www.mies.net
Başkandan.. Değerli MieS Severler, Üniversiteye girdiğim ilk sene tanıştım MieS ailesi ile. Yepyeni insanlar tanıma fırsatı yakaladım. Düzenlenen organizasyonlar, sürdürülen projeler ile daha iyi tanıdım bölümümü, üniversite hayatını, beni bekleyen iş dünyasını. Geride bıraktığımız soru işaretleri ile dolu lise yıllarının cevaplarını aradığımız bu yepyeni dönemde, cevaplarımı bulmam da bana en çok yardımcı olanlardan biriydi MieS. Belki de hayatımızın en renkli zamanlarını yaşadığımız üniversite döneminin, farkına varmamızı sağladığı en önemli şey “kendimiz” dir. Kendimizi anlamaya daha çok vakit ayırdığımız bu dönemde, karşılaştığımız zorluklarda bize en çok yardımcı olan ise edindiğimiz dostluklardır. En güzel dostlukları edindiğim MieS ailesine çok teşekkür ederim. Her sene daha çok büyüyen, her geçen yıl geçtiği dönemden edindiği deneyimler ile daha çok gelişen bu güzel aile; “MieS’ in dışa açılan yüzü”diye tabir ettiğimiz dergimiz MileStone’ nun ikinci sayısını, siz değerli MieS severlere sunmaktan büyük gurur duyar. Dergi çalışmalarının liderliğini üstelenen Dergi Komitesi Lideri Neval ÖZKAN’ a, derginin tasarımı ile ilgilenen Bilgi Yönetim Komitesi Lideri Ali Serdar ÇELİKEZEN ve İletişimden Sorumlu Başkan Yardımcısı Ahmet Berkant FİLİZ’ e, içeriğin ve tasarımın hazırlanmasında fazlasıyla emeği geçen dergi komitesi ekibine ve bizlere destek veren tüm MieS ailesine çok teşekkür ederiz. Dergimizi keyifle okumanız dileğiyle…
Marmara Industrial Engineering Society Yönetim Kurulu Başkanı Deniz KILIÇDERE
1
www.facebook.com/2000mies
Önsöz düğümlü çamaşır ipine tek mandalla tutturulmuş, öylece duruyor. ama hep ıslak. bir türlü kurumuyor, lavanta kokulu çivit mavisi hayallerim…
Evet lavanta kokulu çivit mavisi hayallerimiz kurumuyor, hiçbir zaman da kurumasına izin vermeyeceğiz zaten. Biz MieS dergi komitesi olarak hayallerimizle çıktık bu yola. Sadece hayal kurduğumuzu düşünenlere inat tüm ekip çok çalıştık. Bazen çok yaklaştığımızı düşünürken oyalandığımızı fark ettik. Ama yılmadık. Destekleriyle her zaman yanımda olan komite üyelerim; iyi ki hep beraber harika bir ekip olmuşuz… Hepinize her şey için çok teşekkür ediyorum. Dergi komitesine inanan başta başkanımız Deniz KILIÇDERE ve dergi tasarımı adına elinden gelen her şeyi yapan Ali Serdar ÇELİKEZEN ve Ahmet Berkant FİLİZ olmak üzere” olmak üzere tüm MieS idari kurul üyelerine çok teşekkür ederim. Daha nice hayallerde buluşmak dileğiyle… Umarım dergimiz Milestone sizler
Marmara Industrial Engineering Society MileStone Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Neval ÖZKAN
2
www.mies.net
GirDAP (Girisimcilik Dünyasına Atılım Platformu)
Marmara Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Kulübü (MieS) ‘nün GEÇMİŞTE GirDAP’A 4 Mayıs 2012 Cuma KATILAN KONUŞMACILAR günü üçüncüsünü •Sinan ERGİN - Kişisel Gelişim Uzmanı, Pazarlama ve Satış gerçekleştireceği Okulum Projesinin Yaratıcısı Girişimcilik •Ömer EKİNCİ - TÜSİAD 2009 En İyi Genç Girişimci Ödülü Sahibi Dünyasına Atılım •Ahmet Emre SARI Platformu (GirDAP), MARKOFONİ Kurucu Ortağı •Halit KESEMEN - Dünyaca Ünlü katılımcılarına MR.KUMPİR Markasının Yaratıcısı “Girişimcilik” üzerine •Haluk OKUTUR - Simit Sarayı Kurulu Başkanı yeni ufuklar açtırmayı Yönetim •Dr. Serhat ÖZTÜRK - KOSGEB hedefleyen bir organi- Boğaziçi Hizmet Merkezi Müdürü •Melih ÖDEMİŞ - www.yemekzasyondur. sepeti.com Kurucusu İş dünyasının farklılık •Semen ÖNER - SMN Tat Merkezi yaratmayı başarmış ve Kurucusu önde gelen isimlerini katılımcılarıyla buluşturacak olan GirDAP’ın öncelikli hedefi, “Girişimcilik” dünyasına dair bir vizyon oluştururken bunun yanı sıra katılımcılarının gelecek planlarına yardımcı olabilmek ve oluşturacakları kariyer çizgilerinde sağlam adımlarla ilerlemelerinde rol oynayabilmektir. GirDAP’ta Girişimcilik ve İnovasyon: Organizasyonumuzun ilk oturumunda, katılımcıların girişimcilik bilincine sahip olabilmelerine ve
girişimciliğin günümüzdeki önemini kavrayabilmelerine katkıda bulunacak, girişimcilik konusunda uzman bir konuşmacımız olacaktır. Yeni fikirlere sahip katılımcılarımıza, girişimcilik maceralarında fikirleri fırsata dönüştürmenin yöntemlerini sunmak ve bu yolda sahip olmaları gereken cesareti verebilmek de amaçlanmıştır. GirDAP’ta Beden Dili: Sahip olduğumuz yeni fikirleri hayata geçirmekte karşımıza çıkan engelleri beden dilimizi kullanarak aşmayı düşünmekteyiz. Beden dili ile fikirlerimizi sunarken ve hayata geçirirken yapacağımız diyaloglarda daha bilinçli olmamız hedeflenmiştir. GirDAP’ta Girişim: Akıntının aksi yönünde ilerlemeye karar veren ve başarıya ulaşan, sektörde fark yaratabilmiş iş adamlarını davet ettiğimiz bu oturumlarda, katılımcılarımıza; dünyaya girişimci gözüyle bakabilmek vizyonunu kazandırmayı, diğer yandan da fikirleri fırsata dönüştürmenin yöntemlerini sunmayı hedeflemekteyiz.
Girişimcilik Dünyasına Atılım Platformu Proje Lideri Selin YAPRAK
3
www.facebook.com/2000mies
Endüstri Mühendisligi Günleri (EMG)
2002’den bu yana süregelen Endüstri Mühendisliği Günleri; tüm mühendislik fakültesi öğrencilerini, çeşitli sektör ve departmanlarda kariyer yapmış, başarılı ve deneyim sahibi kişiler ile aynı platformda buluşturan bir MieS o r g a n i z a s y o n u d u r. Ayrıca bu proje, tecrübeli endüstri mühendisleri ile öğrenciler arasında bilgi ve deneyim aktarımı sağlayarak, öğrencilerin hedeflerini gerçekleştirmelerinde de rol oynamaktadır. 5-16 Aralık 2011 tarihleri arasında 11.’sini gerçekleştirdiğimiz EMG’de; Satın alma, Bilgi-İşlem, Satış-Pazarlama, ÜretimPlanlama ve Tedarik Zinciri departmanlarını konu aldık. Bu doğrultuda, iş dünyası-üniversite işbirliği çerçevesinde öğrencilerin kendi geleceklerini şimdiden görebilmelerini sağlamaya çalıştık.
•Lale ÜLKÜ - Mey Alkollü İçkiler Satınalma Müdürü •Murat Şakar - Finansbank Genel Müdür Yardımcısı •Nadir KIRGIZ -Turkcell Analist •Mesut AKYILDIZ - LCWAIKIKI Proje Yönetim Ofisi Direktörü •Teoman ÜNAL - UPS Ülke Pazarlama Müdürü •Tamer GÜLSAÇ - Migros Pazarlama Planlaması ve Tedarik Zinciri Müdürü •İbrahim ÜĞDÜL- AKampüs Kurucu Ortağı –CEO •Emre AYDIN - CicekSepeti.com Kurucusu – CEO •Ersin POLAT - İpek Kağıt Üretim Planlama ve Kontrol Müdürü •Kürşat ERDOĞAN - Trendyol. com Operasyon Direktörü •Mustafa DEVECİ - Danone Tikveşli Ambalaj ve Hammadde Satınalma Müdürü
Endüstri Mühendisleri Günü Proje Lideri Duygu HOROZ
4
www.mies.net
İnsan Kaynakları Faaliyetlerine Yön Verenler Zirvesi (İKFYVZ)
5
Organizasyonumuz, diğer kariyer günleri Tüm bu oturumların yanı sıra çeşitli organizasyonlarından farklılaşarak kısa sürede ikramlarımız, sürpriz hediyelerimiz ve de geniş bir kitleye hitap etmeyi başarmıştır. çekilişle verilen eğitimlerimizle organizaAmacımız; sektörün devleri ile öğrencileri bir syonumuz katılımcılara her açıdan unutulmaz araya getirerek, öğrencilere konuşmacılarımızın 3 gün yaşatmıştır. tecrübelerini ve kariyer yolculuklarını dinleme İKFYVZ’12 de yer almış İKFYVZ’12 den konuşmacılarımız; fırsatı vermek ve öğrencilerin kendilerini bekle- “ Başarı Hikayaleri “ Paneli akılda kalanlar: yen kariyer alternatifleri hakkında bilgi almalarını -Ahmet PAKSOY – İDO Genel “Siz de böyle sağlamaktır. Adının aksine sadece insan Müdürü gencecik genel müdür -Figen GÖZÜBÜYÜK – Eletrokaynakları departmanına yönelik değil, firmalar- lux Genel Müdürü olmuşsunuz maşallah. daki en temel departmanlardan birisi olan insan -Ülkem KIRIMLI – Philips “ kaynakları departmanını baz alarak farklı depart- Aydınlatma Genel Müdürü “Duygusal zekanız Bireysel Konuşmacılarımız manlardan katılımcılara da yer vererek daha çok -A. Hamdi DOĞAN –Türkiye Microsoft ise katılımcıya ulaşmak hedeflenmiştir. Kalite Derneği (KalDer) Yönetim rasyonel zekanız Bu yıl 21-22-23 Mart 2012 tarihlerinde 3. Kurulu Başkanı Apple’dır. “ TANRIKLULU – McDonsünü gerçekleştirdiğimiz organizasyonumuz, -Bora “Kaynaklar kıt, ald’s Pazarlama Direktörü yine katılımcılarına farklı deneyimler yaşatmış, -Timur TİRYAKİ – Index Grup fırsatlar sonsuz. “ birbirinden farklı konu ve konuşmacıların yer İnsan Kaynakları Direktörü “You should love DERELİOĞLU – Ceva aldığı oturumlarıyla da çeşitli katılımcı profill- -Şenay everybody! “ Lojistik Lojistik Executive erine hitap etmeyi başarmıştır. “Ben endüstri mü-Burak EMİRALP – TTNET Dijital Reklam Yöneticisi Bu yılki organizasyonumuzda; hendislerine “ multivi-Turhan TURHANGİL – •“ Başarı Hikayeleri “ başlığı altında Schneider Electric Türkiye Genel tamin “ diyorum. “ gerçekleştirdiğimiz ve genel müdürlük düze“Korku yoksa cesaret Müdürü -Akan ABDULA – Grey İstanbul de yok! “ yinde yöneticilik yapan kişileri ağırladığımız, Planlama Müdürü “Başardım, yönetiyorum peki ama nasıl? “ soru- Stratejik “Nedir normal olan? -M. Barış MUSLU – “ Yıka sunu yanıtlamak ve öğrencilerin kariyerlerine ışık Beynini! “ Kitabı Yazarı Sıra dışı olunur mu, -Binnur ZAİMLER – Doğan tutmayı amaçladığımız panelimiz, doğulur mu? “ Şirketler Grubu A.Ş İnsan •Sektörün önde gelen firmalarından ve de farklı Kaynakları Başkan Yardımcısı “Farkındalık anları farklı departmanlarından ağırladığımız üst düzey -Ülkem BİRSEN – Youtholding vardır, benimki 1. yöneticilerle hem şirketlerin kültür ve işleyişlerini İnsan Kaynakları Yöneticisi Sınıfta physics101 tanıdığımız hem de öğrencilerin kendilerine katadersindeydi. “ bilecekleri değerler hakkında bilgi edinmelerini Organizasyonumuz sağladığımız oturumlarımız, boyunca yeri geldi “ ilham aldık “, yeri geldi •Sadece kurumsal anlamda değil hayatta da başarı “ duygulandık “, yeri geldi “ gülmekten getirecek çeşitli yöntem ve taktikleri öğrendiğimiz kırıldık “, yeri geldi “ sahneye çıktık, dans kişisel gelişim seminerimiz, ettik “ kısacası bu organizasyonda biz her şeyi •Öğrencilerin soru-görüşlerini ifade etmelerini ve yaptık. Peki ya siz hiç merak etmediniz mi? de staj-iş olanakları hakkında bilgi edinmeO zaman sizi önümüzdeki yıl Marmara’ya lerini sağlayan çeşitli firma stantlarımız, bekliyoruz! •Kariyerin farklı bir dalı olan “ Sanatta Kariyer “ konusuna eğilerek hem katılımcılara keyifli dakikalar yaşatılmış hem de izleyicilerin de katılımıyla Kariyer Günleri Komitesi Lideri interaktif bir ortam sağlanmış olan dans ve tiyatro Dilek ÇERÇİOĞLU gösterilerimiz sayesinde İKFYVZ’12 dopdolu geçmiştir.
www.facebook.com/2000mies
Mezunlarla İletişim Komitesi
Marmara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi mezunları, geleceğin mezunlarıyla bir arada… Gelenekselleşen Mezun Öğrenci Buluşması her sene mayıs ayında bir öncekinden daha iddialı organizasyonlarla, Marmara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi mezunları ve öğrencilerini bir araya getiriyor. Dönem arkadaşlarının tekrar birleşmesine de vesile olan organizasyonumuz, biz öğrencilerin de mezunlarımızın deneyimlerinden yola çıkarak kariyer rotalarını belirlemelerinde pusula görevi görüyor…
MieS olarak hedefimiz, hali hazırda mezunlarımız ve gelecek mezunlarımızın, sadece bir zamanlar yolu Marmara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nden geçmiş yabancılardan ziyade, büyük ve her sene daha da büyüyen bir aile olmasını sağlamaktır. Bu amaçla tüm mezunlarımızı ve öğrencilerimizi mayıs ayında Mezun Öğrenci Buluşması’na katılarak bu idealimize ortak olmaya davet ediyoruz.
Mezunlarla İletişim Komitesi Lideri Bedriye YÜREKLİ
6
Gerilla, İspanyolca kökenli olup “guerra” kelimesinden türemiştir. Asıl karşılığı ise “guerrillero” yani “küçük savaş”, “çete savaşı”dır. Tahmin edileceği üzere ilk olarak bir savaşta ortaya çıkmıştır. İspanya ile Fransa arasındaki Yarımada Savaşı’nda (1807-1814) İspanya’yı işgal eden Napoléon Bonaparte’ın ordularına karşı 2 Mayıs 1808’de ayaklanma başlatan İspanyol halkının sürdürdüğü direniş, “Gerilla savaşı” kavramını ortaya çıkarmıştır. Bu kavram, düzenli ve güçlü ordulara karşı gayrinizamî ve dağınık birlikler hâlinde, geleneksel savaş yöntemlerinden farklı yöntemler kullanarak savaşmak olarak açıklanabilir. Taktiksel amacı ise beklenmedik anlarda ve yerlerde, beklenmedik şekillerde düşmanın karşısına çıkarak yıldırma ve yıpratma politikasıyla düşmanı moral bakımından çökertmektir. Yakın tarihten örnek göstermek gerekirse, Kurtuluş Savaşı ve Vietnam Savaşı, Gerilla taktiklerinin başarıyla uygulandığı mücadelelerdir. Gerilla taktiği ilk olarak 1960 yıllarında Amerika’da pazarlama ve reklam alanında kullanılmıştır. O yıllarda devam eden Vietnam Savaşı ve direnişçi Vietnam halkının gerilla taktiğini başarıyla uygulaması, Amerika’daki pazarlama ve reklamcılık sektörünü bir hayli etkile-
7
miştir. Zaten gerillanın taktiksel açıdan kelime anlamıyla pazarlama anlayışının birbiriyle paralellik gösterdiğini söyleyebiliriz. O hâlde gerilla pazarlamanın tanımını yukarıdaki bilgiler ışığında şu şekilde yapmak mümkün: Gerilla pazarlama, küçük firmaların büyük firmalarla alışılmışın dışında yöntemler kullanarak rekabet edebilmesini sağlayan, beklenmeyen anlarda ve yerlerde, beklenmedik şekillerde potansiyel müşterilerin karşısına çıkıp zihinlerinde bir şekilde yer etmeyi amaçlayan pazarlama kampanyalarına verilen genel isimdir. Gerilla pazarlama terimi, ilk olarak “Jav Conrad Levinson” tarafından 1984 yılında yazılan aynı isimli kitabında kullanılmıştır.. Bu kavram, zamanla kitapta da anlatılan, geleneksel olmayan pazarlama ve özendirme (promosyon) kampanyaları için kullanılan genel bir isim olmuştur. 1980’lerde ortaya çıkan bu kavramın ortaya çıkış öyküsünü Levinson şöyle anlatıyor: “1980’lerin ortasında kısıtlı bütçesi olan insanlar için bir pazarlama kitabı yoktu. Üniversitede ders verirken öğrencilerim bana bu konuda soru sordular ve
söz verdim. Kütüphaneye gittim yoktu, başka kütüphane baktım yoktu. Diğer üniversitelere ve kütphanelere baktım yine yoktu. Araştırmalarım sonunda bu konuda hiçbir kaynak bulamadım. Ama bir kere söz vermiştim. Sonra oturdum öğrencilerim için bir liste yaptım az parası olan işletmeler neler yapabilir diye ve 527 maddelik bir liste çıkarttım. Böylece gerilla pazarlamanın temeli atılmış oldu.” Gerilla pazarlama, mümkün olan en düşük maliyetle, geleneksel araçların yaratacağı etkinin üstünde bir etki yaratacak pazarlama yöntemlerini bulmayı ve uygulamayı hedefler. Gerilla pazarlama akla gelebilecek her türlü yöntemi kullanabilmektedir. Bu yöntemler ürün ve hizmetin cinsine göre bilinçaltını hedefleyen reklamlar, firmayı ya da bir kampanyayı tanıtmak için doğrudan atılan e-mailler, web-siteleri ve birtakım özendirmeler olarak çeşitlenebilir. Hızla gelişen teknoloji çağıyla birlikte gerilla pazarlamanın en etkin uygulama alanı internet olarak göze çarpmaktadır. Bundan ötürü, günümüzde yaklaşık 1 milyar kişiye ulaşan internet teknolojisini verimli bir şekilde kullanmak çok önemlidir. Bu sayede hem iletişim maliyetleri önemli ölçüde azaltılır, hem de geleneksel pazarlamanın sunduğundan daha fazla bilgi sunarak ürüne/hizmete olan ilgi en yükseğe çıkarılır. Tabii bunun kısa vadeli bir hedef değil, bir süreç olduğunu da unutmamak lazım. Gerilla Pazarlama ve Geleneksel Pazarlama Yöntemlerinin Farkları Esasında gerillanın ve geleneksel pazarlama anlayışının hedefleri konusunda bir farklılık bulunmuyor. Her ikisi de daha fazla satmak ve daha çok kâr elde etmek gibi geleneksel hedeflere odaklansa da gerilla, kullandığı yöntemlerle geleneksel pazarlamadan ayrılıyor. Yani esas fark amaçta değil araçlarda ortaya çıkıyor. Bu farkları maddeler hâlinde sıralayalım: • Geleneksel pazarlama yöntemi büyük şirketlerce kullanılırken, gerilla pazarlama daha çok küçük ve orta ölçekli işletmelere yöneliktir. Ancak günümüzde bu fark yavaş yavaş ortadan kalkmaktadır. • Geleneksel pazarlamada para ön plandadır. Gerilla pazarlamada önemli olan hayal gücü ve yaratıcılıktır.
8
•Geleneksel pazarlama satış rakamlarına önem verir. Gerilla pazarlamada performans elde edilen kâr ile ölçülür. •Geleneksel pazarlama satış miktarına baktığı için satış sonrası onları pek ilgilendirmez; ancak gerilla pazarlama müşteriyi takip eder ve onu kaybetmek istemez. •Geleneksel pazarlama “ne satabilirim” sorusunu sorarken, gerilla pazarlama “müşteriye ne verebilirim” şeklinde düşünür. •Geleneksel pazarlama doğrusal olarak işi büyütürken, gerilla pazarlamada geometrik bir artış söz konusudur. •Geleneksel yöntemlerde müşteri ilişkileri zayıf ve iletişim monolog şeklindedir. Gerillada ise iletişim güçlü ve diyalog üzerinedir. Müşteriden alınan geri dönüşler büyük önem teşkil etmektedir. •Geleneksel pazarlama teknolojiye gerektiği kadar önem vermezken, gerilla pazarlama teknolojiyi en etkili biçimde kullanır. •Geleneksel pazarlamada hedef büyük gruplardır. Gerillada ise, hedef pazar daha küçüktür. Başka bir deyişle gerilla pazarlama, en çok kar getirecek pazarı seçip onun üzerine yoğunlaşır. •Geleneksel pazarlama daha çok deneyim ve tahminler üzerine kuruludur. Gerilla pazarlama, satın alma kararlarının çoğunlukla bilinçaltıyla verildiğini bildiğinden insan davranışı ve psikolojisi üzerine yoğunlaşır.
9
•Geleneksel pazarlama bir avuç geleneksel yöntemi kullanırken, gerilla pazarlamada yüzlerce yöntem vardır ve bu yöntemlerden işe yarayanlarını birleştirip azamî fayda sağlayacak şekilde kullanmasını bilir. Üstelik bu yöntemlerden çoğu masrafsızdır. •Kısacası geleneksel yöntemler “ben” derken, gerilla pazarlama “sen” der. Gerilla pazarlama yöntemlerini uygulamadan önce şu sorular sorulmalıdır: Neden bu ürünü/hizmeti piyasa sürmeliyim? Hedeflerim neler? Nasıl ulaşırım? Müşteriyi nasıl çekerim?
Bir gerilla pazarlamacı, öncelikle bu sorulara cevap verip amacını belirledikten sonra pazar araştırmasına koyulmalıdır. Unutmamak gerek ki, geniş çaplı bir pazar araştırması, ortaya çıkacak tehlikeleri önceden fark etmeyi ve fırsatları sezmeyi sağlar. Bunun yanı sıra pazardaki değişimlere karşı da hazırlıklı olunmalı ve önlemler alınmalıdır. Pazar araştırması sonucu potansiyel müşteriler belirlenip hedef kitle oluşturulur. Hedef kitle ele geçirilirse pazara hâkim olunacağı bilinir. Herkes hedef pazar olmadığı gibi, herkes bir “niş” de değildir. Niş pazar, en basit anlatımıyla, geniş bir hedef pazar içinde bulunan özel bir kesime hitap eden alt pazardır. Özgün bir insan grubuna odaklanmak, ciddi bir saygınlığı da beraberinde getirir. Bu da müşterileri çeken bir mıknatıstır. Asıl kâr getiren pazarlar, belli bir grubun talepleriyle ayakta kalan niş pazarlardır. Örnek vermek gerekirse, vejetaryen lokantaları, solaklara özel ürünler, lüks otomobiller niş pazarını oluşturur. Piyasaya tutunmak isteniyorsa, firmanın kendini konumlandırması da şarttır. Konumlandırma dediğimiz şey, müşterinin zihninde nasıl algılandığımızdır. Bunun için zekice, samimi, sıcak ve direkt hedefe yönelik sloganlar bulmak, dolayısıyla da kelimelerle iyi oynayabilmek şarttır. Kelime oyunları, pazarlamanın olmazsa olmazlarındandır. Bu teknik, müşteriyi aldatma olarak algılanmamalı; az sözle çok şey anlatma ilkesi olarak düşünülmelidir.
Bu tarz ilkeler hedef pazara doğrudan verilen vaatler olduğundan üzerinde beyin fırtınası yaparak uzunca düşünülmelidir. İçerik bakımından öyle yoğun olmalıdır ki, üstün yanlarını ve hatta rakiplerin zaaflarını vurguladığı gibi; firmanın kim olduğu, gerçekte ne iş yaptığı ve kimlere hitap ettiği hakkında aşağı yukarı bir fikir de verebilmelidir. Tüm bunlar tanımlandıktan sonra, gerilla pazarlamanın en önemli aşaması olan pazarlama plan ve stratejisi belirlenmelidir. Planlamanın iyi yapılması mecburdur, çünkü iyi bir planlama hedef pazara vizyonu iyi aktaracağı gibi, marka imajını da insanların bilinçaltına kazır. Hızlı kararlarla uygulanması gereken bu aşamada uygulanacak yöntemler belirlenip her birini uygulamak için en doğru kişiyi seçmek büyük önem teşkil eder. Telefonla pazarlama, TV (reklam), özel tasarlanmış web-siteleri (çevrimiçi pazarlama), e-postalar, broşürler, yazılı basın, doğrudan tanıtım gibi akla gelebilecek her yöntem için doğru kişileri doğru yere koymak bu süreci hızlandırır. Nitekim kimi web tasarım alanında uzmanlaşmışken, kimisinin de insanlarla iletişimi üst düzeyde olabilir. Çağımızda gelişen network altyapı teknolojileriyle internet üzerinden bilgi paylaşımı gitgide hızlanmaktadır.
10
Yeni nesil, gündemi televizyon ve gazetelerden ziyade sosyal paylaşım ağları aracılığıyla takip etmektedir. Önemli olan çağı yakalamak olduğundan insanlara ulaşmanın en elverişli yolu bu tür paylaşım ağlarını etkin bir şekilde kullanmaktan geçmektedir; çünkü bilgi akışının bu kadar yoğun yaşandığı bir ortamda pazarlama adına insanları etki altına almak daha kolay ve caziptir. Network üzerinden pazarlama-satış gibi işlemlerin artık daha yaygın hâle geldiği 21. yüzyılda çevrimiçi pazarlama, gerilla pazarlamanın en önemli uygulama alanlarından biri hâline gelmiştir. Gerilla Pazarlama, her şeye rağmen uygulaması zor ve stresli bir süreçtir. Dolayısıyla bir gerilla pazarlamacıda aranan temel özellik, sabırlı olmasıdır. Geleneksel pazarlamacıların kullandığı alışılageldik metotlara farklı yaklaşımlar getirdikleri için, önce insanları şaşırtıp onların algılarını değiştirmeleri gerekir. İnsanların dikkatini çekmek ve onlarla güçlü bir iletişim kurmak
11
uzun ve yıldırıcı bir süreç olduğundan, gerilla pazarlamacılar enerjik ve inatçı olmalıdırlar. Değişen pazar ihtiyaçlarına cevap verebilmelidirler; bunun için de sürekli pazar araştırması yapmaları kaçınılmazdır. Yani değişime ve yeniliğe açık olmalıdırlar. Gerilla pazarlama, müşteriyi asla kaybetmek istemez, ona her zaman bir alternatif sunabilmelidir. Müşteriyi elde tutmak için gerekirse cömert olmalıdır. Geleneksel pazarlamada “para” ne ise, gerilla pazarlamada hayal gücü odur. Hayal gücü gerilla pazarlamanın en önemli sermayesidir. Önsezi ile desteklendiğinde ortaya oldukça yaratıcı fikirler sunar. Sosyal duyarlılık, mesajınızın daha fazla kişiye ulaşmasını sağlayan, içinde hayal gücü barındıran etkili gerilla pazarlama projelerinin bazılarında yer alabilir. Çok geniş bir uygulama alanını kapsar.
Mezunlarımızla iş hayatına dair Biz mühendis adayları; aklımızda geleceğimize dair onlarca soruyla çıkıyoruz yola. Üstelik analitik düşünmekle de işin içinden çıkamıyoruz. Mesleğimizi, çalışma alanlarımızı öğreniyoruz; hedeflerimizi geç olmadan belirlemeye çalışıyoruz. Hayallerimize, hedeflerimize odaklanıyoruz farkına varmadan. Ancak yaşamadan öğrenemiyoruz çoğu şeyi. Dergi komitesi olarak mühendislik yaşamına bu kadar yaklaşmışken aklımızdaki belirsizliklere “dur” demek istedik ve araştırmalarımıza, çalışmalarımıza başladık. Mühendislik B binası kantininden çay içmiş, tost yemiş, B244’ te ders dinlemiş kısacası bizlerle aynı yollardan geçmiş mezunlarımıza ulaştık. Aklımıza takılanları sorduk, bizlere yol göstermelerini istedik. Sonuç olarak tüm mühendis adaylarına yol göstereceğine inandığımız bu yazıyı hazırladık. Bizleri kırmayarak yol gösteren, bize zaman ayıran mezunlarımız Tankut ÇIĞIR, Hasan Erhan DURSUN, Adnan AKTEPE, Gökhan ATINÇ ve Kaan ALİOĞLU‘na dergi ekibi olarak çok teşekkür ederiz…
GÖKHAN ATINÇ Arçelik-LG Yurtdışı Satış mühendisi
-Çalıştığınız departmandan, pozisyonunuzdan kısaca bahseder misiniz? Arçelik-LG Firmasında Yurtdışı Satış Departmanında, yurtdışı satış mühendisi olarak çalışmaktayım. Departman olarak, Satış politikası bölgelere göre bölge sorumluları üstünden satış ve pazarlama yapmaktır. Bölge olarak CIS( Rusya & Ukrayna & Kazakistan) bölgesine satış, pazarlama ve satış sonrası teknik ve operasyonal destekte bulunmaktayım. Bölge hedefleri doğrultusunda yıllık belirgin bir satış rakamına ulaşmak, finansal açıdan bu satış adetlerini yönetmek ve planlamasını oluşturmakla sorumluyum. Satış sonrası olası teknik ve operasyonel durumlarda destek, gerektiğinde talep edilen unsurları karşılamak da görev alanıma dahildir. -Uluslar arası bir şirkette yurtdışı satış departmanında çalışıyor olmanın dezavantajları ve avantajları nelerdir? Uluslararası bir şirkette yurtdışı satış departmanında çalışmak, birçok farklı kültür ve yapıda insanlarla iletişimde bulunmayı, bu vasıta ile bireysel gelişim ve yeni bakış açıları kazanmayı sağlamaktadır. Değişken satış prosedürleri, olaylar üstünde farklı
12
www.mies.net
stratejiler geliştirmeye ve bu stratejiler doğrultusunda lider özelliklere sahip olmaya fırsat sunar. Birçok ırk, din ve kültürel özellikleri barındıran insanlar ile iletişim kurmak kişiye global perspektif kazandırır. Şirketlerin satış politikalarını oluşturmak ve bunları belirlenen stratejiler doğrultusunda yönetmek sizleri şirket bünyesinde ön safhalarda tutmanın yanı sıra önemli pozisyonlarda aranan kişi olmanızı sağlar. Dezavantajlar olarak diğer departmanlara göre aktif çalışma ortamı, sabit çalışma şartlarının (saat, iş kapsamı, yetkinlikler) çoğu zaman dışında bir çalışma performansı gerektirir. Her yeni bir sorun veya satış prosedürü, farklı yaklaşımlar, farklı stratejiler yaratılmasını gerektirmekte ve bu unsurlar diğer departman çalışma prosesleri açısından yoğun, yorucu ve yıpratıcı olabilmektedir. Kişinin sadece eğitim açısından yeterliliğinin yanı sıra sosyal açıdansa bu süreçleri yönetebilecek, kaldırabilecek yapıya sahip olmasını gerektirir. -Yaptığınız stajların departman seçiminizde etkisi oldu mu? Yapılan stajların genellikle departman seçiminden öte daha çok şirket bünyesi, kurumsal firma çalışma politikaları, departmanlar arası ilişkilerin ne şekilde ve hangi şartlar altında gerçekleştirmesi gerektiği üstünde etkisi olmuştur. Organizasyon şemaları doğrultusunda hangi durumlarda kimler ile bağlantı kurulması gerektiğini, yetkinlikleri ve bu yetkinliklikleri efektif olarak nasıl kullanılacağını öğrenmemi sağlamıştır. -Sizce iş yaşamında Marmara Üniversitesi’nin yeri nedir? Mühendislik açısından Marmara üniversitesi, şirket bünyelerinde, teknik bilgi gerektirecek (ArGe, Ür-Ge, Üretim Planlama, Üretim) alanlarında tercih edilmemektedir. Üniversite olarak genel mühendislik eğitimi verildiği bilinci yaygındır. Bu bilinç doğrultusunda stratejik açılardan önemli noktalarda iletişimi kuvvetli ve mühendislik vizyonuna sahip insanların seçiminde Marmara Üniversitesi Mezunlarının tercih edildiği görülmektedir. -Çalıştığınız departmanı daha çok kimlere tavsiye ediyorsunuz? Mühendislik altyapısına sahip, sosyal ve iletişim yönü kuvvetli, strese dayanıklı ve alternatif çözümler sunabilecek, vizyon ve misyon sahibi (kültürel açıdan kendini geliştirmiş ve/veya gelişime açık) insanların zevk alarak yapabileceklerine inanıyorum. -İş hayatı ve staj için bizlere verebileceğiniz öneriler, tavsiyeler nelerdir? Staj seçimleri mutlaka sizin ileri dönemlerdeki iş hayatınızın bir göstergesi olmalıdır. Çalışmayı planladığınız sektör, iş tanımı ve departman ile staj döneminizin bir bölümü ilişkilendirilmiş olması gerekiyor. Üniversite öğrencisi olarak beklentileriniz ile iş hayatındaki aktivitenizin birbiri ile örtüşmesi gerekmektedir. Bu kapsamda üniversite sonrası yaşantınızın şekillenmesi adına, yaptığınız/yapacağınız stajların hayatınızda büyük bir önemi bulunuyor. Çoğu üniversite öğrencisi iş dünyası ile ilgili sadece duyduklarını veya araştırmaları doğrultusunda öğrendiklerine göre yapmak istediği işi seçiyor. Bu hususta yanlış tercihlerin yapılması olası bir etkendir. Üniversite hayatının yanı sıra iş hayatında bu unsur tekrarlanabilecek bir yanılgı olmaktan çıkıp, hayatınızda yeniden başlamaya kadar süregelen hatalar olarak nitelendirilebilir. Önemli olan iş hayatı hakkında ilk adım olarak gördüğüm stajlarınızı veyahutta çevrenizdeki çalışan kesimin deneyimlerini kendi kişiliğiniz ile bütünleştirip kariyer hedefinizi yaratmanızdır. -Son yıllarda başka bölümleri bitirip yüksek lisansını endüstri mühendisliği üzerine yapan birçok kişi ile karşılaşıyoruz. Bu durum rekabeti ne derece etkiliyor ? Biz endüstri mühendislerine oranla dezavantajları var mı ? Mühendislik tabanlı olmayan insanların çoğunlukla tercih ettiği ve temelde mühendislik
13
www.facebook.com/2000mies
vizyonuna / bakış açısına sahip olmak adına Endüstri Mühendisliği üzerine yüksek lisans yaptığını söyleyebilirim. Günümüz şirketlerinde birçok iş kapsamında tercih edilen endüstri mühendisliği bu konumu itibariyle en çok tercih edilen yüksek lisans programı olarak karşımıza çıkıyor. Son yıllarda şirketlerin çalışan profilleri, sadece iş kapsamını ve mevcut talebi karşılamakla kalmayıp, daha çok geniş bakış açısı doğrultusunda birçok iş kapsamını yürütebilecek, efektif ve lider özelliklere sahip bireylerden oluşmaktadır. Bu unsurları göz önüne aldığımızda endüstri mühendisliği yüksek lisansı yapan insanlar üniversite branşlarını da ön plana çıkararak, gerek mühendisler gerekse diğer bölümlerden mezun insanlar açısından rekabetçi bir ortam yaratmaktadır. Çok yönlülükleri ve birçok iş kapsamına olan hakimiyetleri diğer bölümlerden mezun insanlara oranla işe alımlarda bir adım önde gözükmektedirler. -Mühendislik öğrencilerinin öğrenim hayatı boyunca düşündüğü bir diğer konu da yabancı dil öğrenimi. Çalıştığınız departmanda ikinci yabancı dil olarak hangi dil daha çok ön planda? Bize genel olarak hangi dilleri öğrenmemizi tavsiye edersiniz? Arçelik-LG joint venture bir şirkettir. LG bilindiği üzere Kore menşeili bir firmadır. Şirket olarak İngilizcenin yanında Korece bilmek önemlidir. Buna ek olarak, çalışılan bölgeye göre 2ci dil opsiyonu değişmektedir. Avrupa için; İngilizce & Almanca, Rusya Ukrayna için; İngilizce & Rusça Ortadoğu için; Arapça & İngilizce. Özetle şirketlerin uluslararası kimliklerine ve çalışma yapılan bölgeye göre 2. Dil seçeneği tercih edilebilir.
-Üniversitede kalarak bu dalda kariyer yapmaya nasıl karar verdiniz? Bölüm hocalarımın ve ailemin teşvikleri ve kendi hedeflerim doğrultusunda akademisyenlikte kariyer yapmaya karar verdim. Şu anda Kırıkkale Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalı’nda görev yapıyorum.
Adnan AKTEPE Kırklareli Üniversitesi Araştırma Görevlisi
-İleride özel bir şirkette görev almayı düşünürseniz üniversite kariyerinizin ve öğretim üyeliğinizin size bu konuda avantaj sağlayacağını düşünüyor musunuz? Kesinlikle düşünüyorum. Çalışmalarımı hem teoriye hem uygulamaya yönelik olarak geliştirmeye çalışıyorum. Çeşitli özel kurumlar ve kamu kurumları ile uygulamaya yönelik projelerde yer alarak mühendislik uygulamalarını da sürekli geliştiriyoruz. -Marmara Üniversitesinden mezun olmanız akademik kariyeri-
nizde size fayda sağladı mı? Kesinlikle sağladı. Öğrenciliğimiz boyunca bilimsel, sosyal ve kültürel faaliyetleriyle araştırmaya, sorgulamaya, analitik düşünmeye, problemleri çözmeye yönlendiren, daha verimli çalışabilmek için girdi ve çıktıları etkin bir şekilde kullanmayı öğreten, bilimsel değeri olan çalışmalara yönlendirildik hocalarımız tarafından. Bu açıdan faydası olmuştur. -Bir endüstri mühendisinin sizce hangi alanlarda kendini geliştirmesi gerekir? Analitik düşünme yeteneğini geliştirme, etkin bir şekilde bilgisayar programları kullanabilme, Toplam Kalite Yönetimi bilinciyle çalışma, uygulamaya yönelik pratik uygulamalar geliştirebilme, her Endüstri mühendisinin mutlaka iyi bilmesi gereken planlama (üretim planlama, kurumsal kaynak
14
www.mies.net
kaynak planlaması vb.), programlama, modelleme, sistem analizi ve tasarımı, optimizasyon gibi konularda kendini geliştirme. -Akademik kariyer yapmayı düşünen çok sayıda mühendislik öğrencisi var. Siz üniversitede akademik kariyer yapmayı bizlere tavsiye eder misiniz? Araştırmayı, sorgulamayı, okumayı, öğrenmeyi ve öğretmeyi seviyorsanız üniversitede akademik kariyer yapmayı sizlere tavsiye ederim. -Bizlere üniversite hayatımız için önerileriniz nelerdir? Lisans eğitiminiz boyunca kendinizi iyi geliştirmeye, mümkün olduğunca çok yerde staj veya proje gibi uygulamalar yaparak derslerde öğrendiklerinizi görme fırsatı yakalamaya çalışın. İstanbul’un bilimsel, sosyal ve kültürel aktivite imkanlarından faydalanın. -Çalıştığınız satınalma departmanından kısaca bahseder misiniz? Daha önce Finansbak’ta her birim kendi ihtiyacını kendi karşılıyordu. Merkezcilik , tek bir yerden yönetilebilirlik söz konusu değildi. 2005 yılında üst yönetimin kararıyla merkezi bir satın alma departmanının kurulmasına karar verildi. Gerekli bütün alımlar bu departman aracılığıyla yapılmaya başlandı. Bizde satın alma dört kısıma ayrılıyor. Hizmet satın alma , Ürün satın alma , Organizasyon satın alma , IT satın alma diye. Ben satın almanın IT kısmındayım , yani yazılımlardan sorumluyum. Toplam 12 kişilik bir bölümümüz var. Biz ufak programlardan tutun , bütün bankaca kullanılan Microsoft ürünlerine kadar , 11.000 kişilik orHasan Erhan DURSUN ganizasyonun alımlarını yapıyoruz. Bankanın güvenlik sistemleri , Finansbank IT Satın Alma web siteleri , iPhone ile ilgili uygulamaları , SMSlerle ilgili pazDepartmanı arlama ürünleri ve daha nicelerinin alımı tarafımızdan sağlanıyor. Bunun dışında danışmanlıklarla ilgili alımlarımız oluyor ki bunlar sistem entegrasyonlarıyla ilgili danışmanlıklar oluyor. -Günümüzde satın alma departmanı çok fazla tercih ediliyor. Peki sizin bu departmanı seçmenizin nedeni nedir? Departmanınızın dezavantajları ve avantajları nelerdir? Ben iş hayatına ilk adımımı bilişim sektöründe bir girişimci olarak attım. Zaten üniversite hayatımda da IT’ ye çok meraklıydım, teknik olarak da bilgim vardı bu bölümle ilgili. Ben üniversitedeyken minimum 30 gün üretim stajı yapma zorunluluğumuz vardı, o zaman bile bölüm başkanıyla özel olarak konuşup üretim stajı yapmak istemediğimi belirtip özel izin almıştım ve IT firmalarında stajımı yapmıştım. Tabi ilk tecrübelerim IT üzerine değil, satış ve satın alma üzerineydi. Arçelik’ teydim ve pozisyonum gayet iyiydi, yükselmeye de açık bir bölümdü. Fakat teklif gelince ve bu teklifte IT satın alma olunca bunu tercih ettim. Sonuçta sevdiğim sektör. İşinizi bir zorunluluk olarak görürseniz çok verimli olamazsınız, keyif almazsınız. Ama ben buraya geliyorum, internette ki trendleri takip ediyorum(IT ile ilgili). Zaten evde de olsam yapacağım şey bundan farklı olmazdı. Yeni yazılımlar, piyasada neler olmuş v.b. Gelelim dezavantaja, departman istediğim bir departman olduğundan pek dezavantajı var diyemeyeceğim, fakat çok fazla içeri girerseniz hobi olarak görülen şeylerin zorunluluğa dönüşmesi söz konusu olabilir. Ben biraz departmanımın zor taraflarından bahsedeyim. Bölümümüze ayda yaklaşık 400-500 fatura geliyor ve bu faturalarla ilgili operasyonlardan da biz sorumluyuz, bir çok bölümle iletişim halinde olmamız gerekiyor , bizden habersiz ürün alınıyor mu bun-
15
www.facebook.com/2000mies
ların takibi veya sistemsel takipler… Yani operasyonel yükümüz çok fazla. Yaptığımız anlaşmalar genellikle uzun vadeli olduğu için çok dikkatli olmamız gerekiyor. Herhangi bir şekilde bankanın aleyhine bir madde konulduğunda ve yürürlüğe girdiğinde ciddi sıkıntılar yaşarız. Banka olduğumuz için özel şirketler, müfettişlikler bizleri denetliyor. Her an denetleme olabileceği için yanlış yapma ihtimalimizin çok düşük olması gerekiyor. Çok dikkatli olmalıyız. Dikkat para demek oluyor burada. -Yaptığınız stajların departman seçiminizde etkisi oldu mu? Oldu. Çok fazla staj yaptım. Part Time olarak IT şirketlerinde çalıştım. Farklı alanlarda da staj yaptım. Mesela Tansaş’ta Lojistik bölümünde. Bu stajın bana şu faydası oldu: Bu bölümde çalışamayacağımı gördüm. Aynı şekilde Garanti Bankasında Hazine bölümünde çalıştım, ağır işler, büyük paralar var. Bankanın en önemli bölümlerinden biri; buradaki zorluğu gördükten sonra da bankacı olmamaya karar verdim. Şuan burada bankacılık yapmıyorum sadece bankada çalışıyorum. Kısacası stajlar gerçekten neyi isteyeceğime karar vermeme çok yardımcı oldu. -İş yaşamında Marmara Üniversitesi’nin yeri nedir? Marmara Üniversitesi bizim girdiğimiz zamanda çok iyi ismi olan bir okuldu. Zaten İngilizce eğitim veren sayılı üniversitelerden. Marmara’yı seçmemdeki neden ; %100 İngilizce eğitim veriyor olmasıydı. Bizim dönemimizdeki kişiler parlak insanlardı. Ve eminim şuan herkes iyi pozisyonlardadır. Dolayısıyla her yerde üniversitemden gurur duyarak bahsediyorum, göğsümü kabarta kabarta. Tek sorunumuz okulumuzun çok fazla pazarlamasının yapılmaması. Bir İTÜ kadar marka değeri olmasa da eğitim kalitesi gayet yüksek olan bir okul olduğunu düşünüyorum. Hatta Marmara Üniversitesi Avrupa çapında en iyi mühendislik eğitimi veren okul seçilmişti yanlış hatırlamıyorsam. Çok büyük başarıları ve önemli yerlere gelen öğrencileri olan bir okul. Aynı zamanda çok kaliteli bir öğretim kadrosu var. Siz siz olun olduğunuz yerden hiçbir zaman kötü bahsetmeyin, kötü olsa bile övün orayı… Burada iş biraz mezunlara düşüyor. Okullarına sahip çıkmalılar. Özellikle işe alımlarda, staj alımlarında üniversitelerine öncelik göstermeliler. Bunu nasıl bir Boğaziçili yapıyorsa Marmaralı da yapmalı. Böyle olursa hem daha iyi isim yapmış oluruz hem de iş hayatında Marmara Üniversitesinin konumunu kaliteleştiririz. -Biz endüstri mühendislerine; iş hayatı ve staj için verebileceğiniz tavsiyeler nelerdir? Stajlarınızı hangi bölümde yaparsanız yapın Endüstri Mühendisi olduğunuzu unutmayın. Endüstri mühendisi süreçleri analiz eder. Modelleme yapar, o modellemeye göre süreçleri geliştirir ya da yeni süreçler ekler. Finans sektöründe de çalışsanız hastanede de çalışsanız asıl göreviniz hiç değişmiyor. Bu yüzden biz bütün dersleri alıyoruz. Endüstri Mühendisi her bölümde çalışır. Çünkü her bölümde iyileştirmeye ihtiyaç vardır. işlere kesinlikle uzaktan bakın. Bir iki gün bir program üstünde odaklanılması size hiçbir şey katmaz. O program burada vardır ama şurada yoktur. Dosyalarla uğraşmak yerine o bölümde işler nasıl gidiyor? , satın almada iseniz neden satın alma yapıyoruz?, satın almaya kim talepte bulunuyor? , talep satın almaya gelmeden önce hangi süreçlerden geçiyor? , kim değerlendiriyor da gerekli olduğu kararına varıyor? , talep gelince satın alma ne yapıyor? Bu soruların cevaplarını arayın. Temel amaç her zaman analiz etmek olmalı. Akışları öğrenirseniz orada ne yapıldığını çözersiniz zaten, nereye giderseniz gidin sistem aynı kalır. Bunları görebiliyorsanız zaten sizin için o bölüm uygun mu değil mi anlarsınız. Ama her bölümde staj yapın, özel bir ilgi alanınız varsa ona odaklanın ama etrafı unutmayın. Kulaktan dolma bilgilerle değil, zihninizle yöneltin kendinizi. Departmanımı anlattım okuyunca hoşunuza gidebilir ama benim anlattığım kadar hoşunuza gidecektir. Yine de içine girip kendi kararınızı kendinizin vermesi taraftarıyım.
16
www.mies.net
-Çalıştığınız departmandan bahseder misiniz? DenizBank İnsan Kaynakları Bilgi Yönetimi ve Planlama ekibinin Bölüm Müdürüyüm. Departman ben dahil 8 kişiden oluşmakta ve departmanımız DenizBank’ın tüm İK sistem altyapılarının kurulması ve yönetilmesi, tüm İK ra porlamaları, İK bütçesi ve prim sistemlerinin yönetilmesinden sorumlu. -Bu departmanı seçmenizin nedeni nedir? Departmanınızın dezavantajları ve avantajları nelerdir? Yıllardır bankacılık sektöründe çalışıyorum ama hep TANKUT ÇIĞIR kendimi mühendis ve IT çalışanı olarak hissettim. IT’de DenizBank İnsan Kaynakları Bilgi raporlama ve proje yönetimi konularında çalıştım ve Yönetimi ve Planlama Ekibi Bölüm bu konularda kendimi geliştirdim. Şu an bulunduğum Müdürü departman da bunun bir yansıması. Avantaj olarak yeni bir sistem kurmanın ve kurduğunuz sistemin yıllarca kullanılmasını seyretmenin keyfi diyebilirim. Dezavantaj denemez zira işimizin bir parçası ama özellikle önemli işleri/projeleri devreye almanın arifesinde oldukça dikkatle ve uzun süre çalışmak zorunda kalıyoruz. -Yaptığınız stajların departman seçiminizde etkisi oldu mu? Stajlarımı perakande sektörü, üretim planlama ve ar-ge ile ilgili departmanlarda yapmıştım, bu stajlar bana neyin uygun olmadığı konusunda çok yardımcı oldu. Özellikle birkaç farklı sektörde yapılacak staj bakış açınızı zenginleştiriyor. -Marmara Üniversitesi’nden mezun olmak iş hayatında size ne gibi faydalar sağladı? Marmara Üniversitesi mezunu olmaktan her zaman gurur duydum, okulumuz bana en çok sunum kabiliyeti konusunda fayda sağladı. Okulda okuduğum yıllarda sıklıkla sunum yapardık ve bu sunumlar ile topluluk karşısına çıkmamız sağlanırdı. Şu an yaklaşık 11.000 kişilik bir bankanın eğitmenlerinden biriysem, son 6 senedir eğitmenlik yapabiliyorsam, okulumuzun bana kattığı sunum becerisinin de etkisi çok büyüktür. Bir diğer kazandığım fayda ise Marmara Üniversitesi’nde yapmış olduğum “Mühendislik Yönetimi” yüksek lisansının büyük resmi görmek konusunda öğrettikleridir, özellikle Sistem Analiz ve Tasarım dersi bakış açımı iş yapış şeklimi çok olumlu yönde etkilemiştir. -Çalıştığınız departmanı bize tavsiye ediyor musunuz? Bilgi Teknolojileri, Endüstri Mühendisi arkadaşların keyifle çalışabilecekleri bir sektör, dolayısıyla gönül rahatlığıyla tavsiye ederim. Sistem Tasarımı konusunda kendisine güvenen, detayları yakalayabilen ancak büyük resmi de çabuk kavrayabilen arkadaşlar bu sektörde çok başarılı olacaklardır. -İş hayatı ve staj için bizlere verebileceğiniz öneriler, tavsiyeler nelerdir? Stajlarınızda farklı sektörleri deneyimleyin. Hangi sektörün size uygun olduğunu anlamanıza yardımcı olacaktır. IT de çalışmak istiyorsanız mezun olur olmaz büyük bir şirkete görece küçük bir pozisyondan girmenizi tavsiye ederim. Hem çok şey öğrenir hem de gelecek için güzel bir başlangıç yapmış olursunuz. Hangi işte çalışacak olursanız olun elbette tüm ofis programlarını ama en önemlisi Excel’i iyi öğrenin. İş hayatının en önemli aracı Excel.
17
www.facebook.com/2000mies
IT’de çalışmak istiyorsanız Veritabanı Yönetim Sistemleri (Database Management Systems) dersini iyi dinleyin ve SQL’i iyi öğrenin. Çalıştığınız/çalışacağınız şirketlerde en önemli şeylerden biri networking. Kiminle çalışıyorsanız iyi ilişkiler kurun, işinizi iyi yaparken kendinizi de mutlaka iyi ifade edin. Bir sonraki adımınızda yardımı olacaktır. En önemlisi başarının ve istenilen şartların zamanla elde edileceğini unutmayın.
KAAN ALİOĞLU Armada Yazılım Teknik Departman Yöneticisi
-Çalıştığınız departmandan ve pozisyonunuzdan kısaca bahseder misiniz? Armada Yazılım olarak SolidWorks, CamWorks, WorksNC gibi Dünya CAD/CAM sektörünün öncü ürünlerinin distribütörlüğünü yapmaktayız. Firma olarak bahsettiğimiz bu ürünlerin Türkiye’deki satış, pazarlama, teknik destek ve eğitim hizmetlerini vermekteyiz. Ben de bu topluluğun içerisinde ürünlerin satış sonrası hizmetinin yürütüldüğü Teknik Departmanın yöneticiliğini yapmaktayım. Satış sonrası süreci kısaca; programların kurulumu, eğitim takviminin belirlenmesi ve teknik destek hizmetlerinin eksiksiz bir şekilde verilmesi şeklinde özetleyebiliriz. Bunun dışında ürünlerin yıllık bakım anlaşmaları da Teknik Departmanın görevleri arasında yer almaktadır. Bunu bilginin satışı olarak da değerlendirebiliriz.
-Bu departmanı seçmenizin nedeni nedir? Ben Makine Mühendisliği mezunu olarak ar-ge ve mühendislik tarzı işler yapmak yerine böyle bir çalışma ortamında kariyerimi sürdürmeyi tercih ettim. Bu işi tercih etmemdeki ana etmen işin sürekliliği ve canlılığı oldu. Bu süreklilik ve canlılık kavramı arz ve talepten çok işin hareketliliği ve kişinin kendine yatırımı ile ilgili. Bizim gibi yazılım firmaları dışarıya çok açık bir ortama sahip, sürekli yeni insanlarla tanışıp o insanlarla bir samimiyet kurma, onlara güven sağlama ve hizmetlerinizle onları kendinize bağlamaya yönelik yapısı var. Bu da piyasaya yeni atılmış çok fazla sektörel çevresi olmayan/olamayan genç mezunlar için bulunmaz bir fırsat. Şimdi iki örnek vereceğim ve aradaki farkı düşünmenizi isteyeceğim. Düşünün ki yeni mezunsunuz ve bir fabrikada bir görev tanımı altında işe başladınız ve bazı sınırlarınız var. Bu sınırlarınız kimi zaman sadece odanız kimi zaman da fabrikanın duvarları olabiliyor. En fazla iş yaptığınız birkaç müşteri tanıyorsunuz ve onlarla muhatap oluyorsunuz. Çalışma süreniz ister 5 ay ister 5 yıl olsun, o süre zarfında belli sayıda insan tanıyabiliyorsunuz. Günü gelip o fabrikada çalışmamaya karar kıldığınızda ya da belli sebeplerden dolayı işten çıkarıldığınızda sudan çıkmış balığa dönüyorsunuz. Bunun sebebi dış dünya ile bir ilişkiniz olmaması ve yeterli sayıda insan tanımamanız. Sadece çalıştığınız sektörle alakalı bilginiz olması sizi ayrıca sınırlayacaktır. Açıkçası kimse bu şekilde bir duruma düşmek istemez ama yeni mezun, piyasa tecrübesi olmayan bir kişi bunun sonunu doğal olarak düşünemiyor. Bir de tam tersini düşünelim. Dışarıya bire bir açık ve çok fazla sektöre hitap eden bir pazarlama firmasında çalışıyorsunuz, çalıştığınız süreyle de doğru orantılı olarak yüzlerce insan/firma tanıyorsunuz. Bu tanıdığınız insanlar da genellikle firmaların sahipleri ya da karar verici insanları oluyor. Durum böyle olunca çalışırken bile onlarca teklif alıyorsunuz çünkü o yaptığınız iş ile alakalı firmalara satış bazında ve teknik anlamda danışmanlık veriyorsunuz. Yarın bir gün isterseniz iş arayın isterseniz de iş kurmaya karar verin,
18
www.mies.net
karşınızda size açık bir sürü kapı ve ağzınızdan çıkan cümlelere değer veren birçok insan buluyorsunuz. Buna ek olarak eğer ki direkt saha satışında görev aldıysanız elinizdeki malı ve kendinizi pazarlamanın bütün yollarını öğreniyorsunuz. Bence en kritik nokta olan insanları etkileme ve dost kazanma sanatı konusunda eşsiz birikimlere sahip oluyorsunuz. Bu karşılığı para ile değerlendirilemeyecek bir kazanç. Bu örneklemelerden sonra bu işin aklıma gelen birkaç dezavantajından da bahsetmemek olmaz, o da işin stresi ve zaman kavramı olmaması. Eğer pazarlama işi yapıyorsanız ve insana hizmet ediyorsanız kesinlikle mesai saati kavramı yapamıyorsunuz. Kimi zaman rüyalarınıza yarın yapacağınız satış giriyor, kimi zaman da sorumlusu olduğunuz işin sahiplerinden bunun çok sıkı bir baskısını görüyorsunuz. Bu işi yapmak için kesinlikle yaptığınız işi sevmeniz gerekiyor. Aksi düşünülemez bile! -Yaptığınız stajların departman seçiminizde etkisi oldu mu? Kesinlikle evet. Stajımı yaptığım yer yine bu sektörde hizmet veren firmaydı ve ben orada yazın full time, okul zamanı da part-time eğitim sorumlusu olarak çalıştım. İşi öğrenmem ve kararımı vermem konusunda büyük bir etkisi oldu. -İş yaşamında Marmara Üniversitesi’nin yeri nedir? Marmara’dan mezun olmak iş hayatında size ne gibi faydalar sağladı? Marmara Üniversitesinin kariyerime en büyük katkısı neyi, nasıl öğrenmem ve uygulamam konusunda bana kazandırdıklarıdır. Hocalar bir yemek yapmamızı istediklerinde bize hazır bir tepsi sunmazlardı. Hem tepsiyi hem de yemeği yapmak için gerekli olan alet edevat ve malzemeleri bulmamızı isterlerdi. Biz de bu durumdan çok memnun olmazdık. Ama iş hayatına girdiğinizde asıl önemli olanın insanın kendi kendine bir şeyler yapabilme yeteneği olduğunu görüyorsunuz ve o güne kadar size katılmak istenen şeyin ne kadar doğru olduğunun farkına varıyorsunuz. Sakın bu durumdan şikâyet etmeyin ve sizden isteneni iyi şekilde yapmaya çalışın. -İş hayatı ve staj için bizlere verebileceğiniz öneriler, tavsiyeler nelerdir? Stajlarınızı ciddiye almanız çok önemli. İlk stajınızda bile sanki oranın kıdemli bir çalışanı gibi davranın ve sorumluluk almaktan kaçınmayın. Bir şeyler yaptığınızı veya yapmaya gayret ettiğinizi gören insanlar mutlaka size bazı fırsatlar sunacaktır. Bu aşamadan sonra da size bu fırsatları değerlendirmek ve kariyeriniz açısından önemli adımlar atmak kalıyor.
19
www.facebook.com/2000mies
Bilinmeyenleriyle Melih GÖRGÜN
Çoğumuz, onu “14 Bahar” şarkısıyla tanıdık. O günlerde, o şarkı kimimize hayatından giden birilerini hatırlattı ,kimimize bir bekleyene sahip olmanın önemini ,kimimize ise beklemek eyleminin ne kadar değerli olduğunu…Her ne olursa olsun bu şarkı hepimizin kalbinde , beyninde bir yere sahip oldu. İşte o muhteşem şarkının yaratıcısı, müziğin beyefendi ismi, yaptığı müziklerle ruhumuzda taht kuran, oyunculuğuyla bizi büyüleyen, akademik başarılarıyla saygı uyandıran Melih Görgün hayatı hakkında bilinmeyenleri bizimle içtenlikle paylaştı. (Tüm bu başarılarla dolu hayatı görünce “HER BAŞARILI İŞİN ARKASINDA BİR ENDÜSTRİ MÜHENDİSİ GİZLİDİR” diyerek mesleğimizi övmeden geçemeyeceğim.) -Hem sanat hem mesleki hayatında başarıyı yakalamış biri olarak çocukluk döneminizi nasıl geçirdiniz? Yaramaz bir çocuk muydunuz? Varsa çocukluk döneminize ait unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşabilir misiniz?
Aslında hatırladığım kadarıyla, genel anlamda sakin bir çocuktum. Müziğe küçük yaşlardan beri ilgim fazlaydı. Sanırım çocukluk dönemi ile ilgili en özel anılarımdan biri konservatuvar sınavını kazanmamdı. -Öğrenim hayatınıza Yeditepe Üniversitesi Endüstri Mühendisliğinde devam etmişsiniz. Bu bölümü seçmenizin nedeni neydi ve bu bölümün sizin hayatınıza katkıları neler oldu? Öncelikle, mühendislik eğitimi almış bir insanın analitik anlamda da sosyal anlamda da hayata bakış ve olayları analiz biçiminin diğer eğitim dallarına göre daha geniş olduğunu düşünüyorum. Endüstri Mühendisliği, alanı itibarı ile birçok mühendislik dalını içinde bulunduran bir sistem. Bu kadar kapsayıcı olması, yaptığım seçimde büyük rol oynadı. -Üniversite hayatıyla birlikte oyunculuk
20
www.mies.net
kariyeriniz ve müzik kariyeriniz de başladı. Sizi birçok dizide görme fırsatını yakaladık. Ayrıca 2 tane çok önemli “Yolun açık olsun “ ve “Gel “ adlı albümlerinizle de güzel sesinizi duyduk. Peki bu müzik ve oyunculuk serüveniniz nasıl başladı? Müzik serüvenim profesyonel anlamda konservatuvar yılları ile başladı. İlkokuldan sonra yarı-zamanlı olarak Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Keman Bölümü’ne devam ettim. Oyunculuğa gelince, üniversite yıllarında tamamen tesadüf eseri başladı; ama zaman içinde oyunculuktan çok keyif aldım ve ilerletebilmem için elimden geleni yaptım, halen de yapıyorum. -Hayatınız seçimler; ama vazgeçemeyişlerle dolu. Mesela bir yandan Yeditepe Üniversitesinde akademik hayatınıza devam ederken, bir yandan da müzik kariyerinizi devam ettirdiniz. Yaptığınız seçimlerde bir şeylerden vazgeçmeden her şeyi bir arada yapabilmeyi nasıl başardınız? Sanıyorum sabır, özveri ve en önemlisi de sevgidir bu işin tek yolu. Hepsini birden yapmaya çalışmak, bu üç yol ile doğru orantılı. -Bir röportajınızda “Gerçekleri yaratan hayallerimiz ve rüyalarımızdır” demişsiniz. Peki şu anda yaşadığınız gerçekler geçmişteki hayalleriniz miydi ? Bu doğrultuda gelecekteki gerçekleriniz neler olacak? Şu anda yaşadıklarım dediğiniz gibi hayallerimden bazıları idi. Bence hayaller de gerçekler gibi sürekli değişir. Ama en önemlisi hayal kurup, gerçekleştirmek için çaba sarf etmektir. -Yaşadıklarınızı ve gözlemlediklerinizi şarkı sözlerine çok iyi şekilde yansıtabilen bir kişi olarak ilerde bu gözlemlerinizi ,yaşadıklarınızı babanız Demir Karahan gibi şiire de yansıtmayı düşünüyor musunuz?
21
Şiir çok daha başka bir biçim. Şiir okumayı çok seviyorum, yazdığım şiirlerim de var. Ama iş onları yayınlamaya gelince orada daha farklı şeyler devreye giriyor. Benim işim profesyonel anlamda daha başka. Bence bırakalım da şiiri en iyi yazanlar yayınlasın. Yani şiiri şairlere bırakalım :) -Gelecekteki kariyer planınız nedir? Müzik hayatınızda ve oyunculuk hayatınızda yeni projeleriniz nelerdir? Şu anda Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Doktorası yapıyorum. Tezimi yazıyorum. Onun bitimi ile beraber tekrar üniversitede öğretim görevliliğini sürdürmeyi düşünüyorum. Sanatsal olarak şu anda değerlendirdiğim projeler var, önümüzdeki günlerde yavaş yavaş netleşecek. Son olarak çektiğimiz dizi “Aşk Bir Hayal” oldukça iyi bir başarı grafiği yakalamıştı. Dileğim bundan sonraki projemizin de en az o kadar beğenilmesi. -Size birkaç isim ve kavram söyleyeceğim. Sizin için ifade ettikleri anlamları kısaca söylerseniz çok seviniriz. *Müzik: Büyülü bir ifade biçim *Osman Sınav: Oyunculuk serüvenimin başlangıç noktası. *Sezen Aksu: Çok özel şarkıların yaratıcısı. *Demir Karahan: Bütün sözcüklerden fazlası. *Hayat Türküsü: En çok etkilendiğim projelerden birisi. *14 Bahar: Her söylediğimde ilk yazdığım zamanki kadar duygulandığım şarkı *Haziran gecesi: 14 Bahar’ı insanlara anlatmanın en önemli yollarından biri.
www.facebook.com/2000mies
Sizin İçin Sorduk Günümüzün en popüler mesleklerinden: “Endüstri Mühendisliği”. Peki kimdir endüstri mühendisi? Bu meslek yeterince biliniyor mu? Biz de bunu merak ettik ve Göztepe Kampüsü’nün yollarına, koridorlarına attık kendimizi. Marmara Üniversitesi öğrencilerine sorduk. Kimini Teknik Eğitim Fakültesi önünde sigara içerken, Mühendislik Fakültesi B Binası’nda tostunu beklerken, Atatürk Eğitim Fakültesi’nin karışık koridorlarında sınıfını ararken kimini de Marmara Simit önünde kız arkadaşına derdini anlatmaya çalışırken yakaladık ve sorduk: “Endüstri Mühendisliği nedir? Bir Endüstri Mühendisi ne iş yapar? Endüstri Mühendisliği diyince aklınıza ne geliyor?” Bizi hayrete düşüren zekice cevaplar da aldık, “Yok artık” dedirten bizi kahkahalara boğan cevaplar da… İşin garibi cevap verenlerin çoğu kendinden fazlaca emindi… İşte cevaplardan sizin için seçtiklerimiz : -Aklıma optimizasyon geliyor. Maddi değeri en aza indirip verimliliği yükseltmek, her konudan az az bilip , yönetim yapmak. -Tampon mühendislik diye düşünüyorum. Hiç bir şeyde uzmanlaşmış değil ama her işe koşuyor. Tam bilmiyorum ama hiç bir şeyde kalifiye değillermiş gibi gözüküyor. -Endüstri 3. Sınıftayım ben ya ama aklıma sadece daha iyi yapmak geliyor! -n çözüm yolunun olduğu bir probleme (n+1)inci çözüm yolunu üretmektir. -Kendilerinin bile ne iş yaptığını bilmediği mühendis topluluğudur. -Bence endüstri mühendisliği Türkiye’de duyarlı
?
bir şekilde çıkartılmış bir mühendislik değil. Avrupa’dan bir şeyler alınmış, Amerika’dan bir şeyler alınmış, Türkiye’de tam olarak karşılığı yok. Benim mezun ev arkadaşım lojistikte çalışıyor başka bir arkadaşım CNR da DNR da çalışıyor ve bunların eğitimi size hiçbir şekilde verilmiyor. Lisansı çok rahat bir şekilde geçiyorsunuz çünkü hiç bir şeyi tam olarak öğrenmiyorsunuz. Bir malzeme bir termo dersi alıyorsunuz. Bir şey öğrenmeden de dersten geçiyorsunuz. Uzman olayı zaten yok ve iş sektöründe de sıfırdan başlayıp yeni bir şeyler öğreniyorlar. Bir endüstri mühendisini işe almaktansa bir lise mezununu işe alırsın daha iyi. Ona dört yılda endüstri mühendisinin bildiğinden daha çok şey öğretirsin. -Endüttürü mühendisliğidir. -Endüstri mühendisleri bir firmanın alması gereken risklere karar veren kişilerdir. -İyi maaş alırlar ve yönetici olurlar. -Ne at ne eşek -Endüstri mühendisliği insanın kendine yakışanı giymesi, başkalarına da yakışmayanı giydirmesidir. -İnsanları bir kimlik altına sokuyorlar ve toplumu endüstriyelleştiriyorlar. Hani bir toplumda endüstri olması iyi bir şey ama endüstriyelleşmesi kötü bir şeydir. Bir nevi mühendis oluyorsunuz. -Ben hep düşünmüşümdür ne iş yaparlar diye. -Ablam da aynı meslekte ama ne iş
22
www.mies.net
yaptıklarını bilmiyorum. Her işte çalışıyorlar genelde galiba. -işletme bölümünün daha sayısalı geliyor. -Kızların çok olduğu bölümdür. -Mavi önlüklü insan geliyor aklıma. -Benim de beyaz önlüklü insan geliyor. -Zor bir meslek. Çok zor bir soru ya. Tarihçi olarak ne diyeceğimi bilemiyorum. -İyileştirme geliyor. -52 de joker geliyor aklıma. -Her şeyden az bilen mühendislik. -Bir futbol takımı bile çıkaramayan mühendislik. -Endüsti mühendisliği mobilya üzerine olabiliyor,araba üzerine olabiliyor. Tasarım demek. -Ben çok istiyordum da olmadı ya… Yaramı deşmeyin. -Endüstri mühendisliği endüstri bölümünde bir mühendisliktir. Her halde endüstri ürünü üreten firmalarda çalışırlar. 2 yıllık bir bölümdür. -Endüstriyel tasarım -Her konuda atıp tutan insan -Endüstriyel tasarım gibi bir şey mi acaba? Makine parçası geliyor aklıma. Biz resimciler olarak endüstriyel tasarım bölümünü biliriz. O tasarımla uğraşır piyasada. -Endüstri mühendisleri iş bulamıyorlar diye biliyorum. Kafamda öyle kalmış. Özellikle bayan endüstri mühendisleri hiç iş bulamıyor. Aklımda bayanlardan mühendis olur mu diye bir algı var. -Geleceği açıktır. -Endüstri mühendisliği her şeydir. -Endüstri mühendisliği bilgisayar ile insan arasındaki bağlantıyı sağlamak için oluşturulmuş bir alan. Bilgisayara gerçek ortamındaki işlerin aktarılması için analiz gerekiyor. İşte onu yapar. -Hep merak ettim ama bir sonuç bulamadım. Sonuç çıkarsa bana da haber verin. -Fabrikayı kurar sonra çeker gider. -Duydum ama ben bilmiyorum. Sadece puanının yüksek olduğunu biliyorum. -İşletme ile ilgilidir. Tam mühendislik yapmaz.
23
-(Karşımızda üçlü bir grup var.)-Geleceği görüyorlar galiba. -Geleceğin mesleği.-Hayır geleceğin mesleği biziz.-Siz kimsiniz?İşletme enformasyon -Ne olacağına karar verememiş insanın ulan bi 4 yıl daha düşüneyim karar vermek için diye girdiği makine mühendisliği alt dalı. Ne yazık ki 2 haftalık çalışmamızın ardından elde ettiğimiz sonuçlar pek de iç açıcı olmadı. Yaklaşık 150 kişiyle gerçekleştirdiğimiz anket sonuçlarına göre; ankete katılan öğrencilerin %36’sı hiçbir fikri olmamasına rağmen kendinden oldukça emin şekilde sorumuza cevap vererek, verdikleri cevapla bizleri hayrete düşürürken, sadece % 23’ü endüstri mühendisliğini bilerek cevap verdi. Yine %23’ü bilmediklerini kabul ederek soruya cevap vermedi. Artık yorum sizin…
www.facebook.com/2000mies
MÜSAR-Marmara Üniversitesi Arama Kurtarma Ekibi
Ekibimizin doğal afetlere karşı ilk oluşumu 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi ile birlikte başladı. Depremden sonra bugünkü gibi bir ekibimiz olmadığı halde M.Ü. Güvenlik Müdürlüğü ve M.Ü. Bakım Onarım Amirliği Elemanları olarak kendi aramızda organize olup, Rektörlüğümüzün de araç ve yolluk desteği ile birlikte Gölcük’te iki gün arama kurtarma çalışmalarına katıldık ve tahminen 5 veya 6 kişiydik. (Kurtarma aletleri bakım onarım amirliğinin malzemeleri: kesici, delici, kazma, kürek vb. idi.)MÜSAR’ ın ana elemanları da bu kişiler oldu. 2008 yılında Rektörlük desteği ile tam olarak kurulan ekibimiz tamamen gönüllülük esasıyla çalışmaktadır ve kurulduğumuz günden bu yana pek çok eğitim ve tatbikatlara katılarak arama-kurtarma yönündeki becerilerimizi geliştirmekteyiz. Ekibimizin aldığı eğitimler: -Sivil Savunma -Afetler ve Afetlerde Çalışma Prensipleri -Afet Psikolojisi -Enkaz Kaldırma ve Enkaz Altında Afetzedeye İlkyardım, Müdahale Teknikleri
-Yangın ve Yangın Söndürme Teknikleri -Telsizle Haberleşme -Olağan Dışı Koşullarda Yaşama Becerisi -TAG(Toplum Afet Gönüllüsü) -Dağcılık, İple İnme ve İndirme Teknikleri Ekibimiz bu eğitimleri yetkili kurum ve kişilerden almaktadır. Örneğin: İtfaiye Eğitimi; İst. Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı’nca, İlkyardım Afet Psikolojisi vb gibi eğitimler; üniversitemizin öğretim üyelerince, Afetlerde Çalışma Prensipleri hakkında eğitim ise Yalova Arama kurtarma federasyonlarınca verilmiştir. Yıllık kamp çalışmalarımız düzenli olarak devam etmektedir. Bu kamp çalışmaları çoğunlukla üniversitemizin İzmit Kandıra’ da bulunan Su Ürünleri Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde yapılmaktadır; ayrıca Gebze Ballıkayalar Bölgesi, Yalova gibi yerlerde eğitim ve uygulamaya uygun yerlerdir.
24
www.mies.net
Ekibimizin araç ve gereçleri M.Ü.Rektörlüğünce karşılanmaktadır ve aynı zamanda sayın rektörümüzün birebir desteği de olmaktadır. Ekibimizin komuta merkezi M.Ü. Göztepe Kampüsü Otoparkı’nın yanında bulunan alandaki konteynırlarda yapılmaktadır. Ekibe kimler, nasıl üye olabilir? Ekibimize M. Ü.Personelinin hepsi üye olabilir. (Öğretim Üyesi, Araştırma Görevlisi, Üniversite Personeli ve üniversitemize hizmet eden sektör personeli de dahil) Öğrenciler ise üniversitemizin öğrencilerinin oluşturduğu Sivil Savunma Kulübü’ne üye olabilirler zaten MÜSAR, Sivil Savunma Kulübü ile paralel çalışmaktadır. Van depreminde de bu iki ekip güçlerini birleştirerek MÜSAR olarak yer almıştır. Van Depremi’nde gönüllü olarak gerçekleştirilen çalışmalar: Van Depremi’nin olduğu andan itibaren organize olunmaya başlanmıştır. İlk önce Sayın Rektörümüze bilgi verilmiş, izni ve desteği alındıktan sonra gerekli yazışmalar, yolluklar ve görevlendirmeler çıkartılmıştır. Van’a en kısa zamanda ulaşmanın imkanları araştırılmış ve Ankara Afet İşleri Koordinasyon Merkezi’nin sağladığı uçakla 23 Ekim gecesi saat 02:00’de Van’a hareket edilmiş, sabah saat 05:00’ te de Van’ a ulaşılmıştır. Valiliğe müracaat edilerek gerekli arama-kurtarma izni alınıp, kayıt yaptırıldıktan sonra Valilik, ekibimizi Erciş‘e göndermiştir. Pazartesi sabah Erciş Kaymakamlığına gidilerek gerekli kayıt ve izinler alındıktan sonra Kaymakamlığın belirlediği enkazlarda saat 10:00 itibariyle tam olarak çalışmaya başlanmıştır.” İlk enkazımız Erciş Akkanat Caddesi’nde müstakil 3 katlı bir evdi ve bu enkazdan bir bayan ve henüz bebek olan kızını cansız olarak çıkardık. Çalışmalarımız devam ederken saat 15:00 sıralarında, Kaymakamlık Kriz Masası’nca ekibimiz Kışla Caddesi’nde bulunan Dağ Apartmanı enkazında görevlendirilmiştir. (28 daireli Tedaş binası olarak bilinen bir bina) Binada genel olarak Erciş’te görev yapan memurlar, askerler ve doktorlar ikamet ediyormuş. Pazartesi saat 16:00’dan Perşembe günü saat 24:00’e kadar ekibimiz aralıksız olarak bu enkazda çalışmıştır. Ekibimiz çalışmalar sırasında 14 kişiydi; 9’u personel, 5’i ise öğrenciydi ve öğrencilerimizden biri üniversitemizin Sivil Savunma Kulübü kurucularından aynı zamanda da Ercişliydi.
25
www.facebook.com/2000mies
Çalışmalarımızın ilk günü, pazartesi akşamı saat 21:00 sıralarında yapılan aramalar esnasında enkazdan Sakaryalı olduğu belirtilen bir polis memuru ile eşi sağ olarak çıkarıldı. Polis memuru ve eşine ilk olarak ekibimiz ulaştı. Hatta bizim kırıcı ile delik açtığımız beton delikten polis memurunun eşi elini yukarıya doğru uzattığında dünyalar bizim oldu… Bu binadan maalesef bu çiftten başka sağ çıkan olmadı, arama-kurtarma çalışmalarımız bu binanın belirli bölgesinde devam etti ve bu sırada aynı enkazdan başka ekiplerle yapılan ortak kurtarma çalışmaları ile çıkartılan cansız insan sayısının 50 civarında olduğu belirtildi. Bahsettiğimiz enkazda aynı anda Erciş Jandarma Alay Komutanı Koordinasyonunda birçok ekiple birlikte çalışılmıştır. Bu ekipler; Jandarma Arama Kurtarma, Erciş Askeri Birliklerine bağlı askerler,Zonguldak Türkiye Taş Kömürü Arama Kurtarma, Yalova Arama Kurtarma, belirli bir süre Azerbaycan Arama Kurtarma, Silvan Arama
Kurtarma ekibi,İspanya Canlı Arama Kurtarma Ekipleri ve Köpekleri’dir. Yeni Nesil Doğal Afetler Hakkında Yeterince Bilgiye Sahip mi? Sadece yeni nesil değil, eski nesil de doğal afetlere karşı hazırlıklı değil. Başımıza bir olay gelince güncelliğini koruyor fakat bir süre sonra unutuluyor; ama Marmara Depremi sonrası biraz olsun bilinçlenme başladı. Doğal afetler konusu bir günlük veya bir dönemlik bilgi ve çalışmayla olacak, hazırlanılacak bir konu değil, Türkiye gibi deprem bölgesi olan ülkelerde yaşayan bireylerin yaşamı boyunca hazırlıklı olmaları gerekmektedir. Afetler konusunda aileden başlayarak okullarda, kurumlarda ve tüm sivil kuruluşlarda bilgilendirme ve hazırlık çalışmaları yapılmalı ve bu çalışmalar süresiz olmalı yani bir insan yaşamı boyunca devam etmelidir.
Turhan ÜNAL M.Ü. Mühendislik Fakültesi
26
Staj Basvurusunu Hala Yapmayanlara Birkaç Öneri Anadolu Sigorta: Üniversite öğrencileri için genellikle 1 Mart - 15 Mayıs tarihleri arasında staj başvurusu kabul eden Anadolu Sigorta, başvurulan departmanda çalışan personel sayısının yüzde 10’u kadar stajyer alımı yapıyor. Başvuru yapacak üniversite öğrencileri için zorunlu staj ve başvuru yaptığı staj dönemi boyunca ön lisans veya lisans programı kayıtlı olma şartı arayan şirket, başvuruların şahsen yapılmasını tercih ediyor. BSH Ev Aletleri: Staj başvurularını kış dönemi için temmuz - ağustos ayları arasında, yaz dönemi içinse nisan - mayıs ayları kabul eden BSH, stajyer sayısını nisan –mayıs aylarında departmanlardan gelen taleplere göre belirliyor. Başvurularınızı www.bsh.com.tr/kariyer adresinden yapabilirsiniz. Ceva Lojistik: Üniversitelerin lojistik bölümlerine öncelik tanıyan şirket, ağırlıklı olarak endüstri mühendisliği, işletme veya iktisat gibi bölümlerinde öğrenim gören öğrencileri tercih ediyor. Ceva başvuruları hrturkey@cevalogistics. com mail adresi üzerinden kabul ediyor. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri: Staj koşulları ve kontenjanlar hakkında bilgileri, web sitesinden her yıl ilkbahar döneminde duyuran şirket www.eczacibasikariyer.com adresinden staj başvurusu toplayacak. Finansbank: İş başvurularına www.finansbank. com.tr adresinde İnsan Kaynakları sayfasından “İş ilanları ve başvuru” bölümünden ulaşabilirsiniz. www.finansbank.com.tr/sizi-dinliyoruz/insankaynaklari adresinden kafanıza takılan soruların cevaplarını bulabilirsiniz. Mercedes-Benz Türk: Her yıl yaz dönemi süresince 4 yıllık üniversitelerin ilgili bölümlerinde öğrenimlerine devam eden ve staj yapma zorunluluğu bulunan öğrencilere staj olanağı
27
Fabrikası için : 02 Ocak - 02 Nisan 2012 tarihleri arasında, Aksaray Fabrikası için: 01 Şubat - 31 Mart tarihleri arasında kabul edilmekte. Başvurularınızı www.mercedesbenz.com.tr adresine yapabilirsiniz. Teknosa: Yaz stajı için, üniversitelerin ikinci ve üçüncü sınıflarını tamamlamış öğrencileri tercih eden Teknosa, özellikle elektronik perakendeciliği konusunda bilgi sahibi olmak isteyen veya bu sektöre ilgi duyan kişileri tercih ediyor. Yaz stajı başvurularını www.teknosa.com adresinden yapabilirsiniz. TNT Ekspres: İngilizce bilgisi orta ve üzeri seviyede, kurum kültürüne uygun ve staj zorunluluğu olan gençleri kabul eden TNT, stajyerin yol masraflarını ve yemek ücretlerini karşılıyor. Staj başvurularınızı insan. kaynaklari@tnt.com adresine yapabilirsiniz. Ford Otomotiv: Staj başvurularını ocak şubat aylarında kabul eden firma hakkında detaylı bilgiye http://www.ford.com.tr adresinden ulaşabilirsiniz. Borusan Otomotiv: Borusan Otomotiv’de üniversite öğrencileri için staj dönemi Haziran – Eylül ayları arasındadır. Belirtilen dönem dışında stajyer alımı yapılmamakta ve staj yapma zorunluluğu olan adaylar değerlendirilmektedir. Borusan Otomotiv’e staj başvurusunda bulunmak için staj döneminden iki ay önce www.borusanotomotiv. com “Staj Başvurusu” başlıklı ilana, staj yapmayı istediğiniz ili, şirketi, departmanı ve tarih aralığını belirten bir ön yazı ile başvuruda bulunabilirsiniz.
Hakkında Aklınıza Takılan Herşey İsveç’te Stockholm’e çok yakın bir şehirde yer alan Linköping de Linköpings Universitet’e gittim. Konaklama koşulları oldukça iyiydi, başvuru yaparken yurt seçeneğini seçmiştim ve bana yurt çıkmıştı fakat yurt çıkmama durumu da oluyor, ancak kalınacak yer gitmeden önce ayarlanabiliyor ve sorun yaşanmıyor çünkü tam bir erasmus üniversitesi olduğu için her türlü imkanı öğrencilere sağlıyorlar. Bu üniversitede konaklama için bir yurt binası k u l l a n ı l ı y o r. Yurt binası koridorlardan oluşuyor, her koridorda 8 oda bulunuyor, bu odalarda kalanlarla mutfak ve oturma odası ortak olarak paylaşılıyor. Onun dışında odalarda
kendinize ait lavabolar bulunuyor ve oldukça büyük odalarda konaklıyorsunuz. Küçük bir şehir olduğu için ulaşım sorun olmuyor. Genel olarak şehir merkezine sık sık otobüsler kalkıyor. Okulda aktiviteler oldukça doyurucu bu üniversitede nerdeyse her şey erasmus öğrencilerini memnun etmek için ayarlanmış. Her hafta mutlaka bir aktivite oluyor; geziler, yemekler, değişik yarışmalar,kurslar… aklınıza gelebilecek her türlü aktivite mevcut. Benim en çok eğlendiğim cruise gezisi olmuştu, gemi ile estonyaya gitmiştik. 3 gün sürmüştü, bütün üniversite öğrencileri olarak gidilmişti ve gerçekten çok eğlenmiştik.Bu üniversitede gerek öğretim görevlileri gerekse dünya çapında araştırmaların yapıldığı laboratuvarları ile eğitim seviyesi oldukça yüksek. Benim aldığım dersler de genellikle yarı yarıya İsveçli ve erasmus öğrencileri vardı. Sürekli derste aktif olmanızın gerektirdiği bir ortam ve derslere kendinizin çalışıp gelmesi gerekiyor, hocalar genelde her şeyi anlatmıyor sizin bil menizi bekliyorlar. Başlarda zorlanmıştım fakat sonrasında bana çok şey kattığını anladım.Burada her şey erasmus öğrencileri için ayarlanmış ve sistematik , her hangi bir sorunla kaşılaşılmıyor, konaklama imkanları, ulaşımda herhangi bir sorun yok. Okula gidildiği gibi nerede ne var, ulaşım nasıl kullanılır, gerekli her şey anlatılıyor. Gider gitmez size bir simkartta veriyorlar , iletişim konusunda da bir sıkıntı çekmiyorsunuz. Kesinlikle yurt dışında bir
28
www.mies.net
üniversitede kısa bir sürede olsa eğitim almak bence oldukça önemli bir avantaj, oradaki eğitimin farklılığını görmek insanın ufkunu bence çok geliştiriyor. Ben üçüncü sınıfın ikinci dönemi erasmus yaptım, üçüncü sınıf dört sene içindeki en zor senedir. Ayrıca Linköping Üniversitesinde ben bizim müfredata uygun hiç ders bulamamıştım. Orada management dersleri almıştım ve aldığım dersleri burada technic elective olarak saydırmıştım. Yani 3. sınıftaki bütün ana dersleri 4. Sınıfın 2. dönemi almıştım, oldukça yoğun bir dönem olmuştu mişti sonuçta sadece 4 ay kendimi biraz daha sıkıp çalıştım ve okulu zamanında bitirdim. 4. sınıfın 2. dönemi de gidilebilir fakat orada tek başına tez yazmayı da göze almak gerekir. 1. dönemlerde gitmeyi tavsiye etmiyorum çünkü birbirini bağlayan derslerden dolayı okulun uzama riski var.Genel olarak ben management dersleri aldığım için sürekli her hafta bir çok kişinin önünde sunum yaptım, sürekli gruplarla çalışma-tartışma yaptım.
Kristianstad University, Kopenhag ‘tan 1 saatlik tren yolculuyla gidebileceğiniz İsveç’in güneyinde 6 ay öğrencisi olduğum üniversite... Doğal bir ortamda, küçük sakin kampüsüyle erasmus öğrencilerine ev sahipliği yapıyor. Eğitim dili İngilizce olan seçmeli dersler mevcut olduğundan tercih edilen üniversitelerin başında geliyor. Kampüsün içinde dersliklere yürüme mesafesinde öğrencilere yönelik konaklama imkanları var. 2 kişilik küçük IKEA evlerinde çoğunlukla erasmus öğrencileri kalıyor. Bu diğer öğrencilerle kaynaşmak ve organizasyonlar yapmak için çok büyük avantaj sağlıyor. Erasmus ofisi ilk hafta oryantasyon programıyla kampüste ve şehrin merkezinde organizasyonlar yapıyor. Ayrıca her dönem İsveç’in diğer şehirlerine ve diğer ülkelere
29
En önemli artısı sunum konusunda heyecanımı yenmemi sağladı ve dil konusunda gelişme kaydettim. Yurtdışında eğitim görmüş olmak iş hayatında bir adım önde olmayı sağlayacaktır. Ben gitmek isteyen arkadaşlar varsa kesinlikle İsveçe gitmelerini tavsiye ediyorum. Böyle güzel bir ülkede böyle güzel bir erasmus deneyiminin başka bir yerde kolay kolay bulunacağını sanmıyorum. Ece ONRAT- Linköpings Universitet
geziler düzenliyor. ( -15 -20 derecede barbekü keyfi, donmuş Baltık denizinde yürüyüş, 15 saatlik gemi yolculuğuyla Riga’ya gidiş bunlardan birkaçı) Okulun kendi bünyesinde kapalı spor salonu var. Futbol, basketbol, dans ya da badminton aktiviteleri için erasmus öğrencilerine özel saatler belirleniyor. Şehrin merkezindeki kapalı yüzme havuzundan da faydalanılabilinir. Ayrıca göl kenarına ya da şehrin merkezine yürüyüş yapmak da mümkün.
www.facebook.com/2000mies
Okulu uzatmamak adına 3.sınıfın ikinci dönemi gitmeyi tercih ettim. İngilizce program sunduğu için İsveç cazip gelmişti. Tek başıma bitirme projesini yapmak istemeyenlere de bunu tavsiye ederim. Tabi ki diğer üniversitelere gidecek olanlar yapılacak ders eşleştirmesine göre 4. Sınıfta da gidebi- lirler. Tercih edilen üniversiteye daha önce gidenlerle irtibata geçip, kalınacak şehir ve alınacak dersler hakkında araştırma yapmak yararlı oluyor. İyi firmalarda staj yapabilmek için erasmusa gitmeden bağlantı kurmak ya da oradayken şirketlerle irtibata geçmek gerekiyor. Ortalaması yüksek olanlar erasmus öncesi üstten ders alabilir. Ayrıca part-time çalışmak isteyenler de döndükten sonra 4.sınıfın ilk dönemini çok iyi değerlendirmeli. İsveç, Türkiye’ye göre gerçekten pahalı bir ülke ve okulumuz maalesef hibelerin zamanında yatırılması konusunda hiç hassas değil. Bu anlamda öğrencilerin gerekli önlemi almaları gerekiyor. Ayrıca, gidecek öğrencilere blog açmalarını, kısa bile olsa sık sık yazı yazmalarını öneririm… İstanbul’daki her yönden yoğun hayatlardan sonra, Kristianstad İsveç’in küçük bir şehri olarak doğal ve sakin bir hayat sunuyor. İsveç’in eğitim sistemi Türkiye’dekinden çok farklı. Dönem boyunca süren derslerin aksine bir ders, dönem ortasında başlayıp yoğunlaştırılmış 5 haftalık programla bitebiliyor. Ayrıca kimi dersler de e-learning sistemiyle online işleniyor. Bu sistem alınan bütün dersleri geçip İsveç’i ve özellikle de diğer ülkeleri gezmek adına büyük kolaylık sağlıyor. Okulumuzda erasmus prosedür-
leri birçok öğrenciyi zor duruma sokuyorken Kristianstad University erasmus ofis çalışanları her konuda çok yardımcı oluyorlar. Onlara her an ulaşmak ve her türlü yardımı istemek mümkün. Intercultural Business Communication dersinde farklı ülkelerde kariyer yapmış konuşmacıların iş dünyasındaki tecrübelerini paylaştıkları seminerlerine katıldık. Ders kapsamında diğer milletten insanlarla ortak ödevler yapıp, projeler yürütmek, sunumlar hazırlamak iş hayatındaki kültürel farklılıklar konusunda önemli tecrübe oluyor. Özellikle yurtdışında çalışma imkanı sunacak bir firmada bu deneyimlerin gerçekten faydalı olacağını düşünüyorum. Erasmusa gitme aşamasındaki prosedür kararlılık ve sonuç odaklılık adına ciddi bir tecrübe. Bunun da ötesinde seyahat ettiğim her ülke ayrı bir deneyimdi. Elde harita, dilini, insanlarını, sokaklarını bilmediğin ülkelere gidip seyahat etmek; özgüven, iletişim kurma, ikna etme kabiliyeti, analiz edip çözüm üretme, zamanı iyi kullanma, karar verme, bütçe planlama gibi konularda insanı gerçekten geliştiriyor. Erasmus, yurtdışı stajı ya da diğer değişim programları… Hangisi aracılığıyla olursa olsun, öğrenciyken yurtdışında yaşamayı herkese şiddetle tavsiye ederim. Ece ALTUNBOZAR Kristianstad University
Kristianstad University/Sweden
30
www.mies.net
Bir Fahri Ögrencinin Gözünden Marmara Mühendislik Dönem dönem değişse de günümüzde Türkiye’nin hatırı sayılır okullarından birinde okuyor olmaktır. Türkiye’nin yerleşke olarak en yaygın (14 ayrı yer), bölüm olarak en kapsamlı, öğrenci olarak en kalabalık okullarından birisinde okuyor, yada okumaya çalışıyor olmaktır. Eğer iyi bir İngilizce altyapınız varsa ya da o sene hazırlıkta fazla öğrenci tutulmaması gerekiyorsa okul hayatının kimilerine göre en güzel yılı olan hazırlık senesini es geçersiniz. Tabi bir de benim gibi kasıtlı kalmak seçeneğini kullanmazsanız. Biz es geçmediğinizi varsayalım; Hazırlığın özellikle ilk günü çok eğlenceli aynı zamanda da heyecanlıdır. Eğer hazırlıkta ikinci yılınız yada okuduğunuz ikinci üniversite değil ise, liseden kalma bir çocuksulukla üniversiteli olmuş olmanın “olgunluğu” arasında sıkışıp kaldığınız o ilk gün en çok güldüren olaylardan birisi hoca sınıfa ilk geldiğinde ayağa kalkılması anı olabilir. Önceden bunu öğrenmiş olanlar ayağa kalkılmaması gerektiğini bilmeyen yeni sınıf arkadaşlarıyla dalga geçip bu konuda onlara gülebilirler biraz eğlenmek adına. Merak etmeyin kin gütmeye yada düşmanlığa sebep olan bir dalga geçme, gülme değildir bu. Çünkü birkaç saniye sonra gülünen de gülmeye başlayacaktır, edindiği ilk üniversite tecrübesine.. Hazırlık yılı ders yükü olarak en hafif olduğu iddia edilen yıldır. O sebeptendir ki; İstanbul dışından gelen bu taze üniversiteliler şehri keşfetme tecrübesini bu sene edinirler. Taksimin her telden insanı kucaklayan yapısını, Ortaköy’ün insanın kalbine işleyen dinginliğini, Çengelköy’ün ruhunu ve iliklerine kadar bütün vücudunu doldurun huzurunu ve Galata kulesinin kız kulesine olan aşkını* kuleye çıktıklarında ilk bu senede öğrenirler.
31
*Hazerfen Ahmet Çelebi’nin Galata Kulesinden uçuş denemesinin masalsal anlatımında, Galata Kulesinin Kız kulesine olan aşkını uzun süre içinde tutup bir türlü ulaşacak yada ulaştıracak bir yol bulamamasından sonra beklediği fırsatın doğduğunu düşünmesiyle yazdığı mektubu Hazerfen’e vermesi ve Hazerfen’in bu mektubu ulaştırmak, bu iki aşığı kavuşturmak, için o uçuş denemesini yaptığı söylenir. Aylık akbil alınarak koca İstanbul bütüüün yıla yayılmaya çalışılır. Ama bırakın bir yılı yada fakülte hayatını, bir ömür geçirseniz de her gün sizi yeni sürprizleriyle karşılayan bir yerdir Şehr-i İstanbul. Hiç uğraşmayın o yüzden, bitmez. Hazırlık için son bir şey ekleyecek olursak; Eğer hazırlıkta yaz okuluna kalırsanız hiç üzülmeyin. Bunu söylememin iki sebebi var; İlki; En azından yaz okuluna İstanbul’da kalmış olmanız.İkincisi ise ; Yazın İstanbul azalan insan sayısının vesile olduğu biraz daha rahat bir trafiğe, az yoğun olunmasından dolayı daha eğlenceli ve sıcak akşamlara ve yaz aylarının sunduğu bir fırsatla sahilde oturup sohbet edip şarkılar söylerken eşlik edebileceğiniz çok daha güzel günbatımlarına sahip oluyor. Mühendislik fakültesine gelince; çeşitlilik olarak teknik üniversiteler kadar yaygın değildir ama az ve özdür diyebiliriz. İş dünyasında her zaman “marka üniversiteler”in önüne geçemese de başarılı mühendisler yetiştiren bir fakültedir. Öyle ki mezunları diplomalarında “marka” olmadan yükselir, “marka” olamadan başarır “ marka” olmadan kendileri olarak yer edinirler. Tabir-i
www.facebook.com/2000mies
caizse kendileri birer “marka” haline gelirler sonunda. Tabii naçizane fakültemizin iç işlerine girersek; hapşurduğu için sınıftan atılan, arkadaşına projesinde yardım(!) ettiği için dersten kalan, sunum hazırlamak yada ödev, proje vb çalışmaları yetiştiremeye çalışmaktan sınava hazırlanamayan; konuların sınava kadar yetişmeyeceği düşüncesiyle son gece farkında olmadan kopya hazırlama eylemi esnasında bütün konuları geçici olarak anlayan, sınavdan sonra unutan, kitap, defter, not vb. materyallerin açık olduğu sınavlarda konulara değil konunun elindeki materyalin neresinde olduğuna çalışan velhasıl sıra dışı bir eğitim hayatı sürdüren pırıl pırıl öğrencilere rastlarsınız. Türkiye’nin hatta dünyanın sayılı diyebileceğimiz hocalarına da sahiptir bu fakülte, adını anmasanız zarar etmeyecek hocalara da.. Ama tabi ki ikinci kısım hocalar kendilerinden daha çok bahsettirirler. Yolu sık düşen öğrenciler tarafından sevilen bir öğrenci işleri vardır. Gide gele gide gele arasını da sıkılaştırmıştır bu öğrenciler tabi ki. Çok güzel arkadaşlıkları vardır burada öğrencilerin... Proje gecelerinde, sınav haftalarında hiç içmedikleri markalardaki sigaralarını paylaşırlar sabahlarken, hiç bilmedikleri özelliklerini öğrenirler birbirlerinin ve hiç görmedikleri kader ortaklıklarını görürler birbirlerinde. Sırtlarını birbirlerine yaslarlar çünkü.. Hangi bölümden, hangi sınıftan olursa olsun hepsinin sabah sıcak bir çay yada kahvesini içtikleri Kadir Abileri vardır onların, Kadir Abilerinin sıcak çayı eşliğinde muhabbet ettikleri dostları.. Bu insanların yeri geldiğinde aynı safta yer tutacak, yeri geldiğinde dertlerini ortak meze yapacak, yeri geldiğinde ise mutluluklarını sabahlara kadar birlikte paylaşacak bir arkadaşlıktır sahip oldukları.. Bu samimiyetle ilk seneden aynı eve çıkanları olur ve devamında kimisi erken vazgeçer bu sevdadan yada kimisi baş koyar bu yola bir fakülte hayatı. Fakültenin dışına çıktıklarında hem yakınlığından hem tanıdık yüz görme ihtimalinin çokluğundan “Marmara Simit” kafede olurlar çoğu zaman. Eğer biraz eskimişlerse ve ilk yıllarını özlemişlerse hazırlık binasının hemen altında bulunan Altıgen
Cafe’de de bulabilirsiniz onları. Ama çoğu zaman kısa ders araları müsaade etmez buna. Yıllardır başarılı olan ve son olarak geçtiğimiz sene rektörlüğün düzenlediği fakülteler arası turnuvalarda aslanlar gibi mücadeleleri ile finale yükselen, finalde çirkin oyunlarla ikinciliğe razı edilen, ama onu da aslanlar gibi taşıyan bir basketbol takımımız ve engel tanımadan rakiplerini tabir-i caizse yeşil sahalara gömerek şampiyonluğu alan futbol takımımızda vardır bizim burada. Buranın öğrencileri ya halen okuyan üst sınıflardan yada tanıdıkları mezunlardan eski bahar şenliklerini dinler dinler iç geçirirler. Tamamen kaldırılma yolunda olan şenliklerin eski “şenlik” havasını duyduklarında “Neden buradayım ?” sorusunu sorarlar kimi zaman kendilerine… Aslında bu soruyu sormalarına sebep olan farklı etkenler de vardır tabii ki ama hala öğrenci olduğum için ayrıntıya giremiyorum. Şaka bir yana, sımsıkı dostlukların, bazen sıcacık aşkların yaşandığı, ilginç hocaların tanındığı, daha önce tanınmayan duayenlere hayran olunduğu, alışılmamış sınav ve not sistemlerinin tecrübe edildiği yerdir Marmara Mühendislik Fakültesi. Basketbol takımımızın maçlarında söylediğimiz haliyle Müh-Fak ! Herşeye rağmen güzeldir, her şey rağmen başınızı kaldırıp baktığınızda, “ iyi ki buradayım” dersiniz.. Marmara’lı olmak güzel, Marmara Mühendislik öğrencisi olmak daha da güzeldir.. Not: Benim dönem arkadaşlarım yaklaşık 10 aydır mezun. Ben de gönüllü uzatmaları oynadığım bu “muhabbet bağı”ndan mezun olmak üzereyim. Öyle çok sevmişim ki insanları, öyle çok alışmışım ki buraya, alt ve üst dönemlerimden kendi dönemimle birlikte toplamda 10 dönemle tanışmışım. Dile kolay.. Ha tabi yeri gelmiş aynı dersten 9 aynı hocadan 15 sınava girmişim, ve en sonunda demişim ki; “İyi ki buradayım” yada siz bu yazıyı okurken “ iyi ki buradaymışım...” Saygılarımla Ahmet Tuğrul Bakır Giriş: 2006 / Çıkış: ∞
32
Muhtesem Tarifleriyle Oktay Usta
Yolculuğumuza, elimizde saksı çiçeğiyle dik bir yokuşu çıkarak başladık. Ardından kendimizi Oktay Usta’nın o kocaman balkabaklarının olduğu; nanenin, fesleğenin küçük bir serada iç içe yetiştiği; sofrası herkese açık sevimli mutfağında bulduk. Gurme edasıyla birkaç tarifinin tadına baktıktan sonra (maksat karın doyurmak) Oktay Usta’nın leziz elma çayı eşliğinde sohbetimize başladık. (Sohbet bahane çay şahane...) Oktay Usta’yı 10 yıldır tanıyoruz. O yemek yapmayanları bile heveslendirerek mutfağa sokmayı başarmış ödüllü bir aşçı. Öyle ki yemeği nasıl yapacağını bilemeyen hanımların can simidi oluyor. “Sayenizde evliliğim kurtuldu.” diyenler bile var. Oktay Usta pratik ve lezzetli tarifleriyle bekar evlerine bile giriyor. İşte kitapları çok satan, programları reyting rekorları kıran neşeli ve eğlenceli Oktay Usta’nın hayatına dair bilinmeyenler… Öncelikle çocukluğunuzdan başlayalım. Nasıl bir çocukluk geçirdiniz, aşçı olmak çocukluk hayaliniz miydi? Çocukluğumdan bahsedersek bu röportaj bitmez. Çünkü Aksiyon Dergisi’nin röportajında çocukluğuma bir girdik 2 saatte yardımcımın müdahalesiyle ancak çıkabildik. Kısaca anlatacak olursam klasik köy çocuklarındandım.
33
%100 doğal ortamda büyüdüm. Babamın ve abilerimin aşçı olduğu bir evde aşçılığı seçmemiş olmam imkansız olurdu. Aslında ben hep şoför olmak istedim. Belki aşçı olmasam ünlü bir rallici olurdum. -Sizin bu meslekte alaylı olduğunuzu biliyoruz. Peki bu meslekte alaylı olmanın dezavantajını
yaşadınız mı? Evet, Güzel Sanatlar Mutfak Bölümü’nü bitirdim. (Oktay Usta uzunca bir kahkaha atar) Yani diplomam yok; ama bu işe hayatımı verdim. Herşeyin diplomayla olamayacağına inanıyorum. Gecemi gündüzüme kattım ve yemeklerle birlikte ben de piştim. Günümüzde de diplomanın her kapıyı açamayacağını , insanın yaptığı işlerle kapıları açabileceğini düşünüyorum. -Mütevazı kişiliğinizin yanında İspanya, Malta ve Londra’da 2 altın, 2 gümüş, 2 bronz madalya almışsınız. Bu ödüllerden bahseder misiniz? Ülkemizi temsil etmek ve Türk yemeklerini tanıtmak için İspanya Turizm Bakanlığının davetlisi olarak İspanya’ya gittik ve üst düzey yöneticilere yemeklerimizi tattırdık. Yemeklerimiz çok beğenildi. İspanya’dan dönünce aşçı milli takımına katıldım. 1,5 ay çalıştıktan sonra Londra’da yarışmalara gittim. İlk yarışmada bir bronz madalya aldım. Klasman birinciliği verdiler. 2 yıl sonra Malta’da yarışmaya katıldım. Daha sonra yine İngiltere’ye gittim ve altın madalyayı kazandım. “Artık yeter daha da yarışmalara katılmayacağım” dedim. Çünkü bir işi zirvede bırakmak gerektiğine inanıyorum. -“Mutfakta çareler tükenmez” diyorsunuz. Mutfakta çaresiz kaldığınız anlar hiç olmadı mı? Olmaz olur mu? Birgün programda konuğun soyadını unuttum. Ünlü rallici Burcu Çetinkaya konuğumdu. Burcu Çetinkaya’yı anons ederken Burcu Aksoy dedim. O da olmadı “Karşınızda Burcu Paksoy” dedim. Baktım yayına gelen giden yok. İşte o anda başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Aynı programda terslikler peşimi bırakmadı. En değerli güvecim kafama düştü ve kırıldı.
İnsan bu meslekteyse sevmediği yemek olmuyor. Tabi Türk yemeklerinden bahsediyorum. Yurtdışında canlı canlı yenen böcekler ve deniz kabuklulularından bahsetmiyorum. Ağzına atıyorsun çiklet gibi, hayvan ağzında yalvarıyor “ne olur beni yeme” . Sonra insanın dili hayvanın tam kafasına gidiyor. Tam bu sırada hayvan haykırıyor ”Yalvarırım yeme beni...” Ben de kıyamıyorum. Bu nedenle canlı hiçbirşeyi yiyemiyorum. -İş hayatınızda uyguladığınız bir stratejiniz var mı? Bizlere önerileriniz nelerdir? İnsanların öğrenmekten korkmaması ve sürekli öğrenmesi gerektiğini düşünüyorum. Ayağın sürekli gazda olması gerektiğine inanıyorum. Ayrıca bir yerde öğrenecek birşeyin kalmadıysa o yerden gitme zamanı gelmiş demektir. -Sizin de Bolu Mengenli olduğunuzu öğrenince hiç şaşırmadık. Nedir bu Mengen’in sırrı havasından suyundan mıdır neredeyse tüm başarılı aşçılar Mengenli? Bu işin tarihine bakıldığı zaman kökeni saraylara dayanıyor. Zamanın padişahının aşçısı Mengenliymiş. Padişahı ortadan kaldırmak isteyen kötü niyetli insanlar, padişaha bir türlü ulaşamamışlar. ‘Bu işi nasıl başarırız?’ sorusuna cevap ararlarken padişaha yemek yapan aşçıyı bu yolda kullanmak istemişler. Mengenli aşçıya iki kese altın ve zehir vermişler. Demişler ki ‘Bu zehri padişahın yemeğine koyacaksın.’ Aşçı altınları ve zehri alarak padişaha götürmüş
-Peki çok merak ettik sevmediğiniz bir yemek var mı?
34
ve ‘Padişahım, senin canına karşılık iki kese altın aldım’ demiş. Padişah da bunun üzerine, ‘Demek ki senin bölgenin insanı güvenilir. İki kese altına padişahını satmayan insanlar. Bundan sonra saray mutfağında istediğin herkes gelip çalışabilir.’ demiş. Aşçı da memleketinden tuttuğunu saraya getirmiş. Böylece Mengen’in aşçı konusundaki namı almış başını gitmiş. -Son olarak sizden biz öğrencilere yönelik pratik ve ekonomik bir yemek tarifi alabilir miyiz? Oktay Usta’dan yemek tarifi isteyince önce ıspanaklı tortellini tarifi vermeye kalkıyor. Fakat sonra “erkekler ancak etle doyar” diyip aşağıdaki tarifi veriyor ve içimizi rahatlatıyor. Karnabaharlı tavuk için malzemeler: 1 adet karnabahar, 1 adet tavuk göğsü, 1 adet soğan, 3 diş sarımsak, 1çorba kaşığı sıvıyağ, 2 su bardağı soğuk süt, biraz kaşar peyniri ve biraz un Yapılışı: •Karnabaharı haşlıyoruz ve üzerine yarım limon sıkıp lokum gibi olana kadar kaynatmaya devam ediyoruz. Daha sonra suyunu süzüp fırın kabına alıyoruz. Üzerine tuz ve karabiber ekliyoruz. •Aynı zamanda tavukgöğsünü parçalara ayırıp , soğan ve 3 diş sarımsakla sıvıyağda soteliyoruz (acı biber de eklenebilir). Tavukgöğsünü karnabaharların üzerine diziyoruz. •Bu esnada orta boy tencerede 1 çorba kaşığı sıvıyağ, bir çorba kaşığı un, 2 su bardağı süt, 1 çay kaşığı tuz biraz da karabiber ekledikten sonra kıvamını alan beşamel sosu tavukların üzerine gezdirip üzerine kaşar peyniri rendeliyoruz. Fırına atıyoruz. AFİYET OLSUN... Oktay Usta’dan hastalıklara birebir çok pratik ve lezzetli “Elma Çayı” için malzemeler: 1 adet büyük boy elma, 4-5 adet karanfil, 1 çubuk tarçın, 2 tatlı kaşığı bal Yapılışı: Bir elmaya karanfiller saplanıp bir miktar suyla kaynatılır içine çubuk tarçın ve 2 tatlı kaşığı bal ilave edilir. Boğazda rahatlatıcı pastil etkisi yaratır.
35
Fark Yaratmak İsteyenlere Kitap Önerileri Hepimizin aklında işe alım süreçlerine dair bin bir soru var şüphesiz. Mezun olduktan sonra iş bulabilecek miyim? Katılacağım mülakatlarda başarılı olabilecek miyim? En önemlisi de fark yaratabilecek miyim? İşte size; fark yaratmak isteyen tüm mühendis adaylarının mutlaka okuması gereken 5 farklı kitap… Kağıt kaleminizi hazırlayın ve bu köşede tanıttığımız kitapları bir yere not alın. Emin olun asla pişman olmayacaksınız…
İKNANIN PSİKOLOJİSİ (Robert B. Cialdini)
Kitap; ikna olmanın en sık kullanılan temel 6 yapısını anlatıyor: Karşılıkta Bulunma, Adanmışlık ve Tutarlılık, Toplumsal Kanıt, Hoşlanmak, Otorite, Azlık. Kitabın, hem ikna etmek, hem de iknadan sakınma yöntemlerini birlikte sunması şaşırtıcı gelse de okuyucu kitabın son sözünde yazarın nedenlerini okuduğunda, bunun hakça ve adil
bir durum olduğuna ikna oluyor. Kitap bir kez okunup bırakılacak bir kitap değil. Başucunda durmalı ve arada sırada tekrar ele alınmalı. Kitabı okurken anılarınız beyninize hücum edecek ve şimdiye değin nedenini anlayamadığınız pek çok davranışınızı anlamanıza yardımcı olacak. Birilerini ikna etmek istiyorsanız ya da ikna edilmekten bunaldıysanız , İkna konusunda yapılan bilimsel deneyleri merak ediyorsanız , Pazarlama , satış ya da yönetim alanında kariyer yapacaksanız kitap sizin el kitabınız olmalı.
AMAÇ: SÜREKLİ İYİLEŞTİRME SÜRECİ (Eliyahu M. Goldratt & Jeff Cox) İmalat yapmanın yeni global ilkelerini ele alan ve bir imalat ders kitabı olan Amaç, aynı zamanda bir roman ya da bir aşk hikayesi. Amaç öte yandan öz sayıda varsayımla çok sayıda
36
açıklanabileceğini dile getiren bir deneme. Bütün bu özellikleri onu alışılmış yönetim kitaplarından çok farklı kılıyor. Amaç, hepimizin beyninin iyi bir bilimci olmak için yeterli olduğunu öne sürüyor. Sadece gerçekliğe bakmayı ve gördüklerimizin üzerinde mantıklı ve kesin bir biçimde düşünmemizi yeterli görüyor. Sağduyumuzu kullanarak bilimi akademikliğin fildişi, kulesinden çıkarıp ait olduğu yere, hepimizin erişebileceği bir yere koymamızı ve böylece etrafımızda gördüğümüz her şeye uygulanabilir hale getirmeyi öneriyor.
SAVAŞ SANATI (Sun Tzu)
‘Savaş Sanatı’nda anlatılan strateji ve felsefe düşünceleri, askerlik, siyaset ve ekonomi dahil her alanda yaygın olarak uygulanıyor. ‘Savaş Sanatı’ birçok değerli felsefe düşüncesini içeriyor. Zengin diyalektik düşünceleri içeren ‘Savaş Sanatı’nda, dost ve düşman, öznellik ve nesnellik, azlık ve çokluk, güçlülük ve güçsüzlük, saldırı ve savunma, zafer ve yenilgi, yarar ve zarar gibi savaşla ilgili bir dizi çelişmeler arasındaki zıtlıklar ve dönüşümler anlatılıyor. Sun Wu, bütün bu çelişmeler ve dönüşümleri inceleme temelinde ‘Savaş Sanatı’nda savaşın stratejilerini ve taktiklerini ortaya koydu. Taktiklerin koleksiyonu olan ‘Savaş Sanatı’nda yer alan taktikler, tarihteki bütün büyük askerler tarafından geniş şekilde uygulandı. ‘Savaş Sanatı’, içerdiği mantıklı askeri ve felsefi düşünce sistemi, zengin düşünceler ve taktiklerle her okunuşunda okuyuculara verdiği yeni ilhamlarla dünyanın askeri düşünce çevresinde geniş etki yapmıştır ve büyük saygınlığa sahiptir. ‘Savaş Sanatı’nda yer alan düşünceler, toplumsal
37
ve ticari yaşamda da yaygın olarak uygulanıyor. Çin’de ve dünyadaki birçok işletme ve işadamı, ‘Savaş Sanatı’ndaki düşünceler ışığında işletmecilik ve pazarlama çalışmalarını sürdürüyorlar. ve pazarlama çalışmalarını sürdürüyorlar. LİDERİN TAKIM ÇANTASI (Cem KOZLU) Türkiye’de y a k ı n geçmişe baktığımızda, tabiri caizse, “efsane” haline gelen, liderlerden biri Dr. Cem Kozlu. Procter & Gamble’dan Komili’ye, Türk Hava Yolları’ndan (THY) CocaCola’ya, yönetimde zirve noktalara çıkmış, çok sayıda önemli şirketin yönetim kurulu üyeliği ve danışmanlığının yanı sıra, üniversiteden ve öğrencilerden kopmamış, sayılı kariyer öykülerinden birine sahiptir. Profesyonel hayatıyla akademisyenliği, saha ile iş planını, proje ile gerçek hayatı tek bir paydada birleştirip, aynı zamanda lider yetiştirmeyi, deneyimini aktarmayı hayatının merkezine alabilen, sayılı değerli iş insanından biridir. Cem Kozlu, birinci bölümde iş yaşamını teknik açıdan ele alıyor. İyi bir checklist oluşturulmadan yeterince disiplinli bir iş yaşamanın elde edilemeyeceği görüşünü savunuyor. Yazara göre yeterli miktarda veriler toplandıktan sonra analiz edilmelidir. Veri ile analiz arasındaki köprü ise öneridir. Ortaya konulan değişik seçenekler arasındaki farkları olumlu ve olumsuz tarafları tartışıldıktan sonra karar alınmalıdır. Cem Kozlu’ya göre bir liderin zafiyet gösteremeyeceği tek aşama
karar aşamasıdır. Alınan kararların planlanmadan uygulanması olanaksızdır. İyi bir uygulama planı şarttır. Cem Kozlu kitabın ikinci bölümünde ise iş yaşamını yönetim açısından değerlendiriyor. Liderliğin temel özelliklerini, zorluklarını, kendi deneyimlerinden örneklerle açıklıyor. Cem Kozlu kendi deyimiyle Takım Çantası’na koyduğu ve onu bu günlere getiren bilgileri bu konular çerçevesinde değerlendiriyor. OTOBÜSTEN İNDİM BMW’ye BİNDİM (Baybars Altuntaş) Dragons’ Den’in farklı tarzdaki yatırımcısı Baybars Altuntaş, satışa çıkan “Otobüsten indim, BMW’ye bindim” adlı kitabında, herkese hayata SSK’lı değil Bağ-Kur’lu olarak başlamalarını öneriyor. Altuntaş, rakipleri iyi analiz etme, yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da nasıl para bulunacağının yöntemlerine de yer verdiği kitabında, “bardağın boş kısmına bakan memur, dolu kısmına bakan patron olur”, “Önce sat sonra harca” formülüyle hiç para yokken nasıl zengin olunacağını, “Kiliste pekmezi olanın, sineği Bağdat’tan gelir” formülüyle de iş fikirlerinin yatırımcılara nasıl kabul ettirileceğini anlatıyor. Geleceğin girişimcileri için önemli bir kılavuz olan kitapta Altuntaş, örnek alınacak hayat hikayesinin yanında, ABD Başkanı Barak Obama ile görüşmesinin perde arkasını, Franchising Derneği’ni 25 kuruşa nasıl kurduğu, henüz üniversite öğrencisiyken 400 dolar sermayeyle kurduğu şirketinin sırlarını, zengin olmada şans, kader ve kısmetin rolü, iş fikriniz var, ancak paranız yok ise bu durumda ne yapılacağını ve girişimciler için Beyoğlu anılarını dile getiriyor.
Baybars Altuntaş’ın kitabında yer alan 81 girişimcilik sırrından bazıları şunlar: “Gerçekten girişimci olup olamayacağınızı anlamanız gerekiyor. Bunu anlamak hiç zor değil. Basit birkaç yöntemle ne kadar iyi bir girişimci olabileceğinizi anlayabilirsiniz. Aldığınız risk hesaplanabilir bir risk olmalı. Yeteri kadar kazanamazsanız, girdiğiniz risk hayatınızı alt üst etmemeli. Dimyata pirince giderken, evdeki bulgurdan olmayın. Patron olurken ayağınızı yorganınıza göre uzatmak yetmez. Battaniyeniz de hazır olmalı. Beklenmedik harcamalar karşısında şaşırmamalısınız. İş planınızı hazırlamadan evvel, çok iyi pazar araştırması yapmalısınız. Burnunuzun paranın kokusunu alıp almadığından emin olmalısınız. Para kazanmak için para şart değil, ancak çok iyi bir iş fikri ise şart. Çok iyi iş fikrine kısa zamanda sahip olabilirsiniz. İnsan koleksiyonu yapın. Her yaştan her kesimden insanlarla çok iyi ilişkiler geliştirin. Bu ilişkilerin paradan çok daha önemli sermaye olduğunu unutmayın. Gazetelerin cuma günleri çıkan ilavelerine reklam verin. Evlerde, hafta sonları sabah kahvaltılarına böylelikle sizin şirketiniz de konuk olmuş olur. Siyasetten uzak durun. Siyasetçiye yakın durun. Girişimci olarak sizin asli göreviniz hep yeni iş fikirleri üretmek, siyaset yapmak değil. Herkes kendi işine baksın. Reklam ajansınıza şunu söyleyin; ’Sattıran reklam istiyorum, sanat eseri değil.’ Kurduğunuz işe melek yatırımcı arayın. TBAA size bu konuda yardım edecek.”
38