldu¤unu belirterek onlar›n da bu görevleri
dairesinde, hukuklar›n› istibdâd›n sünnet-i
yapabilece¤ini belirtti. Memurlar, reis de¤il aksine
seyyiesiyle muhâfaza edeme[mektir.]” (Münazarat,
halk›n hizmetkârlar›yd›. Bu ba¤lamda, gayr-i müslim
s:67.) Farkl› etnik ve dini aidiyetleri olan topluluklar,
ülkelerde ikamet eden Müslümanlar›n da yaflad›klar›
Osmanl› topraklar› içinde uzun bir süre bar›fl içinde
ülkelerde benzer görevleri yapabilmeleri gerekti¤ine
yaflad›. Adil muamele gördükleri ve haklar›n›
vurgu yapt›. (Asar-› Bediiye, s:324-5.)
kullanabildikleri sürece farkl› gruplar›n bir arada
Afliret mensuplar›, gayr-i müslimlerle eflit kabul
yaflayabilmesi mümkün oldu. Adaletten sap›ld›¤› ve
edilmeye de itiraz ettiler. Onlara hukuk kurallar›n›n
baz› haklar engellendi¤inde huzursuzluklar ç›kmaya
herkese ayn› flekilde tatbik edilmesi gerekti¤ini flöyle
bafllad›.
izah etti: “Müsavat ise, fazilet ve flerefte de¤ildir, hukuktad›r. Hukukta ise flah ve gedâ birdir. Acaba
Dostluk Hayat Bulacak
bir fleriat, kar›ncaya bilerek ayak basmay›n›z dese,
Afliret mensuplar›, Ermenilerin kendilerine düflmanl›k
tâzibinden men etse, nas›l benî Âdem'in hukukunu
etti¤ini, bu yüzden onlarla ittihat etmelerinin zor
ihmâl eder? Kellâ... Biz imtisal etmedik. Evet, ‹mam-
oldu¤unu beyan ettiklerinde yeni bir döneme girildi¤ini
› Ali'nin (r.a.) âdî [s›radan] bir Yahudi ile muhakemesi
hat›rlatarak onlara flöyle cevap verdi: “Düflmanl›¤›n
ve medâr-› fahriniz olan Salâhaddin-i Eyyûbî'nin
sebebi olan istibdat öldü. ‹stibdâd›n zevâliyle dostluk
miskin [fakir] bir H›ristiyan ile mürafaas›, sizin flu
hayat bulacak. Size bunu katiyen söylüyorum ki, flu
yanl›fl›n›z› tashih eder zannederim.” (Mün., s:66.)
milletin saadeti ve selâmeti Ermenilerle ittifak ve
Hem afliretlerin kendi aralar›nda hem de
dost olmaya vâbestedir. Fakat mütezellilâne dost
Müslümanlarla gayr-i müslimler aras›nda husumet
olmak de¤il, belki izzet-i milliyeyi muhâfaza ederek,
vard›. Afliretler aras›ndaki düflmanl›klar ve eflk›yalar
musâlaha elini uzatmakt›r.” (Münazarat, s:67-8.)
bölge halk›n›n güvenli¤ini tehlikeye sokuyor ve bölge
Ermenilerin uyand›¤›n› ve terakki etti¤ini, bölgedeki
halk›na zarar veriyordu. Meflrutiyet öncesinde
afliretlerin ise uykuda oldu¤unu belirterek,
yöneticilerin gelifltirdi¤i baz› çözümler ve onlar›n
Ermenilerden ö¤renilecek çok fley oldu¤una vurgu
uygulamas› da “eflk›yal›k ve husumet derdiyle
yapt›. Çünkü, “[Ermeniler] uyand›lar, dünyaya
mültehib bulunan o vücuda iltihab› tezyid ed[iyordu]”
yay›ld›lar, terakkiyât tohumlar›n› toplad›lar;
(Asar-› Bediyye, s:295). Sorunlar› çözmeye çal›fl›rken
vatan›m›zda ekecekler. Bizi medeniyete mecbur,
sorunlar›n daha da büyümesine sebep oldular. Nursi,
terakkîye îkaz, bizdeki fikr-i milliyeti hüflyâr ediyorlar.
böyle bir ortamda mevcut kargafla ve kar›fl›kl›klar›
‹flte flu noktalara binâen onlarla ittifak etmek lâz›md›r.” 21
Dostlu¤a bugün de ihtiyaç var. Çünkü Türkiye'nin
bafllamas›yla Ruslara karfl› savunma hatt›nda görev
uluslararas› arenada daha kuvvetli olabilmesi ve
ald› ve mücadele etti: “Van - Bitlis taraf›nda Ermeni
hareket sahas›n›n genifllemesi için Ermenilerle olan
komitesi, Taflnak fedaileri çok faaliyette
sorunlar› halletmesi gerekiyor.
bulunmas›yla, Eski Said onlara karfl› duruyordu, bir
Nursi, “[Ermeniler] Zîrâ komfludurlar. Komfluluk,
derece susturuyordu.” (Tarihçe-i Hayat, s:518.)
dostlu¤un komflusudur.” sözleriyle, onlarla dost
Ermeni çetelerine ve Ruslara karfl› vatan›n› müdafaa
olman›n gereklili¤ine vurgu yap›yordu. Günümüzde
ederken bile masumlar› korumaya devam etti. Ermeni
ise, s›n›rlar›n her türlü etkileflime karfl› set olarak
çeteleri geri püskürtüldü¤ünde bölgede yaflayan baz›
kullan›lmas›ndan dolay› bu eski dostlar birbirlerine
Ermeni kad›n ve çocuklar› kaçamad› ve geri kald›.
oldukça yabanc›laflm›fl durumdalar. Hiçbir iletiflimin
Onlar› bir yere toplad› ve “fier'an bunlara dokunmak
olmamas› düflmanl›klar› giderek art›rmaktad›r. Çünkü
caiz de¤ildir.” diyerek halk›n onlara zarar vermesini
kifli bilmedi¤inin düflman›d›r (Lemeat, s:2). Bu eski
önledi. Ard›ndan onlar›, Ermeni fedailerine teslim etti.
komflular aras›nda irtibat›n tekrar sa¤lanmas› gerekir.
(B. Tarihçe-i Hayat›, s:376.)
‹rtibat tesis edildikçe birbirlerini daha iyi tan›yabilir
“Bediüzzaman'›n bulundu¤u nahiyeye binlerle Ermeni
ve önyarg›lar y›k›labilir.
çocu¤u toplanm›flt›. Molla Said askerlere, 'Bunlara
'Yahudileri ve H›ristiyanlar› dost edinmeyin' (Maide,
iliflmeyiniz!' diye emretti. Daha sonra bu Ermeni çoluk
51) mealindeki ayeti delil göstererek Ermenilere
çocu¤unu serbest b›rakt›; onlar da Ruslar›n
muhabbet edemeyeceklerini ileri süren afliret
içerisindeki ailelerinin yan›na döndüler.” (T. Hayat,
mensuplar›na flöyle cevap verdi: “Bu nehiy, Yahudi
s:99.) Bu müspet hareket hemen karfl›l›k bulmufltur.
ve Nasara ile Yahudiyet ve Nasraniyet olan aynalar›
Ermeni fedaileri de haber göndererek art›k Müslüman
hasebiyledir. Hem de bir adam zât› için sevilmez.
çocuklar›na zarar vermeyeceklerini bildirmifllerdir.
Belki muhabbet, s›fat veya san'at› içindir. Öyleyse
Nursi, bir gruba mensup olan bir kiflinin yapt›¤› hatan›n
her bir Müslüman'›n her bir s›fat› Müslüman olmas›
tüm gruba genellenemeyece¤ini düflünüyordu. Baz›
lâz›m olmad›¤› gibi; her bir kâfirin dahi bütün s›fat
üyelerin hatas›ndan hareketle tüm grup üyeleri
ve san'atlar› kâfir olmak lâz›m gelmez. Binaenaleyh,
hakk›nda menfi düflünülemezdi. (fiualar, s:315.)
Müslüman olan bir s›fat› veya bir san'at›, istihsan
Ermeniler hakk›nda genel bir hüküm vermek ve ferdî
etmekle iktibas etmek neden câiz olmas›n? Ehl-i
hatalar› gruba genellemek yerine, sadece hatay›
kitaptan bir haremin olsa elbette seveceksin!”
yapan› sorumlu tutarsak herkes için adaletin
(Münazarat, s:70-1.)
sa¤lanmas› kolaylafl›r. Kur'an-› Kerim'den ald›¤› dersle asayifli muhafaza için etraf›ndakilere flu hat›rlatmay›
Bunlara ‹liflmeyiniz!
yap›yordu: “Bir hanede veya bir gemide bir tek
Birinci Dünya Savafl› öncesinde kendi medresesinde
mâsum, on câni bulunsa, adalet-i Kur'âniye o
talebelerine ders verirken, Ermeni çetelerine karfl›
mâsumun hakk›na zarar vermemek için, o haneyi
mücadele etmek için talebelerine ayn› zamanda silah
yakmas›n› ve o gemiyi bat›rmas›n› men etti¤i halde;
kullanmas›n› da ö¤retiyordu. Silahlar ve kitaplar yan
dokuz mâsumu bir tek câni yüzünden mahvetmek
yanayd›. Ermeni çetelerine ve Birinci Dünya Savafl›'n›n
suretinde o haneyi yakmak ve o gemiyi bat›rmak, en
22
“Düflmanl›¤›n sebebi olan istibdat öldü. ‹stibdâd›n zevâliyle dostluk hayat bulacak. Size bunu katiyen söylüyorum ki, flu milletin saadeti ve selâmeti Ermenilerle ittifak ve dost olmaya vâbestedir. Fakat mütezellilâne dost olmak de¤il, belki izzet-i milliyeyi muhâfaza ederek, musâlaha elini uzatmakt›r.” (Münazarat, s:67-8.)
azîm bir zulüm, bir h›yanet, bir gadir oldu¤undan,
adalet olmal›d›r.
dâhilî âsâyifli ihlâl suretinde, yüzde on cani yüzünden
‹nsan›n özgürlü¤ü s›n›rs›z de¤ildir. Bir arada
doksan masumu tehlike ve zararlara sokmak, adalet-
sorunsuzca yaflayabilmek için insan›n kendi
i ‹lâhiye ve hakikat-i Kur'âniye ile fliddetle men
özgürlü¤üne de¤er verdi¤i kadar baflkalar›n›n da
edildi¤i için, biz bütün kuvvetimizle, o ders-i Kur'ânî
özgürlüklerine de¤er vermesi gerekiyor: “Sizde olan›
itibar›yla, âsâyifli muhafazaya kendimizi dinen
yar› hürriyettir. Di¤er yar›s› baflkas›n›n hürriyetini
mecbur biliyoruz.” (Emirda¤ Lâhikas›, s:382)
bozmamakt›r.” (Münazarat, s:58.) Son olarak; hayat›n› insanl›¤›n iman›n› tesis ve
Sonuç Yerine
güçlendirmeye adayan Bediüzzaman Said Nursi'nin
Hem Ermeniler hem de Müslümanlar geçmiflte
iman ile hürriyet aras›ndaki iliflkiyi aç›klad›¤› bir pasaja
yaflananlar›n günah›n› / sorumlulu¤unu flu an
yer verelim: “Zirâ, rab›ta-i imân ile Sultan-› Kâinata
yaflayanlara yüklememeli. Bir Müslüman, bu tür
hizmetkâr olan adam, baflkas›na tezellül ile tenezzül
olaylarda, haks›z yere bir kifliyi öldürmenin tüm
etmeye ve baflkas›n›n tahakküm ve istibdad› alt›na
insanl›¤› öldürmek gibi oldu¤u (Maide, 32) prensibi
girmeye o adam›n izzet ve flehamet-i imaniyesi
ve kul hakk›na girip girmedi¤i k›stas› üzerinden
b›rakmad›¤› gibi; baflkas›n›n hürriyet ve hukukuna
de¤erlendirme yapmal›d›r. Onun kul hakk› ihlal edilmifl
tecavüz etmeyi dahi, o adam›n flefkat-i imaniyesi
olsa bile bu durum, onun baflkalar›n›n hakk›na
b›rakmaz. Evet, bir padiflah›n do¤ru bir hizmetkâr›,
girmesini meflrulaflt›rmaz. Günümüzde her iki taraf
bir çoban›n tahakkümüne tezellül etmez. Bir biçareye
da öteki olarak gördükleri ile iliflkilerini ve bak›fl
tahakküme dahi o hizmetkâr tenezzül etmez. Demek
tarzlar›n› gözden geçirmelidirler. Hareket noktam›z
imân ne kadar mükemmel olursa, o derece hürriyet
ön yarg›lar olmamal›; aksine kendimiz ve herkes için
parlar. ‹flte Asr-› Saâdet...” (Münazarat, s:59) 23
Yeni Faaliyetler Daha iyi bir dünyan›n inflas›na katk›da bulunmak için hizmetler devam ediyor.
F‹L‹P‹NLER / 20-21 TEMMUZ 2009 "Daha ‹yi Bir Dünyan›n ‹nflas›nda Adaletin Rolü" Konulu Nursi Konferans› (20 - 21 Temmuz)
ENDENOZYA / 23-24 TEMMUZ 2009 Bangka Adas›nda Konferans;"‹slam E¤itiminin Yeniden Yap›land›r›lmas›, Tecdid ve Sosyal UyumaKatk›s›" 24 Temmuz Cakarta Serif Hidayetullah Üniversitesinde Konferans; "Sosyal Uyumu Tesis ‹çin Dinler aras› Diyalogun Desteklenmesi: Said Nursi'nin Müslümanlar› Tecdidi Ve Dünya Bar›fl› Üzerine Düflünceleri " 23 Temmuz
KANADA / 19 -21EK‹M 2009 Alberta Üniversitesi'nde Nursi Konferans› ( 19 - 21 Ekim)
‹STANBUL / 6-7 KASIM 2009 Leicester Üniversitesi ‹le Ortaklasa Düzenlenen AB Destekli ''Din Ve Toplum Konulu'' 2 Günlük Uluslararas› Konferans ( 6 - 7 Kas›m ‹stanbul)
AVUSTRALYA / 3-9 ARALIK 2009 3-9 Aral›k 2009 Tarihlerinde Avustralya Sydney De Düzenlenecek Olan Dünya Dinler Parlamentosu Toplant›s›nda Kitap Sergisine Kat›l›m
Barla Y›llar› Sergi Katalo¤u
Kastamonu Y›llar› Katalo¤u
Barla Y›llar› Sergisi dolay›s›yla haz›rlanan katalogda Barla S›dd›klar›, Nur Postac›lar›, Bir Kutlu Kalemden Kalanlar, Üstad’›n Orjinal El Yaz›lar› ve pek çok bilgi yer almaktad›r. ‹stek ve bilgi için : 0 212 527 81 81 www.barlaplatformu.com
Kastamonu Y›llar› Sergisi dolay›s›yla haz›rlanan katalogda Nur Kahramanlar›, Üç fiehitler, Nur Anneler, Üstad’›n Orjinal El Yaz›lar› ve pek çok bilgi yer almaktad›r. ‹stek ve bilgi için : 0 212 527 81 81 www.barlaplatformu.com
‹STANBUL ‹L‹M VE KÜLTÜR VAKFI BÜLTEN‹ YIL:2 SAYI:4 MAYIS 2009 ÜCRETS‹ZD‹R Rüstempafla Medresesi Sururi Mahallesi Medrese Sokak No: 2 34120 Eminönü / ‹stanbul www.iikv. org Tel: 0 212 527 81 81 - Fax: 0 212 527 80 80 www.barlaplatformu.com www.nuronline.com www.nursistudies.com