İMG
Eylül-September/2015
Sonbaharla birlikte sektör hareketlenecek
İmtiyaz Sahibi İSTMAG Magazin Gazetecilik H. Ferruh Işıkik m.tr İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. adına Genel Müdür
Mehmet Söztutan mehmet.soztutan@img.com.tr
Yayın Editörü
Emine Korkmaz emine.korkmaz@img.com.tr
E
Reklam Müdürü Zülküf Karadayı zulkuf.karadayi@img.com.tr Sanat Yönetmeni İsmail Gürbüz ismail.gurbuz@img.com.tr
Sorumlu Müdür Cüneyt Aktürk cuneyt.akturk@img.com.tr Dış İlişkiler Müdürü Hakan Kurt hakan.kurt@img.com.tr Ebru Pekel Kurumsal İletişim Müdürü ebru.pekel@img.com.tr
Kurumsal İletişim Müdürü Mustafa Aktaş mustafa.aktas@img.com.tr
Abone İsmail Özçelik ismail.ozcelik@img.com.tr
İhlas Gazetecilik A.Ş. CTP-Baskı Merkez Mahallesi 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No:11 A / 41 Yenibosna-Bahçelievler/İstanbul Tel: 0 212 454 30 00 Adres Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi B Blok No:1 Kat:4 Güneşli-Bağcılar / İstanbul Tel: +90 212 604 50 50 Faks: +90 212 604 50 51 www.nalburteknik.com
Nalbur Teknik Dergisi’nde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. Nalbur Teknik Dergisi’nin bütün yayın hakları İSTMAG Magazin Gazetecilik İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan Nalbur Teknik Dergisi ayda bir yayınlanır.
EDİTÖRDEN
Grafik Tasarım Şükrü Karşıyaka sukru.karsiyaka@img.com.tr
ylül sayısı ile yeniden merhaba. Siyasi belirsizlik, buna bağlı ekonomik çalkantılar derken bir yaz dönemini daha geride bırakıyoruz. Gelen sonbahar mevsimi ile birlikte sektör temsilcileri yaşanan ekonomik çalkantıların ve sektördeki durgunluğun biteceği kanaatinde. Bizler de bu belirsizliğe bir nebze de olsa ışık tutabilmek için nalbur ve hırdavat sektörünü incelemeye, yaptığımız röportajlar ile sektörü uzmanların gözünden görmeye ve yer alan dosya konuları ile siz okuyucularımıza zengin bir içerik sunmaya devam ediyoruz. İçeriğimizde, el aletleri sektörüne yeni bir soluk getiren Metabo Burla Makina Ticareti ve Yatırım A.Ş Makina Bölüm Yöneticisi Dan Hananel ile bir röportajımız yer alıyor. Akabinde her ay değişen dosya konusunda bu ay Yapıştırıcılar ve Dolgu Malzemeleri ile zengin bir içerik geliştirip yeni ürünleri, sektörel gelişmeleri ve pazar durumunu derinlemesine inceledik. Mersin, Tokat ve İstanbul’dan esnaflarımızın röportajlarının da yer aldığı bu sayıda dolu dolu içrek ile keyifli okumalar diliyoruz.
Emine Korkmaz
İÇİNDEKİLER
Murat KARADAYI
Adnan KALYONCUOĞLU
İNDEX
ABC SEALANTS
YOLDAŞ KİMYA
Dan HANANEL
Ahmet ABAY
BURLA MAKİNA
AKDEMİR MAKİNA
SAİNT-GOBAİN............................... Ö.K
AYVAZ..............................................67
SARAYSU.......................................109
ASKAYNAK........................... A.K-Ö.K.K
KARCHER.........................................69
TÜMRAY.........................................111
BOSCH......................................Ö.K.İ-1
KARKİM................................... 71-117
ARTEMA........................................115
FOSTER......................................... A.K
TEKSAN...........................................73
KAMİLTÜRK....................................119
MAGMAWELT...................................21
EMÜLZER.........................................81
FİLLİ BOYA.......................................23
MAPA...............................................83
VİKO by PANASONİC.........................29
RİTİM YAPI.......................................85
KALEKİLİT........................................35
GULFCO...........................................87
SİBA KİMYA......................................39
ATEŞ İNŞ................................... 88-89
PAKPEN...........................................43
ERKALIP...........................................91
DECOR ............................................47
ERYAP..............................................93
PORT-BAĞ............................49-51-53
CENTER................................... İNSERT
İHLAS PAZARLAMA........................145
PROMAST........................................55
CERMİX.........................................103
İHLAS KOLEJİ.................................147
ATAMAN...........................................57
RİDGİD...........................................105
İHLAS NET.....................................149
TÜM PLASTİK............................. 63-65
MANO............................................107
İHLAS VAKFI...................................151
AKTİF ISI........................................121 GERDANYA.....................................123 SEL EATON.125-127-129-131-133-135 TE BİG 5........................................137 YAPI FUARI............................. 139-141 İNTERMOB.....................................143
EKONOMİ
İhracatın yarıdan fazlası KOBİ'lerden
K
üçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ), geçen yıl ihracatın yüzde 56,5'ini, ithalatın ise yüzde 37,8'ini gerçekleştirdi. Dış ticaretin yarısından fazlası sanayi sektöründeki girişimler tarafından yapıldı. Sanayi sektöründeki girişimlerin ihracatının yüzde 48,3'ü AB ülkelerine yönelik oldu
12
Nalbur Teknik.com / Eylül’15
İhracatın Yarıdan Fazlası KOBİ'lerden Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2014 yılına ilişkin 'Girişim Özelliklerine Göre Dış Ticaret İstatistikleri'ni açıkladı. Dış ticaret istatistikleri ve iş kayıtları sistemi kullanılarak elde edilen verilere göre, 2014 yılında 62 bin 987 girişim ihracat, 66 bin 585 girişim ithalat yaptı. KOBİ'ler
ihracatın yüzde 56,5'ini, ithalatın da yüzde 37,8'ini üstlendi. İhracatta, 1-9 kişi çalışan mikro ölçekli girişimlerin payı yüzde 17,4 iken, 10-49 kişi çalışan küçük ölçekli girişimlerin payı yüzde 20,7, 50-249 kişi çalışan orta ölçekli girişimlerin payı yüzde 18,4, 250 ve üzerinde çalışanı bulunan büyük ölçekli girişimlerin payı ise
EKONOMİ
yüzde 43,5 oldu. İthalatta, 1-9 kişi çalışan mikro ölçekli girişimlerin payı yüzde 6,2, 10-49 kişi çalışan küçük ölçekli girişimlerin payı yüzde 13,2, 50-249 kişi çalışan orta ölçekli girişimlerin payı yüzde 18,4, 250 ve üzerinde çalışanı bulunan büyük ölçekli girişimlerin payı ise yüzde 62,2 oldu. Dış ticaretin yarısından fazlası sanayiden Girişimin ana faaliyetine göre, ihracatın yüzde 56,9'u, ithalatın da yüzde 51,5'i sanayi sektöründe faaliyet gösteren girişimler tarafından yapıldı. Ana faaliyeti ticaret olan girişimlerin ihracattaki payı yüzde 38,5, ithalattaki payı yüzde 35,1 oldu. Sanayi sektörünün ihracatının yüzde 65,2'si 250 ve üzerinde kişi çalışan büyük ölçekli girişimler tarafından yapıldı. Ticaret sektörünün ihracatının yüzde 89'unu 1-249 kişi çalışan KOBİ'ler gerçekleştirdi. Sanayi sektörü tarafından yapılan ithalatta 250 ve üzerinde çalışanı bulunan büyük ölçekli girişimlerin payı yüzde 75,5 olurken, ticaret sektörü tarafından yapılan ithalatın yüzde 64'ünü 1-249 kişi çalışan KOBİ'ler yaptı. Sanayi sektöründeki girişimlerin ihracatının yüzde 48,3'ü AB ülkelerine gerçekleştirildi. Ana faaliyeti sanayi olan girişimler, geçen yıldaki ihracatlarının yüzde 48,3'ünü AB ülkelerine, yüzde 19,5'ini Yakın ve Orta Doğu ülkelerine
yaptı. AB ülkelerine yapılan ihracatın yüzde 63,2'si sanayi, yüzde 35,3'ü ise ticaret sektöründeki girişimler tarafından gerçekleştirildi. Söz konusu girişimler, ithalatlarının yüzde 40,3'ünü AB’d en, yüzde 19,5'ini diğer Asya ülkelerinden, yüzde 13'ünü AB üyesi olmayan Avrupa ülkelerinden yaptı. Ana faaliyeti ticaret olan girişimlerin en çok ithalat yaptığı ülke grupları sırasıyla yüzde 37,9 ile AB, yüzde 34,2 ile diğer Asya ülkeleri, yüzde 11,8 ile AB üyesi olmayan Avrupa ülkeleri oldu. Sanayi ürünleri ihracatının yüzde 58'ini ana faaliyeti sanayi olan girişimler, yüzde 37,5'ini ise ana faaliyeti ticaret olan girişimler gerçekleştirdi. Ana faaliyeti sanayi olan girişimlerin yaptığı ihracatın ise yüzde 95,4'ünü imalat sanayi ürünleri, yüzde 2,3'ünü tarım, ormancılık ve balıkçılık ürünleri oluşturdu. Girişimin ana faaliyetine göre, sanayi ürünleri ithalatının yüzde 49,9'u sanayi, yüzde 41,9'u ticaret ve yüzde 8,2'si diğer sektörlerdeki girişimler tarafından yapıldı. Ana faaliyeti sanayi olan girişimlerin ithalatının yüzde 75,2'sini imalat sanayi ürünleri, yüzde 14,7'sini madencilik ürünleri ve yüzde 3,6'sını tarım, ormancılık ve balıkçılık ürünleri kaynaklı gerçekleşti. İthalatın yüzde 48,5'i ilk 50 girişim yaptı İhracatın yüzde 42,1'ini ilk 100 girişim, ithalatın yüzde 48,5'ini ise ilk 50 girişim
üstlendi. En çok ihracat yapan ilk 5 girişim, toplam ihracatın yüzde 15,3'ünü, en çok ithalat yapan ilk 5 girişim ise ithalatın yüzde 24,5'ini gerçekleştirdi. Girişimlerin yüzde 44,9’u tek ülkeye ihracat yaparken, yüzde 16,3’ü iki ülkeye ürün ihraç etti. Yirmi ve daha fazla ülkeye ihracat yapan girişimlerin oranı yüzde 4,3 iken, bu girişimlerin ihracattaki payı yüzde 56,3 olarak belirlendi. Sanayi sektöründe en fazla ihracat yapan ilk 5 girişimin sanayi sektöründeki payı yüzde 15,9, ticaret sektöründe en fazla ihracat yapan ilk 5 girişimin ticaret sektöründeki payı ise yüzde 11,9 oldu. Bu sektörde en fazla ithalat yapan ilk 5 girişimin sanayi sektöründeki payı yüzde 19,5 iken, ticaret sektöründe en fazla ithalat yapan ilk 5 girişimin ticaret sektöründeki payı yüzde 15,9 olarak kayıtlara geçti. Girişimlerin yüzde 47,8'i tek ülkeden ithalat yaptı Girişimlerin yüzde 44,6'sı tek ülkeye, yüzde 16,7'si ise iki ülkeye ihracat yaptı. Yirmi ve daha fazla ülkeye ihracat yapan girişimlerin oranı yüzde 4,4 iken, bu girişimlerin ihracattaki payı yüzde 56,3 oldu. Bu girişimlerin yüzde 47,8'i tek ülkeden, yüzde 16,6'sı iki ülkeden ithalat gerçekleştirdi. Yirmi ve daha fazla ülkeden ithalat yapan girişimlerin oranı yüzde 2 iken, bu girişimlerin ithalattaki payı yüzde 54 olarak belirlendi.
EKONOMİ
"Piyasada pimi çekilmiş 4 Milyon çek koçanı var"
K
redi Kayıt Bürosu Genel Müdürü Kasım Akdeniz, piyasada 4 milyon boş çek yaprağı olduğunu; bunun patlamaya hazır bomba olarak kabul edilebileceğini söyledi. "Piyasada Pimi Çekilmiş 4 Milyon Çek Koçanı Var" Bireyler ve reel sektöre özel tasarlanan finansal hizmet platformu Findeks’in birinci yılı nedeni ile düzenlenen toplantıda konuşan Kredi Kayıt Bürosu Genel Müdürü Kasım Akdeniz, şu anda Findeks’e 1 milyon 90 bin aktif bireysel ve 10 bin şirketin üye olduğunu; bu rakamın önümüzdeki dönemde hızla artmasını beklediklerini söyledi. Hürriyet Gazetesi'nin haberine göre Kredi Kayıt Bürosunun faaliyetlerine ilişkin de bilgi veren Akdeniz, 15 Haziran itibarıyla birçok bankada uygulamaya giren Karekodlu Çek ile reel sektörün karşılıksız çek mağduru olmasının önüne geçilebildiğini belirtti. Akdeniz sözlerine şöyle devam etti: “Günümüzde sermayeyi korumanın ve güvenli bir ticari hayatın yolu iş yaptığınız, vadeli mal sattığınız kişileri tanımaktan geçiyor. Her ay ortalama 20 bin kişinin çeki karşılıksız çıkıyor ve
14
Nalbur Teknik.com / Eylül’15
bundan bir çok kişi zarar görüyor. Bu 20 bin kişinin geçmiş çek ödemelerine bakıldığında yaklaşık yüzde 80’inin geçmişte de çeklerinin karşılıksız çıktığı görülüyor. Bu kişilerin çekleri kabul edilmeden önce çek raporlarına bakılması halinde olumsuz ödeme geçmişinin görülmesi ve olası zararların önlenmesi mümkün. Karekodlu Çek, bu bilgiye güvenli ve hızlı ulaşımı sağlayarak ticarette güvenin simgesi olacak”. 4 milyon pimi çekilmemiş bomba Ekonomide yaklaşık 1.5 milyon kişinin çek verdiğini kaydeden Akdeniz, “Bunlardan 310 bin kişinin halen ödenmemiş en az bir çeki var. Bu 310 bin kişinin elindeki çek defterinde halen keşide edilmemiş yaklaşık 4 milyon boş çek yaprağı var. Bu 4 milyon pimi çekilmemiş bomba demek. Özellikle KOBİ’lerin kendilerini karşılıksız çek riskinden koruması için mutlaka iş yaptıkları kişilerin çeklerini ve finansal geçmişlerini Kredi Kayıt Bürosu olarak sunduğumuz hizmetlerle kontrol etmeleri gerekiyor. Bunun şirketlere maliyeti iki simit parası diye tabir edebileceğimiz kadar düşük” dedi.
YAPIŞTIRICILAR VE DOLGU MALZEMELERİ
SEKTÖR ANALİZİ
Ahmet ABAY Ahmet ABAY AKDEMİR MAKİNA Genel Müdürü “Akdemir, hiçbir yabancı firmanın ismini kullanmadan tamamen kendi milli markalarıyla güçlenmektedir”
16 Nalbur Teknik.com / Eylül15
A
kdemir Grup özellikle kendi markalarını geliştirerek sektörde emin adımlarla ilerlerken Genel Müdür Ahmet ABAY ile söyleşi gerçekleştirdik. Abay: “Bugünün ve yarının dünyasında müşterisini memnun etmeyen firmaların ve satıcıların yeri olmayacaktır. Satış sonrası hizmeti yetersiz olan, yaygın servisi olmayan, garantisi ve yedek parçası bulunmayan ürünler ne kadar ucuz olursa olsun artık satıcı ve kullanıcılar tarafından tercih edilmemektedir. Bu noktada Akdemir Makina olarak hedefimiz, müşterilerimizin beğenisine sunduğumuz her ürün grubunda en iyi hizmeti sunabilmektir.” derken Ahmet Abay, Akdemir Grup’un stratejilerini şöyle açıkladı: “Üreterek büyüme stratejisi, ihracatla büyüme stratejisi, organizasyon stratejisi, ülkemizin her noktasına hizmet götürme stratejisi, kendi sektörüne yatırım yapma stratejisi”
Ülkemiz için değer üreterek yolumuza devam ediyoruz
1989 yılında ekonominin kalbinin attığı İstanbul Tahtakale’de mütevazi bir şirket olarak Akdemir Ticaret unvanıyla ticari hayatımıza başladık. 2006 yılından itibaren İstanbul Hadımköy’de kurulu kendi tesislerinde yapı kimyasalları, elektrikli el aletleri, tarım makinaları, nalburiye, sulama sistemleri ve inşaat sektörlerinde faaliyet gösteren, ürettiğini 80’den fazla ülkeye ihraç eden, 800’e yakın kişiye istihdam sağlayan ve ülkemiz için değer üreten şirketler grubu olarak yolumuza devam ediyoruz.
Geniş bir ürün yelpazemiz var
Akdemir Grubu olarak geniş bir ürün yelpazesi ile bayilerimize ulaşıyoruz. Hizmet sunduğumuz ürün çeşitlerimizi; AKFİX markalı izolasyon ve yapıştırıcı ürünleri, RTRMAX markalı elektrikli ve havalı makineler, ROTHER markalı dizel makineler, KLAUS markalı elektrik aydınlatma ürünleri, RODEX markalı aşındırıcı ve kesici ürünler, KLYTEK ve ORİENT markalı el aletleri, BONDİT markalı kendinden yapışkanlı bantlar ve HERLY markalı bahçe bakım ürünleri, tarım ve sanayi tipi hortumlar olarak gruplandırabiliriz.
AKFİX markamızın geliştirilmesinde üniversitelerimizden ve Tübitak’tan destek alıyoruz
2015 yılı içerisinde müşterilerimizden gelen talepler doğrultusunda kendi tesislerimizde geliştirilen ve Avrupa normlarında üretilen AKFİX markalı sprey boya ürünlerini, RTRMAX markalı Taiwan menşeli havalı makine grubunu ve KLAUS markalı enerji tasarruflu led panel aydınlatma ürünlerini bayilerimizin
hizmetine sunduk. Ürünlerimizin tüketici ihtiyaçlarına en iyi şekilde adapte edilmesine yönelik olarak ürün geliştirme ve iyileştirme çalışmalarına büyük önem vermekteyiz. Müşterilerimizden gelen önerileri dikkate alarak tüketicinin ihtiyaçlarını karşılayacak en uygun ürünü geliştirmeye çalışıyoruz. Birçok sektörel yeni ürünle ilgili araştırmalar yaparken önem verdiğimiz değerlerimiz; Ar-Ge’ye yatırım yapmak, yeniliklere açık olmak ve sektörün ihtiyaçlarını gözlemleyip buna uygun ürünler geliştirmektir. Özellikle AKFİX markamızın geliştirilmesinde üniversitelerimizden ve Tübitak’tan destek alıyoruz.
4 kıtada 85 ülkeye ihracat gerçekleştirdik
Ürünlerimizi Amerika’dan Uzak Doğu’ya kadar olan geniş bir coğrafi alanda müşterilerimizin beğenisine sunuyoruz. 2014 yılı verilerine baktığımızda 4 kıtada 85 ülkeye ihracat gerçekleştirdik. İzolasyon ve yapıştırıcılar alanındaki üretimimizi, grubumuza ait olan Türkiye’nin en büyük Poliüretan köpük ve silikon üretim tesisinde gerçekleştirmekteyiz. Poliüretan köpük ve silikon sektöründe en
YAPIŞTIRICILAR VE DOLGU MALZEMELERİ
SEKTÖR ANALİZİ
YAPIŞTIRICILAR VE DOLGU MALZEMELERİ
SEKTÖR ANALİZİ
büyük ihracatçı konumundayız. Bu alandaki üretimimizin büyük bir kısmını ihraç etmekteyiz. Önümüzdeki dönemde dağıtım kanallarımızı geliştirmeye ve büyütmeye devam edeceğiz. Özellikle nihai tüketicilere dönük promosyon ve tanıtım çalışmalarına ağırlık veriyoruz Bayi yapımız ağırlıklı olarak toptan dağıtım yapan bölge bayilerimiz, proje bazlı hizmet veren bayilerimiz ve perakende alanında güçlü olan yerel yapı marketlerden oluşmaktadır. Bayilerimize düzenli ziyaretler yaparak, eğitim ve tanıtım seminerleri düzenleyerek, sektörel fuarlara katılarak, yazılı ve görsel katalog, cd ve teknik broşürlerle, web üzerinden B2B ve sosyal medya kanallarıyla ulaşmak suretiyle hizmet
18 Nalbur Teknik.com / Eylül15
vermekteyiz. Ana bayi ve tali bayilere yönelik iç ve dış cephe reklam ve tabela uygulamaları, ürün teşhir stantları ve özellikle nihai tüketicilere dönük promosyon ve tanıtım çalışmalarına ağırlık veriyoruz. Dönemsel hediye kampanyaları ve iftar organizasyonları düzenliyoruz.
Bayi ve kullanıcılara destek verebilecek ekipler oluşturduk
Ülkemizde eğitim ve refah düzeyinin yükselmesi, sunulan ürün ve fiyat çeşitliliğinin buna paralel olarak artması, teknolojik gelişmelerin hızlanması sayesinde bunlara ulaşmanın çok hızlı olduğu bir döneme girmiş bulunuyoruz. Ürün ve fiyat odaklı sistemden müşteri ve
hizmet odaklı rekabet anlayışına geçişin yaşandığı bir gerçektir. Günümüzde birbirini tanımaya ve güvene dayalı eski alıcı-satıcı ilişkisi azalınca, ürün kalitesine ve firmaya duyulan güven ve satış sonrası hizmet anlayışı ön plana çıkmaktadır. Bugünün ve yarının dünyasında müşterisini memnun etmeyen firmaların ve satıcıların yeri olmayacaktır. Satış sonrası hizmeti yetersiz olan, yaygın servisi olmayan, garantisi ve yedek parçası bulunmayan ürünler ne kadar ucuz olursa olsun artık satıcı ve kullanıcılar tarafından tercih edilmemektedir. Akdemir Makina olarak hedefimiz, müşterilerimizin beğenisine sunduğumuz her ürün grubunda en iyi hizmeti sunabilmektir.
Akdemir Grubuna yıllardır güvenen bayilerimiz bilirler ki biz, bize güvenen bayimizi ve ürünümüzü satın alan nihai kullanıcı dostlarımızı mağdur etmeyiz. Özellikle makina ve yapı kimyasalları bölümlerinde satış sonrasında mühendislik düzeyinde teknik donanıma sahip, alanında uzman, bayi ve kullanıcılara destek verebilecek ekipler oluşturduk. RTRMAX ve ROTHER markalı makina grubumuz Akdemir Ailesinin en hızlı büyüyen ürünleridir. Bizim için en önemli faktör olan satış sonrası servis hizmetlerine büyük önem vermekteyiz. Müşteri memnuniyetini daha da artırmak için Türkiye genelinde sayısı 300'e yaklaşan teknik servis noktalarımızı sürekli artırıyoruz. Makina ürünlerini pazara sunmak zorlu bir süreçtir. Satış öncesi ve sonrası yapılması gereken birçok faktörün yanında, finansal gücü, bilgi altyapısı ve hizmet ağı yeterli seviyede olan güçlü firmaların hizmet verebileceği bir sektördür. İthalatçısı sektörde tanınmayan veya farklı yollarla Türkiye'ye getirilip satılan makinalar bir süre sonra arıza verdiğinde hem kullanıcılar, hem satan firmalar, hem de ülke ekonomisi zarar görmektedir.
Üreterek büyüme
Akdemir Grup’un genel stratejik planı 6 ana maddeden oluşmaktadır. Kendi markalarıyla büyüme stratejisi; Akdemir, hiçbir yabancı firmanın ismini kullanmadan tamamen kendi milli markalarıyla güçlenmektedir. Akdemir Grubu kendi tescilli markaları olan AKFİX, RTRMAX, ROTHER, KLAUS, RODEX, KLYTEK, ORİENT,
BONDİT, REMOND ve HERLY markaları ile hem yurtiçinde, hem global pazarda büyümesini sürdürmektedir. Üreterek büyüme stratejisi; AKFİX markamızla, kendi tesislerimizde üretilen nitelikli ürünlerle yapı kimyasalları alanında gücümüzü artırıyoruz. Ayrıca HERLY markamızla, yine kendi tesislerimizde üretilen ürünlerle geniş bir hortum çeşidine sahip olup, bu alanda da kalite çıtasını ve ürün gamını sürekli geliştiriyoruz. BONDİT markalı bantlar da yerli üretime dahil olan ürünlerdir. İhracatla büyüme stratejisi; Ürünlerimizin tamamı hem iç pazarda, hem ihracatta gücümüzü artırmaktadır. Bu sayede kriz dönemlerinden minimum düzeyde etkileniriz. Türkiye’de % 100 yerli sermaye ile kendi tesislerinde üretilen ve dünyada 80'den fazla ülkeye ihracat başarısı gösteren yapı kimyasalları alanındaki markamız AKFİX ile yerli üretime, kalite ve güvene verilen değer pekiştirildi. Bu markamızı tüm dünyaya ulaştırmak en büyük hedefimizdir. Bizler yine Akdemir'e ait markalar olan ROTHER ve RTRMAX makina ürünlerini hem iç piyasada hem yurtdışında birçok noktaya
ulaştırmaya devam ediyoruz. Yine üretimini yaptığımız hortum grubu ile ağırlıklı ihracatta her yıl ciromuzu artırıyoruz. Organizasyon stratejimiz; Birçok ithalatçı firmanın aksine, yurtdışında fason üretim yaptırdığımız bölgelerde organizasyon yapımız daha güçlü ve yerleşik ekiplerle desteklenmektedir. Ülkemizin her noktasına hizmet götürme stratejisi; Sadece belli bölge bazlı değil, her bölgede yaygın bayi yapısı ve servisleriyle yurdumuzun her noktasında her zaman ulaşılabilir olmayı hedefledik. Kendi sektörüne yatırım yapma stratejisi; Grubumuz, öz sermayesini işini büyütmek için kullanır ve kendi sektörel faaliyet alanına yoğunlaşarak yatırım yapma kararlılığındadır. Akdemir grubu gerçekleştirdiği tüm faaliyetlerinde “ dürüst ticareti benimseyen, tüm paydaşları için değer üreten, fark oluşturan, oluşturduğu farkla büyüyen, sosyal ve kültürel değerlerine bağlı, müşteri ve çözüm odaklı, rekabetçi, sektörde öncü, güçlü ve saygın bir şirket olmak ” vizyonu ile hareket etmektedir.
YAPIŞTIRICILAR VE DOLGU MALZEMELERİ
SEKTÖR ANALİZİ
YAPIŞTIRICILAR VE DOLGU MALZEMELERİ
SEKTÖR ANALİZİ
Ürünlerimizde yönetmenliklere ve OHSAS 18001 standartlarına uygun hareket edilmektedir Daha önce de belirtiğimiz gibi ürünlerimiz Amerika’dan Uzak Doğu’ya kadar geniş bir coğrafi alanda ve gelişmiş ülkeler olarak nitelendirilen pazarlarda da müşterilerin beğenisine sunulmakta olup, bu ülkelerin sağlık ve çevre koruma kurallarına ve Türkiye’de yürürlükte olan kriterlere tam uyum sağlamaktadır. Sağlık ve çevre konusunda farklı ülkelerin uyguladığı uluslararası standartları da dikkate alarak üretim yapmaktayız. Ayrıca ürünlerimizin üretim ve lojistik aşamalarında, iş sağlığı ve güvenliğine yönelik tüm yönetmenliklere ve OHSAS 18001 standartlarına uygun hareket edilmektedir.
Önümüzdeki yıllarda çözüme odaklanarak verimli ve istikrarlı büyüme hedefimiz devam edecektir Küreselleşmenin bir sonucu
20 Nalbur Teknik.com / Eylül15
olarak dünya birbirine daha bütünleşmiş bir konumdadır. Bir ülkede oluşan gelişmeler diğer ülkeleri de anında etkilemektedir. Özellikle finansal piyasalarda bu durum daha da etkili olmaktadır. Küresel ekonomide yaşanan sıkıntıların ve beklentilerin, diğer ekonomilere olduğu kadar ülkemiz ekonomisine de etkileri olmaktadır. Birçok ülkede faaliyet gösteren ve ihracat yapan bir firma olarak 2015 yılının dış kaynaklı finansal nedenlerle zor geçebileceğine dair bir öngörümüz olmuştu. Son gelişmeler haklı olduğumuzu bize göstermiştir. Piyasalardaki mevcut risklerin önümüzdeki yılda da geçerli olacağını düşünmekle beraber 2016 yılı için daha iyimser bir öngörümüz bulunmaktadır. Özellikle Türkiye açısından baktığımızda ülkemizin geleceğinin açık olduğunu düşünüyoruz. Önümüzdeki dönemde çevremizde oluşan problemlere değil, çözüme
odaklanarak verimli ve istikrarlı büyüme hedefimiz devam edecektir.
Sektörün en iyisi olmayı hedeflemekte ve bunun için çalışmalarımızı sürdürmekteyiz
Günümüzde müşterisini en önemli varlığı olarak gören Akdemir Grubu, kurulduğu günkü heyecanla ve 25 yılı aşan ticari tecrübesiyle geleceğe istikrarlı ve emin adımlarla ilerlemektedir. Ürün gamımızda yer alan her ürün grubunda sektörün en iyisi olmayı hedeflemekte ve bunun için çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Konuşmamın sonunda bu yolda sürekli yanımızda olan, desteğini esirgemeyen değerli bayilerimize, ürünlerimizi tercih eden profesyonel ve amatör kullanıcılara şahsım ve Akdemir Grubu adına teşekkür ediyorum. Ayrıca Nalbur Teknik Dergisi’ne yayın hayatında başarılar diliyorum. Önümüzdeki günlerin hepimiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum.
YAPIŞTIRICILAR VE DOLGU MALZEMELERİ
SEKTÖR ANALİZİ
Dünyanın önde gelen yapıştırıcı üreticilerinden Alteco, Reis Makina güvencesi ile Türkiye’de K alitenin yapı merkezi olan Reis Makina A.Ş.’nin güvencesi ile Türkiye pazarına sunulan Alteco Japon, dünyanın önde gelen siyanoakrilat yapıştırıcı üreticilerinden biridir. Profesyonellerin çözüm ortağı olan Alteco; Japonya’da 1965 yılında kurulmuş olup; kuruluşundan bu yana, markanın ürünleri ve hizmetleri yenilenerek dünya çapında kabul görmüştür. Profesyonel kullanıcıların tercihi olan Alteco, dünya çapında önemli ödüllere sahip. Bunlardan bir kısımı; • 1990 - Awarded Pioneer Status • 2001 - Granted Investment Allowance • 2003 - Granted Innovation Development Scheme Grant
22 Nalbur Teknik.com / Eylül15
• 2006 - Granted Investment Allowance
Reis Makina güvencesi ile Alteco’da amatörlerde düşünüldü
Reis Makina’nın mümessilliğini yaptığı Alteco yapıştırıcılar; profesyonel alanlarda kullanılan ürünlere alternatif olarak amatör kullanıcılarda düşünülmüş olup, bu alanda da ürün grubunu geliştirmiştir. Türkiye’de süper yapıştırıcılar, endüstriyel yapıştırıcılar, epoksiler,f05 serisi şeffaf epoksiler, hızlı kuruyan epoksiler, çelik macun serisi (su altı) ,rtv silikon sıvı contaları ve paint marker ürünleri ile yer almaktadır.
Epoksi alanında söz sahibi olan Alteco markası özel formülü ile kuruma işleminden sonra yüksek direnç, dayanıklılık ve su geçirmezlik gibi özellikler arayan kullanıcılar için özel olarak geliştirilmiştir. Normal koşulların yanı sıra su altında ve tuzlu suda da kuruma yapar. Asit, alkali, yağ solvent ve kimyasallara göre son derece dayanıklıdır. Alev almaz ve büzüşme yapmaz. Kuruma işleminden sonra eğelenebilir, taşlanabilir ve matkapla delme işlemi yapılabilir. Reis Makina A.Ş.’nin güvencesinde olan Alteco; profesyonellerin çözüm ortağı olmaya devam etmekte.
YAPIŞTIRICILAR VE DOLGU MALZEMELERİ
SEKTÖR ANALİZİ
MURAT KARADAYI MURAT KARADAYI ABC SEALANTS Genel Müdürü “Birinci hedefimiz ihracatımızı artırmak”
24 Nalbur Teknik.com / Eylül15
B
ilgi ve tecrübeyi birleştirerek, izolasyon kimyasalları başta olmak üzere inşaat ve otomotiv sektörüne seslenen ABC Sealant, her geçen gün ürün gamını genişleterek ticari hayatına hız kesmeden devam ediyor. ABC Sealant Genel Müdürü Murat Karadayı ile yaptığımız röportajda Karadayı: “ABC Sealant, Kuzey ve Güney Amerika, Afrika’nın bir çok ülkesi, Ortadoğu, Türkiye Cumhuriyetleri ve Avrupa dahil olmak üzere 40 ülkeye ihracat yaparak ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayan, yenilikçi, güvenilir, kaliteli, sağlıklı, çevre dostu ürün ve hizmetler sunan önemli bir firmadır.” dedi.
çerçevesinde, çevre ve insan sağlığını koruyan, yüksek kalite standartlarında yeni ve gelişmiş ürün ve hizmetler sunmak amaçları kurulmuştur. yüzde100 yerli bir kuruluştur. Akrilik bazlı izolasyon malzemeleri imalatı ile hizmetlerine başlamıştır. İlk kurulduğunda 700 m2 bir alanda faaliyet gösterirken, bugün yeni yerinde 5500 m2 kapalı alanda hizmetlerine devam etmektedir. Teknolojik gelişmeleri yakından takip edip, otomasyona ve ARGE çalışmalarına ağırlık vererek ürün gamını hızla genişletmiştir. Bugün sektörün her türlü yapı kimyasalları ihtiyacını cevap verebilecek ürün çeşitliliğine sahip, yeniliklerin ve kalitenin adresi olarak gösterilebilecek bir firma haline gelmiştir.
ayna silikonu(şişecam sertifikalı), değişik renk ve ambalaj çeşitleriyle, Poliüretan mastikler, inşaat , otomotiv ve oto ön cam yapıştırma, hibrit mastikler, ve yapıştırıcılar, mdf kit, epoksi kimyasal dübel, deniz tutkalı, mum silikon, all fix yapıştırıcılar ve poliüretan köpükler, sektörün ihtiyaç duyabileceği çok zengin ürün gamına sahip olduğumuzu iftiharla söyleyebilirim. Kapı ve pencere sektörü ,alüminyum ve pvc başta olmak üzere, proje bazlı vb. kurumsal firmalara marka yapan bir firmayız.
Sektörün her türlü yapı kimyasalları ihtiyacına cevap verebilecek kapasitede
Sektörün ihtiyaç duyabileceği çok zengin ürün gamına sahibiz
Avrupa standartlarında üretim yapmaktayız. Özellikle mastik gurubunda, ürünlerimiz yaklaşık 10 değişik kalite ve farklılıkta olup piyasadaki en geniş ürün ağına sahibiz. Silikonlar yine, genel maksat silikonlarından tutun, duşa kabin silikonu, dış cephe silikonları, yüksek ısı silikonu,
ABC 650 FIRESTOP AKRİLİK MASTİK inşaatlarda yangına dayanıklılık gerektiren yangın kapılarında, yangın bölümlerinde, kablo elektrik tesisat kanallarının izole edilmesinde kullanılan çok kritik bir üründür ve tamamen yerli bir üretimdir. ARGE’si burada yapılmış, uluslararası sertifikaya sahip tek yerli üründür. Sektör için değerli bir ürün olup, ciddi bir fiyat avantajı
Firmamız 2007 yılında bilgi ve tecrübeyi birleştirerek, izolasyon kimyasalları başta olmak üzere ev ve inşaat sektörüne özel, yüksek etik standartlar
Son bir yıllık süreçte özellikle piyasaya, yangına dayanıklı izolasyon malzemesi ve otomotiv sektörüne özel ürünler çıkarttık
YAPIŞTIRICILAR VE DOLGU MALZEMELERİ
SEKTÖR ANALİZİ
SEKTÖR ANALİZİ
da bulunuyor. Bu ürün, TS EN 1366-4 standardına göre test ediliyor. 1000 dereceyi aşan sıcaklıkta yaklaşık 4 saat yanmadan dayanım gerçekleştiriyor. Bir yangında en önemli şey binanın elektrik tesisatının durmadan çalışabilmesi, asansörlerin ve aydınlatmanın çalışmasıdır. O yüzden bu ürün çok önemli bir üründür. Ayrıca yangına dayanıklı PU köpük üretimide yapmaktayız ABC B1 POLİÜRETAN KÖPÜK, yangına dayanıklı, yangın geciktirici özelikte, kapı ve pencere montajları başta olmak üzere inşaatlarda dilatasyon boşluklarının doldurulması, sızdırmazlık ısı ve ses yalıtımı da sağlayan çok amaçlı inşaat dolgu malzemesidir. Bu yıl otomotiv sektörüne özel piyasaya çıkardığımız ürünler ABC 930 PU WINDSHIELD OTO CAM YAPIŞTIRICI, oto camların yapıştırılması için kullanılan
26 Nalbur Teknik.com / Eylül15
poliüretan esaslı yapıştırıcımız.. ABC 750 HIGH TEMP YÜKSEK ISI SİLİKONU (315º C ye kadar ) metal parçalar arasında, otomobilde: diferansiyel kapağı, motor kapağı ve karbürator kapağı contası olarak, elektrikli ev eşyaları üretiminde, motor ve pompalarda conta olarak, ısıtma sistemlerinde ve termostatlarda kullanılır. Mastik grubunda çok özel ürünlere sahibiz.. Piyasanın en kaliteli akrilik mastiklerini üretiyoruz. Bunlar bir silikon kadar esnek ürünlerdir. Özellikle ABC 1000 MAXIMUM gerçekten kaliteyi arayanlar için eşi ve benzeri olmayan, silikona alternatif bir üründür. Bu ürün silikon kadar esnek bir üründür. Silikona göre avantajı; boyanabilmesi ve çevreci bir ürün olmasıdır. Su bazlıdır ve insan sağlığına zarar vermez. Doğramayla kullanıldığı yerde, doğramanın ömrü kadar ömrü
olan bir üründür. Boyanabilme ve silinebilme, hafif yağışlardan etkilenmeme özelliği var. O yüzden kendine has ve özel bir üründür. ABC 500 PERFORMANS da çok özel bir ürün akrilik esaslı, lateks bazlı bir üründür. Dört mevsim kullanılabilen, yağışlardan etkilenmeyen, 5 yıl garanti verdiğimiz bir üründür. Ayrıca bu ürün de rakiplerimizde bulunmuyor. ABC 2000 MAXIMUM silikonize mastik grubumuzun en yeni üyesi .Nötr silikona alternatif ürünümüz.. Bu ürünü suyun içerisinde bile uygulayabiliyorsunuz.. Ürün suda çabuk reaksiyon gösteriyor ve oldukça hızlı bir şekilde donuyor. Bu ürünü dış cephe kaplamalarında kullanıyorsunuz. Alüminyum kapı pencere, PVC kapı pencere veya mermer yapıştırmalarında tüm alanlarda kullanabileceğiniz bir ürün.
Bunların yanı sıra daha çok yeni piyasaya tanıtmakta olduğumuz üç özel ürünümüz daha var ABC MS1 HIGH TACK YAPIŞTIRICI Tek komponentli, yüksek yapışma ve ilk tutunma gücüne sahip, MS Polimer esaslı bir yapıştırıcı.. Ağır yapı malzemelerinin sabitlenme ,vidalama ihtiyacı olmadan yapıştırılmasını sağlayan çok özel bir yapıştırıcı.İşlemi inanılmaz derece de kolaylaştırıyor ve zaman tasarrufu sağlıyor. Mesela birkaç dakika içinde duvara ,hatta tavana tüm banyo,mutfak aksesuarlarını yapıştırabiliyorsunuz. ABC 112 ULTRA LİGHT HIZLI KURUYAN MASTİK Tek komponentli latex esaslı çok hızlı kuruma özelliğine sahip bir macun .Boya öncesi farkedilen çatlaklara karşı kullanılıyor. ABC 115 İNDİKATÖR AKILLI MASTİK Tek komponentli akrilik mastik olup, içerdiği teknoloji sayesinde kuruduğunu renk değiştirerek gösteren (pembe renkten beyaz renge) eşsiz bir üründür.
40 ülkeye ihracat yapılıyor
Firmamız ülkemizde her yıl daha fazla AR-GE faaliyetlerine ağırlık vermeye devam ederek piyasaya son teknoloji ürünü yepyeni ürünler sunmaya devam
eden, profesyonel izolasyon malzemelerin de sektörün her türlü ihtiyacını karşılayacak ürün çeşitliliğine sahip öncü bir firmadır. Firmamızın dünya pazarındaki yerini değerlendirirsek, tüm dünyadaki sektörümüzdeki gelişmeleri yakından takip eden, bu amaçla da dünyanın dört bir yanında fuarlara katılan, AR-GE faaliyetleri ile dünyadaki yenilikleri hızla ülkesine getiren, kuzey ve güney Amerika, Afrika’nın bir çok ülkesi, Ortadoğu, Türki Cumhuriyet’ler ve Avrupa dahil olmak üzere 40 ülkeye ihracat yaparak ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayan, yenilikçi, güvenilir, kaliteli, sağlıklı, çevre dostu ürün ve hizmetler sunan önemli bir firmadır.
Sosyal medya üzerinden, tüm çözüm ortaklarımız ve müşterilerimizle etkileşim halinde olmaya önem veriyoruz Esasen farklı müşteri gruplarımız var. Başlıca müşterilerimiz arasında alüminyum ve kompozit ürün üreticileri, ara toptancılar, ithalatçılar, inşaat firmaları şeklinde sayabiliriz. Ara toptancı olan müşterilerimiz ağırlıkta, onların rekabetçi olabileceği fiyat politikaları belirlemeye önem veriyoruz.
Ayrıca ürünlerimizi tanıtırken ihracat yaptığımız ülkelerdeki bayilerimizle işbirliği yapıyoruz. Birlikte bayi toplantıları, eğitim seminerleri düzenlemekteyiz. Pazarlama ve tanıtım faaliyetleri açısından sosyal medya tüm dünya da gün geçtikçe önemini artırmaktadır. Sosyal medya, mobil uygulamalarla etkileşimler, tüketicinin de bizzat deneyimlediği, sürecin içinde yer aldığı interaktif bir ortam yaratılarak markaya olan güven ve bağlılığın artırılması açısından kalıcı olmak isteyen tüm markalar tarafından sıklıkla kullanılan, hayati bir pazarlama unsuru haline gelmiştir diye düşünüyorum. Bizde sosyal medya üzerinden tüm müşterilerimizle ve çözüm ortaklarımızla etkileşim halinde olmaya önem veriyoruz. Firmamızın vizyonu kendi sektöründe hem uluslararası pazarlarda hem de yurtiçinde, sektördeki değişimlere göre farklılaşan müşteri istek ve ihtiyaçlarına odaklı, yenilikçi, güvenilir, kaliteli, sağlıklı, çevre dostu ürün ve hizmetler sunan lider bir firma olarak öne çıkmaktır. Firmamız da tüm pazarlama faaliyetleri bu vizyona uygun şekilde entegre bir yaklaşımla ele alınmakta. Firmamızın tüm faaliyetleri bu vizyon temelinde stratejik bir
YAPIŞTIRICILAR VE DOLGU MALZEMELERİ
SEKTÖR ANALİZİ
SEKTÖR ANALİZİ
YAPIŞTIRICILAR VE DOLGU MALZEMELERİ
şekilde planlanmakta ve kontrol edilmektedir.
Ürün kalite istikrarı önem verdiğimiz konuların ilki
Bizim en önem verdiğimiz şey; ürünlerin kalite istikrarıdır. Dünyadaki yenilikleri yakından takip ederek, müşterilerin istek ve ihtiyaçlarına odaklı ARGE çalışmalarımız bu sene de öncelikli çalışmalarımızın başında gelecek. Mutlak müşteri memnuniyetini hedefleyen bir şirketiz. Hedefimiz; sıfır sorun, sıfır şikâyettir. Ürünlerin doğru yerde, doğru şekilde kullanımıyla ilgili eğitim ve bilgilendirme gibi konularda çok iyi çalıştığımızı düşünüyorum. Satış sonrası verdiğimiz teknik destek ve çözüm üretme kapasitemiz firmaların arayışlarına ve ihtiyaçlarına cevap verebiliyor. ABC firmasının en önemli özelliklerinden bir tanesi, ürünleriyle ilgili piyasada müşteri memnuniyetini en yüksek seviyede tutmaktır. Çok kısa sürede başarılı olmamızın en büyük sebebi de budur.
Ar-Ge ve Teknik
28 Nalbur Teknik.com / Eylül15
Destek personelimizle birlikte çalışmalar yürütmekteyiz Ürünlerimizin hem üretilirken, hem de kullanılırken insan ve çevre sağlığına zarar vermeyecek şekilde geliştirilmesi, uygun hammaddelerin kullanılması öncelikli kriterimizi oluşturuyor. Çalışanlarımızın ve ürünlerimizi kullananların bilinçlenmesine yönelik Ar-Ge ve Teknik Destek personelimizle birlikte çalışmalar yürütmekteyiz. Çevre ülkelerde yaşanan problemler sektörü olumsuz etkiliyor İnşaat sektörü ve ona bağlı olarak yapı kimyasalları ve yalıtım sektörü enerji verimliliğinin öneminin tüm dünyada gün geçtikçe arttığı bir ortamda, elbette önemli ve gelişmekte olan sektörler. Fakat çevre ülkelerde ve ülkemizde yaşanan siyasal problemler, ülkemizdeki istikrarı ve dolayısıyla diğer sektörlerle beraber bizleri de olumsuz etkilemektedir.
Birinci hedefimiz ihracatımızı artırmak Önümüzdeki yıl için birinci hedefimiz ihracatımızı artırmak. Şu anda üretimimizin yüzde 30 kadarını ihraç ediyoruz. Bunu ilk etapta yüzde 50 seviyesine getirmeyi hedefliyoruz. Bunun için var gücümüzle çalışıyoruz. Gerek sertifikasyon olarak gittiğimiz ülkelerin standartlarına uygunluğumuz, varsa eksikliklerimiz tamamlayıp yolumuza devam ediyoruz Duraklama olmadan Avrupa pazarına ihracatımız sürüyor. Kuzey ve güney Amerika, Afrika’nın bir çok ülkesi, Ortadoğu, Türkiye Cumhuriyetleri, ve Uzakdoğu dahil olmak üzere 40 ülkeyi aştık. Ülkemizin ve yakın çevremizde yaşanan sorunların bir an önce çözüme kavuşturulmasını temenni ediyorum. Markamıza göstediğiniz yakın ilgiden dolayı sizlere de teşekkür ediyor ve yayın hayatınızda başarılarınızın devamını diliyorum.
YAPIŞTIRICILAR VE DOLGU MALZEMELERİ
SEKTÖR ANALİZİ
ADNAN Kalyoncuoğlu ADNAN Kalyoncuoğlu YOLDAŞ KİMYA Genel Müdürü “Hedefimiz ürünlerimizin pazar payını kaliteden ödün vermeden yavaş yavaş fakat emin adımlarla artırmak”
30 Nalbur Teknik.com / Eylül15
E
ndüstri yapıştırıcıları, izolasyon, ambalaj ve iş koruyucu malzemeleri sektörlerinde uzmanlaşan Yoldaş Şirketler Grubu’nun Genel Müdürü Adnan Kalyoncuoğlu ile yapıştırıcılar ve dolgu malzemeleri konulu bir söyleşi gerçekleştirdik.
Sürekli gelişen, gelişirken büyüyen bir yapı
Yoldaş Şirketler Grubu, Sayın Mehmet Ali Yoldaş’ın 1986 yılında Karaköy’de Seda Endüstri firmasını kurması ile ticaret hayatına başlamıştır. Seda Endüstri olarak birçok üretici firmanın yetkili satıcılığını yaparak sektöre hizmet etmiştir. Gelişen pazar şartları neticesinde yıllar içinde İzmir’de Elmalı Endüstri Ürünleri ve Yalıtım Malzemeleri Ltd. Şti. ve İstanbul Des Sanayi Sitesi Y.Dudullu Ümraniye adresinde Yoldaş Kimya İç ve Dış Tic. Ltd. şirketini kurmuş , buna bağlı olarak pazar payını arttırmıştır. Zaman içinde Elmalı Endüstri firmamız Yoldaş Kimya ile birleştirilmiş ve İzmir şubemiz olarak müşterilerimize hizmet vermeye devam etmektedir. 2015 yılı mart ayından itibaren Zeytinburnu Demirciler Sitesi 3.caddede Yoldaş Kimya Zeytinburnu şubemiz açılmış ve Avrupa Yakası dahil olmak üzere müşterilerimize, İstanbul’dan Edirne’ ye kadar hizmet vermeye başlamıştır.
Türkiye çapında alternatif ürünler geliştiriyorlar Yapıştırıcı ve silikon ve benzeri derz dolgu ve izolasyon malzemelerinde yetkili satıcılıklarını yaptığımız ürünler dışında kendi markalarımızla da sektöre Türkiye çapında alternatif ürünler sunmaktayız. Sektörde müşterilerinin
ihtiyaçları doğrultusunda ürün gamını yenileyen ve geliştiren firmamız müşterileri ihtiyaçlarına takribi 20002500 kalem ürünle cevap vermektedir. Yoldaş Grup olarak başta inşaat sektörü olmak üzere otomotiv, marin, mobilya vb. endüstri ve imalat sektörlerine ihtiyaçları olan ürünleri sunmaktayız. Markalarımız şunlardı: NP1 markamızla ms polimer mastik. MAY 40 memoflex markamızla poliüretan mastik, Memosil markamızla silikon mastik, Memochem markamızla kimyasal dübel, Memoacrylic markamızla akrilik mastik,May702 markamızla silikonize mastik,May 804 markamızla nötral silikon,Memofoam markamızla poliüretan köpük, Memoloc markamızla aktivatörlü hızlı yapıştırıcı, Memomarine markamızla deniz tutkalı, May 600 markamızla pu esaslı sıvı çivi, Memosil RTV markamızla ısıya dayanıklı kırmızı silikon, Memogun markamızla kartuş, sosis kimyasal dübel, mum silikon tabancası ve derz tabancası ürünlerimizi satmaktayız.
Kobitape markamızla maskeleme bandı, koli bandı, alüminyum folyo bant, yer işaretleme bandı, pvc bant, merdiven kaydırmazlık bantları üretim ve satışını yapmaktayız. İspanya firmasının Sımes mum silikon (hot-melt) ürününün ve İngiliz pccox marka kartuş ve sosis tabancalarının Türkiye distribütörlüğünü yapmaktayız.
2015 yılında; May 600 May 804 nötral, May 702, KOBİTAPE markaları geliştirildi
2015 yılında ürün çeşitliliğimizi artırmak amacıyla yukarıda da belirttiğim ürünlerimizden ağırlıklı olarak inşaat cephelerinde kullanılan yapıştırıcı ve derz dolgu malzemelerimiz olan, May 600 sıvı çivi, May 804 nötral inşaat silikonu, May 702 silikonize mastik ürün portföyümüze katılmıştır.Bunun dışında inşaat ve her türlü endüstri sektöründe kullanılan çeşitli bant ürünlerimiz KOBİTAPE markamızla müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla ürün çeşidimize katılmıştır.
YAPIŞTIRICILAR VE DOLGU MALZEMELERİ
SEKTÖR ANALİZİ
YAPIŞTIRICILAR VE DOLGU MALZEMELERİ
SEKTÖR ANALİZİ
Hedefimiz ürünlerimizin pazar payını kaliteden ödün vermeden yavaş yavaş fakat emin adımlarla artırmak
Türkiye pazarına kendi markamız olan yapıştırıcı ve izolasyon ürünlerimizle 2005 yılından itibaren kademeli olarak her yıl birkaç ürün katarak girdik. Ağırlıklı olarak inşaat ve endüstri sektörlerinde kullanılan ürünlerimizle her yıl pazar payımızı artırarak hedeflemiş olduğumuz satış rakamlarına ulaşmaya çalışıyoruz. Hedefimiz ürünlerimizin pazar payını kaliteden ödün vermeden yavaş yavaş
32 Nalbur Teknik.com / Eylül15
fakat emin adımlarla artırmaktır.
Miktara bağlı olarak fiyat ve vade avantajları sunan kampanyalar yapıyoruz
Müşteri grubumuz ikiye ayrılmaktadır. Birinci grup ürünlerimizi alıp tüketicilere satan ara toptancılar, ikinci grup ise direkt kullanıcı olan inşaat ve imalatçı firmalardır. Satış politikamız olarak ara toptancı müşterilerimizi satış noktalarında rahatsız etmeyecek bir çizgi takip ederek ürünlerimiz konusunda onlarla rekabetçi fiyat politikaları uygulamaktayız. Rakip firmaların pazardaki satış politikaları takip edilerek onlarla olan rekabetimizde her zaman bir adım önde olmayı hedeflemekteyiz. Toptancı müşterilerimizi sunduğumuz kaliteli ürünlerle onların müşterilerine verdikleri ürünlerde
sorun yaşamamaları birinci önceliğimizdir. Rakiplerine karşı satışlarında zorlanmamaları amacıyla belli periyotlarda kampanyalar yaparak kendilerini desteklemekteyiz. Kullanıcı inşaat ve endüstri firmalarına kaliteli ürünlerimizi en uygun fiyatlarla ve zamanında sunarak işlerinin aksamadan ve sorunsuz olarak bitirilmesini sağlamak amacımızdır. Yine de pazar şartları gereği rekabet şartlarını arttırmak amacıyla miktara bağlı olarak fiyat ve vade avantajları sunan kampanyalar yapıyoruz.
Reklam ve tanıtım faaliyetlerine önem veriyoruz
Pazarlama hedeflerimiz doğrultusunda satışlarımızı artırmak amacıyla reklam ve tanıtım faaliyetlerine önem veriyoruz. Bu amaçla son kullanıcı ve sektördeki hedef müşterilerin ziyaret edebileceği fuarlara katılıyor ve sektörle ilgili dergilere ürünlerimizi tanıtıcı reklamlar veriyoruz.
Son gelişmelere uygun teknik ve kimyasal kalitedeki ürünleri hizmete sunuyoruz
Ar-ge çalışmalarımız yurt dışı teknolojik gelişmeleri ışığında devam etmektedir. Kendi markalarımızı olan ürünleri yurt dışında belli ülkelerde (Almanya, İngiltere, Belçika vb) sektörde belirli kalite standardı olan firmalara ürettirmekteyiz. Sektörde meydana gelen gelişmeler yakından takip ederek son gelişmelere uygun teknik ve kimyasal kalitedeki ürünleri müşterilerimizin hizmetine sunuyoruz.
Çevre ve sağlık koşullarında son gelişmeleri takip ediyoruz
Ürünlerimiz kimyasal ürünler olduğundan sektördeki son gelişmeleri takip ederek, çevre ve insan sağlığına zarar vermeyecek
formülasyonda olan ürünleri üreterek satışını yapıyoruz.
Kurdaki dalgalanma fiyat belirlemede sorun oluşturuyor Sektöre sunulan yapıştırıcı ve silikon ürünler kimyasal ürünler olduğundan hammadde girdileri döviz bazında olmakta, bu nedenle kurlardaki oynamalar sektör ürünlerinin fiyat belirlemesinde sorunlar yaratmaktadır. Bu ürünleri kullanan inşaat ve endüstri firmalarının da maliyetlerini arttırarak rekabetçi olma şanslarını azaltmaktadır. 2015 yılındaki siyasal gelişmeler ve belirsizlikler nedeniyle sektör olumsuz etkilenmiş kurların aşırı artması üretici firmaların borçlarını arttırdığı gibi rekabetçi olma şanslarını da azaltmıştır. Olumsuz gelişmeler yeni yatırım yapılmasını engellediği gibi
devam eden yatırımlarında durmasına veya yavaşlamasına neden olmuştur. Talebin azalması bütün firmaların 2015 yılı hedeflerine ulaşma şansını azaltmış ve hedeflerini yeniden düzenlemelerini gerektirmiştir. Belirsizlik ve kaosun devam etmesi önümüzdeki yıllar içinde hedeflerin belirlenmesini zorlaştırmaktadır. Türkiye’de huzur ve güvenliğin sağlanması ve ekonomik şartlardaki belirsizlik ve tutarsızlıkların giderilmesi ayrıca çevre ülkelerde iç savaşların bitmesi halinde ileriki yıllar için olumlu gelişmelerin beklenmesini sağlayacaktır. Şu anda ki kaos ve belirsizlik ortamı yapılacak yatırımların engellenmesine ve ekonominin olumsuz etkilenmesine neden olmaktadır.
YAPIŞTIRICILAR VE DOLGU MALZEMELERİ
SEKTÖR ANALİZİ
YAPIŞTIRICILAR VE DOLGU MALZEMELERİ
SEKTÖR ANALİZİ
34 Nalbur Teknik.com / Eylül15
YAPIŞTIRICILAR VE DOLGU MALZEMELERİ
SEKTÖR ANALİZİ
ŞİNASİ ÇOLAK ŞİNASİ ÇOLAK SİBA YAPI KİMYASALLARI Türkiye Satış Müdürü
“Çıtamızı bir üst seviyeye taşımak ve marka bilinirliği birincil hedeflerimizden”
36 Nalbur Teknik.com / Eylül15
2
014 yılında yapı kimyasalları sektörüne giriş yapan Siba Kimya kendi patentli markalarını pazara sunmanın yanı sıra farklı markalarında tedariğini sağlayarak sektörün ihtiyacına yönelik çözümler sunuyor. Siba Kimya Türkiye Satış Müdürü Şinasi Çolak ile yaptığımız söyleşide Çolak: Çıtamızı bir üst seviyeye taşımak ve marka bilinirliği birincil hedeflerimizden. Şu ana kadar ki çalışmalarımızda bizi memnun edici yönde.” dedi. Çolak Siba Kimya’nın vizyon ve misyonu hakkında bilgiler vererek sektör hakkında değerlendirmelerde bulundu.
yılını tamamlamak üzeredir. Üretiminin yüzde 40’nı dünyanın farklı 17 ülkesine ihraç etmektedir. İstanbul, Gaziantep, İzmir ve Ankara olmak üzere yurt içi pazara bölge müdürlükleri aracılığı ile hizmet veren firmamız; hırdavat, nalburiye, PVC aksesuar, inşaat, otomotiv, mobilya ve daha bir çok sektörün öncü tedarikçisidir. Gebze Güzeller OSB de yaklaşık 3000 metrekare kapalı alan üretim tesisi tam donanımlı laboratuvar ve son teknoloji makine ve ekipmanları ile bugüne kadar olduğu gibi bu günden sonra da hizmetlerine yenilikçi bir şekilde devam edecektir.
Siba, hizmetlerine yenilikçi bir şekilde devam ediyor Siba Kimya 2004 yılında yapı ve izolasyon kimyasalları üretmek ve pazarlamak amacı ile kurulmuştur. Geniş pazarlama ağı, her biri uzman teknik kadro ve pazarlama ekibi ile 11’inci
Sektörün ihtiyacına uygun çözümler Siba Kimya ürün gamında sektörün ihtiyacı olan Poliüretan Köpükler, Silikonlar, Akrilik ve Poliüretan bazlı dolgu macunları, Mastikler, deniz tutkalları, MDF Yapıştırıcıları, MS Polimerler
ve daha birçok ürün çeşitliliği mevcuttur. Siba Kimya kendi patentli markaları SİBAX ve ENERGIE yanı sıra sektörün talebine göre üretimini yapmış olduğu bir çok ürünü müşterilerimizin kendi markalarında da fason olarak imal etmektedir. 2015 yılında pazara Aerosol ürünlerinden pas sökücü, kalıp ayırıcı, gaz altı kaynak ve fren balata ürünlerimizi sunduk. 2015’in son çeyreğinde de Aerosol ürün portföyümüzü genişletmek için çalışmalarımız devam ediyor. Siba Kimya’da marka bilinirliği birincil hedef Gerek iç pazarda gerekse yakın bir çok ihracat pazarlarında, akla gelen ilk 3 markadan biri olduğumuz yaptırmış olduğumuz pazar araştırmalarında karşımıza çıkıyor. Çıtamızı bir üst seviyeye taşımak ve marka bilinirliği bizim birincil hedeflerimizden. Şu ana kadar ki çalışmalarımızda bizi memnun edici yönde.
YAPIŞTIRICILAR VE DOLGU MALZEMELERİ
SEKTÖR ANALİZİ
YAPIŞTIRICILAR VE DOLGU MALZEMELERİ
SEKTÖR ANALİZİ
Organizasyonlarla pazarı ve bayilerimizi hedefte sıcak tutmayı yeğliyoruz Siba Kimya olarak yurt çapında bölge potansiyellerine göre toptan dağıtım ağı olan firmalar ile yıllık bazda anlaşmalar ve hedefler doğrultusunda çalışıyoruz. Uluslararası pazarlarda ise distribütörlük sistemini uyguluyor ve gerek yurtiçi gerekse yurtdışı fuar ve organizasyonlarla pazarı ve bayilerimizi hedefte sıcak tutmayı yeğliyoruz. Yıl içinde çeşitli promosyon ve kampanyalar uyguluyoruz . Karşılıklı kar amacı yürütüyoruz Pazarda tamamen toptan üstü yer almaya çalışıyoruz. Tek hedefimiz SİBAX markasını tercih eden müşteri portföyununde para kazaranak ürünümüzden kar elde ederek satış yapmasıdır. Bazı rakiplerimizin potansiyel, toptancı, kullanıcı ayırımı yapmadan tamamen satış odaklı çalıştığını
38 Nalbur Teknik.com / Eylül15
görüyoruz; bu durum bizim stratejimize ters düşüyor. Biz SİBAX markasını ve müşteri ilişkilerimizi hep uzun soluklu, karşılıklı kar amaçlı yürütüyoruz. Arge ve inovasyon çalışmalarımızı genişletip, sektörü ve ürün gamımızla alakalı sürekli dünya pazarlarını ve yenilikleri ve bunun yanı sıra alternatif hammadde kaynaklarını yakından takip ediyoruz. Mevzuatlar çerçevisinde üretim sürecimiz devam ediyor Gerek sağlık gerekse çevre ile ilgili tüm mevzuatlar çerçevesinde üretim sürecimiz devam ediyor. Yakında CE belgemizde tüm ürünlerimiz için onaylanmış olacak. İSO dahil bir çok kalite belgemizde mevcut durumdadır. Satışlarımız yüzde 40 ihracat olması kurlardan kaynaklı zararımızı kısmende olsa frenliyor Özellikle ilk iki çeyrekte
seçim atmosferinin olması nedeni ile temkinli hareket eden iç piyasa 2015 yılının ikinci çeyreğinden itibaren hükümet boşluğu ve döviz’in kurlardaki artışı sebebi ile sıkıntılı bir süreçten geçmekte. Özellikle ülkemizin gerek siyasi gerekse ekonomik gelişmeleri malumunuz. Hammadde de yüzde 80 dışa bağımlı bir sektör olduğumuzdan sebep kur artışlarından direkt etkileniyoruz bu da doğal olarak satışlarımıza yansıyor. Satışlarımız yüzde 40 ihracat olması kurlardan kaynaklı zararımızı kısmende olsa frenliyor. Sektördeki 11 yılı aşan tecrübesi ve pazar inovasyonuna olan inancı, Siba Kimya’yı kimya sektöründe her geçen gün pazarın önemli bir oyuncusu olma yolunda adımlarını güçlendiriyor. Markamızın gücü ve ürünlerimiz ile pazardaki rolümüzü her geçen gün bir adım öne taşıyoruz.
SEKTÖR ANALİZİ
ALPER ÖZER ALPER ÖZER MAPEİ Türkiye Genel Müdürü
“Türkiye inşaat piyasasında bir markadır” 40 Nalbur Teknik.com / Eylül15
2
013 yılından beri Türkiye piyasasında kendisine önemli bir yer edinen Mapei Wallmerk yapı kimyasalları ile de yapı kimyasalları sektörüne hızlı bir giriş yaptı. Geniş ürün yelpazesi ile kimyasal ürünlerin üretim ve satışını gerçekleştiren Mapei, ürünlerinde üstün teknoloji çözüm ve sistemler barındırıyor. Mapei Türkiye Genel Müdürü Alper Özer ile yaptığımız söyleşide Özer: “Mapei, dünyada zemin kaplamaları, beton katkıları, güçlendirme ve bir çok başka alanda giderek pazar payını arttırırken, seramik yapıştırıcısı, fuga, parke yapıştırıcısı, parke koruyucuları gibi birçok üründe pazar lideri konumundadır.” dedi.
Mapei geniş bir ürün yelpazesine sahip
1937 yılında Rodolfo Squinzi tarafından Milano’da kurulan Mapei küçük bir atölyeden yapı kimyasalları endüstrisinin pek çok alanında dünya lideri olan ve kendi sektöründe en zengin ürün portföyüne sahip bir dünya markası konumuna geldi. MAPEİ, bugün 5 kıtada 32 ülkede toplam 65 üretim tesisi ile faaliyet gösteren yaklaşık 2,3 milyar Euro ciroya sahip uluslararası bir firmadır. Mapei, Wallmerk Yapı Kimyasalları A.Ş’yi 2013 senesinde bünyesine katarak girmiş olduğu Türkiye pazarındaki faaliyetlerine Ankara Polatlı Organize Sanayi Bölgesi’nde devam etmektedir. 5 bin 500’ü kapalı olmak üzere toplam 23 bin m² alan üzerine kurulu, yıllık üretim kapasitesi 250 bin ton olan Mapei; aralarında seramik yapıştırıcıları ve derz dolguları, su yalıtım sistemleri, özel harçlar ve ankraj harçları, ısı yalıtım ürünleri, iç ve dış mekan kaplamaları, endüstriyel zeminler ve diğer
yapı malzemelerini de içeren geniş ürün yelpazesiyle, kimyasal ürünlerin üretimi ve satışını gerçekleştirmektedir.
Kalitenin ve sürekli konforun sağlanmasını hedefliyoruz.
15 farklı ürün grubundan oluşan geniş yelpazemiz; seramik ve doğal taş zemin ve kaplamalar için yapıştırıcılar, derz dolguları ve esnek mastikler, sentetik ve tekstil zemin ve kaplamalar için yapıştırıcılar, her türden alt yüzeylerin hazırlanması için ürünler, harç ve beton katkıları, dış mekanlar için koruyucu duvar kaplamaları, çimento ve reçine esaslı zeminler, parke döşenmesi, bitirilmesi ve bakımı için ürünler, yeraltı inşaatları için ürünler, özel hidrolik bağlayıcılar, ön karışımlı harçlar ve beton yapıların restorasyonu için özel ürünler, taş yapıların restorasyonu için harç ve bağlayıcılar, püskürtme harçlar (shotcrete) için hızlandırıcılar, su yalıtımı ve nem önleyici ürünler, ses yalıtım sistemleri, ısı yalıtım sistemleri, öğütme yardımcıları, boya ve ısı yalıtım sistemleri gibi üstün teknoloji çözüm ve sistemler barındırmaktadır. Mapei müşterilerine sistem çözümleri önermektedir. İnşaat kalitesinin giderek artması teknolojik ürünlere olan talebi de arttırmıştır. Biz, müşterilerimize malzeme tedarik ederken, sürdürülebilir, çevreye duyarlı sistem bileşenleri sunarak kalitenin ve sürekli konforun sağlanmasını hedefliyoruz.
Antibakteriyel derzlere talep arttı
Seramik plakalarının aşırı derecede büyümesi ve rektefiyeli ürünlerin artması nedeniyle, derz aralıkları küçülmüş ve dolayısıyla derz tüketimi düşmüştür. Buna bağlı olarak, özellikli ve
antibakteriyel derzlere talep de artmıştır. Birçok özelliğe sahip Ultracolor Plus, 2 ila 20 mm genişliğindeki derz boşlukları için, yüksek performanslı, efloresans yapmayan, hızlı prizlenen ve kuruyan, su itici DropEffect® ve küf oluşumunu önleyen BioBlock® teknolojilerine sahip, polimer katkılı bir harç olmasıyla farklılaşmaktadır.
Önce saygı duyduğumuz rakiplerimiz arasında sonra da önlerinde var olmayı hedefliyoruz Mapei, dünyada zemin kaplamaları, beton katkıları, güçlendirme ve bir çok başka alanda giderek pazar payını arttırırken, seramik yapıştırıcısı, fuga, parke yapıştırıcısı, parke koruyucuları gibi birçok üründe pazar lideri konumundadır.
Firma, dünyada lider olduğu seramik grubuna yönelik ürünlerine bu sene Türkiye’de de ciddi bir başlangıç yaptı. Mapei’nin uluslararası deneyimini
YAPIŞTIRICILAR VE DOLGU MALZEMELERİ
SEKTÖR ANALİZİ
YAPIŞTIRICILAR VE DOLGU MALZEMELERİ
SEKTÖR ANALİZİ
ve dünyadaki liderliğini çok önem verdiği Türkiye pazarında da gerçekleştirmek anlamında yatırımlar ve çalışmalar yapmaktayız. Sunduğumuz kaliteli, üstün teknoloji çözüm ve sistemlerle önce bu alanda güçlü gördüğümüz ve saygı duyduğumuz rakiplerimiz arasında sonra da önlerinde var olmayı hedefliyoruz
Eğitim, seminer ve tanıtımlara öncelik veriliyor
Bu grup için öncelikle seramik toptancıları ve seramik ustalarını hedefliyoruz. Ek olarak, Mapei’nin çok güçlü olduğu yapı grubu ürünlerinden de faydalanarak şantiyelerde de ürünlerimizin kullanılmasını amaçlıyoruz. Bu anlamda, proje odaklı çalıştığımız inşaat malzemeleri satıcıları da bizim için önem teşkil ediyor. Promosyon ve tanıtım çalışmalarımızın temelini mühendisten müteahhitte, uygulamacıdan ustaya sektörümüzdeki her bireyi teknik anlamda donatarak hizmet vermek oluşturuyor. Üç büyük şehirde konumlandırılmış teknik ekibimizin Türkiye genelinde verdiği eğitim ve seminer desteğinin yanı sıra, sektörel fuar, kongre ve panellerde bulunarak her katmanı bilgilendirirken, özellikle sistem çözümlerimizle farklılaşan, ihtiyaç doğrultusunda çok çeşitli ve yüksek standartlarda ürünler sunuyoruz.
İşçilik açısından sağlanan avantaj satın alma tercihlerini olumlu etkiliyor Temel stratejimizi müşteri odaklı yaklaşım, kaliteli hizmet ve ürün sunmak oluşturmaktadır. Bakış açımız kaliteyle rekabet etmek ve bunu yaparken de müşteri memnuniyetini önde
42 Nalbur Teknik.com / Eylül15
tutmak yönündedir. Mapei olarak Türkiye’deki en kaliteli ürünleri sattığımıza inanıyoruz ve bu doğrultuda biz ve müşterilerimiz için fiyat ikinci sırada yer alıyor. Mapei, tüm dünyada ürünlerinin uygulama kolaylığı ve dayanıklılığıyla öne çıkmaktadır. Örnek vermek gerekirse; ürünlerimizden epoksi esaslı derz dolgusu Kerapoxy, pazarda yer alan diğer epoksi esaslı derz dolgularının aksine sadece soğuk su kullanılarak temizlenebilmektedir. İşçilik açısından sağladığı bu avantaj müşterilerimizin satın alma tercihlerini olumlu etkilemektedir.
arttırmak için üstün teknoloji ürünler formüle ediyor ve bunu yaparken, yapı profesyonellerinin sağlık gereksinimleri ile uyumlu ve çevreyi koruyan maddelerin kullanımına özel önem veriyor.
Ürünler en katı uluslararası standartlara göre belgelendiriliyor
Mapei’de ISO 9001, ISO 14001 ve OHSAS 18001 uluslararası standartlarına göre belgelendirilmiş kalite çevre sağlık ve güvenlik yönetim sistemleri uygulanıyor ve en katı uluslararası standartlara göre belgelendirme yapılıyor. Ürünler, enerji tüketimini azaltmayı ve çok düşük zararlı organik bileşen emisyon seviyelerini geliştirmek için yenilikçi, geri dönüşümlü ve ultra hafif hammaddeler kullanılarak formüle ediliyor ve çevreye saygılı üretim tesislerinde yerel olarak üretiliyor. Ayrıca, ürünlerin 1 Temmuz 2013 tarihinden itibaren yürürlükte olan Avrupa Yapı Ürünleri Yönetmeliği’ne (CPR 305/2011) uygunluğu bulunuyor.
Türkiye inşaat piyasasında bir markadır
Toplam cironun yüzde 5’i araştırma programlarına harcanıyor
Mapei, her yıl toplam cirosunun yüzde 5’i ve çalışanlarının yüzde 12’siyle araştırma programlarına yatırım yapan bir firma. 62 adet Kalite Kontrol Laboratuvarının yanı sıra, 18 adet merkez laboratuvarıyla, enerji tüketimini azaltmak ve yapıların performansını ve güvenliğini
Yapı kimyasalları alanında Türkiye’nin kendi coğrafyasında çok güçlü olduğunu düşünüyorum Türkiye inşaat piyasasında bir markadır ve bu da ülkemizde ciddi bir know-how olmasından kaynaklanmaktadır. Bu sebepten, tüm ciddi yapı kimyasalları firmaları Türkiye’de AR-GE ve üretim tesisleriyle aktiftir. Mapei olarak, biz de 2015 yılı için çok ciddi bir büyüme hedefi koymuştuk ve ilk çeyrekte bunun da üzerinde bir büyüme gerçekleştirdik. Böyle devam edeceğini umuyoruz.
YAPIŞTIRICILAR VE DOLGU MALZEMELERİ
SEKTÖR ANALİZİ
HAKAN ŞENGÜL HAKAN ŞENGÜL SİKA YAPI KİMYASALLARI Pazarlama ve Kurumsal İletişim Yöneticisi
Sürdürülebilir çözümler ve inovatif ürünler ile Sika
44 Nalbur Teknik.com / Eylül15
9
1 ülkede 160’tan fazla üretim tesisi ve 17 binden fazla çalışanı ile hedeflerini büyütmeye devam eden Sika, sürekli eğitim mottosu ve inovatif ürünleri ile 25 yıldır da Türkiye pazarında ki etkinliğini sürdürüyor. Sika Pazarlama ve Kurumsal İletişim Yöneticisi Hakan Şengül ile yaptığımız söyleşi de Şengül: “Sika Türkiye, sahip olduğu inovatif kültür sebebi ile ve de sunduğu sürdürülebilir çözümler ile sektörde yön gösterici görevini devam ettirmektedir. Özellikle poliüretan esaslı ürünler tercih sebebi olmaktadır. 25 yıldır Türkiye’d e varlığını sürdüren Sika, bölgesinde de lider konumunu sürdürmektedir.” dedi.
91 ülkede 160’tan fazla üretim tesisi ve 17 binden fazla çalışanı ile hedeflerini büyütmeye devam ediyor Sika, 1910 yılında İsviçre’d e kurulmuş, dünya çapındaki
üretim ve satış ağıyla yapı ve endüstri kollarında, özel kimyasallar konusunda faaliyet gösteren global inovatif bir organizasyondur. Yıllık 5.60 milyar İsviçre Frankı cirosu ile lider konumda olan SİKA 105’inci yılını kutlarken; 91 ülkede 160’tan fazla üretim tesisi ve 17 binden fazla çalışanı ile yeni üretim tesisleri kurma hedefindedir. Sika Türkiye oluşumu ise grup içerisinde satış gelirleri, karlılık, insan kaynağı, teknoloji ve Ar&Ge açısından en önde gelen şirketlerden biri olup, grup içerisinde Türkiye bölgesi dahilinde bulunan 9 adet ülkeden de sorumludur.
SikaHyflex 250 Facade ile kalıcı çözümler
Sika olarak sızdırmazlık ve yapıştırıcılar segmentinde sektöre inovatif ürünler sunmaktayız. Profesyonel ve de son kullanıcıya uygun poliüretan, silikon, bitüm, akrilik esaslı yüksek performanslı ürünlerimiz ile
hizmet vermekteyiz. Başta poliüretan esaslı yüksek performanslı derz dolgu malzememiz SikaHyflex 250 Facade, 2015 yılı içerisinde piyasaya sunulmuştur. Özellikle zorlu hava koşullarına dayanıklı olan SikaHyflex 250 Facade, yüksek performansı sayesinde kalıcı çözümler sunmakta ve kullanıcıların oldukça verimli sonuçlar almalarını sağlamakta Sika 25 yıldır Türkiye’de varlığını sürdürmeye devam ediyor Sika Türkiye, sahip olduğu inovatif kültür sebebi ile ve de sunduğu sürdürülebilir çözümler ile sektörde yön gösterici görevini devam ettirmektedir. Özellikle poliüretan esaslı ürünler tercih sebebi olmaktadır. 25 yıldır Türkiye’d e varlığını sürdüren Sika, bölgesinde de lider konumunu sürdürmektedir.
YAPIŞTIRICILAR VE DOLGU MALZEMELERİ
SEKTÖR ANALİZİ
YAPIŞTIRICILAR VE DOLGU MALZEMELERİ
SEKTÖR ANALİZİ
Sürekli eğitim mottosu Sika Türkiye olarak distribütörlük sistemi ile sektöre hizmet vermekteyiz. Tüm satış ekibimizin yanı sıra İstanbul içi ve dışındaki lokasyonlarda farklı konularda sürekli eğitim veren Eğitim Gezgini’miz, katıldığımız kongre ve fuarlar ile müşterilerimize ürünlerimiz hakkında bilgileri iletmekteyiz. Müşterilerimize sürdürülebilir çözümler sunmaktayız Sektörde çok fazla miktarda oyuncunun olduğunu biliyoruz. Sika Türkiye olarak her zaman müşteri memnuniyetini ön planda tutarak müşterilerimize sürdürülebilir çözümler sunmaktayız. Müşterilerimizin üretimleri ile ilgili tercihleri, bizim de farklı ürün ve satış pazarlama stratejileri uygulamamızı gerekli kılıyor. Bazen de müşteri taleplerinden önce sektörün gelişimindeki yenilik ve değişimleri yakından takip ederek talep öncesinde yeni ürünler geliştirerek kullanıma sunabiliyoruz.
46 Nalbur Teknik.com / Eylül15
Sika teknoloji merkezi olarak konumlandırılan ilk 10 ülke arasında
Sika Türkiye, IMEA bölgesinin Ar-Ge merkezi ve Sika’nun dünya çapındaki ağında teknoloji merkezi olarak konumlandırılan ilk 10 ülke arasındadır. Ürettiğimiz inovatif ürünler ile her yıl kendimizi yenilemekte ve müşterilerimizin ihtiyacı olan doğru ürünlere en kısa sürede ulaşabilmelerini sağlamaktayız. Sika olarak her zaman çevreye ve insan sağlığına duyarlı ürünleri, sürdürülebilirlik çerçevesinde hizmete sunmaktayız. Sürdürülebilirlik felsefemizin ana ilkesi olan “Önce İnsan” düşüncesi ile insan sağlığına ve doğaya saygılı ürünler üretmeye çok büyük önem vermekteyiz.
Ticari algı ikinci planda yer almalı Sektörde çok sayıda üretici firma yer almaktadır. Doğru ürünlerin doğru yerde kullanılması biz üretici firmaların müşterilerimize sunmakla mükellef olduğu esas konudur. Ticari algının her zaman 2. planda yer almasının gerektiğini,
müşterilerimize ürün yerine kalitenin ve performansın sunulmasının öncelikli olduğunu düşünmekteyiz.
2014 yılına benzer bir ekonominin gerçekleşeceğini düşünmekteyiz
2015 yılına ülke olarak sert bir kış ile başladık. Hava koşulları sebebi ile yavaşlayan inşaat sektörü baharın gelişi ile birlikte hızlı bir gelişme gösterdi. Sika Türkiye olarak 2014’te öngörülen koşullara uygun şekilde istikrarımızı sürdürmekteyiz. Siyasi ve politik gündemlerin inşaat sektörünü doğrudan etkilemesi sebebi ile 2014 yılına benzer bir ekonominin gerçekleşeceğini düşünmekteyiz. Bizlerden sonraki nesillere yaşanılabilir bir dünya bırakmak ve doğanın dengesini bozmamak adına sektörün sürdürülebilir çözümler sunan ürünlere odaklanmasının gerektiğinin bilincindeyiz. Kaliteden ödün vermeden kaynakların etkin kullanılmasının ve küçük yaştan başlayarak herkeste aynı bilincin oluşturulmasının gerektiğini düşünmekteyiz.
ÜRÜN TANITIMI
Teksan’dan yeni bir ürün daha; Vanalı M-Bus Modül
B
u yıl ölçüm sistemleri sektöründe 60. yılını kutlayan Teksan A.Ş.; otomatik okuma sistemleri (AMR) başlığı altında çıkardığı ürünlerine Vanalı M-Bus Modül’ü ekleyerek yeni nesil ölçüm sistemlerindeki ürün gamını daha da geliştirdi ve güçlendirdi. Otomatik okuma sistemleri (AMR) konusunda üst üste yaptığı yerli üretim ve tasarımlarla dikkat çeken Teksan A.Ş.; son olarak ürettiği Vanalı M-Bus Modül ile kullanıcılarına uzaktan sayaç kontrolü, sayaç açma-kapatma ve debisini ayarlama imkanı tanıyor. Ürün aynı zamanda, m-bus sistemine dahil olan bütün modüllerde olduğu gibi, sayaca bağlanıyor ve sayacın endeks bilgilerini okuyabiliyor. 10 yıllık pil ömrüne sahip olan Vanalı M-Bus Modül, sistemde aktif olduğu sürece enerji ihtiyacını
48 Nalbur Teknik.com / Eylül’15
m-bus hattından karşılıyor. Ürün bu özelliği ile kullanım ömrünü uzatan kullanıcı dostu bir çalışma yapısına sahip.
Yazılımı, üretimi ve tasarımı yerli
Teksan Vanalı M-bus Modül, opsiyonel olarak m-bus sistemi üzerinden bağlı bulunduğu hatta kaçak tespitini de mümkün kılıyor. IP68 koruma sınıflı olan ürün, DN15’den DN100’e varan değişik çap seçenekleriyle üretiliyor. Yazılımı, üretimi ve tasarımı yerli olan Vanalı M-Bus Modül bu önemli özelliği sayesinde kullanıcılarına satış sonrası teknik servis konusunda da büyük kolaylık sağlıyor. Sıcak su tesisatlarında veya merkezi ısıtmalarda ısı sayacı (kalorimetre) kullanan ve uzaktan okuma yapılabilen bütün sistemlerde rahatlıkla kullanılan
Teksan Vanalı M-Bus Modül sayesinde bina yönetimi doğal afet ve su basması gibi zorunlu hallerde uzaktan suyu tamamen kesebiliyor. Ayrıca ürün sayesinde; bina yönetimi isterse, ödemesini geciktiren veya ödemeyen daire sakininin tesisatındaki suyun debisini düşürerek su kullanımını kısıtlayabiliyor.
Başarının sırrı ARGE çalışmaları Sektörde yerli üretim ve yerli tasarım denilince akla ilk gelen isim olan Teksan, özellikle ar-ge çalışmalarına verdiği önem sayesinde, yeni nesil sayaçlar ve sistem ürünleri konusunda önemli gelişmeler kaydetmektedir. Ulusal ve uluslararası piyasada bu avantaj ile hareket eden Teksan, çalışmalarına tüm hızıyla sürdürmektedir.
Filli Boya’dan “Şehre Dönüş” renkleri
F
illi Boya, renk kavramını yeniden yorumladığı Coloration projesi özelinde 70 renk içerisinden “Şehre Dönüş” olarak tanımladığı sezon renklerini açıklıyor. Şehre dönüşün ve sonbaharın sıcak-serin atmosferini yansıtan bu renkler, özellikle salon, ofis / home ofis ve çocuk odaları için özel renk tonlarından oluşuyor. Şehre dönüş ile birlikte eğitim ve üretim dönemine girerken; fikirlerin paylaşımı, yeni fikirlerin ortaya çıkması ile yaşanılan mekanın verdiği enerji önemli bir yere sahip. Filli Boya renk uzmanları tarafından oluşturulan bu palet ile şehirli hayatın renklerini yakalamak ve mekanlarınıza taşımak mümkün.
Home Ofis ve Ofisler İçin Düşünsel & Entelektüel Tonlar
Filli Boya’nın düşünsel ve entelektüel renkler olarak tanımladığı bu grup, ofislerde koyu ve orta tonlar ile açık kontrast kullanımları farklı çözümler arasında yer alıyor. Koyu derin tonlar farklılığıı arttırırken, açık tonlar ile farklılığınızın sonuçlarına giden yolda temiz bir zeminden hareket edilmesini sağlıyor. Bu grubun tonları kırık beyaz, gri mavi, kuvarz, toprak tonları.
ÜRÜN TANITIMI
ATM TECH 2K-FIX Sprey Yapıştırıcılar ile yüksek etkili yapıştırma
A
TM TECH 2K-FIX çok amaçlı hızlı sprey yapıştırıcılar, ahşap profillerin yapıştırılması, MDF, kauçuk, sunta, plastik ve lastik yapıştırılması, ahşap parçaların onarımı ve sabitlenmesi için kullanılıyor. Hızlı yapışma sağlayan ATM TECH 2K-FIX; köpük, kağıt, plastik, karton, keçe, kumaş, deri, ahşap gibi malzemelerin kalıcı olarak birleştirilmesinde kullanılıyor. Yapıştırılan malzemeler boyalı ya da boyasız olsada ATM TECH 2K-FIX ile kullanışlılığı sayesinde hızlı ve kolay uygulanıp, güçlü ve hızlı yapışma sağlıyor. 2K-FIX yüksek viskoziteli bir siyanoakrilat yapıştırıcı ve aktivatörden oluşan yapıştırıcı seti. Aktivatör yapıştırıcının yüzey tarafından emilmesini engelleyerek yapışma gücünü artırarak yapışmayı hızlandırıyor. Özel tasarlanmış püskürtme sistemi sayesinde yüzeyde homojen ve eşit bir yayılma sağlayan 2K-FIX, malzemelere zarar vermeden, dikey yüzeylerde kullanıma uygun olup, malzemelerin arka yüzeylerine geçmeden yüzeyde akmıyor ve sıçrama yapmıyor. Yüksek yapışma gücü sayesinde güçlü birleşme sağlayan ürün, yüksek viskoziteli olduğu için özellikle gözenekli, yapıştırılması zor yüzeylerde, yapışma gücünün artmasını sağlıyor. Hiçbir bakım gerektirmeden, çok istasyonlu uygulamalar için ideal bir ürün. ISO 9001Kalite sertifikası ile müşteri memnuniyetini her zaman ön planda tutan Ataman Grup; Yeni nesil 2K-FIX ürünü ile kullanıcılara sunduğu diğer yeni nesil teknik sprey seçeneklerini ile insan sağlığını ön planda tutuyor. Yeni nesil özel ürünleri, özel kullanıcılar için üretip ve tasarlıyor.
50 Nalbur Teknik.com / Eylül’15
Marshall ile okullar açılıyor
Y
az mevsiminin sonuna doğru hızla yaklaşırken, pek çok ailede okula dönüş heyecanı yaşanıyor. AkzoNobel Marshall, yeni öğretim yılına başlangıç yapmadan önce, çocuklar ve gençler için hem keyifli zaman geçirmelerini sağlayacak hem de derslerine konsantre olmalarına katkıda bulunacak renk ve dekorasyon önerileri sunuyor. “Renklendir Hayatı” sloganı ile insanların hayatına renk katan AkzoNobel Marshall, çocukların ve gençlerin, odalarında hem keyifli zaman geçirmelerini hem de derslerine konsantre olmalarını sağlayacak öneriler sunarak, başarılarla dolu bir öğretim yılına başlangıç yapılmasına katkıda bulunuyor.
Misket limonu hayal gücünü tetiklesin
Çocukların tercihi genellikle yumuşak, hafif nötrler yerine parlak ve canlı renkler oluyor. Farklı parlak tonların dokunuşlarıyla güzel bir birliktelik oluşturan, enerjik ve pozitif bir renk olan misket limonunu, çocuğunuzun odasının ana rengi olarak kullanabilirsiniz. Ayrıca bu ton, diğer renklere ilginçlik katacak bir vurgu rengi olarak da oldukça iyi sonuç veriyor. Çocuğunuzun odasında yatıştırıcı ve farklı bir his oluşturmak için misket limonu ile lavantayı eşleştirebilirsiniz. Genç odasında ise misket limonunu soğuk bir nötr olan uçuk gri ve canlı beyaz ahşap doğramalar ile birlikte kullanarak biraz daha yumuşatabilirsiniz.
ÜRÜN TANITIMI
Magmaweld’den Kaynak İnvertörü Kolay Taşınabilen, HF TIG ve Elektrod Kaynağı Yapabilen DC Kaynak İnvertörü. • 1 Faz, 110-230V aralığında herhangi bir voltajda çalışır ve jeneratör ile beslemeye uygundur. • Yüksek voltaj ve frekans (HF) ile uzaktan ark başlatma özelliğine sahip profesyonel TIG kaynak makinesidir. Ön gaz, krater doldurma ve son gaz ayarları vardır. İstenildiğinde deydirerek ark başlatma özelliği de vardır. • Dijital gösterge sayesinde kaynak parametreleri kolaylıkla ayarlanır ve izlenir. • Uzun şebeke ve kaynak kabloları ile performans kaybı olmadan kaynak yapar. • Açık havada kullanıma uygundur ve IP 23S koruma sınıfına girer. • Hafif ve sağlam bir yapıya sahiptir. • Fan ile soğutulur, aşırı ısınmaya karşı koruması vardır.
52 Nalbur Teknik.com / Eylül’15
Polisan’dan sprey plastik boyası
P
olisan Boya, Türkiye’de bir ilke imza atarak plastik yüzeyler için yüksek kaliteli “Sprey Plastik Boyası”nı tüketicilerinin beğenisine sundu. Polisan’ın sprey ürün gamına eklenen “Sprey Plastik Boyası” ürünü, plastik yüzeylerde karşılaşılan ve daha önce alışılagelmiş sonuçların aksine, sahip olduğu benzersiz özellikleri sayesinde yüksek performans sağlayarak mükemmel sonuca ulaştırıyor. Aynı zamanda metal, ahşap, seramik ve daha birçok yüzeyde kullanım imkânı Türkiye’de bir ilk olan Sprey Plastik Boyası, plastik aksamların boyanması için geliştirilmesinin yanı sıra seramik, sert vinil, metal, hasır, ahşap, kâğıt gibi diğer tüm yüzeylerde de rahatlıkla kullanılabiliyor. Herhangi bir ön hazırlığa ihtiyaç duyulmadan, zımpara veya astar kullanılmadan uygulanabilen Sprey Plastik Boyası, işçilik maliyeti ve iş yükünden ayrıca zaman kaybından tasarruf ettirirken aynı zamanda hem uygulandığı yüzeye mükemmel tutunma sağlıyor hem de darbelere dayanıyor.
20 dakikada kuruyor
Türkiye’de bir ilk olan Plastik Sprey Boya, dokunma kurumasını 20 dakika içerisinde, tam kurumasını ise 24 saatte tamamlıyor. Sprey Boya’nın Beyaz, Siyah (RAL 9004) , Kahverengi (RAL 8003 – RAL 8016) , Gri (RAL7001) , Kırmızı (RAL 3002) , Yeşil (RAL 6016) ve Taksi Sarısı (RAL 1003) gibi alternatif renk seçenekleri bulunuyor.
HABER
Akçansa’nın altı aylık satış geliri 710 milyon TL oldu
Akçansa Genel Müdürü Mehmet Hacıkamiloğlu
T
ürkiye’nin lider yapı malzemeleri şirketlerinden biri olan Akçansa, 2015 yılının ilk 6 aylık döneminde 710 milyon TL satış geliri elde ettiğini açıkladı. Şirketin 2015’in ilk yarısındaki dönem net karı ise 147,4 milyon TL oldu. Akçansa, 2015 yılının ilk altı aylık finansal sonuçlarını kamuoyuna duyurdu. Buna göre 30 Haziran 2015 tarihi itibarıyla Akçansa, yılın ilk yarısında 710 milyon TL net satış geliri elde etti. Şirketin Brüt Karı 208,7 milyon TL, Dönem Karı ise 147,4 milyon
54
Nalbur Teknik.com / Eylül’15
TL olarak gerçekleşti. Akçansa Genel Müdürü Mehmet Hacıkamiloğlu, “Akçansa olarak, geniş bir perspektifle geleceği kurguluyor, yatırımlarımıza ara vermeden devam ediyoruz. Geçen yılı iyi kapattık. Bu yılsonuna kadar satışlarımızı artırarak kontrollü bir büyüme hedefliyoruz” diye konuştu.
Müşteri ve pazar odaklı yaklaşım sonuç getirdi Son birkaç yıldır Akçansa’da önemli bir dönüşüm yaşadıklarını belirten Hacıkamiloğlu, “Üreten ve müşteri bekleyen bir şirket
olmaktan öteye geçmeyi hedefledik. Son yıllarda ağırlık verdiğimiz müşteri ve pazar odaklı yaklaşım sayesinde müşteri beklenti ve ihtiyaçlarını daha doğru takip ve analiz ediyoruz. Böylece pazar ihtiyacına cevap verecek nitelikte ürün ve hizmetler geliştirmeyi sürdürüyoruz. Akçansa olarak, bu yaklaşımı ürün portföyümüze de taşıyarak, Ar-Ge ve inovasyon gücümüzü artırdık. Sektörde bu anlamda fark oluşturmayı sürdüreceğiz” diye konuştu.
HABER
3M, 2025 yılı sürdürülebilirlik hedeflerini açıkladı yönünde daha da fazla ilerleme kaydedebileceğimize inanıyoruz.” Rapor, 2025 yeni hedeflerini hayata geçirmenin yanı sıra, 3M’in kendi 2015 sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak yönünde göstermiş olduğu ilerlemeyi de vurguluyor. 3M, 2002 yılından bu yana Global Raporlama Girişimi (GRI) ile uyumlu olarak her yıl bir sürdürülebilirlik raporu yayımlıyor.
2015 Sürdürülebilirlik Raporu Önemli Noktalar:
3M Başkan Yardımcısı Gayle Schueller
3
M, gelecek 10 yıl için şirketin sürdürülebilirlik alanında planladığı ilerlemeleri ve yeni hedeflerini ortaya koyan 2015 Sürdürülebilirlik Raporu’nu açıkladı. Rapor, aralarında hammaddeler, su, enerji ve iklim, sağlık ve güvenlik ile eğitim ve kalkınmanın da yer aldığı, sürdürülebilirliğin karşısındaki ciddi global zorluklara odaklanan 3M’in yeni 2025 sürdürülebilirlik hedeflerini vurguluyor. Hedefler, 3M müşterilerinin ve 3M’in faaliyet gösterdiği toplulukların çevresel hedeflerini desteklemeye odaklanan 3M’in genişleyen sürdürülebilirlik stratejisini
56
Nalbur Teknik.com / Eylül’15
yansıtıyor.
“Global engellerin azaltılması yönünde daha da fazla ilerleme kaydedebileceğimize inanıyoruz.”
“2025 hedeflerimiz 3M olarak işimizi, gezegenimizi ve her bir yaşamı iyileştirmeye olan taahhüdümüzü yansıtıyor,” diyen Gayle Schueller, Global Sürdürülebilirlikten sorumlu 3M Başkan Yardımcısı sözlerini şöyle sürdürdü: “Müşterilerimiz, birlikte çalıştığımız topluluklar ve paydaşlarıyla işbirliği yapmaya devam ederken, global engellerin azaltılması
• Ethisphere Enstitüsü 3M’i ardı ardına ikinci yıl “Dünyanın En Etik Şirketi” seçti. • 3M ardı ardına 15. yıldır Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi üyesi olarak belirleniyor. • 3M 2014’te 80 milyon ABD dolarının üzerinde nakit ve ürün bağışında bulundu. • 3M bilimi ve teknolojisinin insanların yaşamını nasıl iyileştirdiğini kanıtlayan ürün ve kişisel hikayeler.
Sürdürülebilirlikteki mevcut ilerleme: . 2002 ila 2014 yılları arasında
sera gazı salımlarında yüzde 64’lük mutlak azalma sağladı. . 2010-2015 yılları arasında, yerinde yeniden kullanım ve geri dönüşümü yüzde 40’a yakın oranda artırdı. 2014 yılında kullanılan toplam suyun yüzde 25’ini geri dönüştürdü. . 3M’in vizyon sahibi 3P programı sayesinde, 1975 yılından bu yana 2 milyon tonun üzerinde hava, su ve atık kirliliğini önledi. . 3M müşterileri, 2014 yılında, 3M ürün platformlarının kullanımı yoluyla 15 milyon metrik ton CO2 eşdeğeri salımı önledi.
. 17 AGustos 1999 . . depreminIn .. . Uzerinden 16 yIl . . geCti ne .. . peki . deGiSti !!! . " " HABER
Deprem kuşağında yer alan Türkiye’de, İstanbul'da yaşanması beklenen olası depremin, en az 6 oranında olacağı tahmin edilirken, yapı sektörünün oyuncuları konuyla ilgili korkularını dile getirdi. Alınması gereken acil önlemler olduğunu ifade eden firma, dernek ve oda yetkilileri, Türkiye'nin depreme hazırlıklı olmadığı konusunda hemfikir.
58
Nalbur Teknik.com / Eylül’15
HABER
B
üyük Marmara depreminin üzerinden tam 16 yıl geçti. Resmi verilere göre 7,4 büyüklüğündeki depremde 285 bin 211 ev, 42 bin 902 işyeri hasar gördü; yıkılan binaların enkazı altında 17 bin 480 insan can verdi, 505 kişi sakat kaldı. Resmi olmayan bilgilere göre ise yaklaşık 50 bin kişinin öldüğü, 100 bine yakın insanın ağır-hafif yaralandığı, 133 bin 683 binanın çöktüğü
deprem, yaklaşık 600 bin kişiyi evsiz bıraktığı tahmin ediliyor. 16 milyon kişi şu ya da bu şekilde depremden etkilendi. Her 10 metrekaresinin 9’u deprem riski altında bulunan Türkiye’d e, her 20 kişiden 19’u deprem kuşağında yaşıyor. Son 58 yıl içerisinde meydana gelen depremler ; 58 bin 202 vatandaşın hayatını kaybetmesine, 122 bin 96 vatandaşın yaralanmasına ve yaklaşık 411 bin 465 binanın
yıkılmasına veya ağır hasar görmesine neden oldu. Yetkililer 17 ağustos depremi için sürekli “hazırlıksız yakalandık” dediler. Peki 16 yılda ne değişti, 6 yılda olası depreme ne kadar hazırlanıldı. Konuyla ilgili korkularını dile getirdi. Alınması gereken acil önlemler olduğunu ifade eden firma, dernek ve oda yetkilileri, Türkiye’nin depreme hazırlıklı olmadığı konusunda hemfikir.
İnşaat mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe “Yönetmelik eksiği var” stanbul’d a olması beklenen depremde sığınabileceğimiz toplanma alanlarının olmadığını dile getiren İnşaat mühendisleri odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe, her yerin yapılaşmaya açıldığının altını çizerek, “Üstelik yönetmelikler yetersiz kalıyor. Örneğin yüksek katlı çok fazla yapımız var ama “Yüksek Yapılar Yönetmeliği” yok. Bu yapılar neye göre yapılıyor. Kimler, neye göre denetliyor bilmiyoruz” diye belirtti.
İ
Avrupa Yapısal Çelik Birliği (ECCS) ve Türk Yapısal Çelik Derneği Başkanı, Yeditepe Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nesrin Yardımcı Tiryakioğlu “En güvenli sistem çelik yapı” epreme karşı güvenli bir yapı sistemi olan çelik yapının deprem kuşağında yer alan Türkiye’d e kullanımının artması gerektiği vurgulanıyor. Çelik yapıda oturanlara deprem anında dışarı çıkmamaları önerilirken, çelik binaları inşa eden ve tasarlayan teknik kadro sayısının artması gerektiği kaydediliyor. Avrupa Yapısal Çelik Birliği (ECCS) ve Türk Yapısal Çelik Derneği Başkanı, Yeditepe Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nesrin Yardımcı Tiryakioğlu dernek olarak çelik yapıların doğru kullanımını teşvik etmeyi amaçladıklarını kaydetti. Tiryakioğlu, “Çelik yapıların özellikleri göz önünde tutulduğunda deprem bölgelerinde ya da çürük zeminlerde çelik kullanımı avantajlıdır. Bu bölgelerde güvenli betonarme yapılar da inşa edebilirsiniz ancak çoğu kez bu yapı ekonomik olmaz ve deprem sırasında veya sonrasında acil kullanımı gerektiğinde kontrolü ya da güçlendirilmesi daha çok zaman alır” diye konuştu. Türkiye’nin hafif çelik sistemle üretilen ilk binasını kuran Steelife’ın Genel Müdürü Mimar Bülent Aydın da, hafif çelik yapının esnekliği ve hafifliği sayesinde depreme karşı güvenli bir yapı sistemi olduğunu kaydetti.
D
HABER
İZODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen: İZODER: “17 Ağustos’u bir daha yaşamamak için kentsel dönüşüm fırsatı değerlendirilmeli” kişiden 19’u deprem kuşağında yaşıyor. Son 58 yıl içerisinde meydana gelen depremler; 58 bin 202 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine, 122 bin 96 vatandaşımızın yaralanmasına ve yaklaşık 411 bin 465 binanın yıkılmasına veya ağır hasar görmesine neden oldu. Bu felakete karşı yapılacak tek şey depreme dayanıklı yapılar inşa etmek” diye konuştu.
Y
aklaşık 20 bin kişinin hayatını kaybettiği 17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden 16 yıl geçti ama Türkiye hâlâ depreme hazırlıklı değil. 6 milyon 500 bin konutun deprem riski taşıdığını vurgulayan İZODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen, “Güvenli, sağlıklı ve kaliteli bina yapımı konusunda istediğimiz noktada değiliz. Çok bilinmese de depremlerin yol açtığı büyük yıkımların en önemli nedenlerinden biri korozyondur. Herhangi bir yoldan binaya sızan suyun yol açtığı korozyonu önlemek da ancak su yalıtımıyla mümkündür. Türkiye çapında başlatılan Kentsel Dönüşüm süreci, su yalıtımı uygulamaları için büyük bir fırsat ve inşa edilen tüm yeni binalardaki su yalıtımının standartlara uygun yapılması çok önemli” dedi. İZODER (Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen, 17 Ağustos Marmara Depreminin yıldönümü dolayısıyla bir açıklama yayınladı. Yaklaşık 20 bin kişinin hayatını kaybettiği depremin üzerinden 16 yıl geçmesine rağmen Türkiye’nin depreme hazır olmadığını vurgulayan Ertuğrul Şen, “Türkiye’nin her 10 metrekaresinin 9’u deprem riski altında. Her 20
60
Nalbur Teknik.com / Eylül’15
Depremde hasar gören konutların yüzde 64’ünde korozyon tespit edildi Depremin yıkıcı etkisinin katlanmasına neden olan ve toplum tarafından çok bilinmeyen en önemli risklerden biri olan korozyon tehlikesine dikkat çeken Ertuğrul Şen, şunları söyledi: “Ne kadar sağlam binalar yaparsanız yapın su yalıtımı yapmazsanız büyük yıkımlar kaçınılmaz olabilir. Bir şekilde binaya sızan su, beton içerisine girerek paslanmaya, yani korozyona neden oluyor. Korozyon sonucunda binanın taşıyıcı sistemi 10 yıl içinde taşıma kapasitesinin yarısından fazlasını kaybedebiliyor. 17 Ağustos depremi sonrasında yapılan incelemeler sonucu, yüzde 79’u hasarlı bulunan 55 bin 651 konut ve işyerinin yüzde 64’ünde korozyon tespit edildi. Bu büyük yıkımı engellemenin tek yolu ise su yalıtımı.” Kentsel Dönüşüm iyi değerlendirilmeli Yeni binalarda sıfırdan yapılacak yalıtımın çok daha etkili olduğunu vurgulayan İZODER Başkan Yardımcısı Şen, ‘Kentsel Dönüşüm’ün bu noktada büyük fırsat yarattığını belirtti. Şen, “Bu fırsatın tüm paydaşlar tarafından doğru değerlendirilmesi ve yanlış uygulamalar ile kaynak israfına dönüşmemesi amacıyla sürecin iyi yönetilmesi gerekiyor. Su yalıtımı sanıldığının aksine çok yüksek maliyet getirmiyor. Su yalıtımı toplam bina maliyeti içinde yüzde 2-3 gibi bir paya sahiptir” dedi.
“Su Yalıtımı Yönetmeliği yürürlüğe sokulmalı”
“İZODER’in de katkıları ve destekleriyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan Su Yalıtımı Yönetmeliği çalışmaları bir an önce tamamlanmalı ve yönetmelik yürürlüğe sokulmalıdır”diyen Ertuğrul Şen, depreme hazırlık ve kaliteli binalar için Kentsel Dönüşüm ile birlikte yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: • Tamamlanacak Su yalıtımı Yönetmeliği zorunlu hale getirilmeli ve mutlaka yapı denetim kapsamına alınmalıdır. • sSürecin içine girildiğine göre, daha çok geç kalmadan, bir an önce gerekli uygulama ve malzeme standartları geliştirilmeli. • DASK olarak bilinen zorunlu deprem sigortasına ihtiyacın farkındalığı oluşturulmalı. • sYapı denetim firmaları mevzuatı çağdaş örneklerinde olduğu gibi bir tür özerk yapıya kavuşmalı; hizmet alan ve hizmet veren arasındaki ilişki çok net olarak objektif hale gelmeli. • Üniversiteler ile birlikte yapılacak çalışmalarda, sektörün gelecekteki karar vericileri ve çalışanları olacak teknik personel adayı öğrencilerin güncel bilgilerle donatılması sağlanmalı ve teşvik edilmeli. • Özellikle kamuda, tüm projeler için, teknik altyapıyı oluşturmadan büyük kaynak savurganlığına sebep olabilecek etkilerden kaçınılmalı. • Toplu konut ve diğer yapı projelerinde deprem bölgesinde olduğumuz gerçeği göz ardı edilmeden doğru teknikler kulanılmalı. • Sektöre hizmet veren iş gücü, düzenlenen eğitimlerle yetkin hale getirilmeli, su yalıtımı özellikle halk arasında ustaların karar verdiği bir süreç olmaktan kurtulmalı. • Özel sektör ve resmi kurumlar arasındaki işbirliği kuvvetlendirilmeli ve hızlandırılmalı. • Devletimizin ilgili birimleri, su yalıtımı konusunda zaman içinde değişmeyecek bir kararlılık ve yasa sürecini oluşturmalı.
HABER
İMSAD Başkanı Fethi Hinginar “Ulusal Bina Yönetmeliği’ne katkıda bulunmak için sivil inisiyatifi harekete geçiriyoruz”
S
on yüzyılda ve 1999 depreminde yaşanan acıların ardından Türkiye’nin hala depreme hazırlıklı olduğunu söyleyemediğimize dikkat çeken Türkiye İMSAD Başkanı Fethi Hinginar, “Depremler her şeyden önce en değerli varlığımız olan insanlarımızın kaybına neden olmaktadır. Ayrıca, ekonomiye de büyük yük getirmektedir. Unutmayalım ki, ülkemiz topraklarının yüzde 66’sı birinci ve ikinci derecede deprem bölgelerinden oluşmaktadır. Nüfusun yüzde 70’i, büyük sanayi yatırımlarının yüzde 75’i deprem riski altındadır. Bu nedenlerle deprem riskini azaltmak maliyet değildir, ülkenin afetlerden kaynaklanan önemli mali kayıplarından tasarruf ve paha biçilemez olan geleceğimize yatırım yapmaktır” şeklinde konuştu. Türkiye’deki 20 milyonluk konut stokunun en az yüzde 45’inin deprem dayanımı ve yapısal güvenlik açısından yetersiz olduğuna işaret eden Türkiye İMSAD Başkanı Fethi Hinginar, güvenli yapılaşma için yasal düzenlemelerin öncelikli şart olduğunu belirtti. 1999 yılından bu
yana deprem riskinin azaltılması çalışmaları kapsamında çeşitli mevzuat çalışmaları yapıldığını söyleyen Başkan Hinginar, bunların en önemlilerini; Zorunlu Deprem Sigortası düzenlenmesi, Yapı Denetimi Kanunu, Afet Sigortaları Kanunu, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunlar şeklinde sıraladı. Başkan Hinginar, bu kapsamda Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı 2023’ün (UDSEP 2023) en önemli çalışmalardan biri olduğuna işaret etti. Ayrıca, 2007 Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik (Türkiye Deprem Yönetmeliği) revizyon çalışmalarının yapıldığı ve 2015 sonuna kadar yayımlanmasına çalışılmasından da memnuniyet duyduklarını söyleyen Hinginar, “Yenilenen Deprem Yönetmeliği 2011 yılında yaptığımız öneride belirttiğimiz gibi kompozit yapılar, hafif çelik yapılar ve ahşap yapıları da kapsayacaktır. Deprem Yönetmeliği’nde var olan ancak tasarım ve yapım kuralları konusunda tereddütler olan Çelik Yapıların Tasarım ve Yapım Kuralları taslak dokümanı da hazırlanmıştır. Yılsonuna kadar Çelik Yapılar Yönetmeliği ekinde yayımlanması, kısa süre içinde de Hafif Çelik Yapılar Yönetmeliği’nin de hazırlanması beklenmektedir” dedi. “Büyük Marmara Depremi’nden bu yana 16 yıl geçti. Bu uzun süreye rağmen ülkemizde ‘Deprem ve Güvenli Yapılar’ konusunda alınması beklenen acil önlemlerin bütünsel olarak tamamlanmadığını ve işlerlik kazanmadığını görüyoruz” şeklinde konuşan Başkan Hinginar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye İMSAD olarak, yaptığımız çalışmalar sonucunda deprem riskinin azaltılmasında en önemli
eksikliklerden birinin hala ‘deprem dayanımı yetersiz binaların yapılması’ olduğunu gördük. Bunun önde gelen nedeni tasarım, malzeme seçimi, üretim, uygulama ve denetime ilişkin kurallar dizisinin yetersizliğidir. Başka bir deyişle mevzuat eksikliği ve karmaşasıdır. Depreme ve tüm doğal afetlere dayanıklı, sürdürülebilir, güvenli yapıların inşası için öncelikle inşaat sektöründeki yönetmelik ve teknik standartlar arasındaki ilişkiyi güçlendirecek, yönetmelik eksiklerine ve karmaşasına son verecek, ülkemize özgü bir Bina Yönetmeliği’ne acilen ihtiyaç bulunmaktadır. Bina yapımıyla ilgili tüm yönetmelikleri konsolide edecek böyle bir yönetmeliğin hazırlanmasına sivil insiyatifin de katkıda bulunması için harekete geçtik. Meslek odalarımız, üniversitelerimiz ve ilgili sivil toplum örgütlerimizin bir araya geldiği Ulusal Bina Yönetmeliği Platformu’nu (UBYP) oluşturduk. Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın İdris Güllüce’nin de yapılmasını öngördüğü gibi, bu platformun ilk çalıştayı önümüzdeki ekim ayında Ankara’da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve ilgili kamu kurumlarının da katılımıyla düzenlenecek.” Başkan Hinginar, yasaların uygulanmasını sağlayan yönetmeliklerin önemli bir bölümünün farklı birimler tarafından, günlük ihtiyacı karşılayan, geleneksel anlayıştaki “yara sarma” yaklaşımlarıyla hazırlandığını ve farklı zamanlarda yapılmış çeşitli ilavelerle dolu olduğuna işaret etti. Hinginar, şöyle konuştu: “Türkiye İMSAD’ın yaptığı çalışmada, bazı yönetmeliklerin eksik, bazı yönetmeliklerin birbiriyle çeliştiği, bazılarının da standartlarla çeliştiği ortaya kondu. Bunun nedeninin
HABER
ise, her yönetmeliğin farklı birimler tarafından yeterince koordine edilemeden yayımlanmasından kaynaklandığı şeklinde değerlendirilmektedir. Son yıllarda çok katlı binalarda büyük artış olmasına rağmen Rüzgar Yönetmeliği gibi gerekli ama hiç düzenlenmemiş yönetmelikler var. Ayrıca bazılarında atıfta bulunulan standartların eski ve güncelliğini kaybetmiş, revize edilmesi gerekiyor. Başkan Hinginar, “İşte bu nedenlerle kamuoyunun dikkatini çekmek istiyoruz: Ülkemizde güvenli yapıların inşa edilmesi için inşaat sektöründe yaşanan bu yönetmelik karmaşasına son verecek konsolide bir Ulusal Bina Yönetmeliğine acilen ihtiyaç vardır” dedi. Başkan Hinginar, “Artık 17 Ağustoslar adeta kanıksanmış bir anma günü olmaktan kurtarılmalı ve ‘Ben bu yıl depreme karşı hangi önlemleri aldım, önümüzdeki dönemde neler yapacağım?’ sorusunun sorulduğu kendimizle hesaplaşma günü olmalıdır’ şeklinde konuştu. Türkiye İMSAD neler yaptı? • 2011 yılında 2007 Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik’in revizyonunu talep etti ve bu konuda bir çalışma başlattı. • 2013 yılında “Güvenli Yapılar Yol Haritası-1” raporunu hazırladı ve bu raporda elde edilen sonuç ve önerileri tüm ilgili kamu kurumları, üniversitelerle ve sektör paydaşlarıyla paylaştı. • 2014 yılında, Türkiye Deprem Vakfı ile müştereken aşağıdaki başlıklarla 17 Ağustos Deprem Manifestosu’nu yayımladı: 1. 2. 3. 4.
62
Sivil Deprem Platformu Oluşturulmalıdır. Deprem Stratejisi Eylem Planı Konusunda Katılımcılık Artırılmalıdır. Ülkemizde Eksik Olan Bina Yönetmeliği Hazırlanmalıdır. Uygulamacılar eğitimli ve Belgeli Olmalıdır.
Nalbur Teknik.com / Eylül’15
5. 6. 7. •
• • • •
Kentsel Dönüşümde Tereddütler Giderilmelidir. Güvenli ve Çağdaş Binalar Yapılmalıdır. Deprem ve Güvenli Yapı Bilinci Oluşturulmalıdır. 2014 yılında, bina yönetmeliklerinin konsolidasyonu, koordinasyonu ve standartlara paralel olarak tamamlanması için nasıl bir yapıya sahip olunması gerektiği konusunda ön çalışmalar ve bu çalışmaları yürütmek üzere geniş tabanlı bir Ulusal Bina Yönetmeliği Platformu oluşumu için koordinasyonlar başlatıldı. 2015 yılında; Ulusal Bina Yönetmeliği Platformu kuruldu. Ekim ayında Ankara’da geniş katılımlı “Bina Yönetmelikleri Çalıştayı” yapılması planlandı. 2013 yılından günümüze değişiklikleri ve eksik kalan alanları da kapsayacak “Güvenli Yapılar Yol Haritası-2” raporunun 2016 yılında yayımlanması için ön hazırlıklara başlandı.
Türkiye İMSAD neler yapacak? Türkiye’deki yapıların depreme karşı dayanıklı olması için önümüzdeki dönemde yapılması öngörülen hususlar: • 2014 Deprem Manifestosu’nda belirtilen hususların hayata geçirilmesi çalışmalarına devam edilmesi, Mevzuat ile ilgili olarak; • Taslak olarak hazırlanmış olan 2007 Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik (Türkiye Deprem Yönetmeliği) ve Çelik Yapılar Yönetmeliği yıl sonundan önce yayımlanması, • Mevzuat çalışmaları kapsamında; İmar Yasası’na ilave olarak Yapı Yasasının hayata geçirilmesi, Su Yalıtımı Yönetmeliği, Rüzgar Yönetmeliği, Yüksek Yapılar Yönetmeliği, Ahşap Yapılar Yönetmeliği, Hafif Çelik Yapılar Yönetmeliği ve İklimlendirme Yönetmeliği çalışmaları
sonuçlandırılması, • Güvenli Yapılar Yol Haritası-1 raporunda belirtilen; Yüksek Yapılar, Betonarme Yapılar, Yığma Yapılar, Yapısal Güçlendirme, Yapı Malzemelerinin Tabi Olacağı Kriterler Hakkında Yönetmelik, Isı Yalıtım ve Enerji Verimliliği ve Çevresel Gürültünün Yönetimi Yönetmeliği’nin güvenli yapı kültürü kapsamında yenilenerek günümüz koşullarına uyarlanması, • Yönetmeliklerin revizyonlarının uluslararası standartlarda olduğu gibi belirli takvime bağlanması ve sürekliliği olan teknik komitelerin koordinasyonunda, bilimsel zemine dayandırılarak geliştirilmesi, • Ulusal Bina Yönetmeliği Platformu tarafından ileride konsolide bir Bina Yönetmeliği’nin hazırlanabilmesi için gerekli yapının oluşturulması için altyapının oluşturulması ve bunun için gerekli eylem planının ilgili kamu kurumlarıyla koordineli olarak hazırlanması, • Türk Standartlarının salt tercümeye dayalı olmaktan kurtarılıp, Türkiye’nin kabul ettiği uluslararası standartların çevirileri ile birlikte Milli Ekleri’nin tamamlanması, • Binaların sadece depreme dayanıklı olmaları değil, tüm anlamıyla çağdaş bina özelliklerini içeren, yapısal açıdan güvenli, enerji verimliliği yüksek, çevresel, ekonomik ve sosyal Sürdürülebilirliği yüksek binalar için standart ve yönetmeliklere uygun, teknolojik ve sertifikalı yapı malzemeleri ile tasarım ve uygulamanın sağlanması için bilinçlendirme ve denetim sisteminin geliştirilmesi, • Binaların tasarım, malzeme, imalat ve uygulama sürecinin belgelendirme ve denetiminin, sistemin kendi kendini denetleyecek şekle getirilmesi.
HABER
Türkiye Hazır Beton Birliği Başkanı Yavuz Işık: “16 yıl sonra Türkiye hala depreme hazır değil”
1
7 Ağustos Depremi’nin 16. Yıldönümü vesilesi ile Türkiye Hazır Beton Birliği Başkanı Yavuz Işık bir açıklama yaptı. Tehlikenin sanılandan daha büyük olduğuna ve üzerinden 16 yıl geçmesine rağmen hâlâ bir “deprem bilinci” oluşturulamamasına dikkat çeken Işık, Kentsel Dönüşüm çalışmalarının deprem araştırmalarına uygun olarak hızlanması gerektiğine dikkat çekerek KGS belgeli kaliteli hazır betonun kullanımının olası bir depremde birçok hayat kurtaracağı da ekledi. Türkiye Hazır Beton Birliği, 1999 yılında yaşanan 17 Ağustos Depremi’nin 16. Yıldönümünde, Türkiye’nin hala depreme hazır olmadığına tekrar dikkat çekti. Birliğin Başkanı Yavuz Işık yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Öncelikle 17 Ağustos Depremi’nde hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımızı saygıyla anıyoruz. Türkiye nüfusunun yüzde 95’i deprem bölgelerinde yaşıyor. Kentsel dönüşüm kapsamında yapılan risk tespiti ve yıkımlarda İstanbul başı
64
Nalbur Teknik.com / Eylül’15
çekiyor. İstanbul’da 27 adet “Riskli Alan” var. Şehirde bugüne kadar maalesef riskli binaların yaklaşık %15’i yenilenebildi. Bunun yanı sıra neredeyse 7 milyondan fazla konut depreme dayanıksız. Depremle ilgili yapılan açıklamalar ise büyük depremin çok da uzak olmadığını gösteriyor. Bu da işin aciliyetini gösteriyor. Bundan 16 yıl önce maalesef ihmalkârlığın ve umursamazlığın sonuçlarını çok acı ödedik. On binlerce vatandaşımız yaşamını yitirdi. Uzmanlar defalarca İstanbul’da büyük bir deprem olacağı ile ilgili uyarılarını yeniliyor. Peki ne kadar hazırız? Depreme karşı Türkiye’de sağlam ve sağlıklı kentleşme yolunda önemli adımlar atan THBB olarak, depreme dayanıklı yapılar için tüm malzemelerde olduğu gibi hazır betonun da üretim sürecinin tamamını kapsayacak şekilde denetlenmesi gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz. Bu hususta THBB üyelerinin ürettiği KGS belgeli kaliteli hazır betonun kullanılması büyük önem teşkil ediyor.” dedi. Sanılandan daha büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalacağımızı yineleyen Yavuz Işık, “Marmara Denizi’nin dibinde tespit edilen gaz ve su sızıntıları tehlikenin ne ölçüde büyük olduğunu bize kanıtlar niteliktedir. Kentsel dönüşüm konusunda ciddi kararlar alınması, bu kapsamda yapılacak çalışmaların deprem bilinci ile deprem araştırmalarına uygun olarak daha da hızlandırılması gerekiyor.” dedi. Dünyanın en aktif deprem kuşaklarından birinde yer alan Türkiye’de depremin hayatımızın bir gerçeği olduğuna dikkat çeken Işık, sözlerine şöyle devam etti; “THBB olarak hem üyelerimiz
hem de kamuoyu için depreme dayanıklı yapı tasarımı ve hazır beton uygulamalarını konu alan bilgilendirmeler yapıyoruz. Diğer taraftan ise üyemiz olan şirketlerin çalışanlarını olası bir depremde acil müdahale edebilmeleri için eğitiyoruz. Son olarak İstanbul Kalkınma Ajansı’nın deprem sonrasında müdahale kapasitesini geliştirmek amacıyla verdiği fon kapsamında AKUT ile işbirliği içinde üyelerimiz için bir tatbikat düzenledik.” dedi. Türkiye Hazır Beton Birliği Acil Müdahale Gönüllüleri Türkiye Hazır Beton Birliği, “THBB Bünyesinde İstanbul’da Olası Bir Afet Durumunda İlk Müdahaleyi Yapacak Kurumsal Kapasitenin Oluşturulması” projesi ile İstanbul Kalkınma Ajansı’ndan almaya hak kazandığı fon ile üyeleri için bir deprem tatbikatı düzenledi. İstanbul Kalkınma Ajansı’nın yaşam ve mekan kalitesi yüksek güvenli İstanbul şehrini yaratmak üzere; riskli bölgelerin tanımlanması ve risk azaltmada afet yönetimi konusunda kurumsal kapasitenin arttırılmasına yönelik afet yönetim sisteminin etkinleştirilmesi için hazırlanan “Afetlere Hazırlık” projesi kapsamında, AKUT tarafından THBB üyelerine 128 saatlik 7 farklı başlıkta verilen eğitim (Yangın Güvenliği ve Yangına Müdahale Eğitimi, Kapalı ve Kısıtlı Alan Eğitimi, Yüksekte Çalışma Eğitimi, Afet Organizasyonu, Enkaza Yaklaşma ve Enkaza İlk Müdahale Eğitimi, Teknik Kurtarma Malzemeleri ve Acil Durum Lojistiği Eğitimi, İlkyardım Eğitimi, Acil Durum Yöneticisi Eğitimi) sonucunda tatbikat gerçekleştirildi.
HABER
BİTÜDER Başkanı Kemal Çolakoğlu Korozyon binaları çürütüyor, deprem yıkıyor
H
er ne kadar bilinmese de 17 Ağustos yıkıımının en büyük nedeni binalarda su yalıtımı olmadığı için oluşan korozyon sonucu taşıyıcı sistemin zayıflamış olmasıydı. Yaşam kaynağımız olan suyun zararlı etkilerinin binalarımızı çürütüp depremde yıkılmalarının temel sebebi olduğunu biliyor musunuz? Depremler tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de en fazla yıkıma, can ve mal kaybına yol açan afetler arasında yer alıyor. Ülkemizde nüfusun yüzde 95 gibi büyük bir çoğunluğu deprem riskli bölgelerde yaşıyor. Yağmur, kar gibi herhangi bir yoldan yapılara sızan su, donarak veya kimyasal tepkimelere girerek, donatının özelliğini yitirmesine ve korozyona, yani paslanmaya neden oluyor. Oluşan korozyon ise yapıların taşıyıcı sisteminin çürümesine ve zamanla zayıflamasına sebep oluyor. Su yalıtımı olmayan binalarda 10 yıl sonra donatı başlangıçtaki taşıma kapasitesinin, belli koşullarda yaklaşık olarak yüzde 66’sını korozyon nedeniyle kaybediyor. Oysa su yalıtımı binaları suyun zararlı
66
Nalbur Teknik.com / Eylül’15
etkilerinden koruyarak güçlü olmasını sağlıyor. 1999 depreminde hasarlanan binaların yüzde 64’ünde sorun korozyondu Marmara’da 1999 yılında yaşanan depremde de birçok binanın yıkılma nedeni korozyon, korozyonun nedeni ise su yalıtımının yapılmamış olmasıydı. Yaşanan büyük 17 Ağustos depreminin ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi Hasar Tespit Komisyonu tarafından bir rapor hazırlandı. Hazırlanan rapora göre; 55 bin 651 konut ve işyerinde yapılan kontrollerde bu binaların yüzde 79’u hasarlı bulundu. İncelenen binaların yüzde 64’ünde nemin yol açtığı korozyon (paslanma), yüzde 41’inde malzeme eksikliği, yüzde 18’inde inşaat aşamasında betonun sulanması, yüzde 11’inde eskime ve yıpranma, yüzde 3’ünde proje hatası hasarların nedeni olarak belirlendi. Rapordan da anlaşıldığı gibi binaların zarar görmesindeki en büyük etken korozyon… Ve Türkiye gibi deprem kuşağında yer alan bir ülkede su yalıtımının hayati önemi olduğu açıkça belli. Maalesef Su Yalıtımı hala Binalarda zorunlu bir uygulama değil Su yalıtımının maliyeti bina maliyetinin sadece yüzde 3’ü kadar! “Depremde ayakta kalacak güvenli binalar inşa etmek istiyorsak su yalıtımı zorunlu olmalı” Su yalıtımının önemine dikkat çekmek için 17 Ağustos depreminin yıldönümünde açıklama yapan Bitümlü Su Yalıtımı Üreticileri Derneği (BİTÜDER) Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Çolakoğlu,
yapıları suyun zararlı etkilerinden koruyan su yalıtımının inşaat aşamasındaki maliyetinin, toplam bina maliyetinin sadece yüzde 3’ü kadar olduğunu açıkladı. Su yalıtımında doğru ürün seçimi ve doğru uygulamanın hayati önem taşıdığına da değinen Çolakoğlu, yapısı gereği su geçirmezliği en üst düzeyde olan, en uzun ömürlü malzemenin bitümlü su yalıtımı örtüleri olduğunu söyledi. Bitümlü su yalıtımı örtüsü seçerken de mutlaka CE Belgesi bulunan kaliteli ürünleri tercih etmek ve işin uzmanlarına uygulama yaptırmak gerektiğini vurgulayan Çolakoğlu, doğru ürün ve uygulama konusunda BİTÜDER’in uygulayıcılara teknik destek sağladığını da sözlerine ekledi. BİTÜDER Başkanı Kemal Çolakoğlu; Deprem kuşağında yer alan ülkemizde geçmişte çok büyük acılar yaşadık. Bilinçsiz yapılaşma dolayısıyla çok şiddetli olmayan sarsıntılarda dahi evlerimiz yıkılıyor, ciddi oranlarda can kayıpları meydana geliyor. 19 milyon konutun olduğu ülkemizde 6,5 milyonunun deprem açısından riskli bina statüsünde bulunduğunu görüyoruz. İstanbul’un, 19 ilçesinde son yapılan incelemelere göre 700 bin binanın 300 bininin riskli bina sınıfında olduğu ortaya çıktı. Bu çarpıcı rakamlar da su yalıtımının zorunlu olmasının gerekliliğini ortaya koyuyor, Deprem kaybını minimum düzeye indirgemek için su yalıtımı tüm binalarda zorunlu olmalı”” dedi.
HABER
ÇATIDER Yönetim Kurulu Başkanı M. Nazım Yavuz ÇATIDER, 17 Ağustos Depremi’nin yıldönümünde uyardı
Ç
atı Sanayici ve İş Adamları Derneği (ÇATIDER) Yönetim Kurulu Başkanı M. Nazım Yavuz, Türkiye’de standartlara uygun olarak yapılmayan milyonlarca çatının olası bir depremde büyük bir tehlike yaratacağını belirterek “Standartlardan uzak çatılar kadar, üzerlerine plansız şekilde yerleştirilen enerji panelleri, su depoları ve çanak antenler de deprem anında oluşacak zararı artırır. Hatta yıkıcı olmayan depremlerde bile çatı üzerindeki plansız yükler nedeniyle üzücü kazalar yaşayabiliriz” dedi. Çatı Sanayici ve İş Adamları Derneği (ÇATIDER) Yönetim Kurulu Başkanı M. Nazım Yavuz, 17 Ağustos Depremi’nin yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada, büyük bölümü birinci derece deprem bölgesinde yer alan Türkiye’de yapı güvenliğinin hayati öneme sahip olduğunu söyledi. Yavuz, “Türkiye’de standartlardan uzak yapılmış yaklaşık 7 milyon çatı var. Konut stoğunun yüzde
68
Nalbur Teknik.com / Eylül’15
60’ını 20 yaşın üstündeki binalar oluşturuyor ve kayıtsız konutlar var. Bu çatıların deprem, fırtına gibi doğal afetlerde risklere yol açmaması için uzman kuruluşlar tarafından kontrol edilmesi gerekir. Bununla birlikte çatılardaki plansız yükler de binalarımızın üzerinde büyük bir risk unsuru olarak bulunuyor” dedi. Yapının her noktası projelendirilmeli Yavuz, yapıların temelden çatıya kadar her bölümünün dikkatli projelendirilmesi ve inşa edilmesi gerektiğini vurgulayarak şunları söyleri: “Ana binanın taşıyıcı yapısı yıkılmadıkça (duvarlar, kirişler, parapetler, bacalar gibi) çatılarda yıkılmadan söz edilemez. Ana binanın yapısının sağlam ve dayanıklı olması halinde, üzerinde yer alan çatıyı her şart altında taşıması gerekmektedir. Deprem ve fırtına gibi afetlerde yaşanabilen çatı uçma olaylarının önlenmesi için çatıların uzman kuruluşlar tarafından yapımı ve kontrolü gerekiyor. Çatı bütünü içindeki, özellikle kalkan duvar, parapet duvarlar, baca gibi ağır yapı bileşenleri deprem sırasında yıkılmayacak, yapıdan ayrılarak çevreye savrulmayacak şekilde projelendirilmeli ve projeye uygun olarak inşa edilmelidir. Depremlerde yaşadığımız çatı yıkılmaları genelde bu sebeplerle yaşanmaktadır. Şiddetli rüzgârlı havalarda, fırtınalarda sıklıkla rastlanan çatı uçma olaylarının önüne geçilebilmesi için özellikle çatının binaya doğru bağlanmasına özen gösterilmelidir.” Çatı üzerindeki yüklere dikkat
edilmeli Tehlikeli bir çatının çevresi için tehdit oluşturduğunu kaydeden M. Nazım Yavuz, “Çatılarımızın üzerine enerji panelleri, su depoları, çanak antenler, baz istasyonları yerleştiriyoruz. Bu yükler usulüne uygun olarak yerleştiriliyorsa problem yaşanmaz ama ülkemizde maalesef buna uymayan çok sayıda örnek var. İzinsiz ve plansız yapılan ilaveler, rüzgar, fırtına, deprem gibi durumlarda üzerinde bulundukları yapı ve çevredekiler için ciddi yaralanma ve ölümlere sebep olabiliyor. Çatının bu tip sistemleri taşımadığı görüldüğünde tedbir alınmadan çatı üzerine ilave yükler konulmamalıdır. Türkiye’de çatılar sadece düşey kuvvetler göz önüne alınarak, uzman olmayan kişiler tarafından yapılabiliyor. Depremdeki yatay yükleri karşılayan çapraz bağlantıların çatı, kolon, makas düzlemlerinde yapılmaması veya eksik yapılması deprem anında hasar ve yıkımlara sebep olabilir” dedi. Yükler, betonarme yapıya sabitlenmeli Çatıların binadaki durumları gereği sürekli basınç ve çekmeye maruz kaldığını hatırlatan Yavuz, “Çatıların betonarme malzemeye bağlantıları, her yönde gelebilecek yükleri alabilecek şekilde uygulanmalıdır. Sadece çivilerle yapılan bağlantılarda uzun vadede performans düşer. Vida ve ankraj sistemleri kullanılmayan yani betonarme yapıya sabitlenmeyen yanlış uygulamalar, deprem açısından ciddi riskler oluşturur” diyerek uyarıda bulundu.
HABER
Hilti, deprem ülkesi Türkiye’de C2 Belgeli dübelin yasal zorunluluk olması gerektiğine dikkat çekti
H
ilti, ülke tarihinin en acı olaylarından biri olan 17 Ağustos 1999 depreminin 16. yıldönümü kapsamında “Türkiye’de Deprem Gerçeği ve Yapı Güvenliği” konusuna dikkat çekti. Yapı elemanlarını sabitleyen dübellerin ve taşıyıcı sistemlerin yapı güvenliği konusunda ne kadar belirleyici olduğunun altını çizen Hilti, deprem ülkesi Türkiye’de C2 deprem performans sınıfında dübel kullanımının yasal zorunluluk olması gerektiğini vurguladı. Yüzölçümünün yüzde 92’si deprem kuşağında yer alan ülkemizde, binaların depreme karşı güvenli olması hayati önem taşıyor. Ancak bilinenin aksine bu güvenlik sadece binanın depremde yıkılmaması anlamına gelmiyor. Hayati risklerin ve yaralanmaların önlenmesi için binanın sağlamlığı kadar elektrik tesisatı, asansör, dış cephe gibi yapı elemanlarını sabitleyen dübellerin ve taşıyıcı sistemlerin sağlamlığı da önemli. Bu konudaki inovasyonu ve ileri teknolojisi ile global inşaat sektörüne yön veren ve Türkiye’de de depremle bağlantılı ürün ve hizmetlerinin yanı sıra üniversiteler ve STK’lar ile gerçekleştirdiği ortak çalışmalarla dikkat çeken Hilti, 17 Ağustos depreminin yıldönümü öncesinde düzenlediği basın toplantısında binaların güvenliğine yönelik hayati önem taşıyan konuları masaya yatırdı. Hilti Global Teknik Pazarlama Müdürü Jorge Gramaxo’nun da konuşmacı olarak katıldığı basın toplantısında, İTÜ İnşaat Fakültesi Yapı ve Deprem Mühendisliği Bölümü Öğretim
70
Nalbur Teknik.com / Eylül’15
Üyesi Prof. Dr. Alper İlki, İnşaat Teknik Değerlendirme ve Bilimsel Araştırma Kurumu (İTBAK) Genel Müdürü ve Avrupa Teknik Değerlendirme Kuruluşları Birliği EOTA’nın Türkiye Temsilcisi Sinan Somer ve Hilti Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Cenk Çotur, deprem ülkesi Türkiye’de yapı ve bağlantı elemanlarının güvenliği konusunda kalite standartlarının yükseltilmesinin önemini vurguladılar. Can kayıplarının yüzde 10’u yapısal olmayan nedenlerden kaynaklanıyor Toplantının açış konuşmasını gerçekleştiren Hilti Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Cenk Çotur, Hilti’nin Türkiye’de önemle üzerinde durduğu deprem ve yapı güvenliği konusunda doğru dübel kullanımının ne kadar belirleyici olduğuna dikkat çekmeyi hedeflediklerini vurguladı. Çotur, “Kullanım amacı ve tasarımlarına göre değişmekle birlikte günümüzde inşa edilen yapıların tamamında, daha teknik olarak “ankraj” adı verilen, genelde “dübel” olarak bilinen yapısal ve yapısal olmayan bağlantılar yapılmak zorundadır. Bu alanla ilgili net bir istatistiki çalışma olmasa da geçmişte yapılan bazı çalışmalar, incelenen spesifik depremlerde can kaybı nedeni olarak yaklaşık yüzde 10 oranında yapısal olmayan nedenleri sıralıyor. En çok göze çarpan yapısal olmayan ve yapısal uygulama örnekleri ise cephe kaplamaları, asansör rayları, mekanik-elektrik bağlantılar veya filiz ekimi (yani mevcut bir taşıyıcı betonarme elemana ek olarak yapılan yapı elemanı gibi) uygulamalarıdır.
Ankraj çözümleri bu elemanların yapıya sağlıklı bir şekilde sabitlenmesini sağlar” dedi. Onaysız dübellere dikkat! Hilti olarak ilk C2 belgeli bazı dübellerin üretimini de gerçekleştiren, bu sistemin öncü firmalarından biri olduklarının altını çizen Çotur, “Bu konu Avrupa’da 2013 yılında ortaya çıkarak C2 belgeli dübel kullanımına zorunluluk getirildi. Biz de Hilti olarak, yapıların temel taşlarından biri olan ve Türkiye gibi bir deprem ülkesinde ortaya çıkacak kayıp ve hasarların giderilmesi açısından kritik düzeyde önem taşıyan doğru dübel kullanımı konusuna dikkat çekmek istiyoruz. Ülkemizde yapılan profesyonel ankraj uygulamalarının büyük bir kısmı standartlarda belirtilen testlere tabi tutulmamış ve ilgili onaylara sahip olmayan ürünler kullanılarak yapılıyor. Bu duruma en önemli sebep ise maalesef standart, yönetmelik ve şartnamelerde ankrajlara ait bölümlerin bulunmaması ve sahada ankraj uygulamalarının kontrolünün zayıf olması. Bu sebeple hali hazırda “sembol” olarak tanımlanan büyük projeler dışında çok fazla dikkate alınmayan doğru ankraj tasarımı ve uygulaması bilincinin ülkemizdeki tüm yapılarda oluşmasını sağlamayı amaçlıyoruz. Çünkü ankrajların öneminin göz ardı edilmesi durumunda, deprem sırasında bina içinde gerçekleşen bir kaza, domino taşı etkisiyle maalesef pek çok kazayı beraberinde getiriyor” dedi.
HABER
Eryap Grup CEO’su Emrullah Eruslu Depremin ne zaman geleceği belli olmaz binanızı bugünden koruyun
E
ryap Grup CEO’su Emrullah Eruslu dünyanın en etkin deprem kuşaklarının birinde yer alan ülkemizde sık sık şiddetli depremlerin olduğuna dikkat çekerek “Binalarda meydana gelen korozyonun önlenmesi için iyi bir su yalıtımı olması gerekiyor. Depreme karşı bina taşıyıcı sisteminin en önemli koruyucu kalkanı olan su yalıtımı, bina taşıyıcı donatısını korozyondan yani paslanmaktan koruyor. Marmara depreminde yıkılan binaların yüzde 64’ünde su yalıtımı olmadığı düşünüldüğünde depreme dayanıklı binalarda yaşamak için binaların su yalıtımı mutlaka yapılmalı. Aksi takdirde binalar 10 yılda taşıma kapasitesinin yarısını kaybediyor” dedi. Türkiye’yi yasa boğan 17 Ağustos Kocaeli depreminin ardından 16 yıl geçmesine rağmen ülkemizde deprem ve güvenli yapılar konusunda alınması gereken acil önlemlerin alınmadığına dikkat çeken Eruslu “Su yalıtımı da acilen zorunlu hale getirilmeli, aksi takdirde bir deprem ülkesi olan
72
Nalbur Teknik.com / Eylül’15
Türkiye’de can ve mal kayıpları ne yazık ki kaçınılmaz olacak. İnşaat aşamasındaki bir binaya su yalıtımının uygulanmasının maliyeti, toplam bina maliyetinin yalnızca yüzde 3’üne denk geliyor ve binanın güvenliği söz konusu olduğunda bunun ek bir maliyet olarak görülmemesi gerekiyor. Son zamanlarda gündemde olan kentsel dönüşüm sürecinin de bu açıdan önemli bir fırsat olacağına inanıyoruz. ‘’ dedi.
değinen Eruslu, yapısı gereği su geçirmezliği en üst düzeyde olan, en sağlam malzemenin bitümlü su yalıtımı örtüleri olduğunu belirtti. Bitümlü su yalıtımı örtüsü yapıları suya ve suyun olumsuz etkilerine karşı koruyarak yapıların ömrünü uzatıyor. Ürün seçimi yaparken mutlaka CE Belgesi bulunan kaliteli ürünleri tercih etmek ve işin uzmanlarına uygulama yaptırmak gerektiğini vurguladı.
Su yalıtımsız bina depreme karşı dayanıksız
Focus Membran, yapıların dayanıklılığını azaltarak ömrünü kısaltan su tehdidini ortadan kaldırırken, yapıların daha sağlıklı, güvenli ve konforlu olmasını sağlıyor. Binaların su yalıtımında suya karşı üstün koruma sağlayan Focus Membran ayrıca, çatı, temel, bodrum, bahçe ve teraslarda da su sızıntısı riskini tamamen ortadan kaldırıyor. Türkiye genelinde özel ve kamusal yapılarda yaygın kullanılan Focus Membran; Esenler Havaalanı Mahallesi II. Etap Kentsel Dönüşüm Projesi, Sultanbeyli Devlet Hastanesi, Sultangazi Devlet Hastenesi, Atatürk Havalimanı, Küçükçekmece Bahçeşehir Koleji, Başakşehir Fatih Terim Stadyumu, Antalya Olimpik Yüzme Havuzu, Alaçatı Marina, TBMM Yeni Hizmet Binası ve Ankara LÖSEV Doğal Yaşam Merkezi gibi önemli projelerin tercihi olmuştur. Focus Membran, ulusal ve uluslararası geçerliliği olan tüm sertifikasyonunu tamamlayarak tescilli bir marka olmanın tüm gereklerini yerine getirmektedir. Çeşitli ülkelere ihraç edilen Focus Membran’ın tüm ürünleri, AB normlarına uygunluk anlamına gelen CE standartlarına sahiptir.
Yalıtımda yapılan eksikliklerin, yapılarda korozyonun oluşmasındaki en önemli sebep olduğunun altını çizen Eruslu, “Yapılar; doğal hava koşulları, toprak tarafından emilen yer altı suları ve banyo, tuvalet gibi ıslak hacimlerde su kullanımı nedeniyle suya maruz kalıyor. Yapıya sızan su, yapıların taşıyıcı donatıları korozyona yani paslanmaya uğratarak kısa sürede yük taşıma kapasitesinin ciddi miktarlarda düşmesine, beton bütünlüğünün bozularak çatlak ve kırılmaların oluşmasına yol açıyor. Bir yapıdaki donatı 10 yıl sonra başlangıçtaki taşıma kapasitesinin, belli koşullarda yaklaşık olarak yüzde 66’sını korozyon nedeniyle kaybediyor ve donatının başlangıçtaki hesap değerlerini karşılayamamasına neden oluyor. Su yalıtımı olmayan binaların taşıyıcı sistem içindeki donatı demir yıllar içinde içten içe çürümeye başlıyor. Bu da olası bir depreme karşı binanın dayanıklılığını düşürüyor. “ diye konuştu. Su yalıtımında doğru ürün seçimi ve doğru uygulamanın hayati önem taşıdığına da
RÖPORTAJ
Dan Hananel Dan Hananel Burla Makina Ticareti ve Yatırım A.Ş Makina Bölüm Yöneticisi
Metabo akülü aletleri ile yüksek performans ve daha uzun çalışma süresi 74
Nalbur Teknik.com / Eylül’15
RÖPORTAJ
D
ünya metal sektöründe önemli markalardan biri olan Metabo, geliştirdiği akülü el aletleri sayesinde sektörde adından söz ettiriyor. Standart el aletlerinin ötesinde hem performans hem de çalışma süresini uzatan Metabo standartların dışına çıkarak sektöre yeni bir soluk getireceğe benziyor. Burla Makina Ticareti ve Yatırım A.Ş.’d e Makina Bölüm Yöneticisi Dan Hananel ile yaptığımız söyleşide Hananel’d en Metabo’nun performansı, akü hakkında merak edilenleri, satış sonrası hizmeti ve pazar payı ile ilgili bilgiler aldık. Metabo inşaat sektöründe isminden söz ettirecek Öncelikle belirtmem gerekir ki Metabo'd a 2015 yıl için bir çok yenilik var. Lansmanı yapılan ve yapılacak olan ürünlerin içerisinde özellikle inşaat sektöründe ses getirecek ürünler mevcut. İnşaat sektörü için özellikle ürün yelpazesi genişleyecek. Bu anlamda beton taşlamalar,
yeni nesil karıştırıcılar, taş kırma makinaları, lazer ölçüm cihazları ve ısıtıcılı ceket gelmeye başladı. Saydığımız ürünler Metabo bünyesinde var olan ürünler. Bu noktada planlanan önümüzdeki 2 yıl içerisinde ürünlerin daha da geliştirilerek piyasaya sunulması. Metabo yıllardır metal sektöründe liderliği oynarken bu yıl teknoloji alanında da kendini ön plana çıkararak inşaat sektöründe de isminden söz ettirmeyi hedefliyor. Ekim başında Metabo tarafından düzenlenecek ve bizlerinde katılacağı toplantıda bu konu daha da detaylandırılacak ve vizyon lanse edilecek. Metabo 2016 yılında tam anlamı ile sektöre hızlı girmeyi planlıyor. Ki zaten geçtiğimiz dönem içerisinde de Metabo, sürekli ürün güncellemesi yaparak sektörü canlı tutmayı başarmıştır.
taşlamalarda performans ve uzun kullanım oldukça önemli. Bu noktada Metabo yeni LIHD akü ile yüzde 67 daha yüksek performans sağlayarak aküden aldığı elektrik şebekeden alınan enerji kuvvetine eşit oluyor. LIHD teknolojisi ile akülerde ilk defa böyle bir performans yakalandı. Bu noktada ürünün kalitesi ile birlikte Metabo güvencesi de son kullanıcıya avantajlar sunuyor. Bu avantajların başında 15 yıl boyunca bağlantı sistemlerinin değişmemesi geliyor. Yani bu gün aldığınız cihaz 10 yıl sonranın pili ile de değiştirildiğinde çalışır durumda olacak. Akümüze 3 yıl koşulsuz garanti veriyoruz. Bu da piyasada olmayan bir uygulama ki biliyorsunuz akü makinadan daha pahalı bir parça. Bu durum da Metabo'nun sisteme olan güvenini gösterir.
Yüzde 67 yüksek performans ve garanti avantajı Daire testerelerde ve
Akülü aletler, her geçen gün pazar payını artırıyor Yeni teknolojide hem daha fazla güç var hem de gücün
RÖPORTAJ
6.2 Ah getirdiği yüzde 87 daha fazla çalışma süresi var. Akülü makinalar konusunda bizlerin gördüğü ve bayilerden aldığımız bilgiler sonucunda; akülü aletlerin iyi satıldığı noktalarda yaptığımız araştırmalarda elektrikli el aletleri içerisinde satış payı yüzde 30 ve 40’lara doğru gidiyor. Ki bazı pazarlarda akülülerin satışı yüzde 60’lara gelmiş durumda. Bizlerde bu noktada kendi içimizde o bölgelere yoğunluk vermeye çalışıyoruz. Özellikle Anglosakson bölgelerinde akülü aletlerin satışları oldukça fazla. Bu çok ciddi bir oran. Bu noktada renovasyon Türkiye’d e önem kazandıkça bizlerde ürün
76
Nalbur Teknik.com / Eylül’15
3.1 Ah çeşitliliğimizi artırıp pazara ve ihtiyaçlara uygun ürünler geliştirmeye ve son kullanıcıya sunmaya çalışıyoruz. İş geliştirme uzmanlarımız pazarda oldukça aktif Pazara sunduğumuz ürünü bayii kanalı ile etkinleştiriyoruz. Bunun yanı sıra iş geliştirme uzmanlarımızın bölgeleri gezmesi ile de ürünlerin tanıtımları gerçekleşiyor. İş geliştirme uzmanları bölgeleri gezerken sanayinin yoğun olduğu noktalara yoğunlaşarak belli noktalara sık
ziyaretler yapıyorlar. Bu noktada iş geliştirme uzmanlarımızın bizlere oldukça büyük katkısı oluyor. Bizlerde bu anlamda doğru adresleri aldığımız için verim almaya başladık. İş geliştirme uzmanları özellikle kendi bünyemizde yetişmiş işleyişin bütün noktalarına hakim kişilerden oluşuyor. Bayilerden ve bölgelerden aldıkları bilgi aktarımını bizlere aktararak bilgi paylaşımında bulunduk ve pazardaki istek ve
RÖPORTAJ
ihtiyaçları belirledik, böylelikle pazara sunduğumuz yeni ürünler hızlı bir şekilde ilerledi ve olumlu tepkiler aldık. Pazara ulaşımda online ortamı oldukça önemsiyoruz Geçen yıl metabo.com.tr’yi açmıştık. Bu yurtdışı sitesinin Türkçeleştirilmiş halidir. Bu yıl da Metabo olarak global açıdan site güncelleniyor. Oradan da yeni ürünlerimizi duyurmaya çalışıyoruz. Servis ve garanti hizmetleri online ortamda olacak Türkiye’nin her tarafında yüz civarı teknik servisimiz mevcut. Onlarla ilgili şimdilik bir sistem çalışmamız var. Bütün servis ve garanti takibini online yapabilmek adına yakında girecek sistem sayesinde bayilerimiz ile bu paylaşımlarımız online takibe dönüşecek. “Son dönemdeki kur
dalgalanmaları işleri çok etkiledi” 2015 yılı genel anlamda çok sıkıntılı geçmese de son iki ay bizleri zorladı diyebiliriz. Bayiler belirsizlikten dolayı stoklarına fazla alım yapmaktan çekiniyor, kurun dengesizliği korkuttu bayileri. Bayilerin satışları olsa da tahsilatta zorlandıklarını biliyoruz. Akülü aletlerde en iyiyiz Türkiye Dubai’ye bağlı fakat bütün ürünlerimiz Almanya’d an geliyor. Yıl içerisinde Metabo’nun iş geliştirme uzmanları Türkiye’ye geliyorlar ve koordinasyonlu bir şekilde planlarımızı oluşturuyoruz. Aküde son iki yıl içerisinde çok iyi bir ivme yakaladık. Ciro olarak Ortadoğu’d a en iyi değiliz fakat aküde en iyiyiz.
ÜRÜN TANITIMI
BOSCH’DAN 3 YENİ ÜRÜN Güç ve konfor arayanlara yeni Bosch Professional 18 Volt Vidalama-Delme Aleti
• • • •
63 Newton metre tork ile daha güçlü performans Ergonomik tasarımı sayesinde daha iyi tutuş Elektronik Motor Koruması (EMP) ile daha uzun kullanım ömrü Yeni 13 mm Auto-lock mandren seçeneği
Bosch Elektrikli El Aletleri Professional serisi yeni delme/ vidalama aletiyle profesyo-nel kullanıcılara güç ve konforu bir arada sunuyor. Bosch’un piyasaya sunduğu GSR 18-2-LI Plus Professional delme/vidalama modeli daha güçlü, ergonomik ve esnek yapısıyla benzerlerinden farklılaşıyor. Yeni geliştirilen 13 mm AutoLock mandren seçeneğiyle geniş uygulama aralığı sağla-yan GSR
78 Nalbur Teknik.com / Eylül’15
18-2-LI Professional, yüksek motor performansıyla daha yüksek tork gücüne ulaşıyor. Sert ve yumuşak vidalamalar için özel olarak tasarlanan model, kendinden ön-cekilere kıyasla daha güçlü ve etkili performans elde edilmesini sağlıyor. GSR 18-2-LI Plus Professional, ahşap üzerinde 38 mm ve çelikte 13 mm’ye yükseltilen maksimum delme çapıyla profesyonellerin en büyük yardımcısı olmayı hedefliyor. Aletin ahşap üzerinde maksimum vidalama çapı 8mm’ye ulaşabiliyor. Bu sayede marangozlar, doğramacılar, elektrikçiler ve tesisatçılar gibi profesyonel kullanım alanlarına güçlü ve çok yönlü delme/ vidalama imkânı sunuyor. Alternatif kullanım alanları, uzun kullanım ömrü
Bosch’un güç ve konfor arayanlar için özel olarak geliştirdiği model, dar ve ulaşması zor alanlarında daha güvenli ve rahat bir kullanım olanağı sağlıyor. Akü dâhil 1,5 kg’lık ağırlığıyla dengeli ve hafif olan GSR 18-2-LI Plus Professional, ergonomik tasarımıyla da şantiye alanları, atölyeler ve endüstriyel üretimdeki seri uygulamalar için ideal bir alet. Elektronik Motor Koruması (EMP) sayesinde aşırı ısınmalara karşı motoru otomatik durdurarak daha uzun kullanım ömrü sağlayan GSR 18-2-LI Plus Professional, LED aydınlatma ve kemer klipsi özelliğiyle de profesyonel kullanıcıların vazgeçilmezi olmaya aday.
ÜRÜN TANITIMI
Zor Uygulamalar için dayanaklı ve güçlü Bosch Professi-onal Kırıcı-Delici
• • •
1700 Watt motor gücü ve 18 Jul darbe gücü ile yüksek performans Titreşim kontrollü veya kontrolsüz iki model seçeneği Azaltılmış titreşim seviyesi sayesinde daha uzun kullanım süresi
Bosch Elektrikli El Aletleri Professional serisi yeni kırıcıdelici aletleriyle en zor uygulamalarda bile beklenen dayanıklılığı ve gücü sunuyor. Bosch ’un piyasaya sunduğu 12 kg’lık GBH 12-52 DV Professional ve GBH 12-52 D Professional kırıcı-delici modelleri, 1700 watt motor ve 18 jul darbe gücüyle eski modellere kıyasla daha yüksek performans elde edilmesini sağlıyor. Aletlerin özellikle yatay kırma veya delme işlemlerinde yüksek performans özelliği ön plana çıkıyor. Bosch GBH 12-52 DV Professional modeli akıllı 3 kat titreşim
sönümleme sistemi ile aletin kullanım ömrünü artırıyor. Titreşim sönümleme sistemi delme işlemi sırasında aleti 10 m/s² düşük titreşim seviyesine düşürürken, kırma işlemi sırasında ise titreşim seviyesi 8 m/s² düşüyor. Bu oranlarla kendinden önceki modellerden yüzde 50 daha az titreşim seviyesine ulaşabiliyor. GBH 12-52 DV Professional kullanıcılarının onaylanmış çalışma süresi, kullanıcı başına günlük 2 saatten daha uzun oluyor. Bu da uygulama sü-resince çalışma verimini artırıyor.
Kolay kırma işlemi, uzun servis ömrü Bosch’un her iki kırıcı-delici modeli, devam eden işlemler için özel tetikleme kilidine sa-hiptir. Tetik kilidi, kullanıcılar delme modundan kırma moduna geçtikleri anda otomatik olarak aktifleşir. GBH 12-52 DV “Turbo Power” fonksiyonu ile
optimize edilmiş perfor-mansı garanti eder çünkü alet kırma modundaki rotasyon için gerekli olan enerjiyi ilave kırma gücüne dönüştürür. Yine her iki alet de zor uygulamalarda kullanılmak için tasar-lanmıştır. Dayanıklı metal bileşenleri aletlere uzun servis ömrü sağlar. Kırıcı delicinin di-ğer ek özelliği ise, devam eden işlerde sabit elektronik ve kömür fırçasının değişmesi gerektiğini gösteren servis ekranıdır. Bu şekilde kullanıcılar servis ekranından kömür fırçasının ne zaman değişmesi gerektiğini kolayca takip edebilir.
Hepsi bir arada: Bosch’tan komple sistem Bosch Elektrikli El Aletleri Professional serisi kullanıcılarına elektrikli el aletleri, toz em-me sistemi ve aksesuarları kapsayan komple bir sistem sunmaktadır. Yeni 12 kg kırıcı-delici aleti de bu sistemin bir parçasıdır.
ÜRÜN TANITIMI
Dremel 3000 ile projeler hayal gücünüzle sınırlı
D
ünyada yüksek hızlı ve çok amaçlı el aletlerinin üreticisi olarak bilinen Dre-mel, en popüler ürünü kablolu çok amaçlı el motoru Dremel 3000 ile hobicile-ri Dremel’in renkli dünyasına davet ediyor. Dremel 3000, hobi uygulamaları için değiştirilebilen devir ayarıyla hassas çalışmalara izin verirken ergonomik tasarımıyla mükemmel şekilde kavranabiliyor ve uzun süreli projeler için tüm konforu bir arada sunuyor.
80 Nalbur Teknik.com / Eylül’15
Dremel 3000: Kullanışlı, işlevsel ve zengin aksesuar desteği
Dremel 3000 yenilikçi EZ döndürülebilir uç başlığı ile kusursuz birçok amaçlı el motorudur. Bu yeni özellik sayesinde aksesuar değiştirirken penseti sıkmak ve gevşetmek için bir anahtara gerek duyulmaz, anahtar mekanizması aletin uç başlığına entegre edilmiştir. Alet kullanıcıya kullanışlı ve hafif gövdesi ile beraber rahat bir kavrama sunar. Farklı alanlarda gravür, takı tasarımı, mobilyaların
özelleştirilmesi ve ayrıca ahşap işlemeleri gibi dekoratif projeler için Dremel çok amaçlı el motoru aksesuarları kullanılabilir. Takı tasarımından moda aksesuarlarına, ev dekorasyon malzemelerinden ahşap işlemeleri ve maket yapımına kadar tüm alanlarda Dremel 3000 ile yapacaklarınız hayal gücünüzle sınırlıdır. Dremel’in renkli dünyasını keşfetmek ve yüksek kaliteye çok uygun fiyatlara sahip olmak için Dremel 3000 tüm yetkili bayi ve yapı marketlerden satın alınabilir.
ÜRÜN TANITIMI
MAPA Alto Plus 260 - Kompozit uygulamalar için doğru kimyasal el koruması
B
u ürün, ihtiyaç duyan son kullanıcıyı ikna etmeyi bilir. Mapa Professionnel’in kullanıcılarından biri ile ortaklaşa geliştirilerek, gerçek ortamlarda test edildi ve onaylandı. Süreç 2014’d e başladı. Rüzgar türbini kanatları üretiminde ve satışında lider olan LM Wind Power özel bir istekte bulundu. “Endüstriyel işlemde, kanat yapısını oluşturmak için tekstil destek yapılarının üzerine reçine uygulanıyor ve bu kompozit malzeme bir kalıp üzerine hazırlanıyor” şeklinde açıklıyor Mapa Professionnel İş Geliştirme
82 Nalbur Teknik.com / Eylül’15
Müdürü Marie-Ariel Bouchez. Çalışanların ellerini korumak için bu konuya adanmış eldivenlere ihtiyaçları vardı.” Ve bu LM Wind Power kriterlerine göre, piyasada bulunan eldivenlerle çözülemeyen bir problemdi. LM Wind Power ile birlikte Mapa Professionnel, LM Wind Power için ürün geliştirmeye karar verdi ve bir çözümle geldi. MarieAriel Bouchez, “Ar-Ge merkezimizin yoğun tesler gerçekleştirmesi ve doğru uygulama için en uygun eldivenleri belirlemesi için,
müşterimizle uygulama değerlendirme çalışmaları yaptık” diyor. O zamandan beri, LM Wind Power çalışanları bu eldiveni kullanıyor ve Mapa Professionnel ile işbirliği sürüyor… Hikaye bitti mi? Kesinlikle hayır! “Bu çözümümüz için pazardan bir talep olduğunu biliyorduk” diyor Marie-Ariel Bouchez. Aslında, Rüzgar Santralleri Endüstrisi’ne ek olarak, yeni ALTO PLUS 260 ile birçok sektör ilgilenebilir : Otomotiv, Havacılık, Tekne üretimi ve Spor malzemeleri üretimi gibi. Bu inovatif eldiven, polyester reçine gibi kimyasallara karşı
ÜRÜN TANITIMI
yüksek seviyede korumayı garanti ediyor. “Doğal lateksden imal edilen ALTO PLUS 260, ilk geliştirilen versiyona göre güçlendirilmiş ve daha kalın - 0.8 mm et kalınlığında. Alto Plus 260 ile, elle yapılan laminasyon gibi reçineyle temas olan tüm komzosit üretimlerinin üstesinden gelebilirsiniz.” İyi nüfuz etme süresi Aynı kategoride diğer eldivenlerden ayıran nokta ise nüfuz etme süresinin uzunluğu. “LM Wind Power tarafından yapılan testlerde eldiven dayanıklılığını gösterdi, arttırılmış kalınlık ile şimdi daha güçlü.” ALTO PLUS 260 ayrıca el hassasiyeti, esneklik ve konforu da bir araya getiriyor. “OSHA tarafından yayınlanan son çalışmaya göre, eldiven giyilmemesi el kazalarına %70 oranında sebep olurken, uygun olmayan eldiven giyilmesinin kazalarda ki payı %30. İşte bu yüzden, böyle konularda çok yoğun çalışıyoruz” diyor Marie-Ariel Bouchez. Son kullanıcılar için tekrar dizayn edildi Pamuk havı emridilmiş ALTO PLUS 260, iyi bir ter emilimi sunuyor. Tırtıklı dış yüzeyi, kaygan nesnelerle çalışmaya uygun. Marie-Ariel Bouchez ekliyor, “Kimyasal ve ıslak ortamlarda sızdırmazlık mükemmel.” Gerçek ortamlarda test edilen yeni eldiven, kendisini ispatladı. Bundan sonra herkes LM Wind Power tarafından yapılan seçimin sebebini anlayacak.
84 Nalbur Teknik.com / Eylül’15
ÜRÜN TANITIMI
Yeni sezon renkleri ile doğayı evinize taşıyın
M
odern dünyanın hızlı döngüsü ve şehir yaşamının karmaşasından doğaya sığınma vakti. Son yıllarda hızla yükselen “doğallık” akımı, 2015-2016 Sonbahar-Kış sezonuna da damgasını vuracak. Tamamen natürel ve doğanın içinden gelen renklerin hâkim olduğu bir sezon bizi bekliyor. DYO Kalite Kontrol ve Renk Sistemleri Müdürü Berna Gürsular Akal’ın önerileri ile yeni sezonun renk şifrelerini keşfetmeye ne dersiniz? Üstelik Akal, DYO’nun ‘Renksetter’ı Renk Pınarı’nın binlerce farklı renk tonu arasından belirlediği kodlarla, seçim yapmanızı da kolaylaştırıyor. Kaçış noktamız evlerimize ve yaşadığımız tüm mekânlara, doğanın huzurunu ve dengesini taşımakta zorlanmayacaksınız. Yaz bitti diye üzülmeyin çünkü güneşin içimizi ısıtan etkisini yeni sezonda sarı ve turuncunun farklı tonları ile duvarlara yansıtmak elimizde. 2015-2016 Sonbahar-
86 Nalbur Teknik.com / Eylül’15
Kış sezonunda, sarının hemen hemen her tonunu ve açık turuncu renkleri görebileceğiz. Bu renklere; toprak tonlarının yanı sıra tarçın, zencefil gibi baharat tonları eşlik edecek. Sarı ve Turuncu tonlar için DYO’nun 2090-Güz, 2626-Sınav Sarısı, J072, G071, N072, H073, J075, J078, K075, L077, K079, J079, Y113, K081, K082, S079; Toprak ve Baharat tonları için 1225-İncekum, 5579-Vizon, 7252-Alaçatı, 7962-Alüvyon, X047, K122, Y095, Y045, Y002, L084, Y044, L097, Y054, M075, Y062, X013, G110, G112, V102, X056, H104, V120, H105, G106 renklerine göz atabilirsiniz. DYO Kalite Kontrol ve Renk Sistemleri Müdürü Berna Gürsular Akal’a göre; Sonbahar, hava değişimlerinin sıkça yaşandığı bir dönem olduğundan mavinin açıktan koyuya uzanan tonları da öne çıkıyor. Bu arada griyi unutmamak lazım… Haki yeşiller de yine sezonun renk şifreleri arasında yer alıyor. Akal;
S010, X152, K004, L002, J027, N018, L027, M027, Y137, X138, M029, L001, F164, H162, J163, Y083, X092, L046, Y124, Y087, X151, Y145, K061, N063 ve M063 renkleri arasından Mavi, Yeşil ve Gri’nin zevkinize uygun bir tonunu mutlaka bulacağınızı vurguluyor. Uluslararası renk otoritesi Pantone’nin 2015 yılının rengi olarak belirlediği ve bu yıl moda ve tasarım dünyasından ev dekorasyonuna kadar hemen her alanda iz bırakan Marsala, yeni sezonda da popülerliğini sürdürüyor. Kırmızının cazibesini, toprak tonlarının doğallığı ile harmanlayan Marsala, kullanıldığı tüm mekânlara sıcaklığını yansıtıyor. Bu yönüyle özellikle salon, yemek odası ve mutfak duvarlarında ideal olan Marsala trendini; M132, L125, N128, M133, Y032, M136, N135, M133, Y160, M125 ve M131 renk kodları ile yakalamanız mümkün.
ÜRÜN TANITIMI
Eryap markası Focus Membran yüzde 35 daha fazla performans sağlıyor
E
ryap, su yalıtımı konusunda lider markası Focus Membran’ın arduazlı ürünlerinde ürün geliştirme (Ür-Ge) çalışması yaparak, ürünlerin fiziksel yapısını güçlendirdi. Focus Membran, yapıların
90 Nalbur Teknik.com / Eylül’15
dayanıklılığını azaltarak ömrünü kısaltan su tehdidini ortadan kaldırırken yapıların daha sağlıklı, güvenli ve konforlu olmasını sağlayarak binaların ömrünü uzatıyor. Binaların su yalıtımında suya karşı üstün koruma sağlayan
Focus Membran ayrıca, çatı, temel, bodrum, bahçe ve teraslarda da su sızıntısı riskini tamamen ortadan kaldırıyor. Bir yüzeyinde renklendirilmiş bazalt granülleri kullanılarak üretilen arduazlı
ÜRÜN TANITIMI
membranların üretimi artık geliştirilmiş granüllerle yapılıyor. İyileştirme yapılan Focus Membran arduazlı ürün grubunda; yüzeye tutunma özelliği artırıldı ve dışarıdan gelen su, rüzgar vb. etkilere karşı ürünün daha dayanıklı hale gelmesi sağlandı. Görüntü olarak da daha olumlu etki oluşturduğu gözlenen bu geliştirme sayesinde TS EN 12039-Çatılarda su yalıtımı amaçlı bitümlü levhalarGranüllere Yapışma Tayini’ne göre yapılan testlerde %35 daha olumlu sonuç elde edildi.
Sağlıklı ve konforlu yapılar için su yalıtımı; su yalıtımı içinFocus Membran
Focus Membran, yapıların suyun neden olduğu olumsuz etkilere karşı korunması ve yaşam alanlarında konforlu bir su izolasyonu sağlanması amacı ile kullanılan; yapıların temel, perde, bodrum, bahçe, teras ve çatılarında, köprü, viyadük gibi farklı yüklere maruz kalan yapılar için de uygun bir su izolasyon malzemesidir. Focus Membran bitüm esaslı bu yalıtım malzemesi olup, içerisinde yapısını güçlendirici çok farklı polimerler içermektedir. Bu polimerler malzemeye çok farklı dayanımlar katmakla beraber ürünün kolay uygulanmasında ve mükemmel bir izolasyon sağlamasında başrol oynamaktadır. Polimerlerle takviye edilmiş bitüm, farklı çekme, kopma ve yırtılma dayanıma sahip polyester ya da cam tülü taşıyıcılar kullanılarak nihai özelliklerine ulaşmaktadır.
92 Nalbur Teknik.com / Eylül’15
Taşıyıcı özellikleri ile doğru orantılı olarak farklı detaylarda ve iklim şartlarında uygulama ve kullanım kolaylığı sunmaktadır. Focus Membran, ulusal ve uluslararası geçerliliği olan tüm sertifikasyonunu tamamlayarak tescilli bir marka olmanın tüm gereklerini yerine getirmektedir. Çeşitli ülkelere ihraç edilen Focus Membran’ın tüm ürünleri, AB normlarına uygunluk anlamına gelen CE standartlarına sahiptir. Geniş ürün çeşitliliği ile Türkiye genelinde özel ve kamusal yapılarda yaygın bir şekilde kullanılan Focus Membran’ın, Bayrampaşa
Forum AVM, Selçuk Üniversitesi, Kırşehir 300 yataklı Devlet Hastanesi, İstanbul Başakşehir Pazaryeri Toplu Konutları ve son olarak Ankara’d a yapımı devam eden Savunma Sanayii Müsteşarlığı Yeni Hizmet Binası projesi gibi önemli referansları bulunuyor. Türkiye’d e inşaat ve yalıtım sektöründe lider markaların üreticisi Eryap, gelişen pazar ihtiyaçları ve firma hedefleri doğrultusunda yüksek kalitede ürün geliştirmek amacıyla İstanbul Silivri, Sakarya Hendek ve Gaziantep tesislerinde Ar-Ge ve Ür-Ge faaliyetlerine hız kesmeden devam edecek.
HABER
Filli Boya’dan çocuklar için “Bilim Kampı”
F
illi Boya, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı işbirliği, TÜBİTAKTÜSSİDE ve akademisyenlerin desteği ile maddi olanakları sınırlı çocuklara yönelik bir projeye imza attı. “Bilim Kampı” adı verilen bu proje 26 Ağustos tarihinde İstanbul Modern’de bir lansman ile basına duyuruldu. Projede, maddi olanakları sınırlı çocukların her türlü gelişimine destek verecek bir dizi eğitim ve faaliyetten geçirilerek hayata daha donanımlı hazırlanmaları hedefleniyor. Filli Boya Yönetim Kurulu Üyesi Mert Erdoğ’un projenin çocuklar için önemini aktardığı, Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Ayşegül Metindoğan’ın sunumuyla devam eden
94
Nalbur Teknik.com / Eylül’15
lansmana, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan Çocuk Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı İslam Emiroğlu katıldı. Kadın sorunlarına yönelik duyarlılığını koruyan Filli Boya, geleceğin çağdaş kadınlarını desteklemek amacıyla “Bilim Kampı” isimli projeyi hayata geçiriyor. Proje ile hem kadının hem de genel olarak toplumun “kadının” var olan gücünü fark etmesini sağlamak ve bu anlamda toplumsal bir dönüşümün önünü açmak hedefleniyor. Ancak bu dönüşümün yalnızca kadınların dahil edildiği bir müdahale programı ile mümkün olamayacağını düşünen proje destekçileri, hem kız hem de erkek öğrencileri bu KAMPA dahil ediyor.
Modellemesiyle Türkiye’de bir ilk Dünyada ve Türkiye’de yapılan bilimsel çalışmalar göstermiştir ki, kurum bakımı imkânları ne kadar iyileştirilirse iyileştirilsin, bir çocuğun gelişimi için en ideal ortam ailesi ile birlikte yaşadığı ve desteklendiği bir ortamdır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da bu bilimsel gerçekler ışında politikalarını belirlemekte ve korunmaya muhtaç çocuğun kurum bakımına alınmasına esas oluşturacak nedenin ekonomik yoksunluk olması halinde, bu kişilere ve ailelerine kurum bakımı yerine, ekonomik yardım ve diğer destekleyici sosyal hizmet uygulamalarıyla ailenin parçalanmadan bir arada yaşamasına fırsat sağlamaktır. Filli Boya, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve TÜBİTAK TÜSİDE işbirliği ile gerçekleştirilen ve modellemesiyle Türkiye’de bir ilk olan bu projede, kurum bakımına alınmadan sosyo-ekonomik destekle aileleri yanında desteklenen akademik başarısı yüksek çocukların gözlem, keşif, sorgulama, problem çözme ve model oluşturma becerilerini geliştirmeleri hedeflenmektedir. Çocukların söz konusu becerileri kullanarak farklı disiplinlerin nasıl bir arada çalıştıklarını uygulamalarla özümsemeleri ve günlük yaşamlarındaki
HABER
sorunların bilimsel tekniklerle nasıl çözümleneceğinin atölye çalışmaları ile farkına varmalarının amaçlandığı çalışmanın keyifli geçmesi de dikkate alınan bir diğer konu olmuştur. Konuyla ilgili olarak etkinlikte konuşan Filli Boya Yönetim Kurulu Üyesi Mert Erdoğ : “Bu projeyi desteklemedeki temel amacımız, kadını ve kadın eğitimini desteklemekti. Ancak biliyoruz ki kadın ve erkeğin birlikte dönüşmesi toplumu da dönüştürüyor. O nedenle bu kampta maddi olanakları sınırlı kız ve erkek çocukların zihinsel ve duygusal açıdan güçlendirilmesi ve onlara bilimsel bakış açısı kazandırmayı amaçladık. Kamplarda çocukların bilimin eğlenceli ve heyecan verici doğasını keşfetmeleri ve bilim insanlarıyla yapılacak etkileşimli çalışmalar yardımıyla bilim dünyasının ulaşılamaz olduğuna yönelik önyargıları yıkmak bir diğer amacımız.” Proje hakkında yorumda bulunan Filli Boya Kurumsal İletişim ve Halkla İlişkiler Müdürü Selda UZUN: “Türkiye genelinde yaklaşık 68.200 çocuğun, aileleri yanında bakımları sağlanarak sosyal ve ekonomik anlamda desteklendiğini, bu çocukların 37 binini kız, 31 binini erkek öğrencilerin oluşturduğunu ifade ederek, “Filli Boya Bilim Kampı Projesi ile akademik alanda başarılı olma potansiyeli olan bu çocuklara bilimsel bakış açısı kazandırmayı, kendilerine olan güvenlerini desteklemeyi ve geleceğe umutla bakmalarını sağlamayı amaçlıyoruz.” demiştir.
HABER
Her Genç Bir Renk, Gelecek Bilimle Renklenecek Proje ile çocukların içinde bulundukları ortamın dışına çıkarak farklı bir deneyim kazanmalarını sağlamak ve ekip çalışmaları ile hayata entegrasyonları amaçlanmaktadır. Kamp eğitim programı bireysel oyunlara ve rekabete dayalı uygulamalara yönelik değil; birlikte ahenk içinde çalışarak ekip ruhunun öne çıkarılacağı bir biçimde tasarlanmıştır. Bu modelin temel ortak paydası olarak da BİLİM, yani bilimsel bakış açısının sunduğu, merak etmek, hayal etmek, araştırmak ve keşfetmek seçildi. Öğrencilere bilimin sevilebileceğini, bilimsel çalışmalara katılmanın zor olmadığını, aslında bilimin hayatımızın her alanında olduğunu deneyimleterek, hayata tutunmaları için temel bir zemin sunuldu. Yaz döneminde kampa alınan çocukların, sömestr döneminde de tekrar kampa çağrılması yoluyla çocuklara sunulan desteğin devamlılığı sağlanacaktır. İlerleyen yıllarda çocukların kamplara tekrar katılmalarının sağlanması ve bu çocukların kampa ilk kez katılacak çocuklara rehberlik yapması da hedeflenmektedir. Böylece tek seferlik dokunuşlar yerine çocuklarla sürdürülebilir ve daha etkili bir iletişim kurulması da sağlanabilecektir.
96
Nalbur Teknik.com / Eylül’15
Neden “Sosyal ve Ekonomik Destek” Kapsamındaki Çocuklar?
• Bilim kampına seçilen çocuklar Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan sosyo-ekonomik destek alarak ailesi yanında kalan ve akademik başarısı yüksek çocuklardır. • Bu çocuklar,hayatları yokluk ve yoksunluklar içerisinde devam eden dezeavantajlı çocuklardır ve bu nedenle risk grubundadırlar. • Güven duygusu geliştirememiş bu çocuklar, tam da ergenlik döneminde yani kendilerini ve kimliklerini sorguladıkları bir dönemde kendilerine olumlu hedefler koyamayabilirler. • Kendilerini, ailelerini, çevrelerini ve geleceğini hep “kötü” olarak algılamak da bunun bir sonucu olarak ortaya çıkabilir. Oysaki sağlıklı olan kötünün yanında iyinin de olabileceğini, başarısız olunan deneyimler yanında başarılı olanların da yaşanabileceğini düşünebilmektir. • Yalnız olmadıkları, kendileri gibi pek çok çocuğun olduğu, onların da umut edebilecekleri, merak edebilecekleri, bilimin ve gelişimin onların hayatının da bir parçası olabileceği hatırlatılmalıdır.
Neden Bilim?
• Cinsiyete göre düzenlenmiş iş bölümlerinin olduğu toplumsal yapı sebebiyle kız öğrencileri, bazı mesleklere uygun olmadıklarını ya da yapamayacaklarını düşünerek çalışma hayatına etkin katılamıyorlar. Hatta son zamanlarda yapılan bilimsel çalışmalara rağmen, hala erkeklerin bilime ve matematiğe çok daha yatkın oldukları, kız çocuklarının ise sözel becerilerinin daha güçlü olduğu yönünde bir inanç var. Üstelik bu inanış hem toplumsal anlamda, hem de akademik yaşamda etkinliğini sürdürüyor. • Bu yargıyı değiştirmek, kız ve erkek çocuklarının meslek seçimlerini kalıplara göre yapmamaları ve her alanda var olabileceklerini anlamaları için “bilimi” ilk basamak olarak seçtik. • Bu kamp boyunca bilimi bir meslek olarak seçebileceklerini gösterdiğimiz gibi, bilimsel ve rasyonel düşüncenin onlara hayatlarının her alanında yardımcı olacağını gösteriyoruz.
Proje’nin Hedefleri
• Grup çalışmaları, paylaşımları, çeşitli grup/oyun terapi yöntemleri kullanılarak desteklenecek olan bilim etkinlikleri ile kampın, zihinsel ve duygusal olarak tam destek sağlaması, dezavantajlı çevrelerden gelen kız ve erkek öğrencilerin eğlenerek ve öğrenerek “güven ve başarma duygusunu” deneyimlemeleri, • Bilim Kampı’na katılan çocukların bir sonraki yıl kampa yeni katılacak çocuklara Akran mentörlüğü yaparak sorumluluk ve özgüven duygusunu geliştirmeleri, • Başlangıçta ve programın bitiminde katılımcı ergenlerin matematik ve bilim özyeterlilik algılarının ölçülmesi, • Gerekli görüldüğü takdirde okul dönemlerinde de İl Milli Eğitim yetkilileri onayıyla katılımcı çocuklar ve onların ve öğretmenleriyle görüşmeler yapılarak öğrencilerin gelişiminin takip edilmesi; bu takip ile paralel olarak projenin çocukların zihinsel ve ruhsal gelişimine olan katkısının ölçümlenmesi.
ÜRÜN TANITIMI
AEG’den yeni nesil kömürsüz motor akülü matkap
A
EG, elektrikli el aletleri sektöründe 1898 yılından bu yana yüksek performanslı ürünler üretmeye devam ediyor. Aradan geçen yüzyılı aşkın süredir özellikle kablosuz aletlerdeki teknolojik yatırımlarıyla kendisinden söz ettiriyor. Hücre kontrol sistemi, elektronik akım koruması, tek bataryayla tüm gamı kullanabilme özelliği bunlardan sadece birkaçı. AEG tüm bu özelliklere ilave olarak ürün yelpazesini yeni nesil kömürsüz motor akülü darbeli ve darbesiz matkaplarla geliştirdi. Üstelik rakiplerine göre birçok artı özellikle de inovasyonda öncü olduğunu bir kez daha göstermiş oldu.
BSB 18 CBL LI 4.0 Ah Kömürsüz Darbeli Akülü Matkap
Kömürsüz motorun avantajları nedir?
Kömürsüz motorlarla çalışan makinalar, kömürlü motorla çalışan makinalara nazaran daha az bakım gerektirir. Ayrıca daha uzun kullanım ömrü ve daha üstün performans elde etmenizi sağlar. Bununla beraber bataryadan çektiği enerji kömürlü motorlara göre daha az olduğundan batarya kullanım sürenizi de artırır.
Kömürsüz Darbeli Akülü Matkap
AEG kömürsüz motorlu makinaların rakiplerinden farkı nedir?
AEG kömürsüz motorlu makinaları rakiplerinden ayıran en önemli özelliği, batarya ile tetik ve motor arasındaki iletişimdir. Elektronik devre ile sağlanan bu iletişim sayesinde cihaz uygulamaya göre güç üretir. Daha az Newton gücüne ihtiyaç duyulduğunda tetik ve motor bunu otomatik algılar ve bataryadan gerektiği kadar enerji çeker. Bu da hem cihazınızı aşırı ısınmadan kaynaklı arızalardan korur, hem de akünüzün daha geç boşalmasını sağlar.
Kolay değişebilir 13 mm mandren yapısı sayesinde köşe ve dar alan vidalama uygulamalarında da kullanılabilir. Mandrensiz uzunluğu sadece 151 mm’dir. 75 Nm tork gücü, dakikada 2.100 devir hızı ve çift vites özelliği onu bu alanda eşsiz kılıyor. Konum mandalı delme, darbe ve vidalama moduna hızlı geçiş yapabilmenizi sağlar. Ahşapta 45 mm, betonda 14 mm ve metalde 13 mm çapında matkap ucu ile kullanabilirsiniz. Karanlık alanlarda ise LED aydınlatması size yardımcı olacaktır. Şarj seviyesini de gösteren 18 volt 4.0 amper bataryası ile ekstra uzun kullanım ömrü sizi bekliyor. Aynı zamanda 2.0 amper versiyonu da vardır.
BS 18 CBL LI 2.0 Ah Kömürsüz Akülü Matkap
Kömürsüz Darbeli Akülü Matkap
Darbe özelliği tercih etmeyen kullanıcılar için tasarlanmıştır. Darbeli modele göre daha hafiftir. 60 Nm tork gücü ve birinci viteste maksimum 550 dv/dk, ikinci viteste ise maksimum 2.100 dv/dk ile birçok zorlu uygulamanın üstesinden kolaylıkla gelmektedir. Ahşapta 45 mm, metalde de 13 mm çapında matkap ucu ile kullanabilirsiniz. Uygulama alanını aydınlatan LED ışığı ve şarj seviyesini de gösteren 18 volt 2.0 amper bataryası sayesinde işiniz yarım kalmaz.
AYIN NALBUR VE HIRDAVAT TOPTANCISI
Emrah Durası Metin Durası Emrah Durası - Metin Durası
GÜVEN MAKİNA e-hırdavat.com
“Mutlu bir müşteri kitlesine sahip olmak şu an sektördeki en değerli şey”
98 Nalbur Teknik.com / Eylül’15
AYIN NALBUR VE HIRDAVAT TOPTANCISI
G
üven Makina’nın 3’üncü kuşak işletmecilerinden Emrah Durası geleneksel ticari hayatın yanı sıra 2006 yılında E-HIRDAVAT. com sitesini kurarak ticari hayatın çemberini genişletmiş. Babası Metin Durası’dan edindiği tecrübe, e-ticaret alanında aldığı eğitimler ve yerinde yaptığı incelemeler sonucunda hem teorik hem de pratik alandaki donanımını tamamlayan Emrah Durası ile yaptığımız söyleşide, Durası: “Mutlu bir müşteri kitlesine sahip olmak şu an sektördeki en değerli şey diye düşünüyorum. Bu yüzden müşteri memnuniyetine ve çözüm odaklılığa önem verdik.” diyerek, teorik donanımını ticari hayat ile birleştirmenin öneminden bahsediyor aslında. Emrah Durası ile yaptığımız röportajda e-ticarete dair ipuçları, sektörel değerlendirmeleri ve ticari hayatını yakından tanıma fırsatı bulduk. Keyifli okumalar.
“2006 yılında E-HIRDAVAT.com adı altında da e-ticaret yapmaya başladık”
Güven Makina‘nın kuruluşu 1945 yılına uzanıyor. Dedem Enabil Durası tarafından kurulan bir firma olan Güven Makina, 1987 yılında da babam Metin Durası ve amcalarım tarafından şirketleştirilip ticaret hayatına devam etti. Makina imalatıyla başlayan ticari hayatımız, hırdavat sektörüne de geçiş yaparak devam ediyor. 2006 yılında da tarafımca kurulan E-HIRDAVAT.com adı altında da e-ticaret yapmaya başladık.
“Her biri kendi alanında kabul görmüş firmalarla çalışıyoruz”
AYIN NALBUR VE HIRDAVAT TOPTANCISI
söylemeliyim. İşimizi geliştirmek için sürekli mücadele etmemiz de bizi diğer firmalardan ayıran en önemli özelliğimiz. Bireysel düzeyde de işimle ilgili daima kendimi geliştirmeye yönelik adımlar atıyorum. E-ticaret üzerine yüksek lisans eğitimime devam ediyorum. Yurtdışında e-ticaret ve kendin yap alanında birçok kaynak araştırdım ve bu işi bizzat yerinde gözlemleme fırsatı buldum. İşi biraz ilerletip e-ticaret ile alakalı yazılarımı paylaştığım kişisel bir blog sitesi açtım. E-ticaret ile ilgili yazılarımı www.yerliyapim.com sitesinde bulabilirsiniz. İş anlamında, biz her kategoride bir marka ile çalışmayı hedefledik ve o markada güçlü olmaya çalıştık. Aynı şekilde sektörel anlamda da do-it yourself (kendin-yap) kanalını hedef seçtik ve bu alana yatırımlar yaptık. Mutlu bir müşteri kitlesine sahip olmak şu an sektördeki en değerli şey diye düşünüyorum. Bu yüzden müşteri memnuniyetine ve çözüm odaklılığa önem verdik.
Bosch Elektrikli El Aletleri, Ceta Form El Aletleri, Karbosan Aşındırıcı Taşlar, Kanca El Aletleri güçlü olduğumuz bayilikler. Bunlar içerisinde Bosch firmasına ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Böyle kurumsal bir firma ile çalışmak kendimi geliştirmemi sağladı ve bana ciddi anlamda değer kattı. Ayrıca yapmış oldukları etkinliklerle de Türkiye çevresinde paha biçilemez dostluklar kazanmama sebep oldular. Distribütörlük anlamında ise hırdavattan biraz uzak,
100 Nalbur Teknik.com / Eylül’15
internet üzerinden satışını yaptığımız hobi aletleri ile ilgili çalışmalarımız var. Şu an her biri kendi alanında kabul görmüş firmalarla çalışıyoruz. Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, İsviçre, Almanya gibi ülkelerden ürünler getiriyoruz. Ayrıca Pruva ismiyle kendimiz yurtdışında ve yurtiçinde ürünler ürettiriyoruz.
“Bireysel düzeyde de işimle ilgili daima kendimi geliştirmeye yönelik adımlar atıyorum” Öncelikle işimi severek yaptığımı
“Üyelerimizle buluşmalarımız hem keyifli hem de tanıtım açısından çok faydalı oldu”
Sektördeki kâr oranlarından dolayı aşırı bir pazarlama faaliyeti yaptığımız söylenemez. Ufak bütçelerle bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Önceleri internet üzerinden reklamlar daha az rekabetçi olduğu için ufak bütçelerle güzel işler çıkartıyorduk ama şu anki durumda bunu yapmak maalesef mümkün değil. Bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz etkinlikler içerisinde İstanbul, Trabzon, Uşak ve Eskişehir’de yapmış
AYIN NALBUR VE HIRDAVAT TOPTANCISI
olduklarımız, sanal ortamda tanıdığımız üyelerimizle yüz yüze görüşme fırsatı yakalamamızı sağladı. Üyelerimizle buluşmalarımız hem keyifli hem de tanıtım açısından çok faydalı oldu
“Türkiye’de son kullanıcı fiyat odaklı”
Türkiye’de son kullanıcı aşırı derecede fiyat odaklı. Mağazacılıkta olmasa bile e-ticarette fiyatınız iyi olmazsa satış yapma şansınız çok az. Ama bazen ucuz ürün alacağım diye e-ticaret bilmeyen ya da ürünleri sitesine öylesine koymuş olan sitelerden yapılan alışverişler son kullanıcıları maalesef üzmektedir. Bu acı tecrübelerden dolayı artık son kullanıcı güvenilir sitelerden alışveriş yapmaya daha çok özen gösteriyor.
“Bizim için zor müşteri yok, kötü niyetli müşteri var”
E-Ticaret müşterisi sizin adınıza, sitenize güvenip ürünü alıp alışverişini sanal ortamda yapıyor. Mağazaya gelen müşteri ise ürünü ve sizi doğrudan karşısında görebiliyor. Bu ikisinin davranış yapıları birbirinden çok farklı. Her iki tarafta da
bizim için en zor müşteri ne alacağını bilmeyen müşteri. Ancak e-ticaret müşterisi bu konuda bizi biraz daha zorluyor; bunun da nedeni iade durumları. Mağaza müşterisi ürünü gördüğü için içeriği bilmese de mağazadan çıkarken aldığı üründen emin ve mutlu ayrılıyor ama e-ticaret müşterisi maalesef ürünü görmeden ve bilmeden aldığında sorunlar yaşayabiliyoruz. Aslında bizim için zor müşteri yok, kötü niyetli müşteri var. Onlara denk gelmediğimiz sürece müşterinin her türlü problemiyle baş edebiliyoruz.
“Eskiden Ankara’ya malzeme satmak için dil dökerken, şu an Bulgaristan’dan bir sanatçıya ücretini alıp direkt kargo ile ürün gönderebiliyoruz”
Başlarda bu konuda çok sıkıntı çektik ama sonrasında bu güven sorununu aştık. Bunda en önemli etken, güçlü bayiliklerimizin olması ve E-HIRDAVAT.com markasının arkasında Güven Makina’nın olması idi. Güven Makina’nın yerel gücünü kullanarak E-HIRDAVAT. com ismiyle beraber Türkiye çapında bir marka yarattık.
Distribütörlüklerimiz ve Türkiye’de yapılan uluslararası etkinliklere vermiş olduğumuz destekler ve sponsorluklarımız, uluslararası anlamda da bizi güçlü bir hâle getirdi. Eskiden Ankara’ya malzeme satmak için dil dökerken, şu an Bulgaristan’dan bir sanatçıya ücretini alıp direkt kargo ile ürün gönderebiliyoruz.
“İnşaat sektöründe ciddi bir hızlanma olacağını düşünüyorum” Türkiye’de kentsel dönüşüm yasasından dolayı inşaat sektöründe ciddi bir hızlanma olacağını düşünüyorum, bu da sektörün ileride daha da hareketleneceğini gösteriyor. Ayrıca e-ticaret anlamında, ithalatçı ve distribütör firmaların direkt internet üzerinden satış yapacağını, hatta bununla alakalı altyapıyı şimdiden kurmaya başladıklarını düşünüyorum. Bu yüzden, bizim gibi internetten satışa başlamayı düşünen hırdavatçılara bu işe hiç kalkışmamalarını öneriyorum. Çünkü, bugün bayiliğini yaptıkları markalar, mal aldıkları toptancılar yarın e-ticaret sitesi kurup ürünlerini kendileri satacaklar.
HABER
İSVEA, CERA ile stratejik işbirliği anlaşması imzaladı
I
SVEA, Türkiye’nin üretim gücünü arkasına alarak global pazarda hızlı bir şekilde büyümeye devam ediyor. İtalyan ISVEA, Hindistan vitrifiye seramik sektörünün en büyüklerinden CERA ile gerçekleştirdiği stratejik işbirlikteliğiyle tüm tasarımlarını Hindistan’da satışa sunuyor. Yapı sektörünün ihracat gücüne ivme kazandıracak bu önemli işbirlikteliği, ISVEA İcra Kurulu Üyesi Ömer Türker, CERA Genel Müdürü Atul Sanghvi ve ISVEA CDO’su (Chief Design Officer) Ettore Giordano’nun ev sahipliğinde yapılan imza töreni ile gerçekleşti. İki büyük markanın gerçekleştirdiği işbirliği çerçevesinde; ISVEA, İtalyan tasarım kültürü ve anlayışıyla hayata geçirdiği tüm tasarımlarını CERA’nın güçlü dağıtım ve pazarlama ağıyla birlikte Hintli tüketicilerle buluşturacak. Hindistan pazarında iddialıyız Sahip olduğu üretim gücüyle birlikte sektörde damga vuran tasarımlara imza atan İtalyan ISVEA, Hindistan’ın en büyük vitrifiye seramik üreticisi CERA ile gerçekleştirmiş olduğu bu stratejik işbirlikteliğiyle global pazardaki büyümesine hız kesmeden devam ediyor. ISVEA İcra Kurulu Üyesi Ömer Türker, Hindistan pazarında üst segment açığını kapatabilecek bir İtalyan markası olduklarını ve geniş ürün portföyüyle birlikte uluslararası platformlarda ilk tercih edilen markalar arasında yer aldıklarını vurguladı. Türker,
102
Nalbur Teknik.com / Eylül’15
“CERA ile gerçekleştirmiş olduğumuz bu işbirlikteliğiyle küresel anlamda ne kadar güçlü bir marka olduğumuzu kanıtladık. Hindistan’ın en büyük seramik üreticisi CERA ile böyle bir işbirlikteliğine imza atmak da ayrıca gurur verici. Ödüllü İtalyan tasarımcılar ve yenilikçi ürünlerle geniş kitlelere ulaşabilme yeteneğimiz ve üretim gücümüz bizi uluslararası platformlarda ilk tercih edilen markalar arasına taşıyor. CERA ile 20 yıla kadar uzayabilecek bir sözleşmemiz var. Bu sebeple Hindistan pazarında iddialıyız ve gelişmekte olan bu pazarda yüksek bir pazar payı hedefliyoruz” dedi. Bu işbirlikteliğiyle sektördeki gücümüzü artırıyoruz İmza töreninde konuşan CERA Genel Müdürü Atul Sanghvi, “Hindistan’ın en büyük banyo çözümleri firmalarından biriyiz. ISVEA ile gerçekleştirdiğimiz işbirlikteliği ise sektördeki iddiamızı ortaya koyuyor.
ISVEA’nın sahip olduğu üretim gücü ve tasarım anlayışıyla birlikte sektöre yön verecek çalışmalara imza atacağımıza olan inancım sonsuz. Türkiye pazarı için, ticari ilişkilerimizi mümkün olan en güçlü noktaya taşıdığımıza inanıyoruz. Birlikte yeni projeler üretmeye devam edeceğiz” dedi. Hindistan’a İtalyan ISVEA tasarımları damgasını vuracak İtalyan tasarım anlayışına getirdikleri inovatif yaklaşım ile her zevke hitap eden, her banyoya uyarlanabilen, farklı alanlar için farklı çözümler sunabilen ISVEA, ödüllü tüm tasarımlarını CERA ile gerçekleştirdiği işbirlikteliğiyle Hintli tüketicilerin beğenisine sunuyor. Anlaşma kapsamında İtalyan ISVEA’nın birbirinden şık ve özgün tasarımları, CERA’nın sahip olduğu güçlü satış, pazarlama ve dağıtım kanallarıyla müşterilerle buluşacak ve 100’ ün üzerinde üst segment showroomlarda sergilenecek.
BÖLGE ESNAFININ SESİ DERYA İNŞAAT MALZEMELERİ - MERSİN
Kaliteli ürünler istenilen talebi görmüyor Kimyasalları, Dekor Rulo, Hassan bulunmaktadır. Bayiliğini yaptığımız markalarla önemli sorunlar yaşadığımız söylenemez. Karışlıklı olarak bayilik şartlarını yerine getirdiğimizden dolayı herhangi bir sorun yaşanmamaktadır. Bayilerimizi seçerken öncelikle dikkat ettiğimiz kriterlerin başında satış sonrası hizmet gelmektedir. Satış sonrası hizmetin önemine inanan bir firmayız. Bu nedenle bayiliğini yaptığımız tüm markaların bu konuda ciddi çalışmaları var.
M
ersin, Adana ve Malatya’da hizmet veren Derya İnşaat Malzemeleri yetkililerinden Ali Kış ile yaptığımız söyleşide Kış; Rekabetten dolayı istenilen karlılığı elde edemediklerini, kalite-fiyat endeksi dikkate alındığında iyi ve kaliteli ürünlerin maalesef istenilen talebi göremediğini belirtti. İhtiyaç duyulan bütün ürün gruplarını müşterilerimize tedarik ediyoruz. Derya İnş.Malz.San.ve Tic.Ltd.Şti. 1988 yılında kardeşlerin bir araya gelerek kurmuş oldukları bir aile şirketidir. Mersin – Adana ve Malatya’da hizmet vermekteyiz. Firma bünyesinde 30 çalışanımız var. Sekterön durumu ve yaşam standardı dikkate alınarak fiyat politikamızı belirlemekteyiz. Firmamızın çalışma prensibi içinde bulunduğumuz sektörün gerektirdiği en iyi şartlar düşünülerek oluşturulmuştur. Her türlü inşaat malzemesi bulunan
104 Nalbur Teknik.com / Eylül’15
firmamız bünyesinde, bir inşaatın başlangıcından bitimine kadar ihtiyaç duyacağı bütün ürün gruplarını müşterilerimize tedarik ediyoruz. Bayiliğini yaptığımız markalar arasında; DYO – Casati Boya, Çimsa Hazır Beton, Çimsa Çimento, Gaziantep Ytong, Knauf Alçı – Alçıpan, Knauf İnsulation Yalıtım, Gf Hakan Plastik, Creavit (çanakçılar) Vitrifiye – Armatür, Kale Kilit, Fixa Yapı
2015 yılının sektörümüz için durağan bir yıl olduğunu gözlemlemekteyiz. Bölgesel olarak kentimiz ticari anlamda Türkiye ortalamasının üzerinde olduğunu ekonomik verilerden görüyoruz. Kentimiz sektörel olarak çeşitlilik arz eden bir ticari yapıya sahiptir. İnşaat, tarım, otomotiv, turizm, gıda vb. sektörlerinin hareketliliği mevcuttur. Sektörel olarak genel bir değerlendirme yapacak olursak; bölgemizde hırdavat sektörü rekabetten dolayı istenilen talebi ve karlılığı elde edememektedir. Kalite – fiyat endeksi dikkate alındığında iyi ve kaliteli ürünler istenilen talebi görmemektedir.
BÖLGE ESNAFININ SESİ DENİZ TİCARET - TOKAT
Deniz Ticaret Suat Deniz- Kadir Deniz
“Rekabet olan yerde bereket vardır”
T
okat’ın Niksar ilçesinde 1980 yılından beri Deniz Ticaret ile nalburiye ve hırdavat alanında ticari yaşamını sürdüren Suat Deniz ticaretin en büyük sermayesinin insanlara doğru, dürüst ve disiplinli hizmet sunmak olduğunu belirtirken, sürekli yenilikten yana olduğunu aktardı. Suat Deniz ile işletmecisi olduğu Deniz Ticareti yakından tanıyarak sektöre dair görüş ve düşüncelerini aldık.
106 Nalbur Teknik.com / Eylül’15
Amacımız ticaretin en büyük sermayesi olan insanlarımıza doğru, dürüst ve disiplinli bir hizmet sunmak Tokat’ın ilçesi Niksar’da 1980 yılında 5m2’lik bir dükkânda ufak çaplı çalışarak ticaret hayatına Deniz Ticaret adıyla atıldık. Amacımız ticaretin en büyük sermayesi olan insanlarımıza doğru, dürüst ve disiplinli bir hizmet sunmaktı.
O yıllarda çakmak tamiri daha sonra çilingircilik, kilit tamiri ve anahtar yapımıyla işe başladık. İşimizde biraz yol aldıktan sonra insanların ihtiyaçları doğrusunda hareket etmeye karar verdik. Kilit, çakmak, menteşe, kapı kolu, çivi, vida vb. gibi küçük nalbur ve hırdavat malzemeleri ile devam ettik. İnsanların ihtiyaçları istekleri ve geçen zaman çeşitliliği araştırmaya
BÖLGE ESNAFININ SESİ DENİZ TİCARET - TOKAT
yöneltti ve bu yolda ilerlemeye karar verdik. Ürünü gruplarımız arasında hırdavat, nalburiye, boya, elektrik malzemesi, av malzemeleri, sıhhi tesisat, dekorasyon ev gereçleri, anahtar ve çilingir hizmeti, elektrikli el aletleri, yapı ve inşaat malzemeleri yer almaktadır. Bayisi olduğumuz firmalar ise: Marshall, Merbolin, Stihll, Löwe, Barbieri, Viking, Dewalt, Black Decker, Kl, Ridgit, Atlas, Kurtbomsan, Makina ve Kimya Endüstrisi, Mantosür Isı Yalıtım Sıvası, Sarsılmaz, Derya Silah, Canaş Anahtar, Nobel, Pimador, Bosch, Dekor, Hassan gibi birçok bayisi olduğumuz ürün grubuyla hizmet vermekteyiz. Bu ürünlerin tercih sebebi en başta
108 Nalbur Teknik.com / Eylül’15
kalite, güvenilirlik ve yaygın servis ağıdır. Bayi ile firma arasında toplantılar olmalı Bayilikler kârlı fakat alınan ürünün ödeme vadesi bölgenin ve üründeki talebin potansiyeline göre olmalıdır. Bayii ve firma arasında görüş alışverişi ve zaman zaman bayii toplantıları yapılması gerekmektedir. Bayilerimize önce kendimiz inanıyor sonra satışa çıkarıyoruz Satış sonrası hizmet konusunda genel olarak çalışmakta olduğumuz firmalarda sıkıntı bulunmamaktadır. Biz firma olarak sattığımız ürünlerin
kalitesine ve güvenilirliğine önce kendimiz inanmaktayız, sonra değerli müşterilerimize sunmaktayız. Kampanyaları takip ediyoruz Deniz ticaret ailesi olarak 10 personel çalışmaktadır. Çalışma prensibi olarak en başta dürüstlük ve disiplini ilke edindik. Sonrasında görev dağılımı ile çalıştığımız arkadaşlara sorumluluklar yükledik. Böylece herkes yapması gereken işin bilincinde olarak çalışmaya devam etmektedir. Deniz Ticaret olarak müşterilerimize en kaliteli malzemeyi en uygun fiyatlara sunabilmek amacıyla çalışmaktayız. Bu doğrultuda
BÖLGE ESNAFININ SESİ DENİZ TİCARET - TOKAT
kampanyaları ve fiyatı düşen ürünleri takip ederek stoktaki ihtiyaçlar doğrultusunda mal alımı yapılır, belli kar oranlarıyla müşterilerimize sunulur. 2015 yılı yoğun ve yorucu geçiyor 2015 yılı diğer yıllara göre daha yoğun ve yorucu geçti. Bu yıl yoğunluk ve insanların isteklerini yerine getirme çabası bizleri yordu. Biz de Deniz Ticaret ailesi olarak bu yoğunluğa ve ticari alandaki yenilik ve değişikliklere nasıl ayak uydururuz diye çözüm yolu aramaktayız. 2016 hedefimiz daha geniş bir alanda, daha fazla ürün çeşidi ile müşterilerimize hizmet vermek ve kurumsallaşmaktır.
110 Nalbur Teknik.com / Eylül’15
Rekabet olan yerde bereket vardır Bölgemizde insanların talepleri doğrultusunda nalburiye hırdavat ve inşaat sektörü gün geçtikçe ilerlemektedir. Bu sebeple yeni işletmeler yeni meslektaşlarımız her geçen gün artmakta ve rekabet ortamı oluşturmaktadır. Bizlere göre rekabet olan yerde bereket vardır. Ticareti zevkli hale getirende budur. Kentimizin ticari potansiyeli bölgemize göre çok iyi denilemez fakat her geçen gün iyileştiği gözle görülebilir derecededir. Bayilerimizden eğitimler bekliyoruz Hırdavat sektörü sürekli yenilenen bir sektördür. Yenilikleri takip etmeyen ticarethanelerin bu sektörde barınamayacağını düşünüyoruz.
Bu yeniliklerden ürünlerini sattığımız firmalar tarafından haberdar olmak ve ürünler hakkında çalışanlarımızı bilgilendirecek seminerler yapılmasını istiyoruz. Bölgemiz bu konuda biraz zayıf kalıyor. Bu mesleği yapıyorsak değişime ve yeniliğe karşı koyamayız Son olarak; yaptığımız iş sonu olmayan bir sektördür. Bu mesleği yapıyorsak değişime ve yeniliğe karşı koymamamız, her gün bir şeyler öğrenmeye açık olmamız gerekmektedir. En önemlisi ise bu işi sevmek ve yeni büyüme yolları aramaktır. Deniz Ticaret ailesi solarak bütün meslektaşlarımıza ticaret hayatlarında başarılar ve hayırlı işler diliyoruz.
BÖLGE ESNAFININ SESİ ADADEKOR - İSTANBUL
Adadekor Yapı &Tasarım İnşaat Malzemeleri Dış Ticaret Yönetim Kurulu Başkanı Abdülhamit Fidan
“Markaların, ürün yelpazelerini gereksiz genişletilmesi stok maliyetlerini artırıyor”
A
dadekor Yapı &Tasarım İnşaat Malzemeleri Dış Ticaret Yönetim Kurulu Başkanı Abdülhamit Fidan ile yaptığımız söyleşide Fidan; yapı sektörüne dair önemli sorunları dile getirdu. Abdülhamit Fidan: “Sektörde profesyonel satış pazarlama ekiplerinin olmaması, her markada gereksiz ürün yelpazelerinin genişletilmesi stok maliyetlerini artırmakta. Aynı zamanda Türk Ticaret Kanunu’nun esnafı
112 Nalbur Teknik.com / Eylül’15
koruyamaması ve sermayesiz ortamda rekabet ortamının oldukça geniş olması sektöre ciddi zarar veren bir başka etmen.” dedi. Satış ve uygulama sonrası hizmet bir arada Adadekor Yapı &Tasarım İnşaat Malzemeleri Dış Ticaret 2000 yılından beri profesyonel olarak seçkin markaların satış pazarlama ve uygulamasını ev, ofis mobilyalarının satışını
aynı zamanda SCHELL Armaturentechnologie Fotoseli Armatür (Almanya üretici marka) ürün Türkiye Distribütörü olarak yapı sektöründe hizmet göstermektedir. Adadekor Yapı& Tasarım Dış Ticaret 2000 yılında Maltepe/Adatepe / İstanbul'da 650 m2 showroom olarak Abdülhamit Fidan tarafından kurulmuş olup ilk hedefte bulunan eski ev işyeri ve ofis gibi alanlarda
ADADEKOR - İSTANBUL BÖLGE ESNAFININ SESİ
müşterilerimizi yapı sektöründe bir ilki başararak satışını yaptığımız ürünlerin hem satışını gerçekleştirip hem de ürünleri doğru uygulamayı sağlayıp satış sonrası da bu sektörde hizmet vermektir. Haraketliliğin ve sirkülasyonun en fazla olduğu marka ise VitrA / Artema İç mimari yapı malzemeleri ev iç, ofis içi fayans, kalebodur, mutfak banyo dolapları, musluk armatür grupları, ankastre cihazları, vitrifiye malzemeleri laminat masif parke, yerli ithal granitler, duş küvetleri ve kabinleri, mutfak tezgah, cimstone mermer, corien tezgah gurupları, ısıtma soğutma sistemleri mimari tasarım uygulama ürün gamımızda yer almaktadır. En hareketle ürün grupları arasında ahşap ve banyo bölümleri bulunuyor. Bu önemli ürün gamı içerisinde çözüm ortaklarımız olan seçkin VitrA/Artema ,Teka, Franke, Orka, Kalekim, Petek Banyo, Bien Seramik’tir. Haraketliliğin ve sirkülasyonun en fazla olduğu marka ise VitrA / Artema’dır. Bayilerin son kullanıcıya satış yapması olumsuzluklara neden oluyor 2009'dan itibaren bayiliğini yaptığımız markaların bire bir şantiyelere girmesi, müşterilerimize ve müteahhit firmalarımıza ürün tanıtımı ve satışını sunması, bizim gibi yüklenici firma olarak az karlarla bayilerin sırtına yük vermesi nedeniyle son zamanlarda ticarette olumsuz satış ve riskler oluşmaktadır.
Piyasa ortamında fiyat belirsizliği, zararına mal satışları, yeni kurulmuş firmaların çok risk almaları, muadil ve taklit ürünlerin çoğalması, işten anlamayan satıcı, müteahhit, uygulayıcı firmaların çoğalması, yapı sektörü içerisinde olumsuzluklara neden olmaktadır. Piyasa ortamına ayak uydurarak rekabet ortamına ayak uyduruyoruz Fiyat politikamızı belirlerken, piyasa ortamına ayak uydurarak rekabet ortamında fazla etkilenmeden doğru ürünü doğru uygulamayı seçmeyi tercih ediyoruz. Satış sonrası hizmetlerimizi nihai tüketici ve yüklenici firma ara piyasa ortamında daha uygun fiyat vaade sunmakta önceliklerimiz arasında. 2015 hedefinde yeni projeler var Piyasa ortamının etkileyeceği secim ve uluslar arası piyasa normunda yönetim kurulumuzun aldığı hedeflere 2015 yıl sonu itibari ile ulaşılacağını tahmin ediyoruz. Türkiye genelinde kentsel dönüşümün perakende uygulama satışını ciddi oranda düşüreceğini, toptan satışlarda rekabet ortamının fazla olacağını, karlılıkların düşme oranının büyümesi nedeniyle 2015 yılı 3. çeyrek dönemi itibariyle firmamız inşaat konut projelerinde kendi arsaları ve kentsel dönüşüme giren konutların yenilenmesi gibi projeleri hayata geçirmeyi planlıyor.
BÖLGE ESNAFININ SESİ ADADEKOR - İSTANBUL
Malzeme ürün fiyatlarının çok fazla rekabetçi olması nedeniyle iç piyasada ve firmamızda istenilen satış yakalanamıyor Kentsel dönüşüm, fabrikaların şantiyelere direk malzeme satışının gerçekleştirmesi, fabrikalarda istenilen zamanda malzemelerin bulunmaması, temin sürelerin uzun olmasından dolayı kentsel dönüşümde arsa oranlarının yüksek oluşu, maliyetlerin konut projelerinde yüklenici firmanın mal alımında daha kısıtlı davranması, malzeme ürün
114 Nalbur Teknik.com / Eylül’15
fiyatlarının çok fazla rekabetçi olması nedeniyle iç piyasada ve firmamızda istenilen satış yakalanamamış büyümede negatif bir ortam oluşmuştur. Yaşanan sektörel sıkıntılar İnşaat sektöründe, perakende toptan ve uygulamada ciddi satışlar olmasına rağmen riskli ve karsız satışlardan dolayı her geçen dönemde daha seçici davranıyoruz. Bunun sonucunda da piyasa ortamında güven sıkıntısı yaşanıyor. Sektörde profesyonel
satış pazarlama ekiplerinin olmaması, her markada gereksiz ürün yelpazelerinin genişletilmesi stok maliyetlerini artırmakta. Aynı zamanda Türk Ticaret Kanunu’nun esnafı koruyamaması ve sermayesiz ortamda rekabet ortamının oldukça geniş olması sektöre ciddi zarar veren bir başka etmen. Bu saydığımız sıkıntılar sektöre zarar vermenin yanı sıra karlılık oranını da düşürmekte aynı zamanda da işi ehli ile yapan tüccarların sektörden ayrılmasına neden olmaktadır.
HABER
Mantolama hakkında doğru bilinen yanlışlar
Y
alıtım konusunda kamuoyunu ve sektörü bilinçlendirmeyi amaç edinen İZODER, binalarda ısı yalıtımının önemli bir unsuru olan mantolama hakkında doğru bilinen yanlışları açıkladı. Kulaktan dolma yanlış bilgilere karşı, bilimsel veriler ışığında doğru bilgileri paylaşmayı görev edindiklerini belirten İZODER Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen, “Günümüzde birçok yapıda kullanılan mantolama; son derece güvenilir, sağlıklı, yangına karşı dirençli ve önemli ölçüde enerji tasarrufu sağlayan bir ısı yalıtımı sistemidir” dedi. Türkiye’de yalıtım bilincinin ve yalıtım sektörünün
116
Nalbur Teknik.com / Eylül’15
geliştirilmesi misyonuyla faaliyet gösteren İZODER (Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği), binalarda ısı yalıtımı sağlayan mantolama sisteminin güvenilirliği konusunda çalışma başlattı. Isı yalıtımı sistemlerinden sorumlu olan İZODER Isı Yalıtım Komisyonu’nun yaptığı araştırma sonucu, mantolama hakkında merak edilen konular, bilimsel verilerle değerlendirildi. Daha önce yapılmış test sonuçlarının da dikkate alındığı çalışmanın sonunda, mantolama hakkında bilinmesi gereken gerçekler, 5 başlık altında sıralandı. Mantolamanın birçok yapıda güvenle kullanıldığını
vurgulayan İZODER Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen, “Kalitesiz yalıtım malzemesi ve hatalı işçilik konularında her zaman tüketiciyi uyaran İZODER olarak, mantolama sistemi hakkında da kamuoyunu bilgilendirmeyi görev edindik. Konut ve işyerlerindeki enerji tüketimini önemli ölçüde azaltmanın ve her mevsim konforlu yaşamanın yolu, binalarımıza ısı yalıtımı yaptırmaktan geçiyor. Sağlıklı bir yapıya sahip mantolama sisteminin ayrıca yangın performansına ilişkin testlerden de başarıyla çıkması, bu uygulamanın ne kadar güvenilir olduğunu ortaya koyuyor” diye konuştu.
HABER
İşte, İZODER Isı Yalıtım Komisyonu’nun araştırmasıyla hazırlanan, 5 maddede mantolama hakkında doğru bilinen yanlışlar; YANLIŞ: Mantolama malzemeleri kanserojen madde içerir DOĞRU: Mantolama malzemelerinin kanserojen madde içermesi söz konusu değil, bu ürünler gıda sektöründe dahi güvenle kullanılıyor Avrupa Birliği ülkelerinde kullanılan hammadde ve teknolojiler ile üretilen ısı yalıtım malzemeleri, Yapı Malzemeleri Yönetmeliği kapsamında üretilerek gerek yurt içi gerekse AB ülkeleri dahil yurt dışı pazara CE işareti ile sunuluyor. 305/2011/AB sayılı Yapı Malzemeleri Yönetmeliği kapsamındaki ürünler; “sağlık, hijyen ve çevre” gibi temel unsurlar çerçevesinde değerlendiriliyor. Bu bağlamda CE işaretine tabi olan ve bu işaret vasıtasıyla AB ve Türkiye pazarında kullanılabilen bir ürünün kanserojen olması söz konusu olamaz. Söz konusu ısı yalıtım ürünlerinin birçoğu (EPS, XPS) inşaat sektörü dışında gıda, ambalaj dâhil birçok sektörde de güvenle kullanılıyor. YANLIŞ: Mantolama yangın yönetmeliğine aykırıdır DOĞRU: Mantolama yangın yönetmeliğine aykırı değil, yangına dirençli, güvenli bir uygulamadır Mantolama sistemi, Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmelik ve ilgili genelgelere uygundur. Türkiye’de 20 yılı aşkın süredir kamu projeleri dahil 400 milyon metrekarenin üzerinde mantolama uygulaması yapıldı. Mantolama sistemlerinin yangın performansına ilişkin testlerinde de; alevlerin cephe boyunca ilerlemesine neden olmadığı anlaşılıyor.
118
Nalbur Teknik.com / Eylül’15
YANLIŞ: Mantolama, söylendiği gibi yüzde 50 yakıt tasarrufu sağlamıyor DOĞRU: Mantolama, doğru ürün ve uygulamayla rahatlıkla yüzde 50 yakıt tasarrufu sağlıyor Mantolama sisteminin uygulandığı yapılarda elde edilen tasarrufun oranı, bina tipi, bina kullanım özellikleri, yalıtım kalınlığı, yalıtım bütünlüğü, iklim gibi birçok parametreye bağlıdır. Yüzde 50 tasarruf ortalama bir hesap değeridir, altında gerçekleşebileceği gibi çok üzerinde de olabiliyor. Konuyla ilgili yapılan deneysel çalışmalarda, Türkiye standartlarında bir mantolama ile büyük oranda yüzde 50 tasarrufa ulaşıldığı tespit edildi. Bununla birlikte, mantolama sonrası %50 tasarruf beklenirken %30 elde edilmişse, aradaki %20’lik fark konfor artışına gitmiş olabilir. Yani yalıtım sonrası konut sahibi, “ne de olsa yalıtımım var” mantığı ile sıcaklık set değerini yükseltebilir veya kalorifer peteğini kıstığı/kapattığı odaların peteğini açabilir. Bu gibi durumlarda %50’lik tasarrufun %30’u faturaya yansırken, %20’si konfor artışı olarak bina sahibine geri döner. Bundan dolayı bina sakinleri hesaplara güvenmeli, toplam fayda değerlendirmesi yapmalıdır. YANLIŞ: Dübeller binayı delik deşik ederek zayıflatır DOĞRU: Dübellerin kesinlikle binaya olumsuz bir etkisi yok Dübellerin gerek yüzeysel alanın küçüklüğü, gerekse 1970’li yıllardan beri Avrupa’da edinilen tecrübeyle etkisinin ihmal edilebilecek seviyede olduğu ve bina statiğine negatif bir etkide bulunmadığı tespit edildi. Taşıyıcı elemanlara yapılan dübeller; ‘pas payı’ denilen, görevi sadece taşıyıcı elemanlardaki demir donatıyı dış atmosfer koşullarından ve korozyondan korumak olan, doğrudan bu elemanların taşıyıcılığıyla alakası olmayan
katman içinde kaldıkları ve taşıyıcı elemanların asıl taşıyıcılıklarını gerçekleştiren kesit çekirdeğine nüfuz etmedikleri için, bina statiğine olumsuz bir etki yapmıyor. Yüzey alanı 10 bin cm2 olan bir plakada; açılan dübel alanı sadece 4,71 cm2 olmaktadır yani oransal olarak 10 binde 5’in altındadır. YANLIŞ: Hava almayan duvarlar nedeniyle havasız kalınıyor veya mecburen pencere açıldığı için binalar kışın soğuyor, yazın ısınıyor, böylece yalıtım çabaları boşa gidiyor DOĞRU: Bina havasız kalmadığı gibi buhar geçirgenliği sağlanıyor. Ayrıca mantolamayla bina sıcak tutulduğu için pencere açılarak yapılan havalandırma sonrasında oda sıcaklığı hızla eski haline geliyor Binalarda ihtiyacımız olan temiz hava, bina kabuğu üzerinden gerçekleşecek geçişten çok daha fazladır. Bundan dolayı, dış cephe duvarlarında mantolama olup olmadığına bakılmaksızın, temiz hava ihtiyacımız için binalar mutlak suretle pasif veya mekanik olarak havalandırılmalı. Mantolama ile bina sıcak tutulduğu için, pencere açılarak yapılan havalandırma sonrasında, oda eski sıcaklığına hızlı bir şekilde gelir. Mantolama olmayan binalarda ise duvarlar soğuk olduğu için, havalandırma sonrası oda sıcaklığı hızlı yükselemez. Bu sebeple, mantolama olmayan binalarda havalandırma yapmaya eğilim psikolojik olarak daha düşük olacağından, iç hava kalitesi de daha düşük olur. Ayrıca bina kabuğundan beklenen, havalandırmadan ziyade su buharı geçirgenliğidir. Çünkü su buharı yoğuşma dolayısıyla bina kabuğu içerisinde kalabiliyor. Bina kabuğunun bu yoğuşma suyunu bertaraf etmeye yetecek asgari su buharı geçirgenliğine sahip olması gerekir. Bu nedenle, TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardı’nda yoğuşma hesabı da yapılıyor.
HABER
Aktif Isı’dan Aktech Arıtma Sistemleri
A
ktif Çevre, uzun yıllardır Mbr sistemleri ile gri su ve atıksu arıtımı konusunda edindiği tecrübelerden yola çıkarak ürün yelpazesine evsel ve endüstriyel su şartlandırma sistemlerini de dahil etti. Kum filtreleri, karbon filtreleri, tek kolonlu ve çift kolonlu yumuşatma filtreleri, evsel ve endüstriyel ters osmoz üniteleri, ultrafiltrasyon sistemleri, dozaj ve dezenfeksiyon sistemleri gibi birçok alanda hizmet veriyor. Su şartlandırma sistemlerine, öncelikle konutlarda, günlük kullanılan sudaki istenmeyen klor, kireç ve tesisattaki tortunun tutulması, endüstriyel proseslerde sudaki parametrelerin (ph, klor, kireç, iletkenlik v.b ) istenilen değerlere indirgenmesi gibi birçok alanda ihtiyaç duyuluyor. Aktif Çevre’d en yapılan
120
Nalbur Teknik.com / Eylül’15
açıklamaya göre: “Öncelikli hedeflerinin proje firmalarına ve son tüketicilere su şartlandırma konularında mühendislik hizmeti sunarak doğru ürünlerin, doğru proseslerde kullanımını sağlamak ve bu sayede bütçe peformans maksimizasyonuna ulaşmaktır. 3 Öğün Gıda (kuyu suyundan içme suyu ve kullanım suyu eldesi. Yaklaşık 200 m3/gün), Bulvar İstanbul şantiyesi (içme suyu eldesi 2m3/gün), Türkmenistan At Bakanlığı şantiyesi mobilizasyon sistemi ( kum, karbon, yumuşatma, klor dozaj, ultraviyole 2x120 m3/gün ), Cebeci Plastik ( kuyu suyundan proses suyu eldesi. Kum- demir filtresi 100 m3/gün), Hayat Kimya, arge binası gri su geri kazanımı (13m3/gün. Geri kazanılan sular rezervuarlarda kullanılacak) 2015 Yılı içerisinde üstlendiğimiz
projelerden bazılarıdır. WWF Sınıflandırmasında Türkiye, su fakiri ülkeler sınıfında yer almaktadır. Hızlı artan nüfus oranı ve küresel ısınma göz önünde bulundurulduğunda, gelecek yıllar içerisinde içme suyu kalitesinde su bulmanın ne denli zor olacağını tahmin edebiliyoruz. Bu bağlamda özellikle atık suyun tekrar değerlendirilmesi konusunda Gri Su Dönüşüm sistemleri, deniz suyundan içme ve kullanma suyu eldesi konusunda ters ozmos sistemleri ve ultrafiltrasyon sistemleri ön plana çıkmaktadır. Ters osmoz sistemleri ile deniz suyundan içme suyu üretimi, ülkemizin doğu bölgesinde yer alan Türkmenistan, Kazakistan, İran gibi birçok ülkede yaygın olarak kullanılmaktadır.” denildi.
HABER
Yapı sektörü temsilcilerini Ankara ve İzmir buluşmalarına davet ediyor
B
ölgelerinin en büyük fuarları olan 28. Yapı Fuarı – Turkeybuild Ankara 1 - 4 Ekim 2015 tarihleri arasında Congresium, ATO Kongre ve Sergi Sarayı’nda, 21. Yapı Fuarı – Turkeybuild İzmir ise 5 –8 Kasım 2015 tarihleri arasında, yeni fuar alanı Fuar İzmir’de sektör profesyonellerini bir araya getirecek. YEM Fuarcılık tarafından düzenlenen 28. Yapı Fuarı – Turkeybuild Ankara Ekim ayında, 21. Yapı Fuarı - Turkeybuild İzmir ise Kasım ayında bölge profesyonellerini bir araya getirecek. 38 yıldır yapı sektörüne sağladığı faydayı düzenli olarak arttıran
122
Nalbur Teknik.com / Eylül’15
Yapı Fuarları – Turkeybuild, hem katılımcılarına hem de ziyaretlerine sunduğu fırsatlarla, sektörün en büyük ve etkin buluşmalarını oluşturuyor. ITE Turkey ve YEM Fuarcılık Genel Müdürü Burcu Başer, yılın ilk buluşması olan 38. Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’un ardından Ekim, Kasım aylarında düzenleyecekleri Yapı Fuarı – Turkeybuild Ankara ve Yapı Fuarı - Turkeybuild İzmir’in verimli birer ticari platform olarak, bölgenin inşaat yatırımlarına katkıda bulunacağını belirtti. Başer, Türkiye ekonomisinin lokomotifi yapı sektöründe, yılın en önemli
iki buluşması olan bu fuarların uluslararası boyutuna dikkat çekerek, şunları söyledi: “Yapı sektöründe yılın ilk zirvesi olan 38. Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul, bu yıl %20 büyüyerek 100.000 metre karelik 14 salon ve açık alanda, 105 ülkeden 1.250 katılımcı firmanın 18.640 ürün, hizmet ve teknolojilerini 104.284 ziyaretçiyle buluşturdu. 2015 yılına, Ekim ayında Ankara’da, Kasım ayında ise İzmir’de düzenleyeceğimiz iki dev buluşma ile devam ediyoruz. 38 yıllık bilgi ve deneyimle, her sene bir öncekinden daha başarılı bir noktaya taşıdığımız fuarlarımız, bu yıl da Türk yapı sektöründe yeni iş ve işbirliklerinin
HABER
oluşturmasında üstlendiği büyük rolün gurur ve heyecanını yaşıyor. Yapı Fuarı – Turkeybuild Ankara ve Yapı Fuarı – Turkeybuild İzmir’in, öncelikle düzenlendikleri bölgenin ekonomisine, sonrasında ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz. Yapı dünyasının tüm profesyonellerini bu önemli buluşmalarda yerlerini almaya ve sektörün heyecanına ortak olmaya davet ediyoruz.” Yapı Fuarları - Turkeybuild katılımcılarına yeni iş ve işbirliği olanakları sunarken; ziyaretçilerine de sektördeki yeni ürün, hizmet ve teknolojileri yakından görme ve değerlendirme fırsatı oluşturuyor Yapı Fuarları – Turkeybuild, her yıl yapı malzemesi sektörünün önde gelen ulusal ve global firmalarını, mimarları, mühendisleri, peyzaj mimarlarını, yatırımcıları, müteahhitleri ve GYO’ları bir araya getirmesinin yanı sıra, meslek platformlarını, STK’ları, resmi veya yerel yönetim temsilcilerini, akademisyenleri ve geleceğin sektör profesyoneli olan öğrencileri Türk yapı dünyasının zirvelerinde buluşturuyor.
28. YAPI FUARI – TURKEYBUILD ANKARA, 1 - 4 Ekim 2015, Congresium, ATO Kongre ve Sergi Sarayı Yapı Fuarı – Turkeybuild Ankara, geçen yıl 12.000 m2 alanda, 200’ü aşkın katılımcı firmanın binlerce ürün çeşidini yaklaşık 30.000 ziyaretçiyle buluşturan fuar, özellikle kamu yatırımlarında yer alan karar vericilere sektörün dev markalarındaki gelişme ve yenilikleri görme imkânı da sağlayacak.
1988 yılından bu yana düzenlenen ve bölgenin en büyük ticaret platformlarından biri olan Yapı Fuarı – Turkeybuild Ankara, başkent başta olmak üzere tüm bölgedeki firmaları, ilgili
124
Nalbur Teknik.com / Eylül’15
kamu kurum ve kuruluşları ile yatırımcıları, sektör profesyonelleriyle iletişime geçirerek, yeni iş ve yatırım olanakları oluşturacak büyük fırsatlar sunuyor.
yapı sektörü dışında da en büyük ticari buluşmalarından olan Yapı Fuarı – Turkeybuild İzmir’de en yeni teknolojiler, yenilikler ve gelişmeler sergilenerek yeni iş bağlantıları için fırsatlar gündeme gelecek.
21. YAPI FUARI – TURKEYBUILD İZMİR 5 –8 Kasım 2015, Fuar İzmir Yapı Fuarı – Turkeybuild İzmir,
Fuar Katılımcılarına KOSGEB VE İZTO Desteği
Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’dan sonra sergileme alanı bazında, 2. büyük sektör buluşması olma özelliğini taşıyan fuar bölge profesyonellerini bir araya getirilmesine bu yıl yeni fuar alanı Fuar İzmir’de, 21. kez ev sahipliği yapacak. 20.000 m2 alanda, 350’yi aşkın katılımcı firmanın binlerce ürün çeşidini yaklaşık 30.000 ziyaretçiyle buluşturan Yapı Fuarı – Turkeybuild İzmir, turizm sezonunun bitimiyle beraber hareketlenen inşaat malzemeleri pazarına her yıl olduğu gibi bu yıl da ivme kazandıracak. Turizm yapılarının yanı sıra yazlık konut yatırımları ve tadilat çalışmaları ile Türk yapı malzemeleri sektörü için büyük önem taşıyan bu dinamik pazar için bölgenin sektör profesyonelleri Yapı Fuarı – Turkeybuild İzmir’de bir araya gelecek. Ege Bölgesi’nin
KOSGEB ve İZTO, sağladıkları hibe ve yardımlarla KOBİ’lere Yapı Fuarları – Turkeybuild’da yer almaları için destek veriyor. KOSGEB - Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı, 38. Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’un ardından 28. Yapı Fuarı – Turkeybuild Ankara ve 21. Yapı Fuarı – Turkeybuild İzmir’e katılacak firmalara da, hibe ve desteklerin en üstünde yer alan “Uluslararası İhtisas Fuarı” kategorisinden yararlanma fırsatı sunuyor. KOSGEB’e üye olan KOBİ’lere verilen bu destek kapsamında, katılımcıların 50 m2’ye kadar kullanacakları alanlarda, metre kare başına uygulanan 120 TL’lik katılım bedeli KOSGEB tarafından karşılanıyor. İZTO - İzmir Ticaret Odası da 21. Yapı Fuarı – Turkeybuild İzmir’e katılacak üyelerinin, 9 m2 standsız katılım bedelini üstlenerek destek veriyor.
ISVEA, Sott’Aqua Serisi
I
SVEA, ilhamını doğadan ve sudan aldığı Sott’Aqua Serisi ile su altı dünyasının gizemini ve huzurunu banyolara taşıyor. “Doğaya Dönüş” temalı seride, Soffice ve Marino olmak üzere her zevke hitap edecek iki farklı seçenek bulunuyor. Ödüllü tasarımcılar Nativita Design House ve Sevil Acar tarafından tasarlanan Sott’Aqua Serisi, “doğaya dönüş” temasından aldığı ilhamı İtalyan tasarım şıklığı ile buluşturarak su altı dünyasının yumuşak ve akıcı formlarını yeniden yorumladı.
Ödüllü Seri
Sott’Aqua Serisi, tasarım dünyasının en önemli ve prestijli yarışmaları arasında yer alan A’Design Award, EDIDA Tasarım Yarışması ve Red Dot Design 2015’te kazandığı ödüllerle de banyolardaki tasarım kültürü ve anlayışına damgasını vuruyor.
Kendi Banyonu Kendin Tasarla
Sott’Aqua Soffice Serisi; özel seperasyon sistemi ve gizli çekmecesiyle dolap içinde düzenli depolama olanağı sağlıyor. Doğal ahşap kaplama ve lake seçenekleriyle el imalatı hassasiyetinde üretilen banyo dolapları, modüler yapısıyla kullanıcının kendi banyosunu kendisinin tasarlamasına da olanak sağlıyor.
MAKALE
Zihin açan bir egzersiz: Çiziktirme
Ş
u zihin dediğimiz şeyin ne olduğunu anlayabilmek bir dert, nasıl çalıştığını açıklayabilmek daha büyük bir dert. Hele bir de, herhangi bir anda, kendimizinki de dahil, belli bir zihinde nelerin yaşandığını kestirebilmek... İşi daha da zorlaştırmak istersek, insanların kendi cürümlerine ve yetersizliklerine bakmadan, başkalarının zihinlerine müdahale etmeye kalkıştıklarını, içimizdeki benlik derecesinde hayatımızı ve mutluluğumuzu başkalarının zihinlerine hükmetmeye bağladığımızı düşünmek yeter de artar bile... Başkaları bizim gibi oldukları, bizim dediğimizi yaptıkları, emrimizle yatıp, işaretimizle kalktıkları zaman kendimizi ne kadar mutlu; bunun tersi durumlarda ise ne kadar mutsuz hissettiğimizi hatırlatmama bilmem ihtiyaç var mı? İş, siyaset, ekonomi ve sosyal alanlarda hayatın ve bütün çabaların zihinler etrafında döndüğünü, zihinlere inebilen, zihinlere dokunabilenlerin daha başarılı olabildiklerini milyonlarca örneğiyle hepimiz hayatlarımızda yaşamışızdır. Pazarlamacı da, satışçı da, mesleklerinin “zihinler üzerinde oynanan bir oyun” olduğu gerçeğinin
farkındadırlar. (Zihinduygu ilişkisini görmezden geldiğimiz sanılmasın. O ayrı bir konu.) Lakin, pek azımız, zihni anlama, zihin okuma, zihinlere girme alanında bilgi, birikim ve yeteneklerimizi arttırmanın öneminin farkındadır. Belki de, kolayımıza geldiği için, “zihindir, ne yapsa yeridir” deyip, onunla ilgilenmeyiz, bile... Hem zaten biz, hayat boyu, önemli ile önemsizi, gerekli ile gereksizi, âcil ile olmayanı ayırt etmeden bunca yıldır yaşamışızdır. “Bundan sonrasını da bir şekilde yaşarız”, der geçeriz. Ama bazılarımız, bazı şeylerin başka şeylere kıyasla daha değerli olduğunu bilir ve kendilerini değersiz işlerden kurtarıp, sonsuz hayat karşısındaki kısacık ömürlerini, değerli meşgalelerle değerlendirmeye girişirler. Herkese nasîb olmasa da... Prof. Dr. İsmail Kaya
Değer dediğimiz de, mutlak değil, nisbîdir, izâfîdir, görecedir, görelidir ; bir karşılaştırma gerektirir. Bir şeyin değeri, ne olduğuna değil, nerede kullanıldığına, ne işe yaradığına, neler getirip neler götürdüğünde, neye “değer” olduğuna göre değişir. İlk bakışta değersiz, önemsiz görünen bazı şeyler-işler, yerini, zamanını, hedefini bulduğunda,
ismail.kaya@gmail.com üzerinden ulaşılabilir, http://www.pazarola.blogspot.com ve http://www.pazarlamabitanedir.blogspot.comblogları ziyaret edilebilir.
126
Nalbur Teknik.com / Eylül’15
Bien’le Retro’ya geri dönüş
G
ülmeyi, güldürmeyi, eğlenceyi sevenler, hayatın renkli tarafını görebilenler, yaşı kaç olursa olsun ruhu daima genç kalanlar. Bien Seramik’in desenli karoları tam da bu duygulara hitap ediyor. Klasik yer karoları size göre değilse yaşam alanlarına farklı bir tarz katmak için desenli karoların enerji dolu dünyasını keşfedin. İlk kez 19. yüzyılda Fransa’da ortaya çıkan ve Akdeniz ülkelerinde çok sık kullanılan desenli karolar, Bien’in koleksiyonunda yeniden hayat kazandı. Bien’in tasarladığı bu özel desenli karolarla geçmişe göz kırpın ve dünden bügüne tatlı bir zaman yolculuğu yapın. Sıra dışı desenleri ve özenli işçiliğiyle dikkatleri üzerine çeken desenli karo koleksiyonlarıyla, mutfaktan banyoya, salondan terasa, kafelerden müzelere kadar iç ve dış mekanlarda kendinize özel bir kimlik oluşturmanız çok mümkün. Mekanlara sıcaklığın yanı sıra özgün bir karakter de kazandıran desenli karolar, birçok yaşam alanında ideal bir seçenek oluşturuyor. Bien’in desenli karoları bohem bir tarz oluşturmak isteyenlerin de beğenileri arasında yer alıyor. Desenli karolardan dilediğinizi seçin, ister çocuksu, ister eğlenceli, ister romantik mekanlar oluşturun.
MAKALE
ısrarla ve istikrarla sürdürüldüğünde, çok değerli hale gelebilir. Çiziktirmek de böyle bir şey. Hemen hepimiz neredeyse bebeklikte başlayan ve zamanla körelen (veya köreltilen) bu beceriden az veya çok nasibimizi almışızdır. Eline çizecek bir şey geçen hemen herkes, bilerek veya farkında olmadan kağıda, kuma; ağaca, duvara, neresi olursa, içten bir dürtüyle çiziktirir. Ne düşündüğümüzü tam bilemeden, maksatsız, niyetsiz, biçimli biçimsiz şekiller çizer yazılar yazarız. Üstelik, bunlar için özel bir yeteneğe sahip olmak, belli bir eğitimden geçmek de gerekmez. Daha anadilimizin alfabesini sökmeden, çiziklerden oluşan “kendi doğal ve kişiye özel işaret alfabemizle konuşmaya” zihnimizi başkalarına açmaya başlarız. Denemesi kolay; küçücük çocukların eline bir kalem bir kağıt parçası verin, hemen karalamaya, çiziktirmeye girişecektir. Hele bir de civarında, bu çiziktirmelerine sanat eseri muamelesi yapan, aferinci yetişkinler varsa... Şimdiki devirde kağıdın yerini tabletler ve çok çeşitli çiziktirme uygulamaları aldı. Lakin çocukları, dijital oyunların cazibesinden kurtarıp, onları zihnen daha fazla geliştirebilecek
128
Nalbur Teknik.com / Eylül’15
birer fırsat olarak, dijital çiziktirme uygulamalarına çekmek hiç de kolay olmuyor. Biz yetişkinlere ne demeli? Biz de ellerimizi, gözlerimizi ve dolayısıyla zihinlerimizi mobil cihazların esaretine kaptırmadık mi? Elle iki satır yazmayı, bir iki çiziktirmeyi bile unuttuk, unutmak üzereyiz... Duyu organlarımız ve bunlar yoluyla doldurup
boşalttığımız düşünceler, zihnimizle benliğimiz arasında aracılık yapıyor. Düşüncelerimizi de kavramlar, tanımlar, isimler, fiiller ve bunları taşıyan kelimeler, sesler, şekiller, kokular, hisler ve duygular taşıyor. Ya da, tam tersi, duygularımızı hisler, kokular, şekiller, sesler, kelimeler ve kavramlar üzerinde düşüncelerimizle
ilişkilendiriyoruz. Karşılıklı akışıp duruyorlar. Konuşmak gibi yazmak da düşünmeye bağlı. İkisi de düşünceyi şekillendirmek, kalıba dökmek ve görünür kılmak eylemlerinin adı. Sürekli bir şeyler düşünürüz, ama bunların pek azına hakim olur, şekillendirir, başkalarıyla paylaşırız. Beynin kafesinden çıkmayan düşüncenin başkasına bir hayrı olmaz. Hatta, zihindekileri dışarı vurmadıkça, düşünmemiz de tamam olmaz. Düşüneceksek, fikir üreteceksek, düşüncelerimize hâkim ve sahip olacaksak, ya konuşacağız, ya da yazacağız. Yoksa uçup gidiyorlar. Zihnimizdekileri görünür kılmanın, başkalarına aktarmanın veya düşüncelerimizi berraklaştırmanın başka bir yolu daha var. Hem de daha doğal, hiç tecrübe ve ustalık gerektirmeyen bir yolu... Hiç fark ettiniz mi? Bazılarımız telefonda konuşurken, bir toplantıdayken, bir konferans/ders dinlerken, bir kenarda sessizce otururken, elleri boş durmaz, ha bire çiziktirirler. Psikologlar böylesi karalamaların o kişinin o andaki düşüncelerini, duygularını yansıtan, açıklayan değerli ipuçları taşıdığını ileri sürüyorlar. Bunları yorumlayıp, anlamlar çıkarmaya çalışıyorlar. Çiziktirme, bir tür derin düşünme biçimi... İnsanı rahatlatan, gevşeten bir
Kale Boya’dan ‘İS7ANBUL Orion’
K
ale Boya, sıradanlıktan sıkılan ve yaşam alanlarını farklılaştırmak isteyenlere, İS7ANBUL Efekt serisinin yenilikçi ürünlerinden ‘Orion’ ile zengin dekoratif seçenekler sunuyor. Binlerce renk alternatifini farklı dokularla buluşturan Kale Boya, İS7ANBUL Efekt serisinin yenilikçi ürünlerinden ‘Orion’ ile ışıltılı mekanlar oluşturuyor Kumlu, metalik dokuya sahip iç cephe boyası ‘İS7ANBUL Orion’, tüketicileri alışılmışın dışında dekorasyon alternatifleri ile buluşturuyor. İlhamını yıldızlardan alan ‘İS7ANBUL Orion’, ışıltılı ve grenli dokusu ile farklı desenler oluşturulmasına imkan sağlıyor. ‘Orion’, içeride oluşan nemi dışarıya atma kabiliyetiyle binaların nefes almasını sağlıyor. Yaşam alanlarını farklılaştırmak isteyenlerin özellikle tercih ettiği ‘Orion’, binlerce renkte ve fırçayla kolaylıkla uygulanabiliyor. Kara sıva, beton, çimento levha, alçı panel gibi mineral yeni yüzeylere, eski boyalı yüzeylere, cam tekstili, macun ve duvar kağıdı üzerine dekoratif etki oluşturmak amacıyla uygulanan ‘İS7ANBUL Orion’, modern evlerden kafelere, özel mekanlardan otellere kadar estetiğin ön planda olduğu her noktada karşımıza çıkıyor.
MAKALE
etkiye sahip. Çiziktirirken, el ve kalem bir ahenkle, insanın içinden geldiği gibi hareket eder. Her işaret, başka bir şekle yol açar ve sonunda insan önceden hiç aklından geçmeyen fikirlere ulaşabilir. Çiziktirme sırasında beyin sanki askıya alınmış, şekiller çizgiler adeta kendiliğinden oluşmuştur. Çiziktirmek, insan için, yürümek ve konuşmak gibi, çok doğal, çok temel bir faaliyet. Çoğu insan, nörolojik yapı itibariyle görselliğe yatkın özellikler taşır. Dolayısıyla, gözlerimizle beslenir, zihnimizdekileri elimizle dışımıza çiziktirmeye meylederiz. Basit bir iki çiziktirme bile, zihnimiz, kalemi tutan el, kağıt üzerindeki işaretleri takip eden gözler ve hatta çevremiz ve etrafımız arasında kendiliğinden işleyen bir dizi diyaloga yol açar. Bu esnada beyinde yepyeni şimşekler çakar, akla hayale gelmez ilişkilendirmeler kurulur. Çiziktirmek, düşünceleri
130
Nalbur Teknik.com / Eylül’15
şekillendirdiği, yansıttığı gibi, işitsel, dokunsal ve görsel yollarla birlikte öğrenmeyi de ateşler ve öğrenme deneyimini belirgin derecede güçlendirir. Çiziktirme sayesinde konsantrasyon, öğrenme ve hatırlama kabiliyetimizi % 29 mertebesinde arttırılabiliyor. Derin düşünme, problem çözme ve yeniyi keşfetme becerilerimizi güçlendiriyor. Çiziktirme, bilim, teknoloji, tıp, mimarlık, edebiyat ve sanat alanlarında keşifler için her an elimizin altında hazır, yararlı bir araç, bir katalizör ve bir projektör, adeta. Çiziktirmeyi işlek zihin sahipleri de sıklıkla kullanır. İki çizgi ve üç beş şekille zihinlere takla attıran karikatüristler aslında çizimleriyle bize zekâlarını yansıtmıyorlar mı? Çiziktirmek için sanatçı ve tasarımcı olmak, özel bir yetenek şart değil. Herkes çiziktirebilir. Bir deneyin. Ne kaybedersiniz? Not alırken, kavraması ve anlatılması zor duygularla
ilgilenirken, yeni fikirler üretmeye, değişik kavramları bir araya getirip yeni kavramlar yakalamaya, karmaşık kavramları basitleştirmeye uğraşırken, içinizden geçenleri şipşak bir yerlere çiziktiriverin. Görün bakalım neler olacak? Çiziktirme hakkında bir blog ve bazı kitaplar : Dan Roam, The Back of the Napkin: Solving Problems and Selling Ideas with Pictures, 2009. Dan Roam, The Napkin: The Hands-On Method for Solving Complex Problems with Simple Pictures, 2009. Nancy Margulies,Christine Valenza,Visual Thinking: Tools for Mapping Your Ideas Dave Gray, Sunni Brown, Gamestorming: A Playbook for Innovators, Rulebreakers, and Changemakers, 2010. John M. Bryson, Fran Ackerman, etc., Visible Thinking: Unlocking Causal Mapping for Practical Business Results, 2004.
WIN Eurasia Fuarları, tek elde birleşti
W
IN Eurasia Metal Working ve WIN Eurasia Automation Fuarları, tek elde birleşti. Fuarları düzenleyen Hannover Messe Bileşim Fuarcılık’ın hisseleri, Deutsche Messe AG ve Hannover Fairs Turkey tarafından tümüyle satın alındı. Bu satın alma ile Deutsche Messe AG ile Bileşim Yayıncılık Fuarcılık A.Ş. ile 202 yılından bu yana süren işbirliği son buldu. Bundan böyle Hannover Fairs Turkey, WIN 2016 ve sonrası fuarların ulusal ve uluslararası satışı dahil olmak üzere tüm organizasyonların tek sorumlusu olacak. Bu yıl WIN Eurasia Metal Working, 11 – 14 Şubat 2016 tarihleri arasında, WIN Eurasia Automation ise 17-20 Mart 2016’d a Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek.
MAKALE
Ekonomik kriz ve kaygılar Ertan Acar
Ü
retim ve tüketimin olmadığı bir ekonomi düşünülemez. Küçülme ve üretimin azalması işsizliği arttırır. İşsiz kalan insan da tüketim yapmaktan kaçınır. İnsan mülkiyet sahibi olmayı isteyen bir varlıktır. Tüketim insanın sahip olma ihtiyacını destekleyen bir olaydır. Sahip olamamak ve ihtiyaçlarının dışında bir şey alamamakta insanların psikolojik dengesini bozar. Doların ateşi düşmüyor. Döviz kurlarındaki önlenemez yükseliş, çarşı, pazar, elektrik, doğalgaz ve akaryakıta zam beklentileri, BIST endekslerindeki dalgalanmalar ister istemez ekonomik kriz beklenti ve endişelerini de arttırıyor. Uzman Psikolog Füsun Budak, ekonomik krizlerin kişi ve toplum üzerindeki etkilerini “Şok”, “Tepki” ve “Uyum” dönemleri olarak üçe ayırıyor. Budak’ın görüşlerinden yola çıkarak bu üç dönemi şöyle açıklamak mümkün. Ekonomik krizlerin kurumlar ve kişiler üzerinde oluşturduğu ilk etki ‘Şok Dönemi’dir. Böyle dönemlerde toplum inanma ve güven güçlüğü yaşadığından, eylemsiz kalmayı tercih eder. Bu ticari faaliyetlerin
132
Nalbur Teknik.com / Eylül’15
yavaşlamasına neden olur. Bu dönemi takip eden ‘Tepki Dönemi’ şok döneminden sonra bir kaç gün sonrasıdır. Bu dönemde kriz hakkında yapılan yorumlar, sisteme yönelik eleştiriler, kabullenememeler, reddetmeler ve ekonomik krize neden olan faktörlere yönelik tepkiler artar. Ne yapabileceği konusunda kararlar alınmaya çalışan toplum fertleri, durağanlıktan çıkıp hareket etmeye çabalar. Bu dönemi ‘Uyum Dönemi’ takip eder. Krizin yarattığı etkiler kadar kendisine ve çevresine zarar verebilecek kişiler de bu duruma uyum sağlayıp yaşantısına devam eder. Ekonomik krizler, insanların geleceğe yönelik kaygı ve endişelerinin arttığı dönemlerdir. Çünkü her insan geleceğini garantiye almak ve geleceğine güvenmek ister. Yaşamını ve ihtiyaçlarını tehdit altında hisseden insan kendini geliştirmek için çaba gösteremeyecektir. Ne ilginçtir ki insan, temel ihtiyaçlarını karşılamada sorun yaşadığında daha agresif ve saldırgan olabilir. Ekonomik krizin yaratacağı sorunlar şunlardır:
1. İş hayatında oluşabilecek sorunlar, 2. Aile içi sorunlar, 3. Bireysel psikolojik ve fiziksel sağlık sorunları, 4. Diğer insanlarla sosyal ilişki sorunları. Kriz dönemlerinde iş yerlerinde çalışanlar arasında rekabet başlar ve çalışanlar işlerini kaybetmemek için diğer insanları geçmeye çalışır ya da işte kalabilmek için rakip gördüğü diğer çalışma arkadaşlarının tabiri caiz ise ayağını kaydırmaya çalışır. Her gün işe giderken ‘Bugün kim işten çıkarılacak, acaba ben mi?’ diye düşünen ve işten çıkarılma korkusu taşıyan bir insan, işe giderken endişeli, gergin ve kaygılı olur. Çünkü iş hayatı ve işten edinilen kazanç, insanların kendilerini güvencede hissetmesini sağlar. Bunları kaybedeceğini düşünen insanların iş verimi düşer. Böyle kaygıları olan çalışanların dikkatleri dağılır, yapacağı işlere olan konsantrasyonu bozulur. Kriz dönemlerinde iş yerinde yaşanacak sorunlar, sadece iş veriminin düşmesi sonucu yaşanmaz. İş yerindeki ilişkiler de etkilenir. Gelirleri düşen ya da tahsilat sorunları yaşayan işverenler, çalışanları ile birbirlerini rakip
NG Kütahya Seramik İtalya Cersaie Fuarı’nda
N
G Kütahya Seramik, yeni koleksiyonlarını ilk kez 28 Eylül- 2 Ekim günleri arasında İtalya’nın Bologna kentinde düzenlenecek olan Cersaie Fuarı’nda sergiliyor. Bu sene yine ilklere imza atacak olan NG Kütahya Seramik, 2016 koleksiyonları ile sektöre sıra dışı yeniliklerle tasarımda inovatif ürünler sunuyor. Mimari tasarımlara yeni bir boyut katacak 60x160 cm ve 20x160 cm karolar, dünyada bir ilk olan 9 mm kalınlığında ki 120x240 cm büyük ebatlı granit seramikler sadece NG Kütahya Seramik standında yer alacak. NG Kütahya Seramik kreasyonlarında; ahşap modasının yeni trendleri, ipeksi yüzeyler, mermer yüzeylerde zamansız tasarımlar, geometri ile fonksiyonelliği bir arada sunan dünyaca ünlü tasarım ödüllerine sahip koleksiyonlar öne çıkıyor. Dünyada ilk kez NG Kütahya Seramik tarafından 9 mm kalınlığında üretilen 120x240 cm ve 10 mm kalınlığında üretilen 60x160 cm ölçülerindeki koleksiyonlar fuarın öne çıkan yenilikçi boyutları. Modernist ve mimari kombinasyonlara olanak tanıyan yeni boyutlar, esnekliği ve fonksiyonelliği bir arada sunuyor. Ahşap modasında yeni trentler Tasarımcısı tarafından yeniden yorumlanan, klasiğin ötesinde modern ahşap kreasyonlar NG Kütahya Seramik’in moda oluşturan iddialı serileri arasında yer alıyor.
MAKALE
olarak görmeye başlayan çalışanlar birbirleri ile çatışmaya başlar. Rakip çalışanlar yaptıklarını engellemek ya da birbirlerinin açıklarını bularak kendi yerlerini sağlamlaştırmak için ortamı daha da gerebilir. İş yerinde yaşanacak güvensizlik, kişilerin birbirleri ile iletişimlerini bozar. İç iletişimde sorun yaşayan kurumlarda ortaya çıkan güven sorunu, paylaşımı engeller. İş yerindeki gerginlik, kaygı ve yaşadığı endişeli durumu insanlar ister istemez özel yaşamına ve ailesine de yansıtır. Kimileri aile bireylerine karşı öfkeli ve saldırgan bir tavır sergileyebilirler. Eve maddi katkı sağlayan kişinin işlerinin bozulması kimi zaman aile fertlerinin ona yönelik davranışlarını da olumsuz etkiler. Örneğin; çocukların kriz öncesi yaşantılarını devam ettirmek istemeleri çatışmalar yaşanmasına neden olan en temel konulardan biridir. Kriz nedeni ile ailenin maddi olarak sarsıntı yaşaması, çocukların arkadaşları arasındaki yerini ve önemini sarsabilir. Böyle durumlarda kimi zaman iş ile olan iletişim de bozulabilir. Kriz döneminde maddi sıkıntı
134
Nalbur Teknik.com / Eylül’15
nedeni ile kendisine olan güvenini yitiren aile reisi hiç bir şey yapmak istemeyecektir. Bu onun motivasyonunu etkileyecek, motivasyonu eksik olan birey eşi ile sorunlar da yaşamaya başlayacaktır. İş hayatının ve maddi kaygıların yarattığı sorunlar insan yaşamının diğer boyutlarını da etkileyebilir. Üretim ve tüketimin olmadığı bir ekonomi düşünülemez. Küçülme ve üretimin azalması işsizliği artırır. İşsiz kalan insan da tüketim yapmaktan kaçınır. İnsan mülkiyet sahibi olmayı isteyen bir varlıktır. Tüketim, insanın sahip olma ihtiyacını destekleyen bir olaydır. Sahip olamamak ve ihtiyaçlarının dışında bir şey alamamak da insanların psikolojik dengesini bozar. Bu durum psikolojik kaynaklı fiziksel şikayetleri de ortaya çıkarabilir. Çaresizlik hisseden insan, ya sorun yaratan durumdan kaçmaya ya da sorunun içinde mücadele etmeye çalışır. Sorundan kaçma yolunu seçen insan, içinde bulunduğu durumla baş edemediğinde bazen kendine de zarar verebilir. Beklentilerin karşılanamayacak
düzeye gelmesi, kişileri birbirinden uzaklaştırır. Pek çok insan, kendini sosyal yaşamdan izole edebilir. Geçmişteki maddi olanaklarını kaybeden insan, kendisini diğer insanlardan uzaklaştırabildiği gibi, diğer insanlar tarafından da terk edilebilir. Ekonomik kriz, kişilik özelliklerine bağlı olarak her insan üzerinde farklı etkiler yaratacaktır. Kişilik özelliklerinin yanı sıra kişinin sosyo-ekonomik yapısını da göz ardı edemeyiz. Psikolojik etkilerden bahsederken, bireyi bir bütün olarak ele almamız gerek. Bireylerde meydana gelen bu değişiklikler, toplumun değer yargılarını da etkiler. Sonuç olarak her gün gelen şehit haberleri, birbirleri ile uyumsuz ve uzlaşamayan siyasiler, hem iç hem de dış dinamikler nedeni ile para piyasalarındaki güvensiz ortam, toplumu şu günlerde diken üstünde bir haletiruhiye içine sokuyor. Herkesin korkusu, enflasyon baskısı altında 10 yıl öncesinde olduğu gibi, her gün zam sağanaklarının yaşandığı bir ekonomiye geri dönülmesi…
Viko’dan Hoşgeldin organizasyonu
Y
ıllık izinden dönen çalışanları için kuruluş girişine kırmızı halı seren VİKO, çalışanlarına büyük bir sürpriz ile “Hoş geldiniz” dedi. Kırmızı halıda yürürken kendisini çok özel hisseden çalışanlar, diğer yandan onları karşılayan İnka müzik grubunun seslendirdiği parçalar ve açık büfe kahvaltı eşliğinde mutluluk ve şaşkınlığı bir arada yaşadı. VİKO İnsan Kaynakları ve Kurumsal Gelişim Direktörlüğünce planlanan seremoni, müzik dinletisi ve VİKO Yönetim Kurulu Başkanı Toshihide Arii ile CEO Nusret Kayhan Apaydın’ın hoş geldiniz konuşmalarıyla devam etti.
“Çalışan Odaklılık, Temel Değerlerimiz Arasında…”
İK alanındaki örnek uygulamaları birçok ödülle taçlandırılan VİKO’nun İK ve Kurumsal Gelişim Direktörü Mutlu Kutlu “Çalışan odaklılık temel değerlerimiz arasında yer alıyor. Bu doğrultuda oluşturduğumuz insan kaynakları politikamızda da ifade ettiğimiz gibi çalışanlarımızın motivasyonunu artıran, bütünlüğü ve etkileşimi sağlayan organizasyonları çok önemsiyoruz. Yapılan araştırmalara göre tatilden dönen çalışanların yaklaşık yüzde 50’si de kendisini iyi hissetmediğini, adaptasyon sorunu yaşadığını ifade ediyor. Çalışanlarımızın tatil sonrasındaki ilk iş gününe iyi başlamaları, kendilerini mutlu ve motive hissetmeleri bizim için çok önemli. O nedenle izinden dönen çalışanlarımıza işe başlamadan önce motivasyon ve sinerjiyi bir arada sunan bu organizasyonla destek olmayı hedefliyoruz. VİKO ailesinin bütünlüğünü pekiştirmek ve çalışanlarımıza günün iyi ve verimli geçeceğinin işaretini daha sabahın ilk saatlerinde vermek bize de mutluluk veriyor. Duygusal zekası yüksek, çalışanlarımızın mutluluk ve motivasyonuna değer katan bu organizasyonlar ile çalışanlarımıza verdiğimiz gönülden değeri ve İK alanındaki fark yoluşturan uygulamalarımızı da pekiştirmiş oluyoruz” dedi.
ÜRÜN TANITIMI
3M Cubitron™ II zımpara teknolojili ürün gamına Disk Zımparaları ekledi
2
015 yılı başında pazara sunulan, kullanıcılarının zımparadan maksimum performans almasını sağlayan insan eliyle şekillendirilmiş patentli kum yapısı ile 3M Cubitron™ II teknolojisi, kaporta uygulamalarında kullanıcılarına büyük fayda sağlayarak oto tamir sektöründe devrim yarattı. Kaporta uygulamalarında elde edilen başarıdan hareketle 3M, Cubitron™ II teknolojisini disk zımparalara taşıdı. Böylece 3M’in devrim yaratan teknolojisi boyahane uygulamalarınında da tüketicilerin hizmetine sunuldu. Seramik, aşındırıcı ve mikroreplikasyon teknolojilerindeki deneyimlerinden yola çıkan 3M, Cubitron™ II teknolojisine sahip 3M Disk Zımparalar ile oto tamir ve
136Nalbur Teknik.com / Eylül’15
bakım sektöründe özellikle de boya kazıma, macun düzeltme, yüzey eşitleme ve astar zımparası süreçlerinde kullanılan geleneksel yöntemleri kökünden
değiştiriyor. Patentli, üçgen şekilli seramik aşındırıcı bir kum ile işe başlayan 3M mühendisleri, her bir üçgen yapıyı zımpara tabanı üzerinde maksimum kesme performansı elde edecek
şekilde elektrostatik olarak yönlendirmenin bir yolunu buldu. Bu sayede, her bir üçgen şekilli seramik kum, kendi başına bir kesici alet gibi hareket ediyor, metali bir bıçak gibi kesiyor ve sivri uçlar kırıldıkça kendi kendini sürekli bileyliyor. Böylece 3M Cubitron™ II teknolojisine sahip Disk Zımparalar daha az ısınarak çalışıyor, daha rahat bir kullanım deneyimi sunuyor ve geleneksel aşındırıcılara göre yüzde 30 daha hızlı uygulama, 2 kata kadar daha uzun ömür olanağı sağlıyor. Ayrıca, 3M Disk Zımparalar Cubitron™ II teknolojisi sayesinde geleneksel zımparalar köreldikten, soyulduktan, ve atıldıktan sonra bile çalışmaya devam ederek uzun kullanım ömrü ve sarf malzemede maliyet avantaj oluşturuyor.
ÜRÜN TANITIMI
Ses yalıtımı ile komşu gürültüsüne son verin
Y
az aylarında özellikle de kapı, pencerelerin açık olmasıyla kimi zaman sokak ve komşu gürültüsü çekilmez bir çileye dönüşüyor. Ancak komşudan gelen gürültünün gerçek kaynağı ses geçirgen duvar ve döşemeler... Apartman dairelerindeki sesler kimi zaman çok rahatsız edici boyutlara ulaşırken mahremiyet de kalmıyor. İzocam Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Fatih Öktem; doğru ve kalın uygulanan yalıtım ile istenmeyen sesleri önleyebilmenin mümkün olduğuna dikkat çekiyor : “Burada önemli olan husus ise ev alırken veya kiralanırken
138Nalbur Teknik.com / Eylül’15
yalıtımının sorgulanmasıdır. Ev arayanların yalıtımı talep etmesi beraberinde ‘doğru detayda doğru ve kalın yalıtım uygulanmış’ konut ve binaların inşa edilmesi sonucunu getirecektir.” Komşu gürültüsü, araba kornası, belki bir okul çıkışı karmaşası, yan binada bulunan bir iş yerinden yükselen sesler… Günlük yaşamda istenmeyen sesleri duymamanın kolay bir yolu var. İlk bakışta zorlu bir süreç gibi görünse de sonrasında sağlayacağı konfor ve huzurlu atmosfer düşünüldüğünde “yalıtım” gürültü için tek çözüm… Ses yalıtımı ile gürültünün zararlı etkileri en aza indirilip, ortamdaki konfor
sağlanabiliyor ve ruh sağlığı korunabiliyor. Çünkü istenmeyen sesler duyma bozukluğundan strese, uyku bozukluklarından tansiyona ve kalp rahatsızlıklarına kadar ciddi rahatsızlıklara sebep olabiliyor. Binanın genelinde ve dairelerde uygulanan yalıtım ile elde edilen sessizlik; kimi zaman çalışma motivasyonumuzu kimi zaman ise kitap okuma keyfimizi artırıyor ve istediğimiz konfor ortamını sağlıyor. Gürültü çalışma mekânlarında iş verimliliğini düşürüyor İzocam Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Fatih
ÜRÜN TANITIMI
Öktem; “Gürültünün çalışma mekânlarında iş verimliliğini düşürmesi ile birlikte, konutlarda da sesin bir mekândan diğer mekânlara iletilmesi istenmeyen durumlara yol açabiliyor. Ses yalıtımı yapılmasında en önemli amaç gürültünün en aza indirilmesidir. Ses çeşitli yollarla bir mekândan öteki mekâna geçebiliyor. Sesin bir bölmeyi geçmesi, sesin belli oranlarda durdurulması yolu ile ona özgü hesaplarla önlem alınarak istenen ölçüde azaltılabiliyor. Evlerde genellikle komşulardan gelen gürültüler, dışardan gelen korna sesleri gibi çeşitli çevresel gürültüler olabiliyor. Komşudan gelebilecek gürültülere karşı en iyi çözüm ise kat döşemelerine ve duvarlara uygulanacak ses yalıtımıdır” diyor. Öktem, çağımızda en fazla rahatsızlık duyulan ve şikâyet edilen konuların başında gürültünün geldiğini de ekliyor. “Yalıtım deyince akla genellikle ısı yalıtımı geliyor ancak ses yalıtımının da göz ardı edilmemesi gerekiyor.
140Nalbur Teknik.com / Eylül’15
Isı yalıtımı nasıl ekonomik olarak tasarruf sağlıyorsa ses yalıtımı da aslında gürültüden tasarruf sağlıyor. Çünkü duymak istemediğimiz sesleri kısıyor. Burada müteahhitlere büyük görev düşüyor.” Yalıtımın doğru uygulanmasına binaların inşaası sırasında dikkat edilmeli ancak sonradan da bazı gürültülerden kurtulmak mümkün olabiliyor. Komşu gürültüsü de bunlar arasında yer alıyor. Komşudan duvar tarafından gelen sesi yalıtmak için bir yüzü alçı levha kaplı taşyünü levha olan kompozit yapıya sahip Taşyünü Kalibel Levha ile ses yalıtımı sağlanabiliyor. Benzer şekilde İzocam Optimum camyünü levhalar da duvar, tavan ve ara bölme uygulamalarında kendine özel tamamlayıcı profilleri ile yapı elemanlarından ses geçişini azaltıyor, konforlu mekanlar elde edilmesinde önemli rol oynuyor. Taşyünü Yüzer Döşeme Levhası ise, katlar arası ısı yalıtımı ile birlikte döşemelerden hem titreşim hem konuşma seslerinin
geçişinin azaltılmasını sağlıyor. Yaşanan mahallerde ses yalıtımı ile ilgili önlem alınması gereken diğer bölümler ise kat döşemeleridir. Kat döşemelerinde taşyünü yüzer döşeme sistemi uygulaması ile hem komşu gürültüsünden korunmak hem de komşuları gürültü ile rahatsız etmemek mümkün… Bir yanlış bilgi ise köpük malzemelerin ses yalıtımı yaptığıdır. Ekstrüde polistiren köpük (XPS), Ekspande polistiren köpük (EPS) ve Poliüretan köpük gibi malzemeler sadece ısı yalıtımına katkı sağlıyorlar. Ses yalıtımı için doğru bir tercih değil. Ses yalıtımını en iyi sağlayacak malzemeler Taşyünü ve Camyünü gibi mineral yün levhalardır. Ses yalıtımı ile ilgili 2005 yılında “Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği” yürürlüğe girdi. 2010 yılında revize edilen Yönetmelikte AB uyumlaştırma süreci devam ediyor. Özellikle gürültünün fazla olduğu sanayi bölgelerinde, yoğun trafik alanlarında ve eğlence mekânlarında ses yalıtımının yapılması gerekiyor. Bununla birlikte binalarımızda yaşadığımız mekânların iç ve dış gürültülerden korunması da önemli… İç mekânlarda gündüz ve gece müsaade edilen en yüksek ses değerleri yönetmelikte belirtilirken, bunları sağlamak için mineral yün esaslı camyünü ve taşyünü ürünler sürdürülebilir detayların geliştirilmesine katkı sağlıyor.
GEZİ
KIBRIS 142 Nalbur Teknik.com / Eylül’15
GEZİ
K
ıbrıs, tam adıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Türkiye’deki kullanımıyla “yavru vatan”, İstanbul’a uçakla sadece birkaç saat mesafede, kısa ya da uzun tatiller için tercih edilebilecek, denizin yanı sıra pek çok kültürel aktivite de yapabileceğiniz keyifli bir gezi rotası. Kıbrıs; Türkiye, Suriye, Lübnan ve Yunanistan’ın deniz komşusu. Konum itibariyle dikkat çeken adanın tarihini araştırdığınızda; arkeolojik kazıların Cilalı Taş Devri’nde bile adada yaşamın olduğunu gösterdiğini ve MÖ 7000’li yıllardan itibaren yakın karalardan insanların bu adaya yolculuk yaptığını görüyorsunuz. Bu araştırmaya göre öncelikle Anadolu’dan göç oluyor. Yapılan kazılarda topraktan heykeller, kaplar, çeşitli ilkel silahlar, demir ve tunç gibi madenlerden yapılmış araçlar ortaya çıktıkça adanın tarihi her seferinde baştan
yazılıyor. Aralarında Mısır ve Romalıların da bulunduğu pek çok uygarlığın hüküm sürdüğü bu toprakların, her dönemde stratejik bir nokta olarak tercih edildiğini de görüyoruz. Türkiye’den Kıbrıs’a gitmenin bir güzel yanı da vizesiz, pasaportsuz kolayca geçiş yapabiliyor olmamız. Kıbrıs’ı cazip kılan bir diğer konu ise, yıl boyu ılık havası tabii ki. 300 gün yazı yaşayabileceğiniz harika bir iklim… Kış aylarında ah bir deniz olsa da yüzsek diye hayal edip 2 saat sonra kumsalda olabilirsiniz.Küçük kardeşimiz Kıbrıs, 9 bin yıllık tarihi ve dünyanın başka hiçbir yerinde göremeyeceğiniz orkideleriyle beklediğinizden çok daha güzel bir keşif gezisi için ideal bir rota. Aynı zamanda Akdeniz’in 3. büyük adası olma özelliği de taşıyor. Yavru Vatan’da Güzelyurt’tan Karpaz’a kadar geniş bir yelpazede görülecek pek çok güzel yer sizi bekliyor.
Kıbrıs’ta Gezilecek Yerler Kıbrıs-Sahil Kıbrıs’taki yerleşime dair ilk izler Neolitik çağa ait. Pek çok farklı medeniyete ev sahipliği yapan ada ünlü isimlere ve devirlere ait pek çok iz taşıyor. Bu nedenle de Kıbrıs’ta gezilecek, görülecek yerler listesi oldukça uzun. Beşparmak dağlarında yapılacak yürüyüşlerden, tarih kokan kalelere, Akdeniz’in sıcak kumlarında doya doya güneşlenebileceğiniz farklı zevke uygun deniz sporlarına kadar yapılacaklar listesi oldukça uzun. Gezilecek görülecek yerleri şehir şehir inceleyecek olursak; Lefkoşa Lefkoşa, Kıbrıs adasının ortasında yer alıyor. Adanın en kalabalık ve en hareketeli şehri ve aynı zamanda da başkent. Kıbrıs’ın kalbinin attığı nokta da diyebiliriz aslında, adanın en hareketli noktası.şa, Kuzey ve Güney Lefkoşa olarak ikiye ayrılmış ve
GEZİ bu özelliği ile dünya üzerindeki ikiye ayrılmış tek başkent olarak bilinir. Berlin birleştikten sonra geriye sadece Lefkoşa kalmış ikiye bölünmüş başkent olarak. Lefkoşa’yı ikiye bölen hatta ise Yeşil Hat adı verilmiştir. Yeşil hattın kuzeyi Türklerin yaşadığı güneyi ise Rumların yaşadığı bölge. Ara bölge ise Birleşmiş Milletler Barış Gücü koruması altında. Yeşil Hattın bugünkü sınırları ise Kıbrıs harekati zamanında belirlenmiş. Kıbrıs olaylarını anlatan Derviş Zaim’in Gölgeler ve Suretler filminin galası da Yeşil Hatta yapılmıştı, bugünlerde ise ortak pazar açılması gündemde. Tek başına bu özelliği bile görülmeye değer kılıyor Lefkoşa’yı… Kıbrıs’ın yakın geçmişini okuyarak ya da tarihi konu alan filmleri izleyerek gitmek orada göreceğiniz pek çok şeyin sizin için daha anlamlı olmasını sağlayacaktır.
144 Nalbur Teknik.com / Eylül’15
Lefkoşa’da Gezilecek Görülecek Yerler Selimiye Camii (St. Sophia Katedrali); Kıbrıs’taki en büyük, en görkemli dini yapı ve en önemli gotik mimari eser olarak kabul ediliyor. 1209-1326 yılları arasından Lüzinyan döneminde inşa edilmiştir. İlk olarak St. Sophia Katedrali olarak kullanılan yapı Osmanlıların adayı ele geçirmesinden sonra camiye çevrilerek cami olarak kullanılmaya başlanmıştır. Selimiye Camii Kıbrıs'taki en güzel tarihi yapılardan biri olarak görülmeye değer. Adındaki değişimden de anlaşılacağı gibi, katedralken cami olarak kullanılıyor. Büyük Han; Lefkoşa’daki önemli Türk eserlerinin başında 1572 yılında Osmanlı Valisi Muzaffer Paşa tarafından yaptırıldığı bilinen
Büyük Han yer alır. Mimari ve tarihi değeri açısından önemli bir kültür varlığıdır. Birbirine benzeyen 68 dikdörtgen şeklinde odadan oluşmuştur. Ortasında küçük bir cami vardır. Bu yapı Anadolu'da bulunan Osmanlı devri çarşı içi iş merkezleri yapısındadır. Lefkoşa Surları;Venedikliler, Kıbrıs’a girmek üzere olan Türklerden korunabilmek için eski surlar yerine yenilerini yapmışlar. 1567 yılında yapımına başlayan bu yeni surlar daire şeklinde, 11 burcu ve 3 kapısı olacak şekilde tasarlanmış. Girne Kapısı; Eski Lefkoşa şehrinin sınırlarını belirleyen surlarda 3 önemli kapı, 3 önemli geçiş noktası varmış. Girne Kapısı, bu önemli giriş-çıkış noktalarından biri. Barbarlık Müzesi; Bu evde Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alay
GEZİ
Doktoru Binbaşı Dr. Nihat İlhan'ın eşi ve üç çocuğu, Binbaşının alaydaki görevinde olduğu bir sırada korunmak için sığındıkları banyo odasında cani Rumlar tarafından kahpece ve acımasızca 1963 yılı Noelinde şehit edilmiştir. Bu bina daha sonra müzeye çevrilmiştir. Bu müzedeki duvar panolarında sergilenen fotoğraflar, 21 Aralık 1963'te başlayan Rum Katliamı sonucu şehit olan kadın, genç, ihtiyar, masum kardeşlerimizin; evleri ve köyleri yakılıp yıkılmak suretiyle göç etmeye zorlanan soydaşlarımızın öyküsünü yansıtmaktadır. Gazi Mağusa; Türkiye’de Eskişehir neyse, Gazi Mağusa da Kıbrıs için odur. Neden derseniz, tam bir üniversite şehridir. Doğu Akdeniz Üniversite’si şehrin sosyal hayatını canlı tutuyor. Eskişehir’deki Porsuk nehri yerinde de Gazi Mağusa’nın derin bir limanı var. Kentin çekirdeğini, kıyıdaki lagünün çevresine Mısır Kralı II. Ptolemy
146 Nalbur Teknik.com / Eylül’15
Phiadelphus'un (İÖ 285-247) kurduğu ve karısının adını verdiği Arsinoe denilen bir yerleşmenin oluşturduğu söylenmektedir. Daha sonra kentleri 648 yılında Arap korsanları tarafından yağmalanınca Arsinoe'ye göç eden Salamisliler Arapların bulamaması umuduyla buraya Ammakhostos ya da "kumlara gizli" adını vermişlerdir. Bugünkü Famagusta (Gazimağusa) sözcüğü de buradan türetilmişti.
gibi bu kalenin de etrafı koruma amaçlı olarak derin bir hendekle çevrilmiştir.
Gazi Mağusa’da Gezilecek Yerler Salamis Harebeleri; Bronz Çağı sonlarında başlayan göçlerle oluşmuş bu şehir, önce Anadolu’dan gelen kavimlere ya da Kilikya’dan gelen Akalara ev sahipliği yapmış. Othello Kalesi; Mağusa şehrini korumak için inşa edilmiş olan Kale, 14. yy’da Lüzinyanlar tarafından yapılmış. Şehrin ana girişlerinden biri olarak kullanılmaktadır. Avrupa kalelerinden alışık olduğumuz
Lala Mustafa Paşa Camii; 1298 – 1312 yılları arasında yapılmış olan Camii, Gotik mimarisi ile dikkat çekmektedir. Akdeniz çanağının en güzel Gotik yapıları arasında yerini almıştır. Gazi Mağusa’da görülecek diğer yerler; Kantara Kalesi, Magusa Kalesi, St. Nicholas Katedrali, Namık Kemal Zindanı
Venedik Sarayı; Lüzinyanlar tarafından 13. yy’da yapılmış olan saray kalıntıları üzerine Venediklilerin yaptığı yeni krallık sarayı Venedik Sarayı’dır. Sarayın 16.yy’da yapılmış olan ve halen ayakta olan cephesinde kullanılan sütunların Salamis harabelerinden alınmış olduğu söyleniyor.
Girne Kentin çekirdeğini, kıyıdaki lagünün çevresine Mısır Kralı II. Ptolemy Phiadelphus'un (İÖ
GEZİ
285-247) kurduğu ve karısının adını verdiği Arsinoe denilen bir yerleşmenin oluşturduğu söylenmektedir. Daha sonra kentleri 648 yılında Arap korsanları tarafından yağmalanınca Arsinoe'ye göç eden Salamisliler Arapların bulamaması umuduyla buraya Ammakhostos ya da "kumlara gizli" adını vermişlerdir. Bugünkü Famagusta (Gazimağusa) sözcüğü de buradan türetilmiştir. Girne ve çevresi, adanın en popüler tatil bölgesidir. Girne’ye Lefkoşa’dan ulaşım ise oldukça kolay, otobüs ile 35-40 dakikada ulaşmak mümkün. Girne’de Gezilecek Yerler Girne Kalesi; Kıbrıs’ta mutlaka görülmesi gerekenler listesinin başında Girne Kalesi var. 7. yüzyılda Arap akınlarına karşı kentin korunması için yapılmış bu kalenin yenileme süreci 1373’te Cenevizliler Kuşatması nedeniyle sekteye uğrasa da tekrar devam etmiştir. Venedikliler kaleyi ele geçirdiklerinde, Osmanlı saldırılarına göre yeniden inşa etmişler ancak bu önlemlere rağmen 1570 yılında kaleyi Osmanlılar’a teslim etmişlerdir. Girne’deki Rum mimarisine pek güzel eşlik etmektedir. Buffaveneto Kalesi; Bufavento Kalesi, St. Hilarion ve Kantara Kaleleri ile birlikte adayı Arap akıncılarına karşı savunmak için oluşturulan uyarı zincirinin bir parçasıdır. Kale çok rüzgarlı bir tepeye kurulduğu için "rüzgardan korkmayan" anlamına gelen "Bufavento" adını almıştır. Kalenin tam yapım tarihi bilinmemekle birlikte, Arslan Yürekli Richard Kıbrıs'ı ele geçirdiği zaman bahsi geçmektedir. Bazı söylentilere göre kendini Kıbrıs Kralı ilan eden İsak Komnenus'un kızı bu kaleden çıkara Richard'a teslim olmuştu. Bufavento'nun da adadaki diğer
148 Nalbur Teknik.com / Eylül’15
kaleler gibi bir zamanlar Kıbrıs'ta hüküm sürmüş bir kraliçeyle ilgili bir öyküsü vardır. Kıbrıs Templar Şövalyelerinin egemenliğine girdiği zaman cüzzamlı bir Bizans prensesi ve aynı hastalığa yakalanan köpeği vardı. Prenses ile köpeği Bufavento kalesine kapatılmışlar idi. Bir süre prenses köpeğinin derisinin yavaş yavaş iyileştiğini fark etmiş. Bunun üzerine prenses köpeğinin her sabah kalenin aşağılarında bir kaynakta yıkandığını görüyor. Böylece prenseste her sabah bu kaynağa gidiyor ve yıkanıyor. Tamamen iyileştikten sonra kaynağın bulunduğu yere bugün Ayios Ionnis Chrysostomos Manastırı olarak bilinen tapınağın ilkini yaptırmıştır. Kale 1382-1398 yılları arasında hapishane olarak kullanılmıştı. Bu dönemde kalenin adı Aslan Şatosu idi. 1489 yılında ada Venediklilerin eline geçince kale eski önemini yitirmişti. Venedikliler adanın savunması için daha çok deniz kenarındaki kalelere önem vermişlerdi. Eskinin hapishanesi, yeninin kalesi olan bu yapı, Aslan Şatosu adıyla anılırmış. 950 metreye kurulmuş olan kale, Buffavento yani “rüzgara boyun eğmeyen” ünvanının da sahibi. Kaleden müthiş Lefkoşa manzarasını seyretmek mümkün. Bellapais Manastırı; Adını Fransızcadan alan manastıra Barış Manastırı da denmektedir. Kıbrıs’ın en güzel gotik eserlerinden biri olan bu manastırı mutlaka görmelisiniz. Şehir merkezine 10 dakika mefadeki bu gotik manastır da mutlaka görülmesi gerekenler listesinde olmalı. Bir kısmı yıkık olsa da muhteşem manzarası kaçırılmamalı. İkon Müzesi (Arkhangelos Kilisesi);
Eski bir kilise olan müze, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet’inin kurulmasından sonra müzeye çevrilmiştir. Yüksek kulesi ise Girne’nin her yerinden görülebilmektedir. Girne ve çevresinde toplanan ikonlar bu müzede sergilenmektedir. Batık Gemi Müzesi; Girne Kalesi’nin içinde bulunan Batık Gemi Müzesi deniz ve batıklara ilgi duyanların mutlaka görmesi gereken bir yer. Müzede sergilenen geminin bugüne kadar bulunan en eski gemi olduğu sanılıyor. 15 metre uzunluğundaki gemi 1965 yılında bir sünger avcısı tarafından suyun üç metre derinliğindeyken farkedilmiş ve Pennsylvania Üniversitesi araştırmacıları tarafından su yüzüne çıkarılmış. Batı’dan Rodos’tan yola çıkan bu geminin Doğu’ya giderken burada battığı tahmin ediliyor. St. Hilarion Kalesi; Girne’ye 10 km mesafade bulunan kale, Bellapais gibi güzel bir Girne manzarası seyretmek için ideal noktalardan biri. Hz. Ömer Tekkesi; Girne’den 4-5 km mesafede yer alan sahildeki bu beyaz bina Kıbrıs’taki önemli dini ziyaret noktalarından biridir. Kıbrıs’ta İslamiyetin yaygınlaşması için inşa edildiği düşünülmektedir. Girne Limanı; Kıbrıs’ın en önemli simgelerinden biridir, başta da söylediğim gibi pek çok Kıbrıs fotoğrafında aslında burayı görürsünüz. Venedik mimarisindeki binalar, restoran ve kafeleriyle Girne’nin en popüler noktası burasıdır. Girne Limanından mutlaka gün batımı izlemeyi de ihmal etmeyin.