FORUM Newspaper

Page 1

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Başkanı Başaran Ulusoy:

“Hedefimiz: 50 milyon turist ve 50 milyar dolar turizm geliri” Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Başkanı Başaran Ulusoy ile, Türk turizminin mevcut durumu ve geleceğe yönelik planlar üzerinde konuştuk. Türk turizminin en önemli isimlerinden birisi olan Başkan Ulusoy’a FORUM Gazetesi, Travidition – Travel News Magazine ve TurkTurist- Seyahat Dergisi adına sorular sorduk. İşte o sorular ve Ulusoy’un verdiği cevaplar:

“İlk hedefimiz Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayacağımız 2023 yılında 50 milyon turist ve 50 milyar ABD doları turizm geliri hedefine ulaşmaktır. Bu konuda T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere, Kurumuz ve sektörün diğer kurum ve kuruluşları üzerlerine düşen görev ve sorumlulukları yerine getireceği kanaatindeyiz. “ Murat Yeşil’in haberi

41.

sayfada

Turkish American Newspaper Year 9 Issue 144

January 01, 2012

Semi monthly $ 1.00

DÜNYA DEĞİŞİM İÇİN AYAKTA Arap baharı ile başlayan Ortadoğu'dan Kuzey Afrika'ya, Avrupa'ya ve hatta ABD'ye kadar yayılan ve genç neslin aktif olarak rol aldığı protesto hareketleri, artık dünya da değişim istiyor.

kriz , işsizlik , kemer sıkma politikaları ve yolsuzluk yayıldıkça , protestolar da yayıldı.

Ekonomik kriz yaşıyan dünya da Halk krizin faturasını ödemek istemiyoruz diye ayakta , Ekonomik

AB'nin ağır bor yük ü altındaki ülkelerde, genç nüfus işsizlikle karşı karşıya bulunuyor..

Avrupa'da işsizlik oranı her ay yeni bir rekora imza atıyor.

Hayrettin Turan’ın Özel Araştırması

16.

sayfada


Yeni Yılınız Kutlu Olsun

Yeni Yılınız Kutluyoruz


Karadeniz mutfağının vazgeçilmezi: Hamsi

Karadeniz'de avına Ekim ayından başlanan ve Şubat ayı ortalarına kadar süren hamsi, yöre mutfağının vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Genelde taze olarak yenilen hamsi ayrıca 'salamura' yapılarak yaz aylarında da tüketiliyor. Büyük hamsi sürüsünün mevsim şartlarından dolayı Rusya karasularına bu yıl erken gitmesinden dolayı bir süre önce kilosu da 8 Liraya kadar çıkmıştı.

Yeni Yılınız Kutlu Olsun

Türk karasularında son günlerde görülen küçük sürülerde avlanmaya başlanan hamsi şimdi Giresun'daki balıkçı manav ve tezgahlarında 5 Liradan satışa sunuluyor.

Yeni Yılınız Kutlu Olsun


SATILIK EV

Aynı arsa üstünde 2 ailelik ev “2 Ailelik evim olsun, birinde kendim oturayım diğerini kiraya vereyim.” diyorsanız işte size aradığınız fırsat... Kiracıyla altlı üstlü değil, yan yana bir komşu gibi yaşayın... Hem siz hem de kiracınız müstakil evde oturmanın keyfini sürsün... Clifton’ın en güzel caddelerinden birisinin üstünde.. Okulllara yakın, toplu ulaşım araçları güzergahı üzerinde... Fiyatı de çok uygun.. Öyleyse ne duruyorsunuz? Hemen arayın size evleri gezdirelim... TAYLAN REALTY   973- 777-1777

CLIFTON’DA SATILIK 2 MÜSTAKİL EV NEW JERSEY

1 ev fiyatına

2

müstakil ev

$ 349,000

Öndeki Ev:

Arkadaki Ev:

* 2. katta halı kaplı 3 Yatak odası * 1. katta Salon / Yemek Odası, Mutfak - Yeni dolaplar- Ocak/Fırın- Microwave, Washdisher * 2 Banyo (Cakuzi)/ Tuvalet, Washer &/ Drier * Attic ve Basement var, yeni boiler, water heater, baseboard * 3 arabalık driveway, Dışarıda 1 Malzeme deposu. Ev 6 yıl önce restore edildi.

* Bu ev 5 yıl önce baştan aşağı yenilendi. * 2. katta 2 Yatak odası, Salon, laminate parke, geniş deck * 1. katta Yeni Mutfak - Yeni dolaplar, salon, laminate parke, Ocak/Fırın- Microwave * 2 Banyo & Tuvalet, yeni boiler, water heater, baseboard. * Basement yok, street parking * 3. kat ( attic) oturulabilir yükseklikte * Dışarıda 1 Malzeme deposu

www.ForumGazetem.com

www.turkishsuperpages.com

Yurt dışında eğitime ilgi artıyor Türkiye'den her yıl yaklaşık 15 bin kişinin yurt dışında eğitim almak için çeşitli ülkelere gittiği, bu ülkeler arasında İngiltere'nin ilk sıralarda yer aldığı bildirildi.

ADANA- Edufairs Yurt Dışı Eğitim Fuarları Genel Müdürü İzzet Aslantatar, bir etkinliği katılmak üzere geldiği Adana'da yurt dışı eğitimin Türkiye'de özellikle son 15 yıldır hızlı bir ivme kazandığını söyledi. Aslantatar, 15-20 yıl öncesinde devletin kendi personelini burslu olarak yurt dışına gönderdiğini hatırlatarak, "Dolayısıyla yurt dışındaki ku-

rumlar Türk öğrencilere çok yabancı değiller. Yurt dışı eğitimi Türkiye dışı nda özellikle gelişen ülkelerde yaygın bir eğitim seçeneği olarak görülüyor. Yani Japonya, Singapur, Çin, Kore, bunlar gelişmişliklerini bir nebze de olsa yurt dışı eğitimine borçlular. Zira oraya gönderdikleri öğrenciler farklı bir donanımla ülkelerine dönüp orada öğrendikleri bilgileri kendi ülkelerinde uyguluyorlar" dedi. AA

New York'ta ''Taşların Şarkısı: Anadolu Selçuklu Mimarisinin Mirası'' adlı fotoğraf sergisi New York'ta Türk Kültür Merkezinde ''Taşların Şarkısı:Anadolu Selçuklu Mimarisinin Mirası'' adlı fotoğraf sergisi açıldı. Konya Selçuklu Belediyesi, Türk Kültür Merkezi ve '''Blue Dome'' basınevinin organizasyonuyla düzenlenen serginin açılışına Türk ve Amerikalılar'dan oluşan kalabalık bir davetli topluluğu katıldı.

NEW YORK - Sergide Selçuklu Belediyesinin 2002 yılında başlattığı ''Kendi Medeniyetimize Aşina Olmak'' projesi çerçevesinde, fotoğraf sanatçıları İbrahim Dıvarcı, Fevzi Şimşek ve Ahmet Kuş tarafından Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde çekilen Selçuklu medreselerinin fotoğrafları yeraldı. Serginin küratörlüğünü ise Türkiye aşığı Amerikalı kadın yazar Katherine Branning yaptı. Serginin açılışı dolayısıyla düzenlenen etkinlikte konuşma yapan İbrahim Dıvarcı, sergide yer alan fotoğrafların ''Anadolu Selçuklu Eser-

leri Fotoğraf Albümünden'' seçilen karelerden oluştuğunu söyledi. Dıvarcı, Selçuklu medeniyetinin dünya, ilim, kültür ve mimarisine ciddi katkılarda bulunduğunu belirterek sergide bu seçkin mimari örneklerinden bir kısmının bulunduğunu ifade etti. Serginin küratörü Katherine Branning de yaptığı konuşmada Selçuklu medeniyetiyle ilgili detaylı bilgiler verdi. .

(A.A) – Özlem Şahin Şakar Fotoğraf: Basri Şahin AA New York


Yeni Y覺l覺n覺z Kutlu Olsun


SAĞLIK HABERLERİ

6

Kadına zarar veren uyku alışkanlıkları İnsan hayatının uykuda geçiyor.

üçte

biri,

İnsanlar için en iyi uyuma pozisyonu sağ tarafa yatarak uyumaktır. Uyku alışkanlığınızın iyi olmaması durumunda vücudunuz zarar görür, bu nedenle özellikle aşağıda sıralanan alışkanlıklardan vazgeçilmeli.

Yatağa girmeden önce öfkeli olan birisinin kalbi daha hızlı atar, nefes hızlanır, kafasında çok şeyler düşünür ve uykuya dalması zorlaşır.

kafeinin izomeri olan bir alkaloid) merkezi sinir sistemini heyecanlandırır. Bu nedenle gece uykusundan önce birisi çay, özellikle koyu çay içerse, merkezi sinir sistemi çok heyecanlanır ve uykuya kolay dalamaz.

- Uykudan önce fazla yemek

- Gece uykusundan önce yorucu spor

Gece yatağa girmeden önce fazla yiyen birisinin mide ve bağırsakları fazla çalışmaz, yemeklerle dolu midesi beyinini çalıştırır. Heyecanlı olunca kolayca uyuyamaz. Çin tıbbının "mide uyumlu olmazsa, uyku kaliteli olmaz" yaklaşımı, fazla yemek yememeyi öneriyor.

Gece uykusundan önce yorucu spor yapan birisinin beynindeki kasların hareketlerini kontrol eden sinir hücreleri son derece heyecanlı olur.

-Yatmadan önce kızgın olmak

-Uykudan

önce

çay

içmek.

Çayın içerdiği bicohem (Çayda bulunan

Bu tür heyecan kısa zamanda sakinleşmez ve insan da uykuya dalamaz. Bu nedenle gece uykusundan önce insan, vücudunun sakinliğini korumalı. Tabii hafif hareketler, örneğin yürüyüş zararsızdır.

Yeni Yılınız Kutlu Olsun

Yeni Yılınız Kutlu Olsun


Yeni Y覺l覺n覺z Kutlu Olsun


Yeni Y覺l覺n覺z Kutlu Olsun


AMERİKA HABERLERİ

Washington Büyükelçiliği’nde caz esintileri yine Amerikalıları büyüledi ABD’de ayrımcılığın en şiddetli olduğu dönemlerde kapılarını siyahi müzisyenlere açarak adını caz tarihine yazdıran Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği, ”Ertegün Caz Serisi’nin” bu yılki son konserine de ev sahipliği yaptı. WASHINGTON – 1940′lı yıllarda, aralarında daha sonra dünyanın en tanışmış müzisyenleri haline gelen bir grup siyahi caz sanatçısının enstrümanlarından çıkan nağmelerin yankılandığı büyükelçiliğin tarihi ve görkemli rezidansı, Washington’da yeniden cazın merkezi olmaya devam ediyor. Siyahi müzisyenlere kapılarını açan o dönemki Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Mehmet Münir Ertegün’ün oğulları Ahmet ve Nesuhi Ertegün’ün anısını yaşatmak için düzenlenen konser serisinde bu kez ünlü cüz müzisyeni Gretchen Parlato ve grubu sahneye çıktı. Vokalde Gretchen Parlato, piyanoda Taylor Eigisti, davulda Justin Brown ve basta Harish Raghavan’dan oluşan grup, gecede sunduğu eşsiz müzik ziyafetiyle izleyicilerden tam not aldı. Washingtonlıların her zaman olduğu gibi yoğun ilgi gösterdiği konseri, ABD Kongresi üyeleri John Conyers, Steve Cohen, Cliff Stearns, Mel Watt ve Peter Welch ile Atlantik Plak Şirketi’nin kurucusu Ahmet Ertegün’ün eşi Mika Ertegün’ün de aralarında olduğu çok sayıda Amerikalı ve Türk davetli izledi. Konser aslında, Büyükelçilik rezidansında 6 konserden oluşan ”Ertegün Caz Serisi”nin sonuncusuydu, ancak Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Namık Tan, gecede yaptığı konuşmada, konser serisinin gelecek yıl da devam edeceğinin müjdesini verdi. Serinin sponsoru olan Boeing firmasının, Amerikalıların çok yoğun ilgi gösterdiği konserlere destek sağlamaya devam edeceği öğrenildi. Konserden önce, ünlü Amerikalı sunucu Charlie Rose’un geçmişte Ahmet Ertegün ile yaptığı röportajdan bir bölüm gösterildi. Büyükelçi Tan gecede, konser serisinin hayata geçmesinde gösterdikleri katkılardan ötürü, Kongre’deki Siyahi Milletvekilleri Grubu’nun kurucu üyelerinden John Conyers ile sponsor firma Boeing ve konserlerin düzenlenmesinde Büyükelçilik ile işbirliği yapan Jazz at Lincoln Center’ın temsilcilerine birer armağan verdi. -Büyükelçilik rezidansı ile caz müziği arasındaki tarihi bağBoeing firmasının sponsorluğu ve Jazz at Lincoln Center’ın işbirliğiyle düzenlenen ”Ertegün Caz Serisi” konserleri, ırkçılığın ”hayal edilemeyecek kadar katı” olduğu, siyahilerin mekanlara arka kapıdan alındığı ve birçok yerde beyazlarla yan yana oturamadığı 1930 ve 1940′lı yıllar Washingtonu’nda Büyükelçilik kapısını caz müzisyenlerine sonuna kadar açan Türkiye’nin ikinci Washington Büyükelçisi Münir Ertegün ile oğulları Ahmet ve Nesuhi Ertegün’ün anısına veriliyor. Nesuhi ve Ahmet Ertegün, ırk ayrımcılığı nedeniyle siyahi vatandaşların şehrin büyük bölümüne giremediği dönemde onlarca siyahi caz sanatçısına prova yapmaları için Büyükelçilik Rezidansının kapılarını açmış, daha sonra ABD’nin en büyük plak şirketlerinden Atlantic Records’u kurarak, Ray Charles, Jesse Stone, Ben E. King, Neil Young ve Aretha Franklin gibi isimlerin meşhur olmasını sağlamıştı. (A.A)

9


10

SAĞLIK HABERLERİ

Sağlıklı yaşamın yeni reçetesi Los Angeles Times gazetesinde kısa süre önce yer alan bir makalede, sağlık gibi, uzun yaşamanın da yemeklerle sağlandığı belirtildi. Bu yaklaşım, son aylarda ABD'nin bazı kentinde yaygınlaşıyor, bununla birlikte uzun ömürlülük temalı restoranlar da ortaya çıktı. Söz konusu yaklaşımdaki olan, yemeklerle grip ve kanser gibi hastalıkların önlenebileceğini savunuyor. Los Angeles'deki besin danışmanları, "bizim mutfak bir eczanedir. Sağlıklı yemekler yerseniz, yaşamınız kaliteli olur, uzun yaşarsınız" diyor. ABD Kalp Derneği ve Kanser Enstitüsü, uzun ömürlülük için yüksek lifli, doymuş yağ ve kolesterol seviyesi düşük sebze, meyve ve kepekli yemekler tavsiye ediyor, bu yemekler kalp hastalığı ve bazı kanser hastalıklarına yakalanma oranını düşürüyor. Yemekler iki gruba ayrılabilir. Elma gibi taze ve soğuk yemekler Ying yemekleri; balık gibi sıcak yemekler Yang yemekleri olarak adlandırılıyor. Tek bir çeşit yemek fazla tüketilirse, vücuttaki Ying-Yang dengesi, yani sağlık dengesi bozuluyor. Kepekli yemek uzun yaşamanın temeli. Sebze ve bitki proteinleri, örneğin soya ve soya ürünleri çok önemli ürünler, ancak süt ürünleri gibi asit yaratan yemekler ise sağlıklı besinler değil. Çok sayıda uzun ömürlülük reçetesinde balık var, bol miktarda mineral elementi içeren yosun da önemli bir yemek. Japonya'daki sağlık ve besin uzmanları ise, Japonya'da soya ve hubabatın mayalanmasından sonra yapılan çorbanın insan vücudunun bağışıklık sisteminin koruyucusu olarak niteledi ve tavsiye etti. Yosun ile kanser arasındaki ilişkiyi araştıran South Karolina Üniversitesi'nden araştırmacılar, uzun ömürlülük reçetesinin kanser ve enfeksiyonu önleme işlevi bulunduğunu savundu. Japon bilimadamları 2001 yılında yaptıkları araştırmalar sonucunda, yosun suyunun fare vücudundaki meme kanser dokularının büyümesini önleme işlevi olduğunu keşfetti. Uzun ömürlülük reçetelerinde, vejeteryanların B12 vitaminini almaya özen göstermesine vurgu yapıldı. B12 vitamini sadece etli yemeklerde bulunuyor. Eğer et ve süt ürünlerinin alınmasından vazgeçilmesi durumunda, B12 harplarıyla B12 vitamini sağlanabilir.

Yeni Yılınız Kutlu Olsun


AMERİKA HABERLERİ

11

TADF SEÇİMLERİNDE ÜÇ ADAY Ocak ayının ikinci haftası yapılacak seçim sonucu Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu yeni başkanına kavuşacak.

ATCOM KOSGEB’in Amerika Muhatabı Oldu KOSGEB (Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı) ve ATCOM (Amerikan Türk Ticaret Odası) arasında, Amerikan ve Türk KOBİ’leri arasında ekonomik ve ticari işbirliğini geliştirerek küresel pazarda rekabet güçlerinin artırılmasına destek olmak amacı ile İşbirliği Protokolü imzalandı. İmza törenine KOSGEB Başkanı Mustafa Kaplan, Başkan Yardımcısı Hüseyin Tuysuz ve Başkan Yardımcısı Bayram Mecit ile Amerikan Türk Ticaret Odası (ATCOM) Başkanı Prof. Dr. İhsan Işık, ATCOM Başkan Yardımcıları Üzeyir Şahin ve İbrahim Yıldız, Hukuk Komitesi Başkanı Güvenç Kulen, Türk İş Dünyası Danışmanı Numan Gürel, Şirket İlişkileri Komisyonu Başkanı Ali Tokel, Yönetim Kurulu Üyesi Kadir Taşkın ve Genç ATCOM’u temsilen Derya Taşkın katıldı. Bu protokol çerçevesinde, ATCOM KOSGEB’in Amerika muhatabı oldu. Ayrıca, ATCOM KOSGEB ile yaptığı işbirliği çerçevesinde Amerikan ve Türk KOBİ’lerini bir araya getirecek “eşleştirme merkezi” projesi üzerine çalışmalarını başlattı. Bu projeyi detaylandırmak, iki tarafın beklentilerini ve amaçlarını denkleştirmek için, ATCOM ve KOSGEB imza protokolünün ertesi günü Ankara’da yarım günlük bir çalıştay düzenledi. Çalıştay sonrası proje safhalara ve takvime bağlandı ve en geç KOSGEB’in Mayıs 2012 ayındaki Amerika ziyaretine yetiştirilmesi kararı alındı. Protokol ile taraflar KOBİ’lerin gelişmesini sağlamaya yönelik olarak, kurumsal altyapıları ve destek mekanizmalarını geliştirmek için sahip oldukları bilgi ve deneyimlerini paylaşacaktır. Taraflar birlikte hareket edebilmek için, her iki kurumdan da temsilcilerin katılacağı ‘Çalışma Grubu’ oluşturacaklardır. Çalışma grubu tarafından, ‘Yıllık Aksiyon Planı’ hazırlanıp, faaliyetler ve sorumluluklar detaylandırılacaktır. Taraflar, aksiyon planında yer alan faaliyetleri, kendi mevzuatları ve bütçe kalemleri kapsamında değerlendirip, yürüteceklerdir. KOSGEB ile ATCOM, protokol çerçevesinde; KOBİ’lerin dış ilişkiler, dış ticaret ve yatırımlarla ilgili konulardaki bilgi birikimlerinin arttırılması amacıyla eğitim programları, toplantı ve organizasyonları düzenleyecek; iki ülke arasında ticaret hacmini geliştirmek, KOBİ’lerin ticari ilişkilerinin geliştirilmesine katkıda bulunmak ve ortaklıkların oluşmasına yönelik olarak karşılıklı organizasyonlar düzenleyecek, eşleştirme faaliyetleri ve iş gezileri gerçekleştirecek; Ulusal ve uluslararası fonlardan yararlanabilmek için, ortak projelerin hazırlanması konularında çalışmalarda bulunacaktır. İmza töreninin ardından KOSGEB Başkanı Mustafa Kaplan, ATCOM Başkanı Prof. Dr. İhsan Işık’a günün anlam ve önemini belirten bir plaket taktım etti. Emre Gürel, Ankara, Türkiye

FORUM The Turkish-American Newspaper Publisher Murat Yeşil, Ph.D. Editor-in-Chief Fatih Yeşil Assistant Editor Sevinç Özbek

İki yıllık süreler ile iki defa üst üste başkan seçilen Kaya Boztepe’nin görev süresinin dolması ile boşlacak koltuğa şu ana kadar talip olan resmi aday sayısı üç. Kasım ayının başında aday olduğunu resmen açıklayan Güşan Yediç’in ardından geçtiğimiz hafta Ali Çınar ve Faruk Acar da aday listesine isimlerini yazdırdılar. Adaylığını açıklayan ilk isim olan Güşan Yediç 1991 yılından bu tarafa fiilen TADF bünyesinde çeşitli organizasyonlarda gönüllü olarak yer alan bir isim. Aynı zamanda TACCI (Turkish American Chamber of Commerce) isimli ticaret odasına da üye bir işadamı olan Yediç, 1958 İstanbul doğumlu ve 1985 yılından bu tarafa Amerika’da yaşamakta. 1987 yılından bu tarafa Türk günü yürüyülü organizasyonlarında gönüllü olarak ye alan Yediç, Business Forum, ATAA gibi bir çok dernek ile çeşitli düzeylerde geçmişe sahip. Halen TADF Başkanı özel danışmanı olarak görev yapan Güşan Yediç TADF isimli yahoogroups platformunda moderatör olarak Türk Amerikan toplumu ile ilgili konulara ışık tutmakta ve fikirlerini paylaşmaktadır. 40’dan fazla üye derneği bünyesinde barındıran TADF’nin bir diğer başkan adayı, aktifliği ve proje üretmedeki performansı ile göze çarpan S.T.Ö. gönüllüsü Ali Çınar. İstanbul Ünv. Mezunları Amerika Şubesi’nin kurucularından olan Çınar, 12 yıllık Amerika geçmişine bir çok başarı ve ödülü sığdıran ve çok yönlülüğü ile ön plana çıkan bir isim. Fortune 500 üyesi bir kuruluşta yönetici olarak

çalışan Ali Çınar, Amerika’daki çatı kuruluşlarımız ATAA ve TADF bünyelerinde başkan yardımcılığı ve danışmanlığı yapmış, bir çok derneğin yönetiminde halen aktif olarak yer almakta. New Haven University’ de MBA yapan Çınar, Yurtdışı Türkler Danışma Kurulu üyesi olarak Amerikan siyasi temsilcileri ile yoğun ilişkiler yürüten bir isim olarak adından sıkça sözettiriyor. TADF’nin üçüncü adayı ise aynı zamanda bir gazeteci ve reklam dünyasından bir isim olan Faruk Acar. Mezunu olduğu Marmara Üniversitesi’nin Amerika şubesi başkanı ve Paterson Turkish American Assoc. Derneği 2. Başkanı olan Faruk Acar, 1985 yılından bu yana reklam dünyasında başarılı proje ve çalışmalara imza atmış bir isim. Geçtiğimiz dönemlerde TADF yönetim kurulu üyeliği, Genel Sekreterlik ve Başkan vekilliği gibi görevlerde bulunmuş olan ACAR, Paterson Türk Festivalini başlatan ekipte yeralmasının yanısıra Türkish Gazete isimli basın kuruluşunun da sahibidir. Faruk Acar evli ve iki çocuk sahibidir. Forum Gazetesi olarak üç adayımıza da başarılar diliyor, Türk Amerikan Toplumu için en hayırlısını temenni ediyoruz. FORUM Gazetesi

FORUM GAZETESİ REKLAM & İLAN SERVİSİ 973 - 573 - 0313 973 - 727 - 6647 347 - 417 - 0683 info@forumgazetem.com ilan@forumgazetem.com

Marketing Director Necmi Bahçe Representatives Cahit Oktay - New York Yıldız Gündoğmuş - Ankara Oya Eren - Ankara Hayrettin Turan - İstanbul Feramiz Gökdemir - İstanbul Forum, The Turkish American Newspaper does not in way, shape or endorse, condone, or is responsible for any opinions, advertisements, misprints, typos and/or publication errors.

1199 Main Avenue Clifton, NJ 07011 FORUM - The Turkish-American Newspaper is published twice a month (24 issues each year) by FORUM Newspaper LLC at 1199 Main Avenue, Clifton, N.J. 07011. Application to mail at periodicals postage rate at Clifton, N.J., 07015-9998. POSTMASTER - Please send address changes to FORUM Newspaper LLC, 1199 Main Avenue, Clifton, N.J. 07011 Tel: 973 - 727 - 6647 & 973 - 454 - 0996 Fax: 973 - 218 - 8440


12

YORUM

Önemli Telefonlar

FORUM, 8 yıldır toplumun hizmetinde… Sekiz yıl gibi uzun bir zamandır sizlere bu köşeden hitabettik. Türk Amerikan toplumunun sorunlarını dile getirdik. Anayurt Türkiye’deki gelişmeleri sizlere aktardık. Allah izin verirse yine aynı doğrultuda hizmet vermeye devam edeceğiz. İşimiz bu, mesleğimiz gazetecilik. Amerika’nın dört bir tarafında yaşayan hemen bütün Türk ailelerine ulaşabilen bir dağtım ağına sahibolan FORUM Gazetesi, bu ülkede artık herkesin tanıyıp, güvendiği bir marka. Türk Amerikan toplumunun güvenini kazanmış ve bu güvenin eseri olarak 229 adet Türk Amerikan firmasıyla ilan-reklam ve tanıtım bağlantısı kurabilmiş bir medya markası. Böyle bir sonuca ulaşılması öyle kolay olmadı. Ne devlet ne de herhangi bir kuruluştan tek bir kuruş destek almadan bunca yıl ayakta kalabilmek zordu. Hatta kimilerine göre imkansızdı. Ama bu davaya gönül vermiş, her zorluğa göğüs germeye kararlı, kazancı kanaatte bulan güzide bir ekip, gün geldi uykusuz kaldı, gün geldi parasız kaldı, gün geldi önüne engeller çıkarıldı ama asla vazgeçmedi mücadeleden.

T.C. Washington Büyükelçiliği T.C. Birleşmiş Milletler Temsilciliği T.C. New York Başkonsolosluğu T.C. New York Eğitim Ataşeliği T.C. New York Kültür ve Turizm Ataşeliği T.C. New York Ticaret Ataşeliği T.C. New York Ekonomi Ataşeliği T.C. New York Sağlık Ataşeliği T.C. New York Din ve Sosyal Hizmetler Ataşeliği T.C. New York Basın Müşavirliği KKTC - BM Temsilciliği T.C. Washington Büyükelçiliği T.C. Washington Silahlı Kuvvetler Ataşeliği T.C. Washington Basın Müşavirliği T.C. Washington Eğitim Müşavirliği T.C. Washington Ekonomi Müşavirliği T.C. Washington Ticaret Müşavirliği T.C. Washington Gümrük Müşavirliği T.C. Washington Kültür Tanıtma Müşavirliği T.C. Washington Büyükelçiliği Konsolosluk Şubesi T.C. Chicago Başkonsolosluğu T.C. Houston Başkonsolosluğu T.C. Los Angeles Başkonsolosluğu Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu - TADF Türk Amerikan Dernekleri Asemblesi - ATAA Türk Hava Yolları New York Ofisi T.C. Ziraat Bankası -New York Şubesi T.C. Vakıflar Bankası -New York Şubesi T.C. Ottawa Büyükelçiliği Kanada Türk Dernekleri Federasyonu New York Fatih Camii Rochester Hamidiye Camii New Jersey Paterson Ulu Camii New Jersey Karaçay Türkleri Camii

Ve neticede Türk Amerikan toplumunun ufkunda bir FORUM Gazetesi doğdu. Sessiz, sakin, durduk yerde ona buna çamur atmayan, ama gerektiğinde bu toplumun, anayurt Türkiye’nin çıkarlarına zarar verecek her tür davranışın, hareketin karşısına çıkmasını da bilen bir FORUM. Sekiz yıl boyunca ne insanlar ne kuruluşlar tanıdık FORUM Gazetesi’ni kendi çıkarları için kullanma sevdasında olan… Kendi ikballeri için çalışan ama bunu vatan millet edebiyatı ile örtmeye çalışan… Bunlara hiç prim vermedik. Bize küstüler, gönderdikleri imzasız maillerle reklam kaynaklarımızı kesmekle tehdit ettiler. “Elinizden geleni ardınıza koymayın dedik” ve yolumuza devam ettik. Bu ülkede yaşayan Türk insanına sekiz yıl boyunca ücretsiz gazete dağıtan, bir kültür hizmeti veren FORUM’u dikkate almayarak, zamanını ve işgal ettiği makamın tüm imkanlarını ve ilgilerini ilgisiz kişi ve kuruluşlara hasredenler de günün birinde bir vicdan muhasebesi yapacaktır herhalde. Gerçek olan bir şey var. Yapılan iyilik de haksızlık ta unutulmaz. Bu arada birileri de oturdukları yerden Amerika’daki Türk medyasını değerlendirmiş. Bize de “en uzun soluklu gazete” demiş, ama yayın sürelerimiz ile ilgili olarak üşenmemiş bir de çetele tutmuş. Zahmetler etmiş. Kendilerine teşekkkür ederiz ama biraz da kendi yayınlarının süreleriyle ilgilenseler daha iyi olmaz mı? Kimileri de FORUM artık kapanıyormuş, demiş. FORUM’un kapanmasını dört gözle bekleyenlerin dikkatine: “Kapanmıyoruz! Bayrak yarışı devam ediyor.” Peki diyeceksiniz, bütün bunları neden yazdınız? Yazdık, çünkü yazılması gerekiyordu.. Biz sadece cevap hakkımızı kullandık… Ve gelelim Federasyon seçimlerine… Adayları tanıyorsunuz. Hangisine inanıyorsanız ona oy verin. Bizim burada sözümüz adayların kişiliklerinden ziyade Federasyon’un tüzel kişiliğine… Davulun ve tokmağın ayrı ellerde olduğu bir Federasyon’un etkisi ve yetkisi artık açıkça tartışılmalı. Türk Dernekleri Temsilcileri seçim günü gidip istedikleri kişilere oy versinler ama oy vermeden önce de Federasyon’un kuruluşundan bu yana Türk Amerikan toplumunun hayatına neler katıp katmadığını bir düşünsünler. “Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu, Türk toplumuna gerçek anlamda hizmet etmek için bundan böyle nasıl bir yapıya bürünmeli?” sorusuna cevap arasınlar. Bir sonraki sayımızda görüşebilmek dileğiyle... Mutlu yıllar...

Yeni Yılınız Kutlu Olsun

(202) 612-6700 (212) 949-0150 (212) 949-0160 (212) 687-8395 (212) 687-2194 (212) 687-1530 (212) 661-7494 (212) 450-9164 (212) 661-1039 (212) 867-9023 (212) 687-2350 (202) 612-6700 (202) 612-6770 (202) 612-6807 (202) 612-6810 (202) 612-6790 (202) 612-6780 (202) 612-6794 (202) 612-6800 (202) 612-6740 (312) 263-0644 (713) 622-5849 (323) 655-8832 (212) 682-7688 (202) 483-9090 (800) 874-8875 (212) 557-5612 (212) 621-9400 (613) 789-4044 (647)-230-9397 (718) 438-6919 (716) 482-4210 (973) 345-6584 (973) 345-1083


ANAYURT HABERLERİ

13

Türkiye, ‘Work and Travel’ programına katılımda ilk 10’da

Pilot efendi uçağı yavaş sür Körüklü belediye otobüsü geniş virajla köşeyi dönerken taksi anide hız kesti. Otobüsün gövdesinde aşina bir sima etrafa gülücük dağıtıyor. Şoför '' Yavaşlamasam bizi altına alacaktı.'' dedikten sonra ekliyor: ''Bu adam da her yerde karşıma çıkıyor.'' Haklısın diyorum yaşlı şoföre, Mehmet Öz gerçekten her yerde. Dr. Mehmet Öz tartışmasız Amerika'nın en ünlü tıp adamı. Öz TV programını her gün milyonlarca insan, yüzde 90'ı kadın, izliyor. Öz uzun yaşam, seks, hastalıktan korunma konularında bilgi verdiği kadın izleyicileri stüdyo içinde dışında yakışıklı Türk doktorunu fırsat buldukça mıncıklıyorlar. Mehmet Öz radyoda dinleyecilerin sağlık sorunlarını yanıtlıyor, gazete ve dergilerde pratik sağlık tavsiyelerinde bulunuyor, ''en çok satan'' kitaplar yazıyor, otobüslerde olduğu gibi karayollarında büyük boy reklamları teşhir ediliyor. Öz, New York sosyetesinin gözdesi, parti ve davetlerin en çok aranan insanı. Geçen yıl '' Kadın Dünyası''na kapak olduğunda derginin tirajı katlanarak 7 milyona çıktı. Time, Esquire dergilerinde dünyada en nüfuzlu kişiler listesine girdi. Davos Dünya Ekonomik Forumu'nda 'Geleceğin Küresel Lideri' unvanını kazandı. Popüler şovu 2010'de Emmy ödülüne layık görüldü. Mehmet'i ilk kez babası Mustafa Öz kanalıyla tanıdım. Tanışıklığımız eskilere dayanan baba Öz başarılı bir göğüs hastalıkları doktoru idi. Ne zaman sigara içtiğimi görse '' Bırak şu mereti, sedye ile hastaneme gelmeni istemem.''diye sertçe eleştirirdi. Öz 1980'li yıllarda beni arayıp ''Mehmet ile bir röportaj yap, çok iyi cerrah oldu.'' dedi. ''Doktor, Amerika'da 1000'in üstünde Türk hekimi var, hepsini yazsak ansiklopedi olur. Mehmet'in gazeteye girecek bir özelliği var mı?'' Bitirdiği okulları, Harvard dahil, araştırmalarını sıraladı, sonunda ''Titanium kalp nakli yapıyor.'' deyince pes ettim. Bir şartım vardı Philadelphia Gögüs Hastalıkları Derneği başkanlığını yapan Mustafa Öz'e.'' ''Baba-oğul birlikte ameliyat yaparsınız, oğlu babasının izinde diye başlık atarız.'' Önerimi kabul etti. Ameliyat gününde foto muhabiri Ali Çetinkaya'yı Columbia Presbyterian Hastanesi'ne gönderdim. Hürriyet yazıişlerini bilgilendirdiğimde ''konu güzel, resimli yazıyı bekliyoruz.'' dediler. Çetinkaya resimleri bastırıp getirdiğinde keyfim kaçtı. Bir rulo film harcamıştı ama tüm resimlerde ameliyat kıyafetinde iki kişi, burka'lı kadın gibi yalnızca gözleri açık görünüyordu. '' Hangisi baba, hangisi oğul? Yüzleri niye kapalı?'' Fotoğrafçımız hata yaptığını anlamıştı, ameliyata öyle girdiklerini söyledi. Bir kaç gün sonra tekrar bir titanium kalp nakline gönderdiğimde resimler iyi idi. Mehmet Öz'ün sadece Türk değil Amerikan basınında ilk kez resimli röportajı Hürriyet'te yayımlandı. Vatan hasreti çeken Prof. Mustafa Öz emekliliğini beklemeden Türkiye'ye döndü, Boğaz'da Çiller'lerin yanında Öz ailesinin yalısına yerleşti. Lafını esirgemeyen 'Baba' Öz bir kez daha karşılaştığımızda dönemin Başbakanı Tansu Çiller'den şikayet etti: ''Bir gece bakıcıları hanım geldi telaş içinde, Tansu hanımın oğullarından biri yarı baygın,fenalık geçiriyormuş. Doktor olduğumu bildikleri için bize gelmiş yardım aramaya. En yakın hastaneye kaldırılmasını istedim. Durumu ciddi idi. İlaçla ilk müdahaleyi yaptım, kendine geldi genç adam. Ertesi sabah mutad üzere bahçede kahvemi içerken polis motoru Tansu hanımı almak için rıhtıma geldi. Yüzüme bakmadan yanımdan geçti. Ama bir teşekkür etmeyi dahi çok gördü. Bakıcı hanıma ''Bir dahaki sefere hastalığı ne olursa olsun beni aramayın.'' diye zılgıt çektim.'' Geçen gün ünlü dedikodu yazarı Cindy Adams sütununda Öz'ü şöyle anlattı: '' Hayatında hiç uçak görmemiş Mehmet'in annesi elinde kesekağıdında sandviçle havaalanına çarşaf içinde geldi. Uçağın pilotunu bulup oğlum hiç uçağa binmedi, California'ya gidecek. Lütfen uçağı çok yavaş sür.'' dedi.

Dünyanın çok sayıda ülkesinden üniversite öğrencilerinin yaz tatili boyunca ABD'de sezonluk işlerde çalışarak, yabancı dillerini geliştirme şansı buldukları ''Work and Travel'' programına Türkiye'den her yıl 7 bin öğrencinin katıldığı bildirildi. ADANA - Edufairs Yurt Dışı Eğitim Fuarları ile Alternatif Yurt Dışı Eğitim Danışmanlığı ve Hizmetleri Genel Müdürü İzzet Aslantatar, bir etkenliğe katılmak üzere geldiği Adana'da, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de ''Work and Travel'' (WAT) programına yoğun ilgi gösterildiğini söyledi. Aslantatar, WAT programının tam bir eğitim programı olarak nitelendirilmediğini anlatarak, ''WAT programı, dünyanın pek çok ülkesinden üniversite öğrencilerine yaz tatilleri boyunca ABD'de sezonluk işlerde çalışma ve orada bulundukları sürece cep harçlıklarını çıkarma şansı sunan bir kültürel değişim programıdır'' dedi. WAT programına 4 yıllık örgün eğitim veren üniversitelerin hazırlık dahil tüm sınıflarında eğitimlerini sürdüren ve en az orta düzeyde İngilizce bilen öğrencilerin katılabildiğini anlatan Aslantatar, şunları kaydetti: ''WAT programına öğrenciler yoğun ilgi gösteriyor. Her yıl 7 bin öğrenci bu program ile ABD'ye gidiyor. Orada çalışarak cep harçlıklarını çıkaran öğrenciler aynı zamanda farklı kültürleri de öğrenmiş oluyor. Tabii orada yaşamak için İngilizce kullanmak zorundalar. Bu da yabancı dillerini geliştirmeye katkı sağlıyor. Türkiye, Work and Travel programına katılımda ilk 10 ülke arasında yer alıyor.'' Firmaların öğrencilerden programa katılım ücreti olarak bin 500 dolar civarında katılım payı aldıklarını, bu paranın büyük bölümünün işlemler sırasında kul-

lanıldığını ifade eden Aslantatar, öğrencilerin ABD'de saatte 15 dolara kadar iş bulabildiklerini söyledi. Aslantatar, öğrencilerin katılım ücreti dahil tüm masraflarının 3 bin 500-4 bin doları bulduğunu anlatarak, düzenli çalışarak bu rakamı tekrar kazanabilen öğrencilerinin de bulunduğunu ifade etti. -''Gençlerimiz mağdur olabiliyor''Aslantatar, üniversite öğrencilerinin ilgi gösterdiği WAT programında dikkat edilmesi gereken çok önemli hususlar olduğunu belirterek, şöyle devam etti: ''WAT programı yurt dışı eğitim gibi değil. Eğitim kurumları sağlam, bilinen, belirli, işini düzgün yapmak zorunda olan kurumlar. Türkiye'de Work and Travel hizmeti veren kurumların, sunduğu olanakları iyi bilmek gerekir. ABD'de çalışacak şirketi iyi araştırıp incelemek gerekir. Dengeler dikkate alınmadan yapıldığında gençlerimiz mağdur olabiliyor. Bundan dolayı gençlerin gidecekleri kurumları çok dikkatli seçmeleri gerekiyor. Bir de Work and Travel ile ilgili ülkemizde beklentiler maalesef farklı oluşturuldu. Gençlere 'hadi gidin İngilizce öğrenin gelin' diyorlar. Halbuki bu İngilizce öğrenme programı değil. Zaten İngilizce bilmeniz gerekiyor. Çünkü gittiğinizde sizden çalışmanız bekleniyor. Türk öğrenciler maalesef iyi yönlendirilmediği için problem yaşayabiliyorlar. Hem şirketler mağdur edebiliyor hem de öğrencilerin beklentilerine uymadığı için sıkıntı yaşanabiliyor.'' (A.A) - Volkan Kaşık


HABER / YORUM

14

Avrupa Birliği´nin 27 ülkesinde yaşayan Türk Girişimci sayısı 145. 500’e ulaştı Konuk Yazar Prof. Dr. Faruk Şen TAVAK Vakfı Başkanı

Almanya´da olduğu gibi AB ülkelerinde yaşayan Türkler genç bir nüfus oluşturuyorlar. Bu bağlamda hedef ülkelerde kendilerine bir perspektif yaratmak isteyen, iş kurma çağındaki dinamik bir gruptan söz edilebilir. Yeni yerleştikleri ülkelerle bağları vatandaşlığa geçiş rakamlarına yansıyan Türk göçmenlerin 1,8 milyonluk bölümü Avrupa Birliği vatandaşlığına sahiptir. Diğer yandan, Türkler bulundukları ülkelerin ekonomik yaşamı için de önemli bir faktör haline gelmeye başlamıştır. AB’nin ilk 15 ülkesinde bağımsız çalışarak geçimlerini sağlayan Türk girişimcilerin

sayısı 118.000´e ulaşmıştır. Türklerin yıllık cirosu 62,8 Milyar Avro ile AB bütçesinin yarısına yaklaşmış bulunmaktadır. AB´deki Türk girişimcilerin büyük bölümü (% 68) Almanya´da yaşıyor. Bunun ardından Fransa ve Hollanda geliyor. 1996´dan 2006´ya kadar geçen 10 yıllık dönemde Türk işletmelerinin yatırım hacimleri 6 Milyar Avro´dan 13,2 Milyar Avro´ya yükselmiştir. 1997´da elde edilen 25,7 Milyar Avroluk ciro 2010 itibariyle 51 Milyar Avro´ya ulaşmıştır. Büyümeye paralel, istihdam edilen personel sayılarında da yükselme olmuştur. 1997´de 254.000 olan çalışan sayısı, bugün 550.000 seviyesindedir. Avrupa´daki Türk girişimciliğinin Almanya´da olduğu gibi oldukça yeni olduğu göz önüne alınırsa orta ve uzun vadede büyümenin süreceği beklenmeli. AB´nin yeni üyeleri

PAZARLAMACILAR ARANIYOR Amerika’nın en büyük yerel haberler gazetesi FORUM’da çalışmak üzere tecrübeli pazarlamacılar aranıyor.

info@forumgazetem.com e-mail adresinden veya

(973) 573 -0313 no’lu telefonumuzdan bize ulaşabilirsiniz.

Polonya, Çek Cumhuriyeti ve Macaristan bünyesinde sayısal olarak önemli bir Türk işletmeciliği barındırır. Bu ülkelerde yaşayan Türklerin hemen hemen tamamı yaşamlarını bağımsız çalışma yoluyla kazanır. 2007 başında AB´ye katılan Bulgaristan ve Romanya´daki Türk nüfus da göz önüne alındığında ilgili sayılara 27.500 Türk kökenli girişimci daha eklenmektedir. 2010 yılında 140 Milyar Avrodan oluşan AB bütçesi ile karşılaştırıldığı zaman yarısını oluşturuyor. Türklerin bu ekonomik gücü Türkiye’ye büyük yararlar sağlamaktadır. 18-19 Kasım tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirilen Dünya İş Adamları Kurultay’ında Başbakan Tayyip Erdoğan bu gelişmeyi özellikle vurgulamıştır. TAVAK’ın son tespitlerin gore 2020 yılında AB’deki Türk girişimci sayısı 200.000 sınırını da aşacaktır.

www.forumgazetem.com

Bu sayıya Yunanistan´da yaşayan 150 bin Batı Trakya Türkü ile 1 Ocak 2007´de AB´ye katılan Bulgaristan ve Romanya´da yaşayan Türk azınlıklar eklendiğinde sayı 5,2 milyona (bu sayıya Kuzey Kıbrıslı Türkler dahil değildir) ulaşıyor. Bu şekilde, Türk kökenli nüfus 8 AB ülkesinden daha yüksek bir seviyeye ulaşıyor ve Türkler, birliğin 19. büyük ulusal topluluğunu meydana getiriyorlar.

2011 yılında 6,5 mi,lyon Türk göçmen ülke sınırları dışında yaşıyor. TAVAK Vakfı 2011 yılında Avrupa Birliği sınırları içinde yaşayan 5.200.000 Türk göçmeni içeren araştırması kapsamında AB’deki Türk girişimcilerin konumunu inceledi. 1961´de Almanya Federal Cumhuriyeti ile ilk iş gücü alım antlaşmasını imzalayan Türkiye Cumhuriyeti, bu antlaşmanın benzerlerini 1964´de Hollanda, Belçika ve Avusturya ve 1965´de Fransa ile de imzaladı. Bu ülkeler, bugün AB´deki Türk göçünün yoğunlaştığı ülkeleri oluşturuyorlar. Mevcut durumda 4,2 milyon nüfuslu Türk göçmenler AB nüfusunun % 1´ine tekabül ediyor.

Yeni Yılınız Kutlu Olsun


HABER / YORUM

15

New York Başkonsolosluğu’nda Yeni Dönem Ukrayna’ya Büyükelçi olarak atanan Mehmet Samsar’ın New York Başkonsolosluğu’ndaki koltuğuna atanan yeni isim Levent Bilgen oldu. Kendisinin bundan önce Toronto’da açılan temsilciliğimizin ilk Başkonsolos’u olduğunu biliyoruz. İlk defa açılan bir şubeye atanması, atayanların kendisinin oyun kuruculuk özelliğine güvendiğini gösteriyor. Basketçi geçmişinin bu alanda kendisine bir artı sağlamış olabileceğini düşünüyorum. Yine bu sporcu geçmişinin verdiği bir özellik olsa gerek; Çok sağlıklı, fit ve disiplinli bir duruş sergiliyor. Atatürk’ün bir sporcuda aradığı bütün özellikleri taşıyor kısacası. Bu cümleyi bir latife olarak da kabul edebilirsiniz... Açıkçası, kendinden önce namı dillere dolandı yeni başkonsolosumuzun. Eğrisi ile doğrusu ile, doğru ama yanlış, eksik ama fazla... Ben her zamanki gibi bu söylenenlere kulak tıkamayı tercih ettim, aynen bir filme gitmeden önce asla eleştirmenleri okumadığım gibi. Geçtiğimiz hafta basın mensupları için verdiği kahvaltıda buluştuk. Buluşmanın sabah saat 9 gibi iddialı bir vakitte yapılması birinci işaretti benim için. Aman ilk günden geç kalmayalım diye New Jersey’den kalktık geldik. Hatta Porth Authority’den sonrası için bir taksiye atladık ve saat tam 9’da Türkevi’nde olduk. İçimden ‘şeytanın bacağını kırdık’ diye seviniyordum ki, önce listede adımın olmaması, sonra da davetiyede belirtilen 3. kat yerine buluşmanın son anda 8. kata alınması sonucu az biraz gecikmeyle davete icabet edebildik. Neyse ki benden sonraya kalan bir hayli basın mensubu vardı. Açıkçası sıcak ama derecesi sabit bir ortamda geçen bu ilk buluşma benim açımdan gayet olumlu geçti diyebilirim. Basın ile iyi geçinme payını da dahil ederek değerlendirsek bile karşımızda olması gerektiği gibi bir Dışişleri mensubunu bulduk diyebilirim. Ne tatlı, ne sert, olması gerektiği kadar samimi, devlet vakarını fazlası ile taşıyabilen, kibar, fit, saçlarının olmayışı kesinlikle karizmasında bir eksiklik oluşturmayan arzı endam. Lügat ve belagat muhtevası vechinden tam bir hariciyeci... Taze kan, yeni bir beyaz sayfa her zaman için güzel başlangıçlar için bir fırsattır. Kendisinin daha önceki misyon deneyimleri, Amerika’da eğitim görmesi ve yine ,dernekçi tarafım açısından çok önem taşıyan, ABD’deki sivil toplumcu deneyimi ilk aklıma gelen artıları. Eğer uzamaz ise New York’ta sadece iki yıl kalacak olması ise bence taraflar adına bir kayıp. Türkevi’nin işleyişi ve dernekler konusuna özen gösterdiği aşikar. Ve bu konularda tek kaynakla yetinmeyeceğini anlamak hiç te zor değil. Türkevi binasının yeniden inşası nedeniyle geçici bir binaya taşınılması durumundan dolayı, geçici mekanda TADF’ye yer verilip verilmeyeceğini merak ediyorum açıkcası. Yaklaşan seçimin sonucu ve yeni mekanın imkanları da Başkonsolosluk ve TADF ilişkileri açısından yeni bir başlangıç anlamına gelebilir. Dernekçiliğimizin artık malumun ilamı olacağından dolayı detayına girmeyeceğim, küflenmiş problemlerinden arınması için de yeni başkonsolosumuz bir şans olabilir diye umuyorum. Kendisi ile 10 ocakta tekrardan dernekçi sıfatım ile yapacağımız toplantıyı bu açı-

dan çok önemsiyorum ve merak ediyorum. FEDERASYON SEÇİMLERİ Göz açıp kapamadan bir iki yıl daha geçti ve Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu’na Kaya Boztepe’den boşalacak olan koltuk için yeni bir başkanlık seçimi var ocak ayında. Toplumumuz bu seçim için pek heyecanlı değil. Sebebi tabiki TADF’nin çeşitli nedenlerden dolayı görevini gereğince yapamaması ve toplumumuzun ihtiyaçlarını karşılamaktan vareste oluşu. Su ana kadar adaylığını açıklayan üç isim ile yapılan röportajları okudum. Herkes çok şeyden hoşça bahsetmiş. Kimsenin samimiyetinden de şüphemiz yok. Ancak üç röportajda da yapılacaklarla ilgili daha net beklentileri karşılayacak açıklamalar olmalı diye düşünüyorum. Açıkçası, “ sorun şudur, biz de bunu şunlar,bunlar, onlar ile çözeceğiz, kaynaklarımız şunlar olacaktır…” gibisinden bir projelerndirme göremedim. Bu konuşma eğer seçim günü yapılacak ise oraya herkesin zaten safını almış vaziyette geldiğini hatırlatmak isterim. Ama adaylar da biliyor ki, ne yapacağınızdan çok icra kuruluna alacağınız isimler önemli. Çünkü, Oy için çaldıkları kapılarda kendilerine projeler değil isimler soruluyor veya dikte edilmeye çalışılıyor. Zaten değirmenin suyu taşıma, aşağı yukarı hacmi de belli. Bu su ile ne kadar öğütme ve üretme yapılacağı da aşikar. İşte benim, yeni Başkonsolosumuzdan yeni seçilecek başkanımızdan ve bu işe ‘duyarlı’ olanlardan beklentim yukarıda bahsettiğim pastan ve kirden arınıp kendi ayağının üstünde durma arzusuna kavuşmamız... Gerçeklerinde farkında olarak beklentileri orantılamak tabiki önemli. Kıssadan hisse ile bitirelim. Vedat Türkali’nin “Bir Gün Tek Başına” isimli, kalınlığına inat bir solukta bitirme arzusu ile okuduğum romanından bir kesit; Matbaa işi ile uğraşan esas oğlan, yasak aşkı ve arkadaşları ile bir meyhanede demlemektedirler. Kendisine ‘sakıncalı’ bir yabancı düşünce adamının kitabını neden basmıyorsun diye sorarlar. Baş kahraman “basamam” diye cümleye başlar. Cevabı beklemeden de tartışma başlar. Birisi, esas oğlanı korkaklık ile, diğeri düzenin adamı olmakla suçlar, bir diğeri bunun sorumluluğu ve tehlikesinden bahseder. .Esas oğlan en sonunda gürleyerek susturur uğultuyu. “Yahu basamam diyorum, çünkü kağıt alacak param yok...”

Her 5 kadından biri depresyonla tanışıyor Selçuk Üniversitesi (SÜ) Selçuklu Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Özkan Güler, ''Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 5 kadından biri yaşamının bir döneminde depresyonla tanışmak durumunda. Erkeklerde bu oran 7-8 kişide biri''dedi. Güler, yaptığı açıklamada, toplumda sık gözlenen ve kişiyi önemli ölçüde sıkıntıya sokan bir ruhsal rahatsızlık olan depresyonun gündelik işlerin yapılmasını, iş, aile hayatını ve toplumsal ilişkileri olumsuz yönde etkilediğini vurguladı. Depresyonun hemen hemen bütün toplumlarda benzer oranlarda gözlendiğine dikkati çeken Güler, ''Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 5 kadından biri, 7-8 erkekten biri yaşamlarının bir döneminde depresyonla tanışmak durumundadır'' dedi. (A.A) - Mürsel Çetin

Yeni Yılınız Kutlu Olsun


Özel Haber / Röportaj

16

Arap baharı ile başlayan Ortadoğu'dan Kuzey Afrika'ya, Avrupa'ya ve hatta ABD'ye kadar yayılan ve genç neslin aktif olarak rol aldığı protesto hareketleri, artık dünyada değişim istiyor.

İngiltere’nin işsizler ordusu

Ekonomik kriz yaşıyan dünya da Halk “krizin faturasını ödemek istemiyoruz” diye ayakta , Ekonomik kriz , işsizlik , kemer sıkma politikaları ve yolsuzluk yayıldıkça , protestolar da yayıldı.

DÜNYA DEĞİŞİM İÇİN AYAKTA Hayrettin Turan- Özel Haber – İSTANBUL Avrupa'da işsizlik oranı her ay yeni bir rekora imza atıyor. Ağır borç yükü altındaki Avrupa ülkelerinde, genç nüfus işsizlikle karşı karşıya bulunuyor. Ekim ay ı sonu işsizlik oranı 27 AB ülkesinde tarihi rekor kırdı. Küresel ekonomik kriz yüzünden İngiltere'den Yunanistan'a, İsrail'e, İtalya'dan Fransa'ya, Rusya'dan Şili'ye ve Filipinlerden ABD'ye kadar

dünyanın dört bir yanında protesto gösterileri düzenleniyor. Siyasi uzmanlar artık uluslararası boyut kazanan bu gösterilerin ortak noktalarını bulmaya çalışıyor. . Gençlerin başını çektiği gösteriler "Dünyamız daha iyi olacak" sloganıyla hareket ediyor. Dünyanın dört bir yanında , büyük şirketlerin aç gözlülüğü ve hükümetlerin kemer sıkma önlemlerini protesto eden gösteriler yapılıyor.

Yeni Yılınız Kutlu Olsun

İngiltere'de geçen ay patlak veren 3 milyona yakın kişinin protestosunun bu ülkede de işlerin yolunda gitmediğinin bir göstergesi. İngiltere'de binlerce kamu sektörü çalışanı, hükümetin emeklilik haklarındaki kesinti planını protesto etmek için sokaklara döküldü. Bir işsizler ordusunun bulunduğu İngiltere, ve İskoçya’nın yanısıra İrlanda da ülke tarihinin en büyük protesto gö sterisine sahne oldu. İflasın eşiğindeki Yunanistan'da ise tasarruf önlemlerine karşı protesto gösterileri devam ediyor.


YORUM

17

Türkiye Nihayet Sesimizi Duydu! Ulusal ve uluslararası basında yazmaya başlayalı dört yılı geçmiş. İlk yazdığım yazının başlığı “Borç ve Türketim Çılgınlığı” idi ve küresel kriz çıkmadan 5-6 ay önce kaleme almıştım. İnsanların yarın yokmuş gibi harcamaları, tasarrufu unutmaları ve büyük borç batağına girmelerini büyük bir krizin habercisi olduğu yazmıştım. Nitekim çok geçmedi küresel kriz patlak verdi ve hala hep beraber ceremesini yaşıyoruz. İkinci kaleme aldığım yazı da “Yükselen Türkiye’nin Diasporaya İhtiyacı Var” adlı yazımdı.

Bu yazı “2023 yılında ilk 10 ekonomi arasına girme hedefleri olan Türkiye’nin mutlaka yurt dışındaki Türkleri bu hedefe kitlemesi gerektiğini” işliyordu. Zira, son yılların gözde ülkeleri olan Çin ve Hindistan bu rüzgarı büyük ölçüde diasporalarının desteği ile yakalamıştı. Yurt dışında 7 milyon vatandaşı olan Türkiye neden bu kaynağa yatırım yapmıyordu? Yeni göreve gelen New York Başkonsolosu Mehmet Samsar’a 2006’da hoşgeldin ziyareti yaptığımızda “Türk Diasporasının Önemi” üzerine yazdığım makalenin ilk kopyasını vermiştim. İlk başta biraz tuhaf karşılamıştı. Ancak ben kendisine gerekecesini izah etmiştim: “Sayın konsolosum insanların birbirini tanıması ve güvenmesi yıllar alıyor. Bu süreyi ne kadar kısaltabilirsek beraber o kadar verimli iş çıkarırız. Buyurun bu yazımı size takdim edeyim. Ne düşündüğümüzü ve nasıl insanlar olduğumuzu bilin ki zaman kazanalım. Zira, vatan hizmet bekler!” Bu makaleyi 2006’da Türkiye’de en çok basan gazeteye gönderdiğimde yayınlanma şansı bulmadı. Belki de yazı zamanının ötesindeydi. Ben de yazıyı Amerika’da mahalli bir gazetede değerlendirdim. Ancak iki sene sonra Türkiye’de devlet “Yurt Dışı Türkler Başkanlığı” kurmaya karar verince yazı için tekrar fırsat doğdu. Aynı yazı ufak bir değiştirmeyle Türkiye’nin en büyük gazetesinde 2008’de tam sayfa yayınlandı. Bundan bir sene sonra Ekonomi Bakanlığı ve TOBB tarafından Dünya Türk İş Kurultayı (DTİK) düzenlendi. Bütün dünyadan Türk diaspora işadamlarını bir araya getiren bu oluşum çok yerinde ve isabetliydi. Bu özgün girişime destek için başkanlığını yaptığım ve daha kurulalı bir yıl olmuş Amerikan Türk Ticaret Odası (ATCOM) kurultaya otuz işadamı ile katıldı. Bu Amerika’dan katılan en büyük işadamları gurubuydu. Diaspora makalem ve daha sonra yazdığım onlarca makale DTİK’in web sitesine büyük ölçüde alt yapı kaynağı oldu. Bir meslektaşımın dediği gibi, “faydalı bir işe imza at, gerisini Yaratana bırak!”

Türkiye Varlık Muhasebesi Yapıyor Türkiye’de diaspora konusunda kısa zamanda büyük bir bilinç oluştuğunu görmek gerçekten sevindirici. Bu sene Dünya Türk İş Konseyi (DTİK)’nin ana teması “bu gücü nasıl harekete geçirebiliriz” üzerineydi. Hatta DTİK Başbakan Erdoğan’a takdim etmek üzere “Dünyada Diaspora Stratejileri” adli bir çalışma kaleme almıştı. 32 sayfalık bu çalışma başarılı diaspora örneklerini inceliyor. Açıkçası başlangıç için güzel bir çalışma ancak dünya literatürünü incelemekten öteye geçmeyen “kuru bir özet” gibi geldi bana. Bir kere 32 sayfalık çalışmanın sadece 4 sayfası Türk diasporası üzerine. O da durum tespitinden çok, tavsiyeler niteliğinde. Analizdeki bu çarpık durum Türk diasporası konusunda ne kadar az veri ve çalışmanın olduğunun bariz bir göstergesi. Türkiye diasporasını henüz tanımıyor. Türkiye diasporanın önemine yavaş yavaş varıyor. O yüzden elinde yeteri kadar bilgi birikimi yok. Zira, Türkiye yurtdışındaki gurbetçileri şimdiye kadar sadece “döviz kaynağı” olarak görmüş, onlara yatırımı hiç düşünmemişti. O zamanki cari zihniyet gurbetçilerden pek de haz

duymuyor, hatta onlardan adeta utanıyordu. Türkiye’de dikkate almadığı bir çok “taşralı” ile, yurt dışına çıkınca mı muhatap olacaktı? Aristokrat olarak yetiştirilen bir çok hariciyeci, tabiatiyle gurbetçilerle iletişim kurmakta zorlanıyordu. Bu yüzden arada büyük bir iletişim ve güven eksikliği mevcuttu. Gurbetçi ler için elçilik ve konsolosluklar malesef “sığınak veya yuva” olmaktan çok uzaktı. Ancak içerde ve dışarda tablo bu kadar mı çabuk değişir? Devlet milletiyle arasındaki mesafeyi hızla kapatıyor. Bu Türkiye gezisinde İstanbul’da ve Ankara’da yaptığımız tüm resmi ziyaretlerde gördük ki, Türkiye yurtdışındaki vatandaşlarının öneminin artık farkında. Her bakanlık veya STK Türk diasporası üzerine stratejiler ihdas etmeye başlamış. O yüzden çok duyarlılar. Bu olumlu gelişme bence performans ve rekabetin bir eseri. İş yapmak isteyen insanlar kaynakların değerini daha iyi bilir. 2023 hedefi olan bir Türkiye şimdi bir iç muhasebesi yapıyor. Kaynaklarını ve fırsatlarını gözden geçiriyor. Rakip ülkelerin başarılarını inceliyor ve dersler çıkarıyor. Bu da uzun bir uykudan uyanışın emareleri. Artık ayağa kalkmış ve büyük hedeflere kitlenen bir ülke var. Bu da tüm küçük ve büyük kaynakların harekete geçirilmesini gerektiriyor.

Artık Bizden Sorumlu Başkanlığımız Var Türkiye ziyaretleri çerçevesinde Yurt Dışı Türkler Başkanlığını da ziyaret etmek nasip oldu. Dinamik başkanı Kemal Yurtnaç ve başkanlık uzmanlarıyla 1 saati aşkın fikir teatisinde bulunduk. 170 çalışanı ile başkanlık büyük ümit vadediyor. Türk diasporasını bölgelere bölmüşler ve özel çalışıyorlar. Başkan yurt dışındaki Türklerin öncelikli sorunlarını belirlediklerini, çözümleri için Türkiye’nin ve ilgili ülkelerin resmi ve sivil kurumlarıyla iş birliğine girdiklerini dile getirdi. Beni en çok etkileyen Türkiye’nin dikte eden değil, dinleyen hale gelmesiydi. Başkanlık her bölge için o ülkede yaşayan danışmanlar belirliyor. Bu bilgi akışı ve ortak stratejiler için önemli bir girişim. Yoksa, Ankara’dan tüm dünyayı yönlendirmeye çalışmak, yurt dışında yaşayan Türkler için pek uygun bir model değil. Bilgi iki yönlü akması gerekiyor. Başkanlığın bence önemli bir veri ve araştırma merkezi haline gelmesi gerekiyor. Başkanlığın yurt dışı Türklerin bir envanterini çıkarması şart. Ne işler yapıyoruz, demografimiz, eğitimimiz, sorunlarımız, her şey ortaya dökülmeli. Ondan sonra, “bu un ve şekerden ne kadar helva çıkar?” hesabı yapmalıyız. Yurt dışında yaşayan 7 milyon Türk 100 ülkenin nüfusundan daha büyük bir sayı. Bu önemli güç şimdiye kadar başı boş bırakıldı. Şimdi küresel bir aile olma zamanı. “Kazan kazan projeler” üretme zamanı. Dışarda yaşayan 7 milyon Türk, bence 70 milyonluk Türkiye’nin en büyük şansı. Ancak Pastor’ün dediği gibi, “şans ancak hazırlıklı olanlara güler!” Türkiye nihayet farkımıza vardı!

BM'den yeni bir ekonomik kriz ihtimali uyarısı BM'nin ekonomik ve sosyal konular dairesi (DESA) tarafından hazırlanan raporda, 2012 yılında iyimser bir senaryoyla ekonomik büyümenin yüzde 2,6 olabileceği, ancak kötü bir senaryo durumunda ise büyümenin sadece yüzde 0,5 oranında kalacağı belirtildi. BM, yayınladığı yeni küresel ekonomik görünüm raporunda, yeni bir ekonomik kriz olabileceği konusunda uyarıda bulundu. Söz konusu raporda gelişmiş ülkelerin mali açıdan kemer sıkma politikalarına zamansız başlamaları halinde, dünyanin yeni bir ekonomik durgunluğa sürüklenebileceği yorumunda bulunuldu. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER - Bu kapsamda rapor, ''çifte ekonomik durgunlukla'' karşı karşıya kalınmaması için, ülkelerin ek canlandırma paketleri ve teşvik önlemleri almalarını ayrıca, yeni işler yaratılması ve yatırımı teşvik edebilmek için daha güçlü uluslararası eşgüdüm yapılmasını tavsiye etti. Raporda özellikle gelişmiş ülkeler tarafından mali açık ve kamu borçlarına karşı uygulanan kemer sıkma önlemlerinin, büyümeyi ve iş beklentilerini baskıladığı vurgulandı. Rapor, 2012 yılını ''kritik yıl'' olarak tanımlarken, gelecek yıl dünyada ekonomik büyümenin yavaş oranda olacağı (yüzde 2,6) 2013 yılında ise büyüme oranının yüzde 3,2'ye çıkacağı, ancak bütün bu tahminlerin ancak Avro Bölgesi'ndeki borç krizinin kontrol altına alınması ve çok sıkı mali politikaların azaltılması halinde mümkün olabileceği ifade edildi. Raporda, ''Özellikle Avrupa ve ABD'de politika oluşturanlar iş yaratamazlar, ulusal borç krizlerini çözemezler, mali sektörün kırılganlığını aşamazlarsa o zaman küresel ekonomi açısından yeni bir risk olasılığı bulunuyor'' denildi.

BM raporunda ulusal borç krizlerinin, kırılgan bankacılık sektörlerinin, yüksek işsizlik oranı ile kemer sıkma politikalarının yarattığı düşük talebin ve siyasi etkinsizliğin küresel ekonomiyi zayıflattığı belirtilerek, ''Bu faktörlerden birinin daha da kötü hale gitmesi durumunda çok ciddi mali kargaşaya ve ekonomik durgunluğa sürüklenme olasılığı bulunmaktadır'' ifadesine yer verildi. Raporda gelişmiş ülkelerdeki yavaşlayan büyümenin, gelişmekte olan ülkeleri de etkilediği ve nisan ayından bu yana gelişmekte olan ülkelerdeki büyümenin da yavaşladığı kaydedildi. Raporda, ''Dünyanın iki en büyük ekonomisini oluşturan ABD ve Avrupa, birbirlerine derinden bağlı, dolayısıyla birbirlerinin sorunlarından çok yakından etkileniyorlar ve bu da yeni bir küresel durgunluğa sebep olabilir. 2009 yılındaki krizden güçlü bir şekilde toparlanarak çıkan gelişmekte olan ülkeler ise bu sefer ticaret ve mali kanallar yoluyla krizden etkilenebilirler'' denildi. AA


SANAT DÜNYASI

18

''Ebru'nun Hat'la İmtihanı'' sergisi Albaraka koleksiyonundan 66 parça eserin yer aldığı ''Ebru'nun Hat'la İmtihanı'' sergisi açıldı. Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu fuayesinde düzenlenen serginin açılışında konuşan Albaraka Türk Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Ali Verçin, 1990'lı yıllardan itibaren halk sanatından seçkin örneklerin yer aldığı takvimler oluşturduklarını belirtti.

Verçin, hat yazısının Türkler tarafından Allah'ın kendilerine emaneti olarak algıladığını ifade ederek, ''Hattatlar, bu işi huşu içinde yapmışlardır'' dedi. Bu sergideki eserlerin, ebru sanatçısı Alparslan Babaoğlu tarafından oluşturulduğunu anlatan Verçin, sergide 66 parça

YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN.... Tüm dost ve müşterilerimizin ve Türk milletinin yeni yılını tebrik ediyor ve mutlu yıllar diliyorum. Muharrem ATALAN - ATALAN INC. - Queen Village Market 629 South 4th Street, Philadelphia, PA 19147

(215)-625-2406 & (215)-625-2405 www.queenvillagemarkets.com

Yeni Yılınız Kutlu Olsun

eserle sanatseverlerin karşısına çıkmaktan mutluluk duyduğunu kaydetti. Babaoğlu da sergideki eserleri, hayatta olmayan hattatların eserlerinin kalıbını çıkararak, akkase tekniğiyle ebrulayarak yaptığını ifade ederek, sergiye gösterilen ilginin kendisini mutlu ettiğini söyledi.


ANAYURT HABERLERİ

19

''Köylerdeki Beethoven ve Pavarottileri keşfedecekler''

Yeni Yılınız Kutlu Olsun

DENİZLİ - Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kurulan Anadolu Filarmoni Orkestrası, köy köy gezerek müzik konusundaki yetenekli çocukları eğitecek. Anadolu Filarmoni Orkestrası Kurucu Müdürü Kenan Gökkaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Anadolu Filarmoni Orkestrası'nın ulusal müzik kültürü ile Batı müziğini bir araya getirdiğini söyledi. Orkestranın Türk sanat müziği, halk müziği ve tasavvuf müziğini yücelteceğini belirten Gökkaya, ''Ulusal müzik kültürümüzü ulusaldan evrensele taşıyarak dünya çapında dinlenen bir müzik haline getireceğiz. Bugüne kadar sanatı ulaştıramadığımız başta köylerimize, köydeki çocuklarımıza, Anadolu'nun en ücra köşesine varana dek Anadolu insanını güzel sanatlarla buluşturacağız'' dedi. Kültür ve Milli Eğitim Bakanlıkları işbirliğiyle başta okullar olmak üzere, hayal bile edemedikleri sanatı, çocukların ayaklarına kadar götürüyoruz. O köylerde gizli kalmış, Beethoven, Pavarotti, Mozart ve Aşık Veysel'leri ortaya çıkarmak için köy köy gezeceğiz. O çocukları eğitmek biz sanatçıların en büyük hayali. Bizler bu hayali gerçekleştirmek için salonların dışına çıkarak halkın arasına karışıyoruz. Birebir ilişkiler kurarak kültürümüzün, müziğimizin sesini daha da duyulur hale getireceğiz.'' (A.A) - Mustafa Çiftçi

Yeni Yılınız Kutlu Olsun


20

ANAYURT HABERLERİ

Yerli girişimcinin Baybars’ın kitabı

Steve Jobs'u solladı Baybars Altuntaş'ın ''Otobüsten İndim BMW'ye bindim'' kitabı Steve Jobs'un hayatını konu alan kitabı geçerek en çok satanlar listesinde birinci oldu. 12 gün önce piyasaya çıkan kitap, 6. baskısını yaptı.

İstiklal Marşı'nın şairi Mehmet Akif Ersoy, ölümünün 75. yılında törenlerle anılıyor ANKARA - Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin simgesi olan İstiklal Marşı'nın şairi Mehmet Akif Ersoy, ölümünün 75. yılında törenlerle anılıyor. Cumhuriyet tarihine adını altın harflerle yazdıran Mehmet Akif Ersoy, şair olmasının yanı sıra düşünür, yazar, veteriner, öğretmen, vaiz, hafız, Kur'an mütercimi, milletvekili ve İstiklal Madalyası sahibi bir şahsiyet. Orduya ithaf ettiği İstiklal Marşı ile Türk milletinin gönlünde ölümsüz yer edinen Ersoy, ''vatan şairi'' ya da ''milli şair'' olarak biliniyor. Mehmet Akif Ersoy, 20 Aralık 1873'te İstanbul'da doğdu. Ersoy, öğrenimine dört yaşlarındayken Fatih'teki Emir Buhari Mahalle Mektebi'nde başladı. 2 yıl burada eğitim gördükten sonra Fatih İptidaisi'ne geçti. Babası bu sırada kendisine Arapça öğretmeye başladı. Fatih Merkez Rüştiyesi'nde dil derslerine ilgi duyan Ersoy, özel öğretmenlerden Arapça, Farsça ve Fransızca dersleri aldı. İlk ve ortaöğreniminin ardından dönemin gözde okullarından Mülkiye Mektebi'nde eğitime başlayan Ersoy, buradaki eğitimini babasının vefatı ve ardından evlerinin yanması üzerine yarıda bıraktı. Halkalı'daki Baytar Mektebi'ne (veterinerlik fakültesi) parasız yatılı olarak giren Ersoy'un şiire olan ilgisi bu yıllarda daha da arttı. Mehmet Akif Ersoy, bu okulu 1893'te birincilikle bitirdi. Mezuniyetinin ardından Fransızcasını geliştiren Ersoy, bir yandan da Kur'an'ı ezberleyerek hafız oldu. Hazine-i Fünun Dergisi'nde 1893'te bir gazeli yayımlandı. Bu gazel Mehmet Akif Ersoy'un basılan ilk eseri olarak bilinir. 1895'te ise Mektep Mecmuası'nda 'Kur'an'a Hitab'' adlı şiiri yayınlandı. -İstiklal Marşı'nı yazmasıMehmet Akif Ersoy, TBMM'nin açılmasından sonra Büyük Önder Atatürk'ün davetiyle 1920'de Burdur milletvekili seçildi. Ankara'ya geldiğinde kalacak çok fazla yer olmadığından Tacettin Dergahı'nda kalmaya başladı. Bu arada Milli Mücadele ruhunu yansıtacak bir marşın yazılması gündeme geldiğinde Mehmet Akif'ten de milli marş yazması istendi. Bu teklifi para ödüllü olduğu için başta kabul etmeyen Mehmet Akif, Hasan Basri Çantay'ın ısrarı ve Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey'in ricasıyla ulusal marş yarışmasına katıldı. Mehmet Akif, orduya ithaf ettiği İstiklal Marşı'nı bugün ''Mehmet Akif Ersoy Evi'' olarak hizmet veren Tacettin Dergahı'nda yazdı. İstiklal Marşı, 17 Şubat 1921'de Sırat-ı Müstakim ve Hakimiyet-i Milliye'de yayınlandı, Hamdullah Suphi Bey tarafından mecliste okunduktan sonra 12 Mart 1921'de ulusal marş olarak kabul edildi. Ersoy, marşı yazması dolayısıyla kendisine verilen 500 lirayı kadın ve çocuklara iş öğreten ve cepheye elbise diken Dar'ül Mesai Vakfına bağışladı. İstiklal madalyasıyla ödüllendirilen Ersoy, birkaç yıl yazları İstanbul'da, kışları Mısır'da geçirdikten sonra 1926 kışından itibaren Mısır'a yerleşti. Daha sonra siroza yakalanan Ersoy, tedavi için döndüğü İstanbul'da 27 Aralık 1936'da hayatını kaybetti. Ersoy'un cenazesi, Edirnekapı Mezarlığı'nda toprağa verildi. Cenaze törenine üniversiteli gençler katıldı. Aynı üniversite gençliği, 2 yıl sonra kendi aralarında topladıkları parayla Mehmet Akif Ersoy'un mezarını yaptırdı.

ABD Başkanı Barack Obama tarafından geçen yıl Beyaz Saray'a davet edilen 150 girişimciden biri olan Baybars Altuntaş, girişimcilik başarısını anlattığı ''Otobüsten İndim BMW'ye bindim'' kitabıyla da adından söz ettiriyor. 11 Kasım'da piyasaya çıkan ve kısa sürede en çok satanlar listesinde yerini alan kitap, Michael Moritz'in Steve Jobs'un hayatını konu alan ''Ve Steve Jobs Apple'ı Yarattı'' kitabını da geriden bıraktı. D&R Müzik ve Kitap Mağazaları'nın kişisel iş ve ekonomi kitapları kategorisinin en çok satan kitabı olan 'Otobüsten İndim BMW'ye bindim'' 12 gün içinde 6. baskıyı yaptı. -Okuyucu artık Anadolu rüyasının peşindeKitabının başarısını AA muhabirine değerlendiren Altuntaş, bu kadar büyük bir ilgiyle karşılaşmayı beklemediklerini söyledi. Türk okuyucuların yabancı girişimcilerin başarı öykülerini artık okumaktan sıkıldığını ifade eden Altuntaş, ''Ülkemizde Bill Gates ya da Steve Jobs'un başarı öyküleri ilgi çekmiyor. İnsanlarımız Amerikan rüyası yerine Anadolu topraklarında yaşanmış başarı öykülerini, başarılı olmuş girişimcileri dikkate alıyor. Benim kitabımda böyle bir ihtiyacın olduğu döneme denk geldi. Kitabının başarısının sırrını buna bağlıyorum'' dedi. Altuntaş, kitabıyla okuyucuların içindeki girişimcilik ruhunu tetiklemeyi hedeflediğini vurgulayarak, yabancıların kitaplarında ''Ben

yaptım oldu'' fikrini okuyucuya sunarken, kendisinin kitabında ''Baybars bey yaptıysa ben de yapabilirim''i vermek istediğini söyledi. Aldığı okuyucu yorumlarında ve kitabın satış rakamından Türkiye'de çok sayıda girişimci adayının olduğu sonucuna ulaştığını aktaran Altuntaş, kitabı okuyan birçok girişimcinin kendisine CV'sini gönderdiğini, bunlar arasında ileri de büyük başarılarak imza atacak potansiyele sahip olanların bulunmasının kendisini oldukça mutlu ettiğini dile getirdi. AA

Şiir yazmaya Baytar Mektebi'nde öğrenci olduğu yıllarda başlayan Mehmet Akif'in yayımlanan ilk şiiri ''Kur'an'a Hitap'' başlığını taşır. Ersoy, hikayelerinde halkın dertlerini anlattı, Balkan Savaşı yıllarından itibaren destansı şiirler yazmaya başladı. İlk büyük destanı ''Çanakkale Şehitlerine'' başlıklı şiiridir. İkinci büyük destanı ise Bursa'nın işgali üzerine yazdığı ''Bülbül'' adlı şiiridir. Şairin üçüncü ve en önemli eseri ''İstiklal Marşı''dır. Şairin ''Safahat'' adı altında toplanan şiirleri, Safahat, Süleymaniye Kürsüsünde, Halkın Sesleri, Fatih Kürsüsünde, Hatıralar, Asım ve Gölgeler adlı 7 kitaptan oluşmuştur. İstiklal Marşı'nı Safahat'a koymayan Mehmet Akif, nedenini şöyle açıklar: ''Çünkü ben onu milletimin kalbine gömdüm.'' -2011 ''Mehmet Akif Ersoy Yılı''Mehmet Akif Ersoy'un ölümünün 75. ve İstiklal Marşı'nın kabulünün 90. yılı olması dolayısıyla 2011 yılı Başbakanlıkça ''Mehmet Akif Ersoy Yılı'' kabul edilmişti. Yıl boyunca Kültür ve Turizm Bakanlığınca çeşitli sempozyumlar ve sergiler düzenlendi.Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay tarafından İstiklal Marşı'nın kabulünün 90. yıl dönümü olan 12 Martta Tacettin Dergahı'nın da bulunduğu Altındağ Mehmet Akif Ersoy Parkı'ndaki İstiklal Marşı Anıtı'nın açılışı yapıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğünce Türkiye'de bir ilk olan Edebiyat Müze Kütüphanesi Ankara'da açıldı. (A.A) - Yıldız Aktaş

Yeni Yılınız Kutlu Olsun

www.turkishsuperpages.com


YEMEK ZEVKİ

Patlıcanlı Bulgur Pilavı

Malzemeler

•1,5 su bardağı bulgur •2 adet patlıcan •250 gram kuşbaşı et •2 adet Defne Yaprağı •3 yemek kaşığı domates salçası •tuz •zeytinyağı

Hazırlanışı 1.Patlıcanlar soyulup 10 dakika tuzlu suda bekletilir. 2.Bu arada etler ve defne yaprakları ısıtılan yağda kavrulur. 3.Kavrulan etlerin üzerine suları sıkılıp kuru lanmış, patlıcanlar eklenir. 4.Patlıcanlar da kızarınca salça katılıp, kokusu

21

çıkana kadar kavrulur. 5.Bulgur eklenip, karıştırılır. 6.Üzerini 1 parmak geçecek kadar kaynar su ilave edilip, tuz katıldıktan sonra kısık ateşte suyunu çekene kadar pişirilir. 7.Altı kapatılıp, 10 dakika dinlendirildikten sonra servis edilir. ( Kaynak: Devletsah.com)

Yeni Yılınız Kutlu Olsun

SEVİNÇ ÖZBEK Merhaba Hanımlar, Bu sayımızda size “Patlıcanlı Bulgur Pilavı” tarifini veriyoruz. Sizler de yemek tariflerinizi bizimle ve okurlarımızla paylaşabilirsiniz. Yeni sayımızda, yeni tariflerimizle buluşmak üzere ...


22

AMERİKA HABERLERİ

“Obama-Erdoğan dostluğu, Toronto'da G-20 Zirvesi'nde başladı” ABD'li gazeteci David Ignatius, ABD Başkanı Barack Obama ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasındaki dostluğun Toronto'daki G-20 Zirvesi'ndeki ''açık sözlü'' konuşmanın ardından başladığını yazdı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Davos'ta katıldığı panelin moderatörlüğünü yapan Ignatius, Washington Post gazetesindeki yazısında, ABD Başkanı Barack Obama'yı ''serinkanlı ve temkinli'', Başbakan Erdoğan'ı da ''gururlu ve bazen de çabuk sinirlenen'' biri olarak tanımladı. Ignatius, normal şartlarda bu iki liderin ''partner'' olmasının pek muhtemel olmadığını belirtti.

Ancak, ''bu iki liderin bu yıl Arap dünyasındaki değişimle birlikte çok önemli çalışma ilişkisi kurduklarını'' ifade eden Ignatius, ''Arap uyanışının bir kabusa dönüşmesini engelleyebilecek faktörlere bakarsanız, ABD-Türkiye ortaklığı güven veriyor. Obama ve Erdoğan, Mısır, Libya, Suriye ve giderek artan bir şekilde İran'daki olayları idare ederken yakından çalıştı'' ifadesini kullandı. AA

Büyükelçi Tan “ABD ile ilişkilerimizde bahar dönemini yaşıyoruz” Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Namık Tan, Türkiye-ABD ilişkilerinin ”bahar dönemini” yaşadığını ve tarihinde ilk defa bir ABD Başkanı ve Başkan Yardımcısı aynı dönem içinde Türkiye’yi ziyaret ettiğini belirterek, ”ABD Başkanı Yardımcısı (Joe) Biden, geleneksel olarak, Türkiye ile ilgili konularda her zaman destekçimiz olmamıştır ama bu kez her konuda oldukça pozitif ve güçlü destekçiydi” dedi. Tan, Rumi Forum’un düzenlediği ”Türkiye, Ortadoğu’daki Gelişmiler ve Türk-Amerikan İlişkileri” başlıklı konferansta konuştu. Türkiye-ABD ilişkilerinin geldiği noktayı anlatan Tan, Ermeni tasarıları, İran’ın nükleer programı konusundaki taktiksel farklılıklar, İsrail’in Mavi Marmara gemisine baskını ve füze savunma sistemi gibi zorlu konuların hakim olduğu 2010 yılını ”çok kötü bir yıl” olarak tanımladı.

Tan, bu yıl ise her şeyin olumlu anlamda ”ters yüz” olduğunu belirterek, ”Şimdi ise ilişkilerimizde bahar dönemini yaşıyoruz” dedi. Bunda, Ortadoğu’daki Arap ayaklanmalarının çok önemli rol oynadığını dile getiren Tan, ayaklanmalarla birlikte Türk ve ABD’li liderler arasında çok özel bir diyaloğun oluştuğunu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Barack Obama’nın defalarca telefon görüşmesi yaptığını ve bu durumun ortak kaygıların konuşulmasında da kolaylaştırıcı rol oynadığını dile getirdi. Tan, ikinci olarak, Türkiye’nin bölgesindeki yaşanan tüm süreçte doğru tarafta yer almasının da bunda etkili olduğunu ve bu durumun ABD tarafından takdir gördüğünü kaydetti. Büyükelçi Tan, ilişkilere Türkiye’nin NATO füze savunma sistemi içindeki erken uyarı radarına ev sahipliği yapmasının da olumlu etki yarattığını dile getirdi. AA

Yeni Yılınız Kutlu Olsun


Yeni Y覺l覺n覺z Kutlu Olsun


24

ANAYURT HABERLERİ

Kabak, kabak olalı böyle hürmet görmedi Sakarya'nın yöresel ürünü olan kestane kabağının tatlısı, lokumu, döneri, cezeryesi, ezmesi ve çorbasının ardından baklavası ve lahmacunu da üretildi.

SAKARYA - Kabaktan 24 çeşit ürün geliştiren iş adamı Tuna Tan, kabaklı baklavaya "kabaklava", kabaklı lahmacuna da "kabakmacun" adını vererek, patent ve tescil talebinde bulundu. Sakarya'nın tanıtımını yapmak amacıyla sahibi olduğu restoranlarda yöresel tatların geliştirilmesi için faaliyet gösteren iş adamı Tan, yaklaşık 4 yıl Sakarya'nın yöresel ürünü olan kestane kabağı ile ilgili çalışmalar yürüttü. Kestane kabağından farklı lezzetler üretmek için çabalayan Tan, kabağın tatlısını, lokumunu, dönerini, cezeryesini, ezmesini, çorbasını ve "kabakzade" adını verdiği tatlısını geliştirmesinin ardından, "kabaklava" adını verdiği kabaklı baklavayı ve "kabakmacun" adını verdiği kabaklı lahmacunu üretti.

Yeni Yılınız Kutlu Olsun


ANAYURT HABERLERİ

25

Köprü ve otoyollar darphaneyle yarışıyor Özelleştirilmesi gündemde olan köprü ve otoyollar adeta Darphane ile yarışıyor. Son 10 yılda köprü ve otoyollardan elde edilen gelir 4,5 milyar liraya ulaştı.

ANKARA - Karayolları Genel Müdürlüğü verilerinden yapılan hesaplamalara göre, 2001 yılından bu yana (2011 yılı ekim ayı sonu itibarıyla) köprü ve otoyollardan elde edilen gelir 4 milyar 492 milyon 366 bin lira oldu. Bu gelirlerin yaklaşık 2,5 milyar lirası otoyollardan sağlanırken, 2 milyar lirasını ise Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüleri'nden alınan geçiş ücretleri oluşturdu. Sağladığı zaman ve akaryakıt tasarrufu da eklenince, adeta para basan köprü ve otoyolların

getirileri çok daha büyük rakamlara ulaşıyor. Köprü ve otoyollardan son 10 yılda geçen araç sayısı da elde edilen gelir de gözle görülür şekilde arttı. 2001 yılında köprü ve otoyollardan bir yılda geçiş yapan araç sayısı 187 milyon 412 bin iken, bu rakam 2010 yılında yüzde 75,8 artışla 329 milyon 639 bine yükseldi. 2011 yılın 10 ayında ise köprü ve otoyollardan 294 milyon 802 bin araç geçiş yaptı. (A.A) - Tamer Toğanaş

''İslami facebook'' geri sayıma başladı İslam coğrafyasının sosyal paylaşım sitesi olmak için yola çıkan ''salamworld.com '',yayına başlamak iç in geri saymaya başladı. Site ''helal internet'' sloganıyla İslam dünyasındaki boşluğu doldurmayı hedefliyor.

''salamworld.com'' isimli sosyal paylaşım sitesinin, İslam dünyasının dört bir yanından iş adamları ve entelektüellerden oluşan bir kurucular heyeti bulunuyor. Bunlardan biri de sitenin aynı zamanda ortaklarından olan Dağıstanlı iş adamı Ahmed Azimov. AA muhabirini açıklama yapan Azimov, sitenin kurulması aşamasında İslam coğrafyasını gezdiklerini ve özellikle gençlerin sosyal medyadan beklentilerini yerinde tespit ettiklerini söyledi.

karşıtı grupların teşvik edildiğini gözlediklerini söyledi. Biz salamworld.com olarak, en büyük önemi güvenliğe veriyoruz. Kişisel bilgiler ticari amaçla kullanılmayacak'' dedi. İnternet sitesinin bir ''kendini geliştirme platformu'' olacağını söyleyen Azimov, internetin çocukların yetişmesindeki rolüne ünlü aktör Brad Pitt'i örnek gösterdi. Brad Pitt'in çocuklarını internete sokmayacağını açıkladığını söyleyen Azimov, ''Değerlere önem veren insanlar batıda da var'' diye konuştu.

Müslüman gençlerin çoğunlukla Amerikan kökenli sosyal medyaya karşı güven sorunu olduğunu belirten Azimov, ''Gençler, bu sitelere girdikleri kişisel bilgilerin güvende olduğuna inanmıyor. Pek çok genç, bu sitelerde İslami grupların belli bir sayıya eriştiği anda kapatıldığını, buna mukabil İslam

Dünya çapında pek çok büyük şirketin ''salamworld.com''a ortak olmak için girişimde bulunduğunu ifade eden Azimov, ''Bizim değerlerimiz, kriterlerimiz var. Bunlara uyan herkesle ortaklık yapabiliriz ama bunlara uymayanları reddettik'' şeklinde konuştu. AA

Yeni Yılınız Kutlu Olsun


Röportaj

26

Amerikan Kongresi’nin Müslüman Üyesi Keith Ellison:

“Türkiye ile iyi ilişkiler ABD’nin ulusal çıkarına… ABD Kongresi’nin iki Müslüman üyesinden biri olan Temsilciler Meclisi Demokrat Parti Minnesota milletvekili Keith Ellison, ”Türkiye ile mümkün olan en iyi düzeyde ilişki tesis etmenin ABD’nin ulusal çıkarına” olduğunu belirterek, ”Türkiye’nin bölgesindeki çeşitli ülkelerle bağları mükemmel. ABD, Türkiye’nin yardımıyla bölgede daha iyi diplomatik konuma yönlenebilir” dedi. WASHINGTON - Kongre üyelerinin de TürkAmerikan ilişkisini öğrenmek için daha fazla gayret sarf ettiğini ifade eden Ellison, üyeleri ilişkilerin önemine ikna etmenin en iyi yolunun, onları Türkiye’ye getirmekten geçtiğini kaydetti. Ellison, Türk-Amerikan ilişkilerine yönelik AA muhabirinin sorularını yanıtladı. Konuşmasına, Türkiye’yi, ”hızla gelişen, dünyada yükselen bir ekonomiye sahip ve muazzam başarı kaydeden” bir ülke şeklinde tanımlayarak başlayan Ellison, ”Türkiye’nin ulus olarak yükseldiğini görmenin çok heyecan verici” olduğunu dile getirdi. Kendisinin de ”Türkiye’nin büyük bir hayranı” olduğunu belirten Ellison, diplomatik ilişkilerin güçlü olmasını çok önemsediği Türkiye-ABD ilişkilerini ”parlak bir gelecek” beklediği öngörüsünde bulundu. -Türkiye’yle ilişkilerin güçlendirilmesinde çalışma taahhüdü…Ellison, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin önemine işaret ederken, kendisini de bu ilişkileri daha da güçlendirmeye çalışan biri olarak göstererek, sözlerine şöyle devam etti: ”Ben her zaman Türk-Amerikan ilişkilerinin yanındayım. Gerçek şu ki; Türkiye dünyanın 17′nci büyük ekonomisi ve bölgedeki diğer ülkeler bunun çok gerisinde. Türkiye ile mümkün olan en iyi düzeyde ilişkiyi tesis etmenin ABD’nin ulusal çıkarına olduğunu düşünüyorum. Sadece askeri değil, diplomatik, ticari, sanat, öğrenci değişimi gibi alanlarda da bu ilişkilerin gelişmesini destekliyorum. Mesela, daha fazla Amerikalı, Türkçenin sadece Türkiye’de değil, çok geniş bir kesimde konuşulduğunu, Orta Asya Cumhuriyetleri’nin Türkiye ile kültürel ve dilsel bağları bulunduğunu anlaması lazım.

Türk-Amerikan ilişkileri açısından geleceğimiz bence çok parlak. Bu ilişkilerin güçlendirilmesi için gayret gösterenler arasında yer alacağım ve umarım Türkiye de bu bağlamda benimle çalışmak ister, çünkü bu hedefe çok güçlü bir hissiyatla bağlıyım”. -”Türkiye, ABD’ye Ortadoğu’da yardım edebilir”Ellison’a göre özellikle Ortadoğu’da Türkiye-ABD ittifakı çok önem taşıyor. Türkiye’nin tarihi ve coğrafi konumu gereği bölgesindeki çeşitli ülkelerle ”mükemmel bağları” bulunduğuna işaret eden Ellison, buna karşın ABD’nin bölge ülkelerinden bazılarıyla ilişkilerinin zayıf olduğunu hatırlattı. Ellison, Türkiye’nin bölgdeki liderliğine de dikkati çekerek, ABD’nin Türkiye’nin yardımıyla bölgede daha iyi diplomatik konuma yönlenebileceğini kaydetti. Kongre üyesi Ellison, şunları kaydetti: ”Mesela Türkiye, ABD’nin neredeyse hiçbir ilişkisinin bulunmadığı Suriye’de, Devlet Başkanı Beşşar Esad rejiminin şiddetine maruz kalan halka yardım elini uzattı. Dolayısıyla gerçek şu ki; Türkiye diplomatik açıdan mükemmel bir iz bıraktı ve bu alanda Türkiye ve ABD’nin güçlü ilişkiye sahip olmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü Türkiye, ABD’nin konuşamadığı ülkelerle konuşabilme yeteneğine vakıf.”

diğini” dile getirdi. Ellison, ”Türkiye; Tunus, Libya, Mısır gibi ülkelere neler yapabileceklerini gösteriyor. Türkiye’nin bu rolü oynamada istekli davranması iyi birşey. Mesela, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tüm bu yeni ortaya çıkmakta olan ülkelere, daha parlak bir yol göstermeye katkıda bulunmak için bölgede sürekli ziyaretler düzenliyor. Bu çok iyi bir işaret. Ortadoğu’daki ülkeler yıllar süren diktatörlüklerden silkinirken, birçokları kendilerine bir model arıyor ve ben Türkiye’nin, Müslüman çoğunluklu bir nüfusa sahip, özgür ve demokratik bir ülke olarak mükemmel bir model olduğunu düşünüyorum. Türkiye’nin bölgeye sunduğu model çok çok önemli. Dolayısıyla Türk halkının duacısıyım ve önümüzde inşallah çok parlak bir gelecek görüyorum”. -”Türkiye’nin ekonomideki muazzam başarıları…”Tarihsel olarak çok iyi düzeyde askeri ilişkiye sahip olan Türkiye ve ABD’nin ticari ilişkilerini yeteri kadar geliştirememiş olmasından üzüntü duyduğunu ifade eden Ellison, ”Türkiye’nin ekonomide katettiği muazzam başarılar ortada. Bunun ticari ilişkilerimizi güçlendirmek için büyük bir fırsat olduğunu düşünüyorum ve hakikaten bu ilişkilerimizin de güçlendirilmesini arzu ediyorum” dedi. -”Kongre üyeleri ilişkilerimizi öğrenmek için gayret sarfediyor”-

-Türkiye’yi örnek gösterdi…Ortadoğu’da gelişen olaylarda Türkiye’nin rolüne yönelik soru üzerine de Ellison, Türkiye’nin, ”Müslüman çoğunluklu bir ülkenin de aslında ekonomik açıdan güçlü ve sağlam demokratik yapıya sahip olabileceğini göster-

Bir Kongre üyesi olarak Kongre’nin Türkiye-ABD ilişkilerine bakışını nasıl değerlendirdiğine yönelik soru üzerine Ellison, Kongre’nin birçok üyesinin İsrail ile tarihsel ilişkiye sahip olduğuna

işaret etti. Ellison, ”Mavi Marmara olayı patlak verdiğinde, ben değil ama birçok Kongre üyesi, zaten bildikleri bir ilişkiye, İsrail ile ilişkiye daha fazla yakınlaştılar. Ancak şimdi aradan bir yıl geçti ve Kongre üyeleri Türk-Amerikan ilişkisi hakkında daha fazlasını öğrenmek için gayret sarfettiler. İki taraf için de geçerli bu” diye konuştu. Kongre üyelerinin Türkiye’ye karşı daha olumlu bakmaya başladığını dile getiren Ellison, Kongre üyelerini Türk-Amerikan ilişkilerinin önemine dair ikna etmenin en iyi yolunun, onların Türkiye’yi ziyaret etmelerini sağlamaktan geçtiğini belirtti. -”Türk-Amerikalılar ABD’nin yükselen toplumu”Bunun yanında, ABD’deki Türk toplumunun çabalarının da bu noktada önem taşıdığını ifade eden Ellison, Türk-Amerikalıları ”yükselen bir toplum” olarak nitelendirdi. Ellison, iki gün önce 70′e yakın Kongre üyesinin katıldığı Türki Amerikan Birliği ile TUSKON’un işbirliğiyle düzenlenen Türki Amerikan Yıllık Kongresi’nin görkemli galasını hatırlatarak, ”Washington’da bu tür toplantılar her zaman oluyor, ancak tek bir etkinlikte bu kadar sayıda Kongre üyesini bu şekilde biraraya getirmek çok nadir görülen birşey. Bu durum, Kongre üyelerinin Türkiye’ye ne kadar büyük bir saygıyla baktığının bir işareti. Bunu Kongre’deki Türkiye bakışına yönelik bir ölçüt olarak alırsanız, işlerin iyi gittiğini görürsünüz” dedi. Daha önce Türkiye’ye gittiğini ve tekrar gitmeyi planladığını dile getiren Ellison, ”İstanbul’a gittiğinizde büyüleniyorsunuz” yorumunda da bulundu. (A.A) – Mehmet Toroğlu-Barışkan Ünal

“Amerika’da İslamofobia’nın medya destekçileri Fox News ile Washington Times” ABD'deki düşünce kuruluşlarından Center For American Progress'in Başkan Yardımcısı ve ThinkProgress'in editörü Faiz Shakir, ABD'de İslamofobiya'nın 11 Eylül saldırılarının hemen ertesindeki döneme göre daha da fazla olduğunu belirterek, "İslamofobiya'yı besleyen gruplar 9 yılda 42 milyon dolar bağış toplayarak gerçekten başarılı oldular" dedi. Shakir ve 5 çalışma arkadaşı, ABD'deki İslamofobiya'nın nasıl ciddi paralarla bilinçli şekilde beslendiğini ortaya koyan "Korku" başlığıyla rapor yayımladı. Rapora göre, ABD'de İslamofobiya'yı özellikle besleyen 7 kuruluş var ve 2001-2009 yılları arasında topladıkları toplam bağış

42.6 milyon dolar. Rapora göre, İslamofobiya'yı destekleyen önde gelen medya organları FOX News ve Washington Times, "dini nefret ve korku tüccarlığında" başı çeken uzmanlar ise "Frank Gaffney, Daniel Pipes, David Yerushalmi, Robert Spencer ve Steven Emerson". AA


BM Genel Merkezinde 3. Atatürk Sempozyumu

Atatürk'ün askeri ve siyasi dehası, New York'ta BM Genel Merkezinde düzenlenen ''21. Yüzyılda Atatürk'ün Mirası'' adlı 3. Atatürk Sempozyumunda yabancı akademisyenler, yazarlar ve büyükelçiler tarafından anlatıldı. NEW YORK - Türkiye'nin BM Daimi Temsilciliği himayesinde bu yıl üçüncüsü düzenlenen sempozyumun program direktörlüğünü ve açılışını İstanbul Üniversitesi Mezunları Derneği Amerika Şubesi'nin (İÜMEZUSA) eski başkanı Mehveş Sönmez yaptı. Sempozyumun başında, BM'de önceki yıllarda düzenlenen iki Atatürk sempozyumuna da konuşmacı olarak katılan ve bu yıl Nisan ayında vefat eden Profesör Arnold Reisman anıldı. Reisman'ın eşi sempozyumu dinlemeye gelenler arasında yer aldı. Mehveş Sönmez açılış konuşmasında, Atatürk'ün mirasını BM'de kutlamanın son derece yerinde ve anlamlı olduğunu belirterek, Atatürk'ün evrensel ilkelere bağlılığının, ''Yurtta barış dünyada barış'' sözleriyle özetlendiğini ve bu ilkelerin insanların eşitliğini, onurunu ve gelişimini temel aldığını söyledi. Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ertuğrul Apakan da konuşmasında, tüm katılımcılara teşekkür etti ve o da merhum Arnold Reisman'ı saygıyla ve takdirle andıklarını ifade etti. Büyükelçi Apakan, Türkiye'nin Atatürk'ün liderliğinde kabul ettiği yeni kanunlarla bir imparatorluktan modern bir cumhuriyete dönüştüğünü belirterek, Atatürk'ün reformlarının özgür bir toplumun temelini oluşturduğunu vurguladı. Apakan, Atatürk'ün yaşadığı zamanın ilerisinde bir lider olduğunu vurgulayarak, bu yüzden de Atatürk'ün etkilerinin bugün de vicdanlara rehberlik ettiğini, bunun da Atatürk'ün Türklere bıraktığı mirası olduğunu söyledi. Afganistan'ın BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Zahir Tanin sempozyumun açılışındaki konuşmasında, Atatürk'ün fikirlerinin, o dönemde yüzünü Batıya çeviren Afganistan'ı nasıl etkilediğini anlattı. ''Atatürk'ün liderliğindeki Türkiye, İngiltere'den bağımsızlığını kazanan Afganistan için esin kaynağı olmuştur'' diye konuşan Tanin, Atatürk'le kişisel dostluk kuran Afgan Kralı Amenullah Han'ın ülkesinde pek çok modern reforma imza attığını vurguladı. ''Bugün için de Türkiye'nin Afganistan'daki rolü çok önemlidir ve biz Türkiye'yi bize dostluğunu sunan ve destek veren bir esin kaynağı olarak görüyoruz'' diyen Tanin'in konuşmasının sonunda Afgan Kralı Amenullah Han'ın Atatürk ile beraber çekilen fotoğraflarından oluşan bir sinevizyon gösterisi de yapıldı. Avustralya'nın BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Gary Quinian da konuşmasında, Türkiye ve Avustralya'nın Çanakkale Savaşı'nın ardından birbirleriyle dost olduklarını, bunda Atatürk'ün barış ve uzlaşmadan yana olan karakterinin büyük rol oynadığını, Atatürk'ün çağının dahisi, ayrıca uzlaştıran, barışı sağlayan büyük bir lider olduğunu söyledi. Quinian, Atatürk anıtlarının Avustralya'da birden fazla yerde bulunduğunu, Atatürk'ün 1934 yılında Gelibolu'da ölen Anzaklar'a hitaben yazdıklarının hiçbir zaman unutulmayacağını belirtti. Çanakkale Savaşının ardından Avustralya ve Yeni Zellanda'nın koloni devletler olmaktan çıkarak ulus devletler haline geldiklerini, millet bilincinin oluştuğunu anlatan Quinian, Türkiye

ve Avustralya'nın Kore Savaşında beraber savaştıklarını, bugün de Afganistan'da ve Güney Sudan'da beraber görev yaptıklarını söyledi. Yeni Zellanda'nın BM Daimi Temsilcisi Jim McLay de konuşmasında, Atatürk'ün 1934 yılında Gelibolu'da ölen Anzaklar'a hitaben yazdıklarını okuyunca salonda duygusal anlar yaşandı. McLay, Atatürk'ün ne kadar etkili ve önemli bir lider olduğunun Time dergisi okurları tarafından 1923 ve 1927'de iki kez kabul edildiğininden de söz etti. Daha sonra moderatörlüğünü Prof. Dr. Justin McCarthy'in yaptığı oturuma geçildi. -Atatürk ve Arap BaharıAmerikalı yazar, öğretim üyesi ve emekli albay Austin Bay konuşmasında, Atatürk'ün olağanüstü bir lider olduğunu belirterek, Arap Baharını yaşayan ülkelerin, Atatürk'ün yarattığı Türkiye modelinden yararlanabileceklerini ve Atatürk'ün liderlik yeteneğini kendilerine rehber edinebileceklerini söyledi. Bu kapsamda Atatürk'ün liderliğinin, laiklik, hukukun üstünlüğü ve demokratik anlayışının son derece önemli olduğunu belirten Bay, Arap ülkelerinde tam demokrasiye geçişin uzun zaman alabileceğini de söyledi. Amerikalı akademisyen Profesör Arnold Ludwig de konuşmasında, siyasi liderlik alanında yaptığı çalışmalar sırasında Atatürk'ün ne kadar büyük ve önemli bir lider olduğunu fark ettiğini anlattı. ''Siyasi Büyüklük Derecesi'' adını verdiği metotla dünyanın en önemli liderleri arasında Atatürk'ün en yüksek değeri aldığını belirten Ludwig, konuşmasında Atatürk'ün bu derecelendirmede neden en yukarda yer aldığını, Atatürk'ün başarılarından ve liderlik özelliklerinden tek tek söz ederek dinleyicilere anlattı. Dinleyicilerin de soru da sordukları sempozyumda, ''Bugünün Türkiye'sinde yaşasaydı Atatürk'ün laiklik konusunda nasıl bir yol izleyeceğinin'' sorulması üzerine, Prof. Dr. Justin McCarthy söz alarak bu tür sorular sormanın çok da doğru olmadığını söyledi. Atatürk'ün kendi döneminde yaptıklarıyla değerlendirilmesi gereken büyük bir lider olduğunu belirten McCarthy, ancak elbette bu büyük dehanın aynı zamanda son derece esnek davranabildiğini, Atatürk'ün savaşlar kazanan büyük bir komutan ve stratejist olduğuna dikkati çekti. Arap Baharı'nın tehlikeli yönlerinden de söz edildiğini, ancak bunun bölge ülkeleri açısından aslında son derece yapıcı bir fırsat olduğunu vurgulayan Austin Bay, şunları söyledi: ''Parlamenter demokrasi, hukukun üstünlüğü, insanlara kimliklerini özgürce yaşama imkanını veren laik bir devlet sistemi, sonuç olarak en istikrarlı ve en verimli devlet sistemidir. Bu da Atatürk'ün anlayışıydı. Bunu başarmak da zordur, çünkü kendini ekonomik açıdan yeniden yaratacak ve ayakları üstünde duracak bir toplum inşa etmeniz gerekli. Atatürk'ün devlet modelinde yaratıcılık çok önemliydi ve bu durumu modern Türkiye'de görüyoruz.'' AA

Yeni Yılınız Kutlu Olsun


Özel Haber / Röportaj

28

ABD'de Ortadoğu konusundaki etkin isimlerden Arap-Amerikan Enstitüsü Başkanı Zogby: -''ABD, Türkiye'nin bölgede ne kadar kritik rol oynadığının farkına vardı ve kendi yapamadığı açılımı yapmaya yardımcı olmada Türkiye'yi bir taşeron değil, ortak olarak görmeye başladı.'' Suriye'de olası bir iç savaşın 10 binlerin ölmesine neden olacağını ifade eden Zogby, ''Türkiye, buna karşı alternatif yol bulunmasına katkı rolünü sürdürmeli ve kendisini tek sonu kaçınılmaz bir iç savaş olacak bir çukurun içine sokmamalı'' dedi

Arap-Amerikan Enstitüsü Başkanı, ''ABD, Türkiye'nin bölgede ne kadar kritik rol oynadığının farkına vardı” WASHINGTON - ABD'nin başkenti Washington'daki Arap-Amerikan Enstitüsü adlı kuruluşun kurucusu ve başkanı Dr. James Zogby, ABD'nin, Türkiye'nin bölgesinde ne kadar kritik rol oynadığının farkına vardığını ve kendi yapamadığı açılımı yaratmaya yardımcı olmada Türkiye'yi artık bir ortak olarak görmeye başladığını söyledi. Geçen günlerde Maryland Üniversitesinin Arap dünyasına yönelik yeni anketi, Araplar arasında Türkiye ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın popülerliğinin hala sürdüğünü bir kez daha teyit etmişti. Türkiye'nin, Arap dünyasındaki ayaklanmaların başlamasından itibaren tutumu ve diplomatik çabalarıyla bölgesindeki bu yükselen konumu, bir müddettir ABD medyası ve düşünce kuruluşlarının da dikkatlerinden kaçmıyor.

ABD Dışişleri Bakanlığının ''Seçkin Kamu Hizmeti'' gibi ödüllerle onurlandırılan, özellikle Ortadoğu konularında aktif görevler alan, ABD Başkanı Barack Obama'nın seçim kampanyasında üst düzey kıdemli danışman olarak yer alan, ''Arapların Sesi'' kitabının yazarı, Lübnan kökenli Arap-Amerikan Enstitüsü kuruluşunun başkanı Zogby, Türkiye'nin bölgesindeki liderlik rolüyle ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtladı. Zogby, Türkiye'nin şu anda Ortadoğu'da ''liderliğinin'' aşikar olduğunu söyledi. Ancak Arapların, tarihi, kültürel ve soy bağları nedeniyle aslında bölgede lider olarak Mısır'ı görmek istediklerini belirten Zogby, birçok Arap'ın ''Mısır'ın dönüşünü umut ettiği'' değerlendirmesinde bulundu. -Rakiplik yerine işbirliği...Bu açıdan bakıldığında, kendini toparlayacak bir Mısır ile Türkiye'nin bir ''bölgesel rakip'' olmak yerine, işbirliğine gitmelerinin bölge için önemli

olduğunu dile getiren Zogby, şöyle devam etti: ''Türkiye'nin üstlendiği liderlik rolü bölgede çok takdir görüyor. Bu nedenle, Mısır tekrar güçlü olarak ortaya çıksa bile Arapların Türkiye'ye desteğinin azalacağını düşünmüyorum. Türkiye ve Mısır'ın da bölgesel rakip olması gerekmiyor ve aslında şu anda da böyle bir rekabet içinde olduklarını düşünmüyorum.'' Bir soru üzerine Zogby, Türkiye'nin Suriye'ye askeri müdahalede bulunmak gibi bir niyetinin olduğunu sanmadığını belirtirken, ''Türkiye'nin olası bir askeri müdahalesi, Arap dünyasıyla ilişkilerini etkiler mi? Evet. Suriye'ye dış müdahale yararlı olmaz. Benim görüşüme göre, Suriye'ye baskının sürdürülmesine 'evet', rejimin gücünü kırma gayretlerine 'evet', ama iç savaş ve askeri müdahaleye 'hayır'. Bu son ikisi hoş senaryolar değil'' diye konuştu. (A.A) - Mehmet Toroğlu/Barışkan Ünal

Zogby, Türkiye ile ABD'nin bölgedeki gelişmelere yönelik koordinasyonunu ise şöyle değerlendirdi: ''Bence Türkiye kendi siyasetini izliyor ve ABD de kendisininkini. ABD, ortak hedeflerin takibinde Türkiye'yi çok değerli bir ortak olarak görmeye başladı.”

“Türkiye, ABD’nin öncelikli yatırım alanı olarak belirlediği 6 ülkeden biri” ABD Ticaret Bakan Yardımcısı Michael C. Camunez, Türkiye’nin ABD yönetimi tarafından yatırım için öncelikli olarak belirlediği 6 ülkeden biri olduğunu, Avrupa bölgesinde Türkiye dışında ”öncelikli yatırım ülkesi” bulunmadığını söyledi. ABD’de enerji sektöründe faaliyet gösteren 16 firma ile ABD Enerji Bakanlığı, Ticaret Müsteşarlığı gibi kurumların temsilcilerinden oluşan heyete başkanlık eden Camunez, verdiği demeçte, Türkiye ile ABD arasında son bir yılda karşılıklı ticaretin, iki ülke yöneticileri ve işadamlarının çabalarıyla yüzde 45 oranında arttığını kaydetti.

Fitch, ABD'nin not görünümünü negatife çevirdi WASHINGTON -AA- Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, ABD'nin "AAA" olan uzun vadeli kredi notunu teyit etti, not görünümünü ise "negatif"e çevirdi. Fitch, 16 Ağustos'ta ABD'nin not görünümünü "durağan" olarak belirlemişti. Standard and Poor's (SveP) ise, 5 Ağustos'ta dünyanın en büyük ekonomisi ABD'nin "AAA" olan uzun vadeli kredi notunu, tarihinde ilk kez düşürerek "AA "ya çekmiş, kredi not görünümünü ise "negatif" olarak belirlemişti.

Amerika’daki Türk Gençlerini Antalya Kampına Davet 2012 . Antalya Gençlik Kampı müracaatları başlamıştır. Aşağıdaki linklerden kuralları dikkatlice okuyup imzalıyarak çocuğunuz adına muracaatınızı yapabilirsiniz. Bu sene Kamp iki yaş grubu olarak iki değişik tarihlerde gerçekleşecektir. Yaş grubu: 12-15 (Kamp 23 Haziran- 1 Temmuz, 2012 tarihleri arasında) Yaş grubu: 16-19 (Kamp 1 Temmuz- Temmuz 9, 2012 tarihleri arasında) Müracaat eden her öğrenci kampa neden katılmak istediğini belirten bir kompozisyonu ile beraber müracaat ve yetki formunu doldurup imzalayarak TURANT, P.O Box 802995 Dallas, TX 75380 adresine postalayabilirler.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Barack Obama arasında geçen yıl Washington’da imzalanan çerçeve anlaşmasının ardından, ekonomik ilişkilerde oldukça önemli gelişmelere imza atıldığını ifade eden Camunez, ”Türkiye ile ABD arasında ekonomik ilişkiler hiç bu kadar iyi olmamıştı” diye konuştu.

Müracaat formu aşağıdaki linkden alınabilir: http://www.turant.org/files/YOUTHCAMPAPPLICATION2012.pdf

ABD ile Türkiye arasındaki ticaretin artışının tesadüfi bir gelişme olmadığını belirten Camunez, iki ülkenin ekonomi kurumları, ticaret odaları, ticaret ve finans kurumlarının çok çalıştığını, son iki yılda karşılıklı temasların, ziyaretlerin sıklaştığını ifade ederek, bu çalışmaların sonuçlarının ise kısa zamanda alınmasının memnuniyet verici olduğunu kaydetti.

Müracaatlarda öncelik ilk defa başvuru yapan çocuklara ve ailenin Türk Amerikan toplumuna hizmet etme kriterine ve müracaat tarihi sırasına göre sonuçlandırılacaktır.

Obama yönetiminin Türkiye, Kolombiya, Endonezya, Güney Afrika, Vietnam ve Suudi Arabistan’ı ”öncelikli yatırım yapılacak ülkeler” olarak belirlediğini ifade eden Ca-

Yetki Formu Müracaatları alındıktan sonra çocuğunuzun kabul edilip edilmediğine dair bilgi tarafınıza bildirilecektir.

munez, Türkiye’nin ayrıca ”AB Bölgesi” olarak adlandırılan geniş bir coğrafyada, yatırım listesinde yer alan tek ülke olduğunu da söyledi. Türkiye’nin söz konusu listede yer alması için birçok sebep bulunduğuna işaret eden Camunez, ”Güçlü liderliği, bankacılık yapısı, demokrasisi ve hızla büyüyen ekonomisi, Türkiye’nin yatırımlar için cazibesini artırıyor” diye konuştu. AA

Son müracaat tarihi: Ocak 10, 2012. Her gruptan sınırlı sayıda çocuk kabul edileceğinden, geç müracaatlar yedek de bekletilip şayet yer açıldığında kendilerine kamptan en geç 4 hafta evvel haber verilecektir.


Asistan Ofis Menejeri Aranıyor

İSTİKBAL MOBİLYA

UNIQUE GALAXY TRAVEL

Kadın-Doğum ofisinde çalışacak asistan ofis menejeri aranmaktadır. İstenen özellikler: En az iki yıllık tecrübe, insanlarla iyi iletişim kurabilmek, akıcı İngilizce konuşabilmek İlgilenen kişilerin CV'lerini e-mail veya fax ile göndermeleri rica olunur.

Türkiye’den ve Amerika’dan zengin ürün çeşitleri ile hizmetinizdeyiz. Her bütçeye uygun Oturma Odası Grupları Yatak Odası Takımları - Yemek Odası Takımları

Türkiye ve Dünya’nın her yerine, her türlü tatil ve iş gezisi organizasyonlarınız için profesyonel kadromuzla hizmetinizdeyiz.

973 - 772 -8500

201 - 854 - 3990

Fax: 201-525-1717 E-mail: obgyn@gmail.com

EMPIRE HEATING & COOLING Her türlü ısıtma ve soğutma tesisatlarınızın yenilenmesi ve bakım servisi itina ile yapılır. Merkezi ısıtma ve soğutma sistemleri kurulur.

Özkan Karaçay 973 - 703 - 7332

Century21 Emlak Ofisi

3 ayrı mekan, aynı lezzet

Gayrimenkul alım satım ve kiralama işlerinizde geniş kadromuzla hizmetinizdeyiz.

Paterson, Clifton ve New Milford’daki 3 ayrı lezzet durağımızla sizlere Türk mutfağının eşsiz tadlarını sunuyoruz.

973-916-9900

Toros Restaurant 973 - 772 - 8032 & 201 - 265 - 0004 ULUDAĞ RESTAURANT

KİRALIK EV

TERZİLER ARANIYOR

Emlak Alım & Satım

Paterson’da 2 ailelik evin 1. katı ( 2 yatak odalı) kiralıktır. Kira: $ 1,100

Konfeksiyonda çalışacak terziler aranıyor. Yemek + sigorta mevcuttur. İlgilenenler

Bütün gayrimenkul alım satım ve kiralama işleriniz için uzman isim.

Detaylı bilgi için:

862-262-6305

973 - 742 - 4677

no'lu telefondan Mehmet Bey'e ulaşabilirler.

Salih Okdemir 973 - 703 - 4721

BAKICI ARANIYOR

Kiralık Ofis ve Depolar

AVUKAT TİMUR AKPINAR

Güney New Jersey’de evimizde çocuk bakacak yatılı bayan aranıyor. Özel oda, banyo, yemek artı maaş. İlgilenenler:

Paterson’da Main Street ve Pazar yerine yürüme mesafesinde kiralık ofis ve depolar

Trafik kazaları, iş kazaları, Veraset ve vasiyet, Kayıp düşme kazaları, Yanlış Tıbbi Müdahale ve bir çok konuda New York ve New Jersey'de hizmetinizdeyiz.

973 - 517 -0918

718 - 224 - 9824

856 - 340 - 3984 KİRALIK SALON

Her türlü düğün, nişan, doğum günü partileriniz ile iş ve özel toplantılarınız için 200 kişilik salonumuzla Paterson, New Jersey’de hizmetinizdeyiz.

973 - 569 - 9200 www.TurkTurist.com Türkiya’nin gezi portalı Tıkla, yeni bir güne yerel haberlerle başla...

www.ForumGazetem.com

İnegöl Köftecisi Cevdet Usta, artık 391 Crooks Avenue, Paterson,New Jersey ’deki adresinde hizmetinizde... (Ulu Cami karşısında) Piyaz, İnegöl Köfte, Döner,İskender ve Izgara çeşitleriyle sizlere ser vis vermekten gurur duyarız...

Pişirilmeye hazır, paketlenmiş köfte siparişi alınır Dışarıya paket ser visimiz vardır. 391 Crooks Avenue, Paterson, NJ  07503

862 - 262 - 0672

TOP DISCOUNT LIMOUSINE & CAR SERVICE

En güzel araçlarımızla ve uygun fiyatlarımızla sizleri evinizden New York ve diğer eyaletlerdeki havaalanlarına veya gitmek istediğiniz her yere ulaştırıyoruz. Güleryüzlü Türk şöförlerimiz ve geniş filomuzla hizmetinizdeyiz. Reservasyonlarınız için

1-866-890-1215 / 973-830-9636 570-242-5284


30

US NEWS

How Social Media Can Grow Your Company

Businesses Sue to Protect Online Reputations The internet is an amazing tool. It enables us to search for jobs, find movie tickets, and compare restaurants from the comfort of our living rooms. For a younger generation, it would be difficult to imagine life without social networking sites and search engines. For an older generation whose traditional service sector jobs have vaporized as a result of the internet, it might not seem like such a wonderful thing. But whatever people’s sentiments may be about the internet, one thing is certain. Like a genie that’s out of the bottle, it isn’t going back in. In addition to serving as a study tool or shopping mall, the Internet has taken on another role, which is that of public forum. In the past, when people used home improvement contractors, doctors, real estate brokers, lawyers, or caterers, they didn’t have such an easy-to-use platform as the internet for voicing their opinions. If an experience with a business was really bad, a person might take the trouble to file a formal complaint with a government agency. And if other people later considered using that same company, they could inquire with their local consumer affairs bureau to learn about its complaint history.

As the economy continues to slowly expand, businesses are seeking new media to reach their customers. In addition to traditional print, radio and online advertising, marketing directors are often required to create and implement a social media strategy. According to Forrester Research, three out of four Americans currently use social media. Facebook, Twitter and YouTube have become incredible success stories, but more importantly they've evolved into tools to grow sales and profits. As a result, the management of many small- to medium-sized companies are struggling to find the right balance to effectively communicate and grow their businesses in the Internet age. Luckily, some media businesses are finding innovative ways to market and inform consumers and help companies expand their brands and sales on a national basis. Many companies are turning to Lincoln Center Capital (LCC), the national leading private equity firm that invests media and media services in exchange for equity in private and public corporations. Through a targeted multi-platform approach of print, radio, online and social media, LCC facilitates significant brand and corporate

awareness programs to a widespread audience of Consumer and B2B Buyers. However, since LCC invests equity in its portfolio companies, it has strict due diligence requirements and only partners with high-quality growth companies seeking to improve their message and brand to customers. LCC guarantees its clients that for each of its social media releases, websites with a minimum of 30 million active viewers will be reached with their brand message and information. "Creating social media solutions enables companies to reach the consumers in a format they are comfortable with, allowing businesses to develop strong, untapped revenue growth," says Jake Shapiro, president of Lincoln Center Capital. "Businesses cannot expect to compete successfully in today's crowded marketplace without a strong comprehensive social media strategy." By partnering with companies such as Lincoln Center Capital, businesses can reach for widespread consumer and B2B sales using technology to achieve their goals. For more information, visit www.lincolncentercapital.com.

NewsUSA

But thanks to the internet, it’s now easier to find that kind of information in an instant. This has certainly changed the playing field. As a result, businesses have become increasingly vigilant in preserving their good name. There are even services devoted to protecting the online reputations of businesses. With the advent of such public forums and electronic bulletin boards, we’re starting to see something else. Lawsuits are arising as a result of what people say about companies on these websites. Maybe it was only a matter of time before we saw this happen. The First Amendment of the United States Constitution provides us with the right to express ourselves freely in terms of the spoken word or the written word. However, it doesn’t protect us from the consequences of expressing ourselves if someone on the receiving end feels that such free speech is false and harmful. Our society embraces the notion of free speech in connection with the validation of a consumer service… “Click ‘here’ if you enjoyed shopping with us.” “Fill out this quick survey to let us know how we handled your job.” The idea is that constructive criticism can serve the purpose of encouraging businesses to improve performance. It can also enable consumers to select the most highly rated businesses. But when does a consumer review go from being a constructive criticism tool to becoming a harmful disparagement tool? Sometimes a business’s bad performance brings on unfavorable reviews. But at other times, people might write things that aren’t true, or that are malicious. Such situations will force our courts to make decisions, such as, “That forum post goes beyond being a critical review. It seems to be an attack on a business.” Where will the line be drawn between reasonable criticism and malicious attack? As more and more business reputation-related cases go to court, we will see how judges and juries address this issue.

Timur handles lawsuits for car accidents, slip & fall accidents, work accidents, cruise ship accidents, serious personal injury, hospital errors, medical malpractice, dangerous product, pharmaceutical drugs, workplace discrimination, sexual harassment and other areas of law. * www.benimavukatim.com * t.akpinar@verizon.net * 718 224-9824

Hybrid Cars: The Performance Cars of the Future When most people think of hybrid cars, they imagine practical, mild-mannered vehicles. But could we someday see hybrid racecars burning up the tracks? In March of 2010, Porsche (www.porsche.com/usa/) unveiled three hybrids at the Geneva Auto Show: one for the road; one for the race track; and one that is a genuine Porsche supercar. These innovative new Porsches -- the Cayenne S Hybrid, the 911 GT3 R Hybrid and the 918 Spyder -- show that hybrids can be sporty, fast and powerful. The Cayenne S, Porsche's first production hybrid car, features a sophisticated parallel full hybrid system with the combined power of a 380 horsepower V6 combustion engine and an electric motor. The car has the potential to significantly enhance fuel economy at high speeds -- when the driver lifts off the accelerator at cruising or highway speeds, the gaso-

line engine can be switched off and disengaged from the drivetrain. This enables the vehicle to move without combustion or electric power. The GT3 R's innovative hybrid technology has been developed especially for racing. The front axle features two powerful electric motors that supplement the car's 480 horsepower, naturally aspirated four-liter flat-six that drives the rear wheels. Instead of the heavy batteries found in hybrid road cars, an electrical flywheel power generator resides next to the driver to deliver energy to the electric motors. The 911 GT3 R Hybrid competed in the 24 Hours on the Nordschleife of Nürburgring in May 2010, leading for eight hours before retiring after 22 hours and 15 minutes for mechanical reasons. In the 2010 Petit Le Mans at Road Atlanta it finished 18th out of a starting field of 41 cars.


US NEWS

31

Three Helpful Tips for Renting Out Your Home Home ownership has always been a part of the American dream, but that may be changing. Uncertainty in the housing market has led many would-be buyers to believe that renting's the better option. According to a May 2010 online survey commissioned by the National Apartment Association, 76 percent of consumers think that renting is preferable to owning a home in today's market. Those considering renting out their property shouldn't make a hasty decision. Neglecting to weigh the costs and potential risks could put firsttime landlords in a poor situation. Moco, Inc., a company that provides screening services to property owners, managers and employers throughout the United States, offers the following tips: * Look at the numbers. Renting might not be the best option. If you're going to lose money each month, it might make more sense to sell, even if you won't get your asking price. * Find quality tenants. Nightmare tenants can be,

well, a nightmare. Prepare for a careful screening process. Many private landlords can't access the quality screening products available to larger businesses without going through a lengthy certification process. * Use an all-encompassing lease. Whether you use a template or hire an attorney to write your lease, make sure that the lease clearly states your expectations. The lease should state who is responsible for what, when you expect rent to be paid and what penalties you will impose if it is late. NewsUSA

International Parent Rights “If I as an American citizen cannot protect my children then what good am I?” my Pakistani associate at the United Nations complained. “Anoymous wolves dressed in sheep’s clothing are tearing at the hearts and minds of my little lambs!”I surmised he was talking of widespread societal influences. “What are you talking about?” I asked. He responded “My children tell me I’m old fashioned and they won’t confide in me. They have secrets!” His associates at the United Nations had been champions of the U.N.Convention on Childrens Rights, but were having second thoughts. “We parents are seeing our rights eliminated!” “This is a normal condition as children become independent!”" I stating the obvious, but he remained perturbed. “ In Nazi Germany parents feared their children who reported their activities to the authorities, and now here in America I am beginning to fear my own children. Something is wrong!” He alarmed me with this comment. “Look!” I said, “Children must be protected against parental abuse and bullies at school. Your fears are unfounded!” He shouted at me: “You are too naive and innocent! I believe in right and wrong, but my children tell me we should not discriminate!” That remark reminded me of former New York Governor Mario Cuomo who declared years ago “that educational policy should be morally neutral.”

Yeni Yılınız Kutlu Olsun

That by definition is amorality, but that is a national trait. So I told him: “You can’t take on the world which believes in equal rights, womens rights, reproductive freedom, choice, and non-discriminatiuon. You can’t fight it!” I am a father!” he exclaimed. “ I was a soldier and will not accept defeat!” So I asked him who is he fighting, and “Who is your enemy?” He backed off and apologized “ I’m ready to fight sword in hand, but then a fog surrounds me as I strike out left and right. I know someone is there, but I don’t know who!”

Yeni Yılınız Kutlu Olsun

I then related the story of Alexander the Macedonian who when conquering Persia was challenged to untangle a complex Gordian Knot. Alexander pulled out his sword and cut the knot in half. “Perhaps with some heat the fog will lift. And then you can see who you are dealing with!” I suggested. Further: “You come from Pakistan where traditional values are normal, but in America the 1960′s counter-culture generation is now in charge of society. America is not what it was fifty years ago!” “I believe in transparency!” he finally stated. “America is supposed to be an open society for democracy to work. My family comes first and I want to know what’s going on. In Pakistan my relatives and neighbors were my eyes and ears. We all watched out for each other. Perhaps I’ll go back!” I didn’t believe him. He was making too much money.


FORUM Bulmaca - 144

32

Cana yakın, uysal, sevimli

Üstteki resim Bir kıta

Fiyat listesi

Bütün

Bir besin Kir izi

Global

Ağ tabaka

Ütülenmiş Deniz generali Bir geyik cinsi Yaman, zeki (argo)

Boyun eğen

1

Geri çevirme

Bir yerin denizden yüksekliği

Yapıların küçük modeli

Şüphe Kitapçık Güvenlik ...... Dabak (Alttaki resim)

Konuk Muğla’nın Yumuşak bir ilçesi bir çeşit keçi derisi

Zehir, ağı Parlak olmayan, donuk

3

İşsiz güçsüz, başıboş, aylak

Kız evlat Lityumun sembolü İlgili İkaz, ihtar, tembih

Parazit Mal üretme Uykusu hafif

7

Bir bağlaç Kayıp

Yabancı bir ağırlık birimi

Bir ilimiz

..... Aksoy (ortadaki resim)

Evre, merhale

Özel gezinti gemisi

4

Kamara görevlisi

Bir gezegen

Öykü

İstek, heves Sonuç olarak

Gelenek

5

Koruyucu

2

İlaç, merhem Sürer durum

Bunama Argoda çalma

Yüksek okul

Duyuru

Ün, şan Saç düzeltme aracı

Ara verme Bitkin, yorgun

Yufka yürekli

Kira İleriye dönük istek Deney hayvanı Kirpik boyası

6

Soyluluk Gündelikle çalışan işçi

Atılgan

Bir nota Baryumun sembolü

Sayı, adet İnanç, düşünce, kanaat

Kan boruları Belirti, iz, ipucu Giysinin alt kenarı

Destansı İki şeyi ayıran açıklık

Caddelere kurulan süslü kemer

Büyükbaş hayvan Bizmutun sembolü Yabancı Kansızlık hastalığı

8

Satrançta yenilgi Bir nota

Sayıların ilki

Kötü

9 12. ay

1

ŞİFRE:

2

3

4

5

6

7

8

9 Hazırlayan: Güven Söztutan guvensoztutan@forumgazetem.com


AMERİKA HABERLERİ

33

Türk yatırımcılara Amerika'da ücretsiz arsa Amerikan Türk Ticaret Odası (ATCOM) Başkanı Prof. Dr. İhsan Işık, ekonomik kriz nedeniyle ihracata ve yabancı yatırımcılara daha fazla önem vermeye başlayan Amerikaˊnın bazı eyaletlerinde, yatırım yapmak isteyen Türk girişimcilere bedava arsa ve fabrika verilmeye hazır olunduğunu söyledi. Türkiyeˊnin 2023 vizyonunda dünyanın ilk 10 ekonomisine girme hedefini anımsatan Işık, ˊˊTürkiyeˊnin bu hedefini gerçekleştirmesi Amerika ile ticari ilişkileri geliştirmesinden geçiyor. Amerikan Türk Ticaret Odası (ATCOM) Başkanı Prof. Dr. İhsan Işık, ekonomik kriz nedeniyle ihracata ve yabancı yatırımcılara daha fazla önem vermeye başlayan Amerikaˊnın bazı eyaletlerinde, yatırım yapmak isteyen Türk girişimcilere bedava arsa ve fabrika verilmeye hazır olunduğunu söyledi. Işık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Amerikan ve Türk KOBİˊleri arasında ekonomik ve ticari işbirliğini geliştirerek küresel pazarda rekabet güçlerinin artırılmasına destek olmak amacıyla KOSGEB ile işbirliği protokolü imzaladıklarını belirtti. Türkiyeˊnin Amerika ile az olan ekonomik ilişkilerini geliştirmeyi amaçladıklarını ifade eden Işık, ˊˊ1950ˊden beri birçok alanda ilişkileri olan Türkiye ile Amerika arasındaki ticari hacmimiz 16 milyar dolar. 4 milyar dolar ihracat, 12 milyar dolarlık ithalat yapıyoruz. Bu bir de bizim aleyhimize gelişiyorˊˊ dedi.

Çin ekonomisine baktığımızda, Amerika ile ticari ilişkilerinin artmasıyla büyük bir güç haline geldi. Kore, Çin, Japonya gibi ülkelerin en büyük pazarının Amerika olduğunu görüyoruzˊˊ diye konuştu. Amerika pazarının çeşitli nedenlerle girilmesi zor olan bir pazar olduğunu anlatan Işık, Amerikan ve Türk KOBİˊleri arasında ekonomik ve ticari işbirliğini geliştirerek küresel pazarda rekabet güçlerinin artırılmasına destek olmak amacıyla İşbirliği Protokolüˊnü imzaladıklarını söyledi. Protokolle, tarafların KOBİˊlerin gelişmesini sağlamaya yönelik olarak, kurumsal altyapıları ve destek mekanizmalarını geliştirmek için sahip oldukları bilgi ve deneyimlerinin paylaşılacağını ifade eden Işık, şöyle konuştu: ˊˊKOSGEB ile ATCOM, protokol çerçevesinde, KOBİˊlerin dış ilişkiler, dış ticaret ve yatırımlarla ilgili konulardaki bilgi birikimlerinin arttırılması amacıyla eğitim programları, toplantı ve organizasyonları düzenleyecek.

Ayrıca, iki ülke arasında ticaret Hacmini geliştirmek, KOBİˊlerin ticari ilişkilerinin geliştirilmesine katkıda bulunmak ve ortaklıkların oluşmasına yönelik olarak karşılıklı organizasyonlar ile eşleştirme faaliyetleri ve iş gezileri gerçekleştirecek. Bunların yanında, ulusal ve uluslararası fonlardan yararlanabilmek için, ortak projelerin hazırlanması desteklenecek.ˊˊ

Kendi başına yettiği için kapalı bir ekonomisi olan ihracata fazla önem vermeyen bir ülke olan Amerikaˊnın, ekonomik kriz nedeniyle ihracata ve yabancı yatırımcılara daha fazla önem vermeye başladığını bildiren Işık, ˊˊİndiana, Ohio ve New Jersey eyaletleri, heyetler oluşturarak, Türklerin eyaletlerinde yatırım yapması için görüşmeler yaptılar.

Amerikaˊda iş kurmak isteyen Türk girişimcilere hukuki, mali danışmanlığın yanı sıra, ilgili firmalarla görüştürerek, ortaklık kurulmasına öncü olacaklarını anlatan Işık, Türkiyeˊdeki büyük firmaların da Amerikaˊdaki Türk işletmelerle birlikte iş yapmalarını istediklerini de söyledi. Amerikaˊdaki eyaletler Türk yatırımcıları bekliyor.

Hatta bedava arsa ve fabrika vermeye hazır olduklarını söylediler. Çünkü çoğu fabrika boş zaten. Ama bunlar iş yapacağınızı gösterdiğinizde gerçekleştirilecekˊˊ dedi.

ATCOM Başkanı Işık, Dünya-Türk İş Konseyiˊne katılmak ve çeşitli temaslarda bulunmak üzere Türkiyeˊye gelecekleri bilgisini alan New Jersey Eyaleti Valisinin kendileriyle görüşme talebinde bulunduğunu anlatarak, ˊˊVali Chris Christie, bize, ˊTürkiyeˊye gidiyorsunuz, bizim eyaletimizin gücünü, sağladığı teşvikleri, iş ortamını Türklere anlatın, biz Türklerle iş yapmaya hazırızˊ dedi. Dünya ülkeleri ekonomik krizle boğuşurken, Türkiyeˊnin en hızlı büyüyen ülkelerden biri olması dikkat çekiyorˊˊ diye konuştu.

ATCOM 3 yaşında Işık, Amerikaˊdaki Türk iş adamlarının bir araya gelmesiyle 2008 yılında kurulan ATCOMˊun, kısa zamanda üye sayısının artığını ifade ederek, Dünya Türk İş Konseyinde hizmet ettiklerini, Mustakil Sanayici ve İşadamları Derneği, Çorum Ticaret ve Sanayi Odası ve Gebze Genç Sanayici ve İşadamları Derneği gibi kurumlarla anlaşmalarının bulunduğunu ve İstanbul Ticaret Odası, Ankara Ticaret Odası ve Ankara Sanayi Odası gibi Türkiyeˊnin önde gelen kurumlarıyla işbirliği görüşmelerini başlattıklarını kaydetti. AA - Arife Yıldız Ünal

Yeni Yılınız Kutlu Olsun


ANAYURT HABERLERİ

34

Mevlana Müzesi'ndeki restorasyon çalışmaları tamamlandı Mevlana Müzesi'nde 2009 yılında başlatılan restorasyon çalışmaları kapsamında derviş hücreleri 16. yüzyıldaki orijinal haline getirildi. Türkiye'nin en fazla ziyaretçi alan müzelerinden Mevlana Müzesi'nde 2009 yılında başlatılan restorasyon çalışmaları tamamlandı. KONYA - Restorasyon kapsamında Müze'deki derviş hücreleri 16. yüzyıldaki orijinal hallerine dönüştürülerek ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Konya Müze Müdürü Yusuf Benli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2009 yılında başlatılan restorasyon projesi ile derviş hücrelerinin 16. yüzyıldaki orijinal görüntüsüne kavuşturulduğunu belirtti. Derviş han kapısındaki yapım kitabesinin daha önce yerinden sökülerek depoya kaldırıldığını ifade eden Benli, ''Proje ile bu kitabe orijinal yerine getirildi. Bu şekilde mimariyle özdeş olan kitabe de orijinal yerine oturtulmuş oldu. Çünkü bu tip malzemelerin hep orijinal yerinde olması gerekiyor. Biz de onu yaptık'' dedi. Benli, derviş hücrelerinde restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Mevlana Kalkanıma Ajansı işbirliğiyle ''teşhir-tanzim'' projesinin başlatıldığını vurgulayarak, şunları kaydetti: ''Bu projede de son noktaya gelindi. 1926 yılında Mevlana

Müzesi, Asarı Atika Müzesi olma esnasında tespit edilen eserleri biz hücrelerde sergileyeceğiz. Bu eserler daha önce hücrelerde değildi. Bir kısmı Huzur-u Pir'de sergileniyordu, bir kısmı da depolarda bekletiliyordu. Şimdi depoda bekleyen bu eserler gün yüzüne çıkmış olacak. Bununla birlikte 1930'lu yıllarda çizilmiş olan planlarda hangi hücre kime ait olduğu gösterilmiş. Biz bu planları Müze'nin kendi arşivinden tespit ettik. Bu tespitler ışığında her hücre kendi orijinali şeklinde teşhir edilecek.''

''Gelen ziyaretçi 'bir hücre nasıl birşeydi, içinde hangi malzemeler vardı, ne kullanılıyordu-' bunların hepsi ziyaretçilerin beğenisine sunulacak'' diyen Benli, çalışmaların tüm hızıyla devam ettiğini bildirdi. Benli, teşhir-tanzim çalışmalarının da Şeb-İ Arus törenlerine yetiştirilmesinin planladığını dile getirerek, derviş hücrelerinin 17 Aralık'ta açılışının yapılmasını planladıklarını sözlerine ekledi.

-Derviş hücrelerinin açılışı 17 Aralık'ta yapılacakMevlana Müzesi'ne ait olan, depolarda bekleyen eserlerin bu hücrelerde sergileneceğini anlatan Benli, Mevlevi kıyafetlerinin de orijinal yerinde sergileneceğini, bunun için çalışmaların sürdüğünü bildirdi.

''Kara Buğday'' Türkiye'de ilk kez Konya'da yetiştirilecek

(A.A) - Rıfat Yerlikaya

144. BULMACANIN ÇÖZÜMÜ

Konya'da, Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından üretim izni alınan, ''gluten'' adlı proteine karşı alerji nedeniyle gelişen çölyak hastalığı olan kişiler tarafından tüketilen ''Kara Buğday''ın, Türkiye'de ilk kez Konya'da yetiştirileceği bildirildi. KONYA-Meram Ziraat Odası Başkanı Ali Ataiyibiner, AA muhabirine yaptığı açıklamada oda olarak Konya'da alternatif ürünler yetiştirmek anlamında çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi. Tıbbi aromatik bitkiler yetiştirmek konusunda, yeni bitki desenini bölgeye kazandırmaya çalıştıklarını ifade eden Ataiyibiner, bölgeye uyum sağlayan 30'a yakın ürün üzerinde araştırmalarını yürüttüklerini dile getirdi. Bu bitkilerin içindeki ''Kara Buğday''ın hem bölge hem de Türkiye açısından önemli olduğuna değinen Ataiyibiner, ''Bundan iki yıl önce Konya'daki Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma

Enstitüsü'nde gluten oranı sıfır olan 'Kara Buğday' üzerinde bir çalışma başlattık. Bu buğdayın ABD'den tohumluk orijini temin edilerek ürün bazında üretim çalışmaları başlatıldı'' dedi. ''Kara Buğday''ın adaptasyon ve verim denemelerinden olumlu sonuçlar elde edildiğini bunun sonucunda geçtiğimiz ay Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından bitkinin üretim izninin alındığını ifade eden Ataiyibiner, ''Kara Buğday''ın Türkiye'de ilk kez Konya'da tarım alanlarında yetiştirilmesi için tohumluk üretim tescil iznin de alınmaya çalışılacağını dile getirdi. (A.A) - Fatma Kalay

www.forumgazetem.com

A Evrim Akın

A A S A U Y İ U Ş A N E S T İ A C E E T E A N

B

U M L A A R O A K Ş E A N M A T A A R M A E K L E M

E V R İ M A K I N

R E T İ N A

S A V K E N A Ü K S A D R E M B İ İ

ŞİFRE: ENFLASYON

M T T U P A Ü N R A M İ R İ M S A F İ R K E R İ L I A S İ M A L A L B E Bekir Aksoy

M B O İ L E T A M A E P A L R F A R A

T Ş M A T

K Ü R E S E L Y İ T İ K

K A M A R O B T A

H A R C A K R İ K M A T E N A L I K

S L Ü E T K E M A A K V E A T R E H İ İ K L A A Y N E

Asuman Dabak


Yeni Yılınız Kutlu Olsun

Yeni Yılınız Kutlu Olsun


Dünya medeniyeti bu müzede saklı New York'ta 142 yıl önce kurulan ve her yıl dünyanın birçok ülkesinden çok sayıda turistin ziyaret ettiği Amerikan Doğa Tarih Müzesinde, Güney Afrika, Latin ve Orta Amerika, AsyaPasifik medeniyetlerine ait birçok eser bulunurken, okyanus hayatı, insan biyolojisi ve evrimi, mineraller ve değerli taşlar, meteorlar, fosiller ve dinozorlar, doğal yaşam ve gezegen bölümleri yer alıyor. Dünyaca ünlü Central Park'ın batı bölgesinde bulunan ve 1869'da hizmete giren müze bağış yöntemiyle ziyaret edilebiliyor. New York'a gelen turistlerin ilk uğradıkları yerlerden biri olan, her yıl çok sayıda yerli ve yabancının gezdiği Amerikan Doğa Tarihi Müzesi, internet sitesinde ''Müze için iki tam gününüzü ayırın'' şeklinde tanıtım yapıyor. Her yıl dünyanın birçok ülkesinden turistleri ağırlayan New York'ta, ziyaret edilmesi gereken tarihi nitelikteki mekanların başında gelen müzede, ziyaretçiler adeta dünya kültür mirasına küçük bir yolculuga çıkıyor. .

Yeni Yılınız Kutlu Olsun

(A.A) - Sultan Çoğalan

Yeni Yılınız Kutlu Olsun


Yeni Yılınız Kutlu Olsun

Yeni Yılınız Kutlu Olsun


Yeni Y覺l覺n覺z Kutlu Olsun



AMERİKA HABERLERİ

40

Amerika’daki Türklerin çiğ köfte hasreti son verip Amerikalıları mutfağımızın vazgeçilmez aparatiflerinden çiğ köfte ile tanıştırıyoruz.

İSOT ÇİĞ KÖFTE Amerika’da… 15 yıl öncesine kadar hasret kaldığımız, Türk çayını bile bulmakta zorlandığımız Amerika’da Türklerin bir gün çiğ köfte ile buluşacagina kim inanırdı? Nerden nereye?.. Şimdi o an geldi… Genç yatırımcı Mehmet Usta, Paterson’un yaya trafiği bol olan Main Street’te İSOT ÇİĞ KÖFTE ’yi Türk Amerikan toplumuna tattırmaya başlıyor. İşte Mehmet Usta’nın kaleminden İSOT ÇİĞ KÖFTE’nin Amerika’daki Türk mutfağına giriş hikayesi: NEDEN ÇİĞ KÖFTE Amacımız, Amerika’daki Türk mutfağına çiğ köfteyi kazandırmak, tarihi yad etmek, örf ve adetlerimizi hatırlatarak, damak zevkimizi Amerikan toplumuna sevdirmektir. Çiğ köfte bize Hz. İbrahim (A.S.) ile Nemrut kıssasını, geleneklerimizdeki sıra gecelerini, damak zevkimizin vazgeçilmezi sıcak baklavalı Maraş Dondurması’nin buluşmasını simgeler. New York, dünyaya açılan en önemli pencerelerden biridir. Türk toplumu olarak yüze yakın restoran ve onlarca derneğimiz var. Amerikalılar, değişik ortamda bulunmayı, müzik dinlemeyi ve müzik eşliğinde eğlenmeyi seven bir toplumdur. İçinde her ırktan insani barındıran bu topluma sıra gecelerini sevdirebilirsek Türkiye’yi ve Türk geleneklerini daha iyi tanıtma fırsatını elde etmiş olacağız. Bu arada New Jersey deki bayiimiz olan SAHARA RESTURANT’ı dekoratif olarak çiğ köfteli sıra gecelerine hazırlıyoruz. Sahara’nın dekorunu Osmanlı motifleriyle yeniden yapılandırıyoruz. ÇıĞ KÖFTE ARTIK DAHA SAĞLIKLI Türkiye’nin, Avrupa Birliği ile tam üyelik görüşmelerine başlamasıyla birlikte Kamu Sağlığı ve Güvenliği maddesi gereği aralarında sakatat ürünleri (kokoreç, işkembe, paça) ve çiğ köftenin de bulunduğu bir çok gıda ürünün tüketimi AB sağlık standarlarına bağlandı. Bu değişiklik kapsamında çiğ köftenin etsiz yapılması kararlaştırıldı. Türkiye’de doping etkisi yapan bu değişim kararını biz de Amerika’da üretim ve satışına başladığımız çiğ köftemizde uyguluyoruz. Bir başka ifadeyle çiğ köfteyi sizlerin sağlığını korumayı ilke edinerek üretiyor ve sofralarınıza ulaştırıyoruz.

SINIRLARI ZORLUYORUZ! Sizlere nasıl ulaşacağınızı merak ediyorsanız ziyaret edeceğiniz ilk adres: www.isotcigkofte.com olacaktır. Online olarak bağlanacağınız web sayfamızda bir tek tık ile ürünlerimize ulaşabilirsiniz. Siparişleriniz hemen adresinize teslim edilecektir. Sadece Amerika ile sınırlı kalmıyoruz. Biz tüm sınırları zorlayarak sizlere hizmetimizi ulaştırmayı hedefliyoruz. Amerika sınırlarını aşarak Kanada’ya kadar uzanıyoruz. Eğer çiğ köfteyi yerinde görerek yemek

istiyorsanız ziyaret edeceğiniz ikinci adres 849 Main Street Paterson’daki ana merkezimiz İSOT ÇİĞ KÖFTE olacaktır. Ancak “Ben çiğ köfteyi, Anadolu’nun vazgeçilmez geleneği olan sırageceleri eşliğinde yemek istiyorum” diyorsanız ziyaret edeceğiniz üçüncü adres ise 345 East Railway adresinde bulunan SAHARA RESTURANT’ımızdır. Haftanın belirli günlerinde ud eşliğinde düzenleyeceğimiz sıra gecelerimizde sizleri aramızda görmekten mutluluk duyacağız. O zaman hala niye bekliyorsunuz?…


Özel Haber - Röportaj

41

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Başkanı Başaran Ulusoy:

“Hedefimiz: 50 milyon turist ve 50 milyar dolar turizm geliri” İlk hedefimiz Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayacağımız 2023 yılında 50 milyon turist ve 50 milyar ABD doları turizm geliri hedefine ulaşmaktır. Bu konuda T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere, Kurumumuz ve sektörün diğer kurum ve kuruluşlarının üzerlerine düşen görev ve sorumlulukları yerine getireceği kanaatindeyiz.

Özel Haber - Dr. Murat Yeşil Fotoğraflar: Cüneyt Bitikçioğlu

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Başkanı Başaran Ulusoy ile, Türk turizminin mevcut durumu ve geleceğe yönelik planlar üzerinde konuştuk. Türk turizminin en önemli isimlerinden birisi olan Başkan Ulusoy’a FORUM Gazetesi, Travidition – Travel News Magazine ve TurkTurist- Seyahat Dergisi adına sorular sorduk. İşte o sorular ve TURSAB Başkanı Başaran Ulusoy’un verdiği cevaplar:

TC Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere, Kurumumuz ve sektörün diğer kurum ve kuruluşları olsun ülkemizin turizm sektöründe, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütünün 2010 yılı verilerine göre Türkiye, uluslararası turist gelişleri itibarıyla dünyada 7’inci, turizm gelirleri itibarıyla 10’uncu sırada yer almasında üzerlerine düşen görev ve sorumluluğu yerine getirdiği kanatindeyiz.

TÜRSAB Başkanlığına aday oldunuz. İki yıllık projelerinizi açıklar mısınız?

Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütünün 2010 verilerine göre, Türkiye, uluslararası turist gelişleri itibarıyla dünyada 7’inci, turizm gelirleri itibarıyla 10’uncu sırada yer aldı.Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayacağımız 2023 yılında ilk beş arasında yer alması için yapmamız gerekenleri şu başlıkta toplayabiliriz. Planlama-programlama, Tespit, Tanıtım, Yatırım, Teşvik/destek, İşbirliği

Nihai amacımız ülkemizin turizm açısından dünyada hak ettiği yeri almasında belirleyici örgütlerden biri olmaktır. Bunun içinde öncelikli olarak ihtiyaçları, eksiklikleri belirleyip giderilmesi için çabalamaktayız. Öte yandan gizli potansiyellerimizi de ortaya çıkararak insanlığın hizmetine sunmaya çalışıyoruz.Gerek yerel gerek uluslararası örgütlerle daha çok işbirliklerine giderek ortak çıkarlarımızı maksimize etmeyi hedefliyoruz.

TÜRSAB dünyanın dev turizm örgütleri içinde nasıl ve ne şekilde yer alıyor:? Buna yönelik hedefleriniz nelerdir? TÜRSAB’ın çalışmaları arasında uluslararası ilişkiler ve görev kapsamı içinde yürütülen tanıtım faaliyetleri önemli bir yer almaktadır. TÜRSAB, Dünya Turizm Örgütü (UNWTO), Uluslararası Seyahat Acentaları Birlikleri Federasyonu (UFTAA), Avrupa Birliği içindeki Seyahat Acentaları ve Tur Operatörleri Birlikleri Grubu (ECTAA), gibi uluslararası önemli kuruluşların üyesidir.

Size göre geride kalan dönemde neler yapılamadı?

Turizm için 2023 yılına kadar neler yapılmalı?

ulaşmaktır.Bu konuda T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere, Kurumumuz ve sektörün diğer kurum ve kuruluşlarının üzerlerine düşen görev ve sorumlulukları yerine getireceği kanaatindeyiz.

acentaları tarafından yapılmaktadır. Ayrıca, yukarıda belirttiğimiz gibi günümüz teknolojisine ayak uydurmaları için kurumumuz tarafından seyahat acentelerine maddi destek sağlanmaktadır.

Türkiye’nin Amerikalı turiste bakışı nedir? İstatikler var mı?Türsab Amerikalı turist için neler yapmayı planlıyor?

Kurumumuz tarafından kaçak tur faaliyetlerine karşı yapılan çalışmaları şu şekilde sıralayabiliriz. TC. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan işletme belgesi almamış ve Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) üyesi olmadan 1618 Sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu’na aykırı biçimde işletme belgesiz seyahat acentalığı faaliyetleri sürdüren kişi veya kuruluşlara karşı uzun süredir yoğun bir mücadele sürdüren TÜRSAB, tüketicilerin de korunmasına katkıda bulunmak amacıyla yeni bir adım atarak. belgesiz olarak faaliyet gösterdiğini tespit ettiği şahıs ve şirketlerin Google AdWords üzerinden verdikleri reklamların yayınına son verilmesi için gerekli girişimlerde bulunmuştur.

TÜRSAB olarak Ülkemizi ziyaret eden yabancı turistleri Amerikalı veya diğer ülke turisti olarak ayırt etmemiz mümkün değildir. TC Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre 2011 yılının Ocak-Eylül döneminde ABD’den ülkemize gelen ziyaretçi sayısı geçen yılın aynı dönemine göre %16.02 oranında artarak 572 bin 396 kişiye ulaşmıştır. TC Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere Kurumumuz üyesi seyahat acentaları ve sektörün diğer kurum ve kuruluşları olsun Yurdışı ve Yurtiçinde düzenlenecek olan turizm fuarlarına katılarak ülkemizi tanıtılmasında büyük katkı sağladığı kanaatini taşımaktayız.

İstanbul’a gelen turist sayısı 30 milyona ve gelir 30 milyara nasıl ulaşır?

İnternet satışları sebebiyle acenteler zor durumda, nasıl bir çözüm düşünüyorsunuz?

İstanbul başlı başına bir turizm harikası , büyük medeniyetlere, imparatorluklara başkentlik etmiş bir ulu şehir. Her imparatorluk bu doğa harikası kente büyük değerler katmış ve gelecek nesillerin beğenisine, hizmetine sunmuş olan bu şehir için yapılması gerekenleri şu başlık altında sıralayabiliriz.Yatırım, Tanıtım, Teşvik yapılırsa istenilen hedefe ulaşacağı kanaatini taşımaktayız.

Üyemiz acentaların günümüz teknolojik gelişmelere ayak uydurması ve dünya pazarlarında rekabet etme güçlerini ve pazar paylarını artırması amacıyla internet, bilgisayar ve reklam başta olmak üzere bir kısım yatırımlar yapmaları zorunlu hale gelmiştir.Bu çerçevede kurumumuz üyesi seyahat acentalarına bu tür yatırımları yapmaları için mali destek vermektedir.

Türkiye’ye gelen turist 100 milyona ve gelir 100 milyara nasıl ulaşır?

Otellerin acenteleri aşarak doğrudan satışa girmeleri acenteleri güç durumda bıraktığı belirtiliyor. Bunun için düşündüğünüz ne tür önlemler var?

İlk hedefimiz Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayacağımız 2023 yılında 50 milyon turist ve 50 milyar ABD doları turizm geliri hedefine

1618 sayılı yasa çerçevesinde ülkenin tanıtım ve pazarlama faaliyetleri seyahat

Başaran Ulusoy - Biyografi 10.3.1949 yılında Trabzon'un Of ilçesinde doğdu. İlkokul, ortaokul ve liseyi Trabzon'da okudu. 196364 döneminde Trabzon lisesi Cemiyet Başkanlığı yaptı. 1966-1970 yılları arasında İstanbul Ticari İlimler Akademisi’nde lisans eğitimini tamamladı. 1968-70 döneminde Trabzonlular Cemiyeti Başkanlığı yaptı. 1968'de ticaret hayatına atıldı. İnşaat, müteahhitlik hizmetleri, taşımacılık, ulaşım, sigortacılık ve turizm sektörlerinde faaliyet gösterdi. 1970 yılında Fenerbahçe Spor Klubüne kongre üyesi oldu. 1977-79 yılları arasında Fenerbahçe Spor Klubü Yönetim Kurulu'nda Muhasip Üye, Yönetim Kurulu 2. Başkanlığı yaptı ve Divan Heyeti Üyesi olarak çalıştı. 1983-85 döneminde Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Muhasip Üyesi oldu. 1991-1993 yılları arasında Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Muhasip Üyesi oldu. 1991-1993 yılları arasında Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı ve Vakıf Başkanı olarak görev yaptı. 1992-3 Uktaş Uluslararası Kongre Şirketi Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptı. 1992 yılında 1907'liler Fenerbahçe Derneği kurucuları arasında yer aldı.

Türkiye’de kaçak tur faaliyetleri bitirilemiyor. Bunun için neler yapılıyor?

Kurumumuzca, Türkiye Bankalar Birliği’ne yapılan yazılı başvuru ile; haksız rekabetin ve tüketici mağduriyetlerinin önlenmesini teminen; T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan işletme belgesi sahibi olmayan ve Birliğimiz üyesi olmaksızın, 1618 sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu düzenlemelerine aykırı faaliyet gösteren kişi ve kurumlara karşı önlem alınması yönünde , bankalar tarafından kredi kartı ile satış yapmak üzere POS hizmeti ya da mail order sistemi üyeliği verilmemesi ve bu konuda Türkiye genelinde bulunan bankalara bilgi verilmesi talebinde bulunulmuştur.

Farklı ülke turistlerine farklı hizmet diye bir projeniz varmı? TC Kültür ve Turizm Bakanlığının öncülüğünde yapılacak olan farklı ülkeler turistlere farklı hizmetler için yapılacak olan projelerle ilgili kurumumuz üzerine düşen görev ve sorumluluğu yerine getirecektir.


Yeni Yılınız Kutlu Olsun

Amerikan Futbolunda bir Türk Yıldızı

Avrupa’daki futbol takımlarında Türk futbolu görmeye alışsak da American Futbolu’nda yer akab bir Türk oyuncunun yok denecek kadar az olduğunu söylemek zor değil. Türk Amerikan toplumunun yeni nesil gençlerinden olan Ahmet Baki Başçı ise bu alanda bir istisna olmayı başaran bir isim. New Haven Üniversitesinin futbol takımının Defense Leading posisyonunda as oyuncu olarak 96 numaralı forma ile yer alan Başcı başarısı ile göz dolduruyor. Lise yıllarında Amerikan futbolu ile ilgilenmeye başlayan Ahmet Baki Başçı, lisenin okul takımı ile birlikte County çapında bir çok mansiyon ve onur ödüllerine layık görülmüş. Bu sezon Kuzeydoğu-10 Konferansında takım olarak finalleri amaçlayan Başçı, performansı ile göz dolduruyor ve şimdiden geleceğin yıldız oyuncuları arasında gösteriliyor. Lise yıllarında okulun güreş takımında da yer alan başçı futbol takımında yeraldığı University of New Haven’de Sport Endüstrileri Yöneticiliği okuyor. 6-3 inçlik boyu ve 285 paundluk kilosu ile Senior Class’ta top koşturan Başçı, New Jersey Fir Lawn doğumlu. Cliffside Park’taki Başçı Marketin sahiplerinden Gavsi Başçı ve Hülya Başcı çiftinin oğlu olan Ahmet Baki Başçı Amerika’daki Türklerin Amerikan Futbolundaki gururu olmaya aday. Ahmet Baki Başcı’yı ünivesitenin aşağıdaki linkinden ve aynı isimle facebook ve twitter hesaplarından takip edebilirsiniz. http://www.newhavenchargers.com/roster.aspx ?rp_id=923&path=football

Cahit Oktay- New York

Kara kovan balı altın gibi kıymetli  RİZE - Rize'nin Çamlıhemşin ilçesinde üretilen organik kara kovan balı, Çamlıhemşin Tarımsal Kalkınma Kooperatifince ''Organik Çamlıhemşin Balı'' adıyla kilosu 520 liradan satışa sunuldu. Çamlıhemşin Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Mustafa Kestioğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Rize'de arıcılığın en fazla Çamlıhemşin'de yapıldığını, yörede özellikle kütüklerin oyulması sonucu elde edilen ve ''kara kovan'' adı verilen kovanlarda üretilen organik balın rağbet gördüğünü belirtti. İtalya'da 2000 yılında yapılan Dünya Kara Kovan Balı Yarışmasında birinciliği Çamlıhemşinli bal üreticisi Veli Gülas'ın kazandığını, böylece Çamlıhemşin balının uluslararası ödüle de sahip olduğunu dile getiren Kestioğlu, ''Kurduğumuz Çamlıhemşin Tarımsal Kalkınma Kooperatifi aracılığıyla Çamlıhemşin kara kovan balını markalaştırılacak satışa sunma kararı aldık. İlçede kooperatifimize bağlı 16 üretici, yaklaşık 150 kovanda bal üretimi yapıyor'' dedi. Kooperatif görevlileri tarafından sezon başında mühürlenen kovanların sağımının, yine kooperatif görevlileri nezaretinde mühürleri sökülerek yapıldığını anlatan Kestioğlu, ''Mühürü

bulunmayan hiçbir petekten bal almıyoruz. Sağımı yapılan bal sertifikasyon kuruluşu tarafından onay verildikten sonra Rize Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü laboratuvarında tahlil ediliyor. Kavanozlara dolumu bu tahlilden sonra yapıyoruz'' diye konuştu. Organik kara kovan balının daha çok ilçenin Maselevat ve Komati yaylalarında üretildiğini ifade eden Kestioğlu, şunları söyledi: ''Bu yıl 11 üreticinin ürettiği yaklaşık 400 kilo balı tahlillerini yaptırdıktan sonra kilosu 520 liradan satışa sunduk. Bu yıl bal rekoltesi düşük, fakat kalite oldukça yüksek. Ürettiğimiz balı Çamlıhemşin'de bir, İstanbul'da ise 5 noktada satışa sunduk. Bu yıl üretilen balın 250 kilogramı satıldı. Geri kalan balı satmaya devam ediyoruz.'' Çamlıhemşin'de üretilen organik balın Türkiye'nin en iyi ballarından birisi olduğunu savunan Kestioğlu, ''Çünkü böyle bir doğa, bitki örtüsü ve çiçek hiçbir yerde yok. 1400 metre rakımlı yaylalarda bulunan peteklerdeki arılar, 3 bin metreye kadar çıkarak polen topluyorlar. Bu da balın kalitesini artırıyor'' dedi. (A.A) - Bülent İsmailoğlu


ANAYURT HABERLERİ

43

Türkiye, Kabe Revaklarına Sahip Çıkıyor... Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay: “Kabe’nin çevresindeki Osmanlı İmparatorluğu’ndan kalma revaklar için uzman bir heyet gönderiyoruz” dedi.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, 14. Akdeniz Arkeoloji Turizmi Fuarı açılışına katılmak üzere gittiği İtalya’nın Paestum şehrinde Kabe’nin çevresindeki Osmanlı İmparatorluğu’ndan kalma revaklarla ilgili olarak Türk basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Suudi Arabistan tarafından revakların yıkılacağına yönelik olarak kendilerine resmi bir bildirimde bulunulmadığını söyleyen Bakan Günay, 3 yıl önce Cenadiriye Festivali’ne gittiğinde konunun yine gündemde olduğunu, konuyu yakından takip ettiklerini ve eğer yıkılacaksa resmen Türkiye’ye getirilmesini talep ettiklerini ifade etti. Kabe revakları ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun bizzat ilgilendiğini belirten Günay yaptığı açıklamada Başbakan ile Dışişleri Bakanına minnettar olduğunu kaydetti. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak önümüzdeki hafta restitüsyon ve rölevelerini çıkarmak için uzman bir heyet göndereceklerini bildiren Günay, revakların herhangi bir biçimde yıkılmaları halinde, hem Türkiye’ye getirilmelerine, hem de herhangi bir tahribatı önlemeye yönelik proje çalışmaları yaptıklarını belirtti. Revakları, yıkılması ve Türkiye’ye getirilmesi söz konusu olduğunda, ülkemize getirecek olan sponsor bir firma da bulduğunun altını çizen Ertuğrul Günay, bu eserlerin Türkiye’ye herhangi bir maddi külfet yaratmaksızın, bir Türk girişimci eliyle ülkemize taşınıp getirilebileceğini söyledi. AA



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.