14. Cilt (Lokman-Secde-Ahzab-Sebe-Fatir)

Page 1


øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yúj»A øÉé}¼@»A øÁônø@I {

æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢ 31. SURE


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 1

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 412

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

®¬á¬Ûa Elif lâm mîm. AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Elif, Lâm, Mîm mukattaat harfleridir.

ℜψετ − 2

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 412

=¡áî©Ø z¤Ûa ¡lb n¡Ø¤Ûa ¢pb í¨a ٤ܡm Tilke âyâtul kitâbil hakîm(hakîmi).

Βυνλαρ, Ηακ⎩μ (ηικμετ ϖε η⎫κ⎫μλε δολυ) ολαν Κιταβ’⎬ν ℜψετλερι’διρ.

1 2 3 4

-

tilke âyâtu el kitâbi el hakîmi

: : : :

bu âyetler kitap hakîm, hikmet ve hüküm sahibi

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kur’ân hikmetle dolu olan ve kâinatýn Son Peygamberi’ne indirilen peygamberlere has kitaplarýn sonuncusudur. Hz. Muhammed (S.A.V) Son Peygamber’dir. Kur’ân, O’na indirilmiþtir.

1

1


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 3

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 412

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

= åî©ä¡¤z¢à¤Ü¡Û ¦ò à¤y ‰ ë ô¦†¢ç Huden ve rahmeten lil muhsinîn(muhsinîne).

Μυησινλερ ι⎜ιν ηιδαψετ (ε ερδιριχι) ϖε ραημεττιρ.

1 - huden 2 - ve rahmeten 3 - li el muhsinîne

: : :

bir hidayet ve rahmet muhsinler için

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Muhsin, Allahû Tealâ’dan ihsan alan kiþidir. Allah’a ulaþmayý dilemeden ihsan alýnamaz. Kiþi, Allah’a ulaþmayý dilerse ihsanlarý alýr. 14. basamakta mürþide 12 ihsanla tâbî olunur. Bu noktada, 7 tane de ni’met alýnýr. Onun için muhsinler hedefe yürüyenlerdir. Kiþi; 1- Allah’a ulaþmayý dilediði andan itibaren ihsan alýr ve 1. muhsin kademesindedir. 2- Mürþidine ulaþýp tâbî olduðunda 2. muhsin kademesindedir. 3- Ruhunu Allah’a ulaþtýrdýðýnda 3. muhsin kademesindedir. 4- Fizik vücudunu Allah’a teslim ettiðinde 4. muhsin kademesindedir. 5- Nefsini teslim ettiðinde 5. muhsin kademesindedir. 6- Ýrþad olduðunda 6. muhsin kademesindedir. 7- Ýradesini Allah’a teslim ettiði zaman 7. muhsin kademesindedir. Muhsin olmak en çok fizik vücudun teslim noktasýnda kullanýldýðý için bu noktaya muhsinler makamý denilmektedir. Diðer taraftan her kademede Allah’tan ihsan alan herkes muhsindir.

2

2


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 4

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 412

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

ñì¨×£Œ Ûa æì¢m¤ªì¢í ë ñì¨Ü £–Ûa æì¢àî©Ô¢í åí©ˆ £Û a 6 æì¢ä¡Óì¢í ¤á¢ç ¡ñ Š¡¨ü¤ b¡2 ¤á¢ç ë Ellezîne yukîmûnes salâte ve yu’tûnez zekâte ve hum bil âhýreti hum yûkinûn(yûkinûne).

Ονλαρ, ναμαζ⎬ ικαμε εδερλερ (ναμαζ κ⎬λαρλαρ) ϖε ζεκ®τ⎬ ϖεριρλερ. ςε ονλαρ, αηιρετε (Αλλαη’α υλα⎭μαψα) ψακ⎩ν ηασ⎬λ εδερλερ (κεσινλικλε ιναν⎬ρλαρ). 1 2 3 4 5 6 7 8 9

-

ellezîne yukîmûne es salâte ve yu'tûne ez zekâte ve hum bi el âhýreti hum yûkinûne

: : : : : : : : :

o kimseler, onlar ikame ederler namaz ve verirler zekât ve onlar ahirete onlar kesin olarak inanýrlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ burada da yakîn hasýl edenlerden yani muhsinlerden bahsetmektedir. Ahirete yûkinûn olmak, ahirete yakîn hasýl ederek inanmaktýr. Allahû Tealâ A’raf-147 ve Kehf-105 âyet-i kerimelerinde diyor ki: 7/A’RAF-147: Vellezîne kezzebû bi âyâtinâ ve likâil âhireti habitat a’mâluhum, hel yuczevne illâ mâ kânû ya’melûn(ya’melûne). Ve âyetlerimizi ve ahirete ulaþmayý (hayatta iken ruhun Allah’a ulaþmasýný) inkâr eden kimselerin amelleri, heba oldu (boþa gitti). Onlar, yaptýklarýndan baþka bir þeyle mi cezalandýrýlýr (karþýlýk verilir)? 18/KEHF-105: Ulâikellezîne keferû bi âyâti rabbihim ve likâihî fe habitat a’mâluhum fe lâ nukîmu lehum yevmel kýyameti veznâ(veznen). Ýþte onlar, Rab’lerinin âyetlerini ve O’na mülâki olmayý (ölmeden evvel ruhun Allah’a ulaþmasýný) inkâr ettiler. Böylece onlarýn amelleri heba oldu (boþa gitti). Artýk onlar için kýyâmet günü mizan tutmayýz. Bu iki grup âyette Allahû Tealâ; ahirete ve Allah’a mülâki olmayý yalanlamanýn sonucunun amellerin boþa gitmesi, heba olmasý mânâsýna geldiðini söylüyor. Cezalarý ayný ise Allah’a mülâki olmakla ahirete mülâki olmak da ayný þey olmalýdýr. Öyleyse ahirete yakîn hasýl edenler, hayattayken ruhlarýný Allah’a ulaþtýrmaya yakîn hasýl ederler (kesin olarak inanýrlar) neticesine ulaþýlmaktadýr. Muhsinler, Allah’a ulaþmayý dileyip de Allah’tan ihsan alarak mürþidlerine ihsanla ulaþacak olanlardýr.

3

3


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 5

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 412

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

¤á¡è¡£2 ‰ ¤å¡ß ô¦†¢ç ó¨Ü Ç Ù¡÷¬¨Û¯ë¢a æì¢z¡Ü¤1¢à¤Ûa ¢á¢ç Ù¡÷¬¨Û¯ë¢a ë Ulâike alâ huden min rabbihim ve ulâike humul muflihûn(muflihûne).

⇑⎭τε ονλαρ, Ραβ’λερινδεν βιρ ηιδαψετ ⎫ζερινδεδιρλερ. ςε ι⎭τε ονλαρ, ονλαρ φελ®ηα ερενλερδιρ.

1 2 3 4 5 6

-

ulâike alâ huden min rabbi-him ve ulâike hum el muflihûne

: : : : : :

iþte onlar hidayet üzerinde Rab'lerinden ve iþte onlar onlar felâha erenler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kiþi Allah’a ulaþmayý dilediði andan itibaren hidayete ermez ama hidayet üzre olur; hidayette olur. Bütün Allah’a ulaþmayý dileyenler, diledikleri andan itibaren Rab’lerinden bir hidayet üzerindedirler; ahirete yakîn hasýl ederler; muhsindirler ve felâha erenlerdir (cennete girecek olanlardýr). Allah’a ulaþmayý dileyen herkes muhsindir. Kur’ân-ý Kerim, muhsinler için bir Hidayete Erdirici ve Rahmet’tir.

4

4


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 6

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 412

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

£3¡š¢î¡Û ¡sí©† z¤Ûa ì¤è Û ô©Š n¤' í ¤å ß ¡ b £äÛa å¡ß ë 6a¦ë¢Œ¢ç b ç ˆ¡‚ £n í ë =§á¤Ü¡Ç ¡Š¤î Ì¡2 ¡é¨£ÜÛa ¡3î©j  ¤å Ç ¥åî©è¢ß ¥la ˆ Ç ¤á¢è Û Ù¡÷¬¨Û¯ë¢a Ve minen nâsi men yeþterî lehvel hadîsi li yudýlle an sebîlillâhi bi gayri ilmin ve yettehýzehâ huzuvâ(huzuven), ulâike lehum azâbun muhîn(muhînun).

ςε ινσανλαρδαν βιρ κ⎬σμ⎬ βο⎭ σ⎞ζλερι σατ⎬ν αλ⎬ρλαρ, ιλιμλερι ολμακσ⎬ζ⎬ν Αλλαη’⎬ν ψολυνδαν σαπτ⎬ρμακ ι⎜ιν. ςε ονυ εðλενχε (αλαψ κονυσυ) εδινιρλερ. ⇑⎭τε ονλαρ ι⎜ιν μυηιν (α⎭αð⎬λαψ⎬χ⎬) βιρ αζαπ ϖαρδ⎬ρ.

1 2 3 4 5 6 7 8 9

5

-

ve min en nâsi men yeþterî lehve el hadîsi li yudýlle an sebîli allâhi bi gayri

: : : : : : : : :

ve dan insanlar kimse satýn alýrlar boþ, lüzumsuz þeyler söz saptýrmak için Allah'ýn yolundan olmaksýzýn

5


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 6

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 412

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

10 11 12 13 14 15 16

-

ilmin ve yettehýze-hâ huzuven ulâike lehum azâbun muhînun

: : : : : : :

ilim ve onu edinirler eðlence, alay konusu iþte onlar onlar için azap muhin, aþaðýlayýcý

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Faydasýz ilmin sahibi insanlar, yüzlerce yýldan beri yazýlan emaniyye kitaplardan bilgi sahibi olmuþ lar, Kur’ân’ýn insanlarý hidayete ulaþtýracak hakikatlerini o kitaplarla deðiþtirmiþlerdir. Onlara dayalý olarak, Allah’ýn yolundan saptýrmak için boþ sözleri satýn almýþlardýr. Nisa 167, 168, 169’da Allahû Tealâ buyuruyor ki: 4/NÝSA-167: Ýnnellezîne keferû ve saddû an sebîlillâhi kad dallû dalâlen baîdâ(baîden). Muhakkak ki onlar kâfirdirler ve Allah’ýn yolundan alýkoyarlar (men ederler) (kendileri de Allah’ýn yolunda deðillerdir). Andolsun ki onlar, uzak bir dalâlet içindedirler. 4/NÝSA-168: Ýnnellezîne keferû ve zalemû lem yekunillâhu li yagfire lehum ve lâ li yehdiyehum tarîkâ(tarîkan). Muhakkak ki onlar, kâfirdirler ve zalimdirler (baþkalarýný da mürþide ulaþmaktan men edip saptýrdýklarý için). Allah, onlara asla maðfiret etmez (günahlarýný sevaba çevirmez) ve yola (Allah’a ulaþtýran yola, Sýratý Mustakîm’e) ulaþtýrmaz. 4/NÝSA-169: Ýllâ tarîka cehenneme hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), ve kâne zâlike alâllâhi yesîrâ(yesîren). Sadece cehennem yoluna ulaþtýrýr. Onlar orada ebediyyen kalacaklardýr. Ve bu, Allah için kolaydýr. Allah’ýn yolundan men edenler, baþka insanlarý da Allah’ýn yolundan saptýrdýklarý için zalimdirler. Ýlimleri olmaksýzýn Allah’ýn yolundan saptýrmak için gayret ederler ve ebediyyen kalmak üzere cehenneme giderler. Allah’ýn yolundan saptýrmak için Kur’ân-ý Kerim’i ve Allah’ýn Resûlleri’ni eðlence, alay konusu edinenlere aþaðýlayýcý bir azap vardýr.

6

6


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 7

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 412

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

a¦Š¡j¤Ø n¤¢ß ó¨£Û ë b ä¢mb í¨a ¡é¤î Ü Ç ó¨Ü¤n¢m a ‡¡a ë 7 a¦Š¤Ó ë ¡é¤î 㢇¢a ó¬©Ï £æ b × b è¤È à¤ í ¤á Û ¤æ b × §áî©Û a §la ˆ È¡2 ¢ê¤Š¡£' j Ï Ve izâ tutlâ aleyhi âyâtunâ vellâ mustekbiren ke en lem yesma’hâ ke enne fî uzuneyhi vakrâ(vakran), fe beþþirhu bi azâbin elîm(elîmin).

ςε ονα ®ψετλεριμιζ οκυνδυðυ ζαμαν ονυ ι⎭ιτμεμι⎭ γιβι κιβιρλενερεκ δ⎞νερ (γιδερ), ονυν κυλακλαρ⎬νδα ϖακρα (ι⎭ιτμε ενγελι) ϖαρμ⎬⎭ γιβι. √ψλεψσε ονυ ελ⎩μ αζαπλα μ⎫ϕδελε (ικαζ ετ, υψαρ). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

7

-

ve izâ tutlâ aleyhi âyâtu-nâ vellâ mustekbiren ke en lem yesma'-hâ ke enne fî uzuney-hi

: : : : : : : : : : :

ve okunduðu zaman onlara âyetlerimiz döndü (dönüp gitti) kibirlenerek gibi olmak onu iþitmedi (iþitmiyor) sanki, gibi içinde onun iki kulaðý

7


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 7

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 412

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

12 13 14 15 16 17

-

vakran fe beþþir-hu bi azâbin elîmin

: : : : : :

vakra, iþitme engel artýk, böylece, öyleyse onu müjdele ile azap elîm

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Müjdelemek, Arapça’da hem üzecek hem sevindirecek bir olayý anlatmak için kullanýlýr. Bu âyet ile Ýsra Suresinin 45 ve 46. âyetlerinde ayný standartlar söz konusudur: 17/ÝSRA-45: Ve izâ kara’tel kur’âne cealnâ beyneke ve beynellezîne lâ yu’minûne bil âhýreti hicâben mestûrâ(mestûren). Sen Kur’ân’ý kýraat ettiðin (okuduðun) zaman, seninle ahirete (ölmeden evvel Allah’a ulaþmaya ve kýyâmet gününe) inanmayanlar arasýna hicab-ý mesture kýldýk (gözlerinin üzerine, seni peygamber olarak görmelerini engelleyen bir perde koyduk). 17/ÝSRA-46: Ve cealnâ alâ kulûbihim ekinneten en yefkahûhu ve fî âzânihim vakrâ(vakran), ve izâ zekerte rabbeke fîl kur’âni vahdehu vellev alâ edbârihim nufûrâ(nufûren). O’nu (Kur’ân’ý), fýkýh (idrak) etmelerine karþý, (fýkýh edemesinler diye) kalplerinin üzerine ekinnet ve onlarýn kulaklarýna vakra (iþitme engeli) kýldýk. Ve sen, Kur’ân’da Rabbinin tekliðini zikrettiðin zaman nefretle arkalarýna döndüler. Burada Allahû Tealâ: “Onun kulaklarýnda vakra (iþitme engeli) varmýþ gibi.” demektedir. Aslýnda vakranýn var olduðu kesindir. Bir evvelki âyette ifade edilen, “ilmi olmaksýzýn Allah’ýn yolundan saptýrmak için boþ sözleri satýn alan, Allah’ýn davetini ve Kur’ân-ý Kerim’i alay konusu edinen kiþiler” bunu kulaklarýnda vakra olduðu için yapmaktadýrlar. Allahû Tealâ, Ýsra-46’da “Sen sözlerini bitirdiðin zaman onlar nefretle arkalarýný dönerler.” demektedir. Burada da yakýn anlamlý kelimeler kullanarak kibirlenerek dönüp gittiklerinden bahsetmektedir.

8

8


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 8

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 412

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

¡pb z¡Ûb £–Ûa aì¢Ü¡à Ç ë aì¢ä ߨa åí©ˆ £Ûa £æ¡a =¡áî©È £äÛ a¢pb £ä u ¤á¢è Û Ýnnellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti lehum cennâtun na’îm(na’îmi).

Μυηακκακ κι ®μεν⎦ ολανλαρ (Αλλαη’α υλα⎭μαψ⎬ διλεψενλερ) ϖε σαλιη αμελ (νεφσ τεζκιψεσι) ψαπανλαρ ι⎜ιν να⎩μ χεννετλερι ϖαρδ⎬ρ. 1 2 3 4 5 6 7

-

inne ellezîne âmenû ve amilû es sâlihâti lehum cennâtun na'îmi

: : : : : : :

muhakkak o kimseler, onlar âmenû oldular, Allah'a ulaþmayý dilediler ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaptýlar onlar için cennetler naîm (ni'metleri bol olan)

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Âmenû olmak 7 safha içerir. Kiþi: 1- Allah’a ulaþmayý dilediðinde 1. kademe âmenû olur. (Basamak-3) 2- 12 ihsanla mürþidine ulaþarak tâbiiyetini gerçekleþtirdiði zaman 2. defa âmenû olur. (Basamak-14) 3- Ruhunu Allah’a ulaþtýrdýðýnda 3. defa âmenû olur. (Basamak-21) 4- Fizik vücudunu Allah’a teslim ettiði zaman 4. defa âmenû olur. (Basamak-25) 5- Nefsini Allah’a teslim ettiðinde 5. defa âmenû olur. (Basamak-26) 6- Ýrþad olduðu zaman 6. defa âmenû olur. (Basamak-27) 7- Ýradesini Allah’a teslim ettiðinde irþad makamýna tayin edilerek 7. defa âmenû olur. (Basamak-28/5) Allahû Tealâ burada “âmenû olanlar ve salih amel yapanlar” diyerek nefs tezkiyesinin baþladýðý bir âmenû oluþtan, en az 14. basamaktan bahsetmektedir. Salih amel yapanlar için de nefs tezkiyesinin baþladýðý noktadan itibaren bütün kademeler geçerlidir. Fizik vücudun teslimi de nefsin teslimi de irþad olmak da iradeyi Allah’a teslim etmek de salih amel yapanlar için söz konusudur.

9

9


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 9

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 412

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

¢áî©Ø z¤Ûa ¢Œí©Œ ȤÛa ì¢ç ë 6 ¦b£Ô y ¡é¨£ÜÛa †¤Ç ë 6 b èî©Ï åí© †¡Ûb  Hâlidîne fîhâ, va’dallâhi hakkâ(hakkan), ve huvel azîzul hakîm(hakîmu).

(Ονλαρ) οραδα εβεδιψψεν καλαχακ ολανλαρδ⎬ρ. Αλλαη’⎬ν ϖααδι ηακτ⎬ρ. ςε Ο, Αζ⎩ζ’διρ (ψ⎫χε) Ηακ⎩μ’διρ (η⎫κ⎫μ ϖε ηικμετ σαηιβι). 1 2 3 4 5 6 7

-

hâlidîne fî-hâ va'de allâhi hakkan ve huve el azîzu el hakîmu

: : : : : : :

kalýcý olanlar orada Allah'ýn vaadi hak ve o azîz, yüce, güçlü ve üstün olan hakîm, hüküm ve hikmet sahibi

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kiþi, Allah’a ulaþmayý dilediði andan itibaren âmenû olur. Âmenû olanlarýn hepsi 7 kat cennetin herbirine daðýlacaklardýr. Allahû Tealâ Yunus Suresinde diyor ki: 10/YUNUS-62: E lâ inne evlîyâ allâhi lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne). Muhakkak ki Allah’ýn evliyasýna (dostlarýna), korku yoktur. Onlar, mahzun da olmazlar, öyle deðil mi? 10/YUNUS-63: Ellezîne âmenû ve kânû yettekûn(yettekûne). Onlar, âmenûdurlar (ölmeden evvel Allah’a ulaþmayý dileyenlerdir) ve takva sahibi olmuþlardýr. 10/YUNUS-64: Lehumul buþrâ fîl hayâtid dunyâ ve fîl âhýreh(âhýreti), lâ tebdîle li kelimâtillâh(kelimâtillâhi), zâlike huvel fevzul azîm(azîmu). Onlara, dünya hayatýnda ve ahirette müjdeler (mutluluklar) vardýr. Allah’ýn sözü deðiþmez. Ýþte O, fevzül azîmdir. Ýlk takvadan son takva fevz-ül azîme gelinceye kadar âmenû olma standartlarýnýn hepsi devreye girer. Ýnsanlarýn korkudan ve mahzun olmaktan kurtulduklarý nokta âmenû olma noktasýdýr. Çünkü Allah’a ulaþmayý dilemiþlerdir. Bu sebeple dünya saadetinin yarýsýný ve cenneti garanti etmiþlerdir.

10

10


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 10

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 412

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

b è ã¤ë Š m §† à Ç ¡Š¤î Ì¡2 ¡pa ì¨à £Ûa Õ Ü  †î©à m ¤æ a ó¡a ë ‰ ¡¤‰ ü¤a ó¡Ï ó¨Ô¤Û a ë 6 §ò £2¬a … ¡£3¢× ¤å¡ß b èî©Ï £s 2 ë

¤á¢Ø¡2

b ä¤n j¤ã b Ï ¦õ¬b ß ¡õ¬b à £Ûa å¡ß b ä¤Û Œ¤ã a ë §áí©Š × §x¤ë ‹ ¡£3¢× ¤å¡ß b èî©Ï Halakas semâvâti bi gayri amedin terevnehâ ve elkâ fîl ardý revâsiye en temîde bikum ve besse fîhâ min kulli dâbbeh(dâbbetin), ve enzelnâ mines semâi mâen fe enbetnâ fîhâ min kulli zevcin kerîm(kerîmin).

Γ⎞κλερι, γ⎞ρδ⎫ð⎫ν⎫ζ γιβι διρεκσιζ ολαρακ ψαραττ⎬ ϖε σιζι σαρσαρ (σαρσμασ⎬ν) διψε σαβιτ ϖε ψ⎫κσεκ δαðλαρ ολυ⎭τυρδυ. Οραδα ηερ ⎜ε⎭ιτ ψ⎫ρ⎫ψεν ηαψϖανδαν ⎫ρετιπ ψαψδ⎬. ςε γ⎞κτεν συ ινδιρδικ, β⎞ψλεχε οραδα ηερ κεριμ (ικραμ εδιλμι⎭) βιτκιδεν ⎜ιφτ ψετι⎭τιρδικ. 1 2 3 4 5 6 7 8

11

-

halaka es semâvâti bi gayri amedin terevne-hâ ve elkâ fî el ardý revâsiye

: : : : : : : :

yarattý, halketti semalar, gökler olmadan, olmaksýzýn direkler onu görüyorsunuz ve attý, yerleþtirdi, oluþturdu arzda, yeryüzünde sabit ve yüksek daðlar

11


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 10

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 412

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25

-

en temîde bi-kum ve besse fî-hâ min kulli dâbbetin ve enzelnâ min es semâi mâen fe enbetnâ fî-hâ min kulli zevcin kerîmin

: : : : : : : : : : : : : : : : :

sarsar diye (sarsmasýn diye) sizin için ve yaydý orada den, dan her, hepsi yürüyen hayvan ve biz indirdik semadan, göklerden su böylece nebat (bitki) yetiþtirdik orada den, dan her, hepsi eþ, çift kerim, güzel, çok, ikram edilen

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Dünyanýn merkezinden her tarafa doðru uzatýlan akslarýn iki ucundaki aðýrlýk birbirine daima eþittir. Allahû Tealâ kâinatýn dengesinin saðlanmasý için yüksek daðlar oluþturmuþtur. Özellikle Allahû Tealâ’nýn kâinattaki dengeyi nasýl koruduðu düþünülmelidir. Bu dengede ne zaman þu veya bu sebeple bir bozulma olursa, Allah bir zelzele ile o dengeyi yerli yerine yeniden oturtur. Allahû Tealâ: “Her çeþit yürüyen hayvandan üretip yaydý.” demektedir. Bunlarýn arasýnda insan olmamasýna dikkat edilmelidir. Ýnsan özel olarak yaratýlmýþtýr. Dinozor dahil, akla gelen her çeþit hayvan, Allahû Tealâ tarafýndan yaratýldý. Allah, hayatý suda, tek hücreliden baþlatmýþtýr. Allahû Tealâ insaný bitkilerden sonra vücuda getirdiði hayvanlar grubundan biri olarak vücuda getirmemiþtir. Allahû Tealâ’nýn yarattýðý insan, diðer hayvanlar gibi yaratýlmýþ deðildir. Ýlk insan Âdem (A.S)’ý insan olarak topraktan yaratmýþ ve ona can vermiþ sonra da emanet olarak ruhundan üfürmüþtür. Âdem (A.S) ve onun çocuklarý bizim gibi yaþýyorlardý; kerpiçten evler yapýyorlardý. Bizim gibi konuþuyorlardý; lisanlarý vardý ve bir maðara devri yaþamadýlar. Maðara devrinde yaþayanlar, dünyanýn kimbilir kaçýncý atom savaþýnda, atom bombasýnýn zedelediði, insan olma vasfýný yarý yarýya kaybetmiþ sadece üreme imkânlarý olan insanlardý. Yontma Taþ Devri, Cilâlý Taþ Devri atom savaþlarýndan sonraki sonuçlardýr.

12

12


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 11

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 412

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

åí©ˆ £Ûa Õ Ü  a ‡b ß ó©ã뢉 b Ï ¡é£Ü¨ Ûa ¢Õ¤Ü  a ˆ¨ç ;§åî©j¢ß §4 5 ™ ó©Ï æì¢à¡Ûb £ÄÛa ¡3 2 6 ©é¡ã뢅 ¤å¡ß Hâzâ halkullâhi fe erûnî mâzâ halakallezîne min dûnih(dûnihî), beliz zâlimûne fî dalâlin mubîn(mubînin).

Βυ, Αλλαη’⎬ν ψαρατμασ⎬δ⎬ρ. √ψλεψσε Ο’νδαν βα⎭καλαρ⎬ νε ψαραττ⎬, βανα γ⎞στεριν! Ηαψ⎬ρ, ζαλιμλερ, απα⎜⎬κ δαλ®λετ ι⎜ινδεδιρλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14

-

hâzâ halku allâhi fe erû-nî mâzâ halaka ellezîne min dûni-hi bel iz zâlimûne fî dalâlin mubînin

: : : : : : : : : : : : : :

bu Allah'ýn yaratmasý artýk bana gösterin ne yarattý onlar ondan baþka, onun dýþýnda hayýr o zaman zulmedenler, zalimler içinde dalâlet, sapýklýk apaçýk

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Semalarý, yerleri, bütün canlýlarý yaratan Allah’týr. Allah, gökleri direksiz olarak yarattý; her çeþit yürüyen hayvandan üretti; yaydý. Zavallý ateistler insanýn maymundan oluþtuðu tezini hâlâ müdafaa etmekteler. Ne kadar zavallý bir yaklaþým... Ateistler, insan olmanýn onurunu yaþayamýyorlar. Muhakkak maymunlarla bir akrabalýk kurmaya çalýþýyorlar. Bu kadar büyük dengesizlik olamaz. Maymunlarýn ayaklarý hâlâ el hüviyetinde, bütün vücutlarý kýllarla kaplý. Beyinleri vücutlarýna oranla insan beyninin vücuduna oranýnýn beþte biri kadar. Ve kromozom sayýlarý insana benzememekte. Bu muhteva dikkatle yerli yerine oturtulduðu zaman, aklý baþýnda olan hiç kimse maymundan insanýn oluþtuðunu söyleyemez.

13

13


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 12

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 413

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

ò à¤Ø¡z¤Ûa å¨à¤Ô¢Û b ä¤î m¨a ¤† Ô Û ë ¤Š¢Ø¤' í ¤å ß ë 6 ¡é¨ £Ü¡Û ¤Š¢Ø¤(a ¡æ a ¤å ß ë 7©é¡¤1 ä¡Û ¢Š¢Ø¤' í b à £ã¡b Ï ¥†î©à y ¥£ó¡ä Ë é¨£ÜÛa £æ¡b Ï Š 1 × Ve lekad âteynâ lukmânel hikmete eniþkur lillâh(lillâhi), ve men yeþkur fe innemâ yeþkuru li nefsih(nefsihî), ve men kefere fe innellâhe ganiyyun hamîd(hamîdun).

ςε ανδολσυν κι Λοκμαν’α ηικμετ ϖερδικ κι, Αλλαη’α ⎭⎫κρετσιν. ςε κιμ ⎭⎫κρεδερσε ο τακτιρδε σαδεχε κενδι νεφσι ι⎜ιν ⎭⎫κρεδερ. ςε κιμ κ⎫φρεδερσε (ινκ®ρ εδερσε) ο τακτιρδε μυηακκακ κι Αλλαη, Γανι’διρ (κιμσενιν ⎭⎫κρ⎫νε ιητιψαχ⎬ ψοκτυρ) Ηαμιδ’διρ (ηαμδεδιλεν).

14

14


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 12

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 413

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18

-

ve lekad âteynâ lukmân el hikmete en uþkur li allâhi ve men yeþkur fe innemâ yeþkuru li nefsi-hi ve men kefere fe inne allâhe ganiyyun hamîdun

: : : : : : : : : : : : : : : : : :

ve andolsun biz verdik Lokman hikmet þükretsin Allah'a ve kim þükreder artýk sadece þükreder kendi nefsi için ve kim inkâr eder, nankörlük eder o zaman, o taktirde muhakkak ki Allah gani, muhtaç olmayan hamdedilen

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hz. Lokman’a hikmet verilmesinin arkasýnda onun Allah’a þükretme talebi vardýr. Hz. Lokman daimî zikre ulaþmýþ, hikmet sahibi olmuþ ve þükredenlerden olmuþtur. Bu âyet-i kerime Ýnsan (Dehr) Suresinin 3. âyet-i kerimesiyle kesin olarak alâkalýdýr: 76/ÝNSAN-3: Ýnnâ hedeynâhus sebîle immâ þâkiren ve immâ kefûrâ(kefûren). Muhakkak ki Biz, onu (insaný) sebîle (Allah’a kavuþturan yola) ulaþtýrýrýz. Kimi (hidayet üzere olarak) þükredenlerden olur. Kimi (asla Allah’a ulaþmayý dilemez) küfredenlerden olur. Allah hidayete erdirmeye hazýrdýr ama insan Allah’a ulaþmayý dilemezse küfredenlerden, dilerse þükredenlerden olur. Allahû Tealâ’ya þükreden kiþi, Allah’a ulaþmayý dileyen kiþidir. Allah’a ulaþmayý dilemeyen ise hiçbir zaman þükretmeyecektir, o hep küfürde kalacaktýr. Þükretse de þükrü kabule þayan olmaz.

15

15


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 13

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 413

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

¢é¢Ä¡È í ì¢ç ë ©é¡ä¤2¡ü¡ ¢å¨à¤Ô¢Û 4b Ó ¤‡¡a ë 6 ¡é¨£ÜÛb¡2 ¤Ú¡Š¤'¢m ü £ó ä¢2 b í ¥áî©Ä Ç ¥á¤Ü¢Ä Û Ú¤Š¡£'Ûa £æ¡a Ve iz kâle lukmânu libnihî ve huve yaýzuhu yâ buneyye lâ tuþrik billâh(billâhi), inneþ þirke le zulmun azîm(azîmun).

ςε Λοκμαν, οðλυνα ϖααζεδερεκ (⎞ð⎫τ ϖερερεκ) ⎭⎞ψλε δεμι⎭τι: “Εψ ψαϖρυμ, Αλλαη’α ⎭ιρκ κο⎭μα! Μυηακκακ κι ⎭ιρκ, αζ⎩μ (⎜οκ β⎫ψ⎫κ) βιρ ζυλ⎫μδ⎫ρ.”

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

16

-

ve iz kâle lukmânu libni-hî ve huve yaýzu-hu yâ buneyye lâ tuþrik bi allâhi inne eþ þirke le zulmun azîmun

: : : : : : : : : : : : :

ve demiþti Lokman oðluna ve o ona vaazeder, öðüt verir ey oðlum, oðulcuðum, yavrum þirk koþma Allah'a muhakkak ki þirk elbette zulümdür çok büyük

16


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 13

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 413

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Sadece Allah’a ulaþmayý dileyenler þirkten kurtulurlar. Hz. Lokman oðluna: “Allah’a þirk koþma. Yani Allah’a ulaþmayý dile.” demektedir. Allahû Tealâ, Rum Suresinde diyor ki: 30/RUM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muþrikîn(muþrikîne). O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaþmayý dileyin) ve takva sahibi olun. Ve namazý ikame edin (namaz kýlýn). Ve (böylece) müþriklerden olmayýn. 30/RUM-32: Minellezîne ferrakû dînehum ve kânû þiyeâ(þiyean), kullu hýzbin bimâ ledeyhim ferihûn(ferihûne). (O müþriklerden olmayýn ki) onlar, dînlerinde fýrkalara ayrýldýlar ve grup grup oldular. Bütün gruplar, kendilerinde olanla ferahlanýrlar. Allah’a ulaþmayý dilemeyenler þirktedir. Þirk, genel anlamda puta tapmak anlamýna geliyorsa da bu açýk þirktir. Allahû Tealâ, Allah’a ulaþmayý dilemeyen herkesin þirkte (gizli þirk) olduðunu ifade etmektedir. Ýnsanlar farkýnda deðiller ama ne yazýk ki þeytanýn kumandasýndadýrlar. Allahû Tealâ diyor ki: 24/NUR-21: Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tettebiû hutuvâtiþ þeytân(þeytâni), ve men yettebi’ hutuvâtiþ þeytâni fe innehu ye’muru bil fahþâi vel munker(munkeri) ve lev lâ fadlullâhi aleykum ve rahmetuhu mâ zekâ minkum min ehadin ebeden ve lâkinnallâhe yuzekkî men yeþâu, vallâhu semî’un alîm(alîmun). Ey âmenû olanlar, þeytanýn adýmlarýna tâbî olmayýn! Ve kim þeytanýn adýmlarýna tâbî olursa o taktirde (þeytanýn adýmlarýna uyduðu taktirde) muhakkak ki o (þeytan), fuhþu (her çeþit kötülüðü) ve münkeri (inkârý ve Allah’ýn yasak ettiklerini) emreder. Ve eðer Allah’ýn rahmeti ve fazlý sizin üzerinize olmasaydý (nefsinizin kalbine yerleþmeseydi), içinizden hiçbiri ebediyyen nefsini tezkiye edemezdi. Lâkin Allah, dilediðinin nefsini tezkiye eder. Ve Allah, Sem’î’dir (en iyi iþitendir) Alîm’dir (en iyi bilendir). Þeytanýn adýmlarýna tâbî olanlar, nefs tezkiyesi yapmayanlar, takva sahibi olmayanlardýr. Çünkü Zumer Suresinin 17. âyet-i kerimesi þeytanýn adýmlarýna tâbî olanlarý (þeytanýn kullarýný) Allah’a yönelmeyenler, Allah’a ulaþmayý dilemeyenler olarak ifade etmektedir: 39/ZUMER-17: Vellezînectenebût tâgûte en ya’budûhâ ve enâbû ilâllâhi lehumul buþrâ, fe beþþir ýbâd(ýbâdi). Onlar ki; taguta (insan ve cin þeytanlara) kul olmaktan içtinap ettiler (kaçýndýlar, kendilerini kurtardýlar). Çünkü Allah’a yöneldiler (Allah’a ulaþmayý dilediler). Onlara müjdeler vardýr. Öyleyse kullarýmý müjdele! Görülmektedir ki kim Allah’a ulaþmayý dilerse o, hem açýk þirkten hem de gizli þirkten mutlak olarak kurtulmuþtur.

17

17


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 14

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 413

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

¢é¢£ß¢a ¢é¤n Ü à y7 ¡é¤í †¡Ûa ì¡2 æb ¤ã¡ü¤a b ä¤î £• ë ë ¡å¤î ßb Ç ó©Ï ¢é¢Ûb –¡Ï ë §å¤ç ë ó¨Ü Ç b¦ä¤ç ë ¢Šî©– à¤Ûa £ó Û¡a 6 Ù¤í †¡Ûa ì¡Û ë ó©Û ¤Š¢Ø¤(a ¡æ a Ve vassaynel insâne bi vâlideyh(vâlideyhi), hamelethu ummuhu vehnen alâ vehnin ve fisâluhu fî âmeyni eniþkurlî ve li vâlideyk(vâlideyke), ileyyel masîr(masîru).

ςε Βιζ, ινσανα αννε ϖε βαβασ⎬να (βακμασ⎬ν⎬) ϖασιψετ εττικ (φαρζ κ⎬λδ⎬κ). Ονυ, αννεσι ζορλυκ ⎫ζερινε ζορλυκλα τα⎭⎬δ⎬. ςε ονυν σ⎫ττεν κεσιλμεσι ικι ψ⎬λδ⎬ρ. (Ηεμ) Βανα (ηεμ) αννε ϖε βαβανα ⎭⎫κρετ! Δ⎞ν⎫⎭, Βαναδ⎬ρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15

-

ve vassaynâ el insâne bi vâlidey-hi hamelet-hu ummu-hu vehnen alâ vehnin ve fisâlu-hu fî âmeyni eniþkurlî (en uþkur lî ) ve li vâlidey-ke ileyye el masîru

: : : : : : : : : : : : : : :

ve tavsiye ettik, farz kýldýk insan onun anne ve babasýný onu yüklendi, taþýdý onun annesi zorluk üzerine zorluk ve onun sütten ayrýlmasý içinde iki sene (yýl) bana þükretmen ve senin anne babana banadýr dönüþ

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Lokman-13’te ifade edilen Allah’a þirk koþmak yani Allah’a ulaþmayý dilememek insanýn kendisine zulmetmesidir. Allah’a þirk koþmaktan kurtulmak Lokman-14’te Allah’a ulaþmayý dilemek olarak kesinleþmektedir. Çünkü Allahû Tealâ bu âyet-i kerimede dönüþün Kendisine olduðunu söylemektedir.

18

18


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 15

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 413

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

¥á¤Ü¡Ç ©é¡2 Ù Û ¤î Û b ß ó©2 Ú¡Š¤'¢m ¤æ a ó¬¨Ü Ç Úa † çb u ¤æ¡a ë 9 b¦Ï뢊¤È ß b î¤ã¢ £†Ûa ó¡Ï b à¢è¤j¡yb • ë b à¢è¤È¡À¢m 5 Ï £ó Û¡a £á¢q 7 £ó Û¡a lb ã a ¤å ß 3î©j  ¤É¡j £ma ë æì¢Ü à¤È m ¤á¢n¤ä¢× b à¡2 ¤á¢Ø¢÷¡£j ã¢b Ï ¤á¢Ø¢È¡u¤Š ß Ve in câhedâke alâ en tuþrike bî mâ leyse leke bihî ilmun fe lâ tutý’humâ ve sâhibhumâ fîd dunyâ magrûfen vettebi’ sebîle men enâbe ileyy(ileyye), summe ileyye merciukum fe unebbiukum bi mâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).

ςε βιλγιν ολμαψαν βιρ ⎭εψ ηακκ⎬νδα, ⎭ιρκ κο⎭μαν ι⎜ιν σενινλε μ⎫χ®δελε εδερλερσε, ικισινε δε ιταατ ετμε! ςε δ⎫νψαδα ονλαρα γ⎫ζελλικλε σαηιπ ολ. Βανα ψ⎞νελενλεριν (ρυηυνυ Βανα υλα⎭τ⎬ρμακ ⎫ζερε ψολα ⎜⎬καρανλαρ⎬ν) ψολυνα τ®β⎩ ολ. Σονρα δ⎞ν⎫⎭⎫ν⎫ζ Βαναδ⎬ρ. Ο ζαμαν ψαπτ⎬ð⎬ν⎬ζ ⎭εψλερι σιζε ηαβερ ϖερεχεðιμ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

19

-

ve in câhedâ-ke alâ en tuþrike bî mâ leyse leke bi-hî ilmun fe lâ tutý'-humâ

: : : : : : : : : : :

ve eðer o ikisi seninle mücâdele ederlerse üzerine senin þirk koþman þey ile deðil, yok, olmadý senin ona ait, onunla bilgi, ilim o zaman, o taktirde onlara (o ikisine) itaat etme

19


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 15

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 413

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27

-

ve sâhib-humâ fî ed dunyâ magrûfen vettebi' (ve ittebi') sebîle men enâbe ileyye summe ileyye merciu-kum fe unebbiu-kum bi mâ kuntum ta'melûne

: : : : : : : : : : : : : : : :

ve ikisini sahip ol dünyada iyilikle, ma'rufla, güzellikle ve tâbî ol yol kim yöneldi bana sonra bana sizin rücunuz, dönüþünüz o zaman size haber vereceðim þeyleri oldunuz yapýyorsunuz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ’nýn Lokman-13’te ifade ettiði þirk Rum Suresinin 31 ve 32. âyetlerindeki þirktir. Þirkten kurtulmak için Allah’a ulaþmayý dilemek temel farzdýr. “Bana yönelenlerin yoluna tâbî ol” ifadesi ile “Sonra dönüþünüz Banadýr” ifadesi ölümden sonra bana döneceksiniz demektir. “Bana yönelenlerin yoluna tâbî ol” Bana ulaþmak için yola çýkanlarýn yoluna tâbî ol, demektir. Çünkü Allahû Tealâ Þura Suresinin 13. âyet-i kerimesinde diyor ki: 42/ÞURA-13: Þerea lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrekû fîh(fîhi), kebure alel muþrikîne mâ ted’ûhum ileyh(ileyhi), allâhu yectebî ileyhi men yeþâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu). Dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiðimiz (farz kýldýðýmýz) þeyi (þeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fýrkalara ayrýlmayýn.” diye Hz. Ýbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. Ýsa’ya vasiyet ettiðimiz þeyi sana da vahyederek, size de þeriat kýldýk. Senin onlarý, kendisine çaðýrdýðýn þey (Allah’a ulaþmayý dileme) müþriklere zor geldi. Allah, dilediðini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine hidayet eder (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaþtýrýr). Öyleyse burada Allahû Tealâ: “Sonra dönüþünüz, Banadýr.” diyerek bütün insanlarýn dönüþünün Kendisine olduðunu ifade etmektedir. Bu dönüþ ölümden sonraki dönüþtür. Kiþinin ruhunu ölmeden evvel Allah’a ulaþtýrmasý ile ruhun ölümden sonra Allah’a dönüþü ayný þey deðildir. Ölmeden evvel Allah’a ulaþmak hidayete ermektir.

20

20


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 16

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 413

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

¤å¢Ø n Ï §4 …¤Š  ¤å¡ß §ò £j y 4b Ô¤r¡ß ¢Ù m ¤æ¡a ¬b è £ã¡a £ó ä¢2 b í ¡¤‰ ü¤a ó¡Ï ¤ë a ¡pa ì¨à £Ûa ó¡Ï ¤ë a §ñ Š¤‚ • ó©Ï ¥Šî©j  ¥Ñî©À Û é¨ £ÜÛa £æ¡a 6 ¢é¨£ÜÛa b è¡2 ¡p¤b í Yâ buneyye innehâ in teku miskâle habbetin min hardalin fe tekun fî sahretin ev fîs semâvâti ev fîl ardý ye’ti bihâllâh(bihâllâhu), innellâhe latîfun habîr(habîrun).

Εψ ψαϖρυμ! Μυηακκακ κι ο (αμελιν), βιρ ηαρδαλ τανεσι καδαρ δαηι ολσα ϖε ο, βιρ καψα ι⎜ινδε ϖεψα γ⎞κλερδε ϖεψα ψερδε βιλε ολσα, Αλλαη ονυ, (κ⎬ψ®μετ γ⎫ν⎫ ηαψατ φιλμινδε καρ⎭⎬να) γετιριρ. Μυηακκακ κι Αλλαη, Λ®τιφ’τιρ (λ⎫τυφ σαηιβι), Ηαβ⎩ρ’διρ (ηαβερδαρ ολαν). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19

21

-

yâ buneyye inne-hâ in teku miskâle habbetin min hardalin fe tekun fî sahretin ev fî es semâvâti ev fî el ardý ye'ti bi-hi allâhu

: : : : : : : : : : : : : : : : : : :

ey oðlum, oðulcuðum, yavrum muhakkak ki o eðer, olsa bile, dahi olur miktar tane hardaldan, hardal böylece, o taktirde olur içinde kaya veya semalarda, göklerde veya arzda, yerde getirir onu Allah

21


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 16

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 413

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

20 - inne allâhe 21 - latîfun 22 - habîrun

: : :

muhakkak ki Allah lâtif, lütuf sahibi haberdar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Burada Allahû Tealâ, üç boyutlu olan hologram usulü hayat filmlerinden bahsetmektedir. Doðumunuzdan ölümünüze kadar olan her saniye, ne yaparsanýz yapýn, herþey hayat filminizde mutlak olarak yer alýr. Yaptýðýnýz herþey orada karþýnýza gelecektir. Kýyâmet günü hepiniz sizlerdeki mevcut sistemler sebebiyle kendi hayat filminizin oynayacaðý, gösterileceði noktaya bir çekim kuvvetiyle ulaþtýrýlýrsýnýz. Bu film bir ekrana veya bir perdeye ihtiyaç göstermez. Bir düþüncelerinizin bir de yaptýklarýnýzýn filmi olmak üzere iki film birden boþlukta üç boyutlu olarak oynar. Neden Allahû Tealâ buna lüzûm görmüþ? Çünkü düþüncelerinizle tasarladýðýnýz olaylar arasýnda taammüdün hesap edilmesi açýsýndan mutlak bir iliþki vardýr. Hangi olayda ne kadar kasýt var, hangi kasýtla hangi maksada dayalý olarak hangi iþlevi yaptýnýz? Veya hiçbir kastýnýz olmadýðý halde mi birisine zarar verdiniz? Ýkisi arasýnda çok büyük fark var. Derecat kaybýný hesaplayacak olan mizan, bu eldeki delillere bakarak onlardan gerçek neticeleri çýkarabilecek özellikle yaratýlmýþtýr. Mizan, kâinatta mevcut her türlü güzel veya suç teþkil eden davranýþýn muhtevasýný sinesinde toplamýþtýr. Milyonlarca fiil, bir de onlarýn her kasýt derecesine göre ayrý derecatlandýrýlmasý, mizanýn iþidir. Ve o gün elinize verilen mizanla hayat filmi kontrol edildiði zaman rakamlarýn %100 tuttuðu görülür. O zaman anlayacaksýnýz ki Allahû Tealâ size kýl kadar zulmetmemiþtir. Yaptýðýnýz iþlemlerden yani amellerinizden derecat kazanýr veya kaybedersiniz. Eðer Allah’ýn emirlerine karþý geliyorsanýz ya da yasak ettiði bir fiili iþliyorsanýz derecat kaybedersiniz. Hayat filminde o olay derecat kaybýyla iþaretlenir. Hayatýnýzýn her saniyesinde ya derecat kaybedersiniz ya da kazanýrsýnýz. Boþ bir zaman yoktur. Ýnsanlar: “Ýyi de ben þu anda ibadet etmiyorum ama hiç kimseye de bir kötülüðüm yok. O zaman neden derecat kaybedecek miþim?” diye düþünebilirler. Ama zikir yapmadýklarý için derecat kaybedeceklerdir. Çünkü Allahû Tealâ diyor ki: 4/NÝSA-103: Fe izâ kadaytumus salâte fezkurûllâhe kýyâmen ve kuûden ve alâ cunûbikum, fe izatma’nentum fe ekîmus salât(salâte), innes salâte kânet alel mu’minîne kitâben mevkûtâ(mevkûten). Namazý bitirdiðinizde; ayaktayken, otururken ve yan üzeriyken (yan üstü yatarken) Allah’ý hep zikredin! Güvenliðe kavuþtuðunuzda namazý erkânýyla kýlýn. Çünkü; namaz, mü’minlerin üzerine, vakitleri belirlenmiþ bir farz olmuþtur. Hiç kesintisiz 24 saatlik zikrin emrolunduðu bir dizaynda zikir yapmadýðýnýz her an derecat kaybetmektesiniz. Onun için Kur’ân-ý Kerim’de daimî zikrin sahipleri hayýr sahipleri olarak adlandýrýlýyor. Hayýr sahibi, devamlý derecat kazanan kiþidir. Daimî zikrin sahibi olduðu için kiþi uyurken de uyanýkken de devamlý Allah’ý zikretmektedir.

22

22


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 17

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 413

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

¤Š¢ß¤a ë ñì¨Ü £–Ûa ¡á¡Ó a £ó ä¢2 b í ¡Š ؤä¢à¤Ûa ¡å Ç é¤ãa ë ¡Ò ë¢Š¤È à¤Ûb¡2 6 Ù 2b • a ¬b ß ó¨Ü Ç ¤Š¡j¤•a ë 7¡‰ì¢ß¢ü¤a ¡â¤Œ Ç ¤å¡ß Ù¡Û¨‡ £æ¡a Yâ buneyye ekýmýs salâte ve’mur bil ma’rûfi venhe anil munkeri vasbir alâ mâ esâbek(esâbeke), inne zâlike min azmil umûr(umûri).

Εψ ψαϖρυμ, ναμαζ⎬ ικαμε ετ (ναμαζ κ⎬λ)! Μα’ρυφ ιλε (ιρφανλα, ιψιλικλε) εμρετ ϖε μ⎫νκερδεν (κ⎞τ⎫λ⎫κτεν) νεηψετ (μ⎫νκερι ψασακλα, μανι ολ). ςε σανα ισαβετ εδεν ⎭εψλερε (μυσ⎩βετλερε) σαβρετ. Μυηακκακ κι βυ, αζμεδιλεν (μυτλακα ψαπ⎬λμασ⎬ γερεκεν) ι⎭λερδενδιρ.

23

23


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 17

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 413

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16

-

yâ buneyye ekýmý es salâte ve'mur bi el ma'rûfi venhe an el munkeri vasbir (ve ýsbýr) alâ mâ esâbe-ke inne zâlike min azmi el umûri

: : : : : : : : : : : : : : : :

ey oðlum, oðulcuðum, yavrum ikame et namazý ve emret ile ma'rûf nehyet, yasakla, mani ol münkerden, kötülükten ve sabret üzerine, …e sana isabet eden þey muhakkak ki iþte bu azmedilecek (mutlaka yapýlmasý gereken þeylerden) iþler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Münkerden nehyetmek ve marufla emretmek, Allah’ýn temel kaidesidir. Ýlk insan Âdem (A.S)’dan Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e kadar ayný kaideler uygulanmýþtýr. Ma’ruf, insanlara derecat kazandýracak; münker kaybettirecek bütün iþlevlerdir. Olayýn mahiyeti ne olursa olsun derecat kaybettiriyorsa o münkerdir. Olayýn mahiyeti ne olursa olsun derecat kazandýrýyorsa o maruftur, irfandýr. Arif olan kiþi irfanýn sahibidir, marufu iþleyendir. Ve ayný zamanda münkerden nehyedendir, münkeri yasaklayandýr.

24

24


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 18

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 413

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

¡¤‰ ü¤a ó¡Ï ¡)¤à m ü ë ¡b £äÜ¡Û Ú £†  ¤Š¡£È –¢m ü ë 7§‰ì¢‚ Ï §4b n¤‚¢ß £3¢× ¢£k¡z¢í ü 騣ÜÛa £æ¡a 6 b¦y Š ß Ve lâ tusa’ir haddeke lin nâsi ve lâ temþi fîl ardý merahâ(merahan) innellâhe lâ yuhýbbu kulle muhtâlin fehûr(fehûrin).

ςε ινσανλαρδαν (κιβιρλενερεκ) ψ⎫ζ ⎜εϖιρμε ϖε ψερψ⎫ζ⎫νδε β⎞β⎫ρλενερεκ ψ⎫ρ⎫με. Μυηακκακ κι Αλλαη, ⎜αλ⎬μλα ψ⎫ρ⎫ψενλεριν ϖε ⎜οκ ⎞ϖ⎫νενλεριν ηι⎜βιρινι σεϖμεζ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

-

ve lâ tusa'ir hadde-ke li en nâsi ve lâ temþi fî el ardý merahan inne allâhe lâ yuhýbbu kulle muhtâlin fehûrin

: : : : : : : : : : :

ve çevirme yanaðýný insanlara ve yürüme arzda, yeryüzünde böbürlenerek muhakkak ki Allah sevmez hepsini, her çalýmla yürüyen övünen, kendini metheden

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, bu âyet-i kerimelerle (13,14,15,16,17. âyetler) en güzel tavsiyelerini ulaþtýrmakta ve yapýlmasý lâzýmgelen davranýþ biçimlerini birer birer vermektedir. A’raf Suresinin 146. âyet-i kerimesinde diyor ki: 7/A’RAF-146: Seasrifu an âyâtiyellezîne yetekebberûne fîl ardý bi gayril hakký ve in yerev kulle âyetin lâ yu’minu bihâ ve in yerev sebîler ruþdi lâ yettehýzûhu sebîlen ve in yerev sebilel gayyi yettehýzûhu sebîl(sebîlen), zâlike bi ennehum kezzebû bi âyâtinâ ve kânû anhâ gâfilîn(gâfilîne). Yeryüzünde haksýz yere kibirlenen kimseleri, âyetlerimizden çevireceðim. Bütün âyetleri görseler, ona inanmazlar. Eðer rüþd yolunu görseler, onu yol edinmezler. Ve gayy yolunu görseler, onu yol edinirler. Bu; onlarýn, âyetlerimizi yalanlamalarý ve ondan gâfil olmalarý sebebiyledir. Övünmek, böbürlenmek, kibirlenmek Allah’ýn yasak ettiði fiillerdir. O, tevazuyu emreder.

25

25


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 19

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 413

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

6 Ù¡m¤ì • ¤å¡ß ¤œ¢š¤Ëa ë Ù¡î,¤' ß ó©Ï ¤†¡–¤Óa ë ;¡Šî©à z¤Ûa ¢p¤ì – Û ¡pa 줕 ü¤a Š ؤã a £æ¡a Vaksid fî meþyike vagdud min savtik(savtike), inne enkerel asvâti le savtul hamîr(hamîri).

ςε ψ⎫ρ⎫ψ⎫⎭⎫νδε μ⎫τεϖαζι (αλ⎜ακγ⎞ν⎫λλ⎫ ολ) ϖε σεσινι αλ⎜αλτ (αλ⎜ακ σεσλε κονυ⎭). Μυηακκακ κι σεσλεριν εν ⎜ιρκινι, ελβεττε ηαμιριν (μερκεβιν) σεσιδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

-

vaksid fî meþyi-ke vagdud min savti-ke inne enkere el asvâti le savtu el hamîri

: : : : : : : : : : :

ve orta bir yol tut, mütevazi ol de yürüyüþün ve kýs, eksilt sesinden muhakkak ki en çirkin, en nekir olan sesler elbette, muhakkak, mutlaka ses merkep

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, Kur’ân-ý Kerim’de Hz. Lokman’ýn oðluna vasiyetlerini anlatarak, bütün insanlara nasýl davranmalarý lâzýmgeldiðini açýk bir þekilde belirtmektedir.

26

26


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 20

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 414

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

b ß ë ¡pa ì¨à £Ûa ó¡Ï b ß ¤á¢Ø Û Š £‚  騣ÜÛa £æ a a¤ë Š m ¤á Û a 6 ¦ò ä¡Ÿb 2 ë ¦ñ Š¡çb à ¢é à È¡ã ¤á¢Ø¤î Ü Ç Í j¤ a ë ¡¤‰ ü¤a ó¡Ï §á¤Ü¡Ç ¡Š¤î Ì¡2 ¡é¨ £ÜÛa ó¡Ï ¢4¡…b v¢í ¤å ß ¡b £äÛa å¡ß ë §Šî©ä¢ß §lb n¡× ü ë ô¦†¢ç ü ë E lem terev ennellâhe sehhare lekum mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardý ve esbega aleykum niamehu zâhireten ve bâtýneh(bâtýneten), ve minen nâsi men yucâdilu fîllâhi bi gayri ilmin ve lâ huden ve lâ kitâbin munîr(munîrin).

Γ⎞κλερδε ϖε ψερλερδεκι ηερ⎭εψι, Αλλαη’⎬ν σιζε μυσαηηαρ (εμρινιζε αμαδε) κ⎬λδ⎬ð⎬ν⎬ γ⎞ρμεδινιζ μι? ςε σιζιν ⎫ζερινιζδεκι γ⎞ρ⎫νεν ϖε γ⎞ρ⎫νμεψεν (α⎜⎬κ ϖε γιζλι) νι’μετλερινι ταμαμλαδ⎬. ςε ινσανλαρδαν βιρ κ⎬σμ⎬ (η®λ®) ιλμι, βιρ ηιδαψετε ερδιριχισι ϖε αψδ⎬νλατ⎬χ⎬ βιρ κιταβ⎬ ολμακσ⎬ζ⎬ν, Αλλαη ηακκ⎬νδα μ⎫χ®δελε εδερλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

27

-

e lem terev ennallâhe (enne allâhe) sehhare lekum mâ fî es semâvâti ve mâ fî el ardý ve esbega aleykum niame-hu

: : : : : : : : : : : :

mý görmediniz muhakkak ki Allah musahhar kýldý, emrine amade kýldý sizin için, size þey semalarda, göklerde ve þey arzda, yeryüzünde ve tamamladý sizin üzerinize, size ni'metlerini

27


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 20

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 414

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢ 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23

-

zâhireten ve bâtýneten ve min en nâsi men yucâdilu fîllâhi (fî allâhi) bi gayri ilmin ve lâ huden ve lâ kitâbin munîrin

: : : : : : : : : : :

zahir olan, açýk, görünen ve bâtýn olan, gizli, görünmeyen ve insanlardan kim mücâdele eder Allah hakkýnda olmadan, olmaksýzýn ilim, bilgi ve hidayete erdirici olmadan ve bir kitap olmadan aydýnlatýcý

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Burada Allahû Tealâ, Casiye Suresinin 13. âyet-i kerimesinde verdiði þeyleri söylüyor: 45/CASÝYE-13: Ve sahhare lekum mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardý cemîan minh(minhu), inne fî zâlike le âyâtin li kavmin yetefekkerûn(yetefekkerûne). Ve göklerde ve yerde olanlarýn hepsini kendinden (bir lütuf olarak) size musahhar (emre amade) kýldý. Muhakkak ki bunda, tefekkür eden bir kavim için mutlaka âyetler (ibretler) vardýr. Gözlerimizle görebildiklerimiz, görünenlerdir. Göremediklerimiz de görünmeyenlerdir. Allahû Tealâ’nýn ni’metleri üzerimizde çoktur. Verdiði akýl, görülmez ama bir büyük ni’mettir. Düþünme kaabiliyeti, idrak, vücuttaki görünen standartlarýn ötesinde vücudu kontrolü altýnda tutan irade, görünen ve görünmeyen açýk ve gizli ni’metler... Bir fizik kalp; vücuda kan pompalayan, kaný tekrar çeken, temizletip tekrar vücuda daðýtan bir organdýr. Bir de manevî kalp var; nefsin kalbi, ruhun kalbi. Birinin muhtevasý afetlerle, ötekininki hasletlerle dolu. Ne nefs ne ruh baþ gözleriyle görülür. Sadece fizik vücut görülebilir. Allah hakkýnda mücâdele eden insanlardan Allah’ýn taraftarlarýnýn hem maddî hem manevî açýdan zahirî ve gaybî ilmin sahibi olmasý lâzým. hidayete erdirici olmasý lâzým. Önce mürþidinden öðrenecek, öðreneceklerini. Sonra da (Kur’ân-ý Kerim gibi) aydýnlatýcý bir kitap olmasý lâzým. Allah hakkýnda konuþabilmesi için kýlavuzunun Allah olmasý lâzým. Allah’tan öðrenmesi lâzým. Kur’ân-ý Kerim’den ilim sahibi olan bir kiþi, Allah’ýn öðretisiyle Kur’ân’ýn ruhunu Allah’tan öðrenen kiþidir. Nebî Resûller Cebrail (A.S)’a tâbî olurlar. Ve Allah hakkýnda asýl mücâdele eden onlardýr. Fakat velî resûller kendi mürþidlerine tâbî olmuþlardýr. Peygamber Efendimiz (S.A.V) bir Nebî Resûl’dü, Mürþidi Cebrail (A.S)’dý, Aydýnlatýcý Kitabý Bir Þeriat Kitabý olan Kur’ân-ý Kerim’di. Allahû Tealâ nebî olmayan resûllerine de kitap indirir. Ama bu kitap, bir nebîye indirilen kitap hüviyetinde aydýnlatýcý ve emredici hükümler taþýyan bir þeriat kitabý olamaz. Sadece detaylar hakkýnda bilgi verir; asýllar nebîlere, peygamberlere indirilen kitaplardadýr. Nitekim Son Peygamber’e indirilen Kur’ân-ý Kerim, kýyâmete kadar Bir Rehber Kitap olmakta devam edecektir.

28

28


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 21

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 414

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

¢é¨£ÜÛa 4 Œ¤ã a ¬b ß aì¢È¡j £ma ¢á¢è Û 3î©Ó a ‡¡a ë 6 b ã õ¬b 2¨a ¡é¤î Ü Ç b 㤆 u ë b ß ¢É¡j £n ã ¤3 2 aì¢Ûb Ó ¤á¢çì¢Ç¤† í ¢æb À¤î £'Ûa æb × ¤ì Û ë a ¡Šî©È £Ûa ¡la ˆ Ç ó¨Û¡a Ve izâ kîle lehumuttebiû mâ enzelallâhu kâlû bel nettebiu mâ vecednâ aleyhi âbâenâ, e ve lev kâneþ þeytânu yed’ûhum ilâ azâbis saîr(saîri).

ςε ονλαρα “Αλλαη’⎬ν ινδιρδιðι ⎭εψε (Κιταβα) τ®β⎩ ολυν!” δενιλδιðι ζαμαν: “Ηαψ⎬ρ, βαβαλαρ⎬μ⎬ζ⎬ ⎫ζερινδε βυλδυðυμυζ ⎭εψε (πυτλαρα) τ®β⎩ ολυρυζ.” δεδιλερ. ςε ⎭εψταν ονλαρ⎬, αλεϖλι ατε⎭ιν (χεηεννεμιν) αζαβ⎬να ⎜αð⎬ρ⎬ψορ ολσα δα μ⎬?

1 - ve izâ 2 - kîle lehumuttebiû (lehum ittebiû) 3 - lehum 4 - ittebiû

29

: :

ve olduðu zaman denildi

: :

onlara tâbî olun

29


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 21

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 414

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

5 - mâ enzelallâhu (enzele allâhu) 6 - enzele 7 - allâhu 8 - kâlû 9 - bel 10 - nettebiu 11 - mâ 12 - vecednâ 13 - aleyhi 14 - âbâe-nâ 15 - e 16 - ve lev kâne 17 - eþ þeytânu 18 - yed'û-hum 19 - ilâ azâbi 20 - es saîri

:

þey

: : : : : : : : : : : : : : :

indirdi Allah dediler hayýr tâbî oluruz þey biz bulduk onun üzerinde babalarýmýz mý ve olsa bile, olsa da þeytan onlarý çaðýrýyor azaba alevli ateþ (cehennem)

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hz. Ýbrâhîm’e neden Allahû Tealâ “Babanýz Ýbrâhîm” diyor? Onlar hep “babalarýmýzýn tâbî olduðu dînden bizi ayýrmaya çalýþýyorsun” diyorlar. Allahû Tealâ da demiþ oluyor ki: “Asýl babanýz Hz. Ýbrâhîm’dir. Dîn açýsýndan babanýz, sizin babalarýnýz, soyunuz sopunuz deðil, Hz. Ýbrâhîm’dir. Onun dîni geçerlidir.” Hz. Ýbrâhîm, Allah’ýn dîninin gerçek sahibidir. Tevrat, Ýncil ve Kur’ân-ý Kerim, Hz. Ýbrâhîm’in Hanif Dîni’nin 7 safha, 4 teslimini emreder. Hz. Musa, Hz. Ýsa ve Peygamber Efendimiz (S.A.V) ve onlara tâbî olanlar 7 safha 4 teslimi yaþamýþlardýr. Hanif dîni 3 esas ihtiva eder: 1- Vahdet 2- Tevhid 3- Teslim Tek Allah, Allah’a ulaþmayý dileyen tek bir toplum ve ruhun, vechin, nefsin ve iradenin Allah’a teslimi. Bu dîn insanlarýn babalarýný bulduklarý, putlara tapanlarýn dîni deðildir. Ýnsanlarýn dîn açýsýndan asýl babalarý olan Hz. Ýbrâhîm’in dînidir.

30

30


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 22

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 414

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

¥å¡¤z¢ß ì¢ç ë ¡é¨£ÜÛa ó Û¡a ¬¢é è¤u ë ¤á¡Ü¤¢í ¤å ß ë 6ó¨Ô¤q¢ì¤Ûa ¡ñ 뤊¢È¤Ûb¡2 Ù ¤à n¤a¡† Ô Ï ¡‰ì¢ß¢ü¤a ¢ò j¡Ób Ç ¡é¨£ÜÛa ó Û¡a ë Ve men yuslim vechehu ilâllâhi ve huve muhsinun fe kadistemseke bil urvetil vuskâ, ve ilâllâhi âkibetul umûr(umûri).

ςε κιμ μυησιν ολαρακ ϖεχηινι Αλλαη’α τεσλιμ εδερσε, ο τακτιρδε σαðλαμ βιρ κυλβα τυτυνμυ⎭ ολυρ. ςε ι⎭λεριν σονυχυ Αλλαη’α (υλα⎭⎬ρ). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 9 10 11 12 13

31

-

ve men yuslim veche-hu ilâllâhi (ilâ allâhi) ve huve muhsinun fe kad istemseke bi el urveti el vuskâ ve ilâllâhi (ilâ allâhi) âkibetu el umûri

: : : : : : : : : : : : : :

ve kim teslim eder vechini Allah'a ve o muhsin olarak o zaman, o taktirde olmuþtu tutundu ... e saðlam kulp ve Allah'a akýbet, son, sonuç emirler, iþler

31


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 22

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 414

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Burada açýk bir þekilde fizik vücudun Allah’a teslim edilmesi gerektiði ifade ediliyor. Allahû Tealâ diyor ki: 4/NÝSA-125: Ve men ahsenu dînen mimmen esleme vechehu lillâhi ve huve muhsinun vettebea millete ibrâhîme hanîfâ(hanîfen), vettehazallâhu ibrâhîme halîlâ(halîlen). O kiþiden, vechi (fizik vücudu) dînde daha ahsen kim vardýr? O kiþi ki; vechini (fizik vücudunu) Allah’a teslim etmiþ ve muhsinlerden olmuþtur ve hanif olarak Hz. Ýbrâhîm’in dînine tâbî olmuþtur. Ve Allah, Hz. Ýbrâhîm’i dost ittihaz etmiþtir. Kiþi vechini Allah’a teslim edince saðlam bir kulba yapýþmýþ olur. Nefsin Allah’a teslimi konusunda saðlam bir zemindedir. Fizik vücudun teslimini mutlaka daimî zikir kovalar. Ve eðer iradesini kullanýr da Allahû Tealâ’dan daimî zikre ulaþmak tarzýnda bir talebi olursa, Allah bu talebi kabul etmiþse o kiþi saðlam bir kulba yapýþmýþtýr. Ayný ifadeler Bakara Suresinin 256 ve 257. âyetlerinde geçmektedir: 2/BAKARA-256: Lâ ikrâhe fîd dîni kad tebeyyener ruþdu minel gayy(gayyi), fe men yekfur bit tâgûti ve yu’min billâhi fe kadistemseke bil urvetil vuskâ, lenfisâme lehâ, vallâhu semîun alîm(alîmun). Dînde zorlama yoktur. Ýrþad yolu (hidayet yolu; Allah’a ulaþtýran yol), gayy yolundan (dalâlet yolu; þeytana, cehenneme ulaþtýran yoldan) açýkça (ayrýlýp) ortaya çýkmýþtýr. Artýk kim tagutu (þeytaný ve þeytana ulaþtýran yolu) inkâr edip de Allah’a îmân ederse (mü’min olur, Allah’a ulaþtýran yolu tercih ederse), böylece o, (Allah’tan) kopmasý mümkün olmayan urvetul vuskaya (saðlam bir kulba, mürþidin eline) tutunmuþtur. Allah Sem’î’dir, Alîm’dir. 2/BAKARA-257: Allâhu velîyyullezîne âmenû, yuhricuhum minez zulumâti ilen nûr(nûri), vellezîne keferû evliyâuhumut tâgûtu yuhricûnehum minen nûri ilâz zulumât(zulumâti), ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne). Allah, âmenû olanlarýn (Allah’a ulaþmayý dileyenlerin) dostudur, onlarý (onlarýn nefslerinin kalplerini) zulmetten nura çýkarýr. Ve kâfirlerin dostlarý taguttur (onlar, þeytaný dost edinirler, þeytan kimseye dost olmaz), onlarý (onlarýn nefslerinin kalplerini) nurdan zulmete çýkarýrlar. Ýþte onlar, ateþ ehlidir. Onlar, orada ebedî kalacak olanlardýr.

32

32


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 22

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 414

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

Allah’a ve cennete götüren yolla, þeytana ve cehenneme götüren yol birbirinden tamamen ayrýlýr. Birisi rüþd; diðeri gayy yoludur: 7/A’RAF-146: Seasrifu an âyâtiyellezîne yetekebberûne fîl ardý bi gayril hakký ve in yerev kulle âyetin lâ yu’minu bihâ ve in yerev sebîler ruþdi lâ yettehýzûhu sebîlen ve in yerev sebilel gayyi yettehýzûhu sebîl(sebîlen), zâlike bi ennehum kezzebû bi âyâtinâ ve kânû anhâ gâfilîn(gâfilîne). Yeryüzünde haksýz yere kibirlenen kimseleri, âyetlerimizden çevireceðim. Bütün âyetleri görseler, ona inanmazlar. Eðer rüþd yolunu görseler, onu yol edinmezler. Ve gayy yolunu görseler, onu yol edinirler. Bu; onlarýn, âyetlerimizi yalanlamalarý ve ondan gâfil olmalarý sebebiyledir. Ayný durum, ayný standartlarda geliyor, Bakara Suresinin 256. ve 257. âyet-i kerimelerinde: 2/BAKARA-256: Lâ ikrâhe fîd dîni kad tebeyyener ruþdu minel gayy(gayyi), fe men yekfur bit tâgûti ve yu’min billâhi fe kadistemseke bil urvetil vuskâ, lenfisâme lehâ, vallâhu semîun alîm(alîmun). Dînde zorlama yoktur. Ýrþad yolu (hidayet yolu; Allah’a ulaþtýran yol), gayy yolundan (dalâlet yolu; þeytana, cehenneme ulaþtýran yoldan) açýkça (ayrýlýp) ortaya çýkmýþtýr. Artýk kim tagutu (þeytaný ve þeytana ulaþtýran yolu) inkâr edip de Allah’a îmân ederse (mü’min olur, Allah’a ulaþtýran yolu tercih ederse), böylece o, (Allah’tan) kopmasý mümkün olmayan urvetul vuskaya (saðlam bir kulba, mürþidin eline) tutunmuþtur. Allah Sem’î’dir, Alîm’dir. 2/BAKARA-257: Allâhu velîyyullezîne âmenû, yuhricuhum minez zulumâti ilen nûr(nûri), vellezîne keferû evliyâuhumut tâgûtu yuhricûnehum minen nûri ilâz zulumât(zulumâti), ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne). Allah, âmenû olanlarýn (Allah’a ulaþmayý dileyenlerin) dostudur, onlarý (onlarýn nefslerinin kalplerini) zulmetten nura çýkarýr. Ve kâfirlerin dostlarý taguttur (onlar, þeytaný dost edinirler, þeytan kimseye dost olmaz), onlarý (onlarýn nefslerinin kalplerini) nurdan zulmete çýkarýrlar. Ýþte onlar, ateþ ehlidir. Onlar, orada ebedî kalacak olanlardýr. Kiþi Allah’a ulaþmayý dilemiþse Allah onu mutlaka Kendisine ulaþtýracaðý için Allah’tan kopmasý mümkün olmayan bir kulba sýmsýký sarýlmýþtýr. Çünkü Þura Suresinin 13. âyet-i kerimesinde sözü var :

33

33


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 22

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 414

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

42/ÞURA-13: Þerea lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrekû fîh(fîhi), kebure alel muþrikîne mâ ted’ûhum ileyh(ileyhi), allâhu yectebî ileyhi men yeþâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu). Dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiðimiz (farz kýldýðýmýz) þeyi (þeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fýrkalara ayrýlmayýn.” diye Hz. Ýbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. Ýsa’ya vasiyet ettiðimiz þeyi sana da vahyederek, size de þeriat kýldýk. Senin onlarý, kendisine çaðýrdýðýn þey (Allah’a ulaþmayý dileme) müþriklere zor geldi. Allah, dilediðini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine hidayet eder (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaþtýrýr). Bu Allah’ýn öyle bir sözü ki mutlaka Kendine ulaþtýracak ama kiþi ne zaman Allah’a ulaþmayý dilerse. Bir kiþi eðer bu noktada Allah’a fizik vücudunu teslim etmeyi þu inançla dilerse: “Ben Allah’a ulaþmayý diledim, Allah’ýn sözü yerine geldi, Allah beni Kendisine ulaþtýrdý. Ben fizik vücudumu da teslim etmeyi diliyorum. Bu inancýn sahibi olarak Seni kendime vekil ettim.” O zaman kiþi emin oluyor ki mutlaka Allah fizik vücudunu da teslim alacaktýr. Bu ikinci defa urvetul vuskaya sarýlmadýr. Lokman Suresinin 22. âyet-i kerimesi ise üçüncü defa urvetul vuskaya sarýlmayý ifade ediyor, nefsin teslimi için. Bu saðlam kulp Allah’ýn sözüdür. Kim fizik vücudunu Allah’a teslim eder de inanýrsa ki Allah onu mutlaka daimî zikre ulaþtýracaktýr, iþte bu o kiþinin tutunduðu kulptur. Ve kiþi bu îmânýn sahibi olursa iþlerin sonu Allah’a dayanýr. Allah’ýn sizin için yapmayacaðý þey yoktur. Allah’a ulaþmayý dilemekle, Allah sizi Kendisine ulaþtýrdý. Fizik vücudun teslimi 2. urvetul vuska, Ve 3. urvetul vuska nefsin teslimidir. Urvetul vuska öyle bir inanç seviyesi ki, o seviyede, normal bir akýl sahibi insan için vücut bulmasý mümkün olmayan þeyler o inanç sahibi kiþi için mutlaka gerçekleþir. Peygamber Efendimiz (S.A.V) diyor ki: “Dua ettiðiniz zaman duanýn gerçekleþeceðine inanýn.” Bu, Allahû Tealâ’nýn son derece önemli bir kanunudur. Ne kadar îmânýnýz varsa adým adým daha çok îmâný, daha çok îmâný, daha çok îmâný verir. Îmânýnýz ne kadarsa Allah mutlaka oraya ulaþtýrýr, onu mutlaka verir. Ýnanýrsanýz ruh tayyi mekâný yapacaðýnýza bir gün onu gerçekleþtirir. Nefs tayyi mekâný yapacaðýnýza inanýrsanýz bir gün onu gerçekleþtirir. Fizik vücut tayyi mekâný yapacaðýnýza inanýrsanýz mutlaka Allahû Tealâ bunu yapacaktýr, þeklinde kesin bir îmânýn sahibi olursanýz, Allahû Tealâ her halükârda mutlaka onu gerçekleþtirecektir. O zaman siz Allah’ý vekil tayin edersiniz ve Allah’ýn size sunduðu, sizi oraya ulaþtýracak olan kulba îmânýnýz ölçüsünde sýmsýký yapýþýrsýnýz. Îmânýn ölçüsü ile kulba yapýþmak arasýndaki oran aynýdýr.

34

34


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 23

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 414

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

¤á¢è¢È¡u¤Š ß b ä¤î Û¡a 6 ¢ê¢Š¤1¢× ٤㢌¤z í 5 Ï Š 1 × ¤å ß ë ¡‰ë¢†£– ¢ Ûa ¡pa ˆ¡2 ¥áî©Ü Ç é¨£ÜÛa £æ¡a 6aì¢Ü¡à Ç b à¡2 ¤á¢è¢÷¡£j ä¢ä Ï Ve men kefere fe lâ yahzunke kufruh(kufruhu), ileynâ merciuhum fe nunebbiuhum bi mâ amil(amilû), innallâhe alîmun bi zâtis sudûr(sudûri).

ςε κιμ ινκ®ρ εδερσε, ονυν κ⎫φρ⎫ σενι μαηζυν ετμεσιν (⎫ζμεσιν)! Ονλαρ⎬ν δ⎞ν⎫⎭⎫, Βιζεδιρ. Β⎞ψλεχε ψαπτ⎬κλαρ⎬ ⎭εψλερι (αμελλερι) ονλαρα ηαβερ ϖερεχεðιζ. Μυηακκακ κι Αλλαη, σινελερδε ολαν⎬ εν ιψι βιλενδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14

-

ve men kefere fe lâ yahzun-ke kufru-hu ileynâ merciu-hum fe nunebbiu-hum bi mâ amilû innallâhe (inne allâhe) alîmun bi zâti es sudûri

: : : : : : : : : : : : : :

ve kim inkâr etti o zaman seni mahzun etmesin onun küfrü bize onlarýn dönüþü böylece onlara haber vereceðiz þey(ler)i yaptýlar muhakkak Allah en iyi bilen sinelerde olaný

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm “Haber vereceðiz, onlara göstereceðiz ve onlara yaptýklarýnýn bedelini mutlaka ödeteceðiz.” Mahkeme-i Kübra’ya kimsenin itiraz etmesi mümkün deðildir. Çünkü herkes kendi fiillerini, o sýradaki düþüncelerinin de filmini görecektir. Hangi düþüncenin tesiri altýnda hangi fiili iþlediði ve o fiildeki kasýt unsurunun hangi miktarda olduðu %100 bellidir. Ve en ufak bir hata olmaksýzýn mizan %100 doðru bir standartta kiþinin günahlarýný ve sevaplarýný en net olarak devreye koyar. Kýyâmet günü mizanýnýz olacak. O mizana dikkatle bakýn!

35

35


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 24

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 414

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

¤á¢ç¢£Š À¤š ã £á¢q ¦5î©Ü Ó ¤á¢è¢È¡£n à¢ã §Åî©Ü Ë §la ˆ Ç ó¨Û¡a Numettiuhum kalîlen summe nadtarruhum ilâ azâbin galîz(galîzin).

Ονλαρ⎬ βιραζ μεταλανδ⎬ρ⎬ρ⎬ζ (γε⎜ινδιριριζ). Σονρα ονλαρ⎬ αð⎬ρ βιρ αζαβα μαρυζ β⎬ρακ⎬ρ⎬ζ.

1 2 3 4 5 6

-

numettiu-hum kalîlen summe nadtarru-hum ilâ azâbin galîzin

: : : : : :

onlarý metalandýrýrýz az sonra onlarý maruz býrakýrýz azaba çok þiddetli, aðýr

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bunlar, bir evvelki âyeti kerimede söz konusu edilenler Allah’ý inkâr eden insanlardýr. Allahû Tealâ’nýn yaptýklarýný haber vermesi, aslýnda onlarýn yaptýklarý karþýlýðýnda cezalandýrýlmalarýný da ihata eden bir konudur.

36

36


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 25

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 414

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

6 ¢é£Ü¨ Ûa £å ¢Ûì¢Ô î Û ¤‰ ü¤a ë ¡pa ì¨à £Ûa Õ Ü  ¤å ß ¤á¢è n¤Û b  ¤å¡÷ Û ë æì¢à Ü¤È í ü ¤á¢ç¢Š r¤× a ¤3 2 6 ¡é£Ü¨ ¡Û ¢†¤à z¤Ûa ¡3¢Ó Ve le in seeltehum men halakas semâvâti vel arda le yekûlunnellâh(yekûlunnellâhu), kulil hamdulillâh(hamdulillâhi), bel ekseruhum lâ ya’lemûn(ya’lemûne).

ςε εðερ ονλαρα: “Γ⎞κλερι ϖε ψερι κιμ ψαραττ⎬?” διψε σοραρσαν, μυτλακα “Αλλαη” δερλερ. “Ηαμδ Αλλαη’α αιττιρ.” δε. Ηαψ⎬ρ, ονλαρ⎬ν ⎜οðυ βιλμεζλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14

-

ve le in seelte-hum men halaka es semâvâti ve el arda le yekûlunnellâhu kuli el hamdu lillâhi (li allâhi) bel ekseru-hum lâ ya'lemûne

: : : : : : : : : : : : : :

ve eðer gerçekten onlara sordun kim yarattý semalar, gökler ve arz, yeryüzü, yer elbette, mutlaka “Allah” derler de, söyle hamd Allah'a ait hayýr onlarýn çoðu bilmiyorlar, bilmezler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hamd, Allah’ýndýr, Allah içindir. “El hamdu lillâhi” deyince “hamd Allah içindir, hamd Allah’ýndýr“ olur. Ama dînlerini unutan insanlar bunu bilmezler.

37

37


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 26

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 414

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

6 ¡¤‰ ü¤a ë ¡pa ì¨à £Ûa ó¡Ï b ß ¡é¨£Ü¡Û ¡a ¢†î©à z¤Ûa ¢£ó¡ä ̤Ûa ì¢ç 騣ÜÛa £æ Lillâhi mâ fîs semâvâti vel ard(ardý), innallâhe huvel ganiyyul hamîd(hamîdu).

Γ⎞κλερδε ϖε ψερδε ολανλαρ Αλλαη’⎬νδ⎬ρ. Μυηακκακ κι Ο, Γανι’διρ (ηι⎜βιρ ⎭εψε ιητιψαχ⎬ ψοκτυρ), Ηαμ⎩δ’διρ (ηαμδεδιλεν). 1 2 3 4 5 6 7 8

-

lillâhi (li allâhi) mâ fî es semâvâti ve el ardý innallâhe (inne allâhe) huve el ganiyyu el hamîdu

: : : : : : : :

Allah'a ait, Allah'ýn þey(ler) semalarda, göklerde ve arz, yeryüzü, yer muhakkak Allah o gani (hiçbir þeye ihtiyacý olmayan) hamîd (hamdedilen)

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Göklerde ve yerlerde olan ne varsa hepsini Allah yaratmýþtýr. Ýnsaný da Allah yaratmýþtýr. Ve herþeyi yaratan Allah’a “hamdolsun” denir. Kur’ân-ý Kerim, Fatiha Suresi ile baþlar: 1/FATÝHA-1: Bismillâhir rahmânir rahîm. Bismillâhirrahmânirrahîm. 1/FATÝHA-2: El hamdu lillâhi rabbil âlemîn(âlemîne). Hamd; âlemlerin Rabbi olan Allah’adýr. Allahû Tealâ yedi kat gökleri ve yerde olanlarý yaratandýr. Hepsi Allah’ýndýr. Fizik âlemin ötesindeki bizlere ni’met buyurduðu þeyler konusunda Allah’a hamdimiz söz konusudur. Fiziðin, zahirî âlemin ötesinde 5 tane daha âlem var. Ýki tane asýl âlem; cinlerin yaþamakta olduðu gayb âlemi, ruhlarýn yaþamakta olduðu emr âlemi. Zahirî âlem ve diðer ikisinin karþýtlarý zahirî âlemin berzahý, gayb âleminin berzahý ve zulmanî âlem, tam 6 tane âlem, hepsinin sahibi Allah’týr. Öyleyse O, hamdedilmeye lâyýk olan Tek Halîk’týr.

38

38


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 27

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 414

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

¢Š¤z j¤Ûa ë ¥â 5¤Ó a §ñ Š v ( ¤å¡ß ¡¤‰ ü¤a ó¡Ï b ß £æ a ¤ì Û ë ¤p †¡1 ã b ß §Š¢z¤2 a ¢ò Ȥj  ©ê¡†¤È 2 ¤å¡ß ¢ê ¢£†¢à í ¥áî©Ø y ¥Œí©Œ Ç é ¨£ÜÛa £æ¡a 6¡é¨£ÜÛa ¢pb à¡Ü × Ve lev enne mâ fîl ardý min þeceretin aklâmun vel bahru yemudduhu min ba’dihî seb’atu ebhurin mâ nefidet kelimâtullâh(kelimâtullâhi), innellâhe azîzun hakîm(hakîmun).

ςε εðερ αρζδα (ψερψ⎫ζ⎫νδε) βυλυναν αðα⎜λαρ καλεμ ολσαψδ⎬ ϖε δενιζλερ (μ⎫ρεκκεπ ολσαψδ⎬) ϖε ονδαν σονρα, ονυν ψεδι κατ⎬ δαηα δενιζ εκλενσεψδι, Αλλαη’⎬ν κελιμελερι τ⎫κενμεζδι. Μυηακκακ κι Αλλαη, Αζ⎩ζ’διρ (⎜οκ ψ⎫χε), Ηακ⎩μ’διρ (η⎫κ⎫μ ϖε ηικμετ σαηιβι). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15

-

ve lev enne mâ fî el ardý min þeceretin aklâmun ve el bahru yemuddu-hu min ba'dihî seb'atu ebhurin mâ nefidet kelimâtullâhi (kelimâtu allâhi) innallâhe (inne allâhe) azîzun hakîmun

: : : : : : : : : : : : : : :

ve eðer olsa þey arzda, yerde, yeryüzünde aðaçlardan kalemler ve deniz ona ekler ondan baþka 7 (yedi) denizler bitmez, tükenmez Allah'ýn kelimeleri muhakkak Allah çok yüce hakîm, hüküm ve hikmet sahibi

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ’nýn sözleri sonsuza kadar var olacaktýr. O’nun Azîz olduðu, yüceliði, gücü, hüküm ve hikmet sahibi olduðu ifade edilmektedir.

39

39


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 28

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 414

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

§¤1 ä × £ü¡a ¤á¢Ø¢r¤È 2 ü ë ¤á¢Ø¢Ô¤Ü  b ß ¥Šî©– 2 ¥Éî©à  é ¨£ÜÛa £æ¡a 6 §ñ †¡ya ë Mâ halkukum ve lâ ba’sukum illâ ke nefsin vâhýdeh(vâhýdetin), innallâhe semîun basîr(basîrun).

Σιζιν ψαρατ⎬λμαν⎬ζ ϖε βεασ εδιλμενιζ (ψενιδεν διριλτιλμενιζ), ανχακ τεκ βιρ νεφσιν ψαρατ⎬λμασ⎬ (βεασ εδιλμεσι) γιβιδιρ. Μυηακκακ κι Αλλαη, Σεμ’⎩’διρ (εν ιψι ι⎭ιτεν), Βασ⎩ρ’διρ (εν ιψι γ⎞ρεν). 1 2 3 4 5 6 7 8 9

-

mâ halku-kum ve lâ ba'su-kum illâ ke nefsin vâhýdetin innellâhe (inne allâhe) semîun basîrun

: : : : : : : : :

sizin yaratýlmanýz deðil ve sizin diriltilmeniz deðil ancak, den baþka gibi nefs tek, bir tane muhakkak Allah en iyi iþiten en iyi gören

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Beas edilmek; hem hayata getirmek hem de yeniden diriltmek anlamýna gelir. Kýyâmet günü herkes ölecek ve yeniden diriltilecek yani beas edilecektir. Sur’a ikinci defa üfürüldüðünde herkes ölecek ve sur’a üçüncü defa üfürüldüðünde herkes yeniden dirilecektir. Böylece iki defa dirilme söz konusudur. Önce ölenler zaten ölmüþlerdi. Kýyâmet günü yaþayanlar da kýyâmet günü ölecektir. Öldükten sonra tekrar dirilecektir. Kýyâmet gününden baþlayarak zamanýn baþlangýcýna doðru insanlarý hep dirilte dirilte zamanýn baþýna dönülecektir. Ve mezarlarýndan yükselen bütün insanlar Mahþer Meydaný’nda toplanacaklardýr. Herkes bu dünyada birinci defa ölmüþtür, birinci defa dirilmiþtir (beas edilmek). Mahþer Meydaný’nda sur’a ikinci defa üfürülür. Beas edilenlerin hepsi ölür, üçüncü defa sur’a üfürüldüðünde ikinci defa herkes beas edilir. Ýþte bu ikinci beas edilme konusunda Allahû Tealâ diyor ki: “Sanki birinizi öldürüyormuþum da yeniden diriltiyormuþum gibi hepinizi birden öldürüp diriltmem, Benim için ayný þeydir, farketmez.”

40

40


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 29

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 415

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

¡‰b è £äÛa ó¡Ï 3¤î £Ûa ¢w¡Ûì¢í 騣ÜÛa £æ a Š m ¤á Û a ¤à £'Ûa Š £‚  ë ¡3¤î £Ûa ó¡Ï ‰b è £äÛa ¢w¡Ûì¢í ë ó¦£à ¢ß §3 u a ó¬¨Û¡a ô¬©Š¤v í ¥£3¢× 9 Š à Ô¤Ûa ë ¥Šî©j  æì¢Ü à¤È m b à¡2 é¨ £ÜÛa £æ a ë E lem tere ennallâhe yûlicul leyle fîn nehâri ve yûlicun nehâre fîl leyli, ve sehhareþ þemse vel kamere kullun yecrî ilâ ecelin musemmen ve ennallâhe bi mâ ta’melûne habîr(habîrun).

Αλλαη’⎬ν γεχεψι γ⎫νδ⎫ζ⎫ν ι⎜ινε ϖε γ⎫νδ⎫ζ⎫ γεχενιν ι⎜ινε σοκτυðυνυ γ⎞ρμεδιν μι? Γ⎫νε⎭’ι ϖε Αψ’⎬ μυσαηηαρ (εμρε αμαδε) κ⎬λδ⎬. Ηεπσι βελιρλι βιρ σ⎫ρεψε καδαρ (ψ⎞ρ⎫νγεσινδε) σεψρεδερ. Μυηακκακ κι Αλλαη, ψαπτ⎬ð⎬ν⎬ζ ⎭εψλερδεν ηαβερδαρδ⎬ρ.

1 2 3 4 5

41

-

e lem tere ennallâhe (enne allâhe) yûlicu el leyle

: : : : :

mý görmedin muhakkak ki Allah sokar gece

41


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 29

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 415

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20

-

fî en nehâri ve yûlicu en nehâre fî el leyli ve sehhare eþ þemse ve el kamere kullun yecrî ilâ ecelin musemmen ve ennallâhe (enne allâhe) bi mâ ta'melûne habîrun

: : : : : : : : : : : : : : :

gündüzün içine ve sokar gündüz gecenin içine ve musahhar kýldý, emrine amade kýldý güneþ ve ay hepsi akar gider, hareket eder, seyreder bir ecele kadar belirli ve muhakkak ki Allah þeyleri yapýyorsunuz haberi olan, haberdar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ hünnes ve künnes kanunlarýndan bahsediyor. Hünnes merkezî çekim gücü, künnes ise onun etrafýnda yörüngede dönendir. Mikro âlemde bir hidrojen atomu bütün atomlarýn anasýdýr. Onlarýn biraraya getirilmesi ile diðer bütün elementler oluþmuþtur. Hidrojen atomunda merkezde bir tane proton vardýr, çevresinde de bir tek elektron döner. Bu, mikro âlemin dengesidir. Güneþ Sistemi’nde merkezde Güneþ, çevresinde yörüngede yýldýzlar döner. Gene bir merkezî çekim gücü, gene etrafýnda dönen sistemler var. Merkez hünnes, çevrede dönenler künnestir. Mikro âlemde bir hidrojen atomunda ise merkezde bir proton, çevrede de bir elektron döner. Elementler deðiþtikçe çevrede dönenlerin dönüþ standartlarý çoðalýr. Yörüngeler bir iken iki, iki iken üç ve yediye kadar yükselir. Yörüngede dönenlerin sayýsý ise 298’e kadar yükselir. Mikro âlemde bu olayý manyetik alanlar, makro âlemde ise yerçekimi kuvveti saðlar. Ýkisinin de hýzý birbirine eþittir. Allahû Tealâ bu Dünya için Güneþ’i de Ay’ý da emre musahhar kýlmýþ. Bunlar olmasa insanlar için hayat mümkün olmazdý. Eðer 23 derecelik eðimin biraz fazlasý veya eksiði söz konusu olsaydý, Dünya’da hayat olmayacaktý. Eliptik yörüngenin daha yakýnýnda Dünya dizayn edilseydi, sýcak sebebiyle hayat olmasý mümkün deðildi. Daha uzaðýnda olsaydý, soðuk sebebiyle hayat olmasý mümkün deðildi. Herþey muhteþem bir dengeyle vücuda getirilmiþ. Kýsaca Allah’a sadece hayran olunur.

42

42


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 30

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 415

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

¤å¡ß æì¢Ç¤† í b ß £æ a ë ¢£Õ z¤Ûa ì¢ç 騣ÜÛa £æ b¡2 Ù¡Û¨‡ ; ¢Šî©j ؤÛa ¢£ó¡Ü ȤÛa ì¢ç é¨ £ÜÛa £æ a ë = ¢3¡Ÿb j¤Ûa ¡é¡ã뢅 Zâlike bi ennellâhe huvel hakku ve enne mâ yed’ûne min dûnihil bâtýlu ve ennallâhe huvel aliyyul kebîr(kebîru).

⇑⎭τε βυ, Αλλαη’⎬ν ηακ ολμασ⎬ σεβεβιψλεδιρ. ςε Ο’νδαν βα⎭κα ταπτ⎬κλαρ⎬ ⎭εψλερ μυτλακα β®τ⎬λδ⎬ρ. Μυηακκακ κι Αλλαη, ℜλι’διρ (ψ⎫χε), Κεβιρ’διρ (β⎫ψ⎫κ). 1 - zâlike bi ennallâhe (bi enne allâhe) 2 - bi enne 3 - allâhe 4 - huve 5 - el hakku 6 - ve enne 7 - mâ 8 - yed'ûne 9 - min dûni-hi 10 - el bâtýlu 11 - ve ennellâhe (enne allâhe) 12 - huve 13 - el aliyyu 14 - el kebîru

:

iþte bu

: : : : : : : : : : : : :

olmasý sebebiyle Allah o hak ve muhakkak ki, mutlaka þey(ler) dua ediyorlar, tapýyorlar ondan baþka bâtýl, boþ ve muhakkak ki Allah o âli, çok yüce kebir, büyük

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ’nýn bir evvelki âyet-i kerimede bahsettiði: “Hepsi belirli bir süreye kadar (yörüngesinde) seyreder. Muhakkkak ki Allah Ay’ý da Güneþ’i de emre musahhar kýldý.” ifadeleri aslýnda çok þey ifade etmektedir. Dünya üzerinde hayatýn olmasý Güneþ’in varlýðýna dayalýdýr. Hangi gezegenlerde hayat varsa mutlaka bir Güneþ Sistemi’ne Allahû Tealâ orada yer vermiþtir. Bütün bunlar Allah’ýn hak olmasýna dayalýdýr. Allah’tan baþkasýna tapýlmaz. Allah Yüce’dir, Büyük’tür. Allah’ý en çok tanýyanlar O’na hayran olanlardýr.

43

43


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 31

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 415

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

¡é¨£ÜÛa ¡o à¤È¡ä¡2 ¡Š¤z j¤Ûa ó¡Ï ô©Š¤v m ٤ܢ1¤Ûa £æ a Š m ¤á Û a §‰ì¢Ø ( §‰b £j • ¡£3¢Ø¡Û §pb í¨ü Ù¡Û¨‡ ó©Ï £æ¡a 6©é¡mb í¨a ¤å¡ß ¤á¢Ø í¡Š¢î¡Û E lem tere ennel fulke tecrî fîl bahri bi ni’metillâhi li yuriyekum min âyâtih(âyâtihî) inne fî zâlike le âyâtin li kulli sabbârin þekûr(þekûrin).

Γεμιλεριν δενιζδε Αλλαη’⎬ν νι’μετιψλε (ψ⎫ζερεκ) σεψρεττιðινι γ⎞ρμεδιν μι? ℜψετλερινδεν σιζε γ⎞στερμεκ ι⎜ιν. Μυηακκακ κι βυνδα, ⎜οκ σαβρεδενλεριν ϖε ⎭⎫κρεδενλεριν ηεπσι ι⎜ιν ελβεττε ®ψετλερ (δελιλλερ, ιβρετλερ) ϖαρδ⎬ρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17

-

e lem tere enne el fulke tecrî fî el bahri bi ni'metillâhi (ni'meti allâhi) li yuriye-kum min âyâti-hi inne fî zâlike le âyâtin li kulli sabbârin þekûrin

: : : : : : : : : : : : : : : : :

görmedin mi olduðunu gemiler akar gider, seyreder denizde ile Allah'ýn ni'meti için size gösterir (onun) âyetlerinden muhakkak bunda vardýr elbette, mutlaka âyetler hepsi için çok sabreden çok þükreden

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Gemilerin denizde akýp gitmesi birtakým kanunlara baðlýdýr. Gemilerin suya giren kesimlerinin hacmi, kanundur. O hacmin çevresindeki maddenin aðýrlýðý eðer hacmin ihtiva ettiði su miktarýnýn aðýrlýðýndan daha aðýr olsaydý, gemi yüzemezdi, batardý. Geminin yüzüp gitmesi o kanuna dayalýdýr. Vücuda getirilen hacmin çevresindeki madenî kesimin aðýrlýðý, o hacmin suyla dolmasý halinde, o suyun aðýrlýðýndan fazla ise gemi batar. Eðer o aðýrlýktan hafifse gemi yüzer. Bunda muhakkak ki ibret var. Rüzgârýn gemiyi itmesi, Allah’ýn rüzgârý vermesi Allahû Tealâ’nýn bir ni’metidir.

44

44


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 32

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 415

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

騣ÜÛa a¢ì Ç … ¡3 Ü¢£ÄÛb × ¥x¤ì ß ¤á¢è î,¡' Ë a ‡¡a ë ¤á¢èv ã b £à Ü Ï 7 åí©£†Ûa ¢é Û åî©–¡Ü¤‚¢ß ¢† z¤v í b ß ë 6 ¥†¡– n¤Ô¢ß ¤á¢è¤ä¡à Ï ¡£Š j¤Ûa ó Û¡a §‰ì¢1 × §‰b £n  ¢£3¢× £ü¡a ¬b ä¡mb í¨b¡2 Ve izâ gaþiyehum mevcun kez zuleli deavûllâhe muhlisîne lehud dîn(dîne), fe lemmâ neccâhum ilel berri fe minhum muktesýd(muktesidun), ve mâ yechadu bi âyâtinâ illâ kullu hattârin kefûr(kefûrin).

ςε καρανλ⎬κ γ⎞λγελερ γιβι δαλγαλαρ ονλαρ⎬ σαρδ⎬ð⎬ ζαμαν, δ⎩νι ονα ηαλισ κ⎬λαρακ Αλλαη’α ψαλϖαρ⎬ρλαρ. Β⎞ψλεχε ονλαρ⎬ καραψα (⎜⎬καρ⎬π) κυρταρδ⎬ð⎬μ⎬ζ ζαμαν, βυνδαν σονρα ονλαρ⎬ν βιρ κ⎬σμ⎬ μυτεδιλ δαϖραν⎬ρλαρ (α⎭⎬ρ⎬ γιτμεζλερ). ∩οκ γαδδαρ ϖε ⎜οκ νανκ⎞ρ ολανλαρδαν βα⎭κασ⎬ ®ψετλεριμιζι ⎬σραρλα (βιλερεκ) ινκ®ρ ετμεζ.

1 2 3 4 5

45

-

ve izâ gaþiye-hum mevcun ke ez zuleli

: : : : :

ve olduðu zaman onlarý sardý dalgalar gibi, sanki (karanlýk) gölgeler

45


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 32

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 415

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22

-

deavûllâhe (deavû allâhe) muhlisine lehu ed dîne fe lemmâ neccâ-hum ilel berri (ilâ el berri) fe min-hum muktesidun ve mâ yechadu bi âyâti-nâ illâ kullu hattârin kefûrin

: : : : : : : : : : : : : : : : :

Allah’a dua ederler, Allah’a yalvarýrlar muhlisler, halis kýlanlar ona dîn böylece, bundan sonra olduðu zaman onlarý kurtardýk karaya böylece, bundan sonra onlardan mutedil davrananlar (aþýrý gitmeyenler) ve bilerek inkâr etmez âyetlerimizi ancak, hariç, den baþka her, hepsi çok gaddar çok nankör

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bu âyette bu zamanki dîn öðreticilere ve dîn âlimlerine ciddî bir iþaret var. Allah’ýn âyetlerinin gerçek anlamlarýný onlar öðrendikleri zaman, o güne kadar öðrettiklerine ters düþtüðünü gördüklerinde onu katiyen kabul etmiyorlar. Elbette bunlar onlarýn bir kýsmýdýr. Âyetlerin bugün inkâr edilmesinin arkasýnda Kur’ân’ýn unutulmasý var. Asýrlardan beri Kur’ân yerine insanlarýn yazdýklarý kitaplardan dîn öðretmiþler ve öðrenmiþler. Böylece kitaplardan öðrenilen dînle Kur’ân’daki dîn giderek birbirinden ayrýlmýþ. Kur’ân’daki dîn ayný dîn, bir doðru çizgi ama diðeri adým adým bu doðru çizgiden sapýyor. Mesafe giderek büyüyor. Ýnkâr edenler sonuçta Allah’ýn âyetlerini bilerek inkâr ediyorlar. Kur’ân-ý Kerim’den kopan þeyler sebebiyle dîn öðretisi tamamen kitaplardan öðrenilen ama Kur’ân’a ters düþen bir hüviyet almýþtýr. Kur’ân’daki Ýslâm 14 asýr evvel bütün sahâbe tarafýndan yaþanmýþtýr. Saðlam deliller muhakkak ki Kur’ân’dadýr. Ama zaman içerisinde insanlar bunlarý unutmuþlardýr.

46

46


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 33

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 415

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

a¤ì '¤a ë ¤á¢Ø £2 ‰ aì¢Ô £ma ¢b £äÛa b 袣í a ¬b í ü ë 9©ê¡† Û ë ¤å Ç ¥†¡Ûa ë ô©Œ¤v í ü b¦ß¤ì í £æ¡a 6 b¦÷¤î ( ©ê¡†¡Ûa ë ¤å Ç §‹b u ì¢ç ¥…ì¢Û¤ì ß ® bî¤ã ¢£†Ûa ¢ñì¨î z¤Ûa ¢á¢Ø £ã £Š¢Ì m 5 Ï ¥ £Õ y ¡é¨£ÜÛa †¤Ç ë ¢‰ë¢Š ̤Ûa ¡é¨ £ÜÛb¡2 ¤á¢Ø £ã £Š¢Ì í ü ë Yâ eyyuhen nâsuttekû rabbekum vahþev yevmen lâ yeczî vâlidun an veledihî ve lâ mevlûdun huve câzin an vâlidihî þey’â(þey’en) inne va’dallâhi hakkun fe lâ tegurrennekumul hayâtud dunyâ, ve lâ yagurrennekum billâhil garûr(garûru).

Εψ ινσανλαρ, Ραββινιζε καρ⎭⎬ τακϖα σαηιβι ολυν! ςε ο γ⎫νδεν κορκυν κι; βαβα, οðλυνα καρ⎭⎬λ⎬κ ϖερεμεζ (ψαρδ⎬μ εδεμεζ). ςε οðυλ δα βαβασ⎬να βιρ ⎭εψλε καρ⎭⎬λ⎬κ ϖερεμεζ. Μυηακκακ κι Αλλαη’⎬ν ϖααδι ηακτ⎬ρ. √ψλεψσε δ⎫νψα ηαψατ⎬ σακ⎬ν σιζι αλδατμασ⎬ν. Γυρυρ (ταγυτ), Αλλαη’α καρ⎭⎬ σακ⎬ν σιζι κανδ⎬ρμασ⎬ν. 1 2 3 4 5

47

-

yâ eyyuhâ en nâsu ittekû rabbe-kum vahþev

: : : : :

ey insanlar sakýnýn, takva sahibi olun sizin Rabbiniz ve korkun

47


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 33

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 415

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23

-

yevmen lâ yeczî vâlidun an veledi-hi ve lâ mevlûdun huve câzin an vâlidi-hi þey'en inne va'dallâhi (va'de allâhi) hakkun fe lâ tegurrenne-kum el hayâtu ed dunyâ ve lâ yagurrenne-kum billâhi (bi allâhi) el garûru

: : : : : : : : : : : : : : : : : :

gün karþýlýk vermez baba onun çocuðundan ve çocuk deðildir o karþýlýðýný veren onun babasýndan bir þey muhakkak ki Allah'ýn vaadi hak öyleyse sakýn sizi aldatmasýn dünya hayatý ve sakýn sizi aldatmasýn Allah'a karþý gurur, tagut

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’a karþý takva sahibi olmak emredilmektedir. Takva sahibi olursanýz Allah’ýn emrettiklerini yerine getireceksiniz. Allah’ýn vaadettiði güzelliklere de sahip olacaksýnýz. Öyleyse dünya hayatýna dalmayýn. Allah’ýn size öðrettiklerini gerçekleþtirin yani hayattayken Allah’a ulaþmayý dileyin. Ýrþad makamýna ulaþýp tâbî olun, ruhunuzu, fizik vücudunuzu, nefsinizi teslim edin, irþada ulaþýn ve iradenizi de Allah’a teslim edin. O zaman bütün takvalarý yaþamýþ olursunuz. Ancak onunla kazandýðýnýz þeyler sizi kurtarýr kýyâmet günü. Böyle yapmazsanýz, ne baba iseniz oðlunuz ne oðulsanýz babanýz sizi kurtaramaz. Muhakkak ki aslolan, insanlarýn Allah’ýn vaadettiði standartlarda Allah’ýn emirlerini yerine getirmesi ve yedi tane takvanýn sahibi olmasýdýr. Dünya hayatýna dalýp da Allah’ýn farzlarýný sakýn unutmayýn, 7 tane teslimi, yani Ýslâm’ýn 7 safhasýný sakýn unutmayýn. Ve çok açýk bir þekilde Allahû Tealâ takva sahibi olmakla Allah’ýn vaadinin hak olduðunu söylemesi ve bunlarýn dünya hayatýnýn ötesinde bir þeyler olduðunu ifade etmesi geçiyor âyet-i kerimede. Allah’a karþý takva sahibi olmak, 7 tane safhayý gerektirir. Ancak Allah’a karþý takva sahibi olanlar yani 7 kademeyi de aþabilenler, dünya hayatýna aldanmayanlardýr. Gurur ya da tagut onlarý kandýrmamýþtýr.

48

48


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 34

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 415

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

7 s¤î ̤Ûa ¢4¡£Œ ä¢í ë 7 ¡ò Çb £Ûa ¢á¤Ü¡Ç ¢ê †¤ä¡Ç é¨ £ÜÛa £æ¡a ¥¤1 ã ô©‰¤† m b ß ë 6 ¡âb y¤‰ ü¤a ó¡Ï b ß ¢á Ü¤È í ë ô©‰¤† m b ß ë 6 a¦† Ë ¢k¡¤Ø m a ‡b ß 6 ¢pì¢à m §¤‰ a ¡£ô b¡2 ¥¤1 ã ¥Šî©j  ¥áî©Ü Ç é¨ £ÜÛa £æ¡a Ýnnallâhe indehu ilmus sâah(sâati), ve yunezzilul gays(gayse), ve ya’lemu mâ fîl erhâm(erhâmi), ve mâ tedrî nefsun mâzâ teksibu gadâ(gaden), ve mâ tedrî nefsun bi eyyi ardýn temût(temûtu), innallâhe alîmun habîr(habîrun).

Μυηακκακ κι ο σαατιν (κ⎬ψ®μετιν) ιλμι, Αλλαη’⎬ν κατ⎬νδαδ⎬ρ. ςε ψαðμυρυ, (Ο) ινδιριρ ϖε ραηιμλερδε ολαν ⎭εψι (Ο) βιλιρ. Κιμσε ψαρ⎬ν νε καζαναχαð⎬ν⎬ βιλεμεζ (ιδρακ εδεμεζ). ςε κιμσε αρζ⎬ν νερεσινδε ⎞λεχεðινι βιλεμεζ (ιδρακ εδεμεζ). Μυηακκακ κι Αλλαη, Αλ⎩μ’διρ (εν ιψι βιλεν), Ηαβ⎩ρ’διρ (ηαβερδαρ ολαν).

49

49


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 34

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 415

(31) Lokman Suresi æb¨à¤Ô¢Û ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21

-

innallâhe (inne allâhe) inde-hu ilmu es sâati ve yunezzilu el gayse ve ya'lemu mâ fî el erhâmi ve mâ tedrî nefsun mâzâ teksibu gaden ve mâ tedrî nefsun bi eyyi ardýn temûtu innallâhe (inne allâhe) alîmun habîrun

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

muhakkak ki Allah onun yanýnda, katýnda saatin ilmi, bilgisi ve indirir yaðmur ve bilir þey rahimlerde ve idrak etmez, idrak edemez, bilmez, bilemez nefs, kiþi, kimse ne(ler) kazanýr yarýn ve idrak etmez, idrak edemez, bilmez, bilemez nefs, kiþi, kimse hangi, nerede arz, yeryüzü ölür muhakkak ki Allah en iyi bilen haberi olan, haberdar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kýyâmetin ne zaman kapocaðýný kimse bilemez. Ve kimse nerede öleceðini bilemez. Allah herþeyi bilir. Yarýn ne olacaðýný da kimse bilemez. Ancak Allah kullarýndan rýzaya ulaþanlara geleceði bildirebilir. 72/CÝN-26: Âlimul gaybi fe lâ yuzhiru alâ gaybihî ehadâ(ehaden). Gaybý bilen Allah, gaybý kimseye açýklamaz.

50

50


øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yúj»A øÉé}¼@»A øÁônø@I {

¡ñ †¤v £Ûa ¢ñ ‰ì¢

32. SURE


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 1

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 416

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v£ Ûa ¢ñ ‰ì¢

®¬á¬Ûa Elif lâm mîm. AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bunlar mukattaa harfleridir. Eðer bu surede bu harfler (Elif, Lâm, Mîm) sayýlacak olursa bunlarýn 19’un katý çýkmasý kuvvetli bir ihtimaldir.

ℜψετ − 2

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 416

6 åî©à Ûb ȤÛa ¡£l ‰ ¤å¡ß ¡éî©Ï k¤í ‰ ü ¡lb n¡Ø¤Ûa ¢3í©Œ¤ä m Tenzîlul kitâbi lâ reybe fîhi min rabbil âlemîn(âlemîne).

Ηακκ⎬νδα ⎭⎫πηε ολμαψαν Κιταβ’⎬ν ινδιριλι⎭ι, ®λεμλεριν Ραββινδενδιρ. 1 2 3 4 5 6

-

tenzîlu el kitâbi lâ reybe fî-hi min rabbi el âlemîne

: : : : : :

indiriliþi kitap þüphe yok onda, onun hakkýnda Rabbinden âlemler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kur’ân-ý Kerim, yani bütün bilimlerin muhtevasýný taþýyan Allah’ýn Kitabý, âlemlerin Rabbinden indirilmiþtir. Hiç þüphe yoktur ki bu Kitap Allah’ýn katýndan indirilmiþtir. Ne kitap, ne de kitabýn muhtevasý hakkýnda hiç þüphe yoktur ki her kelimesi, her harfi Allah’ýn katýndan indirilmiþtir.

51

51


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

Χ⎫ζ − 21

ℜψετ − 3

Σαψφα − 416

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v £Ûa ¢ñ ‰ì¢

¢£Õ z¤Ûa ì¢ç ¤3 2 7 ¢éí¨Š n¤Ïa æì¢Ûì¢Ô í ¤â a ¬b ß b¦ß¤ì Ó ‰¡ˆ¤ä¢n¡Û Ù¡£2 ‰ ¤å¡ß ١ܤj Ó ¤å¡ß §Ší ©ˆ ã ¤å¡ß ¤á¢èî¨m a æ뢆 n¤è í

¤á¢è £Ü È Û

Em yekûlûnefterâh(yekûlûnefterâhu), bel huvel hakku min rabbike li tunzire kavmen mâ etâhum min nezîrin min kablike leallehum yehtedûn(yehtedûne).

Ψοκσα “Ο’νυ υψδυρδυ” μυ διψορλαρ? Ηαψ⎬ρ! Ο, Ραββινδεν βιρ ηακτ⎬ρ. Σενδεν ⎞νχε κενδιλερινε νεζιρ (πεψγαμβερ) γελμεμι⎭ ολαν καϖμι υψαρμαν ι⎜ινδιρ. Υμυλυρ κι β⎞ψλεχε ονλαρ, ηιδαψετε ερερλερ.

1 - em yekûlûnefterâhu 2 - yekûlû 3 - ifterâ-hu 4 - bel 5 - huve 6 - el hakku 7 - min rabbi-ke 8 - li tunzire 9 - kavmen

52

:

yoksa, veya

: : : : : : : :

derler, diyorlar onu uydurdu hayýr o haktýr senin Rabbinden uyarman için bir kavim

52


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 3

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 416

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v£ Ûa ¢ñ ‰ì¢

10 11 12 13 14

-

mâ etâ-hum min nezîrin min kablike lealle-hum yehtedûne

: : : : :

onlara gelmedi uyarýcý, nezir senden önce umulur ki, böylece onlar hidayete ererler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Peygamber Efendimiz (S.A.V)’den sonra gelen peygamberlerden (nebîlerden) hiçbirisi Arap deðillerdi. Genellikle yahudi kavminden olmakla beraber Semud kavminden de, Ad kavminden de peygamber çýktýðýný söylüyor Allahû Tealâ. Burada nezir, peygamber istikametinde kullanýlmýþtýr. Nezir bazen nebî mânâsýnda, bazen resûl mânâsýnda, bazen resûl olmamýþ olan ama uyarmakla görevli olan daha küçük topluluklarda vazifeli kýlýnan velîler mânâsýnda kullanýlmýþtýr Kur’ân-ý Kerim’de. Mulk Suresinin 8 ve 9. âyet-i kerimelerinde geçen nezir, bir resûlü ifade etmektedir: 67/MULK-8: Tekâdu temeyyezu minel gayz(gayzi), kullemâ ulkýye fîhâ fevcun seelehum hazenetuhâ e lem ye’tikum nezîr(nezîrun). (Cehennem) nerede ise öfkesinden çatlayacak gibi olur. Herbir grup oraya (cehenneme) atýldýðýnda, cehennem bekçileri (vazifelileri) onlara: “Size nezir (ikaz edici, uyarýcý) gelmedi mi?” diye sorarlar. 67/MULK-9: Kâlû belâ kad câenâ nezîrun fe kezzebnâ ve kulnâ mâ nezzelallâhu min þey'in entum illâ fî dalâlin kebîr(kebîrin). (Cehenneme atýlanlar) derler ki: “Evet, andolsun ki bize nezir geldi. Ama biz, onu yalanladýk ve Allah, hiçbir þey indirmemiþtir, dedik ve siz, büyük bir sapýklýk içindesiniz, dedik.” Allahû Tealâ her karyeye nezir göndereceðine göre bunlar resûl olamazlar. Nezirin oradaki mânâsý, o karyeye, köye göndereceði mürþid hüviyetindedir. Ama peygamber de resûl de mürþid de bir nezirdir. Nezir, uyarýcý demektir. Allah resûllerini âmenû olanlarý müjdelesinler, diðerlerini uyarsýnlar diye gönderir.

53

53


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 4

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 416

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v £Ûa ¢ñ ‰ì¢

¡pa ì¨à £Ûa Õ Ü  ô©ˆ¨£Ûa ¢é¨£ÜÛ a ¡ò£n ¡ ó©Ï b à¢è ä¤î 2 b ß ë ¤‰ ü¤a ë b ß 6¡*¤Š ȤÛa ó Ü Ç ô¨ì n¤a £á¢q §âb £í a ü ë §£ó¡Û ë ¤å¡ß ©é¡ã뢅 ¤å¡ß ¤á¢Ø Û æ뢊 £× ˆ n m 5 Ï a 6§Éî©1 ( Allâhullezî halakas semâvâti vel arda ve mâ beynehumâ fî sitteti eyyâmin summestevâ alel arþ(arþi), mâ lekum min dûnihî min veliyyin ve lâ þefîi(þefîin), e fe lâ tetezekkerûn(tetezekkerûne).

Ο Αλλαη κι; γ⎞κλερι, ψερι ϖε ικισινιν αρασ⎬νδακιλερι αλτ⎬ γ⎫νδε ηαλκεττι (ψαραττ⎬). Σονρα αρ⎭α ιστιϖα εττι (αρ⎭⎬ σεϖϖα εττι, διζαψν εττι, ϖεχηι αρ⎭τα καραρ κ⎬λδ⎬). Σιζιν Ο’νδαν βα⎭κα δοστυνυζ ϖε ⎭εφαατ⎜ινιζ ψοκτυρ. Η®λ® τεζεκκ⎫ρ ετμεζ μισινιζ? 54

54


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 4

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 416

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v£ Ûa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18

-

allâhu ellezî halaka es semâvâti ve el arda ve mâ beyne-humâ fî sitteti eyyâmin summestevâ (summe istevâ) alel arþi (alâ el arþi) mâ lekum min dûni-hî min veliyyin ve lâ þefîin e fe lâ tetezekkerûne

: : : : : : : : : : : : : : : : : :

Allah onlar yarattý semalar, gökler ve arz, yer ve ikisi arasýndaki þeyler içinde, de 6 (altý) günler sonra istiva etti arþa sizin için yok ondan baþka velîlerden bir velî (dost) ve þefaatçi yoktur mý artýk, hâlâ tezekkür etmezsiniz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ’nýn gökleri, yeri ve ikisinin arasýndakileri 6 günde halketmesi, yaratmasý, sonra da arþa istiva etmesi söz konusudur. Bu 6 gün Allah’a göre 6 gündür. Yani her yevm (gün) binlerce yýlý ifade eder. Bu süre yaratma süresidir. Allah, arþtadýr, yokluktadýr. Ýstiva etti, orada yerleþti, orada karar kýldý mânâsýnda kullanýlmaktadýr. Diðer taraftan istiva etmek, orasýný sevva ettiðini, dizayn ettiðini de gösterir. Allah bizlerin en büyük dostudur. Þefaat yetkisi ise sadece Allah’tadýr. Þefaat etmesi için mürþidlere yetki veren Allah’týr.

55

55


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 5

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 416

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v £Ûa ¢ñ ‰ì¢

¢x¢Š¤È í £ á¢q ¡¤‰ ü¤a ó Û¡a ¡õ¬b à £Ûa å¡ß Š¤ß ü¤a ¢Š¡£2 †¢í æ뢣†¢È m b £à¡ß §ò ä  Ñ¤Û a ¬ ¢ê¢‰a †¤Ô¡ß æb × §â¤ì í ó©Ï ¡é¤î Û¡a Yudebbirul emre mines semâi ilel ardý summe ya’rucu ileyhi fî yevmin kâne mýkdâruhu elfe senetin mimmâ teuddûn(teuddûne).

Γ⎞κτεν αρζα καδαρ εμρι (Αλλαη’ταν γελεν ϖε Αλλαη’α δ⎞νεν ηερ⎭εψι) τεδβιρ εδερ (δ⎫ζενλερ). Σονρα βιρ γ⎫νδε Ο’να ψ⎫κσελιρ κι, (ο βιρ γ⎫ν⎫ν) σ⎫ρεσι, σιζιν (δ⎫νψα ⎞λ⎜⎫λερινε γ⎞ρε) σαψμαν⎬ζλα 1000 σενεδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15

-

yudebbiru el emre min es semâi ilâ el ardý summe ya'rucu ileyhi fî yevmin kâne mýkdâru-hu elfe senetin mimmâ teuddûne

: : : : : : : : : : : : : : :

tedbir eder, düzenler emir, Allah'tan gelen ve Allah'a dönen herþey göklerden arza, yere sonra yükselir, çýkar ona içinde, de gün oldu onun miktarý bin (1000) sene þeyden siz sayýyorsunuz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ’nýn söylediðine dikkatle bakalým: “Allah gökten ineni, yere gireni, yerden çýkaný, yeniden göðe yükseleni en iyi bilir.” Allahû Tealâ diyor ki: 17/ÝSRA-44: Tusebbihu lehus semâvâtus seb’u vel ardu ve men fîhinn(fîhinne), ve in min þey’in illâ yusebbihu bi hamdihî ve lâkin lâ tefkahûne tesbîhahum, innehu kâne halîmen gafûrâ(gafûren). 7 kat gökler ve yeryüzü ve onlarda bulunanlar, O’nu (Allah’ý) tesbih ederler. O’nu hamd ile tesbih etmeyen bir þey yoktur. Ve fakat onlarýn tesbihlerini siz fýkýh edemezsiniz (anlayamazsýnýz, idrak edemezsiniz). Muhakkak ki O; Hakîm’dir, Gafûr’dur (maðfiret edendir). Bütün iþler Allah’tan gelir ve tekrar Allah’a döner. Zikir yaptýðýmýz zaman Allah’tan gelen rahmetle fazl ve rahmetle salâvât nurlarý görevlerini yaparak tekrar Allah’a dönerler. Hepsi emirdir.

56

56


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 6

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 416

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v£ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¡k¤î ̤Ûa ¢á¡Ûb Ç Ù¡Û¨‡ = ¢áî©y£Š Ûa ¢Œí©Œ ȤÛa ¡ñ …b è £'Ûa ë Zâlike âlimul gaybi veþ þehâdetil azîzur rahîm(rahîmu).

⇑⎭τε Ο, γαψβ⎬ (γ⎞ρ⎫νμεψενι) ϖε γ⎞ρ⎫νενι βιλεν Αζ⎩ζ’διρ (ψ⎫χε), Ραη⎩μ’διρ (Ραη⎩μ εσμασ⎬ψλα τεχελλι εδεν).

1 2 3 4 5 6

-

zâlike âlimu el gaybi ve eþ þehâdeti el azîzu er rahîmu

: : : : : :

iþte bilen gayb, görünmeyen ve müþahade edilen, görünen azîz, yüce rahîm, Rahîm esmasýyla tecelli eden

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Gaybýn sahibi Allah’týr. Görünmeyeni de görüneni de bilir. Bizler ayný koordinatlarda yaþadýðýmýz halde cinleri göremeyiz, hissedemeyiz. Her an bizimle birlikte iki kiramen kâtibin meleði (melek resûl) olmasýna raðmen onlarý göremiyoruz. Allah Azîz’dir ve Rahîm’dir.

57

57


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

Χ⎫ζ − 21

ℜψετ − 7

Σαψφα − 416

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v £Ûa ¢ñ ‰ì¢

a † 2 ë ¢é Ô Ü  §õ¤ó ( £3¢× å ¤y a ô¬©ˆ £Û a 7§åî©Ÿ ¤å¡ß ¡æb ¤ã¡ü¤a

Õ¤Ü 

Ellezî ahsene kulle þey’in halakahu ve bedee halkal insâni min tîn(tînin).

Κι Ο, ηερ⎭εψιν ψαρατ⎬λ⎬⎭⎬ν⎬ εν γ⎫ζελ ψαπαν ϖε ινσαν⎬ ψαρατμαψα, ιλκ δεφα τ⎩νδεν (νεμλι τοπρακταν) βα⎭λαψανδ⎬ρ. 1 2 3 4 5 6 7 8

-

ellezî ahsene kule þey'in halaka-hu ve bedee halka el insâni min tînin

: : : : : : : :

ki o en güzel herþey onu yarattý ve ilk defa baþladý yaratma insan tînden, nemli topraktan

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ diyor ki: 15/HÝCR-26: Ve le kad halaknel insâne min salsâlin min hamein mesnûn(mesnûnin). Andolsun ki; Biz insaný, “hamein mesnûn olan salsalinden” (standart insan þekli verilmiþ ve organik dönüþüme uðramýþ salsalinden) yarattýk. Ayný þey yaklaþýk olarak burada da ifade edilmiþtir. Salsalin yerine tîn kullanýlmýþtýr. O da balçýk (nemli toprak, bir çamur) demektir.

58

58


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 8

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 416

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v£ Ûa ¢ñ ‰ì¢

§ò Û 5¢ ¤å¡ß ¢é ܤ ã 3 È u £á¢q 7§åî©è ß §õ¬b ß ¤å¡ß Summe ceale neslehu min sulâletin min mâin mehîn(mehînin).

Σονρα ονυν νεσλινι, βασιτ βιρ συψυν ⎞ζ⎫νδεν (νυτφεδεν) κ⎬λδ⎬ (ψαραττ⎬). 1 2 3 4 5 6

-

summe ceale nesle-hu min sulâletin min mâin mehînin

: : : : : :

sonra kýldý onun nesli, soyu özünden sudan basit, kýymetsiz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Âdem (A.S)’dan sonra her varlýk nutfeden oluþmuþtur. Dünya üzerinde göbeði olmayan yani annesinden doðmayan sadece iki insan olmuþtur. Birisi Adem (A.S), diðeri de Havva Anamýz. Âdem (A.S) topraktan, Havva Anamýz da onun kaburga kemiðinden yaratýlmýþtýr. Ýkisi de doðmadýklarý için göbekleri yoktur. Ama ondan sonraki bütün nesiller annelerinden doðmuþlardýr. Ve vücuda geliþ sebepleri nutfedir. Secde Suresinin 7 ve 8. âyetleri, insanýn yaratýlýþýnýn evvelâ topraktan olduðunu, sonraki nesillerin sudan oluþtuðunu söylüyor. Sadece 8. âyeti devreye alýrsanýz: “Sonra onun neslini, basit bir suyun özünden (nutfeden) kýldý (yarattý).” ifadesi devreye alýnmazsa, sanki insanlarýn hepsi nutfeden olmuþ, Âdem (A.S) da nutfeden yaratýlmýþ gibi bir netice çýkar. Ama öyle deðildir. 7. âyette Allahû Tealâ açýk açýk Hz. Âdem’in topraktan yaratýldýðýný söylüyor. Ondan sonraki nesiller onun ve birbirinin sülbünden oluþmuþtur.

59

59


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 9

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 416

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v £Ûa ¢ñ ‰ì¢

É¤à £Ûa ¢á¢Ø Û 3 È u ë ©é¡y뢉 ¤å¡ß ¡éî©Ï ƒ 1 ã ë ¢éí¨£ì  £á¢q æ뢊¢Ø¤' m b ß 5î©Ü Ó 6 ñ †,¡÷¤Ï ü¤a ë ‰b –¤2 ü¤a ë Summe sevvâhu ve nefeha fîhi min rûhihî ve ceale lekumus sem’a vel ebsâre vel ef’ideh(efidete), kalîlen mâ teþkurûn(teþkurûne).

Σονρα (Αλλαη), ονυ διζαψν εττι ϖε ονυν ι⎜ινε (ϖεχηιν, φιζικ ϖ⎫χυδυν ι⎜ινε) ρυηυνδαν ⎫φ⎫ρδ⎫ ϖε σιζλερ ι⎜ιν σεμ’⎩ (ι⎭ιτμε ηασσασ⎬), βασαρ (γ⎞ρμε ηασσασ⎬) ϖε φυαδ (ιδρακ ετμε ηασσασ⎬) κ⎬λδ⎬. Νε καδαρ αζ ⎭⎫κρεδιψορσυνυζ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

summe sevvâ-hu ve nefeha fî-hi min rûhi-hÎ ve ceale lekum es sem'a ve el ebsâre ve el efidete kalîlen mâ teþkurûne

: : : : : : : : : : : :

sonra sevva etti, düzenledi ve üfledi, üfürdü onun içine ruhundan ve kýldý sizin için iþitme hassasý ve görme hassasý ve fuad (idrak etme) hassasý az þükrediyorsunuz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Secde Suresinin 7, 8 ve 9. âyetleri insanýn yaratýlmasýyla alâkalýdýr. Bu âyetlerde Allahû Tealâ, önce Âdem (A.S)’ýn yaratýlýþýný, sonra ondan sonra gelecek olan nesilleri, þu dünya üzerinde vazifeli kýlýnmasýný, Âdem (A.S)’ýn nasýl sevva edildiðini (düzenlendiði) ve Âdem (A.S)’ýn içine Allah’ýn ruhundan nasýl üflediðini ve insanlarda da iþitme, görme ve idrak etme hassalarýný nasýl hassa kýldýðýný ifade ediyor.

60

60


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 10

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 416

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v£ Ûa ¢ñ ‰ì¢

ó©1 Û b 㣠¡a õ ¡¤‰ ü¤a ó¡Ï b ä¤Ü Ü ™ a ‡¡a õ a¬ì¢Ûb Ó ë æ뢊¡Ïb × ¤á¡è¡£2 ‰ ¡õ¬b Ô¡Ü¡2 ¤á¢ç ¤3 2 6 §†í©† u §Õ¤Ü  Ve kâlû e izâ dalelnâ fîl ardý e innâ le fî halkýn cedîd(cedîdin), bel hum bi likâi rabbihim kâfirûn(kâfirûne).

ςε δεδιλερ κι: “Βιζ ψερ (τοπραð⎬ν ι⎜ιν) δε (τοπραðα) καρ⎬⎭τ⎬ð⎬μ⎬ζ ζαμαν βιζ μυτλακα ψενι βιρ ψαρατ⎬λ⎬⎭ ι⎜ινδε μι ολαχαð⎬ζ?” Ηαψ⎬ρ, ονλαρ, Ραβ’λερινε μ⎫λ®κι ολμαψ⎬ (υλα⎭μαψ⎬) ινκ®ρ εδενλερδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15

-

ve kâlû e izâ dalelnâ fî el ardý e innâ le fî halkýn cedîdin bel hum bi likâi rabbi-him kâfirûne

: : : : : : : : : : : : : : :

ve dediler mý dalýp karýþtýðýmýz zaman arzda, yerde (topraðýn içinde) mý muhakkak biz elbette, mutlaka içinde yaratýlýþ yeni hayýr onlar (Allah'a) ulaþmayý Rab’leri inkâr edenler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Burada ifade açýktýr. innâ: muhakkak le: gerçekten, elbette, mutlaka Allah’a mülâki olmayý, ruhu ölmeden evvel Allah’a ulaþtýrmayý inkâr edenler kýyâmette yeniden dirilmeyi de inkâr edenlerdir. Kýyâmet günü yeniden dirildiðimiz zaman vücudumuzda ruhumuz olmayacaktýr. Nefsimiz de berzah âleminden gelip fizik vücudumuzun içine sonradan girecektir.

61

61


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 11

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 416

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v £Ûa ¢ñ ‰ì¢

ô©ˆ £Ûa ¡p¤ì à¤Ûa ¢Ù Ü ß ¤á¢Øî¨ £Ï ì n í ¤3¢Ó ; æì¢È u¤Š¢m ¤á¢Ø¡£2 ‰ ó¨Û¡a £á¢q ¤á¢Ø¡2 3¡£×¢ë Kul yeteveffâkum melekul mevtillezî vukkile bikum summe ilâ rabbikum turceûn(turceûne).

Δε κι: “Σιζε ϖεκιλ κ⎬λ⎬ναν ⎞λ⎫μ μελεðι, σιζι ϖεφατ εττιρεχεκ (⎞λδ⎫ρεχεκ). Σονρα Ραββινιζε δ⎞νδ⎫ρ⎫λεχεκσινιζ.” 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

kul yeteveffâ-kum meleku el mevti ellezî vukkile bi-kum summe ilâ rabbikum turceûne

: : : : : : : : : :

de sizi vefat ettirecek melek ölüm ki o vekil kýlýndý (vekil edildi) size, sizin için sonra Rabbinize döndürüleceksiniz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ölüm olayý, Azrail (A.S) ve onun beraberindeki ölüm melekleriyle tahakkuk etmektedir. Gelen melekler kontaðý kapatýrlar. Vücuttaki 70 trilyon hücredeki mitekondrilerin elektrik üretmesi sona erer. Hücrelerdeki elektrik üreteçleri artýk çalýþmazlar. 70 trilyon hücrenin herbirinde mitokondriler vardýr. Elektrik üretirler ama kontak kapanýnca artýk elektrik üretmeye imkân kalmaz. Üretemeyince vücuttaki bütün fonksiyonlar durur. Beyne oksijen gitmeyince evvelâ beynin fonksiyonlarý durur. Beyinden baþlayan ölüm bütün vücuda yayýlýr. Bu, ölüm meleklerinin yaptýðý þeydir. Sonra ölüm melekleri, eðer ruh vücutta ise Allah’a ulaþmamýþsa vücudun sað üst tarafýnda, yatay olarak yer alan ruhu da alýp Allah’a götürürler. Eðer ruh Allah’a ulaþmýþsa biraz beklerler, Allahû Tealâ’nýn katýndan ruh gelir, ölüm meleklerinin görev yapmasý için sað omuzun üzerinde yatay vaziyette yer alýr. Ve ölüm melekleri ruhu tekrar Allah’a götürürler.

62

62


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 12

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 417

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v£ Ûa ¢ñ ‰ì¢

6 ¤á¡è¡£2 ‰ †¤ä¡Ç ¤á¡è¡@ ¢ªë¢‰ aì¢¡×b ã æì¢ß¡Š¤v¢à¤Ûa ¡‡¡a ô¬¨Š m ¤ì Û ë æì¢ä¡Óì¢ß b £ã¡a b¦z¡Ûb • ¤3 à¤È ã b ä¤È¡u¤‰b Ï b ä¤È¡à  ë b 㤊 –¤2 a ¬b ä £2 ‰ Ve lev terâ izil mucrimûne nâkýsû ruûsihim inde rabbihim, rabbenâ ebsarnâ ve semi’nâ ferci’nâ na’mel sâlihan innâ mûkinûn(mûkinûne).

ςε κε⎭κε μ⎫χριμλερι, Ραβ’λερινιν ηυζυρυνδα βα⎭λαρ⎬ν⎬ εðερεκ: “Ραββιμιζ, βιζ γ⎞ρδ⎫κ ϖε ι⎭ιττικ. (Βυνδαν σονρα) βιζι (δ⎫νψαψα) γερι δ⎞νδ⎫ρ, σαλιη αμελ ψαπαλ⎬μ. Μυηακκακ κι Βιζ, μυκινυν (ψακ⎩ν ηασ⎬λ εδενλερ) ολδυκ.” (δερκεν) γ⎞ρσεψδιν. 1 2 3 6 7 8 9 10 11 12 13 16 17 18 19

-

ve lev terâ iz el mucrimûne nâkýsû ruûsi-him inde rabbi-him rabbe-nâ ebsarnâ ve semi'nâ ferci'nâ (fe irci'na) na'mel sâlihan innâ mûkinûne

: : : : : : : : : : : : : : :

ve eðer, keþke görürsün o zaman mücrimler, suçlular, günahkârlar (baþlarýný) eðenler onlarýn baþlarý, baþlarýný yanýnda, katýnda onlarýn Rabbi Rabbimiz biz gördük ve biz iþittik artýk, bundan sonra bizi döndür biz yapalým salih amel muhakkak ki biz yakîn hasýl edenler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Mücrimler yaptýklarýndan piþmanlýk duyuyorlar. Ve Allah’ýn huzurunda baþlarýný eðiyorlar suçlu olduklarý için. Dünyaya geri gelerek salih amel yapmayý istiyorlar. Çünkü artýk hakikati görmüþler. Ama Allahû Tealâ ondan sonra onlarý göndermiyor. Yani bu dünya hayatýný yaþarken doðru ve güzel ameller iþlemek lâzým, yoksa öldükten sonra, hakikatler belli olduktan sonra geri dönüþü istemek, Allahû Tealâ’nýn asla gerçekleþtirmeyeceði bir husustur. Hiç kimseyi öldükten sonra tekrar geriye göndermez.

63

63


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 13

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 417

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v£ Ûa ¢ñ ‰ì¢

b èí ¨†¢ç §¤1 ã £3¢× b ä¤î m¨ü b ä¤÷¡( ¤ì Û ë á £ä è u £å ÷ Ü¤ß ü ó©£ä¡ß ¢4¤ì Ô¤Ûa £Õ y ¤å¡Ø¨Û ë åî©È à¤u a ¡b £äÛa ë ¡ò £ä¡v¤Ûa å¡ß Ve lev þi’nâ le âteynâ kulle nefsin hudâhâ ve lâkin hakkal kavlu minnî le emleenne cehenneme minel cinneti ven nâsi ecmaîn(ecmaîne).

ςε εðερ διλεσεψδικ, β⎫τ⎫ν νεφσλερε κενδι ηιδαψετλερινι ελβεττε ϖεριρδικ (ηερκεσι ηιδαψετε ερδιριρδικ). Φακατ Βενιμ: “μυτλακα χεηεννεμι, ταμαμεν χινλερδεν ϖε ινσανλαρδαν δολδυραχαð⎬μ” σ⎞ζ⎫(μ) ηακ ολδυ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17

64

-

ve lev þi'nâ le âteynâ kulle nefsin hudâ-hâ ve lâkin hakka el kavlu min-nî le emleenne cehenneme min el cinneti ve en nâsi ecmaîne

: : : : : : : : : : : : : : : : :

ve eðer biz diledik elbette, mutlaka biz verdik hepsi, her nefs, kiþi onun hidayeti ve lâkin, fakat hak oldu söz benden elbette, mutlaka mutlaka dolduracaðým cehennem cinlerden ve insanlar bütün, hepsi

64


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 13

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 417

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v£ Ûa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Zumer Suresinin 71. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ buyuruyor ki: 39/ZUMER-71: Vesîkallezîne keferû ilâ cehenneme zumerâ(zumeran), hattâ izâ câuhâ futihat ebvâbuhâ, ve kâle lehum hazenetuhâ e lem ye’tikum rusulun minkum yetlûne aleykum âyâti rabbikum ve yunzirûnekum likâe yevmikum hâzâ, kâlû belâ ve lâkin hakkat kelimetul azâbi alel kâfirîn(kâfirîne). Kâfirler, zümre zümre cehenneme sürülürler. Oraya geldikleri zaman, onun (cehennemin) kapýlarý açýlýr. Ve onun (cehennemin) bekçileri onlara derler ki: “Size, sizden (sizin aranýzdan) olan resûller gelmedi mi ki, size Rabbinizin âyetlerini okusun, bugüne (buraya) geleceðinizi (söyleyerek) uyarsýn? (Cehenneme gidenler) dediler ki: “Evet (geldiler).” Fakat azap sözü kâfirlerin üzerine hak oldu. Ýnsanlara insan resûller, cinlere cin resûller gelir. Allah cehennemi mutlaka insanlardan ve cinlerden dolduracaktýr. Onlara azap edeceði sözü hak olmuþtur. Ve bu azap sözünün hak olmasýnýn iþlevinde Allah buyuruyor ki: 16/NAHL-36: Ve le kad beasnâ fî kulli ummetin resûlen eni’budûllâhe vectenibût tâgût(tâgûte), fe minhum men hedallâhu ve minhum men hakkat aleyhid dalâleh(dalâletu), fe sîrû fîl ardý fanzurû keyfe kâne âkýbetul mukezzibîn(mukezzibîne). Ve andolsun ki Biz, bütün ümmetlerin (milletlerin, kavimlerin) içinde resûl beas ettik (hayata getirdik, vazifeli kýldýk). (Allah’a ulaþmayý dileyerek) Allah’a kul olsunlar ve taguttan (insan ve cin þeytanlardan) içtinap etsinler (sakýnýp kurtulsunlar) diye. Onlardan bir kýsmýný, (Resûlün daveti üzerine Allah’a ulaþmayý dileyenleri) Allah hidayete erdirdi ve bir kýsmýnýn (dilemeyenlerin) üzerine dalâlet hak oldu. Artýk yeryüzünde gezin. Böylece yalanlayanlarýn akýbetinin, nasýl olduðuna bakýn (görün). Hiçbir zaman, hiçbir kavmi resûlsüz býrakmayan Allahû Tealâ, bütün kavimlerde resûl beas etmiþtir. O kavimdeki insanlarý taguta kul olmaktan kurtarsýnlar da Allah’a kul etsinler diye. Bir kýsmý bu sebeple hidayete ermiþlerdir. Bir kýsmýnýnsa üzerine dalâlet hak olmuþtur. Dalâletin hak olmasý, azabýn da hak olmasýný ifade eder. Dalâlet o insanlarýn cehenneme gidip azap çekmelerine sebep olur.

65

65


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 14

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 417

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v £Ûa ¢ñ ‰ì¢

7 a ˆ¨ç ¤á¢Ø¡ß¤ì í õ¬b Ô¡Û ¤á¢nî,© ã b à¡2 aì¢Ó뢈 Ï ¡†¤Ü¢‚¤Ûa la ˆ Ç aì¢Ó뢇 ë ¤á¢×b äî,© ã b £ã¡a æì¢Ü à¤È m ¤á¢n¤ä¢× b à¡2 Fe zûkû bi mâ nesîtum likâe yevmikum hâzâ, innâ nesînâkum ve zûkû azâbel huldi bi mâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).

√ψλεψσε βυ “λικ®ε” (Αλλαη’α υλα⎭μα) γ⎫ν⎫ν⎫ζ⎫, υνυτμαν⎬ζδαν δολαψ⎬ (αζαβ⎬) ταδ⎬ν. Μυηακκακ κι Βιζ δε σιζι υνυττυκ. ςε ψαπτ⎬κλαρ⎬ν⎬ζ σεβεβιψλε εβεδ⎩ αζαβ⎬ ταδ⎬ν. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

66

-

fe zûkû bi mâ nesîtum likâe yevmi-kum hâzâ innâ nesînâ-kum ve zûkû azâbe

: : : : : : : : : : :

o zaman, öyleyse tadýn sebebiyle, dolayýsýyla siz unuttunuz kavuþma, ulaþma sizin gününüz bu muhakkak ki biz sizi unuttuk ve tadýn azabý

66


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 14

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 417

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v£ Ûa ¢ñ ‰ì¢

12 13 14 15

-

el huldi bi mâ kuntum ta'melûne

: : : :

halid olan, ebedî olan sebebiyle oldunuz yapýyorsunuz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Azabýn hak olma muhtevasý burada da geçmektedir. Bütün insanlar Allahû Tealâ’ya söz vermiþler, ruhlarýný Allah’a ölmeden evvel ulaþtýrmak için. Allahû Tealâ da bütün insanlardan bu konuda yemin, misak ve ahd almýþtýr. Bunlardan misak, ruhun ölmeden evvel Allah’a ulaþmasý konusunda Allah’a verilen sözdür. Ve bu misaki Allahû Tealâ 12 defa insanýn üzerine farz kýlmýþtýr: 39/ZUMER-54: Ve enîbû ilâ rabbikum ve eslimû lehu min kabli en ye’tiyekumul azâbu summe lâ tunsarûn(tunsarûne). Ve Rabbinize (Allah’a) yönelin (ruhunuzu Allah’a ulaþtýrmayý dileyin)! Ve size azap gelmeden önce O’na (Allah’a) teslim olun (ruhunuzu, vechinizi, nefsinizi, iradenizi Allah’a teslim edin). Sonra yardým olunmazsýnýz. Bu, Allah’a mülaki olma olayýdýr. Allah’a hayatta iken ruhun ulaþma günü bütün insanlar için en önemli gündür. Ve Allah’a ulaþma gününü unutanlar, Allah’a ulaþmayý dilemeyenlerdir. Allah’a ulaþmayý dilemeyi unutanlar azabý tadacaklardýr. Gidecekleri yer cehennemdir. Ýþte bu âyete uyan, Yunus Suresinin 7 ve 8. âyetleridir: 10/YUNUS-7: Ýnnellezîne lâ yercûne likâenâ ve radû bil hayâtid dunyâ vatme'ennû bihâ vellezîne hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne). Muhakkak ki onlar, Bize ulaþmayý (hayatta iken ruhlarýný Allah’a ulaþtýrmayý) dilemezler. Dünya hayatýndan razý olmuþlardýr ve onunla doyuma ulaþmýþlardýr ve onlar âyetlerimizden gâfil olanlardýr. 10/YUNUS-8: Ulâike me’vâhumun nâru bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne). Ýþte onlarýn kazandýklarý (dereceler) gereðince varacaklarý yer ateþtir (cehennemdir).

67

67


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 15

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 417

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v £Ûa ¢ñ ‰ì¢

Secde âyeti

a뢣Š  b è¡2 a뢊¡£×¢‡ a ‡¡a åí ©ˆ £Ûa b ä¡mb í¨b¡2 ¢å¡ß¤ ªì¢í b à £ã¡a æ뢊¡j¤Ø n¤ í ü ¤á¢ç ë ¤á¡è¡£2 ‰ ¡†¤à z¡2 aì¢z £j  ë a¦† £v¢ Ýnnemâ yu’minu bi âyâtinellezîne izâ zukkirû bihâ harrû succeden ve sebbehû bi hamdi rabbihim ve hum lâ yestekbirûn(yestekbirûne).

Φακατ Βιζιμ ®ψετλεριμιζε ⎩μ®ν εδενλερ (®μεν⎦ ολανλαρ), ονλαρδ⎬ρ κι, (®ψετλεριμιζ) ζικρεδιλδιðι ζαμαν (ηεμεν) σεχδε εδερεκ ψερε καπαν⎬ρλαρ. ςε Ραβ’λερινι ηαμδ ιλε τεσβιη εδερλερ ϖε ονλαρ κιβιρλενμεζλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14

-

innemâ yu'minu bi âyâti-na ellezîne izâ zukkirû bihâ harrû succeden ve sebbe-hû bi hamdi rabbi-him ve hum lâ yestekbirûne

: : : : : : : : : : : : : :

fakat, sadece, ancak mü'min olurlar, inanýrlar, îmân ederler âyetlerimize o kimseler, onlar o zaman zikredildiler ona yere kapandýlar secde ederek ve onu tesbih ettiler hamd ile onlarýn Rabbi, Rab'leri ve onlar büyüklük taslamazlar, kibirlenmezler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Âyetteki kiþiler, Allah’a ulaþmayý dileyenlerdir. Allah’a ulaþmayý dileyenler, Allah’ý ayný zamanda hamd ile tesbih edenlerdir. Onlar secde âyetleri söylendiði zaman hemen secde ederek yere kapanýrlar. Onlar büyüklük taslamazlar, yani kibirlenmezler. Onlar tevazu sahipleri olan alçak gönüllü insanlardýr.

68

68


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 16

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 417

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v£ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¤á¢è £2 ‰ æì¢Ç¤† í ¡É¡ub š à¤Ûa ¡å Ç ¤á¢è¢2ì¢ä¢u ó¨Ïb v n m æì¢Ô¡1¤ä¢í ¤á¢çb ä¤Ó ‹ ‰ b £à¡ß ë 9 b¦È à Ÿ ë b¦Ï¤ì  Tetecâfâ cunûbuhum anil medâcýi yed’ûne rabbehum havfen ve tamaan ve mimmâ razaknâhum yunfikûn(yunfikûne).

Ψανλαρ⎬ν⎬ ψατακταν υζακλα⎭τ⎬ρ⎬ρλαρ (ψαν ⎫στ⎫ ψαταρκεν καλκαρλαρ). Ραβ’λερινε κορκυ ϖε ⎫μιτλε δυα εδερλερ. ςε ονλαρ⎬ ρ⎬ζ⎬κλανδ⎬ρδ⎬ð⎬μ⎬ζ ⎭εψλερδεν ινφ®κ εδερλερ (ϖεριρλερ). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

tetecâfâ cunûbu-hum ani el medâcýi yed'ûne rabbe-hum havfen ve tamaan ve mimmâ (min mâ) razaknâ-hum yunfikûne

: : : : : : : : : :

uzaklaþýrlar (onlarýn) yanlarý yataklarýndan dua ederler Rab'lerine korku ve umut ederek, ümitle ve þeylerden onlarý rýzýklandýrdýðýmýz infâk ederler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah “yanlarýný yataktan uzaktaþtýranlar” ifadesiyle yan üstü yatarken onlarýn daimî zikrin sahibi olarak geceler boyu uykuda iken de zikir yaptýklarýný ifade etmektedir. Buradaki infâk fizik infâk deðildir; yani birinin eline geçen buðdaydan, arpadan baþka insanlara da pay vermek veya paradan baþka insanlara nafaka vermek infâk diye düþünülmemelidir. Buradaki infâk, fizik vücudun nefsi infâkidir. Fizik vücut zikir yapar. Allah’ýn katýndan rahmet-fazl ve rahmet-salâvât nurlarý nefs için gelir. Fizik vücudun göðsüne gelir, Allah’ýn göðüsten kalbe açtýðý yoldan geçerek nefsin kalbine ulaþýr. Ýnsanlardan uykularýnda da yanüstü yatarken zikir yapanlar, kalktýklarý zaman Rab’lerine korku ve ümitle dua ederler. Talepte bulunurlar. Yani zikir yaparlar, diyor Allahû Tealâ burada. Ýþte gece kalkýp da zikir yaptýklarý zaman Allah’ýn katýndan gelen rahmetle-fazl ve rahmet-salâvât nurlarýný göðüslerinden nefslerinin kalbine göndererek, nefslerini Allah’ýn bu nafakasýndan infâk ederler.

69

69


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 17

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 417

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v £Ûa ¢ñ ‰ì¢

¡ñ £Š¢Ó ¤å¡ß ¤á¢è Û ó¡1¤¢a ¬b ß ¥¤1 ã ¢á Ü¤È m 5 Ï æì¢Ü à¤È í aì¢ãb × b à¡2 ¦õ¬a Œ u 7§å¢î¤Ç a Fe lâ ta’lemu nefsun mâ uhfiye lehum min kurreti a’yun(a’yunin), cezâen bi mâ kânû ya’melûn(ya’melûne).

Αρτ⎬κ ηι⎜βιρ νεφσ (ηι⎜ κιμσε), ψαπμ⎬⎭ ολδυκλαρ⎬να μ⎫κ®φατ ολαρακ, ονλαρ ι⎜ιν γ⎞ζαψδ⎬νλ⎬ð⎬νδαν νελεριν σακλ⎬ ολδυðυνυ βιλμεζ. 1 2 3 4 5

-

6 7 8 9

-

fe lâ ta'lemu nefsun mâ uhfiye lehum min kurreti a'yunin (a'yunin cezâen bi mâ kânû ya'melûne

: : : : : : : : : :

bilmez nefs, kiþi gizli olaný, saklý olaný, neler saklý onlar için göz aydýnlýðýndan (sevindirici þeylerden) göz) (ceza) karþýlýk olarak þeyler sebebiyle oldular yapýyorlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Gözaydýnlýðýndan nelerin saklý olduðunun bilinmemesi kiþinin zikir yapmasý halinde kalbine gelen nurlarýn nefsi nasýl tezkiye sonra da tasfiye ettiðini, kalplerin temizlenmesini kiþinin bilmemesi demektir. Yapmýþ olduklarýna mükâfat olarak, evvelâ nefs tezkiyesi; kalbin yarýya kadar nurla dolmasý, sonra nefsin tasfiyesi; kalbin %100 nurla dolmasý gözaydýnlýðýdýr. Kurreti a’yunin; göz aydýnlýðý, gözlerde artýk Allahû Tealâ’nýn nurlarýnýn görünmeye baþlamasý, demektir.

70

70


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 18

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 417

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v£ Ûa ¢ñ ‰ì¢

æb × ¤å à × b¦ä¡ß¤ ªì¢ß æb × ¤å à Ï a æ@¢ì n¤ í ü 6 b¦Ô¡b Ï E fe men kâne mu’minen kemen kâne fâsikâ(fâsikan), lâ yestevun(yestevune).

√ψλεψσε μ⎫’μιν ολαν κιμσε, φασ⎬κ ολαν κιμσε γιβι μιδιρ? Ονλαρ μ⎫σαϖι (ε⎭ιτ) ολμαζλαρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9

-

e fe men kâne mu'minen ke men kâne fâsikan lâ yestevune

: : : : : : : : :

mi o zaman, öyleyse kimse oldu îmân eden, mü'min olan kimse gibi oldu fasýk olan, eþit olmaz, bir olmaz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Mü’min, Allah’a ulaþmayý dilemiþ olan, zikir yapan, nefsinin kalbine Allah’ýn nurlarý gelen kiþidir. Fasýk, Allah’a ulaþmayý dilemeyen, zikir zaten yapmayan ama yapsa bile nefsinin kalbi hiçbir zaman Allah’ýn nurlarýyla dolmayacak olan, kalbi daima karanlýkta kalacak olan kiþidir. O hiçbir zaman infâk edemez. Yani fizik vücudu zikir yapmadýðý için Allah’ýn katýndan manevî þeyler (rahmetle fazl, rahmetle salâvât) gelmez dolayýsýyla vücut nefse onlarý veremez. Ve nefsi bu açýdan bir hedefe ulaþamaz yani nefs tezkiyesini gerçekleþtiremez. Bu mümkün deðildir.

71

71


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 19

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 417

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v £Ûa ¢ñ ‰ì¢

¤á¢è Ü Ï ¡pb z¡Ûb £–Ûa aì¢Ü¡à Ç ë aì¢ä ߨa åí ©ˆ £Ûa b £ß a æì¢Ü à¤È í aì¢ãb × b à¡2 ¦ü¢Œ¢ã 9ô¨ë¤b à¤Ûa ¢pb £ä u Emmellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti fe lehum cennâtul me’vâ nuzulen bi mâ kânû ya’melûn(ya’melûne).

Φακατ ®μεν⎦ ολανλαρ (Αλλαη’α υλα⎭μαψ⎬ διλεμι⎭ ολανλαρ) ϖε σαλιη αμελ (νεφσ τεζκιψεσι) ψαπανλαρ, ι⎭τε ονλαρ ι⎜ιν ψαπμ⎬⎭ ολδυκλαρ⎬νδαν δολαψ⎬ ικραμ ολαρακ μεϖα χεννετλερι ϖαρδ⎬ρ. 1 2 4 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

emmellezîne (emmâ ellezîne) emmâ ellezîne âmenû ve amilû es sâlihâti fe lehum cennâtu el me'vâ nuzulen bi mâ kânû ya'melûne

: : : : : : : : : : : :

ama, fakat o kimseler, onlar âmenû oldular, Allah'a ulaþmayý dilediler ve salih amel, nefs tezkiyesi yaptýlar artýk, iþte onlar için (vardýr) cennetler meva, barýnma ikram olarak sebebiyle, dolayýsýyla oldular yapýyorlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bu insanlar, âmenû olanlar (Allah’a ulaþmayý dileyenler) ve nefs tezkiyesi yapanlardýr (salih amel iþleyenler). Kiþi 14. basamakta 12 tane ihsanla mürþidine ulaþmýþ, 7 tane de ni’met almýþ ve nefs tezkiyesi yapmaya baþlamýþtýr. O zaman o kiþi için meva cenneti söz konusudur. Nefs tezkiyesi tamamlanýnca, ruh Allah’a ulaþmýþ olacaktýr. Bu âyette Allah’a ulaþmayý dilemiþ ve nefs tezkiyesine baþlamýþ olanlar, mürþidlerine ulaþýp tâbî olmuþlar ve ruhlarý Allah’a doðru yola çýkmýþ olanlarýn ulaþacaðý 2. kat cennet olan Meva cenneti söz konusudur.

72

72


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 20

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 417

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v £Ûa ¢ñ ‰ì¢

6 ¢‰b £äÛa ¢á¢èí¨ë¤b à Ï aì¢Ô  Ï åí ©ˆ £Ûa b £ß a ë ¬b è¤ä¡ß aì¢u¢Š¤‚ í ¤æ a a¬ë¢…a ‰ a ¬b à £Ü¢× ¤á¢è Û 3î©Ó ë b èî©Ï

a뢆î©Ç¢a

ô©ˆ £Ûa ¡‰b £äÛa la ˆ Ç aì¢Ó뢇 æì¢2¡£ˆ Ø¢m ©é¡2 ¤á¢n¤ä¢× Ve emmellezîne fesekû fe me’vâhumun nâr(nâru), kulle mâ erâdû en yahrucû minhâ uîdû fîhâ, ve kîle lehum zûkû azâben nârillezî kuntum bihî tukezzibûn(tukezzibûne).

ςε φακατ φασ⎬κ ολανλαρ, ονλαρ⎬ν μεϖασ⎬ (βαρ⎬ναð⎬) ατε⎭τιρ. Οραδαν ηερ ⎜⎬κμακ ιστεδικλερινδε οραψα ιαδε εδιλιρλερ (γερι δ⎞νδ⎫ρ⎫λ⎫ρλερ). ςε ονλαρα: “Ατε⎭ιν αζαβ⎬ν⎬ ταδ⎬ν! Κι ονυ τεκζιπ ετμι⎭τινιζ (ψαλανλαμ⎬⎭τ⎬ν⎬ζ).” δενιρ.

73

73


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 20

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 417

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v£ Ûa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18

-

emmellezîne (emmâ ellezîne) fesekû fe me'vâ-hum en nâru kulle mâ erâdû en yahrucû min-hâ uîdû fî-hâ ve kîle lehum zûkû azâbe en nâri ellezî kuntum bihî tukezzibûne

: : : : : : : : : : : : : : : : : :

fakat onlar fasýklýk yaptýlar onlarýn barýnma yeri, varacaðý yer ateþ her defa istediler çýkmak oradan iade edildiler, geri çevrildiler oraya ve denir onlara tadýn azabý o ateþ ki siz oldunuz onu tekzip ediyorsunuz, yalanlýyorsunuz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Fýskta olanlarýn (Allah’a ulaþmayý dilemeyenler veya dileyip Allah’a ulaþtýktan sonra tekrar baþa dönenler) varacaðý yer ateþtir ve ateþte yandýkça kaçmak isterler. Her çýkmak istediklerinde tekrar ateþe iade edilirler (geri döndürülürler). Öyleyse iki tür insan vardýr; Allah’a ulaþmayý dileyenler (âmenû olanlar), gidecekleri yer Allah’ýn cenneti ve fasýklar, Allah’a ulaþmayý dilemeyenler (âmenû olmayanlar) veya vuslattan sonra tekrar düþenler. Ýkisi de fýsktadýr ve onlarýn gideceði yer cehennemdir.

74

74


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 21

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 418

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v£ Ûa ¢ñ ‰ì¢

ó¨ã¤… ü¤a ¡la ˆ ȤÛa å¡ß ¤á¢è £ä Ôí ©ˆ¢ä Û ë æì¢È¡u¤Š í ¤á¢è£Ü È Û ¡Š j¤× ü¤a ¡la ˆ ȤÛa æ뢅 Ve le nuzîkannehum minel azâbil ednâ dûnel azâbil ekberi leallehum yerciûn(yerciûne).

ςε Βιζ, μυτλακα β⎫ψ⎫κ αζαπταν ⎞νχε, δαηα ψακ⎬ν ολαν αζαπταν ονλαρα ελβεττε ταττ⎬ραχαð⎬ζ. Υμυλυρ κι β⎞ψλεχε ονλαρ (Αλλαη’α υλα⎭μαψ⎬ διλεψερεκ, Αλλαη’α) δ⎞νερλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9

-

ve le nuzîkanne-hum min el azâbi el ednâ dûne el azâbi el ekberi lealle-hum yerciûne

: : : : : : : : :

ve elbette, mutlaka onlara tattýracaðýz azaptan daha yakýn önce azap büyük umulur ki onlar dönerler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Dünya azabýný ifade eden âyet-i kerime, Secde Suresinin bu 21. âyet-i kerimesidir. Büyük azap ise cehennem azabýdýr. Bu dünyada Allah’a ulaþmayý dilemeyenlere Allah’ýn tattýracaðý azap, vicdan azabýdýr. Onlar hatalarý iþledikçe Allahû Tealâ azap eder. Azabýn dünyada olan bir azap olduðunu “umulur ki böylece onlar dönerler.” cümlesinden anlýyoruz. Yani bu dünyada tadacaklar ki azabý, o azap onlara tesir edecek ve azap sebebiyle belki Allah’a döneceklerdir.

75

75


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 22

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 418

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v£ Ûa ¢ñ ‰ì¢

Š¡£×¢‡ ¤å £à¡ß ¢á ܤà a ¤å ß ë  Š¤Ç a £á¢q ©é¡£2 ‰ ¡pb í¨b¡2 åî©ß¡Š¤v¢à¤Ûa å¡ß b £ã¡a 6 b è¤ä Ç ; æì¢à¡Ô n¤ä¢ß Ve men azlemu mimmen zukkire bi âyâti rabbihî summe a’rada anhâ, innâ minel mucrimîne muntekimûn(muntekimûne).

ςε Ραββινιν ®ψετλερι ζικρεδιλδικτεν (ηατ⎬ρλατ⎬λδ⎬κταν) σονρα ονδαν ψ⎫ζ ⎜εϖιρεν κιμσεδεν δαηα ζαλιμ κιμ ϖαρδ⎬ρ? Μυηακκακ κι Βιζ, μ⎫χριμλερδεν ιντικαμ αλαχακ ολανλαρ⎬ζ.

76

76


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 22

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 418

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v£ Ûa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

ve men azlemu mimmen (min men) zukkire bi âyâti rabbi-hi summe a'rada an-hâ innâ min el mucrimîne muntekimûne

: : : : : : : : : : : :

ve kim daha zalim kimseden hatýrlatýldý, zikredildi âyetler onun Rabbi sonra yüz çevirdi ondan muhakkak biz mücrimlerden intikam alýcýlarýz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’a ulaþmayý kendisine ihtar edilmesine raðmen, dilemeyen herkes bu istikamette mücrimler (cürüm iþleyenler, suçlular) arasýndadýr. Allah’ýn âyetleri kendilerine hatýrlatýlýyor, zikrediliyor ama yüz çeviriyorlar, Allah’a ulaþmayý dilemiyorlar. Onlarýn gidecekleri yer cehennemdir. Cehennemdeki iþkenceler Allah’ýn intikamýdýr. 10/YUNUS-7: Ýnnellezîne lâ yercûne likâenâ ve radû bil hayâtid dunyâ vatme'ennû bihâ vellezîne hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne). Muhakkak ki onlar, Bize ulaþmayý (hayatta iken ruhlarýný Allah’a ulaþtýrmayý) dilemezler. Dünya hayatýndan razý olmuþlardýr ve onunla doyuma ulaþmýþlardýr ve onlar âyetlerimizden gâfil olanlardýr. 10/YUNUS-8: Ulâike me'vâhumun nâru bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne). Ýþte onlarýn kazandýklarý (dereceler) gereðince varacaklarý yer ateþtir (cehennemdir).

77

77


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 23

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 418

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v £Ûa ¢ñ ‰ì¢

lb n¡Ø¤Ûa ó ì¢ß b ä¤î m¨a ¤† Ô Û ë ©é¡ö¬b Ô¡Û ¤å¡ß §ò í¤Š¡ß ó©Ï ¤å¢Ø m 5 Ï 7 3î©ö¬a Š¤¡a ¬ó©ä j¡Û ô¦†¢ç ¢êb ä¤Ü È u ë Ve lekad âteynâ mûsel kitâbe fe lâ tekun fî miryetin min likâihî ve cealnâhu huden li benî isrâîl(isrâîle).

ςε ανδολσυν κι Μυσα (Α.Σ)’α κιταπ ϖερδικ. Βυνδαν σονρα σεν, Ο’να (Αλλαη’α) μ⎫λ®κι ολμακταν (ηαψατταψκεν ρυηυνυ Αλλαη’α υλα⎭τ⎬ρμακταν) ⎭⎫πηε ι⎜ινδε ολμα. ςε Ο’νυ (Τεϖρατ’⎬) ⇑σραιλοðυλλαρ⎬ ι⎜ιν ηιδαψετ ρεηβερι (Αλλαη’α υλα⎭τ⎬ρ⎬χ⎬) κ⎬λδ⎬κ. 1 2 3 4 5 6

78

-

ve lekad âteynâ mûsâ el kitâbe fe lâ tekun

: : : : : :

ve andolsun biz verdik Musa kitap artýk sen olma

78


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 23

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 418

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v£ Ûa ¢ñ ‰ì¢

7 8 9 10 11 12 13

-

fî miryetin min likâi-hi ve cealnâ-hu huden li benî isrâîle

: : : : : : :

içinde, de þüphe, kuþku ona ulaþmaktan ve onu kýldýk hidayete erdiren için Ýsrailoðullarý

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kim huþû sahibiyse ruhunu Allah’a ulaþtýracaðýndan, Allah’a mülâki olacaðýndan emindir: 2/BAKARA-46:

Ellezîne

yezunnûne

ennehum

mulâkû

rabbihim

ve

ennehum

ileyhi

râciûn(râciûne). O (huþû sahipleri) ki; onlar, Rab’lerine (dünya hayatýnda) muhakkak mülâki olacaklarýna ve (sonunda ölümle) O’na döneceklerine yakîn derecesinde inanýrlar. Huþû sahipleri, yakîn hasýl ederek inanýrlar ki Allah’a mülâki olacaklardýr (ruhlarýný Allah’a ölmeden evvel ulaþtýracaklardýr). Ve gene onlar yakîn hasýl ederek (kesin olarak, muhakkak surette) inanmýþlardýr ki; Allah’a öldükten sonra da ruhlarý rücu edecektir (geri dönecektir). Geri dönerek ruhlarý ölümden sonra tekrar Allah’a ulaþacaktýr. Ýþte onlar, bu konuda þüphesi olmayanlardýr. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e de Allahû Tealâ, bu kavramý belki daha yeni öðretmektedir ki: “Sakýn insan ruhlarýnýn hayattayken Bize geri döneceklerinden þüphede olma.” diyor. Allah Hz. Musa’ya Tevrat’ý verdiðini ve Tevrat’ýn Ýsrailoðullarý için bir HÝDAYET REHBERÝ olduðunu ifade ediyor. Tevrat’ta da 7 safha ve 4 teslim hem farzdýr hem de Hz. Musa ve ona tâbî olanlarýn 7 safha ve 4 teslimi yaþadýklarý ve gerçekleþtirdikleri ifade edilmektedir.

79

79


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 24

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 418

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v£ Ûa ¢ñ ‰ì¢

æ뢆¤è í ¦ò £à¡ö a ¤á¢è¤ä¡ß b ä¤Ü È u ë aì¢ãb × ë 6a뢊 j • b £à Û b ã¡Š¤ß b¡2 6 æì¢ä¡Óì¢í

b ä¡mb í¨b¡2

Ve cealnâ minhum eimmeten yehdûne bi emrinâ lemmâ saberû ve kânû bi âyâtinâ yûkýnûn(yûkýnûne).

ςε ονλαρδαν, εμριμιζλε ηιδαψετε ερδιρεν ιμαμλαρ κ⎬λδ⎬κ ϖε σαβ⎬ρ σαηιβι ολδυκλαρ⎬ ϖε ®ψετλεριμιζε (Ηακκ’υλ ψακ⎩ν σεϖιψεσινδε) ψακ⎩ν ηασ⎬λ ετμι⎭ ολδυκλαρ⎬ ι⎜ιν.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

80

-

ve cealnâ min-hum eimmeten yehdûne bi emrinâ lemmâ saberû ve kânû bi âyâti-nâ yûkýnûne

: : : : : : : : : :

ve kýldýk onlardan imamlar hidayete erdirir bizim emrimizle ancak, olunca, olduklarý için sabrettiler ve oldular âyetlerimize Hakk’ul yakîn seviyesinde yakîn hasýl ediyorlar

80


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 24

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 418

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v £Ûa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm 24. âyet, Kur’ân’ýn en önemli âyetlerindendir. Huzur namazýnýn imamlarýný tarif etmektedir. Enbiya72’de Allahû Tealâ peygamber isimleri saymaktadýr. Enbiya-73’te de huzur namazýnýn imamlarý vardýr: 21/ENBÝYA-72: Ve vehebnâ lehu ishâk(ishâka), ve ya’kûbe nâfileh(nâfileten), ve kullen cealnâ sâlihîn(sâlihîne). Ve ona, Ýshak (A.S)’ý ve nafileten (ilâveten) Yâkub (A.S)’ý vehbî (armaðan) olarak verdik. Ve hepsini salihler kýldýk. 21/ENBÝYA-73: Ve cealnâhum eimmeten yehdûne bi emrinâ ve evhaynâ ileyhim fi’lel hayrâti ve ikâmes salâti ve îtâez zekâh(zekâti), ve kânû lenâ âbidîn(âbidîne). Ve onlarý, emrimizle hidayete erdiren (ölmeden önce ruhlarý Allah’a ulaþtýran) imamlar kýldýk. Ve onlara, hayýrlar iþlemeyi, namaz kýlmayý ve zekât vermeyi vahyettik. Ve onlar, Bize kul oldular. Enbiya Suresinin 73. âyet-i kerimesindeki imamlar, Hz. Ýsa, Hz. Musa, Peygamber Efendimiz (S.A.V), Hz. Ýbrâhîm gibi peygamberler yani nebî-resûllerdir. Bütün peygamberler devrin imamýdýr, huzur namazýnýn imamýdýr. Ama Secde-24’te peygamber olmayan imamlardan bahsedilmektedir. Peygamber olan imamlar da olmayan imamlar da resûl imamlardýr. Ýkisi de resûldür ama ikisi de nebî deðildir. Nebîler, peygamberlerdir. Kur’ân-ý Kerim’e baktýðýmýz zaman, peygamberlerin sadece nebîler olduðunu görürüz. Öyleyse bütün peygamberler nebîdir, ayný zamanda resûldür. Peygamber olmayan resûller ise resûldürler ama nebî deðil, velîdirler. Öyleyse nübüvvet, peygamberliktir; velâyet Allah’a dost olmaktýr. Allah’ýn en büyük dostlarý nebîlerdir (peygamberlerdir). Her peygamber mutlaka devrinde huzur namazýnýn imamýdýr. Ama peygamberlerin arasýnda fetret devirleri vardýr. Hz. Ýsa’dan 600 yýl sonra Peygamber Efendimiz (S.A.V) gelmiþtir. Arada geçen peygambersiz devrelerde velî resûllerden (her kavmin resûllerinden) bir tanesini Allah seçip vekâleten huzur namazýnýn imamý kýlmýþtýr. Ýþte onlar bu âyet-i kerimede bahsedilen imamlardýr.

81

81


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 25

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 418

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v £Ûa ¢ñ ‰ì¢

¡ò à¨î¡Ô¤Ûa â¤ì í ¤á¢è ä¤î 2 ¢3¡–¤1 í ì¢ç Ù £2 ‰ £æ¡a æì¢1¡Ü n¤‚ í

¡éî©Ï aì¢ãb × b àî©Ï

Ýnne rabbeke huve yafsilu beynehum yevmel kýyâmeti fîmâ kânû fîhi yahtelifûn(yahtelifûne).

Μυηακκακ κι σενιν Ραββιν, Ο, κ⎬ψ®μετ γ⎫ν⎫ ιητιλ®φ ετμι⎭ ολδυκλαρ⎬ ⎭εψ κονυσυνδα ονλαρ⎬ν αρασ⎬ν⎬ (ηακλ⎬ψ⎬ ηακσ⎬ζδαν) αψ⎬ρ⎬ρ (η⎫κ⎫μ ϖεριρ).

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

inne rabbe-ke huve yafsilu beyne-hum yevme el kýyâmeti fî-mâ kânû fî-hi yahtelifûne

: : : : : : : : : :

muhakkak senin Rabbin o fasýl yapar, ayýrýr, hüküm verir onlarýn aralarýnda kýyâmet günü þeylerde oldular hakkýnda, konusunda ihtilâf ediyorlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ kýyâmet günü olanlarý sadece izler. Ýþi yapanlar kiramen kâtibin melekleridir. Herkese hem düþüncelerinin hem de fiillerinin hayat filmini gösterirler. Herkesin yaptýðý herþey ve kasýt derecesi bellidir. Herkesin pozitif ve negatif dereceleri ortaya çýkar. Ve kimin sevaplarý günahlarýný aþmýþsa onlar ebediyyen cennette; kimin de günahlarý sevaplarýný aþmýþsa, ebediyyen cehennemde olacaklardýr.

82

82


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 26

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 418

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v £Ûa ¢ñ ‰ì¢

b ä¤Ø ܤç a ¤á × ¤á¢è Û ¡†¤è í ¤á Û ë a ¡æ뢊¢Ô¤Ûa å¡ß ¤á¡è¡Ü¤j Ó ¤å¡ß 6 ¤á¡è¡ä¡×b  ß ó©Ï æì¢'¤à í 6§pb í¨ü Ù¡Û¨‡ ó©Ï £æ¡a æì¢È à¤ í 5 Ï a E ve lem yehdi lehum kem ehleknâ min kablihim minel kurûni yemþûne fî mesâkinihim, inne fî zâlike le âyât(âyâtin), e fe lâ yesmeûn(yesmeûne).

Ονλαρ⎬ ηιδαψετε ερδιρμεδι μι? Ονλαρδαν ⎞νχεκι νεσιλλερδεν νιχελερινι ηελ®κ εττικ (ετμι⎭ ολμαμ⎬ζ). Ονλαρ⎬ν (εϖϖελχε) μεσκ⎦ν ολδυκλαρ⎬ ψερλερδε (ψυρτλαρ⎬νδα) δολα⎭⎬ψορλαρ. Μυηακκακ κι βυνδα, ελβεττε ®ψετλερ (δελιλλερ, ιβρετλερ) ϖαρδ⎬ρ. Η®λ® ι⎭ιτμεψεχεκλερ μι?

83

83


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 26

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 418

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v£ Ûa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18

-

e ve lem yehdi lehum kem ehleknâ min kabli-him min el kurûni yemþûne fî mesâkini-him inne fî zâlike le âyâtin e fe lâ yesmeûne

: : : : : : : : : : : : : : : : : :

mý ve hidayete erdirmedi onlarý kaç, nice helâk ettik onlardan önce nesillerden yürürler, dolaþýrlar içinde onlarýn meskenleri, meskûn olduklarý yerler, yurtlar muhakkak içinde iþte bu, bu elbette âyetler mý artýk, bundan sonra, hâlâ iþitmiyorlar, iþitmeyecekler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ burada insanlarýn bir gün toprak olacaðýný söylemektedir. Toprak olmadan, ölmeden evvel, dünya hayatýný yaþarken hidayete ermek insanlar için hedef gösterilmektedir. Evvelkilerin hayatlarýndan ibret almamýz için çok deliller vardýr.

84

84


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 27

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 418

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v£ Ûa ¢ñ ‰ì¢

¡‹¢Š¢v¤Ûa ¡¤‰ ü¤a ó Û¡a õ¬b à¤Ûa ¢Öì¢ ã b £ã a a¤ë Š í ¤á Û ë a ¤á¢è¢ßb Ȥã a ¢é¤ä¡ß ¢3¢×¤b m b¦Ç¤‰ ‹ ©é¡2 ¢x¡Š¤‚¢ä Ï æ뢊¡–¤j¢í 5 Ï a 6 ¤á¢è¢¢1¤ã a ë E ve lem yerev ennâ nesûkul mâe ilel ardýl curuzi fe nuhricu bihî zar’an te’kulu minhu en’âmuhum ve enfusuhum e fe lâ yubsirûn(yubsirûne).

Ονλαρ, συψυ κυρακ αραζιψε νασ⎬λ σεϖκεδιψορυζ γ⎞ρμεδιλερ μι? Β⎞ψλεχε οραδαν εκινλερ ⎜⎬καρ⎬ρ⎬ζ, ονδαν ηαψϖανλαρ⎬. ςε ονλαρ ψερλερ. Η®λ® γ⎞ρμ⎫ψορλαρ μ⎬? 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17

-

e ve lem yerev ennâ nesûku el mâe ilel ardý (ilâ el ardý) el curuzi fe nuhricu bihî zar'an te'kulu min-hu en'âmu-hum ve enfusu-hum e fe lâ yubsirûne

: : : : : : : : : : : : : : : : :

ve görmüyorlar mý, görmediler mi nasýl sevkediyoruz su arzý, yeryüzünü kurak arazi, kurak yer böylece çýkarýrýz, çýkarýyoruz onunla ekin siz yersiniz ondan onlarýn hayvanlarý ve kendileri mý artýk, bundan sonra, hâlâ görmüyorlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Yubsirûn gözün görme hassasý; yerev ise fizik standartlarda görmektir. Basarla (basiretle) ifade edilen; ibret alarak görmek, hüküm çýkararak görmektir. “Hâlâ görmüyorlar mý?” cümlesinde “Hâlâ ibret alarak bir neticeye ulaþmýyorlar mý?” anlamý vardýr.

85

85


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 28

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 418

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v £Ûa ¢ñ ‰ì¢

¢|¤n 1¤Ûa a ˆ¨ç ó¨n ß æì¢Ûì¢Ô í ë åî©Ó¡…b • ¤á¢n¤ä¢× ¤æ¡a Ve yekûlûne metâ hâzel fethu in kuntum sâdikîn(sâdikîne).

ςε εðερ σιζ σαδ⎬κ(λαρ)σαν⎬ζ, “Βυ φετιη νε ζαμαν?” δερλερ.

1 2 3 4 5 6

-

ve yekûlûne metâ hâzâ el fethu in kuntum sâdikîne

: : : : : :

ve derler ne zaman bu fetih eðer siz iseniz sadýklar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm “Eðer siz sadýklarsanýz, yani doðru söylüyorsanýz fetih (günü) ne zaman?” ifadesi bir kýyâmet ifadesidir. Yani Fetih Günü, Kýyâmet Günü’dür. Sadýk, doðru söyleyen ve sadakat sahibi anlamlarýna gelir.

86

86


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 29

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 418

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v£ Ûa ¢ñ ‰ì¢

åí ©ˆ £Ûa ¢É 1¤ä í ü ¡|¤n 1¤Ûa â¤ì í ¤3¢Ó æ뢊 Ĥä¢í ¤á¢ç ü ë ¤á¢è¢ãb àí©a a¬ë¢Š 1 × Kul yevmel fethi lâ yenfeullezîne keferû îmânuhum ve lâ hum yunzarûn(yunzarûne).

Δε κι: “Φετιη γ⎫ν⎫, κ®φιρ ολανλαρα (Αλλαη’α υλα⎭μαψ⎬ διλεμεψενλερε) ⎩μ®νλαρ⎬ βιρ φαψδα ϖερμεζ ϖε ονλαρα σ⎫ρε ϖεριλμεζ.” 1 2 3 4 5 6

-

kul yevme el fethi lâ yenfeu ellezîne keferû (ellezîne keferû 7 - îmânu-hum 8 - ve lâ hum yunzarûne

: : : : : : : : :

de gün fetih fayda vermez onlar inkâr ettiler, kâfir oldular kâfir olanlar) onlarýn îmânlarý ve onlara bakýlmaz, süre tanýnmaz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Burada fetih gününden kýyâmet günü kastedilmektedir. Cennete girecek olanlar için cennetin fethi söz konusudur. Onun için Allahû Tealâ “fetih günü” diyor. Hem îmân sahibi hem kâfir nasýl olunur? Burada Allahû Tealâ, Allah’a inanan ama Allah’a ulaþmayý dilemeyen bir kiþinin îmânýnýn var olduðunu (Allah’a inandýðý için) ama bu îmânýn ona bir fayda vermeyeceðini, onu kâfir olmaktan kurtaramayacaðýný söylemektedir. Allah’a ulaþmayý dilemedikçe îmân o kiþiyi cennete girebilecek bir hak mü’min kýlamaz. Hak mü’min olsa zaten gideceði yer cennettir. Îmâný olan bir kâfir, Allah’a inanýr ama Allah’a ulaþmayý dilemediði için kâfirdir. Ýfade son derece net: “Kâfirlere îmânlarý fayda saðlamaz. Ve onlara bakýlmaz.” Yani süre verilmez. Onlarýn cenneti fethetmeleri söz konusu deðildir. Hak mü’minler, Allah’a ulaþmayý dileyen îmân sahipleridir. Ýnanan ve Allah’a ulaþmayý dilemeyen kiþi Allah’a ulaþmayý dileseydi ve böylece hak mü’min olsaydý, gideceði yer cennet olacaktý. Îmâný kendisine fayda verecekti. Bu âyet Allah’a ulaþmayý dileyen hak mü’mini mü’min kabul etmektedir. Allah’a inandýðý için lûgat mânâsýyla mü’min olan fakat Allah’a ulaþmayý dilemeyen kiþiyi ise açýk bir þekilde kâfir olarak isimlendirmektedir.

87

87


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 30

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 418

(32) Secde Suresi ¡ñ †¤v £Ûa ¢ñ ‰ì¢

¤Š¡Ä n¤ãa ë ¤á¢è¤ä Ç ¤¡Š¤Ç b Ï æ뢊¡Ä n¤ä¢ß ¤á¢è £ã¡a Fe a’rýd anhum ventezýr innehum muntezýrûn(muntezýrûne).

√ψλεψσε αρτ⎬κ ονλαρδαν ψ⎫ζ ⎜εϖιρ ϖε βεκλε! Μυηακκακ κι ονλαρ (δα) βεκλεψενλερδιρ. 1 2 3 4 5 6

-

fe a'rýd anhum ventezýr (ve intezýr) inne-hum muntezýrûne

: : : : : :

artýk, öyleyse yüz çevir onlardan ve bekle muhakkak onlar bekleyenler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Onlar da, Peygamber Efendimiz (S.A.V) de neticeyi bekleyecek. Kýyâmet günü herkes için gelecektir. Ve o gün onlarýn îmânlarýnýn Allah’a ulaþmayý dilemedikleri için onlarý mü’min kýlmadýðý, Allah’ýn cennetine ulaþtýrmadýðý neticesine ulaþmaktayýz. Kiþinin Allah’a inanmasý, o kiþiyi Allah’ýn cennetine ulaþtýramaz.

88

88


øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yúj»A øÉé}¼@»A øÁônø@I {

¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

33. SURE


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 1

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 419

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

åí©Š¡Ïb ؤÛa ¡É¡À¢m ü ë é¨ £ÜÛa ¡Õ £ma ¢£ó¡j £äÛa b 袣í a ¬b í = b¦àî©Ø y b¦àî©Ü Ç æb × é¨ £ÜÛa £æ¡a 6 åî©Ô¡Ïb ä¢à¤Ûa ë Yâ eyyuhen nebiyyuttekillâhe ve lâ tutýil kâfirîne vel munâfikîn(munâfikîne), innallâhe kâne alîmen hakîmâ(hakîmen).

Εψ Νεβ⎩ (Πεψγαμβερ), Αλλαη’α καρ⎭⎬ τακϖα σαηιβι ολ! ςε κ®φιρλερε ϖε μ⎫ναφ⎬κλαρα ιταατ ετμε! Μυηακκακ κι Αλλαη, Αλ⎩μ’διρ (εν ιψι βιλεν), Ηακ⎩μ’διρ (η⎫κ⎫μ ϖε ηικμετ σαηιβι). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

yâ eyyuhâ en nebiyyu ittekillâhe (itteki allâhe) ve lâ tutýi el kâfirîne ve el munâfikîne inne allâhe kâne alîmen hakîmen

: : : : : : : : : :

ey nebî, peygamber Allah'a karþý takva sahibi ol ve itaat etme kâfirler ve münafýklar muhakkak ki Allah oldu, dýr en iyi bilen hakîm olan, hüküm ve hikmet sahibi

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Burada “takva sahibi ol” dediðine göre Peygamber Efendimiz (S.A.V), tasarruf takvasýna ulaþmamýþ ama iradesini Allah’a teslim etmiþ olabilir. Ýrade tesliminden sonraki son takva, tasarruf takvasýdýr. Allahû Tealâ kâfirlere ve münafýklara itaat etmemesini emrediyor.

89

89


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 2

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 419

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

6 Ù¡£2 ‰ ¤å¡ß Ù¤î Û¡a ó¬¨yì¢í b ß ¤É¡j£m a ë = a¦Šî©j  æì¢Ü à¤È m b à¡2 æb × é£Ü¨ Ûa £æ¡a Vettebi’ mâ yûhâ ileyke min rabbik(rabbike), innallâhe kâne bimâ ta’melûne habîrâ(habîren).

ςε σανα Ραββινδεν ϖαηψεδιλενε τ®β⎩ ολ. Μυηακκακ κι Αλλαη, ψαπτ⎬ð⎬ν⎬ζ ⎭εψλερδεν ηαβερδαρδ⎬ρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

vettebi' mâ yûhâ ileyke min rabbi-ke inne allâhe kâne bi mâ ta'melûne habîren

: : : : : : : : : :

ve tâbî ol þeye vahyedilir sana senin Rabbinden muhakkak ki Allah oldu, dýr þeyleri siz yapýyorsunuz haberdar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Her zaman Allahû Tealâ’nýn resûllerine emri þudur: “Baþkalarý ne söylerse söylesin sana Rabbinden ne vahyediliyorsa ona uy.” Her peygamber, peygamber olmayan her resûl, her nezir de ayný þeyi söylüyor: “Ben bana verilene (vahyedilene) uyarým.” Ýslâm’ýn her açýdan yanlýþlýklarla ve eksikliklerle dolu olduðu bir devredeyiz. Ýslâm tamamen unutulmuþ ve insanlar peygamberlerden baþka hiç kimsenin vahiy almayacaðýný zannediyorlar.

90

90


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 2

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 419

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

Oysaki Allahû Tealâ, Hz. Musa’nýn annesine, Hz. Ýsa’nýn havarilerine, Hz. Meryem’e vahyediyor. Ve diyor ki: “Allah’ýn insanlarla vahiyden baþka tarzda bir konuþmasý olmaz.” 42/ÞURA-51: Ve mâ kâne li beþerin en yukellimehullâhu illâ vahyen ev min verâi hýcâbin ev yursile resûlen fe yûhýye bi iznihî mâ yeþâu, innehu aliyyun hakîm(hakîmun). Allah’ýn hiçbir insanla konuþmasý olmamýþtýr, illâ vahyile veya perde arkasýndan veya dilediðine izniyle vahyetsin diye resûl (melek) göndererek. Allah, bilir ve hikmet sahibidir. Allahû Tealâ Hz. Musa’nýn annesine vahyettiðini Taha suresi 38. âyet-i kerimesinde þu þekilde ifade buyuruyor: 20/TAHA-38: Ýz evhaynâ ilâ ummike mâ yûhâ. Vahyedilecek þeyi annene vahyetmiþtik. Allahû Tealâ Hz. Ýsa’nýn havarilerine vahyettiðini ise Maide suresi 111. âyet-i kerimesinde ifade buyuruyor: 5/MAÝDE-111: Ve iz evhaytu ilel havâriyyîne en âminû bî ve bi resûlî, kâlû âmennâ veþhed bi ennenâ muslimûn(muslimûne). Havarilere: “Bana ve resûlüme îmân edin.” diye vahyettiðim zaman, onlar da “Îmân ettik, bizim (Allah’a) teslim olduðumuza þahit ol.” demiþlerdi. Allahû Tealâ Hz. Meryem’e bir aðaç altýna çekilmesini emrettikten sonra, Meryem suresinin 24. âyet-i kerimesinde Hz. Meryem’e vahyettiðini þu þekilde ifade buyuruyor: 19/MERYEM-24: Fe nâdâhâ min tahtihâ ellâ tahzenî kad ceale rabbuki tahteki seriyyâ(seriyyen). O zaman onun (Hz. Meryem’in) alt yanýndan, ona “mahzun olma (üzülme)” diye bir nida (geldi): “Rabbin, senin alt yanýndan bir su yolu kýldý (oluþturdu).”

91

91


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 3

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 419

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

6 ¡é¨£ÜÛa ó Ü Ç ¤3 £× ì m ë ¦5î©× ë ¡é¨£ÜÛb¡2 ó¨1 × ë Ve tevekkel alâllâh(alâllâhi) ve kefâ billâhi vekîlâ(vekîlen).

ςε Αλλαη’α τεϖεκκ⎫λ ετ. ςε Αλλαη, ϖεκιλ ολαρακ ψετερ.

1 2 3 4 5

-

ve tevekkel alâllâhi (alâ allahi) ve kefâ bi allâhi vekîlen

: : : : :

ve tevekkül et Allah'a ve kâfidir Allah vekil olarak

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýþte tevekkül olayý... Kim Allah’a ulaþmayý dilerse, dilediði anda Allah’ý kendisine vekil tayin etmiþtir. Ve o andan itibaren taguta kul olmaktan kurtulmuþtur. Çünkü Allah’ýn Ýlâhî Ýradesi, kiþinin cüz’i iradesini kontrol altýna almýþtýr. Þeytanýn ona tesir etmesine Allah artýk mani olur.

92

92


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 4

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 419

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

ó©Ï ¡å¤î j¤Ü Ó ¤å¡ß §3¢u Š¡Û ¢é£Ü¨ Ûa 3 È u b ß ©ªó¬¨£Ûa ¢á¢Ø ua 뤋 a 3 È u b ß ë 7©é¡Ï¤ì u 3 È u b ß ë 7 ¤á¢Ø¡mb è£ß ¢a £å ¢è¤ä¡ß æ뢊¡çb Ä¢m ¤á¢Ø¢Û¤ì Ó ¤á¢Ø¡Û¨‡ 6 ¤á¢× õ¬b ä¤2 a ¤á¢× õ¬b î¡Ç¤… a £Õ z¤Ûa ¢4ì¢Ô í

¢é£Ü¨ Ûa ë 6 ¤á¢Ø¡ça ì¤Ï b¡2

3î©j£ Ûa ô¡†¤è í ì¢ç ë Mâ cealallâhu li raculin min kalbeyni fî cevfih(cevfihî), ve mâ ceale ezvâcekumullâî tuzâhýrûne min hunne ummehâtikum, ve mâ ceale ed’ýyâekum ebnâekum, zâlikum kavlukum bi efvâhikum, vallâhu yekûlul hakka ve huve yehdîs sebîl(sebîle).

Αλλαη βιρ αδαμα γ⎞ðσ⎫νδε ικι καλπ κ⎬λμαδ⎬ (ψαρατμαδ⎬). Ζιηαρ ψαπτ⎬ð⎬ν⎬ζ (σεν βανα βενιμ αννεμιν σ⎬ρτ⎬ γιβισιν διψερεκ βο⎭αμακ ιστεδιðινιζ) ζεϖχελερινιζι σιζιν αννελερινιζ κ⎬λμαδ⎬. ςε εϖλ®τλ⎬κλαρ⎬ν⎬ζ⎬, σιζιν οðυλλαρ⎬ν⎬ζ κ⎬λμαδ⎬. ⇑⎭τε βυνλαρ σιζιν αð⎬ζλαρ⎬ν⎬ζδακι σ⎞ζλερδιρ. ςε Αλλαη ηακκ⎬ σ⎞ψλερ. ςε Ο, (Κενδινε υλα⎭τ⎬ραν) ψολα ηιδαψετ εδερ.

93

93


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 4

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 419

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9

-

mâ ceale allâhu li raculin min kalbeyni fî cevfi-hî ve mâ ceale ezvâce-kum ellâî tuzâhýrûne

: : : : : : : : :

10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23

-

min hunne ummehâti-kum ve mâ ceale ed'ýyâe-kum ebnâe-kum zâlikum kavlu-kum bi efvâhi-kum vallâhu (ve allâhu) yekûlu el hakka ve huve yehdî es sebîle

: : : : : : : : : : : : : :

Allah kýlmadý bir adamda iki kalp (kalpten iki tane) içinde, da onun (göðüs) boþluðu ve kýlmadý, yapmadý sizin zevceleriniz, eþleriniz ki onlar zýhar yaptýðýnýz (zýhar yapmak: sen bana benim annemin sýrtý gibisin diyerek eþini boþamak istemek) onlardan sizin anneleriniz ve kýlmadý, yapmadý sizin evlâtlýklarýnýz sizin oðullarýnýz iþte bu, bu sizin sözünüz sizin aðýzlarýnýzda ve Allah söyler Hakk ve o ulaþtýrýr yol

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’ýn hidayet ettiði yol, Allah’a ulaþtýran yoldur. Bu Sýratý Mustakîm’dir. 4/NÝSA-175: Fe emmellezîne âmenû billâhi va’tesamû bihî fe se yudhýluhum fî rahmetin minhu ve fadlýn ve yehdîhim ileyhi sýrâtan mustekîmâ (mustekîmen). Allah’a âmenû olanlarý ve O’na sarýlanlarý (sarýlmayý dileyenleri), Allah kendinden bir rahmetin ve fazlýn içine koyacak ve onlarý, Kendisine ulaþtýran Sýratý Mustakîm’e (Allah’a ulaþtýran yola) hidayet edecektir, ulaþtýracaktýr.

94

94


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 5

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 419

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

7¡é£Ü¨ Ûa †¤ä¡Ç ¢Á ¤Ó a ì¢ç ¤á¡è¡ö¬b 2¨ü¡ ¤á¢çì¢Ç¤…¢a ¤á¢Ø¢ãa ì¤¡b Ï ¤á¢ç õ¬b 2¨a a¬ì¢à Ü¤È m ¤á Û ¤æ¡b Ï ¤î Û ë

6 ¤á¢Øî©Ûa ì ß ë ¡åí ©£†Ûa ó¡Ï

=©é¡2 ¤á¢m¤b À¤ a ¬b àî©Ï ¥b ä¢u ¤á¢Ø¤î Ü Ç 6 ¤á¢Ø¢2ì¢Ü¢Ó ¤p †£à È m b ß ¤å¡Ø¨Û ë b¦àî©y ‰ a¦‰ì¢1 Ë ¢é£Ü¨ Ûa æb × ë Ud’ûhum li âbâihim huve aksatu indallâh(indallâhi), fe in lem ta’lemû âbâehum fe ýhvânukum fîd dîni ve mevâlîkum, ve leyse aleykum cunâhun fîmâ ahta’tum bihî ve lâkin mâ taammedet kulûbukum, ve kânallâhu gafûren rahîmâ(rahîmen).

Ονλαρ⎬ (εϖλ®τλ⎬κλαρ⎬ν⎬ζ⎬) βαβαλαρ⎬ν⎬ν ναμ⎬ ιλε ⎜αð⎬ρ⎬ν. Βυ, Αλλαη’⎬ν κατ⎬νδα δαηα αδαλετλιδιρ. Εðερ ονλαρ⎬ν βαβαλαρ⎬ν⎬ βιλμιψορσαν⎬ζ, ο ζαμαν ονλαρ, δ⎩νδε σιζιν καρδε⎭λερινιζ ϖε δοστλαρ⎬ν⎬ζδ⎬ρ. ςε ηατα εττιðινιζ ⎭εψλερδεν δολαψ⎬ σιζιν ι⎜ιν γ⎫ναη ψοκτυρ. Φακατ καλπλερινιζιν τααμμ⎫δεν (καστεν) ψαπτ⎬ρδ⎬ð⎬ ⎭εψλερδεν (γ⎫ναη ϖαρδ⎬ρ). ςε Αλλαη Γαφ⎦ρ’δυρ (γ⎫ναηλαρ⎬ σεϖαβα ⎜εϖιρεν), Ραη⎩μ’διρ (Ραη⎩μ εσμασ⎬ψλα τεχελλι εδεν). 95

95


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 5

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 419

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26

-

ud'û-hum li âbâi-him huve aksatu indallâhi (inde allâhi) fe in lem ta'lemû âbâe-hum fe ýhvânu-kum fî ed dîni ve mevâlî-kum ve leyse aleykum cunâhun fîmâ ahta'tum bihî ve lâkin mâ taammedet kulûbu-kum ve kânallâhu (kâne allâhu) gafûren rahîmen

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

onlarý çaðýrýn babalarýna göre (namý ile) o daha adil, adaletli Allah'ýn katýnda o taktirde eðer bilmiyorsunuz onlarýn babalarýný o zaman sizin kardeþlerinizdir dînde ve sizin dostlarýnýz ve deðil, yok sizin üzerinize günah o þey hakkýnda siz hata ettiniz onunla ve ancak, fakat þey taammüden, kasten sizin kalpleriniz ve Allah … oldu, Allah …dýr gafûrdur (günahlarý sevaba çevirendir) rahîmdir (Rahîm esmasýyla tecelli edendir)

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ burada evlâtlýklar hakkýndaki hükümleri söylüyor, derecat sistemi hakkýnda açýklamada bulunuyor. Ýnsanýn yaptýðý bir hatada Allah günah payý çýkarmýyor. Ama ayný davranýþ kasten yapýldýðýnda derecat kaybediliyor. Her saniye hayatýmýzda yanlýþ þeyler yaptýðýmýzda derecat kaybeder doðru yaptýklarýmýzda ise derecat kazanýrýz. Ve Allah Gafûrdur, Rahîm’dir.

96

96


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 6

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 419

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¤á¡è¡¢1¤ã a ¤å¡ß åî©ä¡ßªì¤ ¢à¤Ûb¡2 ó¨Û¤ë a £ó ¢ ¡j£ä Û a ¡âb y¤‰ ü¤a aì¢Û¯ë¢a ë 6 ¤á¢è¢mb è£ß ¢a ¬¢é¢ua 뤋 a ë ¡é£Ü¨ Ûa ¡lb n¡× ó©Ï §œ¤È j¡2 ó¨Û¤ë a ¤á¢è¢š¤È 2 ¤æ a ¬ £ü¡a åí©Š¡ub è¢à¤Ûa ë åî©ä¡ßªì¤ ¢à¤Ûa å¡ß 6 b¦Ï뢊¤È ß ¤á¢Ø¡ö¬b î¡Û¤ë a ó¬¨Û¡a a¬ì¢Ü Ȥ1 m a¦‰ì¢À¤ ß ¡lb n¡Ø¤Ûaó¡Ï Ù¡Û¨‡ æb × En nebiyyu evlâ bil mu’minîne min enfusihim ve ezvâcuhu ummehâtuhum, ve ûlûl erhâmi ba’duhum evlâ bi ba’dýn fî kitâbillâhi minel mu’minîne vel muhâcirîne illâ en tef’alû ilâ evliyâikum ma’rûfâ(ma’rûfen), kâne zâlike fîl kitâbi mestûra(mestûren).

Νεβ⎩ (Πεψγαμβερ), μ⎫’μινλερ ι⎜ιν κενδι νεφσλερινδεν δαηα εϖλ®δ⎬ρ (ψακ⎬νδ⎬ρ). ςε Ο’νυν (Νεβ⎩’νιν) ζεϖχελερι, ονλαρ⎬ν αννελεριδιρ. ςε ραηιμ σαηιπλερι (ακραβαλαρ), ονλαρ βιρβιρλερινε, Αλλαη’⎬ν Κιταβ’⎬νδα, μ⎫’μινλερε ϖε μυηαχιρλερε ψακ⎬ν ολδυκλαρ⎬νδαν δαηα ψακ⎬νδ⎬ρ. Ανχακ δοστλαρ⎬ν⎬ζα ιψιλικ ψαπμαν⎬ζ ηαρι⎜. ⇑⎭τε βυνλαρ, Κιταβ’τα σατ⎬ρ σατ⎬ρ ψαζ⎬λ⎬δ⎬ρ. 97

97


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 6

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 419

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23

-

en nebiyyu evlâ bi el mu'minîne min enfusi-him ve ezvâcu-hu ummehâtu-hum ve ûlûl erhâmi ba'du-hum evlâ bi-ba'dýn ba'du-hum bi ba'dýn fî kitâbillâhi (kitâbi allâhi) min el mu'minîne ve el muhâcirîne illâ en tef'alû ilâ evliyâi-kum ma'rûfen kâne zâlike fî el kitâbi mesturen

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

nebî, peygamber evlâdýr, daha yakýndýr mü'minlere, müminler için kendi nefslerinden ve onun eþleri onlarýn anneleri ve rahim sahipleri, akrabalar onlarýn bir kýsmý evlâ, daha yakýndýr bir kýsmýna birbirlerine içinde Allah'ýn Kitabý mü'minlerden ve muhacirler ancak, baþka, hariç sizin yapmanýz sizin dostlarýnýza maruf, iyilik olarak oldu, idi iþte bu kitapta satýr satýr yazýlý

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bu âyette Peygamber Efendimiz (S.A.V) ile sahâbe ve diðer akrabalar arasýndaki iliþkiler ifade ediliyor. Burada davranýþ biçimleri ve toplum düzeni açýklanmaktadýr. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in, akrabalarý, zevceleri, eþleri mü’minlerin anneleridir.

98

98


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 7

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 420

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¤å¡ß ë Ù¤ä¡ß ë ¤á¢è Ób rî©ß å©£î¡j £äÛa å¡ß b ã ¤ˆ  a ¤‡¡a ë : á í¤Š ß ¡å¤2a ó î©Ç ë ó¨ì¢ß ë áî©ç¨Š¤2¡a ë §ì¢ã = ¦bÄî©Ü Ë ¦bÓb rî©ß ¤á¢è¤ä¡ß b ã ¤ˆ  a ë Ve iz ehaznâ minen nebîyyîne mîsâkahum ve minke ve min nûhýn ve ibrâhîme ve mûsâ ve îsebni meryeme ve ehaznâ minhum mîsâkan galîzâ(galîzan).

ςε ο ζαμαν κι; Βιζ, νεβ⎩λερδεν ονλαρ⎬ν μισακλερινι αλμ⎬⎭τ⎬κ. ςε σενδεν ϖε Ηζ. Νυη’ταν ϖε Ηζ. ⇑βρ®η⎩μ’δεν ϖε Ηζ. Μυσα’δαν ϖε Μερψεμοðλυ Ηζ. ⇑σα’δαν ϖε ονλαρδαν αð⎬ρ βιρ μισακ αλδ⎬κ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

11 12 13 14

-

ve iz ehaznâ min en nebiyyîne mîsâka-hum ve min-ke ve min nûhýn ve ibrâhîme ve mûsâ ve îsebni meryeme (îsa ibni meryeme) ve ehaznâ min-hum mîsâkan galîzen

: : : : : : : : : :

ve o zaman olmuþtu aldýk, ahzettik den nebîler onlarýn misakleri ve senden ve Nuh (A.S)'dan ve Ýbrâhîm ve Musa ve Meryemoðlu Ýsa

: : : :

ve aldýk onlardan misak saðlam, aðýr, çok kuvvetli

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Al-i Ýmran 81’de geleceði bildirilen Resûl’ün Hz. Muhammed (S.A.V) olduðu iddia edilmektedir. Allah bu âyette Nebîlere hitap ediyor ve bu Nebîlerden sonra, bir Nebînin deðil, bir Resûlün geleceðini söylüyor. Bu âyet-i kerime Al-i Ýmran-81 ile çok yakýn bir iliþki içerisindedir:

99

99


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 7

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 420

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

3/AL-Ý ÝMRAN-81: Ve iz ehazallâhu mîsâkan nebiyyîne lemâ âteytukum min kitâbin ve hikmetin summe câekum resûlun musaddikun limâ meakum le tu’minunne bihî ve le tensurunneh(tensurunnehu), kâle e akrartum ve ehaztum alâ zâlikum ýsrî, kâlû akrarnâ, kâle feþhedû ve ene meakum mineþ þâhidîn(þâhidîne). Hani o zaman ki; Allah, peygamberlerin (nebîlerin) MÝSAK’ini (yeminini) almýþtý: “Andolsun ki; size Kitap ve hikmet verdim, sizlerden sonra sizinle beraber bulunaný (Allah’ýn sizlere verdiði kitaplarý) tasdik eden Resûl gelince, O’na mutlaka îmân edecek ve O’na mutlaka yardým edeceksiniz. Bunu ikrar ettiniz mi ve bu aðýr ahdimi üzerinize aldýnýz mý?” “Ýkrar ettik.” dediler. “Öyle ise þahit olun. Ben de sizinle beraber þahitlerdenim.” buyurdu. Peygamber Efendimiz (S.A.V) herþeyden evvel bir Nebî’dir ve Al-i Ýmran 81’deki diðer nebîlerin arasýnda mevcut olduðu bu âyet-i kerimede ispat edilmiþtir: “Nebîlerden misak aldýðýmýz zaman Senden de almýþtýk.” (Sen de o nebîlerin arasýndaydýn.) O resûlün, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’den sonra gelecek bir resûl olduðu bu âyet-i kerimeye göre kesindir. Hz. Nuh, Hz. Ýbrâhîm, Hz. Musa, Hz. Ýsa ve Peygamber Efendimiz (S.A.V), Ulûl’azm Nebîler’dir. Ayný isimler Þura-13’te de geçiyor: 42/ÞURA-13: Þerea lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrekû fîh(fîhi), kebure alel muþrikîne mâ ted’ûhum ileyh(ileyhi), allâhu yectebî ileyhi men yeþâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu). Dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiðimiz (farz kýldýðýmýz) þeyi (þeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fýrkalara ayrýlmayýn.” diye Hz. Ýbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. Ýsa’ya vasiyet ettiðimiz þeyi sana da vahyederek, size de þeriat kýldýk. Senin onlarý, kendisine çaðýrdýðýn þey (Allah’a ulaþmayý dileme) müþriklere zor geldi. Allah, dilediðini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine hidayet eder (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaþtýrýr). Anlaþýlýyor ki bütün peygamberlere Allahû Tealâ’nýn verdiði þeriat ayný þeriattir. Bugün dünya üzerinde 3 kitaplý dîn görünüyor. Yahudiler, müslümanlar ve hristiyanlarýn üçünde de bu peygamberlerin yaþadýðý devirlerde hiçbir farklýlýk yoktu. Hepsi 7 safha ve 4 teslimi yaþayan ayný dînlerdi. Hz. Musa da Hz. Ýsa da Peygamber Efendimiz (S.A.V) de üzerlerine kendi kitaplarýnda farz kýlýnan ayný dîni yaþadýlar. Önce yahudilerin sonra hristiyanlarýn dîni aslî unsurlardan koptu. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e kadar yahudilerde de hristiyanlarda da toplumun büyük kýsmýnda, artýk Allah’ýn 7 safha ve 4 teslimden oluþan temel kaideleri hepsinde farz kýlýnmasýna raðmen yerine getirilmiyordu. Ve Peygamber Efendimiz (S.A.V) ile birlikte yeniden ayný dînin esaslarý kondu. Ýslâm dîni kâinatýn ezelî dînidir, hiç deðiþmemiþtir. Ama þeytan insanlara Ýslâm’ý da unutturmuþtur. Dolayýsýyla insanlarý cennet ve dünya saadetine ulaþtýracak olan bütün hükümler bütün kitaplarda mevcut olmasýna raðmen bugün unutulmuþtur.

100

100


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 8

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 420

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

7 ¤á¡è¡Ó ¤†¡• ¤å Ç åî©Ó¡…b £–Ûa 3 ÷¤ î¡Û ; b¦ àî©Û a b¦ 2a ˆ Ç åí©Š¡Ïb Ø¤Ü¡Û £† Ç a ë Li yes’eles sâdikîne an sýdkýhim, ve eadde lil kâfirîne azâben elîmâ(elîmen).

Σαδ⎬κλαρα σαδακατλερινι σορμασ⎬ ι⎜ινδιρ. ςε κ®φιρλερε ελ⎩μ βιρ αζαπ ηαζ⎬ρλαδ⎬. 1 2 3 4 5 6 7 8

-

li yes'ele es sâdikîne an sýdký-him ve eadde li el kâfirîne azâben elîmen

: : : : : : : :

sormasý için doðru olanlar, sadýklar den onlarýn doðruluklarý, sadakatleri ve hazýrladý kâfirler için, kâfirlere azap acý, elîm

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýnsanlar burada ikiye ayrýlýyor; sadýklar ve kâfirler. Allah yolunda olmayanlar, Allah’a ulaþmayý dilemeyenler kâfirlerdir ve o sebeple küfürde kalanlardýr. Sadýklar Allah’a ulaþmayý dileyenlerdir. Kâfirler, taguttur. Mânâsý; Allah’a inanmayandýr. Allahû Tealâ’nýn küfür kapsamý Allah’a ulaþmayý dilemeyen inananlarý da kapsar. 32/SECDE-29: Kul yevmel fethi lâ yenfeullezîne keferû îmânuhum ve lâ hum yunzarûn(yunzarûne). De ki: “Fetih günü, kâfir olanlara (Allah’a ulaþmayý dilemeyenlere) îmânlarý bir fayda vermez ve onlara süre verilmez.” Öyleyse Kur’ân-ý Kerim’de mü’min ve kâfiri birbirinden ayýran þey, Allah’a inanýp inanmamak deðil, Allah’a inananlarýn arasýnda da Allah’a ulaþmayý dileyip dilememektir. Allah’a ulaþmayý dilemeyen kiþi, mü’min olarak kabul edilmez.

101

101


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 9

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 420

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¤á¢Ø¤î Ü Ç ¡é¨£ÜÛa ò à¤È¡ã a뢊¢×¤‡a aì¢ä ߨa åí ©ˆ £Ûa b 袣í a ¬b í a¦…ì¢ä¢u ë b¦zí©‰ ¤á¡è¤î Ü Ç b ä¤Ü ¤‰ b Ï ¥…ì¢ä¢u ¤á¢Ø¤m õ¬b u ¤‡¡a 7 a¦Šî©– 2 æì¢Ü à¤È m b à¡2 ¢é¨ £ÜÛa æb × ë 6 b ç¤ë Š m ¤á Û Yâ eyyuhellezîne âmenûzkurû ni’metallâhi aleykum iz câetkum cunûdun fe erselnâ aleyhim rîhan ve cunûden lem terevhâ, ve kânallâhu bimâ ta’melûne basîrâ(basîren).

Εψ ®μεν⎦ ολανλαρ (Αλλαη’α υλα⎭μαψ⎬ διλεψενλερ)! Αλλαη’⎬ν σιζιν ⎫ζερινιζδεκι νι’μετινι ηατ⎬ρλαψ⎬ν. Σιζε (⎫ζερινιζε) ορδυλαρ γελμι⎭τι. Ο ζαμαν, ονλαρ⎬ν ⎫ζερινε, ρ⎫ζγ®ρ ϖε σιζιν γ⎞ρεμεδιðινιζ ορδυλαρ γ⎞νδερδικ. ςε Αλλαη, ψαπτ⎬ð⎬ν⎬ζ ⎭εψλερι γ⎞ρενδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18

-

yâ eyyu-hâ ellezîne âmenû uzkurû ni'metallâhi (ni'mete allâhi) aleykum iz câet-kum cunûdun fe erselnâ aleyhim rîhan ve cunûden lem terev-hâ ve kânallâhu (kâne allâhu) bimâ ta'melûne basîren

: : : : : : : : : : : : : : : : : :

ey o kimseler, onlar îmân edenler (Allah'a ulaþmayý dileyenler) hatýrlayýn Allah'ýn ni'meti sizin üzerinize size gelmiþti ordular, askerler o zaman gönderdik onlara, onlarýn üzerine rüzgâr ve ordular, askerler siz onu görmediniz (göremediniz) ve Allah oldu þeyi, þeyleri yapýyorsunuz gören

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kur’ân-ý Kerim net olarak insanlarýn Allah’a ulaþmayý dilemesini içerir, bu bir kurtuluþtur. Allah’a inanan herkesi Allahû Tealâ mü’min saymaz. Küfür standardýnda kalan, mü’min olmayan birisi Allah’a ulaþmayý dilemez. Bu âyet Allah’ýn savaþ sýrasýnda zaferi kazanmasýný dilediði tarafa insanlarýn göremediði meleklerle yardým göndermesini ifade ediyor. Ýþte gelecekte Mehdi (A.S)’ýn kazanacaðý zaferlerde meleklerin de payý olacaðý umulur.

102

102


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 10

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 420

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¤‡¡a ë ¤á¢Ø¤ä¡ß 3 1¤ a ¤å¡ß ë ¤á¢Ø¡Ó¤ì Ï ¤å¡ß ¤á¢×@¢ ªë¬b u ¤‡¡a Š¡ub ä z¤Ûa ¢lì¢Ü¢Ô¤Ûa ¡o Ì Ü 2 ë ¢‰b –¤2 ü¤a ¡o Ëa ‹ b ãì¢ä¢£ÄÛa ¡é¨£ÜÛb¡2 æ좣ä¢Ä m ë Ýz câukum min fevkýkum ve min esfele minkum ve iz zâgatil ebsâru ve belegatil kulûbul hanâcire ve tezunnûne billâhiz zunûnâ(zunûnen).

Ονλαρ, σιζιν ψυκαρ⎬ν⎬ζδαν ϖε α⎭αð⎬ν⎬ζδαν ⎫ζερινιζε γελδιðι ϖε γ⎞ζλεριν ψ⎬λδ⎬ð⎬ ϖε καλπλεριν ηαν⎜ερεψε υλα⎭τ⎬ð⎬ (ψ⎫ρεκλεριν αðζα γελδιðι) ζαμαν, Αλλαη’α καρ⎭⎬ ζανλαρδα βυλυνυψορδυνυζ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

iz câû-kum min fevký-kum ve min esfele min-kum ve iz zâgati el ebsâru ve belegati el kulûbu el hanâcire ve tezunnûne bi allâhi ez zunûnen

: : : : : : : : : : : :

size gelmiþlerdi sizin üzerinizden, yukarýdan ve aþaðýdan sizden ve yýldýðý zaman gözler ve ulaþtý kalpler hançereler, boðazlar, gýrtlaklar ve zanda bulunuyorsunuz Allah'a zanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ burada bir kavmin bir bölümünü anlatýyor. Bir üst, bir alt taraftan ordular geliyor. Ve sayýlarý o kadar fazla ki gözler yýlýyor. Yürekler aðza geliyor. Ölüm korkusu hissediliyor. Ve Allahû Tealâ diyor ki: “O zaman Allah’a karþý, ‘Allahû Tealâ bize yardým edecekti, neden yardým etmedi?’ gibi zanlarda bulunuyordunuz.”

103

103


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 11

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 420

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

æì¢ä¡ß¤ªì¢à¤Ûa ó¡Ü¢n¤2a Ù¡Ûb ä¢ç a¦†í© † ( ¦üa Œ¤Û¡‹ aì¢Û¡Œ¤Û¢‹ ë Hunâlikebtuliyel mu’minûne ve zulzilû zilzâlen þedîdâ(þedîden).

Οραδα μ⎫’μινλερ ιμτιηαν εδιλδιλερ. ⇒ιδδετλι σαρσ⎬ντ⎬ ιλε σαρσ⎬λδ⎬λαρ.

1 2 3 4 5 6

-

hunâlike ebtulîe el mu'minûne ve zulzilû zilzâlen þedîden

: : : : : :

orada sýnandý, imtihan edildi mü'minler, îmân edenler ve sarsýldýlar sarsýntýyla þiddetli, kuvvetli

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Mü’minlerin bu savaþta imtihan edildikleri ve þiddetli bir sarsýntý ile sarsýldýklarý ifade buyruluyor.

104

104


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 12

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 420

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¥ Š ß ¤á¡è¡2ì¢Ü¢Ó ó©Ï åí ©ˆ £Ûa ë æì¢Ô¡Ïb ä¢à¤Ûa ¢4ì¢Ô í ¤‡¡a ë a¦‰ë¢Š¢Ë £ü¡a ¬¢é¢Ûì¢ ‰ ë ¢é¨£ÜÛa b ã † Ç ë b ß Ve iz yekûlul munâfikûne vellezîne fî kulûbihim maradun mâ vaadenallâhu ve resûluhû illâ gurûrâ(gurûran).

ςε μ⎫ναφ⎬κλαρ ϖε καλπλερινδε μαραζ (ηασταλ⎬κ, ⎭⎫πηε) βυλυνανλαρ: “Αλλαη ϖε ρεσ⎦λ⎫ γυρυρδαν (αλδατμακταν) βα⎭κα βιρ ⎭εψ ϖααδετμεδι.” διψορλαρδ⎬. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

ve iz yekûlu el munâfikûne ve ellezîne fî kulûbi-him maradun mâ vaadenallâhu ve resûlu-hû illâ gurûren

: : : : : : : : : :

ve söylüyorlardý, diyorlardý. münafýklar ve o kimseler, onlar içinde, vardýr onlarýn kalpleri hastalýk, maraz, þüphe Allah'ýn vaadettiði þey ve onun resûlü ancak, baþka gurur, aldatma

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýnsanlardan zayýf olanlar, münafýklar ve kalplerinde maraz olanlar, öyle olaylarla karþýlaþýrlar ki Allah’ýn resûlünden þüpheye düþerler. Azýcýk güçlük görünce Allah yolundan kaçarlar. Allahû Tealâ’nýn, Resûl’ü ve etrafýndaki insanlarý imtihan etmesi mümkündür. Münafýklar, Allah ve Resûl’ünün hak vaadlerine inanmayanlardýr.

105

105


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 13

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 420

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

3¤ç a ¬b í ¤á¢è¤ä¡ß ¥ò 1¡ö¬b Ÿ ¤o Ûb Ó ¤‡¡a ë ¢æ¡‡¤b n¤ í ë 7aì¢È¡u¤‰b Ï ¤á¢Ø Û âb  ü l¡Š¤r í æì¢Ûì¢Ô í £ó¡j £äÛa ¢á¢è¤ä¡ß ¥Õí©Š Ï ó¡ç b ß ë ¥ñ ‰¤ì Ç b ä mì¢î¢2 £æ¡a a¦‰a Š¡Ï

£ü¡a æë¢†í©Š¢í ¤æ¡a §6ñ ‰¤ì È¡2

Ve iz kâlet tâifetun minhum yâ ehle yesribe lâ mukâme lekum ferciû, ve yeste’zinu ferîkun minhumun nebiyye yekûlûne inne buyûtenâ avretun ve mâ hiye bi avreh(avretin), in yurîdûne illâ firârâ(firâran).

ςε ονλαρδαν βιρ ταιφε (τοπλυλυκ): “Εψ Ψεσριβ (Μεδινε) ηαλκ⎬, σιζιν ι⎜ιν (βυραδα) δυραχακ ψερ ψοκ! Αρτ⎬κ δ⎞ν⎫ν.” δεδι. Ονλαρδαν (διðερ) βιρ γρυπ, πεψγαμβερδεν “μυηακκακ κι εϖλεριμιζ μυηαφαζασ⎬ζδ⎬ρ (κορυμασ⎬ζδ⎬ρ)” διψερεκ ιζιν ιστιψορλαρδ⎬. ςε εϖλερι κορυμασ⎬ζ δεðιλδι, σαδεχε (σαϖα⎭ταν) κα⎜μακ ιστιψορλαρδ⎬.

106

106


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 13

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 420

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24

-

ve iz kâlet tâifetun min-hum yâ ehle yesribe lâ mukâme lekum ferciû (fe ýrciû) ve yeste'zinu ferîkun min-hum en nebiyye yekûlûne inne buyûte-nâ avretun ve mâ hiye bi avretin in yurîdûne illâ firâren

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

ve demiþti bir bölük, bir grup onlardan ey halk Yesrib (Medine) yer yok sizin için artýk dönün ve izin istiyor bir grup, bir topluluk onlardan nebî, peygamber derler, diyorlar muhakkak, gerçekten evlerimiz açýk, muhafazasýz, korumasýz ve deðil o açýk ise, eðer, ancak istiyorlar sadece firar, kaçýþ

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Görülüyor ki, Peygamber Efendimiz zamanýnda da diðer peygamberlerdeki gibi münafýklar olmuþtur. Sahâbe ile birlikte birtakým insanlar da Peygamber’e görünüþte tâbî olmuþlardý. Kalplerinde insanlarýn ne olduðu belli deðildi ama gelmiþlerdi, tâbî olmak istemiþlerdi ve tâbî olmuþlardý. Tâbiiyetin kabul edilmesi için kiþinin Allah’a ulaþmayý dilemesi þarttýr. Bir defa deðil, beþ defa, on defa tâbî olsalar Allah’a ulaþmayý dilemedikleri için bu tâbiiyet geçerli deðildir. O kiþi kurtulamaz. Sahâbenin içinde sahâbe ile beraber yaþayan ve Allah’a ulaþmayý dilemeyen, Resûl’ü dinlemeyen ve bu sebeple îmânlarý saðlam olmayan insanlar da vardý. Ýþte bu insanlar ilk ciddî olayda hemen kaçmak için hazýr olan münafýklardý.

107

107


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 14

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 420

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

ò ä¤n¡1¤Ûa aì¢Ü¡÷¢ £á¢q b 硉b À¤Ó a ¤å¡ß ¤á¡è¤î Ü Ç ¤o Ü¡¢… ¤ì Û ë a¦Šî,© í £ü ¡a ¬b è¡2 aì¢r£ j Ü m b ß ë b ç¤ì m¨ü Ve lev duhýlet aleyhim min aktârihâ summe suilûl fitnete le âtevhâ ve mâ telebbesû bihâ illâ yesîrâ(yesîran).

ςε εðερ ονλαρ⎬ν ⎫ζερινε, ονυν (⎭εηριν) ηερ ταραφ⎬νδαν γιριλσεψδι ϖε σονρα δα φιτνε (⎜⎬καρμαλαρ⎬) ιστενσεψδι, μυτλακα ονα (φιτνεψε, καρ⎬⎭⎬κλ⎬ðα) γελιρλερδι (φιτνε ⎜⎬καρ⎬ρλαρδ⎬). Πεκ αζ⎬ ηαρι⎜, οραδα καλμαζλαρδ⎬. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

-

ve lev duhýlet aleyhim min aktâri-hâ summe suilû el fitnete le âtev-hâ ve mâ telebbesû bihâ illâ yesîren

: : : : : : : : : : : : :

ve þâyet, eðer girildi onlarýn üzerine onun kenarlarýndan, yan taraflarýndan sonra istendi fitne elbette, mutlaka ona geldiler ve kalmazlar orada dýþýnda, hariç az

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Fitne çýkaranlar kimlerdir? 13/RAD-25: Vellezîne yankudûne ahdallâhi min ba’di mîsâkýhi ve yaktaûne mâ emerallâhu bihi en yûsale ve yufsidûne fîl ardý ulâike lehumul la’netu ve lehum sûud dâr(dâri). Onlar, misaklerinden sonra (Allah’a ruhlarýný teslim edeceklerine dair ezelde Allah’a misak verdikten sonra) Allah’ýn ahdini bozarlar (ruhlarýný Allah'a ulaþtýrmazlar). Ve Allah’ýn, O’na (Allah’a) ulaþtýrýlmasýný emrettiði þeyi keserler. Ve yeryüzünde fesat çýkarýrlar (baþka insanlarýn da Sýratý Mustakîm’e ulaþmalarýna mani olduklarý için fesat çýkarýrlar). Lânet onlar içindir. Ve yurdun kötüsü (cehennem) onlar içindir.. 13/RAD-21: Vellezîne yasýlûne mâ emerallâhu bihî en yûsale ve yahþevne rabbehum ve yehâfûne sûel hisâb(hisâbi). Ve onlar Allah’ýn (ölümden evvel), Allah’a ulaþtýrýlmasýný emrettiði þeyi (ruhlarýný), O’na (Allah’a) ulaþtýrýrlar. Ve Rab’lerine karþý huþû duyarlar ve kötü hesaptan (cehenneme girmekten) korkarlar. Görülüyor ki îmân, Allahû Tealâ’nýn en saðlam müessesesidir. Böyle bir îmân münafýklarda yoktur. Onlarýnki Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e sureta bir baðlýlýk olmuþtur.

108

108


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 15

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 420

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¢3¤j Ó ¤å¡ß é ¨£ÜÛa a뢆 çb Ç aì¢ãb × ¤† Ô Û ë ¦ü@¢ªì¤ ß ¡é¨£ÜÛa ¢†¤è Ç æb × ë 6 ‰b 2¤… ü¤a æì¢£Û ì¢í ü Ve lekad kânû âhedûllâhe min kablu lâ yuvellûnel edbâr(edbâre), ve kâne ahdullâhi mes’ûlâ(mes’ûlen).

ςε ανδολσυν κι ονλαρ, δαηα ⎞νχε γερι δ⎞ν⎫π κα⎜μαψαχακλαρ⎬να δαιρ Αλλαη’α αηδ ϖερμι⎭λερδι. ςε Αλλαη’⎬ν αηδι βιρ μεσυλιψεττιρ (σορυμλυλυκτυρ).

1 2 3 4 5 6 7 8 9

-

ve lekad kânû âhedû allâhe min kablu lâ yuvellûne el edbâre ve kâne ahdu allâhi mes'ûlen

: : : : : : : : :

ve andolsun oldular Allah'a ahd verdiler daha önce, önceden dönüp kaçmayacaklar arkalarý ve oldu Allah'ýn ahdi mesuliyet, sorumluluk

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’a verilen söz, hangi þartlar içerisinde olunursa olunsun mutlaka yerine getirilmelidir. Görülüyor ki münafýklar Ahd vermelerine raðmen düþmandan kaçmýþlardýr.

109

109


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 16

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 421

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¡p¤ì à¤Ûa å¡ß ¤á¢m¤‰ Š Ï ¤æ¡a ¢‰a Š¡1¤Ûa ¢á¢Ø È 1¤ä í ¤å Û ¤3¢Ó ¦5î©Ü Ó £ü¡a æì¢È £n à¢m ü a¦‡¡a ë ¡3¤n Ô¤Ûa ¡ë a Kul len yenfeakumul firâru in ferertum minel mevti evil katli ve izen lâ tumetteûne illâ kalîlâ(kalîlen).

Δε κι: “Εðερ ⎞λ⎫μδεν ϖεψα ⎞λδ⎫ρ⎫λμεκτεν κα⎜αρσαν⎬ζ φιραρ (κα⎜⎬⎭), σιζε βιρ φαψδα σαðλαμαζ. Ο ζαμαν αζ βιρ σ⎫ρε ηαρι⎜, μεταλανδ⎬ρ⎬λμαζσ⎬ν⎬ζ.” 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

kul len yenfea-kum el firâru in ferertum min el mevti ev el katli ve izen lâ tumetteûne illâ kalîlen

: : : : : : : : : : : :

de size asla fayda vermez kaçýþ eðer siz kaçtýnýz ölümden veya katil, öldürülme ve o zaman, o taktirde metalandýrýlmazsýnýz den baþka, hariç az

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Münafýklar diyorlar ki: “Kardeþlerimiz Uhud Savaþý’na iþtirak etmeselerdi ölmeyeceklerdi.” Hayýr, öyle deðil. Onlar sürüklene sürüklene oraya getirileceklerdi ve orada, o dakika öleceklerdi. Yani ölüm, zaman ve mekân koordinatlarý önceden tespit edilmiþ bir kaderdir. Ölümden kimse kaçamaz.

110

110


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 17

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 421

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¤æ¡a ¡é¨£ÜÛa å¡ß ¤á¢Ø¢à¡–¤È í ô©ˆ £Ûa a ‡ ¤å ß ¤3¢Ó ¤á¢Ø¡2 …a ‰ a ¤ë a a¦õ¬ì¢ ¤á¢Ø¡2 …a ‰ a ¤å¡ß ¤á¢è Û æ뢆¡v í ü ë

6 ¦ò à¤y ‰

a¦Šî©– ã ü ë ¦b £î¡Û ë ¡é¨£ÜÛa ¡æ뢅 Kul men zellezî ya’sýmukum minallâhi in erâde bikum sûen ev erâdebikum rahmeh(rahmeten), ve lâ yecidûne lehum min dûnillâhi veliyyen ve lâ nasîrâ(nasîren).

Δε κι: “Εðερ Αλλαη σιζιν ι⎜ιν βιρ κ⎞τ⎫λ⎫κ διλεσε, σιζι Αλλαη’ταν κιμ κορυρ (κορυψαβιλιρ)? ςεψα σιζιν ι⎜ιν ραημετ διλεσε...” Ονλαρ Αλλαη’ταν βα⎭κα κενδιλερινε δοστ ϖε ψαρδ⎬μχ⎬ βυλαμαζλαρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9

111

-

kul men ze ellezî ya'sýmu-kum min allâhi in erâde bikum

: : : : : : : : :

de kim sahip ki o sizi koruyacak Allah'tan eðer istedi, diledi sizin için

111


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 17

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 421

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20

-

sûen : ev : erâde : bikum : rahmeten : ve lâ yecidûne : lehum : min dûnillâhi (min dûni allâhi) : veliyyen : ve lâ : nasîren :

bir kötülük veya istedi, diledi sizin için, size bir rahmet ve bulamazlar onlar için Allah'tan baþka velî, dost ve yoktur bir yardýmcý

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah; Velî’dir, Dost’tur, Nasîr’dir, Yardýmcý’dýr. Ne ölçüde hakederseniz, Allah o ölçüde size yardýmcý olur. Allah ile olan iliþkilerinizde O’nun yardýmýný istiyorsanýz, Allah’ýn liyakat kanunlarýný hiç unutmayacaksýnýz. Neye lâyýksanýz, sadece onu alýrsýnýz. Liyakatin ötesinde Allahû Tealâ’nýn bir þey vermesi, O’nun kanunlarýna aykýrýdýr. Liyakatinizi artýrmak isterseniz, O’ndan talepte bulunursunuz, liyakatinizi artýrýr ve daha sonraki yardýmlarýný bunun üzerine bina eder. Lâyýk olmadýðýnýz bir þeyi Allahû Tealâ’dan isteyebilirsiniz, ancak alamazsýnýz. Allah’ýn size bütün sunuþlarý, takdimleri hep sizin liyakatiniz ölçüsündedir. Onun için Ýslâm’ýn temel özelliði, liyakatin artýrýlmasýdýr. Bu sebeple 7 tane safha vardýr. Allah’a ulaþmayý dilemeyen kiþi, hiçbir liyakat seviyesinin sahibi olamaz. Diledikten sonra harekete geçen Allahû Tealâ, o kiþiye furkanlar vererek, günahlarýný örterek o kiþiyi mürþide ulaþmak üzere hazýr hale getirir. Kiþi, mürþidine ulaþma liyakatini gösterince, mürþidine ulaþtýrýr. Bu liyakati, o kiþinin talebi üzerine zaten Allah ona kazandýrýr. Yani namaz kýlmayý, oruç tutmayý, zikretmeyi Allah sevdirir kiþiye. Bir kiþiyi mürþidine ulaþtýran da Allah’týr. Mürþid sevgisi veren de Allah’týr. Tâbiiyetten sonra ona zikir sevgisi ve hedefe ulaþma konusundaki gayreti veren, gene Allah’týr. Ama kiþinin, Allahû Tealâ tarafýndan oluþturulan liyakati, onun taleplerine paralel bir geliþme gösterir. Kiþi bir hedef sahibiyse, bu konuda gayretin sahibiyse, hedef ve gayretin sahibi olmak onu mutlaka Allahû Tealâ tarafýndan liyakat sahibi kýlacaktýr. Ve böylece liyakate paralel olarak Allahû Tealâ, devamlý yardýmda, nusrette bulunacaktýr ve onu daha üst kademelere lâyýk hale getirecektir.

112

112


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 18

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 421

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¤á¢Ø¤ä¡ß åî©Ó¡£ì È¢à¤Ûa ¢é¨ £ÜÛa ¢á Ü¤È í ¤† Ó 7 b ä¤î Û¡a £á¢Ü ç ¤á¡è¡ãa ì¤¡ü¡ åî©Ü¡ö¬b Ô¤Ûa ë = ¦5î©Ü Ó £ü¡a ¤b j¤Ûa æì¢m¤b í ü ë Kad ya’lemullâhul muavvikîne minkum vel kâilîne li ýhvânihim helumme ileynâ, ve lâ ye’tûnel be’se illâ kalîlâ(kalîlen).

Σιζδεν μυαϖϖικ ολανλαρ⎬ (Πεψγαμβερ (Σ.Α.ς)’ε ψαρδ⎬μα μανι ολανλαρ⎬) ϖε καρδε⎭λερινε: “Βιζε γελιν.” διψενλερι, Αλλαη κεσινλικλε βιλιψορδυ. ςε ονλαρ, πεκ αζ⎬ ηαρι⎜, σαϖα⎭α γελμεζλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

-

kad ya'lemu allâhu el muavvikîne min-kum ve el kâilîne li ýhvâni-him helumme ileynâ ve lâ ye'tûne el be'se illâ kalîlen

: : : : : : : : : : : : :

olmuþtu Allah bilir yardýma mani olanlar sizden ve söyleyenler, diyenler için, ... e onlarýn kardeþi, onlarýn kardeþleri gelin, buyurun bize ve gelmezler savaþ, þiddet hariç az

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ’nýn oradaki anlaþmazlýklarýn hepsinde, onlarýn içinden geçen herþeyi bildiði ve Kur’ân-ý Kerim’e aktardýðý gerçeðiyle karþý karþýyayýz. Yardýma engel olanlarý, Allah biliyordu.

113

113


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 19

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 421

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

æ뢊¢Ä¤ä í ¤á¢è n¤í a ‰ ¢Ò¤ì ‚¤Ûa õ¬b u a ‡¡b Ï 7 ¤á¢Ø¤î Ü Ç ¦ò £z¡( a ¡é¤î Ü Ç ó¨'¤Ì¢í ô©ˆ £Ûb × ¤á¢è¢ä¢î¤Ç a ¢‰ë¢† m Ù¤î Û¡a ¤á¢×ì¢Ô Ü  ¢Ò¤ì ‚¤Ûa k ç ‡ a ‡¡b Ï ¡7p¤ì à¤Ûa å¡ß Ù¡÷¬¨Û¯ë¢a 6 ¡Š¤î ‚¤Ûa ó Ü Ç ¦ò £z¡( a §…a †¡y §ò ä¡¤Û b¡2 6 ¤á¢è Ûb à¤Ç a ¢é¨ £ÜÛa Á j¤y b Ï aì¢ä¡ß¤ ªì¢í ¤á Û a¦Šî,© í ¡é¨£ÜÛa ó Ü Ç Ù¡Û¨‡ æb × ë Eþýhhaten aleykum fe izâ câel havfu reeytehum yenzurûne ileyke tedûru a’yunuhum kellezî yugþâ aleyhi minel mevt(mevti), fe izâ zehebel havfu selekûkum bi elsinetin hýdâdin eþýhhaten alel hayr(hayrý), ulâike lem yu’minû fe ahbetallâhu a’mâlehum, ve kâne zâlike alallâhi yesîrâ(yesîren).

Σιζε καρ⎭⎬ χιμριδιρλερ. Φακατ κορκυ γελινχε, ⎞λ⎫μδεν δολαψ⎬ ⎫στ⎫νε βαψγ⎬νλ⎬κ ⎜⎞κμ⎫⎭ κιμσε γιβι γ⎞ζλερι δ⎞νμ⎫⎭ ολαρακ σανα βακτ⎬κλαρ⎬ν⎬ γ⎞ρ⎫ρσ⎫ν. Ηαψρα καρ⎭⎬, κεσκιν διλλερι ιλε (ψαραλαψ⎬χ⎬ σ⎞ζλερλε) σιζι ινχιτιρλερ. ⇑⎭τε ονλαρ μ⎫’μιν δεðιλδιρλερ. Βυ σεβεπλε Αλλαη, ονλαρ⎬ν αμελλερινι ηεβα εττι (ψοκ εττι). ςε ι⎭τε βυ, Αλλαη’α γ⎞ρε ⎜οκ κολαψ ολδυ.

114

114


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 19

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 421

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

1 - eþýhhaten (þehha) 2 - aleykum 3 - fe izâ 4 - câe 5 - el havfu 6 - raeyte-hum 7 - yenzurûne 8 - ileyke 9 - tedûru 10 - a'yunu-hum 11 - kellezî (ke ellezî) 12 - yugþâ 13 - aleyhi 14 - min el mevti 15 - fe 16 - izâ zehebe 17 - el havfu 18 - selekû-kum 19 - bi elsinetin 20 - hýdâdin 21 - eþýhhaten 22 - alâ el hayrý 23 - ulâike 24 - lem yu'minû 25 - fe 26 - ahbetallâhu (ahbete allâhu) 27 - a'mâle-hum 28 - ve kâne 29 - zâlike 30 - alallâhi (alâ allâhi) 31 - yesîren

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

daha cimri, çok cimri (cimri) size, sizin üzerinize o zaman geldi korku onlarý gördün bakýyorlar, bakarlar sana döner onlarýn gözleri onun gibi baygýnlýk çöker onun üzerine ölümden o zaman, sonra gittiði zaman korku sizi incittiler dilleri ile kýrýcý, keskin daha cimri, çok cimri hayra karþý iþte onlar mü'min deðiller, inanmazlar o zaman, bu sebeple Allah heba etti, yok etti onlarýn amellerini ve oldu iþte bu Allah'a kolay

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Burada Allahû Tealâ, münafýklardan bahsediyor. Münafýklar sahâbenin arasýnda görünüyor. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in saflarýnda savaþa iþtirak ediyorlar ama Allah’a karþý îmân sahibi olmadýklarý, Allah’a ulaþmayý dilemedikleri için savaþ onlar için, onlarý ölüme götürebilecek olan bir vasýtadýr sadece. Ve korkuyorlar. Allahû Tealâ da burada o insanlarýn korkularý sebebiyle Peygamber Efendimiz (S.A.V)’i ve etrafýndakileri nasýl incittiklerini ifade ediyor.

115

115


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 20

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 421

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¢la Œ¤y ü¤a ¡p¤b í ¤æ¡a ë 7 aì¢j ç ¤ˆ í ¤á Û la Œ¤y ü¤a æì¢j ¤z í ¤å Ç æì¢Ü ÷¤ í ¡la Š¤Ç ü¤a ó¡Ï æ뢅b 2 ¤á¢è £ã a ¤ì Û a뢣… ì í ; ¦5î©Ü Ó £ü¡a a¬ì¢Ü mb Ó b ß ¤á¢Øî©Ï aì¢ãb × ¤ì Û ë 6 ¤á¢Ø¡ö¬b j¤ã a Yahsebûnel ahzâbe lem yezhebû, ve in ye’til ahzâbu yeveddû lev ennehum bâdûne fîl a’râbi yes’elûne an enbâikum, ve lev kânû fîkum mâ kâtelû illâ kalîlâ(kalîlen).

Ονλαρ (μ⎫ναφ⎬κλαρ), βιρλικλεριν (δ⎫⎭μαν βιρλικλερινιν) γιτμεδιðινι σαν⎬ψορλαρ. Εðερ βιρλικλερ γελσελερ, Αραπλαρ⎬ν αρασ⎬νδα ολυπ (αρασ⎬να καρ⎬⎭⎬π), σιζιν ηαβερλερινιζι σορμακ ιστερλερδι. ςε ⎭®ψετ σιζιν αραν⎬ζδα ολσαλαρδ⎬, πεκ αζ⎬ ηαρι⎜, σαϖα⎭μαζλαρδ⎬. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18

-

yahsebûne el ahzâbe lem yezhebû ve in ye'ti el ahzâbu yeveddû lev enne-hum bâdûne fî el a'râbi yes'elûne an enbâi-kum ve lev kânû fî-kum mâ kâtelû illâ kalîlen

: : : : : : : : : : : : : : : : : :

zannediyorlar, sanýyorlar birlikler gitmedi ve eðer gelir hizipler, gruplar, birlikler isterler, arzu ederler, temenni ederler eðer, keþke, olsa onlarýn olduðu bedeviler (çölde yaþayan Araplar) Araplar’ýn arasýnda sorarlar sizin haberlerinizden (sizin haberlerinizi) ve eðer, þâyet olsalardý sizin içinizde savaþmazdý hariç az

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Sahâbenin içinde münafýklar bir düþman gibi davranýyorlar. Bu birliðin içinde olmakla beraber, korkuyorlar. Ötekileri kendilerinden üstün görüyorlar. Allah yolunda savaþmak, ölmek istemiyorlar. Sahâbeyle münafýklar arasýnda ne kadar büyük bir farklýlýk olduðunu belirtiyor, Allahû Tealâ.

116

116


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 21

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 421

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

æb × ¤å à¡Û ¥ò ä  y ¥ñ ì¤¢a ¡é¨ £ÜÛa ¡4ì¢ ‰ ó©Ï ¤á¢Ø Û æb × ¤† Ô Û a6 ¦Šî©r × é¨£ÜÛa Š × ‡ ë Š¡¨ü¤a â¤ì î¤Ûa ë é¨ £ÜÛa aì¢u¤Š í Lekad kâne lekum fî resûlillâhi usvetun hasenetun limen kâne yercûllâhe vel yevmel âhýre ve zekerallâhe kesîrâ(kesîren).

Ανδολσυν κι, σιζιν ι⎜ιν ϖε Αλλαη’α ϖε αηιρετ γ⎫ν⎫νε (Αλλαη’α υλα⎭μα γ⎫ν⎫νε) υλα⎭μαψ⎬ διλεψεν ϖε Αλλαη’⎬ ⎜οκ ζικρεδενλερ ι⎜ιν, Αλλαη’⎬ν Ρεσ⎦λ’⎫νδε γ⎫ζελ βιρ ⎞ρνεκ ϖαρδ⎬ρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

lekad kâne lekum fî resûli allâhi usvetun hasenetun li men kâne yercûllâhe (yercû allâhe) ve el yevme el âhýre ve zekerallâhe (zekere allâhe) kesîren

: : : : : : : : : : : :

andolsun oldu (vardýr) sizin için Allah'ýn Resûl’ünde örnek güzel kimseler için oldu Allah'a ulaþmayý dileyenler ve ahir gün (Allah'a ulaþma günü) ve Allah'ý zikretti çok

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Yercûllâhe Allah’a ulaþmayý dilemek demektir. Allahû Tealâ diyor ki: 10/YUNUS-7: Ýnnellezîne lâ yercûne likâenâ ve radû bil hayâtid dunyâ vatme’ennû bihâ vellezîne hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne). Muhakkak ki onlar, Bize ulaþmayý (hayatta iken ruhlarýný Allah’a ulaþtýrmayý) dilemezler. Dünya hayatýndan razý olmuþlardýr ve onunla doyuma ulaþmýþlardýr ve onlar âyetlerimizden gâfil olanlardýr. 10/YUNUS-8: Ulâike me’vâhumun nâru bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne). Ýþte onlarýn kazandýklarý (dereceler) gereðince varacaklarý yer ateþtir (cehennemdir). Ýnnellezîne lâ yercûne likâenâ: Onlar, Bize mülâki olmayý dilemezler. Allah’a ulaþmayý ve Allah’a ulaþma gününü dileyenler için Peygamberimiz (S.A.V)’deki örnek, çok zikirle ifade edilen daimî zikri irade dýþý yaptýðý için tesbihtir.

117

117


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 22

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 421

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

b ß a ˆ¨ç aì¢Ûb Ó = la Œ¤y ü¤a æì¢ä¡ß¤ªì¢à¤Ûa a ‰ b £à Û ë 9 ¢é¢Ûì¢ ‰ ë ¢é¨ £ÜÛa Ö † • ë ¢é¢Ûì¢ ‰ ë ¢é¨ £ÜÛa b ã † Ç ë 6 b¦àî©Ü¤ m ë b¦ãb àí©a ¬ £ü¡a ¤á¢ç …a ‹ b ß ë Ve lemmâ real mu’minûnel ahzâbe kâlû hâzâ mâ vaadenallâhu ve resûluhu ve sadakallâhu ve resûluhu ve mâ zâdehum illâ îmânen ve teslîmâ(teslîmen).

ςε μ⎫’μινλερ, (δ⎫⎭μαν) βιρλικλερινι γ⎞ρδ⎫κλερι ζαμαν: “Βυ (ζαφερ), Αλλαη’⎬ν ϖε Ο’νυν Ρεσ⎦λ’⎫ν⎫ν ϖααδεττιðι ⎭εψ. Αλλαη ϖε Ο’νυν Ρεσ⎦λ’⎫ δοðρυ σ⎞ψλεδι.” δεδιλερ. ςε βυ, ονλαρ⎬ν σαδεχε ⎩μ®νλαρ⎬ν⎬ ϖε τεσλιμιψετλερινι αρτ⎬ρδ⎬. 1 2 3 4 5 6 7

-

8 9 10 11 12 13 14

-

ve lemmâ : ree : el mu'minûne : el ahzâbe : kâlû : hâzâ : mâ vaadenallâhu : (mâ vaadenâ allâhu) ve resûlu-hu : ve sadakallâhu (sadaka allâhu) : ve resûlu-hu : ve mâ zâde-hum : illâ : îmânen : ve teslîmen :

ve olduðu zaman gördü mü'minler birlikler dediler bu Allah'ýn vaadettiði þey ve onun resûlü ve Allah doðru söyledi ve onun resûlü ve onlara artýrmadý yalnýzca, sadece îmânlarý ve teslimiyetleri

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýki gruptan bahsediyor Allahû Tealâ. Evvelki âyetlerde, sahâbe ile birlikte bulunan münafýklardan bahsediyordu, þimdi ise sahâbeden bahsediyor. Ayný þeyleri görüyorlar. Diðerleri ölümden korkuyor ve korkularý artýyor. Gözleri yuvalarýndan çýkmýþ gibi baygýn bakýyor ama Allah’a ulaþmayý dileyen sahâbe diledikleri noktadan itibaren mü’min olmuþlardýr. Onlar, düþman birliklerini gördükleri zaman hiçbir negatif düþüncenin sahibi olmadýlar.

118

118


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 23

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 422

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

b ß aì¢Ó † • ¥4b u¡‰ åî©ä¡ß¤ ªì¢à¤Ûa å¡ß ¤å ß ¤á¢è¤ä¡à Ï 7¡é¤î Ü Ç ® ¬ é¨ £ÜÛa a뢆 çb Ç 9 ¢Š¡Ä n¤ä í ¤å ß ¤á¢è¤ä¡ß ë ¢é j¤z ã ó¨š Ó ¦ í© †¤j m aì¢Û £† 2 b ß ë = 5 Minel mu’minîne ricâlun sadakû mâ âhedûllahe aleyh(aleyhi), fe minhum men kadâ nahbehu ve minhum men yentezýrû ve mâ beddelû tebdîlâ(tebdîlan).

Μ⎫’μινλερδεν βιρ κ⎬σ⎬μ ερκεκλερ, Αλλαη’α ψαπτ⎬κλαρ⎬ αηδε (σαϖα⎭τα ⎭εηιτ ολυνχαψα καδαρ σεβατ εδεχεκλερινε δαιρ ϖερδικλερι σ⎞ζε) σαδ⎬κ καλδ⎬λαρ. Β⎞ψλεχε ονλαρδαν βιρ κ⎬σμ⎬ ϖερδιðι σ⎞ζ⎫ ψερινε γετιρδι (⎭εηιτ ολδυ), βιρ κ⎬σμ⎬ δα (⎭εηιτ ολμαψ⎬) βεκλιψορλαρ. ςε ονλαρ, (αηδλερινδεν) βιρ ⎭εψ δεðι⎭τιρμεδιλερ.

119

119


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 23

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 422

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4

-

5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15

-

min el mu'minîne ricâlun sadakû mâ âhedûllâhe (mâ âhedû allâhe) aleyhi fe min-hum men kadâ nahbe-hu ve min-hum men yentezýrû ve mâ beddelû tebdîlen

: : : :

mü'minlerden adam, erkek sadýk kaldýlar Allah ile olan ahdleri

: : : : : : : : : : :

onun üzerine, ona böylece onlardan kim, kimse oldu, vuku buldu onun adaðý, neziri, sözü ve onlardan kim, kimse bekliyorlar ve deðiþtirmediler deðiþtirme

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’a ulaþmayý dileyenler mü’minlerdir ve iki gruba ayrýlýrlar. Birinci grup, Allah’a þehit oluncaya kadar savaþacaklarýna söz vermiþler. Savaþmýþlar ve þehit olmuþlar. Ýkinci grup, Allah’a þehit olacaklarýna dair söz vermiþler. Savaþmýþlar ama þehit olmamýþlar. Yani kendilerine düþen vazifeyi bihakkýn yerine getirmiþler ama þehit olmalarý söz konusu olmamýþ. Düþman yenilgiye uðramýþ, onlar da hayatta kalmýþlar. Ve bundan sonraki savaþta þehit olmayý bekliyorlar. Çünkü onlar için þehit olmak en büyük þereftir. Peygamberlerle ve resûllerle birlikte adn cennetine girecekler. Þehitler için Allahû Tealâ’nýn sözü var: “Ve onlar, ahdlerinden bir þey deðiþtirmediler.” Sahâbenin þahadeti veya hayatta kalmasý, her ikisi de sonuna kadar gitmeyi ifade eder. Bir kýsmý þehit olur, diðerleri gene sözlerine sadýklardýr ama þehit olmazlar.

120

120


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 24

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 422

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

åî©Ô¡Ïb ä¢à¤Ûa l¡£ˆ È¢í ë ¤á¡è¡Ó¤ †¡–¡2 åî©Ó¡…b £–Ûa ¢é £ÜÛa ô¡Œ¤v î¡Û 7 b¦àî©y ‰ a¦‰ì¢1 Ë æb × é ¨£ÜÛa £æ¡a 6 ¤á¡è¤î Ü Ç lì¢n í ¤ë a õ¬b ( ¤æ¡a Li yecziyallâhus sâdýkîne bi sýdkýhým ve yuazzibel munâfýkîne in þâe ev yetûbe aleyhim, innallâhe kâne gafûren rahîmâ(rahîmen).

(Βυ), Αλλαη’⎬ν σαδ⎬κλαρ⎬ σαδακατλερινδεν δολαψ⎬ μ⎫κ®φατλανδ⎬ρμασ⎬ ϖε μ⎫ναφ⎬κλαρα αζαπ ετμεσι ϖεψα διλερσε τ⎞ϖβελερινι καβυλ ετμεσι ι⎜ινδιρ. Μυηακκακ κι Αλλαη, Γαφ⎦ρ’δυρ (μαðφιρετ εδεν, γ⎫ναηλαρ⎬ σεϖαβα ⎜εϖιρεν), Ραη⎩μ’διρ (ραημετ εδεν, Ραη⎩μ εσμασ⎬ψλα τεχελλι εδεν). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14

-

li yeczî allâhu es sâdýkîne bi sýdký-hým ve yuazzibe el munâfýkîne in þâe ev yetûbe aleyhim innallâhe (inne allâhe) kâne gafûren rahîmen

: : : : : : : : : : : : : :

için Allah ceza (karþýlýðýný) verecek, mükâfatlandýracak sadýklar onlarýn sadakatleri ile ve azaplandýracak münafýklar eðer, ise diler veya onlarýn tövbelerini kabul edecek muhakkak Allah oldu maðfiret eden (günahlarý sevaba çeviren) rahmet eden (Rahîm esmasýyla tecelli eden)

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Savaþta iki tür insan söz konusudur: 1- Sadýklar 2- Münafýklar Sadýklar; sözlerine, Allah’a, Peygamber’e sadýktýrlar. Ve mutlaka doðruyu söyleyenlerdir. Allah sadýklarý mükâfatlandýrýyor ve münafýklarý cezalandýrýyor.

121

121


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 25

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 422

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

6 a¦Š¤î  aì¢Ûb ä í ¤á Û ¤á¡è¡Ä¤î Ì¡2 a뢊 1 × åí ©ˆ £Ûa ¢é¨£ÜÛa £… ‰ ë 7a¦Œí©Œ Ç b¦£í¡ì Ó ¢é¨£ÜÛa æb × ë 6 4b n¡Ô¤Ûa åî©ä¡ß¤ ªì¢à¤Ûa ¢é¨£ÜÛa ó 1 × ë Ve reddallâhullezîne keferû bi gayzýhim lem yenâlû hayrâ(hayran), ve kefallâhul mu’minînel kýtâl, ve kânallâhu kaviyyen azîzâ(azîzen).

ςε Αλλαη, κ®φιρλερι ⎞φκελεριψλε γερι ⎜εϖιρδι, βιρ ηαψρα ναιλ ολαμαδ⎬λαρ (γ®λιπ γελεμεδιλερ). ςε Αλλαη, σαϖα⎭τα μ⎫’μινλερε (ονλαρ⎬ γ®λιπ κ⎬λαρακ) κ®φι γελδι. ςε Αλλαη, Καϖιψψ’διρ (κυϖϖετλι), Αζ⎩ζ’διρ (ψ⎫χε, γ®λιπ). 1 - ve redde 2 - allâhu 3 - ellezîne ve reddallâhullezîne (ve redde allâhu ellezîne) 4 - keferû 5 - bi gayzý-him 6 - lem yenâlû 7 - hayren 7 - ve kefallâhu (kefâ allâhu) 8 - el mu'minîne 9 - el kýtâle 10 - ve kânallâhu (kâne allâhu) 11 - kavîyen 12 - azîzen

: : :

ve geri çevirdi Allah o kimseler, onlar

: : : : : : : : : :

inkâr ettiler öfkeleri ile nail olmadýlar, isteklerine ulaþamadýlar bir hayýr ve Allah kâfi geldi mü'minler savaþ ve Allah ..... oldu kavî olan, güçlü olan azîz olan, yüce ve gâlip olan

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Gâlip gelenler elbette mü’minlerdir. Ötekiler zaten savaþtan kaçmýþ durumda olan münafýklardýr. Savaþanlar ise mü’min olan sahâbedir.

122

122


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 26

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 422

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¤å¡ß ¡lb n¡Ø¤Ûa ¡3¤ç a ¤å¡ß ¤á¢ç뢊 çb à åí ©ˆ £Ûa 4 Œ¤ã a ë b¦Ôí©Š Ï k¤Ç¢£ŠÛa ¢á¡è¡2ì¢Ü¢Ó ó©Ï Ò ˆ Ó ë ¤á¡èî©• b î • 7 b¦Ôí©Š Ï æ뢊¡¤b m ë æì¢Ü¢n¤Ô m Ve enzelellezîne zâherûhum min ehlil kitâbi min sayâsîhým ve kazefe fî kulûbihimur ru’be ferîkan taktulûne ve te’sirûne ferîkâ(ferîkan).

ςε κιταπ εηλινδεν ονλαρα αρκα ⎜⎬κανλαρ⎬ (ψαρδ⎬μ εδενλερι) καλελερινδεν ινδιρδι. ςε ονλαρ⎬ν καλπλερινε κορκυ δ⎫⎭⎫ρδ⎫. Βιρ κ⎬σμ⎬ν⎬ ⎞λδ⎫ρ⎫ψορδυνυζ ϖε βιρ κ⎬σμ⎬ν⎬ εσιρ αλ⎬ψορδυνυζ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

-

ve enzele ellezîne zâherû-hum min ehli el kitab min sayâsî-hým ve kazefe fî kulûbi-hum er ru'be ferîkan taktulûne ve te'sirûne ferîken

: : : : : : : : : : : : :

ve indirdi o kimseler, onlar onlara arka çýktýlar, yardým ettiler kitap ehlinden kalelerinden ve düþürdü içine onlarýn kalpleri korku topluluk, bir kýsým öldürüyorsunuz ve esir alýyorsunuz topluluk, bir kýsým

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Burada bir savaþtan bahsediliyor. Kureyzâoðullarý, Resûlullah’la anlaþma yapmýþ olduklarý halde, Hendek Savaþý’nda Kureyþliler’in tarafýný tutmuþlardý. Savaþta Kureyþliler maðlûp olup geri çekilince, Hz. Muhammed (S.A.V) onlarýn kalelerini kuþattý. Ve onlar da Allah kalplerine korku düþürdüðü için, Sa’d b. Mu’azz’ýn vereceði hükme razý olup kalelerinden inip teslim oldular. O da, erkeklerin öldürülmesine, kadýnlarýn ve çocuklarýn esir edilmesine hükmetti. Böylece onlarýn bir kýsmýný öldürüyor, bir kýsmýný esir alýyorlardý. Ve Allahû Tealâ, o günlerde bu âyetler indirilirken vücut bulan olaylardan bahsediyor.

123

123


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 27

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 422

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¤á¢ç ‰b í ¡… ë ¤á¢è ™¤‰ a ¤á¢Ø q ‰¤ë a ë 6 b ç@¢ªì À m ¤á Û b¦™¤‰ a ë ¤á¢è Ûa ì¤ß a ë ; a¦Ší©† Ó §õ¤ó ( ¡£3¢× ó¨Ü Ç ¢é ¨£ÜÛa æb × ë Ve evresekum ardahum ve diyârehum ve emvâlehum ve ardan lem tetauhâ, ve kânallâhu alâ kulli þey’in kadîrâ(kadîran).

ςε σιζι ονλαρ⎬ν τοπρακλαρ⎬να, διψαρλαρ⎬να (⎫λκελερινε), μαλλαρ⎬να ϖε αψακ βασμαδ⎬ð⎬ν⎬ζ αραζιλερινε ϖαρισ κ⎬λδ⎬. ςε Αλλαη ηερ⎭εψε κααδιρδιρ. 1 2 3 4 5 6

-

7 8 9 10

-

ve evrese-kum arda-hum ve diyâre-hum ve emvâle-hum ve ardan lem tetau-hâ ve kânallâhu (kâne allâhu) kâne allâhu alâ kulli þey'in kadîren

: : : : : :

ve sizi varis (mirasçý) kýldý onlarýn topraklarý ve onlarýn yurtlarý (ülkeleri) ve onlarýn mallarý ve arz, arazi ve ona ayak basmadýnýz

: : : :

oldu Allah herþeye kaadir, gücü yeten

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýþgal ettikleri topraklar, elbette sahâbenin sahip olduklarý ve kendilerinden sonra geleceklere miras býrakacaklarý arazi idi.

124

124


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 28

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 422

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

£å¢n¤ä¢× ¤æ¡a Ù¡ua 뤋 ü¡ ¤3¢Ó ¢ £ó¡j £äÛa b 袣í a ¬b í å¤î Ûb È n Ï b è n äí©‹ ë b î¤ã ¢£†Ûa ñì¨î z¤Ûa 椅¡Š¢m ¦5î©à u b¦ya Š  £å¢Ø¤y¡£Š ¢a ë £å¢Ø¤È¡£n ߢa Yâ eyyuhen nebiyyu kul li ezvâcike in kuntunne turidnel hayâted dunyâ ve ziynetehâ fe teâleyne umetti’kunne ve userrihkunne serâhan cemîlâ(cemîlen).

Εψ Νεβ⎩ (Πεψγαμβερ)! Ζεϖχελερινε δε κι: “Εðερ δ⎫νψα ηαψατ⎬ν⎬ ϖε ονυν ζιψνετινι ιστιψορσαν⎬ζ, ο ζαμαν γελιν σιζι μεταλανδ⎬ραψ⎬μ (μεηρινιζι ϖερεψιμ). ςε σιζι γ⎫ζελ βιρ β⎬ρακ⎬⎭λα βο⎭αψαψ⎬μ.” 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15

-

yâ eyyuhâ en nebîyu kul li ezvâci-ke in kuntunne turidne el hayâte ed dunyâ ve zînete-hâ fe tealeyne umetti'kunne ve userrihkunne serâhan cemîlen

: : : : : : : : : : : : : : :

ey nebî, peygamber de, söyle için, ... e senin zevcelerin, eþlerin eðer siz iseniz istiyorsunuz dünya hayatý ve onun ziyneti, süsü o zaman gelin sizi metalandýrayým (mehirlerinizi vereyim) ve sizi býrakayým (boþayayým) býrakma güzel

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Dünya hayatýnýn ziynetini isteyen insanlar dünya için, Allah’ýn dostlarý Allah için yaþarlar. Allah’ýn dostlarý Allah’ý gâlip getirmek ideali için yaþarlar. Hayatlarýný Allah için vakfederler. Allah yolunda hayatlarýný tüketirler. Sahâbe için, Peygamber Efendimiz (S.A.V) ve eþleri Allah’ýn emrettiði hedeflere yönelen insanlardýr. Onlar Allah için yaþadýlar, Allah için hayatlarýný tamamladýlar. Böyle olmak istemeyenler varsa onlarýn ortaya çýkmasý için bu teklif yapýlýyor.

125

125


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 29

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 422

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¢é Ûì¢ ‰ ë 騣ÜÛa 椅¡Š¢m £å¢n¤ä¢× ¤æ¡a ë 騣ÜÛa £æ¡b Ï

ñ Š¡¨ü¤a ‰a £†Ûa ë

b¦àî©Ä Ç a¦Š¤u a £å¢Ø¤ä¡ß ¡pb ä¡¤z¢à¤Ü¡Û £† Ç a Ve in kuntunne turidnallâhe ve resûlehu veddârel’âhýrete fe innallâhe eadde lil muhsinâti minkunne ecren azîmâ(azîmen).

ςε εðερ σιζ, Αλλαη’⎬ ϖε Ο’νυν Ρεσ⎦λ’⎫ν⎫ ϖε αηιρετ ψυρδυνυ ιστιψορσαν⎬ζ, ο τακτιρδε μυηακκακ κι Αλλαη, αραν⎬ζδαν μυησιν καδ⎬νλαρ ι⎜ιν β⎫ψ⎫κ εχιρ (μ⎫κ®φατ) ηαζ⎬ρλαδ⎬. 1 - ve in 2 - kuntunne turidnallâhe 3 - turidne 4 - allâhe 5 - ve resûle-hu 6 - ve ed dâre 7 - el âhýrete 8 - fe 9 - innallâhe (inne allâhe) 10 - eadde 11 - li el muhsinâti 12 - min kunne 13 - ecren 14 - azîmen

126

: : : : : : : : : : : : : : :

ve eðer, ise siz (turidne allâhe) siz istiyorsunuz Allah ve onun resûlü ve mesken, yurt ahiret o taktirde muhakkak Allah hazýrladý muhsin kadýnlar için sizden, sizin içinizden ecir, mükâfat azîm, büyük

126


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 29

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 422

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Burada Allah’ý isteyenler (Allah’a ulaþmayý dileyenler) ve dünya hayatýný tercih ederek dünya hayatýyla mutmain olmak isteyenler olmak üzere iki tür insan söz konusudur. Allahû Tealâ açýk bir þekilde: “Allah’ý ve O’nun resûlünü ve ahiret yurdunu” demektedir. Ahiret yurdu iki anlamda kullanýlmaktadýr. Allah’ýn Zat’ý da cennet ve cehennem de ahiret yurdudur. Ahiret kelimesi eðer ahirete mülâki olmak istikametinde kullanýlýyorsa Allah’ýn Zat’ýna ulaþmayý dilemek anlamýnda kullanýlmaktadýr. Allah’a ulaþmayý dileyenler Allah’ýn resûlünü de ahireti de istemiþ olurlar. Allahû Tealâ iki davetle konuya baþlamaktadýr: 1- Allah’a ulaþmayý dilemeye davet. 2- Allah’a ulaþmaya davet. Herþey Allah’a ulaþmayý dilemekle baþlar. Allah’a ulaþmayý dilemeyenlerin akýbetini Allahû Tealâ Yunus Suresinin 7 ve 8. âyetlerinde anlatmaktadýr: 10/YUNUS-7: nnellez ne l yercßne lik en ve radß bil hay tid duny vatme’ennß bih vellez ne hum an y tin g filßn(g filßne). Muhakkak ki onlar, Bize ulaþmayý (hayatta iken ruhlarýný Allah’a ulaþtýrmayý) dilemezler. Dünya hayatýndan razý olmuþlardýr ve onunla doyuma ulaþmýþlardýr ve onlar âyetlerimizden gâfil olanlardýr. 10/YUNUS-8: Ul ike me’v humun n ru bim k nß yeksibßn(yeksibßne). Ýþte onlarýn kazandýklarý (dereceler) gereðince varacaklarý yer ateþtir (cehennemdir). Allah’ýn Zat’ýný dileyenler; Allah’a teslim olmak için Allah’ý, resûle teslim olmak için resûlü ve ahiret yurdunda Allah’ýn cennetinde sonsuz bir hayat geçirmeyi dileyenlerdir ki bunlar Allah’a ulaþmayý diledikleri andan itibaren Allah’ýn cennetini haketmiþlerdir. Allahû Tealâ “ecren azîmâ (büyük ecir)” demektedir. Hanýmlar için de irþad makamýna ulaþmak mümkündür. Hanýmlar da irþad etmek istikametinde yetkili olabilirler, ecren azîm onlar için de geçerlidir.

127

127


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 30

Χ⎫ζ − 21

Σαψφα − 422

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¤Ñ Çb š¢í §ò ä¡£î j¢ß §ò '¡yb 1¡2 £å¢Ø¤ä¡ß ¡p¤b í ¤å ß ¡£ó¡j £äÛa õ¬b ¡ã b í a¦Šî,© í ¡é¨£ÜÛa ó Ü Ç Ù¡Û¨‡ æb × ë 6 ¡å¤î 1¤È¡™ ¢la ˆ ȤÛa b è Û Yâ nisâen nebiyyi men ye’ti min kunne bi fâhýþetin mubeyyinetin yudâ’af lehel’azâbu dý’feyn(dý’feyni), ve kâne zâlike alâllâhi yesîrâ(yesîran).

Εψ Πεψγαμβερ Ηαν⎬μλαρ⎬! ⇑⎜ινιζδεν κιμ α⎜⎬κ⎜α βιρ φυηυ⎭λα (κ⎞τ⎫λ⎫κλε), γελιρσε (ψαπαρσα), ονα αζαπ ικι κατ αρτ⎬ρ⎬λ⎬ρ. ςε βυ, Αλλαη’α γ⎞ρε κολαψδ⎬ρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16

-

yâ nisâe en nebiyyi men ye'ti min kunne bi fâhýþetin mubeyyinetin yudâaf lehâ el azâbu dý'feyni ve kâne zâlike alâllâhi (alâ allâhi) yesîren

: : : : : : : : : : : : : : : :

ey kadýnlar nebî, peygamber kim gelir sizden, sizin içinizden fuhuþ ile, kötülük ile açýk, açýkça artýrýlýr ona azap iki misli ve oldu iþte bu Allah'a kolay

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Azaplarýn muhakkak ki en büyüðü baþka insanlarýn Allah’ýn yolundan men edilmesini oluþturanlardýr. Kim baþka insanlarý Allah’a ulaþmayý dilemekten men ederse, Allah’a ulaþmayý dilemekten men ettiði insanýn günahlarýndan bir kýsmýný mutlaka yüklenir ve ona iki kat azap verilir. Allahû Tealâ, kadýnlardan fuhuþ yapanlarý bu statü içinde, iki kat azapla deðerlendirir. Bu fuhþun içinde elbette baþka kadýnlarý Allah’ýn yolundan men etmek de mevcuttur.

128

128


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

Χ⎫ζ − 22

ℜψετ − 31

Σαψφα − 423

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

©é¡Ûì¢ ‰ ë ¡é¨ £Ü¡Û £å¢Ø¤ä¡ß ¤o¢ä¤Ô í ¤å ß ë =¡å¤î m £Š ß b ç Š¤u a ¬b è¡m¤ ªì¢ã b¦z¡Ûb • ¤3 à¤È m ë b¦àí©Š × b¦Ó¤‹¡‰ b è Û b 㤠† n¤Ç a ë Ve men yaknut min kunne lillâhi ve resûlihi ve ta’mel sâlihan nu’tihâ ecrehâ merreteyni ve a’tednâ lehâ rýzkan kerîmâ(kerîmen).

ςε σιζδεν κιμ, Αλλαη ϖε Ο’νυν Ρεσ⎦λ’⎫νε κανιτιν ολυρσα (ηυ⎭⎦ ιλε βαðλαν⎬ρσα) ϖε σαλιη αμελ (νεφσ τεζκιψεσι) ψαπαρσα ονα, εχρινι ικι κατ ϖεριριζ. ςε ονυν ι⎜ιν Βιζ, κεριμ ρ⎬ζ⎬κ ηαζ⎬ρλαδ⎬κ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

129

-

ve men yaknut min kunne lillâhi (li allâhi) ve resûli-hi ve ta'mel sâlihan nu'ti-hâ ecre-hâ merreteyni ve a'tednâ lehâ rýzkan kerîmen

: : : : : : : : : : : : :

ve kim kanitin olur, huþû ile baðlanýr sizden (siz hanýmlardan) Allah'a ve onun resûlüne ve salih amel, nefs tezkiyesi yaparýz ona veririz onun ecrini iki kere, iki kat ve hazýrladýk onun için bir rýzýk üstün, bol, ikram edilmiþ

129


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 31

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 423

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢ AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’ýn, kiþiyi tamamen kaplayan ilmi ve rahmetini namazda otururken ve ayaktayken uzun namaz kýlmak suretiyle Allah’a göndermesi, onu Allah’ta tutmasý, namazýn sonunda tekrar kendisine almasý hali kanitin olmayý ifade eder. Allah’a kanitin olmak muhteþem bir güzelliktir, yaþayanlar bilir. Bu bir tatbikat olayýdýr. Yoklukta Allah’ý, arkadan yukarýya doðru huzur namazýnýn imamýný, arkasýndaki iki kiþiyi, onun arkasýndaki bir kiþiyi, sonra gelen yedi kiþiyi ve sonrakileri düþünün. Allah irade teslimine kadar görülmez ama görmüþsünüz gibi Allah’a ulaþtýðýnýzý düþünün. Kanitin olmak zaten size ait olan bir marifet deðildir; Allah’ýn üzerinizdeki ilmiyle ve rahmetiyle tecellisidir. Ýnsan bir cisimdir ve boþlukta bir yer kaplar. Bütün kâinatý ilmiyle ve rahmetiyle kaplayan Allahû Tealâ insaný da ihata eder. Onu Allah’a göndermek ve namaz boyunca orada olduðunu hissetmek ve geri getirmek, baþýnýzdan içeriye girdiðini, alnýnýza, çenenize, göðsünüze, karnýnýza, ayaklarýnýza kadar bütün vücudunuza adým adým tekrar geri döndüðünü hissetmek. Onu kendiniz veya Allah zannetmeyin. O, Allah’ýn sizdeki tecellisidir. Bu tecelli, Allah’ýn ilmi ve rahmetiyledir: 40/MU’MÝN-7: Ellezîne yahmilûnel arþa ve men havlehu yusebbihûne bi hamdi rabbihim ve yu’minûne bihî ve yestagfirûne lillezîne âmenû, rabbenâ vesi’te kulle þey’in rahmeten ve ilmen fagfir lillezîne tâbû vettebeû sebîleke ve kýhim azâbel cahîm(cahîmi). Arþý tutan melekler ve onun etrafýndaki kiþi (devrin imamý), Rab’lerini hamd ile tesbih ederler ve ona îmân ederler. Ve âmenû olanlar için (Allah’tan) maðfiret dilerler: “Rabbimiz, Sen herþeyi rahmetle (rahmetinle) ve ilimle (ilminle) kuþattýn. Böylece (mürþidin önünde) tövbe edenleri ve senin yoluna (Sýratý Mustakîm’e) tâbî olanlarý maðfiret et (günahlarýný sevaba çevir). Ve onlarý cehennem azabýndan koru!” Baþka insanlarý Allah’ýn yolundan men etmek, suiamelin (kötü amelin) içerisine girer ve iki kat azap oluþturur. Baþka insanlarý Allah’ýn yoluna davet etmek ise salih amelin içine girer ve kazanýlan dereceyi iki kat artýrýr. Baþkasýnýn dalâletine sebebiyet vermek derecat kaybettirir, hidayetine sebebiyet vermek derecat kazandýrýr. Bu muhtevada Allahû Tealâ, Allah’ýn yolunu gösterdiðiniz kiþinin kazandýklarýnýn ölçüsüyle deðil; sizin kazandýðýnýz derecelerin ölçüsüyle hareket etmektedir. Kiþiye Allah’ýn yolunu gösterip de o kendi iradesiyle Allah’a ulaþmayý dilerse kazandýðýnýz deracat iki kat olur. Baþka insanlarý Allah’ýn yolundan ayýranlarýn da günahlarýný artýrýr.

130

130


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 32

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 423

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

§† y b × £å¢n¤ Û ¡£ó¡j £äÛa õ¬b ¡ã b í 5 Ï £å¢n¤î Ô £ma ¡æ¡a ¡õ¬b ¡£äÛa å¡ß ô©ˆ £Ûa É à¤À î Ï ¡4¤ì Ô¤Ûb¡2 å¤È š¤‚ m å¤Ü¢Ó ë ¥ Š ß ©é¡j¤Ü Ó ó©Ï 7 b¦Ï뢊¤È ß ¦ü¤ì Ó Yâ nisâen nebiyyi lestunne ke ehadin minen nisai inittekaytunne fe lâ tahda’ne bil kavli fe yatmaallezî fî kalbihî maradun ve kulne kavlen ma’rûfâ(ma’rûfen).

Εψ Πεψγαμβερ Ηαν⎬μλαρ⎬! Σιζ (διðερ) καδ⎬νλαρδαν βιρι γιβι δεðιλσινιζ. Εðερ τακϖα σαηιβι ισενιζ αρτ⎬κ σ⎞ζ⎫ ψυμυ⎭ακ σ⎞ψλεμεψιν (ερκεκλερλε ⎜εκιχι βιρ ⎭εκιλδε κονυ⎭μαψ⎬ν). Ο τακτιρδε καλβινδε μαραζ (νιφακ, φιτνε, ⎭εηϖετ) βυλυναν κιμσε ταμαη εδερ (αρζυ δυψαρ). ςε μαρυφ (χιδδ⎩) σ⎞ζ σ⎞ψλεψιν.

131

131


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 32

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 423

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20

-

yâ nisâ en nebiyyi lestunne ke ehadin min en nisai in ittekaytunne fe lâ tahda'ne bi el kavli fe yatmaallezî yatmaa ellezî fî kalbi-hî maradun ve kulne kavlen ma'rûfen

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

ey kadýnlar nebî, peygamber siz deðilsiniz birisi gibi kadýnlardan eðer takva sahibi iseniz o zaman, o taktirde yumuþak, çekici söylemeyin sözü o zaman, o taktirde (yatmaa ellezî ) tamah eder, ümit eder ki o, o içinde, var onun kalbi maraz, hastalýk ve söyleyin (bayanlara emir þekli) söz maruf, ciddî

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ: “Ýrfan sahibine yakýþýr þekilde, ciddî bir þekilde söz söyleyin.” demektedir. Allahû Tealâ her konuyu ve davranýþ biçimlerini þek ve þüpheye meydan vermeyecek þekilde, sarih bir hüviyete ulaþtýrmýþtýr ve apaçýk bir þekilde neyin ne olduðunu, ne yapýlmasý lâzýmgeldiðini detaylara kadar açýklamaktadýr. Kur’ân-ý Kerim, 605 sayfalýk, Mukaddes Bir Kitap’týr. Allahû Tealâ diyor ki: 6/EN’AM-38: Ve mâ min dâbbetin fîl ardý ve lâ tâirin yatîru bi cenâhayhi illâ umemun emsâlukum, mâ farratnâ fîl kitâbi min þey’in summe ilâ rabbihim yuhþerûn(yuhþerûne). Ve yeryüzünde yürüyen hayvanlardan ve iki kanadýyla uçan kuþlardan ne varsa (4 ayaklý) hiçbir hayvan ve iki kanadýyla uçan hiçbir kuþ yoktur ki; sizin gibi ümmet olmasýnlar. Biz kitapta hiçbir þeyi eksik býrakmadýk. Sonra Rab’lerine haþrolunacaklar (olunurlar).

132

132


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 33

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 423

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

ó¨Û@ë¢ü¤a ¡ò £î¡Ü¡çb v¤Ûa x¢£Š j m å¤u £Š j m ü ë £å¢Ø¡mì¢î¢2 ó©Ï 椊 Ó ë 騣ÜÛa å¤È¡Ÿ a ë ñì¨× £ŒÛa åî©m¨a ë ñì¨Ü £–Ûa å¤à¡Ó a ë k¡ç¤ ˆ¢î¡Û ¢é¨£ÜÛa ¢†í©Š¢í b à £ã¡a6 ¢é Ûì¢ ‰ ë 7 a¦Šî©è¤À m ¤á¢× Š¡£è À¢í ë ¡o¤î j¤Ûa 3¤ç a ¤u¡£ ŠÛa ¢á¢Ø¤ä Ç Ve karne fî buyûtikunne ve lâ teberrecne teberrucel câhiliyyetil ûlâ ve ekýmnes salâte ve âtînez zekâte ve atý’nallâhe ve resûleh(resûlehu), innemâ yurîdullâhu li yuzhibe ankumur ricse ehlel beyti ve yutahhirekum tathîrâ(tathîran).

ςε εϖλερινιζδε καραρ κ⎬λ⎬ν (οτυρυν). Εϖϖελκι χαηιλιψψε ζαμαν⎬νδακι γιβι (ζιψνετλερινιζι) α⎜μαψ⎬ν. Ναμαζ⎬ ικαμε εδιν ϖε ζεκ®τ⎬ ϖεριν. Αλλαη ϖε Ο’νυν Ρεσ⎦λ’⎫νε ιταατ εδιν. Εψ εηλι βεψτ! Αλλαη σαδεχε σιζδεν γ⎫ναηλαρ⎬ γιδερμεκ ϖε σιζι τερτεμιζ τεμιζλεμεκ ιστιψορ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9

133

-

ve karne fî buyûti-kunne ve lâ teberrecne teberruce el câhiliyyeti el ûlâ ve ekýmne es salâte ve âtîne ez zekâte

: : : : : : : : :

ve karar kýlýn, oturun içinde sizin (bayanlarýn) evleriniz ve (ziynetlerinizi, süslerinizi) açýða vurmayýn açýða vurma, belli etme cahiliyye, cahillik evvelki, önceki ve namazý ikame edin ve zekâtý verin

133


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 33

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 423

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

10 11 12 13 14 15 16 17 18 19

-

ve atý'nallâhe (atý'ne allâhe) ve resûle-hu innemâ yurîdullâhu (yurîdu allâhu) li yuzhibe an-kum er ricse ehle el beyti ve yutahhire-kum tathîren

: : : : : : : : : :

ve Allah'a itaat edin ve onun resûlü sadece, yalnýz Allah istiyor gidermek sizden günah ehli beyt, ev halký ve sizi temizliyor temiz, tertemiz olarak

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kýyam ve kayyum kelimeleri ayný þeyleri ifade eder. Kýyamda olmak, ayakta olmak namazý ikame etmektir. Ýkame kelimesi ile, ikâme kelimesi birbirine karýþtýrýlmamalýdýr. Ýkâme, bir þeyi bir diðeriyle deðiþtirmek, onun yerine onu geçirmek anlamýna gelir. Pekmez yerine bal kullanýlýrsa pekmezin yerine bal ikâme edilmiþ olur. Ama namazýn ikame edilmesi namazýn kýlýnmasýdýr. Allahû Tealâ Rum Suresinin 30. âyet-i kerimesinde diyor ki: 30/RUM-30: Fe ekim vecheke lid dîni hanîfâ(hanîfen), fýtratallâhilletî fataran nâse aleyhâ, lâ tebdîle li halkýllâh(halkýllâhi), zâliked dînul kayyimu ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemûn(ya’lemûne). Hanif olarak kendini dîn için ikame et, Allah’ýn hanif fýtratýyla ki; Allah, insanlarý hanif fýtratýyla yaratmýþtýr. Allah’ýn yaratmasýnda deðiþme olmaz. Kayyim olan (kaim olacak, ezelden ebede kadar yaþayacak) dîn budur. Fakat insanlarýn çoðu bilmez. Allahû Tealâ’nýn kadýnlara “ziynetlerinizi açmayýn” demekten muradý, sadece süs eþyalarýný açmaktan onlarý men etmek deðil, görülmesi yasak kýlýnan bölgelerini belli edecek þekilde giyinmelerine engel olmaktýr. Allahû Tealâ kadýnýn dikkat çekmeyen bir görüntüde olmasýný istemektedir. Burada erkeklerin onlar hakkýnda kötü þeyler düþünmelerine, þehevi hisler duymalarýna mani olmak isteyen bir iþaret var. Allahû Tealâ kadýnlarýn diþilik unsurlarýný teþhir etmelerine mani olmak istemektedir. Âyet-i kerime erkeklerin onlara arzu duymasýna mani olucu bir iþaret taþýmaktadýr. Ehli beyt, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in ailesi; eþleri, çocuklarý, anne, babasý ve ondan sonra gelen zürriyetidir. Peygamber hanýmlarýnýn hepsi ehli beytten olduðu için tabiatýyla Allahû Tealâ “Sizden günahlarý gidermek ve sizi tertemiz temizlemek ister.” demektedir.

134

134


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 34

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 423

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¤å¡ß £å¢Ø¡mì¢î¢2 ó©Ï ó¨Ü¤n¢í b ß æ¤Š¢×¤‡a ë 騣ÜÛa £æ¡a 6 ¡ò à¤Ø¡z¤Ûa ë ¡é¨ £ÜÛa ¡pb í¨a a; ¦Šî©j  b¦1î©À Û æb × Vezkurne mâ yutlâ fî buyûtikunne min âyâtillâhi vel hikmeh(hikmeti),innallâhe kâne latîfen habîrâ(habîren).

ςε εϖλερινιζδε Αλλαη’⎬ν ®ψετλερινδεν οκυνανλαρ⎬ ϖε ηικμετι ζικρεδιν. Μυηακκακ κι Αλλαη, Λ®τιφ’τιρ (λ⎫τυφ σαηιβι), Ηαβ⎩ρ’διρ (ηερ⎭εψδεν ηαβερδαρ). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

vezkurne (ve uzkurne) mâ yutlâ fî buyûti-kunne min âyâtillâhi (âyâti allâhi) ve el hikmeti innallâhe (inne allâhe) kâne latîfen habîren

: : : : : : : : : :

ve zikredin okunan þey içinde evlerinizin (hanýmlarýn) Allah'ýn âyetlerinden ve hikmet muhakkak ki Allah oldu lâtif, lütuf sahibi haberdar olan

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah: “Evlerinizde Allah’ýn herkesin okuduðu âyetlerini siz de okuyun ve hikmetten bahsedin.” buyuruyor. Hikmet insanlarý Allah’a en çok yaklaþtýran müessesedir. Daimî zikrin sahipleri hikmet sahipleridir.

135

135


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 35

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 423

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

åî©ä¡ß¤ªì¢à¤Ûa ë ¡pb à¡Ü¤¢à¤Ûa ë åî©à¡Ü¤¢à¤Ûa £æ¡a ¡pb n¡ãb Ô¤Ûa ë åî©n¡ãb Ô¤Ûa ë ¡pb ä¡ß¤ ªì¢à¤Ûa ë åí©Š¡2b £–Ûa ë ¡pb Ó¡…b £–Ûa ë åî©Ó¡…b £–Ûa ë ¡pb È¡(b ‚¤Ûa ë åî©È¡(b ‚¤Ûa ë ¡pa Š¡2b £–Ûa ë åî©à¡ö¬b £–Ûa ë ¡pb Ó ¡£† – n¢à¤Ûa ë åî©Ó¡ ¡£† – n¢à¤Ûa ë ¡pb Ä¡Ïb z¤Ûa ë ¤á¢è u뢊¢Ï åî©Ä¡Ïb z¤Ûa ë ¡pb à¡ö¬b £–Ûa ë ¡pa Š¡×a £ˆÛa ë a¦Šî©r × é¨ £ÜÛa åí©Š¡×a £ˆÛa ë b¦àî©Ä Ç a¦Š¤u a ë ¦ñ Š¡1¤Ì ß ¤á¢è Û ¢é¨ £ÜÛa £† Ç a Ýnnel muslimîne vel muslimâti vel mu’minîne vel mu’minâti vel kânitîne vel kânitâti ves sâdikîne ves sâdikâti ves sâbirîne ves sâbirâti vel hâþiîne vel hâþiâti vel mutesaddikîne vel mutesaddikâti ves sâimîne ves sâimâti vel hâfýzîne furûcehum vel hâfýzâti vez zâkirînallâhe kesîren vez zâkirâti eaddallâhu lehum magfireten ve ecren azîmâ(azîmen).

136

136


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 35

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 423

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

Γερ⎜εκτεν ⇑σλ®μ ολαν (Αλλαη’α τεσλιμ ολαν) ερκεκλερ ϖε ⇑σλ®μ ολαν καδ⎬νλαρ ϖε μ⎫’μιν ερκεκλερ ϖε μ⎫’μιν καδ⎬νλαρ, κανιτιν ολαν ερκεκλερ ϖε κανιτιν ολαν καδ⎬νλαρ, σαδ⎬κ ερκεκλερ ϖε σαδ⎬κ καδ⎬νλαρ, σαβρεδεν ερκεκλερ ϖε σαβρεδεν καδ⎬νλαρ, (Ραββινε) ηυ⎭⎦ δυψαν ερκεκλερ ϖε ηυ⎭⎦ δυψαν καδ⎬νλαρ, σαδακα ϖερεν ερκεκλερ ϖε σαδακα ϖερεν καδ⎬νλαρ, ορυ⎜ τυταν ερκεκλερ ϖε ορυ⎜ τυταν καδ⎬νλαρ, ⎬ρζλαρ⎬ν⎬ κορυψαν ερκεκλερ ϖε ⎬ρζλαρ⎬ν⎬ κορυψαν καδ⎬νλαρ ϖε Αλλαη’⎬ ⎜οκ ζικρεδεν ερκεκλερ ϖε (⎜οκ) ζικρεδεν καδ⎬νλαρ! Αλλαη, ονλαρ ι⎜ιν μαðφιρετ ϖε αζ⎩μ βιρ εχιρ (μ⎫κ®φατ) ηαζ⎬ρλαδ⎬. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29

137

-

inne el muslimîne ve el muslimâti ve el mu'minîne ve el mu'minâti ve el kânitîne ve el kânitâti ve es sâdikîne ve es sâdikâti ve es sâbirîne ve es sâbirâti ve el hâþiîne ve el hâþiâti ve el mutesaddikîne ve el mutesaddikâti ve es sâimîne ve es sâimâti ve el hâfýzîne furûce-hum ve el hâfýzâti ve ez zâkirîne allâhe kesîren ve ez zâkirâti eadde allâhu lehum magfireten ve ecren azîmen

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

muhakkak ki Ýslâm olan, Allah'a teslim olan, müslüman erkekler ve Ýslâm olan, Allah'a teslim olan, müslüman kadýnlar ve mü'min erkekler ve mü'min kadýnlar ve kanitin olan, huþû ile baðlanan erkekler ve kanitin olan, huþû ile baðlanan kadýnlar ve sadýk olan erkekler ve sadýk olan kadýnlar ve sabreden erkekler ve sabreden kadýnlar ve huþû duyan erkekler ve huþû duyan kadýnlar ve sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadýnlar ve oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadýnlar ve muhafaza eden, koruyan erkekler onlarýn ýrzlarý, ýrzlarý, namuslarý ve muhafaza eden, koruyan kadýnlar ve Allah'ý zikreden erkekler çok ve zikreden kadýnlar hazýrladý Allah onlar için, onlara maðfiret (günahlarýn sevaba çevrilmesi) ve ecir, mükâfat azîm, büyük

137


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 35

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 423

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Burada ruhunu, vechini, nefsini, iradesini Allah’a teslim etmiþ olan erkekler ve kadýnlar kastedilmektedir. Bütün bu âyete renk veren, âyetin muhtevasýný tayin eden, baþlangýçtaki “innel muslimîne vel muslimâti” ifadesidir. Muslimîne vel muslimâti (teslim olan erkekler ve teslim olan kadýnlar), Allah’a ruhlarýný da vechlerini de nefslerini de iradelerini de teslim edenlerdir. Âyet-i kerimenin sonunda “ecren azîma” buyrularak en yüksek ecir verilenler anlatýlmaktadýr. Onlar, ecren azîm seviyesinde teslim olanlar; ruhlarýný da vechlerini de nefslerini de iradelerini de Allah’a teslim edenlerdir. Allahû Tealâ Tevbe Suresinin 100. âyet-i kerimesinde sahâbeden bahsetmektedir: 9/TEVBE-100: Ves sâbikûnel evvelûne minel muhâcirîne vel ensâri vellezînettebeûhum bi ýhsânin radýyallâhu anhum ve radû anhu ve eadde lehum cennâtin tecrî tahtehel enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), zâlikel fevzul azîm(azîmu). O sabikûn-el evvelîn (evvelki hayýrlarda yarýþanlardan ulûl’elbab, ihlâs ve salâh makamlarýný, en üst üç makamý iþgal edenler): Onlarýn bir kýsmý muhacirînden (Mekke’den Medine’ye göç edenlerden) bir kýsmý ensardan (Medine’deki yardýmcýlardan) ve bir kýsmý da onlara (ensar ve muhacirîne) ihsanla tâbî olanlardandý. (Sahâbe irþad makamýna sahip olduklarý için onlara tâbî olundu). Allah, onlardan razý ve onlar da O’ndan (Allah’tan) razýdýr. Onlara Allah, altlarýndan ýrmaklar akan cennetler hazýrladý ve orada ebediyyen kalacaklardýr. Ýþte bu, en büyük (azîm) mükâfattýr. Sabikûn-el evvelîn hayýrlarda yarýþanlardýr. Daimî zikrin sahipleri; yani ulûl’elbab, ihlâs, salâh makamlarýnýn sahipleri hayýrlarda yarýþanlardýr. Her an deracat kazanan ve üzerine yenilerini ekleyenlerdir. Ensara da, Mekke’den Medine’ye hicret eden muhacirîne de tâbî olunmuþtur. Bu iki gruba tâbî olanlarýn adý ise tabiindir. Âyet-i kerime, hepsinin irþad makamýnýn sahibi olduklarýný kesinleþtiriyor çünkü tâbiin de fevz-ül azîmin sahibidir. Öyle bir durum ki tâbiin sahâbeye (ensara ve muhacirîne) tâbî olmuþ onlar da irþad makamýnýn sahibi olmuþlardýr. Tebe-i tâbiin de onlara tâbî olmuþlar. Onlar da irþad makamýnýn ve fevzül azîmin sahibi olmuþlardýr. Sahâbeden sonra tâbiin, tebe-i tâbiinin mürþidi olmuþtur. Ecrul azîmin sahipleri fevz-ül azîmin, adn cennetlerinin ve azîm mükâfatýn sahibi olanlardýr. Onlarýn teslimiyetleri irade teslimini de içerir, çünkü onlar ecrul azîmin sahipleridir.

138

138


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

Χ⎫ζ − 22

ℜψετ − 36

Σαψφα − 424

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

a ‡¡a §ò ä¡ß¤ªì¢ß ü ë §å¡ß¤ ªì¢à¡Û æb × b ß ë ¤æ a a¦Š¤ß a ¬¢é¢Ûì¢ ‰ ë ¢é¨ £ÜÛa ó š Ó 6 ¤á¡ç¡Š¤ß a ¤å¡ß ¢ñ Š î¡‚¤Ûa ¢á¢è Û æì¢Ø í ¢é Ûì¢ ‰ ë 騣ÜÛa ¡—¤È í ¤å ß ë b¦äî©j¢ß ¦ü 5 ™ £3 ™ ¤† Ô Ï Ve mâ kâne li mu’minin ve lâ mu’minetin izâ kadallâhu ve resûluhu emren en yekûne lehumul hýyeretu min emrihim, ve men ya’sýllâhe ve resûlehu fe kad dalle dalâlen mubînâ(mubînen).

ςε μ⎫’μιν ερκεκ ϖε μ⎫’μιν καδ⎬ν⎬ν, Αλλαη ϖε Ο’νυν Ρεσ⎦λ’⎫, ονλαρ ι⎜ιν βιρ ι⎭ιν ολμασ⎬να η⎫κμεττιðι (καραρ ϖερδιðι) ζαμαν, κενδι ι⎭λερινδε σε⎜ιμ ηακκ⎬ ολαμαζ. ςε κιμ, Αλλαη ϖε Ο’νυν Ρεσ⎦λ’⎫νε ασι ολυρσα (ιταατ ετμεζσε), ο τακτιρδε απα⎜⎬κ βιρ δαλ®λετ ιλε σαπμ⎬⎭ ολυρ. 1 2 3 4 5 6

139

-

ve mâ kâne li mu'minin ve lâ mu'minetin izâ kada allâhu

: : : : : :

ve olmadý, olmaz oldu mü'min bir erkek için ve yoktur mü'min bir kadýn Allah hükmettiði zaman

139


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 36

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 424

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20

-

ve resûlu-hû emren en yekûne lehum el hýyeretu min emri-him ve men ya’sýllâhe ve resûle-hu fe kad dalle dalâlen mubînen

: : : : : : : : : : : : : :

ve onun resûlü emir, durum, hal olmasý onlar için seçme, tercih onlarýn emrinden, onlarýn iþlerinden ve kim Allah’a asi olmak, itaat etmemek ve onun resûlü artýk, o taktirde oldu, olmuþtu dalâlette, saptý dalâlet, sapýklýk açýkça, apaçýk

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bu âyet-i kerimenin indiði sýrada neler olduðuna bakalým. Bu âyet azadlý köle Zeyd ile Haþimi ve Beni Esed kabilelerine mensup olduðundan dolayý yüksek bir mezhebe sahip olan Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in halasýnýn kýzý Zeynep hakkýnda inzal olmuþtur. Zeynep mezhebiyle gurur duyuyor ve bir köle ile evlenmeyi düþünmüyordu. Bu âyetin iniþinden sonra itaat ederek Zeynep ve ailesi, Zeynep’in Zeyd ile evlenmesini kabul etti. Zeyd bin Haris, Harise’nin oðlu idi. Annesi, Suda Bin Tusalebe Biniman Kabilesini ziyarete giderken oðlu Zeyd yolda kaçýrýlýp esir edildi. Ukas panayýrýnda satýþa çýkarýldý. O zaman sekiz yaþlarýnda ve çok zeki bir çocuktu. Hakim Bin Huzan çok beðendiði Zeydi, teyzesi Hatice (R.A) için satýn aldý. Hz. Hatice evlenirken onu Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e baðýþladý. Zeyd, Peygamber Efendimiz’in terbiyesi altýnda yetiþti. Zeyd’i babasýnýn arkadaþlarý görüp, tanýyarak babasýna haber verdiler. Babasý ve amcasý Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e gelerek fidye karþýlýðý geri alarak kabilelerine götürmek istediler. Peygamber Efendimiz (S.A.V) Zeyd’i çaðýrarak onun arzusunu sordu. Zeyd’in Peygamber Efendimiz (S.A.V)’le kalmayý tercih etmesi üzerine azad ederek onu evlât edindi. Artýk Zeyd köle deðildi. Zeyd o istikamette bir evliliðe hazýr hale getirildi.

140

140


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 37

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 424

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¡é¤î Ü Ç ¢é¨£ÜÛa á Ȥã a ô¬©ˆ £Ü¡Û ¢4ì¢Ô m ¤‡¡a ë Ù u¤ë ‹ Ù¤î Ü Ç ¤Ù¡¤ß a ¡é¤î Ü Ç o¤à Ȥã a ë ¢é¨£ÜÛa b ß Ù¡¤1 ã ó©Ï ó©1¤‚¢m ë é ¨£ÜÛa ¡Õ £ma ë ¤æ a ¢£Õ y a ¢é¨£ÜÛa ë 7 b £äÛa ó '¤‚ m ë ¡éí© †¤j¢ß a¦Š Ÿ ë b è¤ä¡ß ¥†¤í ‹ ó¨š Ó b £à Ü Ï 6 ¢éî,¨'¤‚ m åî©ä¡ß¤ªì¢à¤Ûa ó Ü Ç æì¢Ø í ü ¤ó Ø¡Û b è ×b ä¤u £ë ‹ a¤ì š Ó a ‡¡a ¤á¡è¡ö¬b î¡Ç¤… a ¡xa 뤋 a ¬ó©Ï ¥x Š y ¦üì¢È¤1 ß ¡é¨£ÜÛa ¢Š¤ß a æb × ë 6 a¦Š Ÿ ë £å¢è¤ä¡ß Ve iz tekûlu lillezî en’amallâhu aleyhi ve en’amte aleyhi emsik aleyke zevceke vettekýllâh ve tuhfî fî nefsike mallâhu mubdîhi ve tahþen nâs(nâse), vallâhu ehakku en tahþâh(tahþâhu), fe lemmâ kadâ zeydun minhâ vetaran zevvecnâ kehâ likey lâ yekûne alel mu’minîne haracun fî ezvâci ed’ýyâihim izâ kadav min hunne vetarâ(vetaran), ve kâne emrullâhi mef’ûlâ(mef’ûlen). 141

141


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 37

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 424

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

ςε Αλλαη’⎬ν, ονυ νι’μετλενδιρδιðι ϖε σενιν δε κενδισινι νι’μετλενδιρδιðιν κι⎭ιψε: “Ζεϖχενι (κενδινε) τυτ (βο⎭αμα) ϖε Αλλαη’α καρ⎭⎬ τακϖα σαηιβι ολ.” δεμι⎭τιν. Αλλαη’⎬ν α⎜⎬κλαψαχαð⎬ ⎭εψι νεφσινδε σακλ⎬ψορδυν. ςε ινσανλαρδαν κορκυψορδυν (⎜εκινιψορδυν). Αλλαη, (Κενδισινδεν) κορκμαν (⎜εκινμεν) ι⎜ιν δαηα ⎜οκ ηακ σαηιβιδιρ. Σονρα Ζεψδ, ονδαν αλ®κασ⎬ν⎬ κεσινχε ονυ, σενινλε εϖλενδιρδικ κι, εϖλ®τλ⎬κλαρ⎬ν⎬ν κενδιλεριψλε ιλι⎭κιλερινι κεστικλερι (βο⎭αδ⎬κλαρ⎬) καδ⎬νλαρ⎬ν εϖλενμελερινδε, μ⎫’μινλεριν ⎫ζερινδε βιρ ζορλυκ ολμασ⎬ν διψε. (Β⎞ψλεχε) Αλλαη’⎬ν εμρι ψερινε γετιριλμι⎭ ολδυ.

1 2 3 4

-

5 6 7 8 9 10 11 12

-

13 14 15 16 17 18 19 20

-

142

ve iz tekûlu li ellezî en'amallâhu (en'ame allâhu) en'ame allâhu aleyhi ve en'amte aleyhi emsik aleyke zevce-ke vettekýllâhe (ve itteký allâhe) ve itteký allâhe ve tuhfî fî nefsi-ke mâ allâhu mubdî-hi

: : : :

ve olduðu zaman, olmuþtu söylüyorsun ... e ki o

: : : : : : : :

ni'met verdi Allah onun üzerine, ona ve sen ni’metlendirdin onun üzerine, onu tut sana, kendine senin zevcen

: : : : : : : :

ve takva sahibi ol Allah ve sen saklýyorsun içinde senin nefsin þey Allah onu açýða çýkaran, açýklayan

142


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 37

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 424

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45

-

ve tahþe en nâse ve allâhu ehakku en tahþâ-hu fe lemmâ kadâ zeydun min-hâ vetaren zevvecnâ-ke-hâ likey lâ yekûne alâ el mu'minîne haracun fî ezvâci ed'îyâi-him izâ kadav min-hunne vetaren ve kâne emrullâhi (emru allâhi) mef'ûlen

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

ve kork, çekin insanlar ve Allah daha çok hak sahibi senin ondan çekinmen sonra olduðu zaman oldu, vuku buldu, oldu bitti Zeyd ondan istek, ilgi, alâka, arzu seni onunla evlendirdik için olmaz mü’minlerin üzerine, mü'minlere güçlük, zorluk içinde, da, konusunda evlenme onlarýn evlâtlýklarý olduðu zaman onlardan istek, ilgi, alâka, arzu ve oldu Allah'ýn emri yapýldý, yerine geldi

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bu âyet-i kerime Hz. Zeyd’in hanýmýyla, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in evlenmesi olayýný anlatýyor. Burada Kur’ân-ý Kerim’in ruhuyla alâkalý bir konu yok. Bir evlenme ve ayrýlma müessesesi dile getiriliyor. Olayýn önemli yönü odur ki Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in açýklamaktan korktuðu þeyi Allah açýklamakta bir sakýnca görmüyor.

143

143


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 38

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 424

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

6 ¢é Û ¢é¨£ÜÛa  Š Ï b àî©Ï §x Š y ¤å¡ß ¡£ó¡j £ä Ûa ó Ü Ç æb × b ß æb × ë 6 ¢3¤j Ó ¤å¡ß a¤ì Ü  åí ©ˆ£Û a ó¡Ï ¡é¨£ÜÛa ò £ä¢ = a¦‰ë¢†¤Ô ß a¦‰ † Ó ¡é ¨£ÜÛa ¢Š¤ß a Mâ kâne alen nebiyyi min harecin fîmâ faradallâhu leh, sunnetallâhi fîllezîne halev min kabl(kablu), ve kâne emrullâhi kaderen makdûrâ(makdûran).

Νεβ⎩ ι⎜ιν, Αλλαη’⎬ν Ο’να φαρζ κ⎬λδ⎬ð⎬ ⎭εψι (ψερινε γετιρμεσινδε) Ο’να βιρ γ⎫⎜λ⎫κ ψοκτυρ. Δαηα ⎞νχε γελιπ γε⎜ενλερ ι⎜ιν δε Αλλαη’⎬ν σ⎫ννετι βυψδυ. Αλλαη’⎬ν εμρι, τακδιρ εδιλμι⎭ βιρ καδερ ιδι (ψερινε γετιριλδι). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17

-

mâ kâne alâ en nebiyyi min harecin fî mâ faradallâhu (farada allâhu) lehu sunnetallâhi fî ellezîne halev min kablu ve kâne emru allâhi kaderen makdûran

: : : : : : : : : : : : : : : : :

yoktur, olmadý üzerine nebî, peygamber den, dan bir güçlük içinde þey Allah farz kýldý ona Allah'ýn sünneti o kimseler içinde, arasýnda gelip geçti önceden ve oldu Allah'ýn emri kader takdir edilmiþ

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bir nebî, bir peygamber için Allah’ýn kendisine farz kýldýðý þeyi yerine getirmesinde bir güçlük yoktur. Allah’ýn sünneti bütün nebîler boyunca hep ayný sünnettir. Sünnetullah aynen devam etmektedir.

144

144


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 39

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 424

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¡é¨£ÜÛa ¡p üb ¡‰ æì¢Ì¡£Ü j¢í

åí ©ˆ £Û a

a¦† y a æ¤ì '¤‚ í ü ë ¢é ã¤ì '¤‚ í ë b¦jî,© y ¡é¨£ÜÛb¡2 ó¨1 × ë 6 é ¨£ÜÛa £ü¡a Ellezîne yubelligûne risâlâtillâhi ve yahþevnehu ve lâ yahþevne ehaden illallâh(illallâhe), ve kefâ billâhi hasîbâ(hasîban).

Ονλαρ (νεβ⎩λερ, πεψγαμβερλερ), Αλλαη’⎬ν ρισαλετινι τεβλιð εδερλερ ϖε Ο’να ηυ⎭⎦ δυψαρλαρ ϖε Αλλαη’ταν βα⎭κα ηι⎜ κιμσεδεν κορκμαζλαρ. ςε Αλλαη, ηεσαπ γ⎞ρ⎫χ⎫ ολαρακ κ®φιδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

ellezîne yubelligûne risâlâti allâhi ve yahþevne-hu ve lâ yahþevne ehaden illâ allâhe ve kefâ bi allâhi hasîben

: : : : : : : : : :

onlar teblið ederler Allah'ýn risaleti ve ona huþû duyarlar ve korkmazlar birisi, bir kimse Allah'tan baþka ve kâfidir Allah'a hesap görücü

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bütün nebîler ayný zamanda resûldür. Bu âyet-i kerime nebîlerin, resûl olduðunu kesin olarak ifade eden bir âyet-i kerimedir. Nebîler Allah’ýn risaletini teblið ederler. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e Allahû Tealâ birkaç yerde: “Sen hesap görücü deðilsin. Senin görevin tebliðdir, hesap Bize aittir.” diyor. Burada da “Hesap görücü olarak Allah yeter peygamberler hesapla alâkalý deðildir, tebliðle görevlidirler.” diyor.

145

145


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 40

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 424

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¡é£Ü¨ Ûa 4ì¢ ‰ ¤å¡Ø¨Û ë ¤á¢Ø¡Ûb u¡‰ ¤å¡ß §† y a ¬b 2 a ¥† £à z¢ß æb × b ß ; b¦àî©Ü Ç §õ¤ó ( ¡£3¢Ø¡2 ¢é ¨£ÜÛa æb × ë 6 å©£î¡j £ä Ûa á mb  ë Mâ kâne muhammedun ebâ ehadin min ricâlikum, ve lâkin resûlallâhi ve hâtemen nebiyyin(nebiyyine), ve kânallâhu bi kulli þey’in alîmâ(alîmen).

Μυηαμμεδ (Α.Σ), σιζιν ερκεκλερινιζδεν ηι⎜βιρινιν βαβασ⎬ ολμαμ⎬⎭τ⎬ρ (δεðιλδιρ). Φακατ Αλλαη’⎬ν Ρεσ⎦λ’⎫ ϖε Νεβ⎩λερ’ιν (Πεψγαμβερλερ’ιν) Ηατεμι’διρ (Σονυνχυσυ). Αλλαη, ηερ⎭εψι εν ιψι βιλενδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

-

mâ kâne muhammedun ebâ ehadin min ricâli-kum ve lâkin resûlu allâhi ve hâtemen nebiyyîne ve kâne allâhu bi kulli þey'in alîmen

: : : : : : : : : : : : :

olmadý Muhammed baba birisi, bir kimse erkeklerinizden ve lâkin, fakat, ancak Allah'ýn resûlü ve sonuncu nebî, peygamber ve Allah oldu ile hepsi, herþey bilen

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Âyet-i kerime açýk ve kesin bir þekilde Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz’in, hiçbir erkeðin babasý olmadýðýný, Allah’ýn Resûlü olduðunu ve resûllerin deðil, Nebîler’in Sonuncusu olduðunu ifade ediyor. Zamanýmýzdaki nebî ve resûl kavramlarý birbirine karýþtýrýlmýþ durumda olduðu için âyetin önemi çok büyüktür. Allahû Tealâ, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’den sonra baþka resûllerin geleceðini Duhan10, 11, 12, 13, 14’te ve Furkan-27, 28, 29 ve 30’da açýklýyor. Ve bütün nebîlerden sonra resûl geleceðini Al-i Ýmran Suresinin 81. âyet-i kerimesinde açýklýyor.

146

146


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 40

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 424

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

44/DUHAN-10: Fertekib yevme te’tîs semâu bi duhânin mubîn(mubînin). Artýk göðün, apaçýk duman (fitne) getireceði günü gözle. 44/DUHAN-11: Yagþân nâs(nâse), hâzâ azâbun elîm(elîmun). (O fitne ki) insanlarý (insanlarýn büyük kýsmýný) sarmýþtýr. Ýþte bu, elîm bir azaptýr. 44/DUHAN-12: Rabbenekþif annel azâbe innâ mû’minûn(mû’minûne). Rabbimiz, azabý bizden kaldýr. Muhakkak ki biz, mü’minleriz. 44/DUHAN-13: Ennâ lehumuz zikrâ ve kad câehum resûlun mubîn(mubînun). Onlara (herþeyi) açýklayan bir resûl gelmiþti. (Buna raðmen resûlün söylediklerinden) ibret almadýlar. 44/DUHAN-14: Summe tevellev anhu ve kâlû muallemun mecnûn(mecnûnun). Ve (O’NA) (þeytan tarafýndan vahyedilerek) “öðretilmiþ” ve “deli” dediler ve sonra O’NDAN yüz çevirdiler. 25/FURKAN-27: Ve yevme yeadduz zâlimu alâ yedeyhi yekûlu yâ leytenîttehaztu mear resûli sebîlâ(sebîlen). Ve o gün, zalim ellerini ýsýrýr: “Keþke resûlle beraber (Allah’a giden) bir yol ittihaz etseydim.” der. 25/FURKAN-28: Yâ veyletâ leytenî lem ettehýz fulânen halîlâ(halîlen). Yazýklar olsun, keþke ben filaný (o kiþiyi) dost edinmeseydim. 25/FURKAN-29: Lekad edallenî aniz zikri ba’de iz câenî, ve kâneþ þeytânu lil insâni hazûlâ(hazûlen). Andolsun ki; bana zikir (Kur’ân’daki ilim) geldikten sonra beni zikirden saptýrdý ve þeytan, insana yardýmý engelleyendir. 25/FURKAN-30: Ve kâler resûlu yâ rabbi inne kavmîttehazû hâzel kur’âne mehcûrâ(mehcûran). Ve resûl: “Ey Rabbim! Muhakkak ki benim kavmim, bu Kur’ân’dan ayrýldý (Kur’ân’ý terketti).” dedi. 3/AL-Ý ÝMRAN-81: Ve iz ehazallâhu mîsâkan nebiyyîne lemâ âteytukum min kitâbin ve hikmetin summe câekum resûlun musaddikun limâ meakum le tu’minunne bihî ve le tensurunneh(tensurunnehu), kâle e akrartum ve ehaztum alâ zâlikum ýsrî, kâlû akrarnâ, kâle feþhedû ve ene meakum mineþ þâhidîn(þâhidîne). Hani o zaman ki; Allah, peygamberlerin (nebîlerin) MÝSAK’ini (yeminini) almýþtý: “Andolsun ki; size Kitap ve hikmet verdim, sizlerden sonra sizinle beraber bulunaný (Allah’ýn sizlere verdiði kitaplarý) tasdik eden Resûl gelince, O’na mutlaka îmân edecek ve O’na mutlaka yardým edeceksiniz. Bunu ikrar ettiniz mi ve bu aðýr ahdimi üzerinize aldýnýz mý?” “Ýkrar ettik.” dediler. “Öyle ise þahit olun. Ben de sizinle beraber þahitlerdenim.” buyurdu.

147

147


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 41

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 424

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

åí ©ˆ £Ûa b è£í¢ a ¬b í = a¦Šî©r × a¦Š¤×¡‡ é¨ £ÜÛa a뢊¢×¤‡a aì¢ä ߨa Yâ eyyuhellezîne âmenûzkûrullâhe zikren kesîrâ(kesîran).

Εψ ®μεν⎦ ολανλαρ! Αλλαη’⎬ ⎜οκ ζικιρλε (γ⎫ν⎫ν ψαρ⎬σ⎬νδαν φαζλα) ζικρεδιν.

1 2 3 4 5 6 7

148

-

yâ eyyuhâ ellezîne âmenû uzkurû allâhe zikren kesîren

: : : : : : :

ey onlar âmenû oldular (ölmeden önce Allah'a ulaþmayý dilediler) zikredin Allah zikrederek çok

148


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 41

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 424

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Zikir farzdýr. Allahû Tealâ buyuruyor ki: 73/MUZEMMÝL-8: Vezkurisme rabbike ve tebettel ileyhi tebtîlâ(tebtîlen). Rabbinin (Allah’ýn) ismiyle zikret ve herþeyden kesilerek O’na (Allah’a) dön (ulaþ, vasýl ol). Ahzab Suresinin bu 41. âyet-i kerimesi gereðince çok zikir ve Nisa Suresinin 103. âyet-i kerimesi gereðince daimî zikir farzdýr. Allahû Tealâ ayaktayken de otururken de yanüstü yatarken de Allah’ý zikredin emrini vermektedir ki, bir insan sadece bu üç þekilde bulunur. Dördüncü bir müessese yoktur. Bütün iþlevler bu üç þeklin içinde yapýlýr. Allah’ý zikretmekle herkes vazifelidir. Zikir de farzdýr, çok zikir de farzdýr, daimî zikir de farzdýr; Kur’ân’ýn temel hükmü böyledir. Bugünkü þer’i kaidelerde ne 32 farzýn içerisinde ne 54 farzýn içinde zikrin farziyetine dair bir iþaret vardýr. Allah’ýn farz kýldýðý þeyi insanlar 14 asýrda farz olmaktan çýkarmýþlardýr. Zikir yoksa kiþinin manevî tekâmülü yoktur. Zikir yoksa ruhun Allah’a teslimi mümkün deðildir, fizik vücudun Allah’a teslimi mümkün deðildir, nefsin Allah’a teslimi mümkün deðildir, iradenin Allah’a teslimi mümkün deðildir. Yani Ýslâm’ý yaþamak mümkün deðildir. 4/NÝSA-103: Fe izâ kadaytumus salâte fezkurûllâhe kýyâmen ve kuûden ve alâ cunûbikum, fe izatma’nentum fe ekîmus salât(salâte), innes salâte kânet alel mu’minîne kitâben mevkûtâ(mevkûten). Namazý bitirdiðinizde; ayaktayken, otururken ve yan üzeriyken (yan üstü yatarken) Allah’ý hep zikredin! Güvenliðe kavuþtuðunuzda namazý erkânýyla kýlýn. Çünkü; namaz, mü’minlerin üzerine, vakitleri belirlenmiþ bir farz olmuþtur.

149

149


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 42

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 424

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¦5î©• a ë ¦ñ Š¤Ø¢2 ¢êì¢z¡£j  ë Ve sebbihûhu bukreten ve asîlâ(asîlen).

ςε Ο’νυ, σαβαη ακ⎭αμ τεσβιη εδιν.

1 - ve sebbihû-hu 2 - bukreten 3 - ve asîlen

: : :

ve onu tesbih edin sabah ve akþam

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Subhanallah, Elhamdulillah, Allahûekber diyerek ve çok sayýda tekrar ederek sabah akþam Allah’ý tesbih edin. Mükâfatý Allahû Tealâ tarafýndan mutlaka verilir. Allahû Tealâ tesbihin devamlýlýðý konusunda bir iþaret hiç koymamýþ Kur’ân-ý Kerim’e. Yani Subhanallah , Elhamdulillah, Allahûekber diyerek Allah’ý tesbih etmek daimî bir hüviyet taþýmaz ama daimî zikir bütün insanlarýn üzerine farzdýr. Allahû Tealâ iki âyet-i kerimeyi arka arkaya koymuþ, birinde sabah akþam, diyor; diðerinde çok zikredin, diyor. Nisa-103’te de daima zikredin, diyor.

150

150


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 43

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 424

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¢é¢n Ø¡÷¬¨Ü ß ë ¤á¢Ø¤î Ü Ç ó©£Ü –¢í ô©ˆ £Ûa ì¢ç 6¡‰ì¢£äÛa ó Û¡a ¡pb à¢Ü ¢£ÄÛa å¡ß ¤á¢Ø u¡Š¤‚¢î¡Û b¦àî©y ‰ åî©ä¡ß¤ªì¢à¤Ûb¡2 æb × ë Huvellezî yusallî aleykum ve melâiketuhu li yuhricekum minez zulumâti ilen nûr, ve kâne bil mu’minîne rahîmâ(rahîmen).

Σιζι (νεφσινιζιν καλβινι), καρανλ⎬κλαρδαν αψδ⎬νλ⎬ðα ⎜⎬καρμακ ι⎜ιν, ⎫ζερινιζε σαλ®ϖ®τ (νυρυ) γ⎞νδερεν, Ο ϖε Ο’νυν μελεκλεριδιρ κι Ο, μ⎫’μινλερε Ραη⎩μ’διρ (Ραη⎩μ εσμασ⎬ψλα τεχελλι εδεν).

151

151


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 43

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 424

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

-

huve ellezî yusallî aleykum ve melâiketu-hu li yuhrice-kum min ez zulumâti ilâ en nûri ve kâne bi el mu'minîne rahîmen

: : : : : : : : : : :

o ki o salât eder sizin üzerinize ve onun melekleri sizi çýkarmasý için karanlýklardan nura ve oldu mü'minlere rahîm olan (Rahîm esmasýyla tecelli eden)

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’a ulaþmayý dilemeyen hiç kimseye Allah Rahîm esmasýyla tecelli etmez. Allah’ýn herkese tecellisi Rahmân esmasýyladýr. Herkesin yiyeceðini, giyeceðini yaþamasý için gerekli oksijeni herþeyi Rahmân esmasý temin etmiþtir. Herkese hayat hakký verir Allahû Tealâ. Ama Rahîm esmasý herkesin üzerinde tecelli etmez. Baþka bir deyiþle, sadece Allah’a ulaþmayý dileyenlerde tecelli eder. Kim Allah’a ulaþmayý dilerse, dilediði an Allahû Tealâ, o kiþinin kalbindeki bu talebi iþitir, bilir ve görür. Gördüðü anda da Rahîm esmasýyla tecelliye baþlar. Bu tecelli o kiþinin üzerinde evvelâ ona Allahû Tealâ’nýn yedi tane furkan vermesiyle kiþinin bütün günahlarýný örter. Gören, iþiten ve idrak eden bir hüviyete ulaþtýrýr. Sonra kiþiyi huþûya ulaþtýrýr. Göðsünden kalbine nur yolu açarak, kalbine ulaþýp kalbin nur kapýsýný Allah’a çevirerek, ona mürþidini gösterip müþidini de bütün ibadetleri de sevdirerek Allah kiþiyi mürþidine ulaþtýrýr ve tâbiiyetini saðlar. Ondan sonra da o kiþiye zikir yaptýrýr. Kalbine gönderdiði rahmet nuruyla fazl ismindeki nurlarý o kiþinin kalbine yerleþtirerek, ruhunu yedi gök katý aþýrmak suretiyle Allah’a ulaþtýrýr. Ve bu süre içinde nefsinin kalbi %100 karanlýkken %51 nurla dolar. Ruhu Allah’a ulaþtýðý zaman nefsin kalbi %50’den daha fazla karanlýklardan aydýnlýða çýkmýþtýr. Kiþi yoluna devam ettiði taktirde fizik vücudunu teslim ettiði zaman %80’den daha fazla nur birikmiþtir. O kiþinin nefsinin kalbinde, karanlýklar %80’den fazla aydýnlýða dönüþür. Daimî zikirde ise karanlýklar %100 aydýnlýða dönüþür. Âyet-i kerimenin karanlýktan aydýnlýða çýkarma müessesesi bu hususlarý ihtiva eder.

152

152


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 44

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 425

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

7 ¥â 5  ¢é ã¤ì Ô¤Ü í â¤ì í ¤á¢è¢n £î¡z m b¦àí©Š × a¦Š¤u a ¤á¢è Û £† Ç a ë Tehiyyetuhum yevme yelkavnehu selâm(selâmun), ve eadde lehum ecren kerîmâ(kerîmen).

Ο’να (Αλλαη’α) καϖυ⎭τυκλαρ⎬ γ⎫ν ονλαρ⎬ν τεηιψψετι (μ⎫κ®φατ⎬) “σελ®μ”δ⎬ρ. ςε ονλαρα κεριμ (ικραμ εδιλεν) βιρ εχιρ (μ⎫κ®φατ) ηαζ⎬ρλανμ⎬⎭τ⎬ρ.

1 2 3 4 5 6 7 8

-

tehiyyetu-hum yevme yelkavne-hu selâmun ve eadde lehum ecren kerîmen

: : : : : : : :

onlarýn tehýyyeti (karþýlanma mükâfatý) gün ona mülâki olurlar (ruhlarý ölmedenönce Allah'a ulaþýr) selâm ve hazýrladý onlar için, onlara ecir, mükâfat kerim, çok, üstün

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ruh Allah’a kavuþtuðu zaman Allah’ýn Zat’ýnda yok olur. Bu esnada onlara selâm verilir. Ve onlara kerîm bir ecir hazýrlanmýþtýr.

153

153


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 45

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 425

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

Úb ä¤Ü ¤‰ a ¬b £ã¡a ¢£ó¡j £äÛa b 袣í a ¬b í = a¦Ší ©ˆ ã ë a¦Š¡£' j¢ß ë a¦†¡çb ( Yâ eyyuhen nebiyyu innâ erselnâke þâhiden ve mubeþþiren ve nezîrâ(nezîren).

Εψ Νεβ⎩ (Πεψγαμβερ)! Μυηακκακ κι Βιζ, σενι ⎭αηιτ, μ⎫ϕδελεψιχι ϖε νεζιρ (υψαρ⎬χ⎬) ολαρακ γ⎞νδερδικ. 1 2 3 4 5 6 7

-

yâ eyyuhâ en nebiyyu innâ erselnâ-ke þâhiden ve mubeþþiren ve nezîren

: : : : : : :

ey peygamber muhakkak ki biz seni gönderdik þahit olarak ve müjdeleyici olarak ve nezir (uyarýcý) olarak

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ bütün peygamberlerini, hem müjdeleyici hem uyarýcý hem de þahit olarak göndermiþtir. Allahû Tealâ’nýn bütün nebîleri ayný zamanda resûldür. Bütün resûller nebî deðildir. Bu sebeple Allahû Tealâ’nýn resûlleri için mutlak olarak dizayn ettiði þey þudur: Resûlleri bütün kavimlere gönderir. Âmenû olanlarý, Allah’a ulaþmayý dileyenleri müjdelesinler; âmenû olmayan diðerlerini uyarsýnlar diye. Nezirleri gönderir þehirlere, kasabalara, hatta köylere Allah’a ulaþmayý dileyenleri, âmenû olanlarý müjdelesinler, diðerlerini uyarsýnlar diye. Adý ister nezir olsun, ister resûl olsun, ister nebî olsun Allah’ýn vazifeli kýldýðý bu insanlarýn hepsi âmenû olanlarý müjdelemek; olmayanlarý uyarmak için gönderilmiþlerdir.

154

154


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

Χ⎫ζ − 22

ℜψετ − 46

Σαψφα − 425

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

©é¡ã¤‡¡b¡2 ¡é¨ £ÜÛa ó Û¡a b¦î¡Ça … ë a¦Šî©ä¢ß b¦ua Š¡ ë Ve dâîyen ilâllâhi bi iznihî ve sirâcen munîrâ(munîren).

ςε Ο’νυν (Αλλαη’⎬ν) ιζνι ιλε Αλλαη’α δαϖετ εδεν ϖε νυρλανδ⎬ρ⎬χ⎬ σιραχ (κανδιλ) ολαρακ (γ⎞νδερδικ). 1 2 3 4 5

-

ve dâîyen ilâllâhi (ilâ allâhi) bi izni- hî ve sirâcen munîren

: : : : :

ve davet eden, davet edici olarak Allah'a onun izniyle ve sirac, kandil nurlandýran

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Nebîlerin ve resûllerin Allah’a davet etme ve tâbiiyetten sonra rahmet ve özellikle fazl nurlarýnýn tâbî olanlarýn kalplerini kaplamasý sebebiyle nurlandýrma özellikleri zikrediliyor.

155

155


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 47

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 425

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¤á¢è Û £æ b¡2 åî©ä¡ß¤ªì¢à¤Ûa ¡Š¡£' 2 ë a¦Šî©j × ¦5¤š Ï ¡é¨ £ÜÛa å¡ß Ve beþþiril mu’minîne bi enne lehum minallâhi fadlen kebîrâ(kebîren).

ςε μ⎫’μινλερι μ⎫ϕδελε! Μυηακκακ κι ονλαρ ι⎜ιν Αλλαη’ταν β⎫ψ⎫κ φαζλ ϖαρδ⎬ρ. 1 2 3 4 5 6 7

-

ve beþþir el mu'minîne bi enne lehum min allâhi fadlen kebîren

: : : : : : :

ve müjdele mü'minler olduðunu onlar için Allah'tan fazl (kalbe gelen nur) büyük

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Sadece Allah’a inanan kiþi gerçek, hak mü’min deðildir. Mü’min, Allah’a ulaþmayý dileyen kiþidir ve mü’min olmanýn birinci safhasýnda Allah’a ulaþmayý dilemek vardýr. Göðsünden kalbine yol açýldýðý noktadan itibaren, 10. basamakta o kiþinin kalbine Allah’ýn fazlý ve rahmeti ulaþmaya baþlar. Kiþi mürþidine tâbî olduktan sonra ruhu Allah’a ulaþýr. Bu noktada nefsin kalbinde %49 fazl ve %2 rahmet nuru yer almýþtýr. Bu kademe ruhun Allah’a ulaþtýðý noktadýr, 21. basamaktýr. 22. basamaktaysa Allah’a ulaþan ruh, Allah’ýn Zat’ýnda yok olur. Nurlar %51’i aþmýþtýr. Kiþinin nefsinin kalbi %98 fazl ve %2 rahmetle %100 dolduðu zaman kiþi ulûl’elbâb olur. Bu büyük fazldýr.

156

156


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 48

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 425

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

åî©Ô¡Ïb ä¢à¤Ûa ë åí©Š¡Ïb ؤÛa ¡É¡À¢m ü ë 6¡é¨£ÜÛa ó Ü Ç ¤3 £× ì m ë ¤á¢èí¨‡ a ¤Ê … ë ¦5î©× ë ¡é¨£ÜÛb¡2 ó¨1 × ë Ve lâ tutýýl kâfirîne vel munâfikîne veda’ezâhum ve tevekkel alâllâh(alâllâhi), ve kefâ billâhi vekîlâ(vekîlen).

ςε κ®φιρλερε ϖε μ⎫ναφ⎬κλαρα ιταατ ετμε ϖε (ονλαρ⎬ν) εζιψετλερινε αλδ⎬ρμα ϖε Αλλαη’α τεϖεκκ⎫λ ετ. ςε Αλλαη, ϖεκιλ ολαρακ (σανα) ψετερ.

1 2 3 4 5 6

157

-

ve lâ tutýý el kâfirîne ve el munâfikîne veda' ezâ-hum ve tevekkel

: : : : : :

ve itaat etme kâfirler ve münafýklar terket (aldýrma) onlarýn eziyetleri ve tevekkül et

157


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 48

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 425

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

7 8 9 10

-

alâllâhi (alâ allâhi) ve kefâ billâhi (bi allâhi ) vekîlen

: : : :

Allah'a ve kâfidir Allah vekil olarak

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’a tevekkül etmek Allahû Tealâ’nýn temel emridir. Eðer Allah’a inanýyorsanýz, Allah’a tevekkül edin. O zaman bilin ki en kuvvetli siz olursunuz. Allah’a tevekkül etmek Allah’ý kendisine vekil etmektir. Allah’ý vekil etme müessesesinde Allah’ýn Ýlâhi Ýradesi, kiþinin iradesine hakim olur, kontrolü altýna alýr. Ve þeytanýn tasallutundan kurtarýr. O güne kadar tagutun kulu iken o günden sonra Allah’ýn koruyucu iradesi devreye girdiði için, insan ve cin þeytanlar hiçbir þekilde kiþiyi artýk aldatamayacaðý için Allah’ýn iradesi kiþinin üzerinde koruyucu bir kalkan olacak ve böylece Allah’a tevekkül ettiðinde, Allah vekil olarak yetecektir. Bütün sahâbe bu hedefe ulaþmýþlardý. Zumer Suresinin 17. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ diyor ki: 39/ZUMER-17: Vellezînectenebût tâgûte en ya’budûhâ ve enâbû ilâllâhi lehumul buþrâ, fe beþþir ýbâd(ýbâdi). Onlar ki; taguta (insan ve cin þeytanlara) kul olmaktan içtinap ettiler (kaçýndýlar, kendilerini kurtardýlar). Çünkü Allah’a yöneldiler (Allah’a ulaþmayý dilediler). Onlara müjdeler vardýr. Öyleyse kullarýmý müjdele! Sahâbe taguta kul iken Allah’a kul olmak þerefine ermiþler, Allah’a ulaþmayý dileyerek. Allah’a ulaþmayý dilediðiniz an Allah’ýn Ýlâhi Ýradesi sizi kontrolü altýna alýr ve tagutun size tasallutuna %100 engel olur. Artýk tagut, yani insan ve cin þeytanlar hiçbir þey yapamazlar. Bu Allah’ýn lütfu, keremidir ki bu sayede 22. basamakta ruh Allahû Tealâ’ya ulaþsýn da Allah’ýn Zat’ýnda yok olsun. 22. basamaða kadar Allahû Tealâ mutlak olarak koruyucudur. Tagutun hiçbir þey yapmasý mümkün deðildir. Allah vekiliniz olmuþtur. Allah’a ulaþmayý dileyerek, Allah’ý vekil tayin ettiðiniz için.

158

158


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 49

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 425

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

a ‡¡a a¬ì¢ä ߨa åí ©ˆ £Ûa b 袣í a ¬b í £å¢çì¢à¢n¤Ô £Ü Ÿ £á¢q ¡pb ä¡ß¤ªì¢à¤Ûa ¢á¢n¤z Ø ã ¤á¢Ø Û b à Ï

£å¢ç좣 à m ¤æ a ¡3¤j Ó ¤å¡ß

7 b è ã뢣† n¤È m §ñ £†¡Ç ¤å¡ß £å¡è¤î Ü Ç £å¢çì¢y¡£Š  ë £å¢çì¢È¡£n à Ï ¦5î©à u b¦ya Š  Yâ eyyuhellezîne âmenû izâ nekahtumul mu’minâti summe tallaktumûhunne min kabli en temessûhunne fe mâ lekum aleyhinne min iddetin ta’teddûnehâ, fe mettiûhunne ve serrihûhunne serâhan cemîlâ(cemîlen).

Εψ ®μεν⎦ ολανλαρ (Αλλαη’α υλα⎭μαψ⎬ διλεψενλερ)! Μ⎫’μιν καδ⎬νλαρ⎬ νικ®η εττιðινιζ, σονρα δα ονλαρ⎬ τεμασ ετμεδεν ⎞νχε βο⎭αδ⎬ð⎬ν⎬ζ ζαμαν αρτ⎬κ σιζιν ι⎜ιν ονυν ιδδετινι σαψαχαð⎬ν⎬ζ βιρ μ⎫δδετι ψοκτυρ. Β⎞ψλεχε ονλαρ⎬ μεταλανδ⎬ρ⎬ν (μεηιρλερινι ϖεριν) ϖε ονλαρ⎬ γ⎫ζελ βιρ β⎬ρακ⎬⎭λα βο⎭αψ⎬ν. 159

159


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 49

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 425

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7

-

8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20

-

yâ eyyuhâ ellezîne âmenû izâ nekahtum el mu'minâti summe tallaktumû-hunne (hunne) (hum) min kabli en temessû-hunne fe mâ lekum aleyhinne min iddetin ta'teddûne-hâ fe mettiû-hunne ve serrihû-hunne serâhan cemîlen

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

ey o kimseler âmenû olanlar (Allah'a ulaþmayý dileyenler) siz nikâhladýðýnýz zaman mü'min kadýnlar sonra onlarý boþarsýnýz onlar (kadýnlar için) onlar (erkekler için) önceden, daha önce sizin dokunmanýz, temas etmeniz o zaman, böylece, artýk sizin için yoktur onlara (kadýnlara) den, dan iddet, müddet sizin ondan sayacaðýnýz (müddet) o zaman, böylece, artýk onlarý metalandýrýn (mehirlerini verin) ve onlarý serbest býrakýn (boþayýn) býrakarak, býrakýþ güzel

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bu âyette nikâhtan sonra temas edilmeden boþanma söz konusudur. Boþanmada iki safha vardýr: 1- Temas edilmeden önce boþanma 2- Temas edildikten sonra boþanma Temas edildikten sonra kadýn hamile kalabilir. O zaman, bir iddetin (müddet ve iddet kelimeleri ayný kökten gelir) bir sürenin aradan geçmesi lâzým. O sürenin neticesinde kadýnýn hamile olup olmadýðý ortaya çýkacaktýr ve ortaya çýktýðý zaman da ona göre mehir deðiþecektir. Ahzab Suresinin 49. âyet-i kerimesi fýkýhla alâkalý boþanma konularýndan bir tanesini içerir. Konunun detaylarýný fýkýh âlimleri bilir.

160

160


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 50

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 425

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

o¤î m¨a ¬ó©n¨£Ûa Ù ua 뤋 a Ù Û b ä¤Ü ܤy a ¬b £ã¡a ¢£ó¡j £äÛa b 袣í a ¬b í Ù¤î Ü Ç ¢é¨£ÜÛa õ¬b Ï a ¬b £à¡ß Ù¢äî©à í ¤o Ø Ü ß b ß ë £å¢ç ‰ì¢u¢a Ù¡Ûb  ¡pb ä 2 ë Ù¡mb £à Ç ¡pb ä 2 ë Ù¡£à Ç ¡pb ä 2 ë ¦ñ a Š¤ßa ë 9 Ù È ß æ¤Š ub ç ó©n¨ £Ûa Ù¡m üb  ¡pb ä 2 ë ¢£ó¡j £äÛa …a ‰ a ¤æ¡a ¡£ó¡j £äÜ¡Û b è ¤1 ã ¤o j ç ë ¤æ¡a ¦ò ä¡ß¤ ªì¢ß 6 åî©ä¡ß¤ªì¢à¤Ûa ¡æ뢅 ¤å¡ß Ù Û ¦ò –¡Ûb  b > è z¡Ø¤ä n¤ í ¤æ a ¤á¡è¡ua 뤋 a ó¬©Ï ¤á¡è¤î Ü Ç b 䤙 Š Ï b ß b ä¤à¡Ü Ç ¤† Ó Ù¤î Ü Ç æì¢Ø í 5¤î Ø¡Û ¤ á¢è¢ãb à¤í a ¤o Ø Ü ß b ß ë b¦àî©y ‰ a¦‰ì¢1 Ë ¢é¨ £ÜÛa æb × ë 6 ¥x Š y 161

161


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 50

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 425

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

Yâ eyyuhen nebiyyu innâ ahlelnâ leke ezvâcekelletî âteyte ucûrehunne ve mâ meleket yemînuke mimmâ efâallâhu aleyke ve benâti ammike ve benâti ammâtike ve benâti hâlike ve benâti halâtikellâtî hâcerne meâk(meâke), vemreeten mu’mineten in vehebet nefsehâ lin nebiyyi in erâden nebiyyu en yestenkihahâ hâlisaten leke min dûnil mu’minîn(mu’minîne), kad alimnâ mâ faradnâ aleyhim fî ezvâcihim ve mâ meleket eymânuhum li keylâ yekûne aleyke harac(haracun), ve kânallâhu gafûran rahîmâ(rahîmen).

Εψ Νεβ⎩ (Πεψγαμβερ)! Μυηακκακ κι Βιζ, εχιρλερινι (μεηιρλερινι) ϖερδιðιν ζεϖχελερινι ϖε ελινιν (αλτ⎬νδα) μαλικ ολδυðυν, Αλλαη’⎬ν γανιμετ ολαρακ σανα ϖερδιðι (χαριψελερινι) ηελ®λ κ⎬λδ⎬κ. ςε σενινλε βεραβερ ηιχρετ εδεν αμχαν⎬ν κ⎬ζλαρ⎬, ηαλαν⎬ν κ⎬ζλαρ⎬, δαψ⎬ν⎬ν κ⎬ζλαρ⎬, τεψζενιν κ⎬ζλαρ⎬ ϖε νεφσινι Νεβ⎩ (Πεψγαμβερ) ι⎜ιν ηιβε εδεν ϖε Νεβ⎩’νιν (Πεψγαμβερ’ιν) δε ονυ αλμακ ιστεδιðι μ⎫’μιν καδ⎬νλαρ⎬, (διðερ) μ⎫’μινλερ ηαρι⎜, σανα ⎞ζελ ολαρακ (ηελ®λ κ⎬λδ⎬κ). Ονλαρα (διðερ μ⎫’μινλερε) ζεϖχελερι ϖε ελλερινιν (αλτ⎬νδα) μαλικ ολδυκλαρ⎬ (χαριψελερι) κονυσυνδα νεψι φαρζ κ⎬λδ⎬κ, Βιζ βιλιριζ. (Βυ), σενιν ⎫ζερινε βιρ ζορλυκ ολμαμασ⎬ ι⎜ινδιρ. ςε Αλλαη, Γαφ⎦ρ’δυρ (μαðφιρετ εδεν), Ραη⎩μ’διρ (Ραη⎩μ εσμασ⎬ψλα τεχελλι εδεν).

162

162


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 50

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 425

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9

-

10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22

-

23 24 25 26 27 28 29 30

-

163

yâ eyyuhâ en nebiyyu innâ ahlelnâ leke ezvâce-ke elletî âteyte ucûre-hunne (hunne) (hum) ve mâ meleket yemînu-ke (mâ meleket yemînu-ke) mimmâ (min mâ) efâallâhu (efâe allâhu) aleyke ve benâti ammi-ke ve benâti ammâti-ke ve benâti hâli-ke ve benâti halâtikellâtî (halâti-ke ellâtî) halâti-ke ellâtî hâcerne meâ-ke vemreeten (ve imreeten) mu'mineten in vehebet

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

ey nebî, peygamber muhakkak biz helâl kýldýk senin için, sana senin zevcelerin, hanýmlarýn, eþlerin ki o sen verdin onlarýn ücretleri onlar (kadýnlar için) onlar (erkekler için) ve þey sahip oldu senin elin (elinin altýnda sahip olduðun) þeyden Allah ganimet olarak verdi sana ve kýzlarý senin amcan ve kýzlarý senin halan ve kýzlarý dayýn ve kýzlarý

: : : : : : : :

senin teyzen ki o (kadýn) hicret etti seninle beraber ve kadýn, haným bir mü'min (kadýn) eðer hibe etti

163


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 50

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 425

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52

-

nefse-hâ li en nebiyyi in erâde en nebiyyu en yestenkiha-hâ hâlisaten leke min dûni el mu'minîne kad alimnâ mâ faradnâ aleyhim fî ezvâci-him ve mâ meleket eymânu-hum li keylâ yekûne aleyke haracun ve kânallâhu (ve kâne allâhu) gafûran rahîmen

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

nefsini, kendini nebî (peygamber) için eðer isterse nebî, peygamber onu nikâh etmek ister … a has olarak, özel olarak sana baþka (hariç) mü'minler oldu biz bildik farz kýldýðýmýz þeyi onlarýn üzerine, onlara içinde, hakkýnda, konusunda onlarýn zevceleri, hanýmlarý ve onlarýn elleri altýnda olan olmamasý için sana zorluk, güçlük ve Allah oldu (dýr) gafur, maðfiret eden rahîm (Rahîm esmasýyla tecelli eden)

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kendisini hibe eden bir kadýný Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in nikâh etmek istediði taktirde ona eþ olarak vermesi nikâh iþlemini bir zaruret haline getiriyor. Oysa ki bir kadýn kendisini hibe etmiþtir Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e. Resmî bir nikâhýn yapýlmasý halinde de Allah’ýn huzurunda kýyýlan nikâh halinde de nikâh geçerlidir. Nasýl ötekileri Allahû Tealâ’nýn helâl etmesi söz konusuysa, kendisini hibe eden bir kadýný da helâl kýlmasý son derece tabii bir þeydir. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in bütün nikâhlarý 7. gök katýndaki 4. âlem olan Makam-ý Mahmud’da bütün 7. kata ulaþan sahâbenin huzurunda kýlýnmýþtýr. Allah’ýn katýnda asýl önemli olan nikâh bu makamda kýlýnan nikâhtýr.

164

164


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 51

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 426

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

6 ¢õ¬b ' m ¤å ß Ù¤î Û¡a ô©¬ì¤÷¢m ë £å¢è¤ä¡ß ¢õ¬b ' m ¤å ß ó©u¤Š¢m Ù¡Û¨‡ 6 Ù¤î Ü Ç b ä¢u 5 Ï o¤Û Œ Ç ¤å £à¡ß o¤î Ì n¤2a ¡å ß ë ¬b à¡2 å¤î ™¤Š í ë £æ Œ¤z í ü ë £å¢è¢ä¢î¤Ç a £Š Ô m ¤æ a ó¬¨ã¤… a 6 ¤á¢Ø¡2ì¢Ü¢Ó ó©Ï b ß ¢á Ü¤È í ¢ 騣ÜÛa ë 6 £å¢è¢£Ü¢× £å¢è n¤î m¨a b¦àî©Ü y b¦àî©Ü Ç ¢é¨ £ÜÛa æb × ë Turcî men teþâu minhunne ve tu’vî ileyke men teþâu, ve menibtegayte mimmen azelte fe lâ cunâha aleyk(aleyke), zâlike ednâ en tekarre a’yunuhunne ve lâ yahzenne ve yerdayne bimâ âteytehunne kulluhunn(kulluhunne), vallâhu ya’lemu mâ fî kulûbikum ve kânallâhu alîmen halîmâ.

Ονλαρδαν διλεδιðινι ερτελερσιν, διλεδιðινι ψαν⎬να αλ⎬ρσ⎬ν. ςε αζλεττικλερινδεν (β⎬ρακτ⎬κλαρ⎬νδαν) ιστεδιðινι (τεκραρ) ψαν⎬να αλμανδα βυνδαν σονρα σανα γ⎫ναη ψοκτυρ. Βυ, ονλαρ⎬ν γ⎞ζλερινιν αψδ⎬ν ολμασ⎬ (σεϖινμελερι), ονλαρ⎬ν η⎫ζ⎫νλενμεμεσι ϖε βυ ονλαρ⎬ν ηεπσινιν σενιν ϖερδιðιν ⎭εψλερδεν ραζ⎬ ολμαλαρ⎬ ι⎜ιν εν υψγυνδυρ. ςε Αλλαη, καλπλερινιζδε ολανλαρ⎬ βιλιρ. Αλλαη, Αλ⎩μ’διρ (εν ιψι βιλεν), Ηαλ⎩μ’διρ. 1 2 3 4 5 6 7

165

-

turcî men teþâu min-hunne ve tu'vî ileyke men

: : : : : : :

sen ertelersin kim, kimse sen dilersin onlardan ve yanýna alýrsýn sana kim, kimse

165


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 51

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 426

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33

-

teþâu ve men ibtegayte mimmen min men azelte fe lâ cunâha aleyke zâlike ednâ en tekarre a'yunu-hunne ve lâ yahzenne ve yerdayne bimâ âteyte-hunne kullu-hunne vallâhu ya'lemu mâ fî kulûbi-kum ve kânallâhu (ve kâne allâhu) alîmen halîmen

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

sen dilersin ve kim, kimse sen istedin (min men) dan kim, kimse sen azlettin, býraktýn artýk, bundan sonra günah yoktur senin üzerine iþte bu en yakýn, en uygun gözleri aydýn olmak (sevinmek) ve mahzun olmazlar, hüzünlenmezler razý olurlar þeyler ile onlara verdin onlarýn hepsi ve Allah o bilir þey içinde sizin kalpleriniz ve Allah oldu, Allah (dýr) çok iyi bilen halim

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ne diyor Allahû Tealâ, Peygamber Efendimiz (S.A.V) için? “Onlardan dilediðini yanýna alýrsýn, dilediðini ertelersin yani bir süre ayrý býrakýrsýn ve býraktýklarýndan istediðini tekrar yanýna almanda sana bundan sonra günah yoktur. Ýster tamamen býrakýrsýn ister býraktýktan bir süre sonra tekrar geriye alýrsýn. Bu onlarýn gözlerinin aydýn olmasý, sevinmeleri, hüzünlenmemeleri ve hepsinin senin verdiðin þeylerden razý olmalarý için daha uygundur.” Burada da söz konusu olan Peygamber Efendimiz (S.A.V) için geçerli olan Allah’ýn emirleridir. Allah herþeyi bilir.

166

166


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 52

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 426

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

£å ¡è¡2 4£† j m ¤æ a ¬ü ë ¢†¤È 2 ¤å¡ß ¢õ¬b ¡£äÛa Ù Û ¢ £3¡z í ü

¤o Ø Ü ß b ß £ü¡a £å¢è¢ä¤¢y Ù j v¤Ç a ¤ì Û ë §xa 뤋 a ¤å¡ß ; b¦jî©Ó ‰ §õ¤ó ( ¡£3¢× ó¨Ü Ç ¢é £Ü¨ Ûa æb × ë 6 Ù¢äî©à í Lâ yahýllu leken nisâu min ba’du ve lâ en tebeddele bihinne min ezvâcin ve lev a’cebeke husnuhunne illâ mâ meleket yemînuk(yemînuke), ve kânallâhu alâ kulli þey’in rakîbâ(rakîben).

Βυνδαν σονρα σανα (βα⎭κα) καδ⎬νλαρ ϖε ζεϖχελερινδεν βιρινι, γ⎫ζελλιðι ηο⎭υνα γιτσε βιλε (βα⎭κα βιρ ηαν⎬μλα) δεðι⎭τιρμεν ηελ®λ δεðιλδιρ. Ελινιν (αλτ⎬νδα) σαηιπ ολδυκλαρ⎬ν (χαριψελερ) ηαρι⎜. ςε Αλλαη, ηερ⎭εψι μυρακεβε (δενετλεψεν) εδενδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19

-

lâ yahýllu leke en nisâu min ba'du ve lâ en tebeddele bi-hinne min ezvâcin ve lev a'cebe-ke husnu-hunne illâ mâ meleket yemînu-ke mâ meleket yemînu-ke ve kânallâhu (ve kâne allâhu) alâ kulli þey'in rakîben

: : : : : : : : : : : : : : : : : : :

helâl olmaz sana, senin için kadýnlar sonradan, bundan sonra ve yok, olmaz, deðildir (bedel ile) deðiþtirmek onlar ile zevcelerden, eþlerden ve þâyet, eðer, ise, olsa bile senin hoþuna gitti onlarýn güzelliði ancak, hariç malik olduðu þey senin ellerin elinin altýnda olan þey ve Allah ..… oldu, Allah (dýr) üzerine, ... e herþey murakebe ederek, denetleyerek

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bu âyet-i kerimede gene evliliðe müteallik sadece Hz. Muhammed (S.A.V) ile ilgili emirler yer alýyor.

167

167


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 53

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 426

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¤æ a £¬ü¡a ¡£ó¡j£ äÛa pì¢î¢2 a¢ìÜ¢¤† m ü aì¢ä ߨa åí©ˆ £Ûa b è£í¢ a ¬b í a ‡¡a ¤å¡Ø¨Û ë = ¢éî¨ã¡a åí©Š¡Ãb ã Š¤î Ë §âb È Ÿ ó¨Û¡a ¤á¢Ø Û æ ‡¤ ªì¢í ü ë a뢊¡' n¤ãb Ï ¤á¢n¤à¡È Ÿ a ‡¡b Ï aì¢Ü¢¤…b Ï ¤á¢nî©Ç¢… £ó¡j £äÛa ô¡‡¤ªì¢í æb × ¤á¢Ø¡Û¨‡ £æ ¡a 6§sí©† z¡Û åî,©¡ã¤b n¤¢ß 6 ¡£Õ z¤Ûa å¡ß ©ï¤z n¤ í ü ¢é ¨£ÜÛa ë 9 ¤á¢Ø¤ä¡ß ©ï¤z n¤ î Ï 6§lb v¡y ¡õ¬a ‰ ë ¤å¡ß £å¢çì¢Ü ÷¤ Ï b¦Çb n ß £å¢çì¢à¢n¤Û b  a ‡¡a ë ¤á¢Ø Û æb × b ß ë 6 £å¡è¡2ì¢Ü¢Ó ë ¤á¢Ø¡2ì¢Ü¢Ô¡Û ¢Š 褟 a ¤á¢Ø¡Û¨‡ ¢é ua 뤋 a a¬ì¢z¡Ø¤ä m ¤æ a ¬ü ë ¡é¨£ÜÛa 4ì¢ ‰ a뢇 ¤ªì¢m ¤æ a b¦àî©Ä Ç ¡é£Ü¨ Ûa †¤ä¡Ç æb × ¤á¢Ø¡Û¨‡ £æ¡a 6 a¦† 2 a ¬©ê¡†¤È 2 ¤å¡ß Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tedhulû buyûten nebiyyi illâ en yu’zene lekum ilâ taâmin gayre nâzýrîne inâhu ve lâkin izâ duîtum fedhulû fe izâ taimtum fenteþirû ve lâ muste’nisîne li hadîs(hadîsin), inne zâlikum kâne yu’zîn nebiyye fe yestahyî minkum vallâhu lâ yestahyî minel hakk(hakký), ve izâ seeltumûhunne metâan fes’elûhunne min verâi hýcâb(hýcâbin), zâlikum atharu li kulûbikum ve kulûbihinn(kulûbihinne), ve mâ kâne lekum en tu’zû resûlallâhi ve lâ en tenkihû ezvâcehu min ba’dihî ebedâ(ebeden), inne zâlikum kâne indallâhi azîmâ(azîmen). 168

168


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 53

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 426

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

Εψ ®μεν⎦ ολανλαρ (Αλλαη’α υλα⎭μαψ⎬ διλεψενλερ), σιζε ιζιν ϖεριλμεδικ⎜ε Νεβ⎩’νιν εϖλερινε γιρμεψιν! (Γιρμι⎭σενιζ οψαλαν⎬π) ψεμεðιν πι⎭μεσινι βεκλεμεψιν. Φακατ δαϖετ εδιλδιðινιζ ζαμαν γιριν. Ψεμεðινιζι ψεψινχε ηεμεν δαð⎬λ⎬ν ϖε σοηβετ ετμεκ ιστεμεψιν, σ⎞ζε δαλμαψ⎬ν (ιζινσιζ κονυ⎭μαψ⎬ν). ⇑⎭τε βυ δυρυμ γερ⎜εκτεν Νεβ⎩’ψε εζιψετ ολυψορδυ. Φακατ σιζδεν ηαψ® εδιψορδυ (υταν⎬ψορδυ). Αλλαη, ηακταν ηαψ® δυψμαζ (γερ⎜εðι α⎜⎬κλαμακταν ⎜εκινμεζ). Ονλαρδαν (Πεψγαμβερ Ηαν⎬μλαρ⎬’νδαν) βιρ ⎭εψ σορδυðυνυζ ζαμαν περδε αρκασ⎬νδαν σορυν. Βυ, σιζιν ϖε ονλαρ⎬ν καλπλερι ι⎜ιν δαηα τεμιζδιρ. Αλλαη’⎬ν Ρεσ⎦λ’⎫νε εζιψετ ετμενιζ ϖε βυνδαν σονρα Ο’νυν ζεϖχελερινι νικ®η ετμενιζ εβεδιψψεν (ηελ®λ) ολμαζ. Μυηακκακ κι βυ, Αλλαη’⎬ν κατ⎬νδα ⎜οκ β⎫ψ⎫κ (γ⎫ναητ⎬ρ). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22

169

-

yâ eyyuhâ ellezîne âmenû lâ tedhulû buyûte en nebiyyi illâ en yu'zene lekum ilâ taâmin gayre nâzýrîne inâ-hu ve lâkin izâ duîtum fedhulû (fe udhulû) fe izâ taimtum fenteþirû (fe inteþirû) ve lâ muste'nisîne li hadîsin

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

ey onlar, o kimseler âmenû oldular (ölmeden önce Allah'a ulaþmayý dilediler) siz girmeyin evler nebî, peygamber ancak, baþka, hariç, olmadýkça izin verilmek sizin için, size e, a yemek gayri, baþka, dýþýnda bekleyenler, gözleyenler onun vakti geldi ve ancak, lâkin, fakat çaðrýldýðýnýz zaman, davet edildiðiniz zaman o zaman girin artýk, o zaman yemeði yediðiniz zaman, yemeði yeyince hemen daðýlýn ve sohbet etmek istemeyin söze

169


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 53

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 426

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46

-

47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58

-

170

inne zâlikum kâne yu'zî en nebiyyi fe yestahyî min-kum vallâhu lâ yestahyî min el hakký ve izâ seeltumû-hunne metâan fes'elûhunne (fe es'elû-hunne) min verâi hýcâbin zâlikum atharu li kulûbi-kum ve kulûbi-hinne ve mâ kâne lekum en tu'zû resûlallâhi resûle allâhi ve lâ en tenkihû ezvâce-hu min ba'di-hî ebeden inne zâlikum kâne indallâhi (inde allâhi) azîmen

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

muhakkak iþte bu oldu eziyet verir, veriyor nebî, peygamber artýk, fakat haya duyuyor, çekiniyor, utanýyor sizden ve Allah haya duymaz, çekinmez haktan ve onlardan istediðiniz zaman, sorduðunuz zaman bir meta, bir þey o zaman, o taktirde onlardan isteyin, onlara sorun arkasýndan perde, örtü iþte bu en temiz, daha temiz için sizin kalpleriniz ve onlarýn kalpleri ve olmaz sizin için eziyet vermeniz (resûle allâhi) resûl, elçi Allah ve olmaz sizin nikâh etmeniz onun eþleri ondan sonra ebediyyen muhakkak bu oldu Allah'ýn katýnda büyük

170


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 53

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 426

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in evindeki olaylar dizisi dile getiriliyor. Adab-ý muaþerete uymayan her noktaya Allahû Tealâ ayrý ayrý iþaret ediyor. Buradan anlýyoruz ki erkekler de Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in evine giriyordu ve baþka kadýnlarla orada da konuþabiliyorlardý ama peygamber hanýmlarý olunca haddi aþmak söz konusu olmuþ ki Allahû Tealâ bu âyet-i kerimeyi indirmiþ. Burada Allahû Tealâ’nýn usül açýsýndan çok büyük iþaretleri var. Bir peygamber evinde, bir resûl evinde nasýl bir davranýþ biçiminin tahakkuk etmesi lâzýmgeldiði açýklanýyor. Peygamber Efendimiz (S.A.V) yaþadýðý devirde dünyanýn en meþgul adamý olmuþtur. Eðer insanlar O’nun yanýnda sohbet ederlerse, zamanýný almýþ oluyorlardý. Allahû Tealâ buna izin vermez. Herkes Peygamberin zamanýný ölçülü bir þekilde kullanmak mecburiyetindedir. Yemeðe davet edilince orada kalmayýn, yemeðinizi yeyince hemen daðýlýn. Eðer yemekten evvel gelirseniz yemeðin piþmesini bekleyip de davetsiz misafir olmayýn, konuþun ve gidin, buyruluyor. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’le ailesinin, kýtlýk devresinde belki ancak aileye yetecek kadar yemek yapmasý mümkün oluyor. Daha ötesi mümkün olmuyor. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in vakti yok ama misafirler gelmiþ onlarla konuþmak mecburiyetinde ve bundan üzüntü duyuyor, haya duyuyor ama utandýðý için bir þey söyleyemiyor gelenlere. Allahû Tealâ, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’le alâkalý herþeyi dikkatle þekle baðlamýþ. Peygamber Efendimiz (S.A.V) ister rahmetli olsun ister hayattayken hanýmlarýndan birini, birkaçýný boþasýn, o hanýmlarýn baþka biriyle evlenmesi Allahû Tealâ tarafýndan kesin bir lisanla engelleniyor. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in hanýmý olmak bahtlýlýðýna ulaþan bir kadýn, eðer Peygamber Efendimiz (S.A.V) þu veya bu sebeple onu terkederse, baþka biriyle bir evlenme gerçekleþtiremez. Bir temas söz konusu olmamalýdýr. Peygamber hanýmlarý kendilerine çok dikkat etmek mecburiyetindedirler. Eðer peygamber hanýmýyla bir erkek konuþacaksa bu konuþmayý perdenin arkasýndan yapýlmasý emrolunuyor.

171

171


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 54

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 426

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

é£Ü¨ Ûa £ æ¡b Ï ¢êì¢1¤‚¢m ¤ë a b¦÷¤î ( a뢆¤j¢m ¤æ¡a b¦àî©Ü Ç §õ¤ó ( ¡£3¢Ø¡2

æb ×

Ýn tubdû þey’en ev tuhfûhu fe innallâhe kâne bi kulli þey’in alîmâ.

Βιρ ⎭εψι α⎜⎬κλασαν⎬ζ δα ϖεψα γιζλεσενιζ δε μυηακκακ κι Αλλαη, ηερ⎭εψι εν ιψι βιλενδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

in tubdû þey'en ev tuhfû-hu fe innallâhe kâne bi kulli þey'in alîmen

: : : : : : : : : :

eðer, olsa açýklarsýnýz bir þey veya onu gizlersiniz artýk, oysa muhakkak Allah oldu, dýr herþeyi en iyi bilen

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah, aklýnýzdan geçeni de geçmiþinizi de bilir. Kimin hayatý hangi standartlar içinde geçecek, kiþi cennete mi gidecek cehenneme mi gidecek, Allahû Tealâ bütün insanlar hakkýnda herþeyi mutlak olarak bilir. Ýnsanlarýn gizlemesi veya Allahû Tealâ’ya içini açýklamasý Allah için bir þey deðiþtirmez. Kimlerin dilleriyle hakikatleri nasýl saklamaya çalýþtýðýný en iyi Allah bilir. O, Allah’týr. 6 günde 6 âlem; 3 yevmde asýllarý, ikinci 3 yevmde de karþýtlarýný yaratan, Allah’týr. Ayný anda 6 âlemdeki herþeyi bilir. Olacaklarý olmadan önce de bilir. Allah, ilmiyle ve rahmetiyle herþeyi ve bütün insanlarý kuþatmýþtýr. Allahû Tealâ onlara þahdamarýndan daha yakýndýr. Allahû Tealâ vücudun her noktasýný kaplar ilmiyle ve rahmetiyle. Yaptýðýnýz, düþündüðünüz herþeyden bu sebeple haberdar olmasý O’nun için son derece kolaydýr. Hiçbir açýdan bir problemi olmaz. Neyi düþünürseniz onu bildiði gibi, o düþündüðünüz þeyi yapacaðýnýzý veya yapamayacaðýnýzý da önceden bilir. O olayýn sonunda talep ettiðiniz, iþlemeyi düþündüðünüz olayýn arkasýndan nelerin doðacaðýný, size bir fayda mý zarar mý getireceðini önceden bilir. O, herþeye kaadirdir. Biz Allah’a ne kadar hamdetsek ve ne kadar þükretsek azdýr ki O, bütün kâinatýn Rabbidir ve biz O’nun kölesiyiz.

172

172


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 55

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 427

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

£å¡è¡ö¬b ä¤2 a ¬ ü ë £å¡è¡ö¬b 2¨a ó¬©Ï £å¡è¤î Ü Ç b ä¢u ü ¡õ¬b ä¤2 a ¬ü ë £å¡è¡ãa ì¤¡a ¡õ¬b ä¤2 a ¬ ü ë £å¡è¡ãa ì¤¡a ¬ ü ë ¤o Ø Ü ß b ß ü ë £å¡è¡ö¬b ¡ã ü ë £å¡è¡ma ì  a 騣ÜÛa £æ¡a 6 騣ÜÛa åî©Ô £ma ë 7 £å¢è¢ãb à¤í a a¦†î©è ( §õ¤ó ( ¡£3¢× ó¨Ü Ç æb × Lâ cunâha aleyhinne fî âbâihinne ve lâ ebnâihinne ve lâ ihvânihinne ve lâ ebnâi ihvânihinne ve lâ ebnâi ehavâtihinne ve lâ nisâihinne ve lâ mâ meleket eymânuhun(eymânuhunne), vettekînallâh(vettekînallâhe), innallâhe kâne alâ kulli þey’in þehîdâ(þehîden).

(Πεψγαμβερ Ε⎭λερι’νιν); βαβαλαρ⎬να, οðυλλαρ⎬να, καρδε⎭λερινε, ερκεκ καρδε⎭λερινιν οðυλλαρ⎬να, κ⎬ζ καρδε⎭λερινιν οðυλλαρ⎬να, καδ⎬νλαρα ϖε ελλερινιν (αλτ⎬νδα) μαλικ ολδυκλαρ⎬ (χαριψελερε) γ⎞ρ⎫νμελερι ηυσυσυνδα, ονλαρ⎬ν ⎫ζερινε γ⎫ναη ψοκτυρ. Αλλαη’α καρ⎭⎬ τακϖα σαηιβι ολυν. Μυηακκακ κι Αλλαη, ηερ⎭εψε ⎭αηιττιρ.

173

173


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 55

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 427

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24

-

lâ cunâha aleyhinne fî âbâi-hinne ve lâ ebnâi-hinne ve lâ ihvâni-hinne ve lâ ebnâi ihvâni-hinne ve lâ ebnâi ehavâti-hinne ve lâ nisâi-hinne ve lâ mâ meleket eymânu-hunne ve ittekîne allâhe innallâhe (inne allâhe) kâne alâ kulli þey'in þehîden

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

günah yoktur onlarýn üzerine da, konusunda, hususunda onlarýn babalarý ve yoktur, deðildir ve onlarýn oðullarý ve yoktur, deðildir onlarýn kardeþleri ve yoktur, deðildir oðullar onlarýn erkek kardeþleri ve yoktur, deðildir oðullar onlarýn kýz kardeþleri ve yoktur, deðildir onlarýn kadýnlarý ve yoktur, deðildir sahip olduklarý þey onlarýn elleri ve Allah'tan sakýnýn ve muhakkak ki Allah olandýr herþeye þahit

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bu âyette peygamber eþlerinin kimlere görünebileceði konusundaki emirler yer almaktadýr.

174

174


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 56

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 427

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¬b í 6 ¡£ó¡j £äÛa ó Ü Ç æì¢£Ü –¢í ¢é n Ø¡÷¬¨Ü ß ë 騣ÜÛa £æ¡a b¦àî©Ü¤ m aì¢à¡£Ü  ë ¡é¤î Ü Ç aì¢ £Ü • aì¢ä ߨa åí ©ˆ £Ûa b 袣í a Ýnnallâhe ve melâiketehu yusallûne alen nebiyyi, yâ eyyuhellezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ(teslîmen).

Μυηακκακ κι Αλλαη ϖε μελεκλερι, Νεβ⎩’ψε (Πεψγαμβερ’ε) σαλ®τ εδερλερ. Εψ ®μεν⎦ ολανλαρ (⎞λμεδεν ⎞νχε Αλλαη’α υλα⎭μαψ⎬ διλεψενλερ), σιζ (δε) Ο’να σαλ®τ εδιν! ςε (Ο’να) τεσλιμ ολαρακ σαλ®τ εδιν! 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

-

innallâhe (inne allâhe) ve melâikete-hu yusallûne alen nebiyyi (alâ en nebiyyi) yâ eyyuhâ ellezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmen

: : : : : : : : : : :

muhakkak ki Allah ve onun melekleri salât ederler peygambere ey onlar, o kimseler âmenû oldu, Allah'a ulaþmayý diledi salat edin ona ve selâm verin, salât edin teslim olarak, selâm ederek

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Peygamber, Allah adýna teslim alan kâinattaki en üst seviyedeki insandýr. Son Nebî olan Peygamber Efendimiz (S.A.V) þahsýnda bütün peygamberleri temsil eder. Kendilerine teslim olunmasý farzdýr. Tâbiiyet, teslimin iþaretini taþýr. Fetih Suresi 10. âyet-i kerimede Akabe’de Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e teslim olunduðu ifade edilmektedir: 48/FETÝH-10: Ýnnellezîne yubâyiûneke innemâ yubâyiûnallâh(yubâyiûnallâhe), yedullâhi fevka eydîhim, fe men nekese fe innemâ yenkusu alâ nefsih(nefsihî), ve men evfâ bi mâ âhede aleyhullâhe fe se yu’tîhi ecren azîmâ(azîmen). Muhakkak ki onlar, sana tâbî olduklarý zaman Allah’a tâbî olurlar. Onlarýn ellerinin üzerinde (Allah senin bütün vücudunda tecelli ettiði için ellerinde de tecelli etmiþ olduðundan) Allah’ýn eli vardýr. Bundan sonra kim (tâbiiyetini) bozarsa o taktirde, sadece kendi nefsi aleyhine bozar (Allah’a verdiði yeminleri, ahdleri yerine getirmediði için derecesini nakýsa düþürür). Ve kim de Allah’a olan ahdlerine vefa ederse (yeminini, misakini ve ahdini yerine getirirse), o zaman ona en büyük mükâfat (ecir) verilecektir (adn cennetlerine konulacak ve dünya saadetine erdirilecektir).

175

175


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 57

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 427

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¢é¨£ÜÛa ¢á¢è ä È Û ¢é Ûì¢ ‰ ë é¨ £ÜÛa æ뢇¤ªì¢í åí ©ˆ £Ûa £æ¡a b¦äî©è¢ß b¦2a ˆ Ç ¤á¢è Û £† Ç a ë ¡ñ Š¡¨ü¤a ë b î¤ã ¢£†Ûa ó¡Ï Ýnnellezîne yu’zûnallâhe ve resûlehu leanehumullâhu fîd dunyâ vel âhýreti ve eadde lehum azâben muhînâ(muhînen).

Μυηακκακ κι Αλλαη ϖε Ρεσ⎦λ’⎫νε εζιψετ εδενλερε, ονλαρα Αλλαη, δ⎫νψα ϖε αηιρεττε λ®νετ εττι. ςε ονλαρ ι⎜ιν μυηιν (αλ⎜αλτ⎬χ⎬) βιρ αζαπ ηαζ⎬ρλαδ⎬. 1 - inne 2 - ellezîne yu'zûnallâhe (yu'zûne allâhe) 3 - yu'zûne 4 - allâhe 5 - ve resûle-hu leanehumullâhu 6 - leane-hum allâhu 7 - fî ed dunyâ 8 - ve el âhýreti 9 - ve eadde 10 - lehum 11 - azâben 12 - muhînen

: :

muhakkak onlar, o kimseler

: : :

eziyet eder Allah ve onun resûlü

: : : : : : :

Allah onlara lânet etti dünyada ve ahiret ve hazýrladý onlar için bir azap küçültücü, alçaltýcý

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’ýn resûlüne eziyet edenler Allah’a eziyet etmiþ olurlar. Allahû Tealâ, resûlüne yapýlan bir hakareti, onu üzen kötü bir davranýþý Kendisine yapýlmýþ kabul eder. Kim Allah’a ve resûlüne eziyet ederse onlar için mutlak olarak lânet ve alçaltýcý bir azap hazýrlanmýþtýr.

176

176


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 58

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 427

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¡Š¤î Ì¡2 ¡pb ä¡ß¤ ªì¢à¤Ûa ë åî©ä¡ß¤ªì¢à¤Ûa æ뢇¤ªì¢í åí ©ˆ £Ûa ë ; b¦äî©j¢ß b¦à¤q¡a ë b¦ãb n¤è¢2 aì¢Ü à n¤ya ¡† Ô Ï aì¢j  n¤×ab ß Vellezîne yu’zûnel mu’minîne vel mu’minâti bi gayri mektesebû fe kadihtemelû buhtânen ve ismen mubînâ(mubînen).

ςε μ⎫’μιν ερκεκ ϖε μ⎫’μιν καδ⎬νλαρα ικτισαβ ετμεδικλερι (ηακετμεδικλερι, βιρ συ⎜ ι⎭λεμεδικλερι) ηαλδε εζιψετ εδενλερ βυ δυρυμδα βυηταν (ιφτιρα) ϖε απα⎜⎬κ γ⎫ναη ψ⎫κλενμι⎭ ολδυλαρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

ve ellezîne yu'zûne el mu'minîne ve el mu'minâti bi gayri mektesebû (mâ iktesebû) fe kad ihtemelû buhtânen ve ismen mubînen

: : : : : : : : : : : :

ve onlar, o kimseler eziyet eder mü'min erkekler ve mü'min kadýnlar olmaksýzýn, olmadýðý halde kazandýklarý þey bu taktirde oldu, olmuþtur yüklendiler buhtan, iftira ve günah apaçýk

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Mü’min erkek ve mü’min kadýnlara haketmedikleri suç isnad edenler iftira etmiþ oluyorlar. Her zaman, her devirde bu mutlaka olmuþtur. Allahû Tealâ bu konudaki sonucu söylemektedir: “Onlar apaçýk günah yüklenmiþ oldular.”

177

177


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 59

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 427

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

Ù¡ua 뤋 ü¡ ¤3¢Ó ¢ £ó¡j £äÛa b 袣í a ¬b í åî©ã ¤†¢í åî©ä¡ß¤ ªì¢à¤Ûa ¡õ¬b ¡ã ë Ù¡mb ä 2 ë Ù¡Û¨‡ 6 £å¡è¡jî©2 5 u ¤å¡ß

£å¡è¤î Ü Ç

6 å¤í ‡¤ ªì¢í 5 Ï å¤Ï Š¤È¢í ¤æ a ó¬¨ã¤… a b¦àî©y ‰ a¦‰ì¢1 Ë ¢é¨ £ÜÛa æb × ë Yâ eyyuhen nebîyyu kul li ezvâcike ve benâtike ve nisâil mu’minîne yudnîne aleyhinne min celâbîbihinn(celâbîbihinne), zâlike ednâ en yu’refne fe lâ yu’zeyn(yu’zeyne) ve kânallâhu gafûren rahîmâ(rahîmen).

Εψ Νεβ⎩ (Πεψγαμβερ)! Ζεϖχελερινε, κ⎬ζλαρ⎬να ϖε μ⎫’μινλεριν καδ⎬νλαρ⎬να (μ⎫’μιν καδ⎬νλαρα) σ⎞ψλε, χιλβαβλαρ⎬να σαρ⎬νσ⎬νλαρ (⎞ρτ⎫νσ⎫νλερ). Βυ, ονλαρ⎬ν (χαριψε ολμαδ⎬κλαρ⎬ν⎬ν, η⎫ρ ϖε ιφφετλι καδ⎬ν ολδυκλαρ⎬ν⎬ν) βιλινμεσι ϖε ονλαρα εζιψετ εδιλμεμεσι ι⎜ιν δαηα υψγυνδυρ. ςε Αλλαη, Γαφ⎦ρ’δυρ (μαðφιρετ εδεν), Ραη⎩μ’διρ (Ραη⎩μ εσμασ⎬ψλα τεχελλι εδεν). 178

178


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 59

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 427

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18

-

yâ eyyuhâ en nebiyyu kul li ezvâci-ke ve benâti-ke ve nisâi el mu'minîne yudnîne aleyhinne min celâbîbi-hinne zâlike ednâ en yu'refne fe lâ yu'zeyne ve kânallâhu (kâne allâhu) gafûren rahîmen

: : : : : : : : : : : : : : : : : :

ey nebî, peygamber de, söyle (senin) zevcelerine, eþlerine ve (senin) kýzlarýn ve kadýnlar mü'min sarýnsýnlar, örtünsünler onlarýn üzerine cilbablarýndan, dýþ giysilerinden iþte bu en yakýn, daha uygun tanýnmalarý böylece eziyet görmezler, eziyet görmemeleri ve Allah ..... oldu, olandýr maðfiret eden, günahlarý sevaba çeviren rahmet eden, rahmet nuru gönderen, Rahîm esmasý ile tecelli eden

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Peygamber Efendimiz (S.A.V) zamanýnda hür olanlar, esir olanlar ve cariyeler vardý. Allahû Tealâ, o devirde köle ya da esir olmayan kadýnlarýn baþlarýný örtmelerini emretmektedir. Böylece köleler ve esirlerle mü’min hanýmlar arasýnda bir farklýlýk oluþmaktadýr.

179

179


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 60

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 427

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¥ Š ß ¤á¡è¡2ì¢Ü¢Ó ó©Ï åí ©ˆ £Ûa ë æì¢Ô¡Ïb ä¢à¤Ûa ¡é n¤ä í ¤á Û ¤å¡÷ Û ¤á¡è¡2 Ù £ä í¡Š¤Ì¢ä Û ¡ò äí ©† à¤Ûa ó¡Ï æì¢1¡u¤Š¢à¤Ûa ë 8 ¦5î©Ü Ó £ü¡a ¬b èî©Ï Ù ã뢉¡ëb v¢í ü £á¢q Le in lem yentehil munâfikûne vellezîne fî kulûbihim maradun vel murcifûne fîl medîneti le nugriyenneke bihim summe lâ yucâvirûneke fîhâ illâ kalîlâ(kalîlen).

Εðερ μ⎫ναφ⎬κλαρ ϖε καλπλερινδε μαραζ (ηασταλ⎬κ) βυλυνανλαρ ϖε ⎭εηιρδε ψαλαν ϖε κ⎞τ⎫ ηαβερ ψαψανλαρ ϖαζγε⎜μεζλερσε, ελβεττε σενι μυτλακα ονλαρα σαλδ⎬ρτ⎬ρ⎬ζ. Σονρα αζ βιρ (ζαμαν) ηαρι⎜, οραδα σανα κομ⎭υ ολαμαζλαρ (οραδα καλαμαζλαρ). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17

-

le in lem yentehi el munâfikûne ve ellezîne fî kulûbi-him maradun ve el murcifûne fî el medîneti le nugriyenne-ke bi-him summe lâ yucâvirûne-ke fî-hâ illâ kalîlen

: : : : : : : : : : : : : : : : :

gerçekten, mutlaka, elbette eðer, ise vazgeçmezler, son vermezler münafýklar ve onlar, o kimseler onlarýn kalplerinde maraz, hastalýk ve, yalan ve kötü haber yayanlar þehirde gerçekten, mutlaka, elbette mutlaka seni saldýrtýrýz onlara sonra sana komþu olamazlar orada ancak, hariç az

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Düþmanlýk etmekte devam ederlerse, Peygamber Efendimiz (S.A.V) ve O’nunla beraber olanlar, karþý tarafa saldýrýrlarsa karþý taraf orayý terketmek zorunda kalacaklardýr. Allah’ýn genel kaidesi; odur ki; Ýslâm’a bir saldýrý olmadýkça, karþý tarafa bir saldýrýda bulunulmayacaktýr. Ama saldýrý varsa, kötülük yapýlýyorsa bunun da önlenmesi, Ýslâm’ýn üzerine farzdýr.

180

180


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 61

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 427

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

a뢈¡¢a a¬ì¢1¡Ô¢q b ß å¤í a 8 åî©ãì¢È¤Ü ß ¦5î©n¤Ô m aì¢Ü¡£n¢Ó ë Mel’ûnîn(mel’ûnîne), eyne mâ sukýfû uhýzû ve kuttýlû taktîlâ(taktîlen).

Μελυνλαρ (λ®νετε υðραμ⎬⎭ ολανλαρ) νερεδε βυλυνυρσα ψακαλαν⎬ρλαρ. ςε ⎭ιδδετλε (⎞λδ⎫ρ⎫λδ⎫κ⎜ε) ⎞λδ⎫ρ⎫λ⎫ρλερ.

1 2 3 4 5 6

-

mel'ûnîne eyne mâ sukýfû uhýzû ve kuttýlû taktîlen

: : : : : :

melunlar, lânetlenenler, rahmetten uzaklaþtýrýlanlar nerede bulundular yakalandýlar ve öldürüldüler þiddetle, kýyasýya, acýmasýzca

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Melun, lâin ve lânet kelimeleri ayný kökten gelir. Melun, lânet edilecek suçlarý iþlemiþ olan demektir. Lânete uðramýþ olanlar nerede bulunurlarsa yakalanacak ve þiddetle cezalandýrýlacaklardýr. Bunlar, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in karþýsýnda olan, Allah’ýn lânetine uðramýþ olanlardýr.

181

181


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 62

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 427

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

7 ¢3¤j Ó ¤å¡ß a¤ì Ü  åí ©ˆ £Ûa ó¡Ï ¡é¨£ÜÛa ò £ä¢ ¦5í ©†¤j m ¡é¨£ÜÛa ¡ò £ä¢¡Û †¡v m ¤å Û ë Sunnetallâhi fîllezîne halev min kabl(kablu), ve len tecide li sunnetillâhi tebdîlâ(tebdîlen).

Δαηα ⎞νχε γε⎜μι⎭ ολανλαρ ηακκ⎬νδα (δα), Αλλαη’⎬ν σ⎫ννετι (κανυνυ) βυδυρ. ςε Αλλαη’⎬ν σ⎫ννετινδε ασλα βιρ δεðι⎭ικλικ βυλαμαζσ⎬ν.

1 2 3 4 5 6 7 8

-

sunnete allâhi fî ellezîne halev min kablu ve len tecide li sunneti allâhi tebdîlen

: : : : : : : :

Allah'ýn sünneti, kanunu konusunda, hakkýnda onlar, o kimseler gelip geçti önceden ve asla bulamazsýn Allah'ýn sünnetinde, kanununda bir deðiþiklik

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Nebîlere, resûllere saldýranlar, yalan haber yayanlar kalplerinde maraz bulunanlardýr. Allahû Tealâ onlar hakkýndaki kanunun her zaman geçerli olduðunu, geçmiþte de ayný suçlarýn iþlenmiþ olduðunu ifade etmektedir. Kanun her zaman, her devirde geçerlidir.

182

182


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 63

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 428

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

6 ¡é¨£ÜÛa †¤ä¡Ç b è¢à¤Ü¡Ç b à £ã¡a ¤3¢Ó 6 ¡ò Çb £Ûa ¡å Ç ¢b £äÛa Ù¢Ü ÷¤ í b¦jí©Š Ó ¢æì¢Ø m ò Çb £Ûa £3 È Û Ùí©‰¤†¢í b ß ë Yes’eluken nâsu anis sâah(sâati), kul innemâ ilmuhâ indallâh(indallâhi), ve mâ yudrîke lealles sâate tekûnu karîbâ(karîben).

⇑νσανλαρ σανα ο σαατι (κ⎬ψ®μετι) σορυψορλαρ. Δε κι: “Ονυν ιλμι σαδεχε Αλλαη’⎬ν ινδινδεδιρ.” ςε σανα βιλδιριλμεδι. Βελκι δε ο σαατ ψακλα⎭μ⎬⎭ ολαβιλιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

yes'elu-ke en nâsu anis sâati (an es sâati) kul innemâ ilmu-hâ indallâhi (inde allâhi) ve mâ yudrî-ke lealle es sâ'ate tekûnu karîben

: : : : : : : : : : : :

sana sorarlar, soruyorlar insanlar o saatten (kýyâmetten) de, söyle sadece, yalnýz onun ilmi, bilgisi Allah'ýn katýnda ve sana bildirilmedi, sen bilemezsin umulur ki, belki o saat olur yakýn

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kýyâmetin ne zaman kopacaðý, bütün nebîlere ve resûllere sorulmuþtur. Onlar da bunun bilgisinin Allah’ýn katýnda olduðunu söylemiþlerdir. Allah’ýn gezegenlere verdiði kinetik enerji sona erdiði zaman kýyâmet kopacaktýr. Onun da ne zaman tahakkuk edeceði konusunda kimse bir fikrin sahibi deðildir. Kýyâmetin kopmasý için zamanýn durmasý lâzýmdýr. Zamansa geçmiþten geleceðe doðru uzanan bir dizayndýr. Kâinatý yarattýktan sonra da zamanýn devam etmesi için, Allahû Tealâ gezegenlere kinetik enerji verir. Onlarý da birbirinden uzaklaþtýrmak suretiyle kâinatý büyütür. Bir noktadan ayrýlan bütün partiküller hâlâ yolculuklarýna devam ediyor, zaman da geçmiþten geleceðe doðru devam ediyor. Ama bir gün bu kinetik enerji (itiþ enerjisi) sona erdiði zaman artýk büyüme devam edemez. Yani bir noktadan ayrýlan partiküllerin zamanla oluþturduðu Güneþ Sistemleri yollarýna devam edemeyecekleri için zaman durmuþ olur. Gravitasyon (büyük kütlelerin küçük kütleleri çekme özelliði) baþlayacaðý için Ay, Dünya tarafýndan; Ay ve Dünya da Güneþ tarafýndan çekilir. Güneþ Sistemi’nin etrafýndaki bütün gezegenler de Güneþ tarafýndan çekilirler. Sonra Güneþler birbirini çekerler ve neticede bir tek noktaya doðru devamlý bir küçülme olur. Bu, zamanýn gelecekten geçmiþe geri dönmesidir.

183

183


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 64

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 428

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

åí©Š¡Ïb ؤÛa å È Û é ¨£ÜÛa £æ¡a = a¦Šî©È  ¤á¢è Û £† Ç a ë Ýnnallâhe leanel kâfirîne ve eadde lehum saîrâ(saîren).

Μυηακκακ κι Αλλαη, κ®φιρλερι λ®νετλεδι. Ονλαρ ι⎜ιν αλεϖλι ατε⎭ι (χεηεννεμι) ηαζ⎬ρλαδ⎬.

1 2 3 4 5 6

-

innallâhe (inne allâhe) leane el kâfirîne ve eadde lehum saîren

: : : : : :

muhakkak Allah lânetledi kâfirler hazýrladý onlar için, onlara alevli ateþ, cehennem

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kâfirler, Allah’a inanmayanlar ve inananlardan Allah’a ruhlarýný hayatta iken ulaþtýrmayý dilemeyenlerdir. Onlarý Allah lânetlemiþ ve onlar için cehenemde ebediyyen onlarý yakacak olan alevli ateþ hazýrlamýþtýr.

184

184


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 65

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 428

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

æ뢆¡v í ü 7 a¦† 2 a ¬b èî©Ï åí ©†¡Ûb  7 a¦Šî©– ã ü ë b¦ £î¡Û ë Hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), lâ yecidûne veliyyen ve lâ nasîrâ(nasîren).

Οραδα εβεδιψψεν καλ⎬χ⎬λαρδ⎬ρ (καλαχακ ολανλαρδ⎬ρ). (Οραδα) βιρ δοστ ϖε βιρ ψαρδ⎬μχ⎬ βυλαμαζλαρ.

1 2 3 4 5 6 7

-

hâlidîne fî-hâ ebeden lâ yecidûne veliyyen ve lâ nasîren

: : : : : : :

halid olanlar, kalýcý olanlar orada ebediyyen bulamazlar bir velî, bir dost ve yoktur yardýmcý

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, cehenneme girenlerin orada ebediyyen kalacaklarýný bir defa daha altýný çizerek ifade etmektedir. Cehenneme gidenlerin oradan çýkmalarý, cennete girmeleri mümkün deðildir. Kur’ân-ý Kerim’de cehenneme girenlerin cehennemden çýkmalarýnýn mümkün olmadýðý tam 29 âyette anlatýlarak ispat edilmektedir. Bu âyet onlardan sadece bir tanesidir. Ve cehenneme cezasýný çekmek üzere girenlerin oradan çýkacaðýna ve cennete gireceðine dair Kur’ân’da hiçbir âyet yoktur.

185

185


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 66

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 428

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

æì¢Ûì¢Ô í ¡‰b £äÛa ó¡Ï ¤á¢è¢çì¢u¢ë ¢k £Ü Ô¢m â¤ì í ¦üì¢ £ŠÛa b ä¤È Ÿ a ë 騣ÜÛa b ä¤È Ÿ a ¬b ä n¤î Û b í Yevme tukallebu vucûhuhum fîn nâri yekûlûne yâ leytenâ eta’nâllâhe ve eta’ner resûlâ(resûlen).

Ονλαρ⎬ν ψ⎫ζλερινιν, ατε⎭ιν ι⎜ινδε (βιρ ταραφταν βιρ ταραφα) ⎜εϖριλεχεðι γ⎫ν: “Κε⎭κε βιζ Αλλαη’α ϖε Ρεσ⎦λ’ε ιταατ ετσεψδικ.” διψεχεκλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

yevme tukallebu vucûhu-hum fî en nâri yekûlûne yâ leyte-nâ eta'nâllâhe (eta'nâ allâhe) ve eta'nâ er resûlen

: : : : : : : : : :

gün bir taraftan bir tarafa çevrilir, çevrilecek onlarýn yüzleri içinde ateþ derler, diyecekler yazýklar olsun bize, keþke biz Allah'a itaat ettik ve itaat ettik resûl, elçi

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ her kavme ve bütün zaman parçalarýna da ardarda mutlaka resûl gönderir. Herkes mutlaka resûlün davetine muhatap olur ama insanlarýn büyük kýsmý bu davete icabet etmezler. 20 TAHA-134:Ve lev ennâ ehleknâhum bi azâbin min kablihî le kâlû rabbenâ lev lâ erselte ileynâ resûlen fe nettebia âyâtike min kabli en nezille ve nahzâ. Ondan önce gerçekten Biz onlarý, azapla helâk etmiþ olsaydýk, muhakkak þöyle derlerdi: “Rabbimiz, bize resûl gönderseydin olmaz mýydý? Böylece biz de zelil (rezil) ve rüsva olmadan önce senin âyetlerine tâbî olsaydýk.” 17/ÝSRA-15: Menihtedâ fe innemâ yehtedî li nefsih(nefsihî), ve men dalle fe innemâ yadýllu aleyhâ, ve lâ teziru vâziretun vizre uhrâ, ve mâ kunnâ muazzibîne hattâ neb’ase resûlâ(resûlen). Kim hidayete erdiyse, sadece kendi nefsi için (nefsini tezkiye ettiði için) hidayete erer. Öyleyse kim dalâlette ise sorumluluðu sadece kendi üzerinde olarak dalâlette kalýr. Yük taþýyan (günahý yüklenen) bir kimse, bir baþkasýnýn yükünü (günahýný) yüklenmez. Ve Biz, bir resûl göndermedikçe azap edici olmadýk. Eðer Allah’a ulaþmayý dileselerdi, resûle ve Allah’a itaat etmiþ olacaklardý ve gidecekleri yer cehennem deðil, Allah’ýn cenneti olacaktý. Ne yazýk ki onlar ancak kýyâmet günü akýllarý baþlarýna gelenler olacaklardýr ve o zaman resûlün kýymetini bileceklerdir.

186

186


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 67

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 428

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

b ä m …b  b ä¤È Ÿ a ¬b £ã¡a ¬b ä £2 ‰ aì¢Ûb Ó ë ¦5î©j £Ûa b ãì¢£Ü ™ b Ï b ã õ¬a Š j¢× ë Ve kâlû rabbenâ innâ ata’nâ sâdetenâ ve kuberâenâ fe edallûnes sebîl(sebîlâ).

ςε χεηεννεμδε ολανλαρ δερλερ κι: “Ψαραββι, μυηακκακ κι βιζ, σ®δατλαρ⎬μ⎬ζα (δ⎩νδε ιλερι γιδενλεριμιζε) ϖε κ⎫βεραμ⎬ζα (β⎫ψ⎫κλεριμιζε) ιταατ εττικ. ςε β⎞ψλεχε Σενιν ψολυνδαν (Σ⎬ρατ⎬ Μυστακ⎩μι’νδεν) σαπτ⎬κ.

1 2 3 4 5 6 7 8 9

187

-

ve kâlû rabbe-nâ innâ eta'nâ sâdete-nâ ve kuberâe-nâ fe edallûne es sebîlen

: : : : : : : : :

ve dediler Rabbimiz muhakkak biz itaat ettik sâdatlarýmýz, dînde ileri gelenlerimiz ve büyüklerimiz artýk, böylece, bu sebeple saptýrdýlar yol

187


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 67

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 428

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Dîn konusundaki sâdatlara yani dînin ileri gelenlerine insanlar itaat etmiþlerdir. Sâdatlar ise onlarý sebîlden saptýrmýþlardýr. Dikkat edin tâbiiyet kelimesi geçmiyor itaat etmek geçiyor. Her zaman bir tarafta resûl, diðer tarafta da büyük kýsmý mutlaka resûle karþý olan o ülkenin dîn konusunda ileri gelenleri olmuþlardýr. Allahû Tealâ buyuruyor ki: 23/MU’MÝNUN-44: Summe erselnâ rusulenâ tetrâ, kullemâ câe ummeten resûluhâ kezzebûhu fe etbâ’nâ ba’dahum ba’dan ve cealnâhum ehâdîs(ehâdîse), fe bu’den li kavmin lâ yu’minûn(yu’minûne). Sonra Biz, resûllerimizi ardarda (arasý kesilmeksizin) gönderdik. Her ümmete resûlü geldiði zaman, her defasýnda onu yalanladýlar. Biz de onlarý birbiri arkasýndan (helâk ettik). Ve onlarý efsane kýldýk. Artýk mü’min olmayan kavim (Allah’ýn rahmetinden) uzak olsun. Hiçbir kavim, resûlünü kabul etmemiþ, büyük kýsmý ona karþý çýkmýþtýr. Bunun sebebi onlarýn alýþtýklarý dîn statüsündeki iþlemlerdir. Dîn deyince insanlar namaz kýlmayý, oruç tutmayý, zekât vermeyi, hacca gitmeyi, kelime-i þahadet getirmeyi anlýyorlar. Ýslâm, teslim olmak demektir. Ýnsanlar, Ýslâm’ýn beþ þartýný yerine getirmekle Allah’a teslim olacaklarýný ve cennete gideceklerini düþünüyorlar. Ýþte bu sâdatlara itaat etmek demektir. Dîn, 14 asýrdan beri bir yozlaþmanýn içinde, buraya kadar gelmiþtir. Artýk ne Allah’a ulaþmayý dilemek ne irþad makamýna ulaþýp tâbiiyet ne ruhu Allah’a ulaþtýrýp teslim etmek, ne fizik vücudu teslim etmek, ne nefsi Allah’a teslim etmek, ne irþada ulaþmak, ne de iradeyi Allah’a teslim etmek kalmýþtýr. Kur’ân, bu 7 safhayý da üzerimize farz kýlmýþ,14 asýr evvel bütün sahâbe bu yedi safhayý da gerçekleþtirmiþlerdir. Allah’ýn, Kur’ân’da mevcut olan ama yürürlükten kaldýrýlmýþ olan, dünya ve cennet saadetine ulaþtýracak olan temel farzlarýnýn, yani 7 safhanýn hiçbiri Ýslâm’ý yaþadýðýný zanneden büyük kitlelerce gerçekleþtirilmemektedir. Mutlaka tatbik edilmesi gerekir.

188

188


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 68

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 428

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¡la ˆ ȤÛa å¡ß ¡å¤î 1¤È¡™ ¤á¡è¡m¨a ¬b ä £2 ‰ ; a¦Šî©j × b¦ä¤È Û ¤á¢è¤ä ȤÛa ë Rabbenâ âtihim dý’feyni minel azâbi vel anhum la’nen kebîrâ(kebîren).

Ραββιμιζ, ονλαρα ικι κατ αζαπ ϖερ ϖε ονλαρ⎬ β⎫ψ⎫κ βιρ λ®νετλε λ®νετλε. 1 2 3 4 5 6 7

-

rabbe-nâ âti-him dý'feyni min el azâbi ve el'an-hum la'nen kebîren

: : : : : : :

Rabbimiz onlara ver iki, misli, iki kat azaptan ve onlara lânet et lânet ederek büyük

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kýyâmet günü, baþkalarý tarafýndan yoldan çýkarýlanlar kendilerinin mahvýna sebebiyet veren dînin ileri gelenleri için Allah’a: “Rabbimiz, onlara iki kat azap ver ve onlarý büyük bir lânetle lânetle.” diyecekler. Aslýnda insanlar þeytan tarafýndan her zaman aldatýlmýþlardýr ve Allah’ýn dostlarý hep büyük kitlelerin karþýlarýna aldýðý kiþiler olmuþlardýr. Ýnsanlýk tarihinin her devrinde, zamanýn her parçasýnda ve hayat olan bütün ülkelerin bütün þehirlerinde insanlar o ülkenin resûlü hakkýnda gerekli bilginin mutlaka sahibi olmuþlardýr ve davet mutlaka herkese ulaþmýþtýr. Allahû Tealâ buyuruyor ki: 39/ZUMER-71: Vesîkallezîne keferû ilâ cehenneme zumerâ(zumeran), hattâ izâ câuhâ futihat ebvâbuhâ, ve kâle lehum hazenetuhâ e lem ye’tikum rusulun minkum yetlûne aleykum âyâti rabbikum ve yunzirûnekum likâe yevmikum hâzâ, kâlû belâ ve lâkin hakkat kelimetul azâbi alel kâfirîn(kâfirîne). Kâfirler, zümre zümre cehenneme sürülürler. Oraya geldikleri zaman, onun (cehennemin) kapýlarý açýlýr. Ve onun (cehennemin) bekçileri onlara derler ki: “Size, sizden (sizin aranýzdan) olan resûller gelmedi mi ki, size Rabbinizin âyetlerini okusun, bugüne (buraya) geleceðinizi (söyleyerek) uyarsýn? (Cehenneme gidenler) dediler ki: “Evet (geldiler).” Fakat azap sözü kâfirlerin üzerine hak oldu. Bütün insanlarýn %90’ýndan fazla cehenneme gideceklerin hepsine: “Size, sizin aranýzdan olan resûller gelmedi mi? suali sorulacak, hepsi de cevap verecekler: “Evet geldiler. Ama azap üzerimize hak oldu.”

189

189


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 69

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 428

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

ó¨ì¢ß a¤ë ‡¨a åí ©ˆ £Ûb × ì¢ãì¢Ø m ü aì¢ä ߨa åí ©ˆ £Ûa b 袣í a ¬b í b¦èî©u ë ¡é¨£ÜÛa †¤ä¡Ç æb × ë 6aì¢Ûb Ó b £à¡ß ¢é¨£ÜÛa ¢ê a £Š j Ï Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tekûnû kellezîne âzev mûsâ fe berreehullâhu mimmâ kâlû, ve kâne indallâhi vecîhâ(vecîhen).

Εψ ®μεν⎦ ολανλαρ, Μυσα (Α.Σ)’α εζιψετ εδενλερ γιβι ολμαψ⎬ν! ςε Αλλαη, ονυ (Μυσα (Α.Σ)’⎬), ονλαρ⎬ν σ⎞ψλεδικλερι ⎭εψλερδεν βερ⎩ κ⎬λδ⎬ (τεμιζε ⎜⎬καρδ⎬). ςε ο, Αλλαη’⎬ν κατ⎬νδα ϖεχιητι (ψ⎫ζ⎫ ακτ⎬, ⎭ερεφλιψδι). 1 2 3 4 5 6 7 8

-

9 10 11 12 13 14 15

-

yâ eyyuhâ : ellezîne : âmenû : lâ tekûnû : ke ellezîne : âzev : mûsâ : fe : berreehullâhu (berreehu allâhu) berree-hu : allâhu : mim-mâ (min mâ) : kâlû : ve kâne : indallâhi (inde allâhi) : vecîhen :

ey o kimseler , onlar âmenû oldular siz olmayýn o kimseler gibi eziyet ettiler Musa artýk onu berî kýldý, temize çýkardý Allah þeylerden onlar dediler ve oldu Allah'ýn katýnda vech, yüzü ak, þerefli, itibarlý

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bir sonraki âyet bu âyetteki âmenû olanlarýn henüz Allah’a ulaþmayý dilemeyen, ama Allah’a inanan kiþiler olduðunu ispat etmektedir. Allahû Tealâ, Allah’a ulaþmayý dilemeyen âmenû olanlarý bu âyette belirtmektedir. Allahû Tealâ: ”Siz de sakýn Musa (A.S)‘a eziyet edenler gibi olmayýn. Peygamberinize, resûlünüze eziyet etmeyin!” buyurmaktadýr.

190

190


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 70

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 428

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

騣ÜÛa aì¢Ô £ma aì¢ä ߨa åí ©ˆ £Ûa b 袣í a ¬b í = a¦†í ©†  ü¤ì Ó aì¢Ûì¢Ó ë Yâ eyyuhellezîne âmenûttekullâhe ve kûlû kavlen sedîdâ(sedîden).

Εψ ®μεν⎦ ολανλαρ, Αλλαη’α καρ⎭⎬ τακϖα σαηιβι ολυν ϖε σεδ⎩δ (δοðρυ) σ⎞ζ σ⎞ψλεψιν!

1 - yâ eyyuhâ

:

ey

2 - ellezîne

:

o kimseler, onlar

3 - âmenû

:

âmenû oldular (ölmeden önce, Allah'a ulaþmayý dilediler)

4 - ittekû

:

takva sahibi olun

5 - allâhe

:

Allah

6 - ve kûlû

:

ve söyleyin

7 - kavlen

:

söz

8 - sedîden

:

yalan olmayan, doðru

ittekûllâhe (ittekû allâhe)

191

191


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 70

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 428

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bu âyet Allah’a karþý takva sahibi olmayan, ama Allah’a ulaþmayý dilediði taktirde takva sahibi olacak kiþilerden bahsetmektedir. Âmenû olanlardan kim Allah’a ulaþmayý dilerse o, takva sahibi olmuþtur. Allahû Tealâ, Yunus Suresinde diyor ki: 10/YUNUS-63: Ellezîne âmenû ve kânû yettekûn(yettekûne). Onlar, âmenûdurlar (ölmeden evvel Allah’a ulaþmayý dileyenlerdir) ve takva sahibi olmuþlardýr. Yunus-63’teki takva sahibi olmak, birinci takvayý ifade eder. Allahû Tealâ, Maide Suresinde diyor ki: 5/MAÝDE-35: Yâ eyyuhellezîne âmenûttekûllâhe vebtegû ileyhil vesîlete ve câhidû fî sebîlihi leallekum tuflihûn(tuflihûne). Ey âmenû olanlar (Allah’a ulaþmayý, teslim olmayý dileyenler)! Allah’a karþý takva sahibi olun ve O’na ulaþtýracak vesileyi isteyin. Ve O’nun yolunda cihad edin. Umulur ki; siz felâha erersiniz. Burada ifade edilen istek (Allah’a ulaþmaya vesile olaný Allah’tan istemek), kiþiyi ikinci takvaya götürür. Kiþi Allah’a ulaþmayý dilediði taktirde Allah’ýn, ruhunu mutlaka Kendisine ulaþtýracaðýna kesin bir þekilde inanýyorsa o zaman Allahû Tealâ, mutlaka ona mürþidini gösterecektir. Bütün mürþidler, Allah’a ulaþtýrmaya vesiledirler; Allah’a ulaþtýransa sadece devrin imamýdýr. En alt seviyedeki mürþidden devrin imamýna kadar (Devrin Ýmamý hariç) bütün irþad kademeleri Allah’a ulaþtýrmakla vazifeli olan Devrin Ýmamý’na muhataptýr. Bir insanýn bulunduðu yere en yakýn olan mürþidi, Allah ona gösterecektir. Bu, mürþid de olabilir mürþid vekili de olabilir vekilin vekili de olabilir. Eðer ilk tâbî olunan yetkinin sahibi deðilse, kendisine ulaþan kiþiyi gerçek anlamda el öptürme yetkisine sahip olana mutlaka ulaþtýracaktýr. Allahû Tealâ, Nahl Suresinde diyor ki: 16/NAHL-9: Ve alallâhi kasdus sebîli ve minhâ câir(câirun), ve lev þâe le hedâkum ecmaîn(ecmaîne). Ve sebîllerin (dergâhlardan Sýratý Mustakîm’e ulaþan bütün yollarýn yani mürþidlerin) tayini, Allah’ýn üzerinedir. Ve ondan sapanlar vardýr. Ve eðer O dileseydi, sizin hepinizi hidayete erdirirdi.

192

192


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 71

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 428

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¤å ß ë 6 ¤á¢Ø 2ì¢ã¢‡ ¤á¢Ø Û ¤Š¡1¤Ì í ë ¤á¢Ø Ûb à¤Ç a ¤á¢Ø Û ¤|¡Ü¤–¢í b¦àî©Ä Ç a¦‹¤ì Ï ‹b Ï ¤† Ô Ï ¢é Ûì¢ ‰ ë é ¨£ÜÛa ¡É¡À¢í Yuslýh lekum a’mâlekum ve yagfir lekum zunûbekum, ve men yutýillâhe ve resûlehu fe kad fâze fevzen azîmâ(azîmen).

(Β⎞ψλεχε) σιζιν ι⎜ιν αμελλερινιζι ⎬σλ®η ετσιν (σαλιη αμελε ⎜εϖιρσιν). Γ⎫ναηλαρ⎬ν⎬ζ⎬ μαðφιρετ ετσιν (σεϖαβα ⎜εϖιρσιν). ςε κιμ, Αλλαη’α ϖε Ο’νυν Ρεσ⎦λ’⎫νε ιταατ εδερσε, ο τακτιρδε φεϖζ⎫λ αζ⎩μ (εν β⎫ψ⎫κ μ⎫κ®φατ) ιλε κυρτυλμυ⎭ ολυρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14

-

yuslýh lekum a'mâle-kum ve yagfir lekum zunûbe-kum ve men yutýillâhe (yutýi allâhe) ve resûle-hu fe kad fâze fevzen azîmen

: : : : : : : : : : : : : :

ýslâh etsin sizin için, size sizin amelleriniz ve maðfiret etsin sizin için, size sizin günahlarýnýz ve kim Allah'a itaat ederse ve onun resûlü artýk, bu taktirde oldu, olmuþtur kurtuldu fevz, mükâfat büyük

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Âyet-i kerime, bir evvelki âyet-i kerimede açýkladýklarýmýzýn ispatý sadedindedir. Allahû Tealâ Maide-35’te: “Allah’a ulaþmaya vesileyi Allah’tan isteyin” demektedir. Ýstemenin ilerisindeki olay tâbiiyettir. Tâbiiyet, bir mürþide yapýlýr. Tâbiiyet gerçekleþtiði zaman kiþi, nefs tezkiyesine baþlar.

193

193


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 71

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 428

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

Nefs tezkiyesine baþlamak demek, salih âmellere baþlamak demektir. Tâbiiyetinden sonra, Allah’ýn zikriyle kiþinin nefsinin kalbinde fazl nurlarý nefsi tezkiye ederek yerleþecektir. O kiþinin kalbinde evvelâ %2 rahmet sonra “îmân” kelimesinin etrafýnda fazýllar birikmeye baþlayacaktýr. Her ikisi de nurdur. Rahmet de nur da fazilet de ruhun hasletlerini temsil ederler. Fazýllar nefsin kalbine yerleþtikçe, nefsin kalbindeki afetler nefsin kalbini terkederler. Yerlerini hasletler alýr. Kiþinin nefsinin kalbinde, Allah’ýn emirlerine itaat ve yasak ettiði fiillere karþý rezistans, karþý koyma, Allah’ýn yasak ettiði fiilleri iþlememe gayreti baþlar ve geliþir. Nefs tezkiyesi, bu itibarla amellerin ýslâhý anlamýna gelir. Allahû Tealâ burada amellerin ýslâhýndan bahsetmektedir. Kiþi, Ýrþad Makamý’na ulaþýp da tâbiiyetini gerçekleþtirdiði zaman (burada Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e ulaþmaktan bahsetmektedir) Allahû Tealâ onun günahlarýný sevaba çevirir: 25/FURKAN-70: Ýllâ men tâbe ve âmene ve amile amelen sâlihan fe ulâike yubeddilullâhu seyyiâtihim hasenât(hasenâtin), ve kânallâhu gafûren rahîmâ(rahîmen). Ancak kim (mürþidi önünde) tövbe eder (böylece kalbine îmân yazýlýp, îmâný artan) mü’min olur ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaparsa, o taktirde iþte onlarýn, Allah seyyiatlerini (günahlarýný) hasenata (sevaba) çevirir. Ve Allah, Gafur’dur (günahlarý sevaba çevirendir), Rahîm’dir (rahmet gönderendir). Resûle itaat etmek, resûle tâbî olmakla mümkün olan bir þey olduðu için bu, tâbiiyeti ifade eder. Bunun ötesinde kiþi; ruhunu, vechini, nefsini ve iradesini Allah’a teslim ederek fevz-ül azîmin sahibi olur. Bütün sahâbe, fevz-ül azîm’in sahibi olmuþlardý. Allahû Tealâ Tevbe Suresinde diyor ki: 9/TEVBE-100: Ves sâbikûnel evvelûne minel muhâcirîne vel ensâri vellezînettebeûhum bi ýhsânin radýyallâhu anhum ve radû anhu ve eadde lehum cennâtin tecrî tahtehel enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), zâlikel fevzul azîm(azîmu). O sabikûn-el evvelîn (evvelki hayýrlarda yarýþanlardan ulûl’elbab, ihlâs ve salâh makamlarýný, en üst üç makamý iþgal edenler): Onlarýn bir kýsmý muhacirînden (Mekke’den Medine’ye göç edenlerden) bir kýsmý ensardan (Medine’deki yardýmcýlardan) ve bir kýsmý da onlara (ensar ve muhacirîne) ihsanla tâbî olanlardandý. (Sahâbe irþad makamýna sahip olduklarý için onlara tâbî olundu). Allah, onlardan razý ve onlar da O’ndan (Allah’tan) razýdýr. Onlara Allah, altlarýndan ýrmaklar akan cennetler hazýrladý ve orada ebediyyen kalacaklardýr. Ýþte bu, en büyük (azîm) mükâfattýr. Ahzab Suresinin bu 71. âyet-i kerimesi, tâbiiyetten baþlayan, fevz-ül azîm’e kadar yürüyen bir büyük Kur’ân vetiresini ifade etmektedir. Ýslâm, 7 safhadan oluþur. Allah’a ulaþmayý dilemek 1 safhadýr. Ýrþad Makamý’na ulaþýp tâbiiyet, 2. safhadýr. Bu âyet 2. safhadan yani mürþide tâbiiyetten bahsetmektedir. Bu noktadan sonra ruhun teslimi, fizik vücudun teslimi, nefsin teslimi, irþad olmak ve iradeyi Allah’a teslim etmekle tamamlanan 7 safhalýk bir bütün vardýr.

194

194


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 72

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 428

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¡pa ì¨à £Ûa ó Ü Ç ò ãb ß ü¤a b 䤙 Š Ç b £ã¡a ¤æ a å¤î 2 b Ï ¡4b j¡v¤Ûa ë ¡¤‰ ü¤a ë b è¤ä¡ß

å¤Ô 1¤( a ë b è ä¤Ü¡à¤z í

¢é £ã¡a 6 ¢æb ¤ã¡ü¤a b è Ü à y ë = ¦üì¢è u b¦ßì¢Ü à æb × Ýnnâ aradnel emânete ales semâvâti vel ardý vel cibâli fe ebeyne en yahmilnehâ ve eþfakne minhâ ve hamelehal insân(insânu), innehu kâne zalûmen cehûlâ(cehûlen).

Μυηακκακ κι Βιζ, εμανετι γ⎞κλερε, αρζα ϖε δαðλαρα αρζ εττικ (συνδυκ, τεκλιφ εττικ). Ονυ ψ⎫κλενμεκτεν ⎜εκινδιλερ ϖε ονδαν κορκτυλαρ. ςε ινσαν ονυ ψ⎫κλενδι. ∩⎫νκ⎫ ο (νεφσ), ⎜οκ ζαλιμδιρ, ⎜οκ χαηιλδιρ.

195

195


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 72

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 428

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18

-

innâ aradna el emânete alâ es semâvâti ve el ardý ve el cibâli fe ebeyne en yahmilne-hâ ve eþfakne min-hâ ve hamele-ha el insânu inne-hu kâne zalûmen cehûlen

: : : : : : : : : : : : : : : : : :

muhakkak biz sunduk, teklif ettik emanet göklere ve yer ve daðlar artýk çekindiler onun yüklenmek ve korktular ondan ve onu yüklendi insan çünkü o oldu, idi çok zalim çok cahil

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ burada “emanet” adýyla “ruh”tan bahsetmektedir. Âyet-i kerime, ruhu teslim alanýn sadece fizik vücut deðil, nefsle beraber fizik vücut olduðunu da ispat etmektedir. Fizik vücut ve nefs beraberce ruhu teslim almýþlardýr. Çünkü Allahû Tealâ çok zalim ve çok cahil ifadelerini kullanmaktadýr. Bu, henüz tezkiye olmamýþ bir nefsin ifadesidir. Kalbi %100 afetlerle dolu olan bir nefs ve fizik vücut beraberliði, bir emanet kabul ediyorlar: Ruh. bir emanettir. Bu âyet-i kerime fizik vücutla birlikte nefsin de emaneti kabul ettiðini ispat ediyor. Cahil ve zalim olmak, nefsin afetlerinin vasýflarýdýr. Ýnsanoðlu, nefsin kalbindeki zalim hüviyetinin sahibidir. Nefs, zalimdir ve cahildir. Hayata böyle baþlar. Adým adým, nefs tezkiyesini yaptýkça zulmetme hüviyeti yok olur; müþfik bir insan olur kiþi. Ve cehalet de yok olur; yerine ilim gelir, âlim bir kiþi olur. Ve ruhumuz, fizik vücudumuz ve nefsimize Allahû Tealâ tarafýndan verilen bir emanettir.

196

196


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 73

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 428

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

¡pb Ô¡Ïb ä¢à¤Ûa ë åî©Ô¡Ïb ä¢à¤Ûa ¢é ¨£ÜÛa l¡£ˆ È¢î¡Û ¡pb סŠ¤'¢à¤Ûa ë åî©×¡Š¤'¢à¤Ûa ë åî©ä¡ß¤ªì¢à¤Ûa ó Ü Ç ¢é¨£ÜÛa lì¢n í ë ¢é¨£ÜÛa æb × ë 6¡pb ä¡ß¤ ªì¢à¤Ûa ë b¦àî©y ‰ a¦‰ì¢1 Ë Li yuazziballâhul munâfikîne vel munâfikâti vel muþrikîne vel muþrikâti ve yetûballâhu alel mu’minîne vel mu’minât(mu’minâti), ve kânallâhu gafûren rahîmâ(rahîmen).

(Βυ), Αλλαη’⎬ν μ⎫ναφ⎬κ ερκεκλερι ϖε μ⎫ναφ⎬κ καδ⎬νλαρ⎬, μ⎫⎭ρικ ερκεκλερι ϖε μ⎫⎭ρικ καδ⎬νλαρ⎬ αζαπλανδ⎬ρμασ⎬ ϖε μ⎫’μιν ερκεκλεριν ϖε μ⎫’μιν καδ⎬νλαρ⎬ν τ⎞ϖβελερινι καβυλ ετμεσι ι⎜ινδιρ. Αλλαη Γαφ⎦ρ’δυρ (μαðφιρετ εδεν, γ⎫ναηλαρ⎬ σεϖαβα ⎜εϖιρεν), Ραη⎩μ’διρ (Ραη⎩μ εσμασ⎬ ιλε τεχελλι εδεν). 1 - li : yuazziballâhu (yuazzibe allâhu) 2 - yuazzibe : 3 - allâhu :

197

için, olsun diye azap eder Allah

197


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 73

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 428

(33) Ahzab Suresi ¡la Œ¤y üa ¢ñ ‰ì¢

4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15

-

el munâfikîne ve el munâfikâti ve el muþrikîne ve el muþrikâti ve yetûballâhu ve yetûbe alâ allâhu alâ el mu'minîne ve el mu'minâti ve kâne allâhu gafûren rahîmen

: : : : : : : : : : :

münafýk erkekler ve münafýk kadýnlar ve müþrik erkekler ve müþrik kadýnlar (ve yetûbe allâhu) tövbesini kabul eder Allah mü'min erkeklere ve mü'min kadýnlar ve Allah olur, ...dýr maðfiret eden (günahlarý sevaba çeviren) rahîmdir (Rahîm esmasý ile tecelli eden)

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Burada Allahû Tealâ’nýn emaneti (ruhu) göklere, yere ve daðlara sunmasý ve insanýn yüklenmesinin neyi ifade ettiði anlatýlmaktadýr. Emanet olacak ki; o emaneti kiþi Allah’a teslim etsin. Önce ruhu bir emanet olacak; sonra fizik vücudu emanet olacak, daha sonra nefsi emanet olacak, daha sonra da iradesi emanet olacaktýr. Hepsini Allah’a teslim edecektir. Allah’ýn nefs ve fizik vücuda bir emanet vermesi, münafýk erkekleri ve münafýk kadýnlarý, müþrik erkekleri ve müþrik kadýnlarý azaplandýrmak içindir. Kim emaneti Allah’a teslim etmek üzere harekete geçerse; yani Allahû Tealâ’ya ulaþmayý dilerse o zaman kadýn olsun erkek olsun, o kiþi, mü’min olur. ve sadece Allah’a ulaþmayý dilediði için makamý cennet olur. Birinci etapta mü’min erkekler ve mü’min kadýnlar Allah’a ulaþmayý diliyorlar. Allahû Tealâ, onlara Rahîm esmasýyla tecelli ediyor. Bu tecelli, kiþinin üzerine 7 tane furkan verilmesini; o kiþiyi, gören, iþiten ve kalbine ihbat koyarak, idrak edebilen bir hüviyet verilmesini saðlýyor. Sonra göðsünü þerhederek göðsünden kalbine yol açmasýný, kalbinin nur kapýsýný Allah’a çevirmesini, huþûya ulaþmasýný saðlýyor. Sonra da, o devirde Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e ulaþýyorlar, 12 tane ihsan alarak, ihsanla, tövbe ederek tâbî oluyorlar. Mürþidine ulaþýp tâbî olduðu anda da Allahû Tealâ’nýn ona maðfiret etmesi yani günahlarýný sevaba çevirmesi söz konusu olur. 25/FURKAN-70: Ýllâ men tâbe ve âmene ve amile amelen sâlihan fe ulâike yubeddilullâhu seyyiâtihim hasenât(hasenâtin), ve kânallâhu gafûren rahîmâ(rahîmen). Ancak kim (mürþidi önünde) tövbe eder (böylece kalbine îmân yazýlýp, îmâný artan) mü’min olur ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaparsa, o taktirde iþte onlarýn, Allah seyyiatlerini (günahlarýný) hasenata (sevaba) çevirir. Ve Allah, Gafur’dur (günahlarý sevaba çevirendir), Rahîm’dir (rahmet gönderendir).

198

198


øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yúj»A øÉé}¼@»A øÁônø@I {

§ªb j  ¢ñ ‰ì¢

34. SURE


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 1

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 429

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

b ß ë ¡pa ì¨à £Ûa ó¡Ï b ß ¢é Û ô©ˆ £Ûa ¡é¨£Ü¡Û ¢†¤à z¤Û a 6 ¡ñ Š¡¨ü¤a ó¡Ï ¢†¤à z¤Ûa ¢é Û ë ¡¤‰ ü¤a ó¡Ï ¢Šî©j ‚¤Ûa ¢áî©Ø z¤Ûa ì¢ç ë El hamdu lillâhillezî lehu mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardý ve lehul hamdu fîl âhireh(âhireti), ve huvel hakîmul habîr(habîru).

Ηαμδ, γ⎞κλερδε ϖε ψερδε ολαν ϖαρλ⎬κλαρ κενδισινε αιτ ολαν Αλλαη’α αιττιρ. ςε ηαμδ, αηιρεττε δε Ο’να αιττιρ. ςε Ο, Ηακ⎩μ’διρ (ηικμετ ϖε η⎫κ⎫μ σαηιβι), Ηαβ⎩ρ’διρ (ηερ⎭εψδεν ηαβερδαρ ολαν). 1 - el hamdu lillâhillezî (li allâhi ellezî ) 2 - li allâhi 3 - ellezî 4 - lehu 5 - mâ 6 - fî es semâvâti 7 - ve mâ 8 - fî el ardý 9 - ve lehu 10 - el hamdu 11 - fî el âhireti 12 - ve huve 13 - el hakîmu 14 - el habîru

:

hamd

: : : : : : : : : : : : :

Allah'ýndýr, Allah'a aittir ki o onun þey, þeyler semalarda, göklerde ve þey, þeyler yeryüzünde, yerde ve onun hamd ahirette ve o hakîm olan, hikmet ve hüküm sahibi habîr olan, herþeyden haberdar olan

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hamd de þükür de Allah’a aittir. Bütün manevî yardýmlar, meselâ nefs tezkiyesi ve tasfiyesi Allah’ýn yardýmlarýdýr ve kiþi için muhteþem bir dizayný ifade eder. Buradaki tövbe olayýnda Allahû Tealâ kiþinin günahlarýný maðfiret ettiði, sevaba çevirdiði ve ona devamlý yardým edeceði için hamdedecektir. Çünkü kiþi, manevî bir adým atmýþtýr. Sevaba çevirmeden evvel ona yaptýðý çeþitli müdahaleler; günahlarýn örtülmesi, gören, iþiten, bilen biri haline getirilmesi hamdi gerektiren þeylerdir. Çünkü açýlanlar, manevî kapýlardýr. Hamd, manevî olarak Allah’ýn yaptýðý her yardýma kiþinin teþekkürüdür.

199

199


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 2

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 429

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

¢4¡Œ¤ä í b ß ë b è¤ä¡ß ¢x¢Š¤‚ í b ß ë ¡¤‰ ü¤a ó¡Ï ¢w¡Ü í b ß ¢á Ü¤È í ¢‰ì¢1 ̤Ûa ¢áî©y £ŠÛa ì¢ç ë 6 b èî©Ï ¢x¢Š¤È í b ß ë ¡õ¬b à £Ûa å¡ß Ya’lemu mâ yelicu fîl ardý ve mâ yahrucu minhâ ve mâ yenzilu mines semâi ve mâ yarucu fîhâ, ve huver rahîmul gafûr(gafûru).

(Ο, Αλλαη) ψερε γιρενι ϖε ονδαν ⎜⎬καν⎬, σεμαδαν ινενι ϖε οραψα ψ⎫κσελενι βιλιρ. ςε Ο, Ραη⎩μ’διρ (Ραη⎩μ εσμασ⎬ψλα τεχελλι εδεν), Γαφ⎦ρ’δυρ (μαðφιρετ εδεν, γ⎫ναηλαρ⎬ σεϖαβα ⎜εϖιρεν). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

ya'lemu mâ yelicu fî el ardý ve mâ yahrucu min-hâ ve mâ yenzilu min es semâi ve mâ ya'rucu fî-hâ ve huve er rahîmu el gafûru

: : : : : : : : : : : :

bilir giren þey yerin içine, yere ve çýkan þey ondan ve inen þey semadan, gökten ve yükselen þey oraya ve o rahîm (Rahîm esmâsýyla tecelli eden) gafûr (maðfiret eden, günahlarý sevaba çeviren)

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ burada, gökten, Allah’ýn katýndan inen ve kâinattaki bütün elektronlara ulaþan, onlarý harekete geçiren, dönüþleri yavaþlamak üzereyken sabit tutan, kendisindeki dönüþ hýzýný elektrona ulaþtýrdýktan sonra tekrar Allah’ýn katýna geri dönen nötrinolardan bahsetmektedir. Ve ayný zamanda kiþi, zikir yapmaya baþladýðý zaman Allah’ýn katýndan gelen rahmetle fazl ve rahmetle salâvât nurlarýndan da bahsedilmektedir. Onlar, gökten inerler, göðüsten kalbe ulaþýrlar. Ama fazýllarýn bir kýsmý nefsin kalbindeki îmân kelimesine yapýþarak orada kalýrlar. Girenlerin fazýllar hariç geri kalanlarý tekrar Allah’ýn katýna dönerler. Bunlardan fazýllar gökten gelmiþlerdir, yere inmiþlerdir, insanýn kalbine ulaþýp yerleþmiþlerdir. Bu müessese (rahmet, fazl ve salâvât nurlarýnýn göðse ulaþmasý, göðüsten kalbe gelmesi, kalpte fazýllarýn yerleþmesi) Allah’ýn Rahîm esmasýyla tecelli eder. Ayný zamanda maðfiretin neticesinde tahakkuk eder. Tâbiiyet olmalýdýr ki; bütün bu olaylar tahakkuk etsin. Kur’ân’daki her kelimeyi Allahû Tealâ, hesaplý ve tam hedefine yönelik olarak indirmiþtir.

200

200


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 3

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 429

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

6 ¢ò Çb £Ûa b äî©m¤b m ü a뢊 1 × åí ©ˆ £Ûa 4b Ó ë 7¡k¤î ̤Ûa ¡á¡Ûb Ç ¤á¢Ø £ä î¡m¤b n Û ó©£2 ‰ ë ó¨Ü 2 ¤3¢Ó ¡pa ì¨à £Ûa ó¡Ï §ñ £‰ ‡ ¢4b Ô¤r¡ß ¢é¤ä Ç ¢l¢Œ¤È í ü Ù¡Û¨‡ ¤å¡ß ¢Š ̤• a ¬ ü ë ¡¤‰ ü¤a ó¡Ï ü ë =§åî©j¢ß §lb n¡× ó©Ï £ü¡a ¢Š j¤× a ¬ ü ë Ve kâlellezîne keferû lâ te’tînes sâah(sâatu), kul belâ ve rabbî le te’tiyennekum âlimil gayb(gaybi), lâ ya’zubu anhu miskâlu zerretin fîs semâvâti ve lâ fîl ardý ve lâ asgaru min zâlike ve lâ ekberu illâ fî kitâbin mubîn(mubînin).

ςε κ®φιρλερ: “Ο σαατ (κ⎬ψ®μετ) βιζε γελμεψεχεκ.” δεδιλερ. Δε κι: “Ηαψ⎬ρ, γαψβ⎬ βιλεν Ραββιμ μυτλακα ονυ σιζε γετιρεχεκτιρ. Γ⎞κλερδε ϖε ψερδε ζερρε καδαρ (βιρ ⎭εψ βιλε) Ο’νδαν γιζλι καλαμαζ. Βυνδαν δαηα κ⎫⎜⎫ð⎫ ϖε δαηα β⎫ψ⎫ð⎫ δαηι ηαρι⎜ ολμαμακ ⎫ζερε Κιταβ−⎬ Μ⎫β⎩ν (Απα⎜⎬κ Κιταβ)’⎬ν ι⎜ινδεδιρ.”

201

201


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 3

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 429

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8

-

9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25

-

26 27 -

ve kâle ellezîne keferû lâ te'tîne es sâatu kul belâ ve rabbî lete'tiyenne-kum (le te'tiyenne-kum) le te'tiyenne-kum âlimi el gaybi lâ ya'zubu anhu miskâlu zerretin fî es semâvâti ve lâ fî el ardý ve lâ asgaru min zâlike ve lâ ekberu illâ (lâ illâ) fî kitâbin mubînin

: : : : : : : :

ve dedi o kimseler, onlar kâfir oldular, inkâr ettiler gelmez o saat (kýyâmet saati) de hayýr ve Rabbim

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

mutlaka size gelecek (getirecek) bilen gayb, görünmeyen gizli kalmaz, kalamaz ondan miskal, aðýrlýk, miktar zerre, en küçük parça semalarda ve yoktur yeryüzünde ve yoktur daha küçük bundan ve yoktur daha büyük hariç (hariç deðil) kitapta apaçýk

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kýyâmetin kopmayacaðý geçerli bir iddia deðildir. Allahû Tealâ, büyük patlamayla zamaný baþlatmýþ ve o tek noktadan ayrýlmakta olan sistem, gezegenlerin birbirinden ayrýlmasý ve kâinatýn büyümesi boyunca devam edecektir. Ama gezegenlere Allah’ýn verdiði kinetik enerji sona erince, büyüme duracak ve yerçekimi sebebiyle kâinatýn küçülmesi, gravitasyon, baþlayacaktýr. Ýþte bu, kýyâmeti ifade eder. Kýyâmet, Kur’ân-ý Kerim’de yazdýðý gibi sistemlerin bütünüyle yok olmasýdýr. Ay’ýn Dünya’ya düþmesi, Dünya’nýn da Ay ile birlikte Güneþ’e düþerek çarpmasý suretiyle birleþmeleri tahakkuk edecektir.

202

202


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 4

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 429

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

6¡pb z¡Ûb £–Ûa aì¢Ü¡à Ç ë aì¢ä ߨa åí© ˆ £Ûa ô¡Œ¤v î¡Û ¥áí©Š × ¥Ö¤‹¡‰ ë ¥ñ Š¡1¤Ì ß ¤á¢è Û Ù¡÷ ¬¨Û¯ë¢a Li yecziyellezîne âmenû ve amilûs sâlihât(sâlihâti), ulâike lehum magfiretun ve rýzkun kerîm(kerîmun).

(Κ⎬ψ®μετιν κοπμασ⎬) ®μεν⎦ ολανλαρ⎬ (⎞λμεδεν ⎞νχε Αλλαη’α υλα⎭μαψ⎬ διλεψενλερι) ϖε αμιλ⎫σσαλιηατ (νεφσ τεζκιψεσι) ψαπανλαρ⎬ μ⎫κ®φατλανδ⎬ρμακ ι⎜ινδιρ. ⇑⎭τε ονλαρ κι, ονλαρ ι⎜ιν μαðφιρετ ϖε κεριμ ρ⎬ζ⎬κ ϖαρδ⎬ρ. 1 2 3 4 5

-

6 7 8 9 10

-

li yecziye ellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti (ve amilû es sâlihâti) ulâike lehum magfiretun ve rýzkun kerîmun

: : : : :

için cezalandýrýr, mükâfat verir o kimseler, onlar âmenû oldular, Allah'a ulaþmayý dilediler ve salih amel iþleyen

: : : : :

iþte onlar onlar için vardýr maðfiret ve rýzýk kerim, ikram edilen, güzel, bol

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Maðfiret sahibi olanlarý, amilüssalihat yapanlarý, âmenû olanlarý Allahû Tealâ mükâfatlandýracaktýr. Bütün bunlar, Kitap’ta bütünüyle yazýlýdýr. Burada iki kademe ifade ediliyor: 1- Allah’a ulaþmayý dileyerek âmenû olanlar. 2- Amilüssalihat yaparak nefsi ýslâh edici amel iþleyenler. Ýnsanlar Allah’a ulaþmayý diledikten sonra 14. basamakta irþad makamýna ulaþýyor, nefs tezkiyesine baþlýyor, amilüssalihat yapýyorlar. Onlarý Allahû Tealâ mükâfatlandýrýyor. Kýyâmetten sonra enerji bedenlerle sonsuz bir hayat söz konusudur. Bu hayatýn iki tarafý var: 1- Allah’a ulaþmayý dilemeyenlerin gidecekleri yer cehennem; ebediyyen orada kalacaklar. 2- Allah’a ulaþmayý dileyenlerin gidecekleri yer cennet; ebediyyen orada kalacaklar. Bu mükâfat sisteminin baþlayabilmesi, kýyâmetten sonraki cennet hayatýyla mümkündür. Allahû Tealâ’nýn söylediði þey de, bununla alâkalýdýr. Kýyâmet, âmenû olanlarý mükâfatlandýrmak için gelecek. Tabiatýyla, diðerleri için de cehennemde ebediyyen cezalandýrýlmak söz konusudur. Yani kýyâmetin kopmasý, âmenû olanlarý (ölmeden önce Allah’a ulaþmayý dileyenleri) ve amilüssalihat (nefs tezkiyesi) yapanlarý mükâfatlandýrmak içindir. Onlar için maðfiret ve kerim bir rýzýk vardýr. Maðfiret, tâbî olduklarý anda günahlarýnýn sevaba çevrilmesidir, orada da devamlý bir rýzýklanma söz konusudur.

203

203


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 5

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 429

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

åí©Œ¡ub 颧 b ä¡mb í¨a ó¬©Ï ¤ì È  åí© ˆ £Ûa ë > ¥áî©Û a §Œ¤u¡‰ ¤å¡ß ¥la ˆ Ç ¤á¢è Û Ù¡÷ ¬¨Û¯ë¢a Vellezîne seav fî âyâtinâ muâcizîne ulâike lehum azâbun min riczin elîm(elîmun).

ςε ®ψετλεριμιζι αχιζ β⎬ρακμακ κονυσυνδα ⎜αλ⎬⎭ανλαρ, ι⎭τε ονλαρ κι, ονλαρ ι⎜ιν ελ⎩μ αζαπταν ιðρεν⎜ βιρ αζαπ ϖαρδ⎬ρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

-

ve ellezîne seav fî âyâti-nâ muâcizîne ulâike lehum azâbun min riczin elîmun

: : : : : : : : : : :

ve o kimseler, onlar çalýþtýlar hakkýnda, konusunda, da âyetlerimiz aciz býrakýlanlar iþte onlar onlar için bir azap den, dan ricz, pis, iðrenç, çirkin, azap acý, elem veren

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’a ulaþmayý dilemeyenler, Allah’ýn âyetlerini aciz býrakmak için çalýþanlar yani Allah’a ulaþmayý dilemeyip de baþka insanlarýn da Allah’a ulaþmayý dilemesine mani olanlar, elîm bir azapla azaplanacaklardýr. Kýyâmetin kopmasý, ayný zamanda Allah’a ulaþmayý dileyenlerin sonsuza kadar mükâfatlandýrýlmasý; diðerlerinin de sonsuza kadar azaplandýrýlmasý içindir. Kýyâmet, bu sebebe dayalý olarak kopacaktýr.

204

204


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 6

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 429

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

Ù¡£2 ‰ ¤å¡ß Ù¤î Û¡a 4¡Œ¤ã¢a ô¬©ˆ £Ûa á¤Ü¡È¤Ûa aì¢m@ë¢a åí ©ˆ £Ûa ô Š í ë ¡†î©à z¤Ûa ¡Œí©Œ ȤÛa ¡Âa Š¡• ó¨Û¡a ô¬©†¤è í ë = £Õ z¤Ûa ì¢ç Ve yerellezîne ûtûl ýlmellezî unzile ileyke min rabbike huvel hakka ve yehdî ilâ sýrâtýl azîzil hamîd(hamîdi).

ςε κενδιλερινε ιλιμ ϖεριλενλερ, σανα Ραββινδεν ινδιριλενιν ηακ ολδυðυνυ ϖε ονυν Αζ⎩ζ (ϖε) Ηαμ⎩δ Ολαν’⎬ν (Αλλαη’⎬ν) ψολυνα (Αλλαη’α υλα⎭τ⎬ραν Σ⎬ρατ⎬ Μυστακ⎩μ’ε) ηιδαψετ εττιðινι (υλα⎭τ⎬ρδ⎬ð⎬ν⎬) γ⎞ρ⎫ψορλαρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

-

ve yere ellezîne ûtû el ýlme ellezî unzile ileyke min rabbi-ke huve el hakka ve yehdî ilâ sýrâtý el azîzi el hamîdi

: : : : : : : : : : : : :

ve görürler, görüyorlar o kimseler, onlar ilim verilenler ki o indirildi sana senin Rabbinden o hak ve hidayet eder, ulaþtýrýr yola azîz olan, yüce olan hamid olan, hamdedilen

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kendilerine ilim verilenler, daha evvelki dînlerde de var olan Kur’ân’daki ilmî gerçekleri yaþayanlar, indirilen âyetlerin hak, doðru olduðunu, kendi dînlerinde de bunlarý yaþadýklarýný görüyorlar. Hristiyanlarýn içinde de yahudilerin içinde de %10’dan daha az insan, sahâbenin yaþadýðýnýn aynýný yaþýyor. Çünkü ayný âyetler, onlarýn peygamberlerine de (Hz. Musa ve Hz. Ýsa) gelmiþ. Ve herbiri kendi dînindeki bu esaslarý yaþamaktalar. Bu âyetler Ýslâm’ýn 7 safhasýný ve 4 teslimi Tevrat’ta da Ýncil’de de farz kýlan âyetlerdir. Ayrýca 7 safha ve 4 teslimin Hz. Musa ve Hz. Ýsa ve onlara tâbî olanlarca yaþandýðý Tevrat’ta da Ýncil’de de yer almaktadýr.

205

205


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 7

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 429

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

¤á¢Ø¢÷¡£j ä¢í §3¢u ‰ ó¨Ü Ç ¤á¢Ø¢ £Û¢† ã ¤3 ç a뢊 1 × åí ©ˆ £Ûa 4b Ó ë 7§†í©† u §Õ¤Ü  ó©1 Û ¤á¢Ø £ã¡a =§Ö £Œ à¢ß £3¢× ¤á¢n¤Ó¡£Œ¢ß a ‡¡a Ve kâlellezîne keferû hel nedullukum alâ raculin yunebbiukum izâ muzzýktum kulle mumezzekýn innekum le fî halkýn cedîd(cedîdin).

ςε κ®φιρλερ δεδιλερ κι: “Σιζ ταμαμεν παρ⎜α παρ⎜α ολδυðυνυζ (⎞λδ⎫κτεν σονρα ϖ⎫χυδυνυζ ⎜⎫ρ⎫δ⎫ð⎫ ζαμαν) σιζιν μυτλακα ψενιδεν ηαλκεδιλεχεðινιζι (ψαρατ⎬λαχαð⎬ν⎬ζ⎬) ηαβερ ϖερεν βιρ αδαμ⎬, σιζε γ⎞στερελιμ μι?” 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14

-

ve kâle ellezîne keferû hel nedullu-kum alâ raculin yunebbiu-kum izâ muzzýktum kulle mumezzekýn inne-kum le fî halkýn cedîdin

: : : : : : : : : : : : : :

ve dedi o kimseler, onlar inkâr ettiler, kâfir oldular mi size delâlet edelim, gösterelim bir adam size haber veriyor siz daðýlýp parça parça olduðunuz zaman tamamen, hepsi parça parça, darmadaðýnýk muhakkak siz, siz mutlaka elbette, gerçekten yaratýlýþta yaratýlacaðýnýzý yeni

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Peygamber Efendimiz (S.A.V)’i yeniden yaratýlmak haberini vermekle itham ediyorlar. Onlara göre böyle bir þey olmaz, týpký zamanýmýzdaki gâfiller gibi. Her devirde bu müessese oluþmuþtur. Halbuki bilmiyorlar ki; hayatýn geriye dönmesi, onlarýn hayatta olduðu noktaya zamanýn geriye dönerek ulaþmasý, onlar hayattayken, yaþarken gerçekleþecektir. Hayatta olarak mezarlarýndan yükseleceklerdir. Ne zaman ölmüþ olurlarsa olsunlar yarým saat ya da on beþ dakika orada kaldýklarýný zannedeceklerdir.

206

206


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 8

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 430

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

åí© ˆ £Ûa ¡3 2 6 ¥ò £ä¡u ©é¡2 ¤â a b¦2¡ˆ × ¡é¨ £ÜÛa ó Ü Ç ô¨Š n¤Ï a ¡†î©È j¤Ûa ¡4 5 £šÛa ë ¡la ˆ ȤÛa ó¡Ï ¡ñ Š¡¨ü¤b¡2 æì¢ä¡ß ¤ªì¢í ü Efterâ alâllahi keziben em bihî cinneh(cinnetun), belillezîne lâ yûminûne bil âhireti fîl azâbi ved dalâlil baîd(baîdi).

Αλλαη’α ψαλανλα ιφτιρα μ⎬ εττι? Ψοκσα ονδα χιννετ (δελιλικ) μι ϖαρ? Ηαψ⎬ρ, ονλαρ, αηιρετε ινανμαψανλαρ, αζαπτα ϖε υζακ βιρ δαλ®λετ ι⎜ινδεδιρλερ. 1 2 3 4 5 6

-

7 8 9 10 11 12 13 14

-

efterâ alâ allâhi keziben em bihî cinnetun belillezîne (bel ellezîne) bel ellezîne lâ yû'minûne bi el âhireti fî el azâbi ve ed dalâli el baîdi

: : : : : :

iftira etti, uyduruyor Allah'a yalan olarak veya, yoksa ona, onda delilik

: : : : : : : :

hayýr o kimseler inanmazlar ahirete içinde, de azap ve dalâlet uzak

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e iftira atanlar bir maksada bina edilmiþ olarak bunu yapýyorlar. Kur’ân’ý kendisinden uydurarak vücuda getirdiðini söylüyorlar. O’nun deli olduðunu ifade ediyorlar ve O’na çeþitli iftiralar atýyorlar. Ýnsanlarý Allah yolundan men etmeye çalýþanlar, henüz girmemiþ olanlarý asla bu yola yaklaþtýrmayanlar, Allah’ýn Sýratý Mustakîmi’nden men edenler uzak dalâlet içindedirler: 4/NÝSA-167: Ýnnellezîne keferû ve saddû an sebîlillâhi kad dallû dalâlen baîdâ(baîden). Muhakkak ki onlar kâfirdirler ve Allah’ýn yolundan alýkoyarlar (men ederler) (kendileri de Allah’ýn yolunda deðillerdir). Andolsun ki onlar, uzak bir dalâlet içindedirler.

207

207


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 9

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 430

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

¤á¢è 1¤Ü  b ß ë ¤á¡èí ©†¤í a å¤î 2 b ß ó¨Û¡a a¤ë Š í ¤á Ü Ï a £ Ûa å¡ß ¤Ñ¡¤‚ ã ¤b ' ã ¤æ¡a 6¡¤‰ ü¤a ë ¡õ¬b à 

b¦1 ¡× ¤á¡è¤î Ü Ç ¤Á¡Ô¤¢ã ¤ë a ¤‰ ü¤a ¢á¡è¡2 £ Ûa å¡ß ¦ò í¨ü Ù¡Û¨‡ ó©Ï æ£ ¡a 6 ¡õ¬b à

;§kî©ä¢ß §†¤j Ç ¡£3¢Ø¡Û E fe lem yerev ilâ mâ beyne eydîhim ve mâ halfehum mines semâi vel ard(ardý), in neþe’nahsif bihimul arda ev nuskýt aleyhim kisefen mines semâ(semâi), inne fî zâlike le âyeten li kulli abdin munîb(munîbin).

Ψεριν ϖε γ⎞κλεριν ⎞νλερινδε ϖε αρκαλαρ⎬νδα ολαν (κεσιμλερινι) η®λ® γ⎞ρμ⎫ψορλαρ μ⎬? Εðερ διλερσεκ, ονλαρ⎬ ψεριν διβινε γε⎜ιριριζ ϖεψα γ⎞κτεν ονλαρ⎬ν ⎫ζερινε παρ⎜αλαρ δ⎫⎭⎫ρ⎫ρ⎫ζ. Μυηακκακ κι βυνδα, μ⎫ν⎩β ολαν (Αλλαη’α ψ⎞νελεν ϖε Ο’να υλα⎭μαψ⎬ διλεψερεκ β⎞ψλεχε Ο’να) κυλ ολαν ηερκεσ ι⎜ιν ®ψετ (ιβρετ) ϖαρδ⎬ρ. 1 2 3 4

208

-

e fe lem yerev ilâ

: : : :

mý, mi o zaman, artýk, hâlâ görmüyorlar, görmediler e, a

208


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 9

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 430

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26

-

mâ beyne eydî-him ve mâ halfe-hum min es semâi ve el ardý in neþe' nahsif bi-him el arda ev nuskýt aleyhim kisefen min es semâi inne fî zâlike le âyeten li kulli abdin munîbin

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

ellerinin arasýnda, önlerinde olan þey ve arkalarýnda olan þey göklerden ve yeryüzü eðer dilersek yerin dibine geçiririz onlarý yeryüzü veya düþürürüz onlarýn üzerine parçalar semadan, göklerden muhakkak içinde, vardýr iþte bu gerçekten âyet için bütün, hepsi kul yönelen

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Yerin 7 katmaný, göklerin de 7 atmosferi vardýr. Bu arza ait gökler 7 atmosferden oluþur. Allahû Tealâ birçok kavmi zelzelelerle yerin dibine geçirmiþ, bir kýsmýnýn üzerine taþ yaðdýrmýþtýr. Zumer Suresinin 17. âyet-i kerimesi ile bu âyet arasýnda illiyet rabýtasý vardýr: 39/ZUMER-17: Vellezînectenebût tâgûte en ya’budûhâ ve enâbû ilâllâhi lehumul buþrâ, fe beþþir ýbâd(ýbâdi). Onlar ki; taguta (insan ve cin þeytanlara) kul olmaktan içtinap ettiler (kaçýndýlar, kendilerini kurtardýlar). Çünkü Allah’a yöneldiler (Allah’a ulaþmayý dilediler). Onlara müjdeler vardýr. Öyleyse kullarýmý müjdele! Taguta kul iken Allah’a ulaþmayý dileyerek, Allah’a yönelerek, Allah’a kul oluyor sahâbe. Böylece hem dünya hem cennet müjdesi onlarýn oluyor.

209

209


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 10

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 430

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

¦ ¤š Ï b £ä¡ß …@¢ëa … b ä¤î m¨a ¤† Ô Û ë ¢4b j¡u b í 6 5 = †í©† z¤Ûa ¢é Û b £ä Û a ë 7 Š¤î £ÀÛa ë ¢é È ß ó©2¡£ë a Ve lekad âteynâ dâvûde minnâ fadlâ(fadlen), yâ cibâlu evvibî meahu vet tayr(tayre), ve elennâ lehul hadîd(hadîde).

ςε ανδολσυν κι Δαϖυτ (Α.Σ)’α, Βιζδεν βιρ φαζιλετ ϖερδικ (νεφσινι τασφιψε εττικ). Εψ δαðλαρ, ονυνλα βεραβερ βανα ψ⎞νελιν ϖε εψ κυ⎭λαρ (σιζ δε)! ςε Βιζ δε ονα δεμιρι ψυμυ⎭αττ⎬κ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

-

ve lekad âteynâ dâvûde min-nâ fadlen yâ cibâlu evvibî mea-hu ve et tayre ve elennâ lehu el hadîde

: : : : : : : : : : : : :

ve andolsun biz verdik Davut bizden fazl ey daðlar bana yönelin, bana dönün onunla beraber ve kuþlar ve biz yumuþattýk ona demir

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kiþi zikir yaptýkça Allah katýndan gelen rahmet, fazl ve salâvâttan, fazýllar, kiþi mürþidine 12 ihsanla tâbî olduysa kalbinde birikmeye baþlar. Kiþi daimî zikre ulaþana kadar nefsinin kalbindeki bütün afetler adým adým yok olacak ve hasletler, afetlerin yerini mutlak olarak alacaktýr. Allahû Tealâ’nýn fazl vermesi, onu fazilet sahibi kýlmasý demektir. Allahû Tealâ Kendisine yönelen Davut (A.S)’a fazilet verdiðini söylüyor. O’nun Allah’a yöneldiðini söylüyor. Kuþlar ruhlarýný Allah’a ulaþtýramazlar. Zaten kuþlarýn ruhu yoktur. Hz. Davut ruhen Allah’a yönelmiþ ve ruhunu ölmeden evvel Allah’a ulaþtýrmýþtýr. Ayný zamanda Hz. Süleyman gibi o da kuþlarla konuþuyordu.

210

210


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 11

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 430

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

£ Ûa ó¡Ï ¤‰¡£† Ó ë §pb Ì¡2b  ¤3 à¤Ça ¡æ a aì¢Ü à¤Ça ë ¡…¤Š 

¥Šî©– 2 æì¢Ü à¤È m b à¡2 ó©£ã¡a 6 b¦z¡Ûb • Enimel sâbigâtin ve kaddir fîs serdi va’melû sâlihâ(sâlihan), innî bimâ tamelûne basîr(basîrun).

(Βεδενι ⎞ρτεν) υζυν (γενι⎭) ζ⎬ρηλαρ ψαπ. ςε ονυ ⎞ργ⎫ (ι⎜ ι⎜ε ηαλκαλαρ) ⎭εκλινδε διζαψν ετ. ςε σαλιη αμελ (ζικιρλε νεφσ τεζκιψεσι) ψαπ⎬ν! Μυηακκακ κι Βεν, ψαπτ⎬κλαρ⎬ν⎬ζ⎬ γ⎞ρενιμ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9

-

eni'mel (en i'mel) sâbigâtin ve kaddir fî es serdi va'melû sâlihan innî bimâ ta'melûne basîrun

: : : : : : : : :

yapman, yap bedeni örten uzun, geniþ zýrh ve takdir et, dizayn et örgü þeklinde, iç içe halkalar halinde ve salih amel (zikirle nefs tezkiyesi) yapýn muhakkak ben þey(leri) yapýyorsunuz gören

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, Hz. Davut’a ve onunla beraber olanlara sesleniyor. Allahû Tealâ’nýn bütün peygamberlerine, resûllerine verdiði emir; nefs tasfiyesi yapmalarý, salih amel iþlemeleri, zikir yaparak nefsin kalbine Allah’ýn fazýllarýný taþýmalarýdýr. Amilüssalihat ve nefs tezkiyesi; nefsin kalbinde %51’e kadar nur oluþmasý sonra nefsin kalbindeki afetlerin tamamen yok olarak, tamamen faziletlerle dolmasýdýr. Bu, nefs tasfiyesidir. Salih amel, her iki faktörü de içine alýr. Ýnsanýn manevî geliþmesinin temelini teþkil eder. Allah’a yaklaþmayý temin eden temel faktör nefs tezkiyesi, sonra da tasfiyesidir. Nur Suresinin 21. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ diyor ki: 24/NUR-21: Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tettebiû hutuvâtiþ þeytân(þeytâni), ve men yettebi’ hutuvâtiþ þeytâni fe innehu ye’muru bil fahþâi vel munker(munkeri) ve lev lâ fadlullâhi aleykum ve rahmetuhu mâ zekâ minkum min ehadin ebeden ve lâkinnallâhe yuzekkî men yeþâu, vallâhu semî’un alîm(alîmun). Ey âmenû olanlar, þeytanýn adýmlarýna tâbî olmayýn! Ve kim þeytanýn adýmlarýna tâbî olursa o taktirde (þeytanýn adýmlarýna uyduðu taktirde) muhakkak ki o (þeytan), fuhþu (her çeþit kötülüðü) ve münkeri (inkârý ve Allah’ýn yasak ettiklerini) emreder. Ve eðer Allah’ýn rahmeti ve fazlý sizin üzerinize olmasaydý (nefsinizin kalbine yerleþmeseydi), içinizden hiçbiri ebediyyen nefsini tezkiye edemezdi. Lâkin Allah, dilediðinin nefsini tezkiye eder. Ve Allah, Sem’î’dir (en iyi iþitendir) Alîm’dir (en iyi bilendir).

211

211


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 12

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 430

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

b è¢ya ë ‰ ë ¥Š¤è ( b ç¢ £ë¢†¢Ë |í©£ŠÛa å¨à¤î Ü¢¡Û ë ¡£å¡v¤Ûa å¡ß ë 6 ¡Š¤À¡Ô¤Ûa å¤î Ç ¢é Û b ä¤Ü  a ë 7 ¥Š¤è ( 6 ©é¡£2 ‰ ¡æ¤‡¡b¡2 ¡é¤í † í å¤î 2 ¢3 à¤È í ¤å ß b ã¡Š¤ß a ¤å Ç

¤á¢è¤ä¡ß ¤Î¡Œ í ¤å ß ë

£ Ûa ¡la ˆ Ç ¤å¡ß ¢é¤Ó ¡ˆ¢ã ¡Šî©È Ve li suleymâner rîha guduvvuhâ þehrun ve revâhuhâ þehr(þehrun), ve eselnâ lehu aynel kýtr(kýtri), ve minel cinni men ya’melu beyne yedeyhi bi izni rabbih(rabbihî), ve men yezýg minhum an emrinâ nuzýkhu min azâbis saîr(saîri).

ςε σαβαη γιδι⎭ι ιλε βιρ αψλ⎬κ, ακ⎭αμ γελι⎭ι ιλε βιρ αψλ⎬κ μεσαφεψι κατεδεν ρ⎫ζγ®ρ Σ⎫λεψμαν ι⎜ινδι (ονυν εμρινε ϖερμι⎭τικ). Εριμι⎭ βακ⎬ρ⎬, καψναð⎬νδαν ονυν ι⎜ιν ακ⎬ττ⎬κ. ςε χινλερδεν, Ραββινιν ιζνιψλε ονυν ελινιν αλτ⎬νδα (εμρινδε) ⎜αλ⎬⎭ανλαρ ϖαρδ⎬. Ονλαρδαν κιμ εμριμιζδεν ⎜⎬καρσα, ονα αλεϖλι ατε⎭ιν αζαβ⎬ν⎬ ταττ⎬ρ⎬ρ⎬ζ (ταττ⎬ρ⎬ρδ⎬κ).

212

212


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 12

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 430

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26

-

ve li suleymâne er rîha guduvvu-hâ þehrun ve revâhu-hâ þehrun ve eselnâ lehu ayne el kýtri ve min el cinni men ya'melu beyne yedeyhi bi izni rabbi-hî ve men yezýg min-hum an emri-nâ nuzýk-hu min azâbi es saîri

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

ve için, ... e ait Süleyman rüzgâr onun sabah gidiþi bir ay ve onun akþam dönüþü bir ay ve akýttýk ona pýnar, kaynak erimiþ bakýr madeni ve cinlerden kim, kimse yapar elleri arasýnda, elinin altýnda, önünde izni ile onun Rabbi ve kim çýkar, sapar onlardan emrimizden ona tattýrýrýz den azap alevli ateþ, cehennem ateþi

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bu âyet-i kerime, Hz. Süleyman’ýn fizik vücut tayyi mekâný sahibi olduðunu iþaret ediyor. Hz. Süleyman, sabah 5 dakikalýk bir zaman parçasý içerisinde 1 aylýk yol gidiyor. Akþam dönerken de gene 1 aylýk yoldan dönüyor. Allah emriyle cinler, þeytanlar Hz. Süleyman’ýn emrine verilmiþler. Þeytanlar da cinler de insanlarýn emirlerinde çalýþsýnlar diye yaratýlmýþlar. Ama insanlar zaman içerisinde dînlerinden uzaklaþtýklarý için þeytanlarý ve cinleri artýk emirlerinde çalýþtýramýyorlar. Sebe Melikesi Belkýs ile ilgili olaylar, Hz. Süleyman’ýn Hüdhüd kuþuna emretmesi, kuþlardan, cinlerden ve insanlardan bir ordunun sahibi olmasý Hz. Süleyman’ýn hayatýyla ilgili kýsýmlardýr.

213

213


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 13

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 430

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

3î©qb à m ë kí©‰b z ß ¤å¡ß ¢õ¬b ' í b ß ¢é Û æì¢Ü à¤È í a¬ì¢Ü à¤Ç¡a 6§pb î,¡a ‰ §‰ë¢†¢Ó ë ¡la ì v¤Ûb × §æb 1¡u ë £ Ûa ô¡…b j¡Ç ¤å¡ß ¥3î©Ü Ó ë 6 a¦Š¤Ø¢( …¢@ëa … 4¨a ¢‰ì¢Ø' Ya’melûne lehu mâ yeþâu min mehârîbe ve temâsîle ve cifânin kel cevâbi ve kudûrin râsiyât(râsiyâtin), i’melû âle dâvûde þukrâ(þukren), ve kalîlun min ibâdiyeþ þekûr(þekûru).

Ονα διλεδιðι ⎭εψλερι, μιηραπλαρ (μεσχιδλερ, σαραψλαρ, ψ⎫κσεκ βιναλαρ), ηεψκελλερ, ηαϖυζ γιβι β⎫ψ⎫κ ⎜ανακλαρ, σαβιτ καζανλαρ ψαπ⎬ψορλαρ(δ⎬). Εψ Δαϖυτ αιλεσι, ⎭⎫κρεδερεκ ⎜αλ⎬⎭⎬ν! ςε κυλλαρ⎬μδαν, ⎜οκ ⎭⎫κρεδενλερ αζδ⎬ρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18

-

ya'melûne lehu mâ yeþâu min mehârîbe ve temâsîle ve cifânin ke el cevâbi ve kudûrin râsiyâtin i'melû âle dâvûde þukren ve kalîlun min ibâdiye eþ þekûru

: : : : : : : : : : : : : : : : : :

yaparlar ona dilediði þeyi den mihraplar, saraylar, yüksek binalar ve heykeller ve büyük çanaklar gibi su biriktirilen büyük havuzlar ve büyük kazanlar yerinden oynamayan, sabit yapýn, yapýnýz Davut ailesi þükrederek, þükürle ve az den kullarým çok þükredenler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Cinler ve þeytanlar Hz. Süleyman’ýn emrinde herþeyi yapýyorlar. Hz. Davut ailesine, Hz. Süleyman’a mihraplar yani kaleler, saraylar, yüksek binalar, heykeller, havuz gibi büyük çanaklar, sabit kazanlar yapýyorlardý.

214

214


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 14

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 430

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

¤á¢èÛ£ … b ß p¤ì à¤Ûa ¡é¤î Ü Ç b ä¤î š Ó b à£ Ü Ï £ ¡a ¬©é¡m¤ì ß ó¨Ü Ç ¢3¢×¤b m ¡¤‰ ü¤a ¢ò 2£ ¬a … ü

¢£å¡v¤Ûa ¡o äî£ j m Š£  b à£ Ü Ï 7 ¢é m b ¤ä¡ß b ß k¤î ̤Ûa æì¢à Ü¤È í aì¢ãb × ¤ì Û ¤æ a ¡åî©è¢à¤Ûa ¡la ˆ ȤÛa ó¡Ï aì¢r¡j Û Fe lemmâ kadaynâ aleyhil mevte mâ dellehum alâ mevtihî illâ dâbbetul ardý te’kulu minseeteh(minseetehu), fe lemmâ harre tebeyyenetil cinnu en lev kânû ya’lemûnel gaybe mâ lebisû fîl azâbil muhîn(muhîni).

Ονυν ⎞λ⎫μ⎫νε η⎫κμεττιðιμιζ ζαμαν ⎞λ⎫μ⎫ν⎫ν ορταψα ⎜⎬κμασ⎬να, σαδεχε βαστονυνυ ψιψεν βιρ αðα⎜ κυρδυ δελιλ (σεβεπ) ολδυ. Ανχακ ψερε καπανδ⎬ð⎬ ζαμαν, (⎞λ⎫μ⎫) χινλερε βελλι ολδυ (χινλερ, ονυν ⎞λδ⎫ð⎫ν⎫ ο ζαμαν ανλαδ⎬λαρ). Εðερ γαψβ⎬ βιλμι⎭ ολσαλαρδ⎬, μυη⎩ν (αλ⎜αλτ⎬χ⎬) αζαβ⎬ν ι⎜ινδε καλμαζλαρδ⎬.

215

215


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 14

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 430

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24

-

fe lemmâ kadaynâ aleyhi el mevte mâ delle-hum alâ mevti-hi illâ dâbbetu el ardý te'kulu minseete-hu fe lemmâ harre tebeyyenet el cinnu en lev kânû ya'lemûne el gaybe mâ lebisû fî el azâbi el muhîni

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

o zaman, artýk olduðu zaman karar verdik ona, onun üzerine ölüm onlara delâlet (delillik) etmedi, ortaya çýkarmadý üzerine ölümü sadece, ancak, den baþka dabbetul ard, erda adý verilen bir nevi aðaç kurdu yiyor onun bastonu, asasý o zaman, artýk olduðu zaman yere kapandý beyan oldu, belli oldu, açýða çýktý cinler eðer olsaydýlar bilirler gayb kalmazlardý içinde azap muhîn, alçaltýcý, aþaðýlayýcý

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Onun ölümüne hükmettiðimiz zaman ölümünün ortaya çýkmasýna sadece bastonu yiyen bir kurt delil oldu, sebep oldu. Buradaki aðaç kurdu dabbetül arz adýyla geçmektedir. Topraktan çýkan bir dabbe yani kurtçuk. 14. âyet-i kerimeden çýkarmamýz lâzýmgelen bir sonuç var: Cinler gaybý bilmiyorlar. Hz. Süleyman’a asi olan cinlere Allah alçaltýcý bir azap tattýrýyordu. Bilselerdi o azaptan kurtulurlardý.

216

216


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 15

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 431

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

§åî©à í ¤å Ç ¡æb n £ä u 7 ¥ò í¨a ¤á¡è¡ä ؤ ß ó©Ï §b j ¡Û æb × ¤† Ô Û a뢊¢Ø¤(a ë ¤á¢Ø¡£2 ‰ ¡Ö¤‹¡‰ ¤å¡ß aì¢Ü¢× §64b à¡( ë ¥‰ì¢1 Ë ¥£l ‰ ë ¥ò j¡£î Ÿ ¥ñ †¤Ü 2 6 ¢é Û Lekad kâne li sebein fî meskenihim âyeh(âyetun), cennetâni an yemînin ve þimâl(þimâlin), kulû min rýzký rabbikum veþkurû leh(lehu), beldetun tayyibetun ve rabbun gafûr(gafûrun).

Ανδολσυν κι Σεβε (ηαλκ⎬) ι⎜ιν μεσκ⎦ν ολδυκλαρ⎬ ψερλερδε, σαðδα ϖε σολδακι ικι βαη⎜ε ®ψεττιρ (ιβρεττιρ). Ραββινιζιν ρ⎬ζκ⎬νδαν ψεψιν ϖε Ο’να ⎭⎫κρεδιν! (Ο), γ⎫ζελ βιρ βελδε. ςε (Αλλαη), μαðφιρετ εδεν βιρ Ραβ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18

-

lekad kâne li sebein fî meskeni-him âyetun cennetâni an yemînin ve þimâlin kulû min rýzký rabbi-kum veþkurû lehu beldetun tayyibetun ve rabbun gafûrun

: : : : : : : : : : : : : : : : : :

andolsun oldu Sebe (halký) için içinde, vardýr onlarýn meskenleri, meskûn olduklarý, yerleþtikleri yerler bir âyet, ibret iki bahçe saðdan ve soldan yeyin rýzkýndan Rabbinizin ve þükredin ona bir belde, þehir temiz, hoþ, güzel ve bir Rab gafur olan, maðfiret eden, günahlarý sevaba çeviren

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Sebe halký evlerinin saðlarýnda da sollarýnda da bahçeler olan güzel bir beldede oturuyorlarmýþ. Bunlarýn hepsi ibret olsun diye Kur’ân-ý Kerim’de yer alýyor. Allahû Tealâ maðfiret eden yani günahlarý sevaba çeviren bir Rab’týr. Sebe halkýna da maðfiret etmiþtir. Sebe halkýndan bahsettiði için bu sure Sebe adýný almýþtýr.

217

217


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 16

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 431

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

¤á¡è¤î n £ä v¡2 ¤á¢çb ä¤Û £† 2 ë ¡â¡Š ȤÛa 3¤î,  ¤á¡è¤î Ü Ç b ä¤Ü ¤‰ b Ï a좙 Š¤Ç b Ï §3î©Ü Ó §‰¤†¡ ¤å¡ß §õ¤ó ( ë §3¤q a ë §Á¤à  §3¢×¢a ¤ó ma ë ‡ ¡å¤î n £ä u Fe a’radû fe erselnâ aleyhim seylel arimi ve beddelnâ-hum bi cenneteyhim cenneteyni zevâtey ukulin hamtýn ve eslin ve þeyin min sidrin kalîl(kalîlin).

Φακατ ονλαρ ψ⎫ζ ⎜εϖιρδιλερ. Βυνυν ⎫ζερινε ονλαρα “αριμ” σελινι γ⎞νδερδικ. ςε ονλαρ⎬ν ικι βαη⎜εσινι, αχ⎬ μεψϖελι αðα⎜λαρα, μεψϖεσιζ αðα⎜λαρα ϖε αζ μικταρδα σιδρ αðαχ⎬ν⎬ ηαϖι ολαν ικι βαη⎜εψε τεβδιλ εττικ (δ⎞ν⎫⎭τ⎫ρδ⎫κ). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17

-

fe a'radû fe erselnâ aleyhim seyle el arimi ve beddelnâ-hum bi cennetey-him cenneteyni zevâtey ukulin hamtýn ve eslin ve þey'in min sidrin kalîlin

: : : : : : : : : : : : : : : : :

sonra, bunun üzerine, fakat yüz çevirdiler sonra, bunun üzerine, fakat biz gönderdik onlarýn üzerine sel Arim (bir vadi adý) ve onlara tebdil ettik, dönüþtürdük onlarýn iki bahçesini iki bahçe sahip meyve acý, buruk ve meyvesiz aðaç ve bir þey sidr aðacýndan az

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Sebe halký Allah’a ulaþmayý dilemiþ, mürþidlerine ulaþýp tâbî olmuþlar. Allah onlara maðfiret etmiþ, bir kýsmýnýn günahlarýný sevaba çevirmiþ. Ama onlar vuslata ulaþtýktan sonra Allah’tan yüz çevirmiþler. Bunun üzerine Sebe þehrinde bir sel ile Allahû Tealâ bahçeleri ve evleri darmadaðýn etmiþ, mahvetmiþ.

218

218


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 17

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 431

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

6 a뢊 1 × b à¡2 ¤á¢çb ä¤í Œ u Ù¡Û¨‡ ‰ì¢1 ؤÛa £ü¡a ô¬©‹b v¢ã ¤3 ç ë Zâlike cezeynâhum bimâ keferû, ve hel nucâzî illel kefûr(kefûra).

⇑⎭τε β⎞ψλεχε ινκ®ρλαρ⎬νδαν δολαψ⎬ ονλαρ⎬ χεζαλανδ⎬ρδ⎬κ. Βιζ, κ®φιρλερδεν βα⎭κασ⎬ν⎬ χεζαλανδ⎬ρ⎬ρ μ⎬ψ⎬ζ? 1 2 3 4 5 6 7 8

-

zâlike cezeynâ-hum bimâ keferû ve hel nucâzî illâ el kefûre

: : : : : : : :

iþte böyle onlarý cezalandýrdýk sebebiyle, dolayýsýyla inkâr ettiler mý cezalandýrýrýz sadece, den baþka kâfirler, inkârda ileri gidenler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ onlarý inkâr ettikleri için cezalandýrmýþ. Önce Allah’a ulaþmayý dilemiþler, Allah onlara maðfiret etmiþ, fakat vuslata ulaþtýktan sonra yüz çevirmiþler. Tekrar eski hallerine geri dönmüþler. Allahû Tealâ da ruhlarýný kendilerine iade etmiþ. Kalplerini, kulaklarýný mühürlemiþ, gözlerini tekrar kör kýlmýþ. Ve onlar maðfiretten sonra gören, iþiten, hidayet eden kiþiler yapýlmalarýna raðmen, daha sonra yüz çevirdikleri için onlarý Allahû Tealâ cezalandýrmýþ.

219

219


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 18

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 431

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

b èî©Ï b ä¤× ‰b 2 ó©n £Ûaô Š¢Ô¤Ûa å¤î 2 ë ¤á¢è ä¤î 2 b ä¤Ü È u ë a뢊î,© 6 Š¤î £Ûa b èî©Ï b 㤉 £† Ó ë ¦ñ Š¡çb à ô¦Š¢Ó åî©ä¡ß¨a b¦ßb £í a ë ó¡Ûb î Û b èî©Ï Ve cealnâ beynehum ve beynel kurelletî bâreknâ fîhâ kuren zâhireten ve kaddernâ fîhes seyr(seyre), sîrû fîhâ leyâliye ve eyyâmen âminîn(âminîne).

ςε ονλαρλα βερεκετλι κ⎬λδ⎬ð⎬μ⎬ζ ⎫λκελερ αρασ⎬νδα, αρκα αρκαψα (βιρβιρινε ψακ⎬ν) βελδελερ κ⎬λδ⎬κ. ςε οραδα σεψιρ (ψολχυλυκ) ψαπ⎬λαχακ ψολλαρ τακδιρ εττικ. Οραδα γεχελερι ϖε γ⎫νδ⎫ζλερι εμιν ολαρακ δολα⎭⎬ν (ψολχυλυκ ψαπ⎬ν) (δεδικ). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16

-

ve cealnâ beyne-hum ve beyne el kurelletî bâreknâ fî-hâ kuren zâhireten ve kaddernâ fî-hâ es seyre sîrû fî-hâ leyâliye ve eyyâmen âminîne

: : : : : : : : : : : : : : : :

ve kýldýk, yaptýk onlarýn arasýnda ve arasýnda beldeler, ülkeler bereketlendirdik orada belde, þehir yardým eden, sýrt sýrta, ardarda ve takdir ettik orada seyir, gezme, yürüme, dolaþma yürüyün, dolaþýn orada geceler, geceleyin ve günler, gündüzler emin olarak, korkusuz olarak

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, bereketli kýlýnan ülkeler arasýnda arka arkaya birbirine yakýn beldeler, þehirler oluþturuyor ve seyredilecek, üzerinde gezilecek yollar takdir ediyor. Ve orada emin olarak dolaþýn, yolculuk edin, diyor Allahû Tealâ.

220

220


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { Χ⎫ζ − 22

ℜψετ − 19

Σαψφα − 431

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

b 㡉b 1¤ a

å¤î 2

¤†¡Çb 2

b ä £2 ‰ aì¢Ûb Ô Ï

sí©…b y a ¤á¢çb ä¤Ü È v Ï ¤á¢è ¢1¤ã a a¬ì¢à Ü Ã ë Ù¡Û¨‡ ó©Ï £æ¡a 6§Ö £Œ à¢ß £3¢× ¤á¢çb ä¤Ó £Œ ß ë §‰ì¢Ø ( §‰b £j •

¡£3¢Ø¡Û

§pb í¨ü

Fe kâlû rabbenâ bâidbeyne esfârinâ ve zalemû enfusehum fe cealnâhum ehâdîse ve mezzaknâhum kulle mumezzak(mumezzakýn), inne fî zâlike le âyâtin li kulli sabbârin þekûr(þekûrin).

Φακατ ονλαρ: “Ραββιμιζ, σεφερλεριμιζιν αρασ⎬ν⎬ υζακ κ⎬λ.” δεδιλερ. ςε κενδιλερινε ζυλμεττιλερ. Β⎞ψλεχε ονλαρ⎬ (νεσιλδεν νεσιλε ανλατ⎬λαν) “ηαδ⎩σ” κ⎬λδ⎬κ ςε ονλαρ⎬ ταμαμεν παρ⎜α παρ⎜α δαð⎬ττ⎬κ. Μυηακκακ κι βυνδα, ⎜οκ σαβρεδενλεριν ϖε ⎜οκ ⎭⎫κρεδενλεριν ηεπσι ι⎜ιν ελβεττε ®ψετλερ (ιβρετλερ) ϖαρδ⎬ρ.

221

221


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 19

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 431

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21

-

fe kâlû rabbe-nâ bâid beyne esfâri-nâ ve zalemû enfuse-hum fe cealnâ-hum ehâdîse ve mezzaknâ-hum kulle mumezzakýn inne fî zâlike le âyâtin li kulli sabbârin þekûrin

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

o zaman, böylece, buna raðmen, fakat dediler Rabbimiz uzak kýl arasý seferlerimiz ve zulmettiler kendi nefslerine o zaman, böylece, buna raðmen, fakat onlarý kýldýk hadîs, nesilden nesile anlatýlan sözler (efsane) ve onlarý parçaladýk, daðýttýk hepsi, bütün, tamamý parçalanmýþ olarak, parça parça muhakkak iþte bunda vardýr elbette âyetler hepsi için çok sabreden çok þükreden

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ þehirlerini birbirine yaklaþtýrýyor. Onlar da þehirlerin, birbirlerinden uzaklaþmasýný istiyorlar. Ama kendilerine zulmediyorlar. Allahû Tealâ birbirine yakýn þehirler kurduruyor, þehirlerarasý insanlarýn emniyetle gidip gelmelerini saðlýyor ama onlar gene azýyorlar. Ve Allahû Tealâ ondan sonra onlarýn hepsini parça parça daðýtýyor.

222

222


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 20

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 431

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

¢é £ä à ¢î©Ü¤2¡a ¤á¡è¤î Ü Ç Ö £† • ¤† Ô Û ë åî©ä¡ß¤ªì¢à¤Ûa å¡ß b¦Ôí©Š Ï £ü¡a ¢êì¢È j £mb Ï Ve lekad saddaka aleyhim iblîsu zannehu fettebeûhu illâ ferîkan minel mûminîn(mûminîne).

ςε ανδολσυν κι ιβλισ, ονλαρ ⎫ζερινδεκι ζανν⎬ν⎬ (ηεδεφινι) ψερινε γετιρδι. Β⎞ψλεχε μ⎫’μινλερι ολυ⎭τυραν βιρ φ⎬ρκα (Αλλαη’α υλα⎭μαψ⎬ διλεψενλερ) ηαρι⎜, ηεπσι ονα (⎭εψτανα) τ®β⎩ ολδυλαρ. 1 2 3 4 5

-

6 7 8 9 10

-

ve lekad saddaka aleyhim iblîsu zanne-hu fettebeû-hu (fe ittebeû-hu) fe ittebeû-hu illâ ferîkan min el mû'minîne

: : : : :

ve andolsun doðruladý, yerine getirdi onlarýn üzerinde iblis onun zanný, hedefi

: : : : :

o zaman, böylece ona tâbî oldular ancak, den baþka bir fýrka, topluluk, zümre mü'min olandan

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bu âyet-i kerime bize açýk bir þekilde, Rum Suresinin 31 ve 32. âyetlerini hatýrlatýyor: 30/RUM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muþrikîn(muþrikîne). O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaþmayý dileyin) ve takva sahibi olun. Ve namazý ikame edin (namaz kýlýn). Ve (böylece) müþriklerden olmayýn. 30/RUM-32: Minellezîne ferrakû dînehum ve kânû þiyeâ(þiyean), kullu hýzbin bimâ ledeyhim ferihûn(ferihûne). (O müþriklerden olmayýn ki) onlar, dînlerinde fýrkalara ayrýldýlar ve grup grup oldular. Bütün gruplar, kendilerinde olanla ferahlanýrlar. Sadece Allah’a ulaþmayý dileyenler bir tek fýrka, mü’minler fýrkasýný oluþturuyor. Geriye kalan bütün diðer fýrkalar, þeytana kul olmuþlar. Fýrkalara ayrýlanlar; þirkte olanlardýr.

223

223


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 21

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 431

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

¤å ß á Ü¤È ä¡Û £ü¡a §æb À¤Ü¢ ¤å¡ß ¤á¡è¤î Ü Ç ¢é Û æb × b ß ë 6 §£Ù ( ó©Ï b è¤ä¡ß ì¢ç ¤å £à¡ß ¡ñ Š¡¨ü¤b¡2 ¢å¡ß¤ ªì¢í ; ¥Åî©1 y §õ¤ó ( ¡£3¢× ó¨Ü Ç Ù¢ £2 ‰ ë Ve mâ kâne lehu aleyhim min sultânin illâ li na’leme men yû’minu bil âhireti mimmen huve minhâ fî þekk(þekkin), ve rabbuke alâ kulli þeyin hafîz(hafîzun).

ςε ονυν (ιβλισιν) ονλαρ ⎫ζερινδε βιρ συλτανλ⎬ð⎬ (ν⎫φυζυ, τεσιρι) ψοκτυ. Αηιρετε (ηαψαττα ικεν ρυηυνυ Αλλαη’α υλα⎭τ⎬ρμαψα) ιναναν κι⎭ι ιλε ονδαν (Αλλαη’α υλα⎭μακταν) ⎭⎫πηε ι⎜ινδε ολανλαρ⎬ βιλμεμιζ ι⎜ιν (ιβλισλε ονλαρ⎬ ιμτιηαν εττικ). ςε σενιν Ραββιν ηερ⎭εψι η⎬φζεδενδιρ (κορυψαν, γ⎞ζετεν). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15

-

ve mâ kâne lehu aleyhim min sultânin illâ li na'leme men yû'minu bi el âhireti mimmen (min men) huve min-hâ fî þekkin ve rabbu-ke alâ kulli þey'in hafîzun

: : : : : : : : : : : : : : :

ve yoktu, olmadý onun onlarýn üzerinde bir sultanlýðý, zorlayýcý gücü, nüfuzu, tesiri sadece, ancak bilmemiz için inanan, îmân eden, mü'min olan kiþi ahirete (Allah'a ulaþmaya) o kimseden o ondan þüphe içinde, þüphede ve senin Rabbin herþeye, herþeyi koruyucu, gözetici

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hayattayken Allah’a ulaþmayý dileyenler, tek fýrkayý oluþturan ve þirkten kurtulanlardýr. Ve diðerleri ne yazýk ki þirkte ve küfürde ve hüsranda olanlardýr ve gidecekleri yer cehennemdir.

224

224


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 22

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 431

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

7 ¡é¨£ÜÛa ¡æ뢅 ¤å¡ß ¤á¢n¤à Ç ‹ åí ©ˆ £Ûa aì¢Ç¤…a ¡3¢Ó ¡pa ì¨à £Ûa ó¡Ï §ñ £‰ ‡ 4b Ô¤r¡ß æì¢Ø¡Ü¤à í ü b à¡èî©Ï ¤á¢è Û b ß ë ¡¤‰ ü¤a ó¡Ï ü ë §Šî©è à ¤å¡ß ¤á¢è¤ä¡ß ¢é Û b ß ë §Ú¤Š¡( ¤å¡ß Kulid’ûllezîne zeamtum min dûnillâh(dûnillâhi), lâ yemlikûne miskâle zerretin fîs semâvâti ve lâ fîl ardý ve mâ lehum fîhimâ min þirkin ve mâ lehu minhum min zahîr(zahîrin).

Αλλαη’ταν βα⎭κα ζεαμ εττικλερινιζι (δεðερ ϖερδικλερινιζι, ιλ®η σαψδ⎬κλαρ⎬ν⎬ζ⎬) ⎜αð⎬ρ⎬ν! Γ⎞κλερδε ϖε ψερδε ζερρε αð⎬ρλ⎬ð⎬νχα βιρ ⎭εψε (γ⎫χε) μαλικ δεðιλδιρλερ. Ονλαρ⎬ν, ο ικισινδε (γ⎞κλερδε ϖε ψερδε) βιρ ορτακλ⎬ð⎬ ψοκτυρ. ςε Ο’νυν (Αλλαη’⎬ν) ονλαρδαν βιρ ψαρδ⎬μχ⎬σ⎬ ψοκτυρ.

225

225


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 22

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 431

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

1 - kul : 2 - id'û : 3 - ellezîne : kulid'ûllezîne (kul id'û ellezîne) 4 - zeamtum : 5 - min dûnillâhi : 6 - lâ yemlikûne : 7 - miskâle : 8 - zerretin : 9 - fî es semâvâti : 10 - ve lâ : 11 - fî el ardý : 12 - ve mâ : 13 - lehum : 14 - fî-himâ : 15 - min þirkin : 16 - ve mâ : 17 - lehu : 18 - min-hum : 19 - min zahîrin :

de, söyle çaðýrýn o kimseler, onlar zeam ettiniz, deðer verdiniz, ilâh saydýnýz Allah'tan baþka malik deðiller, güçleri yetmez aðýrlýk zerre, en küçük miktar semalarda, göklerde ve olmaz, yoktur yeryüzünde ve yoktur onlarýn o ikisinde bir ortaklýk ve deðildir, yoktur ona onlardan bir destekçi, yardýmcý

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm O gruplara ayrýlan kiþiler, Rum Suresinin 32. âyet-i kerimesinde belirtildiði gibi þirkte olanlardýr: 30/RUM-32: Minellezîne ferrakû dînehum ve kânû þiyeâ(þiyean), kullu hýzbin bimâ ledeyhim ferihûn(ferihûne). (O müþriklerden olmayýn ki) onlar, dînlerinde fýrkalara ayrýldýlar ve grup grup oldular. Bütün gruplar, kendilerinde olanla ferahlanýrlar. Allah’tan baþka deðer verilen þeyler (putlar) çaðrýlsa bile onlarýn hiçbir gücü, iktidarý yoktur.

226

226


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 23

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 432

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

¬ó¨£n y 6 ¢é Û æ¡‡ a ¤å à¡Û £ü¡a ¬¢ê †¤ä¡Ç ¢ò Çb 1 £'Ûa ¢É 1¤ä m ü ë 6 ¤á¢Ø¢£2 ‰ 4b Ó =a ‡b ß aì¢Ûb Ó ¤á¡è¡2ì¢Ü¢Ó ¤å Ç Ê¡£Œ¢Ï a ‡¡a ¢Šî©j ؤÛa ¢£ó¡Ü ȤÛa ì¢ç ë 7 £Õ z¤Ûa aì¢Ûb Ó Ve lâ tenfeuþ þefâatu indehû illâ li men ezine leh(lehu), hattâ izâ fuzzia an kulûbihim kâlû mâzâ kâle rabbukum, kâlûl hakk(hakka), ve huvel aliyyul kebîr(kebîru).

ςε Ο’νυν ηυζυρυνδα, κενδισινε ιζιν ϖερδιðι κιμσεδεν βα⎭κασ⎬ν⎬ν ⎭εφαατι βιρ φαψδα ϖερμεζ. Ονλαρ⎬ν καλπλερινδεν κορκυ γιδεριλινχε: “Ραββινιζ νε βυψυρδυ?” δεδιλερ. (Ονλαρ δα) “Ηακκ⎬ βυψυρδυ.” δεδιλερ. ςε Ο, ℜλι’διρ (⎜οκ ψ⎫χε), Κεβιρ’διρ (⎜οκ β⎫ψ⎫κ). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17

227

-

ve lâ tenfeu eþ þefâatu inde-hû illâ li men ezine lehu hattâ izâ fuzzia an kulûbi-him kâlû mâzâ kâle rabbu-kum kâlû

: : : : : : : : : : : : : : : : :

ve fayda vermez þefaat onun yanýnda, katýnda, huzurunda ancak, den baþka için kim, kimse(ler) izin verdi ona hatta, olunca olduðu zaman dehþete kapýldý onlarýn kalplerinden dediler ne dedi sizin Rabbiniz dediler

227


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 23

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 432

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

18 19 20 21

-

el hakka ve huve el aliyyu el kebîru

: : : :

hak ve o âli, çok yüce kebir, çok büyük

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Âyet-i kerimeye göre; Allah’ýn huzurundaki þefaat, devrin imamýnýn þefaatidir. Þefaat, günahlarýn sevaba çevrilmesidir. Nisa Suresinin 64. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ, bu þefaati, Allah’ýn maðfireti olarak anlatýyor: 4/NÝSA-64: Ve mâ erselnâ min resûlin illâ li yutâa bi iznillâh(iznillâhi), ve lev ennehum iz zalemû enfusehum câûke festagferûllâhe vestagfere lehumur resûlu le vecedûllâhe tevvâben rahîmâ(rahîmen). Biz, resûlleri ancak Allah’ýn izniyle, kendilerine itaat edilsin diye göndeririz. Onlar, nefslerine zulmettikleri zaman eðer sana gelselerdi ve Allah’tan maðfiret dileselerdi, Resûl de onlar için maðfiret dileseydi; Allah’ý tövbeleri (sahâbenin tövbesini ve Resûlün maðfiretini) kabul eden ve rahmet gönderici olarak bulurlardý. Allahû Tealâ, Allah’a ulaþmayý diledikleri zaman sahâbenin günahlarýný örtmüþtür. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in talebi üzerine de bu âyet-i kerimeye göre sevaba çevirmiþtir. Ama kiþiler tâbî olmasalardý, kendi kendilerine günahlarýnýn affedilmesi için talepte bulunsalardý bir kýsým günahlarýný Allah belki affederdi, belki etmezdi. Allah’ýn huzurunda, sadece kendisine izin verilen kiþinin yani Devrin Ýmamý’nýn þefaati söz konusudur. O da ancak kiþinin irþad makamýna ulaþýp önünde tövbe etmesiyle mümkündür. O zaman Devrin Ýmamý’nýn ruhu kiþinin baþýnýn üzerine gelerek Allah’a ulaþma gününün geldiðini teblið eder. Arþýn sahibi olan Allah, günahlarý sevaba çevirir ve dereceleri yükseltilir: 40/MU’MÝN-15: Refîud derecâti zul arþ(arþi), yulkýr rûha min emrihî alâ men yeþâu min ýbâdihî li yunzire yevmet telâk(telâký). Dereceleri yükselten ve arþýn sahibi olan Allah, kullarýndan (Kendisine ulaþtýrmayý) dilediði kiþinin (Allah’a ulaþmayý dilediði için Allah’ýn da Kendisine ulaþtýrmayý dilediði kiþinin) üzerine (baþýnýn üzerine) Allah’a ulaþma gününün geldiðini (o kiþinin ruhuna) ihtar etmek için, emrinden (Allah’ýn emrini teblið edecek) bir ruh (devrin imamýnýn ruhunu) ulaþtýrýr.

228

228


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 24

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 432

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

= ¢é£Ü¨ Ûa ¡3¢Ó 6¡¤‰ ü¤a ë ¡pa ì¨à £Ûa å¡ß ¤á¢Ø¢Ó¢‹¤Š í ¤å ß ¤3¢Ó §åî©j¢ß §4 5 ™ ó©Ï ¤ë a ô¦†¢ç ó¨Ü È Û ¤á¢×b £í¡a ¤ë a ¬b£ã ¡a ë Kul men yerzukukum mines semâvâti vel ard(ardý), kulillâhu ve innâ ev iyyâkum le alâ huden ev fî dalâlin mubîn(mubînin).

Δε κι: “Γ⎞κλερδεν ϖε ψερδεν σιζι ρ⎬ζ⎬κλανδ⎬ραν κιμ?” “Αλλαη” δε. ςε μυηακκακ κι βιζ ϖεψα σιζ, μυτλακα ψα ηιδαψετ ⎫ζερινδεψιζ ϖεψα απα⎜⎬κ δαλ®λετ ⎫ζερινδε. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15

-

kul men yerzuku-kum min es semâvâti ve el ardý kulillâhu (kul allâhu) ve innâ ev iyyâ-kum le alâ huden ev fî dalâlin mubînin

: : : : : : : : : : : : : : :

de kim sizi rýzýklandýrýr semalardan, göklerden ve arz, yer "Allah" de ve muhakkak (ki) biz veya siz, size elbette, mutlaka hidayet üzerinde veya içinde dalâlet apaçýk

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Sadece 2 tane alternatiften bahsediyor Allahû Tealâ burada. Son derece açýk: Dalâlet ve hidayet. Unutmayalým ki, Allah’a ulaþmayý dilemeyen hiç kimse, hidayet üzere olamaz. O, ebediyyen dalâlette kalmaya mahkûmdur. Dalâletten kurtulanlar, Allah’a ulaþmayý dileyenlerdir. Diledikleri anda Allah onlarýn kalplerindeki bu talebi iþitir, bilir ve görür. Bu iþ olduðu anda da o kiþilerin üzerindeki hükmünü ifa eder Allahû Tealâ. Yani Rahîm esmasýyla kiþiye tecelli etmeye baþlar. Bu tecelliyle kör, saðýr, dilsiz, idraksiz olan bu kiþi gören, iþiten, idrak eden bir hüviyet kazanýr ve kiþinin bütün günahlarý da örtülür. Hidayet üzere olan kiþi 1. kat cennetin mutlaka sahibi olur. Dalâletten de küfürden de þirkten de taguta kul olmaktan da tagutun dostu olmaktan da kurtulur. Artýk o, Kur’ân’a göre kâfir hüviyetinde birisi deðildir. Allah’a dost olmuþtur, kul olmuþtur. Mü’min olmak þerefine ermiþtir.

229

229


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 25

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 432

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

b ä¤ß Š¤u a ¬b £à Ç æì¢Ü ÷¤¢m ü ¤3¢Ó æì¢Ü à¤È m b £à Ç

¢3 ÷¤¢ã ü ë

Kul lâ tus’elûne ammâ ecremnâ ve lâ nus’elu ammâ ta’melûn(ta’melûne).

Δε κι: “Βιζιμ ψαπτ⎬ð⎬μ⎬ζ χ⎫ρ⎫μλερδεν (συ⎜λαρδαν) σιζ σοργυλανμαζσ⎬ν⎬ζ. ςε βιζ (δε) σιζιν ψαπτ⎬κλαρ⎬ν⎬ζδαν σοργυλανμαψ⎬ζ.” 1 2 3 4 5 6 7

-

kul lâ tus'elûne ammâ (an mâ) ecremnâ ve lâ nus'elu ammâ (an mâ) ta'melûne

: : : : : : :

de siz sorulamazsýnýz, sorgulanmazsýnýz þeylerden biz cürüm yaptýk, suç iþledik ve biz sorulmayýz, sorgulanmayýz þeylerden siz yapýyorsunuz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Herkesin kendi iþlediði günahlar, cürümler kendisine aittir. Hiçbir zaman baþkasýna nakledilemez. Allah’ýn adaleti, anýnda tecelli eder. Kim bir cürüm iþlerse derecat kaybeder ama kime karþý suç iþlemiþse o kiþinin amel defterine de cürmü kadar sevap yazýlýr.

230

230


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 26

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 432

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

b ä ä¤î 2 ¢| n¤1 í £á¢q b 䢣2 ‰ b ä ä¤î 2 ¢É à¤v í ¤3¢Ó ¢áî©Ü ȤÛa ¢b £n 1¤Ûa ì¢ç ë 6 ¡£Õ z¤Ûb¡2 Kul yecmeu beynenâ rabbunâ summe yeftehu beynenâ bil hakk(hakký), ve huvel fettâhul alîm(alîmu).

Δε κι: “Ραββιμιζ βιζι βιραραδα τοπλαψαχακ. Σονρα ηακ ιλε βιζιμ αραμ⎬ζ⎬ α⎜αχακ (η⎫κ⎫μ ϖερεχεκ).” ςε Ο, Φετταη’τ⎬ρ (ηακ ιλε η⎫κμεδεν) ϖε ℜλιμ’διρ (εν ιψι βιλεν). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

kul yecmeu beyne-nâ rabbu-nâ summe yeftehu beyne-nâ bi el hakký ve huve el fettâhu el alîmu

: : : : : : : : : : : :

de toplar, toplayacak bizim aramýzda, bizim aramýzý bizim Rabbimiz sonra fethedecek, açacak, hüküm verecek bizim aramýzda, bizim aramýzý ile Hak ve o açan, hükmeden, fetheden âlim olan, en iyi bilen

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hak ile bâtýlýn arasýný ayýrarak gerçeði, hakký tahakkuk ettiren, hakkýn kapýsýný açan, böylece hakký yerine getiren, bâtýlý yok eden Allah’týr. Nasýl geceyle gündüzden, birisi aydýnlýðý birisi karanlýðý temsil ederse, hak ile bâtýl da ayný standarttadýr. Birbirinin tamamen zýddýdýr. Haklýnýn hakkýný haklýya teslim etmek, kýst ile hükmetmektir. Allahû Tealâ da, hakký bâtýldan ayýrarak, hak ile bâtýlýn arasýný açarak, hakký yerine getiriyor. Hak ile hükmetmiþ oluyor. Ýnsanlar kýst ile; Allah ise hak ile hükmeder.

231

231


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 27

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 432

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

õ¬b × Š¢( ©é¡2 ¤á¢n¤Ô z¤Û a åí ©ˆ £Ûa ó¡ã뢉 a ¤3¢Ó ¢áî©Ø z¤Ûa ¢Œí©Œ ȤÛa ¢é ¨£ÜÛa ì¢ç ¤3 2 6 £5 × Kul erûniyellezîne elhaktum bihî þurekâe kellâ, bel huvallahul azîzul hakîm(hakîmu).

Δε κι: “Ορτακλ⎬ðα ιληακ (δαηιλ) εττιðινιζ ορτακλαρ⎬ (Αλλαη’α ⎭ιρκ κο⎭τυðυνυζ πυτλαρ⎬) βανα γ⎞στεριν. Ολαμαζ, ηαψ⎬ρ (ονλαρ Αλλαη’α ορτακ ολαμαζλαρ). Ο Αλλαη κι Αζ⎩ζ’διρ (⎫στ⎫ν, ψ⎫χε), Ηακ⎩μ’διρ (η⎫κ⎫μ ϖε ηικμετ σαηιβι). 1 - kul : erûniyellezîne (erûniye ellezîne) 2 - erûniye : 3 - ellezîne : 4 - elhaktum : 5 - bi-hi : 6 - þurekâe : 7 - kellâ : 8 - bel : 9 - huvallahu (huve allahu) : 10 - el azîzu : 11 - el hakîmu :

de bana gösterin onlar siz ilhak ettiniz, dahil ettiniz ona þerikler, ortaklar hayýr, olamaz hayýr, bilâkis o Allah ki azîz, üstün, yüce hüküm ve hikmet sahibi

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kýyâmet günü elleriyle yaptýklarý putlara tapanlara bu sözler söyleniyor.

232

232


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 28

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 432

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

a¦Ší© ˆ ã ë a¦Šî,©' 2 ¡b £äÜ¡Û ¦ò £Ï¬b × £ü¡a Úb ä¤Ü ¤‰ a ¬b ß ë æì¢à Ü¤È í ü ¡b £äÛa Š r¤× a £å¡Ø¨Û ë Ve mâ erselnâke illâ kâffeten lin nâsi beþîren ve nezîren ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemûn(ya’lemûne).

ςε Βιζ, σενι (κ®ιναττακι) ινσανλαρ⎬ν ηεπσι ι⎜ιν μ⎫ϕδελεψιχι ϖε νεζιρ (υψαρ⎬χ⎬) ολμανδαν βα⎭κα βιρ ⎭εψ ι⎜ιν γ⎞νδερμεδικ. Φακατ ινσανλαρ⎬ν ⎜οðυ βιλμεζλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

ve mâ erselnâ-ke illâ kâffeten li en nâsi beþîren ve nezîren ve lâkinne eksere en nâsi lâ ya'lemûne

: : : : : : : : : :

ve seni göndermedik ancak, den baþka bütün, hepsi insanlar için müjdeleyici ve nezir, uyarýcý ve lâkin, fakat daha çok, çoðu insanlar bilmiyorlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Uyarmak ve müjdelemek, peygamberliðin de resûllüðün de temel faktörüdür. Allah âmenû olanlarý müjdelemek, geri kalanlarý uyarmak için resûller göndermiþtir. Fakat insanlarýn çoðu bilmezler. Her devirde böyle olmuþtur. Allahû Tealâ’nýn sadece nebîler deðil, her kavme gönderdiði resûller de (ki bütün zaman parçalarýnda bütün kavimlerde resûller vardýr) hep insanlar tarafýndan inkâr edilmiþlerdir. Allahû Tealâ Peygamberimiz’i baþka bir þey için deðil, bütün âlemlere rahmet olmasý için göndermiþtir. Öyleyse Allahû Tealâ’nýn rahmet müessesesi, Peygamber Efendimiz (S.A.V) vasýtasýyla sadece Arap kavmine deðil, bu dünyaya deðil, bütün kâinatadýr.

233

233


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 29

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 432

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

¢†¤Ç ì¤Ûa a ˆ¨ç ó¨n ß æì¢Ûì¢Ô í ë åî©Ó¡…b • ¤á¢n¤ä¢× ¤æ¡a Ve yekûlûne metâ hâzel va’du in kuntum sâdikîn(sâdikîne).

ςε “Εðερ σαδ⎬κλαρ (δοðρυ σ⎞ψλεψενλερ) ισενιζ βυ ϖααδ (κ⎬ψ®μετ) νε ζαμαν?” δερλερ.

1 2 3 4 5 6 7

-

ve yekûlûne metâ hâzâ el va'du in kuntum sâdikîne

: : : : : : :

ve diyorlar, derler ne zaman bu vaad eðer siz oldunuz sadýk olanlar, doðru söyleyenler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kýyâmetin vaadi bütün peygamberlerden her zaman sorulmuþtur. Ve Allahû Tealâ bu suali Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e de sorduklarýný bir defa daha teyid ediyor Kur’ân-ý Kerim’de.

234

234


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 30

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 432

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

æ뢊¡¤b n¤ m ü §â¤ì í ¢…b Èî©ß ¤á¢Ø Û ¤3¢Ó ; æì¢ß ¡†¤Ô n¤ m ü ë ¦ò Çb  ¢é¤ä Ç Kul lekum mîâdu yevmin lâ teste’hirûne anhû sâaten ve lâ testakdimûn(testakdimûne).

Δε κι: “Σιζιν ι⎜ιν (βελιρλενεν) γ⎫ν⎫ν ζαμαν⎬νδαν, βιρ σαατ (δαηι) τεηιρ ϖε τακδιμ εδεμεζσινιζ (γεχικτιρεμεζσινιζ ϖεψα ⎞νε αλαμαζσ⎬ν⎬ζ).” 1 2 3 4 5 6 7 8

-

kul lekum mîâdu yevmin lâ teste'hirûne an-hu sâaten ve lâ testakdimûne

: : : : : : : :

de sizin için (belirlenmiþ) zaman (bir) gün tehir edemezsiniz, geciktiremezsiniz, erteleyemezsiniz ondan bir saat ve takdim edemezsiniz, öne alamazsýnýz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kýyâmet zamaný, Allahû Tealâ’nýn tayin ettiði zamandýr. Ve bir noktadan çýkýp kâinatý yaratan bütün nötrinolarýn ait olduklarý gezegenlere doðru yola çýktýklarý anda baþlayan zaman, bu hareket devam ettiði sürece devam edecektir. Allahû Tealâ gezegenlere verdiði kinetik enerjiyle gezegenlerin arasýný açmaya, kâinatý büyütmeye baþlýyor. Yani bir tek noktadan ayrýlanlar, ayrýlmaya devam ediyorlar. Bu ayrýlma devam ettiði sürece de zaman hep var olacaktýr. Ama bir gün kinetik enerji sona erecek, o zaman gezegenler duracak. Bütün dengeler bozulacaðý için, hünnes ve künnes kanunlarý bozulacaðý için birleþmeler tahakkuk etmeye baþlayacak. Dünya’yla Güneþ, Dünya’yla Ay birleþecek ve gravitasyon sebebiyle küçülme baþlayacak. Bu baþlama noktasý kýyâmetin kopuþ noktasýdýr. Ve o gün mutlaka gelecektir. Allah’ýn gezegenleri oradaki kinetik enerjinin kâinatý büyütmesi olayý sonsuza kadar devam etmeyecektir. O günü bir saat bile takdim veya tehir etmek asla mümkün olamaz.

235

235


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 31

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 432

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

¡æ¨a¤Š¢Ô¤Ûa a ˆ¨è¡2 å¡ß¤ ªì¢ã ¤å Û a뢊 1 × åí ©ˆÛ£ a 4b Ó ë £ Ûa ¡‡¡a ô¬¨Š m ¤ì Û ë 6¡é¤í † í å¤î 2 ô©ˆ Û£ b¡2 ü ë æì¢à¡Ûb Ä

ó¨Û¡a ¤á¢è¢š¤È 2 ¢É¡u¤Š í 7 ¤á¡è¡£2 ‰ †¤ä¡Ç æì¢Ïì¢Ó¤ì ß aì¢1¡È¤š¢n¤a åí ©ˆÛ£ a ¢4ì¢Ô í 7 4¤ì Ô¤Ûa? §œ¤È 2 åî©ä¡ß¤ªì¢ß b ä£ ¢Ø Û ¤á¢n¤ã a ¬ü ¤ì Û a뢊 j¤Ø n¤a åí ©ˆÜ£ ¡Û Ve kâlellezîne keferû len nû’mine bi hâzel kur’âni ve lâ billezî beyne yedeyh(yedeyhi), ve lev terâ iziz zâlimûne mevkûfûne inde rabbihim, yerciu ba’duhum ilâ ba’dýnil kavl(kavle), yekûlullezînestud’ifû lillezînestekberû lev lâ entum le kunnâ mûminîn(mûminîne).

ςε κ®φιρλερ: “Βυ Κυρ’®ν’α ϖε ελλερι αρασ⎬νδακινε (⇑νχιλ’ε) ασλα ινανμαψ⎬ζ.” δεδιλερ. Ραβ’λερινιν ηυζυρυνδα ζαλιμλερι τεϖκιφ εδιλδικλερι (τυτυκλανδ⎬κλαρ⎬) ζαμαν γ⎞ρσεν. Βιρβιρλερινε λ®φ αταρλαρ. Ζααφα υðρατ⎬λανλαρ (ηακιρ γ⎞ρ⎫λενλερ), κιβιρλενενλερε: “Εðερ σιζ ολμασαψδ⎬ν⎬ζ, βιζ μυηακκακ μ⎫’μινλερ ολυρδυκ.” δερλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8

236

-

ve kâle ellezîne keferû len nû'mine bi hâzâ el kur'âni ve lâ bi ellezî

: : : : : : : :

ve dedi onlar inkâr ettiler asla inanmayýz buna Kur'ân ve olmaz ona

236


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 31

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 432

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢ 9 - beyne yedeyhi 10 - ve lev 11 - terâ iziz zâlimûne (iz ez zâlimûne) 12 - iz 13 - ez zâlimûne 14 - mevkûfûne 15 - inde 16 - rabbi-him 17 - yerciu 18 - ba'du-hum 19 - ilâ ba'dýn 20 - el kavle yekûlullezînestud'ifû (yekûlu ellezîne istud'ifû) 21 - yekûlu 22 - ellezîne 23 - istud'ifû lillezînestekberû (li ellezîne istekberû) 24 - li ellezîne 25 - istekberû 26 - lev lâ entum 27 - le kun-nâ 28 - mû'minîne

: : :

elleri arasýnda, önlerinde ve þâyet, eðer görürsün

: : : : : : : : :

olduðu zaman zalimler, zulmedenler tevkif edilenler, tutuklananlar yanýnda, huzurunda onlarýn Rabbi (Rab'leri) dönerler onlarýn bir kýsmý bir kýsmýna, diðerlerine söz, lâf

: : :

der onlar zaafa uðratýlanlar, hakir görülenler

: : : : :

onlara büyüklük tasladýlar, kibirlendiler eðer sizler olmasaydýnýz biz mutlaka olurduk mü'minler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kýyâmet günü ne yazýk ki iþ iþten geçmiþtir. Dîn âlimleri Ýslâm’ýn 5 þartýnýn kendilerini cehennemden kurtaracaðýný zannettikleri için, insanlarý Allah’ýn yoluna çaðýracak yerde, onlarýn bu 5 þartý uygulayarak cehenneme gitmesine sebep olmaktadýrlar. Ne yazýk ki, her devirde ayný þey olmuþtur. Bugün artýk Allah’a ulaþmayý dilemek kavramý tamamen kaybolmuþtur. Peygamber Efendimiz (S.A.V) zamanýnda yahudiler ve hristiyanlarýn (%90’dan fazlasý) pekçoðu Allah’a ulaþmayý dilemiyorlardý. Ama hem hristiyanlarýn hem yahudilerin arasýnda %10’dan daha küçük bir topluluk, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e âyetler indikçe büyük mutluluk duyuyorlardý. Gözyaþlarýyla, biz nasýl bu âyetlere inanmayýz, diyorlardý. 34/SEBE-6: Ve yerellezîne ûtûl ýlmellezî unzileileyke min rabbike huvel hakka ve yehdî ilâ sýrâtýl azîzil hamîd(hamîdi). Ve kendilerine ilim verilenler, sana Rabbinden indirilenin hak olduðunu ve onun Azîz (ve) Hamîd Olan’ýn (Allah’ýn) yoluna (Allah’a ulaþtýran Sýratý Mustakîm’e) hidayet ettiðini (ulaþtýrdýðýný) görüyorlar.

237

237


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 32

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 433

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

a¬ì¢1¡È¤š¢n¤a åí ©ˆ £Ü¡Û a뢊 j¤Ø n¤a åí ©ˆ £Ûa 4b Ó †¤È 2 ô¨†¢è¤Ûa ¡å Ç ¤á¢×b 㤅 † • ¢å¤z ã a åî©ß¡Š¤v¢ß ¤á¢n¤ä¢× ¤3 2 ¤á¢× õ¬b u ¤‡¡a Kâlellezînestekberû lillezînestud’ifû e nahnu sadednâkum anil hudâ ba’de iz câekum bel kuntum mucrimîn(mucrimîne).

Κιβιρλενενλερ, ζααφα υðρατ⎬λανλαρα: “Σιζλερε ηιδαψετ γελδικτεν σονρα, ηιδαψεττεν σιζλερι βιζ μι ενγελλεδικ? Ηαψ⎬ρ, σιζ (κενδινιζ) μ⎫χριμλερδινιζ (συ⎜λυλαρδ⎬ν⎬ζ).” δεδι(λερ).

1 - kâle 2 - ellezîne 3 - istekberû lillezînestud'ifû (li ellezîne istud'ifû) 4 - li ellezîne 5 - istud'ifû 6 - e 7 - nahnu

238

: : :

dedi onlar büyüklük tasladýlar, kibirlendiler

: : : :

onlara zaafa uðratýldýlar, hakir görüldüler mi biz

238


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 32

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 433

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

8 9 10 11 12 13 14

-

sadednâ-kum an el hudâ ba'de iz câe-kum bel kuntum mucrimîne

: : : : : : :

biz sizi engelledik, mani olduk hidayetten sonra size geldiði zaman hayýr, bilâkis siz oldunuz, idiniz cürüm iþleyenler, suçlular

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Zaafa uðratýlanlar da güçlü olanlar da birbirlerini suçluyorlar. Baþkalarýna ya da kiþinin kendisine karþý suç iþlemesi, Allahû Tealâ’nýn indinde derecat kaybýna sebep olur. Ýnsanlar ya kimsenin tesirinde kalmadan Allah’a ulaþmayý dilemezler ve Allah’ýn yoluna girmezler ya da Allah’a ulaþmayý dilemek isterler. Ama dînin yani, Kur’ân hakikatlerinin karþýsýnda olanlar, “Allah’a ulaþmayý dilemek ve insan ruhunun Allah’a ulaþmasý diye bir þey yoktur, hidayet doðru yoldur, Allah’a ulaþmak deðildir.” þeklindeki ifadelerle insanlarýn hidayetine mani olurlarsa iþte onlar zaafa uðratanlardýr. Onlara kanarak Allah’a ulaþmayý dilemeyenler de zaafa uðratýlmýþ olanlardýr. Cehenneme girenler þöyle diyeceklerdir: 33/AHZAB-67: Ve kâlû rabbenâ innâ ata’nâ sâdetenâ ve kuberâenâ fe edallûnes sebîl(sebîlâ). Cehennemde olanlar derler ki: “Yarabbi, muhakkak ki biz, sâdatlarýmýza (dînde ileri gidenlerimize) ve küberamýza (büyüklerimize) itaat ettik. Ve böylece Senin yolundan (Sýratý Mustakîm’inden) saptýk. 33/AHZAB-68: Rabbenâ âtihim dý’feyni minel’azâbi vel’anhum la’nen kebîrâ(kebîren). Rabbimiz, onlara iki kat azap ver ve onlarý büyük bir lânetle lânetle. Açýk bir þeklide birtakým insanlar baþka insanlarýn hidayetine mani olmak istikametinde bir gayretin sahipleridir. Bu âyet yani Sebe-32, kibirlenenlerin zaafa uðrattýklarýna, yani cehenneme gitmelerine sebep olduklarý kiþilere cehennemde söyleyeceklerini anlatýyor. Ahzab-67 ve 68 ise aldatýlanlarýn cehennemde Allah’a söyleyeceklerini ihtiva ediyor.

239

239


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 33

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 433

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

¡3¤î £Ûa ¢Š¤Ø ß ¤3 2 a뢊 j¤Ø n¤a åí©ˆ £Ü¡Û aì¢1¡È¤š¢n¤a åí©ˆ £Ûa 4b Ó ë 3 Ȥv ã ë ¡é¨£ÜÛb¡2 Š¢1¤Ø ã ¤æ a ¬b ä ã뢊¢ß¤b m ¤‡¡a ¡‰b è £äÛa ë 6 la ˆ ȤÛa a¢ë a ‰ b £à Û ò ßa † £äÛa a뢣Š  a ë 6a¦…a †¤ã a ¬¢é Û 6 a뢊 1 × åí ©ˆ £Ûa ¡Öb ä¤Ç a ó¬©Ï 4 5¤Ë ü¤a b ä¤Ü È u ë æì¢Ü à¤È í aì¢ãb × b ß £ü¡a æ¤ë Œ¤v¢í ¤3 ç Ve kâlellezînestud’ifû lillezînestekberû bel mekrul leyli ven nehâri iz te’murûnenâ en nekfure billâhi ve nec’ale lehû endâdâ(endâden), ve eserrûn nedâmete lemmâ raevûl azâb(azâbe), ve cealnel aglâle fî a’nâkýllezîne keferû, hel yuczevne illâ mâ kânû ya’melûn(ya’melûne).

ςε ζααφα υðρατ⎬λανλαρ (ηακιρ γ⎞ρ⎫λενλερ), κιβιρλενενλερε: “Ηαψ⎬ρ, (ι⎭ινιζ) γεχε ϖε γ⎫νδ⎫ζ ηιλε ιδι. Βιζε Αλλαη’⎬ ινκ®ρ ετμεμιζι ϖε Ο’να πυτλαρ⎬ ε⎭λερ κο⎭μαμ⎬ζ⎬ εμρεδιψορδυνυζ.” δεδιλερ. Αζαβ⎬ γ⎞ρδ⎫κλερι ζαμαν πι⎭μανλ⎬κλαρ⎬ν⎬ σακλαρλαρ (ι⎜ιν ι⎜ιν πι⎭μαν ολυρλαρ). ⇑νκ®ρ εδενλεριν βοψυνλαρ⎬να ηαλκαλαρ (ζινχιρλερ) γε⎜ιρδικ. Ονλαρ ψαπτ⎬κλαρ⎬νδαν βα⎭κα βιρ ⎭εψλε μι χεζαλανδ⎬ρ⎬λ⎬ρλαρ? 1 - ve kâlellezînestud'ifû (kâle ellezîne istud'ifû) 2 - kâle 4 - ellezîne 4 - istud'ifû 5 - lillezîne (li ellezîne) 6 - estekberû 7 - bel 8 - mekru

240

:

ve

: : : : : : :

dedi onlar zaafa uðratýldýlar, hakir görüldüler onlara büyüklük tasladýlar, kibirlendiler hayýr hile, tuzak

240


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 33

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 433

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33

-

el leyli ve en nehâri iz te'murûne-nâ en nekfure bi allâhi ve nec'ale lehû endâden ve eserrû en nedâmete lemmâ raevû el azâbe ve cealnâ aglâle fî a'nâký ellezîne keferû hel yuczevne illâ mâ kânû ya'melûne

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

gece ve gündüz bize emrediyordunuz inkâr etmemizi Allah'ý ve kýlýyoruz, kýlarýz ona, ona eþler, dengi þeyler (putlar) ve gizlediler, sakladýlar piþmanlýklar olduðu zaman gördüler azap ve biz kýldýk, yaptýk halkalar, zincirler içine, … e boyunlar onlar inkâr ettiler, kâfir oldular mý cezalandýrýlýrlar den baþka þey oldular yapýyorlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bu âyette de Ahzab Suresinin 67 ve 68. âyet-i kerimelerindeki olayýn aynen cereyan ettiðini görmekteyiz: 33/AHZAB-67: Ve kâlû rabbenâ innâ ata’nâ sâdetenâ ve kuberâenâ fe edallûnes sebîl(sebîlâ). Cehennemde olanlar derler ki: “Yarabbi, muhakkak ki biz, sâdatlarýmýza (dînde ileri gidenlerimize) ve küberamýza (büyüklerimize) itaat ettik. Ve böylece Senin yolundan (Sýratý Mustakîm’inden) saptýk. 33/AHZAB-68: Rabbenâ âtihim dý’feyni minel’azâbi vel’anhum la’nen kebîrâ(kebîren). Rabbimiz, onlara iki kat azap ver ve onlarý büyük bir lânetle lânetle. O kibirlenen, büyüklenen dîn konusunun ileri gelenleri insanlara, Allah’a ulaþmayý dilemek, insan ruhunun Allah’a ulaþmasý diye bir þey yoktur, insanlarý Allah’a ulaþtýran kimse de yoktur. Size bunlarý anlatan bir sahtekârdýr, bir büyücüdür, bir delidir, diyorlar. Ve neticede bu kibirlenenler, zayýf olanlara dediklerini kabul ettiriyorlar ve onlarýn mü’min olmalarýný, Allah’ýn yoluna girmelerini engelliyorlar.

241

241


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 34

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 433

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

§Ší©ˆ ã ¤å¡ß §ò í¤Š Ó ó©Ï b ä¤Ü ¤‰ a ¬b ß ë ¬b à¡2 b £ã¡a = ¬b çì¢Ï Š¤n¢ß 4b Ó £ü¡a æ뢊¡Ïb × ©é¡2 ¤á¢n¤Ü¡¤‰¢a Ve mâ erselnâ fî karyetin min nezîrin illâ kâle mutrefûhâ innâ bimâ ursiltum bihî kâfirûn(kâfirûne).

ςε Βιζιμ νεζιρ γ⎞νδερμεδιðιμιζ ηι⎜βιρ ⎫λκε ψοκτυρ. Ηερ καρψενιν (⎫λκενιν) ρεφαη ι⎜ινδε ολανλαρ⎬ (ιλερι γελενλερι): “Μυηακκακ κι βιζ, σιζιν κενδισιψλε γ⎞νδεριλδιðινιζ ⎭εψι ινκ®ρ εδενλεριζ.” δεμεκτεν βα⎭κα βιρ ⎭εψ σ⎞ψλεμεδιλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

ve mâ erselnâ fî karyetin min nezîrin illâ kâle mutrefû-hâ innâ bimâ ursiltum bi-hi kâfirûne

: : : : : : : : : : : :

ve biz göndermedik içine, … e karye, belde, ülke bir nezir, uyarýcý den baþka, ancak, sadece dedi onun refah içinde olanlarý, ileri gelenleri muhakkak ki biz þeyi siz gönderildiniz onu, onunla inkâr edenler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Refah içinde olanlar Allah’ýn nezirine: “Sizin gönderildiðiniz þeyi yani Allah’ýn emrini, Allah’ýn yazdýrdýðý kitabý inkâr edenleriz” dediler.

242

242


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 35

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 433

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

¦üa ì¤ß a ¢Š r¤× a ¢å¤z ã aì¢Ûb Ó ë åî©2 £ˆ È¢à¡2 ¢å¤z ã b ß ë = a¦… ü¤ë a ë Ve kâlû nahnu ekseru emvâlen ve evlâden ve mâ nahnu bi muazzebîn(muazzebîne).

ςε “Βιζ, μαλ ϖε εϖλ®τ ολαρακ δαηα ⎜οðυζ. ςε βιζ, αζαπ εδιλεχεκ ολανλαρ δεðιλιζ.” δεδιλερ.

1 2 3 4 5 6 7

-

ve kâlû nahnu ekseru emvâlen ve evlâden ve mâ nahnu bi muazzebîne

: : : : : : :

ve dediler biz daha çok mallar (mal olarak) ve çocuklar (evlât olarak) ve biz deðiliz azap edilecek olanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýnkâr eden insanlar: “Kýyâmet günü insanýn cehenneme gitmesi diye bir þey yok. Biz azap edilenlerden olmayacaðýz. Bizim malýmýz da sizden fazla olduðundan bizim için cehennem söz konusu deðil.” diyorlar.

243

243


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 36

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 433

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

¤å à¡Û Ö¤‹¡£ŠÛa ¢Á¢¤j í ó©£2 ‰ £æ¡a ¤3¢Ó £å¡Ø¨Û ë ¢‰¡†¤Ô í ë

¢õ¬b ' í

; æì¢à Ü¤È í ü ¡b £äÛa Š r¤× a Kul inne rabbî yebsutur rýzka limen yeþâu ve yakdiru ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemûn(ya’lemûne).

Δε κι: “Μυηακκακ κι βενιμ Ραββιμ, διλεδιðι κιμσεψε ρ⎬ζκ⎬ γενι⎭λετιρ ϖε τακδιρ εδερ (δαραλτ⎬ρ). ςε λ®κιν ινσανλαρ⎬ν ⎜οðυ βιλμεζλερ.” 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

kul inne rabbî yebsutu er rýzka li men yeþâu ve yakdiru ve lâkinne eksere en nâsi lâ ya'lemûne

: : : : : : : : : : : :

de muhakkak benim Rabbim geniþletir rýzýk o kimseye diler ve takdir eder, daraltýr ve lâkin, fakat daha çok, çoðu insanlar bilmiyorlar, bilmezler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah dilediði kimsenin rýzkýný basteder (geniþletir) (El Basit), dilediði kimsenin rýzkýný daraltýr (El Kabiz; kabzeden, daraltan). Burada Allah takdir eder (daraltýr) ifadesini kullanmýþ. 99 Esma-ül Hüsna’nýn birbirine zýt ikisi El Basit (basteden: geniþleten), El Kabid (kabzeden: daraltan)dýr.

244

244


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 37

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 433

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

ó©n £Ûb¡2 ¤á¢×¢… ü¤ë a ¬ ü ë ¤á¢Ø¢Ûa ì¤ß a ¬b ß ë å ߨa ¤å ß £ü¡a ó¬¨1¤Û¢‹ b ã †¤ä¡Ç ¤á¢Ø¢2¡£Š Ô¢m ¤á¢è Û

Ù¡÷¬¨Û¯ë¢b Ï 9 b¦z¡Ûb • 3¡à Ç ë

¤á¢ç ë aì¢Ü¡à Ç b à¡2 ¡Ñ¤È¡£šÛa ¢õ¬a Œ u æì¢ä¡ß¨a

¡pb Ï¢Š¢Ì¤Ûa ó¡Ï

Ve mâ emvâlukum ve lâ evlâdukum billetî tukarribukum indenâ zulfâ illâ men âmene ve amile sâlihan fe ulâike lehum cezâud dý’fi bimâ amilû ve hum fîl gurufâti âminûn(âminûne).

ςε σιζιν μαλλαρ⎬ν⎬ζ ϖε εϖλ®τλαρ⎬ν⎬ζ κατ⎬μ⎬ζδα σιζι, Βιζε ψακλα⎭τ⎬ραχακ ψ⎫κσεκ δεðερε σαηιπ δεðιλδιρ. ℜμεν⎦ ολαν ϖε σαλιη αμελ (νεφσ τεζκιψεσι) ψαπανλαρ ηαρι⎜. ⇑⎭τε ονλαρ, ονλαρ ι⎜ιν αμελλερι σεβεβιψλε κατ κατ μ⎫κ®φατ ϖαρδ⎬ρ. ςε ονλαρ, ψ⎫κσεκ μακαμλαρδα εμιν (εμνιψεττε) ολανλαρδ⎬ρ. 1 2 3 4 5

245

-

ve mâ emvâlu-kum ve lâ evlâdu-kum billetî (bi elletî)

: : : : :

ve deðil sizin mallarýnýz ve deðil sizin evlâtlarýnýz ki o

245


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 37

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 433

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21

-

tukarribu-kum inde-nâ zulfâ illâ men âmene ve amile sâlihan fe ulâike lehum cezâu ed dý'fi bimâ amilû ve hum fî el gurufâti âminûne

: : : : : : : : : : : : : : : :

sizi yakýnlaþtýrýr, yaklaþtýrýr bizim katýmýz, huzurumuz mertebe, yüksek derece, yüksek deðer den baþka, hariç kimse âmenû oldu, hayattayken Allah'a ulaþmayý diledi ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaptý iþte onlar onlar için, onlar için vardýr ceza, karþýlýk, mükâfat kat kat sebebiyle yaptýlar ve onlar yüksek yerlerde, yüksek makamlarda emin olanlar, emniyette olanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm O zamanlar evlâdýn çok olmasý insanlarý kýymetli kýlarmýþ. Çocuklarýnýn sayýsýyla yarýþýrlarmýþ. Ve de çocuðu fazla olanlar, arazisi fazla olanlar, mülkü fazla olanlar, ötekilere afur tafur ederlermiþ. Allahû Tealâ için böyle bir þey geçerli deðildir, Allah’ýn katýnda kýymetli olanlar âmenû olan ve salih amel yapanlardýr. Burada 1. kademeden, 7. kademedeki son âmenû oluþa kadar hepsi anlatýlmaktadýr. Salih amel, 3. safhadan baþlayan 7. safhanýn sonuna kadar giden bir nefs tezkiyesi ve tasfiyesidir. Tasfiyeden sonra da 19 kademe nefsin kalbinin müzeyyen olmasýdýr. Salih amel demek nefsi ýslâh edici amel demektir. Nefs tezkiyesi, zikir yoluyla yapýlan nefsin yarýdan fazla arýnmasýdýr. Zikrin yani Allah kelimesinin “Allah, Allah, Allah, Allah” diye tekrarýnýn oluþturduðu þifre Allah’ýn katýndan rahmet, fazl ve salâvât isimli nurlarý getirir. Kiþinin kalbine ulaþan bu nurlar, Allah’ýn göðüsten yardýðý yarýktan geçerek kalbe ulaþýrlar ve nefsin kalbinin içine girerler. Nefsin kalbindeki îmân kelimesinin etrafýnda bu rahmet, fazl ve salâvâttan fazýllar toplanmaya baþlar. Toplandýkça nefsin afetleri kapý dýþarý edilmiþ olur. Çünkü saðlam bir zeminde, îmân kelimesinin etrafýnda toplanmýþlardýr ve daðýlmalarý da mümkün deðildir. Ve nefsin kalbi giderek fazýllar tarafýndan iþgal edilir. Nefsin kalbi %98 fazl ve %2 rahmet olmak üzere tamamen Allah’ýn nurlarýyla dolarsa o nefs, tezkiyeden sonra tasfiye de oldu demektir. Ama bu da yetmez. Daha 19 kademe nefsin kalbinin müzeyyen olmasý gerekir. O zaman hepsi nefsin kalbinin tamamen nurlarla dolmasý ile gerçekleþen ulûl’elbab, ihlâs ve salâh makamlarýna ulaþýlýr. Allahû Tealâ bu makamlarýn sýrayla herbiri daha çok mükâfatý gerektirdiði için “Ýþte onlar için amelleri sebebiyle kat kat mükâfat vardýr.” diyor. Ve yüksek makamlar (ulûl’elbab makamý, ihlâs makamý, salâh makamý) onlar içindir.

246

246


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 38

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 433

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

åí©Œ¡ub 颧 b ä¡mb í¨a ó¬©Ï æ¤ì Ȥ í åí ©ˆ £Ûa ë æ뢊 š¤z¢ß ¡la ˆ ȤÛa ó¡Ï Ù¡÷ ¬¨Û¯ë¢a Vellezîne yes’avne fî âyâtinâ muâcizîne ulâike fîl azâbi muhdarûn(muhdarûne).

ςε ®ψετλεριμιζι αχιζ (η⎫κ⎫μσ⎫ζ) β⎬ρακμακ ι⎜ιν ⎜αλ⎬⎭ανλαρ, ι⎭τε ονλαρ αζαπ ι⎜ινδε (αζαβ⎬ν δαηα κ⎞τ⎫σ⎫ ι⎜ιν) ηαζ⎬ρ βυλυνανλαρδ⎬ρ. 1 2 3 4 5 6 7 8

-

ve ellezîne yes'avne fî âyâti-nâ muâcizîne ulâike fî el azâbi muhdarûne

: : : : : : : :

ve onlar çalýþýrlar âyetlerimiz konusunda, hakkýnda aciz býrakanlar iþte onlar içinde azap hazýr bulunanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Birtakým insanlar Allah’ýn âyetleri hakkýnda savaþ vererek onlarý aciz hale getirmek isterler. Ruh vücuttan ayrýlýnca fizik vücudun öleceðini söylerler. Ýþte bu, Allah’ýn âyetlerini boþa çýkarmak için gayret sarfetmektir. Çünkü Allahû Tealâ ruhun mutlaka ölmeden evvel Allah’a ulaþmasýný istiyor. Nerede Allah’ýn ruhu, vechi, nefsi ve iradeyi Allah’a teslim etmek þeklinde ifade edilen temel hedeflerine karþý çýkanlarý görürseniz, bilin ki onlar yanlýþ yoldadýrlar ve bu âyet-i kerimenin muhtevasýna girmektedirler. “Ýnsan ruhu ölmeden evvel Allah’a ulaþamaz.” diyenler, “Ýnsanla Allah arasýna kimse giremez.” diyenler, Allah’ýn söylediklerinin tam tersini söyleyerek insanlarý Allah’ýn yolundan alýkoyanlardýr. Onlarýn cezasý Rab’lerinin katýnda onlarý bekliyor.

247

247


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 39

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 433

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

¤å à¡Û Ö¤‹¡£ŠÛa ¢Á¢¤j í ó©£2 ‰ £æ¡a ¤3¢Ó ¬b ß ë 6 ¢é Û ¢‰¡†¤Ô í ë ©ê¡…b j¡Ç ¤å¡ß ¢õ¬b ' í 7 ¢é¢1¡Ü¤‚¢í ì¢è Ï §õ¤ó ( ¤å¡ß ¤á¢n¤Ô 1¤ã a åî©Ó¡‹a £ŠÛa ¢Š¤î  ì¢ç ë Kul inne rabbî yebsutur rýzka li men yeþâu min ibâdihî ve yakdiru leh(lehu), ve mâ enfaktum min þeyin fe huve yuhlifuh(yuhlifuhu), ve huve hayrur râzikîn(râzikîne).

Δε κι: “Μυηακκακ κι βενιμ Ραββιμ, κυλλαρ⎬νδαν διλεδιðι κιμσεψε ρ⎬ζκ⎬ γενι⎭λετιρ ϖε τακδιρ εδερ (δαραλτ⎬ρ). ςε βιρ ⎭εψ ινφ®κ εττιðινιζ (ϖερδιðινιζ) ζαμαν (ο τακτιρδε) Ο, ονυν καρ⎭⎬λ⎬ð⎬ν⎬ ϖεριρ.ςε Ο, ρ⎬ζ⎬κ ϖερενλεριν εν ηαψ⎬ρλ⎬σ⎬δ⎬ρ.

1 2 3 4 5 6 7

248

-

kul inne rabbî yebsutu er rýzka li men yeþâu

: : : : : : :

de muhakkak benim Rabbim geniþletir rýzýk o kimseye diler

248


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 39

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 433

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19

-

min ibâdi-hî ve yakdiru lehu ve mâ enfaktum min þey'in fe huve yuhlifu-hu ve huve hayru er râzikîne

: : : : : : : : : : : :

kullarýndan ve takdir eder, daraltýr ona ve ne infâk ettiniz bir þeyden o zaman o onun halefini, karþýlýðýný verir ve o hayýrlý rýzk verenler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Burada Allahû Tealâ’nýn dizayný kesin ve açýk olarak ortaya çýkmaktadýr. Allahû Tealâ kullarýn gerçek davranýþlarý açýsýndan onlarý deðerlendirir. Onlarýn kalbinden geçenleri de hesaba katar. Ve hakedenlerin rýzýklarýný geniþletir. Burada rýzký haketmek iki türlüdür. 1- Allah’ýn emrettiði þekilde hakedenler, “Bana dünyada da ahirette de ver ve beni imtihan et. Verdiklerininden bir kýsmýný emrettiðin hüviyetteki kiþilere (fakirlere vs) veriyor muyum, vermiyor muyum? Lâyýk deðilsem beni cezalandýr ama ben bu parayý istiyorum.” diyenlerdir. 2- Allah’ýn emretmediði þekilde hakedenler, “Bana para ver, helâl ver, haram ver nasýl verirsen ver. Ben nasýl istersem onu yiyeyim. Bana karýþma.” diyenlerdir. Allah’ýn takdir ettiklerine Allah parayý verir ve onlarý imtihan eder. Gerçekten Allah’ýn emrettiði gibi iþyerleri açýyorlar, fakir fukarayý iþ sahibi ediyorlar, ihtiyaç sahiplerine parasal yardýmda bulunuyorlar mý? Yoksa paralarý biriktirip kasada muhafazasýný mý saðlýyorlar? Veya kazandýklarý parayý barlarda, pavyonlarda mý yiyorlar? Ýkisi arasýnda büyük fark söz konusudur. Onun için Allahû Tealâ diyor ki: “Kim bana dünyada da ahirette de helâlinden ver, derse, Biz ona dünyada da ahirette de helâlinden veririz. Kim bana dünyada ver derse ona da onu veririz. Ama onun ahirette bir nasibi yoktur.” Allahû Tealâ rýzký dilediðine verir ama o kiþi ona, o seviyede lâyýk olandýr. Herkesin de seviyesi birbirinden farklýdýr.

249

249


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 40

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 434

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

¢4ì¢Ô í £á¢q b¦Èî©à u ¤á¢ç¢Š¢'¤z í â¤ì í ë ¤á¢×b £í¡a ¡õ¬ü¢ª¯ì¬¨ç a ¡ò Ø¡÷¬¨Ü à¤Ü¡Û æ뢆¢j¤È í aì¢ãb × Ve yevme yahþuruhum cemîan summe yekûlu lil melâiketi e hâulâi iyyâkum kânû ya’budûn(ya’budûne).

ςε ο γ⎫ν ονλαρ⎬ν ηεπσινι ηα⎭ρεδεχεκ (βιραραδα τοπλαψαχακ). Σονρα μελεκλερινε ⎭⎞ψλε βυψυραχακ: “Σιζε ταπμ⎬⎭ ολανλαρ βυνλαρ μ⎬?” 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

-

ve yevme yahþuru-hum cemîan summe yekûlu li el melâiketi e hâulâi iyyâ-kum kânû ya'budûne

: : : : : : : : : : :

ve gün onlarý toplayacak hepsini, tümünü sonra diyecek meleklere mý, mi iþte bunlar size oldular tapýyorlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’ýn meleklerine tapan insanlar Allah’a karþý þirk koþmuþ hüviyetindedirler. Þirke düþenler hangi ceza ile cezalandýrýlýyorlarsa meleklere tapanlar da ayný standartlarda cezalandýrýlacaklardýr. Sadece Allah’a tapýlýr, O’ndan baþka hiçbir varlýða tapýlmaz.

250

250


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 41

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 434

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

¤å¡ß b 䢣î¡Û ë o¤ã a Ù ãb z¤j¢ aì¢Ûb Ó 7 £å¡v¤Ûa æ뢆¢j¤È í aì¢ãb × ¤3 2 7 ¤á¡è¡ã뢅 æì¢ä¡ß¤ªì¢ß ¤á¡è¡2 ¤á¢ç¢Š r¤× a Kâlû subhâneke ente veliyyunâ min dûnihim, bel kânû ya’budûnel cinn(cinne), ekseruhum bihim mû’minûn(mû’minûne).

(Μελεκλερ) δεδιλερ κι: “Σεν Σ⎫βηαν’σ⎬ν (ηερ⎭εψδεν μ⎫νεζζεη, ⎜οκ ψ⎫χε). Βιζιμ ϖελ⎩μιζ ονλαρ δεðιλ, Σενσιν. Ηαψ⎬ρ, ονλαρ χινλερε ταπ⎬ψορλαρδ⎬. Ονλαρ⎬ν ⎜οðυ, ονλαρα (χινλεριν σ⎞ψλεδικλερινε) ινανανλαρδ⎬ρ.” 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

kâlû subhâne-ke ente veliyyu-nâ min dûni-him bel kânû ya'budûne el cinne ekseru-hum bi-him mû'minûne

: : : : : : : : : : : :

dediler sen münezzehsin, sen Sübhan'sýn sen bizim dostumuz, velîmiz onlardan baþka hayýr oldular tapýyorlar cin onlarýn çoðu onlara îmân eden, mü'min olanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýnsanlarýn meleklere veya cinlere taptýklarý kýyâmet günü birer birer kendi hayat filmlerinde onlara gösterilecektir.

251

251


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 42

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 434

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

b¦È¤1 ã §œ¤È j¡Û ¤á¢Ø¢š¤È 2 ¢Ù¡Ü¤à í ü â¤ì î¤Ûb Ï aì¢Ó뢇 aì¢à Ü Ã åí ©ˆ £Ü¡Û ¢4ì¢Ô ã ë 6 a¦ £Š ™ ü ë æì¢2¡£ˆ Ø¢m b è¡2 ¤á¢n¤ä¢× ó©n £Ûa ¡‰b £äÛa la ˆ Ç Fel yevme lâ yemliku ba’dukum li ba’dýn nef’an ve lâ darrâ(darren), ve nekûlu lillezîne zalemû zûkû azâben nârilletî kuntum bihâ tukezzibûn(tukezzibûne).

Αρτ⎬κ ο γ⎫ν βιρ κ⎬σμ⎬ν⎬ζ διðερλερινε φαψδα ϖε ζαραρ ϖερμεψε μαλικ ολαμαζ (γ⎫χ⎫ ψετμεζ). Ζυλμεδενλερε: “Τεκζιπ ετμι⎭ (ψαλανλαμ⎬⎭) ολδυðυνυζ ατε⎭ιν αζαβ⎬ν⎬ ταδ⎬ν.” διψεχεðιζ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17

-

fe el yevme lâ yemliku ba'du-kum li ba'dýn nef'an ve lâ darren ve nekûlu li ellezîne zalemû zûkû azâben nâr elletî kuntum bihâ tukezzibûne

: : : : : : : : : : : : : : : : :

artýk, o zaman o gün malik olmaz, olamaz, gücü yetmez sizin bir kýsmýnýz bir kýsmýna, diðerlerine fayda ve zarar vermez ve deriz onlara zalimler, zulmedenler tadýn azap ateþ ki o siz oldunuz onu tekzip ediyorsunuz, inkâr ediyorsunuz, yalanlýyorsunuz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kýyâmet günü “Bize cehennem ateþi deðmez, bizim çocuklarýmýz daha çok, biz sizden zenginiz. Biz cehenneme gitmeyeceðiz.” diyen insanlara bu âyetlerdeki hakikatleri özellikle söylüyor Allahû Tealâ. Ve kim Allah’a ulaþmayý dilemiyorsa onlarýn gideceði yer cehennemdir. Hangi þartlarýn içinde olurlarsa olsunlar mutlaka cehennemde iþkence içerisinde bir hayat yaþayacaklardýr. Baþkalarýna azap edenler, putlara, meleklere, þeytanlara tapanlar için de ayný þey söz konusudur.

252

252


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 43

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 434

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

aì¢Ûb Ó §pb ä¡£î 2 b ä¢mb í¨a ¤á¡è¤î Ü Ç ó¨Ü¤n¢m a ‡¡a ë ¤á¢× £†¢– í ¤æ a ¢†í©Š¢í ¥3¢u ‰ £ü¡a ¬a ˆ¨ç b ß b ß aì¢Ûb Ó ë 7 ¤á¢× ¢ª¯ë¬b 2¨a ¢†¢j¤È í æb × b £à Ç åí ©ˆ £Ûa 4b Ó ë 6ô¦Š n¤1¢ß ¥Ù¤Ï¡a £¬ü¡a ¬a ˆ¨ç ¤æ¡a = ¤á¢ç õ¬b u b £à Û ¡£Õ z¤Ü¡Û a뢊 1 × ¥åî©j¢ß

¥Š¤z¡ £ü¡a ¬a ˆ¨ç

Ve izâ tutlâ aleyhim âyâtunâ beyyinâtin kâlû mâ hâzâ illâ raculun yurîdu en yasuddekum ammâ kâne ya’budu âbâukum, ve kâlû mâ hâzâ illâ ifkun mufterâ(mufteran) ve kâlellezîne keferû lil hakký lemmâ câehum in hâzâ illâ sihrun mubîn(mubînun).

ςε ονλαρα ®ψετλεριμιζ α⎜⎬κ⎜α οκυνδυðυ ζαμαν: “Βυ ανχακ, βαβαλαρ⎬ν⎬ζ⎬ν ταπμ⎬⎭ ολδυðυ ⎭εψλερδεν σιζι μεν ετμεκ ιστεψεν βιρ αδαμδαν βα⎭κασ⎬ δεðιλδιρ.” δεδιλερ. ςε δεδιλερ κι “Βυ υψδυρυλμυ⎭ βιρ ιφτιραδαν βα⎭κα βιρ ⎭εψ δεðιλ.” ςε κ®φιρλερ ηακ ι⎜ιν, ονλαρα (ηακ) γελδιðι ζαμαν: “Βυ, ανχακ απα⎜⎬κ βιρ σιηιρδιρ.” δεδιλερ.

253

253


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 43

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 434

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33

-

ve izâ tutlâ aleyhim âyâtu-nâ beyyinâtin kâlû mâ hâzâ illâ raculun yurîdu en yasudde-kum amma (an-mâ) kâne ya'budu âbâu-kum ve kâlû mâ hâzâ illâ ifkun mufteren ve kâle ellezîne keferû li el hakký lemmâ câe-hum in hâzâ illâ sihrun mubînun

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

ve okunduðu zaman onlara âyetlerimiz apaçýk, açýkça dediler bu deðil sadece, ancak, den baþka bir adam ister, istiyor olmasý sizi engeller, mani olur þeylerden oldu, idi tapýyorlar sizin babalarýnýz ve dediler deðil bu sadece, ancak, den baþka yalan, iftira iftira, uydurulmuþ ve dedi onlar inkâr ettiler, kâfir oldular için hak olduðu zaman onlar geldi eðer bu sadece, ancak, den baþka sihir, büyü apaçýk

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Burada insanlýk tarihi boyunca devam eden bir olay söz konusudur. Allahû Tealâ’nýn âyetleri insanlara apaçýk bir þekilde okunduðu halde insanlar âyetleri inkâr ediyorlar. Ancak önemli olan Allah’ýn söyledikleridir. Allahû Tealâ sadece insanýn mutlu olmasýný ister. Bütün Kur’ân-ý Kerim bu maksada mebni olarak indirilmiþtir.

254

254


øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yúj»A øÉ}é¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 44

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 434

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

§k¢n¢× ¤å¡ß ¤á¢ç b ä¤î m¨a ¬b ß ë ¤á¡è¤î Û¡a ¬b ä¤Ü ¤‰ a ¬b ß ëb è ãì¢¢‰ ¤† í 6§Ší©ˆ ã ¤å¡ß ٠ܤj Ó Ve mâ âteynâhum min kutubin yedrusûnehâ ve mâ erselnâ ileyhim kableke min nezîr(nezîrin).

ςε Βιζ, ονλαρα τεδρισ εδεχεκλερι (οκυψυπ ⎜αλ⎬⎭αχακλαρ⎬) κιταπλαρδαν ϖερμεδικ. ςε σενδεν ⎞νχε ονλαρα βιρ νεζιρ (δε) (υψαρ⎬χ⎬ πεψγαμβερ) γ⎞νδερμεδικ.

1 2 3 4 5

255

-

ve mâ âteynâ-hum min kutubin yedrusûne-hâ

: : : : :

ve biz onlara vermedik den, dan kitaplar onu tedris ederler

255


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 44

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 434

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

6 7 8 9 10

-

ve mâ erselnâ ileyhim kable-ke min nezîrin

: : : : :

ve ve biz göndermedik onlara senden önce bir nezir, uyarýcý

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’ýn âyetlerini inkâr edenlerin bütün söyledikleri yalandýr. Ve insanlar sadece Allah’ýn söylediklerini inkâr ediyorlar. Dün de böyleydi, bugün de böyle, yarýn da böyle olacak. Þu anda da dünyanýn her tarafýndaki kavimlerde yaþayan resûllere de insanlar hep kötü bir davranýþ içerisindeler. Söylediklerine inanmýyorlar, karþý çýkýyorlar, aþaðýlamaya çalýþýyorlar. Ýnsanlarýn çok büyük bir kýsmý ne yazýk ki Allah’ýn hükümlerinden haberdar deðil. Onlarý cehennemden kurtarmaya çalýþaný incitmekle meþguller. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in içinde bulunduðu Arap kavmine Allah daha evvel bir “peygamber” uyarýcý göndermemiþtir. Fakat Arap kavmine de bütün devirlerde ardarda Velî Resûller gönderdiði kesindir: 23/MU’MÝNUN-44: Summe erselnâ rusulenâ tetrâ, kullemâ câe ummeten resûluhâ kezzebûhu fe etbâ’nâ ba’dahum ba’dan ve cealnâhum ehâdîs(ehâdîse), fe bu’den li kavmin lâ yu’minûn(yu’minûne). Sonra Biz, resûllerimizi ardarda (arasý kesilmeksizin) gönderdik. Her ümmete resûlü geldiði zaman, her defasýnda onu yalanladýlar. Biz de onlarý birbiri arkasýndan (helâk ettik). Ve onlarý efsane kýldýk. Artýk mü’min olmayan kavim (Allah’ýn rahmetinden) uzak olsun. Burada Allah’ýn göndermediði nezirlerin “peygamber” olduðu, onlara tedris edeceklerini, yani “öðrenecekleri ve uygulayacaklarý” kitaplar vermedik sözünden de anlaþýlýyor. Çünkü sadece peygamberlere insanlarýn ders alýp uygulayacaklarý emirleri gösteren þeriat kitaplarý verilir.

256

256


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 45

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 434

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

‰b '¤È¡ß aì¢Ì Ü 2 b ß ë = ¤á¡è¡Ü¤j Ó ¤å¡ß åí ©ˆ £Ûa l £ˆ × ë ;¡Šî©Ø ã æb × Ñ¤î Ø Ï ®ó©Ü¢¢‰ aì¢2 £ˆ Ø Ï ¤á¢çb ä¤î m¨a ¬b ß Ve kezzebellezîne min kablihim ve mâ belegû mi’þâre mâ âteynâhum fe kezzebû rusulî, fe keyfe kâne nekîr(nekîri).

ςε ονλαρδαν ⎞νχεκιλερ (δε) τεκζιπ εττιλερ (ψαλανλαδ⎬λαρ). ςε ονλαρα ϖερδιðιμιζ ⎭εψλεριν ονδα βιρινε (βιλε) ερι⎭μεδιλερ. Βυνα ραðμεν ρεσ⎦λλεριμιζι τεκζιπ εττιλερ (ψαλανλαδ⎬λαρ). Βυνδαν σονρα ινκ®ρ⎬μ (χεζαμ) νασ⎬λ ολδυ? 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

-

ve kezzebe ellezîne min kabli-him ve mâ belegû mi'þâre mâ âteynâ-hum fe kezzebû rusulî fe keyfe kâne nekîri

: : : : : : : : : : : : :

ve tekzip etti, yalanladý onlar onlardan önce ve eriþmediler onda bir onlara verdiklerimiz böylece, buna raðmen, bundan sonra tekzip ettiler, yalanladýlar resûller böylece, buna raðmen, bundan sonra nasýl oldu inkârým, cezam

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýnkârcýlar Allahû Tealâ’ya karþý çýkýyorlar. Allah da onlarý hem bu dünyada hem kýyâmetten sonra cehennemde cezalandýrýyor. Bu dünyada evlerini, yurtlarýný, barklarýný yerle bir ediyor, üzerlerine ateþ gönderiyor. Bir çýðlýkla onlarý öldürüyor. Su baskýnlarýyla, zelzelelerle, çekirge istilâsýyla Allahû Tealâ bir tür azabý mutlaka insanlara ulaþtýrýyor. Kýyâmet günü cezalarý ise ebediyen kalacaklarý cehennemdir.

257

257


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 46

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 434

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

aì¢ßì¢Ô m ¤æ a 7 §ñ †¡ya ì¡2 ¤á¢Ø¢Ä¡Ç a ¬b à £ã¡a ¤3¢Ó b ß ® a뢊 £Ø 1 n m £á¢q ô¨…a Š¢Ï ë ó¨ä¤r ß ¡é¨ £Ü¡Û ¥Ší ©ˆ ã £ü¡a ì¢ç ¤æ¡a 6 §ò £ä¡u ¤å¡ß ¤á¢Ø¡j¡yb –¡2 §†í ©† ( §la ˆ Ç ¤ô † í å¤î 2 ¤á¢Ø Û Kul innemâ eýzukum bi vâhideh(vâhidetin), en tekûmû lillâhi mesnâ ve furâdâ summe tetefekkerû, mâ bi sâhýbikum min cinneh(cinnetin), in huve illâ nezîrun lekum beyne yedey azâbin þedîd(þedîdin).

Δε κι: “Σιζε σαδεχε τεκ βιρ ⎭εψ ϖααζεδιψορυμ. Αλλαη ι⎜ιν ικι⎭ερ ικι⎭ερ ϖε τεκερ τεκερ καλκ⎬ν. Σονρα τεφεκκ⎫ρ εδιν.” Σιζιν σαηιβινιζδε (αρκαδα⎭⎬ν⎬ζδα) χιννετ (δελιλικ) ψοκτυρ. Ο, ανχακ σιζιν ι⎜ιν ⎞ν⎫ν⎫ζδεκι (γελεχεκ ολαν) ⎭ιδδετλι αζαβα (καρ⎭⎬) βιρ νεζιρδιρ (υψαρ⎬χ⎬).

258

258


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 46

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 434

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24

-

kul innemâ eýzu-kum bi vâhidetin en tekûmû li allâhi mesnâ ve furâdâ summe tetefekkerû mâ bi sâhýbi-kum min cinnetin in huve illâ nezîrun lekum beyne yedey azâbin þedîdin

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

de, söyle ancak, sadece size vaazediyorum, öðüt veriyorum ile tek, bir tane olmak kalkýn Allah için ikiþer ikiþer ve fertler (olarak), teker teker sonra tefekkür edin, düþünün deðil, yoktur sizin sahibiniz, arkadaþýnýz dan cinnet, delilik eðer o sadece, ancak, den baþka nezir, uyarýcý sizin için ellerinin arasýnda, önünde, gelecek olan bir azap þiddetli, kuvvetli

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Her devirde Allah’ýn dostlarý, Allah’ýn resûlleri için deli denmiþtir. Onlara zarar verilmeye çalýþýlmýþtýr, insanlarýn çoðu tarafýndan kötü davranýlmýþtýr. Ama Allah’ýn resûlleri de þartlar ne olursa olsun görevlerini yapmýþlardýr. Allahû Tealâ Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in o insanlara neler vaazedeceðini ifade ediyor. “O bir nezirdir, sizi gelecek olan þiddetli azaba karþý uyarandýr.” Bu âyetteki nezir, bir nebî, bir nebî resûl, bir nebî nezir olan Hz. Muhammed (S.A.V)’dir. Nebî resûller de nezirdir, velî resûller de nezirdir. Onun aþaðýsýnda da nezir kademeleri vardýr. Mürþidler, vekil mürþidler ve bu mürþidlere ulaþtýran diðer evliya hepsi nezirlerdir.

259

259


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 47

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 434

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

ô¡Š¤u a ¤æ¡a 6 ¤á¢Ø Û ì¢è Ï §Š¤u a ¤å¡ß ¤á¢Ø¢n¤Û b  b ß ¤3¢Ó £ ¡a ¥†î©è ( §õ¤ó ( ¡£3¢× ó¨Ü Ç ì¢ç ë 7¡é¨ £ÜÛa ó Ü Ç ü Kul mâ seeltukum min ecrin fe huve lekum, in ecriye illâ alâllâh(alâllâhi), ve huve alâ kulli þeyin þehîd(þehîdun).

Δε κι: “Βεν σιζδεν βιρ εχιρ (⎫χρετ) ιστεμεδιμ. √ψλεψσε ο (εχρινιζ) σιζιν ολσυν. Βενιμ εχριμ σαδεχε Αλλαη’α αιττιρ. ςε Ο, ηερ⎭εψε ⎭αηιττιρ.” 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

-

kul mâ seeltu-kum min ecrin fe huve lekum in ecriye illâ alâ allâhi ve huve alâ kulli þey'in þehîdun

: : : : : : : : : : : : :

de, söyle sizden istemedim bir ecir, bir ücret öyleyse o sizin eðer (varsa) benim ecrim, benim ücretim sadece, ancak Allah'a aittir ve o herþeye þahittir

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bütün resûller ve nebîler ücretlerinin Allah’a ait olduðunu söylemiþlerdir. Resûller para istemezler mi? Þartlar gerektirdigi zaman isterler. Peygamber Efendimiz (S.A.V) savaþ olacaðý zaman herkese: “Savaþ vereceðiz, paraya ihtiyacýmýz var. Getirin harp malzemesi alacaðýz.” diyor. Bu âyette bahsedilen ise risalet sebebiyle ücret istenmemesidir. Risaletin ücreti Allah’a aittir. Allahû Tealâ, resûlünün ücretini bihakkýn öder. Hiçbir zaman resûlü darda býrakmaz. Allah’ýn mükâfatý boldur. Rýzký da Allah, katýndan tayin eder. Rýzkýn daðýldýðý yer Allah’ýn katýdýr. Rýzýk sadece yenilen yemek deðildir. Allah’ýn katýndan gelen rahmet, fazl ve salâvât, üç ayrý grup nurdur ki hepsi rýzýktýr. Gelen bu rýzýk, zikirle nefsin kalbine ulaþtýrýlýnca nefsin kalbi o rýzýkla infâk edilmiþ olur. Öyleyse Allahû Tealâ’nýn katýnda bütün resûllerin ecri (ücreti) vardýr. Risaletin hakký için o ücret, onlara Allah tarafýndan ödenir.

260

260


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 48

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 434

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

7 ¡£Õ z¤Ûb¡2 ¢Ò¡ˆ¤Ô í ó©£2 ‰ æ£ ¡a ¤3¢Ó ¡lì¢î¢Ì¤Ûa

¢â £5 Ç

Kul inne rabbî yakzifu bil hakk(hakký), allâmul guyûb(guyûbi).

Δε κι: “Μυηακκακ κι βενιμ Ραββιμ ηακκ⎬ καζεφε εδερ (τεχελλι εττιριρ). Β⎫τ⎫ν γαψβλερι (ταμαμιψλε) βιλενδιρ.” 1 2 3 4 5 6 7

-

kul inne rabbî yakzifu bi el hakký allâmu el guyûbi

: : : : : : :

de muhakkak Rabbim kazefe eder, atar, tecelli ettirir hakký çok iyi bilen gaybler, bilinmeyen

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ bütün gayblerin tecellisine sahiptir. Ve hakký yerine getirir, tecelli ettirir. Allahû Tealâ’nýn bir adý da El Hakk’týr. Hakký bizatihi oluþturan, tecelli ettiren, bâtýlýn yerine yerleþtiren Allah’týr. O, hakkýn sahibidir.

261

261


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 49

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 435

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

b ß ë

¢£Õ z¤Ûa õ¬b u ¤3¢Ó

¢†î©È¢í b ß ë

¢3¡Ÿb j¤Ûa ¢õô¡†¤j¢í

Kul câel hakku ve mâ yubdiûl bâtýlu ve mâ yuîd(yuîdu).

Δε κι: “Ηακ γελδι, β®τ⎬λ (βιρ ⎭εψ) ζυηυρ εττιρεμεζ ϖε γερι γετιρεμεζ.”

1 2 3 4 5 6

-

kul câe el hakku ve mâ yubdiû el bâtýlu ve mâ yuîdu

: : : : : :

de geldi hak ve ortaya çýkaramaz, zuhur ettiremez bâtýl ve geri getiremez

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Önemli olan hakkýn gelmesidir. Hak ve bâtýl konusunda iki ayrý kaynak söz konusudur. Hak, Allah ve Allah’ýn indirdikleridir. Bâtýlsa, onlara sonradan þeytan tarafýndan dîne karýþtýrýlan yanlýþ kanaatlerdir. Bâtýl, þeytaný; hak, Allah’ý temsil eder. Hak gelince bâtýl zail olur ve bâtýl hiçbir þeyi zuhur ettiremez ve geri getiremez.

262

262


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 50

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 435

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

7ó©¤1 ã ó¨Ü Ç ¢£3¡™ a ¬b à £ã¡b Ï ¢o¤Ü Ü ™ ¤æ¡a ¤3¢Ó £ó Û¡a ¬ó©yì¢í b à¡j Ï ¢o¤í † n¤ça ¡æ¡a ë ¥kí©Š Ó ¥Éî©à  ¢é £ã¡a 6ó©£2 ‰ Kul in dalaltu fe innemâ edýllu alâ nefsî, ve in ihtedeytu fe bimâ yûhî ileyye rabbî, innehu semîun karîb(karîbun).

Δε κι: “Εðερ δαλ®λεττε ολυρσαμ, ο ζαμαν σαδεχε κενδι νεφσιμ ⎫ζερινε (σεβεβιψλε) ολυρυμ. Εðερ ηιδαψετε ερερσεμ, ο τακτιρδε βυ Ραββιμιν βανα ϖαηψι σεβεβιψλεδιρ. Μυηακκακ κι Ο, εν ιψι ι⎭ιτεν ϖε εν ψακ⎬ν ολανδ⎬ρ.” 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

263

-

kul in dalaltu fe innemâ edýllu alâ nefsî ve in ihtedeytu fe

: : : : : : : : : : :

de eðer dalâlette olursam o zaman, o taktirde ancak, sadece sapmýþ olurum üzerine kendi nefsim ve eðer hidayete erdim (erersem) o zaman, o taktirde

263


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 50

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 435

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

12 13 14 15 16 17 18

-

bimâ yûhî ileyye rabbî inne-hu semîun karîbun

: : : : : : :

sebebiyle vahyedillir bana benim Rabbim muhakkak o en iyi iþitendir en yakýn olandýr

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bir insan nefsi sebebiyle dalâlettedir. Allahû Tealâ onun hidayete ermesi için þartlarý koymuþtur. Kim Allahû Tealâ’ya ulaþmayý dilerse, dilediði andan itibaren dalâletten kurtulur. Allah, hükmünü icra etmiþtir. Kiþi, Allah’a ulaþmayý dilediði an, dalâletten kurtulmuþtur ve hidayet üzere olmuþtur. Kiþi, eðer Allah’a ulaþmayý dilemiyorsa, o zaman tagutun, insan ve cin þeytanlarýn söylediklerini yapýyor demektir. Ve bu sebeple dalâlette kalmýþtýr. Ya tagutun ya da Allah’ýn söylediklerini insanoðlu kabul edecektir. Öyleyse Allahû Tealâ’nýn kanunlarýna göre hidayet üzere olanlar ve dalâlette kalanlar vardýr. Ýnsanlar hemen doðar doðmaz Allah’a ulaþmayý dilemezler. Allah’a ulaþmayý dileyene kadar herkes dalâlettedir. Ömür boyunca dilemiyorsa, ömrü boyunca dalâlette olarak yaþar ve dalâlette olarak ölür. Bunun sebebi, onun nefsidir. Tagut; yani insan ve cin þeytanlar nefse tesir eder. Ama kiþi Allah’a ulaþmayý dilediði an, kiþi hidayet üzere olur. Allah ona furkanlar verir, 12 ihsanla mürþidine ulaþtýrýr. Bu kiþi hidayet üzeredir. Mürþide ulaþýnca da hidayet üzeredir. Ruhunu Allah’a ulaþtýrdýðý zaman, ruh Allah’a ulaþma safhasýndadýr; kiþi gene hidayet üzeredir. Ruhunu Allah’a ulaþtýrdýðý an, hidayete erer. Hidayet üzere olmak baþka þey, hidayete ermek baþka þeydir. Hidayet üzere olmak, hidayette olmak demektir. Kiþi Allah’a ulaþmayý dilemeden evvel dalâlettedir; dalâlet üzeredir. Allah’a ulaþmayý dilediði andan itibaren hidayet üzere olur. Hidayettedir ama hidayete ermemiþtir. Ne zaman 21. basamakta ruhunu Allah’a ulaþtýrýrsa, Allah’a teslim ederse o zaman hidayete ermiþ olur. Öyleyse insanlarý dalâlette býrakan kimdir? Sebe Suresinin 50. âyet-i kerimesine göre kiþinin nefsidir. Nefse tesir edense, þeytan ve onun avanesidir. Yani taguttur, insan ve cin þeytanlardýr.

264

264


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 51

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 435

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

p¤ì Ï 5 Ï aì¢Ç¡Œ Ï ¤‡¡a ô¬¨Š m ¤ì Û ë =§kí©Š Ó §æb Ø ß ¤å¡ß a뢈¡¢a ë Ve lev terâ iz feziû fe lâ fevte ve uhýzû min mekânin karîb(karîbin).

ςε ονλαρ⎬ δεη⎭ετε καπ⎬λδ⎬κλαρ⎬ ζαμαν γ⎞ρσεν. Αρτ⎬κ κα⎜⎬⎭ (κυρτυλυ⎭) ψοκτυρ. ςε ονλαρ, (χεηεννεμε) ψακ⎬ν βιρ ψερδεν ψακαλανδ⎬λαρ. 1 2 3 4 5 6 7 8

-

ve lev terâ iz feziû fe lâ fevte ve uhýzû min mekânin karîbin

: : : : : : : :

ve þâyet görsen olduðu zaman korkuya, dehþete kapýldýlar o zaman kaçýþ yoktur ve yakalandýlar mekândan, yerden yakýn

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Dehþete kapýlan bu insanlar, bir evvelki âyet-i kerimede söz edilen dalâlette kalanlardýr. Öyleyse sadece iki tane alternatif var: Ya Allah’a ulaþmayý dileyeceksiniz Allah’ýn takýmýndan, Allah’ýn kadrosundan, Allah’ýn tarafýndan olacaksýnýz dalâletten kurtulacaksýnýz veya Allah’a ulaþmayý dilemeyeceksiniz, tagutun takýmýndan tagutun tarafýndan olacaksýnýz ve dalâlette kalacaksýnýz. Herþey bu en küçük baþlangýçtan itibaren baþlar. Burasý yol ayrýmýdýr. Cennete götüren yol, Allah’a ulaþmayý dileyenlerin yolu; cehenneme götüren yol, Allah’a ulaþmayý dilemeyenlerin yoludur. Ýki yoldan Allah’a ulaþmayý dileyenlerin yolu yukarý; dilemeyenlerin yolu aþaðý doðrudur. Birisi cennete, öteki cehenneme ulaþtýrýr. Allahû Tealâ 51. âyette cehenneme gidenlerin standartlarýný vermiþtir. “Dehþete kapýldýklarý zaman” dediði, cehenneme ulaþtýklarý zamandýr. Cehennem ateþini gördüklerinde, o ateþin kendilerini yakacaðýný anladýklarýnda düþtükleri dehþettir. Bütün bu dehþetten bir tek dilekle herkesin kurtulmasý mümkünken, insanlar ne yazýk ki bunu gerçekleþtirmiyorlar. Oysaki sadece Allah’a ulaþmayý dileyeceklerdir.

265

265


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 52

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 435

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

ó¨£ã a ë

7©é¡2 b £ä ߨa a¬ì¢Ûb Ó ë

7§†î©È 2 §æb Ø ß ¤å¡ß ¢*¢ëb ä £nÛa ¢á¢è Û Ve kâlû âmennâ bih(bihî), ve ennâ lehumut tenâvuþu min mekânin baîd(baîdin).

ςε “Ο’να ⎩μ®ν εττικ.” δεδιλερ. (Ηιδαψετε) υζακ βιρ ψερδεν (δαλ®λεττεν) ονλαρ (⎩μ®ν⎬) νασ⎬λ ελδε εδερλερ? 1 2 3 4 5 6 7 8

-

ve kâlû âmennâ bihî ve ennâ lehum et tenâvuþu min mekânin baîdin

: : : : : : : :

ve dediler biz îmân ettik ona ve nasýl olur onlar, onlarýn elde etmek bir mekândan, yerden uzak

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Îmân ettik diyenler dalâlette olduklarý için Allah onlarýn içinde bulunduðu dalâlet çukuruna “uzak bir mekân” diyor. Onlar bu çukurda dalâlette, yani hidayetten uzak kaldýklarý için nasýl çukurdan çýkýp hidayeti elde edebilirler ki?

266

266


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 53

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 435

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

æì¢Ï ¡ˆ¤Ô í ë 7 ¢3¤j Ó ¤å¡ß ©é¡2 a뢊 1 × ¤† Ó ë §†î©È 2 §æb Ø ß ¤å¡ß ¡k¤î ̤Ûb¡2 Ve kad keferû bihî min kabl(kablu), ve yakzifûne bil gaybi min mekânin baîd(baîdin).

ςε δαηα ⎞νχε ονυ ινκ®ρ ετμι⎭λερδι ϖε υζακ βιρ ψερδεν (δαλ®λεττεν) γαψβα (λ®φ) ατ⎬ψορλαρδ⎬. 1 2 3 4 5 6 7 8

-

ve kad keferû bihî min kablu ve yakzifûne bi el gaybi min mekânin baîdin

: : : : : : : :

ve olmuþtu inkâr ettiler onu önceden ve atýyorlar gayba bir mekândan, yerden uzak

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bir önceki âyetteki îmân ettikleri þeyi daha önce inkâr eden insanlar: “Hayýr, cehennem yoktur, cennet yoktur. Biz cehenneme, olsa bile, gitmeyeceðiz. Bize sayýlý birkaç gün gelecektir. Bizim için cehennem söz konusu deðildir.” gibi hakikatle hiçbir ilgisi olmayan yalanlar söylüyorlardý. Ve bilmedikleri konuda ortaya lâf atýyorlardý yani Kur’ân’a dil uzatýyorlardý. Dünya adý verilen bir gezegenden olan insanlar cehennemden, cennetten bahsediyorlar. Hem zaman hem mekân itibariyle uzaktalar ama kýyâmet günü cehennem onlar için, gerçekleþecektir.

267

267


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 54

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 435

(34) Sebe Suresi §ªb j  ¢ñ ‰ì¢

b à × æì¢è n¤' í b ß å¤î 2 ë ¤á¢è ä¤î 2 3î©y ë ¤á¢è £ã¡a 6 ¢3¤j Ó ¤å¡ß ¤á¡è¡Çb î,¤( b¡2 3¡È¢Ï §kí©Š¢ß §£Ù ( ó©Ï aì¢ãb × Ve hîle beynehum ve beyne mâ yeþtehûne kemâ fuile bi eþyâihim min kabl(kablu), innehum kânû fî þekkin murîb(murîbin).

ςε ονλαρλα, ονλαρ⎬ν ιστεδικλερι ⎭εψλεριν αρασ⎬ αψρ⎬λδ⎬, δαηα ⎞νχε δε (ονλαρδαν ⎞νχεκιλεριν ιστεδικλερι) ⎭εψλερε ψαπ⎬λδ⎬ð⎬ γιβι. Μυηακκακ κι ονλαρ, ενδι⎭ε ϖερεν βιρ ⎭⎫πηε ι⎜ινδεψδιλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

-

ve hîle beyne-hum ve beyne mâ yeþtehûne kemâ fuile bi eþyâý-him min kablu inne-hum kânû fî þekkin murîbin

: : : : : : : : : : : : :

ve ayrýldý, set çekildi onlarýn arasýna ve arasýna istek duyduklarý þeyler gibi yapýldý onlarýn þeyleri önceden muhakkak ki onlar oldular, idiler içinde þüphe kuþku veren, endiþe veren

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Daha önce yaþayanlarýn istedikleri þey, cennet ama varacaklarý yer ne yazýk ki cehennemdir. Ve insanlarýn hayatlarý hep o þüphe içinde geçti.

268

268


øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yúj»A øÉé}¼@»A øÁônø@I {

§Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

35. SURE


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

Χ⎫ζ − 22

ℜψετ − 1

Σαψφα − 435

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

¡¤‰ ü¤a ë

¡pa ì¨à £Ûa ¡Š¡Ÿb Ï ¡é¨£Ü¡Û ¢†¤à z¤Û a

§ò z¡ä¤u a ¬ó©Û¯ë¢a ¦5¢¢‰ ¡ò Ø¡÷ ¬¨Ü à¤Ûa ¡3¡Çb u ¢†í©Œ í 6 Êb 2¢‰ ë s¨Ü¢q ë ó¨ä¤r ß é¨£ÜÛa £æ¡a 6 ¢õ¬b ' íb ß ¡Õ¤Ü ‚¤Ûa ó¡Ï ¥Ší ©† Ó §õ¤ó ( ¡£3¢× ó¨Ü Ç Elhamdu lillâhi fâtýrýs semâvâti vel ardý câilil melâiketi rusulen ulî ecnihatin mesnâ ve sulâse ve rubâa, yezîdu fîl halký mâ yeþâu, innallâhe alâ kulli þey’in kadîr(kadîrun).

Ηαμδ; γ⎞κλερι ϖε ψερι ψαραταν, ικι⎭ερ, ⎫⎜ερ ϖε δ⎞ρδερ κανατλαρα σαηιπ μελεκλερι, ρεσ⎦λλερ (ελ⎜ιλερ) κ⎬λαν Αλλαη’α αιττιρ. Ψαρατμαδα διλεδιðινι αρτ⎬ρ⎬ρ. Μυηακκακ κι Αλλαη, ηερ⎭εψε κααδιρδιρ.

269

269


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 1

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 435

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22

-

el hamdu lillâhi (li allâhi) fâtýrý es semâvâti ve el ardý câili el melâiketi rusulen ulî ecnihatin mesnâ ve sulâse ve rubâa yezîdu fî el halký mâ yeþâu inne allâhe alâ kulli þey'in kadîrun

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

hamd Allah'ýndýr, Allah'a aittir yaratan semalar, gökler ve yer kýlan melekler resûller, elçiler sahip cenahlar, kanatlar ikiþer ve üçer ve dörder artýrýr yaratýþta, yaratmada þey diler muhakkak ki Allah üzerine her þey kaadir olan, gücü yeten

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hamd, Allah’a aittir. Allahû Tealâ, ikiþer, üçer, dörder kanatlara sahip meleklerden bahsetmektedir. Allahû Tealâ, bu melekleri resûller (elçiler) kýldýðýný ifade etmektedir. Allah, yaratmada dilediðini artýrýr ayný zamanda dilediðini azaltýr. Dilediðini iade eder, gene azaltýr. Allahû Tealâ, herþeye kaadirdir. Kiramen kâtibin melekleri herkes için 2 resûldür. Bir þahit, bir sürücü. Ölüm melekleri de resûllerdir.

270

270


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 2

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 435

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

b ß ë 7 b è Û Ù¡¤à¢ß 5 Ï §ò à¤y ‰ ¤å¡ß ¡b £äÜ¡Û ¢é¨£ÜÛa ¡| n¤1 í b ß ¢áî©Ø z¤Ûa ¢Œí©Œ ȤÛa ì¢ç ë 6©ê¡†¤È 2 ¤å¡ß ¢é Û 3¡¤Š¢ß 5 Ï = ¤Ù¡¤à¢í Mâ yeftehillâhu lin nâsi min rahmetin fe lâ mumsike lehâ, ve mâ yumsik fe lâ mursile lehu min ba’dih(ba’dihî), ve huvel azîzul hakîm(hakîmu).

Αλλαη, ραημετινδεν ινσανλαρ ι⎜ιν νε α⎜αρσα (γενι⎭λετιρσε) ο τακτιρδε ονυ τυταχακ ψοκτυρ. ςε νεψι τυταρσα, αρτ⎬κ Ο’νδαν σονρα ονυ γ⎞νδερεχεκ (σερβεστ β⎬ρακαχακ) δα ψοκτυρ. ςε Ο, Αζ⎩ζ’διρ (⎫στ⎫ν, ψ⎫χε), Ηακ⎩μ’διρ (η⎫κ⎫μ ϖε ηικμετ σαηιβι). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17

-

mâ yeftehillâhu (yeftehi allâhu) li en nâsi min rahmetin fe lâ mumsike lehâ ve mâ yumsik fe lâ mursile lehu min ba'di-hi ve huve el azîzu el hakîmu

: : : : : : : : : : : : : : : : :

þey, ne Allah'ýn açtýðý insanlar için, insanlara rahmetten o zaman yoktur tutacak olan, tutan kimse onu ve þey, ne tutar o zaman yoktur gönderen, gönderecek olan onu ondan sonra ve o azîz, üstün ve güçlü hüküm ve hikmet sahibi

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’ýn rahmeti, fazlý ve salâvâtý vardýr. Allah, Yaratan’dýr ve kullarý için yaratýr. Gönderen de Allah’týr; göndermeyi dilerse gönderir, göndermeyi dilemezse tutar. Gönderdiði taktirde göndermesine engel olacak da yoktur. Göndermediði taktirde göndermesini temin edecek olan, göndermesini saðlayacak olan kimse yoktur. Öyleyse O, Allah’týr, herþeye gücü yetendir. Üstün ve Yüce’dir, kararlarýnda Kendisi hareket eder. Hiç kimse O’nun verdiði bir kararý þu veya bu þekilde engelleyemez. Allah’ýn ne býrakmasýna ne de tutmasýna hiç kimse engel olamaz.

271

271


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 3

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 435

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

¡é¨£ÜÛa o à¤È¡ã a뢊¢×¤‡a ¢b £äÛa b 袣í a ¬b í ¡é¨£ÜÛa ¢Š¤î Ë §Õ¡Ûb  ¤å¡ß ¤3 ç 6 ¤á¢Ø¤î Ü Ç ¡6¤‰ ü¤a ë ¡õ¬b à £Ûa å¡ß ¤á¢Ø¢Ó¢‹¤Š í æì¢Ø Ϥªì¢m ó¨£ã b Ï 9 ì¢ç £ü¡a é¨Û¡a ¬ ü Yâ eyyuhen nâsuzkurû ni’metallâhi aleykum, hel min hâlikýn gayrullâhi yerzukukum mines semâi vel ard(ardý), lâ ilâhe illâ huve fe ennâ tû’fekûn(tû’fekûne).

Εψ ινσανλαρ! Αλλαη’⎬ν ⎫ζερινιζδεκι νι’μετινι ζικρεδιν. Σιζι γ⎞κλερδεν ϖε ψερδεν ρ⎬ζ⎬κλανδ⎬ραν, Αλλαη’ταν βα⎭κα βιρ Ηαλ⎩κ (βιρ Ψαρατ⎬χ⎬) ϖαρ μ⎬? Ο’νδαν βα⎭κα ⇑λ®η ψοκτυρ. √ψλεψσε νασ⎬λ (⎩μ®νδαν) δ⎞νδ⎫ρ⎫λ⎫ψορσυνυζ? 1 2 3 4 5 6 7 8

272

-

yâ eyyuhâ en nâsu uzkurû ni'metallâhi (ni'mete allâhi) aleykum hel min hâlikýn gayrullâhi (gayru allâhi)

: : : : : : : :

ey insanlar zikredin, anýn Allah'ýn ni'meti sizin üzerinize (var) mý bir yaratýcý(dan) Allah'tan baþka

272


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 3

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 435

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

9 10 11 12 13 14 15 16 17

-

yerzuku-kum min es semâi ve el ardý lâ ilâhe illâ huve fe ennâ tû'fekûne

: : : : : : : : :

sizi rýzýklandýrýr semadan, gökten ve yer ilâh yoktur ancak, dýþýnda o öyleyse nasýl döndürülüyorsunuz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah, tarlalardan buðday, arpa ve çeþitli meyveler verir. Bu, yerden rýzýktýr. Tarlayý süren de mahsulü eken de mahsulünü toplayan da faydalanacak olan da rýzký alacak olan da gene fizik vücuttur. Allahû Tealâ, bir de göklerden rýzýk verir. O da nefsin rýzkýdýr. Allahû Tealâ, fizik vücudun yaptýðý zikir üzere göklerden rýzkýný (rahmet, fazl ve salâvât nurlarý) gönderir. Bu rýzýk kiþinin göðsüne gelir; göðsünden Allah’ýn açtýðý þifreli yolu takip ederek nefsin kalbine ulaþýr. Kalpteki îmân kelimesine fazýllar yapýþýr. Böylece göklerden gelen rýzýkla nefs tezkiyesi baþlar. Bu rýzýk, fizik vücudun rýzkýdýr, fizik vücuda gelir. Fizik vücut, onu nefsin kalbine gönderir ve böylece nefsin kalbini infâk eder (nafakalandýrýr). Bu, fizik vücutla nefs arasýnda bir infâk (nafakalandýrma) olayýdýr. Fizik vücutla nefs arasýndaki iliþkide, gelen rýzýk, fizik vücudun nefsi infâk etmesini oluþturur. Allahû Tealâ, îmândan sonra insanlarýn nasýl döndürüldüðünden de bahsetmektedir. Kim Allah’a ulaþmayý dilemiþse, mürþidine ulaþmýþsa, ruhunu Allah’a ulaþtýrmýþsa o kiþi için tehlike baþlar. Eðer kiþi zikrini yavaþ yavaþ artýrýyorsa hiçbir tehlike olmadan hedefe doðru gider. Ruhunu Allah’a teslim etmiþtir; fizik vücudunu da nefsini de iradesini de Allah’a teslim edecektir. Kiþinin zikirleri paralel gidiyorsa gene tehlike yoktur ama kiþi ilerleme kaydedemez. Eðer zikri aþaðý inmeye baþlamýþsa, hidayetten fýska doðru, hidayetten dalâlete doðru tehlikeli bir gidiþ söz konusudur.

273

273


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 4

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 436

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

¥3¢¢‰ ¤o 2¡£ˆ¢× ¤† Ô Ï Úì¢2 ¡£ˆ Ø¢í ¤æ¡a ë ¡é¨£ÜÛa ó Û¡a ë 6 ١ܤj Ó ¤å¡ß ¢‰ì¢ß¢ü¤a ¢É u¤Š¢m Ve in yukezzibûke fe kad kuzzibet rusulun min kablik(kablike), ve ilâllâhi turceul umûr(umûru).

ςε εðερ σενι τεκζιπ εδιψορλαρσα (ψαλανλ⎬ψορλαρσα), σενδεν ⎞νχεκι ρεσ⎦λλερ (δε) ψαλανλανμ⎬⎭τ⎬. Εμιρλερ (β⎫τ⎫ν ι⎭λερ), Αλλαη’α δ⎞νδ⎫ρ⎫λ⎫ρ.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

274

-

ve in yukezzibû-ke fe kad kuzzibet rusulun min kabli-ke ve ilâllâhi (ilâ allâhi) turceu el umûru

: : : : : : : : : :

ve eðer seni yalanlýyorlar artýk, da olmuþtu yalanlandý resûller senden önce ve Allah'a döndürülür emirler, iþler

274


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 4

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 436

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bütün resûller, mutlaka yalanlanmýþtýr, tekzip edilmiþtir. Tekzip edilmeyen, yalanlanmayan hiçbir resûl olmamýþtýr. Peygamber Efendimiz (S.A.V) de bir nebî resûl olmasýna raðmen yalanlanmýþ, sahte peygamber ilân edilmiþtir. Hakikatlerse adým adým ortaya çýkmýþtýr. Mu’minun Suresinin 44. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ, bütün kavimlere ardarda (arasý kesilmeksizin) resûl gönderdiðini ve kavimlerin gelen resûllerini inkâr ettiðini ifade etmektedir: 23/MU’MÝNUN-44: Summe erselnâ rusulenâ tetrâ, kullemâ câe ummeten resûluhâ kezzebûhu fe etbâ’nâ ba’dahum ba’dan ve cealnâhum ehâdîs(ehâdîse), fe bu’den li kavmin lâ yu’minûn(yu’minûne). Sonra Biz, resûllerimizi ardarda (arasý kesilmeksizin) gönderdik. Her ümmete resûlü geldiði zaman, her defasýnda onu yalanladýlar. Biz de onlarý birbiri arkasýndan (helâk ettik). Ve onlarý efsane kýldýk. Artýk mü’min olmayan kavim (Allah’ýn rahmetinden) uzak olsun. Allahû Tealâ, Bakara Suresinin 87. âyet-i kerimesinde Ýsrail kavmine ardarda resûl gönderdiðini ve onlarýn da resûllerin hepsini mutlaka inkâr ettiklerini ve bir kýsmýný öldürmeye kadar gittiklerini ifade etmektedir: 2/BAKARA-87: Ve lekad âteynâ mûsâl kitâbe ve kaffeynâ min ba’dihî bir rusuli ve âteynâ îsâbne meryemel beyyinâti ve eyyednâhu bi rûhil kudus(kudusi), e fe kullemâ câekum resûlun bimâ lâ tehvâ enfusukumustekbertum, fe ferîkan kezzebtum ve ferîkan taktulûn(taktulûne). Andolsun ki Biz, Musa’ya kitap verdik ve ondan sonra da birbiri ardýndan (aralarý kesilmeksizin, peþpeþe) resûller gönderdik. Ve Meryem’in oðlu Ýsa’ya beyyineler (açýk kanýtlar) verdik ve onu Ruh’ûl Kudüs ile destekledik. Her ne zaman size bir resûl, nefslerinizin hoþlanmadýðý bir þeyle (emirle) geldiyse, hemen kibirlendiniz. Bu sebeple bir kýsmýný yalanladýnýz ve bir kýsmýný da öldürdünüz. Her devirde, mutlaka resûlleri çekemeyen birtakým insanlar devreye girip resûlleri yalanlamýþlardýr.

275

275


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 5

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 436

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

5 Ï ¥£Õ y ¡é¨£ÜÛa †¤Ç ë £æ¡a ¢b £äÛa b 袣í a ¬b í ü ë ® bî¤ã ¢£†Ûa ¢ñì¨î z¤Ûa ¢á¢Ø £ã £Š¢Ì m ¢‰ë¢Š ̤Ûa ¡é¨£ÜÛb¡2

¤á¢Ø £ã £Š¢Ì í

Yâ eyyuhen nâsu inne va’dallâhi hakkun fe lâ tegurrennekumul hayâtud dunyâ, ve lâ yegurrennekum billâhil garûr(garûru).

Εψ ινσανλαρ! Μυηακκακ κι Αλλαη’⎬ν ϖααδι ηακτ⎬ρ. √ψλεψσε δ⎫νψα ηαψατ⎬ σιζι σακ⎬ν αλδατμασ⎬ν. Αλδατ⎬χ⎬λαρ δα σιζι Αλλαη ιλε (αφφ⎬να γ⎫ϖενδιρερεκ) αλδατμασ⎬νλαρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

276

-

yâ eyyuhâ en nâsu inne va'dallâhi (va'de allâhi) hakkun fe lâ tegurrenne-kum el hayâtu ed dunyâ ve lâ yegurrenne-kum billâhil (bi allâhi) el garûru

: : : : : : : : : : :

ey insanlar muhakkak Allah'ýn vaadi hak artýk, öyleyse sakýn sizi aldatmasýn dünya hayatý ve sakýn sizi aldatmasýn Allah ile aldatýcýlar

276


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 5

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 436

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bu âyet-i kerimede aldatýcýlarýn insaný Allah’la aldatmasý anlatýlmaktadýr. Ýki tür insan olacaktýr: 1- Allah’ýn her söylediðini Kur’ân âyetleriyle ispat eden insanlar Allah ile aldatanlar deðillerdir. Onlar, Allah’ýn doðrularýný söylerler. Allah ile aldatanlarýn karþýsýnda olanlardýr. Hakikatler, Allah’ýn bizatihi Kur’ân öðrettiði bu insanlardan etrafa yayýlýr. Her devirde, her kavmin içinde Allah’ýn bir resûlü mutlaka vardýr. O resûl mutlaka inkâr edilmiþtir; yalancý olduðu iddia edilmiþtir ama sonunda resûl olduðu kesinleþmiþtir. 2- Ýnsanlara Allah’ýn söylemediði þeyleri söyleyerek, Allah ile aldatanlar. Allahû Tealâ diyor ki: “Allah’a ulaþmayý dileyeceksiniz. Eðe dilemezseniz cehennemden kurtulamazsýnýz.” Allah ile aldatanlarsa diyorlar ki: “Hayýr, Kur’ân-ý Kerim’de böyle bir þey yoktur.” Allahû Tealâ diyor ki: “Ruhunuzu ölmeden evvel Allah’a ulaþtýrmak mecburiyetindesiniz; 12 defa farz kýldým üzerinize.” Allah ile aldatanlarsa diyorlar ki: “Hayýr, Kur’ân-ý Kerim’de böyle bir þey yoktur. Ruh vücuttan ayrýlýrsa kiþi ölür.” Allahû Tealâ diyor ki: “Ey insanlar, muhakkak ki Allah’ýn vaadi haktýr! Allahû Tealâ’nýn vaadi Bana ulaþmayý dilerseniz, mutlaka sizi Kendime ulaþtýrýrým. Dünya hayatý sakýn sizi aldatmasýn. Dünya hayatýndaki dünya iþleri, Allah’a ulaþmayý dilemenizi engellemesin.” Aldatýcýlar da: “Hayýr, Kur’ân-ý Kerim’de Allah’a ulaþmayý dilemek diye bir þey yoktur.” demektedirler. Allah’a ulaþmayý dilemekle Allahû Tealâ bütün günahlarý örter, daha sonra da o örttüðü günahlarý sevaba çevirirr. Kiþi 14. basamakta mürþidine tâbî olduðu zaman, Allah bu defa da günahlarý sevaba çevirir. Bu noktaya kadar kiþinin bir sevabýna karþýlýk 10 katýný verirken, bu noktadan itibaren 100 katýný vermeye baþlar, 700 kata kadar da çýkarýr.

277

277


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 6

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 436

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

b à £ã¡a 6 a¦£ë¢† Ç ¢ê뢈¡‚ £mb Ï ¥£ë¢† Ç ¤á¢Ø Û æb À¤î £'Ûa £æ¡a 6¡Šî©È £Ûa ¡lb z¤• a ¤å¡ß aì¢ãì¢Ø î¡Û ¢é 2¤Œ¡y aì¢Ç ¤† í Ýnneþ þeytâne lekum aduvvun fettehýzûhu aduvvâ(aduvven), innemâ yed’û hýzbehu li yekûnû min ashâbis seîr(seîri).

Μυηακκακ κι ⎭εψταν, σιζιν δ⎫⎭μαν⎬ν⎬ζδ⎬ρ. √ψλεψσε ονυ δ⎫⎭μαν εδινιν. Ο, κενδι ηιζβινι (ταραφταρλαρ⎬ν⎬) σαδεχε αλεϖλι ατε⎭ (χεηεννεμ) εηλινδεν ολμαλαρ⎬ ι⎜ιν ⎜αð⎬ρ⎬ρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14

-

inne eþ þeytâne lekum aduvvun fe ittehýzû-hu aduvven innemâ yed'û hýzbehu li yekûnû min ashâbi es seîri

: : : : : : : : : : : : : :

muhakkak þeytan sizin için düþman artýk, öyleyse onu edinin düþman ancak, sadece davet eder, çaðýrýr hizib, grup, taraftar için olur ehlinden, halkýndan alevli ateþ, cehennem

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Þeytan, kiminle dost görünürse görünsün; aslýnda dost deðildir; sadece cehenneme çaðýran bir özelliðin sahibidir. Þeytan insanlarý sadece cehenneme ulaþtýrabilmek için etrafýna toplar. Þeytan etrafýna topladýðý insanlara zülmanî ilimler öðretiyorsa, bu öðretimin arkasýnda þeytanýn bir tek hedefi vardýr; o da kendisiyle beraber onlarý da cehenneme ulaþtýrmaktýr.

278

278


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 7

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 436

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

åí ©ˆ £Ûa ë 6 ¥†í ©† ( ¥la ˆ Ç ¤á¢è Û a뢊 1 × åí ©ˆ £Û a ; ¥Šî©j × ¥Š¤u a ë ¥ñ Š¡1¤Ì ß ¤á¢è Û ¡pb z¡Ûb £–Ûa aì¢Ü¡à Ç ëaì¢ä ߨa Ellezîne keferû lehum azâbun þedîd(þedîdun), vellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti lehum magfiretun ve ecrun kebîr(kebîrun).

Κ®φιρ ολανλαρ; ονλαρ ι⎜ιν ⎭ιδδετλι αζαπ ϖαρδ⎬ρ. ςε ®μεν⎦ ολανλαρ (Αλλαη’α υλα⎭μαψ⎬ διλεψενλερ) ϖε σαλιη αμελ (νεφσ τεζκιψεσι) ψαπανλαρ; ονλαρ ι⎜ιν μαðφιρετ ϖε β⎫ψ⎫κ μ⎫κ®φατ ϖαρδ⎬ρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

ellezîne keferû lehum azâbun þedîdun ve ellezîne âmenû ve amilû es sâlihâti lehum magfiretun ve ecrun kebîrun

: : : : : : : : : : : :

onlar inkâr ettiler onlara, onlar için vardýr azap þiddetli ve onlar âmenû oldular (hayattayken Allah'a ulaþmayý dilediler) ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaptýlar onlara, onlar için vardýr maðfiret (günahlarýnýn sevaba çevrilmesi) ve ecir, mükâfat büyük

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, Allah’a ulaþmayý dilemeyenler için sonucu söylemektedir. Âmenû olanlar (Allah’a ulaþmayý dileyenler) nefs tezkiyesi yapanlardýr. Salih amel, nefs tezkiyesini de tasfiyesini de kapsar. Nefs tezkiyesi ve daimî zikre ulaþarak nefs tasfiyesi de yapanlar için maðfiret ve büyük mükâfat var; çünkü onlar, neticede iradelerini de Allah’a teslim edecekler ve insanlarýn ulaþabilecekleri en yüksek makama ulaþacaklardýr. Ecr’ul azîm, hazz’ul azîm, fevz’ül azîm ve fazl’ýl azîmden biri onlarýn olacaktýr.

279

279


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 8

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 436

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

6 b¦ä  y ¢ê¨a Š Ï ©é¡Ü à Ç ¢õ¬ì¢ ¢é Û å¡£í¢‹ ¤å à Ï a ô©†¤è í ë ¢õ¬b ' í ¤å ß ¢£3¡š¢í 騣ÜÛa £æ¡b Ï Ù¢¤1 ã ¤k ç ¤ˆ m 5 Ï 9 ¢õ¬b ' í ¤å ß é¨£ÜÛa £æ¡a 6§pa Š  y ¤á¡è¤î Ü Ç æì¢È 䤖 í b à¡2 ¥áî©Ü Ç E fe men zuyyine lehu sûu amelihî fe reâhu hasenâ(hasenen), fe innallâhe yudýllu men yeþâu ve yehdî men yeþâu, fe lâ tezheb nefsuke aleyhim haserât(haserâtin), innallâhe alîmun bimâ yesneûn(yesneûne).

Φακατ κ⎞τ⎫ αμελι, κενδισινε σ⎫σλενεν (γ⎫ζελ γ⎞στεριλεν), β⎞ψλεχε ονυ γ⎫ζελ γ⎞ρεν κι⎭ι μι? ⇑⎭τε μυηακκακ κι Αλλαη, διλεδιðι κι⎭ιψι δαλ®λεττε β⎬ρακ⎬ρ ϖε διλεδιðι κι⎭ιψι ηιδαψετε ερδιριρ. Αρτ⎬κ ονλαρ ι⎜ιν νεφσιν, ηασρετ δυψμασ⎬ν (η⎫ζ⎫νλενμεσιν). Μυηακκακ κι Αλλαη, ονλαρ⎬ν ψαπτ⎬κλαρ⎬ν⎬ εν ιψι βιλενδιρ.

280

280


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 8

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 436

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25

-

e fe men zuyyine lehu sûu ameli-hi fe reâ-hu hasenen fe innallâhe (inne allâhe) yudýllu men yeþâu ve yehdî men yeþâu fe lâ tezheb nefsu-ke aleyhim haserâtin innallâhe (inne allâhe) alîmun bimâ yesneûne

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

mý artýk, iþte, böylece, fakat kim, kimse, kiþi süslendi, güzel gösterildi ona kötü onun ameli artýk, böylece, fakat onu gördü güzel artýk, iþte, böylece, fakat muhakkak ki Allah dalâlette býrakýr dilediði kimse, kiþi ve hidayete erdirir dilediði kiþi, dilediði kimse artýk, iþte, böylece, fakat gitmesin, olmasýn senin nefsin onlara, onlar için hasretler, hüzünler muhakkak ki Allah en iyi bilen þeyleri yapýyorlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kötü amel (içki içmek, kumar oynamak, fuhuþ v.s) Allahû Tealâ’nýn yasak ettiði fiillerdir. Kötü amel, þeytan tarafýndan süslenir. Þeytan bu fiilleri kiþiye güzel gösterir. Allah’ýn yasak ettiði birtakým zevkleri yaþayan kiþi, memnun olduðunu zanneder. Bu kiþi, Allah’ýn dalâlette býraktýðý kiþidir. Allah, dilediði kiþiyi hidayete erdirir. Allahû Tealâ’nýn emirlerini yapan kiþi, Allah’ýn güzelliklerine muhatap olur. Buradaki hasret de, elbette onlarýn yaptýklarý pis iþlere Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in istek duymasý mânâsýna gelmemektedir. Burada hasret, hüzünlenme mânâsýnda kullanýlmýþtýr.

281

281


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 9

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 436

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

ó¨Û¡a ¢êb ä¤Ô¢ Ï b¦2b z  ¢Šî©r¢n Ï b í¡£ŠÛa 3 ¤‰ a ô¬©ˆ £Ûa ¢é£Ü¨ Ûa ë ¢‰ì¢'£ä¢ Ûa Ù¡Û¨ˆ × 6b è¡m¤ì ß †¤È 2 ¤‰ ü¤a ¡é¡2 b ä¤î î¤y b Ï §o¡£î ß §† Ü 2 Vallâhullezî, erseler rîyâha fe tusîru sehâben fe suknâhu ilâ beledin meyyitin fe ahyeynâ bihil arda ba’de mevtihâ, kezâliken nuþûr(nuþûru).

ςε ο Αλλαη κι, ρ⎫ζγ®ρ⎬ γ⎞νδεριρ, β⎞ψλεχε βυλυτλαρ⎬ ηαρεκετ εττιριρ. Σονρα δα ονυ ⎞λ⎫ βελδεψε σεϖκεδεριζ. Β⎞ψλελικλε αρζ⎬, ⎞λ⎫μ⎫νδεν σονρα ονυνλα (ψαðμυρλα) διριλτιριζ. Νυ⎭υρ (ψενιδεν διριλιπ ψαψ⎬λμα), ι⎭τε βυνυν γιβιδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19

-

vallâhu (ve allâhu) ellezî ersele er rîâha fe tusîru sehâben fe suknâ-hu ilâ beledin meyyitin fe ahyeynâ bi-hi el arda ba'de mevti-hâ kezâlike en nuþûru

: : : : : : : : : : : : : : : : : : :

ve Allah onlar gönderdi rüzgâr(lar) artýk, böylece hareket ettirir bulutlar artýk, böylece onu sevkederiz beldeye ölü artýk, böylelikle diriltiriz onunla yeryüzü sonra onun ölümü iþte böyle nüþur, yeniden dirilip yayýlma

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ’nýn yaðmuru nasýl oluþturduðu anlatýlmaktadýr. Önce su buharý yükselir ve yaðmur bulutlarýný oluþturur. Her sene ölen arzda (yeryüzünde), aðaçlar yapraklarýný döker, çiçekler kurur. Allahû Tealâ, rüzgârýyla bulutlarý, suya ihtiyacý olan yerlere gönderir. Oralarý böyle canlandýrýr. Kýyâmet günü insanlarýn da ölümden sonra yeniden canlanmasý bunun gibidir.

282

282


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 10

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 436

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

¢ñ £Œ¡È¤Ûa ¡é¨£Ü¡Ü Ï ñ £Œ¡È¤Ûa ¢†í©Š¢í æb × ¤å ß ¢k¡£î £ÀÛa ¢á¡Ü ؤÛa ¢† Ȥ– í ¡é¤î Û¡a 6 b¦Èî©à u åí ©ˆ £Ûa ë 6 ¢é¢È ϤŠ í ¢|¡Ûb £–Ûa ¢3 à ȤÛa ë ¥la ˆ Ç ¤á¢è Û ¡pb ÷¡ £î £Ûa æ뢊¢Ø¤à í ¢‰ì¢j í ì¢ç Ù¡÷ ¬¨Û¯ë¢a ¢Š¤Ø ß ë 6 ¥†í©† ( Men kâne yurîdul izzete fe lillâhil izzetu cemîâ(cemîan), ileyhi yes’adul kelimut tayyibu vel amelus sâlihu yerfeuh(yerfeuhu), vellezîne yemkurûnes seyyiâti lehum azâbun þedîd(þedîdun), ve mekru ulâike huve yebûr(yebûru).

Κιμ ιζζετ ιστεδιψσε ι⎭τε ιζζετ ταμαμεν Αλλαη’α αιττιρ. Γ⎫ζελ κελιμελερ (σ⎞ζλερ), Ο’να ερι⎭ιρ. Ονυ, σαλιη αμελ (νεφσ τεζκιψεσι) ψ⎫κσελτιρ. Κ⎞τ⎫λ⎫κλερλε τυζακ κυρανλαρ; ονλαρ ι⎜ιν ⎭ιδδετλι αζαπ ϖαρδ⎬ρ. ςε ονλαρ⎬ν τυζακλαρ⎬ βο⎭α γιδερ. 1 2 3 4 5 6 7 8

283

-

men kâne yurîdu el izzete fe li allâhi el izzetu cemîan

: : : : : : : :

kim, kimse oldu istiyor izzet artýk Allah'a ait izzet hepsi, bütün, tamamen

283


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 10

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 436

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24

-

ileyhi yes'adu el kelimu et tayyibu ve el amelu es sâlihu yerfeu-hu ve ellezîne yemkurûne es seyyiâti lehum azâbun þedîdun ve mekru ulâike huve yebûru

: : : : : : : : : : : : : : : :

ona yükselir, eriþir söz, kelime temiz, güzel ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaptý onu yükseltir ve onlar hile yaparlar, tuzak kurarlar kötülükler, günahlar onlara, onlar için vardýr azap þiddetli ve hile, düzen iþte onlar o helâk olur, boþa gider

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýzzet tamamen Allah’a aittir. Allah’a ait olmayan bir izzet düþünülemez. Ýzzet, Allah’ýn katýnda deðerli olmanýn, herkes tarafýndan saygý görmenin iþaretidir. Böyle bir müessese, Allah ile en iyi iliþkilerin kurulmasýyla saðlanabilir. Güzel söz, Allah’a yükselir. Bu güzel sözü, salih amel; kiþinin nefsini tezkiye edici iþlemleri yapmasý yükseltir. Allah’a ulaþmayý dileyen bir insan, 14. basamakta irþad makamýna ulaþtýðýnda zikre baþlar. Bu zikir, Allah’ýn katýndan bu noktada indirilmeye baþlayan rahmeti, fazlý ve salâvâtý, kiþinin göðsüne ulaþtýrýr. Evvelce Allah’ýn göðsünden kalbine açtýðý yolu takip eden rahmet, fazl ve salâvât nurlarý kalbe ulaþýrlar. Kalbin kapýsýndaki mührü aþaðý doðru iterler. Rahmânî kapý açýlýr ve zulmanî kapýya kadar mühür iner. Rahmânî kapýnýn açýlmasý, zulmanî kapýnýn kilitlenmesi söz konusudur. Allah’ýn katýndan gelen rahmet, fazl ve salâvât ismindeki bu nurlar, birkaç dakika içinde kalbi kaplarlar. Kalbin içindeki bütün karanlýklar, kapý dýþarý edilir ama bunlar kalýcý deðillerdir. Sadece bunlardan “îmân” kelimesinin etrafýna yapýþan “fazýllar” kalýcý olacaklardýr. Onlar da, nefsin kalbinde yer iþgal ederler. Nefsin kalbinde her %7 fazl birikiminde o kiþi emmare, levvame, mülhime, mutmainne, radiye, mardiyye ve tezkiye kademelerini birer birer aþar. Ruh da bunlara paralel olarak gök katlarýný birer birer aþar. Sonunda ruh, Allah’a ulaþýr ve Allah’ýn Zat’ýnda yok olur. Nefsin kalbinde 7 defada %7’den, %49 fazl; daha evvel kalbe giren %2 de rahmet birikimiyle kalpteki nurlarýn %51’e ulaþmasý nefs tezkiyesini ifade eder. Salih amel, nefs tezkiyesini saðlar. Yani kiþiyi Allah’ýn katýnda yükseltir, yüceltir. Allahû Tealâ kötülüklerle tuzak kuranlar için þiddetli bir azabýn olduðunu söylemektedir.

284

284


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 11

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 436

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

¤á¢Ø Ü È u £á¢q §ò 1¤À¢ã ¤å¡ß £á¢q §la Š¢m ¤å¡ß ¤á¢Ø Ô Ü  ¢é ¨£ÜÛa ë 6©é¡à¤Ü¡È¡2 £ü¡a ¢É š m ü ë ó¨r¤ã¢a ¤å¡ß ¢3¡à¤z m b ß ë 6 b¦ua 뤋 a £ü¡a ©¬ê¡Š¢à¢Ç ¤å¡ß ¢— Ô¤ä¢í ü ë §Š £à 颧 ¤å¡ß ¢Š £à È¢í b ß ë ¥Šî,© í ¡é¨£ÜÛa ó Ü Ç Ù¡Û¨‡ £æ¡a 6§lb n¡× ó©Ï Vallâhu halakakum min turâbin summe min nutfetin summe cealekum ezvâcâ(ezvâcen), ve mâ tahmilu min unsâ ve lâ tedau illâ bi ilmih(ilmihî), ve mâ yuammeru min muammerin ve lâ yunkasu min umurihî illâ fî kitâb(kitâbin), inne zâlike alâllâhi yesîr(yesîrun).

ςε Αλλαη σιζι τοπρακταν ψαραττ⎬. Σονρα βιρ νυτφεδεν. Σονρα (δα) σιζι ⎜ιφτλερ κ⎬λδ⎬. Ο’νυν ιλμι ολμακσ⎬ζ⎬ν βιρ καδ⎬ν ψ⎫κλενεμεζ (ηαμιλε καλαμαζ) ϖε δοðυμ ψαπαμαζ. √μ⎫ρ ϖεριλεν βιρ κιμσενιν ⎞μρ⎫ κιταπτα ολαν⎬ν δ⎬⎭⎬νδα υζατ⎬λμαζ ϖεψα ονυν ⎞μρ⎫νδεν εκσιλτιλμεζ. Μυηακκακ κι βυ, Αλλαη ι⎜ιν ⎜οκ κολαψδ⎬ρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14

285

-

vallâhu (ve allâhu) halaka-kum min turâbin summe min nutfetin summe ceale-kum ezvâcen ve mâ tahmilu min unsâ ve lâ tedau illâ bi ilmi-hi

: : : : : : : : : : : : : :

ve Allah sizi yarattý topraktan sonra bir nutfeden sonra sizi kýldý eþler, zevceler ve yüklenmez, gebe kalmaz kadýn(dan) ve doðum yapmaz ancak, den baþka, olmaksýzýn ile onun ilmi

285


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 11

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 436

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25

-

ve mâ yuammeru min muammerin ve lâ yunkasu min umuri-hi illâ fî kitâbin inne zâlike alâllâhi (alâ allâhi) yesîrun

: : : : : : : : : : :

ve ömür verilmez, ömrü uzatýlmaz ömür verilen bir kimseden ve eksiltilmez, kýsaltýlmaz onun ömründen ancak, den baþka, dýþýnda içinde, de kitap muhakkak iþte bu Allah'a, Allah için kolay

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ’nýn “kitap” olarak ifade ettiði þey hayat filmleridir. Hayat filmleri, yedinci katýn birinci âleminde rakamlý kitap olarak deðil, yaþanan biçimde yer alýr. Kiþinin bütün geleceði orada vardýr. Kader hücreleri; yedinci katýn, Ýndi Ýlâhi’nin de içinde bulunduðu yedi âlemin birincisidir. Sarýmsý renkte, altýgen, tek bir sýra halinde dizili kader hücrelerinin herbiri, kiþinin 24 saatlik zaman dilimini ifade eder. Burasý sonsuza kadar, kader hücreleriyle doludur. Yanýnýzdakinin kader hücreleri, sizinkinin bitiþiðinde, onunki de tek bir sýra halindedir. Solunuzdaki için de ayný þey söz konusudur. Herkesin kader hücreleri, bulunduðu noktadan karþýsýna doðru dikey bir þekilde, 90 derecelik bir açýyla görülemeyecek bir noktaya kadar, sonsuza kadar uzanýr. Dikkat edilmelidir ki; kader hücreleri oraya, kýyâmetten sonra yerleþtirilmiþtir ama Allahû Tealâ zamaný sýfýrlayabilen sonsuz hýzýn sahibi olduðu için zamanýn evveli ve sonrasý söz konusu deðildir. Kýyâmet günü, oradan alýnan kader hücreleri, ikiye ayrýlarak iki ayrý yere ulaþtýrýlmýþtýr: Cennete gideceklerin kader hücrelerinin mevcut olduðu 7. gök katýndaki yerin adý Ýlliyyindir. Cehenneme girecek olanlarýnsa, kader hücreleri zemin kattan yedi kat aþaðýda, Siccîn’dedir. Allahû Tealâ, bütün insanlarýn neler yapacaðýný önceden bilir. Çünkü Allah’a göre geçmiþ zaman, gelecek zaman söz konusu deðildir. Bu sebeple, Allah’ýn ilmiyle gelecekten Levh-i Mahfuz’a alýnan kader hücreleri, hayat filmlerinin gerçek hayat görüntüsü orada mevcuttur. Kader hücreleri, geleceði ihtiva eder. Yarýn ne yapacaðýnýz, A’dan Z’ye, orada bellidir. Siz daha yaþamadan Allahû Tealâ, kýyâmetten almýþ geçmiþe göndermiþ ruhlarý. Ve þu anda kader hücrelerine çýkan herkes, kendi kader hücrelerinin üzerinden; yarýnýnýn, öbür gününün, daha öbür gününün üzerinden uçarak Ümmülkitab’a ulaþýr.

286

286


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 12

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 437

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

¥l¤ˆ Ç a ˆ¨ç

>¡æa Š¤z j¤Ûa ô¡ì n¤ í b ß ë

6 ¥xb u¢a ¥|¤Ü¡ß a ˆ¨ç ë ¢é¢2a Š ( ¥Í¡ö¬b  ¥pa Š¢Ï b¦£í¡Š Ÿ b¦à¤z Û æì¢Ü¢×¤b m §£3¢× ¤å¡ß ë 7 b è ãì¢ j¤Ü m ¦ò î¤Ü¡y æì¢u¡Š¤‚ n¤ m ë aì¢Ì n¤j n¡Û Š¡a ì ß ¡éî©Ï ٤ܢ1¤Ûa ô Š m ë æ뢊¢Ø¤' m ¤á¢Ø £Ü È Û ë ©é¡Ü¤š Ï ¤å¡ß Ve mâ yestevîl bahrâni hâzâ azbun furâtun sâigun þerâbuhu ve hâzâ milhun ucâc(ucâcun), ve min kullin te’kulûne lahmen tariyyen ve testahricûne hilyeten telbesûnehâ, ve terel fulke fîhi mevâhire li tebtegû min fadlihî ve leallekum teþkurûn(teþkurûne).

ςε ικι δενιζ μ⎫σαϖι (ε⎭ιτ) ολαμαζ. Βυ λεζζετλι, τατλ⎬δ⎬ρ. Συσυζλυðυ γιδερεν, ι⎜ιμι κολαψ ολανδ⎬ρ. ςε βυ (διðερι) τυζλυδυρ, αχ⎬δ⎬ρ. Ηεπσινδεν ταζε ετ ψερσινιζ. ςε γιψεχεðινιζ (τακαχαð⎬ν⎬ζ) σ⎫σ ε⎭ψασ⎬ (ινχι, μερχαν) ⎜⎬καρ⎬ρσ⎬ν⎬ζ. ςε ονυν φαζλ⎬νδαν ιστεμενιζ ι⎜ιν ονδα (συψυ) ψαρ⎬π γιδεν γεμιλερ γ⎞ρ⎫ρσ⎫ν⎫ζ. Υμυλυρ κι β⎞ψλεχε ⎭⎫κρεδερσινιζ. 287

287


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 12

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 437

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25

-

ve mâ yestevî el bahrâni hâzâ azbun furâtun sâigun þerâbu-hu ve hâzâ milhun ucâcun ve min kullin te'kulûne lahmen tariyyen ve testahricûne hilyeten telbesûne-hâ ve terâ el fulke fîhi mevâhire li tebtegû min fadli-hi ve lealle-kum teþkurûne

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

ve musavi olmaz, eþit olmaz iki deniz bu lezzetli, tatlý tatlý, susuzluðu gideren boðazdan kolay geçen, içimi kolay onun içimi ve bu tuzlu acý ve hepsinden yersiniz et taze ve çýkarýrsýnýz süs eþyalarý onu takarsýnýz ve görürsün gemi(ler) onun içinde, orada yarýp giden aramanýz, talep etmeniz için onun fazlýndan ve umulur ki siz þükredersiniz

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Teala suyu birbirinden farklý tuzlulukta olan iki denizden bahsetmektedir. Akdeniz ve Atlas Okyanusu, tuzluluk açýsýndan birbirinden ayrýlýr. Akdeniz ve Marmara Denizi; Marmara Denizi’yle Karadeniz tuzluluk açýsýndan birbirinden ayrýlýrlar. Bazý denizler daha tuzlu, bazý denizler daha az tuzludur. Bir tarafta tatlý sular (içme sularý) bir tarafta da denizin acý sularý vardýr. Ýster nehir olsun, tatlý su olsun; ister deniz olsun, acý su olsun ama hepsinde balýk ve her türlü yiyecek maddesi vardýr. Denizler üzerinde gemilerin gittiði; içindeki mahlukâtýn gýda maddesi ve süs eþyasý olarak insanlara faydalý olduðu bir alan vücuda getirirler. Hepsi için Allah’a çok þükretmemiz gerekmez mi?

288

288


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 13

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 437

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

=¡3¤î £Ûa ó¡Ï ‰b è £äÛa ¢w¡Ûì¢í ë ¡‰b è £äÛa ó¡Ï 3¤î £Ûa ¢w¡Ûì¢í §3 u ü¡ ô©Š¤v í ¢ £3¢× 9 Š à Ô¤Ûa ë ¤à £'Ûa Š £‚  ë 6 ¢Ù¤Ü¢à¤Ûa ¢é Û ¤á¢Ø¢ £2 ‰ ¢é¨£ÜÛa ¢á¢Ø¡Û¨‡ 6ó¦£à ¢ß 6§Šî©à¤À¡Ó ¤å¡ß æì¢Ø¡Ü¤à í b ß ©é¡ã뢅 ¤å¡ß æì¢Ç¤† m åí ©ˆ £Ûa ë Yûlicul leyle fîn nehâri ve yûlicun nehâre fîl leyli ve sehhareþ þemse vel kamere kullun yecrî li ecelin musemmâ(musemmen), zâlikumullâhu rabbukum lehul mulk(mulku), vellezîne ted’ûne min dûnihî mâ yemlikûne min kýtmîr(kýtmîrin).

(Αλλαη), γεχεψι γ⎫νδ⎫ζ⎫ν ι⎜ινε, γ⎫νδ⎫ζ⎫ γεχενιν ι⎜ινε σοκαρ. Γ⎫νε⎭’ι ϖε Αψ’⎬ εμρι αλτ⎬να αλμ⎬⎭τ⎬ρ. Ηεπσι βελιρλενμι⎭ βιρ ζαμανα καδαρ ακαρ (ψ⎞ρ⎫νγελερινδε δ⎞νερλερ). ⇑⎭τε βυ Αλλαη, σιζιν Ραββινιζδιρ. Μ⎫λκ, Ο’νυνδυρ. Ο’νδαν (Αλλαη’ταν) βα⎭κα ταπτ⎬κλαρ⎬ν⎬ζ, βιρ κ⎬τμιρε (ηυρμα ⎜εκιρδεðινιν ζαρ⎬να) βιλε μαλικ δεðιλδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

289

-

yûlicu el leyle fî en nehâri ve yûlicu en nehâre fî el leyli ve sehhare eþ þemse ve el kamere kullun yecrî li ecelin musemmen

: : : : : : : : : : : : :

içine sokar gece gündüzün içine ve içine sokar gündüz gecenin içine ve emre amade kýldý, emri altýna aldý güneþ ve kamer, ay hepsi, bütün akar, akýp gider bir ecele kadar, bir süre belirli, belirlenmiþ

289


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 13

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 437

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

14 15 16 17 18 19 20 21 22 23

-

zâlikumullâhu (zâlikum allâhu) zâlikum : allâhu : rabbu-kum : lehu : el mulku : ve ellezîne : ted'ûne : min dûni-hi : mâ yemlikûne : min kýtmîrin :

þte bu Allah sizin Rabbiniz onun mülk ve onlar tapýyorsunuz ondan baþka sahip olamazlar, malik olamazlar hurma çekirdeðinin zarý

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, gündüz ve gecenin birbirini takip etmesini anlatýyor. Sabahlarý gündüz oluþuyor, geceleri kayboluyor; akþamlarý da gece oluþuyor, gündüz kayboluyor. Biri oluþtuðunda diðeri kaybolduðu için, Allahû Tealâ “onun içine sokmak” olarak deðerlendiriyor. Güneþ de Ay da Allah’ýn emri üzerine görevlerini yaparlar. Merkezini Güneþ’in teþkil ettiði bir yörüngede, Dünya ve onunla beraber diðer gezegenler dönerler. Ay da, Dünya’nýn yörüngesinde döner. Dünya’nýn merkez teþkil ettiði bir yörüngede, Ay da devamlý dönmektedir. Ýnsanlarýn Allah’tan baþka taptýklarý þeylerin hepsi Allah’ýn yaratýðýdýr. Allahû Tealâ’nýn “Hepsi belirlenmiþ bir zamana kadar akar.” demekten muradý, kýyâmet müessesesidir. Allahû Tealâ âlemleri yaratmýþtýr. Bütün âlemler ayný anda yok olacaktýr. Allah’ýn tayin ettiði zaman her gezegene, her Güneþ Sistemi’ne verdiði kinetik enerjinin bittiði güne kadardýr. Þu anda kâinat devamlý büyümektedir. Çünkü Allahû Tealâ bütün gezegenleri, bütün Güneþ Sistemleri’ni kinetik enerjisiyle diðerlerinden ayýrýyor ve kâinat insan vücudu þeklindeki hüviyeti hiç bozulmadan devamlý olarak büyüyor. Kâinat kinetik enerji sebebiyle büyümesini sürdürebilmektedir. Bu enerji bitince büyüme duracaktýr ve durunca kýyâmet kopacaktýr. Kýyâmetin kopmasý bu devredeki bir olaydýr. Çünkü büyüme durunca, gravitasyon baþlayacaktýr. Bütün dengeler bozulmuþtur. Hünnes ve künnes kanunlarý artýk çalýþmaz. Dünya’nýn etrafýnda dönen Ay, Dünya’ya; Dünya da Güneþ’e çarpacaktýr. Ve sadece Dünya deðil, bütün gezegenler Güneþ’e çarparak, bu gezegenlerdeki hayatlar son bulacaktýr. Güneþ Sistemleri birbirine doðru çekilecektir, onlar birbiriyle birleþtirilecektir ve kâinat giderek bir merkeze doðru yol alacak, sonunda hepsi uzaylarý yok olarak bir tek noktada toplanacaktýr.

290

290


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 14

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 437

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

aì¢È¡à  ¤ì Û ë 7 ¤á¢× õ¬b Ç¢… aì¢È à¤ í ü ¤á¢çì¢Ç¤† m ¤æ¡a æ뢊¢1¤Ø í ¡ò à¨î¡Ô¤Ûa â¤ì í ë 6 ¤á¢Ø Û aì¢2b v n¤ab ß §;Šî©j  ¢3¤r¡ß Ù¢÷¡£j ä¢í ü ë 6 ¤á¢Ø¡×¤Š¡'¡2 Ýn ted’ûhum lâ yesmeû duâekum, ve lev semiû mestecâbû lekum, ve yevmel kýyâmeti yekfurûne bi þirkikum, ve lâ yunebbiuke mislu habîr(habîrin).

Εðερ ονλαρα δυα εδερσενιζ σιζι, δυαλαρ⎬ν⎬ζ⎬ ι⎭ιτμεζλερ. ⇒®ψετ ι⎭ιτμι⎭ ολσαλαρ (βιλε) σιζε ιχαβετ εδεμεζλερ. Κ⎬ψ®μετ γ⎫ν⎫ σιζιν ⎭ιρκινιζι ινκ®ρ εδεχεκλερ. ςε σανα βυνυν (βυ ηαβεριν) μισλινι (βενζερινι) ϖερεχεκ (κιμσε, ⎭εψ) βυλυνμαζ (Αλλαη’ταν βα⎭κασ⎬ ηαβερ ϖερεμεζ). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14

-

in ted'û-hum lâ yesmeû duâe-kum ve lev semiû mestecâbû (mâ istecâbu) lekum ve yevme el kýyâmeti yekfurûne bi þirki-kum ve lâ yunebbiu-ke mislu habîrin

: : : : : : : : : : : : : :

eðer onlara dua edersiniz iþitmezler sizin dualarýnýz ve olsa bile, eðer iþittiler icabet etmezler size ve kýyâmet günü inkâr edecekler sizin þirkiniz, þirk koþmanýz ve sana haber vermez gibi, benzer haberdar olan, haber veren

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ haberin mislini, benzerini verecek Allah’tan baþkasý kimse bulunmadýðýný ifade etmektedir.

291

291


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 15

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 437

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

7 ¡é¨£ÜÛa ó Û¡a ¢õ¬a Š Ô¢1¤Ûa ¢á¢n¤ã a ¢b £äÛa b 袣í a ¬b í ¢†î©à z¤Ûa ¢£ó¡ä ̤Ûa ì¢ç

¢é¨ £ÜÛa ë

Yâ eyyuhen nâsu entumul fukarâu ilâllâhi, vallâhu huvel ganiyyul hamîd(hamîdu).

Εψ ινσανλαρ! Σιζλερ, Αλλαη’α μυητα⎜ φακιρλερσινιζ. ςε Αλλαη κι ο, Γανι’διρ (ζενγιν, ιητιψαχ⎬ ολμαψαν), Ηαμ⎩δ’διρ (ηαμδεδιλεν). 1 2 3 4 5 6 7 8 9

-

yâ eyyuhâ en nâsu entum el fukarâu ilâllâhi (ilâ allâhi) vallâhu (ve allâhu) huve el ganiyyu el hamîdu

: : : : : : : : :

ey insanlar sizler fakirler Allah'a ve Allah o gani, zengin, ihtiyacý olmayan hamid, hamdedilen, övülmeye lâyýk

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýnsanlar, hayvanlar, canlý, cansýz bütün varlýklar Allah’a muhtaçtýr. Her varlýk, Allahû Tealâ tarafýndan var edilmiþtir ve her açýdan O’na muhtaçtýr. Ýnsanlar netice itibariyle sadece birer mahlûktur ve Allah’a her an bütün cephelerden muhtaçtýrlar. Allah’ýn hiçbir þeye ihtiyacý yoktur.

292

292


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 16

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 437

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

¤á¢Ø¤j¡ç ¤ˆ¢í ¤b ' í ¤æ¡a 7 §†í©† u §Õ¤Ü ‚¡2 ¡p¤b í ë Ýn yeþe’ yuzhibkum ve ye’ti bi halkýn cedîd(cedîdin).

Εðερ διλερσε σιζι γιδεριρ (ψοκ εδερ) ϖε (σιζιν ψερινιζε) ψενι βιρ ηαλκ γετιριρ.

1 2 3 4 5 6

-

in yeþe' yuzhib-kum ve ye'ti bi halkýn cedîdin

: : : : : :

eðer diler sizi giderir ve getirir bir halký yeni

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ resûllerine ve nebîlerine karþý çýktýklarý için çok milleti yok etmiþtir. Ad kavmi, Semud kavmi ve daha birçok yok edilen millet vardýr. Allahû Tealâ, dilediðini yapmakta keyfe mâ yeþâ’dýr. Dilediði milleti yaratýr, dilediðini yok eder.

293

293


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 17

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 437

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

Ù¡Û¨‡ b ß ë §Œí©Œ È¡2 ¡é¨£ÜÛa ó Ü Ç Ve mâ zâlike alâllâhi bi azîz(azîzin).

ςε βυ, Αλλαη’α (Αλλαη ι⎜ιν) αζ⎩ζ (γ⎫⎜) δεðιλδιρ.

1 2 3 4

-

ve mâ zâlike alâllâhi (alâ allâhi) bi azîzin

: : : :

ve deðil iþte bu Allah'a azîz, güç

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Dilediði milleti yaratýp, dilediðini yok etmek Allah’a güç deðildir.

294

294


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 18

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 437

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

¢Ê¤† m ¤æ¡a ë 6ô¨Š¤¢a ‰¤‹¡ë ¥ñ ‰¡‹a ë ¢‰¡Œ m ü ë ¥õ¤ó ( ¢é¤ä¡ß ¤3 à¤z¢í ü b è¡Ü¤à¡y ó¨Û¡a ¥ò Ü Ô¤r¢ß åí ©ˆ £Ûa ¢‰¡ˆ¤ä¢m b à £ã¡a 6ó¨2¤Š¢Ó a ‡ æb × ¤ì Û ë 6 ñì¨Ü £–Ûa aì¢ßb Ó a ë ¡k¤î ̤Ûb¡2 ¤á¢è £2 ‰ æ¤ì '¤‚ í 6©é¡¤1 ä¡Û ó¨£× Œ n í b à £ã¡b Ï ó¨£× Œ m ¤å ß ë ¢Šî©– à¤Ûa ¡é¨ £ÜÛa ó Û¡a ë Ve lâ tezirû vâziretun vizre uhrâ, ve in ted’u muskaletun ilâ himlihâ lâ yuhmel minhu þey’un ve lev kâne zâ kurbâ, innemâ tunzirullezîne yahþevne rabbehum bil gaybi ve ekâmûs salâh(salâte), ve men tezekkâ fe innemâ yetezekkâ li nefsih(nefsihî), ve ilâllâhil masîr(masîru).

ςε ψ⎫κ τα⎭⎬ψαν βιρισι (βιρ γ⎫ναηκ®ρ) βα⎭κα βιρινιν ψ⎫κ⎫ν⎫ (γ⎫ναη⎬ν⎬) ψ⎫κλενμεζ. Εðερ αð⎬ρ ψ⎫κλ⎫ κιμσε, ονυ (γ⎫ναηλαρ⎬ν⎬) ψ⎫κλενμεψε (βα⎭κασ⎬ν⎬) ⎜αð⎬ρσα βιλε ονδαν ηι⎜βιρ ⎭εψ ψ⎫κλετιλμεζ, ονυν ψακ⎬ν⎬ ολσα δαηι. Σεν ανχακ γαψβτε Ραββινε ηυ⎭⎦ δυψανλαρ⎬ ϖε ναμαζ⎬ ικαμε εδενλερι υψαρ⎬ρσ⎬ν. ςε κιμ τεζκιψε ολυρσα (νεφσινι τεζκιψε εδερσε), ο τακτιρδε βυνυ σαδεχε κενδι νεφσι ι⎜ιν ψαπαρ. ςε δ⎞ν⎫⎭ Αλλαη’αδ⎬ρ (Νεφσ τεζκιψεσι ιλε ρυη Αλλαη’α δ⎞νερ υλα⎭⎬ρ).

295

295


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 18

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 437

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27

-

ve lâ tezirû vâziretun vizre uhrâ ve in ted'u muskaletun ilâ himli-hâ lâ yuhmel min-hu þey'un ve lev kâne zâ kurbâ innemâ tunziru ellezîne yahþevne rabbe-hum bi el gaybi ve ekâmû es salâte ve men tezekkâ fe innemâ yetezekkâ li nefsi-hi ve ilâllâhi (ilâ allâhi) el masîru

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

ve günahýný yüklenemez yük taþýyan, günahkâr aðýrlýk, yük, günah baþka, diðeri ve eðer çaðýrýrsa günahlarý yüklü olan onu taþýmaya yükletilmez ondan bir þey ve olsa bile onun akrabasý, yakýný ancak, sadece sen uyarýrsýn onlar huþû duyarlar onlarýn Rabbi, Rab'leri gayba, gaybte ve namazý ikame ettiler ve kim tezkiye oldu o taktirde ancak, sadece tezkiye olur kendi nefsi için ve Allah'adýr dönüþ

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ruhu Allah’a ulaþtýran þey, nefs tezkiyesidir. Nefsin kalbinde her %7 fazl birikimi, o kiþinin ruhunun bir gök katý yükselmesini ifade eder. Allahû Tealâ, nefs tezkiyesinin sonunda ruhun Allah’a dönüþünü anlatmaktadýr. Kiþi ölmeden evvel ruhun Allah’a ulaþmasý üzerimize farz kýlýnmýþtýr. 89/FECR-28: Ýrciî ilâ rabbiki râdýyeten mardýyyeh(mardýyyeten). Allah’tan razý ol ve Allah’ýn rýzasýný kazan. (Ey ruh!) Allah’a (Rabbine) geri dönerek ulaþ. 73/MUZEMMÝL-8: Vezkurisme rabbike ve tebettel ileyhi tebtîlâ(tebtîlen). Rabbinin (Allah’ýn) ismiyle zikret ve herþeyden kesilerek O’na (Allah’a) dön (ulaþ, vasýl ol).

296

296


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 19

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 438

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

ó¨à¤Ç ü¤a ô¡ì n¤ í b ß ë = ¢Šî©– j¤Ûa ë Ve mâ yestevîl a’ mâ vel basîr(basîru).

ςε ®μ® (κ⎞ρ) ολανλα βασιρετ σαηιβι ολαν (γ⎞ρεν) μ⎫σαϖι (ε⎭ιτ) ολμαζ.

1 2 3 4

-

ve mâ yestevî el a'mâ ve el basîru

: : : :

ve deðil, olmaz müsavi, eþit âmâ, kör, görmeyen ve gören, basiret sahibi olan

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Görme hassasýnýn adý basar, görme iþinin adý basirettir. Allah’a göre, Allah'a ulaþmayý dilemedikçe bütün insanlarýn gözleri kördür. Allah'a ulaþmayý dileyenle dilemeyen arasýndaki farký belirtmek üzere bu söz söylenmiþtir.

297

297


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 20

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 438

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

= ¢‰ì¢£äÛa ü ë ¢pb à¢Ü ¢£ÄÛa ü ë Ve lez zulumâtu ve len nûr(nûru).

ςε ζυλμετ (καρανλ⎬κ) ϖε νυρ (αψδ⎬νλ⎬κ) δα (ε⎭ιτ ολμαζ). 1 2 3 4

-

ve lâ ez zulumâtu ve lâ en nûru

: : : :

ve deðil, olmaz karanlýklar ve deðil, olmaz ve nur, aydýnlýklar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Görmeyen bir insan için her taraf devamlý karanlýktýr. Zulmetle (karanlýk), nur (aydýnlýk) eþit olmaz. “Eþit olmaz” ifadesi âyet-i kerimede mevcut deðil ama bir evvelki âyete dayalý olarak böyle ifade etmek gerekiyor. Ve Allahû Tealâ'nýn Allah'a ulaþmayý dileyenle dilemeyen arasýndaki mukayeseleri devam ediyor.

298

298


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 21

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 438

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

¢£3¡£ÄÛa ü ë 7 ¢‰ë¢Š z¤Ûa ü ë Ve lez zýllu ve lel harûr(harûru).

ςε γ⎞λγε ϖε σ⎬χακλ⎬κ δα (ε⎭ιτ ολμαζ).

1 2 3 4

-

ve lâ ez zýllu ve lâ el harûru

: : : :

ve deðil, olmaz gölge ve deðil, olmaz sýcaklýklar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ son 3 âyet-i kerimede Allah'a ulaþmayý dileyenle dilemeyen arasýndaki farklarý ifade ediyor. Karanlýkla aydýnlýk, gölgeyle sýcak, görenle kör eþit olmaz.

299

299


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 22

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 438

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

6 ¢pa ì¤ß ü¤a ü ë ¢õ¬b î¤y ü¤a ô¡ì n¤ í b ß ë ¬b ß ë 7 ¢õ¬b ' í ¤å ß ¢É¡à¤¢í é ¨£ÜÛa £æ¡a ¡‰ì¢j¢Ô¤Ûa ó¡Ï ¤å ß §É¡à¤¢à¡2 o¤ã a Ve mâ yestevîl ahyâu ve lel emvât(emvâtu), innallâhe yusmiu men yeþâu, ve mâ ente bi musmiin men fîl kubûr(kubûri).

ςε ηαψψ (διρι) ολανλαρ ϖε ⎞λ⎫λερ ε⎭ιτ ολμαζ. Μυηακκακ κι Αλλαη, διλεδιðινε ι⎭ιττιριρ. ςε σεν, καβιρλερδε (μεζαρλαρδα) ολανλαρα ι⎭ιττιριχι δεðιλσιν. 1 - ve mâ yestevî : 2 - el ahyâu : ve lel emvâtu (ve lâ el emvâtu) 3 - ve lâ : 4 - el emvâtu : 5 - inne allâhe : 6 - yusmiu : 7 - men : 8 - yeþâu : 9 - ve mâ : 10 - ente : 11 - bi : 12 - musmiin : 13 - men : 14 - fî el kubûri :

300

ve musavî, eþit deðil hayy, diri, canlý ve deðil, olmaz ölüler muhakkak Allah iþittirir kim, kimse, kiþi diler ve deðil, olmaz sen ile iþittiren (iþittirici) kim, kimse, kiþi kabirlerde

300


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 22

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 438

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Diri olmakla ölü olmak arasýndaki farklýlýða bakalým. Ölü olmakla diri olmak; iþitmekle iþitmemek, görmekle görmemek, Allah’a göre farklý olaylarý ifade ediyor. Dünyaya gelen, gözleri gören, kulaklarý duyan ve idrak edebilen kiþi canlýdýr ve hayattadýr. Ama manevî açýdan düþünüldüðünde insanlar Allah’a ulaþmayý dilememiþlerse kördürler, saðýrdýrlar, dilsizdirler. Yani ölüdürler. Onlar Allah’a ulaþmayý diledikleri zaman hayata dönerler. Bütün insanlar baþlangýçta bu dünya hayatýnda diridirler. Gözleri görür, kulaklarý iþitir, mânâya varýrlar ama Allah’a göre ölüdürler. Allah’ýn istediði þekilde gören, iþiten, bilen bir insan olmak bir tek þarta baðlýdýr. Allah’a ulaþmayý dilerse Allah’ýn bu hükmüne muhatap olur. Gözlerindeki hicab-ý mestureyi, kulaklarýndaki vakrayý, kalbindeki ekinneti, görme hassasý üzerindeki gýþaveti Allah alýr. Ýþitme hassasý ve kalbindeki mührü de açar. 8/ENFAL-29: Yâ eyyuhellezîne âmenû in tettekullâhe yec’al lekum furkânen ve yukeffir ankum seyyiâtikum ve yagfir lekum, vallâhu zul fadlil azîm(azîmi). Ey âmenû olanlar, Allah’a karþý takva sahibi olursanýz sizi furkan (hak ve bâtýlý ayýrma özelliði) sahibi kýlar! Ve sizden (sizin) günahlarýnýzý örter ve size maðfiret eder (günahlarýnýzý sevaba çevirir). Ve Allah, büyük fazl sahibidir. Kiþiye idraki saðlayan ihbat müessesesini koyar. Allahû Tealâ kiþinin görmeyen gözlerini görür, iþitmeyen kulaklarýný iþitir, idrak etmeyen kalbini idrak eder hale getirmiþtir. Görme hassasýný görür, iþitme hassasýný iþitir hale getirmiþtir. Allahû Tealâ verdiði 7 ihsanla bunu gerçekleþtirir. Kim Allah’a ulaþmayý dilerse o kiþinin günahlarý örtülür ve artýk sevap tartýlarý günahlarýndan fazla bir insan olur. Allah’a ulaþmayý dileyen herkesi Allah birkaç dakika içinde gören, iþiten ve idrak eden bir insan haline getirir. Ve o kiþi Allah’ýn cenneti için ehil olmuþtur. Ýþte burada Allahû Tealâ o kiþiyi ölüyken diriltmiþtir.

301

301


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 23

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 438

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

¥Ší ©ˆ ã £ü¡a o¤ã a ¤æ¡a Ýn ente illâ nezîr(nezîrun).

Σεν σαδεχε βιρ νεζιρσιν (υψαρ⎬χ⎬σ⎬ν). 1 2 3 4

-

in ente illâ nezîrun

: : : :

eðer olsa sen ancak, sadece nezir, uyarýcý

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Nezir, nezaret ayný kökten gelen kelimelerdir. Nezir uyaran demektir, nezretmekten gelir. Peygamber Efendimiz (S.A.V): 1- Nebî’dir. 2- Resûl’dür. 3- Ayný zamanda Nezir’dir. Bütün resûller, bütün nebiler ayný zamanda nezirdirler. Ama bütün nezirler ayný zamanda resûl deðillerdir. Bütün nezirler nebî deðillerdir. Öyleyse nezretmek, insanlarý ikaz etmek, uyarmak bir mertebe müessesesidir. Allahû Tealâ bütün beldelere, bütün kasabalara nezir vazifeli kýlmýþtýr. O zaman nezir, risaletin altýndaki bir kademededir. Çünkü resûller milletin resûlüdür. Her kasabanýn ayrý resûlü olmaz, her þehrin ayrý resûlü olmaz. Ama her milletin þu dünya üzerinde þu anda mutlaka hayatta olan bir resûlü vardýr. 23/MU’MÝNUN-44: Summe erselnâ rusulenâ tetrâ, kullemâ câe ummeten resûluhâ kezzebûhu fe etbâ’nâ ba’dahum ba’dan ve cealnâhum ehâdîs(ehâdîse), fe bu’den li kavmin lâ yu’minûn(yu’minûne). Sonra Biz, resûllerimizi ardarda (arasý kesilmeksizin) gönderdik. Her ümmete resûlü geldiði zaman, her defasýnda onu yalanladýlar. Biz de onlarý birbiri arkasýndan (helâk ettik). Ve onlarý efsane kýldýk. Artýk mü’min olmayan kavim (Allah’ýn rahmetinden) uzak olsun.

302

302


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 24

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 438

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

a¦Šî,©' 2

¡£Õ z¤Ûb¡2 Úb ä¤Ü ¤‰ a ¬b £ã¡a

§ò £ß¢a ¤å¡ß ¤æ¡a ë 6 a¦Ší ©ˆ ã ë ¥Ší ©ˆ ã b èî©Ï 5  £ü¡a Ýnnâ erselnâke bil hakký beþîren ve nezîrâ(nezîren), ve in min ummetin illâ halâ fîhâ nezîr(nezîrun).

Μυηακκακ κι Βιζ σενι, ηακ ιλε μ⎫ϕδελεψιχι ϖε νεζιρ (υψαρ⎬χ⎬) ολαρακ γ⎞νδερδικ. ⇑⎜ινδεν βιρ νεζιρ γελιπ γε⎜μι⎭ ολμαψαν ηι⎜βιρ ⎫μμετ ψοκτυρ.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

303

-

innâ erselnâ-ke bi el hakký beþîren ve nezîren ve in min ummetin illâ halâ fîhâ nezîrun

: : : : : : : : : : : :

muhakkak biz seni gönderdik hak ile müjdeleyici ve nezir, uyarýcý ve eðer den bir ümmet sadece, hariç, olmadan gelip geçmiþ olan orada nezir, uyarýcý

303


ℜψετ − 24

øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yúj»A øÉ}é¼@»A øÁônø@I {

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 438

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bütün ümmetlerin içinde mutlaka bir uyarýcý vardýr. Bu âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ, bütün kavimlere arkasý kesilmeden resûl gönderdiðini söylüyor: 23/MU’MÝNUN-44: Summe erselnâ rusulenâ tetrâ, kullemâ câe ummeten resûluhâ kezzebûhu fe etbâ’nâ ba’dahum ba’dan ve cealnâhum ehâdîs(ehâdîse), fe bu’den li kavmin lâ yu’minûn(yu’minûne). Sonra Biz, resûllerimizi ardarda (arasý kesilmeksizin) gönderdik. Her ümmete resûlü geldiði zaman, her defasýnda onu yalanladýlar. Biz de onlarý birbiri arkasýndan (helâk ettik). Ve onlarý efsane kýldýk. Artýk mü’min olmayan kavim (Allah’ýn rahmetinden) uzak olsun. 16/NAHL-36: Ve le kad beasnâ fî kulli ummetin resûlen eni’budûllâhe vectenibût tâgût(tâgûte), fe minhum men hedallâhu ve minhum men hakkat aleyhid dalâleh(dalâletu), fe sîrû fîl ardý fanzurû keyfe kâne âkýbetul mukezzibîn(mukezzibîne). Ve andolsun ki Biz, bütün ümmetlerin (milletlerin, kavimlerin) içinde resûl beas ettik (hayata getirdik, vazifeli kýldýk). (Allah’a ulaþmayý dileyerek) Allah’a kul olsunlar ve taguttan (insan ve cin þeytanlardan) içtinap etsinler (sakýnýp kurtulsunlar) diye. Onlardan bir kýsmýný, (Resûlün daveti üzerine Allah’a ulaþmayý dileyenleri) Allah hidayete erdirdi ve bir kýsmýnýn (dilemeyenlerin) üzerine dalâlet hak oldu. Artýk yeryüzünde gezin. Böylece yalanlayanlarýn akýbetinin, nasýl olduðuna bakýn (görün). 17/ÝSRA-15: Menihtedâ fe innemâ yehtedî li nefsih(nefsihî), ve men dalle fe innemâ yadýllu aleyhâ, ve lâ teziru vâziretun vizre uhrâ, ve mâ kunnâ muazzibîne hattâ neb’ase resûlâ(resûlen). Kim hidayete erdiyse, sadece kendi nefsi için (nefsini tezkiye ettiði için) hidayete erer. Öyleyse kim dalâlette ise sorumluluðu sadece kendi üzerinde olarak dalâlette kalýr. Yük taþýyan (günahý yüklenen) bir kimse, bir baþkasýnýn yükünü (günahýný) yüklenmez. Ve Biz, bir resûl göndermedikçe azap edici olmadýk. Bütün ümmetlerde, bütün zaman parçalarýnda Allah’ýn resûlleri mutlaka bulunurlar. Peygamber Efendimiz (S.A.V) herþeyden evvel: 1- Nebî’dir, Peygamber’dir. 2- Resûl’dür. 3- Nübüvvet, peygamberlik O’nunla beraber sona ermiþtir. Ama risalet kýyâmete kadar devam edecektir. Bütün nebîler, bütün resûller ayný zamanda mutlaka nezirdir. Her nezir resûl deðildir. Her nezir nebî deðildir.

304

304


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øÉé¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 25

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 438

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

¤å¡ß åí ©ˆ £Ûa l £ˆ × ¤† Ô Ï Úì¢2¡£ˆ Ø¢í ¤æ¡a ë ¡pb ä¡£î j¤Ûb¡2 ¤á¢è¢Ü¢¢‰ ¤á¢è¤m õ¬b u 7 ¤á¡è¡Ü¤j Ó ¡Šî©ä¢à¤Ûa ¡lb n¡Ø¤Ûb¡2 ë ¡Š¢2 ¢£ŒÛb¡2 ë Ve in yukezzibûke fe kad kezzebellezîne min kablihim, câethum rusuluhum bil beyyinâti ve biz zuburi ve bil kitâbil munîr(munîri).

ςε εðερ σενι τεκζιπ εδιψορλαρσα (ψαλανλ⎬ψορλαρσα), ο τακτιρδε (βιλ κι) ονλαρδαν ⎞νχεκιλερ δε (ρεσ⎦λλερινι) ψαλανλαμ⎬⎭λαρδ⎬. Ονλαρ⎬ν ρεσ⎦λλερι, ονλαρα βεψψινελερ (μυχιζελερ, α⎜⎬κ δελιλλερ) ϖε Ζεβυρ (σαψφαλαρ) ϖε νυρλανδ⎬ρ⎬χ⎬ κιταπ γετιρδιλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14

-

ve in yukezzibû-ke fe kad kezzebe ellezîne min kabli-him câet-hum ... (bi) rusulu-hum bi el beyyinâti ve bi ez zuburi ve bi el kitâbi el munîri

: : : : : : : : : : : : : :

ve eðer seni yalanlýyorlar artýk, oysa olmuþtu yalanladý onlar, o kimseler onlardan önce onlara getirdiler onlarýn resûlleri apaçýk delilleri, beyyineleri ve zeburu, sayfalarý ve ile, ... ý kitap nurlandýrýcý

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bütün kavimlerdeki Resûlleri de vaktiyle önce mutlaka yalanlanmýþlardý. Onlarýn Resûllerinin onlara beyyineler (açýk deliller) ve Zebur (sayfalar) ve nurlandýrýcý kitap getirdikleri ifade buyruluyor. Yalanlanmayan, inkâr edilmeyen Resûl olmamýþtýr.

305

305


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 26

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 438

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

a뢊 1 × åí ©ˆ £Ûa ¢p¤ˆ  a £á¢q ;¡Šî©Ø ã

æb × Ñ¤î Ø Ï

Summe ehaztullezîne keferû fe keyfe kâne nekîr(nekîri).

Σονρα ινκ®ρ εδενλερι ψακαλαδ⎬μ. Βυνδαν σονρα ινκ®ρ⎬μ (ινκ®ρ εδιλμεμ) νασ⎬λ ολδυ?

1 2 3 4 5 6 7 8

-

summe ehaztu ellezîne keferû fe keyfe kâne nekîri

: : : : : : : :

sonra aldým, yakaladým onlar inkâr ettiler artýk, bundan sonra, bunun üzerine nasýl oldu inkârým (benim inkâr edilmem)

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’ý inkâr edenler mutlaka cezalandýrýlýrlar. Allah onlarý yakalar ve cezalandýrýr.

306

306


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 27

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 438

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

©é¡2 b ä¤u Š¤ b Ï 7 ¦õ¬b ß ¡õ¬b à £Ûa å¡ß 4 Œ¤ã a é £Ü¨ Ûa £æ a Š m ¤á Û a ¥œî©2 ¥… †¢u ¡4b j¡v¤Ûa å¡ß ë 6b è¢ãa ì¤Û a b¦1¡Ü n¤‚¢ß §pa Š à q ¥…ì¢ ¢kî©2a Š Ë ë b è¢ãa ì¤Û a ¥Ñ¡Ü n¤‚¢ß ¥Š¤à¢y ë E lem tere ennallâhe enzele mines semâi mâen, fe ahrecnâ bihî semerâtin muhtelifen elvânuhâ, ve minel cibâli cudedun bîdun ve humrun muhtelifun elvânuhâ ve garâbîbu sûd(sûdun).

Αλλαη’⎬ν συψυ, σεμαδαν ινδιρδιðινι γ⎞ρμεδιν μι? Β⎞ψλεχε ονυνλα ⎜ε⎭ιτλι ρενκλερδε ⎫ρ⎫νλερ (μεψϖελερ) ⎜⎬καρδ⎬κ. ςε δαðλαρδαν βεψαζ, κ⎬ρμ⎬ζ⎬, ⎜ε⎭ιτλι ρενκλερδε ϖε καρα ϖε καπκαρα (κοψυ σιψαη) ψολλαρ (κ⎬λδ⎬κ). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18

-

e lem tere enne allâhe enzele min es semâi mâen fe ahrecnâ bi-hi semerâtin muhtelifen elvânu-hâ ve min el cibâli cudedun bîdun ve humrun muhtelifun elvânu-hâ ve garâbîbu sûdun

: : : : : : : : : : : : : : : : : :

görmedin mi muhakkak Allah indirdi semadan, gökten su artýk çýkardýk onunla ürünler, meyveler muhtelif, çeþitli onun renkleri ve daðlardan daðlar arasýndaki yol, yol beyazlýk, beyaz ve kýrmýzýlýk, kýrmýzý muhtelif, çeþitli onun renkleri kapkara, simsiyah, koyu siyah siyah, kara

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Türkçemiz’de karayollarý diye bir ifade vardýr. Yani karada taþýmacýlýk yapýlan yollar. Ve onun da Allahû Tealâ renklerini kara olarak deðerlendiriyor. Asfalt olmadýðý devrede her toprak yol, farklý bir renk gösterir. Allahû Tealâ “kara yollarý kýldýk” demekle bu devirdeki asfalt yollarý ifade ediyor olabilir. Çünkü günümüzde asfalt yollar karadýr.

307

307


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 28

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 438

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

¥Ñ¡Ü n¤‚¢ß ¡âb Ȥã ü¤a ë ¡£l¬a ë £†Ûa ë ¡b £äÛa å¡ß ë 騣ÜÛa ó '¤‚ í b à £ã¡a 6 Ù¡Û¨ˆ × ¢é¢ãa ì¤Û a 騣ÜÛa £æ¡a 6 a¯¢ªì¬¨à ܢȤÛa ¡ê¡…b j¡Ç ¤å¡ß ¥‰ì¢1 Ë

¥Œí©Œ Ç

Ve minen nâsi ved devâbbi vel en’âmi muhtelifun elvânuhu kezâlik(kezâlike), innemâ yahþâllâhe min ibâdihil ulemâu, innallâhe azîzun gafûr(gafûrun).

ςε βυνυν γιβι ινσανλαρδαν, δαϖαρλαρδαν, ψ⎫ρ⎫ψεν ηαψϖανλαρδαν δα ⎜ε⎭ιτλι ρενκτε ολανλαρ ϖαρδ⎬ρ. Ανχακ κυλλαρ⎬νδαν υλεμα (®λιμλερ), Αλλαη’α καρ⎭⎬ ηυ⎭⎦ δυψαρ. Μυηακκακ κι Αλλαη, Αζ⎩ζ’διρ (⎫στ⎫ν, ψ⎫χε), Γαφ⎦ρ’δυρ (μαðφιρετ εδεν). 1 2 3 4

308

-

ve min en nâsi ve ed devâbbi ve el en'âmi muhtelifun

: : : :

ve insanlardan ve davarlar ve hayvanlar muhtelif, çeþitli

308


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 28

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 438

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

5 6 7 8 9 10 11 12 13

-

elvânu-hu kezâlike innemâ yahþâllâhe (yahþâ allâhe) min ibâdi-hi el ulemâu inne allâhe azîzun gafûrun

: : : : : : : : :

onun renkleri iþte böyle sadece, ancak Allah'a (karþý) huþû duyarlar kullarýndan âlimler muhakkak Allah üstün ve güçlü olan gafûr, maðfiret eden, günahlarý sevaba çeviren

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ’nýn öðrettiklerini bilenler ve Allah’a karþý huþû duyanlar âlimlerdir. Huþû müessesesinin baþladýðý nokta Allah’a ulaþmayý dileme noktasýdýr. Neden acaba Allahû Tealâ huþû sahibi olanlara ulema (âlimler) diyor? Yunus Suresinin 7 ve 8. âyet-i kerimelerinde þöyle buyuruyor: 10/YUNUS-7: Ýnnellezîne lâ yercûne likâenâ ve radû bil hayâtid dunyâ vatme’ennû bihâ vellezîne hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne). Muhakkak ki onlar, Bize ulaþmayý (hayatta iken ruhlarýný Allah’a ulaþtýrmayý) dilemezler. Dünya hayatýndan razý olmuþlardýr ve onunla doyuma ulaþmýþlardýr ve onlar âyetlerimizden gâfil olanlardýr. 10/YUNUS-8: Ulâike me’vâhumun nâru bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne). Ýþte onlarýn kazandýklarý (dereceler) gereðince varacaklarý yer ateþtir (cehennemdir). Allah’a ulaþmayý dilemeyenler ilim sahibi kabul edilmiyor, Allahû Tealâ tarafýndan. Dünyaya ait ilimlerin sahipleri Allah’ýn âyetlerinden gâfil olanlardýr. Allah’a ulaþmayý dileyenler Allah’ýn âyetlerinden gâfil olmayý aþarlar. Bu sebeple bu âyet-i kerime Allah’a ulaþmayý dileyenleri âlim standatlarýna sokmuþtur. Anlaþýlýyor ki Allah’a mülâki olmayý dilemeyen insanlarýn Allah’ýn âyetlerinden gâfil olmalarý, onlarý ulema sýnýfýnýn dýþýnda tutuyor. Onlar âlim deðiller.

309

309


øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yúj»A øÉ}é¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 29

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 438

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

ñì¨Ü £–Ûa aì¢ßb Ó a ë ¡é ¨£ÜÛa lb n¡× æì¢Ü¤n í åí ©ˆ £Ûa £æ¡a ¦ò î¡ã 5 Ç ë a¦£Š¡ ¤á¢çb ä¤Ó ‹ ‰ b £à¡ß aì¢Ô 1¤ã a ë = ‰ì¢j m ¤å Û ¦ñ ‰b v¡m æì¢u¤Š í Ýnnellezîne yetlûne kitâballâhi ve ekâmûs salâte ve enfekû mimmâ rezaknâhum sirren ve alâniyeten yercûne ticâreten len tebûr(tebûre).

Μυηακκακ κι Αλλαη’⎬ν Κιταβ⎬’ν⎬ οκυψανλαρ, ναμαζ⎬ ικαμε εδενλερ, ονλαρ⎬ ρ⎬ζ⎬κλανδ⎬ρδ⎬ð⎬μ⎬ζ ⎭εψλερδεν γιζλι ϖε α⎜⎬κ ινφ®κ εδενλερ, ασλα κεσιλμεψεχεκ (δεϖαμ εδεχεκ) βιρ τιχαρετ (καζαν⎜) ⎫μιτ εδερλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

-

Inne ellezîne yetlûne kitâbe allâhi ve ekâmû es salâte ve enfekû mimmâ (min mâ) rezaknâ-hum sirren ve alâniyeten yercûne ticâreten len tebûre

: : : : : : : : : : : : :

muhakkak o kimseler, onlar okuyorlar, okurlar Allah'ýn kitabý ve namazý ikame ettiler ve infâk ettiler þeylerden onlarý rýzýklandýrdýk sýr, gizli olarak ve alenî, açýk olarak ümit ederler, umarlar ticaret, kazanç asla kesilmeyecek olan, devam edecek olan

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’ýn kitabýný okuyan ve hayatlarýna uygulayanlar, namaz kýlanlar, infâk edenler, yani zikir yaparak nefslerinin kalbini nurlandýranlar ve onlardan daimî zikre ulaþanlar asla kesilmeyecek bir kazanç sahibi olurlar.

310

310


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 30

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 438

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

¤å¡ß ¤á¢ç †í©Œ í ë ¤á¢ç ‰ì¢u¢a ¤á¢è î¡£Ï ì¢î¡Û ¥‰ì¢Ø ( ¥‰ì¢1 Ë ¢é £ã¡a ©6é¡Ü¤š Ï Li yuveffîyehum ucûrehum ve yezîdehum min fadlih(fadlihi), innehu gafûrun þekûr(þekûrun).

Ονλαρ⎬ν εχιρλερι (μ⎫κ®φατλαρ⎬) ονλαρα ϖεφα εδιλιρ (⎞δενιρ). ςε (Αλλαη), ονλαρα φαζλ⎬νδαν αρτ⎬ρ⎬ρ. Μυηακκακ κι Ο, Γαφ⎦ρ’δυρ (μαðφιρετ εδεν), ⇒εκ⎦ρ’δυρ (⎭⎫κρεδιλεν).

1 2 3 4 5 6 7 8

311

-

li yuveffîye-hum ucûre-hum ve yezîde-hum min fadli-hi inne-hu gafûrun þekûrun

: : : : : : : :

için, ... ý onlara vefa edilir, ödenir onlarýn ecirleri, mükâfatlarý ve onlara artýrýr kendi fazlýndan muhakkak o gafûr, maðfiret eden þükredilen

311


øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yúj»A øÉ}é¼@»A øÁônø@I { ℜψετ − 30

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 438

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’ýn ulemasý, Allah’a ulaþmayý diledikleri için âlimlerden sayýlanlardýr. Âlimlerin vasýflarý namaz kýlmalarý, Kur’an-ý Kerim okumalarý ve infâk etmeleridir. Hem baþka insanlara infâk ediyorlar hem de Allah’ýn gönderdiði rahmeti, fazlý ve salâvâtý nefslerinin kalbine ulaþtýrarak, nefslerini infâk ediyorlar. Böylece mükâfatlarý onlara ödenmiþ oluyor. Âlimlerin fazýllarýný Allah’ýn artýrmasý þu þekilde hesaplanmaktadýr. Normal standartlarda herkese Allah’ýn fazlý 1’e 10’dur. Kiþi dünyanýn en kötü insaný bile olsa her yaptýðý 1 derece kazandýracak güzel iþ sebebiyle ona 10 derece yazýlýr. Ama kiþi Allah’a ulaþmayý dilemiþ, sonra mürþidine ulaþmýþ, sonra tâbiiyetini gerçekleþtirmiþse bu derecat 1’e 100’e çýkar. Ruh birinci kattayken 1’e 100 devam eder. Ruh, 2. 3. 4. 5. 6. 7. gök katlarýna çýktýðý zaman bu 1’e 100, 1’e 200, 300, 400, 500, 600, 700 olur. Ýþte bu, fazýllarýn artýrýlmasýdýr. Allahû Tealâ Bakara Suresinin 261. âyet-i kerimesinde onlara verdiklerinin bir baþaðýnda 100 tane bulunan 7 baþaklý nebata paralel olduðunu söylüyor: 2/BAKARA-261: Meselullezîne yunfikûne emvâlehum fî sebîlillâhi ke meseli habbetin enbetet seb’a senâbile fî kulli sunbuletin mietu habbeh(habbetin), vallâhu yudâifu li men yeþâu, vallâhu vâsiun alîm(alîmun). Mallarýný Allah yolunda harcayanlarýn durumu, her sünbülünde (baþaðýnda) yüz adet tane (tohum) olmak üzere, yedi sünbül (baþak) veren bir tek tohumun durumu gibidir. Allah, dilediði kimse için (onun rýzkýný) kat kat artýrýp verir. Ve Allah Vâsi’dir, Alîm’dir. Allah bu âyette “onlara rýzkýný kat kat artýrýr.” diyor. Fatýr-30’da ise “onlara fazlýndan artýrýr.” buyuruyor. Ýkisi de ayný þeydir. Bu insanlarýn iki özellikleri vardýr: Birinci özellik, Allah’ýn yolunda olmalarý; ikinci özellik infâk ediyor olmalarýdýr. Burada da Allahû Tealâ kendilerine gizli ve açýk olarak verilenlerden bahsediyor. Daha o kiþi Allah’a ulaþmayý dilediði an onun bütün günahlarý örtülmüþtü. Ýrþad makamýna ulaþtýðý zaman ise bütün günahlarý sevaba çevrilir. Bunlar da Allah’ýn, fazlýndan artýrmalarýdýr. Ýþte bu kazandýklarýnýn insanlara verilmesi, Allah’ýn ecirlerinin onlara ödenmesidir. Fazýllarýn artýrýlmasý; evvelâ 1’e 10 sonra 1’e 700’e kadar yükseltmesidir. O kiþi Allah’a ulaþmayý dilediði anda günahlarýnýn örtülmesi, Allah’ýn fazýllarýnýn onlarýn sevaplarýný artýrmasýdýr. Ve tâbiiyet sýrasýnda günahlarýnýn sevaba çevrilmesi Allah’ýn fazýllarýnýn artýrýlmasýdýr. Fazýllarý artýrdýðý için Allahû Tealâ Gafûr’dur, maðfiret edendir. Çünkü maðfiret günahlarýn sevaplara çevrilmesidir. Ve Kendisine þükredilen, þükürleri kabul edendir.

312

312


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 31

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 439

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

b¦Ó ¡£† –¢ß ¢£Õ z¤Ûa ì¢ç ¡lb n¡Ø¤Ûa å¡ß Ù¤î Û¡a ¬b ä¤î y¤ë a ô¬©ˆ £Ûa ë ¥Šî©– 2 ¥Šî©j ‚ Û ©ê¡…b j¡È¡2 é¨ £ÜÛa £æ¡a 6 ¡é¤í † í å¤î 2 b à¡Û Vellezî evhaynâ ileyke minel kitâbi huvel hakku musaddikan limâ beyne yedeyh(yedeyhi), innallâhe bi ibâdihî le habîrun basîr(basîrun).

ςε σανα κιταπταν ϖαηψεττιðιμιζ, ονλαρ⎬ν ελλερινδεκινι τασδικ εδιχι ολαρακ ηακτ⎬ρ. Μυηακκακ κι Αλλαη, κυλλαρ⎬νδαν μυτλακα ηαβερδαρ ολανδ⎬ρ, (ονλαρ⎬) γ⎞ρενδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15

-

ve ellezî evhaynâ ileyke min el kitâbi huve el hakku musaddikan limâ beyne yedeyhi inne allâhe bi ibâdi-hi le habîrun basîrun

: : : : : : : : : : : : : : :

ve ki o vahyettik sana kitaptan o haktýr tasdik eden þeyleri arasýndaki elleri muhakkak ki Allah onun kullarý mutlaka, gerçekten haberdar olan gören

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, Kur’ân-ý Kerim’i indirdiði sýrada yahudilerin ellerinde bir mukaddes kitap olan, bir nur olan, bir hidayet rehberi olan Tevrat , hristiyanlarýn ellerinde de yine bir nur olan, bir hidayet rehberi olan Ýncil var. Hem Ýncil’in hem Tevrat’ýn sahipleri için Allahû Tealâ þöyle söylüyor: “Sana vayettiðimiz herþey onlarýn kitaplarýnda da vardýr. Onlarýn ellerindekini tasdik edici olarak indirilmiþtir. Ve Allah kullarýndan haberdar olandýr.” Yani Senden nasýl haberdarsak sana nasýl hükmediyorsak Biz onlardan da haberdarýz. Ýçlerinden geçeni, birbirleriyle konuþtuklarýný biliriz, buyruluyor.

313

313


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 32

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 439

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

b ä¤î 1 À¤•a åí ©ˆ £Ûa lb n¡Ø¤Ûa b ä¤q ‰¤ë a £á¢q ©7é¡¤1 ä¡Û ¥á¡Ûb à ¤á¢è¤ä¡à Ï 7 b ã¡ …b j¡Ç ¤å¡ß ¥Õ¡2b  ¤á¢è¤ä¡ß ë 7 ¥†¡– n¤Ô¢ß ¤á¢è¤ä¡ß ë 6 ¡é¨£ÜÛa ¡æ¤‡¡b¡2

¡pa Š¤î ‚¤Ûb¡2

6 ¢Šî©j ؤÛa ¢3¤š 1¤Ûa ì¢ç Ù¡Û¨‡ Summe evresnel kitâbellezînastafeynâ min ibâdinâ, fe minhum zâlimun li nefsih(nefsihî), ve minhum muktesid(muktesidun), ve minhum sâbikun bil hayrâti bi iznillâh(iznillâhi), zâlike huvel fadlul kebîr(kebîru).

Σονρα κυλλαρ⎬μ⎬ζδαν σε⎜τικλεριμιζι κιταβα ϖαρισ κ⎬λδ⎬κ. Β⎞ψλεχε ονλαρδαν βιρ κ⎬σμ⎬ νεφσινε ζυλμεδιχιδιρ, ονλαρδαν βιρ κ⎬σμ⎬ μυκτεσιττιρ. Ονλαρδαν βιρ κ⎬σμ⎬ δα Αλλαη’⎬ν ιζνιψλε ηαψ⎬ρλαρδα ψαρ⎬⎭ανλαρδ⎬ρ. ⇑⎭τε ο κι ο, β⎫ψ⎫κ φαζλδ⎬ρ.

314

314


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 32

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 439

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

1 - summe 2 - evresne kitâbellezînastafeynâ (kitâbe ellezîne astafeynâ) 3 - el kitâbe 4 - ellezîne 5 - astafeynâ 6 - min ibâdi-nâ 7 - fe min-hum 8 - zâlimun 9 - li nefsi-hi 10 - ve min-hum 11 - muktesidun 12 - ve min-hum 13 - sâbikun 14 - bi el hayrâti 15 - bi izni allâhi 16 - zâlike 17 - huve 18 - el fadlu 19 - el kebîru

: :

sonra varis kýldýk

: : : : : : : : : : : : : : : : :

kitap onlar biz seçtik (bizim) kullarýmýzdan böylece onlardan zulmeden kendi nefsine ve onlardan orta yol, orta hal ve onlardan hayýrlarda yarýþanlar, öne geçenler hayýrlarda Allah'ýn izni ile iþte bu o fazl büyük

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kitaba kitaplarý uygulatmak üzere varis kýlýnanlar: 1- Peygamberler (Nebî Resûller) 2- Peygamber olmayan Resûller (Veli Resûller) olarak Allah’ýn kullarýndan seçtikleridir. Seçim doðmadan evvel yapýlmýþtýr. Hz. Nuh, Hz. Ýbrâhîm, Hz. Musa, Hz. Ýsa, Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz, Allah’ýn seçtiði ulûl azm peygamberlerdir ve Kitab’a varis kýlýnmýþlardýr; yani þeriat kitaplarý onlara indirilmiþtir. Allah’ýn Kitabý’nýn asýl varisleri onlardýr. Kitap onlara Allah’tan miras kalmýþtýr. Sonraki bütün devirlerde devrin imamlarý Kitab’ýn varisleridir. Peygamberlere indirilen Son Þeriat Kitabý Kur’ân-ý Kerim’dir. Her devirde o devrin imamý, huzur namazýnýn imamý olarak Kitab’ýn aslî varisidir. Kitabýn veraseti iki ayrý hüküm taþýr: 1- Kendilerine þeriat kitabý indirilen peygamberler. Onlar kitabýn gerçek varisleridir. Kitabý uygulatmak onlarýn görevidir. 2- Allah’a ulaþmayý dileyen herkes kitaba ikinci derecede varistir.

315

315


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 32

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 439

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

Allah insanlarýn %90’dan fazlasýný seçer. Bu ilk seçimdir. Seçtiklerinden sadece Allah’a ulaþmayý dileyenler cehennemden kurtulabilirler. Kitab’a varis kýlýnanlar Allah’a ulaþmayý diledikleri için Kitab’a varis olmayý hakeden seçilmiþlerdir. Bu surenin (Fatýr Suresi) 36. âyetinde Allah cehenneme girecek olanlardan bahsediyor. 32, 33, 34 ve 35. âyetlerinde ise hep kitaba varis kýlýnanlar yer alýyor. Bu âyetlerin cennete girecek olan, Allah tarafýndan seçilenleri anlattýðý kesinleþiyor. Allah’a ulaþmayý dileyerek seçilenler: 1- Nefslerine zulmedenler, 2- Muktesitler, 3- Hayýrlarda yarýþanlar, olarak 3 grupta toplanýyor. Cennetler 1. kat 2. kat 3. kat 4. kat

1- Nefslerine Zulmedenler 1.1- Allah’a ulaþmayý diledikten sonra ölenler 1.2- Mürþide tâbî olduktan sonra ölenler 1.3- Ruhlarýný Allah’a ulaþtýrdýktan sonra ölenler 1.4- Vechlerini Allah’a teslim ettikten sonra ölenler

(münibler) (tâbiin) (hidayete erenler) (muhsinler)

5. kat 6. kat

2- Muktesitler (Daimî Zikre Ulaþanlar) 2.1- Nefslerini Allah’a teslim ettikten sonra ölenler 2.2- Ýrþad olduktan sonra ölenler

(ulûl’elbab) (muhlisler)

7. kat (adn cennetleri) 1. bölüm 2. bölüm 3. bölüm 4. bölüm 5. bölüm 6. bölüm 7. bölüm 7.1. bölüm 7.1. bölüm

316

3- Hayýrlarda Yarýþanlar (Salihler) 3.1- Günahlarý örtülenler 3.2- Salâh nuru verilenler 3.3- Günahlarý sevaba çevrilenler 3.4- Ýradelerini Allah’a teslim edenler 3.5- Ýrþada memur ve mezun kýlýnanlar 3.6- Kavim resûlleri 3.7- Huzur namazýnýn imamlarý 3.7.1- Velî Resûller 3.7.2- Nebî Resûller

(salihler) (salihler) (salihler) (salihler) (mürþidler)

(Velî Resûller) (Nebî Resûller)

316


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 33

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 439

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

b èî©Ï æ¤ì £Ü z¢í b è ãì¢Ü¢¤† í §æ¤† Ç ¢pb £ä u 7 a¦ªì¢Û¤ª¯ì¢Û ë §k ç ‡ ¤å¡ß ‰¡ëb  a ¤å¡ß ¥Ší©Š y b èî©Ï ¤á¢è¢b j¡Û ë Cennâtu adnin yedhulûnehâ yuhallevne fîhâ min esâvire min zehebin ve lu’luâ(lu’luen), ve libâsuhum fîhâ harîr(harîrun).

(Ονλαρ), αδν χεννετλερινε γιρερλερ. Οραδα αλτ⎬νδαν βιλεζικλερ ϖε ινχιλερ τακαρλαρ. ςε οραδα ονλαρ⎬ν ελβισελερι ιπεκτιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

-

cennâtu adnin yedhulûne-hâ yuhallevne fî-hâ min esâvire min zehebin ve lu'luen ve li bâsu-hum fî-hâ harîrun

: : : : : : : : : : :

cennetler adn ona girerler süslenirler, takarlar orada bileziklerden altýn'dan ve inciler ve onlarýn elbiseleri orada ipek

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýradelerini Allah’a teslim edenler hayýrlarda yarýþanlardýr ve onlarýn hepsi adn cennetlerine gireceklerdir. Bu âyet-i kerime gereðince hayýrlarda yarýþanlarýn hepsi adn cennetlerine girecektir. Onlar iradelerini de Allah’a teslim edenlerdir.

317

317


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 34

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 439

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

k 礇 a ô¬©ˆ £Ûa ¡é¨£Ü¡Û ¢†¤à z¤Ûa aì¢Ûb Ó ë = ¥‰ì¢Ø ( ¥‰ì¢1 Ì Û b ä £2 ‰ £æ¡a 6 æ Œ z¤Ûa b £ä Ç Ve kâlûl hamdu lillâhillezî ezhebe annel hazen(hazene), inne rabbenâ le gafûrun þekûr(þekûrun).

“ςε βιζδεν η⎫ζν⎫ γιδερεν Αλλαη’α ηαμδολσυν, μυηακκακ κι Ραββιμιζ γερ⎜εκτεν Γαφ⎦ρ’δυρ (μαðφιρετ εδεν), ⇒εκ⎦ρ’δυρ (⎭⎫κρεδιλεν).” δεδιλερ (δερλερ).

1 - ve kâlû 2 - el hamdu lillâhillezî (li allâhi ellezî) 3 - li allâhi 4 - ellezî 5 - ezhebe 6 - an-nâ 7 - el hazene 8 - inne 9 - rabbe-nâ 10 - le 11 - gafûrun 12 - þekûrun

: :

ve dediler hamd

: : : : : : : : : :

Allah'a ki o giderdi bizden hüzün, gam muhakkak ki bizim Rabbimiz mutlaka, gerçekten gafûr, maðfiret eden þekûr, þükrü kabul edendir, þükredilen

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’ýn adn cennetine giren herkes için hüzün giderilmiþtir. Onlar, Allah’ýn mutlu kullarýdýr ve onlar hep Rab’lerine hamd ve þükrederler. Allah onlara maðfiret etmiþtir.

318

318


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

Χ⎫ζ − 22

ℜψετ − 35

Σαψφα − 439

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

¤å¡ß ¡ò ßb Ô¢à¤Ûa ‰a … b ä £Ü y a ô¬©ˆ £Û a ¥k – ã b èî©Ï b ä¢ £ à í ü 7©é¡Ü¤š Ï ¥lì¢Ì¢Û b èî©Ï b ä¢ £ à í ü ë Ellezî ehallenâ dârel mukâmeti min fadlih(fadlihî), lâ yemessunâ fîhâ nasabun ve lâ yemessunâ fîhâ lugûb(lugûbun).

Κι Ο, βιζι φαζλ⎬νδαν καλ⎬ναχακ (ικ®μετ εδιλεχεκ) βιρ ψυρδα ψερλε⎭τιρδι. Οραδα βιζε βιρ ψοργυνλυκ δοκυνμαζ ϖε οραδα βιζε (α⎜λ⎬κ ϖε με⎭ακκαττεν δολαψ⎬) βιρ β⎬κκ⎬νλ⎬κ ϖε υσαν⎜ δοκυνμαζ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

-

ellezî ehalle-nâ dâre el mukâmeti min fadli-hi lâ yemessu-nâ fî-hâ nasabun ve lâ yemessu-nâ fî-hâ lugûbun

: : : : : : : : : : :

o ki, ki o bizi yerleþtirdi yurt, diyar ikâmet edilen yer, kalýnacak yer onun (kendi) fazlýndan bize dokunmaz orada yorgunluk ve bize dokunmaz orada (açlýk ve meþakkatten dolayý) bir býkkýnlýk ve usanç

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Cennette olanlarýn enerji bedenleri vardýr. Ve orada sonsuz bir saadet, onlarý beklemektedir. Kesintisiz bir mutluluðu sonsuz bir zaman parçasýnda yaþayacaklardýr. Enerji bedenler hiç ihtiyarlamayacak, hep ayný özelliklerin sahibi olarak sonsuza kadar ayný yaþta kalacaklardýr. Allah’ýn sonsuz bir güzelliðine, hediyeleri ve ihsanlarýna, ni’metlerine muhatap olacaklardýr.

319

319


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 36

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 439

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

7 á £ä è u ¢‰b ã

¤á¢è Û a뢊 1 × åí ©ˆ £Ûa ë

¢Ñ £1 ‚¢í ü ë aì¢mì¢à î Ï ¤á¡è¤î Ü Ç ó¨š¤Ô¢í ü Ù¡Û¨ˆ × 6 b è¡2a ˆ Ç ¤å¡ß ¤á¢è¤ä Ç 7§‰ì¢1 × £3¢× ô©Œ¤v ã Vellezîne keferû lehum nâru cehennem(cehenneme), lâ yukdâ aleyhim fe yemûtû ve lâ yuhaffefu anhum min azâbihâ, kezâlike neczî kulle kefûr(kefûrin).

ςε ινκ®ρ εδενλερ (Αλλαη’α υλα⎭μαψ⎬ διλεμεψενλερ). Ονλαρ ι⎜ιν χεηεννεμ ατε⎭ι ϖαρδ⎬ρ. Ονλαρ ι⎜ιν καραρ ϖεριλμεζ κι β⎞ψλεχε (βυ καραρ γερεðινχε) ⎞λσ⎫νλερ ϖε ονυν αζαβ⎬, ονλαρδαν ηαφιφλετιλμεζ. ⇑⎭τε Βιζ, β⎫τ⎫ν ινκ®ρ εδενλερι β⎞ψλε χεζαλανδ⎬ρ⎬ρ⎬ζ.

320

320


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 36

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 439

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16

-

ve ellezîne keferû lehum nâru cehenneme lâ yukdâ aleyhim fe yemûtû ve lâ yuhaffefu an-hum min azâbi-hâ kezâlike neczî kulle kefûrin

: : : : : : : : : : : : : : : :

ve o kimseler, onlar inkâr ettiler onlarýn, onlar için vardýr ateþ cehennem kada edilmez, karar verilmez onlara, onlar için böylece ölsünler ve hafifletilmez onlardan onun azabýndan iþte böyle cezalandýrýrýz hepsi, bütün nankör olanlar

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ diyor ki: 2/BAKARA-257: Allâhu velîyyullezîne âmenû, yuhricuhum minez zulumâti ilen nûr(nûri), vellezîne keferû evliyâuhumut tâgûtu yuhricûnehum minen nûri ilâz zulumât(zulumâti), ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne). Allah, âmenû olanlarýn (Allah’a ulaþmayý dileyenlerin) dostudur, onlarý (onlarýn nefslerinin kalplerini) zulmetten nura çýkarýr. Ve kâfirlerin dostlarý taguttur (onlar, þeytaný dost edinirler, þeytan kimseye dost olmaz), onlarý (onlarýn nefslerinin kalplerini) nurdan zulmete çýkarýrlar. Ýþte onlar, ateþ ehlidir. Onlar, orada ebedî kalacak olanlardýr. Allah’a ulaþmayý dilemeyenlerin hepsi kâfirdir. Allah’a inanmak onlarýn küfür vasýflarýný deðiþtiremiyor. Ýnsanlar zannediyorlar ki Allah’a inanýyorlar diye Allah onlarý mü’min kabul edecek ve de bir süre cehennemde kaldýktan sonra cennete ulaþacaklar. Kur’ân-ý Kerim’de böyle bir þey yoktur. Allah’a ulaþmayý dilemeyen hiç kimse mü’min standartlarýnda olamaz. Allah’a ulaþmayý dilemeyen kiþi kâfir standardýndadýr. Allah’a ulaþmayý dilemeyen kiþinin gideceði yer cehennemdir ve cehennemde ölmeleri de mümkün deðildir. Onlar için sonsuz bir azap söz konusudur.

321

321


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 37

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 439

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

b ä¤u¡Š¤ a ¬b ä £2 ‰ 7 b èî©Ï æì¢¡Š À¤– í ¤á¢ç ë 6 ¢3 à¤È ã b £ä¢× ô©ˆ £Ûa Š¤î Ë b¦z¡Ûb • ¤3 à¤È ã ¡éî©Ï ¢Š £× ˆ n í b ß ¤á¢×¤Š¡£à Ȣ㠤á Û ë a 6 ¢Ší ©ˆ £äÛa ¢á¢× õ¬b u ë Š £× ˆ m ¤å ß ;§Šî©– ã ¤å¡ß åî©à¡Ûb £ÄÜ¡Û b à Ï aì¢Ó뢈 Ï Ve hum yastarihûne fîhâ, rabbenâ ahricnâ na’mel sâlihan gayrellezî kunnâ na’mel(na’melu), e ve lem nuammirkum mâ yetezekkeru fîhi men tezekkere ve câekumun nezîr(nezîru), fe zûkû fe mâ liz zâlimîne min nasîr(nasîrin).

ςε ονλαρ, οραδα φερψατ εδερλερ: “Ραββιμιζ βιζι (βυραδαν) ⎜⎬καρ, ψαπμ⎬⎭ ολδυκλαρ⎬μ⎬ζδαν βα⎭κα (αμελ) σαλιη αμελ ψαπαλ⎬μ.” Σιζε οραδα (δ⎫νψαδα), τεζεκκ⎫ρ ετμεκ ιστεψεν κιμσενιν, τεζεκκ⎫ρ ετμεσινε ψετεχεκ καδαρ βιρ ⎞μ⎫ρ ϖερμεδικ μι? Σιζε νεζιρ γελμεδι μι? Ο ηαλδε (αζαβ⎬) ταδ⎬ν. Αρτ⎬κ ζαλιμλερ ι⎜ιν βιρ ψαρδ⎬μχ⎬ ψοκτυρ.

322

322


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 37

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 439

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19

-

ve hum yastarihûne fî-hâ rabbe-nâ ahric-nâ na'mel el sâlihan gayre ellezî kun-nâ na'melu e ve lem nuammir-kum mâ yetezekkeru fî-hi men tezekkere ve câe-kum en nezîru fe zûkû fe mâ li ez zâlimîne min nasîrin

: : : : : : : : : : : : : : : : : : :

ve onlar feryat ederler orada bizim Rabbimiz bizi çýkar biz salih amel yapalým ondan baþka biz yapmýþ olduk mi ve size ömür vermedik tezekkür edebileceðiniz þey orada tezekkür edecek kimse ve size geldi nezir, uyarýcý o zaman tadýn o zaman, artýk yoktur zalimler için (yardýmcýlardan) bir yardýmcý

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bütün kavimlere nezir geldiði bir defa daha Allahû Tealâ tarafýndan ifade ediliyor Fatýr Suresinin 37. âyet-i kerimesinde. Cehenneme giren herkese bu ifade edilecektir: “Size nezir gelmedi mi? O halde azabý tadýn.” Zalim, herþeyden evvel kendisine zulmedendir. Kim baþkasýna zulüm yaparsa aslýnda kendisine de zulmetmiþtir. Çünkü baþkasýna yaptýðý zulüm sebebiyle deracat kaybetmiþtir. Kur’ân-ý Kerim’de, her deracat kaybeden kiþi zalim olarak vasýflandýrýlýr. Her kaybettiði derecede kiþi ya baþkalarýna zulmederek deracat kaybetmiþtir hem baþkalarýna hem kendisine zulmetmiþtir veya Allah’ýn bir emrini yerine getirmemiþtir veya bir yasaðýný çiðnemiþtir, gene deracat kaybetmiþtir. Cehenneme girenlerin hepsi zalimlerdir. Kaybettikleri dereceler kazandýklarý derecelerden mutlaka fazla olanlardýr. Allah’a ulaþmayý dilemeyen hiç kimsenin kazandýðý dereceler kaybettiði derecelerden fazla olamaz. Mutlaka kazandýðý derecelerden fazladýr. Öyleyse Allahû Tealâ’nýn söylediði þeyler son derece önemlidir. Ýnsanlarýn çok büyük bir kýsmýnýn ne yazýk ki gideceði yer cehennem ve orada ebediyyen kalacaklardýr.

323

323


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 38

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 439

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

¡pa ì¨à £Ûa ¡k¤î Ë ¢á¡Ûb Ç é¨ £ÜÛa £æ¡a ¡‰ë¢†¢£–Ûa ¡pa ˆ¡2 ¥áî©Ü Ç ¢é £ã¡a 6¡¤‰ ü¤a ë Ýnnallâhe âlimu gaybis semâvâti vel ard(ardý), innehu alîmun bi zâtis sudûr(sudûri).

Μυηακκακ κι Αλλαη, γ⎞κλεριν ϖε ψεριν γαψβ⎬ν⎬ βιλενδιρ. Μυηακκακ κι Ο, σινελερδε ολαν⎬ εν ιψι βιλενδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9

-

inne allâhe âlimu gaybi es semâvâti ve el ardý innehu alîmun bi zâti es sudûri

: : : : : : : : :

muhakkak ki Allah bilen gayb semalar, gökler ve arz, yeryüzü, yer muhakkak ki o en iyi bilen sahip sine, göðüs

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ insanlarýn hep kalbine bakar. Kalp de göðüstedir. Sine ise göðsün iç dünyasýdýr. Allahû Tealâ kalp de kullansa, göðüs de kullansa sine de kullansa, hepsi kalbimizdeki, göðsümüzdeki sýrlar mânâsýna gelir. Allah’tan hiçbir þey gizli kalamaz.

324

324


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 39

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 440

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

6¡¤‰ ü¤a ó¡Ï Ñ¡ö¬5  ¤á¢Ø Ü È u ô©ˆ £Ûa ì¢ç ü ë

6 ¢ê¢Š¤1¢× ¡é¤î Ü È Ï Š 1 × ¤å à Ï

¤á¡è¡£2 ‰ †¤ä¡Ç ¤á¢ç¢Š¤1¢× åí©Š¡Ïb ؤÛa ¢†í©Œ í åí©Š¡Ïb ؤÛa ¢†í©Œ í ü ë 7 b¦n¤Ô ß £ü¡a a¦‰b   £ü¡a ¤á¢ç¢Š¤1¢× Huvellezî cealekum halâife fîl ard(ardý), fe men kefere fe aleyhi kufruh(kufruhu), ve lâ yezîdul kâfirîne kufruhum inde rabbihim illâ maktâ(makten), ve lâ yezîdul kâfirîne kufruhum illâ hasârâ(hasâren).

Σιζι ψερψ⎫ζ⎫νδε ηαλιφελερ κ⎬λαν “Ο” δυρ. Αρτ⎬κ κιμ ινκ®ρ εδερσε, ο ζαμαν ονυν κ⎫φρ⎫ κενδι αλεψηινεδιρ. Κ®φιρλερε κ⎫φ⎫ρλερι, Ραβ’λερινιν ηυζυρυνδα, γαζαπταν βα⎭κα βιρ ⎭εψ αρτ⎬ρμαζ ϖε κ®φιρλερε κ⎫φ⎫ρλερι, ηασαρδαν (ζιψανδαν) βα⎭κα βιρ ⎭εψ αρτ⎬ρμαζ.

325

325


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 39

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 440

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23

-

huve ellezî ceale-kum halâife fî el ardý fe men kefere fe aleyhi kufru-hu ve lâ yezîdu el kâfirîne kufru-hum inde rabbi-him illâ makten ve lâ yezîdu el kâfirîne kufru-hum illâ hasâren

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

o ki o sizi kýldý halifeler yeryüzünde artýk, o taktirde, o zaman kim inkâr etti artýk, o taktirde, o zaman onun üzerine onun küfrü ve artýrmaz kâfirler onlarýn küfrü yanýnda, huzurunda onlarýn Rabbi ancak, den baþka gazap, kýzgýnlýk, öfke ve artýrmaz kâfirler onlarýn küfürleri ancak, den baþka hasar, zarar ziyan

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýnsanlar yeryüzünün halifeleri kýlýnmýþtýr. Yeryüzü her devirde, o devirde yaþamakta olanlara býrakýlmýþtýr. Kendisinden evvelki nesillerden sonra dünyaya sahip olmuþlardýr. Kim Allahû Tealâ’nýn söylediklerini inkâr ederse onun küfrü kendi aleyhinedir. Ve onlarýn inkârlarý kayýptan, hasardan, ziyandan baþka bir þey artýrmaz. Yani ne kadar öfkelenirlerse o kadar çok zarara girerler.

326

326


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 40

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 440

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

¤å¡ß æì¢Ç¤† m åí© ˆ £Ûa ¢á¢× õ¬b × Š¢( ¤á¢n¤í a ‰ a ¤3¢Ó ¡¤‰ ü¤a å¡ß aì¢Ô Ü  a ‡b ß ó©ã뢉 a 6¡é¨ £ÜÛa ¡æ뢅 ¤á¢çb ä¤î m¨a ¤â a 7¡pa ì¨à £Ûa ó¡Ï ¥Ú¤Š¡( ¤á¢è Û ¤â a ¤3 2 7 ¢é¤ä¡ß §o ä¡£î 2 ó¨Ü Ç ¤á¢è Ï b¦2b n¡× ¤á¢è¢š¤È 2

æì¢à¡Ûb £ÄÛa ¢†¡È í ¤æ¡a

a¦‰ë¢Š¢Ë £ü¡a b¦š¤È 2 Kul ereeytum þurekâekumullezîne ted’ûne min dûnillâh(dûnillâhi), erûnî mâzâ halakû minel ardý em lehum þirkun fîs semâvât(semâvâti), em âteynâhum kitâben fe hum alâ beyyinetin minh(minhu), bel in yaýduz zâlimûne ba’duhum ba’dan illâ gurûrâ(gurûran).

Δε κι: “Αλλαη’ταν βα⎭κα ταπτ⎬ð⎬ν⎬ζ ορτακλαρ⎬ν⎬ζ⎬ γ⎞ρδ⎫ν⎫ζ μ⎫? Βανα γ⎞στεριν! Ψερδεν (τοπρακταν) νε ηαλκεττιλερ (ψαραττ⎬λαρ). ςεψα ονλαρ⎬ν γ⎞κλερδε ορτακλαρ⎬ μ⎬ ϖαρ? Ψοκσα ονλαρα κιταπ μ⎬ ϖερδικ δε ονλαρ, ονδαν (ο κιταπταν) βιρ βεψψινε (δελιλ) ⎫ζερινδελερ μι (⎫ζερινδε μι ολδυλαρ)? Ηαψ⎬ρ, ζαλιμλερ σαδεχε βιρβιρλερινε αλδατ⎬χ⎬ ⎭εψλερ ϖααδεδερλερ.”

327

327


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 40

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 440

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27

-

kul e reeytum þurekâe-kum ellezîne ted'ûne min dûni allâhi erû-nî mâzâ halakû min el ardý em lehum þirkun fî es semâvâti em âteynâ-hum kitâben fe hum alâ beyyinetin min-hu bel in yaýdu ez zâlimûne ba'du-hum ba'dan illâ (in..... illâ) 28 - gurûran

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

de, söyle siz gördünüz mü sizin ortaklarýnýz ki onlar tapýyorsunuz Allah'tan baþka bana gösterin ne, neyi halkettiler, yarattýlar yerden, topraktan yoksa, veya (öyle) mi onlarýn vardýr þirk, ortaklýk semalarda, göklerde yoksa, veya onlara verdik kitap artýk, öyleki onlar beyyine üzerinde, delil üzerinde ondan hayýr eðer, sadece, ancak vaadediyorlar zalimler, zulmedenler onlarýn bir kýsmý bir kýsmýna, birbirlerine ancak, sadece, den baþka (sadece, ancak) aldatma, aldatýcý þeyler

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Putlara tapanlar neticede sadece sýkýntý içinde yaþarlar, ölürler ve cehennemin bir köþesinde sonsuza kadar Allahû Tealâ’nýn azabýný tadarlar. Allah, putlarýn gökte ortaklarý mý var? Yoksa onlara kitap mý verdik? Diyerek putlarýn ilâh olamayacaðýný kesinleþtiriyor.

328

328


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 41

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 440

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

7 ü뢌 m ¤æ a ¤‰ ü¤a ë ¡pa ì¨à £Ûa ¢Ù¡¤à¢í é¨ £ÜÛa £æ¡a ¤å¡ß §† y a ¤å¡ß b à¢è Ø ¤ß a ¤æ¡a ¬b n Ûa ‹ ¤å¡÷ Û ë a¦‰ì¢1 Ë b¦àî©Ü y æb × ¢é £ã¡a 6 ©ê¡†¤È 2 Ýnnallâhe yumsikus semâvâti vel arda en tezûlâ, ve le in zâletâ in emsekehumâ min ehadin min ba’dih(ba’dihî), innehu kâne halîmen gafûrâ(gafûran).

Μυηακκακ κι Αλλαη, γ⎞κλερι ϖε ψερι, ζαιλ ολυρλαρ διψε (ζαιλ ολμαμασ⎬ ι⎜ιν) τυτυψορ. Γερ⎜εκτεν ικισι δε ζαιλ ολυρλαρσα (ψοκ ολυρλαρσα), ονδαν σονρα, ο ικισινι (γ⎞κλερι ϖε ψερι) Ο’νδαν (Αλλαη’ταν) βα⎭κα τυταχακ (ψοκτυρ). Μυηακκακ κι Ο, Ηαλ⎩μ’διρ, Γαφ⎦ρ’δυρ (γ⎫ναηλαρ⎬ σεϖαβα ⎜εϖιρεν). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15

-

inne allâhe yumsiku es semâvâti ve el arda en tezûlâ ve le in zâletâ in emseke-humâ min ehadin min ba'di-hi inne-hu kâne halîmen gafûran

: : : : : : : : : : : : : : :

muhakkak ki Allah tutar samalar, gökler ve arz, yeryüzü, yer (ikisinin) zail olmasý, helâk olmasý, yok olmasý ve elbette, mutlaka, gerçekten eðer (ikisi) zail olursa (yok olursa) sadece o ikisini tutar birisi ondan sonra muhakkak o idi, oldu halîm gafur, maðfiret eden, günahlarý sevaba çeviren

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah gökleri de yerleri de Yaratan’dýr. Yerleri de gökleri de ilmiyle ve rahmetiyle kuþatmýþ durumdadýr. Allahû Tealâ’nýn ilmi ve rahmeti bütün yerleri bütün gökleri kaplar. Altý âlemin altýsýný da kaplar. Allahû Tealâ’nýn yarattýklarýnýn içinde ilmiyle ve rahmetiyle ulaþmadýðý hiçbir noktasý yoktur.

329

329


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 42

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 440

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

¤å¡÷ Û ¤á¡è¡ãb à¤í a †¤è u ¡é¨ £ÜÛb¡2 aì¢à ¤Ó a ë ¤å¡ß ô¨†¤ç a £å¢ãì¢Ø î Û ¥Ší© ˆ ã ¤á¢ç õ¬b u ¤á¢ç õ¬b u b £à Ü Ï 7¡á ߢü¤a ô †¤y¡a = a¦‰ì¢1¢ã £ü¡a ¤á¢ç …a ‹b ß ¥Ší ©ˆ ã Ve aksemû billâhi cehde eymânihim le in câehum nezîrun le yekûnunne ehdâ min ihdel umem(umemi), fe lemmâ câehum nezîrun mâ zâdehum illâ nufûrâ(nufûran).

ςε Αλλαη’α εν κυϖϖετλι ψεμινλερι ιλε κασεμ εττιλερ. Εðερ γερ⎜εκτεν ονλαρα νεζιρ γελιρσε, μυτλακα εν ⎜οκ ηιδαψετε ερεν ⎫μμετλερδεν βιρι ολαχακλαρ⎬να… Φακατ (βυ), ονλαρα νεζιρ (υψαρ⎬χ⎬) γελδιðι ζαμαν ονλαρ⎬ν νεφρετλερινδεν βα⎭κα βιρ ⎭εψι αρτ⎬ρμαδ⎬. 1 2 3 4 5 6

330

-

ve aksemû billâhi (bi allâhi) cehde eymâni-him le in

: : : : : :

ve kasem ettiler Allah'a cehd ederek, kuvvetli olarak olarýn yeminleri elbette, mutlaka, gerçekten eðer

330


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 42

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 440

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20

-

câe-hum nezîrun le yekûnunne ehdâ min ihdâ el umemi fe lemmâ câe-hum nezîrun mâ zâde-hum illâ nufûran

: : : : : : : : : : : : : :

onlara geldi nezir, uyarýcý mutlaka olurlar en çok hidayete eren den ahed, bir ümmetler fakat olduðu zaman onlara geldi nezir, uyarýcý onlara artýrmadý den baþka nefret

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ’ya; bize nezir gönderseydin, biz de ona tâbî olurduk, Senin emirlerini yerine getirirdik diyen insanlar, kendilerine nezir geldiðinde en çok hidayete eren ümmetlerden biri olacaklarýna hem de en kuvvetli yeminleriyle kasem ettiler. Ancak nezirin gelmesi onlarýn nefretlerinden baþka bir þey artýrmamýþ. Bütün kavimlerdeki insanlarýn çoðu, dünyanýn her devresinde bütün resûllere karþý çýkmýþlardýr, onlardan nefret etmiþlerdir. Onlar Allah’a ulaþmayý dilemedikleri için þeytanýn elinde oyuncak olmuþlardýr. Mekke kâfirleri Allah’a nezir gelirse mutlaka en çok hidayete eren ümmetlerden biri olacaklarýna dair en kuvvetli yeminleriyle kasem ediyorlar. Bütün nebîler, peygamberler ayný zamanda nezirdir, bütün velî resûller de nezirdir. Ama resûl olmayan nezirler de vardýr. Bütün resûller nezirdir ama bütün nezirler resûl deðildir. Bazen Allahû Tealâ ümmetlerden daha küçük topluluklara da nezir göndermiþtir ama resûllerini ümmetlere, milletlere göndermiþtir. Her milletin içinde o milletin diliyle kendilerine hitap eden bir resûl vardýr. Ýnsanlýk tarihi boyunca hep böyle olmuþtur. 14/ÝBRÂHÎM-4: Ve mâ erselnâ min resûlin illâ bi lisâni kavmihî li yubeyyine lehum, fe yudillullâhu men yeþâu ve yehdî men yeþâ’(yeþâu), ve huvel azîzul hakîm(hakîmu). Hiçbir resûlümüz yoktur ki; Biz, onu kendi kavminin lisanýyla göndermiþ olmayalým. Onlara (kendi lisanlarýyla) beyan etsin (açýklasýn) diye. Öyleyse Allah, dilediðini (Allah’a ulaþmayý dilemeyenleri) dalâlette býrakýr. Dilediðini (Allah’a ulaþmayý dileyenleri) hidayete erdirir. Ve O, Azîz’dir, Hikmet Sahibi’dir.

331

331


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 43

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 440

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

ü ë 6 ¡ªó¡£î £Ûa Š¤Ø ß ë ¡¤‰ ü¤a ó¡Ï a¦‰b j¤Ø¡n¤¡a æ뢊¢Ä¤ä í ¤3 è Ï 6 ©é¡Ü¤ç b¡2 £ü¡a ¢ªó¡£î £Ûa ¢Š¤Ø à¤Ûa ¢Õî©z í ¡é¨£ÜÛa ¡o £ä¢¡Û †¡v m ¤å Ü Ï 7 åî©Û £ë ü¤a o £ä¢ £ü¡a ¦5í©ì¤z m ¡é¨£ÜÛ ¡o £ä¢¡Û †¡v m ¤å Û ë 7 5í©†¤j m Ýstikbâren fîl ardý ve mekres seyyii, ve lâ yahîkul mekrus seyyiu illâ bi ehlih(ehlihî), fe hel yenzurûne illâ sunnetel evvelîn(evvelîne), fe len tecide li sunnetillâhi tebdîlâ(tebdîlen), ve len tecide li sunnetillâhi tahvîlâ(tahvîlen).

Ψερψ⎫ζ⎫νδε κιβιρλενδιλερ ϖε κ⎞τ⎫ ηιλε δ⎫ζενλεδιλερ . Οψσα κ⎞τ⎫ ηιλελερ, σαηιβινδεν βα⎭κασ⎬να ισαβετ ετμεζ (υλα⎭μαζ). √ψλεψσε ονλαρ, εϖϖελκιλεριν σ⎫ννετινδεν βα⎭κασ⎬ν⎬ μ⎬ γ⎞ζλ⎫ψορλαρ (βεκλιψορλαρ)? Ηαλβυκι Αλλαη’⎬ν σ⎫ννετινδε ασλα βιρ τεβδιλ (δεðι⎭ικλικ) βυλαμαζσ⎬ν. ςε Αλλαη’⎬ν σ⎫ννετινδε ασλα βιρ ταηϖιλ (δεðι⎭με) βυλαμαζσ⎬ν. 1 2 3 4 5 6 7

332

-

istikbâren fî el ardý ve mekre es seyyii ve lâ yahîku ve mekru es seyyii illâ bi

: : : : : : :

büyüklenerek, kibirlenerek kötülük düzenlediler arzda, yeryüzünde ve kötülük düzeni, kötü hile ve isabet etmez, ulaþmaz ve kötülük düzeni, kötü hile ancak, oysa ... e

332


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 43

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 440

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21

-

ehli-hi fe hel yenzurûne illâ sunnete el evvelîne fe len tecide li sunnetillâhi tebdîlen ve len tecide li sunnetillâhi tahvîlen

: : : : : : : : : : : : : :

onun sahibi artýk, öyleyse mý, mi gözlüyorlar (bekliyorlar) den baþka sünnet, kanun evvelkiler artýk, bundan sonra asla bulamazsýn Allah'ýn sünnetinde bedel, deðiþiklik ve asla bulamazsýn Allah'ýn sünnetinde tahvil, dönüþüm, deðiþme

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bütün resûllere insanlar tarafýndan düzenlenen kötülükler, yapýlan hileler Allahû Tealâ tarafýndan engellenmiþtir. Hilelerinin baþarý kazanacaðýndan emin olan insanlarýn hileleri Allahû Tealâ tarafýndan kendilerine döndürülmüþtür. “Öyleyse onlar evvelkilerin sünnetinden baþkasýný mý bekliyorlar?” Evvelkilere Allahû Tealâ nebî resûl ya da velî resûl göndermiþtir ama resûl göndermiþtir. Allahû Tealâ’nýn sünnetullahý böyledir. Allah’ýn sünnetinde bir deðiþiklik olmaz. Tebdil ve tahvil kelimeleri Arapça’da farklý olmasýna raðmen Türkçe’de deðiþme olarak kullanýlmaktadýr. Allah’ýn sünnetinde bir tebdil göremezsin, tahvil de göremezsin. Ýkisi de ayný mânâdaymýþ gibi görünse bile birbirinden farklý mânâlar taþýmaktadýr. Bu âyet-i kerime ile Rum Suresinin 30. âyet-i kerimesi bir büyük benzerlik gösteriyor: 30/RUM-30: Fe ekim vecheke lid dîni hanîfâ(hanîfen), fýtratallâhilletî fataran nâse aleyhâ, lâ tebdîle li halkýllâh(halkýllâhi), zâliked dînul kayyimu ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya'lemûn(ya'lemûne). Öyleyse vechini hanif olarak dîne (dînin kayyum olmasýna) ikame et (kýyamda tut). Allah'ýn o fýtratýyla ki, (Allah) bütün insanlarý (hanif) fýtratý ile yarattý. Allah'ýn yaratmasýnda (ne dînde ne de hanif fýtratýnda) deðiþiklik olmaz. Ýþte bu kayyum olan (ezelden ebede kadar kýyamda kalacak, devam edecek) dîndir. Ve lâkin insanlarýn çoðu bilmezler. Öyleyse bütün insanlar kýyâmete kadar hep hanif fýtratýyla yaratýlacaklardýr ve hep hanif dînini yaþamak üzere teçhiz edilmiþlerdir. Baþka bir dîn yoktur ki Allahû Tealâ bir kýsým insanlarý da baþka bir dîni yaþayabilecek olan özelliklerle yaratsýn. Böyle bir olay hiç olmamýþtýr.

333

333


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 44

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 440

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

a뢊¢Ä¤ä î Ï ¡¤‰ ü¤a ó¡Ï a뢊î,© í ¤á Û ë a ¤á¡è¡Ü¤j Ó ¤å¡ß åí ©ˆ £Ûa ¢ò j¡Ób Ç æb × Ñ¤î × ¢é¨£ÜÛa æb × b ß ë 6 ¦ñ £ì¢Ó ¤á¢è¤ä¡ß £† ( a a¬ì¢ãb × ë ü ë ¡pa ì¨à £Ûa ó¡Ï §õ¤ó ( ¤å¡ß ¢ê Œ¡v¤È¢î¡Û a¦Ší©† Ó b¦àî©Ü Ç æb × ¢é £ã¡a 6¡¤‰ ü¤a ó¡Ï E ve lem yesîrû fîl ardý fe yenzurû keyfe kâne âkýbetullezîne min kablihim ve kânû eþedde minhum kuvveh(kuvveten), ve mâ kânallâhu lî yu’cizehu min þey’in fîs semâvâti ve lâ fîl ard(ardý), innehu kâne alîmen kadîrâ(kadîren).

Ψερψ⎫ζ⎫νδε δολα⎭⎬π, ονλαρδαν ⎞νχεκιλεριν ακ⎬βετι (σονυ) νασ⎬λ ολδυ βακμαδ⎬λαρ μ⎬? ςε ονλαρδαν δαηα ⎜οκ κυϖϖετλιψδιλερ. Γ⎞κλερδε ϖε ψερδε Αλλαη’⎬ αχιζ β⎬ρακαχακ (ηι⎜)βιρ ⎭εψ ψοκτυρ. Μυηακκακ κι Ο, εν ιψι βιλενδιρ, (ηερ⎭εψε) κααδιρδιρ.

334

334


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 44

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 440

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5

-

6 7 8 9 10 11 12 13 14

-

15 16 17 18 20 21 22 23 24 25

-

e ve lem yesîrû fî el ardý fe yenzurû (e lem yenzurû) keyfe kâne âkýbetu ellezîne min kabli-him ve kânû eþedde min-hum kuvveten ve mâ kânallâhu ve mâ kâne allâhu lî yu'cize-hu min þey'in fî es semâvâti ve lâ fî el ardý inne-hu kâne alîmen kadîren

: : : : : : : : : : : : : : :

mý ve gezmediler yeryüzünde artýk, böylece bakarlar (bakmadýlar mý) nasýl oldu akýbet, son, sonuç onlar onlardan önce ve oldular, idiler daha çok, þiddetli onlardan kuvvet, güç

: : : : : : : : : :

ve olmadý Allah onu aciz býrakacak bir þey(den) semalarda, göklerde ve arzda, yeryüzünde yoktur muhakkak o oldu en iyi bilen kaadir olan, gücü yeten

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’ýn resûllerine karþý gelenlerin sonu hep hüsran olmuþtur. Allahû Tealâ ya bir zelzeleyle ya taþ yaðdýrarak ya bir sesle ya sel felâketiyle ya çekirge felâketiyle insanlarý mahvetmiþtir. Öyleyse yeryüzünde geçmiþteki yaþayan insanlarýn neler yaptýklarýna ibretle bakmak gerekir. Ve onlardan lüzumlu dersleri çýkararak her millet kendi hayatýna tatbik etmelidir. Üstelik o evvelce ölenler bu sonrakilerden çok daha kuvvetliydiler. Göklerde ve yerde, Allah’ý aciz býrakacak hiçbir þey yoktur.

335

335


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 45

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 441

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

aì¢j  × b à¡2 b £äÛa ¢é¨£ÜÛa ¢ˆ¡a¨ªì¢í ¤ì Û ë ¤å¡Ø¨Û ë §ò £2¬a … ¤å¡ß b ç¡Š¤è à ó¨Ü Ç Ú Š m b ß õ¬b u a ‡¡b Ï 7ó¦ £à ¢ß §3 u a ó¬¨Û¡a ¤á¢ç¢Š¡£ ªì¢í a¦Šî©– 2 ©ê¡…b j¡È¡2 æb × é ¨£ÜÛa £æ¡b Ï ¤á¢è¢Ü u a Ve lev yûâhýzullâhun nâse bimâ kesebû mâ tereke alâ zahrihâ min dâbbetin, ve lâkin yûahhýruhum ilâ ecelin musemmâ(musemmen), fe izâ câe eceluhum fe innallâhe kâne bi ibâdihî basîrâ(basîren).

ςε εðερ Αλλαη ινσανλαρ⎬, καζανδ⎬κλαρ⎬ ⎭εψλερ σεβεβιψλε μυαηεζε ετσεψδι (σοργυλασαψδ⎬), ονυν ⎫στ⎫νδε (ψερψ⎫ζ⎫νδε) δαββε (ψ⎫ρ⎫ψεν βιρ χανλ⎬) β⎬ρακμαζδ⎬. ςε λ®κιν βελιρλενμι⎭ βιρ ζαμανα καδαρ ονλαρ⎬ τεηιρ εδερ (ερτελερ). Φακατ ονλαρ⎬ν εχελλερι γελδιðι ζαμαν (ηεσαβα ⎜εκερ). Μυηακκακ κι Αλλαη, κυλλαρ⎬ν⎬ γ⎞ρενδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

336

-

ve lev yûâhýzu allâhu en nâse bi-mâ kesebû mâ tereke alâ zahri-hâ min dâbbetin ve lâkin yûahhýru-hum ilâ ecelin

: : : : : : : : : : : :

ve eðer, þâyet muaheze eder, sorgular Allah insanlar sebebiyle kazandýlar terketmedi, býrakmadý onun sýrtýnda, onun üstünde bir dabbe, yürüyen bir canlý ve lâkin onlarý tehir eder, erteler bir zamana kadar

336


} øÁÎ@Yìj»A øÅ}Àô@Yj»A ú øɼ@é »A øÁônø@I {

ℜψετ − 45

Χ⎫ζ − 22

Σαψφα − 441

(35) Fatýr Suresi §Š¡Ÿb Ï ¢ñ ‰ì¢

13 14 15 16 17 18 19 20 21 22

-

musemmen fe izâ câe ecelu-hum fe innallâhe (inne allâhe) kâne bi ibâdi-hi basîren

: : : : : : : : : :

isimlendirilmiþ, belirlenmiþ artýk, fakat o zaman geldi onlarýn eceli, onlarýn zamanýnýn sonu o zaman muhakkak ki Allah odu, idi onun kullarýný, kullarýný gören

AÇIKLAMA________________________________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ kiþileri kazandýklarý negatif dereceler sebebiyle sorgulasaydý ya da cezalarýný o anda verseydi, yeryüzünde yürüyen bir canlý býrakmazdý. Eðer bu günahlar hükmünü anýnda icra etseydi insanlarýn kaybettikleri dereceler kazandýklarý derecelerden fazla olduðu için Allah’ýn cezasýna muhatap olmadan yaþayamazlardý. Allahû Tealâ’nýn lütfu olmasa, yapýlan iyi iþlere 1’e 10 vermese, daha ötede o insanlarýn kazandýklarý dereceleri 1’e 100’den baþlayarak 1’e 700’e kadar yükseltmese, insanlarýn Allah ile olan iliþkilerinde belki hemen yok olmalarý gerekirdi. Çünkü kaybettikleri dereceler her zaman kazandýklarý derecelerden fazla olacaktý. Allahû Tealâ ömür boyunca bekleyecekti. Ama buna karþýlýk her saniye bütün iþlevler hologram usulü, üç boyutlu olarak filme çekilmektedir. Ve de kýyâmet günü herkes bütün hayatýný yeniden yaþayacaktýr. Üstelik her saniye eksi ya da artý dereceler kazanarak. Sonunda çýkan rakam negatifse gidilecek yer cehennemdir; pozitifse cennettir. Mu’minun Suresinin 102. ve 103. âyet-i kerimelerinde Allahû Tealâ diyor ki: 23/MU’MÝNUN-102: Fe men sekulet mevâzînuhu fe ulâike humul muflihûn(muflihûne). O zaman (kýyâmet günü), kimin mizaný (sevaplarý) aðýr gelirse iþte onlar, felâha erenlerdir (cennete girenlerdir). 23/MU’MÝNUN-103: Ve men haffet mevâzînuhu fe ulâikellezîne hasirû enfusehum fî cehenneme hâlidûn(hâlidûne). Kimin mizaný (sevap tartýlarý), (kýyâmet gününde) hafif gelirse onlar, nefsleri hüsranda olanlardýr. Onlar, cehennemde ebediyyen kalacaklardýr. Allahû Tealâ’nýn tehir etmesinin sebebi kýyâmet günü hesaba çekecek olmasýdýr. Ve oradaki hesabý görerek kendisine kýl kadar zulmedilmediði kesinleþtikten sonra insanlar cennete veya cehenneme gideceklerdir.

337

337


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.