Ekim/2016
HIRDAVAT SEKTÖRÜNDE İŞ GÜVENLİĞİ “Dünyada her 3 dakikada bir iş kazası, her 4 saatte bir de ölümlü iş kazası meydana geliyor. Bu kazaların neredeyse tamamına yakını iş veren ve personel ihmalinden kaynaklanıyor. Kazalara sebebiyet veren sektörlerin başında da maalesef inşaat sektörü geliyor. Türkiye için de durum çok farklı değil, hatta daha da vahim diyebiliriz. Keza Türkiye’deki kaza oranları Avrupa ülkelerine kıyasla ilk sıralarda yer alıyor. Yapılan araştırmalar ve alınan görüşler doğrultusunda; yetersiz denetimler, çalışan ihmali, iş verenin gerekli ekipmanları sağlamaması ve standartlara uymayan normsuz ürünler üretilmesi kaza oranlarını artıran etmenler olarak gösteriliyor. Bizler de iş güvenliği alanını yakından incelemek adına, sektörde söz sahibi olan firmalardan bilgiler alarak siz okuyucularımızla buluşturduk. Özellikle Kişisel Koruyucu Donanımları ile ilgili fikirlerine başvurduğumuz sektör liderleri; çalışanların bireysel farkındalık gerektiren bu tür sosyal konulara önem verilmediğini belirterek “Bana bir şey olmaz” mantığından kurtulması gerektiğini aktarıyorlar KKD ürünleri dışında aynı zamanda elektrikli el aletleri sektöründe yaşanan iş kazaları üzerinde durarak sektörden isimlerin görüşlerine başvurduğumuzda; yanlış ürün, yanlış kullanım ve ürünlerin amacına uygun kullanılmaması el aletleri sektöründe yaşanan kazaların temel sebepleri arasında gösteriliyor. İş güvenliği sektörünü detaylı olarak işlediğimiz ekim sayısını keyifle okumanız dileği ile.
İmtiyaz Sahibi İSTMAG Magazin Gazetecilik İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. adına H. Ferruh Işık Genel Müdür Mehmet Söztutan mehmet.soztutan@img.com.tr Yayın Editörü Emine Korkmaz emine.korkmaz@img.com.tr Reklam Müdürü Zülküf Karadayı zulkuf.karadayi@img.com.tr Sanat Yönetmeni İsmail Gürbüz ismail.gurbuz@img.com.tr Grafik Tasarım Berkan Kesgin berkankesgin@gmail.com Sorumlu Müdür Cüneyt Aktürk cuneyt.akturk@img.com.tr Dış İlişkiler Müdürü Yusuf Okçu yusuf.okcu@img.com.tr Kurumsal İletişim Müdürü Ebru Pekel ebru.pekel@img.com.tr Muhasebe Müdürü Mustafa Aktaş mustafa.aktas@img.com.tr Abone İsmail Özçelik ismail.ozcelik@img.com.tr CTP-Baskı Vizyon Basımevi Kağıtçılık Matbaacılık ve Yayıncılık Deposite İş Merk.A6 Blok, Kat:3 No:309 Başakşehir Tel: 0212 671 61 51 Mail : info@vizyonbasimevi.com.tr Adres Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi B Blok No:1 Kat:4 Güneşli-Bağcılar / İstanbul Tel: +90 212 604 50 50 Faks: +90 212 604 50 51
Nalbur Teknik Dergisi’nde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. Nalbur Teknik Dergisi’nin bütün yayın hakları İSTMAG Magazin Gazetecilik İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan Nalbur Teknik Dergisi ayda bir yayınlanır.
DÜNYANIN GÜVENDİĞİ MARKA; BOSCH ELEKTRİKLİ EL ALETLERİ
Bosch Elektrikli El Aletleri Ülke Satış Direktörü Metin Bayrak
HİLTİ İŞ KAZALARINA DUR DİYOR
Hilti Türkiye Pazarlama Direktörü Banu Çetinkol
“İŞ KAZALARININ BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU TAŞLAMA MAKİNALARINDAN KAYNAKLANIYOR “
Burla Makina Makina Bölüm Yöneticisi Dan Hananel
EGELİ-EGESAN TÜM ÜRÜN GRUPLARINDA İHTİYACA UYGUN AŞINDIRICI ÇÖZÜMLERİ GELİŞTİRİYOR
Egeli - Egesan Satış ve Pazarlama Müdürü Özgür Ulus
ALSALAR ................................72-73 ASKAYNAK.............................Ö.K.K ATEŞ İNŞAAT..............................107 BERNER.......................................81 BİG 5..........................................145 BİLGESAN....................................77 BORU FUARI..............................151 BOSCH.....................................Ö.K.İ BTM..............................................45 BURLA.........................................4-5 CENTER....................................A.K.İ CERMİX........................................41 ÇELİK HORTUM..................İNSORT EGELİ........................................7-91 EMULZER...................................125 ER KALIP .....................................83 ERYAP...........................................17
FİLLİ BOYA...................................21 FOSTER......................................129 GATA KİMYA.................................79 GEZER........................................121 HENKEL..............................İNSORT İHF........................................6-13-93 İHLAS KOLEJİ............................155 KALE KİLİT....................................29 KAMİL TÜRK..............................139 KANCA........................................141 KARBOSAN.................................AK KARCHER.....................................35 KARKİM......................................119 MAGMAWELD..............................51 MAPA..........................................111 MANO...........................................63 N.T ABONE FORMU...................159
CENTER A.Ş ELEKTRİKLİ EL ALETLERİNDE GÜVENİ TEMSİL EDİYOR Center A.Ş Satış Pazarlama Müdürü Zahid Özkara
STARLİNE DENİLDİĞİNDE AKLA İLK OLARAK KALİTE VE ÜRÜN ÇEŞİTLİLİĞİ GELİYOR Ateş A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi Sema Öztürk
N.T KURUMSAL.........................157 REİS MAKİNA..............................ÖK RIDGID..........................................55 RİTİM............................................87 SELSİL.........................................2-3 SİA.................................99-101-103 SOLAREX...................................153 SPSTAR PLAST.......................68-69 TİGİAD........................................135 TÜM PLASTİK.........................60-61 VİKO.............................................55 YAPI FUARI.................................149 YDS..............................................25 YILMAZ MAK................................59 YOLDAŞ......................................8-9
SEKTÖREL HABER
İSTANBUL HIRDAVAT FUARI ABU DHABİ’DE İstanbul Hırdavat Fuarı, 3 - 5 Ekim tarihlerinde Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Abu Dhabi’de ilki düzenlenen, Abu Dhabi Hardware Show’ katıldı.
B
12
İstanbul Hırdavat Fuarı Uluslararası Satış ve Pazarlama Müdürü İbrahim Arslan
• Ekim 2016
irleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Abu Dhabi’de gerçekleşen Abu Dhabi Hardware Show, 5.000 m2’lik alanda 6 bin ziyaretçiye ev sahipliği yaptı. Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Umman, Kuveyt, Suudi Arabistan ve Bahreyn’den gelen 6 bin profesyonelin ziyaret ettiği fuarda, İstanbul Hırdavat Fuarı’da katılımcılar arasında yer alarak, körfez bölgesi ülkelerinin sektör temsilcileri ile buluştu. Fuar süresince ziyaretçilere, İstanbul Hırdavat fuarı ile ilgili bilgi veren İstanbul Hırdavat Fuarı Uluslararası Satış ve Pazarlama Müdürü İbrahim Arslan;
ikili görüşmeler ile oldukça verimli bir fuar geçirdiklerini belirterek şunları aktardı: “İstanbul Hırdavat Fuarı olarak, kendi standımızda körfez bölgesi ülkelerinin sektör temsilcilerini ağırlayarak fuarla ilgili katılımcı çalışmalarımızı gerçekleştirdik. Ayrıca ziyaretçi olan profesyoneller ile 2325 Mart tarihlerinde ilkini düzenleyeceğimiz İstanbul Hırdavat Fuarı konusunda yoğun görüşmeler ve tanıtım faaliyetleri ile verimli bir fuar çalışmasını tamamladık.” dedi. İstanbul Hırdavat Fuarı’nın ana basın sponsoru olan Nalbur Teknik dergisinin de Abu Dhabi Hardware Show’da dağıtımı gerçekleştirildi.
AKTÜEL
DESB; SANAYİDE YENİ BİR DÖNEMİ BAŞLATIYOR
14
TESKOOP (MÜSİAD), ÖZ-AR ve BAHÇEŞEHİR Sanayii Kooperatiflerinin işbirliğiyle hayat bulan Hadımköy Deliklikaya Sanayi Bölgesi, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın katılımıyla yapılan törenle açıldı. “Yeni reformlara hızla başlanacak” Açılış töreninde konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Bakanlık olarak daha fazla yatırım, daha fazla üretim ve daha fazla istihdam için sanayici ve iş adamlarının önündeki bütün engelleri kaldıracaklarını ifade etti. Özlü, Türkiye’nin ihracata dayalı bir ekonomik büyüme modeli benimsediğini ve ihracatın yüzde 95’ini sanayi
• Ekim 2016
ürünlerinin oluşturduğunu belirterek; “Dolayısıyla Türkiye’nin zenginleşmesi sanayi eliyle olacak. Bize düşen sanayicinin ve yatırımcının önünü açmaktır, sanayiciye üretim için uygun alanları oluşturmaktır, sanayicinin lojistik imkanlarını artırmaktır” dedi. Hükümet olarak yeni reformları yakın zamanda hayata geçirerek, önemli ekonomik adımlar atılacağını dile getiren Özlü; “Yeni sanayi parselleri
oluşturacağız. Yeni nesil organize sanayi modellerini hayata geçireceğiz. Üretenler, kendilerine uygun sanayi parselleri bulabilecek” dedi. 4. Sanayi devriminin akıllı üretime dayandığına dikkat çeken Özlü, ülkece akıllı üretim ve akıllı sanayiye geçme zamanının geldiğini vurguladı. “Hafif Metro ile ulaşım müjdesi” Törende konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ise İstanbul’u, dünyadaki sanayiciler ve iş adamlarının “İstanbul’da biz de olsak” diyeceği bir şehir haline getirmeye çalıştıklarını söyledi. Topbaş “İnanıyorum ki DESB, dünyaya çevre dostu, akıllı sanayi bölgesi
“Üçlü, Güçlü Üretim” DESB, Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Büyükdede açılış konuşmasında; “Sanayi bölgemizde kurulacak büyük ve orta ölçekli 400 sanayi kuruluşuyla ülkemizin gücüne güç katmayı, 30.000 kişiye istihdam sağlamayı ve refah üretmeyi hedefliyoruz. DESB Sanayi Bölgesinin temeli 1994 yılına dayanan bir başlangıca sahiptir. Bulunduğumuz Hadımköy Sanayi Bölgesi yaklaşık 12 milyon m²’ dir. DESB bu alan içinde 2280.000 m² bir alanda 22 yıl önce başlayan Özar ve Bahçeşehir Kooperatiflerine Yüksek Ahlak – Yüksek Teknoloji şiarı ile kurulan Müsiad üyelerinin oluşturduğu TESKOOP’un da eklenmesi sonucu ortak bir organizasyon ile oluşturuldu. Tamamlanınca 400 tesis, lojistik ticari, dini, eğitim ve sosyal alanlar ile projenin başından itibaren iyi planlanmış projelendirilmiş ve uygulanmış çevreye duyarlı Leed Sertifikası almaya aday örnek bir çevreci sanayi bölgesi realize edilmiş olacaktır. Sanayiciler olarak önümüzdeki yeni dönemin 4. Sanayi devrimine uygun Endüstri 4.0 uygulamalarının devreye girdiği yeni dünyada bizim de bunun gereği altyapısı kurulmuş ülkemize, İstanbul’umuza örnek bir sanayi bölgesi tesis etmeye karar verdik, projelendirdik ve uyguladık. Bugün de sizlere sanayi bölgemizi sunuyor ve ilk temelimizi de atıyoruz. Yeni sanayi anlayışı, elektrik kesintisinin olmadığı ve voltaj stabilitesinin tam olduğu, sabit basınç ve kalitede su, doğalgaz girişinin olduğu bütün dünya ile telekomünikasyonda kesintisiz hızlı ve güçlü bir iletişim kabiliyetinin olduğu, 27 km yol kalitesinin her yerde düzgün,
yağmur sularının caddeleri kaplamadığı ve ağır yüke dayanıklı olduğu, Led ışıklandırma ile homojen bir gece aydınlatmasının sağlandığı yangına, sağlık hizmetlerine, nitelikli endüstriyel eğitim, iş güvenliği sistemine sahip, iyi ağaçlandırılmış yeşil bir bölge üretmeye özen gösterdik. Ayrıca, yenilenebilir güneş enerjisinden maksimum istifade edilmesini sağlayacak 80 MV gücündeki çatı potansiyelimizi ön plana çıkardık” dedi. “Sürdürülebilir çevre” Yenilikçi, ileri teknolojiyi kullanabilen, ekolojik dengeye saygılı, kentsel rekabet ve sosyal adaletin sağlandığı sürdürülebilir üretim, Deliklikaya Sanayi Bölgesi ile hayata geçiyor. İleri teknoloji sanayi üretimi için geliştirilen Endüstri 4.0 Devrimine ve Çevresel Etkileri Değerlendirme Yönetmeliği’ne (ÇED) titizlikle uyulan Deliklikaya Sanayi Bölgesi’nde baca gazı ve atık su oluşturmayan, çevre kirliliğine neden olmayacak sektörler üretim gerçekleştirebilecek. “30 bin kişiye istihdam” Kentin sanayi ihtiyacını karşılamak ve sanayi alanlarının kontrollü bir şekilde büyümesini sağlamak amacıyla 2006 yılında inşaatına başlanan Hadımköy Deliklikaya Sanayi Bölgesi’nin, 30 bin kişiye yeni istihdam alanı yaratması bekleniyor. Tam kapasiteye eriştiğinde 60 milyar dolarlık bir ekonomi üretmesi tahmin ediliyor. “Tüm yollar Deliklikaya’ya çıkıyor” Deliklikaya Sanayi Bölgesi’nin; Kuzey Marmara Otoyolu, Arnavutköy Liman Gümrüğü, Çatalca Muratlı Tır Gümrüğü, Ambarlı Liman Gümrüğü, Halkalı Demiryolu Gümrüğü’ne olan yakınlığının sanayi bölgesinin ithalat ve ihracatını hızlandırması planlanıyor. Sanayi tesisisin tam
donanımla hizmet vermesi halinde; liman, demiryolu ve karayolları gümrüklerine bağlantısı sayesinde tam kapasiteye eriştiğinde ekonomiye 60 milyar dolarlık bir katkı sağlayacağı tahmin ediliyor. Ayrıca; sanayi bölgesi içerisinden geçişi sağlanacak demiryolu sistemi ve bölge çıkışına yapılan gişelerle, 3. Köprüye ve 3. Havalimanına direkt geçiş sağlanarak karayolları ticari trafiğinin hızlandırılması planlanıyor. “Akıllı bina akıllı üretim” Akıllı binalarda akıllı üretim gerçekleştirmeyi amaçlayan projede, ilk hamle olarak altyapı çalışmaları istenilen sisteme uygun olarak tamamlandı. Yüksek hızlı internet ağı, içme suyu, atık su ve doğalgaz boru hattı döşendi. Kesintisiz elektrik kullanımı için 700 mw indirici sistem ve elektrik destek merkezi üniteleri oluşturuldu. Organize Sanayi Bölgeleri arasında öncü ve tek olacak Hadımköy Deliklikaya Sanayi Bölgesi’nin sadece alt yapı çalışmaları için 250 milyon TL harcandı. Geriye sadece 400 tesisin alt yapısı hazır parsele yerleştirilmesi kaldı. “Şehre en yakın sanayi merkezi” Yeni düzenlemeler gereğince şehir içlerinde kalan Zeytinburnu, Gaziosmanpaşa, Bayrampaşa Esenler, Bağcılar ve Eyüp sanayi bölgelerinin taşınmasıyla Hadımköy Deliklikaya Sanayi Bölgesi İstanbul’a en yakın sanayi merkezi haline gelmiş oldu. “Çalışanlar işlerine bisikletle gidebilecek” 2006 yılında projenin hayata geçmesiyle beraber çalışmaları başlatılan yaşam alanları da tamamlanmış durumda. TOKİ ve KİPTAŞ destekleriyle inşa edilen konutlar sayesinde, çalışanlar işlerine bisikletle gidip gelme konforu yaşayacak.
AKTÜEL
olarak örnek olacak” dedi. Topbaş, Hadımköy-Çatalca arasındaki demir yolunu hafif metro haline getireceklerinin de müjdesini verdi. Topbaş hattın bu bölgedeki sanayi için çok önemli bir ulaşım aksı haline geleceğini belirtti.
15
İNŞAATTA ÜRETİME TAM GAZ DEVAM
AKTÜEL
TÜİK’in inşaat ciro endeksi, yılın ikinci üç ayında bir önceki çeyreğe göre yüzde 10.8 yükseldi.
16
T
ürkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2016’nın ikinci çeyreğine (Nisan-Haziran) ilişkin İnşaat Ciro ve Üretim Endeksleri verilerini açıkladı. Buna göre, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış inşaat ciro endeksi, yılın ikinci üç ayında bir önceki çeyreğe göre yüzde 10.8 yükseldi. Takvim etkilerinden arındırılmış inşaat ciro endeksi ise bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 25.3 arttı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış inşaat üretim endeksi, söz konusu dönemde bir önceki çeyreğe göre yüzde 2.2 yükseldi. Takvim etkilerinden arındırılmış inşaat üretim endeksi ise bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 6.2 artış kaydetti.
• Ekim 2016
İrtifa bedeli belirlendi Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliği, Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre, Endüstri Bölgeleri Kanunu hükümleri uyarınca ilgilileri lehine tesis edilecek irtifak hakları ile verilecek kullanma izinlerinde ilk yıl bedeli, taşınmazın emlak vergisine esas asgari metrekare birim değeri toplamının binde 5’i olarak kabul edilecek. Stratejik yatırım için verilecek izinde ise ilk yıl bedeli, taşınmazın emlak vergisine esas asgari metrekare birim değeri toplamının binde 1’i olacak. ‘Konut kredisi işlemi KDV’nin konusu değil’ Türkiye Bankalar Birliği
(TBB), bankalardan konut kredisi kullanan müşterilerin bankalara başvurarak KDV iadesi alabilecekleri yönündeki yorumların gerçeği yansıtmadığını bildirdi. TBB’nin resmi internet sitesinde yer alan duyuruda, bazı basın organlarında yer alan haberlerde, konutta KDV oranlarının düşürülmesi nedeniyle, konut kredisi kullanan müşterilerin bankalara başvurarak iade alabilecekleri yönünde yorum ve değerlendirmelere yer verildiği ifade edildi. Duyuruda, bankacılık işlemleri ve bu bağlamda konut kredisi işlemlerinin, KDV’nin konusuna girmediği, dolayısıyla bu işlemler nedeniyle bankalar tarafından KDV uygulaması yapılmadığı belirtildi.
DÜNYANIN GÜVENDİĞİ MARKA; BOSCH ELEKTRİKLİ EL ALETLERİ
DOSYA
Bosch Elektrikli El Aletleri Ülke Satış Direktörü Metin Bayrak: “Ürün geliştirme bölümümüz; ‘kullanıcıya sıfır mesafe’ vizyonumuz çerçevesinde ürünlerimizin kullanım alanlarında sürekli analizler yapıyor, işçi sağlığı ve iş güvenliğine yönelik iyileştirmeler gerçekleştiriyor.” dedi.
Bosch Elektrikli El Aletleri Ülke Satış Direktörü Metin Bayrak
18 Elektrikli el aletleri alanında dünyanın önde gelen markalarından olan Bosch, Nalbur Teknik ‘İş Sağlığı ve Güvenliği’ dosya konusu ile Ekim sayısına konuk oldu. Sorularımızı yanıtlayan Bosch Elektrikli El Aletleri Ülke Satış Direktörü Metin Bayrak, özellikle elektrikli el aletleri kullanımında yaşanan iş kazaları ve Bosch’un bu konudaki AR-GE inovasyon çalışmaları hakkında bilgiler verdi.
T
ürkiye’de özellikle elektrikli el aletleri kullanırken yaşanan iş kazaları nelerdir?
• Ekim 2016
Elektrikli el aleti kullanırken yanlış aleti kullanma, kötü durumda olan aletleri çalıştırma, aletlerin kullanılması
sırasında gerekli dikkatin gösterilmemesi, aletlerin taşınması ve depolanması sırasında yanlış yol seçme, işçinin gerekli eğitimi almadan ya da yetkilendirilmeden aleti kullanması, keskin ağzı veya sivri ucu koruyucu içine alınmadan aletlerin taşınması ve depolanması, aleti kullanan işçinin koruyucu donanım kullanmaması, elektrik kordonlarının,
DOSYA muhafazalarının, kaportalarının ve topraklamalarının uygun olmaması gibi nedenlerle; elektrik çarpması, göz veya görme kaybı, uzuv kayıpları, gürültü, titreşim ve tozdan zarar görme, fırlayan küçük parçalardan derin yaralanmalar; hatta parmak, tendon, atardamar kesilmeleri gibi ciddi kazalar yaşanabiliyor. Bu kazaların başlıca nedenleri arasında uygun olmayan alet kullanmak, aletleri yöntemine uygun kullanmamak, yetersiz bakım ve uygun olmayan depolama geliyor. Firma olarak Elektrikli El Aletleri kullanımındaki kazaları nasıl belirliyorsunuz? Bu konuda Ar-Ge ve
inovasyonlarınız nelerdir? Ürün geliştirme bölümümüz, ‘kullanıcıya sıfır mesafe’ vizyonumuz çerçevesinde ürünlerimizin kullanım alanlarında sürekli analizler yapıyor; işçi sağlığı ve iş güvenliğine yönelik iyileştirmeler gerçekleştiriyor. Sadece iş kazaları özelinde değil, sürekli kullanım durumunda işçi sağlığını olumsuz etkileyebilecek örneğin titreşim gibi konularda da sürekli geliştirmeler yapıyoruz. Kullanıcının güvenliğine yönelik uygulamalarımızdan örnek vermek gerekirse; bizim sektöre özel geliştirdiğimiz uygulamalardan biri olan Kick Back Stop (Geri Tepme Kontrol Sistemi), taşlama makinelerinde
diskin sıkışmasını algılayarak makineyi hemen durdurur. Anti-Rotation System ise güçlü darbeli matkaplarda ucun sıkışması durumunda makinenin çalışmasına son verir. Vibration Control de taşlama, kırıcı-delici ve delici ürünlerimizde kullanıcılarımıza zarar verebilecek titreşim değerlerinin en aza düşürülmesini sağlar.
19
DOSYA 20
İş kazalarını minimize etmek için hangi ürün grupları üzerinde yoğunlaşıyorsunuz? İş güvenliği önem verdiğimiz konuların başında geliyor. Tüm Heavy Duty serimizde ürün geliştirmelerde bu konuya özel bir önem veriyoruz. Bu yıl içinde piyasa sürdüğünüz ya da süreceğiniz yeni ürün var mı? Varsa detaylı bilgi alabilir miyiz? Her yıl Türkiye pazarına 100’e yakın yeni ürün sunuyoruz. Bunların bir kısmı mevcut ürünlerimizin bazı özellikleri artırılmış versiyonları bir kısmı ise dünyada ilk olma özelliği taşıyan ve kullanıcılarımıza yeni kullanım alanları oluşturan yenilikçi ürünlerimiz oluyor. Profesyonel seri ürün
• Ekim 2016
grubumuzda 2015 yılında fiyat performans oranı yüksek olan, ekonomik standart seri ürünlerimizden 12 adet yeni ürünü pazara sunduk ve önemli bir başarı sağladık. Bu ürünlerimiz iyi bir satış grafiği yakaladığı gibi, pazarda mevcut olan ve daha yüksek fiyatlı ürünlerimizin de satışını destekledi. Hedefimiz daha fiyat odaklı, bizi daha önce deneyimlememiş kullanıcılara ulaşmak ve yayılımı sağlamaktı. 2016 yılının sonlarına yaklaşırken de bu stratejiye devam ettik. Bu yıl da yine 10-15 arası standart seri ürünümüzü Türkiye’ye getirdik ve kullanıcılarımızla buluşturduk. Profesyonel elektrikli el aletleriyle başladığımız ve
daha önce bizim markamızı kullanmayan kullanıcı kitlesini hedef aldığımız ‘Herkes için Profesyonellik’ konseptimizi, aksesuar ve dijital ölçme aletleri ürün gruplarımıza da taşıdık. Artık bu kategorilerde de pazara daha ekonomik ürünler sunuyoruz. Bunların haricinde yine dünyada ilk olma özelliği taşıyan, tamamen yenilikçi ürünlerimizi de her yıl piyasaya çıkarıyoruz. Örneğin, dünyanın ilk kablosuz ürün şarj sistemi, taşlama makineleri ile ahşap malzemelerde de güvenli şekilde çalışılmasını sağlayan Carbide Multi Wheel aksesuarlarımız, geri tepme önleme fonksiyonuna sahip dünyanın ilk 2 kg kırıcı-delicisi gibi birçok ürünü kullanıcılarla buluşturduk.
“İŞ KAZALARININ BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU TAŞLAMA MAKİNALARINDAN KAYNAKLANIYOR “
DOSYA
“Örneğin, birçok taşlama kullanıcısı taşlamanın muhafazasını kutudan bile çıkarmayıp çöpe atıyor. Son yıllarda iş güvenliğine dikkat eden bazı üreticilerin bu nedenle sadece muhafaza alımı yaptıklarına tanık oluyoruz.”
22
Elektrikli el aletlerinde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili sorularımızı yanıtlayan Burla Makina Makina Bölüm Yöneticisi Dan Hananel; Metabo markasının Mekanik Emniyet Debriyajı, Autobalans özelliği, Pedal Tipi Şalteri, Disk Fren Sistemi, Yeniden Başlama Emniyeti ile ilgili iş güvenliği alanındaki çalışmalarından bahsederek, sektörün genel sorun ve sıkıntılarına da değindi.
İ
ş kazalarının büyük çoğunluğu taşlama makinalarından kaynaklanıyor Burla Makina Makina Bölüm Yöneticisi Dan Hananel ile Metabo Elektrikli El Aletleri’nin iş sağlığı ve güvenliği alanındaki faaliyetleri
• Ekim 2016
konusunda yaptığımız röportajda Hananel; Türkiye’de ve dünyada elektrikli el aletleri kullanırken yaşanan iş kazalarının önemli bir kısmının taşlama makineleri ile yapılan işlerden kaynaklı olduğunu açıkladı. Ayrıca, Türkiye’de gelişmiş ülkelere
göre ürünlerin yanlış kullanımından kaynaklanan bir çok kazanın olduğunu aktaran Hananel sözlerine şöyle devam etti: “Örneğin, birçok taşlama kullanıcısı taşlamanın muhafazasını kutudan bile çıkarmayıp çöpe atıyor. Son yıllarda iş güvenliğine dikkat eden bazı üreticilerin bu nedenle sadece muhafaza alımı yaptıklarına tanık oluyoruz.” Metabo’dan iş güvenliği alanında önemli ürünler İş güvenliği alanında Metabo’nun geliştirdiği ürünler ile ilgili bilgiler veren
Burla Makina Makina Bölüm Yöneticisi Dan Hananel
Dan Hananel: “Metabo’nun geliştirdiği birçok ürün var. Bunların başında kazaların en çok meydana geldiği taşlamalara alternatif olarak, ilave güvenlik özellikleri taşıyan taşlama makineleri geliyor. Hemen akla gelen birkaç önemli iş güvenliği özelliği var. Piyasadaki taşlamalarda olmayan, ancak tüm nitelikli Metabo taşlamalarda olan bir özellik var, bu da Mekanik Emniyet Debriyajı. Bu sistem sayesinde disk
sıkışmalarında olabilecek geri tepmeler önleniyor ve kesme diskinin patlama riski ortadan kaldırılıyor. Her ne kadar benzer koruma rakip markalarda elektronik sistemlerle yapılmaya çalışılsa da, hiçbir zaman Metabo’nun Mekanik Emniyet Debriyajı kadar etkili ve güvenilir değil. Metabo’nun bu özelliği disk patlama riskini her zaman ortadan kaldırırken, elektronik sistemlerde disk patlaması tamamen önlenemiyor.
DOSYA
Yine piyasada sadece Metabo ürünlerinde bulunan bir özellik de titreşim azaltıcı Autobalans özelliği. Bu özellik sayesinde kullanıcının maruz kaldığı titreşim azalır ve kullanıcı daha az yorularak, daha sağlıklı bir şekilde daha uzun süre boyunca çalışabilir. %50 daha az el ve kol titreşimi sağlayan bu özellik aynı zamanda taşlama disklerinde %40’a varan disk tasarrufu sağlar. Pedal Tipi Şalter de taşlamalarda güvenlik için aranan bir özellik. Bu özellikli makinelerde kullanıcılar çalışırken şaltere sürekli basıyor olmak zorunda. Kullanıcı elini şalterden çektiği an ürüne enerji gitmiyor. Bu özelliğe bir de Metabo’nun patentli Disk Fren Sistemi eklendiği zaman ürün çok daha güvenli hale geliyor. Metabo Disk Fren Sistemi ile ürün kapatıldıktan sonra 2-3 saniye gibi kısa bir süre içinde diskin dönmesi tamamen duruyor ve olası kazalar önleniyor. Yeniden Başlama Emniyeti artık tüm avuç taşlamalarda yönetmelik gereği olması gereken bir özellik. Bu özellik sayesinde, elektrik kesintisi sonrası veya yanlışlıkla elektrik kablosu çekildiği için duran bir avuç taşlama makinesinde tekrar elektrik bağlantısı sağlandığı anda disk artık hemen dönmeye başlamıyor, kullanıcının cihazı tekrar kapatıp açması gerekiyor. Böylece istem dışı, kontrolsüz çalışma olmuyor. Metabo ayrıca akülü teknolojisine çok önem veriyor, akülü taşlamalarda da benzer güvenlik özellikleri mevcut. Ayrıca akülü ürünlerin önemli bir avantajı da iş sahasından kabloyu kaldırması.
23
DOSYA 24
“Denetlemelere rağmen eksiklerimiz mevcut” Burla Makina Makina Bölüm Yöneticisi Dan Hananel; kaza risklerine karşı OSGB firmalarının denetlemesine rağmen hala bir eksiklerin olduğunu belirterek, kurumsal firmaların bu tür denetlemeleri layıkıyla yaptığını, ancak küçük işletmelerde denetlemelerin yetersiz kaldığını aktardı. Hananel sözlerine şöyle devam etti: “Eskiden taşlama makinalarında bırakın muhafazasını, tutamak bile takılmıyordu. Artık bu konuda nispeten bir gelişme kaydedildi ve en azından bu olmazsa olmaz güvenlik ekipmanları kullanılmaya başlandı. Yapılması gerekenlerden biri bilhassa taşlama makinalarında titreşim yönetmeliklerinin de uygulanmasına geçmektir. Makinelerde titreşim değerleri bazı ilave özelliklerle günlük limitler içerisinde tutulabiliyor. Bu tür ürünlerin kullanımı denetimlerle teşviklendirilmeli.”
• Ekim 2016
Metabo’da yeni ürünler yolda Metabo olarak piyasada yer alan yeni ürünleri ile ilgili de bilgi veren Dan Hananel; eylül, ekim aylarında piyasaya girecek yeni ürünlerin olduğunu bunlardan ilkinin de WPB 36 LTX BL 230 – dünyanın ilk 36 Volt akülü büyük taşlaması olduğunu aktardı. Hananel, Metabo’nun LiHD akü teknolojisi sayesinde şebeke elektriği ile çalışan 2400 Watt’lık büyük taşlama ile aynı gücü alabileceği bir ürün olduğunu belirterek şunları kaydetti: “Üründe pedal tipi şalter, elektronik emniyet debriyajı ve disk fren sistemi mevcut. Tüm bu özellikler sayesinde kullanıcı ürünün kontrolünü kaybetmiyor ve acil bir durumda, şalteri bıraktığı anda diskin dönmesi 3 saniye içinde tamamen duruyor ve ürünün kazaya sebebiyet verme ihtimali hızlı bir şekilde yok edilmiş oluyor. Ayrıca disk sıkışması durumunda da ürünün geri tepmesini de önemli ölçüde azaltıyor. Ürünün tutamağında da titreşimi azaltıcı özellik
mevcut, bu özellik sayesinde de son kullanıcı iş yaptığı sürede daha az titreşime maruz kalıyor. İkinci önemli yeni ürünümüz de piyasada şimdiye kadar hiç olmayan ürün: GB 18 LTX BL Q I, akülü kılavuz çekme / matkap. Hem kılavuz çekme hem matkap özelliği ilk kez bir üründe biraraya geliyor – hem de sınırsız özgürlük sunan akülü bir üründe. Ürünün patentli özel tasarım mandreni ve elektronik sistemi sayesinde kılavuz çekme işlemi ve delme işlemi aynı mandren ile sorunsuz, temiz ve hızlı bir şekilde yapılabiliyor. Bu ürünün satış potansiyelinin oldukça yüksek olduğunu düşünüyorum, çünkü hem torku yüksek kuvvetli bir matkap hem de kılavuz çekme özelliği var. Bu da kullanıcılara oldukça esneklik ve verim kazandıracak bir özellik. Bunların dışında da gelecek yeni ürünler var, fakat onlarla ilgili konuşmak için henüz erken..”
DOSYA
CENTER A.Ş ELEKTRİKLİ EL ALETLERİNDE GÜVENİ TEMSİL EDİYOR
26
1991 yılında faaliyete başlayan ve bir çok ülkeye ihracat yapan Center A.Ş; müşteri odaklı çalışma prensibi, ürün çeşitliliği ve kalitesi ile piyasada adından söz ettiriyor. Nalbur Teknik dergisi Ekim sayısına konuk olan ve elektrikli el aletlerinde iş güvenliği ile ilgili sorularımızı yanıtlayan Center A.Ş Satış Pazarlama Müdürü Zahid Özkara ile yaptığımız söyleşide Özkara, önemli açıklamalarda bulundu.
Y
anlış ürün ve yanlış uygulama kazaları tetikliyor Türkiye’de elektrikli el aletleri kullanımından kaynaklı iş kazalarının gereken önlemin alınmamasından kaynaklı olduğunu belirten Center A.Ş Satış Pazarlama Müdürü Zahid Özkara, aynı zamanda
• Ekim 2016
yanlış ürün kullanımı ve yanlış uygulamaların da iş kazalarını tetiklediğini açıkladı. Özkara : “Özellikle yüksek devirli ahşap ve metal kesme/delme işlemlerinde çok dikkatli olunması ve mutlaka gözlük, kask, eldiven vb. koruma ekipmanlarının kullanılması gerekmekte. Aksi taktirde
istenmeyen kazalar meydana gelebiliyor.” dedi. Demo ekibi ve Teknik servis yardımcı oluyor Zahid Özkara, Center A,Ş’nin elektrikli el aletlerinde iş kazalarını minimize etmek için kullandığı yöntemler ve AR-GE, inovasyon çalışmaları ile ilgili sorumuza şu yanıtı verdi: “Az önce de belirttiğim gibi, elektrikli el aletleri kullanımında iş kazaları genellikle kesme ve delme işlemleri esnasında meydana gelebiliyor. Bu konuda öncelikle kullanıcının ne tür bir cihaza ihtiyacı olduğunu doğru tespit
Center A.Ş Satış Pazarlama Müdürü Zahid Özkara
edip yapacağı iş için en uygun olanını tavsiye ediyoruz. Ayrıca demo ekibimiz ve teknik servis departmanımız aracılığıyla da bu tür durumların tespiti halinde kullanıcılara gerekli uyarılarda bulunuyoruz.”
İşyeri sağlığı ve güvenliği uzmanının talimatlarını harfiyen uyguluyoruz Sattıkları her ürün grubunda iş kazalarını minimize edecek çalışmalar yaptıklarını aktaran Özkara, yüksek risk
“AEG avuç taşlamalarda elektrik kesintisine duyarlı sistem mevcut” İş güvenliği alanında geliştirdikleri ürünler ve detayları ile ilgili soru yönelttiğimiz Center A.Ş Satış Pazarlama Müdürü Zahid Özkara şunları söyledi: “Distribütörlüğünü yaptığımız her markanın bu konuda yoğun çalışmaları oluyor. Özellikle Avrupa ve Amerika’da bu konunun üzerinde daha hassas bir şekilde durulduğu malum. Bu anlamda üretilen her yeni ürün ciddi güvenlik testlerinden geçiriliyor. Örneğin bu yıl piyasaya sunduğumuz yeni nesil AEG avuç taşlamalarda elektrik kesintisine duyarlı sistem mevcut. Elektrik kesintisinin ardından şalter açık konumunda unutulsa dahi elektrik tekrar geldiğinde ürün kesinlikle çalışmıyor, şalteri kapalı konuma getirip tekrar açmanız gerekiyor. Yeni yönetmeliklerde bu detay muhakkak aranıyor. Profesyonel akülü ürünlerimizin de hemen hepsinde aşırı yük koruma sistemi bulunmakta. Cihaz kendisinden istenen uygulamanın aşırı olduğunu algıladığı esnada kendini otomatik korumaya alıyor bu uygulamadan doğabilecek bir kazayı engelliyor.”
DOSYA
sınıfında bulunan taşlama, ahşap veya metal kesme, kırıcı delici, yüksek torklu akülü vidalamalar, jeneratör gibi güçlü cihazlara daha fazla önem verdiklerini belirtti. Özkara ayrıca firma çalışanlarının iş güvenliğini sağlamak adına işyeri sağlığı ve güvenliği uzmanının talimatlarını harfiyen uyguladıklarını ve takibini yaptıklarını vurguladı.
27
DOSYA 28
“Bana “Bana bir bir şey şey olmaz olmaz yaklaşımı yanlış” yaklaşımı yanlış” Türkiye’ Türkiye’ddee denetim denetim sisteminin sisteminin yeterliliği ya yeterliliği ya da da eksikliğinden eksikliğinden ziyade ziyade birey birey olarak olarak kişilerin kişilerin iş iş güvenliği konusuna daha güvenliği konusuna daha duyarlı duyarlı yaklaşması gerektiğini yaklaşması gerektiğini aktaran aktaran Zahid Özkara:” ‘Bana Zahid Özkara: “ ‘Bana bir şey bir şey olmaz’ yaklaşımı maalesef olmaz’ yaklaşımı maalesef kazaların kazaların yaşanmasında yaşanmasında başlıca başlıca sebep. Kullanım sebep. Kullanım kılavuzunda kılavuzunda veya veya ürün ürün kurulum kurulum şemalarında şemalarında belirtilen güvenlik belirtilen güvenlik talimatlarına talimatlarına harfiyen harfiyen uymamız uymamız gerek. gerek. İş İş güvenliği ekipmanı güvenliği ekipmanı kullanma kullanma alışkanlığı alışkanlığı da da kazanmalı kazanmalı ve ve kazandırmalıyız. kazandırmalıyız. Ayrıca Ayrıca en en başından başından beri beri belirttiğim belirttiğim gibi gibi bir bir ürünle her işi yapamayız. ürünle her işi yapamayız. İşimize İşimize uygun uygun ürünü ürünü seçip seçip doğru doğru şekilde şekilde kullanmaya özen göstermeliyiz. kullanmaya özen göstermeliyiz.”” dedi. dedi. Center Center A.Ş’nin A.Ş’nin piyasaya piyasaya sürdüğü yeni sürdüğü yeni ürünlerden ürünlerden de de bahseden bahseden Özkara Özkara şunları şunları aktardı: “Attlas aktardı: “Attlas markasında markasında ürün ürün çeşitliliğimizi çeşitliliğimizi yaklaşık yaklaşık üç üç katına katına çıkardık. çıkardık. Milwaukee, Milwaukee, AEG, AEG, Alfra Alfra gibi Avrupa menşeili markalarda gibi Avrupa menşeili markalarda yenlikler yenlikler sürekli sürekli oluyor. oluyor. Bu Bu sene sene olduğu gibi önümüzdeki olduğu gibi önümüzdeki sene sene de de birçok birçok yeni yeni ürün ürün olacaktır. olacaktır.””
• Ekim 2016
HİLTİ İŞ KAZALARINA DUR DİYOR
DOSYA
Hilti Türkiye Pazarlama Direktörü Banu Çetinkol: “İş kazalarının yaklaşık yüzde 34’ünün inşaat sektöründe yaşandığı Türkiye’de, hem kırıcı hem de delici özelliğe sahip Hilti TE 70-ATC, Aktif Tork Kontrol (ATC) teknolojisiyle iş kazalarına “dur” diyor.” dedi.
30
Dünya genelinde inşaat el aletleri pazarının lider şirketleri arasında yer alan Hilti, iş kazalarını önleyecek inovatif ürünleri profesyonellere en doğru şekilde anlatıp, olası iş kazalarını en aza indirgemeyi hedefleyerek, iş güvenliği konusunu öncelikli hale getiriyor. Nalbur Teknik iş güvenliği dosya konusu kapsamında Hilti ile yaptığımız röportajda sorularımızı yanıtlayan Hilti Türkiye Pazarlama Direktörü Banu Çetinkol; tüm ürünleri için ekstra güvenlikli ve ergonomik kullanım amaçladıklarını ve bu şekilde üretim yaptıklarını belirterek Hilti’nin özellikle iş güvenliği alanındaki faaliyetlerinden bahsetti.
K
aynağında önlem prensibi ile iş güvenliği alanında önemli teknoloji, inovasyon ve yatırım çalışmalarınız var. Bu noktada iş güvenliği konusunda sizler
• Ekim 2016
şirketinizi nasıl tanımlarsınız? Kalite, iş güvenliği ve inovasyona verilen önem, Hilti’yi Hilti yapan özelliklerin başında geliyor. Dolayısıyla Hilti olarak, inşaat el aletleri
kullanımındaki kazaları minimuma indirmeyi hedeflediğimiz ve iş güvenliği bakımından yüksek önem taşıyan Ar-Ge faaliyetlerimizle farklılaşıyoruz. Bu kapsamda 120 milyon İsviçre Frangı (CHF) (yaklaşık 351,34 milyon TL) yatırımla Hilti’nin tarihindeki en büyük yatırım projesi olan Hilti İnovasyon Merkezi’miz, şirketimizin inovasyon kabiliyetini, ilerleme hızını ve gelişmiş teknolojilere olan uzun vadeli taahhüdünü güçlendiriyor. Ayrıca 2015 yılında Ar-Ge harcamalarımız
Hilti Türkiye Pazarlama Direktörü Banu Çetinkol
yüzde 8,1 artışla 240 milyon CHF’ye (yaklaşık 702,67 milyon TL) ulaştı. Her yıl bu yatırımlara devam ederek, kullanıcı edeceğiz. Türkiye ölümlü iş kazalarında El Salvador ve Cezayir’in ardından dünya üçüncüsü, Avrupa’da ise başı çekiyor. Bu noktada Türkiye’de özellikle el aletleri kullanırken yaşanan iş kazaları nelerdir? Türkiye’de el aletlerini kullanırken yaşanan iş kazalarının temel nedenlerini; iş güvenliği eğitimlerinin eksikliği, kaynağında tedbirsizlik, toplu koruma önlemi eksikliği, dikkatsizlik, kontrolsüz çalışma, malzeme
ve ekipman güvensizliği, kişisel koruyucu donanım eksikliği, kontrol ve denetim eksikliği olarak sıralayabiliriz. Örneğin, el aletlerini niteliklerine uygun olmayan şekilde, kullanım kılavuzuna aykırı biçimlerde kullanmak, el aletleri ile birlikte kullanılması gereken gözlük, özel iş ayakkabısı gibi ekipmanların göz ardı edilmesi gibi sorunlarla sıklıkla karşılaşılıyor. Yüksek oranda görünen kaza nedenlerinden biri de iskele üzerinde çalışırken kırım ve delim işlemleri sırasında el aletinin beton donatı içindeki demire denk gelmesi ve savrulma nedeniyle iskeleden düşme olarak karşımıza çıkıyor.
Hilti olarak el aletleri kullanımındaki kazaları nasıl belirliyorsunuz? Bu konuda ARGE ve inovasyonlarınız nelerdir? Hilti olarak iş güvenliği konusu en öncelikli konularımızdan biri. Kullanıcı sağlık ve güvenliğini korumak için durmaksızın yeni teknolojiler geliştiriyoruz. Bugüne kadar ekstra güvenlik ve kullanıcının daha uzun süre konforlu bir şekilde çalışmasını sağlayan birçok patentli sistem geliştirdik ve her yıl aldığımız ulusal ve uluslararası ödüllerle de adımızdan söz ettiriyoruz. Bu sistemlerin içinde, delici ucun sıkışması halinde anında gücü kesen Aktif Tork Kontrol (ATC), kullanıcının daha sağlıklı ve uzun süreli çalışmasına olanak sağlayan Aktif Titreşim Azaltma (AVR), direkt ve etkili bir şekilde tozu yok eden güçlü Toz Toplama Sistemi (DRS) de yer alıyor. Hilti iş kazalarını minimize etmek için hangi ürün grupları üzerinde yoğunlaşıyor? El aletleri nezdinde iş kazalarının daha çok büyük işler dediğimiz kırıcı-
DOSYA
El aletlerinden kaynaklı yaşanan iş kazaları ve meslek hastalıklarını; genel olarak uzuv kayıpları, el ve parmak yaralanmaları, malzeme sıçramaları, göze veya cilde cisim batması, gürültü, titreşim ve toz maruziyeti şeklinde yaşanıyor. Bu çerçevede Hilti olarak iş kazalarını önleyecek inovatif ürünlerimizi profesyonellere en doğru şekilde anlatıp, olası iş kazalarını azaltmayı hedefliyoruz.
31
DOSYA 32
delici aletlerin kullanıldığı durumlarda daha fazla olduğunu görüyoruz. Yukarıda bahsettiğimiz Aktif Tork Kontrol (ATC), Aktif Titreşim Azaltma (AVR) ve Toz Toplama Sistemi (DRS) sistemleri daha çok kırıcı-delici aletlerimizde bulunuyor. Ancak biz Hilti olarak tüm ürünlerimiz için ekstra güvenlikli ve ergonomik kullanım amaçlıyor ve bu şekilde üretim yapıyoruz. İş güvenliği alanında geliştirdiğiniz ürünler ve detayları ile ilgili bilgi alabilir miyiz? İş kazalarının yaklaşık yüzde 34’ünün inşaat sektöründe yaşandığı Türkiye’de hem kırıcı hem de delici özelliğe sahip Hilti TE 70-ATC, Aktif Tork Kontrol (ATC) teknolojisiyle iş kazalarına “dur” diyor. ATC teknolojisi ile beton donatı üzerinde işlem yaparken demire denk gelinmesi vb. nedenlerle ucun sıkışması durumunda motoru duran Hilti TE 70ATC, böylece gövdesinin kendi • Ekim 2016
ekseni etrafında dönme riskini ortadan kaldırıyor. Saniyeler içerisinde gerçekleşen bu güç kesme teknolojisi sayesinde çalışmaya en güvenli şekilde devam edilebiliyor. Ödüllü Hilti TE 70 / TE 70-D / TE 70ATC Kırıcı-Delici Ailesi, AVR (Active Vibration Reduction / Aktif Titreşim Azaltma) özelliği ile titreşimi yüzde 70’e varan oranlarda azaltarak çalışanları yoğun titreşime maruz kalma sonucu ortaya çıkabilecek mesleki hastalıklardan koruyor. Çalışma sırasında daha az yoran bu makinalar sayesinde günlük çalışma performansı da artıyor. Şantiyelerde herhangi bir kırıcı ya da delici alet ile çalışılırken ortaya çıkan toz sadece makina ve aksesuarların ömrünü kısaltmakla kalmıyor, kullanıcının da günlük performansını düşürüyor. Hilti TE 70 Kırıcı-Delicilerde bulunan toz toplama sistemleri tozun yüzde 99’a varan oranda emilmesini sağlıyor. Titreşim azaltıcı teknolojiyle donatılan Hilti TE 3000 AVR
Kırıcı, kırım sırasında düşük titreşim aktarımıyla kullanıcıya hem konfor ve sağlıklı bir kullanım hem de daha uzun süre çalışma imkanı sunuyor. Çıkarılabilen elektrik kablosu ile kullanıcı güvenliğini artıran özelliğe sahip Hilti TE 3000 AVR Kırıcı, kablo kopması, kabloya basma ya da takılma gibi kaza olasılıklarını da minimuma indiriyor. Çelik, metal ve taş malzemelerin yüzeyini taşlamak, düzeltmek ve kesmek için kullanılan Hilti kesme ve taşlama makinaları ise zenginleştirilmiş teknolojisiyle iş sağlığı ve güvenliği konusunda artı değer yaratırken kullanışlı tasarımıyla günlük çalışma performansını artırıyor. Hilti’nin iş güvenliği alanında bir adım önde olduğunu gösteren ve sizi farklı kılan uygulamalarınız nelerdir? Hilti olarak her şeyden önce bir marka taahhüdümüz bulunuyor, “Hilti. Üstün Performans. Üstün
Türkiye’de son kullanıcı tarafından alımında öne çıkan kriterler nelerdir? Bu kriterler arasında iş güvenliği sizce kaçıncı sırada? Her sektörde olduğu gibi, el aletleri sektöründe de ürünler tercih edilirken fiyat, kalite, güvenlik gibi birçok farklı kriter önemli oluyor. Türkiye’de inşaat sektörü devamlı büyüme
ivmesi çiziyor ve Türkiye’deki inşaat profesyonellerinin bu büyümeyle birlikte sıklıkla karşılaştıkları her farklı deneyim sonrası kaliteli, inovatif ve iş güvenliğinin ön planda tutulduğu ürünlerin tercih edilmesi gerektiği konusunda daha da bilinçlendiğini görüyoruz. Bu da hem inşaat sektörü için hem de kaliteyi ve iş güvenliğini ön planda tutan bizim gibi inovatif markalar için ümit vadediyor. El aletlerinin iş güvenliği açısından Türkiye’de denetim sistemi nasıl işliyor? Çalışma esnasında kullanılacak olan el aletlerinin kablolarında yaralanma, kesik ve ezilme olmaması, toplu koruma önlemlerinin kullanılabilir olması, yapılacak işe özel kişisel koruyucu donanımların kullanılması ve iş güvenliği eğitimlerinin tam olması gerekiyor. Bu noktada gerekli güvenlik önlemlerinin alınmasıyla birlikte çevre güvenliğinin de sağlanması kaçınılmaz oluyor. Çalışma
alanında bulunan, yapılacak olan işin talimatını veren teknik personellerin tüm bu kontrolleri sağlamalarıyla ve diğer çalışanları bilgilendirmeleriyle çalışmaların kontrollü bir şekilde başlanması ve sonlanması iş güvenliği denetim sistemini oluşturuyor. Sizce Türkiye’deki iş güvenliği ile ilgili yönetmelikler ve yaptırımlar yeterli mi? Bu konuda yaşanan sıkıntıları nasıl aktarırsınız? Türkiye’de her geçen gün özellikle kentsel dönüşüm kapsamında inşaat faaliyetleri hızla artıyor. Bu artışla birlikte iş güvenliği ile ilgili yönetmeliklerin ve cezai yaptırımların önemi kendini daha fazla belli ediyor. Biz Hilti olarak, yaşanan iş kazalarını minimuma indirmek için şantiye faaliyetlerinde iş güvenliğini daha fazla ön planda tutmak, alınan ve verilen iş güvenliği eğitimlerini daha fazla ciddiye almak ve aynı ciddiyetle uygulamak gerektiğine inanıyoruz.
DOSYA
Dayanıklılık.” Biz “Tutku ile coşkulu müşteriler ve daha iyi bir gelecek yaratmak” misyonumuzla ve kurumsal stratejilerimiz ile sürdürülebilir değer yaratmayı hedefliyoruz. Bu da takım üyelerimize, müşterilerimize, ortaklarımıza, tedarikçilerimize, topluma ve çevreye karşı geleneksel olarak sergilediğimiz yüksek sorumluluk duygusunu ifade ediyor. Bu sorumluluk kapsamında iş güvenliği alanında da gerçekleştirdiğimiz ciddi yatırımlarımızla sektörde farklılaşıyoruz. Hilti’nin önemli özelliklerinden biri de tüm ürünlerinin kullanıcı dostu olması.
33
KALE’DEN YURT DIŞI ATAĞI Türkiye’de güvenliğin lideri Kale Kilit, yurt dışı fuarlarına çıkarma yaptı! Dünyanın dört bir yanındaki farklı kıtalar ve coğrafyalarda yüzden fazla ülkeye ulaşan global bir marka olarak Kale Kilit, Eylül ayı boyunca yurt dışında düzenlenen fuarlarda en yenilikçi ürünleriyle yerini aldı. Kale; Meksika, Brezilya, Kolombiya ve Almanya’da yüzlerce ülkeden firmanın görücüye çıktığı uluslararası fuarlarda kendi ürün grubunda Türkiye’yi temsil etti.
SEKTÖREL HABER
Malı kalitesini uluslararası organizasyonlara taşımayı hedeflediklerini belirttiler.
34
G
üvenlikle ilgili her alanda entegre ürünler ve hizmetler sunan, sadece Türkiye’nin değil dünyanın en önemli global markalarından biri olan Kale Kilit; inovatif, nitelikli, katma değer ve yüksek verim sağlayan ürünleriyle yurt dışı fuarlarında yerini aldı. ‘Tam Kapsam Güvenlik’ anlayışıyla, kilitten çelik kapı ve kasaya, sigortadan pencere sistemlerine kadar bütünsel güvenlik hizmetleri sunan Kale Kilit, Eylül ayında dünyanın dört bir yanında düzenlenen uluslararası fuarlarda boy gösterdi. Aralarında Fransa, Çin, Güney Afrika ve Kolombiya gibi birbirlerinden çok farklı coğrafya ve kültürlerde yer alan yüzden fazla ülkeyle ticaret yapan, geniş bir ihracat ağına sahip olan Kale Kilit; yurt dışında yüzlerce ülkeden firmanın görücüye çıktığı fuarlarda kendi
• Ekim 2016
sektöründe Türkiye’yi temsil etti. Kale Kilit; 8-10 Eylül tarihleri arasında Meksika Ferretara 2016 Fuarı’na, 21-24 Eylül’de Brezilya Fesqua 2016’ya, 26-30 Eylül’de Kolombiya Feria de Bogota Fuarı’na, 27-30 Eylül tarihleri arasında da Almanya Essen’de Essen Security’ye katıldı. Eylül ayı boyunca süren fuar maratonu sonrasında bütünsel güvenlik hizmetleri sunan Kale Kilit, Kasım ayında da Fransa ve Ortadoğu’da boy gösterecek. Güvenliğin lideri Kale Kilit, 15-18 Kasım’da Paris Equibbbae 2016 Fuarı’na ve 21-24 Kasım tarihleri arasında da Kale, Dubai The Big 5 Show Fuarları’nda yer alacak. Kale Kilit, yeni ürünleri, inovatif çözümleri ve marka işleriyle uluslararası fuarlara imzasını attı. Kale Kilit yetkilileri, yurt dışı fuarlarına ürünlerini sergilemenin ötesinde, Türk
Kale Endüstri Holding Kale Endüstri Holding 1953 yılında temelleri atılmış, 1979’da İstanbul Güngören’deki üretim tesisleri ile atağa kalkmış, 1988 yılında tüm şirketlerini Holding çatısı altında toplamış, dev yatırımları ile büyümeye devam eden bir kuruluştur. Bugün, Kale Endüstri Holding çatısı altında Kale Kilit, Kale Sigorta Acenteliği, Kale Güvenlik Sistemleri, Kale Topkapı Bina İşletme ve Gayrimenkul Geliştirme, Kale Güzelce Gayrimenkul Geliştirme ve İşletme adı altında hizmet veren 5 ayrı firma bulunmaktadır. Türkiye’nin lider kilit üreticisi Kale Kilit ise, her yıl İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri (İMMİB) tarafından ihracatta başarılı faaliyetlerin ödüllendirildiği “İhracatın Yıldızları Ödülleri”nde metal eşya kategorisinde üst üste 10 kez ipi göğüsleyerek birinci oldu. Bu başarısıyla Rusya ve Suudi Arabistan gibi ülkelerde pazar payını % 10’ların üstüne çıkarmıştır. Kale Kilit katma değerli ürünlerle birlikte Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’da tercih edilen marka haline gelerek, kilit sektöründe dünyanın en büyük global üreticilerinin hâkim olduğu pazarlarda, üreticilere rakip olmayı başarmıştır.
AKTÜEL
TÜRKİYE İMSAD’DAN EKONOMİYİ VE SEKTÖRÜ CANLANDIRACAK 5 ÖNERİ
36
Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından düzenlenen 2016 yılının üçüncü Gündem Buluşmaları’nda ekonomi ve iş dünyası bakımından 15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişimi ve sonrası değerlendirildi. Toplantıda konuşan Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı F. Fethi Hinginar, ekonominin nasıl canlanacağını 5 maddede sıralarken, “İşimizin başındayız, üretmeye devam edeceğiz” dedi.
T
ürkiye İMSAD’ın yılda dört kez düzenlediği Gündem Buluşmaları etkinliğinin bu yıl üçüncüsü “15 TEMMUZ SONRASI TÜRKİYE –Toplumsal ve Siyasi Dinamikler–“ temasıyla 22 Eylül Perşembe günü Ortaköy Feriye’de gerçekleştirildi. Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı F. Fethi
• Ekim 2016
Hinginar’ın açılış konuşmasını gerçekleştirdiği Gündem Buluşmaları’nda panel, Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kenan Aracı moderatörlüğünde Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanları Prof. Dr. Kerem Alkin ve Dr. Can Fuat Gürlesel ile KONDA Araştırma ve Danışmanlık Genel Müdürü
Bekir Ağırdır’ın katılımıyla düzenlendi. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türkiye’deki siyasal ve toplumsal dinamikler ve toplumun değişimlere tepki biçimleri ile darbe dinamiğini yaratan yapılar ve bundan sonrası için olası senaryolar gibi konular ele alındı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı F. Fethi Hinginar, 15 Temmuz gecesi gerçekleştirilen darbe girişiminin halkın sağduyusu, demokrasiye inancı ve hukukun üstünlüğü ile atlatıldığını ifade ederek, yine de tüm sektörlerin temkini elden bırakmaması
gerektiğini söyleyerek “işimizin başındayız, üretmeye devam ediyoruz, edeceğiz” mesajını yineledi. Darbe girişiminin ardından Türkiye’nin kredi notunu düşüren S&P’nin yanlış karar verdiğine değinen Hinginar, “Türkiye İMSAD olarak 400’den fazla yabancı partnerimize ve kurumlara Türkiye’deki normalleşme süreci hakkında bilgi veren bir mektup göndererek ülkemizle ilgili yanlış imaj oluşmaması için gayret gösterdik. Hükümet ve Emlak Konut önderliğinde başlatılan kampanyalar da sektöre olumlu olarak yansıyacak. Hükümetimizin aldığı yatırım kararlarına güveniyor ve destekliyoruz. İnşaat malzemesi sektörü olarak, üzerimize düşen görevleri yerine getirmeye hazırız” diyerek, olumsuz havanın etkisini düzeltmek için ülkenin büyük bir kararlılıkla
yekvücut hareket ettiğine dikkat çekti. Ekonomi nasıl canlanacak? Türkiye’nin son yıllarda gösterdiği büyüme ve gelişmeyi hiç kimsenin gözden çıkarmayacağına değinen Hinginar, ekonomiyi canlandıracak önerilerini 5 maddede katılımcılarla paylaştı. Öneriler şöyle: • Mevcut yapılarda tamir, tadilat, yenileme, değiştirme, iyileştirme amacıyla, hükümetler tarafından desteklenen Yenileme Pazarı oluşturulması, iç pazarın büyümesine oldukça katkı sağlayacaktır. • Devam eden konutlardaki Kentsel Dönüşüm Projeleri gibi sanayi tesislerini kapsayacak Endüstriyel Bina Dönüşüm Projeleri’nin geliştirilmesi iç pazarın büyüme ve gelişimine katkı sağlayacaktır. • Sanayi yatırımlarında inşa edilecek fabrika binaları ve
tesislerin makine ve ekipman yatırımları gibi daha yüksek amortismana tabi tutulması ile sanayi tesislerinde çağdaş ve verimli bina yatırımları arttırılabilecektir. • Eximbank teminat koşullarının iyileştirilmesi ile yurt dışı inşaat ve inşaat malzemeleri pazarının büyümesi sağlanabilecektir. İhracatı geliştirmek için sağlanacak iyileştirmelerle inşaat malzemesi sektörünün 25 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirme potansiyeli bulunmaktadır. • Kentsel dönüşümde ortaya çıkan yasal boşlukların süratle giderilmesi için işbirliğine gidilmesi, inşaat sektörüne dönük yasal alt yapının süratle tamamlanması gerekmektedir. Yapı Yasası’nın acilen ele alınması ile inşaat sektöründeki muhtelif yönetmelikler arasında yaşanan karmaşa ve eksikliklerin giderilmesi sağlanacaktır.
AKTÜEL
Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı F. Fethi Hinginar
37
AKTÜEL
Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Prof. Dr. Kerem Alkin
38
TÜRKİYE İMSAD 2016 YILI 3. GÜNDEM BULUŞMALARI’NDA “DARBEYE KARŞI GÜÇ BİRLİĞİ” ÇAĞRISINDA BULUNDU Türkiye ucuz ve kalitesiz ithal ürün pazarına döndü Yılın ilk yarısında gelen iç pazara dayalı rakamsal verilerdeki olumlu tablonun dış pazarda görülmediğine dikkat çeken Hinginar şunları söyledi: “Yılın ilk yarısında inşaat malzemeleri sanayi ihracatının yüzde 12,5 gerileyerek 7,79 milyar dolara kadar gerilediğini görüyoruz. İthalat ise, ihracatın aksine ilk yarıda yüzde 9,6’lık bir artışla 5 milyar doların üzerine çıktı. Bugün ithalat ile ihracat arasındaki ivmenin giderek daraldı. İlk yarı verilerine dayanarak değerlendirecek olursak, geçtiğimiz yıllarda yüzde 100’den fazla bir fark varken, bugün ihracat ile ithalat arasındaki farkın bu derece daralması salt sektörümüzün değil, Türkiye’nin kaybıdır. Biz, ithalata karşı değiliz, kalitesiz, standartlara uygun olmayan
• Ekim 2016
malzemelerin ithalatına karşı uyarıyoruz. Ne yazık ki, son dönemde yapılan birtakım yanlış düzenlemelerle Türkiye’ye ucuz ve kalitesiz malzeme ithalatı arttı. Konuyla ilgili gerekli düzenlemeler bir an önce yapılarak denetimler artırılmalıdır.” Prof. Dr. Kerem Alkin “Türkiye yılı derecelendirme notlarını kırmadan aşmaya çalışmalı” Küresel ekonomiye ilişkin genel bir değerlendirme ile konuşmasına başlayan Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Prof. Dr. Kerem Alkin, FED açıklamaları, G20 Kirli Kur Savaşı, Çin ekonomisindeki büyüme tartışmaları, küresel emtia fiyatlarında gerileme, MENA’da terör gerilimi ve 15 Temmuz Darbe Girişimi olarak belirlediği gündem maddelerini açıkladıktan sonra piyasadaki son durumu şöyle özetledi: “Küresel ticarette AB ağırlığında bir gerileme yaşanırken, ABD’nin ağırlığında toparlanma gözlemleniyor. Çin ve Hindistan yükselişte. Rusya ise petrol fiyatları nedeniyle rol kaybetti. Türkiye’de ise
ülkenin yakın ve Ortadoğu’ya yönelik ihracat hamlesi 2012 yılına kadar toparlanan petrol fiyatlarının da etkisiyle bir katkı sağlamıştı. Ancak 2014 yılı itibariyle düşüşe geçen petrol fiyatları yakın coğrafyaya yapılan ihracatı olumsuz yönde etkiledi. Diğer yandan, önde gelen merkez bankalarının bilançoları genişlemeyi sürdürüyor. 14-15 Haziran’da yapılan toplantılarda FOMC üyelerinin 6’sı 2016’da bir kez faiz artışı, 9’u ise en az iki kez faiz artışı öngörüsünü ortaya koyuştu. 20-21 Eylül toplantısında ise bu kez üyelerden 3’ü hiç faiz artışı öngörmezken 10’u yalnızca bir, 3 üye ise en az iki kez artışı öngördüğünü belirtti. Böylece 2017 faiz artışı olasılığı 3’ten 2’ye indi. Üyelerin beklenti ortalaması GSYH’da hala kuvvetli bir toparlanmaya işaret etmiyor. İşsizlikte gözlemlenen ılımlı iyileşmenin devam etmesi bekleniyor. Aynı zamanda çekirdek enflasyonda daha sert bir hareket beklentisi de bulunuyor. FED’in bu yıl için olası bir faiz artışı kararı, dolarTL kurunu doğal olarak 2015 eylül ayında test ettiği seviyelere geri getirecektir. Bu nedenle temmuz ayında yılsonu için öngörülmüş olan 3,05 dolar kuru beklentisinin ağustos ayında 3,07’ye çıkmasını doğal karşılamak gerekiyor. Büyüme beklentileri ise yukarı yönde revize olmuş görünüyor.” Moody’s’den yapılan açıklamaya da değinen Alkin, “Moody’s’e göre Türkiye ekonomisinin 15 Temmuz hain darbe planının etkisini önemli ölçüde bertaraf ettiğini belirtti. Moody’s’in Türkiye notunu kırmaması konusunda da kamu mali disiplini çok
sağlam mesajlar vermeye devam ediyor. Büyümeyle ilgili olumlu mesajlar devam ederken, Türkiye’nin bu yılı derecelendirme notlarını kırmadan aşmaya çalışması çok önemli” dedi. Can Fuat Gürlesel: “Yılsonu beklentisi ekonomide yüzde 3,5, inşaatta ise yüzde 4,5 oranında büyüme” Son çeyreğe yaklaşırken 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yılın ikinci yarısını değerlendiren Ekonomi ve Strateji Danışmanlık Hizmetleri Başkanı Dr. Can Fuat Gürlesel, “Son çeyreğe yaklaşıyoruz. Bu süreçte özet bir değerlendirme yapmak gerekirse şunu söyleyebiliriz. Türkiye’nin inşaat faaliyetleri ağustosta bir miktar geriledi. Ama eylül itibariyle bir miktar normalleşme olabileceğini düşünebiliriz. Bizim faaliyet endeksimizde göre ağustosta bir miktar toparlanma oldu. Biz bir önceki aya göre sorduğumuz için doğal olarak temmuzun kötü döneminden sonra ağustos bir miktar daha iyi geldi. Diğer yandan yurt içi siparişler daha durağan seyrediyor bu sene bizi
sürükleyen yurt içi siparişler olduğu için bunu da bir miktar doğal karşılamak lazım. Ama bu da son çeyrekte artacaktır. İnşaat sektörünü son dönemde etkileyecek olan birtakım önemli unsurlar var. KDV’nin inmesi, kampanyalar, faizlerin inmesi gibi. Referans senaryo olarak bu ortalamada yüzde 3,5 oranında bir ekonomik büyüme bekliyoruz, ilk 6 ayda bu oran yüzde 4’tü. İnşaatta ise ilk 6 ay yüzde 6,9 – 7 oranında idi. Üçüncü çeyrekte biraz zayıflama olması çok normal ama yüzde 4 – 4,5 ortalama ile yılı kapatmamız çok olası” dedi. Bekir Ağırdır: “Dünya yeni bir döneme hazırlanırken, bütçe ve plan öngörülerine olası senaryoları da eklemeliyiz” Gündem Buluşmaları’nın konuğu olarak toplantıya katılan KONDA Araştırma ve Danışmanlık Genel Müdürü Bekir Ağırdır ise, 15 Temmuz darbe girişiminden yola çıkarak, genel olarak toplumlarda yaşanan bu tür gündemleri meydana getiren dinamiklere dikkat çekti. Ağırdır yönetimsel açıdan yalnızca plan ve bütçelerle
Merkeziyetçi devlet sistemi sürdürülebilir değildir
AKTÜEL
Ekonomi ve Strateji Danışmanlık Hizmetleri Başkanı Dr. Can Fuat Gürlesel
değil, hayata aynı zamanda senaryolarla hazırlanmak gerektiğini belirterek, bu şekilde öngörülemez durumların daha kolay üstesinden gelineceğini ifade etti. Bu koşulları yaratan dinamikleri anlatan Ağırdır, bu meselenin toplumsal, siyasal ve küresel olmak üzere üç tarafı bulunduğuna dikkat çekerek, toplumsal yönü hakkında özetle şunları söyledi: ”Toplumsal kısımda eğitim önceliklidir. Bir an önce devletin eğitimi özel sektör, dershane ya da cemaatlerin elinden alıp, sosyal ve politik anlamda eğitimi üniversite son sınıfa kadar her bir çocuğun ayağına götürecek reformu yapması gerekmektedir. Toplumsal anlamda ikinci konu ise sivil toplum kuruluşlarıdır. Bu sistemlerde parayı izleyen bir düzen, sistem ve mali denetim eksikliğinin giderilmesi gerekir. Dayanışma temelli örgütlenme, vakıf geleneği Türklerin icadıdır ancak buralarda toplanan paraların takibi “öngörülemezlik” ağına düşmemek için elzemdir. Bir diğer konu ise aidiyetlik meselesidir. Bu ülke kentli bir ülke. Yüzde 84’ü kentlerde yaşıyor. Resmi tanımı köy olan kesim yalnızca yüzde 7’dir. Ama kent demek bir şeyi açıklamıyor. Çünkü şöyle kritik bir mesele var; nüfusun yüzde 50’si 11 metropolde bir arada yaşıyor. Bu Uşak ile İstanbul’daki hayatın aynı olmadığı anlamına gelir. Eğer toplumsal ve hukuki mekanizmalarımız tamam değilse o zaman toplum kendi içgüdüleri içinde bu meselelere kendince çözüm buluyor.”
39
AKTÜEL
KONDA Araştırma ve Danışmanlık Genel Müdürü Bekir Ağırdır
40
Siyasal anlamda devlet yapısının bir diğer önemli unsur olduğuna dikkat çeken Ağırdır, merkeziyetçi devlet sisteminin sürdürülebilir olmadığına dikkat çekerek, “Nasıl ki bir işadamı bütün varlığını ve sermayesini tek bir kasaya kilitlemiyorsa, merkezi yapılı bir devlet sisteminde de siyaset büyük kasayı ele geçirmiş demektir. Bu kadar merkeziyetçi güç keyfilik üretir, çete üretir, tarikatçılık üretir, yolsuzluk üretir. Bu gücün ayrıştırılması gerekmektedir. Diğer yandan devletin personel sistemi de değişmelidir. Böyle bir düzen partizanlık ve yandaşlığı beraberinde getirir. Üçüncü mesele ise şöyle özetlenebilir. Devlet nizamımızın temel tanımı şudur; devlet hayatı düzenlemek için var değildir, devlet hayatı denetlemek için vardır. Ortada böyle bir güç olduğunda devlet dini de yönetmek ister. Dolayısıyla devletin hep makbul vatandaşları olmuştur, makbul din adamları ve makbul din anlayışı olmuştur. Bunu var ettiğiniz sürece o günün makbul tarikatı, cemaati kimse
• Ekim 2016
onlara yol verirsiniz. Devletin dini yönetmek arzusunu genlemediğiniz sürece, din ve devleti gerçekten ayırmadığınız sürece bu problemler olur. Dolayısıyla toplum ve devlet kadar önemli bir diğer mesele de siyasettir. Türkiye siyasi kültüründe müzakere esas değildir, münakaşa ve münazara esastır. Bu nedenle Türkiye’de gerçek anlamda bir devlet, yönetim ve hukuk reformu yapılması gerekmektedir” dedi. Dünyada büzüşme ve ulus devletlere dönüş yaşanıyor Küresel gelişmeleri de irdeleyen Bekir Ağırdır, dünyanın yepyeni bir düzene geçtiğini ancak bu düzenin altyapısından gelecek vizyonuna kadar pek çok bilinmezi olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Sanayi toplumu sonrası, bilgi toplumu gibi çeşitli adlar koyduğumuz bambaşka bir hayat yaşanıyor artık. Bu hayatın ne ekonomik ne siyasi ne de toplumsal sistemi henüz kurulmadı. Amerika’daki, Rusya’daki ya da Türkiye’de yaşanan krizlerin sebebi de budur. Dolayısıyla insanlığın bugünkü meselesi henüz bilgi toplumunun
Marx’ını, Freud’unu, Weber’ini ya da Keynes’ini bilgi model ve teorilerini üretememiş olmamızdır. 90’lardaki küreselleşme, demokratikleşme, AB gibi konular başka bir heyecanla konuşuluyordu. Obama’nın seçim heyecanı, bu bilgi toplumunun lideri geliyor heyecanından kaynaklanıyordu. Ama bugün insanlık bu çözümü bulamadığı gibi bu yeni hayatın ürettiği problemlerle baş edememektedir. O yüzden de bütün dünyada yeniden bir büzülme, ulus devletlere geri dönüş, yeniden güvenlikçi politikalara geri dönüş gibi başka bir sonuç ortaya çıkıyor. Trump ya da Putin’i var eden koşullar bunlardır. Bir diğer konu ise ekonomik ağırlık, bir güç kayması var. Bugünkü var olan üst yapıların kapasitesi, bugünkü ekonomik yapıyı yönetmeye yeterli gelmiyor. Yeni dengelere ve bu yeni dengelerin yeni kurum ve kurallarına ihtiyacımız bulunuyor. Bunlar oluşamadığı için ekonomide ve siyasette bir güç kavgası yaşanıyor. Üçüncü mesele ise bu küreselleşme tartışmasından sonra dünya artık tek bir dünya oldu diye varsaydık. Ama gördük ki Amerika’nın ne felsefi olarak, ne siyasi ne de kapasite olarak böyle bir arzusu ve niyeti yok. Bu nedenle önümüzdeki mesele yeni dünyanın lideri kim olacak kavgasıdır. Yeni bir denge oluşacak ama bunun ne zaman, nerede ve nasıl olacağını bilmiyoruz. Dolayısıyla Suriye meselesi de Arap Baharı, enerji sorunu ya da İsrail vb. gibi gündemler yeni dünyanın provasından ibarettir. O yüzden konuştuklarımız aslında yalnızca kendi iç problemlerimiz değildir.”
SEKTÖREL HABER
KARCHER TÜRKİYE, TÜM ÜLKE OFİSLERİ ARASINDA EN ÇOK BÜYÜYEN ÜLKE OLDU
42
Dünyanın lider temizlik teknoloji markalarından biri olan Karcher; ürün satış ve servis hizmetlerini profesyonel bir şekilde tüketicilere sunduğu Karcher Center’lara bir yenisini daha ekledi. 7 Eylül Çarşamba günü düzenlenen törende mağazayla birlikte Yeni Genel Müdürlük Ofisinin de açılışı yapıldı. Karcher, böylece Türkiye’deki konsept mağaza sayısını 16 ya çıkardı.
1
90’ı aşkın ülkede hem profesyonel kullanıcılara hem de ev kullanıcılarına yenilikçi temizlik çözümleri sunan Alman temizlik devi Karcher, daha geniş kitlelere ulaşabilmek için Karcher Center ve mağazalarının sayısını artırıyor. İstanbul Halkalı’daki Ayaz Plaza’da düzenlenen açılış töreni;
• Ekim 2016
Karcher Perakende Kanallar Başkanı Yönetim Kurulu Üyesi Christian May, Güney Avrupa Bölge Direktörü Ricardo Eimil ve Karcher Türkiye Genel Müdürü Gökhan Hasan Gökmen’in katılımıyla gerçekleşti. Açılış töreninde marka için Türkiye’nin önemini vurgulayan Karcher Perakende Kanallar Başkanı
Yönetim Kurulu Üyesi Christian May; “Türkiye sektörümüz için önemli bir pazar. Karcher Türkiye olarak 2015 sonunda 61% lik yıllık büyüme başarısı ile rekor seviyeye ulaştık. Karcher Türkiye tüm ülke ofisleri arasında en çok büyüyen ülke olma başarısını gösterdi. Bu bizim için oldukça önemli bir gelişme” dedi. 2000 yılından beri Türkiye pazarında faaliyet gösteren Karcher’in Türkiye’de ve dünyada yatırımlarına devam edeceğini söyleyen Christian May; “Dünyanın her köşesinde çeşitli alanlar için verimli ve etkin temizlik
Konsept Mağazalarda Alman Standardı Metrekare ölçümüne göre tüm dünyada Karcher Center ve Karcher Store olarak adlandırılan konsept mağazalar, dünyanın neresine gidilirse gidilsin, aynı standartlarda dizayn ediliyor. Karcher konsept mağazalarda kullanılan tüm materyaller, Almanya’daki merkezden tedarik ediliyor. Mağaza kurulumları ise Almanya ve Türkiye’ deki profesyonel ekipler tarafından
yapılıyor. Böylece, Karcher mağazaları tüm dünyada aynı global standartlarda hizmet veriyor. İstanbul Halkalı’da Ayaz Plaza’da açılan yeni Karcher Center, 400 metrekarelik bir showroom, 500 metrekarelik servis alanı ve yine 500 metrekarelik bir depo alanına sahip. Yeni konsept mağazasında hem ev tipi hem de profesyonel ürünler sergileyen Karcher, deneyimli teknik ekibiyle servis hizmeti de verecek.
SEKTÖREL HABER
çözümleri sağlayarak, müşterilerimizin hayatlarında önemli bir fark yaratıyoruz. Ürün inovasyonlarını geliştirmenin yanı sıra, geçtiğimiz yıl, uzun dönemli büyüme sağlamak için önemli ölçüde yatırımlar yaptık. Aile şirketi olarak Karcher’in, dünya çapında sayısı 600’e ulaşan Karcher Center konsept mağazalarına bugün bir yenisini daha eklemenin mutluluğunu yaşıyoruz.” açıklamasında bulundu.
43
SEKTÖREL HABER
AYVAZ’IN FARKLI ŞEHİRLERDE DÜZENLEDİĞİ BUHAR SEMİNERLERİ BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ
44
Ayvaz’ın Eylül ayında Gaziantep, Elazığ ve Diyarbakır’da düzenlediği buhar seminerleri sektör üyeleri tarafından büyük ilgiyle karşılandı
T
esisat sektörünün köklü firmalarından Ayvaz, sektör üyeleri tarafından büyük ilgi gören buhar seminerlerini yurt genelinde gerçekleştirmeye devam etti. Eylül ayında Gaziantep, Elazığ ve Diyarbakır şehirlerinde gerçekleştirilen eğitimlere farklı sektörlerden yüzlerce kişi katıldı. Makina Mühendisleri Odası’nın da desteğiyle MMO Gaziantep Şube Müdürlüğü’nde düzenlenen seminere yoğun bir katılım gerçekleştirildi. Endüstriyel tesisler konusunda gelişmiş bir bölge olan Gaziantep’teki eğitimde ağırlıklı olarak işletmelerde yaşanan sorunlar üzerinde duruldu. “Buhar Tesisatlarında Enerji Geri Kazanımı” başlığı altında yeni seminerlerin talep edildiği eğitim, soru cevaplarla sonlandırıldı. Eylül ayında Elazığ Park Dedeman Hotel’de düzenlenen seminere
• Ekim 2016
ise Fırat Üniversitesi başta olmak üzere birçok kamu kurum ve kuruluşları ile bölgedeki endüstriyel tesislerin temsilcileri büyük ilgi gösterdi. Hafta içi düzenlenmesine rağmen akşam geç saatlere kadar süren “Endüstride Buhar Tesisatları” konulu seminer, katılımcılar tarafından büyük beğeni topladı. Seminer serisinin son ayağı Makine Mühendisleri Odası Diyarbakır Şube Müdürlüğü’nün katkılarıyla yine Eylül ayında gerçekleştirildi. “Buhar Armatürleri ve Buhar Tesisatlarında Enerji Verimliliği” başlığı altında önemli bilgilerin sektör üyeleriyle paylaşıldığı eğitime, bölgenin önde gelen sanayi kuruluşlarının teknik sorumluları ile çok sayıda kamu kurum ve kuruluşundan temsilci katıldı. Standart bir ders anlatımı yerine,
işletmelerde yaşanan sorunlarla ilgili uygulama örneklerine yer verilen eğitim MMO Diyarbakır Şube Müdürü Sait Bahçe’nin Ayvaz temsilcilerini yeni seminerler vermeye davet ettiği konuşmasıyla son buldu. Konuyla ilgili açıklama yapan Ayvaz İcra Kurulu Başkanı Serhan Alpagut, şirket olarak eğitime büyük önem verdiklerini ve bu tür organizasyonları yurt genelinde gerçekleştirdiklerini söyledi. “Ayvaz olarak hem çalışanlarımız hem de sektör üyeleri için farklı konularda eğitimler düzenliyoruz. Bilginin paylaşarak çoğaldığını biliyoruz, ürün ve sistemlerimize ilgili önemli bilgileri sektör üyeleriyle düzenli olarak paylaşıyoruz. Özellikle uygulamaya yönelik eğitimler, sektördeki kişiler için anahtar rol oynuyor. Kullanıcıların bilinçli olması hem işletmeler hem de ülke ekonomisi açısından avantaj yaratıyor” diyerek sözlerini noktaladı.
DOSYA
HAYATIN HER ANINDA 3M
46
“3M Bilimi. Hayatın Her Anında” yaklaşımıyla, hayatı daha iyi hale getirmek için çözümler sunan 3M, iş güvenliği bölümünde her geçen gün güçlenmeye devam ediyor. Nalbur Teknik dergisine konuk olarak sorularımızı yanıtlayan 3M Türkiye Güvenlik Ürünleri Ülke Direktörü Kerem Kürklü: “3M’in, Güvenlik ve Grafik Grubu bünyesinde faaliyet gösteren ve çalışanların güvenlik ve emniyetinin iyileştirilmesine odaklanan 3M İş Güvenliği Bölümü ürün portföyünde de, solunum koruma, işitme koruma, baş yüz koruma, kaynaktan koruma, göz koruma, vücut koruma ve yüksekte çalışma çözümleri bulunuyor.” açıklamalarını yaparak, 3M İş Güvenliği Bölümü ile ilgili bilgiler verdi. 3M İLE TEORİ PRATİĞE DÖNÜŞÜYOR
İ
ş güvenliği alanındaki faaliyetlerinizden bahseder misiniz? “3M, 70 ülkede faaliyet gösteren ve dünya çapında 90 bin çalışanı bulunan bir şirket. 3M yüz on yılı aşkın süredir yeni fikirler geliştiriyor ve bu fikirleri yenilikçi ürünlere dönüştürüyor. Şirketimiz “3M
• Ekim 2016
Bilimi. Hayatın Her Anında” marka platformumuzun da altını çizdiği gibi; bilimi geliştirilen ürünlerle hayatın bir parçası haline getiriyor, günlük hayatta insanların yaşamını kolaylaştıracak ürünlere dönüştürüyor. 3M, inovasyon yeteneğini 60 bin ürün ile sergiliyor. 3M’in, Güvenlik ve Grafik Grubu bünyesinde faaliyet gösteren ve çalışanların güvenlik ve
emniyetinin iyileştirilmesine odaklanan 3M İş Güvenliği Bölümü ürün portföyünde de, solunum koruma, işitme koruma, baş yüz koruma, kaynaktan koruma, göz koruma, vücut koruma ve yüksekte çalışma çözümleri bulunuyor. 3M, 2015 yılında, kişisel koruyucu donanım sektörünün en önemli kategorilerinden biri olan “yüksekte çalışma çözümleri” alanında dünyanın önde gelen tedarikçilerinden Capital Safety şirketini satın alarak 3M İş Güvenliği Bölümünü daha da güçlendirmiş durumda. Pazarda yüksek bilinirliğe sahip, DBI-SALA® ve Protecta® gibi alt markalarımız bünyesinde, emniyet kemeri, yatay ve dikey yaşam hatları, bağlantı çözümleri, kapalı alan sistemleri, kurtarma ekipmanları, çeşitli mühendislik sistemleri ve alet düşüş durdurucular bulunuyor.
2012 yılında bölgesel üretim üssü (Super Hub) yatırımının temellerini attı. Tesis, 2015 Şubat ayında faaliyete geçti. Bu tesis, Türkiye ile birlikte bölge ve dünya pazarına üretim yapacak bir bölgesel üretim üssü durumunda. Çorlu’daki bölgesel üretim üssü 200 bin metrekarelik bir alana yayılıyor. 3M bölgesel üretim üssü toplam yatırımı önümüzdeki yıllarda 500 milyon dolara kadar çıkacak. Önümüzdeki dönemde de yıllık toplam satış değerinin 1 milyar dolara ulaşması hedefleniyor.”
Bu satın alma, 3M İş Güvenliği Bölümünü ve portföyümüzü daha da güçlendirdi. Capital Safety’nin farklı pazarlara yönelik ürünleri, Türkiye’de özellikle inşaat, telekom, rüzgar enerjisi, maden, kamu sektörlerinde giderek daha da etkin bir oyuncu olmamızı sağlayacak. 3M olarak gerçekleştirdiğimiz bilinçlendirme faaliyetlerinin kapsamı da böylelikle daha genişlemiş oldu. Örneğin şu anda, 3M demo aracımız ile fabrikaları ziyaret ediyor ve çalışanları “yüksekte çalışma” konusunda bilinçlendirme faaliyetleri yürütüyoruz. Teorinin pratiğe dönüştüğü bu yüksekte çalışma demolarında, çalışanlar yüksekte çalışma konusunun ne denli hayati önem taşıdığını bir kere daha gözlemlemiş oluyorlar.” 3M’NİN YILLIK TOPLAM SATIŞ DEĞERİNİN 1 MİLYAR DOLARA ULAŞMASI HEDEFLENİYOR 3M Türkiye olarak Türkiye’deki üretim gücünüzden ayrıntılı bir şekilde bahseder misiniz?
“3M, 1987 yılından bu yana Türkiye’de faaliyet gösteriyor ve geçen 29 yıl boyunca pek çok kilometre taşını geride bıraktı. 3M 1988’de Scotch-Brite’ın Türkiye lansmanını yaptı, 1992’de ise ilk üretim tesisini kurduktan sonra Türkiye’de üretime başladı. Her geçen yıl, tüketicisiyle buluşturduğu inovatif ürünlerle portföyünü genişletti. 2001’de iş güvenliği ürünlerinin, 2002’de endüstri/filtre ürün gruplarının, 2005’te kişisel bakım ürünlerinin, 2008’de otomotiv ürünlerinin, 2009’da ise sağlık ürünlerinin üretimine başladı. 2012’de, Türkiye’deki 25. yılını kutlayan 3M Türkiye, aynı yıl Türkiye’de ikinci bir üretim tesisi olan “bölgesel üretim üssü” (Super Hub) yatırımını yapma kararını verdi. 3M Çerkezköy tesisi Türkiye’de üretime Scotch-Brite ile başladı ve şimdi CEE (Orta ve Doğu Avrupa) ve MEA (Orta Doğu ve Afrika) bölgeleri için Scotch-Brite ürünlerinin üretim merkezi haline geldi. Çerkezköy’de 60 bin metrekarelik alana sahip tesisinde üretime devam eden 3M Türkiye,
3M’DEN YENİ ÜRÜNLER 2016 yılında iş güvenliği grubunda piyasaya sunduğunuz yeni ürünler neler? 2016 yılında 3M Solus gözlük ve 3M ısıya dayanaklı baret ve altın vizör olmak üzere müşterilerimizle buluşturduğumuz 2 tane yeni ürünümüz mevcut. K (çizilmeye karşı dirençli) ve N (buğulanmaya karşı dirençli) standardına sahip 3M Solus Gözlükleri, anti-fog kaplaması ile en zorlu koşullarda bile buğulanmayan lens yapısıyla çalışanlara daha uzun süre temiz görüş sağlıyor. 3M Solus gözlükler, yüze oturarak kullanıcıya konfor sunuyor, baş bandı ve içlik seçenekleri ile hybrid goggle olarak da kullanılabiliyor. Dolayısıyla; fiziksel olarak zorlu koşullarda, sıcak ve nemli ortamlarda rahatça takılabiliyor. 3M ısıya dayanaklı baret ve altın vizör ise, yüksek ısıya yani 150°C’ye kadar onaylı olması nedeniyle özellikle sıcak çalışmanın yoğun olduğu demir & çelik, metal döküm, cam fabrikaları, çimento fabrikalarında tercih edilmekte. Sıcak çalışma ortamında
DOSYA
3M Türkiye Güvenlik Ürünleri Ülke Direktörü Kerem Kürklü
47
terlemeyi azaltmayı hedefleyen deri içlik de içeren ürünümüz, aynı zamanda, piyasadaki yüksek ısıya dayanımlı diğer baretlere göre çok daha hafif, sadece 392 gram.
DOSYA
HER ÜRÜNÜN HER ORTAMA YA DA İŞE UYGUN OLUP OLMADIĞI KONUSUNDA BİR ÇALIŞMA YAPILMASI GEREKİYOR
48
İnsan sağlığını doğrudan ilgilendiren ve sorumluluğu büyük olan bir sektörde faaliyet gösteriyorsunuz. Bu noktada doğru ürünü nasıl tanımlarsınız? Kaliteli KKD ürünlerinde hangi özelliklerin bulunması gerekiyor? Kaliteli KKD ürünlerinde hangi özelliklerin bulunması gerektiği konusunda CE Belgesi gibi standartlar ve bunu düzenleyen yasal koşullar bulunuyor. Söz konusu standartlara uygun ürünleri tercih etmek çok önemli ancak yeterli de değil. Bu konuda işverenlere ve çalışanlara da önemli sorumluluklar düşüyor. Örnek vermek gerekirse; düşüş önleme ekipmanının validasyonu için yapılan testlerde standart olarak 100 kg alınmakta. Bu rakam ortalama boy ve kilo hesabı ile elde edilmiş bir rakam. Ancak çoğu zaman işçinin üzerinde taşıdığı içi dolu alet çantasının ağırlığı dikkate alınmıyor. Bu total ağırlık düşüş önleyici ekipmanın limitini aştığında, kullanıcılar ciddi sorunlar yaşayabilirler. Dolayısıyla, karar vericilerin, minimum gerekliliklere ek olarak; ekstra performans, kullanım ömrü, konfor ve fonksiyonellik gibi parametrelere de dikkat etmesi gerekiyor. Bu noktada bir de her ürünün her ortama ya da işe uygun
• Ekim 2016
olup olmadığı konusunda bir çalışma yapılması gerektiğinin altını çizmek lazım. İlgili çalışma ortamının risk analizi yapılıp, kullanılması gereken doğru KKD’ye karar verilmesi gerekiyor. Her çalışma ortamı için tek bir çözümden bahsedemeyiz. Konunun saha ve teknik uzmanlar tarafından değerlendirilmesi son derece önemli. BİZİM İÇIN ESAS OLAN, ÜRÜNLERİMİZİN DOĞRU ŞEKİLDE KULLANILIYOR OLMASI Satış sonrası hizmet ile ilgili politikalarınız nelerdir? Müşterilerimizde yaptığımız bilinçlendirme aktiviteleri, düzenlediğimiz eğitimler, saha analizleri gibi çalışmalar, satış sonrasında da devam ediyor. Çünkü bizim için esas kritik olan, ürünlerimizin doğru şekilde ve çalışanların faydası için kullanılıyor olması. HER YIL YAKLAŞIK 100 FABRİKADA İŞ GÜVENLIĞI EĞİTİMİ VERİLİYOR Üretici firmaların iş güvenliğinde bilinç düzeyini artırmak için yapması gereken çalışmalar nelerdir? 3M olarak biz bu konuda eğitimin çok önemli olduğunu düşünüyoruz ve bu çerçevede eğitim faaliyetlerine çok önem veriyoruz. 3M Türkiye olarak her yıl yaklaşık 100 fabrikada iş güvenliği ile ilgili eğitimler veriyoruz ve her yıl bir milyon çalışanı iş güvenliği konusunda bilinçlendiriyoruz. İş sağlığı ve güvenliği alanında yapılan bilinçlendirme çalışmaları, yaşanabilecek iş kazalarının engellenmesinde önemli bir rol oynuyor.
Gittiğimiz fabrikalarda 3M teknik ekibi çalışanlara kişisel koruyucu donanımları neden ve nasıl kullanmaları gerektiğini de içeren iş güvenliği ile ilgili eğitimler veriyor. Ayrıca, İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda farkındalığı artırmak için, kişisel koruyucu donanımların farklı çalışma ortamlarında nasıl çalıştığını anlatan bir oyun geliştirdik. Bu oyunda farklı çalışma koşullarında çalışanı bekleyen olası tehlikelere ve bu tehlikelerden korunmak için kullanması gereken kişisel koruyucu donanımlara dikkat çekiyoruz.Ayrıca, yoğun işbirliği içinde olduğu çözüm ortaklarında, iş güvenliği interaktif tiyatro oyunu sunuyor. Bu tiyatro oyununda, bir çalışanın hayatı, sabah evden çıkmasından bir sonraki iş gününe canlandırılırken, iş güvenliğinde ne gibi noktaları gözden kaçırdığımızı ve “bana bir şey olmaz” bakış açısının yol açtığı sonuçlar gösteriliyor. Son 4 yılda 80’den fazla işletmede sergilenen bu tiyatro oyunu, güldürürken düşündürme yönüyle 3M’in bilinçlendirme adına yaptığı en önemli araçlardan biri olma özelliğini taşıyor. Sektörde ilk kez 3M tarafından ortaya konan “fit test” sayesinde kişisel koruyucu donanım ürünlerinde en ideal çözümleri sunuyoruz. İş güvenliği ürünleri ile ilgili, sektörde bilinç düzeyinin artmasının yanı sıra kullanılan ürünün kullanım etkinliği ölçümlenebilmesi de önem taşıyor. 3M, fit testi sayesinde ürünlerinin kullanıcıları için kullanım etkinliği ölçebiliyor. Örneğin solunum fit testinde, maskenin yüze ne kadar iyi oturduğunu, sızdırmazlığını kontrol edebiliyor. Gürültüden korunma fit testinde,
3M AR-GE VE İNOVASYON DEĞERİNİN FARKINDA Ar-ge ve inovasyon çalışmalarınızdan bahseder misiniz? 3M’in bugün ulaşmış olduğu başarıda, bilime, Ar-Ge ve inovasyona yaptığı yatırım kilit bir rol oynuyor. Ar-Ge’nin değerinin farkında olan 3M, her yıl gelirinin yaklaşık yüzde 6’sını Ar-Ge faaliyetlerine ayırıyor. Yarattığımız her şeyin merkezinde ve geliştirdiğimiz yeni teknolojilerin temelinde bilim yatıyor ve inovasyon bu teknolojileri iş alanlarımıza nasıl uyguladığımız ile ilgili. 3M’in yıllık satışlarının üçte biri son beş yılda geliştirilen ürünlerden geliyor. Bilimin, inovatif yaklaşımlarla insan yaşamını kolaylaştıracak çözümlere dönüştürülmesi, 3M’in başarısının ve global stratejisinin temelini oluşturuyor. Yarattığımız her şeyin merkezinde ve geliştirdiğimiz yeni teknolojilerin temelinde “bilim” yatıyor ve biz inovasyonun aslında bu bilim ve teknolojilerin iş alanlarımıza uygulanması olduğunu düşünüyoruz.
İnovasyon halen DNA’mızın kritik bir parçasını oluşturuyor. 3M’in müşteriler ile inovasyon süreçlerini gerçekleştirmeye adanmış 40’tan fazla Müşteri İnovasyon Merkezi bulunuyor. Aralarında 2015 yılı Mart ayında açılışı yapılan Türkiye Müşteri İnovasyon Merkezi’nin de bulunduğu bu merkezler, 3M ürünlerinin hayatın birçok noktasına eriştiğinin vurgulanmasına olanak sağlıyor. Müşteri İnovasyon Merkezleri, müşterilerle temasa geçmek ve işbirliği yapmak için 3M’in ArGe alanındaki küresel gücünden ve 46 teknoloji platformundan yararlanıyor, müşterilerin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik inovasyonları hayata geçiriyor. 3M Türkiye, Ar-Ge alanında çalışan 30 mühendis istihdam ediyor. Çerkezköy ve Kavacık merkezlerindeki Ar-Ge faaliyetlerine ek olarak, Çorlu’daki bölgesel üretim üssü (Super Hub) yatırımı ile birlikte Türkiye’deki Ar-Ge faaliyetlerini daha da büyüten 3M Türkiye; bu büyüme ile birlikte Türkiye’de çok daha fazla yüksek nitelikli Ar-Ge personeli istihdam etmeyi planlıyor. 3M, Türkiye ve dünyada pazara sunulacak ürünlerin Ar-Ge’sini bu ekipler ile Türkiye’de yapacak. Bu sayede 3M Türkiye, üretim kapasitesini artırarak bölge için önemli bir üretim merkezi haline de gelecek.
Sektör açısından yaşanan sıkıntıları başlık altına sıralarsak neler söylemek istersiniz? Sektördeki en büyük sıkıntının iş güvenliği bilinci olduğunu düşünüyorum. Ne yazık ki, iş sağlığı ve güvenliği gibi bireysel farkındalık gerektiren sosyal bir konuya çalışanların verdiği önem yeterli seviyede değil. “Bana bir şey olmaz” diyerek, emniyet kemeri takmayan, solunum maskesi kullanmayan çok fazla işçiyle karşılaşabiliyoruz. Bu noktada işçilerin üstlenmesi gereken en önemli sorumluluk, iş yerinde ve sahada alınmış olan önlemlere tümüyle uymak, yaptıkları işe uygun olarak kendilerine verilen ekipmanları mutlaka kullanmak, hatta çalışma arkadaşlarını bu konuda uyarmak. İş kazalarının çok büyük bir bölümü kurallara uymamaktan ve ekipmanları kontrol etmemekten, kullanmamaktan ya da doğru kullanmamaktan kaynaklanıyor.
DOSYA
kulak tıkacının, kulakta ne kadarlık bir koruma sağladığını, hangi gürültü seviyelerinde ve frekans aralıklarında, nasıl koruma sağlanacağını gösteriyor.
Bayi yapılanmanızdan bahseder misiniz? Başta da bahsettiğimiz gibi içinde birebir insanı ilgilendiren ürünleri satışa sunuyorsunuz. Bu bağlamda bayi bilincini ve bayinin ürüne hakimiyetini sağlamak için çalışmalarınız var mı? Bayilerimize düzenli olarak eğitimler sunuyoruz. Gerek mevcut ürünlerimizle, gerekse yeni ürünlerimizle ilgili olarak bayilerimizin bilgilerini taze tutmaya maksimum özen gösteriyoruz. Düzenlediğimiz periyodik eğitimlerin yanı sıra, alanlarında uzman olan teknik ekibimiz de her türlü soru için bayilerimize 7/24 yardımcı oluyor.
49
SEKTÖREL HABER
KAPISINI GÜVENLE KAPATMAK İSTEYENLERE ‘KALE’ GİBİ KAMPANYA
50
Evinin, işyerinin kapısını güvenle kapatmak isteyenlere, Türkiye’de güvenliğin adresi olan Kale Çelik Kapı, büyük bir kampanyayla destek oluyor. Kale Çelik Kapı’lar da, 19 Eylül - 31 Ekim tarihleri arasında yüzde 10’a varan indirim fırsatlarıyla, kapısını kapatanların aklı evinde ya da işyerinde kalmayacak!
K
endini güvende hissetmek isteyen, huzur içinde kapısını çekip çıkmak isteyenlerin imdadına Kale Çelik Kapı yetişiyor. Türkiye’de güvenliğin adresi olan, tam kapsam güvenlik sağlayan Kale Çelik Kapı, dev bir kampanyaya daha imza atıyor. Güvenliğine önem veren ve güvenli bir
• Ekim 2016
kapıya sahip olmak isteyenler için Kale Çelik Kapı, tüm çelik kapı ürünlerinde, 19 Eylül-31 Ekim tarihleri arasında yüzde 10’a varan indirim yapıyor. Kale Çelik Kapı ile yaşam alanlarınızı güven altına alabilirsiniz. Lider ve öncü kapı üreticisi Kale Çelik Kapı’nın ürün yelpazesinde her zevk ve ihtiyaca uygun çelik kapı
alternatifleri bulunuyor. Montaj ve satış sonrası hizmetleri ile üstün kalite sunan Kale Çelik Kapı, ev ve işyerleri için uygun ebat ve renklerde birçok ürün ile güvenliği ve şıklığı birleştiriyor. Kale Çelik Kapı’nın ürün gamında yer alan ve özel siparişle sınırlı sayıda üretilen 6. Seviye Çelik Kapı ise hırsızlığa karşı güvenlik seviyesi en yüksek kapı olma özelliğini taşıyor. Kale’nin kırılmayan, delinmeyen, parçalanmayan ve kesinlikle aşılamayan 6. Seviye Çelik Kapı ürünü de bu kampanya dahilinde yer alıyor.
RÖPORTAJ
ALSALAR; TIR HOUSE İLE TÜKETİCİYE DİREK HİZMET
52
2005 yılında ihracat firması olarak başlangıç yapan ve 2009 yılı itibariyle de üretim ayağını aktifleştiren Alsalar Yapı Malzeme ve Sanayi ve Dış Tic. A.Ş. firmasının Genel Müdürü Yılmaz Sezerel ile Tır House projesi ve geniş ürün gamından bahsettiğimiz bir röportaj gerçekleştirdik. Tüketiciye direk dokunmak adına hayata geçmiş bir proje olan ‘Tır House’ hakkında açıklama yapan Sezerel, projeyi geliştirerek ürün gamında ve bölge sayısında artış planladıklarını bildirdi.
Ü
retime ve ihracata Türkiye’den, İtalya’dan ve Çin’den 5-6 bin kalem mal tedarik edip Irak’ta Haydari Grup’a satış yaptıklarını söyleyen Sezerel, piyasanın talebi doğrultusunda yatırımda hız kesmediklerini belirtti. İnşaat malzemesi ağırlıklı ürün tedariki yaptıklarını dile getiren Sezerel, hırdavat ağırlıklı çiroz
• Ekim 2016
kilidi, iş güvenliği ekipmanları, dübeller, kepenk yayları, merdivenler, plastik elektrik panolar ve trafik güvenlik sistemleri gibi ürünlerin üretimini gerçekleştirdiklerini söyledi. Yaklaşık iki sene evvel stok tutmaya gerek kalmadan ayda 50 tır kadar yükleme yaptıklarından bahseden Sezerel, Ortadoğu’daki
karışıklıkların işleri biraz yavaşlatması sebebiyle iç piyasaya ağırlık vermeye başladıklarını ekledi. “Yaklaşık 10 ayrı firmadan tedarik edilebilecek kadar geniş bir ürün gamına sahibiz” Geniş bir ürün gamına sahip olmanın avantajını; “Müşterilerimizin yaklaşık olarak 10 ayrı firmadan tedarik edebileceği kadar çeşit üretimimiz mevcut” şeklinde açıklayan Sezerel, üretimlerini kalite temelinde kurmaya özen gösterdiklerini bu sebeple de üretim yaparken kullandıkları malzemeleri hassasiyetle
seçtiklerini ekledi.
Alsalar Yapı Malzeme ve Sanayi Dış Tic. A. Ş. Genel Müdürü Yılmaz Sezerel
Genel Müdür Yardımcısı Mahir Haydari
Tır House; İnovatif bir girişim Tır House ile değişik bir sistem uyguladıklarını açıklayan Sezerel, direk son kullanıcıya temas eden bu uygulamanın aracı kullanmak istememeleri üzerine geliştirildiğini böylece tüketici ihtiyaçlarını daha net bir şekilde tespit edebildiklerini söyledi. “Direk toptancı vasıtasıyla değil de kendimiz tüketiciye, nalbura ulaşıyoruz. Kendi 12 adet tırımız var. Bunlardan birkaç tanesini Tır House markası altında gezerek pazarlayacağız. Şehir şehir gezeceğiz oradaki nalburlara tek tek pazarlayacağız. Malı müşterinin ayağına götüreceğiz, hizmet vereceğiz” sözleriyle projenin detayları hakkında bilgi veren Sezerel, bugün için sadece kendi ürettikleri ürünleri pazarladıklarını fakat projeyi genişleterek ihraç ettikleri
RÖPORTAJ
İhracattan üretime yönelim sürecini “Son 15 senedir ihracat yapıyorduk fakat üretim kökenli bir firmayız. Irak’ta bulunan partner firmamız ‘Haydari Grup’ ile birlikte çalışıyoruz. Stoklarda bulunan ürünlerden en çok satışını yapabileceklerimizi tespit ettik. Baktık birçok çeşidin üretimini gerçekleştirebiliriz. Irak’ta sanayi firması mevcut değildi, bu sebeple kurduğumuz boya tesisiyle orada ilk sanayi başlangıcını yaptık. Uzun vadede rekabet edebilmek için üretim ayağını faaliyete geçirmemiz gerekiyordu” sözleriyle aktaran Sezerel, satış sonrası her türlü servis imkanları olduğunun da altını çizdi.
53
ürünleri de pazarlamayı planladıklarını belirterek, “İnşallah muvaffak oluruz. Hayal etmeden olmaz” dedi.
RÖPORTAJ
Siyasal konjonktürdeki dalgalanmaların finansmanları Irak Merkez Bankası olduğu için çok fazla etkilemediğini ifade eden Sezerel, “Önümüzdeki en büyük engel SGSdir. Şimdi üretici olarak dışarıdan gelen ürünler tabi bilhassa Çin’den gelen ürünlerle rekabet etmek biraz zor oluyor, bunun için devamlı teknolojiye yatırım yapmak lazım. Orada maliyetler düşük bizde ise maliyetler yüksek. Teknolojiye yatırım yapıp üretimi hızlandırmak lazım ve dünyaya ürün satmak lazım. Daha hızlı ürün sirkülasyonu olması lazım” açıklamasını yaptı.
54
• Ekim 2016
“YARINLAR İÇİN DEĞER” PROJESİ İLE EĞİTİME BÜYÜK DESTEK
SEKTÖREL HABER
Boya sektörünün lider markası DYO, Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projesi “Yarınlar İçin Değer” ile hayata değer katıyor. Sürdürülebilirlik ilkeleri gözetilerek tasarlanan “Yarınlar İçin Değer” Projesi; “Öğrenmeye Değer”, “Ustalığa Değer” ve “Okullara Değer” olmak üzere üç farklı başlıkta hayata geçirildi. Milli Eğitim Bakanlığı, Mesleki Yeterlilik Kurumu ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ile işbirliği yapılan proje kapsamında, Türkiye’de ilk kez okul boyama standartları bilimsel bir yaklaşım ile belirlendi.
56
2
5 binin üzerinde öğrenciye ve 1018 öğretmene ulaşıldı” DYO, Yarınlar için Değer Projesini düzenlediği basın toplantısı ile tanıttı. 2016 yılında yapılan çalışmalarla ilgili bilgilerin verildiği ve proje hedeflerinin aktarıldığı toplantıda; DYO Boya Fabrikaları Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Serdar Oran, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Doç. Dr.
• Ekim 2016
Mustafa Hilmi Çolakoğlu, Mesleki Yeterlilik Kurumu Sınav ve Belgelendirme Daire Başkanı Mehmet Ordukaya ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi İç Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burçin Cem Arabacıoğlu birer konuşma yaptı. Bilimsel veri ve temele dayanan sürdürülebilirlik uygulamaları ile “Yarınlar İçin Değer”
yaratarak daha iyi bir geleceğe ulaşmayı hedefleyen proje, ilk olarak “Öğrenmeye Değer” dedi. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi ve Eğitim Bilimleri Bölümleri akademisyenlerinden oluşan danışma kurulu; renk, mekan kullanımı, ısı ve ışık unsurları hakkında bilgiler veren eğitim içerikleri hazırladı. 2015-2016 öğretim yılında 10 ilde 66 okulda verilen 1025 eğitimle 2., 3. ve 4. sınıflarda
DYO Boya Fabrikaları Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Serdar Oran
öğrenim gören 25 binin üzerinde öğrenciye ve 1018 öğretmene ulaşıldı. Eğitimlerde verilen kazanımlarla çocukların yaşam kalitelerini ve başarılarını artırmaları, estetik değerler hakkında farkındalık sahibi olmaları amaçlandı. Proje kapsamında eğitim uygulamaları yapılan okullarda görev yapan idareci, sınıf öğretmeni ve okul aile birliği üyelerine de eğitimler verildi. DYO’NUN RENKLERİ OKUL BAŞARISINI YÜZDE 25 ARTIRACAK “10 ilde 219 boya ustasına Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından 1300 saat eğitim verildi” “Yarınlar İçin Değer” çatısı altında gerçekleştirilen “Ustalığa Değer” projesi kapsamında da Türkiye çapındaki 10 ilde 219 boya ustasına Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından 1300 saat eğitim verildi. Mesleki Yeterlilik Belgesi sahibi ustalar, eğitimler sayesinde bir mimar gözüyle renk ve
mekan kompozisyonu yapmayı deneyimledi. DYO Yarınlar İçin Değer kapsamında hayata geçirilen “Okullara Değer” projesiyle Türkiye’de bir ilk gerçekleştirildi ve bilimsel bir içerikle oluşturulan standartları belirleyen Okul Boyama Kılavuzu hazırlandı. Çocuklarımızın zamanlarının büyük çoğunluğunu geçirdiği okul mekanlarının kalitesinin artırılması ve iyileştirilmesi amacıyla renk, mekan, ışık gibi unsurlara göre renk ve boya seçeneklerinin yer aldığı Okul Boyama Kılavuzu, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Türkiye çapındaki 20 bin okula gönderildi. Ayrıca kılavuz bir milyon öğretmen ile paylaşıldı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın ilgili birimlerinin yönlendirmesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden akademisyenlerin önderliğinde yaklaşık bir yıl süren bir çalışma sonucunda hazırlanan Okul Boyama Kılavuzu, okulların
Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Samsun ve Trabzon olmak üzere 10 ilde yer alan 10 okul, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kabul edilen Okul Boyama Kılavuzunun uygulama örneği olarak DYO tarafından boyandı. Proje kapsamında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden eğitim alan Mesleki Yeterlilik belgesi sahibi 120 usta, 34 ton boya kullanarak bir ay gibi kısa bir sürede boyamaları tamamladı ve okulları yeni eğitim-öğretim yılına hazırladı. Yarınlar İçin Değer projesinin, DYO marka geçmişinde en gurur duydukları projelerden biri olduğunu belirten DYO Boya Fabrikaları Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Serdar Oran, şunları söyledi: “Bizim için liderliğin ve öncü olmanın gerçek anlamı kaliteden ödün vermeden insana ve onu çevreleyen habitata saygı duyan bir şirket olmak. Faaliyet alanımızla doğrudan ilişkili olan yaşam alanlarının iyileştirilmesiyle ilgili toplumsal yatırımlarımızı ve bilgi birikimimizi proje paydaşlarımızın işbirliğinde “Yarınlar İçin Değer” çatısı altında topladık. Bu kapsamda
SEKTÖREL HABER
bulundukları bölgenin iklim koşulları, okullardaki mekanların işlevleri, ışık alma durumları, mimari uyum ilklerine uygunluk gibi farklı kriterler gözetilerek oluşturuldu. Okul idarecileri okullarında bulunan tüm mekanlar için bu mekanların niteliğine göre renk seçimini www.yarinlaricindeger.com web sitesi üzerinden kolayca gerçekleştirebilecek.
57
SEKTÖREL HABER 58
üç proje gerçekleştirdik. Geleceğimizin mimarı olacak çocuklarımıza yönelik olarak “Öğrenmeye Değer”, onların yaşadıkları ortamları daha da iyileştirmek için “Okullara Değer” ve yaşam alanlarımızı güzelleştiren profesyonellerimize yönelik olarak “Ustalığa Değer” projelerimizi hayata geçirdik. Biz Türkiye’nin, bu ülkenin yarınlarına inandığımız için yarınlara değer diyoruz. Hem yarınlarımıza değer katmak hem de bu ülkenin yarınlarına değdiğine inandığımız için bu projeleri uygularken ayrı bir heyecan duyduk ve projelerimize yarınlarımızı teslim edeceğimiz çocuklarımız ile başladık. Geleceğimizi şekillendirecek olan çocuklarımızın yaşamlarında fark yaratmalarını, hayalleri kadar rengarenk ve yaratıcı olmalarını istedik.” “Okul Boyama Kılavuzu Türkiye’de bir ilk” Milli Eğitim Bakanlığı’nın projeye verdiği desteğin
• Ekim 2016
çok önemli olduğunu söyleyen Serdar Oran, “Proje kapsamında hazırlanan Okul Boyama Kılavuzu Türkiye’de bir ilk. Okullarımızın bundan böyle bilimsel bir yaklaşım ile oluşturulan Okul Boyama Kılavuzu’na uygun olarak boyanması projenin en önemli sonuçlarından ve sürdürülebilirlik göstergelerinden birini oluşturuyor. Çocuklarımızın yaşadığı tüm mekanların iyileştirilmesini hedefliyoruz” diye konuştu. Projenin hayata geçmesinde önemli katkıları olan Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Hilmi Çolakoğlu ise toplantıda yaptığı konuşmada, “DYO’ya bundan sonra Değer Yaratanlar Ordusu diyebiliriz. 1927 yılından bu yana yarattığı değerlere çocuklarımızın eğitimi ile ilgili yeni değerler katıyor. Yarınlar İçin Değer projesi kelebek etkisi yaratacak bir proje. Projenin sonuçlarını bundan beş yıl on yıl sonra daha net görebileceğiz. Bizim
bile hayal edemeyeceğiz sonuçlar doğuracağını tahmin ediyorum. DYO ile yaptığımız bu önemli projede hangi mekanın hangi renklerle boyanması gerektiğini anlatan çok önemli bir kılavuz hazırladık. Bu kılavuzu 20 bin okulumuza gönderdik ve bir milyon öğretmenimizle paylaştık. Hem okullarımızda hem de toplumun genelinde bir renk bilinci oluşturmaya çalışıyoruz. Ayrıca DYO ile yaptığımız bu çalışmayı OECD’ye taşıyacağız. Türkiye’nin de kurucu üyesi olduğu OECD’nin yaptığı bir araştırmanın sonuçları okulların fiziki ortamı ve seçilen renklerin çocukların genel başarı oranını yüzde 25 artırdığını gösteriyor. Bu anlamda DYO’nun Yarınlar İçin Değer projesi içerik ve hedefleriyle OECD’de sunulabilir. Aynı zamanda biz bu projeyi AB’ye aday ülkeler ile de paylaşacağız. Böylece eğitim boyutuyla bir model olarak yurtdışına taşıyabiliriz” dedi.
MÜSİAD PROJELERİNE HIZ KESMEDEN DEVAM EDİYOR
AKTÜEL
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından her iki yılda bir düzenlenen uluslararası MÜSİAD EXPO’nun 16’ıncısı 9-12 Kasım 2016 tarihlerinde İstanbul CNR Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek. İş dünyasının kalbinin atacağı MÜSİAD EXPO ile eş zamanlı olarak düzenlenecek olan IBF, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası “Darbelere Dayanıklı Ekonomiler” konusuyla fuara damgasını vuracak.
62
1
5 Temmuz darbe girişimi sonrası yapacağı etkinlikleri iptal etmeyen, aksine çalışmalarına hız veren MÜSİAD, Kasım ayında düzenleyeceği fuarla, 8 hol ile 700 şirkete ve 100 binin üzerinde ziyaretçiye ev sahipliği yapacak. Avrasya bölgesinin en büyük genel ticaret fuarı 16. MÜSİAD EXPO ile eşzamanlı olarak, yüksek teknoloji fuarı High Tech Port’un üçüncüsü ve 20. Uluslararası İş Forumu (IBF) da düzenlenecek. “İş; Burada!” sloganıyla yatırımcılarını büyümeye ve birlikte kazanmanın ortak noktasında yer almaya davet eden 16. MÜSİAD EXPO, küresel iş ağları kurmak, global pazarlarda söz sahibi olmak, KOBİ’leri güçlendirmek ve etkin büyümeyi hızlandırmak üzere iş dünyasını buluşturacak ve B2B görüşmelerle yeni iş fırsatlarının adresi olacak. Bu yıl Afrika pazarına yönelen MÜSİAD, Nijerya, Nijer, Gana, Fildişi ve Güney Afrika’daki
• Ekim 2016
işadamlarının fuarda yer almalarını sağlayarak iki ülke arasındaki ticareti artırmayı hedefliyor. Fuara katılan firmaların %80’inin iş bağlantıları yaptığını vurgulayan MÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Fuar Forum Organizasyon Komisyonu Başkanı Burak Benşin, bu yıl alım heyeti programının kapsamını 35 ülkeye çıkardıklarını belirtti. Suudi Arabistan, Katar, BAE, Cezayir, Türkmenistan, Etiyopya, Fas, Tunus, Nijerya, İran, Irak, Sudan, Avusturya ve İtalya başta olmak üzere hedef olarak belirlenen ülkelerdeki ticaret müşavirlikleri ile işbirlikleri yapılarak alım potansiyeli yüksek işadamlarının Türkiye’ye davet edilmesi sağlanıyor. “Afrika ile ikili ticaret hacmini 10 yılda 60 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz” MÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Fuar Forum Organizasyon Komisyonu Başkanı Burak Benşin, 2005 yılından 2015 yılına kadar
Türkiye’nin Afrika ülkelerine olan ihracatının 3, 4 katına çıkarak 12,5 milyar dolar olduğunu, ithalatın ise 1,6 katına çıkarak 5,1 milyar dolar olduğunu belirtti. Bu süre zarfında Türkiye ile Afrika ülkeleri arasındaki ikili ticaret hacminin yaklaşık 6,9 milyar dolardan 17,6 milyar dolara yükseldiğini ifade eden Benşin, “Biz de MÜSİAD olarak Türk ve Afrikalı iş dünyası temsilcilerini bir araya getirdiğimiz bu organizasyonumuz vesilesiyle, son 10 yılda yaşanan bu olumlu gelişmelerin üzerine çıkmayı ve önümüzdeki 10 yılın sonunda, yani 2025 yılında, Türkiye ile Afrika ülkeleri arasındaki ikili ticaret hacmini 60 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz” dedi. Benşin sözlerine şöyle devam etti; “Son 10 yılda Türkiye’den Afrika ülkelerine yapılan doğrudan yatırımların toplamı 614 milyon dolara ulaşmıştır. Aynı sürede Afrika ülkelerinden ülkemize yapılan doğrudan yatırım 373 milyon dolar seviyesindedir. Yani son 10 yılda toplamda yaklaşık 1 milyar dolarlık bir yatırımdan söz ediyoruz. Bu organizasyonumuz ile Türk ve Afrikalı işadamlarının karşılıklı iş fırsatlarını değerlendirmelerini sağlıyoruz ve ülkemize yapılan doğrudan yatırımların gelecek 10 yılda 2 milyar dolar seviyesine ulaşacağına inanıyoruz.”
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
METABO YENi BİR ÜRÜNDEN ÇOK DAHA FAZLASINI SUNUYOR Dünyanın ilk akülü büyük taşlaması Metabo akülü teknolojisindeki lider konumunu pekiştiriyor ve bundan sonra Metabo’dan daha başka neler beklememiz gerektiğini sorgulatıyor.
YENİ ÜRÜN
Metabo, dünyanın ilk 36 Volt’luk akülü büyük taşlaması WPB 26 LTX BL 230’un ergonomik tasarımı ile “2016 Red Dot” yarışmasında tasarım ödülü kazandı.
66
2.400 Watt’lık elektrikli büyük taşlama gücündeki Metabo, WPB 36 LTX BL 230 dünyanın ilk akülü 36 Volt taşlaması, Eylül ayından itibaren tüm dünyada ve Türkiye’de satışa çıktı. 230mm disk ve kompakt tasarımı sayesinde 77mm derinliğinde kesim artık mümkün.
2
,400 Watt gücünde, 230 mm disk çaplı, kablosuz: Metabo eylül ayında dünyanın ilk akülü büyük taşlamasını pazara sürüyor. Metabo Genel Müdürü Horst W. Garbrecht’in deyimiyle “akülü inşaat sahası vizyonu” böylece gerçek oldu. Dünyada ilk kez Metabo’nun ürettiği 230 mm disk çaplı akülü büyük taşlaması son kullanıcıya daha önce mümkün olmayan bir özgürlük kazandırıyor. Güçlü LiHD akü teknolojisi ile Metabo akülü büyük taşlaması ile şimdiye kadar sadece elektrikli büyük taşlamalarda mümkün olan kesme ve taşlama performansına akülü taşlaması ile ulaşabiliyor. 2.400 Watt’lık elektrikli büyük taşlama gücündeki WPB 36 LTX BL 230 dünyanın ilk akülü, 36 Volt
• Ekim 2016
taşlaması eylül ayından itibaren tüm dünyada ve Türkiye’de satışa çıktı. “Bu akülü taşlama ile Metabo’nun akülü inşaat sahası vizyonu artık gerçek oluyor,” diyen Metabo Genel Müdürü Horst W. Garbrecht: “LiHD akü teknolojimiz Metabo akülerinin gücünü o kadar arttırdı ki, artık çok daha zorlayıcı uygulamaları akülü aletler ile yapabiliyoruz. İster büyük taşlamalar, ister tablalı yatar kesiciler veya 2.000 Watt’tan kuvvetli başka makinalar olsun artık bu güce elektrikli makinaya kıyasla performans veya verimlilik kaybı yaşamadan akülü ürünlerle ulaşabiliyoruz.” dedi. “WPB 36 LTX BL 230 akülü aletlerin sınırlarını birçok açıdan zorlayan bir makine” WPB 36 LTX BL 230 yüksek
performanslı akülü aletlerin ilk örneği. Bunun gibi güçlü, zor koşullara uygun yeni akülü ürünler geliştirmek için çalışıyoruz. WPB 36 LTX BL 230 akülü aletlerin sınırlarını birçok açıdan zorlayan bir makine. 230mm disk ve kompakt tasarımı sayesinde 77mm derinliğinde kesim artık mümkün. Yol imalatı, metal işleme, çatı, veya bahçe-peyzaj işleri gibi birçok iş için uygundur. Sınırları yeniden belirleyen güçlü LiHD aküsü ile, kömürsüz motoru, yüksek aşırı yük kapasitesi gibi özellikleri sayesinde tozlu ve zor koşullarda dahi son derece dayanıklı ve güvenilirdir. Bütün bu özellikler sayesinde kullanıcılar akülü büyük taşlama ile kesme ve taşlama işlerini hızlı ve verimli bir şekilde yapabiliyorlar. Dolu tek bir akü ile kullanıcılar 11
Metabo’nun akülü inşaat sahası vizyonu artık gerçek oluyor: 36 Volt akü-lü büyük taşlama sınırları yeniden belirleyen güçlü LiHD aküsü ile kömür-süz motoru, yüksek aşırı yük kapasitesi gibi özellikleri sayesinde tozlu ve zor koşullarda dahi son derece dayanıklı ve güvenilirdir.
adete kadar çelik otoyol bariyeri, veya 75 adetten daha fazla tuğla, veya 5 metre uzunluğunda 5cm kalınlığında beton parça kesimi yapabiliyorlar. Yüksek performansı ile 36 Volt’luk akülü büyük taşlama sınırları yeniden belirleyen yeni nesil akülü ürünlerin ilk örneğini temsil ediyor. Akülü inşaat sahası vizyonu yolundaki ilk adım LiHD akü teknolojisi ile atıldı. İlk olarak Metabo’nun satışa sunduğu LiHD akü teknolojisi pazardaki en ileri akü teknolojilerinden birisidir. Metabo’nun tüm lityum aküleri 3 yıl garantilidir. Maksimum Güvenlik ve Konfor Elektrikli el aletlerinin kullanımında yaşanan iş kazalarının yaklaşık %80’i taşlamalarla oluyor. Taşlama kullanımındaki iş kazalarının
çoğunluğu ise kontrol kaybından kaynaklanıyor. Metabo, bu tür kazaları önlemek için türlü güvenlik özellikleri tasarladı: Mükemmel dengeli yeni akülü büyük taşlamayı kullanıcı eldivenle bile tuttuğu zaman, ergonomik tasarımı sayesinde ürün elde güvenle oturuyor. Motor ve akü arasındaki dönebilen arka tutamak WPB 36 LTX BL 230’un her türlü kullanım alanında en yüksek seviyede güvenlik ve konforla kullanılmasını sağlıyor. Titreşim azaltma özelliği bulunan Metabo VibraTech (MVT) yan tutamak yapılacak işe ve konuma göre üç ayrı pozisyona yerleştirilebiliyor. Yumuşak başlama özelliği ile elektronik emniyet debriyajı, kullanılan diskin aniden sıkışması halinde merydana gelebilecek geri tepmeyi ciddi anlamda azaltıyor. Böylece
Red Dot Tasarım Ödülü: Yenilikçi Tasarım Ödülü Teknik performans verileri bir yana, dünyanın ilk 36 Volt’luk akülü büyük taşlamasının ergonomik dış tasarımı da görenlerini etkiliyor. Metabo “WPB 36 LTX BL 230 ile kazandığı 2016 Red Dot Tasarım Ödülü ile de yenilikçi gücünü kanıtladı. Önemli bir tasarım ödülü olan “Red Dot”, uluslararası saygınlığı ile biliniyor. Metabo Ürün Geliştirme ve Eğitim Direktörü Andreas Siemer açıklamalarında: “Hedefimiz büyük disk çapı, yüksek performans ve güç ile makinenin mükemmel dengeli, ergonomik bir tasarıma sahip olup, profesyonel kullanıcıların ihtiyaçlarını karşılamasıydı” ifadelerini kullandı. Red Dot jürisinin deyimiyle Metabo, “eşit ağırlık dengeli tasarımı ile kullanıcıya mükemmel kontrol sağlayan ve geometrik tasarımı ile yüksek verimlilik mesajı veren bir taşlama makinesi” üretti.
WPB 36 LTX BL 230 daha önce hiç yapılamayanı yapıyor: Dolu tek bir akü ile 11 adete kadar çelik otoyol bariyeri kesimi veya 75 adetten fazla çatı kaplaması kesimi veya 5 metre uzunluğunda, 5 cm kalınlığında beton parça kesimi yapılabiliyor.
YENİ ÜRÜN
Metabo kullanıcının özellikle başlama ve sıkışma anlarında ürün kontrolüne sahip olmasını sağlıyor. Pedal tipi şalteri ve elektronik fren sistemi ile ürün acil durumlarda da çok hızlı bir şekilde durdurulabiliyor. Bu iki özellik sayesinde, kullanıcı şaltere basmayı bıraktığı an disk 3 saniye içinde tamamen duruyor ve kaza riskini en aza indirgiyor.
67
YENİ ÜRÜN
E.C.A. ARMATÜRLERİNE YENİ BİR ÖDÜL DAHA
70
German Design Council (Almanya Tasarım Konseyi) tarafından düzenlenen ICONIC AWARDS 2016 ürün kategorisinde E.C.A Fotoselli Lavabo Bataryası ‘Winner’ ödülüne layık görüldü.
Ü
rünlerinde tasarım ve fonksiyonelliği bir arada sunan E.C.A. şimdi de Almanya Tasarım Konseyi tarafından düzenlenen ICONIC AWARDS 2016’dan ödülle döndü. E.C.A.’nın yeni tasarım fotoselli lavabo bataryasının ödüllendirildiği yarışma pek çok mimari tasarım ürününe prestij kazandıran uluslar arası arenada söz sahibi bir platform.
• Ekim 2016
Yıllarca beraberlik için E.C.A. AR-GE merkezinden yapılan açıklamada “Armatür sektöründeki teknolojik dönemin eseri olan E.C.A. Fotoselli Lavabo Bataryası, ürüne dokunmadan hassas sensörü ile kullanım imkânı ve kolaylığı sunuyor. Ürün özellikle alışveriş merkezleri, okul, hastane ve spor salonları gibi genel mekanlar için
kullanıma uygunluğuyla ön plana çıkarken, armatürün dokunulmadan kullanılması sayesinde ortamın hijyenik olmasına katkı sağlıyor. Dayanıklı ve su tasarruflu olması gibi özellikleri modern estetikle buluşturan armatür, güç ve enerji verimliliğiyle de sürdürülebilirlik için önem taşıyor. E.C.A, tüm armatürlerinde ‘yıllarca beraberlik’ mottosunun gereği dayanıklı, yenilikçi, teknolojik ve fonksiyonel ürünleri geliştirmeye devam edecektir’’ vurgusu yapıldı.
YENİ ÜRÜN
ECZACIBAŞI-LINCOLN ELECTRIC ASKAYNAK’TAN KOMPAKT DİJİTAL TEL SÜRME ÜNİTELERİ
Türkiye’nin lider kaynak uzmanı Eczacıbaşı-Lincoln Electric Askaynak, Power Feed® 22 ve 26 kompakt dijital tel sürme ünitelerini duyurdu. Şantiye, imalat, gemi inşaatı ve boru hattı uygulamaları için eşsiz çözüm sunan ürünler, kolay kullanım özellikleriyle de öne çıkıyor. Power Feed 22 ve 26 kompakt dijital tel sürme üniteleri ve Eczacıbaşı-Lincoln Electric Askaynak’ın çok sayıdaki yenilikçi ürünü hakkında bilgi almak için www. askaynak.com.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.
T
üm çok işlemli ve gelişmiş dijital (ArcLink®) Lincoln Güç Kaynaklarını destekleyen yeni yarı otomatik portatif dijital tel sürme üniteleri olan Power Feed 22 ve 26, şantiye, imalat, gemi inşaatı ve boru hattı uygulamaları için ideal çözüm sunuyor. Polikarbon içerikli aleve dayanıklı kasası
sayesinde uzun mesafelerde taşınabilecek kadar hafif olan Power Feed 22 ve 26, erişilmesi zor kaynak uygulamaları için de biçilmiş kaftan. Parlak dijital göstergeli LED ekrana sahip olan Power Feed 22 ve renkli TFT ekranıyla dikkat çeken Power Feed 26,
kolay kullanım imkanıyla öne çıkıyor. Cihazların tam korumalı kasaları, hem tel sürme ünitesi parçalarını korurken hem de kaynak telini dış ortam şartlarına karşı koruyor. Üst sınıf tel sürme sistemiyle dikkat çeken Power Feed 22 ve 26, özellikle alüminyum tellerle çeşitli tel çaplarında yüksek performans sağlıyor. Power Feed 22 ve 26 kompakt dijital tel sürme üniteleri ve Eczacıbaşı-Lincoln Electric Askaynak’ın çok sayıdaki yenilikçi ürünü hakkında bilgi almak için www.askaynak.com. tr adresini ziyaret edebilirsiniz.
71
ÇOCUKLUK HAYALİ GERÇEK OLDU
RÖPORTAJ
Tahir Bilge: “Bu alandaki hedefim artık mahalli yarışlar yerine Türkiye pist şampiyonasında yarışmak. Daha sonraki hedefim ise Avrupa’da yapılan yarışlarda ülkemizi temsil etmek.”
74
Bir çok çocuğun hayalidir hız sporları ya da araba yarışları ile ilgilenmek. Bilgesan Teknik Hırdavat Genel Müdürü Tahir Bilge’nin de hayaliydi bu. Fakat Tahir Bilge bir farkla öne çıkmayı başardı. Hayalini gerçek yaptı. Şimdilerde İzmir’de Otomobil yarışlarına katılan ve yıl içerisinde de başarılarının yanı sıra şampiyonluklar elde eden Bilge, artık Türkiye ve Avrupa’daki pist şampiyonalarında yarışmak istiyor. Şimdi Tahir Bilge’nin bu spor dalına olan özel ilgisini kendisinden dinleyelim.
S
izi daha önce Bilgesan Teknik Hırdavat Genel Müdürü kimliğiniz ile tanıdık. Şimdi Tahir Bilge’yi tanımak istiyoruz. Kendinizden bahseder misiniz? 2001 yılında Hacettepe Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümü mezuniyetimden ve askerliğimden sonra babam Mehmet Nihat Bilge’nin kurmuş olduğu Bilgesan Hırdavat
• Ekim 2016
firmamızda genel müdür olarak çalışmaya başladım. Halen aynı görevimi sürdürmekteyim. Küçük yaşta babanızın yanında ticari hayatınıza adım attığınızı biliyoruz. Bu durum hayatınıza nasıl yön verdi? Küçük yaşta yaz tatillerinde işyerine gelip çalışmak yapmış olduğunuz işe daha çok hâkim olmanızı sağlıyor. Şirketinizin
her bölümünde çalıştığınız için işinizi daha iyi öğreniyorsunuz. Ayrıca bir şeylerin ticaretini yapmak size özgüven veriyor ve insan ilişkilerinde daha başarılı oluyorsunuz. İş hayatı dışında Tahir Bilge neler yapar, hobileriniz nelerdir? İş hayatım dışında Aralık ayından beri otomobil sporlarıyla uğraşıyorum. İzmir’de yapılan pist şampiyonasında yarıştım. Mayıs ayında başlayan yaz kupasının ilk ayağına kadar en az iki haftada bir piste antrenmanlara gittim. Bu kadar çalışmanın karşılığını da Yaz Kupasında şampiyon olarak aldım.
Bu spor dalı ile kazandığınız başarılardan bahseder misiniz? Mayıs ayından beri devam eden dört ayaklı yaz kupasında her ayakta iki adet yarış yapılmaktadır. Sonuç olarak yapılan toplam sekiz yarışta her zaman ilk üç içerisinde oldum. Son iki ayağın birer yarışında da birinci oldum. Yaz kupasını şampiyon olarak bitirdim. Kaç yıldır otomobil sporları ile uğraşıyorsunuz? Sizi bu spora yönlendiren şey ne oldu? Bu spora 12 Aralık tarihinde Ülkü Yarış pistinde yapılan yarış eğitimiyle başladım. Araba yarışçısı olmak küçüklüğümden beri hayalimdi. O kadar çok seviyorum ki şu an yapmış olduğum baba mesleğimi
yapmasam yarış pilotu olmayı isterdim. Bunda arabalara olan hayranlığımın da etkisi büyük tabii ki. Uğraş verdiğiniz bu spor dalının iş hayatınıza yansımaları var mı? Sonuçta ticaret hayatı da bir yarış. Bizler diğer hırdavat ticareti yapan diğer firmalarla
Peki bu alanla ilgili hedefleriniz nelerdir? Bu alandaki hedefim artık mahalli yarışlar yerine Türkiye pist şampiyonasında yarışmak. Türkiye pist şampiyonası İzmir, Kocaeli ve Yunanistan gibi pistlerde yapılmaktadır. Daha sonraki hedefim ise Avrupa’da yapılan yarışlarda ülkemizi temsil etmek.
RÖPORTAJ
ne kadar dost olsak da tatlı bir rekabetin içindeyiz. Yarışlardaki rekabet hırsı tabii ki de iş hayatınıza olumlu anlamda yansıyor.
75
RÖPORTAJ 76 Otomobil sporlarının sporcuya kazandırdıkları nelerdir? Bu spor dalı insana rekabeti, zorluklardan yılmamayı, çalışarak her şeyi başarabileceğini öğretiyor. Ayrıca yarış içinde soğukkanlı, korkusuz ve sabırlı olmayı öğreniyorsunuz. Refleksleriniz çok kuvvetli olmalı, saniyeler içinde çok hızlı giderken ani kararlar almak zorundasınız.
• Ekim 2016
Son olarak eklemek istedikleriniz? Maalesef ki otomobil sporları Türkiye’de yeterli sponsor desteği görmüyor. Mesela İstanbul’da yapılan Formula 1’ i ülkemizden kaçırmamız çok büyük eksikliktir. Ülkemiz tanıtımı için milyonlar harcıyoruz ama Formula 1 yarışları ülkemizde devam etseydi bu kadar bütçe ayırmadan ülkemizi tanıtabilirdik. Sonuç olarak bu
spor dalı ülke tanıtımında ve firmaların sponsorluklarıyla kendi tanıtımlarında çok iyi katkıları olacaktır. Dikkat ederseniz dünyada çok iyi pazar payı olan firmalar bu spor dalına sponsor olarak çok büyük bütçeler ayırmaktadır. Küçüklere de bu spor dalını sevdirmeliyiz. Neden bizim de Formula 1’de yarışan bir pilotumuz olmasın. Mesela bu konuda ben oğlum Nihat Sarp Bilge’yi Gokart yarışları için eğitime göndermeye başladım. Çok yakında kendisi de Gokart şampiyonasında yarışmaya başlayacak. Belki bir gün ilerde oğlumla aynı piste yarışabiliriz. Son olarak bana bu ayki sayınızda yer ayırdığınız için çok teşekkür ederim. Nalbur Teknik dergisi Hırdavat ve Nalburiye piyasasının nabzını tutarak sektöre öncü olmaktadır.
YENİ ÜRÜN
HİLTİ 2016’DA PAZARA 30 YENİ ÜRÜN SUNACAK
78
İnşaat ve el aletleri sektörünün global jenerik markası Hilti, 2016 yılı başından bu yana sektörle buluşturduğu inovatif ürünleriyle adından söz ettiriyor. Sektörün ihtiyaç duyduğu kaliteyi ve yenilikleri Ar-Ge temelli çalışmalarıyla karşılayan Hilti, 2016 yılı sonunda pazara 30 yeni ürün sunmuş olmayı hedefliyor.
A
r-Ge temelli kaliteli ürünleriyle inşaat sektörüne yüksek katma değer sağlayan Hilti, 2016 yılını 30 yeni ürünü piyasayla buluşturarak kapatmayı hedefliyor. Hedeflerini adım adım gerçekleştiren ve 2016 yılı başından bu yana pazara inovasyon sağlayan birçok yeni ürün sunan Hilti, akülü sistemlerden direkt tespit sistemlerine, delici-kırıcı aletlerden dübel sistemlerine, elmaslı delme kesme sistemlerinden barutlu ve gazlı çivi çakma sistemlerine, kesme, taşlama, vidalama ve lazerli ölçme sistemlerinden, pasif yangın durdurucu ürünlere kadar çeşitli portföylerde kaliteli ürünleriyle • Ekim 2016
sektörde fark yaratmaya devam ediyor. Sınıfının En Hızlısı Hilti TE 3 Darbeli ve darbesiz delimin yanı sıra kırım özelliğine de sahip olan ve 2016 yılına damga vuran Hilti’nin yeni ürünü Hilti TE 3 Delici Kırıcı, inşaat profesyonellerinden tesisatçılara, mobilya ustalarından son kullanıcılara kadar delim ve kırım yapması gereken herkesin rahatlıkla kullanabileceği bir ürün olarak dikkat çekiyor. Kendi sınıfındaki ürünlerden yaklaşık yüzde 20 daha hızlı performans ve daha uzun süre dayanıklılık göstermesiyle farkını ortaya koyan Hilti TE 3
Delici Kırıcı, zorlu koşullar ve ağır uygulamalarda bile üstün performans ve dayanıklılık sunuyor. Hem Ödüllü Hem Dünyada Bir İlk Hilti BX 3 Hilti’nin yine 2016 yılında sektörle buluşturduğu, betona ve çeliğe çivi çakabilen dünyanın ilk sadece batarya ile çalışan Çivi Çakma Makinası Hilti BX 3-IF, dolu tuğla, beton ve çelikte güvenilir, sürekli olarak yüksek performansta ve yüksek tespit kalitesinde kullanım sağlıyor. İlklerinin yanı sıra Red Dot 2016 ve iF Product Design 2016 ödüllerine de layık görülen Hilti BX 3-IF Akülü Çivi Çakma Makinası, akünün tek şarjıyla 600 çiviye kadar çakma olanağı ve saniyede 1 çivi çakabilen son derece verimli tespit hızına sahip olmasıyla inşaat profesyonellerinin tercihi oluyor.
İNŞAAT VE KONUT SEKTÖRÜNÜ DESTEKLEYEN ÖNLEMLER GELİYOR Türkiye İMSAD’ın (Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) eylül ayı sektör raporu sonuçları açıklandı. Raporda 2016 yılının ilk yarısında yüzde 7,0 büyüme kaydeden sektörün, hükümetin inşaat ve konut sektörünü desteklemek üzere aldığı önlemlerle gücünü koruyacağına işaret edildi.
AKTÜEL
T
ürkiye İMSAD (İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) tarafından her ay yayınlanan Sektör Raporu’nun eylül ayı değerlendirmeleri de kamuoyu ile paylaşıldı. Özellikle 15 Temmuz menfur darbe girişimi ile pek çok sektörde olduğu gibi inşaat sektöründe de ortaya çıkan sonuçlara değinilen raporda, sektör rakamlarının yanı sıra hükümetin inşaat ve konut sektörünü destekleyen 8 önlemi de yer alırken, önlemlerin sektörleri ve inşaat malzemesi sanayisine önemli oranda destek vereceği dile getirildi. İnşaat ve Konut sektörünü destekleyen önlemler şöyle:
80
Gayrimenkul sertifikaları düzenlemesi Özellikle kentsel dönüşüm projelerinde kullanılmak üzere inşaatların ve binaların bağımsız bölümleri üzerinde sahip olunan hakların gayrimenkul sertifikalarına taşınması ile kentsel dönüşüm sürecinin hızlandırılması hedefleniyor. Gayrimenkul portföy yönetim şirketleri düzenlemesi Bu şirketlerin özellikle ticari binalar satın almaları veya yaptırmaları ve ihtiyaç sahiplerine kiralamaları yöntemi portföyleri çeşitlendiriliyor. Böylece bu şirketlerin de bina inşaatlarına
• Ekim 2016
yönelmeleri ve bu yöndeki arzın artması hedefleniyor. Konut satış kampanyaları Halen devam eden, konut üreticisi firmaların başlattığı ve bugüne kadar 124 konut projesi ile 48 firmanın katıldığı ortak konut satış kampanyası ile Türkiye genelinde yer alan projelerde konut satışlarının yeniden canlandırılması hedefleniyor. Konut satışlarının yeniden canlanmasının inşaat faaliyetlerini ve inşaat malzemesi satışlarını da destekleyeceği öngörülüyor. Konut kredisi faiz oranlarında indirimler Kamu yöneticilerinin faiz indirimi taleplerine bağlı olarak bankaların faizleri yüzde 1,0’in altına çekmeye başlamasına bağlı olarak kredi talebinde de hareketlenme yaşanıyor. Konut kredisi kullanımında peşinat tutarının yüzde 20’ye indirilmesi Bankaların konut kredisi verirken baz aldığı satış tutarı 5 puan artırılarak yüzde 80’e yükseltildi. Böylece peşinat tutarı da yüzde 20’ye inmiş oldu. Konutta KDV indirimi İstisna uygulamaları hariç 150 metrekare üzerindeki konutlar için uygulanan yüzde 18 KDV oranı Mart 2017 tarihine kadar
yüzde 8’e indirildi. Böylece yüksek metrekareli konut stoğunda satışların hızlandırılması hedefleniyor. Güneydoğu ve Doğu Anadolu Konut projeleri Hükümetin açıkladığı Güneydoğu ve Doğu Anadolu paketine göre, bu bölgelerde 66 bin 789 adet konut inşa edilmesi planlanıyor. Bölgedeki bu konut inşaatlarının da sektöre olumlu katkıda bulunacağı öngörülüyor. Güneydoğu - Doğu Anadolu kamu altyapı ve sanayi binaları inşaatı ve tedariki Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da dört yıl içinde önemli alt yapı harcamalarının gerçekleştirilmesi planlanıyor. Ayrıca bu bölgede sanayi ve hizmet binaları yapılarak üreticilere tahsis edilecek ya da kiralanacak. Bu yatırımların da inşaat sektörüne destek olması planlanıyor. Diğer yandan sektöre özel rakamsal sonuçlar raporda şöyle ele alındı: İnşaat sektörü 2. çeyrekte yüzde 7 büyüdü İnşaat sektörü 2016 yılının ikinci çeyrek döneminde yüzde 7,0 büyüdü. İnşaat sektörü 2016 yılı ilk çeyreğindeki yüzde 6,5 büyümenin ardından büyümesini ikinci çeyrekte de hızlanarak sürdürdü ve böylece yılın ilk yarısında büyüme yüzde 6,7 oldu. 2015 yılının ilk yarısında yüzde 0,3 küçülen sektör, 2016 yılının ilk yarısında inşaat sektörü daha iyi bir büyüme performansı göstererek, yılın geneli için 2015 yılının daha üzerinde bir büyüme gerçekleşme olasılığını artırdı.
AKTÜEL
Özel sektör inşaat harcamaları yüzde 6,9 büyüdü Özel sektör inşaat harcamaları 2016 yılı ikinci çeyreğinde yüzde 6,9 büyüdü. Geçen yıl ertelenen ve ötelenen özel sektör inşaat harcamaları yeni yılın ilk yarısında yeniden canlanırken, kamu inşaat harcamaları ise 2016 yılı ikinci çeyrek döneminde yüzde 6,8 büyüme gösterdi. 2016 yılı ikinci çeyrek döneminde kesin bütçeye geçilmesi ile birlikte kamu harcamaları artış gösterdi.
82
Konut satışları ağustosta arttı Konut satışları temmuz ayında başarısız darbe girişimi ile birlikte yüzde 16,0 düştükten sonra ağustos ayında yüzde 2,0 artış gösterdi. Böylece satışlarda darbe girişiminin konut satıları üzerindeki olumsuz etkisi kısa sürede ortadan kalkmış oldu. Ağustos ayında başlatılan kampanyaların da konut satışlarına olumlu katkısı oldu. Konut satışları geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2,0 artarak 114 bin 751 adet olurken, birinci el satışlar ağustos ayında yüzde 1,1 artarak 53 bin 784 adet oldu. İkinci el satışlar ise yüzde 3,9 artış gösterdi. Ağustos ayında ipotekli satışlar ise yüzde 1,2 gerilerken, diğer satışlar yüzde 2,4 yükseldi ve 78 bin 923 adet oldu. Mevcut inşaat işleri seviyesi arttı Mevcut inşaat işlerinde yaz aylarında görülen dalgalanma ağustos ayındaki önemli düşüş ile devam etmişti. Eylül ayında ise mevcut işlerde bu kez toparlanma oldu. Yaşanan gelişmelerin etkisi ile yavaşlayan mevcut işler mevsimsellik katkısını da arkasına alarak yeniden hareketlenme eğilimine girdi. Bu toparlanmanın inşaat malzemesi talebini de olumlu etkileyeceği beklenirken,
• Ekim 2016
mevcut inşaat işleri seviyesinin eylül ayında geçen yılın eylül ayındaki mevcut işler seviyesinin de 4,2 puan üzerinde gerçekleştiği de raporda belirtilen önemli ayrıntılar arasında yer aldı. Yapı ruhsatlarındaki artış konutlardan kaynaklanıyor 2016 yılı ilk yarısında bir önceki yıla göre alınan yapı ruhsatları yüzölçümü itibariyle yüzde 14,0 artarak 104,1 milyon metrekare oldu. Alınan yapı ruhsatlarındaki bu artış konutlardan kaynaklandı. Konutlar için alınan yapı ruhsatları yüzde 18,3 artarak 78,9 milyon metrekareye ulaşırken, buna karşın konut dışı binalar için alınan yapı ruhsatları geçen yılın aynı dönemine göre sadece yüzde 2,4 artış gösterdi. Durağanlaşma gösteren konut dışı bina işlerinde ve arzındaki bu artış aynı zamanda bir doygunluğa da işaret ediyor. Alınan yapı ruhsatları büyüklüğü geçen yılın üzerinde gerçekleşerek aynı zamanda büyüme eğilimini de yansıttı. Bununla birlikte sektör konut, konut dışı bina ve toplam binalarda 2014 yılının altında kalmaya devam ediyor. Yeni konut fiyat artışları enflasyonun altında Türkiye’de önemli bir tartışma alanı da konut fiyatlarına ilişkin oldu. Haziran 2015-Haziran 2016 döneminde yıllık yeni konut fiyat artışı yüzde 6,56 olurken, bu artış aynı dönemde gerçekleşen yüzde 7,64 oranındaki yıllık TÜFE’nin altına kaldı. Aynı dönemde bina inşaat maliyetleri ise yüzde 6,4 arttı. Mevcut konut fiyatlarındaki yıllık artış ise yüzde 13,96 ile yeni konut fiyatları ve enflasyondaki artışın üzerinde gerçekleşti. Bayram tatili ve darbe girişimi üretimi etkiledi 2016 yılı temmuz ayında inşaat malzemeleri sanayi üretimi bir önceki yılın temmuz ayına
göre ağırlıklı ortalama olarak yüzde 13,2 gerileme göstererek bu yılın en yüksek aylık üretim gerilemesini yaşadı. Temmuz ayındaki bu gerilemede iki unsur etkili oldu. Bunlardan ilki 9 gün süren bayram tatili olurken, ikinci ve esas etki 15 Temmuz tarihinde yaşanan menfur darbe girişimi sonrası oluşan koşullar ile ortaya çıktı. Temmuz ayındaki gerileme ile birlikte 2016 yılı OcakTemmuz döneminde ise inşaat malzemeleri sanayi üretimi 2015 yılı Ocak-Temmuz dönemine göre yüzde 1,1 artış gösterdi. Yılın ilk aylarında yaşanan hızlı büyüme ivmesi Temmuz ayı etkisi ile önemli ölçüde azaldı. 2016 yılı temmuz ayında, izlenen 26 üründen 23’ünde üretim geçen yılın aynı dönemine göre gerilerken, yalnızca üç üründe üretim geçen yılın üzerinde gerçekleşti. Temmuzda ihracat yüzde 23 geriledi İnşaat malzemeleri ihracatı temmuz ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 23,1 gerileyerek 1 milyar 100 milyon dolara inerken, yılın ilk yarısında kademeli bir gerileme yaşandı. Temmuz ayında ise gerileme en kuvvetli seviyeye yükseldi. Yılın ilk yarısında yaşanan pazarlardaki bozulma ve sıkıntılara ilave olarak temmuz ayındaki başarısız darbe girişimi ihracatı olumsuz yönde etkiledi. Yıllık ihracat 15,57 milyar dolara geriledi İhracat 2016 yılında da gerileme eğilimini sürdürdü ve temmuz ayında hızlandı. Yılın ilk yedi ayında ihracat yüzde 14,1 oranında düşerken, bu düşüş ile birlikte yıllık ihracat (2015 Temmuz-2016 Temmuz arasındaki dönemde) 15,57 milyar dolara gerilemiş oldu.
NEDİR BU ‘KKD’?
DOSYA
E
84
mek yoğun sektörlerde, çalışanların yaptıkları işin gereği olarak olası risk oranında ve iş güvenliği gerekliliği doğrultusunda Kişisel Koruyucu donanım ürünlerini kullanmaları gerekir. Her geçen gün artan bilinç ve denetimlerle birlikte KKD kullanım oranı artsa da yine de yeterli seviyeye ulaşamadığı görülüyor. ‘Bize bir şey olmaz’ düsturu ile hareket eden kullanıcılar, ergonomik yapısına önem verilmeden işçilere temin edilen ürünler ve standartlara uymadan üretilen ürünler, KKD kullanımını etkileyen faktörler arasında görülüyor. Ekim sayısı dosya konusu içerisinde iş güvenliği kapsamında KKD üretimi ve temini yapan firmalardan bilgiler aldık. Aldığımız bilgiler ve yaptığımız röportajları paylaşmadan önce KKD nedir, nasıl sınıflandırılır, yasal düzenlemeler nelerdir? Kısaca üzerinde durmak istiyoruz. Kişisel Koruyucu Donanım (KKD) Nedir? Kişisel Koruyucu Donanım, bir veya birden fazla sağlık ve güvenlik risklerine karşı korunmak için kişilerce giyilmek, takılmak veya taşınmak amacıyla tasarlanmış herhangi bir cihaz, alet veya malzemedir. • Soğuğa veya sıcağa karşı koruyan güvenlik ayakkabıları, eldivenler gibi koruyucu giysiler, • Endüstride kullanılan güvenlik gözlükleri, baretler, yüksekten düşmeyi önleyici emniyet kemerleri
• Ekim 2016
gibi koruyucu donanımlar kişisel koruyuculara örnektir. KKD İçin Temel Sağlık ve Güvenlik Gerekleri Ne Demektir? CE işareti taşıyan tüm ürünlerde olduğu gibi KKD’nin de insan sağlığı, can ve mal güvenliği, çevre ve tüketicinin korunması açısından sahip olması gereken asgari güvenlik koşullarıdır. Kişisel Koruyucu Donanım Seçiminde Nelere Dikkat Etmek Gerekir? Çalışanları, işin risklerine karşı korumak işverenin yükümlülüğüdür. Bu yükümlülük yerine getirilirken aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir: • Belirlenen risklerin toplu koruma yöntemleriyle önlenemediği veya alınan teknik önlemlere rağmen istenilen düzeye indirilemediği hallerde kişisel koruyucu donanımlar kullanılmalıdır. • KKD’nin kendisi risk yaratmadan ilgili riski önlemeye, iş koşullarına, kullanan işçinin sağlık durumuna, ergonomik gereksinimlerine ve yapılan işe uygun olmasına dikkat edilmelidir. • Seçilecek KKD’nin CE işareti taşımasına dikkat edilmeli, CE işaretlemesi olmayan ya da güvenliğinden şüphe duyulan ürünler kullanılmamalıdır. Kişisel koruyucu donanımın taşıması gereken minimum güvenlik koşulları hakkında kullanım kılavuzundan bilgi edinilmelidir. Kişisel koruyucu
donanımın seçiminde ayrıca, riske ilişkin limit değerlere de dikkat edilmelidir. • İşveren hangi tür KKD’nin hangi risklere karşı, nasıl, ne kadar süre kullanılacağı hakkında yeterli bilgi ve uygulamalı eğitimi çalışanlarına ücretsiz olarak vermeli, işçilerin görüşlerini almalı ve katılımlarını sağlanmalıdır. KKD Nasıl Sınıflandırılır? KKD’lerin kategorizasyonunda, kişisel koruyucu donanımın hangi riske karşı koruma sağladığı önem taşır. KKD’ler koruma sağladığı riskin ciddiyetine göre kategorize edilirler. Kategorizasyon, CE işaretlemesi yapılırken doğru uygunluk değerlendirme yönteminin seçiminde önemli bir kriterdir. Kategori 0: “Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği” kapsamına girmeyen kişisel koruyucu donanımlardır. Kategori 1: Kullanıcının kendisinin değerlendirebileceği kabul edilen, tedrici olarak ortaya çıkan ve zamanında fark edilebilir derecede düşük düzeydeki risklere karşı koruma sağlayan basit yapıdaki kişisel koruyucu donanımlardır. Kategori 2: Kategori-I ve Kategori-III’ün dışında kalan kişisel koruyucu donanımlardır. Kategori 3: Tasarımcı tarafından, ani olarak ortaya çıkabilecek tehlikeleri, kullanıcının zamanında fark edemeyeceği düşünülen CE Uygunluk İşareti Nasıl
CE Uygunluk İşareti Nedir? İmalatçının, KKD yönetmeliğinden kaynaklanan bütün yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve bir KKD’nin ilgili tüm uygunluk değerlendirme işlemlerine tabi tutulduğunu gösteren işarettir. Uygunluk değerlendirmesi ise; KKD’nin, yönetmelik hükümlerine uygunluğunun test ve muayene edilmesi ve/veya belgelendirilmesine ilişkin her türlü faaliyeti kapsar.
DOSYA
durumlarda ve hayati tehlike oluşturarak, sağlığa ciddi şekilde ve geriye dönüşü mümkün olmayacak derecede zarar verebilecek risklere karşı koruma sağlayan karmaşık yapıdaki kişisel koruyucu donanımlardır.
85
DOSYA
tamamen bertaraf edilmesi, • Denetçinin uygun gördüğü durumlarda idari para cezası verilmesi
86
Olmalıdır Aşağıda yer alan şekle uygun olarak “CE” harflerinden oluşur ve gerektiğinde, çizimdeki oranlara bağlı kalmak kaydıyla büyültülebilir veya küçültülebilir. • İlgili teknik düzenlemede aksi belirtilmedikçe, asgari 5 mm yüksekliğinde olmalıdır. • Ürüne veya bilgi plakasına, ürünün yapısı gereği bunun mümkün olmadığı durumlarda varsa ambalajına, ilgili teknik düzenlemenin öngörmesi halinde ise ürün beraberindeki belgelere görünür, okunabilir ve silinmeyecek şekilde iliştirilir. • Ürüne “CE” uygunluk işareti iliştirilmesini öngören teknik düzenlemelerin tüm hükümlerine uygunluğunu göstermek açısından, “CE” uygunluk işareti dışında başka bir uygunluk işareti kullanılamaz Güvensiz Ürün Nasıl Anlaşılır? • Ürünün üzerindeki işaretler, yazılar, ambalaj ve kullanım kılavuzu ürünün güvenliği hakkında önemli ipuçları verir. • Bu inceleme için öncelikle CE işaretinin uygun şekilde olup olmadığına bakabilirsiniz. CE Uygunluk İşareti, KKD
• Ekim 2016
Yönetmeliği’nde belirtilen format ve ölçeğe uygun olmalıdır. • Ürün, standartlara uygun üretilmişse, o ürün üzerinde standardı temsil eden numara TS EN ya da EN ifadesi ile birlikte kullanılır. • Ayrıca ürünün kullanımına ilişkin Türkçe bir kılavuz ya da açıklama bulunup bulunmadığı da sizin için ipucu olabilecek noktalardır. Güvensiz bir ürünle karşılaştığınızda, ürünün güvensiz olduğundan şüphelendiğinizde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı - İş Sağlığı, Güvenliği Genel Müdürlüğü’ne bilgilendirme yapınız. Güvensiz Ürüne Hangi Yaptırımlar Uygulanır? Piyasa gözetimi denetimi sonucu, üründe teknik düzenlemeye uygunsuzluk ve güvensizlik tespit edilirse aşağıda belirtilen önlemlerden uygun olanı, 4703 sayılı Kanun’a göre uygulanır. • Ürünün piyasaya arzının geçici olarak durdurulması, • Ürünün piyasaya arzının yasaklanması, • Piyasaya arz edilmiş olan ürünlerin toplatılması, • Ürünün kısmen veya
Yasal Düzenlemeler Nelerdir? 4703 Sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanununa göre çıkarılan ilgili düzenlemeler aşağıda verilmiştir: • Ürünlerin Piyasa Gözetimi ve Denetimine Dair Yönetmelik • “CE” Uygunluk İşaretinin Ürüne İliştirilmesine ve Kullanılmasına Dair Yönetmelik • Uygunluk Değerlendirme Kuruluşları ile Onaylanmış Kuruluşlara Dair Yönetmelik Bakanlığımızca yapılan düzenlemeler: • Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği • Kişisel Koruyucu Donanımlarla İlgili Uyumlaştırılmış Ulusal Standartlara Dair Tebliğ • Kişisel Koruyucu Donanımlarla İlgili Uyumlaştırılmış Ulusal Standartlara Dair Tebliğe Ek Yapılması Hakkında Tebliğ • Kişisel Koruyucu Donanımlarla İlgili Onaylanmış Kuruluşların Görevlendirilmesine Dair Tebliğ • Kişisel Koruyucu Donanımların Kategorizasyon Rehberine Dair Tebliğ • Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Tarafından Yapılacak Olan Piyasa Gözetimi ve Denetimine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik
EGELİ-EGESAN TÜM ÜRÜN GRUPLARINDA İHTİYACA UYGUN AŞINDIRICI ÇÖZÜMLERİ GELİŞTİRİYOR
RÖPORTAJ
Egeli - Egesan Satış ve Pazarlama Müdürü Özgür Ulus: “Bayrağı daha ileriye taşımak için çok çalışmak ve uluslararası arenada birlik olmak gerekiyor. İşe aşındırıcı üreticilerinin dernekleşmesi ve aşındırıcı standartlarını belirlemede dünyada söz sahibi konuma gelmesiyle başlamak gerektiğine inanıyoruz.” diyerek sektör ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
88 Aşındırıcı sektöründeki yarım asırlık tecrübesi ile sektörün duayenlerinden olan Egeli – Egesan; geniş ürün portföyü, kullanıcı ihtiyaçlarına uygun çözümleri, bayi geleneği ve yeni yönetim kadrosu ile adından söz ettirmeye devam ediyor. Satış ve Pazarlama Müdürü Özgür Ulus ile yaptığımız söyleşide EgeliEgesan’ın bilinmeyenleri ve diğer detayları ile ilgili bilgi aldık.
F
irmanız hakkında ve faaliyet gösterdiği alanlarla ilgili bilgi verir misiniz? Türk Aşındırıcı Taş ve Zımpara Endüstrisinin öncü
• Ekim 2016
kuruluşlardan biri olan Egeli - Egesan geniş ürün portföyü, uzman üretim ve saha kadrolarıyla 45 yılı aşkın süredir; inşaat, gemi yapımı, denizcilik, otomotiv, metal
işleme, kaynak, ana metal ve ahşap sanayiine hizmet veriyor. Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan iki üretim tesisi ve 130’dan fazla çalışanı ile hizmet veren Egeli - Egesan ülkemizin lider aşındırıcı taş ve zımpara üreticileri arasında geliyor. Şirket yönetim ofisimiz ise 1970’den bu yana Karaköy’de bulunuyor. 2015 yılının ikinci yarısında göreve gelen yönetim kurulumuz, Egeli ailesinden ikinci ve üçüncü
inanıyoruz.
Egeli - Egesan Satış ve Pazarlama Müdürü Özgür Ulus
nesil yöneticilerden oluşuyor. Egeli olarak iç ve dış pazarda hızlı bir büyüme hedefliyoruz; bu doğrultuda nitelikli insan kaynağı, üretim teknolojileri, kalite yönetimi ve satış kanalı yatırımlarımızı arttırıyoruz. Ürün gamınızdan bahseder misiniz? Bu yıl özellikle öne çıkan ürününüz var mı? Egesan markasıyla kesme ve taşlama diskleri, seramik ve bakalit bağlayıcılı taşlama ve bileme taşları üretiyor; çelik, döküm, paslanmaz, taş ve çimento gibi farklı malzemelerinin işlenmesinde geniş bir ürün yelpazesi sunuyoruz. Egeli markası altında ise metal ve ahşap işleme sanayiine fiber ve flap diskler, rulo ve bant, mop ve skoç zımpara ürünleriyle
hizmet veriyoruz. Egesan - Egeli genel kesme, taşlama ve zımparalama uygulamaları ve çok sayıda farklı özel uygulama için uygun aşındırıcılar üreten, az sayıda şirketten biri olarak pazarda ayrı bir konuma sahip. Tüm ürün gruplarında özel ölçüler ve ürünler ile kullanıcı ihtiyaçlarına en uygun aşındırıcı çözümlerini geliştiriyoruz. 2015 yılında piyasaya sunduğumuz Egeflex Plus serimiz ile metal kesme ve taşlamada daha performanslı ve dayanıklı bir alternatif geliştirdik. Kullanıcılardan çok olumlu geri bildirimler aldığımız Plus serisinin dağıtım artışı ve yeni kullanıcı penetrasyonuyla önemli ölçüde pazar payı kazanacağına
İhracat çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Egesan hangi ülkelere ulaşıyor? Egeli - Egesan markaları bugün 5 kıtada 27 ülkede kullanıcılarla buluşuyor. İhracatımızın büyük çoğunluğunu Avrupa Birliği ülkelerine gerçekleştiriyoruz. İhraç pazarlarını oldukça önemsiyoruz. Aynı zamanda gelişmiş sanayi ülkelerindeki beklentilere yanıt veren ürünleri geliştirmek ve gelecekteki rekabet ortamına hazırlanmak için fırsat olarak görüyoruz. Egesan olarak bayilik yapılanmanız hakkında bilgi almak isteriz. Egeli - Egesan ürünleri oldukça geniş bir bayi ağı ile tüm Türkiye’de kullanıcılarına ulaşıyor. Egesan satış ve
RÖPORTAJ
Yıllık üretim rakamlarınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Ne kadarlık kapasiteyle üretim yapıyorsunuz? 10.000m2 kapalı alanda modern üretim süreçleriyle hazırlanan Egeli - Egesan ürünleri, Türkiye pazarında ve dış pazarlarda milyonlarca kullanıcının hizmetine sunuluyor. Üretim kapasitemiz orta ve uzun vadeli büyüme planımızdaki ihtiyaçlara yanıt vermeye hazır konumda bulunuyor.
89
RÖPORTAJ 90
uygulama mühendisleri, ülkemizin endüstriyel olarak en gelişmiş ilk 30 şehrine öncelikli olarak hizmet götürüyor. Bayi satış kanalımız, tecrübeli ekibimiz ve sektördeki köklü iş ortaklarımız bizlere her zaman güven veriyor. Egeli – Egesan bir aile şirketidir. Yarım asıra yakın süredir birlikte çalıştığımız bayilerimiz ailemizin en önemli bireylerindendir. Şirket değerlerimizin temelinde, her ailenin temelinde bulunan dürüstlük, saygı, samimiyet sorumluluk gibi vazgeçilmez kavramlar yer alıyor. Bayilerimizle de bir aile bütünlüğü içinde hareket ediyoruz. Ağustos ayında bayii toplantısı ile bir araya geldiğimiz bayilerimiz ve ekipleri ile Antalya’da oldukça güzel zaman geçirdik. Yönetim kurulumuzun da katılımıyla gerçekleşen bu toplantının tekrarını gelecek dönemlere de taşımak ve bu tür toplantılara hız vermek istiyoruz. Satış sonrası hizmet faaliyetlerinizden bahseder misiniz?
• Ekim 2016
Tüm teknik satış alanında olduğu gibi aşındırıcılarda da verilen hizmetin önemli bir öğesini “danışmanlık” oluşturuyor. Farklı malzemeleri, farklı üretim süreçleriyle işleyen kullanıcıların ihtiyaçlarına en uygun aşındırıcı çözümlerini bulup önermek gerekiyor. Biz işimizi yalnızca aşındırıcı üretip satmak olarak tanımlamıyoruz. Egesan - Egeli’de müşterilerimiz için bir taşlama sistemi geliştiriyor, böylece ihtiyaçlarına tümüyle yanıt veren, verimlilik ve karlılıklarına katkıda bulunan bir hizmet sunmak için çalışıyoruz. Yeni yönetim olarak bu doğrultuda çalışmalarımızı hızlandırdık, yetkin ve konusunda uzman uygulama mühendisleri ile kullanıcılarımıza daha hızlı hizmet götürüyoruz. İnovasyon eve Ar-Ge alanındaki çalışmalarınız nelerdir? Dünyada ve ülkemizde talaşlı metal imalatında, kaynak, inşaat ve özellikle otomotiv sektöründe teknoloji baş döndürücü hızda ilerliyor ve
her gün üretim süreçleri daha da gelişiyor. Üreticiler daha düzgün hatta hatasız yüzey kalitesi yakalamak ve bunu daha hızlı ve verimli yapmak için yarışıyor. Aşındırıcı sektöründe bitirme işlemlerinin payı her geçen gün artıyor. Biz uygulamalı Ar-Ge çalışmalarıyla yeni teknoloji ve ürünler geliştirerek, müşterilerimize katma değer sağlayacağımıza inanıyoruz. Bu kapsamda müşterilerimizle ortak Ar-Ge projeleri tanımlıyor, konusunda uzman üniversiteler ile yakın çalışarak yeni ürünler geliştiriyoruz. Ar-Ge çalışmalarımızın odağında kullanıcı ihtiyaç ve beklentilerini rehber alıyor, ürün portföyümüzü bu doğrultuda sürekli olarak geliştiriyoruz. Aşındırıcı sektörünün Türkiye’de ki gelişimi hakkında neler düşünüyorsunuz? Türkiye’de çok köklü ve alanında uzman üreticiler var. Bunların bir kısmı Avrupa ve hatta dünyanın farklı coğrafyalarında söz sahibi organizasyonlar ve dünya standartlarında üretim yapıyorlar. Türkiye’nin toplam aşındırıcı üretim kapasitesi yakın coğrafyalarda lider durumda… Tüm bunlar sektörümüz ve milletimiz adına bizleri gururlandırıyor. Sektörümüzü bu seviyeye taşımak için çalışan tüm üreticilerimizi, sektör çalışanlarını ve iş ortaklarımızı kutluyoruz. Bayrağı daha ileriye taşımak için çok çalışmak ve uluslararası arenada birlik olmak gerekiyor. İşe aşındırıcı üreticilerinin dernekleşmesi ve aşındırıcı
RÖPORTAJ
standartlarını belirlemede dünyada söz sahibi konuma gelmesiyle başlamak gerektiğine inanıyoruz.
92
Sizce sektör açısından yaşanan en büyük problem nedir? Çözüm öneriniz var mı? Aşındırıcı ve hırdavat sektörü çok rekabetçi iç içe iki iş alanı… Bir yandan ucuz emek ve düşük denetim nedeni ile Uzak Doğu markaları rekabetçi fiyatlarla pazarda pay alırken diğer yandan sektördeki küresel oyuncular Türkiye ve Orta Doğu odaklarını güçlendiriyor. Aynı zamanda sektör küresel olarak hızla konsolide oluyor,
• Ekim 2016
şirket satın almaları veya birleşmeler yaşanıyor. Yerli üretimi ucuz mal rekabetinden koruyan, kaliteli, güvenli ve denetimli üretimi destekleyen yasal önlemlerin yerinde olacağı fikrindeyiz. 2016 yılı beklenti, hedefleriniz nelerdir? 2016 yılının ilk yarısı Egeli Egesan için oldukça başarılı geçti. 15 Temmuz girişimiyle piyasada kısa süreli bir durgunluk yaşansa da Türk imalat sektörünün bu sıkıntıyı hızla geride bırakacağına inanıyor; üreticilerimize, bayilerimize, hizmet verdiğimiz sektörlere ve
devletimize güveniyoruz. Son olarak eklemek istedikleriniz? Egeli - Egesan yeni yönetim ile birlikte hızlı bir değişim yaşıyor. Bu süreçte sektörümüzdeki kullanıcı ve bayilerimizden öğrenmeye, müşteri ve kullanıcı taleplerine kulak vermeye büyük önem veriyoruz. Yeni yatırımlar, güçlenen üretim ve satış ekiplerimizle daha iyi ürünler ve hizmet için var gücümüzle çalışıyor, saygı ve rahmetle andığımız kurucumuz Sayın İlhan Egeli’den aldığımız bayrağı ileriye taşımayı ilke ediniyoruz.
SEKTÖREL HABER
VİKO BY PANASONIC, 36. KURULUŞ YIL DÖNÜMÜNÜ KUTLADI
94
Japon teknoloji devi Panasonic’e bağlı olarak faaliyet gösteren ve anahtar-priz sektörünün de lider kuruluşları arasında yer alan VİKO by Panasonic, 36. Kuruluş Yıl Dönümü & Bizden Bize Paylaşım Toplantısı kapsamında tüm çalışanlarının katılımı ile önemli bir organizasyon gerçekleştirdi.
J
apon teknoloji devi Panasonic’e bağlı olarak faaliyet gösteren ve anahtar-priz sektörünün de lider kuruluşları arasında yer alan VİKO by Panasonic, 36. Kuruluş Yıl Dönümü & Bizden Bize Paylaşım Toplantısı kapsamında tüm çalışanlarının katılımı ile önemli bir organizasyon gerçekleştirdi. “İlke ve değerlerimizi hep birlikte yaşatıyor, el ele başarı öyküleri yazmaya devam ediyoruz” teması ile gerçekleştirilen programa, Yönetim Kurulu Başkanı Toshihide Arii, Başkan Yardımcısı Takaki Oguri, CEO Nusret Kayhan Apaydın, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler, çalışanlar ve aileleri katıldı. “İşimizi yaparken amacımız,
• Ekim 2016
topluma katkı sağlamak olmalı” VİKO by Panasonic Endüstriyel Tesisleri’nde gerçekleştirilen organizasyonda, 900 çalışan aileleri ile birlikte hazır bulundu. Program, CEO Nusret Kayhan Apaydın’ın açılış konuşması ile başladı. Apaydın konuşmasında “Artık gelenekselleşen bu organizasyonumuz ‘Çalışan Odaklılık’ değerimizin adeta bir yansıması gibi oldu. Panasonic’in 7 temel ilkesinden birisi olan ‘Gelişim İçin Yılmadan Çaba Göstermek’ tüm çalışanlarımızla birlikte daima içselleştirmemiz gereken kavramlardan birisi. İşimizi yaparken önemli bir amacımız da topluma katkı sağlamak olmalıdır. İşte bu
katkımızı artırabilmenin yolu, yeteneklerimizi sürekli geliştirme çabasından geçer. Ancak bu tükenmez çaba sayesinde, vizyonumuza doğru yol alabiliriz.” dedi. 102 ödül sahibini buldu, çalışanlar VİKO Müzik Grubu’nun şarkıları ile coştu VİKO Tanıma Takdir Ödüllendirme Sistemi’ne göre belirlenen “Kıdem-Teşvik” değerlendirmesi kapsamındaki 102 ödül, 36. kuruluş yıl dönümü kutlamalarında sahiplerini buldu. VİKO’da 5, 10, 15 ve 20. yılını dolduran çalışanlara üst yönetim tarafından birer plaket takdim edildi, aileleri ile birlikte sahneye çıkan çalışanların yaşadığı gurur ve mutluluk ise görülmeye değerdi. VİKO çalışanlarından oluşan müzik grubunun sahne aldığı organizasyonda, 36. kuruluş yıl dönümü için hazırlanan özel pastanın kesilmesiyle birlikte ortaya çıkan görüntü günün en anlamlı karelerinden birini oluşturdu.
REİS MAKİNA’NIN “İŞ GÜVENLİĞİ SEKTÖRÜ İÇİN YATIRIMLARI ARTARAK DEVAM EDİYOR”
DOSYA
“Umuyoruz ki, sadece iç piyasada değil tüm dünyada kabul görebilecek nitelikte ve yenilikte markalaşabilecek ürün grupları ülkemizde kısa sürede üretilebilir. Bizler Reis Makina olarak tüm desteği yerli üretim yapan firmalara vermeye hazırız.”
96
Makina ve hırdavat sektörünün öncü firmalarından olan Reis Makina, bir çok sektörde olduğu gibi iş sağlığı ve güvenliği sektörünün de önemli tedarikçilerinden biri. Nalbur Teknik dergisi ‘İş Sağlığı ve Güvenliği’ dosya konusu çerçevesinde Reis Makina yetkilileri ile yaptığımız söyleşide; Reis Makina’nın sektördeki faaliyet ve yetkinlikleri aynı zamanda sektörel bakış açıları ile ilgili bilgiler aldık.
İ
ş güvenliği alanındaki faaliyetlerinizden bahseder misiniz? Reis Makina olarak, uzun yıllardır makina ve hırdavat piyasasının öncü firması olarak faaliyet göstermekle birlikte, iş sağlığı ve güvenliği sektöründe de geniş ürün portföyümüz, tecrübemiz ve güçlü markalarımız ile yurtiçi piyasaya hizmet vermekteyiz. İş güvenliği sektörü için gerekli çalışmalarımız, yatırımlarımız ve konsantrasyonumuz her geçen gün artarak devam etmektedir. Kısaca
• Ekim 2016
faaliyetlerimizden bahsetmek gerekirse; piyasanın sürekli değişen ve artan talebine anında reaksiyon verebilecek çalışmaları yapmak, tüm ülkeye yayılmış bayilerimize KKD ürünlerinde çeşitli bilgilendirmeler ve eğitimler vermek, profesyonel son kullanıcıları ziyaret etmek ve belirlenen ürünler üzerinde firmaların ihtiyaçlarını karşılamak, piyasadaki öncü görevimizi devam ettirecek rekabetçi olacak yeni ürün ve ürün grupları için sürekli araştırma yapmak olarak özetleyebiliriz. Bu alandaki ürün gruplarınızdan ve üretim gücünüzden ayrıntılı bir şekilde bahseder misiniz? Ülke genelindeki son kullanıcıların, işletmelerinde gereksinim duydukları tüm güvenlik ekipmanlarını Reisshop’lardan temin etmelerini hedeflemekteyiz. Türkiye geneline yayılmış Reisshop’lar tarafından son kullanıcılara hizmeti sağlanan iş güvenlik ekipmanlarımız oldukça geniş ürün yelpazesine sahiptir.
İş güvenlik ekipmanlarında ürün gruplarına göre ayrılmış 3 marka ile kullanıcılara hizmet vermekteyiz. Son yıllarda ürün çeşitliliği, pazardaki artan payı ve rekabetçi fiyat politikası, yüksek stok avantajı ile öne çıkan Maxsafety, el koruyucularda Mapa, solunum koruyucu ve tulumlarda Honeywell markası ile yolumuza devam etmekteyiz. KKD ürünlerinde piyasanın talebine olabildiğince hızlı cevap vermek birçok
Tüm ürünlerinde CE belgesi ile tüm Avrupa güvenlik standartlarına uygunluk gösteren Maxsafety ürün grupları; El Koruyucular: Deri, PU (Poliüretan), Nitril, Lateks, Tek Kullanımlık Eldivenler Ayak Koruyucular: Emniyet Ayakkabıları, Emniyet Botları, Dizlikler Solunum Koruyucular: FFP1FFP2-FFP3 Toz Maskeleri Kulak Koruyucular: Kulaklıklar, Kulak Tıkaçları Göz Koruyucular: Google Tip, Toz-Çapak, Kaynak Gözlükleri Baş ve Baş üstü Koruyucular: Siperlikler, Baretler, Vizörler Yağmurluk ve Trafik Ekipmanlarından oluşmaktadır.
2016 -2017 yıllarında piyasaya sürmeyi hedeflediğiniz yeni ürün var mı? KKD ürünlerinde 2014 ve 2015 yıllarında toplam da 32 yeni ürün arzı gerçekleştirdik. Bu ürünlerin piyasada tutunduğunu görmek ve taleplerinin giderek artması çalışmalarımızın doğru yönde ilerlediğini göstermektedir . 2016 yılı ise eksik gördüğümüz ürün gruplarını ve geliştirebileceğimiz ürünleri belirlemede oldukça faydalı bir yıl oldu. Bu yıl yeni ürün gruplarında bayilerimizle işbirliği içerisinde olarak proje bazlı çalışmalar gerçekleştirdik ve bu çalışmalar 2017 yılında da artarak devam edecektir. Bir çok yeni ürün grubunda çalışmalar belirli bir aşamaya geldi, 2016 yıl sonunda ve önümüzdeki yıl içerisinde satışa hazır hale gelen ürünler piyasaya sunulacaktır. Kaliteli KKD ürünlerinde hangi özelliklerin ve kriterlerin bulunması gerekiyor? İş kazalarının azalmasında KKD ürünlerinin bilinçli kullanımı kadar bu ürünlerin istenilen özelliklerde üretilmesi ve CE sertifikalı ekipmanların ithal edilmesi de önemlidir. Ülkemiz coğrafi konumu bakımından ve bazı ürünlerde uygulanan ithalat kotaları neticesinde haksız kazanç sağlamak isteyenler için fırsat ülke konumundadır. Bizler program dâhilinde 7 bölgemizi de sürekli seyahat edip, pazarın içinde olduğumuz için özellikle 2016 yılında bazı bölgelerimizde kaçak ve CE’ siz ürünlerin geçen yıllara göre azaldığını görebilmekteyiz. İşçi sağlığını tehlikeye sokabilecek sağlıksız
ve sertifikasız ürünlerin piyasadan giderek daha da temizleneceğine inanıyoruz. Üretici ve ithalatçı firmalar kadar, bu ürünleri alıp satan ve kullananlar aynı bilinçle davrandığı takdirde, CE’siz ve kaçak ürünlerin pazardaki payını minimize etmiş oluruz.
Bayi bilincini ve bayinin ürüne hâkimiyetini sağlamak için çalışmalarınız var mı? Reis Makina’nın bayileri ile ilişkisi sadece mal ve hizmet alımından ibaret değildir, kuşaktan kuşağa güçlenerek aktarılan, güven, bağlılık, dürüstlük gibi olmazsa olmaz ilkeler Reisshop bayileri ile ilişkilerimizi daha da güçlendirmektedir. Bizler Türkiye’nin her bölgesine yayılmış yaklaşık 600 Reisshop bayimize sürekli gerçekleştirilen bölge ziyaretlerinde, hem de yılda en az 1 kez gerçekleştirilen bayi toplantılarında, markalar ve ürün grupları ile alakalı gereken bilgilendirmeleri yapmaktayız. Ayrıca bayilerimizin ürünleri teknik ve görsel olarak tanıyıp, müşterilerine sorunsuz ve zamanında hizmet verebilmeleri için gerekli bütün desteği vermekteyiz. Günümüzde sadece KKD ürünlerinde değil, birçok sektörde marka bilinirliği ve markanın
DOSYA
ürün grubuna göre daha önemlidir. Bunun bilincinde olduğumuz için KKD ürünlerinde stok seviyemizi, belirlenen stok seviyesinin altına düşürmemekte ve sevkiyatlarımızı buna göre planlamaktayız.
97
DOSYA
kullanıcılarda güven sağlaması, gerçekleştirmesi zor ve önemli bir süreçtir. Bildiğiniz gibi Reis Makina birçok farklı sektördeki dünya markalarının Türkiye distribütörlüğünü yapmaktadır. Şu açıkça görülmektedir ki; Reis Makina’ ya gösterilen güven, en az piyasaya satışını yaptığı markalara gösterilen güven kadardır. Bu yüzden Reis Makina ürün gamındaki ürünler kullanıcı ve bayilerimiz tarafından tercih sebebi olmaktadır.
98
Dünya genelinde KKD ürünleri ile Türkiye KKD ürünlerin üretimini karşılaştıracak olursak Türkiye’yi nasıl konumlandırırsınız? Maalesef Türkiye’deki KKD ürünleri üretimi yurtiçi talebini karşılayacak seviyede ve çeşide sahip değildir. İş güvenlik sektörünün ülkemizde gelişmesi ile birlikte birçok farklı ürün grubunda yerli üreticilerin
• Ekim 2016
sayısının arttığını görmekteyiz. Umuyoruz ki, sadece iç piyasada değil tüm dünya da kabul görebilecek nitelikte ve yenilikte markalaşabilecek ürün grupları ülkemizde kısa sürede üretilebilir. Bizler Reis Makina olarak tüm desteği yerli üretim yapan firmalara vermeye hazırız.
Sektör açısından yaşanan sıkıntıları başlık altına sıralarsak neler söylemek istersiniz? Sektördeki sıkıntılardan önce, iş sağlığı ve güvenliği sektöründe son yıllarda yaşanan olumlu gelişmeler memnuniyet vericidir. Çıkarılan kanunlar hakkıyla yerine getirilir, gerekli denetimler ve bilgilendirmeler yapılırsa iş kazalarının azalacağı aynı zamanda üretimde verimin artacağı kanaatindeyiz. Kısaca sektördeki sıkıntılardan bahsetmek gerekirse, halen ülkemizde çeşitli ürün gruplarında merdiven altı diyebileceğimiz ekipmanlar üretilmektedir. Daha önce de açıklandığı gibi kaçak ve CE’siz KKD ürünleri tamamen piyasadan temizlenmiş değildir. İşletmeler tarafından bakacak olursak; personele güvenliği için sağlanan ekipmanların tam anlamıyla ve doğru şekilde kullanılmadığını zaman zaman görmekteyiz. Tedarikçi ve kullanıcı olmak üzere iki tarafında
ilerleyen süreçlerde gerekli özeni gösterilmelidir. Bu bilinçlenme ile sektördeki sıkıntıların giderek azalacağını beklemekteyiz. Son olarak eklemek istedikleriniz? 2017 yılında, yapılan çalışmaların sonuç verdiği ve bilinçli ürün temini ve kullanımı neticesinde iş kazalarının en aza indirgendiği bir yıl olmasını temenni ediyoruz. Ticari anlamda ise öngörülen ve öngörülemeyen nedenler ile tüm sektörler için oldukça zorlu geçen 2016 yılının ilk 9 ayına göre son çeyreğin ve 2017 yılının daha başarılı geçeceğine inanıyoruz. Bizler Reis Makina ailesi olarak, gelişimi devam eden iş sağlığı ve güvenliği sektöründe çalışmalarımıza aynı ciddiyetle, kararlılıkta ve ticari ahlakla devam edecek, bayilerimiz kanalı ile kullanıcıların hizmetinde olacağız.
YENİ ÜRÜN
ALLİGATOR RENK ATÖLYELERİ’NDE “GARANTİLİ UYGULAMA HİZMETİ”
100
Alligator Boya, Renk Atölyeleri bayileri için sisteme aldığı “Garantili Uygulama Hizmeti” projesini hayata geçirdi. Alligator Boya, “Garantili Uygulama Hizmeti”yle evinde boya yaptırmak isteyen ancak bunun için bir uygulama ekibi tanımayan, dekoratif boya uygulaması konusunda tereddütlü, projelerinde uygulama garantisi arayan müşterilerine hizmet taahhüdü ile güven sağlıyor.
A
lligator Boya, ürünlerinin yanı sıra bayileri olan Renk Atölyeleri’nde sunduğu Garantili Uygulama Hizmeti projesiyle sektörde farkını ortaya koyuyor. 2004 yılından beri prestijli ve projelere özel ürünleri ile farklı arayışları olan tüketicilere, mimarlara ve özel projelere destek olmaya devam eden Alligator Boya, boya sektöründe sıklıkla aranan nitelikli iş gücüne
• Ekim 2016
ulaşımı kolaylaştırıyor, Renk Atölyeleri’nde garantili uygulama hizmeti taahhüdünü devreye alıyor. Alligator ürünlerine bayi kanalı, web sitesi veya çağrı merkezi gibi farklı kanallardan ulaşan müşteri veya proje sahipleri, Türkiye’nin her yerinde işinin ehli ustalarla çalışan Alligator Renk Atölyeleri’nde profesyonel bir yaklaşım ve çözüm ortağı bir marka kavramı ile tanışıyor.
Aranılan çözüm usta ve mimari personellerin elinde Hizmet Geliştirme projesiyle işinin uzmanı usta ve mimari personellerin renk ve doğru ürün konusundaki deneyimlerinden yararlanılarak aranılan çözüm kolaylıkla bulanabiliyor. Renk Atölyeleri’nde hizmet ve alt yapı standartlarını en üst şekilde dekoratif boya uygulaması ve Mesleki Yeterlilik Belgesi eğitimlerini tamamlamış sertifikalı ustalar, müşteri talebi halinde ücretsiz keşif ve ön bilgilendirme ile proje renklendirme hizmeti veriyor. Teklifin onaylanması ile Renk Atölyesi’ndeki görevli ustalar tarafından hizmet garantili uygulama yapılıyor ve Alligator Garanti Belgesi veriliyor.
AKTÜEL
500 MİLYAR DOLAR İÇİN DEĞİŞİM ŞART
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “500 milyar dolar ihracat için kilogram başına ihracatı 2.5 dolara çıkarmalıyız. Ürünün markasını, dizaynını tamamen kendisi yapan, tüketim alışkanlıklarını da kendisi belirleyen bir ülke haline gelmemiz lazım” dedi.
102
İ
hracat ve kalkınma için önemli sorunların tartışıldığı 5. Özel Sektör Ar-Ge Merkezleri Zirvesi, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Zirvede konuşan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türkiye’de Ar-Ge’nin milli gelirden aldığı pay 14 yıl önce yüzde 0.5’ten azken, bugün bu oranın yüzde 1’ler seviyesine geldiğini söyledi. Söz konusu payın Kore için yüzde 2.5, Japonya ve Almanya için ise yüzde 3’ler seviyesinde olduğunun altını çizen Zeybekci, toplam ihracat içinde
• Ekim 2016
yüksek teknolojili ürünlerin payının yüzde 4’ler seviyesinde olduğunu kaydetti. Zeybekci, Kore, Almanya ve Japonya gibi ülkelerde bu oranın yüzde 20-30’ların üzerinde seyrettiğini belirtti. Fiyatı artırmalıyız Türkiye’nin bugün kilogram başına ihracat değerinin 1.6 dolar civarında olduğunu söyleyen Zeybekci, “İhracatta ortalama kilogram fiyatımızı 2-2.5 dolar seviyesine getirmediğimiz sürece bu ülkenin taşını, toprağını nesi var nesi yoksa satsak bile
500 milyar dolarlık ihracat hedefimize, 25 bin dolarlık milli gelir seviyesine yürümemiz zor” diye konuştu. Yerli tasarım Zeybekci, Türkiye’nin ürünün markasını, dizaynını tamamen kendisinin yaptığı ve tüketim alışkanlıklarını yine kendisinin belirlediği bir ülke konumuna gelmesi gerektiğini ifade etti. Hükümet olarak ihracata yönelik önemli destek ve teşvikler sağladıklarını belirten Bakan, Ar-Ge’yi ve yurt dışında markalaşmayı da ciddi anlamda desteklediklerini kaydetti. Zeybekci, “Türkiye olarak kendi devlerimizi, markalarımızı, teknolojilerimizi, tasarımlarımızı yapmak zorundayız” diye konuştu.
DOSYA
STARLİNE DENİLDİĞİNDE AKLA İLK OLARAK KALİTE VE ÜRÜN ÇEŞİTLİLİĞİ GELİYOR
104
İş güvenliği alanında Starline markası ile hizmet veren Ateş A.Ş; hızlı tedarik süreci, ürün çeşitliliği ve ürün kalitesi ile özellikle Kişisel Koruyucu Donanım ürünlerinde iddiasını her geçen gün artırıyor. Sorularımızı yanıtlayan Ateş A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi Sema Öztürk Nalbur Teknik ekim sayısının konuğu oldu.
İ
ç piyasada ses getiren markalardanız Ateş A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi Sema Öztürk ile yaptığımız söyleşide Öztürk, Ateş Aş’nin iş güvenliği alanında Starline markası ile hizmet verdiklerini belirterek Starline’ın her yıl kendisiyle yarışarak gücünü katladığını açıkladı. Öztürk: “Şu an iç piyasada en ses getiren markalardan biri olmaktan gurur duyarız. Ayrıca yurtdışı ihracatlarımız da yüzümüzü güldürecek ve gelecek için oldukça umut vadedecek kıvama ulaşmıştır.” dedi. Starline’de çeşitli ürün skalası Starline’ın ürün grupları hakkında • Ekim 2016
bilgi veren Sema Öztürk şunları açıkladı: “Starline markasıyla akla gelen tüm kişisel koruyucu donanımların teminatını sağlıyoruz. Başta eldivenler, baş ve yüz koruyucular, emniyet kemerleri ve aksesuarları, vücut koruyucular, kulak ve solunum koruyucular, ikaz ve uyarı ekipmanları, ilk yardım ve yangın kitleri, endüstriyel temizlik ürünleri, ayak koruyucular ve çok çeşitli özel ürünlerimizle hizmet vermekteyiz.” “2016 yılında ciddi yatırımlar yaptık” 2016 yılındaki planlamaları ile ilgili soruya yanıt veren Sema Öztürk; 2016 yılının
yatırımlarla geçtiğinden bahsederken, yanmaya dirençli kıyafetler, göz duşları ve kimyasal temizlik ekipmanları konusunda ciddi yatırımlar yaptıklarını anlattı. Sema Öztürk: “Bu konuda kullanıcıların ihtiyaçlarını karşılayacak durumdayız. Önümüzdeki sene de yatırımlarımıza ve araştırmalarımıza son sürat devam edeceğiz.” dedi. “Bayilere ürünleri hızla temin edebiliyoruz” Satış pazarlama ve bayilik çalışmaları ile ilgili sorularımızı yanıtlayan Ateş A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi Öztürk: “Ürünlerimizi tedarik etmeden önce sıkı bir AR-GE çalışması yürütüyoruz. Sadece bu konuda çalışan profesyonel bir ekibimiz var. Satış ve pazarlama konusunda da 30 kişiye yakın bir ekiple hizmet vermekteyiz. Tüketiciyi her zaman canlı ve talepkar
tutmak için devamlı kampanya ve organizasyonlar düzenliyoruz. Piyasada markamızın bilinirliğini arttırmak amacı ile çeşitli reklam çalışmalarımız da mevcut.” dedi. Ateş A.Ş’nin bayilik yapılanması ile ilgili bayilerine sürekli destek sağladıklarını aktaran Öztürk, yüksek stok kapasiteleri ile arzu edilen ürünleri hızlı temin edebildiklerini belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Pazarlama ekibimiz ve ofis çalışanlarımızla sıkıntıları bekletmeden çözümleyebiliyoruz. Tüm sene boyunca aktif olan eğitim takvimimiz mevcut. Arzu eden her firma bu eğitimlerden yararlanabiliyor. Ayrıca fuar katılımlarına da büyük önem veriyor ve sıklıkla yurt içi ve dışında markamızın tanıtımını yapıyoruz. Bayilerimize yıl boyunca çeşitli kampanyalar ve eğitimlerle rakiplerimize göre
KKD ürünleri doğru muhafaza edilmeli Kişisel Koruyucu Donanımlar(KKD) ürünlerinin nasıl seçilmesi gerektiğini ve doğru ürünün nasıl tanımlanması gerektiğini sorduğumuz Sema Öztürk; alıcıların mutlaka araştırma yapmalarını ve uygun ürün seçtiklerine emin olmalarını tavsiye ettiklerini belirterek, sadece koruyucu donanım temin etmenin yeterli olmadığını, bu ürünlerden kuralına göre faydalandıklarından ve ürünü doğru muhafaza ettiklerinden emin olmaları gerektiğini açıkladı. Öztürk; bu noktada kılavuz okuma alışkanlığı önemli derken, Starline ailesi olarak tüketicinin her sorusuna cevap oluşturacak şekilde kılavuzlar hazırlamaya özen gösterdiklerini belirtti. Sema Öztürk Türkiye ve dünyada KKD
ürünlerinin karşılaştırılması konusunda da şu açıklamalarda bulundu: “Türkiye’de piyasa gözetim ve denetimlerinin artması gerektiğini düşünüyorum. Denetimlerin özellikle kullanım alanlarında yapılması da ayrıca önemli. Eğitim ve bilinçli tüketim sonunda sektörde çok daha fazla yol katedilebileceğini umuyorum. Bir sanayi cenneti olan Türkiye’de iş ve işçi güvenliği konusunda Avrupa standartlarını ve kalitesini bir an önce yakalamamızın şart olduğuna inanıyorum.” “Mevcut durum geçmişe kıyasla iyi fakat yetersiz” Sektörün sıkıntılarına da değinen Sema Öztürk: “Gelinen durum geçmişe kıyasla çok iyi. Fakat yine de uygulamalar yetersiz durumda. Bakanlığın çok fazla kamu bilgilendirmesi yaptığı, her yerde iş güvenliği diye bağırılan bir durumda hala çatılarda emniyet kemeri olmadan çalışan kişiler görüyoruz. Kendi canını harcayacağı ufak meblağlardan değersiz gören işçiler var. Yada işçisine iş güvenliği malzemesi almayı reddeden iş verenler var. Bu noktada işçinin Avrupa ülkelerinde olduğu gibi işi yapmayı ret etmesi gerekir. Fakat işe ihtiyacın çok olduğu bir ülkede işçinin işi bırakması da her zaman mümkün olmuyor. İşçiler kadar işverenlerinde bilgilendirilmesi çok önemli.” diyerek sözlerine son verdi.
DOSYA
Ateş A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi Sema Öztürk
daha üstün ve farklı avantajlar ayrıca ödeme kolaylıkları sağlamaktayız. Markamız yurt içinde ve yurt dışında kendini fazlasıyla belli etmeye ve öne çıkmaya başlamış durumda. En büyük avantajımız, Starline denildiğinde akla ilk olarak kalitemiz ve ürün çeşitliliğimizin geliyor olmasıdır. Bunun için çok çalıştık, önümüzdeki yıllarda bayilerimiz ve tüm personelimizin desteğiyle çıtamızı daha da yukarılara taşıyacağız. Bunun bir parçası olan herkese şükran borçluyuz.”
105
SEKTÖREL HABER
GÜNSAN, İRAN’DA ÜRÜNLERİNİ TANITTI
106
Elektrik anahtarı ve priz sektörünün öncü markalarından Günsan, tasarım, güvenlik ve kaliteyi bir araya getirdiği anahtar priz serilerini Uluslararası İnşaat Fuarı’nda İranlıların beğenisine sundu.
H
ayata geçirdiği inovatif çözümlerle, elektrik bileşenleri sektörünün önde gelen çözüm sağlayıcılarından Günsan; Ağustos ayı içerisinde İran’ın başkenti Tahran’da düzenlenen Uluslararası İnşaat Fuarı’na katılarak evde ve ofiste son teknolojiyi sunan anahtar priz serilerinden Eqona, Visge ve Moderna serilerini İranlı tüketiciler ile buluşturdu. 30 metrekarelik stantla fuarda bulunan Günsan’ın ürünlerine yoğun bir ilgi yaşandı. Konu ile ilgili olarak konuşan Günsan
• Ekim 2016
CEO’su Stephane Nuss, “İstanbul Sancaktepe’de faaliyet gösteren fabrikamızdaki güçlü üretim ile önemli bir ihracat potansiyeline sahibiz. Bugün 50’den fazla ülkeye ihracat yapıyoruz ve ciromuzun neredeyse yarıya yakınını ihracat operasyonlarımızdan elde ettiğimiz gelir oluşturuyor. Bu yüzden artık ülkemizde oldukça kapsayıcı bir bayi ağına ulaşan ve Türk tüketicilerinin beğenisini kazanan Günsan markasının yurt dışındaki marka algısını güçlendirmek ve yeni
pazarlara girmek, mevcut pazarlarımızdaki konumumuzu güçlendirmek açısından bu tarz fuarları değerlendiriyor ve bu organizasyonları oldukça önemsiyoruz.” dedi. Nuss sözlerine şöyle devam etti: “İran, bizim için önemli bir pazar. İran’ın ekonomik açıdan dünyaya açıldığı son gelişmeler, İran’a yaptığımız ihracatı ve bu ülke ile olan iş hacmimizi olumlu yönde etkiledi. Günsan olarak gerek İran’a gerekse dünyanın geri kalanında 50’den fazla ülkeye yaptığımız ihracat ile ülke ekonomimize katkı sağlamaktan dolayı gurur duyuyoruz.”
MAPA İLE ELLER GÜVENDE
DOSYA
Mapa Türkiye Satış Müdürü Tolga Karabacak: “Yaptığımız testler, Air & Durable® eldivenlerin pazardaki standart köpük nitril eldivenlerden çok daha dirençli olduğunu gösteriyor. Bu da masrafların düşmesini ve yüksek üretkenliği sağlıyor.” diyerek, yeni ürünler ile ilgili bilgiler verdi.
108 Dünya genelinde, profesyonel ve endüstriyel uygulamalar alanında koruyucu eldivenler üreten Mapa Professionnel, piyasada bulunan bir çok eldiven tipinin keşfini gerçekleştirerek rakiplerinden sıyrılmayı başarıyor. Özellikle kimyasal dirençli, gıda kullanım onaylı, pamuk havı emdirilmiş lateks eldivenler ve yağ geçirmez ağır iş eldivenlerinde iddialı olan Mapa Professionnel’i Nalbur Teknik Ekim sayısına konuk ettik. Sorularımızı yanıtlayan Mapa Türkiye Satış Müdürü Tolga Karabacak’tan Mapa’nın son dönem faaliyetleri ile ilgili bilgiler aldık.
İ
ş güvenliği alanındaki faaliyetlerinizden bahseder misiniz?
• Ekim 2016
MAPA Professionnel 1948‘den beri profesyonel ve endüstriyel uygulamalar için
koruyucu eldivenler üreten ve pazarlamasını yapan dünya lideri bir markadır. Eldivenlerimiz 7 kıtada iş ortaklarımız, distribütörlerimiz aracılığı ile son kullanıcıların hizmetine sunulmaktadır. MAPA hali hazırda pazarda yoğun olarak kullanılan bir çok eldiven tipinin keşfini gerçekleştiren firmadır. Buna,1957 yılında ilk pamuk havı emdirilmiş (floke) eldivenin MAPA tarafından imalatını örnek verebiliriz.
Air & Durable® serisi üç ürünle geliyor: genel amaçlı eldiven olan Ultrane 510 ve iki kesik koruma eldiveni, Krytech 511 (EN 388’e göre 3 kesik koruma seviyesi) ve Krytech 531 (EN 388’e göre 5 kesik koruma seviyesi). Her üç eldiven de silikonsuz ve Oeko-Tex® Standard 100 sertifikalı.
Bu alandaki ürün gruplarınızdan ve üretim gücünüzden ayrıntılı bir şekilde bahseder misiniz? Ürün gruplarımızı başlıca Sıvıya Mukavemetli Eldivenler - Kimyasallara Mukavemetli Eldivenler - Hassas İş Eldivenleri - Genel Kullanım - Kesilmeye Mukavemetli Eldivenler - Termal Koruma Eldivenler - Biyolojik Koruma Eldivenler --Tek kullanımlık Eldivenler - İnşaat Eldivenleri - Balıkçılık Eldivenleri Temizlik Eldivenleri - Gıda Endüstrisi Eldivenleri olarak sınıflandırabiliriz. 3 kıtaya yayılmış üretim birimlerimizle hemen hemen tüm dünya pazarına hem hızlı lojistik hem de yüksek kapasite anlamında hizmet verebilecek olanaktayız. Özellikle kimyasal dirençli, gıda kullanım onaylı, pamuk havı emdirilmiş lateks eldivenler ve yağ geçirmez ağır iş eldivenlerinde yıllardır süregelen bir uzmanlığımız var. 2016 -2017 yıllarında piyasaya sürmeyi hedeflediğiniz yeni ürün var mı? Bu sene en önemli yeniliğimiz
pazara sunduğumuz terlemeyi azaltan Air & Durable® serisi eldivenlerimiz. Bu seri çok dayanıklı, yüksek el hassasiyeti sağlayan ve nefes alabilir özel su bazlı polimer teknolojisi ile üretildi. Kaplama sadece nefes alabilir değil, ayrıca yıpranmaya karşı yüksek dirençli. Yaptığımız testler, Air & Durable® eldivenlerin pazardaki standart köpük nitril eldivenlerden çok daha dirençli olduğunu gösteriyor. Bu da masrafların düşmesini ve yüksek üretkenliği sağlıyor. Bu eldivenlerin ergonomik şekli ve esnek tekstili yüksek seviyede hassasiyet ve esneklik sağlıyor. İşte bu sebeple hassas işler için idealler. Avuç içi ve parmaklar açık mikro hücreler içeren su bazlı polimer ile kaplı. Bu da su buharının dışarı çıkmasına imkân veriyor ve terlemeyi azaltıyor. Eller kuru kalıyor ve terleme azalıyor. Kaplamanın nefes alabilirliği, uzun süreler kullanıldığında bile konforu garanti ediyor, bu da kullanıcıların eldiveni severek ve isteyerek uzun süreler kullanmasını sağlıyor.
Kaliteli iş eldivenlerinde hangi özelliklerin ve kriterlerin bulunması gerekiyor? Mutlaka sertifikalı ürün kullanılması artık çok iyi bilinmesi gereken bir gerçeklik. Ülkemizde yaşanan yüksek oranda iş kazalarının ana sebeplerinden biri de bu sertifikasız, düşük kaliteli ucuz ürün kullanımı. Tüm KKD ürünleri Avrupa Birliği tarafından belirlenen 89/ 656/EEC ve 89/ 686/EEC direktifleri ile uyumlu olmak zorunda. CE sertifikasyonu, EN normları ve işaretlemeleri, REACH belgeleri olmazsa olmaz gereklilikler. Mapa kaç ülkede faaliyet gösteriyor ve Türkiye’de bayilik anlamında hangi noktalarda? Eldivenlerimiz 7 kıtada iş ortaklarımız, distribütörlerimiz aracılığı ile son kullanıcıların
DOSYA
Mapa Türkiye Satış Müdürü Tolga Karabacak
Air & Durable® eldivenler, elleçleme işlerinde çalışan ve yüksek el hassasiyetine ihtiyacı olan tüm çalışanlar için uygundur, örneğin hassas montaj, mekanik uygulamalar, bakım veya keskin saçlar ile yapılan işler. Başka bir deyişle, birçok sektörde kullanılabilir: otomotiv, beyaz eşya, makine endüstrisi, inşaat, plastik veya teknik bakım, vs…
109
hizmetine sunulmaktadır. Ülkemizde ana ithalatçı 3 büyük distribütörümüzle ürünlerimizi sunuyoruz.
DOSYA
Bayi bilincini ve bayinin ürüne hakimiyetini sağlamak için çalışmalarınız var mı? Bu çok önemli bir konu. İş kazalarının ana nedenlerinden biri de doğru yerde doğru ürünün kullanılmaması. Bayilerimizin ürünü kullanıcıya doğru anlatabilecek donanımda olması bizim için çok önemli. Bayilerimizin son kullanıcıya ürün anlatımına yardımcı olabilmek adına gerek periyodik bayi eğitimleri gerekse öğretici doküman desteği içeren bir bayi eğitim programımız var.
110
Dünya genelinde KKD ürünleri ile Türkiye KKD ürünlerin üretimini karşılaştıracak olursak Türkiye’yi nasıl konumlandırırsınız? Ülkemizde de artık üreticilerimiz fark oluşturan, katma değerli ürünler üretmeye başladılar. Ancak tabi global üreticiler ile üretim hacmi, dolayısıyla birim maliyet noktasında çok ciddi farklar var. Sektör açısından yaşanan sıkıntıları başlık altına sıralarsak neler söylemek istersiniz? Bence sektörün büyümesinin önündeki en büyük engel sertifikasız, normsuz ürünlerin hala fabrikalarımızda kullanılıyor olması. Bunun ana nedeni de yetersiz denetimler. Sertifikasız ürün kullandırılması ülkemizde yaşanan yoğun iş
• Ekim 2016
kazalarının ana sebebi. Bu durum hem kullanıcı hem de satıcı açısından haksız rekabet ortamı oluşturuyor. Çalışanlarına sertifikalı, doğru iş istasyonunda doğru ürünü kullandıran bir kurum ile bunun tam tersini yapan bir işletme aynı kefeye konulmamalı.
Son olarak eklemek istedikleriniz? MAPA olarak tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de amacımız çalışanların en yüksek konfor ve en düşük riskli şekilde işlerini yapmasını yardımcı olmak. Bu doğrultuda çalışmalarımıza ve inovasyonlarımıza devam ediyoruz.
RADİKS;
RÖPORTAJ
EN DOĞRU ÇÖZÜM İÇİN GÜVENİLİR PARTNER
114
Radiks İş Güvenliği Ekipmanları Genel Müdür Yardımcısı Cenk Cengiz Sertel; “Firmaların yapmaları gereken KKD kullanımını özendirmek, eğitici öğretici faaliyetlerde bulunmaktır. İş güvenliği ekipmanlarını baskı ile kullandırmaya çalışmak çoğu zaman başarısız olur, bunun yerine çalışanın değerli olduğu onların sağlığı ve aile huzurunun ancak kendilerini korumak ile mümkün olunacağı vurgusu sıkça yapılmalıdır.”
K
ısaca iş güvenliği alanındaki faaliyetlerinizden bahseder misiniz? Radiks İş Güvenliği Ekipmanları A.Ş, 2011 yılında ticari hayatına başladı. Biz bu dönemde ülkemiz için yeni sayılan KKD (kişisel koruyucu donanımlar) üzerine yoğunlaşarak öncelikle pazarın durumunu inceledik, yaklaşık 1-1.5 yıl fabrikaların üretim hatlarını analiz ederek ve çalışanların yaşadığı sıkıntıları öğrenerek geçti, tabi diğer yanda birçok Avrupa markalı üreticinin
• Ekim 2016
Türkiye distribütörlüğünü yapıyor, ürünleri bayiler ve son kullanıcılar ile buluşturuyorduk. Bu tarz ticaretin de kendine has sıkıntılı yanları var bazen rekabet edemiyorsunuz bazen de satmakta olduğunuz ürünler ülkemizde faaliyet gösteren fabrikaların üretim hatlarına uymuyor, sorun çözülmüyor ve fiyat politikaları yüzünden işletmelerin KKD bütçelerinin çok üzerine çıkıyordu. Buradan hareketle kendimize yeni bir yol haritası oluşturduk, patentli markamız olan Pro-Safe eldivenlerinin önce CE belgelendirme
aşamasını tamamlayıp üreticisi konumuna geçerek artık fabrikadan direk ülkeye ürün getirmeye başladık. Tabi ürün gamı edindiğimiz tecrübeler sonucunda ortaya çıktığı için çalışanlara ergonomisi yüksek kaliteli ürünler sağlarken diğer tarafta da işletmelerin KKD bütçelerine ciddi anlamda katkımız söz konusu olmaya başladı. 2012 senesi sonunda Pro-Safe markalı ürünler artık ülkemizde faaliyet gösteren birçok fabrikada kullanılmaya başladı. Bugün geldiğimiz noktada Radiks, gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki
Ürün gruplarınız ve üretim gücünüzden ayrıntılı bir şekilde bahseder misiniz?
İş Güvenliği Ekipmanları Genel Müdür Yardımcısı Cenk Cengiz Sertel
son kullanıcı firmalara çok daha rekabetçi fiyatlar ile sunulmakta, işletmeler ürünleri 2-3. el olarak temin edebilmektedir. Bu durum işletmelerin KKD bütçelerine olumlu olarak yansırken daha az döviz çıkışıyla birlikte ülke ekonomisine de ciddi bir yarar sağlamaktadır. Yukarıda sözünü etmiş olduğum gibi sağladığımız katma değer özellikle kesilme dirençli eldivenlerdedir. Bu tarz ürünleri çok yüksek adetlerde kullanan firmalarımız var ve yıllık KKD bütçelerine %30%40 civarında bir iyileştirme yapmaktayız. İşin daha güzel tarafı ise, Pro-Safe markalı ürünler sadece rekabetçi oldukları için değil kullanıldığı firmalarda oluşturduğu müşteri memnuniyeti sayesinde de aranan bir marka haline gelmiş olmasıdır. Başlıca hizmet verdiğimiz sektörler otomotiv,
RÖPORTAJ
ülkemizde makro düzeyde imalat yapan firmaların çözüm ortağı konumundadır. Kısa zamanda aldığımız mesafe zaten şirket olarak sektöre bakış açımızı ortaya koymakta ve azmimizi yansıtmaktadır. Bizi buna teşvik eden en önemli unsur iş sağlığı ve güvenliği konusunun öneminin yanında marketi, Avrupalı markaların tekelinden kurtarmak ve işletmelerin KKD bütçelerine olumlu etki yaparken döviz çıktısı anlamında da memleket ekonomisine katkıda bulunmaktır. El koruma ürünlerinde uzmanlaşan firmamız üreticisi ve ithalatçısı olduğu ürünler ile bugün, özellikle mekanik risk eldiven gamında her marka ile teraziye çıkabilecek kapasitede ve kalitededir. Türkiye’nin eldiven markası olma yolunda emin adımlar ile ilerlemekteyiz. Tabi sektördeki ihtiyaçlar sadece eldiven ile sınırlı olmadığı için Delta-Plus markalı ürünlerin de Türkiye distribütörlüğünü yapıyor; kafa koruma, göz koruma, solunum koruma gibi diğer ekipmanları kendi depomuzda stoklu olarak bulunduruyor ve satışını gerçekleştiriyoruz.
El koruma ürünleri içerisinde kuşkusuz en büyük pay mekanik risklere karşı koruma sağlayan eldivenlerdir, biz özellikle bu tarz ürünleri markamız adı altında topladık. Kesilme dirençli eldivenlerin uzmanlık alanımız olduğunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. Diğer yanda hassas montaj eldivenleri, kaynak ve ısı eldivenleri, genel amaçlı iş eldivenleri etkin şekilde üretimini yaptığımız eldivenlerdir. Bizi burada güçlü kılan en büyük özellik kuşkusuz işe göre eldiven üretiyor olmamızdır. Bir diğer özellik ise bu tarz eldivenlerin ülkemizde üretilmeyip büyük bir kısmının Çin’den ithal edilmesidir. İster Avrupalı bir marka olsun ister yerli bir marka olsun tamamı teknolojik eldiven sınıfında bulunan ürünleri söz konusu ülkeden ithal etmektedir. Avrupa markalı bir eldiven üretimden sonra kendi merkezi olan ülkeye gider ve daha sonra ülkemize ithal edilir, pahalı bir operasyon(navlun, gümrük, iç nakliye, depolama, elleçleme) ve marka sahibinin karı eklenmiş halde distribütörü tarafından satın alınan bu ürünler daha fazla döviz çıkışına sebep olur. Ürünleri satın alan distribütör dış nakliye, gümrükleme, iç nakliye vs. gibi operasyonları ödedikten sonra üzerine karını ekleyerek ya direk son kullanıcıya gider ya da bayilerine dağıtır; her iki durumda da birden fazla kez aynı işlemlere maruz kalmış ürünler son kullanıcıya satılır. Kısaca, son kullanıcı firma bu ürünü aldığında 4-5. el olarak temin etmektedir. Bizim ürünlerimiz uzun operasyonlara maruz kalmadığı için bayi veya
115
RÖPORTAJ
beyaz eşya, otomotiv yan sanayi, demir çelik fabrikaları, cam sanayi ve yurt dışında çok büyük projeleri inşa eden inşaat firmalarıdır.
116
2016 yılında piyasaya yeni ürün sunacak mısınız? Bu yıl ürün gamına 6 farklı modelimiz katıldı, sene sonuna kadar daha önce Avrupa’dan ithal ettiğimiz iki farklı model eldiveni de kendi markamız ile satışa sunacağız. Ürün gamına katılan yeni eldivenlerimizin 4 tanesi kesilme dirençli, 1 tanesi kaynak ve ısı eldiveni, sonuncusunu ise hassas montaj eldiveni olarak sıralayabiliriz. Buradan anlaşılacağı üzere ürün gamındaki en büyük gelişim kesilme dirençli eldivenlerde yaşanmaktadır. İnsan sağlığını doğrudan ilgilendiren ve sorumluluğu büyük olan bir sektörde bulunuyorsunuz. Bu noktada doğru ürünü nasıl tanımlarsınız? Kaliteli KKD ürünlerinde hangi özelliklerin bulunması gerekiyor? Her şeyden önce insan sağlığı önceliğimizdir, bu noktada yaptığımız işin ciddiyetinin bilincinde olduğumuzu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim.
• Ekim 2016
Doğru ürünü tanımlarken birden fazla noktaya vurgu yapmak durumundayız, öncelikle ürünün gerekli standartları karşılaması üretim süreçlerinin izlendiği bir üretim hattından çıkmış olması gerekir, bu aşamaya gelmiş bir ürüne doğru üretilmiş bir ürün diyebiliriz. Bundan sonraki süreci yönetmek ise hangi ekipman olursa olsun gözlük, eldiven, baret vs. işletmelerde çalışan iş güvenliği uzmanlarımıza ve bize düşmekte, doğru üretilmiş ürünü doğru ve ilgili yerde kullandırdığımız takdirde anlam kazanır ve şimdi söz konusu ürüne gerçekten doğru ürün deme şansına sahip oluruz. Ürünün gereksinimleri karşılaması ve doğru kullanılması ayrılmaz bir bütündür. Kaliteli KKD ürünlerinde her şeyden önce Türkçe bir kullanma kılavuzu bulunmalıdır, baştan savma sadece yasayı aşmak için hazırlanmış bir kılavuz değil okunduğunda anlaşılır ve öğretici tarafı olmalıdır. CE belgesinin alınması aşamasında test için gönderilip onaylanan ürün ile aynı vasıfları taşıdığı zaman içerisinde yeni testler ile kanıtlanmalı ve bu test raporları son kullanıcılar ile paylaşılmalıdır. Örnek olarak deri eldivenler; bu tarz eldivenler her ithalat döneminde bir önceki test sonucundaki olumlu sonuca bakılmaksızın mevzuat gereği talep edilmese bile yeniden test ettirilmeli, ancak test sonucu olumlu çıktığı durumlarda ithalatı yapılmalıdır. Bu tarz ürünlerde bulunan zararlı aminler kanserojen riski taşır, daha ziyade sıcak işlerde kullanıldıkları için terleme
ile birlikte vücutta birikmeye başlar ve zaman içerisinde hastalık olarak karşımıza çıkar. Üretilen KKD ürünleri kesinlikle kokusuz olmalıdır, hangi ekipman olursa olsun kötü kokan bir ürünü asla kullanmamalıyız. Özellikle nitril eldivenlerde görülen bu sıkıntı ucuz ürün yapma yarışına girmiş üretici ve markalarda son zamanlarda solunum koruma ekipmanları ve kafa koruma ekipmanları ile karşımıza çıkmaya başlamıştır. Yüksekte çalışma ekipmanlarında ise mutlaka düşme göstergeleri bulunmalı ve çalışılan ekipman ile daha önce bir düşme yaşanıp yaşanmadığı izlenebilir olmalıdır. Firma olarak sizlerin satış sonrası hizmet ile ilgili politikalarınız nelerdir? Biz Radiks olarak satış öncesi ve satış sonrası iki farklı hizmet politikası uygulamaktayız. Satış öncesi, işletmelerin üretim parkurlarına fabrikanın iş güvenliği uzmanları ile birlikte girerek varsa yaşanan sıkıntıları yerinde inceliyoruz, çalışanlar işlerini yaparken ne gibi etkenlere maruz kalıyor bunları tespit ediyoruz ve bu çalışma bize yukarıda açıklamasını yaptığımız doğru ürünü önermemizde son derece faydalı oluyor. Eğer sorunu mevcut ürün gamı ile çözemiyorsak
Üretici firmaların iş güvenliğinde bilinç düzeyini artırmak için yapması gereken çalışmalar nelerdir? Üretim yapan firmalar iş sağlığı ve güvenliğini artırmak için öncelikle mutlak surette bir
Ar-ge ve inovasyon çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Ar-Ge ve inovasyon temelimiz müşterilerimizin üretim hatlarından geçmektedir, burada gördüğümüz gereksinimler nasıl bir ürün üretmemiz gerektiği konusunda bize son derece faydalı fikirler vermekte, bir çok proses incelemesi sonucunda ortaya çıkan ortak özellikli eldivenler,
eldiven çeşitliliğini ortadan kaldırıp mümkün mertebe aynı eldiven üzerinde toplamaktadır. Örnek olarak hem ısı direnci, hem hassasiyet hem de kesilme direncini aynı anda sağlayan bir eldiven talep ediyor ve eldivenden üretilen ürün üzerinde iz bırakmamasını da isteyebilmekteler. Biz bunların hepsini aynı anda sağlamak durumundayız. Bu çalışmayı gelen talep üzerine Bursa ilinde faaliyet gösteren bir otomotiv firmasında yaptık. Fabrikanın iş güveliği uzmanı ile birlikte söz konusu sıkıntıyı yaşayan üretim hattına gittik, gördüğümüz manzara tam olarak şuydu; 4 işlevi birden sağlayan tek bir eldiven olmadığı için bulunan çözüm iki eldiveni üst üste giydirmek sureti ile üretimi sürdürmek. Evet, bu iki eldiven gereksinimlerini karşılamış ancak ergonomik olmadığı için çalışan ellerinde terleme, yorulma gibi sıkıntılara yol açmış, koruyucu ekipman giyen çalışanlar için ergonomi son derece önemlidir. Gerekli konforu sağlamayan ürünler performanslarına olumsuz etki eder ve iş kayıplarına neden olur. Diğer taraftan fazla eldiven kullanmak aynı oranda çöpe gitmiş eldivenlerin imhası demek, sizlerin de bildiği gibi çevreye duyarlı olan bütün işletmelerimiz hem yasa hem de insanlık gereği doğayı korumak ve gözetmek durumundadır. Üretim hattını
RÖPORTAJ
sarfiyat durumunu göz önüne alarak bazen sadece o işletmeye özel ürün üretiyoruz, tedarikçisi olduğumuz firma olsun olmasın özellikle el koruma ürünlerinde sorun yaşayan firmaların hepsine ücretsiz olarak proses analizi hizmetini vermekteyiz. Satış sonrası hizmet politikamızı şöyle özetleyebiliriz; önceliğimiz firmanın aylık ürün kullanım miktarından yola çıkarak en az 3 aylık stok bulundurmaktır, tedarik zincirinin aksamaması ve olası üretim artışlarına hızlıca aksiyon alınabilmesi bu sayede mümkün olmaktadır. Firmanın kullanmaya başladığı ürünler ile ilgili geri dönüşleri alır ve değerlendirme yaparız, ISO 9001 belgeli olan firmamız zaten bir kalite ve hizmet politikasına sahip olup bu doğrultuda ilerlemektedir, başarının ancak ve ancak müşteri beklentilerini aşan bir hizmet anlayışı ile geldiğine yürekten inanıyoruz.
KKD bütçesi oluşturmalıdır, çoğu zaman bütçenin yetersizliğinden dolayı uygun ürünler kullanamayan çalışanlar iş kazalarına maruz kalmaktadır. Genelde el koruyucu eldivenlerde bunu görmekteyiz; kesilme dirençli eldiven kullanılması gereken bir üretim hattı çalışanları, ucuz diye genel maksatlı iş eldivenlerini kullanmakta ve sık sık parmak-el kesilme kazaları yaşanmaktadır, bu aşamayı geçmiş ve işe göre ekipmanları belirleyip temin etmiş olan firmaların yapmaları gereken KKD kullanımını özendirmek eğitici öğretici faaliyetlerde bulunmaktır. İş güvenliği ekipmanlarını baskı ile kullandırmaya çalışmak çoğu zaman başarısız olur, bunun yerine çalışanın değerli olduğu onların sağlığı ve aile huzurunun ancak kendilerini korumak ile mümkün olunacağı vurgusu sıkça yapılmalıdır, bu konuda aile bireylerinin onlara olan ihtiyacı kesinlikle dile getirilmelidir, ortak bir paydada buluşmayı sağlayan bu yöndeki eğitici ve öğretici faaliyetler neticesinde emin olun her çalışanın kendiliğinden KKD kullanmaya başladığını ve riskler konusunda bilinçlendiğini görürüsünüz.
117
RÖPORTAJ 118
inceledik gerekli notları aldık beklentilerini karşılayacak iki eldiveni tek eldivene indirecek bir ürünün numunelerini 1 ay içinde kendilerine yollayacağımızı söyledik. Fabrikadan ayrılmadan önce bizimle paylaştıkları bir durum vardı hiç unutmuyorum daha önce aynı sorun için aynı incelemeyi Avrupalı bir eldiven markasından talep etmişler. Markanın 2 uzmanı gelip inceleme yapmış fakat önerilmiş olan eldivenler sorunlarını çözmediği için bizden de çok fazla ümitli değillerdi. Haksızda değiller eldiven konusunda bizden çok daha eski olan bu firmanın sorunu çözememesi olumsuz bir hava oluşturmuş. Kendilerine 1 ay sonra numune eldivenlerimizi yolladık, denemeye alınan eldivenlerin sonucu 1 hafta sonra paylaşıldı. Önerdiğimiz eldiven bütün beklentilerini karşılamış ve başarı ile görev yapmış, tabi bizi son derece memnun etti. Aynı zamanda iş güvenliği uzmanları biz ve bizler gibi yerli marka ile üretim veya ithalat yapan firmalar güvensinler saplantılarından kurutup yerli sermayeli şirketlere daha fazla şans tanısınlar, aksi halde ne kadar ar-ge veya inovasyon yaptığınızın bir önemi kalmaz. Bayi yapılanmanız hakkında bilgi verir misiniz? Başta
• Ekim 2016
da bahsettiğimiz gibi içinde birebir insanı ilgilendiren ürünleri satışa sunuyorsunuz. Bu bağlamda bayi bilincini ve bayinin ürüne hakimiyetini sağlamak için çalışmalarınız var mı? Bu konu bizim belirtmiş olduğunuz sebeplerden dolayı hassas noktamız çalışmaya başlamadan önce zaten karşılıklı ürün bilgisi analizi ve sektör tecrübesi hakkında toplantılar yapıyoruz. Gerekli gördüğümüz hallerde satıcı personeli ürün bilgisi eğitimlerine alıyoruz, bayimiz tarafından talep edilirse bu eğitimleri tekrarlıyoruz, ancak belirtmiş olduğum gibi bayilik konusunda çok seçici ve hassasız. Bu durumun başlıca nedenleri uzak lokasyonlarda kontrolün bizim dışımızda olmasıdır. Bizim için ikinci planda olan bir ticari çalışma şekli daha çok son kullanıcı odaklıyız. Uzak lokasyonlarda Radiks bayileri mevcut ve onlar bu sektörde tecrübeliler uzun yıllardır hizmet veriyorlar. Örnek olarak; Mersin ilinde Önce Güvenlik, Eskişehir ilinde 2A ve Ata iş güvenliği, Bursa ilinde Proses iş güvenliği, ama bahsetmiş olduğum gibi bu ağı büyütmek gibi bir çabamız yok. Ciddi anlamda bu işe gönül vermiş, yeterli bilgiye sahip, aynı hizmet anlayışını benimsemiş olan yeni firmalara da kapımızı kapatmıyoruz. Ortak paydada buluşursak Pro-Safe markalı ürünlerimizin satışını yapabilirler paylaşıma açık olduğumuzu belirtmek isterim. Bayiler markanızı tercih ettiğinde ne gibi avantajlar elde ediyor? Diğer markalarda hiçbir zaman
elde edemediği avantajları sağlıyoruz çünkü kendilerini güçlü hissetmeleri için geçerli sebepleri var, sektörü analiz etmiş ihtiyaçları belirlemiş ve bu yönde bir ürün gamı oluşturmuş bir firmanın ürünlerine sahipsiniz. Diğer tarafta ergonomisi yüksek son derece kaliteli ürünleri rekabetçi fiyatlar ile size sağlayan bir firmanın ticari partnerisiniz, ürün bilgisi konusunda desteğe ihtiyacınız olduğunda bütün çalışanlarımız yardıma hazırdır. Kısaca temeli olan bir marka ile yola çıkmış olmanın bütün avantajları diyebiliriz. KKD ürünlerinde CE Belgesi uygunluğu oldukça önemli. Bu bağlamda CE belgesine uygun olmayan ürünlerin piyasada yaygınlığı ne oranda? CE Belgesi olmayan ürünlerin tespitinde uygulanan cezai işlemler sizce yeterli mi? KKD ürünlerinde CE belgesi uygunluğu tartışmasız çok önemli, zira CE belgeli olan bir ürün üretildiği kullanım amacı doğrultusunda size karşınıza çıkabilecek risklere karşı koruma sağladığı garantisi vermektedir. Eğer bu testlerden geçmemiş dayanımı ve koruması hakkında bilgi
RÖPORTAJ 120
sahibi olmadığınız bir ürünü kullanıyorsanız risklere açık olduğunuzu söyleyebiliriz. Bu tarz ürünlerin piyasada yaygınlığı gerçekten çok fazlaydı ancak yapılan denetim ve iş güvenliği uzmanlarımızın bilinçli yaklaşımları sonucunda çok azaldığını söyleyebiliriz. Tabi altını çizmemiz gereken başka bir durum var; bu belgeleri almak onlarca ürünü düşündüğünüzde ciddi bir maliyet, diğer yanda ürünü istediğiniz değerlerde üretmeniz hemen bir test sonucunda mümkün olmayabilir. Bazen süreç çok uzun sürebilir, bunu bilen bazı insan sağlığını hiçe sayan satıcılar başkasına ait olan sertifika numaralarını kopyalayıp kendi sertifikaları gibi lanse etmekteler. Çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı denetçileri üretici ve ithalatçı firmalara giderek her ürüne ait sertifika numaralarını bir sistem üzerinde kayıt altına almak sureti ile bu belge hırsızlığının önüne geçmeye çalışıyorlar, diğer sorunuz için söyleyebileceğim sadece cezaların değil denetiminde yeterli olmadığıdır. Sektör açısından yaşanan sıkıntıları başlık altına sıralarsak neler söylemek istersiniz? En büyük sorun
• Ekim 2016
memleketimizde üretimi yapılmayan ancak aynı başlık altında toplandığı için üretimi yapılıyormuş gibi düşünülüp ek mali yükümlülüğe tabi olan eldivenlerin ithalidir, düşünebiliyor musunuz iki üretim hattı birisi sizin eldivenlerinizi diğeri ise Avrupa markalı bir firmanın eldivenlerini üretiyor, onlar sizden kilometrelerce uzağa navlun ödüyorlar, bir sürü işlemden geçiyorlar, üzerine karlarını koyup ülkemize satıyorlar ve burada distribütör sizin maliyetiniz ile hemen hemen aynı rakamlara eldiven sahibi oluyor. Bu koruma yerli üretici için değil de Avrupa markası için yapılmış gibi duruyor, bu tarz eldivenleri ülkemizde ürettirmeniz imkansızdır, tek bir üreticisi bile yok, bir işi yaparken doğru yapmak zorundayız. Burada beklentimiz gümrük tarife istatistik pozisyon numaralarının iyi anlaşılması, üretimi yapılmayan eldivenlerin bu kategoriden çıkartılmasıdır, aksi halde kendi memleketimiz de yabancı bir marka ile bu tarz eldivenlerde rekabet edemeyiz. Son olarak eklemek istedikleriniz? Çalışan sayısı açısından hemen hemen eş değer olduğumuz bir Avrupa ülkesinde KKD market büyüklüğü 1.7 milyar Euro, ülkemizde ise 700-750 milyon USD civarıdır. Bu meblağın çok büyük bir kısmını iş elbiseleri ve iş ayakkabıları oluşturduğuna göre diğer ekipmanlarda almamız gereken mesafeyi tahmin etmek zor olmaz. Bir diğer değinmemiz gereken konu iş sağlığı ve güvenliği fuarları, geçen sene
katılımcı olarak bulunmuştuk ilgi gösterilmediği için bu yıl katılmadık, fuar sonrasında yapılan anketlerde olsun sosyal medyada olsun sıkça dile getirdik. Bir kere de sizlerin aracılığı ile değinmek istiyorum Türkiye’nin merkezi Avrupa yakası değildir, zamanında otel hava limanı vs. gibi unsurlar düşünülerek buralara yapılmış olan fuar alanları artık cazibesini yitirdi, trafik kaosunun tamda göbeğinde olan ulaşımın neredeyse imkansız halde olduğu, gitmek için saatler harcamanız gereken lokasyonlara kimse ilgi duymuyor. Beklentimiz Kurtköy, Anadolu yakasında bir fuar alanı açılması ve söz konusu fuarların burada düzenlenmesi yönündedir, emin olun çok daha coşkulu geçecektir, kimse zamanını trafik kaosunun içinde harcamak istemiyor, sizlerin desteği sektöre olan ilgisi, biz ve bizim gibi firmaların bu işe ciddi anlamda katkıları sonucunda yakın gelecekte umuyoruz arzu ettiğimiz noktaya geliriz.
RÖPORTAJ
ERGONOM İLE “DAHA GÜVENLİ VE VERİMLİ BİR ÇALIŞMA HAYATI”
122
ERGONOM İş Güvenlik Firma Kurucusu ve Yetkilisi ve TİGİAD Yönetim Kurulu Üyesi Erkan ATEŞ iş güvenliği ve kişisel koruyucu donanımlara dair önemli açıklamalarda bulundu. Ekonomik krizlerde firmaların, ilk olarak iş güvenliğinden tasarruf yapmasının sektördeki olumsuz etkilerinden bahseden Ateş, bu konuda farkındalık sağlanması gerektiğine dikkat çekti.
K
ısaca iş güvenliği alanındaki faaliyetlerinizden bahseder misiniz? 1993 yılında Bursa’da iş ve yangın güvenlik sektöründe faaliyet gösteren bir şirketin kurucu ortağı olarak sektöre adım attım. Daha sonra 2002 yılında Ergonom iş güvenliği şirketini kurarak ‘teknik kişisel koruyucular’ konusunda faaliyet göstererek sektörde varlığımızı sürdürdük. Dünyanın iş güvenlik alanındaki önder markalarını, Bursa’nın ilk tescilli iş güvenlik markası olan Ergonom ile buluşturuyoruz. Özellikle çok risk teşkil eden alanlarda sektöre yeni ve teknik çözümler sunuyoruz.
• Ekim 2016
Ürün gruplarınızdan ayrıntılı bir şekilde bahseder misiniz? Ürünlerimizi kişisel koruyucu donanımlar, işyeri ve çevre güvenliği ve iş disiplin ürünleri olmak üzere 3 kategoride sınıflıyoruz. Kişisel Koruyucu Donanımlar: Bu kategorideki ürünleri baş koruyucular, solunum koruyucular, kulak koruyucular, göz ve yüz koruyucular, vücut ve deri koruyucular, el ve kol koruyucular, ayak ve diz koruyucular olarak sıralayabiliriz. İş yeri ve Çevre Güvenliği: İkaz levhaları, yangın söndürücüler, alan perdeleri, İnşaat güvenlik ağları, Güvenlik şeritleri vb. ürünleri bu kategoride sıralayabiliriz. İş Disiplin ürünleri: İş
kıyafetleri, Uyarıcı levhalar vb. iş disiplin ürünleri adı altında gruplanmaktadır. 2016 yılında piyasaya yeni ürün sunacak mısınız? Solvent saklama ve kullanma kabı, güvenli maket bıçağı ve 4 mevsim iş kıyafetleri Ergonom marketlerinde 2016 yılı içinde yeni ürün olarak yerini almıştır. İnsan sağlını doğrudan ilgilendiren ve sorumluluğu büyük olan bir sektörde bulunuyorsunuz. Bu noktada doğru ürünü nasıl tanımlarsınız? Kaliteli KKD ürünlerinde hangi özelliklerin bulunması gerekiyor? Ülkemizde Çalışma Bakanlığımız bünyesinde kurulan KKD komitesinde yer alan Türkiye İş Güvenliği İş Adamları Derneğinin belli periyotlarla planladığı KKD kullanımı konusundaki eğitimler son derece önemlidir. Bizler de üyesi olarak katıldığımız
ERGONOM İş Güvenlik Firma Kurucusu ve Yetkilisi TİGİAD Yön. Kur. Üye Erkan ATEŞ
TİGİAD eğitimlerinde kişisel koruyucu donanımların EN standartlarında hangi riskleri karşıladığını ve ortamdaki risklere göre hangi seviyede koruyucu vereceğimizi belirliyoruz. 23 yıllık tecrübe ile iş güvenlik alanındaki yenilikleri çalışanlarımız ile buluşturmayı hedefliyoruz. Her sektörün kendine göre bir risk haritası vardır. Bu alanlarda kullanılacak KKD’lerin özel seçilmesi gerekmektedir. Bizler Ergonom İş Güvenlik
Firma olarak sizlerin satış sonrası hizmet ile ilgili politikalarınız nelerdir? Satışını yapmış olduğumuzun ürünlerin geri dönüşümlerini mutlaka takip ediyoruz. Bu şekilde sektörel bir harita çıkarmış oluyoruz. Tüm ürünlerimiz CE standartlarında olup bu standartların belirlediği garanti şartlarına uygun olmasına ayrıca önem göstermekteyiz. Üretici firmaların iş güvenliğinde bilinç düzeyini artırmak için yapması gereken çalışmalar nelerdir? Geçen yıl Almanya Düsseldorf ’ta gerçekleşen A+A PLUS iş güvenlik fuarının tanıtım teması İŞ GÜVENLİK = % 100 karlı yatırım olmuştu. Bu
şu demek aslında, çalışanların ve çalışma koşullarının güvenli ve emniyetli olmasının hem işletmelere, hem devlete hem de çalışanlara en yüksek faydayı sağladığı gerçektir. Kişisel koruyucu donanımlar sadece iş güvenliği açısından değil üretim sahasında çok daha verimli sonuçlar alınması açısından da önemlidir. Örneğin; metal sektöründe çalışan birinin kesilme direnci yüksek bir eldiven kullanması ellerin korunmasını sağlayacak aynı zamanda çalışma süresince çalışanın daha verimli ve sağlıklı bir iş çıkarmasına neden olacaktır. Bu tür ürünler üretim miktarlarına olumlu katkı sağlamakla birlikte kalitenin korunmasına da yardımcı olmaktadır. Ar-ge ve inovasyon çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Bu konuda çeşitli sektörlerde aktif görev yapan iş güvenlik uzmanlarımız ile ortak bir program yürütmekteyiz. Özellikle sektörel KKD kullanımlı bir tablo hazırlamaktayız. Bu konu ile ilgili çalışmalarımızı 2017 kataloğumuzda yayınlayacağız. Bayi yapılanmanız hakkında bilgi verir misiniz? Başta da bahsettiğimiz gibi içinde birebir insanı ilgilendiren ürünleri satışa sunuyorsunuz. Bu bağlamda bayi bilincini ve bayinin ürüne hakimiyetini sağlamak için çalışmalarınız var mı? Ergonom İş Güvenlik olarak kendi merkez şubelerimiz ve hizmet verdiğimiz bayilerimizi çok önemsiyoruz. Zaman zaman bayi toplantıları
RÖPORTAJ
olarak, öncelikle söz konusu iş kolundaki gerekliliklerin tespitini titizlikle yapıyor ve yapılan tespit neticesinde belirlediğimiz KKD ürünlerini işletmecimize sunuyoruz. Kaliteli KKD ürünü, kullanılacağı alana uygun EN standartlarını içermeli, ortamda maruz kalınacak tehlike sınıfına (örn.; soğuz, sıcak, basınç, tehlikeli enerji.. vb.) uygun olarak belirlenen ürünlerdir.
123
kurumsal ve yabancı ortaklı şirketlerde tam tersidir.
RÖPORTAJ
Yeni İş güvenlik kanunu ile tehlikeli ve çok tehlikeli işletmelerde zorunlu bulunması gereken iş güvenlik uzmanlarımızın maliyetlerinin işverene yüklenmesi sektörel olarak bu alanda işletmelere yeni bir maliyet doğurmuştur. Bu alanda yatırım yapmak isteyen işletmelere devletin KOSGEB vb. kurumlarla destek projeleri sunması son derece faydalı olacaktır.
124
planlayarak, yeni ve güncel ürünler hakkında bilgilendirme toplantıları düzenliyoruz. Daha çok Marmara bölgesindeki bayilerimizi 2017 yılında yaygınlaştırarak diğer bölgelere de taşıyacağız. Ayrıca 2017 yılında ‘Ergonom İş Güvenliği’ markası ile yeni bayiler kurmayı hedefliyoruz. Bayiler markanızı tercih ettiğinde ne gibi avantajlar elde ediyor? Ergonom iş güvenliği sektörde uzun yıllar faaliyet gösterdiğinden, gerek ürün kalitesi gerekse sektör ihtiyaçlarına en hızlı ve uygun şekilde cevap verebilmesi açısından oldukça güvenli bir işletmedir. Sektör ihtiyaçlarına en kısa sürede cevap verebilen geniş ürün yelpazesine sahip olmamız, teslimat sürelerimiz, bayilerimize büyük avantaj sağlamaktadır. KKD ürünlerinde CE Belgesi uygunluğu oldukça önemli. Bu bağlamda CE belgesine uygun olmayan ürünlerin piyasada yaygınlığı ne oranda? CE Belgesi olmayan ürünlerin
• Ekim 2016
tespitinde uygulanan cezai işlemler sizce yeterli mi? İş güvenlik malzemelerinin kalite standartları açısından CE son derece önemli ve de bazı alanlarda hayati değere sahiptir. Özellikle teknik kişisel koruyucu donanımların bu standartlara uygun olması son derece önemlidir. Bu alanda CE’siz ya da diğer teknik sertifikalar dışında ürün satışı yapanların haksız bir kazanç elde ettiklerini düşünüyoruz. Elbette cezalar zaman zaman etkili oluyor ama gerçek çözümün tüketicilerimizin bilinçlenmesi ile gerçekleşeceğini düşünüyorum. Sektör açısından yaşanan sıkıntıları başlık altına sıralarsak neler söylemek istersiniz? Sektörel olarak en büyük sıkıntımız işletmelerin olası ekonomik risklerde ilk tasarruf yapma aracı olarak iş güvenlik malzemelerini planlamalarıdır. Özellikle ham madde girdisi ve buna bağlı diğer girdilere verilen öncelik, iş güvenlik malzemeleri için sağlanmamaktadır. Bu durum
İş güvenlik malzemeleri konusunda üretim yapan yerli üreticilerin hem devlet tarafından hem de tüketicilerimiz tarafından desteklenmesi gerekmektedir. Bu alanda çalışan işletmelerimizin marka değerlerinin oluşmasına yardımcı olunması gerekir. İş güvenlik malzemelerinin kullanımı konusunda daha ciddi ve etkileyici reklam projelerine ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Son olarak eklemek istedikleriniz? Kişisel koruyucu donanımlar, çalışma hayatımızın vazgeçilmez takım arkadaşları olarak görülmelidir. Çalışma hayatımızın daha güvenli ve verimli geçebilmesi için onları titizlikle kullanmalıyız. Devlet olarak özellikle KKD alımı konusunda mutlaka işletmelere özel destekler verilmeli, örnek çalışanlarda işletmeler tarafından ödüllendirilmelidir diye düşünüyorum. Düsseldorf fuarında belirtildiği gibi iş güvenliği konusunda yatırım yapanlar % 100 karlı bir dönüşümü sağlayacaklardır…
RÖPORTAJ
MOGUL TEKSTİL, REKABETÇİ FİYATLAR İLE YERLİ ÜRETİM GERÇEKLEŞTİRİYOR
126
Mogul Tekstil Firma Yetkilisi Hayrettin Büyükeren ile iş güvenliği üzerine ürün gamından ve satış sonrası hizmetlerinden bahsettiğimiz bir söyleşi gerçekleştirdik.
F
irmanın faaliyet alanının absorban emiciler ve sorbent emiciler olduğunu söyleyen Büyükeren, bu ürünlerin istenmeyen sıvı kimyasal sızıntılarıyla mücadelede kullanıldığını ifade etti. Ürün grupları hakkında da bilgi veren Büyükeren, temelde emici rulolar, pad, sosis, BOOM, yastık, varil kapakları gibi ürünlerin üretimini gerçekleştirdiklerini belirtti.
• Ekim 2016
Üretim kapasitesinin iki kısımdan oluştuğunu ekleyen Büyükeren, sözlerini şöyle sürdürdü; “Öncelikle emici kumaşların üretilmesi (Meltblown NONWOVEN) ve ardından konfeksiyon işlemleri ile talep edilen üretime başlanır. Toplam kapasitemiz talep edilen ürünlere göre çeşitlilik gösterebilir fakat en yoğun talep gören ürünümüz üzerinden varsayarsak, bu sektör için 1500 ton/yıl kapasitemiz mevcuttur.”
“Kontrol edilmeyen hiçbir üretim güvenli değildir” 2016 yılında daha önceki senelerde olduğu gibi yeni taleplere istinaden geliştirdikleri ürünleri pazara sunmaya devam edeceklerini vurgulayan Büyükeren, bu konuda herkesçe bilinen en doğru yolun yetkili kuruluşların sertifikalarına sahip ürünleri tedarik etmek olduğunu ve kontrol edilmeyen hiçbir üretimin güvenli olmadığını belirtti. Ürün gamı dolayısıyla satış sonrası hizmetlerin seyrek görüldüğünden bahseden
Mogul Tekstil Firma Yetkilisi Hayrettin Büyükeren
Büyükeren, satış sonrası uyguladıkları modelin müşteri
“Hayati bir iş yaptığımız gerçeğini özümsemeliyiz” İşin ciddiyetine varmanın önemini “Temel olarak ciddi ve hayati bir iş yaptığımız gerçeğini özümsemek, rekabet koşulları sırasında bu bilinç ile Ar-Ge / Ür-Ge çalışmalarına devam etmektir” sözleriyle vurgulayan Büyükeren, “Firmamız bünyesinde çalışmalarını sürdüren değerli mühendislerimiz, dünya
trendleri ve yerel ihtiyaçlar tabanında her yıl birçok yeni projeye başlıyorlar. Bu projeler 4 farklı laboratuvarda 20’nin üzerinde mühendisin takibi ile devam etmektedir” açıklamasında bulundu. Büyükeren, dünya standartlarında, rekabetçi fiyatlar ile yerli üretim gerçekleştirdiklerini dolayısıyla ithal ürünler ile mücadele ettiklerini ve sonuç olarak bu durumun bayiler için firma tercih sebebi olarak yansıdığını ifade etti.
RÖPORTAJ
ile yakın temas sonrasında gerekli bilgilerin anket ve ziyaretlerle toplanması kaydıyla geliştirildiğini ekledi.
127
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KİŞİSEL KORUYUCU DONANIMLAR EL KORUMA Normal hayatımızda çalışmak ve bir yaşam sağlamak için sağlıklı ellere ihtiyacımız vardır ama birçok çalışanlarımız ellerini devamlı kötü kullanma, yaralanma ve ellerini, parmaklarını kaybetme risklerine karşı maruz bırakılmaktadırlar bu nedenle;
MAKALE
E
130
SADETTİN SEZGİNER A SINIFI İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI KİMYA MÜHENDİSİ sadosezginer@hotmail.com
• Ekim 2016
l korumada doğru eldiveni nasıl seçmeliyiz Pratik olarak bir yerin tehlikeden arındırılmış bir yer haline getirilmesi garanti edilemez ve bu yüzden koruma ve önleme öncelikli olmalıdır. Eldivenler kaza ve deri arasındaki son fiziksel bariyeri sağlar, ancak eldiven yapılan işe uygun bir eldiven değilse bazı örneklerde olduğu gibi hiç eldiven giyilmiyorken gerçekleşen kötü sonuçlardan daha kötü sonuçlar gerçekleşebilir. El korumada eldiven seçimi için anahtar sadece olabilecek kaza tiplerinin karşılaşılmış kaza çeşitlerinin belirlenmesi değil aynı zamanda eldiven performansı, çalışma koşulları ve kişisel kullanıcı ihtiyaçlarının belirlenmesidir. Günümüzde hala doğru eldiven seçimine gerektiği kadar önem verilmediği bir gerçektir. Başarılı eldiven seçimi için ellerimizin de kalbimiz ve beynimiz gibi hayati önem taşıdığı unutulmamalıdır, bu nedenle elleri korumak doğru bir anahtardır. Bilgi eksikliği özür değildir. Ellerimiz, derimize ya da elimize zarar verebilecek tüm risklere karşı
daima korunmalıdır. Ellerimiz karışık biyolojik bir yapıdadır. Vücudumuzda eller gibi küçük bir alanda çok fazla işlevi olan başka bir organımız yoktur. Her bir elde 27 adet kemik, metrelerce uzunlukta damarlardan ve binlerce sinir ucundan oluşur. Vücutta bulunan tüm kemiklerin çeyreğinden fazlası bulunur. Ellerdeki hassas sinir ağı saniyeler içinde acıyı, soğuğu, sıcağı ve çok küçük çaptaki titreşimi bile hissedebilir. Ellerimizi koruyan ne bir göğüs kafesi ne de kafatası vardır. Ellerimizin savunmasında ilk sırayı derimiz almaktadır. Derimiz hassas ve dirençlidir. Derimiz ilk koruma katmanıdır, soğuk, kesilme, çarpma vb. gibi tehlikelere karşı sınırlı direnç göstermektedir. Deri hastalıkları doğru K.K.D. kullanılmaması veya uzun süre tehlikeli kimyasallar, mekanik işler ve zararlı maddelerle çalışma sonucu meydana gelmektedir. Yıllar içerisinde çalışan kişinin dermatit cilt kanseri hatta iç organlarına (ciğer, böbrekler gibi) zarar vermesine bile sebep olabilir. Eller direk olarak zararlı bir
Ellerimizde karşılaşabileceğimiz deri problemleri 1-Gizli Deri Travması: Hücre yenilenmemesi, kızarıklar, iltihaplanmalar, yarıklar 2-İrrite Reaksiyonlar: Tehlikeli maddelerle (deterjan, solvent, yağ, vb. ) temastan oluşan reaksiyonlar. 3-Allerjik reaksiyonlar: El üstü yırtıklardan kaşıntıdan şekil değiştirerek astıma ve anafilatik şoklara sebep olur. El korumanın ilk adımı pusuda bekleyen farklı tehlikelerin farkında olmaktır. Ellerimizi koruyabilmek için yapacağımız çalışmalara göre K.K.D.’leri tehlike risklerini değerlendirip belirledikten sonra yapılacak iş için kullanılacak eldivenin sahip
olması gereken performansı ve koruma özelliklerinin belirlenmesi önemlidir. Eldiven seçiminde aşağıdaki değerlendirmeleri yapmak gereklidir. ELDİVEN ÖZELLİKLERİ Kavrama, hassasiyet, el becerisi /konfor, uzunluk ve renk değerlendirmeleri yapılmalıdır. Kavrama: Bu özelliğin eksik olması sağlık ve güvenlik tehlikesi yaratır. Özellikle ağır ve düz objeler taşınırken obje ellerden düşer ya da kayarsa bir kaza meydana gelebilir. Şayet taşınan malzeme ısı ile ilgili ise yanma, kimyasal ise bir takım istenmeyen tehlikeli durumlara sebebiyet verebilir. Bu nedenle kavrama seviyesi yüksek olan bir eldiven seçilmesi önemlidir. Hassasiyet: Bir eldivende olması gereken en önemli özelliklerden biridir. Kullanıcı tarafından rahatsız bulunan eldivenin iş esnasında giyilmeme olasılığı vardır. Ancak istenilen hassasiyet, rahatlık, doğru koruma seviyesi ihtiyacı dengeli olmalıdır. El becerisi-konfor: Bu özellik
Eldiven seçiminde dikkat edilmesi gerekenler 1-Tehlike ve Tehlikeler: Eldivenin mekanik tehlikeye mi, kimyasal tehlikeye mi yoksa her ikisine de mi karşı koruma özellikleri olacağı; çalışanın solvent ya da yağlar ile mi teması olacağı; çalışanın çalışma prosesinin herhangi bir bölümünde eldivenini çıkarıp çıkarmayacağı gibi durumlar belirlenmesi gereken tehlikelerdir. 2-Maruz kalma: Kimyasal sıçramalara maruz kalmaktan ziyade eğer eldiven kimyasala daldırılıyorsa kimyasal eldivenin kullanım ömrü fark edilir biçimde kısalır. Önemli bir konuda eldiven kullanılmasa dahi çalışma bitiminde eldiven üzerinde kalan kimyasallar eldivene zarar vermeye devam eder. Bu durumda eldivenler yıkanmalıdır. 3-Eldivenler ne sıklıkla değiştiriliyor: Kirlenmiş ya da önce giyilmiş eldivenler
MAKALE
madde ile temas ederse; örneğin sülfürik asit zararını o anda görebilir ve hemen tedavi için doktora gidilir, ancak önemli olan el korumada uzun yıllar sonra meydana gelebilecek hasarlardır ve bunun için önceden tedbir alınması gereklidir.
yapılan birçok iş için önemli gereklilik olabilir. Eğer çalışan işini düzgün yapmak için giydiği eldiveni çıkarıyorsa koruma tamamen kaybedilmiş demektir. Eldivenler karmaşık çalışmaları yerine getirmek için hareket serbestliğini sağlamalıdır. Uzunluk: Eldiven uzunluğu da önemlidir (özellikle bileği ya da kolu tehdit eden tehlikeler mevcutsa ). Ancak eldiven ne kadar uzun olursa hava sirkülasyonu o kadar az olacaktır ve bu rahatlık seviyesini azaltacaktır. Renk: Eldivenin rengi koruma çeşidini belirlemek için olabilir. Örneğin; gıda sektöründe mavi koruyucu eldiven kullanılması gibi.
131
MAKALE 132
elleri tasarlanan tehlikelerden korumada başarısız olabilirler. Yeterli koruma eldivenin belli aralıklarla yenilenmesi ile sağlanabilir eldivenin hem içinden hem dışından kontrol edilmesi gerekir. 4-Mevcut deri ya da el probleminiz var mı?: Bilinmesi gereken tipik problemler deri rahatsızlıkları elin arkasında yada kolda kaşınmalar, yorgunluk, kas gerilimi, küçük kesikler, deride aşınma, kuruma, pullanma ve eldiven içinde ellerin ıslanması gibi. Tehlike ve eldiven için kullanıcı tarafından belirtilen özellikler belirlendikten sonra konusunda uzman bir eldiven üreticisi veya tedarikçisinden yardım almak son derece önemlidir. Kimyasal, Mekanik, Termal ya da Elektrik tehlikelerine karşı koruma ararken eldiven tedarikçileri ve K.K.D. satış uzmanları size yapılan iş için uygun eldiven materyali, eldiven tipi, koruma performans seviyeleri gibi çok çeşitli konularda yardımcı olabilirler. Yazımızın başında belirttiğim gibi anahtar kelime korumadır, şayet çalışma ortamında el koruma ihmal edilir veya doğru K.K.D. seçilmezse kim bunun sonuçlarını öder? Cevap: Herkes İş: Bir çalışanını kaybeder. İşveren: Hem yaralanan çalışan hem devlet tarafından açılan yasal işlemlerle uğraşır. Çalışan: İlk olarak yaralanmadan kaynaklı çekilen acı, çalışma imkânının kaybı, ciddi durumlarda el hareket kabiliyetinin kaybı tehdidi, uzun dönem iyileşememe ve aynı işte çalışamama riski. İşverenler: Ağır finansal harcamalarla, usta işçisini
• Ekim 2016
kaybetmekle sigorta primlerini arttırma sorumluluğu ile ve hukuksal süreçten sonra karşılaşabileceği ağır ceza riski ile karşı karşıya kalır. İşverenin işçilerine bir genel kullanım eldiveni vererek korumaya çalışması yeterli değildir. Yapılan belli bir iş için en doğru eldivenin seçilmesi dikkatle yapılması gereken bir işlemdir. Bu işlemden sonra çalışanlar ellerini korumazlarsa karşılaşacakları tehlikelerle baş başa kalırlar bunun için oluşabilecek tehlikeler konusunda eğitim almalıdırlar. El vücudumuzun en çok su içeren hareketli kısmıdır, zorlama yapılırsa yorulur, terler ve kemik –iskelet bozukluklarına sebebiyet verir. Bütün eldivenler (Çelik eldivenler hariç )sağ- sol giyilemez astarlı bile olsa sağ veya sol elin doğal kavisini kavrar. Kaliteli eldivenler iyi bir fiyat karşılığında alınır ucuz tasarımlı eldivenin fiyatı verimlilik düşünüldüğünde daha pahalıya mal olmaktadır, çünkü sürekli değiştirilmek zorunda kalınmaktadır. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği kanunun işverenin Genel yükümlülüğü madde41-a da belirtilen aynı şekilde 29 Kasım 2006 tarihli ve 26361 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği gereği işveren ve çalışanlar belirtilen hükümlere uymak zorundadırlar. Kişisel Koruyucu Donanımlarından en önemli olan koruyucular arasında olan el korumayı yönetmeliklerde belirtilen şekilde incelemeye çalışacağız. El korumada eldiven kaplama malzemeleri performansları
(MEKANİK-TERMALKİMYASAL-ELEKTRİKÇİ ELDİVENLERİ) 1-DOĞAL FİBERLER: Pamuk ve Yün Pamuk: Doğal selüloz, esnek, yumuşak kullanıcıyı rahatsız etmez mekanik tehlikelerin bazılarına karşı koruma sağlar teri emer daldırma eldivenlerinin devamlı giyilebilmesi için rahatlık sağlar. YÜN: Doğal fiber yumuşak ve esnektir, ısı izolasyonu ve ısıya karşı direnci yüksektir. 2 - DERİ: Aşınma ve yırtılma direnci yüksektir. Genelde mekanik ağır işlerde kullanılabilirler derinin mineral, sentetik yağ veya fluraplastik işlem görmesi sonucunda kullanılacak deri suya /yağa dirençli hale gelir. 3-SENTETİK FİBERLER: Polyester: Sentetiktir yıkandığında çekmez. Naylon: Oldukça hafif elastik polimer kolayca kurur ve aşınma ve deformasyona karşı dirençlidir. pamuk ve akrilikle karıştırılarak eldivenin esnek ve uzun ömürlü olması sağlanır. Akrilik: suya, çözücülere asitlere ve güçsüz alkalilere karşı dirençli bir polimerdir, aşınmaya ve sürtünmeye karşı dirençlidir. Pamukla birleştirildiği zaman dokumanın daha hafif olmasını sağlar. Polipropilen: Sentetikmalzemedir. Esnek konforlu ve hidrofobiktir (suyu emmeyen, suyla birleşmeyen). Polyamid: Streç (çeşitli maddelerin havayla etkileşimini kaldırmak ) ve ince sentetik malzemedir, aşınma ve yırtılma direnci yüksektir. Paraaramid (kevlar): Dupont tarafından keşif edilmiştir. Hafif esnek ve rahat yapıdadır,
aşınmaya, yırtılmaya yağ ve agresif kimyasallara karşı dirençlidir, soğukta sertleşmez sıcakta yumuşamaz mikro gözenekli elin nefes almasını sağlar elastik yapıda olması bütün el hareketlerine adapte sağlar. Nitril: Vulkanizeli sentetik latekstir kaymaz esnektir aşınma ve delinmeye karşı dirençlidir, ısıya karşı dirençli değildir, yağı, kiri ve hidrokarbonları iter. Kimyasallara özellikle asitlere ve keton olmayan solventlere karşı dirençlidir. Nitril Köpük: Ek kaplamadır eldivene esneklik ve nefes alma gücü verir kaydırmaz özellik sağlar. Lateks: Doğalkauçuk, mekanik darbelere ve tehlikelere yüksek dayanımlıdır sıvı geçirmez (örneğin, Alkol, Deterjanvb.). PVC: Hava ve su geçirmez polimerdir. PVC kimyasal koruma sağlar, kesilme, delinme ve ısıya dirençli değildir. Neopren: Sentetik malzeme
soğuğa dirençlidir, organik ve aliphatiksolventlereyağ ve kostik inorganik asitlere dirençlidir, aşınma ve kesilmeye dayanıklıdır. Butil: Çok güçlü kimyasallara dirençlidir,(asitler, Ketoneter, Glikol eter) Düşük sıcaklıklarda bile oldukça elastikidir. Alifatik hidrokarbonlara (Heksan, dizel, gazolin) aromatik karbonlara (benzen, toluen, ksilen) ve halojen çözücülere(Kloroform ve klorobenzen ) karşı zayıf dirençlidir. Viton: Hiçbir ürünün koruma sağlayamadığı durumlarda korur. Yüksek sıcaklık ozon aşındırıcı kimyasallar karşısında ideal elastomer malzemedir Aromatik ve Alifatik hidrokarbonlara, uçak motor yağlarına, madeni yağlara, benzinlere aşındırıcı sıvılara ve aynı zamanda 200 C kadar dayanımlıdır. Ketonlar, alkoller ve kuvvetli asitler için uygun değildir.
DEVAM EDECEK!..
MAKALE
yıkanabilir kesilmelere karşı etkili koruma sağlar (Paslanmaz çelikle güçlendirildiğinde kesilme performans seviyesi 5 ‘in üzerindedir.) ve derinin çok ötesinde bir dayanıklılık sağlar. Dayneema: Yüksek performanslı polietilen (HPPE) patentli Jel Spin (kaplama Yöntemi) işlemi kullanılarak maksimum güçlü minimum ağırlıkta ve çelikten 15 kez daha güçlü olarak tasarlanmıştır. Suya, tere, kimyasallara karşı koruma sağlar, balistik zırh koruma malzemesinde kullanılır esnek konforlu ve yüksek performanslı üründür. Metaaramid (Kermel-Nomex): Aşınmaya karşı dirençli Termal geçirmezliği diğer fiberlere göre iki kat daha güçlüdür. Kimyasallara karşı dayanıklı ve alev almaz özelliktedir. 4 -POLİMERLER: Çok sayıda molekülün kimyasal bağlarla düzenli bir şekilde bağlanarak oluşturdukları yüksek molekül ağırlıklı bileşiklerdir. Poliüretan: Yıpranmaya,
133
MAKALE 134
• Ekim 2016
VİKO’DAN ÇOCUKLARA ÖZEL RENKLİ TASARIMLAR
RÖPORTAJ
Elektrik, anahtar ve priz sektöründe adından sıklıkla söz ettiren Viko by Panasonic; dekorasyon trendlerini yanıtlarken, lisanslı çocuk grubu ürünleri ile de çocukları unutmuyor.
136 Yenilikçi, çevreye duyarlı ve tasarruflu ürünler tasarlayan Viko by Panasonic AR-GE çalışmalarına hızla devam ederken, müşterileri için değer oluşturmaya devam ediyor. Yıllık 100 milyon adet anahtar ve priz üretimi ile evlerde dekorasyonun tamamlayıcısı haline gelen Viko by Panasonic ile ilgili merak edilenleri Pazarlama Direktörü Aysel Özaltınok’a sorduk.
V
İKO by Panasonic markası ürün grubu oldukça dikkat çekici bir şekilde genişliyor. 2016 yılında elektrik anahtar prizi
• Ekim 2016
sektörüne hangi ürün grupları ile girdiniz? 2016 yılında portföyümüzü, anahtar-priz pazarında standarttan lükse kadar tüm
segmentlerde yeni ürün serileri ile zenginleştirmeye devam etmiş bulunuyoruz. Ayrıca, Panasonic ürün gamında yer alan Power Tools, Güneş Panelleri gibi yeni ürün ve çözümleri ürün gamımıza dahil ettik. Önümüzdeki dönemde odaklanacağımız en önemli alanlardan birisi de yine VİKO marka led aydınlatma ürünleri olacaktır. Bunun yanı sıra, enerji verimliliğine
önemli katkılar sağladığını düşündüğümüz akıllı bina otomasyon sistemleri, akıllı sayaçlar ve uzaktan okuma sistemleri, lüks segment anahtar priz serileri gibi bazı ürün ve çözümlerimizin mevcut pazarlarımızdaki performansının artırılması ve Panasonic’in hakim olduğu pazarlara sunulması, bizlere heyecan veren önemli bir sinerji noktası olarak karşımıza çıkıyor. Yenilikçi, çevreye duyarlı ve tasarruflu ürünler tasarlamak için Ar-Ge çalışmalarını ise hızla devam ettireceğiz. Ürün gruplarınızı genişletirken önceliklerinizden ve inovasyona bakış açınızdan bahsedebilir misiniz? Anahtar ve priz serileri gibi doğrudan son kullanıcılara hitap eden, ev dekorasyonunun önemli bir unsuru haline gelen ve yaşam tarzımızdaki değişikliklerinden daha çabuk etkilenen ürünlerde, yeni ürünlerle ilgili talepte ve dolayısıyla pazara
Rekabet açısından çok sayıda oyuncunun bulunduğu bir sektörde üstelik de anahtar ve priz gibi spesifik ürünlerle markalaşma başarınızın arkasında yatan dinamiği bizimle paylaşabilir misiniz? Kurumsal değerlerimizden aldığımız esinle, misyonumuzu “ Konfor, güvenlik ve enerji verimliliğini artıran yenilikçi ürün ve çözümleri tüm paydaşların memnuniyetini gözeterek tasarlamak, üretmek ve dünya pazarlarına sunmak “ olarak tanımlamış durumdayız ve tüm faaliyetlerimizi bu bakış açısı ile gerçekleştiriyoruz. Bildiğiniz gibi, kuruluşlar geleceklerini markalarına yaptıkları yatırımlarla hazırlar. Bu kapsamda atılan her adım ve her doğru yatırım markayı
tüketicilerinin gönlünde bir yere taşır. Güçlü ve bilinirliği yüksek bir marka olmanın ön koşulu ise entelektüel sermayeden geçmektedir. Bir kuruluşun entelektüel sermayesini artırması, fiziksel ve finansal yatırımlar haricindeki diğer tüm alanlarda da dengeli sonuçlar üretmesine bağlıdır. Marka, müşterisine farklıyı ve değerliyi sunan, özellikleri, yenilikleri ve faydaları ile müşterilerini en kısa yoldan buluşturan bir değerler zinciridir. VİKO, 36 yıldır devam eden mükemmellik yolculuğunda hep ilkleri uygulayan kuruluş olmuştur. Bu yolculukta atılan adımların ne kadar doğru olduğunun tesciline birçok kez şahitlik etmiş bulunuyoruz. Örneğin, geçtiğimiz yıl açıklanan ve Superbrands Türkiye’nin Nielsen’e yaptırdığı araştırma sonuçlarına göre belirlenen Süper Markalar arasında VİKO’da yer aldı. Bu başarı bizler için hem bir gurur vesilesi, hem de yaptığımız yatırımların ne kadar doğru olduğunun bir tescili niteliğindedir. Özellikle çocuk gruplarında genişleyen ürün grubunuzu diğer markalardan ayıran özellikler nelerdir? Elektrik anahtar ve priz alanında çocuk grubumuzda daha çok
RÖPORTAJ
Viko by Panasonic Pazarlama Direktörü Aysel Özaltınok
sunum hızında giderek artış yaşanmaktadır. Alçak gerilim şalt ürünleri gibi ürün yaşam döngüsünün nispeten uzun olduğu hallerde ise yeni ürünlerin piyasaya daha uzun aralıklarla sunulduğunu söyleyebiliriz. Ancak VİKO olarak, yeni ürün sunmaktan öte müşterilerimiz için değer yaratmaya odaklanmış durumdayız. Bu nedenle inovasyonu, ürün kalite ve güvenliğini, özgün tasarımları ve verimliliği yaşam alanlarına bir arada taşıyan yenilikçi ürün ve çözümler sunuyoruz. Ürün gamımızda yer alan dokunmatik paneller, evinizi uzaktan kontrol etmenize imkan veren akıllı telefon bağlantıları ve hareket dedektörleri bunlara örnek verilebilir. Rekabette de inovatif ürünün önemi, yeni üründen çok daha büyük. Bu nedenle global rekabette avantaj sağlamak için inovasyon ve müşterilere değer sunmak şart.
137
RÖPORTAJ 138
lisanslı ürünler ağırlıkta. Winx Club karakterleri, Avengers kahramanları, Karlar Ülkesi’nin Prensesleri, Arabalar filminden Şimşek McQueen ve onun sevimli arkadaşları bizim ürün gruplarımızla çocukların evlerine konuk oluyor. Ayrıca çocukların odalarında farklı atmosferler yaratacağını düşündüğümüz farklı çizgilerde serilerimiz var. Elektrik anahtar prizi ürün grubunuzda kullanıcı sağlığı ve güvenliği açısından Viko by Panasonic’in farkı nedir? Bu konuda yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz? C5- Çocuklar için üretilen Karre Kids priz modellerimiz, prizlerden kaynaklanabilecek elektrik çarpmalarına karşı üstün güvenlik sağlamaktadır. Çocuk korumalı prizlerde ürüne eklenen özel koruma kapakları sayesinde ürünler ekstra güvenli hale geliyor. Elektrik anahtar prizi sektöründeki üretim gücünüzden ve Türkiye’deki üretim kapasitenizden
• Ekim 2016
bahseder misiniz? VİKO, Panasonic Ekolojik Çözümler Şirketi’ne bağlı bir kuruluş olarak İstanbul Sancaktepe’de 56,000 m2 kapalı alana sahip, Türkiye’nin sektöründeki en büyüğü olarak tanımlanan endüstriyel tesislerinde elektrik enerjisinin aktarılması, kullanılması ve daha kolay sunumu amacıyla çözümler üretmekteyiz. Üstün teknolojiye sahip otomasyon hatlarından oluşan tesisimiz, yıllık 100 milyon adet anahtar ve priz üretim kapasitesine sahiptir. VİKO by Panasonic olarak güçlü olduğunuz ve hedef olarak gördüğünüz pazarlardan kısaca bahseder misiniz? VİKO olarak, satışlarımızın yüzde 40’ını ihracat yolu ile gerçekleştirmekteyiz. Bugün itibari ile 70’ten fazla ülkeyi kapsayan oldukça geniş bir coğrafyada ürünlerimizi tüketicilerle buluşturuyoruz. İhracat pazarlarımızı genel olarak 4 ana bölgede değerlendiriyoruz. Bu bölgeler Rusya, Ukrayna, Avrupa
ve AMEA dediğimiz Asya, Afrika ve Orta Doğu ülkelerini kapsayan bölgelerdir. Pek çok ülkede ise pazarın önemli oyuncuları arasında yer alıyoruz. Rusya ve Ukrayna Satış Temsilciliklerimiz ile satış ve dağıtım kanallarını yerinden yönetiyoruz. Avrupa’da ise aralarında Almanya, Hollanda, Belçika, Fransa, İspanya, İsveç ve Polonya gibi ülkelerin yer aldığı çok sayıdaki ülkede VİKO markalı ürünlerimiz pazarda yer almaktadır. Avrupa pazarlarındaki daralmayı AMEA olarak nitelendirdiğimiz Asya, Orta Doğu ve Afrika ülkelerine odaklanarak telafi ettik ve Ukrayna, Kazakistan, Özbekistan, Gürcistan, Kosova, Angola gibi ülkelerdeki pazar liderliğimizi başarı ile sürdürüyoruz. Bu ay bizlerin de detaylı olarak işlediği iş güvenliği konusu ile ilgili de soru yöneltmek isteriz. Viko için iş sağlığı güvenliği ne ifade eder? Bu konuda özellikle bünyenizde gerçekleşen çalışmalardan bahseder misiniz? Günümüzde biz sanayi kuruluşlarının gelişmişlik ve
RÖPORTAJ
liderlik göstergelerinden belki de en önemlisi çalışanlarına güvenli çalışma ortamları sunmasıdır. Bu nedenle VİKO by Panasonic olarak çalışanlarımızın iş sağlığı ve güvenliği alanındaki bilinç ve farkındalığı içselleştirmelerini çok önemsiyoruz. Kuruluş olarak en önemli değerlerimiz arasında tanımladığımız “ Çalışan Odaklılık “ İş Sağlığı ve Güvenliği konularındaki bilincin arttırılması öncelikli duyarlılık gösterdiğimiz bir konudur. OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim sistemine sahip olan VİKO’ da “İSG Anlayışını Yaygınlaştırmak” çok önem
140
• Ekim 2016
verdiğimiz hedefler arasında yer almaktadır. Kuruluş olarak bu yıl hayata geçirdiğimiz “ Anne Baba, Sağlık ve Güvenliğini Şansa Bırakma “ temalı resim yarışması da bunun önemli bir kanıtı olmuştur. Ayrıca
sponsorluğunu yürüttüğümüz İbni Sina İlkokulu’na dört yıl önce kazandırmış olduğumuz Karre Kids Çizgi Film Atölyesi öğrencileri de bu yıl ki filmlerini İş Sağlığı ve Güvenliği teması ile tamamladı.
IDEAL STANDARD’DAN MAVİ SORUMLULUK
RÖPORTAJ
Sorularımızı yanıtlayan Ideal Standard Satış ve Pazarlama Direktörü Emre Kılıç: “Tüm dünyada olduğu gibi su tüketimi Türkiye gibi zengin doğal kaynaklara sahip olan bir coğrafya için de artık son derece önemli. Ürünlerimizin tümü çevreye saygılı, insanı düşünen ve yaşamı koruyan ürünler.” dedi.
Ideal Standard Satış ve Pazarlama Direktörü Emre Kılıç
142
30’dan fazla ülkede 10 bin çalışanı ile banyo ürünlerinde marka olan Ideal Standard, ‘Blue Responsibility’ felsefesi ve buna bağlı geliştirdiği teknolojiler ile enerji tasarrufu sağlarken aynı zamanda doğal kaynakların da korunmasına katkıda bulunuyor. Kullanıcılar için ekonomik, hijyenik ve güvenilir bir yaşam alanı oluşturan Ideal Standard’ın yakından takip ettiği teknolojiyi tanımak adına, Ideal Standard Satış ve Pazarlama Direktörü Emre Kılıç ile Nalbur Teknik dergisi ekim sayısına özel bir röportaj gerçekleştirdik.
I
deal Standard’ın ana felsefelerinden olan “Blue Responsibility” kavramı nedir? Ideal Standard için ne
• Ekim 2016
ifade eder? Çok uluslu bir dünya firması olan Ideal Standard International, 200 yıllık
geçmişi, 30’dan fazla ülkede 10 bin’den fazla çalışanı ile banyo ürünlerinde dünyanın lider markasıdır. Ideal Standard, geliştirdiği teknolojilerle çevreye duyarlı çözümler üretmeyi kendisine misyon edinmiş bir marka. Ideal Standard’ın bu konuda geliştirdiği Blue Responsibility felsefesi ve buna bağlı olarak geliştirdiği teknolojiler; ürünlerle su ve enerji tasarrufu sağlayarak
Sistem’i sundu. 2003 yılında ise su ve enerjide %50’ye varan tasarruf sağlayan Click Kartuş teknolojisini duyurdu. Ayrıca Ideal Standard’ın tüm rezervuarları çift kademeli su boşaltma sistemine sahip. Bu sistemle tam ve yarım su seçenekleriyle ihtiyaçtan fazla su harcanmayarak maksimum su tasarrufu sağlamaya yardımcı oluyor. Özetle, devrimsel nitelikteki birçok yeniliği sektöre Ideal Standard kazandırdı. Rimless olarak adlandırılan kanalsız klozetin mucidi de Ideal Standard’dır. Ideal Standard olarak teknoloji sizin için ne ifade ediyor? Teknoloji artık hayatımızın her alanında ve akıl almaz bir hızla gelişiyor. Özellikle banyolardaki dekorasyon anlayışı teknolojinin bu hızlı gelişimi içerisinde çok farklı bir boyuta taşındı. Kullanıcılar artık şık, estetik ve fonksiyonel tasarımlar kadar teknolojik özelliklere sahip ve çevreye dost tasarımları da tercih etmeye başladı diyebiliriz. Banyolardaki yenilenme
Teknoloji alanında geliştirdiğiniz ürünler hakkında bilgi verir misiniz? Geliştirdiğiniz teknolojiler paralelinde sektöre ne gibi yenilikler sundunuz? Ideal Standard; banyo ve mutfak armatürlerinden vitrifiye seramik ürünlerine, duş sistemlerinden gömme rezervuar sistemlerine, banyo mobilyasından akrilik ürünlere kadar tüm banyo ekipmanlarında hizmet veren, tek marka ile banyodaki tüm ihtiyaçları karşılayan uluslararası marka olma özelliğini taşıyor. Devrimsel nitelikteki birçok yeniliği sektöre kazandırmış bir marka Ideal Standard. Örneğin bataryalardaki Seramik Kartuş, Click Kartuş, IdealPure, BlueStart, Coolbody teknolojilerinin ilk yaratıcısı Ideal Standard oldu. Yine kanalsız klozetin de mucidi Ideal Standard’dır. Son olarak Ideal Standard yine devrim niteliğinde bir inovasyona imza atarak
RÖPORTAJ
doğal kaynakların korunmasına ve kullanıcıların daha sağlıklı bir yaşam alanına sahip olmalarına katkıda bulunuyor. “Blue Responsibility” sadece yeşil bir dünya yaratmak değil, kaynakları ve bütçemizi de korumayı kapsayan bir felsefe. Blue Responsibility ile Ideal Standard ürünleri su ve enerji tasarrufu sağlamanın yanı sıra tüketicilerin de beklentilerini karşılayarak onlar için ekonomik, hijyenik ve güvenilir bir yaşam alanı yaratıyor. 21. yüzyılda, su kaynaklarının yönetimi artık sadece önemli olmaktan çıktı, hayati derecede önemli bir hal aldı. Su sarfiyatının yüksek ölçüde yapıldığı banyolarda, akıllı banyo ürünleri üzerinde uygulanan teknolojiler ile su kaynaklarının sürdürülebilirliğine olumlu katkıda bulunmak mümkün. Bu sorumluluğun bilincinde olan Ideal Standard ilk olarak 1960’lı yıllarda, banyolarda devrim niteliğinde su tasarrufu sağlayan Seramik Disk Kartuş’u insanlığın kullanımına kazandırdı. 1995 yılında yenilikçi Eko
özellikle kullanılan teknolojiyi daha ön plana çıkardı. Ideal Standard’ın dünyada 7 mükemmellik ofisi bulunuyor ve bu ofislerde 140 mühendis çalışıyor. Yeşil üretim ve çevreci çalışmalar konusunda dünya çapında takip ettiğimiz ciddi çalışmalarımız var. Bu çalışmalara Türkiye’de de hız verdik. Tüm dünyada olduğu gibi su tüketimi Türkiye gibi zengin doğal kaynaklara sahip olan bir coğrafya için de artık son derece önemli. Ürünlerimizin tümü çevreye saygılı, insanı düşünen ve yaşamı koruyan ürünler. Bilinçlenen üretim ve dağıtım zihniyeti ile birlikte tüketicilerimizi de bu konuda daha dikkatli olmaya çağırıyoruz.
143
RÖPORTAJ
hayata geçirdiği Aquablade teknolojisi ile dünyada bir ilki gerçekleştirdi. “Microslot” teknolojisinin kullanıldığı Aquablade ile, su tıpkı bir şelale gibi tüm hazneye eşit olarak dağılmakta, klozetin arka, ön ve yan olmak üzere tüm bölgelerine ulaşarak, %100 temizlik ve hijyen sağlıyor. Böylece yıkanmamış alanlar bırakan geleneksel klozetlerden ve yeni nesil kanalsız klozetlerden %20 daha iyi bir performans sergiliyor. Su perdesi şeklindeki kanal tasarımı ile türbülansı azaltıp yıkama performansını maksimize ederek aynı zamanda daha sessiz bir yıkama imkanı sunan Aquablade, klozet kapağının oturma kısmı kapanınca su çıkış kanalı hiçbir şekilde gözükmediği için estetik açıdan da farkını ortaya koyuyor.
144
Türkiye’de banyo ürünleri pazarına yön veren trendler neler oluyor? Türkiye ve dünyada bu trendler farklılık gösteriyor mu? Öncelikle; banyolar artık birer kişisel yaşam alanı. İnsanlar bu alanda dinlenmek, keyifli vakit geçirmek ve huzur bulmak istiyor. Günden güne gelişen tasarım anlayışı, evin en kişisel alanlarından olan banyolara da ilham kaynağı oluyor. Modernizm, estetik, şıklık, fonksiyonellik, teknolojik özellikler gibi kavramlar ise günümüz banyolarının olmazsa olmazları arasında yerini alıyor. Trendleri kullanıcıların mükemmel bir banyodan beklentileri belirliyor diyebiliriz. Bu bizim ülkemizde de tüm dünyada da bu doğrultuda. Elbette bazı gözlemlerimiz var. Örneğin; banyolarda kullanılacak ürünlerde- bu klozet de olabilir duş başlığı
• Ekim 2016
da- seçim yapılırken ‘kullanım kolaylığı’ ve ‘estetik görünüm’ gibi özelliklerin yanı sıra özellikle son yıllarda artan çevre bilinci nedeniyle ‘ne kadar çevreci olduğu’ gibi özellikleri dikkate alınıyor. Su sarfiyatının yüksek ölçüde yapıldığı banyolarda, tüketiciler için kullandıkları ürünlerin ‘ne kadar su tasarrufu sağladığı’ konusu hızla artan oranda önem taşıyor. Özetle; teknoloji, tasarım ve kaliteyi bir araya getiren modellerin çevre ve sağlık bilinci de irdelenerek tercih edildiğini ifade etmek mümkün. Banyo teknolojilerinde birçok ilk imza atan dünya lideri IDEAL STANDARD olarak su ve enerji tasarrufu sağlamanın yanı sıra tüketicilerin beklentilerini karşılayarak onlar için ekonomik, hijyenik ve güvenilir bir yaşam alanı yaratıyoruz. Ideal Standard olarak satış sonrası hizmet hakkında neler söylemek istersiniz? Satış sonrası hizmet ve müşteri memnuniyeti günümüzde her sektörde olduğu gibi bizim sektörümüzde de çok büyük önem taşıyor. Bu anlamda kurduğumuz ve sürekli olarak geliştirdiğimiz teknik servis ağımızla müşterilerimizin ihtiyaçlarına en kısa sürede ve doğru çözümlerle hizmet vermeye çalışıyoruz. Özellikle
satış sonrasında tüketiciler, firma çalışanlarımızla kolayca iletişim kurabiliyor. Bu da tüketici ve marka arasındaki bağı güçlendiriyor. Tabi ki en önemli amacımız müşteri memnuniyetini sağlayabilmek. Ideal Standard’ın piyasaya sunacağı yeni ürün var mı? Ideal Standard olarak 2016 yılında seramik sağlık gereçleri alanında özellikle Aquablade teknolojisi üzerinde yaptığımız çalışmalarla en son teknolojiye sahip tasarımlarımızı kullanıcıların beğenisine sunduk. Bu yıl Aquablade teknolojisine sahip 4 yeni ürünümüz var. Birçok ödül alan Aquablade teknolojisini önümüzdeki dönemlerde daha fazla üründe görmeye devam edeceğiz. Armatürde ise su ve enerji tasarrufu sağlayan çevre dostu ürünleri tasarlıyoruz. Özellikle son zamanlarda daha az su tüketen armatürler ve daha fazla temizlik sağlayan hijyenik seramik ürünler üzerindeki çalışmalarımıza yoğunlaşmış durumdayız. Geliştirdiğimiz teknolojilerle tüm dünyada birçok ilke imza atan bir marka olarak tasarımlarımıza her yıl yenilerini eklemeye, kalite ve teknolojiyi birlikte sunan ürünlerimizi piyasaya sunmaya devam edeceğiz.
SEKTÖREL HABER
TÜRK YAPI SEKTÖRÜ EKİM’DE ANKARA’DA BULUŞUYOR
146
Türk yapı sektördeki son gelişmelerin ve en yeni teknolojilerin sergilendiği, bölgesinin en büyük fuarı olan Yapı Fuarı – Turkeybuild Ankara, 20 - 23 Ekim 2016 tarihleri arasında Congresium, ATO Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapı sektörü temsilcilerini bir araya getirecek.
Y
EM Fuarcılık tarafından düzenlenen Türk yapı sektörünün İç Anadolu Bölgesi’ndeki en büyük fuarlarından biri olan Yapı Fuarı – Turkeybuild Ankara, Ekim ayında ziyaretçileriyle 29. kez buluşacak. Türk yapı malzemeleri pazarının %16,5’ini oluşturan İç Anadolu Bölgesi, son dönemde artan
• Ekim 2016
yatırımlarla büyümeye devam ediyor. Fuarın sektörün bu bölgedeki büyümesine katkı sağlaması amaçlanıyor. İç Anadolu Bölgesi pazar büyüklüğü 20,2 milyar TL İç Anadolu Bölgesi’ndeki yapı harcamaları giderek artan büyük bir hacme sahip. Ankara başta olmak üzere, bölgede 2015 yılında yapılan inşaat
harcamaları 28,9 milyar TL olarak gerçekleşti. Bu miktar Türkiye’de toplam inşaat harcamalarının %16,5’lik payını kapsıyor. Hesaplanan bu harcamalarla oluşan inşaat/yapı malzemesi pazar büyüklüğü ise 20,2 milyar TL olarak gerçekleşti. İç Anadolu Bölgesi 2015 yılında 122,5 milyar TL olan Türkiye inşaat/ yapı malzemeleri pazarının %16,5’ini oluşturuyor. Türkiye’de en çok konut kredisi kullandırılan ikinci il olan Ankara, bölgedeki konut satışının önemli bir bölümünü oluşturuyor. 2015 yılında Ankara’da 952 olmak
ITE Turkey ve YEM Fuarcılık Genel Müdürü Burcu Başer
üzere İç Anadolu Bölgesi’nde toplam 3.684 bina yatırımı için yapı ruhsatı alındı. Ayrıca, Ankara’da 146.537, bölgede ise 239.416 konut satışı gerçekleşti. ITE Turkey ve YEM Fuarcılık Genel Müdürü Burcu Başer, Yapı Fuarı – Turkeybuild Ankara’nın Türk yapı sektörünün gelişmesine önemli katkılar sunacağına inandıklarının altını çizdi. Türkiye’nin
lokomotif sektörlerinden yapı sektörünün temsilcilerini Ankara’da bir araya getireceklerini belirten Başer: “39 yıldır yapı sektörüne sağladığı faydayı düzenli olarak arttıran Yapı Fuarları – Turkeybuild, hem katılımcılarına hem de ziyaretlerine sunduğu fırsatlarla, sektörün en büyük ve etkin buluşmalarını oluşturuyor. Yapı Fuarı –
Yapı Fuarları – Turkeybuild sektörün tüm oyuncularını bir araya getiriyor Yapı Fuarları - Turkeybuild katılımcılarına yeni iş ve işbirliği olanakları sunarken; ziyaretçilerine de sektördeki yeni ürün, hizmet ve teknolojileri yakından görme ve değerlendirme fırsatı yaratıyor. Yapı Fuarları – Turkeybuild, her yıl yapı malzemesi sektörünün önde gelen ulusal ve global firmalarını, mimarları, mühendisleri, peyzaj mimarlarını, yatırımcıları, müteahhitleri ve GYO’ları bir araya getirmesinin yanı sıra, meslek platformlarını, STK’ları, resmi veya yerel yönetim temsilcilerini, akademisyenleri ve geleceğin sektör profesyoneli olan öğrencileri Türk yapı dünyasının zirvelerinde buluşturuyor.
SEKTÖREL HABER
Turkeybuild İstanbul’un ardından Ekim ayında Ankara’da düzenleyeceğimiz ikinci büyük buluşma ile yapı sektörüne önemli katkılar sunmaya devam ediyoruz. Fuarlarımız her yıl bir öncekinden daha büyük kitlelere hitap ediyor; katılımcı ve ziyaretçi sayımız artıyor. Bu artışla Türkiye ekonomine sağladığımız katkı da artmış oluyor. Yapı sektörü temsilcilerine yeni iş bağlantıları sağlayacak olan fuarımızla Türkiye ekonomisine katkı sağlamaya devam edeceğiz. Bu katkıya ortak olmaları ve sektörün gelişmesine destek vermeleri açısından, tüm sektör profesyonellerini bu önemli buluşmada yerlerini almaya davet ediyoruz” dedi.
147
SEKTÖREL HABER
SHF FUARLARI 2016 YILINI BAŞARILI BİR ORGANİZASYON İLE GERİDE BIRAKTI
148
Alanında düzenlenen tek fuar olan SHF Fuarları hareketli geçen son günüyle final yaparak kapanışını gerçekleştirdi. İstanbul Fuar Merkezi’nde (İFM) iş sağlığı ve iş güvenliği ile yangın, acil durum ve arama-kurtarma sektörlerinin buluşmasına ev sahipliği yaptı.
S
HF Fuarları kapanışı yaptı. Eğitici sunum ve aktiviteleri, eğlenceli stant şovları sunan SHF Fuarları, iş sağlığı ve güvenliği sektörünün yanı sıra, yangın ve acil durum sektörü de yeni iş sezonuna heyecan verici bir başlangıç yapmış oldu. Toplamda 7000 m2 alanda gerçekleşen SHF Fuarlarında yurtiçinden 174 yurtdışından 27 olmak üzere toplamda 181 katılımcı yer aldı, 4 gün boyunca devam
• Ekim 2016
eden SHF Fuarlarını, 8.096 kişi ziyaret etti. SHF Fuarları ile eş zamanlı olarak düzenlenen İSG Konferansı sayesinde İş Sağlığı ve Güvenliği alanındaki tüm sektör temsilcileri, kamu kurumu ve kuruluşlar, akademisyen ve öğrenciler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eğitim ve Araştırma Merkezi (ÇASGEM) ‘in destekleri ile 5.kez bir araya geldi. SHF Fuarlarının
2. ve 3. Günü devam eden konferansta Mesleki Eğitim ve Zorunlu İSG Eğitimleri, İSG Katip Uygulaması, Kamuda İş Sağlığı ve Güvenliği ile Kişisel Koruyucu Donanımlar konuları ele alındı. Katılımcılar arasında yer alan Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı (AFAD) standında bulunan mobil deprem simülatörü ve yangın eğitim mobil mutfağı sayesinde ziyaretçiler deprem ve yangın gibi acil durumlarda alınması gereken önlemler ve dikkat edilmesi gereken durumlar hakkında bilgilendirildi.
ENDÜSTRİDE KRİTİK GÜVENLİK KOŞULLARI NELERDİR? FONKSİYONEL GÜVENLİK ÜRÜN SERTİFİKA KURULUŞLARI NEDEN EN YÜKSEK SEVİYEDE AKREDİTASYON ONAYINA SAHİP OLMALIDIR?
MAKALE
Y
150
angın ve gaz sistemlerinizin çalışması için en yüksek güvenlik seviyesine sahip olması tesis güvenliği açısından gereklidir. Peki, en yüksek güvenlik seviyesinden emin olmak için ne yapabilirsiniz? Üretilmiş bir ürünün bağımsız denetleme kuruluşları tarafından değerlendirilmesi üreticinin kendi belirlediği sertifikasyonuna göre daha çok tercih edilir. Ancak bu durumda da akla aşağıdaki sorular gelmektedir; *Hangi bağımsız denetleme kuruluşu seçilmeli? *Sertifikalandırmadaki hususlar nelerdir? *Ürün Sertifikasyonun uygun ve tam yönetilmesi için seçmiş olduğunuz nitelikli şirketlere nasıl güvenebilirsiniz? Yaygın olarak bilinen yanlış inanışlar şöyledir; Yanlış 1: Ürünün üretici nezdinde sertifikalanması; bağımsız denetleme kuruluşunun sağladığı sertifikasyon ile aynı hassasiyet ve özeni gösterir. Yanlış 2: Tüm ürün sertifikasyon kuruluşları eşit yeterliliktedir. Yanlış 3: Ürünün dökümanında
• Ekim 2016
belirtilen standartlar; ürünün bir sertifikaya sahip olduğu anlamına gelir. Yanlış 4: Yedekli SIL 2 ürünleri ve SIL 2 süreçleri kullanılarak SIL 3 seviyesine ulaşabiliriz. Hatalar genellikle yanlış terminolojiler ile çoğalır. Burada önemli olan birkaç tanımdan bahsedebiliriz. Standart: Uygun sistemin karşılanmasına bağlı olarak doğrulanmış bir kabul tanımıdır. Teknik ve kanıtlanabilir dil kullanır böylece bir endüstri için yerel ve uluslararası gruplar en doğru uygulamaları belirlerler. IEC 61508 ve IEC 60079-29-1 standartlara örnektir. Standartlar asgari kabul edilebilir kriterleri belirler. Güvenlik hedefleriniz daha yüksek bir standarda belirlenmeli. Akreditasyon Kurumu ; Gerekli bilgi, birikim ve titizliğe sahip, çözümler ile ilgili sertifikalama fonksiyonunu sağlayabilen firmaları tanımlayan kuruluşlardır. ANSI (Amerika Ulusal Standart Enstitüsü) bir akreditasyon onay kuruluşudur.
Ürün Sertifika Kuruluşu: Ürün kalitesi, hizmet kalitesinin ve sistemlerin standartlar doğrultusunda incelenmesi ve denetlenerek uygun sertifikayı sağlayabilen kuruluşlardır. Exida akredite edilmiş bir fonksiyonel güvenlik(SIL) ürün sertifikatörüdür. Sertifikasyon: Belirli bir çözümün (ürün, hizmet veya sistem) standartları karşıladığını belirler. Değerlendirme testleri sonucunda çözümün güvenli, işlevsel ve beklenen şekilde gerçekleştiği teyit edilir. Uyumluluğun belirlenmesi durumunda, çözüm ile ilgili fonksiyonel güvenlik sertifikası oluşturulur. Geçerli sertifikasyon için onaylayıcı kuruluşun, kullanılan standartlar ile ilgili akredite olmuş olması gerekmektedir. Firmanın kendi sertifikasyonunu alması riskli olabilir. Güvenlik amacıyla düzgün bir şekilde sertifikalandırılmış alev ve gaz dedektörlerinin seçimi hayati önem taşır. Sürecin her adımının hassas bir şekilde değerlendirmesi gereken birçok husus vardır. Operasyonel verimlilik, Maksimum verim
sertifikasyonunun; ekstra ve özel kullanım şartlarında düzgün bir fonksiyonel güvenliğin kabul edilmesinin, güvenlik için çok önemli olduğudur. Fonksiyonel güvenlik tahmin edilebilir bir durumda daha önceden belirlenen başarısızlığı izin verir. Bu nedenle ürün sertifikasındaki yanlışlar bir felaket esnasında kendi kendilerine ortaya çıkacaktır. Tam ve güvenilir fonksiyonel güvenlik sertifikasyonu dikkat gerektirir. Yerel Güvenlik
standartlarına uyum çok karmaşık bir konudur. Binlerce yerel, bölgesel ve ulusal standartlar ve çok sayıda ekipman seçeneği, Akreditasyon kurumu ve bağımsız denetleme kuruluşları vardır. Ürün sertifikatörünün seçimi ( aynı zamanda ürün sertifikasyon kuruluşu veya onaylanmış kuruluşlar olarak bilinirler), tanınmış akreditasyon onay kuruluşu tarafından özel standartlara ve yeterliliklerin değerlendirilmesi gerekir.
Akreditasyon kurumu ve ürün sertifika kuruluşları yerel operatörler tarafından genellikle daha az bilinirler. Bir akreditasyon kurumu; (Ör. ANSI, OSHA, CNAS, UKAS) resmi bir süreç üzerinden, ürün sertifika kuruluşunun yeterliliğini, detaylı güvenlik standartlarıyla değerlendirir.
ve saptanması için bir ürün sertifikatörü seçimidir. Ürün sertifikatörünü düşünerek seçmeniz kritiktir. Sertifika hedefinizi başarmak ve ürününüzün ilgili standartlara uygunluğunun ispatı için büyük olasılıkla birden fazla ürün sertifika kuruluşunun kullanılması gerekecektir.
Ürünleri sertifikalayan şirketlerin sayıca çok fazladır.(Ör: Exida, FM, SIRA, UL ve TÜVRheinland ve benzeri) Onlar sertifikasyon için gelindiği zaman, ürünün çeşitli yeteneklerini sunabilirler. Bu süreç içerisinde potansiyel bir zayıf nokta vardır. Özel gereksinimlerinizin araştırılması
Tüm ürün sertifika kuruluşları eşit kaliteye sahip değildir. Akreditasyon kurumları; ürün sertifika kuruluşlarının değerlendirilmesinden sorumludur. Böyle kurumlar; ürünlerin test ve sertifikalarını sağlayan ürün sertifika kuruluşlarının beklenen
performans seviyelerini karşılaması için gerekli olan yetkinlik ve uygunluklarına bakarlar. Akreditasyon kurumlarının sorumlulukları, ürün sertifika kuruluşlarının rutin olarak denetiminin ötesindedir. Çalışmaları arasında, önemli poliçe dokümanlarının onayı, değerlendirme sürecinin gözden geçirilmesi ve sertifika kuruluşunun değerlendirme programlarının izlenmesidir. Akreditasyon kurumları ürün sertifika kuruluşlarına, IEC standartlarını da içeren, gösterilen yetkinlik üzerinden baz alınan bir akreditasyon belgesi verirler. Akreditasyon kurumu, ürünlerin düzgün bir şekilde
MAKALE
ve genel güvenlik gerektiren kapsamlı dikkat bu hususlar arasındadır. Sonuç olarak, doğru belgelendirme, doğru kurulum ve bir ürünün günlük işlemlerini en yüksek güvenlik standardına ulaşması gerekmektedir. Bu makale ürün sertifikalanmasının adımlarını anlatmaktadır. Hatta düzgün kurulmuş ve çalışan ürünler ve yasal bir ürün sertifikasyonuna sahip olmadıkça güvenlik özelliklerini sağlaması beklenmemelidir. Genellikle yanlış bilinen, ürün
152
• Ekim 2016
MAKALE 154
sertifikalandırıldığından emin olmayı hedefler. Bu, şu anlamlara gelmektedir: 1. Ürün, tescilli sertifika işareti ile etiketlenir. 2. Ürün sertifika kuruluşu sertifikasyonu çıkarırken, akreditasyon kapsamı içinde olan ve iyi bilinen bir test standardı uygular. 3. Ürün sertifika kuruluşu, sertifikasyonu bilinen bir
tesisinden çıkartır.
Biliyor muydunuz? Fonksiyonel güvenlik hedeflerinize ulaşmak için SIL, performans ve tehlikeli bölge akreditasyonunun kontrolü çok önemlidir. Aralık 2015 itibariyle üç alanda da akreditasyon elde eden hiç bir kurum yoktur fakat bazı kurumlar, akredite olmadıkları halde sertifikasyon sunmaktadır. Örnek olarak bir ürüne, IEC 61508’i karşıladığına dair bir sertifikasyon verebilmek için, ürün sertifika kuruluşu, aşağıdaki örneklerde belirtildiği gibi, fonksiyonel güvenlik alanları içinde tam yeterlilik sahibi olmalıdır:
ve teşhis analizi (FMEDA) • Donanım olasılıklı hata analizleri (stres koşulları ve kullanım ömrü) • Yazılım ve donanım test prosedürleri ve yöntemleri. • Kalite prosedürleri, doküman kontrolü ve fonksiyonel güvenlik yönetimi.
• Mekanik tasarım (stres koşulları, kullanım ömrü, sistematik tasarım prosedürleri) • Yazılımsal tasarım (Yazılım hata mekanizması ve sistematik tasarım prosedürleri) • Elektronik donanım (elektronik donanım hata mekanizması ve sistematik tasarım prosedürleri) • Donanım hata modları, etkileri • Ekim 2016
Yukarıdaki 1. ve 3. maddeler genelde iyi anlaşılır ve uygulanır. Ancak, birkaç ürün sertifika kuruluşu, IEC 61508 e göre akreditasyonlarının kapsamı çerçevesinde fonksiyonel güvenlik sertifikaları sunar (madde 2). Bu kritik adım olmadan resmi yeterlilik olamaz ve güvenlik seviyesi tehlikeye atılabilir.
Dokümantasyondan ne öğrenebiliriz ve ne öğrenemeyiz Ürünlerin değerlendirilmesi, ürün sertifikasının değerlendirilmesi yoluyla geliştirilebilir. Sertifikalar, ürünlerin seçimine yardımcı olmak için ek detaylar sunar. Her sertifika, karşılanan standartları ve sertifika vermek için kullanılan yayın yılını içerir. Fonksiyonel güvenlik sertifikası için standardın belirlendiği tarih, ürünleri doğru bir şekilde karşılaştırabilmek için kritik öneme sahiptir. Örneğin, IEC61508:2000’in (Edition 1) yayımlanan versiyonunda bulunan güvenlik arızası kırılma değerleri, 2010’a (Edition 2) göre daha az detaya sahiptir ve bu yüzden daha az güvenilirdir. İki
IEC 61508 standardı “yeterlilik kanıtı” değerlendirmelerini gerçekleştirenlerin tüm kuruluşlar için gereklidir. Resmi bir yetkili veya akredite olunma durumu gerekmemesine rağmen, IEC 61508 sertifikalı ürünleri sipariş eden birçok müşteri teknik yeterlilik seviyesinin yüksekliğini gösteren bir ürün sertifika kuruluşu talep eder.
versiyon arasındaki fark, FMDEA hesaplarının artık güvenlik ile ilişkili olmayan bileşenleri içermesi gerekliliğinden kaynaklanmaktadır. Yeni standart, ilgili bileşen değerlendirilmesinin yapılmasını, bilgi amaçlı güvenlik kılavuzunun oluşturulmasını gerekli kılmaktadır. Fonksiyonel güvenlik sertifikasında bir diğer önemli konu, SIL3 üreticisinin süreç kabiliyeti, bir SIL3 kapasite sertifikası düzenlenmesi esnasında göz önüne alındırılmasıdır. Artık SIL 2 üreticisinin, yedekleme ile ürününün SIL 3 uyumlu olduğunu belirtmesi mümkün değildir. Üretici öncelikle SIL3 uyumlu bir gelişim sürecini kanıtlamak zorundadır. Süreç kabiliyeti, ürünün tasarımsal dayanıklılığının sağlanmasının ölçümünü yapabilmek için öncelikli olarak gereklidir. Fonksiyonel güvenlik sertifikasyonu yetkinliği bulunan ürün sertifika kuruluşları, üreticinin ürününün ve sürecinin yeterliliğini belirleyecektir.
sertifikalandırılmasının tek yolu, sertifikasyon testi sonuçlarının ilgili standarda uygun olduğunu belirlemekten geçer.
MAKALE
Kavram Yanılgısı: SIL 2 uyumlu ürün ve süreç yedeklendiğinde sonuç SIL 3 olmamaktadır.
Üreticilerin iddia ettiği kabiliyetler üzerindeki ek bilgi, ürün güvenlik kılavuzu incelenerek elde edilebilir. Bu durum, ürünün ve süreç güvenlik sertifikasyonunun sağlamlığının belirlenmesi için gereklidir. Bir ürünün, güvenlik kılavuzunda belirtilen dayanıklılık testi aralığı, düzgün bir devamlılık sağlamak için ürünün kullanımı sırasında gereken bakım ihtiyaçlarını tarif eder. Yüksek SIL kapasiteli bir ürünün saha bakımı pahalı olabilir. Güvenlik kılavuzlarında belirtilen bu detaylar, ürünlerin karşılaştırılması yapılırken detaylı
olarak incelenmelidir. Aynı zamanda, ürünün SIL uyumluluk sertifikasının olması, ürünün performansının onaylandığı anlamına gelmemektedir. Ürünün SIL yeterlilik sertifikasında, çeşitli yönetmelikler ve standartlar listelenmiş olabilir. Bu listede belirtilenler, hepsinin uygunluğunun sağlandığı anlamına gelmez. Listedeki yönetmelik ve standartlar, değerlendirmede bunların göz önünde bulundurulduğu anlamına gelir. Yönetmelikler, her kurum tarafından akredite olmuş değildir. Ürünün uygun bir şekilde
Özet Olarak Tehlikeli endüstriyel uygulamalarda riskleri azaltmak için tasarlanan ürünler, belirli standartlara göre sertifikalı olmalıdır. Ürün sertifikasyonu sunan kurumlar ürünlerin, fonksiyonel güvenlik gereksinimlerini karşıladığına emin olmak için kontrol edilmesinden sorumludur. Ürün sertifika kuruluşlarının hepsi sizin gereksinimlerinizi karşılayamaz. Ürünlerin fonksiyonel güvenlik sertifikasyonları yapan kuruluşların, IEC 61508’e akredite olmuş olmaları zorunludur. Akredite olmuş sertifika kuruluşu sadece ürünü ve süreci değil, ilgili bilginin güvenlik kılavuzunda bulunmasını da kontrol edecek yeterlilikte olmalıdır. Ürünün ve sürecin güvenli olarak işleyebilmesi için, güvenlik kılavuzu ve üreticinin sağladığı dokümantasyona uyulmalıdır. Ancak o zaman, ürünün ve sürecin en yüksek seviyede güvenilir olarak çalışması sağlanmış olacaktır.
156
Süreçlerinizi değerlendirmek için matrisi kullanın. Bölgenizdeki sertifikasyon sunan grupların yeteneklerini değerlendirin. İhtiyacınız olan seviyeye göre akredite olmuşlar mı? Hangi alanlarda uzmanlar ve hangi alanlarda güvenilir kaynaklar olarak kurulmamışlar? • Ekim 2016
Detronics Onay Mühendisliği Müdürü Jon D. Miller tarafından yazılmıştır. Çeviri: Emo Ayvaz Yangın Sistemleri A.Ş.
SEKTÖREL HABER
MARSHALL İLE YAZ TATİLİNİZ SONBAHARA İLHAM VERSİN
158
Marshall sonbahar ruhunu evinize en iyi şekilde yansıtmanız için tatil fotoğraflarınızdan ilham alan öneriler sunuyor. Dekorasyon ve renk uyumuyla ilgili sizi yansıtan faydalı öneriler evinizi en şık şekilde sonbahara hazırlayacak.
M
arshall, sonbahar ruhunu en iyi şekilde evimize yansıtacak çok kullanışlı ve şık öneriler hazırladı. “Yaz boyunca yaptığınız seyahatlerden ilham alarak evinizi sonbahara hazırlayın” temasıyla oluşturulan öneriler, yeni taşınanlar ya da evinde sonbahar değişikliği yapmak isteyenler için en güncel dekorasyon ve renk uyumu çözümleri sunuyor. Seyahatten ilham alan sonbahar duvarları En sık seyahat ettiğimiz mevsim olan yaza ait fotoğraflar, küçük tatil objeleri, tatili hatırlatan renkler ve desenler sonbahar dekorasyonu için yaratıcı ve özgün fikirler verecektir. Örneğin, konakladığımız mekânlardaki ve uğradığımız restoranlardaki küçük ayrıntılar, “ben olsaydım nasıl kullanırdım” diye düşündüğümüz nesneler,
• Ekim 2016
hatta ilgi çekici tabelalar ya da el ilanları bile, kendimizi yansıtan bir sonbahar ortamı oluşturma konusunda bize ilham verebilir. Bu tatil anılarımızı dekoratif bir şekilde harmanlayarak ve uygun renkleri seçerek evimizi sonbahara hazırlarken zevklerimizi en iyi şekilde evimize yansıtabiliriz. Sonbaharla ve birbirleriyle uyumlu renkler Marshall sonbaharda evinizin her odasında rahatlıkla kullanabileceğiniz, birbiriyle uyumlu renk çiftleri öneriyor: • Orman yeşili ve yosun yeşilini bir arada kullanmak klasik ama çarpıcı bir görünüm sağlar. Dramatik bir kontrasta sahip bu kombinasyonu koyu renkli mobilyalarla rahatlıkla kullanabilirsiniz. • Mavi ve beyaz ile canlı ve
zarif bir aile atmosferleri yaratabilirsiniz ve maviyi yine gökyüzünü temsil eden sarı ile kullanmanız sıcaklık, genişlik ve özgürlük hissi yaratır. • Sarı ve gri ise, sıcak ile nötr tonların birleşimi sayesinde odalara canlı bir görünüm kazandırır. • Sıcak ve tutkulu bir renk olan koyu kırmızı ile grinin tonları gibi nötr renkler, sonbahara vurgu yapan çarpıcı bir uyum sağlamak için en iyi seçeneklerden biri. “Marshall Gör&Boya” ile farklılık oluşturun Tüm bu önerileri uygularken en iyi sonuçları hatasız bir şekilde almak için şu ana kadar 2 milyondan fazla indirilen ödüllü “Marshall Gör&Boya” uygulamasından yardım alabilirsiniz. Evinizdeki tüm alanlar için en doğru rengi seçerek harikalar yaratmanızı sağlayacak gerçek zamanlı uygulamayla, tabletinizi veya akıllı telefonunuzu oda içinde hareket ettirerek uyumlu renklere ve bu renklerin dekoratif nesnelerinizle uyumuna karar verebilirsiniz.