OBAMA YİNE “BÜYÜK FELAKET” DEDİ Davutoğlu: “Tek yanlı ve tarihi tek bir perspektiften okuyan bir açıklama”
ABD Başkanı Barack Obama, 1915 yılı olayları için geçen yıl olduğu gibi “Büyük felaket (Meds Yeghern)” dedi. Obama,“Tarih bize, acılı geçmişleri uygun biçimde kabul ettiğimiz ve daha iyi bir yarın doğrultusunda anlayış köprülerini yeniden inşa etmek için çalıştığımız zaman, ülkelerimizin daha güçlü, davamızın da daha adil olduğunu öğretiyor. ABD, bu dersi bizim kendi tarihimizin karanlık fasıllarından dolayı iyi bilmektedir.”dedi. 24.
Haberin devamı
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu “Ümit ederdik ki dost ve müttefik ABD’nin Başkanı, Türklerin acılarını da paylaşsaydı, bunun için ortak acıları da paylaşabileceğimiz yeni perspektifle bir mesaj sunabilseydi.” şeklinde konuştu. Haberin devamı
24.
sayfada
sayfada
Turkish American Newspaper Year 7 Issue 137 April 25, 2011 Semi monthly $ 1.00
New York Atatürk Okulu 40. yılını kutladı New York’ta Türkevi’nde 40 yıldır Türk çocuklarına eğitim veren Atatürk Okulu, 40. kuruluş yıl dönümünü düzenlediği baloyla coşkuyla kutladı.
Amerika’da 23 Nisan Bayramı Çoşkusu
Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ertuğrul Apakan da konuşmasında, Türkevi’nde cumartesi günleri eğitim veren, Türk çocuklarını Türk kültürü altında yetiştiren Atatürk Okulu’nun büyük bir hizmet verdiğini belirtti. Haberin devamı
12.
sayfada
Nasrettin Hoca, Times Meydanı’nda eşeğe ters bindi “Nasrettin Hoca: İnadın Sonu” isimli çocuk oyununun New York’ta sahnelenmesi öncesi düzenlenen tanıtım etkinliğinde Nasrettin Hoca, Times Meydanı’nda eşeğe ters binerek tur attı. Nasrettin Hoca karakterini canlandıran sanatçı Uğur Uğural ve diğer oyuncu kadrosu, beraberlerinde eşekle Times Meydanı’na geldi. Turistlerin şaşkın bakışları arasında meydanın ortasına gelen Nasrettin Hoca, burada eşeğe ters bindi. Detaylı haber
34.
sayfada
NEW YORK – ABD’nin New York ve Washington kentlerinde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı coşkuyla kutlandı. Manhattan’da Wall Street’te bulunan Boğa Heykeli’nin önünde düzenlenen törene BM
Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ertuğrul Apakan, New York Başkonsolosu Mehmet Samsar, Eğitim Ataşesi İbrahim Demirer, Türk-Amerikan Dernekleri Federasyonu Başkanı Kaya Boztepe, New York’ta yaşayan Türkler ve çocuklar katıldı.
Ayrıntılı haberler
18. ve 19.
sayfalarda
Yorum
5
Burak’tan Barack’a mektup ibaresini görünce meraklanıp zarfı açtım. Çok stresli bir iş gününün yorgunluğu ile açtığım mektubu okudukça bütün yorgunluğum ve halsizliğim üzerimden uçup gitti. Bizim yeğen meğer bütün makamları geçip Amerika Başkanı ile direk yazışıyormuş da haberim yokmuş. Yan tarafta yazdığım şekilde seslenmiş Başkan Obama'ya...
Mayıs ayı, Türk'ün ayı
Hatta isimlerdeki benzerliği de kullanmayı ihmal etmemiş. Bir hayli sevindim, nasıl olsa başkana direk ulaşabilecek bir yeğenim vardı. Bir kaç gün önce değerli büyüğüm Prof. Dr. Ömer Turan ile sohbetimizde konu konuyu açtı, Burak'ın Barack'a mektubu’ndan bahsettim.
Her sene Mayıs ayı, toplum ve kurumlarımız olarak en çok hareketlendiğimiz ay olarak takvimlere yazılıyor. Amerika'nın çeşitli bölgelerinde yürüyüşler, festivaller ve bayrak törenleri hep bu ay içinde gerçekleşiyor. Bu yıl da çok farklı değil. New Jersey, New York ve Illinois eyaletleri başta olmak üzere bir çok merkezde etkinliklerimiz olacak. Bu yıl New Jersey'de yapılacak etkinlikler için en önemli günler 12 ve 14 Mayıs tarihleri. 12 Mayıs günü sabah saat 10:00'da Paterson Belediye Binası önünde, aynı gün saat 12:00'de ise Clifton Belediye Binası önünde Türk bayrağı asma merasimleri düzenlenecek. Geçen sene törenlere katılım önceki senelere oranla daha iyiydi. Nüfus yoğunluğumuzun en fazla olduğu bu iki şehirde yapılacak bayrak törenlerine bu yıl daha da kalabalık bir şekilde katılmalıyız. Şanlı bayrağımızın Amerika semalarında dalgalanmasını seyretmekten daha güzel ne işimiz olabilir? Bayrak törenlerinin akabinde 14 Mayıs Cumartesi günü bu bölgede yaşayan soydaşlarımızı güzel bir festival bekliyor. Bu yıl malum ekonomik şartlar ve imkanlar nedeniyle etkinliğin direk Clifton Parkı'nda başlatılması ihtimali büyük. Tüm soydaşlarımızın keyifli bir gün geçirmesi için tüm hazırlıklar yapılmakta. Festival hepimizin, dolayısıyla etkinliğe sadece katılımcı olmak yerine çalışmalarda görev almak isteyenlere de ihtiyaç çok. Bu konuda bilgi almak isteyenler bana e-mail ve telefonumdan ulaşabilirler. Festivalde neler mi var? Sürpriz sanatçılar, çekilişler, Türk mutfağının leziz tatları, çocuklar için oyunlar, folklor gruplarının gösterileri ve daha neler neler... New Jersey festivalinin ardından 28 Mayıs'da New York sokakları Türk bayrakları ile donatılacak. Geleneksel Türk Günü Yürüyüşü'nün yine eski yıllardaki ihtişamı ile yapılması için çalışmalar sürüyor. Tüm etkinliklerde her zaman eksiklikler ve yanlışlıklar olabiliyor. Ancak bunları düzeltmek de bizim görevimiz. Sadece eleştiren birey ve toplum modundan çıkıp, çözüm üreten birey ve toplum moduna girmemizin zamanı çoktan geldi de geçiyor...
FORUM The Turkish-American Newspaper Publisher Murat Yeşil, Ph.D. Editor-in-Chief Ural Yeşil Assistant Editors Sevinç Özbek Fatih Yeşil Marketing Director Necmi Bahçe
Advertising Manager Sevinç Kalay Representatives Cahit Oktay - New York Yıldız Gündoğmuş - Ankara Oya Eren - Ankara Hayrettin Turan - İstanbul Feramiz Gökdemir - İstanbul Forum, The Turkish American Newspaper does not in way, shape or endorse, condone, or is responsible for any opinions, advertisements, misprints, typos and/or publication errors.
"Sayın Barack Obama, Siz benim favori Başkanımsınız. Hatta isimlerimiz de aynı sayılır. Telaffuz aynı, harfler farklı. Dün ailemle birlikte Washington'da idim. Sizin yaşadığınız Beyaz Saray'ı görebilmek için Plaza Otel'e gittik. Washington'a gitmişken oradaki Washington Anıtını da gördük. Oldukça uzun idi. İçini gezdim, çok beğendim. Bununla birlikte orada müzelere ve meclis sarayına da gittim, gayet iyi vakit geçirdim. Ertesi gün oldukça üzgündüm, zira eve dönme vaktimiz gelmişti. Washington'da en çok beğendiğim yer ise sizin kaldığınız Beyaz Saray idi." Geçen gün evde toplanan evrakları incelerken yeğenim Burak'ın el yazısı ile yazılıp kapatılmış bir zarf geçti elime. Her zaman yaptığı gibi yine bir zarf ve dosya kağıdını kullanılamaz hale getirdi diye düşünürken zarfın üzerinde "from Burak to Barack Obama"
Ömer Hocam her zaman olduğu gibi bu konuda da ufkumu genişletecek bir öneri ortaya attı. "Madem 23 Nisan çocuklarımızın bayramı, o zaman sen de bu sayıdan itibaren çocuklarımıza bir köşe ayır... Çocuklar isterlerse Barack Obama'ya, isterlerse Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, Bakanlara, kime isterlerse yazsınlar, sen yayınla. İlk Mektup'ta Burak'ın Barack'a yazdığı mektup olsun." dedi. İnanın çocuklar kadar ben de heyecanlandım. Evet, genç arkadaşlar. Ömer Turan Hocamın fikrine yürekten katılıyorum. Sizler için köşemiz hazır... Duyanlar duymayanlara duyursun. Yazmak için yaş aralığımız 6 ile 12. Hangi devlet büyüğüne, hangi konuda yazmak istiyorsanız, hatta hangi dilde yazmak istiyorsanız serbestsiniz. Sarılın kalemlere, ya posta ile, ya da e-mail ile bize ulaştırın, mektubunuzu yayınlayalım... Hatta yayınlanan mektubunuzu orjinal mektubunuzla birlikte yazdığınız kişiye ulaştırmak için elimizden geleni yapalım.. Açılış Burak'tan, devamı sizden... Bekliyorum...
Önce sağlık Çoklukla kullandığımız kısa ve özlü bir süzdür... Önce Sağlık... Gerçekten de sağlık olmayınca gerisi boş. İstediğiniz kadar zengin olun, istediğiniz kadar malınız mülkünüz olsun, sağlığınız olmayınca hiç bir işe yaramıyor. Allah hepimize herşeyden önce sağlık, sonra bol kazançlar versin. Bu sayıda yazar ailemize yeni bir isim daha katılıyor. Ruh ve Akıl Hastalıkları ve Halk Sağlığı uzmanı olan Dr. Alican Dalkılıç köşe yazıları ile bizlerle birlikte olacak. Tüm köşe yazarlarımız gibi Alican Bey de uzman olduğu
FORUM - The Turkish-American Newspaper is published twice a month (24 issues each year) by FORUM Newspaper LLC at 1199 Main Avenue, Clifton, N.J. 07011. Application to mail at periodicals postage rate at Clifton, N.J., 070159998. POSTMASTER - Please send address changes to FORUM Newspaper LLC, 1199 Main Avenue, Clifton, N.J. 07011 Tel: 973 - 727 - 6647 & 973 - 454 - 0996 Fax: 973 - 218 - 8440
alanlarda sizlere faydalı olacağını düşündüğü bilgileri sunacak. Alican bey ayrıca imkanlar ölçüsünde sizlerden gelen e-maillere de cevap verecek. Yoğun iş ve eğitim temposu nedeniyle yazılarına bir süre ara veren doktorumuz Nermi Onat da yakında tekrar sağlık reçeteleri ile aramızda olacak. Sizin sağlığınız bizim için önemli. Doktorlarımızın sunduğu bu güzel fırsatı kaçırmayarak ihtiyacınız olan konularda destek almanız için yapmanız gereken tek şey uzmanlarımıza e-mail göndermeniz. Bu vesile ile doktorumuz Alican Dalkılıç'a da Forum ailesi adına "aramıza hoş geldiniz" diyorum...
FORUM GAZETESİ REKLAM & İLAN SERVİSİ
973 - 727 - 6647 973 - 573 - 0313 973 - 454 - 0996 info@forumgazetem.com ilan@forumgazetem.com 1199 Main Avenue Clifton, NJ 07011
6
Yorum Postal sesleriyle uyanmak istemiyorsak 12 Haziran’a kadar bu saydıklarımızı bize kötü birer film senaryosu kıvamında yazıp oynayacaklar...
Türkiye’yi seçim atmosferi sardı. Siyasilerin tabiriyle meydanlar ısınmaya başladı. Gerçeklerle, palavralar yine birbirine karışarak uçuşacak... Bol keseden vaatler!.. Hiçbir zaman gerçekleşmeyecek pembe hayallerle çizilen tablolar... - Benim adım bilmem kim! Ben yaparım dediysem yaparım!... Gibi söylemlerle oy avcılığına soyunanlar, “Memleket battı... Herşeyi yediler bitirdiler...” yalanlarıyla Türkiye’yi Afrika’da bile eşi görülmeyen sefalet tablosu içinde göstermeye çalışanlar... “Ya ben başa, ya devlet leşe...” hırsıyla ne pahasına olursa olsun iktidar olmaya çalışanlar... Dünyanın hiç bir yerinde bir tek gün yaşayıp da 3 kuruş ekmek parası kazanmadıkları halde, ülkedeki en küçük problemi bile, “Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir sorun yoktur” diyerek milleti kandırmaya çalışanlar... Ve daha nice yalanlar, iftiralar ve yakışıksız sloganlar...
Doğruyla eğriyi ayırmak da yine meydanları dolduracak halka kalacak. İş işten geçtikten sonra, “Yahu biz bu filmi daha önce görmüştük” demenin hiç bir faydası olmayacak...
Mahkeme kadıya mülk değil... Bir ülke hayatında iktidarlar gelir ve gider... Ama devlet, devlet olarak devam eder... Siyasi partileri iktidar yapan halkın oyu, devleti devlet yapan tebasına dağıttığı adalettir. Adalet sisteminin iyi çalışmadığı bir devlet saygın bir devlet olamaz. Olsa olsa korkulan bir silahlı ve sistemli bir örgüt olur. Türkiye’de askeri darbelerin halka adalet dağıtma düşüncesi değil de kendi istedikleri “korku devleti”ni ayakta tutacak bir yargı sistemi oluşturdukları için adalet ufkuna millet olarak henüz ulaşabilmiş değiliz. Halk oylaması yapılana kadar ellerinden gelen herşeyi yaparak mevcut yargı sistemini ayakta tutmaya çalışan darbeci zihniyet destekçilerinin payandaları kısmen kırılmış durumda. Ama hala direnen bir hantal yapı var. Dava dosya-
larıyla uğraşmak yerine siyaset yapmayı tercih ettikleri için özlenen adalet hala uzaklarda bir yerlerde duruyor.
sonuca ulaşıp, faillerin hakettikleri cezalara çarptırılacağına dair umutlar giderek azalmaya başladı...
Mahkeme kapılarında yıllarca bekleyip de davasını sonuca ulaştıramayan gariban vatandaşlara kaybettikleri bunca zamanın ve acının hesabını kim verecek?
Evet dava sıradan bir dava değil, ama bu iş bu kadar da uzar mı?
Bu konuda en göze çarpan örnek, Ergenekon davası... İki yılı aşkın bir zaman geçti bu dava başlayalı... Yıllarca çok çekti bu millet derin devlet denilen bu korku örgütünden... Faili meçhul cinayetlerin sayısını kendilerinden başka bilen yoktu... Her türlü pis işin, yolsuzlukların ardında hep bu kanlı örgüt vardı... Darbeci generallerin görünmez ayakları olarak görev yapıyordu. Kimse bunların adından bile sözedemezken birden patlayan olaylar zinciri ile açığa çıkarılmaya başlayan derin devlet çeteleri, halkı şaşkına çevirmişti. Gizli eylemler, bağlantılar ortaya çıktıkça milletçe umutlanmaya başlamıştık. Hepimiz “Artık bu iş tamam! İtalya’nın yıllar önce kurtulduğu derin devlet çetelerinden biz de kurtulacağız!” diyorduk... Ama öyle bir uzadı bu dava, öylesine dallandırılıp budaklandırıldı ki, artık Ergenekon denilen bu davasının bir
Turkishsuperpages.com
İşin bir de insani boyutu var. Gözaltına alınan bunca insan içinde mutlaka suçsuz olanlar da vardır. Ya bunların hakkını, ailelerinin çektiği ızdırabın faturasını kim ödeyecek? Adamı yıllarca içeride tuttuktan sonra “Suçsuzsun” diyerek serbest bırakmak neye yarar? “Bir mazlumun ahı”nın nerelere erişebileceğini iyi düşünmek gerekir... Seçimler işte bunun için çok önemli.. Askeri darbelerin ve onların destekcisi postal yalayıcı kesimlerin saltanatına kesin olarak son verecek yeni bir sivil anayasa yapılması gerekiyor... Bunu da kimin yapabileceğini artık halk tayin edecek. Sandık başında oy vermeden önce iyice düşünmek gerekir... Yapılacak yanlış bir tercih, ufku yeni aydınlanmaya başlayan ve asker vesayetinden kendini kurtarma yolunda hiç de küçümsenemeyecek adımlar atan güzel ülkemizi tekrar beceriksiz politikacıların eline bırakacaktır ki bunun sonu da yine postal sesleriyle uyanılacak karanlık geceler demektir...
- Türk Amerikan İş Rehberi
Önemli Telefonlar T.C. Washington Büyükelçiliği T.C. Birleşmiş Milletler Temsilciliği T.C. New York Başkonsolosluğu T.C. New York Eğitim Ataşeliği T.C. N.Y. Kültür ve Turizm Ataşeliği T.C. New York Ticaret Ataşeliği T.C. New York Ekonomi Ataşeliği T.C. New York Sağlık Ataşeliği T.C. N.Y. Din ve Sosyal Hizmetler Ataşeliği T.C. New York Basın Müşavirliği T.C. KKTC- BM Temsilciliği T.C. Washington Askeri Ataşeliği T.C. Washington Basın Müşavirliği T.C. Washington Eğitim Müşavirliği T.C. Washington Ekonomi Müşavirliği T.C. Washington Ticaret Müşavirliği T.C. Washington Gümrük Müşavirliği T.C. Washington Kültür ve Turizm Müşavirliği T.C. Washington Büyükelçiliği Konsolosluk Şubesi T.C. Chicago Başkonsolosluğu T.C. Houston Başkonsolosluğu T.C. Los Angeles Başkonsolosluğu Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu - TADF Türk Amerikan Dernekleri Asemblesi - ATAA Türk Hava Yolları New York Ofisi T.C. Ziraat Bankası -New York Şubesi T.C. Vakıflar Bankası -New York Şubesi T.C. Ottawa Büyükelçiliği Kanada Türk Dernekleri Federasyonu New York Fatih Camii Rochester Hamidiye Camii New Jersey Paterson Ulu Camii New Jersey Karaçay Türkleri Camii FORUM Gazetesi
(202) 612-6700 (212) 949-0150 (212) 949-0160 (212) 687-8395 (212) 687-2194 (212) 687-1530 (212) 661-7494 (212) 450-9164 (212) 661-1039 (212) 867-9023 (212) 687-2350 (202) 612-6770 (202) 612-6807 (202) 612-6810 (202) 612-6790 (202) 612-6780 (202) 612-6794 (202) 612-6800 (202) 612-6740 (312) 263-0644 (713) 622-5849 (323) 655-8832 (212) 682-7688 (202) 483-9090 (800) 874-8875 (212) 557-5612 (212) 621-9400 (613) 789-4044 (647)-230-9397 (718) 438-6919 (716) 482-4210 (973) 345-6584 (973) 345-1083 (973) 727-6647
Amerika Haberleri
7
Galatasaray’ın efsane kalecisi Mondragon’dan bıçak gibi sözler
Türkiye’yi cezalandıracak oylamaya kimse kalkışamaz Türk diplomatlarının uykusunu kaçıran sözde soykırımı tasarısının ABD Kongresi’ne sunulduğu Nisan ayı Ankara’yı incitmeden gelip geçeceğe benziyor. Amerikan Yönetimi içerde trilyon dolarlık bütçe açığı, dışarda Körfez ülkeleri ve Orta Doğu’da Müslüman halklarının ayaklanmasında odaklanmış. Sorunla ilgili kişiler, “Bu karmaşa bölgesinde nüfuz ve saygınlığı giderek artan Türkiye’yi cezalandıracak bir oylama girişimine kimse kalkışmaz” diyor. Son 20 yıldır Ermeniler, ABD Kongresi’nde Türklerin holocaust benzeri soykırımı yaptıklarının açıkça ilan edilmesini talep ediyor. Türkiye isteğe şiddetle karşı çıkarken ilk desteği Türki ülkelerinden aldı. Azeriler, Başkan Obama’ya, “Sayın Başkan bu konudaki bildirinizde ‘soykırımı’ veya Ermenice’de aynı anlama gelen ‘Mets Yerghen’ sözcüklerini kullanmayın” şeklinde açık mektup yayımladı. Dışişleri Bakanlığımızı en fazla meşgul eden sözde Ermeni soykırımıyla tanışıklığım, 1915 olaylarının 50’nci yıldönümünde Londra’da bir kilisede anma töreniyle başladı. Kimliğimi öğrenen Ermenilerin tartaklamasını güçlükle atlattım. Mahalleden askerliğe yakın Ermeni arkadaşlarım hesabına üzüntü duydum. Oysa olaydan iki yıl önce Karaköy’de bir turist gemisinde röportaj sırasında kitaplarını Varlık Yayınları’ndan takip ettiğim William Saroyan’ın alçakgönülü tavrı beni çok etkilemişti. Popüler ‘İnsanlık Komedisi’nin yazarı Saroyan’ın ailesi Bitlis’li idi. ABD’ye göç ettikten sonra 1908’de California’da dünyaya geldiğini söyledi: “Bizim Türklerle kavga-gürültümüz olmadı. Şimdi her yerde Ermeni var ama Ermenistan yok. Annemin anlatırken ağladığı Bitlis’i görmek için geldim.” Aynı yıl bir diğer ünlü Ermeni’yle tanıştım. Paris doğumlu müzisyen Charles Aznavour, yakın arkadaşı Ferda Kahraman’ın davetlisi olarak Türkiye’ye gelmişti. Ataköy’de turistik tesisler işleten Kahraman’ın isteği üzerine Aznavour, Hilton’a yakın bir gece kulübünde bir kaç konser verdi. Ayrılacağı gece havaalanında tehirli uçağını birlikte bekledik, terminal kapısında çömelip uzun bir sohbet yaptık. Türk düşmanı bazı beyanatlara karşı, “Birinci Dünya Harbi sırasında ne olduğunu kimse bilmiyor. İnsanlar duyduklarını gerçekmiş gibi naklediyor. Kimse Türk ve Ermenilerin asırlarca bir diğerini incitmeden kaynaşarak yaşadıklarından söz etmiyor” dedi. Aznavour sohbete ara verdiğimizde plastik mızıkasını üfleyerek romantik parçalar çaldı. Türk dostluğunu hep canlı tutacağını söyleyen müzisyen yıllar sonra İsviçre’de Ermenistan’ın fahri büyükelçiliğini üslendi. Bazı kaynaklar Aznavour’a baskı yapıldığını söylediler.
Galatasaray USA ve Washington DC Galatasaray dernekleri, Galatasaray’a yaptığı hizmetlerden dolayı Mondragon’a bir şükran plaketi verildi. Ünlü kaleci verilen plaketi alırken çok duygulandı. Galatasaray’ın sampiyonluklarında büyük pay sahibi olan unutulmaz kalecilerinden Faryd Mondragon, Başkan Adnan Polat ve Adnan Sezgin için bıçak gibi sözler söyledi. Ünlü file bekçisi, “Bana hizmetimin karşılığında böyle bir plaket bile veremediler, kimse beni arayıp sormadı” dedi. Galatasaray USA ve Washington DC Galatasaray derneklerinin organize ettiği “Mondragon Amerika’da yanlız değilsin günü”nde bardaktan boşanırcasına yağan yağmur altında oynanan Philadelphia Union - Sounders maçında, Galatasaraylılar tribünde yerlerini alarak maç boyunca Mondragon lehinde tezahürat yaptılar. Maçtan sonra arkadaşımız Hasan Çelik’in sorularını cevaplayan Mondragon, tribünlerden gelen “Türkiye seninle gurur duyuyor” , “Cimbom” sloganlarından çok duygulandığını ve gerçekten de Amerika’da yanlız olmadığını anladığını ifade etti.
Başkan Clinton’la yakın ilişkisi olan, ABD’deki Türk hedeflerine saldırı planları hazırlayan siyasi eylemci Murad Topalyan’ın yetiştirdiği teröristler, New York’ta BM Genel Merkezi karşısındaki Türkevi yanında bir aracı uzaktan kumandalı bombayla havaya uçurdu. Türkevinin camları parçalandı, hafta sonu eğitim veren bir Yahudi okulu beş dakika önce boşaldığı için can kaybı olmadı. Yakına geldiğimde dumanlar hala tütüyordu. Türk hedeflerine 160 bombalı saldırı düzenleyen, 70 kadar resmi temsilcimizi şehit eden Asala’nın kurucusu Agop Agopyan, Beyrut’ta öldürüldükten sonra Ermeni terör örgütünün dosyası kapandı. Akabinde su üstüne çıkan PKK güney illerimizde sorun yaratırken Ermenistan’da ‘sözde soykırımı’nı ABD’ye kabul ettirme uğraşısını diplomatik yoldan sürdürüyor.
Galatasaray USA Derneği Başkanı Tolga Sağıroğlu da gazetemize yaptığı açıklamada, “Ekim ayında oynanacak Redbull-Philadelpia Union maçında açık tribünün birini kapatıp, sarı kırmızıya boyatarak Mondragon’a yanlız olmadığını göstereceğiz. Kendisinin geçmişte camiamıza büyük hizmetleri ve katkıları olmuştur, onu asla unutmayacağız.” şeklinde konuştu. Hasan Çelik / Philadelpia
Çorman demokrasi kavramı Batı'ya özgü değil, evrensel Öğrencilerinin dinleyici olarak katıldığı panelde, BM Daimi Temsilci Yardımcısı ElçiMüsteşar Çorman, New York Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Profesörü Alon BenMier, Mısır asıllı gazeteci Hoda Osman ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Daimi Temsilci Yardımcısı Abdülhalik Ali Said Bin-Dair El-Yafei bölgedeki son gelişmelerle ilgili görüşlerini açıkladı.
Türk- Ermeni ilişkilerinde gerginlik 1970’li yıllarda tırmanışa geçti. Los Angeles’te Türk başkonsolosu ve yardımcısı 78 yaşındaki Gourgen Yanıkyan tarafından şehit edildi. Yanıkyan’ın ilk kurşunu ardından Ermeni terör örgütü Asala ortaya çıktı. Los Angeles’e atanan Kemal Arıkan da Hampig Sasunyan adlı tetikçinin kurduğu pusuda can verdi. Suikastleri izlerken William Saroyan’ın ’My Name is Aram’ adlı kitabına konu olan kuzeni Aram ile evinde görüştüm. “İki milletin yakınlaşmasından rahatsız olanların işi bunlar” diye şikayet etti. Sasunyan davasını takip ederken 3 Asala mensubu, mahkeme kapısı önünde fotoğraf makinemi, polislerin yanında gasp ettiler.
Amerika’da Philadelphia Union takımının kalesini koruyan tercübeli file bekçisi açıklamalarında “Yedi yıl formasını giydiğim takımımı ve taraftarlarını çok özledim, onları unutamıyorum. Adnan Polat ve Adnan Sezgin’in veremedikleri plaketi Amerika’da taraftarlardan aldım, bu da beni çok duygulandırdı. Arkadaşlarımla görüşüyorum ama yöneticiler beni hiç aramadılar. Bir gün Türkiye’ye gideceğim. Çok sevdiğim Türk milletiyle ve Galatasaray taraftarlarıyla vedalaşıp, helalleşeceğim. Türkiye’de çok güzel günlerim geçti. Ömrüm boyunca unutamayacağım. Galatasaray’ı yakından takip ediyorum. Çok iyi bir sezon geçirmiyorlar. İnşallah düzelir ve yine o eski günlerine dönerler.” dedi.
Türkiye'nin BM Daimi Temsilci Yardımcısı Elçi-Müsteşar Fazlı Çorman, Ortadoğu'daki değişimin sürecinin, demokrasinin Batı'ya özgü değil, evrensel olduğunu gösterdiğini, medeniyetler çatışması kavramının doğru olmadığını kanıtladığını belirtti. Türkiye'nin BM Daimi Temsilci Yardımcısı Elçi-Müsteşar Fazlı Çorman, Ortadoğu'daki değişimin sürecinin, demokrasinin Batı'ya özgü değil, evrensel olduğunu gösterdiğini, medeniyetler çatışması kavramının doğru olmadığını kanıtladığını belirtti. New York'un Columbia Üniversitesi Hukuk Fakültesinde, Ortadoğu'daki son gelişmelerin ele alındığı panel düzenlendi.
Çorman konuşmasında, Ortadoğu'da son dönemde yaşanan gelişmelerin nedeninin, sözkonusu ülkelerde yaşayan halkın daha iyi bir hayat yaşama talebi olduğunu söyledi. Ancak her ülkenin koşullarının kendine özgü olduğunu belirten Çorman, Türkiye'nin, bu ülkelerde yaşanan gelişmelerin ardından neler olacağı konusunda da bazı endişeleri bulunduğunu, çünkü bu ülkelerde sona eren yönetimlerden sonra otorite boşluğunun ortaya çıktığını ifade etti. Çorman, bu kapsamda uluslararası toplumun sözkonusu gelişmeleri yakından takip etmesi gerektiğini belirtti. AA
Amerika Haberleri
8
“Ermeni Yalanlarına Son ve Şehitlerimizi Anma Mitingi”, 30 Nisan’da New York’da yapılacak New York’ta bu yıl 7.ncisi düzenlenecek ”Ermeni Yalanlarına Son ve Şehitlerimizi Anma Mitingi”, 30 Nisan’da yapılacak.
22 Şubat 2011 tarihinde Zaman Gazetesi yazarı İhsan Dağı şöyle yazdı: ‘Bu ülkede 'yeni anti-Semitizm'in babası sayılabilecek bir kişi Ergenekon soruşturması çerçevesinde gözaltına alınınca kıyamet koptu. İçerde yükselen itirazlara şaşırmıyorum. Ama Odatv ve Soner Yalçın'a dışarda en fazla arka çıkanların İsrail lobisi, New York Times gazetesi ve Amerikan 'neocon'lar olması izaha muhtaç. Demek ki bu çevreler Soner Yalçın'ın 'Efendi'leriyle başlattığı 'yeni Yahudi düşmanlığı' ikliminden hiçbir rahatsızlık duymamışlar. Oysa bilinir ki bu işin bütün dünyada amansız takipçileri bunlardır. Neden?’ Kuşkusuz son derece anlamlı bir analizdir. Soner Yalçın ve Yalçın Küçük Sabataycılık konusuna girmezden önce, bu konu yoğunlukla muhafazakar çevrelerin elinde politik tarihimizi ve güncel bazı gelişmeleri yorumlarken kullanageldikleri bir argümandı. İşte Soner Yalçın ve Yalçın Küçük bu silahı alıp tersine doğrultmaya çalıştılar. Konu psikolojik savaş kapsamında değerlendirildiği için de hiç bir zaman bu etkin çevrelerin hedefi olmadılar. Ergun Poyraz’ın Başbakan Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü hedef alan ‘Musa’nın Çocukları’ serisi de aslında bu psikolojik savaşın bir uzantısı ve parçasıydı. Poyraz’ın çalışmalarında kimlerden maddi destek aldığı daha sonra belgelendi de. İlginçtir ki Poyraz da, en ufak bir İsrail eleştirisi yapmaları durumunda derhal ’anti-semit’ damgası yiyen yazarlar gibi yine aynı çevrelerce etiketlenmedi. İhsan Dağı’nın analizine dönecek olursak, Soner Yalçın ve arkadaşlarının tutuklanmalarının ardından Yahudi Lobilerine yakın çevrelerin Cemaat ve Hükümet aleyhinde yaylım ateşe başlamaları açıkçası benim açımdan şaşırtıcı bir durum olmadı. Zaman Gazetesi yazarı Abdülhamit Bilici 9 Nisan tarihli yazısında Gülen Hareketi’ne karşı gerçekleştirilen psikolojik harekatla ilgili şunları yazdı: “Rusya'da yayımlanan önemli 3 gazetede, bir hafta içinde arka arkaya Gülen Hareketi aleyhine 4 haber çıkmasaydı, bu sütunda Ortadoğu'daki isyan dalgasının kapısını çalmaya başladığı Suriye'de olup bitenler yer alacaktı. Ancak Türkiye-Rusya hattında medya üzerinden yapılan ibretlik psikolojik operasyona dikkat çekmek daha acil bir konu. Zira bugün Moskova'da yapılan, bir süredir Washington, Paris, Brüksel ve diğer başkentlerde sahnelenen operasyonların somut bir örneği.” AK Parti ve Gülen Hareketi'ni tehlike olarak gösteren, Türkiye'nin şeriata kaydığını öne süren haberlerden biri, Nezavisimaya Gazeta'da çıktı. Erbakan'ı övüp, AK Parti için 'ABD işbirlikçisi' diyen habere göre, bazı gazetecilerin tutuklanma nedeni, hükümete ve ABD'nin bölgedeki politikalarına karşı çıkmaları; Ergenekon davası hakkında yazılar yazmasıydı. Haberde şöyle deniyor: "Laik diye biliniyorsa da ülke hızla köktendinciliğe kayıyor. Bunun açıkça söylenmesi tavsiye edilmiyor. Tutuklanan gazetecilerin kaderi de bunu doğruluyor." Peki, önemli bir gazete vasıtasıyla Rus kamuoyuna ulaşan bu görüşün sahibi kim? 'Siyasi uzman ve Atatürk'ün Mirası Enstitüsü bilgini' diye takdim edilen Ergenekon sanığı İşçi Partisi Başkanı Doğu Perinçek'in oğlu Mehmet Perinçek. Haberi yapan da Moskova'da okuyan Mehmet Perinçek'in yakın dostu Andrey Melniko.’ Bilici’nin bahsettiği bu yayınlara Almanya’dan Der Spiegel Dergisini de eklemek gerek. Der Spiegel sadece Almanya’nın değil aynı zamanda tüm Avrupa’da saygın bir yayın organı. 5 Nisan tarihli nüshasında da benzeri iddialara yer verdi Der Spiegel. 5 Nisan tarihinde Gülen Hareketi aleyhine bir başka yazı da Sibel Edmonds’dan geldi. Sibel Edmonds, 11 Eylül saldırısından çok kısa bir süre sonra FBI da Türkçe Tercüman olarak işe alınmış ve terör şüphelileri ile ilgili belgeleri tercüme etmekle görevlendirilmişti. Daha sonra, 2002 baharında, teşkilattaki sabotaj, sindirme, yolsuzluk ve beceriksizliklerden şikayetçi olunca üstleri tarafından işten çıkarılmıştı. Olaylar Ekim 2002 tarihinde CBS televizyonunda 60 Dakika adlı programda FBI, Devlet Bakanlıkları Dairesi ve Pentagona terörizmle ilgisi olan Türk Derin devletiyle bağlantılı bazı isimlerin sızdığını iddia etmesiyle beraber ayyuka çıkmıştı. Sibel Edmonds halihazırda 11 Eylül mağdurlarının aileleri tarafından ABD hükümetine karşı açılan davada kilit şahit durumunda. Edmonds, tüm dünyada alkışlanan ve hatta 4 Mayıs 2008 yılında The New York Times Gazetesi’nde (*) Sabrina Tavernise imzalı haberde Pakistan’daki Medreselere alternatif olarak gösterilen Gülen Okulları’nı Balkanlarda ve Orta Asya’da faaliyet gösteren ‘Medreseler’ olarak tarif etti. Eski FBI tercümanı Gülen’in ikamet ettiği Pensilnavya’daki mekanın girişinde tam 50 koruma görevlisi bulunduğunu da iddia etti. Edmonds’la Twitter’da nazik bir tartışmaya girdik. Kendisine The New York Times’ın ilgili haberini gönderdikten sonra, kendisinin de yakından tanıdığı ortak dostumuz Amerika’lı bir gazetecinin bu mekanı daha önce ziyaret ettiğini bu bilgilerin doğru olmadığını kendisine bildirdim. Anladığım kadarıyla Edmonds en azından farklı kanallardan gelecek olan bilgilere açık gözüküyor. Gerçeklere karşı gözlerini tam olarak kapamamış. Ancak Sibel Edmond gibi FBI’da çalışmış bir insan bile bu iddialara inanabilmiş. Peki iddialara karşı nasıl bir tutum, nasıl bir yöntem izlenmeli? Polemikçi, agresif bir usluptansa daha çok ‘gerçekler’ ve ‘olgular’ üzerinden bilgilendirici olmak daha etkili bir yöntem olabilir. (*)www.nytimes.com/2008/05/04/world/asia/04islam.html?pagewanted=print
Tulga Tekman’ın başkanlığını yaptığı Genç Türkler Derneğinin, açıklamasında şunlar kaydedildi: ”Amerika’daki Türk toplumumuzun birlik ve beraberlik içinde ‘Ermeni yalanlarına hayır!’ diyerek ulusal davasına sahip çıkması gerekmektedir. Gerçekleri tüm dünya kamuoyunun bilmesi şarttır. 30 Nisan günü, şanlı Türk Bayrağımız altında toplanıp, tek yürek ve tek yumruk olarak beraberce hareket etme günüdür. Tek ses olup, haklı davamızı dosta ve düşmana haykırma günüdür.”
Mitingde ”Ermeniler’in tarih boyunca Türklere ve Azerilere yaptığı insanlık dışı zulmün ve katliamların, tüm Amerikan kamuoyuna gösterileceği” belirtildi. Bu sene katılımın daha yüksek olması amacıyla New York’un dışından mitinge katılmak isteyenler için Washington, Pennsylvania, New Jersey ve Connecticut eyaletlerinden de otobüsler kaldırılacağı bildirildi. (A.A)
www.forumgazetem.com
Gülen Hareketi'ne yönelik global ölçekli karşı psikolojik harekat
New York merkezli “Young Turks-Genç Türkler” tarafından yapılan açıklamada, bu yılki mitingin her yıl olduğu gibi Times Meydanı’nda, 42. sokak ve 7. Cadde arasında, büyük bir katılımla yapılacağı bildirildi.
Açıklamada, ”Son yıllarda davamıza daha fazla sahip çıkmamız ve Amerikalılar’a haklılığımızı ispat etme çabalarımızın sonuç vermeye başladığının görülmesi üzerine, Ermeni lobisinde panik başlamış ve bunun sonucu olarak bu sene daha fazla kalabalık toplamak için miting günü olarak 1 Mayıs’ı seçmişlerdir. Bunun üzerine biz de Young Turks Miting Komitesi olarak, onları bastırmak ve etkilerini azaltmak için onlardan bir gün önce, 30 Nisan için miting iznini aldık” ifadeleri kullanıldı.
Reklam Temsilcileri Aranıyor Amerika’nın en büyük yerel haberler gazetesi Forum’da çalışmak üzere tecrübeli reklam temsilcileri aranıyor. Başvurularınız için bize info@forumgazetem.com e-mail adresinden ve (973) 454 - 0996 no’lu telefonumuzdan ulaşabilirsiniz.
Amerika Haberleri
9
Amerika’da Tiyatromuz Patlama Yaşıyor lerimizin kaçırmamasını tavsiye ederim.
Amerika’da Türk tiyatrosunun geçmişi 20 seneyi aşsa da, son 4 yılda ciddi bir ivme kazanmış durumda. Daha 4 yıl öncesine kadar bu alanda faaliyet gösteren bir tane bile Türk kuruluşu yokken şimdi bakıyorum Facebook’a kadar uzanan bir alanda 3-5 farklı sanat grubumuz oluşmakta... Tabiri uygunsa, Türk tiyatrosunun buradaki hacivat karagözü veya dümbüllüleri şüphesiz İbrahim Yazıcı ile Uğur Uğural. 2008 yılında Devlet Tiyatrolarının usta sanatçısı Sönmez Atasoy’un yine tabiri uygunsa bizleri dürtmesi ile benim de halkla ilişkiler direktörlüğünü üstlendiğim Türk Amerikan Sanat Topluluğu (TAASNY) kuruldu ve sıcağı sıcağına bir Türk klasiği olan Kanlı Nigar’ı Türk Amerikan tarihinde bir ilki gerçekleştirerek Broadway’de (The Town Hall) sahneledik. Hepimiz için unutulmaz bir tecrübe ve heyecandı. ‘Narçın’ karakteri ile çıktığım o sahnenin önünden geçtiğimde hala dizlerim titriyor. Ve arkası geldi tabi. 2009’da Sevgili Gülçin Hatıhan’ın yönetiminde Hisseli Harikalar Kumpanyası ve 2010’da, Ali Baba ve Kırk Haramiler ile İskender Altın’ın yönetmenli-
ğinde ‘Keşanlı Ali Destanı’... Ve mitoz bölünme ile de olsa Türk tiyatrosu New York merkezli olarak patlama yaşamaya başladı. Amerika’da eğitim görmüş ve Broadway showlarında yer almış Ayşe Eldek de bu sene TARTE’nin “Sevmek” isimli oyunu ile perde açtı. Kendisi ile 10 sene önce Merhaba New York (TRT) dizisinde aynı sette oyunculuk yapmaya dayanan bir geçmişimiz var. Onun sanata olan aşkına saygı duyuyor ve başarılarının devamını diliyorum. Bu sene çok doğru bir kararla yine İbrahim Yazıcı’nın yapım ve yönetiminde “UÇAN ADAM” isimli oyunu sahneliyoruz. Benim “Demir Usta” karakteri ile yer aldığım oyunun aynı zamanda İngilizcesini de Amerikan okullarında oynuyoruz. Türk Amerikan tarihinde sanırım bu da bir ilk. Bir Türk tiyatrosu Amerikan Milli Eğitiminin okullarında İngilizce olarak sahne alıyor. “Uçan Adam” isimli çocuk oyunumuz 1 Mayıs tarihinde Washington DC bölgesine yakın bir yerde Virginia eyaletinde sahne alacak. Bu bölgedeki aile-
Türkiye Orta Doğu için Model Ülke Dünyanın seçkin yayın organlarından Economist Intelligence Unit’in Kıdemli Editörü Robert Powell, Finans Network’ün New York’ta düzenlediği “Orta Doğu’da Durum” konulu etkinliğe konuşmacı olarak katıldı.
Bir oyunun oyunculuk, müzik ve danslarını ile birlikte sayneye hazır olması aylar süren meşakkatli bir uğraş. Üstelik ekonomik imkansızlıklardan dolayı oyuncular emeklerinin karşılığını da bugüne kadar alabilmiş değiller. Onların tek tesellisi ise sahne sonunda aldıkları alkışlarınız.Ve Broadway’de sahne almış o kocaman oyunlar malesef ekonomik nedenlerden dolayı bir gösterimde son buluyor. İşte bu da işin en üzücü tarafı. Sizlere çağrım tiyatromuza sahip çıkmanız. Önümüzdeki Pazar günü sevgili Uğur Uğural Abimizin önderliğini yaptığı Nasreddin Hoca isimli çocuk oyunu da sahne alıyor. Çocuklarınızı muhakkak bu oyuna götürün. Nasreddin Hoca bizim çok büyük bir değerimiz. Size çok bilinmeyen bir şey söyleyeyim. Mevlana’yı Hint ve İran’ın sahiplenmesinden sonra Nasreddin Hoca’yı da Çinlilerin sahiplendiğini biliyor muydunuz? Şaşırmaya devam edelim. Çin sınırları içinde kalan Kaçgar şehrinde (Nasirdin Ependi) ismi ile Nasreddin Hoca’nın eşeğe ters binmiş heykelinin dikildiğini biliyor muydunuz? Nasreddin Hoca’nın taa 1979 yılında (Afanti’nin hikayesi) adı ile 13 bölümlük Çince bir çizgi filminin Çin televizyonlarında yayınlandığını ve yine aynı isimle çizgi romanlarının neşredildiğini biliyor muydunuz? (Bu tarihte bizim TRT’mizde sanırım Nasreddin Hoca çizgi filmi yoktu.) Çinliler Nasreddin Hoca’ya “Afanti” diyorlar. Nasreddin Hoca Türkistan ve Pakistan coğrafyasında da Anadolu’da olduğu kadar meşhur. Afanti ismi Türklerin “Efendi” isminini Çinlilerin telaffuz ediş şeklinden doğmuş olsa gerek. Efendi ismi aynı isimdeki kitapta iddia edildiği gibi sadece
Ortadoğu ve enerji konularında uzman olan ve görüşlerine CNN, CNBC, ABC, Bloomberg ve BBC gibi ana haber kanallarında sık sık yer verilen Powell, üyelerle son zamanlarda bölgede yaşanan sıcak dönemlere dair izlenimlerini paylaştı. Bölgede birden bire patlak veren kargaşanın kimse tarafından öngörülmediğini belirten Powell, 53 yıldır iktidarda olan Mısır başkanının devrilmesinin halkın artık sabrının tükenmesinin eseri olduğunu belirtti. Rüşvetin ve yolsuzluğun kol gezdiği, halkın yoksul yaşama mahkûm edildiği bir ortamda halkın tükenen sabrına Tunus’un küçük bir şehrinde kendini ateşe veren Muhammed Bouazizi’nin protestosunun kıvılcım olduğunu ve tüm bölgeyi etkisi altına alan bir eyleme dönüştüğünü anlattı. Tunus’ta rejimin bu kadar kısa sürede ve böyle bir olayla değişmesiyle diğer
Osmanlı’da bir grup akalliyatı tarif etmek üzere icad edilmiş olmadığına göre... Neme lazım burdan yola çıkarak Nasreddin Hocamıza bir sahiplenici daha çıkarmayalım! Kültür bir bütündür. Onu yaşatmak için, dün nasıl örf, anane ve geleneklerimize sahip çıkmamız gerekiyorsa, bugün de türkülerimize, tiyatromuza, hikayelerimize, hatta yiyeceklerimizin ismine bile sahip çıkmamız gerekiyor. Bütün bunlar için özellikle Amerika’da dilimize sahip çıkmamız gerekiyor. Tiyatrolarımız dilimizi en üst seviyede temsil ettiğimiz mekanlarımızdan birisidir. Eğer burada yetişen çocuklarımız Türkçe bir tiyatro sahnesinde başarılı olabiliyorsa aşı tutmuş demektir. Ezcümle, oyunlarımıza ilginizi esirgemeyin. Çocuklarınız için maddi manevi destekleriniz çok önemli. Dernek sayımız Amerika çapında yüzlerle ifade ediliyor. Her dernek bir defa bu
ülkelerin de değişimin mümkün olabileceğini fark ettiklerini, çok güçlü olmasalar bile korkusuzluklarıyla ülkeyi yönetenlere baş kaldırabildiklerini söyledi. Doğu bloğunun dağılması ile karşılaştırmada bulunan Powell, Körfez ülkelerine hâkim olan monarşik düzenin eylemlerin tam olarak domino etkisine dönüşmeden bölgeyle sınırlı kalmasının da etkili olduğunu belirtti. Powell, Mısır’da yaşanan olaylarının boyutunun Suudi Arabistan’a göre büyük olmasının nedenini, diğer faktörlerinden yanında Mısır’ın sahip olduğu demokrasi tabanın etkisinin büyük olduğunun altını çizdi. Tunus ve Mısır gibi çok zengin olmayan ülkelerde halkın rüşvetle kontrol altında tutulamadığını belirten Powell, Libya liderinin de bu yöntemle hala iktidarda olduğunu savundu. Muammer Kaddafi’nin iktidarda kalmak için her türlü bedeli ödemeye hazır olduğunu anlatan
tiyatroları kendi bölgesinde misafir etse, her hazırlanan oyunun bir kaç yüz defa sahne şansı bulması demektir bu. Ben TADF’yi ve ATAA’yı bu konuya daha fazla yoğunlaşmaya davet ediyorum. Derneklerimiz de lütfen çatı kuruluşlarının çağrısını beklemesinler. Yapılacak şey çok basit, aynen eğlence ve balolarınız için yaptığınız gibi bir yer kiralayıp bilet satmak.... Son olarak Türk tiyatrosunun Amerika gibi bu sanatın gözbebeği olan bir ülkede ve New York gibi showları dünyaca ünlü bir şehirde yer bulmasına katkısı olan bütün sanatçı arkadaşlarıma çok teşekkür ediyor ve siz değerli Türk Amerikan toplumunun onlara sahip çıkacağınız inancımı bir defa daha belirtmek istiyorum. Duyuru: 6 Mayıs Cumartesi akşamı New York Türkevi'nde Edward Tashjı’yı anıyoruz. Dünya Türkleri Konseyi ve İÜMEZUSA tarafından düzenlenen bu vefa gecesini lütfen kaçırmayın...
Robert Powell, mevcut haliyle isyancıların donanımlı ordu karşısında pek şansları olmadığını belirtti. Powell ayrıca ülkelerindeki petrol dolayısıyla zengin olan körfez ülkelerinin monarşi rejimlerini korumak için bir araya gelip birbirlerini desteklediğini sözlerine ekledi. İslam ile demokrasinin beraber var olamayacağına dair görüşlerin Türkiye ve Endonezya gibi İslam’ın egemen olduğu demokrasilerle çürütüldüğünün altını çizen Powell, uzmanların model ülke olarak gösterdikleri Türkiye’nin yakinen izlendiğini sözlerine ekledi. Konuyla ilgili görüşlerini paylaşan Finans Network New York Başkanı Şeref Türkmenoğlu “Türkiye’nin Orta Doğu’daki yükselen öneminin tüm dünya farkında. Bu konuda üyelerimizi ve toplumumuzu doğru şekilde bilgilendirmeyi kendimize görev sayıyoruz, o nedenle bu etkinlik önemli bir misyona sahipti.” dedi.
10
Amerika Haberleri
“Kemanın Yeni Divası” Burcu Göker, Carnegie Hall’de Konser Verecek Eğitim için gittiği Fransa’dan sonra akademik ve konser kariyerini Amerika’da sürdüren 1982 doğumlu Burcu Göker, Türkiye adına büyük başarılara imza atıyor. Göker, en son Florida State University tarafından düzenlenen yarışmada dünyanın en prestijli konser salonu New York Carnegie Hall'de konser vermek için seçildi. Florida State University tarafından, Eylül ayında Amerika’da düzenlenen yarışmada Türk keman sanatçısı Burcu Göker, Amerikalı piyanist Eric Jenkins ile birlikte, New York'da bulunan dünyanın en prestijli konser salonlarından Carnegie Hall’de konser vermek için seçildi. Göker ve Jenkins, 2 Mayıs 2011 tarihinde gerçekleşecek konserde dünyaca ünlü bestecilerden keman ve piyano için bestelenmiş sürpriz bir repertuar sunacak. Dünyaca ünlü müzik eleştirmenlerinin bulunacağı akşamda, Göker ve Jenkins, çok farklı ve sürpriz bir repertuarla seçkin klasik müzikseverlerin karşısına çıkacak. Eleştirmenlerce “Kemanın Yeni Divası” olarak nitelendirilen Göker, bir Türk sanatçı olarak klasik müzik dünyasında üstün başarılar elde etmenin gururunu daha fazla yaşadığını ifade ediyor. Göker’e göre sanatındaki başarının sırrı, disiplinli çalışma, titiz araştırma olduğu kadar, doğup büyüdüğü ve her yıl ziyaret ederek duygularını beslediği Türkiye coğrafyası. Bu konserin hemen ardından Türkiye'ye gelecek olan ikili, 9 Mayıs 2011 tarihinden itibaren birçok ili kapsayan geniş bir turneyle Türkiye'deki klasik müzik tutkunları ile buluşacak. Carnegie Hall konserinde Florida State University’yi temsil edecek olan Burcu Göker, halen bu üniveristede oda müziği ve keman dersleri veriyor. Ayrıca üniversitenin yaylı çalgılar dörtlüsü olan “Eppes String Quartet”de ve Tallahassee Senfoni Orkestrası’nda 1. kemancı olarak konserler veriyor. Piyanist Eric Jenkins de, 2003 yılından bu yana Burcu Göker ile beraber Amerika’da, Kanada’da ve Türkiye’de
keman-piyano ikilisi olarak oda müziği konserlerine devam ediyor. İkili, University of Calgary’nin düzenlemiş olduğu, Grammy ödülleri kazanan Pacifica Quartet ve Emerson Quartet ile ayrı ayrı ‘Master Class’ çalışmalarına katılıp, büyük beğeni ve takdir topladı. İkili, Temmuz 2008’de Fransa konserlerindeki performansları La Provence ve La Tribune gazeteleri müzik eleştirmenleri tarafından övgüyle değerlendirildi.
Amerika Haberleri
11
Prof. Dr. Ömer Turan: "Lazım olan orta yolu bulmaktır" Akademik Çalışmalar için yaklaşık 3 yıldır Amerika'da bulunan ve çeşitli üniversitelerde tarih dersleri veren ODTÜ Tarih Bölümü Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Ömer Turan, Amerikan Türk Ticaret Odası (ATCOM)'nın Cherry Hill, New Jersey'deki merkezinde birliğe üye işadamlarına ve vatandaşlarımıza Ermeni sorunu ile ilgili bir konferans verdi. O yıllarda yaşanan olayları kronolojik olarak sıralayıp zamanın şartlarına ve sebep sonuç ilişkilerine vurgu yapan Prof. Turan, "lazım olan merhamet, şevkat ve bilgi ile orta yolu bulmaktır. Biz bu toprakların insanlarıyız. Oturup kendi aramızda orta yolu bulmalıyız." diye konuştu.
Bir devlette en önemli üç unsurun güvenlik, adalet ve hürriyet olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ömer Turan, Osmanlı'nın bu üç unsura verdiği önemle 600 yıl ayakta kaldığını ifade etti. Ermenilerle bin yıllık bir beraberliğimiz olduğunu söyleyen tarihçi Turan, Osmanlı'dan önceki zamanda Ermenilerin Bizans İmparatorluğu ile İran arasında kalan beylikler halinde bir topluluk olduğunu öne sürdü. Ermenilerle ortak yemek, yaşam ve ortak dil kullandığımızı anlatan Prof. Turan, 1820 ile 1900 arasında Ermeniler için yayınlanan kaynakların çoğunun Türkçe dilinde basıldığını ifade etti. Osmanlıda Ermenilere Millet-i Sadıka, yani güvenilir millet denildiğini hatırlatan Ömer Turan, 19. yüzyıla kadar Ermenilerle hiç bir sorun yaşanmadığını, 6 vilayette nüfus yoğunluğuna sahip Ermenilerin tüm Osmanlı topraklarında güvenli bir şekilde yaşadıklarını anlattı. 19. yüzyılda Batı Avrupa'da başlayan milliyetçilik akımının Doğu Avrupa'ya dalga dalga yayılırken başka formatlara girmesi ile dünya coğrafyasında karışıklıkların yaşandığını söyleyen Turan, Ermenilerin de bu akımdan cesaret alarak özerklik, muhtariyet ve otonomi istediğini, o zamana kadar Osmanlı topraklarında kardeşçe yaşayan Ermenilerin batılı Devletlerin çabası ile Osmanlıya karşı kışkırtıldığını anlattı. Ermenilerin bir devlet olmasını istemeyen batılı devletlerin tek çabasının Osmanlı'yı karıştırmak olduğunu ifade eden Prof. Turan, 1890'larda Taşnak ve Hınçak silahlı örgütlerinin Osmanlı'da yaşamayan Ermeniler tarafından kurularak ihtilalci ve ayrılıkçı olayları başlattığını dile getirdi. Ayrılıkçı terör örgütü kuranların hedeflerinin topraklarımızda yaşayan Ermenilerle Osmanlı'yı birbirine saldırtarak düşmanlık tohumları saçmak istediğini söyleyen Turan, bu olaylarda Osmanlı topraklarında yaşayan çoğu Ermeninin ayrılıkçı Ermenilerin yanında yer almadığını ifade etti. Ermenilerin Rusların kışkırtması ve teşvikleri ile doğu anadoluda isyan hareketlerine başladığını ve bu saldırılardan beklenen ses çıkmayınca İstanbul'da Osmanlı Bankasına (Merkez Bankası) baskın ve Padişaha suikast düzenlediğini ifade eden Turan, ayrıca Ermeni ayrılıkçıların 1908'de İttihat ve Terakki Partisi ile işbirliğine girişerek Padişah II. Abdulhamit'in devrilmesine yardım ettiklerini söyledi. I. Dünya savaşı zamanında Osmanlı'nın doğu cephesi çökmüşken, Batıya İngilizler ve Fransızlar dayanmışken, bunu fırsat bilip Van'da sivil Türk halkına saldırıp ortalığı yakıp yıkan Ermeni ayrılıkçıların bu vilayette 20 Nisan tarihinde yönetimi eline geçirdiğini ve şehrin altın anahtarını Ruslara verdiğini anlatan Turan,
bunun üzerine 24 Nisan tarihinde Ermeni ihtilalcilerinin ileri gelenlerinin tutuklanıp Ankara ve Çankırı'ya gönderildiğini, Ermenilerin her yıl yaygara kopardıkları 24 Nisan tarihinin de buradan geldiğini dile getirdi. Van'daki devletin iki ay sürdüğünü ve idarenin yeniden ele alındığını söyleyen tarihçi Prof. Turan, Ermenilerin bu dönemde I. Dünya savaşı şartları içinde savaş olan bölgelerden savaş olmayan Suriye ve Kuzey Irak bölgelerine tehcir edildiğini, bu göç sırasında kaçınılmaz olarak kurunun yanında yaşların da yandığını ifade etti. O tarihte Osmanlının hastalık ve savaşlarla mücadale ederken, kendi askerine erzak ve giyecek sağlayamazken, Sarıkamışta askerlerini koruyamazken mümkün olan şartlarda tehciri gerekleştirdiğini anlatan Turan, Osmanlı resmi sayımlarına göre 1.2 milyon, kendi tahminlerine göre 1.6 milyon olan Ermenilerden kayıtlara göre 550 bin kişinin Suriye ve Kuzey Irak'a, Ruslarla işbirşiği yapıp kuzey tarafına
kaçan Ermenilerden de 400 bin kişinin raporlara göre Tiflis'e ulaştığını ve savaş sonrası 400 bin Ermeninin yeniden eski topraklarına yerleştiğini ifade eden Turan, kayıp sayısının Ermeniler tarafından çok fazla abartıldığını ifade etti. İstanbul'da ve İzmir'de yaşayanlar başta olmak üzere bir çok vilayette tehcire uğramayan Ermenilerin bu topraklarda yaşamaya devam ettiklerini söyleyen Prof. Ömer Turan, Ermeni milletinin tarih boyunca Ruslar, İngilizler ve Fransızlar tarafından hep kullanıldığına işaret etti. Bu sürecin kanlı, tatsız ve acı bir süreç olduğunun altını çizen Ömer Turan, niye bu hale gelindiğinin
düşünülmesi gerektiğini, lazım olanın merhamet, şevkat ve bilgi ile orta yolu bulmak olduğunu dile getirdi. Meselenin siyasallaştığına şüphe olmadığını dile getiren Turan, gerçeği bilip çocuklarımıza öğretmemiz ve komşularımıza anlatmamız gerektiğini, yoksa haksız bir şekilde bu ülkede yetişen gençliğe yanlış bilgilerin aşılanmaya devam edeceğini, bir sonraki aşamada ise sigorta şirketleri yoluyla çok daha fazla hak iddialarının gündeme geleceğini anlattı. Toplantının ardından ATCOM Başkanı Prof. Dr. İhsan Işık, verdiği değerli bilgiler için Prof. Dr. Ömer Turan'a teşekkür ederken, ayrıca kendisini ATCOM'un ilk onursal üyesi olduğunu ilan ederek Prof. Turan'a kurumun rozetini taktı.
Haber: (American News Agency - ANA) Fotoğraflar: Emre Gürel
Amerika Haberleri
12
New York Atatürk Okulu 40. yılını kutladı New York'ta Türkevi'nde 40 yıldır Türk çocuklarına eğitim veren Atatürk Okulu, 40. kuruluş yıl dönümünü düzenlediği baloda coşkuyla kutladı. Türk Hava Yolları'nın (THY) desteğiyle ''Water's Edge'' Restoranda düzenlenen baloda, şarkıcı İzel de sevilen parçalarını seslendirdi.
Gençler İçin Büyük Fırsat: Genç ATCOM Amerikan Türk Ticaret Odası (ATCOM) Amerika’da faaliyet gösteren uluslararası bir iş kuruluşu. Büyük ATCOM 2008’de yanlız değil, geleceğinin teminatı Genç ATCOM’la beraber doğdu. Geleceğin işadamlarını ve iş kadınlarını yetiştirmek için hemen Genç ATCOM projesi hayata geçirildi. Genç ATCOM kurucu başkanlığını [şimdi Türkiye’ye kesin dönüş yapan] Asım Dinçer üstlendi. Bu zamana kadar Genç ATCOM irili ufaklı bir çok sosyal ve ekonomik aktivitelere imza attı. En büyük faaliyeti olarak ATCOM-Milli Takım buluşmasına destekleri hafızalarda hala yerini korumaktadır. Bundan bir kaç yıl evvel Türk Amerikan derneklerini çatısı altında toplayan bir kurumda hasbel kader görev almıştım. Hiç unutmuyorum bir annenin yöneticilere serzenişini: “20 yıldır bu kurumda millete hizmet etmek istedim fırsat vermediniz. Bu kadar yılım boşa geçti. Bari kızıma kıymayın. Görev verin, hem yetişsin, hem de milletinden kopmasın”. Öyle anlaşılıyordu ki, Türk Amerikan toplumunun çatısı altında ülkesine hizmet edebileceği yerlerin sayısı çok sınırlıydı. Olanlar da bu tür bir çalışma ortamı sağlamaktan, herkesi kucaklamaktan çok uzaktı. Bundan bir kaç yıl öncesine göre daha fazla seçenek oluştu ve dernekler arasında rekabet arttı ve piyasa şartları belirleyici olmaya başladı. Artık sonuç üretmeyen, sosyal fayda sağlamayan, personele yatırım yapmayan derneklerin hayatta kalması çok zor. Ekonomide “creative destruction/yaratıcı yıkım” adında bir kavram vardır. Yeni ve dinamik oluşumlar eski ve hantal (siyasi ve ekonomik) yapıları serbest piyasa ortamında diskalifiye eder. Herhangi bir dış müdahale olmazsa şayet, toplumun sınırlı kaynakları verimsiz ve demode ellerden, verimli ve dinamik ellere geçer. Böylece toplum yeniden doğar. Bu toplumun kendini yenileme sürecidir. Bugün entellektüel sermaye Amerika’nın en büyük firmalarının piyasa değerlerinin % 70’ine varmıştır. Firmaların geleceğinin teminatı en iyi beyinleri nerede olursa olsun keşfetmek ve onların yeşerip neşvü nema bulacağı çalışma ortamları sağlamaktır. ATCOM kurulur kurulmaz bir gencini Washington’a kongre stajına, bir diğer gencini de New York’a gazete stajına gönderdi. Şimdiki gençlere imrenmemek elde değil. Biz rehbersiz büyüdük. Biz gençken böyle kendimizi geliştireceğimiz, çevremizi genişleteceğimiz, liderlik özelliklerimizi test edeceğimiz kuruluşlar pek yoktu. Olanlar da ideolojik, birilerinin tekelinde, aile şirketi gibiydi. Şimdi ihtiyaçtan ATCOM’un başkanlığını yapıyorum. ATCOM yeni bir teşebbüs. Kurucuları da biziz. Her şeyi sıfırdan dikiyoruz. Bir çok şeyi [kervan yolda dizilir] misali yolda öğreniyoruz. Kimsenin çıraklığını yapmadık. Kalfası olmadık. Direk ustalığa başladık. Ancak bazen diliyorum keşke oturmuş bir kurumda bu süreçlerden geçseydik. Şimdi bizden öncekilerin tecrübesiyle başlar, sonra üzerine yeni şeyleri kolayca bina ederdik. İşte Genç ATCOM bunun için var. Büyük ATCOM’a lider yetiştirmek, geleceğin ATCOM’unu bugünün ATCOM’undan fersah fersah daha yukarılara çıkarmak için var. Gençlerimizin gönül rahatlığıyla hiç bir ideolojik takıntı olmadan sırf kendilerini geliştirmek ve topluma faydalı olmak için bir araya geleceği bir mektep Genç ATCOM. ATCOM yönetimi bu işe önem verdiğini göstermek için genç ve dinamik başkan yardımcılarından Muharrem Atalan’ı Genç ATCOM’u yeniden yapılandırmak için görevlendirdi. Genç ATCOM çok yakında bir gençlik resepsiyonu ile gençlerle bir araya gelecek. Genç ATCOM da büyük ATCOM gibi yapılanacak. Kurucu yönetim kurulu, komisyonları, başkanı, başkan yardımcıları seçilecek. ATCOM’un Türkiye’de ortak olduğu veya yakından çalıştığı TOBB, MÜSİAD ve İTO gibi kurumların Genç ATCOM benzeri kuruluşları var. Bu genç girişimciler Genç ATCOM’daki muadilleri ile ortak programlar yapmak istiyorlar. Genç ATCOM yöneticileri çok yakında Türkiye’deki, Avrupa’daki, Birleşmiş Milletler’deki programlara genç müteşebisler olarak iştirak edecekler. Bu onlar için bulunmaz bir fırsat. Yarının siyasi ve ticari liderleriyle genç yaşta tanışmak, dost olmak, işbirliği yapmak başarının yarısı. Genç ATCOM hakkında daha fazla bilgi almak, katılmak, katkıda bulunmak için Muharrem Atalan’a ulaşabilirsiniz. Tel: [610- 609-1996]; E-mail: [muharrematalan@yahoo.com]; Web-sitesi: [http://www.atcomus.org]. Gençler Genç ATCOM’a! Gençler artık size kucak açan ve sizlere yatırım yapmak isteyen bir kurumunuz var. Hiç bir yeteneğimiz atıl kalmasın. Hiç bir yeteneğimiz kayıp olmasın. Genç ATCOM geleceğin liderlerine açık davet gönderiyor. Şimdi 20 yaş genç olmak vardı!...
www.forumgazetem.com
Genç ATCOM Başkanı Muharrem Atalan
Amerika Türk Kadınlar Birliği'nin (ATKB) himayesinde görev yapan Atatürk Okulu'nun balosuna, Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ertuğrul Apakan ve eşi Lale Apakan, New York Başkonsolosu Mehmet Samsar ve eşi Feruze Samsar, BM Daimi Temsilci Yardımcısı Elçi-Müsteşar Fazlı Çorman ve eşi Gülhan Çorman, Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu (TADF) Başkanı Kaya Boztepe ve eşi Ümran Boztepe ile KKTC'nin New York Temsilcisi Büyükelçi Hilmi Akil ve eşi Emine Akil başta olmak üzere New York ve New Jersey'de yaşayan Türkler katıldı. ATKB Başkanı Sermin Özçilingir, gecede yaptığı konuşmada, Atatürk Okulu'nun kurulduğu günden bugüne, ABD'de yaşayan Türk çocuklarına ve gençlerine Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda eğitim ve öğretim verdiğini söyledi. Özçilingir, Atatürk Okuluna bugüne dek emeği geçen tüm öğretmenleri saygıyla ve şükranla andıklarını da kaydetti. Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ertuğrul Apakan da konuşmasında, Türkevi'nde
cumartesi günleri eğitim veren, Türk çocuklarını Türk kültürü altında yetiştiren Atatürk Okulu'nun büyük bir hizmet verdiğini belirtti. New York Başkonsolosu Mehmet Samsar yaptığı konuşmada, özellikle yurtdışında Türk çocuklarının eğitim ve öğretiminin son derece önemli olduğunu belirterek ABD'de Türk çocuklarının iyi eğitim almalarında, kültürlerine, Türk bayrağına ve Atatürk'e bağlı kalmalarında, anadillerini iyi öğrenmelerinde Atatürk Okulu'nun büyük rol oynadığını vurguladı. TADF Başkanı Kaya Boztepe de konuşmasında, Atatürk Okulu'nun büyük bir fedakarlıkla hizmet verdiğini belirterek, ATKB Başkanı Sermin Özçilingir'i, Atatürk Okulu müdürü Tülay Taşkent ve tüm öğretmenlerini tebrik etti. Gecede Atatürk Okuluna destek veren BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ertuğrul Apakan'ın eşi Lale Apakan'a, New York Başkonsolosu Mehmet Samsar'ın eşi Feruze Samsar'a, okulun eski müdireleri ile öğretmenlerine çeşitli hediyeler verildi. AA
13
Amerika Haberleri
Cazın yeni merkezi Washington Büyükelçiliği ABD'de ırkçılığın yaygın olduğu 1930'larda kapılarını caz müzisyenlerine sonuna kadar açan Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği, "Ertegün Caz Serisi"yle, tekrar caz müziğin merkezi olmaya başladı.
Büyükelçilik, rezervasyon için telefonlarının kilitlenmesine neden olan ve hayli ilgi gören ilk caz konserinin ardından, yeni kuşak caz müzisyenlerini ağırlamaya devam ediyor. Serinin ikinci konseri de Boeing firmasının sponsorluğu ve Jazz at Lincoln Center'in işbirliğiyle, büyükelçiliğin cazın tarihinde önemli bir yeri olan rezidansında yapıldı. Çok sayıda konuğun ağırlandığı gecede, Helen Sung, Ben William, John Ellis ve Kendrick Scott'tan oluşan "Helen Sung Quartet" sahne aldı. Performanslarıyla seyircileri hayran bırakan grup, 1930 ve 1940'larda, ırkçılığın yaygın olduğu dönemde, kendilerine "sıcak yuva" ve "eşit düzeyde birliktelik" sağlayan büyükelçiliğin rezidansında eşsiz müziklerini yapan ünlü caz ustalarının kulaklarını çınlattı. Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Namık Tan da konser öncesinde yaptığı konuşmada, caz müziğin büyükelçilik rezidansı tarihindeki önemini anlatarak, bu etkinliği düzenlemenin
kendileri için çok özel olduğunu belirtti. Konserin ardından konuklar ve sanatçılar, Türk mutfağının birbirinden güzel lezzetlerini tadarken, Büyükelçi Tan, geçmişte caz müziklerinin yapıldığı salonun atmosferine uyarak piyanonun başına geçti. Eşi Fügen Tan'ın da sesiyle eşlik ettiği gecede, Tan çifti "mini Türk sanat müziği konseri" verdi. "Ertegün Caz Serisi" konserleri, ırkçılığın "hayal edilemeyecek kadar katı" olduğu 1930 ve 1940'lı yıllar Washingtonu'nda Büyükelçilik kapısını caz müzisyenlerine açan Türkiye'nin ikinci Washington Büyükelçisi Münir Ertegün ile oğulları Ahmet ve Nesuhi Ertegün'ün onuruna veriliyor. Siyahilerin mekanlara arka kapıdan alındığı, birçok yerde beyazlarla yan yana oturamadığı, ırkçılığın "hayal edilemeyecek kadar katı" olduğu belirtilen 1930 ve 1940'lı yıllar Washingtonu'nda sadece bir yer, eşitliğe ve müziğe inanarak, kalbini ve yuvasını siyahilere açmıştı. Türkiye'nin ikinci Washington Büyükelçisi Münir Ertegün'ün caz müziğe gönlünü veren ve daha sonra At-
lantic Plak Şirketi'ni kuran oğulları Ahmet ve Nesuhi Ertegün, başkente adım atar atmaz, hem siyahilerin sahne aldığı Howard Tiyatrosu'nda cazın derinlerine daldı hem de büyükelçilik rezidansını saksafon, piyano, kontrbas gibi enstrümanların uyumundan doğan, doğaçlama müziğin müthiş ritminin yankılanıp şehre yayıldığı bir mekan haline dönüştürdü. Rezidansta, Washington'da ilk kez 1940 yılında Ertegün kardeşler, beyaz ve siyahların birlikte sahne aldığı bir konser düzenledi. Tüm bu nedenlerle, o dönem bir güneyli senatör, öfkeyle, Büyükelçi Ertegün'e bir mektup göndererek, "Herkes bu siyahların ne olduğunu ve nasıl muamele edilmesi gerektiğini biliyor ama siz bunları ön kapınızdan sürekli içeri alıyorsunuz. Bu garip bir durum değil midir?" sorusunu
yöneltirken, Büyükelçi Ertegün senatörü hayretler içerisinde bırakan şu cevabı verdi: "Evet, biz ön kapıdan alırız dostlarımızı her zaman, siz de gelirseniz kabulümüzsünüz ama arka kapıdan alır, ağırlarız..." İşte, Türkiye'nin ırkçılık yapmaksızın, tüm insanları kucakladığının önemli göstergelerinden olan bu hikaye, şimdilerde Büyükelçi Namık Tan tarafından tozlu kitap sayfalarında kalan ve unutulmaya yüz tutan bir anı olmaktan çıkartılıp, aynı müzikle tekrar tüm Washington'a hatırlatılıyor. Washington-AA - Barışkan Ünal
Amerika Haberleri
14
Türk sanatçılar, New York'ta SOFA Fuarına katıldı
Amerika’daki Türk toplumunun en önemli haber, bilgi ve yorum kaynaklarından FORUM’da sağlıkla ilgili yazılarla siz okuyucularımıza faydalı olabilme ümit ve azmi ile merhabalar...
Türk sanatçılar, merkezi Washington'da bulunan Türk Kültür Vakfı'nın (Turkish Cultural Fo u n d a ti o n - TC F ) desteğiyle, New York'ta bu yıl 14. düzenlenen ''Uluslararası Heykel Objeleri ve Fonksiyonel Sanat Fuarı''na (SOFA) katıldı.
Doktorlar genelde toplumun sorunlarından çok bireylerin veya hastaların dertlerine çare ararlar. Kitle iletişim araçlarından gazete ve gazete yazarları ise daha çok toplumun sorun ve şikayetlerini ve olası çözümleri okuyucularına ulaştırma amacı güderler. Tıpta koruyucu hekimlik, halk sağlığı ve sağlık promosyonu gibi branşlar toplumun sağlık sorunları ve yaygın hastalıklarla iştigal ederken, tedavi ve önerilerini kitle iletişim araçları ile mümkün olan en geniş kitleye ulaştırmaya gayret sarfederler.
SOFA'da heykelden tasarıma, dekoratif sanatlardan mücevhere kadar son derece geniş bir yelpazede, toplam 12 ülkeden gelen 600'den fazla sanatçının çağdaş, üç boyutlu ve fonksiyonel eserleri, 55 sanat galerisinin desteğiyle sanatseverlere sunuldu.
Daha sağlıklı bir hayat bilmekle başlar
Ruh ve Akıl Hastalıkları ve Halk Sağlığı uzmanı olan yazarınız bu köşeden siz okuyucularına bir sağlık gazetecisi olarak faydalı olmaya çalışacak. Enerjik ve hareketli Türk Milleti’nin ABD’deki temsilcilerine sağlıklarını koruma ve geliştirme, daha mutlu ve huzurlu hayat sürebilme adına yeni bilgi ve beceriler sunma şansına sahip olmaktan onurluyum. Tabii ki burada paylaşacağımız bilgi ve öneriler hiçbir zaman bir doktor veya sağlık uzmanının tanı, tedavi ve tavsiyelerinin yerini tutamaz. Doktorlarınızın verdiği tedavileri burada okuduklarınıza göre kesinlikle değiştirmeyin, fakat kendilerine sorun, danışın. Bizim amacımız sizin daha bilgili ve daha sağlıklı hastalar haline gelmenizdir. Burada öğrendiklerinizi hayatınızda uygulayabilirseniz, daha sağlıklı ve kaliteli bir yaşam tarzına sahip olacağınıza inanıyoruz. Ayrıca bu bilgileri sevdiklerinizle paylaşmak, hem sizin bilgileri daha iyi öğrenmenize katkıda bulunur, hem de birlikten sadece güç değil, motivasyon da doğar. Öğrenmenin en etkili yöntemlerinden biri, “başkalarına öğretmektir.” Kültürümüzü güzelleştirmek, diğer insanlara ve milletlere tanıtabilmek için her birimizin öncelikle çevremizde birer örnek insan haline gelmesi gerekmekte. Buna da atasözümüzde ifade edildiği gibi, “herşeyin başı sağlık” deyimi ile başlamak güzel olur. Yoksa tarihimizin Muhteşem Yüzyıl'ında 46 yıl boyunca Cihan’a hükmeden Kanuni Sultan Süleyman Han şöyle buyurmazdı: “Halk gözünde muteber bir nesne yok devlet gibi, Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.”
ABD’de ki önlenebilir en yaygın ölüm nedenleri Harvard Halk Sağlığı Okulu hocaları tarafından yayınlanan önemli bir çalışmaya (*) göre bu faktörler ve ABD’de yıllık neden oldukları engellenebilir ölüm sayıları şöyle: • Sigara içmek: 467,000 • Yüksek tansiyon: 395,000 • Fazla kilo, şişmanlık: 216,000 • Aktivite yokluğu veya yetersiz fiziksel aktivite: 191,000 • Yüksek kan şekeri: 190,000 • Yüksek LDL kolesterol: 113,000 • Yüksek tuzlu diyet: 102,000 • Düşük omega-3 yağ asitli diyet: 84,000 • Diyette yüksek trans yağ asitleri: 82,000 • Alkol kullanımı: 64,000 (Orta miktarda alkol kullanımı kalp hastalığı, felç ve şeker hastalığına bağlı ölümleri 26,000 adet azaltır. Fakat 90,000 kişi alkol dolayısı ile ortaya çıkan trafik kazaları, diğer yaralanmalar, şiddet, kanser ve diğer hastalıklar nedeni ile ölmektedir. • Düşük miktarda meyve ve sebze tüketimi: 58,000 • Diyette düşük poli doymamış yağ asidi içeriği: 15,000 Bu listeden hareketle sağlığınızla ilgili ne gibi önlemler alarak ömrünüzü uzatabileceğinizi, hayat kalitenizi nasıl arttırabileceğinizi yeri geldikçe ileriki yazılarda ele alacağız. Eğer köşemizde yazılanlar hakkındaki genel sorularınızı aşağıdaki e-posta adresine gönderirseniz, imkanlar ölçüsünde cevaplarını bu köşede sizlerle ve diğer okuyucularımızla paylaşacağız. Fakat takdir edersiniz ki her soruyu cevaplamaya ne bizim vakit ve gücümüz, nede köşemizin hacmi yeter. Sağlıklı ve esen kalınız.
Alican Dalkılıç, MD, MPH E-posta: alican@drdal.com * Kaynak: The Preventable Causes of Death in the United States: http://www.hsph.harvard.edu/news/press-releases/2009-releases/smoking-high-blood-pressure-overweight-preventablecauses-death-us.html
Fuarın açılış gecesine, Amerikalı ve uluslararası sanatseverlerden oluşan kalabalık bir davetli topluluğu ve gazeteciler katıldı. SOFA'ya ahşap heykelleri ve fonksiyonel sanat alanında yaptığı ahşap ve aynaları birleştiren eserleriyle katılan Ayhan Tomak gazetecilere yaptığı açık-
lamada, ilk kez New York'a gelerek SOFA fuarına katıldığını söyledi. Eserlerindeki malzemenin doğal ağaç olduğunu ve genellikle 1-2 yıl dinlendirilen ağaçları kullandığını anlatan Tomak, ağaçların damarlarından ve desenlerinden yararlanmaya özellikle özen gösterdiğini belirtti. Ayna ve ağacı birarada kullanıp, heykel formunu aynaya uyarladığını ifade eden Tomak, bu türdeki eserlerinin ilk kez bir fonksiyonel sanat fuarında sergilendiğini söyledi. (A.A) - Özlem Şahin Şakar
Ayhan Şahin’in, Gürcistan asıllı şarkıcı Tinatin’le şarkılarını beraber yazdığı albüm ”Wild” piyasaya çıktı NEW YORK – New York’ta yaşayan müzik yapımcısı Ayhan Şahin’in, Gürcistan asıllı şarkıcı Tinatin’le şarkılarını beraber yazdığı albüm ”Wild” ABD’de piyasaya çıktı. Müzik çalışmalarını New York’ta sürdüren, ”Young Pals Music” adlı plak şirketinin kurucusu, şarkı sözü yazarı ve müzik yapımcısı Ayhan Şahin, 2009 yılında Eurovizyon şarkı yarışmasında ikinci olan İzlanda’nın ”Is It True” adlı şarkısının yazarı Tinatin ile birlikte hazırladığı albümün yapımcılığını da üstlendi. Toplam 6 şarkının bulunduğu albümün hit parçası ”Wild”ın müzik videosu da albümde yer alıyor. 22 Nisan ”Dünya Günü”nün hemen öncesinde piyasaya çıkan ”Wild” parçasında iklim değişikliğinin zararlı sonuçları ele alınıyor.
Yemek Zevki
Patatesli Hızlı Omlet
15
Malzemeler * 1 adet patates * 1 yemek kaşığı * un * 1 adet yumurta * tereyağ * tuz Not: İçine taze otlar -Kekik, maydanoz ve nane konulursa çok yakışır.
Hazırlanışı 1- Patatesi soyup, rendeleyin. 2- Un, yumurta, tuz ile rendelenmiş patetesleri iyice karıştırın. 3- Kapaklı yapışmaz bir tavada tereyağını eritip,
karışımı dökün. 4- Her iki tarafıda kızarana kadar kapağı kapalı şekilde ağır ateşte pişirin. 5- Sıcak sıcak servis edin.
SEVİNÇ ÖZBEK Merhaba Hanımlar, Bu sayımızda size Patatesli Hızlı Omlet tarifini veriyoruz. Sizler de yemek tariflerinizi bizimle ve okurlarımızla paylaşabilirsiniz.
Yeni sayımızda, yeni tariflerimizle buluşmak üzere ...
16
Amerika Haberleri
Türk öğrenci Sinan Şahin’in mobil robotlar projesi New Jersey birincisi oldu Türk öğrencinin mobil robotlar projesi, ABD'nin New Jersey eyaletinde düzenlenen Liseler arası Mobil Robotlar Yarışmasında birinci oldu.
NEW JERSEY -Yarışmada birinci gelen lise öğrencisi Sinan Şahin, Amerika genelinde Haziran ayında yapılacak Liseler arası Mobil Robotlar Yarışmasında New Jersey eyaletini temsilen yarışma hakkı kazandı. New Jersey Eyaleti liseler arası ''Mobil Robotlar'' dalında bu sene ilk defa yapılan ve 50 okuldan takımların katıldığı yarışmada, Sinan Şahin, takım arkadaşı Filistin asıllı Faris Souman ile birlikte hazırladığı ortak projeyle birinci geldi. Projelerinin birinci seçilmesinden çok mutlu olduğunu belirten Sinan Şahin, kendi robotlarının rakiplerine oranla en az üç kat daha hızlı ve güçlü olduğunu, yarışma için yaklaşık iki ay hazırlandıklarını anlattı. Robotların herhangi bir yüzey üzerindeki malzemeleri en kısa zamanda ve en hızlı şekilde toplamasına dayanan yarışma hakkında bilgi veren Şahin, ''Her bir robot sahaya üç defa ve iki dakikalığına iniyor. Yani toplam altı dakikada, yerdeki malzemeleri en hızlı şekilde, en fazla toplayan robot birinciliği kazanıyor'' dedi. Okulunda bilgisayar programcılığı alanındaki projeleriyle dikkati çeken Şahin, New Jersey'de Passaic Teknik Enstitüsü (PCTI) adlı lisede ''Bilgisayar Teknolojisi'' bölümünde birinci sınıfta okuyor. Okul bölümünün logosunun da tasarımını yapan Şahin, geçen yıl ''Güneş enerjisi ile çalışan maket otomobiller'' yarışmasında eyalet birinciliğini kazanmıştı. (A.A)
18
Amerika Haberleri
WASHINGTON'DA 23 NİSAN KUTLANDI
ABD'nin başkenti Washington'daki çocuklar, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Türkiye'nin Washington Büyükelçiliğini şenlik alanına dönüştürdü. Bülükelçiliğin salonunda düzenlenen etkinlik, ABD'deki Türk toplumunu ve Amerikalı aileleri bir araya getirdi. Etkinliğe ellerinde Türk bayrakları ve balonlarla, en süslü elbiselerini giyip gelen minikler, yanaklarına Türk bayrağı çizdirdi. Elçiliğin çocuklar için süslenmiş salonunda yerlerini alan minikler, abla ve ağabeylerinin gösterilerini izleyip kendilerine armağan edilen bu günü doyasıya, bayram tadında yaşadı. Etkinlikte, Washington ve çevresi ile New York gibi şehirlerdeki Türk okulları ve kurslarından gelen öğrenciler sahne aldı. Karadeniz ve Burdur havalarından zeybeğe kadar birbirinden güzel halk oyunları sunuldu, şiirler okundu, şarkılar söylendi. Bir Amerikan okulundan öğrenciler de konuk olarak katılarak performanslarını
sergiledi. Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Namık Tan, etkinlikte yaptığı konuşmada, Ulu Önder Atatürk'ün güçlü ve zorlu bir mücadeleyle gerçekleştirdiği bu önemli günü çocuklara emanet ettiğini hatırlatarak, çocuklara, ''Bununla ne kadar gurur duysanız azdır. Sizlerden dileğim, bu günleri sizi hediye eden cumhuriyetimizin, ülkemizin kurucusunu, Atatürk'ü unutmamanız, ona minnet duymanız'' dedi. Türk-Amerikan toplumuna ve ailelere de seslenen Tan, çocuklarına bu önemli değerleri öğretmelerini istedi. Tan, ''Bu gurbet ellerde lütfen bayrağımızı, kutsal değerlerimizi, gelenek ve göreneklerimizi, inancımızı, Türklüğü, ülkemizin kurucusu Atatürk'ü onlara öğretiniz. Onlar büyüyecekler ve ileride ülkemizi çok daha ileri taşıyacaklar'' diye konuştu. Bu arada, etkinlikte Büyükelçi Tan'ın koltuğuna 6 talip çıktı. Tan'la birlikte büyükelçilik makamına çıkan çocuklar tek tek koltuğa oturup 23 Nisan'ı ne kadar sevdiklerini söyledi. - AA
Amerika Haberleri
19
New York’ta 23 Nisan Bayramı Coşkusu ABD'nin New York kentinde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı coşkuyla kutlandı. Manhattan'da Wall Street'te bulunan Boğa Heykeli'nin önünde düzenlenen törene BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ertuğrul Apakan, New York Başkonsolosu Mehmet Samsar, Eğitim Ataşesi İbrahim Demirer, Türk-Amerikan Dernekleri Federasyonu Başkanı Kaya Boztepe, New York'ta yaşayan Türkler ve çocuklar katıldı.
Havanın yağmurlu olması nedeniyle törene katılanlar zor anlar yaşadı. Milli marşın söylenmesinin ardından göndere Türk bayrağı çekildi. Atatürk İlköğretim Okulu tarafından Amerikan Yerlileri Müzesi'nde çocuklar için çeşitli gösterilerde bulunuldu. Büyükelçi Apakan, buradaki konuşmasında, 23 Nisan'ın TBMM'nin açılış tarihi olduğunu belirterek, Ulu Önder Atatürk ve silah arkadaşlarının Türkiye'nin geleceğini sahiplenecek çocukların eğitimine çok önem verdiğini söyledi. Çocukların bayramını kutlayan Apakan, bugünün cumhuriyetin kuruluşu ve ulusun fedakarlığının göstergesi olduğunu kaydetti. Başkonsolos Samsar ise konuşmasına Atatürk'ten bir alıntıyla başlayarak, ailelerden çocuklarının eğitimine önem vermelerini istedi. Samsar, "Türkiye'nin geleceği çocukların alacağı iyi ve kaliteli eğitimle garanti altına alınacaktır. Türk nesilleri iyi yetiştirilirse Türkiye Cumhuriyeti ileri gidecektir" dedi. Törende Eğitim Ataşesi Demirer de konuştu. Öte ABD'nin New Jersey eyaletinin Lyndhurst şehrinde düzenlenen törene ise Türk-Amerikan Dernekler Federasyonu Başkanı Kaya Boztepe, Lyndhurst Belediye Başkanı Brian Haggerty, Amerika Çorumlular Derneği Başkanı Üzeyir Şahin, Amerika Ülkü Ocakları Derneği Başkanı Ziya Erdemir katıldı. Törende, Belediye Başkanı Haggerty, ''www. amerikaliturk.com'' adresli internet sitesinin kurucusu Deniz Çelik'e belediyenin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı tanıdığına ilişkin belge verdi. AA
20
Amerika Haberleri
New York’un “Çocuk Başkonsolosları” görev başı yaptı Türkiye'nin New York Başkonsolosu Mehmet Samsar, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı öncesinde koltuğunu bir süreliğine Atatürk Okulu öğrencilerine devretti.
NEW YORK - Başkonsolos Samsar, bu yıl 40. kuruluş yıldönümünü kutlayan ve New York'ta yaşayan çocuklara Türkevi'nde Türkçe öğrenim veren ''Atatürk Okulu'' öğrencilerinden bir grubu makamında kabul etti, onlarla tek tek sohbet etti ve sorular sordu. Ziyarete Atatürk Okulu 2. sınıf öğretmeni Ayseli Turgut ile birlikte New York Eğitim Ataşeleri İbrahim Demirer, Fatma Nurhan Baykal ve veliler de katıldı. İkinci sınıf öğrencisi Deniz Can Özdemir de ziyaret sırasında bir süreliğine Başkonsolosluk makamına oturdu. Son derece neşeli bir havada geçen görüşme sırasında Atatürk Okulu öğrencileri, Başkonsolos Samsar, eğitim ataşeleri, öğretmenleri ve velileriyle birlikte toplu fotoğraf da çektirdi. Başkonsolos Samsar görüşme sonrasında gazetecilere yaptığı açıklamada, her yıl olduğu gibi bu yıl da Atatürk Okulu öğrencileriyle görüştüğünü belirterek onlarla 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının önemi hakkında konuştuklarını, New York'ta yaşayan çocukların Türkiye'den uzakta kalmamalarını sağlamayı amaçladıklarını söyledi. AA
Haber
21
New Jersey Türkçe Olimpiyatları Finalistleri 1 Mayıs Pazar günü belli olacak Her yıl düzenlenen Türkçe olimpiyatlarının New Jersey ayağı finalistleri 1 Mayıs günü Felician College Salonunda yapılacak seçmelerle belli olacak. Kuzey Doğu bölgesinden yüzlerce öğrencinin final mücadelesi vereceği program geçen sene olduğu gibi bu sene de Felician College’ın 262 South Main Street adresindeki Lodi kampüsünde gerçekleştirilecek.
Amerika Haberleri
ALİ ÇINAR, ATAA GELECEK DÖNEM BAŞKANLIĞINA ADAY OLDU
23
ABD'nin Georgia eyaleti meclisinde Türk-Amerikan Günü düzenlendi
Türk Amerikan toplumunun çalışkan ve sevilen isimlerinden Ali Çınar, Türk Amerikan Dernekleri Birliği Gelecek Dönem Başkanlığına aday gösterildi. Amerikanın iki çatı kuruluşundan biri olan ATAA’de başkanlığa gelecek kişi, önce gelecek dönem başkanlığını 2 yıl yaptıktan sonra, göreve başkan sıfatı ile başlıyor. olarak da hem kardeş kuruluş TADF ile, hem de diğer dernekler ile yakın çalışmalar içinde bulunacağını sözlerine ekledi.
Ali Çınar, Türk Amerikan toplumunda son yıllarda ciddi çalışmaların ve hareketlenmenin yaşandığını belirterek, birlik ve beraberliğinin önemine dikkat çekti. ATAA’nın sistemli ve düzenli çalıştığını söyleyen Çınar, ATAA Gelecek Dönem Başkanı olarak Türk toplumunu daha da iyi yerlere getirmek için çalışacağını ifade etti. Çınar, bugüne kadar Türk Amerikan toplumu için birçok çalışmalar yaptığını, ATAA Gelecek Dönem Başkanı
"Laf değil, icraat adamıyım." diyen Çınar, ATAA içinde grassroot çalışmalarına da farklı boyutlar katarak altın dönemini yaşatacağını dile getirdi. Türk Dünyası ile yakın ilişkileri daha da s a ğ l a m l a ş tı r a c a ğ ı n ı , dernekler arasındaki networku daha da güçlendireceğini, Amerika çapında sosyal ve kültürel alanda yeni çalışmalar ve yeni projeler üreteceğini söyleyen Ali Çınar, çocuklarımız ve gençlerimiz için eğitime özel önem vereceğini dile getirdi. Üniversitelerde milli davalarımızı en etkili şekilde anlatacak konferans ve paneller yapacaklarını belirten Çınar, öğrencilerimizin en büyük kaynak ve destek kuruluşu olacaklarını söyledi. ATAA Doğu Yakası Başkan Yardımcısı olarak, son 2 yıl
içinde birçok projeye ve programa imza attığını belirten Çınar, Türk-Amerikan ilişkilerinin gelişmesi için ve Kongre’deki Türk dostluk grubu üyesinin artması için takım halinde çalışmaya devam edeceğini sözlerine ekledi. Çınar ATAA kadrosunun şu an çok güçlü olduğunu ve bu gücün her geçen yıl daha da arttığı için memnuniyet duyduğunu dile getirdi.
Ödüle Doymuyor 2010 Ekim ayında, Junior Chamber International tarafından düzenlenen TOYP'1O (Ten Outstanding Young Persons) "Türkiye'nin 10 Başarılı Genci" yarışmasında Siyaset, Hukuk ve Kamu Yönetimi dalında ödüle layık görülen Çınar, yakın zamanda Türk-Amerikan Ticaret ve Sanayi Odasından da başarı ödülü almıştı. ATAA da 2007 yılında Ali Çınar'a Yılın Lideri ödülü vermişti. Çınar'ın bunlar dışında onlarca dernekten de çeşitli dallarda ödülü bulunuyor.
WASHINGTON - ABD'nin Georgia eyaleti meclisinde TürkAmerikan Günü düzenlendi. Merkezi Atlanta kentinde bulunan Istanbul Center adlı kuruluş tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen programda Georgia eyalet senatörleri, milletvekilleri ve yerel halka yönelik Türk kültürünü tanıtan etkinliklere yer verildi. Türk yemekleri, Türkiye ve Türk kültürünü yansıtan sergiler, Türk müziği, folklor gösterilerinin düzenlendiği günde, özellikle Türk-Musevileriyle ilgili eserlerden oluşan sanat sergisi büyük ilgi topladı. Programın açılışını yapan Georgia Valisi Nathan Deal, Türkiye ile Georgia eyaleti arasında
önemli ve dinamik bir ilişkinin bulunduğunu ve gelecekte bu ilişkileri daha da kuvvetlendirmek istediklerini vurguladı. Özellikle eğitim ve ticaret alanındaki ilişkilerin son üç yıl içinde büyük ilerleme katettiğini söyleyen Deal, ticaretin 2009 ile 2010 yılları arasında yüzde 65 düzeyinde artarak 1 milyar dolar seviyesine ulaştığını ve bu başarıda Istanbul Center ve Güneydoğu Amerika TürkAmerikan Ticaret Odası'nın önemli rol oynadığını belirtti. Programa katılanlar, bölgedeki Türk lokantalarının hazırladığı birbirinden nefis Türk yemeklerini tatma olanağına erişirken, ev yapımı yemekler, baklava, Türk çayı ve Türk kahvesi günün gözdeleri oldu.
Amerika Haberleri
24
Obama yine büyük felaket dedi ABD Başkanı Barack Obama, 1915 yılı olayları için geçen yıl olduğu gibi “Büyük felaket (Meds Yeghern)” dedi. Açıklamasında, “96 yıl öncesinde, 20. yüzyılın en kötü mezalimlerinden biriyle sonuçlanan korkunç olayları ciddiyetle hatırlıyoruz” ifadesini kullanan Obama, “Büyük felaketin dehşetini hatırlarken acı çekenlerin hatıralarını onurlandırırken ve Ermenistan halkı için dostluğumuz ve derin saygımızın sözünü verirken, kalplerimiz ve dualarımız her yerdeki Ermenilerle birlikte” dedi. ABD Başkanı Barack Obama, 24 Nisan açıklamasında, “gerçeklerin tam, samimi ve adil biçimde kabul edilmesinin herkesin çıkarına” olduğunu belirterek, “Ermenistan ve Türkiye’deki bireyler tarafından aralarındaki ortak tarihi kabul eden bir diyaloğun güçlendirilmesi için atılan cesur adımları destekliyorum” dedi. Obama, Ermenilerin 1915 yılı olaylarının yıl dönümü olarak kabul ettikleri 24 Nisan günü ile ilgili bir gün önceden yayımladığı açıklamasında, “96 yıl öncesinde, 20′nci yüzyılın en kötü mezalimlerinden biriyle sonuçlanan korkunç olayları ciddiyetle hatırlıyoruz” ifadesini kullandı.
Açıklamasında, “1915 yılında, Osmanlı İmparatorluğu’nun son günlerinde 1.5 milyon Ermeni’nin kat-ledildiğini veya ölüme yürüdüğünü” savunan Obama, “kendisinin, 1915 yılında meydana gelen olaylara ilişkin bakışını tutarlı şekilde belirttiğini ve bu bakışının değişmediğini” kaydetti. Obama, “gerçeklerin tam, samimi ve adil biçimde kabul edilmesinin herkesin çıkarına olduğunu” belirterek, “tartışmalı tarih, mevcut dönemin istikrarını bozar ve yaşamları alınanların hatıralarını lekelerken, geçmişle hesaplaşmanın barışçıl ve müreffeh bir paylaşılmış gelecek için sağlam bir temel oluşturduğunu” ifade etti.
Davutoğlu: “Tek yanlı ve tarihi tek bir perspektiften okuyan bir açıklama.”
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Barack Obama’nın 24 Nisan açıklamasına ilişkin, ”Sayın Obama’nın yaptığı açıklama, tek yanlı ve tarihi tek bir perspektiften okuyan bir açıklama. İsterdik ki acılar paylaşılabilsin” dedi. Davutoğlu şöyle konuştu: ”Sayın Obama’nın yaptığı açıklama, tek yanlı ve tarihi tek bir perspektiften okuyan bir açıklama. İsterdik ki acılar paylaşılabilsin. O yıllarda Anadolu topraklarından çıkarak Yemen’de, Sarıkamış’ta Galiçya’da, Çanakkale’de, Balkanların değişik köşelerinde yok olan bir neslin de hatıraları anılabilsin. Ümit ederdik ki dost ve müttefik ABD’nin Başkanı, Türklerin acılarını da paylaşsaydı, bunun için ortak acıları da paylaşabileceğimiz yeni perspektifle bir mesaj sunabilseydi. Ama biz kararlı bir şekilde bu acıları, dünya savaşında yaşadığımız bu acıları adil bir hafızayla birlikte hatırlama çabasını sürdüreceğiz.” Bu tek taraflı açıklamayı, gerçekten tarihi olayları anlama bakımından yetersiz ve yanlı bir açıklama olarak gördüklerini kaydeden Davu-
toğlu, ”Ümit ederiz ki artık herkes bir diğerinin acısını daha kolay anlayabilir, bir empati içinde bütün acıları paylaşabilir” dedi. Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Namık Tan da, Obama’nın açıklamasının “tarihin yanlış, kusurlu ve tek taraflı biçimde siyasi nitelendirilmesini yansıttığını ve bundan derin üzüntü duyduklarını” belirterek, “Tarihsel acıların tek taraflı yorumlanması, taraflar arasında uzlaşı ve barışı getirmeyecektir” dedi. Tan, “Tarihsel acıların tek taraflı yorumlanması, taraflar arasında uzlaşı ve barışı getirmeyecektir. ABD, Türkiye ve Ermenistan arasındaki normalleşme ve diyaloğu cesaretlendirmeli ve bunu, tek taraflı, siyasi güdümlü açıklamalarla engellememelidir” dedi. (A.A)
Obama, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Tarih bize, acılı geçmişleri uygun biçimde kabul ettiğimiz ve daha iyi bir yarın doğrultusunda anlayış köprülerini yeniden inşa etmek için çalıştığımız zaman, ülkelerimizin daha güçlü, davamızın da daha adil olduğunu öğretiyor. ABD, bu dersi bizim kendi tarihimizin karanlık fasıllarından dolayı iyi bilmektedir. Ermenistan ve Türkiye’deki bireyler tarafından aralarındaki ortak tarihi kabul eden bir diyaloğun güçlendirilmesi için atılan cesur adımları destekliyorum. Meds Yeghern’i anarken ve ölenlerin hatıralarını onurlandırırken kendimizi,
bu gibi yıkıcı olayların hiçbir zaman tekrarlanmamasını sağlamaya da adıyoruz.” “Ermeni halkının geçmişinde, onları yok etmeye çalışanlara karşı galibiyet, kararlılık ve direnç mirası bulunduğunu” ifade eden Obama, bir çoğu “Büyük felaket”ten kurtulanların soyundan gelen Ermeni Amerikalıların ABD’ye önemli katkılar sağladığını ve ABD toplumunu güçlendirdiğini kaydetti.
Obama, “Bu trajik tarih karşısında Ermeni halkının ruhu, daha barışçıl ve adil bir dünya arayışı içindeki herkes için bir ilham kaynağı vazifesi görüyor. Büyük felaketin dehşetini hatırlarken acı çekenlerin hatıralarını onurlandırırken ve Ermenistan halkı için dostluğumuz ve derin saygımızın sözünü verirken, kalplerimiz ve dualarımız her yerdeki Ermenilerle birlikte…” ifadesini kullandı. AA
25
Amerika Haberleri
Alparslan Türkeş ve tüm şehitlerimiz rahmetle anıldı Amerika Türk İslam Ülkü Ocakları tarafından Başbuğ Alparslan Türkeş’in 14. ölüm yıldönümü münasebeti ile Türkeş’i ve tüm şehitlerimizi anma programı düzenlendi. New Jersey Ulu Camii’de düzenlenen programa yaklaşık 250 soydaşımız katıldı. Merhum Alparslan Türkeş’in kızı Çağrı Türkeş’in de iştirak ettiği anma programında okunan Kuran-ı Kerim ve duaların ardından katılımcılara dernek tarafından yemek ikramı yapıldı. Tarihçi Prof. Dr. Ömer Turan ve gazeteci yazar Ayşe Göktürk Tunceroğlu’nun konuşmacı olarak katıldığı programda merhum Türkeş ile birlikte Çanakkale şehitleri dahil tüm şehitlerimiz hayırla yadedildi. Programın açılış konuşmasını yapan Amerika Türk İslam Ülkü Ocakları Derneği Başkanı Ziya Erdemir merhum Başbuğun öğrettiği yolda emin adımlarla ilerlediklerini söyleyerek, kendisini ölümünün 14. yıldönümünde rahmet ve şükranla andıklarını ifade etti. Programa katılan tüm soydaşlarımıza teşekkür eden Erdemir, gençlerimize de tarihimizi ve büyük insanlarımızı öğretmemiz gerektiğini söyledi. New York Din ve Sosyal Hizmetler Ataşesi Süleyman Duman da yaptığı konuşmada milletin hayatında liderlerin rolünün büyük olduğunu ifade ederek, merhum Türkeş’in Türkiye’nin en zor zamanlarında önünün açılmasına vesile olduğunu söyledi. Ataşe Duman, Türkeş’in maddi ve manevi kalkınmayı birarada düşünen ileri görüşlü bir lider olduğunu söyledi. Gazeteci Cahit Oktay ise tarihimizin şehitler ve onlardan bize kalan anıları ile dolu olduğunu söyleyerek Japonya’ya gönderilen Ertuğrul Fırkateyni ile ilgili tarihi anıları katılımcılara aktardı.
Tarihçi Profesör Ömer Turan ise yaptığı konuşmada tarihimizin hangi dönemi kurcalanırsa önemli bir olayın karşımıza çıktığını, bu soylu tarihimizin 1960 ve 70′li yıllarda bize unutturulmaya çalışıldığını, merhum Türkeş’in o dönemlerde bize köklerimize sarılmamız gerektiğini ve tek başımıza kalsak da inandığımız yolda ilerlememiz gerektiğini öğrettiğini söyledi. Vefa’nın güzel bir haslet olduğunu ifade eden Turan, anma programına katılan herkese de hiç bir menfaat beklemeden oraya kadar gelip Başbuğ Türkeş ve tüm şehitleri andıkları için teşekkür etti. Çanakkale Zaferinin nasıl kazanıldığını tarihten örnekler vererek anlatan gazeteci yazar Ayşe Göktürk Tunceroğlu da tarihten bugüne binlerce isimsiz kahramanın kanları ve canları ile bu tarihi yazdıklarını dile getirdi. Programda kısa bir konuşma yapan merhum Alparslan Türkeş’in kızı Çağrı Türkeş de anma gecesine katılan herkese şükranlarını sunarak hiç bir savaşın komutansız
kazanılmadığını, Çanakkale savaşlarının da bir çok komutanla birlikte Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliği sayesinde kazanıldığını söyleyerek “tüm gazilerimizi ve şehitlerimizi rahmetle anıyoruz.” diye konuştu. Programın son bölümünde merhum
Türkeş’in hayatından ve cenaze töreninden kesitlerin yer aldığı video gösterimi katılımcıların gözlerini buğulandırdı. ANA – American News Agency Fotoğraflar: Cahit Oktay
Reklam Temsilcileri Aranıyor
Kiralık Apartman Dairesi
UNIQUE GALAXY TRAVEL
Amerika’nın en büyük yerel haberler gazetesi Forum’da çalışmak üzere tecrübeli reklam temsilcileri aranıyor.
PATERSON’da, temiz ve sessiz bir mahallede, Hazel Street yakınında, 2 Yatak Odası, Yemek Odası, Salon, Büyük Mutfak ve Banyo yeni boyanmış, yeni halıflex döşenmiş, içeride dolap yeri, dışarıda park yeri çok.
Türkiye ve Dünya’nın her yerine, her türlü tatil ve iş gezisi organizasyonlarınız için profesyonel kadromuzla hizmetinizdeyiz.
Bilgi için: Ali (551) 697-6871
201-854-3990
Başvurularınız için bize info@forumgazetem.com e-mail adresinden ve (973) 454 - 0996 no’lu telefonumuzdan ulaşabilirsiniz. Satılık Türk Market / Kasap
Florence, NJ’de çalışır vaziyette satılık Türk Market / Kasap Call Ergin:
609 - 458 - 1628 BEST PLUMBING Her tür sıhhi tesisat, tamirat işleriniz itina ile yapılır.
Eleman Aranıyor Kuyumcu dükkanında full time / part time çalışacak satış tecrübesi olan, İngilizce bilen (tercihen bayan) bir elaman alınacaktır.
Döner-Kebab Ustası Aranıyor White Plain- Westchester’deki restaurantımızda çalıştırılmak üzere döner ve kebab ustası ahçı ile 1 bay garson aranıyor. Kalacak yer temin edilir/ gösterilir.
201- 873 - 6062
914-683-6111 Cep: 914- 216- 5353
İSTİKBAL
Havaalanı Servisi
Türkiye'nin en kaliteli markası tarafından üretilen geniş ürün yelpazemizle hizmetinizdeyiz.
Türkiye seyehatlerinizde, İstanbul ve Ankara hava alanlarından diğer şehirlere özel yolcu taşıma servisimizle hizmetinizdeyiz. Rezervasyon için geç kalmayın.
angalbay@gmail.com
İlkbahar kampanyalarımızı ve ürünlerimizi görmeden alışverişinizi tamamlamayın.
Malik Can- Plumber
862 - 242 -0641
İstikbal Mobilya 973 - 772 - 8500
Email: airportes@gmail.com New Jersey: 973 896 9817 Türkiye: 01190 542 256 7346
BAKICI ARANIYOR
Kiralık Ofis ve Depolar
AVUKAT TİMUR AKPINAR
Güney New Jersey’de evimizde çocuk bakacak yatılı bayan aranıyor. Özel oda, banyo, yemek artı maaş. İlgilenenler:
Paterson’da Main Street ve Pazar yerine yürüme mesafesinde kiralık ofis ve depolar
Trafik kazaları, iş kazaları, Veraset ve vasiyet, Kayıp düşme kazaları, Yanlış Tıbbi Müdahale ve bir çok konuda New York ve New Jersey'de hizmetinizdeyiz.
973 - 517 -0918
718 - 224 - 9824
856-340-3984 KİRALIK SALON
Her türlü düğün, nişan, doğum günü partileriniz ile iş ve özel toplantılarınız için 200 kişilik salonumuzla Paterson, New Jersey’de hizmetinizdeyiz.
973-219-4078 www.TurkishSuperPages.com Türk Amerikan İş Rehberi Tıkla, yeni bir güne yerel haberlerle başla...
www.ForumGazetem.com
Acentalar aranıyor WESTERN UNION ACENTASI OLMAK İSTER MİSİNİZ? Ek gelir elde etmek ve yeni müşteri kazanmak istiyorsanız, Dünyanın Lider Para Transfer şirketi olan Western Union'ın acentası olmak için 201-263-5018 no’lu telefonu hemen arayınız. ULUDAĞ RESTAURANT
İnegöl Köftecisi Cevdet Usta, artık 391 Crooks Avenue, Paterson,New Jersey ’deki adresinde hizmetinizde... (Ulu Cami karşısında) Piyaz, İnegöl Köfte, Döner,İskender ve Izgara çeşitleriyle sizlere ser vis vermekten gurur duyarız...
Pişirilmeye hazır, paketlenmiş köfte siparişi alınır Dışarıya paket ser visimiz vardır. 391 Crooks Avenue, Paterson, NJ 07503
862 - 262 - 0672
TOP DISCOUNT LIMOUSINE & CAR SERVICE
En güzel araçlarımızla ve uygun fiyatlarımızla sizleri evinizden New York ve diğer eyaletlerdeki havaalanlarına veya gitmek istediğiniz her yere ulaştırıyoruz. Güleryüzlü Türk şöförlerimiz ve geniş filomuzla hizmetinizdeyiz. Reservasyonlarınız için
1-866-890-1215 / 973-830-9636 570-242-5284
Amerika Haberleri
27
Başbakan Yardımcısı Arınç, “Zaman zaman sıkıntılar yaşansa da Türkiye ile ABD arasında hep iyi ilişkiler vardır” Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, son ABD ziyareti sırasında New York'ta, Türk-Amerikan ticari dernek temsilcilerini kabul etti. olduğunu ve ABD'de önemli bir varlığı bulunduğunu ifade eden Arınç, ABD'de her sahada Türk toplumu üyelerinin başarılı olduğunu, bunun da kendilerini memnun ettiğini bildirdi.
Arınç, Türkevi'nde, ABD'de ticari ve ekonomik alanda faaliyet gösteren TürkAmerikan İş Geliştirme Konseyi (TABİD), Türk-Amerikan Ticaret ve Sanayi Odası (TACCI) ve Amerikan-Türk Ticaret Odası (ATCOM) heyetleri ile görüştü. Görüşmeye, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Namık Tan, New York Başkonsolosu Mehmet Samsar da katıldı. Bülent Arınç, toplantının başında yaptığı açıklamada, Türkiye ile ABD arasında hep iyi ilişkiler olduğunu, zaman zaman sıkıntılar yaşansa da iki ülkenin insan hakları,
hukukun üstünlüğü, demokrasinin geliştirilmesi konularında her zaman aralarında anlayış ve işbirliğinin olduğunu söyledi. Barack Obama'nın ABD'nin başkanı seçildikten sonra ilk ziyaretini Türkiye'ye gerçekleştirmesi, Türkiye'de son derece önemli bir konuşma yapması ve iki ülke arasındaki ilişkileri ''model ortaklık'' olarak nitelemesinin son derece önemli olduğunu vurgulayan Arınç, 2009 sonunda da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD'yi ziyaret ettiğini anımsattı. ABD'deki Türk toplumunun 300 bine varan nüfusuyla son derece kaliteli
Anadolu'da değişik dinlere ve inançlara mensup insanların yaşadığını bildiren Arınç, özellikle Vakıflar Kanununun kabulünden sonra da azınlık haklarında önemli iyileşmeler sağlandığını ifade etti. ABD'deki ticari Türk kuruluşlarının, Türkiye'den gelen üst düzey devlet yetkilileriyle görüşmelerinin önemli olduğunu vurgulayan Arınç, ''Onlarla görüşün, düşüncelerini ifade edin'' dedi. TABİD, TACCİ ve ATCOM HEYETLERİYLE GÖRÜŞME Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, daha sonra TABİD, TACCİ ve ATCOM heyetlerinin başkanları ve temsilcilerini dinledi ve kendilerine sorular sordu. 2004 yılında kurulan TABİD'in Başkanı Gökhan
Özkök, 2002 yılında kurulan TACCI'nin Başkan Yardımcısı Mahmut Topal ve 2008 yılında kurulan ATCOM'ın Başkanı İhsan Işık, Arınç'a dernekleriyle ilgili detaylı bilgi verdi. Vakıfbank'ın New York Şube Müdürü Yıldırım Eroğlu da banka çalışmaları konusunda bilgi verdi. Arınç, dernek temsilcilerini dinledikten sonra Türkiye'nin 2010 yılı dördüncü çeyreğinde yüzde 9 oranında ekonomik büyüme sağladığını hatırlatarak, bu kapsamda dünyada ilk 5 ülke arasında olduğunu, iş adamlarının umutlu olduğunu, Türkiye'de üretimin arttığını söyledi. Dünyada Türkiye ile iş yapmak ve ekonomik ilişkileri geliştirmek için çok büyük talep olduğunu, pekçok ülkenin Türkiye ile işbirliği yapmak istediğini belirten Bülent Arınç, Türkiye'nin yatırım için en uygun ülkelerden biri olduğunu kaydetti. (A.A) - Özlem Şahin Şakar
IKT Genel Sekreteri İhsanoğlu, “Ortadoğu'da her ülkeye tek tip bir yönetim modeli dayatılamaz” WASHINGTON - İslam Konferansı Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, Ortadoğu'da son dönemde yaşanan gelişmelerin, ''her konuya tek tip çözüm getirilemeyeceğini ve takip edilecek tek bir model olmadığını gösterdiğini'' belirterek, ''İnsanlara kendi zaman ve hızlarına göre değişimi yönetmelerine izin verelim.
ABD’nin en başarılı bilim adamı Prof. Dr. Ali Erdemir ABD’nin en büyük laboratuvarlarından Argonne Ulusal Laboratuarında çalışan Prof. Dr. Ali Erdemir, en başarılı bilim adamı ödülüne layık görüldü. Erdemir son buluşu bakırlı ‘Molibden Nitrür’ adlı malzemeyle, 2009 yılında 4’ncü bilim ödülünü almıştı. Molibden Nitrur, teflondan 40 kez daha kaygan bir malzeme. Prof. Dr. Erdemir bini aşkın araştırmacı bilim adamının çalıştığı Argonne Laboratuvarı’nda, R&D Ödülü’nü dört defa kazanan ilk bilim adamı oldu. New York merkezli amerikaliturk.com internet sitesinin haberine göre, “R&D 100 Ödülleri” bir önceki yıl uygulama alanına girmiş, teknolojik olarak en önemli 100 yenilikçi ürünü içeren bu liste “Uygulamalı Araştırmanın Oscar Ödülleri” olarak da biliniyor. 1987 yılından beri Chicago yakınlarında bulunan Argon laboratuarlarında araştırmalarını sürdüren Adana doğumlu Prof. Dr. Ali Erdemir, 1977 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Metalürji bölümünden mezun oldu. Daha sonra 2 yıl İskenderun Demir-Çelik işletmelerinde mühendis olarak çalıştı. Master ve doktora eğitimini Georgia Tech’den alan Dr. Erdemir, 1987 yılında Chicago Üniversitesi ve ABD Enerji Bakanlığı’na bağlı çalışan Argon Laboratuvarı’nda çalışmaya başladı. Prof. Erdemir, buluşlarıyla Triboloji biliminde önemli bir yer edindi. 1998 yılında ‘Discover’ ödülüne layık görülen, ayrıca milyonlarca dolarlık araştırma bağışları kazanan Prof. Erdemir’e 1986 yılında, araştırmaları ile ilgili olarak ‘American National Health’ ödülü verildi. Prof. Dr. Erdemir geliştirdiği ve birçok sahada kullanılan buluşları ile, 6 patent hakkı kazandı. Prof. Ali Erdemir, ödülünü 14 Temmuz 2011’de Argonne Laboratuvarın’da alacak. ANKA
Her ülkedeki insanlara, kendi problemlerini çözebilecek imkanlar sağlanmalı ve arzularını gerekli siyasi iradeye dönüştürme fırsatı verilmeli'' dedi. ABD'deki düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü ve Katar Devleti tarafından organize edilen, ABDİslam Dünyası Forumu’nda konuşan İhsanoğlu, ABD ile İslam dünyası arasındaki ilişkinin geliştirilmesinin şu an her zamankinden daha önemli hale geldiğini söyledi. İhsanoğlu, İslam dünyasının farklı kesimlerinde devam eden krizin küresel güvenlik ve istikrarı risk altına aldığını ifade ederek, ABD ile İslam dünyası arasında, barışa ve dostluğa dayanan daha güvenli bir dünya inşa edilmesine yönelik bir ilişki kurulmasının herkesin çıkarına olduğunu dile getirdi. Bölgedeki değişimlerin her ülkenin kendine özgü koşulları altında ve spontane biçimde geliştiğini ifade eden İhsanoğlu, bu nedenle her bir ülkedeki olayların, kendi yolunu çizebilmek için zaman, mekan ve fırsata ihtiyacı olduğunu söyledi. İhsanoğlu, bölgedeki olayların her konuda ''tek tip çözüm'' ve ''tek bir model'' olmadığını gösterdiğine işaret ederek, ''İnsanlara kendi zaman ve hızlarına göre değişimi yönetmelerine izin verelim. Her ülkedeki insanlara, kendi problemlerini çözebilecek imkanlar sunulmalı, arzularını gerekli siyasi iradeye dönüştürme fırsatı verilmeli'' dedi.
iler kurulması için birtakım somut tavsiyelerde bulunan İhsanoğlu, bu forumda da ele alınmasını önerdiği tavsiyeleri şöyle sıraladı: ''-Amerikan yönetimi ve siyaset yapıcılar, İslam dünyasının uluslararası ilişkilerde yapıcı bir partner olması hususunda derin takdirini ifade etmeli, -Ortadoğu barış süreci, ABD ile Müslüman dünyası arasında ilişkilerde, Müslüman dünyasındaki sorunların çözümünde ABD'nin daha aktif rol almasını içeren güven artırıcı tedbirler yoluyla daha öncelikli bir yer kaplamalı, -Müslümanlara yönelik çifte standartlar ve ayrımcı uygulamalardan kaçınarak, Müslümanların kaygılarına daha fazla hassasiyet gösterilmeli
İHSANOĞLU'NDAN SOMUT TAVSİYELER-
-İKT'nin, Müslüman dünyasıyla geniş çapta siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel ilişkilerin yürütülmesinde köprü ve güvenilir bir partner olma konumu tanınmalı. Örneğin, ABD ile İKT arasındaki diyaloğun, sağlık sektörü, bilim ve teknoloji konularının ötesine taşınmalı. Siyasi konularda daha fazla diyalog kurulmalı.'' İhsanoğlu, Amerikalı yetkililere, İKT genelinde Müslüman öğrencilere burslar sağlamayı değerlendirmesi çağrısında da bulundu.
ABD ile İslam dünyası arasında daha yakın ilişk-
(A.A) - Mehmet Toroğlu/Barışkan Ünal
US News
28
US Republicans Divided on Trump Presidential Run
How To Hire An Attorney - Part I When people think of attorneys, they don't always think favorably of them. Society has grown to be mistrustful of attorneys. The next time you’re at a bookstore, just look at all the books on attorney jokes. These sentiments could be the result of unpleasant experiences people have had in dealing with attorneys. But whether a person likes or dislikes attorneys, he may need to hire one someday. It could be because of a divorce. It could be in connection with selling a house. It could be because of a car accident. And sometimes, people just want to sit down with an attorney to plan important things in their lives. A good example is developing an estate plan to distribute assets to children and grandchildren. But how does someone hire an attorney she'll be happy with? When hiring an attorney, you must look for several qualities. If you can learn something about the attorney you're considering from friends and colleagues, that’s a good start. If the attorney is respected by former clients, that's a good sign. That would mean the attorney possessed qualities that the former clients liked. And you would hope the attorney would exhibit those same good qualities with your legal matter. There are other qualities you’ll want to look for. You’ll want to know that your attorney is knowledgeable in the subject matter. The law is a broad field. There are personal injury attorneys and there are corporate attorneys. There are immigration attorneys and there are bankruptcy attorneys. Laws tend to be complex in every specialty. Laws change and evolve. It isn't possible for an attorney to know everything about the law in every area of practice. When you call your prospective attorney, ask questions about your particular matter. Ask specific questions you have concerns about. The manner in which the attorney handles such questions can reveal his grasp of the subject matter. In addition to being knowledgeable about the law, it's also important that your attorney has experience. If your attorney is a litigation attorney, you might be curious about how many similar cases he has handled in the past. If you’re screening a real estate attorney, you might want to know how many closings she has handled. If things go wrong in the course of a lawsuit or transaction, an attorney's experience could be the factor that holds the deal together. Experience gives attorneys confidence. And confidence generally leads to good handling of a legal matter. Well, if you've found an attorney who comes highly recommended by others, knows the law well, and is experienced, that's a great start. But you can consider other qualities as well. Would this attorney respect your input? You might say, "Look, I don't really care about that. If she's good, let her do her stuff and I'll stay out of her way." Some clients feel that way. But some don't. It's important for an attorney to be responsive to a client's wishes. There's often more than one way to handle many legal situations. If a client wants something done a certain way, there might be a good reason for it. A good attorney should respect that. But if a client's opinion doesn't fit with the law, that’s something else. A good attorney will prevent a client from making avoidable mistakes. Practicing law doesn’t simply mean obliging a client’s requests. A good attorney must dissuade a client from exercising poor judgment and must outline the best plan of action for a given situation. In the next issue of Forum, I’ll provide additional information about how to hire an attorney. *** Timur handles lawsuits for car accidents, slip & fall accidents, work accidents, cruise ship accidents, serious personal injury, hospital errors, medical malpractice, dangerous product, pharmaceutical drugs, workplace discrimination, sexual harassment and other areas of law. ▪ www.benimavukatim.com ▪ t.akpinar@verizon.net ▪ 718 224-9824
New York real estate mogul and television celebrity Donald Trump is getting a lot of attention in the United States as he flirts with the idea of running in the Republican Party’s presidential primaries next year. But the prospect of a Trump candidacy for the White House is already dividing Republicans. Donald Trump has a major advantage over some of his Republican rivals in that his television show has made him an instantly recognizable celebrity. That has helped Trump soar to near the top of several recent public opinion polls gauging early support among several Republicans considering a run for president next year. Trump is showing support among activists of the Tea Party movement, who are most concerned with cutting the federal budget deficit and reducing the size of the central government. Trump spoke at a recent Tea Party rally in Florida. "The world is laughing at us. They are laughing at our leaders. They are taking advantage of us, and it is a disgrace," he said. "If I run and win, our country will be respected again and China, OPEC and all of the many nations that are ripping off this great country of ours will be dealt with very, very differently." Trump says he will decide on a presidential bid by June. In the meantime, some Republicans like Trump’s brash style and believe that he stands out in the slowly developing field of Republican candidates. "He is honest and says what is on his mind, and I don’t feel like he is lying to me, or trying to pull the wool over my head," said a woman, who attended Trump’s speech in Florida. Trump is also causing a stir by challenging the legiti-macy of President Obama’s birth certificate, which says the president was born in Hawaii in 1961. "Obama is unwilling or unable to show his birth certificate," he said. State officials in Hawaii have authenticated the birth document, and two local newspapers printed birth announcements within days of Obama’s birth. The U.S. Constitution says only natural born citizens of the United States are eligible to be president. Several prominent Republicans have criticized Trump’s focus on the birth certificate as foolish and counter-productive. Minnesota Congresswoman Michele Bachmann is also considering a run for president next year. She told ABC’s Good Morning Ameri-
ca that she is convinced that the president’s birth documents are genuine. "Well then, that should settle it," said Bachmann. "I take the president at his word." Republican analysts predict that if Trump does run, his business record and personal past will be carefully scrutinized by the news media and rival candidates, including his past statements in favor of abortion rights and some tax increases. Former Oklahoma Congressman Mickey Edwards is now with the Aspen Institute in Washington. "I don’t think Donald Trump should be taken seriously, but he does," said Edwards. "And he has now changed his position on almost everything to move much farther to the right, because it doesn’t matter about the general [presidential] election. First you have to get through the [Republican[ primaries." Will Trump run? Many political experts question whether Trump will even run in the end. "He is an outspoken, populist, well-known guy. And so he is appealing in some ways for an electorate that is looking around for somebody new," said John Fortier of the Bipartisan Policy Center in Washington. "But I think that his time here, his moment in the sun, is going to be relatively short. He may run. He may be part of the field. But his likelihood of winning is pretty small." In the CBS News/New York Times poll, 72 percent of voters said they do not think Donald Trump is a serious candidate. The survey also showed Republicans are split on a Trump candidacy. Thirty-five percent viewed Trump favorably, 32 percent viewed him unfavorably and 33 percent were either undecided or did not know enough about him to form an opinion. Jim Malone, VOA
US News
29
Radiation disease – here are the symptoms and causes What does radiation do to us? It burns the cells, kind of like burning down a house. It is well known that radiation burns our cells by creating too much free radical damage. Now of course this is like talking Greek to medical officials and professors because if they knew this they would be on the bullhorn telling the public what to do to minimize free radical damage. (NaturalNews) You really do not want to get sick from radiation exposure and that is why the supreme rule in dealing with radiation is to avoid exposure. You want to move as far away from the danger as possible and you surely do not want to eat radioactively-contaminated foods. There is great individual variation in how people respond to radiation and the process is not fully understood. If you are feeling sick from radiation exposures, be assured this is not a figment of your imagination. Radiation syndrome, radiation toxicity, radiation illness and/or radiation damage will make you and your children very ill possibly to the point of causing death in one of a number of different ways. The New York Times says, “Experts hesitate to predict where the radiation will go. Once harmful radioactive elements are released into the outdoors, their travel patterns are as mercurial as the weather and as complicated as the food chains and biochemical pathways along which they move.
tive particles released by the crippled Japanese reactors thousands of miles away.” The CDC tells us: The first symptoms of ARS are typically nausea, vomiting, and diarrhea. These symptoms will start within minutes to days after the exposure, will last from minutes to up to several days, and may come and go. Then the person usually looks and feels healthy for a short time, after which he or she will become sick again with loss of appetite, fatigue, fever, nausea, vomiting, diarrhea, and possibly even seizures and coma. This stage of serious illness may last from a few hours to several months. People with ARS typically also have some skin damage. This damage can start to show within a few hours after exposure and can include swelling, itching, and redness of the skin (like a bad sunburn). There can also be hair loss. As with the other symptoms, the skin may heal for a short time, followed by the return of swelling, itching, and redness days or weeks later. Complete healing of the skin may take from several weeks up to a few years depending on the radiation dose the person’s skin received.
When and where radioactive contamination becomes a problem depends on a vast array of factors: the specific element released, which way the wind is blowing, whether rain will bring suspended radioactivity to earth, and what types of crops and animals are in an exposed area.
The chance of survival for people with ARS decreases with increasing radiation dose. Most people who do not recover from ARS will die within several months of exposure. The cause of death in most cases is the destruction of the person’s bone marrow, which results in infections and internal bleeding. For the survivors, the recovery process may last from several weeks up to two years.
Research related to the 1986 Chernobyl accident makes clear that for decades, scientists will be able to detect the presence of radioac-
Learn more: http://www.naturalnews.com/032087_radiation_sickness_symptoms.html#ixzz1JgrZ8Aa3
The Greek Garbage Meltdown "Organized lawlessness sowing social unrest and pandemonium at the Village of Keratea can force Greece to default on its public debt! speculates Takis Michas, International Secretary to Greece's center-left Democratic Alliance. "This would make a Stalinist revolution possible!" "My country is at the mercy of a radical left coalition of anarchoStalinist Communists who with total impunity engage in unpunished acts of economic disruption and vandalism!" he continued. "The authorities seem unwilling to enforce the law as we descend into chaos!" "Stalin abandoned us to the deceitful Winston Churchill and the right-wing monarchists who imposed their bourgeoisie values on the proletariat!" an aged EAM-ELAS communist correspondent protested. "For sixty years our homeland has been embittered while we nursed the wounds of rejection and defeat. Our moment now has come!" "For two months the anarchists have used garbage in pitched battles with the police!" explained Greek columnist Alexis Papahelas of the Kathimeri. "These radicals oppose government efforts to place a garbage dump at the outskirts of the Village of Kaeratea!" "If the garbage protests at Keratea becomes an national symbol of resistance then Greece is heading for the dumps!" he continued. "Garbage as a weapon of choice stinks and the smells could overwhelm the government!" he fumed. "There is a scientific blackout on the serious dangers of smoking cannabis!" my friend George Russell of the Automotive Institute Safety Unit later told me. "New police smoke alarms can detect pot smoke from more than twenty feet away! he boasted. "Potheads behind the steering wheel are more dangerous than potholes on the road!"
Japan Earthquake Disrupts Imports, Exports with US
Japan is the United States' fourth-largest trading partner, and trade had increased the first two months of this year -before the earthquake and tsunami. Now the two busiest container ports in the United States are seeing the effects of the disaster on Japanese imports. It takes time for electronics and auto parts to travel to a port in Japan, and then up to two weeks to cross the ocean. Some exports of produce from
the United States to Japan have also been disrupted. Every day, ships from Asia arrive at the ports of Los Angeles and Long Beach. Located next to each other, these two ports on the West Coast are the busiest container ports in the United States. And Japan is the second-biggest trading partner of the two ports combined. "Japan really helped build international trade 20 or 30 years ago and really is responsible for
some of the growth here in the Port of Los Angeles," Phillip Sanfield said. Sanfield is spokesman for Los Angeles Port. He says Japan makes up 15 percent of the overall trade at the Port of Los Angeles. The largest imports from Japan are auto parts and cars. Nissans come through the Port of Los Angeles. Long Beach is one of the entry ports for Toyotas. Art Wong is port of Long Beach spokesman. "I’ve heard that Toyota is beginning to slow down their shipment of cars here or even maybe even to stop having as many ships come here,” he said. “So their plants have been shut down pretty much since the quake they’ve started up production again but certainly not at the same level." The same seems to be true for auto parts. "All of the auto dealers here that rely on parts are
telling us there has been a slowdown," Sanfield said. It is not just incoming cargo from Japan that is slowing down. Some outgoing shipments from the United States have also been disrupted. "It’s caused a lot of obvious disruption on both sides of the water here and when it comes to agriculture and refrigerated agriculture in particular here it’s been a real troublesome time," Joe LoBue stated. LoBue developed the Japanese export market for LoBue Citrus more than 30 years ago. He says normally, 40 percent of his exports of oranges are sorted, packed and shipped to Japan. Since the earthquake, he’s seen a 10 to 15 percent drop. "Those sales are gone and it’s a quarter of a million dollars worth of exportable sales that we won’t see," he said. LoBue says the loss comes from
a string of problems that started with cancellations in the first week after the earthquake. Then there was the crisis at the Fukushima nuclear plant. "Some of the boats at the very beginning started diverting to other ports in Japan, some of the boats avoided Japan all together," LoBue stated. Once the oranges got to Japan there were problems with transportation and having enough electricity to refrigerate them. LoBue says the Japanese are also not buying as many oranges from California because of the cost. "Imported goods are still a luxury and how much they will continue having problems they don’t know, but we’re hoping by the fall that things are better," he said. That hope is shared by officials at the ports of Los Angeles and Long Beach. - VOA
30
Forum Bulmaca - 137 Ortadaki resim Boyu çok kısa olan
Cömert (halk dili) Üstteki resim
Gizler, sırlar
Seyahat
2
Dolaylı olarak anlatma Naz, işve
Alttaki resim
Kilo amperin kısaltması
11
Sıra dışı Boyut Evlerin bölümlerinden
Lale bahçesi Yabancı
Hükümet üyesi
Büyük kız kardeş Yayla Gündüz gösterimi
Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Tümör
Bir masal kuşu Düşünce
Deniz kulağı
Vurma, dövme Yok olma, yok edilme
Yol boyu
7
Kuşatma
Gözlem
Kez, defa Özverili Az pişirilmiş yumurta
1
Neonun sembolü
3
Boylam Protaktinyumun sembolü
5
Japon para birimi
Bir spor branşı
Şüphe Antalya’nın bir ilçesi Şiddetli yağmur
Bir nota Ateşi olan Ateş (eski dil) Arseniğin sembolü
Bir tür salon dansı Sağlığı bozuk olan
9
Tellürün sembolü Halat ucu
Gammazlama
Kum falı
Açıktan açığa Notada durak işareti
Kanal, ark, su yolu Tartıda çok çeken
4
Bir tür büyük kayık
Yapma, yerine getirme
Menteşe
Ekmek için ağırlık ölçüsü Dilbilgisi
Sağlıklı, sıhhatli, salim Kale duvarı Özel gezinti gemisi
İsteyen, istekli Nitelikli
10
Mektup Dakikanın altmışta biri
12
Belirti, nişan, alamet
Baston
Sersem, ahmak, alık
Belli, açık Fiyat, paha, değer
Kedi, köpek yavrusu
Fikir yazıları Önder, lider
6
Küçük bitkiler Valide, anne
13
Ün, nam Demiryolu
Bilgisiz, cahil Dinî bakımdan
Spor karşılaşması
Perhiz, diyet Galyumun sembolü Yersiz söz, pot
Hayret sözü
8
Konya’nın bir ilçesi
Tahıl yığını
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
ŞİFRE: Hazırlayan: Güven Söztutan
guvensoztutan@forumgazetem.com
11
12
13
Amerika Haberleri
31
''23 Nisan 2011” New York eyaletinde, "Çocuk Bayramı" ilan edildi New York Eyalet Senatörü Velmanette Montgomery, New York Başkonsolosu Mehmet Samsar'ı Türkevi'ndeki makamında ziyaret ederek ''23 Nisan 2011''in New York eyaletinde, "Çocuk Bayramı" olarak ilan edildiğini açıklayan resmi belgeyi kendisine takdim etti.
Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Apakan, “Mavi Marmara konusunda kararlılığımız sürecek” BİRLEŞMİŞ MİLLETLER – Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ertuğrul Apakan, Mavi Marmara soruşturma süreciyle ilgili olarak, ”Bu konudaki kararlılığımız hakkında hiçbir soru işareti olmamalı, bu konuyu takip etmeye devam edeceğiz ve adaletin yerine geldiğine ikna olana kadar uluslararası sistemdeki tüm mevcut yolları araştıracağız. Uluslararası toplumun hiçbir üyesi uluslararası hukukun üstünde değil” dedi. Büyükelçi Apakan, BM Güvenlik Konseyi’nin Ortadoğu konulu aylık toplantısında Türkiye’nin İsrail-Filistin meselesi ve BM gözetiminde devam eden Mavi Marmara soruşturmasıyla ilgili görüşlerini açıkladı. Filistin meselesinin kritik bir aşamaya yaklaştığını ifade eden Apakan, Türkiye’nin, bölgede ve bölgenin ötesindeki pek çok uyuşmazlığın merkezinde İsrail-Filistin ihtilafının bulunduğuna inanmaya devam ettiğini söyledi. Bu yüzden bu soruna kalıcı ve kapsamlı bir çözüm bulma arayışının, bölgede devam eden gelişmelerin arka sıralarında yer almaması gerektiğini vurgulayan Apakan, tam tersine bu arayışın öncelik olması gerektiğini kaydetti. AA
New York Senatörü Montgomery'nin Başkonsolos Samsar'ı ziyaretine, yardımcılarından Kimberly Peeler-Allen ile Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu (TADF) Başkan Yardımcısı Can Kaplan, TADF Başkan Danışmanı İbrahim Kurtuluş, Türk Amerikan Dernekleri Asamblesi (ATAA) Başkan Yardımcısı Ali Çınar, TACCI Yönetim Kurulu Üyesi ve TurkishNY haber portalı sahibi Rıdvan Sezer katılırken, Amerika Türk Kadınlar Birliği Başkanı Sermin Özçilingir ve New York Başkonsolos Yardımcısı Ayşe Uzer de görüşmede hazır bulundular. Toplantıda Senatör, Başkonsolos Samsar'dan New York'taki Türk okulları, Türk toplumu ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramıyla ilgili detaylı bilgi aldı. Montgomery senatör olmadan önce eğitimci olduğunu belirterek hayatı boyunca hep çocuklarla iç içe çalıştığını, bu açıdan da 23 Nisan'ın New York'ta çocuk bayramı olarak kutlanacak olmasından büyük memnuniyet duyduğunu açıkladı. Senatör Montgomery daha sonra 23 Nisan 2011'in New York eyaletinde, Çocuk Bayramı Günü olarak ilan edildiğini açıklayan resmi belgede yazanları okudu ve belgeyi Başkonsolos Samsar'a takdim etti. Resmi belgede, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün 23 Nisan’ı çocuk bayramı olarak kabul ettiği anımsatılarak bu günün Türkiye’de uluslararası çocuk bayramı olarak kutlanıldığı, her yıl 23 Nisan’da başta TBMM olmak üzere devlet ve hükümet yetkililerinin koltuklarını çocuklara devrettikleri ve çocukların meselelerinin Meclis’te o gün tartışıldığı da belirtildi. 23 Nisan
Çocuk Bayramı Festivali nedeniyle dünyanın pek çok ülkesinden Türkiye’ye gelen çocukların 10 gün süreyle Türk çocuklarının evlerinde konuk edildikleri ve Türk kültürünü öğrendikleri de kaydedilen resmi belgede, 2010 yılında UNICEF’in 23 Nisan’ı Uluslararası Çocuk Günü olarak kabul ettiği de anımsatıldı. Belgede New York’taki Türk asıllı Amerikalıların eyaletin eğitimsel, kültürel, ekonomik gelişmesinde önemli rol oynadıkları belirtilerek 23 Nisan’ın bu yıl eyalette Çocuk Bayramı Günü olarak kutlanacağı vurgulandı. Senatör Montgomery, belgeyi Başkonsolos Samsar’a sunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirterek ”Keşke her ülke aynı şekilde davransa, Türkiye gibi bir günü Çocuk Bayramı olarak ilan etse. Bu günü tüm dünya çocuklarıyla paylaşan ve kutlayan Türkiye’ye teşekkürlerimi sunuyorum” dedi. Başkon-solos Samsar da Montgomery’e teşekkür etti ve Türkiye ile ABD arasında son derece güçlü ilişkiler olduğunu söyledi. Samsar daha sonra Senatör Montgomery’e Andrew Mango’nun ”Atatürk” adlı kitabını hediye etti. AA
Amerika Haberleri
32
Boston’daki Robot Yarışmasında Türk Okul Takımının Büyük Başarısı Boston’da yapılan liselerarası bölgesel robot yarışmasına “King of the Bosphorus” adıyla ve 3757 takım numarasıyla katılan Burhan Bahriyeli Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi öğrencileri iki ödül kazanarak büyük bir başarıya imza attılar. gurur duyduklarını ifade etti.
Sandıkçı: "Türkiye’de de yapılmalı" İstanbul Büyükçekmece İlçe Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Avni Sandıkçı, Amerika’da Türk Bayrağı’nın dalgalanmasının ve İstiklal Marşımızın okunmasının çok onur verici olduğunu dile getirerek, “bu tür organizasyonlarin artık Türkiye’de de yapılması gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Asım Onay: “Başaracağımıza inanıyordum”
Doç. Dr. Burhan Bahriyeli Endüstri Meslek Lisesi Müdürü Asım Onay duygularını şu şekilde ifade etti: "Başaracağımıza inanıyordum ve başardık. Bu organizasyona katkı sunan, başta okulumuzun kurucusu Doç. Dr. Burhan Bahriyeli olmak üzere, tüm sponsorlarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bundan sonraki projelerde daha iyisini yapmak için bu projenin bizlere ve herkese ışık tutacağına inanıyorum.” Yarışma hakkında daha fazla bilgiye www.usfirst.org adresinden ulaşılabiliyor.
137. BULMACANIN ÇÖZÜMÜ
C
www.forumgazetem.com
Yarışmaya Türkiye’den katılan tek Türk Takımı olan “King of The Bosphorus”, yarışmanın ilk günü sonunda, ilk kez katılan takımlara verilen “The Rookie Inspiration Award” ödülüne layık görüldü. Yarışmanın ikinci gününde ise Türk takımı en başarılı yeni takımlara verilen “The Highest Rookie Seed Award” ödülülü kazandı. Ayrıca takım yarışma jürisi ve diğer takımların ilgi odağı olmayı başardı. Takım kaptanlığını Cem Alkan ve Oğuzhan Karayün’ün yaptığı, Buse Aras, İsmail Işıktekiner, Mehmet Kalkavan, Ahmet İhsan Kolunsağ, Beyza Kuş, Emrecan
Ortaköy’den oluşan takıma Büyükçekmece İlçe Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Avni Sandıkçı, Şube Müdürü Mustafa Erşahin, Kumburgaz Turizm Anadolu Meslek Lisesi Müdürü Kenan İlhan, Doç. Dr. Burhan Bahriyeli Endüstri Meslek Lisesi Müdürü Asım Onay, Adom Ajans Yönetim Kurulu Başkanı Nezir Karayün eşlik ettiler. Bölgedeki Türk toplumunun da büyük ilgisini çeken ve takdirini alan takım, yarışmadan sonra devam etmekte olan Boston Türk Film Festivali’ne de katıldı ve Boston Güzel Sanatlar Müzesi’ni gezdi. Boston’daki New England Türk Amerikan Kültür Derneği Başkanı Erkut Gömülü de yarısmaya katılan oyuncuları ve idarecileri yarışma salonunda ziyaret edip destek ve moral verdi ve Türk toplumu olarak takımın başarılarından ve almış oldukları ödüllerden
Can Nergis
E
L M A T İ G D G Ü Z E N E V A İ H A T A L E E S Ş T A L K A L İ A S E M E N A D D İ N E K A R
G Ü L C A N A R S L A N İ F A A N A
C A N N E R G İ S
ŞİFRE: Her Şeye Rağmen
S G E E K L E Z A E B İ K A P T U L P R A A H T O A
İ Gülcan Arslan S E G P S U R İ Y E A Y A N M O T Ş A N R E J G A F T A Y Ç
E E İ S T R E M R O D A A B L A R A G Y K E R E F A D A N E N İ S D K A Ş A S T E K A Z K A Ğ I R R A M E R N A M E S A İ Z A K A L E N İ M Y A E Ç Erol Gedik
Uçan Adam Müzikalı Virginia’da Çocukları Coşturacak
Turkish American Art Society of New York (TAASNY), 23 Nisan Egemenlik ve Çocuk bayramı kutlamaları kapsamında New York'dan sonra Virginia'da da çocuklar için "Uçan Adam" müzikal gösterisini sergileyecek. 1 Mayıs tarihinde George C. Marshall Lisesi'nde Öğlen 1 ve 2'de, iki ayrı seans halinde düzenlenecek gösteri çocuklar için ücretsiz olacak. 7731 Leesburg Pike, Falls Church, VA 22043 adresinde yapılacak gösterinin ardından ayrıca yine çocuklar için Hacivat Karagöz oyunu düzenlenecek ve mini bir kermes yapılacak.
Nasrettin Hoca, Times Meydanı’nda eşeğe ters bindi
“Nasrettin Hoca: İnadın Sonu” isimli çocuk oyununun New York’ta sahnelenmesi öncesi düzenlenen tanıtım etkinliğinde Nasrettin Hoca, Times Meydanı’nda eşeğe ters binerek tur attı. Nasrettin Hoca karakterini canlandıran sanatçı Uğur Uğural ve diğer oyuncu kadrosu, beraberlerinde eşekle Times Meydanı’na geldi. Turistlerin şaşkın bakışları arasında meydanın ortasına gelen Nasrettin Hoca, burada eşeğe ters bindi. Ellerinde Türkiye ve Amerikan bayrakları olan Nasrettin Hoca’yı gören New Yorklular ve turistler, fotoğraf makineleri ve kameralarla bu ânı görüntüledi. Oyunun yapımcısı Gonca Yarımel, oyunun 1 Mayıs’ta Lighthouse Tiyatrosu’nda sahnelenmesi öncesi yapılan etkinlikle ilgili yaptığı açıklamada, “Turkish-American Culture and Art Productions yapımı olan ‘Nasrettin Hoca: İnadın Sonu’ adlı oyunumuzun tanıtımı için böyle bir etkinlik düzenledik. Ayrıca 23 Nisan’ın New York’ta da resmi olarak çocuk bayramı kabul edilmesini de kutlamak amacıyla Times Meydanı’nda bulunuyoruz” dedi. Oyunun Türkiye ve Avrupa’dan sonra ilk kez New York’ta sahneleneceğini ifade eden Yarımel, kadrolarının 11 oyuncu ve 4 kişilik canlı orkestra ekibinden oluşacağını belirtti. Nasrettin Hoca’yı canlandıran Uğur Uğural da yaklaşık iki aydır oyuna çalıştıklarını, burada yetişen Türk çocuklarına Türk kültürünü tanıtacak olması açısından çok önemli bir proje olduğunu ifade etti. 1 Mayıs Pazar günü öğlen 12:30 ile 4:00 arasında New York The Lighthouse Play Theatre’da 3 ayrı gösteri halinde sunulacak Nasrettin Hoca "İnadın Sonu" oyununun ilk seansının biletlerinin tükendiğini ifade eden yetkililer 2:15’deki ikinci seans ve 4:00’deki üçüncü seans için 917-650-2624 no’lu telefondan rezervasyonların yaptırılabileceğini dile getirdiler. Oyunun bilet fiyatı $ 22.00 olarak belirlenirken 6 kişi ve üstü gruplar biletleri $ 20.00’dan temin edebilecekler AA
Fotoğraf: Sezai Kalaycı