TurkTurist Eylül 2011
Çılgın projelerle parlayan şehir:
DUBAİ
Türkiye’nin en büyük “leylek vadisi” turizme kazandırılıyor Ustayı çırak yapan köy odaları
Türk kaşife Beyaz Saray’dan davet Hollywood filmleri gibi tanıtım yaptı, ABD’den gelen turist sayısı yüzde 30 arttı
TurkTurist Year 1 Volume 1 Issue 1 1199 Main Avenue Suite 1 Clifton, NJ 07011 Kapak Haberi
Çılgın projelerle parlayan şehir: DUBAİ Geleceğe ait sıradışı vizyonlarla parlak fikirlerin hayata geçirildiği Dubai; her an farklı bir sürprizle karşılaşabileceğiniz sıra dışı bir kent… Sayfa 34-35
Türkiye’nin en büyük “leylek vadisi” turizme kazandırılıyor Leylekleri havada ve yuvada görmek isteyenler için en iyi adres olarak gösterilen Konya'nın Beyşehir ilçesine bağlı Yeşildağ beldesindeki ''Leylekler Vadisi''nin turizme kazandırılması için proje hazırlanıyor. Sayfa 10
Kapalı Çarşı 550 yıldır İstanbul'a hayat veriyor Dünyanın en eski ve en büyük alışveriş merkezi Kapalı Çarşı, 550 yıldır İstanbul'a hayat veriyor. Kapalıçarşı, ticari canlılığının yanı sıra dünyanın en eski bankası, en büyük ve eski alışveriş merkezi olma özelliği taşır. Sayfa 12-13
Türkçevizyon Festivali’nde Muhteşem Final Denizli Valiliği, Denizli Belediyesi ve TRT işbirliğiyle bu yıl 3.’sü düzenlenen Türkçevizyon Uluslararası Türkçe Müzik Festivali, grupların muhteşem performansıyla sona erdi. Sayfa 12-13
TurkTurist
Page 4
TurkTurist Published by Forum Newspaper LLC 1199 Main Avenue, Clifton, NJ 07011 www.turkturist.com - info@turkturist.com
Tel: 973-727-6647 / 973-454-0996 Fax: 973-218-8440 Publisher Murat Yeşil, Ph.D.
Türkiye’nin İlk Heykel Müzesi Sivrihisar’da Yapılacak Kültür ve Turizm Bakanı, Pazar günü Polatlı Gordion Müzesi, Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinde restorasyonu devam eden tarihi mekanları ve Nasreddin Hoca’nın doğduğu evi ziyaret etti. Sayfa 38
Kaçkar'a asma köprü yaptı, kilitli kapı taktı Artvin'in Yusufeli ilçesine bağlı Yüncüler köyündeki yayla evine ulaşabilmek için Kaçkar Deresi üzerine asma köprü yapan Mehmet Demir, köylülerin çocukları için endişe etmesi üzerine köprüye kilitli kapı taktı. Sayfa 40
Editor in Chief Ural Yeşil, MBA Representatives New York
Washington
Cahit Oktay Robert Bonsignore
Hasan Mesut Hazar
İstanbul
Ankara
Hayrettin Turan Feramiz Gökdemir
Yıldız Gündoğmuş Oya Eren
Antalya
Bursa
Kadriye Duru
Elif Aşkın
İzmir
Eskişehir
Aslanbek Canbek
Erol Ertuğrul
Brussels
Berlin
Ahmet Karaçay
Halise Hızlıok
London
Munich
Ahmet Köksal
Erkin Alptekin
Project Manager
Advertising Manager
Fatih Yeşil
Oya Eren
TT Bosna Hersek’te, “Ayvaz Dede Şenlikleri” Bosna Hersek'te düzenlenen Ayvaz Dede Şenlikleri'nin 501. yıl etkinlikleri, Ayvaz Dede'nin 40 gün boyunca dua ettiği yerde on binlerce kişinin katılımıyla kılınan toplu namaz ve edilen duanın ardından son buldu. Sayfa 56
TurkTurist
Forum Newspaper LLC reserves all rights for the TurkTurist News Magazine. No one or entity, has permission, to produced or reproduced this publication in any way or means (including but not limited commercial and non-commercial nature), the contents of the Travel Turco News Magazine, cannot be produced or reproduced in part or in full, without the written consent of Forum Newspaper LLC. Further, Forum Newspaper LLC reserves the right of legal actions towards any one, or entity the right to sue, for damages of monetary and non-monetary nature. The place of legal decision for litigation will be the appropriate state and/or federal courts of the State of New Jersey. The TurkTurist News Magazine’in tüm yapım, yayım ve benzeri tüm hakları Forum Newspaper LLC’ye aittir. Bu rehberde yer alan bilgilerin tamamı veya bir kısmı Forum Newspaper LLC tarafından yazılı bir izin olmaksızın fotokopi, film, elektronik medya ve benzeri tekniklerle çoğaltılarak alınamaz, satılamaz, dağıtılamaz. Her hakkı mahfuzdur. Aksi takdirde Forum Newspaper LLC tarafından New Jersey, ABD ticari veya diğer mahkemeleri nezdinde, Forum Newspaper LLC her türlü maddi manevi tazminat hakkı mahfuzdur.
Page 5
Ancient city waiting to be discovered
An ancient city in western Turkey, discovered by smugglers of ancient artifacts at an illegal excavation six years ago and recovered with soil by oďŹƒcials, now waits to be unearthed. Local oďŹƒcials asked archaeologists to dig the region in Saruhanli town of the western province of Manisa to bring to light the ancient city which is thought to be dated from around 3rd or 4th century B.C. "Six years ago, smugglers found a few pieces of historical artifacts at an illegal dig here. There were mosaics of a stag's head among them. But no researches have been carried out since then," Suleyman Cinar, mayor of the village of Buyukhanli in the region. "We believe that there is an ancient Roman city hidden beneath the soil," he said. Cinar also said that the city could be the outskirts of the nearby ancient city of Sardis, the capital of the ancient kingdom of Lydia where the ďŹ rst money was coined in history.
TurkTurist
Page 8
Ustayı çırak yapan köy odaları
Gümüşhane’nin Sarıçiçek köyünde misafirleri ağırlamak için 150 yıl önce bir usta ve çırağına yaptırılan iki tarihi köy odası, adeta bir nakış gibi işlenen ahşap süslemeleriyle turistlerin ilgisini çekiyor. Sarıçiçek köyü muhtarı Murat Şenel, yaptığı açıklamada, tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan köylerinde 150 yıl önce köy ağası Hacı Ömer Ağa’nın, köye gelenleri uzun kış gecelerinde misafir etmek ve dinlenmelerine imkan sağlamak amacıyla iki köy odası yapılmasını istediğini anlattı. Köy odalarını yapması için yaşlı bir usta ve daha genç olan çırağı ile anlaşan Hacı Ömer Ağa’nın, odaların namına yaraşacak olmasını ve hiçbir masraftan kaçınılmamasını istemesi üzerine işe koyulan usta ile çırağının 100′er altın karşılığı odaları yaptığını dile getiren Şenel, şöyle devam etti: ”Aralarında 50 metre uzaklık bulunan aynı ölçülerdeki odalar, usta ile çırağının çalışmasıyla belli bir aşamaya kadar gelir ancak iş sedir, tavan, dolap, yüklük, ocak ve kahve köşkü gibi iç TurkTurist
düzenlemelere gelince değişir. Çırak, ustasından yardım ister. Usta, iş için aynı ücreti aldıklarını belirterek, çırağından ustalığını göstermesini ister ve odanın düzeni hakkında bilgi vermeye yanaşmaz. Bunun üzerine usta ve çırak, iki yıl süren zaman zarfında odalarına girer, ihtiyaçlarını burada görürler. Ustanın bu davranışından gururu incinen
çırak kendini işine verir ve işin sonunda iki oda kapılarını köy eşrafına açar, ağaya teslim edilir. Ancak çırağın yaptığı oda, ustanın odasını kat be kat geride bırakmıştır. Bunu gören usta, ‘Usta iken olduk şakirt (çırak). Var biraz da sen seğirt’ der ve o günden sonra hiçbir bina yapmaz, mesleğini ve köyü terk eder.” Bu yapılış öyküsünün köyde dilden dile anlatıldığını, odaları görmeye gelenlerin de ilgisini çektiğini ifade eden Şenel, ”Odalar, 150 yıldır yapım özelliklerini kaybetmeden günümüze kadar ulaştı. Özellikle yabancı turistler odalara büyük ilgi gösteriyor ve yılda yaklaşık 2 bin yabancı turist odaları görmek için köyümüze geliyor” dedi. AA
Page 9
Türkiye’nin en büyük “leylek vadisi” turizme kazandırılıyor
Leylekleri havada ve yuvada görmek isteyenler için en iyi adres olarak gösterilen Konya'nın Beyşehir ilçesine bağlı Yeşildağ beldesindeki ''Leylekler Vadisi''nin turizme kazandırılması için proje hazırlanıyor. KONYA - Yeşildağ Belediye Başkanı Mustafa Ünlü, yaptığı açıklamada, her yıl ilkbaharla birlikte yüzlerce leyleğin Yeşildağ'a geldiğini, Ağustos ayından itibaren de güneye göç ettiklerini söyledi. Halk tarafından da benimsenen leyleklerin, beldenin hemen yanındaki mezarlık içindeki ardıçları yuva bölgesi olarak seçtiğini belirten Ünlü, ''Beldemize gelen leylekler halk arasında 'hacı' olarak da benimsendiği için her zaman korunan ve sahip çıkılan bir göçmen kuş olmuştur'' dedi. Leyleklerin yuva yaptığı mezarlığın ''Leylekler Vadisi'' olarak ünlendiğini kaydeden Ünlü, ''Leylekler Vadisi, 30'un üzerinde yuvasıyla leyleklere ev sahipliği yapıyor. Burada kuluçkaya yatan leylekler, ularını çıkarttıktan sonra büyüterek, uçurmaya başlıyorlar. Yavrular uzun mesafe uçabilecek konuma geldiğinde de vadiden ayrılıyorlar'' diye konuştu.
EN BÜYÜK LEYLEK VADİSİ Leylekler Vadisi'nin Türkiye turizmi için önemli bir değer olduğunu vurgulayan Belediye Başkanı Ünlü, şunları ifade etti: ''Leylekler Vadisi Türkiye'nin en büyük leylek vadisidir. Türkiye'de leyleği havada ve yuvada görmek isteyenler için en iyi adres Leylekler Vadisi'dir. Her yuvada yavrularla birlikte ortalama 5 leylek var. Yuvalar birbirine çok yakın ve gün içinde sürekli bir hareketlilik var. Yavruları beslemek için leylekler bugünlerde sürekli yiyecek taşımakta. Leylek yuvalarının iç içe olduğu böyle bir vadi eşine az rastlanır bir durum. Burası Türkiye'nin doğa turizminde TurkTurist
değerlendirilmesi gereken bir kuş cennetidir.'' Leylekler Vadisi'ni turizme kazandırmak ve yuva potansiyelini arttırmak için proje hazırlığında olduklarını belirten Ünlü, şöyle devam etti: ''Vadiyi turizme kazandırmak için bir proje hazırlığımız var. Vadiye gelenlerin leylekleri ve yuvalarını daha iyi görebilmeleri için gözetleme alanları oluşturacağız. Ziyaretçilerin bu alanlara kolaylıkla ulaşabilmelerini sağlamak için yürüyüş yolları yapılacak. Yuvaların daha iyi gözetlenebilmesi için 15-20 metre yüksekliğinde kule yapmayı planlıyoruz. Vadideki leylek potansiyelini arttırmak için de vadi
içinde yuva bulunmayan ardıç ağaçlarının üzerine yuva yapacağız. Beldemizde vadi dışında bulunan leylekleri buraya çekerek yuva yapmasını sağlayacağız. Böylece vadideki leylek potansiyeli artacak.'' Projenin tamamlanmasının ardından tanıtıma önem vereceklerini kaydeden Ünlü, ''Leylekler Vadisi'nin tanıtımıyla birlikte vadinin kuş meraklıları ve doğa severlerin akınına uğramasını hedefliyoruz'' dedi. Ünlü, beldede bulunan enerji nakil hattından leyleklerin etkilenmemesi için MEDAŞ ile görüşerek leylek ölümlerinin önüne geçeceklerini sözlerine ekledi. (A.A) - Murat Öner Taş
Page 10
GRAND BAZAAR KAPALI ÇARŞI 550 yıldır İstanbul'a hayat veriyor
İSTANBUL - Dünyanın en eski ve en büyük alışveriş merkezi Kapalı Çarşı, 550 yıldır İstanbul'a hayat veriyor. Kapalı Çarşı Esnafları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Fırat, İstanbul'a gelen turistlerin Sultanahmet Camisi ve Ayasofya Müzesi'nden sonra üçüncü uğrak yeri olan tarihi çarşıyı, yaz aylarında günde ortalama 400 bini yabancı olmak üzere 500 bin kişinin ziyaret ettiğini söyledi. Kapalı Çarşı'nın tarihi, kültürel ve ticari bir merkez olma özelliğinden dolayı kente gelen turistlerin yüzde 70'inin uğrak yeri olduğunu bildiren Fırat, çarşıda, halıdan deriye, gümüş, altın, tekstil ürünlerinden, hediyelik eşyaya, mermer, çanta, kilim ve kumaş'a kadar 97 iş koluna ait ürünlerin satışının yapıldığını kaydetti. Kış aylarında ziyaretçi sayısının 250 binlere düştüğünü, düğün sezonu ve okulların açıldığı dönemde çarşıdaki yerli ziyaretçi sayısında artış görüldüğünü ve ağırlıklı olarak ziynet eşyalarının satın alındığını belirten Fırat, kentte AVM'lerin hızla artması ve ulaşım problemleri nedeniyle çarşıdaki yerli ziyaretçi sayısının günden günü düştüğünü ifade etti. Yabancı ziyaretçilerin alışveriş alışkanlıklarının ise mevsime göre değişkenlik gösterdiğini anlatan Fırat, Paskalya tatili ile birlikte nisan ve mayıs aylarında çarşı se-
zonunun açıldığını ve gelenlerin ağırlıklı olarak pırlanta, turistik eşya ve halı tercihleriyle çarşı esnafının yüzünü güldürdüğünü kaydetti. Yılın temmuz, ağustos ve eylül aylarında ise gemilerle gelen turistlerin çarşıda alışveriş yaptığını belirten Fırat, ziyaretçilerin ağırlıklı olarak turistik eşya, bakır, çini ve tekstil ürünleri aldığını söyledi. Nuruosmaniye, Mercan ve Beyazıt arasında yer alan 64 cadde ve sokağı, iki bedesteni, 16 hanı, 22 kapısı bulunan 45 bin metrekare kapalı alan üzerine kurulu Kapalıçarşı'da 1000 kuyumcu, 500 halıcı, 200 derici, 250 tekstil, 110 yiyecek-içecek dükkanı ile çok sayıda hediyelik eşya iş yerinin faaliyette bulunduğu bilgisini veren Fırat, çarşıyı ziyarete gelenin bir gününü rahatlıkla burada geçirebileceğini ifade etti.
Nuruosmaniye, Mercan ve Beyazıt arasında yer alan 64 cadde ve sokağı, iki bedesteni, 16 hanı, 22 kapısı bulunan 45 bin metrekare kapalı alan üzerine kurulu Kapalıçarşı'da 1000 kuyumcu, 500 halıcı, 200 derici, 250 tekstil, 110 yiyecek-içecek dükkanı ile çok sayıda hediyelik eşya iş yerinin faaliyette bulunuyor. Fırat, Kapalıçarşı'nın geçmişte birçok sokağında bulunan dükkanların zamanla fonksiyonlarını kaybetmeleri üzerine Akikçiler, Altıncılar, Kavaflar, Basmacılar, Kalpakçılar, Kuyumcular, Aynacılar, Fesçiler, Yağlıkçılar, Püskülcüler, Keseciler, Örücüler, Varakçılar, Terziler, Tekkeciler, Yorgancılar, Yağlıkçılar, Sahaflar, Zenneciler ve Okçular gibi meslek guruplarının, günümüze sadece cadde ve sokak isimleri olarak kaldığını kaydetti. -DÜNYANIN EN ESKİ BANKASI VE EN BÜYÜK ALIŞVERİŞ MERKEZİKapalıçarşı'nın, ticari canlılığının yanı sıra dünyanın en eski bankası, en büyük ve eski alışveriş merkezi olma özelliği taşıdığını vurgulayan Fırat, eski yıllarda çarşı esnafına duyulan yüksek güven duygusu nedeniyle bir çeşit banka görevini de yerine getirdiğini, vatandaşların birikmiş paralarını esnaflara vererek işlettiklerini, ayrıca, eski zengin ve tacirlerin mücevherleri, kıymetli altın, gümüş eşyaları bedestendeki kasalarda küçük bir ücret karşılığında saklandığını söyledi. -DÜNYADAKİ ALTININ YÜZDE 60'I KAPALIÇARŞI'DA İŞLENİYOR Kapalıçarşı'nın ekonomideki belirleyici gücünün günümüzde de kendini gösterdiğini, Dünya Serbest Altın Borsası (ayaklı borsa) ve serbest piyasanın Kapalıçarşı'da doğduğunu ve kendi adıyla özdeşleştiğini belirten Fırat, ""Türkiye'nin dünyaya ihraç ettiği altının yüzde 60'ı, yaklaşık 250 ton altın Kapalıçarşı'da işlendikten sonra dışarı çıkıyor. Her gün Anadolu'dan çantalarla 2 ton hurda altın işlenmesi için çarşıya geliyor. Bu eskiden günde 200 kilogram kadardı. Vatandaşların altınlarını yastık altından çıkarması ve bozdurmasıyla bu 2 tona kadar çıktı" şeklinde konuştu. Dünyada altın fiyatlarının artmasının çarşı esnafına yansımasının olumsuz olduğunu, ana caddedeki kuyumcu dükkanlarının ilk defa kiraya verildiğini anlatan Fırat, 2 yıl içinde yaklaşık 100 kuyumcu dükkanının kapandığını, yerine tekstil ve gümüşçülerin geldiğine dikkati çekti. Kapalıçarşı'nın tanıtımı için yurt dışındaki turizm fuarlarına katıldıklarını ve hazırlattıkları 2 belgeselin İngilizce'ye çevrilerek yurt dışında gösterildiğini bildiren Fırat, bunun yanı sıra kapalı devre yayın yapan ve internetten de takip edilebilen Kapalıçarşı TV'nin çarşı içinde 50 noktaya yerleştirilen plazma televizyonlardan izlenebildiğini, Türkçe ve İngilizce alt yazılı olan yayınlarında Türkiye ve Kapalıçarşı'yı tanıtıcı filmlerin gösterildiğini, borsa ve döviz kuru fiyatları bilgisinin verildiğini söyledi. AA TurkTurist
Page 13
Türk kaşife Beyaz Saray’dan davet Doğal hayatı korumada dünya çapındaki araştırmaları National Geographic dergisinin 2011 yılı “kaşifleri” arasına giren Çağan Şekercioğlu, başarıları dikkat çekerek Beyaz Saray’dan davet aldı. Şekercioğlu, ABD Başkanı Barack Obama’nın takvimi ayarlanabilirse sonbaharda Obama ile veya Beyaz Saray yetkilileriyle görüşecek.
WASHINGTON – Doç. Dr. Şekercioğlu, dünyada ses getiren incelemeleri, başarıları, ABD’de yaşarken bile kendi ülkesinin doğası ve Türk insanının geleceği için azimle çalışmasıyla, Türkiye’nin yurt dışında göğsünü kabartan bilim insanlarından… Utah Üniversitesinde öğretim üyeliği yapan kuş bilimci, ekolog ve çevre bilimci Şekercioğlu, Kosta Rika’da kuş halkalama ve radyo
takibiyle kuşların ekolojisini araştırması, Etiyopya’da arazı çalışması yapması, Türkiye’de doğal hayatı korumaya çalışması ve daha da önemlisi dünyanın ilk kuş veri tabanını oluşturmasıyla, National Geographic’in genç “kaşifleri” arasına girmişti.ABD’nin başkenti Washington’da dergi tarafından düzenlenen törende kendisine plaket verilen Şekercioğlu, buradaki konferansta yaptığı sunumu ve çalışmalarıyla dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.
ABD’de Harvard Üniversitesinde biyoloji ve antropoloji bölümlerinde burslu okuyan, ardından Stanford üniversitesinde ekoloji ve biyoloji bölümlerinde burslu doktora yapan Şekercioğlu, aynı zamanda dünyanın ilk kuş veri tabanını oluşturan kişi… “Araştırmama göre, 2100 yılına kadar en kötü senaryoda kuş türlerinin yüzde 30′u, ortalama senaryoya göre ise yüzde 6-7′si yok olabilir” diyen Şekercioğlu, oransal olarak öncelikle akbaba ve deniz kuşlarının, sayısal olarak da tropikal bölge kuşlarının soyunun büyük tehlike altında olduğunu kaydetti. Şekercioğlu, Türkiye’de de kelaynak, dik kuyruk ördeğinin bu gruba girdiğine dikkati çekerek, insanlığın “kıyametinin”, doğanın geri kalanına ve hatta kuşlara bile nasıl bağlı olduğunu şu sözlerle anlattı: “Biz kendimizi özel sanıyoruz, ama değiliz. Diğer gezegenlere gitmek fantezi, bu gezegene bağlı yaşıyoruz. Akbaba leşleri temizliyor, böcek yiyen kuşlar çiftçiye yarar sağlıyor, yağmur ormanlarındaki kuşlar meyveleri yiyerek çekirdeklerini başka yerlere taşıyor. Kuşlar gidince, sırf tek başına onlar yok olmuyor. Kuşların tozlaştırdığı bitkiler, tarımsal ürünler, tohumunu TurkTurist
taşıdığı ağaçlar da yok oluyor. Hatta tahmin edemeyeceğimiz birçok sorun ortaya çıkıyor. Kuşları yok edersek kendimizi de yok etmiş olacağız. Ekoloji bir ağ ve biz de ağın ortasındayız, o ağı parçaladıkça biz de kendi sonumuzu getiriyoruz.” Doç. Dr. Şekercioğlu, Türkiye’nin doğal güzellikleri ve kuş türleri için de ciddi mücadele veriyor. Türkiye’nin doğal hayat açısından en bakir bölgesi ve “inanılmaz” şekilde bütün Ortadoğu, Avrupa, Sibirya ve Afrika’daki kuşların ana göç rotası olan Kars-Iğdır-Ağrı bölgesinde KuzeyDoğa Derneğini kuran Şekercioğlu, dernekteki iki arkadaşıyla birlikte, kuşların göçleri ile türlerini tespit etmek amacıyla Doğu Anadolu bölgesine ilk kuş halkalama merkezini kurdu. Şekercioğlu, şimdi bölgede sayısı üçe çıkan istasyonlarından ikisini dernek olarak Kafkas Üniversitesi ve Çevre Orman Bakanlığı Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğüyle işbirliği içinde yürüttüklerini belirterek, Kars-Iğdır-Ağrı bölgesinde şu ana kadar 323 kuş türü tespit ettiklerini, bunun Türkiye’deki kuş türlerinin yarısı, Doğu Anadolu’dakilerin ise yüzde 70′ini oluşturduğuna dikkati çekti. AA Page 15
Heraklia’nın gizli hazineleri Antik Heraklia kentine gölün Bodrum yönündeki bitiminden Çamiçi Köyü’nden dönülüp 9 km’lik asfalt yolla varılıyor. Köy okulunda kentin planı var, inceleyin. Çevrede amorf şekilli kayaların görünüşü ilginç. Yol Kapıkıpı Köyü’ne ulaşıyor. Köye girmeden göl sahiline inen yol ayrılıyor. Köy turizmi yeni keşfeden yerlerden, bütün gençleri amatör rehber. Eşekler eşliğinde dağdaki kalıntılara tur düzenliyorlar. 5-6 saat süren yolculukta Karpuzlu Köyü yakınındaki "Arap Avlusu" dedikleri yeri, antik tiyatro kalıntılarını gezdiriyorlar. İyi kötü Almanca ve İngilizce de konuşuyorlar. Hellen standartlarında inşa edilen Herakleia, düzenli bir plana sahipti. Özellikle kent savunması, duvar teknikleri, sağlam kuleler bakımından incelenmesi gerekir. Antik Heraklia kentine gölün Bodrum yönündeki bitiminden Çamiçi Köyü’nden dönülüp 9 km’lik asfalt yolla varılıyor. Köy okulunda kentin planı var, inceleyin. Çevrede amorf şekilli kayaların görünüşü ilginç. Yol Kapıkıpı Köyü’ne ulaşıyor. Köye girmeden göl sahiline inen yol ayrılıyor. Köy turizmi yeni keşfeden yerlerden, bütün gençleri amatör rehber. TurkTurist
İlkokulun bulunduğu düzlem çokkatlı Hellenistik agoradır. Bir kaya üstünde yeralan Athena tapınağı, mermer yazıtından kolaylıkla teşhis edilmiştir. Agoranın doğusundaki bir ev avlusunda yeralan boulevterion, göl kıyısına inerken görülen kaba saba bir yapı olan Endymion sunağı ve yukarı yamaçlardaki tiyatro, kentin zeytin ağaçları ve gnays kayalıkları arasına saçılmış önemli yapılarıdır.
ulaşmada yerli rehberlerden yararlanmak kaydıyla gezginleri keşiflere taşır. Heraklia’nın bilinen tarihi MÖ. 7. yy’a kadar uzanıyor. Hellenistik ve Roma Dönemlerinde parlayan kent deniz ticareti ile zenginleşmiş. Bizans döneminde de piskoposluk merkeziymiş. Endymion Kutsal Alanı Hristiyanlık döneminde de kutsal sayılmış. Endymion’un ilginç bir mitolojik hikayesi var: Ay Tanrıçası Selene bir gece burada uyuyan çoban Endymion’u görmüş ve ona vurulmuş. Zeus Selene’nin aşkını kıskanmış ve öfkeyle bir ceza vermiş genç çobana. Çobanı hiç uyanmamaya, sonsuz bir gençlik uykusunda uyumaya mahkum etmiş. O günden sonra oracıkta uyumuş kalmış Endymion, hiç uyanmadan. O derin uykusunda düşler görürken Ay Tanrıçası Selene her gece gelip yanına yatarmış. Selene böylece Endymion’a tam elli çocuk doğurmuş.
Beşparmak dağına çıkan yollar, döşemeler, hem yukarı kale savunma sistemleri hem de Kapadokya gibi 10-13 yüzyılda göl çevresinde ve adacıklara dağılmış gelişkin Hıristiyanlık anıtlarına Page 16
Bu sayının popüler destinasyonları
PAMUKKALE Doğanın mucizelerinin serpildiği, bir yanda tarihin kalıntılarının dimdik günümüze geldiği noktada bulunan Pamukkale, sizi çok şaşırtacak özelliklere sahip… UNESCO’nun “Dünya Kültür Mirası Listesi”nde bulunan Pamukkale, turizm açısından büyük önem teşkil ediyor.
lunuyor. 5, ve 6, yüzyıllarda önemli bir Hristiyanlık merkezi haline gelen ve eski adıyla Hierapolis olan Pamukkale’nin 2. yüzyılda kurulduğu söylenir. Günümüzde hala daha görülme imkanı olan Roma ve Bizans dönemlerinin kalıntıları Pamukkale’ye gelen ziyaretçilerin oldukça ilgisini çekiyor.
Çeşitli nedenlere ve ortamlara bağlı, kimyasal reaksiyon sonucu çökelme ile oluşan bir kaya olan travertenler, Pamukkale termal kaynağını meydana getirmiş. Pamukkale’de sıcaklıkları 35100 C arasında değişen 17 sıcak su alanı mevcut. Turizm bakımından en önemli bölgelerimizden biri olan ve 160 metre yükseklikte, 2700 metre uzunlukta olan Pamukkale, Denizli’de bu-
Ayrıca Pamukkale gezinizde göreceğiniz surlar tam tamına MS. 5. yüzyılda yapılmıştır. Yerli ve yabancı turistlerin Pamukkale’yi daha iyi tanımaları ve yaşamaları amacıyla Richmond hotel Pamukkale SPA, Richmond Pamukkale Hotel, Lycus River, PAM Termal Hotel, Pamuksu Boutique Hotel, SPA Hotel Colossae Thermal, Laruj Polat Thermal Hotel konaklayabileceğiniz yerler arasında bulunuyor.
ANTALYA Antalya Akdeniz sahilinde turizm bakımından çok gelişmiş bir il. Türkiye'nin muz ve portakal bahçesi olarak isimlendirilen Antalya; Akdeniz kıyısında, İçel (Mersin) Konya, Isparta, Burdur ve Muğla illeri ile çevrilidir. İl toprakları 36°06' ve 37°27' kuzey enlemleri ile 29°14' ve 32°27' doğu boylamları arasında yer alır. Üç tarafı yüksek dağlarla çevrilidir. Antalya Akdeniz sahilinde turizm bakımından çok gelişmiş bir il. Türkiye'nin muz ve
portakal bahçesi olarak isimlendirilen Antalya; Akdeniz kıyısında, İçel (Mersin) Konya, Isparta, Burdur ve Muğla illeri ile çevrilidir. İl toprakları 36°06' ve 37°27' kuzey enlemleri ile 29°14' ve 32°27' doğu boylamları arasında yer alır. Üç tarafı yüksek dağlarla çevrilidir. Yivli Minare Camii: 1238’de yaptırılmıştır. Selçuklu devrinin bir şaheseridir. Antalya’nın sembolüdür. Minarenin alt kısmı taştan ve kare şeklindedir. Üst kısmı yuvarlak ve yivli olup, tuğladan yapılmıştır.
MARMARİS Gökyüzü ve deniz mavisinin, yüksek çam ormanlarının yeşili ile kucaklaştığı, uzun girift kıyı şeridi, iyi korunmuş koyları ve limanları, doğal limanı, antik kentleri ile Türk ve Dünya Turizm merkezlerinin arasında önde gelen turizm cennetidir Marmaris. Mavi yolculuğun odak noktasında bulunan Marmaris sahip olduğu çam ormanları nedeniyle halk arasında "Yeşil Marmaris" olarak adlandırılır. Tarihin her devrini ve geçmişe ışık tutan etkileyici arkeolojik
TurkTurist
kalıntıları , muhteşem ve güzel doğasının büyüsüne kapılarak gezilen her yerde görmek mümkün. Arkeolojik yapısının dışında, sunduğu uzun plajları ve eşsiz maviliği ile deniz, yüzme ve her türlü su sporu ile çeşitli festivallerin düzenlendiği yat turizmi için ideal bir tatil beldesidir. Aynı zamanda, yarım veya tam günlük, kano turları, at gezintisi , doğa yürüyüşleri, yat turları ,köy gezileri,cip safari ve Efes, Pamukkale, Dalyan ve Kaunos gibi bölgeleri ziyaretler şeklinde çevre gezileri konusunda geniş bir yelpaze sunulmuştur.
Page 17
Black Sea Traditions shaped by the highlands... Turkey's Black Sea region has a steep, rocky coast with rivers that cascade through the gorges of the coastal ranges. A few larger rivers, those cutting back through the Pontic Mountains that have tributaries that ow in broad, elevated basins. Access inland from the coast is limited to a few narrow valleys because mountain ridges, with high elevations . The higher slopes facing northwest tend to be densely forested. Because of these natural conditions, the Black Sea coast historically has been isolated from Anatolia. Running from west to east the narrow coastal strip widens at several places into fertile, intensely cultivated deltas. The Samsun area, close to the midpoint, is a major tobacco-growing region; east of it are numerous citrus groves. East of Samsun, the area around Trabzon is worldrenowned for the production of hazelnuts, and farther east the Rize region has numerous tea plantations. All cultivable areas, including mountain slopes wherever they are not too steep, are sown or used as pasture. The southern slopes—facing the Anatolian Plateau—are mostly unwooded, but the northern slopes contain dense growths of both deciduous and evergreen trees and tea gardens .
Tarihi Zile evleri, butik otel ve restoranlara dönüşecek Zile Belediye Başkanı Lütfi Vidinel, "Restorasyonu yapılan tarihi Zile evlerimizi, butik otel ve yöresel yemeklerimizin ikram edildiği mekanlar haline getireceğiz" dedi. Vidinel, ilçede 3 bin 600 tarihi evin bulunduğunu söyledi. Zile'deki evleri turizme kazandırmak için çalışmalarının sürdüğünü anlatan Vidinel, "Bu evleri günümüze kazandırmak için Kültür Bakanlığına müracaatta bulunduk.” şeklinde konuştu.
TurkTurist
Belediye Başkanı Lütfi Vidinel, “Amasya Caddesindeki evlerimizin cephe giydirilmeleri kurul kararı ve Kültür Bakanlığı'nın destekleri ile yaptırılacak. Restorasyonu yapılan tarihi Zile evlerimizi, butik otel ve yöresel yemeklerimizin ikram edildiği mekanlar haline getireceğiz” dedi. Başkanı Lütfi Vidinel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bölge ve ülke turizmi açısından bu konuyu çok önemsiyoruz. Evlerimizin restorasyonuna katkıda bulunan herkese teşekkür ediyorum. 97 adet evimizin cephe giydirilmesi için proje hazırladık ve kuruldan geçti. 97 evimizin cephe giydirmesini 2 yıllık sürede yapmayı planlıyoruz. Bu 97 adet evimizi restorasyonunu tamamladıktan sonra diğer evlerimizi de turizme kazandıracağız. Bireysel olarak
insanlarımız evlerini restore ettirmeye, butik oteller haline getirmeye başladılar. Bu güzel davranışları, ülkemizin turizme büyük bir katkı sağlayacak. Belediyemize ait 12 tane konağımız var. Bunlardan 1 tanesinin restorasyonun çalışmasını bitirdik. 3 tanesinin restorasyonunu Valimizin desteği ve İl özel İdaresi'nin katkılarıyla tamamlayacağız." Yaklaşık 4 bin yıllık geçmişe sahip olan Tokat'ın Zile ilçesindeki tarihi evler, yıllara meydan okuyor. Coğrafi konumu itibariyle de doğal yapısını bugüne kadar korumayı başaran Zile'de, iç içe geçen tarihi evlerden oluşan sokaklar yerli ve yabancı turistlerin gözde mekanları arasında. AA
Page 19
The Best Hotel of the Month
End your day in style with a romantic meal overlooking the Bosphorus in the hotel's Teras Restaurant. There is also a rooftop bar where you can relax with a refreshing drink. Everything started with her dream of creating a charming hotel from almost mythical 4.Vak覺f Han. Privileged guests of the 4.Vak覺f Han with its glamorous interior will enjoy an indulgent lifestyle as if they were guests of the Turkish hospitality. We will continue to work non-stop in order to make our guests live through this experience as perfect as it can be. Legacy Ottoman Hotel have 172 guest rooms, unique to you, which are ultimately comfortable and large above the standards. Housed in one of the city's emblematic buildings, this exquisite hotel offers luxury accommodation in the Eminonu district of central Istanbul. Surround yourself with traditional Byzantine elegance with a stay at the Legacy Ottoman Hotel. Its well-preserved building contains countless charming, historic features, and rooms are decorated in a grand, sumptuous style. Impressive modern facilities complement the timeless feel of the Legacy Ottoman. These include an extensive spa centre with sauna, indoor pool and gym - ideal for unwinding after a busy day.
Hotel Legacy Ottoman Address: Hobyar Mahallesi Hamidiye Caddesi No:64, 34112 Istanbul, Turkey Tel.: +90 212 527 6767 Fax.: +90 212 519 8763 Official Website: www.legacyottomanhotel.com
TurkTurist
Page 20
Opens the gates to the hidden treasures of Turkey TurkTurist
TurkTurist Page 21
Hollywood filmleri gibi tanıtım yaptı, ABD’den gelen turist sayısı yüzde 30 arttı Yıllardır pek çok ünlü Hollywood filminin görsellerini tasarlayan Emrah Yücel, bu kez Türkiye tanıtım kampanyasını üstlendi; ABD’den gelen turist sayısı yüzde 30 arttı. 17 yıldır Amerika’da film sektörünün kalbi Los Angeles’ta yaşayan Emrah Yücel’in, Türkiye’nin reklam kampanyasını üstlenmesiyle birlikte, Amerika’dan gelen turist sayısında yüzde 30 artış oldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre turist sayısı geçen yıldan bu yana 100 binden 130 bine çıkan ABD, bu oranla, 2011 yılının ilk dört ayı içinde Almanya, Rusya gibi ülkeleri geride bıraktı. Yücel, “Türkiye’ye turist getirmek,
sadece Kız Kulesi, Efes, Ölüdeniz’in fotoğraflarını çekip Times Meydanı’na ve The New York Times’a ilan vermekle olmuyor. Arkasına bir duygu yüklemek, bir strateji eklemek gerekiyor. Kampanyamızın temeli, içinde insan unsurlarının olması. Tıpkı bir film afişi yapar gibi yaptık” diye anlatıyor. Truva Atı yerine ‘Troy’ atı Tasarımcı Yücel, afişlerde kullandıkları ‘insan’ unsurundan da örnekler veriyor: “Her mekanda Amerikalıların duygularına hitap edecek, kendilerinden bir şeyler bulacakları karakterler ekledik. Side harabelerinin önünde boynuna havlu atmış bir çocuk figürü ve ‘Kahramanlar aranıyor’ sloganını kullandık. Bunu gören bir Amerikalı çocuk, kendini
‘Gladyatör filmindeki ya da ‘Troy’daki kahraman gibi hissediyor. Çocuğunun motivasyonunu gören anne Türkiye’ye karar verebiliyor. Amerikalı turistler arasında bekarların yüksekliğini göz önünde bulundurup Kız Kulesi afişinin önünde orta yaşlı bir kadın kullandık. Yıllardır pek çok ünlü Hollywood filminin görsellerini tasarlayan Emrah Yücel, bu kez Türkiye tanıtım kampanyasını üstlendi; ABD’den gelen turist sayısı yüzde 30 arttı. Yücel, “Türkiye’ye turist getirmek, sadece Kız Kulesi, Efes, Ölüdeniz’in fotoğraflarını çekip Times Meydanı’na ve The New York Times’a ilan vermekle olmuyor. Arkasına bir duygu yüklemek, bir strateji eklemek gerekiyor.” dedi.
Çanakkale’deki Truva Atı yerine, Amerikalıların çok sevdiği ‘Troy’ filminde kullanılan, Disney Stüdyoları’nın Türkiye’ye hediye ettiği Truva Atı’nı kullandık. Böylece sinematik figürlerle donatılmış tema parklarında tatil yapmaya düşkün Amerikalılar, Truva Atı’nın Türkiye’de, olduğunu gördüler.“
TurkTurist
Page 22
KARS Kars’ta bu yıl 6’ncısı düzenlenen Uluslararası Kars Aşıklar Bayramı, üçüncü gününde de ilgi çekici anlar yaşandı. Kars Valisi Ahmet Kara, Belediye Başkanı Nevzat Bozkuş, AK Parti Kars Milletvekili Prof. Dr. Yunus Kılıç, kurum amirleri ve vatandaşların yoğun katılımıyla start alan Uluslararası Kars Aşıklar Bayramı üçüncü gününde de renkli görüntüler eşliğinde devam etti.
Aşıklar Bayramı ile çoştu
Yarışmaların yapıldığı Halk Eğitim Merkezi Çok Amaçlı Salonu’nda çeşitli dallarda yarışan aşıklar, fırsat buldukça da kent turu atarak tarihi mekanları gezdiler. ”6. Uluslararası Kars Aşıklar Bayramı” Türkiye’nin çeşitli illerinin yanı sıra Azerbaycan, Gürcistan, Kazakistan, İran, Kırgızistan, Türkmenistan ve Özbekistan’dan toplam 150 aşığın katılımıyla gerçekleştirildi
Kars Kalesi’ne çıkan ve kale eteklerindeki tarihi dokuyu gezen aşıklar, önümüzdeki yıllarda Kars’ın bu tarihi dokusunu kaleme alacaklarını çünkü çok etkileneceklerini söylediler. Aşıklar bir yandan kenti gezip diğer yandan da yarışmalarda ter döktüler. Yarışmalarda en çok da atışma dudak değmez dalları ilgi gördü. Aşıkların verilen ayağa uygun olarak sözler söylemesi, hece ve kafiyeye uyma çabası ilgiyle izlendi. 3.ncü günün akşamı final gecesinde dereceye giren aşıklara plaket ve onur belgeleri verildi. Jüri tarafından yapılan değerlendirmede, onur ödülü almaya hak kazanan aşıklar şöyle: ”Atışma Dalında: Gökmen Dursun, Yüksel Öztürk, Bilal Ersarı, Veysel Karani Yıldız, Mahmut Karataş, Mustafa Ayaz, Saim İstek, Bahattin Yıldız, Ilgar Çiftçioğlu, Zafer Kazancı, Ahmet Yıldırım, Murat Tanrıverdi, Muhsin Özen ve Paşa Susan. Dudak Değmez Dalında: Nevruz Ali Çiçek, Sabri Yokuş, Mahmut Karataş, Mustafa Ayaz, Murat Tanrıverdi, Mustafa Buğrahan ve Nihat Sönmez. Divan Dalında: Ömer Duran, Kemal Gümüş, Ensar Şahbazoğlu, Sabri Yokuş, Efendi Susan, Mustafa Buğrahan ve Mevlüt Culfa.” Photo/ text credit: Kars Belediyesi TurkTurist
Page 23
Trabzon and Mushane: Tourism destination alternatives in Turkey While Istanbul with its Hagia Sophia, Blue Mosque and Tokapi Palace continues to lure tourists from far and wide, other cities or regions in Turkey's Black Sea coastal area boast tourist attractions that have promising prospects, providing alternatives in tourist spots. Trabzon and Gumushane, both in the eastern Black Sea region, are among Turkey's regions beyond Istanbul that are making massive efforts to promote their tourism potential worldwide, with historic remains and natural beauty being their main selling points.
The importance of Trabzon not only comes from its strategic location between the West and East trade route but also its very rich urban and cultural heritage.
Located in a strategically important region, Trabzon is said to be one of the oldest trade and port cities in Anatolia (Anadolu in Turkish) - a geographic region bounded by the Black Sea to the north, the Mediterranean Sea to the south, the Aegean Sea to the west and the bulk of the Asian mainland to the east. Historically, Trabzon was founded by Turkish tribes who reached the Black Sea region via the Caucasus before being ruled by Millets, Persians, Romans, Byzantium and Kommens respectively.
The importance of Trabzon not only comes from its strategic location between the West and East trade route but also its very rich urban and cultural heritage. "Trabzon, apart from Istanbul, was the first city to issue the publication of city almanac and the city newspaper in 1869. The Black Sea coast, especially the eastern Black Sea region, with Trabzon as the major city, is among regions in Turkey with a growing tourist industry thanks to continuous efforts by the local tourism office to promote its tourism potential worldwide. Mehmet Volkan Canalioglu, the mayor of Trabzon City, disclosed in his office recently that out of the average 20 million tourist arrivals to Turkey per year, around 1.5 million visit Trabzon City. Foreign tourists like to visit Trabzon not only due to its mild climate, which is not too hot in summer, but also because of its rich historical heritage and natural beauty, he said. Source: http://www.asiaone.com/Travel
MAVİ İLE YEŞİLİN BULUŞTUĞU YER: TRABZON Trabzon; Doğu Karadeniz bölgesinde tarihi, sosyal ve kültürel, doğal zenginlikleri ile mavi ve yeşilin kucaklaştığı yerde yer alır. Bulunduğu yer itibarı ile her mevsim görülmeye ve gezilmeye değer, serin yazları, az tuzlu denizi, çeşitli balıkları ile denizden yararlanmaya imkan verirken, yeşilin her tonunu içinde barındıran ormanları ile de kıymetli bir hazine gibidir.
Sultan Selim'in şehzadeliği sırasında Valilik yaptığı Kanuni Sultan Süleyman'ın doğduğu, cumhuriyetimizin kurucusu Ulu önder Atatürk'ün üç kez ziyaret ettiği ve Vasiyetinin bir bölümü yazmıştır.
Tarihin eski çağlarından beri insanoğlunu barındıran bu güzel kentin zengin bir tarihi vardır.
Tarihsel ipek yolu üzerinde bulunması nedeni ile eski çağlardan beri önemli bir transit merkezi olan TRABZON tüm çekiciliği ile her dönem yerli ve yabancı turistlerin ilgi kaynağı olmuştur.
Bol yağışlı iklimin sunduğu doğal güzellikler yanında insan elinin yarattığı eserler görenlerin hayranlığını çekmektedir.
Dünyaca ünlü gezginlerden Marco Polo ve Evliya Çelebinin uğradığı Osmanlı padişahlarından Fatih Sultan Mehmet'in fethettiği Yavuz TurkTurist
Page 24
Novi Pazar Sancak - Sırbistan
Sancak’ta ''Kur'an El Yazması'' sergisi Sırbistan'ın Sancak Bölgesi'ndeki en büyük kenti Novi Pazar'ın Multimedya Merkezi Galerisi'nde ''Kur'an El Yazması'' sergisi açıldı. Aralarında 14'üncü asırdan kalma Kur'an-ı Kerim El Yazması eserinin de bulunduğu sergide, Yeni Pazar'daki İslam Sanatı Sevenleri Saraybosna Tarihi Arşivi'nden de el yazması koleksiyonlarından seçilen Kur'an-ı Kerim ve Cüz'lerin yanı sıra Arapça hat (meşk) örnekleri de bulunuyor. Novi Pazar Multimedya Merkezi Galerisi'nin Yöneticisi Amra Hociç-Yeyna, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eserlerin tarihi, kağıt kalitesi, hat çeşidi ve el yazma şekli, hat becerisi, süs kullanımı, bağlayıcı ve kaplama kalitesi gibi unsurların ele alındığında sunulan el yazmalarının bazıları için Arap ve İslam hat sanatı ve süsleme işlerini temsil ettiğini güvenle iddia edebildiğini ifade etti. Hociç-Yeyna, bu tür serginin ilk defa Novi Pazar'da düzenlendiğini, Saraybosna ve Novi Pazar arasındaki işbirliğinin bir göstergesi olduğunu kaydetti. Yaklaşık beş asır Osmanlı hakimiyeti altında kalan Yeni Pazar, 1444-1469 yıllarında Üsküp-Bosna Sancaktarı olarak görev yapan ve Saraybosna'yı kuran İsa Bey tarafından 1461 yılında kurulmuştu. Sancak'ın merkezi şehir olarak bilinen, içinden 5 nehrin geçtiği, tepeden bakıldığında yıldız görünümündeki Yeni Pazar, önemli kültürel ve tarihi eserlere de sahip. Sırbistan'da, Boşnak nüfusun yoğun olarak yaşadığı yaklaşık 150 bin nüfuslu kentte, Osmanlı'dan kalma 19 cami ve 2 hamam bulunuyor. AA TurkTurist
Page 25
Out and about in Bodrum Now may not be the time of year when many people are heading for the coast. On the other hand, when the weather is cold and gray outside, maybe it's a good time to cheer ourselves up by thinking about where to go for the summer holidays. With over 7,000 kilometers of coastline, Turkey has more than enough resorts to choose from, but Bodrum has long been seen as the cream of the crop, which may come as a surprise to some foreigners who all too readily lump it in with Marmaris, Kuşadası and Alanya and complain that it has been "ruined." As so often, the secret lies in timing. Visit Bodrum in July or August when its narrow streets are so crammed with sun-cream-slathered bodies that it's hard to move along them and you may wonder what all the fuss is about. Visit in spring or autumn, however, and you will still be able to see what it was that inspired the Turks of the 1950s who flocked here in their thousands and kick-started the craze for "blue voyages" along the coast. Bodrum is lucky in that it still retains a strong sense of its past, most particularly in the shape of the enormous Castle of St. Peter, which dominates the waterfront. Started in 1437 by the Knights of St. John, an order of Crusading knights who had taken up residence in nearby Rhodes, it continued as a castle until the end of World War I, after which it found surprising but successful new use as Turkey's first museum of underwater archaeology.
Even if ships are not your thing, it's still worth visiting the castle to wonder at the sheer magnificence of its architecture and at the glorious sea views from the ramparts. Many people will also enjoy inspecting the gold artifacts found buried alongside a Carian woman of the fourth century B.C. who has been identified, on rather flimsy evidence, as Queen Ada, who lived from 360 to 325 B.C. Manchester University has provided a model of what she might have looked like using the same sort of technology as comes in handy for identifying victims of crime. But of course Bodrum's history stretches back way beyond the Knights to the days when, as Halicarnassus, it was the capital of the province of Caria and governed by a king called Mausolus, whose tomb became one of the Seven Wonders of the Ancient World and gave the word "mausoleum" to the English language. Bodrum's other great attraction is its waterside setting on a pair of natural harbors. This has been greatly enhanced by the addition of a palm-tree-lined promenade that leads visitors past a lineup of graceful wooden gülets all vying to take them on cruises to the surrounding islands. TurkTurist
Page 26
Breathtaking Beauty
Do it till you Drop!
Based around the resort of Fethiye in the heart of ancient Lycia, the region offers an amazing range of attractions to cater for all tastes and budgets. Relax on beautiful beaches surrounded by the breathtaking beauty of mountains, gorges and forests, tread in the footsteps of Alexander the Great, through the magnificent ruins of great Lycian cities.
If you are feeling energetic, a wide range of activities await you - sailing, horse riding, white water rafting, para-gliding, diving etc etc. And when the sun goes down, hunt down a bargain the local bazaar, eat delicious Turkish cuisine and if you wish dance until dawn!
The Resorts We have 4 very different resorts here all next to each other. Fethiye Ancient town with cobbled streets, 2000 year old rock tombs surrounded by mountains and sea Hisaronu Set on a mountain plateau packed with lively bars and restaurants. Oludeniz A stunningly beautiful beach resort with its world famous blue lagoon Calis with its beach front location and wonderful sunsets
TurkTurist
You Are Very Welcome The Turkish people are incredibly friendly to overseas visitors, with a genuine warmth and trust that is seldom found anywhere else in the world. So please do take the time to meet them and we know you will return home with some very special memories of some very special people. This site is an Anglo-Turkish creation, hosted in England but developed in conjunction with Tayfun (Turkish) and Carole (British) who run boat trips from Fethiye. Our aim is to provide you with a genuine and personal insight into this wonderful part of the world, and of course we hope that you will visit us soon and have a great time. Source: http://www.hisaronu.com/
Page 27
Türkçevizyon Festivali’nde Muhteşem Final
Denizli Valiliği, Denizli Belediyesi ve TRT işbirliğiyle bu yıl 3.’sü düzenlenen Türkçevizyon Uluslararası Türkçe Müzik Festivali, grupların muhteşem performansıyla sona erdi. Türkçevizyon Festivali’nin son bölümünde İncilipınar Parkı ve Ziya Tıkıroğlu Açık Hava Tiyatrosu’nda konser programı düzenlendi. İncilipınar Parkındaki konserde, K.K.T.C, Azerbaycan, Makedonya, Kırım, Gagavuzya, Romanya, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Yunanistan ve Başkurdistan grupları sahne aldı. Festival grupları ilk olarak festivalde yer alan eserleri Türkçe seslendirdi ve ardından her biri kendi dillerinde bir şarkı söyledi. Yaklaşık 2 saat süren festival programının ardından Denizlili sanatçı Efe, sahne aldı. Efe, Denizli ve Ege yöresine ait birbirinden güzel eserleri hayranlarına okudu.
TurkTurist
Festivalin diğer bölümü ise Ziya Tıkıroğlu Açık Hava Tiyatrosu’nda gerçekleşti. Buradaki etkinliğe Denizli Belediye Başkanı Osman Zolan, Başkan Yardımcısı Şamil Çınar, ve TRT Dış Yayınlar Dairesi Başkanı ve Türkçevizyon TRT Festival Başkanı Süleyman Köksoy ile binlerce Denizlili katıldı. Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan, Gürcistan, Bulgaristan, Filistin, Suriye, Tataristan ve Altay’dan (Doğu Türkistan) gelen festival sanatçıları hem festival şarklarını Türkçe olarak seslendirdi hem de kendi dillerinden birer eser okudu. Binlerce kişi ellerinde Türk Bayrakları’yla festival coşkusuna katıldı. Azerbaycan Devlet Sanatçısı Azerim de festival programının ardından birbirinden güzel şarkıları okudu. Binlerce kişi Azerim’e eşlik etti. Başkan Zolan, yardımcısı Çınar ve TRT Dış Yayınlar Daire Başkanı Köksoy, festivalin ardından Azerim’e plaket sundu. Başkan Zolan, 3 yıl önce Türkçenin doğru kullanılması ve dünya genelinde yaygınlaştırılması amacıyla tohum ekildiğini, bugün filizlenen tohumun gelecekte ulu bir çınara dönüşeceğini söyledi.
Photo / Text Credit: Denizli Belediyesi Basın Bürosu
Page 28
Türkiye, dünya şöhretlerinin tatil mekanı oldu Tüm dünyanın hayranlıkla takip ettiği dünya şöhretleri Türkiye’yi seçiyor. Catherine Zeta Jones’dan Jodie Foster’a kadar pek çok Hollywood yıldızı tatil için Türkiye’ye geliyor.
Dünyaca ünlü yıldızların tercihleri arasına giren Türkiye 2011 yılının ilk 5 ayında gelen turist sayısında büyük artış yaşadı.
Türkiye 2011 yılının ilk 5 ayında yüzde 14.56’lık artış ile 9 milyon 250 bin yabancı ziyaretçi sayısına ulaştı.
2011 Ocak-Mayıs döneminde Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçi sayısı 9 milyon 250 bine yükselirken, tüm dünyanın hayranlıkla izlediği sanatçıların Türkiye’de tatil yapmaları ülke tanıtımına da büyük katkı sağlıyor.
Sayısız kültürel ve turistik mekanı ile farklı kesimlere hitap eden Türkiye, yapılan tanıtım çalışmaları ile ilgi çekmeye devam ediyor. Yemyeşil doğası, sakin kıyı kentleri, farklı medeniyetlere ait kültürel mirası Türkiye’yi, yoğun tempoları arasında dinlenmek isteyen Hollywood yıldızları için de cazip hale getiriyor.
Geçtiğimiz yıllarda Oprah Winfrey ve Martha Stewart gibi ünlü televizyon yıldızlarını ağırlayan Türkiye, bu yıl da Catherine Zeta Jones, Michael Douglas ve Ben Affleck’ten sonra Jodie Foster’ın da tercihi oldu
Karabiga, turizmcilerin yeni gözdesi
6 Tips to Preventing Jet Lag
Çanakkale'nin Biga ilçesine bağlı antik bir liman kenti konumunda bulunan Karabiga beldesi, yemyeşil doğası, masmavi denizi ve derin tarihiyle turizmcilerin yeni gözdesi haline geldi.
by Daniela Baker
Being a native Californian who has lived much of her adult life in Indonesia and Thailand, I have been a frequent, extended-distance flier and a traveler who has both suffered from jet lag and learned how to avoid it. These are the ways that I have found to be most effective for me. Stay Hydrated
ÇANAKKALE - Biga'ya 20 kilometre mesafede bulunan, mitolojik adı ''Priapos'' olan ve deniz kıyısında bulunan beldeye, kara yolunun yanı sıra deniz ve hava yoluyla da ulaşmak mümkün. Beldeden deniz yolu ile Tekirdağ'a da seferler düzenleniyor. İstanbul'a da deniz seferlerinin başlaması için çalışma başlatılan beldede ayrıca tek motorlu uçakların inebildiği küçük bir hava alanı da bulunuyor. (A.A) - Fikriye Susam Uyar
This means start drinking before you even get to the airport. Water, juice, anything that’s nonalcoholic and caffeine-free is good for hydration purposes. The reason to avoid alcohol and caffeine before and during a flight is that they are both diuretic, something that reduces the amount of liquid in one’s body. Dehydration is one of the main causes of jet lag since the air within airplanes is very dry and tends to worsen its effect. Start Changing your Schedule a Few Days in Advance Every little bit helps, and if you are able to start going to sleep and waking up earlier or later to better match your destination’s time zone a few days before departure, you will go a long way to helping your body adjust once you land. Move On the plane, get up and walk as much as you can. Also, exercise while you are in your seat. You can exercise in place by tensing and relaxing your different muscle groups or by actually stretching and moving your head, legs and arms. Do not forget to move, stretch and work your hands and feet too. It is very important
TurkTurist
to make sure that you keep the circulation moving to your outer extremities as you are forced to sit for lengthy periods of time. Eat What You Know is Right for You The worst time to get adventurous with your diet is before and during a flight. Eat what you already know agrees with your body. Keep your choices healthy and light, and you will better the chances of you arriving at your destination free of jet lag. Melatonin Melatonin is my number one weapon against jet lag. It gives me a natural-feeling sleep that does not result in that drugged feeling that other sleep aids provide. Some people I know say that melatonin does nothing for them, so you will need to try it out and decide for yourself. Land Ready When you touch down, be ready to go to bed if it is night time or be ready to go out and about if it is day. This is one of the fastest ways of ways of adjusting to the appropriate sleeping pattern. These are the ways I fight jet lag and are not a complete list by any stretch. I would love to hear from my fellow travelers about how they best battle jet lag. Daniela Baker from CreditDonkey shared these six tips to tackling jet lag. She just finished evaluating the best travel rewards credit cards for her blog.
Page 30
Bulgaristan’ın Kırcaali kentinin bakir doğası ve eşsiz güzellikleri son yıllarda Türk turistlerin ilgisini çekmeye başladı...
Türk turistler Kırcaali’yi yeniden keşfediyor Kapıkule Sınır Kapısı’ndan yaklaşık iki saatlik kara yolculuğuyla ulaşılan Kırcaali’de, Türklerin yoğun yaşaması nedeniyle kendinizi Türkiye’de hissediyorsunuz. Sıcak kanlı insanların bulunduğu bu şirin kentte, Türkiye’den gelen misafirlere yardım edebilmek için herkes pervane oluyor. Konaklamanın ucuz olduğu kente gelen pek çok Türk turist, Kırcaali Barajı etrafındaki otelleri tercih ediyor. Oda fiyatları, sabah kahvaltı dahil kişi başı 30 ile 70 Türk lirası arasında değişiyor. Balkan dağlarına bakan oda pencerelerinden dolan ıhlamur kokuları ruhunuzu dinginleştirirken, yüzme havuzlu, jakuzili, lüks odalı otellerin yakınındaki köyleri dolaşmak isteyenler de Balkan köylerindeki yaşamlara tanık oluyor. Gün batımını izlemek isteyenlerin vazgeçemediği yer ise hiç kuşkusuz Kırcaali Barajı. Baraj gölü çevresindeki balık restoranları, balığın en tazesini yemek isteyenlerle dolarken, restoranların önündeki balık çiftliklerinde balık yemleyen turistler, daha sonra istediği balığı kızarması için balık kepçesiyle tutarak aşçıya veriyor. Balık fiyatlarının 10 ile 20 lira arasında değiştiği restoran kenarlarında, gölde gezinti yapmak isteyenler için kayık ve tekneler de bulunuyor. (AA ) Photo Credit: Kırcaali Belediyesi TurkTurist
Page 31
Tarihi yarımadanın semtleri kitapta yaşayacak
Fatih Belediyesinin desteğiyle hazırlanan İstanbul'un Kitabı Fatih adlı kitapta, Tarihi Yarımada'da bulunan bazı semtlerin tarihi, fotoğraflar eşliğinde anlatılıyor. ISTANBUL- Aynı zamanda İstanbul Müzik Müzesi Müdürü olan Süleyman Faruk Göncüoğlu tarafından hazırlanan, "İstanbul'un Kitabı Fatih" adlı eserin birinci cildinde, Horhor, Saraçhane, Atikali gibi pek çok semtin tarihçeleri ilk defa kaleme alındı. Kitapta, bu zamana kadar bilinmeyen veya unutulmuş pek çok tarihi eserin kayıtları ortaya çıkarıldığı gibi onlara ait pek çok belge ve tarihi fotoğraflara da ilk defa yer verildi. Vatan Caddesi'nin neden açılmış olduğundan, tarihi Mese Yolu güzergahı üzerinde yer alan Osmanlı semtlerinin ilk kuruluş hikayelerine kadar, şehrin hafızasının kaleme alındığı birinci cilt, bir şehir çalışması olarak kitapseverlere sunuldu. İstanbul'un medeniyet serüveninin özetinin aktarılmaya çalışıldığı kitapta, semt semt Fatih ilçesinin tarihi verilmeye çalışıldı. -"FOTOĞRAFLAR BELGE NİTELİĞİNDE"Yazar Süleyman Faruk Göncüoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İstanbul'un, bir medeniyetin şehri olarak geliştiğini, bu şehrin devamlı bir değişim ve gelişim yaşadığını belirterek, "İşte bu şehrin ortası, bugünkü Fatih ilçesi, Roma ve Bizans'ın maddi kültür mirası Osmanlı'dan hiçbir zaman ayrı düşünülmemiştir. Osmanlı İstanbul'u, Bizans'ın mirasçısı olduğu gibi, Fatih ilçesi bu mirasın bugünkü sahibidir" diye konuştu. Kitabın, İstanbul Vakıflar Bölge Müdürlüğü kayıtlarından yola çıkılarak hazırlandığını ifade eden Göncüoğlu, şunları söyledi: TurkTurist
"Buna bir örnek olarak, Vatan Caddesi boyunca yer alan bölge, İstanbul'un fethinden bu yana 'Yenibahçe' olarak biliniyor ve bütün tarihi kayıtlarda bu şekilde ifade ediliyor. Bugün Vatan Caddesi'nin geçtiği bu alan, tekrar bu isimle tanımlandı. Tarihi semtin içerisinde yer alan tarihi eserler bu şekilde incelendi. Ancak bütün yönleri ve eksiksiz bir Fatih ilçesi monografyası hazırlamaya çalışmak iddiası, yani her şeye değinmek, İstanbul gibi tarihi bir şehir için çok iddialı olacak ve bu mümkün değildir. Mutlaka eksik çıkar. Yazılı 2700 seneyi aşkın bir tarih üzerine kurulu bu şehrin tarihini yazmak kolay değil. Kendi arşivimden de kullandığım fotoğraflar belge niteliğinde." Semt tarihi üzerinde çalışmanın yorucu, zorlayıcı ve bir o kadar zevkli olduğunu aktaran Göncüoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Osmanlı arşivlerinden, Bizans kroniklerine, hatıralardan, karakol tutanaklarına, haritalardan, 1850 yılından itibaren fotoğraf belgelerinden tüm gazete arşivlerine değin çok geniş bir yelpaze içinde çalıştık. Bu, bizlere inanılmaz bir bilgi birikimi sağladı. Fatih ilçesinin semtlerini hazırlarken ve sınırlarını çizerken, tarihi kimlikler dışına asla çıkılmadı. Unutulmuş, ortadan kaldırılmış ve bugün isimlerinden başka bir özellikleri kalmamış semtler üzerinde çalışırken mahalle sınırları, tarihi kimlik, tarihi geçmiş ve tarihi topoğrafyası dikkate alınarak düzenlendi. İstanbul Şehri Kültür Tarihi Araştırmaları Merkezi bünyesinde hazırladığımız bu eserde, merkezin sahip olduğu arşivleri de değerlendirme imkanı bulduk." AA Page 32
Dünyanın en küçük halısı Konya'da dokunacak Konya'nın Tuzlukçu ilçesinde Halk Eğitim Merkezi kursiyerlerince dokunacak 20x10 santimetre büyüklüğünde "mendil" halı, Guinness Rekorlar Kitabı'na aday olacak. Halk Eğitim Merkezi Müdürü Hacı Kamil Tunçez, gazetecilere yaptığı açıklamada, tamamen ipek iplerle dokunacak halının 1,5 yılda tamamlanacağını belirtti.
Santimetresinde 2 bin 500 düğüm olan halının dokunmaya başlandığın ı ifade eden Tunçez, "Saç kılından ince iplere ilmek atılıyor dersek, abartmış olmay ız" dedi. Dünyanın en küçük halısını dokumak için büy ük çaba sarf ettiklerini anlatan Tunçez, dokunan ipek halının Guinness Rekorlar Kitabı'na girmesi halinde ilçenin adının da tüm dünyaya duyurulacağını kaydetti. Çoğunlukla klasik modellerin tercih edildiği ipek halıların, İstanbul Hereke halı pazarında alıcı bulduğunu dile getiren Tunçez, tüccarlar aracılığıyla Avrupa ve bazı Afrika ülkelerine de ipek halı ihraç ettiklerini sözlerine ekledi. AA
Çılgın projelerle parlayan şehir:
DUBAİ Röportaj: Hayrettin Turan -DUBAİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, başta İstanbul olmak üzere birçok şehir için açıkladığı ‘çılgın projeler’, en fazla dikkat çeken ve ses getiren konuların başında yer aldı.
Geleceğe ait sıradışı vizyonlarla parlak fikirlerin hayata geçirildiği Dubai; her an farklı bir sürprizle karşılaşabileceğiniz sıra dışı bir kent… Yedi yıldızlı oteller, dünyanın en yüksek binası, bütün ülkeler şeklinde dizayn edilen ‘insan yapımı’ 200 adet bir ada dizisi başka hiçbir yerde kolay kolay bulamayacağınız sıradışı projeler… Üstelik bir yandan asırlık çarşılar, çöl kültürü ve deve kervanları gibi geleneksel unsurların da devam ettiğini görmek mümkün… TurkTurist
Geçmişten günümüze dünyanın birçok bölgesinin ‘çılgın projelerle’ parladığı ve cazibe merkezi haline geldiği görüldü. Geleceğe ait sıradışı vizyonlarla parlak fikirlerin hayata geçirildiği Dubai; her an farklı bir sürprizle karşılaşabileceğiniz sıra dışı bir kent… Yedi yıldızlı oteller, dünyanın en yüksek binası, bütün ülkeler şeklinde dizayn edilen ‘insan yapımı’ 200 adet bir ada dizisi başka hiçbir yerde kolay kolay bulamayacağınız sıradışı projeler… Üstelik bir yandan asırlık çarşılar, çöl kültürü ve deve kervanları gibi geleneksel unsurların da devam ettiğini görmek mümkün… BALIKÇI KASABASIYDI… Doğu ve Batı arasında bir kavşak olan Dubai, her zaman binlerce kişi için bir buluşma yeri oldu. Page 34
Bu topraklar, köyden canlı bir kasabaya ve sonrasında zengin bir kente dönüşmesine şahitlik eden farklı kültürlerin bir avlusu gibi… Daha 25 yıl öncesine kadar küçük bir balıkçı kasabası olan Dubai, bugün hayata geçirilen sıradışı projelerle sadece dünyaca ünlü bir turizm merkezi değil aynı zamanda bir ticaret merkezi haline geldi. Bu noktaya gelinirken, Dubai yöneticileri tabii ki sadece vizyon sahibi olmakla kalmadı, onu uygulama başarısını da gösterdi. Yani Başbakan Erdoğan’ın İstanbul için düşündüğü çılgın projelerin benzerleri, Dubai’de gerçeğe dönüştürüldü. MANHATTAN’I GEÇTİ! Hayata geçirilen projeler arasında, tıpkı Kanalistanbul gibi Dubai’nin iç taraflarına doğru iki suni nehir açıldı. Bur Dubai ve Deira nehirlerinden koca koca gemiler geçiyor artık… Etrafında yer alan modern mimariye sahip dev binalar da burayı bir çekim merkezi haline getirdi. Karşıdan bu bölgeye bakıldığında, ABD’nin New York kentinde bulunan meşhur gökdelenler bölgesi Mahnattan’ı aratmıyor… Böylece Dubai, son yıllarda en çok ziyaret edilen şehirlerin başında geliyor. ABD’yi aratmayan ve bütün markaları barındıran alışveriş merkezleri, birbirinden gösterişli otelleriyle Dubai, Orta Doğu’nun ticaret başkentine dönüştü. Petrolle gelen servetini, devasa turizm yatırımlarıyla ikiye katladı.
PETROLE BEL BAĞLANMADI Kentin ekonomisi petrol üzerine kurulsa da, Maktum ailesi son yıllarda farklı bir kalkınma modeli benimsedi. Sadece petrole bel bağlanmadı ve stratejik bir değişim projesi başlatıldı. Dubai ekonomisi, on yıllardır süren büyük bir dönüşümün ardından, “finans, ticaret ve turizm” alanında da dünyanın sayılı merkezleri haline geldi. “Dubai Intarnational Finanscial Centre”, “Dubai Internet City”, “Dubai Media City”, “Knowledge Village” ve “Dubai Studio City”, bugün bütün dünyanın uğradığı serbest ticaret bölgeleri arasında yer alıyor… Böylece büyük küresel şirketler, bölgedeki bürolarını Dubai’ye taşıdı. Bazıları merkezini de getirdi. Bugün gelinen noktada, Dubai’de 200’den fazla millet temsil ediliyor…
Birleşik Arap Emirlikleri’nin ikinci büyük emirliği olmasına rağmen hiçbir emirlik lüks ve gösteriş konusunda Dubai ile yarışamıyor. Kentin her yerini dolduran gökdelenler, tonlarca cam ve çelikten oluşan göz alıcı mimarileriyle Dubai’nin şatafatını yeterince gösteriyor… “Uzun beyaz kumsallar ve suyun üstündeki otellerde tatil yapmak”, artık yabancılar tarafından çok ayrıcalıklı görülüyor ve anlatılıyor… TurkTurist
Page 35
Manisa Mesir Festival Historic festival winds up with rain of ’mesir’ One of Turkey’s oldest festivals wrapped up in its reliably festive mood. The 469th edition of the International Mesir Festival of Manisa ends with the traditional mesir handing out ceremony, which leaves thousands of locals reaching out as high as they can to catch the ’miraculous’ paste, thrown from the top of a mosque to revive its history
The Mesir paste hand out begun after the noon prayer. The governor, the mayor and the deputies threw mesir to the public from the platform at the Sultan Mosque. Dozens of people faced the threat of being crushed among the crowd while trying to catch the health-giving paste as usual it is for every year. Mayor Siddig Mohammed Ali Elseihk, who caught nine pieces of paste, joked: "I already believe this paste is giving health, since it is so hard to get."
Once again, the historic festival dedicated to Manisa’s famous mesir paste ended in a way worthy of its festive mood: With the man-made rain of mesir paste on thousands of festival goers. The 469th International Mesir Festival of Manisa has ended with the traditional mesir paste handing out ceremony. Three tons of mesir paste, which is believed to be a cure-all medicine made of a blend of 41 spices, were handed out to the attendees who were approximately 10,000 in number. TurkTurist
Page 37
,-. <e b _ m hg :o^gn^% <e b _ m hg% GC )0)** M ^e 3 1.. & :GM & ;HHD
Kaçkar’a asma köprü yaptı, kilitli kapı taktı
Artvin'in Yusufeli ilçesine bağlı Yüncüler köyündeki yayla evine ulaşabilmek için Kaçkar Deresi üzerine asma köprü yapan Mehmet Demir, köylülerin çocukları için endişe etmesi üzerine köprüye kilitli kapı taktı. İlçe merkezine yaklaşık 42 kilometre mesafede, Kaçkar Dağları'nın eteğindeki Yüncüler köyünde yaşayan 54 yaşındaki Demir, Gazi Bayram Ada Yaylası'nda ev yaptığını, evine ulaşımını da komşularının bahçelerinden geçerek sağlayabildiğini belirtti.
Bir süre sonra komşularının bu durumdan rahatsız olduklarını anlatan Demir, "Ben de bütün riski göze alarak kendi imkanlarımla evimin önünden geçen Kaçkar Deresi üzerine 40 metre uzunluğunda ve 1 metre genişliğinde asma köprü yaptım" dedi. Bu sefer de köylülerin köprüden rahatsız olduğunu ifade eden Demir, "Çocuklar köprüden geçmeye ve üzerinde oyun oymaya başladılar. Aileler çocuklarının dereye düşebileceği endişesiyle rahatsız oldular. Muhtarlık ve köylüler köprüye kilidi bulunan kapı yapmamı istediler. Bana da bu düşünce doğru geldi. Kısa sürede köprüye asma kilidi bulunan tahta kapı yaptım. Köprüden geçtikten sonra asma köprüyü kilitliyor, anahtarı cebime koyuyorum. Bu sayede hem ben hem de köylülerimiz rahat etti" diye konuştu. Geçen yıl yaptığı köprünün tamamen tahtadan olduğunu kaydeden Demir, "Köprüyü derenin içinden kalaslarla destekledim. Kışın üzerine yaklaşık 3 metre kar yağdı. Köprü eğildi, ama her şeye rağmen yıkılmadı" dedi. AA TurkTurist
Page 40
1000'e aşkın sanatçının el izleri Büyükçekmece'de... 12.Uluslararası Büyükçekmece Kültür ve Sanat Festivali kapsamında bir ay önce yapılmaya başlanan “Renklerden Duvarlara Yansımalar” projesinin resmi açılışı 42 ülkenin katılımıyla gerçekleşti. Marshall boyanın sponsorluğunda , Proje Koordinatörlüğünü Tuğba Celasun’ un yaptığı duvar boyama projesi 42 ülkeden gelen 1000’i aşkın sanatçının el izleriyle süslendi. Büyükçekmecelilerden yoğun ilgi gören açılışta 566 metrelik duvar boyama çalışması renkli görüntülere sahne oldu. Emeği geçenlere Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün madalya ve teşekkür belgesi verdiği programda gördüğü manzara karşısında çok mutlu olduğunu belirtti. Akgün; “Büyükçekmece Dünya karma festivalleri arasında ödülünü aldı. Şimdi ise bu ödülden sonra daha iddialı olmalıyız. Festivalim-
ize gelen yabancı misafirlerimiz daha farklı şeyler görmeliler. Biz de işe duvar boyamasından başladık. Bir ilke daha imza atarak 566 m lik duvarı Büyükçekmece Belediyesi Halk Akademisi Osman Hamdi Bey Sanat Merkezinin hem fotoğraf hem de resim gurubu öğrencileri ile boyayarak Büyükçekmece’yi süsledik ”dedi. Duvar çalışmasının sanatçıların kendi iç dünyalarını anlatan fügürlerden oluştuğunu dile getiren Başkan Akgün; “Öğrencilerimiz İstanbul’u, doğayı, kendi dünyalarını yansıtan resimlerle eserlerini sunmaya başladılar. Böylesine görselliği güzel olan bir çalışma Büyükçekmece halkından hak ettiği ilgiyi fazlasıyla gördü” şeklinde konuştu. Haber ve fotoğraflar: Büyükçekmece Belediyesi
Büyükçekmecelilerden yoğun ilgi gören açılışta 566 metrelik duvar boyama çalışması renkli görüntülere sahne oldu. Emeği geçenlere Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün madalya ve teşekkür belgesi verdiği programda gördüğü manzara karşısında çok mutlu olduğunu belirtti.
TurkTurist
Page 41
Selimiye Camii UNESCO Kültür Mirası Listesi’nde Kültür ve Turizm Bakanı Günay: ''İlk defa dünyadan ve Türkiye'den doğrudan ve sadece Osmanlı kültürüne ait olan bir eser Dünya Mirası Listesi'ne girmiş oldu. Bu bizim için son derece sevindirici ve övünç verici bir gelişme'' ''Kalıcı listemizi önümüzdeki yıllarda en az 15'e çıkarmayı hedefliyoruz. aday listemizi 30'un üzerinde yerlere taşımaya çalışıyoruz'' Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne Selimiye Camii ve Külliyesi'nin dahil edilmesiyle ilgili olarak, ''İlk defa dünyadan ve Türkiye'den, doğrudan ve sadece Osmanlı kültürüne ait olan bir eser Dünya Mirası Listesi'ne girmiş oldu. Bu bizim için son derece sevindirici ve övünç verici bir gelişme'' değerlendirmesinde bulundu. Bakan Günay, Türkiye'den Dünya Mirası Listesi'nde şimdiye kadar 9 alan bulunduğunu belirterek, en son 1998'te Troya Örenyeri'nin kalıcı listeye dahil edildiğini anımsattı. O tarihten bu yana Türkiye'den yeni bir alanın listeye dahil TurkTurist
edilemediğini kaydeden Günay, son yıllarda hem aday listeye hem de kalıcı listeye yeni alanları katmak için yoğun bir çaba gösterdiklerini vurguladı. Selimiye Camii ve Külliyesi'nin 2000 yılından bu yana aday listede olduğunu dile getiren Günay, ''Gereken çalışmaları yapıp 1 Şubat 2010'da UNESCO Dünya Mirası Komitesi'ne Selimiye dosyamızı sunduk. Paris'te yapılan toplantıda 27 Haziran itibariyle Mimar Sinan'ın eşsiz eseri Selimiye Camii ve Külliyesi UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne kabul edildi'' dedi. Böylece listeye Türkiye'den 10 varlığın girdiğini belirten Günay, 13 yıllık aradan sonra ilk defa yeni bir alanın kalıcı listeye dahil edildiğini bildirdi. Selimiye Camii ve Külliyesi'nin list-
eye dahil edilmesinin bir başka özel anlamı ve önemi olduğunu dile getiren Günay, şöyle konuştu: ''İlk defa Türkiye'den ve dünyadan, doğrudan ve yalnızca Osmanlı kültürüne ait olan bir eser Dünya Miras Listesi'ne girmiş oldu. Bu bizim için son derece sevindirici ve övünç verici bir gelişme. Türkiye'den Safranbolu gibi yerleşim yerlerimiz, sivil mimarlık alanı örneklerimiz listede var ama bunlar karma yapılar. Çeşitli uygarlıkların izlerini taşıyan, Anadolu'daki eski yerleşimlerinde bazı izlerini taşıyan alanlar var. Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası var ama bir Selçuklu hatta bir beylik eseri. Osmanlı kültürünün, mimarisinin bir eseri Dünya Mirası Listesi'ne katılmış oldu.'' AA Page 42
Orman alanları ve antik kentlere kameralı gözlem KUMLUCA -Orman alanlarının ve antik kentlerin olası yangınlara karşı korunması amacıyla oluşturulan erken uyarı sistemi Türkiye genelinde yaygınlaşırken, bu sistemin İtalya ve Yunanistan'da da kullanılacağı bildirildi. "Ormanlar ve Antik Kentlerin Uzaktan Erken Uyarı Sistemli Kameralarla Gözetlenmesi Projesi"nin yürütülmesinde görev alan Bilkent Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Enis Çetin, yangınlara karşı orman alanlarının kameralarla gözetlenmesi çalışmalarının, Orman Genel Müdürlüğü eş güdümünde yaygınlaşarak devam ettiğini söyledi. Sistemin ilk kurulduğu orman alanlarında biri olan Antalya'nın Kumluca ilçesinde ilave olarak bir kamera daha takacaklarını belirten Prof. Dr. Çetin, "360 derece dönebilen ve zoom yapma özelliğine sahip bu kamera ile ormanlarımızın korunmasında daha etkili bir gözetleme sağlamış olacağız" dedi. Prof. Dr. Enis Çetin, yeni kameranın açık alanda yaklaşık 75 kilometrekare alanı gözetleme ve alarm verme imkanı sağladığını, bunun da yangınlarda erken uyarı sayesinde büyük avantaj olduğunu vurguladı. Kumluca Orman İşletme Müdürü Fuat Nur da, sisteme dahil edilecek olan yeni kameranın diğer kameralardan farklı olarak hem Kumluca Ovası'nı, hem de diğer kameraların göremediği bölgeleri gözetleyeceğini ifade etti. Nur, projenin, orman yangınlarıyla mücadelede büyük yarar sağlandığını gözlemlediklerini kaydetti. AA
Stratonikeia `The world’s largest ancient city built entirely of marble` When King Seleucus Nikator’s wife died, he married the legendary beauty Stratonikeia. But the maiden was actually the beloved of Seleucus’s son Antiochus, who was stricken by a cruel illness after the wedding. Even the famous Egyptian physician Herostratos, who happened to be in Caria at the time, was unable to cure the young man. One day when Stratonikea entered his room, Antiochus blushed and the doctor realized the situation. He thought about it for days and finally came up with a clever solution. Entering the king’s presence, he said, “I have diagnosed your son’s illness. She
is in love with my wife”. “Surely you would not begrudge my son your wife,” replied the king. Upon this the physician asked, “What would you do?” “If my son was in love with my wife,” said the king, “I would give her to him without further ado”. So the myth goes anyway, and the city’s wealth does indeed date very far back. An important military base and the political capital of Caria, this ancient settlement survived amidst war and destruction. As an important religious center attached to Aphrodisias during Byzantine rule, Stratonikeia later fell prey to nature and was aban-
doned following a powerful earthquake. THE REMAINS OF STRATONIKEIA The archaeological remains of Stratonikeia in the village of Eskihisar are struggling to survive amidst houses and gardens. Very few people live in the village on account of the Yatağan Thermal Power Plant and lignite mines in the vicinity. When you purchase your ticket and enter the official site, you may come across villagers plowing their fields between the ruins. As with many such sites,
Located near Yatağan, Stratonikeia came under the rule of Lydia, Persia, Rhodes and the Roman Empire. It is the world’s largest ancient city built entirely of marble.
TurkTurist
Page 45
A live Street for 24 hours ISTIKLAL CADDESI İstiklal Avenue (Turkish: İstiklâl Caddesi, French: Grand Rue de Pera, English: Independence Avenue) is one of the most famous avenues in Istanbul, Turkey, visited by nearly 3 million people in a single day over the course of weekends. Located in the historic Beyoğlu district, it is an elegant pedestrian street, approximately three kilometers long, which houses exquisite boutiques, music stores, bookstores, art galleries, cinemas, theaters, libraries, cafés, pubs, night clubs with live music, historical patisseries, chocolateries and restaurants. The avenue, surrounded by late Ottoman era buildings (mostly from the 19th and early 20th centuries) that were designed with the Neo-Classical, Neo-Gothic, Beaux-Arts, Art Nouveau and First Turkish National Architecture (Birinci Millî Mimarî Akımı) styles; as well as a few Art Deco style buildings from the early years of the Turkish Republic, and a number of more recent examples of modern architecture; starts from the medieval Genoese neighbourhood around Galata Tower and ultimately leads up to Taksim Square. Historic tram on İstiklal AvenueGalatasaray Square is located at approximately the center of the avenue and is home to one of the finest educational institutions established in Turkey at the time of the Ottoman Empire; originally known as the Galata Sarayı Enderun-u Hümayunu (Galata Palace Imperial School) and today known as Galatasaray Lisesi. During the Ottoman period, the avenue was called Cadde-i Kebir (Grand Avenue) and was a popular spot for Ottoman intellectuals, also becoming a center for European foreigners and the local Italian and French Levantines who referred to it as Grande Rue de Péra. When 19th century travelers referred to Constantinople (today, Istanbul) as the Paris of the East, they were mentioning the Grande Rue de Péra (İstiklal Caddesi) and its halfEuropean, half-Asian culture. With the declaration of the Republic on October 29, 1923, the avenue's name was changed to İstiklal (Independence) for commemorating the triumph at the Turkish War of Independence. (Source:Wikipedia)
TurkTurist
Page 46
UŞAK
All the great civilizations of antiquity passed through this city, whose history dates back to 4000 B.C. The Hittites ruled until around 2500 B.C. Later we stroll across the Çataltepe Bridge, a throwback to the Ottoman era, finding ourselves this time surrounded by janissaries on a military campaign. We seem to have landed in an invisible ‘time capsule’, now in 4000 B.C., now in 2000 A.D.
The men’s faces display noble, finely chiseled features, as if drawn by a master artist, as they sit their horses, picture-perfect Arab mares, on which they sit tall like stalwart young cypress trees. Then the muffled beat of a drum and a long drawn out whistle, and the horsemen suddenly take off, galloping full tilt ahead twirling heavy oaken sticks above their heads. Another fierce match of the ancient traditional Turkish sport of ‘jereed’ has commenced. As they dash forward like lightning, the purebred Arab horses leave a cloud of dust under their feet, and a flock of colorful birds flying up from the Banaz river heads straight for the mountain known as Murat Dağı that lies opposite.
A HISTORY LONG AND RICH We are in Uşak. All the great civilizations of antiquity passed through this city, whose history dates back to 4000 B.C. The Hittites ruled until around 2500 B.C. They were followed by the Luwians. Largely depopulated after the breakup of the Hittite kingdom, the region soon filled with Phrygians, who roiled up Anatolia on their Aegean migrations. The Lydians, history’s first ‘golden civilization’, settled here, followed by the Persians, Alexander the Great’s Macedonians, the Romans, and the Byzantines. Later the Seljuks arrived from Central Asia to settle down here. Uşak, which joined the Ottoman lands in 1429, was a township in Kütahya province during the Republican period until it became a province in its own right in 1953. CITY OF MEDALLION CARPETS We are in Uşak. The modern name Uşak, whose oldest known names are Temenothyrae and Flaviopolis, means ‘Land of Minstrels’ in Chagatay Turkish, but is thought to derive from the word ‘Uşşak’, meaning ‘son’ or ‘grandson’ in Arabic.
LIKE A ‘TIME CAPSULE’ We are in Uşak. The latest model cars whiz by us along the Ankara-Izmir highway. The soft roar of diesel locomotives rises from the rail line that links Uşak with Izmir. Clearly we are in the year 2006. But when we look out across the land, we see a long, deep valley of rough crags and wild nature. In the enigmatic silence they have preserved for millennia, the famous 53-kilometer-long Ulubey canyons instantaneously transport us back two thousand years.
TurkTurist
Page 47
The wrestling camels of Turkey The west coast of Turkey has a tradition of camel wrestling. But it tends to be as comic as it is exciting, since camels aren't naturalborn fighters. The west coast of Turkey has a tradition of camel wrestling, which pits champion beasts from local villages against each other in a dusty stadium. But it tends to be as comic as it is exciting, since camels aren't natural-born fighters. They may not wear an elastic singlet or an athletic supporter, and they may have no talent for a full nelson. But camels can wrestle. Disbelievers are invited to visit the Aegean coast of Turkey in the winter, where villages and towns hold camel wrestling matches every
weekend. Camel wrestling is an open-air stadium sport pitting two bulls against each other, encouraged by an alluring cow, who's paraded in front of the contestants and led away. The male camels froth at the nose and mouth, and then -- if the crowd is lucky -- start to fight. The object for a wrestling camel, usually, is to dominate his rival by sitting on him. The problem is that camels aren't built for battle. They can be nastily temperamental and prone to using their teeth; but a camel-wrestling match is a struggle for dominance using whatever method occurs to the animals at the time.
The camels are muzzled -- colorfully -- to avoid bites, but a match might involve growling. Or it might be a chase around the arena. Or it might be a knock-down grudge match between genuinely belligerent camels trying to pin each other with their furry necks. The sport's origins are obscure, but it probably started as a form of competition between nomad caravans in the Middle East. Now the tournaments have been elevated to festivals, with competing camels -- some representing whole villages and towns -dressed in knit tapestries and paraded through the streets beforehand to percussive music and bells. The camel owners dress up, too, in traditional caps and scarves.
The west coast of Turkey has a tradition of camel wrestling. But it tends to be as comic as it is exciting, since camels aren't naturalborn fighters. TurkTurist
Page 48
Yalova’da Balkan Halk Dansları ve Müzik Festivali Yalova Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği'nin (BalGöç) 15-21 temmuz tarihleri arasında düzenleyeceği 2. Uluslararası Balkan Halk Dansları ve Müzik Festivali yapıldı. Yalova Kültür Sanat Festivali kapsamında gerçekleştirilen festivalde ilk olarak, Gazipaşa Caddesi'nde, Bosna Hersek, Kosova, Sırbistan, Arnavutluk, Karadağ, Bulgaristan, Romanya ve Yunanistan'da bulunan Yalova'nın kardeş şehirlerinden gelen ekiplerin katıldığı yürüyüş yapıldı. Yalova Bal-Göç Başkanı Lütfi Özgür, etkinliği, Balkan ülkeleriyle aradaki bağları güçlendirmek amacıyla düzenlediklerini açıkladı. Yalova Belediye Başkanı Yakup Koçal da Diyarbarkır'da 13 askerin şehit edilmesinin üzüntüsünü yaşadıklarını belirterek konuşmasına başladı. 2012'de büyük Balkan buluşmasının gerçekleşeceğini dile getiren Koçal, şunları söyledi: ''Yalova bir göç şehridir. Çoğunluğu Balkan ve Kafkas göçmenidir. Bu festivalde Balkan ve Kafkas ekipleri yer alıyor. TurkTurist
2012 yılı bizim için önemli. Osmanlı, Yalova'da devlet niteliğini kazandı. Osmanlı'nın kuruluş tarihi 1302'ye çekildi. 2012 yılı bunun 710. yıl dönümü. 2012 Balkan savaşının 100. yılı. Biz bu tarihte Balkan kardeşliğini kurmak üzere bir organizasyon düzenleyeceğiz.'' 2012'de, Balkanlar'daki kardeş şehirlerin katılımıyla 1 ay süren halk oyunu gösterileri düzenleyeceklerini belirten Koçal, bu festivallerin Balkan barışı için büyük öneme sahip olduğunu kaydetti.AA Page 49
Uçan arabalara çeyrek kala... Onlarca yılın hayali gerçek oluyor. Uçan arabaların beş yıl içinde semada olacağı ifade ediliyor. Havacılık uzmanları, uçan arabaların beş yıl içinde İngiltere semalarında düzenli bir şekilde kullanıma girebileceğini ifade ediyorlar. Bir uçan araba modelinin ABD'de Milli Kara Yolları Trafik Güvenliği İdaresi tarafından resmen tasdik edildiği bildirildi. Bunun, uçan arabaların yaygın bir biçimde kullanılmasının önünü açacağı kaydedildi.
TurkTurist
Terrafugia Transition isimli araç 250 bin dolar değerinde. 2 koltuklu araç, saatte azami 185 km hız yapıyor, bir depo yakıtla 800 km yol katediyor. Bir düğmeye basılmasıyla da uçağın kanatları otomatik olarak katlanıyor ve güç, pervaneden arka tekerleklere veriliyor. Araç, kanatları kapanınca standart bir garaja rahatlıkla sığabilecek boyutlara geliyor. Terrafugia'nın kurucusu Carl Dietrich, sonradan filmi de çekilen çocuk oyuncaklarına işaret ederek, "Araç küçük bir Transformers gibi" diye konuştu. Uçan arabalar öncelikle çok sayıda pist ve uçan araba hayranının bulunduğu ABD'deki tüketiciler için tasarlandı. Ünlü film yıldızı John Travolta da uçan arabaların en büyük hayranı
olarak biliniyor. Travolta'nın Boeing 707 uçağı da var. Araç için İngiltere'den de 20 kişi sipariş vermiş durumda. Aracın iki prototipi neredeyse bitmiş halde. Prorotiplerde küçük birkaç değişiklik yapılması ve aracın son modelinin gelecek sene hazır olması bekleniyor. Araç için ABD'de 10 bin dolar kapora ödeyen 100 müşteriden biri olan Massachusettsli bilgisayar mühendisi Sherry Grobstein de aracın faydalarını, "Transition harika bir fikir. Araçla uçarak bir yere giderim, hava kötüleşirse dönüşte kara yoluyla dönerim. Ya da bir piste iner ve civardaki restoranları araç kiralamadan ararım" sözleriyle ifade etti.
Page 50
Kapadokya masalsı yapısıyla göz kamaştırıyor Yaklaşık 60 milyon yıl önce Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ'ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların, milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkan Kapadokya (Kappadokia), yılın her mevsimde ziyaretçilerini kendine hayran bırakıyor Kapadokya bölgesi, doğanın yazıp çizdiği ve insanlığa bahşettiği büyülü bir masal ülkesini andırıyor. Yöre, doğa ve tarihin dünyada bütünleştiği, en güzel yerlerden biri adeta.
NEVŞEHİR -Bugün hala kullanılan Kapadokya adı Pers dilinde ''Güzel Atlar Ülkesi'' anlamına geliyor. Başta Nevşehir olmak üzere Kırşehir, Niğde, Aksaray ve Kayseri illerine yayılmış Kapadokya bölgesinde, insan yerleşimi Paleolitik döneme kadar uzanıyor. Kapadokya bölgesi, doğanın yazıp çizdiği ve insanlığa bahşettiği büyülü bir masal ülkesini andırıyor. Yöre, doğa ve tarihin dünyada bütünleştiği, en
güzel yerlerden biri adeta. Coğrafi olaylar peri bacalarını oluştururken, tarihi süreçte, insanlar da bu peri bacalarının içlerine konut, kilise olarak oymuş ve fresklerle süsleyerek, binlerce yıllık medeniyetin izlerini günümüze taşımıştır. Hititler'in yaşadığı ve daha sonraki dönemlerde Hristiyanlığın en önemli merkezlerinden biri olan Kapadokya'daki kayalara oyulan evler ve kiliseler yüz yıllar önce Roma İmpara-
torluğu'nun baskısından kaçan Hristiyanlar için devasa bir sığınak olmuştu. Yöreyi ziyaret eden yerli ve yabancı çok sayıda ziyaretçi yörenin eşsiz güzelliklerini görme şansına sahip oluyor. Masalsı görüntüsü ve eşsiz doğasıyla, büyüleyici bir atmosfere sahip olan Kapadokya'da, doğa ve tarihin bütünleşmesi seyrine doyum olmayan görüntüler sahneliyor .(A.A) - Berin Arslan Çetin
It's like a game-a game played on dusty winding dirt roads. In a minute, when I step on the gas, the dots will join together and take me into a three-dimensional world. The fine lines in areas where there aren't even any dots are the country roads. And the dark brown areas where there aren't even any fine lines are the mountains. The big blue expanses that look almost like small seas are the lakes. These are the three rules of the game I'm going to play for the next ten days. If you turn slightly north, you come to the Central Anatolian plains; a little to the south is Isparta, bounded by the mountains of the Mediterranean region. Although the wind picks up on the northern plains, it's not as harsh as at Konya; and though it warms up to the south, it's not as hot as Antalya. At least you are traveling in autumn in temperate highland weather. The higher you go, of course, the cooler the summers and the harsher the winters here. FAR FROM THE ROSES This time we are going a lot farther than the roses that first spring to mind at the mention of Isparta. What we have in mind is to suggest a quiet, tranquil route. Our first stop, almost 35 kilometers after leaving the city, is a cultural and touristic center that takes its name from Turkey's fourth largest lake: the township of EÄ&#x;irdir. This 'island' joined to the mainland is famous for its landscape. Like a long neck extending from the city center to the heart of the lake, EÄ&#x;irdir by night is known for its superb trout restaurants under the lights.
TurkTurist
An exciting route to mountains and lake
If you proceed north on the main road west of Lake EÄ&#x;irdir, you will see how this large expanse of water - 500 sq km the size of a small township has shaped nature and human life.
Page 52
Experience the Turkey Vacation of a Lifetime
by Fred Fish
Experience the Turkey vacation a lifetime. Travel is easy and convenient when you turn to the reliability of international traveling consultants who specialize in Turkey tourism. Exceptional options are available that will fit your budget as well as time requirements and customized desires. Learn more about the customized and pre-designed trips available for selection.
Turkey tourism is an exciting and exhilarating experience including ancient sites from previous civilizations, gorgeous sunny beaches, Ottoman mosques, and exhilarating locations known around the world such as Troy, the home of the Trojan horse. Take your family on a Turkey vacation that is packed with an exhilarating combination of features that you hand select.
Your hand selected trip can be customized by expert traveling consultants, who will provide you with customized itinerary that matches your specific needs and desires. Your trip can also be selected from a series of predesigned tours. These predesigned trips are versatile and include the most popular locations for easy selection. In addition to providing easy trip selections, these tours also provide a substantial early-bird discount. International traveling experts are available with international expertise provided through office locations in the USA (New Jersey), as well as in: Turkey, Istanbul, Kusadasi, Izmir, and Antalya. This international presence provides inside knowledge on the best locations for Turkey tourism including fine dining and the best hotels. Experience the trip of a lifetime when you rely on experts who specialize in providing quality and service that beats all competition, hands down. Travel in peace knowing that your travel consultants have an international presence in the area in which you are traveling. This brings strength to the client traveling as they have a security in the nation that they are traveling to and traveling from. TurkTurist
Page 54
Turkey tourism is exhilarating and exciting. Turn to experts who have an international presence providing the inside scoop on weather conditions as well as the best locations to visit. Browse through the predesigned trip selections and choose a trip that will meet your family's unique desires. Choose a Turkey vacation that will impact your lives with memories that last a lifetime. Selections include the 13 day St. Paul's Biblical Tour, 10 day Magic Carpet, 12 day Orient Express, and the 15 day Honeymoon Istanbul Antalya tour. Experience the exhilarating, breathtaking, and all inspiring travels included in these and other exclusive Turkey vacation spots. Visit the Devrent Valley rock formations, the song of the fairies at the fairy chimneys in Pasabag, the paintings at the famous Goreme Open Air Museum, or the underground settlements in the underground city. The historic countryside is a rich in history and culture. Enjoy exploring the historic landmarks left by previous civilizations and step into history made alive. Your family will enjoy the all inspiring exhibits and beautiful historic travel. Experience quality and care for detail as you rely on the expertise provided through international traveling consultants who specialize in providing the very best in travel. Visit crumbling castles and magnificent temples through the beautiful prearranged packages.
Experience a perfect simile of adventure and culture through a prearranged Turkey vacation or a customized itinerary designed exclusively to meet your specific requests. Experience unique and customized services that cater to your individual needs and desires by contacting an expert traveling consultant today. Learn more about the exceptional values provided by qualified and experienced international traveling consultants. Experience the Turkey vacation of a lifetime and visit a country rich in history and culture. (ArticlesBase SC #4580980)
Bosna Hersek’te, “Ayvaz Dede Şenlikleri”
Bosna Hersek'te düzenlenen Ayvaz Dede Şenlikleri'nin 501. yıl etkinlikleri, Ayvaz Dede'nin 40 gün boyunca dua ettiği yerde on binlerce kişinin katılımıyla kılınan toplu namaz ve edilen duanın ardından son buldu. DONYİ VAKUF - Bosna-Hersek'in en uzun soluklu olan ve her yıl on binlerce kişinin katılımıyla düzenlenen Ayvaz Dede Şenlikleri, bu yıl da renkli görüntülere sahne oldu. Şenlikler kapsamında ülkenin çeşitli yerlerinden ellerinde Osmanlı'yı temsil eden sancaklar, başlarında kırmızı fesleriyle gelerek önceki gün Karaula kasabasından yola çıkan yaklaşık 300 atlı, sabah saatlerinde Prusaç kasabasında toplandı. Bosna Hersek, Avustralya, Norveç gibi ülkelerde bulunan Boşnak toplulukların cemaatlerini temsil eden 64 sancağın Prusaç kasabasında etkinlik alanına ulaştırılmak üzere ''bayraktar'' olarak adlandırılan ve cemaatler adına seçilen kişilere verildi. Etkinliklere katılmak için, Prusaç kasabasına, yurt dışından da çok sayıda kişi geldi. Etkinliklere katılanlar, atlı birlikler öncülüğünde, 500 yıl önce yaşanan kuraklık sırasında Ayvaz Dede'nin 40 gün boyunca dua ettiği ve daha sonra suyun çıktığı dağa doğru, yaya olarak hareket etti. Yaklaşık 8 kilometrelik yolun ardından on binlerce kişi, ilk olarak, kayanın yarılıp suyun çıktığına inanılan alanda dua etti. Dua edilmesine Bosna Hersek Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi'nin Boşnak Üyesi Bakir İzzetbegoviç, Travnik Müftüsü Nusret Abdibegoviç, Türkiyeli Hafız Ömer Faruk Güney ve Bosna Hersek İslam Birliği ve Silahlı Kuvvetlerinin yetkilileri de katıldı. Etkinlikler geniş alanda binlerce katılımcının toplu namaz kılması ve dua etmesiyle sona erdi. Namazın ardından, 19 gündür çeşitli etkinliklerle devam eden Ayvaz Dede Şenlikleri sona erdi. AA TurkTurist
Page 56
500 yıllık bir Boşnak etkinliği
Ayvaz Dede Şenlikleri bu sene 501. kez kutlanıyor. Her yılın Haziran ayı’nın son Pazar günü yapılan geleneksel tören, vaktiyle bu bölgeye gelip yerleşmis Horasan dervişlerinden Ayvaz Dede anısına yapılıyor. Bosna Hersek’in hemen her tarafından ve bulundukları diğer ülkelerden gelen Boşnakların yanı sıra Türkiye’den, İran’dan ve değişik ülkelerden gelen Müslümanların da katıldığı Ayvaz Dede Şenlikleri, Boşnaklar açısından oldukça önemli bir tören. Rivayet odur ki; Bölgeye gelip yerleştiğinde bir değirmen açan ve bölgede ihtiyacı olan hemen herkesin yardımına koşan Ayvaz Dede, bütün canlıların zarar görmeye başladığı bir kuraklık döneminde insanların talebi üzerine şimdi anma törenlerinin yapıldığı Ajvatoviça’ya çekilir ve burada 40 gün kadar kalarak, dua ve ibadetle meşgul olur. 40 günün sonunda yağmur yağmaya başlar ve insanlar rahat ederler. Konu ile alakalı bir başka rivayet ise, Ayvaz Dede’nin duaları, suların bölgeye ulaşmasına mani olan büyük kaya parçasını ortadan ikiye ayırarak suyun yolunu açtığı şeklindedir. Ayvaz Dede’nin bu kerameti, bir kısmı zaten Müslaman olan bölgedeki Boşnakların kitleler halinde İslam’i kabul etmeleri neticesini getirir. Bu sene 499.’su gerçekleştirilen Ayvaz Dede Şenlikleri, Ayvaz Dede’nin kerametinden çok, Bosnalıların Müslüman olmalarını anmaları gibidir adeta. Bosna Herseklilerin Müslümanlığı kabul edişinde fetih öncesi buralara kadar gelen Sarı Saltuk gibi dervişlerin de payının büyük olduğu bilinmektedir. Ayvaz Dede Şenlikleri, Bosna’nın Fatih Sultan Mehmet tarafından fethinin, dolayısıyla Bosnalıların Hak Din’le daha yoğun bir şekilde tanışmaya başlamalarının da kutlanması gibidir…
Kaynak: http://www.karamanvakfi.com TurkTurist
Page 57
Turkey’s Orange Blossom Coast
Alanya
Not so long ago, just fifty years to be exact, Alanya was a small fishing town surrounded by orange groves and banana plantations. Today it is a giant resort whose character has been shaped by tourism. This township, which hosts over a million tourists a year, has recently become the most serious contender for tourism among Turkey’s southern resorts such as Bodrum, Çeşme and Antalya. Only 135 km east of the latter, it stretches along a 70-km coastline nestled against the Taurus range. But Alanya today is done with construction and determined to do some cosmetic restoration. Alanya Fortress, the city’s oldest center of settlement, is situated on a steep promontory just behind the harbor. 6.5 km long walls of the fortress, built by the Seljuk Sultan Alaeddin Keykubad I in 1225, are reinforced with exactly 83 towers. The ground floor of the 33-meter-high octagonal Kızılkule or ‘Red Tower’, which is the symbol of Alanya, houses an ethnographical museum today. To the left of the tower a stone structure resembling a five-arch bridge is the only surviving dockyard from the Seljuk period.
TurkTurist
Meanwhile the interior of the citadel, which preserves Alanya’s historic texture while harboring impressive examples of Ottoman architecture as well, is a virtual open air museum. No one remains of the former residents of the Tophane quarter, Orthodox Turks who spoke the Karamanlı language, a variety of Turkish written in the Greek alphabet. On the highest slopes of the fortress, which are accessible by an arduous hour-long climb from the harbor, lies hidden a mysterious quarter known as ‘Ehmedek’ which is reminiscent of a medieval Mediterranean town and crowded with 2500-year-old ruins
Page 59
TurkTurist
Page 60
OLIVES In the Mediterranean, the Aegean, the South It grows slowly, like a human. Seed, sprout, then sapling, it matures, shunning shade and moisture, and keeps its silvery grey-green leaves year round. It loves the Mediterranean, the Aegean, the South.
olive the ‘Tree of Life’. As in the oldest known reference in Latin to the olive, which is also mentioned in the Old and New Testaments as well as the Quran: “Oles prima arborum omnium est” (The olive is first among all trees).
In spring it produces tiny, delicate yellow and white blossoms with a light scent all their own. The flowers turn into fruit, growing larger and maturing towards summer’s end. Autumn is harvest time.
The olive tree, symbol of holiness, plenty, justice, health, pride, victory, prosperity, wisdom, intelligence, purity, and rebirth—all the important human virtues.
After a long a productive life, the body withers, but new shoots spring green from the roots, becoming a new tree. There are said to be two trees in Paradise: the fig and the olive. The fig is the ‘Tree of Truth’, the
IMMORTAL TREE Of different tastes and colors, and with the golden yellow oil extracted from its fruit, the olive is without a doubt ‘an immortal tree’ that pops up in symbols, myths, legends and even true stories out
of the past over a broad geography encompassing many religions and civilizations. There’s no doubt about it, the olive is a miracle. Forks, spoons and plates are made from its wood; from its fruit, which graces the table in many different colors, myriad kinds of oil are extracted by different processes, some of them used to make beauty soaps and shampoos; prayer beads, bracelets, and necklaces are fashioned from its seeds; its pulp is used as fertilizer or burned as fuel; its oil once lit lamps and, heated boiling hot, even became a weapon. In other words, from fruit to seed to leaf, every part of the olive tree is good for something and nothing is thrown away
The olive tree is the symbol of plenty, justice, peace, victory, wisdom, and rebirth
TurkTurist
Page 61
23. Kümbet Kültür ve Sanat Festivali'nde “Yaylaları koruyalım” çağrısı Giresun Valisi Dursun Ali Şahin, ''Binalar yaparak yaylalarımızı yaylalıktan çıkarmamalıyız. Yaylalarımızda usule uygun olmayan bina yapımına izin vermeyin. İzinsiz yapılar yarın yıkıldığında zor durumda kalmayın'' dedi. Vali Şahin, Dereli ilçesine bağlı Kümbet Yaylası Aymaç mevkisinde düzenlenen Uluslararası 23. Kümbet Kültür ve Sanat Festivali'nde yaptığı konuşmada, üzüntülü bir günün ardından bugün böyle bir törenle insanların birbirini daha da sevmeye başladığını belirtti.
TurkTurist
Diyarbakır'daki 13 askerin şehit olduğu olayı kınayarak şehitlere Allah'tan rahmet dileyen Vali Şahin, tüm Türk Milleti'ne baş sağlığı diledi. Şahin, Giresun'un her anlamda farklı bir il olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu: ''Denizi, yeşili, doğal ve kültürel güzellikleriyle farklı bir kent olan Giresun, yayla şenlikleriyle bu güzelliğine güzellik katıyor. Ülkenin çeşitli yerlerinden bizleri onurlandırmak için gelerek bu programa katılan herkese teşekkür ediyorum. Bugün bizim için kenetlenme, birbirimizi daha da sevme günüdür. Bugün dostluklarımızın daha da pekiştirilmesi gerektiği bir gündür. Yörenin ivme kazanması, zirveye taşınması için devlet olarak elden gelen her şey yapılmaktadır. Tabii ki Giresunlu bunu hak ediyor. Hak ettiği yapılıyor. İnanıyorum ki gelecek yıl buraya gelirken çok farklılıklar göreceksiniz. Kısa zamanda bu kadar işlerin yapılmasına hayret edeceksiniz.'' Çalışmalar sırasında yaylaların doğal dokusunu bozmayacaklarına da değinen Şahin, ''Binalar yaparak yaylalarımızı yaylalıktan çıkarmamalıyız. Bu yaylalar devletin ve hepimizindir. Özel mülkiyeti olanlar hariç hiç kimse benimdir diye tartışmasın. Yaylalarımızda usule uygun olmayan bina yapımına izin vermeyin. İzinsiz yapılar yarın yıkıldığında zor durumda kalmayın'' diye konuştu.
Page 62
İzmir dünya basınında…
Yunus Emre Enstitüsü 10 ayrı merkezde Türk kültürüne hizmet ediyor
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen “Living İzmir” projesi kapsamında İzmir’de ağırlanan uluslararası basın kuruluşlarında İzmir’le ilgili haberler çıkmaya başladı..
Yunus Emre Enstitüsünce her yıl düzenlenen ''Türkçe Yaz Okulu'' programı açılış töreni Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın katılımıyla TOBB ETÜ Sosyal Tesisleri'nde gerçekleştirildi. Kültür ve Turizm Bakanı Günay, törendeki konuşmasına, ''Dilimize, kültürümüze karşı bir görevimizi gecikmiş bir şekilde yerine getirdiğimizi düşünüyorum'' sözleriyle başladı. Türkçe gibi köklü bir dili ve kültürü yaygınlaştırmak konusundaki çabanın 2007 yılında kurumsal bir yapıya dönüştüğünü anımsatan Bakan Günay, Kültür ve Turizm Bakanlığının düzenlediği “Living İzmir” projesi kapsamında uluslararası basın-yayın kuruluşlarının temsilcileri İzmir’de konuk edildi. 70’i aşkın yabancı gazetecinin İzmir’de ağırlanmasından sonra dünya basınında İzmir’i anlatan haberler yayınlanmaya başladı.
''Bu yasa 2007'de çıktı. Yasa çıkarken doğru bir isim seçimi olmuş gerçekten. Nasıl İspanyollar dünya çapında bir romancılarını, Almanlar büyük bir şairini bu kurumun ismi haline getirmişlerse biz de Türk dilinin en büyük ses bayraklarından sevgili Yunus Emre'nin ismini koymakla çok isabetli bir seçim yapmışız. Bunu fikreden arkadaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum'' diye konuştu.
Avusturya’nın OÖ NACHRİCHTEN ve KURIER-REISE gazetelerinde İzmir’in tarihi ve turistik mekanları ile kültürü okuyuculara tanıtıldı.
İkinci isabetli kararın merkez kurulurken yapıldığını dile getiren Günay, ''Bir apartman katı yerine Ankara'nın görkemli, tarihi yapılarından bir tanesini enstitü merkezi haline getirmeyi
düşündük. 2008-2009 yılları içerisinde bu merkezin restorasyonunu ve hizmete girmesini sağlamaya çalıştık. Güzel bir merkez olduğunu düşünüyorum. Ben önceki yıllarda Madrid'de Cervantes Kültür Merkezi'ni görmüştüm, 'bizim de enstitümüz böyle tarihi bir mekanda olmalı' diye düşünmüştüm. Böyle bir mekan oldu'' dedi. Yunus Emre Enstitüsünün 2 yıl gibi kısa bir sürede 10 merkeze ulaştığını anlatan Günay, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Lübnan'da merkez açılacak olması elbette sevindirici, ama ben heyecanla Berlin'i, Paris'i ve Moskova'yı bekliyorum. En çok Türk nüfusunun olduğu alanlar bunlar. Bizim orada yıllardan bu yana gönderdiğimiz ama dil, kültür sorunları ve bazı sorunlarını yıllardır, bizden önceki dönemlerde göz ardı ettiğimiz çok sayıda insanımız, yurttaşımız yaşıyor. 2011-2012 yıllarını aşmamak kaydıyla bu merkezlerin de açılacağını umut ediyorum.'' Türkçe öğrenen gençlerin Türkiye'de bulunmasının mutluluk verici olduğunu vurgulayan Günay, ''Umuyorum Türkiye'yi bu kısa seyahat vesilesiyle seveceksiniz'' dedi.
At üzerinde terapi Turizm kenti Antalya, alternatif tatil hizmetlerinin yanı sıra sağlık turizmi ile de turistlerin ilgisini çekiyor. Sağlık turizmi alanında son dönemde ilgi gören, at üzerinde terapi olarak bilinen hipoterapi, otistik, down sendromlu çocuklar, cerebral palsy (vücut hareketlerini ve kasların uyumlu kullanımını etkileyen bir grup bozukluk) ile omurilik problemi bulunanlara uygulanan tamamlayıcı tedavi yöntemi olarak tercih ediliyor. İnsana en yakın hayvanlardan olan atlar, fiziksel ve zihinsel sorunları olanlar için terapi amaçlı kullanılıyor. 1. Dünya Savaşı'nda yüzme zorluğu çeken askerlere uygulanan bu yöntemin tarihi eskiye dayanıyor. Tıp dünyasında hipoterapi adı verilen at üstünde terapi yöntemi, doğayla iç içe ortamlarda fizyoterapistler eşliğinde yapılıyor. Hipoterapi, fizyoterapi gören hastalara destek amacının yanı sıra zihinsel ve bedensel engellilerin de algı ve fiziksel fonksiyonlarını geliştirmeye yardımcı oluyor. Zihinsel ve bedensel engelliler, otistikler, depresifler ve beyin travması geçiren kişilerin iyileşme sürecine katkı sağladığı belirtilen hipoterapi, ilaç tedavisi, cerrahi ve rehabilitasyon gibi asıl tedavi yöntemlerine destek olarak uygulanıyor. -ATIN HAREKETLERİ MASAJ ETKİSİ YAPIYORTerapist Koray İşcanoğlu, tedavide çocukların ata eyersiz veya özel olarak hazırlanmış eyerlerle bindirildiğini belirterek, ''Atların vücut ısıları, yürüme ritmleri ve yaptıkları salınım hareketleri, uzun süre yatmak ve oturmak zorunda olan hasta için omurlara ve kalçaya masaj etkisi yapıyor. Cerebral palsy olarak nitelendirilen tüm hastalık türlerinde etki sağlayan yöntem, özellikle denge problemi ve yürüme zorluğu çeken çocuklarda daha çok fayda sağlıyor. Aynı zamanda atlarla iletişim, çocuğun ruh haline olumlu katkı yaparak hastaların moralini yükseltiyor'' diye konuştu. Yürümeye meyilli çocuklarda atın sırt kaslarının çalışmasıyla oluşan iç kaslarındaki hareketin, çocuğun yürümesine yardımcı olduğunu vurgulayan İşcanoğlu, ''Çocuk, atın dengesiyle kendi dengesini sağlıyor. Otistik çocuklarda konsantrasyon bozukluğu var. Atın
TurkTurist
yürümesiyle çıkan ses, çocuğun dikkatini artırıyor. Ayrıca çocuğun atı sevmesi ve büyük bir hayvanın üzerinde durması kendine olan güvenini artırıyor'' diye konuştu. -ALMANYA'DAN BU YÖNTEM İÇİN GELDİLEROtistik olan ve hipoterapi yöntemi uygulanan 5 yaşındaki Tim Lucas Schramek'in annesi Anna Schramek, geçen yıl yunus tedavisi için Antalya'ya geldiklerini bu yıl ise at üzerinde terapiye katılmak için Antalya'yı tercih ettiklerini kaydetti. Oğlunun otistik olduğunu ve uygulanan yöntemlerle günlük yaşamını kolaylaştıracak hareketleri edindiğini bildiren Schramek, ''Tim'in kaydettiği bu başarı bizi çok mutlu ediyor. Hipoterapiye devam edeceğiz'' dedi. Hipoterapi yönteminin uygulandığı turizm merkezi Kemer'deki Berke Ranch Otel ve At Çiftliği özellikle Avrupalı çocukların rehabilitasyonu için tercih ediliyor. Otelin Genel Müdürü Ufuk Uraz AA muhabirine yaptığı açıklamada, 5 yıldır yöntemi tesislerinde uyguladıklarını belirtirken, daha çok Avrupalı çocukların katıldığını kaydetti. 6 ile 15 kişilik gruplar halinde gelen çocukların doktorları, fizyoterapistleri ve aileleriyle birlikte terapiye katıldıklarını kaydeden Bozkurt, geçen yıllarda gelen çocukların tekrar getirildiğini söyledi. Uraz, Almanya, Norveç gibi ülkelerden çok fazla talep aldıklarını belirterek, ''Engelli, down sendromlu, otistik çocuklar eyersiz atın üzerine binerek fizyoterapistlerin yardımıyla rehabilite ediliyor'' dedi. (A.A) - Vahide Yanık
Page 65
Cep telefonuna tencere kapağından anten yaptı
Rize'nin Çamlıhemşin ilçesine bağlı yukarı Kavron Yaylası'nda bir pansiyon işletmecisi, yakında baz istasyonu olmadığı için çekmeyen cep telefonunun antenini, bakır tel yardımıyla ucunda tencere kapağı bulunan bir demire bağlayarak sorunu çözdü. İlçenin 2263 rakımlı Yukarı Kavron Yaylası'nda sabit telefon olunmuyor, yakında baz istasyonu olmadığı için cep telefonları da iyi çekmiyor. Özellikle güneşli, açık havalarda sinyaller iyiden iyiye zayıflıyor, hatta tamamen kayboluyor. Yazın büyük bölümünü yaylada geçiren bazı kişiler, cep telefonlarının daha iyi çekmesi için kendilerine özgü yöntemler geliştiriyor. Bu yöntemlerden birisini de Yukarı Kavron Yaylası'nda pansiyon işleten Yalçın Şahin geliştirdi. Şahin, cep telefonunun antenine sardığı bakır kabloyu ucunda alüminyum tencere kapağı bulunan bir demire bağladı. Böylece telefonunun daha iyi çektiğini gören Şahin, bir elinde cep telefonu diğer elinde ucunda tencere kapağı bulunan demir ile yaylada yüksek noktalara çıkarak telefonla görüşme imkanını yakaladı. Yalçın Şahin, yaptığı açıklamada, sabit telefonun bulunmadığı yaylada, geçen yıl geçici baz istasyonu kurulduğunu, böylece iletişimlerini cep telefonuyla sağladıklarını, ancak bu istasyonun sonbaharda sezonun sona ermesiyle yayladan götürüldüğünü anlattı. ''SİSLİ VE YAĞMURLU HAVALARDA DAHA İYİ ÇEKİYOR'' Cep telefonlarının, bir baz istasyonundan az da olsa zaman zaman sinyal aldığını, özellikle sisli havalarda sinyal kalitesinin yükseldiğini ifade eden Şahin, şunları anlattı: ''Ancak bu sinyal çoğunlukla karşımızdaki ile rahat konuşmamıza yetmiyor. Ben de sinyal seviyesini yükseltmek ve daha rahat iletişim kurabilmek için böyle bir yöntem düşündüm. Başarılı da oldum. Bir elime cep telefonumu, diğer elime de antenin bağlı olduğu ucunda tencere kapağı bulunan demiri alarak yaylada yüksek bir yere çıkıp görüşmemi yapıyorum. Telefon özellikle sisli ve yağmurlu havalarda daha iyi çekiyor. Bu yöntemle isteyenlerin iletişim ihtiyacını da karşılıyorum.'' Teknolojinin ilerlemesine rağmen bazı yaylalarda hala telefonla rahat görüşülemediğini dile getiren Şahin, ''Kavron'da bazı kişiler evlerinin yüksek yerlerine astıkları telefonları ellerine almadan, sandalye çıkarak konuşmaya çalışıyor. Aksi takdirde telefon çaldığında bulunduğu yerden alınınca sinyal kesilebiliyor. Yaylada yaz aylarında nüfusun bir hayli artıyor. Bu nedenle cep telefonu operatörlerinin geçici de olsa buraya baz istasyonu kurmasını istiyoruz. En azından yaz aylarında buraya geçici bir baz istasyonu kurularak sorun çözülebilir'' diye konuştu. (A.A) - Bülent İsmailoğlu
TurkTurist
Page 66
Pansiyon okulda 8 kişiye bir hafta tatilin bedeli 200 TL
YUMURTALIK - Adana'nın sahil kenti Yumurtalık ilçesinde, denize sıfır konumundaki okulun sınıfları pansiyon olarak kiraya verilirken, bahçesi de çadır turizmine hizmet ediyor. Yeni turizm sezonunu açan okulda, 8 kişinin bir hafta süreyle yapacağı tatilin bedeli 200 TL olarak belirlendi. Yaz döneminde okula gelir sağlamak amacıyla, Milli Eğitim Müdürlüğü'nün izniyle turizme hizmet eden pansiyon okulda yeni sezonun açılmasıyla birlikte sınıflar ve okul bahçesi tatilcilerle doldu. Ucuz tatil yapmak isteyenlerin öncelikle tercihi olan okulda rezervasyonlar günler öncesinden alınıyor. Pansiyon okul Atatürk İlköğretim Okulu'nun Müdürü Osman Küçük, AA muhabirine yaptığı açıklamada, okulun bahçesi ve sınıflarında, yaz tatilini deniz kenarında geçirmek isteyen ancak ekonomik durumları buna uygun olmayan ailelere son derece uygun koşullarda tatil imkanı sunduklarını söyledi. Konuklarının ya sınıfları tercih ettiklerini ya da beraberlerinde getirdikleri çadırları bahçeye kurarak ucuz tatilin keyfini yaşadıklarını anlatan Osman Küçük, ''Bu yıl çadırlarda ve sınıflarda iki haftalık konaklama ücretini 200 TL olarak belirledik. Her sınıfta ya da çadırda 8 kişi rahatlıkla konaklayabiliyor. Bu durumda, bir kişinin günlük konaklama bedeli 1.6 TL'ye geliyor. Bu fırsatı kaçırmak istemeyenler günler öncesinden rezervasyon yaptırıyor'' dedi.
1990'dan beri tatil için buraya geldiğini belirten İsmail Hakkı Düvenci (52), emekli memur olduğunu ifade ederek,''Karavanıma atladım buraya geldim. Gücüm ancak buna yetiyor. Burayı çok seviyorum. Alışık olduğum, kendimi güvenli ve rahat hissettiğim bir yer. Bize bu olanağı sunan yetkililere teşekkür ediyorum'' dedi.
İstanbul’a 6 ayda 3,5 miyon turist
İstanbul Kültür ve Turizm Müdürlüğü verilerine göre, İstanbul'u Ocak ayında 378 bin 380, Şubat'ta 431 bin 481, Mart'ta 556 bin 113, Nisan'da 694 bin 959, Mayıs'ta 729 bin 860 ve Haziran'da da 773 bin 92 kişi olmak üzere toplam 3 milyon 563 bin 885 kişi ziyaret etti.
Atatürk ve Sabiha Gökçen havalimanları ile Haydarpaşa, Pendik ve Karaköy limanlarından alınan verilere göre, İstanbul'a gelen yabancı ziyaretçi sayısında geçen yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında yüzde 15 artış oldu. İstanbul'u geçen yıl ilk 6 ayda 3 milyon 93 bin 488 kişi ziyaret etmişti. İSTANBUL - İstanbul'u yılın ilk 6 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15 artışla 3 milyon 563 bin 885 turist ziyaret etti. İstanbul'a gelen turistlerin 3 milyon 396 bin 311'i hava yolunu, 167 bin 574'ü ise deniz yolunu tercih etti. Geçen yılın ilk 6 ayına göre havayolu ile gelenlerin sayısı yüzde 16, denizyolu ile gelenlerin sayısı yüzde 3 arttı. Bu yılın ilk 6 aylık döneminde gelen turistlerin 144 bin 230'u Karaköy limanına gelen günübirlik ziyaretçiler olurken, hava yoluyla gelen yabancıların yüzde 16,9'u Sabiha Gökçen Havalimanı'nı kullandı. Bu yılın ilk yarısında kente gelenlerin milliyetlerine bakıldığında ilk sırayı yüzde 12,2'lik oranla Almanlar aldı. Almanları yüzde 6,8 ile Ruslar, yüzde 5,5 ile Amerikalılar, yüzde 5,2 ile Fransızlar, yüzde 4,8 ile İngilizler, yüzde 4,6 ile İtalyanlar, yüzde 4,3 ile İranlılar, yüzde 3 ile Hollandalılar, yüzde 2,2 ile İspanyollar ve Japonlar, yüzde 2,1 ile Ukraynalılar, yüzde 1,9 ile Azerbeycanlılar, yüzde 1,8 ile Güney Koreliler, yüzde 1,7 ile Türkmenler, yüzde 1,6 ile Avusturyalılar izledi. 2010 yılının ilk yarısı ile karşılaştırıldığında 2011 yılında, Japonya, İspanya, ve İsrail'den gelen ziyaretçi sayısında bir azalma görülürken, Rusya, Fransa, ABD, İran, Azerbaycan, Güney Kore ve Türkmenistan'dan kente gelen ziyaretçi sayısı arttı. TurkTurist
Page 68
Facebook müzik işine girmeye hazırlanıyor Düşünceleri okuyan gözlük geliştiriliyor Amerika'daki Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) laboratuvarlarındaki araştırmacılar düşünce okuyan gözlük geliştiriyor. 'Sosyal X Işını' adı verilen gözlükler, konuşma sona erdikten sonra karşıdaki kişinin ne düşündüğünü gösteriyor. Gözlüğe yerleştirilen kamera, karşıdakinin yüz ifadelerini çekiyor ve bunları daha önceden kaydedilen 24 his ifadesiyle karşılaştırıyor. Kulaklık ve gözlükte toplanan bilgilerin özeti kullanıcıya veriliyor. Yeşil ışık karşıdakinin olumlu duygular içinde olduğunu gösterirken sarı ışık tarafsız, kırmızı ışık ise olumsuz hissiyat içinde bulunduğunu ifade ediyor.
Geçtiğimiz günlerde videolu görüşme uygulamasını tanıtan Facebook, yakın bir zamanda yeni bir hizmetle kullanıcılarının karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Jeff Rose adlı bir yazılım uzmanı, Facebook Video Calling uygulamasının nasıl çalıştığını merak edip, uygulamanın kodlarını araştırmaya başlayınca ilginç bir detayla karşılaştı. Program için verilen indirme linkinden FacebookVideoCalling.jar adlı bir dosya geliyor. Bu JAR dosyasını inceleyen Jeff Rose, uygulamanın kullanıcıların web sayfaları ile etkileşime geçmesini sağlayan bir
özellik olan LiveConnet sayesinde tarayıcı ve javascript arasında bağlantı kurduğunu görmüş. Kodun içinde Vibes adlı bir uygulama bulunuyor. Bu uygulama çalıştırıldığında müzik indirme ekranının çıkacağı da kodda gözüküyor. Bahsi geçen uygulamanın ne zaman kullanıma sunulacağı ya da adının Vibes olup olmayacağı ise bilinmiyor.
"Yüzen lokanta" Trabzon'da denize indirildi Çamburnu Tersanesi'nde yapımı iki yılda tamamlanan geminin denize indirilmesi dolayısıyla düzenlenen törene, Sürmene Kaymakamı Mustafa Özarslan, İyidere Kaymakamı Mehmet Çağrı Özpolat, Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı ile davetliler katıldı. Geminin sahibi Tur-Yol Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Can, 3,5 milyon avroya mal olan 50 metrelik gemiyi 15 gün sonra lokanta olarak İstanbul'da hizmete sokacaklarını söyledi. Aynı anda 450 kişinin yemek yiyebileceği şekilde tasarlanan geminin, kapasitesi bakımından Türkiye'nin en büyük yüzer lokantası olduğunu iddia eden Can, "Gemimizi boğazda yolcu taşıyabilecek ve yemekli servis yapabilecek şekilde dizayn ettik. Ruhsatlandırma ve test işlemlerinin ardından İstanbul'a götürüp hizmete sunacağız" dedi. Gemi, yapılan duanın ardından kalaslar üzerinden iş makineleriyle itilerek denize indirildi.
Trabzon'un Sürmene ilçesinde yapılan, lokanta olarak hizmet verecek olan gemi, denize indirildi.
Turizm Geliri Yüzde 17,8 Oranında Arttı
Türkiye'nin 2011 yılı ikinci döneminde (Nisan-Mayıs-Haziran) turizm geliri, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 17,8 oranında artarak 5 milyar 372 milyon 189 bin 266 dolar oldu. Verilere göre, bu dönemde 5,4 milyar dolarlık turizm gelirinin yüzde 83,5'i yabancı ziyaretçilerden, yüzde 16,5'i ise yurt dışında ikamet eden vatandaş ziyaretçilerden elde edildi. Ziyaretçiler, seyahatlerini kişisel veya paket tur ile gerçekleştirirken, bu dönemde yapılan harcamaların 4 milyar 215 milyon 516 bin 489 dolarını kişisel, 1 milyar 156 milyon 672 bin 777 dolarını ise paket tur oluşturdu. Bu yılın ikinci döneminde kişi başına ortalama harcama 575 dolar oldu. Bu dönemde yabancılar ortalama 528 dolar, yurt dışında ikamet eden vatandaş ziyaretçiler ise ortalama 1.061 dolar harcadı. ZİYARETÇİ SAYISI YÜZDE 11,5 ARTTI Ziyaretçi sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11,5 arttı. 2011 yılı ikinci döneminde Türkiye'den çıkış yapan ziyaretçi sayısı 9 milyon 338 bin 76 kişi oldu. Bunun 8 milyon 503 bin 837 kişisinin yabancı, 834 bin 239 kişisini ise yurt dışında ikamet eden vatandaşlar oluşturdu. TURİZM GİDERLERİ Yurt içinde ikamet edip başka ülkeleri ziyaret eden vatandaşların harcamalarından oluşan turizm gideri ise, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13,4 oranında artışla, 1 milyar 325 milyon 688 bin 593 dolar oldu. Bunun 1 milyar 215 milyon 970 bin 351 doları kişisel, 109 milyon 718 bin 242 doları ise paket tur harcamalarından oluştu. Yurt dışını ziyaret eden 1 milyon 885 bin 979 vatandaşın kişi başı ortalama harcaması 703 dolar olarak belirlendi. TurkTurist
Page 71
Aşırı Internet kullanmak beyne zarar veriyor Aşırı internet kullanımının beyne zarar verdiği açıklandı. Sekiz sorunun yer aldığı araştırmaya katılan öğrencilerin MRI görüntüleri incelendi. Öğrencilerin beyninde hafıza, his, konuşma, görme, işitme ve hareket körelmeler olduğu belirlendi.
WASHINGTON – Aşırı internet kullanımının beyne zarar verdiği açıklandı. Haftanın altı günü ve günde sekiz ile 13 saat arasında oyun oynayan 18 üniversite öğrencisi üzerinde araştırma yapıldı. 19 yaşındaki öğrencilerin beyinleri oyunun ardından incelendi ve sekiz soru soru-
larak internet müptelası olup olmadıkları belirlenmeye çalışıldı. Sorular arasında bilgisayar kullanmayı bırakmaya çalışıp çalışmadıkları ya da bilgisayar başında geçirdikleri zamanla ilgili olarak ailelerine yalan söyleyip söylemediklerinin bulunuyor. Sekiz sorunun yer aldığı
araştırmaya katılan öğrencilerin MRI görüntüleri incelendi. Öğrencilerin beyninde hafıza, his, konuşma, görme, işitme ve hareket körelmeler olduğu belirlendi. Yapılan araştırmaya göre internet bağımlılığı arttıkça tahribatın boyutu da artıyor.
Anadolu’da yeni iş kolları ERZURUM – Anadolu’da son yıllarda öne çıkan yeni iş kolları, özellikle gençlerin istihdamı ve ekonomiye katkı anlamında önem arz ediyor. TOBB Kahramanmaraş Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı da olan Nazlı Ceylan Kurtul, üniversitede işletme eğitimi aldıktan sonra memleketine döndü. Babası kentin önde gelen tekstil firmalarının birisinin başında yer alan Kurtul, 3 yıldır moda ve tasarım konusunda üretim gerçekleştiriyor.
Gençlerin umut kapısı oldu
Muş'ta son yıllarda gıda ve tekstil alanına yapılan yatırımlarla hem bölgenin ekonomisi gelişiyor, hem de gençler istihdam ediliyor. Günümüzde ''bacasız sanayi'' olarak nitelendirilen ve çok hızlı gelişen turizm sektöründen Mardin'de payını almaya başlarken, kente gelen yerli ve yabancı turistlerin konaklaması için çok sayıda otel ve pansiyon yapılıyor.
GAZİANTEP SANAYİYE YÖNELİYOR
Gaziantep son 4-5 yıl öncesine kadar temel hammadde ve ara malı üretirken, bugün tüketiciye yönelik nihai ürünler yapan şehir konuma geldi. Örneğin iplik, tekstil-konfeksiyona ve halıya, makine imalatı anahtar teslimi fabrika kurmaya, gıda üretimi paketli ürünlere dönüştü.
KAYSERİ’DE EV YAPIMI YEMEK SEKTÖRÜ Kayseri'de 1990'lı yıllardan sonra ev yapımı yemeklerin ticaretini yapmaya başlayan kadınlar, hemcinslerine istihdam sağlıyor. Annelerinden veya kaynanalarından öğrendikleri, Kayseri'nin yöresel lezzetlerini evlerinde yapan kadınlar, 1990'lı yılların sonlarında, talepleri değerlendirerek bu konudaki yeteneklerini ticarete dökmeye başladı. IĞDIR’DA SINIR TİCARETİ Son zamanlarda bölgede en hızlı gelişen ve değişen iller arasında Iğdır da yer alıyor. İran, Nahcivan ve Ermenistan'a olan sınır kapıları sayesinde bölgede hızla büyüyen bir ekonomiye sahip Iğdır'da kentte özellikle sınır ticaretine bağlı olarak uluslararası taşımacılık ön plana çıktı. Eskiden günü birlik ve kamyonetlerle başta mazot olmak üzere yapılan sınır ticareti, günümüzde yerini büyük firmaların TIR'larıyla yapılan ticarete bıraktı. ARDAHAN’DA EKOLOJİK OYUNCAK Ardahan Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (ESOB) Başkanı Yaşar Daşdemir, Ardahan başta olmak üzere Türkiye'ye ekolojik oyuncak alanında yeni bir iş kolunu kazandırdıklarını söyledi. AA
TurkTurist
Page 73
Turob Geleneksel Yaz Gecesi Buluşması Turistik Otelciler İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliğinin (TUROB) Geleneksel Yaz Gecesi Buluşması'nda konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Türkiye’ye gelen turist sayısındaki artışın, yılın ilk 6 ayının sonuçları itibariyle Türkiye genelinde yüzde 12.8, İstanbul’da ise yüzde 15 olduğunu söyledi.
Bakan Günay: “Türkiye turizmi dünyanın en saygı duyulan önemli destinasyonlarından biri haline gelecek” Türkiye'den götürülen eserlerin geri getirilmesi için onların daha iyi korunacağına dair güvenin bütün dünyaya hissettirilmesi gerektiğini vurgulayan Günay, şöyle devam etti: ''Son yıllarda tarihi yerlere, müzelere ve ören yerlerine verdiğimiz değerin karşılığını almaya başladık. İnşallah aynı anlayışla devam edeceğiz. Türkiye turizmi, sadece bir deniz kıyısı turizmi olmanın ötesine geçecek. Kültürle, tarihle, doğayla, sivil mimari örnekle çok daha zenginleşecek ve Türkiye turizmi dünyanın en saygı duyulan önemli destinasyonlarından biri haline gelecek. Her zaman söylediğimi yine söylüyorum; Benim hayalim, yakın gelecekte belli bir kültür düzeyindeki insanlar Türkiye'yi görmemişlerse büyük bir eksiklik duyacaklar.'
TurkTurist
Page 75
Çay, kahve ve sebze tüketimiyle gelen sağlık
Çay ve kahve tiryakilerinin, çok güçlü bir bakteri olan MRSA'yı taşıma olasılıklarının daha az olduğu bildirildi. ABD'de 5 bin 500'den fazla kişi üzerinde yapılan bir araştırma, düzenli olarak sıcak çay ve kahve içenlerin burun deliklerinde, içmeyenlere oranla MRSA bakterisinin bulunma olasılığının yaklaşık yüzde 50 oranında daha az olduğunu gösterdi.
NEW YORK - Hükümetin desteklediği ve sonuçları "Annals of Family Medicine" dergisinde yayımlanan araştırmayı yürüten ekibin lideri, South Carolina Üniversitesi'nden Eric Matheson, "sıcak çay ve kahvenin, antimikrobik özelliklere sahip olduğunun gözlendiğini" kaydetti. Araştırmaya katılanların yüzde 1.4'ünün burun deliklerinde söz konusu bakteriyi taşıdıkları, düzenli olarak kahve ve çay içenlerin ise
içmeyenlere oranla MRSA taşıyıcısı olma ihtimallerinin neredeyse yüzde 50 oranında azaldığı belirtildi. Stafilo-kok mikrobunun, metisilin antibiyotiğine dirençli, çok güçlü bir türü olan MRSA, penisiline karşı da direnç gösterdiğinden tedavisinin zor olduğu biliniyor. UZUN ÖMÜRLÜ İKARYALILAR Yunan kalp doktorlarının yaptığı araştırma da 90 yaş ve üzerindekilerin Avrupa geneline
göre 10 kat fazla olduğu Yunanistan'ın İkarya adasında uzun ömrün sırrının şekerleme yapmaya, balık, zeytinyağlı besinler, sebze ve kahve tüketmeye bağlı olabileceğini gösterdi. Araştırmaya imza atan bilimadamlarından Christina Krisohu, Avrupa'da halkın yüzde 0,1'inin, İkarya'da ise, 2009 rakamlarına göre, halkın yüzde 1,1'inin 90 yaşın üzerinde olduğunu belirtti. . (A.A)
ABD’nin ilk Altın Türkleri ABD'de yaşayan başarılı Türklerin ödüllendirildiği, "Golden Turk Awards" yarışmasını kazananlar belli oldu. "Golden Turk Awards" yarışmasını kazanan isimler, New York'ta düzenlenen basın toplantısı ile açıklandı . Yarışma düzenleme komitesi adına sonuçları duyuran Cemil Özyurt, 26 kişilik jürinin, 138 aday arasından 18 farklı kategoride kazananları belirlediğini söyledi.
NEW YORK - ABD'de yaşayan başarılı Türklerin ödüllendirildiği, "Golden Turk Awards" yarışmasını kazananlar belli oldu. "Golden Turk Awards" yarışmasını kazanan isimler, New York'ta düzenlenen basın toplantısı ile açıklandı. Yarışma düzenleme komitesi adına sonuçları duyuran Cemil Özyurt, 26 kişilik jürinin, 138 aday arasından 18 farklı kategoride kazananları belirlediğini söyledi. Buna göre, Coca Cola CEO'su Muhtar Kent, ünlü kalp doktoru Mehmet Öz ve Türk Kültür Vakfı Direktörü Güler Köknar'ın jüri özel ödülüne layık görüldüğü yarışmada, Golden Turk Awards düzenleme komitesi özel ödülü de eğitime katkılarından dolayı Mezun Group'a ve Türk toplumuna katkılarından ötürü Dr. Zeki Uygur'a verildi. -ÇEŞİTLİ KATEGORİLERDE KAZANANLAREn Başarılı İşadamı ödülüne, Picasso Travel'ı 30 yılda ABD'nin en büyük seyahat acentalarından biri haline getirdikten sonra satan Hüseyin Özyurtçu layık görüldü. En Başarılı İş Kadını ödülü, İtalyan butik moda markası Luca Luca'yı sıfırdan ABD genelinde tanınır bir marka haline getiren şirketin başkanı ve CEO'su Yıldız Blackstone'a verildi. En Başarılı Yönetici ödülüne, dünyanın en büyük mimarlık şirketlerinden Skidmore Owings and Merrill, LLP'un ortaklarından Mustafa Abadan layık görüldü. 1983 yılında çalışmaya başladığı şirkette 1996 yılında ortak olan Abadan, dünyanın altı farklı kıtasında eserleri olan tek Türk mimar. En Başarılı Müzisyen ödülünü, New York'ta yaşayan ünlü neyzen ve bestekar Ömer Faruk Tekbilek aldı. Sayısız ödülün sahibi olan Tekbilek, son olarak "Best of Omar Faruk Tekbilek" albümünü çıkardı. En Başarılı Akademisyen ödülüne, diabet üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan Harvard öğretim görevlisi Gökhan Hotamışlıgil layık görüldü. Hotamışlıgil, moleküler bazda obezite, diyabet ve kalp hastalıkları arasındaki bağlantıların anlaşılması için yaptığı araştırmalar nedeniyle 2010 Naomi Berrie Ödülü'ne layık görülmüştü. En Başarılı Girişimci ödülünü, internet güvenlik şirketi Comodo'yu dünya markası haline getiren şirketin sahibi Melih Abdul-
TurkTurist
hayoğlu aldı. Yılın En Başarılı Markası ödülünü, ABD genelinde New York, New Jersey, Las Vegas, DC, Chicago ve Dallas mağazaları ile faaliyet gösteren erkek giyim markası Sarar aldı. En Başarılı Şirket ödülünü, ABD'de Türk şirketleri arasında markaya yatırım yapan ilk şirketlerden biri olan Mavi Jeans kazandı. Türk Toplumuna En Fazla Destek Veren Amerikalı ödülüne Turkish Coalition of America'nın (TCA) başkanı Lincoln McCurdy layık görüldü. Şubat 2007'de kurulan TCA, Türkiye'nin Kongre nezdinde tezlerinin savunulması, çıkarlarının korunması için çaba harcıyor. En Başarılı Türk Amerikan Toplum Lideri ödülü, California Türk Amerikan Derneği yöneticisi Yavuz Atila'ya verildi. En Başarılı Sosyal Sorumluluk Sahibi Şirket ödülünü, online ticaret alanında 10 yıldır faaliyet gösteren tulumba.com aldı. En Başarılı Amerikalı İş Ortaklığı ödülü, geçtiğimiz yıllarda 50 yılını geride bırakan Koç&Ford ortaklığına verildi. En Başarılı Global Türk ödülünü, Maryland'de yaşayan ünlü müzisyen Fahir Atakoğlu aldı. Atakoğlu, jüri tarafından açık oy farkla bu ödülü almaya layık görüldü. "Young Turk" ödülü, ABD genelinde politik değerlendirmeleri ile tanınan ve kısa bir süre önceye kadar MSNBC'de program sunan Cenk Uygur?a verildi. Uygur, "Young Turk" adıyla internet üzerinden yayın yapan ve milyonlarca kişiye ulaşan kendine ait bir yayın kanalının da sahibi. En Başarılı Çıkış ödülünü, akıllı telefonlar için eğitimle ilgili aplikasyonlar geliştiren Bidbox şirketi aldı. En Başarılı Sanatçı ödülünü, dünyaca ünlü ressam Burhan Doğançay layık görüldü. En Başarılı Türk Aktivist ödülünü, geçtiğimiz aylarda Amerikan Türk Dernekleri Asemblesi başkanlık görevini Günay Evinch'ten teslim alan Ergün Kırlıkovalı aldı. En Başarılı Sivil Toplum Örgütü ödülü, Washington'daki çalışmaları ile "Turkish American Association of Washington DC" aldı. (A.A Page 78
New York'lular Türk malı, Türk mühendisinin dizayn ettiği taksiye binecek Ford Otosan Genel Müdürü Nuri Otay, "Yaz sonu, son bahar gibi, New York'ta Türk malı, Gölcük'te üretilen, Türk mühendisinin dizayn ettiği taksiye binmek herkese nasip olacak" dedi. Otay, Ford Transit Connect'in, New York'ta taksi olarak kullanılmak üzere onay almasıyla ilgili Aa muhabirine yaptığı açıklamada, Transit Connect'in 2010 yılında Amerika'da yılın aracı seçildiğini anımsatarak, 2009 yılında başlayan ihracatın ardından 2010 yılında alınan ödülün önemli bir başarı olduğunu savundu. Yıl içinde kamuoyunu çok ilgilendiren New York taksi tartışması yaşandığına dikkati çeken Otay, New York taksi projesinin iki aşamalı olduğunu, Türkiye'de tartışılan, görüşülen kısmının "Geleceğin Taksisi" aşaması olduğunu, bu yarışmanın farklı bir markanın kazanmasıyla sonuçlandığını kaydetti.
Cumalıkızık adeta bir açık hava müzesi
UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan, Uludağ’ın güney eteklerinde kurulu 700 yılık Osmanlı köyü Cumalıkızık, dar sokakları, çınar ağaçları, içinden geçen suyun şırıltısı, yıllara meydan okuyan evleri ve kahvehanesiyle ziyaretçilerini adeta 700 yıl öncesine götürüyor.
Cumalıkızık köyünün muhtarı Ahmet Kuş, yaptığı açıklamada, Osmanlı’nın kurulduğu yıllarda Oğuz boyundan Kızıkların, Uludağ eteklerinde 7 bölgeye yerleştirildiğini söyledi. Bu yerleşim yerlerinin, daha sonra sahip oldukları özellikleriyle isimler aldığının anlatıldığını dile getiren Kuş, ”Değirmenlikızık, değirmen bulunduğu için bu ismi alıyor. Devlete ilk vergisini veren köye ‘Fidyekızık’, hamamın bulunduğu köye ‘Hamamlıkızık’, iki dere arasına kurulana da ‘Derekızık’ adı veriliyor. Bizim köyümüzün ilk adı ‘Camilikızık’ olmuş. Daha sonra, diğer Kızık köylerinde yaşayanların cuma namazı için toplandığı yer olduğundan bu köyün ‘Cumalıkızık’ adıyla anıldığı söylenir” dedi. DAR SOKAKLARDA 700 YILLIK TARİHİ YOLCULUK UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan varlıklarından, ”Bursa ve Cumalıkızık Erken Osmanlı Kentsel ve Kırsal Yerleşimleri” içinde bulunan Cumalıkızık, Uludağ’ın güney eteklerinde kurulu bir vakıf köyü olarak biliniyor. Geleneksel Osmanlı mimarisine göre şekillenmiş, özgün sivil mimarlık örnekleri olan evlerin organik sokak dokusu ve anıtsal yapılarla bütünleştiği önemli bir kültür mirası olan Cumalıkızık, içlerinde yaşamların sürdüğü evleriyle adeta bir açık hava müzesi özelliğini taşıyor. Yaklaşık 10 hektarlık bir alanda kurulu olan Cumalıkızık köyünde önemli bölümü ev olmak üzere 133 adet tescilli yapı bulunuyor. Köye gelen ziyaretçiler, araçlarından inerek yoluna yürüyerek devam ediyor. Arnavut kaldırımlı yollarda yürüyen ziyaretçiler, çınar ağaçları, içinden geçen suyun şırıltısı, yıllara meydan okuyan evleri, camisi, kahvehanesi, doğal ürünlerin satışa sunulduğu tezgahlarıyla adeta 700 yıl öncesine gidiyor. Saçaklardan akan suyun uzaklaştırılması ve köyün en üst noktasında yer alan kaynaktan gelen suyun bahçe sulamasında kullanılması için yapılan yoldaki eğim birçok kişinin dikkati çekse de insan psikolojisi üzerinde rahatlama yaratan su ziyaretçileri gezerken dinlendiriyor.
(A.A) – Zafer Akpınar
Fotoğraf: Tarık Üzgün