6.cilt_7-araf-Part-2

Page 1


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 97

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, Medyen halkýnýn, Hud kavminin, Ad kavminin ayrý ayrý standartlarda, nasýl helâke uðradýðýný evvelki âyetlerinde vermiþtir. O ülkelerin halkýna, eðer Allahû Tealâ azabýný gece vakti göndermiþse azaptan emin olsalar da, olmasalar da, bu insanlarý kýskývrak yakalamýþ ve yok etmiþtir. Ve konunun can alýcý noktasý, Allahû Tealâ’nýn bütün kavmi yok etmemesi, kurtulmayý hakedenlere dokunmamasýdýr. Allahû Tealâ’nýn dizayný, Allah’ýn yok etmesine ehil olan insanlar üzerinedir. Öyleyse Allah’ýn tarafýnda veya karþýsýnda olmak, iki ayrý faktördür. 1- Kim Allah’a karþý ise o, azaba duçar olur. 2- O kavmin peygamberiyle veya resûlüyle, ona tâbî olanlar, Allah’ýn felâketinden mutlaka kurtulurlar. Felâkete hedef olanlar, yok olur, diz üstü çöküp kalýr, ölürler. Allahû Tealâ onlar için diyor ki: “Sanki hiç mevcut olmadýlar gibi.” Halbuki mevcut olmuþlar, Allah’a karþý gelmiþler, yok edilmeyi haketmiþledir. Bugün de Allahû Tealâ, ayný cezalandýrma sistemini zelzelelerle, sellerle gene insanlara uygulamaktadýr.

251

251


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 98

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

_↔Ξ↑,⊂≅↔∀ ″ϖ↑Ζ↔[←#≅∧↔< ″ ↔! ⊆Ι↑Τ″7! ↑υ″;↔! ↔ω←8↔! ↔ ↔! ↔ Ψ↑Α↔Θ″ς↔< ″ϖ↑;↔: |→Ε↑/ E ve emine ehlul kurâ en ye'tiyehum be'sunâ duhan ve hum yel'abûn(yel'abûne). ςε ο ⎫λκελεριν ηαλκ⎬ ⎭ιδδετλι αζαβ⎬µ⎬ζ⎬ν ονλαρα, ονλαρ οψναρλαρκεν (οψαλαν⎬ρλαρκεν) κυ⎭λυκ ϖακτι γελµεσινδεν (γελµεψεχεðινδεν) εµιν µιψδιλερ? 1 2 3 4 5 6 7

-

e ve emine ehlu el kurâ en ye'tiye-hum be'su-nâ duhan ve hum yel'abûne

: : : : : : :

ve emin mi oldu(lar) o ülkeler halký onlara gelmesi þiddetli azabýmýz kuþluk vakti ve onlar oynuyorlar (oyalanýyorlar)

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, azabýnýn geleceði vakitleri söylemektedir. Birincisinde, gece vakti uyurlarken; ikincisinde, kuþluk vakti gelen Allah’ýn büyük azabý söz konusudur.

252

252


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 99

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

←ψ™ς7! ↔η″Υ↔8 ↑ω↔8≅∧↔< ÷↔4 ⎣←ψ™ς7! ↔η″Υ↔8 ∼Ψ↑Ξ←8↔≅↔4↔! 〉↔ :↑Ι←,≅↔Φ″7! ↑ ″Ψ↔Τ″7! ® ←! E fe eminû mekrallahi, fe lâ ye'menu mekrallahi illel kavmul hâsirûn(hâsirûne). Αλλαη’⎬ν ηιλεσινδεν εµιν µιψδιλερ? Η⎫σρανδα ολαν καϖιµ, ανχακ ονλαρ, Αλλαη’⎬ν ηιλεσινδεν (Αλλαη’⎬ν κενδιλερινε αζαπ ϖερµεψεχεðινδεν) εµιν ολαµαζ.

1 2 3 4 5 6 7

253

-

e fe eminû mekra allâhi fe lâ ye'menu mekra allâhi illâ el kavmu el hâsirûne

: : : : : : :

emin mi oldu(lar) Allah'ýn hilesi emin olamaz Allah'ýn hilesi baþka, hariç, yalnýz kavim, topluluk hüsranda olan kimseler

253


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 99

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ diyor ki: “Hüsranda olan kavim bilir ki; Allah’ýn hilesi kendilerine gelecektir. Veya öylesine bir gaflet içindedirler ki; ne yaparsak yapalým Allah bize azap etmez diye düþünebilirler.” Allahû Tealâ’nýn Kur’ân-ý Kerim’de bahsettiði kavmin ileri gelenleri, öylesine Allah’tan kopmuþlardýr ki; Allah’a düþman olmuþlardýr. Öylesine þeytana dost olmuþlardýr ki; en ufak bir kurtuluþ ümitleri yoktur. Ve o kavimde onlar duruma hakimdir. Allah, Kendisine ulaþmak isteyenleri onlarýn elinden kurtarmak üzere harekete geçer. Ve kavmin içinden Allah’a isyan eden ve kurtuluþ ümidi olmayan büyük kesimi yok eder. Geriye o kavimdeki resûl ile ona tâbî olacak veya olmuþlarý býrakýr, kurtarýr. Allahû Tealâ, bütün insanlarýn huzur ve mutluluk içinde yaþamalarýný istediði için böyle yapar. Ýnsanlar, nefsleri doðrultusunda baþka insanlarý huzursuz edecek standartlarda zulmederlerse; zengin, varlýklý, güçlü olmalarýnýn kanatlarý altýnda ve dünya hayatýna baktýklarý zaman kendilerinin yenilmez olduðunu, ötekileri köle gibi kullanabileceklerini düþünürlerse; bir gün Allahû Tealâ, onlara mutlaka cezalarýný verir. Her devirde böyle olmuþtur.

254

254


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 100

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

←φ″Θ↔∀ ″ω←8 ↔ ″∗ ÷ ↵! ↔ Ψ↑∃←Ι↔< ↔ω<∝Η⊕ς←7 ←φ″Ζ↔< ″ϖ↔7 ↔ ↔! ⎣″ϖ←Ζ←∀Ψ↑9↑Η←∀ ″ϖ↑;≅↔Ξ″Α↔.↔! ↑ ≥≅↔Λ↔9 ″ξ↔7 ″ ↔! _↔Ζ←ς″;↔! ↔ Ψ↑Θ↔Ω″Κ↔< ÷ ″ϖ↑Ζ↔4 ″ϖ←Ζ←∀Ψ↑ς↑5 |×ς↔2 ↑π↔Α″Ο↔9↔: E ve lem yehdi lillezîne yerisûnel arda min ba'di ehlihâ en lev neþâu esabnâhum bi zunûbihim ve natbeu alâ kulûbihim fe hum lâ yesme'ûn(yesme'ûne).

ςε δε ονυν (ο ⎫λκενιν) ηαλκ⎬νδαν σονρα, ψερψ⎫ζ⎫νε ϖαρισ ολανλαρ⎬ ηιδαψετε ερδιρµεζ µι? Εðερ διλεσεψδικ γ⎫ναηλαρ⎬ σεβεβιψλε ονλαρα (µυσ⎩βετλερ) ισαβετ εττιριρδικ. ςε καλπλερινιν ⎫στ⎫ν⎫ ταβεδερδικ (α⎜⎬λαµαζ δαµγα ϖυρυρδυκ) δε αρτ⎬κ ονλαρ ι⎭ιτµεζλερδι.

255

255


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 100

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

e ve lem yehdi li ellezîne yerisûne el arda min ba'di ehli-hâ en lev neþâu esab-nâ-hum bi zunûbi-him ve natbeu alâ kulûbi-him fe hum lâ yesmeûne

: : : : : : : : : : : :

ve hidayete erdirmez mi o kimseleri yeryüzüne varis olurlar ...den sonra oranýn halký, ehli eðer dilemiþ olsaydýk onlara isabet ettirdik, cezalandýrdýk günahlarý sebebiyle ve mühürleriz, tabederiz kalplerinin üzerini böylece onlar iþitmezler

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, bir ülkede hidayete ermeyecek olanlarý, hidayete ermek konusunda gayret sahiplerini engelleyenleri, onlara açýk ve kesin bir þekilde zulmedenleri, küfrü ve þirki hakim kýlmak isteyenleri, hilesiyle, ansýzýn bir fýrtýnayla, bir taþ yaðmuruyla, taþ haline getirerek yok eder. Allahû Tealâ, burada iki grup arasýnda neticeler açýsýndan bir deðerlendirme yapmýþtýr. Yeryüzünde Allah’a isyan edenler, yok edilmiþlerdir. Sonra varis olanlar o beldenin, o halkýn, o kavmin resûlü ile ona tâbî olanlardýr. Bu insanlar, Allah’ýn hidayete erdirmeyi dilediði, hidayete erecek olan, Allah’a ulaþmayý dileyen, kurtulmayý hakedenlerdir. Bunlar birinci grupta olanlar, Allah helâk ettikten sonra yeryüzüne varis olanlardýr. Onlarý hidayete erdirecektir. Diðerleri ise kalplerinde mühür olan, Allah’ýn helâk ettikleridir.

256

256


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 100

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Bu âyet-i kerime, kalp þartlarý açýsýndan bir açýklama getirmektedir. Allahû Tealâ, hidayete eren insanlardan ve bu insanlarýn kalplerinin tabedilmesinden yani onlarýn fýska düþmelerinden bahsetmektedir. Artýk onlarýn iþitmesi de imkânsýz hale geldiði için kurtuluþlarý mümkün deðildir. Allahû Tealâ, onlara yeni bir kurtuluþu nasip kýlmaz. Allahû Tealâ, kalplerinde hayýr gördüðü insanlara; kalplerinde zeyg olmayanlara, kalplerinde maraz olmayanlara, isyan etmeyenlere, baþkalarýna kötülük etmek için yaþamayanlara yani hayatlarýnýn gayesi, baþkalarýna kötülük etmek olmayanlara, yardýmcý olur. Allahû Tealâ, o insanlarýn etrafýnda öyle olaylar vücuda getirir ki; bu insanlar, Allahû Tealâ tarafýndan Allah’a ulaþmayý dileyecek noktaya ulaþtýrýlýr. Ve kendi iradeleriyle Allah’a ulaþmayý dilerler. Allah onlara 10 tane ihsanda bulunur. Eðer sað iseler mutlaka mürþidlerine ulaþtýrýr. Ve mutlaka ruhlarý vücutlarýndan ayrýlýp 21. basamakta Allah’a ulaþýr. Davranýþ biçimleri 3. basamaktan 22. basamaða kadar teminat altýndadýr. Allahû Tealâ tarafýndan hidayete mutlaka erdirileceklerdir. 22. basamakta Allah’ta fani olurlar yani kurtuluþa ulaþýrlar. Bu, Allah’ýn kanunudur. Allah’a ulaþmayý dileyen kiþi mutlaka hidayete erer, mutlaka ruhunu Allah’a ulaþtýrýr. O noktaya kadar þeytanýn onlara tesiri mümkün deðildir. Ama hidayete erdikten sonra Allah’ýn sözü yerine gelmiþtir ve kiþi serbesttir. Bu noktadan itibaren kiþide irþad makamýna karþý, kavmin resûlüne karþý, devrin imamýna veya Kur’ân âyetlerine karþý bir þüphe oluþabilir. Þeytan bu þüpheyi oluþturmak için herþeyi yapar. Allahû Tealâ bu þüpheyi görür. Þüphenin o kiþinin kalbine yerleþmesi halinde, ondaki bütün ni’metleri geri alýr: Kalbin içindeki îmân kelimesini alýr, yerine küfür kelimesini yazar, kalbi tekrar mühürler. Ve kiþi tekrar baþlangýç noktasýna geri döner, dalâlette olan birisi olur, kâfir hüviyetine ulaþýr. Ancak bu kiþinin tekrar hidayete erme hakký vardýr.

257

257


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 100

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Bir gün yeniden 10 tane ihsaný alarak, 10 tane ni’metten sonra tekrar hidayete erer. Þeytan bu noktada da müdahale edemez. Hidayet baþladýðý andan itibaren sonuna kadar mutlaka Allahû Tealâ tarafýndan götürülür, kiþi hidayete erer. Bu kiþi, hidayetten fýska düþerken Allah, onun kalbini mühürlemiþtir.Tekrar hidayet üzere olunca tekrar kalbini açar, küfür kelimesini alýr, îmân kelimesini yazar. Kiþi ikinci defa hidayete erer. Ýþte tehlikeli olan bu noktadan sonrasýdýr. Ýkinci defa hidayete erdikten sonra kiþi, irþad makamýndan þüpheye düþerse, Allahû Tealâ bu yerleþmiþ þüpheyi mutlak olarak tespit eder. Ve o kiþiyi, baþlangýç noktasýna geri döndürür ama bu sefer kalbini tabeder. Kalbin tabedilmesinin çok önemli bir sonucu vardýr. Kiþi artýk iþitmez, Allah ona artýk iþittirmez. Yani kiþinin üçüncü defa kurtuluþ ümidi yoktur. Kiþiler Allah’a ulaþmayý dilemiþlerdir. Hidayete ermiþlerdir. (Bütün insanlar, baþlangýçta fýskta olduklarý için bu, fýsktan sonra birinci hidayettir.) Hidayete erdikten sonraki fýska düþüþ, ikinci fýsktýr. Yeniden hidayet tahakkuk ederse ikinci hidayet yaþanýr. Arkasýndan kiþi, irþad makamýndan þüpheye düþerse üçüncü fýska düþer. Allahû Tealâ, üçüncü fýskta o kiþinin kalbini tabeder. Allahû Tealâ’nýn kalbi mühürlemesi baþka þeydir. Allahû Tealâ, baþlangýçta kiþi Allah’a ulaþmayý dileyip de, mürþidine ulaþtýðý zaman kalbinde hatem olan, mühür olan kiþinin kalbini Allahû Tealâ her zaman açar. Allahû Tealâ, ancak üç defa fýska müsaade ettiði için üçüncü bir hidayet yoktur. Dolayýsýyla dördüncü fýsk olmasý mümkün deðildir. Bu sefer Allahû Tealâ kalpleri mühürlemez, tabeder. Kalpler üzerine damga vurur, kalplerin bir daha iþitmesine, idrak etmesine mani olur. Yani ondan sonra o kalpten, bir daha ekinnet alýnamaz. Ekinnetin çýkmasý, içine ihbat konmasý mümkün deðildir. Kalbindeki tabba paralel olarak, o kiþinin kulaklarýna öyle bir þekilde vakra konulmuþtur ki; o kiþi iþitemez.

258

258


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 100

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Kur’ân-ý Kerim’deki kalp âyetlerinin en önemlisi, kalplerin tabedilmesidir. Kalbin tabedilmesi öyle bir olaydýr ki; artýk kiþinin kurtuluþu mümkün deðildir. Yani o kiþi artýk iþitmeye ehil olamaz. Allah’ýn kalbin mührünü açmasý, kalbin içindeki küfür kelimesini almasý, kalbin içine îmâný yazmasý söz konusu deðildir, mümkün deðildir. Tabb, bunlarýn hepsini engelleyen bir faktördür. Ýnsanlarýn kalplerinin tabedilmesi Allah’ýn engelidir. Tabetmek sadece mühürlemek deðil, öyle bir tesir koymaktýr ki, artýk açýlamaz. Allahû Tealâ, kalpteki mührü iki defa açtýktan sonra oraya bir nevi açýlamaz bir kilit vurur. Allahû Tealâ, öyle güçlü bir engel koyar ki; o engelin kaldýrýlmasý mümkün deðildir. Öyleyse tabetmek, mühürlemenin ötesinde; kalbi açýlamaz bir þekilde kapatmaktýr. Mühürlemek ya da damgalamak deðil, daha ötede açýlamaz bir damga vurmaktýr. O andan itibaren artýk iþitmeleri kesin olarak engellenir. Tabetmek, baský demektir. Matbaalarda basýlan herþey tabedilmiþtir. Ama böyle bir tabedilmenin kalpteki iþlevinde son derece önemli bir faktör vardýr. Eðer Allahû Tealâ, tabb kelimesini kullanýyorsa, artýk o kalbin açýlmasý mümkün deðildir. Tabb, bu standartlar içinde bir engeldir. O kiþi hayatý boyunca iþitemez, davete icabet edemez. Etmiþ olsaydý, kalbin mührü açýlamazdý. Zaten kalbin mührünü açacak olan Allah olduðuna göre tabettiði mührü, tabettiði kalbi Allahû Tealâ’nýn açmasý hiçbir zaman mümkün deðildir. Kur’ân-ý Kerim’de: “Onlarýn kalplerinde Allah hayýr görseydi, onlara iþittirirdi.” buyuruyor. Allah kalplerinde hayýr görmediði birisine iþittirseydi bile onlar, mutlaka iki defa fýska düþeceklerdi. Ýki defa hidayetten düþeceklerdi. Yani üçüncü fýska mutlaka ulaþacaklardý. Allahû Tealâ, kalplerinin üstünü tabedecekti, açýlamaz bir damga vuracaktý oraya. Bu âyet-ii kerime, üçüncü fýskýn temelini oluþturur. Artýk ümitsiz bir vaka vardýr. Bu kiþinin bir daha hidayete ermesi hiçbir þekilde mümkün deðildir. Kiþi iki tane hidayet hakkýný kullanmýþ ve sonunda kendisini mahvetmiþtir. Ýblis sebebiyle dalâlete düþmüþtür, bir daha kurtulmasý mümkün deðildir.

259

259


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

Κ″ ∀←

ℜψετ − 101

Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

″φ↔Τ↔7↔: ⎣_↔Ζ←=≥≅↔Α″9↔! ″ω←8 ↔τ″[↔ς↔2 ∩λ↑Τ↔9 ×Ι↑Τ″7! ↔τ″ς←# ∼Ψ↑Ξ←8⊂Ψ↑[←7 ∼Ψ↑9≅↔6 _↔Ω↔4 ⎣← ≅↔Ξ←±[↔Α″7≅←∀ ″ϖ↑Ζ↑ς↑,↑∗ ″ϖ↑Ζ″#↔ ≥≅↔%

↑ψ™ς7! ↑π↔Α″Ο↔< ↔τ←7×Η↔6 ⎢↑υ″Α↔5 ″ω←8 ∼Ψ↑∀⊕Η↔6 _↔Ω←∀ ↔ω<∝Ι←4≅↔Υ″7! ← Ψ↑ς↑5 |×ς↔2 Tilkel kurâ nakussu aleyke min enbâihâ ve lekad câethum rusuluhum bil beyyinâti fe mâ kânû liyu'minû bi mâ kezzebû min kablu kezâlike yatbaullâhu alâ kulûbil kâfirîn(kâfirîne). Σανα ηαβερλερινι ανλαττ⎬ð⎬µ⎬ζ (δυρυµλαρ⎬νδαν βαησεττιðιµιζ) ⎫λκελερ ι⎭τε βυνλαρ. Ανδολσυν κι; ονλαρα, ονλαρ⎬ν ρεσ⎦λλερι βεψψινελερ (ισπατ ϖεσικαλαρ⎬ ϖε µυχιζελερλε) γελδι. Αρτ⎬κ δαηα ⎞νχε τεκζιπ εττικλερι (ψαλανλαδ⎬κλαρ⎬) ⎭εψδεν δολαψ⎬ ⎩µ®ν ετµεδιλερ. Β⎞ψλεχε Αλλαη, κ®φιρλεριν καλπλερινι ταβεδερ. 260

260


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 101

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17

-

tilke el kurâ nakussu aleyke min enbâi-hâ ve lekad câet-hum rusulu-hum bi el beyyinâti fe mâ kânû li yu'minû bi mâ kezzebû min kablu kezâlike yatbau allâhu alâ kulûbi el kâfirîne

: : : : : : : : : : : : : : : : :

iþte bu ülkeler anlatýyoruz sana onlarýn haberlerinden ve andolsun ki onlara geldi resûlleri belgeler ile o zaman olmadýlar ...e îmân ediyorlar yalanladýklarý þey sebebiyle önceden böylece, iþte Allah tabeder (açýlamaz damga vurur) kalplerinin üzerini inkâr edenlerin, kâfirlerin

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Burada tâbiiyet, tâbiiyetten sonra birinci teslim; tâbiiyet, tâbiiyetten sonra ikinci teslim ve Allah’ýn kalpleri tabetmesi anlatýlmaktadýr. Allahû Tealâ, burada hidayetin iki defa mümkün olduðunu söylüyor. Eðer burada geçen “tekzip ettikleri þey”, daha baþlangýçta reddetmek olsaydý, o zaman Allahû Tealâ kalpleri damgalamazdý, sadece mühürlerdi. Yani kalplerdeki îmân kelimesini alýp, küfür kelimesini yerleþtirir ve tekrar mühürlerdi ama tabetmezdi. Tabetmek, artýk bir daha iþitmeyi mümkün kýlmayacak bir olaydýr.

261

261


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 101

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Fýsk, bir insanýn doðuþundan itibaren baþlayan bir vetiredir. Týpký dalâlet gibi, týpký küfür gibi... Bütün insanlar, kalplerinde küfür kelimesiyle doðarlar. Kur’ân-ý Kerim’de herkes, kalbinde taþýdýðý küfür kelimesinin sahibi, mânâsýna gelen “kâfir” ismiyle vasýflandýrýlmýþtýr. Allah’a inanmak, kiþiyi küfürden kurtaran bir þey deðildir. Elbette Allah’a inanmak mü’min olmanýn birinci þartýdýr. Ama Allah’a inanmanýn içinde, Allah’ýn yoluna girmeyi hiçbir zaman istemedikleri için fýskta kalan ve kalplerindeki küfür kelimesi alýnmayan, yerine îmân yazýlmayan insanlar vardýr. Onlarýn hepsine Allah’ýn verdiði isim “kâfir”dir. Onlarýn kalpleri mühürlüdür. Bu insanlar, baþlangýçtan itibaren kâfirdir. Ve ancak insanlar, Allah’a ulaþmayý diledikleri taktirde Allah onlarý muhakkak mürþidlerine ulaþtýrýr. Tâbî olduklarý anda hidayete adým atarlar, ruhlarý Allah’a doðru yola çýkar. Sonra ruhlarýný Allah’a ulaþtýracaklardýr. Bu noktadan sonra irþad makamýndan þüpheye düþmeleri halinde tekrar fýska düþmeleri söz konusudur. Bir defa daha hidayet hakkýný kullandýktan sonra bir defa daha þeytan onlarý irþad makamýndan þüpheye düþürebilirse, o zaman yeni bir kurtuluþ ümidi artýk kalmaz. Allah, kalplerini tabeder ve bundan sonra onlar iþitemezler.

262

262


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 102

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

⎣↓φ″Ζ↔2 ″ω←8 ″ϖ←;←Ι↔Χ″6 ÷≠ _↔9″Γ↔%↔: _↔8↔: ↔ω[∝Τ←,≅↔Σ↔7 ″ϖ↑;↔Ι↔Χ″6↔! ≥_↔9″Γ↔%↔: ″ ←! ↔: Ve mâ vecednâ li ekserihim min ahdin ve in vecednâ ekserehum le fâsikîn(fâsikîne).

Ονλαρ⎬ν ⎜οðυνυ αηδλερινι ψερινε γετιριρ (αηδλερινε ϖεφα εδερ) βυλµαδ⎬κ. ςε ονλαρ⎬ν ⎜οðυνυ γερ⎜εκτεν φασ⎬κλαρ ολαρακ βυλδυκ.

1 2 3 4 5 6 7

263

-

ve mâ veced-nâ li ekseri-him min ahdin ve in veced-nâ eksere-hum le fâsikîne

: : : : : : :

ve biz bulmadýk onlarýn çoðunu ahde vefa eden(lerden) ve biz bulduk onlarýn çoðunu gerçekten fasýk olanlar, fasýklar

263


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 102

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ insanlarýn kalplerini öyle bir mühürle mühürler ki; buna Kur’ân-ý Kerim tabetmek demektedir. Allahû Tealâ, kimin kalbini tabederse onlarýn artýk iþitmesi mümkün deðildir. Bu da ancak üçüncü fýskta gerçekleþen bir olaydýr. Baþlangýçta herkes fýsktadýr. Kim resûle tâbî olmadýysa, fýsktadýr. Kiþi, devrin imamýna ya da kendi ülkesinin resûlüne karþý bir þüphe duyarsa o zaman fýska düþer (Al-i Ýmran-81,82).

3/AL-ÝÝ ÝMRAN-8 81: Ve e iz eha aza allâhu mîsâka an ne ebiyyîne e le emâ âte eytukum min e câe ekum re esûlun musa addikun limâ me eakum le e tu’’mikitâbin ve e hikme etin summe nunne e bihî ve e le e te ensurunne eh(te ensurunne ehu), kâle e e akre ertum ve e eha aztum alâ zâlikum ýsrî, kâlû akra arnâ, kâle e fe eþhe edû ve e ene e me eakum mine eþ þâhidîn(þâhidîne e). Hani o zaman ki; Allah, Nebîlerin (Peygamberlerin) MÝSAK’ini (yeminini) almýþtý: “Andolsun ki; size kitap ve hikmet verdim. Sizlerden sonra sizinle beraber bulunaný (Allah’ýn sizlere verdiði kitaplarý) tasdik eden Resûl gelince, O’na mutlaka îmân edecek ve O’na mutlaka yardým edeceksiniz. Bunu ikrar ettiniz mi, bu aðýr ahdimi üzerinize aldýnýz mý?” “Ýkrar ettik.” dediler. “Öyle ise þahit olun. Ben de sizinle beraber þahitlerdenim.” buyurdu. 3/AL-ÝÝ ÝMRAN-8 82: Fe e me en te eve ellâ ba a’de e zâlike e fe e ulâike e humul fâsikûn(fâsikûne e). Artýk bundan sonra, (Allah 81. âyetteki Resûl’den bahsettikten sonra) kim yüz çevirirse (nebîlerden sonra gelecek olan bu Resûl’ü inkâr ederse) iþte onlar, onlar FASIKLARDIR.

264

264


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 103

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↔ ″Ψ↔2″Ι←4 |×7←! _≥↔Ξ←#≅↔<×≅←∀ |×,Ψ↑8 ″ϖ←;←Γ″Θ↔∀ ″ω←8 _↔Ξ″Χ↔Θ↔∀ ⊕ϖ↑∃ ↔ρ″[↔6 ″η↑Π″9≅↔4 ⎣_↔Ζ←∀ ∼Ψ↑Ω↔ς↔Π↔4 ∝ψ←=ÿ↔ ↔8↔: ↔ω<∝Γ←Κ″Σ↑Ω″7! ↑}↔Α←5≅↔2 ↔ ≅↔6 Summe beasnâ min ba'dihim mûsâ bi âyâtinâ ilâ fir'avne ve melâihi fe zalemû bihâ, fanzur keyfe kâne âkýbetul mufsidîn(mufsidîne). Βιρ ζαµαν σονρα δα, ονλαρδαν σονρα (ονλαρ⎬ν αρκασ⎬νδαν), φιραϖυνα ϖε ονυν (καϖµινιν) ιλερι γελενλερινε Μυσα (Α.Σ)’⎬ ®ψετλεριµιζλε, (µυχιζελεριµιζλε) γ⎞νδερδικ (γ⎞ρεϖλενδιρδικ). Φακατ ονα ζυλµεττιλερ. Βακ φεσατ ⎜⎬καρανλαρ⎬ν ακ⎬βετι νασ⎬λ ολδυ. 1 2 3 4 5

265

-

summe beas-nâ min ba'di-him mûsâ bi âyâti-nâ

: : : : :

sonra biz gönderdik, beas ettik onlardan sonra Musa âyetlerimiz ile

265


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 103

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

6 7 8 9 10 11 12 13 14

-

ilâ fir'avne ve melâi-hi fe zalemû bi-hâ fe unzur keyfe kâne âkýbetu el mufsidîne

: : : : : : : : :

firavuna ve onun önde gelenleri o zaman zulmettiler ona artýk bak nasýl, ne þekilde oldu akýbet, son fesat çýkaranlarýn

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, Hz. Musa ve kardeþi Harun’a diyor ki: “Siz ikiniz firavuna gidin ve biz Allah’ýn resûlleriyiz.” deyin. Gittiklerinde Hz. Musa’nýn gösterdiði mucizelere kavmin ileri gelenleri: “Bu apaçýk sihirdir.” diye cevap veriyorlar. Ýstisnasýz bütün kavimler, kendilerine gelen resûlleri mutlaka yalanlamýþlar, inkâr etmiþlerdir (Mu’minun-44). Hz. Musa’ya da zulmetmiþlerdir.

23/MU’’MÝNUN-4 44: Summe e erse elnâ rusule enâ te etrâ, kulle emâ câe e umme ete en a’nâ ba a’da ahum ba a’da an ve e ce ealnâhum re esûluhâ ke ezze ebûhu fe e etba ehâdîs(e ehâdîse e), fe e bu’’de en li ka avmin lâ yu’’minûn(yu’’minûne e). Sonra Biz, resûllerimizi ardarda (arasý kesilmeden, peþpeþe) gönderdik. Hangi kavme resûlü gelse hepsi onu tekzip ettiler (yalanladýlar, reddettiler). O zaman Biz, birbiri ardýndan onlarý yok ettik ve onlarý efsane kýldýk. Mü’min olmayan kavim artýk uzak olsun.

266

266


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

Κ″ ∀←

ℜψετ − 104

Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

° Ψ↑,↔∗ |∝±9←! ↑ ″Ψ↔2″Ι←4 _↔< |×,Ψ↑8 ↔ ≅↔5↔: ⎣ ↔ω[∝Ω↔7≅↔Θ″7! ←± ↔∗ ″ω←8 Ve kâle mûsâ yâ fir'avnu innî resûlun min rabbil âlemîn(âlemîne). ςε Μυσα (Α.Σ): “Εψ φιραϖυν! Μυηακκακ κι; βεν βιρ ρεσ⎦λ⎫µ, ®λεµλεριν Ραββινδεν (Ο’νυν ταραφ⎬νδαν γ⎞ρεϖλενδιριλµι⎭).” δεδι.

1 2 3 4 5 6

267

-

ve kâle mûsâ yâ fir'avnu innî resûlun min rabbi el âlemîn

: : : : : :

ve dedi Musa ey firavun muhakkak ki ben bir resûlüm âlemlerin Rabbinden

267


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 104

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Her devirde teblið asýldýr. Allah’ýn emirleri, Allah’ý iþitebilenler yani Allah’ýn kendilerine iþittirdikleri kanalýyla baþkalarýna ulaþabilir. Tabiatýyla herkes, Allah’ýn söylediklerini iþitemez. Bu, kalp þartlarý ile alâkalý bir konudur. Allahû Tealâ, þartlarý hazýrlar. Bütün resûller, Allahû Tealâ tarafýndan seçilmiþtir. Allahû Tealâ, o seçtiklerinin Allah’tan vahiy almasýný saðlar, onlara emirlerini gönderir. Onlar da Allah’tan aldýklarý emirler gereðince, Allah’ýn teblið etmekle emrettiði þeyleri teblið ederler. Burada da ayný olay tahakkuk etmiþtir. Bütün devirlerde, Allah’ýn bütün resûlleri ayný görevi yapmýþlardýr. Bu resûllerin bir kýsmý peygamber resûllerdir, nebî resûllerdir, bir kýsmý da velî resûllerdir.

268

268


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

Κ″ ∀←

ℜψετ − 105

Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

⎢⊕σ↔Ε″7! ® ←! ←ψ™ς7! |↔ς↔2 ↔ Ψ↑5↔! ≥ ÷ ″ ↔! |⊆ς↔2 °σ[∝Τ↔& ″υ←,″∗↔≅↔4 ″ϖ↑Υ←±∀∗÷ ″ω←8 ↓}↔Ξ←±[↔Α←∀ ″ϖ↑Υ↑Β″∴←%″φ↔5 ↔⎢ υ∝ <≥!↔Ι″,←! |≥∝Ξ↔∀ ↔|←Θ↔8 Hakîkun alâ en lâ ekûle alallâhi illel hakk(hakka), kad ci'tukum bi beyyinetin min rabbikum fe ersil maiye benî isrâîl(isrâîle).

Ηακ ολαν (δοðρυ ολαν) Αλλαη’α καρ⎭⎬ Ηακκ’ταν βα⎭κα βιρ ⎭εψ σ⎞ψλεµεµεµδιρ. Σιζε Ραββινιζδεν βεψψινε (α⎜⎬κ δελιλ, µυχιζε) ιλε γελδιµ (γελµι⎭τιµ). Αρτ⎬κ ⇑σραιλοðυλλαρ⎬ν⎬ βενιµλε βεραβερ γ⎞νδερ.

269

269


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 105

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

hakîkun alâ en lâ ekûle alâ allahi illâ el hakka kad ci'tu-kum bi beyyinetin min rabbi-kum fe ersil maiye benî isrâîle

: : : : : : : : : : : :

doðru olan, gerçek olan, hak olan üzerine (benim) söylemememdir Allah'a karþý haktan baþkasý olmuþtu size geldim beyyine ile, açýk delil ile Rabbinizden artýk gönder benim ile beraber Ýsrailoðullarý

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bir resûl için doðru olan, Allah’ýn gerçeðinden baþka bir þey söylememektir. Ýnsanlýk tarihi boyunca bütün resûllerin baþlarýna gelen olay, Hz. Musa’nýn baþýna da gelmiþtir. Hz. Musa ki; bir Nebî Resûl, Peygamber Resûl’dür. Ve Allahû Tealâ’nýn emri üzerine oraya mucizelerle ulaþmýþ ve onlara Allah’ýn gerçeðini teblið etmiþtir.

270

270


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 106

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

← ⊂≅↔4 ↓}↔<×≅←∀ ↔α″∴←% ↔α″Ξ↑6 ″ ←! ↔ ≅↔5 ↔ω[∝5←(≅⊕Μ7! ↔ω←8 ↔α″Ξ↑6 ″ ←! ≥_↔Ζ←∀ Kâle in kunte ci'te bi âyetin fe'ti bihâ in kunte mines sâdikîn(sâdikîne). (Φιραϖυν ⎭⎞ψλε) δεδι: “Εðερ βιρ ®ψετ (µυχιζε) γετιρδινσε, σαδ⎬κλαρδαν (δοðρυ σ⎞ψλεψενλερδεν) ισεν ονυ γετιρ.” 1 2 3 4 5 6 7 8

-

kâle in kunte ci'te bi âyetin fe âti bi-hâ in kunte min es sâdikîne

: : : : : : : :

dedi eðer sen, ..... isen geldin bir âyet ile haydi getir onu eðer sen, ..... isen doðru sözlülerden, sadýklardan

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hz. Musa, firavuna her resûlün yapmasý gereken tebliði yapmýþtýr. Firavun mucizenin ispatýný istemiþtir. Hz. Musa’nýn, Allah’ýn yetkisiyle, gösterdiði hiçbir þeye inanmak istemeyenler: “Bu bir sihirdir, bu bir büyüdür.” diye hep bir kulp

271

271


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 107

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

°ω[∝Α↑8 ° ≅↔Α″Θ↑∃ ↔|←; ∼↔)←≅↔4 ↑ ≅↔Μ↔2 |×Τ″7↔≅↔4 Fe elkâ asâhu fe izâ hiye su'bânun mubîn(mubînun).

Βυνυν ⎫ζερινε (Μυσα Α.Σ) ασασ⎬ν⎬ ατ⎬νχα ο (ασα) α⎜⎬κ⎜α βιρ ψ⎬λαν (εϕδερηα) ολδυ. 1 2 3 4 5 6 7 8

-

fe elkâ asâ-hu fe izâ hiye su'bânun mubînun

: : : : : : : :

böylece, bunun üzerine attý onun asasý böylece, ve de olduðu zaman, öyle olunca o yýlan, ejderha apaçýk, açýkça

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, Hz. Musa’ya bir yetki vermiþtir. Ondan risaletini ispat etmesini istemiþlerdir. O da bir mucize ile gitmiþtir. Allahû Tealâ’nýn o anda kendisine verdiði emirle elindeki asayý atmýþ, asa bir ejderha olmuþtur. Bu, Allahû Tealâ’nýn Hz. Musa’nýn risaletini ispat sadedinde, ona verdiði bir mucizedir.

272

272


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 108

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

〉 ↔ω<∝Ι←1≅⊕Ξς←7 ↑ ≥≅↔Ν″[↔∀ ↔|←; ∼↔)←≅↔4 ↑ ↔Γ↔< ↔ ↔ϑ↔9↔: Ve neze'a yedehu fe izâ hiye beydâu lin nâzýrîn(nâzýrîne). ςε ελινι (γ⎞ðσ⎫νδεν) ⎜εκιπ ⎜⎬καρδ⎬ð⎬ ζαµαν βακανλαρ, ονυν (ελινιν) βεψαζ ολδυðυνυ (γ⎞ρδ⎫λερ). 1 2 3 4 5 6 7

-

ve neze'a yede-hu fe izâ hiye beydâu li en nâzýrîne

: : : : : : :

ve çekip çýkardý elini o zaman, hemen olduðu zaman, öyle olunca o beyaz görenlere, bakanlara

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hz. Musa’nýn, asasýnýn bir ejderha olmasý, onun o günkü tek mucizesi deðildir. Allahû Tealâ, ikinci bir mucize daha göstermiþtir. Göðsünden çýkardýðý eli, bembeyaz ýþýk saçan bir hüviyete ulaþmýþtýr. Bu, belli ki fizik ötesi bir olaydýr ve Hz. Musa’nýn firavun karþýsýndaki ikinci mucizesidir.

273

273


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

Κ″ ∀←

ℜψετ − 109

Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

⊕ ←! ↔ ″Ψ↔2″Ι←4 ← ″Ψ↔5 ″ω←8 ⇔ ÷↔Ω″7! ↔ ≅↔5 °ϖ[∝ς↔2 °η←&≅↔Κ↔7 ∼↔Η×; Kâlel meleu min kavmi fir'avne inne hâzâ le sâhýrun alîm(alîmun). Φιραϖυν καϖµινδεν ιλερι γελενλερ: “Βυ γερ⎜εκτεν ®λιµ (⎜οκ ιψι βιλεν) βιρ σιηιρβαζδ⎬ρ.” δεδιλερ.

1 2 3 4 5 6

-

kâle el meleu min kavmi fir'avne inne hâzâ le sâhýrun

7 - alîmun

274

: : : : : : :

dediler eþraf, ileri gelenler firavunun kavminden muhakkak ki bu gerçekten bir sihirbazdýr (sihir yapandýr) çok iyi bilen, bilgin

274


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 109

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm O devirde hep mucizeler söz konusudur ve Allahû Tealâ, resûlünü mucizelerle göndermiþtir. Ýki mucizeden biri, Hz. Musa’nýn asasýný atarak bir ejderha oluþturmasý, ikincisi abasýnýn altýnda bembeyaz ýþýk saçan bir el görünmesidir. Ýkisi de fiziðin ötesinde iki tane olaydýr. Ama bütün devirlerde olduðu gibi o devirde de devrin ileri gelenleri: “Bu olaylarýn ikisi de apaçýk. Bu da çok iyi sihir yapmasýný bilen bir âlimdir. Hepsi o kadar. Yoksa Allah ile bir iliþkisi yok.” demiþlerdir. Zaten firavun: “Ben Allah’ým. Benden baþka Allah yok.” demektedir. Firavun öldüðü zaman, Allah kalp gözünü açýp, hakikati gösterince derhal secdeye kapanmýþtýr. Ve: “Yarabbi beni dünyaya geri döndür. Sana ne kadar itaat eden bir kul olduðumu ispat edeyim.” demiþtir. Allahû Tealâ da: “Ölüm anýnda gönül gözünü açtýktan sonra insanlarý bir defa daha dünyaya geri göndermeyiz. Sana ölümün hakikatini gösterdik ve artýk hakikatin ne olduðunu biliyorsun o sebeple mümkün deðil. Ama seni, þu içinde bulunduðun secde vaziyetinde, gelecek nesillere ibret olmak üzere kýyâmete kadar muhafaza edeceðim.” buyurmuþtur. Ve firavunun binlerce sene evveline ait olan vücudu hiçbir noktasýnda, hiçbir çürüme olmadan Allahû Tealâ tarafýndan muhafaza edilmiþtir. Bugün bu ceset, Londra British Museum’dadýr.

275

275


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

Κ″ ∀←

ℜψετ − 110

Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

⎣″ϖ↑Υ←/″∗↔! ″ω←8 ″ϖ↑Υ↔%←Ι″Φ↑< ″ ↔! ↑φ<∝Ι↑<

↔ :↑Ι↑8≅↔#∧ ∼↔)≅↔Ω↔4 Yurîdu en yuhricekum min ardýkum, fe mâzâ te'murûn(te'murûne). (Φιραϖυν, Μυσα (Α.Σ) ηακκ⎬νδα καϖµινιν ιλερι γελενλερινε σορδυ): “Σιζι τοπρακλαρ⎬ν⎬ζδαν (αρζ⎬ν⎬ζδαν) ⎜⎬καρµακ ιστιψορ. Ο ηαλδε νε δερσινιζ (νε ψαπ⎬λµασ⎬ν⎬ ιστερσινιζ)?” 1 2 3 4 5 6

-

yurîdu en yuhrice-kum min ardý-kum fe mâzâ te'murûne

: : : : : :

istiyor sizi çýkarmak sizin topraklarýnýzdan o zaman, o halde ne emredersiniz (diyorsunuz, talebiniz)

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hz. Musa, onlarýn firavunun kavminden ayrýlmasýný, kendisiyle beraber gelmesini talep ediyor. Firavun da ileri gelenlerine diyor ki: “Sizleri yurdunuzdan çýkarmak istiyor.”

276

276


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

Κ″ ∀←

ℜψετ − 111

Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

″υ←,″∗↔! ↔: ↑ ≅↔∋↔! ↔: ″ψ←%″∗↔! ∼Ψ≥↑7≅↔5 ↔ω<∝Ι←−≅↔& ←ω←=≥!↔Γ↔Ω″7! |←4 Kâlû ercih ve ehâhu ve ersil fîl medâini hâþirîn(hâþirîne).

“Ονυ ϖε καρδε⎭ινι γερι β⎬ρακ (βεκλετ)! ςε ⎭εηιρλερε τοπλαψ⎬χ⎬λαρ ψολλα.” δεδιλερ.

1 2 3 4 5 6

277

-

kâlû ercih ve ehâ-hu ve ersil fî el medâini hâþirîne

: : : : : :

dediler onu geriye býrak, beklet ve kardeþini ve gönder (yolla) þehirlerin içine, þehirlere toplayýcýlar

277


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 111

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hz. Musa, Allah’ýn emrini teblið etmek üzere firavuna gidiyor: “Size delillerle geldim, mucizelerle geldim. Ben Allah’ýn resûlüyüm.”diyor. Firavun da: “Madem ki Allah’ýn resûlüsün, göster bakalým mucizelerini.” diyor. Hz. Musa, Allah’ýn emri üzerine elindeki asayý atýyor, asa bir ejderha oluyor. Ondan sonra yeleðinin içindeki eli bembeyaz, ýþýk saçan bir hüviyete giriyor. Ve kavminin ileri gelenleri: “Bu apaçýk bir sihirdir.” diyorlar. “Bu durumda ne buyurursunuz?” diyor firavunun kavmine, þehrin ileri gelenlerine. Onlar da: “Onlarý burada beklet ve bütün þehirlere toplayýcýlar yolla. Haþrediciler yolla, insanlarý buraya çaðýr.” diyorlar.

278

278


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 112

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↓ϖ[∝ς↔2 ↓η←&≅↔, ←±υ↑Υ←∀ ↔ Ψ↑# ⊂≅↔< Ye'tûke bi kulli sâhýrin alîm(alîmin). Εν ιψι σιηιρ βιλενλεριν ηεπσινι σανα γετιρσινλερ.

1 2 3 4

-

ye'tû-ke bi kulli sâhýrin alîm

: : : :

sana getirsinler hepsini sihirbaz, sihir yapan en iyi bilen

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ’nýn emri, ne firavun, ne de kavminin ileri gelenleri üzerinde bir hüküm ifade etmiyor. Onlar, ülkelerindeki insanlar üzerindeki üstünlükleri sebebiyle kendilerini yenilmez olarak, kýymetli olarak görüyorlar. Ýsrailoðullarýný köle gibi çalýþtýrýyorlar. Onlara deðer vermiyorlar ve Ýsrail kavminin Hz. Musa ile birlikte oradan ayrýlmasýna da müsaade etmiyorlar. Allah’ýn mucizeleri geldiði halde o mucizeleri kabul etmiyorlar.

279

279


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 113

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

∼→Ι″%↔ ÷ _↔Ξ↔7 ⊕ !← ∼Ψ≥↑7≅↔5 ↔ ″Ψ↔2″Ι←4 ↑ ↔Ι↔Ε⊕Κ7! ↔ ≥≅↔%↔: ↔ω[∝Α←7≅↔Ρ″7! ↑ω″Ε↔9 _⊕Ξ↑6 ″ ←! Ve câes seharatu fir'avne kâlû inne lenâ le ecren in kunnâ nahnul gâlibîn(gâlibîne). ςε σιηιρβαζλαρ φιραϖυνα γελδιλερ. “Εðερ γ®λιπ γελενλερ βιζ ολυρσακ µυηακκακ βιζε βιρ εχιρ (µ⎫κ®φατ) ϖαρδ⎬ρ.” δεδιλερ. 1 2 3 4 5 6 7

280

-

ve câe es seharatu fir'avne kâlû inne lenâ le ecren

: : : : : : :

8 - in kunnâ 9 - nahnu el gâlibîne

: :

ve geldi sihirbazlar firavun dediler muhakkak bizim için elbette bir ecir (ücret, mükâfat) (vardýr) eðer olursak biz gâlip olanlar

280


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 113

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Sihirbazlar, nefslerinin kurbanýdýr. Bu sebeple þeytanýn uþaðý olmuþ ve sihre dalmýþlardýr. Cehennemin en dip tabakasýna gidecek olanlardýr. Ve þeytana esir olarak sihirbazlýk yaparlar (Bakara-102). Allahû Tealâ, aslýnda iki tane melek olan, iki sihirbaz sihri, zülmanî ilmi þeytandan öðrenmiþlerdi. Allahû Tealâ’nýn uygun görmesiyle Babil þehrine indirildiler ve orada sadece 2 ay kalabildiler. Bu süre içerisinde insanlarýn sihri öðrenmesine yol açtýlar. Onlara: “Bu sihirdir, þeytanýn bir pisliðidir, öðrenmemeniz daha uygundur. Ama mutlaka öðrenmek istiyorsanýz eðer tatbik etmeyin. Tatbik ederseniz cehennemin en dip noktasýna gidersiniz.” demelerine raðmen çok sayýda insan Harut ve Marut ismindeki iki melekten sihri öðrendi. Sonuçta bu olay, firavun devrine kadar devam etti. Bugün de her tarafta insanlarý huzursuz edecek olan büyüler yapýlmaktadýr. Allahû Tealâ büyüyü yasaklamýþtýr. Çünkü; bir iradenin diðer bir irade üzerine, ikinci iradenin rýzasý olmadýðý halde saldýrmasý, ona haksýz fiilde bulunmasý, onu üzecek, mutsuz edecek davranýþlar vücuda getirmesi söz konusudur. Nerede büyü, sihir varsa orada mutlaka taraflardan biri karþý tarafa zulmediyordur.

281

281


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 113

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

2/BAKARA-1 102: Ve ette ebe eû mâ te etluþ þe eyâtînu alâ mulki sule eymân(sule eymâne e), e lâkinne eþ þe eyâtîne e ke efe erû yua allimûne en nâse es sihrâ, ve e mâ ke efe ere e sule eymânu ve e hârûte e ve e mârût(mârute e), ve e mâ yua allimâni ve e mâ unzile e ale el me ele eke eyni bi bâbile min eha adin ha attâ ye ekûlâ inne emâ na ahnu fitne etun fe e lâ te ekfur, fe e ye ete ealle emûne e evcihî), ve e mâ hum bi minhumâ mâ yufe errikûne e bihî be eyne el me er’’i ve e ze evcih(ze dârrîne e bihî min eha adin illâ bi iznillâh(iznillâhi), ve e ye ete ealle emûne e mâ ye edurruhum ve e lâ ye enfe euhum, ve e le e ka ad alîmû le eme eniþ te erâhu mâ le ehu fil âhire eti min ha alâ(ha alâkýn), ve e le e bi’’se e mâ þe era av bihî enfuse ehum, le ev kânû ya a’le emûn(ya a’le emûne e). Süleyman’ýn mülkü üzerine onlar, þeytanlarýn okuduðu (anlattýðý, tilâvet ettiði) þeylere uydular (tâbî oldular). Oysa Süleyman, (sihir yapmadý ve) kâfir olmadý. Fakat þeytanlar, insanlara sihri öðretmekle kâfir oldular. Babil (þehrin)deki iki melek (olan) Harut ve Marut’a indirilen þeyleri (öðretiyorlardý). Oysa onlar: “Biz (im bilgimiz, sizin için) sadece bir fitne, bir imtihandýr. Sakýn (sihir ilmini öðrenerek) kâfir olmayýn.” demedikçe hiç kimseye bunu öðretmezlerdi. O zamanlar (sihir meraklýlarý ve onu geçim vasýtasý yapanlar) o ikisinden erkek (koca) ile karýsýnýn arasýný açacak þeyler öðreniyorlardý. Halbuki onlar, Allah’ýn izni olmadan onunla (sihirle) hiç kimseye zarar veremezlerdi. Zaten onlar kendilerine fayda verecek þeyleri deðil, zarar verecek þeyleri öðreniyorlardý. Andolsun ki; onlar onu (sihri ve ona ait bilgileri) satýn alan (ve onunla çýkar saðlayan) kimse için ahirette bir nasip olmadýðýný bilirlerdi. Kendi nefslerini, onunla ne kötü bir þeye sattýklarýný onlar keþke biliyor olsalardý.

282

282


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 114

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↔ω[∝∀⊕Ι↔Τ↑Ω″7! ↔ω←Ω↔7 ″ϖ↑Υ⊕9←!↔: ″ϖ↔Θ↔9 ↔ ≅↔5 Kâle ne'am ve innekum le minel mukarrebîn(mukarrebîne). (Φιραϖυν) ⎭⎞ψλε δεδι: “Εϖετ ϖε σιζ µυτλακα εν ψακ⎬ν ολανλαρδαν (ολαχακσ⎬ν⎬ζ).”

1 2 3 4 5

283

-

kâle ne'am ve inne-kum le min el mukarrebîne

: : : : :

dedi evet ve muhakkak siz elbette en yakýn olan kimselerden

283


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 114

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Firavun, bütün ülkelere adamlar gönderip, þeytanla iþbirliði yapan bütün sihirbazlarý çaðýrýyor ve Hz. Musa’ya karþý mutlaka gâlip gelmek istiyor. Ona göre Hz. Musa, bir iddia sahibidir: “Ben Allah’ýn Resûl’üyüm. Allahû Tealâ, beni sana gönderdi. Seni ve kavmini kurtarmaya geldim.” Kendini tanrý ilân eden firavun için bu kiþinin mutlaka maðlup edilmesi lâzýmdýr. Daha evvel Hz. Musa, asasýný ejderha hüviyetine büründürmüþtür. Allah’tan yardým aldýðý için eli ýþýk saçan bir el haline gelmiþtir. Firavunun etrafýndaki insanlar da bunlarý görmüþlerdir. Ve Hz. Musa, fizik ötesi bir insan olarak görünmektedir. Ama bunun Allah’tan geldiði inkâr edilerek onun bir büyücü olduðu ifade edilmiþtir. Peygamber Efendimiz (S.A.V), Mekke’nin ileri gelenlerine: “Ýslâm’a neden girmiyorsunuz?” diye sorduðu zaman onlar: “Þu Ay’ý görüyor musun? Sen bu Ay’ý ikiye böldüðün gün biz sana tâbî oluruz.” demiþlerdi. O da: “Ben Ay’ý ikiye bölemem. Ben de sizin gibi bir insaným ama Rabbimden talepte bulunurum. Eðer talebi kabul ederse, O, Ay’ý ikiye böler.” demiþti. Allahû Tealâ Ay’ý ikiye böldü. Peygamber Efendimiz (S.A.V) onlara vaadlerini hatýrlattý ve: “Ýþte bu apaçýk bir sihirdir.” dediler. Peygamber Efendimiz (S.A.V), Son Peygamber’dir. Ondan sonra gelecek olan hiç kimse mucize gösteremez. Çünkü hiçbirisi peygamber olamaz. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’den sonra bir peygamber yani nebî gelmesi hiçbir zaman söz konusu deðildir. Öyleyse mucizeler devri kapanmýþ durumdadýr. Allahû Tealâ, ikram buyurursa keramet olayý tahakkuk eder. Keramet de, kiþisel deðil tanrýsaldýr. Ýkram kökünden gelmektedir. Ýkramý Allah’ýn evliyasý yapmýþ gibi görünür ama yapan onlar deðildir, yine Allah’týr.

284

284


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 115

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

″ ↔! ≥_⊕8←!↔: ↔|←Τ″ς↑# ″ ↔! ≥_⊕8←! |⊆,Ψ↑8 _↔< ∼Ψ↑7≅↔5 ↔ω[∝Τ″ς↑Ω″7! ↑ω″Ε↔9 ↔ Ψ↑Υ↔9 Kâlû yâ mûsâ immâ en tulkiye ve immâ en nekûne nahnul mulkîn(mulkîne). “Ψα Μυσα, σεν µι (⎞νχε) αταχακσ⎬ν (ϖε δε) ψοκσα βιζ µι αταχαð⎬ζ (ατανλαρ ολαχαð⎬ζ)?” δεδιλερ. 1 2 3 4 5 6 7

-

kâlû yâ mûsâ immâ en tulkiye ve immâ en nekûne nahnu el mulkîne

: : : : : : :

dediler ey Musa veya (öyle mi, böyle mi) senin atman ve veya (öyle mi, böyle mi) biz oluruz biz atanlar, atan kimseleriz

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Firavunun büyücüleri ile Hz. Musa karþý karþýyadýr. Sihirbazlar, bir sihir denemesi yapmaktadýr. Herkes marifetini gösterecek ve Hz. Musa’ya da Allah yardým edecektir.

285

285


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 116

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

← ≅⊕Ξ7! ↔ω↑[″2↔! ∼:≥↑Ι↔Ε↔, ∼″Ψ↔Τ″7↔! ≥_⊕Ω↔ς↔4 ⎣∼Ψ↑Τ″7↔! ↔ ≅↔5 ↓ϖ[∝Π↔2 ↓η″Ε←Κ←∀ ∼↑®≥≅↔%↔: ″ϖ↑;Ψ↑Α↔; ″Ι↔Β″,!↔: Kâle elkû fe lemmâ elkav seharû a'yunen nâsi vesterhebûhum ve câû bi sihrin azîm(azîmin). (Μυσα Α.Σ): “Ατ⎬ν!” δεδι. (Σιηιρβαζλαρ) αττ⎬κλαρ⎬ ζαµαν ινσανλαρ⎬ν γ⎞ζλερινι β⎫ψ⎫λεδιλερ ϖε ονλαρ⎬ κορκυττυλαρ ϖε β⎫ψ⎫κ βιρ σιηιρλε γελδιλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

286

-

kâle elkû fe lemmâ elkav seharû a'yune en nâsi ve isterhebû-hum ve câû bi sihrin azîmin

: : : : : : : : : :

dedi atýn o zaman, ...dýðý zaman attýlar sihirlediler, büyülediler insanlarýn gözleri ve onlarda korku uyandýrdýlar ve geldiler (getirdiler) bir sihir (büyü) ile büyük

286


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 116

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hz. Musa, bir Nebî Resûl’dür. Kendisine tabletler halinde Tevrat verilmiþti. Ve Hz. Musa, Allah’ýn emri üzerine Mýsýr’da firavunun sarayýna ulaþtý. Ona Allah’ýn emrini teblið etti: “Ben Allah’ýn Resûl’üyüm. Allah’ýn mucizeleri ile geldim. Artýk býrak da yahudiler, benim kavmim, benimle beraber ayrýlsýnlar.” Firavun onlarý býrakmadýðý gibi iki kardeþi, Harun ile Musa’yý tutukladý. Onlarý orada bekletti. Sihirbazlar gelince olay baþladý. Sihirbazlar ellerindeki ipleri attýklarý zaman büyük bir sihir yaptýlar.

287

287


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 117

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

⎣↔ ≅↔Μ↔2 ←σ″7↔! ″ ↔! |⊆,Ψ↑8 |×7←! ≥_↔Ξ″[↔&″:↔! ↔: ⎣ ↔ Ψ↑Υ←4≅∧↔< _↔8 ↑ρ↔Τ″ς↔# ↔|←; ∼↔)←≅↔4 Ve evhaynâ ilâ mûsâ en elký asâke, fe izâ hiye telkafu mâ ye'fikûn(ye'fikûne).

ςε Μυσα (Α.Σ)’ψα ασασ⎬ν⎬ ατµασ⎬ν⎬ ϖαηψεττικ. Αττ⎬ð⎬ ζαµαν ο, (ονλαρ⎬ν) υψδυρδυκλαρ⎬ (σιηιρλε ψαπτ⎬κλαρ⎬) ⎭εψλερι ψυττυ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9

288

-

ve evhay-nâ ilâ mûsâ en elký asâ-ke fe izâ hiye telkafu mâ ye'fikûne

: : : : : : : : :

ve biz vahyettik Musa'ya atmasýný asasýný olduðu zaman o yutuyor þeyi yalandan yapýyorlar, sihir yapýyorlar, uyduruyorlar (ýfk: yalan)

288


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 117

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ: “Onlar Allah’a hile yaptýklarýný zannederler ama aslýnda Allah’ýn hilesine dayanamazlar. Allah’ýn hilesi mutlaka onlarýn hilesinden daha büyüktür.” buyuruyor. Ýnsanlýk tarihi boyunca insanlar þeytandan öðrendikleri ilmi denemiþlerdir. Sonra da Allah bir olay vücuda getirmiþ, insanlarý her zaman iblisin yaptýðýndan daha üstün bir sonuçla karþýlaþtýrmýþtýr. Ama gelin görün ki; Mýsýr halký Hz. Musa’yý da sadece bir sihirbaz olarak görmüþtür. Dînlerinden tamamen kopmuþlar artýk sihirle iþtigal eden bir ülke olmuþlardýr. Hattâ firavun: “Ben Allah’ým.” diyebilmiþtir.

289

289


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 118

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

⎣ ↔ Ψ↑ς↔Ω″Θ↔< ∼Ψ↑9≅↔6 _↔8 ↔υ↔Ο↔∀↔: ∩σ↔Ε″7! ↔π↔5↔Ψ↔4 Fe vakaal hakku ve batale mâ kânû ya'melûn(ya'melûne). Β⎞ψλεχε ηακ (γερ⎜εκ) ϖυκυ βυλδυ (ορταψα ⎜⎬κτ⎬). ςε ονλαρ⎬ν ψαπµ⎬⎭ ολδυκλαρ⎬ ⎭εψλερ β®τ⎬λ ολδυ (ψοκ ολδυ). 1 2 3 4 5

-

fe vakaa el hakku ve batale mâ kânû ya'melûne

: : : : :

o zaman vuku buldu, oldu hak, gerçek ve bâtýl (boþ olan) oldu olduklarý þeyler yapýyorlar

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýki nevi olay vardýr. Sihirbazlar, öðrendikleri sihri, Hz. Musa’nýn, firavunun huzurunda gerçekleþtirmiþler ve büyük bir sihir yapmýþlardýr. Sonra Allah’ýn emri üzerine Hz. Musa, asasýný attýðýnda asa öyle bir canavar olmuþ ki; hepsini yutmuþ, yok etmiþtir. Ve böylece sihirbazlar Hz. Musa’ya maðlup olmuþlardýr. Ne var ki; bu bir þey ifade etmez. Sihirbazlar sadece firavundan bekledikleri mükâfatý alamazlar. Ama Hz. Musa’nýn yaptýðý þeylerin Mýsýr ahâlisi (halký) tarafýndan hâlâ bir sihir olduðu iddia edilmiþtir. Ve Hz. Musa’nýn onlardan daha üstün bir sihirbaz olduðu kanýsý vardýr.

290

290


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 119

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

⎣ ↔ω<∝Ι←3≅↔. ∼Ψ↑Α↔ς↔Τ″9!↔: ↔τ←7≅↔Ξ↑; ∼Ψ↑Α←ς↑Ρ↔4 Fe gulibû hunâlike venkalebû sâgýrîn(sâgýrîne).

Β⎞ψλεχε οραδα ψενιλδιλερ ϖε ζελιλ ολαρακ γερι δ⎞νδ⎫λερ.

291

1 - fe 2 - gulibû

: :

3 - hunâlike 4 - ve inkalebû 5 - sâgýrîne

: : :

o zaman, böylece, artýk onlara gâlip gelindi (onlar maðlup oldular, yenildiler) orada ve geri döndüler (küçülmüþler olarak) alçalmýþ, küçük düþen, zelil olan kimseler

291


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 120

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

⎣ ↔ω<∝Γ←%≅↔, ↑ ↔Ι↔Ε⊕Κ7! ↔|←Τ″7↑!↔: Ve ulkýyes seharatu sâcidîn(sâcidîne). ςε σιηιρβαζλαρ ατ⎬λαρακ σεχδε εττιλερ (εδενλερ ολδυλαρ).

1 - ve ulkýye 2 - es seharatu 3 - sâcidîne

: : :

ve atýldýlar (secdeye kapandýlar) sihirbazlar secde eden kimseler

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Firavun ve ileri gelenler Hz. Musa’ya “sihirbaz” dediler. Ama sihirbazlar ondaki sihrin kendi sihirlerine benzemediðini, ilâhi bir farklýlýk olduðunu farkettiler. Onun Allah’ýn Resûl’ü olduðunu anladýlar. Buna kanaat getirdiler ve önünde secde ettiler. Ondan binlerce yýl evvel þeytan Âdem (A.S)’a secde etmemiþti. Ama ondan asýrlarca yýl sonra þeytanýn öðrencileri, þeytandan öðrendikleri sihri tatbik ederek hayatlarýný kazananlar, sihirbazlar, Hz. Musa’ya secde ettiler.

292

292


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 121

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↔ω[∝Ω↔7≅↔Θ″7! ←± ↔Ι←∀ _⊕Ξ↔8×∼ ∼Ψ≥↑7≅↔5 Kâlû âmennâ bi rabbil âlemîn(âlemîne).

“ℜλεµλεριν Ραββινε βιζ ⎩µ®ν εττικ.” δεδιλερ.

1 - kâlû 2 - âmen-nâ 3 - bi rabbi el âlemîn

: : :

dediler biz îmân ettik âlemlerin Rabbine

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Firavun ve þehrin ileri gelenleri deðil ama topladýklarý sihirbazlar, Hz. Musa’nýn yaptýðýnýn bir sihir olmadýðýný farkettiler. Kendi sihirleriyle, onun ortaya koyduðunu görüp, karþýlaþtýrdýklarý zaman yaptýklarý sihrin bir hiç olduðunu idrak ettiler. Ve Hz. Musa’nýn önünde secde ettiler. Bu, Allahû Tealâ’nýn ilmiyle ortaya konan, onlarý kat kat aþan bir husustur. Onlarýn ilmi þeytandan gelir. Hz. Musa ise o sýrada Allah’tan yardým almýþtýr.

293

293


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

Κ″ ∀←

ℜψετ − 122

Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↔ :↑η×;↔: |×,Ψ↑8 ←± ↔∗ Rabbi mûsâ ve hârûn(hârûne).

Μυσα (Α.Σ)’⎬ν ϖε Ηαρυν (Α.Σ)’⎬ν Ραββινε.

1 - rabbi 2 - mûsâ 3 - ve hârûne

: : :

Rabbine Musa ve Harun

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Sihirbazlar, Hz. Musa’nýn Rabbinin, âlemlerin Rabbi olduðuna îmân getirdiler. Ýnandýlar ki; o, Allah’ýn resûlüdür, Allah’ýn nebîsidir. Yaptýðý da kendilerinin yaptýðý gibi sihir deðildir. Ve baþlarýna bir sürü dert açtýlar.

294

294


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 123

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

⊕ ←! ⎣″ϖ↑Υ↔7 ↔ ↔)×∼ ″ ↔! ↔υ″Α↔5 ∝ψ←∀ ″ϖ↑Β″Ξ↔8×∼ ↑ ″Ψ↔2″Ι←4 ↔ ≅↔5 ∼Ψ↑%←Ι″Φ↑Β←7 ←}↔Ξ<∝Γ↔Ω″7!|←4 ↑ Ψ↑Ω↑#″Ι↔Υ↔8 °η″Υ↔Ω↔7 ∼↔Η×; ↔ Ψ↑Ω↔ς″Θ↔# ↔ ″Ψ↔Κ↔4 ⎣_↔Ζ↔ς″;↔! ≥_↔Ζ″Ξ←8 Kâle fir'avnu âmentum bihî kable en âzene lekum, inne hâzâ le mekrun mekertumûhu fîl medîneti li tuhricû minhâ ehlehâ, fe sevfe ta'lemûn(ta'lemûne). Φιραϖυν ⎭⎞ψλε δεδι: “Βενιµ σιζε ιζιν ϖερµεµδεν ⎞νχε ονα ⎩µ®ν (µ⎬) εττινιζ? Μυηακκακ κι βυ, ⎭εηιρδε ονυν ηαλκ⎬ν⎬ οραδαν ⎜⎬καρµαν⎬ζ ι⎜ιν κυρδυðυνυζ βιρ ηιλεδιρ (τυζακτ⎬ρ). Αρτ⎬κ ψακ⎬νδα βιλεχεκσινιζ (⎞ðρενεχεκσινιζ).” 1 2 3 4 5 6 7

295

-

kâle fir'avnu âmentum bihî kable en âzene (eezene)

: : : : : : :

dedi firavun siz îmân ettiniz ona önce mek, mak (mastar eki) ben izin veririm

295


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 123

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

8 9 10 11 12

-

lekum inne hâzâ le mekrun mekertumû-hu

: : : : :

13 14 15 16 17 18

-

fî el medîneti li tuhricû minhâ ehle-hâ fe sevfe ta'lemûne

: : : : : :

size muhakkak bu mutlaka bir hile (düzen)dir o hileyi (tuzaðý) kurdunuz (hazýrladýnýz) þehrin içinde, þehirde sizi çýkarmak için oradan onun halký, ehli artýk yakýnda bileceksiniz

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kur’ân-ý Kerim, firavuna birçok âyette yer vermiþtir. “Ben Allah’ým.” diye dolaþan firavun kavmine izin verirse îmân edecekler, vermezse etmeyeceklerdir. Mýsýrlýlar, bütün diðer halklarý esaretleri altýnda tutmuþlardýr. Bunlardan bir tanesi de Ýsrail halkýdýr (Ýsrailoðullarý). Hz. Musa, firavuna: “Ben Allah’ýn resûlüyüm. Size mucizelerle geldim.” dedikten sonra asasýný atmýþ ve asa kocaman bir ejderha olmuþtu. Ýkinci defa attýðýnda da bu ejderha, diðerlerinin attýðý herþeyi yutup yok etmiþti. Talebi o þehirde bulunan Ýsrail halkýný, oradan alarak ayrýlmaktýr. Böylece firavunun, halkýna zulüm yapmasýný önlemektir. Ve sihirbazlar, Hz. Musa’nýn karþýsýnda secde ederek, ona îmân edince, onun nebî olduðuna inanýnca firavun da büyük bir þüpheye düþmüþtür. Düþtüðü þüphe þöyle: Hz. Musa ve bütün bu sihirbazlar bir oyunun parçasýdýr. Sanki daha evvel Hz. Musa, onlarla toplantý yapmýþtýr ve en sihirbazlarý odur. Bu sihirbazýn niyeti, Ýsrailoðullarýný oradan kurtarmaktýr. Sihirbazlarla iþbirliði yapmýþ ve sihirbazlardan daha büyük bilgiler gösterdiði için sihirbazlar yenilerek, Hz. Musa’nýn talebinin yerine getirilmesini saðlamýþlardýr. Ama firavun bütün o sihirbazlardan da, Hz. Musa’dan da, Hz. Harun’dan da intikam almak kararýndadýr.

296

296


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 124

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

″ω←8 ″ϖ↑Υ↔ς↑%″∗↔! ↔: ″ϖ↑Υ↔<←Γ″<↔! ⊕ω↔Θ±←Ο↔5 ⇔ ÷ ↔ω[∝Θ↔Ω″%↔! ″ϖ↑Υ⊕Ξ↔Α←±ς↔.⇔ ÷ ⊕ϖ↑∃ ↓ ÷←∋ Le ukattýanne eydiyekum ve erculekum min hilâfin summe le usallibennekum ecmaîn(ecmaîne).

Μυτλακα ελλερινιζι ϖε αψακλαρ⎬ν⎬ζ⎬ καρ⎭⎬λ⎬κλ⎬ (⎜απραζ) κεσεχεðιµ. Σονρα µυτλακα (ηεπσινι) ηεπινιζι ασαχαð⎬µ.

1 2 3 4 5 6 7

297

-

le ukattýanne eydiye-kum ve ercule-kum min hilâfin summe le usallibu-enne-kum ecmaîn

: : : : : : :

mutlaka keseceðim (parçalayacaðým) elleriniz ve ayaklarýnýz çapraz, karþýlýklý sonra mutlaka sizi asacaðým hepsi, bütünü

297


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 124

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ’nýn dizayný, sihirbazlarý Allah’a dönük insanlar haline getirmiþtir. Onlar sihirlerini yaptýklarýnda Hz. Musa’nýn kendilerinden farklý olduðunu görmüþlerdir. O, sihir yapmamýþtýr. Zülmanî bir yardým deðil, Rabbanî bir yardým almaktadýr. Ve bu ilâhî yardýmla, onun asasý bir canavar haline gelmiþ ve o sihirbazlarýn vücuda getirdiði bütün sihirleri yok etmiþtir. Firavun ve þehrin ileri gelenleri deðil ama sihirbazlar, gerçekten Allah yoluna girmek üzere harekete geçmiþlerdir. Hz. Musa’nýn önünde secde ederek, onun kendilerinden farklý olduðunu, Allah’ýn resûl ve nebîsi olduðunu kabul etmiþler ve Allah’ýn dînine girmiþlerdir. Bütün peygamberler hepsi Allah’ýn peygamberidir. Hepsinin de þeriati birbirinin aynýdýr.

298

298


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 125

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

⎣ ↔ Ψ↑Α←ς↔Τ″Ξ↑8 _↔Ξ←±∀∗÷ |×7←! _≥⊕9←! ∼≥Ψ↑7_↔5 Kâlû innâ ilâ rabbinâ munkalibûn(munkalibûne).

“Μυηακκακ βιζ Ραββιµιζε δ⎞νµ⎫⎭ κιµσελεριζ (δ⎞νενλεριζ).” δεδιλερ. 1 2 3 4

-

kâlû in-nâ ilâ rabbi-nâ munkalibûne

: : : :

dediler muhakkak ki biz Rabbimize dönenler

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, ruhun ölmeden Allah’a ulaþmasý konusunda, Kur’ân-ý Kerim’de 19 tane kavram,19 ayrý isim kullanmýþtýr. Bunlardan bir tanesi hidayettir. Ve burada yeni bir kavram, yeni bir isim kullanýlmýþtýr. Munkalibun; inkîlap, giderek daha üst seviyelere dönüþmek, daha güzelliklere dönük olmak demektir. Narkas, daha kötü istikametlerde gitmek olarak da kullanýlýr. Burada, güzele doðru deðiþmekten bahsedilmektedir. Ve ayný zamanda ulaþmak, vasýl olmak anlamýna da gelen bir kelimedir.

299

299


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

Κ″ ∀←

ℜψετ − 126

Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

_↔Ξ←±∀∗÷ ← ≅↔<×≅←∀ _⊕Ξ↔8×∼ ″ ↔! ≥® ←! ≥_⊕Ξ←8 ↑ϖ←Τ″Ξ↔# _↔8↔: ∼→Ι″Α↔. _↔Ξ″[↔ς↔2 ″ ←Ι″4↔! ≥_↔Ξ⊕∀↔∗ ⎢_↔Ξ″#↔ ≥≅↔% _⊕Ω↔7 〉 ↔ω[∝Ω←ς″Κ↑8 _↔Ξ⊕4↔Ψ↔# ↔: Ve mâ tenkýmu minnâ illâ en âmennâ bi âyâti rabbinâ lemmâ câetnâ, rabbenâ efrýg aleynâ sabren ve teveffenâ muslimîn(muslimîne). Ραββιµιζιν ®ψετλερι βιζε γελδιðι ζαµαν, Ο’να ⎩µ®ν εττικ διψε βιζδεν ιντικαµ αλ⎬ψορσυν. Ραββιµ, βιζε σαβ⎬ρ ψαðδ⎬ρ ϖε βιζι τεσλιµ ολµυ⎭ (ρυηυµυζ, φιζικ ϖ⎫χυδυµυζ, νεφσιµιζ ϖε ιραδεµιζ) ολαρακ ⎞λδ⎫ρ (ϖεφατ εττιρ). 1 2 3 4 5

300

- ve mâ - tenkýmu - min-nâ - illâ

: : : : :

ve þey, olmama, yapmama intikam alýyorsunuz bizden ancak, yalnýz, baþka

300


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 126

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16

-

en âmen-nâ bi âyâti rabbi-nâ lemmâ câet-nâ rabbe-nâ efrýg aleynâ sabren ve teveffe-nâ muslimîne

: : : : : : : : : : :

bizim inanmamýz âyetler Rabbimizin ...dýðý zaman bize geldi Rabbimiz yaðdýr bize, üzerimize sabýr ve bizi öldür (vefat ettir) müslüman, (ruhu, fizik vücudu, nefsi, iradesi) teslim olmuþ olanlar

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Þeytanla iþbirliði eden, þeytanî ilimleri öðrenen, önceden sihirbaz olan bu kiþiler, Hz. Musa’nýn mucizeleri üzerine, Hz. Musa’nýn önünde secde eden ve Allah’a îmân eden, Allah’a teslim olmayý dileyen insanlar olmuþlardýr. Þeytanýn emrinde olan, insanlara zulmederek hayatlarýný büyücülükle kazanan insanlar, Hz. Musa’ya teslim olmuþlardýr. Âmenû olmak, Allah’a ulaþmayý dilemek, bir insanýn kurtuluþu için yeterlidir. Kim Allah’a ulaþmayý dilerse, o kiþi âmenû olmuþtur ve Allah’ýn 1. kat cennetine ehil olmuþtur. Allah’ýn güzelliklerinin ilk safhasýndadýr. Ruhu Allah’a doðru yola çýkar. Orada tâbiiyetini gerçekleþtirerek mü’min olmuþtur. 2. kat cennetin sahibidir. Kim Allah’a ulaþmayý dilemiþse, mürþidine ulaþmýþsa, tâbî olmuþsa ruhu mutlaka vücudundan ayrýlarak yola çýkmýþtýr. Bu kiþi için iki alternatif vardýr.

301

301


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 126

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1- Ruhu Allah’a ulaþana kadar hayatta kalýr, hayatta iken ruhu Allah’a ulaþýr. 2- Ruhu Allah’a doðru yola çýktýktan sonra ölmüþtür. Ruhu gene Allah’a ulaþýr. Allahû Tealâ’dan gene velî muamelesi görür. Çünkü ölmeden evvel ruhu, Allah’a ulaþmak üzere yola çýkmýþtýr. Allah’ýn sözü var: “Kim Bana ulaþmayý dilerse, Ben onun ruhunu mutlaka Kendime ulaþtýracaðým.” diyor. Yani bu kiþi 3. kat cennetin sahibi olur. Kiþi sað kalýrsa, hiçbir kuvvet bu kiþinin hidayete ermesine, ruhunu Allah’a ulaþtýrmasýna engel olamaz. Öyleyse Allahû Tealâ aradaki farklýlýðý kaldýrmýþtýr. Böyle bir insanýn ruhu yola çýktýðýnda ömrü vefa etmezse, Allahû Tealâ, yolda iken emanetini geri alýr. O emanetin Allah’a teslimi, Azrail (A.S) tarafýndan gerçekleþtirilir. Ama bu, o kiþinin hatasý deðildir. Kiþi kendine düþeni yapmýþ, tâbî olduðu an, ruhu hayatta iken kendisinden ayrýlmýþtýr. Burada adý geçen sihirbazlar, Hz. Musa’ya tâbî olmuþlardýr. Tâbî olduklarý için ‘munkalibun’ kelimesi kullanýlmýþtýr. “Biz, Allah’a dönmüþ olanlarýz. Sen bizi öldürsen de artýk bir þey ifade etmez. Ruhumuz Allah’a doðru yola çýktý. Artýk biz kurtulanlardanýz.” diyorlar sözleriyle. Bu âyette de Allahû Tealâ’ya talepler vardýr. “Yarabbi, Sen bizi Sana teslim olmuþ olarak öldür.” Öyleyse ruhlarý vücutlarýndan ayrýlmýþ, Allah’a doðru yola çýkmýþtýr. Ölmeleri halinde de sað kalmalarý halinde de hidayete ermiþ olacaklardýr.

302

302


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 127

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↔: |×,Ψ↑8 ↑ ↔Η↔# ↔! ↔ ″Ψ↔2″Ι←4 ← ″Ψ↔5 ″ω←8 ⇔ ÷↔Ω″7! ↔ ≅↔5↔: ⎢↔τ↔Β↔Ζ←7×∼ ↔: ↔ ↔∗↔Η↔< ↔: ← ″∗↔ ↵! |←4 ∼:↑Γ←Κ″Σ↑[←7 ↑ψ↔8″Ψ↔5 ⎣″ϖ↑;↔ ≥≅↔Κ←9 ζℜ″Ε↔Β″Κ↔9 ↔: ″ϖ↑;↔ ≥≅↔Ξ″∀↔! ↑υ←±Β↔Τ↑Ξ↔, ↔ ≅↔5 ↔ :↑Ι←;≅↔5 ″ϖ↑Ζ↔5″Ψ↔4 _⊕9←! ↔: Ve kâlel meleu min kavmi fir'avne e tezeru mûsâ ve kavmehu li yufsidû fìl ardý ve yezereke ve âliheteke, kâle senukattilu ebnâehum ve nestahyî nisâehum ve innâ fevkahum kâhirûn(kâhirûne). ςε φιραϖυνυν καϖµινδεν ιλερι γελενλερ ⎭⎞ψλε δεδι: “Μυσα (Α.Σ)’⎬ ϖε ονυν καϖµινι, ψερψ⎫ζ⎫νδε φεσατ ⎜⎬καρσ⎬νλαρ ϖε σενι ϖε ιλ®ηλαρ⎬ν⎬ τερκετσινλερ διψε β⎬ρακαχακ µ⎬σ⎬ν?” (Φιραϖυν): “Ονλαρ⎬ν οðυλλαρ⎬ν⎬ κεσεχεðιζ (⎞λδ⎫ρεχεðιζ) ϖε καδ⎬νλαρ⎬ν⎬ σαð (χανλ⎬) β⎬ρακαχαð⎬ζ.” ςε µυηακκακ κι; βιζ ονλαρ⎬ν ⎫στ⎫νδε καηηαρ⎬ζ (ονλαρα γ⎫⎜ κυλλαναχακ, τυτυπ ψακαλαψαχακ κυϖϖεττεψιζ).” δεδι. 303

303


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 127

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18

-

ve kâle el meleu min kavmi fir'avne e tezeru mûsâ ve kavme-hu li yufsidû fì el ardý ve yezere-ke ve âlihete-ke kâle se nukattilu ebnâe-hum ve nestahyî nisâe-hum ve in-nâ fevka-hum kâhirûne

: : : : : : : : : : : : : : : : : :

ve ileri gelenler dedi den firavunun kavmi býrakacak mýsýn, terkedecek misin Musa ve onun kavmini fesat çýkarsýnlar diye (çýkarmalarý için) yeryüzünde ve seni terkederler ve senin ilâhlarýný dedi yakýnda öldüreceðiz (keseceðiz) onlarýn oðullarý ve sað (canlý) býrakacaðýz onlarýn kadýnlarý ve muhakkak ki biz onlarýn üstünde hakimiyet ve güç sahibi olanlar, kahhar olanlar

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hz. Musa’nýn doðumu sýrasýnda bir kâhin, o zamanki firavuna diyor ki: “Bir çocuk dünyaya gelecek. Bu çocuk, senin oðullarýnýn ordusuyla beraber mahvolmasýna sebebiyet verecek. Bu çocuðu sað býrakmayýn.” Bunun üzerine firavun, bütün erkek çocuklarý öldürmek üzere emir veriyor. Ve Allahû Tealâ, buyuruyor ki: “Biz Hz. Musa’nýn annesine vahyettik ki; sen çocuðun sepetini Nil Nehri’ne býrak, geri kalanýný Biz hallederiz.” Ve Nil Nehri’ne býrakýlan sepet, saraya ulaþýyor. Hz. Musa’yý, firavunun en yakýný olan hanýmý muhafaza eder. Ve çocuk kimseden süt emmez. Süt anneler denenir. Kendi annesi saraya süt annesi olarak girer. Ýþte Hz. Musa’nýn bebekliðinde böyle bir olay cereyan ediyor. Gene erkek çocuklarýn katledilmesi, hanýmlarýn serbest býrakýlmasý söz konusu. Hz. Musa’nýn Allah’tan aldýðý emri teblið etmesi noktasýnda gene ayný þey yaþanýyor.

304

304


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 128

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

⎣∼:↑Ι←Α″.!↔: ←ψ™ς7≅←∀ ∼Ψ↑Ξ[∝Θ↔Β″,! ←ψ←8″Ψ↔Τ←7 |×,Ψ↑8 ↔ ≅↔5 ″ω←8 ↑ ≥≅↔Λ↔< ″ω↔8 _↔Ζ↑∃←∗Ψ↑< ⎪←ψ™ς←7 ↔ ″∗↔ ↵! ⊕ ←! ↔ω[∝Τ⊕Β↑Ω″ς←7 ↑}↔Α←5≅↔Θ″7!↔: ⎢∝ ←(≅↔Α←2 Kâle mûsâ li kavmihisteînû billâhi vasbirû, innel arda lillâhi yûrisuhâ men yeþâu min ibâdih(ibâdihî), vel âkýbetu lil muttekîn(muttekîne). Μυσα (Α.Σ) καϖµινε ⎭⎞ψλε δεδι: “Αλλαη’ταν ψαρδ⎬µ ιστεψιν ϖε σαβρεδιν! ⇒⎫πηεσιζ ψερψ⎫ζ⎫ Αλλαη’⎬νδ⎬ρ. Κυλλαρ⎬νδαν διλεδιðινι ονα ϖαρισ κ⎬λαρ. ςε σονυ⎜ (ζαφερ) τακϖα σαηιπλερινινδιρ.” 1 2 3 4 5 6 7

305

-

kâle mûsâ li kavmi-hi isteînû bi allâhi ve isbirû inne el arda

: : : : : : :

dedi Musa kavmine özel yardým isteyin, talep edin Allah'tan ve sabredin muhakkak arz, yeryüzü

305


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 128

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

8 9 10 11 12 13

-

li allâhi yûrisu-hâ men yeþâu min ibâdi-hi ve el âkýbetu li el muttekîne

: : : : : :

Allah'ýndýr ona varis kýlar, sahip kýlar dilediði kimse, kimi dilerse kullarýndan ve sonuç (zafer) takva sahiplerinin

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kur’ân-ý Kerim’de 7 ayrý kademe varis söz konusudur. Asýl varis, devrin imamýdýr. Huzur namazýnýn imamýdýr. 2. derecedeki varisler, bütün kavimlerdeki resûllerdir. 3. derecedeki varisler, bihakkýn takvanýn sahipleri olan, Allahû Tealâ tarafýndan irþad makamýna ulaþtýrýlanlardýr. 4. derecedeki varisler, irþada ulaþanlardýr. 5. derecedeki varisler, nefslerini Allah’a teslim edenlerdir. 6. derecedeki varisler, fizik vücutlarýný Allah’a teslim edenlerdir. 7. derecedeki varisler, ruhlarýný Allah’a teslim edenlerdir. Bu varislerin asgari kademesi, ruhunu Allah’a teslim etmiþ olanlardýr. Öyleyse Allahû Tealâ’nýn varislerinin hepsi teslimlerin sahipleridir. Onlar yeryüzünün kademe kademe varisleridir. Her devirde, devrin ileri gelenleri ve devrin büyükleri, Allahû Tealâ’nýn emirlerinin dýþýnda hareket edenler olarak bir kuvvet temsil etmiþlerdir. Bütün kuvvetler, onlarda toplanmýþ durumdadýr. Böyle bir durumda mantýk ölçülerine göre onlarýn gâlip gelmesi lâzýmken; Allahû Tealâ, mücâdele ederek, takva sahiplerini gâlip getirmiþtir.

306

306


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

Κ″ ∀←

ℜψετ − 129

Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

_↔8 ←φ″Θ↔∀ ″ω←8↔: _↔Ξ↔[←#≅∧↔# ″ ↔! ←υ″Α↔5 ″ω←8 _↔Ξ<∝):↑! ∼Ψ≥↑7≅↔5 ″ϖ↑6⊕:↑Γ↔2 ↔τ←ς″Ζ↑< ″ !↔ ″ϖ↑Υ∩∀↔∗ |×Κ↔2 ↔ ≅↔5 ⎢_↔Ξ↔Β″∴←% ↔η↑Π″Ξ↔[↔4 ← ″∗ ↵!÷ |←4 ″ϖ↑Υ↔Σ←ς″Φ↔Β″Κ↔< ↔: 〉↔ Ψ↑ς↔Ω″Θ↔# ↔ρ″[↔6 Kâlû ûzînâ min kabli en te'tiyenâ ve min ba'di mâ ci'tenâ, kâle asâ rabbukum en yuhlike aduvvekum ve yestahlifekum fîl ardý fe yanzure keyfe ta'melûn(ta'melûne). ⇒⎞ψλε δεδιλερ: “Σεν, βιζε γελµεδεν ⎞νχε δε ϖε βιζε γετιρδιðιν ⎭εψδεν σονρα δα βιζε εζιψετ εδιλδι, (Ηζ. Μυσα δα) δεδι κι: “Υµυλυρ κι; Ραββινιζ, σιζιν δ⎫⎭µαν⎬ν⎬ζ⎬ ηελ®κ εδερ (ψοκ εδερ) ϖε ψερψ⎫ζ⎫νδε σιζλερι ηαλιφελερ ψαπαρ (ονλαρ⎬ν ψερινε ηακιµ κ⎬λαρ). Β⎞ψλεχε νασ⎬λ αµελ εδεχεðινιζε (δαϖραναχαð⎬ν⎬ζα) βακαρ.” 307

307


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 129

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

kâlû ûzînâ min kabli en te'tiye-nâ ve min ba'di mâ ci'te-nâ kâle asâ rabbu-kum en yuhlike aduvve-kum ve yestahlife-kum

: : : : : : : : : : : :

13 14 15 16

-

fî el ardý fe yanzure keyfe ta'melûne

: : : :

dediler bize eziyet edildi ...den önce senin bize gelmen ve ...den sonra bize getirdiðin þey dedi umulur ki, belki Rabbiniz helâk etmesi düþmanlarýnýzý ve sizi halife tayin edecek, yerine geçirecek yeryüzünde böylece bakar nasýl amel ediyorsunuz, yapýyorsunuz

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Nebî resûller ve velî resûller birbirinden ayrýdýr. Nebîlerin olmadýðý zamanlarda velî resûller, huzur namazý imamlýðý görevini, vekâleten yaparlar. Hz. Musa, Nebî idi ve tabiatýyla ayný zamanda Resûl olduðu için Nebî Resûl’dü. Hz. Musa, gelmeden önce geldiði ve Peygamber olduðu zaman da Ýsrail kavmine firavun tarafýndan eziyet edilmeye devam edildi. Þu anda bütün dünyada, bütün kavimlerin içinde resûl vardýr. Resûl, görevini yapmaya baþladýðý zaman bütün insanlar mutlaka ona karþý cephe almýþlardýr. Ýnsanlar, bütün resûlleri önce reddetmiþler, onun bir sahtekâr olduðunu iddia etmiþler, hatta bazýlarýný öldürmüþlerdir. Her devrede özellikle hem

308

308


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 129

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

dînin ileri gelenleri, hem de o çaðdaki yetki sahipleri o kavmin resûlünü mutlaka inkâr etmiþlerdir (Mu’minun-44, Bakara-87). Neticede mutlaka resûllere tâbî olunmuþtur. Ama her devirde toplumun büyük kýsmý gene tâbî olmayanlardýr. Allahû Tealâ, tâbî olanlarýn tâbî olduklarý kiþi hakkýndaki kanaatlerine, Allah’ýn resûlüne nasýl davrandýklarýna bakar. Ona göre o ülkeyi cezalandýrýr veya mükâfatlandýrýr. Ve Allah’ýn, bir kavmi yeryüzüne varis kýlmasý o kavmin Allah’a karþý nasýl davrandýðýna baðlýdýr. Allah’ýn insaný yaratmasýnda bir tek muradý vardýr. Ýnsaný mutlu etmek. Bu yüzden insanlarýn mutluluðunu Allah dizayn etmiþtir. Ýnsanlar, Allahû Tealâ tarafýndan kendi kendilerine mutluluðu yaþamalarý mümkün olmayan bir hüviyette yaratýlmýþlardýr. Allah’ýn kanununda, sadece Allah’ýn dizaynýný benimseyenler, onu tatbik edecek olanlar mutluluða hak kazanýrlar. Bir insan, Allah’a ulaþmayý dilemedikçe Allah’ýn cennet saadetine ulaþamaz. Temel kanun budur. Allah’a ulaþmayý dilerse 1. kat cennetin sahibi olur. Diledikten sonra sað kalýrsa Allahû Tealâ ona 10 tane ihsan vererek mutlaka mürþidine ulaþtýrýr. Kiþi mürþidini sever ve ona tâbî olur. Ýþte bu tâbiiyetle 3. kat cennete ulaþýlýr. Ruh Allah’a teslim edilir. Teslim etmeden ölenler gene 3. kat cennetin sahipleridir. Çünkü bunun için Allah’ýn sözü vardýr (Ankebut-5). Öyleyse toplumun ne kadarý Allah’ýn söylediklerini dikkate alýyorsa bu sebeple onlar mutlu olurlar. Allah’ýn kendilerine cennet mutluluðu verdiði bu insanlarý, dünya mutluluðu da mutlaka bulur. Hangi kavimdeki insanlarýn çoðu kendi iç âlemlerinde, hanif dîninin gereklerini gerçekleþtirirlerse, Allahû Tealâ buna göre o kavmi kurtuluþa ulaþtýrýr. Hanif dîni, Ýslâm dînidir. Tek Allah’a inanan, Allah’ýn etrafýnda tek bir vücut olarak toplananlar, iki ayrý cepheden de tevhidi, vahdeti oluþtururlar. Veya kavim büyülerle, sihirlerle uðraþýr. Allah’ýn dizayný onlar için bir deðer ifade etmez. O zaman o insanlarýn felâha ermeleri mümkün deðildir. Hem yeryüzünde baþka kavimlerin elinde oyuncak olurlar, hem de kýyâmetten sonra gidecekleri yer cehennemdir.

309

309


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 129

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

23/MU’’MÝNUN-4 44: Summe e erse elnâ rusule enâ te etrâ, kulle emâ câe e umme ete en re esûluhâ ke ezze ebûhu fe e etba a’nâ ba a’da ahum ba a’da an ve e ce ealnâhum ehâdîs(e ehâdîse e), fe e bu’’de en li ka avmin lâ yu’’minûn(yu’’minûne e). Sonra Biz, resûllerimizi ardarda (arasý kesilmeden, peþpeþe) gönderdik. Hangi kavme resûlü gelse hepsi onu tekzip ettiler (yalanladýlar, reddettiler). O zaman Biz, birbiri ardýndan onlarý yok ettik ve onlarý efsane kýldýk. Mü’min olmayan kavim artýk uzak olsun. 2/BAKARA-8 87: Ve e le e ka ad âte eynâ mûsa al kitâbe e ve e ka affe eynâ min ba a’dihî bir rusuli ve e âte eynâ îsa abne e me erye eme el be eyyinâti ve e eyye ednâhu bi ûhil kudus(kudusi), e fe e ehvâ enfusukumus te ekbe ertum, fe e fe erîka an kulle emâ câe ekum ra asûlun bimâ lâ te ke ezze ebtum ve e fe erika an ta aktulûn(ta aktulûne e). Andolsun ki; Biz, Musa’ya kitap verdik ve ondan sonra da, birbiri ardýndan (aralarý kesilmeksizin, peþpeþe) resûller gönderdik. Ve Meryem’in oðlu Ýsa’ya beyyineler (açýk kanýtlar) verdik ve onu RUH’ÛL KUDÜS ile destekledik. Her ne zaman size bir resûl, nefslerinizin hoþlanmadýðý bir þeyle (emirle) geldiyse, hemen kibirlendiniz. Bir kýsmýný yalanladýnýz ve bir kýsmýný da öldürdünüz. 29 9/ANKEBUT-5 5: Me en kâne e ye ercû likâa allâhi fe e inne e ece ela allâhi le eât(le eâtin), ve e alîmu). huve es se emîul alîm(a Kim Allah’a mülâki olmayý, (ruhunu ölmeden evvel Allah’a ulaþtýrmayý) dilerse, Allah’ýn tayin ettiði o gün mutlaka gelecektir. Allah iþitir ve bilir.

310

310


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 130

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↓λ″Τ↔9↔: ↔ω[∝Ξ←±Κ7≅←∀ ↔ ″Ψ↔2″Ι←4 ↔ ×∼ ≥_↔9″Η↔∋↔! ″φ↔Τ↔7 ↔: ↔ :↑Ι⊕6⊕Η↔< ″ϖ↑Ζ⊕ς↔Θ↔7 ← !↔Ι↔Ω⊕Χ7! ↔ω←8 Ve lekad ehaznâ âle fir'avne bis sinîne ve naksýn mines semerâti leallehum yezzekkerûn(yezzekkerûne).

ςε ανδολσυν κι; φιραϖυνυν αιλεσινι ψ⎬λλαρχα ⎫ρ⎫νλερδεν κ⎬τλ⎬ðα υðραττ⎬κ. Β⎞ψλεχε ονλαρ τεζεκκ⎫ρ ετσινλερ (διψε).

1 2 3 4 5 6 7 8

311

-

ve lekad ehaz-nâ âle fir'avne bi es sinîne ve naksýn min es semerâti lealle-hum yezzekkerûne

: : : : : : : :

ve andolsun ki biz aldýk, uðrattýk firavunun ailesi senelerce ve eksiltme, kýtlýk ürünlerden umulur ki onlar, böylece onlar tezekkür ederler

311


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 130

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, kavimlere sel, zelzele, kýtlýk gibi birtakým belâlar verir. Nehirlerini kurutur. Bunlarýn hepsi o insanlarýn ibret alýp, Allah’a dönmeleri için Allahû Tealâ’nýn bir iþaretidir. Ýnsanlarýn teknik seviyeleri adým adým geliþtikçe Allah’ý daha çok devreye almalarý lâzýmken, daha çok devreden çýkarmýþlardýr. Her ulaþtýklarý teknik sonuç, Allah’ýn ilminden yeni bir parçayý daha ortaya koyar. Ve her yeni bulduklarý þeyle, önlerine bilmedikleri yeni bir ufuk açýlýr. Her öðrenilen; beraberinde, öðrenilenin çok daha ötesinde bilinmeyen getirir. O, her yeni bulunanýn çok küçük bir boyutu, insanlar tarafýndan öðrenilebilir. O konunun uzmanlarýnýn yýllarca uðraþýp, o konuda yeni ufuklar açmasý lâzýmdýr. Her yeni açýlan ufkun ardýndan gene %90’dan fazla bilinmeyen, %5 ile10 arasýnda bilinenler oluþur. Allah diyor ki: “Bütün denizler mürekkep, bütün aðaçlar kalem olsa insanlar ilimlerini yazsalar, Benim bilgimden, Benim ilmimden sadece okyanusta bir damladýr.” Ama insanlar bunu bilmiyorlar ve ilimleriyle maðrurlar. Kendilerini Allah’ýn yarattýðýný, kendilerine bir baksalar hemen anlayacaklar. Ama ilimde bir þeyler öðrenenler, bunu Allah’a karþý çýkmak için bir vasýta zannetmektedirler. Zavallý insanlar!...

312

312


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 131

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↔: ⎣∝ ←Η×; _↔Ξ↔7 ∼Ψ↑7≅↔5 ↑}↔Ξ↔Κ↔Ε″7! ↑ϖ↑Ζ″#↔ ≥≅↔% ∼↔)←≅↔4 ″ω↔8 ↔: |×,Ψ↑Ω←∀ ∼:↑Ι⊕[⊕Ο↔< °}↔∴←±[↔, ″ϖ↑Ζ″Α←Μ↑# ″ ←! ←ψ™ς7! ↔φ″Ξ←2 ″ϖ↑;↑Ι←=≥≅↔0 _↔Ω⊕9←! ≥ ÷ ↔! ⎢↑ψ↔Θ↔8 ↔ Ψ↑Ω↔ς″Θ↔< ÷ ″ϖ↑;↔Ι↔Χ″6↔! ⊕ω←Υ×7 ↔: Fe izâ câethumul hasenetu kâlû lenâ hâzih(hâzihî), ve in tusibhum seyyietun yettayyerû bi mûsâ ve men meah(meahu), e lâ innemâ tâiruhum indallahi ve lâkinne ekserehum lâ ya'lemûn(ya'lemûne).

313

313


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 131

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Αρτ⎬κ ονλαρα βιρ ηασενε γελδιðι ζαµαν: “Βυ βιζιµ(ηακκ⎬µ⎬ζ)δ⎬ρ.” δεδιλερ. ςε ονλαρα βιρ κ⎞τ⎫λ⎫κ ισαβετ εδινχε (ονυ) Μυσα (Α.Σ) ϖε βεραβερινδεκιλεριν υðυρσυζλυðυ σαψ⎬ψορλαρ. Φακατ ονλαρ⎬ν υðυρσυζλυðυ Αλλαη ταραφ⎬νδαν δεðιλ µι? ςε λ®κιν ονλαρ⎬ν ⎜οðυ βιλµιψορλαρ.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19

314

-

fe izâ câet-hum el hasenetu kâlû lenâ hâzihi ve in tusib-hum seyyietun yettayyerû bi mûsâ ve men mea-hu e lâ innemâ tâiru-hum inde allâhi lâkinne eksere-hum lâ ya'lemûne

: : : : : : : : : : : : : : : : : : :

artýk, bundan sonra ...dýðý zaman onlara iyilik geldi dediler bizim bu ve eðer onlara isabet eder bir kötülük uðursuz sayarlar Musa ile ve onunla beraber olan kimse(ler) deðil mi fakat, ama, öyle olmasý onlarýn uðursuzluðu Allah'ýn katýnda fakat, lâkin onlarýn çoðu bilmezler, bilmiyorlar

314


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 131

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Burada iki gruptan bahsedilmektedir: 1- Hz. Musa’nýn kavminden (Ýsrail) olup, Hz. Musa’ya tâbî olmayan ve çoðunluðu teþkil eden büyük grup. 2- Hz. Musa’ya tâbî olan ve onunla beraber olan küçük grup. Büyük grup gene ayný kavimdendir ve Hz. Musa’nýn, firavuna: “Býrak da benimle beraber gelsinler, buradan ayrýlsýnlar.” dediði insanlardýr. Bu insanlar, kendilerine bir iyilik geldiði ve hoþlarýna giden bir olayla karþýlaþtýklarý zaman: “Biz buna lâyýðýz.” hoþlarýna gitmeyen bir olayla karþýlaþtýklarýnda da: “Bu bir uðursuzluktur. Bunun sebebi Hz. Musa ve ona tâbî olanlardýr.” demektedirler. Her devirde Allah’ýn resûllerine veya nebîlerine, tâbî olanlar ve olmayanlar olarak mutlaka iki taraf vardýr. Her devirde ayný olay tekerrür etmiþ, resûller büyük çoðunluk tarafýndan, inkâr edilmiþtir (Mu’minun-44). Ama her ümmette küçük bir azýnlýk (büyüðün %10’u bulmayan bir grup, belki çok daha az) mutlaka o resûllere tâbî olmuþlardýr. Kurtuluþa ulaþanlar da onlardýr. Kavmin geri kalan kesiminin ne yazýk ki kurtuluþu mümkün deðildir.

23/MU'MÝNUN-4 44: Summe e erse elnâ rusule enâ te etrâ, kulle emâ câe e umme ete en re esûluhâ ke ezze ebûhu fe e etba a’nâ ba a’da ahum ba a’da an ve e ce ealnâhum ehâdîs(e ehâdîse e), fe e bu’’de en li ka avmin lâ yu’’minûn(yu’’minûne e). Sonra Biz, resûllerimizi ardarda (arasý kesilmeden, peþpeþe) gönderdik. Hangi kavme resûlü gelse hepsi onu tekzip ettiler (yalanladýlar, reddettiler). O zaman Biz, birbiri ardýndan onlarý yok ettik ve onlarý efsane kýldýk. Mü’min olmayan kavim artýk uzak olsun.

315

315


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 132

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

_↔9↔Ι↔Ε″Κ↔Β←7 }↔<×∼ ″ω←8 ∝ψ←∀ _↔Ξ←#≅∧↔# _↔Ω″Ζ↔8 ∼Ψ↑7≅↔5↔: ↔ω[∝Ξ←8⊂Ψ↑Ω←∀ ↔τ↔7 ↑ω″Ε↔9 _↔Ω↔4 _↔Ζ←∀ Ve kâlû mehmâ te'tinâ bihî min âyetin li tesharenâ bihâ fe mâ nahnu leke bi mu'minîn(mu'minîne). ςε ⎭⎞ψλε δεδιλερ: “Ονυνλα βιζι β⎫ψ⎫λεµεκ ι⎜ιν βιζε ®ψετλερδεν (µυχιζελερδεν) νε γετιρσεν γενε δε βιζ σανα ιναναχακ δεðιλιζ.”

1 2 3 4 5

-

ve kâlû mehmâ te'ti-nâ bihî min âyetin

: : : : :

6 7 8 9 10 11

-

li teshare-nâ bi-hâ fe mâ nahnu leke bi mu'minîne

: : : : : :

316

ve dediler ne, her ne, ne olsa sen bize getirirsin onu âyetten, (âyetlerden bir âyet, bir mucize) bizi büyülemek (sihir yapmak) için onunla o zaman, olsa bile, gene de biz deðiliz sana îmân edenler

316


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 132

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Her devirde halkýn çoðunluðu mutlaka resûlün karþýsýndadýr. Resûlden mucize getirmesi istenir. Eðer Allahû Tealâ o resûlle iliþkili bir mucize vücuda getirirse, mutlaka kavmin büyük bir kýsmý (%90’dan fazlasý) bunun bir sihir olduðunu söyler. Allah’ýn resûlü diyor ki: “Mucize Allah’ýn iþidir. Ben mucize yapacak olan bir yetkinin sahibi deðilim veya bir keramet gösterecek deðilim.” Eðer nebî resûlse “mucize”, velî resûlse “keramet” tir. Mekke’nin etrafýnda bir grup insaný Peygamber Efendimiz, sahâbenin arasýnda görmek istiyor. Onlara, tâbî olmalarý teklifinde bulunuyor. Birisi diyor ki: “Þu gökteki Ay’ý ikiye bölersen sana tâbî oluruz.” Peygamber Efendimiz cevap veriyor: “Ben Ay’ý ikiye bölemem. Ben de sizin gibi bir insaným. Allah’ýn Nebîsi’yim. Ama Allahû Tealâ’ ya dua ederim. Eðer Allahû Tealâ bunu kabul eder de Ay’ý ikiye bölerse, þu anda bana söz vermiþ oluyorsunuz, tâbî olacaksýnýz öyle deðil mi?” “Evet” demeleri üzerine Allahû Tealâ, Ay’ý ikiye bölünce bütün o iddia sahipleri dediler ki: “Bu bir sihirdir.” Ay bölünmeseydi, bu sefer de: “Ay’ý bile bölmeye yeteneðin yok.” diyeceklerdi. Þeytan bütün insanlara Allah’ýn resûllerine inanmamalarý istikametinde kesin bir kanaat verir. Bir taraftan haset, bir taraftan kýskançlýk, bir taraftan þeytanla olan yakýn iliþki insanlarý hep böyle bir isyan içerisinde tutmuþtur. Hz. Musa devrinde de, Hz. Ýsa devrinde de, Hz. Ýbrâhîm devrinde de, bütün peygamberler devrinde de ayný þey olmuþtur. Bugün de ayný þeyler devam etmektedir.

317

317


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 133

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↔υ⊕Ω↑Τ″7! ↔: ↔ !↔Ι↔∆″7! ↔: ↔ ≅↔4Ψ∩Ο7! ↑ϖ←Ζ″[↔ς↔2 _↔Ξ″ς↔,″∗↔≅↔4 ↓

÷⊕Μ↔Σ↑8 ↓ ≅↔<×∼ ↔ ⊕Γ7!↔: ↔ ←(≅↔Σ⊕Ν7!↔: ↔ω[∝8←Ι″∆↑8 _→8″Ψ↔5 ∼Ψ↑9≅↔6↔: ∼:↑Ι↔Α″Υ↔Β″,≅↔4

Fe erselnâ aleyhimut tûfâne vel cerâde vel kummele ved dafâdia ved deme âyâtin mufassalâtin festekberû ve kânû kavmen mucrimîn(mucrimîne). Βυνδαν σονρα, ονλαρ⎬ν ⎫ζερινε αψρ⎬ αψρ⎬ (ζαµαν ζαµαν) µυχιζελερ, τυφαν, ⎜εκιργε (αφετι), βιτ (αφετι), κυρβαðα (αφετι) ϖε καν γ⎞νδερδικ. Βυνα ραðµεν κιβιρλενδιλερ ϖε µ⎫χριµ (γ⎫ναηκ®ρ ϖε συ⎜λυ) βιρ καϖιµ ολδυλαρ. 1 - fe 2 - erselnâ 3 - aleyhim et tûfâne 4 - ve el cerâde 5 - ve el kummele

318

:

o zaman, bunun üzerine (bundan sonra) : biz gönderdik : üzerlerine tufan (yok eden, telef eden yaðmur ve sel) : ve çekirgeler (çekirge afeti) : ve bitler (elbise yiyen ve vücudun kanýný emen bir çeþit bit)

318


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 133

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

6 7 8 9 10 11 12 13

-

ve ed dafâdia ve ed deme âyâtin mufassalâtin fe istekberû ve kânû kavmen mucrimîne

: : : : : : : :

ve kurbaðalar ve kan âyetler, mucizeler ayrý ayrý gene de, buna raðmen kibirlendiler ve oldular bir kavim suçlu, günahkâr olan kimseler

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah bütün insanlarýn mutlu olmasýný ister. Resûl göndermesi bu sebepledir. Çünkü; resûl onlara mutluluðun yolunu gösterir. Allah’ýn yolunda olup, Allah’ýn yoluna ulaþtýracak olan kiþidir. Tâbiiyetle beraber insanlarýn kalplerine îmân yazýlarak, mü’min olurlar. Ve ondan sonra nefs tezkiyesine baþladýklarý için dünya saadetini de, adým adým artarak, yaþamaya baþlarlar. Allah’ýn muradý, insanlara hem dünya, hem de cennet saadetini yaþatmaktýr. Allahû Tealâ, hepsini çok sever, hepsini en iyiye ulaþtýrmak ister. Ýnsanlar, kendi kendilerine Allahû Tealâ’nýn doðrularýný bulamayacaklarý, Allah’ýn sözlerini duyamayacaklarý için Allahû Tealâ Resûlleriyle tebligatýný yaptýrýr. Ýblis ise Allah ne söylerse onun tam tersini insanlara aþýlayarak ve onlarý kandýrarak, onlarýn Allah’a isyan etmelerine sebebiyet verir. Allahû Tealâ’nýn insanlara ulaþtýrmak istediði mutluluk zorla gerçekleþtirilemez. Talebe baðlýdýr. Ýnsanoðlu böyle bir mutluluðu talep etmezse onu yaþayamaz. Bir insan, Allah’a ulaþmayý dilerse, cennet saadetini mutlaka elde eder. Ama dilemez. Her devirde Allah’ýn resûlleri insanlara þunlarý anlatmýþlardýr: Allah’a ulaþmayý dilemekle, mutlaka Allah’ýn cennetine girilir.

319

319


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 133

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Resûle tâbî olmakla dalâletten kurtulunur ve cennetin 2. katý elde edilir. Ruh Allah’a ulaþýnca cennetin 3. katý ve dünya saadetinin yarýsý kazanýlýr. Nefs tezkiyesi yoluyla, nefsin yarýsýndaki afetler yok olur. Yerlerini ruhun hasletlerine paralel olan faziletlere terkederler. Böylece nefsle ruh arasýndaki kavga, yarý yarýya azalýr. Dünyada da zamanýnýzýn yarýsýnda mutluluk yaþanýr. Fizik vücut Allah’a teslim olunca, dünya saadeti %90’ý bulur. 4. kat cennet elde edilir. Nefs tasfiyesinde, bütün afetler yok olur. Böylece nefsle ruh arasýnda tam bir armoni olur. Allah’ýn bütün emirlerini yerine getiren, yasak ettiði hiçbir fiili iþlemeyen hüviyeti beraberce yürütürler. Artýk aralarýnda hiçbir anlaþmazlýðýn bulunmadýðý bir sulh ve sukûn ortamý oluþtururlar. Ýrþada ulaþýp 6. kat cennetin sahibi olurlar. Ýradenin Allah’a tesliminde 7. kat cennetin sahibi olunur. Dünya saadetinin de bütününe sahip olunur. Þeytan her seferinde insanlarý kandýrma konusundaki korkunç zekâsýný kullanýr. Ýnsanlarýn kendi içlerindeki sesi taklit ederek, onlara onlarýn düþüncesi gibi gösterir. Zehrini insanlarýn içine akýtýr. Ve her devirde insanlarý resûllere isyan ettirmiþtir. Sonuç; Allah’ýn emirlerine isyan eden bir topluluk ve arkasýndan gelen cezadýr. Allah ister ki; bütün insanlar tâbiiyetle mutlu olsunlar. Çünkü nefs tezkiyesi ve tasfiyesinin baþka bir þekilde oluþmasý mümkün deðildir. Baþlangýçta, tezkiye olmadan evvel bir insanýn nefsinin kalbinde %100 afetler vardýr. Bu afetler, ruhun hasletlerinin tamamen negatifleridir, kiþinin mutluluðuna kesin þekilde engel olurlar. Ruhtaki “itaat” hasletinin karþýtý “isyan”, “sevgi” hasletinin karþýtý, “nefret” afetidir. Ruhun 19 hasletine karþýlýk, nefste 19 afet vardýr. Bu sebeple nefsle ruh arasýnda devamlý bir anlaþmazlýk sürüp gider. Kiþi, iç dünyasýndaki çatýþma sebebiyle her zaman mutsuzdur. Devamlý huzursuzluðu yaþar. Dýþ dünyasýnda baþkalarýyla devamlý çatýþma halindedir gene huzursuzluðu yaþar. Sýkýntýlýdýr. Allah ile olan iliþkilerinde de huzursuzdur, sýkýntýlýdýr, emirleri yerine getirmemektedir, yasaklarý da iþlemektedir. Herbirinin ar-

320

320


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 133

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

kasýndan hem iç dünyasýnda, hem dýþ dünyasýnda kiþinin iþlediði hatalar, hem de Allah ile olan iliþkileri sebebiyle kiþi, devamlý bir huzursuzluk içinde yaþar. Ýnsanoðlunun bütün bunlardan kurtulmasý, nefsteki afetleri yok edip, ruhun hasletlerini faziletler adýyla nefsin kalbine yerleþtirmesiyle mümkündür. Bu ise Allah’ýn temel emridir. Bütün resûller, bütün insanlarý bu hedefe ulaþtýrmak için Allah tarafýndan vazifelendirilmiþlerdir. Eðer insanlar tâbî olsalar sonsuz mutluluðun içinde olacaklardýr. Çünkü daimî zikre ulaþtýklarý zaman nefslerinin kalbinde hiçbir afet kalmaz. Ve böylece nefsleri %100 uyum içerisinde bir sulh ve sukûn dünyasýnýn sahibi kýlar o kiþiyi. Ýç âlemlerinde mutlu olacaklardýr; kesintisiz bir mutluluk, sulh ve sukûn hali. Dýþ âlemlerinde, baþka insanlarla iliþkilerinde, mutlu olacaklardýr; kesintisiz bir mutluluk, sulh ve sukûn hali. Allah ile olan iliþkilerinde kesintisiz bir mutluluðun sahibi olacaklardýr. Bütün emirleri yerine getirdikleri, yasak hiçbir fiili iþlemedikleri için. Eðer insanlar, Allah’ýn emirlerini dinleseler hem 7. kat cennete, hem de dünya saadetinin %100’ üne sahip olacaklardýr. Her saniyeleri mutlulukla geçecektir. Ve Allah bunlarý ister. Bütün kutsal kitaplar, insanlara bir saadet davetiyesi olarak indirilmiþtir. Bir saadet reçetesi olarak indirilmiþtir. Bir saadet garantisi olarak indirilmiþtir. Allah, Hz. Musa zamanýnda da onun kavminin mutlu olmasýný istiyordu. Hz. Musa’ya verdiði görev de o insanlarý, mutluluða ulaþtýrmaktý. Tâbî olsalardý hepsi mutluluða ulaþacaklardý ama tâbî olmadýlar. Bu yüzden bütün hayatlarýný mutsuz birer fert olarak geçirdiler. Bir sürü de felâkete uðradýlar.

321

321


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

Κ″ ∀←

ℜψετ − 134

Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↑ ″(! ↔|↔,Ψ↑8 _↔< ∼Ψ↑7≅↔5 ↑ι″%←±Ι7! ↑ϖ←Ζ″[↔ς↔2 ↔π↔5↔: _⊕Ω↔7↔: ↔α″Σ↔Λ↔6 ″ω←∴↔7 ⎣↔ ↔Γ″Ξ←2 ↔φ←Ζ↔2 _↔Ω←∀ ↔τ⊕∀↔∗ _↔Ξ↔7 ⊕ω↔ς←,″Ι↑Ξ↔7 ↔: ↔τ↔7 ⊕ω↔Ξ←8⊂Ψ↑Ξ↔7 ↔ι″%←±Ι7! _⊕Ξ↔2 ↔⎣ υ∝ <≥!↔Ι″,←! |≥∝Ξ↔∀ ↔τ↔Θ↔8 Ve lemmâ vakaa aleyhimur riczu kâlû yâ mûsed'u lenâ rabbeke bi mâ ahide indek(indeke), le in keþefte anner ricze le nu'minenne leke ve le nursilenne meake benî isrâîl(isrâîle). ςε αζαπ ⎫ζερλερινε γελδιðι (ϖυκυ βυλδυðυ) ζαµαν: “Ψα Μυσα (Αλλαη’⎬ν) σενι σαηιπ κ⎬λδ⎬ð⎬ αηδ (ν⎫β⎫ϖϖετ αηδι) σεβεβιψλε βιζιµ ι⎜ιν Ραββινε δυα ετ. Εðερ βιζδεν αζαβ⎬ καλδ⎬ρ⎬ρσαν, βιζ σανα µυτλακα ιναν⎬ρ⎬ζ ϖε µυτλακα ⇑σραιλοðυλλαρ⎬ν⎬ σενινλε βεραβερ γ⎞νδεριριζ.” δεδιλερ. 322

322


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 134

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18

-

ve lemmâ vakaa aleyhim er riczu kâlû yâ mûsed'u (mûsâ ud'u) lenâ rabbe-ke bi-mâ ahide indeke le in keþefte an-nâ er ricze le nu'minu enne leke ve le nursilu enne mea-ke benî isrâîle

: : : : : : : : : : : : : : : : : :

ve ...dýðý zaman vaki oldu üzerlerine azap dediler ey Musa dua et bizim için Rabbine o þey ile ahid senin katýndaki eðer, ise giderirsin, kaldýrýrsýn bizden azabý mutlaka inanacaðýz sana ve mutlaka göndereceðiz seninle birlikte, beraber Ýsrailoðullarýný

1. AÇIKLAMA___________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Tevrat eski, Ýncil yeni, Kur’ân-ý Kerim de son ahdi oluþturur. Bundan sonra Allah’ýn ahdi, peygamberleriyle insanlara ulaþmayacak ve kâinatta hiçbir yerde, kýyâmete kadar yeni bir þeriat kitabý indirilmeyecektir. Allah’ýn Son Peygamberi’ne indirdiði son þeriat kitabý, Kur’ân-ý Kerim’dir.

323

323


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 134

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

2. AÇIKLAMA___________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’ýn insanlar üzerine vasiyet kýldýðý þey; Allah’ýn ahdini, Allah’ýn vasiyetini yerine getirmektir. Bu ise ruhu, vechi, nefsi ve iradeyi Allah’a teslim etmektir (Rad-20). 21. basamakta ruh, Allah’a ulaþýr. Misak, ruhu hayatta iken Allah’a ulaþtýrmaktýr. 22. basamakta ruh, Allah’ýn Zat’ýnda yok olur, Allah’a teslim olur. Bu, misakin yerine getirilmesidir. 25. basamakta fizik vücut, Allah’ýn bütün emirlerini yerine getiren, yasak ettiði hiçbir fiili iþlemeyen bir özelliðin sahibi olur. Fizik vücut, Allah’a teslim olmuþ ve þeytana kul olmaktan kurtulup Allah’a kul olmuþtur. Böylece Allah’ýn ahdinin 2. bölümü de tamamlanýr. 27. basamakta nefs, bütün afetlerden kurtulur. Yerlerine faziletler yerleþir. Sonra kiþi irþada ulaþýr. Ýradenin Allah’a teslimi ve Allah’ýn iradesine baðlanmasýyla Allah’a köle olmak talep edilir. Ýradenin Allah’a teslimi, vasiyetin içinde mevcuttur. Allah’ýn ahdi bunu da içermektedir. Allah’ýn ezelde bizden aldýðý yemin, misak ve ahdin ötesinde iradenin Allah’a teslimi de yer alýr. Hz. Musa, bir peygamberdi. Görevi; ahdi bütün insanlara teblið etmek ve tatbik ettirmekti. Herkesin ruhunu, vechini, nefsini ve iradesini Allah’a teslim ettirmek onun göreviydi. Teklifini yaptý. Ne yazýk ki; insanlarýn çok büyük bir kýsmý bu teklifi kabul etmediler. Ýnsanlýk hep böyledir. Allahû Tealâ, azap verdiði zaman o azaptan kurtulmak isterler. Oysa ki; teslim olsalar zaten mutluluðu bütün boyutlarýyla yaþayacaklardýr. Ama þeytan insanlara bu güzellikleri, doðrularý göstermediði gibi, onlarý Allah’ýn yolundan alýkoymak için bütün gayretiyle çalýþýr.

324

324


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 134

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Allah’ýn vasiyetindeki 4 emanet, 4 muhteva taþýr. Herbirinin bir Sýratý Mustakîm’i vardýr. 1. Sýratý Mustakîm; 14. basamaktan 21. basamaða kadar devam eder. 2 yatay, 2 dikey 4 tane sebîlden oluþur. Bunlardan bir tanesi Tarîki Mustakîm’dir. 7 tane gök katýný birbirine baðlayan yoldur. 1. sebîl tâbî olduðunuz yerle devrin imamýnýn dergâhýnýn arasýndaki yatay yoldur. Yeryüzü sathýna paralel bir yoldur. Devrin imamýnýn dergâhýndaki altýn kapýdan geçerek Allah’a doðru olan seyri sülûkta gök katlarý bir bir týrmanýlýr. 7. kata ulaþýlýnca dikey yolculuk biter. Saða doðru yeni bir yatay sebîl oluþur. Sidret-ül Münteha’ya kadar 7 tane âlem geçilir. Sidret-ül Münteha’da ruh, Allah’a doðru yükselir, Allah’ýn Zat’ýna ulaþýr. Bu da 4. sebîl veya 2. dikey sebîldir. Bu, ruhun hidayetidir. Hem ruh, hem vech, hem nefs, hem de irade, herbiri kendi Sýratý Mustakîmleri üzerinde olurlar. Allah yolunda ilk Sýratý Mustakîm üzerinde ruhu, Allah’a teslim ettiðiniz noktaya kadar nefs, bir rehineydi. Gene rehine olmakta devam eder. 2. Sýratý Mustakîm; 25. basamakta fizik vücudun Allah’a tesliminde tamamlanýr. Nefs bu noktada, rehine iken emanet hüviyetine girer. 3. Sýratý Mustakîm; bu noktadan sonra daimî zikrin içinde olunur ve nefs tasfiye edilir. Nefs, artýk Allah’ýn bütün emirlerini yerine getiren, yasak ettiði hiçbir fiili iþlemeyen bir özellik kazanýr. 28. basamaðýn (salâh makamý) 4. mertebesinde irþada ulaþýlýr. 4. Sýratý Mustakîm; irade Allah’a teslim edilir. Ýradenin Sýratý Mustakîm’i üzerindesiniz. Böylece Allah’ýn ahdi tamamlanmýþ olur.

13/RAD-2 20: Elle ezîne e yûfûne e bi ahdillâhi ve e lâ ye enkudûne el misâk(misâka a). Onlar, Allah’ýn ahdini (nefslerinin yeminini, ruhlarýnýn misakini ve vechlerinin ahdini) ifa ederler (yerine getirirler). Ve misaklerini (ruhlarýnýn Allah’a ezelde verdiði ölümden evvel Allah’a ulaþma yeminini) bozmazlar.

325

325


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 135

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↓υ↔%↔! |⊆7←! ↔ι″%←±Ι7! ↑ϖ↑Ζ″Ξ↔2 _↔Ξ″Σ↔Λ↔6 _⊕Ω↔ς↔4 ↔ Ψ↑Χ↑Υ″Ξ↔< ″ϖ↑; ∼↔)←! ↑ Ψ↑Ρ←7≅↔∀ ″ϖ↑; Fe lemmâ keþefnâ anhumur ricze ilâ ecelin hum bâligûhu izâ hum yenkusûn(yenkusûne). Β⎞ψλεχε ονλαρ, ο εχελε (σονα) υλα⎭ανα καδαρ ονλαρδαν αζαβ⎬ καλδ⎬ρδ⎬ð⎬µ⎬ζ (α⎜τ⎬ð⎬µ⎬ζ) ζαµαν, ονλαρ σ⎞ζλερινι νακζεδιψορλαρ (σ⎞ζλερινδεν δ⎞ν⎫ψορλαρ). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

fe lemma keþef-nâ an-hum er ricze ilâ ecelin hum bâligû-hu izâ hum hum yenkusûne

: : : : : : : : : :

böylece, artýk olduðu zaman gideririz, kaldýrýrýz onlardan azabý belirli bir müddete kadar onlar ona ulaþanlar ...dýðý zaman onlar bozarlar, nakzederler (ediyorlar)

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ne zaman Allahû Tealâ, onlarýn talebini kabul ederek, üzerlerinden azabý kaldýrmýþsa her seferinde onlar sözlerinden dönmüþler, sözlerini nakzetmiþler

326

326


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 136

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

″ϖ↑Ζ⊕9↔≅←∀ ←±ϖ↔[″7! |←4 ″ϖ↑;≅↔Ξ″5↔Ι″3↔≅↔4 ″ϖ↑Ζ″Ξ←8 _↔Ξ″Ω↔Τ↔Β″9≅↔4 ↔ω[∝ς←4≅↔3 _↔Ζ″Ξ↔2 ∼Ψ↑9≅↔6↔: _↔Ξ←#≅↔<×≅←∀ ∼Ψ↑∀⊕Η↔6 Fentekamnâ minhum fe agraknâhum fîl yemmi biennehum kezzebû bi âyâtinâ ve kânû anhâ gâfilîn(gâfilîne). ℜψετλεριµιζι ψαλανλαµαλαρ⎬ ϖε ονδαν γ®φιλ ολµαλαρ⎬ σεβεβιψλε, β⎞ψλεχε ονλαρδαν ιντικαµ αλδ⎬κ ϖε ονλαρ⎬ δενιζδε βοðδυκ.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

327

-

fentekamnâ (fe intikam-nâ) min-hum fe agrak-nâ-hum fî el yemmi bi-enne-hum kezzebû bi-âyâti-nâ ve kânû an-hâ gâfilîne

: : : : : : : : : :

artýk biz intikam aldýk, cezalandýrdýk onlardan böylece onlarý boðduk denizin içinde, denizde onlar, ..... olduðundan dolayý yalanladýlar âyetlerimizi ve oldular ondan gâfil, habersiz

327


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 136

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hz. Musa ve ona baðlý olanlar, Mýsýr’dan kaçtýklarýnda firavun onlarýn peþine düþtü. Allahû Tealâ, Hz. Musa’ya denizin içine girmelerini, karþýya geçmeleri emrini verdi. Hz. Musa ve etrafýndakiler, Kýzýldeniz’e girerken sular açýldý. Allahû Tealâ, onlara denizin içinden bir yol açtý. Ve karþý sahile ulaþtýlar. Allahû Tealâ, denizi yeniden eski haline getirdi. Onlara açýlmýþ olan yolu gören firavun ve askerleri, peþlerinden denize girdiler. Deniz, iki tarafa doðru kabarmýþtý.Ve dalgalar, denizin iki yakasýný birbirine birleþtirdi. Firavunun ordusu suda boðuldu. Allah’ýn âyetlerini yalanlamalarý ve Hz. Musa’nýn yaptýklarýna “sihirdir” demeleri sebebiyle Allahû Tealâ, onlarý denizde boðmuþtur. Firavun kendisinin Allah olduðunu iddia ettiði için ve bu sebeple cezayý hakettiði için Allahû Tealâ tarafýndan cezalandýrýlmýþtýr.

328

328


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 137

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↔ Ψ↑Σ↔Θ″Ν↔Β″Κ↑< ∼Ψ↑9≅↔6 ↔ω<∝Η⊕7! ↔ ″Ψ↔Τ″7! _↔Ξ″∃↔∗″:↔! ↔: ⎢_↔Ζ[∝4 _↔Ξ″6↔∗≅↔∀ |∝Β⊕7! _↔Ζ↔∀←∗≅↔Ρ↔8↔: ← ″∗ ÷↵! ↔ ←∗≅↔Λ↔8 |≥∝Ξ↔∀ |×ς↔2|×Ξ″Κ↑Ε″7! ↔τ←±∀∗÷ ↑α↔Ω←ς↔6 ″α⊕Ω↔#↔: ↑π↔Ξ″Μ↔< ↔ ≅↔6 _↔8 _↔9″Ι⊕8↔(↔: ⎢∼:↑Ι↔Α↔. _↔Ω←∀ ↔υ∝ <≥!↔Ι″,←! ↔ Ψ↑−←Ι″Θ↔< ∼Ψ↑9≅↔6 _↔8↔: ↑ψ↑8″Ψ↔5 ↔: ↑ ″Ψ↔2″Ι←4 Ve evresnel kavmellezîne kânû yustad'afûne meþârikal ardý ve megâribehelletî bâreknâ fîhâ, ve temmet kelimetu rabbikel husnâ alâ benî isrâîle bi mâ saberû, ve demmernâ mâ kâne yasnau fir'avnu ve kavmuhu ve mâ kânû ya'riþûn(ya'riþûne).

329

329


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 137

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

ςε ζαψ⎬φ β⎬ρακ⎬λµ⎬⎭ καϖµι, αρζ⎬ν βερεκετλενδιρδιðιµιζ δοðυσυνα ϖε βατ⎬σ⎬να ϖαρισ κ⎬λδ⎬κ. ςε ⇑σραιλοðυλλαρ⎬να σαβ⎬ρλαρ⎬νδαν δολαψ⎬ Ραββινιζιν γ⎫ζελ σ⎞ζ⎫ ταµαµλανδ⎬. Φιραϖυνυν ϖε ονυν καϖµινιν ψαπµ⎬⎭ ολδυκλαρ⎬ν⎬ ϖε κυρδυκλαρ⎬ ⎜αρδακλαρ⎬ (κ⎞⎭κλερι, βιναλαρ⎬) ηαραπ εττικ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20

330

-

ve evresna el kavme ellezîne kânû yustad'afûne meþârika el ardý ve megâribe-ha elletî bârek-nâ fî-hâ ve temmet kelimetu rabbike el husnâ alâ benî isrâîle bi-mâ saberû ve demmer-nâ mâ kâne yasnau fir'avnu ve kavmu-hu ve mâ kânû ya'riþûne

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

o kavmi varis kýldýk ki onlar oldular zayýf, güçsüz býrakýlanlar yeryüzünün doðusu ve onun batýsý ki o bereketlendirdik orada ve yerine geldi, tamamlandý Rabbinin kelimesi, sözü en güzel üzerlerine Ýsrailoðullarý sabýrlarýndan dolayý ve helâk ettik yapmýþ olduðu þey(ler) firavun ve onun kavmi ve þey(ler) oldular çardak (binalar, köþkler) kuruyorlar

330


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 137

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bu âyet, Ýsrailoðullarýnýn mükâfata lâyýk olduklarý bir devreyi göstermektedir. Mýsýrlýlarýn yanýnda köle olarak yaþayan Ýsraillilerin oradan kurtuluþlarýný ifade etmektedir. Kýzýldeniz’i geçerek karþýya ulaþtýktan sonra, Allahû Tealâ orayý mamur ve bereketli kýlarak onlarý mükâfatlandýrmýþtýr. Allahû Tealâ, Hz. Musa’ya itaatleri ve Allah’ýn emirlerini yerine getirmeleri sebebiyle, Mýsýrlýlarýn doðusu ve batýsýndaki yerlere Ýsrail kavmini hakim kýlmýþtýr. Ýsrailoðullarýna sabrý öðretmiþ ve sabýrla oradan ayrýlmalarýný temin etmiþtir. Ýsrail kavmi, ne zaman Allah’a dönerse, Allah’a doðru yaklaþýrsa, Allah’ýn emirlerini yerine getirirse, yasak ettiði fiilleri iþlememeye çalýþýrsa Allahû Tealâ onlara büyük imkânlar vermiþ, onlarý mutlaka mükâfatlandýrmýþtýr. Fakat kavim her seferinde mutlaka isyan etmiþtir. Her isyandan sonra da Allahû Tealâ’nýn yeni bir cezasý gelmiþtir. Böylece hayatlarý cezalandýrýlmak ve mükâfatlandýrýlmakla geçmiþtir. Hz. Musa, Tur Daðý’ndan elinde tabletlerle indiði zaman Ýsrail kavmi bir cezaya çarpýlmýþtýr. Allah’ý býrakýp da, ses çýkaran bir buzaðý heykeline tapmalarý sebebiyle Ýsrail kavmine Allahû Tealâ, 40 yýl süren bir ceza vermiþtir. Allahû Tealâ, onlarý 40 yýl Konya Ovasý kadar bir yerde dolaþtýrmýþtýr. Hz. Musa ve Þeria Nehri’nin öbür tarafýna geçecek olanlarý, 40 yýlýn son gününe kadar yaþatmýþtýr. Son günü emanetini almýþtýr. Hz. Musa’yý da öldürmüþ ve geçmiþ kavimden yola çýkanlardan karþýya geçebilenlerin hepsi, yolda doðanlar olmuþlardýr. Bir tek, Hz. Harun’un karþýya geçmesine müsaade edilmiþtir.

331

331


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 138

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↓ ″Ψ↔5 |×ς↔2 ∼″Ψ↔#↔≅↔4 ↔η″Ε↔Α″7! ↔υ∝ <≥!↔Ι″,←! |≥∝Ξ↔Α←∀ _↔9″+↔:≅↔%↔: _↔< ∼Ψ↑7≅↔5 ⎣″ϖ↑Ζ↔7 ↓ ≅↔Ξ″.↔! |⊆ς↔2 ↔ Ψ↑Σ↑Υ″Θ↔< ⎢°}↔Ζ←7×∼ ″ϖ↑Ζ↔7 _↔Ω↔6 _→Ζ×7←! _≥↔Ξ↔7 ″υ↔Θ″%! |↔,Ψ↑8 ↔ Ψ↑ς↔Ζ″Δ↔# ° ″Ψ↔5 ″ϖ↑Υ⊕9←! ↔ ≅↔5 Ve câveznâ bi benî israîlel bahre fe etev alâ kavmin ya'kufûne alâ asnâmin lehum, kâlû yâ mûsâc'al lenâ ilâhen ke mâ lehum âlihetun, kâle innekum kavmun techelûn(techelûne). ςε ⇑σραιλοðυλλαρ⎬ν⎬ δενιζδεν γε⎜ιρδικ κενδιλερινιν ολαν (ψαλν⎬ζ ονλαρα αιτ) πυτλαρα δεϖαμλ⎬ ταπαν βιρ καϖιμλε καρ⎭⎬λα⎭τ⎬λαρ. ⇒⎞ψλε δεδιλερ: “Εψ Μυσα! Ονλαρ⎬ν ιλ®ηλαρ⎬ γιβι βιζε δε ιλ®η ψαπ.” Μυσα (Α.Σ): “Μυηακκακ κι; σιζ χαηιλλικ εδεν βιρ καϖιμσινιζ.” δεδι.

332

332


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 138

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17

-

ve câvez-nâ bi benî israîle el bahre fe etev alâ kavmin ya'kufûne alâ asnâmin lehum kâlû yâ mûsâ ic'al lenâ ilâhen kemâ lehum âlihetun kâle inne-kum kavmun techelûne

: : : : : : : : : : : : : : : : :

ve geçirdik Ýsrailoðullarýný deniz(den) o zaman karþýlaþtýlar, rastladýlar bir kavme devamlý ibadet ediyorlar putlara, putlar üzerine onlarýn, onlara ait dediler ey Musa yap bizim için, bize bir ilâh onlarda olduðu gibi ilâhlar dedi muhakkak siz bir kavim siz cahillik ediyorsunuz

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, Ýsrail kavminin büyük mükâfatlar verildikten sonra bile her an sapmaya hazýr bir hüviyetini vermektedir. Firavunun ordularýný suya garkederek, Ýsrail kavmini mükâfatlandýrdýðý halde Ýsrail kavminin nasýl bir isyana ulaþtýðý burada ifade edilmiþtir.

333

333


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

Κ″ ∀←

ℜψετ − 139

Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

°υ←0≅↔∀ ↔: ←ψ[∝4 ″ϖ↑; _↔8 °η⊕Α↔Β↑8 ← ≥ ÷ÿ∈Ψ⊆; ⊕ ←! ↔ Ψ↑ς↔Ω″Θ↔< ∼Ψ↑9≅↔6 _↔8 Ýnne hâulâi mutebberun mâ hum fîhi ve bâtýlun mâ kânû ya'melûn(ya'melûne). Μυηακκακ κι; βυνλαρ ονλαρ⎬ν ι⎜ινδε βυλυνδυκλαρ⎬ ⎭εψ (δ⎩ν σεβεβιψλε) ηελ®κ ολµυ⎭τυρ. ςε ψαπµ⎬⎭ ολδυκλαρ⎬ ⎭εψ β®τ⎬λδ⎬ρ (βο⎭τυρ).

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

334

-

inne hâulâi mutebberun mâ hum fîhi ve bâtýlun mâ kânû ya'melûne

: : : : : : : : : :

muhakkak bunlar helâk olmuþ þey onlar onun içinde ve bâtýldýr (boþtur) o þey olduklarý yapýyorlar

334


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 139

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Âyet-i kerime, Allahû Tealâ’yý bir kenara býrakarak Allah’a þirk koþan, Allah yerine putlara tapan insanlardan bahsetmektedir. Tek Allah’ýn dýþýnda baþka ilâhlar, baþka tanrýlar kabul etmek þirktir, Allah’a ortak koþmaktýr. Ýsrail kavminin de gördüðü o diðer kavim, kendi yaptýklarý taþlardan putlara tapmakta, onlarýn önünde secde etmektedirler. Peygamber Efendimiz (S.A.V), bu konuda kesin hükmünü vermiþtir. Diyor ki: “Benim ümmetimin içinde artýk açýk þirk olmasý mümkün deðildir. Onlar, biliyorlar ki; Allah tektir, baþka bir Allah söz konusu deðildir. Sadece Allah’a ibadet edilir. Ama gizli þirkten korkarým.” Bu âyette bahsedilen açýk þirktir. Ve açýk þirkin bütün belirtileri vardýr. Taþtan putlar yapmak, o taþlarýn karþýsýna geçip ibadet etmek, taþlarý Allah’ýn yerine koymak, taþlara tapmak, putlara tapmak açýk þirktir. Ne yazýk ki; o insanlar da, þeytanýn evvelce kandýrdýðý atalarýnýn izinden gitmiþler ve putlara tapmayý usül haline getirmiþlerdir. Ýsrailoðullarýnýn puta tapan insanlara: “Taptýðýnýz þey puttur, sizin kendi elinizle yaptýðýnýz þeylerdir. Size hiçbir fayda saðlamasý mümkün deðildir. Sizi yaratan Allah’a kul olun. Ve ayný zamanda Allah’a ibadet edin. Bu putlara yaptýðýnýz ibadet sizi yalnýz cehenneme götürür.” demeleri, onlarý doðru yola almalarý gerekirken, Ýsrailoðullarý onlar tarafýndan kandýrýlmýþlardýr. Onlar, Ýsrailoðullarýna tesir etmiþlerdir. Her devirde bu büyük yanlýþlýklar hep olmuþtur, olmuþtur, olmuþtur. Allah tektir. Kim birden fazla Allah’a inanýrsa, Allah’a þirk koþmuþtur, ortak koþmuþtur. Ve bu, kiþiyi mutlaka cehenneme götüren çok yanlýþ bir inanç tarzýdýr.

335

335


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 139

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Unutmayýn, en büyük düþmanýnýz, þeytandýr! Ýsrail kavmini de, kýsa sürede tuzaklara düþürmüþtür. Ýþte zamanýmýzda da insanlarýn herbirisi ayrý ayrý dînlerin sahibi olduklarýný zannetmektedirler. Oysa ki; Allahû Tealâ’nýn indinde ayrý ayrý dînler yoktur. Allah’ýn bütün peygamberlerine öðrettiði dîn, hanif dînidir. Bu dînin þartlarý, Hz. Ýbrâhîm tarafýndan çok açýk bir þekilde belirtilmiþtir. Hanif dîni, iki temel esasa dayanýr: 1- Tek Allah’a inanmak ve tek bir toplum oluþturmak. Hem Allah’ýn tekliðinde vahdaniyet, hem de Allah’ýn yolunda olanlarýn tek bir topluluk husule getirmeleri, herkesin yanyana olmasý. Birbirinin yanýnda olan, birbirine karþý olmayan el ele, gönül gönüle, omuz omuza yaþayan bir grup insan... 2- Ruhlarýyla, vechleriyle, nefsleriyle ve iradeleriyle, O taptýklarý Allah’a teslim olan insanlarýn oluþturduðu bir toplum. Ýslâm dîni, Allah’a teslim olma dînidir. Hz. Ýbrâhîm de Allah’a ruhunu, vechini, nefsini ve iradesini teslim etti. Ýsmail de ayný þeyi yaptý. Kavminden Hz. Ýbrâhîm’e tâbî olanlar da ayný þeyi yaptýlar. Ve hanif dîni, kâinatýn tek dînidir. Hz. Âdem ile baþlamýþ, Peygamber Efendimiz (S.A.V) ve son þeriat kitabýyla noktalanmýþtýr. Ýlk peygamber ve ilk insan olan Hz. Âdem, Ýslâm’ý yaþadý. Bütün peygamberler, resûller ve onlara baðlý olanlar da Hz. Ýbrâhîm’in hanif dînini yaþadýlar. Ýnsanlarýn hepsinin mutluluða ulaþacaklarý yol, kesin bir þekilde çizilmiþtir. Bu yol, hanif dînini iþaret eder. Her dilde bu dînin bir karþýlýðý vardýr. Arap dilinde ismi Ýslâm’dýr. Allah’a teslim olma dîni... Hz. Ýbrâhîm zamanýnda adý hanifti; gene Allah’a teslim olma dîni... Ruhun, vechin, nefsin, iradenin Allah’a teslimini içeren, bütün kâinatta insanlýk tarihi boyunca geçerli olan ve kýyâmete kadar da geçerli olacak olan tek dîn. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’den bu tarafa Ýslâm âleminin açýk þirkten bir endiþesi yoktur. Artýk açýk þirk, Ýslâm için, geçerli olmasa da gizli þirk, her zaman geçerlidir.

336

336


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 140

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↔ξ↑;↔: _→Ζ×7←! ″ϖ↑Υ[∝Ρ″∀↔! ←ψ™ς7! ↔η″[↔3↔! ↔ ≅↔5 ↔ω[∝Ω↔7≅↔Θ″7! |↔ς↔2 ″ϖ↑Υ↔ς⊕Ν↔4 Kâle e gayrallâhi ebgîkum ilâhen ve huve faddalekum alel âlemîn(âlemîne). “Ο, σιζι ®λεµλερε ⎫στ⎫ν κ⎬λµ⎬⎭κεν, σιζε Αλλαη’ταν βα⎭κα βιρ ιλ®η µ⎬ ιστεψεψιµ?” δεδι. 1 2 3 4 5 6 7

-

kâle e gayrallâhi ebgî-kum ilâhen ve huve faddale-kum alâ el âlemîne

: : : : : : :

dedi Allah'tan baþka mý size istiyorum, sizin için isteyeyim bir ilâh ve O sizi üstün kýldý âlemlerin üstüne

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, insaný âlemlere üstün kýlmýþtýr. Ýnsan da kendini adeta Allah’ýn karþýsýnda suçlu çýkarmak için bir gayretin içindedir. Putlara tapmaya kalkýþmýþtýr. Ve insan, Allah’ýn kendisine ni’met vermesi halinde bile her zaman yanlýþa dönük þeyler yapmýþtýr.

337

337


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 141

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

″ϖ↑Υ↔9Ψ↑8Ψ↑Κ↔< ↔ ″Ψ↔2″Ι←4 ← ×∼ ″ω←8 ″ϖ↑6≅↔Ξ″[↔∆″9↔! ″ ←! ↔: ↔ Ψ↑[″Ε↔Β″Κ↔<↔: ″ϖ↑6↔ ≥≅↔Ξ″∀↔! ↔ Ψ↑ς←±Β↔Τ↑< ⎣← !↔Η↔Θ″7! ↔ ≥Ψ↑, 〉 °ϖ[∝Π↔2 ″ϖ↑Υ←±∀∗÷ ″ω←8 ° ≥ ÷↔∀ ″ϖ↑Υ←7×) |∝4↔: ⎢″ϖ↑6↔ ≥≅↔Κ←9 Ve iz enceynâkum min âli fir'avne yesûmûnekum sûel azâb(azâbi), yukattilûne ebnâekum ve yestahyûne nisâekum ve fî zâlikum belâun min rabbikum azîm(azîmun). ςε σιζι κ⎞τ⎫ αζαβα µαρυζ β⎬ρακαν φιραϖυν αιλεσινδεν κυρταρµ⎬⎭τ⎬κ. Οðυλλαρ⎬ν⎬ζ⎬ ⎞λδ⎫ρ⎫ψορλαρ, καδ⎬νλαρ⎬ν⎬ζ⎬ σαð β⎬ρακ⎬ψορλαρ. ςε βυνδα Ραββινιζδεν β⎫ψ⎫κ βιρ ιµτιηαν ϖαρ.

338

338


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 141

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

-

ve iz encey-nâ-kum min âli fir'avne yesûmûne-kum sûel azâbi (sûe el azâbi) yukattilûne ebnâe-kum ve yestahyûne nisâe-kum ve fî zâlikum belâun min rabbi-kum azîmun

: : : : : : : : : : : : :

ve o zaman, olmuþtu sizi kurtardýk firavun ailesinden sizi zorluyorlar, maruz býrakýyorlar azabýn kötüsü öldürüyorlar sizin oðullarýnýz ve sað býrakýyorlar kadýnlarýnýz ve iþte bunda bir imtihan Rabbinizden büyük

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, o devirde yapýlan kötü davranýþ biçimlerini söylemektedir. Firavun ailesi sanki koyun keser gibi doðan erkek çocuklarýný keserek birer birer öldürüyorlar, kýzlarý sað býrakýyorlardý. Bu büyük bir günahtýr. Allahû Tealâ, insanlarý imtihan eder. Zalimler, Allahû Tealâ tarafýndan her devirde mutlaka cezalandýrýlmýþlardýr. Ve Allah onlarý sulara garkedip, boðmuþtur.

339

339


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 142

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↓η″Λ↔Θ←∀ _↔;≅↔Ξ″Ω↔Ω″#↔! ↔: →}↔ς″[↔7 ↔ω[∝Χ×ς↔∃ |×,Ψ↑8 _↔9″Γ↔2×:↔: ↔ ≅↔5↔: ⎣→}↔ς″[↔7 ↔ω[∝Θ↔∀″∗↔! ≥∝ψ±←∀↔∗ ↑ ≅↔Τ[∝8 ⊕ϖ↔Β↔4 |∝8″Ψ↔5 |∝4 |∝Ξ″Σ↑ς″∋! ↔ :↑η×; ←ψ[∝∋ ÷≠ |×,Ψ↑8 ↔ω<∝Γ←Κ″Σ↑Ω″7! ↔υ[∝Α↔, ″π←Α⊕Β↔# ÷↔: ″δ←ς″.↔! ↔: Ve vâadnâ mûsâ selâsîne leyleten ve etmemnâhâ bi aþrin fe temme mîkâtu rabbihî erbaîne leyleh(leyleten), ve kâle mûsâ li ahîhi hârûnahlufnî fî kavmî ve aslýh ve lâ tettebi' sebîlel mufsidîn(mufsidîne). Μυσα (Α.Σ)’α οτυζ γεχε ϖααδεττικ ϖε ονυ ον ιλε ταµαµλαδ⎬κ. Β⎞ψλεχε ονυν Ραββινιν καραρλα⎭τ⎬ρδ⎬ð⎬ ζαµαν, κ⎬ρκ γεχεψε ταµαµλανδ⎬. ςε Μυσα (Α.Σ), καρδε⎭ι Ηαρυν’α ⎭⎞ψλε δεδι: “Καϖµιµδε βανα ηαλεφ ολ (βενιµ ψεριµε γε⎜) ϖε ⎬σλ®η ετ ϖε µ⎫φσιδλεριν (φεσατ ⎜⎬καρανλαρ⎬ν) ψολυνα τ®β⎩ ολµα.” 340

340


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 142

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17

-

ve vâad-nâ mûsâ selâsîne leyleten ve etmem-nâ-hâ bi aþrin fe temme mîkâtu rabbi-hî erbaîne leyleten ve kâle mûsâ li ahîhi hârûne ahluf-nî fî kavmî ve aslýh ve lâ tettebi' sebîle el mufsidîne

: : : : : : : : : : : : : : : : :

ve vaadettik Musa otuz gece ve onu biz tamamladýk 10 ile böylece tamamlandý kararlaþtýrýlmýþ muayyen vakit onun Rabbi kýrk gece ve Musa dedi kardeþi Harun'a benim yerime geç (bana halife ol) kavmin içinde ve ýslâh et ve tâbî olma bozguncularýn, fesat çýkaranlarýn yoluna

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hz. Musa, Allahû Tealâ ile uzun süre bir beraberliði talep etti. Allahû Tealâ, önce 30 gün süreyle Hz. Musa’yý Tur daðýnda kabul etti. Sonra 10 gün daha ilâve edince Hz. Musa ile beraberlikleri 40 gece sürdü. Bu süre içerisinde kardeþini yerine halef býrakmýþtý. Yani onu halifelikle görevlendirmiþti. (Halef ve selef kelimeleri, birbirinin yerine geçme anlamýna gelir. Halef, evvelkinin yerine geçendir. Selef de, yerini kendisinden sonra gelene býrakandýr. Halife de ayný kökten gelir. Öncekinin yerine geçen, bir emri yerine getirmek üzere o görevi devralan kiþi mânâsýna gelir.)

341

341


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 142

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Hz. Musa, bir nebî resûl, kardeþi Harun ise nebî deðil, resûldür ve ikinci kiþidir. Huzur namazýnýn imamý daima nebî olan kiþi olduðu için Hz. Musa, huzur namazýnýn da imamýdýr. Hz. Harun, kavminin nefs tezkiyesi ve tasfiyesi yapmalarýný, nefslerini ýslâh etmelerini temin edecek ve müfsidlerin yoluna tâbî olmamalarýný saðlayacaktýr. Yeryüzünde fesat çýkaranlara gelince, onlar kâfirdirler. Çünkü; Allah’a ulaþmayý dilememiþler, Allah’ýn yoluna girmemiþlerdir. Allah’a ulaþmayý dilemedikleri için, Allah’ýn yoluna girmeleri de hiçbir zaman söz konusu olamaz. Ama bu insanlar: “Ýnsan ruhunun ölmeden evvel Allah’a ulaþmasý mümkün deðildir. Ýnsana hayat veren insanýn ruhudur. Ruh vücuttan ayrýlýnca insan ölür.” diyerek, Allah’ýn yoluna girmedikleri gibi baþka insanlarýn da Allah’ýn yoluna girmesine mani olmuþlardýr, insanlarý Allah’ýn yolundan men etmiþlerdir. Bu insanlar, fesat çýkaranlardýr. Baþka insanlarýn hidayete ermesine mani olduklarý için onlara zulmetmektedirler. Zulümlerinden dolayý Allah onlara maðfiret etmez, onlarýn günahlarýný sevaba çevirmez. Onlarý asla Tarikî Mustakîm’e ulaþtýrmaz. Sadece cehennem yoluna ulaþtýrýr. Onlar orada ebediyyen kalacaklardýr. Eðer Allah’a ulaþmayý dileselerdi, Allah onlara mutlaka 10 tane ihsan verecekti, mürþidlerine ulaþtýracaktý. Tâbî olduklarý zaman müfsidlerin (fesat çýkaranlarýn) fesadýndan berî olacaklardý. Allah’ýn yoluna girdikleri için kendilerini kurtarmýþ olacaklardý. Ruhlarý vücutlarýndan ayrýlýp Sýratý Mustakîm’e ulaþacaktý, hidayet üzere olacaktý. Tâbî olduklarý an 7 þahidin huzurunda 10. ihsan tamamlanacaktý ve Allah onlarýn bütün günahlarýný sevaba çevirecekti (Furkan70). Allah’ýn üzerimize 12 defa farz kýldýðý, insan ruhunun ölmeden evvel Allah’a ulaþmasý konusunu insanlar reddetmektedirler. Allah’ýn ahdi, ruhu, vechi, nefsi ve iradeyi Allah’a teslim etmektir. Allah’a ulaþmayý dileyenler, Allah’ýn ulaþtýrýlmasýný emrettiði þeyi (ruhlarýný) Allah’a ulaþtýrýrlar. Onlar sabýrla Allah’ýn Zat’ýna ulaþmayý dileyenlerdir. Ayný cümle, ayný zamanda: “Onlar sabýrla Allah’ýn vechini, yani Zat’ýný görmeyi dileyenlerdir.” anlamýna da gelir. Zat’ýný dilemek, 2 tane hedef gösterebilir:

342

342


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 142

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1- Allah’ýn Zat’ýna ulaþmayý dilemek. 2- Allah’ýn Zat’ýný görmeyi dilemek. Allah’ýn Zat’ýna ulaþmak 21. basamakta tamamlanýr. Allah’ýn Zat’ýný görmek, daimî zikri; daha sonra da, nefsin kalbinin müzeyyen olmasýný ihata eder. Salâh makamýnýn (28. basamak) beþinci kademesini (hakka tukâtihi takva) ifade eder ve orada tamamlanýr. “Onlarýn vuslatý kesmesi”, sadece kendi vuslatlarýný kesmek deðil, baþkalarýnýn da vuslata ermesine mani olmaktýr. Onlar, insanlarý Allah’ýn yolundan men ederler. Kim men ederse, iþte onlar fesat çýkaranlardýr. Bu insanlar, kalplerinde zeyg olanlardýr, baþka insanlarýn arasýna fitne sokanlardýr. Þeytanýn emrinde, kumandasýnda olan insanlardýr (Nisa-167,168,169). Ýþte Hz. Musa (A.S), Hz. Harun’a: “Sana tâbî olan insanlar, aslýnda bana tâbî olan insanlardýr ve Allah’ýn yolundadýrlar. Eðer zikirlerine, ibadetlerine devam ederlerse onlar mutlaka ýslâh olacaklardýr. Sadece Allah’a ulaþmakla, ruhlarýný Allah’a teslim etmekle deðil, daha öteki ýslâh kademelerine çýkacaklardýr. Fizik vücutlarýný, nefslerini, iradelerini de Allah’a teslim edeceklerdir. Sen bütün bunlarý yapan Allah’ýn Resûl’ü olarak, bunu onlara yardýmcý olmak suretiyle saðla. Onlarýn ýslâha ulaþmalarýna yardýmcý ol.” diyor.

25 5/FURKAN-7 70: Ýllâ me en tâbe e ve e âme ene e ve e amile e ame ele en sâliha an fe e ulâike e eyyiâtihim ha ase enât(ha ase enâtin), ve e kâna allâhu ga afûre en yube eddilullâhu se ra ahîmâ(ra ahîme en). Ama (mürþidin önünde) tövbe eden ve (mürþidin önünde tövbe etmek suretiyle kalbine îmân yazýldýðý için) mü’min olan ve (ayný sebeple) nefsi ýslâh edici ameller iþleyen kiþinin Allah, günahlarýný sevaba çevirir. Ve Allah, günahlarý sevaba çeviren ve rahmet gönderendir.

343

343


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 142

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

4/NÝSA-1 167: Ýnne elle ezîne e ke efe erû ve e sa addû an se ebîlillâhi ka ad da allû da alâle en ba aîdâ(ba aîde en). Onlar ki; küfür üzeredirler ve Allah’ýn yolundan alýkoyarlar (menederler), (kendileri de Allah’ýn yolunda deðillerdir). Andolsun ki; onlar, uzak bir dalâlet içindedirler (mürþidlerine ulaþmamýþ veya yola girmemiþ olduklarý için). 4/NÝSA-1 168: Ýnne elle ezîne e ke efe erû ve e za ale emû le em ye ekunillâhu li ya agfire e le ehum ve e lâ li ye ehdiye ehum ta arîkâ(ta arîka an). Muhakkak ki; onlar, küfür üzeredirler ve zalimdirler (baþkalarýný da mürþide ulaþmaktan men edip saptýrdýklarý için). Allah, onlara asla maðfiret etmez (günahlarýný sevaba çevirmez) ve yola (Allah’a ulaþtýran yola, Sýratý Mustakîm’e) ulaþtýrmaz. 4/NÝSA-1 169: Ýllâ ta arîka a ce ehe enne eme e hâlidîne e fîhâ ebe edâ(e ebe ede en), ve e kâne e zâlike e ala allâhi ye esîrâ(ye esîre en). Sadece cehennem yoluna ulaþtýrýr. Onlar orada ebediyyen kalacaklardýr. Ve bu, Allah için kolaydýr.

344

344


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 143

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↔ ≅↔5 ↑ψ∩∀↔∗ ↑ψ↔Ω⊕ς↔6↔: _↔Ξ←#≅↔Τ[∝Ω←7 |×,Ψ↑8 ↔ ≥≅↔% _⊕Ω↔7 ↔: ↔: |∝Ξ<×Ι↔# ″ω↔7 ↔ ≅↔5 ⎢↔τ″[↔7←! ″η↑Π″9↔! |≥∝9←∗↔! ←± ↔∗ ↑ψ↔9≅↔Υ↔8 ⊕η↔Τ↔Β″,! ← ←≅↔4 ←υ↔Α↔∆″7! |↔7←! ″η↑Π″9!←ω←Υ×7 ↑ψ↔ς↔Θ↔% ←υ↔Α↔∆″ς←7 ↑ψ∩∀↔∗ |×±ς↔∆↔# _⊕Ω↔ς↔4 ⎣|∝Ξ<×Ι↔# ↔ ″Ψ↔Κ↔4 ↔ ≅↔5 ↔ ≅↔4↔! ≥_⊕Ω↔ς↔4 ⎣_→Τ←Θ↔. |×,Ψ↑8 ⊕η↔∋ ↔: _∪6↔( ↔ω[∝Ξ←8⊂Ψ↑Ω″7! ↑ ⊕:↔! ÿ≥_↔9↔! ↔: ↔τ″[↔7←! ↑α″Α↑# ↔τ↔9≅↔Ε″Α↑, 345

345


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 143

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Ve lemmâ câe mûsâ li mîkâtinâ ve kellemehu rabbuhu kâle rabbi erinî enzur ileyk(ileyke), kâle len terânî ve lâkininzur ilel cebeli fe inistekarre mekânehu fe sevfe terânî fe lemmâ tecellâ rabbuhu lil cebeli cealehu dekkan ve harra mûsâ saikân, fe lemmâ efaka kâle subhâneke tubtu ileyke ve ene evvelul mu'minîn(mu'minîne).

Μυσα (Α.Σ), ταψιν εττιðιµιζ (βελιρλεδιðιµιζ) ζαµανδα γελινχε, Ραββι ονυνλα κονυ⎭τυ. (Μυσα Α.Σ) ⎭⎞ψλε δεδι: “Ραββιµ, βανα (Κενδινι) γ⎞στερ, Σανα βακαψ⎬µ.” (Αλλαη⎦ Τεαλ®): “Βενι ασλα γ⎞ρεµεζσιν. ςε φα− κατ δαðα βακ! Ο, µεκ®ν⎬ν⎬ καραρλ⎬ τυταβιλιρσε (ψερινδε δυραβιλιρσε); ο ζαµαν σεν, Βενι γ⎞ρ⎫ρσ⎫ν.” βυψυρδυ. Ραββι, δαðα τεχελλι εττιðι ζαµαν ονυ παραµπαρ⎜α εττι. Μυσα (Α.Σ), βαψ⎬λαρακ ψερε δ⎫⎭τ⎫. Σονρα αψ⎬λδ⎬ð⎬ ζαµαν: “Σεν Σ⎫βηαν’σ⎬ν (Σενι τενζιη εδεριµ). Σανα τ⎞ϖβε εδεριµ. Βεν, µ⎫’µινλεριν ιλκιψιµ.” δεδι.

346

346


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 143

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1 - ve lemmâ 2 - câe mûsâ 3 - li mîkâti-nâ 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27

347

-

ve kelleme-hu rabbu-hu kâle rabbi eri-nî enzur ileyke kâle len terâ-nî ve lâkin unzur ilâ el cebeli fe in istekarre mekâne-hu fe sevfe terâ-nî fe lemmâ tecellâ rabbu-hu li el cebeli ceale-hu dekkan ve harra mûsâ saikân fe lemmâ efaka kâle

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

ve ...dýðý zaman Musa geldi belirlediðimiz zaman, muayyen vakitte, mikâtýmýza, kararlaþtýrdýðýmýz vakit'e ve onunla konuþtu onun Rabbi dedi Rabbim bana göster bakayým sana dedi beni asla göremezsin ve fakat bak daða o zaman eðer durursa yerinde, mekânýnda o zaman olacak beni göreceksin fakat tecelli ettiði zaman onun Rabbi daða onu kýldý, yaptý paramparça, dümdüz ve Musa düþtü baygýn ayýldýðý zaman dedi

347


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 143

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

28 - subhâne-ke

:

29 30 31 32

:

-

tubtu ileyke ve ene evvelu el mu'minîne

: :

seni noksan sýfatlardan tenzih ederim (Sen Sübhan’sýn) tövbe ettim sana ve ben mü’minlerin ilkiyim

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýnsan, fizik vücuduyla; 6 âlemden bir tanesini teþkil eden, zahirî âlemin bir parçasýdýr. Baþ gözleri, zahirî âlemin standartlarýna göre yaratýldýðý için onunla, sadece zahirî âlemdeki olaylar, varlýklar görülebilir. 6 tane âlem, iç içe yaþar. Bu âlemlerdeki hiçbir mahlûk, diðerini, kendilerine verilen hassalarla tespit edemez. Bu yüzden insan, baþ gözünün görme hassasýyla Allah’ý göremez. Allah’ý görmek için kalp gözüne ihtiyaç vardýr. Baþ gözünün görme hassasý, “rae” fiiliyle geçer (terani de ayný kökten gelir). Bir insanýn kalp gözü ise “basar” isimli baþka bir görme hassasýyla çalýþýr. Basar hassasý, genel anlamda Kur’ân-ý Kerim’de “kalp gözü” için kullanýlýr. Allahû Tealâ, görülmez deðildir ama fizik vücudun baþ gözü; o hassanýn sahibi olmadýðý ve ona göre yaratýlmadýðý için kiþi, Allah’ý göremez. Allah, kalp gözüyle görülür. Kiþi, ne zaman hakka tukâtihi takvanýn (bihakkýn takva) sahibi olursa, o zaman Allah’ý görmek yetkisinin sahibi olur. Peygamber Efendimiz (S.A.V), hayattayken yüzlerce defa Allahû Tealâ’yý gördü. Ve Allahû Tealâ, onu miraca davet etti. Fizik vücuduyla miracý gerçekleþtirdi. Fizik vücudunun baþ gözleri, O’nu görmeye müsait deðildi. Allah’ý, vücuduna örtü olmuþ olan ruhunun baþ gözleriyle gördü. Bunun üzerine Allahû Tealâ: “Nefsinin kalp gözü, ruhunun baþ gözüyle gördüklerini yalanlamadý.” diyor. Ruh, emr âleminin varlýðýdýr. Allah’ýn Ýndi Ýlâhisi de emr âleminin bir parçasýdýr. Ruh, bu sebeple, baþ gözüyle Allah’ý görebilecek olan bir hassanýn sahibidir.

348

348


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 143

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Allah’a ulaþmayý dilemekle, Allah 10 tane ihsan verir. Kiþi, 7 þahidin önünde, 10 ihsanla mürþide ulaþýr ve tövbe eder. Allahû Tealâ, kalbin mührünü açar, kalbin içindeki küfür kelimesini alýr, îmân kelimesini yazar ve kiþi, mü’min olur. Bir mürþidin önünde yapýlan tövbe ile Allah’ýn önünde; Allah’ýn varlýðýný göstermesi üzerine, Allah’a karþý direkt yapýlan tövbe, birbirine eþit deðildir. Bu, mürþidin önünde yapýlan bir tövbenin çok üzerinde bir tövbedir. Hz. Musa, Allah’ýn önünde tövbe ederek, Allah’ýn herþeyden müstaðni olduðunu söylemek suretiyle, Allah’ý tenzih eden ilk kiþidir. Ve Allahû Tealâ’nýn baþ gözüyle görülmesinin mümkün olmadýðýnýn ilk örneðini yaþamýþtýr. Allahû Tealâ, Hz. Musa’ya; öldüðü ya da nefsinin kalbindeki gözü veya ruhun baþ gözünü kullandýðý taktirde, Kendisini görebileceðini söylüyor. Buradaki mü’min kelimesinin gerçek anlamý, Allah’ýn gösterdiði mucize karþýsýnda, Allah’a bütün kalbiyle îmân etmektir. Baþ gözüyle Allahû Tealâ’nýn görülemeyeceðinden kesin olarak emin olmasý, Hz. Musa’yý, sonuca ulaþtýrmýþtýr. Hz. Musa, Cebrail (A.S)’a tövbe etmek suretiyle, Allahû Tealâ kalbine îmâný yazmýþtýr, mü’min olmuþtur. Buradaki “mü’min olmak” kelimesi, “ Allah’a îmân etmek ” istikametinde kullanýlmamýþtýr. Bu sebeple, Allah’ýn dizaynýnda bir sonuç vardýr. Hz. Musa’nýn Allah’ýn tecellisini görüp, o tecellinin sahibi olan Allah’a îmân etmesi, ilk defa vücut bulmuþtur yeryüzünde. Bu sebeple, Allah’ýn bir tecellisi üzerine, “îmân etmek”, “mü’minlerin, (îmân edenlerin) ilkiyim” istikametinde kullanýlmýþtýr.

349

349


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

Κ″ ∀←

ℜψετ − 144

Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

← ≅⊕Ξ7! |↔ς↔2 ↔τ↑Β″[↔Σ↔Ο″.! |←±9←! |⊆,Ψ↑8 _↔< ↔ ≅↔5 ↔τ↑Β″[↔#×∼ ≥≅↔8 ″γ↑Φ↔4 ⎧|∝8 ÷↔Υ←∀↔: |∝# ÷≅↔,←Ι←∀ ↔ω<∝Ι←6≅⊕Λ7! ↔ω←8 ″ω↑6↔: Kâle yâ mûsâ innîstafeytuke alen nâsi bi risâlâtî ve bi kelâmî fe huz mâ âteytuke ve kun mineþ þâkirîn(þâkirîne).

(Αλλαη⎦ Τεαλ®) ⎭⎞ψλε βυψυρδυ: “Εψ Μυσα! Μυηακκακ κι; Βεν, ρισαλετιµλε ϖε κελ®µ⎬µλα σενι ινσανλαρ⎬ν ⎫ζερινε σε⎜τιµ. Αρτ⎬κ σανα ϖερδιðιµ ⎭εψλερι αλ. ςε ⎭⎫κρεδενλερδεν ολ.”

350

350


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 144

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5

-

kâle yâ mûsâ innî istafeytu-ke alâ en nasi bi risâlâtî

: : : : :

6 7 8 9 10

-

ve bi kelâmî fe huz mâ âteytu-ke ve kun min eþ þâkirîne

: : : : :

dedi ey Musa muhakkak ki ben seni seçtim insanlar üstüne risaletimle, gönderdiklerimle (risalelerimle) ve kelâmýmla, sözümle artýk al sana verdiðim þeyleri ve ol þükredenlerden

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Burada peygamberlerin seçimi vardýr. Allahû Tealâ, Peygamber Efendimiz (S.A.V) için: “Nebî olarak seni seçtim.” buyuruyor. Bütün nebîler, bütün resûller, bütün velîler ve bütün velî namzetleri seçilirler. Yukarýdan aþaðýya, herþey seçimledir. Allahû Tealâ, kimi yücelttiyse o, yüceltilmeye lâyýk olan kiþidir. Ama sahip olduðu herþeyi de gene ona, Allah vermiþtir. Allahû Tealâ, kalplerinde zeyg olmayanlarý, hastalýk olmayanlarý, fitne, fesat çýkarmayanlarý, Allah’a asi olmayanlarý; kalplerinde hayýr gördüklerini seçer. Bu seçim, baþlangýç seçimidir. Sonra onlarý evliyalýða seçer. Sonra bihakkýn takvanýn sahibi kýlmak istikametinde resûllerini seçer. Devrin imamýný, resûlleri arasýndan seçer. Eðer nebî ise o zaten otomatik olarak seçilmiþtir.

351

351


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 145

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↔: →}↔Π←2″Ψ↔8 ↓∂″|↔− ←±υ↑6 ″ω←8 ≠!↔Ψ″7 ÷↵! |←4 ↑↔ψ↔7 _↔Ξ″Α↔Β↔6↔: ↔τ↔8″Ψ↔5 ″η↑8″! ↔: ↓ ⊕Ψ↑Τ←∀ _↔;″Η↑Φ↔4 ⎣↓∂″|↔− ←±υ↑Υ←7 → [∝Μ″Σ↔# ↔ω[∝Τ←,≅↔Σ″7! ↔ !↔( ″ϖ↑Υ<∝∗⇔≅↔, ⎢_↔Ζ←Ξ↔Κ″&↔≅←∀ ∼:↑Η↑∋≅∧↔< Ve ketebnâ lehu fîl elvâhý min kulli þey'in mev'ýzaten ve tafsîlen li kulli þey'in fe huzhâ bi kuvvetin ve'mur kavmeke ye'huzû bi ahsenihâ seurîkum dârel fâsikîn(fâsikîne). ςε Βιζ, ονα (Ηζ. Μυσα’ψα) λεϖηαλαρδα ηερ⎭εψδεν ϖααζ εδερεκ (⎞ð⎫τ ϖερερεκ) ϖε ηερ⎭εψι ταφσιλ εδερεκ (κεσιν η⎫κ⎫µλε αψρ⎬ αψρ⎬ α⎜⎬κλαψαρακ) ψαζδ⎬κ. Αρτ⎬κ ονυ κυϖϖετλιχε τυτ ϖε καϖµινε εµρετ. Ονυ, εν γ⎫ζελ ⎭εκιλδε αλσ⎬νλαρ (υψγυλασ⎬νλαρ). Ψακ⎬νδα σιζε φασ⎬κλαρ ψυρδυνυ γ⎞στερεχεðιµ.

352

352


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 145

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15

-

ve keteb-nâ lehu fî el elvâhý min kulli þey'in mev'ýzaten ve tafsîlen li kulli þey'in fe huz-hâ bi kuvvetin ve'mur (ve u'mur) kavme-ke ye'huzû bi ahseni-hâ se-urî-kum dâre el fâsikîne

: : : : : : : : : : : : : : :

ve biz yazdýk ona levhalarýn içine herþeyden nasihat ederek, vaaz ederek ve tafsil ederek (ayrý ayrý açýklayarak) herþeyi artýk onu al kuvvetle ve emret kavmine alýrlar (alsýnlar) onu en güzel þekilde size göstereceðim fasýklarýn yurdu

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, Hz. Musa’ya sayfalardan oluþan bir kitap deðil, kayalardan þekillendirdiði ve Allah’ýn melekleri tarafýndan, Allah’ýn tekniði ile konunun vazifelilerine yazdýrýlan levhalar vermiþtir. Levhalar, onlara ne yapmalarý lâzýmgeldiðini göstermektedir. O levhalarda Allah, neyi emretmiþse hepsinin mutlaka yerine getirilmesini istemektedir. Allahû Tealâ, Kur’ân-ý Kerim’de hiçbir þeyi eksik býrakmamýþ, herþeyi yerleþtirmiþtir. Tabletlerde de herþeyden bahsetmiþtir. Bütün konularda emirlerini göndermiþtir. Bu levhalarý, Hz. Musa’ya yazdýrmamýþ, yazýlmýþ olarak ona teslim etmiþtir.

353

353


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 146

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

← ″∗ ÷↵!|←4 ↔ :↑Ι⊕Α↔Υ↔Β↔< ↔ω<∝Η⊕7! ↔|←#≅↔<×∼ ″ω↔2 ↑ ←Ι″.↔≅↔,

⎣_↔Ζ←∀ ∼Ψ↑Ξ←8⊂Ψ↑< ÷ ↓}↔<×∼ ⊕υ↑6 ∼″:↔Ι↔< ″ ←! ↔: ⎢←±σ↔Ε″7! ←η″[↔Ρ←∀ ⎣→ [∝Α↔, ↑ :↑Η←Φ⊕Β↔< ÷ ←φ″−∩Ι7! ↔υ[∝Α↔, ∼″:↔Ι↔< ″ ←! ↔: ↔τ←7×) ⎢→ [∝Α↔, ↑ :↑Η←Φ⊕Β↔< ←±|↔Ρ″7! ↔υ[∝Α↔, ∼″:↔Ι↔< ″ ←! ↔: ↔ω[∝ς←4≅↔3 _↔Ζ″Ξ↔2 ∼Ψ↑9≅↔6↔: _↔Ξ←#≅↔<×≅←∀ ∼Ψ↑∀⊕Η↔6 ″ϖ↑Ζ⊕9↔≅←∀ Seasrifu an âyâtiyellezîne yetekebberûne fîl ardý bi gayril hakký ve in yerev kulle âyetin lâ yu'minu bihâ ve in yerev sebîler ruþdi lâ yettehýzûhu sebîlen ve in yerev sebilel gayyi yettehýzûhu sebîl(sebîlen), zâlike bi ennehum kezzebû bi âyâtinâ ve kânû anhâ gâfilîn(gâfilîne). 354

354


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 146

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Ψερψ⎫ζ⎫νδε ηακσ⎬ζ ψερε κιβιρλενεν κιµσελερι, ®ψετλεριµιζδεν ⎜εϖιρεχεðιµ. Β⎫τ⎫ν ®ψετλερι γ⎞ρσελερ, ονα ινανµαζλαρ. Εðερ ρ⎫⎭δ ψολυνυ γ⎞ρσελερ, ονυ ψολ εδινµεζλερ. ςε γαψψ ψολυνυ γ⎞ρσελερ, ονυ ψολ εδινιρλερ. Βυ; ονλαρ⎬ν, ®ψετλεριµιζι ψαλανλαµαλαρ⎬ ϖε ονδαν γ®φιλ ολµαλαρ⎬ σεβεβιψλεδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28

355

-

se-asrifu an âyâtî ellezîne yetekebberûne fî el ardý bi gayri el hakký ve in yerev kulle âyetin lâ yu'minu bi-hâ ve in yerev sebîle er ruþdi lâ yettehýzû-hu sebîlen ve in yerev sebile el gayyi yettehýzû-hu sebîlen zâlike bi enne-hum kezzebû bi âyâti-nâ ve kânû an-hâ gâfilîne

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

çevireceðim, uzaklaþtýracaðým âyetlerimden o kimseler ki kibirlenirler yeryüzünde haksýz yere ve eðer görseler bütün, hepsini âyet inanmazlar ona ve eðer görseler irþad yolu onu edinmezler yol ve eðer görseler gayy yolu onu yol edinirler iþte o (bu) onlarýn, ..... olmasý sebebiyle yalanladýlar âyetlerimizi ve oldular ondan gâfiller

355


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 146

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bu âyet-i kerime ile Bakara Suresinin 256 ve 257. âyet-i kerimeleri arasýnda bir illiyet rabýtasý vardýr. Her ikisi de irþad ve gayy yolundan ve neticelerinden bahsetmektedir. Âyet-i kerimelerde bahsedilen insanlarýn, amelleri boþa gitmiþtir. Ne kadar amel ederlerse etsinler, amellerinin pozitif derecatý amel defterlerinde görünmez. Kaybettikleri dereceler, kazandýklarý derecelerden fazladýr. Kimin kaybettiði dereceler kazandýðý derecelerden fazlaysa, o kiþinin gideceði yer cehennemdir (Mu’minun-103). A’raf Suresinin 146. âyet-i kerimesi, insanlarýn hayatta yapacaklarý seçimi en güzel þekilde anlatan âyetlerden bir tanesidir. Bu seçime dikkatle bakýn. Ýrþad veya gayy yolunun seçilmesi, son derece önemlidir. Ýnsanlar, ya irþad yolunu seçerler; Allah’a ulaþýrlar, Allah’ýn dostu olurlar ya da gayy yolunu seçerler; þeytanýn, tagutun dostu olurlar. Ya Allah’ýn yolunu seçerek kalpleri nurla dolar, Allah’ýn evliyasý olurlar ya da þeytanýn yolunu seçerek kalpleri kapkaranlýk olur ve cehenneme giderler. Bu muhteva içerisinde olaya baktýðýmýz zaman irþad yoluyla gayy yolunun, birbirinden ne kadar farklý sonuçlar oluþturduðunu görüyoruz. Kiþi, irþad yolunu seçerse þükredenlerden olur. Allah’a ulaþmayý diler ve dilediði andan itibaren de cennetini kurtarmýþ olur. Mürþide ulaþmakla, nefs tezkiyesi baþlar. Tezkiyeye ulaþmak, ruhu Allah’a ulaþtýrmaktýr. Ýrþad yolunu seçenler; nefslerini tezkiye edenler, ruhlarýný Allah’a ulaþtýranlar, fizik vücutlarýný Allah’a kul edenlerdir. Gidecekleri yer cennettir (Fecr-27, 28, 29, 30). Ýrþad yolunu seçenlerin ruhu, vücuttan ayrýlýnca gerçek bir yol baþlar: Sýratý Mustakîm. Ruhun Sýratý Mustakîm’i, ruhu Allah’a ulaþtýran yolun adýdýr. Fizik vücudun Sýratý Mustakîm’i, fizik vücudu þeytana kul olmaktan kurtarýp, Allah’a kul edecek yoldur, bir kemâlât, olgunlaþma yoludur. Fizik olarak yükselten deðil; fiziðin ötesi olarak, yücelten bir yoldur.

356

356


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 146

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Ayný noktada baþlayýp, fizik vücudun tesliminden sonra da devam eden bir baþka Sýratý Mustakîm, nefsin Sýratý Mustakîm’idir. O da fizik deðildir. Fiziðin ötesinde, yükselten deðil, yücelten bir yoldur. Kemâlât derecelerinde olgunlaþtýrýp, kemâlâtýn en üst noktasýna ulaþtýrýr. Nefsteki bütün afetleri yok eder. Ve iradenin Sýratý Mustakîm’i. Nefsin kalbinin müzeyyen olmasýný ifade eden, son mertebeye ulaþtýran manevî, nihaî bir yoldur. Fizik ötesidir. Ýradeyi de Allah’a teslim etmekle noktalanýr. Bütün güzelliklerin yaþanmasý, irþad yolunu seçmekle mümkündür. Ya irþad yolunu seçersiniz, Allah’ýn bütün güzelliklerine ulaþýrsýnýz ya da gayy yolunu seçersiniz ve gideceðiniz yer cehennem olur. Gayy yolunu seçmek; cehenneme gitmek, yeryüzünde haksýz yere kibirle dolaþmaktýr. Ýrþad yolunu seçip, sizi irþada ulaþtýracak olana tâbî olarak, önünde tövbe etmek farzdýr. Ýrþad yolunu kendine yol olarak benimsememek, Allah’a ulaþmayý dileme noktasýndan baþlar. Bu insanlar, Allah’a ulaþmayý dilemezler. Onlar, bir mürþidin önünde tövbe etmeyi; mürþidi, kendilerinden daha büyük kabul etmek mecburiyetinde olmak, olarak deðerlendirmektedirler. Büyüklük ölçüleri, tekebbürlerinin bir gereði olarak, kendi dizaynlarý içinde þekillenmiþtir. Allah, Kendi ölçülerinden bahsederken, onlar da kendi ölçülerine göre büyük olduklarýný söylerler. Tâbî olmamanýn neticesi; gayy yolunu “yol” olarak benimsemektir. Ýrþad yolunu kabul etmeyen herkes, gayy yolundadýr. Herkes doðuþundan itibaren fýsktadýr, dalâlettedir. Hiç kimse, mürþidine ulaþana kadar dalâletten kurtulamaz. Allah, onlar hakkýndaki ölçülerini veriyor: “Onlar, âyetlerimizden gâfil olanlardýr.” “Allah’a ulaþmayý dilemezler.” “Mürþide ulaþmazlar.” Tâbî olmadýklarý için hiçbir zaman ruhlarý, vücutlarýndan ayrýlýp da Allah’a doðru yola çýkmaz. Kaldý ki bu kibirlenenler derler ki: “Ýnsana hayat veren ruhtur. Azrail (A.S) gelir, ruhu alýr. Hiç kimsenin ruhu, hayattayken, bu sebeple Allah’a ulaþamaz.” Yani yeryüzünde ne kadar Allah’ýn evliyasý varsa bu insanlar, külliyyen hepsini inkâr ederler. (Evliya, “ermiþ” anlamýyla ifade edilir. Ruhuyla Allah’a ermiþ. Ruhunu, ölmeden evvel Allah’a erdirmiþ, ulaþtýrmýþ.)

357

357


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 146

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Fizik vücutlarýný, ahsen hale getirerek teslim etmeleri mümkün olmaz. Nefslerini hiçbir zaman Allah’a teslim edemeyeceklerdir. Ýrþada ulaþmalarý hiçbir þekilde mümkün deðildir. Ama kendi ilimleri ve kibirleri icabý, kendilerini mürþid saymaktadýrlar. (Kibirlenenlere gök kapýlarý açýlmaz. A’raf-40) Bihakkýn takvaya ulaþmalarý, iradelerini Allah’a teslim etmeleri de mümkün deðildir. Oysa ki; Bütün sahâbe, ruhlarýný Allah’a ulaþtýrmýþlardýr (Zumer-18). Bütün sahâbe, fizik vücutlarýný Allah’a teslim etmiþlerdir. Bütün sahâbe, nefslerini Allah’a teslim etmiþlerdir. Bütün sahâbe, irþada ulaþmýþlardýr. Bütün sahâbe, iradelerini Allah’a teslim etmiþlerdir. Ve bu âyette geçen; irþad yolunu kendilerine yol edinmeyen, gayy yolunu yol edinenler, bunlarýn hepsini inkâr edenlerdir. Ve dolayýsýyla amelleri boþa gidenlerdir. Bu insanlar, kâinâtýn her yerinde vardýr ve fizik standartlarda üstün mevkilerdedirler (mütegallibe). Ve bu üstün mevkilerde olmalarý sebebiyle, kendilerini kibirle üstün görmektedirler. Onun için Allahû Tealâ, o kibirlerinin Allah katýnda bir deðeri olmadýðýný ifade için: “Haksýz yere kibirle yeryüzünde yürümektedirler.” diyor. Mürþide ulaþmadýklarý için mü’min olmalarý mümkün deðildir. Mü’min olmayý incelemek gereðini duymadýklarý gibi, inceleyenlerin, Allah’tan Öðrenen’in söylediklerini de dikkate almazlar. O zaman küfürde ve dalâlette kalmak mecburiyetindeler. Ve ne yazýk ki; gidecekleri yer cehennemdir. Allah’a kul olamazlar, hep þeytana kul olmakta devam ederler. Allah’ýn âyetlerinden gâfil olanlar (gaflette olanlar), Allah’a ulaþmayý dilemeyenlerdir (Yunus-7,8). Her devirde, bu insanlarýn bir kýsmý da Allah’a ulaþmayý dilemenin, mürþide ulaþýp teslim olmanýn, mutlaka ruhu Allah’a ulaþtýrmanýn farkýna varýrlar. O farkýna vardýklarý Kur’ân gerçeklerini saklamaya baþlarlar. Bir kýsmý bilirler. Daha evvel yaptýklarý açýklamalar, sonradan öðrendikleri bu hususlara ters düþtüðü

358

358


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 146

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

için onlarý açýklamaktan sarfýnazar ederler, bilerek gizlerler. Onlar da baþkalarýnýn vebalini alanlar olarak, Allah’ýn lânetine muhatap olurlar (Bakara-159). Ve bu sebeple, her devirde büyük halk kitleleri, onlarýn doðru söylediðini zannederler. Bu yüzden insanlarýn çoðunun gideceði yer ne yazýk ki; bu kibir sahipleri sebebiyle, cehennemdir.

2/BAKARA-2 256: Lâ ikrâhe e fiddîni ka ad te ebe eyye ene er ruþdu mine el ga ayy(ga ayyi), fe e me en ye ekfur bit tâgûti ve e yu’’min billâhi fe e ka adiste emse eke e bil urve etil vuskâ, le enfisâme e le ehâ, va allâhu se emîun alîm(a alîmun). Dînde zorlama yoktur. Andolsun ki; irþad (hidayet yolu, Allah’a ulaþtýran yol), gayy (dalâlet yolu, þeytana cehenneme ulaþtýran yol)dan açýkça (ayrýlýp) ortaya çýkmýþtýr. O zaman; kim tagutu (þeytaný ve þeytana ulaþtýran yolu) inkâr edip de Allah’a îmân ederse (mü’min olursa) (Allah’a ulaþtýran yolu tercih ederse), artýk andolsun ki; o, (Allah’tan) kopmasý mümkün olmayan (saðlam bir kulba) urvetül vuskaya (mürþidin eline) (tutunup) yapýþmýþtýr. Allah SEMÎ’un ALÎM’dir. 2/BAKARA-2 257: Allâhu ve elîyyulle ezîne e âme enû, yuhricuhum mine ez zulumâti ile en nûr(nûri), ve elle ezîne e ke efe erû evliyâuhumut ta agûtu yuhricûne ehum mine en nûri ila az e). zulumât(zulumâti), ulâike e eshâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidun(hâlidune Allah îmân eden o kimselerin dostu (ve yardýmcýsý)dýr. Onlarý (onlarýn nefslerinin kalplerini) zulümattan nura çýkarýr. O kâfir kimseler ki; onlar tagutun (þeytanýn) dostlarýdýr. Onlar (onlarýn nefslerinin kalpleri) nurdan zulümata çýkarýlýrlar. Ýþte onlar, ateþ halkýdýr. Onlar orada ebedî kalýcýdýrlar. 23/MU’’MÝNUN-1 103: Ve e me en ha affe et me evâzînuhu fe e ulâike elle ezîne e ha asirû enfuse ee). hum fî ce ehe enne eme e hâlidûn(hâlidûne Kimin mizaný (sevap tartýlarý), (kýyâmet gününde) hafif gelirse onlar, nefsleri hüsranda olanlardýr. Onlar, cehennemde ebediyyen kalacaklardýr. 89 9/FECR-2 27: Yâ eyye etuhe en ne efsul mutma ainne eh(mutma ainne etu). Ey mutmain olan nefs!

359

359


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 146

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

89 9/FECR-2 28: Ýrciî ilâ ra abbiki râdýye ete en ma ardýyye eh(ma ardýyye ete en). Allah’tan razý ol ve Allah’ýn rýzasýný kazan. (Ey ruh!) Allah’a (Rabbine) geri dönerek ulaþ. 89 9/FECR-2 29: Fe edhulî fî ibâdî. (Ey fizik vücut!) O zaman, (nefsini tezkiye ettiðin ve ruhunu Allah’a ulaþtýrdýðýn zaman), (Bana kul olursun) kullarýmýn arasýna gir. 89 9/FECR-3 30: Ve edhulî ce enne etî. Ve cennetime gir. 7/A’’RAF-4 40: Ýnne elle ezîne e ke ezze ebû bi âyâtinâ ve este ekbe erû anhâ lâ tufe ette ehu le ehum e lâ ye edhulûne el ce enne ete e ha attâ ye elice el ce eme elu fî se emmil ebvâbus se emâi ve hiyât(hiyâti), ve e ke ezâlike e ne eczîl mucrimîn(mucrimîne e). Muhakkak ki; âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara kibirlenenler; onlara gök kapýlarý açýlmaz. Deve (veya urgan) iðne deliðinden geçmedikçe cennete giremezler. Mücrimleri (suçlularý) iþte böyle cezalandýrýrýz. 39 9/ZUMER-1 18: Elle ezîne e ye este emiûne el ka avle e fe e ye ette ebiûne e ahse ene eh(a ahse ene ehu), e ulâike e hum ûlul elbâb(e elbâbi). ulâike elle ezîne e he edâhumullâhu ve Onlar (sahâbe), sözleri iþitirler ve onlarýn (sözlerin) ahsen olanýna (Peygamber Efendimiz (S.A.V) tarafýndan söylenilenine) tâbî olurlar. Ýþte onlar, hidayete erenlerdir (ruhlarýný ölmeden evvel Allah’a ulaþtýranlardýr). Ve onlar, ulûl’elbabtýr (daimî zikrin sahipleridir). 10/YUNUS-7 7: Ýnne elle ezîne e lâ ye ercûne e likâe enâ ve e ra adû bil ha ayâtid dunyâ va atezîne e hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne e). me e’ennû bihâ ve elle Muhakkak ki; onlar, Bize ulaþmayý (hayatta iken ruhlarýný Allah’a ulaþtýrmayý) dilemezler. Dünya hayatýndan razý olmuþlardýr ve onunla doyuma ulaþmýþlardýr ve onlar âyetlerimizden gâfil olanlardýr. 8: Ulâike e me e’vâhumun nâru bimâ kânû ye eksibûn(ye eksibûne e). 10/YUNUS-8 Ýþte onlarýn kazandýklarý (dereceler) gereðince varacaklarý yer ateþtir (cehennemdir).

360

360


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 147

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

″α↔Ο←Α↔& ← ↔Ι←∋× ↵! ←∂ ≥≅↔Τ←7↔: _↔Ξ←#≅↔<×≅←∀ ∼Ψ↑∀⊕Η↔6 ↔ω<∝Η⊕7!↔: 〉↔ Ψ↑ς↔Ω″Θ↔<∼Ψ↑9≅↔6 _↔8 ® ←!↔ ″:↔ϑ″∆↑< ″υ↔; ⎢″ϖ↑Ζ↑7≅↔Ω″2↔! Vellezîne kezzebû bi âyâtinâ ve likâil âhireti habitat a'mâluhum, hel yuczevne illâ mâ kânû ya'melûn(ya'melûne). ςε ®ψετλεριµιζι ϖε αηιρετε υλα⎭µαψ⎬ (ηαψαττα ικεν ρυηυν Αλλαη’α υλα⎭− µασ⎬ν⎬) ινκ®ρ εδεν κιµσελεριν αµελλερι, ηεβα ολδυ (βο⎭α γιττι). Ονλαρ, ψαπ− τ⎬κλαρ⎬νδαν βα⎭κα βιρ ⎭εψλε µι χεζαλανδ⎬ρ⎬λ⎬ρ (καρ⎭⎬λ⎬κ ϖεριλιρ)?

361

1 2 3 4 5

-

ve ellezîne kezzebû bi âyâti-nâ ve likâi el âhireti

: : : : :

6 7 8 9 10 11

-

habitat a'mâlu-hum hel yuczevne illâ mâ kânû ya'melûne

: : : : : :

ve o kimseler yalanladýlar âyetlerimizi ve kavuþma, ulaþma sonraki gün (hayatta iken ruhun Allah'a ulaþmasý günü) boþa gitti, heba oldu onlarýn amelleri onlar cezalandýrýlýr mý baþka, hariç olduklarý þey yapýyorlar

361


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 147

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ahiret kelimesi, birçoklarý için tek yönlü bir mânâ ifade eder: Kýyâmet. Ahiret; sonraki yurt anlamýna da gelir. Ahiret yurdu deyince, genellikle cennet veya cehennem düþünülür. Allah’ýn âyetlerini ve ahirete ulaþmayý inkâr edenlerin düþünce sistemlerine göre âyet-i kerimeden ‘kýyâmeti, cenneti ve cehennemi inkâr edenler’ anlamý çýksa da; Allahû Tealâ, bu âyet-i kerimede “likâil ahireti” kullanmýþtýr (ahirete ulaþma). Burada ruhun Allah’a ölmeden evvel ulaþtýrýlmasýndan bahsedilmektedir. Amelleri boþa çýkaran unsur, budur (Kehf-103,104,105). Bu âyet-i kerime ile Kehf Suresinin 103, 104, 105. âyet-i kerimeleri eþdeðer anlamlýdýr, eþitlik vardýr: Birinci iþlem, Allah’ýn âyetlerinin inkâr edilmesi, reddedilmesidir. Ýkinci iþlemden birisi, Allah’a mülâki olmak (ruhu ölmeden evvel Allah’a ulaþtýrmak) diðeri ise ahirete ulaþmaktýr. Allah’a ulaþmak ve ahirete ulaþmak. Ýkisinde de “ulaþmak” fiili vardýr. Ve sonuç; her ikisinde de amellerin boþa gitmesidir. Ýki eþitliðin birinci taraflarýnýn birinci kalemi eþittir: Allah’ýn âyetlerini inkâr etmek. Birinci taraflarýnýn ikinci kalemi eþittir: Allah’a ulaþmak. Ýkinci taraflarý eþittir: Amellerin boþa gitmesi. Allah’a ulaþmamak ve ahirete ulaþmamak, amellerin boþa gitmesine sebebiyet vereceði için, sonuç eþit olduðu için kesin bir ifadeyle “likâil ahireti”; ölmeden evvel ruhun Allah’a ulaþtýrýlmasý olarak deðerlendirilmelidir. Baþka bir mânâ ifade etmesi de söz konusu deðildir.

362

362


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 147

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

18/KEHF-1 103: Kul he el nune ebbiukum bil ahse erîne e a’mâlâ(a a’mâle en). D e ki: “Sizlere amellerini hasara uðratanlarý haber vereyim mi?” 18/KEHF-1 104 4: Elle ezîne e da alle e sa a’yuhum fîl ha ayâtid dunyâ ve e hum ya ahse ebûne e enne ehum yuhsinûne e sun’’â(sun’’an). Onlarýn dünya hayatýndaki amelleri sapmýþtýr ve onlar, amellerin en iyisini yaptýklarýný hesap ediyorlardý. 18/KEHF-1 105 5: Ulâike elle ezîne e ke efe erû bi âyâti ra abbihim ve e likâihî fe e ha abita at ehum ye evme el kýyâme eti ve eznâ(ve ezne en). a’mâluhum fe e lâ nukîmu le Onlar ki Rab’lerinin âyetlerini ve O’na (Allah’a) mülâki olmayý (ölmeden evvel ruhunu Allah’a ulaþtýrmayý), örttüler (inkâr ettiler) ve o zaman amelleri boþa gitti. O kiþiler için kýyâmet günü mizan tutulmaz.

363

363


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 148

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

″ϖ←Ζ±←[←ς↑& ″ω←8 ∝ ←Γ″Θ↔∀ ″ω←8 |×,Ψ↑8 ↑ ″Ψ↔5 ↔γ↔Φ⊕#!↔: ↑ψ⊕9↔! ∼″:↔Ι↔< ″ϖ↔7 ↔! ⎢° !↔Ψ↑∋ ↑ψ↔7 ∼→Γ↔Κ↔% → ″∆←2 ⎡→ [∝Α↔, ″ϖ←Ζ<∝Γ″Ζ↔< ÷ ↔: ″ϖ↑Ζ↑Ω←±ς↔Υ↑< ÷ ↔ω[∝Ω←7≅↔1 ∼Ψ↑9≅↔6↔: ↑ :↑Η↔Φ⊕#←! Vettehaze kavmu mûsâ min ba'dihî min huliyyihim iclen ceseden lehu huvâr(huvârun), e lem yerev ennehu lâ yukellimuhum ve lâ yehdîhim sebîlen ittehazûhu ve kânû zâlimîn(zâlimîne). Μυσα (Α.Σ)’ν⎬ν καϖµι, ονδαν σονρα (Μυσα Α.Σ’⎬ν Τυρ δαð⎬να γιτµεσιν− δεν σονρα) ζιψνετ ε⎭ψαλαρ⎬νδαν, β⎞ð⎫ρεν (σεσ ⎜⎬καραν) βιρ βυζαð⎬ ηεψκελι (ψαπ⎬π) ονυ (ιλ®η) εδινδιλερ. Ονυν, ονλαρλα κονυ⎭µαδ⎬ð⎬ν⎬ ϖε ονλαρ⎬ ψολα ηιδαψετ ετµεδιðινι (ηιδαψετε ερδιρµεδιðινι) γ⎞ρµ⎫ψορλαρ µ⎬? Ονυ (ιλ®η) εδινδιλερ ϖε ζαλιµλερ ολδυλαρ. 364

364


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 148

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4

-

vettehaze (ve ittehaze) kavmu mûsâ min ba'di-hî min huliyyi-him

: : : :

5 6 7 8 9 10 11 12

-

iclen ceseden lehu huvârun e lem yerev enne-hu lâ yukellimu-hum ve lâ yehdî-him

: : : : : : : :

13 14 15 16

-

sebîlen ittehazû-hu ve kânû zâlimîne

: : : :

ve edindiler Musa'nýn kavmi ondan sonra kendilerinin süs ve ziynet eþyalarýn dan bir buzaðý cansýz cisim, heykel, ceset onun var böðüren, böðürme sesi görmüyorlar mý muhakkak o, onun, ...... olduðunu onlarla konuþmuyor ve onlarý hidayet etmiyor (ulaþtýrmýyor) yol onu edindiler ve oldular zalimler, zulmedenler

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hz. Musa, Allahû Tealâ ile 40 gün süre ile beraber olmuþ ve levhalarý almýþtýr. Bu süre içerisinde aþaðýda Hz. Harun ile birlikte bulunan Ýsrail halký, ses çýkaran, buzaðý gibi böðüren heykeli kendilerine tanrý edinmiþler, ona ibadet etmeye ve tapmaya baþlamýþlardýr. O heykel, onlarý sebîle hidayet etmemiþtir. Sebîle hidayet etmek, sebîle ulaþtýrmak çok önemli bir konudur.

365

365


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 148

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Tarîk da, sebîl de “yol” demektir. Allahû Tealâ diyor ki: “Andolsun ki Biz üzerinize 7 kat yol halkettik, yarattýk.” (Mu’minun-17) Allahû Tealâ, 7 tane yol; 7 tane gök katýný birbirine baðlayan bir Tarîki Mustakîm’i oluþturmuþtur. Hidayete, Allah’a, bir sebîl (yol) ile ulaþýlýr (Al-i Ýmran-73). Allah, Allah’a ulaþmayý dileyenleri mutlaka sebîle, Sýratý Mustakîm’e, teslim yollarýna, selâm yollarýna ulaþtýrýr (Hac-54). Allahû Tealâ, Allah’a ulaþmayý dileyen kiþiyi, 10 tane ihsanla mürþidine ulaþtýrýr. Kiþi, mürþidine ulaþtýðý zaman ruhu, vücudundan ayrýlýp Allah’a doðru yola çýkar. Allahû Tealâ diyor ki: Habibim de ki: “Ben sizlerden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim Allah’a aittir. Ama ben hepinizden Allah’a giden bir yol, Allah’a ulaþtýran bir sebîl ittihaz etmenizi istiyorum.” (Hud-29) Bu sebîl, “Sýratý Mustakîm” adýný alýr ki; iki yatay, iki dikey sebîlden oluþur. Birinci sebîlin birinci kesimi, tövbe ettiðiniz yerden, tâbî olduðunuz kiþinin dergâhýna kadar olan kesimdir. Oradan da devrin imamýnýn dergâhýna kadar olan, (yeryüzünün sathýna paralel) bir yolla beraber; iki tane yolun biraraya gelmesiyle bir yatay sebîl oluþur. Bütün devirlerde devrin imamýnýn dergâhý, mutlak olarak Tarîki Mustakîm’in baþlangýcýdýr. Allah’ýn katýna bütün ruhlarý ulaþtýran altýn kapý, onun dergâhýndadýr. Burada, Allah’ýn vücuda getirdiði yollarýn dikey olaný baþlar. Bu yol, zemin kat olan dünyayý, 7. gök katýna baðlar, 7 tane tarîkten oluþur. Allah, onlarý asla tarîke ulaþtýrmaz. Sýratý cehenneme ulaþtýrýr ve onlar orada ebediyyen kalacaklardýr (Nisa-169). Allah’ýn dizaynýnda, iki tane ayrý yol vardýr: 1- Allah’a ulaþtýran yol. 2- Cehenneme ulaþtýran yol. Birinci yatay sebîlden sonra baþlayan Tarîki Mustakîm, 7 tane gök katýný aþarak 7. gök katýna ulaþýr: Zemin kattan 1. kata kadar 1. sebîl. Birinci kattan 2. kata kadar 2. sebîl.

366

366


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 148

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

3. kata kadar 3. sebîl. 4. kata kadar 4. sebîl. 5. kata kadar 5. sebîl. 6. kata kadar 6. sebîl. 7. kata kadar 7 sebîl vardýr. Yukarýya doðru uzayan bu yol, bir altýn kapýyla açýlýr, 7. katta da bir altýn kapýyla sona erer. Üzeri baklava dilimli, tek kanatlý bu kapýnýn üzerinde kapý tokmaðý gibi bir þey mevcut deðildir. 7. kattaki ile zemin kattaki kapý, birbirinden küçük bir ayrýlýk gösterir. 7. kattaki fetih kapýsý, dýþarýdan giriþin kapýsýdýr. 7. kattaki kapýnýn altýnda geniþliði 1,5 - 2 metre olan bir merdiven, beyaz mermerden, 7 basamaklýdýr. Basamak bir sahanlýða ulaþýr. Ýki tarafýnda, iki tane trabzan vardýr. Trabzanlar, 7 tane altýn halkadan oluþan bir zincirle birbirine baðlýdýr. Allahû Tealâ’nýn “evliya” dediði, fetih kendisine müyesser olan ruh, elindeki altýn kýlýçla zincire bir defa vurur. Ve altýn zincir ikiye ayrýlýr. 7 mermer basamaðýn üzerinde bulunan altýn kapý, (zemin kattaki bu kapý ile devrin imamýnýn dergâhýndaki kapý ayný hüviyettedir) açýlýr. Kiþi, oradan geçerek tavandan yukarý çýkar. Fetih kapýsýndan geçtiði için “fetih sahibi” olur. Kiþi 7. katý fetheder. Buraya kadar Allahû Tealâ’nýn Tarîki Mustakîm (istikamet üzere bir yol) dediði, 7 tane yoldan oluþan dikey bir sebîl, 7 tane gök katýný aþarak tamamlanýr. 7. katýn 1. âleminden itibaren saða doðru bir yolculuk yapýlýr. Buraya kadar yatay bir sebîl söz konusudur. Kiþinin tâbî olduðu yerden, ana dergâha ulaþtýðý noktaya kadar geçen yatay sebîl gibi bu da, yatay bir sebîldir. Ruh, 7. katýn 7 tane âlemini aþarak Sidret-ül Münteha’ya kadar ulaþýr. Sonra dikey bir yolculukla, Yokluk’ta olan Allah’ýn Zat’ýna ulaþýr. Ýnsan ruhu, Allah’ýn Zat’ýnda yok olur (Nebe-39). O sebîl, hidayete erdiren yoldur. Yola ulaþtýrmak, neticede hidayete ermeyi oluþturur. Sýratý Mustakîm’in (sebîlin), hidayet yolu olarak devreye girmesi ve kiþiyi Allah’a ulaþtýrmasý, bu standartlarda cereyan eder. Sebîle ulaþtýrmak, o sebîl vasýtasý ile ruhun Allah’a ulaþtýrýlmasýný ifade eder.

367

367


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 148

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

23/MU’’MÝNUN-1 17: Ve e le eka ad ha ala aknâ fe evka akum se eb’’a ta arâik(ta arâika a), ve e mâ kunnâ anil ha alký gâfilîn(gâfilîne e). Andolsun ki; Biz, sizin üstünüzde yedi yol yarattýk (Allah’a ulaþtýran 7 gök katýný birbirine baðlayan 7 yol). Biz, onu yaratmaktan gâfil deðiliz. 3/AL-ÝÝ ÝMRAN-7 73: Ve e lâ tu’’minû illâ li me en te ebia a dîne ekum, kul inne el hudâ huda allâh en yu’’tâ eha adun misle e mâ ûtîtum ev yuhâccûkum ýnde e ra abbikum, kul inne el edillâhi), yu’’tîhi me en ye eþâ’’(ye eþâu), va allâhu vâsiun alîm(a alîfa adla a bi ye edillâh(ye mun). Ve sizin dîninize tâbî olandan baþka kimseye inanmayýn. (Habibim) de ki: “Hiç þüphesiz hidayet, Allah’a ulaþmaktýr.” (Ýnsan ruhunun ölmeden evvel Allah’a ulaþmasýdýr.) Size verilenin bir benzerinin baþka birine verilmesi (sebebiyle mi) veya Rabbinizin katýnda (sizlerle) tartýþacaklarý için mi (böyle söylüyorsunuz)? De ki: “Hiç þüphesiz fazl, Allah’ýn elindedir. Onu dilediðine verir.” Ve Allah, VÂSÝ’un ALÎM’dir. (Allah herþeyi kuþatan ve herþeyi bilendir.) 22/HAC-5 54: Ve e li ya a’le eme elle ezîne e ûtûl ilme e enne ehul ha akku min ra abbike e fe e yu’’minû e le ehu kulûbuhum, ve e inna allâhe e le e hâdille ezîne e âme enû ilâ sýrâtýn bihî fe e tuhbite musta akîm(musta akîmin). Ve kendilerine ilim verilenler, onun Rabbinden bir hak olduðunu bilsinler diye ve ona inansýnlar diye onlarýn kalplerine ihbat konmuþtur. Muhakkak ki; Allah, âmenû olanlarý Sýratý Mustakîm’e ulaþtýrýr. 11/HUD-2 29: Ve e yâ ka avmi lâ es’’elukum ale eyhi mâlâ(mâle en), in ecriye e illâ alâllâhi e bi târidille ezîne e âme enu, inne ehum mulâkû ra abbihim ve e lâkinnî erâkum ve e mâ ene ka avme en te eche elûn(te eche elûne e). Ve ey kavmim! Buna (teblið ettiðim þeylere) karþýlýk sizden mal olarak (bir þey) istemiyorum. Eðer ücretim (ecrim) varsa ancak Allah’a aittir. Ve ben âmenû olanlarý tardedecek (uzaklaþtýracak, kovacak) deðilim. Muhakkak ki; onlar, Rab’lerine mülâki olacaklar. Ve lâkin ben, sizi cahillik eden bir kavim olarak görüyorum.

368

368


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 148

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

4/NÝSA-1 169: Ýllâ ta arîka a ce ehe enne eme e hâlidîne e fîhâ ebe edâ(e ebe ede en), ve e kâne e zâlike e ala allâhi ye esîrâ(ye esîre en). Sadece cehennem yoluna ulaþtýrýr. Onlar orada ebediyyen kalacaklardýr. Ve bu, Allah için kolaydýr. 78/NEBE-3 39: Zâlike el ye evmul ha akk(ha akku), fe e me en þâe ette eha aze e ilâ ra abbihî me eâbâ(me eâbe en). Ýþte o gün (mürþidin eli Hakk’a ulaþmak üzere öpüldüðü ve ona tâbî olunduðu gün), Hakk günüdür. Dileyen (Allah’a ulaþmayý dileyen) kiþi, kendisini Rabbine ulaþtýran (yolu, Sýratý Mustakîm’i) yol ittihaz eder (edinir). (Allah’a ulaþan kiþiye Allah), meab (sýðýnak, melce) olur.

369

369


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 149

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

″φ↔5 ″ϖ↑Ζ⊕9↔! ∼″:↔!↔∗ ↔: ″ϖ←Ζ<∝Γ″<↔! |≥∝4 ↔ν←Τ↑, _⊕Ω↔7↔: ″η←Σ″Ρ↔< ↔: _↔Ξ∩∀↔∗ _↔Ξ″Ω↔&″Ι↔< ″ϖ↔7 ″ω←∴↔7 ∼Ψ↑7≅↔5 ∼Ψ∩ς↔/ ↔ω<∝Ι←,≅↔Φ″7! ↔ω←8 ⊕ω↔9Ψ↑Υ↔Ξ↔7 _↔Ξ↔7 Ve lemmâ sukýta fî eydîhim ve reev ennehum kad dallû kâlû le in lem yerhamnâ rabbunâ ve yaðfir lenâ le nekûnenne minel hâsirîn(hâsirîne). ςε ελλερινιν αρασ⎬να δ⎫⎭⎫ρ⎫λ⎫νχε (ακ⎬λλαρ⎬ βα⎭λαρ⎬να γελινχε πι⎭µαν ολδυλαρ) δαλ®λετε δ⎫⎭µ⎫⎭ ολδυκλαρ⎬ν⎬ γ⎞ρδ⎫λερ: “Εðερ Ραββιµιζ βιζε µερηαµετ ετµεζ ϖε βιζι µαðφιρετ ετµεζσε, µυτλακα βιζ η⎫σρανα δ⎫⎭ενλερδεν ολυρυζ.” δεδιλερ.

370

370


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 149

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1 - ve lemmâ 2 - sukýta fî eydîhim 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

ve reev ennehum kad dallû kâlû le in lem yerham-nâ rabbunâ ve yaðfir-lenâ le nekûnenne (le nekûne enne) 13 - min el hâsirîne

: : : : : : : : : : : :

ve, ...dýðý zaman ellerinin içine düþürüldü (aklý baþýna geldi, yanýldýðýný anladý, piþman oldu) ve gördüler (kendilerinin), ...... olduðunu olmuþ dalâlete düþtüler dediler eðer bize merhamet etmezse Rabbimiz ve bize maðfiret et muhakkak biz oluruz

:

hüsrana düþenlerden

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Tur daðýna çýkmadan evvel kavmi, Hz. Musa’ya tâbî olmuþtu. Hepsi hidayet üzere idiler. Ama þeytan onlarý, hidayet üzere olmaktan çýkardý. Dalâlete düþürdü. Ayný zamanda fýska da düþmüþ oldular. Sapmýþ olduklarýný, þeytanýn devreye girerek kendilerini þirke düþürdüðünü anladýlar. Büyük bir üzüntü duydular.

371

371


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 150

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↔ ≅↔5 _→Σ←,↔! ↔ ≅↔Α″Ν↔3 ∝ψ←8″Ψ↔5 |×7←! |⊆,Ψ↑8 ↔π↔%↔∗ _⊕Ω↔7↔: ⎣″ϖ↑Υ←±∀∗÷ ↔η″8↔! ″ϖ↑Β″ς←Δ↔2↔! ⎣ ∝Γ″Θ↔∀ ″ω←8 |∝9Ψ↑Ω↑Β″Σ↔ς↔∋ _↔Ω↔Κ″∴←∀ ⎢←ψ″[↔7←! ≥↑ ∩Ι↑Δ↔< ←ψ[∝∋↔! ← ″!↔∂Ι←∀ ↔γ↔∋↔! ↔: ↔ !↔Ψ″7 ↔ ↵! |↔Τ″7↔! ↔: ∼:↑(≅↔6 ↔: |∝9Ψ↑Σ↔Θ″Ν↔Β″,! ↔ ″Ψ↔Τ″7! ⊕ ←! ⊕ ↑! ↔ω″∀! ↔ ≅↔5 ÷ ↔: ↔ ≥!↔Γ″2↔ ↵! ↔|←∀ ″α←Ω″Λ↑# ÷↔4 ⎧|∝Ξ↔9Ψ↑ς↑Β″Τ↔< ↔ω[∝Ω←7≅⊕Π7! ← ″Ψ↔Τ″7! ↔π↔8 |∝Ξ″ς↔Θ″Δ↔# 372

372


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 150

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Ve lemmâ recea mûsâ ilâ kavmihî gadbâne esifen kâle bi'semâ haleftumûnî min ba'dî, e aciltum emre rabbikum, ve elkal elvâha ve ehaze bi re'si ahîhi yecurruhû ileyh(ileyhi), kâlebne umme innel kavmestad'afûnî ve kâdû yaktulûnenî fe lâ tuþmit biyel a'dâe ve lâ tec'alnî meal kavmiz zâlimîn(zâlimîne).

ςε Μυσα (Α.Σ), (Αλλαη⎦ Τεαλ®’ν⎬ν ηυζυρυνδαν) ⎫ζ⎫ντ⎫λ⎫ ϖε ⎞φκελι ολαρακ δ⎞νδ⎫ð⎫ ζαµαν (Αλλαη⎦ Τεαλ®, ονα καϖµινιν σαπτ⎬ð⎬ν⎬ σ⎞ψλεµι⎭τι). Ονλαρα ⎭⎞ψλε δεδι: “Βενδεν σονρα (βενιµ ψοκλυðυµδα) βανα νε κ⎞τ⎫ ηαλεφ ολδυνυζ. Ραββινιζιν εµρινε αχελε µι εττινιζ (βεκλεµεδινιζ)?” ςε λεϖηαλαρ⎬ β⎬ρακτ⎬. Καρδε⎭ινιν βα⎭⎬ν⎬ τυττυ. Ονυ κενδινε δοðρυ ⎜εκιψορ(κεν), (Ηαρυν Α.Σ) ⎭⎞ψλε δεδι: “Εψ αννεµοðλυ! Μυηακκακ κι; (βυ) καϖιµ, βενι ζαψ⎬φ (γ⎫⎜σ⎫ζ) βυλδυ. Νερεδεψσε βενι ⎞λδ⎫ρ⎫ψορλαρδ⎬. Αρτ⎬κ βενιµλε (βανα β⎞ψλε ψαπαρακ), δ⎫⎭µανλαρ⎬µ⎬ν ψ⎫ζλερινι γ⎫λδ⎫ρµε (σεϖινδιρµε) ϖε βενι, ζαλιµ καϖιµ ιλε βεραβερ κ⎬λµα.”

373

373


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 150

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8

-

ve lemmâ recea mûsâ ilâ kavmi-hî gadbâne esifen kâle bi'semâ haleftumû-nî

: : : : : : : :

9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19

-

min ba'dî e aciltum emre rabbi-kum ve elka el elvâha ve ehaze bi re'si ahî-hi yecurru-hu ileyhi kâle ibne umme inne el kavme istad'afû-nî

: : : : : : : : : : :

20 21 22 23 24 25

-

ve kâdû yaktulûne-nî fe lâ tuþmit biyel a'dâe (biye el a'dâe) ve lâ tec'al-nî mea el kavmi ez zâlimîne

: : : : : :

374

ve olduðu zaman Musa döndü kavmine öfkeli, kýzgýn üzüntülü, mahzun dedi ne kötü benim yerime geçtiniz, bana halef oldunuz ...den sonra acele mi ettiniz Rabbinizin emri levhalarý býraktý (attý) ve tuttu baþýný onun kardeþi onu çekiyor ona (kendisine) dedi, anne oðlu muhakkak bu kavim beni hakir gördü(ler), güçsüzleþtirdi, zayýf buldu(lar) neredeyse, az kalsýn, hemen hemen beni öldürüyorlar artýk yüzlerini güldürme benimle o düþmanlarý ve beni kýlma zalim kavimle beraber, birlikte

374


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 150

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hz. Musa, Allahû Tealâ’nýn yanýnda 40 gün kaldý. Döndüðünde kavminin ona ihanet ettiðini gördü. Buzaðýya taptýklarý için Allah, onlarý saptýrdý (Taha-85). Ýsrail kavmi, Allahû Tealâ’nýn bütün güzelliklerine þahit oldu. O’na lâyýk oldular. Allahû Tealâ, onlarýn firavun ve ordusundan kurtulmalarýna yardým etti. Firavunun ordusunu Kýzýldeniz’de boðdu. Bütün musevileri saðsalim karþýya geçirdi. Allahû Tealâ’nýn emirlerine itaat ettiklerinde Allah, onlarý çok sevdi. Sonra öyle bir ihanetin içine girdiler ki; Allah, onlarý cezalandýrdý.

20/TAHA-8 85: Kâle e fe e innâ ka ad fe ete ennâ ka avme eke e min ba a’dike e ve e eda alle ehumus sâmiriyy(sâmiriyyu). (Allahû Tealâ): “Muhakkak ki Biz, böylece senin kavmini, senden sonra imtihan etmiþtik. Ve Sâmirî, onlarý dalâlete düþürdü.” dedi.

375

375


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 151

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

|∝4 _↔Ξ″ς←∋″(↔! ↔: |∝∋ ÷≠ ↔: |∝7 ″η←Σ″3! ←± ↔∗ ↔ ≅↔5 ↔ω[∝Ω←&!⊕Ι7! ↑ϖ↔&″∗↔! ↔α″9↔! ↔: ⎧↔τ←Β↔Ω″&↔∗ Kâle rabbýgfirlî ve li ahî ve edhilnâ fî rahmetike ve ente erhamur râhýmîn(râhýmîne). (Μυσα Α.Σ) ⎭⎞ψλε δεδι: “Ραββιµ, βενι ϖε καρδε⎭ιµι µαðφιρετ ετ ϖε βιζι ραηµετινιν ι⎜ινε αλ (δαηιλ ετ). ςε Σεν, ραηµετ εδενλεριν εν ⎜οκ ραηµετ εδενισιν.” 1 2 3 4 5 6 7

376

-

kâle rabbýgfirlî (rabbi ýgfir-lî) ve li ahî ve edhil-nâ fî rahmeti-ke ve ente erhamu er râhýmîne

: : : : : : :

dedi Rabbim beni maðfiret et ve kardeþimi bizi dahil et senin rahmetinin içine ve sen rahmet edenlerin en çok rahmet edenisin

376


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 151

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hz. Musa, Allah’ýn daveti üzerine, Allah’ýn levhalarýný almak üzere Tur daðýna çýkmýþtý. Levhalarý alýp aþaðýya indiði zaman Ýsrail kavminin, buzaðý heykeline tapmaya baþladýklarýný gördü. Hz. Musa, kavminin sapmasýndan elbette sorumlu deðildi. Ýsrail kavmi, Allahû Tealâ’nýn emirlerini yerine getirdiðinde, en üstün mertebeye ulaþtýrýlmýþlardýr. Ama kýsa zamanda yine Allah’ýn yolundan sapmýþlardýr. Allahû Tealâ’nýn kendilerine verdiði onca mükâfata raðmen, bir buzaðý heykeline tapmak gibi, Allah’a karþý büyük bir ihanetin içine girmiþlerdir.

377

377


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 152

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

°⎯↔Ν↔3 ″ϖ↑Ζ↑7≅↔Ξ↔[↔, ↔υ″∆←Θ″7! ∼:↑Η↔Φ⊕#! ↔ω<∝Η⊕7! ⊕ ←! ⎢_↔[″9∩Γ7! ← ξ×[↔Ε″7! |←4 °}⊕7←)↔: ″ϖ←Ζ←±∀∗÷ ″ω←8 ↔ω<∝Ι↔Β″Σ↑Ω″7! ←ϑ″∆↔9 ↔τ←7×Η↔6↔: Ýnnellezînettehazûl ýcle seyenâluhum gadabun min rabbihim ve zilletun fîl hayâtid dunyâ ve kezâlike neczîl mufterîn(mufterîne).

Μυηακκακ κι; βυζαð⎬ψ⎬ (ιλ®η) εδινεν κιµσελερ, Ραβ’λερινδεν βιρ γαζαβα ϖε δ⎫νψα ηαψατ⎬νδα βιρ ζιλλετε υðραψαχακλαρ. ςε ι⎭τε β⎞ψλε, ιφτιρα εδενλερι χεζαλανδ⎬ρ⎬ρ⎬ζ.

378

378


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 152

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9

-

inne ellezîne ittehazû el ýcle se-yenâlu-hum gadabun min rabbi-him ve zilletun fî el hayâti ed dunyâ ve kezâlike neczî el mufterîne

: : : : : : : : :

muhakkak buzaðý (ilâh) edinen kimseler onlar nail olacaklar, uðrayacaklar bir öfke, cezalandýrma Rab’lerinden ve bir zillet dünya hayatýnda ve böylece, iþte böyle iftira edenleri cezalandýrýrýz

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýsrail kavminin hepsinin, hidayete erdikten sonra tekrar fýska, dalâlete düþmesi büyük bir hatayý ifade etmektedir. Her hatanýn arkasýndan elbette bir ceza gelecektir. Allahû Tealâ, onlarý cezalandýracaðýný söylemektedir.

379

379


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 153

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

_↔;←Γ″Θ↔∀ ″ω←8 ∼Ψ↑∀≅↔# ⊕ϖ↑∃ ← ≅ ÷←[⎯⊕Κ7! ∼Ψ↑ς←Ω↔2 ↔ω<∝Η⊕7!↔: °ϖ[∝&↔∗ ° Ψ↑Σ↔Ρ↔7 _↔;←Γ″Θ↔∀ ″ω←8 ↔τ⊕∀↔∗ ⊕ ←! ⎧∼Ψ↑Ξ↔8×∼ ↔: Vellezîne amilûs seyyiâti summe tâbû min ba'dihâ ve âmenû inne rabbeke min ba'dihâ le gafûrun rahîm(rahîmun). ςε σεψψιατ (δερεχατ καψβεττιρεν αµελλερ) ι⎭λεψενλερ, σονρα δα ονδαν (ο σεψψιαττεν) σονρα (µ⎫ρ⎭ιδ ⎞ν⎫νδε) τ⎞ϖβε εττιλερ ϖε ®µεν⎦ ολδυλαρ (ισε) µυηακκακ κι; σενιν Ραββιν, ονδαν (®µεν⎦ ολδυκταν) σονρα ελβεττε Γαφυρ (γ⎫ναηλαρ⎬ σεϖαβα ⎜εϖιρεν)δυρ ϖε Ραη⎩µ (ραηµετ γ⎞νδερεν)διρ. 1 - ve ellezîne 2 - amilû es seyyiâti 3 4 5 6 7 8 9 10

380

-

summe tâbû min ba'di-hâ ve âmenû inne rabbe-ke min ba'di-hâ le gafûrun

: : : : : : : : : :

ve o kimseler, onlar seyyiat yaptýlar, derecat kaybettiren ameller yaptýlar sonra tövbe ettiler ondan sonra ve âmenû oldular muhakkak senin Rabbin ondan sonra elbette maðfiret edendir

380


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 153

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, bir defa daha âmenû olmaktan, bir defa daha maðfiretten bahsetmektedir. Ýnsanlar, doðuþlarýndan itibaren (âmenû olduktan sonra bile) daimî zikre kadar seyyiat iþlemeye devam edeceklerdir. Kim, mürþidin önünde yapýlan tövbeden sonra âmenû olursa; Allah, onlara maðfiret eder. Yani onlarýn günahlarýný sevaba çevirir. Kiþi Allah’a ulaþmayý dilediði andan itibaren Allahû Tealâ, rahmetiyle tecelliye baþlar, rahmet göndermeye baþlar (Yusuf-53). Allah’ýn ilk etapta gönderdiði bu baþlangýç rahmeti, kiþinin üzerinde 7 fonksiyon eda eder. Maksadý, göðüsten kalbe nur yolunu açmaktýr. Açana kadar 7 tane iþlem yapar. Bu, rahmetin 1. fonksiyonudur. Bu rahmet, kalbin içinde etkili olamaz, nurun oluþmasýna henüz sebebiyet veremez. Kiþinin sýfýr mertebesindeki iç dünyasýna ulaþamaz. Çünkü hem göðüsten kalbe yol açýlmamýþtýr, hem de kalp mühürlüdür. Sadece þartlarý hazýrlar. Gözlerdeki hicab-ý mesture, kulaklardaki vakra, kalpteki ekinnetin alýnýp, yerine ihbat konulmasýný saðlar. Allah, kalbe ulaþýr. Kalbin içindeki nur kapýsýný Kendisine çevirir. Göðüsten kalbe nur yolunu açar. 7. iþleme kadar nefsin kalbine, Allah’ýn nurlarý giremez. Bu noktadan itibaren kiþi, zikir yaptýðýnda Allahû Tealâ, gene rahmetle fazl gönderir. Göðse kadar gelen rahmetle fazl partikülleri, artýk yol açýldýðý için göðüsten kalbe ulaþýr. Ne var ki; kalp, mühürlüdür. Bu mühürlü kalbe ulaþan rahmetle fazl partikülleri, kalbe giremez. Ancak rahmet partiküllerinin, mühürlü bir kalbe sýzabilme özelliði vardýr. Böylece rahmet, baþka bir açýdan daha fonksiyonel olmuþ ve kalbin içine sýzmayý baþarmýþtýr. Küfür kelimesi sadece afetleri kendisine çeken bir çekim gücü ifade eder. Kalpte îmân kelimesi bulunmamasýna ve küfür kelimesinin itici gücüne raðmen; rahmet partikülleri artýk o kiþinin kalbinde % 2 nur birikimi oluþmasýný saðlayarak, kiþiyi huþû sahibi yapmýþtýr (Hadid-16). Bu, rahmetin 2. fonksiyonudur.

381

381


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 153

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Allahû Tealâ, kiþiye mürþidini gösterir. Ve kiþi, 10 tane ihsanla mürþide ulaþýr. O kiþinin baþýnýn üzerine devrin imamýnýn ruhu gelir. Kalp için 1. iþlemi yapar ve kalbin mührünü açar. Küfür kelimesini dýþarý alýr ve kalp için 2. iþlem tamamlanýr. Îmân kelimesini kalbin içine yazar (Mucâdele-22). Kiþi mü’min olur. Artýk kalpte, fazýllarýn kalýcý olmasýný temin edecek olan özel bir hüviyet oluþmuþtur. Bu noktadan itibaren rahmetle fazl, rahmetle salâvât kalbe girer. Kalbe giren rahmet fazl ve rahmet salâvât partikülleri, mührün üzerine baský yaparak onu zülmanî kapýya kadar indirirler. Kalbin Rabbanî kapýsý artýk açýktýr. Kalbin içine rahmet, fazl ve salâvât partikülleri hücum ederler. Ve karanlýklara hiçbir yer býrakmazlar. Bütün kalbi nurla doldururlar, iþgal ederler. Kalpteki afetler sýfýrlanmýþtýr. Bu süreç içinde bu sebeple kiþi, bir suç iþleme durumuna hiçbir zaman girmez. Ýþte Allahû Tealâ, burada özellikle rahmetin, farklý bir rahmet olduðunu ifade etmektedir. Sadece fazýllarý deðil, ayný zamanda salâvâtý da taþýyan bir rahmettir. Kalpte nefs tezkiyesini ve tasfiyesini saðlayacak olan kalýcý faktörün adý, fazldýr. Tövbe gerçekleþtiði zaman kiþinin nefsinin kalbi, tezkiye olmaya baþlar. Burada Allah’ýn katýndan gelen fazýllar, “îmân” kelimesinin kalpteki çekim gücüne tâbî olarak, “îmân” kelimesinin etrafýnda toplanmaya baþlar. Nefsin kalbini tezkiye, tasfiye edecek ve tamamen dolduracak olan nurlarýn, nefsin kalbine girip, yerleþmeye baþladýðý nokta burasýdýr. Bu noktadan itibaren bu iþlemin adý amilüssalihattýr. (Amilüsseyyiatin tamamen aksi, amilüssalihat.) Bu fonksiyonla Allahû Tealâ, nefs tezkiyesini gerçekleþtirir. Rahmet, fazýllarý ve salâvâtý getirir. Bu ikili sebebiyle, nefsin kalbinde fazýllarýn birikimi baþlar. Seyyiat, nefsin kalbine hep afetleri dolduran yanlýþ davranýþlardýr. Salihat da nefsin kalbine Allah’ýn nurlarýný dolduran, rahmetin gerçek fonksiyonunu eda edeceði, noktaya kiþiyi ulaþtýran bir güzellikler demetidir.

382

382


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 153

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Kiþi amilüssalihat yapmaya baþlamýþtýr. Ve burada artýk o kiþinin kalbi, devamlý olarak daha güzele, daha güzele, daha güzele ulaþacaktýr. Bu âyet-i kerime ile Furkan-70, Nisa-64 ve nefs tezkiyesiyle ilgili bütün âyetler arasýnda günahlarýn sevaba çevrilmesi ve nefs tezkiyesi açýsýndan, direkt illiyet rabýtasý vardýr.

12/YUSUF-5 53: Ve e mâ ube erriu ne efsî, inne en ne efse e le e emmâre etun bis sûý illâ mâ e ra abbî ga afûrun ra ahîm(ra ahîmun). ra ahime e ra abbî, inne Ve ben, nefsimi ibra edemem (temize çýkaramam). Çünkü; nefs, mutlaka sui olaný (þerri, kötülüðü) emreder. Rabbimin Rahîm esmasýyla tecelli ettiði (nefsler) hariç. Muhakkak ki; Rabbim, maðfiret eden (günahlarý sevaba çevirendir). Rahîm (rahmet nurunu gönderen, rahmetiyle nefsleri tezkiye ve tasfiye eden)dir. 57/HADÝD-1 16: E le em ye e’ni lille ezîne e âme enû en ta ahþe ea kulûbuhum li zikrillâhi ve e ele e mine el ha akký ve e lâ ye ekûnû ke elle ezîne e ûtûl kitâbe e min ka ablu fe e tâle e ale eymâ ne eze himul eme edu fe e ka ase et kulûbuhum, ve e ke esîrun minhum fâsikûn(fâsikûne e). Âmenû olanlarýn kalplerinde, Allah’ýn zikri ile (ve bu zikirle) Hakk’tan inen þeyle (nurla) huþûya ulaþmak (huþû sahibi olmak) zamaný gelmedi mi? Kendilerine kitap verilen ve sonra aradan uzun zaman geçen (ve bu zaman zarfýnda Allah’ý zikretmedikleri için) kalpleri kasiyet baðlayan (kalpleri zikirsizlikten kararan ve sertleþen ve hastalanan) kimseler gibi olmasýnlar (zikretsinler ki kalpleri kararmasýn). Onlarýn çoðu fasýklardýr (hidayete erdikten sonra yoldan çýkanlardýr).

383

383


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 153

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

58/MUCÂ ÂDELE-2 22: Lâ te ecidu ka avme en yu’’minûne e billâhi ve el ye evmil âhýri yuvâddûne e me en hâdda allâhe e ve e re esûle ehu ve e le ev kânû âbâe ehum ev ebnâe ehum ev ihvâne ehum ev aþîre ete ehum, ulâike e ke ete ebe e fî kulûbihimul îmâne e ve e eyye ede ehum bi ecrî min ta ahtihe el enhâru hâlidîne e rûhin minh(minhu), ve e yudhýluhum ce ennâtin te fîhâ, ra adýya allâhu anhum ve e ra adû anh(a anhu), ulâike e hizbulla ah(hizbulla ahi), e lâ inne e hizba allâhi humul muflihûn(muflihûne e). Allah’a ve ahiret gününe (ölmeden evvel Allah’a ulaþmaya) îmân eden kavmi, Allah’a ve resûlüne karþý gelenlerle seviþir bulamazsýn. Velev ki; onlar, babalarý veya oðullarý veya kardeþleri veya ayný aþiretten olsun. Onlarýn kalplerine îmân yazýlýr. Ve onlar, Allah’ýn katýndan (orada eðitilmiþ olan) bir ruhla (devrin imamýnýn ruhunun baþlarýnýn üzerine yerleþmesi ile) desteklenirler ve altlarýndan ýrmaklar akan cennetlere konurlar. Orada ebediyyen kalacaklardýr. Allah onlardan razýdýr, onlar da Allah’tan razýdýrlar. Ýþte onlar, Allah taraftarýdýrlar. Ve muhakkak ki; Allah, taraftarlarý kurtuluþa (felâha) erenlerdir. 25 5/FURKAN-7 70: Ýllâ me en tâbe e ve e âme ene e ve e amile e ame ele en sâliha an fe e ulâike e yube eddilullâhu se eyyiâtihim ha ase enât(ha ase enâtin), ve e kâna allâhu ga afûre en ra ahîmâ(ra ahîme en). Ama (mürþidin önünde) tövbe eden ve (mürþidin önünde tövbe etmek suretiyle kalbine îmân yazýldýðý için) mü’min olan ve (ayný sebeple) nefsi ýslâh edici ameller iþleyen kiþinin Allah, günahlarýný sevaba çevirir. Ve Allah, günahlarý sevaba çeviren ve rahmet gönderendir. 4/NÝSA-6 64: Ve e mâ erse elnâ min re esûlin illâ li yutâa a bi iznillâh(iznillâhi), ve e le ev enne ehum iz za ale emû enfuse ehum câûke e fe esta agfe erullâhe e ve este egfe ere e le ehumur en ra ahîmâ(ra ahîme en). re esûlu le e ve ece edullâhe e te evvâbe Biz, resûlleri ancak Allah’ýn izniyle, kendilerine itaat edilsin diye göndeririz. Onlar, nefslerine zulmettikleri zaman eðer sana gelselerdi ve Allah’tan maðfiret dileselerdi, Resûl de onlar için maðfiret dileseydi; Allah’ý tövbeleri (her iki tarafýn maðfiretini, tövbesini) kabul eden ve rahmet gönderici olarak bulurlardý.

384

384


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 154

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↑⎯↔Ν↔Ρ″7! |↔,Ψ↑8 ″ω↔2 ↔α↔Υ↔, _⊕Ω↔7↔: →Γ↑; _↔Ζ←Β↔Φ″Κ↑9 |∝4↔: ⎣↔ !↔Ψ″7 ÷↵! !↔γ↔∋↔! ↔ Ψ↑Α↔;″Ι↔< ″ϖ←Ζ←±∀↔Ι←7 ″ϖ↑; ↔ω<∝Η⊕ς←7 °}↔Ω″&↔∗↔: Ve lemmâ sekete an mûsel gadabu ehazel elvâh(elvâha), ve fî nushatihâ huden ve rahmetun lillezîne hum li rabbihim yerhebûn(yerhebûne). ςε Μυσα (Α.Σ)’ν⎬ν ⎞φκεσι ψατ⎬⎭⎬νχα λεϖηαλαρ⎬ αλδ⎬. Ονυν (λεϖηαλαρ⎬ν βιρ) ν⎫σηασ⎬νδα ηιδαψετ (Ηακκ’α ηιδαψετ, Αλλαη’α υλα⎭µα) ϖαρδ⎬ρ. ςε ο, Ραβ’λερινδεν κορκαν κιµσελερ ι⎜ιν βιρ ραηµεττιρ.

385

385


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 154

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

ve lemmâ sekete an mûsâ el gadabu ehaze el elvâhe ve fî nushati-hâ huden ve rahmetun li ellezîne hum li rabbi-him yerhebûne

: : : : : : : : : : : :

...dýðý zaman sakinleþti, sukûn buldu Musa'dan öfkesi levhalarý tuttu, aldý ve onun nüshasýnda vardýr hidayet ve rahmet o kimseler ki onlar için Rab’leri korkarlar

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm ‘Rehebe’ kökünden gelen ‘yerhebûn’ kelimesi, sadece korkmayý deðil, daha ötede; Allah’a ulaþmak konusunda bir dileði, kesin kararlýlýðý ifade etmektedir. Ve böylece Allah’a ulaþmayý dileyenlerin, Allah’a ulaþmasý müessesesi oluþur.

386

386


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 155

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

⎣_↔Ξ←#≅↔Τ[∝Ω←7 → ↑%↔∗ ↔ω[∝Θ″Α↔, ↑ψ↔8″Ψ↔5 |×,Ψ↑8 ↔ ≅↔Β″∋! ↔: ↔α″∴←− ″ξ↔7 ←± ↔∗ ↔ ≅↔5 ↑}↔Σ″%⊕Ι7! ↑ϖ↑Ζ″#↔Η↔∋↔! ≥_⊕Ω↔ς↔4

_↔Ω←∀ _↔Ξ↑Υ←ς″Ζ↑# ↔! ⎢↔ ≅⊕<←! ↔: ↑υ″Α↔5 ″ω←8 ″ϖ↑Ζ↔Β″Υ↔ς″;↔! ∩υ←Ν↑# ⎢↔τ↑Β↔Ξ″Β←4 ® ←! ↔|←; ″ ←! ⎣_⊕Ξ←8 ↑ ≥≅↔Ζ↔Σ∩Κ7! ↔υ↔Θ↔4 _↔Ξ∩[←7↔: ↔α″9↔! ⎢↑ ≥≅↔Λ↔# ″ω↔8 ∝Γ″Ζ↔#↔: ↑ ≥≅↔Λ↔# ″ω↔8 _↔Ζ←∀ ↔ω<∝Ι←4≅↔Ρ″7! ↑η″[↔∋ ↔α″9↔! ↔: _↔Ξ″Ω↔&″∗!↔: _↔Ξ↔7 ″η←Σ″3≅↔4 387

387


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 155

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Vahtâra mûsâ kavmehu seb'îne raculen li mîkâtinâ, fe lemmâ ehazet humur recfetu kâle rabbi lev þi'te ehlektehum min kablu ve iyyâye, e tuhlikunâ bi mâ feales sufehâu minnâ, in hiye illâ fitnetuk(fitnetuke), tudýllu bihâ men teþâu ve tehdî men teþâu ente veliyyunâ fâgfirlenâ verhamnâ ve ente hayrûl gâfirîn(gâfirîne). ςε Μυσα (Α.Σ), Βιζιµ βελιρλεδιðιµιζ βυλυ⎭µα ζαµαν⎬µ⎬ζ ι⎜ιν καϖµινδεν ψετµι⎭ αδαµ σε⎜τι. Ονλαρ⎬, ⎭ιδδετλι βιρ σαρσ⎬ντ⎬ ψακαλαψ⎬νχα ⎭⎞ψλε δεδι: “Ραββιµ, ⎭®ψετ διλεσεψδιν δαηα ⎞νχε ονλαρ⎬ ϖε βενι ηελ®κ εδερδιν. ⇑⎜ιµιζδεν σεφιηλεριν ψαπτ⎬κλαρ⎬νδαν δολαψ⎬, βιζι ηελ®κ µ⎬ εδεχεκσιν? Ο ανχακ Σενιν βιρ ιµτιηαν⎬νδ⎬ρ. Ονυνλα διλεδιðινι δαλ®λεττε β⎬ρακ⎬ρσ⎬ν ϖε διλεδιðινι ηιδαψετε ερδιριρσιν. Σεν, βιζιµ δοστυµυζσυν. Αρτ⎬κ βιζι µαðφιρετ ετ ϖε βιζε ραηµετ (µερηαµετ) ετ. Σεν, µαðφιρετ εδενλεριν εν ηαψ⎬ρλ⎬σ⎬σ⎬ν.” 1 2 3 4 5 6

-

vahtâra (ve ahtâre) mûsâ kavme-hu seb'îne raculen li mîkâti-nâ

: : : : : :

7 8 9 10 11 12

-

fe lemmâ ehazethum er recfetu kâle rabbi lev þi'te ehlekte-hum

: : : : : :

388

ve seçti Musa kavmi(den) 70 (seb'a:7) adam belirlediðimiz vakit için (tayin ettiðimiz zaman) sonra, böylece, ...dýðý zaman onlarý bir sarsýntý aldý dedi Rabbim eðer sen dileseydin, isteseydin onlarý helâk ettin

388


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 155

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

13 - min kablu 14 - ve iyyâye 15 - e tuhliku-nâ

: : :

16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33

: : : : : : : : : : : : : : : : : :

-

bimâ feala es sufehâu min-nâ in hiye illâ fitnetu-ke tudýllu bihâ men teþâu ve tehdî men teþâu ente veliyyu-nâ fâgfirle-nâ (fe ýgfir lenâ) verhamnâ (ve ýrham-nâ) ve ente hayrû el gâfirîne

önceden, daha önce ve beni bizi helâk mý edeceksin (biz senin tarafýndan helâk mý edileceðiz) sebebiyle, dolayýsýyla sefihlerin yaptýklarý bizden ise o yalnýz, ancak, ...den baþka senin imtihanýn dalâlete düþürürsün onun ile dilediðin kimse ve hidayete erdirirsin dilediðin kimse sen bizim velîmizsin, dostumuzsun artýk bize maðfiret et ve bize merhamet et ve sen maðfiret edenlerin en hayýrlýsýsýn

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hz. Musa’nýn Allah’a tapan kavmi, bir buzaðý heykeline tapmaya baþlamýþtýr. Ve Hz. Harun, insanlarýn buna tapmasýna mani olamamýþtýr. Allah’a hidayet olduktan sonra insanlar, Allah’ýn yolundan sapmýþlar, Allah’ý býrakýp, bir puta tapmaya baþladýklarý için fýska, dalâlete düþmüþlerdir.

389

389


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 156

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

← ↔Ι←∋× ↵! |←4 ↔: →}↔Ξ↔Κ↔& _↔[″9∩Γ7! ← ←Η×; |∝4 _↔Ξ↔7 ″⎯↑Β″6!↔:

⎣↑ ≥≅↔−↔! ″ω↔8 ∝ψ←∀ ↑⎯[∝.↑! |≥∝∀!↔Η↔2 ↔ ≅↔5 ⎢↔τ″[↔7←! ≥_↔9″Γ↑; _⊕9←!

_↔Ζ↑Α↑Β″6↔≅↔Κ↔4 ⎢↓∂″|↔− ⊕υ↑6 ″α↔Θ←,↔: |∝Β↔Ω″&↔∗ ↔: ↔ ξ×6⊕ϑ7! ↔ Ψ↑#⊂Ψ↑< ↔: ↔ Ψ↑Τ⊕Β↔< ↔ω<∝Η⊕ς←7 ↔⎣ Ψ↑Ξ←8⊂Ψ↑< _↔Ξ←#≅↔<×≅←∀ ″ϖ↑; ↔ω<∝Η⊕7!↔: Vektub lenâ fî hâzihid dunyâ haseneten ve fîl âhýreti innâ hudnâ ileyk(ileyke), kâle azâbî usîbu bihî men eþâu ve rahmetî vesiat kulle þey'(þey'in), fe se ektubuhâ lillezîne yettekûne ve yu'tûnez zekâte vellezîne hum bi âyâtinâ yu'minûn(yu'minûne). 390

390


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 156

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Βιζε βυ δ⎫νψαδα ϖε αηιρεττε (ψεϖµ’ιλ ®ηιρδε, κ⎬ψ®µετ γ⎫ν⎫νδε, ηαψατ γ⎫ν⎫νδε) ηασενελερ (γ⎫ζελ αµελλερ, δερεχατ καζανδ⎬ραν αµελλερ) ψαζ (ποζιτιφ δερεχελεριµιζι, νεγατιφ δερεχελεριµιζδεν δαηα ⎜οκ καζανδ⎬ρ). Γερ⎜εκτεν βιζ τ⎞ϖβε εδιπ, Σανα δ⎞νδ⎫κ. Αλλαη⎦ Τεαλ®, ⎭⎞ψλε βυψυρδυ: “Αζαβ⎬µ⎬ διλεδιðιµε ισαβετ εττιριριµ. ςε ραηµετιµ ηερ⎭εψι κυ⎭αττ⎬. Β⎞ψλεχε ονυ (ηασενεψι) τακϖα σαηιπλερινε ϖε ζεκ®τ⎬ ϖερεν κιµσελερε ψαζαχαð⎬µ. ςε ονλαρ κι; ονλαρ, ®ψετλεριµιζε ⎩µ®ν εδερλερ (µ⎫’µινλερδιρ).” 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17

391

-

vektub (ve uktub) lenâ fî hâzihi ed dunyâ haseneten ve fî el âhýreti innâ hud-nâ ileyke kâle azâbî usîbu bihî men eþâu ve rahmetî vesiat kulle þey'in fe se ektubu-hâ

: : : : : : : : : : : : : : : : :

ve yaz bize bu dünyada iyilik (zait dereceler), hasene ve ahirette þüphesiz biz yöneldik, tövbe ettik, döndük sana dedi azabým isabet ettiririm ona, onunla dilediðime, dilerim ve rahmetim kapsadý, kuþattý, (geniþtir) içine aldý herþeyi böylece onu yazacaðým

391


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 156

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

18 19 20 21 22 23 24

-

li ellezîne yettekûne ve yu'tûne ez zekâte vellezîne (ve ellezîne) hum bi âyâti-nâ yu'minûne

: : : : : : :

o kimselere ki takva sahibi olurlar ve zekâtý verirler ve o kimseler ki onlar âyetlerimize mü’min olurlar, mü’minlerdir

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, hidayetten bahsetmektedir. Hz. Musa, Allah’ýn Peygamber’i olarak salâhýn 7. mertebesine kadar ulaþmýþtýr, tasarruf takvasýnýn sahibidir. Kavmini de Allah’a ulaþtýrmanýn huzurunu yaþarken, onlarýn Allah’a terkedip de, bir buzaðý heykeline tapmasý üzerine Allahû Tealâ’ya yalvarýyor: “Yarabbi biz hidayete ermiþtik. Ben bu kardeþlerimi de hidayete erdirmiþtim. Ama sonra onlar, Senin yolundan saptýlar. Bizi baðýþla. Onlar da yaptýklarýndan piþmanlýk duydular.” Allahû Tealâ, azabýný kime isabet ettirirse, o kiþi, mutlak olarak onu hakettiði içindir. Allah, dilediðini dalâlette ve isyanlarý içinde þaþkýn bir halde býrakýr (A’raf-186). Onlarý isyanlarý sebebiyle hidayete erdirmez. Sadece Allah’a ulaþmayý dileyenler kurtuluþa ulaþabilirler. Ve bir tek dilekle. Allahû Tealâ, peygamberleri, resûlleri, mürþidleri vasýtasýyla hepsine teblið ettirir: “Allah’a ulaþmayý dileyin, mutlaka kurtulursunuz. Allah’a ruhunuzu ulaþtýrýn. Mutlaka kurtulursunuz.” Onlar da: “Hayýr, biz Allah’a ulaþmayý dilemeyiz, ruhumuzu Allah’a ulaþtýrmayýz.” diyerek isyan etmektedirler.

392

392


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 156

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Mürþide10 tane ihsanla ulaþsalar, derhal Allahû Tealâ ruhlarýný vücutlarýndan ayýrýp, Allah’a doðru yola çýkartacaktýr. Ama bu insanlar, kendileri Allah’ýn yolunda olmadýklarý gibi baþkalarýný da Allah’ýn yolundan alýkoymaktadýrlar (Nisa-167). Ve onlar, Allah’ýn Allah’a ulaþtýrýlmasýný emrettiði ruhlarýný Allah’a ulaþtýrmazlar. Vuslatý keserler. Ýþte onlar, yeryüzünde fesat çýkaranlardýr (Rad-25). Sadece kendileri Allah’a ulaþmasalar kendileri, kendilerinden mesul olacaklar ve vebal almayacaklar. Onlar Allah’ýn lânetine uðramayacaklar. Ama bununla kalmazlar. Baþka insanlarý da Allah’ýn yolundan men ederler. Onlarýn da hidayete ermelerine mani olurlar. Bu sebeple omuzlarýna vebal alýrlar, Allah’ýn lânetine uðrarlar. Kim sadece kendi günahlarýný çekecekse o kimse ne vebal almýþtýr, ne de lânet almýþtýr üzerine. Ama kim baþkasýnýn da dalâlette kalmasýna, cehenneme gitmesine sebebiyet verecekse, onu etkilemesi, ona negatif tesirlerde bulunmasý sebebiyle, o kiþinin Allah’ýn yoluna girmesine kim mani olacaksa, onlarýn hepsini Allahû Tealâ, dalâlette olarak kabul ediyor. Ve onlarýn gidecekleri yer cehennem. Ve Allahû Tealâ, bu insanlardan bahsediyor: Kalplerinde zeyg olup, baþka insanlarý Allah’ýn yolundan ayýrmaya çalýþanlar,1. Allah’ýn hakikatlerini, baþka insanlardan gizlemeye çalýþanlar, 2. Ve baþka insanlarýn bu muhtevada hedefe ulaþmalarýna mani olanlar. Allah’a isyan edenler, 3. Allah’ýn, dalâlette býraktýðý insanlar, Allah’a isyan etmiþlerdir. Ýþte Allahû Tealâ bu dizayn içerisinde herþeyi gerçekleþtirir. Hakedenlere sadece hakettiðini mutlaka verir. Eðer hakettiði pozitifse kat kat verir. Negatifse ayný miktarda verir. Kim Allah’tan bir ceza görecekse, mutlaka cürmüyle eþittir. Kim Allah’tan bir mükâfat görecekse bulunduðu seviyeye göre en az 10 kat alýr. Her güzelliði iþleyen kiþi, o güzelliklerin kendisine bir tek derecat kazandýracaksa amel defterine mutlaka en az 10 derece yazýlýr. Ne zaman o kiþi mürþidine ulaþýrsa, tövbe ederse, Allah’ýn yoluna girerse 100 derece yazýlmaya baþlar. Gök katlarýna

393

393


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 156

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

ruhu birer birer çýktýkça 200, 300, 400, 500, 600, 700 katýna kadar Allahû Tealâ çoðaltýr. Ve ömrü boyunca o kiþiye, her kazandýðý bir tek derece için, 700 katýný verir. Ýþte Allahû Tealâ, cömerttir, hediyeleri boldur.

7/A’’RAF-1 186 6: Me en yudlilillâhu fe e lâ hâdiye e le eh (le ehu), ve e ye eze eruhum fî tugyânia’me ehûne e). him ya a’me ehûn (ya Allah kimi dalâlette býrakýrsa, artýk onun için bir hidayetçi (hidayete erdiren) yoktur. Ve onlarý azgýnlýklarý (isyanlarý) içinde þaþkýn (bir halde) terkeder (býrakýr). 4/NÝSA-1 167: Ýnne elle ezîne e ke efe erû ve e sa addû an se ebîlillâhi ka ad da allû da alâle en ba aîdâ(ba aîde en). Onlar ki; küfür üzeredirler ve Allah’ýn yolundan alýkoyarlar (men ederler), (kendileri de Allah’ýn yolunda deðillerdir). Andolsun ki; onlar, uzak bir dalâlet içindedirler (mürþidlerine ulaþmamýþ veya yola girmemiþ olduklarý için). 13/RAD-2 25: Ve elle ezîne e ya ankudûne e ahda alla ahi min ba a’di mîsâkýhî ve e ya akta aûne e mâ ale e ve e yufsidûne e fil ardý ulâike e le ehumul la a’ne etu ve e le ehum eme era alla ahu bihî en yûsa sûud dâr(dâri). Onlar, misaklerinden sonra (Allah’a ruhlarýný ulaþtýracaklarýna dair ezelde Allah’a misak verdikten sonra) Allah’ýn ahdini bozarlar (misak, ahd ve yeminlerini yerine getirmezler) ve yeryüzünde fesat çýkarýrlar (baþka insanlarýn da Sýratý Mustakîm’e ulaþmalarýna mani olduklarý için fesat çýkarýrlar). Lânet onlarýn üzerinedir. Onlar için ne kötü bir yurt var (cehennem).

394

394


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 157

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

∝Η⊕7! ⊕|←±8↑ ↵! ⊕|←Α⊕Ξ7! ↔ Ψ↑,⊕Ι7! ↔ Ψ↑Θ←Α⊕Β↔< ↔ω<∝Η⊕7↔! ←⊥<× ″Ψ⊕Β7! |←4 ″ϖ↑;↔Γ″Ξ←2 _→∀Ψ↑Β″Υ↔8 ↑ψ↔9:↑Γ←∆↔< ″ϖ↑Ζ[×Ζ″Ξ↔< ↔: ← :↑Ι″Θ↔Ω″7≅←∀ ″ϖ↑;↑Ι↑8≅∧↔< ⎧←υ[∝∆″9← ↵! ↔: ↑ ←±Ι↔Ε↑< ↔: ← ≅↔Α←[⎯⊕Ο7! ↑ϖ↑Ζ↔7 ∩υ←Ε↑< ↔: ←η↔Υ″Ξ↑Ω″7! ←ω↔2 ″ϖ↑;↔Ι″.←! ″ϖ↑Ζ″Ξ↔2 ↑π↔Ν↔< ↔: ↔β←=≅↔Α↔Φ″7! ↑ϖ←Ζ″[↔ς↔2 ∼Ψ↑Ξ↔8×∼ ↔ω<∝Η⊕7≅↔4 ⎢″ϖ←Ζ″[↔ς↔2 ″α↔9≅↔6 |∝Β⊕7! ↔ ÷″3 ÷↵! ↔: ≥∝Η⊕7! ↔ Ψ∩Ξ7! ∼Ψ↑Θ↔Α⊕#!↔: ↑ :↑Ι↔Μ↔9 ↔: ↑ :↑∗⊕ϑ↔2 ↔: ∝ψ←∀ 〉↔ Ψ↑Ε←ς″Σ↑Ω″7! ↑ϖ↑; ↔τ←∴⊆7ÿ:↑! ≥↑ψ↔Θ↔8 ↔ ←ϑ″9↑! 395

395


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 157

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Ellezîne yettebiûner resûlen nebiyyel ummiyyellezî yecidûnehu mektûben indehum fît tevrâti vel incîli ye'muruhum bil ma'rûfi ve yenhâhum anil munkeri ve yuhýllu lehumut tayyibâti ve yuharrimu aleyhimul habâise ve yedau anhum ýsrahum vel aglâlelletî kânet aleyhim, fellezîne âmenû bihî ve azzerûhu ve nasarûhu vettebeûn nûrellezî unzile meahu ulâike humul muflihûn(muflihûne).

Ονλαρ κι, ψανλαρ⎬νδακι Τεϖρατ’τα ϖε ⇑νχιλ’δε ψαζ⎬λ⎬ βυλδυκλαρ⎬ ⎫µµ⎩, νεβ⎩, ρεσ⎦λε τ®β⎩ ολυρλαρ. Ονλαρα µα’ρυφ ιλε (ιρφανλα) εµρεδερ, ονλαρ⎬ µ⎫νκερδεν νεηψεδερ ϖε ονλαρα ταψψιβ ολανλαρ⎬ (τεµιζ ϖε γ⎫ζελ ολαν ⎭εψλερι), ηελ®λ κ⎬λαρ. Ηαβισ ολανλαρ⎬ (κ⎞τ⎫ ϖε πισ ⎭εψλερι), ονλαρα ηαραµ κ⎬λαρ. ςε ονλαρ⎬ν, αð⎬ρλ⎬κλαρ⎬ν⎬ (γ⎫ναηλαρ⎬ν⎬ σεϖαβα ⎜εϖιριπ, γ⎫ναηλαρ⎬ν⎬ν αð⎬ρλ⎬ð⎬ν⎬) καλδ⎬ρ⎬ρ. ςε ⎫ζερλερινδεκι ζινχιρλερι, (ρυηυ ϖ⎫χυδα βαðλαψαν βαð ϖε φετιη καπ⎬σ⎬ν⎬ν ⎫ζερινδεκι 7 βακλαλ⎬ αλτ⎬ν ζινχιρ) καλδ⎬ρ⎬ρ. Αρτ⎬κ ονλαρ, Ο’να ⎩µ®ν εττιλερ ϖε Ο’να σαψγ⎬ γ⎞στερδιλερ ϖε Ο’να ψαρδ⎬µ εττιλερ ϖε Ο’νυνλα βεραβερ ινδιριλεν Νυρ’α (Κυρ’®ν−⎬ Κεριµ’ε) τ®β⎩ ολδυλαρ. ⇑⎭τε ονλαρ, ονλαρ φελ®ηα (κυρτυλυ⎭α, χεννετ µυτλυλυðυνα ϖε δ⎫νψα µυτλυλυðυνα) ερενλερδιρ.

396

396


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 157

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

397

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17

-

18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32

-

ellezîne : o kimseler ki onlar yettebiûne : uyarlar, tâbî olurlar er resûle : resûle, elçiye en nebiyye el ummiyye ellezî: okuma yazma bilmeyen peygamber ki o yecidûne-hu : onu bulurlar mektûben : yazýlý olarak indehum : yanlarýnda fî et tevrâti : Tevrat'ta ve el incîli : ve Ýncil ye'muru-hum : onlara emreder bi el ma'rûfi : irfanla ve yenhâ-hum : ve onlara yasaklar, onlarý nehyeder an el munkeri : kötülükten, münkerden ve yuhýllu : ve helâl kýlar lehum et tayyibâti : onlara, temiz ve güzel olan ve yuharrimu : ve haram kýlar aleyhim el habâise : onlara, habis olan þeyleri (kötü ve pis olan þeyler) ve yedau : ve kaldýrýr an-hum : onlardan ýsra-hum : onlarýn aðýrlýðýný, zorluklarýný, yüklerini ve el aglâle elletî : ve zincirin halkalarý ki o kânet : oldu, olmuþ olan (olan) aleyhim : onlarýn üzerinde fe ellezîne : böylece o kimseler ki âmenû bi-hî : ona inandýlar ve azzerû-hu : ona destek oldular ve nasarû-hu : ona yardým ettiler ve ittebeû en nûre ellezî : o nura tâbî oldular ki o unzile : gönderdi, indirdi mea-hu : onunla birlikte ulâike : iþte onlar hum el muflihûne : onlar felâha (kurtuluþa) erenlerdir

397


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 157

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ümmî, Nebî, Resûl olmak bütün peygamberler içinde sadece Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e ait üç özelliktir. Hem Ümmî; okuma, yazma bilmeyen, hem Resûl; Allah’ýn Resûl’ü, hem de Nebî (Peygamber)’dir. Bir Peygamber Resûl ve Ümmî, Peygamber Resûl... Tek bir Ümmî, Peygamber, Resûl vardýr, nebîler arasýnda. O, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’dir. “O, Allah’ýn Resûl’üdür. Ýçinizden hiçbir erkeðin babasý deðildir ve Nebîlerin Sonuncusu’dur.” diyor, Allahû Tealâ (Ahzab-40). “Habibim! Sana tâbî olmak, Allah’a tâbî olmaktýr. Onlar, sana biat ettikleri zaman, onlarýn ellerinin üzerinde Allah’ýn eli vardý.” (Fetih-10). diyorsa, tâbiiyet (biat) müessesesi bir defa daha burada açýklanmaktadýr. Sahâbe bihakkýn takvanýn sahibi, sahâbe Hakk’ul yakînin sahibidir. Hepsi Allah’ý görmüþler, Allahû Tealâ tarafýndan: “Ýrþada memur ve mezun kýlýndýn.” cümlesiyle irþada muhatap olmuþlardýr. Âyet-i kerime, bütün sahâbenin felâha erdiðini ve en üst boyutuna ulaþtýðýný, kesin bir þekilde açýklamaktadýr. Bu âyet, bu açýdan çok önemlidir. Sahâbe, salâh makamýnýn (28. basamaðýn) 5. mertebesine ulaþmýþtýr (Tevbe-100). Böyle bir dizaynda sahâbe için Peygamber Efendimiz (S.A.V): “Benim sahâbem yýldýzlar gibidir. Kim onlara tâbî olursa mutlaka hidayete erer.” demiþtir. Ýþte tâbî olmuþlar, hidayete ermiþler ve sabikun da olmuþlardýr. Yani tâbiin, sabikun olmuþtur. Âyet, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in görevlerinden bahsetmektedir. Birtakým temiz þeyleri, insanlar kendilerine haram kýlmýþlardý. Allahû Tealâ burada: “Onlarýn haram zannettikleri birtakým temiz þeyleri, onlara helâl kýlar.” diyor. Develerin kesilmemesi, yenilmemesi, birtakým hayvanlar için bu tarzda konulan bir tahdit, sahâbe cahiliyet dönemindeyken geçerliydi. Peygamber Efendimiz (S.A.V) gelince bunlarýn hepsini ortadan kaldýrdý. Helâl ve tayyib olan þeyleri, sahâbenin yemesinin uygun olduðunu, haram olmadýðýný onlara birer birer anlattý.

398

398


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 157

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Sonra da Kur’ân-ý Kerim’in emrettiði þekilde kaný akmayan hayvanýn etini, domuz etini haram etti. Allah için, üzerine Allah’ýn adý anýlarak (euzû besmeleyle) kesilmeyen ve ölü bir hayvanýn etinin yenmeyeceðini ifade etti. Onlara pis (murdar) olan þeylerin yenmemesi, temiz olan þeylere daha evvel konulan yasaklarýn geçersiz olduðunu, açýkladý. Zincirin halkalarýnýn kaldýrýlmasý muhtevasý iki ayrý anlamý ifade eder. Birincisi; ruhun, vücuda kendisini baðlayan baðlantý sisteminden kurtularak, Allah’a doðru yola çýkmasý, zincirin halkalarýnýn kýrýlmasý istikametinde kullanýlabilir. Allahû Tealâ diyordu ki: “Biz, emaneti göklere, daðlara ve yere teklif ettik, onlar emaneti kabul etmediler. Sonra emaneti insana teklif ettik, insan kabul etti. Çünkü insan zalim ve cahildir.” Burada nefsle, fizik vücudun beraberliðini görmekteyiz. Çünkü cahiliyet ve zulüm, nefsin iki ayrý afetidir. Nefs ve fizik vücut beraberliðine, Allahû Tealâ ruhu teklif ediyor ve ruh üflüyor. Böylece ruh, insana baðlý bir hüviyet taþýr. Ruh, bir insanýn vücudundan günde yüzlerce defa çýkar, tekrar vücuda girer. Hiçbir günah iþlerken fizik vücudun içinde mevcut olmaz. Dýþarý çýkar ve dýþarýdan olayý gözler. Arkasýndan da nefse, o günahýn, iþlenen hatanýn miktarý kadar bir azap tattýrýr. Bu, vicdan azabý denilen bir manevî azaptýr. Ruh tarafýndan nefse tatbik edilir. Öyleyse vücuttan çýkan, etrafta dolaþan, tekrar vücuda giren, istediði zaman çýkan, istediði zaman giren bu ruh, Allah’a geri dönemez. Dönebilmesi için, zincir sayýlabilecek olan birinci muhtevada, 7 tane gök katýnýn kapýsýnýn, fizik vücutta bir rehine olan nefs tarafýndan açýlmasý lâzýmdýr. Nefsin, tezkiye olmasý yoluyla, ilk %7 nur birikiminde nefs, uzaktan kontrol (remote kontrol) sistemiyle yedinci gök kapýsýnýn anahtarýný açmaya ehil olur. Ýkinci defa %7 nur birikimini saðladýðý zaman, 2. gök katýnýn kapýsýný açma yetkisi gene fizik vücudun içinde bir rehine olan nefse aittir. Yani ruhun Allah’a ulaþmasý, 7. kata çýkana kadar 7 tane zincir halkasýnýn mutlaka açýlmasýný gerektirir. Asýl zincir, 7. katýn kapýsýndadýr.

399

399


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 157

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

6. katta bir nurlanma hücresi vardýr. Burada Allah’ýn boyasýna boyanýlýr. 1,5 metre geniþliðinde bir buz kalýbý þeklindeki nurdan, devamlý beyaz, açýk yeþil renkte bir ýþýk sýzar. Iþýk, salonu tamamen aydýnlatýr dýþarýya da vurur. Bu ýþýk, altýncý kata kadar ulaþan ruhlarýn hem yüzlerini, hem ellerini çatlatýr. Çatlaklar tedavi edilir. Sonra da altýncý kata kadar çýkan ruhlar, tekrar 5. ve 4. katta bekleyen kardeþlerini alýp, zemin kata inerler. Ve bir sonraki gün, tekrar 6. kata kadar çýkmak üzere vazifelidirler. Bir gün o ruhlardan birinin derisi çatlamaz. Ýþte o ruh, fetih için ehildir. Ve fetih olayý tahakkuk eder. Atlas elbiselerini gene atlas elbiselerle deðiþtirirler. Bu sefer, (Kafkas danslarý yapanlarýn kýyafetine benzeyen) bir fetih elbisesi giydirilir. Kiþinin eline bir kýlýç verilir. Ve o fetih kýlýcýný yukarýya doðru kaldýrarak, 6. kattaki hücrenin kubbesinden yukarýya doðru yükselir. Ulaþtýðý yer, fetih kapýsýdýr. Bu, altýn bir kapýdýr. Kapýnýn “kapý” hüviyetindeki kesimi, zemin kattaki ana dergâhýn altýn kapýsýyla tam bir benzerlik içindedir. Ýkisi de yaklaþýk 4 metre yüksekliðinde, ikisi de tek kanatlýdýr. Ýkisinin de üzerinde kapý kolu yoktur. Ýkisinin de üzeri, ayný büyüklükte baklava dilimleriyle dizayn edilmiþtir. Birbirine eþit iki tane kapý... Birincisi (zemin kattaki, ana dergâhtaki kapý), Sýratý Mustakîm’e giriþ kapýsýdýr. Baþka bir ifadeyle Sýratý Mustakîm’in, Tarîki Mustakîm kesimine giriþ kapýsýdýr. (Tarîki Mustakîm, zemin kattan baþlayan, yedinci kata kadar ulaþan, 7 tane katý birbirine birleþtiren bir yoldur.) Birinci altýn kapý zemin kattaki, Tarîki Mustakîm’e giriþ kapýsý, ikincisi, Tarîki Mustakîm’den çýkýþ, 7. gök katýna giriþ (fetih) kapýsýdýr. Fetih kapýsýnýn baþka bir özelliði konumuzla çok yakýndan alâkalýdýr. Bu kapýnýn altýnda 7 tane beyaz mermerden basamak vardýr. Üstte yaklaþýk 2 metre geniþliðinde bir sahanlýk bulunur. Sahanlýðýn iki tarafýnda; bu sahanlýðý da katederek, 7 tane basamak boyunca aþaðý kadar inen, iki tane trabzan bulunur. Bu iki trabzaný 5. basamakta bir altýn zincir birbirine baðlar. Bu zincir yaklaþýk 30 cm. büyüklüðünde, kol kalýnlýðýnda 7 tane bakladan oluþur.

400

400


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 157

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Fetih kapýsýna ulaþan velî namzedi (henüz velî olamamýþ olan bu kiþi), elindeki kýlýçla bir defa o altýn zincire vurur. Bilek kalýnlýðýndaki altýn zincir, ikiye ayrýlýr. Ayný anda altýn kapý, otomatik olarak açýlýr. Ve kiþinin ruhu, 7. gök katýnýn giriþ kapýsýndan (fetih kapýsý), içeri girer. Ýþte bu, 7 kat üzerimizdeki zincirdir. Bu zincirin halkalarýnýn reel olarak kýlýç darbesiyle ikiye ayrýlmasý söz konusudur. Buradan kader hücrelerine çýkar. Ruh, adým adým geçer hepsini. Kader hücrelerinden sonra diðer 6 âlemi geçerek, Sidret-ül Münteha’ya, sonra da Allah’a ulaþýr. Allah’ýn Zat’ýnda ifna olur. Ruh, Allahû Tealâ’ya 7 kat üzerinde olan altýn zinciri kýrarak ulaþmýþtýr. Ruhun oraya ulaþmasý; fizik vücutta bir rehine olan nefsin, her katýn kapýsýný açmasýyla mümkün olmuþtur. Aslýnda her kilitli olan kapý da bir engeldir. O da her katta bulunan bir zincirin halkasý olarak düþünülebilir. Allah’ýn Zat’ýna ulaþana kadar kiþi, 7 tane engel aþmýþ olur. Çünkü; kibirlilere ve Allah’ýn âyetleriyle alay edenlere gök kapýlarý açýlmaz (A’raf-40). Açýlmayan her gök kapýsý, bir zinciri ifade eder. O zincirin açýlmasý, her kapý için geçerlidir. Bu da üzerimizdeki ayrý bir zincirdir. Ama âyette tam olarak ifade edilen; eðer sahâbe Peygamber Efendimiz’e tâbî olmasaydý, ruhlarýnýn hiçbir zaman vücutlarýndan ayrýlmayacaðý ve baþlarýnýn üzerine hiçbir zaman Devrin Ýmamý olan Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in Ruhu’nun gelmeyeceðidir. Öyleyse tam 7 kat üzerimizde, hepimiz için Allah’ýn bir zinciri vardýr. Herkes için zincir yeniden baðlanýr. Bu, 7. gök katýnýn fetih kapýsýný kapatan gerçek bir zincirdir. Bu zincir kýrýlmadan, ikiye bölünmeden, engel olmasý ortadan kalkmadan ruh, Allah’a ulaþamaz. Fetih kýlýcýyla bir defa daha kesilen zincir, engel olmaktan ve kapýnýn önünde bekçilik etmekten kalkar. Aðýrlýklarýn kaldýrýlmasý, günahlarýn sevaba çevrilmesi olayýdýr (Furkan-70).

401

401


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 157

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Seyyiatler aðýrlýktýr. Bu aðýrlýklar eðer sevaplarýmýzdan fazlaysa, bizi cehenneme götürür. Allahû Tealâ aðýrlýklarý yok eder, sevaba çevirir, bizi cennete girebilecek bir hüviyete koyar. Sahâbe, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e tâbî olduklarý için tâbî olduklarý an Allah, onlarýn günahlarýný sevaba çevirmiþtir. Hem fizik vücudu, hem de ruhu oradadýr. Arþý tutan meleklerle birlikte kiramen kâtibin melekleri de oradadýr. Kiramen kâtibin melekleri þahittir. Öyleyse sahâbenin hepsi salâha ermiþlerdir.

33/AHZAB-4 40: Mâ kâne e muha amme edun ebâ eha adin min ricâlikum, ve e lâkin re esûla allâhi ve e hâte eme en ne ebiyyin(ne ebiyyine e), ve e kâna allâhu bi kulli þe ey’’in alîmâ(a alîme en). Muhammed, aranýzdan hiçbir erkeðin babasý deðildir. Fakat O, Allah’ýn Resûl’ü ve Nebîlerin Hatemidir, (sonuncusudur). Allah, herþeyi hakkýyla bilendir. 48/FETÝH-1 10: Ýnne elle ezîne e yubâyiûne eke e inne emâ yubâyiûna allâh(yubâyiûna allâhe e), ye edullâhi fe evka a eydîhim, fe e me en ne eke ese e fe e inne emâ ye enkusu alâ ne efsih(ne efsihi), eyhullâhe e fe e se e yu’’tîhi ecre en azîmâ(a azîme en). ve e me en evfâ bi mâ âhe ede e ale Muhakkak ki; onlar, sana biat ettikleri zaman Allah’a biat etmiþ oldular. Onlarýn ellerinin üzerinde (Allah senin bütün vücudunda tecelli ettiði için ellerinde de tecelli etmiþ olduðundan) Allah’ýn eli vardý. Kim (derecesini nâkýsa) düþürürse, muhakkak ki o, nefsi sebebiyle (Allah’a verdiði yeminleri, ahdleri yerine getirmediði için) derecesini nâkýsa düþürmüþtür. Kim de Allah’a olan ahdlerini (yeminini, misakini ve ahdini) yerine getirirse, ona büyük mükâfat (ecir) verilecektir (cennet saadetine ve dünya saadetine erdirilecektir). 9/TEVBE-1 100: Ve es sâbikûne el evve elûne e mine el muhâcirîne e ve el ensâri ve elle ezîne ette ebe eûhum bi ýhsânin ra adýya allâhu anhum ve e ra adû anhu ve e eadde e le ehum ce ennâtin te ecrî ta ahte ehe el enhâru hâlidîne e fîhâ ebe edâ(e ebe ede en), zâlike el fe evzul azîm(a azîmu).

402

402


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 157

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

O sabikûn-el evvelîn (evvelki hayýrlarda yarýþanlardan ulûl’elbab, ihlâs ve salâh makamlarýný, en üst üç makamý iþgal edenler), onlarýn bir kýsmý muhacirînden (Mekke’den Medine’ye göç edenlerden), bir kýsmý ensardan (Medine’deki yardýmcýlardan) ve bir kýsmý da onlara (ensar ve muhacirîne) ihsanla tâbî olanlardandý. (Sahâbe, irþad makamýna sahip olduklarý için onlara tâbî olundu.) Allah, onlardan razý ve onlar da O’ndan (Allah’tan) razýdýr. Onlara Allah, altlarýndan ýrmaklar akan cennetler hazýrladý ve orada ebediyyen kalacaklardýr. Ýþte bu, en büyük (azîm) mükâfattýr.

7/A’’RAF-4 40: Ýnne elle ezîne e ke ezze ebû bi âyâtinâ ve este ekbe erû anhâ lâ tufe ette ehu le ehum e lâ ye edhulûne el ce enne ete e ha attâ ye elice el ce eme elu fî se emmil ebvâbus se emâi ve hiyât(hiyâti), ve e ke ezâlike e ne eczîl mucrimîn(mucrimîne e). Muhakkak ki; âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara kibirlenenler; onlara gök kapýlarý açýlmaz. Deve (veya urgan) iðne deliðinden geçmedikçe cennete giremezler. Mücrimleri (suçlularý) iþte böyle cezalandýrýrýz. 25 5/FURKAN-7 70: Ýllâ me en tâbe e ve e âme ene e ve e amile e ame ele en sâliha an fe e ulâike e eyyiâtihim ha ase enât(ha ase enâtin), ve e kâna allâhu ga afûre en yube eddilullâhu se ra ahîmâ(ra ahîme en). Ama (mürþidin önünde) tövbe eden ve (mürþidin önünde tövbe etmek suretiyle kalbine îmân yazýldýðý için) mü’min olan ve (ayný sebeple) nefsi ýslâh edici ameller iþleyen kiþinin Allah, günahlarýný sevaba çevirir. Ve Allah, günahlarý sevaba çeviren ve rahmet gönderendir.

403

403


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 158

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

″ϖ↑Υ″[↔7←! ←ψ™ς7! ↑ Ψ↑,↔∗ |∝±9←! ↑ ≅⊕Ξ7! _↔Ζ∩<↔! _↔< ″υ↑5 ⎣← ″∗ ÷↵!↔: ← !↔ξ×Ω⊕Κ7! ↑τ″ς↑8 ↑ψ↔7 ∝Η⊕7! _→Θ[∝Ω↔% ←ψ™ς7≅←∀ ∼Ψ↑Ξ←8×≅↔4 ↑α[∝Ω↑<↔: ζℜ″Ε↑< ↔ξ↑; ® ←! ↔ψ×7←! ≥ ÷ ←ψ™ς7≅←∀ ↑ω←8⊂Ψ↑< ∝Η⊕7! ←±|←±8↑ ↵! ←±|←Α⊕Ξ7! ←ψ←7Ψ↑,↔∗ ↔: ↔ :↑Γ↔Β″Ζ↔# ″ϖ↑Υ⊕ς↔Θ↔7 ↑ Ψ↑Θ←Α⊕#!↔: ∝ψ←#≅↔Ω←ς↔6↔: Kul yâ eyyuhen nâsu innî resûlullâhi ileykum cemîanillezî lehu mulkus semâvâti vel ard(ardý), lâ ilâhe illâ huve yuhyî ve yumît(yumîtu), fe âminû billâhi ve resûlihin nebiyyil ummiyyillezî yu'minu billâhi ve kelimâtihî vettebiûhu leallekum tehtedûn(tehtedûne).

404

404


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 158

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

∆ε κι: “Εψ ινσανλαρ! Μυηακκακ κι; βεν, σιζιν ηεπινιζε (γ⎞νδεριλεν) Αλλαη’⎬ν ρεσ⎦λ⎫ψ⎫µ. Ο κι; σεµαλαρ⎬ν ϖε αρζ⎬ν µ⎫λκ⎫, Ο’νυνδυρ. Ο’νδαν βα⎭κα ιλ®η ψοκτυρ. Ο, ηαψατ ϖεριρ (ψα⎭ατ⎬ρ) ϖε ⎞λδ⎫ρ⎫ρ. √ψλεψσε Αλλαη’α ϖε Ο’νυν ⎫µµ⎩, νεβ⎩, ρεσ⎦λ⎫νε ⎩µ®ν εδιν κι; Ο, Αλλαη’α ϖε Ο’νυν κελιµελερινε (σ⎞ζλερινε) ιναν⎬ρ (⎩µ®ν εδερ). ςε Ο’να τ®β⎩ ολυν κι; β⎞ψλεχε σιζ, ηιδαψετε ερεσινιζ.” 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22

405

-

kul : yâ eyyuha en nâsu : innî : resûlu allâhi : ileykum : cemîan ellezî : lehu : mulku es semâvâti : ve el ardý : lâ ilâhe : illâ huve : yuhyî : ve yumîtu : fe âminû bi allâhi : ve resûli-hi : en nebiyyi el ummiyyi ellezî : yu'minu : bi allâhi : ve kelimâti-hî : ve ittebiû-hu : lealle-kum : tehtedûne :

de ey insanlar muhakkak ki ben Allah'ýn resûlü size hepinize ki o ona ait, onun semalarýn mülkü ve yeryüzü ilâh yoktur ondan baþka o diriltir ve o öldürür öyleyse Allah'a îmân edin ve onun resûlüne ümmî peygamber ki o inanýr (mü’mindir) Allah'a ve onun sözlerine, kelimelerine ve ona tâbî olun umulur ki siz, böylece siz hidayete erersiniz

405


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 158

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Burada Allahû Tealâ, tâbiiyetin farz olduðunu yine vurgulamaktadýr. Âyetin en önemli kesimi; “O’na tâbî olun ki, hidayete eresiniz.” ifadesidir. Tâbiiyetsiz bir hidayetin mümkün olmayacaðý çok açýk bir hüviyette anlatýlmaktadýr. “O’na, O Ümmî, Nebî, Resûl’e tâbî olun ki, hidayete eresiniz.” diyor Allahû Tealâ. Muhakkak ki hidayet Allah’a ulaþmaktýr (Al-i Ýmran-73). Muhakkak ki Allah’a ulaþmak, iþte o hidayettir (Bakara-120). Bu iki âyet-i kerime ile A’raf Suresinin 158’inci âyet-i kerimesi, tam bir illiyet rabýtasý içerisindedir. Hidayet, mutlaka tâbiiyetle mümkündür: Ruhun hidayeti de, fizik vücudun hidayeti de, nefsin hidayeti de ayný anda baþlar. Allahû Tealâ bu âyetle: “O’na tâbî olun ki, hidayete eresiniz.” diyor. Hidayetin bu muhtevasý önemlidir. Dikkat edin, baþka resûller için, baþka bütün mürþidler için, “Ona tâbî olun ki; o, hidayetinize vesile olsun.” hüviyeti var olduðu halde Devrin Ýmamý için, Nebî Resûl için, Peygamber Efendimiz (S.A.V) için: “O, hidayetinize vesile olur.” demiyor: “O’na tâbî olun ki, hidayete eresiniz.” diyor. Yani: “O, sizi hidayete erdirir.” diyor. Çünkü baþlarýnýn üzerine O’nun ruhu geliyor. Bunun üzerine Allahû Tealâ, kalplerinin içine îmân yazýyor. Kalplerine îmânýn yazýlmasý (Mucâdele-22), baþýn üzerine O’nun ruhunun gelmesiyle mümkündür (Nebe-39). Kalbin içine îmân kelimesini yazan Allah’týr. Baþýn üzerine devrin imamýnýn ruhunu gene Allah gönderir. Ve O, onlarý hidayete erdirir. Çünkü kalplerin içine yazýlan îmân kelimesi kalpte var olunca, kalbin içine zikirle giren rahmet, fazl ve salâvât partiküllerinden fazýllar, îmân kelimesinin etrafýnda toplanmaya baþlar. Rehine, tezkiye olmaya baþlar. Ýlk %7 nur birikimiyle birinci gök katýnýn kapýsýný açmayý baþarýr. Bunun mânâsý, baþlarýnýn üzerine devrin imamýnýn ruhu gelir gelmez vücuttan ayrýlan (Nebe-39), Allah’a doðru yola çýkan, Sýratý Mustakîm

406

406


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 158

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

üzerinden Allah’a giden yolu kendisine yol ittihaz eden ruh, sonunda Allah’a varacaktýr ve hidayete erecektir. Meaba ulaþacak, evvab olacaktýr kiþi. Öyleyse böyle bir noktada devrin imamýna tâbiiyetin, hidayete erdireceði kesinlik kazanmaktadýr: “O’na tâbî olun ki, hidayete eresiniz.” sözü ortaya çýkmaktadýr. Tâbiiyet, hidayeti kesinleþtirmektedir.

3/AL-ÝÝ ÝMRAN-7 73: Ve e lâ tu’’minû illâ li me en te ebia a dîne ekum, kul inne el hudâ huda allâh en yu’’tâ eha adun misle e mâ ûtîtum ev yuhâccûkum ýnde e ra abbikum, kul inne el edillâhi), yu’’tîhi me en ye eþâ’’(ye eþâu), va allâhu vâsiun alîm(a alîmun) fa adla a bi ye edillâh(ye Ve sizin dîninize tâbî olandan baþka kimseye inanmayýn. (Habibim) de ki: "Hiç þüphesiz hidayet, Allah’a ulaþmaktýr.” (Ýnsan ruhunun ölmeden evvel Allah’a ulaþmasýdýr.) Size verilenin bir benzerinin baþka birine verilmesi (sebebiyle mi) veya Rabbinizin katýnda (sizlerle) tartýþacaklarý için mi (böyle söylüyorsunuz)? De ki: “Hiç þüphesiz fazl, Allah’ýn elindedir. Onu dilediðine verir.” Ve Allah, VÂSÝ’un ALÎM’dir. (Allah herþeyi kuþatan ve herþeyi bilendir.)

2/BAKARA-1 120: Ve e le en te erdâ anke el ye ehûdu ve e le en na asârâ ha attâ te ette ebia a mille ete ee huda allâhi huve el hudâ, ve e le einitte eba a’te e ehvâe ehum ba a’de elle ezî câe eke e hum, kul inne allâhi min ve eliyyin ve e lâ na asîr(na asîrin). mine el ýlmi, mâ le eke e mina Sen onlarýn dînine tâbî olmadýkça (uymadýkça) ne yahudiler ve ne de hristiyanlar senden (asla) razý olmazlar. De ki: “Muhakkak ki; Allah’a ulaþmak (var ya) iþte o, hidayettir.” Sana gelen bunca ilimden sonra eðer onlarýn hevalarýna uyarsan andolsun ki; Allah’tan sana ne bir dost ve ne de bir yardýmcý olmaz.

407

407


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 158

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

58/MUCÂ ÂDELE-2 22: Lâ te ecidu ka avme en yu’’minûne e billâhi ve el ye evmil âhýri yuvâddûne e me en hâdda allâhe e ve e re esûle ehu ve e le ev kânû âbâe ehum ev ebnâe ehum ev ihvâne ehum ev aþîre ete ehum, ulâike e ke ete ebe e fî kulûbihimul îmâne e ve e eyye ede ehum bi ecrî min ta ahtihe el enhâru hâlidîne e rûhin minh(minhu), ve e yudhýluhum ce ennâtin te fîhâ, ra adýya allâhu anhum ve e ra adû anh(a anhu), ulâike e hizbulla ah(hizbulla ahi), e lâ inne e hizba allâhi humul muflihûn(muflihûne e). Allah’a ve ahiret gününe (ölmeden evvel Allah’a ulaþmaya) îmân eden kavmi, Allah’a ve resûlüne karþý gelenlerle seviþir bulamazsýn. Velev ki; onlar, babalarý veya oðullarý veya kardeþleri veya ayný aþiretten olsun. Onlarýn kalplerine îmân yazýlýr. Ve onlar, Allah’ýn katýndan (orada eðitilmiþ olan) bir ruhla (devrin imamýnýn ruhunun baþlarýnýn üzerine yerleþmesi ile) desteklenirler ve altlarýndan ýrmaklar akan cennetlere konurlar. Orada ebediyyen kalacaklardýr. Allah onlardan razýdýr, onlar da Allah’tan razýdýrlar. Ýþte onlar, Allah taraftarýdýrlar. Ve muhakkak ki; Allah, taraftarlarý kurtuluþa (felâha) erenlerdir. 78/NEBE-3 39: Zâlike el ye evmul ha akk(ha akku), fe e me en þâe ette eha aze e ilâ ra abbihî me eâbâ(me eâbe en). Ýþte o gün (mürþidin eli Hakk’a ulaþmak üzere öpüldüðü ve ona tâbî olunduðu gün), Hakk günüdür. Dileyen (Allah’a ulaþmayý dileyen) kiþi, kendisini Rabbine ulaþtýran (yolu, Sýratý Mustakîm’i) yol ittihaz eder (edinir). (Allah’a ulaþan kiþiye Allah), meab (sýðýnak, melce) olur.

408

408


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

Κ″ ∀←

ℜψετ − 159

Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↔ :↑Γ″Ζ↔< °}⊕8↑!|⊆,Ψ↑8← ″Ψ↔5 ″ω←8 ↔: ↔ Ψ↑7←Γ″Θ↔< ∝ψ←∀ ↔: ←±σ↔Ε″7≅←∀ Ve min kavmi mûsâ ummetun yehdûne bil hakký ve bihî ya'dilûn(ya'dilûne).

ςε Μυσα (Α.Σ)’⎬ν καϖµινδεν βιρ ⎫µµετ ϖαρδ⎬ρ. Ηακκ’α ηιδαψετ εδερλερ (ηιδαψετε υλα⎭τ⎬ρ⎬ρλαρ). ςε ονυνλα (ηακ ιλε) αδαλετλε η⎫κµεδερλερ.

1 2 3 4 5 6

409

-

ve min kavmi mûsâ ummetun yehdûne bi el hakký ve bihî ya'dilûne

: : : : : :

ve Musa'nýn kavminden bir ümmet, bir topluluk (vardýr) hidayete erdirir, ulaþtýrýr Hakk'a ve onunla adil olurlar, adaletle hükmederler

409


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 159

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bu âyet-i kerime, Hz. Musa’dan sonraki, Musa kavminden devrin imamlýðýný deruhte eden, hidayete erdiren, peygamber olmayan resûllerin bir muhtevasýndan bahsetmektedir. Burada Allahû Tealâ’nýn “bir topluluk”tan muradý, Hz. Musa ile ayný anda yaþamakta olan bir topluluk deðildir. Hz. Musa ile ayný devirde yaþasalardý, hidayete erdiren sadece Hz. Musa olurdu. Ve onlar da sadece hidayete erdirmeye vesile olurlardý. Her devirde, bütün kavimlerde, herkesin yanýbaþýnda hidayete vesile olacak birileri mutlaka vardýr (Maide-35). Hz. Davud’a kadar olan süreç içerisinde o devrin imamlarý, hidayete vesile olmamýþ, hidayeti gerçekleþtirmiþlerdir. Tabii bunlar, Hz. Musa’dan Hz. Davud’a kadar olan devreyi ihata ettikleri için: “Bir kavim, bir topluluk.” diyor, Allahû Tealâ. Musa’nýn kavminden bir topluluk, bir ümmet...

5/MAÝDE-3 35: Yâ eyyuhe elle ezîne e âme enûtte ekûllâhe e ve ebte egû ile eyhil ve esîle ete e ve e câhidû fî se ebîlihi le ealle ekum tuflihûn(tuflihûne e). Ey âmenû olanlar (Allah’a ulaþmayý, teslim olmayý dileyenler), Allah’a karþý takva sahibi olun ve O’na ulaþtýracak vesileyi isteyin! Ve O’nun yolunda cihad edin. Umulur ki; siz felâha erersiniz.

410

410


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 160

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

_→Ω↔8↑! _→0≅↔Α″,↔! ↔ ↔Ι″Λ↔2 ″|↔Β↔Ξ″∃! ↑ϖ↑;≅↔Ξ″Θ⊕Ο↔5 ↔: ≥↑ψ↑8″Ψ↔5 ↑ψ[×Τ″Κ↔Β″,! ← ←! |⊆,Ψ↑8|×7←! ≥_↔Ξ″[↔&″:↔! ↔: ″α↔Κ↔∆↔Α″9≅↔4 ⎣↔η↔∆↔Ε″7! ↔ ≅↔Μ↔Θ←∀ ″ ←Ι″/! ← ↔! ↓ ≅↔9↑! ∩υ↑6 ↔ϖ←ς↔2 ″φ↔5 ⎢_→Ξ″[↔2 ↔ ↔Ι″Λ↔2 _↔Β↔Ξ″∃! ↑ψ″Ξ←8 _↔Ξ″7↔ϑ″9↔! ↔: ↔ ≅↔Ω↔Ρ″7! ↑ϖ←Ζ ″[↔ς↔2 _↔Ξ″ς⊕ς↔1↔: ⎢″ϖ↑Ζ↔∀↔Ι″Λ↔8 ← ≅↔Α←[↔⎯0 ″ω←8 ∼Ψ↑ς↑6 ⎢ ×Ψ″ς⊕Κ7!↔: ⊕ω↔Ω″7! ↑ϖ←Ζ″[↔ς↔2 ″ω←Υ×7 ↔: _↔9Ψ↑Ω↔ς↔1 _↔8↔: ⎢″ϖ↑6≅↔Ξ″5↔+↔∗ _↔8 ↔ Ψ↑Ω←ς″Π↔< ″ϖ↑Ζ↔Κ↑Σ″9↔! ∼Ψ≥↑9≅↔6 411

411


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 160

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Ve katta'nâhumusnetey aþrete esbâtan umemâ(umemen), ve evhaynâ ilâ mûsâ izisteskâhu kavmuhu enýdrýb bi asâkel hacer(hacere), fenbeceset minhusnetâ aþrete aynâ(aynen), kad alime kullu unâsin meþrebehum, ve zallelnâ aleyhimul gamame ve enzelnâ aleyhimul menne ves selvâ, kulû min tayyibâti mâ rezaknâkum, ve mâ zâlemûnâ ve lâkin kânû enfusehum yazlimûn(yazlimûne).

ςε ονλαρ⎬ ⎫µµετ ολαρακ ον ικι σ⎬βτ’α αψ⎬ρδ⎬κ. Καϖµι ονδαν συ ιστεδιðι ζαµαν, Μυσα (Α.Σ)’α ασασ⎬ν⎬ τα⎭α ϖυρµασ⎬ν⎬ ϖαηψεττικ. Ηεµεν ονδαν ον ικι π⎬ναρ φ⎬⎭κ⎬ρδ⎬. Ηερ γρυπ ινσαν, ι⎜εχεðι ψερι βιλδι. ςε ονλαρ⎬ν ⎫ζερινι βυλυτλα γ⎞λγελεδικ. ςε ονλαρα, κυδρετ ηελϖασ⎬ ϖε β⎬λδ⎬ρχ⎬ν ινδιρδικ. Σιζι ρ⎬ζ⎬κλανδ⎬ρδ⎬ð⎬µ⎬ζ ηελ®λ ⎭εψλερδεν ψεψιν! ςε (ονλαρ), βιζε ζυλµετµεδιλερ, φακατ κενδι νεφσλερινε ζυλµεττιλερ.

412

412


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 160

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27

413

-

katta'nâ-hum isnetey aþrete esbâtan umemen ve evhay-nâ ilâ mûsâ iz isteskâ-hu kavmu-hu en ýdrýb bi asâ-ke el hacer fe inbeceset min-hu isnetâ aþrete aynen kad alime kullu unâsin meþrebe-hum ve zallel-nâ aley-him el gamame ve enzel-nâ aleyhim el menne ve es selvâ kulû min tayyibâti

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

ve biz ayrý ayrý ayýrdýk onlarý on iki sýbt (torun, nesil, kol, grup) topluluk, ümmet biz vahyettik Musa'ya ondan su istediði zaman onun kavmi vurmak senin asan ile taþ hemen fýþkýrdý ondan on iki pýnar oldu bildi her insan (bütün insanlar) onlarýn içeceði yer ve biz gölgeledik onlarýn üzerine bulut ve indirdik onlara kudret helvasý ve býldýrcýn yeyin helâl olanlardan

413


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 160

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

28 29 30 31 32 33

-

mâ rezak-nâ-kum ve mâ zâlemû-nâ ve lâkin kânû enfuse-hum yazlimûne

: : : : : :

sizi rýzýklandýrdýðýmýz þeyler ve bize zulmetmediler ve fakat oldular kendi nefsleri zulmediyorlar

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Burada bir mucizeyle karþý karþýyayýz. Kavmi su istediðinde Hz. Musa, asasýný taþa vurunca, taþtan 12 tane pýnar fýþkýrmýþtýr. Bunlarýn herbirisi, 12 kabilenin (sýbtýn) herbirine aittir. Böylece herkes su içeceði yeri öðrenmiþtir. Allahû Tealâ bununla yetinmemiþ, onlarýn üzerine buluttan gölge vermiþ ve kudret helvasýyla, býldýrcýn göndermiþtir. Ve bu dizayn içerisinde, onlarýn yiyecekleri saðlanmýþtýr. Allahû Tealâ’nýn emrettiði helâl þeylerden yemenin dýþýnda, bir þeyler yapmýþ Ýsrail kavmi. Kavim ne zaman Allah’ýn emirlerine itaat etmiþse, O’na yakýnlýk göstermiþse, bir taraftan kendi manevî deðerlerini kazanýrken, öbür taraftan da Allah’ýn yol ikramýna muhatap olmuþlardýr. Ama kýsa bir zaman sonra derhal yozlaþýp, Allah’ýn temel emirlerini çiðnemiþlerdir. Burada da Ýsrail kavminin, kendi nefslerine zulmetmeleri gibi yanlýþ bir þeyler yapmýþ olduklarý kesindir.

414

414


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 161

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↔∼Ψ↑ς↑6↔: ↔}↔<″Ι↔Τ″7! ← ←Η×; ∼Ψ↑Ξ↑Υ″,! ↑ϖ↑Ζ↔7 ↔υ[∝5 ″ ←! ↔: °}⊕Ο←& ∼Ψ↑7Ψ↑5 ↔: ″ϖ↑Β″∴←− ↑β″[↔& _↔Ζ″Ξ←8 ″ϖ↑Υ↔7 ″η←Σ″Ρ↔9 ∼→Γ⊕∆↑,↔ ≅↔Α″7! ∼Ψ↑ς↑∋″(!↔: ↔ω[∝Ξ←Κ″Ε↑Ω″7! ↑φ<∝ϑ↔Ξ↔, ⎢″ϖ↑Υ←#≅↔ [≥∝Ο↔∋ Ve iz kîle lehumuskunû hâzihil karyete ve kulû minhâ haysu þi'tum ve kûlû hýttatun vedhulûl bâbe succeden nagfir lekum hatîâtikum, senezîdul muhsinîn(muhsinîne). ςε ονλαρα: “Βυ ⎭εηιρδε ψερλε⎭ιν ϖε ονδαν διλεδιðινιζ ψερδεν ψεψιν, αφ διλεδιðινιζι σ⎞ψλεψιν ϖε καπ⎬δαν σεχδε εδερεκ γιριν.” δενιλµι⎭τι. “Σιζιν ηαταλαρ⎬ν⎬ζ⎬ µαðφιρετ εδελιµ ϖε µυησινλερε δαηα δα αρττ⎬ραλ⎬µ.” 415

415


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 161

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14

-

ve iz kîle lehum uskunû hâzihi el karyete ve kûlû min-hâ haysu þi'tum ve kûlû hýttatun ve udhul el bâbe succeden nagfir-lekum hatîâti-kum se nezîdu el muhsinîne

: : : : : : : : : : : : : :

ve denildiði zaman onlara oturun, yerleþin bu þehir ve yeyin ondan neresi, nereden dilediðiniz, istediðiniz ve deyin, söyleyin af dileyerek ve kapýdan girin (dahil olun) secde ederek biz sizi maðfiret edelim sizin hatalarýnýzý muhsinlere arttýracaðýz

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, Ýsrail halký için bir þehir gösteriyor. Bu þehir hakkýnda baþka surelerdeki âyetlere bakýldýðýnda her seferinde Ýsrail kavminin isyanýyla karþýlaþýyoruz. Allahû Tealâ onlarýn üzerlerine bir bulut, kudret helvasý, býldýrcýn veriyor. Ýstedikleri þeylerden yemelerini söyleyerek her türlü ikramý yapýyor. Buna karþýlýk Allahû Tealâ’nýn tek þartý, mukaddes topraklar üzerindeki kapýdan secde ederek girmeleri ve Allah’tan hatalarýnýn baðýþlanmasýný dilemeleridir. 28 basamaklýk bir dizayn içerisinde yirmi beþinci basamaða ulaþabilmiþ, vechini (fizik vücudunu) Allah’a teslim etmiþ (Nisa-125) ve muhsinlerden olmuþ birisinden bahsediyor Allahû Tealâ. Bütün insanlar için bir hedef vardýr. Bu hedef, muhsin olmak, arkasýndan nefsi Allah’a teslim ederek, muhlis kýlmak; muhlisler takvasýnýn sahibi olmak, sonra irþad takvasýnýn ve bihakkýn takvanýn (Hakk’ul yakîn takvasýnýn) sahibi olmaktýr.

416

416


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 161

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Bir evvelki âyet-i kerimede Allahû Tealâ, toplumun bir kýsmýnýn Allahû Tealâ’nýn emirlerine dikkatle ve titizlikle riayet ettiðini, bir kýsmýnýn bunlarý dinlemeyerek, isyan ettiðini, kendi nefslerine zulmettiðini söylüyordu. Ýþte burada da kapýdan girerken secde etmek ve söylenmesi lâzýmgelen sözü söylemek veya söylememeye dayalý olarak Allahû Tealâ, ya mükâfatlarýný artýrarak kiþileri muhsin kýlýyor ya da onlar, nefslerine zulmediyorlar.

4/NÝSA-1 125 5: Ve e me en ahse enu dîne en mimme en esle eme e ve eche ehu lillâhi ve e huve e muhsinun ve ette ebe ea mille ete e ibrâhîme e ha anîfâ(ha anîfe en), ve ette eha aza allâhu ibrâhîme e ha alîlâ(ha alîle en). O kiþiden, vechi (fizik vücudu) dînde daha ahsen kim vardýr? O kiþi ki; vechini (fizik vücudunu) Allah’a teslim etmiþ ve muhsinlerden olmuþtur. Ve hanif olarak Hz. Ýbrâhîm’in dînine tâbî olmuþtur. Ve Allah, Hz. Ýbrâhîm’i dost ittihaz etmiþtir.

417

417


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 162

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

″ ∝Η⊕7! ↔η″[↔3 ≈″Ψ↔5 ″ϖ↑Ζ″Ξ←8 ∼Ψ↑Ω↔ς↔1 ↔ω<∝Η⊕7! ↔ ⊕Γ↔Α↔4 ∼→ϑ″%←∗ ″ϖ←Ζ″[↔ς↔2 _↔Ξ″ς↔,″∗↔≅↔4 ϖ↑Ζ↔7 ↔υ[∝5 ↔〉 Ψ↑Ω←ς″Π↔< ∼Ψ↑9≅↔6 _↔Ω←∀ ← ≥≅↔Ω⊕Κ7! ↔ω←8 Fe beddelellezîne zalemû minhum kavlen gayrellezî kîle lehum fe erselnâ aleyhim riczen mines semâi bi mâ kânû yazlimûn(yazlimûne). Β⎞ψλεχε ονλαρδαν ζυλµεδενλερ, σ⎞ζ⎫; ονλαρα σ⎞ψλενενδεν βα⎭κα βιρ σ⎞ζλε δεðι⎭τιρδιλερ. Βυνυν ⎫ζερινε, ψαπµ⎬⎭ ολδυκλαρ⎬ ζυλ⎫µλερ σεβεβιψλε, σεµαδαν ονλαρ⎬ν ⎫ζερινε βιρ αζαπ γ⎞νδερδικ. 1 2 3 4 5 6 7

418

-

ellezîne fe beddele zalemû min-hum kavlen gayre ellezî kîle lehum fe ersel-nâ

: : : : : : :

onlar böylece deðiþtirdi zulmettiler onlardan ondan baþka bir söz söylenen onlara bunun üzerine biz gönderdik

418


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

Κ″ ∀←

ℜψετ − 162

Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

8 9 10 11 12 13

-

aleyhim riczen min es semâi bimâ kânû yazlimûne

: : : : : :

onlarýn üzerine bir azap semadan sebebiyle oldular zulmediyorlar

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýsrail kavmi, her zamanki gibi Allah’ýn kendilerine verdiði emri deðiþtirmiþler, böylece Allah’ýn emrinin dýþýna çýkmýþlardýr. Söylemeleri lâzým gelen þey, kendilerine açýkça söylenilmesine raðmen (hýtta; bizi baðýþla, bizi affet) onlar bunun yerine hýynta, “buðday” koymuþlardýr. Baþka âyetlerde de bunlarýn ifade edildiðini görüyoruz. “Kudret helvasý ve býldýrcýndan biz býktýk. Bize, Allahû Tealâ soðan versin, sarmýsak versin. Söyle Rabbine de bunlarý yapsýn.” gibi... Ýsrail kavmi, aslýnda Allah’ýn sevdiði bir kavimdir. Allahû Tealâ, onlarý baþka kavimlerin üzerinde tutmuþ, onlarý üstün kýlmýþ ama her seferinde bu kavim, kýsa bir zaman sonra gene isyan durumuna girmiþtir. Burada bir vak’a ile karþý karþýyayýz. Ýnsanlar, Allah ile olan iliþkilerinde Allah’ýn kendilerine emrettiði þeyi yerine getirmenin huzurunu ve mutluluðunu yaþayacaklarý yerde ne yazýk ki; büyük bir kýsmý, Allah’ýn emrini hiçe saymaktadýrlar. Emirleri yerine getirenler, muhsinler, muhlisler, salihlerdir. Düþünün ki; Allahû Tealâ, kudret helvasý ve býldýrcýn eti göndererek onlarý hiç çalýþmadan, bir gayretin sahibi olmadan devamlý olarak besliyor. Bu dizayn içerisinde þükretmeleri gerekiyor ki, Allahû Tealâ onu uygun görmüþ, onlarý vermiþ. Hayýr, onun yerine Allahû Tealâ’dan ekmek yapýp yemek için buðday istiyorlar. Kudret helvasý ve býldýrcýn eti onlarýn büyük bir kýsmýný tatmin etmiyor.

419

419


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 162

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Ýsrail kavminin içinde bir kýsým insan, o devirde de Allah’ýn istediði biçimde, üst seviye bir hayatý yaþýyor. (Onlar, bir evvelki âyet-i kerimede “muhsinler” adýyla geçmektedir.) Büyük bir kýsmý ise kendilerine zulmedenlerdir. Zulmedenler de her zaman olduðu gibi böyle bir yanlýþlýk yapýyorlar. Allahû Tealâ buyuruyor: “Biz bütün kavimlere resûl göndeririz, birbiri ardýna göndeririz. Size de birbiri ardýna resûller gönderdik. Onlar sizin nefsinizin hoþuna gitmeyen þeyler söylediði için bir kýsmýný öldürdünüz; bir kýsmýnýn ise sözlerini yalanladýnýz, kabul etmediniz (Bakara-87). Allahû Tealâ Kendisinden af dilemelerini buyurduðu halde onlar, “af dileme” sözünü “buðday”a çevirmiþlerdir. Allah’ýn: 12 tane pýnar fýþkýrtmasý; Onlara devamlý olarak, hiçbir emek karþýlýðý olmaksýzýn, kudret helvasý ve býldýrcýn göndermesi; Üzerlerine bulutu gölge etmesi mucizelerine, büyük ihsan ve ni’metlerine raðmen, Ýsrail kavmi hatalar yapmýþtýr.

2/BAKARA-8 87: Ve e le e ka ad âte eynâ mûsa al kitâbe e ve e ka affe eynâ min ba a’dihî bir rusuli abne e me erye eme el be eyyinâti ve e eyye ednâhu bi ûhil kudus(kudusi), e fe e ve e âte eynâ îsa ehvâ enfusukumus te ekbe ertum, fe e fe erîka an kulle emâ câe ekum ra asûlun bimâ lâ te ke ezze ebtum ve e fe erika an ta aktulûn(ta aktulûne e). Andolsun ki; Biz, Musa’ya kitap verdik ve ondan sonra da, birbiri ardýndan (aralarý kesilmeksizin, peþpeþe) resûller gönderdik. Ve Meryem’in oðlu Ýsa’ya beyyineler (açýk kanýtlar) verdik ve onu RUH’ÛL KUDÜS ile destekledik. Her ne zaman size bir resûl, nefslerinizin hoþlanmadýðý bir þeyle (emirle) geldiyse, hemen kibirlendiniz. Bir kýsmýný yalanladýnýz ve bir kýsmýný da öldürdünüz.

420

420


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 163

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

←η″Ε↔Α″7! ↔ ↔Ι←/≅↔& ″α↔9≅↔6 |∝Β⊕7! ←}↔<″Ι↔Τ″7! ←ω↔2 ″ϖ↑Ζ″ς↔ ″,↔: ↔ ″Ψ↔< ″ϖ↑Ζ↑9≅↔Β[∝&″ϖ←Ζ[∝#≅∧↔# ″ ←! ←α″Α⊕Κ7! |←4 ↔ :↑Γ″Θ↔< ″ ←! ⎣″ϖ←Ζ[∝#≅∧↔# ÷ ↔ Ψ↑Β←Α″Κ↔< ÷ ↔ ″Ψ↔<↔: _→2⊕Ι↑− ″ϖ←Ζ←Β″Α↔, ↔ Ψ↑Τ↑Κ″Σ↔< ∼Ψ↑9≅↔6 _↔Ω←∀ ″ϖ↑;Ψ↑ς″Α↔9 ↔τ←7×Η↔6 Ves’elhum anil karyetilletî kânet hâdýratel bahri iz ya'dûne fîs sebti iz te'tîhim hîtânuhum yevme sebtihim þurre'an ve yevme lâ yesbitune lâ te'tîhim, kezâlike neblûhum bi mâ kânû yefsukûn(yefsukûne). ςε ονλαρα (βιρ ζαµανλαρ) δενιζ κεναρ⎬νδα ολαν βελδεδεν σορ. Βαλ⎬κλαρ⎬, ονλαρα ψασακ υψγυλαµα γ⎫νλερινδε (χυµαρτεσι γ⎫ν⎫) ακ⎬ν ακ⎬ν γελδιðι ζαµαν (ο γ⎫ν) χυµαρτεσι γ⎫ν⎫νδε, ηαδδι α⎭⎬ψορλαρ (ψασαð⎬ υψγυλαµ⎬ψορλαρ). ςε ψασακ υψγυλαµαµα γ⎫ν⎫ ονλαρα, (βαλ⎬κλαρ) γελµιψορλαρ. ⇑⎭τε β⎞ψλε, φ⎬σκα δ⎫⎭µ⎫⎭ ολδυκλαρ⎬νδαν δολαψ⎬ ονλαρ⎬ ιµτιηαν εδιψορδυκ. 421

421


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 163

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

ve ýs'el-hum an el karyeti elletî kânet hâdýrate el bahri iz ya'dûne fî es sebti iz te'tî-him hîtânu-hum yevme sebti-him

: : : : : : : : : :

11 12 13 14 15 16 17 18 19

-

þurre’an ve yevme lâ yesbitune lâ te'tî-him kezâlike neblû-hum bimâ kânû yefsukûne

: : : : : : : : :

onlara sor beldeden ki; o idi, oldu deniz kýyýsýnda haddi aþtýklarý zaman cumartesi gününde onlara geldiði vakit balýklarý o gün onlarýn yasak uygulama (günü) (cumartesi günü) akýn akýn ve o gün yasak uygulamama (günü) onlar gelmiyorlar böylece onlarý imtihan ediyoruz þey sebebiyle oldular fýska düþüyorlar

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Mucizeleri yapan tabiatýyla Allahû Tealâ’dýr. Hz. Musa da, O’nun dünya üzerinde yaþayan bir Peygamber’i olarak, Allah’ýn vücuda getirdiði mucizenin oluþmasýna sebep olmuþtur. Hz. Musa, asasýný Allahû Tealâ’nýn emri üzerine taþa vurunca 12 tane pýnar fýþkýrmýþtýr. Herbiri, hangi pýnardan su içeceklerini böylece öðrenmiþlerdir. Bunlar, Ýsrail kavminin gözleri önünde gerçekleþmiþtir. Hz. Musa’nýn bunun dýþýnda birçok mucizesi vardýr: Allahû Tealâ’nýn daðda, kudretiyle, yazdýrdýðý tabletleri getirmiþtir.

422

422


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 163

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Elini yeleðinden çýkardýðý zaman, bembeyaz ýþýk saçan bir el görülmüþtür. Yere attýðý asa, bir canavar olmuþtur. Bütün diðer sihirbazlarýn sihirlerini yok etmiþtir. Ve Ýsrail kavminin gözleri önünde, firavunun onlarý öldürme tehditlerine raðmen bu sihirbazlar, Hz. Musa’ya tâbî olup, mü’min olmuþlardýr. Bütün bu mucizeler, Ýsrail kavminin büyük kesimini etkilememekte, hep isyan etmektedirler. Küçük kesimin ise bir kýsmý fizik vücutlarýný, bir kýsmý da nefslerini Allah’a teslim etmiþlerdir. Ve Allah yolunda devamlý ilerlemektedirler. Ýþte bu âyet-i kerimedeki de cumartesi yasaðý konusundaki isyandýr. Allahû Tealâ, bu konuda baþka âyetlerde buyuruyor ki: “Biz, pazar günü balýklara emir veriyorduk ve balýklar suyun üzerine çýkýp zýplýyorlardý.” Denizin üzerinden fýþkýrarak, adeta biz buradayýz, haydi gelin, bizi avlayýn, der gibi balýklar. Kavmin çoðu, bu balýklarý avlayarak yasaklarý çiðnerken o geri kalan; muhsin olanlar, ihlâs sahipleri, salihler asla Allah’ýn cumartesi günü yasaðýna sýrtlarýný çevirmemiþlerdir. Yasak olan günde balýk avlamamýþlar, Allah’ýn emirlerini gerçekleþtirmiþlerdir. Bu mucizeye raðmen diðerleri, Allah’ýn kendilerine verdiði emirleri uygulamamýþlardýr. Sadece kapýdan girerken “buðday” demeleri deðil, secde etmemeleri ve diðer mucizelere raðmen Hz. Musa’yý, kendilerini Allah’a ulaþtýracak olan bir Nebî Resûl olarak görmemeleri de söz konusudur. Her mucizeden sonra bu insanlar, davet edildikleri þeyden yüz çevirmiþlerdir: “Bu apaçýk bir büyüdür.” demiþlerdir.

423

423


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 164

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↑ψ™ς7! _→8″Ψ↔5 ↔ Ψ↑Π←Θ↔# ↔ϖ←7 ″ϖ↑Ζ″Ξ←8 °}⊕8↑! ″α↔7≅↔5 ″ ←! ↔: ∼Ψ↑7≅↔5 ⎢∼→Γ<∝Γ↔− _→∀!↔Η↔2 ″ϖ↑Ζ↑∀±←Η↔Θ↑8 ″ ↔! ″ϖ↑Ζ↑Υ←ς″Ζ↑8 ↔ Ψ↑Τ⊕Β↔< ″ϖ↑Ζ⊕ς↔Θ↔7 ↔: ″ϖ↑Υ←±∀∗÷ |×7←! → ↔∗←Η″Θ↔8 Ve iz kâlet ummetun minhum lime teizûne kavmenillâhu muhlikuhum ev muazzibuhum azâben þedîdâ(þedîden), kâlû ma'zireten ilâ rabbikum ve leallehum yettekûn(yettekûne).

ςε ονλαρδαν βιρ ⎫µµετ: “Αλλαη’⎬ν ηελ®κ εδεχεðι (ψοκ εδεχεðι) ϖεψα ⎭ιδδετλι βιρ αζαπλα αζαπ εδεχεðι βιρ καϖµε νι⎜ιν ⎞ð⎫τ ϖεριψορσυνυζ?” δεδικλερι ζαµαν ⎭⎞ψλε δεδιλερ: “Ραββινιζε βιρ ⎞ζ⎫ρ ολσυν ϖε β⎞ψλεχε (βυ ⎞ð⎫τλε) τακϖα σαηιβι ολυρλαρ.” διψε.

424

424


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 164

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15

-

ve iz kâlet ummetun min-hum lime teizûne kavmen allâhu muhliku-hum ev muazzibu-hum azâben þedîdâ kâlû ma'zireten ilâ rabbi-kum ve lealle-hum yettekûne

: : : : : : : : : : : : : : :

ve dediði zaman bir topluluk, ümmet onlardan niçin öðüt veriyorsunuz bir kavme Allah'ýn helâk edeceði kimseler veya azaba uðramýþ (uðratýlacak) kimseler þiddetli bir azap dediler bir özür olarak, mazeret olarak Rabbinize ve böylece onlar takva sahibi olurlar

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kavmin çoðunluðu, Allah’ýn emirlerine isyan ettiði için; Allah onlarý helâk edecektir. Onun için bir ümmet diyor ki: “Bunlara ne diye öðüt veriyorsun? Bunlar, zaten Allah’ýn azaplandýrdýðý gibi bundan sonra da azaplandýracaðý, helâk edeceði bir topluluk.” Ve cevap geliyor: “Rabbinize karþý bir özür olsun, bir af dileme hüviyeti olsun, bir de onlar bundan ders alarak, takva sahibi olsunlar.” diye.

425

425


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 165

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↔ ″Ψ↔Ζ″Ξ↔< ↔ω<∝Η⊕7! _↔Ξ″[↔∆″9↔! ∝ψ←∀ ∼:↑Ι←±6↑) _↔8 ∼Ψ↑Κ↔9 _⊕Ω↔ς↔4 ↓ !↔Η↔Θ←∀ ∼Ψ↑Ω↔ς↔1 ↔ω<∝Η⊕7! _↔9″Η↔∋↔! ↔: ← ≥Ψ∩Κ7! ←ω↔2 ↔ Ψ↑Τ↑Κ″Σ↔< ∼Ψ↑9≅↔6 _↔Ω←∀ ↓ϕ∝[ ↔∀ Fe lemmâ nesû mâ zukkirû bihî enceynellezîne yenhevne anis sûi ve ahaznellezîne zalemû bi azâbin beîsin bi mâ kânû yefsukûn(yefsukûne).

Αρτ⎬κ ονυνλα ⎞ð⎫τ ϖεριλδικλερι ⎭εψι υνυττυκλαρ⎬ ζαµαν, κ⎞τ⎫λ⎫κτεν µεν (νεηψ) εδενλερι κυρταρδ⎬κ. ςε ζυλ⎫µ εδενλερι, φ⎬σκα δ⎫⎭µ⎫⎭ ολδυκλαρ⎬νδαν δολαψ⎬ κ⎞τ⎫ βιρ αζαπλα αλδ⎬κ (ψακαλαδ⎬κ).

426

426


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 165

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14

-

fe lemmâ nesû mâ zukkirû bihî enceynâ ellezîne yenhevne an es sûi ve ahaznâ ellezîne zalemû bi azâbin beîsin bimâ kânû yefsukûne

: : : : : : : : : : : : : :

artýk, böylece, ...dýðý zaman unuttular hatýrlatýlan þeyi onunla kurtardýk ki onlar nehyediyorlar (yasaklýyorlar) kötülüklerden ve o kimseleri yakaladýk, aldýk zulmettiler bir azap ile çetin, zor, fena þey sebebiyle olduklarý fýska düþüyorlar

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bu âyet-i kerimede geçen “insanlara verilen öðüt”; Allah’ýn yolunda olmalarý, ölmeden evvel ruhlarýný Allah’a ulaþtýrmalarý, teslim etmeleri, fizik vücutlarýný Allah’a teslim etmeleri, nefslerini Allah’a teslim etmeleri, iradelerini Allah’a teslim etmeleridir. Bu âyet-i kerimeden, insanlarýn böyle bir hususu unuttuklarý neticesine varýyoruz. Allah’ýn söylediklerini, kendi diledikleri istikamette deðiþtirdiklerini görüyoruz. Allahû Tealâ, Kur’ân-ý Kerim’in ayrý ayrý yerlerinde, olaylar dizisini anlatýr. Herbiri, ayný olayýn, bir baþka âyette anlatýlmasýna bir ilâve taþýr. Birleþtirdiðiniz zaman olayýn bütünü yakalanýr. Hz. Musa, Tur daðýnda Allah’ýn tabletlerini alýrken kavminden 40 gün ayrýlmýþtýr. Aþaðýya indiðinde, kavminin bir buzaðý heykeline tapmaya baþladýðýný görmüþtür. Hepsi Allah’ýn yolundan tekrar fýska düþmüþlerdir. Kardeþi Harun’u da (o da Allah’ýn resûlüydü) öldürmek üzeredirler. Daha sonra Ýsrail kavmi, tekrar Allah’ýn yoluna girmiþler, en olmaz sebeplerden dolayý tekrar ayrýlmýþlardýr.

427

427


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 165

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

derdik. Ama sizin nefsinizin hoþuna gitmeyen þeyleri, size söyledikleri için onlarýn bir kýsmýný öldürdünüz. Bir kýsmýný da inkâr ettiniz. Kabul etmediniz.” buyuruyor (Bakara-87). Bu âyetler dizisinde Ýsrail kavminin, zaman zaman Allah’ýn bütün emirlerine itaat ettiklerini, Allahû Tealâ tarafýndan yüceltildiklerini, sonra yoldan çýktýklarýný görüyoruz. Bu, insanýn “nefs” adý verilen, tabiatýnýn bir parçasýný teþkil eden, afetlerle dolu olan kesiminin, insanlarý hakimiyetine almasýna baðlý bir husustur. Ýslâm, insanlarýn Allah’a teslim olmasýdýr. Teslim olursa, olaylarýn insanlara tesir etmesi imkânsýz hale gelir. Ýnsan, olaylarýn üzerine çýkar. Üzülmenin, huzursuz olmanýn, sýkýntý duymanýn, kýsaca, tek kelimeyle “mutsuz” olmanýn arkasýnda sadece nefsin afetleri vardýr. Ve Allahû Tealâ, bu afetlerin size hakim olduðu sürece, sizi mutsuz edeceðini, huzursuz edeceðini, “sizi Yaratan” olarak, en iyi bilendir. Allahû Tealâ, Kur’ân-ý Kerim boyunca o afetlere nasýl hakim olacaðýnýzý, nasýl yok edeceðinizi önermiþtir. Size öðreterek. Konunun içeriðini öðrendiðiniz zaman görürsünüz ki, zor bir þey yoktur. Ama þeytan ve nefsiniz size, o hedefe gitmenizi engelleyecek olan, bu hayatý yaþarken akýlcý, mantýklý zannettiðiniz þeyler söyler. Ama Kur’ân-ý Kerim’den, aslýný bir araþtýrabilseniz, iblisin bütün söylediklerinin yalan olduðunu yakalarsýnýz. O zaman, mutlu olmanýn anahtarýný ele geçireceksiniz. Ýnsanlar, sahâbenin bile sadece 10 tanesinin cennete gideceðini, geri kalanýn ne olacaðýnýn belli olmadýðýný söylemekteler. Allahû Tealâ, bütün sahâbenin Allah’ýn cennetine gireceðini söylüyor. Bütün sahâbenin daimî zikrin sahibi olduðunu söylüyor. Bütün sahâbenin Allah’ýn irþad kademesine ulaþtýklarýný söylüyor. Al-i Ýmran Suresinin 20, Yusuf Suresinin 108. âyet-i kerimelerinde Peygamber Efendimiz (S.A.V) ve O’nun sahâbesinden bahsedilirken, müþterek ifade, “ben ve bana tâbî olanlar” ifadesidir. “Bu yol benim ve bana tâbî olanlarýn yoludur.” (Yusuf-108) “Habibim o ümmîlere ve kitap sahiplerine de ki: “Ben ve bana tâbî olanlar; biz hepimiz vechimizi, fizik vücudumuzu Allah’a teslim ettik.” (Al-i Ýmran-20)

428

428


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 165

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Zamanýmýzýn âlimlerine göre sahâbe; hayattayken Peygamber Efendimiz (S.A.V)’i görenlerdir. Ancak putperestler de, kâfirler de, baþka bütün dînlerin mensuplarý da, þeytana tapanlar da O’nu görmüþlerdir. Ama onlar, sahâbe deðildi. Sahâbenin müþterek özelliði (tâbî olmak)týr. Sahâbe tâbiiyetten sonra ruhlarýný, vechlerini, nefslerini ve iradelerini Allah’a teslim edenlerdir. Münafýklar ise onlar gibi görünmeye çalýþanlardýr. Sahâbenin arasýna katýlan münafýklar da görüntüde tâbî olmuþlardýr. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in söylediklerini tekrar etmiþler, el öpmüþlerdir. Ama tâbî olmamýþlardýr. Tâbî olduklarýný iddia etmiþlerdir. Ama bu tâbiiyet kabul edilmemiþtir ve demiþler ki, “Biz de tâbî olduk, biz de mü’min olduk.” Bu konuda Allahû Tealâ buyuruyor ki: “Tâbî olan, mü’min olur. Ama siz mü’min olmadýnýz. Çünkü kalbinizin içine îmân yazýlmadý.” (Hucurat-14) Þeytanýn hilesine dikkatle bakýn. Der ki: “Îmân kelimesi, inanmak kökünden gelir. Mü’min, Allah’a inanandýr. Ýnanmayan da kâfirdir.” Oysa ki; bir insanýn Allah’a inanmasý onu mü’min yapamaz. Mutlaka kalbinin içindeki küfür kelimesini Allah’ýn almasý, kalbin içine îmâný yazmasý lâzýmdýr. 7 tane kalp þartý, 7 tane inanç þartý, 3 tane vasýf þartýnýn toplamý, insaný mü’min yapar. O zaman kalbine îmân yazýlmýþ, kalbinde küfür bulunmayan bir insan olursunuz. Çünkü kim Allah’a ulaþmayý dilerse, Allah ona 10 tane ihsan verir. Allah, 10. ihsanda gösterdiði mürþide onu ulaþtýrýr. Tâbî olduðu o gün, o kiþiye 10 tane ni’met verir. 10 tane ni’metin bir tanesi kalpten küfür kelimesini almaktýr. Allah bundan sonra, o kalbin içine îmâný yazar (Mucâdele-22). Allahû Tealâ, 10 ihsanla tâbî olduðunuz için kalbinizdeki küfür kelimesini almýþtýr. Onun yerine îmâný yazmýþtýr. Allah, kalbe îmâný yazdýðý için mü’min olunur. Öyleyse kalbine yazýlý olan îmân kelimesinin sahibi, mü’mindir. Elbette Allah’a inanacak. Elbette O’nun peygamberlerine, kitaplarýna, meleklerine, bâsu badel mevt’e, ölmeden önce ruhu Allah’a ulaþtýrmaya, hayrýn Allah’tan þerrin insandan olduðuna, elbette inanacak. Ýþte “Kur’ân-ý Kerim’in Ruhu” deyince bunlarý anlatmaya çalýþýyoruz.

429

429


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 165

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Tefsir, Kur’ân-ý Kerim’in ruhunu muhtevîdir. Lâfzýn ötesine geçer. Ýnsanlar, Allah’a inanan mü’mindir, inanmayan kâfirdir zannediyorlar. Mü’min olmak için mutlaka nefs tezkiyesi yapmak (Mu’min-40), nefs tezkiyesi yapmak için de 7 tane kalp þartýnýn sahibi olmak gerekir. Allah, cehennemi insanlarýn ve cinlerin çoðu için yaratmýþtýr (A’raf-179). Cehennemi insanlarla ve cinlerle mutlak olarak dolduracaktýr. Hiç boþ yer kalmayacaktýr. Ýnsanlarýn çoðu cehenneme gidecektir. Ýnsanlarýn %90’ýndan fazlasý size, sizin anlayýþýnýza göre mü’min olduklarýný söyleyeceklerdir. Ama mü’min deðillerdir. Þeytan öyle þeyleri diline dolamýþ ki, öylesine inandýrmýþ ki insanlarý, insanlar kurtulacaklarýna inanýyorlar. “Ben Allah’a inanýyorum. Öyleyse mü’minim ne gerek var namaz kýlmaya, oruç tutmaya, zekât vermeye” diyorlar. Allah, bütün mü’minleri cennetime koyacaðým, buyurmaktadýr (Mu’min-40). Bunun neticesinde, sadece hakikati bilmedikleri için insanlar cehenneme gideceklerdir. Kýyâmet günü, mü’minleri teþkil eden bir tek fýrka hariç, bütün fýrkalar þeytana kul oldular (Sebe-20). Sahâbe soruyor: -Ey Allah’ýn Resûl’ü! Kaç fýrka? -73 -Bunun 72 tanesi cehenneme mi gidecek? -Evet. -Sadece bir tek fýrka mý kurtulacak? -Evet. -Ey Allah’ýn Resûl’ü! Bunlarýn özellikleri ne? -Onlarýn da; sizin ve benim gibi, Sýratý Mustakîm’in üzerinde olmasý. Ruhunuzu, vechinizi (fizik vücudunuzu), nefsinizi, ve iradenizi Allah’a teslim etmek konusundaki bütün yeminleriniz, yani Allah’ýn ahdini yerine getirin. Ýþte bu Sýratý Mustakîm’dir. Sýratý Mustakîm’in üzerinde olun ki; onun dýþýndaki bütün fýrkalar, Allah’ýn yolundan ayýrýrlar (En’am-152,153). Kur’ân-ý Kerim’imizde Allah’a ulaþmayý dileyen insanlar, “âmenû olanlar” olarak isimlendirilir (Hud-29).

430

430


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 165

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Öyleyse herkes kurtulabilir. Herkesin mutlaka kurtulabileceði inanýlmaz derecede kolay bir anahtar vermiþ Allahû Tealâ, Kur’ân-ý Kerim’de. Tevrat ve Ýncil’de de vermiþ. Her peygambere indirdiðini, o peygamberin þeriat kitabýyla indirmiþ. Son Þeriat Kitabý, Son Peygamber olan Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V)’e verilmiþ ve eskilerin ayný. Ayný þeyi söylüyor Allahû Tealâ. “Allah’a ulaþmayý dileyeceksiniz.” diyor. Allahû Tealâ, bütün sahâbenin cennete gireceðini söylüyor. Hepsi Allah’a ulaþmayý dilemiþler. Ruhlarýný, vechlerini, nefslerini, iradelerini hepsini Allah’a teslim etmiþlerdir. Ýþte kendilerine verilen öðütler bunlardý. Allah’a ulaþma dileði, tâbiiyetin arkasýndan birer birer teslimler... Böyle bir istikamette o kiþinin Allah’a ulaþmayý dilemesi, kiþinin mutlaka cennete ulaþmasýnýn temelini teþkil eder. Ve cennetler, 7 kat olarak, onun önünde birer birer ulaþýlacak merhaleler olacaktýr. Âyetin ruhunda, öðüt verildikleri þeyi unutmak ve fýsk vardýr. Baþta bütün insanlar fýsktadýr. Tâbî olduklarý anda fýsk sona erer. Sonra kiþi tekrar fýska düþebilir. Tekrar tâbiiyet, bir defa daha fýsktan kurtarýr. Kiþi tekrar fýska düþebilir. Bir defa daha tâbiiyet, tekrar kiþiyi fýsktan kurtarabilir. Ama bundan sonrasý için Allahû Tealâ kalplerine küfür kelimesini tabeder ve artýk deðiþtirmez.

2/BAKARA-8 87: Ve e le e ka ad âte eynâ mûsa al kitâbe e ve e ka affe eynâ min ba a’dihî bir rusuli ve e âte eynâ îsa abne e me erye eme el be eyyinâti ve e eyye ednâhu bi ûhil kudus(kudusi), e fe e kulle emâ câe ekum ra asûlun bimâ lâ te ehvâ enfusukumus te ekbe ertum, fe e fe erîka an ke ezze ebtum ve e fe erika an ta aktulûn(ta aktulûne e). Andolsun ki; Biz, Musa’ya kitap verdik ve ondan sonra da, birbiri ardýndan (aralarý kesilmeksizin, peþpeþe) resûller gönderdik. Ve Meryem’in oðlu Ýsa’ya beyyineler (açýk kanýtlar) verdik ve onu RUH’ÛL KUDÜS ile destekledik. Her ne zaman size bir resûl, nefslerinizin hoþlanmadýðý bir þeyle (emirle) geldiyse, hemen kibirlendiniz. Bir kýsmýný yalanladýnýz ve bir kýsmýný da öldürdünüz. 12/YUSUF-1 108: Kul hâzihî se ebîlî ed’’û ila allâhi alâ ba asîre etin ene e ve e me enitte ebe eanî, ve e subhâna allâhi ve e mâ ene e mine el muþrikîn(muþrikîne e).

431

431


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 165

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

De ki: “Benim ve bana tâbî olanlarýn, basiret üzere (kalp gözüyle basar ederek, Allah’ý görerek) Allah’a davet ettiðimiz yol, iþte bu yoldur. Allah’ý tenzih ederim. Ve ben, müþriklerden deðilim."

3/AL-ÝÝ ÝMRAN-2 20: Fe e in hâccûke e fe e kul esle emtu ve echiye e lillâhi ve e me enitte ebe ean(me enitte ebe eani), ve e kul lille ezîne e ûtûl kitâbe e ve el ummiyyîne e e esle emtum, fe e in esle emû fe e ka adihte ede ev, ve e in te eve elle ev fe e inne emâ ale eyke el be ela ag(be ela agu), va allâhu ba asîrun bil ýbâd(ýbâdi). Eðer seninle tartýþmaya kalkarlarsa, o zaman de ki: “Ben ve bana tâbî olanlar vechimizi (fizik vücudumuzu) Allah’a teslim ettik.” O kitap verilenlere ve ümmîlere de ki: “Siz de (fizik vücudunuzu Allah’a) teslim ettiniz mi?” Eðer teslim ettilerse; o zaman (onlar), andolsun ki; hidayete ermiþlerdir. Eðer yüz çevirirlerse; o zaman sana düþen (görev), ancak tebliðdir. Allah kullarýný Basîr’dir (görendir). 49/HUCURAT-1 14: Kâle etil a’râbu âme ennâ, kul le em tu’’minû ve e lâkin kûlû esle emnâ ve e le emmâ ye edhulil îmânu fî kulûbikum, ve e in tutîullâhe e ve e re esûle ehu lâ ye elitkum ey’’en), inna allâhe e ga afûrun ra ahîm(ra ahîmun). min a’mâlikum þe ey’’â(þe Araplar dediler ki: “Biz mü’min olduk.” (Habibim) de ki: “Mü’min olduk, demeyin. Lâkin; Ýslâm (dairesine) girdik, deyin. Çünkü kalplerinizin içine îmân girmedi (îmân yazýlmadý). Ve eðer Allah’a ve resûlüne itaat ederseniz, amellerinizden bir þey eksilmez. Allah Gafur’dur, Rahîm’dir.” 58/MUCÂ ÂDELE-2 22: Lâ te ecidu ka avme en yu’’minûne e billâhi ve el ye evmil âhýri yuvâde ve e re esûle ehu ve e le ev kânû âbâe ehum ev ebnâe ehum ev dûne e me en hâdda allâhe ihvâne ehum ev aþîre ete ehum, ulâike e ke ete ebe e fî kulûbihimul îmâne e ve e eyye ede ehum bi ecrî min ta ahtihe el enhâru hâlidîne e rûhin minh(minhu), ve e yudhýluhum ce ennâtin te fîhâ, ra adýya allâhu anhum ve e ra adû anh(a anhu), ulâike e hizbulla ah(hizbulla ahi), e lâ inne e hizba allâhi humul muflihûn(muflihûne e).

432

432


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 165

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Allah’a ve ahiret gününe (ölmeden evvel Allah’a ulaþmaya) îmân eden kavmi, Allah’a ve resûlüne karþý gelenlerle seviþir bulamazsýn. Velev ki; onlar, babalarý veya oðullarý veya kardeþleri veya ayný aþiretten olsun. Onlarýn kalplerine îmân yazýlýr. Ve onlar, Allah’ýn katýndan (orada eðitilmiþ olan) bir ruhla (devrin imamýnýn ruhunun baþlarýnýn üzerine yerleþmesi ile) desteklenirler ve altlarýndan ýrmaklar akan cennetlere konurlar. Orada ebediyyen kalacaklardýr. Allah onlardan razýdýr, onlar da Allah’tan razýdýrlar. Ýþte onlar, Allah taraftarýdýrlar. Ve muhakkak ki; Allah, taraftarlarý kurtuluþa (felâha) erenlerdir.

40/MU’’MÝN-4 40: Me en amile e se eyyie ete en fe e lâ yuczâ illâ misle ehâ, ve e me en amile e sâlieke erin ev unsâ ve e huve e mu’’minun fe e ulâike e ye edhulûne el ce enne ete e ha an min ze yurze ekûne e fîhâ bi ga ayri hisâb(hisâbin). Kim seyyiat (þerr, derecat düþürücü ameller) iþlerse mislinden daha fazla cezalandýrýlmaz. Kadýnlardan veya erkeklerden kim amilüssalihat (nefsi ýslâh edici ameller, nefs tezkiyesi) yaparsa iþte onlar, mü’minlerdir. Onlar, cennete konulacak ve orada hesapsýz rýzýklandýrýlacaklardýr. 7/A’’RAF-1 179 9: Ve e le eka ad ze ere e’nâ li ce ehe enne eme e ke esîre en mine el cinni ve el insi le ehum kulûbun lâ ye efka ahûne e bihâ ve e le ehum a’yunun lâ yubsýrûne e bihâ ve e le ehum âzâe ke el en’’âmi be el hum eda allu, ulâike e humul nun lâ ye esme eûne e bihâ, ulâike gâfilûn(gâfilûne e). Ve andolsun ki; cehennemi insanlarýn ve cinlerin çoðuna hazýrladýk (yarattýk). Onlarýn kalpleri (idrak hassalarý) vardýr, onunla fýkýh (idrak) etmezler. Onlarýn gözleri vardýr, onunla görmezler. Onlarýn kulaklarý vardýr, onunla iþitmezler. Onlar hayvanlar gibidir. Hatta daha çok dalâlettedirler. Ýþte onlar, onlar gâfillerdir. 34 4/SEBE-2 20: Ve e le eka ad sa adda aka a ale eyhim iblîsu za anne ehu fe ette ebe eûhu illâ fe erîka an mine el mu’’minîn(mu’’minîne e). Þeytan, insanlar üzerindeki vaadini yerine getirdi. Mü’minlerden ibaret bir tek fýrka hariç hepsi, iblise tâbî oldular.

433

433


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 165

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

6/EN’’AM-1 152: Ve e lâ ta akre ebû mâle el ye etîmi illâ bille etî hiye e ahse enu ha attâ ye ebluga a eþudde eh(e eþudde ehu), ve e evfûl ke eyle e ve el mîzâne e bil kýst(kýstý), lâ nuke ellifu ne efse en illâ vus’’ahâ ve e izâ kultum fa a’dilû ve e le ev kâne e zâ kurbâ, ve e bi ahdillâhi evfû, ealle ekum te eze ekke erûn(te eze ekke erûne e). zâlikum va assâkum bihî le Yetimin malýna, o en kuvvetli çaðýna gelinceye kadar, en güzel þekliyle olmadýkça yaklaþmayýn. Ölçü ve tartýyý adaletle yerine getirin. Kimseyi gücünün dýþýnda (bir þey ile) sorumlu tutmayýz. Söylediðiniz zaman, yakýnýnýz olsa bile, artýk adaletle söyleyin. Allah’ýn ahdini yerine getirin (ifa edin). Böylece tezekkür edersiniz diye, (Allah) iþte böyle, size onunla vasiyet (emir) etti. 6/EN’’AM-1 153: Ve e enne e hâzâ sýrâtî muste ekîme en fe ette ebiûh(fe ette ebiûhu), ve e lâ te ette ebiûs subule e fe e te efe erre eka a bikum an se ebîlih(se ebîlihi), zâlikum va assâkum bihî e). le ealle ekum te ette ekûn(te ette ekûne Ve muhakkak ki; bu, benim mustakîm olan yolumdur. Öyleyse ona tâbî olun. Ve (baþka) yollara tâbî olmayýn ki; o taktirde sizi, onun yolundan ayýrýr. Ýþte böyle size onunla vasiyet etti(emretti). Böylece siz takva sahibi olursunuz. 11/HUD-2 29: Ve e yâ ka avmi lâ es’’elukum ale eyhi mâlâ(mâle en), in ecriye e illâ alâllâhi ve e mâ ene e bi târidille ezîne e âme enu, inne ehum mulâkû ra abbihim ve e lâkinnî erâkum elûne e). ka avme en te eche elûn(te eche Ve ey kavmim! Buna (teblið ettiðim þeylere) karþýlýk sizden mal olarak (bir þey) istemiyorum. Eðer ücretim (ecrim) varsa ancak Allah’a aittir. Ve ben âmenû olanlarý tardedecek (uzaklaþtýracak, kovacak) deðilim. Muhakkak ki; onlar, Rab’lerine mülâki olacaklar. Ve lâkin ben, sizi cahillik eden bir kavim olarak görüyorum.

434

434


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 166

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

″ϖ↑Ζ↔7 _↔Ξ″ς↑5 ↑ψ″Ξ↔2 ∼Ψ↑Ζ↑9 ≅↔8″ω↔2 ∼″Ψ↔Β↔2 _⊕Ω↔ς↔4 ↔ω∝[ ←,≅↔∋ → ↔(↔Ι←5 ∼Ψ↑9Ψ↑6 Fe lemmâ atev an mâ nuhû anhu kulnâ lehum kûnû kýredeten hâsiîn(hâsiîne).

Β⎞ψλεχε ονλαρ, ονδαν νεηψεδιλδικλερι ⎭εψδε ηαδδι α⎭⎬νχα, ονλαρα: “Α⎭αð⎬λ⎬κ µαψµυνλαρ ολυν!” δεδικ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

435

-

fe lemmâ atev an mâ nuhû anhu kulnâ lehum kûnû kýredeten hâsiîne

: : : : : : : : : :

böylece, olduðu zaman haddi aþtýlar þeyden nehyedildikleri (yasaklandýklarý) ondan biz dedik onlara olunuz maymunlar aþaðýlýk, alçak

435


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 166

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Çeþitli âyet-i kerimelerde Allahû Tealâ, ayný olaylarý hep anlatýyor. Bu konuda: “Onlarýn üzerine Tur daðýný kaldýrdýk. Dað üzerlerine düþecek ve hepsi o anda ölecekler diye, çok þiddetle korktular ama onlarý, öldürmedik. Onlara, aþaðýlýk maymunlar olun dedik.” buyuruyor, Allahû Tealâ. Darwin; insan, maymundan oluþmuþtur, Kur’ân-ý Kerim, maymunlarýn bir kýsmý insandan oluþmuþtur, diyor. Genetik kodlardan hareket edildiði zaman böyle bir maymun türü bulunacaktýr. O maymun türlerinin bir örneði, Fransa’da tespit edilmiþtir. Allahû Tealâ, Kur’ân-ý Kerim’de insanlardan bir maymun türü oluþturduðunu söylüyor. Genetik kodlar kesin olarak ispat ediyor ki; hayýr, insan maymundan türememiþtir. Ýnsan kendine has, kâinat üstünlüðünün sahibi olan bir mahlûktur. Bütün güzellikler insan içindir. Ýnsan olarak yaratýldýnýz. Kâinatýn en üstün mahlûklarý olarak yaratýldýnýz. Hepiniz için sonsuz bir mutluluk söz konusu olmalýdýr. Ýnsansýnýz. Allah’ýn en çok sevdiði mahlûksunuz. Allah, bütün göklerde, bütün arzlarda yarattýðý canlý ve cansýz herþeyi insan için yaratmýþtýr. Ve insanýn emrine vermiþtir (Casiye-13).

45/CASÝYE-1 13: Ve e se ehha are e le ekum mâ fîs se emâvâti ve e mâ fîl ardý ce emîa an minh(minhu), inne e fî zâlike e le e âyâtin li ka avmin ye ete efe ekke erûn(ye ete efe ekke erûne e). O’dur ki, O yüce Allah’týr ki; bütün göklerde ve bütün arzlarda (hayat olan âlemlerde yarattýðý) herþeyi katýndan sizlerin (insanlarýn) emrine musahhar kýldý. Muhakkak ki; bunda, düþünen bir kavim için âyetler vardýr.

436

436


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 167

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

←⊥↔Ω×[←Τ″7! ← ″Ψ↔< |×7←! ″ϖ←Ζ″[↔ς↔2 ⊕ω↔Χ↔Θ″Α↔[↔7 ↔τ∩∀↔∗ ↔ ⊕)↔≅↔# ″ ←! ↔: ↔τ⊕∀↔∗ ⊕ ←! ⎢← !↔Η↔Θ″7! ↔ ≥Ψ↑, ″ϖ↑Ζ↑8Ψ↑Κ↔< ω↔8 °ϖ[∝&↔∗ ° Ψ↑Σ↔Ρ↔7 ↑ψ⊕9←!↔: ⎣← ≅↔Τ←Θ″7! ↑π<∝Ι↔Κ↔7 Ve iz teezzene rabbuke le yeb'asenne aleyhim ilâ yevmil kýyâmeti men yesûmuhum sûel azâb(azâbi), inne rabbeke le serîul ýkâbi ve innehu le gafûrun rahîm(rahîmun).

ςε σενιν Ραββιν κ⎬ψ®µετ γ⎫ν⎫νε καδαρ, ονλαρα αζαβ⎬ν εν κ⎞τ⎫σ⎫ν⎫ ψαπαχακ κι⎭ιλερι µυτλακα γ⎞νδερεχεðινι βιλδιρµι⎭τι. Μυηακκακ κι σενιν Ραββιν ικαβ⎬ (χεζασ⎬) ⎜αβυκ ολανδ⎬ρ. ςε γερ⎜εκτεν Ο, ελβεττε Γαφυρ ϖε Ραη⎩µ’διρ.

437

437


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 167

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

-

ve iz teezzene rabbu-ke le yeb'asenne aleyhim ilâ yevmi el kýyâmeti men yesûmu-hum sûe el azâbi inne rabbeke le serîu el ýkâbi

12 - ve inne-hu 13 - le gafûrun 14 - rahîmun

: : : : : : : : : : : : : :

ve bildirmiþti senin Rabbin mutlaka gönderecek onlarýn üzerine kýyâmet gününe (kadar) kim, kimse onlarý zorlayacak azabýn kötüsü muhakkak, þüphesiz senin Rabbin mutlaka ikabý (þiddetli ceza) çabuktur (seridir) ve muhakkak o elbette maðfiret edendir Rahîm’dir, rahmet gönderendir

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ne zaman bir kavim Allah’ýn yolundan saparsa, kavimde çöküntü varsa, mutlaka onlara dünyada azap edecek olan insanlar vardýr. Allah, onlarýn arasýnda zulmedecek olanlarý, onlarýn baþýna geçirir. Allahû Tealâ buyuruyor: “Cehenneme girenler derler ki, Yarabbi biz devrimizin küberasýna ve sâdatlarýna itaat ettik. Bu yüzden cehennemdeyiz. Onlara, iki kat azap ver. Onlarý, en büyük lânetinle lânetle.” (Ahzab-67, 68) Devrin küberasý, devrin büyükleridir. Devrin sâdatlarý, her konunun, o konuda ileri gelenleridir. Ýnsanlarýn kendi kendilerine zulümleri arttýkça, çevrelerine zulümleri arttýkça, idare edenlerin de onlara olan zulümleri artar. Adalet müessesesi, adým adým yok olur. Ve adalet, insanlarýn elinde oyuncak olur. Ýþte bunun adý zulüm-

438

438


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 167

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

dür. Adaletin tecellisi, zulüm deðildir, haktýr. Zulüm, adaletsizliktir. Kavimler Allah’ýn yolundan ayrýldýkça, onlarýn baþýna þeytanla iþbirliði yapanlarý yani nefslerine tâbî olanlarý getirir, Allahû Tealâ. O zaman müessese, adým adým insanlara mutsuzluk veren bir hüviyete ulaþýr. Toplumun fertleri asýk suratlý, üzgün, öfkeli, sinirli, her an birbirlerine karþýlýk verebilecek olan özelliklerin sahibi olurlar. Sahâbeyle bu tarzdaki insanlarý karþýlaþtýrýn. Aralarýndaki farklýlýða dikkatle bakýn. Sahâbenin belirgin özelliði, birbirleri için yaþamalarýydý. Herkes baþkasýna yardým için hayata getirildiðini biliyordu. Bilin ki; ne kadar, etrafýnýzdaki insanlara yardým ederseniz, o kadar onlar için yaþarsýnýz. Kendisine her yardým ettiðiniz kiþi, onun mutluluðunun iki katý, size yansýsýn diye Allahû Tealâ’nýn, etrafýnýzda vücuda getirdiði insanlardan biridir. Etrafýnýzdaki herkes, sizin için bir mutluluk kapýsýdýr. Onlara ufacýk bir yardýmýnýz, onlarý þu veya bu þekilde mutlu etmeniz sizin mutluluðunuz içindir. Kim baþkasýna hakaret ederse, kötü davranýrsa, ona zulmederse; zulmeden de, zulmedilen de üzülür. Kim baþkasýna yardýmý, onun mutluluðunu hedef almýþsa; mutluluðu vermeye çalýþan da, mutluluðun kendisine ulaþtýrýldýðý kiþi de mutludur. Ýþte karalar, adým adým diðer beyazlarý karaya çevirirken; beyazlar da, adým adým diðer karalarý beyaza çevirecektir. Eþyanýn tabiatýna uygun olan budur. Bütün çürük elmalar, dokunduklarý yerde birbirlerini çürütürler. Ama güneþin ýþýnlarý, bütün meyveleri en güzele ulaþtýrýr. Yaptýðýnýz her yardým, güneþin ýþýnlarý gibidir. O insanlarý mutlu edersiniz. Toplumun çürümemesi, toplumun Allah’ýn emrettiði hedefe yürümesi bu bilincin farkýnda olan insanlarýn, bu hedefe yönelik insanlarýn toplumu sarmasý, kucaklamasý, çoðunluðu oluþturmasý ile vücut bulur. Ýþte bundan 14 asýr evvel onlar, öyle bir topluluktu.

439

439


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 167

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Ýnsanlýk haysiyeti, insanlýk þerefi doðrultusunda, bunun çok daha ötesinde bir mutlu hayatý vücuda getirebilecek olan bir Allah’a lâyýk olma düzeninin mevcut olduðunu gösteriyor Kur’ân-ý Kerim. Ama iblis, insanlarý devamlý aldatmak yoluyla bütün bu güzellikleri unutturmayý baþarmýþtýr. Her peygamber devrinde bu güzellikler, onlarýn etrafýnda toplanan, toplamýn %10’undan çok daha az insan tarafýndan mutlaka yaþanmýþtýr. Etraftaki diðer insanlar, o güneþten nasiplerini alamamýþlardýr. Ve bütün devirler boyunca, bütün kavimlerde mutlaka Allah’ýn resûlleri var olmuþtur, kýyâmete kadar da var olacaktýr. O güzelliklere insanlarý ulaþtýrmak istikametinde... Allahû Tealâ, bütün insanlarýn mutluluðunu ister.

33/AHZAB-6 67: Ve e kâlû ra abbe enâ innâ ata a’nâ sâde ete enâ ve e kube erâe enâ fe e eda allûne es se ebîl(se ebîlâ). Cehennemde olanlar derler ki: “Yarabbi, muhakkak ki; biz, devrin sâdatlarýna (dînde ileri gidenlerine) ve küberasýna (büyüklerine) itaat ettik. Ve böylece Senin yolundan (Sýratý Mustakîm’inden) saptýk. 33/AHZAB-6 68: Ra abbe enâ âtihim dý’’fe eyni mine el azâbi ve el anhum la a’ne en ke ebîrâ(ke ebîre en). Rabbimiz, onlara iki kat azap ver. Onlarý, büyük bir lânetle lânetle.”

440

440


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 168

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↔ Ψ↑Ε←7≅⊕Μ7! ↑ϖ↑Ζ″Ξ←8 ⎣_→Ω↔8↑! ← ″∗ ÷↵! |←4 ″ϖ↑;≅↔Ξ″Θ⊕Ο↔5 ↔: ← ≅↔Ξ↔Κ↔Ε″7≅←∀ ″ϖ↑;≅↔9″Ψ↔ς↔∀↔: ⎧↔τ←7×) ↔ :↑( ″ϖ↑Ζ″Ξ←8↔: ↔ Ψ↑Θ←%″Ι↔< ″ϖ↑Ζ⊕ς↔Θ↔7 ← ≅ ÷←[⎯⊕Κ7!↔: Ve katta'nâhum fîl ardý umemâ(umemen), minhumus sâlihûne ve minhum dûne zâlike ve belevnâhum bil hasenâti ves seyyiâti leallehum yerciûn(yerciûne).

ςε ψερψ⎫ζ⎫νδε ονλαρ⎬ ⎫µµετλερε (τοπλυλυκλαρα) αψ⎬ρδ⎬κ. Ονλαρδαν βιρ κ⎬σµ⎬ σαλιηλερ ϖε βιρ κ⎬σµ⎬ βυνλαρδαν βα⎭καλαρ⎬ (σαλιη ολµαψανλαρ)δ⎬ρ. ςε ονλαρ⎬, ηασενατ (ποζιτιφ δερεχε καζανδ⎬ραν αµελλερ) ϖε σεψψιατ (νεγατιφ δερεχε καζανδ⎬ραν αµελλερ) ιλε ιµτιηαν εττικ κι; β⎞ψλεχε δ⎞νσ⎫νλερ (Αλλαη’α).

441

441


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 168

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

ve katta'nâ-hum fî el ardý umemâ min hum es sâlihûne ve min-hum dûne zâlike ve belev-nâ-hum bi el hasenâti ve es seyyiâti lealle-hum yerciûne

: : : : : : : : : : : :

ve onlarý ayrý ayrý böldük, ayýrdýk yeryüzünde topluluklar, milletler onlardan salihler ve onlardan baþka bunlar biz onlarý imtihan ettik iyilikle ve kötülükle böylece onlar dönerler

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Burada, Ýsrail kavminin parçalanýþýna ait bir iþaret verilmektedir. Ýsrail kavmi, bütün milletlerin arasýna daðýlmýþtýr. Þu anda da ayný daðýnýklýk yaþanmaktadýr. Bir ülkeleri olmasýna raðmen dünyadaki ülkelerin çoðunda (Batý ülkelerinde, geliþmiþ ülkelerde, Türkiye’de), Ýsrail kavmini mutlaka parçalanmýþ olarak bulacaksýnýz. Her kavimde, onlardan bir kýsmý mutlaka vardýr. Onlardan bir kýsmý, Allah’ýn emirlerini her halükârda yerine getirenlerdir. Ruhlarýný, vechlerini, nefslerini Allah’a teslim etmiþ olanlar, belki daha ileri gidip irþad makamýnýn da sahibi olan salihlerdir. Her devirde, bütün milletlerin içinde mutlaka salihler, mutlaka Allah’ýn bir resûlü bulunacaktýr. Kýyâmete kadar bu böyle devam edecektir. Allahû Tealâ, bir resûl, bir nezir göndermedikçe azap etmez (Ýsra-15). Ve bütün kavimlere, onlardan birilerini, onlarýn dilleriyle Allah’ýn söylediklerini beyan etmeleri için gönderir, beas eder (Ýbrâhîm-4). Ýrþada ulaþanlar, irþadla görevlendirilen bihakkýn takvanýn sahipleri, nefslerini Allah’a teslim edenler de salihlerin içindedir.

442

442


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 168

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Her olay, bir imtihandýr. Hayatýn her saniyesinde ya derecat kazandýrýr ya da kaybettirir. Neden her saniye? Ýnsanlar, ibadet etmedikleri için derecat kazanmadýklarýný, kimseye de bir kötülükleri dokunmadýðý sürece derecat kaybetmediklerini düþünürler. Oysa ki; zikretmedikleri süreç içerisinde her an, derecat kaybederler. Bu hesaba göre bir insanýn mutlaka cehenneme gitmesi lâzýmdýr. Allahû Tealâ, herkese kazandýðý dereceler itibariyle 1’e 10 verir. 24 saatlik bir zaman parçasýnýn 2.5 saatinde zikreden bir insan, geri kalan 21,5 saatte kaybettiði dereceden daha fazlasýný kazanýr. Tabiatýyla cehenneme gitmesi söz konusu olamaz. Cehenneme gidecek olanlar ise kaybettikleri dereceler, kazandýklarý derecelerden fazla olanlardýr. Allahû Tealâ, böyle bir dizaynda daha öteye geçerek kim on tane ihsanla tâbiiyetini gerçekleþtirebilirse; ona 1’e 10 deðil, 1’e 100 vermeye baþlar. Sonra 1’e 200, 300, 400, 500, 600 ve 700’e kadar yükseltir ni’metlerini. Ve kiþinin, cehenneme gitmesini imkânsýz kýlar. Böyle bir durumda insan, Allahû Tealâ’nýn evliyasý olmuþsa, ruhunu Allah’a ulaþtýrmýþsa, her kazandýðý bir tek derece için Allahû Tealâ’dan 700 derece alýyorsa; o kiþinin, cehenneme girebilmesi için hergün kazandýðý derecelerin 700 katýndan fazla derecat kaybetmesi lâzýmdýr. Çünkü; kaybettiði bir derecat, amel defterine (rakamlý kitaba), üç boyutlu hayat filmine, bir tek derecat olarak yazýlýr. Ýki derecat kaybettiði zaman iki derecat yazýlýr. Kaybedilen derecelerde ölçü, 1’e 1 iken kazanýlan derecelerde 1’e 700’dür. Hiç kimse, hergün kazandýðý derecelerin 700 katýndan daha fazla günah iþleyemez. Bu, hergün için mümkün deðildir. O zaman Allahû Tealâ, insanlara cennetin yolunu garanti ediyor. Allahû Tealâ’nýn iþte bu seyyiatlerle, hasenatlarla bizleri imtihan etmesinin sonunda burada, Allah’a dönüþümüz söz konusudur (Fecr-28). Allah’a dönüþümüz, üzerimize 12 defa Allahû Tealâ tarafýndan farz kýlýnmýþtýr. Onlardan bir kýsmýný da, bu imtihanlara tâbî tutarak, salihlerden kýlýyor Allahû Tealâ. Salih olmayanlarý da imtihanlara tâbî tutuyor ki belki Allah’a dönerler, ruhlarýný Allah’a ulaþtýrmak konusunda bir kararýn sahibi olurlar, Allah’a ezelde verdikleri misaki gerçekleþtirirler diye.

443

443


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 168

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Ýþte “yerine getirmek”, ruhun Allah’a geri dönmesidir. Allah’ýn, “rücu” kelimesinden muradý geriye dönüþtür, ait olduðu yere dönüþtür. Ruhumuz Allah’tan gelmiþtir, bize üfürülmüþtür (Secde-9). Allahû Tealâ ve üfürülen o ruh, tekrar Allah’a dönmek mecburiyetindetir. Bizde sadece bir emanettir.

17/ÝSRA-1 15: Me enihte edâ fe e inne emâ ye ehte edî li ne efsih(ne efsihî), ve e me en da alle e fe e eyhâ, ve e lâ te eziru vâzire etun vizre e uhrâ, ve e mâ kunnâ mua azzinne emâ ya adýllu ale ibîne e ha attâ ne eb’’ase e re esûlâ(re esûle en). Kim hidayete ererse kendi nefsi için hidayete erer. Kim de dalâlette ise dalâlette olmak onun aleyhinedir. Nezirin (ikaz edenin) nezrettiðini (ikazýný, uyarýsýný) yerine getirmeyenlerin (bu sebeple günah yüklenenlerin) günahlarýný baþkalarý yüklenmez. Bir resûl göndermedikçe (hiçbir kavme, hiç kimseye) azap etmeyiz. 14 4/ÝBRÂ ÂHÎÎM-4 4: Ve e mâ erse elnâ min re esûlin illâ bi lisâni ka avmihî li yube eyyine e le ehum, fe e yudillullâhu me en ye eþâu ve e ye ehdî me en ye eþâ’’(ye eþâu), ve e huve el azîzul ha akîm(ha akîmu). Hiçbir resûlümüz yoktur ki; Biz, onu kendi kavminin lisanýyla göndermiþ olmayalým. Onlara (kendi lisanlarýyla) beyan etsin (açýklasýn) diye. Öyleyse Allah, dilediðini (Allah’a ulaþmayý dilemeyenleri) dalâlette býrakýr. Dilediðini (Allah’a ulaþmayý dileyenleri) hidayete erdirir. Ve O, Azîz’dir, hikmet sahibidir. 89 9/FECR-2 28: Ýrciî ilâ ra abbiki râdýye ete en ma ardýyye eh(ma ardýyye ete en). Allah’tan razý ol ve Allah’ýn rýzasýný kazan. (Ey ruh!) Allah’a (Rabbine) geri dönerek ulaþ. 32/SECDE-9 9: Summe e se evvâhu ve e ne efe eha a fîhi min rûhihî ve e ce eale e le ekumus el ef’’ide eh(e ef’’ide ete e), ka alîle en mâ te eþkurûn(te eþkurûne e). se em’’a ve el ebsâre e ve Sonra (Allah), onu dizayn etti ve onun içine (vechin, fizik vücudun içine) ruhundan üfürdü ve onu (onun ruhunun kalbine) sem’î (kalbin iþitme hassasý), basar (kalbin görme hassasý) ve fuad (kalbin idrak etme hassasý) hassalarýna (sahip) kýldý. Ne kadar az þükrediyorsunuz.

444

444


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 169

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↔ ≅↔Β←Υ″7! ∼Ψ↑∃←∗↔: °ρ″ς↔∋ ″ϖ←;←Γ″Θ↔∀ ″ω←8 ↔ρ↔ς↔Φ↔4 ↑η↔Σ″Ρ↑[↔, ↔ Ψ↑7Ψ↑Τ↔<↔: |×9″( ÷↵! ∼↔Η×; ↔ ↔Ι↔2 ↔ :↑Η↑∋≅∧↔< ″ϖ↔7 ↔! ⎢ :↑Η↑∋≅∧↔< ↑ψ↑ς″Χ←8 ° ↔Ι↔2 ″ϖ←Ζ←#≅∧↔< ″ ←! ↔: ⎣_↔Ξ↔7 ∼Ψ↑7Ψ↑Τ↔< ÷ ″ ↔! ← ≅↔Β←Υ″7! ↑ ≅↔Χ[∝8 ″ϖ←Ζ″[↔ς↔2 ″γ↔∋⊂Ψ↑< ↑ !⊕Γ7!↔: ⎢←ψ[∝4 _↔8 ∼Ψ↑,↔∗↔(↔: ⊕σ↔Ε″7! ® ←! ←ψ™ς7!|↔ς↔2 ⎢↔ Ψ↑Τ⊕Β↔< ↔ω<∝Η⊕ς←7 °η″[↔∋ ↑ ↔Ι←∋× ↵! ↔ Ψ↑ς←Τ″Θ↔# ÷↔4 ↔! 445

445


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 169

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Fe halefe min ba'dihim halfun verisûl kitâbe ye'huzûne arada hâzel ednâ ve yekûlûne se yugferu lenâ ve in ye'tihim aradun misluhu ye'huzûh(ye'huzûhu), e lem yu'haz aleyhim mîsâkul kitâbi en lâ yekûlû alâllâhi illel hakka ve deresû mâ fîh(fîhî), ved dârul âhýretu hayrun lillezîne yettekûn(yettekûne), e fe lâ ta'kýlûn(ta'kýlûne). Αρτ⎬κ ονλαρδαν σονρα, σονρακι νεσιλ ηαλεφ ολδυ (ονλαρ⎬ν ψερινε γε⎜τι). Κιταβ’α ϖαρισ ολδυλαρ. ςε: “Ψακ⎬νδα βιζε µαðφιρετ εδιλεχεκ (γ⎫ναηλαρ⎬µ⎬ζ σεϖαβα ⎜εϖριλεχεκ).” διψερεκ, βυ δεðερσιζ δ⎫νψα µαλ⎬ν⎬ αλ⎬ρλαρ (αλδ⎬λαρ). ςε ονυν γιβι βιρ µισλι δαηα δ⎫νψα µαλ⎬ ονλαρα γελσε, ονυ δα αλ⎬ρλαρ. Αλλαη’α καρ⎭⎬ ηακταν βα⎭κα βιρ ⎭εψ σ⎞ψλεµεµελερι ι⎜ιν ονλαρδαν Κιταβ’⎬ν µισακι αλ⎬νµαδ⎬ µ⎬? ςε Ο’νυν ι⎜ινδεκιλερι, ονλαρ οκυδυλαρ (⎞ðρενδιλερ). Τακϖα σαηιβι ολανλαρ ι⎜ιν αηιρετ ψυρδυ δαηα ηαψ⎬ρλ⎬δ⎬ρ. Η®λ® ακ⎬λ ετµεζ µισινιζ? 1 2 3 4 5 6 7 8

446

-

fe halefe min ba'di-him halfun verisû el kitâbe ye'huzûne arada hâze el ednâ ve yekûlûne

: : : : : : : :

artýk yerine geçti onlardan sonra sonraki nesil kitaba varis oldular alýrlar dünya malý bu deðersiz ve derler

446


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 169

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26

-

se yugferu lenâ ve in ye'ti-him aradun misli-hu ye'huzû-hu e lem yu'haz aleyhim mîsâku el kitâbi en lâ yekûlû alâ allâhi illâ el hakka ve deresû mâ fî-hi ve ed dâru el âhýretu hayrun li ellezîne yettekûne e fe lâ ta'kýlûne

: : : : : : : : : : : : : : : : : :

yakýnda bize maðfiret edilecek ve onlara gelirse dünya malý onun kadar (daha) onu alýrlar alýnmadý mý onlarýn üzerine, onlardan kitabýn misaki söylememeleri Allah'a karþý haktan baþka ve okudular, öðrendiler içindeki þeyleri ve ahiret yurdu daha hayýrlý o kimseler için takva sahibi olurlar hâlâ akýl etmez misiniz

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Burada misakin bir baþka mânâsý oluþuyor ki, bu sadece yemini deðil, yeminlerin hakký söyleyecek þekilde açýklanmasýný da ihtiva etmektedir. Allahû Tealâ, hepimizden ezelde, “elestübi rabbiküm” günü yemin, misak ve ahd almýþtýr (A’raf-172). Burada Allah’ýn, mukaddes kitaplardaki hakikatleri söylemek istikametinde bizden bir kitabî misak almasý söz konusudur. Kitabýn misaki, kitabýn doðrularý konusunda, kitabýn emirlerinin (teslimlerinin) hepsinin (ruhun, vechin, nefsin ve iradenin teslimleri) yerine getirileceðine dair Allah’a verilen misaktir. Bu teslimler hakk’týr. Kitabýn misaki, Allah’ýn ahdini ve Allah’ýn vasiyetini yerine getirmekle eþit bir misak olup Maide-7’de yer almaktadýr.

447

447


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 169

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Unutmayýn Tevrat da, Ýncil de, Kur’ân-ý Kerim de, babamýz Hz. Ýbrâhîm’in hanif dîninin esaslarýný getirmiþtir, hiç deðiþmemiþtir. Hz. Ýbrâhîm’in hanif dîninin esaslarý, Hz. Ýbrâhîm’e verilen kitapta dizayn edilmiþti. Hz. Musa’da, Hz. Ýsa’da, Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) zamanýnda da ayný hüviyet devam etti. Ve Allahû Tealâ, insanlardan hakký söyleyeceklerine dair bir misak almýþ oldu. Kitab’ýn bütününde bu misak vardýr. Allah’ýn ahdinin ve Allah’ýn vasiyetinin yerine getirilmesi konusunda elest bezminde Allah’a verilen kesin söz. Ýþte hakký söylemek için, Kitab’taki hakka müteallik misaki yerine getirmek için vazifelendirildik. Çaðýmýzla, “Kitab’ýn misakinin” son derece yakýn bir iliþkisi vardýr. Kâinatýn Son Þeriat Kitab’ý, Son Peygamber’e indirildikten bu tarafa 14 asýr geçti. Nasýl, evvelki kitaplardan sonra o kitaplarýn misaki unutulmuþsa, kitaplardaki doðrunun ve hakkýn söylenilmesi bozulmuþsa; bugünkü yaþayan insanlar arasýnda da hakkýn söylenilmesi açýsýndan Kur’ân-ý Kerim’in de misakinin bozulduðu kesindir. Allahû Tealâ: “Bana ulaþmayý dileyeceksiniz, dilemezseniz cehenneme girersiniz. Dilerseniz mutlaka Benim cennetime girersiniz.” diyor. 14 asýr sonra bugün, “Allah’a ulaþmak diye bir þey Kur’ân-ý Kerim’de yoktur.” deniliyor; bütün sahâbe, Allah’a ulaþmayý dilemelerine raðmen. Allahû Tealâ: “10 ihsanla tâbî olacaksýnýz.” diyor, tâbiiyeti üzerimize farz kýlýyor. Tâbiiyet olmazsa, Allah’ýn üzerimize 12 defa farz kýldýðý ruhu hiç kimsenin, Allah’a ulaþtýrmasý mümkün olmaz. Bütün sahâbe, kâinatýn En Büyük Mürþidi’ne ulaþmasýna raðmen insanlar, misaklerini unutmuþlar ve “Son Tâbiiyet Müessesesi, Son Peygamber, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’dir. O’ndan sonra bir daha mürþid gelmeyecektir.” diyorlar. Bütün sahabe, irþad makamýnýn sahibi olmalarýna raðmen (Tevbe-100).

448

448


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 169

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Böyle bir dizayn içerisinde, ruhun Allah’a ölmeden evvel ulaþtýrýlmasý (üzerimize 12 defa farz kýlýnan bir husus) inkâr ediliyor. “Ruh, insana hayat verdiði için, ölümden sonra Allah’a ulaþýr. Fizik vücudun teslimi diye bir teslim yoktur. Nefsin teslimi diye bir teslim yoktur. Ýradenin teslimi diye bir teslim yoktur.” deniyor. Ve bu 7 tane safhanýn hepsi, inkâr ediliyor ve buradaki söz söyleniyor: “Mutlaka bize maðfiret edilecek, Peygamber Efendimiz (S.A.V), kýyâmet günü bize þefaat edecek, hepimiz kurtulacaðýz.” diyorlar. Ýþte Tevrat’a varis olanlar bunlarý söylüyor. Kur’ân-ý Kerim yerine emaniyye kitaplara tâbî olanlar ise diyorlar ki: “Teslim olmak mý diyorsunuz, biz Ýslâm’ýn beþ tane þartýný yerine getiririz, Ýslâm’da teslim olmak demek, kim Ýslâm’ýn beþ tane þartýný yerine getirirse; o, Allah’a teslim olmuþtur. Kim namaz kýlýyorsa, oruç tutuyorsa, zekât veriyorsa, hacca gitmiþse, kelime-i þahadet getirmiþse bu iþ bitmiþtir. O kiþi, Allah’a teslim olmuþtur.” diyorlar. Böyle söyleyerek, kitabýn misakini yani hakký söylemeyi yok etmiþler, defterden silmiþlerdir. Allahû Tealâ, bütün insanlardan hakký söyleyeceklerine dair misak almýþtýr. Kur’ân-ý Kerim’deki hak söz, Allahû Tealâ’nýn emirleridir. Allah’a ulaþmayý dilemek birinci emir, tâbî olmak ikinci emir, ruhu, vechi, iradeyi Allah’a teslim etmek, ardarda gelen emirler... Kur’ân-ý Kerim bunlarý söylüyor. Ve Kur’ân-ý Kerim’in misaki, hak sözün söylenmesidir. Ve hak söz, Allah’a ruhun, vechin, nefsin ve iradenin teslimi konusunda Allah’a verdiðimiz kesin sözdür (Maide-7).

9/TEVBE-1 100: Ve es sâbikûne el evve elûne e mine el muhâcirîne e ve el ensâri ve elle ezîne etadýya allâhu anhum ve e ra adû anhu ve e eadde e le ehum ce ennâtin te ebe eûhum bi ýhsânin ra te ecrî ta ahte ehe el enhâru hâlidîne e fîhâ ebe edâ(e ebe ede en), zâlike el fe evzul azîm(a azîmu).

449

449


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 169

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

O sabikûnel evvelîn (evvelki hayýrlarda yarýþanlardan ulûl’elbab, ihlâs ve salâh makamlarýný, en üst üç makamý iþgal edenler), onlarýn bir kýsmý muhacirînden (Mekke’den Medine’ye göç edenlerden), bir kýsmý ensardan (Medine’deki yardýmcýlardan) ve bir kýsmý da onlara (ensar ve muhacirîne) ihsanla tâbî olanlardandý. (Sahâbe, irþad makamýna sahip olduklarý için onlara tâbî olundu.) Allah, onlardan razý ve onlar da O’ndan (Allah’tan) razýdýr. Onlara Allah, altlarýndan ýrmaklar akan cennetler hazýrladý ve orada ebediyyen kalacaklardýr. Ýþte bu, en büyük (azîm) mükâfattýr. 5/MAÝDE-7 7: Ve ezkurû ni’’me ete ellâhi ale eykum ve e mîsâka ahulle ezî vâse eka akum bihî iz e ata a’nâ ve ette ekûllâh(ve ette ekûllâhe e) inna allâhe e alîmun bizâtis kultum se emi’’nâ ve sudûr(sudûri). Allah’ýn, sizin üzerinizdeki ni’metini ve “iþittik ve itaat ettik” dediðiniz zaman, onunla sizi baðladýðý misakinizi hatýrlayýn. Allah’a karþý takva sahibi olun. Çünkü; O, göðüslerde (sinelerde) olaný bilir.

450

450


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 170

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

⎢↔ ξ×ς⊕Μ7! ∼Ψ↑8≅↔5↔! ↔: ← ≅↔Β←Υ″7≅←∀ ↔ Ψ↑Υ←±Κ↔Ω↑< ↔ω<∝Η⊕7!↔:

↔ω[∝Ε←ς″Μ↑Ω″7! ↔η″%↔! ↑π[∝Ν↑9 ÷ _⊕9←! Vellezîne yumessikûne bil kitâbi ve ekâmus salâte innâ lâ nudîu ecrel muslihîn(muslihîne).

Ονλαρ κι; Κιταβ’α σ⎬µσ⎬κ⎬ σαρ⎬λ⎬ρλαρ ϖε ναµαζ⎬ ικαµε εδερλερ. Μυηακκακ κι; Βιζ, σαλιη ολανλαρ⎬ν εχρινι ζαψι ετµεψιζ. 1 2 3 4 5 6 7

451

-

ve ellezîne yumessikûne bi el kitâbi ve ekâmu es salâte innâ lâ nudîu ecre el muslihîne

: : : : : : :

ve o kimseler ki sýmsýký sarýlýrlar kitaba ve namazý ikame ederler þüphesiz biz ziyan etmeyiz salihlerin ecrini

451


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 170

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bu âyet, bir evvelki âyetle illiyet rabýtasý içindedir. Kitab’a sýmsýký sarýlanlardan yani kitaptaki açýklamalarýn, hak sözün söylenmesine dair misaki yerine getirenlerden bahsediyor, Allahû Tealâ. 14 asýr evvel o misak, bütünüyle var olmuþtur. Peygamber Efendimiz (S.A.V), aynen bugün Bizim sizlere söylediðimizi sahâbeye söylüyordu. Bunun ötesinde, bütün bu safhalarý hepsi gerçekleþtirdiler. Ve hak söz, açýklandý ve hak söz yerine geldi. Kitab’ýn misaki, Kitab’a göre olan hakkýn, hakikatlerin ifade edilmesidir. Hakikat ve hak kelimeleri, ayný kökten gelir. Kitab’ý, Kitab’ýn emrettiði þekilde açýklamak, Kitab’ýn misakidir. Onun için Allahû Tealâ Kitab’ýnda, bu hakka riayet etmeyenlerin durumunu söylüyor (Bakara-159). Allahû Tealâ açýkça diyor ki: “Kim Bize ulaþmayý dilemezse, onun gideceði yer cehennemdir.” Ve insanlar, bunu unutmuþlar, gerçekleþtirmeyi hiç düþünmüyorlar. Ýþte insanlar var, Kitab’a sýmsýký sarýlýyorlar. Bunlar, Allah’ýn hakikatlerini Allah’tan öðrenenlerdir ve mutlaka açýklamak mecburiyetindedirler. O Kitab’a sýmsýký sarýlanlar, her devirde mutlaka vardýr. Bütün kavimlerde, þu anda Allah’ýn resûlleri hayattadýr. Hepsi ayný þeyleri söylemekte, bu safhalarýn hepsini birer birer açýklamaktadýrlar. Ýþte onlar salihler, Kitab’taki hakikatleri herþeye raðmen mutlaka açýklamak mecburiyetinde olanlar ve mutlaka açýklayanlardýr.

2/BAKARA-1 159: Ýnne elle ezîne e ye ektumûne e mâ enze elnâ min el be eyyinâti ve el hudâ min, ba a’di mâ be eyye ennâhu lin nâsi fil kitâbî, ulâike e ye el’’anuhumullâhu ve e ye el’’anuhumul lâýnûn(lâýnûne e). Ýndirdiðimiz o beyyinelerden olan þeyleri ve hidayeti (ölmeden evvel ruhun Allah’a ulaþtýrýlmasýný) Kitab’ta Allah insanlara açýkladýktan sonra gizleyenler (var ya), onlara, hem Allah lânet eder, hem de lânet ediciler lânet eder.

452

452


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 171

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

∼≥Ψ∩Ξ↔1↔: °}⊕ς↑1 ↑ψ⊕9↔≅↔6 ″ϖ↑Ζ↔5″Ψ↔4 ↔υ↔Α↔∆″7! _↔Ξ″Τ↔Β↔9 ″ ←!↔: ↓ ⊕Ψ↑Τ←∀ ″ϖ↑6≅↔Ξ″[↔#×∼ ≥_↔8 ∼:↑Η↑∋ ⎣″ϖ←Ζ←∀ °π←5!↔: ↑ψ⊕9↔! ↔〉 Ψ↑Τ⊕Β↔# ″ϖ↑Υ⊕ς↔Θ↔7 ←ψ[∝4 _↔8 ∼:↑Ι↑6″)!↔: Ve iz netaknel cebele fevkahum ke ennehu zulletun ve zannû ennehu vâkýun bihim, huzû mâ âteynâkum bi kuvvetin vezkurû mâ fîhi leallekum tettekûn(tettekûne).

ςε δαð⎬, βιρ γ⎞λγε γιβι ονλαρ⎬ν ⎫ζερινε ⎜εκιπ καλδ⎬ρδ⎬ð⎬µ⎬ζ ζαµαν ονυ, ⎫ζερλερινε δ⎫⎭εχεκ ζαννεττιλερ. Σιζε ϖερδιðιµιζ ⎭εψι, κυϖϖετλε τυτυν ϖε ονυν ι⎜ινδε ολαν⎬ (εµιρ ϖε ψασακλαρ⎬), ηατ⎬ρλαψ⎬ν (υψγυλαψ⎬ν). Β⎞ψλεχε σιζ, τακϖα σαηιβι ολυρσυνυζ.

453

453


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 171

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1 - ve iz netaknâ el cebele 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15

-

fevka-hum ke enne-hu zulletun ve zannû enne-hu vâkýun bi-him huzû mâ âtey-nâ-kum bi kuvvetin ve uzkurû mâ fî-hi lealle-kum tettekûne

: : : : : : : : : : : : : : :

daðý kaldýrdýðýmýz zaman (çekip kaldýrmýþtýk) onlarýn üstüne o, sanki, gibi bir gölgelik ve zannettiler onun, ..... olduðunu düþen onlara alýn size verdiðimiz þeyleri kuvvetle, sýmsýký ve hatýrlayýn, (zikredin) onun içinde olan þey(ler)i böylece siz takva sahibi olursunuz

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýsrail kavminin üstüne, Allahû Tealâ Tur daðýný kaldýrýyor, bir gölge gibi... Ve üzerlerine düþecek zannetmiþler, korkmuþlar. Allah’ýn muradý, kitabýn misakini hatýrlamalarý, Allah’ýn onlarý kurtuluþa, cennet saadetine ve dünya saadetinin bütününe ulaþtýracak olan temel emirlerini hatýrlamalarýdýr.

454

454


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 172

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

″ϖ←;←∗Ψ↑Ζ↑1 ″ω←8 ↔ ↔(×∼ |≥∝Ξ↔∀ ″ω←8 ↔τ∩∀↔∗ ↔γ↔∋↔! ″ ←!↔: ↑α″Κ↔7 ↔! ⎣″ϖ←Ζ←Κ↑Σ″9↔! |⊆ς↔2 ″ϖ↑;↔Γ↔Ζ″−↔! ↔: ″ϖ↑Ζ↔Β⊕<←±∗↑) ∼Ψ↑7Ψ↑Τ↔# ″ ↔! ∫_↔9″Γ←Ζ↔− ∫|×ς↔∀ ∼Ψ↑7≅↔5 ⎢″ϖ↑Υ←±∀↔Ι←∀ ↔ω[∝ς←4≅↔3 ∼↔Η×; ″ω↔2 _⊕Ξ↑6 _⊕9←! ←⊥↔Ω×[←Τ″7! ↔ ″Ψ↔< Ve iz ehaze rabbuke min benî âdeme min zuhûrihim zurriyyetehum ve eþhedehum alâ enfusihim, e lestu birabbikum, kâlû belâ, þehidnâ, en tekûlû yevmel kýyâmeti innâ kunnâ an hâzâ gâfilîn(gâfilîne).

455

455


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 172

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

ςε κ⎬ψ®µετ γ⎫ν⎫, γερ⎜εκτεν βιζ βυνδαν γ®φιλδικ (γ®φιλλεριζ) δερσινιζ διψε (δεµεµενιζ ι⎜ιν), σενιν Ραββιν, ℜδεµοðυλλαρ⎬ν⎬ν σ⎬ρτλαρ⎬νδαν ονλαρ⎬ν ζ⎫ρριψετλερινι αλδ⎬ð⎬ ζαµαν ονλαρ⎬, νεφσλερι ⎫ζερινε ⎭αηιτ τυττυ. (Αλλαη⎦ Τεαλ® ⎭⎞ψλε βυψυρδυ): “Βεν, σιζιν Ραββινιζ δεðιλ µιψιµ?” ∆εδιλερ κι: “Εϖετ, (Σεν, βιζιµ Ραββιµιζσιν), βιζ ⎭αηιτ ολδυκ.” 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

-

ve iz ehaze rabbu-ke min benî âdeme min zuhûri-him zurriyyete-hum ve eþhede-hum alâ enfusi-him e lestu bi rabbi-kum kâlû belâ þehid-nâ en tekûlû

: : : : : : : : : : : : :

14 15 16 17 18

-

yevme el kýyâmeti innâ kun-nâ an hâzâ gâfilîne

: : : : :

456

ve çýkardýðý zaman, (çýkarmýþtý) senin Rabbin Âdemoðullarýndan onlarýn sýrtlarýndan onlarýn zürriyetlerini ve onlarý þahit tuttu nefslerinin üzerine ben deðil miyim sizin Rabbiniz dediler evet biz þahit olduk demeniz, demenize karþý (dememeniz için) kýyâmet günü muhakkak ki biz biz olduk bundan gâfiller, habersiz olanlar

456


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 172

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ zamandan evvel, Âdem (A.S)’dan baþlayarak bütün insanlarýn sýrtlarýndan, onlarýn çocuklarýný çýkarýyor; onlardan da onlarýn çocuklarýný çýkarýyor ve baþtan sona kadar bütün Âdemoðullarýný etrafýnda topluyor. Orada, Ýndi Ýlâhi’de, herkes Allah’ý görüyor ve iþitiyor; kalp gözüyle, kalp kulaðýyla... Ýlk insan Âdem (A.S)’dan kýyâmet günü yaþamakta olan son insana kadar herkes nefsiyle, ruhuyla ve fizik vücuduyla orada. Ve Allahû Tealâ diyor ki: “Elestü bi Rabbiküm, Ben, sizin Rabbiniz deðil miyim?” Hepimiz diyoruz ki: “Belâ, (evet).” Belâ, negatif suallerin pozitif cevabýdýr. Cevap evetse; negatif suallerde, “belâ” kullanýlýr. Allahû Tealâ, insanlarý nefsleri üzerine þahit tutuyor. Ademoðullarý diyor ki: “Evet, Sen, bizim Rabbimizsin. Biz hepimiz, buna þahit olduk.” “Kýyâmet günü, biz bundan gâfildik, haberdar deðildik demeyesiniz, diye Allah, bunu yaptý.” diyor, Allahû Tealâ. Bundan sonra Maide Suresinin 7. âyet-i kerimesinde anlattýklarýný gerçekleþtiriyor. Bütün etrafýndaki insanlara: “Ben, sizin Rabbiniz olduðuma göre ey nefsler, sizlerden yemin istiyorum; tezkiye ve tasfiye olarak, Bana teslim olacaðýnýza dair! Ey ruhlar, sizlerden misak istiyorum; Bana dünya hayatýný yaþarken geri dönüp, teslim olacaðýnýza dair! Ey fizik vücutlar, sizlerden ahd istiyorum; þeytana kul olmaktan kurtulup, Bana kul olacaðýnýza dair!” diyor ve soruyor: “Sözlerimi iþittiniz mi?” Hepimiz, kalbimizdeki kulaklarla iþitmiþiz Allahû Tealâ’nýn söylediklerini. Diyoruz ki: “Semina, iþittik.” Allahû Tealâ diyor ki: “Öyleyse itaat edin. Yemin verin, misak verin, ahd verin; nefsler, ruhlar, fizik

457

457


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 172

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

vücutlar! Ve hepimizin nefsi de, ruhu da, fizik vücudu da Allah’a yemin, misak ve ahd veriyor. Allahû Tealâ: “Ýþte bu, Allah’ýn sizi baðladýðý, size vasiyetidir.” diyor. Burada Allahû Tealâ’nýn bize vasiyet ettiði bir husus var (En’am-152,153). Allah’ýn ahdi, Allah’ýn vasiyetidir. Bu ahd, ruhumuzu, vechimizi (fizik vücudumuzu), nefsimizi ve irademizi Allah’a teslim etmemizi emreder. Ama Allahû Tealâ’nýn bizden aldýðý yemindir, misaktir, ahddir. Ruhumuzun, nefsimizin ve fizik vücudumuzun Allah’a verdiði yeminler. Allahû Tealâ, irademizden yemin almak gereðini duymuyor. Çünkü bu, otomatik olgunlaþan bir konu. Fakat Maide7’de geçen misak kelimesi Allah’a verilmiþ kesin bir sözü ifade ediyor. Bu söz ruhumuzun misakini, nefsimizin yeminini ve fizik vücudumuzun ahdini muhtevasýna aldýðý gibi, iradenizi Allah’a teslim etmeyi de içine alan, Allah’ýn Ahdine ve Allah’ýn vasiyetine eþit ve ruhumuzun misakinden farklý bir MÝSAK bütünü ifade eden bir kesin sözdür. Al-i Ýmran-81’deki MÝSAK gibi kesin söz. 72 fýrkanýn daha var olduðunu söylüyor, Peygamber Efendimiz (S.A.V). O fýrkalardan hiçbirine tâbî olmayýn ki, o fýrkalar sizi Allah’ýn yolundan ayýrýrlar. Ýþte o yola, Sýratý Mustakîm’e tâbî olursanýz takva sahibi olursunuz. diyor Allahû Tealâ. Allahû Tealâ’nýn üzerimize bir vasiyeti var: Ýþte bu vasiyet, sadece ruhumuzu, vechimizi, nefsimizi deðil; irademizi de Allah’a teslim etmemizi isteyen bir vasiyettir. Hepimiz için o vasiyete itaat etmek, vasiyeti yerine getirmek söz konusu olmalýdýr.

5/MAÝDE-7 7: Ve ezkurû ni’’me ete ellâhi ale eykum ve e mîsâka ahulle ezî vâse eka akum bihî iz kultum se emi’’nâ ve e ata a’nâ ve ette ekûllâh(ve ette ekûllâhe e) inna allâhe e alîmun bizâtis sudûr(sudûri). Allah’ýn, sizin üzerinizdeki ni’metini ve “iþittik ve itaat ettik” dediðiniz zaman, onunla sizi baðladýðý misakinizi hatýrlayýn. Allah’a karþý takva sahibi olun. Çünkü; O, göðüslerde (sinelerde) olaný bilir.

458

458


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 172

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

6/EN’’AM-1 152: Ve e lâ ta akre ebû mâle el ye etîmi illâ bille etî hiye e ahse enu ha attâ ye ebluga a eþudde eh(e eþudde ehu), ve e evfûl ke eyle e ve el mîzâne e bil kýst(kýstý), lâ nuke ellifu ne efse en illâ vus’’ahâ ve e izâ kultum fa a’dilû ve e le ev kâne e zâ kurbâ, ve e bi ahdillâhi evfû, ealle ekum te eze ekke erûn(te eze ekke erûne e). zâlikum va assâkum bihî le Yetimin malýna, o en kuvvetli çaðýna gelinceye kadar, en güzel þekliyle olmadýkça yaklaþmayýn. Ölçü ve tartýyý adaletle yerine getirin. Kimseyi gücünün dýþýnda (bir þey ile) sorumlu tutmayýz. Söylediðiniz zaman, yakýnýnýz olsa bile, artýk adaletle söyleyin. Allah’ýn ahdini yerine getirin (ifa edin). Böylece tezekkür edersiniz diye, (Allah) iþte böyle, size onunla vasiyet (emir) etti. 6/EN’’AM-1 153: Ve e enne e hâzâ sýrâtî muste ekîme en fe ette ebiûh(fe ette ebiûhu), ve e lâ te ete fe e te efe erre eka a bikum an se ebîlih(se ebîlihi), zâlikum va assâkum bihî te ebiûs subule le ealle ekum te ette ekûn(te ette ekûne e). Ve muhakkak ki; bu, Benim mustakîm olan yolumdur. Öyleyse ona tâbî olun. Ve (baþka) yollara tâbî olmayýn ki; o taktirde sizi, onun yolundan ayýrýr. Ýþte böyle size onunla vasiyet etti(emretti). Böylece siz takva sahibi olursunuz. 3/AL-ÝÝ ÝMRAN-8 81: Ve e iz eha aza allâhu mîsâka an ne ebiyyîne e le emâ âte eytukum min kitâbin ve e hikme etin summe e câe ekum re esûlun musa addikun limâ me eakum le e tu’’miehu), kâle e e akre ertum ve e eha aztum alâ nunne e bihî ve e le e te ensurunne eh(te ensurunne e ene e me eakum mine eþ zâlikum ýsrî, kâlû akra arnâ, kâle e fe eþhe edû ve þâhidîn(þâhidîne e). Hani o zaman ki; Allah, Nebîlerin (Peygamberlerin) MÝSAK’ini (yeminini) almýþtý: “Andolsun ki; size kitap ve hikmet verdim. Sizlerden sonra sizinle beraber bulunaný (Allah’ýn sizlere verdiði kitaplarý) tasdik eden Resûl gelince, O’na mutlaka îmân edecek ve O’na mutlaka yardým edeceksiniz. Bunu ikrar ettiniz mi, bu aðýr ahdimi üzerinize aldýnýz mý?” “Ýkrar ettik.” dediler. “Öyle ise þahit olun. Ben de sizinle beraber þahitlerdenim.” buyurdu.

459

459


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 173

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↑υ″Α↔5 ″ω←8 _↔9ÿ↑®≥≅↔∀×∼ ↔ ↔Ι″−↔! ≥_↔Ω⊕9←! ∼Ψ≥↑7Ψ↑Τ↔# ″ ↔! _↔Ξ↑Υ←ς″Ζ↑Β↔4 ↔! ⎣″ϖ←;←Γ″Θ↔∀ ″ω←8 →}⊕<←±∗↑) _⊕Ξ↑6↔: ↔ Ψ↑ς←Ο″Α↑Ω″7!↔υ↔Θ↔4 _↔Ω←∀ Ev tekûlû innemâ eþreke âbâunâ min kablu ve kunnâ zurriyyeten min ba'dihim, e fe tuhlikunâ bimâ fealel mubtilûn(mubtilûne).

“ςεψα, φακατ δαηα ⎞νχε βαβαλαρ⎬µ⎬ζ δα ⎭ιρκ κο⎭τυ ϖε βιζ ονλαρδαν σονρακι νεσιλιζ. Ηαλ β⎞ψλε ικεν β®τ⎬λλα αµελ εδενλεριν ψαπτ⎬κλαρ⎬νδαν δολαψ⎬ µ⎬ βιζι ηελ®κ εδεχεκσιν?” δερσινιζ διψε.

460

460


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 173

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

-

ev tekûlû innemâ eþreke âbâu-nâ min kablu ve kun-nâ zurriyyeten min ba'di-him e fe tuhliku-nâ bimâ feale el mubtilûne

: : : : : : : : : : : : :

veya, yahut, yoksa dersiniz fakat þirk koþtu atalarýmýz, babalarýmýz önceden, daha önce ve biz olduk bir nesil onlardan sonra o zaman bizi helâk mý edeceksin sebebiyle, dolayýsýyla yaptý bâtýlla amel edenler

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm A’raf Suresinin 172 ve 173. âyetleri bir bütünlüðü oluþturmaktadýr. Allahû Tealâ, A’raf-172’de “Ben, sizin Rabbiniz deðil miyim?” diye soruyor. “Evet, Sen, bizim Rabbimizsin.” cevabýný alýyor. Hepimiz ezelde Allah’ý gördük ve iþittik. Allahû Tealâ, bütün nebîlere vasiyet ettiðini, bütün Âdemoðullarýna ezelde vasiyet etti. Orada, bizden yemin aldý, misak aldý, ahd aldý. Ruhun, vechin, nefsin ve iradenin teslimini istediðini bize vasiyet etti. Vasiyetin arkasýndaki birinci sebep, kýyâmet günü, “Rabbimiz olduðundan haberdar deðildik” demeyelim diye; ikinci sebep, “Biz sonraki nesiliz. Bizden evvelkiler Sana þirk koþmuþlardý. O bâtýlla amel edenlerin, amelleri dolayýsýyla bizi mi helâk edeceksin? dersiniz diye.” Allahû Tealâ, hepimizi birbirimizin üzerine, nefslerimizle þahit kýldý. Herkes birbirinin þahidi hüviyetinde

461

461


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 173

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Böyle bir dizaynda sadece Allah’ýn emirleri vardýr. Allah, emirlerini gönderir, bize düþen itaat etmektir. Allah’ýn bütün emirleri, sadece insan adý verilen bu mahlûku mutlu etmek içindir. Allah, insaný bir tek sebeple yaratmýþtýr. Ýnsandan istediði tek þey, onun mutluluðudur. Saadet adý verilen nesneye dikkatle bakýn. Mutluluk, Allah’ýn bütün insanlarý yaratmaktan yegâne muradýdýr. Kâinatta en çok sevdiði ve üzerine titrediði mahlûk olan insanýn, sadece mutlu olmasýný istiyor. Ve onu, mutlu olabilecek olan bir dizaynla yaratmýþ Allahû Tealâ. Nefsini de, ruhunu da, fizik vücudunu da Allah’a teslim etmesini istiyor ki, mutluluðu yaþayabilsin. Baþlangýçta insanýn nefsiyle ruhu devamlý bir çatýþma içerisindedir. Çünkü nefs %100 afetlerden, ruh da %100 hasletlerden oluþmuþtur. Nefs, Allah’ýn bütün emirlerini kesinlikle yapmamak, neyi yasak etmiþse onlarý da mutlaka yapmak ister. Ruh da Allahû Tealâ’nýn bütün emirlerini mutlaka gerçekleþtirmek, yasak ettiði hiçbir fiili iþlememek ister. Böyle bir durumda karar mercii bir tanedir ve o da akýldýr. Akla; ruh ve nefsin müracaatý, kendi taleplerinin gerçekleþmesi istikametinde olacaktýr. Onun için de aralarýnda vazgeçilmez bir kavga, bir mücâdele, bir anlaþmazlýk, bir çekiþme devamlý olarak var olacaktýr. Ýçinizde Allah’ýn emirlerini yerine getirmenizi ve getirmemenizi isteyen o iki sesi hep duyarsýnýz. Ýþte bütün insanlar, iç dünyalarýnda nefsleriyle ruhlarý arasýndaki kavga sebebiyle hep huzursuzdurlar. Nerede kavga varsa, kaos varsa orada huzur yoktur. Mutsuzluk vardýr, huzursuzluk vardýr, belirsizlik vardýr. Ayrýca insanlar, akýllarý hangi ortamda þuur kazanmýþsa, onun dizayný içinde olurlar. Ve bu dizayn, Allah’ýn emirlerinin çiðnendiði, yasaklarýnýn serbest býrakýldýðý bir ortamsa, akýl nefse devamlý yeþil ýþýk yakar. Her seferinde de nefsle ruh arasýnda mutlak bir kavga oluþur. Allah’ýn yasak ettiði bir olayý, vücuda getirmesi veya emrettiðini yapmamasý halinde Allahû Tealâ, fizik vücuda; ruh da nefse mutlaka azap verecektir. Bu da ayrý bir huzursuzluk sebebi olacaktýr, insanoðlu için.

462

462


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 173

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Ýþte Allah’ýn emrettiði þey, sulh ve sukûna vararak insanoðlunun mutlu olmasýdýr. Ruhun deðiþmesi söz konusu deðildir. Çünkü tekâmülün son safhasýnda yaratýlmýþtýr. Allah’ýn bütün emirlerini mutlaka yerine getiren, yasak ettiði hiçbir fiili iþlemeyen bir özelliðin sahibidir. Mutluluðun bütün vasýflarýna sahiptir. Ama nefs bunun tam tersi olarak kulvara girer. Bunun için Allahû Tealâ, nefsin mutlaka tezkiyesini, mutlaka tasfiyesini emretmiþtir. Nefsimizin kalbindeki bütün afetleri, zikir adý verilen bir ibadetle yok etmek mecburiyetindeyiz. Aldýðýmýz emir bu. Neden emir? Çünkü Allahû Tealâ, bizim mutlu olmamýzý istiyor. Gerçekleþtirirsek mutlu oluruz. Kim daimî zikre ulaþýp da nefsindeki bütün afetleri yok ederse, o zaman nefsi de ruhun özelliklerine bürünür. Afetler bitmiþtir, yerini faziletler almýþtýr. Bu fazýllar (fazilet müessesesi), o kiþinin Allah’ýn bütün emirlerini yerine getiren, yasak ettiði hiçbir fiili iþlemeyen bir nefs yapýsýna sahip olduðunu gösterir. Allah’ýn bütün emirlerine nefs de, ruh da %100 itaat eder. Bu noktadan itibaren Allah’ýn yasaklarýný, ruh da, nefs de asla iþlemek istemez. Gene tam bir paralellik mevcuttur, sulh ve sukûn hali. Ýç dünyamýzdaki, nefsimizle ruhumuz arasýndaki kavga bitmiþtir. Bu kavganýn bitmesi noktasýndan itibaren insanlar mutlu olurlar. Bütün insanlar; nefsleri tamamen afetlerle, ruhlarý tamamen hasletlerle dolu olarak kulvara eþit þartlarda girerler. Bu noktada Allah’ýn güzellikleri ile çirkinlikleri; Allah’ýn bizlere verdiði nefsin afetleri ile ruhun hasletleri dengededir, eþit standartlardadýr. Ruh sadece hayrý, nefs sadece þerri ister. Nefs karadýr, ruh beyazdýr. Nefs karanlýktýr, ruh aydýnlýktýr. Söz konusu hedefse; nefsin de ruh gibi aydýnlanmasý, nurla dolmasý, bütün afetlerden kurtulup, hasletlerin bir benzeri olan faziletlerle donanmasýdýr. O zaman Allah’ýn bütün emirlerine, ikisinin (nefs ve ruh) güzel itaat ettiði, Allah’ýn bütün yasaklarýný ikisinin birden yapmadýðý bir ortam doðacaktýr. Ýkisi arasýndaki kavga bütünüyle bitecek, tam bir sulh ve sukûn hali iç dünyamýzda teessüs edecektir. Tam bir barýþ, sulh ve sukûn, iç dünyamýzda mutluluk...

463

463


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 173

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Nefsimizin ve ruhumuzun ayný standartlara ulaþmasý, dýþ dünyamýzdaki mutluluðu da vücuda getirir. Çünkü afetlerimiz artýk yok olmuþtur. Hiç kimseye kötü bir davranýþýmýzýn olmasý mümkün deðildir. Hiç kimseye Allah’ýn yasak ettiði bir fiili iþlemeyiz, hiç kimseyi üzmeyiz. Bu durumda baþka insanlara zarar vermemiz, hiçbir þekilde mümkün olmadýðý için biz, baþkasýný rahatsýz etmenin arkasýndan duyduðumuz huzursuzluðu, nefsimize ruhumuzun verdiði azabý, Allah’ýn bize verdiði azabý yaþamayýz. Kimseyi zarardide etmediðimiz için onlardan bizim intikam almamýz da, onlarýn bizden intikam almasý da söz konusu deðildir. Bu sebeple de mutsuz olmayýz. Eðer bizden intikam alsalardý, biz de onlardan intikam almak için bir fýrsat arayacaktýk (nefsimizin intikam afeti mevcut olsaydý). Ýntikamýmýzý aldýðýmýz zaman yeniden huzursuz olacaktýk, yeni bir günah iþlediðimiz için. Bu da mümkün deðildir. Eðer biz, onlardan bu intikamý alamasak, bu sefer intikam hissi, alýnamamýþ intikama, yani kine dönüþür ve stres baþlar. Stres de huzursuzluk kaynaðýdýr. Bu da mümkün deðildir o noktada. Öyleyse Allahû Tealâ’nýn bütün emirlerinin, biz insanlarý mutlaka saadete ulaþtýrmak için vücuda getirildiðinden hepimiz emin olmalýyýz. Bilmeliyiz ki; bizi yaratan Allah, bizi çok seviyor. Bilmeliyiz ki; Allah, bizden sadece ve sadece ve sadece mutlu olmamýzý istiyor, bu kadar. Bütün emirleri, bizlere bu mutluluðu saðlamak üzeredir. Þeytansa; Allahû Tealâ’nýn bize verdiði her emri, bizi sýkýntýya sokan bir emirmiþ gibi gösterir. Allahû Tealâ’nýn verdiði namaz, zikir, zekât emirlerinin herbirisi bize derecat kazandýrmaya yarar. Kimin kazandýðý dereceler, kaybettiði derecelerden fazlaysa cennete girebilenler onlardýr.

464

464


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 173

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Allahû Tealâ, bizim ibadetimize ihtiyaç duymayandýr. Namaz kýlmamýz, zekât vermemiz, zikir yapmamýz Allah’a bir þey saðlamaz. Ama onlarý bizim için vermiþtir. Eðer zikir yapmazsak, nefsimizin afetlerini yok edemeyiz. Yok edemezsek, Allah’ýn dünya saadeti için gerekli olan ortamýna asla ulaþamayýz. Nefsimizin afetleri hep canlý durur, hep bizi günaha iter. Allah’ýn emirlerini yerine getirmemek, yasaklarýný çiðnemek istikametinde devamlý huzursuz eder. Ayrýca þeytanýn tesir sahasý içinde oluruz. Ýblis, baþka insanlarla devamlý kavga halinde olmamýzý ister ve nefsimizdeki afetler var olduðu sürece bize tesir etmek için müsait imkânýn sahibidir. Afetleri sýfýrladýðýmýz zaman þeytan bizim kölemiz olur. Bize hiçbir þey yapmasý mümkün deðildir. Allah’ýn bütün emirlerini nefsimiz de, ruhumuz da yerine getirmek ister. Ýþte burasý konunun hedef noktasýdýr: Ýç dünyada mutluluk vardýr. Dýþ dünyada mutluluk vardýr. Allah ile olan iliþkilerde mutluluk vardýr, dört baþý mamur bir mutluluk. 1- Kesintisiz bir mutluluk. 2- Ýç âleminizde, dýþ âleminizde ve Allah ile olan iliþkilerinizde (3 ayrý cephede birden) mutluluk. 3- Bu mutluluðu vücuda getiren, kesintisiz bir sulh ve sukûn halidir. Ne kadar güzel bir idealle Allahû Tealâ, bizleri yarattýðý halde sadece bu hakikatleri bilmedikleri için dünyada insanlar mutsuzdur.

7/A’’RAF-1 172: Ve e iz eha aze e ra abbuke e min be enî âde eme e min zuhûrihim zurriyye ete ehum ve e eþhe ede ehum alâ enfusihim, e le estu bira abbikum, kâlû be elâ, þe ehidnâ, en te ekûlû ye evme el kýyâme eti innâ kunnâ an hâzâ gâfilîn(gâfilîne e). Ve kýyâmet günü, gerçekten biz bundan gâfildik (gâfilleriz) dersiniz diye (dememeniz için), senin Rabbin, Âdemoðullarýnýnýn sýrtlarýndan onlarýn zürriyetlerini aldýðý zaman, onlarý nefsleri üzerine þahit tuttu. (Allahû Tealâ þöyle buyurdu:) “Ben sizin Rabbiniz deðil miyim?” Dediler ki: “Evet, (Sen bizim Rabbimizsin), biz þahit olduk.”

465

465


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 174

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↔ Ψ↑Θ←%″Ι↔< ″ϖ↑Ζ⊕ς↔Θ↔7 ↔: ← ≅↔<× ↵! ↑υ←±Μ↔Σ↑9 ↔τ←7×Η↔6↔: Ve kezâlike nufassýlul âyâti ve leallehum yerci'ûn(yerci'ûne).

ςε ι⎭τε β⎞ψλε ®ψετλεριµιζι αψρ⎬ αψρ⎬ α⎜⎬κλ⎬ψορυζ κι; β⎞ψλεχε ονλαρ, (Αλλαη’α) δ⎞νσ⎫νλερ διψε.

1 2 3 4

466

-

ve kezâlike nufassýlu el âyâti ve lealle-hum yerciûne

: : : :

ve iþte böyle âyetleri ayrý ayrý açýklarýz ve böylece onlar dönerler, rücu ederler

466


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 174

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ruhun hidayetinin Allah’a rücu etmek olduðu kesin bir ifadeyle Allahû Tealâ tarafýndan anlatýlmýþtýr. “Âyetlerimizi açýklarýz, vasiyetimizi açýklarýz, dönsünler diye.” ifadesi bir açýdan bâtýldan dönsünler diye de düþünülebilir ama o zaman bir tartýþma konusu ortaya çýkar. Ýnsanlar diyorlar ki: “Biz zaten bâtýldan dönmüþüz. Namaz kýlarýz, oruç tutarýz, zekât veririz, hacca gideriz, kelime-i þahadet getiririz. Biz kurtulmuþlardanýz.” Ama kurtulamamýþlardýr. Allah’a ulaþmayý yani “dönüþü” dilemiyorlar. Dönüþü dilemeyenlerin gidecekleri yer cehennemdir. Öyleyse bâtýldan döndüklerini zannedenler aslýnda dönmüþ deðillerdir. Meselenin bir kýsmýný halletmiþlerdir ve þeytanýn o korkunç tuzaðýna düþmüþlerdir. Bu tuzaktan o insanlarýn kurtuluþu söz konusu olmalýdýr. O insanlarýn mutsuzluktan kurtuluþu ise bedava bir olgu deðildir. Allah’ýn Kur’ân-ý Kerim’ini anlamalarýna ve Allah’a dönmelerine baðlýdýr. Onun için Allahû Tealâ nerede “rücu”, “yerciun” kullanýyorsa bilin ki; bu, “Allah’a dönüþtür.” Ruhun Allah’a ulaþmasýdýr. Ruhu ölmeden evvel Allah’a ulaþtýrmak, Allahû Tealâ’nýn üzerimize tam 12 defa farz kýldýðý bir olaydýr. Ve Allah’ýn vasiyetinin temelinde de mutlaka ruhun ölmeden evvel Allah’a ulaþmasý vardýr.

467

467


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 175

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↔ε↔ς↔Κ″9≅↔4 _↔Ξ←#≅↔<×∼ ↑ ≅↔Ξ″[↔#×∼ ≥∝Η⊕7! ↔_↔Α↔9 ″ϖ←Ζ″[↔ς↔2 ↑υ″#!↔: ↔ω<∝:≅↔Ρ″7! ↔ω←8 ↔ ≅↔Υ↔4 ↑ ≅↔Ο″[⊕Λ7! ↑ψ↔Θ↔Α″#↔≅↔4 _↔Ζ″Ξ←8 Vetlu aleyhim nebeellezî âteynâhu âyâtinâ fenseleha minhâ fe etbeahuþ þeytânu fe kâne minel gâvîn(gâvîne). Ονλαρα, ®ψετλεριµιζι ϖερδιðιµιζ κιµσενιν ηαβερινι οκυ (ανλατ). Σονρα ο, ονδαν (®ψετλερδεν) αψρ⎬λδ⎬, αρτ⎬κ ⎭εψταν ονυ κενδισινε τ®β⎩ κ⎬λδ⎬. ςε β⎞ψλεχε ο, ζαραρ γ⎞ρενλερδεν (αζγ⎬νλαρδαν) ολδυ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

468

-

vetlu (ve utlu) aleyhim nebee ellezî âtey-nâ-hu âyâti-nâ fenseleha (fe inseleha) min-hâ fe etbea-hu eþ þeytânu fe kâne min el gâvîne

: : : : : : : : : : :

ve anlat, tilâvet et, oku onlara üzerlerine haber ki o biz ona verdik âyetlerimizi sonra o ayrýldý ondan þeytan onu kendine tâbî kýldý böylece oldu zarar görenlerden (azgýnlardan)

468


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 175

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, Bize bir kitap yazdýrdý. Kitabýn adý: Risalet Nurlarý. Risalet Nurlarý, Allahû Tealâ’nýn bir sohbet kitabýdýr. Ve içinde âyetler vardýr. Þeriatle iliþkili hiçbir þey yoktur. Birçok kimse, bu konuda kesin bir hükmün sahibi olmuþlardýr. “Allah âyetlerini sadece peygamberlere verir, nebîlere verir.” Ýþte bu âyet-i kerime, böyle bir düþüncenin kesinlikle yanlýþ olduðunu, þeytana sonradan tâbî olanlara bile Allah’ýn âyet indirdiðini kesinlikle ifade etmektedir. Bizim hakkýmýzda çok dedikodu yapýlmýþtýr, hâlâ daha yapýlmaktadýr. Ama Risalet Nurlarý’nda ne yazýyorsa, hepsi mutlaka Kur’ân-ýý Kerim’de ispat edilmiþtir. Allahû Tealâ buyuruyor: “Kýyâmete yakýn bir devrede, yerden bir arz hayvaný çýkartacaðýz. Ýnsan gibi konuþacak. O devrede yaþamakta olan ve ona isyan eden insanlara: “O kitapta yazýlý âyetlerin mânâsýna varamadýnýz, diyecek.” (Neml-82) . A’raf-175, þunu söylüyor: “Allah, bir resûlüne deðil, þeytana tâbî olan bir kiþiye bile âyet yazdýrýr.” Bir gün böyle bir konunun gündeme geleceðini elbette biliyor, 14 asýr evvel Allahû Tealâ. Ayrýca O, bundan asýrlarca evvel, Allah’ýn âyet verdiði bir kiþiyi, þeytanýn yoldan çýkaracaðýný bildiði halde ona bile âyet verdiðini ispat için koymuþ buraya. Bu, insanlara ibret olmalý!... Ýnsanlar, hep zannettikleriyle amel ederler, aslýný aramazlar. Bir gün aslý, onlara gösterilince de o gösterene fena halde kýzarlar, nefslerindeki kibir afeti bunu gerektirdiði için. Allahû Tealâ’nýn âyet verdikleri sadece peygamberler deðildir. Görülüyor ki; Allahû Tealâ, þeytana tâbî olmuþ olan bir kiþiye bile âyetler indirmiþtir. Böyle bir noktada þunu net olarak ortaya koymak durumundayýz. Allah ne isterse yapar! Diyor ki:

469

469


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 175

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

“Ýçinizden bir kiþiye Allah’ýn vahyetmesi size acayip mi geldi ey insanlar!” (Yunus-2). Bu devr’e hitap ederek, aranýzdan peygamber olmayan birisine Allahû Tealâ vahyetmiþtir. Asýrlar boyunca, insanlýk tarihi boyunca her zaman bunu yapmýþtýr. Bu, Allah için son derece tabiidir. Ama insanlar, Allah’ýn peygamberlerden baþkasýna vahyetmeyeceðini zannetmektedirler. Oysa; Allahû Tealâ, arýya vahyetmiþtir (Nahl-68). Hz. Ýsa’nýn havarilerine vahyetmiþtir (Maide-111). Onlar da mý peygamberdi? Hz. Musa’nýn annesine vahyetmiþtir (Taha-38). O da mý peygamberdi? Allahû Tealâ bütün kavimlere resûl göndermiþtir (Nahl-36). Hangi kavme resûl gönderdiyse ard arda göndermiþtir (Bakara-87). Bütün kavimlerde her an resûl vardýr. Hangi kavme resûl gönderdiyse insanlar, onu mutlaka inkâr etmiþlerdir (Mu’minun-44).

27/NEML-8 82: Ve e izâ va aka aal ka avlu ale eyhim ahre ecnâ le ehum dâbbe ete en mine el ardý tuke ellimuhum enne en nâse e kânû bi âyâtinâ lâ yûkýnûn(yûkýnûne e). (Kýyâmete yakýn bir zamanda) onlar hakkýnda (Allah’ýn Kitab’ta söylediði) söz vaki olunca, onlara yerden bir dabbe çýkaracaðýz ki; o insanlara, muhakkak Bizim âyetlerimize yakîn hasýl edemediklerini söyleyecek. 10/YUNUS-2 2: E kâne e linnâsi ace ebe en en evha aynâ ilâ re eculin minhum en enzirin nâse e ve e be eþþirille ezîne e âme enû enne e le ehum ka ade eme e sýdkýn inde e ra abbihim, kâle el kâfirûne e inne e hâzâ le e sâhýrun mubîn(mubînun). Onlardan bir adama; insanlarý uyarmasý, âmenû olanlarý (ölmeden önce Allah’a ulaþmayý dileyenler) müjdelemesi için vahyetmemiz insanlara acaip (garip) mi geldi? Muhakkak ki; onlar için Rab’lerinin yanýnda (katýnda) sýddîkler makamý vardýr. Kâfirler þöyle der: “Muhakkak ki; bu, mutlaka apaçýk bir sihirbazdýr.”

470

470


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 175

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

16 6/NAHL-6 68: Ve e evhâ ra abbuke e ile en na ahli enitte ehýzî mine el cibâli buyûte en ve e mine eþ þe ece eri ve e mimmâ ya a’riþûn(ya a’riþûne e). Rabbin bal arýsýna vahyetti ki; daðlardan, aðaçlardan ve kovanlardan evler edin. 5/MAÝDE-1 111: Ve e iz evha aytu ile el ha avâriyyîne e en âminû bî ve e bi re esûlî, kâlû âme ennâ ve eþhe ed bi enne enâ muslimûn(muslimûne e). Havarilere: “Bana ve resûlüme îmân edin.” diye vahyettiðim zaman onlar da: “Îmân ettik. Bizim (Hakk’a) teslim olduðumuza þahit ol.” demiþlerdi. 20/TAHA-3 38: Ýz evha aynâ ilâ ummike e mâ yûhâ. O zaman annene vahyedilecek þeyi vahyetmiþtik. 16 6/NAHL-3 36: Ve e le e ka ad be easnâ fî kulli umme etin re esûle en eni’’budûllâhe e ve ecte enibût e), fe e minhum me en he eda allâhu ve e minhum me en ha akka at ale eyhid tâgût(tâgûte da alâle eh(da alâle etu), fe e sîrû fîl ardý fa anzurû ke eyfe e kâne e âkýbe etul muke ezzibîn(muke ezzibîne e). Ve andolsun ki; Biz, bütün ümmetlerin (milletlerin, kavimlerin) içinde bir resûl beas ettik (hayata getirdik, vazifeli kýldýk). Allah’a kul olsunlar ve taguttan (insan ve cin þeytanlardan) içtinap etsinler (sakýnýp kurtulsunlar) diye. Onlardan bir kýsmýný, Allah hidayete erdirdi ve bir kýsmýnýn da üzerine dalâlet hak oldu. (Resûllere tâbî olanlar hidayete erdi, tâbî olmayanlarýn ise üzerine dalâlet hak oldu.) Artýk yeryüzünde gezin, böylece yalanlayanlarýn akýbetinin nasýl olduðuna bakýn (görün). 2/BAKARA-8 87: Ve e le e ka ad âte eynâ mûsa al kitâbe e ve e ka affe eynâ min ba a’dihî bir rusuli abne e me erye eme el be eyyinâti ve e eyye ednâhu bi ûhil kudus(kudusi), e fe e ve e âte eynâ îsa kulle emâ câe ekum ra asûlun bimâ lâ te ehvâ enfusukumus te ekbe ertum, fe e fe erîka an ke ezze ebtum ve e fe erika an ta aktulûn(ta aktulûne e).

471

471


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 175

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Andolsun ki; Biz, Musa’ya kitap verdik ve ondan sonra da, birbiri ardýndan (aralarý kesilmeksizin, peþpeþe) resûller gönderdik. Ve Meryem’in oðlu Ýsa’ya beyyineler (açýk kanýtlar) verdik ve onu RUH’ÛL KUDÜS ile destekledik. Her ne zaman size bir resûl, nefslerinizin hoþlanmadýðý bir þeyle (emirle) geldiyse, hemen kibirlendiniz. Bir kýsmýný yalanladýnýz ve bir kýsmýný da öldürdünüz. 23/MU’’MÝNUN-4 44: Summe e erse elnâ rusule enâ te etrâ, kulle emâ câe e umme ete en a’nâ ba a’da ahum ba a’da an ve e ce ealnâhum re esûluhâ ke ezze ebûhu fe e etba ehâdîs(e ehâdîse e), fe e bu’’de en li ka avmin lâ yu’’minûn(yu’’minûne e). Sonra Biz, resûllerimizi ardarda (arasý kesilmeden, peþpeþe) gönderdik. Hangi kavme resûlü gelse hepsi onu tekzip ettiler (yalanladýlar, reddettiler). O zaman Biz, birbiri ardýndan onlarý yok ettik ve onlarý efsane kýldýk. Mü’min olmayan kavim artýk uzak olsun.

472

472


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

Κ″ ∀←

ℜψετ − 176

Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↔φ↔ς″∋↔! ↑ψ⊕Ξ←Υ×7 ↔: _↔Ζ←∀ ↑ ≅↔Ξ″Θ↔4↔Ι↔7 _↔Ξ″∴←− ″ξ↔7 ↔: ↑ψ↑ς↔Χ↔Ω↔4⎣ ↑ψ<×Ψ↔; ↔π↔Α⊕#!↔: ← ″∗ ÷ ↵! |↔7←! ″ ↔! ″β↔Ζ″ς↔< ←ψ″[↔ς↔2 ″υ←Ω″Ε↔# ″ ←! ⎣←⎯″ς↔Υ″7! ←υ↔Χ↔Ω↔6 ↔ω<∝Η⊕7! ← ″Ψ↔Τ″7! ↑υ↔Χ↔8 ↔τ←7×) ⎢″β↔Ζ″ς↔< ↑ψ″6↑Ι″Β↔# ↔λ↔Μ↔Τ″7! ←λ↑Μ″5≅↔4 ⎣_↔Ξ←#≅↔<×≅←∀ ∼Ψ↑∀⊕Η↔6 ↔ :↑Ι⊕Υ↔Σ↔Β↔< ″ϖ↑Ζ⊕ς↔Θ↔7 473

473


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 176

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Ve lev þi’nâ le refa’nâhu bihâ ve lâkinnehû ahlede ilel ardý vettebea hevâh(hevâhu), fe meseluhu ke meselil kelb(kelbi), in tahmil aleyhi yelhes ev tetrukhu yelhes, zâlike meselul kavmillezîne kezzebû bi âyâtinâ, faksusîl kasasa leallehum yetefekkerûn(yetefekkerûne).

ςε ⎭®ψετ διλεσεψδικ ονυ, ονυνλα (®ψετλεριµιζλε) ελβεττε ψ⎫κσελτιρδικ. ςε φακατ ο, δ⎫νψαψα µεψλεττι ϖε ηεϖασ⎬να (νεφσινιν αφετλερινε) τ®β⎩ ολδυ. Αρτ⎬κ ονυν ηαλι, κ⎞πεðιν ηαλι γιβιδιρ κι; ονυνλα, ιλγιλενσεν δε σολυρ ονυ τερκετσεν δε (κενδι ηαλινε β⎬ρακσαν δα) σολυρ. ℜψετλεριµιζι ψαλανλαψαν καϖµιν ηαλι ι⎭τε β⎞ψλεδιρ. Αρτ⎬κ βυ κ⎬σασ⎬ ανλατ, β⎞ψλεχε ονλαρ τεφεκκ⎫ρ εδερλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

474

-

ve lev þi’nâ le refa’nâ-hu bi-hâ ve lâkinne-hû ahlede ilâ el ardý ve ittebea hevâ-hu fe meselu-hu ke meseli el kelbi

: : : : : : : : : : :

ve eðer biz diledik mutlaka onu yükselttik (yükseltirdik) onunla ve fakat o meyletti arza, dünyaya ve tâbî oldu, uydu hevasýna, nefsinin afetlerine böylece onun durumu köpeðin misali gibi

474


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 176

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23

-

in tahmil aleyhi yelhes ev tetruk-hu yelhes zâlike meselu el kavmi ellezîne kezzebû bi âyâti-nâ faksusîl kasasa (fe uksusî el kasasa) 24 - lealle-hum 25 - yetefekkerûne

: : : : : : : : : : : :

eðer hamle yaparsýn, ilgilenirsin onun üzerine, ona solur veya onu kendi haline terkedersin solur o, iþte o, iþte böyle o kavmin durumu gibi yalanladýlar âyetlerimizi bu kýsasý anlat

: :

böylece onlar tefekkür ederler

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, burada bir evvelki âyete atýf yapýyor ve bu âyeti onun üzerine bina ediyor. Þeytan, nefsinizin bütün afetlerine tesir etme imkânýnýn sahibidir. Bütün insanlarýn doðduklarý andan itibaren nefslerinin kalbinde %100 afetler vardýr. Ruhlarý da tamamen hasletlerle doludur. Baþlangýçta durum birbirinin tersidir. Nefsin afetleri, negatif kutup; ruhun hasletleri, pozitif kutuptur. Ýki kutup biraradadýr ve -100 ve +100 ile eþitlik saðlanmýþtýr. Allah’ýn istediði, -100’ün, 0’a inmesi ve neticede +100 haline gelmesidir. Çünkü her afet azaldýkça, onun yerini ruhun faziletleri alýr ve nefsin kalbini her geçen gün biraz daha doldururlar.

475

475


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 176

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Allah yolu, öyle bir yoldur ki; Allah, Allah’a aþýk olanlarý, Allah’ý sevenleri yüceltir. Eðer Allahû Tealâ’nýn âyetleri verdiði kiþi, hevasýna uymazsa, Allah’ýn âyetlerini yalanlamazsa, Allahû Tealâ, o zaman o kiþiyi yüceltir. Ýþte, her devirde olduðu gibi Allah’ýn âyetler verdiði insanlar, bu devirde de vardýr. Allahû Tealâ’nýn âyetlerini verdiði kiþi, korkmadan, çekinmeden, herkes ne derse desin, mutlaka açýklamak cesaretini gösteriyorsa iþte o zaman Allahû Tealâ, o kiþiye Kur’ân’ýn ruhunu öðretir. Her nebînin yaþadýðý devirde o nebîyle beraber, kimler tâbî olmuþlarsa onlar, mutlaka hidayete ermiþlerdir. Ýþte Peygamber Efendimiz (S.A.V) ile beraber 1. asr-ý saadeti yaþayanlar, O’nunla birlikte bütün güzellikleri yaþamýþlardýr. 14 asýrda Allah’ýn söylediði bütün güzel þeyler, iblisin insanlara öðrettiði emaniyye dizaynla kirletilmiþtir, üzerleri örtülmüþ, gölgelenmiþtir. Ýnsanlýk, cehaletin çýkmaz dehlizlerinde kaybolmuþtur. Bütün kavramlar karmakarýþýk olmuþ, mânâlarýný kaybetmiþlerdir. Kur’ân-ý Kerim’de, 28 basamaklýk bir skala içerisinde 7 sýnýf takva vardýr: Âmenûlar takvasý ( 3. basamak) Mü’minler takvasý (14. basamak) Evvablar takvasý (21. basamak) Muhsinler takvasý (25. basamak) Ahsen takva (27. basamak) Azîm takva (28. basamaðýn 4. mertebesi) Bihakkýn takva (28. basamaðýn 5. mertebesi) Bu takvalarýn herbiri, bir âmenû oluþ noktasýdýr. Allahû Tealâ, Kur’ân-ý Kerim’inde 7 çeþit âmenû olmaktan bahsettiði halde bu kavram yok edilmiþ ve âmenû olmak, mü’min olmak olarak algýlanmýþtýr. 3. basamakla 28. basamak ayný noktaya getirilmiþtir. Günümüzde 24 çeþit Kur’ân-ý Kerim’de “takva” kelimesi nerede geçerse, mahiyetlerinin hiçbirinin farkýna bile varýlmayarak, hepsi için, “Allah’tan korkun”, “Allah’tan sakýnýn” ifadeleri kullanýlmaktadýr. Bunun arkasýndaki þey, kavramlarýn iblis tarafýndan esas mânâlarýndan saptýrýlmasý ve lûgat mânâsýna parantez açýlarak alýnmasýdýr.

476

476


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 176

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Ve neticede Allah’ýn âyetleri, gerçek anlamlarýndan saptýrýlmýþ, kavramlar yok edilmiþtir. Kavramlar yok olursa, felâh (kurtuluþ) yok olur. Ýnsanlar, eðer kavramlarý yok ederlerse, oturacaklarý merdivenin basamaðýný kaybederlerse, o zaman hepsi bir olur. Ve bugün de Kur’ân-ý Kerim’in ruhu kaybolmuþtur. Temel 7 tane kavram da Kur’ân-ý Kerim’in 7 tane ruhu da 7 tane safhasý da kaybolmuþtur. Kavramlarýn ruhu kaybolmuþtur ve bunun tabii neticesi olarak da insanlýk, cehenneme mahkûm edilmiþtir. Ýnsanlar, Ýslâm’ýn 5 tane þartýný yaþarlarsa kurtulacaklarýný ve cennete gideceklerini zannediyorlar. Bu 5 þartýn içinde Allah’a ulaþmayý dilemek yoktur. Onlarýn gidecekler yer cehennemdir. Onlar âyetlerden gâfil olanlardýr, kurtuluþlarý mümkün deðildir. Ýslâm’ýn 5 þartý içinde tâbiiyet yok edilmiþtir. Tâbiiyet yoksa bir insan, mü’min olamaz. Kalbinin içine îmânýn yazýlmasý mümkün deðildir. Daha ötede, ruhun ölmeden evvel Allah’a ulaþmasý külliyyen reddedilmektedir. Ruh ölmeden evvel Allah’a ulaþmazsa hiç kimse, Allah’ýn evliyasý olamaz. Evliyanýn Türkçe karþýlýðý “ermiþ” tir. Allah’a ermiþ olanlar, evliya olabilir. 1., 2. ve 3. kat cenneti bu saðlar ve hiçbirisi ve ötesi, Ýslâm’ýn 5 tane þartýnýn içinde yoktur. Fizik vücudun, nefsin ve iradenin Allah’a teslim edilmesi de yoktur. Sonuç, dünya saadetinin elde edilememesidir. Bu, Ýslâm’ýn kollarýný kesmektir. Ýslâm mutluluktur. Cennet saadeti de dünya saadeti de Ýslâm’ýn bir hedefidir. Ýþte âyetleri yalanlayanlar, dîni bu hale getirmiþlerdir. Allah, her devirde insanlara verdiði âyetlerle, unutulan dînin yeniden yerli yerine oturmasýný temin etmiþtir. Allah’ýn doðrularý, her peygamberden sonra asýrlar geçtikçe adým adým yok edilmiþtir. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’den bu tarafa 14 asýr geçmiþtir ve insanlarý kurtuluþa ulaþtýracak olan bütün istasyonlar iblis tarafýndan yok edilmiþtir. Ne Allah’a ulaþmayý dilemek, ne tâbiiyet, ne ruhun Allah’a teslimi, ne fizik vücudun teslimi, ne de iradenin teslimi kalmýþtýr. Hepsi yok edilmiþ, hepsi devredýþý býrakýlmýþtýr. Ýþte Allah’ýn dostlarý onlardýr ki; böyle zamanlarda vardýrlar. Hangi þartlarýn içinde olurlarsa olsunlar hakikatleri haykýrýrlar, Allah’ýn söylediklerini mutlaka anlatýrlar ve farklarý derhal anlaþýlýr. Onlar, Allah’a çaðýrýrlar.

477

477


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 176

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Allah’ýn âyetlerinin asýrlar sonra aldýðý þekle bakýn: Ýslâm’dan geriye, Ýslâm’ýn 5 tane þartý kalmýþ. Ýþte doðrular öðrenilip de, bu 5 tane þartýn hiç kimseyi kurtaramayacaðý, hangi tarz bir tehdidin altýnda olursa olsun açýklanabiliyorsa, o zaman Allah’ýn sadýk dostlarý var demektir. Bu kapalý olan hususlarýn, asýrlar boyunca bir karanlýk örtünün altýna sokulmuþ olan Allah’ýn pýrýl pýrýl hakikatlerinin herbirinin tekrar hayata getirilmesi, Allah’ýn doðrularýnýn açýklanmasýyla olur. Bu, Allah’ýn hakikatlerinin saklanmasýna mani olmaktýr. Kavramlar birer birer ortaya çýktýkça, bir yýldýz gibi parlamaya baþladýkça, hakikat bütün boyutlarýyla ortaya çýkar, sahnelenir ve sonuç mutlak olarak felâhtýr, kurtuluþtur. Ýþte kendisine âyet verilen, peygamber olmayan iki nev’i insandan bir grup, kurtuluþu önlemeye, yok etmeye bir baþka grup da kurtuluþu bütün boyutlarýyla açýklamaya çalýþmaktadýr. Ve Allahû Tealâ örneklerini veriyor: “Onlar ki Allah’a teslim olup da Allah’a çaðýrýrlar, onlar kötülüðe iyilikle mukabele edenlerdir, onlar hidayete erenlerdir.” (Fussilet-33,34,35). 1- Allah’tan âyetler alýp da onlara ihanet eden, nefsinin afetlerine uyan ve söylenen yanlýþlarý kabul eden, Allah’ýn kendisiyle birlikte olduðunu unutan, bunu deðerli bulmayan zavallý insanlar vardýr. 2- Asýrlar geçip de Allah’ýn bütün hakikatlerinin kaybolduðu bir ortamda Allah’ýn kendisine âyetler verdiði ve bütün hakikatleri bir bir açýkladýðý kiþi vardýr. Ýnsanlar, Allah’ýn Kur’ân-ý Kerim’ini, Kur’ân’dan deðil de asýrlar boyunca yazýlan, adýna “emaniyye” denilen kitaplardan öðrenmiþlerse, Asýl dîni unutup, kendilerine göre yeni bir dîn oluþturmuþlarsa, üniversitelerde artýk böyle bir dîn eðitimi söz konusuysa, Ýnsanlarý kurtuluþa, cennet saadetine ve onun ötesinde dünya saadetine götürecek olan Kur’ân hakikatleri, 14 asýrda unutulmuþsa, Ýnsanlar, o hakikatlerin dýþýndaki þeyleri öðretmekle, öðretim görevlerini yaptýklarýný düþünüyor ve zannediyorlarsa, Ýnsanlarýn kurtuluþ imkânlarý bütünüyle yok edilmiþse bu noktada kendisine âyet verilen insanlarýn önemi ortaya çýkar.

478

478


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 176

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Onlar, cesaretle ortaya çýkýp: “Hayýr, siz yanlýþ söylüyorsunuz. Hidayete ‘doðru yol’ demeniz yetmez. Hidayet, insan ruhunun ölmeden evvel Allah’a ulaþmasýdýr.” diyebiliyor mu? Bu hakikati Allah, O’na öðretmiþ mi? Ýþte o zaman o âyetlere bihakkýn sahip olan insanlar var demektir. Onlardan vazgeçmeyen, onun için yaþayan insanlar var demektir. Ýþte Allah’ýn doðru yolunun standartlarý bunlardýr. Sýratý Mustakîm, “doðru yol” diyorlar. Hidayet, “doðru yol” diyorlar. Oysa ki Sýratý Mustakîm, gerçekten bir yoldur; ama hidayet bir yol deðildir, bir hedefe ulaþmaktýr. Ruhu, ölmeden evvel Allah’a ulaþtýrmaktýr, ruhun hidayetidir. Fizik vücudun þeytana kul olmaktan kurtulup, Allah’a kul olmasý hidayettir ve fizik vücudun Allah’a teslimidir. Ahsen kýlýnan, Allah’ýn bütün emirlerini yerine getiren, yasak ettiði hiçbir fiili iþlemeyen bir dizayn. Nefsin Allah’a teslimi, nefsin ahsen olmasý, nefsin Allah’ýn bütün emirlerini yerine getirmesi, yasak ettiði hiçbir fiili iþlemeyen bir noktaya ulaþmasý, nefsin hidayetidir. Allah’ýn katýnda kýymetli olanlar, hangi devirde olurlarsa olsunlar Allah’ýn unutulmuþ olan bütün hakikatlerini Kur’ân bazlý olarak herkese anlatmak cesaretini Allah’ýn kendilerine verdiði insanlardýr. Bunun için bu görev, onlara verilir. Allah’ýn hakikatleri unutulmuþtur, kurtuluþ hedeflerinin herkese açýk olan kapýlarý, iblis tarafýndan birer birer kapatýlmýþtýr. Kavramlar, insanlara unutturulmuþtur. Kurtuluþ sýfýrlanmýþtýr. Bu açýklamalar yapýlmadan evvel içinde bulunduðumuz çað, böyle bir çað idi. Ýnsanlarýn kurtuluþ imkânlarý yok edilmiþti. Ýnsanlar, Ýslam’ýn 5 tane þartý ile kurtuluþa ulaþabileceklerini zannediyorlardý. Bütün kavramlarýn yok edildiði, kurtuluþ imkânlarýnýn bütünüyle devreden çýktýðý bir noktada Allahû Tealâ, mutlaka kullarýndan birine âyetler vererek, ona hakikatleri öðretir. Ýþte bütün devirlerde, bütün kavimlerde bunu yapan insanlar vardýr: Allah’ýn resûlleri...

479

479


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 176

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Þu anda da dünya üzerindeki bütün kavimlerde Allah’ýn resûlleri yaþamaktadýr. Herþey kaybolduðu, insanlarýn kurtuluþ ümidi sýfýrlandýðý için Allahû Tealâ, her devirde birilerine evvelce açýkladýðý insanlarý kurtaracak olan bütün yanlýþ bilinen þeyleri düzeltsinler diye onlara bir defa daha açýklar.

41/FUSSÝLET-3 33: Ve e me en ahse enu ka avle en mimme en de eâ ilâllâhi ve e amile e sâliha an el muslimîn(muslimîne e). ve e kâle e inne enî mine “Muhakkak ki; ben, Allah’a teslim oldum.” diyerek Allah’a çaðýrandan ve nefsi ýslâh edici ameller iþleyenden daha güzel söz söyleyen kim vardýr. 41/FUSSÝLET-3 34: Ve e lâ te este evîl ha ase ene etu ve e le es se eyyie eh(se eyyie etu), idfa a’ bille etî hiye e ahse enu fe e ize elle ezî be eyne eke e ve e be eyne ehu adâve etun ke e enne ehu ve eliyyun ha amîm(ha amîmun). Hasenat (sevaplar) ile seyyiat (günahlar) eþit deðildir. Sen yapýlaný ahsen olan (davranýþla) söndür (önle). O zaman seninle arasýnda düþmanlýk olan kiþi, muhakkak ki yakýn dost olmuþtur. 41/FUSSÝLET-3 35: Ve e mâ yula akkâhâ ille elle ezîne e sa abe erû, ve e mâ yula akkâhâ illâ zû ha azzýn azîm(a azîmin). Bu haslete (kötülüðü iyilikle önleme hasletine), sadece sabýr sahipleri ve en büyük hazza sahip olanlar ulaþtýrýlýr.

480

480


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 177

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

_↔Ξ←#≅↔<×≅←∀ ∼Ψ↑∀⊕Η↔6 ↔ω<∝Η⊕7! ↑ ″Ψ↔Τ″7! → ↔Χ↔8 ↔ ≥≅↔, ↔ Ψ↑Ω←ς″Π↔< ∼Ψ↑9≅↔6 ″ϖ↑Ζ↔Κ↑Σ″9↔! ↔: Sâe meselennil kavmullezîne kezzebû bi âyatinâ ve enfusehum kânû yazlimûn(yazlimûne). ℜψετλεριµιζι ψαλανλαψαν καϖµιν ηαλι νε κ⎞τ⎫. ςε (ονλαρ), νεφσλερινε ζυλµετµι⎭ ολδυλαρ. 1 2 3 4 5 6 7 8

481

-

sâe meselen el kavmu ellezîne kezzebû bi âyati-nâ ve enfuse-hum kânû yazlimûne

: : : : : : : :

ne kötü misali, durumu, hali o kavim ki onlar yalanladýlar âyetlerimizi ve nefslerine oldular zulmediyorlar

481


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 177

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Ýblis, hakikatleri öylesine kurnazca saptýrýyor ki; insanlarýn, bütün kurtuluþ imkânlarý yok olmaktadýr. Onlarla oyalansýnlar da kendilerini asýl kurtaracak olan þeylere dokunamasýnlar, onlara ulaþamasýnlar, akýllarýna bile gelmesin diye sadece namaz kýlmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, kelime-i þahadet getirmek býrakýlmýþtýr. Bu insanlar, Allah’ýn âyetlerini yalanlamýþlardýr. Allahû Tealâ, ruhumuzun ölmeden evvel Allah’a ulaþmasýný üzerimize 12 defa farz kýlýyor ve bugün insanlar diyorlar ki: “Ruh, insana hayat veren tek vasýtadýr. Azrail (A.S) ruhumuzu aldýðý için ölürüz. Hiç kimsenin ruhu, hayatta iken Allah’a kavuþamaz; çünkü ruh, vücudumuzdan ayrýldýðý anda ölürüz. Bize hayat veren ruhtur.” Hayatý veren Allah’týr. Ve ruh adý verilen sistem, Allah’tan bize gelen ve biz hayatta iken onu Allah’a döndürmemiz emrolunan bir emanettir. Öyleyse Allah’ýn âyetlerini yalanlamakla kalmayýp ayný zamanda gizliyorlar, ketmediyorlar. Kendi kurtuluþlarýný devredýþý býrakmalarý, kendileri aleyhinedir ve yalnýz kendilerini alâkadar eder. Ne zaman ki bunlarý, baþkalarýna söyleyip onlarý Allah’ýn yolundan men ediyorlarsa, Allah’a ulaþmayý dilemelerine, tâbiiyetlerine, böylece ruhlarýný Allah’a ulaþtýrmalarýna, fizik vücutlarýný Allah’a teslim etmelerine, nefslerini Allah’a teslime mani oluyorlarsa o zaman, Allah’ýn âyetlerinin yalanlanmasý söz konusudur (Bakara-159). Onun için Allah’ýn doðrularýný söyleyenler ile Kur’ân’ý ve o doðrularý söyleyenleri yalanlayanlar arasýnda son derece önemli bir fazilet mücâdelesi devam etmektedir.

482

482


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 177

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Ne hazin bir tecellidir ki; adalet, doðrunun deðil, yanlýþýn yanýndadýr. Bu, Allah’ýn dostlarýný, Allah yolunda sadece daha güçlü kýlar. Ama kitle halinde cehenneme gitmek mecburiyetinde olan insanlara konu gelip düðümleniyor. Onlara yazýk oluyor.

2/BAKARA-1 159: Ýnne elle ezîne e ye ektumûne e mâ enze elnâ min el be eyyinâti ve el hudâ eyye ennâhu lin nâsi fil kitâbî, ulâike e ye el’’anuhumullâhu ve e min, ba a’di mâ be ye el’’anuhumul lâýnûn(lâýnûne e). Ýndirdiðimiz o beyyinelerden olan þeyleri ve hidayeti (ölmeden evvel ruhun Allah’a ulaþtýrýlmasýný) Kitab’ta Allah insanlara açýkladýktan sonra gizleyenler (var ya), onlara, hem Allah lânet eder, hem de lânet ediciler lânet eder.

483

483


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 178

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

″ω↔8 ↔: ∝Γ↔Β″Ζ↑Ω″7! ↔ξ↑Ζ↔4 ↑ψ™ς7! ←φ″Ζ↔< ″ω↔8 ↔ :↑Ι←,≅↔Φ″7! ↑ϖ↑; ↔τ←∴⊆7ÿ:↑≅↔4 ″υ←ς″Ν↑< Men yehdillâhu fehuvel muhtedî ve men yudlil fe ulâike humul hâsirûn(hâsirûne).

Αλλαη κιµι ηιδαψετε ερδιριρσε (Κενδισινε υλα⎭τ⎬ρ⎬ρσα), αρτ⎬κ ο ηιδαψετε ερµι⎭τιρ. ςε κιµ δαλ®λεττε β⎬ρακ⎬λ⎬ρσα, ι⎭τε ονλαρ, ονλαρ αρτ⎬κ η⎫σρανα υðραψανλαρδ⎬ρ (νεφσλερινι η⎫σρανα δ⎫⎭⎫ρενλερδιρ). 1 2 3 4 5 6 7

484

-

men yehdi allâhu fe huve el muhtedî ve men yudlil fe ulâike hum el hâsirûne

: : : : : : :

kim Allah hidayete erdirirse o zaman o hidayete ermiþtir ve kim dalâlette ise o zaman iþte onlar onlar hüsrana düþenlerdir

484


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 178

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm “Allah, kimi Kendisine ulaþtýrýrsa o kiþi, o zaman hidayete erer. Kim de dalâlette ise onun için bir velî mürþid, bir evliya mürþid bulunmaz.” (Kehf-17). Bu âyet ile Kehf-17’nin 1. bölümünde birbirine eþitlik vardýr. “Allah kimi Kendisine ulaþtýrýrsa o kiþi, o zaman hidayete erer.” Kur’ân’da hidayet kavramý, Allahû Tealâ tarafýndan þekillenmiþ bir dizayndýr. Ruh için de, fizik vücut için de, nefs için de hidayet söz konusudur. Böyle bir muhtevada Allahû Tealâ, hidayeti ruh açýsýndan “Allah’a ulaþmak” olarak deðerlendirmektedir.

18/KEHF-1 17: Ve e te ere eþ þe emse e izâ ta ala aat te ezâve eru an ke ehfihim zâte el ye emîni ve e izâ ga ara abe et ta akriduhum zâte eþ þimâli ve e hum fî fe ecve etin minh(minhu), zâlike e min en ye ehdillâhu fe e huve el muhte ed(muhte edi), ve e me en yudlil fe e âyâtillâh(âyâtillâhi), me le en te ecide e le ehu ve eliyye en murþidâ(murþide en). (Ey Resûl’üm! Orada olsaydýn) görürdün ki; güneþ doðduðu zaman maðaranýn sað tarafýna ulaþýr. Battýðý zaman ise onlarý sol taraftan terkederdi. Onlar maðaranýn geniþ bir yerindeydiler. Bu, Allah’ýn âyetlerindendir. Allah kimi Kendine ulaþtýrýrsa o hidayete erer. Ve kim dalâlette ise onun için velî mürþid bulunmaz.

485

485


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

Κ″ ∀←

ℜψετ − 179

Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

←ϕ″9← ↵!↔: ←±ω←∆″7! ↔ω←8 ∼→Ι[∝Χ↔6 ↔ϖ⊕Ξ↔Ζ↔∆←7 _↔9″!↔∗↔) ″φ↔Τ↔7 ↔: ÷ °ω↑[″2↔! ″ϖ↑Ζ↔7 ↔: ⎧_↔Ζ←∀ ↔ Ψ↑Ζ↔Τ″Σ↔< ÷ ° Ψ↑ς↑5 ″ϖ↑Ζ↔7 ⎢_↔Ζ←∀ ↔ Ψ↑Θ↔Ω″Κ↔< ÷ ° !↔)×∼ ″ϖ↑Ζ↔7↔: ⎧_↔Ζ←∀ ↔ :↑Ι←Μ″Α↑< ⎢∩υ↔/↔! ″ϖ↑; ″υ↔∀ ← ≅↔Θ″9 ÷ ↵ ≅↔6 ↔τ←∴⊆7ÿ:↑! ↔ Ψ↑ς←4≅↔Ρ″7! ↑ϖ↑; ↔τ←∴⊆7ÿ:↑! Ve lekad zere'nâ li cehenneme kesîren minel cinni vel insi lehum kulûbun lâ yefkahûne bihâ ve lehum a'yunun lâ yubsýrûne bihâ ve lehum âzânun lâ yesmeûne bihâ, ulâike kel en'âmi bel hum edallu, ulâike humul gâfilûn(gâfilûne). 486

486


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 179

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

ςε ανδολσυν κι; χεηεννεµι, ινσανλαρ⎬ν ϖε χινλεριν ⎜οðυνα ηαζ⎬ρλαδ⎬κ (ψαραττ⎬κ). Ονλαρ⎬ν καλπλερι ϖαρδ⎬ρ, ονυνλα φ⎬κ⎬η (ιδρακ) ετµεζλερ. Ονλαρ⎬ν γ⎞ζλερι ϖαρδ⎬ρ, ονυνλα γ⎞ρµεζλερ. Ονλαρ⎬ν κυλακλαρ⎬ ϖαρδ⎬ρ, ονυνλα ι⎭ιτµεζλερ. Ονλαρ ηαψϖανλαρ γιβιδιρ. Ηαττα δαηα ⎜οκ δαλ®λεττεδιρλερ. ⇑⎭τε ονλαρ, ονλαρ γ®φιλλερδιρ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24

487

-

ve lekad zere'nâ li cehenneme kesîren min el cinni ve el insi lehum kulûbun lâ yefkahûne bi-hâ ve lehum a'yunun lâ yubsýrûne bi-hâ ve lehum âzânun lâ yesmeûne bi-hâ ulâike ke el en'âmi bel hum edallu ulâike hum el gâfilûne

: : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : :

ve andolsun ki yarattýk, hazýrladýk cehennemi çok cinlerden ve insanlar onlarýn vardýr kalpler fýkýh edemezler, idrak edemezler onunla ve onlarýn vardýr gözler göremezler onunla ve onlarýn vardýr kulaklar iþitemezler onunla iþte onlar hayvanlar gibi hayýr onlar, hatta onlar daha çok dalâlette iþte onlar onlar gâfil olanlardýr

487


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 179

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bu âyet-i kerime, hiçbir þüpheye mahal býrakmayacak bir þekilde insanlarýn çoðunun cehenneme gideceðini göstermektedir. Cehenneme gidecek olan insanlar, Allah’a ulaþmayý dilemeyenlerdir. Eðer Allah’a ulaþmayý dileseler Allahû Tealâ, bunu iþitir, bilir ve görür. Rahîm esmasýyla tecelliye baþlar. Rahîm esmasý, birinci etapta onlarýn gözlerindeki hicab-ý mestureyi alýr. Böylece irþad makamýný alelâde bir insan olarak deðil, irþad makamý olarak görmeye baþlarlar. Ve o noktadan itibaren ondan nefret etmezler. Onu sevmeye baþlarlar. Allahû Tealâ, onlarýn kulaklarýndaki vakrayý alýr. Ve iþitmeye baþlarlar ve irþad makamýna ulaþmak için, davete icabet için hazýr hale gelirler. Onlarýn kalplerindeki ekinneti, negatif çalýþan kompüter sistemini alýr, yerine ihbat koyar. Sonra Allah, onlarýn kalplerine ulaþýr. Kalplerinin nur kapýsýný Allah’a çevirir. Göðüslerinden kalplerine bir nur yolu açar. Zikir yaptýkça Allah’tan gelen nurlar, kalbe girebilsin, ulaþabilsin diye... Mührün kenarlarýndan sýzabilen rahmet partikülleri, kalbin içine %2 (%1, sonra %1 daha) oranýnda yerleþirler. Bu yerleþme, o kiþinin huþû sahibi olduðunu ifade eder. Huþû sahibi olan kiþilereyse Allahû Tealâ, mutlaka mürþidlerini gösterir. Allah’ýn gösterdiði mürþidlere ulaþtýklarý zaman o insanlar, mürþide ulaþmýþ olurlar (14. basamak). Ve hidayet (ruhun Allah’a ulaþmasý) buradan baþlar.

488

488


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 179

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Ýþte Allah’ýn söylediði cehenneme gidecek olan insanlar, kalplerinde fýkýh hassasý olduðu halde fýkýh edemeyenlerdir. Fýkýh edememelerinin sebebi, kalplerinde idrake engel olan ekinnetin olmasýdýr. Gözlerinde hicab-ý mesture vardýr, irþad makamýný, irþad makamý olarak göremezler. Kulaklarýnda vakra vardýr, irþad makamýnýn söylediklerini iþitemezler. Kalpleri kör, saðýr, dilsizdir. Ýdrak edemezler, iþitemezler, göremezler. Ýþte bu insanlara Allahû Tealâ ‘ölüler’ diyor. Bu insanlar, Allah’a ulaþmayý dilememiþ olan, âmenû olmayan insanlardýr. Âmenû olmadýklarýný, Allah’a ulaþmayý dilemediklerini hem iþitemediklerinden (kulaklarýndaki vakra alýnmamýþ); hem göremediklerinden (gözlerindeki hicab-ý mesture alýnmamýþ); hem idrak edemediklerinden (kalplerindeki ekinnet alýnmamýþ ve yerine ihbat konulmamýþ) anlýyoruz. Allahû Tealâ, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e diyor ki: “Sen mezardaki ölülere iþittiremezsin. Onlar ölülerdir. Söylediklerini iþitmezler. Benim davetime sadece iþitenler icabet eder.” (En’am-36, Neml-80). Hiç kimse baþlangýçta, davete icabet edemez. Çünkü kulaklarýnda vakra vardýr. Ýnsanlar, baþlangýçta gözlerinin üzerinde hicab-ý mesture adýnda bir perde olduðu için irþad makamýna, alelâde bir insana bakar gibi bakarlar. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’i de herhangi bir insan olarak kabul etmiþlerdir. Allah’ý temsil ettiðini, Allah’ýn Nebî’si, (Peygamber’i) olduðunu idrak edememiþlerdir. Allah’ýn temsil edildiði bir insanla, baþka bir insaný mukayese etmek imkânýna sahip deðillerdir. Ne zaman Allah sizi seçmiþ ise siz, Allah’a ulaþmayý dilemiþseniz ve Allah, sizin üzerinize Rahîm esmasýyla tecelli etmeye baþlamýþsa ilk olarak, gözlerdeki hicab-ý mestureyi alýr ve sizin, baktýktan sonra irþad makamýný, irþad makamý olarak görmenizi temin eder. Ýkinci olarak, kulaklardaki vakrayý alýr ve O’nun söylediklerini iþitmeye baþlarsýnýz. Ýþitmeye baþladýðýnýz anda, davete icabet edersiniz. Ýcabet ederseniz þu dünyadaki nadir mutlu insanlardan olursunuz. Çünkü davete icabetiniz, ruhunuzu da, vechinizi de, nefsinizi de, iradenizi de birer birer Allah’a teslim etmekle noktalanacaktýr. Ýþte bunlarýn hepsinin de adý, ayrý ayrý hidayetlerdir.

489

489


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 179

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Allah’ýn ‘ölüler’ diye hitap ettiði insanlarýn özellikleri; gözleri varken görememeleri, kulaklarý varken iþitememeleri, kalpleri varken idrak edememeleridir (Ýsra-44,45). Öyleyse bunlar mutlaka uzak dalâlet içindeki kiþilerdir. Mutlak olarak cehenneme gireceklerdir. Ýþte Allahû Tealâ cehennemi, insanlarýn ve cinlerin çoðu için hazýrlamýþtýr.

6/EN’’AM-3 36: Ýnne emâ ye este ecîbulle ezîne e ye esme eûn(ye esme eûne e), ve el me evtâ ye eb’’asuhumullâhu summe e ile eyhi yurce eûn(yurce eûne e). (Davete) ancak iþitenler icabet eder. Ve Allah, ölüleri (ölü olan kulaklardaki iþitme hassasýný, ölü olan kalplerdeki fuad hassasýný, ölü olan gözlerdeki görme hassasýný) diriltir. Sonra ona döndürülürler. (Hayatta iken, ruhu mürþid eliyle Allah’a döndürülür.) 27/NEML-8 80: Ýnne eke e lâ tusmiul me evtâ ve e lâ tusmius summe ed duâe e izâ ve elle ev mudbirîn(mudbirîne e). Muhakkak ki; sen, ölülere iþittiremezsin ve arkasýný dönüp kaçan saðýrlara da (Allah’ýn) davetini iþittiremezsin. 17/ÝSRA-4 44: Tuse ebbihu le ehus se emâvâtus se eb’’u ve el ardu ve e me en fîhinn(fîhinne e), ey’’in illâ yuse ebbihu bi ha amdihî ve e lâkin lâ te efka ahûne e te esbîha ahum, ve e in min þe inne ehu kâne e ha alîme en ga afûrâ(ga afûre en). O’nu (Allah’ý), 7 kat gökler, yer ve onlarda bulunan kiþiler tesbih ederler. Hiçbir þey yoktur ki; O’nu, hamd ile tesbih etmesin. Fakat siz, onlarýn tesbihlerini fýkýh edemezsiniz (idrak edemezsiniz). Allah Halîm’dir, Gafur’dur. 17/ÝSRA-4 45: Ve e izâ ka ara a’te el kur’’âne e ce ealnâ be eyne eke e ve e be eyne elle ezîne e lâ eti hicâbe en me estûrâ(me estûre en). yu’’minûne e bil âhýre Sen, Kur’ân’ý okuduðun (onlara anlattýðýn) zaman seninle onlarýn arasýna ki; onlar, ahirete inanmazlar, gizli (örtülü) bir perde koyarýz (hicab-ý mesture).

490

490


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 180

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

⎨_↔Ζ←∀ ↑ Ψ↑2″(≅↔4 |×Ξ″Κ↑Ε″7! ↑ ≥≅↔Ω″, ÷↵! ←ψ™ς←7 ↔: ⎢∝ψ←=≥≅↔Ω″,↔! |≥∝4 ↔ :↑Γ←Ε″ς↑< ↔ω<∝Η⊕7! ∼:↑∗↔)↔: ↔ Ψ↑ς↔Ω″Θ↔< ∼Ψ↑9≅↔6_↔8 ↔ ″:↔ϑ″∆↑[↔, Ve lillâhil esmâul husnâ fed'uhu bihâ ve zerûllezîne yulhýdûne fî esmâih(esmâihî), se yuczevne mâ kânû ya'melûn(ya'melûne).

Εν γ⎫ζελ ισιµλερ Αλλαη’⎬νδ⎬ρ, αρτ⎬κ Ο’να ονυνλα (εσµαλαρ⎬ ιλε) δυα εδινιζ! Αλλαη’⎬ν ισιµλερινι (µ®ν®σ⎬ν⎬) σαπτ⎬ρανλαρ⎬ τερκετ! Ψαπµ⎬⎭ ολδυκλαρ⎬ ⎭εψδεν δολαψ⎬ ψακ⎬νδα χεζαλανδ⎬ρ⎬λαχακλαρ.

491

491


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 180

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

-

ve li allâhi el esmâu el husnâ fe ud'u-hu bi-hâ ve zerû ellezîne yulhýdûne fî esmâi-hi se yuczevne mâ kânû ya'melûne

: : : : : : : : : : :

ve Allah'ýndýr en güzel isimler artýk ona dua edin onunla ve o kimseleri terket saptýrýyorlar onun isimlerinde, isimleri hakkýnda yakýnda cezalandýrýlacaklar o þey (dolayý) oldular yapýyorlar

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kur’ân-ý Kerim’de Allah’ýn ismi, esmasý 99 tanedir. Esma’ül Hüsna, güzellerin en güzeli olan isimler, Allah’ýn isimleridir. Allahû Tealâ, bu 99 tane esmasýyla sizlere bir hazine sunmuþtur. Birtakým insanlar, Allah’ýn güzel isimlerini deðiþtirmiþler, kötüye döndürmüþlerdir. Ýþte onlarý da kýyâmet günü Allahû Tealâ, cezalandýracaktýr. Esma’ül Hüsna (sizlere öðrettiðimiz standartlar içinde) hayatýnýzda önemli bir yer tutmalýdýr. Hep Allah’tan yardým dilemelisiniz. Allah’tan hangi istikamette yardým almak istiyorsanýz, Allah’ýn o esmasýný kullandýðýnýzda, bu sizi hedefinize çok daha kuvvetli olarak ulaþtýrýr. Ve o gün, karþýlarýndaki rakam kadar 7 defa tekrar ederek, Allah’ýn esmasýnýn zikrini yapýn. Her esmayý, size hangi açýdan faydalý olacak ise o istikamette deðerlendirmek gerekir. Allahû Tealâ’dan ne istiyorsanýz, o esmasýyla Allahû Tealâ’ya müracaat edin. Ve müracaatýnýzýn bu istikamette olmasý, Allah’ýn temel dileðidir.

492

492


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 180

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Siz bu müracaatýnýzý, Allah’ýn istediði gibi yapabilirseniz eðer, o zaman hepiniz için bir güzellik söz konusu olacaktýr. Çünkü Allah’ýn bütün esmalarý, ayrý hedeflere dönüktür. Ve sizin kalbinizde yerleþeceklerdir. Ve böylece Allah’ýn her esmasýnýn, baþka bir derdinizin dermaný olduðunu, esmalarýn mânâlarýndan çýkartacaksýnýz. Allahû Tealâ, Âdem (A.S)’a Esma’ül Hüsna’sýný öðretmiþti. Ve melekler “Biz de onun gibi olmak istiyoruz.” dedikleri zaman Allahû Tealâ, “Siz, onun bildiði isimleri bilmiyorsunuz.” dedi. Ve Âdem (A.S)’a Allah’ýn esmalarýný tekrar ettirdi. Her ne kadar bunu Türkçe’ye çevirenler ‘eþyanýn isimleri’ diye çevirmiþlerse de aslýnda Allah’ýn, Âdem (A.S)’a öðrettiði þey, Esma’ül Hüsna’ydý. Herbirisi bir derde derman olan Allah’ýn 99 tane esmasý... Allah isminin zikri ile Allah’ýn bir esmasýnýn zikri arasýnda, kalbinizdeki bölüm itibariyle farklýlýk vardýr. Allah ismi, nefsinizin kalbindeki bütün afetlerde azaltma yapar. Hepsini ayný oranda azaltýr. Yani o günkü zikriniz, nefsin kalbinde %1 afet azalmasýna sebebiyet vermiþse bütün afetlerde bu azalma, onlarýn ölçülerine göre %1’dir. Yani herbirini kendi boyutlarýnda %1 aþaðýya indirir. Bir kiþinin nefsinde öfke afeti 12 puansa %10 indirim olduðunda burada 1, 2 puan aþaðýya iner. Ama sadece 2 puanlýk bir isyan afeti varsa oradaki iniþ gene %10’dur ama bu sefer ki rakam, 0,2’dir. 1, 2 ile 0,2 birbirinden çok farklý iki deðerdir. Ama ikisi de kendi afet grubuna göre tam %10’dur. Her ikisinde de, bütün afetlerde %10’luk bir azalma mutlaka olmuþtur. %10 Allah’ýn nurlarý (faziletler), gelip o kalbe yerleþmiþtir. Esma’ül Hüsna’nýn herbirisi, nefsinizin baþka afetlerine tesir etmez. Onlarda azaltma vücuda getirmez. Sadece çektiðiniz Allah’ýn isminin zýddý olan afet azalýr. O afet için, zikirden daha tesirli bir faktördür. Çünkü 19 kat daha hýzlý bir sonuç alýnýr. Sadece o afette azalma olur. O haslet, sizde o kadar artar.

493

493


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 180

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Allahû Tealâ, daimî zikri farz kýlmýþtýr. Çünkü zikir, bütün dertlerin, bütün problemlerin çözümüdür. Ve her an içinizdeki sesin, kalbinizin her çift atýþýnda 2 heceyle Allah ismini devamlý anmasý hali daimî zikirdir. Bu zikri, kalbinizin içindeki ses (iç sesiniz) tekrarlarken siz, gene Allah’a dua edebilirsiniz. Bu zaten daimî zikre ulaþmaktan ötede, tertemiz olan kalbinizde Allah’ýn desteðini geniþletir. Ama nefsinizin kalbinde bir afet azalmasý artýk olamaz. Çünkü zaten bütün afetler yok olmuþtur. Ama buna karþýlýk Allah’ýn size olan pozitif tesiri mutlaka daha güçlenecektir. Nefsinizin kalbindeki afetlerin azalmasý yoluyla deðil, Allah’ýn yardýmýyla olacaktýr. Allah’tan maðfiret isterken “Yarabbi, bana El Gafûr ismiyle maðfiret eyle.” derseniz, duanýzýn kabul edilmesi istikametinde çok daha güçlü bir noktada olursunuz. Çünkü; mürþidinize ulaþtýðýnýz zaman günahlarýnýzý sevaba çevirecek olan, Allah’ýn Gafûr esmasýdýr. Bir insanýn, güzel konuþamýyorsa daha güzel konuþmak için “Yarabbi, benim daha güzel konuþmamý temin et. Çünkü sen El Mütekebbir’sin.” demesi Allahû Tealâ’nýn konuþmacýlarýn en güzeli olduðunu ve o en güzel konuþmacýnýn, o esmasýyla size yardým etmesinin söz konusu olduðunu söylemiþ olursunuz. Fakir olan insan, zengin olmak istiyorsa “Yarabbi bana imkân ver, Senin o sonsuz saadetinden beni de servet sahibi yap. Çünkü sen El Mugnî’sin. Ganî kýlansýn, insanlarý zengin edensin.” demelidir. Hedef sabýr sahibi olmak ise “Yarabbi beni sabýr sahibi kýl, çünkü Sen Es Sabûr’sun. Sabûr esmanla bana sabrý nasip kýl.” denir. Allah’ýn, rýzkýnýzý (size verdiklerini) geniþletmesini, sizi darlýktan bolluða çýkarmasýný istiyorsanýz o zaman El Bâsýd esmasýyla müracaat edeceksiniz Allahû Tealâ’ya. Geniþleten de Allah’týr, (El Bâsýd); daraltan da Allah’týr, (El Kabid). El Mucîb esmasýyla Allah’tan yardým isteyiniz. Allah, sizin derdinize çare bulsun, duanýza icabet etsin diye.

494

494


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

Κ″ ∀←

ℜψετ − 181

Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↔ :↑Γ″Ζ↔< °}⊕8↑! ≥_↔Ξ″Τ↔ς↔∋ ″ω⊕Ω←8↔: 〉↔ Ψ↑7←Γ″Θ↔< ∝ψ←∀↔: ←±σ↔Ε″7≅←∀ Ve mimmen halâknâ ummetun yehdûne bil hakký ve bihî ya'dilûn(ya'dilûne).

ςε ψαραττ⎬κλαρ⎬µ⎬ζδαν βιρ ⎫µµετ ϖαρδ⎬ρ κι Ηακκ’α (Αλλαη’α) υλα⎭τ⎬ρ⎬ρλαρ ϖε ονυνλα αδαλετι (σαðλαρλαρ).

1 2 3 4 5 6 7

495

-

ve mim-men (min men) halâk-nâ ummetun yehdûne bi el hakký ve bihî ya'dilûne

: : : : : : :

ve o kimselerden biz yarattýk bir ümmet, topluluk (vardýr) hidayete erdirir Hakk'a ve onunla adaletli davranýrlar, adaleti saðlarlar

495


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 181

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Her devirde, bir tarafta adaletin bütün boyutlarýyla yara aldýðý, zedelendiði, hak müessesesinin rafa kaldýrýldýðý ve insanlara zulmedildiði bir toplum yapýsý ve topluma hükmedenler vardýr. Bunlar adaletsizliðin temsilcileridir, zalimlerdir. Bir tarafta da gene o insanlarýn arasýnda öyleleri vardýr ki; onlar, adaleti saðlayanlardýr. Onlar, Allah’a ulaþtýranlardýr. Burada Allahû Tealâ’nýn verdiði ölçü, açýk ve kesin bir mürþid ölçüsüdür. “Allah’a ulaþtýran bir toplum”, her devirdeki devrin imamlarý, Allah’a ulaþtýrma istikametinde o ülkedeki en yetkili olanlardýr. Devrin imamý ise Hakk’a ulaþtýrmanýn gerçek sahibidir. Eðer devrin imamlarýndan bir bütün saðlýyorsa; Allahû Tealâ, bir toplum, bir ümmet diyorsa, o zaman bütün devirlerdeki devrin imamlarý da bir topluluk oluþturur. 14 asýrdan beri nebî oluþmasý mümkün deðildir. Kýyâmete kadar da oluþmayacaktýr. Rahmetli olan bütün nebîler (peygamberler), bütün devirlerdeki her ülkedeki o devrin imamlarý, þu anda berzah âleminde yaþamaktadýrlar. Ve tabiatýyla bir topluluk oluþturmuþ durumdadýrlar. Dünya üzerinde de onlarýn, devrin imamý olarak hayatta olan temsilcisi ancak vekâletle bu göreve bakan, her ülkedeki resûllerden sadece bir tanesidir. Allahû Tealâ “yaþayanlarýn arasýnda bir topluluk” diyorsa devrin imamý da dahil olmak üzere bütün kavimlerdeki resûller ve mürþidler, bugünkü toplumu içerirler. Unutmayýn þu anda devrin imamý vardýr! Öyleyse her devirde bu topluluk olmuþtur. Bundan 14 asýr evvel sahâbe bu görevi yapýyorlardý. Bütün, toplu halde irþadla yetkili bir topluluk oluþturuyorlardý (Tevbe-100). Ensar ve muhacirîne tâbî olanlarýn adý tabiindir. Her devirde böyle bir ümmet mutlaka hayattadýr. Bunlar, bütün kavimlerdeki resûllerdir. Ayrýca Allah’ýn irþad göreviyle görevlendirdiði, resûl olmayan ama bihakkýn takvaya ulaþmýþ olan Allah’ýn mürþidleri de vardýr. Ve hepsi, etraflarýnda mutlaka adaleti saðlayanlardýr ve adaletle emredenlerdendir. Adaleti saðlayanlar, Allah’a ulaþtýranlar.

496

496


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 181

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Bir bütün içinde konumuzu deðerlendirdiðimiz zaman insanlarýn içinde hidayete ulaþtýrmaya vesile olan (Maide-35) ve hidayete erdiren birilerinin mutlaka var olduðunu görürsünüz. Hidayete erdiren, her zaman devrin imamýdýr. (Secde-24). 1- Allah’a ulaþtýrmaya vesile olanlar vardýr. 2- Allah’a ulaþtýran devrin imamý vardýr.

9/TEVBE-1 100: Ve es sâbikûne el evve elûne e mine el muhâcirîne e ve el ensâri ve elle ezîne ette ebe eûhum bi ýhsânin ra adýya allâhu anhum ve e ra adû anhu ve e eadde e le ehum ce ennâtin te ecrî ta ahte ehe el enhâru hâlidîne e fîhâ ebe edâ(e ebe ede en), zâlike el fe evzul azîm(a azîmu). O sabikûn-el evvelîn (evvelki hayýrlarda yarýþanlardan ulûl’elbab, ihlâs ve salâh makamlarýný, en üst üç makamý iþgal edenler), onlarýn bir kýsmý muhacirînden (Mekke’den Medine’ye göç edenlerden), bir kýsmý ensardan (Medine’deki yardýmcýlardan) ve bir kýsmý da onlara (ensar ve muhacirîne) ihsanla tâbî olanlardandý. (Sahâbe, irþad makamýna sahip olduklarý için onlara tâbî olundu.) Allah, onlardan razý ve onlar da O’ndan (Allah’tan) razýdýr. Onlara Allah, altlarýndan ýrmaklar akan cennetler hazýrladý ve orada ebediyyen kalacaklardýr. Ýþte bu, en büyük (azîm) mükâfattýr. 5/MAÝDE-3 35: Yâ eyyuhe elle ezîne e âme enûtte ekûllâhe e ve ebte egû ile eyhil ve esîle ete e ve e câhidû fî se ebîlihi le ealle ekum tuflihûn(tuflihûne e). Ey âmenû olanlar (Allah’a ulaþmayý, teslim olmayý dileyenler), Allah’a karþý takva sahibi olun ve O’na ulaþtýracak vesileyi isteyin! Ve O’nun yolunda cihad edin. Umulur ki; siz felâha erersiniz. 32/SECDE-2 24: Ve e ce ealnâ minhum eimme ete en ye ehdûne e bi emrinâ le emmâ sa abe erû, e). ve e kânû bi âyâtinâ yûkýnûn(yûkýnûne Onlardan (insanlardan) imamlar (mürþidler) kýldýk, emrimizle insanlarý hidayete erdirsinler (Allah’a insanlarýn ruhlarýný ulaþtýrsýnlar) diye, sabýrlarýndan dolayý ve âyetlerimize (Allah’ýn âyetlerine) yakîn hasýl ettikleri için.

497

497


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

Κ″ ∀←

ℜψετ − 182

Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

″ϖ↑Ζ↑%←∗″Γ↔Β″Κ↔Ξ↔, _↔Ξ←#≅↔<×≅←∀ ∼Ψ↑∀⊕Η↔6 ↔ω<∝Η⊕7!↔: ⎣↔ Ψ↑Ω↔ς″Θ↔< ÷ ↑β″[↔& ″ω←8 Vellezîne kezzebû bi âyâtinâ se nestedricuhum min haysu lâ ya'lemûn(ya'lemûne). ℜψετλεριµιζι ψαλανλαψανλαρ⎬, ονλαρ⎬ν δερεχελερινι, βιλεµεψεχεκλερι βιρ ψερδεν ψαϖα⎭ ψαϖα⎭ αζαλταχαð⎬ζ (β⎞ψλεχε ψαϖα⎭ ψαϖα⎭ ηελ®κε ψακλα⎭τ⎬ραχαð⎬ζ). 1 2 3 4

-

vellezine (ve ellezîne) kezzebû bi ayâti-nâ se nestedricu-hum

5 - min haysu 6 - lâ ya'lemûne

: : : : : :

ve o kimseler yalanladýlar âyetlerimizi onlarýn derecelerini yavaþ yavaþ azaltacaðýz bir yerden bilmedikleri

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’ýn âyetlerini yalanlayanlarýn gidecekleri yer cehennemdir. Bunlar, özellikle ruhun ölmeden evvel Allah’a ulaþmasýna müteallik olan hidayet âyetlerini yalanlamaktadýrlar. Ancak her kim Allah’a ulaþmayý dilemezse, onlarýn gidecekleri yer ne yazýk ki cehennemdir.

498

498


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 183

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

°ω[∝Β↔8 ∝Γ″[↔6 ⊕ ←! ⎢″ϖ↑Ζ↔7 |∝ς″8↑! ↔: Ve umlî lehum, inne keydî metîn(metînun). ςε ονλαρα µ⎫ηλετ ϖεριριµ. Βενιµ τυζαð⎬µ (ηιλεµ), µετινδιρ (⎜ετινδιρ, κατλανµασ⎬ ζορδυρ). 1 2 3 4 5

-

ve umlî lehum inne keydî metînun

: : : : :

ve uzatýrým, mühlet veriyorum onlara muhakkak benim tuzaðým (hilem) çok çetin, çok kuvvetli, zordur

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ’nýn bahsettiði bu insanlar âyetleri yalanlayanlardýr. Her devirde, Allah’ýn âyetlerini yalanlayanlar hep olmuþtur. Bugün de eskisi gibi vardýr ve tabii Allahû Tealâ, onlara karþý kayýtsýz deðildir. Onlar, Allah’ýn söylediklerini dilleriyle söndürmeye çalýþýrlar. Ama Allahû Tealâ, onu mutlaka tamamlayacaðýný söylüyor. Her devirde, her zaman onlar ayný gayretin içindedirler. Allah da mutlaka dostlarý vasýtasýyla hakikatlerini bütün dünyaya yayacaktýr.

499

499


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

Κ″ ∀←

ℜψετ − 184

Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

⎢↓}⊕Ξ←% ″ω←8 ″ϖ←Ζ←Α←&≅↔Μ←∀ _↔8 ∼:↑Ι⊕Υ↔Σ↔Β↔< ″ϖ↔7 ↔ ↔! °ω[∝Α↑8 °η<∝Η↔9 ® ←! ↔ξ↑; ″ ←! E ve lem yetefekkerû mâ bi sâhýbihim min cinneh(cinnetin), in huve illâ nezîrun mubîn(mubînun).

ςε ονλαρ⎬ν σαηιβινδε χιννεττεν (δελιλικτεν) ψανα βιρ ⎭εψ ολµαδ⎬ð⎬ν⎬ τεφεκκ⎫ρ ετµεζλερ µι? Ο, ανχακ απα⎜⎬κ βιρ νεζιρδιρ.

1 2 3 4 5 6 7 8

500

-

e ve lem yetefekkerû mâ bi sâhýbi-him min cinnetin in huve illâ nezîrun mubînun

: : : : : : : :

ve mi tefekkür etmezler yoktur, olmadý sahiplerinde, onlarýn arkadaþlarýnda delilikten (bir þey) o ancak ...'dýr bir nezir, uyarýcý apaçýk, açýkça

500


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 184

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, âyette “sahip” kelimesini kullanýyor. Sahâbe, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in sahipliðinde olan kiþilerdi. Onlarýn sahibi ise Peygamber Efendimiz (S.A.V)’di. Allah da Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in sahibiydi. Cinnet kelimesi, mecnun kelimesi ayný kökten gelir. Her devirdeki ister nebî resûl olsun, ister velî resûl olsun, bütün resûllere mutlaka “deli” yaftasý vurulmuþtur. Ýnsanlar haklý mýdýrlar? Evet. Çünkü Allahû Tealâ, resûllerinin kalp gözünü, kalp kulaðýný açar, onlarla konuþur, onlara göklerin ve yerin melekûtunu gösterir. Diðer insanlarýn böyle bir dizayný, böyle bir imkâný yoktur. Ve Allah’tan haber alan, Allah’la konuþan, Allah’ý gören Allah’ýn resûlleri, onlar için garip insanlardýr ve de buna bir tek yafta bulabilirler. “Olsa olsa, bu delidir.” derler ve hemen o yaftayý, ona giydirirler. Ayný þey bütün devirlerde, bütün resûller için geçerli olmuþtur. Nitekim bu devirde de ayný þey geçerli olmuþ, Allahû Tealâ’nýn Resûl’ünün “deli” olduðu iddia edilmiþtir. Ayrýca bunu söyleyenler, yetkili týp otoritelerinden olduðu için Allah’ýn Resûl’ünün “deli” olduðu kanýsýna varmýþlardýr. Her devirde, hangi ülkede olursa olsun, yetkilere sahip olmayanlar, kendilerinde olmayan bir þeyler iddia edildiði gerekçesiyle, Allah’ýn resûllerine hep “deli” demiþlerdir. Bir baþka açýdan mutlaka “sahtekâr” demiþlerdir. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e de “sahte peygamber” ve “deli” yakýþtýrmasý yapýlmýþtýr. “O, mecnundur.” demiþlerdir. Bu âyet, deli yakýþtýrmasýnýn kesin olduðunu gösterir. Bütün resûller, ayný zamanda ister nebî resûl olsunlar, ister velî resûl olsunlar mutlaka nezirdirler.

501

501


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 185

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

← !↔ξ×Ω⊕Κ7! ← Ψ↑Υ↔ς↔8 |∝4 ∼:↑Ι↑Π″Ξ↔< ″ϖ↔7 ↔ ↔! ″ ↔! ↔: ↓∂″|↔− ″ω←8 ↑ψ™ς7! ↔σ↔ς↔∋ _↔8↔: ← ″∗ ÷ ↵!↔: ⎣″ϖ↑Ζ↑ς↔%↔! ↔ Ι↔ ↔Β″5! ←φ↔5 ↔ Ψ↑Υ↔< ″ !↔ |⊆Κ↔2 ↔ Ψ↑Ξ←8⊂Ψ↑< ↑ ↔Γ″Θ↔∀ ↓β<∝Γ↔& ←± ↔≅Α← ↔4 E ve lem yanzurû fî melekûtis semâvâti vel ardý ve mâ halakallâhu min þey'in ve en asâ en yekûne kadýkterebe eceluhum, fe bi eyyi hadîsin ba'dehu yu'minûn(yu'minûne). Ονλαρ ψερλεριν, γ⎞κλεριν η⎫κ⎫µρανλ⎬ð⎬να (σ⎫ννετυλλαηα, ιδαρεσινε) ϖε Αλλαη’⎬ν ψαραττ⎬ð⎬ ⎭εψλερε ϖε εχελλερινιν ψακλα⎭µ⎬⎭ ολµασ⎬ ιητιµαλινε βακµ⎬ψορλαρ µ⎬? Ονδαν σονρα αρτ⎬κ ηανγι σ⎞ζε ιναν⎬ρλαρ (µ⎫’µιν ολυρλαρ)? 502

502


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 185

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

-

e ve lem yanzurû fî melekûti es semâvâti ve el ardý mâ halaka allâhu min þey'in ve en asâ en yekûne kad ýkterebe

: : : : : : : : : : : :

13 14 15 16 17

-

ecelu-hum fe bi eyyi hadîsin ba'de-hu yu'minûne

: : : : :

bakmýyorlar mý, bakmazlar mý içinde, hakkýnda nizam, saltanat, idare, mülkiyet gökler, semalar ve yeryüzü Allah'ýn yarattýðý þey(ler) ...den, ...dan bir þey ve ihtimal olmasý, olasýlýk olmasý olmasý pek yakýn olmuþ olan, çok yaklaþmýþ olan onlarýn ecelleri artýk hangisi bir söz ondan sonra inanýrlar (mü’min olurlar)

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’ýn söylediði bu kiþiler, Allah’a karþý gelenler, Allah’a hile yapanlar, Allah’ýn indirdiklerini sözleriyle söndürmeye çalýþanlar, Allah’ýn nurlarýný söndürmeye çalýþanlardýr. Ýnsanlar arasýnda bir Allah’ýn dostlarý, bir düþmanlarý, bir de; Allah’a karþý düþmanlýk beslemediði halde ayný safta yer alan ama konu hakkýnda yeterli bilgileri olmayanlar vardýr.

503

503


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 185

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Hz. Ýbrâhîm’e Allahû Tealâ, göklerin ve yerlerin melekûtunu gösteriyordu. Allah’a ait olan kanunlarýný, güneþin doðudan doðmasýný, batýdan batmasýný izah ediyordu. Ve Hz. Ýbrâhîm, nemrutla karþýlaþtýðý zaman: “Benim Rabbim öldürür ve diriltir.” dedi. Nemrut da dedi ki: “Ýþte þimdi þu idam mahkûmunu affediyorum. Onu dirilttim ve bir baþkasýný þimdi astýracaðým ve ben, onu öldürmüþ olacaðým. Ben de öldürür ve diriltirim, senin Rabbinden bir farkým yok. Ben de Rabb’im.” Melekût bilgisinin sahibi olan Hz. Ýbrâhîm, nemruta dedi ki: “Benim Rabbim güneþi doðudan doðdurur. Hadi sen de batýdan doðdur bakalým.” Nemrut þaþýrdý ve cevap veremedi. Bunun üzerine Hz. Ýbrâhîm’i mancýnýkla ateþe atmaya karar verdi ve bunu da yaptý. Ama ne var ki; Allahû Tealâ, bütün ateþleri su, odunlarý da balýk yaptý ve Hz. Ýbrâhîm, mancýnýkla ateþe deðil, suya atýlmýþ oldu. Bir evvelki âyet-i kerimede Allahû Tealâ diyordu ki: “Benim hilem çetindir. Benim yapacaðým þeylere dayanmak zordur.” Ýþte onlar hile yaptýlar. Hz. Ýbrâhîm’i yakaladýlar, öleceðinden emin olarak ateþe attýlar ama Allahû Tealâ da onu bir mucizesiyle kurtardý. Hz. Ýbrâhîm suya ulaþtý ve nemrut, Hz. Ýbrâhîm’i öldüremedi. Bunlar, insanlarýn inanmasý istikametinde Allahû Tealâ’nýn ifadesidir. Göklerin melekûtu da bu standartlarda geçerlidir. Allahû Tealâ, nasýl göklerde 7 atmosfer tabakasý yaratmýþsa yerde de 7 tane yer katmaný vücuda getirmiþtir. Ýkisinin de sayýsý 7’dir. Allah, kâinatýn yegâne sahibidir. Yoktan, kâinatý yaratandýr, halkedendir. Yaratma faaliyeti sadece Kendisine aittir, yegâne yaratýcýdýr.

504

504


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 186

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

⎢ ↑ψ↔7 ↔ ←(≅↔; ÷↔4 ↑ψ™ς7! ←υ←ς″Ν↑< ″ω↔8 ↔ Ψ↑Ζ↔Ω″Θ↔< ″ϖ←Ζ←9≅↔[″Ρ↑0 |∝4 ″ϖ↑;↑∗↔Η↔< ↔: Men yudlilillâhu fe lâ hâdiye leh(lehu), ve yezeruhum fî tugyânihim ya’mehûn(ya’mehûne).

Αλλαη κιµι δαλ®λεττε β⎬ρακ⎬ρσα, αρτ⎬κ ονυν ι⎜ιν βιρ ηιδαψετ⎜ι (ηιδαψετε ερδιρεν) ψοκτυρ. ςε ονλαρ⎬, αζγ⎬νλ⎬κλαρ⎬ (ισψανλαρ⎬) ι⎜ινδε ⎭α⎭κ⎬ν (βιρ ηαλδε) τερκεδερ (β⎬ρακ⎬ρ). 1 2 3 4 5 6 7 8 9

505

-

men yudlili allâhu fe lâ hâdiye lehu ve yezeru-hum fî tugyâni-him ya’mehûne

: : : : : : : : :

kimse, kim Allah dalâlette býrakýr artýk yoktur hidayete erdiren kimse onun için ve onlarý býrakýr, terkeder içinde azgýnlýklarý, isyanlarý þaþýrýrlar, þaþkýn halde olurlar

505


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 186

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, “Kimi dalâlette býrakmak isterse onu dalâlette býrakýr.” Allah, El Adl ve El Hakk esmasýnýn sahibidir. Hakkýn sahibinin hakkýný çiðnetmediði gibi, hak sahipleri arasýnda adaleti mutlaka gerçekleþtirir. Hak, sübjektif (enfüsî); adalet, objektif (afakî) bir faktördür. Allahû Tealâ, her ikisinin de sahibidir, hem afakî açýdan, hem enfüsî açýdan. Allah adalet ve hak mefhumlarýnýn, yani insana ait olan haklarýn sahibidir. Böyle bir muhteva içerisinde “Allahû Tealâ’nýn dalâlette býraktýðý bir insan, dalâlette olmayý haketse de, etmese de Allah isterse onu dalâlette býrakýr” tarzýnda bir düþüncenin sahiplerine þu söylenmelidir: “Hayýr! Allah, adaletin ve hakkýn sahibidir. Hak sahibinin hakkýný çiðnetmez, adaleti mutlaka yerine getirir. Allah’ýn dalâlette býraktýðý insanlar, sadece dalâlette olmayý hakedenlerdir.” Bu insanlar, Allah’ýn emirlerine karþý azgýnlýk etmiþ, haddi aþmýþ, Allah’ýn emirlerini çiðnemiþ olanlardýr. Allahû Tealâ diyor ki: “Allah’a ulaþmayý dileyeceksiniz.” Dilemiyor kiþi. Bunun tabii neticesi olarak mürþidine ulaþmýyor, tâbiiyetini gerçekleþtirmiyor ve âmenû olmuyor, mü’min de olmuyor. Bunlarý seçmiyor ve dalâlette kalýyor. Allah onun için bir mürþid nasip etmemiþtir. Yani o kiþi gitse, herhangibir mürþide tâbî olsa o, sadece tâbî olduðunu zanneder, aslýnda tâbî olmaz. Tâbiiyet, kiþinin iç dünyasýnda vücut bulan bir sonuçtur. Sadece Allah’a ulaþmayý dileyip de Allah’ýn 10 tane ihsan verdiði insanlar, 10 tane ihsanla Allah’ýn gösterdiði mürþide ulaþýp da tâbiiyetlerini gerçekleþtirirlerse, onlarýn kalplerinin mührünü açar. Onlarýn kalplerindeki küfür kelimesini alýr dýþarý atar, onlarýn kalplerinin içine îmân yazar. Böyle deðilse, Allah’a ulaþmayý dilemeyen bir kiþinin, elbette tâbî olmasý, onu mü’min kýlamaz. Ýþte bu istikamette, 14 asýr evvel münafýklar ayný þeyi yapmýþlar, el öperek tövbe etmiþler ancak Allah’ýn yoluna girememiþ, mü’min olamamýþlardýr (Hucurat-14).

506

506


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 186

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Adaletli olan, hakkýn sahibi olan, hakký çiðnetmeyen Allahû Tealâ, dilediðini dalâlette býrakýr ama dalâlette býraktýklarý, dalâlette kalmayý hakedenlerdir. Ýsyanlarý sebebiyle, Allah’a ulaþmayý dilemedikleri için, mürþidlerine ulaþmayý dilemedikleri için, ruhlarýný Allah’a ulaþtýrmayý dilemedikleri için. Ama cehennem korkusuyla, “mürþidine ulaþan cennete gidiyormuþ, ben de gideyim bir mürþide tâbî olayým” dese ve tâbî olsa onun tâbiiyeti geçerli deðildir. Kalbindeki iþlem gerçekleþmez. Tâbî olmayanlar için bir hidayetçi yoktur. Onlarýn hidayete ermeleri söz konusu deðildir ve dalâlettedirler. Hevalarýný kendilerine ilâh edinenler, hidayetçilere, Allah’ýn davetçilerine tâbî olmayanlardýr ve dalâlettedirler (Casiye-23). Bugünkü dîn ilminin temelinde bu vardýr. Artýk insanlar irþad makamýný tamamen devreden çýkarmýþlardýr. “Ýrþad makamý yoktur, tâbiiyet yoktur. Bunlarýn hepsi 14 asýr evvel sona ermiþtir.” demektedirler. Oysa ki Allahû Tealâ, kýyâmete kadar tâbiiyetin devam edeceðini söylüyor. Zaten tâbiiyet yoksa hidayet yoktur. Hidayet (ruhun hidayeti), tam 12 defa üzerimize farz kýlýnmýþtýr. “Onlara, onlarýn içinde Allah’ýn âyetlerini okusun, onlarý tezkiye etsin ve onlara kitap ve hikmeti öðretsin diye, ümmîler için onlarýn aralarýndan resûl beas eden (vazifeli kýlan, hayata getiren) O Allah’týr. Ondan evvel (bu resûle tâbî olmadan evvel) onlar, açýk bir dalâlet içinde idiler.” (Cuma-2) “Andolsun ki mü’minlerin (baþlarýnýn) üzerine (devrin imamýnýn ruhu) bir ni’met olmak üzere kendi zamanlarýnda, kendi içlerinden bir resûl beas ederiz, onlarýn aralarýnda (kendi kavminin içinde) onlara Allah’ýn âyetlerini tilâvet eder, onlarý tezkiye eder ve onlara kitap ve hikmeti öðretir. Ondan evvel (resûle tâbî olmadan evvel) onlar açýk bir dalâlet içinde idiler.” (Al-i Ýmran-164) Burada iki tane “arasýnda”, “içinde” var. 1- fîhim: “Onlarýn içinde olan”, içinden olan bir resûldür (Huzur Namazý’nýn Ýmamý). 2- enfusehim: Her kavimdeki resûllerden bir tanesidir ve onlarýn içlerinden birisidir.

507

507


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 186

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Öyleyse Allahû Tealâ, Al-i Ýmran Suresinin 164. âyet-i kerimesinde iki cepheden olaya bakmaktadýr: 1- Baþlarýnýn üzerine ni’met olan kiþi, Devrin Ýmamý olan Resûl’dür. O, Huzur Namazý’nýn Ýmamý’dýr. 2- Devrin Ýmamý, ayný zamanda kendi kavminin Resûl’üdür. Peygamber Efendimiz (S.A.V) bir Nebî idi. Kâinata, âlemlere rahmet olsun diye yaratýlmýþtý. Ayný zamanda Arap kavminin de Resûl’üydü. O, kavmin Resûl’ü olarak 4, Devrin Ýmamý (Nebî) olarak, 5 görevle vazifeliydi. Allahû Tealâ sadece bir tanesini deðerlendirmiþ olsaydý, o zaman ya “fîhim” (onlarýn arasýndan birisi) veya “enfusehim” (onlarýn nefslerinden, onlarýn kiþilerinden birisi) kullanacaktý. Oysa ikisini birden kullanmýþtýr. Devrin Ýmamý, sadece kendi kavminin deðil, kâinatýn Resûl’ü olarak, kendisine veya tayin ettiði kiþilere tâbî olanlara, baþlarýnýn üzerine ni’met olarak gelir. Al-i Ýmran Suresinin 164. âyet-i kerimesi, izahý da zor bir âyet-i kerimedir. “Fîhim” ve “enfusehim” kelimelerinin ardarda kullanýlmasý, hem baþlarýnýn üzerinde ni’met olmasý hem sadece 4 görevle görevlendirilmesi... Bu bir tenakuz deðildir. Herþeyi yerli yerine oturtursanýz herþey, en güzele dönüþür.

49/HUCURAT-1 14: Kâle etil a’râbu âme ennâ, kul le em tu’’minû ve e lâkin kûlû esle emedhulil îmânu fî kulûbikum, ve e in tutîullâhe e ve e re esûle ehu lâ nâ ve e le emmâ ye ye elitkum min a’mâlikum þe ey’’â(þe ey’’en), inna allâhe e ga afûrun ra ahîm(ra ahîmun). Araplar dediler ki: “Biz mü’min olduk.” (Habibim) de ki: “Mü’min olduk, demeyin. Lâkin; Ýslâm (dairesine) girdik, deyin. Çünkü kalplerinizin içine îmân girmedi (îmân yazýlmadý). Ve eðer Allah’a ve resûlüne itaat ederseniz, amellerinizden bir þey eksilmez. Allah Gafur’dur, Rahîm’dir.”

508

508


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 186

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

45/CASÝYE-2 23: E fe e re eeyte e me enitte eha aze e ilâhe ehu he evâhu ve e eda alle ehullâhu alâ ilmin ve e ha ate eme e alâ se em’’ýhî ve e ka albihî ve e ce eale e alâ ba asa arihî gýþâve eh(gýþâve ete en), fe e me en ye ehdîhi min ba a’dillâh(ba a’dillâhi), e fe e lâ te eze ekke erûn(te eze ekke erûne e). Hevalarýný (nefslerini) kendilerine ilâh edinenleri görmedin mi (habibim)? Allah, onlarý bir ilim üzere dalâlette býrakýr. Onlarýn kalplerindeki sem’î (iþitme) hassasýný ve kalplerini (kalpteki idrak hassasýný) mühürler ve onlarýn kalplerindeki basar (görme) hassasýnýn üzerine gýþavet (isimli bir perde) çeker. Öyleyse (artýk) Allah’tan sonra kim bu kiþiyi hidayete erdirebilir? Hâlâ düþünmez misiniz? 62/CUMA-2 2: Huve elle ezî be ease e fîl ummiyîne e re esûle en minhum ye etlû ale eyhim âyâtie yua allimuhumul kitâbe e ve el hikme eh(hikme ete e), ve e in kânû min hî ve e yuze ekkîhim ve ka ablu le e fî da alâlin mubîn(mubînin). Onlara, onlarýn içinde Allah’ýn âyetlerini okusun, onlarý tezkiye etsin ve onlara kitap ve hikmeti öðretsin diye, ümmîler için onlarýn aralarýndan resûl beas eden (vazifeli kýlan, hayata getiren) O Allah’týr. Ondan evvel (bu resûle tâbî olmadan evvel) onlar, açýk bir dalâlet içinde idiler. 3/AL-ÝÝ ÝMRAN-1 164: Le e ka ad me enna allâhu ale el mu’’minîne e iz be ease e fîhim re esûle en min enfusihim ye etlû ale eyhim âyâtihî ve e yuze ekkîhim ve e yua allimuhumul kitâbe e ve el ablu le e fî da alâlin mubîn(mubînin). hikme eh(hikme ete e), ve e in kânû min ka Andolsun ki mü’minlerin (baþlarýnýn) üzerine (devrin imamýnýn ruhu) bir ni’met olmak üzere kendi zamanlarýnda, kendi içlerinden bir resûl beas ederiz, onlarýn aralarýnda (kendi kavminin içinde) onlara Allah’ýn âyetlerini tilâvet eder, onlarý tezkiye eder ve onlara kitap ve hikmeti öðretir. Ondan evvel (resûle tâbî olmadan evvel) onlar açýk bir dalâlet içinde idiler.

509

509


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 187

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

_↔Ω⊕9←! ″υ↑5 ⎢_↔Ζ[×,″Ι↑8 ↔ ≅⊕<↔! ←}↔2≅⊕Κ7! ←ω↔2 ↔τ↔9Ψ↑ς↔ ″Κ↔< ⎢↔ξ↑; ® ←! ≥_↔Ζ←Β″5↔Ψ←7 _↔Ζ[∝±ς↔∆↑< ÷ ⎣|∝±∀↔∗ ↔φ″Ξ←2 _↔Ζ↑Ω″ς←2 ® ←! ″ϖ↑Υ[∝#≅∧↔# ÷ ⎢← ″∗ ÷↵!↔: ← !↔ξ×Ω⊕Κ7! |←4 ″α↔ς↑Τ↔∃ ⎢_↔Ζ″Ξ↔2 ⊇|←Σ↔& ↔τ⊕9↔≅↔6 ↔τ↔9Ψ↑ς↔ ″Κ↔< ⎢→}↔Β″Ρ↔∀ ⊕ω←Υ×7 ↔: ←ψ™ς7! ↔φ″Ξ←2 _↔Ζ↑Ω″ς←2 _↔Ω⊕9←! ″υ↑5 ↔ Ψ↑Ω↔ς″Θ↔< ÷ ← ≅⊕Ξ7! ↔η↔Χ″6↔!

510

510


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 187

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Yes’elûneke anis sâ’ati eyyâne mursâhâ, kul innemâ ilmuhâ inde rabbî, lâ yucellîhâ li vaktihâ illâ huv(huve), sekulet fîs semâvâti vel ard(ardý), lâ te’tîkum illâ bagtete(bagteten), yes’elûneke ke enneke hafiyyun anhâ, kul innemâ ilmuhâ indallâhi ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemûn(ya’lemûne).

Σανα σαατι (κ⎬ψ®µετ), νε ζαµαν ολαχαð⎬ν⎬ (καραρ κ⎬λ⎬νδ⎬ð⎬ν⎬) σορυψορλαρ. ∆ε κι: “Ονυν ιλµι ανχακ Ραββιµιν κατ⎬νδαδ⎬ρ. Ονυν ϖακτινι Ο’νδαν βα⎭κασ⎬ α⎜⎬κλαψαµαζ. Ψερλερε ϖε γ⎞κλερε αð⎬ρ γελδι, ο σιζε ανσ⎬ζ⎬ν γελιρ (ανσ⎬ζ⎬ν ολµακταν βα⎭κα βιρ ⎭εκιλδε γελµεζ).” Σεν σανκι ονδαν ηαβερδαρµ⎬⎭σ⎬ν γιβι σορυψορλαρ. “Ονυν ιλµι ψαλν⎬ζχα Αλλαη’⎬ν κατ⎬νδαδ⎬ρ.” δε. ςε λ®κιν ινσανλαρ⎬ν ⎜οðυ βιλµεζλερ. 1 - yes’elûne-ke 2 - an es sâati

: :

3 4 5 6 7 8

: : : : : :

-

eyyâne mursâhâ kul innemâ ilmu-hâ inde rabbî

9 - lâ yucellî-hâ

511

:

sana sorarlar saatini (vaktini), o saatten, o saat hakkýnda ne zaman vukua gelmesi de sadece, yalnýzca onun ilmi Rabbimin yanýnda, Rabbimin katýnda onu açýða çýkarmaz (açýklamaz) açýða vermemek

511


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 187

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

10 11 12 13 14 15 16

-

li vakti-hâ illâ hu sekulet fî es semâvâti ve el ardý lâ te'tî-kum illâ bagteten

: : : : : : :

17 - yes'elûne-ke 18 - ke enne-ke 19 - hafiyyun

: : :

20 21 22 23 24 25 26 27

: : : : : : : :

-

anhâ kul innemâ ilmu-hâ inde allâhi ve lâkinne eksere en nâsi lâ ya'lemûne

onun vakti, zamaný ondan baþkasý (ancak o) aðýr geldi göklerde, göklere (semalara) ve yerde, yerlere size gelmez ancak ansýzýn (ansýzýn olmaktan baþka bir þekilde) sana sorarlar sanki sen haberdar olarak, gizli olarak, (gizliden haberi olan) ondan de sadece onun ilmi Allah'ýn indinde, katýnda ve lâkin, fakat insanlarýn çoðu bilmezler

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kýyâmet hakkýnda Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e sualler sorulmuþtur, sanki ondan haberdarmýþ gibi. Ancak ne Peygamber Efendimiz (S.A.V), ne baþka bir peygamber, kýyâmetin hangi an kopacaðýndan haberdar olmamýþtýr. Aradan 14 asýr geçmesine raðmen kýyâmet hâlâ gelmedi. Kýyâmet yakýn mý? Olabilir. Ýlmi, Allah’ýn katýnda... Öyleyse kýyâmet hakkýnda insanlarýn çok bir þey bilmemesi normaldir. Bugüne kadar insanlarýn ulaþtýðý ilim de, kýyâmetin ne zaman kopacaðý hakkýnda bir kesin bilgiyi oluþturamamaktadýr.

512

512


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 188

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

® ←!∼∪Ι↔/ ÷↔: _→Θ″Σ↔9 |∝Κ″Σ↔Ξ←7 ↑τ←ς″8↔! ≥ ÷ ″υ↑5 ↔⎯″[↔Ρ″7! ↑ϖ↔ς″2↔! ↑α″Ξ↑6 ″ξ↔7↔: ⎢↑ψ™ς7! ↔ ≥≅↔− _↔8 ↑ ≥Ψ∩Κ7! ↔|←Ξ⊕Κ↔8 _↔8↔: ⎣←η″[↔Φ″7! ↔ω←8 ↑ ″Ι↔Χ″Υ↔Β″, ÷ 〉↔ Ψ↑Ξ←8⊂Ψ↑< ↓ ″Ψ↔Τ←7 °η[∝Λ↔∀↔: °η<∝Η↔9 ® ←!ÿ_↔9↔! ″ ←! Kul lâ emliku li nefsî nef'an ve lâ darran illâ mâþaallâh(mâþaallâhu), ve lev kuntu a'lemul gaybe lesteksertu minel hayri ve mâ messeniyes sûu in ene illâ nezîrun ve beþîrun li kavmin yu'minûn(yu'minûne). ∆ε κι: “Αλλαη’⎬ν διλεµεσι ηαρι⎜, βεν κενδιµε φαψδα ϖεψα ζαραρ ϖερεχεκ γ⎫χε µαλικ δεðιλιµ. Εðερ βεν, γαψβ⎬ βιλσεψδιµ, ηαψρ⎬ µυτλακα ⎜οðαλτ⎬ρδ⎬µ, βανα βιρ κ⎞τ⎫λ⎫κ δοκυνµαζδ⎬. Βεν ανχακ µ⎫’µιν ολαν καϖιµ ι⎜ιν βιρ νεζιρ (υψαραν) ϖε µ⎫ϕδελεψιχιψιµ.”

513

513


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 188

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18

-

kul lâ emliku li nefsî nef'an ve lâ darran illâ mâ þae allâhu ve lev kuntu a'lemu el gaybe le isteksertu min el hayrý ve mâ messeniye es sûu in ene illâ nezîrun ve beþîrun li kavmin yu'minûne

: : : : : : : : : : : : : : : : : :

de malik deðilim (güce sahip deðilim) nefsim için bir fayda ve darlýk olmaz Allah'ýn dilemesi hariç ve eðer ben olsaydým gaybý biliyorum elbette çoðaltýrým hayýrdan ve bana bir kötülük dokunmaz öyle ise ben ancak bir nezir, uyarýcý ve bir müjdeleyici bir kavim için inanýrlar (mü’min olurlar)

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ diyor ki: “O, kendinden bir þey söylemez, O, kendiliðinden bir þey yapmaz.” (Kasas-68). “Habibim! O kumu attýðýn zaman sen atmadýn, Biz attýk.” (Enfal-17). “Akabe’de sana biat ettikleri zaman, onlarýn ellerinin üzerinde Bizim elimiz vardý. (Yani onlara biat veren aslýnda Biziz.)” (Fetih-10). Allahû Tealâ, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e tecelli ediyordu. Burada da ayný þeyin söylenmesi söz konusudur. Allahû Tealâ: “Benim resûllerim, peygamberlerim, nebîlerim, seçim hakkýnýn sahibi deðillerdir.” Huzur

514

514


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 188

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

namazýnýn imamlarý, seçim hakkýnýn sahibi deðillerdir ve bunun neticesi olarak, kendilerine ne bir menfaat saðlayabilirler, ne de bir zarar verebilirler. Çünkü onlar, tasarruf altýndadýrlar. Ayrýca bütün nebîlerin de, bütün resûllerin de bir nezir olduðu bu âyette bir defa daha vurgulanmaktadýr. Onlar için hem “nezir” hem de ayný zamanda “beþir” kelimesi kullanýlýyor. Uyaran ve müjdeleyen... Peygamber Efendimiz (S.A.V): “Allah’ýn dilemesi hariç, ben kendime bir fayda veya zarar saðlayamam. Yani ben, Allah’ýn tasarrufundayým.” diyor. Ve söylediðimiz diðer âyetler de kesin olarak bunu söylüyor ki; O, Allah’ýn tasarrufundaydý.

28/KASAS-6 68: Ve e ra abbuke e ya ahluku mâ ye eþâu ve e ya ahtâr(ya ahtâru), mâ kâne e le ehumul hýye era ah(hýye era atu), subhâna allâhi ve e te eâlâ ammâ yuþrikûn (yuþrikûne e). Rabbin dilediðini yaratýr ve seçer. Seçim (yapmak istediðini seçmek) onlara ait deðildir. Allah onlarýn ortak koþtuklarýndan münezzehtir. 8/ENFAL-1 17: Fe e le em ta aktulûhum ve e lâkinna allâhe e ka ate ele ehum, ve e mâ re eme eyte e iz re eme eyte e ve e lâkinna allâhe e re emâ, ve e li yubliye el mu’’minîne e minhu be elâe en ha ase enâ(ha ase ene en), inna allâhe e se emîun alîm(a alîmun). Onlarý siz öldürmediniz ama onlarý Allah öldürdü. Ve attýðýn zaman da sen atmadýn ama Allah attý. Ve Allah, mü’minleri Kendisinden ahsen bela ile imtihan eder. Muhakkak ki; Allah, iþitendir ve bilendir. 48/FETÝH-1 10: Ýnne elle ezîne e yubâyiûne eke e inne emâ yubâyiûna allâh(yubâyiûna allâhe e), ye edullâhi fe evka a eydîhim, fe e me en ne eke ese e fe e inne emâ ye enkusu alâ ne efsih(ne efsihi), ve e me en evfâ bi mâ âhe ede e ale eyhullâhe e fe e se e yu’’tîhi ecre en azîmâ(a azîme en). Muhakkak ki; onlar, sana biat ettikleri zaman Allah’a biat etmiþ oldular. Onlarýn ellerinin üzerinde (Allah senin bütün vücudunda tecelli ettiði için ellerinde de tecelli etmiþ olduðundan) Allah’ýn eli vardý. Kim (derecesini nâkýsa) düþürürse, muhakkak ki o, nefsi sebebiyle (Allah’a verdiði yeminleri, ahdleri yerine getirmediði için) derecesini nâkýsa düþürmüþtür. Kim de Allah’a olan ahdlerini (yeminini, misakini ve ahdini) yerine getirirse, ona büyük mükâfat (ecir) verilecektir (cennet saadetine ve dünya saadetine erdirilecektir).

515

515


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 189

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↔υ↔Θ↔% ↔: ↓ ↔Γ←&!↔: ↓ϕ″Σ↔9 ″ω←8 ″ϖ↑Υ↔Τ↔ς↔∋ ∝Η⊕7! ↔ξ↑; _↔Ζ[×±Λ↔Ρ↔# _⊕Ω↔ς↔4 ⎣_↔Ζ″[↔7←! ↔ω↑Υ″Κ↔[←7 _↔Ζ↔%″:↔+ _↔Ζ″Ξ←8 ″α↔ς↔Τ″∃↔! ≥_⊕Ω↔ς↔4 ⎣∝ψ←∀ ″ ⊕Ι↔Ω↔4 _→Σ[∝Σ↔∋ → ″Ω↔& ″α↔ς↔Ω↔& _→Ε←7≅↔. _↔Ξ↔Β″[↔#×∼ ″ω←∴↔7 _↔Ω↑Ζ⊕∀↔∗ ↔ψ™ς7! ∼↔Ψ↔2↔( ↔ω<∝Ι←6≅⊕Λ7! ↔ω←8 ⊕ω ↔9Ψ↑Υ↔Ξ↔7 Huvellezî halakakum min nefsin vâhýdetin ve ceale minhâ zevcehâ li yeskune ileyhâ, fe lemmâ tegaþþâhâ hamelet hamlen hafîfen fe merret bihî, fe lemmâ eskalet deavâllâhe rabbehumâ lein âteytenâ sâlihan le nekûnenne mineþ þâkirîn(þâkirîne). 516

516


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 189

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Σιζι, βιρ νεφστεν ψαραταν ϖε ονυνλα συκ⎦ν βυλµαν⎬ζ ι⎜ιν, ονδαν ονυν ε⎭ινι ψαραταν Ο’δυρ. Β⎞ψλεχε, ονυ (σαρ⎬λ⎬π) ⎞ρτ⎫νχε, ηαφιφ βιρ ψ⎫κ ψ⎫κλενδι (ηαµιλε καλδ⎬). Αρτ⎬κ ονυνλα δολα⎭τ⎬. Αð⎬ρλα⎭τ⎬ð⎬ ζαµαν ικισινιν Ραββι Αλλαη’α (ικισι) δυα εττιλερ: “Εðερ βιζε, βιρ σαλιη (εϖλ®τ) ϖεριρσεν µυτλακα ⎭⎫κρεδενλερδεν ολυρυζ.”

517

1 2 3 4 5 6 7 8

-

huve ellezî halaka-kum min nefsin vâhýdetin ve ceale min-hâ zevce-hâ li yeskune

: : : : : : : :

9 10 11 12 13 14

-

ileyhâ fe lemmâ tegaþþâ-hâ hamelet hamlen hafîfen

: : : : : :

15 16 17 18 19

-

fe merret bi-hî fe lemmâ eskalet deavâ allâhe

: : : : :

o ki sizi yarattý bir nefsten bir tek ve kýldý, yarattý ondan eþini meyletmesi, teskin edilmesi, tatmin olmasý için ona böylece, ...olduðu zaman onu (sarýlýp) örttü yüklendi (hamile kaldý) bir yük (rahimdeki bebek) hafif olarak (ilk devresindeki aþýlanmýþ hücre) artýk dolaþtý, yürüdü onunla artýk olduðu zaman aðýrlaþtý, aðýr oldu ikisi Allah'a dua etti

517


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 189

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

20 21 22 23 24 25

-

rabbe-humâ le in âteyte-nâ sâlihan le nekûnenne min eþ þâkirîne

: : : : : :

ikisinin Rabbi elbette, eðer, ise sen bize ver salih olan mutlaka oluruz þükredenlerden

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ evvelâ Âdem (A.S)’ý yaratmýþtýr. Hepimizin yaratýldýðý nefs, yaratýldýðý vücut, Âdem(A.S)’ýn vücududur. Allahû Tealâ, onun bir kaburga kemiðini kullanarak da Havva Anamýz’ý yaratmýþtýr. Kur’ân’da bir açýklama getirilmemiþ ama ondan yaratýldýðý kesin. Bu sebeple, erkeklerde XY kromozomu olduðu halde kadýnlarda sadece XX kromozomu vardýr. Ama ikincinin birinciden geldiði kesindir. Çünkü XX, XY’i veremez. Ama XY, X’i de verir, Y’yi de verir. Ve kýsaca, Allahû Tealâ’nýn Kur’ân’da söylemiþ olduðu ne varsa, mutlak olarak doðruyu ifade eder. Ve Allahû Tealâ’nýn yaratýlýþ kaidesi budur. Erkeklerde XY kromozomu, kadýnlarda bunlardan sadece bir tanesi... Ve hâlâ iddia ederler “insan maymundan türemiþtir” diye. Acaba maymunlarda da diþilerde sadece 1, erkeklerde 2 kromozom mu var? Ýnsan türünün erkeðinde XY kromozomu, diþisinde bunlardan sadece bir tanesinin bulunmasý bile, tek baþýna, sadece bu bile tek baþýna insanýn maymundan türemediðinin kesin belirtisidir. Baþka hiçbir delil olmadýðýný düþünün, ama bu tek baþýna yeterlidir. Maymunlar incelendiði zaman böyle bir olayla karþýlaþmýyorsunuz. O zaman eðer Âdem (A.S)’ýn babasý da, annesi de maymun olsaydý, o devam eden nesiller boyunca erkeklerde XY kromozomu, diþilerde de sadece bunlardan bir tanesi (X kromozomu) olmasý gerekirdi. Var mý böyle bir þey?

518

518


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 189

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Ýlim ilerledikçe insanlar, ne kadar büyük hatalar yaptýklarýný öðreneceklerdir. Ve tabii bu husus, bütün boyutlarýyla gizlenmektedir. Ýlim, sanki dîne karþý bir müesseseymiþ gibi gösterilmeye çalýþýlmaktadýr. Ýnsanlar, Allah’ýn söylediðinin aksini ispat etmeye çalýþmaktadýrlar. Ama her seferinde büyük bir yara alýp, yeniden eski yerlerine geri dönmek mecburiyetinde kalýyorlar. O, Allah!... Bu iddiada da bulunanlarý yaratan O, Allah... Kullarýndan bir kýsmý, Allah’a ihanet edeceklerdir. Çünkü Allahû Tealâ, insaný serbest iradeyle yaratmýþtýr. Ama bu âyet-i kerime, açýk ve kesin bir lisanla anlatýyor ki, öyle bir dizayn söz konusu ki, evvelâ Âdem (A.S), sonra da eþi Havva Anamýz yaratýlmýþtýr. Öyleyse bir tek varlýktan türediðimiz, sadece bu konuyla da ispat edilir. Yani kromozomlarýn erkekte XY, kadýnda sadece XX olmasý. Maymun türleri hâlâ devam ettiðine göre eðer ayný standartlar onlarda da olsaydý, o zaman bir iddia sahibi olmakta belki kendilerini biraz daha haklý görebilirlerdi. Ama kromozom incelemesi bunun imkânsýz olduðunu söylüyor. Daha pek çok açýdan kromozomlar, genler insanýn maymunlardan gelme bir varlýk olmadýðýnýn kesin belirtisidir. Allah’ý inkâr etme konusundaki bu kadar gayretin sebebini Biz anlayamýyoruz. Ama onlar, böyle bir iddianýn hep sahibi olmakta devam ettiler.

519

519


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 190

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↔ ≅↔≥6↔Ι↑− ↑ψ↔7 ÷↔Θ↔% _→Ε←7≅↔. _↔Ω↑Ζ[×#×∼ _≥⊕Ω↔ς↔4 ↔ Ψ↑6←Ι″Λ↑< _⊕Ω↔2 ↑ψ™ς7! |↔7≅↔Θ↔Β↔4 ⎣_↔Ω↑Ζ[×#×∼ ≥↔_Ω[∝4 Fe lemmâ âtâhumâ sâlihan cealâ lehu þurakâe fîmâ âtâhumâ, fe teâlâllâhu ammâ yuþrikûn(yuþrikûne).

Ο ικισινε σαλιη βιρ (εϖλ®τ) ϖερδιðιµιζ ζαµαν ο ικισινε (ινσανλαρδαν βιρ ⎜ιφτε) ϖερδιðι ⎭εψλερλε (ηακκ⎬νδα) ονα ορτακλαρ κ⎬λδ⎬λαρ. Οψσα Αλλαη⎦ Τεαλ®, ονλαρ⎬ν ⎭ιρκ κο⎭τυκλαρ⎬νδαν ψ⎫χεδιρ (®λ⎩διρ). 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

520

-

fe lemmâ âtâ-humâ sâlihan cealâ lehu þurakâe fî-mâ âtâ-hu-mâ fe teâlâ allâhu ammâ (an mâ) yuþrikûne

: : : : : : : : : : :

böylece olduðu zaman ikisine verdi salih olan kýldýlar (ikisi) ona ortaklar o þey(ler) hakkýnda ikisine verdi halbuki, Allah âlîdir, yücedir þey(ler)den ortak, þirk koþuyorlar

520


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 190

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Burada söz konusu olan þey yüz yýllar, bin yýllar sonra puta tapanlardýr. Bunu yapanlar, Allah tarafýndan yaratýlan, her an Allah ile birlikte olan Hz. Âdem’le Hz. Havva deðildir. Aradan asýrlar, bin yýllar geçtikçe insanlar Allah’ý unutmuþlar ve kendilerine putlar yapýp, tapmaya baþlamýþlardýr. Çocuklarýna da “putlarýn kulu” gibi isimler koymaya baþlamýþlardýr.

521

521


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

Κ″ ∀←

ℜψετ − 191

Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

→_ ″[↔− ↑σ↑ς″Φ↔< ÷ _↔8 ↔ Ψ↑6←Ι″Λ↑< ↔! ⎧↔ Ψ↑Τ↔ς″Φ↑< ″ϖ↑; ↔: E yuþrikûne mâ lâ yahluku þey'en ve hum yuhlekûn(yuhlekûne).

Ονλαρ κενδιλερι ψαρατ⎬λ⎬ψορκεν, βιρ ⎭εψ ψαραταµαψαν ⎭εψλερι ⎭ιρκ µι κο⎭υψορλαρ? 1 2 3 4 5 6

522

-

e yuþrikûne mâ lâ yahluku þey'en ve hum yuhlekûne

: : : : : :

þirk (ortak) mý koþuyorlar þeyi, þeyleri yaratamayan bir þey ve onlar yaratýlanlar, yaratýlýyorlar

522


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 191

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Burada Allahû Tealâ yaratma fiilini kullanýyor. Yaratan, tek yaratýcý, O Allah’týr. Allah’tan baþka yaratma fiili hiç kimse için söz konusu deðildir. Hiç kimse, hiçbir þey yaratamaz. Bir sinek, bir mikrop bile yaratamaz. Yaratan sadece Allah’týr. Ýnsaný da yaratan, þeytanlarý da yaratan, cinleri de yaratan, melekleri de yaratan, bütün canlýlarý da yaratan sadece Allah’týr. Ýnsanlar kendileri yaratýlýyor, þirk koþtuklarý þeyler de birer yaratýk, taþtan oyduklarý þeylerse, taþ bir yaratýk ve buna raðmen onu Allah’a þirk mi koþuyorlar? Bu konuda Allah’ýn çok sözleri var. Kýyâmet günü Allahû Tealâ, putlarla konuþtuðu zaman putlar diyorlar ki: “Biz sadece Seni üstün biliriz, sadece Seni tanýrýz. Senin dýþýndaki o insanlarý hiçbir zaman kendimize dost edinmedik, Senin dýþýndaki hiçbir þeyi. Bu sebeple biz bunda kusurlu deðiliz. Onlar, bizi taþlardan yontup bu hale getirdiler ve kendilerine tapýlacak þey (put) olarak vasýflandýrdýlar. Biz onlarýn bize tapmasý konusunda onlardan bir talepte bulunmadýk.” Bunlar ve bütün bu dizayn içerisinde, ne yazýk ki insanlýk tarihi boyunca bir kýsým insanlar hep putlara tapmaya devam ettiler. Þeytanla iliþkiler kurmaya devam ettiler. Büyü gibi, hüddam gibi, hipnoz gibi, zülmanî ilimler öðrendiler.

523

523


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

Κ″ ∀←

ℜψετ − 192

Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

≥ ÷↔: ∼→Ι″Μ↔9 ″ϖ↑Ζ↔7 ↔ Ψ↑Θ[∝Ο↔Β″Κ↔< ÷↔: ↔ :↑Ι↑Μ″Ξ↔< ″ϖ↑Ζ↔Κ↑Σ″9↔! Ve lâ yestetîûne lehum nasran ve lâ enfusehum yansurûn(yansurûne).

ςε ονλαρα βιρ ψαρδ⎬µα γ⎫⎜ ψετιρεµεζλερ. ςε ονλαρ κενδιλερινε (δε) ψαρδ⎬µ εδεµεζλερ.

1 2 3 4 5 6

524

-

ve lâ yestetîûne lehum nasran ve lâ enfuse-hum yansurûne

: : : : : :

ve güç yetiremezler onlara bir yardým ve olmaz onlar nefslerine (kendilerine) yardým ederler (ediyorlar)

524


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 192

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ burada putlardan bahsediyor. Bu putlar ne insanlara ne de kendilerine yardým edebilir. Sahâbe putlara tapanlara soruyor: “Siz putlara tapýyorsunuz. Allah’a inanýyor musunuz”? Diyorlar ki: “Ýnanýyoruz.” “Öyleyse niçin bu putlara tapýyorsunuz?” “Onlar, bize Allah’a ulaþmaya yardýmcý olur diye tapýyoruz.” Ne kendilerine ne de insanlara bir yardýmý olabilecek olan bu putlara tapmak, tabiatýyla Allah’a eþ, ortak koþmaktýr. Allahû Tealâ bu insanlara, “Allah’a þirk koþanlar, müþrikler.” diyor. Allah’a ortak koþanlar, Allah’a elleriyle yaptýklarý taþlarý ortak edinip, onlara tapanlardýr.

525

525


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 193

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

° ≥!↔Ψ↔, ⎢″ϖ↑6Ψ↑Θ←Α⊕Β↔< ÷ Γ× ↑Ζ″7! |↔7←! ″ϖ↑;Ψ↑2″Γ↔# ″ ←! ↔: ↔ Ψ↑Β←8≅↔. ″ϖ↑Β″9↔! ″ ↔! ϖ″ ↑;Ψ↑Ω↑#″Ψ↔2↔( ↔! ″ϖ↑Υ″[↔ς↔2 Ve in ted'ûhum ilel hudâ lâ yettebiûkum, sevâun aleykum e deavtumûhum em entum sâmitûn(sâmitûne).

ςε εðερ ονλαρ⎬, ηιδαψετε (Αλλαη’α υλα⎭µαψα) ⎜αð⎬ρ⎬ρσαν⎬ζ σιζε τ®β⎩ ολµαζλαρ. Ονλαρ⎬ δαϖετ µι εττινιζ ψοκσα σιζ, σεσσιζ µι καλδ⎬ν⎬ζ? Σιζιν ι⎜ιν βιρδιρ (σιζιν δυρυµυνυζ αψν⎬δ⎬ρ, φαρκετµεζ). 1 2 3 4 5 6 7 8

526

-

ve in ted'û-hum ilâ el hudâ lâ yettebiû-kum sevâun aleykum e deavtumû-hum em entum sâmitûne

: : : : : : : :

ve onlarý çaðýrýrsanýz hidayete size uymazlar, tâbî olmazlar birdir, eþittir sizin üzerinize onlarý davet ettiniz mi veya siz sessiz oldunuz

526


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 193

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hidayet, tâbiiyetle mümkündür. 4 hidayet için de ayný þey söz konusudur. Ruhun Allah’a ulaþarak, Allah’a hidayet olmasý; fizik vücudun Allah’ýn bütün emirlerine itaat ederek Allah’a hidayet olmasý; nefsin Allah’ýn bütün emirlerine ve yasaklarýna riayet ederek Allah’a hidayet olmasý. Hiçbirisi tâbiiyet yoksa gerçekleþmez. Ýnsanlar, tâbî olmadýklarý için de hidayete eremezler. Allah’ýn vasiyeti, ruhun da, vechin de, nefsin de, iradenin de Allah’a teslimini içerir. Ve bunlarýn herbiri ayrý bir hidayet konusudur. Bütün hidayetlerin adým atma noktasýnda mutlaka tâbiiyet vardýr. Allah sizi seçer, etrafýnýzda imtihanlar, olaylar yaþatýr ve bu olaylarýn neticesinde Allah’a ulaþmayý dilersiniz. Allahû Tealâ, bu dileðin neticesinde size 10 tane ihsanda bulunur. Onuncu ihsanda mürþidi gösterir. Ona ulaþýp, tâbî olursunuz, 3 hidayete birden baþlarsýnýz. Ruh, Allah’a doðru yola çýkar. Fizik vücut, nefsin afetlerindeki azalmaya paralel olarak þeytanýn hakimiyetinden, þeytana kul olmaktan kurtulmaya, Allah’a kul olmaya baþlar. Nefs de afetleri azalarak, yerine faziletler gelerek aklanmaya baþlar, tezkiye olmaya baþlar ve böylece üçü de hidayet yolunda olurlar. Ama görülüyor ki, hidayetin fizik olarak baþlangýç noktasý tâbiiyettir. 14. basamaða kadar kiþi Allah’a münîb olur (yönelir). 14. basamaktan sonra fizikî hidayet (ulaþma) baþlar ve 21. basamakta ruh Allah’a ulaþýr.

527

527


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 194

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

° ≅↔Α←2 ←ψ™ς7! ← :↑( ″ω←8 ↔ Ψ↑2″Γ↔# ↔ω<∝Η⊕7! ⊕ ←! ∼Ψ↑Α[∝∆↔Β″Κ↔[″ς↔4 ″ϖ↑;Ψ↑2″(≅↔4 ″ϖ↑Υ↑7≅↔Χ″8↔! ↔ω[∝5←(≅↔. ″ϖ↑Β″Ξ↑6 ″ ←! ″ϖ↑Υ↔7 Ýnnellezîne ted'ûne min dûnillâhi ýbâdun emsâlukum fed'ûhum felyestecibû lekum in kuntum sâdýkîn(sâdýkîne).

Μυηακκακ κι; Αλλαη’ταν βα⎭κα δυα εττικλερινιζ, σιζλερ γιβι κυλλαρδ⎬ρ. √ψλεψσε ονλαρ⎬ ⎜αð⎬ρ⎬ν. Εðερ δοðρυ σ⎞ζλ⎫ ισενιζ β⎞ψλεχε σιζε (σιζιν δυαν⎬ζα), ιχαβετ ετσινλερ (δυαν⎬ζ⎬ ψερινε γετιρσινλερ).

528

528


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 194

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

-

inne ellezîne ted’ûne min dûni allâhi ýbâdun emsâlu-kum fed’û-hum fe li yestecibû lekum in kuntum sâdýkîne

: : : : : : : : : :

þüphesiz onlar dua ediyorsunuz Allah’tan baþka kullar sizin gibi öyleyse onlarý çaðýrýn icabet etsinler size eðer siz iseniz sadýk, doðru sözlü

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, burada putlarýn aslýnda hiçbir þey yapamayacaklarýný ve onlarýn da netice itibarýyla bir yaratýk, bir kul olduðunu ifade etmektedir. Canlý ve cansýz, herþey Allah’ýn bir yaratýðýdýr. Allahû Tealâ için deðiþmez. Taþ da bir yaratýktýr, gök de bir yaratýktýr, insan da bir yaratýktýr, melek de bir yaratýktýr. Burada putlarýn, insanlarýn duasýna icabet etmelerinin mümkün olmadýðý buyrulmaktadýr. Putlarýn sadece bir mahlûk olduklarý, insanlarýn davetine hiçbir zaman icabet edemeyecekleri açýklýk kazanmaktadýr. Hatta cansýz olmalarý da buna ilâve edilmelidir.

529

529


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 195

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↔ Ψ↑Λ←Ο″Α↔< ↓φ″<↔! ″ϖ↑Ζ↔7 ″ ↔! ⎧_↔Ζ←∀ ↔ Ψ↑Λ″Ω↔< °υ↑%″∗↔! ″ϖ↑Ζ↔7 ↔! ° !↔)×∼ ″ϖ↑Ζ↔7 ″ ↔! ⎧_↔Ζ←∀ ↔ :↑Ι←Μ″Α↑< °ω↑[″2↔! ″ϖ↑Ζ↔7 ″ ↔! ⎧_↔Ζ←∀ ⊕ϖ↑∃ ″ϖ↑6↔ ≥≅↔6↔Ι↑− ∼Ψ↑2″(! ←υ↑5 ⎢_↔Ζ←∀ ↔ Ψ↑Θ↔Ω″Κ↔< ← :↑Ι←Π″Ξ↑# ÷↔4 ← :↑Γ[∝6 E lehum erculun yemþûne bihâ, em lehum eydin yabtýþûne bihâ, em lehum a'yunun yubsýrûne bihâ, em lehum âzânun yesmeûne bihâ, kulid'û þurekâekum summe kîdûni fe lâ tunzýrûn(tunzýrûne). Ονλαρ⎬ν, ονλαρλα ψ⎫ρ⎫δ⎫κλερι αψακλαρ⎬ μ⎬ ϖαρ? ςεψα ονλαρλα τυττυκλαρ⎬ ελλερι μι ϖαρ? ςεψα ονλαρλα γ⎞ρδ⎫κλερι γ⎞ζλερι μι ϖαρ? ςεψα ονλαρλα ι⎭ιττικλερι κυλακλαρ⎬ μ⎬ ϖαρ? Σ⎞ψλε (ονλαρα) ορτακλαρ⎬ν⎬ ⎜αð⎬ρσ⎬νλαρ, σονρα βανα τυζακ κυρσυνλαρ. Β⎞ψλεχε γ⎞ζ α⎜τ⎬ρμαψ⎬ν (φ⎬ρσατ ϖερμεψιν). 530

530


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 195

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19

-

e lehum erculun yemþûne bihâ em lehum eydin yabtýþûne bihâ em lehum a'yunun yubsýrûne bi-hâ em lehum âzânun yesmeûne bi-hâ kul ud'û þurekâe-kum summe kîdû-ni fe lâ tunzirûne

: : : : : : : : : : : : : : : : : : :

onlarýn var mý ayaklar yürürler onunla veya onlarýn var mý eller onunla tutarlar veya onlarýn var mý gözler onunla görürler veya onlarýn var mý kulaklar onunla iþitirler de ki davet edin ortaklarýnýzý sonra bana tuzak kurun böylece göz açtýrmayýn (fýrsat vermeyin), bekletmeyin, mühlet vermeyin (hile yapýn, tuzak kurun)

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Görülüyor ki; Allah’a ortak koþulan putlarýn, kendilerine dahi bir hayrý olmasý mümkün deðildir.

531

531


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 196

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

⎧↔ ≅↔Β←Υ″7! ↔ ⊕ϑ↔9 ∝Η⊕7! ↑ψ™ς7! ↔ζ⎯≠←7↔: ⊕ ←! ↔ω[∝Ε←7≅⊕Μ7! |↔±7↔Ψ↔Β↔< ↔ξ↑;↔: Ýnne veliyyiyallâhullezî nezzelel kitâbe ve huve yetevelles sâlihîn(sâlihîne).

(∆ε κι): “Μυηακκακ κι; Κιταβ’⎬ (Κυρ’®ν−⎬ Κεριµ’ι), ινδιρεν Αλλαη βενιµ δοστυµδυρ. ςε Ο, σαλιηλερε ϖελ⎩λικ ψαπαρ (δοσττυρ).” 1 2 3 4 5

532

-

inne veliyyî allâhu ellezine nezzele el kitâbe ve huve yetevelle es sâlihîne

: : : : :

muhakkak ki benim velîm Allah'týr ki, o kitabý indirdi ve O salihlere velîlik yapar (dost olur)

532


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 196

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bu âyet-i kerimede Allah’ýn dost olmasý söz konusudur. Öyleyse Allah’ýn dostu ol! Kime dost, Allahû Tealâ? Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e dost. O’na, Kitap indiriyor. Kime dost? Salihlere dost. Kime dost? Allah’a ulaþana dost. Ýnsanýn velî olduðu nokta, Allah’ýn dostu olduðu nokta, ruhunun Allah’a ulaþtýðý noktadýr. Velâyet, 7 makamdan oluþur. Fenâ, beka, zühd, muhsinler, ulûl’elbab, ihlâs ve salâh. 7 makamýn baþlangýcý fenâ makamýdýr. Ruh, Allah’ýn Zat’ýnda yok olduðu zaman kiþi Allah’ta fani olur ve Allah’ýn dostu olur. Evliyaullahtan biri olur veya velîyullah olur. Allah’ýn bir dostu... Bu noktadan itibaren dostluk baþlar.

533

533


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 197

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↔ Ψ↑Θ[∝Ο↔Β″Κ↔< ÷ ∝ψ←9:↑( ″ω←8 ↔ Ψ↑2″Γ↔# ↔ω<∝Η⊕7!↔: ↔ :↑Ι↑Μ″Ξ↔< ″ϖ↑Ζ↔Κ↑Σ″9↔! ≥ ÷↔: ″ϖ↑6↔Ι″Μ↔9 Vellezîne ted'ûne min dûnihî lâ yestetîûne nasrakum ve lâ enfusehum yensurûn(yensurûne).

Ο’νδαν βα⎭κα δυα εττιðινιζ ⎭εψλερ (⎜αð⎬ρδ⎬κλαρ⎬ν⎬ζ), σιζε ψαρδ⎬µ ετµεψε µυκτεδιρ δεðιλλερδιρ (γ⎫⎜ ψεττιρεµεζλερ) ϖε κενδιλερινε δε ψαρδ⎬µ εδεµεζλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8

534

-

ve ellezîne ted'ûne min dûni-hî lâ yestetîûne nasra-kum ve lâ enfuse-hum yensurûne

: : : : : : : :

ve onlar ki siz dua ediyorsunuz ondan baþka güç yetiremezler, muktedir deðiller size yardýma ve olmaz nefslerine, kendilerine yardým ederler

534


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 197

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Burada, putlarýn hiçbir iþe yaramadýklarý, Allahû Tealâ tarafýndan açýk bir þekilde anlatýlmaktadýr. Daha önce de birçok defa geçtiði gibi, Allahû Tealâ putlardan bahsettiði zaman, onlarýn kendilerine dahi bir yardýmý olmadýðýný, konuþamadýklarýný, insanlara bir faydalarýnýn olmasýnýn mümkün olmadýðýný hep iþaret ediyor. Burada da ayný þeyi söylüyor. Putlar, insanlarýn taþlardan yonttuklarý, þekil verdikleri cansýz nesnelerdir. Canlý deðillerdir ve hiç kimseye ve kendilerine hiçbir þekilde fayda vermeleri, hiçbir zaman söz konusu olamaz.

535

535


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 198

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

⎢∼Ψ↑Θ↔Ω″Κ↔< ÷ ×Γ↑Ζ″7! |↔7←! ϖ″ ↑;Ψ↑2″Γ↔# ″ ←! ↔: ↔ :↑Ι←Μ″Α↑< ÷ ϖ″ ↑; ↔: ↔τ″[↔7←! ↔ :↑Ι↑Π″Ξ↔< ″ϖ↑Ζ<×Ι↔#↔: Ve in ted'ûhum ilel hudâ lâ yesme'û, ve terâhum yenzurûne ileyke ve hum lâ yubsýrûn(yubsýrûne).

ςε ονλαρ⎬ εðερ ηιδαψετε (Αλλαη’α υλα⎭µαψα) ⎜αð⎬ρ⎬ρσαν⎬ζ ι⎭ιτµεζλερ. ςε ονλαρ⎬ σανα βακαρ γ⎞ρ⎫ρσ⎫ν ϖε ονλαρ γ⎞ρµεζλερ. 1 2 3 4 5 6 7 8

536

-

ve in ted'û-hum ilâ el hudâ lâ yesmeû ve terâ-hum yenzurûne ileyke ve hum lâ yubsýrûne

: : : : : : : :

ve eðer onlarý çaðýrýrsanýz hidayete, Allah'a ulaþmaya iþitmezler ve onlarý görürsün bakarlar, bakýyorlar sana ve onlar görmezler

536


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 198

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Peygamber Efendimiz (S.A.V), Devrinin Ýmamý’ydý ve Allah’a ulaþtýrma görevi sadece O’nundu. O, hayatta iken de bütün kavimlerde mutlaka Allah’ýn resûlleri vardý. Bunlardan sadece Peygamber Efendimiz (S.A.V) Nebî idi. Ve O, Allah’a davet ediyordu (Yusuf-108). Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in asýl görevi insanlarý hidayete; ruhlarýný, ölmeden evvel Allah’a ulaþtýrmaya davet etmektir. O davete de insanlar icabet etmemiþlerdir (Kasas-50). Kasas Suresinin 50. ve Yusuf Suresinin 108. âyet-i kerimesi ile A’raf Suresinin 198. âyet-i kerimesi, sýký bir illiyet rabýtasý içerisindedir. Dört tane hidayetle sorumlusunuz ve yükümlüsünüz. Ve Allah’ýn davetine sadece iþitebilenler icabet ederler. (Konuyla ilgili bilgiler 488. sayfada verilmiþtir.)

12/YUSUF-1 108: Kul hâzihî se ebîlî ed’’û ila allâhi alâ ba asîre etin ene e ve e me enitte ebe eanî, allâhi ve e mâ ene e mine el muþrikîn(muþrikîne e). ve e subhâna De ki: “Benim ve bana tâbî olanlarýn, basiret üzere (kalp gözüyle basar ederek, Allah’ý görerek) Allah’a davet ettiðimiz yol, iþte bu yoldur. Allah’ý tenzih ederim. Ve ben, müþriklerden deðilim.” 28/KASAS-5 50: Fe e in le em ye este ecîbû le eke e fa a’le em enne emâ ye ette ebiûne e ehvâe ehum, enitte ebe ea he evâhu bi ga ayri hude en mina allâh(mina allâhi), inna alve e me en eda allu mimme lâhe e lâ ye ehdîl ka avme ez zâlimîn(zâlimîne e). Eðer sana (senin hidayete erdirme davetine) icabet etmezlerse (uymazlarsa), o zaman bil ki onlar, hevalarýna (nefslerine) tâbî olmuþlardýr. Allah’tan (Allah’ýn tayin ettiði) hidayetçiye deðil de, hevasýna (nefsine) tâbî olan kiþiden daha çok dalâlette olan kim vardýr? Muhakkak ki; Allah, zalim kavimleri hidayete erdirmez.

537

537


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

Κ″ ∀←

ℜψετ − 199

Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

″ ←Ι″2↔! ↔: ← ″Ι↑Θ″7≅←∀ ″η↑8″!↔: ↔ξ″Σ↔Θ″7! ←γ↑∋ ↔ω[∝ς←;≅↔∆″7! ←ω↔2 Huzil afve ve'mur bil urfi ve a'rýd anil câhilîn(câhilîne).

Αφφ⎬ αηζετ (αφφ⎬ κενδινε υσ⎫λ εδιν) ϖε ιρφανλα εµρετ ϖε χαηιλλερδεν ψ⎫ζ ⎜εϖιρ.

1 2 3 4 5

538

-

huzil afve (huz el afve) ve'mur (ve u'mur) bil urfi (bi el urfi) ve a'rýd anil câhilîne (an el câhilîne)

: : : : :

af yolunu benimse, tut ve emret örf ile, irfan ile ve yüz çevir cahillerden

538


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 199

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Allahû Tealâ, “Aranýzdan irfan ile emreden ve münkerden nehyeden bir topluluk bulunsun.” diyor. Ýnsanlarý Allah’ýn yoluna davet etmek, kâinatýn ezelî dînini, tek dînini yani babamýz Ýbrâhîm’in hanif dînini yaþamaya davet etmek (Rum-30,31). Bu dînin Arapça adý Ýslâm’dýr. Allah, bütün insanlarý hanif fýtratýyla, dîni de hanif olarak yaratmýþtýr. Dînin adýný da “hanif” koymuþtur. Allah’ýn yaratmasýnda tebdil (deðiþme) yoktur, hiç olmayacaktýr. Kâinatýn dîni bu dîndir. Ýkinci bir dîn hiç olmamýþtýr. Hz. Âdem’den, Son Peygamber Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V)’e Efendimiz’e kadar bütün nebîler ve bütün resûller zamanýnda yaþanan sadece tek bir dîn vardýr: Hanif dîni. Bu dîn, ruhun, vechin, nefsin ve iradenin Allah’a teslimini emreden ve adý “irfanla emretmek ve münkerden nehyetmek” olan, Allah’a karþý çýkmaktan, putlara tapmaktan, Allah’ýn yasak ettiði fiilleri iþlemekten nehyeden kâinatýn tek dînidir (Rum-32). Allah, ilk insandan son insana kadar, bütün insanlarý hanif fýtratýyla, Allah’ýn dîninde yaþamalarý için davet etmiþtir. Bu dînin gereði, hidayete davet etmek, hidayete erdirmektir. Bu âyette iki muhteva verilmektedir: 1- Ýrfanla emretmek 2- Münkerden nehyetmek Münker, putlara tapmaktýr. Þirk, içki içmek, kumar oynamak, fal bakmak, zülmanî ilimlerle, þeytanî iþlerle uðraþmak Allah’ýn yasak ettiði gýdalarý yemek hepsi münkerdir. Allahû Tealâ, sahâbe için de ayný þeyi söylüyordu: “Aranýzda irfanla emreden ve münkerden nehyeden bir grup bulunsun ilelebet, kýyâmete kadar...”

539

539


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 199

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

30/RUM-3 30: Fe e ekim ve eche eke e lid dîni ha anîfâ(ha anîfe en), fýtra ata allâhille etî fa ata are en nâse e ale eyhâ, lâ te ebdîle e li ha alkýllâh(ha alkýllâhi), zâlike ed dînul ka ayyim(ka ayyimu), ve e lâkinne e ekse ere en nâsi lâ ya a’le emûn(ya a’le emûne e). Hanif olarak kendini dîn için ikame et, Allah’ýn hanif fýtratýyla ki; Allah, insanlarý hanif fýtratýyla yaratmýþtýr. Allah’ýn yaratmasýnda deðiþme olmaz. Kayyim olan (kaim olacak, ezelden ebede kadar yaþayacak) dîn budur. Fakat insanlarýn çoðu bilmez. 30/RUM-3 31: Munîbîne e ile eyhi ve ette ekûhu ve e ekîmûs sa alâte e ve e lâ te ekûnû mine el muþrikîn(muþrikîne e). O’na (Allah’a) dön (Allah’a ulaþ) ve O’na (Allah’a karþý) takva sahibi ol ve namaz kýl ve müþriklerden olma. 30/RUM-3 32: Mine elle ezîne e fe erre ekû dîne ehum ve e kânû þiye eâ(þiye ean), kullu hýzbin erihûn(fe erihûne e). bimâ le ede eyhim fe O müþriklerden olmayýn ki; onlar, dînlerinde fýrkalara ayrýlýp, bölük bölük olup, her grup kendi ilmi ile (yanýndakiyle) ferahlanýr.

540

540


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 200

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

° ″ϑ↔9 ← ≅↔Ο″[⊕Λ7! ↔ω←8 ↔τ⊕Ξ↔3↔ϑ″Ξ↔< _⊕8←!↔: °ϖ[∝ς↔2 °π[∝Ω↔, ↑ψ⊕9←! ⎢←ψ™ς7≅←∀ ″γ←Θ↔Β″,≅↔4 Ve immâ yenzeganneke mineþ þeytâni nezgun festeiz billâh(billâhi), innehu semîun alîm(alîmun).

ςε φακατ ⎭εψτανδαν σανα βιρ δ⎫ρτ⎫ γελιρσε, ηεµεν Αλλαη’α σ⎬ð⎬ν. Μυηακκακ κι; Ο, ι⎭ιτενδιρ, βιλενδιρ.

1 2 3 4 5 6 7 8 9

541

-

ve immâ yenzeganne-ke min eþ þeytâni nezgun festeiz (fe isteiz) billâhi inne-hu semîun alîmun

: : : : : : : : :

ve ama, fakat sana bir vesvese gelirse þeytandan bir vesvese, dürtme hemen sýðýn Allah’a muhakkak o iþitendir bilendir

541


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 200

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Hac Suresinin 53. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ diyor ki: “Þeytanýn, bütün nebîlere de vesvese vermeye çalýþtýðýný biliriz. Ama o, ne zaman bir vesvese vermeye kalkarsa Biz de resûllerimizi, nebîlerimizi güçlendiririz ve onun gayretlerini tesirsiz kýlarýz.” A’raf Suresinin 200. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ buyuruyor: “Ve ne zaman sana, þeytandan vesvese gelirse hemen Allah’a sýðýn.” Euzubillâhimineþþeytânirracîm euzubillâhi: Allah’a sýðýnýrým mineþþeytânirracîm: Kovulmuþ olan þeytandan Allahû Tealâ’nýn bütün nebîlerini, peygamberlerini, resûllerini güçlü kýldýðýný görüyoruz. Hac Suresinin 53. âyet-i kerimesinde diyordu ki: “Kalplerinde hastalýk olanlar, kalpleri katýlaþmýþ ve sertleþmiþ olanlardýr. Bu insanlar þeytanýn vesvesesine açýk olan insanlardýr.” Bir insanýn nefsi, doðuþundan itibaren afetlerle doludur. O afetleri yok etmek üzere harekete geçmezseniz, Allah’a ulaþmayý dilemezseniz hiçbir zaman mürþidinize ulaþamazsýnýz. O zaman, Allahû Tealâ kalbinizdeki mührü açmaz, kalbinizin içindeki küfür kelimesini almaz, kalbinizin içine îmâný yazmaz ve kalbinizde küfür olduðu için nefs tezkiyesi yapamazsýnýz. Ne kadar çok “Allah, Allah, Allah” diye zikrederseniz edin, size hiçbir faydasý olmaz. Göðsünüze gelen Allah’ýn nurlarý, göðsünüzden kalbinize ulaþamaz. Bunun için Allahû Tealâ, kalbinizde 7 tane faktörü tamamlamýþ olmalýdýr: 1- Kalbinizin içindeki ekinneti alýr. 2- Nefsinizin kalbinin içine ihbat koyar. 3- Kalbinizin nur kapýsýný Allah’a çevirmiþ olur. 4- Göðsünüzden kalbinize nur yolu açýlýr. 5- Huþû sahibi olup mürþidinize ulaþtýðýnýz zaman nefsinizin kalbinin mührünü açar. (Bütün kalpler, içinde küfür kelimesi olarak mühürlüdürler.)

542

542


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 200

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Böylece mü’min olacaktýnýz. Yani kalpteki îmân kelimesinin sahibi olacaktýnýz. Daha evvel, kalpteki küfür kelimesinin sahibiydiniz. Öyleyse mü’min, kalbinde îmân kelimesinin sahibi olan kiþidir. Kâfir, kalbindeki küfür kelimesinin sahibidir (Bakara-6,7). Allahû Tealâ diyor ki: “Habibim o kâfirlere ne söylesen boþtur, onlar için birdir, o kâfirler mü’min olmazlar. Onlarýn kalpleri mühürlüdür.” Bilin ki, bütün kâfirlerin kalpleri mühürlüdür ve kalplerinde küfür kelimesi yazýlýdýr. Allah, mührü açmadýkça, küfür kelimesini almadýkça ve kalbin içine îmâný yazmadýkça o kiþi, mü’min olamaz. Ýþte burada Allahû Tealâ’nýn dizayný açýkça ortaya çýkýyor: Allah’a sýðýnmak. Mü’min olmak temel hedefinizdir, kalbin içine îmân yazýlmadýðý müddetçe mü’min olamazsýnýz. Kur’ân-ý Kerim’de “Allah’a inanan mü’mindir, inanmayan kâfirdir.” diye bir açýklama yoktur. “Kalbinde küfür yazanlar kâfirdir, îmân yazanlar mü’mindir.” tarzýnda bir açýklama vardýr. Kiþi ancak Allah’ýn, kalbe îmâný yazmasý halinde mü’mindir.

22/HAC-5 53: Li ye ec’’ale e mâ yulkýþ þe eytânu fitne ete en lille ezîne e fî kulûbihim ma ara adun ve el kâsiye eti kulûbuhum, ve e inne ez zâlimîne e le efî þikâkýn ba aîd(ba aîdin). Allah’ýn þeytanýn fitnesine müsaade etmesi, kalpleri kasiyet baðlamýþ (kararmýþ ve katýlaþmýþ) olanlara ve (bu sebeple) kalpleri hasta olanlara, þeytanýn ilka ettiði þeyi bir imtihan kýlmak içindir. Ve þüphesiz zalimler, uzak bir ayrýlýk içindedirler. 2/BAKARA-6 6: Ýnne elle ezîne e ke efe erû se evâun ale eyhim e enze erte ehum em le em tunzirhum lâ yu’’minûn(yu’’minûne e). Onlar, muhakkak ki; kâfirdirler. Onlarý, ikaz etsen de, etmesen de (onlar için) eþittir (birdir). Îmân etmezler (mü’min olmazlar). 2/BAKARA-7 7: Ha ate ema allâhu alâ kulûbihim ve e alâ se emýhim ve e alâ ebsârihim gýþâve eh(gýþâve ehun), ve e le ehum azâbun azîm(a azîmun). Allah onlarýn kalpleri üzerine (kalplerindeki rahmet kapýsýnýn üzerine) ve (kalplerindeki) iþitme (sem’î) hassasýnýn üzerine mühür vurdu (mühürledi). (Ve kalplerindeki) görme (basar) hassasýnýn üzerine GIÞAVET (adlý) bir perde (çekti). Onlar için azîm (büyük) bir azap (var).

543

543


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 201

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

°ρ←=≥≅↔0 ″ϖ↑Ζ⊕Κ↔8 ∼↔)←! ∼″Ψ↔Τ⊕#! ↔ω<∝Η⊕7! ⊕ ←! ↔⎣ :↑Ι←Μ″Α↑8 ″ϖ↑; ∼↔)←≅↔4 ∼:↑Ι⊕6↔Η↔# ← ≅↔Ο″[⊕Λ7! ↔ω←8 Ýnnellezînettekav izâ messehum tâifun mineþ þeytâni tezekkerû fe izâhum mubsýrûn(mubsýrûne). Μυηακκακ κι; τακϖα σαηιβι κιµσελερ, ⎭εψτανδαν ονλαρα γ⎞ζ⎫ β⎫ρ⎫ψεν βιρ ϖεσϖεσε δοκυνδυðυ ζαµαν (Αλλαη’⎬) τεζεκκ⎫ρ εδερλερ (Αλλαη’λα τεζεκκ⎫ρ εδερλερ). ⇑⎭τε ο ζαµαν ονλαρ, βασαρ εδενλερδιρ (καλπ γ⎞ζλερινιν βασαρ ηασσασ⎬ ιλε γ⎞ρ⎫ρλερ). 1 - innellezînettekav (inne ellezîne ittekav) 2 - izâ messe-hum 3 - tâifun 4 - min eþ þeytâni 5 - tezekkerû 6 - fe izâ-hum 7 - mubsýrûne

544

: : : : : : :

muhakkak ki takva sahibi olan kimseler onlara dokunduðu zaman gözü bürüyen bir vesvese, musîbet þeytandan Allah’ý tezekkür ederler o zaman onlar gören kimseler

544


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 201

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Basiret, kalp gözündeki görme hassasýnýn (basar) çalýþmaya baþladýðýný ifade eder. Basar, görme hassasýnýn adý; basiret, onun görmeye baþladýðýnýn iþaretidir ve ikisi de ayný kökten gelir. 26. basamakta ulûl’elbab makamýna ulaþýp, daimî zikrin sahibi olunca mutlaka Allahû Tealâ, kalbin basar hassasýnýn üzerindeki gýþavet adlý perdeyi alýr (Casiye-23). Kalp gözünün basar hassasý açýlýr. Artýk sadece baþýnýzýn üzerindeki gözlerle deðil, kalbinizdeki gözle de görmeye baþlarsýnýz. Böyle olan insanlar takva sahipleridir. 3, 14, 21. basamaktaki takvalarda, kiþinin kalp gözü açýk olmayabilir. Ancak fenâ, beka, zühd, fizik vücudun teslimi makamlarýnda kalp gözünüz açýlabilir. Bu dört basamaðýn, dördünde de Kur’ân’ýn ruhu öðretilir. Herbiri kalp gözünün açýlmasýnýn mümkün olduðu makamlardýr. Ama kiþi, ulûl’elbab makamýnda, daimî zikre ulaþtýðý an, 7 tane vasfýn sahibi olur. 4 vasýf þartý, hikmet sahibi olmanýn temelidir: 1- Kalp gözü açýlmýþtýr. 2- Kalp kulaðý açýlmýþtýr. 3- Daimî zikrin sahibi olunmuþtur. 4- Nefsin bütün afetleri temizlenmiþtir. Bu 4 temel þart, 3 tane sonuç þartýný oluþturur: 1- Hikmet (hüküm) sahibi olmak 2- Hayýr sahibi olmak 3- Tezekkür sahibi olmak. Bu kademede kiþi hangi fiili iþlerse iþlesin, muhakkak derecat kazanýr, asla kaybetmez. Çünkü daimî zikrin sahibidir. Nefs ile ruh, ayný özelliðe sahip olmuþtur. Ruh da nefs de ayný standartlarýn sahibidir. Her ikisi de Allah’ýn emirlerini yerine getirirler, Allah’ýn yasak ettiði fiili iþlemek istemezler. Akýl, bu ikili eðer eþit hareket ediyorsa, onlara uymak mecburiyetindedir. Ve o zaman kiþi, ister Allah’ýn bir emrini yerine getirsin, derecat iþlemiþ, hayýr kazanmýþ olur; ister

545

545


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 201

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Allah’ýn yasak ettiði bir fiili iþlemesin, yine hayýr kazanýr. Ýþte bu kiþi, tezekkür ehlidir. Allah’la konuþmak yetkisinin sahibidir.

45/CASÝYE-2 23: E fe e re eeyte e me enitte eha aze e ilâhe ehu he evâhu ve e eda alle ehullâhu alâ ilmin ve e ha ate eme e alâ se em’’ýhî ve e ka albihî ve e ce eale e alâ ba asa arihî gýþâve eh(gýþâve ete en), a’dillâh(ba a’dillâhi), e fe e lâ te eze ekke erûn(te eze ekke erûne e). fe e me en ye ehdîhi min ba Hevalarýný (nefslerini) kendilerine ilâh edinenleri görmedin mi (habibim)? Allah, onlarý bir ilim üzere dalâlette býrakýr. Onlarýn kalplerindeki sem’î (iþitme) hassasýný ve kalplerini (kalpteki idrak hassasýný) mühürler ve onlarýn kalplerindeki basar (görme) hassasýnýn üzerine gýþavet (isimli bir perde) çeker. Öyleyse (artýk) Allah’tan sonra kim bu kiþiyi hidayete erdirebilir? Hâlâ düþünmez misiniz?

546

546


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

Κ″ ∀←

ℜψετ − 202

Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

←±|↔Ρ″7! |←4 ″ϖ↑Ζ↔9:∩Γ↑Ω↔< ″ϖ↑Ζ↑9!↔Ψ″∋←! ↔: ↔ :↑Ι←Μ″Τ↑< ÷ ⊕ϖ↑∃ Ve ihvânuhum yemuddûnehum fîl gayyi summe lâ yuksirûn(yuksirûne). ςε ονλαρ⎬ν (⎭εψτανλαρ⎬ν) καρδε⎭λερι, ονλαρ⎬ γαψψ⎬ν ι⎜ινε (χεηεννεµε) σ⎫ρ⎫κλερλερ. Σονρα (βυνδαν) ϖαζγε⎜µεζλερ.

547

1 - ve ihvânu-hum 2 - yemuddûne-hum

: :

3 - fî el gayyi 4 - summe 5 - lâ yuksirûne

: : :

ve onlarýn kardeþleri onlarý sürüklerler (uzatýrlar, çekerler) gayyýn içine (cehenneme) sonra vazgeçmezler

547


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 202

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Burada gayy adýyla geçen, cehennemin dibindeki o yol ile Allah’ýn irþad yolu birbirinden ayrýlmýþtýr. Ayný konu, A’raf Suresinin 146. âyet-i kerimesinde de geçiyor: “Ne zaman onlar Allah’ýn irþad yolunu görseler, onu yol olarak kabul etmezler, ne zaman gayy yolunu görseler onu kendilerine yol olarak kabul ederler.” diyor. Ýrþad yolunun karþýtý gayy yoludur. Ýrþad yolu ve gayy yolu olarak, Bakara Suresinin 256. âyet-i kerimesinde de A’raf Suresinin 146. âyet-i kerimesinde de ayný ifadeler yer almaktadýr. Þeytan ve þürekâsý (ortaklarý), bütün insanlarý cehennem yoluna sürüklemektedirler.

2/BAKARA-2 256: Lâ ikrâhe e fiddîni ka ad te ebe eyye ene er ruþdu mine el ga ayy(ga ayyi), fe e me en ye ekfur bit tâgûti ve e yu’’min billâhi fe e ka adiste emse eke e bil urve etil vuskâ, alîmun) le enfisâme e le ehâ, va allâhu se emîun alîm(a Dînde zorlama yoktur. Andolsun ki; irþad (hidayet yolu; Allah’a ulaþtýran yol), gayy (dalâlet yolu; þeytana, cehenneme ulaþtýran yol)dan açýkça (ayrýlýp) ortaya çýkmýþtýr. O zaman; kim tagutu (þeytaný ve þeytana ulaþtýran yolu) inkâr edip de Allah’a îmân ederse (mü’min olursa) (Allah’a ulaþtýran yolu tercih ederse), artýk andolsun ki; o, (Allah’tan) kopmasý mümkün olmayan (saðlam bir kulba) urvetül vuskaya (mürþidin eline) (tutunup) yapýþmýþtýr. Allah SEMÎ’un ALÎM’dir. 2/BAKARA-2 257: Allâhu ve elîyyulle ezîne e âme enû, yuhricuhum mine ez zulumâti ile en nûr(nûri), ve elle ezîne e ke efe erû evliyâuhumut ta agûtu yuhricûne ehum mine en nûri ila az zulumât(zulumâti), ulâike e eshâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidun(hâlidune e).

548

548


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 202

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

Allah, îmân eden o kimselerin dostu (ve yardýmcýsý)dýr. Onlarý (onlarýn nefslerinin kalplerini) zulümattan nura çýkarýr. O kâfir kimseler ki; onlar tagutun (þeytanýn) dostlarýdýr. Onlar (onlarýn nefslerinin kalpleri) nurdan zulümata çýkarýlýrlar. Ýþte onlar, ateþ halkýdýr. Onlar, orada ebedî kalýcýdýrlar. 7/A’’RAF-1 146: Se easrifu an âyâtiye elle ezîne e ye ete eke ebbe erûne e fîl ardý bi ga ayril ha ak(ha akký), ve e in ye ere ev kulle e âye etin lâ yu’’minu bihâ, ve e in ye ere ev se ebîle er ruþdi lâ ere ev se ebile el ga ayyi ye ette ehýzûhu se ebîl(se ebîle en), zâlike e ye ette ehýzûhu se ebîle en ve e in ye bi enne ehum ke ezze ebû bi âyâtinâ ve e kânû anhâ gâfilîn(gâfilîne e). Yeryüzünde haksýz yere kibirlenen kimseleri, âyetlerimizden çevireceðim. Bütün âyetleri görseler, ona inanmazlar. Eðer rüþd yolunu görseler, onu yol edinmezler. Ve gayy yolunu görseler, onu yol edinirler. Bu, onlarýn âyetlerimizi yalanlamalarý ve ondan gâfil olmalarý sebebiyledir.

549

549


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 203

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

⎢_↔Ζ↔Β″[↔Α↔Β″%! ÷ ″Ψ↔7 ∼Ψ↑7≅↔5 ↓}↔<×≅←∀ ″ϖ←Ζ←#≅∧↔# ″ϖ↔7 ∼↔)←! ↔: ″ω←8 ⊕|↔7←! |⊆&Ψ↑< _↔8 ↑π←Α⊕#↔!Ÿ ≥_↔Ω⊕9←! ″υ↑5 →Γ↑; ↔: ″ϖ↑Υ←±∀∗÷ ″ω←8 ↑η←=≥≅↔Μ↔∀ ∼↔Η×; ⎣|∝±∀↔∗ ↔ Ψ↑Ξ←8⊂Ψ↑< ↓ ″Ψ↔Τ←7 °}↔Ω″&↔∗ ↔: Ve izâ lem te'tihim biâyetin kâlû lev lectebeytehâ, kul innemâ ettebiu mâ yûhâ ileyye min rabbî hâzâ besâiru min rabbikum ve huden ve rahmetun li kavmin yu'minûn(yu'minûne).

550

550


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 203

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

ςε ονλαρα βιρ ®ψετ γετιρµεδιðιν ζαµαν “Ονυ δερλεψιπ τοπλασαψδ⎬ν (βιρ ®ψετ δ⎫ζσεψδιν) ολµαζ µ⎬ψδ⎬?” δεδιλερ. ∆ε κι: “Ραββιµδεν βανα νε ϖαηψολυνυρσα βεν ανχακ ονα τ®β⎩ ολυρυµ.” Βυ, Ραββινιζδεν βασιρετλερ (καλπ γ⎞ζλερινιζιν γ⎞ρµεσινι σαðλαψαχακ ολαν ψαρδ⎬µλαρ)δ⎬ρ. ςε ηιδαψετε ερδιρεν (Αλλαη’α υλα⎭τ⎬ραν)δ⎬ρ. ςε µ⎫’µιν ολαν (καλβινε ⎩µ®ν ψαζ⎬λαν) βιρ καϖιµ ι⎜ιν ραηµεττιρ. 1 2 3 4

-

5 6 7 8 9 10 11 12 13 14

-

ve izâ lem te’ti-him bi-âyetin kâlû lev lectebeyte-hâ (lev lâ ictebeyte-hâ) kul innemâ ettebiu mâ yûhâ ileyye min rabbî hâzâ besâiru min rabbi-kum ve huden

15 - ve rahmetun 16 - li kavmin 17 - yu'minûne

551

: : : : : : : : : : : : : : : : :

ve onlara getirmediðin zaman bir âyet dediler eðer, þâyet, keþke onu toplasan (düzsen, uydursan) olmaz mý de ki ancak, sadece tâbî olurum, uyarým vahyolunan þeye bana Rabbimden bu basiret(ler)dir Rabbinizden ve bir hidayettir, hidayete erdiren (Allah’a ulaþtýran)dýr ve bir rahmettir bir kavim için mü'min oluyorlar (kalplerine îmân yazýlýyor)

551


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 203

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Onlara bir âyet getirmediðin zaman münafýklar diyor ki: “Falanca konuda Allah’tan bize bir âyet getir.” Allahû Tealâ âyeti göndermiyor, diyorlar ki: “Nasýlsa bundan evvelkileri sen düzdün. Bize bu konuda da bir âyet düzebilirdin.” De ki: “Ben sadece Rabbimden bana vahyolunana uyarým, kendimden bir þey yapmak yetkisinin sahibi deðilim. Ve bu, bana vahyolunan þeyler, Rabbimizden basiretlerdir. Kalp gözünün açýlmasýný temin eden faktörlerdir.”

552

552


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 204

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

↔: ↑ψ↔7 ∼Ψ↑Θ←Ω↔Β″,≅↔4 ↑ ×∼″Ι↑Τ″7! ∉ ←Ι↑5 ∼↔)←! ↔: ↔ Ψ↑Ω↔&″Ι↑# ″ϖ↑Υ⊕ς↔Θ↔7 ∼Ψ↑Β←Μ″9↔! Ve izâ kuriel kur'ânu festemiû lehu ve ensýtû leallekum turhamûn(turhamûne). Κυρ’®ν οκυνδυðυ ζαµαν αρτ⎬κ ονυ δινλεψιν! ςε συσυν κι; β⎞ψλεχε ραηµετε καϖυ⎭τυρυλυρσυνυζ. 1 2 3 4 5 6

-

ve izâ kurielkur’ânu festemiû (fe istemiû) lehu ve ensýtû lealle-kum turhamûne

: : : : : :

ve Kur’ân okunduðu zaman hemen dinleyin onu ve susun böylece siz rahmet olunursunuz

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Kur’ân’ý dinlerken zikir yapýn ki; Allahû Tealâ’dan göðsünüze, göðsünüzden de kalbinize rahmet gelsin. Böylece rahmete kavuþturulursunuz. Kiþi, hem Kur’ân’ý dinlediði için hem de o sýrada zikirle meþgul olduðu için derecat kazanacaktýr. Ýki yönlü bir kazanç söz konusudur.

553

553


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 205

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

→}↔Σ[∝∋↔: _→2∩Ι↔Ν↔# ↔τ←Κ″Σ↔9 |∝4 ↔τ⊕∀↔∗ ″η↑6″)! ↔: ←± ↑Γ↑Ρ″7≅←∀ ← ″Ψ↔Τ″7! ↔ω←8 ←η″Ζ↔∆″7! ↔ :↑( ↔: ↔ω[∝ς←4≅↔Ρ″7! ↔ω←8 ″ω↑Υ↔# ÷ ↔: ← ≅↔.× ↵! ↔: Vezkur rabbeke fî nefsike tedarruan ve hîfeten ve dûnel cehri minel kavli bil guduvvi vel âsâli ve lâ tekun minel gâfilîn(gâfilîne).

ςε σαβαη ϖε ακ⎭αµ ϖακιτλερινδε Ραββινι κενδι κενδινε, κορκαρακ ϖε ψαλϖαραρακ, σ⎞ζ⎫ν σεσλι ολµαψαν⎬ ιλε ζικρετ. ςε γ®φιλλερδεν ολµα.

554

554


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 205

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

1 2 3 4 5 6

-

vezkur (ve uzkur) rabbe-ke fî nefsi-ke tedarruan ve hîfeten ve dûne el cehri

: : : : : :

7 - min el kavli 8 - bi el guduvvi 9 - ve el âsâli

: : :

10 - ve lâ tekun 11 - min el gâfilîne

: :

ve zikret Rabbini kendi kendine, nefsinde yalvararak ve korkarak, ürpererek ve sesli olmayarak (açýkça olmayarak) sözden sabahleyin ve akþamlarý (ikindi, akþam arasý zaman) ve sen olma gâfillerden, gaflete düþenlerden

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Daimî zikir emri veren Allahû Tealâ, burada Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e de açýk bir þekilde Allah’ý zikretmesinin gerekli olduðunu söylüyor. “Korkarak, yalvararak, ürpererek Allah’ý zikret. Zikri, sessiz yapacaksýn, yalvaracaksan içinden yalvaracaksýn. Açýkça, seslice zikretmeyeceksin.” diyor. Bu yüzden Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in zikri, hafî zikirdi.

555

555


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ − 206

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

″ω↔2 ↔ :↑Ι←Α″Υ↔Β″Κ↔< ÷ ↔τ←±∀∗÷ ↔φ″Ξ←2 ↔ω<∝Η⊕7! ⊕ ←! ↔ :↑Γ↑∆″Κ↔< ↑ψ↔7 ↔: ↑ψ↔9Ψ↑Ε←±Α↔Κ↑< ↔: ∝ψ←#↔(≅↔Α←2 Ýnnellezîne inde rabbike lâ yestekbirûne an ibadetihî ve yusebbihûnehu ve lehu yescudûn(yescudûne).

Μυηακκακ κι; Αλλαη’⎬ν κατ⎬νδα ολανλαρ (ηυζυρ ναµαζ⎬ κ⎬λανλαρ), Ο’να ιβαδετ ετµεκτεν κιβιρλενµεζλερ. ςε Ο’νυ τεσβιη εδερλερ. ςε Ο’να σεχδε εδερλερ. 1 2 3 4

-

inne ellezîne inde rabbi-ke lâ yestekbirûne an ibadeti-hî

5 - ve yusebbihûne-hu 6 - ve lehu 7 - yescudûne

556

: : : : : : :

muhakkak ki onlar, o kimseler senin Rabbinin katýnda kibirlenmezler ona kul olmaktan (ona ibadet etmekten) ve onu tesbih ederler ve ona secde ederler

556


ϖ←

[&∝ Ι⊕ 7! ω← Ω× &″ Ι⊕ 7! ψ← ς™ 7! ϖ←

ℜψετ −2206

Κ″ ∀← Χ⎫ζ − 9

(7) A’raf Suresi Òa Š¤Ç üa ¢ñ ‰ì¢

AÇIKLAMA_____________________________________________________ Bismillâhirrahmânirrahîm Bu âyet-i kerime, huzur namazýnýn kesin bir açýklamasýný getiriyor. Dolayýsýyla, “Huzur namazý da neymiþ, Allah’ýn huzurunda namaz mý kýlýnýrmýþ?” diyenlere bir cevaptýr. Allah’ýn katýnda önde imam, arkasýnda 2 kiþi, onlarýn arkasýnda bir kiþi, sonra 2 kiþi, sonra 7 kiþi, bir daha 7 kiþi, ondan sonra 10’arlýk saflar halinde günde 7 defa namaz kýlýnýr. Bu namazýn adý huzur namazýdýr. Huzur namazýný kýlanlarýn hepsi Allah’ý tesbih ederler (Mu’min-7). Onlar, iradeleri ile zikir yapmazlar. Küllî irade, Allah’ýn sünneti (sünnetullah), zikri, onlarýn iradî yapýlarýndan almýþ, Kendi iradî yapýsýna baðlamýþtýr. Bu yüzden, sonsuz bir zikirle, kendi iradeleri dýþýnda Allah’ý zikrederler. Bunun için adý “tesbih”tir.

40/MU’’MÝN-7 7: Elle ezîne e ya ahmilûne el arþe e ve e me en ha avle ehu yuse ebbihûne e bi ha amdi ra abbihim ve e yu’’minûne e bihî ve e ye esta agfirûne e lille ezîne e âme enû, ra abbe enâ ve esi’’te e kulle e þe ey’’in ra ahme ete en ve e ilme en fa agfir lille ezîne e tâbû ve ette ebe eû se ebîle eke e ve e kýhim azâbe el ca ahîm(ca ahîmi). Arþý tutan melekler ve oradaki kiþi (arþta bulunan zamanýn halifesinin ruhu), Rab’lerini hamd ile tesbih ederler (zikrederler) ve O’na îmân ederler ve âmenû olanlar için Allah’tan maðfiret (onlarýn günahlarýný sevaba çevirmesini) dilerler. “Rabbimiz” derler, “Senin rahmetin ve ilmin herþeyi kuþatmýþtýr. Kim tövbe eder de (mürþidin önünde tövbe eder de) Senin yoluna (Sýratý Mustakîm’e, Sana ulaþtýran yola) tâbî olursa o taktirde onlara maðfiret eyle (onlarýn günahlarýný sevaba çevir). Onlarý cehennem azabýndan koru.”

557

557


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.