Sovyetler Birliği’nin son lideri Gorbaçov:
“TÜRKİYE GİBİ ETKİN AKTÖRLER BM GÜVENLİK KONSEYİ’NE DAİMİ ÜYE OLMALI'' Sovyetler Birliği'nin efsanevi devlet başkanı Mihail Gorbaçov, gazetemize konuştu. Şeffaflık ve yeniden yapılanma politikalarıyla dünyanın şeklini değiştiren Mikhail Gorbaçov, ''Soğuk savaş bitti ama dünya değişmesi gerektiği kadar hızlı bir şekilde değişmiyor'' dedi. Gorbaçov: “BM yeniden güç kazanmalı. Güvenlik Konseyi'nin etki ve ağırlığını artırmak için, uluslararası sahnenin etkin aktörleri Türkiye ,Hindistan, İtalya, Endonezya, Kanada, Polonya, Brezilya, Meksika , Japonya ve Mısır gibi devletlerin başlangıçta veto hakları olmasa bile Güvenlik Konseyi daimi üyeliklerine kabul edilmelerini teklif ediyorum.”dedi.
Turkish American Newspaper Year 9
Issue 154
December 24, 2012
Semi monthly
$ 1.00
Detaylı haber
21.
sayfada
OBAMA ZOR DÖNEMEÇTE Yeni yılda Obama ile yeni bir döneme girecek olan Amerika, çözüm bekleyen çok sayıda sorunla karşı karşıya bulunuyor. Acil çözüm bekleyen işsizlik ve ödenemeyen “mortgage”lar gibi sorunların yanında bireysel silahlanma konusunun son ilkokul katliamı ile yeniden alevlenmesinin Obama’ya zor günler yaşatacağı ifade ediliyor. Eski Başkan Bush’un Irak macerasıyla derinleşerek ülkeyi tam bir açmazın içine düşüren ekonomik krizin faturasını ödemekte olan Amerikan seçmenleri pür dikkat Obama’yı izliyor. Henüz ümitlerini yitirmemişler.. Obama’nın yapacağı köklü bir reformlar dizisiyle bu krizin aşılacağına inanıyorlar. Obama’nın önümüzdeki 4 yıllık dönem içindeki icraatından ümitli olanlar sadece Amerikalılar değil, tüm dünya ülkeleri liderlerinin gözü de Beyaz Saray’da.. Sözün kısası Obama’nın başarılı olmasını hemen herkes istiyor. Bir tek Cumhuriyetçi Parti müstesna.. Obama’nın en büyük sıkıntısı da bu.. Yapacağı her icraaat da Cumhuriyetçi Parti’nin onayını almak zorunda.. Ayrıntılı değerlendirmeler Prof. Dr. İhsan Işık, Hayrettin Turan ve Murat Yeşil’in yorumlarında
11, 16 ve 18.
sayfalarda
TADF, “Clinton Global Girişimcilik” ile ortak projeler yapma hazırlığında
TADF Başkanı Çınar, 2013 yılında, think tank kuruluşları olmak üzere bazı Amerikan kuruluşları ile de ortak çalışmalar yapmak için girişimde bulunacaklarını belirtti. Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu, eski ABD Başkanlarından Bill Clinton'ın kurucusu olduğu Clinton Global Initative ile öngörüşme yaparak, 2013'te ne tür ortak projeler yapılabileceği ve TADF'nin nasıl bir rol alabileceği konusunda fikir alışverişinde bulundu. Toplantıda sağlık, eğitim gibi sosyal ve toplumsal konular ele alınırken, 2013 yılında CGI'a üyelik konusu da gündeme geldi. Ayrıca, Ocak ayının ikinci haftası, CGI yetkilileri ile daha kapsamlı bir görüşme yapılması planlandığı açıklandı. CGI'ın Eylül döneminde geleneksel olarak yaptığı kurultaya bu yıl, Başkan Obama ile rakibi Mitt Romney de katılmıştı. Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu Başkanı Ali Çınar , New York’ta Amerikan ve Uluslarası Sivil Toplum Kuruluşları Liderlerinin de hazır bulunduğu "Irkçılık ve Nazism" konusundaki toplantıya katıldı. Afrikan, Amerikan, Koreli, Musevi, Rus, Arap olmak üzere pek çok farklı etnik kökenden STK liderinin katıldığı toplantıda, New York Meclis Üyesi Steven Cymbrowitz de yer aldı. Yaklaşık iki saat süren toplantıda gelecek bahar ayında dünyada artan ırkçılık üzerine büyük bir panelin Washington, DC veya New York'ta yapılması için fikir alışverişinde bulunulurken, Avrupa'dan bir çok üst düzeyde bakanın da davet edileceği açıklandı.
TADF Başkanı Ali Çınar, üç ay önce Türk Amerikan toplumunu temsilen Strasburg’ta düzenlenen uluslarası konferansa katıldığını hatırlatarak, New York'ta yapılan toplantının Avrupa'da gerçekleşen toplantının devamı niteliğinde olduğunu söyledi. Bir çok etnik sivil toplum kuruluş liderleri ile de daha yakın çalışma imkanı bulduklarını belirten Çınar, Türk-Amerikan toplumunun diğer kuruluşlar ile çalışmasının, ülkemizin tanıtımı ve Amerika'da yaşayan toplumumuzun diğer kültürler ile de kaynaşması açısından da önemli olduğunu vurguladı. TÜRK GÜNÜ YÜRÜYÜŞ VE FESTİVALİNE AVRUPA'DAN İLGİ Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu, Avrupadan bazı çatı kuruluşlarının TADF ekibi ile irtibat kurduğunu ve Mayıs ayında yapılacak Türk Günü Yürüyüş ve Festivaline katılma taleplerini aldıklarını belirtti. TADF Genel Sekreteri Turan Ayaz, bilhassa Almanya ve Fransa merkezli kuruluşlar ile irtibatta olduklarını söyleyerek, Türkiye dışında yapılan en büyük Türk etkinliğini TADF'nin yapmasından dolayı gurur duyduklarını söyledi. Ayaz, Türk Günü Yürüyüşü ve Festivaline sponsor olmak isteyen kişi ve kuruluşların info@tadf.org adresine email veya 1-888-352-9886 telefon ile ulaşabileceklerini belirtti.
Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu, eski ABD Başkanlarından Bill Clinton'ın kurucusu olduğu Clinton Global Initative ile öngörüşme yaparak, 2013'te ne tür ortak projeler yapılabileceği ve TADF'nin nasıl bir rol alabileceği konusunda fikir alışverişinde bulundu. Toplantıda sağlık, eğitim gibi sosyal ve toplumsal konular ele alınırken, 2013 yılında CGI'a üyelik konusu da gündeme geldi. Ayrıca, Ocak ayının ikinci haftası, CGI yetkilileri ile daha kapsamlı bir görüşme yapılması planlandığı açıklandı.
New York'ta Öğretmenler Günü Kutlandı
NEW YORK - Görev başında yaşamını yitiren öğretmenler için bir dakikalık saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı okundu. ATKB Başkanı Sermin Özçilingir, yaptığı konuşmasında Atatürk Okulu'na büyük emek veren öğretmenlerin günlerini kutladı. New York Eğitim Ateşesi İlhan Çoban ise yaptığı konuşmasında, Büyük Önder Atatürk’ün Başöğretmenliği kabul ettiği günün öğretmenler günü olarak ilan edilmesinin Türk Milleti’nin öğretmenlerine verdiği değerin bir göstergesi olduğunu belirtti. New York Türkevi'nde düzenlenen Öğretmenler Günü kutlamasına aralarında, Başkonsolos M.Levent Bilgen eşi Ayşe Bilgen, TADF Başkanı Ali Çınar, Başkonsolos Yardımcısı Ayten Eler, Konsolos Tuğba Turgut, Eğitim Ateşesi İlhan Çoban, Türk Amerikan Kadınlar Birliği Başkanı Sermin Özçilingir, Atatürk Okulu öğretmenleri, öğrencileri, veliler ve vatandaşlar hazır bulundu. TADF Başkan’ı Ali Çınar; “Tarih boyunca bilginin, çağdaşlığın, sevginin, barışın ve aydınlanmanın öncüleri olan öğretmenler, toplumlarının manevi mimarlarıdır. Toplumlar öğretmenine ne kadar değer verirse geleceğine de o derece güvenle bakar” dedi. Başkonsolos Levent Bilgen; “Öğretmenlik mesleğini en iyi şekilde icra etmeye çalışan bir ailenin çocuğu olmam bu günün anlamını benim ve ailem için daha da farklı kılıyor” şeklinde konuştu.
6
AMERİKA HABERLERİ
2013’ün gözde Hollywood filmlerinde
Türkiye konuşulacak
Dünyanın en büyük film endüstrisi Hollywood bu yıl en fazla mesai yaptığı ve en gözde filmlerini Türkiye'de çekerken, Türkiye'nin dünya filmciliğine girmesi için özel bir fırsat doğdu. Hollywood aynı zamanda birçok tarihi filminde, Osmanlı el sanatı ürünlerini kullanmaya başladı. Taken 2, James Bond filmi Skyfall, Argo, Ocak Ayının İki Yüzü gibi gelecek yılın en gözde filmleri Türkiye'de çekildi. Gişe rekorları kıran ünlü yapımlar Truva, 'Yüzüklerin Efendisi', Harry Potter ve Kral Henry filmlerinde de yapımcılar çarık ve miğfer kullanmayı tercih etti. Sonuçta da bunlar tarihi filmlerin vazgeçilmez aksesuarları haline geldi. Taken 2 filminin önemli sahneleri İstanbul’da çekildi. Bu film gösterime yeni girdi ve 2013’ün en çok konuşulan filimlerinden biri olacak yorumu yapılıyor. Skyfall: James Bond rolünde Daniel Craig, Adana, İstanbul, ve Fethiye'de çekimler yaptı. Bu film 9 Kasım da gösterime girdi. Skyfall, hareketli filmlerde araba-motosiklet-tren takip ve kavga sahnelerinin nasıl çekilmesi gerektiğini gösteren bir film. Filmin diğer bir özelliği ,İstanbul haricinde Adana, Fethiye'nin ne kadar güzel ve gizemli olabileceğini, gösterdi. ,Argo, Ben Affleck'in yönettiği güzel bir film. Hem Türkiye'de çekildi ve hem de hikayesinin içinde Türkiye de var. Türkiye'ye hem döviz girdi ve hem de film teknolijisi ile post-prodük siyon knowhow. Türkiye'nin dünyadaki popüleritesi de bir kademe artmış oldu. "Yüzüklerin Efendisi" üçlemesindeki Aragorn rolüyle ünlenen Viggo Mortensen, "Two Faces of January" (Ocak Ayının İki Yüzü) filminin çekimleri için yaklaşık üç hafta süreyle İstanbul'da çekimler yaptı.. Filmin bir diğer Amerikalı oyuncusu Kirsten Dunst ise , başta Kapalıçarşı olmak üzere birkaç gününü İstanbul'u gezmekle geçirdi. Kapalıçarsıda altın yüzük ve halı almak için yaklaşık 4 saat harcadı. Hayrettin Turan / İstanbul
AMERİKA HABERLERİ
7
ABD'nin en prestijli mobilya işletmeciliği ödülü Mehmet Bilici’ye verildi ABD'nin en prestijli mobilya mağaza işletmeciliği ödülü bu sene bir Türk'e verildi. Büyük Metropolitan Mobilya Derneği (GMFA), 1961 yılından bu yana dağıttığı Mobilya işletmeciliği ödülüne 2012 yılında Sunset İnternational sahibi Mehmet Bilici'yi layık gördü. New Jersey eyaletindeki en büyük mobilya mağazasına sahip olan Bilici, ''Bir Türk markasının Amerika'da tanınmasına katkıda bulunduğumuz için çok mutluyum'' şeklinde konuştu. Kayseri merkezli İstikbal Mobilya ürünlerinin ABD'deki tek yetkili dağıtıcısı olan Sunset İnternational, New Jersey eyaletindeki en büyük mağazaya sahip olma özelliğini de taşırken, firmanın kurucusu Mehmet Bilici, İstikbal ürünlerinin tamamını Amerika'da bulundurduklarını ve ülkede ilk yüze giren mobilya zincir mağazalarına toptan ürün temin ettiklerini belirtti.
“ABD'nin Türkiye'den yaptığı mobilya ithalatının yüzde 85'ine sahibiz” GMFA Başkanı Patrick Cory, New York Metropolitan bölgesinin mobilya endüstrisine katkıda bulunanlar onuruna düzenlenen ödül gecesinde, Amerikan mobilya sektörüne katkılarından dolayı Mehmet Bilici'ye teşekkürlerini sundu. Dernek yönetici ve üyeleri başta olmak üzere ABD'nin doğu eyaletleri mobilya sektörünün devlerinin buluştuğu gecede Bilici, 'New Jersey Furnishing Assocation' isimli kuruluşun ilk mali yöneticiliğini yapmış olan 'Howard Liveright Anı Ödülü' ile ödüllendirildi. Türk Amerikan Ticaret ve Sanayi Odası (TACCI) Başkanı Celal Seçilmiş'in de Bilici'ye destek için hazır bulunduğu gecede, T.C. New York Başkonsolosluğu Ticaret Ataşesi Ahmet Canlı, ''Türk girişimcilerin bu başarıları bizim göğsümüzü kabartıyor, ülkemizin adını kaliteli ürünleri ile Amerika'da temsil ederek iki ülke ticaretinin artmasına katkıda bulunan Sayın Mehmet Bilici'nin Amerika'da iş yapmayı düşünen bütün Türk girişimcilere örnek olmasını arzu ediyoruz'' şeklinde duygularını ifade etti.
ABD'ye yatırım yapmanın başlangıçta kolay olmadığını dile getiren ve ilk yıllarda sevenleri tarafından çok fazla para kaybetmeden ülkesine dönmesi tavsiye edilen Sunset İnternational sahibi Mehmet Bilici, ''Bugün ABD'nin Türkiye'den yaptığı mobilya ithalatının yüzde 85'lik payına sahibiz'' dedi. Amerika'daki pazarın isteklerini iyi algılayan İstikbal ve Boydak grubunun ürün çeşidi sayesinde Amerikalı tüketicinin takdirini kazanmayı başardıklarını söyleyen Bilici, '' ABD'de 12. yılı doldurduğumuz bu sene Amerika'nın 100 büyük perakendeci firmalarına ürün vermeye başladık, bunun sonucu olarak da bu ödülü hak ettik diye düşünüyorum'' dedi. Turkiye'den Amerika'ya yılda yaklaşık 1040 konteyner mobilya ürünü getirip, dağıtımını yaptıklarını belirten İstikbal Amerika temsilcisi Bilici, ABD'de en büyük ve bilinen mobilya perakendecileri olarak tanınan, 'JCPenney', 'Target', 'Raymour and Flannigan' ve 'American Signature' gibi 100-150 şubelik mağazalara toptan ürün servisi verdiklerini sözlerine ekledi.
-ABD'nin Türkiye'den yaptığı mobilya ithalatının yüzde 85'ine sahibiz-
Muhabir: Mücahit Oktay - AA Yayıncı: Abdullah Kıratlı
TÜGİAD, New York Temsilcileri atandı NEW YORK (A.A) - Türkiye Genç iş Adamları Derneği (TÜGİAD) New York'ta düzenlenen bir resepsiyonda Amerika temsilciliğini açtığını duyurdu. ABD'de daha aktif olmak istediklerini söyleyen TÜGİAD Başkanı Ali Yücelen, aralarına yeni katılan mensuplarının bu ülkede lobi yapmalarına ihtiyaçları olduğunu belirtti. Amerika'da bundan böyle daha aktif olmak istediklerini ifade eden TÜGİAD Başkanı Yücelen, genç işadamı Engin İkiz ve aynı zamanda Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu Başkanlığı görevini yürüten Ali Çınar'ın TÜGİAD'ın ABD temsilcileri olmalarıyla oluşumlarının güç kazandığını söyledi. Yücelen, "Aramızda olmak isteyen herkese kapımız açıktır. Sizlerin burada her birinizin tek tek bir elçi gibi çalışmanıza, lobi yapmanıza ihtiyacımız var" dedi. Programa katılan New York Başkonsolosu Levent Bilgen de, ''Vizyonumuzun, gücümüzün, duruşumuzun telaffuz edilebileceği belli eşiklere geldik, bu akşam bunun bir örneğini yaşıyoruz'' diyerek, bu heyecan ve ruh birliği içerisinde Amerika'da yapılacak her türlü atılımın yanında olacaklarını kaydetti. Muhabir: Mücahit Oktay / Yayıncı: Ogün Duru
Türk müteahhitlerinin Türkmenistan’da 2012 yılında üstlendikleri projelerin bedeli 4,6 milyar dolar oldu ANKARA (AA) – Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Türk müteahhitlik sektörünün Türkmenistan’da bu yıl 4,6 milyar dolar değerinde 72 proje üstlendiğini, bu rakamla 2012 yılında Türkmenistan’ın alınan proje bedeli sıralamasında ilk sırada yer aldığını bildirdi. Çağlayan, Türk müteahhitlik firmalarının Türkmenistan dahil 2012 yılında dünyada üstlendiği projelerin toplam bedelinin ise 17,6 milyar dolara ulaştığını kaydetti. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, yaptığı yazılı açıklamada, dünyanın en büyük 225 müteahhitlik firma sıralamasında 33 firma ile Çin’den sonra ikinci sırada yer alan Türk müteahhitlik sektörünün, her geçen gün başarılarını yeni projeler üstlenerek dünyaya tescil ettirmeye devam ettiğini kaydetti. Firmaların, kendi projelerinin yanı sıra yarım kalan projeleri de tamamlayarak Türkmenistan’ın imarına katkıda bulunduklarını ifade eden Çağlayan, ”Bunun en güzel kanıtı, bir firmamızın Alman menşeli bir firma tarafından yarım bırakılan, 5 adet un, ekmek, makarna üretim tesisi ve satış merkezi inşaatı işi projesini üstlenmesidir” dedi.
AMERİKA HABERLERİ
10
Kongre Üyesi Session, “Türk toplumu ile daha yakın çalışmak istiyoruz” Kongre Üyesi Pete Sessions, Türk – Amerikan toplumunun kendileri için çok önemli olduğunu dile getirerek, Amerikan Kongresinde Türkiye aleyhine getirilebilecek tasarılara karşı mücadele edeceği sözünü verdi. Amerikan Kongresi’nde çoğunluğun hala Cumhuriyetçilerin egemenliğinde olduğunu belirten Sessions, Türk Toplumu liderlerini Washington Dc’ye çağırarak bir workshop yapabileceklerini söyledi.
TADF Başkanı Ali Çınar ve Genel Sekreter Turan Ayaz, Ermeni Dostluk Grubu Eş Başkanı Ed Royce’un Dış ilişkiler Kongre Başkanı olmasından dolayı rahatsızlık duyduklarını belirtirken, Türkiye aleyhine yanlış kararların alınmasına öncülük etmemesini arzuladıklarını belirttiler. Cumhuriyetçi Parti’nin Gelecek Kongre Başkanı seçilen Kongre Üyesi Greg Walden ile de görüşen Ayaz ve Çınar, Türk-Amerikan toplumunun yaptığı çalışmaları aktardı. Walden’ı
2013 Türk Günü Yürüyüşü ve Festivaline davet ettiklerini belirten TADF Başkanı Çınar ve Genel Sekreter Ayaz, sözde Ermeni soykırımı başta olmak üzere hassas olunan konular hakkında son gelişmeleri de Walden’a aktardılar. New York Palace Hotelinde gerçekleşen toplantılara katılan Çınar ve Turan,ayrıca Kızılderililer olmak üzere Amerikan ve etnik sivil toplum kuruluşu liderleri ile de görüşme imkanı buldu.
Amerika’da yaşayan Ahıskalılar New York’ta Başkonsolos Bilgen ve TADF Başkanı Çınar ile görüştü Merkezi Dayton, Ohio’da olan Ahıska Türk Amerikan Toplum Merkezi Başkanı İslam Shakhbandaro, Dünya Ahıska Birliği Başkan Vekili Sadır Eybov ve heyeti, New York Başkonsolosu M.Levent Bilgen ve Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu Başkanı Ali Çınar’a ziyarette bulundu. New York Başkonsolosu Bilgen, Pennsylavania’daki ve Atlanta’daki Ahıska Türkü kardeşlerimiz ile sürekli görüştüğünü belirterek, Ahıska Türklerinin Amerika’da eğitime ağırlık vermesini arzuladıklarını söyledi. ‘Sizler anavatanın bir parçasısınız’ diyen Bilgen, yapılan çalışmaları takdirle takibettiklerini ifade etti.
TADF Başkanı Ali Çınar, Amerika’daki Türk toplumu olarak Ahıskalı kardeşlerimize sahip çıkmanın ve destek olmanın son derece önemli olduğunu belirterek, ‘68 yıl önce hayatını kaybeden Ahıskalı kardeşlerimize Allah’tan rahmet dilerken, hayatta kalan soydaşlarımızın anavatan hasretlerinin son bulmasını arzuluyoruz’ diye konuştu. Ahıska Türk Amerikan Toplum Merkezi’nin, TADF’ye üye olmak için başvurduğunu hatırlatan Çınar, ‘sizler ile daha da güçlü ve önemli işler yapacağız’ dedi. Ahıska Türkleri Dünya Birliği Başkan Vekili Sadır Eybov da Amerika’da aktif Ahıska Türklerini görmekten dolayı daha da güçlendiklerini belirterek, Türkiye’nin desteğinin önemine dikkat çekti. Ahıska Türk Amerikan Toplum Merkezi Başkanı İslam Shakhbandarov ,Amerika’da 9 ayrı eyalette yaklaşık 17 bin Ahıska Türkünün olduğunu belirterek,’Ohio’da kurduğumuz Toplum Merkezi Binası bir örnek olmuştur’
dedi. Shakhbandarov, Lousville, Oregon ve Atlanta’daki Ahıska Türkleri gruplarının bina almak için girişimleri olduğunu belirterek, ayyıldızlı pasaportları da almak arzusunda olduklarını dile getirdi. Gürcistan’a karşı bir kampanya hazırlığı içinde olduklarını belirten Shakhbandarov, gelecek sene Ahıska ile ilgili sergi çalışmaları hazırlıkları olduğunu da söyledi. Kırgızistan’da kalan 15 bin Ahıska Türkü ailesinin Amerika’ya gelmesi için çabaladıklarını söyleyen Shakhbandarov,Türkiye’ye kendilerine verdikleri desteklerinden dolayı teşekkür ettiklerini söyledi. Ahıska Türkleri Merkezi “Miko Tiyatro” başlıklı bir gösteri için Amerika’da turneye çıktıklarını belirterek, Atlanta(GA),Dayton(OH), Lousville, Chicago (İL), Philadelphia, Seatle(WA), Portland, İdaho’da performanslarını Rochester(NY), 8 Aralık’ta Baltimore(MD), 9 Aralık’ta ise Springfield(MA)’da sergilendiğini belirttiler.
YORUM
3UL]P D
Elveda 2012’yle Giden Eski Dünya Her yıl sonu bir muhasebe yapmak adettendir. Modern hayat çok hızlı. Hepimiz bir şeylerin peşinden koşuyoruz. Bu koşturmaca içerisinde değil ayları, bazen yılları unutuyoruz. Hangi yılda olduğumu şahsen o yılı uğurlarken ancak farkediyorum. 2012 yılı da çok çabuk geçti. Şimdi bazılarımız yeni bir yılın gelişini kutlayacak. Şimdiye kadar ne yeni yıla ne de yeni yaşıma sevindim. Hiç bir zaman yeni yıl ve doğum günü kutlamalarını anlamamışımdır. İnsan bir yılı kaybettiğine veya bir sene daha yaslandığına nasıl sevinir? Lakin, bu kez 2012’inin gidişine, 2013’un gelişine içten seviniyorum. Zira 2012’yle giden “eski dünya”, 2013’le gelen “yeni dünya”. 2012 deyince aklıma hemen bölgemiz geliyor. Komşu Suriye’de insan kanı hala akmaya devam ediyor. 40 bin Suriye’li kardeşimiz bur hercu mercte hayatını kaybetti. Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, 40 bin insan öldü deyince, filim gibi yalan geliyor. 40 bin tane öz kardeşiniz, yiğeniniz, amcanız veya dayınız olduğunu ve hepsinin tek tek telef olduğunu düşünün. Böyle hayal ederseniz, belki faciayı derinden hissedebilirsiniz. Yalancı umut Beşar Esat, daha önce on binlerce kişiye kıyım yapan baba Hafız Esad’ın has oğlu olduğunu daha fazla insan katlederek ispat etti. Beşar bir Rus TV’sine verdiği demeçte, ülkeyi terk etmeyeceğini ve Suriye’de doğduğunu ve gerekirse Suriye’de öleceğini dayıca aleme ilan etti. Bir Beşar ölse de, 40 bin Suriye’li şehidin bedeli olur mu? Yüz binlerce göçmenin bir ah çekişinin bedeli olur mu bir zalimin cesedi? Ancak Davutoğlu’nun sık sık seslendirdiği gibi, Beşar’ın sonu kesin, sadece tarihi belli değil. O zaman yaşasın zalimler için cehennem! 2012’de yine bölgemizde “eski toprağımız” Mısır aklıma geliyor. Mısır yüz yıllar boyunca büyük güçlerin atını suladığı ve bağladığı bir yer olmuş. Bizlerin himayesi kırıldıktan sonra, Fransız ve İngiliz çizmeleri altında uzun yıllar ezilen kardeş Mısır, Albay Cemal Abdülnasır’ın son Türk izi Kral Faruk’u devirmesiyle sözde özgürlüğüne kavuştu ama bir türlü felah bulmadı. Enver Sedat ve Hüsnü Mübarek gibi diktatörlerin
polis devleti politikalarıyla, Mısır halkı ne ekonomikmen ne de siyaseten gelişti. Bu ortamda, muhalefet gelişmedi, sistemden sıkıntılar hep içe atıldı ya da kuş diliyle dile getirilmeye çalışıldı. Mevcut sisteme en büyük serzenişi yine de dindar Mısır’lılar gösterdi. Ancak onlar da hep tepkisel kaldı. Bir gün Mısır’ı ele geçirirlerse, Mısır’ı uçuracaklarını hayal ettiler. Allah da onların duasını sonunda kabul etti. Arap baharı Mısır’ı sonunda -kağıt üzerindedemokrasiye, Müslüman Kardeşleri de iktidara taşıdı. İşte sonunda iktidardaydılar. Muhammet Mursi Mısır’ın yeni Erdoğan’ı olacaktı. Ancak bir insan bir gecede demokrat olmuyor. Nasıl olacağını bilmek, yaşamak, tecrübe etmek gerekiyor. Bizim dindar kesimimiz AK Parti ile iktidara gelince, isteseler de dikte edemediler veya diktatör olamadılar. Türkiye çok kimse farkında değil ama Osman’lının son iki yüz yılından beri demokrasi ile haşır neşir. Üç yüz yıllık demokrasi tecrübesi Türkiye’yi rayından çıkarmadı ve AK Partinin iktidarı bu sistemin sağlamlığını gösterdi. Türkiye yumuşak bir inişle bir ileri demokrasiye geçti. Ancak ben Arap aleminde bu geçişin kolay olmayacağını, aynı Fransız tecrübesinde olduğu gibi, demokrasiye giden yolda, bir sürü sektelerin/durakların olacağını öngörüyorum. Mursi ABD eğitimli ve ılımlı olsa da, üzerinde yükseldiği taban, henüz demokrasiye hazır değil. Daha çok yol kazaları olacağa benziyor. Ancak, Francis Fukuyama’nın “tarihin sonu teziyle” savunduğu gibi, Ortadoğu’da nihai nokta tam demokrasi, ancak son durağa varış zamanını kestirmek güç. Yine başka önemli bir olay 2012’de, İsrail’in Gazze tasallutu. Yine İsrail de seçim, yine Filistin’li masumların üzerinden oy hesapları. 2008 yılı sona ererken İsrail yine benzer bir saldırı yapmıştı. İsrail’de yeni yıla kanla başlama geleneği var herhalde. Hayatta anlamamışımdır. Yahudilerin asırlarca yaşadığı sürgün, Hitler’in elinde yaşadıkları acımasız soykırım, bu milleti dünyada en merhametli millet yapması gerekir. Nerede bir zulüm ve soykırım peydah olsa, Yahudilerin orada, mazlumun yanında olmaları beklenir. Mazlumun halinden mazlum anlar zira. Heyhat! Yahudiler yüz yılı aşkındır Filistin kanına doymadılar. Hitleri neredeyse temize çıkardılar. 2012’ye veda ederken Gazze’ye yine ateş kustular. Ancak bu kez, Oratadoğu’da beliren yeni yapı ve onun yeni dünya bağlantıları mezalime seyirci kalmadı. Bir kaç haftayı geçmedi, bombalar susmak zorunda kaldı. Müslüman ülke dışişleri bakanlarının ateş altında Gazze’ye çıkarma yapmaları, gerçekten bu bölgede ve dünyada bir şeylerin değiştiğinin habercisiydi. Ben Türkiye’nin bu değişimde baş mimar olduğuna –safiyen ve samimiyeten- inanıyorum. Türkiye’nin yeniden kendine gelişi, dış politikada haktan yana aldığı masumane ve
www.TurkTurist.com Türkiye’nin gezi portalı
www.GlobalMediaLinks.com Türk ve dış dünya medyasına linkler
FORUM The Turkish-American Newspaper
Advertising Manager
Mehmet Kachar mehmetkachar@forumgazetem.com
Publisher Murat Yeşil, Ph.D. Editor-in-Chief İsmail Yeşil Editor Fatih Yeşil Assistant Editor Sevinç Özbek Marketing Director Necmi Bahçe
11
973-445-6552 New York Advertising Director
Sinan Gegre 973-464-8987
cesurane tavırların, bazen yanlış sonuçlansa da, sonunda dünyanın mahşeri vicdanında makes bulduğuna inanıyorum. Asırlardır egemen olan müstebit düzene karşı birisinin çıkıp “Kral Çıplak” demesi gerekiyordu. O Deli Dumrul da Tayyip Erdoğan oldu. Ancak kurulu dünya düzenine geçmişte ve günümüzde bu tür çıkış yapan, Lenin’den Mao’ya, Castro’dan Kaddafi’ye, Saddam’dan Chavez’e, Ahmedinejad’tan Hitler’e, bir çok lider oldu. Ancak bir çoğu şarlatanlığı veya ideolojik taassubu geçemedi. Bir sistemi değiştirebilmek için ilkonçe o sistemin iyi bir oyuncusu olmak gerekiyor.Yoksa sistemle oymaya izin vermez mevcut yapı. İşte Tayyip Erdoğan bunu becerdi. Sistem içerisinde çok çalışarak, ittifaklar kurarak, sorumluluklar alarak, başarılı olarak, saygınlık kazanarak sistem içerisinde yükseldi ve sonunda sistemin kaderi hakkında söz sahibi oldu. Kim kendisine meydan okuyan birisinin eline neşter verir ki? Aynı şekilde 2012’inin bir diğer büyük olayı Başkan Obama’nın Amerikan seçimlerini kazanmasıydı. 6 milyar dolar para harcandı bu seçimlerde ancak Amerikan halkının sağduyusu istikrar ve sulh istedi. Amerikan halkı bir defa daha “Kara Oğlan” dedi. Eğer Romney kazansaydı, Amerika yine askeri maceralarına ve dünyaya dayılık sevdalarına devam edecekti. Irak’tan çekilerek, Afganistan’dan çekilmeyi takvime bağlayarak, Amerikan enerjisini iç sorunlarına yönlendiren Obama, bir yerde çarpışarak dünya sahnesinden geri çekiliyor. Amerika’nın boşalttığı mevzilerin bir kısmına şimdi Çin ve Türkiye gibi ülkeler yerleşiyor. Ben bunun tesadüf olduğunu düşünmüyorum. Amerika bu iki ülkeyle anlaşarak bu yerleri emanet ediyor. Belki güç toplayıp, asırlık ekonomik krizini atlatıp, tekrar eski egemenlik alanlarında hak iddia edecek. Ancak bir gerçek var ki, yeni dünya artık çok kutuplu. Amerika eşitler arasında birinci. Belki de Obama’nın ilk seçildiğinde ilk resmi ziyaretini Türkiye’ye, ikinci seçildiğinde Uzak Doğuya yapması, bu yeni güç odaklarını resmen tanıması ve onlara ortaklık teklifi götürmesiydi . Her halükarda, Ortadoğu’da Türkiye rüzgarıyla başlayan kökten değişim, yeni bir dünyanın habercisi. Gazze’ye bir asırdır kan kusturan top ateşlerinin bir anda susması, bu yeni dünyanın tescili. Medeniyet ve dinlerin kadim beşiği Ortadoğu’daki gelişmeler, dünyayı yeniden dönüştürüyor. Ortadoğu yine bir devri açıyor bir diğerini kapatıyor. Dünyanın tek monarkı Amerika’nın yanına yeni ortakların gelmesi, dünyanın bir yerde küresel demokrasiye geçişi demek. 2012 yılı güle güle gitsin. Dünyanın vicdan sahipleri olarak arkasından ağlamayacak, üzülmeyeceğiz. Zira, 2013 yılı yeni bir dünyanın miladi. Bu yeni dünyanın insanları daha uyanık. Hepsinin ağzında o bilindik hürriyet lakırtısı: “Eski hal muhal, ya yeni hal ya izmihlal!”
FORUM GAZETESİ REKLAM & İLAN SERVİSİ
mehmetkachar@forumgazetem.com
973 - 445 - 6552
862 -262 -2497 201 - 204 - 9256 info@forumgazetem.com ilan@forumgazetem.com 1199 Main Avenue Clifton, NJ 07011
Representatives
Yıldız Gündoğmuş - Ankara Hayrettin Turan - İstanbul Feramiz Gökdemir - İstanbul Forum, The Turkish American Newspaper does not in way, shape or endorse, condone, or is responsible for any opinions, advertisements, misprints, typos and/or publication errors.
FORUM - The Turkish-American Newspaper is published twice a month (24 issues each year) by FORUM Newspaper LLC at 1199 Main Avenue, Clifton, N.J. 07011. Application to mail at periodicals postage rate at Clifton, N.J., 07015-9998. POSTMASTER - Please send address changes to FORUM Newspaper LLC, 1199 Main Avenue, Clifton, N.J. 07011 Tel: 862-262-2497 & Fax: 973 - 218 - 8440
12
AMERİKA HABERLERİ
Çınar, “Amerika’daki Türk Dünyasının güçlenmesi için her türlü çalışmayı yapmaya devam edeceğiz” Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu’na üye derneklerden Kırım Türkleri Amerika Birliği tarafından “Turan Yazgan’ın İzinden”adlı belgesel filmi Brooklyn merkezinde yer alan dernek binasında gösterildi. Yaklaşık 150 kişinin katıldığı programa, Din Ataşesi Süleyman Duman, TADF Heyetinden Ali Çınar, Dr Hakan Karalok, Mustafa Turan, Tomris Azeri, Turan Ayaz, Yusuf Öner başta olmak üzere birçok dernek başkanı ve temsilcisi de katıldı. Kırım Türkleri Amerika Birliği Başkanı İlker Altaygil yaptığı açılış konuşmasında Türk Dünyası Vakfı Başkanı Prof Turan Yazgan’ın Kırım Türklerine verdiği desteği çok iyi bildiklerini belirterek, kendisini rahmetle andıklarını belirtti. TADF Başkanı Ali Çınar da Prof Turan Yazgan’ın vefat etmeden önce TADF’nin Türk Dünyası Araştırma Vakfı ile ortak anlaşma imzaladığını belirterek, Amerika’daki Türk Dünyasının güçlenmesi için her türlü çalışmayı yapmaya devam edeceklerini söyledi. Azerbeycan Amerika Derneği Başkanı Tomris Azeri de Azerbeycan ve Kırım Türklerinin çok yakın bağları olduğunu söyleyerek, Kırım Türkleri Merkezinde olan Türk Dünyası kahramanlarının resimlerinin Azeri Sanatçı
tarafından çizildiğini hatırlattı. New York Din Hizmetleri Ataşesi Süleyman Duman günün anlam ve önemi ile ilgili konuşmasının yani sıra Kırım Türkleri Derneği Cami’ne din görevlisinin yılbaşında görevine başlayacağı müjdesini verdi.
Tülin Elcin de Prof Yazgan hayatı hakkında bilgiler veren bir konuşma yaparak, Yazgan’ın Kırım Türklerine verdiği destekten dolayı sonsuza dek hatırlanacağını söyledi.
Konuşmalar sonrasında “Turan Yazgan’ın İzinden” adlı belgesel gösterildi. Türk Amerikan Musiki Cemiyeti Belgesel filmini izlemek için : Başkanı Yusuf Öner de Kırım Türkleri Derneği üyelerinden Ayşe Ezgin için Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı duygusal bir konuşma yaparak, birlik Başkanı Prof. Dr. Turan Yazgan ve eski ve beraberlik mesajı verdi. Kırım dernek başkanı Yunus Ezgin'in eşi Ayşe Türkleri Amerika Birliği Üyelerinden Ezgin mevlüd okunarak anıldı.
SAĞLIK HABERLERİ
13
Dr. Apuhan: ''Tıkalı olan burun, kalp krizine ve horlamaya neden olur'' Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) TIP Fakültesi Hastanesi Başhekim yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Tayfun Apuhan, ''Tıkalı olan burun, kalp krizine ve horlamaya neden olur'' dedi. Apuhan, AİBÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Kulak, Burun, Boğaz, Baş ve Boyun Cerrahisi Bölümüne 2012 yılı içerisinde yaklaşık 30 bin hastanın başvurarak poliklinik hizmeti aldığını, bunlar arasından yaklaşık bin 500 kişinin burun ve sinüs ameliyatı olduğunu söyledi. yolları ve akciğerleri etkiliyor. Burun tıkanmasına burun eti ve burundaki kemiğin kırılması neden olmakta. Bunların tedavisini zaman geçirmeden yapmak lazım. Bu sorun kişiye sistemik olarak rahatsızlık vermekte. Burun tıkanıklığının vücuda birçok olumsuz etkisi var. Tıkalı olan burun, kalp krizine ve horlamaya neden olur. Bu sorun ileride hastalarda uyku apnesi Kulak, burun ve boğaz şikayetlerinin olan hastalarda hiper tansiyon ve kalp özellikle kış mevsimlerinde arttığına rahatsızlıklarına da sebep olabilir.'' dikkati çeken Apuhan, burun tıkanık- Apuhan, kendilerine başvuran hastalara lığının özellikle vücut sistemini etk- önce teşhis konulduğunu, ameliyat gerekirtiren bir durumun olması halinde ilediğini söyledi. de kısa sürede randevu verilerek tedaviye başlanıldığını söyledi. Apuhan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''İşin alfabesi yani A, B, C'si solunum yolları. Burun tıkanıklığı bütün üst solunum Muhabir: Emin Gürbüz - Yayıncı: Atakan Çelik BOLU (AA) - Modern tıbbın gelişmesiyle birlikte hem teşhis hem de tedavi bakımından güzel sonuçlar aldıklarını belirten Apuhan, ''Hastanemiz son teknoloji ile donatılmış bir hastane. Hastalarımız gerek polikliniklerde, gerekse servislerde personelimiz tarafından gerekli ilgi ve alaka gösterilerek tedavi edilmektedir'' diye konuştu.
Boston Belgesel ve Kısa Film Yarışması'nın sonuçları açıklandı Kuzey Amerika'nın ilk Türk belgesel ve kısa film yarışması niteliğindeki Boston Belgesel ve Kısa Film Yarışması'nın sonuçları açıklandı. Jüri üyeliklerini Harvard Film Arşivi'nin Direktörü Haden Guest, Phoenix Gazetesi'nin film editörü Peter Keough, Boston Güzel Sanatlar Müzesi'nin film küratörü Carter Long gibi film konusunda saygın isimlerin yaptığı yarışmada, seyirciler de ''En İyi Belgesel'' ve ''En İyi Kısa Filmleri'' belirlemek için oy kullandılar. Bu yıl yarışma filmleri, Boston Güzel Sanatlar Müzesi ve Boston Üniversitesi'nin yanı sıra ilk kez Goethe Enstitüsü'nde de gösterildi. Bu yıl yedincisi düzenlenen ve 36 filmin finalist olduğu yarışmada En İyi Kısa Film Ödülü, yönetmenliğini Serhat Karaaslan'ın yaptığı ''Musa'' ve yönetmenliğini L. Rezan Yeşilbaş'ın yaptığı ''Sessiz'' (Be Deng) adlı kısa filmler arasında paylaşıldı. En İyi Belgesel Ödülü ise yönetmen Aysun Bademsoy'un ''Namus'' (Ehre) adlı belgeseline verildi. Seyirci ödüllerini, belgesel film dalında yönetmen Hüseyin Karabey'in ''Bir Hayatı Masal Gibi Anlatmak'' adlı filmi, kısa film dalında yönetmen Koray Sevindi'nin ''Ekmek'' adlı filmi aldı.
Yarışmada bu yıl da özel mansiyonlar verildi. Kısa film dalında özel mansiyona değer bulunan filmler Abdurrahman Öner'in ''Buhar'' ve M. Cem Öztüfekçi'nin ''Nolya'' adlı filmleri oldu. Belgesel dalında ise Bülent Öztürk'ün ''Beklemek'', Mizgin Müjde Arslan'ın ''Ben Uçtum Sen Kaldın'', Bingöl Elmas'ın ''Evcilik'', Hüseyin Bulut'un ''Rastgele Orsa'', Savaş Karakaş ve Sibel Goloğlu Mesci'nin ''Son Süngerci'', Ebubekir Çetinkaya'nın ''Yuva'' adlı filmleri özel mansiyona değer bulundu. Gelecek yılın yarışma başvurularının 1 Şubat 2013'de başlayacağı öğrenildi.
Muhabir: Mehmet Toroğlu Yayıncı: Göksel Sözer
14
TÜRKİYE HABERLERİ
Aileler, ''çocuk gelinlere'' karşı bilgilendiriliyor Edirne'de, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nca başlatılan ''Erken yaş evlilikleri ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi'' projesi kapsamında, emniyet, hukukçu ve halk sağlığı uzmanlarından oluşan bir heyet, mahalleleri dolaşarak, erken yaşta evlilik ve kadına yönelik şiddet konularında alınacak önlemleri anlatıyor.
Edirne Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü'nün koordinasyonunda başlatılan çalışmalar kapsamında, belediye, emniyet müdürlüğü, müftülük, baro, halk sağlığı müdürlüğünce oluşturulan uzman ekip, ''dejavantajlı mahalleleri'' dolaşarak mahalle sakinlerine bilgilendirici konular aktarıyor. Bu kapsamda, Roman vatandaşların yaşadığı Menzilahir Mahallesi'ndeki Toplum Merkezi'nde kadınlarla bir araya gelen Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Bilgin Özbaş, Türkiye'deki her 4 evlilikten birinin küçük yaşta yapılan evliliklerden oluştuğunu söyledi. Küçük yaşta yapılan evliliklerin toplumun genelini ilgilendiren sorunlar doğurduğunu ifade eden Özbaş, ''Genç yaştaki evlilikler sonrasında şiddet, psikososyal bozukluklar, yürümeyen evlilikler, boşanmalar, çocuklarla ilgili problemler, eğitim ve sağlık problemlerini körüklüyor'' diye konuştu. Edirne Belediyesi Evlilik ve Aile Danışma Birimi Psikolojik Danışmanı Esra Selvi de erken yaşta evlenen çocukların, okullarda olması gerektiğini belirterek, özellikle kız çocuklarının eğitimlerini
tamamlayıp kendilerine güvenir bir şekilde ve uygun yaşta evlenmeleri gerektiğini anlattı. Selvi, erken yaşta evlenen çocukların çok büyük psikolojik travmalar yaşamalarının doğal olduğuna dikkati çekerek, annelere, çocuklarına nasıl davranmaları gerektiği konusunda da tavsiyelerde bulundu. -''Erken yaşta yapılan evlilikler, hukuksuz'' Erken yaşta yapılan evliliklerin hukuki boyutu hakkında bilgi veren avukat Barış Ateş ise 15 yaşını doldurup 16 yaşından gün almayan kişilerin evliliklerinin, ''hukuksuz evlilikler'' olduğunu söyledi. Kişilerin evlenebilmesi için olağan evlilik yaşının 17 olduğunu vurgulayan Ateş, ''Olağanüstü evlilik yaşı 16'dır. 16 yaşta bir takım özel sebepler gerekiyor. Kanunlar, 15 yaşının bitirilip 16 yaşından gün alınmasını kesinlikle zorunlu kılıyor'' dedi.
HABER / YORUM
Battı bu Yunanistan! Türkiye’ de Arabesk müzikte çok sevilen bir şarkı vardır. Galiba bunu Yunanistan’ a uygulamak istersek; “ Batsın bu Yunanistan” diyebiliriz. Yunanistan hakikaten ekonomik açıdan şu anda ciddi bir şekilde batışın içine girmiş bulunuyor. Son sayımlara göre nüfusu 11 milyona ulaşan ve bunların 1 milyonunu yabancıların oluşturduğu Yunanistan da ekonomik durum gün geçtikçe kötüleşiyor. Büyük bir olasılıklıkla bugünkü Koalisyon hükümeti ile fazla gitmeyeceğinden hareket edebiliriz. Önümüzdeki 2013 yılı Yunanistan’ da tekrar erken seçime sahne olabilir. Sağ Radikal Altın Şafak Partisi’nin şansı her geçen gün daha da artıyor. Genel olarak gece yaşamına 22.30 saatlerinde akşam yemeği ile başlayıp, tavernalarda eğlenen Yunan halkının rağbet ettiği tavernalar artık boş. Son günlerde yalnız Atina’da 18 otel kapanmış bulunuyor. Genel olarak Avrupalıların yaklaşımı doğru. Krizden kurtulabilmeleri için Yunanistan halkının siyasi zihniyeti ciddi bir şekilde değişmesi lazım .
1981-200 yılları arasında Avrupa Birliği bütçesinden 108 milyar £ luk hibe yardımı alan Yunanistan ciddi bir şekilde üretmeyi unutmuş. Hizmet sektöründe ciddi bir şekilde eskisi gibi hizmet veremeyen Yunanistan’da , Turizmin her geçen gün daha da gerilediği ve artık Türkiye’nin çok gerisinde kalmış bir ülke konumda olduğundan hareket edebiliriz. Son yıllarda 20 milyar £ harcamasına rağmen Birleşmiş Milletler’in 165 ülkesi Makaedonya’ yı anayasal ismi ile tanımıştır. Bu Yunanistan’ın uluslararası alanda da Makedonya’ya karşı kaybettiği bir gelişmedir.Parlamento’ya baktığımız zaman Türk kökenli politikacının olduğunu görüyoruz.
Yunanistan’da sayıları tam olarak tespit edilmese de 100 ila 150 bin Tük kökenli vatandaşın olduğundan hareket edliyor. Gerçekçi yaklaşım olarak 130 bin civarında olduğu gözlemlemektedir. Bunun dışında 30 bin Batı Trakyalı Türk Almanya ‘ da çalışıyor. Bunun dışında 5 bin kişi inşaat ve gemicilik sektöründe çalışmalarını sürdürmektedirler.
Yunanistan’da Türkiye Rüzgarı
Avrupa Birliği Yunaistan belasından nasıl kurtuluruz diye kapalı kapılar arkasında düşünüyorlar. Tabi ki böyle bir olanak yok.2013 yılında Yunanistan için beklenen % 60 lık bir develüasyonla Euro’dan çıkıp Drahmi ‘ye tekrar dönüş olacak. Bunun getirdiği enflasyona karşılık Yunan halkının cebi tekrar para görecek ve hafifte olsa mutluluğa kavuşacaklar. Atina ve Selanik’te Yunan halkının yüzünden düzen bin parça oluyor. Herkes Orhan Gencebay’ın türküsü Battı Bu Yunanistan’ı söyleme aşamasında bulunuyorlar.
Yunanistan’da akşam yaşamı artık tavernalardan, birazda İstanbul’da olduğu gibi televizyon dizilerine kaymış bulunuyor. Yunanistan’ın 4 önemli kanalında Sıla , Karadayı gibi diziler devamlı oynamaktadır. Mega , Antenna ve Alfa televizyonlarında Türek dizilerinden geçilmiyor. Yunanistan’ a büyük ümitlerle giden Tike restaurantları kapanmış bulunuyor. Güllüoğlu artık bir çok baklava dükkanını tek bir yerde tek usta ile işletmeye devam temektedir. Ayrıca İstanbul dan gelen Ocakbaşı Restaurantı da kapanmıştır. Tekstilde iflaslar artmış durumda artık Yunaistan’da orta tabakadan bahsetmek güç. Orta tabakanın alt tabakaya kaydığını görüyoruz. Türk’lere karşı eskisi gibi artık çok tepkiler yok.
Papaz Müslüman oldu Bulgaristan karıştı Bulgaristan'da İslam'ı seçen papaz, Ortodoks Hristiyanları kızdırdı, 200 yıldan beri devam eden ortak Aşure günü kutlamaları iptal edildi. Sofya'daki "Sveti İvan Rilski" Ruhban Okulu'nda bugünkü Plovdiv Mitropoliti Nikolay ile aynı sınıfta okuyan Atanas Mihaylov, Sofya'da 20 yıl boyunca papazlık ve kilise encümenliği yaptı. Bir süre önce ruhani işleri bıkakan Mihaylov, din değiştirerek Müslümanlığı seçti. Sofya müftüsü Mustafa İzbiştali, 27 Kasım günü Sofya Banya Başı Camii'nde ikindi namazından sonra Atanas Mihaylov'un Abdullah adını alarak İslam'ı seçtiğini ilan etti. Abdullah adılı alan Mihaylov, "bilgi ve hakikatı arayan biriydim, bu arayış beni İslam dinini kabul etmeye götürdü" açıklamasında bulundu. Din değiştiren papaza İslam'ı kabulüne dair tasdikname sunan Müftü, bu fotoğrafı Müftülüğün internet sitesine koydu ve "Papaz İslam'ı seçti. Ya Rabbi bizi doğru yolu gösteren rehberliğin için sana dua ediyoruz, bizi sapmışların yoluna düşmekten koru" ifadelerini kullanınca ülke karıştı. Bulgar Ortodoks Kilisesi, Mihaylov'un Bulgar kilisesiyle bağlantılarını kopardığını belirterek müftülüğün beyanatının gerçeği yansıtmadığını ve Hristiyanlara hakaret içerdiğini ilan etti. Bulgar basını da papazın Müslüman birine aşık olduğu için din değiştirdiğini öne sürdü. Tepkiler üzerine müftülüğün sitesindeki açıklamanın başlığı "Eski papaz Müslüman oldu" diye değiştirildi ve Kuran'dan alıntı
15
yapılan ayet de metinden çıkarıldı. Ancak müftünün bu hareketi Ortodoksları tatmin etmedi Ülkenin kuzeyindeki Vidin kentinde bulunan Mehmet Pazvantoğlu Camii'nde 200 yıldır Müslümanlar ile Ortodoks Hristiyanlar birlikte aşure günü kutlamaları yapıyorlardı. Ancak Vidin Piskoposluğu, İslam'ı seçen papaz yüzünden dün yapılan Aşure Günü kutlamalarına katılmama kararı aldı. İnternet sitesinden bir açıklama yapan Vidin piskoposu Sioniy, "Vidin Hristiyanları olarak İslam inancına şimdiye kadar sevgiyle yaklaştık. Aşure günü kutlamalarına katılmamız da bunun bir göstergesiydi. Ancak son yaşananlar yüzünden kentteki tüm Hristiyan Ortodoksları Aşure gününe katılmamaları çağrısında bulunuyoruz" denildi. Kaynak: Netgazete
Türk sermayesi Yunanistan’a ciddi bir şekilde göz kırpıyor. Ferit Şahenk’in Yunanistan’da yapacağı yatırım Yunanistan’a az da olsa ülkeye giren yabancı sermayeyi gösteriyor. 183 milyar £ luk Yunan sermayesi yurt dışına kaçtı . Bunların bazıları İsviçre bankalarında bulunurken diğer bir bölümleri de Almanya ve Türkiye ‘ye sermaye olarak gelmiştir.
Daha fazla bilgi için Faruk Şen’e 0536 375 01 10 ve 0544 493 43 00 nolu telefonlardan ulaşabilirsiniz. Asistan Zeynep Aydın’a 0544 304 32 92 telefon numarasından ulaşabilirsiniz.
HABER / YORUM
16
Silahları bırakalım diyen Amerikan kamuoyunun silah lobilerine karşı sesi daha gür çıkmalı ve değişime katkısı olmalı. 27 cana mal olan ilkokul katliamıyla, 2012 yılında ABD'nin sahne olduğu büyük silahlı eylemler on üçe yükseldi. Milli Marşında hür ve cesurların diyarı olmakla övünen bu ülkede her yıl on bin kişi vurularak öldürülüyor.
Obama silah lobisine karşı sivil savaş başlatmalı ABD'de silahlı bir saldırgan okul, sinema ya da alışveriş merkezi gibi kalabalık bir alana giriyor ve insanların üzerine ateş açıyor. Amerika’da zaman zaman bu tür olaylar meydana gelirdi. Ancak Newton kentindeki silah sesleri ise tüm dünyadan duyuldu. Masum çocukların öldürüldüğü bu katliam bardağı taşıran son damla oldu. Sadece Amerikan aileleri değil bütün dünyanın içi yandı. Okul dolaplarında, çekmecelerde ve okul çantalarında silah bulundurmak Amerika'yı daha güvenli hale getirmez." Newton'daki trajedi, Amerikan silah yasasını değiştirme zamanının geldiğini gösteriyor.
11 Eylül 2001'deki terör eylemlerinde öldürülenlerin üç katı kadar can silahlardan çıkan kurşunlarla kaybediliyor. Ama teröre savaş ilan edilirken, neredeyse fert başına bir ateşli silahın düştüğü ve 300 milyon özel silahın bulunduğu ABD'de bu belayla mücadele etmeyi kimse göze alamıyor. Bu durumu değiştirmek taziye değil, cesaret ister. Amerika'nın silah yasaları kurbanlarının kanıyla yazıla gelmiştir. Yasaları sertleştirmek sadece en kanlı hadiselerin etkisiyle mümkün olabilmiştir. Bu elim olayların tekerrür etmemesi için Nobel barış ödülü sahibi Barack Obama, ülkenin içinde bulunduğu şokun etkisinden yararlanıp silah çılgınlığına sivil savaş ilan etmelidir. Sadece silah lobisini değil ama bütün Amerikalıları silahların daha sıkı kontrol edilmesi ve silah bulundurabilmenin ağır şartlara bağlanması gerektiğine ikna etmelidir. Başkanlığının ilk dönemindeki mütevazı iç silahsızlanma girişimi fayda etmedi. Ama bu kez yeniden seçilme hesapları yapmak durumunda değil. Bütün Amerika gibi Cumhuriyetçiler de, silahlanma hakkının mı yoksa ölüm korkusundan uzak okul ve üniversitelerin mi daha önemli olduğuna karar vermek zorundalar. Savaşı kaybetse de, uğrunda mücadele ettiği şeye değer. Aksi takdirde kendi ifadesiyle, "yüreği paramparça" bir başkan olarak kalacaktır."
www.T ravidi tion.c om
AMERİKA HABERLERİ
17
Büyükelçi Namık Tan, “Ülkemiz, ABD ile köklü dostluk ve işbirliği ilişkilerine sahiptir” T.C. Washington Büyükelçisi Namık Tan, Türk Amerikan toplumuna hitaben yayınladığı yeni yıl mesajında, “Uluslararası alandaki profili hızla yükselen ülkemiz, ABD’yle köklü dostluk ve işbirliği ilişkilerine sahiptir. İki ülke halklarının yarım yüzyılı aşan bir süre zarfında en kritik dönemlerde birbiriyle sergileyebildikleri dayanışma, paylaşılan ortak değerler ve ittifak bağlarımız, Türk-Amerikan dostluğunun daha da güçlendirilmesi yolunda iki tarafa da muazzam bir potansiyel sağlamaktadır.” dedi.
Büyükelçilik Internet sitesinde yayınlanan Tan’ın mesajı şu şekilde: “Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Türk Toplumunun Değerli Üyeleri, Kimi olumlu, kimi olumsuz gelişmelerle hafızalarımızda yer edecek bir yılı daha geride bırakıyoruz. Her yılbaşında olduğu gibi, 2013’e de yeni umutlar ve beklentilerle girmekteyiz. Bu vesileyle, hepinizin yeni yılını en içten dileklerimle kutluyorum. 2013’un Türk ulusuna ve ABD dahil olmak üzere diğer tüm dünya ülkelerine huzur ve mutluluk getirmesini temenni ediyorum. 2012 yılı, yurdumuzda, yakın çevresinde ve ABD’de yansımaları uzun bir döneme yayılacak gelişmelere sahne olmuştur. Bu kapsamda Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ve Büyükelçiliğimiz önemli sorumluluklarının bilinci içinde hak ve çıkarlarımızın takipçisi olmaya devam etmiştir. Türk dış politikası bölgesel ve küresel ölçekte pozitif değişime katkı sağlama ve insanoğlunun her alanda daha da yüceltilmesine dönük aktif gayretlerini 2013 yılında da sürdürecektir. Bu çabalarımızda, ABD dahil olmak üzere, bizimle aynı idealleri ve değerleri paylaşan tüm dost ve müttefiklerimizle sıkı dayanışma ve işbirliği içinde olacağız. Öte yandan, gittikçe küreselleşen dünyada, diplomasi artık sadece devletlerin resmi temsilcileri vasıtasıyla yürüttüğü gizli ve dışa kapalı bir icraat olmaktan çıkmış, farklı uluslara mensup bireyler ve kuruluşlar arasında her geçen gün daha da yoğunlaşan temaslar sayesinde kamu diplomasisi olarak adlandırılan yeni olgularla zenginleşmiştir. Bu bağlamda, ülkemizin daha iyi tanıtılması yolunda, ABD’de mükim Türk-Amerikan toplumu dahil olmak üzere yurtdışında yaşayan tüm vatandaşlarımıza
önemli görevler düşmektedir. Sürekli artan iletişim olanakları ve sosyal medya gibi araçlar hepimize ülkemizin daha iyi anlaşılması yolunda etkili olanaklar sağlamakta ve dış politikamızın oluşturulması sürecinde sizlerin de görüşleriyle katkı verebileceği yeni kanallar açmaktadır. Türk-Amerikan Toplumunun Değerli Mensupları, Uluslararası alandaki profili hızla yükselen ülkemiz, ABD’yle köklü dostluk ve işbirliği ilişkilerine sahiptir. İki ülke halklarının yarım yüzyılı aşan bir süre zarfında en kritik dönemlerde birbiriyle sergileyebildikleri dayanışma, paylaşılan ortak değerler ve ittifak bağlarımız, Türk-Amerikan dostluğunun daha da güçlendirilmesi yolunda iki tarafa da muazzam bir potansiyel sağlamaktadır. Esasen gerek Hükümetimizin, gerek mevcut ABD Yönetimi’nin, Türk-Amerikan ilişkilerini daha da derinleştirmeye ve bölgesel ve uluslararası konularda yakın işbirliği yürütmeye dönük kuvvetli bir iradeye sahip oldukları görülmektedir. Bu bağlamda, son derece verimli geçen 2012 yılının ardından, ABD’yle ilişkilerimizi, siyasi, ekonomik, ticari, kültürel, bilimsel ve sosyal boyutlarıyla olabildiğince geliştirme yolundaki yoğun gayretlerimizi 2013 yılında da sürdüreceğiz. Sözkonusu çabaların başarıya ulaşmasında, sizlerin sağlayacağı katkı büyük rol oynayacaktır. Bu çerçevede, özellikle ticaret, ekonomi ve bilim alanlarında ilişkilerimizin daha da kuvvetlendirilmesi için geniş bir potansiyelin bulunduğunu ve Türk-Amerikan toplumunun bu üç alanda son derece yararlı birer köprü işlevi görebileceğini vurgulamak istiyorum. Türk-Amerikan Toplumunun Muhterem üyeleri, Bildiğiniz üzere, 2012 yılında ABD’de Başkanlık ve Kongre seçimleri gerçekleştirilmiştir. Türk-Amerikan toplumunun değerli üyelerinin, tüm Amerikan vatandaşlarıyla eşit haklara sahip oldukları ABD siyasetine
ulusal ve yerel düzeyde nüfuz edebilmek için yıl boyunca sergiledikleri çabalar memnuniyet vericidir. ABD’nin çetin bir seçim yılını geride bıraktığı 2012’de, heyecan verici gelişmelerinden biri de, Temsilciler Meclisi’ndeki Türkiye Dostluk Grubu’na üye milletvekillerinin sayısının 157 gibi rekor bir rakama ulaşması olmuştur. TM Türkiye Dostluk Grubu böylece Meclis çatısı altındaki en kalabalık ve nüfuzlu gruplardan birine dönüşmüştür. Bu başarıda, adayların seçim ve kampanya faaliyetlerine etkin şekilde katılan, beklenti ve taleplerini tüm platformlarda dile getiren ve ABD’nin her bir köşesinde birer fahri Türkiye elçisi olarak çalışan Türk-Amerikan toplumu mensuplarının payı büyüktür. Yeni yıldaki hedeflerimizden biri de Türkiye Dostluk Grubu’nda ABD’nin tüm eyaletlerinin temsil edilmesi olacaktır. Türk-Amerikan toplumunun bu hedefi yakalamaya yönelik güçlü çaba ve girişimlerinin aynı heves ve istiyakla devam edeceğine inanıyorum. ABD’deki Türk Toplumunun Değerli Üyeleri, Amerika’da yaşayan Türklerin dayanışma duygusu içinde aktif bir topluluk olma niteliğini korumaları, seslerini güçlü şekilde duyurmaları, ABD’nin sosyal ve kültürel hayatındaki vazgeçilmez yerlerini pekiştirmeleri ve gerektiğinde tüm TürkAmerikalıları ilgilendiren ortak çıkarlar etrafında süratle kenetlenebilmeleri, öncelikle kendi parlak geleceklerinin teminat altına alınması bakımından hayati önem taşımaktadır. Bu düşüncelerle, ABD’deki bütün temsilciliklerimizin sizlerin hizmetinde olduğunu teyiden vurgulamak istiyor, yeni yılınızı bir kez daha en samimi hislerle kutluyor, 2013’te hepinize sağlık ve mutluluklar diliyorum.
Boyner: “Türkiye, ABD'nin sınırlarını görmeli, ABD de Türkiye'nin kaygılarını dinlemeli” Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Ümit Boyner, ABD'nin başkenti Washington'daki temasları çerçevesinde, TÜSİAD ve Brookings Enstitüsü işbirliğiyle hayata geçirilen ''TÜSİAD Türk Amerikan Forumu''nun tanıtımının da yapıldığı, ''Türk-ABD Stratejik Ortaklığının Gelecek Dönemi'' başlıklı panele katıldı. Boyner, ABD Başkanı Barack Obama'nın başkanlığa yeniden seçilmesinin ardından Türk-Amerikan ilişkilerinin yeni döneminde, Türkiye'nin ABD'nin sınırlarını görmesi, ABD'nin de Türkiye'nin kaygılarını dinlemesi, çekincelerini ve tavsiyelerini dikkate alması gerektiğini söyledi. ABD'deki gelişmelerin dünyanın geri kalanını da etkilediğine dikkati çeken Boyner, dünyanın ABD'den kendi ekonomik sorunları nedeniyle daha fazla içe kapanmasını değil, dünyayla daha fazla temas halinde olmasını istediğini belirtti Boyner, Türk-Amerikan ilişkilerinden söz ederken bu ilişkilerde her zaman iniş-çıkışlar olduğunu, ancak sonuçta iki ülkenin bu krizlerin her zaman üstesinden geldiğini ve işbirliğini sürdürme kararlılığını gösterdiğini kaydetti. Boyner, dünyanın hızlı bir değişimden geçtiği noktada, ''salıncak ülkeler'' olarak adlandırılan ülkelerin öneminin arttığını ve bu ülkeler arasında Türkiye'nin de bulunduğunu söyledi. Muhabir: Barışkan Ünal - Mehmet Toroğlu – AA- Yayıncı: Yusuf Kaya
Merhaba
18
zor engeller olarak ortaya çıkıyor. Amerika’da geleneksel olarak zengin sınıfın haklarını koruyan bir parti olarak bilinen Cumhuriyetçi Parti, bu sınıfın çıkarlarına dokunabilecek her reform hareketine peşinen karşı çıkmayı temel strateji olarak kabul etmiş. Bu konuda asla taviz vermiyor. Bir krizin kısa hikayesi.. “Amerika’da başlayıp dünyanın her tarafına yayılan ekonomik kriz ne zaman sona erecek?” sorusuna cevap arayanlar çok ama şimdiye kadar da herhangi bir tahmin yapabilen yok. Ekonomistler, tüm dünya ülkelerini az veya çok etkisi altına alan bu krizin daha çok uzun yıllar devam edeceği konusunda birleşiyorlar. Onların bu tahminlerinde yanılmış olmalarını diliyoruz. Obama zor dönemeçte.. Obama’nın bu son dört yıllık döneminde krizin çıkış kaynağı olan Amerika’da etkili çözümler üretecek reformlar yapacağı konuşuluyor. Üçüncü bir defa daha seçilme ihtimali olmadığı için Obama’nın daha cesur kararlar alacağı ifade ediliyor. Ancak Obama’nın sadece Başkanlık kararnameleriyle bu büyük krizin üstesinden gelebilecek reformlar yapabilmesi mümkün değil. Atacağı her büyük adımda Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu ellerinde tutan Cumhuriyetçi Partililerle anlaşması gerekiyor. Bu da hiç kolay bir iş değil. Biraz rakip parti olmanın biraz da ekonomik alanda farklı düşünceler içinde olmanın verdiği sıkıntılar var ki, bunlar zaman zaman aşılması
Bu bakımdan Obama’nın işi çok zor. Ne yapmak isterse istesin illa ki, Cumhuriyetçi Parti karşısına dikilecek. Ya onları ikna edecek ya da istediği hiç bir köklü icraatı yapamayacak. Amerika bu günlere nasıl geldi?.. Daha yakın bir zaman kadar tüm dünya ülkelerinin büyük bir hayranlıkla izlediği Amerikan ekonomisi ne oldu da birdenbire kendisini tarihinin en büyük krizi içinde buluverdi? Amerika’nın ilk büyük hatası üretimin ucuz işçi diyarı Çin Halk Cumhuriyeti’ne kaydırılması.. Bunda en büyük yanlış Amerikan eyalet şehir yönetimlerinin büyük ve küçük ölçekli tüm üretici firmalar üzerine uyguladıkları ağır vergi politikası oldu. Her yıl düşüncesizce arttırılan vergiler üretici firmaları farklı alternatifler arama yoluna itti. Önce daha az vergi yükü olan eyaletlere taşındılar. Bir süre sonra yine aynı vergi yüküyle karşılaşınca bu defa yurt dışına gitmeye başladılar. İşte Çin Halk Cumhuriyeti’ne gidişin hikayesi böyle başladı. İşçi ücretlerinin Amerika ile kıyas dahi edilemeyecek derecede düşük olması ayrıca Çin hükümetinin Amerikalı üreticilere sağladığı vergi kolaylığı iğneden iplğe tüm Amerikalı fabrikatörleri bu ülkeye yönlendirdi. Üstüne üstlük zamanın Amerikan hükümet-
Parsippany Belediye Başkanı James R. Barberio’e Türk Toplumundan Destek
Money Magazin tarafından New Jersey'de birinci ve Amerika çapında yaşanacak en iyi 16'ncı şehir seçilen Parsippany plaket ile ödüllendirildi. TADF Genel Sekteri Turan Atabek Ayaz da ödül töreninde Belediye Başkanı Barberio'yu Türk Toplumu adına ilk kutlayanlardan oldu. 60 bin kişilik bir şehir yapısı olan Parsippany’de Türk toplumunun da büyüdüğünü gördüğünü söyleyen Parsippany Belediye Başkanı James Barberio " Türk Toplumuna bana verdikleri desteklerden dolayı teşekkür ediyorum." dedi.Türk toplumunun kendisini hiçbir zaman yalnız bırakmadığını söyleyen Barberio, Türk girisimcileri de kendi bölgesinde yatırım yapmaya davet etti. Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu Genel Sekreteri Turan Ayaz da, Belediye Başkanı Barberio’nun Türk dostu olduğunu ve her konuda Türk toplumuna destek çıktığını söyledi. Türkiye'deki bazı şehirler ile kardeş şehir projesinin yürütüldüğünü belirten Ayaz, Parsippany'de Türkiye'nin önemli milli günlerinde kutlama bildirisi yayınlanmasının yanında, milli günlerin Türk Günü ilan edildiğini de hatırlattı.
lerinin de bu gidişe dur diyeceğine teşvik eden kararlar alması, Çin’den yapılacak ithalatta tüm kotaların kaldırılması Amerika’yı kendi işadamınn ürettiği malları Çin’den ithal eder duruma getirdi. İş bununla kalsa... Çin’den gelen Amerikan mallarının çok ucuz olması Amerika’da üretilen malların satış şansını ortadan kaldırdı. Fabrikalar ya kapandı ya da onlar da Çin veya ucuz işgücü olan ülkere fason mal ürettirmeye başladılar. Böylece Amerika hem kendi insanını işsiz bıraktı hem de kendi ürettiği yüksek teknoloji birikimini Çin’e kaptırdı. Bugün Çin, Amerikan teknolojisiyle harıl harıl mal üretip satarken Amerkalı işsizler ordusu da birer hayalet gibi ortada kalan boş fabrika binalarına bakarak hayıflanıyorlar. Krize davetiye çıkaran ikinci büyük hatanın adresi: Wall Street.. Üretimin yurt dışına kaymasından sonra üretim yapmadan para kazanmayı daha cazip gören zenginlerin olan güçleriyle borsaya yönelmeleri hisse senetlerini uçurdu. Hisse senetleri akıl almaz değerlere ulaştı. Kolay para kazanma hırsı tüm yatırımları borsaya yöneltti. Bu arada emlak fiyatları da borsadaki bu gelişmeye paralel olarak Amerikan tarihinin en yüksek değerlerine ulaştı. Bankalar, kişilerin kazançlarının çok üstünde satılan konutlara hiç araştırmaya gerek duymadan mortgage verdi. Mevcut ev sahiplerine evin kendi değerinden daha fazla tutacak miktarlar ulaşan ikinci mortgage adı verilen krediler verildi. Borsa tavan yaptı, derken hızlı bir inişe geçti ve dibe vurdu. Triyonlarca dolar bir anda buharlaştı. Ve ev fiyatları hızlı düştü.. Ve kriz Amerika’ya yüzünü gösterdi.. Bir sonraki sayıda görüşebilmek dileğiyle...
TurkishSuperPages.com’dan Amerika’da Önemli Telefonlar Listesi T.C. Washington Büyükelçiliği T.C. Birleşmiş Milletler Temsilciliği T.C. New York Başkonsolosluğu T.C. New York Eğitim Ataşeliği T.C. New York Kültür ve Turizm Ataşeliği T.C. New York Ticaret Ataşeliği T.C. New York Ekonomi Ataşeliği T.C. New York Sağlık Ataşeliği T.C. New York Din ve Sosyal Hizmetler Ataşeliği T.C. New York Basın Müşavirliği KKTC - BM Temsilciliği T.C. Washington Büyükelçiliği T.C. Washington Silahlı Kuvvetler Ataşeliği T.C. Washington Basın Müşavirliği T.C. Washington Eğitim Müşavirliği T.C. Washington Ekonomi Müşavirliği T.C. Washington Ticaret Müşavirliği T.C. Washington Gümrük Müşavirliği T.C. Washington Kültür Tanıtma Müşavirliği T.C. Washington Büyükelçiliği Konsolosluk Şubesi T.C. Chicago Başkonsolosluğu T.C. Houston Başkonsolosluğu T.C. Los Angeles Başkonsolosluğu Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu - TADF Türk Amerikan Dernekleri Asemblesi - ATAA Türk Hava Yolları New York Ofisi T.C. Ziraat Bankası -New York Şubesi T.C. Vakıflar Bankası -New York Şubesi T.C. Ottawa Büyükelçiliği Kanada Türk Dernekleri Federasyonu New York Fatih Camii Rochester Hamidiye Camii New Jersey Paterson Ulu Camii New Jersey Karaçay Türkleri Camii
(202) 612-6700 (212) 949-0150 (212) 949-0160 (212) 687-8395 (212) 687-2194 (212) 687-1530 (212) 661-7494 (212) 450-9164 (212) 661-1039 (212) 867-9023 (212) 687-2350 (202) 612-6700 (202) 612-6770 (202) 612-6807 (202) 612-6810 (202) 612-6790 (202) 612-6780 (202) 612-6794 (202) 612-6800 (202) 612-6740 (312) 263-0644 (713) 622-5849 (323) 655-8832 (212) 682-7688 (202) 483-9090 (800) 874-8875 (212) 557-5612 (212) 621-9400 (613) 789-4044 (647)-230-9397 (718) 438-6919 (716) 482-4210 (973) 345-6584 (973) 345-1083
Obama, dışişleri bakanlığına Kerry'yi aday gösterdi WASHINGTON (AA) - ABD Başkanı Barack Obama, ''Amerika'nın bir sonraki dışişleri bakanı için tercihimi duyurmaktan çok gurur duyuyorum: John Kerry'' dedi. Obama, Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı da olan Kerry'nin ABD Dışişleri Bakanlığına adaylığını, Beyaz Saray'da basın toplantısı düzenleyerek açıkladı. Basın toplantısına senatör Kerry ve eşi ile Başkan Yardımcısı Joe Biden da katıldı. Obama, birinci döneminden sonra
www.turkturist.com İşte gezi derginiz..
artık ABD'nin daha güvenli, daha güçlü ve daha saygı duyulan bir ülke olduğunu rahatlıkla söyleyebileceğini kaydetti. Açıklamasında, şu anki Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ı da anarak, son 4 yılda Clinton'ın ''olağanüstü bir dışişleri bakanı'' olduğunun söyledi. Obama, Clinton'ın daha önceki dışişleri bakanlarından çok daha fazla ülkede Amerika'yı temsil ettiğini kaydetti. Obama, Clinton'ın çoi-
TADF Heyeti,Türk Öğrencileri New York ve New Jersey'de Ziyaret Etti
istemesine rağmen rahatsızlığı nedeniyle toplantıya gelemediğini bildirdi. Şu anda başkanlığının ikinci dönemine odaklandığını ifade eden Obama, ''Amerika'nın bir sonraki dışişleri bakanı için tercihimi duyurmaktan çok gurur duyuyorum: John Kerry'' dedi. Muhabir: Mehmet Toroğlu - Barışkan Ünal Yayıncı: Erdem Gültekin
GlobalMediaLinks. com Türk ve Dünya medyasına link sayfanız..
KİRALIK EV
Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu Başkanı Ali Çınar ve Başkan Yardımcılarından Dr.Hakan Karalok, Federasyona bağlı üye derneklerin okullarından New Jersey merkezli Dr.Zeki Uygur Okulu ve New York Merkezli Atatürk Okulu'nu ziyaret etti. Anadolu Kulübü'ne bağlı Dr.Zeki Uygur Okulu'ndaki öğretmen ve öğrenciler ile görüşen TADF heyeti, Amerika'daki yeni neslimizin yetişmesinde en büyük katkının Türk okulları olduğunu belirttiler. Türkçe ağırlıklı derslerin verildiği Dr.Zeki Uygur Okulu, New Jersey'nin ikinci en büyük devlet üniversitesi olan Montclair Üniversitesi'nde öğretimine haftasonları devam ederken, Anadolu Kulübü Başkanı Tayfun Selen, 'okulumuz 8'nci yılına girmiştir.' dedi. Amerika'nın en eski Türk okulu olan
Atatürk Okulu'nu da ziyaret eden Başkan Çınar ve Başkan Yardımcısı Dr. Hakan Karalok,öğretmen ve öğrenciler ile görüşerek bir ihtiyacın olup olmadığını sordular. TADF Başkanı Çınar, Amerika'daki diğer okullarımıza da örnek olan Atatürk Okulu'nun eğitime devam edeceği yeni yerini bizzat görüp, 'okula destek vermek bizlerin en önemli görevlerindendir.' dedi. ATKB Başkanı Sermin Özcilingir de okula ziyarette bulunan TADF Heyetine teşekkür ederken,gelecek yıl yapacakları projeler üzerinde fikir alışverişinde bulundular. Yeditepe Anadolu Halk Dansları topluluğunun bir parçası olarak da ders açıldığını belirten Başkan Özcilingir, 23 Nisana hazırlıkların başladığını da söyledi. TADF Başkanı Ali Çınar, her haftasonu düzenli olarak toplumsal ziyaretlere devam edeceklerini açıkladı.
Clifton’in nezih bölgesinde iki ailelik bahçeli evin 2. katı 1 Ocak’tan itibaren kiralıktır. 3 yatak odası, salon, büyük mutfak ve banyo. Bulaşık makinesi, çamaşır & kurutma makinesi mevcuttur. NY otobüs durağına ve ilkokula iki blok mesafede. (Valley Road’a yakın) Aylık kira: $1,300 + gaz & elektrikk
İlgilenenler (862) 262 -2497’yi arayabilirler
20
TÜRKİYE HABERLERİ
Tespih koleksiyonunu 'servete' değişmedi Babasının tavsiyesi üzerine 1947 yılında tespih koleksiyonu yapmaya başlayan 71 yaşındaki İbrahim Özdemir, biriktirdiği tespihler karşılığında bir bir villa ve son model lüks araç teklifini geri çevirdi. Geçen yıl, ''Tespihi Söze Çekmek'' adını verdiği bir de kitap yazan Özdemir'in koleksiyonunda, Sultan Reşad'ın 33'lüğünün de aralarında olduğu, maden, ağaç, hayvan kemiği ve dişlerinden yapılmış binin üzerinde tespih bulunuyor. Koleksiyoner Özdemir, tespih sevgisi ve aşkını babası Hacı Mustafa Özdemir'in aşıladığını söyledi. Gurbetçi olarak 1970 yılında gittiği Almanya'da müzelerde gördüğü koleksiyonlardan sonra kendisinin de koleksiyoner olmaya karar verdiğini belirten Özdemir, Türkiye'ye döndükten sonra Kırşehir'deki üç katlı evini bu amaçla kullanmaya başladığını, bir odayı da tespih koleksiyonu için ayırdığını anlattı. Türkiye'nin birçok yerindeki müzayedelere katılarak özellikli tespihleri toplamaya başladığını dile getiren Özdemir, ''Binin üzerinde tespih çeşidimiz mevcut. 1947'de başladım, günümüze kadar tespih koleksiyonuna devam ettim. Bana, ilk tespih sevgisini aşılayan babam oldu. Hacdan gelince caretta caretta kabuğundan gümüş kakma bir tespih getirmişti. Bu merak bize aşılandı'' dedi. Malzemenin değeri ve ustasının işçiliğine göre tespih fiyatlarının değiştiğine dikkati çeken Özdemir, ''Kayseri'de Tespih Sarayı diye bir
yer var. Orada her gün tespih piyasası, borsası kurulur. Antika tespihi olan oraya gelir, tezgahta ihtiyacı olana satar. Beğenenler bütçesine göre alıyorlar. Aynı durum Konya'da da var. Şanlıurfa'daki Gümrük İş Merkezi'nde var. İstanbul'da Beyoğlu'ndaki Antikalar Caddesi'nde var. Yöreye göre tespihler var. Kayseri esnafının elinde çok değerli gümüş, altın ve madenlerin tespihleri bulunur. Erzurum tarafı Oltu taşına önem verir'' diye konuştu. Değerli tespih yapımında, İstanbul'dakileri hiçbir yerin tutmadığını aktaran Özdemir, şöyle devam etti: ''Gittiğimiz yerlerde görüyoruz. Yarı değerli, değerli ve değersiz taşlardan tespihler diye üçe ayrılmış. Firuze, turkuaz, fosil olan mercanlar, lacivert dediğimiz lapis taşı, ametisler gibi değerli taşların hepsinden tespih yapılabilir. Hayvanların boynuzlarından, dişlerinden, tırnaklarından, kemiklerinden
yapılan tespihler var. Deve kemiği, fil dişi, köpek balığının dişi, antilop, geyik boynuzu, fok balığının dişi ve benzer hayvanların dişlerinden tespih üretiliyor.'' Özdemir, kıymetini bilenler için tespihin çok önemli olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: ''Kıymetini bilmeyen bu tespihlere cıncık, boncuk diyebilir. Ama, kıymetini bilenin yanında bir servet. Geçen sene koleksiyonerler geldi buraya. 'Yalnızca masadaki ve duvarda asılı olan tespihleri ver, beğendiğin yerde -İstanbul, İzmir veya Ankara fark etmez- bir villa, önünde sıfır otomobil verelim' dediler. Vermedim. Bunlar bir daha bir yere ne gelir, ne de toplanabilir. Bu bir kültür meselesidir. Zevk meselesidir. Baktığın zaman insanın ruhunu okşuyor. Gençleştiriyor insanı. Moral veriyor, oksijen pompalıyor insana.''
Sovyetler Birliği’nin son lideri Gorbaçov: “TÜRKİYE GİBİ ETKİN AKTÖRLER BM GÜVENLİK KONSEYİ’NE DAİMİ ÜYE OLMALI'' Sovyetler Birliği'nin efsanevi devlet başkanı Mihail Gorbaçov, gazetemize konuştu. Şeffaflık ve yeniden yapılanma politikalarıyla dünyanın şeklini değiştiren Mikhail Gorbatchev Gorbaçov, ''Soğuk savaş bitti ama dünya değişmesi gerektiği kadar hızlı bir şekilde değişmiyor'' dedi. Gorbaçov, ulus devletlerin, uluslararası kurum ve kuruluşların rollerini yeniden belirlemesi gerektiğini vurguladı. Rusyada yaptığı reform, yeniden yapılanma zaruretinin bugün bütün dünya için geçerli olduğunu belirten Gorbaçev, Birleşmiş Milletler'in etkin ve etkili olamayacağını, miadını doldurduğunu ifade etti. Gorbaçov, "Bu teşkilatın bugünkü yapısıyla ve şekliyle varlığını sürdürmesinin mümkün olmadığı apaçık ortadadır. Güvenlik Konseyi'nin etki ve ağırlığını artırmak için, uluslar arası sahnenin etkin aktörleri Türkiye, Hindistan, İtalya, Endonezya, Kanada, Polonya, Brezilya, Meksika , Japonya ve Mısır gibi devletlerin başlangıçta veto hakları olmasa bile Güvenlik Konseyi daimi üyeliklerine kabul edilmelerini teklif ediyorum" dedi. Gorbaçov, ulus devletlerin, uluslararası kurum ve kuruluşların rollerini yeniden belirlemesi gerektiğini vurguladı. Rusya’da yaptığı reform, yeniden yapılanma zaruretinin bugün bütün dünya için geçerli olduğunu belirten Gorbaçev, Birleşmiş Milletler'in etkin ve etkili olamayacağını, miadını doldurduğunu ifade etti. Mikhail Gorbaçov şunları söyledi: Silahlı çarpışmalar, sefalet, çevre problemleri ve doğal kaynakların imhası küreselleşmeyle gelmedi. Ancak, dünya çapında bir işbirliği olmadan bu meselelerin üstesinden gelmek çok zordur. Zira ticaret sınır tanımıyorsa, çevre kirliliği, organize suç ve epidemik hastalıklarda sınır tanımaz. Uluslararası kurumlar şimdi, çok çabuk ve şeffaf bir biçimde oturup karar vermeli ve harekete geçmelidirler. Her şeyden önce, Birleşmiş Milletler Teşkilatı'na egemen güç olma vasfını kazandıracak bir reform tasarlanmalıdır. Bunun gerçekleşmesinden sonra vahşi batının kovboyları gibi davranan, yabancı topraklara askeri veya polisiye müdahalelerde bulunma kararını alacak tek kurum olan Birleşmiş Milletler'i dışlayan ve burada kararların ezici çoğunlukla alındığının farkında olmayan bazı ülkeler, daha önce yaptıkları gibi davranamayacaktır. Bu teşkilatın bugünkü yapısıyla ve şekliyle varlığını sürdürmesinin mümkün olmadığı apaçık ortadadır. Güvenlik Konseyi'nin etki ve ağırlığını artırmak için, uluslar arası sahnenin etkin aktörleri Türkiye ,Hindistan, İtalya, Endonezya, Kanada, Polonya, Brezilya, Meksika , Japonya ve Mısır gibi devletlerin başlangıçta veto hakları olmasa bile Güvenlik Konseyi daimi üyeliklerine kabul edilmelerini teklif ediyorum. Gorbaçov, Türkiye'nin, Orta Doğu'da kültürel ve siyasi anlamda çok önemli bir yeri olduğunu ifade etti. Kendisine hediye ettiğim kitabının Babiali Kültür yayıncığı tarafından çıkarılan "Yerküre Manifestom" adlı kitabın Türkçe çevirisini inceleyen Gorbaçov, kitabımın Türkçeye cevrilmiş olmasından büyük mutluluk duydum.Bu kitapta benim hatıralarım yer alıyor. genç bir çocuk olarak tercübelerimi anlattığım bu kitap.Annem , babam hepimiz köy kökenliydik. Daha sonra kentli olduk. Kollektif çiflikler bizim ziraatimizi mahvetti.Ben bu kitabın çok orijinalm olduğunu düşünüyorum. Bu siyasi bir kitap değil, daha önceki kitaplarım siyasiydi. Bu son kitabım çok şahsi bir kitaptır."dedi. GORBAÇV'DAN ÖZETLER olarak çok sayıda hata yaptıklarını itiraf eden Gorbaçov, "Biz zamanında Sovyetler Birliği'nde reformlar yapamadık. Komünist
Partisi'ni demokratik bir yapıya dönüştürmekte geç kaldık. Bu en önemli hatamız oldu." eleştirisinde bulundu. Çocukluğum tam bir yoksulluk içinde geçti. Kata denilen geleneksel kerpiçten yapılma bir evde yaşıyorduk. Açlığın ardından yen bir felaket daha başladı: Stalin temizliği. İki dedem, her türlü uydurma suçlamalara maruz kalarak tutuklanmış ancak Allah'tan hayatta kalmışlardı. Fakat, eşim Rasya'nın dedeleri kurşuna dizilmişler ve ancak 1988'de hakları iade edilmişti. Buna rağmen, savaştan sonra da hayatımız hiçbir şeye benzemedi ve resmi propagandanın vaat ettiği gibi hiç olmadı. Sovyet köylüsünün hayatını ballandıra ballandıra anlatan aşırı abartılı film ve kitaplar günden güne bollaşıyordu. Bu kitap ve filmlerde işlerini cesaret ve feragatle yapan ancak sevinç ve kıvanç içinde dinleyen, eğlenen kolhozlular görülüyordu. Ergenlik yaşıma vardığımda, bu fedakarlıkların geçici olduğu ve bir gün parlak geleceğe kavuşacağımızı düşünmeme rağmen, Sovyet köylülerinin sosyal adaletsizliğin kurbanları olduklarını görüyor ve her gün karmakarışık duygular yaşıyordum. İktidar basamaklarında adım adım yükseldikçe Sovyetler Birliği'nin sürüklediği ekonomik, sosyal ve ekolojik felaket tablosunu çok açık bir biçimde görüyordum. O anda ülkenin gerçek durumuna ait hemen hemen her türlü bilginin çok gizli tutulduğunu gördüm, Korktuğumu itiraf etmeliyim, şeffaflığın olmayışı sansür altındaki basının da bir kelime bile edememesi ülke yöneticilerinin korkunç boyutlarda yolsuzluk yapmalarını kolaylaştırıyordu. Devletin bürokratları ve parti yöneticileri bu ''başarıları''ndan (!) dolayı yine de madalyalarla ödüllendiriliyorlardı! Böylece topluma üç hedef teklif etim: Şeffaflık, perestroyka, hızlanma. Şeffaflık veya bir başka deyişle glasnost, yani açık bilgi, gerçeği söyleme hakkı ve imkânı, perestroyka terimiyle özetlediğim, ülkeyi yeniden yapılandırmayı hedefleyen bütün radikal reformların sine qua non (olmazsa olmaz) şartıydı. Sonuçta, insanlara ilk önce geçmişin hakikatlerini açıklamazsanız, olup bitenleri gerçek yüzleriyle ortaya koymazsanız reformları nasıl gerçekleştirebileceksiniz? Çernobil beni bambaşka bir insan yaptı. İnsanlık tarihinin en önemli sanayi felaketinden ne gibi dersler aldım? Her şeyden önce Çernobil felaketi yeni saydamlık politikasının ilk uygulaması oldu. Kim ne derse desin işte gerçek: Daha ilk gün, çalışma arkadaşlarımda birlikte, felaketle ilgili aldığımız her bilgiyi yayınlama kararı aldık.
Coca-Cola-DEKA ortaklığına Türkiye Büyükelçiliği ev sahipliği yaptı
Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği Rezidansı, CocaCola firmasının, içecek suya erişme imkanları kısıtlı olan topluluklara temiz su sağlanmasına katkıda bulunmak için DEKA R&D şirketiyle kurduğu uzun vadeli ortaklık projesinin tanıtımına ev sahipliği yaptı.
Türkiye Büyükelçiliği tarafından, Monaco'nun Washington Büyükelçiliği, CocaCola ve DEKA'nın işbirliğiyle düzenlenen etkinliğe, aralarında Amerikalı senatör Jeanne Shaheen, ABD Temsilciler Meclisi üyesi Carol Shea-Porter, projenin diğer ortakları olan Amerikalılar Arası Kalkınma Bankası (Inter-American Development Bank) ile Africare adlı sivil toplum kuruluşunun başkanlarının da aralarında olduğu çok sayıda seçkin davetli grubu katıldı. Etkinlikte, Coca-Cola'nın DEKA ile ortaklık yoluyla 2013 yılında Afrika ve Güney Amerika'nın kırsal bölgelerinde içme suyuna muhtaç kesimlere, okullara, sağlık kliniklerine ve toplum merkezlerine milyonlarca litre temiz içme suyu sağlama projesinin tanıtımı yapıldı. Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Namık Tan ve Monaco'nun Washington Büyükelçisi Gilles Noghes'nin açılış konuşmalarıyla başlayan etkinlikte, CocaCola yetkililerinin sunumlarının ardından, projede kullanılacak su arıtma teknolojisinin mucidi Dean Kamen, geliştirdiği cihazı tanıttı ve katılımcıların sorularını cevaplandırdı. Muhabir: Mehmet Toroğlu - AA - Yayıncı: Şermin Coşkun
AMERİKA HABERLERİ
23
Selçuklu Medeniyeti Washington’a taşındı ABD'nin başkenti Washington'da Selçuklu dönemi mimarisine ait özgün fotoğraflardan oluşan ''Taşların Şarkısı: Anadolu Selçukluları Mimarisi Mirası'' başlıklı sergi açıldı. Türki Amerikan Birliği (TAA) adlı kuruluşun ofisinde açılan sergide, fotoğraf sanatçıları Ahmet Kuş, Fevzi Şimşek ve İbrahim Dıvarcı'nın çektiği, Selçuklu döneminden kalma medrese, cami, kervansaray, türbe gibi mimari yapıların fotoğrafları Amerikalılarla buluştu. Sergide, Anadolu Selçuklu Medeniyetinin yönetim yapısı, bilimi, sanatı, müziği, mutfağı, dil ve edebiyatı, tarihi, toplumu ve ekonomisine dair bilgileri içeren panolara da yer verildi. Konya Selçuklu Belediyesi tarafından desteklenen ve Blue Dome Yayınevi ile TAA'nın ortak sponsor olduğu serginin kuratörlüğünü ise Türkiye ve Türk kültürünü anlattığı ''Evet Bir Bardak Daha Çay İstiyorum'' kitabıyla Türklerin gönlünü fetheden ve Türkiye'de ''Kadriye Yenge'' olarak da tanınan Amerikalı yazar Katharine Branning üstlendi. Serginin açılışı vesilesiyle TAA'nın Washington'daki merkez ofisinde bir resepsiyon düzenlendi. -''Selçukluların bize söyleyeceği çok şey var''Resepsiyonda konuşan Konya'nın Selçuklu ilçesi Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Gümrah, medeniyetlerin beşiği olan Anadolu'da dünya kültür mirasının paha biçilmez eserlerinin imar edildiğini ve bu eserlerin dünyanın en önemli kültür havzalarından birinin Anadolu olduğunu ortaya koyduğunu belirtti. Gittikleri her yere adalet ve hürriyet götüren Selçuklular'ın, birlikte yaşama
pratiği açısından da ayrıca kayda değer bir medeniyet olduklarını ifade eden Gümrah, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetlerinin, bu topraklar üzerinde kendilerinden önce kurulmuş olan eski medeniyetleri reddetmeksizin kendi özgün eserlerini ürettiğini ve miras olarak devraldıklarını da yaşatarak Anadolu'daki medeniyet birikiminin en yüksek düzeylere ulaşmasını sağladığını kaydetti. Gümrah, sözlerine şöyle devam etti: ''Bugün modern dünyanın yaşadığı problemlere baktığımızda Selçukluların bize söyleyeceği çok şey olduğunu düşünüyoruz. Selçuklu'nun daha iyi anlaşılabilmesi için hiç değilse günümüze ulaşan maddi ve manevi mirasının dünyanın ortak değeri olarak kabul edilmesini sağlamayı umuyoruz. Hem insanlığın ortak değeri hem de Anadolu'yu vatan yapan abidelerin ABD'de ikinci kez sergilenmesi, kültürel mirasımıza anlamlı bir katkı sunacaktır. Bu sergi için başta Büyükelçiliğimiz olmak üzere belediyemizle yapmış olduğu işbirliğinden dolayı TAA'ya, sergilenen fotoğrafların çekimini yapan ve sergi
hazırlıklarında önemli katkıları bulunan fotoğraf sanatçılarına ve emeği geçen tüm dostlarımıza teşekkür ediyorum.''
yanında, dünyanın çeşitli merkezlerinde bu tür sergileri düzenlemeye devam edeceklerini belirtti.
-5 ciltlik kitap ve 180 dakikalık belgesel projesi-
-''Sille'yi tekrar turizme kazandıracağız''-
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Gümrah, hoşgörü, sevgi ve kardeşlik medeniyeti olan Selçuklu Medeniyeti'nin tanıtılması için daha önceki yıllarda Cumhurbaşkanlığı'nın himayesinde Viyana ve New York'ta da bu sergiyi düzenlediklerini ve gösterilen ilgiden çok memnun kaldıklarını söyledi. Bu medeniyetin tanıtılması gerektiğini ve bunun için de ellerinden geleni yaptıklarını ifade eden Gümrah, gelecek projelerine dair bir soru üzerine, yine Cumhurbaşkanlığının himayesinde, 5 ciltlik, 23 ülkede çekilmiş Selçuklu Medeniyetine dair eserlerin yer alacağı bir kitap yayınlamayı planladıklarını, bunun yanında 180 dakikalık bir belgesel hazırladıklarını bildirdi. Gümrah, kitap ve belgesel projelerinin
Bir soru üzerine, Konya'ya aslında yabancı turistlerin gereken ilgiyi gösterdiğini, Mevlana Müzesi'nin Türkiye'de en çok ziyaret edilen ikinci müze olduğunu kaydeden Gümrah, ''Ancak istiyoruz ki gelen turistler günü birlik gelip gitmesinler. Bunun için ilçemiz hudutları içinde bulunan, çok eski bir yerleşim birimi olan Sille'yi inşallah turizme kazandıracağız. Burada 371 yılında inşa edilmiş bir kilisenin restorasyonunu yapmış durumdayız. Önümüzdeki günlerde burayı müze olarak hizmete açacağız. Sokak iyileştirmeleriyle de birlikte, Sille'nin turizme kazandırılması için elimizden gelen çabayı sarfediyoruz'' dedi. Muhabir: Mehmet Toroğlu – AA- Yayıncı: Göksel Sözer
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi üyesi Bakır, ' Türkiye, Patriot füzelerini sadece kendisini müdafaa için istiyor” WASHINGTON - Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi üyesi ve AK Parti Kayseri milletvekili Pelin Gündeş Bakır, ''Kuzey batı Suriye'de, İdlip civarlarında belki bir uçuşa yasak bölge ilan edilmesi, Suriye halkına hem insani yardımlar yapılması hem de muhaliflerin orada güvenli bölge sağlayabilmesi açısından çok önemli'' dedi. Women Foreign Policy tarafından ABD Kongresi'nde düzenlenen yemekli toplantıya katılan Bakır, ABD'deki düşünce kuruluşlarının temsilcileri, sivil toplum kuruluşları, ABD'li yetkililer ve diplomatik misyon temsilcileri gibi üst düzeyde katılımın olduğu toplantıda, Türkiye'deki Suriyeli sığınmacılar hakkında konuşma yaptı. Kış mevsimi yaklaştıkça Suriyeli sığınmacıların durumunun giderek daha fazla önem kazandığını belirten Bakır, Esed rejiminin kendi halkına yönelik şiddetinin kabul edilemez olduğunu söyledi. Bakır, Türkiye'nin bugüne kadar 120 bin Suriyeliyi ''misafir'' ettiğini belirterek, bu sığınmacıların ülkedeki 14 kampta kaldığını kaydetti. Şu ana kadar Türkiye'nin sığınmacılara insani yardım için kendi öz kaynaklarından 500 milyon dolar harcadığına dikkati çeken Bakır, 10 bin kişiye bakılan bir kampa ayda yaklaşık 2,5 milyon dolar masraf yapıldığını dile getirdi. Bakır, Türkiye'nin NATO'dan Patriot talebini de değinerek, Türkiye'nin bunları sadece kendisini müdafaa için istediğini söyledi. Bunun yanında, Patriotların Türkiye'ye yerleştirilmesi halinde bunun Esed rejimi için de caydırıcı olabileceğini belirten Bakır, ''Belki de bu şekilde, kuzey batıda, İdlip civarında insani bölgeyi güvence altına alabilecek uçuşa yasak bölge kendiliğinden oluşabilir, bizim amacımız bu değil, sınırlarımızı müdafaa etmek bizim amacımız'' dedi. Muhabir: Barışkan Ünal / Mehmet Toroğlu –AA- Yayıncı: Göksel Sözer
Kurban Bayramınız mübarek olsun
Develer içme suyu yararına güreşti
Bursa’da ''Avrasya El Sanatları ve Hediyelik Eşya Fuarı'' BURSA (AA) - Rem Fuar tarafından Bursa'da 3. kez düzenlenen ''Avrasya El Sanatları ve Hediyelik Eşya Fuarı''ının açılış töreni yapıldı. Merinos Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi'ndeki fuarın açılış töreninde konuşan Rem Fuar Yönetim Kurulu Başkanı Remzi Çayır, makineleşmiş ve teknolojisi gelişmiş ülkelerde el sanatlarının yavaş yavaş bittiğini söyledi.
AYDIN (AA) - Aydın'ın Kuyucak ilçesine bağlı Kurtuluş beldesinde içme suyu yararına deve güreşleri düzenlendi. Güreşlere, Ege, Akdeniz ve Marmara bölgelerinden 130 deve katıldı. Güreşleri, Kuyucak Kaymakamı Alp Arslan, Buharkent Kaymakamı Onur Şatıroğlu ve Kurtuluş Belediye Başkanı Mehmet Güler ile kalabalık bir izleyici grubu takip etti. Kurtuluş Belediye Başkanı Güler, deve güreşi geleneğini yaşatmaya çalıştıklarını belirterek, güreşlerden elde edilen gelirin içme suyu şebekesinin geliştirilmesi için kullanılacağını kaydetti. Güreşler sonunda dereceye giren deve sahiplerine kupa ve çeşitli hediyeler verildi. Öte yanda, güreşler sürerken protokol çadırının rüzgardan yıkılması nedeniyle kısa süreli panik yaşandı. Muhabir: Bahattin Albayrak / Gökmen Şireci / Efsun Yılmaz Yayıncı: Ufuk Kırabalı
www.turkturist.com İşte gezi derginiz..
Çayır, geri kalmış coğrafyalarda el sanatları ile daha çok uğraşıldığını belirterek, ''Artık dünyada makineleşme ve bununla birlikte unutulan el sanatları var. İnşallah bu tarz organizasyonlar artar, böylece Bursa, çok güzel bir fuarı kazanmış olur. Bu alandaki teşvik artarsa el sanatlarının kaybolma tehlikesi de ortadan kalkabilir'' dedi. Hindistan, Kenya, Özbekistan, Senegal, Nijerya ve Güney Afrika başta olmak üzere 50 ülkeden 202 firmanın katıldığı, geleneksel el sanatlarının yanında geleneksel gıdaların da satıldığı fuar, 30 Aralık'a kadar sürecek. Muhabir: Büşra Nur Özcan Yayıncı: Haluk Yüksel
TÜRKİYE HABERLERİ
25
AVM'lere karşı “modern esnaf çarşıları”
TESK, Ahiliğin merkezi olarak kabul edilen Kırşehir'de ilk örneği yapılmaya başlanan modern esnaf çarşısının İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa'da da yapılması için harekete geçti -Sadece esnaf ve sanatkarların faaliyette bulunacağı modern çarşılarda, yok olmaya yüz tutan mesleklerin de icra edilmesi planlanıyor. ANKARA (AA) - Özcan Yıldırım Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Ahiliğin merkezi olarak kabul edilen Kırşehir'de ilk örneği yapılmaya başlanan modern esnaf çarşısının İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa'da da yapılması için harekete geçti. Sadece esnaf ve sanatkarların faaliyette bulunacağı modern çarşılarda, yok olmaya yüz tutan mesleklerin de icra edilmesi planlanıyor. TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, AA muhabirine yaptığı açıklamada, esnafın en büyük sorunlarından birisinin AVM'ler olduğunu belirterek, 51 ilde 330 dolayında AVM'nin bulunduğunu söyledi. AVM'lerin faaliyet alanının Perakende Yasası'yla düzenlenmesinin büyük bir gereklilik olduğunu savunan Palandöken, bunun yapılmaması durumunda sayıları 2,5 milyonu bulan esnaf ve sanatkarın ekonomik durumunun daha da kötüye gideceğini dile getirdi. Palandöken, TESK olarak esnaf ve sanatkarın çıkarlarını çağın gereklerini de dikkate alarak korumaya çalıştıklarını vurgulayarak, yeni çalışmalarıyla ilgili şu bilgileri verdi: ''İsveç'in başkenti Stockholm'de gerçekleştirilen ve 14. yüzyılda esnaf ve sanatkar modellerini yaşatan 'Scansen' olarak adlandırılan modelin benzerinin ülkemizde de hayata geçirilmesini çok önemsiyoruz. İçinde atölyelerin, dükkanlar ve sosyal alanların olduğu bu yapıları biz modern çarşı olarak görüyoruz. Ahiliğin merkezi
olarak kabul edilen Kırşehir'de belediyenin ilk örneğini başlattığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığımızın da destek vereceği modern esnaf çarşısının İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa'da da yapılması için uğraşıyoruz. Bu çarşıların şehirleri kirleten değil, güzelleştiren turist çeken nitelikte olacağına inanıyoruz.'' Söz konusu çarşılar sayesinde hem bugünün esnaf ve sanatkarın korunacağını hem de 13. yüzyıla kadar gidilerek esnaf ve sanatkarı Ahilik kültürünün kökleriyle buluşturulacağını belirten Palandöken, ''Çarşılarda esnaf ve sanatkarımız 13. yüzyıldan günümüze kadar giyilen kıyafetlerle üretim ve satış yapacak. Buralara gelenler adeta tarihi bir yolculuğa çıkacak. Jiletle değil ustura ile tıraş yapan berberler, ekmek pişirilen tandırlar, atlara nal üreten ve çakan nalbantlar, yorgancılar ve semercilere varıncaya kadar yaklaşık 150 meslek dalında üretim yapılacak'' dedi. TESK Başkanı Palandöken, projede cami ve şadırvan gibi yapıların yanında ahilik ve astronomiyle ilgili müzelerinde yer alacağını bildirerek, otopark ile törenlerin yapılacağı geniş bir meydanın da esnaf çarşılarında bulunacağını söyledi. Modern esnaf ve sanatkar çarşıları projesiyle ilgili Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın yürüteceği çalışmaların kendileri için çok değerli olduğunu ifade eden Palandöken, yerel yönetimlerin işbirliğindeki bu çarşıların tüketim yerine üretim odaklı olacağını dile getirdi. Yayıncı: Zülal Eser
26
Opinion / Research reports
Turkey's middle-class women mix fashion with Islamic piety Happy New Year The approach of a new year usually stirs feelings of hope, resolve, and new perspectives in all of us. Some people get sentimental and decide to call that relative or friend on the other side of town they haven’t seen in ten years. Some make lists of the things they’ll do to improve their health, such as starting a diet or exercise program, or quitting smoking. For others, it’s a time to polish that resume to perfection and land the job of their dreams. And then there are the dreamers who look beyond themselves and think about what can be done to make the world a better place. It’s a new year after all! Let’s wipe away the things that hold us back from finding happiness, love, success… or whatever else it is we desire in 2013! Let’s look inside and make those changes that will improve us for the year ahead. Maybe we tend to look to ourselves, more so than BEYOND ourselves, because we realize it’s hard to change the system. We can’t change the system’s laws, however unfair they may seem at times. We can’t change how people around us perceive injustices. We can’t change the morals, values, or ethics of the world. People who think those kinds of things can be changed are called dreamers, aren’t they? But if you stop and think about it, sometimes we CAN make change, whether in our laws or culture. This has always happened throughout time, though we might not always notice it. The world and its laws are constantly changing. Those changes sometimes come about because someone, somewhere DID THINK that things could be changed. Maybe this person woke up one day and said to herself, “Why does this law need to be the way it is? Who is it protecting? Who is it hurting? Why is it so unfair and unjust toward so many?” And maybe this person decided to do something. Maybe she started a petition in her community, rallying neighbors to wake up and recognize a problem. Maybe she wrote a letter to her state senator or United States senator. Maybe she contacted members of the City Council. Maybe she developed a website or blog to bring attention to a law that needed changing. Like that locomotive in the children’s book, “The Little Engine That Could,” she gathered steam to conquer that steep incline and deliver those toys to children on the other side of the mountain. We may not realize it, but more laws have been formed and shaped by forces as humble as an individual who tells himself, “I think I can, I think I can…” Over the years, people who’ve had the courage and determination to look beyond themselves have made an impact on laws covering human rights, animal welfare, wildlife protection, workplace safety, healthcare, and education. Anyway, this is a lot to ask for with only a few days remaining before the end of the year! For most of us, there will only be time for meeting our own little goals. But that doesn’t mean we can’t think beyond them in our own little ways. Maybe it could be leaving a generous tip for someone who works hard on her feet all day long at a diner… it’s not forbidden by law. Maybe it could mean looking in our closets for those coats we haven’t worn in three years… someone might need them more than we do this winter. Maybe those books we’ve already read can do more good in the library of a veteran’s center than gathering dust on our bookshelves. ‘Just something to think about! As 2012 draws to a close, I’d like to thank our readers for following us, and wish you and your loved ones happiness and success in the year ahead! Happy New Year!
Timur handles lawsuits for car accidents, slip & fall accidents, work accidents, cruise ship accidents, serious personal injury, hospital errors, medical malpractice, dangerous product, pharmaceutical drugs, workplace discrimination, sexual harassment and other areas of law. * www.benimavukatim.com * t.akpinar@verizon.net * 718 224-9824
Turkey's Âlâ, a high-fashion magazine and the first to feature models in headscarves, certainly seems to think so. After its first issue hit the newsstands in June 2011, circulation quadrupled to 40,000 in only four months. It comes down to simple economics. Over the past decade, Turkey has enjoyed an economic boom that has benefited, as before, the secular urban elites, but also conservative supporters of the AKP governing party and former rural entrepreneurs who have enjoyed unprecedented upward mobility, leading to the formation of an Islamic, urban middle class. This new Islamic bourgeoisie has money to spend and the opportunities to do so are increasingly diverse: luxury gated communities, boutiques, restaurants, hotels and sports clubs catering to a more pious lifestyle are springing up in urban centres. "The AKP successfully integrated a large, formerly disregarded part of society into the consumer market," said the anthropologist and journalist Ayse Çavdar. "In that sense, market dynamics succeeded where politics have failed: it normalised
[a religiously conservative lifestyle]. A magazine like Âlâ is a product and a sign of this normalisation." Âlâ's fashion editor, Büsra Erdogan, thinks that the magazine filled an important void. "It was a veritable explosion – obviously scores of conservative women had been waiting for a publication like this for a long time. Many readers told us, 'Why did it take so long?'" While Âlâ adheres to Islamic clothing rules – headscarves and the length of hemlines and sleeves – it does not cater exclusively to women who cover their heads, and Islamic clothing companies feature next to designer brands such as Gucci, Louboutin and Stella McCartney. Ebru Büyükdag, Âlâ's editor-in-chief, said the magazine was initially criticised as being Islamist by secularists, and for commercialising Islam by some pious Muslims. "But we are not handing out fatwas, and we don't break any Islamic rules," she said. "Why should conservative women not be allowed to wear nice clothes?" Excerpt from The Guardian article of Constanze Letsch -Tuesday 18 December 2012
OPINION
27
“So then you should arrange for a golden parachute for a soft landing when America hits bottom!” she joked. “It’s all about Darwin’s notion of survival of the fittest!” A poor woman with a golden heart raised her son in poverty. But the son grew up with an astute business sense and soon became a millionaire. His mother though insisted on living a poor lifestyle.
“Do you think you will run in 2016?” I asked, she saying: “Bill and I are sort of burnt out and its time for the new wave generation to take over in the years ahead! I’m tired and want to relax now that Obama is re-elected!”
So to add elegance to her poor abode he bought her a ten thousand dollar Persian rug for her living room, but knowing she was frugal told her he paid one hundred dollars for the rug. A week later he was stunned to see the rug gone. “I sold it for More from Hillary: “Perhaps my daughter three hundred dollars and made two hunChelsea will run in 2016 and start a new dred dollars profit!” his mother told him, political dynasty. Her father Bill still dreams that he could have been the First “You should be proud of me!”
Dünya medyasına link sayfanız..
“So what is your greatest achievement as U.S.Secretary of State?” I asked Hillary as she prepared to leave office. “Actually I can’t think of anything special other than I travelled a lot and met many people!!” she answered. “It’s really the President who sets foreign policy, snd he wanted me close to him after really beating me in the 2008 Presidential primary!”
GlobalMediaLinks. com
The Hillary Clinton Interview
“Do you think America will fall off the fiscal Cliff? I asked Hillary: “We will fall on a ledge just below the cliff and climb our way back!” she responded. “But what if we miss the ledge and fall into the abyss? I said in a doomsday tone.
Türkiye’nin gezi portalı TurkTurist.com
Lady-Man if I had become President. At least he can become the First Father to the President if Chelsea is elected!”
FTAA condemns the attack in Newtown / TADF Başsağlığı Mesajı We, the Federation of Turkish American Associations, are deeply saddened by today’s tragedy that occurred at an elementary school in Newtown, Connecticut, that took the lives of innocent people. We are all stunned, shocked, and distraught by this tragic shooting, by this violent act, and by the loss of so many innocent young lives. During times of such unthinkable tragedy, the entire Turkish American Community stands together with the people of Newtown to grieve the loss of life and help bear the pain and anguish. Our condolences go out to the families and loved ones who lost their lives in this heinous attack. -----------------------------Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu olarak 14 Aralık Cuma günü Newtown,Connecticut'ta yaşanan tradejinin derin üzüntüsü içindeyiz. Bu saldırı sonucunda birçok genç öğrencinin de hayatını kaybetmesinin acısını yaşıyoruz.Türk Amerikan Toplumu olarak Newtown halkının yanında olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Bu trajik olayda hayatını kaybedenleri saygıyla anıyor,yakınlarına başsağlığı diliyoruz.
Federation of Turkish American Associations
AMERİKA HABERLERİ
28
ATCOM, Ahıskalı Türklerin Sürgün Gününü Unutmadı.. Ahıska Türklerinin yurtlarından sürüldüğü 15 Kasım 1944 tarihinin yıldönümü münasebetiyle Pensylvania eyaletinin Lancaster şehrinde bir anma programı düzenlendi. edildiğini” kaydetti. Ahıskalılar Derneği Başkanı Tiyansan Muradoğlu da, “bu günün toplumları için bir milat olduğunu, hiç bir zaman bu acıyı unutmayacaklarını ve unutturmayacaklarını; zira geçmişini bilmeynelerin geleceği inşa edemeyeceklerini” söyledi. “İlk günden beri Türk resmi ve sivil mercilerinin yanlarında olduklarını ve anavatanda olmasa bile Amerika’da Türk soydaşlarıyla bir araya gelmenin kendileri için çok özel olduğunu” belirten Muradoğlu “programa katılan tüm misafirlere şükranlarını” bildirdi. Programa ATCOM Başkan Yardımcısı İbrahim Yıldız ile katılan Amerikan Türk Ticaret Odası (ATCOM) Başkanı Prof. Dr. İhsan Işık da, “Ahıskalı kardeşlerin acılarını derinden paylaştıklarını, hatta bu tarihi günü geçtiğimiz sene ATCOM’un resmi olarak tanıdığını” dile getirdi. Başkan Işık, ayrıca “33 eyalete yayılmış Ahıskalıların bir çatı altında federasyon olarak temsil edilmesinin önemli olduğunu, bu konuda Başkonsolonsluğumuzun geçmiş tecrübesiyle hukuki ve kurumsal destek vermesinin Ahıska’lı kardeşlere büyük bir hizmet olacağını” vurguladı. Yüz civarında davetlinin katıldığı programda bir konuşma yapan New York Başkonsolosu Levent Bilgen, “kendisinin sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının değil, aynı zamanda Ahıskalı, Özbek, Azeri, Türkmen ve tüm Türk soyluların Başkonsolosu olduğunu” belirtti. Başkonsolos Bilgen “Ahıska Türklerine özel muhabbet beslediğini ve Türkiye Cumhuriyeti olarak kendilerinin her zaman yanında olacaklarını” bildirdi ve “ kendisinin Cumhurbaşkanının Amerika’daki temsilcisi olduğunu ve Ahıskalı Türklerin sorunlarının en Yüksek seviyeden takip
Prof. Işık sözlerine son verirken ” Amerika’ya ilk ayak bastıkları andan beri beraber oldukları büyük Ahıskalı lider ve dost Tiyansan Muradoğlu’nun ATCOM’un “Türk Dünyası Başdanışmanı” öldüğünü ve kendileriyle beraber Ahıskalıların var olduğu her yerde beraber çalışma kararları aldıklarını ve Türk toplumunun kalkındırılması için beraber yapabilecekleri bir çok iş olduğunu” belirtti ve “Ahıskalıların Amerika’da çok başarılı olarak sürgünü büyük bir fırsata dönüştürebileceklerini ve onları sürgün eden zalim Stalin’i yattığı yerde ancak böyle pişman edebileceklerinin” altını çizdi. Programda ayrıca, Ahıskalıların New Jersey sorumlusu Serder Şakiroğlu, Philadelphia sorumlusu Aybek Kerimoğlu da birer konuşma yaptı. Daha sonra kürsüye gelen sürgün günlerinin canlı tanıkları başlarından geçenleri misafirlerle paylaştı. Anma gecesi New Jersey Murat Camisi yeni ve eski din görevlileri Ali Muslu ve Dr. Faruk Koçak hocaların Ahıskalı şehitler için okudukları dualarla sona erdi. Program sonunda ayrıca katılım ve destekleri için Başkonsolos Bilgen’e hediye takdim edildi. ANA - American News Agency
MÜSAD Amerika Sorumlusu Albayrak: ATCOM Amerika’da Bizim Rehberimiz Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Amerika Sorumlusu ve Enerji ve Çevre Sektörü Başkanı Mustafa Albayrak ve MÜSİAD Kanada Sorumlusu Tarık Argıt, Amerikan Türk Ticaret Odası (ATCOM) Başkanı Prof. Dr. İhsan Işık’a bir nezaket ve iş ziyaretinde bulundu. MÜSİAD Amerika Sorumlusu Albayrak, Başkan Işık’a ATCOM’un MÜSİAD’ın bu sene İstanbul’da 14.sünü düzenlediği ve 80 ülkeden 5 bin işadamının katıldığı Uluslararası İş Forumu ve Fuarına verdiği destekten ve ilgiden dolayı teşekkürlerini bildirdi ve ileride Amerika’dan katılımın daha da artırılabilmesi için neler yapılabileceği konusunda kendisiyle istişare etti. Albayrak, “Artık MÜSİAD’ın Genel Merkezinde Amerika Kıtası, ABD ve Kanada sorumlularının tayin edildiğini bildirdi. MÜSİAD’ın artık Amerika’da daha belirgin bir şekilde bulunmak istediğini belirten Albayrak, bu yeni açılımda ATCOM’la yakından çalışacağız ve birbirimizin büyümesine katkılarda bulunacağız” dedi
SATILIK DÖNER MAKİNA VE ŞARJLI KESME BIÇAKLARI
NATIONAL THRIFT STORE
SATILIK HAIR SALON
Tümü kaynaklı, paslanmaz çelik, 4 petek, en az 40 pound et kapasiteli, İtalyan güvenlik vanalı, tüm pişirme peteklerinde alev söndüğünde gaz akımını otomatik kesen güvenlik sistemi, Amerikan sistemine uyan elektrik ve gaz sistemli.
400 metrekare mağazamız ile ikinci el giyside New Jersey’deki adresiniz. 50 Cent’ten başlayan fiyatlarla! Tüm tanınmış markalar ve designer clothing! Kaliteyi ucuza alın! 7 gün açığız. Toptan ve parekende satışlarımızla hizmetinizdeyiz.
Clifton'da Crooks Avenue üzerinde işlek bir yerde tam teşkilatli ve calışır durumda modern HAIR SALON satılıktır. Fiyat $75,000. Daha çok bilgi ve yeri görmek için şu numarayı arayın. 973-445-6552
İRTİBAT İÇİN : HAKAN MURSALOĞLU TEL :
818 Main Ave. Passaic, NJ 07055
1.413.209.01.47
TEL: 973 - 510- 4943
HELP WANTED
Kuaför Zuhal şimdi Kareem's Hair Salon’unda
Looking for receptionist for medical office in Clifton. Criteria: speak Turkish and English, know how to use a computer, answer phones, schedule appointments, friendly manner. Please call 908-812-1856 and leave a message or send a text message.
"Ben Zuhal. Samir'de calışıyordum ve şimdi yeni salondayım. Kareem's Hair Salonu’nda sizleri görmek ve hizmet etmek istiyorum. İlgilenenlere duyurulur. Saç, gelin başı, her türlü toplama modeli ve kaş almada uzmanlık. 353 Crooks Avenue, Clifton, NJ 07011
Call Zuhal: 973-928-6555
SATILIK KUYUMCU DÜKKANI
Emlak Alım & Satım
Orlanda (Florida)nın en nezih semtinde 20 senelik
Bütün gayrimenkul alım satım ve kiralama işleriniz için uzman isim.
mazisi olan kuyumcu ve hediyelik iş yeri.
Müracaat Meli : 1- 407 - 435 -7395
1- 407 - 740 - 6771
Salih Okdemir 973 - 703 - 4721
BAKICI ARANIYOR
Kiralık Ofis ve Depolar
AVUKAT TİMUR AKPINAR
Güney New Jersey’de evimizde çocuk bakacak yatılı bayan aranıyor. Özel oda, banyo, yemek artı maaş. İlgilenenler:
Paterson’da Main Street ve Pazar yerine yürüme mesafesinde kiralık ofis ve depolar
Trafik kazaları, iş kazaları, Veraset ve vasiyet, Kayıp düşme kazaları, Yanlış Tıbbi Müdahale ve bir çok konuda New York ve New Jersey'de hizmetinizdeyiz.
973 - 517 -0918
718 - 224 - 9824
856 - 340 - 3984
KİRALIK EV Clifton’in nezih bölgesinde iki ailelik bahçeli evin 2. katı 1 Ocak’tan itibaren itibaren kiralıktır. 3 yatak odası, salon, büyük mutfak ve banyo. Bulaşık makinesi, çamaşır & kurutma makinesi mevcuttur. NY otobüs durağına ve ilkokula iki blok mesafede. (Valley Road’a yakın) Aylık kira: $1,300 + gaz & elektrik İlgilenenler (862) 262 -2497’yi arayabilirler TOP DISCOUNT LIMOUSINE & CAR SERVICE
En güzel araçlarımızla ve uygun fiyatlarımızla sizleri evinizden New York ve diğer eyaletlerdeki havaalanlarına veya gitmek istediğiniz her yere ulaştırıyoruz. Güleryüzlü Türk şöförlerimiz ve geniş filomuzla hizmetinizdeyiz. Reservasyonlarınız için
1-866-890-1215 / 973-830-9636 570-242-5284
AMERİKA HABERLERİ
30
Newtown'taki ilkokula silahlı saldırı Amerika’yı yasa boğdu ABD'nin Connecticut eyaletindeki okula düzenlenen silahlı saldırıda ölenlerin toplam sayısının saldırganla birlikte 28 olduğu bildirildi. Yetkililerden edinilen bilgilere göre, saldırganın önce Newtown'da birlikte yaşadığı annesini evde öldürdüğü ardından da annesinin aracıyla saat 9.30 sıralarında okula gittiği ve katliamı gerçekleştirdiği belirtiliyor. İki tabanca ile okula girdiği kaydedilen saldırganın anasınıfı öğrencilerinin bulunduğu iki sınıfta öğrencilere ateş ettiği, 18 öğrencinin okulda ikisinin de hastanede öldüğü öğrenildi. Okul müdürünün de aralarında bulunduğu 6 yetişkinin de saldırı sırasında hayatını kaybettiği, ayağından yaralanan bir öğretmenin ise hastaneye kaldırıldığı kaydedildi.
NEWTOWN - Polisin olay yerinde yaptığı incelemede saldırının ardından intihar ettiği bildirilen saldırganın üzerinde 2 tabanca, aracında ise bir tüfek ele geçirildiği, bu üç silahın da öldürülen annenin üzerine kayıtlı olduğu belirtildi. Katliamı niçin gerçekleştirdiği henüz açıklanmayan saldırganın anne ve babasının ayrı olduğu, saldırıda üzerinde büyük kardeşinin kimliğinin çıktığı öne sürüldü. ABD basını saldırganın 20 yaşındaki ''Adam Lanza'' olduğunu bildirdi. Ancak polis yetkilileri henüz ismi doğrulamadı. Saldırganın kardeşi Ryan Lanza'nın da gözaltında olduğu ve sorgusunun sürdüğü belirtildi.
Saldırının gerçekleştirildiği okulun bulunduğu Newtown kasabası yaklaşık 27 bin kişinin yaşadığı sakin bir yer. New York'tan yaklaşık 100 kilometre uzaklıkta bulunan kasabada genel olarak orta ve üst gelir grubundan aileler yaşıyor. Connecticut eyaleti sınırları içinde yer alan bölgenin ABD'nin en güvenli bölgeleri arasında gösterildiği ve suç oranlarının düşük olduğu belirtiliyor. Ormanlık bir alanda sakin bir ortamı olan kasabaya, saldırının ardından yüzlerce basın mensubu gitti. ABD basının yanı sıra uluslararası basından da çok sayıda gazeteci izin verilen bölgeye kadar yaklaşarak gelişmeleri takipçilerine
duyuruyor. Yetkililer ve kent yöneticileri tarafından yapılan açıklamalarda ailelere destek olunacağı ve bu "trajedi"nin dayanışmayla aşılacağı duyuruları yapılıyor. Öte yandan ABD basınında okul ve insanların toplu bulunduğu alanlara yapılan saldırıların nedenleri ve sivillere silah satışı konuları yeniden gündemin ilk sırasına oturdu. Ekranlara davet edilen psikolog ve sosyologlar saldırganların psikolojik yapılarını ve olayların nedenlerini analiz etmeye çalışıyor. (AA) - Mustafa Keleş / Yayıncı: Hüseyin Köşger
Tarihe geçen katliamlar
KİRALIK EV Clifton’in nezih bölgesinde iki ailelik bahçeli evin 2. katı 1 Ocak’tan itibaren kiralıktır. 3 yatak odası, salon, büyük mutfak ve banyo. Bulaşık makinesi, çamaşır & kurutma makinesi mevcuttur. NY otobüs durağına ve ilkokula iki blok mesafede. (Valley Road’a yakın) Aylık kira: $1,300 + gaz & elektrik İlgilenenler (862) 262 -2497’yi arayabilirler
ANKARA (AA) - ABD'nin Connecticut eyaletindeki bir okulda 20'si çocuk 26 kişinin ölümüne yol açan 20 yaşındaki gencin silahlı saldırısının yankıları sürerken, dünya tarihinde, bundan önce de benzer birçok kanlı saldırı düzenlenmişti. Bu saldırılardan bazıları şöyle: 5 Ağustos 2012: ABD'nin Wisconsin eyaletine bağlı Milwaukee kentinde bir Sih tapınağına ateş açarak 6 kişiyi öldüren, 3 kişiyi yaralayan emekli asker Wade Michael Page, daha sonra intihar etmişti. 20 Temmuz 2012: ABD'nin Colorado eyaletinde Batman serisinin ''Kara Şövalye Yükseliyor'' adlı son filminin galasında kalabalığa ateş açarak 12 kişiyi öldüren, 58 kişiyi yaralayan James Holmes idam cezasına çarptırılmıştı. 11 Mart 2012: Afganistan'da görev yaptığı üssün yakınlarındaki bir köyde 9'u çocuk 17 sivili öldüren Amerikalı asker Robert Bales'in yargılanması askeri mahkemede devam ediyor. 22 Temmuz 2011: Aşırı sağcı Anders Behring Breivik, önce başkent Oslo'da 8 kişinin öldüğü bir bombalı saldırı düzenlemiş, daha sonra kentin hemen dışındaki Ütoya Adası'ndaki bir gençlik kampında 69 kişiyi öldürmüştü. Breivik, terör suçundan Norveç'te en yüksek limit olan 21 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. 8 Haziran 2011: ABD'nin Tucson kentindeki halka açık bir etkinlik sırasında şizofren olduğu belirtilen Jared Lee Loughner silahlı saldırı düzenlemişti. ABD Kongre üyesi Gabrielle Giffords dahil 13 kişi yaralanmış, federal yargıç John Roll, Giffords'ın yardımcılarından Gabe Zimmerman ve 9 yaşında bir kız çocuğunun da aralarında bulunduğu 6 kişi
ölmüştü. 5 Haziran 2009: ABD'nin Teksas eyaletindeki Fort Hood Askeri Üssü'nde silahlı saldırı düzenleyerek 13 kişiyi öldüren, 42 kişiyi yaralayan saldırgan Binbaşı Nidal Malik Hasan, 13 ayrı cinayet davasından, 32 ayrı cinayete teşebbüs davasından yargılanıyor. 30 Nisan 2009: Azebayacan'ın başkenti Bakü'deki Azerbaycan Devlet Petrol Akademisi'nde otomatik silahla girerek etrafa ateş açan Farda Gadyrov, kendisinden önce 12 kişiyi öldürmüştü. 10 Mart 2009: ABD'nin Alabama eyaletinde ailesi, akrabaları ve eyalet şerif yardımcısı dahil 10 kişiyi ateş açarak öldüren Michael McLendon, daha sonra intihar etmişti. 23 Eylül 2008: Finlandiya'nın Kauhajoki kentindeki bir meslek yüksekokuluna giren 22 yaşındaki Matti Saari, 10 kişiyi silahla öldürmüş ve ardından intihar etmişti. 7 Kasım 2007: Finlandiya'nın Tuusula kentindeki 18 yaşındaki Pekka-Eric Auvinen, düzenleyeceği silahlı saldırıyı sosyal paylaşım sitesi Youtube'ta paylaşmış, yeni ruhsat aldığı bir tabancayla bir lisede 8 kişiyi öldürmüş ve intihar etmişti. 16 Nisan 2007: ABD'deki Virginia Teknoloji Üniversitesi'nde 32 kişiyi katlederek intihar eden Güney Koreli 23 yaşındaki öğrenci Seung-Hui Cho'nun, psikolojiik tedavi gördüğü ortaya çıkmıştı. 26 Nisan 2002: Almanya'nın Thüringen eyaletinin başkenti Erfurt'taki Gutenberg Lisesi'nde, 13 öğretmenini, iki eski sınıf arkadaşı ve bir polisi öldürdükten sonra intihar eden Robert Steinhaeuser, (19) ülkede panik yaşanmasına yol açmıştı.
AMERİKA HABERLERİ
31
TADF, Newtown mağdurlarını yanlız bırakmadı Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu Başkanı Ali Çınar, Amerikanın yakın zamandaki en büyük trajedilerinden biri olarak sayılan Sandy Hook Okulundaki katliam sonrası bölgeye giderek, Newtown Halkını yanlız bırakmadı.
Sandy Hook ilkokulunda resmi yetlililer ve klisede dua eden kurban yakınları ile görüşen Çınar,Türk Amerikan Toplumunun başsağlığı mesajını iletti. 27 kişinin ölümü ile sonuçlanan katliam sonrası Newtown şehrine hüzün ve üzüntü çöktüğünü belirten TADF Başkanı Çınar, Newtownda yaşayan halkın aynı gün kendilerini yanlız bırakmadıkları için Türk toplumuna teşekkür ettiğini belirtti.
Klisede,Newtown sakinleri ilede görüşme imkanı bulduğunu dile getiren Çınar, ufak ve mütevazı bir şehirde böyle bir olayın olmasının şokunu herkesin yaşadığını belirtti. TADF Başkanı Çınar, okul çevresinde çok sıkı güvenlik tedbirlerinin alındığını söyleyerek, halkın klişelerde dualar ile kenetlendiğini
gördüğünü belirtti.Çınar, Türk Amerikan Toplumu adına taziye defterini imzaladığını belirterek, “ Bu saldırı sonucunda birçok genç öğrencinin de hayatını kaybetmesinin acısını yaşıyoruz. Türk Amerikan Toplumu olarak Newtown halkının yanında olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Bu trajik olayda hayatını kaybedenleri anıyor, yakınlarına başsağlığı diliyoruz” dedi.
154. BULMACANIN ÇÖZÜMÜ
B E Sertab Erener
S V S C
M Ü N A S E B E T
S E L F
R A K A N A İ M A Ğ D İ K E N
S A B H İ İ D M E A Y A E N O A N L İ A M N Y A A N
S E R T A B E R E N E R Y A Z A R
A N D E E S K İ N T M A A H R A A
ŞİFRE: DEMOKRASİ
A O N İ Z A D A M N C A E N İ T S T A B Z E T
A B A K A T N A T A M R A E S N I K L A V A L İ A R A M Kenan Işık B S S K A L A A T E M İ N A T R Y A A R E N A A R A Ç E L K S A L A K K O L İ H A Ş A T Bendeniz
32
ANAYURT HABERLERİ
Polis, meslektaşı bayana telsiz anonsuyla evlenme teklif etti.. Cevap anında geldi...''Anlaşıldı.. tamam.. kabul ediyorum.. tamam'' Zekeriya Türkel - Kütahya'nın Simav ilçesinde görevli polis memuru Enis Öztürker, yaklaşık 5 ay önce tanıştığı meslektaşı Birgül Kaymaz'a polis telsizi anonsuyla evlenme teklifinde bulundu ve anında bu teklife, ''Anlaşıldı, kabul ediyorum'' cevabını aldı. KÜTAHYA - İlk görev yeri olan Şehit Rahmi Dana Polis Merkezi Amirliği'nde yaklaşık 1,5 yıldır görev yapan Ispartalı Öztürker, polis memurluğuna yaklaşık 6 ay önce Simav'da başlayan ve 5 aya yakın bir süredir tanıştığı kız arkadaşı Denizlili polis memuru Kaymaz'a evlenme teklifinde bulunmak için ilginç bir yöntem seçti. Evlilik teklifini unutulmaz kılmak isteyen Öztürker, Simav Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi'nde görevli Kaymaz'a, polis telsizinden anons yaptı. ''Ömrümün geri kalanını seninle geçirmek istiyorum. Benimle evlenir misin-'' diyen Öztürker'in anonsunu duyan Kaymaz, birkaç saniye sessiz kaldıktan sonra ''Evet'' cevabını verdi. Öztürker'in, ''Anlaşılmadı'' diye karşılık vermesi üzerine anonsunu tekrarlayan Kaymaz, ''Anlaşıldı, kabul ediyorum'' dedi. Anonsları duyan Simav Emniyet Müdürü İlker Olut, çifti makamına çağırdı. Olut, heyecanla makamına gelen polis memurlarını tebrik ederek, ömür boyu mutluluklar diledi.
GlobalMediaLinks. com Türk ve Dünya medyasına link sayfanız..
Kararın çifte hayırlı ve uğurlu olmasını temenni eden Olut, ''Allah, ikinizi bir yastıkta kocasın. İşlemlerinize hemen başlayın. En kısa sürede sizi nikah masasında görelim'' diye konuştu. Anonslara tanıklık eden çiftin meslektaşları da cep telefonlarından Öztürker ve Kaymaz'a ulaşarak, onları kutladı. Öztürker, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 20 Temmuz'dan bu yana görüştüğü Kaymaz'a evlenme teklifini farklı bir yöntemle yapmayı uzun süredir düşündüğünü söyledi. Bunu gerçekleştirdiği ve ''Evet'' cevabını aldığı için çok mutlu olduğunu belirten Öztürker, düğünlerini gelecek yıl yapmayı planladıklarını bildirdi. Kaymaz da anonsa şaşırdığını ve çok heyecanlandığını dile getirerek, bundan dolayı cevap vermekte zorlandığını ifade etti. (AA) - Zekeriya Türkel / Yayıncı: Mürsel Çetin
Türkiye’nin gezi portalı
TurkTurist.com
AMERİKA HABERLERİ
33
Çağlayan: ''ABD ile diplomatik birlikteliğimize diyecek bir şey yok ama bunu maalesef ticarete yansıtamıyoruz''
* Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, ABD ile Türkiye ilişkilerinin oldukça geniş ve eski olduğunu belirterek, ''Öncelikle müttefik iki ülkeyiz. Siyasi müttefikliğimiz, diplomatik birlikteliğimize diyecek bir şey yok ama bunu maalesef ticarete yansıtamıyoruz'' dedi. * Teksas Kamu Hesapları Başmurakıbı Susan Combs başkanlığındaki heyeti, bakanlıkta kabul eden Çağlayan, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'de vergi sisteminde gerek etkinliğin artırılması gerek vergisel avantajların teşvik sistemiyle donatılmasını sağladıklarını söyledi. Teksas'ın, kendileri için son derece önemli olduğunu belirten Çağlayan, ABD'nin sadece New York ve Washington'dan ibaret olmadığını, ABD'de eyalet bazlı bir çalışma yaptıklarını ifade etti. Özellikle 6 eyaleti yakından incelediklerini anlatan Çağlayan, şunları kaydetti: ''ABD ile bizim ilişkilerimiz oldukça geniş ve eski. Öncelikle müttefik iki ülkeyiz. Siyasi müttefikliğimiz, diplomatik birlikteliğimize diyecek bir şey yok ama bunu maalesef ticarete yansıtamıyoruz. 2011 yılında ABD, dünyanın en fazla ithalat yapan ülkesiydi ancak bizim ülkemizin ABD'nin ithalatındaki payı sadece binde 2, yani geçen yıl itibariyle 4,6 milyar dolardı. Buna karşılık Türkiye de ABD'den 16 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdi. Yani ticaret sistemimizde bir dengesizlik var.'' ''Türk iş adamlarının, Amerika ticaretini yeniden keşfetmesi son derece önemli'' diyen Çağlayan, bu noktada eyaletlerle olan ticaretin geliştirilmesinin son derece önemli olduğunu bildirdi. Bu kapsamda Teksas'a çok büyük bir önem verdiklerini anlatan Çağlayan, 1,3 trilyon dolarlık Gayri Safi Yurtiçi Hasılası ile Teksas'ın, Amerika'nın ikinci büyük eyaleti olduğunu söyledi. Teksas Kamu Hesapları Başmurakıbı Susan Combs da ticaretin, vergi ve teşvik politikalarının önemine değindi. İyi bir vergi politikasının, işletmelerin işlerini kolaylaştırdığını belirten Combs, yatırım teşviklerinin de ülkeler arasındaki rekabetin giderek arttığı bir ortamda çok iyi bir şekilde hazırlanması gerektiğini söyledi. Muhabir: Recep Demir – AA Yayıncı: Zülal Eser
FORUM Bulmaca - 154
34
Üstteki resim Alttaki resim
Esas, temel Bir işin yapıldığı an
İsim Bal özü
Kastamon u’nun bir ilçesi
Halk şairi Antrenman
2
Baryumun sembolü İçten bağlılık Ortadan kaldırma
Bir nota Aktif, faal
1
Sodyumun sembolü Demiryolu taşıtı
Manganın sembolü Ata, dede
3
Yırtıcı bir kuş Anıt İlişik, ilişki, ilinti Bezek
Eksiksiz Atışta hedefi vurma
Gündüzün başlangıcı Su baskını
Bir tür yaban mersini
Özlenen vatan Kulakla işitilen titreşim Şahit
Aklanma Koruma, gözetme
Bir tür etli ve büyük zeytin
9
Irmak Anne
5
Bir nota Çok harap olmuş yapı
Yok olma, yok edilme
Eğlence, zevk, neşe
8 Yasaklama
Titanın sembolü
Çok ortaklı
Voleybol ve teniste topa sert vuruş, küt
Sevgili Sayıların işareti
Ceylan
Hava basıncı birimi Bir mevsim
Boyun eğen Pislik
Garanti, güvence Dalkavuk Boğa güreşi alanı Bir pamuk
7
Ötücü bir kuş Bir ilimiz
6
Kastamon u ilçesi Notada durak işareti Namaz kıldıran kimse File
Yabancı Utanma
Mağara
Saha
Ölçü aletlerinde gösterge çizelgesi
Yıldız
İnce dantel Antalya’nın bir ilçesi
Uzaklık belirten söz
Tahlil
Tayin
Yarı aydınlık
Macun
Parazit Kısa zaman
Ülke ..... Işık (ortadaki resim)
4
Posta paketi Argoda yorgun, bitkin
1
2
3
4
5
6
7
8
9
ŞİFRE: Hazırlayan: Güven Söztutan guvensoztutan@forumgazetem.com
AMERİKA HABERLERİ
Grand Central'da Türk Festivali için hazırlıklar sürüyor TADF Grand Central Türk Festivali Komite Başkanı Engin İkiz "Dünya’nın en çok 6. turist yeri olarak ziyaret edilen ve günde 125,000 kişinin kullandığı Grand Central'da bir Türk Festivali yapacaklarını belirtti. Ülke tanıtımına cok ciddi katkıda bulunacağına inandıklarını soyleyen İkiz, “Festivalin temasının halkımız tarafından seçilmesine karar verdik” dedi.
Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu, gelecek sene yapılacak etkinliklerin hazırlıkları için aralıksız çalışmaya devam ettiğini açıkladı. TADF Grand Central Türk Festivali Komite Başkanı Engin İkiz "Dünya’nın en çok 6. turist yeri olarak ziyaret edilen ve günde 125,000 kişinin kullandığı Grand Central'da bir Türk Festivali yapacaklarını belirtti. Ülke tanıtımına cok ciddi katkıda bulunacağına inandıklarını soyleyen İkiz, “Festivalin temasının
halkımız tarafından seçilmesine karar verdik” dedi. Bu anlamda http://www.surveymonkey.com/s/VSS2MMD adresine giderek, anket ile beğendikleri temayı seçme imkanı olduğunu söyleyen İkiz, Kapalı Çarşı (Grand Bazaar) ile Grand Central arasındaki benzerlik üzerinde durduklarını belirtti. TADF Grand Central Türk Festivali Komite Başkanı Engin Ikiz, Türk kültürü, sanat ve müziğini de içeren çok zengin bir festival hazırlığı içinde olduklarını belirterek, sponsor olmak
isteyenlerin info@tadf.org adresine email atabileceklerini söylediler. Hatırlanacağı üzere, 2013 New York Türk Günü Yürüyüş ve Festivali'nin teması, düzenlenen anket sonucunda "NYC Goes Turkish in May" adı ile yapılacağı açıklanmıştır. TADF’den yapılan açıklamada 1-31 Mayıs arasında, dolu dolu Türk Festival ayı olarak programların düzenlendiği ve New York Türk Günü Yürüyüşü'nün 18 Mayıs’ta olacağı açıklanmıştı.
TADF & TACCİ'nin, düzenlediği "Liderlik Semineri" yapıldı ,Seminerde , iş-yaşam dengesini sağlamak ve kişisel farkındalığı arttırmak için sahip olunan vizyon, değerler, hedefler ve engelleri netleştirme imkanı veren örnekler sunularak katılımcılara farklı bir görüş acısı ve yön verme imkanı verildi. TADF’den yapılan açıklamada bu tür seminerlerin TACCİ ile ortak devam edeceğini belirterek, gelecek projenin kariyer fuarı olduğunu belirtildi.
Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu ile Türk Amerikan Ticaret ve Sanayi Odasının ortak olarak düzenlediği “ İşinin ve Yaşamanın Lideri” adlı seminer Türkevinde gerçekleşti. Eğitim Danışmanı ve Profesyonel Koç olan İrem Erol’un sunduğu seminer’de katılımcıların potansiyellerini performansa dönüştürmek ve geleceklerini planlamalarını sağlamak için tasarlandığını ve bu seminere katılan herkesin, işlerini ve yaşamlarını derinlemesine sorgulama fırsatı buldular.
Bazı katılımcıların seminer hakkında görüşleride su şekilde oldu: “ Bu program kendimi yeniden kesfetmemi sağladı.Kendime dışardan bir pencereden bakabildim ve gelistirebilecegim yonlerim üzerinde düşündüm. Hedeflerimlein degerleriminle ne kadar uyuştuğunu görebilme şansım oldu. Bu programı hazırlayan TADF ve TACCİye ve bize çok değerli bilgiler sağlayan yeni ufuklar açan İrem Erol Hanıma çok teşekkür ederim.” Merve Kayhan
“ Öncelikle teşekkürler. Bu eğitimin özelliklede ücretsiz olarak verilmesinin büyük bir şans olduğunu düşünüyorum. Gönül isterki NYtaki bütün Türkler bu şanstan faydalansin. İrem Hanımın tecrübesi,hazırladığı,program ve sunuş tarşı mükemmel. Bu imkanı sağladığınız için teşekkürler.” Pınar Tanrikorur “Hersey için teşekkürler iyiki bu eğitime katılmış ve sizleri tanimisim. Bu eğitimde çok şey öğrendim ve paylaştım. Bundan böyle yaşamımda olumlu gelişmeler olacaktır. Çünki ne istediğimi ne yapmaya arzuladigimi farkettim” Sevinç Anar “ Bugün yapılan seminere katılan arkadaşların değişik fikirlerini ve İrem Hanımın koclugundan faydalanma imkânım oldu. Gençlerin bu tur seminerleri kacirmamasini tavsiye ediyorum.” Şevkiye Sun
TADF, Belçika’nın Türk asıllı Senatörü Güler Turan’ı ağırladı Belçika'nın en büyük şehri olan Anvers Belediye Başkan Yardımcısı ve Senatör Güler Turan, New York'ta bulunduğu süre içinde, Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu(TADF) Başkanı ile Türkevi'nde görüştü. Görüşmede Belçika'daki Türkler ile Amerika'daki Türklerin nasıl ortak çalışmalar yapılabileceği konuşulurken, iki kıta arasındaki yapı farklılıkları da masaya yatırıldı. TADF Başkanı Çınar, yurtdışındaki
Türklerin siyasi alanda yükselmelerini görmekten mutluluk duyduklarını belirterek, 'umarım nice Güler Turanları Amerikan Kongresi ve Senatosunda görürüz' dedi. TADF'ye bağlı üye derneklerden Güney New England Türk Amerikan Derneği'nin düzenlediği Cumhuriyet Bayramı törenine de TADF Başkanı Çınar ile katılan Senatör Turan, yurtdışındaki Türklerin birlik olması yönünde bir konuşma da yaptı.
36
AMERİKA HABERLERİ
Silahlı saldırganlara karşı üretilen “kurşun geçirmez okul çantası” satışlarında patlama ABD'de 20’si çocuk 26 kişinin hayatını kaybettiği ilkokokul saldırısının ardından, silah satışlarının yasaklanmasıyla ilgili yasalar çıkarılması konusunda da henüz bir anlaşma olmayınca çocukları okula giden aileler ülke çapında kurşun geçirmez okul çantası peşine düştü. Kurşun geçirmeyen bu çantaların satışlarında büyük bir patlama yaşandı. Okulda bir silahlı saldırı halinde çocuklara kalkan görevi gören çantaların üreticileri yaptıkları testlerde otomatik silahların kurşunlarına karşı koruyan özel çantalar üretmeye başladılar. Yapılan açıklamada "Okullarda meydan gelen silahlı saldırılardan sonra bu çantayı geliştirdik. Çocukların da korunmaya ihtiyacı var.”denildi. Bir ilkokulda yaşanan son katliamdan sonra tedirginliği artan Amerikalılar 300 Dolar’a yakın bir fiyatla satılan çantalara hücüm etti. Bir öğrenci velisi, "Çantayı almak istiyorum çünkü çocuğumu korumak istiyorum. "dedi. Silah karşıtları sokaklara döküldü Connecticut eyaletinin Newport kentinde meydana gelen ve çoğu çocuk 26 kişinin ölümüyle sonuçlanan okul saldırısının ardından federal hükümetten daha sıkı önlem alınmasını isteyen silah karşıtları Washington sokaklarına döküldü. Sandy Hook ilkokulunda meydana gelen saldırıdan önce siyasetçiler silah alımını zorlaştıran yasa tasarıları konusunda isteksiz davranıyordu. Ancak bu her an değişebilir. Birkaç yüz gösterici, Amerika'nın en önemli silah lobisi olan Ulusal Ateşli Silahlar Birliği'nin Washington'daki ofisine yürüdü. Amerikan tarihinin en kanlı silahlı olaylarının birinden sonra siyasetin bir kenara bırakılması gerektiğini söyleyen göstericiler, daha sıkı silah kontrol yasaları geçirme zamanı geldiğini savunuyor. Gösteriye Rockville, Maryland'dan katılan Beverly Champeau, "Şimdi değilse ne zaman? 20 ufacık çocuk öldürülmüş. Öğretmenleri öldürülmüş. Şimdi değilse ne zaman bu yasalar çıkacak?" Son seçim kampanyasında, silah yasalarının toplumda bölünmelere yol açtığını düşünen siyasetçiler bu konuya değinmekten kaçındı. Yeni yasalara ihtiyaç olduğunu düşünen siyasetçiler de susmayı tercih etti. Şimdi, protestoculara göre Connecticut'taki vahşet, bu tartışmayı değiştirdi. Göstericiler, Başkan Obama'nın Pazar günü Newtown'daki dinler arası törende yaptığı konuşmadan cesaretlendiklerini söylüyor. Başkan Obama, "Samimi olmak gerekirse silah kontrolu konusunda yeterince çalışmadığımız doğru. Değişmemiz gerek. Ben başkan seçildiğimden beri dördüncü defadır silahlı saldırı dehşetiyle sarsılmış bir kente moral vermek için toplanıyoruz," şeklinde konuşmuştu.
TÜRKİYE HABERLERİ
On binler Mevlana'nın ''gel'' çağrısına koştu Mevlana'nın 739. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri kapsamında 11 gün boyunca Mevlana Müzesi'ni 75 binin üzerinde yerli ve yabancı turist ziyaret etti. Konya Müzeler Müdürü Yusuf Benli, yaptığı açıklamada, Şeb-i Arus törenlerinin 7 Aralık'ta Mevlana Müzesi'nde yapılan açılış töreniyle başladığını söyledi. KONYA (AA) - Ziyaretçi sayısının geçen yıla göre daha fazla olduğuna dikkati çeken Benli, ''Geçen yıl Aralık ayı içerisinde 95 bin civarında ziyaretçimiz varken, bu yıl 7-17 Aralık tarihleri arasında 75 bin 101 ziyaretçi Mevlana Müzesi'ni gezmiş oldu. Bu da bir ay ile 11 gün içerisinde ziyaretçi sayısını ortaya koyuyor'' diye konuştu. Törenler sırasında, çeşitli sebeplerden dolayı zaman zaman müzenin kapatıldığını veya ziyaretçileri ücretsiz almak duru-
munda kaldıklarını da ifade eden Benli, bu gibi durumların istatistiklere yansıtılmadığını aktardı. Bu yılki Şeb-i Arus törenlerinin özellikle Mevlana Müzesi için verimli ve bereketli geçtiğini anlatan Benli, şunları kaydetti: ''Mevlana Müzesi'ni günlük yaklaşık 900 yabancı ziyaretçi gezdi. Bu da güzel bir rakam. Bunun yanında sevindirici bir konu da günlük bin kişinin Müze Kart ile Mevlana Müzesi'ne
girdiğini görmekteyiz. Bu bize önemli bir çalışmanın verimini gösteriyor. Bu yıl yabancı ziyaretçilerden Hollandalılar ve Amerikalılar'ın daha ağırlıklı olduğu görülmekte... Elbette ki bunun yanında Ortadoğu'dan, Uzakdoğu'dan da müzemizin ziyaret edildiğini tespit ettik.'' Muhabir: İbrahim Yozoğlu- Yayıncı: Ahmet Kayır
Eskişehir ile Kazan arka arkaya 'Türk Dünyası Kültür Başkenti' oluyor
ESKİŞEHİR (AA) - Tataristan Cumhuriyeti Kültür Bakanı Ayrat Sibagatullin, Eskişehir'in ''2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti'' tecrübesinden yararlanmak istediklerini söyledi. Sibagatullin, Eskişehir Valisi Kadir Koçdemir ile Kazan Tatarları'nın yaşadığı Çifteler ilçesine bağlı Osmaniye köyünü ziyaret etti. Bakan Sibagatullin, Koçdemir ve beraberindekiler, köy muhtarı Fedai Erdoğan'ın evinin önünde Vali Yardımcısı Azmi Çelik, İl Jandarma Komutanı Albay Feyzullah Günal, Çifteler Kaymakamı Aytekin Yılmaz, Çifteler Belediye Başkanı Metin Özen, Tatar derneklerinin yetkilileri ve vatandaşlar tarafından karşılandı.
Yöresel kıyafetli kızların çiçekler verdiği Sibagatullin ve Koçdemir'e, ayrıca ''çek çek'' tatlısı, bereket ve rızkın simgesi olan ekmek ile tuz ikram edildi. Köy muhtarı Erdoğan, yaptığı konuşmada, Rus baskısı altında yaşamak istemeyen atalarının 1890'lı yıllarda Orta Asya'dan Osmanlı İmparatorluğu'na sığındığını ve Eskişehir'in Osmaniye köyüne yerleştiklerini anlattı. Erdoğan, Bakan Sibagatullin'i, köylerinde her yıl haziran ayı başında düzenlenen ''Saban Toy'' şenliklerine davet etti. Sibagatulin de, Türkiye'deki Kazan Tatarları'nı unutmadıklarını ve şenliklere ülkesinden birçok ekip ve heyetle destek vereceklerini belirterek Eskişehir'e hayran kaldığını söyledi. 2013 yılında Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edilen Eskişehir'de düzenleyebilecekleri etkinlikleri Vali Koçdemir ile konuştuklarını anlatan Sibagatullin, ''2014 yılında da Tataristan'ın başkenti Kazan 'Türk Dünyası Kültür Başkenti' ilan edildi. Eskişehir, en büyük unvanlara sahiptir. Eskişehir'in 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti tecrübesinden yararlanmak istiyoruz'' dedi. Koçdemir ise aynı zamanda Eskişehir ile Kazan'ın ''kardeş şehir'' olduğunu hatırlatarak, şöyle konuştu: ''Kazan ile arka arkaya gelen kültür başkentliklerini 2013 ve 2014 yıllarında beraber kutlayacağız. Bu yıl Kazan, Eskişehir kültür
başkentliğinde bize destek verecek. Biz de burada öğrendiklerimizle önümüzdeki 2014 yılında Kazan'da kültür başkentliğini beraber yapacağız. Bu ziyarette bunun detayları üzerinde konuşuldu.'' Koçdemir, göçmen topluluklarının hepsine kültürlerini yaşatabilecekleri bir mekan tahsis etme projeleri olduğunu da sözlerine ekledi. Sibagatullin, Koçdemir ve diğer konuklara, muhtar Erdoğan'ın evinde Tatarlar'a özgü yöresel yemekler ikram edildi. Ayrıca köy sakinleri Tatarca şarkılar seslendirdi. Köy ziyaretinde Tataristan Cumhuriyeti'nin Türkiye'deki yetkili Temsilcisi Aydar Gaşıgullin, Tataristan Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı TÜRKSOY Temsicisi Liliya Sattarova'nın da hazır bulundu. Sibagatullin, ardından Eskişehir'in merkez Odunpazarı bölgesindeki Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Kırım Tatar Kültür Evi'ni ve Kazan Tatarları'na tahsis edilmesi planlanan tarihi konağı gezdi. Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı, Sibagatullin'e kamulaştırma çalışmaları süren söz konusu ev ile bölgede yaptıkları restorasyon çalışmaları hakkında bilgi verdi. Sibagatullin, daha sonra karayoluyla İstanbul'a hareket etti. Muhabir: Oktay Özden / Deniz AçıkYayıncı: Mürsel Çetin
AMERİKA / TÜRKİYE HABERLERİ
39
Nüfus Kağıtlarına veda.. Kimlik kartlarına merhaba.. 'Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Kartı Projesi'nin pilot uygulaması Bolu'da 3 aşamalı olarak tamamlandı... 'Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Kartı Projesi' çalışmaları devam ediyor. Pilot uygulama 1 Kasım 2010 tarihi itibarıyla tamamlandı. Pilot uygulaması yapılan bu kartta biyometrik veri olarak 'parmak izi' yer aldı. Pilot uygulamada 220 bin Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartı dağıtıldı. Kimlik kartının ülke geneline yaygınlaştırılmasına yönelik yürütülen hazırlık çalışmaları kapsamında, pilot uygulamada elde edilen sonuçlar İçişleri Bakanlığı tarafından değerlendirildi. Yaygınlaştırma ihalesi yapıldı ve 16 Mayıs 2012 tarihinde işe başlandı. Kimlik kartlarının 2013 yılından itibaren 3-4 yıl içerisinde tüm vatandaşlara dağıtılması öngörülüyor. Proje ile şu yöneliklerin getirilmesi hedefleniyor:
Sahtecilikten kaynaklanan vatandaş mağduriyeti önlenecek. e-Devlet kapsamında sunulan hizmetlere, internetin bulunduğu her yerden (ev, iş yeri vb.) kimlik kartı ile erişilebilecek. Kimlik kartı seyahat belgesi olarak kullanılaKimlik kartı ile vatandaş farklı belge, bilecek. Kimlik Kartı, elektronik imza kart vb. taşımak durumunda kalmadan olarak kullanılabilecek. kimlik doğrulaması yapılabilecek. T.C. Kimlik No uygulamasında olduğu gibi Kimlik kartı, kamu kurumlarının vatantek kart-tek şifre dönemine geçilecek. daşa yönelik sunacakları hizmetlerde
elektronik iş süreçlerini destekleyerek bürokrasiyi azaltacak. Kamu hizmetlerinden yararlanan kişilerin hak sahipliği denetimi kolay ve güvenli bir şekilde yapılacak. Yetersiz kişi doğrulamasından kaynaklanan usulsüzlük, yolsuzluk ve mali kayıplar (sosyal güvenlik, sağlık, sigorta, bankacılık vb.) asgariye inecek. Sağlayacağı güvenli kişi doğrulaması nedeniyle e-Devlet hizmetlerinin niteliği ve sayısı artacak.
Türk yönetmen ve yapımcıların filmleri, gişede elde ettiği rakamlarla yüksek bütçeli Hollywood filmlerini geride bıraktı Türk yönetmen ve yapımcıların aşk temalı filmleri, gişede elde ettiği rakamlarla yüksek bütçeli Hollywood filmlerini geride bıraktı. Vizyona girdikleri dönemde seyirciden büyük ilgi gören ''Selvi Boylum Al Yazmalım'', ''Asmalı Konak: Hayat'', ''Issız Adam'', ''İncir Reçeli'', ''Beni Unutma'', ''Aşk Tesadüfleri Sever'' gibi romantik filmlerin arasına son olarak James Bond serisinin son filmi ''Skyfall''u geride bırakan ''Evim Sensin'' de katıldı.
ANKARA - Özcan Deniz'in ''A moment to Remember'' isimli Kore filminin yerli uyarlaması olan ikinci filmi ''Evim Sensin'' gişede rakiplerini geride bırakarak en fazla izlenen film olmayı başardı. Yapım İlk 10 günde toplam 850 bin 604 kişi tarafından izlendi. ''Evim Sensin'' de başrolleri Fanriye Evcen ile yönetmenlik koltuğunda oturan Özcan Deniz paylaşıyor. Yapımda kırılmış kalbinin yaralarını üzerinde taşıyan Leyla'nın başından geçen bir ayrılığın sonunda baba evine dönmesi ve bir yandan kırılan kalbini, bir yandan da otoriter babası Selim ile olan bağını onarmaya çalışması anlatılıyor. Aynı anda vizyonda olan James Bond serisinin 23'üncü filmi ''Skyfall'' ise 151 kopyayla gösterime girdiği sinemalarda, ilk 10 günde 350 bin 16 seyirci tarafından izlendi. Yönetmenliğini Sam Mendes'in üstlendiği filmde, Daniel Craig, Javier Bardem, Ralph Fiennes, Ben Whishaw, Judi Dench, Naomie Harris, Helen McCrory, Albert Finney, Ola Rapace, Michael G. Wilson, Kris Dillon Jr, Craig Izzard, Carol Bunting, Berenice Marlohe, Rory Kinnear, Tonia Sotiropoulou ve Johanna Jeffress rol alıyor.
İngiltere, Rusya ve Türkiye ekseninde Avrupa'yı merkezine alan filmin resmi şarkısı ''Skyfall'', ünlü İngiliz şarkıcı Adele tarafından seslendirildi. Kana, gözyaşına, savaşa inat...AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, adından söz ettiren önemli yapımlara imza atan Türk yönetmenler ve yapımcılar da aşk temalı filmlerle seyirciyi sinema salonuna çekiyor ve gişede hatırı sayılır bir başarıya imza atıyor. Son 10 yılda seyircinin hatıralarında yer edinen romantik aşk filmleri arasında ''Asmalı Konak: Hayat'', ''Issız Adam'', ''İncir Reçeli'', ''Beni Unutma'', ''Aşk Tesadüfleri Sever'' gibi yapımlar geliyor. Ayrıca 1977'de çekilen ''Selvi Boylum Al Yazmalım''da her dönemde seyircinin ilgisini çekecek gibi görünüyor. (AA) - Şenay Ünal / Yayıncı: Selçuk Aval
40
AMERİKA HABERLERİ
ABD Başkanı Obama, silah kontrolü düzenlemeler için bir görev gücü oluşturdu ABD Başkanı Barack Obama, Connecticut saldırısının ardından, ülkede, silah kontrolüne ilişkin düzenlemelerin araştırılması ve kendisine öneriler hazırlanması için Başkan Yardımcısı Joe Biden başkanlığında kurumlar arası bir görev gücü oluşturarak, ''Bu, insanların bir konu üzerinde 6 ay çalışıp, rapor yayınlayacağı, sonra da bir kenara itilecek bir şey değil. Bu, gerçek reformlar üzerine şimdi çalışacak çok spesifik bir ekip'' dedi. WASHINGTION (A.A) -Obama, Connecticut'ta 20'si çocuk, 6'sı yetişkin 26 kişinin ölmesine neden olan saldırıdan 5 gün sonra, silah kontrolüyle ilgili Beyaz Saray'da açıklama yaptı. Basın toplantısına ABD Başkan Yardımcısı Biden ile birlikte çıkan Obama, Connecticut saldırının gerçekleştiği 14 Aralık Cuma gününden bu yana ABD'nin değişik yerlerinde yaşanan silahlı eylemlere değinerek, her yıl 10 bin Amerikan vatandaşının silahların yol açtığı şiddet nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi. ''Bunu rutin olarak kabul edemeyiz'' diyen ve son olaydan sonra ülke genelinde bu konuda artan sağduyu ve tartışmalara işaret eden Obama, şunları kaydetti: ''Bu konudaki tartışmalar devam etmeli ama bu kez artık sözlerin eylemlere dönüşmesine de ihtiyaç var. Toplumumuzdaki her mantıksız şiddet vakasını önleyebilecek bir kanun olamaz. Akıl sağlığı tedavilerine ulaşım konusunda çalışmalıyız, silah ve şiddeti çok fazla metheden kültüre daha yakından bakmalıyız. Evimizin içinden başlayarak bu konuda her türlü adımı atmalıyız. Bu problemin karmaşık olması, artık bu konuda hiçbir şey yapmama bahanesini yaratamaz. Her şiddet eylemini önleyemeyecek olmamız, şiddeti azaltamayacağımız ve şiddetin en kötüsünü önleyemeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Bu nedenle, başkan yardımcım Biden'-
dan, ocak ayından sonraya kalmamak üzere bir dizi somut adımlar ortaya koymaları için kabine üyelerim ve diğer organizasyonlardan oluşan bir çabaya öncülük etmesini istedim.'' Obama, oluşturulan görev gücünün bir ay içinde bir dizi öneri ortaya koyacağını bildirdi. ''Umarım hafızalarımız çok kısa değildir ve yaşananlardan sonra bu konudaki heyecan bir ay sonra geçmez'' ifadesini kullanan Obama, ''Son olaydan sonra Amerikalıların bu konuya yaklaşımı noktasında daha rahatım. Şimdi, bir şeyleri daha farklı yapmalıyız'' diye konuştu. Obama, görev gücünün çalışmasının kendisine ulaşmasının ardından, kendisinin de konuyla ilgili ortaya çok spesifik öneriler ortaya koyacağını ifade etti. Obama, basın toplantısı öncesinde, oluşturduğu görev gücüne yönelik ABD medyasında yer alan, ABD başkanlarının genelde bir konuyu hemen ele almamak ve zamana yaymak istediğinde bir komisyon oluşturduğuna yönelik yorumlarına da şu sözlerle cevap verdi: ''Bu Washington komisyonu değil. Bu, insanların bir konu üzerinde 6 ay çalışıp, rapor yayınlayacağı, sonra da bir kenara iteceği bir şey değil. Bu, gerçek reformlar üzerine şimdi çalışacak çok spesifik bir ekip'' dedi. Muhabir: Barışkan Ünal / Yayıncı: Tarkan Demir
Toyota 2.8 milyon aracı geri çağırıyor
Toyota, içinde Prius ve bazı Corolla modellerinin bulunduğu 13 model aracını geri çağırma kararı aldı. Japon otomotiv devi Toyota dünya genelinde 2.8 milyon aracını geri çağırma kararı aldı. Geri çağırmanın nedeni, direksiyon mekanizması ve hibrid sistemindeki su pompasında görülen sıkıntılar. Ağustos 2000 ile Ocak 2012 tarihleri arasında satılan ve aralarında Prius ve Corolla'nın da olduğu toplam 13 model geri çağırma kapsamında bulunuyor. Toyota, Japonya'dan 1.5 milyon, ABD'den 670 bin, Avrupa'dan 496 bin aracı çağıracak. Araçlar 50 dakikalık bir işleme tabi tutulacak.
Müzekart sahiplerine ferdi kaza sigortası
İSTANBUL (A.A) - Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Müzekart alanların 1 yıl boyunca sigortalanacağını bildirdi. Bakan Günay, İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nde, Müzekart ferdi kaza sigortası tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, son yıllarda kültür varlıklarının iyileştirilmesi konusunda önemli adımlar attıklarını söyledi. Müzelerin mağazalarını iyileştirdiklerini belirten Günay, şu anda mevcut 60'ın üzerindeki mağazanın Avrupa standartlarında, hatta bazılarının üzerinde olduğunu ifade etti. Günay, müze ve ören yerleri giriş sistemini de iyileştirdiklerini
dile getirerek, ''Şu anda 60'ya yakın müzenin giriş sistemi yenilenmiş durumda. Hem merkezi kontrollerimiz hem de çalışanlarımızın nitelikleri her bakımdan gelişmiş durumda. Bu, geçmiş yıllardaki yanlış uygulamaların ortadan kalkmasına, daha yüksek ziyaretçi sayılarına ulaşmamıza ve hem mağazalardaki hem de giriş sistemindeki iyileşmelerle müze gelirlerimizin artmasını sağladı'' diye konuştu.Müzekart sahibi olmanın ''kültür ilişkisi belgesi'' haline gelmesi üzerine kartı geliştirmeye karar verdiklerini anlatan Günay, hazırladıkları Müzekart+ modelinin bazı kültürel etkinliklerden indirimli yararlanma imkanı sağladığını dile getirdi.
Günay, Müzekart sahipleri için yeni bir çalışmaya imza attıklarını aktararak, ''1 Ekim'den itibaren Müzekart alanlar Bakanlık Döner Sermaye İşletmesi Merkezi Müdürlüğü (DÖSİMM), Zurich Sigorta ve Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB)- MTM İş Ortaklığı'nın katkılarıyla 1 yıl boyunca sigortalanacak'' dedi. Bunun ekonomik bir sözleşme olmadığını, tamamen sosyal dayanışma sözleşmesi olduğunu vurgulayan Günay, çalışmada emeği geçenlere teşekkür etti. Günay, projenin Müzekart satışlarını arttıracağına inandığını belirtti. Muhabir: Nurhan Çorlu / Yayıncı: Sibel Ertürk Kurtoğlu