FORUM Newspaper 145th Issue

Page 1

FEDERASYON ALİ ÇINAR YÖNETİMİNDE ABD'deki Türk derneklerinin New York merkezli çatı kuruluşu Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu (TADF) Başkanlığına Ali Çınar seçildi. Seçilmesinin ardından derneklere hitaben konuşma yapan Çınar, ''İlişkiler odaklı değil, icraat odaklı yeni bir TADF göreceksiniz'' dedi

Turkish American Newspaper Hayrettin Turan’ın Özel Araştırması

11.

Year 9 Issue 145

sayfada

January 28, 2012

Semi monthly $ 1.00

'Avrupa'nın kibri, Avrupa'yı yok edecek' Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, dünyanın büyük bir değişim ve dönüşüm içerisinde olduğunu, ancak Avrupa'nın bu değişim ve dönüşümün gerisinde kaldığını ifade ederek, ''Avrupa'nın kibri, Avrupa'yı bitirecek'' dedi. ''Türkiye'nin nihai politika hedefi, bölgede kadim ekonomik işbirliğini kurmak ve dünyayla bütünleşmektir. Siyasi sınırlara saygı göstererek, ekonomik sınırları kaldıracağız'' -''Biz Avrupa tarihinin bir parçasıyız. Nasıl ki geçmişte Avrupa tarihi bizsiz yazılamamışsa, kim ne derse desin, gelecekte de Avrupa tarihi bizsiz yazılamayacak'' ''Türkiye'nin dış politikası, komşularıyla sıfır sorun ve entegrasyon üzerine kurulu. Ancak nihai politika hedefi, bölgede kadim ekonomik işbirliğini kurmak ve dünyayla bütünleşmektir. Siyasi sınırlara saygı göstererek, ekonomik sınırları kaldıracağız''. Ayrıntılı haber

18.

sayfada

Washington Post:

"Obama'nın Türkiye ile ilişkileri en iyi dış politika başarılarından biri" ABD'nin saygın gazetelerinden The Washington Post gazetesinde yayımlanan yazıda, ABD Başkanı Barack Obama'nın Türkiye ile ilişkileri idare etme şekli, onun en iyi dış politika başarılarından biri olarak nitelendi. Obama'nın, iktidarının hemen başlarında Erdoğan'a yanaşmaya başladığı ve ilk yurtdışı ziyaretlerinden birini İstanbul'a yaptığının belirtildiği yazıda, Obama'nın Türkiye'deki konuşmasında, ABD'nin hem Türkiye hem de daha genel anlamda Müslüman dünyasıyla daha güçlü ilişkiler kurma sözü verdiği hatırlatıldı. Haberin devamı

20.

sayfada

Norveç Başbakanı: Avrupa konusunu halkınıza sorun Norveç Başbakanı Jens Stoltenberg, İstanbul ziyareti sırasında arkadaşımız Hayrettin Turan’ın Türkiye - Norveç ilişkileri ve bölgeyi ilgilendiren siyasi olaylar ile ilgili sorularını cevaplandırdı. Stoltenberg, Türkiye’nin AB üyeliği konusundaki soruyu cevaplandırırken, “Biz AB'ye üye olup olmamayı iki defa halkımıza sorduk, ikisinde de 'hayır' çıktı. Türkiye'de de buna halk karar vermeli.” dedi. Hayrettin Turan’ın Özel haberi

10.

sayfada



New York, ABD’nin en antipatik kenti

NEW YORK – New York, agresif şoförleri, az gülen yayaları ve acelesi olan sekiz milyondan fazla nüfusuyla ABD’nin en antipatik kenti seçildi. Travel and Leisure adlı turizm dergisinin sınıflandırmasına göre, Miami ikinci sırada yer alırken, Washington üçüncü, Los Angeles de dördüncü sırada yer aldı. Dergiye açıklama yapan bir uzman, ”New York’ta insanların her zaman acelesi vardır” dedi. Dergiye göre, yaşamaya daha fazla zaman ayrılan New Orleans ve Charleston kentleri ise ABD’nin en sempatik kentleri seçildi. (A.A)


SATILIK EV

Aynı arsa üstünde 2 ailelik ev “2 Ailelik evim olsun, birinde kendim oturayım diğerini kiraya vereyim.” diyorsanız işte size aradığınız fırsat... Kiracıyla altlı üstlü değil, yan yana bir komşu gibi yaşayın... Hem siz hem de kiracınız müstakil evde oturmanın keyfini sürsün... Clifton’ın en güzel caddelerinden birisinin üstünde.. Okulllara yakın, toplu ulaşım araçları güzergahı üzerinde... Fiyatı de çok uygun.. Öyleyse ne duruyorsunuz? Hemen arayın size evleri gezdirelim... TAYLAN REALTY   201-220-6609

CLIFTON’DA SATILIK 2 MÜSTAKİL EV NEW JERSEY

1 ev fiyatına

2

müstakil ev

$ 349,000

Öndeki Ev:

Arkadaki Ev:

* 2. katta halı kaplı 3 Yatak odası * 1. katta Salon / Yemek Odası, Mutfak - Yeni dolaplar- Ocak/Fırın- Microwave, Washdisher * 2 Banyo (Cakuzi)/ Tuvalet, Washer &/ Drier * Attic ve Basement var, yeni boiler, water heater, baseboard * 3 arabalık driveway, Dışarıda 1 Malzeme deposu. Ev 6 yıl önce restore edildi.

* Bu ev 5 yıl önce baştan aşağı yenilendi. * 2. katta 2 Yatak odası, Salon, laminate parke, geniş deck * 1. katta Yeni Mutfak - Yeni dolaplar, salon, laminate parke, Ocak/Fırın- Microwave * 2 Banyo & Tuvalet, yeni boiler, water heater, baseboard. * Basement yok, street parking * 3. kat ( attic) oturulabilir yükseklikte * Dışarıda 1 Malzeme deposu

www.ForumGazetem.com

www.turkishsuperpages.com Dünyanın en büyük karikatürü Pınarhisar'da çizildi

Kırklareli'nin Pınarhisar ilçesinde, karikatürist Erdil Yaşaroğlu "Galaksiye Notumuz Var!" projesi kapsamında dünyanın en büyük karikatürünü çizerek, Guinness Dünya Rekorları listesine girdi.

Pınarhisar Kaymakamı Mevlüt Özmen, bu projenin Samsung'un kendine ait bir tanıtım projesi olduğunu söyledi. Samsung'un Galaxy Note telefonlarının tanıtımı için böyle bir projenin hayata geçirildiğini ifade eden Özmen, şöyle konuştu: "Samsung, bu projeyi İstanbul'da yapmayı planlıyordu. Biz bunları Pınarhisar'a davet ederek, yer tahsis ettik. Pınarhisar'a dünyanın en büyük karikatürünü çizdirdik. Bu karikatürde de slogan olarak 'Galaksiye Notumuz Var!' kullanıldı. Biz orasını park alanı, rekreasyon alanı olarak düşündük. Çok sayıda fidanla karikatür çizildi. Buraya şimdi kısmetse bir kule kafe yapıp,

karikatürü yukarıdan gözükebilecek şekilde tamamlamak istiyoruz. Henüz proje bitmemiş durumda. Bu karikatür Google arama motorundan çıplak gözle görülebilecek nitelikte. Bu karikatür Guinness Dünya Rekorları listesinde yerini aldı. Dünyanın en büyük karikatürü olarak tescillendi." Samsung Electronics'ten yapılan yazılı açıklamaya göre de, Erdil Yaşaroğlu'na Guinness Dünya Rekoru sertifikası, Samsung Electronics Türkiye Cep Telefonları Pazarlama Müdürü Cem Sezer ile birlikte, Guinness World Records Türkiye Temsilcisi ve Tescilli Hakemi Şeyda Subaşı Gemici tarafından takdim edildi. AA

Türkiye, 2011 yılında 142 ülkeye 405 bin ton makarna ihraç etti Makarna ihracatında İtalya'nın ardından ikinci sırada yer alan Türkiye, 2011 yılında 142 ülkeye 405 bin ton makarna ihraç etti. Türk makarnası, Cibuti'den, Kongo'ya, Tanzanya'dan Madagaskar'a, Moritanya'dan Çin'e kadar 5 kıtada 142 ülkeye ihraç edildi ve 288 milyon 942 bin dolar gelir elde edildi.

KONYA - Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Selva Gıda Genel Müdürü Mehmet Karakuş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 22 üreticinin faaliyet gösterdiği sektörün 1 milyon 700 bin ton üretim kapasitesine sahip olduğunu, kapasite kullanımının ise 850 bin ton civarında olduğunu söyledi. Sektörün son yıllarda yapılan yatırımlarla kapasite kullanımını artırdığını ve ihracatta önemli bir ivme kazandığını dile getiren Karakuş, 2008

yılında 175 bin, 2009'da 215 bin, 2010'da da 295 bin ton makarna ihracatı gerçekleştirdiklerini, 2011'de ise 400 bin ton hedefi koyduklarını belirtti. Makarna ihracatında İtalya'nın ardından dünya ikincisi olan Türkiye'nin, elde ettiği gelir açısından ise rakiplerinin gerisinde kaldığını ifade eden Karakuş, ihracata yönelik makarna fiyatlarının artırılması hedeflerinin olduğunu kaydetti.


Asırlık el yapımı "şifreli kilitler"e büyük ilgi

Kütahya'nın Tavşanlı ilçesinde, 1900'lü yılların başında üretimine başlanan ve günümüzün teknolojik kilit sistemlerinin şifreye dayalı temel mantığını esas alan el yapımı kilitler, sadece şifreyi bilen sahibi tarafından açılabildiği için halen ilgi görüyor. Tavşanlı'da el yapımı kilit üreten tek usta olan Mahir Sayın, Tavşanlı kilidinin, 1880'li yıllarda Rusya'dan ilçeye gelen Yusuf Usta'nın geliştirdiğinin bilindiğini ifade ederek Tavşanlı'da kilitlerin geleneksel bir önemi vardır. Hiçbir evin, hiçbir dolabın, hiçbir sandığın kilidini başka bir anahtar açamaz. Çünkü her kilit kendine has küçük farklarla şifre içermektedir." dedi

Antep'in tarihi evleri turizme kazandırılıyor Tarihi Antep evleri restore edilerek turizme kazandırılıyor. Evlerin bazıları butik otel olarak işletilirken bazıları da kafeye çevriliyor. Şehrin eski yerleşim bölgelerinden Bey, Eblahan ve Türktepe Mahallelerindeki eski Antep evleri restore edilerek turizme kazandırılan taş yapılı bu mekanlar, kışın ılık yazın serin olması nedeniyle de dikkat çekiyor. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey, yaptığı açıklamada, kaybolmaya yüz tutan kültürel zenginliklerin yeniden ortaya çıkarılması, eski kent dokusunun korunması ve yaşatılması amacı ile bir çok yapıyı restore ederek ve cephe düzenlemeleri ile bölge halkının hizmetine sunduklarını söyledi. Güzelbey, "Böylece tarihi ve kültürel mirasa bütünsel bir yaklaşım sergilenmiş ve bölgeyi ziyarete gelen yerli yabancı turistlerin kullanacağı bir kültür aksı oluşturulmasını hedefliyoruz. Şu ana kadar yaptığımız çalışmalarda bine yakın restorasyon gerçekleştirdik" dedi. Güzelbey, amaçlarının modern kent alanı içinde geleneksel mimarinin tanıtılması ve yaşatılması olduğunu ifade etti. Tarihi ve kültürel mekanların bulunduğu bu semtlerin ve sokakların ko-

runmasına özel bir önem verdiklerinin altını çizen Güzelbey, şöyle konuştu: "Antep evleri ve sokakları hak ettiği özgün kimliğine kavuşacak ve Bey Mahallesi ile birlikte bu sokaklar bir çekim merkezi haline gelecektir. Turizm potansiyelinin artacağı gibi geleneksel dokunun korunmasıyla tarihten gelen tüm yaşam izlerinin nesiller boyu yaşatılması sağlanacağı bu projemiz, diğer bü tün projelerimizde olduğu gibi kamu-sivil birlikteliğinin bir örneği olacaktır." Restorasyon işlerinin başında bulunan Gaziantep Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Daire Başkanı Sezer Cihan da, kültür ölçekli kalkınmanın önemine dikkat çekti. -Antep EvleriGaziantep'in eski evleri kendilerine özgü bir mimariye sahip. Havara veya

Keymıh adı verilen yumuşak kalkerli taşlardan inşa edilen bu evler, kentin eski semtlerinde bulunuyor. Antep evleri, genelde bir ya da iki katlıdır, üç katlı olanlara da rastlanır. Kalın duvarlı olan bu evlerde,zemin katların altında kayaların içine oyulmuş mahsenler bulunuyor. Mahsenlerde pekmez ve zeytinyağı gibi yiyecekleri depolamak için özel bölümler bulunuyor. Büyük dış kapıdan eve girildiğinde ilk olarak "hayat" denilen geniş bahçeli alan görülüyor. Hayatın değişik yerlerinde farklı amaçlar için kullanılan odalar yer alıyor. Evleri pencereleri sokak yerine avluya açılan evlerin pencerelerinin üzerinde "kuş tağası" denilen küçük pencereler bulunuyor. Evin havalandırılmasında kullanılan bu pencerelerden odaların aydınlatılmasında da yararlanılıyor. AA - - Adem Yılmaz


6

SAĞLIK HABERLERİ

Bu çaydan içen eşiyle kavga etmiyor

dan oluşan çayın günde 1 litreye yakın demleme usulü tüketilmesi gerektiğini söyleyen Yaşar, "Çayın içimi güzel, sinirleri yatıştırıcı etkisi nedeniyle de bir alan bir daha alıyor" dedi. Yaşar, karı koca kavgasına son veren çayın en çok sattıkları ürünlerden biri olduğunu ve ürünü daha ziyade kadınların tercih ettiğini ifade etti.

Son yıllarda her derde deva olarak sunulan bitkisel önerilerden biri de aile içi anlaşmazlıklar için önerilen karı koca kavgası çayı. Çayın sinirleri yatıştırıcı etkisi karı koca kavgalarına çözüm olacağa benziyor. Kayserili Herbalist Birgül Yaşar, karı koca kavgasına son veren çayı aile içi anlaşmaz yaşayan çiftler için öneriyor. Oğul otu ya da melisa ile nar çiçeği karışımın-

Yaşar, "Sanırım kadınlar eşlerinden daha çok şiddet görüyor ki, onlar daha çok alıyorlar. Ama eşleri için alıyorlar. Bazı müşterilerimiz çayın e şlerine iyi geldiğini ve sakinleştirdiğini söylüyor ve tekrar tekrar satın alıyor" dedi. Yaşar, müşterilerinin karı koca kavgasına son veren çayı Saklıbahçe Çay Evi'nde bulabileceklerini sözlerine ekledi. Selma Kara -IHA




ANAYURT HABERLERİ

Konya, bilimin merkezi olacak Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, Türkiye'nin ilk Bilim Merkezi'nin inşaatının tamamlanmasıyla Konya'nın bilimin de merkezi olacağını belirterek, TÜBİTAK ile yürütülen çalışmanın şehrin değerini artıracağını ifade etti. KONYA - Akyürek, TÜBİTAK desteğiyle Türkiye'nin ilk Bilim Merkezi'ni Konya'ya kazandırdıklarını anımsattı. Yapımı devam eden Bilim Merkezi inşaatında incelemelerde bulunduğunu anlatan Akyürek, Bilim Merkezi'nin sadece Konya'ya değil, bölgeye ve tüm ülkeye hizmet vereceğini vurguladı. Bilim Merkezi'nin tamamlanmasıyla Konya'nın bilimin de merkezi olacağına dikkati çeken Akyürek, "Burada ortaya konacak doğru örnek birçok şehirde uygulanmış olacak. Merkezde sergiler en büyük alanı oluşturuyor. Gözlemevi ilgi çekecek bölümlerden olacak. Ayrıca, Bilim Merkezi içinde planetaryum (Gezegenevi) bulunacak. Bu da bölgemizde ilk defa yapılıyor ve çok ilgi görecek. Bilimsel çalışmaların, belgesellerin, öğrencilerin fikri gelişimini artıracak yayınların izlenebileceği bir alan olacak" dedi. TÜBİTAK ile yürütülen çalışmanın şehrin değerini artıracağını vurgulayan Akyürek, "Bilim Merkezi'nin yapıldığı bölge, Mevlana Müzesi çevresinden sonra Konya'nın en önemli ikinci cazibe merkezi olacak. Ankara Yolu üzerinde Konya'ya değer katacak olan bu eser büyük emeklerle yapılıyor. Organize Sanayi Bölgesi'nin yanında olması Konya sanayisine de değer katacaktır. Burada orta vadede bir sanayi müzesinin de hayata geçeceğini düşünüyorum" diye konuştu. 2013 yılında hizmet vermeye başlayacak Bilim Merkezi, 62 milyon liraya mal olacak Akyürek, Bilim Merkezi'nin planetaryumu, gözlemevi, sergi salonları, laboratuvarları, Konya kültürünü anlatan bölümleri, bilimsel gelişmelerin aktarılabileceği ortamları ve çevre düzenlemesiyle Türkiye'ye model olacağını da sözlerine ekledi. TÜBİTAK tarafından desteklenen Türkiye'nin İlk Bilim Merkezi 62 milyon liraya mal olacak. Konya Organize Sanayi Bölgesi'nde 99 bin 347 metrekarelik bir arazi üzerinde toplam 26 bin 248 metrekarelik kapalı alanı bulanacak Bilim Merkezi'nin yapımı Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından, sergilerin ve eğitim programlarının temini de TÜBİTAK tarafından gerçekleştirilecek. Öncelikle her yaştan öğrenciler ile öğretmenlere hitap edecek Bilim Merkezi'nin araştırmacı, yenilikçi ve özgüven sahibi bireylerin yetiştiği bilgi toplumunun oluşmasına katkıda bulunması hedefleniyor. Konya Bilim Merkezi'nin 2013 yılında hizmet vermeye başlaması planlanıyor.

9


10

ÖZEL HABER / MÜLAKAT

Norveç Başbakanı Stoltenberg:

“Avrupa konusunu

halkınıza sorun”

Norveç Başbakanı Jens Stoltenberg, İstanbul ziyareti sırasında arkadaşımız Hayrettin Turan’ın Türkiye - Norveç ilişkileri ve bölgeyi ilgilendiren siyasi olaylar ile ilgili sorularını cevaplandırdı. Stoltenberg, Türkiye’nin AB üyeliği konusundaki soruyu cevaplandırırken, “Biz AB'ye üye olup olmamayı iki defa halkımıza sorduk, ikisinde de 'hayır' çıktı. Türkiye'de de buna halk karar vermeli.” dedi. HAYRETTİN TURAN – ÖZEL HABER – İSTANBUL Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın resmi davetlisi olarak ülkemize gelen Norveç Başbakanı Jens Stoltenberg, gazetemize özel açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin çok modern bir ülke olduğunu ve dünyadaki öneminin her geçen gün daha da arttığını dile getiren Stoltenberg, Avrupa Birliği (AB) üyeliği konusunda ilginç cümleler kullandı. Kendilerinin AB üyeliğini iki defa halka sorduklarını ve ikisinde de "hayır" sonucu ile karşılaştıklarını ifade eden Stoltenberg, "Aynı yöntemi Türkiye de kullanmalı. Buna halkınız karar vermeli" dedi. AB'ye üye olmayı reddeden Norveç'in ekonomik refahının hatırlatılması ve bunun Türkiye için de örnek olup olamayacağı sorumuza karşılık Başbakan Stoltenberg; "Norveç'in üye olmamakla birlikte AB ile çok sıkı bir ilişki içindedir. Sağlam temellere oturmuş bir ekonomimiz var. Halkımız karar verdi AB'ye girmek istemedi. Norveç'te iki halkoylamasından AB'ye iki defa 'hayır' çıktı. Halkımız karar verdi, AB'ye girmek istemedi biz de buna boyun eğdik. Tabii, petrol ve doğalgaz ihracatımız bizi güçlü kılıyor. AB gibi bir oluşumun şemsiyesine ihtiyaç duymadık. Ancak AB ile Norveç arasında mal ve hizmet dolaşımı serbest. AB ile bütünleşmiş bir durumdayız. AB'nin en büyük ticari ortakları arasındayız. Türkiye'nin durumu ve şartları farklı. Türkiye'nin AB'ye tam üye olma hedefini destekliyoruz AB üyeliği konusuna Türk halkının karar vermesi gerekiyor" diye konuştu.

Kızını bulmak için İsviçre'ye yürüyor

İLİŞKİLERİMİZ MÜKEMMEL Norveç Başbakanı Jens Stoltenberg, Norveç ile Türkiye arasındaki ilişkileri "mükemmel" olarak niteledi. Türkiye'nin Asya ile Avrupa arasında köprü olarak önemli bir rol üstlendiğini söyleyen Stoltenberg, başta hidroenerji ve denizcilik olmak üzere Türkiye ile pek çok alanda işbirliğine gitmek istediklerini bildirdi. Başbakan, Norveç olarak bu alanda geniş tecrübelerinin bulunduğunu, elektriklerinin yüzde 90'ını böyle sağladıklarını ve bu alanda Türkiye ile birlikte çalışmak istediklerini sözlerine ekledi. Başbakan Stoltenberg, Türkiye ile denizcilik alanındaki mevcut işbirliğini daha geliştirmek istediklerini de kaydederek, aynı zamanda turizm alanındaki ilişkileri de daha güçlendirmeyi amaçladıklarını belirtti. Norveç'in sudan enerji üretiminde son noktaya geldiğini anlatan Başbakan, Türkiye'de de bu konuda potansiyel olduğunu, tecrübelerin ortak çalışmalar yaparak, bunların kullanılabileceğini ifade etti. Stoltenberg, "Enerjimizin neredeyse yüzde 99'unu sudan karşılıyoruz" dedi. TÜRKİYE ÇOK İLERLEDİ Türkiye'nin son dönemde çok önemli bir ilerleme sağladığını, gerek bölgesel gerekse küresel olarak çok önemli bir rol oynadığını ifade eden Başbakan Stoltenberg, "Türkiye'nin gerçekten çok büyük bir hızlı büyüyen güçlü bir ekonomisi var. Derin bir mali kriz yaşayan Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında

Türkiye'nin çok büyük bir performans gösterdiğini görüyoruz. Türkiye ve Norveç bu anlamda bağlarını geliştirebilirler.

laşmalara varmak için çalışmalar yapılacaktır" ifadelerini kullandı.

Aynı zamanda gemicilik konusu, gemi yapımı konusu, gemi ekipmanları konusu bugün günümüzde gerçekten Türkiye ve Norveç arasında önemli bir ilişki kaynağı. Türkiye de bu konuda gerçekten çok nitelikli bir iş gücü var. Norveçli şirketlerle de çok iyi bir şekilde işbirliği yapabiliyor. Ve bu konuda, denizcilik sektöründe aslında tarihi çok geçmişe dayanan bağlarımız ve ilişkilerimiz var. Çünkü Norveçli Vikingler yaklaşık bin yıl önce gelmişler. Vikingler yani o zamanlarda Osmanlı döneminde hatta Osmanlı döneminden önce Bizans döneminde çok önemli binaların kurulmasından sorumlulluklar aldılar. Ayasofya'yı ziyaret ettim, orada da milattan sonra 900 yılından Vikinglerden kalma bazı yazılar gördüm" diye konuştu.

Stoltenberg, Suriye ile ilgili sorularımıza karşılık da şu açıklamalarda bulundu: "Suriye konusunda çok endişeliyim. Suriye yönetimi bir an önce politika değiştirerek, barışçı, çok partili, demokratik bir sisteme geçiş sürecini başlatması gerekiyor. Suriye'de barış sağlamanın en önemli yolu Beşar Esad'ın görevi bırakması ve ülke yönetimini başkalarına devretmesi. Türkiye'nin Suriyeli sığınmacılara barınma sağlaması çok takdire şayan. Uluslararası toplum Esad üstündeki baskısını güçlü bir şekilde uygulamaya devam etmesi ve şiddetin sona ermesi için çalışması gerekiyor."

ESAD ARTIK GİTMEK ZORUNDA

BİRLİKTE PETROL ARAYABİLİRİZ Norveç ile Akdeniz ve Karadeniz'de açık deniz aramasında ortaklık yapmanın mümkün olup olmadığı sorusuna ise Norveç Başbakanı Stoltenberg, Norveç şirketlerinin derin deniz, petrol ve gaz aramacılığının geliştirilmesinde mükemmel denilecek bir tecrübelerinin olduğunu ifade etti. Stoltenberg, petrol arama konusunda Türkiye ve Norveç arasında önemli bir potansiyel olduğuna inandığını belirterek, "Şimdiye kadar somut bir araştırma söz konusu değil. Ancak offshore petrol ve gaz arama faaliyetleri konusunda Norveç'te çok nitelikli şirketler var. Umuyorum ki gelecekte Türk şirketlerle birlikte an-

Muğla'nın Bodrum ilçesinden İsviçre'ye kızını bulmak için yürüyen Mustafa Yılmaz, Aydın'ın Söke ilçesine ulaştı. Muğla'nın Bodrum ilçesinde yat yapım ustası olduğunu belirten Yılmaz, "8 yıl önce, boşandığı eşi tarafından yurtdışına kaçırılan kızını, Türkiye'deki hukuki süreçleri kazanmasına rağmen bulamadığını" öne sürerek, kızının bulunması için 100 bin dolarlık ödül koyarak Bodrum'dan İsviçre'ye yürümeye başladığını ifade etti. Yılmaz, kızının bulunması için her türlü fedekarl ığı yapmaya hazır olduğunu dile getirerek, "Önümde yağmurlu günler var. O günlerde yürüyemeyeceğim. Çadırımı kurup yağmur kesilinceye kadar konaklayacağım. İnsanlar çok duyarlı ve bana destek veriyor. 5 günden beri yoldayım ve hava güzel gidiyor. Kızıma kavuşacağıma inanıyorum ve onu kucaklayıp öpeceğim günü iple çekiyorum" diye konuştu. AA


AMERİKA HABERLERİ

11

Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu Başkanlığına Ali Çınar seçildi NEW YORK - ABD'deki Türk derneklerinin New York merkezli çatı kuruluşu Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu (TADF) Başkanlığına Ali Çınar seçildi.

TADF’ın yeni Başkanı Türk Amerikan Toplumunda güvenilen bir isim 12 yıl önce Amerikaya eğitim amaçlı gelerek, New Haven Üniversitesinde MBA masterı yapan Çınar, aynı üniversitenin “İletisim ve Profesyonel Etik Merkezlerinde” Araştırma Görevlisi olarak çalıştı. Mezun olurken, Üniversite Rektörlüğü tarafından 500 Uluslarası öğrenci arasından “ En İyi Olağanüstü Uluslarası Öğrenci” ödülü alan Çınar, 2004, 2005 ve 2006 yıllarında, Harvard Business School , MİT ve New York üniversitelerinde işletme diploma programlarını başarı ile tamamladı. 2004 ve 2005 yıllarında Amerikan Askeri Akademisinde ” Dünyada İşletme ve Pazarlama ” konusunda konuşmacı olarak katılan Ali Çınar, halen Fortune 500de yer alan bir firmada yöneticilik yapıyor.

TADF'nin iki dönem başkanlığını yapan Kaya Boztepe'nin görev süresinin dolması üzerine Türkevi'nde yapılan seçimlerde Ali Çınar, ABD'de faaliyet gösteren 42 Türk derneğinin oluşturduğu TADF'nin 2012-2013 dönemi başkanlığına seçildi. Seçimde TADF'nin üyesi olan 42 derneğin delegeleri, adaylığını açıklayan Ali Çınar ve Güşan Yediç için oy kullandılar. Daha önce aday olduğunu duyuran Faruk Acar ise seçim öncesinde Ali Çınar lehine adaylıktan çekildiğini açıkladı. Çınar, 124 dele-

genin oyunu alıp başkanlığa seçilirken Yediç 85 oy aldı. Seçilmesinin ardından derneklere hitaben konuşma yapan Çınar, ''İlişkiler odaklı değil, icraat odaklı yeni bir TADF göreceksiniz'' dedi ve teşekkür etti. Ali Çınar daha sonra TADF'nin icra kurulu üyelerini açıkladı. Çınar, ABD'deki Türk toplumunun aktif üyelerinden biri olarak yıllardır çeşitli derneklerde pekçok görev üstlenen, Türk-Amerikan ilişkilerinin geliştirilmesi için çaba harcayan, Türk toplumunun iyi tanıdığı bir isim. (A.A)

Türk Amerikan ilişkilerinin geliştirilmesinde aktif rol oynayan Çınar, Amerikan Temsilciler Meclisi’nde Türk Dostluk grubu üye sayısının artması için yoğun çalışmalar yapmasının dışında bilhhasa New York ve Connecticut Bölgelerinde üye sayının artmasında etkin rol oynadı. Türk Dünyası konularında Columbia Üniversitesi de dahil olmak üzere bir çok kuruma konuşmacı olarak davet edilen Çınar, yaptığı farklı etnik ve kültürel çalışmalar ile New York civarında birçok başarıya imza attı. Türkiye’nin milli davalarında takım arkadaşları ve geçmiş dönem başkanları ile yakinen çalışan Ali Çınar, Türk Amerikan Toplumu’ndaki liderlik sıfatını bitmek bilmez enerjisinin yanısıra, ülkesi ve milletine olan derin sevdası sayesinde verdiği hizmetlerle kazanmış bir değer olarak dikkat çekiyor. Dernekler ile olan ilişkisi Daha önceki dönemlerde, Türk Amerikan Dernekleri Federasyonunda Genel Sekreterlik ve Başkan Danışmanlıkları,ATAAde Doğu Yakası Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulunana Çınar hali hazırda, Ali Yurtdışında Yaşayan Vatandaşlar Danışma Kurulu Üyeliği, Güney England Türk Amerikan Kültür Derneği , New York Başkan Yardımcılığı, FB USA Yönetim Kurulu Üyeliği, ASA Başkan Danışmanlığı, AAC Doğu Yakası Başkan Yardımcılığı,Genç Türkler Başkan Danışmanlığı, TURANT Basın Danışmanlığı ve Üyeliği, İUMEZUSA Kurucu Başkanlığı, TASSA Üyeliği, Birleşmiş Milletler Amerika Genç Kolları Üyeliği, ATS Üyeliği, Türk Amerikan Hars Birliği Başkan Danışmanlığını da yürütüyor. Ali Çınar,çeşitli yayın kuruluşlarında yazar olmasının dışında, Birleşmiş Milletler , New York Polis Departmanı, ve Amerikan İçişleri Bakanlığı Yabancı Gazeteciler Dairesinden onaylı basın kartlarına sahip olmasının dışında, aynı zamanda resmi noterdir. Türk-Amerikan Toplumu içinde Ödülleri : 2007-2011 yılı arasında Türk Amerikan kuruluşlarınca bir çok Takdir ve Teşekkür ödülüne layık görülen Çınar, 2007 yılında ATAA tarafından “ Yılın En İyi Genç Lideri “ seçilirken, 2008-2009 arasında İstanbul Üniversitesi Mezun USA Derneği, Türk Amerikan Kuzey Teksas Derneği , Amerika Azerbaycan Cemiyeti, Long ısland Kore Gazileri Dernekleri’nden çeşitli ödüller almıştır. 2010 yılında Birleşmiş Milletler ile ortak çalışmalar yapan 200,000 bin üyesi olan JCı adlı kuruluş tarafından Turkiye’de “Yilin En Basarii Siyaset ve Kamu Lideri” seçilen Çınar, 2011 yılında Türk Amerikan Ticaret ve Sanayi Odası tarafından da Türk-Amerikan toplumuna yaptığı katkılardan dolayı teşekkür ödülü ile takdir edilmiştir. Ayrıca, bazı Türk-Amerikan basın kuruluşları arasında da en başarılı Aktivistler arasında gösterilip ödül alan Çınar; Amerika’daki yapılan çeşitli Türk festivallerine desteklerinden dolayı birçok teşekkür ödülü bulunmaktadır. Fatih Yeşil – New York

FORUM The Turkish-American Newspaper Publisher Murat Yeşil, Ph.D. Editor-in-Chief Fatih Yeşil Assistant Editor Sevinç Özbek Marketing Director Necmi Bahçe

Advertising Director

Mehmet Kachar 973-445-6552 Representatives Cahit Oktay - New York Yıldız Gündoğmuş - Ankara Oya Eren - Ankara Hayrettin Turan - İstanbul Feramiz Gökdemir - İstanbul Forum, The Turkish American Newspaper does not in way, shape or endorse, condone, or is responsible for any opinions, advertisements, misprints, typos and/or publication errors.

FORUM GAZETESİ REKLAM & İLAN SERVİSİ 973 - 573 - 0313 347 - 417 - 0683 973 - 445 - 6552 info@forumgazetem.com ilan@forumgazetem.com 1199 Main Avenue Clifton, NJ 07011 FORUM - The Turkish-American Newspaper is published twice a month (24 issues each year) by FORUM Newspaper LLC at 1199 Main Avenue, Clifton, N.J. 07011. Application to mail at periodicals postage rate at Clifton, N.J., 07015-9998. POSTMASTER - Please send address changes to FORUM Newspaper LLC, 1199 Main Avenue, Clifton, N.J. 07011 Tel: 973 - 573 - 0313 & Fax: 973 - 218 - 8440


12

YORUM

Önemli Telefonlar

Fransa, ettiğini bulacak Yeni bir sayıda daha Türkiye ve Amerika’dan seçme haber ve yorumlarla karşınızdayız. Sağlık ve afiyet dileklerimizle birlikte gündemdeki konuları değerlendirmeye başlayalım. Fransa’nın Ermeni yalanlarına geçit veren bir yasayı Senato’dan da geçirmesinin Türkiye’de yankıları uzun bir süre gündemi meşgul edecek gibi... Bugün Osmanlı yönetimine iftira atmaktan çekinmeyen Fransa, dün Osmanlının kendilerine verdiği destek sayesinde o zamanki Kralı Fransuva’yı Alman İmparatoru Şarlken’in elinden kurtardığını hatırlamak istemedi. Şu anda Türkiye’de faaliyet gösteren Fransız yatırımcıların nasıl bir sıkınıtıya düşebileceğini de hesaba katmadı... Ama “tarih tekerrürden ibarettir” atasözü boşuna söylenmiş bir söz değil. Sarkozy’nin “üç beş Ermeni oyu”nu kendi tarafına çekmek için yaptığı bu çirkin hamle elbette misliyle birlikte ülkesine ödetilecektir. Türkiye, artık dünün zayıf ülkesi değil. Dünyanın en büyük ekonomileri arasına giren Türkiye, bundan böyle Fransa’ya çok sıkıntılar yaşatabilecek güçte bir ülke. Federasyon Gemisi Kaptanını Buldu Amerika’da Türk toplumu için en önemli olaylardan birisi de geçen Pazar günü yapılan Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu “TADF” seçimleri idi. Seçim sonuçları beklenildiği gibi toplumumuzu her platformda temsil edebilecek kapasitede bir gencimiz olan Ali Çınar’ı Başkanlığa taşıdı. Çok yakından tanıdığım Ali Çınar, bu göreve gerçekten de layık bir kardeşimizdir ve görev süresi içinde çok önemli icraatlara imza atacağına inanıyorum. Biz kendisini FORUM Gazetesi olarak tebrik ediyor, başarılar diliyoruz.

T.C. Washington Büyükelçiliği T.C. Birleşmiş Milletler Temsilciliği T.C. New York Başkonsolosluğu T.C. New York Eğitim Ataşeliği T.C. New York Kültür ve Turizm Ataşeliği T.C. New York Ticaret Ataşeliği T.C. New York Ekonomi Ataşeliği T.C. New York Sağlık Ataşeliği T.C. New York Din ve Sosyal Hizmetler Ataşeliği T.C. New York Basın Müşavirliği KKTC - BM Temsilciliği T.C. Washington Büyükelçiliği T.C. Washington Silahlı Kuvvetler Ataşeliği T.C. Washington Basın Müşavirliği T.C. Washington Eğitim Müşavirliği T.C. Washington Ekonomi Müşavirliği T.C. Washington Ticaret Müşavirliği T.C. Washington Gümrük Müşavirliği T.C. Washington Kültür Tanıtma Müşavirliği T.C. Washington Büyükelçiliği Konsolosluk Şubesi T.C. Chicago Başkonsolosluğu T.C. Houston Başkonsolosluğu T.C. Los Angeles Başkonsolosluğu Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu - TADF Türk Amerikan Dernekleri Asemblesi - ATAA Türk Hava Yolları New York Ofisi T.C. Ziraat Bankası -New York Şubesi T.C. Vakıflar Bankası -New York Şubesi T.C. Ottawa Büyükelçiliği Kanada Türk Dernekleri Federasyonu New York Fatih Camii Rochester Hamidiye Camii New Jersey Paterson Ulu Camii New Jersey Karaçay Türkleri Camii

(202) 612-6700 (212) 949-0150 (212) 949-0160 (212) 687-8395 (212) 687-2194 (212) 687-1530 (212) 661-7494 (212) 450-9164 (212) 661-1039 (212) 867-9023 (212) 687-2350 (202) 612-6700 (202) 612-6770 (202) 612-6807 (202) 612-6810 (202) 612-6790 (202) 612-6780 (202) 612-6794 (202) 612-6800 (202) 612-6740 (312) 263-0644 (713) 622-5849 (323) 655-8832 (212) 682-7688 (202) 483-9090 (800) 874-8875 (212) 557-5612 (212) 621-9400 (613) 789-4044 (647)-230-9397 (718) 438-6919 (716) 482-4210 (973) 345-6584 (973) 345-1083

Gelelim Federasyon meselesine... Zaman zaman bu köşede dile getirdik... “Bu Federasyon nedir, ne değildir? diye soracak olursanız Türk toplumunun büyük bir kesiminden alacağınız cevap: “- Her Mayıs ayında New York’ta Türk Günü Yürüyüşü düzenleniyor ya... İşte bu Federasyon da o yürüyüşü düzenleyen bir kuruluştur.” olacaktır. Dernekçi arkadaşlarımız haricinde Federasyon’un gerçek anlamda ne iş yaptığını ve yapması gerektiğini bilen kaç kişi çıkar? Bu yüzden Başkan Ali Çınar ve ekibine düşen ilk görev, Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu “TADF”ı Türk Amerikan Toplumuna tanıtmaktır. Bunun çaresi de Federasyon’un sırça sarayı olan New York Türkevi’nden çıkıp halkın içine karışmaktır. “Halk burayı çok iyi biliyor ve her tür faaliyetlerimize katılıyor” diyecekler çıkacaktır. Onlara sorum şu olacak: “Şimdiye kadar Türkevi’nde yapılan faaliyetlerinize derneklerin başkan ve üyeleri ile kendini New York’un sosyetesi kabul eden entel takımından başka kimler katıldı? Bronx’da gaz basan Ahmet, Brooklyn’de bir restaurantta garsonlık yapan Cezmi, Paterson’da Car Wash’da çalışan Nazmi gibi insanlardan kaç tanesi sizin faaliyetlerinize katıldı? Oysa bu insanlar toplumumuzun çoğunluğunu meydana getiren sessiz kalabalıkları temsil ediyor. Onun için bu insanların da mutlaka oyuna dahil edilmeleri gerekiyor. Peki bu nasıl olacak? Federasyon yönetimi bu insanları ayağına çağırmayacak, onların ayağına gidecek... Bir başka ifadeyle, toplantılarını ve faaliyetlerini Türkevi ile sınırlı bırakmayacak... Türk nüfusun yoğun olarak yaşadığı her bölgeye yayacak faaliyetlerini... Federasyon yönetimi istedikten sonra salonlarını ona açmayacak bir Türk kahvehanesi ve resturantı yoktur. Bir gün Paterson’da, ertesi gün Brooklyn’de, sonra Lewittown’da... Yani her faaliyet farklı bir bölgede yapılacak. İşte o zaman toplum Federasyon’ı tanır ve desteğini verir. Yoksa Federasyon’un etkinliği sadece Türkevi’nin dört duvarı ile sınırlı kalır. Bu arada Federasyon Başkanlığı makamının siyasete bir atlama taşı olarak kullanılamayacağı, bu makamın sadece ve sadece Türk Amerikan Toplumuna hizmet aracı olduğu gerçeği de artık insanların zihnine yerleşmeli. Bu niyette olmayan insanlara da kim olurlarsa olsunlar asla fırsat verilmemeli. Bir sonraki sayımızda buluşabilmek dileğiyle...

OBAMA, ABD'yi en fazla turist çeken ülke yapmak istiyor ORLANDO - ABD Başkanı Barack Obama, ABD'yi en fazla turist çeken ülke haline getirmek istediğini söyledi. Obama, Florida eyaletinin Orlando kentindeki eğlence merkezi Disneyworld'de yaptığı açıklamada, ''Artık daha fazla turist olmasını istiyorum. ABD'nin dünyada turistlerin ilk geleceği yer olmasını istiyorum'' dedi. ''Turistler tarafından daha fazla para harcanması, daha fazla şirketin, daha fazla çalışanı işe alması demek'' diyen Obama, Florida'da ve ülkenin geri kalan bölgelerinde daha fazla iş imkanı yaratmak ve ekonomiyi güçlendirmek için somut önlemler almada kararlı olduğunu vurguladı. 11 Eylül saldırılarına atıfta bulunarak artık vize almanın kolay olmadığını belirten Obama, ''Elbette, ulusal güvenliğimiz öncelikli ve bu değişmeyecek. Ancak ABD'ye daha fazla turistin gelmesini istiyoruz. Her ikisini de yapmamak için neden yok'' diye konuştu. Obama, Brezilya, Hindistan ve Çin'den gelen turistlerin ABD'ye gelişinin kolaylaştırılmasını da istedi. Beyaz Saray'dan kısa süre önce yapılan açıklamada, Obama'nın turizm konusunda iş imkanlarını desteklemek amacıyla özellikle Çinlilerin ve Brezilyalıların vize almasını kolaylaştırarak ABD'yi turizm konusunda ilk sıraya taşımayı planladığı belirtilmişti. Obama, birçok federal yönetime, turizm faaliyetlerinin harekete geçmesi amacıyla önlem almaları çağrısında bulunduğu bir kararnameyi bu sabah imzalamıştı. Dünya Turizm Örgütü'ne göre ABD, 2010'da dünyada en çok turist çeken ülkeler arasında ikinci sırada yer aldı. Listenin ilk sırasındaki Fransa 2010'da 77,1 milyon, ABD ise aynı yıl 59,8 milyon turist çekti.


ANAYURT HABERLERİ

13

Türkiye'nin üç büyük kenti ''Dünyanın en hızlı büyüyen metropol ekonomileri arasında'' Türkiye'nin üç büyük kenti İstanbul, Ankara ve İzmir, ''dünyanın en hızlı büyüyen metropol ekonomileri arasında'' yer aldı. Mühendis Iraklı şoför soruyor: ‘Ne değişti Irak'ta?'

Alışkanlık oldu yıllardır, bindiğim her takside sürücünün adını okumak. Öne eğilip orta yaşlı şoförün kimliğini okuyorum, loş ara ışığında. Hameed Khalidy'ye benziyor adı. Aynada bakışlarımız kesişiyor, nereli olduğumu soruyor. Söylüyorum. “Komşuyuz” diyor, Iraklı imiş. Konuşması eğitim düzeyinin şoförlük çizgisi üstünde olduğunu yansıtıyor. Üniversiteden mühendis diplomasıyla mezun olunca doktora yapmak üzere Amerika'ya gelmiş, Irak Harbi başlayınca New York'ta kalmış. Değerlendirmem doğru çıkıyor. Saddam'ın ele geçirilmesini takiben diploma ve sertifikalarıyla Irak'a ailesinin yanına dönmüş: “Evimiz Saddam şehri Tikriti'ye yakın. İş aradığım yerlerde sorguya çekilmeye başladım. Kaygı düştü içime. Saddam Hüseyin korkusuyla geçti hayatım, Amerika'ya gelene kadar. Saddam yok artık ama Iraklılar hala korku içinde. En garibi halk kimden korktuğunu bilmiyor. Cami, kahvehane bombalanması, intihar bombacıları günlük olay haline dönüştü. 2-3 sene dayanabildim. Huduttan sessiz sedasız Türkiye geçip New York'a uçtum. Bunca can, mal kaybı oldu memleketimde, şimdi yöneticilere soruyorum: Ne değişti Irak'ta?” Türkçe hitap ederek soruyorum: “Hamit Bey, teknik üniversitelerde bunca tahsilden sonra New York'ta taksi şoförlüğü ile yaşam sürdürmek nasıl bir duygu?” Mesleğinde çalışmak için yeniden imtihanlara girmesi gerektiğini söylüyor. Amerika, Saddam'ın nükleer silahları var gerekçesiyle Irak'ı işgal etti. 10 yıla yakın süren Irak Harbi, Amerika'ya 1 trilyon dolara mal oldu. 5 bine yakın Amerikan askeri öldü, sivil halk zayiatı 200 bini aşkın. İngiliz tıp dergisi 600 binin üstünde diye kayıtlara geçirdi. Irak ilan edilmemiş iç harp yaşıyor. Ana aktörler Sünni ve Şii'ler. Kürtler “Sessiz ve derinden git” politikası güdüyor, taraf tutmaya yanaşmadan. Bir İranlı yazar tanıdığım, “Şimdi sıra bizde. İsrail ve ABD, İran'ı işgal için mazeret arıyor. Oysa İran 300 yıldır hiç bir ülkeyi istila etmedi” diyor. Amerikalılar son günlerde Kasım seçimlerine girmeye çalışan Cumhuriyetçi Parti başkan aday adaylarının kampanya faaliyetlerini izliyor. Aşırı tutucu Mitt Romney'in Cumhuriyetçi aday olarak Obama'nın karşısına çıkması bekleniyor. Merakımı hala tatmin edemediğim bir piyango olayını nakledeyim: “Para parayı çeker” vecizesi boşuna söylenmemiş. Amerika'nın bankacılık, finansman ve borsa merkezi Wall Street'te milyoner üç bankerin süper lotarya bileti üstündeki esrar perdesi kalkmış değil. Timothy Davidson (57), Greg Skidmore (35) ve Brandon Lacoff (36) büyük cirolu şirketler sahibi, New York, Connecticut ve Florida'nın en pahalı semtlerinde dublekslerde yaşayan üç arkadaş. Birlikte lotarya oynamaya karar veriyorlar. Davidson 3 kişi için bir dolarlık tek bilet alıyor. Çekilişten sonra biletiyle karşılaştırdığında 12-1434- 39-46 ve 36 numaralı bilete 254 milyon dolar çıktığını görüyor. TV ekranlarında, gazetedeki görüntülerinde loto milyonerlerini fazlaca sevinçli görmedim. Arkadan dedikodular başladı: Biletin esas sahibi Timothy. 254 milyon dolar için eş-dost-akrabadan, hiç tanımadığı kişilere kadar çok sayıda insanın peşine düşeceğini hesaba katıp, “Etrafımda sirk istemiyorum” diyerek arkadaşlarını ortak gösterdi. İki arkadaşının tek dolarlık bilete ortaklığı doğru değil. Lotaryadan parayı çekmeden önce Putnam Aile Vakfı adıyla şirket kurmuşlar. Şanslı loto 3'lüsünün bir yakını biletin esas sahibinin adı açıklanmayan 4'üncü bir şahıs olduğunu söylüyor. Süper lotaryayı satan gaz istasyonu menajeri Hintli Sih Ranjit, Timothy Davidson'un 254 milyon dolarlık bileti kendisinden aldığını söylüyor. Süper piyango olayında kime inanmak lazım, zaman gösterecek.

ABD'deki düşünce kuruluşlarından Brookings Enstitüsünin, dünyanın en büyük 200 metropol ekonomileri arasında yaptığı araştırmadan ilginç sonuçlar ortaya çıktı. WASHINGTON - Rapora göre, dünya üzerindeki hızlı büyüyen metropol ekonomilerinin yüzde 90'ı Kuzey Amerika ve Avrupa dışında. Buna karşın, en yavaş büyüyen metropol ekonomilerinin yüzde 95'i, ABD, Batı Avrupa ve depremle sarsılan Japonya'da. -Şangay başı çekiyorRaporda, dünyanın en hızlı büyüyen 10 şehrinin Çin, Türkiye ve Suudi Arabistan'da toplandığı görülüyor. Bu kapsamda, dünyada en hızlı büyüyen şehir Çin'in Şangay kenti. Şangay'ın ekonomisinin boyutu Finlandiya ile aynı. Listede, Çin'in, Hangzu kenti beşinci Şenzen şehri sekizinci ve Şenyang da onuncu sırada yer alıyor. En hızlı büyüyen şehirlerden ikincisi ve üçüncüsü ise petrol zengini Suudi Arabistan'ın kentleri. Bu çerçevede, ikinci sırada ülkenin başkenti Riyad, üçüncü sırada da Cidde olduğu görülüyor. -Türkiye'nin 3 büyük şehri listedeTürkiye'nin üç büyük şehri de dünyanın en hızlı büyüyen metropol ekonomileri arasına girdi.

Listede İzmir, İstanbul ve Ankara'yı geride bırakarak dördüncü sırada yer alırken, Ankara altıncı İstanbul ise onu takiben yedinci sırada dikkati çekti. Listenin dokuzuncu sırasında da Şili'nin başkenti Santiago bulunuyor. -Dünyanın en yavaş büyüyen metropol ekonomileriBuna karşın, dünyanın en yavaş büyüyen metropol kentlerinde de ilk sırayı ekonomik krizle mücadele eden Yunanistan'ın başkenti Atina alıyor. Listede, İspanya'nın birçok şehrinin de ilk 10'da yer alması dikkati çekiyor. Buna göre, Atina'dan sonra sırasıyla dünyanın en yavaş büyüyen kentleri şöyle: ''Portekiz'in başkenti Lizbon, İrlanda'nın başkenti Dublin, İspanya'nın Sevilla kenti, ABD'nin California eyaletindeki Sacramento kenti, İspanya'nın başkenti Madrid, İtalya'nın Napoli kenti, yine birer İspanya şehirleri olan Barcelona ve Valencia, ABD'nin Virginia eyaletinin başkenti Richmond.'' (A.A)

Türkiye’nin ilk “yüz nakli” ameliyatı Uşak'ta beyin ölümü gerçekleşen Ahmet Kaya'dan alınan yüz, bacak ve iki kol Antalya'daki alıcılara nakledilirken, ameliyat Türkiye'de ilk çift kol nakli yapılan Cihan Topal'ı da heyecanlandırdı. Türkiye'nin ilk yüz nakli ve aynı anda dünyada ilk kez iki kol ve bir bacak nakliyle ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Topal, ''Haberi sizden duydum ve çok sevindim. Çok güzel, çok mutluyum. İhtiyacı olan insanlara yapılan nakiller beni çok sevindiriyor. Ömer hocanın yüz nakli yapacağına da hepimiz inanıyorduk'' dedi. ANTALYA -Akdeniz Üniversitesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan ve ekibi tarafından 25 Eylül 2010 yılında çift kol nakli yapıldığını hatırlatan Topal, Atilla Kavdır'a iki kol ve bir bacak nakledilmesiyle ilgili ''Bir an kendimi Atilla beyin yerine koydum. Sanki o anı yeniden yaşıyorum. Ben bu süreçlerin hepsini yaşadım. İnşallah hayırlı olur'' diye konuştu. Kendisinin nakil öncesi korkmadığını belirten Topal, Prof. Dr. Özkan ve ekibinin hasta için elinden gelen her şeyi yaptığını söyledi. Özkan ve ekibine çok güvendiğini ifade eden Topal, ''Onlar çok başarılı bir ekip. Ben önce Allah'a sonra hocalarıma inandım. Şuan kolum çok iyi durumda. Siz nasılsanız, ben de öyleyim. Bütün her şeyimi, her ihtiyacımı karşılayabiliyorum'' dedi. Ameliyat sonrası ilk üç ayın çok önemli olduğuna dikkati çeken Topal, vücudun organı kabul etmesi için bağışıklık sisteminin sıfırlanarak organla birlikte yeniden güçlendirildiğini, bu nedenle enfeksiyon riskinin arttığını söyledi. Bu süreçte hastaya doktorların da çok iyi baktığını belirten Topal, ''İlk 3 ayı atlattıktan sonra gerisi kolay'' diye konuştu. Ameliyatta olan Atilla Kavdır ve yakınlarına iyi dileklerini gönderen ve endişelenmemelerini isteyen Topal, ''Eğer beni duyabilseydi nakil olan Atilla beye derdim ki: (Bana bir bakın, beni görün. Bundan 2 yıl önce iki elim yoktu. Şuan çocuğumun elinden tutuyorum. Bir insanın çocuğunun elinden tutabilmek öyle güzel bir duygu ki. Allah'a şükürler olsun her şeyi yapabiliyorum'' dedi. Ameliyat sonrası süreçte de hijyenik ortamın yanı sıra yüksek moralin önemli olduğunu vurgulayan Topal, ''Yeter ki Atilla bey ve yakınları ümitlerini yitirmesin. Hayalsiz, ümitsiz yaşanmaz'' diye konuştu. (A.A) - Fatma Ünal


KONUK YAZAR

14

2012 Yılında İslamofobi ve Irkçılıkta Artış Bekleniyor 2012 yılı bir seçimler yılı olacak. Başta Fransa olmak üzere bir çok ülke Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri’nde seçimler gerçekleşecek. Seçimlerden önce tüm ülkelerde ırkçılığın, sağ partilerin milliyetçi partiler içine girebileceğini biliyoruz. Özellikle 27 ülkeden oluşan Avrupa Birliği’nde İslamofobi 2012 yılında da atağa geçecek.

Prof. Dr. Faruk Şen

Bunun en büyük nedeni, AB’nin beş ülkesi dışında kalan 22 ülkesinde de ekonomik büyümenin fazla olmayacağı gerçeği... Bu açıdan İslam’a yönelik ön yargılar, her geçen gün sayıları artan camilere karşı protestolar ve Avrupa Birliği’nde yaşayan müslüman kitlenin kendi alt yapısına yönelik yatırımları, İslamofobiyi arttıracak.

Uluslararası İlişkiler Uzmanı

Nisan ayında genel seçimlere gidecek olan Fransa’da Sarkozy seçimleri kaybetmemek için her türlü yolu deneyecek. İslamofobi ve ırkçılığın en fazla öne çıktığı dört ülkeye bakarsak bunların Almanya, Fransa, Hollanda ve Avusturya olduğunu görürüz. Almanya’da Nazizim Yeniden Doğuyor Almanya’da ırkçılığın artmasının en büyük nedenlerinden biri ekonomik krizin büyüme noktasına gelmesi ve Alman halkının %22’lik bir bölümünün fakirlik sınırı altında yaşamasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca Alman derin devleti, Alman Cumhuriyeti kurulduğundan beri nazilerin etkisi altında kalmış ve bunu neonazi kavramıyla eski nazi akımları bitmis ve yeni başlıyormuş, gibi gösterme savaşına da girmiştir. Naziler maalesef Almanya’da her partinin içinde belirli bir şekilde ortaya çıkan bir gelişim olarak faaliyetlerini sürdürmektedirler. Ülkede yaşayan 4 milyonluk müslüman kitle nazi akımlarının en büyük hedefi haline gelmiştir. 1933-45 yılları arasında musevilere karşı gösterilen antisemitizm şimdi Türklere yönelmiş bulunmaktadır. Bu açıdan Almanya’da 2012 yılında Ludwigshafen Yangını başta olmak üzere nazilerin parmağı olduğu bütün eylemlerin ortaya çıkarılması lazımdır. 2012 nazilerin saldırıları ve ırkçı akımların artacağı bir yıl olacaktır. Fransa’da Seçimlerden Önce Sağa Kayış Hızlandı

Fransa 2000’li yıllardan itibaren Sarkozy’nin İç İşleri Bakanlığı içinde ırkçı girişimlerin arttığı bir ülke konumuna gelmistir. Kuzey Afrika’dan gelen göçmen kişilere karşı olan tepkiler ve onların cevapları Fransa halkında da ırkçı girişimine katkıda bulunmuştur. Bunun dışında Marie Le Pen’in başını çektiği aşırı sağcı partinin bu seçimlerde %20’lik sınırı aşacağından hareket edilmektedir. Bu açıdan Fransa da özellikle mart ayından itibaren bu tarz eylemlerle karşı karşıya kalabilir. Bunun ilk adımını Ermeni soykırımı konusunda gösteren Fransa Cumhurbaşkanı, bu emeline ulaşmak için her türlü yolu deneyecektir. Hollanda’da Willers’in Partisi Oy Oranını Arttırıyor Hollanda, 1986 yılında göçmenlere kendileri istemeden önce yerel seçim hakkını vermiş çok liberal bir ülke olarak ortaya çıkmıştı. 2000’li yılların başında aşırı İslami hareketin artması, Hollandalı rejisörün öldürülmesi nedeniyle Hollanda da bütün taşlar yerinden oynamış ve bugün bu ülkedeki aşırı sağcı Willers Partisi yüzde yirmilere yaklasan bir parti haline gelmiş bulunmaktadır. Hollanda Ekonomik Konumunun iyi olmasına rağmen ırkçılığa son zamanlarda yatkın bir ülke durumuna gelmiş durumda. Avusturya Hür Demokrat Parti daha da Sağa Kayıyor Avusturya, 90lı yıllarda Hür Demokratik partinin hızlı bir şekilde

SAN FRANCISCO - ABD'de bir mahkeme, çalışma arkadaşlarının ''terörist'' ve ''El Kaide üyesi'' diyerek kendisini taciz ettiği gerekçesiyle açtığı davayı kazanan Müslüman koruma görevlisine 465 bin dolar tazminat ödenmesine karar verdi. Francisco Chronicle gazetesi, Abbas İdris adlı 27 yaşındaki koruma görevlisine, uğradığı maddi ve manevi kayıplar dolayısıyla 65 bin dolar ödenmesine karar veren mahkemenin ayrıca, cezai tazminat olarak da 400 bin dolar daha ödenmesini kararlaştırdığını yazdı. İdris'in, ABD'nin Los Angeles kentindeki Andrew International adlı şirketteki görevinden, şiddetli sözlü tacize maruz kaldığı yönünde yaptığı şikayetlerin şirket tarafından gözardı edilmesi nedeniyle Şubat 2010'a ayrıldığı belirtildi. İdris, mahkemeye yaptığı başvurda, şirketteki amirinin kendisine Müslümanların insanları öldürdüğünü söylediğini ve başka bir Müslüman koruma görevlisinden söz ederken de ''kahrolası bir terörist'' ve güvenilmez bir El Kaide üyesi ifadelerini kullandığını kaydetti. Eritre kökenli bir siyahi olan İdris, ayrıca, bir keresinde de bir ofis yöneticisinin kendisine, siyah yağmurluğunun fermuarını çekmemesini çünkü aksi takdirde ''haddinden fazla siyah'' göründüğünü söyleyerek sözlü tacizde bulunduğunu ifade etti. Andrews International şirketinin avukatı Madonna Herman, şirketin İdris'i terfi ettirerek amir konumuna getirdiğini ve çalışma programında arzu ettiği değişiklikleri yaptığını ileri sürerek, kararı temyiz etmeyi planladıklarını belirtti. Herman, ''Andrew International şirketi ayrımcılığa ve ne şekilde olursa olsun tacize göz yummaz'' dedi. AA

Türkiye’nin gezi portalı TurkTurist.com

www.forumgazetem.com

San Francisco’da Müslüman koruma görevlisine 465 bin dolar tazminat

sağa kayması nedeniyle ile ırkçılığın en fazla arttığı ülke haline gelmiştir. 7,5 milyonluk nüfusunun gayet iyi yüksek bir gelir seviyesine sahip olmasına rağmen Avusturya’da artan ırkçı akımlarda İslamofobinin fazla yer almadığını, özellikle göçmenlere yönelik saldırıların ortaya çıktığını görmekteyiz. Nazizme de yatkın bir ülke olan Avusturya, özellikle ülkede bulunan göçmenlere karşı sert politikasını devam ettirecektir. 2012 yılında ırkçı akımlar artacaktır. AB’de Irkçılık Göçmenleri Tehdit Ediyor Genel olarak baktığımız zaman Avrupa Birliği ülkelerindeki durum, bunun yanında da Amerika Birleşik Devletler’inde de 2012 yılında ırkçılığın ve İslamofobinin azalmayıp artacağından hareket edebiliriz. İslam İş Birliği Örgütü’nün (İİK) belirli tedbirler almaması durumunda Avrupa’da yaşayan 19 milyon müslümanın yaşamları her geçen gün daha da güçleşecektir. Maalesef islam ülkelerinden bu konuda olumlu bir atılım gelmemektedir. Bu konuda önümüzdeki yılllarda istenen olumlu gelişmelerin müslüman ülkeler tarafından da gerçekleştirilmesi gereklidir. Avrupa’da İslamafobiye karşı en ciddi savaş veren ülke Türkiye’dir. Ancak Türkiye’nin de bu konudaki girişimlerinin tam yeterli olduğunu söylemekte güçlük çekiyoruz.


AMERİKA HABERLERİ

15

Başkan Obama yeni ekonomik planını açıkladı:

Denizaşırı ülkelerdeki fabrikalar ABD’ye taşınacak Obama, "Birliğin Durumu" konuşmasında, fabrikalarını denizaşırı ülkelerden ABD'ye taşıyacak Amerikan şirketlerine vergi kesintisi, ülkede petrol ve doğalgaz aramayı teşvik, ABD'ye güvenli olmayan gıda ve taklit malların girmesini önlemek için "Ticaret Yaptırım Birimi" ile büyük çaptaki sahtekarlıklara sert önlemler alacak "Mali Suçlar Birimi" kurulması ve temiz enerji sektörünü geliştirme gibi birçok alana dair yeni adımlar içeren bir plan sundu. Obama, Kongre'ye, siyaseti bir kenara bırakarak ülkenin daha ileri düzeye taşınabilmesi için birlikte hareket etme ve üretimden eğitime, enerjiden finansal sektöre kadar birçok alandaki düzenlemeleri onaylama çağrısı yaptı. Obama, ABD Kongresi'nde yıllık "Birliğin Durumu" konuşmasını yaptı.

tirmek isteyen şirketlerin taşınma masraflarını gidermek için kullanılmalı.

Salona uzun süren alkışlar içerisinde giren Obama'nın konuşması da birçok kez alkışlarla bölündü. Özellikle Demokratlar, sık sık ayağa kalkarak alkışladı.

Üçüncüsü eğer bir Amerikan üreticisiyseniz, daha fazla vergi kesintisi almalısınız. Eğer, yüksek teknoloji üreticisi iseniz de bu ülkede ürün üretmeniz için iki kat vergi kesintisi almalısınız.

İç meselelerle ilgili konulara 2008 krizinin ortaya çıkış sürecini anlatarak başlayan Obama, istihdamı artırmaya ve bütçe açığını azaltmaya y önelik çalışmaları ve Wall Street'e getirilen yeni düzenlemeleri hatırlatarak, "Birliğimiz giderek güçleniyor. Geri dönemeyecek kadar ilerledik" dedi.

Mesajım çok basit: Artık, işini denizaşırı ülkelere taşıyan şirketleri ödüllendirmeye son verme ve Amerika'da istihdam oluşturan şirketleri ödüllendirmeye başlama zamanı. (Kongre'ye) Bana bu vergi reformunu gönderin, hemen imzalayacağım."

Başkan olduğun müddetçe, bu ivmeyi inşa etmek için bu meclis altındaki herkesle çalışacağını ama engellemelerle de mücadele etmeye devam edeceğini belirten Obama, "Ekonomiyi bu krize götüren aynı politikalara geri dönülmesi çabalarına karşı olacağım. Dış tedarik, kötü durumdaki borç ve sahte mali karlarla zayıflatılan bir ekonomiye geri dönmeyeceğiz" diye konuştu. Ekonominin inşasına yönelik plan açıklayan Obama, "Amerikan üretimi" mallara dikkati çekerek, Amerikalı iş adamlarına üretimlerini kendi ülkelerinde yapması çağrısında bulundu. Obama, birinci olarak, denizaşırı ülkelerdeki gelirlerini ve işlerini ABD'ye taşıyanlara vergi kesintisi sunacaklarını belirterek, şöyle devam etti: "Eğer dışarıda istihdam yapmak isteyen bir şirketseniz, bunun için vergi kesintisi almamalısınız. Bu para dışardaki istihdamlarını ABD'ye tekrar ge-

İkinci olarak, hiçbir Amerikan şirketi, işlerini denizaşırı ülkelere taşıyarak adil vergi oranını ödemekten kaçamamalı. Şu andan itibaren her çokuluslu şirket temel asgari vergilerini ödemeli.

-"1 milyondan çok kazanıyorsan yüzde 30'dan az vergi ödememelisin"...Bunun yanında Obama, küçük işletmelere yönelik vergi indiriminin genişletilmesine Kongre'deki iki partinin de katıldığını hatırlatarak, Kongre'ye hitaben, "Bunu tasarı haline getirin ve bu yıl masaya getirin" dedi. Hala kırılgan durumda olan 160 milyon orta sınıf Amerikalı'nın vergilerinin yukarı çekilmesini durdurmanın en öncelikli acil konu olduğunu da vurgulayan Obama, "Gelin bu iş üzerinde burda, şimdi uzlaşalım, ikincil meselelere, dramalara imkan vermeden. Gecikme olmadan maaş prim vergilerine yönelik kesintiyi geçirin" diye konuştu. Obama, Amerika'nın yüzde 2'sini oluşturan zenginlerin, mevcut vergi düzenlemesi yüzünden, milyonlarca orta sınıf Amerikalı'dan daha az vergi ödediğine dikkati çekerek, "Warren Buffett sekreterinden daha az vergi ödüyor. Vergi reformu

Türkiye'nin gözde isimleri ''Zeynep'' ve ''Yusuf'' GAZİANTEP- Türkiye'de 2011 yılında yeni doğan kız çocuklarına ''Zeynep'', erkek çocuklarına ise ''Yusuf'', en fazla verilen isim oldu. İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğü'nden aldığı bilgiye göre, 1 Ocak-31 Aralık 2011 tarihlerinde aileler, 2009 ve 2010 yılında olduğu gibi yeni doğan bebeklere en çok ''Zeynep'' ve ''Yusuf'' ismini verdi. 2011'de doğan erkek bebeklere Yusuf'un yanı sıra en çok Mustafa, Berat, Emir, Mehmet, Ahmet, Muhammed, Enes, Ömer ve Emirhan adları kondu. Dünyaya merhaba diyen kız bebeklere ise Zeynep'ten sonra en çok verilen isimler Elif, Ecrin, Yağmur, Nisanur, Azra, Nehir, Zehra, İrem ve Eylül oldu. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü verilerine göre, 2006-2010 arasında doğan erkek bebeklere de en çok konulan isimlerin başında yine ''Yusuf'' ve ''Zeynep'' adları geldi.2006-2010 yılları arasında kız bebeklere ''Zeynep''ten sonra en çok verilen isimler Elif, Yağmur, İrem, Merve, Büşra, Ecrin, Zehra, Fatma ve Nisanur, erkeklerde ise ''Yusuf''tan sonra Arda, Mustafa, Mehmet, Ahmet, Enes, Emirhan, Muhammed, Furkan ve Berat olmuştu. (A.A) - Sevil Çelik

şu 'Buffett' kuralını izlemeli: Eğer yılda 1 milyon dolardan daha çok kazanıyorsan, ödediğin vergi yüzde 30'dan daha az olmamalı. Eğer, yılda milyon dolarlar kazanıyorsan, özel vergi sübvansiyonları veya kesintileri almamalısın. Diğer yandan, Amerikan ailelerinin yüzde 98'i gibi yılda 250 bin doların altında kazanıyorsan, vergin yükselmemeli, artan fiyatlardan ve ilerleyen maaş rakamlarından muzdarip olan sensin, rahatlamaya ihtiyacı olan sensin" dedi. Obama'nın hedefindeki diğer konu Çin gibi ucuz üretim yapan ülkeler oldu. "Çin gibi adil olmayan ticaret uygulamaları olan ülkeleri araştırmak için" Ticaret Yaptırım Birimi kurulacağını belirten Obama, böylece ABD'ye güvenli olmayan gıda ve taklit malların girmesini önlemek için daha fazla denetim olacağını kaydetti. Obama, Wall Street'a yönelik düzenlemelerini de hatırlatarak, "Şunu asla unutmayalım: Çok sıkı ve kurallara uyarak çalışan milyonlarca Amerikalı aynı şekilde çalışan bir finansal sistem ve hükümeti hak ediyor. Artık en üstten en alta kadar aynı kuralları uygulamanın zamanı geldi: Artık kurtarma paketleri yok, bedavadan dağıtma yok, mesuliyetten kaçmak yok" dedi. İnsanların yatırımlarını koruyacak ve büyük çaptaki sahtekarlıklara yönelik sert önlemler alacak çok yüksek deneyimli müfettişlerin olduğu "Mali Suçlar Birimi" kuracaklarını açıklayan Obama, Kongre'ye de "Bazı finansal şirketler, tekrar eden suçlara yönelik gerçek yaptırımlar olmadığı için, anti-dolandırıcılık yasasını büyük çapta ihlal ediyor. Dolandı rıcılığın hesabının verildiği yaptırımları içeren düzenleme geçirin" dedi. AA


16

HABER ABD'nin New York kentinde düzenlenen toplantıda, Balkan ülkelerinden gelen Türk Hava Yolları (THY) ofis yöneticilerine şirketin yeni Balkanlar Stratejisi anlatıldı.

THY uçaklarında internet hizmeti başladı

Pennsylvania Otel'de gerçekleşen toplantıya, THY Pazarlama ve Satış Başkan Yardımcısı Mehmet Başpınar, THY New York Müdürü İhsan Baytan, New York Başkonsolosu Levent Bilgen, Bosna Hersek Hava Yolları Genel Müdürü Altan Büyükyılmaz, Amerika Balkan Dernekleri Federasyonu (FEBA) İş Konseyi Başkanı Ermin Siljkovic'in yanı sıra çok sayıda THY ofis yöneticisi katıldı.

THY, rotayı Balkanlara çevirdi NEW YORK -THY'nin faaliyetlerini konu alan sunumun ardından davetlilere şirketin tanıtım filmi izletildi.THY New York Müdürü Baytan, konuşmasında, düzenledikleri organizasyonda hedef kitlenin, ABD'de yaşayan Balkan kökenli kişiler olduğunu söyledi. THY'nin ABD'de de her geçen gün büyüdüğünü ifade eden Baytan, ''THY'nin ABD'deki varlığı eskiye oranla çok çok fazla. Yeni yeni destinasyonlar açıldı. Daha önce New York ve Şikago vardı, bunlara Washington ve Los Angeles da ilave oldu. THY büyüdükçe, daha geniş coğrafyalara uçtukça, uçtuğu nokta sayısı çoğaldıkça buradaki pazarlama çalışmalarımız da buna paralel olarak gelişiyor. Amacımız burada yaşayan Balkan kökenli

ABD'lilere ulaşıp, onların THY'yi tercih etmelerini sağlamak'' diye konuştu. Baytan, Türkiye'nin Balkanlarda yüzyıllara dayanan kültürel bağlarının bulunduğunu anımsatarak, ''Onlardan da bu yönde destek alacağımızı, onların gönlünü kazanacağımızı düşünüyorum. THY'nin tercih edileceğine inancımız tam'' dedi. New York Başkonsolosu Levent Bilgen de yaptığı konuşmada THY'nin, Türkiye'yi yurt dışında en iyi temsil eden kurumlardan biri olduğunu ifade etti. Bilgen, THY'nin, genç filosu, dinamik personeli ve kaliteli hizmetiyle sektöründe lider konumda olduğunu anlattı(A.A)

İSTANBUL -Türk Hava Yolları (THY), Panasonic Avionics Corporation tarafından geliştirilen Global Communication Suite Sistemi'ne (GCS) sahip uçaklarda başlattığı canlı televizyon hizmetine yüksek hızlı kablosuz-wifi interneti de ekledi. THY Basın Müşavirliğinden yapılan açıklamada, bir süre ücretsiz kullanıma sunulacak kablosuz-wifi internet ile yolcuların beraberlerinde taşıdıkları dizüstü ve tablet bilgisayarlar ile Iphone, Ipad, Blackberry vb. kablosuz ağ bağlantısı özelliğine sahip cihazlar vasıtasıyla kesintisiz olarak yüksek hızda internete erişebilecekleri, büyük boyutlu e-postaları gönderip alabilecekleri ve Virtual Private Network (VPN) bağlantısı gerçekleştirebilecekleri belirtildi. AA


YORUM

17

Diyanet’ten ''sosyal medya” atağı Derginin başyazısını kaleme alan Diyanet İşleri Başkanı Görmez: -''Sınırsız imkanlar dünyasında artık yasaklarla uzak tutulan gençlere değil, kendi kendini çekip çevirebilen gençlere ihtiyaç vardır'' ''Konunun yasaklarla savuşturulamadığı ortamlarda çözüm, kişilerin bilincini yükseltmektir. Hakikat dünyasından koparmayacak, sanal ortamlara mahkum etmeyecek kadar muktedir bir bilinç, disiplinli bir benlik oluşturulmalı ve bunun için büyük bir seferberlik başlatılmalıdır''dedi. ANKARA (A.A) - Diyanet Aylık Dergi, ocak sayısında ''sosyal medya ve iletişim ahlakını'' kapağına taşıdı. Sosyal medyayı son günlerde aktif olarak kullanan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, derginin başyazısını kaleme aldı. Yazısında, sosyal medyayı yasaklayarak kontrol altına almaya çalışmanın değişen dünyada mümkün olmadığını vurgulayan Görmez, ''Yeni dünya pek çok konuda 'yasaklayarak korunma' metodunu geçersizleştirmektedir'' ifadelerini kullandı. Gençliğin, internetin sağladığı sınırsız imkanlar dünyasından yasaklarla korunmasının mümkün olmadığını ancak muktedir bilinç ve disiplinli benliğe sahip bir gençlikle bu problemin aşılabileceğini belirten Görmez, şöyle devam etti: ''Sınırsız imkanlar dünyasında artık yasaklarla uzak tutulan gençlere değil, kendi kendini çekip çevirebilen gençlere ihtiyaç vardır. Konunun yasaklarla savuşturulamadığı ortamlarda çözüm, kişilerin bilincini yükseltmektir. Hakikat dünyasından koparmayacak, sanal ortamlara mahkum etmeyecek kadar muktedir bir bilinç, disiplinli bir benlik oluşturulmalı ve bunun için büyük bir seferberlik başlatılmalıdır ve hakiki çözüm de budur.'' Sosyal medyanın insanlara iletişim için önceden hiç öngörülmemiş bir ortam sunduğunu ancak bu ortamın önemli bir külfeti ve sorumluluğu da beraberinde getirdiğini bildiren Görmez, yazısında, ''Bir açıdan bakıldığında oturduğumuz yerde, günün her anında binlerce insana aynı anda selam vermek, sevinç taşımak, sevgi paylaşmak, hak, hakikat, bilgi ve hikmet, ahlak ve adalet yaymak ne büyük bir imkandır. Ancak her nimet bir külfeti, her imkan

www.turkishsuperpages.com Türk Amerikan İş Rehberi

www.TurkTurist.com

bir sorumluluğu beraberinde getirir ve elbette tüm araçların durumunda olduğu gibi bu baş döndürücü imkanlar aynı ölçüde ürküten, korkutan kötülük ve tehlikelere de zemin olabilmektedir'' ifadelerine yer verdi. ''İnsanı dört katlı bir eve benzetecek olursak...''Modern zamanlarda bireyselleşen insanın, sosyal medya marifetiyle kendine yeni bir sosyalleşme modeli ürettiğine işaret eden Görmez, sosyal medya ortamındaki imkanların artmasının insanın kendini kısıtlama becerisini ve öz disiplinini artıracak bir yüksek bilinci zorunlu kıldığını dile getirdi. Görmez, ''Bunlarla beraber bize bizden daha yakın, şah damarımız kadar yakın, gönül dünyamızın arşında taht kurmuş, huzurunda en gizli kötülükleri işlemekten haya ettiğimiz, sırlarımıza bizden daha vakıf bir Allah inancı tam da bu noktada içimizdeki kötülükleri reddetmeye yönelik terbiye ve disiplinlerini güçlü kılacaktır'' dedi. İnsanı dört katlı bir eve benzeten Görmez, şunları kaydetti: ''İnsanı dört katlı bir eve benzetecek olursak, giriş katında salon vardır. Burası bizim sosyal hayatımızı devam ettirdiğimiz yerdir. Misafirlerimizi burada karşılarız, konu komşu, arkadaşlarla burada hemhal oluruz. Burada sohbetler mahremiyet düzeyine gelmez. İkinci kat yatak odasının, mahremiyetin olduğu yerdir. Eş, dost ve akrabalar bile buraya elini kolunu sallayarak giremez. En üst kat, tavan arasıdır. Gökyüzüne bakan bir penceresi vardır. Bizim gökyüzüyle baş başa kaldığımız, ibadete ve tefekküre daldığımız bir yerdir. Tek başına kalınabilecek aydınlık bir yerdir. Güneşin batışı ve yıldızlar buradan seyredilir. Bir de bodrum katı vardır. Saklanması gereken şeylerin yeri, ıslak, nemli, yosunlu duvarlarıyla alt benliğe benzer. Suçlar, günahlar burada saklanır. Sosyal baskının kalkmasının bu dört kata etkisi farklıdır. Belki de üstteki üç kata değişik şekillerde faydaları varken, bodrum katının serbest bırakılması alt benliğin biriktirdiği bütün kötülükleri suçları, günahları ifşa edebilir.''

www.Travidition.com InternationalTravel Magazine

Türkiye’nin gezi portalı

www.ForumGazetem.com www.GlobalMediaLinks.com Türk ve dış dünya medyasına linkler

ABD'deki internet korsanlığıyla mücadele yasa tasarısı -Senato'daki oylama tepkiler üzerine ertelendi Amerikan Senatosu, incelenmek üzere Kongre'ye sunulan internette korsanlıkla mücadeleyi öngören yasa teklifiyle ilgili yapılacak oylamayı, ülke çapındaki büyük tepki dalgasının ardından erteledi. WASHINGTON - Senato'daki Demokrat çoğunluğun lideri Harry Reid, son gelişmeler ışığında salı günkü oylamayı ertelemeye karar verdiğini belirterek, Amerikan fikir eserleri haklarını koruyan ve internetteki açıklık ile yenilikleri muhafaza eden bu yasa tasarısı konusunda bir uzlaşmaya varılacağı konusunda iyimser olduğunu söyledi. Temsilciler Meclisi'ndeki "Çevrimiçi Korsanlığı Durdurma Yasası (SOPA)" ile Senato'ya sunulan, "Fikir eserleri Mülkiyetinin Korunması Yasası (PIPA)", internet ve bilişim endüstrilerini ayağa kaldırmıştı. Vikipedi'nin ardından dünyanın en büyük arama motoru Google, açılış sayfasındaki "Google" yazısının üzerini siyah bantla kapatmış, sitenin alt tarafında da "Kongre'ye söyle: İnternete sansür getirmesin" yazısı yer almıştı. Yazının üzeri tıklandığında da kullanıcılar Kongre'yi protesto etmeye çağırılıyordu.

Bunun yanında, ABD'deki sosyal haber servisi Reddit.com da 12 saatliğine yayınlarını durdurmuştu. Craigslist.com da giriş sayfasına "Bu çılgınlığa bir son vermeye nasıl ve niçin yardım edeceğinizin farkına varın çok geç olmadan..." yazısını yerleştirmiş, ayrıca teknoloji dergisi Wired internet sitesinde başlığını karartmıştı. Facebook ise sayfasını kapatmamış ama Washington bürosu tasarıyı protesto eden bir sayfa açmış, ABD'de daha birçok internet sitesinin de bu protestoya katılmıştı. Yasa tasarısına, Yahoo, Twitter, eBay, AOL gibi şirketler de ifade özgürlüğünü kısıtlayacağı ve internete sansür getireceği gerekçesiyle karşı çıkıyor. Tasarıyı hazırlayan en az yarım düzine senatör şimdiden desteğini çektiğini söylüyor. AA


18

ANAYURT HABERLERİ

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu:

'Avrupa'nın kibri, Avrupa'yı yok edecek'' Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, dünyanın büyük bir değişim ve dönüşüm içerisinde olduğunu, ancak Avrupa'nın bu değişim ve dönüşümün gerisinde kaldığını ifade ederek, ''Avrupa'nın kibri, Avrupa'yı bitirecek'' dedi. ''Türkiye'nin nihai politika hedefi, bölgede kadim ekonomik işbirliğini kurmak ve dünyayla bütünleşmektir. Siyasi sınırlara saygı göstererek, ekonomik sınırları kaldıracağız'' -''Biz Avrupa tarihinin bir parçasıyız. Nasıl ki geçmişte Avrupa tarihi bizsiz yazılamamışsa, kim ne derse desin, gelecekte de Avrupa tarihi bizsiz yazılamayacak'' Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Kayseri Şubesi'nin düzenlediği ''Değişen Dış Politika ve İş Dünyasına Etkileri'' konulu toplantıda konuştu. KAYSERİ - ''Türkler iyi ordu kurarlar, ama iyi ekonomi kuramazlar'' gibi çok yanlış bir zihniyeti Kayserili girişimci ve sanayicilerin sildiğini belirten Davutoğlu, ''Günlük yaşamda tevazu göstermek, bir erdemdir. Elbette günlük yaşamımızda tevazulu davranacağız. Ancak küresel ekonomik krizi yaşayan dünyaya bir millet olarak biz bir katma değer katabiliyorsak ve biz olabiliyorsak, burada tevazuya gerek yok'' diye konuştu. Davutoğlu, Türkiye'nin her yerinden her gün yeni yeni değerler ortaya çıktığını ifade ederek, şunları kaydetti: ''Şirket olarak başarımızı bölgemize, ülkemize ve dünyaya taşımalıyız. Bir şehrin, bir ülkenin bütün organları, aynı şekilde, birbiriyle orantılı olarak büyümeli ki bu topyekün başarıyı getirsin. Aynen yeni doğan bir çocuğun, bütün organlarının birbiriyle orantılı büyümesi sayesinde, o bebek sağlıklı bir gelişim gösteriyorsa, aynen onun gibi, bir ülkenin ya da bir ülkenin bütün organları ahenk içinde çalışmalı, birbiriyle orantılı büyümelidir.'' Davutoğlu, ''Türkiye'nin dış politikası, komşularıyla sıfır sorun ve entegrasyon üzerine kurulu. Ancak nihai politika hedefi, bölgede kadim ekonomik işbirliğini kurmak ve dünyayla bütünleşmektir. Siyasi sınırlara saygı göstererek, ekonomik sınırları kaldıracağız'' dedi.

Türkiye'nin önemli enerji kaynakları olmadığını, ancak çok önemli bir coğrafyaya sahip bulunduğunu ifade eden Davutoğlu, ''Enerji kaynaklarıyla kullanıcılar arasında çok önemli bir köprüyüz'' diye konuştu. Suriye yönetimi ile halkı arasında çatışma olduğunu, ancak hiçbir yönetimin halkıyla çatışarak başarılı olamayacağını vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti: ''Fas kendi iradesiyle sıkıntıyı aştı. Tunus biraz uğraşarak aştı, Libya da aşma yolunda. Tunus'la tam bir entegrasyona geçeceğiz. Bütün devlet kurumlarımız, Tunus'un ayağa kalkması için, bu ülkede karşılığı olan kurumlarla tam bir işbirliğine girecek. Libyalı bir heyet de Türkiye'ye geliyor. Libya'yla da böyle bir iyi çalışmamız olabilir. Suriye'de de bu çatışmalar bitecek. Sayın Başbakanımız başta olmak üzere çok çalıştık. İstedik ki Suriye kendi başına bu işi çözsün. Ancak şimdiye kadar olmadı.'' Türkiye'nin Ortadoğu'da ve Afrika'da değişen tüm ülkelere ne yapılması gerekiyorsa yapacağını söyleyen Davutoğlu, ''İşte iş dünyası olarak sizden beklentimiz, bu ülkelere gidip yatırım ve ticaret yapmanızdır. Siz bunu yaptığınızda, bizim de sizin önünüzü açmak görevimizdir. Siyasi sınırlara saygı göstererek, ekonomik sınırları kaldıracağız. Onun için vizeleri kaldırıyoruz ki sizler her yeri rahatlıkla dolaşacaksınız'' diye konuştu. AA


AMERİKA HABERLERİ

19

Kanada Merkez Bankası Başkanı Mark Carney:

“ABD ekonomisi eski ihtişamına dönemeyecek” OTTAWA - Kanada Merkez Bankası Başkanı Mark Carney, ABD ekonomisinin eski ihtişamlı günlerine geri dönmesinin neredeyse imkansız olduğunu söyledi. CTV Televizyonu-nda Question Period isimli programda konuşan Carney, ABD ekonomisi hakkında acı konuştu. ABD-nin yapısını -zayıf- olarak nitelendiren Kanada Merkez Bankası Başkanı, “Amerikan ekonomisini, bugünkü zayıf devlet yapısı ile kurtarmak, yıllarca sürecek bir iş. ABD ekonomisinin eski ihtişamlı haline dönmesi, neredeyse imkansız. Geriye gitmek istemiyorum ama biz bunun böyle olacağını geçmişteki örneklerinden biliyoruz. Amerikan ekonomisini tamamen iyileştirmekse mümkün değil” dedi. Yeni bir emlak krizi olmasın Kanada hükümetini, alışılmışın dışında canlılık gösteren emlak piyasası konusunda uyaran Başkan Mark Carney, Amerika’da yaşanana benzer bir krizin olmaması için önlem alınması çağrısında bulundu. “Konut balonu hızla şişiyor” diyen Carney, Toronto ve Vancouver konut piyasasına dikkat çekerek,”yeni bir emlak krizi olmasın”diye konuştu. (A.A)


AMERİKA HABERLERİ

20

Washington Post:

"Obama'nın Türkiye ile ilişkileri idaresi, en iyi dış politika başarılarından biri" ABD'nin saygın gazetelerinden The Washington Post gazetesinde yayımlanan yazıda, ABD Başkanı Barack Obama'nın Türkiye ile ilişkileri idare etme şekli, onun en iyi dış politika başarılarından biri olarak nitelendi. Jackson Diehl imzalı yazıda, ''Cumhuriyetçi başkan adaylarından Rick Perry'nin geçen hafta yarıştan çekilmesinin, bir açık oturumda Türkiye ile ilgili sarfettiği 'kalın kafalı' sözleriyle bir alakası olduğunu düşünmek güzel olurdu'' ifadesi kullanıldı.

Erdoğan, Obama'nın listesindeki beş dünya liderinden biri Obama'nın Başbakan Erdoğan ile ilişkilerini sürdürdüğü ve onu İngiltere Başbakanı David Cameron dışında diğer tüm yabancı liderlerden daha sık aradığı ifade edilen yazıda, bunun sonucunda iki lider arasında nisbeten yakın bir kişisel dostluk ilişkisi oluştuğu belirtildi. Yazıda, Obama'nın Time dergisine verdiği demeçte, ''güven bağları'' kurduğu 5 dünya lideri arasında Erdoğan'ı da saydığına dikkat çekildi. Amerikan yönetimi yetkililerinin, Türk ve Amerikan politikalarında Libya, Suriye, İran ve daha genel anlamda Arap Baharı konularında son bir yıl içerisinde bir çakışma gözlemledikleri kaydedilen yazıda, ''Erdoğan'ın içeride otokrasiye yönelik eğilimi büyük bir kaygı oluşturmaya devam etmesine karşın, bazı yetkililer, AK Parti'nin hazırlamakta olduğu yeni anayasanın daha iyi bir denetim ve denge mekanizmasını ve hapisteki gazetecilerin sayısının azalmasını sağlayacağına inanıyor. Bu durum, Türkiye'yi bir ideal müttefik haline getirmeyecek ya da İsrail ile hala sorunlu ilişkilerini düzeltmeyecek. Ancak bu, Türklerin İslamcılarını düşman etmekten ya da onları teröristlerden ayırt etmede başarısız olmaktan çok daha iyi'' ifadeleri kullanıldı.

Antartika'yı tek başına geçen  ilk kadın oldu

Perry'nin açık oturumun yayınlandığı Fox kanalının sunucusu Bret Baier ile girdiği diyaloğun, başkanlık seçimi kampanyasının dış politika açısından ne kadar dibe vurdugunu gösterdiği belirtilen yazıda, bunun ayrıca, Amerikalıların, özellikle de Cumhuriyetçilerin, değişen Ortadoğu'yu kavrayışında bir soruna işaret ettiği kaydedildi. Yazıda, Baier'in Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hükümetini aşırı tek taraflı bir şekilde tanımladığına değinilerek, Perry'nin de ''Türkiye'nin, birçoğunca 'İslami teröristler' olarak nitelendirilebilecek bir iktidar tarafından yönetildiği'' şeklindeki sözlerine atıfta bulunuldu ve şöyle devam edildi: ''İslami teröristler- Bu hükümet, İran'dan gelebilecek füzeleri izleme ve vurmada kullanılabilecek erken uyarı radarını topraklarında konuşlandıran, Libya'da Muammer Kaddafi'ye karşı NATO operasyonuna katılan, Suriye diktatörü Beşşar Esad'a karşı muhalefete evsahipliği yapan ve serbest, demokratik seçimleri defalarca kazanarak, Türkiye'nin anayasasını kadınların, etnik azınlıkların ve sendikaların haklarını genişletici biçimde ıslah eden bir hükümet." Yazıda, Türkiye'nin ABD'nin karmaşık, dinamik, zorlu, bazen kızdıran, bazen çok yardımcı olan ve tartışmasız önemli bir müttefiki olduğu dile getirilerek, ''Bu bağlamda Erdoğan hükümeti, ABD yönetimlerinin gelecek 10 yılda Mısır, Irak ve Arap Ortadoğusu'ndaki başka yerlerde idare edeceği ilişkilerin bir paradigması'' değerlendirmesine yer verildi. -"Laik otokratlar ve Amerikan yanlısı generaller"den sonra..Gazetedeki yazıda şunlar kaydedildi: ''Beğenin ya da beğenmeyin, 'İslami yönelimli' hükümetlerin, yıllardır laik otokratlar ve Amerikan

yanlısı generallerin hakimiyeti altındaki bir bölgede 'yeni normal' haline gelmek üzere olduğu bir hakikat. Dolayısıyla birçok Amerikalı muhafazakarın dünya görüşüne eklemlenen, Müslüman hareketlerin, açıkça 'terörist olmasa' da kaçınılmaz biçimde köktenci, demokrasi karşıtı, İsrail ve ABD karşıtı olduğu şeklindeki basit önyargıları ciddi bir yük haline geldi. Eğer bunlara (önyargılara) kulak asılırsa, bu ve gelecekteki ABD yönetimlerinin bölgenin yeni politikalarını idare etmesi ve kritik önemdeki ittifakları sürdürmesi imkansız hale gelecek. Bazı İslami hareketler, Hamas ve Hizbullah gibi amansız düşmanlar haline gelebilir. Ama Mısır'daki Müslüman Kardeşler gibi diğerleri, Batı'ya yönelik yatırım ve halklarının laiklik arzuları ile kendi dini ideolojileri arasında denge kurmaya çalışarak, esnek bir orta yol dokuyacak gibi görünüyor. Onlara verilecek en doğru karşılık, anlayışlı olmak, bazı çalkantıları hoşgörmek ve liderlere demokratik ilkelere bağlı kalmaları yönündeki baskıyı sürdürmek." Yazısında, ABD Başkanı Barack Obama'nın da Başbakan Erdoğan ve hükümetiyle ilişkilerini aşağı yukarı bu şekilde götürdüğü ve bunun ''en azından bu aşamada'' olumlu sonuç veriyor göründüğünü kaydeden Diehl, ''Son zamanlarda, Obama'nın bazı önemli dış politika girişimlerine dair başarısızlıkları hakkında yazdım. Ama (Obama'nın) Türkiye ve onun canlı ve kurnaz lideriyle olan ilişkilerini idare ediş şekli, onun en iyi başarılarından biri olarak yer alabilir'' değerlendirmesini yaptı. Obama'nın, iktidarının hemen başlarında Erdoğan'a yanaşmaya başladığı ve ilk yurtdışı ziyaretlerinden birini İstanbul'a yaptığının belirtildiği yazıda, Obama'nın Türkiye'deki konuşmasında, ABD'nin hem Türkiye hem de daha genel anlamda Müslüman dünyasıyla daha güçlü ilişkiler kurma sözü verdiği hatırlatıldı. Yazıda, bunu bazı hayalkırıklıklarının da izlediği ifade edilerek, Erdoğan'ın İsrail'e yönelik çıkışlarından, BM Güvenlik Konseyi'nde İran'a yaptırım oylamasında aleyhte tavır takınmasından bahsedildi, Ergekon davasına dair eleştiriler dile getirildi. AA

BUENO AIRES -AA- İngiliz kayakçı Felicity Aston, Antarktika'yı tek başına geçen ilk kadın olarak dünya rekoru kırdı. Antarktika yolculuğunu bugün tamamladığı bildirilen Aston, sadece kas gücünü kullanarak buz kıtayı tek başına kateden ilk insan olarak da tarihe geçti. 33 yaşındaki Felicity Aston, Kasım ayında başladığı ve 59 günde tamamladığı yolculuğu boyunca 1744 kilometre yol aldı. Twitter mesajıyla yolculuğunu tamamladığını duyuran Aston'ın, varış noktasındaki çadırda kendisini alacak ve ana kampa götürecek uçağı beklediğ i kaydedildi.

www.turkishsuperpages.com


YEMEK ZEVKİ

Fırında Tavuk

21

Malzemeler •4 adet tavuk budu •1 adet büyük boy patates •2 yemek kaşığı domates salçası •4 yemek kaşığı yoğurt •1 yemek kaşığı soya sosu •1 yemek kaşığı zeytinyağı •1 çay kaşığı şeker •4-6 adet arpacık soğan •1 diş sarımsak •Fırın torbası •Kekik •nane

Hazırlanışı 1.Salça, yoğurt, soya sosu, zeytinyağı, kekik ve nane karıştırılır. Tavuk butlarının heryeri bu sosa batırılıp torbaya konulur. 2.Soyulup dilimlenmiş patatesler de bu sosa batırılıp torbaya konulur. 3.Sarımsak ve soğan da poşete konulduktan sonra 4.150 derecelik fırına verilir. 1 saatten biraz fazla yağır ağır pişmesi beklenir.

Notlar •Soya sosu yerine Heinz wochestershire sos kullanılabilir. •Fırın poşeti yerine kapaklı bir borcamda ya da demir tencerede pişirebilirsiniz. Temizliğinin kolay olması için de yağlı kağıt kullanmayı unutmayın. Kaynak: Devletsah.com

SEVİNÇ ÖZBEK Merhaba Hanımlar, Bu sayımızda size “Fırında Tavuk” tarifini veriyoruz. Sizler de yemek tariflerinizi bizimle ve okurlarımızla paylaşabilirsiniz. Yeni sayımızda, yeni tariflerimizle buluşmak üzere ...


22

ANAYURT HABERLERİ

'Süt çeşmesi''nden günde bin 500 kişiye süt dağıtıldı Balıkesir Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünün, süt tüketimini artırmak amacıyla ''Süt Çeşmesi'' kurduğu Ali Hikmet Paşa Meydanı'nda günde bin 500 kişiye süt dağıtıldı.

BALIKESİR - Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Engin Sancı, yaptığı açıklamada, süt içme alışkanlığının kazandırılması ve tüketiminin teşvik edilmesi amacıyla ''süt ikram çeşmesi'' projesini hayata geçirdiklerini kaydetti. Projeyi Balıkesir Valiliği, İl Özel İdaresi ve Süt Üreticileri Birliğinin destekleriyle hayata geçirdiklerini ifade eden Sancı, şöyle konuştu: ''Biz süt çeşmesini İstanbul'da bir fuarda keşfettik. Vali Yılmaz Arslan ile fuarı gezerken çorba çeşmesini gördük. Vali bey, 'Bizim ilim-

izin sütü meşhur, biz de bu çeşmeyle süt dağıtalım' dedi. Bunun üzerine araştırma yaptık. Bakanlığımızla görüştük. Süt Çeşmesi projesini yaşama geçirebileceğimizi gördük. İhale açtık. Kazanan firmadan çeşmeyi aldık. Süt Üreticileri Birliği'nden pastörize sütü alıyoruz. Sütü çelik güğümlerle, hijyenik ortamda getiriyoruz. Çeşmede ısıtma sistemi var, sütü istediğimiz sıcaklıkta tutuyoruz. Süt tankımız 250 litrelik. Genç, yaşlı demeden günde bin 500 kişiye süt ikram ediyoruz.'' AA

Mersin Marina’dan, yatçılara yeni bir güzergah MERSİN (A.A) - Veli Gürgah - Mersin'de 20 milyon Avro yatırımla faaliyete geçirilen ve Doğu Akdeniz'in en büyük yat limanı olma özeliğini taşıyan Mersin Marina, yatçılara yeni bir güzergah sunuyor.

acentesi, banka, ATM, döviz bürosu gibi ihtiyaç duyabilecekleri tüm hizmetleri de sunan Mersin Marina, Mersin Yat Limanı İşletmeleri A.Ş tarafından yaklaşık 23,5 yıl işletildikten sonra devlete devredilecek.

Şehirle iç içe olan yat limanında, 10 bin 500 metrekarelik alışveriş merkezi, 2 bin kişilik amfi tiyatro, yat kulübü ve spor merkezi, restoranlar, deniz feneri terası, helikopter pisti, 850 araçlık otopark ve yapımı süren akaryakıt istasyonu da bulunuyor. Birçok sosyal imkanın yanı sıra, yatçılar için elektrik, su, atık toplama, kablosuz internet, televizyon, çamaşırhane, duş, tuvalet, ilk yardım, tekne bakım onarım, yat market, profesyonel dalgıç, araba kiralama, turizm

Yaklaşık 4 bin kişiye istihdam sağlaması ve yıllık 40 milyon lira gelir getirmesi beklenen Mersin Marina, geçtiğimiz günlerde, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Mehdi Eker'in katılımıyla resmen hizmete açıldı. Mersin Marina Müdürü Cengiz İnangül, 500'ü denizde, 500'ü karada olmak üzere bin yat bağlama kapasitesine sahip yat limanı sahasında şu anda 80 yat bulunduğunu söyledi.


ANAYURT HABERLERİ

Kapadokya'da kış güzelliği hayranlık uyandırıyor Türkiye'nin balon turları peribacaları ile ünlü Kapadokya bölgesinde kar yağışı güzel bir görüntü oluşturdu NEVŞEHİR (A.A) - Kar yağışı, ülkenin balon turları ve peribacaları ile ünlü önemli turizm merkezlerinden Kapadokya bölgesini beyaza bürüdü. Kar yağışıyla ile birlikte peribacaları beyazlar içinde görülmeye değer manzaralar oluşturdu. Ülkenin birçok kesimini etkisi altına alan ve zaman zaman hayatı olumsuz yönde etkileyen kar yağışı, Göreme, Zelve, Ürgüp, Paşabağları, Uçhisar ve Avanos gibi peribacalarının en yoğun olduğu bölgelerde ise ayrı bir güzelliğe büründü. Erciyes, Hasan Dağı ve Güllü Dağ'ın, günümüzden milyonlarca yıl önce püskürttüğü lavların zaman içinde yağmur, kar ve rüzgarın yanı sıra erozyon ile şekillendirmesiyle oluşan bu eşsiz doğa parçası, kar altında bambaşka bir görüntüye kavuştu. Geçen yıl 2,5 milyonun üzerinde turisti misafir ederek kendi rekorunu kıran Kapadokya bölgesinde, kış ayları olmasına rağmen bölgeye gelen özellikle Uzakdoğulu turistler de eşsiz bir manzara oluşturan peribacaları ile hatıra fotoğrafı çektirdiler. Fotoğraflar: Yücel Velioğlu - AA

23


24

AMERİKA HABERLERİ

Washington'da Guantanamo protestosu ABD'nin başkenti Washington'da yüzlerce insan hakları eylemcisi, Guantanamo'daki cezaevinin kuruluşunun 10'uncı yıl dönümünde protesto gösterisi düzenledi.

WASHINGTON- Uluslararası Af Örgütü ve Anayasal Haklar Merkezi gibi kuruluşların organizasyonuyla bir araya gelen göstericiler, önce Beyaz Saray'ın hemen önündeki La Fayette Parkı'nda toplandı. Burada basın açıklaması yapan protestocular, Guantanamo'daki tutukluların giydiği turuncu üniformalardan giyip, başlarını tamamen kapatan siyah kukuleta taktı. Bu şekilde ''mahkum'' zinciri oluşturan protestocular, Beyaz Saray'ın önüne yürüdü. ''Guantalamo'yu kapat'' pankartı açan protestocular, sloganlar attı. Hatta, Beyaz Saray'ın önünde Guantanamo'yu temsilen, mahkumlarının üniformasını giymiş bir eylemcinin kendisini bir kafesin içine zincirlediği görüldü. Protestocular, Beyaz Saray'ın ardından yine ''Mahkum'' zinciri oluşturarak, polisin eskortluğunda, yoğun yağmura aldırmadan ABD Kongresi ve Yüksek Mahkeme'ye yürüdü. (A.A) - Mehmet Toroğlu-Barışkan Ünal


HABER

25

Fransa Senatosu Ermeni yalanlarını onayladı Fransa Senatosu, 1915 olaylarıylailgili Ermeni iddialarının reddedilmesinin suç sayılmasını öngören yasa teklifini kabul etti.

Fransa Parlamentosu, 2001 yılında, “Fransa, 1915’deki Ermeni soykırımını tanır” ifadesi bulunan bir yasayı onaylamıştı. Yürürlüğe girmesi için Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin imzası ve resmi gazetede yayımlaması gereken yasa, iki maddeden oluşuyor. Yasanın ilk

maddesinde, “soykırımı aşağılayarak ve küçük göstererek karşı çıkmanın” suç sayılacağı belirtiliyor. Yasa teklifine göre, suçlanan kişiler hakkında 1 yıl hapis cezası ve 45 bin avro para cezası istenebilecek. Meclis ve Senatoda 60 senatör ve milletvekilinin yasa teklifine itiraz edip, anayasa mahkemesine gitmesi halinde, yasa teklifinin anayasa mahkemesi tarafından incelenmesi gündeme gelebilecek. Kanunlar komisyonu başkanı Sueur’dan Senatoda tarihi konuşma Kanunlar komisyonu başkanı Jean Pierre Sueur, Senato genel kurulunda yaptığı konuşmada, “Bu yasa ne işe yarayacak, halkların dostluğuna mı yarayacak,

diplomatik sorunların çözümüne mi yarayacak? Bu yasa sorunların çözümüne mi yarayacak? Bu yasayla bütün sorunlar çözülecek mi?” diyerek tepkisini dile getirdi. Senatoda kabul edilen yasa teklifine kanunlar komisyonu, “Fransız anayasasına, ifade ve araştırma özgürlüğüne aykırı” olduğu gerekçesiyle karşı çıkmıştı. Yasa teklifine karşı çıkan kanunlar komisyonu tarafından hazırlanan önerge ve yine yasa teklifi aleyhindeki iki ayrı önerge, genel kurulda bu akşam açık farkla reddedildi. Senato genel kurulu, daha sonra sunulan 5 değişiklik önergesini de reddetti. Meclis 22 Aralık’ta, bugün Senatoda onaylanan söz konusu yasa teklifini kabul etmişti. AA

TADF Başkanı Çınar: ' Fransa'nın kararı kabul edilemez'' Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu'nun (TADF) yeni seçilen başkanı Ali Çınar, Fransa Senatosunun dün kabul ettiği 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarının reddedilmesini suç sayan kararın ''kabul edilemez'' olduğunu belirtti.

TADF Başkanı Çınar yaptığı açıklamada, ''Fransa'nın, Türkiye'nin onurlu tarihine leke sürecek kararları vermesi haddine değildir ve bu alınan sözde kararı, TADF olarak esefle kınıyoruz'' dedi. Çınar, ''Fransa'nın düşünce ve ifade özgürlüğünü çöpe attığını'' belirterek, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin, seçim yatırımı uğruna Fransa'yı düşünce özgürlüğünün bulunmadığı bir ülke konumuna soktuğunu ifade etti. Kararın Türk-Fransız ilişkilerini tamamen bitireceğine işaret eden Çınar, ''Fransa'nın kendi tarihine bakarak yaptığı soykırımlardan utanması gerekir'' dedi. Çınar, ''Ermenistan'ın Türkiye ile ilişkilerini düzelteceğine bu tür kirli ayak oyunlarına girmesinin, dünyanın en fakir ülkelerinden

biri olan Ermenistan'a daha da zarar vereceğini'' kaydetti. TADF Başkanı Çınar, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddiaları konusunda Amerikan medyası ve resmi temsilcilerle görüşmelerin daha çok artırılması için bir plan aşamasında olduğunu da belirterek, ''Meydanı hiçbir zaman boş bırakmamamız gerek'' diye konuştu. Çınar, ''Yeni yönetimimizde, bu konuda bir komite kurulma aşamasında. Bu kapsamda her duyarlı vatandaş ve dernek temsilcimizi bu konuda bizlerle çalışmaya davet ediyoruz'' dedi. Ali Çınar, ''Genç Türkler Derneğinin'' (Young Turks) her yıl Ermeni iddialarına karşı düzenlediği ''Sözde Ermeni Soykırımına Son ve Şehitleri Anma Mitingine'' destek vereceklerini de sözlerine ekledi. Çınar, iki gün önce yapılan seçimlerde TADF Başkanı olarak 2 yıllığına göreve gelmişti. AA


Röportaj

26

Burns: Zaman zaman yöntemlerde farklılık gösterebiliriz ancak Türkiye ile aynı stratejik amacı paylaşıyoruz ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı William Burns, Türkiye ile gerek İran gerek iki ülkeyi yakından ilgilendiren diğer konularda birlikte çalışmak istediklerini söyleyerek, "Türkiye güçlü bir demokrasi ve ekonomi inşa etmiş, bölgenin daha istikrarlı olmasına katkıda bulunan bir ülke olarak bölge için çok önemli bir model" diye konuştu. amaç olmadığını, ancak İran yönetiminin uluslararası yükümlülüklerine uymasını sağlama gibi bir amaca hizmet ettiğini belirtti.

ANKARA - Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ile önemli görüşmeler yapan Burns, Ankara'dan ayrılmadan önce temaslarını AA'ya değerlendirdi. Ziyaretinin Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun İran ziyaretinin hemen ardından gerçekleştiğine işaret edilerek, görüşmelerde İran konusunun nasıl gündeme geldiğinin ve Ankara'ya İran'a uygulanan yaptırımlarla ilgili yeni bir mesaj iletip iletmediğinin sorulması üzerine Burns, İran'ın görüşmelerin gündeminin önemli bir maddesi olduğunu söyleyerek, "ABD ve Türkiye, İran'ın nükleer programı ile ilgili olarak ortak bir endişeyi ve İran'ın nükleer bir silah üretmemesi ortak çıkarını paylaşıyor" diye konuştu. Burns, iki ülkenin bu çerçevede birlikte çalıştığını ifade ederek, gerek BM Güvenlik Konseyi tarafından ya da bir grup ülke tarafından alınmış olsun yaptırımların başlı başına bir

İran'ın uluslararası sorumluluk ve yükümlüklerine uymak istememesinin sonuçları olacağını belirten Burns, ABD Başkanı Barack Obama'nın da dediği gibi, sorunun İran'ın barışçıl amaçlarla nükleer enerjiye sahip olup olamayacağı değil, sorumluluklarına uymak istememesi olduğunu ve ABD'nin bu nedenle uluslararası toplumla birlikte çalışmak istediğini kaydetti. Burns, "Bu çerçevede diğer ortaklarımızla olduğu gibi Türkiye ile de birlikte çalışmak isteriz" diye konuştu.

kendi görüşlerini paylaşmasının normal olduğunu, ancak genel anlamda aynı endişeyi paylaştıklarını söyleyen Burns, "Zaman zaman yöntemlerde farklılık gösterebiliriz, ancak aynı stratejik amacı paylaşıyoruz, önemli olan da bu" diye konuştu. -Bölgede kutuplaşmaDışişleri Bakanı Davutoğlu'nun ve çoğu kesimin bölgede artan bir kutuplaşmaya dikkati çektiğinin hatırlatılması ve bu görüşlere katılıp katılmadığının sorulması üzerine Burns, etnik ya da dini hangi nedenle olursa olsun bölgede bir kutuplaşma olmasından herkesin endişeli olduğunu söyleyerek, "Türkiye güçlü bir demokrasi ve ekonomi inşa etmiş, bölgenin daha istikrarlı olmasına katkıda bulunan bir ülke olarak bölge için çok önemli bir model" diye konuştu.

İran'ın nükleer programı ve İran'ın bir tehdit olup olmadığı konularında Türkiye ile ABD'nin politikalarının ne kadar örtüştüğünün sorulması üzerine de Burns, İran'ın nükleer silah üretme ihtimaline dair genel anlamda paylaşılan stratejik bir endişe bulunduğuna inandığını belirterek, "Her iki ülke de böyle bir gelişmenin çok tehlikeli olduğu ve bütün bölgeyi istikrarsızlaştıracağı konusunda tam anlamıyla hemfikir" dedi.

Burns, bu nedenle Arap dünyasındaki ülkelerin dönüşümü için Türkiye ile birlikte çalışmalarının kendileri için çok önemli olduğunu söyleyerek, Türkiye'nin son dönemdeki başarılarıyla bu ülkeler için bir model ülke rolünde olduğunu, özellikle de Suriye gibi ülkelerin hızlı siyasi dönüşümünde olumlu rol oynadığını kaydetti.

Türkiye'nin bu endişesine dair özel detaylar hakkında

(A.A) - Gülsen Solaker

Turkishsuperpages.com

Türk Amerikan İsyerleri Rehberi

Avrupa Konseyi Türkiye raporu: ''Türk yargı sistemi, insan haklarını daha iyi korumalı'' STRASBOURG - ''Türkiye'de önemli reformların yapılmasına rağmen, önemli konulara ilişkin bazı yasa ve uygulamaların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadına uygun olmadığı'' eleştirisi yapılan raporda, ''özellikle yargıç ve savcıların insan haklarına korumak yerine, devleti korumaya öncelik veren yerleşik davranışları, Türkiye'de gelişmeleri engelleyen bir faktör'' olarak gösterildi.

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Temsilcisi Thomas Hammarberg tarafından kaleme alınan bir raporda, ''Türkiye'de yargı sisteminin insan haklarını daha iyi koruması'' istendi. Raporda, yargı sistemi yönetiminde uzun süredir devam eden sistemli eksikliklerin, insan haklarını olumsuz etkilediği'' görüşü dile getirildi.

''Uzun dava ve tutukluluk sürelerinin ciddi endişe kaynağı olduğu'' uyarısı yapılan raporda, ''Türk yetkililer, davaları hızlandırmak için çalışmalarını yoğunlaştırmalı, gözaltına alma dışında diğer seçenekleri daha sık kullanmalı, 10 yıla kadar giden tutukluluk sürelerinin azaltılması için gerekli düzenlemeler yapılmaları'' ifadeleri kullanıldı. Raporda, Türk yetkililerin, savcıların ve adli polisin rolüyle hazırlanan iddi-

anamelerin kalitesinin artırılmasını gözden geçirmeleri tavsiye edildi. Raporda, özellikle işkence ve kötü muameleyle ilgili ciddi insan hakları ihlalleriyle ilgili mücadele yapılan çalışmaların memnunlukla karşıladığı ifade edildi. ''Türkiye'de terör ve suç örgütleriyle ilgili yasalardaki tanımlamaların, mahkemelere geniş bir yorum alanı bıraktığı ve bunun endişe vericiği olduğu'' da ifade edilen raporda, terörle mücadele sırasında insan hakları ihlallerinin yapılmamasına dikkat edilmesi tavsiye edildi. Raporun sonunda, adil yargılama hakkının garanti altına alınmasına verilen öneme dikkat çekildi ve şüphelilerin kendilerine yöneltilen suçlamalara ilişkin delillere ulaşamaması eleştirilirken, savunma hakkına daha fazla dikkat edilmesi çağrısı yapıldı. (A.A) - Rahmi Gündüz


ANAYURT HABERLERİ

27

Başbakan Erdoğan: “Marmaray, bir dünya projesidir” Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Marmaray Projesi, bakın altını çizerek söylüyorum, bir İstanbul Projesi değildir. Marmaray, bir Türkiye projesidir, Avrupa ile Asya'yı birleştiren, kıtalar arası bir projedir, Marmaray bir dünya projesidir" dedi. Başbakan Erdoğan, Kadıköy Ayrılık Çeşmesi İstasyonu'nda düzenlenen "Marmaray'da ilk ray kaynağı töreni"ndeki konuşmasında, bugün ilk kaynağı yapılacak, Türkiye'nin 150 yıllık rüyasında, yeni bir dönüm noktasının yaşandığı Marmaray'ın hayırlı olmasını diledi.

Marmaray Projesi, bakın bunun da altını özellikle çizerek söylüyorum, bir İstanbul Projesi değildir. Marmaray, bir Türkiye projesidir, Avrupa ile Asya'yı birbirine bağlayan birleştiren kıtalar arası bir projedir, Marmaray bir dünya projesidir. Başbakan Erdoğan,"1860 yılında hayali kurulan, taslağı hazırlanan bir projeyi, 150 yıll ık bir hayali, nihayet rayların döşenmesi aşamasına kadar getirdik. Bugün burada, sadece 150 yıllık bir hayali somutlaştırmıyoruz. Bugün, dünyanın en özgün projelerinden birini, bir ulaşım harikasını, bir mühendislik şaheserini de artık ete kemiğe büründürüyoruz" diye konuşan Erdoğan, yapılan işin kolay bir iş olmadığını ifade etti. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Marmaray'ı, denizin altına tüpler döşeyip, içine ray yerleştirmek olarak görmek, onu hafife almak olur. Ters yöne iki akıntının olduğu bir denizin altında bu işi gerçekleştiriyoruz. Yüzeyin 60 metre derinliğinde, dünyanın en derin batırma tüp tüneliyle bu projeyi gerçekleştiriyoruz. Sadece bir raylı ulaşım sistemi kurmakla kalmıyoruz, adeta ince işçilikle bir sanat eseri inşa ediyoruz. Burada şu hususu özellikle ifade etmek istiyorum.

Bu proje, ne kadar İstanbul projesiyse, o kadar Van projesidir, Tekirdağ projesidir, Antalya, Yozgat, Erzurum, Kars projesidir. Hatta bu proje, Batı'da Londra'yı, Doğu'da Pekin'i çok yakından ilgilendiren bir projedir. Marmaray'ın tamamlanmasıyla birlikte, sadece Anadolu ve Avrupa yakaları raylı sistemle birleşmeyecek. Bu projeyle, Pekin ile Londra arasında, kesintisiz bir demiryolu hattı tesis edilmiş, 'modern bir ipek yolu' inşa edilmiş olacak." Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Projesi ile Yüksek Hızlı Tren projeleri tamamlandığında, Türkiye'nin, ulaşımda Asya Avrupa koridorunun en önemli, en stratejik ülkesi konumuna yükseleceğini de belirten Erdoğan, bu projeyi yaparken, azami çevre hassasiyetiyle hareket edildiğini, balıkların yumurtlama dönemi, balıkların göç yollarının dahi dikkate alındığını kaydetti. AA

Konya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şeker:

''Medya, doğruya ve toplumsal yarara ulaşma hedefinin bir parçasıdır'' Konya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla kutlama mesajı yayımladı. Rektör Şeker, mesajında, zor şartlar altında çalışan basın mensuplarının kamuoyu adına kutsal bir görev yaptıklarını belirterek, ''Medya, objektif esaslar çerçevesinde eleştiri özgürlüğü yoluyla toplumsal denetim işlevini yerine getirmesi, doğruya ve toplumsal yarara ulaşma hedefinin bir parçasıdır'' ifadelerini kullandı.

KONYA - Rektör Şeker, mesajında, zor şartlar altında çalışan basın mensuplarının kamuoyu adına kutsal bir görev yaptıklarını belirterek, ''Medya, objektif esaslar çerçevesinde eleştiri özgürlüğü yoluyla toplumsal denetim işlevini yerine getirmesi, doğruya ve toplumsal yarara ulaşma hedefinin bir parçasıdır'' ifadelerini kullandı. İletişimin ve haberleşmenin günden güne artan değeri ve yaşadığı büyük gelişimin göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkati çeken Rektör Şeker, mesajında şunları kaydetti:

''Toplumun tüm kesimleri için gazeteciliğin ve gazetecinin önemi bir kez daha kendini gösterecektir. Basın mensuplarının, çalışma şartlarını iyileştirmek ve kamuoyu adına etik kurallar içerisinde yaptıkları görevlerinde onlara destek vermek hepimizin görevidir. Bu düşüncelerle tarafsız, ilkeli ve güvenilir yayınlarıyla kamuoyunun sesi olmaya gayret eden tüm basın emekçilerinin '10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutlar, sağlık, mutluluk ve başarılar dilerim.'' (A.A)


Özel Haber / Röportaj

28

Ünlü boksör Muhammed Ali 70 yaşında LOUISVILLE -AA- Boksun efsanesi Muhammed Ali 70. yaşgününü dün doğum yeri Louisville'de (Kentucky eyaleti) 300'den fazla kişinin katıldığı bir davetle kutladı. Muhammed Ali Kültür Merkezi tarafından dün başlatılan etkinlik çerçevesinde düzenlenen gala ve hayır yemeğine katılmak için bin dolar ödeyenler, ünlü boksörü görme şansına sahip oldular. Yıllardır çektiği Parkinson hastalığı yüzünden zayıflamış görünen ve sürekli eşi Lonnie'nin yardımına ihtiyaç duyan Muhammed Ali, yine de yardımsız yürüyebildiğini davetlilere gösterdi. Davetliler arasında eski antrenörü Angelo Dundee, folk-rock şarkıcısı John Mellencamp ile oğlunun yanı sıra 2009'da İran'da hapsedilen ve ikisi geçen yıl serbest bırakılan üç Amerikalı doğa yürüyüşçüsü de bulunuyordu.

Sanal dünyada istediğiniz alan adı sizin olacak! Artık “web adresi son eki” olarak neredeyse her kelimeyi almak mümkün hale geldi. Böylece '.com' ve '.org' gibi son eklere, '.pepsi', '.virgin', '.itv' gibi son ekler de katılacak. Yeni üst seviyede alan adı uzantıları hayatımızdaki yerini almaya hazırlanıyor. Bu değişim, 20 yılı aşkın zamandan sonra alan adı sistemindeki en büyük yenilik olacak.

IMF ve benzeri diğer 26 uluslararası kuruluşun ICANN'den '.imf' gibi son ekleri siber işgalcilerden koruması için başvurduğunu yazmıştı.

BBC News'un haberine göre alan adlarını düzenleyen ICANN, bu değişimin fırsatları ve rekabeti artıracağını düşünüyor. Zira 1985 yılında temeli atılan ve sonradan genişletilen alan adı uzantılarının çeşitliliğinin artık sayıları birkaç milyara varan kullanıcıların ihtiyaçlarını karşılamaya yetmediği düşünülüyor.

Söz konusu maliyete rağmen, Nisan ayında başvurular sona ermeden önce bu üst seviyede alan adlarına başvurulara önemli bir ilginin kendini göstermesi bekleniyor.

Bununla birlikte başvuru için verilmesi gereken ücret 185 bin dolar. Bu da yeni uzantılardan birine sahip olmak isteyenler için ciddi bir finansal yük anlamına geliyor. Uzmanlara göre, bu işin toplam maliyeti yarım milyon doları bulabiliyor.

Daha şimdiden birçok şirket başvurularla yoğun olarak ilgileniyor. Bu başvuruların önemli bir bölümü Fortune 500 şirketlerinden geliyor ve bu şirketlerin büyük bir bölümü de perakende ve finansal hizmet sektörlerinde faaliyet gösteriyor.

Bu maliyet, bazı sivil toplum kuruluşları arasında da tartışma sebebi. Çünkü STK'lar, siber işgalcilerden kendilerini korumak için çok yüklü paralar harcamak zorunda kalacaklar.

SADECE MARKALAR DEĞİL ŞEHİR VE SEMTLER DE KULLANILACAK

YOĞUN BAŞVURU VAR Reuters geçtiğimiz günlerde; Birleşmiş Milletler,

BTnet'in haberine göre; markalar kadar, '.london', '.nyc' gibi yer isimlerinin de bu son ek ilgisinden payını alması bekleniyor. Hatta Katalanlar şimdiden '.cat' uzantısını aldı bile.

dünya medyasına link sayfanız..

2012'de çok kazandıracak meslekler

AA muhabirinin araştırmasına göre, dünyada olduğu kadar Türkiye'de de bilişim ve ekonomi alanında gelişen sektörler bu yıla damgasını vuracak. Otomotiv, inşaat gibi geleneksel sektörlerin yanı sıra bu yıl bilişim ve ekonomi ağırlıklı sektörler ön plana çıkacak.

Amerikalı bilimadamlarının yaptığı araştırma, kazaya uğrayanların çoğunun genç olduğunu gösterdi. Kaza geçirenlerin ortalama 21 yaşında olduğunu belirten araştırmacılar kazaların çoğunun şehirde meydana geldiğini vurguladı. iPod ya da MP3 çalar gibi cihazlarla yüksek sesli müzik dinleyen yayaların yüzde 55'ine tren çarptığı, kaza geçirenlerden yüzde 68'inin erkek, yüzde 67'sinin 30 yaşın altında olduğu belirtildi. Ocak 2004- Haziran 2011'i kapsayan dönemde, 116 kazanın meydana geldiği, bunlardan 16'sının Mayıs 2004'de olduğunun belirtildiği araştırmada, Kasım 2010'da kaza sayısının 47'ye çıktığı belirlendi. 116 kazanın 81'inin ölümlü kaza olduğu, görgü tanıklarının bunların dörtte üçünde ölen yayanın kaza sırasında kulaklıkla müzik dinlediğini bildirdiği ortaya çıktı. Dr. Richard Lichenstein ve ekibinin yaptığı araştırmada, müzik dinlemenin beynin dış uyarıcılara karşı tetikte olma durumunu etkileyerek kişinin görsel dikkatinin azalmasına, hatta dışarıda olup biteni görememesine neden olabileceği vurgulandı. Araştırma sonuçları "Injury Prevention" dergisinde yayımlandı.

Vikipedi protesto için İngilizce versiyonunu kararttı

Kaynak: medyaloji.net

www. globalmedialinks. com

Sosyal medya, internet pazarlama, ağ pazarlama uzmanlıkları, mobil uygulama yazılımcılığı, e-ticaret yazılımı ve girişimciliği ile yaşam konforunun artmasına paralel iklimlendirme bu yılın yüksek getiri sağlayacak meslekleri olacak. Girişimcilere göre, ekonomistlik, fon yöneticiliği, girişim danışmanlığı ise 2012'nin trendi yükselenler arasına girecek.

Kulaklıkla müzik dinleyen yayaların uğradığı kazalarda büyük artış

2012 yılı içinde özellikle ekonomik krizin de etkileri değerlendirildiğinde şirket değerleme uzmanlığı, fon yöneticiliği, ekonomistlik gibi meslekler önümüzdeki dönemin gözde meslekleri arasında yerlerini alacak. Melek Yatırımcılar Derneği Türkiye Başkanı Baybars Altuntaş, ABD Başkanı Barack Obama'nın 21. yüzyılı "Girişimcilik Yüzyılı" ilan etmesi ve 2. Küresel Girişimcilik Zirvesinin de Türkiye'de düzenlenmesi ile gerek Türkiye'de gerekse dünyada "girişim danışmanlarının" ve "girişim eğitmenlerine" olan talebi artıracağını söyledi. Bu talebin girişimcilik sektörünün yanı sıra yatırım sektöründe de kendisini göstereceğini belirten Altuntaş, "Yatırım sektörü, girişimcilerin i ş planlarını doğru analiz edecek 'girişim uzmanları'na ve yatırım yaptıkları girişimlerin yönetimini gerçekleştirecek 'profesyonel girişim yöneticileri'ne ihtiyaç duyacak" dedi. Yeni yılın "profesyonel melek yatırımcılar"ın da Türkiye'de ilgi gördüğü bir yıl olacağını dile getiren Altuntaş, iş fikri olan ancak finansmana ihtiyaç duyan girişimcilerin bu ihtiyaçlarını karşılayacak melek yatırımcıların,

artık bu işi profesyonel anlamda bir kariyer fırsatı olarak da görmeye başlayacakları vurgusu yaptı. AA

WASHINGTON (A.A) - İnternetin en geniş kaynak sitelerinden Vikipedi, Amerikan kongresinde değerlendirilen korsanlıkla mücadele yasa tasarısını protesto etmek için yarın İngilizce versiyonunu yayımlamayacak. İçeriği dünyanın her köşesinden gönüllü insanlar tarafından ortaklaşa hazırlanan açık kodlu, özgür, kar amacı gütmeyen ücretsiz ansiklopedi olan Vikipedi, yasa tasarısını protesto için 24 saat yayın yapmayacak. Sitenin kurucusu Vikimedya Vakfı'ndan yapılan açıklamada, "tasarının geçmesi halinde bu yasanın özgür ve açık internete zarar vereceği ve ABD'deki uluslararası internet sitelerinin sansürlenmesi için yeni araçlar ortaya çıkaracağı" belirtildi. Temsilciler Meclisi'ndeki "Çevrimiçi Korsanlığı Durdurma Yasası" ve Senato'da tartışılan "Entellektüel Mülkiyetin Korunması Yasası" deniz aşırı ülkelerde Amerikan mallarının korsanlarının satılmasını engellemeyi amaçlıyor. Film ve müzik endüstrisi tasarıyı destekleyen gruplar arasında yer alıyor. Google, Yahoo, Twitter, eBay, AOL gibi teknoloji şirketleri ise tasarıya karşı çıkıyor.


Asistan Ofis Menejeri Aranıyor

İSTİKBAL MOBİLYA

UNIQUE GALAXY TRAVEL

Kadın-Doğum ofisinde çalışacak asistan ofis menejeri aranmaktadır. İstenen özellikler: En az iki yıllık tecrübe, insanlarla iyi iletişim kurabilmek, akıcı İngilizce konuşabilmek İlgilenen kişilerin CV'lerini e-mail veya fax ile göndermeleri rica olunur.

Türkiye’den ve Amerika’dan zengin ürün çeşitleri ile hizmetinizdeyiz. Her bütçeye uygun Oturma Odası Grupları Yatak Odası Takımları - Yemek Odası Takımları

Türkiye ve Dünya’nın her yerine, her türlü tatil ve iş gezisi organizasyonlarınız için profesyonel kadromuzla hizmetinizdeyiz.

973 - 772 -8500

201 - 854 - 3990

Fax: 201-525-1717 E-mail: obgyn@gmail.com

EMPIRE HEATING & COOLING Her türlü ısıtma ve soğutma tesisatlarınızın yenilenmesi ve bakım servisi itina ile yapılır. Merkezi ısıtma ve soğutma sistemleri kurulur.

Özkan Karaçay 973 - 703 - 7332

Century21 Emlak Ofisi

3 ayrı mekan, aynı lezzet

Gayrimenkul alım satım ve kiralama işlerinizde geniş kadromuzla hizmetinizdeyiz.

Paterson, Clifton ve New Milford’daki 3 ayrı lezzet durağımızla sizlere Türk mutfağının eşsiz tadlarını sunuyoruz.

973-916-9900

Toros Restaurant 973 - 772 - 8032 & 201 - 265 - 0004 ULUDAĞ RESTAURANT

KİRALIK EV

TERZİLER ARANIYOR

Emlak Alım & Satım

Paterson’da 2 ailelik evin 1. katı ( 2 yatak odalı) kiralıktır. Kira: $ 1,100

Konfeksiyonda çalışacak terziler aranıyor. Yemek + sigorta mevcuttur. İlgilenenler

Bütün gayrimenkul alım satım ve kiralama işleriniz için uzman isim.

Detaylı bilgi için:

862-262-6305

973 - 742 - 4677

no'lu telefondan Mehmet Bey'e ulaşabilirler.

Salih Okdemir 973 - 703 - 4721

BAKICI ARANIYOR

Kiralık Ofis ve Depolar

AVUKAT TİMUR AKPINAR

Güney New Jersey’de evimizde çocuk bakacak yatılı bayan aranıyor. Özel oda, banyo, yemek artı maaş. İlgilenenler:

Paterson’da Main Street ve Pazar yerine yürüme mesafesinde kiralık ofis ve depolar

Trafik kazaları, iş kazaları, Veraset ve vasiyet, Kayıp düşme kazaları, Yanlış Tıbbi Müdahale ve bir çok konuda New York ve New Jersey'de hizmetinizdeyiz.

973 - 517 -0918

718 - 224 - 9824

856 - 340 - 3984 KİRALIK SALON

Her türlü düğün, nişan, doğum günü partileriniz ile iş ve özel toplantılarınız için 200 kişilik salonumuzla Paterson, New Jersey’de hizmetinizdeyiz.

973 - 569 - 9200 www.TurkTurist.com Türkiya’nin gezi portalı Tıkla, yeni bir güne yerel haberlerle başla...

www.ForumGazetem.com

İnegöl Köftecisi Cevdet Usta, artık 391 Crooks Avenue, Paterson,New Jersey ’deki adresinde hizmetinizde... (Ulu Cami karşısında) Piyaz, İnegöl Köfte, Döner,İskender ve Izgara çeşitleriyle sizlere ser vis vermekten gurur duyarız...

Pişirilmeye hazır, paketlenmiş köfte siparişi alınır Dışarıya paket ser visimiz vardır. 391 Crooks Avenue, Paterson, NJ  07503

862 - 262 - 0672

TOP DISCOUNT LIMOUSINE & CAR SERVICE

En güzel araçlarımızla ve uygun fiyatlarımızla sizleri evinizden New York ve diğer eyaletlerdeki havaalanlarına veya gitmek istediğiniz her yere ulaştırıyoruz. Güleryüzlü Türk şöförlerimiz ve geniş filomuzla hizmetinizdeyiz. Reservasyonlarınız için

1-866-890-1215 / 973-830-9636 570-242-5284


30

NEWS IN ENGLISH

The world leaders Obama calls his BFFs We know that President Obama conducts foreign policy with world leaders all the time. But of all the heads of state he's met, who does he count amongst his closest friends?

My Lawsuit Has Been Going on Forever We’re definitely a fast-paced society. We seek instant gratification in much of everything we do. We handle our communications electronically. No one has the patience to wait for a letter to arrive in the mailbox. When we want to discuss business after hours, we send text messages. We have grown accustomed to companies that will do almost anything to please consumers in terms of customer service. We have to be constantly connected. We have to get what we want at the moment we want it. We need it now. We need it faster. C’mon… hurry up! That’s why people can sometimes find it frustrating that a lawsuit might drag on for two or thee years. As for myself, I like to work fast in moving my cases along. I’m afraid that witnesses will lose their recollections of events. I’m afraid that opportunities to gather fleeting physical evidence will vanish. But I know that even when you work fast, it doesn’t always mean a lawsuit comes to a quick conclusion. Lawsuits can take a long time to settle or come to a court verdict. And it isn’t always because an attorney is a tortoise instead of a hare. It’s because the process can take a long time. Perhaps the thing most responsible for slowing things down is something we call “discovery.” Discovery is the process of exchanging information in a lawsuit. The plaintiff gives the defendant her records. The defendant gives the plaintiff his records. That might make it sound like an exchange of holiday gifts. But the discovery process doesn’t always work so smoothly. Sometimes people don’t want to give the other side their records. The reasons can be varied. The non-cooperating party may feel that the requests are too intrusive. Or she may feel that the information will be improperly used by the adversary to make her look bad in court. Whatever the case, both sides in a lawsuit can find themselves at an impasse when it comes to exchanging information with each other.

In an interview with TIME magazine's Fareed Zakaria, Obama listed off his five nearest and dearest pals on the global stage. So, who made the cut? Sadly, not ex-Russian president Dmitry Medvedev, whom Obama took out for a burger at Ray's Hell Burger last year, The Washington Post reported. But German Chancellor Angela Merkel, Indian Prime Minister Manmohan Singh, Turkish Prime Minister Recep Tayyip Erdogan, South Korean President Lee Myung-bak, and British Prime Minister David Cameron all made the cut. As Obama told Zakaria, "I mean, I think that if you ask them, [they] would say, we have a lot of trust and confidence in the President. We believe what he says. We believe that he’ll follow through on his commitments. We think he’s paying attention to our concerns and our interests. And that’s part of the reason why we’ve been able to forge these close working relationships and gotten a whole bunch of stuff done."

As for George W. Bush, the ex-President counted Italian Prime Minister Silvio Berlusconi among his best friends, Foreign Policy's "The Cable" blog reported. Bush also called British Prime Minister Tony Blair "My closest partner and best friend on the world stage" and nicknamed him "Landslide." Bush also called Canadian Prime Minister Jean Chrétien "Dino" (short for Dinosaur) and nicknamed Vladimir Putin "Pootie-Poot," according to Foreign Policy. We wonder if the nicknames helped or hurt Bush's foreign policy, which Obama told TIME he admired. "I continue to believe that he managed a very difficult period very effectively," Obama said of Bush. Check out our slideshow of President Obama palling around with his picks.

Source: Global Post

Turkish Airlines sets new strategy for Balkans

But even when both sides cooperate with each other, the process of exchanging information can still take time. Witnesses have to be summoned to appear for statements. Witnesses can be difficult to contact at times. They may not be willing to testify. The process can also drag on because experts sometimes have to be called in to provide their opinions on the matter at hand. Medical reports may need to be evaluated. Experts might be called in to address why a well-designed car should not flip over at 30 mph, or why someone who owns a $50 million dollar company is not coming clean in a declaration of his assets in a divorce case. In the first case, the expert may be an automotive engineer. In the second, the expert may be an accountant who is good at flushing out hidden assets. What ever the case may be, this process takes time. Another reason why lawsuits can drag on for what seems to be an eternity is that it can take time for a case to come up on the trial calendar. In urban areas, courts have packed schedules. So while we like to pick up our coffee and muffin at the drive-through window two seconds after placing an order, things don’t work like that in the legal system. Timur handles lawsuits for car accidents, slip & fall accidents, work accidents, cruise ship accidents, serious personal injury, hospital errors, medical malpractice, dangerous product, pharmaceutical drugs, workplace discrimination, sexual harassment and other areas of law. ww.benimavukatim.com * t.akpinar@verizon.net * 718 224-9824

Turkish national air carrier, Turkish Airlines (THY) held a meeting in New York to inform its office directors about the airlines' new strategy on Balkans. THY Marketing and Selling Department deputy chairman Mehmet Baspinar, THY's director in New York Ihsan Baytan, Turkey's Consul General in New York Levent Bilgen and other officials attended the meeting at Pennsylvania Hotel. A promotional film about THY was screened in the meeting. THY's director in New York Baytan said that the people of Balkan origin living in the United States were the target group in this strategy. "THY has been growing in the United States gradually. THY opened new destinations such as Washington and Los Angeles. We want U.S. citizens of Balkan origin to prefer THY and we

are working for it," he said. Bilgen said THY was one of the important establishments representing Turkey in the world in the best way. Speaking to AA correspondent, THY Marketing Deputy Chairman Baspinar said THY was eager to get share from the market between the United States and Balkans. THY would fly from the United States to Balkans via Istanbul as of this summer, he said. Turkish Airlines is the national flag carrier airline of Turkey, headquartered in Istanbul. It operates scheduled services to 146 international and 41 domestic cities (38 domestic airports), serving a total of 187 airports, in Europe, Asia, Africa, and the Americas. THY carried 32.6 million passengers in January-December, 2011. AA


NEWS IN ENGLISH

31

AA’s photo exhibition on Somalia opened in PAC

International Parent Rights STRASBOURG (A.A) - An exhibition of Somalia photographs by Anadolu Agency (AA) correspondents and photo journalists was opened at the Council of Europe Parliamentary Assembly (PACE) in Strasbourg, France on Monday. Turkish Deputy Premier Bulent Arinc, PACE President Mevlut Cavusoglu and Anadolu Agency Director General Kemal Ozturk inaugurated the exhibition titled "Being Human in Somalia". Delivering a speech at the inauguration, Arinc said that Turkey was the first country to notice human tragedy in Somalia, stating that he would like to congratulate AA on its leadership to show this tragedy in Somalia to the world. Arinc said that opening of this exhibition in a prestigious city and especially in PACE was important. These photos reflected tragedy in Somalia, he said and recalled that Turkish Prime Minister Recep Tayyip Erdogan and representatives

from political parties visited Somalia. Turkey built hospitals, airports, roads and some facilities in Somalia, he said. Arinc also thanked Cavusoglu for his support to the exhibition. Cavusoglu said he would like to thank AA photo journalists and AA Director General Kemal Ozturk for this exhibition, stating that he was proud to host it. Turkey's support to Somalia was of great importance and the country's initiatives were appreciated, he said. Council of Europe Secretary General Thorbjorn Jagland said that the exhibition showed once again the situation in Somalia. AA Director General Ozturk said that being human in Somalia was one of the most difficult things in the world. "We, as journalists, came here to show tragedy in Somalia to the world. Turkey exerted great efforts to save lives there," he said.

If I as an American citizen cannot protect my children then what good am I?” my Pakistani associate at the United Nations complained. “Anoymous wolves dressed in sheep’s clothing are tearing at the hearts and minds of my little lambs!”I surmised he was talking of widespread societal influences. “What are you talking about?” I asked. He responded “My children tell me I’m old fashioned and they won’t confide in me. They have secrets!” His associates at the United Nations had been champions of the U.N.Convention on Childrens Rights, but were having second thoughts. “We parents are seeing our rights eliminated!” “This is a normal condition as children become independent!”" I stating the obvious, but he remained perturbed. “”Ïn Nazi Germany parents feared their children who reported their activities to the authorities, and now here in America I am beginning to fear my own children. Something is wrong!” He alarmed me with this comment. “Look!” I said, “Children must be protected against parental abuse and bullies at school. Your fears are unfounded!” He shouted at me: “You are too naive and innocent! Ï believe in right and wrong, but my children tell me we should not discriminate!” That remark reminded me of former New York Governor Mario Cuomo who declared years ago “that educational policy should be morally neutral.” That by definition is amorality, but that is a national trait. So I told him: “You can’t take on the world which believes in equal rights, womens rights, reproductive freedom, choice, and non-discriminatiuon. You can’t fight it!” Ï am a father!” he exclaimed. “Ï was a soldier and will not accept defeat!” So I asked him who is he fighting, and “Who is your enemy?” He backed off and apologized “Ï’m ready to fight sword in hand, but then a fog surrounds me as I strike out left and right. I know someone is there, but I don’t know who!” I then related the story of Alexander the Macedonian who when conquering Persia was challenged to untangle a complex Gordian Knot. Alexander pulled out his sword and cut the knot in half. “Perhaps with some heat the fog will lift. And then you can see who you are dealing with!” I suggested. Further: “You come from Pakistan where traditional values are normal, but in America the 1960′s counterculture generation is now in charge of society. America is not what it was fifty years ago!” “I believe in transparency!” he finally stated. “America is supposed to be an open society for democracy to work. My family comes first and I want to know what’s going on. In Pakistan my relatives and neighbors were my eyes and ears. We all watched out for each other. Perhaps I’ll go back!” I didn’t believe him. He was making too much money. robosign@yahoo.com


FORUM Bulmaca - 145

32

İran’ın başkenti Üstteki resim

Yenilgiyi kabul etme Kişi, şahıs

Güvenlik Sert, kaba

Bayındırlık

Temel kanun Dünya

Özgü Arka, geri Ödünç Tartıda çok çeken Soy, asıl

3 Şahsiyet

Aktinyumu n sembolü Mahcup olmak

Serbest bırakma

Cankurtaran sandalı Demiryolu Biçim Bir şeyin fiyatını artırma

Görme organı Kararsız, tereddütlü

Savrulmay a hazır ekin yığını Sürme

4

6

Gece (eski) Havadar

9

Alttaki resim Ortadaki resim

Sermaye Askeri merkez

Duruk

12

Yardım amacıyla karşılıksız verilen şey

Geçinmek için gerekli olan şeyler

Muğla’nın bir ilçesi

Zeytingiller -den bir süs bitkisi Bataklık gazı Bir kumaşın alt dokusu

Samaryumun sembolü Telef etme

5

Filipinler’in başkenti Dalkavuk

Doku teli Fakat

Verme, ödeme Allah’a yalvarma

Doğru düşünme sanatı ve bilimi

İçinde bulundura n, kapsayan

Adale Mağlup Sözde, sanki

Birinci olarak, en başta Müstahsil

Öncesiz Yansı Yok etme

8

Kabaca evet Yasaklama

Haberci Kafiye Dolaylı olarak anlatma Parazit

13

Horozun tepesindeki kırmızı deri

Arıtılmış Çabuk olan, süratli

11 Ülke, yurt

Geleneksel Boğa güreşi alanı Tam tersine, aksine

1

Afrika’da bir nehir Babanın kız kardeşi

2

Ölümlü, gelip geçici

Gösteriş, 10 çalım, afi, caka

Bazen, kimi vakit Kötülük, fenalık

Düşünce Bir mevsim Hayat arkadaşı

Bir nota Galyumun sembolü

Notada durak işareti

Yaşama, hayat İndeks, fihrist

Afrika’da bir ülke

7

Alay, istihza (argo)

1

2

3

4

5

6

7

8

9

ŞİFRE: Hazırlayan: Güven Söztutan guvensoztutan@forumgazetem.com

10

11

12

13


AMERİKA HABERLERİ

33

''Türkiye kartlarını iyi oynarsa, bölgede Fransa'nın nüfuzunun aynısını kendi sağlar” ABD'nin saygın gazetelerinden New York Times'ta (NYT) çıkan yazısında, Soner Çağaptay, ''Türkiye ve Fransa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da nüfuzlarını artırmak için birbirleriyle yarışıyor'' yorumunu yaptı. NEW YORK - Washington Yakın Doğu Araştırmaları Enstitüsü'nün kıdemli uzmanı ve Türkiye Araştırmaları Programı'nın direktörü olan Çağaptay'ın NYT'nin haftasonu ekinde çıkan yorum yazısında, ''Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da Mısırlılar ve Tunuslular devrik despotik liderlerinin yerlerine yenilerini getirmek için oy kullanırken ve Suriye hükümeti uçurum kenarına doğru sendeleyerek giderken, iki eski imparatorluğun, büyük değişim içinde olan Arap ülkeleri üzerinde siyasi nüfuzlarını göstermek için yarıştıklarını, bu iki gücün ABD ve Rusya değil, Türkiye ve Fransa olduğunu'' belirtti. Soğuk savaş sırasındaki Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki yarışın rakiplerinin şimdi Türkiye ve Fransa olduğunu yazan Çağaptay, ''bu iki ülkenin bir zamanlar kontrol ettikleri bölgede iş bağlarını artırmak ve yeni kuşak liderlere biçim vermek için birbirleriyle yarıştıkları'' yorumunu yaptı. Bu rekabetin yeni olmadığı belirtilen yorum yazısında, Napolyon'un 1798'de Mısır'ı işgalinden sonra Türkiye ve Fransa'nın hep Ortadoğu'da üstünlük elde etmek için yarıştıkları, Osmanlı İmparatorluğu'nun bölgedeki gerileyişinin ardından Fransa'nın bölgede hakimiyetini artırdığı, bu durumun iki yüzyıl boyunca sürdüğü kaydedildi. Ancak bu durumun değişmekte olduğu belirtilen yazıda, ''Türkiye kartlarını iyi oynarsa, bölgede Fransa'nın nüfuzunun aynısını kendi sağlar, hatta bölgede hakim güç olabilir'' yorumu yapıldı. Türkiye'nin son 10 yılda rekor düzeyde ekonomik büyüme sağladığı ve artık AB'ye umutsuzca girmeye çalışan yoksul bir ülke olmadığının altı çizilen yazıda, 1,1 trilyon dolarlık ekonomisi, güçlü ordusu ve bölgeyi kendi vizyonuna göre şekillendirme emeli olan bir Türkiye'nin var olduğuna işaret edildi.

Nusret Mayın Gemisi'nin maketi internette satılık Çanakkale'nin Biga ilçesinde yaşayan maket ve model ustası Hakkı Şahin, yaklaşık 1,5 yılda yapımını tamamladığı Nusret Mayın Gemisi'nin 4,2 metre uzunluğundaki maketini 55 bin liraya internetten satışa çıkardı.

ÇANAKKALE - Şahin, yaptığı açıklamada, Çanakkale Deniz Zaferi'nin kazanılmasında büyük önemi bulunan Nusret Mayın Gemisi'nin maketini 1/10 ölçeğinde yaptığı belirtti. Maketin yapımına başlamadan, yaklaşık 3 yıl arşiv araştırması gerçekleştirdiğini anlatan Şahin, ''İlk önce bu konudaki birikimimi sağladım. Çeşitli projeler temin ettim. Arşiv yapımı oluşturduktan sonra geminin inşasına başladım ve yaklaşık 1,5 yılda tamamladım'' dedi. Şahin, maketi arkadaşının tavsiyesi üzerine bir internet sitesinde satışa çıkardığını ifade ederek, ''İnternet sitesi sayesinde gemiye ilgi ve talep daha da artıyor. Maketin fiyatını 55 bin lira olarak belirledim. Ama gönlüm maketin satılmasına razı değil. Geminin asıl yeri olan Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı'nda sergilenmesini istiyorum'' diye konuştu. Her gün yeni mesajlar aldığını belirten Şahin, şöyle devam etti: ''Sitede Nusret'in maketini görüp, ticari gemi, Eyfel Kulesi'nin maketini yaptırmak isteyenlerle karşılaştım. Antalya'dan bir kişi 16. yüzyıla ait İngiliz yelkenli gemisi maketi istedi. Bu talepleri de değerlendirmek istiyorum.'' AA


ANAYURT HABERLERİ

34

“Sarkozy” kelimesi tuvalet kâğıdı markası oldu Sözde Ermeni soykırımına itiraza ceza getiren yasanın Fransa Meclisi'nden geçmesiyle tepkileri üzerine çeken Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin soyadı Türkiye'de tuvalet kâğıdı markası oldu. İSTANBUL - Habertürk'ün haberine göre Nurpa Isı Gereçleri, Sarkozy markasının kullanım hakkı için Türk Patent Enstitüsü'ne başvurdu. Firmanın sahibi Erol Akdeniz, "Sarkozy.com.tr sitesinde de bu markayla satış yapacağız. Kayserili olduğum için ambalajın üzerine 'Made in Kayseri' yazdırdım. Ürün tuvalet kâğıdıyla sınırlı kalmayacak. Tuvalet kâğıdından sonra aynı marka altında bebek bezi ve çöp kovası da çıkaracağız" dedi. Akdeniz, ürün seçimini nasıl yaptıklarını ise şöyle anlatıyor: "Biz kendi aramızda küçük bir anket yaptık. 100 kişiye danıştık ve 'Sarkozy markası altında hangi ürünün satılmasını isterdiniz?' diye sorduk. Sorduk-

larımız arasında dostumuz olan iki milletvekili de var. Tuvalet kâğıdı açık ara birinci geldi. Biz de bu üründe karar kıldık. Hukuki sorun çıkmaması için sadece Sarkozy'nin adını koyacağım. Ambalajın üstünde resmini kullanmayacağım." 200 bin TL yatırımla ortaya çıkaracakları ürün için Türkiye'deki kâğıt üreticileriyle görüştüklerinin altını çizen Akdeniz şöyle devam etti: "Üreticiyi de bulduk. Ürün 10 gün içinde piyasada olur. Ürün tamamen hazır olunca 3-4 bin paketi tanıtım için bedava dağıtacağım.

ABD Dışişleri Bakanlığı Türkçe Twitter Hesabı Açtı

Zincir marketlere numune göndereceğiz. Ayrıca İstanbul Taksim Meydanı'nda bedava dağıtmak gibi bir planımız da var. Fransız zincirler hariç tüm zincir marketlere girmeyi planlıyoruz."

www.TurkTurist.com Türkiya’nin gezi portalı

Eğer ABD'nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone'ye TürkAmerikan ilişkileriyle ilgili soru sormak istiyorsanız bundan böyle sorularınızı @ABDTurk hesabına gönderebilirsiniz. ABD Dışişleri Bakanlığı Türkçe Twitter Hesabı Açtı. @ABDTurk sayesinde Türkçe de ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Twitter hesabı bulunan 10 dile katıldı. ABD Dışişleri Bakanlığı, Arapça, Çince, İngilizce, Farsça, Hintçe, Portekizce, Rusça, İspanyolca ve Urduca “Twit” ediyor. Amerika'nın Ankara Büyükelçisi Francis J. Ricciardone, "@ABDTurk'ün ABD Dışişleri Bakanlığı'nın dijital diplomasi kervanına katılması, Türkiye'yle ilişkilerimize verdiğimiz büyük önceliğin altını çiziyor. Her zaman Türk halkına bilgi verme ve onlarla iletişim kurma yollarımızı genişletme yolları arıyoruz," diye konuştu. Türkiye'deki Amerikan Büyükelçiliği Facebook, Twitter ve YouTube aracılığıyla iletişim ağını genişletme çabasını sürdürüyor. @ABDTurk'ün açılışı nedeniyle ABD'nin Ankara Büyükelçisi Ricciardone, 31 Ocak Salı günü Türkiye saatiyle 16:00'da Türk-Amerikan ilişkileriyle ilgili soruları Twitter üzerinden yanıtlay-

acak. "Twit"leşme bir saat sürecek. Büyükelçilik, soruları bugünden başlayarak @ABDTurk veya http://twitter.com/USEmbassyTurkey adreslerinden kabul etmeye başlıyor. Amerika Dışişleri Bakanlığı sosyal medyayla iletişimi hızlandırıyor. Amerikalı diplomatlar mesajlarını Twitter’la dünyaya duyurmaya başladı. Obama yönetimi 2012 Ocak ayını 21’nci Yüzyıl Teknolojisi Ayı” ilan etmişti. Türkçe Twitter sitesinin başlatılması da bu çabanın bir parçasını oluşturuyor. Bu konudaki ayrıntılı bilgiye Hülya Polat'ın Gökkuşağı adlı bloğunda ulaşabilirsiniz: http://blogs.voanews.com/turkish/g okkusagi/2012/01/17/sosyal-medyave-politika/ Kaynak: VOA Türkçe - Hulya Polat | Washington Hulya Polat | Washington

www.forumgazetem.com

145. BULMACANIN ÇÖZÜMÜ ŞİFRE: Bir Ömür Yetmez

T N A H Naz Elmas A R E A Ö Z K A N G Ö Z B İ K A R M E T A F O N S L İ T M A N T I İ L K G Ü Y A R A F İ T E Z B T F İ F İ Y A K C A N D İ Z İ N

P İ Z E L M A S A T A R A C U Ğ U R T I N A A R Y N M A K Özkan Uğur Ö U İ Z A L N E A İ L A K K İ R A E Ş S E N E S A R

A N İ F

A S A Y İ Ş

S T A T İ K

Ü S

A N A M A L

Y E L K E İ Z K Ş A S E M İ N M A N İ L A O L İ F Y A L A K A K A S K Y A K H A E İ M A N A N E V İ İ S N İ L K A H L A G A L A K A Ezgi Mola



36

ANAYURT HABERLERİ

Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluşuna tanıklık eden ağaçlar Kızının Söğüt Anadolu Lisesini kazanması üzerine İstanbul'dan gelerek bu ilçeye yerleşen ve Kırsal Kesim Rehberliği kursunu tamamlayıp bölgede rehberlik yapan bir emekli muhasebecinin girişimleri sonucu Ertuğrulgazi Türbesi'nin etrafındaki 11 ardıç ağacının yaş tespiti yapıldı. Çalışma sonucu ardıç ağaçlarının 150 ile 950 yaşlarında olduğu, bazılarının Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluşuna tanıklık ettikleri saptandı.

Atasoy: “300-400 yaşında olabileceklerini düşündüğüm ağaçlardan biri 950, diğeri 800 yaşında çıktı. Yani bu ağaçların bazıları Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluşuna tanıklık etmiş. En genci 150 yaşında... Resmi olarak ağaçların yaşlarının belirlenmesi bizi çok mutlu etti.''

BİLECİK - Bilecik Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Mehmet Kocabıçak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Söğüt ilçesindeki Ertuğrulgazi Türbesi'nin yakınında bulunan 11 ardıç ağacının, Söğüt Müze Müdürlüğünce Bilecik Orman İşletme Müdürlüğüne yaş tespitinin yaptırıldığını söyledi. Yapılan çalışmalar sonucu bu ağaçların en yaşlısının 950, en gencinin de 150 yaşında olduğunun saptandığını anlatan Kocabıçak, şöyle konuştu: ''Bunların içinde 700 ve 800 yaşında olanlar da var. Bu tespitleri, Söğüt Müze Müdürlüğümüz, tescil ettirmek amacıyla Eskişehir Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kuruluna gönderdi. Bu ağaçların tescillenmesi durumunda bakımları dahi yapılırken izne tabi olacak.'' -Meraklı rehber, ağaçların yaşını ortaya çıkarttıHaluk Atasoy da kızının 2007 yılında Söğüt Anadolu Lisesini kazanması üzerine 37 yıldır ikamet ettiği İstanbul'-

dan ailece ilçeye geldiklerini, tarihe olan merakından dolayı Söğüt'ün geçmişiyle ilgilenmeye başladığını, 2 yıl önce Söğüt Halk Eğitim Merkezi tarafından açılan ''Kırsal Kesim Rehberliği'' kursunu tamamlayıp rehberlik belgesi aldığını söyledi. Yaklaşık 2 yıldır Söğüt'e gelen ziyaretçilere rehberlik hizmeti verdiğini anlatan Atasoy, şöyle konuştu: ''Ertuğrulgazi Türbesi yakınındaki ardıç ağaçları dikkatimi çekmişti. Bu ağaçların kaç yaşında olduklarını merak ediyordum. Yaş tespitlerinin yapılmadığını öğrenince bu konuda girişimde bulunmaya karar verdim. Söğüt Kaymakamlığına bir dilekçe yazarak yaş tespitinin yapılmasını istedim. Kaymakam Bey de bir üst yazıyla bunu Bilecik Orman İşletme Müdürlüğüne gönderdi. Oradan gelen ekip ağaçların yaş tespitlerini yaptı. Tahminlerimizin oldukça üstünde çıktı. 300-400 yaşında olabileceklerini düşündüğüm ağaçlardan biri 950, diğeri 800 yaşında çıktı. (A.A) - Ramazan Çay


''Türkiye Okuyor Kampanyası'' Osmancık'ta başladı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül himayesinde başlatılan ''Türkiye Okuyor Kampanyası''nın Çorum'un Osmancık ilçesinde başlatıldığı bildirildi. İlçe Milli Eğitim Müdürü Fatih Üçok, ''Türkiye Okuyor Kampanyası'' çerçevesinde, Osmancık İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Ar-Ge Birimi'nce ''Okuyan Osmancık Kampanyası'' başlattıklarını söyledi. ÇORUM - Kampanya'nın ilk olarak Damatoğlu İlköğretim Okulu'nda başladığını belirten Üçok, ilçede bulunan tüm ilköğretim okullarında her gün okuma saati uygulaması yapılacağını belirtti. İlköğretim öğrencilerine ''Kitap Kumbaram'' isimli kumbaralar dağıtılacağını ifade eden Üçok, şöyle devam etti: ''Hedefimiz, ilçemizde ilköğretim, orta öğretim ve yaygın eğitim seviyesinde eğitim gören öğrencilerimize kitap okuma sevgisi ve alışkanlığını kazandırmak. Kampanya kapsamında tüm ilköğretim okullarımızda her gün sabah ilk 15 dakika okuma saati uygulaması yapılacak. İlköğretim öğrencilerimize ''Kitap Kumbaram'' adlı kumbaralar dağıtılacak. Öğrenciler bu kumbaralarında kitap almak için para biriktirecekler. Okullarımızda yazarların katılımıyla imza günleri düzenlenecek, kitap stantları ve sergileri açılarak öğrencilerimizin öğretmenlerinin gözetiminde biriktirdikleri paralarla kitap almaları sağlanacak. Böylece öğrencilerin kendi birikimleri ile alacakları kitapları daha çok sahiplenmeleri ve severek okumaları sağlanacak. Öğretim yılı sonunda en çok kitap okuyan öğrenciler ödüllendirilecek.'' (A.A)


ANAYURT HABERLERİ

38 China Southern Havayolları, İstanbul seferlerine başladı Filo büyüklüğüyle dünyanın dördüncü, yolcu kapasitesiyle Çin'in en büyük havayolu şirketi olan China Southern Havayolları, İstanbul'a ilk uçuşunu gerçekleştirdi. China Southern Havayolları üst yöneticisi (CEO) Tan Wan Geng'in de aralarında bulunduğu yolcularıyla Pekin-Urumçi-İstanbul hattında ilk uçuşunu gerçekleştiren yolcu uçağı için Atatürk Havalimanı'nda tören düzenlendi

Mars robotu fırlatıldı CAPE CANAVERAL (A.A) - ABD'nin Ulusal Havacılık-Uzay Dairesi (NASA), bir gezegende görev alacak en ileri düzeyde robotu Atlas V 541 roketi ile Florida eyaleti Cape Canaveral üssünden Mars'a gönderdi. "Curiosity (Tecessüs-Merak)" robotu, Kızıl Gezegen'in yaşamın gelişimine uygun geçmişi olup olmadığını belirleyecek. Mars toprağına, 570 milyon km yol katettikten sonra 6 Ağustos 2012'de konacak Curiosity, diğer adıyla "Mars Science Laboratory (MSL)" için NASA uzmanları, Güneş Sistemi'nin bir gezegenine şimdiye kadar gönderdikleri en gelişkin kapasiteli robot olduğunun altını çiziyor.

Araba kullanana günde bir portakal ve spor tavsiyesi Hergün araba kullanan bir insan, egzos gazı içindeki zehirli maddeleri de teneffüs yoluyla vücuduna alır. Günde bir portakal yiyen sürücü, zehirli maddelerin vücut dışına atılmasına yardımcı olur.

Portakal dışında araba kullananlara iyi gelen yemek türleri ve spor çeşitleri çok zengindir. Bir sürücü, araba kullanırken konsantre olmalı ve yoldaki olası durumlara dikkat etmelidir; bu nedenle gözleri kolayca yorulur. Özellikle gece araba kullanan kişiler gözlerinde daha çabuk yorgunluk hisseder. Çin tıbbına göre, gözler ancak kan gözlere kadar gelince iyi görebilir; fakat uzun süre yola bakan kişinin kan dolaşımı ve karaciğeri zarar görür. Bu nedenle araba kullananlar hayvan karaciğeri yiyebilir. Karaciğer göz sağlığına çok iyi gelir.

Araba kullananlar az enerji tüketir. Çok sayıda insan araba kullandıktan sonra ilaveten spor yapmaz, bu nedenle kilolu olur. Uzmanlar, araba kullananların yağ tüketimini azaltması, fazla doymaktan kaçınması gerektiğini vurguluyor. Uzmanlara göre, bunu yapmayanlarda baş dönmesi, yorgunluk ve kalp ile beyinde kan veya oksijen yetersizliği gibi belirtiler görülür. Bu durumları önlemek için araba kullananlar fazla yememeli, yağlı yemeklerden uzak durmalı.

Gün batımında  ANADOLU

Konya Halkapınar İlçesi Ivrız Sulama Barajı çevresinde koyun sürüsü ile çobanın suyla birleşen görüntüleri ortaya çok güzel manzaralar orataya çıkardı. Fotoğraflar: Yavuz Görür AA



ANAYURT HABERLERİ

40

28 plaka Giresun'da 28 çeşit hamsi yemeği

GİRESUN - Giresun'un Keşap ilçesi bir süre önce faaliyete geçen bir restoran, Karadeniz'in en önemli tüketim maddesi hamsinin 28 çeşit yemeğini yaparak müşterilerinin beğenisine sundu. Doğal Dükkan adı altında faaliyet gösteren işletmenin müdürü Tülay Özyurt, yaptığı açıklamada, mevcut faaliyetin esasında bir sosyal proje olarak ortaya çıktığını, Giresun'un plakası olan 28'den yola çıkarak hamsinin 28 farklı yemek çeşidini hazırladıklarını söyledi.

sağlamak istedik. Trabzon ve Giresun'da farklı üç noktada hizmet vermekteyiz. Karadeniz mutfağını ve özelikle hamsiyi Türkiye genelinde farklı lezzetlerin içine sokmayı planlıyoruz. Ayrıca yakın gelecekte tüm dünyaya açılmak hedefindeyiz.''

Özyurt, özellikle bölgenin unutulan lezzetlerini ön plana çıkarıp hamsi ile birleştirerek tekrar halkla buluşturmak amacında olduklarını belirtti. Hamsi kadar değerli bir ürünün sadece kızartması, buğulaması ve pilavı gibi çeşitlerinin bulunmasının yöre mutfağı adına yeterli olmadığını düşünerek bu işe başladıklarını anlatan Özyurt, şöyle konuştu: ''Karadeniz sofralarının baş tacı hamsiyi doğanın yeşillikleriyle birleştirerek farklı lezzetler ortaya çıkardık.

Doğal Dükkan Baş Aşçısı Ziya Dönmez ise yöre mutfağında bilinen hamsi tava, hamsi böreği, hamsi buğulamanın yanı sıra çeşitleri çoğaltarak müşterilere farklı lezzetler sunduklarını belirtti. Yapılan istişareler sonucunda Giresun'un plakası olan 28'i ön plana çıkararak 28 çeşit hamsi yemeği yaptıklarını vurgulayan Dönmez, ''Hamsi çok önemli bir deniz ürünüdür. Bu nedenle çok faydalıdır. Kırmızı etten kaçınanlar, kolesterol ve tansiyon hastalarını da düşünerek hamsinin birçok sebzeli çeşidini tasarladık. Yaptığımız birçok çeşitten damak zevkimize uygun olanları menümüze kattık. Ortaya çıkan lezzetler büyük ilgi gördü.

Hamsi Karadeniz mutfağının simgesi durumunda olmasına rağmen çeşitlendirilerek tüketilmediğini fark ettik. Biz de bu anlamda eksikliği kapatmak istedik. Baş aşçımızla birlikte bu çalışmayı tasarladık. Özel ürünlerimizi özel soslarla birleştirerek hamsili karnıyarık, hamsili kaşarlı köfte, hamsili sarma, hamsi mücveri, sebzeli hamsi, güveçte hamsi, ısırgan otlu hamsi, hamsili domates ve soğan dolması gibi yeni tarifler ortaya çıkardık. Bu kadar değerli bir ürünü farklı lezzetlerde sürekli yenebilecek hale getirdik. Şuan çok güzel yorumlar alıyoruz. Bu da işimizi önemsiyor ve titizlikle yapıyor olmamızdan kaynaklanıyor. Hedef kitle olarak öncelikle Karadeniz Bölgesi'ni tercih ettik. Çünkü yöreye gelen insanların, bu bölgenin farklı lezzetlerini tadabileceği bir konsept oluşturmasını

Kızını bulmak için İsviçre'ye yürüyor

-28 plakasına 28 çeşit hamsi yemeği-

Zengin menümüzü daha da genişletip, yeni ürünleri hazırlamayı düşünüyoruz. Şuanda tasarladığımız yeni çeşitlerimizi ilerleyen günlerde müşterilerimizin beğenisine sunacağız'' dedi. Şuan hamsi döneminde olunduğu için her an taze hamsi bulduklarını vurgulayan Dönmez, yaz döneminde de salamura ya da şoklamayla saklayacakları ürünleri hazırlayarak bu yönde her zaman hizmet vereceklerini sözlerine ekledi. (A.A) - Gülizar Şenel

Muğla'nın Bodrum ilçesinden İsviçre'ye kızını bulmak için yürüyen Mustafa Yılmaz, Aydın'ın Söke ilçesine ulaştı. Muğla'nın Bodrum ilçesinde yat yapım ustası olduğunu belirten Yılmaz, "8 yıl önce, boşandığı eşi tarafından yurtdışına kaçırılan kızını, Türkiye'deki hukuki süreçleri kazanmasına rağmen bulamadığını" öne sürerek, kızının bulunması için 100 bin dolarlık ödül koyarak Bodrum'dan İsviçre'ye yürümeye başladığını ifade etti. Yılmaz, kızının bulunması için her türlü fedekarl ığı yapmaya hazır olduğunu dile getirerek, "Önümde yağmurlu günler var. O günlerde yürüyemeyeceğim. Çadırımı kurup yağmur kesilinceye kadar konaklayacağım. İnsanlar çok duyarlı ve bana destek veriyor. 5 günden beri yoldayım ve hava güzel gidiyor. Kızıma kavuşacağıma inanıyorum ve onu kucaklayıp öpeceğim günü iple çekiyorum" diye konuştu. AA

Bu köyde 7'den 70'e hizmet veriyor. Her evde kayak takımı ve snowboardın bulunduğu köyde 7'den 70'e herkes kayak yapmaya başladı. 12 yıl önce bir kayak hocasının köye kayak takımı hediye etmesiyle başlayan merak, bugün herkesin vazgeçemediği bir tutkuya dönüştü. Köy sokaklarını traktör kepçesiyle ezerek kayak yapmaya elverişli hale getiren köylüler, güne kayak yaparak başlıyor. 70 yaşındaki insanların bile snowboarda binerek kayak yaptığı köyde, kayak takımı olmayanlar karın keyfini şambrelle çıkartıyor.

BURSA -İHA- Uludağ'ın eteklerindeki Alaçam köyünde 7'den 70'e herkes kayak yapıyor. Pist uzunluğu ile dikkat çeken köyde traktörler telesiyej olarak kullanılırken, her evde kayak takımı bulunuyor. Kış turizminin önemli merkezlerinden Uludağ'da tatilciler kayak ve snowboardın keyfini çıkartırken, Alaçam köylüleri de bu zevkten mahrum kalmıyor. Uludağ'a alternatif olarak planlanan ve Bursa'nın çılgın projeleri arasına alınan Alaçam'daki atıl haldeki pistler, köy sakinlerine

Köyün içinden geçen yaklaşık 4 kilometrelik pistin başına yürüyerek çıkmak zorunda kalan ve bu sebeple çabuk yorulup kaymanın zevkine varamayan köylüler, kısa sürede buna da ilginç bir çözüm buldu. Bir traktörün kepçesine binerek veya traktörün arkasına bağlanan bir ipe tutunarak tekrar zirveye çıkmayı başaran köylüler, ardından köyün içinden geçerek aşağıya iniyor. Profesyonel kayakçıları aratmayan köylüler, yumuşak kar üzerindeki şovlarıyla profesyonel kayakçıları taş çıkartıyor. Teknolojiyi de yakından takip eden köylüler, karda hareket kabiliyeti yüksek ATV motosikletler kullanıyor. Köylüler, ATV'deki profesyonelliklerini de sergiledikleri mini şovla gösteriyor.

BMW, 89 bin otomobilini geri çağıracak WASHINGTON -AA- Alman lüks otomobil şirketi BMW, su pompasındaki sorun nedeniyle Mini marka 89 bin otomobilini geri çağırma kararı aldı. ABD'deki Ulusal Otoyol Trafik Güvenliği Yönetimi'nin (NHTSA) internet sitesinde yapılan açıklamada, su pompasındaki devrenin yangına yol açma riskinin tespit edilmesi üzerine Kasım 2006Ocak 2011'de üretilen otomobilleri geri çağırma kararı verildiğini belirtti. Açıklamada, BMW'nin Şubat ayından itibaren su pompalarını ücretsiz değiştirmeye başlayacağı kaydedildi.


Özel Haber - Röportaj

41

Büyükelçi Namık Tan: “ABD’deki Türkler, Türkiye’deki siyasetten daha çok Amerikan siyasetiyle ilgilenmeli” Tan, ABD’deki Türklerden hem birbirleriyle daha çok temas halinde bulunmalarını hem de Amerikan toplumunun içine daha çok müdahil olmalarını istedi. ABD’deki Türklerin Amerika’dan daha çok Türkiye’deki siyasetle ve olan bitenle ilgilendiğini ifade eden Tan, onlardan asıl içinde yaşadıkları toplumun siyasetiyle ilgilenmeleri, bu sayede yönetim veya Kongre’de Türkiye ile ilgili konularda ülkelerini daha iyi savunabileceklerini anlattı. CHARLOTTE/WASHINGTON – Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Namık Tan, ”Eğer Ortadoğu’daki değişim güçleri iktidarı yine tekeline almaya çalışır ve sosyal, dini ve etnik azınlıkların beklentilerini görmezden gelirse, Arap Baharı’nı takip eden bir Arap Yazı olmaz” dedi. Tan, North Carolina eyaletinin Charlotte kentini ziyareti çerçevesinde, down sendromu, ortopedik veya akıl rahatsızlıkları, öğrenme güçlüğü gibi birçok rahatsızlıkla mücadele eden 500′den fazla çocuğa ışık olan Allegro Vakfı’nın okulunu ziyaret etti. Burada okulun öğrencileri tarafından ellerinde Türk bayraklarıyla karşılanan Tan ve eşi Fügen Tan, vakıf ve okulun çalışmaları hakkında bilgi edindi. Çocuklarla uzun süre vakit geçiren Tan çifti, onlarla sohbet etti, Türkiye’yi tanıtıcı çocuk kitaplarından hediye etti. Tan, çocukların kendisi için hazırladığı gösteriyi izledi. Tan, temasları çerçevesinde North Carolina Üniversitesi’nde konferansa da katıldı. Büyükelçi Tan, Türkiye’yi daha aktif bir dış politika izlemeye yönelten ve Türk dış politikasının son yıllarda ağırlığının artmasını sağlayan unsurları, içinde bulundukları coğrafyadaki sorunlara seyirci kalamayacakları gerçeğinden hareketle bölgede istikrar, barış ve zenginliği temin edici politikalar takip etmeleri gereği, büyüyen Türk ekonomisi, Türkiye’nin farklı dünya görüşlerini kavrama, onlarla empati ve diyalog kurabilme yeteneği ve Türk demokrasisinin güçlenmesi olarak sıraladı. Konuşmasında Ortadoğu’daki son gelişmelere değinen Tan, ”Eğer Ortadoğu’daki değişim güçleri, iktidarı yine tekeline almaya çalışır ve sosyal, dini ve etnik azınlıkların beklentilerini görmezden gelirse, Arap Baharı’nı takip eden bir Arap Yazı olmaz” diye konuştu.

demokrasi, bu tür tehlikelerin üstesinden gelmede tek uygulanabilir yol” dedi. Tan, Türkiye’nin, kendi demokrasi deneyimlerini temel alarak, en az 10 yıldır bölgede değişim ihtiyacına dikkati çektiğini belirterek, maalesef son 10 yılda bölgede gerçek bir reform görmediklerini dile getirdi. Ortadoğu’daki son olayların başlangıcından bu yana Türkiye’nin ilke ve değerlere dayalı bir yaklaşımı benimsediğini kaydeden Tan, özgürlük, adalet ve demokrasi ihtiyacını vurguladıklarını, halkların iradesini geciktirmek ya da daha kötüsü, görmezden gelmenin çıkmaza yol açacağı mesajını net olarak ortaya koyduklarını söyledi. Tan, Suriye yönetimini demokratik değişime öncülük etmeye ikna etmek için gerek kamuoyu önünde gerekse de kapalı kapılar ardında büyük çabalar harcadıklarına işaret ederek, ”Üzülerek söylüyorum ki, komşumuz Suriye bölgedeki gelişmeleri doğru biçimde analiz edemedi” ifadesini kullandı. Suriye’deki rejimin kendi halkına karşı baskı ve şiddet uygulamaya devam ettiğine dikkati çeken Tan, dolayısıyla Türkiye’nin bu rejime karşı daha ciddi tedbirlere başvurduğunu kaydetti. Türk vatandaşları olarak, nüfuslarının çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu 57 ülke arasındaki tek laik demokrasi olmaktan gurur duyduklarını ifade eden Tan, ”Ancak artık istisna olmak istemiyoruz. Ortadoğu halkları haysiyetli bir hayatı, demokrasiyi ve barışı haklı olarak hak ediyor” diye konuştu. Tan, Türkiye’nin her zaman olduğu gibi, ABD ile birlikte bu demokratik ilkeleri desteklemeye devam edeceğini sözlerine ekledi. Tan, Türk toplumuyla bir arada-

Kapsayıcı bir diyaloğun ve uzlaşı kültürünün yaratılmasının başarılı bir siyasi değişim için gerekli olduğunu vurgulayan Tan, ”Bu zorluklara karşı aşırı derecede dikkatli ve uyanık olmalıyız. Sorumlu, şeffaf ve katılımcı bir

Tan, üniversitedeki konuşmasının ardından eyaletteki Türk toplumu ve temsilcileriyle biraraya geldi. Tan, ABD’de farklı Türk kuruluşları bulun-

duğuna dikkati çekerek, günlük yaşamda farklı anlayış ve hayat tarzlarına sahip olsalar da Türkiye ve Türk toplumuyla ilgili konularda farklılıklarını bir kenara bırakıp birlikte çalışmaları çağrısında bulundu. Türk toplumunun sorunlarını ve taleplerini de dinleyen Tan, büyükelçiliğin kapılarının her zaman kendilerine açık olduğunu kaydetti. -”Çok verimli bir seyahat oldu”Temaslarıyla ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtlayan büyükelçi Tan, Farmer kendisini Washington’da ziyaret edip, vakıfları hakkında bilgi vermesinin ardından davetlerini kabul etmekte en ufak tereddüt duymadığını söyledi. Allegro’nun okulunda öğrencilerle vakit geçirdiklerini, vakfın çocukların hayat kalitesini artırma yönünde nasıl çalıştığını gözlemleme fırsatı bulduklarını anlatan Tan, ziyaretinde Allegro’nun çalışmalarını ”çok etkileyici” bulduğunu kaydetti. Çalışmalarından dolayı vakfın başkanı Farmer’ı kutlayan Tan, Allegro çocukları Washington’u ziyaret ettiklerinde onları büyükelçilikte ağırlamak istediklerini dile getirdi. Tan, ziyaretleri kapsamında iki gündür çeşitli yerlerde ağırlandıklarını da belirterek, ”Charlotte, özellikle bankacılık sektörü konusunda çok önemli bir yer ve New York’tan sonra finans ve bankacılık konusunda merkezlerden birisi. Ziyaretimizde bu konuda uzman birçok bankacıyı

ziyaret ettik, ülkemizi tanıttık. Kentin önemli iş adamları bizleri evlerinde ağırladı. Vakfın çalışmalarıyla hem ülkemiz tanıtılmış oldu hem de Türkiye’nin önemi konusundaki mesajımızı dinlediler, çok verimli bir seyahat oldu” dedi. North Carolina eyaletindeki Türk toplumuyla temaslarına da değinen Tan, ”Buradaki Türkler çok güzel işler yapıyorlar, topluma katkılar getiriyorlar” dedi. Tan, eyaletteki Türk toplumuyla biraraya gelmenin ve sorunlarını dinlemenin kendileri açısından çok önemli olduğunu sözlerine ekledi. -”Türkiye ile ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz”AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Allegro Vakfı’nın kurucusu ve başkanı Patricia Farmer da, aslında Charlottelı olduğunu, ama kuruluşu 21 yıl önce Los Angeles’ta kurduğunu söyledi. Allegro’nun, engelli çocukları eğitim ve tıbbi uzmanlığı birleştiren yeni teknikle hayata döndürmeyi misyon edindiğini belirten Farmer, merkezlerinin Charlotte’da olduğunu ama diğer eyalet ve ülkelerle de ilişkilerinin bulunduğunu kaydetti. Farmer, aralarında Türkiye’nin de olduğu bir çok ülkeden gelen yetkililere uyguladıkları teknikler hakkında bilgiler verdiklerini dile getirdi. (A.A) – Barışkan Ünal-Mehmet Toroğlu

Altın Küre'nin en iyisi "The Descendants" oldu LOS ANGELES -AA- 2012 Altın Küre (Golden Globe) Film ve Televizyon ödülleri sahiplerini buldu. Sinema dünyasının en büyük ödü lü olan Oscar'ların da öncüsü olarak kabul edilen Altın Küre'de en iyi film ödü lünü "The Descendants" kazanırken, en iyi erkek oyuncu da filmin başrol oyuncusu George Clooney seçildi. Yabancı dilde en iyi film ödülünü ise İran yapım ı "A Separation" aldı. 2012 Altın Küre Film ve Televizyon ödüllerini kazananlar: Sinema -En iyi film: The Descendants -En iyi erkek oyuncu: George Clooney -En iyi kadın oyuncu: Meryl Streep -En iyi film (Müzikal veya Komedi): The Artist -En iyi erkek oyuncu (Müzikal veya Komedi): Jean Dujardin (The Artist)

-En iyi kadın oyuncu: Michelle Williams (Müzikal veya Komedi): (My Week With Marilyn) -En iyi yönetmen: Martin Scorsese (Hugo) -En iyi yardımcı erkek oyuncu: Christopher Plummer (Beginners) -En iyi yardımcı kadın oyuncu: Octavia Spencer (The Help) -En iyi senaryo: Woody Allen (Midnight in Paris) -En iyi yabancı dilde film: (A Separation) (İran) -En iyi animasyon: The Adventures of Tintin (Steven Spielberg) Televizyon -En iyi dizi (Drama): Homeland -En iyi erkek oyuncu (Drama)-Kelsey Grammer (Boss) -En iyi kadın oyuncu (Drama)-Claire Danes (Homeland)


Yunan kızları Türkiye'de kiralık gelinlik arıyor

Ekonomik kriz yaşayan Yunanistan'dan gelinlik almak için Edirne'ye gelen genç kızlar "Kiralık gelinlik" teklifine hayır cevabı alınca ülkelerine eli boş dönüyor. Evlenme hazırlığı yapan Yunanistan'lı genç kızların Türk gelinliklere ilgisi devam ediyor. Daha önce satın aldıkları gelinlikleri, ülkelerinde yaşanan kriz nedeniyle kiralamak isteyen genç kızların evlilik hayalleri de ekonomik krize takılıyor. Sözlüm Çeyiz Mağazası sahibi Ahmet Muranlı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Yunanistan'dan gelen ve evlenme hazırlığı yapan genç kızların, Türk gelinliklerine ilgilerinin devam ettiğini fakat ülkelerinde yaşanan kriz nedeniyle gelinlikleri satın almak yerine kiralama yöntemine başvurduklarını belirtti. Gelinlik satıcısı Zeynep Özdemir'de, Yunanistan'daki ekonomik kriz nedeniyle işlerinde gözle görülür bir azalmanın olduğunu söyledi. Türkiye'de gelinlik fiyatlarının Yunanistan'dan daha ucuz olduğunu ifade eden Özdemir,"Hal böyle olunca önceden Yunanlı kızlar bizden gelinlik almaya geliyorlardı. Türk gelinliklerini çok beğeniyorlardı. Şimdi artık bizden de alamaz duruma geldiler. Gelinliği kiralamak istiyorlar. Ona da biz razı gelmiyoruz. O yüzden ülkelerine eli boş dönüyorlar" dedi. Edirne'de gelinlikler 800 TL ile 2 bin 500 TL arasında değişen fiyatlardan satışa sunuluyor. Mehmet Ali Ay - AA

İncirden ürettiği yeni tatlarla iş sahibi oldu AYDIN -AA- İncirin anavatanı Aydın'da, inciri çeşitli ürünlerle birleştirerek yeni tatlar elde eden ev kadını, ü rettiği yeni tatları açtığı işletmede satışa sunarak atıldığı iş hayat ında başarıyı yakaladı.

fikrinin ilk olarak eşinin aklına geldiğini ve hem onun hem de komşularının desteği ile evde yaptığı tatlıları pazarlamaya karar verdiğini dile getirerek, işletmecilik öyküsünü şu sözlerle anlattı:

Kadın girişimci Semra Ağaçcı, önceleri eşiyle birlikte Aydın'ın Köşk ilçesinde çiftçilik yaparak, geçimlerini kazandıklarını, tek oğlunun büyüyüp iş hayatına atılmasıyla evde yalnızlık çekmeye başladığını ifade etti. Bir bayram günü, can sıkıntısından kurtulmak için misafirlere ikram edebileceği değişik bir tatlı yapmak üzere, inciri, çikolata, ceviz, badem ve künar gibi malzemelerle karıştırdığını ve tatlı olarak gelen misafirlere servis ettiğini belirten Ağaçcı, yaptığı tatlının hem eşinin hem de eve gelen misafirlerin çok hoşuna gittiğini söyledi. Ağaçcı, yaptığı bu tatlıyı pazarlama

"Piyasa çıkmadan önce 6 yıla yakın fizibilite çalışması yaptık. İlk olarak eşimin desteği sayesinde "Yingari (Ege ağzı ile yeyin artık)" isimli küçük bir işletme kurup burada deneme çalışmalarına başladık. 2009 yılına kadar yaptığımız deneme üretimlerinin ardından üretime geçtik. İlk üç yıl öncelikle piyasada yer edinmeye çalıştık. Bugün hiç ummadığım noktaya geldik ve sipariş leri yetiştirmeye çalışıyoruz. Ürünlerimizi Aydın'da açtığımız bir dükkanla Aydınlılarla buluştururken, Aydın dışında da havaalanlarında, kuruyemişçilerde ve otellerde pazarlıyoruz."


ANAYURT HABERLERİ

43

Kadın eli değdi “poşet-pet şişe” çanta oldu Mersin'in Erdemli ilçesinde kadın eli değen naylon poşetler, pet şişeler kadınların vazgeçilmez aksesuarı çanta oldu. MERSİN- İlçeye bağlı Limonlu beldesinde açılan el sanatları kursunda aralarında üniversite öğrencilerinin de bulunduğu kadınlar, naylon poşetler ve pet şişeleri çanta haline getirip doğayı korurken, yine kendileri tarafından dizayn ettikleri giysilerle de modaya kendi çizgilerini taşıyor. Alışveriş sonrası kadınların eve ellerinde poşet yığınıyla geriye döndüğünü belirten kurs usta öğreticisi Halise Yıldırım, "Bu poşetler çöp poşeti olarak kullanılıp doğaya atılıyor. Biz burada doğaya zarar vermeme adına poşetleri çanta olarak değerlendiriyoruz. Oysa bunlar plajlar başta olmak üzere farklı mekan aksesuarları olarak kullanılabilir. Nasıl ipi her yerde kullanabiliyorsak, poşeti de aynı şekilde kullanabiliriz" dedi. Doğada kaybolmayan pet şişelerin yine çanta olarak değerlendirildiğini ifade eden Yıldırım, "Biz çalışmamızı kalın tığlarla yapıyoruz. Poşetler parça parça kesilip ip haline getirilip örülüyor. Pet şişeler yünlerle birleştirilip farklı çalışmalar yapılabiliyor. Sonuçta herkes evinde hırkasını örebiliyor. Biz alışılagelmişin dışına çıktık. Oysa burada kadınlarımız poşetleri derilerle, yünlerle birleştirdi ve çok büyük ücretler ödenerek alınan çantalarla yarışacak ürünler ortaya çıkardı" diye konuştu.

Kahkahayla tedavi ediyorlar TRABZON (A.A) - Burak Altunöz - Trabzon'da aralarında doktorların da bulunduğu sağlık çalışanlarından oluşan tiyatro grubunun sahnelediği, hastanede yaşanan ilginç ve komik olayları anlatan ''Kalp Krizi Değil Gülme Krizi'' adlı oyunu 4 yılda, 70 bin kişi izledi. Trabzon Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servis Sorumlusu Dr. İsmet Eraydın, 2009 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Acil Anabilim Dalında asistan olarak görev yaptığı dönemde, dahiliye anabilim dalı doktorlarından Serkan Besli ile acil serviste nöbet tuttukları bir günde hastalara yönelik tiyatro yapma kararı aldılar. Konuyu röntgen teknisyeni Koral Koç ile de paylaşıp, onu da gruba dahil eden doktorlar, ''Bilmem Ne'' adını verdikleri grubu kurarak, ''Kalp Krizi Değil Gülme Krizi'' adlı ilk oyunlarını hastanede tedavi gören hastalara sundular. Acil servislerde yaşanan ilginç olayları sahneye taşıyan gruptakiler, ilginin gün geçtikçe artması üzerine gelen teklifleri geri çevirmeyerek yurt genelinde turneye başladılar. Nöbet sonraları prova yapma şansı bulan ve grubu gönüllü sağlık çalışanları ile genişleten doktorlar, aradan geçen sürede oyunu 50 şehirde 70 bin kişi önünde sahnelediler.

Hedeflerinin tiyatroyu hastaneye, hastaneyi de tiyatroya taşımak olduğunu ifade eden Eraydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, acil servislerde yaşanan ilginç olayları tiyatro ile insanlara gösterdiklerini söyledi. Hastalıkların bir bölümünün psikolojik nedenli olduğunu vurgulayan Dr. Eraydın, ''Hastalara şifa olsun diye ilaç veriyoruz ancak tedavi anlamında moral açısından ne verebiliriz diye düşünerek bu işe başladık. Geçen süre içerisinde 50 şehirde, 70 bin kişiye ulaştık. Her geçen günde farklı illerden oyunu sahnelememizi isteyenler oluyor'' dedi. -''Doktor olduğumuza inanmıyorlar''Oyunu sürekli geliştirmeye çalıştıklarını, bunun için bazı eklemeler yaptıklarını anlatan Eraydın, gösterinin ardından izleyicilerden farklı tepkiler aldıklarını belirtti. Çoğu kişinin doktor olduklarına inanmadığını ifade eden Aydın, şöyle devam etti: ''Oyunu sergiledikten sonra doktor olduğumuzdan şüphe duyanlar oluyor, doktor kimliğimizi görmek istiyorlar. Bunun nedeni doktorların şimdiye kadar asık suratlı ve gülmeyen kişiler olarak bilinmesi. Oysa biz, hekimin ve hastanın karşılıklı olarak kendisini anlamasını istiyoruz. Bu nedenle hastaneyi tiyatro sahnesine taşıdık. Biz doktorlar, hastaların manevi ve moral açısından da desteğe ihtiyaçları olduğunu düşünüyoruz.''



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.