Forum Gazetesi 143. Sayi

Page 1

Dün silah tutan eller bugün bilgisayar kullanıyor

EL KAİDE VE TALİBAN’I TOPLUMA KAZANDIRMA KAMPINDA Daha düne kadar adlarını bile duyduklarında dünyanın titrediği Ladin'in el Kaide'si ile Taliban ordusu, şimdi marangozluk öğreniyor, nakış işliyor, bilgisayar programı yazıyor. Taliban ve ElKaide’ye karşı Pakistan ordusunun gerçekleştirdiği operasyonların merkezi olan Afganistan sınırındaki Swat bölgesinde yakalanan Talibanların topluma tekrar kazandırılması için mesleki eğitim gördüğü askeri kampüsün kapıları Forum Gazetesine açıldı. Hayrettin Turan’ın haberi

38.

sayfada

Turkish American Newspaper Year 8 Issue 143 November 06, 2011 Semi monthly $ 1.00

Türk Havayolları Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu “FORUM”a açıkladı:

THY, AVRUPA’NIN EN GENÇ FİLOSUNA SAHİP Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, gazetemize yaptığı açıklamada, THY’nin 177 uçaktan oluşan filosu, 6.5 yaş ortalaması ile Avrupa’nın en genç filosu olduğunu söyledi. Topçu, “Yönetim olarak Türkiye’nin, İstanbul ve Ankara’nın artılarını kullanmak için yatırım kararı aldık ve uyguladık. 2006 yılında Türk Hava Yolları tarihinin en büyük yatırımını yaptık ve 1 yıl içinde 24 yeni dış hat açtık.” dedi.

Röportajın devamı

26

sayfada


Dost ve Müşterilerimizin Kurban Bayramını Kutlarız

Dost ve Müşterilerimizin Kurban Bayramını Kutlarız


Haber

3

AB Bakanı Bağış, ATAA heyetini kabul etti

ANKARA – Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türk-Amerikan Dernekleri Asamblesi (ATAA) Başkanı Ergün Kırlıkovalı ve beraberindeki heyeti kabul etti. Bakan Bağış, Bakanlıkta gerçekleşen kabulde yaptığı konuşmada, uzun süredir tanıdığı, Türkiye’nin ve Türk dünyasının meselelerinde birlikte çalıştığı Kırlıkovalı’yı ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti. ATAA’nın kurulduğu yıldan bu yana Türkiye’nin, Washington’da ve ABD’nin diğer kentlerinde hassas konularını duyurma ve oradaki Türk toplumunu organize etme konusunda başarılı olduğunu ifade eden Bağış, asamblenin başkanı Kırlıkovalı’nın bütün tehditlere ve zorluklara rağmen Türkiye’yi savunmaya devam ettiğini söyledi. Ergün Kırlıkovalı ise Egemen Bağış’ın Amerika’daki Türklerin gurur duyduğu bir başarı hikayesi olduğunu belirterek, Bağış ile gurur duyduklarını belirtti. Kırlıkovalı, ABD’den Türkiye’ye sevgi, saygı ve nezaket ziyaretinde bulunduklarını ifade ederek, ”İleride çok sık çalışmalarımız olacak, ama bu bir başlangıç ziyaretidir” dedi. (A.A)

Kurban Bayramınız Kutlu Olsun


ANAYURT HABERLERİ

4

"Dünyanın Halleri", Altın Portakal'da 48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "Dünyanın Halleri" başlığı altında sosyal içerikli 4 film gösterildi. Antalya Büyükşehir Belediyesinin desteğiyle Antalya Kültür Sanat Vakf ı tarafından 8-14 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilen 48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali programı kapsamında, değişik ülkelerden çağına tanıklık eden dört yapıta yer verildi.

Safranbolu'da üzümler yarıştı

KARABÜK -İHA- Safranbolu ilçesinde, Geleneksel Bağ Bozumu Şenliği gerçekleştirildi. Şenlikte, "En İyi Üzüm Yetiştiricisi" ve "Üzüm Güzeli Yarışması" renkli görüntülere sahne oldu. Karabük'ün Safranbolu ilçesinde, Kaymakamlık tarafından Kent Tarihi Müzesi'nde 2011 yılı Geleneksel Bağ Bozumu Şenlikleri düzenlendi.

“Namaz kılan insan” siluetinin sırrı Sivas'ın Divriği ilçesindeki Ulu Camii ve Darüşşifası'nı inşa eden mimar ve ustaların, bu eşsiz eserde ortaya çıkan ''Namaz kılan insan'' ve diğer siluetler ile gölgeler için çok ince hesaplar yaptıkları, tarihi eseri hayata geçirmeden önce 2 yıl boyunca güneşin doğuşundan batışına, yıldızların çıkışından kayboluşuna kadar her şeyi hesapladıkları bildirildi.

Kurban Bayramınız Kutlu Olsun

Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası ile ilgili araştırmaları ve kitapları bulunan, bilgilerini ziyaretçilerle paylaşan araştırmacı-yazar Ruhan Özaygün, eşsiz eserin bilinmeyen yönlerini değerlendirdi. Mengücekoğulları'nın Divriği'ye kazandırdığı bu şaheserde ortaya çıkan ''Namaz kılan insan'' ve diğer siluetler ile gölgeler için, tarihi yapıyı inşa eden mimar ve ustaların çok ince hesaplar yaptığını, bu siluetlerin ve gölgelerin tesadüf olmadığını belirterek, ''Eseri inşa eden mimar ve ustalar, binayı yapmadan önce 2 yıl

boyunca güneşin doğuşundan batışına, yıldızların çıkışından kayboluşlarına kadar hepsini hesaplamış. Bu hesaplar yapıldıktan sonra, elde edilen sonuç, bu eser üzerinde gösterilmeye çalışılmıştır. Kapılarda ilk etapta siluet bakıyor, temaşa ediyor. İkincisinde siluetteki o kişi kitap okuyor, üçüncü durumda namaz kılıyor, dördüncü olayda ise kadına çevriliyor. Onun için burada tesadüf bir şey yoktur, eseri ilme hizmet, hakka hizmet, fisebilillah (Allah rızası için) düsturuyla yapmışlardır'' diye konuştu.


AMERİKA

5

Başbakan Erdoğan, G 20 Zirvesi’nde ABD Başkanı Obama ile görüştü Başbakan Erdoğan, G-20 Liderler Zirvesi'nde ABD Başkanı Obama ile bir araya geldi. Yarım saatlik görüşmede, iki ülke ilişkileri, bölgesel konular ve Van depremi konuşuldu.

ABD giderek fakirleşiyor WASHINGTON – Fakirliğin son 10 yılda ABD’nin birçok bölgesinde giderek arttığı ve eğitim, güvenlik ve halk sağlığı için tehdit haline geldiği bildirildi. Brookings Enstitüsünün araştırmasına göre, ABD kentlerinin aşırı yoksul mahallelerinde yaşayanların sayısı son 10 yıl içinde 3′te 1 oranında arttı. Bu bölgelerde yaşayanların yüzde 40′ının, ABD’de 4 kişilik bir aile için belirlenen yoksulluk sınırının altında yaşadığı kaydedildi. ABD’de 4 kişilik bir aile için yoksulluk sınırı yıllık 22.314 dolar seviyesinde bulunuyor. İstatistiklere göre, son yıllarda ABD’deki eyaletlerin ve kentlerin neredeyse tamamında yoksullaşma oranında artış meydana geldi. Bu artış özellikle 2009 yılında en üst seviyeye ulaştı. Yoksul nüfusun yüzde 40′ı büyük kentlerin dışında, özellikle banliyölerde yaşamaya başladı.

CANNES - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Fransa'nın Cannes kentinde devam eden G20 Liderler Zirvesi'nin gerçekleştirildiği kongre merkezinde ABD Başkanı Barack Obama ile görüştü. Yarım saat süren görüşmede, iki ülke arasındaki ilişkiler, bölgesel konular ve Van'da meydana gelen depremin

ele alındığı bildirildi. Obama, Başbakan Erdoğan'a annesinin vefatı nediyle bir kez daha başsağlığı dileğinde bulundu. Zirvede ikili temaslarda da bulunan Erdoğan, Güney Kore Cumhurbaşkanı Lee Myung-Bak ve Çin Halk Cumhuriyeti Başkanı Hu Jintao ile görüştü.

New York’ta Adnan Turani resim sergisi Türkevi, çağdaş Türk resminin önemli isimlerini ağırlamaya devam ediyor. Bedri Rahmi Eyüboğlu, Devrim Erbil, Canan Tolon ve Ahmet Yeşil gibi sanatçılardan sonra bu kez çağdaş Türk resminin duayeni olarak kabul edilen, Adnan Turani A.B.D.’deki ilk kişisel sergisi ile 9 Kasım 2011’de Türkevi’nde sanatseverlerle buluşuyor.

NEW YORK- 23 Aralık 2011 tarihine kadar açık kalacak sergide, sanatçının 10’u tuval üzerine yağlıboya, 5’i kağıt üzerine çalışmalar olmak üzere toplam 15 yapıtı sergilenecek. Sergilenecek yapıtların tamamı sanatçının New York sergisi için özel olarak hazırladığı en son eserleri olması bakımından ayrı bir özellik taşımaktadır.

burg, Berlin ve Tel Aviv’de eserleri sergilenmiştir. Akademik kariyeri için doktora da yapan Turani’nin eserleri, 1960’lardan itibaren günümüze kadar kendi ülkesi dışında Fransa, İtalya, Almanya, İspanya, Yugoslavya, ABD, Irak, Japonya, Hindistan, Mısır, İsrail, Güney Kore ve İsviçre gibi birçok ülkenin düzenlediği bienal ve uluslararası sergilerde yer almıştır.

1925 İstanbul doğumlu olan sanatçı, İstanbul ve Ankara’daki eğitiminden sonra II. Dünya Savaşı sonrası Milli Eğitim Bakanlığı’nca Avrupa’ya gönderilen ilk kişidir ve Münih, Stuttgart, Hamburg Güzel Sanatlar Akademilerindeki çalışmalarıyla eğitimini tamamlamıştır (1953-1959). Aynı tarihlerde Hannover, Ham-

Adnan Turani’nin resim anlayışı, soyut kurgulu bir etki biçimi arayışına dayanır. Onun için doğa biçimi değil, doğa biçiminin resimselleştirilmiş kurgusu önem taşır. Resimleri, optik görüntü biçiminin deformasyonuna değil, etki biçiminin zaman içinde araştırılarak bulunabilen soyut yani önceden bilinemeyen kurgusuna dayanır.

Clinton, ”Türkiye’nin bölgede artan rolünden memnuniyet duyuyoruz” ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, ”ABD, Türkiye’nin bölgede ve dünya sahnesinde artan rolünden memnuniyet duyuyor” dedi. Clinton, Amerikan Türk Konseyi’nin (ATC) 30. Yıllık Konferansı dolayısıyla düzenlenen akşam yemeğine katıldı. WASHINGTON – Clinton, ABD Başkanı Barack Obama ve Amerikan halkı adına, Van’daki depremde hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı diledi, duaları ve düşüncelerinin onlarla kurtarma ekipleriyle ve Türk halkıyla birlikte olduğunu söyledi. Depremde 48 saat sonra Azra bebek ile annesi ve babaannesinin, 13 yaşındaki Yunus’un enkazdan çıkarılması gibi örnekleri hatırlatarak, insanoğlunun yaşama direncini gösteren bu hikayelerin kendilerini derinden etkilediğini kaydeden Clinton, iki hafta önce terör örgütü PKK’nın Çukurca’da düzenlediği hain saldırıyı da anımsatarak, ABD’nin şiddet içeren aşırılıklarla mücadelesinde Türkiye’nin yanında yer aldığını vurguladı. Clinton, geçen ay yeni başlatılan küresel terörle mücadele forumuna Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile eşbaşkanlık etmiş olmaktan gurur duyduğunu ifade etti.

Bunun Türkiye ile ABD arasındaki geniş boyutta ve giderek daha kapsamlı hale gelen ortaklığın sadece bir örneği olduğunu belirten Clinton, ABD Başkanı Obama’nın, göreve başladıktan sonraki ilk yurtdışı ziyaretini düzenlediği Türkiye’de TBMM’de yaptığı konuşmada, Türk-Amerikan ilişkilerinin her iki taraf için de taşıdığı önemin altını çizdiğini hatırlattı. Clinton, Kongre’deki kimi çevreler de dahil olmak üzere bazı Amerikalıların, Türkiye ile ABD arasındaki bu hayati ortaklığın geleceğine dair soru işaretleri dile getirdiklerine dikkati çekerek, bu çevrelerin ilişkilerin kalıcılığı ve Türkiye’nin bölgede gelecekte oynayacağı rolleri sorguladıklarını, okuduklarından gördüğü kadarıyla bu ortaklığa dair şüpheler taşıyan Türklerin de olduğunu söyledi. Bu sorulara cevap vermenin, her iki ülke yönetimlerinin sorumluluğu olduğunu ifade eden Clinton, ”Şunu vurgulamak istiyorum ki;

ABD, Türkiye’nin bölgede ve dünya sahnesinde artan rolünden memnuniyet duyuyor” dedi. Clinton, Türkiye ile her konuda tam görüş birliği içinde olmayabildiklerini, ancak hiçbir iki ülke, iki dost ve hatta aynı ailenin iki üyesinin de her zaman her konuda aynı şekilde düşünmesinin imkansız olduğunu belirtti. Türkiye’nin, artan etkisiyle birlikte gelen sorumluluklarını üstlendikçe, ABD ile arasındaki ortaklığın da ilerleyen yıllarda daha yapıcı hal alacağından emin olduklarını ifade eden Clinton, Türk-Amerikan ilişkilerinin, bazen daha az dikkati çeken, ancak ortak gelecekleri açısından giderek daha merkezi hale gelen bir yönüne de odaklanmak istediğini kaydetti ve bunun da Türkiye ile ABD arasındaki ekonomik bağlar ve Türkiye’nin bölgede artmakta olan ekonomik liderliği olduğunu söyledi. (A.A) – Mehmet Toroğlu/Barışkan Ünal


6

SAĞLIK HABERLERİ

Tarhana, kalp krizi ve kanseri önlüyor

Kurban Bayramınız Kutlu Olsun

Hacettepe Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayhan Temiz, vitamin ve mineraller yönünden zengin olan tarhananın şifa kaynağı olduğunu söyledi. Temiz, açıklamada bulunurken, tarhananın içinde bulundurduğu çeşitli liflerden dolayı yüksek kolesterol, kalp krizi, kolon kanseri, obezite, yüksek tansiyon, hemoroid ve damar hastalıklarının azaltılmasında etkili olduğunu bildirdi. Prof. Dr. Temiz, tarhanada bulunan proteinlerin vücut için gerekli olan bazı aminoasitleri bolca ve dengeli olarak içerdiğini belirterek, "Tarhana, vücudumuzun mikroplara karşı dirençli olması açısından önemli olan vitaminler ve mineraller yönünden zengindir. Tarhanada özellikle B vitaminleri bol miktarda bulunur. Kepeği uzaklaştırılmamış undan yapılan tarhanalardaki B vitaminleri içeriği kepeksiz undan veya göceden (kabuğu soyulmuş ve kırılmış buğday) yapılan tarhanalara göre daha yüksektir. Kalsiyum, demir ve çinko ise tarhanada bol bulunan minerallerdir" dedi. Gıdalarla alınan proteinlerin vücuda yararlı olabilmesi için ilk aşamada mide

ve bağırsaklarda sindirilerek aminoasitlere kadar parçalanması gerektiğini kaydeden Temiz, "Aminoasitler bağırsaklardan kolayca emilir ve vücuda yarar sağlar. Sindirilemeyen proteinler ise dışkıyla dışarı atılır ve vücut bu proteinlerden yararlanamaz. Tarhananın bileşimine yoğurt ve bitkilerden kaynaklanarak dahil olan laktik asit bakterileri tarhanadaki proteinleri belli ölçülerde aminoasitlere parçalayarak tarhanayı sindirimi kolay gıda şekline dönüştürür. Böylece aminoasitler tarhana ile vücuda hazır olarak girerler ve bağırsaklardan kolayca emilerek vücuda yarar sağlar. Buna bağlı olarak tarhananın besleme değeri artmış olur" diye konuştu. AA

Dost ve Müşterilerimizin Kurban Bayramını Kutlarız


Dost ve Müşterilerimizin Kurban Bayramını Kutlarız


KURBAN BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN


ANAYURT HABERLERİ

2023 yılına kadar tüm Türkiye’de petrol aranacak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, petrol ve doğalgazın yerli kaynaklardan sağlanması amacıyla arama faaliyetlerine ağırlık verildiğini, 2023 yılına kadar tüm ülkede arama çalışması yapılmasının hedeflendiğini belirtti. Yıldız, MHP Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın soru önergesine verdiği yanıtta, Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin Akdeniz’de gerçekleştirdiği petrol ve doğalgaz arama çalışmalarını değerlendirdi. Rum yönetiminin tüm Ada adına bölgenin doğal kaynaklarının araştırılması ve çıkarılmasına yönelik anlaşmalar yapma ve kanuni düzenlemelerde bulunma yetkisi bulunmadığını belirten Yıldız, ”Gelişmeler, Hükümetimiz, bakanlığımız ve kurumlarımız tarafından yakından takip edilmekte ve ülkemiz KKTC’nin hak ve menfaatlerinin korunmasına yönelik olarak gerekli dikkati göstermektedir” dedi. Sismik arama gemisi Piri Reis’in bölgede çalışmalarını sürdürdüğünü anımsatan Yıldız, ”aramaların 3. ayağını oluşturacak çalışmalar için yeni bir geminin kiralanması ya da satın alınması çalışmalarına ivedilikle başlandığını” bildirdi. Yıldız, ayrıca, TPAO Genel Müdürlüğünün Mağusa’da kara araması yapmayı planladığını ifade etti -”2023 yılına kadar…”Türkiye’nin yürüttüğü petrol ve doğalgaz arama çalışmaları hakkında da bilgi veren Yıldız, ”Ülkemizin her geçen gün daha büyük ölçüde ihtiyaç duyduğu en önemli kaynaklardan biri olan petrol ve doğalgazın öncelikle yerli kaynaklarımızdan sağlanması amacıyla arama faaliyetlerine ağırlık verilmiş olup, 2023 yılına kadar tüm Türkiye’nin aranması hedeflenmiştir” açıklamasında bulundu. Yıldız, şöyle devam etti: ”Bu hedefe ulaşmak amacıyla bakanlığımız ilgili kuruluşu TPAO Genel Müdürlüğü, önceki yıllarda olduğu gibi 2011 yılında da hidrokarbon varlığı ispat edilmiş bölgelerin yanı sıra henüz yeterince aranmamış yörelerde ve özellikle denizlerde yoğun bir çalışma içerisine girmiştir. TPAO, yoğun arama faaliyetleriyle, yatırımlarına hız kazandırmış ve son yıllarda büyük bir yatırım hamlesi gerçekleştirmiştir. Yoğun arama çalışmaları, Karadeniz’i büyük petrol şirketlerinin ilgi odağı haline getirmiştir. Denizlerimizde arama-sondaj çalışmaları bütün hızıyla devam etmektedir. Yapılan arama çalışmaları sonucunda, umut verici yeni yapıların belirlenmiş olması, geleceğe yönelik arama hedeflerimiz açısından büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, TPAO, bilinen bölgelerin dışında, yeni arama sahalarının hidrokarbon potansiyeline ilişkin önemli ipuçları elde etmenin kazanımıyla jeolojik-jeofizik çalışmalarına da devam etmektedir.” AA

9


10

ANAYURT HABERLERİ

İstanbul’da “Amerikan Yerlileri” fotoğraf sergisi ”Amerikan Yerlileri: Osmanlı İle Bir Bağlantı” isimli fotoğraf sergisi Yıldız Sarayı Çit Kasrın’da açıldı. İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA) ve Amerikan Türk Koalisyonu (TCA) işbirliğiyle düzenlenen sergide, Smithsonian Enstitüsü koleksiyonunda yer alan ve 1886 yılında Dr. Hoffmann tarafından Sultan II. Abdülhamid’e takdim edilmek üzere İstanbul’a getirilen fotoğraflar arasından seçilen 50 eser sergileniyor. İSTANBUL – Çoğunluğu 19. yüzyıl fotoğrafçısı olan Charles Milton Bell, Alexander Gardner, Joel Emmons Whitney, William Henry Jackson ve John K. Hillers’ın çektiği fotoğraflardan oluşan sergiye gelenler, Amerikan yerlilerinin reis, savaşçı, öğrenci, çocuk ve kadın fotoğraflarını ilk kez görme fırsatı bulacak. Serginin açılış töreninde konuşan IRCICA Genel Direktörü Dr. Halit Eren, kurum olarak 31 yıldır İslam kültür ve medeniyetiyle ilgili araştırma ve yayınlar yaptıklarını, kongreler, sergiler, uluslararası hat, mimarlık ve sanat yarışmaları düzenlediklerini, İslam medeniyeti ve İslam dünyası üzerine uzmanlaşmış kütüphane ve arşiv hizmetleri sunan merkezlerinde bir de fotoğraf arşivi yer aldığını söyledi. Fotoğraf arşivlerinde 70 bini aşkın eser bulunduğunu belirten Eren, birçok koleksiyonu içeren arşiv bünyesinde koleksiyonların korunması, incelenmesi ve araştırmacıların kullanımına sunulmasını amaçlayan çalışmalar yaptıklarını vurguladı. TCA Başkanı G. Lincoln McCurdy de serginin Türklerin yerli Amerikalılara ve kültürlerine yüzyıllardır duyduğu ilgi ve saygının ifadesi olduğunu dile getirerek, ”Kültürel açıdan bu sergi, Türkiye ve yerli Amerikalı bölgeler arasında bir köprü kurma yolunda atılan önemli bir adımdır” diye konuştu. Serginin açılış törenine ABD İstanbul Başkonsolosu Scott Kilner ve eşi Jan Kilner, sergi sponsoru İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri Başkanı İbrahim Yılmaz ile fotoğrafta yer alan kişilerin torunlarından Shawn Real Bird ve Valerian Three Irons da katıldı. Açılışın ardından Bird ve Irons, sergiyi düzenleyenler başta olmak üzere tüm Türkiye için şans ve iyilik dilekleri içeren yerel bir dua okudu. AA

Dost ve Müşterilerimizin Kurban Bayramını kutlarız


Yorum

11

Genç Opera Sanatçısı Tenor Mete Taşın San Francisco’da

Veda Bayramı Hayatımızda bazen çok hızlı gelişmeler yaşarız… Aklımıza gelmeyenler bir anda başımıza gelir… Belki bir an duraklayıp kararsız kalsak ta akışına bırakırız her şeyi… Eski yaşanmışları unutur, yeni heyecanlara uyanırız her sabah… Önümüzde bizleri neyin beklediğini düşünüp taze hayaller kurarız kendimizce… Tam 18 yıl... Dile kolay… Benim için hayatımın önemli bir bölümü… Amerika’ya 1993 yılının sıcak bir Haziran gününde inişim dün gibi taze hafızamda… Okul hayatı, iş hayatı, dernekler ile geçirilen yıllara baktığımda hiçbir pişmanlığım yok aslında… Hangi işi yaptıysam elimden gelenin en iyisini yaptım… Bu hengâme ortasında kendimi biraz ihmal de ettim. Sonra bahtıma benim dilimden anlayan bir hayat arkadaşım çıktı. Onunla bir ömür beraberlik için imza attık… Eşimi de alıp 18 yıllık ikinci vatanıma dönüş planları yaparken bu defa da anavatanımda iş imkânı çıktı karşıma… Hem de daha önce hiç yaşamadığım bir şehirde… Son yıllarda içimde anavatana dönüşe dair artan bir istek olduğu için gelen teklifi memnuniyetle kabul ettim… Yeni eş, yeni iş, yeni bir şehirde hayat… Her şeye yeni bir başlangıç… Henüz yeniyim bir çok şeye ama şikâyetçi değilim. Onca yıldan sonra yeniden anavatanıma alışıyorum… Peki 18 yılı Amerika’da bitirip dostları unutmak mümkün mü? Asla… Öncelikle bu süre içinde ilgi ve alakalarını esirgemeyen tüm dostlarıma ve arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum… İyi ki hepinizi tanımışım… Sonra 2003 yılından beri Forum Gazetesi olarak başladığımız serüvende bizi yalnız bırakmayıp ilanları ile destekleyen ve bundan sonra da destekleyecek olan tüm kurum ve kuruluşlarımıza, bu süre içinde gazetemizin hazırlanmasında ve okurlarımıza iletilmesinde emeği geçen tüm mesai arkadaşlarıma, köse yazarlarımıza sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum… Ankara’da üstlendiğim görevin yoğunluğu ve yeni kurumuma olan saygımdan dolayı kalemimin kapağını cebime koyup aranızdan ayrılıyorum. Kim bilir günün birinde burada veya başka mecralarda yeniden buluşuruz… Sizlere veda yazımı bir Kurban Bayramında yazıyorum… Hepinize güzel bir bayram ve ömür boyu mutluluklar diliyorum…

FORUM The Turkish-American Newspaper Publisher Murat Yeşil, Ph.D. Editor-in-Chief Fatih Yeşil Assistant Editor Sevinç Özbek

Marketing Director Necmi Bahçe Representatives Cahit Oktay - New York Yıldız Gündoğmuş - Ankara Oya Eren - Ankara Hayrettin Turan - İstanbul Feramiz Gökdemir - İstanbul Forum, The Turkish American Newspaper does not in way, shape or endorse, condone, or is responsible for any opinions, advertisements, misprints, typos and/or publication errors.

Türk operasının ABD’deki temsilcilerinden Tenor Mete Taşın aralık ayından itibaren dünyanın en önemli üniversitelerinden biri olan Stanford Üniversitesi’nde ders vermeye başlayacak. Türk operalarından oluşan bir konser vermeyi planlayan Taşın, önümüzdeki günlerde Broadway’de gösterime girecek olan Keloğlan müzikalinin müziklerini bestelemeye başladığını kaydetti.

Opera alanındaki eğitimine İzmir 9 Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda başlayan Taşın burada ön lisans eğitimini tamamladıktan sonra kendi deyimiyle ‘büyük denizde boğul boğulacaksan’ diyerek, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarına geçiş yaptı. Burada bir taraftan eğitim alırken İstanbul Devlet Operası’nda ve İstanbul Şehir Tiyatroları’nda bir çok konser ve oyunda solist olarak görev aldı. Harbiye Açık Hava Tiyatrosu, Kuruçeşme Arena ve Rumeli Hisarı gibi farklı yerlerde konser veren Tenor Mete Taşın İstanbul Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra, master eğitimi için New York’a yerleşti. Burada da müzikten kopmayan Taşın çok sayıda oyun ve konserde solist olarak görev aldı. Carnegie Hall’da 3 defa konser veren sanatçı aynı zamanda New York Fashion Week, Houston Fashion Week,Bay Area Fashion Week,British Virgin Island Fashion Week, Union Street Festival ve North Beach Festival gibi büyük projelerde solist olarak görev yaptı. İstanbul Şehir Tiyatroları’ndan Can Doğan’ın yazdığı Ali Baba ve 40 Haramiler çocuk oyununun muziklerini besteleyen Taşın, bu oyunun New York’taki prömiyerinde oyundaki önemli karakterlerden biri olan Sultan’ı başarıyla canlandırdı.

Turkish American Art Society of New York , TARTETurkish American Repertory Theater & Entertainment, The New York Lyric Opera, San Francisco Lyric Opera, Verismo Opera, Roxody gibi bir çok önemli kurumla solist olarak calışan sanatçı son olarak, San Jose Operasıyla 1 yıllık anlaşma imzaladı. Son günlerde çok önemli bir projeyi hayata geçirmek için mesai harcadığını belirten Taşın hedefinin en kısa zamanda San Francisco’da kostümlü ve orkestralı bir Türk operasını oynamak olduğunu söyledi. Daha önce hiç bir Türk operasının yurt dışında sahnelenmediğinin altını çizen sanatçı ayrıca Berkeley Üniversitesi’nde ve Stanford Ünversitesi’nde Türk operalarından oluşan bir solo konser hazırlığı içerisinde olduğunu belirterek, sözlerini tamamladı.

FORUM GAZETESİ REKLAM & İLAN SERVİSİ 973 - 454 - 0996 973 - 573 - 0313 347 - 417 - 0683 info@forumgazetem.com ilan@forumgazetem.com 1199 Main Avenue Clifton, NJ 07011 FORUM - The Turkish-American Newspaper is published twice a month (24 issues each year) by FORUM Newspaper LLC at 1199 Main Avenue, Clifton, N.J. 07011. Application to mail at periodicals postage rate at Clifton, N.J., 07015-9998. POSTMASTER - Please send address changes to FORUM Newspaper LLC, 1199 Main Avenue, Clifton, N.J. 07011 Tel: 973 - 727 - 6647 & 973 - 454 - 0996 Fax: 973 - 218 - 8440


12

YORUM

Önemli Telefonlar

Kurtlar sofrasında yer kapmak... Dış politikada dengeleri korumak , buz üzerinde dans eden sporcuların ayakta kalma mücadelesi gibidir. Sürekli hareket etmek, bu hareket anında hızı ayarlamak, zeminle görsel ve zihinsel bağlantıyı kesmemek gerekir. Pist etrafındaki seyircilerin söz ve davranışlarına kafayı takan sporcunun bir anda dengesini kaybedip yere çakılması işten bile değildir. Aynı şekilde bir ülkenin dış politikasını yürüten siyasi irade, ani gelişmelere göre kendi pozisyonunu hemen ayarlayabilmeli, bölge ve dünyadaki dış politika oyuncularının ayak oyunlarına karşı dikkatli olmak durumundadır. Türkiye’nin son yıllarda bir bölge olma yolunda izlediği dış politika, hiç beklenmedik bir anda ortaya çıkan Arap baharı adı verilen ve Ortadoğu ve tüm Arap dünyasında siyasi dengeleri altüst eden halk hareketleriyle biraz bocalasa da ana hatlarıyla başarılı çizgisini korumaktadır. Bu bağlamda Türk dış politikası, hemen yanıbaşımızdaki Suriye’de yönetimin değişime ayak diremeye ısrar etmesi yüzünden, sıkıntılı bir dönem geçirdi. Arkasından İsrail ile gerilen ilişkiler ve son olarak da Güney Kıbrıs Rum yönetiminin Akdeniz’de petrol arama macerası Ankara’nın izlediği “komşularla sıfır sorun” politkasında bazı değişikliklere gidilmesini zorunlu hale getirdi.

T.C. Washington Büyükelçiliği T.C. Birleşmiş Milletler Temsilciliği T.C. New York Başkonsolosluğu T.C. New York Eğitim Ataşeliği T.C. New York Kültür ve Turizm Ataşeliği T.C. New York Ticaret Ataşeliği T.C. New York Ekonomi Ataşeliği T.C. New York Sağlık Ataşeliği T.C. New York Din ve Sosyal Hizmetler Ataşeliği T.C. New York Basın Müşavirliği KKTC - BM Temsilciliği T.C. Washington Büyükelçiliği T.C. Washington Silahlı Kuvvetler Ataşeliği T.C. Washington Basın Müşavirliği T.C. Washington Eğitim Müşavirliği T.C. Washington Ekonomi Müşavirliği T.C. Washington Ticaret Müşavirliği T.C. Washington Gümrük Müşavirliği T.C. Washington Kültür Tanıtma Müşavirliği T.C. Washington Büyükelçiliği Konsolosluk Şubesi T.C. Chicago Başkonsolosluğu T.C. Houston Başkonsolosluğu T.C. Los Angeles Başkonsolosluğu Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu - TADF Türk Amerikan Dernekleri Asemblesi - ATAA Türk Hava Yolları New York Ofisi T.C. Ziraat Bankası -New York Şubesi T.C. Vakıflar Bankası -New York Şubesi T.C. Ottawa Büyükelçiliği Kanada Türk Dernekleri Federasyonu New York Fatih Camii Rochester Hamidiye Camii New Jersey Paterson Ulu Camii New Jersey Karaçay Türkleri Camii

Bu gelişmeler Türkiye’nin önünü kesmek için sahneye konan bir oyunun sonucu mu yoksa, birbirinden bağımsız olarak ortaya çıkan bir doğal gelişmeler zinciri mi bilinmez ama birinci ihtimal ikincisinden daha güçlü gibi görünüyor. Her ne olursa olsun Türkiye, dış politikada hedef aldığı noktaya varmak için hiç bir engele takılmamalı. Yerine göre esnek olmalı ama bölge ülkelerinde ve tüm dünyada ilgi ve biraz da kıskançlıkla izlenen “güçlü ve etkili” imajını asla bozmamalıdır. Dünyanın neredeyse tüm ülkelerinde yaşanan ekonomik krize karşılık Türkiye’nin nisbeten rahat olması, dış politikada Ankara’nın elini güçlendirmektedir. Bu avantaj iyi kullanılabilirse, Türkiye sadece bölgesinde değil aynı zamanda uluslararası alanda da etkili bir güç olacaktır. Afrika’dan Asya’ya, Asya’dan Amerika’ya bir çok ülke ile kurulan ticari bağlar, siyasi işbirliğine de yolaçmakta. Bu bağlamda Türkiye, yıllarca tanımadığı bir çok ülke ile çok yakın işbirliğine girmiş ve bu işbirliği ona BM Güvenlik Konseyi’nde geçici üyelik hakkı sağlamıştı. Türkiye’nin şu anda Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın bir çok komitesinde yönetici olarak yeralması da hep bu ilişkiler sayesinde mümkün olabilmiştir. Türkiye’nin yıllar önce Afrika’ya açılmaya başlaması, o zaman hem içteki kısır düşünceli bazı politikacılarımız hem de dış dünyanın dış politika uzmanları tarafından tenkit edilmişti. Hele ki, D-8’ler olarak kurulan ve dünyadaki müslüman ülkelerin ekonomik güçlerinin birleştirilmesini amaçlayan hareket alay konusu yapılmıştı. Dünya dış politikası tam bir kurtlar sofrasıdır. Bu sofrada yeralmak kolay bir iş değil. Bu sofranın kurucuları aralarına yeni bir üye almazlar. O sofraya katılmanın yolu tüm dünya ile ticari ve siyasi ilişkilere girmekten geçer. Siz kapıları zorladıkça onlar açmak istemez, önünüze engeller çıkarırlar, binbir türlü ayak oyunlarına girerler ama siz güçlü kararlı olursanız o kapılar ardına kadar açılır. Kurban Bayramınız mübarek olsun... Bir sonraki sayıda görüşebilmek dileğiyle...

Kurban Bayramınız Kutlu Olsun

(202) 612-6700 (212) 949-0150 (212) 949-0160 (212) 687-8395 (212) 687-2194 (212) 687-1530 (212) 661-7494 (212) 450-9164 (212) 661-1039 (212) 867-9023 (212) 687-2350 (202) 612-6700 (202) 612-6770 (202) 612-6807 (202) 612-6810 (202) 612-6790 (202) 612-6780 (202) 612-6794 (202) 612-6800 (202) 612-6740 (312) 263-0644 (713) 622-5849 (323) 655-8832 (212) 682-7688 (202) 483-9090 (800) 874-8875 (212) 557-5612 (212) 621-9400 (613) 789-4044 (647)-230-9397 (718) 438-6919 (716) 482-4210 (973) 345-6584 (973) 345-1083


AMERİKA HABERLERİ

13

Paterson’daki Türklerden Van’daki depremzedelere yardım gecesi ABD’de Türklerin en yoğun yaşadığı New Jersey eyaletinin Paterson kentinde Van’daki depremzedeler için yardım gecesi düzenlendi.

Doğu nehri kazasının mesulu 'obez' aile mi? İndigo mavisi spot lambaları yanıp sönüyor, göz kırparak. Işıltıları durgun sulara yayılan spotların sayısı 6. New York polisine ait deniznehir kurtarma ekiplerinin şişme botları bunlar. Her ışık bir botun nerede olduğunu gösteriyor. Pencereden dışarıya bakıyorum. Yaşadığım daire Doğu Nehri'ne bitişik. İleride Manhattan'ı Queens ilçesine bağlayan asma köprü, daha yakında Birleşmiş Milletler binası, karşısında Trump gökdeleni ve 100 metre mesafede minik 'Heliport', üstünden eski başkan FDR'ın adını taşıyan karayolu geçiyor. Bu manzarada dört saat kapsayan ve 'garip' diye tanımlayacağım bir kazanın yaşandığını düşünmek dahi uzun süredir bu mahallede yaşam süren bir kimse olarak bana güç geliyor. Heliport parkına arabasını almaya giden karşı köşedeki hastane danışmasının bir görevlisi kazanın görgü şahitlerinden birisiydi:'' Pervane sesinde tekleme kulağıma geldiğinde bir aksilik olduğunu anladım. Kalkışa hazırlanan helikopter pistten havalanmış, daireler çizerek yükselmeye çalışıyordu. Evi, işyeri bu civarda olanlar helikopterlerin inişini-kalkışını seyretmezler. Ama bu kez olay farklı idi.'' Kıdemli pilot Paul Dudley üçü kadın dört İngiliz turisti bir helikopter turuyla havadan New York'u gezdirmeye hazırlanıyordu. 40'ıncı doğum gününü helikopterde kutlamaya hazırlanan Sonia Marras için hava turu ayrıca özellik taşıyordu.

Paterson Türk Amerikan Cemiyeti Başkanı Derya Taşkın tarafından organize edilen gece, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da terör saldırıları sonucu şehit olan askerler ve depremde hayatını kaybeden vatandaşlar adına 1 dakikalık saygı duruşu ile başladı. New York Başkonsolos Yardımcısı Ümit Alparslan Kılıç ve çok sayıda Türk vatandaşının katıldığı yardım gecesine, bazı Amerikan şirketlerinin temsilcileri ve Amerikalı vatandaşlar da katılarak nakdi yardımda bulundular. Konsolos Yardımcısı Kılıç toplantıda yaptığı konuşmada programa katılanlara teşekkür etti. Geceyi düzenleyen Derya Taşkın A.A’ya yaptığı açıklamada, Van’da zarar gören vatandaşların kanayan yaralarına bir nebze olsun merhem olmak amacıyla Amerika’da faaliyet gösteren tüm özel ve sivil toplum kuruluşlarını bir araya getirdiklerini ifade etti. Toplantıya Amerikan Kongre üyelerinden Bill Pascarell’i temsilen katılan Adam Veenstra yardım çekini verirken yaptığı konuşmada, New Jersey Kongre Üyesi Pascarell’in Van depreminden sonra Temsilciler Meclisi’nde okuduğu mesajı tekrar okudu ve Pascarell’in, ”Amerika’nın, Türkiye’nin bu zor zamanlarında yanında durması gerekir, depremden etkilenenlerin acılarını paylaştığımı bilmelerini isterim” dediğini iletti. Yardım gecesinde başta Türk Amerikan Ticaret ve Sanayi Odası (TACCI), Amerika Çorumlular Derneği, Amerika Türk İslam Ülkü Ocakları, Karaçay Türkleri Camisi Derneği, TARF Bergen Camisi Derneği, Amerika’daki İstanbul Üniversitesi Mezunları Derneği, Galatasaray USA, Toros Restoran ve Taşkın Bakery olmak üzere çok sayıda Türk ve Amerikalı nakdi yardımda bulundu. AA

Helikopter 10 metreye yükseldiğinde pilot Dudley pervane teklemesi başlayınca ciddi bir sorunla karşı karşıya olduğunu anladı. Jet Ranger'i geri döndürüp park etmeyi denemek istedi ancak heliporttaki yerini başka bir helikopter almıştı. Üstelik motor gücünü kaybeden Bell 206B havada daireler çizmeye başlamıştı. Pilot dört yolcusuna '' Hazırlanın nehre düşüyoruz.'' ikazında bulundu. Heliport ofisinden telsizle polise S.O.S. mesajı gönderildi. Manhattan'ın güneyinde bankacılık ve finans merkezinde terorizm kursuna katılan dört kişilik ''Acil Vaka'' ekibi heliport adresine direksiyon kırdı, başkomiser Larry Serras ''Sürat limitini delip 150 km.hız yaparak geldik. Helikopter Doğu Nehri'ne düşmüş, başaşağı dibe gidiyordu. Seri hareket etmemiz gerekiyordu.''dedi. Olay yerine az önce bir itfaiye aracı da gelmişti. Tabanca, şarjör ve kurşun geçmez yeleklerini arabaya bırakan dört polis üniformalarını çıkarmadan suya atladılar. 30 metre yüzerek helikoptere ilk yaklaşan itfaiyeci Robert Lopez idi. Akabinde sahil güvenlik birimleri, polis ve itfaiyenin takviye güçleri de kurtarma operasyonuna katıldılar. Pilot Dudley helikopterin yan kolluğuna asılmış, şok geçiriyordu: ''Arkada bir kadın var, kurtarın.'' diye çığlık atıyordu. Turist grubunun tek erkeği 71 yaşındaki Paul Nicholson pilotla beraber helikopterden çıkmayı başarmıştı. Dalgıçlar Paul'un eşi Harriet'i de çekip çıkardılar ama üveykızı Sonia Marra ambulans geldiğinde can vermişti. Çamurlu nehir 10 dakika içinde helikopteri yuttu. Dalgıçların kurtarma operasyonu 2.5 saat sürdü. Sonia'nın yakın arkadaşı Helen Tamaki, Harriet Nicholson'la karşı hastanede yoğun bakıma alındı. Kurtarma botlarının sabahın ileri saatlerine kadar nehirde Sonia Marra arayışı sonuç vermedi. New York Belediye Başkanı Michael Bloomberg İngiltere Başbakanı David Cameron'u telefon ederek başsağlığı diledi. Garip bir kazaydı bu. Kalktığı yerden 15 metre mesafede başaşağı dönerek dibe vuran helikopterde teknik arıza olmadığı bildirildi. Rüzgar hızı önemsenmeyecek ölçüde saatte 22 km. idi. Kazadan burnu kanamadan kurtulan pilot Dudley helikopterin kontrolunu kaybı hakkında tatmin edici bilgi veremedi. Bir ufak uçakların pilotu '' Jet Ranger muhtemelen kaldıramayacağı kadar yük aldı. Yolcuları obez ise helikopter ağırlığını çekemeyebilir. Kazanın sebebleri aranırken bu hususun da dikkate alınması lazım'' diye konuştu.

www.forumgazetem.com

''Bell 206 B Jet Ranger'' kimlikli helikopter ise havacılık aleminde en güvenilir sınıfına giriyordu.


AMERİKA HABERLERİ

14

Dünya nüfusu 7 milyara ulaştı Dünya nüfusu 7 milyara ulaşırken, BM Nüfus Fonu (UNFPA) her ülkeden sembolik olarak ''7 milyarıncı bebeği'' seçti. Bu kapsamda, Türkiye'nin 7 milyarıncı bebeği de Dr. Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesinde dünyaya gözlerini açtı

NEW YORK -New York'ta Türkevi'nde sanatçı Canan Tolon'un ''Füg'' adlı resim sergisi açıldı. New York Başkonsolosu Mehmet Samsar ve eşi Feruze Samsar, serginin açılışı dolayısıyla Türkevi galerisinde resepsiyon verdi. Canan Tolon'un katılamadığı serginin açılışına, Türk ve yabancı konuklardan oluşan kalabalık bir davetli topluluğu katıldı. Beğeni toplayan sergiye ilişkin yapılan açıklamada, sanatçı Canan Tolon'un ''Füg'' adını verdiği serginin temasının, ''hiçbir çıkış yolu olmayan kaçış yolları olduğu'' belirtilirken, sanatçının pekçok fotoğraftan oluşmuş duygusu veren resimlerinde 13 milyona yaklaşan İstanbul gibi büyük kentlerin nüfus sorununu ve dramını yansıttığı kaydedildi. Canan Tolon'un sergisi 5 Kasım'a dek Türkevi'nde görülebilecek. AA

Maratonu bitirdi, arkasından doğum yaptı

CHICAGO -AA- Dünyanın ve ABD'nin ünlü müsabakaları ndan Chicago maratonunu 6 saat 25 dakikada tamamlayan 27 yaşında bir kadın, yarıştan sonra bir kız bebek dünyaya getirdi. Daily Herald gazetesinin haberine göre, yarış öncesi 39 haftalık hamile olan Amber Miller, doğumun ardından düzenlediği basın toplantısında, "Hayatım ın en uzun günüydü, mutluyuz ama çok yorgunum" dedi.

UNFPA Türkiye Temsilcisi Dr. Zahidul Huque, dünya üzerindeki 7 milyarıncı bebeğin nerede doğacağının bilinmesinin imkansız olduğundan, dünya genelinde her ülkede 31 Ekim günü doğacak ilk bebeğin, dünya üzerindeki ''7 milyarıncı insan'' olarak tarihe geçmesinin kararlaştırıldığını söyledi. Bu kapsamda Türkiye'de ''7 milyarıncı bebeğin'' belirlenmesi için Sağlık Bakanlığı ile ortaklaşa olarak, gün içinde çok sayıda doğumun gerçekleştiği Dr. Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesinin seçildiğini dile getiren Huque, bu özel güne ismini verecek bebeğin dünyaya geldiğini belirtti. Huque, Türkiye nüfusunun büyümeye devam ederek 2050 yılı itibarıyla 100 milyona yaklaşmasını tahmin ettiklerini ifade ederek, ''Türkiye'nin

www.forumgazetem.com

Türk Ressam'dan New York'ta Füg sergisi

batısında yaşayan kadınlar yaşamları boyunca ortalama 1.7 çocuğa sahip olurken, doğu bölgesindeki kadınlar 3.3 çocuğa sahip oluyorlar. Halihazırda, nüfusun yaklaşık dörtte biri genç yaş grubundan oluşurken, nüfusun yüzde 11'i 60 yaş ve üzerinde. 2050 yılında yaşlıların sayısının 23 milyona ulaşmasını tahmin ediyoruz'' diye konuştu. Türkiye'de de adını diğer ülkelerdeki bebeklerle birlikte ''7 milyarıncı bebek'' olarak tarihe yazdıracak bebek, saat 00.03'te dünyaya gözlerini açtı. Anne Gamze Özkan (20) ile baba Mustafa Özkan'ın (21) ilk çocukları olan bebek, normal doğumla 2 kilo 930 gr. olarak dünyaya geldi. Türkiye'nin şanslı bebeğine, ailesi ''Yusuf Efe Özkan'' ismini verdi. AA

Tüm dost ve müşterilerimizin Kurban Bayramını kutlarız


15

ABD Genelkurmay Başkanı: Türkiye'nin önü açık İçimizdeki Yabancılar ve Kurban Ünlü ‘düşünmez’gillerden Hülya Avşar “hayvan kesen bir dini aklım almıyor” demiş. Bir gün köşe yazımda kendisine yer vereceğimi hiç düşünmezdim. Size bu magazini yaşattığım için özür dilerim. En güzeli Hülya Avşar ne dese yeridir deyip geçmek ama olmuyor işte. Konu da zülfü-yare dokunuyor. Ben böylelerine içimizdeki yabancılar demeyi uygun görüyorum. Eğer sen yarım asırdır yaşadığın ülkedeki insanların dini inancından dolayı kurban kesmesini hala aklın almıyor ise, öncelikle sen bunca yıl bu konuya bir saatini bile verip bir araştırma yapmamışsın demektir. Hadi yapmadın, gidip bir yetkili ve etkili zata tatmin oluncaya kadar aklının almadığı bütün soruları sorup cevabıı öğrenebilirdin. Bu da en fazla iki saatini alırdı. Üstelik sen bu hayvan kesen dine inandığını söyleyen birisi isen.... Ben şimdi merak ettim, kendisi bunca yıldır hiç kurban kesmiyormuydu? Ben de kendisine sormak isterdim, kurbanın olmadığı bir inanış var mı? Mesela Hülya hanımın, hindi kesen bir dini aklı alıyor mu? Amerika’da her Şükran Günü için kesilen hindi sayısı Türkiye’de kesilen kurban sayısının herhalde en azından iki üç katıdır. Ya da, kendisi haksız yere bir hayvana bile bir sopa vurursan öbür dünyada o hayvan senden hakkını alır diyen bir inanışın mensubu olan Hülya hanımın, yüzyıllardır Avrupanın göbeğinde suçsuz hayvanlara, sırf gösteri uğruna işkence yapan, acımasızca kılıç, bıçak ve mızraklarla oluk kanlarını akıtan matadorlara bu yaptığınız günahtır demeyen bir inanış hakkında bir fikri var mı? Yine Hülya hanım ve onun gibi anlama ve algılama problemi yaşayanlar acaba inancı uğruna kendi ırkından olmayanın kanını akıtmayı ibadet sayan bir inanışa karşı bir diyecekleri var mı? Varsa bugüne kadar neden duymadık. Belkide böylelerine kitabi veya kitabı olmayan en “modern” olandan en “primitive” olanına kadar bütün inanışlarda kurban mefhumunun bulunduğunu hatırlatmak gerek. Kaldıki Hülya hanımın yaşadığı ülkede Tanrısına kesen bakire kız kurban eden inanışların mesubları da var ve mahsum insan kanı akıtıyorlar. Kediyi de mundar ediyorlar. Kesilen kurbanlar en azından fakir fukaraya dağıtılıyor, eş dost akraba ile afiyetle yeniyor. Bunun neresi anlaşılmaz ben de onu anlamıyorum... Hadi vejeteryan olursun da, kendi içinde konunun bir tutarlığı olur. Sen hem köfte kebabı löpür löpür götüreceksin, sonra bir elinde kemik tutarken öbür elindeki mikrofondan hayvan kesen bir dinin..falan filan... İşte ben bu yüzden toplumumuzun önüne sanatçı kisvesi adı ile çıkan veya çıkartılan, sonra da bu toplumun inanışlarına kendi cahillik ve tutarsızlıklarına bakmadan laf atanlara yuh olsun diyorum. Onları şiddetle kınıyorum. Dün meşhur olmuş biri olsan sahne çalıyorsun diyeceğim ama, böylesi daha tehlikeli ve masumiyetten uzak. Topluma malolmuş bir “sanatçı” olarak bu yaptığınız daha büyük bir tehlikedir. Hülya hanıma böyle bir durumda en basitinden haydi kendi işine bak sen demek gerekir ama, kendi işim diye sahiplendiği işlere de aklının pek erdiğini düşünmüyorum şahsen. Acun Ilıca’nın yeni bir yarışma konsepti olan “O ses Türkiye” yarışmasında jürilik yapıyor kendisi. Ben şu amatör halimle kulaklarıma inanamıyorum. Nerede detone olan bir yarışmacı var Hülya Avşar kapıyor onu. Zaten diğer Jüri üyelerinin birbirlerine bakıp kıs kıs gülmeleri de sık sık ekrana yansıyor böyle durumlarda... Kurban konusundaki anlamama problemi keşke Hülya avşar ve benzerlerinden ibaret olsaydı. Aman canım, sarışın işte, deyip geçerdik. Ancak gellin görün ki, mesele daha derindir. Ülkemizde aydın ve sanatçı geçinen ve diğer “aydıncık” ve sanatçı cücüklerini de etkisi altına alan sözümona kodaman bir grup var. İşte Hülya Avşar’ın dile getirdiği kendisinin değil onların sesi ve düşüncesidir. Zira düşünmeden fikir sahibi olunamaz, hele hele düşünmeden anlama yetisi hiç kazanılamaz... Acı bir hatıramla bitireyim. 1997, TRT’ye ilk başladığım yıldı. O zaman ünivesite 3. sınıf öğrencisiyim, radyo televizyon ve sinema bölümü öğrencisi olarak, TRT’de edebiyat ve şiir ile ilgili bir programda yönetmen yardımcısı sıfatı ile işe başlamıştım. Türkiye’de hatta Avrupa’da da ünlü bir edebiyatçı aydınımız ile çalışıyoruz. Ben böyle bir duayenin yanında bu mesleğe atıldığım için kendimi çok şanslı addediyorum. Yine bir kurban bayramı arefesini yaşıyoruz. O bizim koca aydın küçüçük bir laf etti. Benim yüreğim gözlerim gibi kocaman oldu... Sustum, zira bu konuyu onunla ne tartışacak lügat sahibi idim, ne de statü ve kalibre farkından dolayı fikirlerimi kabul ettirebileceğim bir muhatabım vardı. Sustum, midem ağzıma geldi ama ben gözlerimle kustum bakışlarımı kaçırarak. Zira o koca duayen şöyle diyordu aynen; “Yine müslümanların hayvan gırtlaklama mevsimi geldi...” Bu ötekileştirme gerçekten korkutucu idi. Ve o yıllarda işe yarıyordu. İşte Hülya hanımın sözlerinin arkasında aynı çabayı güdenler vardır. Çünkü o kodamanların böyle bir cümle kurmaya cesaretleri yoktur artık. Bu cümleyi ancak bu kıvraklıkla Hülya Avşar söyleyebilir ve ona söyletilmiş, asıl köteği hakeden kendisine kurban ile ilgili soruyu sorandır bence...

ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Martin Dempsey, "Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim" deyimini kullanarak, "Türk halkının arkadaşımız olduğunu söylemekten onur duyuyoruz. ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Martin Dempsey, "Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim" deyimini kullanarak, "Türk halkının arkadaşımız olduğunu söylemekten onur duyuyoruz. Türkiye gerçekten güçlü bir arkadaş, önemli bir ortak ve dünyanın giderek daha fazla itimat ettiği bir lider" dedi.

WASHINGTON - Dempsey, Amerikan Türk Konseyi'nin (ATC) 30. Yıllık Konferansı'nda düzenlenen yemekte konuştu. Cumhuriyet'in 88. yıl dönümünü kutlayan Dempsey, 1 Kasım'ın Türkiye'nin Latin alfabesine geçişinin yıl dönümü olduğunu yeni öğrendiğini belirtti ve bunun önemine değindi. Van depremi dolayısıyla da derin üzüntülerini bildiren ve ABD'nin dostu olarak Türkiye'nin yaralarını sararken yanında olduğunun altını çizen Dempsey, şunları ifade etti: "Türk halkının arkadaşımız olduğunu söylemekten onur duyuyoruz. Bunu öylesine söylemiyorum. Türklerin şu deyimine gerçekten inanıyorum: Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim. Türkiye, gerçekten güçl ü bir arkadaş, önemli bir ortak ve dünyanın giderek daha fazla itimat ettiği bir lider."

Terör örgütü PKK'nın son saldırılarına değinen Dempsey, "İçiniz rahat olsun, ABD, terörle mücadelesinde Türkiye'nin yanında" diyerek, bu konuda desteği vermeye ve terör örgütü PKK'nın Avrupa'daki yasadışı faaliyetlerinin önlenmesine yardım etmeye devam edeceklerini kaydetti. -"Dünyanın Türkiye'nin sorumlu liderliğine ihtiyacı var"Soğuk Savaş döneminden Körfez Savaşı'na, şu an var olan çatışmalardan NATO'nun yerleştireceği yeni füze savunma radarına kadar Türkiye'nin güvenlik katkılarının çok önemli olduğunu belirten Dempsey, Türkiye'nin Afganistan ve Irak'taki çabalarına değindi. Dempsey, "bu zorlu zamanlarda bile, Türkiye'nin inanılmaz yükselişi ve gelişiminin ışıldadığını" belirterek, "Şimdi, dünyanın geçmişte hiç olmadığı kadar T ürkiye'nin parlayan örneğine ve sorumlu liderliğine ihtiyacı var" dedi. AA

Kurban Bayramınızı kutlarız

Bu oyunların tutmayacağını bile bile çorbaya düşen sinek misali mide bulandırmaya devam edenler elbette hep olacaktır. Benim onlara çağrım şu. Gerçeği söyleyin. Evet böyle bir inanışı çağdışı bulabilirsiniz, beğenmeyebilirsiniz... Ama bu size o inanışa ve mensuplarına hakaret etme hakkı vermez. Bende Hintlilerin ineği kutsamasını anlamıyorum. Ama Hindistana gidip onların medyasına böyle bir demeç verme hakkını vermez bu düşüncem. Siz lütfen samimi olun ve neye inanıyorsanız bize onu söyleyin. Hatta onun reklamını da yapın. Bunda da sakınca yok. Ama dürüst olun, benim gibi görünüp bana hakaret etmeyin yeter. Yoksa içimizdeki yabancılar olarak yalnızlaşmaya mahkum olursunuz... Allah tüm inananların ve anlayanların kurbanını kabul etsin...!

www.ForumGazetem.com


16

ANAYURT HABERLERİ

1. Los Angeles Türk Film Festivali, 1-Mart 2012 ‘de izleyicileriyle buluşmaya hazırlanıyor 1. Los Angeles Türk Film Festivali, Mart ayında izleyicileriyle buluşmaya hazırlanıyor. Festival 1-4 Mart 2012 tarihleri arasında dünyaca ünlü sinema okullarının desteğiyle Los Angeles'ta düzenlenecek. Animasyon ve kurmaca türünde kısa filmlerin yarışacağı festivalin jüri başkanlığını usta yönetmen Derviş Zaim üstlenecek. Jüride Türkiye'den, film eleştirmeni, Uluslararası Film Eleştirmenleri Birliği (FIPRESCI) Başkan Yardımcısı Alin Taşçıyan da yer alıyor. Dünyanın en iyi sinema okulları arasında gösterilen Güney Kaliforniya Üniversitesi'nden (USC) Animasyon ve Dijital Sanatlar Bölümü Başkanı Kathy Evelyn Smith, dünyaca ünlü film eleştirmeni ve Los Angeles Sanat Müzesi (LACMA) film küratörü Elvis Mitchell ve saygın sinema okullarından Kaliforniya Üniversitesi-Los Angeles'ın (UCLA) Film, TV ve Dijital Medya Bölüm Başkanı Barbara Boyle, jürinin Amerikalı isimleri olacak. Festivalin ''En İyi Film'' ödülü 2000 dolar. Jüri gerekli gördüğü takdirde en fazla iki filme 750 dolar değerinde Jüri Özel Ödülü verebilecek.

Turkcell New York Borsasındaki 10. yıldönümünü kutladı Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv ve beraberindeki Turkcell heyeti, Turkcell’in New York Borsasında işlem görmesinin 10. yıldönümü dolayısıyla borsanın kapanış gongunu çaldı. Turkcell’in 10. yıldönümü dolayısıyla Wallstreet sokağındaki New York Borsası binasına büyük bir Turkcell bayrağı ile Türk bayrağı çekildi. Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv ve beraberindeki heyet, daha sonra New York Menkul Kıymetler Borsası üst düzey yöneticisi ve müdürü Dun-

can Niederauer ile bir araya geldi. Heyet, daha sonra Niederauer ile hisse senetlerinin işlem gördüğü salonun balkonuna çıkarak Turkcell bayrağının önünde alkışlarla kapanış gongunu çaldı. (A.A) – Özlem Şahin Şakar

IBM’e ilk defa bir kadın başkan IBM şirketi, 100 yıllık tarihinde ilk kez bir kadını üst yönetici olarak görevlendiriyor. IBM'den yapılan açıklamada, dünyanın en büyük teknoloji firmalarından biri olan şirketin başına 1 Ocak'ta geçecek ismin 54 yaşındaki Virginia "Ginni" Rometty olduğu, Rometty'nin, şirketin New York'a bağlı Armonk'taki merkezinde pazarlama ve satış bölümünü yönettiği belirtildi.

Tüm dost ve müşterilerimizin Kurban Bayramını kutlarız


YORUM

Son Osmanlıya Mersiye Bu yakınlarda Süleyman Arifi’yi kaybettik. Osmanlı coğrafyasının ve kültürünün yetiştirdiği önemli bir değerdi. Aslen Kalkandelen’den, nam-ı diğer Tetova’dan olan Arifi, yüksek tahsilini Belgrad’ta yapmış, komünizme karşı uzun yıllar mücadele etmiş, hapis yatmış, kızıl zulme illallah getirince İtalya’ya sığınmış, daha sonra 1960’larda Amerika’ya siyasi mülteci olarak hicret etmiş bir dava ve mücadele adamıydı. Bu anlamda, o benim tanıdığım son Osmanlıydı. Ruhu şad, toprağı bol olsun. Son yıllarında oldukça yakınında olduğum için onun adına “mersiye” yazmak bana nasipmiş. Süleyman Arifi gerçekte Arnavut asıllı bir Makedonya’lı. Makendonya deyince belki yabancı bir ülke gelecek aklınıza. 1910’lu yıllara kadar Kalkandelen, Üsküp ve Manastır vilayetleri bizim Sivas gibi, Malatya gibi, Adana gibi bir vatan toprağımız. Bakmayın bu topraklara şimdi yabancı muamelesi yaptığımıza. O topraklar İstanbul’dan yüz yıl önce bizlere vatan olmuş. 500 yılın üzerinde bizim olmuş bu topraklar, nasıl şimdi yabancı (!) olur? Aslında, biz yabancı gördüğümüz için yabancı. Yoksa, anamızın ak sütü gibi gibi ata yadigarı vatan toprağı oralar. Her karışında dedelerimizin bir eseri, bir hatırası saklı. Sonraki “işgalciler” her ne kadar Türklerin izini oralardan kazımak istemişse de, bir türlü başaramamışlar. Türkler bölgenin DNA’sına karışmış bir kere. Mehmet Akif’in dediği gibi, Balkanlarda “eşeleşen yerleri örten karları, ot değil onlar dedelerimizin saçları”! Süleyman Arifi billur tadında Türkçe konuşurdu. Biz buna şaşırınca o da bize şaşırırdı. “Bizim zamanımızda Balkanlarda Türkçe bilmeyenler sadece kırsalda yaşayan köylülerdi; Türkçe şehir diliydi, her ilde her kasabada konuşulurdu” derdi. Onun Türkçesi Osmanlı Türkçesiydi. Dedemin konuştuğu dildi. Belki de tadı o yüzden farklıydı. Daha asilane, daha amirane ve daha halisane birlisandı onun konuştuğu. Sanırım Osmanlı Balkanlarda Anadoluya göre daha kök salmış ve daha başarılı olmuş. Balkanlar belki Osmanlı için “geleceği”, Anadolu ise “geçmişi” ifade ediyordu. Belki de, atiye doğru dört nala koşarken, mazisinden çok uzaklara düşmenin bedelini ödedi dedelerimiz… Arifi memleketinde felsefe tahsil etmiş, öğretmenlik yapmış bir entellektüeldi. Lakin, Amerika’ya geldiğinde, bir anda bir çoğumuz gibi sıradan birisi olmuş, yapmadığı iş kalmamış. Ennihayetinde, ekmek peşinde koşarken, New York’ta restoran patronluğuna kadar tırmanmış. Ama onun aklı maddi değil, fikri zenginlikteymiş. Hem çalışmış, hem okumuş. Sonunda Amerika’da bir üniversite derecesi daha almış. Daha sonra, önemli bir rahatsızlık geçirince, aktif iş hayatından elini eteğini çekmiş, New Jersey eyaletinin en büyük üniversitesinin kütüphanesinde çalışmaya başlamış. Arifi hasbel kader sonunda hakiki yerini bulmuş. Rutgers Üniversitesinin kütüphanesini kendisine “darı ambarı” yapmış. Zihni açlığını orada sonuna kadar gidermiş. Kitap teslimatı için gittiği üniversite hocaları ondaki zihni derinliği görünce, mutlaka mastır yapması için ısrar etmişler. Süleyman Arifi 50 küsür yaşında Rutgers Üniversitesinde “sosyoloji/toplum bilimi” yüksek lisansı yapmış.

Süleyman Arifi’yi 2000 başlarında kazara tanıdım. Cuma namazları için gittiğim Murat Camisinde, Balkan şapkası, grand tuvalet takımı, jilet kaydı traşı ve asil duruşuyla hemen dikkatimi çekti. Benim ilme saygım, onun ilme saygısı bir anda bizi kaynaştırdı. Ayrıca, benim dış Türklere, ata yadigarı eski topraklara, bizlerle kader birliği yapmış insanlara özel bir hassasiyetim var. Onları atalarımızın bir emaneti, bir hatırası addediyorum. Benim için Kerkük, Ahıska, Bosna, Arnavutluk, Kırım, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Balkanlar hala bir vatan toprağı. Yapay sınırları tanımıyorum ben. Bizi Anadolu yaylasına hapseden zihniyeti asla kabul etmiyorum. Türk bir bölgeye sığacaktıysa, zindana razıydıysa, dağları delmez, Ergenekon’dan çıkmaz, Orta Asya’yı arkasında bırakmaz, dört nala şahlanmaz, soluğu Viyana’da almazdı. Şimdi bile, Avrupa’da ve Amerika’da yaşayan Türkler, bir yerde atalarının yolunda, yaşadıkları yeni yerleri bir bir Türkleştiriyorlar. Genlerimizde var fütuhat… Süleyman Arifi ilmin beşikten mezara kadar olduğunun en güzel tescili. Gençlere nispet tahsil için yaş ve sınır tanımamış. 60 yaşlarında doktora yapmaya karar vermiş. Sevgili eşi Paki Nur hanımefendinin memleketi Adapazarı’na gidip dede denecek yaşta Sakarya Üniversitesi’nde doktora ikmal etmiş. Hem de tüm üniversiteyi ayağa kaldırarak. Hocaları bir törenle ayakta alkışlayarak doktora belgesini sunmuşlar kendisine. Bazıları öbür taraf için daha 50 yaşlarında bavulunu toplarken, o 60 yaşlarında hayata yeniden başlamış. Bilimde ustalık nişanını alarak, Dr. Süleyman Arifi olmuş. Doktora tezi için bir servet harcamış. 60 bin dolar masraf yapmış bu uğurda. Fransa, Macaristan, Almanya, Yugoslavya gibi Avrupa kütüphanelerini aylarca tek tek taramış. Dr. Arifi’nin tezi “bir çok savaşla gayr-i tabi çizilen Avrupa sınırlarının tekrar adilane düzenlemesi yapılmadan bu topraklarda nihai sulhe erişilemeyeceği”. Avrupa’nın demografik ve tarihi haklara dayalı yeni ve adil bir haritasını çizmiş tezinde. Sağlığı el vermedi bu tezini yayınlamaya. Balkanları, Doğu Avrupa’yı derinden sarsan anlaşmazlıkların verasında gerçekten de adilane çizilmeyen sınırların büyük etkisi var. Dr. Arifi’nin Avrupa için kalıcı sulh tarifi, aslında yakından incelemeye layık bir tez. Dr. Arifi ayrıca Kosova’nın bağımsızlığı ve Arnavutluk’un sorunları konusunda Türkiye Cumhurbaşkanları, Dışişleri Bakanları, Amerika senatosu ve hariciyesi ile görüşmelere katılmış ve kendi görüşlerini sunmuş bir milli mücadeleci. “Osmanlı’dan en son ayrılan biz Arnavutlar olmuşuz” diye her zaman gururla bahsederdi. “Son ana kadar Osmanlının yanındaydık. Bunun bize büyük bir bedeli oldu ama biz Osmanlıya ‘besa’ verdik. Bir Arnavut başından vazgeçer, ama asla besasından vazgeçmez!” derdi. Balkanların tarihini su gibi bilirdi. Coğrafyasına çok hakimdi. Nerede kim yaşar, ne zaman o bölgeye yerleşmişler, hepsi ezberindeydi. Türkiye’deki Arnavut toplumuyla da çok yakındı. Bir çok akrabası zaten Türkiye’de mukimdi. Türkiye’de yaşayan Arnavutlardan gururla bahseder, Türkiye’nin onlara kapı açmasını büyük bir vefa örneği olarak görürdü.

17 Dr. Arifi benim için bir başka boyutta eğitim oldu. İktisat ve işletme okumuş birisi olarak, bana sosyoloji ve felsefeyi sevdiren kendisi oldu. Ondan Balkanlar ve Osmanlı tarihini tahsil ettim. Analitik düşünmeyi ve tahlil yapmayı onunla geliştirdim. Onun evinde veya benim evimde gün boyu tadına doyulmaz sohbetlerimiz olurdu. Kendisi hem iyi bir mürşit hem de yaşayan bir tarihti. Evinin altı üstü kitap doluydu. Kitapları bu kadar seven çok az kişi gördüm hayatımda. Nereden temin ettiğini bilemediğim çok orjinal kitapları vardı. Bir sıkıntım olsa, bir konuda eksikliğimi görse, bir doktor gibi, hemen “kitap eczanesine” girer, bana güzel bir “kitap reçetesi” yazardı. “Bunu oku hiç bir şeyin kalmaz, şunu oku kendini çok daha iyi hisedeceksin” derdi. New York Times okumayı, akşam 7 ve 11’de BBC haberlerini takip etmeyi ihmal etmezdi. Kendi yaşadığı kasabada olmadığı için, New York Times almak için kilometrelerce uzakta başka bir kasabaya giderdi. Dr. Süleyman Arifi bir hak mücadelecisiydi. New Jersey’de yaşadığı kasaba “yeşil alan” ilan edip mülküne el koymaya kalkınca, son Osmanlıyla uğraştığını nereden bilecekti? 80 yaşına merdiven dayayan bu eski kurt, kasabaya kök söktürdü. Bu uğurda verdiği mücadeleye çevre eyalet ve kasaba sakinleri de katıldı ve onun adına belediyeye karşı toplu gösterilerde bulundular. Verdiği mücadele gazetelere, kitaplara, siyasi ve hukuki tartışmalara konu oldu. “Eminent domain” adı verilen haksız kamulaştırma mevzusunda Amerika’da bayrak isim oldu. Bu mesele “Arifi vakası” olarak literatüre geçti yeni dünyada. Ancak Osmanlı nasıl hak namına asırlardır yedi düvele verdiği mücadelede yoruldu ve yıprandıysa, bu son savaş da ihtiyar kurt Arifi’yi oldukça yordu. Sonunda kalbi bu yeni dünyanın haksızlıklarına daha fazla tahammül edemedi. Osmanlı gibi, Dr. Arifi de “bu zalim dünyada artık işim yok” dedi. Son Osmanlı da, bir hak mücadelesinde şanla düştü toprağa. Bundan böyle göğe yükselişi de, yere düşüşü de şanlı olanlara Osmanlı diyecekler bu alemde! Prof. Dr. İhsan Işık, Amerika Türk Ticaret Odası (ATCOM) Başkanı ve Rowan Üniversitesi Öğretim Üyesi

www.TurkTurist.com Türkiye’nin gezi portalı Tıkla, yeni bir güne yerel haberlerle başla...

www.ForumGazetem.com www.GlobalMediaLinks.com Türk ve dış dünya medyasına linkler www.Travidition.com Travel Magazine


SANAT DÜNYASI

18

4500 yıllık ahşap oyma sanatı teknoloji desteğiyle farklı boyutlara taşınıyor Geçmişi 4500 yıla dayanan,Türklerin İslamiyet'ten önce Orta Asya'da tanıştığı ahşap oyma sanatı, bugün teknolojinin de kullanılmasıyla farklı boyutlara taşınıyor.

KAHRAMANMARAŞ - Uzun yıllar üniversitelerde çalışan ahşap oyma ustası Cemil Durdi, Kahramanmaraş'ta ahşap oyma sanatını yaşatmaya devam ediyor. Cemil Durdi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir süre Hacettepe Üniversitesi Ağaç İşleri Endüstri Mühendisliği Bölümünde usta öğretici olarak görev yaptığını belirterek, ''Ağaç oymacılığının yaklaşık

4500 yıllık geçmişi var, Hunlar dönemine kadar gitmektedir. Zaten bu Rusya'daki kalıntılarda da ortaya çıktı'' dedi. Ahşap oyma sanatının Orta Asya'dan sonra Anadolu'ya geldiğini, Selçuk döneminde önemli ustaların ellerinde büyüdüğünü kaydeden Durdi, özellikle Osmanlı döneminde bu sanatın zirveye çıktığını belirtti.

BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN... Küskünlerin barıştığı, sevenlerin biraraya geldiği, rahmetle ve şefkatle dolu günlerin en değerlilerinden olan bu bayramın milletimize, İslam alemine ve insanlığa hayırlar getirmesini Yüce Allah'tan diliyorum. Her ne kadar bu bayram, milletçe dahili ve harici birtakım testlerle karşı karşıya kaldığımız bir döneme tevafuk etmiş bulunsa da, milletimizin basiret ve sağduyusu ve maziden gelen köklü ve güçlü kardeşlik rabıtalarına itimaden böyle asil karakterli bir toplumun bu badireleri aşacağı ümidini taşıyorum. Bu duygularla, milletimizin her bir ferdinin, devlet büyüklerimizin, resmî-sivil hizmet kuruluşlarının mensuplarına kadar, herkesin bayramını en içten dileklerimle kutluyor, bu kutlu günlerde şehit ve gazileri rahmet ve şükranla anarken, Allah'tan, bu millete her zaman en güzel bayramları nasip etmesini niyaz ediyorum. Muharrem ATALAN - ATALAN INC. - Queen Village Market 629 South 4th Street, Philadelphia, PA 19147 (215)-625-2406 & (215)-625-2405 www.queenvillagemarkets.com

Bayramınız Kutlu Olsun


AMERİKA HABERLERİ

19

Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği ”en iyi büyükelçilik” seçildi WASHINGTON – Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği, ABD’de yayımlanan Washington Post Express gazetesinin düzenlediği yarışmada ”En İyi Büyükelçilik” seçildi.

Kurban Bayramınız Kutlu Olsun

Gazete, eylül ayında düzenlediği ”Washington’ın En İyileri 2011” yarışmasının sonuçlarını yayımladı. Okuyucuların oylarıyla belirlenen sonuçlara göre, Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği, ”En İyi Büyükelçilik” kategorisinde birinci seçildi. Türk Büyükelçiliğini, sırasıyla İsveç ve İtalya Büyükelçilikleri izledi. Gazete, Türkiye Büyükelçiliğinin tarihi önem taşıyan ikametgahında Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Namık Tan’ın katkılarıyla düzenlenen ve Amerikalı milletvekilleri, hükümet yetkilileri, iş çevreleri ve akademi dünyasından önemli isimlerin yoğun ilgi gösterdiği ”Ertegün Caz Serisi”nden övgüyle bahsederken, Büyükelçiliğin yıl boyunca tarih, mimari ve sanat alanlarında düzenlediği etkinlikler sayesinde başkentin kültürel sahnesinde ön plana çıktığını belirtti. Ayrıca, Türk Büyükelçiliğinin birçok toplumsal sorumluluk etkinliğinde yer almasının, bu bağlamda evsizlere yemek dağıtmasının yanı sıra, Amerikan Kalp Birliği gibi kurumların bağış toplamaya yönelik faaliyetlerine ev sahipliği yapmasının da bu sonuçta rol oynadığı kaydedildi. AA

Tüm dost ve müşterilerimizin Kurban Bayramını kutlarız


20

SAĞLIK HABERLERİ

Kanı durduran meyve 'üvez', tezgâhlara çıktı! Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Resul Gerçekçioğlu, üvez meyvesinin kanamayı durdurucu ve bağışıklık sistemini güçlendirici ilâç olarak kullanımının Hipokrat'a kadar uzandığını söyledi. Prof. Dr. Resul Gerçekçioğlu, yaptığı açıklamada bulunurken, sonbaharın gelmesi ile birlikte tezgâhlardaki yerini alan üvez meyvesinin vücut direncini artırıcı özelliği olduğunu belirtti. Sağlıklı Beslenme ve Tabağım (www.choosemyplate.gov) Sağlığın korunup devam ettirilmesinde en önemli faktörlerden birisi vücudun ihtiyacı olan gıdalardan yeterli ve dengeli miktarda tüketmektir. Yeterli miktarda protein, karbonhidrat (şeker içeren gıdalar), yağ, vitamin ve mineral alımı çocuklarda ve büyüklerde vücudun büyümesi ve idamesi için elzemdir. Eskiden gıda, vitamin ve mineral eksikliklerine bağlı ciddi sağlık sorunları sık görülürdü. Günümüzde ise daha çok vücudun ihtiyacından fazla gıda tüketimine veya hayat tarzı değişikliklerine bağlı olarak ortaya çıkan hastalıklar görülmektedir. Pek çok ülkede obezite (şişmanlık) önlenebilir ölüm nedenleri listesinde sigara, kanser, kalp hastalıkları, vb. nedenlerle birlikte yer almaktadır.

Kış mevsiminin vazgeçilmez besinlerinden kuşburnu içerdiği yüksek C vitamini sayesinde vücudun direncini artırıyor.

Kuşburnu, vücut direncini arttırıyor

Bilindiği gibi ABD’de her üç kişiden ikisi şişman veya fazla kiloludur. Bugün gelişmiş ülkelerdeki toplumsal bir epidemik (salgın) hastalıktan küresel bir salgına dönüşmüş bulunan obezite hayat süresini kısaltmakta, hayat kalitesini düşürmekte, ve ciddi kronik hastalıklara yol açmaktadır. Bu konuda terapi, ilaç, cerrahi tedavi, ve kendi kendine tedavi seçeneklerini her yıl milyonlarca insan denemekte, fakat maalesef çok azı başarılı sonuç alabilmektedir. Genel olarak diyet yaparak kilo verenlerin yaklaşık %90’i iki yıl içinde verdikleri kiloları geri almaktadır. Uzmanlar şişmanlık nedeni olarak porsiyonlardaki büyümeyi, sedanter hayat tarzını, kalori yoğun işlenmiş gıdaların yaygın ve gereğinden fazla kullanılmasını, fiziksel aktivite azlığını, sebze ve meyvelerin yeterince tüketilmemesini, muhim nedenler olarak listelemektedirler. Hemen her bir kaç ayda bir yeni bir diyet türü popular hale gelmekte ve kilo vermek, daha sağlıklı, daha güzel olmak hayali ile pek çok insan dertlerine deva olacak harika diyet peşinde koşmaktadır. Fakat her moda gibi her popüler diyette bir müddet sonra peşinde bir sürü yıkılmış hayaller, incinmiş özgüvenler bırakarak yerini bir sonraki diyete terk eder. ABD sağlık bakanlığı Haziran 2011’de beslenme piramidi modelinden, “myplate” adı altında beslenme tabağına geçti: http://www.choosemyplate.gov/ındex.html. Bu sitede vücudunuzun günlük kalori ihtiyacını bulabilirsiniz. Sitenin amacı sağlıklı beslenmenin öğelerini vatandaşlara görsel olarak göstermektir. Türkçe’ye tabağım veya beslenme tabağım şeklinde tercüme edilen yeni figür, dörde bölünmüş bir tabak ve su bardağı içermektedir. Sebzeler yeşil çeyrek, meyveler kırmızı çeyrek, turuncu tahılı ve mor proteini simgelemektedir. Süt ve süt ürünleri su bardağı şeklinde ayrı olarak simgelenmiştir. Ümit edilen bu simgenin vatandaşların karbonhidrat ve et tüketimlerini azaltması ve bitkiye dayalı yiyecekleri tüketmelerini arttırmalarıdır. Bu sitede ortalama vatandaşın anlayabileceği sadelikte sağlıklı beslenme ile ilgili pek çok temel bilgiler mevcuttur.

Birçok Avrupa ülkesinde iâaç hammaddesi olarak değerlendirilen kuşburnunu halk hekimliğinde böbrek ve mesane taşlarına, ishale, diş eti kanamalarına, yan ve göğüs ağrılarına karşı kullanılıyor. Tokat'ta da sonbaharla birlikte tezgahlardaki yerini alan kuşburnu 3 yıldır koruduğu fiyatı ile alıcı bekliyor. Kilogramı 1,5 TL'den satılan kuşburnu enfeksiyonlara ve soğuk algınlığına karşı bedenin savunma sistemini güçlendiriyor. Meydan

çarşısında kuşburnu satan Baki Çiftçi, birçok rahatsızlığa iyi gelen kuşburnundan Tokat'ta marmelatla reçelinin yapıldığını söyledi. Doğal ilaç konumunda olması nedeni ile kuşburnunun çiçek ve yapraklarının da bitkisel çay olarak değerlendirildiğini belirten Çiftçi, kabızlık ve safra kesesi, böbrek ve mesane rahatsızlıklarına iyi gelen kuşburnu kış günlerinin vazgeçilmezleri arasında olduğunu söyledi. NURHAN İÇMEZ

Aşağıdaki bilgi ve tavsiyeler pek çok okuyucumuzun isine yarayabilir: Yiyeceklerinizin çeşidini değil miktarını azaltın, miktarı arttırılmış porsiyonlardan uzak durum, tabağınızın yarısı sebze ve meyze olsun, tahılların en az yarısı işlenmemiş olsun, tam yağlı süt yerine %1 veya yağsız süt tercih edin, şekerli içecekler yerine şu için, ve sodium alımını azaltın. Hızlı yemek, atıştırmak, veya dikkatiniz bir başka yerde iken yemek ihtiyacınızdan fazla yemeye yol açabilir. Yemeği yavaş ve birisi ile birlikte yemek ve yerken tadını çıkarmak hem daha sağlıklı hem de daha zevklidir. Öğünleri düzenli aralıklarla yemek ve açlık, tokluk sinyallerine yemekten önce, yemek sırasında ve sonrasında dikkat etmek önemlidir. Diğer yandan özellikle gençler arasında diyet ve kilo kaybetme çabaları sırasında yeme hastalıkları geliştirenler de olmaktadır. Özellikle öğün atlamaya veya ihtiyacının çok azını yiyerek kısa sürede çok kilo kaybetmeye çalışanlar arasında yeme bozukluğu geliştirme riski daha yüksektir. Yeme hastalıkları klinik tedavi gerektiren ve son yıllarda yaygınlığı artmış olan bir bozukluk grubudur. Bu grup hastalıklarda uzmanlaşan merkezlerde tedavi sonuçları daha başarılıdır.

Kurban Bayramınız Kutlu Olsun


YEMEK ZEVKİ

Mantı

21

Malzemeler

Hamuru için 2 su bardağı un 1 adet yumurta 1 tatlı kaşığı tuz 1 kahvesi fincanı su İçi için 400 gram kıyma 4 adet soğan 1 tatlı kaşığı tuz 1 tatlı kaşığı karabiber Suyu için 2,5 yemek kaşığı sıvı yağ 1 yemek kaşığı domates salçası 1,5 litre su 1 tatlı kaşığı tuz Sosu için 3 su bardağı yoğurt 2 diş sarımsak kırmızı biber

Hazırlanışı Unu eleyip geniş bir kaba alıp tuzu ekleyin. Yumurtayı ortasına kırıp yoğurmaya başlayın. Yavaş yavaş suyu ilave ederek çok sert bir hamur yoğurun. Hamurun üzerini kapatıp içi hazırlayana kadar kapalı bir kapta dinlendirin. Soğanları mutfak robotunda incecik kıyın. Kıyma, tuz, karabiberi ilave edip malzemeler karışıncaya kadar yoğurun. Hamuru masanızın büyüklüğüne göre tek parçada ya da iki parçada açmak üzere şekillendirin. Unlu tezgahta hamurunuzu incecik açıp, 1,5*1,5 genişliğinde

kareler oluşacak şekilde kesin. Harçtan parmak ucuyla hamurların ortasına koyun. Mantıları bohça şeklinde dört ucu ortada birleştirerek kapatın. Sıvıyağı kızdırıp, salçanın kokusu çıkana kadar kavurun. Kaynar suyu ve tuzu ilave edin. Mantıları ekleyip, yüksek ateşte ara sıra karıştırarak 10 – 12 dakika kadar pişirin. Yoğurdu rendelenmiş sarımsak ile karıştırın. Mantılar pişince suyuyla beraber tabaklara alın. Üzerine sarımsaklı yoğurt koyup, kırmızı biber serperek servis edin.

Kurban Bayramınız Kutlu Olsun

SEVİNÇ ÖZBEK Merhaba Hanımlar, Bu sayımızda size “Mantı” tarifini veriyoruz. Sizler de yemek tariflerinizi bizimle ve okurlarımızla paylaşabilirsiniz.

Yeni sayımızda, yeni tariflerimizle buluşmak üzere ...


22

ANAYURT HABERLERİ

Türk insansız hava aracı ANKA’dan ilk deneme uçuşu Muğla'nın Marmaris ilçesine ilk defa gelen "Celebrity Constellation" isimli kruvaziyerin yolcuları için karşılama töreni düzenlendi.

Sabah saatlerinde Marmaris'e gelen Celebrity Cruises firmasına ait dev gemi, limanın büyük rıhtımına yanaştı. Gümrük işlemlerinin tamamlanmasının ardından gemiden inen yolcular için Marmaris Liman İşletmeciliği tarafından karşılama

Türkiye şişmanlıyor Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Ünitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Okan Yıldız, Türkiye’de 10 erişkinden 4′ünün fazla kilolu, 3′ünün ise obez olduğunu söyledi

Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği (TİHUD) tarafından düzenlenen 13. Ulusal İç Hastalıkları Kongresi, Antalya’nın Belek beldesinde devam ediyor. Kongre kapsamındaki basın toplantısında konuşan Prof. Dr. Bülent Okan Yıldız, obezitenin 1970′lerden sonra dünyada salgın hastalık haline geldiğini söyledi. Türkiye’nin de bu salgından kaçamadığını ifade eden Yıldız, Türk toplumunun şişmanladığını vurguladı. Yıldız, ”2009 yılında 199 ülkede yapılmış bir çalışmaya göre, dünyada 1,5 milyar fazla kilolu, 502 milyon obez erişkinin olduğu görüyoruz. 18 yaş altında

170 milyon çocuk ise obez. 1970′lerden sonra bizde obezite arttı. Türkiye’de de 10 erişkinden 4′ü fazla kilolu, 3′ü ise obezdir” dedi. Obezite ve fazla kilonun başta diyabet olmak üzere birçok hastalığa neden olduğunu dile getiren Yıldız, buna bağlı olarak Türkiye’de diyabet görülme sıklığının yüzde 12-14′e kadar çıktığına dikkati çekti. Bireysel çözümlerle obeziteyle mücadelede sonuç alınamayacağını belirten Yıldız, ”Dünyada her 50 kişiye bir hızlı gıda tüketim zinciri şubesi düşmektedir” dedi. AA

töreni düzenlendi. Mehter takımı ile karşılanan turistlere baklava, lokum, lokma tatlısı ve Maraş dondurması ikramına bulunuldu. Özellikle mehter takımına yakın ilgi gösteren turistler, hatıra fotoğrafları çektirdi. AA

ABD Başkan Yardımcısı Biden, Aralık'ta Yunanistan ve Türkiye'yi ziyaret edecek Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, Biden'ın Aralık ayı başında Yunanistan ve Türkiye'yi ziyaret edeceği belirtildi. Açıklamada, "Biden'ın Atina'da ABD'nin Yunan hükümetiyle diyalog ve sıkı işbirliğini devam ettireceği" kaydedildi. Biden'ın "ABD ve Türkiye arasındaki önemli işbirliğini görüşmek üzere" Ankara'yı da ziyaret edeceği ifade edildi.

Dost ve Müşterilerimizin Kurban Bayramını Tebrik Ederiz


AMERİKA

23

Metropolitan Müzesinde açılan iki yeni Osmanlı sanat galerisine Koç ailesinin adı verildi New York’taki dünyaca ünlü Metropolitan Sanat Müzesinin (MET) İslam Eserleri Bölümünde açılan iki yeni Osmanlı sanat galerisine Koç ailesinin adı verildi.

Alex, Brezilya televizyonuna Fenerbahçeyi anlattı

Fenerbahçeli futbolcu Alex de Souza, ülkesi Brezilya'nın televizyon kanalı Globo TV'ye Türkiye ve Fenerbahçe'yi anlattı. Brezilyalı futbolcunun Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda verdiği röportajda Türkiye'deki yaşamı, İstanbul'u ve Fenerbahçe'yi anlattığı, Türk futbolu hakkında değerlendirmeler yaptığı bildirildi.

NEW YORK –Koç Holding Yönetim Kurulu Onursal Başkanı Rahmi Koç ve kardeşi Vehbi Koç Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Semahat Arsel, MET’in İslam Eserleri Bölümünde, ”Arap Ülkeleri, Türkiye, İran, Orta Asya ve Güney Asya Galerileri” açılış törenine katıldılar. MET’in Direktörü ve Üst Yöneti-

cisi (CEO) Thomas Campbell açılış töreninde yaptığı konuşmada, müzede 15 yeni galeri açmaktan büyük onur duyduklarını belirterek, İslam sanatı ve kültürünü en iyi şekilde anlatan galerilerin dünya tarihinde Arap Baharının yaşandığı önemli bir dönemde açıldığını söyledi. AA

Kapalı Çarşı, New York sokaklarında kuruldu New York Türk Kültür Merkezi (TCC) ve Türk Amerikan İş Geliştirme Dernegi (TABID) tarafından bu yıl 4.sü düzenlenen Sokak Festivali ilginç görüntülere sahne oldu. İstanbul’daki dünyaca ünlü Kaplı Çarşı ve tarihi yarım adanın panoraması Amerikalılar tarafından büyük ilgi gördü.

Festivalin açılış konuşmasını yapan TCC Başkanı Zafer Akın amaçlarının Amerikalılara Türk kültür ve medeniyetini tanıtmak olduğunu belirterek Türk Amerikan ilişkilerinin günden güne daha çok geliştirmek olduğunu söyledi. Başkan Akın, bu yıl düzenledikleri festivalde İstanbul’daki Kapalı Çarşı’yı New York’a taşıdıklarını belitti. Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Namık Tan, festivallerin Türk Amerikan ilişkilerini daha da geliştirmek için iyi bir fırsat olduğunu belirtti. Türk

Amerikan ilişkilerin çok güçlü bir zemin üzerine kurulduğuna değinen Büyükelçi Tan, bu tarz festivallerin kültürler arası tanıtım ve etkileşimi olumlu yönde etkiledigini söyledi. Festivalde kendisini adeta Türkiye’de hissettiğini belirten Tan, “Bugün burda hem Türkleri hemde Amerikalıları birlikte görmek beni çok mutlu etti. Festivaller aracılığıyla Türkiye’nin tanıtılması çok güzel bir çalışma. Bu organizasyonu yapan TCC’yi tebrik ediyorum.” diyerek memnuniyetini dile getirdi. CHA


24

AMERİKA HABERLERİ

Sinem Saniye depremzedeler için yardım konseri verecek New York'ta yaşayan başarılı genç müzisyen Sinem Saniye, Van'daki depremzedeler yararına New York'ta konser verecek.

NEW YORK - ABD'de çeşitli müzik ödülleri olan pop ve caz müzisyeni Sinem Saniye'nin konserinin 9 Kasım'da ''Joe's Pub''da olacağı bildirildi. Sinem Saniye konuya ilişkin yaptığı açıklamada, deprem felaketi yaşanan Türkiye'ye müziğiyle yardımda bulunmak istediğini belirterek ''Umarım Türkiye için, müzikle, güzel şeyler yapabiliriz bu konserde. Albüm satışlarımın gelirini de Kızılay'a bağışlıyorum'' dedi. Sinem Saniye, albümünü alıp depremzedelere yardım etmek isteyenlerin ''http://sinem.net/turkishearthquake.html'' web adresinden bilgi edinebileceklerini belirtti. Daha önce Japonya'daki depremzedeler yararına Los Angeles'da başarılı bir konser veren Sinem Saniye, konserin ardından Japonya'ya 16 bin 600 dolar bağışladıklarını hatırlattı. (A.A)

Dost ve Müşterilerimizin Kurban Bayramını Tebrik Ederiz


AMERİKA HABERLERİ

25

ABD Kongresi'nde TÜSİAD'dan Türkiye konferansı ABD Temsilciler Meclisi'nde Demokrat Parti New York milletvekili Gregory Meeks, ''Türkiye'nin her alanda şahlanmış durumda olduğunu ve Türkiye'de uzun zamandır hiçbir Avrupa ülkesinde görmediği bir canlılık gördüğünü'' söyledi.

Gregory Meeks, ABD Başkanı Barack Obama'nın Türkiye ile ilişkilerin güçlendirilmesinde gösterdiği gayretleri, Kongre tarafının da göstermesi gerektiğini söyledi. Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi üyesi ve Komitenin Avrupa Alt Komitesi'nin Kıdemli Demokrat üyesi de olan Meeks, ABD Kongresi'nin çalışma binalarından Rayburn'de, TÜSİAD ve ABD Ticaret Odası'nın işbirliğiyle düzenlenen ''ABDTürkiye Ticari İlişkileri'' konferansında konuştu. Terör örgütü PKK'nın Çukurca'da düzenlediği hain

saldırıya değinen ve Van'daki depremde hayatını kaybedenlere başsağlığı dileyen Meeks, Türkiye'yi son 3 hafta içinde iki kez ziyaret ettiğini ve Türkiye'de gördüklerinden çok etkilendiğini ifade etti.. Meeks, Türkiye'de sadece hükümet yetkilileriyle değil, halkla da etkileşim kurduğunu belirterek, ''Şuna tam anlamıyla ikna oldum ki; Türkiye her alanda şahlanmış durumda. Uzun zamandır hiçbir Avrupa ülkesinde görmediğim bir aktivite ve canlılığa tanıklık ettim'' dedi.AA

Cumhuriyetimiz 88 yaşında New York’da Van depremi kurbanları ve şehitler anıldı New York Başkonsolosu Mehmet Samsar, Cumhuriyetin kuruluşunun 88. yıl dönümü dolayısıyla New York'ta resepsiyon verdi.

NEW YORK - Van depreminde hayatını kaybedenler ve teröre kurban giden şehitlerin anıldığı New York'un Waldorf Astoria Otelinde düzenlenen 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna Türk ve yabancı diplomatlar, gazeteciler, dernek ve sivil toplum kuruluşları yetkililerinin yanı sıra, Türk-Amerikan toplumu üyelerinden oluşan kalabalık bir davetli topluluğu katıldı. Resepsiyonun başında şehitler ve Van depreminde hayatlarını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu, ardından önce İstiklal Marşı daha sonra da ABD'nin ulusal marşı, New York Devlet Üniversitesi (SUNY) Denizcilik Okulunun Türk öğrencileri eşliğinde okundu. Başkonsolos Samsar, gecenin açılışında yaptığı konuşmada, 10 gün önce teröristlerin

Dost ve Müşterilerimizin Kurban Bayramını Tebrik Ederiz

Hakkari'de düzenlediği hain saldırıda şehit olan askerleri andı ve Van depreminde hayatlarını kaybeden vatandaşlar için başsağlığı diledi. Türkiye'nin genç ve dinamik bir nüfusa sahip çoğulcu, laik bir demokrasi olduğunu belirten Samsar, ''Türkiye, demokrasisi, dinamik ekonomisi, güçlü ordusu ve diplomasisiyle bir istikrar modeli haline geldi, hem bölgesinde hem de dünyada bir esin kaynağı oldu'' dedi. Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ertuğrul Apakan da yaptığı konuşmada, ''Cumhuriyetimiz ve ülkemiz ileriye umutla bakmaktadır ve hep birlikte, dayanışma içinde nice 88. yıllar kutlayacağımıza inanıyorum, bu anlamda güçlüyüz, birlikteyiz, dayanışma içindeyiz'' dedi. AA


Özel Haber / Röportaj

26

Türk Havayolları Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu gazetemize açıkladı:

THY, AVRUPA’NIN EN GENÇ FİLOSUNA SAHİP Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, gazetemize yaptığı açıklamada, THY’nin 177 uçaktan oluşan filosu, 6.5 yaş ortalaması ile Avrupa’nın en genç filosu olduğunu söyledi. Topçu, “Yönetim olarak Türkiye’nin, İstanbul ve Ankara’nın artılarını kullanmak için yatırım kararı aldık ve uyguladık. 2006 yılında Türk Hava Yolları tarihinin en büyük yatırımını yaptık ve 1 yıl içinde 24 yeni dış hat açtık.” dedi. İşte THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu’ya sorduğumuz sorular ve aldığımız cevaplar: THY’nin tanımını yapar mısınız? Türk Hava Yolları, rakamsal veriler ışığında Türkiye’nin en iyi, dünyanın ise potansiyel (veya yakın gelecekteki) en iyi havayolu şirketidir. Bunu söylerken temenni maksatlı değil, gerçekçi analizler, yatırımlarımız ve yükseliş grafiğimize bakarak söylediğimi belirtmek isterim. THY’de göreve geldiğinizden bu yana neler değişti? Göreve geldiğimiz andan itibaren yaptığımız çok yönlü yapısal ve ticari analizlerle, öncelikle Türk Hava Yolları’nın artılarını ve eksilerini görme imkânımız oldu. Bununla birlikte piyasada güçlü olan diğer havayolu şirketlerini, onların stratejilerini araştırdık ve bazı sonuçlar çıkardık. Fark ettiğimiz en önemli gerçek şu idi: Türkiye dünya hava trafiğinin en yoğun olduğu bölgenin tam ortasında bulunuyor. Hava trafiğinin o dönemde yüzde 60’ının üzerinde bir bölümü Avrupa-Asya bölgesinden geçiyordu. Bu oran 2010’da yüzde 66 idi ve 2015’de de yüzde 70 olması bekleniyor. Durum böyleydi, fakat bizim bu hava trafiğinden azami ölçüde yararlanabilecek alt yapımızın (uçak, dış hat sayısı...) olmadığını fark ettik. İkinci önemli bulduğumuz nokta şu idi. Başta İstanbul olmak üzere Ankara bir anlamda doğal hub yani kıtalar arası uçuş yapacak yolcular için bir aktarım noktası olmaya çok müsaitti. Yönetim olarak Türkiye’nin, İstanbul ve Ankara’nın artılarını kullanmak için yatırım kararı aldık ve uyguladık. 2006 yılında Türk Hava Yolları tarihinin en büyük yatırımını yaptık ve 1 yıl içinde 24 yeni dış hat açtık. 2005’te uçuş noktası sayısının 79 olduğunu düşünürsek, bir yıl içinde yüzde 30’a yakın bir artış demektir bu. Ve dış uçuş nokta sayımız 79’dan 103’e çıktı. Aynı yıl 20 yeni uçak alarak filo sayımızı 82’den 102’ye çıkardık. Bu THY tarihinde bir seferde yapılan en büyük yatırımdır. Ama biz bu tarihte başlayan yatırımın sonuçlarını almaya başladık ve 2006 yılından itibaren hem yolcu artışında, hem de kârlılıkta büyümeye devam ettik. 2008’den itibaren dünyada yaşanan krize rağmen büyümemiz devam etti. Aynı dönemde İstanbul ve Ankara’nun hub fonksiyonlarını çok iyi kullandık ve transfer yolcu sayımızı 1,1 milyondan (2005) 5,1 milyona (2010) çıkardık. Bugün 41 iç, 147 dış hat olmak üzere, 188 noktadan oluşan uçuş ağımız ile dünyanın en büyük 8. Network ağına sahibiz. Türk Hava Yolları’nın 177 uçaktan oluşan filosu, 6.5 yaş ortalaması ile Avrupa’nın en genç filosu. Kısaca göreve geldikten sonra Türk Hava Yolları yönetiminde büyük bir zihniyet değişimi yaşandı. Bu değişiminin pratik sonuçlarını

bugün teknik, yolcu ve kârlılık grafiklerinde sevinç ve mutlulukla izliyoruz. THY’de yeniden yapılanmada neleri hedeflediniz? Tabii ki hedefimiz Türkiye’nin sahip olduğu tüm imkanları kullanmak ve uçuş dinamiklerini harekete geçirerek şirketimizi büyütmekti. Büyüme bir sonuçtur. Bu sonucun sağlıklı gerçekleşebilmesi için çok sayıda faktör devreye girer. Yönetimin buradaki görevi değişik büyüme faktörleri arasındaki orkestrasyonu doğru yürütmektir. Bu yapılamadığı zaman büyümenin bir kanadı sağlıksız sonuç verir. Yeniden yapılanma demek, biraz da hedeflediğiniz büyümede hangi yapısal unsurlara önem vereceğinizi işaretlemek demektir. Biz yeniden yapılanmamızda öncelikle teknik altyapıyı güçlendirme, filodaki uçak sayımızı yükseltmek ve filoyu gençleştirmek ve nihayet iç ve dış uçuş noktalarımızı artırmak şeklinde bir öncelik tesbit ettik. Ama bunların hepsi temelde ne için? Elbette ki insan için, yolcularımızın konforu için. Siz, bahsettiğim öncelikleri gerçekleştirirseniz, diğeri, yani yolcu artışı dediğimiz şey zaten kolaylaşıyor. Ama sizin yeterli altyapınız yoksa çok yolcunuz da olsa, onlara sadece zahmet verirsiniz.

Örnek verirsek, ızgara etin, lezzetiyle kokusuyla mangaldan yeni çıkmış hissi vermesi size nerede olduğunuzu unutturuyor. Bu bahsedilen konular çok basit gibi gelebilir, her kebapçıda yahut restoranda bunu bulabiliriz diyebilirsiniz. Ancak uçakta mangal yakamazsınız. Mangal dışında, kısır, imambayıldı, humus gibi mutfağımızın tanıdık lezzetleri de ikramlarımız arasında. Annelerimizin mutfaktaki yemek lezzetlerini ve havasını gökyüzündeki konuklarımıza taşımak için çok çalıştık ve çalışıyoruz. Yolcularımız tarafından beğeni gören ikramlarımızla pek çok ödüle de layık görüldük. Havayolu şirketlerini denetleyen ve denetimleri sonucu ödüllendiren bir kuruluş olan Skytrax tarafından 2010 yılında ekonomi sınıfında sunduğumuz ikram ile Dünya’nın en iyisi seçildik. 2011 Yılında ise Dünya Havacılık Ödülleri’nde Business sınıf, Comfort sınıf ve Ekomomi sınıfta olmak üzere 3 sınıfta da dünyanın en iyi 2. derecesini aldık. Aldığımız ödüller doğru yolda ilerlediğimizi gösteriyor ve bizi motive ediyor. Genel olarak ikram ve servis kalitesi bir bütündür. Bu aşamada insanî hassasiyet ve beğeniler üst noktadadır. Biz bu hassasiyetin hakkını vermeye çalışıyor, mutfağımızın inceliklerini özenli servis anlayışı ile bütün dünyaya tanıtmanın da mutluluğunu yaşıyoruz. THY’nin dünyadaki yeri nedir?

Biz bugünden geriye doğru rakamların ışığında bakarsak; Göreve geldiğimizden bu yana uçak sayımızdan yolcu sayısına, kârlılıktan sektördeki konumumuza kadar pek çok alanda gelişmiş ve büyümüş bulunuyoruz. 2003’ten bu yana yolcu sayısında 3 kat, ciro artışında 4 kat büyüdük. Uçak filomuz 3 kat, hat sayımız 2 kat büyüdü. Bu gelişim bundan sonra da devam edecek. THY’nin ikram servisiyle dünyada söz edilir hale gelmesini nasıl başardınız? Başından bu yana Türk Hava Yolları’nda hedeflediğimiz büyümeyi gerçekleştirirken, bütünlükçü bir yaklaşımı esas aldık. Yani hat sayısından uçak sayısına, personelden hizmet kalitesine kadar her alan bu büyüme hedefinin içinde zaten yer alıyordu. Birçok komşu ülke ile vizelerin karşılıklı olarak kaldırılmasıyla birlikte bizim hareket kabiliyetimizde yeni bir yükselme gerçekleşti. Tabii ki bu da bize yeni ve acil sorumluluklar yükledi. Bu alanlardan birisi de uçaklarda servis edilen ikramların kalitesinin yükseltilmesi idi. Bu alanda dünyanın en önemli firmalarından birisi olan DO&CO ile 2006 yılında bir ortaklığa gittik ve Turkısh Do&Co’yu kurduk. Yolcularımızı evimize gelen misafirler kabul edip, onlara en güzel yemekleri sunmak için çalıştık. Evimizde misafirlerimize gösterdiğimiz ev sahipliğini uçaklarımıza taşıdık. Güler yüzle karşıladığımız konuklarımıza uçuş boyunca ev sahipliği yapıyor ve en lezzetli ikramlarımızı sunuyoruz. Sunduğumuz ikramlarımızla size uçakta olduğunuzu unutturmak istiyoruz.

Türk Hava Yolları şu anda Avrupa pazarında 4. sıradadır. Dünyadaki pazar payımız ise yüzde 1,85 tir. Yakın gelecekteki hedefimiz ise Avrupa pazarında 3. olmak, dünya pastasından ise yüzde 2,5 luk bir pay almak. Oturduğumuz sıralamanın rakamsal verilerini biraz açmam gerekirse; Türkiye’nin dünyadaki coğrafî konumu, hava trafiğinin yüzde 70’ine yakın bölümünün geçtiği bir koridorda olması sebebiyle havacılık bakımından stratejik diyebileceğim bir öneme sahiptir. Bu konum, bizim hedeflerimizi gerçekleştirme yolundaki en büyük şansımız anlamına da gelmektedir. THY’de 2011’de neler oldu? 2011 yılı içinde Eylül ayına kadar 16 yeni hat açtık, 22 yeni uçak aldık. Yolcu sayımız ilk dokuz ayda geçen yıla göre % 10 arttı.

büyük iki ülkesi. Dolayısıyla Türk Hava Yolları’nın veya başka bir dünya havayolu şirketinin bu iki ülkeye ilgisiz kalması mümkün değildir. Bugün Çin, sıralamada ilk olan dev nüfusu ve artık dünyanın üretim üssü haline gelmiş yapısıyla bütün dünyayı etkileyen ticari ve siyasi güce sahip bir ülke konumundadır. Yine Hindistan özellikle elektronik ve tekstil başta olmak üzere, dünyanın çeşitli yerlerine dağılmış nüfusuyla dikkat çeken, ayrıca her dönemde yoğun turistik ilgiye mazhar bir ülkedir. Bizim her iki ülke ile ticarî bağlarımızın bulunması da göz önüne alındığında, bu ülkelerle uçuş ilişkilerimizin olmaması elbette düşünülemezdi. Nitekim, Çin seferlerimiz Istanbul- Pekin- Istanbul olarak.1999’da haftada iki sefer baslamistir. 2000 yılı başında Şangay hattının da açılması ile seferlerimiz Istanbul-Pekin-Şangay-Pekin- İstanbul olarak icra edilmeye baslanmistir. Haftada iki olarak baslayan seferler haftada 3, ardından 5 ve hergün şeklinde artarak devam etmistir. 2009 yılı itibariyle Pekin ve Sangay seferlerimiz birbirinden bağımsız olarak icra edilmeye baslanmıştır. 2010 yılı itibariyle Istanbul-Sangay-Istanbul kargo seferlerimiz baslamis olup halihazırda haftada iki sefer olarak icra edilmektedir. Ocak 2011 de Guangzhou seferlerimiz haftada üç gün olarak icra edilmeye başlanmıştır. Hali hazirda Çin’in Pekin ve Sangay şehirlerine hergün, Guangzhou’ya ise haftada üç sefer düzenlemekteyiz. Çin uçuşlerımız B777 tipi ucaklarımızla icra edilmektedir. Hindistan’a ilk uçuşumuz ise 1986 yılında Mumbai’ye gerçekleşti. Ancak 1993 yılında uçuşumuza ara verdik. Mayıs 2006’da Mumbai hattında haftada 3 frekans olarak tekrar uçmaya başladık. Delhi’ye ise Mart 1987’de ilk uçuşumuzu gerçekleştirdik. Daha sonra hattımız faaliyetini sona erdirdi. Eylül 2003’de Delhi’ye yeniden uçmaya başladık. Şu an Delhi ve Mumbai’ye hergün sefer düzenliyoruz. Çin ve Hindistan ile ilgili bağlantılarımızın gelecekte daha da yoğunlaşacağını düşünüyoruz.

THY’nin uçtuğu noktalar ve planlanan yeni uçuş noktaları nereleridir? Türk Hava Yolları halihazırda 41 iç, 147 dış hat olmak üzere 188 noktaya direk uçmaktadır. Son zamanlarda yoğunlaşan yeni hatlarımıza ilaveten, yakın gelecekte Libya Misrata, Rusya Novosibirisk, Somali Mogadişu ve İngiltere Londra / Gatwick noktalarına uçmayı planlıyoruz. THY’nin yeni gelişen Çin ve Hindistan pazarındaki hedefleri neler? Anılan iki ülke dünyanın en kalabalık ve en

THY’nin Amerika için hedefleri nelerdir? Havacılık sistemi içinde Amerika’nın özel bir yoğunluğu ve yeri var, bu açık. Dolayısıyla bu kıta ile ilgili hareket kabiliyetiniz ve yoğunluğunuz önemli. Biz şu anda ABD’nde 4 noktaya doğrudan uçuyoruz. Son olarak Los Angeles hattını açtık. Önümüzdeki iki yıl içinde 4 yeni hat daha (Houston, Miami, Boston, Detroit) açmayı hedefliyoruz.


THY’nin dünyadaki havayollarından üstünlükleri nelerdir? Her havayolu’nun farklı, üstün ve örnek alınacak yönleri var. Biz Türk Hava Yolları olarak, müşterimizi patron kabul ediyoruz ve tüm hizmetlerimizi müşterinin talepleri doğrultusunda şekillendiriyoruz. Türklerin ikramları meşhurdur... Evimize gelen misafirimize en iyi yiyeceklerimizi ikram ederiz. Biz de Türk Hava Yolları olarak bizimle uçan misafirlerimize en lezzetli yiyecekleri Türk misafirperverliği ile sunuyoruz. Yerli ve yabancı yolcularımız ikramlarımızdan ve sunumumuzdan oldukça memnunlar. Bu çerçevede Havayolu şirketlerini denetleyen ve denetimleri sonucu ödüllendiren bir kuruluş olan Skytrax tarafından 2010 yılında ekonomi sınıfında sunduğumuz ikram ile Dünya’nın en iyisi seçildik. 2011 Yılında ise Dünya Havacılık Ödülleri’nde Business sınıf, Comfort sınıf ve Ekomomi sınıfta olmak üzere 3 sınıfta da dünyanın en iyi 2. derecesini almış olduğumuzu yeniden vurgulamak isterim.

Yolları’nın tanıtımını yaptık. Bütün bu sponsorluklar Türk Hava Yolları’nın marka bilinirliği ve global bir marka olduğunu açık biçimde ortaya koydu. Bundan sonra da, Türk Hava Yolları’nın marka değerine katkı sağlayacak, Hem yerel hem de dünya çapında marka bilinirliğimizi arttıracak ve bize değer katacak her tür sponsorluk değerlendirilebilir. Sadece Futbol, basketbol, tenis v.b spor dallarında değil, kültür sanat alanlarında da sponsorluk anlaşmaları yapmaktayız. Marka imajımız ve stratejilerimiz ile örtüşen sponsorluk fırsatlarını bütçemiz çerçevesinde değerlendirmeye devam edeceğiz. THY’nin kargo taşımada yaptıkları ve hedefleri neler? Biliyorsunuz uçaklar yalnızca yolcu taşımıyor, ayrıca kargo hizmeti veriyorlar. Dünya ticaretinin hızlanmasının ve zamanın değerli olmasının bir sonucu olarak uçakla yük taşımacılığı da sürekli gelişen bir alan.

Yolculuk esnasında kabinlerimizde yüzlerce film ve müzikten oluşan multimedya arşivlerimizden yararlanmak mümkün. Her yolcumuz kendisine ait monitöründen uçuş boyunca film izleyebilir, gazete okuyabilir. Yolculuk Türk

Bu alanda hizmet veren şirketimiz Turkish Cargo faaliyettedir. Kargo uçakları ile toplam 30 uluslararası noktaya haftalık tarifeli kargo hizmeti sağlıyoruz. En fazla taşıma yaptığımız kargolar konsolide ve tekstil malzemeleridir

HavaYolları ile yapılıyorsa gerçekten bir keyfe dönüşebilir. Türk HavaYolları olarak zaten temel amacımız misafirlerimizin memnuniyeti. Bizim için en büyük ödül bu. Ve biz bu ödülü hak etmek için sürekli yeni arayışlar, yeni güzellikler ekleme peşindeyiz.

Türk Hava Yolları Avrupa’da en hızlı büyüyen kargo taşıma oranına sahip havayoludur. FTK(Km başına düşen kargo miktarı) değişim oranları 2011 başından itibaren ilk 8 ayda Avrupa ortalaması % 4 iken, TK ortalaması % 36.7 ile büyük bir başarıya imza atmıştır.

THY’nin aldığı ödülleri sıralar mısınız? Havacılık endüstrisinin 'Oscar'ları olarak adlandırılan "Skytrax Ödülleri En İyi Havacılık Şirketleri 2009 - Skytrax World Awards 2009" sıralamasında THY önemli bir çıkış yaptı. 2009 yılının Nisan ayında Skytrax şirketi tarafından yapılan değerlendirme sonucu Türk Hava Yolları Güney Avrupa`nın En İyi Havayolu şirketi seçildi. Skytrax şirketi tarafından yapılan değerlendirme sonuçları 2010 yılında açıklanarak Türk Hava Yolları’nın hizmet kalitesinde ulaştığı noktayı tescilledi. Türk Hava Yolları ve Do&Co ikram şirketi ortak kuruluşu olan Turkish Do&Co’nun ekonomi sınıfında verdiği ikram hizmeti dünyanın en iyisi seçilirken, Türk Hava Yolları Güney Avrupa’nın “En İyi Havayolu” şirketi ünvanını da korudu. Ayrıca Türk Hava Yolları Avrupa genelinde de “En İyi 3.Havayolu” şirketi olma başarısını gösterdi. Türk Hava Yolları, Skytrax değerlendirmesine göre 2011 yılı “Avrupa’nın En İyi Havayolu”, Comfort Class koltuğunda “En İyi Premium Ekonomi Koltuğu” ve “Güney Avrupa’nın En İyi Havayolu” seçildi. Türk Hava Yolları, havacılık sektörünün önemli uluslararası yayınlarından olan ATW (Air Transport World), tarafından Türk Hava Yolları 2011 yılının pazar liderliği ödülüne layık görüldü. THY sponsorluklarla neler kazandı? Türk Hava Yolları olarak kısa vadede çok ciddi bir büyüme gerçekleştirdik. Filomuzda 2005’de 83 uçak vardı, şu an 177 (2011 Ekim) uçağa çıktı. 2005’de 107 şehre uçuyorduk, şuan 188 noktaya uçuyoruz. Bütün bu çalışmaların meyvelerini almaya başladık. Aslında mantık şu; kısa vadede çok önemli işler yapıyor önemli bir ürün oluşturuyorsunuz. Kalitenizi artırıyor, yeni uçaklar alıyor, yeni destinasyonlar, bir sürü şey yapıyorsunuz ama bunları o ülkelere gidecek olanlara duyurmanız gerekiyor. Biz bunu yaptık. Yaparken de dünyada bunun en yaygın yolu spor ve sanat üzerinden yaptık. Biz de hem yolcu sayısını, hem uçtuğu noktaları artırmış önemli bir şirket olarak bu mecraları kullanma kararı aldık ve en iyi şekilde Türk Hava

Türk Hava Yolları’nın kargo taşıma miktarı filo yeterliliklerine göre sürekli gelişim halindedir. 2010 senesinde toplam taşınan kargo miktarı 313,000 ton iken 2011 yılında filomuza katılan ikinci A330-200F ve geniş gövde yolcu uçakları ile bu miktarın % 22 oranında artarak 380 bin ton civarında olması beklenmektedir. Uluslararası alanda en fazla yük taşınan hatların başlıcaları Avrupa, Amerika, Uzakdoğu bölgelerinde bulunmaktadır. Bu noktaların başlıcaları, Amerika, Almanya, Hollanda, Fransa, İngiltere, Hong Kong, Çin, Kore, Singapur, Dubai, ve İsrail’dir. THY’nin 2012 için hedefleri neler? Biz ülkemizin bayrak taşıma ayrıcalığına ve avantajına sahip köklü bir şirketiz ve sorumluluğumuzun farkındayız. Kendi sektörümüzde ülkemizde öncü, dünyada ise model olma özelliğine sahibiz. Sson yıllardaki başarılarımız gerçekten havacılığın hemen her alanında başarılar ve büyümelerle dolu olarak geçti. Şımarmıyoruz ve sorumluluğumuzun, misyonumuzun gereği olarak daha sağlam adımlar, planlamalar, yatırımlarla geleceğe yürüyoruz. Mali disiplinimizden, kurumsal yatırımlarımızdan, vizyonel bakışımızdan taviz vermemiz sözkonusu değil. Bununla birlikte elbette ki önümüzdeki yıl için hedefimiz var. Bu hedefimizi Avrupa pazarında 4. lükten 3. lüğe terfi etmek ve dünyadaki pazar payımızı da % 1.85’ten 2.5’a çıkarmaktır. Bunların sonucunda ise dünyanın en büyük 10 havayolundan birisi olmak 2012 hedefimizdir. Hizmet kalitesi açısından da bir hedefimiz var. Yıldızımızı yükselterek çok yaklaştığımız 5 yıldızlı havayolu şirketi olmayı yakalamak istiyoruz. Baktığımızda çok şey istiyormuşuz gibi geliyor ama değil…Türk Hava Yolları olarak yaptıklarımıza bakınca bu hedeflerimizin sağlıklı, mantıklı ve realize edilebilir olduğunu söylemek mümkündür. İnanıyoruz, planlıyoruz, başaracağız. Murat Yeşil - İSTANBUL

Kurban Bayramınız Kutlu Olsun


Özel Haber / Röportaj

28

Houston’da depremzedelere yardım kampanyası WASHINGTON – ABD’deki Türk toplumu, Van’daki depremzedelere yardım etmek için seferber oldu.

Hayrettin Turan Swat- PAKİSTAN

Dün silah tutan eller bugün bilgisayar kullanıyor

Daha düne kadar adlarını bile duyduklarında dünyanın titrediği Ladin'in el Kaide'si ile Taliban ordusu, şimdi marangozluk öğreniyor, nakış işliyor, bilgisayar programı yazıyor. Taliban ve ElKaide’ye karşı Pakistan ordusunun gerçekleştirdiği operasyonların merkezi olan Afganistan sınırındaki Swat bölgesinde yakalanan Talibanların topluma tekrar kazandırılması için mesleki eğitim gördüğü askeri kampsüsün kapıları Forum Gazetesine açıldı.

EL KAİDE VE TALİBAN’I TOPLUMA KAZANDIRMA KAMPINDA Pakistan ordusunun Taliban ve El Kaide'ye karşı bundan daha bir yıl önce operasyon üzerine operasyon düzenlediği, kanlı çatışmaların yaşandığı Swat Vadisi'ne ayak bastığımızda gözlerimize inanamadık. Swat Vadisi'nin kapıları o kanlı günlerin ardından ilk defa FORUM GAZETESİ’ne açılıyordu. Taş üstünde taş bırakılmamış bir haldeki Swat Vadisi'nde gördüklerimiz ve birazdan sizin de okuyacaklarınız bizi öylesine şaşırttı ki, dilimizden, ister istemez "Asla olmaz olmaz demeyin" sözcükleri dökülüverdi. BİR ZAMANLAR "KALE"YDİ Eskiden Taliban'ın kalesi sayılan, dünyanın adlarını bile duyduğunda tir tir titrediği Usame bin Ladin'in silahlı adamları ve Taliban karşımızda duruyordu. Ama ellerinde ne silah vardı ne de o çok bildiğimiz palaları... Swat Vadisi'nde Pakistan ordusu tarafından yakalanan El Kaide ve Taliban 'ın eli silahlı adamları, bugün için birer "kurs öğrencisi"ne dönüşmüşler. O adamlar gitmiş yerlerini "KURS OR-

DUSU"na bırakmıştı. Pakistan hükümeti, bu kişileri ötelemek yerine topluma tekrar kazandırma yolunu seçmiş. "Kaybetmek kolay önemli olan kazanmak" diyordu bize kursları tanıtan Pakistanlı askeri yetkili Adnan "Biz de zor olanı seçtik, Taliban'ı yeniden topluma kazandırıyoruz." Afganistan sınırının hemen dibindeki Swat Vadisi'nde ele geçirilen Ladin'in silahlı adamları önce silahlarını unutmuşlar. Ardından Pakistan hükümeti buradaki büyük askeri garnizona ciddi sayılabilecek bir meblağ ayırarak, sosyal hayat alanları açmış. En önemlisi de, bu kişileri birer meslek sahibi yapmak şeklinde bir hedef belirlenmiş. Bunun için de öncelikle meslek kursları düzenlenmeye başlanmış. Bu kurslarda nakış işlemekten tutun, bilgisayar kullanmaya, muhasebecilikten tutun, marangozluğa, kaynakçılığa, oto tamirciliğine kadar aklınıza gelebilecek hemen her alanda bir kurs başlatılmış.

ESKİ EL KAİDE VE TALİBAN MİLİTANLAR ŞİMDİ BİRER ÖĞRENCİ

Evet, dediğimiz gibi; bir zamanlar adlarını bile duyduğumuzda titrediğimiz Ladin'in eli silahlı ordusu, şimdi bu kurslarda birer öğrenci olmuş. Elleri artık silah değil örneğin iğne iplik tutuyor. Yanlış okumadınız, tetiğe basmıyorlar ipliği iğneye geçirip bez üzerinde nakış işlemeyi öğreniyorlar. Otomatik silahlarla karşılarındaki kurşuna dizdikleri günlerin aksine, bilgisayar tuşlarına bir makineli tüfek edasıyla seri şekilde basıyorlar. Kimi paket programlar öğrenirken, kimileri de program yazılımı ve tamiri dahil bilgisayarın hemen her alanına ilgi gösteriyor.

Hemen her meslek farklı odalarda öğretiliyor. Biçki dikiş, terzilik için ayrı bir oda seçilmiş. Bilgisayar öğrenmek isteyen başka odada eğitim görüyor. Farklı odalarda farklı Talibanlar kendilerini topluma kazandıracak mesleklerine ilk adımları atıyorlar.

bütün imkanlarını devreye sokuyor. Son 8 yıldır Taliban ordusunun yönetimi altında olan ve adı kan, vahşet, katliam, terör ile birlikte anılan Swat Vadisi, geçtiğimiz Nisan ayından beri artık Pakistan ordusunun ve hükümetinin kontrolü altında.

PAKİSTAN'IN GELECEĞİ SWAT'TA

Sadece bu bölgeden 2.5 milyon Pakistanlı terör ve can korkusu yüzünden başka yerlere göç etmek zorunda kaldı. 5200 Taliban'a karşılık 480 Pakistan askerinin hayatını kaybettiği ve 4 ay süren o çetin savaş günlerinin ardından Swat Vadisi bugünlerde yeniden doğuşunun heyecanını yaşıyor.

Başkent İslamabad'a 3-4 saat mesafe uzaklıkta bulunan bu "kötü namlı" vadi şimdi Pakistan'ın yeni geleceğinin de ilk işaretlerini veriyor. Pakistan her bölgesi ile yeni bir geleceğe doğru ama kardeşçe yol almak için

Ülkedeki Türk çatı kuruluşlarından, Washington merkezli TürkAmerikan Dernekleri Asamblesi’nin (ATAA) insani yardımlar konusundaki partner kuruluşu Turkish Philantrophy Fund ve merkezi Houston’da bulunan Raindrop Türkevi’nin alt kuruluşu Raindrop Helping Hands, deprem felaketinde zarar görenler ve yakınları için yardım kampanyaları başlattı. Van’daki deprem dolayısıyla taziye mesajı yayımlayan ATAA, ABD’deki Türk toplumunu, deprem konusunda yardıma duyarlılığa çağırdı. Ülkedeki diğer birçok Türk kuruluşu da Türk-Amerikalılara depremzedelere yardım için harekete geçmeleri çağrısında bulundu. Raindrop Türkevi Başkanı Mehmet Okumuş da AA muhabirine yaptığı açıklamada, deprem haberini alır almaz geniş çaplı bir yardım kampanyası başlattıklarını ve iki gün içinde 15 bin dolar civarında para topladıklarını söyledi. Okumuş, hedeflerinin perşembe gününe kadar 30-35 bin dolarlık yardımı Türkiye’ye göndermek olduğunu belirtti. AA

“Occupy Wall Street” adı ticari marka olma yolunda… NEW YORK – ABD’nin New York kentinde yaşayan bir kişi, kapitalizm karşıtı bir hareket olarak başlayan eylemler zincirinin adını ticari marka olarak tescil ettirmek için başvuru yaptı. Robert Maresca adlı New Yorklu, başvuru dosyasında, “Occupy Wall Street” (Wall Street’i İşgal Et) ismini tişörtlere, çantalara ve bardaklara basmak istediğini belirtti. Maresca, tek amacının bu ismin yayılmasını sağlamak olduğunu, bundan para kazanmak derdinde olmadığını söyledi. İşgal eylemlerini yürüten hareketin sözcüleri ise, ekonomik adaletsizliğe karşı duran gösterilerden nemalanmak isteyebilecek insanlar çıkacağını daha önceden tahmin ettiklerini ve bu yüzden habere çok şaşırmadıklarını ifade etti. (A.A)


Asistan Ofis Menejeri Aranıyor

İSTİKBAL MOBİLYA

UNIQUE GALAXY TRAVEL

Kadın-Doğum ofisinde çalışacak asistan ofis menejeri aranmaktadır. İstenen özellikler: En az iki yıllık tecrübe, insanlarla iyi iletişim kurabilmek, akıcı İngilizce konuşabilmek İlgilenen kişilerin CV'lerini e-mail veya fax ile göndermeleri rica olunur.

Türkiye’den ve Amerika’dan zengin ürün çeşitleri ile hizmetinizdeyiz. Her bütçeye uygun Oturma Odası Grupları Yatak Odası Takımları - Yemek Odası Takımları

Türkiye ve Dünya’nın her yerine, her türlü tatil ve iş gezisi organizasyonlarınız için profesyonel kadromuzla hizmetinizdeyiz.

973 - 772 -8500

201 - 854 - 3990

Fax: 201-525-1717 E-mail: obgyn@gmail.com

EMPIRE HEATING & COOLING Her türlü ısıtma ve soğutma tesisatlarınızın yenilenmesi ve bakım servisi itina ile yapılır. Merkezi ısıtma ve soğutma sistemleri kurulur.

Özkan Karaçay 973 - 703 - 7332 SHEEFA PHARMACY

DİŞ DOKTORU ŞEFİK YAVUZ

Yeni binamızda, bir çok yeni servisimizle ve uygun fiyatlarımızla sizlerin hizmetindeyiz.

Diş Hekimliğinin tüm alanlarında hizmetinizdeyiz. Sigortaların büyük bir çoğunluğu kabul edilir.

Century21 Emlak Ofisi

3 ayrı mekan, aynı lezzet

Gayrimenkul alım satım ve kiralama işlerinizde geniş kadromuzla hizmetinizdeyiz.

Paterson, Clifton ve New Milford’daki 3 ayrı lezzet durağımızla sizlere Türk mutfağının eşsiz tadlarını sunuyoruz.

973-916-9900

Toros Restaurant 973 - 772 - 8032 & 201 - 265 - 0004

Emlak Alım & Satım

ULUDAĞ RESTAURANT

Bütün gayrimenkul alım satım ve kiralama işleriniz için uzman isim.

Salih Okdemir 973 - 703 - 4721

973 - 345 - 4242

631 - 595 - 2400

BAKICI ARANIYOR

Kiralık Ofis ve Depolar

AVUKAT TİMUR AKPINAR

Güney New Jersey’de evimizde çocuk bakacak yatılı bayan aranıyor. Özel oda, banyo, yemek artı maaş. İlgilenenler:

Paterson’da Main Street ve Pazar yerine yürüme mesafesinde kiralık ofis ve depolar

Trafik kazaları, iş kazaları, Veraset ve vasiyet, Kayıp düşme kazaları, Yanlış Tıbbi Müdahale ve bir çok konuda New York ve New Jersey'de hizmetinizdeyiz.

973 - 517 -0918

718 - 224 - 9824

856 - 340 - 3984 KİRALIK SALON

Her türlü düğün, nişan, doğum günü partileriniz ile iş ve özel toplantılarınız için 200 kişilik salonumuzla Paterson, New Jersey’de hizmetinizdeyiz.

973 - 569 - 9200 www.TurkTurist.com Türkiya’nin gezi portalı Tıkla, yeni bir güne yerel haberlerle başla...

www.ForumGazetem.com

İnegöl Köftecisi Cevdet Usta, artık 391 Crooks Avenue, Paterson,New Jersey ’deki adresinde hizmetinizde... (Ulu Cami karşısında) Piyaz, İnegöl Köfte, Döner,İskender ve Izgara çeşitleriyle sizlere ser vis vermekten gurur duyarız...

Pişirilmeye hazır, paketlenmiş köfte siparişi alınır Dışarıya paket ser visimiz vardır. 391 Crooks Avenue, Paterson, NJ  07503

862 - 262 - 0672

TOP DISCOUNT LIMOUSINE & CAR SERVICE

En güzel araçlarımızla ve uygun fiyatlarımızla sizleri evinizden New York ve diğer eyaletlerdeki havaalanlarına veya gitmek istediğiniz her yere ulaştırıyoruz. Güleryüzlü Türk şöförlerimiz ve geniş filomuzla hizmetinizdeyiz. Reservasyonlarınız için

1-866-890-1215 / 973-830-9636 570-242-5284


30

US NEWS

In United States, 'Occupy Wall Street' Movement Gains Supporters

Our Legal System Never Rests People like to think of our legal system as being rigid and immovable, like the massive stone pillars of a federal courthouse. Maybe we take comfort in the notion that the law follows predictable rules, like the sun rising in the east and setting in the west. The truth is that our legal system is in constant change and upheaval, where it more closely resembles an erupting volcano that it does a solidly formed mountain. Our legal system is like a rope being pulled apart in a never ending tug-of-war. Different groups exert their interests, whether through lobbying, political movements, or awareness campaigns. There are legal commentators and activists who advocate their opinions in so many facets of the law, whether in the criminal justice system or the corporate world. As an example, our courts are a battlefield for a movement known as tort reform. Tort reform impacts many different aspects of our legal system, with the overall goal of making it less appealing and less profitable to bring lawsuits. We've come under criticism in recent decades because we're seen as an overly litigious society, where people sue at the drop of a hat. Our courts are also criticized for the runaway generosity of some juries, where they award accident victims $20 or $30 million dollars in some cases. Critics see us as a society where you can sue for a million dollars if you prick yourself with a thumbtack, or become agitated by the presence of a bug in a box of food. Critics argue that just because someone gets injured by something, it doesn't mean someone else with deep pockets should have to pay. Some critics blame our economic turmoil on the fact that lawsuits have made it difficult to conduct normal business, pointing out that in Europe, Asia, and other parts of the world, citizens are held more accountable for their personal actions. Tort reform advocates would like to see sweeping changes made in our laws. They would like to see caps placed on accident awards and medical malpractice lawsuits. They argue that insurance costs for businesses, doctors, and other professionals have become prohibitive because of the aggressive tendency of people to sue. Tort reform advocates would also like to see changes in the way people sue when they are injured by dangerous products. In our society, a person may sue a manufacturer of a product if it was defective in some way. We've seen this in vehicle rollover cases and pharmaceutical drug cases. A product is considered defective by showing there was something wrong in its manufacture or its design. Additionally, a product is considered defective if there was a failure to warn. Did you ever notice that when you buy a cup of coffee outside, there is often writing on the cup warning that the contents are hot. While this is a courtesy on the part of vendors, it also satisfies their need to provide a warning of a liquid that is potentially dangerous by virtue of its temperature. Tort reformists argue this makes it too easy to sue. They argue that instead of showing that a product was defective, the injury victim should have to demonstrate that the manufacturer or distributor of the product was somehow negligent, in other words, that they acted carelessly. What do you think of these tort reform changes? People's opinions are likely to be influenced on how tort reform impacts their costs of doing business.

Timur handles lawsuits for car accidents, slip & fall accidents, work accidents, cruise ship accidents, serious personal injury, hospital errors, medical malpractice, dangerous product, pharmaceutical drugs, workplace discrimination, sexual harassment and other areas of law. *www.benimavukatim.com *t.akpinar@verizon.net *718 224-9824

An anticorporate movement that began quietly three weeks ago in New York City is beginning to spread to other U.S. cities, as Americans from Boston to Los Angeles seize the chance to protest the widening gap between rich and poor. The movement was spawned on September 17 when a loosely organized group of activists calling themselves "Occupy Wall Street" set up a makeshift camp in a park in Manhattan's financial district. Despite lacking official permits, they began holding daily demonstrations in the surrounding streets, carrying signs with slogans like, "People not profits" and "Make jobs, not war." Since then the crowd has swelled in number and grown in diversity. It now includes 20-somethings and pensioners, students, workers, the unemployed, and the retired. All are angry at a system they believe only benefits the rich and powerful. Kathy Jones, a social worker from New York, joined the demonstration this week and brought along her 2 1/2-year-old daughter. She said that although she has a job and shares a household with her boyfriend, a computer programmer, they still cannot afford health insurance. "I am hoping that this is a protest that spreads," Jones said. "I think the economic inequality in this country has gotten to a place that's untenable. I think that the corporate tax cuts for example, the tax breaks for the corporations rather than for general workers, need to be abolished. [Corporations] pay less taxes than the average worker does." Anger Of The '99 Percent' Occupy Wall Street's website describes itself as a "leaderless resistance movement with people of many colors, genders, and political persuasions." The one thing members have in common, according to the website, is that they claim to be the "99 percent that will no longer tolerate the greed and corruption of the 1 percent." Organizers say they drew inspiration from popular uprisings in the Arab world and European antiausterity protests. The Wall Street protests garnered little media attention during their first two weeks and were largely unknown outside New York. But that all changed on October 1, when several thousand activists marched to the Brooklyn Bridge and occupied the roadway in defiance of police warnings. Some 700 activists were arrested and given minor fines. All but a handful were released a few hours later. The mass arrests and subsequent Internet-fueled controversy over whether police

had trapped activists on the bridge brought a flood of media attention. On October 3, hundreds of Occupy Wall Street activists capitalized on the attention by dressing as "corporate zombies." They painted their faces white and blood red and lurched past the New York Stock Exchange with fistfuls of fake money. Media coverage of the bridge arrests and zombie march has had a powerful effect on like-minded Americans across the country. On October 4, there were spontaneous, copy-cat protests in front of Federal Reserve banks in several cities. In Chicago, demonstrators pounded drums in the city's financial district. In Boston, they marched to the statehouse with signs that read, "Fight the rich, not their wars" and "Human need, not corporate greed." In St. Louis, Kansas City, and Los Angeles, demonstrators waved protest signs at passing cars. Widening Gap Organizers in more than 50 U.S. cities are now planning to hold their own versions of Occupy Wall Street rallies. Websites and Facebook pages with names like "Occupy Boston" and "Occupy Philadelphia" have sprung up. Driving the widespread anger is the largest economic disparity in America in decades. The United States now has the biggest gap between rich and poor among Western industrialized nations. The numbers paint a stark picture: Today the richest 1 percent of Americans owns nearly one-quarter of U.S. wealth, while the bottom 40 percent owns just 0.3 percent. In 2010, the top 20 percent of Americans took home 50 percent of all income, while the bottom 20 percent received just 3 percent. The trend has been growing steadily for the past 30 years. Nobel Prize-winning American economist Paul Krugman calls it "the great divergence," noting that between 1979 and 2005 the real income of the median household rose by13 percent, while the income of the richest 0.1 percent of Americans rose 296 percent. This is an excerpt the story By Heather Maher, Nikola Krastev Copyright (c) 2010. RFE/RL, Inc. Reprinted with the permission of Radio Free Europe/Radio Liberty, 1201 Connecticut Ave., N.W. Washington DC 20036.


US NEWS

31

Hallmark Produces Greeting Cards

for Jobless People

Many Americans are getting what are known as “pink slips” these days. They’re losing their jobs because of plant closings, the move of operations overseas, downsizing of companies’ workforces, or sometimes just because the boss decides that someone else could do a better job.

However you get the news, it hurts, especially when you see how many others are “on the street,” as they say - unemployed and also looking for work.

What does one say to someone in this position? How should one express condolences, encouragement and support?

What does one say to someone in this position? How should one express condolences, encouragement and support?

Hallmark, the nation’s largest maker of greeting cards, has one answer. It has come up with a series of cards that you can send to those who have lost their jobs. Hallmark says the cards are selling well. The owner of a gift shop in Dallas, Texas, told CBS television that “they’re flying off the shelf.”

Hallmark, the nation’s largest maker of greeting cards, has one answer. It has come up with a series of cards that you can send to those who have lost their jobs.

Voices of the Past "President Ronald Reagan, the Wall Street Journal, and Fox Channel News are responsible for the economic woes of America and the world! Reagan's fiscal policies were imitated by President Clinton and continue even until today under President Obama!" explained Sec'y-General Ban ki-Moon's Special Economic Adviser world famous Professor Jeffrey Sachs of Columbia University: "America should cut its military budget, get out of Afghanistan and Iraq, and use the money for social security programs!" More: "Obama's words don't match his deeds but I fully support his re-election!" Further: "Big oil and General Electric must pay more corporate taxes for the costs of civilization!" this a plug for his latest book. I myself personally remember that, aside from foreign policy, Reagonomics rescued Amercia from Jimmy Carter's 'stagflation' and that Bill Clinton presided over an economic boom in the 1990's. But what do I know? The only thing the highly-articulate Professor Sachs did not do is announce that he wants to be President of the United States.

Source: VOA

Professor Sachs heads the Earth Institute at Columbia University, was a Special Adviser to Kofi Anan on U.N.Millenium goals, and is considered by the Establishment the top global economist advising the nations of the world. Plus much more! He is one of the most 100 influencial people in the world according to experts.

Dost ve Müşterilerimizin Kurban Bayramını Tebrik Ederiz

From the Editorial Page of the May 19,1933 Issue of the N.Y.Daily News/ Voice of the People & Inquiring Photographer sections: Robert Costello: "Fat is a cause of many diseases this an indictment of the capitalist system. There are no fat people in Russia because nobody can stay fat in Russia" Cleo Danna: "I have no desire to defend the entrenched wealth of this country. Pacifism is only dangerous to the big shots. So let Japan beat us and rule over us. It makes no difference to me!" Jereome Herskowitz: "I favor every major thought expressed by Hitler in his speech! His stand is that Germany is most desireous of peace!" John Kulhanjian: "Let the Powers disarm or else be responsible for any war that might grip the world. Peace can be secured only through international disarmament!" Mustafa Kemal in the 1934 Dedication of a Memorial at Anzac Cove Gallipoli: "You Mothers who sent your Sons from Britain, Australia, France, New Zealand, and Canada 'Wipe Away Your Tears!' They are Heroes who Shed their Blood, and now Lie in Our Bosum. Having Lost their Lives in Our Land they have become Our Sons as well. Side by Side with Our Sons they are Now at Peace!"

RKurban Bayramınız Kutlu Olsun

NASA Awards $1.3 Million to Winner of Electric Airplane Contest The U.S. space agency, NASA, has awarded its $1.3 million Green Flight Challenge aviation contest prize to team PipistrelUSA.com of State College, Pennsylvania for its innovative and energy efficient electric aircraft. The second place award of $120,000 went to team e-Genius of Ramona, California for its electric powered entry. NASA announced the winners Monday. Its Green Flight Challenge marks the first time that full-scale electric aircraft have performed in competition. After preparing for more than two years, three teams from the original field of 14 reached the week-long final competition, which ended Sunday. The winning plane had to fly at a speed of at least 160 kilometers per hour, travel 320 kilometers in less than two hours, and use less than 3.8 liters of fuel per passenger, or the equivalent in electricity. NASA says both the Pipistrel-USA.com and the e-Genius electricpowered airplanes flew the distance using a little more than half the fuel allowed. Source: VOA


FORUM Bulmaca - 143

32

Ortadaki resim Gezinti yeri

Kaçak, kaçkın Suyu olan

Kulakla işitilen titreşim

Hayat süresi Anlaşma, uzlaşma

İçel’in bir ilçesi

Mercan adası Büyükler, ileri gelenler

Yararlanıla n imkân Süslü cadde kemeri Aydınlık, ışık, parıltı Manda yavrusu

Sürer durum Erzincan’ın bir ilçesi

4

1

Deniz generali Dans Ana yurt Gelenek

Yüce, yüksek

Alttaki resim Üstteki resim

6 Güldürücü Sporda karşı takım veya kişi Katışıksız

Dolaylı olarak anlatma

Yelken açtırma Uyuşturuc u

9

Çorum’un bir ilçesi

Dingil Lütuf, inayet

Annesi ölmüş çocuk

Kendini beğenmiş, sevimsiz Yoksul Yufka yürekli Hayret sözü Kısaca long play

Durgun su, gölet

Daha yüksek Hitabet sanatı

Ün, şan Hastalıktan kurtulma Çözümlemeli Görme engelli

Tür, çeşit Sayı, adet

Naz, işve Mesken, konut Bir renk

7

Etrafı su ile çevrili kara Alışverişte durgunluk

Tuzak, kapan Günah

Bilgin Bir ilimiz Dar ve kalınca tahta

İki şeyi ayıran açıklık

5

Yankı Mera

Merkeziyetçi

Güven

İkiyüzlülük

Etiketleme k

3

Vicdana dayanan adalet Sunma

2

Kargaşa içinde olan

Çabuk olan, süratli

Tavana asılan süslü lamba

Hisse

Gündelikle çalışan işçi Hatıra

Sosyolojid e boy Hak edilen ceza Doğum yardımcısı Büyük erkek kardeş

8

Notada durak işareti

Her türlü kara taşıtı Genişlik

10

İlaç, merhem

Dişi sığır Sporda toplu hücum

İşyeri tanıtım levhası

11 Direktif

1

2

3

4

5

6

7

8

9

ŞİFRE: Hazırlayan: Güven Söztutan

/

guvensoztutan@forumgazetem.com

10

11


AMERİKA HABERLERİ

33

Wall Street protestolarına tepki: New York Post Gazetesi: ''Artık Yeter'' New York'un önemli bulvar gazetelerinden NewYork Post, ''Artık Yeter'' başlığını atarak New York Belediye Başkanı Michael Bloomberg'e, Wall Street protestocularının 17 Eylül'den bu yana kaldıkları Zuccotti Parkından çıkartılmaları çağrısında bulundu.

NEW YORK - AA- Gazetenin başyazısında, ''Artık zaman doldu, Zuccutti Parkı serserileri söyleyeceklerini söylediler ve aşağı Manhattan'ı çöplüğe çevirdiler. Artık gitmeleri gerek. Ya kendileri çadırlarını toplayıp kendileri gönüllü gider, ya da New York polisi devreye girer ve parkı boşaltır'' denildi. Başyazıda, protestocuların

artık Zuccutti Parkı'ndan çıkmalarının şart olduğu görüşü savunularak, ''Protestocuların Zuccutti Parkı üzerindeki kira süreleri bitti, bu da onların kendi suçu. Başta bankaların kurtarılmasına karşı saygın bir protesto olarak başlayan bu protesto en sonunda deliler ve suçlular tarafından ele geçirildi'' ifadesine yer verildi. New York Post'un, protestocuların Zuccutti Parkı'ndan çıkmaları gerektiğinin sürekli vurgulandığı başyazısında, ''Wall Street'i İşgal Et'' protestocularının parkı kirlettikleri, aşırı

gürültü yaptıkları, uyuşturucu kullandıkları, aralarında suçluların ve evsizlerin fazlalaştığı belirtildi. Gazete, parkın sahibi olan Brookfield şirketinin de çaresiz kaldığını, ancak bu kabusun sona ermesini asıl onların istediği yorumunu yaparak bu kapsamda devreye New York Belediye Başkanı Michael Bloomberg'ün girip liderlik göstermesi gerektiğini ve protestoculara ''Artık parti bitti, dağılın demesi'' gerektiği yorumunu yaptı. Gazete protestocuların parktan ayrılmayı istemeyeceklerinin de bilindiğini belirterek, o zaman belediye başkanının devreye New York Emniyet Müdürlüğünü sokması gerektiğini ve o günün de çok yakında olmasını dilediğini ifade etti.

Kurban Bayramınız Kutlu olsun...


AMERİKA HABERLERİ

34

Amerikan Kongre üyesi Hayworth :

“Türkiye’yi ziyaret etmek istiyorum” Türk Dostluk Grubu üyesi olan Amerikan Kongre Üyesi Nan Hayworth, bazı Türk Amerikan toplumu temsilcileri ile New York’ta biraraya geldi. New York 19. bölgeden Amerikan Kongresine seçilen Nan Hayworth’a Türk -Amerikan ilişkileri, Türk Dünyası ve Ortadoğuda gelişen olaylar hakkında bilgi verildi. Kongre Üyesi Nan Hayworth, Türkiye’nin, Amerika’nın en eski ve en iyi müttefikleri arasında olduğunu ifade ederek, terör konusunda yapılan ortak çalışmaları Kongrede desteklediklerini belirtti. Türk-Amerikan toplumundaki canlanmayı da gördüğünü belirten Hayworth, Türkiye’ye gitmek istediğini ifade etti. Başkan Obama’nin ciddi bir liderlik gösteremediğini ileri süren Hayworth, dış politikada Türkiye’ye daha samimi yaklaşımlarda bulunulması gerektiğini sözlerine ekledi. Kore Savaşı’ndaki destek dahil olmak üzere, Türkiyenin stratejik önemini çok iyi bildiğini söyleyen Hayworth, sözde Ermeni soykırımı,Dağlık Karabağ, İsrail konusunda gelişen son olaylar ve Kıbrıs konusunda Türk temsilcilerinden bilgi aldı. Türkiyenin ekonomisinin güçlü olduğunu belirten Hayworth, Amerikada işsizlik oranı hala yüksek

olduğunu ifade ederek Cumhuriyetçilerin ekonomiyi düzeltecek planları olduğunu söyledi. 2012 Amerikan Başkanlık secimlerine de değinen Hayworth, eski Massachusetts Valisi Mitt Romney’nin Başkan Obamaya karşı yarışacağını tahmin ettiğini belirterek, güçlü bir Başkan Yardımcı adayı ile kesinlikle kendi partisinin seçimleri kazanacağını belirtti. Türk Amerikan Kadınlar Birliği temsilcileri Nan Hayworth’u yapacakları Dünya Kadınlar gününe, Ali Çınar da New York Başkonsolosluğu’nun düzenleyeceği 29 Ekim Cumhuriyet balosuna davet etti. Amerika’daki Türk dernekleri ve çalışmaları hakkında bilgi veren Çınar, Kongre üyesinin bulun-

ABD: ”Füze savunma sistemi, tüm Türkiye’yi ve tüm NATO müttefiklerini koruyacak

WASHINGTON - Tauscher, Washington'daki düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi'nde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin AN/TPY-2 füze savunma radarına ev sahipliği yapmayı kabul ettiğini hatırlatarak, böylece Türkiye'nin NATO füze savunma sistemine hayati bir katkı sağladığını kaydetti. Türkiye'nin kararı sayesinde Aegis sisteminin savunabildiği alanın genişlediğini ifade eden Tauscher, radarın yıl sonuna kadar Türkiye topraklarına konuşlandırılacağını bildirdi. Tauscher, Türkiye'ye ek olarak füze savunma sistemi unsurlarının yerleştir-

ilmesi noktasında Romanya, Polonya ve İspanya ile de anlaşma sağlandığını dile getirdi. Ellen Tauscher, bir soru üzerine de radarın yerleştirilmesini kabul ettikleri için Türk hükümeti ve halkına teşekkürlerini ileterek, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin çok güçlü olduğunu söyledi. Tauscher, füze savunma sisteminin tüm Türkiye ve tüm NATO müttefiklerini koruyacağını kaydetti. Öte yandan Tauscher, konuşmasında birçok defa füze savunma sisteminin Rusya'ya karşı olmadığının altını çizdi. (A.A)

Türk Dünyası hakkında bilgi veren Türkistan Derneği Başkan Yardımcısı Turan Ayaz da Türk Dünyasının güçlendiğini belirterek, bölgedeki son gelişmeleri Kongre üyesi Hayworth’a aktardı. Tiyatro oyuncu ve sanatçısı Ümran Ünlü de Amerikadaki Türk toplumundaki kültürel ve sanatsal faaliyetler hakkında, İTSS Kurucu Başkanı Serhan Baykan’a Amerikadaki Türk öğrenci yapısı ve çalışmalar hakkında bilgi verdi.

Ali Çınar - New York

143. SAYI BULMACANIN ÇÖZÜMÜ

www.forumgazetem.com

ABD Dışişleri Bakanlığının Silahlanmanın Kontrolü ve Uluslararası Güvenlikten Sorumlu Müsteşarı Ellen Tauscher, NATO füze savunma sisteminin, tüm Türkiye ve tüm NATO müttefiklerini koruyacağını söyledi.

duğu bölgede de ayrı bir program yaparak kendisini desteklemeye devam edeceklerini söyledi.

Naz Elmas

A A A İ A İ A A

A N A V A T A N

A L İ

Ö K S Ü R Z E T İ O R A İ N K İ

K E N A N E C E

F İ R A R İ

ŞİFRE: AY TUTULMASI

S M S R E U S T M L K A U E R K N M A A A A K S Z İ H S A E T F L Y E M A Z E A F Kenan Ece S T Ü N Ş A N A L İ T A L İ M F A M A T V A N A M E L E E A R A B A E K T A B E T T A L İ M

A N A M U R N A R K O T İ K B E L A

Ö A İ M E T T Ü K O İ R A L L B A K İ P F O R A M Y K İ R A K İ K O Y A T L A K İ P A K E V A D A K L A N E S A T Nur Erkul


Kurban Bayram覺n覺z Kutlu Olsun


ANAYURT HABERLERİ

36

Geleneksel iğne oyasını dünyaya tanıtacaklar Mersin’in Çamlıyayla ilçesinde genç kızların ve ev hanımlarının geleneksel Türk kültürünü yansıtan örgü tekniğiyle yaptığı iğne oyasının dünya genelinde tanıtılması amacıyla Kültür ve Turizm Bakanlığından destek istenecek.

TARSUS -Çamlıyayla Belediye Başkanı İsmail Tepebağlı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilçe genelinde hemen hemen her evde genç kızlar ve ev hanımlarının iğne oyası yaptığını söyledi. Yıllardır geleneksel Türk kültürünü yansıtan örgü tekniğiyle yapılagelen iğne oyasının yörede ev ekonomisine önemli katkıda bulunduğunu belirten Tepebağlı, ürünlere ilginin son dönemlerde

Estetik ve plastik cerrah Prof. Dr. Erol Kışlaoğlu, burun estetiğinde 5 dakikada ameliyatsız uygulanan dolgu yöntemini anlattı.

arttığını ifade etti. Tepebağlı, yörede, geçmişte “boş zamanları değerlendirmek” ve “çeyiz oluşturmak” amacıyla yapılan iğne oyasının dünya genelinde tanıtılması için Kültür ve Turizm Bakanlığından yardım istediklerini belirterek, “El yordamıyla renk renk ve birbirinden farklı motiflerle üretilen iğne oyalarının sadece yurt içinde ve bazı ülkelerde değil artık dünya genelinde tanınmasını istiyoruz” dedi. AA

Ameliyat olmadan, 5 dakikada yeni bir burun Burun estetiği, bütün dünyada kadın ve erkeklerin en çok tercih ettiği estetik operasyon. Kimi güzellik için hiç çekinmeden defalarca bıçak altına yatarken, kimisi de ameliyat korkusu ve ameliyat sonrası hayallerindekinden çok farklı bir görünümle karşılaşma endişesi ile estetiği sürekli erteliyor. Bu kaygılara son verecek yeni bir yöntem geliştirildiğini anlatan estetik ve plastik cerrah Prof. Dr. Erol Kışlaoğlu’na göre kalıcı ameliyat öncesinde burna enjekte edilen dolgu maddesiyle ameliyat sonrasındaki burun şeklini görme imkânı tanıyan bu yöntemde hastalar, 8 ay veya 2 yıllık

geçici bir sürede dolgu maddesiyle hayatına devam edebiliyor. Ameliyat olmamakta ısrar edenlerse burun şeklini dolgu maddesiyle yılda bir yenileyebiliyor. Neştersiz burun estetiği kısa süreli değişiklik isteyenler veya estetik öncesinde yeni burun şeklinin yüzünde nasıl duracağını görmek isteyenlere, 8 ay veya 2 yıllık geçici bir süre ile uygulanıyor. Neştersiz burun estetiğinde önce hastanın burnu muayene ediliyor, resimleri çekiliyor ve bilgisayarda gerekli düzeltmeler yapılıyor. Burun üzerine yüzeysel anestezik bir pomat sürülerek ağrı gideriliyor. Daha sonra burun kemiği üzerine dolgu maddesi enjekte ediliyor ve masaj ile burna ortalama 5 dakika içerisinde istenilen şekil veriliyor.

Dost ve Müşterilerimizin Kurban Bayramını Tebrik Ederiz


Kurban Bayramınızı Tebrik Ederiz

Kurban Bayramınız Kutlu Olsun


Bayram覺n覺z Kutlu Olsun


YAŞAM

39

Kaliteli uyku için akşamları bilgisayardan uzak durun Bazı insanlar akşam yemeğinden sonra hemen bilgisayarın önüne geçip ek çalışma yapar. Bazıları yatakta dizüstü bilgisayarı dizlerinin üstüne koyup müzik dinler veya DVD izler. Kimileri ise uykudan önce bilgisayarda kendi web günlüğü yazar veya çevrimiçi sohbet eder... Bütün bu davranışlar, uykuyu olumsuz yönde etkiler.

Normal koşullarda insanın vücut ısısı gündüz yüksek, gece alçak olur; ikisi arasındaki fark sayesinde insan derin uykuya dalabilir. Eğer bir insan uykudan önce bilgisayar kullanırsa, bilgisayarın parlak ekranı ve açma ile kapatma işlemleri insanın gözlerini ve sinir sistemini yoğun olarak harekete geçirir; bu da vücut ısısının değişme kuralını bozar, düşmesi gereken vücut ısısını nisbeten yüksek bir çalışma temposunda tutar. Böylece uyku kalitesi etkilenir, hatta uykusuzluk ve fazla rüya görme gibi uyku engellerine yol açılır. Bu nedenle herkes yatağa girmeden iki saat önce bilgisayar kullanmayı bırakmalı, yatak odasında bilgisayar, televizyon ve ceptelefonu gibi eşyaları bulundurmaktan kaçınmalı. Sadece bu yöntemlerle saf bir uyku ortamı oluşturulabilir. Uykudan önce sıcak suyla ayaklarınızı yıkabilirsiniz veya bir bardak sıcak süt içebilirsiniz. Bunları yapmaktaki amaç kalitesiz uykuya yol açan nedenleri azaltmaktır.

Kurban Bayramınız Kutlu Olsun

www.ForumGazetem.com

Kurban Bayramınız Kutlu Olsun


YURTTAN ve DÜNYADAN HABERLER

40

ABD’li vekiller Kayseri’yi beğendi KAYSERİ – ABD’nin Kuzey Carolina eyaleti meclisi üyeleri, Kayseri’nin önemli merkezlerini gezdi. Kuzey Carolina Eyaleti Meclis Başkanı Thom Tillis ve senatör Dan Soucek ile bazı milletvekileri, Kadir Has Kent Müzesi, Gevher Nesibe Medresesi ve Kadir Has Stadı ile ilin tarihi ve turistik merkezlerinde incelemelerde bulundu. ABD’de faaliyet gösteren Orta Amerika Türki Amerikan Dernekleri ve Divan Kültür Derneği’nin daveti ile Türkiye’de bazı illeri ziyaret eden Amerikan heyeti, özellikle Kadir Has Stadı’nı çok beğendi. Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Oktay Durukan ile birlikte stadı gezen heyet,

Spor A.Ş. Genel Koordinatörü Ali Üstünel’den stat hakkında bilgi aldı. Konuk Meclis Başkanı Tillis, burada yaptığı açıklamada, böyle bir yapıyı ne Türkiye’de ne dünyada başka bir yerde görmediğini ifade etti. Gevher Nesibe Medresesi’ni de gezdiklerini belirten Tillis, şunları söyledi: ”Kayseri gerçekten çok ilgi çekici ve çok güzel bir şehir. 6 bin yıllık bir tarihe sahip. Bu tarih boyunca Kayseri ticaretle ilgili önemli bir konuma sahip. Buradaki ilk tıp fakültesi ve şifahanenin bulunduğu medreseyi gezdik. Kayseri’nin çok önemli tarihi zenginliklerini gördük. Bunları öğrendiğimize çok memnun olduk.”dedi.

New York’ta ”Türkiye Yatırım Konferansı” düzenlendi NEW YORK – New York’ta Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türk-Amerikan İş Konseyi (TAİK) ve Amerikan Türk Cemiyeti (ATS) iş birliğiyle Goldman Sachs’ın ev sahipliğinde ”Türkiye Yatırım Konferansı” düzenlendi.

Amerikalılar Türk kültür ve tarihine hayran kaldı

Uçankuş.com7a göre, Olimpiyat Oyunları'nın İşitsel ve Görsel Ekipman kategorisindeki resmi partneri Panasonic, 2012 Londra Olimpiyat Oyunları'nın 3D canlı yayınını gerçekleştirmek için Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) ve Olimpiyat Yayın Servisleri (OBS) ile işbirliğine gidiyor.

Türkiye'yi önceden ziyaret edenler, Türkiye ve Türk kültürüne duydukları özlemi gidermek ya da tadı damaklarında kalan birbirinden lezzetli Türk yemeklerini yeniden yeme olanağı bulabilmek için festivale gelirken, Türkiye'yi hiç ziyaret etmemiş olanlar ise eğlenceli ve sürprizlerle dolu bir günün ardından Türkiye'ye bir an önce gitme isteğiyle festivalden ayrılıyor.

AA muhabirine festivali değerlendirenlerden Irene adlı bir Amerikalı kadın, Türkiye'yi geçen haftalarda ikinci kez ziyaret ettiğini söyledi. Irene, "Türkiye'yi çok seviyorum. Türkiye'yi ziyaretim dünyadaki en güzel seyahatlerimden biriydi. Türkiye'de çok tarihi yer var. Festival de çok başarılı, Türkiye'nin kültürünü çok iyi yansıtmış. Burada sanki kendimi Türkiye'de hissettim. Türkler dünyanın en dost canlısı insanları" diye konuştu. Rachel adlı bir Amerikalı da festivale ilk kez geldiklerini, burada farklı medeniyetleri tanıdıklarını, Türk kültürü ve sanatın ı öğrendiklerini, dans ettiklerini, farklı tarihi mekanları gezdiklerini söyledi.

Olimpiyat Oyunları, ilk kez 3D canlı yayınlanacak İSTANBUL - Panasonic, Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) ve Olimpiyat Yayın Servisleri (OBS) 2012 Londra Olimpiyat Oyunları'nın 3D canlı yayını için işbirliğine gitti.

Amerikalılar, ABD'nin Los Angeles kentinde düzenlenen Anadolu Kültürleri ve Yemek Festivali'ni ziyarette, Türkiye'nin kültür ve tarihine hayran kaldılar, gerçek Türkiye'yi görme heyecanını yaşadılar.

Türkiye'ye yönelik büyük ilgi ve merak uyandıran festivali, öğretmenleriyle okul gezisine gelen çok sayıda öğrenciden, çocuklu aile ve yaşlılara kadar çok sayıda Amerikalı ziyaret ediyor. Bunun yanında memleket hasreti çeken Ortadoğulular başta olmak üzere kökeni dünyanın değişik bölgelerine dayanan çok sayıda kişi de festivale akın ediyor.

Goldman Sachs’ın Yatırım Bankacılığı Hizmetleri Başkanı John Waldron’un açılış konuşmasını yaptığı, Garanti Yatırım İcra Kurulu Başkanı Metin Ar’ın yönettiği konferansta Türkiye’nin ekonomik başarıları anlatıldı. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türk-Amerikan İş Konseyi (TAİK) Başkanı Haluk Dinçer, konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye’nin uluslararası yatırımcılar için umut olmaya devam ettiğini, 10 yıl önce başlattığı ekonomik reformların etkisini gösterdiğini, özellikle 2001 yılındaki krizin ardından banka sektörünü yeniden yapılandırdığını, şimdi güç durumda olan AB’nin de aynı reformları yapması gerektiğini belirtti.

Festivalde Türk yemeklerinin tanıtıldığı ve Türk yemeklerinin nası l pişirildiği hakkında ders verildiği bir stant da yer aldı. "Türkiye hakkında yazılanlar gerçek Türkiye'den farklı" Festivale gelen Rudy ve eşi Marie Ann Deleon da Türkiye'yi Pasifik Enstitüsünün programıyla ziyaret ettiklerini ve ziyaretleri sırasında Türk halkından çok dostça davranış gördüklerini, yemeklerin çok lezzetli olduğunu anlattılar. ABD'deki Türk toplumunun böyle bir festival düzenlemesinden çok mutlu olduklarını ifade eden Rudy Deleon, festivalde çok güzel vakit geçirdiklerini ve sanki Türkiye'ye tekrar gitmiş gibi hissettiklerini söylediler. Deleon, Türkiye'ye gitmeden önce Türkiye hakkındaki tahminlerinin çok farklı olduğu, ancak "gerçek Türkiye'yi" görünce bu tahminlerinde ne kadar yanıldığını anladığını itiraf ederek, Türkiye'deyken insanların samimiyetini, dostluğunu gördüğünü belirtti. AA

Olimpiyat tarihinin ilk 3D HD canlı yayınını gerçekleştirecek olan işbirliği, dünyanın dört bir yanındaki izleyicilerin bu dev spor olayını 3D teknolojisinin olağanüstü gerçekliği ile yaşayabilmelerini sağlayacak. 3D canlı yayın, Açılış ve Kapanış Seremonileri, atletizm, jimnastik, dalış ve yüzme gibi başlıca etkinlikleri kapsayacak ve dünyanın her yanındaki yayıncı kuruluşlara ulaştırılacak.


EKONOMİ

41

KOSGEB Başkanı Kaplan: “ATCOM’la Daha Yakından Çalışmak İstiyoruz” Işık: “Türkiye’nin küresel krize meydan okumasında KOSGEB’in payı büyük”

Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi (KOSGEB) Başkanı Mustafa Kaplan Amerikan Türk Ticaret Odası (ATCOM)’nın New Jersey’deki merkezine bir resmi ziyarette bulundu. Mustafa Kaplan’a Başkan Yardımcısı Salih Tuna Şahin ve Dış Ilişkiler Uzmanı Pınar Işın eşlik etti. KOSGEB Başkanı ile görüşmede, ATCOM Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri hazır bulundu. ATCOM ve KOSGEB heyeti dört saatlik bir çalışma toplantısı yaptı. Toplantıya ayrıcaATCOM’a özel ziyarette bulunan 58. ve 59. Hükümetlerin Tarım ve Köyişleri Bakanı Prof. Dr. Sami Güçlü de iştirak etti.

ATCOM Başkanı Prof. Dr. İhsan Işık da yaptığı konuşmada, KOSGEB heyetini Washington’daki başarılı temaslarından ve anlaşmalarından dolayı tebrik etti. Başkan Işık ayrıca,”KOSGEB Başkanı Kaplan ile 2008 yılında Kayseri’de bir konferansta tanıştıklarını ve o günden beri yakın dost olduklarını” vurguladı. Başkan Işık “Türkiye’nin küresel krize meydan okumasında KOBİ’lerin ve onun hamisi ve destekçisi KOSGEB’in çok önemli rolü olduğunu” vurguladıktan sonra “ATCOM’un da genellikle KOBİ’lerden oluştuğunu ve iki kurum arasında önemli sinerji noktalarının olduğunu” belirtti. ATCOM Başkanı Işık son olarak, bu hafta zaten çoğu KOBİ’lerden oluşan 70 kişilik MÜSİAD heyetini 4-9 Ekim arasında misafir edeceklerini, beraberce bir çok yerel iş ve resmi görüşmeler yapacaklarını sözlerine ilave etti.

Türkiye’de halen faaliyette bulunan firmaların %99’unun küçük ve orta ölçekli işletmeler olduğunu dile getiren Kaplan, onların başarısının Türkiye’nin başarısı olduğunu vurguladı.

SBA) ile iki ayrı mutabakat zaptı imzaladıklarına” işaret etti. Bu yeni ilişkiler çerçevesinde ATCOM ile daha yakından çalışmak istediklerini, ATCOM’un yerel iş ve siyaset ağından istifade etmeyi arzuladıklarını belirtti.

Kaplan ayrıca, “ATCOM’u uzun süredir yakından izlediklerini ve çalışmalarını takdirle karşıladıklarını” vurguladı ve “ortak çalışmak için bir çok fırsatın olduğunu ve ATCOM’u yerinde ziyaret ederek, bu fırsatları beraberce gözden geçirmek istediklerini” söyledi.

Toplantıya ATCOM’un misafiri olarak katılan, eski Tarım Bakanı Sami Güçlü de “ATCOM’dan gerçekten çok etkilendiğini ve Türkiye’nin son yıllarda yakaladığı bu rüzgarı değerlendirebilmesi için yurt dışında da ATCOM gibi kurumlara çok ihtiyaç olduğunu” belirtti. Toplantı sonunda KOSGEB Başkanı Genç ATCOM’un yönetim toplantısına katıldı ve geçlerle bir süre sohbet etti.

Mustafa Kaplan ayrıca “Türk KOBİ’lerini er veya geç Amerikan pazarında görmek istediklerini, bunun için de gerekli alt yapıyı oluşturmaya çalıştıklarını” bildirdi. Bu bağlamda “Washington'da Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Davut Kavranoğlu'nun şahitliğinde, KOSGEB ile onun ABD'deki karşılığı olan Küçük İşletmeler İdaresi (Small Business Administration-

Tüm dost ve müşterilerimizin Kurban Bayramını kutlarız

Ziyaretten çıkan nihai karar gereği, KOSGEB ve ATCOM yönetimi ortak işbirliği konusunda karşılıklı komiteler kurup çalışmaları ilerlettikten sonra, resmi mutabakata gitme kararı aldılar.

Senem Deniz Özbek, Cherry Hill, New Jersey

www.ForumGazetem.com


HABER

42 Başdönmesi, kuvvetli alerji tedavisi ile azaltılabiliyor

Gençler, haftada 50 saatini sosyal medyada geçiriyor Gençler, haftada 50 saatini sosyal medyada geçiriyor. Youth Insight'ın araştırmasına göre, gençler ortalama 6 gün Facebook'a, 5 gün Twitter'a giriyor.

ANKARA - Türkiye'de yetişmiş ve meslek yaşamını ABD'de sürdüren Türk hekimi Bülent Mamıkoğlu'nun başağrısı ve başdönmesi üzerine yaptığı araştırma, yeni tedavi yöntemlerinin yolunu açtı. Dr. Mamıkoğlu, yaptığı araştırmanın sonuçlarının tümüyle hastaların cevaplarına dayandığını kaydederek, başdönmesi ve başağrısının alerji tedavisi sayesinde önemli ölçüde azaldığının gözlemlendiği bu araştırmanın sonuçlarının yeni tedavi yöntemleri geliştirilmesini sağlayabileceğine işaret etti.(A.A) - Burak Coşkun

Üniversitelilerin yüzde 71'i en fazla 20.00-02.00 arası, liselilerin yüzde 67'si 16.00-24.00 arası Facebook'ta zaman geçiriyor. Her 10 gençten yalnızca 1'i kendisine ait bir bloga sahip.

İSTANBUL - Youth Insight'ın yaptığı sosyal medya araştırmasının sonuçlarına göre, haftada 50 saatini sosyal medyada geçiriyor. Araştırma, gençlerin sosyal medyadaki davranışlarını anlamak, sosyal medya yoluyla markalar ile aralarında kurdukları ilişkinin boyutunu tanımlamak, markaların bu yolla gençliğe ne kadar ulaşabildiğini öğrenebilmek amacıyla yapıldı. Türkiye'deki lise ve üniversite öğrencilerini temsil edecek şekilde 7 coğrafi bölgeden 500 lise ve 500 üniversite öğrencisinin katılımı gerçekleştirilen araştırmada, anketlere katılan gençlerde yaş aralığı lise öğrencileri için 15-20, üniversite öğrencileri için 18-26 oldu. Araştırma sonuçlarına göre, gençler, 25 saat hafta içi, 25 saat hafta sonu olmak üzere bütün bir hafta 50 saatini sosyal medyada geçiriyor. Üniversite öğrencilerinin ortalama arkadaş sayısı 400, lise öğrenci-

Tüm dost ve müşterilerimizin Kurban Bayramını kutlarız

lerinin 439 iken, gençlerin Facebook'ta ortalama 415 arkadaşları buluyor. Üniversitelilerin yüzde 71'i en fazla akşam 20.00-02.00 arası, liselilerin yüzde 67'si 16.00-24.00 arası Facebook'ta zaman geçiriyor. Facebook'ta her iki gençten biri, en az bir markanın sayfasını takip ediyor. Facebook'ta marka sayfalarının takip edilme oranı üniversite öğrencileri için yüzde 43, lise öğrencileri için yüzde 49. Beğenilen/takip edilen marka sayısı, ortalama 17 iken, en çok beğenilen sayfalar, hazır giyim ve telekomünikasyon markalarının sayfaları. Sosyal medyada çıkan markalar hakkındaki olumlu ve olumsuz yorumlar, her iki gençten birini etkiliyor. Olumsuz yorumlardan etkilenme oranı, olumlu yorumlara göre daha fazla. (A.A) - Andaç Hongur

İnternet ve cepte kullanılan kısaltmalar Türkçe'yi tehdit ediyor

KONYA - İnternet ve cepte kullanılan kısaltmalar Türkçe'yi tehdit ediyor -Msn, facebook, twitter gibi sosyal paylaşım siteleri ile cep telefonu mesajlarında kullanılan ''ok'', ''tmm'' ''slm'', ''mrb'', ''kib'', ''aeo'', ''bye'' gibi kısaltmaların Türk dilinin geleceğini tehdit ettiği ve kişileri tembelleştirdiği bildirildi.

ile cep telefonu mesajlarında türeyen ve gittikçe yaygınlaşan ''uyduruk dil'' olduğunu söyledi. Yavuz, sadece gençlerin değil ailelerin de bu uyduruk dili kullandığını ifade ederek, ''Anne oğluna 'oğlm nslsn' diye mesaj gönderiyor, çocuk da 'im' diye cevaplıyor'' dedi.

Msn, facebook, twitter gibi sosyal paylaşım siteleri ile cep telefonu mesajlarında çoğunlukla gençler tarafından kullanılan ''ok'', ''tmm'', ''slm'', ''mrb'', ''kib'', ''aeo'', ''bye'' gibi kısaltmaların Türk dilinin geleceğini tehdit ettiği bildirildi.

Türkçe'nin geleceğini tehdit eden bu sohbet dilinin yaygın bir şekilde kullandığını anlatan Yavuz, şunları kaydetti:

Selçuk Üniversitesi (SÜ) Edebiyat Fakültesi Yeni Türk Dili Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Orhan Yavuz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gençlerin sohbet etmek ve haberleşmek için internetteki sosyal paylaşım sitelerini ve cep telefonunu fazlaca kullandıklarını belirtti. Aşırı kullanımın birçok sıkıntıyı da beraberinde getirdiğini dile getiren Yavuz, en önemli sorunun ise sosyal iletişim ağları

''En çok kullanılan ''ok'', ''slm'', ''tmm'' ve ''mrb'' gibi kısaltmalar kanıksanmış durumda. Böyle giderse 5-10 yıl sonra konuşurken bile iyiyim yerine 'im', kendine iyi bak yerine de 'kib' diyeceğiz. Türkçe zaten yabancı dillerin etkisi altında şimdi bir de bu uyduruk kısaltmalar çıktı. Bunlarla herkesin mücadele etmesi lazım. Dil bir milletin aynasıdır. Dilimizin bozulmaması için gençleri, Türkçe'ye zarar verecek davranışlardan uzak durmaya davet ediyorum.'' (A.A) - Önder Felek


AMERİKA HABERLERİ

43

Kızılderili topraklarına Türk yatırımı Kongre'de tartışıldı ABD Kongresi, Amerikan yerli kabilelerine sadece Türk şirketleriyle f e d e r a l hükümetin onayına gerek kalmadan ticaret yapma imkanı sunan yasa tartışıldı. WASHINGTON - Kongre'deki Amerikan yerlisi tek milletvekili, Yerli Amerikan Dostluk Grubunun Eşbaşkanı ve Türkiye Dostluk Grubunun da üyesi olan Tom Cole tarafından sunulan, 2362 sayılı ve ''Amerikan Yerlileri Ticaret ve Yatırım Yasa Tasarısı 2011'' başlıklı tasarı, Temsilciler Meclisi Doğal Kaynaklar Komitesi Kızılderili ve Alaska Yerlileri İşleri Alt Komitesinde tartışıldı. Komitenin Başkanı Cumhuriyetçi Parti Alaska milletvekili Don Young, oturumun başında yaptığı açıklamada, 2362 sayılı tasarı hakkında bilgi verirken, tasarının yerli Amerikalılara, ekonomik kalkınmalarına engel oluşturan bürokratik zaman kayıplarını aşıp, topraklarını dış yatırımlara açma yolunda katkı sağlayacağını söyledi. Young, tasarının yerli Amerikalıların da desteğini aldığını anlattı. Tasarıyı sunan Cumhuriyetçi Parti Oklahoma milletvekili Tom Cole da, tanık olarak katıldığı oturumda, tasarısının, ABD'nin Türkiye ile ticaretini kolaylaştırmak ve Amerikan yerlilerinin yaşadığı bölgelerin ekonomik kalkınmasına katkıda bulunmayı amaçladığını bildirdi. Tasarının sunulmasında ciddi çabalar sergileyen Turkish Coalition of America (TCA) adlı kuruluşun başkanı Lincoln McCurdy de, oturumdaki açıklamasında, iki köklü müttefik olan Türkiye ve ABD'nin, aralarındaki ortak ekonomik çıkarlardan yeterince yararlanamadığına değindi. AA

FIRST CHOICE OBGYN

Dr. Hüseyin Çopur

Dr. Sariye Savcı

KADIN HASTALIKLARI ve DOĞUM alanında her türlü ihtiyacınız için yanınızdayız. YENİ Clifton ofisimiz çok yakında hizmete girecektir.

Doğumlar ağrısız yöntemle New Jersey'in en modern hastenesi HACKENSACK UNIVERSITY MEDICAL CENTER'da tek kişilik özel odalarda yaptırılmaktadır. Kurban Bayramınızı Kutlarız Ofis adresleri: 301 Beech Street, Suite: 6, Hackensack, NJ 07601 1115 Clifton Avenue, Suite: 104, Clifton, NJ 07013

Tel: 201-531-9006 www.firstchoiceobgyn.com

Türkiye'den doğum hastası kabul edilmektedir. Ayrıntılı bilgi için arayınız.



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.