AÄ&#x;ustos/2016
SYMPLEX Serisi 3PH SYMPLEX 320 - SYMPLEX 420
PERFORMANSI İLE FARK YARATIN...
MIG-MAG ve MMA kaynak uygulamaları için geliştirilmiş çok fonksiyonlu yeni Symplex, özellikle zorlu çalışma koşullarında ara vermeden çalışabilmek için geliştirildi.
UYGULAMALAR • Şantiyeler • Doğrama işleri • Bakım • Onarım • Montaj
• Kurulum • Makina Kurulumu • Otomotiv • Tarım • Zanaat endüstrisi
İSTANBUL - MERKEZ Bankalar Caddesi No.: 23 34420 Karaköy Tel.: (0212) 256 49 50 Faks: (0212) 256 23 20 E-mail: makinadept@burla.com
www.burla.com
• Gemi üretimi • Tarım binaları • Gıda endüstrisi • Platform üzerinde kaynak
ENDÜSTRIYEL MARKÖRLER
Tüm ürünler hakkında daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
H. Ferruh Işıkik m.tr
Genel Müdür
Mehmet Söztutan mehmet.soztutan@img.com.tr
Yayın Editörü
Emine Korkmaz emine.korkmaz@img.com.tr
Reklam Müdürü
Zülküf Karadayı zulkuf.karadayi@img.com.tr
Sanat Yönetmeni
İsmail Gürbüz ismail.gurbuz@img.com.tr
Grafik Tasarım
Sorumlu Müdür
Dış İlişkiler Müdürü
Kurumsal İletişim Müdürü
Kurumsal İletişim Müdürü
Abone
CTP-Baskı
Adres
www.nalburteknik.com Nalbur Teknik Dergisi’nde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. Nalbur Teknik Dergisi’nin bütün yayın hakları İSTMAG Magazin Gazetecilik İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan Nalbur Teknik Dergisi ayda bir yayınlanır.
Şükrü Karşıyaka sukru.karsiyaka@img.com.tr Cüneyt Aktürk cuneyt.akturk@img.com.tr Yusuf Okçu yusuf.okcu@img.com.tr Ebru Pekel ebru.pekel@img.com.tr
Mustafa Aktaş mustafa.aktas@img.com.tr
İsmail Özçelik ismail.ozcelik@img.com.tr
Vizyon Basımevi Kağıtçılık Matbaacılık ve Yayıncılık Deposite İş Merk.A6 Blok, Kat:3 No:309 Başakşehir Tel: 0212 671 61 51 Mail : info@vizyonbasimevi.com.tr Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi B Blok No:1 Kat:4 Güneşli-Bağcılar / İstanbul Tel: +90 212 604 50 50 Faks: +90 212 604 50 51
EDİTÖRDEN
İmtiyaz Sahibi İSTMAG Magazin Gazetecilik İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. adına
TÜRKİYE TEK YÜREK, TEK SES !
İNDEX
VİKO by Panasonic Pazarlama Direktörü Aysel Özaltınok “BİR MUM DİĞER BİR MUMU TUTUŞTURMAKLA IŞIĞINDAN BİR ŞEY KAYBETMEZ”
Karbosan Satış Müdürü Ahmet Kodalak: “HIRDAVAT SEKTÖRÜ KURUMSALLAŞMAYA ÖNEM VERMELİ”
Mert Dekoratif Hasan Keleş ‘HIRDAVAT PAZARININ GELİŞMESİ TEKNOLOJİNİN KULLANIMI İLE OLUR’
Stanley Black&Decker’ Türkiye Ofisi Elektrikli El Aletleri Ürün Müdürü Kerem Sürmen STANLEY, USTALARIN MARKASI!
ERYAP GRUP, MARKALARINI TEK BİR İSİM ALTINDA BİRLEŞTİRİYOR
ABONE FORMU..............................135
EMÜLZER.........................................41
MANO..............................................89
ABUDABİ HIRDAVAT FUARI ............101
ERKALIP...........................................57
MAPA...............................................77
ALSALAR................................... 72-73
GATAKİMYA......................................91
ARMUTLU TATİL.............................127
GEZER.............................................97
ASKAYNAK.................................. Ö.K K
İHLAS KOLEJ.................................125
ATEŞ İNŞ.........................................45
İNDEX.......................................... 9-10
SEDA END...................................... 7-8
BORU FUARI...................................119
İSTANBUL HIRDAVAT FUARI...... 13-109
SELSİL........................................... 2-3
BOSCH......................................Ö.K.İ-1
KALE KİLİT.......................................37
SPSTAR PLASTİK....................... 68-69
BURLA MAK................................... 4-5
KAMİLTÜRK......................................93
CENTER.....................................A.K.İ.K
KARBOSAN.................................... A.K
CERMİX...........................................51
KARCHER.........................................35
ÇELİK HORTUM İNSÖRT
KARKİM................................... 85-105
YAPI FUARI.....................................113
EGELİ............................................. 5-6
MAGMAWELD..................................23
YDS.................................................29
PANASONİC.....................................49 RİTİM...............................................81
STANLEY........................................ Ö.K TÜM PLASTİK............................. 60-61
HABER
TÜRKİYE TEK YÜREK, TEK SES ! 15 Temmuz 2016 Cuma gecesi milletin iradesine karşı yapılan hain saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Milli iradenin tecelli ettiği Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne, emniyet birimlerine ve kendi halkına uçaklarla, helikopterlerle, bombalarla, ağır silahlarla saldıran, devletimizin birliğine, ülkemizin bölünmez bütünlüğüne kast eden demokrasi düşmanı çete mensuplarına en güzel cevabı başta; Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım, olmak üzere tüm güvenlik güçlerimiz, silahlı kuvvetlerimiz, sivil toplum örgütleri ve medya ile birlikte Aziz Türk Milleti vermiştir. Bu hain girişiminin karşısında asil duruşuyla vatanımızın bölünmez bütünlüğünü koruyan bütün vatandaşlarımıza en derin şükranlarımızı sunarız. Bu vatan uğruna her şeyi göze alarak şehit düşen vatandaşlarımıza, güvenlik güçleri ve emniyet görevlilerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve bütün milletimize baş sağlığı ve sabr-ı cemil, yaralanan bütün vatandaşlarımıza da acil şifalar dileriz. Nalbur Teknik
12
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
HABER
İHRACATÇIDAN TÜM DÜNYAYA İSTİKRAR MESAJI İhracatçılar binlerce mektupla yabancılara mesaj verecek: Tüm kurumlarımız iş başındadır, çalışmaktadır!
T
ürkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve 65 bin ihracatçının bağlı olduğu ihracatçı birlikleri, millet iradesine ve demokrasiye yönelik yapılan darbe girişimine karşı ortak tavır sergiledi. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin ev sahipliğinde ve TİM’e bağlı 60 ihracatçı birlik başkanı ve yönetim kurulu üyelerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda, darbe girişimi ve FETÖ lanetlendi. 65 bin ihracatçının her şeye 14 Temmuz’da kaldığı yerden ama daha fazla gayretle devam ettiklerini söyleyen Büyükekşi şöyle devam etti: “Milletimizin sağladığı birlik ve beraberlik kendisini ekonomide de, ihracatta da gösterecektir. İş dünyası ileriye bakarak yoluna sağlam adımlarla devam edecektir. İhracatçılarımız yurtdışındaki alıcılarına siparişlerini hiçbir şey olmamış gibi zamanında teslim edecektir. Geçen haftaya göre ihracatımız ilk 3 günde yüzde 33
14
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
artış göstermiştir. Önümüzdeki dönemde yine en önemli ticaret partnerimiz olan AB ile ikili siyasi ve ticari ilişkilerimizin aynı şekilde devam edecektir.” ‘Bütün tedbirler alındı’ Büyükekşi’nin okuduğu ortak bildiride şu ifadeler kullanıldı: “Hükümetimiz, Merkez Bankası ve ilgili kuruluşlar tarafından finansal istikrarı sağlamaya yönelik bütün tedbirler alınmıştır. IMF, bu tedbirlerin alınmasını takdirle karşıladığını açıklamıştır. Benzer açıklamaları, Dünya Bankası ve OECD gibi uluslararası kuruluşlardan da bekliyoruz. Milletimizin sağladığı birlik ve beraberlik kendisini ekonomide de, ihracatta da gösterecektir. İş dünyası ileriye bakarak yoluna sağlam adımlarla devam edecektir.” ‘S&P beklemeliydi’ Darbe girişimi sonrası işlerin
normal şekilde sürdüğünün altını çizen Büyükekşi, “İlk günlerde bazı ortaklarımız siparişlerin zamanında yüklenip yüklenemediğini sordular. Biz de onlara güvence verdik ve öyle oldu. Ödemelerde ya da ithalatta da bir sorun olmadı” diye konuştu. Büyükekşi konuşmasında S&P’nin Türkiye’nin kredi notunu indirmesini de değerlendirdi. Zamanlamanın doğru olmadığını söyleyen Büyükekşi, “Hükümetimiz tarafından ekonomik anlamda atılacak adımların beklenmesi gerekirdi” dedi. ‘OHAL ekonomiyi etkilemeyecek’ Büyükekşi, OHAL uygulamasının ekonomi üzerinde olumsuz bir etkisi olmayacağını kaydederek şunları söyledi: “Bu karar, demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nde istikrarın ve güvenliğin hızlı bir şekilde yeniden tesis edilmesi adına alınmıştır. Benzer bir karar 8 aydır Fransa’da uygulanmıştır, 6 ay da uzatılmıştır. Bu süre zarfında hukukun üstünlüğünün ve demokratik hak ve
özgürlüklerin devam edeceği Cumhurbaşkanımız tarafından altı çizilerek vurgulanmıştır. Ayrıca, ekonominin dinamiklerinde normal işleyişi bozacak herhangi bir değişim yaşanmayacağına olan inancımız tamdır. Zaten OHAL’in ilan edilenden daha kısa sürebileceğine yönelik açıklamalar bizi memnun etti.” Ege’nin mektupları postaya verildi TİM’in yol haritasının bir parçası olarak Ege İhracatçı Birlikleri de başarısız darbe girişiminin ardından Türkiye’den ithalat yapan 206 ülkedeki alıcılara mektup göndererek bilgilendirme yaptı. Açıklamada görüşlerine yer verilen EİB Koordinatör Başkan Yardımcısı Emre Kızılgüneşler, yurt dışındaki alıcıların, Türkiye’deki gelişmelerden hızlı ve doğru bilgi sahibi olmaları için böyle bir çalışma yaptıklarını belirterek, tüm ithalatçılara, Türkiye’de demokratik rejiminin kesintisiz devam ettiğini ve seçilmiş hükümetin iş başında olduğu mesajını verdiklerini kaydetti. Kızılgüneşler, mektupta, “Türkiye’de demokratik rejim devam ediyor, asayiş berkemal. Türkiye, her zaman olduğu gibi tüm dünya için istikrarlı ve stratejik bir çözüm ortağı olmaya devam ediyor” vur-
gusunu yaptıklarını vurguladı. İhracatçıların 7 maddelik yol haritası 1. 16 Temmuz’da Panama ve Guatemala’ya ticaret heyetimiz gönderilmiştir. Yakın zamanda açmayı planladığımız Türk Ticaret Merkezleri ile ilgili çalışmalara ara vermeden devam edilecektir. 2. Dün ihracatçı birliklerimiz aracılığıyla 65 bin ihracatçımıza örnek bir mektup gönderilmiştir. İhracatçılarımız bu mektupları yurtdışındaki alıcılarına iletmeye başlamıştır. Bu mektupta, Türkiye ekonomisinin tüm kurumlarıyla her zamanki gibi hatta daha etkili bir şekilde çalışmaya devam ettiği, ekonomimizde hiçbir şeyin 14 Temmuz’dan farklı olmadığı vurgulanmıştır. 3. Türkiye’deki tüm yabancı misyon şefl erine de durumu an-
latan bir mektup hazırlanmıştır. Ülkelerimiz arasındaki işbirliğinin ne kadar önemli olduğunu vurgulayan bu mektuplar, bu hafta içinde herkese ulaştırılacaktır. 4. Duruşumuzu dünyadaki iş çevrelerine duyurabilmek için yurtdışındaki muhatap STK’lara da aynı şekilde bir mektup hazırlanmıştır. 5. Tüm dünyaya ulaşan yabancı yazılı ve görsel medya kuruluşlarına da yine bu hafta içerisinde birer mektup bugün gönderilmiştir. 6. TİM’in yabancı yayını olarak 6 yıldır her ay yayınlanarak yüzbinlerce kişiye ulaşan Turkish Perspective dergisi, özel bir sayı yayınlayarak sesimizi tüm dünyaya duyuracaktır. 7. Yakın zamanda ülkemizdeki bütün Büyükelçileri davet edeceğimiz bir organizasyonun hazırlıklarına da başlanmıştır.
HABER
İTO’DAN 400 BİN ÜYESİNE MEKTUP:
İ
"OLAĞANÜSTÜ GÜNLERDE, OLAĞANÜSTÜ ÇALIŞACAĞIZ"
stanbul Ticaret Odası (İTO), 400 bin üye firmaya hitap ettiği mektupla Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişiminin püskürtülmesinin ardından ‘milli birlik’ ve ‘ülke için üretim’ çağrısı yaptı. İTO Başkanı İbrahim Çağlar imzalı mektupta “Olağanüstü günlerde, olağanüstü çalışacağız” başlığı kullanıldı. Yazıda, “Biz işimizin başında, devletimizin, aziz milletimizin ve siz değerli üyelerimizin yanındayız. Siz daha çok ürettikçe, yeni iş kapıları açtıkça bu milletin sırtı hiçbir zaman yere gelmeyecektir” denildi. İTO’nun mektubu şöyle: “Değerli Üyemiz, Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yuvalanmış FETÖ üyeleri tarafından gerçekleştirilen darbe girişimi; Sayın Cumhurbaşkanımızın dirayeti, Sayın Başbakanımızın ilk dakikadan itibaren gösterdiği kararlılık, demokrasiye inanan Bakanlarımız, emniyet güçlerimiz, terörist girişimi desteklemeyen TSK mensupları, cesur siyasetçilerimiz, canını siper eden gazetecilerimiz, eşini, sevdiğini, yeni doğan çocuğunu evde bırakıp alçak girişime tepki veren kahraman halkımızın topyekun birlik olması ve sağduyusu sayesinde püskürtülmüştür.
16
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
Son 14 yıldır güçlenen ekonomisi ile dünyada yıldızı parlayan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilerleyişi, bu hain girişimle durdurulmak istense bile, aziz milletimiz bu girişimin karşısında sağlam bir şekilde durmuştur. Demokrasimize yapılan bu terörist girişime karşı atılması gereken adımlar da, yine devletimiz tarafından olağanüstü bir hızla ele alınmıştır. Bu süre zarfında, devletin içine yuvalanmış ihanet şebekesi hukuk çerçevesinde gereken cezaya çarptırılacak ve devletimiz bu terör örgütü üyelerinden kurtulacaktır. Türkiye Cumhuriyeti bu hainlere pabuç bırakmayacak kadar geleneklerine bağlı ve köklü geçmişi olan modern bir ülkedir. Bu noktada gerek demokrasimizin ve gerekse ekonomimizin bu süreçten güçlenerek çıkacağından hiç bir şüphem yoktur.
ve 134 yılık geleneğiyle İstanbul Ticaret Odası, Türkiye’nin sağlam yarınları için bir teminattır.
Bizler, fırtınalara alışık bir milletin efradı olmakla gurur duyuyoruz. O nedenle her türlü zorluğun üstesinden gelme becerisine sahip özel sektörümüzün, söz konusu süreci daha da güçlenerek geride bırakacağına yürekten inanıyorum.
Oda ailesi olarak; dün olduğu gibi, ekonomimizi ileriye taşıyacak ve üyelerimizin gücünü artıracak çalışmalara hız kesmeden devam ediyoruz. Yurtiçi ve yurtdışı faaliyetlerimizle iş dünyasının taleplerine çözümler üretiyoruz. Bizlere düşen görev devletimizin yanında yer almak ve olağanüstü durumlarda olağanüstü çalışmaktır. Milletin oylarıyla göreve gelen Sayın Cumhurbaşkanımız ve milli iradenin tecellisi olan hükümetimizle bir olarak her türlü sıkıntının üstesinden geleceğiz. Biz işimizin başında, devletimizin, aziz milletimizin ve siz değerli üyelerimizin yanındayız. Dirayeti, gayreti ve azmi elden bırakmayan her bir üyemiz, bu ülkenin yarınlarına olan yüksek inancımızı artırmaktadır. Siz daha çok ürettikçe, yeni iş kapıları aştıkça bu milletin sırtı hiçbir zaman yere gelmeyecektir. Şunu çok iyi biliyorum ki; sizler güçlüyseniz, Türkiye de güçlüdür.
Değerli Üyemiz, 400 bine yakın üyemizin gücü
Yolunuz açık, işleriniz bereketli, gayretiniz daim olsun.
MAKİNE İMALAT SANAYİ DERNEKLERİ FEDERASYONU (MAKFED) BAŞKANI ADNAN DALGAKIRAN:
“ÜLKENİN GELECEĞİNİ İNŞA ETMEYE ODAKLANALIM”
M
akine İmalat S a n a y i Dernekleri Federasyonu (MAKFED) Başkanı Adnan Dalgakıran, 15 Temmuz’da yaşanan darbe teşebbüsünü lanetlediklerini belirterek alınan önlemlerle hayatın hızla normalleşeceğine dikkat çekti. Büyük bir badirenin atlatıldığını belirten Dalgakıran, iş dünyasını “ülkenin geleceğini inşa etmeye odaklanmaya” çağırdı. Dalgakıran’ın açıklamaları şöyle: “Bir yandan terörle, öte yandan küresel ve bölgesel gelişmeler-
in ülkemizdeki menfi tesirleri ile uğraşırken, demokrasimizi ortadan kaldırmak üzere sahneye koyulan hain plan devletin ve milletin sağduyu ve direnci sayesinde etkisizleştirilmiş, büyük bir badire atlatılmıştır. Lanetlediğimiz bu teşebbüs hem ülkemize hem toplumumuza büyük zararlar vermiştir. Yıkılanın yerine çok daha iyisini koymak, kaybettiklerimize karşı borcumuzdur; onlara Allahtan rahmet yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Ülkemizi kaosa sürüklemek isteyenlerin cezasını yargımız en kısa sürede verecektir. Diğer önlemlerin de alınmasıyla, in-
anıyoruz ki hayatımız hızla normalleşecektir. Ülkemizi geriye götürmek isteyenlere verebileceğimiz en güzel cevap, daha çok çalışmak ve üretmek, Türkiye ekonomisinin, yatırımlarının ve ihracatının aksamadan gelişmesini sağlamaktır. Makine imalat sanayii olarak, ülkemizi aydınlık geleceğine taşımakla vazifeli bütün paydaşlarımız gibi, aklımızı ve gücümüzü yeniden işimize vermeye mecburuz. Tüm iş dünyasını da aynı kararlılıkla ülkenin geleceğini inşa etmeye odaklanmaya çağırıyoruz.”
HABER
İŞ DÜNYASI OHAL KARARINI DEĞERLENDİRDİ İş dünyasından bazı temsilciler Bakanlar Kurulu’nda alınan olağanüstü hal (OHAL) kararının Türkiye’nin huzuru ve devletin bekası adına alınmış yerinde bir karar olduğunu belirttiler.
O
HAL’e iş dünyası temsilcileri olumlu tepki verdi. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, Bakanlar Kurulu’nda alınan olağanüstü hal (OHAL) kararının Türkiye’nin huzuru ve devletin bekası adına alınmış yerinde bir karar olduğunu belirtti.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar
18
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
Çağlar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararlarıyla ilgili yaptığı açıklamada, “Olağanüstü dönemler, olağanüstü yönetimi gerektirir. İş dünyası olarak olağanüstü şartların, ancak olağanüstü tedbirlerle bertaraf edileceğini biliyoruz. Bu çerçevede, ülke genelinde ilan edilen üç aylık olağanüstü hal, ülkemizin huzuru ve devletin bekası adına alınmış yerinde bir karardır.” ifadelerini kullandı. “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararlığı Türkiye’nin geleceğine güveni perçinliyor” Milletin mahremine tasal-
lut etmekten çekinmeyen, sivil halka ateş açan terör mensuplarının kökünün bu karar sayesinde çok hızlı şekilde temizleneceğini aktaran Çağlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümetin gösterdiği kararlılığın Türkiye’nin geleceğine güveni perçinlediğini kaydetti. OHAL ile milletin hür iradesinin bir daha böylesi karanlık günlerle yüz yüze gelmeyeceğine işaret eden Çağlar, OHAL sürecinde iş dünyası olarak
İstanbul Ticaret Borsası Başkanı Ali Kopuz,
olağanüstü gayret gösterip, var güçleriyle çalışmaya devam edeceklerini vurguladı. İstanbul Ticaret Borsası’ndan da destek geldi İstanbul Ticaret Borsası Başkanı Ali Kopuz, Bakanlar Kurulunca 3 ay süreyle olağanüstü hal (OHAL) kararı alınmasına ilişkin, “Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu gerekeni yapmıştır.” değerlendirmesinde bulundu. Kopuz, yaptığı yazılı açıklamada, Bakanlar Kurulunun OHAL kararıyla demokrasi ve cumhuriyete karşı tehditlerin hala sona ermediğini gördüklerini
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar
belirterek, birkaç saat önce uluslarası derecelendirme kuruluşlarının art arda yaptığı açıklamaların da darbenin ekonomi ayağının da harekete geçtiğini gösterdiğini bildirdi.
(FETÖ) darbe girişimini kınadı. Bayraktar, “Olağanüstü hale olumlu bakıyoruz. Ekonomiyi, çiftçimizi veya diğer sosyal kesimleri etkileyebilecek bir durum söz konu değildir.” dedi.
TZOB: Çiftçiyi etkileyecek bir durum değil Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar ve 81 ilin ziraat odaları il koordinasyon kurulu başkanları, odalara üye 4,5 milyon çiftçi adına eş zamanlı açıkladıkları “Darbenin karşısında, demokrasinin ve milli iradenin yanındayız” başlıklı ortak bildiriyle Fetullahçı Terör Örgütü’nün
“Türkiye’yi daha güçlü demokrasiye kavuşturacak” Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, olağanüstü hal (OHAL) ilan edilmesinin, Türkiye’yi daha güçlü demokrasi ve güvenilir bir hukuk sistemine kavuşturacağına inandıklarını bildirdi. Burkay, yaptığı yazılı açıklamada, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimiyle oluşturulmak istenen kaos senaryolarının, Türkiye’yi hedeflerinden asla uzaklaştıramayacağını vurguladı. Ortaya çıkan tehditleri en hızlı şekilde bertaraf edebilmek amacıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan OHAL kararının, Türk milletinin her bir ferdinin hak ve özgürlüklerinin korunmasının yanı sıra milli hedeflere ulaşmak adına sağlam bir zemin oluşturacağını belirtti.
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay,
HABER
‘ÜRETMEYE VE DEMOKRASİ NÖBETİ TUTMAYA DEVAM EDECEĞİZ’ 15 Temmuz darbe girişimine yönelik iş dünyasını temsil eden 12 kuruluş ortak bildiri yayınladı. Bildiride, “Anti demokratik her türlü girişimin karşısında kararlılıkla duruyoruz. Darbecileri lanetliyor, hükümetimizi destekliyor ve milletimizin iradesinden başka bir irade tanımıyoruz. İş dünyası olarak, üretmeye ve demokrasi nöbeti tutmaya devam edeceğiz” ifadeleri kullanıldı.
İ
ş dünyasının önemli temsilcilerinden, İstanbul Ticaret Odası (İTO), Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON), Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK), Deniz Ticaret Odası (DTO), İstanbul Sanayi Odası (İSO), İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB), Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği (TAMPF), Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜMSİAD), Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) ve Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Başkanları İstanbul’da bir araya gelerek darbe girişimini kınadı. Demokrasinin Kazandığı Bir Gün
20
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
‘Karanlıktan Aydınlığa 15 Temmuz’ ortak bildirisine imza atan kuruluş ve STK’lar adına MÜSİAD Başkanı Nail Olpak okudu. Olpak’ın okuduğu ortak metinde şu ifadeler yer aldı: “Ülkemiz, 15 Temmuz Cuma gecesi önce karanlığı, ortaya konan büyük inanç ile de aydınlığı yaşadı. Artık 15 Temmuz, öznesi millet olan demokrasinin kazandığı bir gündür. Başka İrade Tanımıyoruz Bu gün, yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın tarihine geçecek ‘Milli İrade’ günüdür. Ülkemizin büyük demokrasi yürüyüşüne yönelik 15 Temmuz saldırısında, millet ile iradesi arasındaki köprüye atılan her bomba, sıkılan her kurşun, aslında bunu yapanların
karanlık planlarının aydınlığa çıkmasını sağladı. Milletin iradesinden başka irade tanımıyoruz. Ülkemizdeki iş dünyasının temsilcileri olarak, demokrasimizin derinleşmesi ve ekonomimizin güçlenmesinin sivil bir yönetimle mümkün olduğunun bilinci ile demokrasi dışı güçlerin müdahalelerinin en başta ekonomimize büyük zarar vereceğini, tüm birikimlerimizi heba edeceğini biliyoruz. Milletin İstikrarı En İyi Cevap Seçilmiş hükümeti yıkmaya yönelik teşebbüsler demokrasimizi ve ekonomimizi katledecektir. Anti demokratik her türlü girişimin karşısında kararlılıkla duruyoruz. Darbecileri lanetliyor, hükümetimizi destekliyor ve milletimizin iradesinden başka bir irade tanımıyoruz. Milletin istikrarı en iyi cevaptır. Bu hain girişimin çökertilmesinin orta ve uzun vadede ülkemiz ekonomisine olumlu yansımalarının olacağı kanaatindeyiz. Çünkü iş dünyası huzur, güven ve istikrar ister.
Yaşananlar, tüm bu bileşenleri perçinlemiştir. İstikrarın sadece hükümetle olmayacağını söyleyenlere, siyasi risk olduğunu söyleyenlere, her görüşten milletin istikrarı cevap vermiştir. Ekonomimizin Temelleri Sağlam Güçlü millet iradesi her türlü zorlukla baş edebileceğimizi, ülkemizin uluslararası arenada da siyasi ve ekonomik gücünün kat be kat artacağını ortaya koymuştur. Çalışmaya ve üretmeye devam edeceğiz. Başbakanımızın söylediği gibi ekonomimizin temelleri sağlamdır. Hükümetimiz ile Merkez Bankası ve ilgili kuruluşlar da gereken tedbirleri almıştır. Türkiye, global krizlere karşı ayakta durmayı başaran, G20 üyesi ve AB adayı, serbest piyasa ekonomisini ve çok partili siyasi sistemi içselleştirmiş güçlü bir ülkedir. İlk refleks olarak olumsuz etkiler hissetsek de ülkemizin güçlü imajı, kısa sürede hem iç pazarda hem de dış pazarlarda bu olumsuzlukları bertaraf edecektir. Keza, kamuoyunun da izlediği gibi bütün piyasalar süratle normal seyrine ulaşmıştır. Bundan sonra da bizler daha çok çalışarak ve üreterek ekonomimizi büyütmeye devam edeceğiz. Şimdi
‘sağduyu ve hukuk’ zamanı. Sağduyu İçerisinde Hareket Etmeliyiz Şimdi, paralel terör örgütü darbecilerinin hukukla yüzleşme ve milletin derin hafızasında mahkûm olma zamanıdır. Bu ihanet tezgahını tasarlayan hainlerin hukuk çerçevesinde yargılanarak, en ağır ve caydırıcı cezaları almasını bekliyoruz. Artık darbe kelimesinin literatürden kalkmasını istiyoruz. Meclis’te siyasi partiler arasında takdir edilen bir yaklaşım varken toplumda ayırımcılık yapılması teröristlerin amacına ulaşmasına sebep olur. Sağduyu içerisinde hareket etmeliyiz. Karşıtı Tutumlara Sonsuz Teşekkür Ediyoruz Gün birlik günü, milletimize
teşekkürler. Milli iradeyi korurken şehit düşen vatandaşlarımıza ve güvenlik görevlilerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Gün birlik günüdür. Demokrasimize sahip çıkan necip milletimize, halkımıza kararlılığı ile cesaret veren Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan ve Sayın Başbakanımız ile hükümetimize, darbe girişimine destek vermeyen ve karşı mücadele eden Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarımıza, polisimize ve güvenlik güçlerimize, darbeye kalkışanlara bir ağızdan karşı çıkan parti liderleri ile STK’larımızın sağduyulu açıklamalarına ve basınımızın darbe karşıtı tutumuna sonsuz teşekkür ediyoruz. Bizler de iş dünyası olarak, üretmeye ve demokrasi nöbeti tutmaya devam edeceğiz.”
HABER
YASED: YABANCI YATIRIMLAR ETKİLENMEYECEK Uluslararası Yatırımcılar Derneği Başkanı Erdem, "Hafta sonu yaşanan acı olayların uluslararası yatırımcıların duruşu üzerinde bir etkisinin olmasını beklemiyoruz" değerlendirmesini yaptı
U
luslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Başkanı Ahmet Erdem, darbe girişimi ile ilgili olarak, “Hafta sonu yaşanan acı olayların uluslararası yatırımcıların duruşu üzerinde bir etkisinin olmasını beklemiyoruz. Bundan sonra demokrasimizi ve hukuk devletini daha da güçlendirecek adımların önü açılmıştır. Bu yönde atılacak adımlar, uluslararası yatırımcıların Türkiye’ye olan güvenini daha da artıracaktır” dedi. Erdem, uluslararası doğrudan yatırımcıların, yatırım kararlarını uzun vadeli bakış açısıyla aldığını, bu yatırımların ülkelerin geleceğine yönelik inancın göstergesi olduğunu vurguladı. Erdem, uluslararası doğrudan yatırımcılar olarak, demokrasiye yönelik her türlü müdahalenin karşısında olduklarını belirtirken, “Seçmenlerin hür iradesiyle seçilmiş meşru hükümete, Cumhurbaşkanlığı makamına ve anayasal kurumlara karşı girişilen bu hareketin başarısızlıkla sonuçlanmış olmasından dolayı memnuniyet duyuyoruz. Bu olaylar
22
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
sırasında hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve yaralılara acil şifalar diliyoruz” ifadelerini kullandı. Demokrasiye karşı yapılan bu darbe girişiminin birlik ve beraberlik içinde hızla engellenmiş olmasının, ülkeye olan güven ve inancı daha da kuvvetlendireceğine dikkati çeken Erdem, “Türkiye’deki uluslararası yatırımcıların birçoğu, ülkemizde çok uzun yıllardır faaliyet göstermektedir ve uzun vadeli yatırımlar yapmışlardır. Hafta sonu yaşanan acı olayların uluslararası yatırımcıların bu duruşu üzerinde bir etkisinin olmasını beklemiyoruz” dedi.
“Yatırım ortamını iyileştirmeye yönelik düzenlemeler çok önemli”
YASED Başkanı Erdem, Türkiye’nin, çok partili demokrasiye ve hukuk devletine olan bağlılığını halkın direnişi ile başarısızlığa uğratılan bu darbe girişiminde gösterdiğini ifade ederek, şunları kaydetti: “Bundan sonra demokrasimizi ve hukuk devletini daha da güçlendirecek adımların önü açılmıştır
ve bu yönde atılacak adımlar, uluslararası yatırımcıların Türkiye’ye olan güvenini daha da artıracaktır. Yatırımlar ve ekonomimiz açısından önemli olan, kısa zamanda normalleşmenin sağlanması, daha önce olduğu gibi bu dönemde de hep birlikte, sağduyu ile meşru düzen ve hukuk ilkelerinin üstünlüğü çerçevesinde hareket etmemizdir.” Uluslararası doğrudan yatırım akışını etkileyen pek çok faktörün bulunduğunu, bu faktörlerin hem yurt içi hem de yurt dışı kaynaklı olduğunu belirten Erdem, bu yıl dünyada küresel yatırım akışlarında yavaşlama beklediklerini kaydetti. Hem dünya hem de Türkiye’deki ilk 4-5 aylık rakamların da bu trendi gösterdiğini ifade eden Erdem, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dolayısıyla ülkemiz de bundan mutlaka etkilenecektir. Ancak, Türkiye’nin şimdi olduğu gibi siyasi ve ekonomik istikrarını daha da güçlendirecek adımlar atması, 2017 yılında yatırım akışımızı mutlaka artıracaktır. Son dönemde yatırım ortamını iyileştirmeye yönelik olarak hükümet tarafından hazırlanan ve TBMM’de hızla kabul edilen yasal düzenlemelerin de çok önemli olduğuna inanıyoruz. YASED olarak, görüş ve önerilerimizle bu düzenlemelere sürekli destek veriyoruz.”
RÖPORTAJ
STANLEY, USTALARIN MARKASI! Dünyanın en büyük alet tedarikçilerinden olan Stanley Black&Decker; İnşaat & Kendin Yap (D.I.Y), Sanayi ve Güvenlik ve bu sektörlere çatısı altında bulunan 25 marka ile üst düzey hizmet veriyor. Dünya çapındaki bilinirliği ve sürekli gelişimi ile Stanley Black&Decker’a Türkiye’de de ilgi her geçen gün artarak devam ediyor. Stanley Black&Decker’ın Türkiye Ofisi Elektrikli El Aletleri Ürün Müdürü Kerem Sürmen Nalbur Teknik dergisine yaptığı açıklamalar ile Stanley Black&Decker’ın Türkiye’deki gücünden ve başarılarından bahsetti.
24
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
D
ünyanın en büyük alet tedarikçilerinden biri olan Stanley Black&Decker, 1843 yılında STANLEY ve 1910 yılında BLACK+DECKER firmalarının 2010 yılında birleşmesinden oluşan global bir Amerikan şirketidir. StanleyBlack&Decker birleşme sonrasında dünyanın en büyük alet tedarikçisi konumuna gelmiştir ve 2014’te yaptığı 12 milyar dolar ciro ile bir Fortune 500 şirketidir. StanleyBlack&Decker global olarak üç ana sektörde faaliyet göstermektedir; İnşaat & Kendin Yap (D.I.Y), Sanayi ve Güvenlik ve bu sektörlere çatısı altında bulunan 25 marka ile üst düzey hizmet vermektedir.
Türkiye’de de bilinen markalara birkaç örnek vermek gerekirse; DEWALT (Elektrikli El Aletleri), BLACK+DECKER (Elektrikli El Aletleri), STANLEY (Elektrikli El Aletleri, El Aletleri, Takım Çantaları ve Lazerler), Facom (El Aletleri), Proto (El Aletleri), Britool (Tork Anahtarları) Powers (Sabitleme Sistemleri), Porter Cable (Elektrikli El Aletleri), Vidmar (Depolama Sistemleri), Bostitch (Sabitleme Ekipmanları), CRC-Evans (Petrol Boru Hattı Üretimi) sayılabilir. StanleyBlack&Decker Sanayi İş Kolu, fabrikalarda kullanılan sabitleme sistemlerinden, petrol boru hatlarının üretimine kadar birçok alanda faaliyet göstermektedir. Güvenlik İş Kolu ise okullar, hastaneler, iş merkezleri ve
”
Yeni ürünler geliştirilirken en önemli rehberi kullanıcıların sesi olduğundan sunduğu çözümler de buna bağlı olarak kullanıcıların işlerini büyük ölçüde kolaylaştırmakta ve hatta bazı durumlarda devrim niteliğinde değişikliklerin başlangıç noktası olmaktadır. .
”
hatta şehirler için güvenlik çözümleri sunmaktadır. Firmanın faaliyetlerinin odak noktası ve dünyadaki bilinirliğinin ana nedeni ise İnşaat & Kendin Yap (D.I.Y) alanındaki faaliyetleridir. StanleyBlack&Decker bu alanda 173 yılı aşan geçmişi ile her türlü kullanıcının ihtiyacına cevap olacak yüksek kaliteli ürünler geliştirip, üretmekte ve kullanıcılarını üst düzey ve yaygın servis ağı ile desteklemektedir. Şirketi bugünlere getiren özelliklerden belki de en önemlisi yaptığı yeniliklerle içinde bulunduğu pazarlara öncülük etmesidir . Yeni ürünler geliştirilirken en önemli rehberi kullanıcıların sesi olduğundan sunduğu çözümler de buna
bağlı olarak kullanıcıların işlerini büyük ölçüde kolaylaştırmakta ve hatta bazı durumlarda devrim niteliğinde değişikliklerin başlangıç noktası olmuştur. Örnek olarak; 1946’da ilk taşınabilir matkap BLACK+DECKER tarafından üretilmiştir, 1962’de pazarı tamamen değiştiren dünyanın ilk şarjlı matkabını BLACK+DECKER piyasaya sürmüştür ve 1968’de ise Apollo 15’in Ay yüzeyinden örnekler alabilmesi için bu göreve özel Ay Yüzey Matkabı’nı üretmiştir. StanleyBlack&Decker’ın Türkiye’de de faaliyet gösterdiği en önemli alan İnşaat & Kendin Yap iş koludur. Bu doğrultuda Türkiye’de en çok bilinen
markalarımız da elektrikli el aletlerinde DEWALT ve BLACK+DECKER, el aletlerinde ise STANLEY’dir. Bu markalar Türkiye’de uzun yıllardır distribütörler aracılığıyla satılmaktadır ve hepsi bulundukları segmentlerde önemli pazar payına sahiptir. DEWALT dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ”Sağlamlığın Garantisi” olarak bilinirken, BLACK+DECKER ise kullanıcılara ihtiyaçları doğrultusunda uygun fiyatlı yenilikçi ürünler sunmaktadır. STANLEY el aletleri sektöründe geniş ürün gamıyla yüksek kaliteli ürünler üretmektedir ve bu sayede sadık bir kullanıcı kitlesine sahiptir. StanleyBlack&Decker, 2015
RÖPORTAJ
yılında STANLEY Elektrikli El Aletleri’ni piyasaya sürmüş ve bu yeni ürün gamıyla birlikte ‘’usta’’ hedef kitlesine, uygun fiyatlı ve yüksek performanslı profesyonel ürünler sunmaya başlamıştır. Her İş Koluna Alternatif Çözüm Elektrikli El Aletleri pazarının büyüklüğünün KDV hariç raf fiyatları ile yaklaşık 570 milyon TL olduğu düşünülüyor, bu pazarın yaklaşık 250 milyon TL’lik kısmı ağır sanayi, 55 milyon TL’sinin ise hobi & hafif hizmet olduğu tahmin ediliyor. Geri kalan 265 milyon TL’lik en büyük kısım ise StanleyBlack&Decker’ın “usta” olarak adlandırdığı grubun, yani mahalledeki elektrikçinin, klima montaj ekibinin, cam ustasının vb. alımlarını göstermektedir. Pazarda ağır sanayi & yoğun kullanım için profesyonel ürünler üreten DEWALT’da dahil olmak üzere bir çok marka var, aynı şekilde hobi ve hafif hizmet için de BLACK+DECKER’ın da dahil olduğu grupta bir çok marka
26
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
müşterilere sunuluyor. Ancak arada kalan ve “usta” olarak adlandırılan grup için bütün ihtiyaçlarını karşılayacak bir marka olmadığı görülüyor. Bu grup ürünleri profesyonel olarak kullansa da ağır sanayi’den farklı ihtiyaçları var ve bu ürünler “usta” grubu için yüksek maliyetli. Hobi ve hafif hizmet ürünleri de bu grubun istediği performans kriterlerinin altında kalıyor. Yapılan analizlere göre usta grubu toplam Elektrikli El Aletleri pazarının neredeyse yarısını oluşturmaktadır ve onlara özel üretilen ürünler oldukça azdır. Bu konuda STANLEY Elektrikli El Aletleri dayanıklılık ve performans olarak “usta” grubunun ihtiyaçlarını karşılarken, maliyet olarak da oldukça uygun bir opsiyon yaratmaktadır. STANLEY Elektrikli El Aletleri’nin ilk sene içindeki satışları ve özellikle de son kullanıcılardan aldığı olumlu geri dönüşler, StanleyBlack&Decker’ın,
kullanıcıların ihtiyaçlarına cevap veren bu ürün gamı ile pazarda bir boşluğu doldurduğunu ve doğru yolda olduğunu göstermektedir. StanleyBlack&Decker Satış Sonrası Hizmette de İddialı “Usta”ların ürün seçerken performans ve dayanıklılık dışında dikkat ettikleri bir başka önemli unsur da satış sonrası servis kalitesidir. Özellikle ürünün kullanımı sırasında bir problemle karşılaşmaları durumunda satış sonrası servis büyük önem kazanmaktadır, çünkü bozulan bir alet işleri aksatabilmektedir. Çoğu ustanın makina parkında aynı üründen bir adet bulunmakta ve o ürün herhangi bir sebeple bozulduğunda işlerin devam edebilmesi için ürünün hızlı bir şekilde tamir edilmesi gerekmektedir. StanleyBlack&Decker, DEWALT ve BLACK+DECKER’da kaliteli ürünleri ve Türkiye genelinde yaygın servis ağı ile kullanıcılarını yıllardır desteklemekte ve güven
vermektedir. STANLEY Elektrikli El Aletleri için ise Türkiye çapında 30 servisi içeren yeni bir servis ağı kurulmuştur ve firma StanleyBlack&Decker kalitesi ve standartlarında servis hizmeti verebilmek adına projelerini birer birer hayata geçirmektedir. 2016 yılının sonuna kadar Türkiye çapında 50 noktada servis hizmeti vermeyi planlamaktadır ve bu doğrultuda servis arayışları devam etmektedir. StanleyBlack&Decker’da Demo Faaliyetleri Pazarlama Aktivitelerinin En Önemli Parçalarından Biridir StanleyBlack&Decker, şirket olarak dağıtım ağını pazarlama ile desteklemeye büyük önem veren bir firmadır. Türkiye ofisi içindeki pazarlama departmanı da dağıtım ağını güçlü pazarlama aktiviteleri ile desteklemek için yoğun olarak çalışmaktadır. Yaptığı aktivitelerle özellikle STANLEY’nin hem bayiye hem de son kullanıcıya sağladığı avantajları anlatmaya çalışmaktadır. Bayiler STANLEY’nin gamı sayesinde müşterilerine hem el aleti, hem elektrikli el aleti, hem de takım çantası ve aksesuarı tek marka altında sunabilmekte ve son kullanıcı da bütün ürünlerini bildiği ve güvendiği bir markadan alabilmektedir. Bu durum STANLEY bayilerine diğer markaların sağlayamayacağı önemli sinerji fırsatları sunmaktadır ve firmanın pazarlama aktivitelerinin merkezinde hep bu sinerji vurgulanmaktadır. StanleyBlack&Decker’da demo faaliyetleri pazarlama aktivitelerinin en önemli parçalarından biridir, çünkü ürünleri deneyen kullanıcıların, bu ürünlerdeki farkı görmeleri
satışa direk etki etmektedir. Bu doğrultuda demo ekipleri hem son kullanıcı ziyaretleri gerçekleştirmekte, hem de alt bayi eğitimlerini yapmaktadırlar. StanleyBlack&Decker, STANLEY markasının artık sadece bir el aletleri markası değil, aynı zamanda elektrikli el aletleri markası olduğunu anlatan reklam çalışmalarının yanı sıra ürünlerini satan alt bayilere özel destekler sağlamakta ve bu destek sayesinde markanın mağaza içindeki görünürlüğünü arttırmayı hedeflemektedir. 2014-2015 sezonundan başlayarak FC Barcelona’nın Resmi Alet Sponsoru StanleyBlack&Decker olmuştur. Kendi alanında marka olmuş bu ikilinin birleşmesinden doğan sinerjiyi pazarlama aktiviteleri için yoğun olarak kullanmaktadır. Örneğin 2016 yılının başında bayilerini FC Barcelona’nın maçını izlemek üzere İspanya’ya götürmüştür ve bu şekilde aktiviteleri arttırarak devam etmeyi planlamaktadır. 2015 yılında StanleyBlack&Decker STANLEY Elektrikli El Aletleri’nin Türkiye pazarında büyümesi için sağlam temeller kurmuştur. 2016 yılındaki öncelikler ise bu sağlam temeller üstünde marka bilinirliğini daha da geliştirmek ve penetrasyonu arttırarak kullanıcının STANLEY ürünlerine ulaşımını kolaylaştırmaktır. Bir markanın başarısı için en önemli etkenlerden biri servis ağıdır. Bu servis ağını StanleyBlack&Decker’ın global standartlarına ulaştırmak firmanın en öncelikli hedefidir. STANLEY, kısa sürede tıpkı el aletleri denince akla gelen ilk markalardan olduğu gibi, elektrikli el aletlerinde de akla gelen ilk markalar arasında olacaktır.
HABER
TOKİ’NİN TERCİHİ YÜKSEK KALİTE YERLİ MALZEME
TOKİ, tüm yapı malzemelerinin seçiminde titiz bir çalışma yürütüyor ve yüzde 90 oranında yüksek kalitede yerli malzeme tercih ediyor.
B
aşbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Ergün Turan, İdarenin yeni yerleşim alanlarının planlama ve tasarımında “insanlara huzur verecek, mutlu edecek yerleşimler kurmak” temel bakış açısına sahip olduğunu söyledi. Planlama, kentsel tasarım, mühendislik, mimari kurgu, uygulama ve inşaya ait tüm sosyal-kültürel, coğrafi ve fiziki teknik verilerin bir proje havuzunda bir araya geldiğini belirten Turan, konut ihtiyacının karşılanmasının yanı sıra insanların sağlıklı bir çevrede yaşaması hedefiyle kentsel dönüşüm çalışmalarını da içeren büyük uygulama alanlarında, “mutlak kalite” hedefi doğrultusunda bazı temel ilkeler esas alındığını vurguladı. Yapı malzemelerinde yüksek kalitede ürün kullandıklarına dikkati çeken Turan, Türkiye genelinde 3 bin 246 şantiyede
28
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
yaklaşık 720 bin konut rakamına ulaştıklarını aktardı. Turan, TOKİ’nin, konutların niteliklerinin artırılması yönünde vatandaşlardan gelen talep ve beklentiler doğrultusunda, özellikle yapı malzemeleri kullanımında pek çok yeniliği inşaat uygulamalarına yansıttığını ifade etti. TOKİ’nin tüm yapı malzemelerinin seçiminde titiz bir çalışma yürüttüğünü söyleyen Turan, “Sektörde kalite ve güvenilirliğini kanıtlayarak kabul görmüş ürünlerin seçimine azami özen gösteren İdaremiz, üretim malzemelerinde yüzde 90 oranında yüksek kalitede yerli malzeme kullanımına yöneldi. TOKİ, malzeme temin ve uygulama süreçlerinin denetiminde de aynı hassasiyeti gözetiyor.” diye konuştu.
Üç aşamalı denetim Turan, konut ve sosyal donatı projelerinde güçlü bir denetim mekanizması kuran TOKİ’nin
kalite arayışından taviz vermeyen bir yaklaşımla yüklenici ve tedarikçi seçim ve denetimine özel önem verdiğini bildirdi. Kontrol aşamalarına ilişkin bilgi veren Turan, şunları söyledi: “Zincirleme bir denetim mekanizması içinde kusurlu ve eksik malzeme ve üretimler, uygunluk aşamasına gelene dek kontrolörlerce takip ediliyor. İlk aşamada malzeme ve imalatlar, yüklenici firmanın teknik elemanları tarafından denetleniyor. Bir sonraki safhada, kontrol mekanizmasında en etkin birim olan müşavir firma kontrol elemanları tarafından ürünlerin kabulü yapılıyor. Üçüncü aşamada ise TOKİ kontrol sistemi içine giren ürün ve imalatlar, ilgili kontrolörlerce denetleniyor.”
İş sağlığı ve güvenliği “TOKİ, kalite yönetiminde titizlikle takip ve denetimini yaptığı iş sağlığı ve güvenliği alanında ‘sıfır tolerans’ yaklaşımıyla aktif bir denetim süreci yürütüyor” değerlendirmesini yapan Turan, gözlenen ihlallerde cezai yaptırım sürecinin işletildiğini vurguladı.
RÖPORTAJ
Karbosan Satış Müdürü Ahmet Kodalak:
“HIRDAVAT SEKTÖRÜ KURUMSALLAŞMAYA ÖNEM VERMELİ” Karbosan Satış Müdürü Ahmet Kodalak ile Nalbur Teknik dergisine özel yaptığımız röportajda, Kodalak’a Türkiye’de ticari anlamda yaşanan son gelişmeleri ve sektör ile ilgili merak edilenleri sorduk, Kodalak’tan önemli yanıtlar aldık. Keyifli okumalar.
K
arbosan 2016 yılında piyasaya yeni ürünler sürdü mü? Ya da üzerinde çalıştığınız bir ürün bulunuyor mu? 2016 Yılında piyasaya cırtlı disk zımpara ve seramik fiber olarak iki yeni ürün sunulmuştur. (Zirkonyum Bant Zımparalar) 2016 yılı itibari ile Karbosan kaç ülkeye ulaşıyor? Hedefinizde yeni pazarlar var mı?
30
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
2016 yılı itibari ile Karbosan 72 ülkeye ulaşmıştır. Avrupa’nın hemen hemen her ülkesine mal yolluyoruz yeni pazar olarak Afrika ile ilgili çalışmalar yapıyoruz. Değişen dış ticaret dengelerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Krizi avantaja çevirme klişesi vardır. Siz bazı ülkelerle yaşanan kriz ortamını Karbosan olarak nasıl kullandınız? Ülkemizde çoğu firmanın kriz
planı yoktur. Kriz dönemlerini fırsat olarak görenler çok azdır. Kriz dönemlerini maliyetlerin düşürülüp verimliliğin ve kalitenin artırıldığı bir dönem olarak görmek gerekir. İşletmeye çekidüzen vermek için bir fırsattır. Yeniden yapılanmanın gerektiği bir dönem olarak görmek işletmelerin daha karlı olmalarını sağlayacaktır. Kriz hem bir tehdit hem de bir fırsattır. Ve her zaman yeni kazananlar ve kaybedenler olur. Kazanan firmaların en
güzel özelliği en iyi müşterilerini ellerinde tutabilmeleri, kriz döneminde şirketlerin en değerli varlıkları sermayeleri değil müşterileridir. Mevcut müşterilerimizi elimizde tutmaya çalışmalıyız. Bir kriz sırasında firmalar müşterileri kolayca unutabilirler. Ancak bu kaybedenlerin yaptığı en büyük hatadır. Bu noktada bir şirketin en önemli unsuru müşterilerin değişen ihtiyaçlarını anlayabilmek rakiplerimizin kendini geri çektiği noktada pazarda farklı ürünler için bir boşluk olarak görüp rakiplerimizin dikkati dağılmışken pazara değerli yenilikler katacaktır. Bu dönemlerde nakit değerlidir, doğru ürünü doğru zamanda geciktirmeden satışa sunarak firmanın avantaj sağlaması önemlidir. Bütün sektörler bu dönemde İran pazarına odaklanmış durumda. İran’ın global anlamda ekonomiye entegresinin de Türkiye üzerinden olacağı iddia ediliyor. Sizin bu
konudaki değerlendirmeleriniz nasıl olur? Karbosan’ın bu anlamda İran pazarına atılımları var mı? İran ticari ilişkilerde dünyanın cazibe merkezi olma yolunda ilerliyor. Dünya ticaret örgütüne üye olmayan en büyük ekonomiye sahip komşu ülke İran yeniden pazara entegre oluyor. İran’ın küresel ekonomiye özellikle bazı pazarlama entegrasyona Türkiye üzerinden bölgede ticareti ve yatırımları etkileyecek jeopolitik risk oluşmadığı sürece Türkiye bu sürecin en önemli oyuncusu olacaktır. Türkiye’nin İran ile olan eski ilişkilerini coğrafi yakınlığı kültürel bağlılığı ile İran’a ihracatı yeni dönemde artış gösterecek. Karbosan olarak İran pazarında uzun süredir iş yaptığımız için Orta Doğu’daki en güçlü olduğumuz ülke İran’dır Bizde gelişmeler doğrultusunda yeni stratejimizi belirlemeyi planlıyoruz. Türkiye’nin aşındırıcılar sek-
töründeki pazar payı ile ilgili bilgi alabilir miyiz? Aşındırıcı sektöründe liderliğimizin devam etiğini düşünüyorum. Çoğu sektörde olduğu gibi aşındırıcı sektöründe de Çin’den gelen kalitesiz ve standart dışı üretimler yoğunlukta. Bu ürünlerin ülkeye girişi ekonomik açıdan ve son kullanıcı açısından ne gibi sıkıntılar oluşturuyor? Yasal anlamda yapılması gerekenler nelerdir? Çin’den gelen ürünlerin öncelikle bir standardının olması gerekmektedir. Bu standartların içerisinde en önemlisi kalite ve emniyettir. Karbosan FEPA ve OSA üyesidir. Fepa ile birlikte faaliyet yürüten OSA ve üyeleri kullanıcı ve satıcılar için ürünlerin kalite emniyetini sağlar. OSA kalite mühürü ile tanımlanan ürünler dünyanın her yerinde emniyet ve kalite yönünden kabul edilir. Karbosan İSO 9001:2008 kilit
RÖPORTAJ
“
“Sektör değişime ayak uydurmalı kurumsallaşmaya önem vermelidir. Kaliteli ve kalifiye eleman eksikliğinin giderilmesi gerekmektedir. “
yönetimi sistemi belgelidir. Çin’den gelen mallarda kalitesiz ürün kullanılırsa sonuçları çok tehlikelidir. İş güvenliği riskini arttırır. Bu tehlikenin ortadan kaldırılması için iş güvenliliği uzmanlarının bu belgeleri sorgulayıp bu konu ile ilgili yapılan çalışmaları kontrol etmelidirler. Aksi takdirde iş kazaları artış gösterecektir. Bilinçsizce yapılan bu ithalatlardan dolayı yurt dışına döviz çıkmaktadır. Hırdavat sektörü içerisinde sürekli karlılık oranlarının azlığından ve giderek azaldığından şikayet ediliyor. Sizce karlılık oranlarını artırmak için firmalar neler yapmalı? Öncelikle firmalar kurumsallaştırılmalı uzun vadeli riskli satışlar yapılmamalı yapılan satışlarda ciroları arttırmak değil karlılığı yükseltmeli.
32
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
”
Hatalı rekabetten kaçınılmalı, bu rekabet hem karlılığı azaltır hem de müşteriyi bölerek piyasa işleyişinin bozulmasına neden olur. Sermaye yapılarının güçlendirilmesi, mal alımlarında ve mal satışlarında bu gücün avantajlı olarak kullanılması, araştırma yapılıp yeni pazarlar bulunması ve stok seviyelerinin mutlaka kontrol edilerek mal sirkülasyon hızı takip edilmesi gerekmektedir. Firmalar kendi markalarının oluşturmalıdırlar. Ya imalat olarak veya ithalat olarak sektörle ilgili olarak bir ürünün kendi markası ile pazara sunmalı buradaki en önemli unsur kendi markası olan malın vadesinin iskontosunun ve karlılığını kendisi belirlemeli piyasaya sunmalı ve satabilmelidir. Hırdavat sektörünün geleceği-
ni nasıl değerlendiriyorsunuz? Hırdavat sektörünün geleceğini iyi görüyorum çünkü gelişen ve büyüyen bir ülke ve pazar buna bağlı olarak büyük projelerinin hayata geçirileceğini düşünüyorum. Sanayi çalıştığı sürece hırdavat sektörüne ihtiyaç olacaktır. Çünkü sanayi ve hırdavat sektörü birbirinin tamamlayıcısıdır. Hırdavat sektörü sanayinin değişik kollarında hitap etmektedir. Otomotiv, tekstil, tersaneler, inşaat, mobilya gibi. Durağanlık anında diğer sektörün çalışması avantaj sağlanmaktadır. Hırdavat sektörünün avantajlarından biride ülkemizin bulunduğu konjonktüre bakarak jeopolitik risklerin olduğu iç huzurun ve barışın sağlanması halinde daha da iyi neticeler alınacağı kanaatindeyim. Sektör değişime ayak uydurmalı kurumsallaşmaya
önem verilmelidir. Kaliteli ve kalifiye eleman eksikliğinin giderilmesi gerekmektedir. 2. kuşağın handikapları olduğu kadar aynı zamanda daha eğitimliler, daha bilgililer. İnterneti daha iyi kullanan yeni nesil gelmektedir. Bunları da göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Karbosan Çerkezköy fabrika yatırımlarımız devam etmektedir. Son olarak bir İngiliz firması hırdavat sektöründe satın almalar yapmıştır. Bu unsurda sektörel anlamda iyiye işaret demektir. Bildiğiniz üzere 2017 Mart ayında İstanbul Hırdavat Fuarı düzenlenecek ve bu fuar sektörel boşluğu doldurma aynı zamanda hırdavat sektörünün birleştirici gücü olma iddiası ile yola çıktı. Satış pazarlama alanındaki uzmanlığınızdan faydalanarak, fuar ile ilgili beklentileriniz nelerdir? Sizce bu fuar sektöre yeni bir kan getirir mi? Fuarlar sektör açısından çok önemlidir. Fuarlarda, aynı çatı altında tüm sektörleri bir araya getirme imkanı bulunur. Firma sahiplerinin, müşteri tedarikçilerinin profesyonel ziyaretlerle firmaların yeni çıkan ürünlerini görmeleri, tanımaları ve bilgi almaları adına çok önem-
lidir. Fuarları; firmaları tanımak, ilişkileri güçlendirmek, müşterileri yakından tanımak adına önemsiyorum. Aynı anda rakip firmaların ve tüm sektörün tedarikçileri ile müşteri profilindeki firmalar bir araya gelebiliyor. Firmaların bir arada olması ve yeni gelişmelerden haberdar olmak adına bu tür fuarların sektöre katkısı
olacağını düşünüyorum. Sizin de ilk defa yapacağınız bu fuar organizasyonun başarılı olmaması için bir neden yok çünkü sektörü uzun yıllardır tanıyorsunuz. Beklentilerimizi ve yapılması gerekenleri yapacağınızı ümit ediyorum. Kesinlikle bu birikimlerinizden dolayı fark yaratmanızı bekliyorum.
“
Fuarlar sektör açısından çok önemlidir. Fuarlarda, aynı çatı altında tüm sektörleri bir araya getirme imkanı bulunur. Firmaların bir arada olması ve yeni gelişmelerden haberdar olmak adına bu tür fuarların sektöre katkısı olacağını düşünüyorum. Sizin de ilk defa yapacağınız bu fuar organizasyonun başarılı olmaması için bir neden yok çünkü sektörü uzun yıllardır tanıyorsunuz. Beklentilerimizi ve yapılması gerekenleri yapacağınızı ümit ediyorum. Kesinlikle bu birikimlerinizden dolayı fark yaratmanızı bekliyorum.
”
HABER
TÜRKİYE MEGA PROJELERDE DÜNYA BİRİNCİSİ Dünya Bankası 2015 Global Kamu Özel Sektör İşbirliği Raporu'na göre Türkiye, geçen yıl toplam 44.7 milyar dolarlık 7 projeyle dünya genelindeki kamu-özel sektör işbirliği yatırımlarının yüzde 40’ını tek başına gerçekleştirdi. Bu başarı Türkiye’ye, küresel mega projeler sıralamasında liderlik getirdi. Türkiye geçen yıl toplam 44.7 milyar dolarlık 7 projeyle dünya genelindeki kamu-özel sektör işbirliği yatırımlarının yüzde 40’ını tek başına gerçekleştirirken, küresel mega projeler sıralamasında lider oldu. Dünya Bankası 2015 Global Kamu Özel Sektör İşbirliği Raporu'ndan derlenen bilgilere göre, geçen yıl küresel kamu-özel işbirliğiyle yapılan toplam yatırım tutarı 111.7 milyar dolardan 111.6 milyar dolara geriledi.
34
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
Brezilya’yı Geçtik Dünya genelinde kamu-özel işbirliği yatırımlarında bir önceki yıl lider olan Brezilya’yı geride bırakan Türkiye, 44.7 milyar dolarlık yatırımla birinciliği elde etti. Toplam 7 projesiyle söz konusu projelerin yüzde 40’ını tek başına gerçekleştiren Türkiye’nin, bu yatırımlarının büyüklüğü, listenin ikinci sırasında 18 projesiyle yer alan Kolombiya’yı 4’e katladı. İkinci sıradaki Kolombiya’nın kamu özel-sektör işbirliği yatırımlarının
büyüklüğü 11.8 milyar doları bulurken, 11 proje ve 7.1 milyar dolarlık yatırım büyüklüğüyle Peru üçüncü sırada yer aldı. Çin ve Hindistan Geriledi Brezilya’nın dışında yıllardır en fazla kamu-özel sektör yatırımlarının yapıldığı ülkeler arasında yer alan Çin ve Hindistan’da da bu yatırımlarda gerileme oldu. 2014 yılında 60 milyar dolarla pazarın yüzde 60’ına hükmeden söz konusu 3 ülkenin yatırımları, toplam yatırımların yüzde 10’una denk gelen 11.6 milyar dolara düştü. Brezilya, Çin ve Hindistan'da kamu-özel işbirliğiyle yapılan yatırımlarında sert düşüşler görüldü. Global toplam yatırımların sabit kalmasında Türkiye’nin bu alanda yüzde 300’lük artışa denk gelen bir başarı sağlaması belirleyici oldu.
HABER belirleyici oldu.
Doğu Termik Santrali, 1.5 milyar dolarla Meksika’nın Los Ramonez 2. Etap Doğalgaz Boru Hattı, 1.2 milyar dolarla Rusya’nın Volgograd İçme ve Atık Su Altyapı Projeleri takip etti. Listede, 1.19 milyar dolarlık yatırım tutarıyla Filipinler’in San Buenaventura Termik Santrali 7’nci, 1.16 milyar dolarlık yatırım tutarıyla Kolombiya'nın Chirajara-Villavincencio Otoyol Projesi de 8’inci sırada yer aldı.
3 PROJEMİZ LİSTEDE
bul yatırım 3. Havalimanı 3Geçen Projemiz Listede yıl kamu-özel sektör işbirliğiyle gerçekleştirilen büyüklüğü Projesiyle bakımından 10 projenin yer aldığı listede, Türkiye birinci, ikincibunu ve 6.4 milyar başı çekerken, Geçen yılmega kamu-özel sektör dokuzuncu sırayı aldı. dolarlık Gebze-Orhangazi-İzmir işbirliğiyle gerçekleştirilen Otoyolu takip etti. yatırım büyüklüğü Türkiye toplam yatırım tutarıbakımın35.6 milyar doları bulan İstanbul Projesi 3. Havalimanı Projesiyle başı10 çekerken, bunu yer 6.4 milyar dan mega projenin al- dolarlık Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu Projesi takip etti. Üçüncü sırada 5.4 milyar doldığı listede, Türkiye birinci, Üçüncüve sırada 5.4 milyar dolarla Metro Hattı yer alırken, arla Peru’nun Limabunu 2. Metro ikinci dokuzuncu sırayı Peru’nun aldı. Lima 2. 2.7 milyartoplam dolarla Malezya’nın Jimah Doğu Termik Santrali, milyar dolarla Hattı yer 1.5 alırken, bunu 2.7 miTürkiye yatırım tutarı Meksika’nın Los Ramonez 2. Etap Doğalgaz Boru Hattı, 1.2 milyar dolarla lyar dolarla 35.6 milyar dolarıİçme bulan İstanRusya’nın Volgograd ve Atık Su Altyapı Projeleri takip etti.Malezya’nın Jimah Listede, 1.19 milyar dolarlık yatırım tutarıyla Filipinler’in San Buenaventura Termik Santrali 7’nci, 1.16 milyar dolarlık yatırım tutarıyla Kolombiya'nın Chirajara-Villavincencio Otoyol Projesi de 8’inci sırada yer aldı.
Türkiye Türkiye Peru Malezya Meksika Rusya Filipinler Kolombiya Türkiye Kolombiya
36
Dalaman Dokuzuncu Türkiye, yatırım büyüklüğü 1 milyar 86 milyon doları bulan Dalaman Havalimanı İç Hatlar Terminal Binası Projesi’yle listenin 9’uncu sırasına üçüncü projesini de dahil etmeyi başarırken, Kolombiya’nın ikinci projesi olan 1 milyar 80 milyon dolarlık Neiva-Mocoa Santana Otoyolu yatırımı sonuncu old
İstanbul 3. Havalimanı Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu Lima 2. Metro Hattı Jimah Doğu Termik Santrali Los Ramonez 2. Etap Doğalgaz Boru Hattı Volgograd İçme ve Atık Su Altyapısı San Buenaventura Termik Santrali Chirajara-Villavincencio Otoyolu Dalaman Havalimanı İç Hatlar Terminal Binası Neiva-Mocoa Santana Otoyolu
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
35.587 6.356 5.373 2.675 1.513 1.200 1.195 1.164 1.086 1.080
AYIN TOPTANCISI
‘HIRDAVAT PAZARININ GELİŞMESİ TEKNOLOJİNİN KULLANIMI İLE OLUR’ Adana Seyhan’da faaliyet gösteren Mert Dekoratif; nalburiye, hırdavat ve boya sektörünün ihtiyaç duyduğu ürünlerin toptancılığını yaparak bölgenin ihtiyaçlarını karşılıyor. “Tercih ettiğimiz ürünleri tüketiciden gelen istekler üzerine alıyoruz. Marka tercihimiz kaliteli ürün satmak yönünde, bu yüzden en kaliteli markalarla iş birliği içerisindeyiz.” diyen Mert Dekoratif yetkililerinden Hasan Keleş ile faaliyetleri hakkında bir söyleşi yaptık.
38
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
Ö
ncelikle Mert Dekoratif’in kurumsal yapısından ve kuruluş aşamalarından bahseder misiniz? Mert Dekoratif 1999 yılında kurulan, her yıl büyüyen ve gelişen bir firma. Firma olarak amacımız her zaman müşteriye en iyi hizmeti vermek. Bunun için ürün çeşidimizi bol tutmaya sevkiyatlarımızı da hızlandırmaya çalışıyoruz. Ürün gruplarınız nelerdir? Bayiliğini yaptığınız markalardan ve tercih sebepleriniz hakkında bilgi verir misiniz? Kendi markanız var mı? Hırdavat sektöründeki her malı elimizden geldiğince satmaya çalışıyoruz. Bunun dışında
boya alt malzemeleri ve izolasyon malzemeleri satıyoruz. Tercih ettiğimiz ürünleri tüketiciden gelen istekler üzerine alıyoruz. Marka tercihimiz kaliteli ürün satmak yönünde, bu yüzden en kaliteli markalarla iş birliği içerisindeyiz. Bayi seçerken nelere dikkat ediyorsunuz? Çalışma prensiplerinizden bahseder misiniz? Bayilerimizi seçerken sattığımız kişinin güvenilirliğine, düzenine ve tabii ki ticaret yaptığımız için finansal durumuna bakıyoruz. Seçtiğimiz bayilere her zaman en iyi hizmeti vermeye çalışmanın yan sıra bu amaç için işlerin doğru ve hızlı yapılmasını sağlamak temel amaçlarımızdan. Bölgenizdeki nalburiye ve hırdavat pazarını değer-
lendirir misiniz? Pazar yeniliğe açık mı? Sorunların çözümü için neler yapılmalı? Hırdavat sektörü her pazar gibi gerekli reklam ve kaynak sağlandığı sürece yeniliğe açık bir pazar. Bu tür pazarlarda önemli olan yapılan reklam ve malın kalitesidir. Gerekli bu koşulları sağlayan ürünleri pazar sokmak kolaydır yenilenme ancak bu koşullar sağlanırsa gerçekleşebilir. Hırdavat sektörünü ülkemizde ve komşu ülkelerde yaşanan siyasi gelişmeler etkilemekte. 2017 yılı Mart ayında İstanbul Hırdavat Fuarı düzenlenecek. Uzun yıllardır sadece hırdavat ve nalburiye alanında bir fuar düzenlenmemişti. Bu açıdan düşündüğünüzde hırdavat fuarından beklentileriniz nelerdir? Hırdavat sektörü çok geniş ve her zaman yeniliğe açık bir sektör, mal çeşidinin fazlalığından kaynaklanan sektörde bir karışıklık yaşanmakta. Düzlenen Hırdavat Fuarı pazara mallara tanıtımında büyük bir yardımda bulunacağını düşünüyoruz. Fuar hırdavat pazarının hareketlenmesine ve sektördeki problemlerin çözümünde de öncülük edecektir. Böyle büyük ve geniş çaplı bir sektörün tanıtıma ve fuara ihtiyacı olduğunu her zaman düşünmekteydim, kesinlikle bu fuar herkes için iyi yönde gelişmelere neden olacaktır. Hırdavat ve nalbur sektöründe adeta bir buluşma noktası olan ve üretici ile satıcı arasında da bir buluşma noktası olan İstanbul Hırdavat Fuarı’nda ağırlıklı olarak hangi ürün gruplarını görmek istersiniz? Hırdavat sektörü çok geniş ve çeşitli bir sektör olduğu
AYIN TOPTANCISI
için tek bir ürüne yoğunlaşamayız, önemli olan piyasada olduğu gibi fuarda da ürün çeşitliliği. Ürün çeşidinin fazla olmasını görmek isteriz. Sektörünüzü etkileyen faktörler nelerdir? Etkilenmemek için neler yapılmalı? Firmamızın hırdavat pazarındaki payı kendi bölgelerimizde oldukça yüksek, pazar payımızın yüksek olmasının nedeni firmamızın verdiği kaliteli hizmet, ürün çeşitliliği ve sattığımız kaliteli ürünler. Hırdavat pazarının gelişmesi teknolojini kullanımı ile olabilir. Biz teknolojiden fazlasıyla yararlanmakta olduğumuzu düşünmekteyiz, pazarlamacılarımızın hepsine birer tablet tahsil ettik müşteri siparişlerini buradan vermekteler kataloglar vb. şeylerde hep tabletin içinde yüklü. 2016 yılı için yol haritanız ve hedefleriniz nedir? Geçtiğimiz 6 ayı sektör açısından nasıl
40
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
değerlendiriyorsunuz? Biz Mert Dekoratif firması olarak her zaman yaptığımız en iyisin yapmaya çalışmaktayız bu yılda geçen senenin üstüne koyarak ilerlemek istiyoruz bu yüzden de her zaman en iyi hizmeti vermekte ve çok çalışmaktayız. Geçtiğimiz bu altı ay hırdavat sektörü için kötüydü çünkü ülkemizde ve komşu ülkelerde yaşanan siyasi olaylar hem ihracat yapmamızı engellemekte hem de yükselen döviz kurları ürünlerin fiyatını arttırmakta. Eski ticari kavramların neredeyse yok olduğu bir süreçteyiz. Bu noktada e-ticaret kavramını nasıl değerlendiriyorsunuz? Son yıllarda ortaya çıkan e-ticaret kavramı bize gerçekten çok yardım etmekte siparişlerde karışıklığı önlemekte ve işlerin hızlanmasını sağlamakta. Her zaman gelişen ve kendini yenileyen bir dünyadayız teknolojiye ve yeni-
liklere uyum sağlamamız hatta öncülük etmek gerekir. Biz firma olarak e-ticaret adına pazarlamacılarımıza tablet tahsis etmekteyiz, bu tabletler sayesinde müşteriden alınan sipariş daha hızlı ve daha doğru bir şekilde elimize ulaşmakta. Sektörünüzü değerlendirir misiniz? Sektörün geleceği ile ilgili neler düşünüyorsunuz? Sektörümüz son zamanlarda ülkemizde ve komşu ülkelerde yaşanan siyasi olaylardan kötü yönde etkilenmekte, fiyatlar artmakta ve komşu ülkelere yapılan ihracat artık yapılmamakta bu durumlardan dolayı pazar kötü bir şekilde etkilenmektedir. Hırdavat pazarı olarak şu anki yaşanan bu kötü durumları elbette atlatacağız, gelecek daha parlak ve daha iyi olacaktır çünkü pazarımız yeniliğe açık ve her zaman kendini yenileyen bir pazar, pazarda ki gelişmelere devam ettiği sürece gelecek açık ve parlak görünüyor.
ESNAFIN SESİ
26 yıllık bir işletme olan Ahmet Tezcan Makina şuan 2. Kuşak işletmecisi İnş. Müh. Osman Nuri TEZCAN ile birlikte büyümeye devam ediyor. Tezcan; 30.000 kalem ürün yelpazesiyle İzmir'de toptan ve perakende ticarette ilk akla gelen isimlerden olmaya çalıştıklarını belirterek Nalbur Teknik dergisi için yönelttiğimiz soruları yanıtladı. İnş. Müh. Osman Nuri TEZCAN
“BAYİSİ OLDUĞUMUZ MARKALARIN SİRKÜLASYONU ÇOK KAR MARJI AZ”
Ö
ncelikle firmanızın kuruluşu ve gelişim süreci hakkında bilgi verir misiniz? Firmamız 1990 yılında merhum Ahmet TEZCAN tarafından Çiğli merkezde 15m2’lik bir alanda ticari hayatına başlamıştır. Firmamızın kurucusu merhum Ahmet TEZCAN 1997 yılında geçirmiş olduğu elim bir trafik kazası neticesinde aramızdan ayrılmış yerine eşi Sermin TEZCAN işlerin başına geçip firmamızı bugün ki seviyeler-
42 Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
ine taşımıştır. 2008 yılından buyana bu görevi 2.kuşak İnş. Müh. Osman Nuri TEZCAN ile birlikte yürütmeye devam etmiştir. Bugün yine merkezi Çiğli’de ve Ata Sanayi Sitesindeki showroomuyla 1000 m2’nin üzerinde satış alanı, 30.000 kalem ürün yelpazesiyle İzmir’de toptan ve perakende ticarette ilk akla gelen isimlerden olmaya çalışmaktayız. Bununla birlikte gelişen dünyaya uyum sağlamak adına internet üzerinden satış alanında faaliyet gösteren www.hirdavatmerkezi.com adlı e-ticaret sitesiyle de
müşterilerimize bir adım daha yaklaşıp yerel satış kanallarını ulusal satış kanalına büyütmeyi amaçlıyoruz. Firmanızın ürün gamı hakkında bilgi verebilir misiniz? Hangi markaların satışını gerçekleştiriyorsunuz? Kendi üretiminiz veya markanız varsa ondanda detaylı bahsede bilir misiniz? Firmamızda hırdavat malzemelerinin yanı sıra kaynak ve kaynak ekipmanları, bağlantı elemanları, sanayi gazları, aşındırıcı grubu ve
daha birçok ürünle hizmet vermekte olup akla gelen ilk bayilikler; Bosch Elektrikli El Aletleri, Magmaweld Kaynak Ürünleri, İzeltaş El Aletleri, Karbosan ve Sia Aşındırıcı Grubu, Norm ve Obel Civata Bağlantı Elemanları, Habaş Sanayi Gazları ve bunun yanı sıra birçok bayilikte 30.000 ürün çeşidiyle hizmet vermekteyiz. Bayiliğini yaptığınız markalarla ilgili yaşanan sıkıntılar nelerdir? Üretici firmalardan beklentileriniz nelerdir detaylı bir şekilde bahseder misiniz? Yeni ürünlerle ilgili teknik olarak detaylı bilgiye ulaşa biliyor musunuz? Bayiliğini yapmış olduğumuz firmalar genellikle pazar lideri olduğundan sirkülasyonu hızlı fakat genel olarak kar marjı düşüktür. Üretici firmaların piyasa koşullarının zorluklarına göre sistemlerini belirleyip bizlerden beklenti ve hedeflerini bu doğrultuda yeniden gözden geçirmelerini istiyoruz. Yeni ürünler ile ilgili müşteri temsilcisi arkadaşlarımız detaylı olarak bilgi vermektedir. Üretici firmanın tanıtım, reklam ve kampanyaları sizleri ne derece etkiliyor? Satışlarınızın artmasında etkili olduğunu düşünüyor musunuz? Üretici firmanın yaptığı her türlü reklam bizleri olumlu yönde etkilemektedir. Marka bilinirliği arttıkça ve ürün tanıtımı arttıkça bu da bizim satışımızı arttırıyor doğru orantılı olarak. Daha fazla tanıtıcı reklam vermelerini diliyoruz.
Bölgenizin ekonomisi ve sanayi gelişim hızı ile ilgili neler söylemek istersiniz? Bölgemizdeki sanayi kuruluşları yeni yatırımlarını daha çok İzmir’den ziyade çevre illerde yapmaya başladılar. Bunun sebebi arazi maliyetlerinin düşüklüğü, personel giderlerinin düşüklüğü ve bilhassa yatırım teşvik politikası diğer illerde daha uygundur. Bölgemiz sanayi anlamında yeni yatırım almamakla birlikte inşaat sektöründe büyük projelere ev sahipliği yapmaktayız. Bu kapsamda sanayideki pazar kaybını inşaat sektörüyle telafi edilmeye çalışılmaktadır.
Bölgenizde hırdavat ve nalbur sektöründeki rekabet ortamını nasıl değerlendiriyorsunuz? Rekabette fark oluşturmak için neler yapıyorsunuz? Bölgemizdeki rekabet çok fazla ama biz hizmetimizle ön plana çıkma arzusundayız. Bunun için haksız rekabetler içinde hiçbir zaman olmayacağız. Müşterilerimizin bizi tercih etmesinin en büyük sebebi malzeme çeşitliliği, bulunabilirliği ve en kısa sürede yerine hizmet olup güler yüzlü hizmet anlayışımızdan dolayı tercih sebebi olduğumuzu düşünmekteyiz.
İZMİR
ESNAFIN SESİ
Nalbur ve Hırdavat sektörü ile ilgili yaşanan sıkıntılar nelerdir? Madde olarak saya bilir misiniz? Bu konuda çözüm önerilerinizi sıralayabilir misiniz? Sektörün en büyük sıkıntısı tahsilat problemleridir. Yakın dönemde ülke olarak yaşadığımız sorunlar belirsizlikleri de beraberinde getirmiştir. Büyük Yapı Marketler yerel esnafa etki ediyor mu? Tabii ki de büyük marketler yerel esnafa etki etmektedir. Büyük marketler daha çok bireysel ev kullanıcılarına hitap ettiğinden bu pazar daha önce mahalle arası nalburlarının elindeydi fakat zamanla küçük nalburların büyük marketlerle rekabet edemeyip kepenk kapatmalarıyla büyük marketlere talep artmış bulunmaktadır. E- satış siteleri (nalbur-hırdavat malzemeleri üzerine) hakkındaki düşünceleriniz
44 Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
nelerdir? E- satış sitesi kurmayı düşünüyor musunuz? E-ticaret siteleri pazarını her geçen gün büyütmekte olup bizimde bu gelişmekte olan sektörde ilk akla gelen sitelerden olmak adına kurmuş bulunduğumuz www.hirdavatmerkezi.com adlı bir sitemiz bulunmaktadır. 2017 yılı Mart ayında İstanbul Hırdavat Fuarı düzenlenecek. Uzun yıllardır sadece hırdavat ve nalburiye alanında bir fuar düzenlenmemişti. Bu açıdan düşündüğünüzde hırdavat fuarından beklentileriniz nelerdir? Bunun sektör açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum. İstanbul’un adına yakışan güzellikte yurt dışındaki fuarları aratmayacak nitelikte bir organizasyon olacağını umut ediyorum. Hırdavat ve nalbur sektöründe adeta bir buluşma noktası olan ve üretici ile
satıcı arasında da bir buluşma noktası olan İstanbul Hırdavat Fuarı’nda özellikle hangi ürün gruplarını görmek istersiniz? Bu tarz fuarlarda katılımı hareketlendirmek adına olmazsa olmaz elektrikli el aletleri, mekanik el aletleri, kaynak ve bağlantı elemanlarını sayabilirim. Sektörün geleceğini nasıl değerlendirirsiniz? Bizim sektörümüzde de diğer sektörlerde olduğu gibi büyümeyi esas alan ve bu doğrultuda gerçekçi adımlar atan firmaların geleceğinin parlak olacağını düşünüyorum. Son olarak neler eklemek istersiniz? Sektöre hitap eden bir dergi olmanızdan ve bu noktada gerek tanıtım, gerekse öğretici bilgi açısından her ay bizi bilgilendirdiğiniz için teşekkürü bir borç biliriz.
HABER
BÖLGESEL TEŞVİKTE 'DEĞİŞİM' ZAMANI
B
eş yıldır yürürlükte olan teşvik mevzuatı, 6. bölgede hedeflenen yatırım iklimini sağlayamadı, bölgesel farklılıklarda azalma olmadı.
Yatırım teşvik sistemi son yıllarda üç kez değişti ancak amaca ulaşılamadı. 2011’de yürürlüğe giren bölgesel teşvik sisteminin 5 yıllık sonuçlarına göre, büyük destek içermesine karşın 6’ncı bölge yatırımları 1’inci bölgenin 6’da 1’i düzeyinde kaldı. Son 5 yılda 1’inci bölgeye 7 bin 590 yatırım için teşvik alınırken 6’ncı bölge için 2 bin 340 teşvik belgesi alındı. 6’ncı bölgedeki teşvikli yatırımların tutarı 19.1 milyar lirada kalırken, 1’inci bölgede 135 milyar liraya ulaştı. Yıllardır kronik işsizlikle uğraşan Türkiye, hem işsizlik sorunun çözmek hem de kalkınma sürecini tamamlayabilmek için uzun süredir teşvik mekanizması uyguluyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında sanayileşmenin ilk adımlarını devlet atarken, ilerleyen zamanlarda özel sektör dinamikleri de devreye alınarak süreçte hız kazanılmaya çalışıldı. 24 Ocak 1980 kararlarıyla birlikte ekonomide başlayan liberalleşme döneminde ise Başbakanı Turgut Özal’ın !!!!!!!!!!!!! başlattığı teşvikli yatırımlarda, bazı büyük sanayi kuruluşları yanı sıra, özellikle turizm yatırımlarında dikkat çekici artış yaşandı. Ancak o dönemde nakit olarak verilen teşvikler, Türkiye’de özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde, tam anlamıyla yarım kalmış yatırım mezarlıkları oluşmasına yol açtı. Aynı dönemlerde bu bölgelerde artan terör olayları, zaten kısıtlı olan yatırımları neredeyse durma noktasına getirirken, girişimciler lojistik avantajları da dikkate alarak yatırımlarını Ankara, İstanbul, İzmir, İzmit gibi zaten gelişmiş olan illere yönlendirmeye başladılar. Bu durum terör olaylarına da bağlı olarak bölgeler arasındaki gelişmişlik farkını giderek arttırdı ve uçurum haline getirdi. 2000’li yıllara gelindiğinde ise Türkiye teşvikte yeni bir döneme girdi. Nakit teşvik yerine proje karşılığında çeşitli vergi avantajları sağlayan teşvik sistemi de 2001 yılına kadar devam etti. Ancak bu teşvik sistemi de terör olaylarından yoğun olarak etkilenen Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yatırımın armasına çok Kaynak: Dünya
46
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
fazla katkı sağlamadı. 2011 yılı Haziran ayından itibaren ise teşvik sistemi yeniden ele alındı. Bu dönemde Türkiye bölgesel ve sektörel teşvik sistemi ile tanıştı. Türkiye sosyoekonomik gelişmişlik endeksine göre 6 bölgeye ayrıldı. En gelişmiş iller birinci bölgede yer alırken, az gelişmiş iller beş ve altıncı bölgelere dahil edildi. Teşvikler ise gelişmiş bölgeden, az gelişmiş bölgeye doğru kademeli olarak artırılmak suretiyle uygulanmaya başladı. Yeni teşvik sisteminin 5’inci yılını doldurduğu dönem itibarıyla, bu sistemin de bölgeler arasındaki gelişmişlik farkının azalmasına çok fazla katkı sağlamadığı ortaya çıktı. Teşvik sisteminde değişiklik bekleniyor Binali Yıldırım Başbakanlığında kurulan yeni hükümet, teşvik sisteminde yeni bir değişikliğe giderek, kişiye özel teşvik uygulamanın hazırlıklarına başladı. Bu dönemde de yine az gelişmiş bölgelere pozitif ayrımcılık yapılacak ama yatırımcılara gelişmiş bölgelere yatırım yapmayı da cazip hale getirecek unsurlar yeni dönemde kullanılacak. Bunun için öncelikli olarak uzun süredir yapılmayan ilçe bazında sosyoekonomik gelişmişlik endeksi sıralaması oluşturulacak. Burada bölgedeki, okul sayısı, eğitim ortalaması, öğretmen başına düşen öğrenci sayısı, kişi başına düşen gelir, kişi başına düşen doktor sayısı, üniversite öğrencisi sayısı, üniversitelerde yapılan araştırma sayısı gibi kriterlere göre puanlama yapılarak, Türkiye’deki ilçeler en gelişmişten, en az gelişmişe doğru yukarıdan aşağı sıralanacak. Yeni istihdam alanları oluşturmak ve kalkınmayı tamamlamak adına uygulanan teşvik sisteminin görevleri arasına, son yıllarda yeni bir öğe daha eklendi. Özellikle ihracatta düşük katma değerli üretim sebebiyle kg başına 2 doların altında kalan Türkiye, bu değeri arttırmak için 2011 yılında uygulamaya başladığı yeni teşvik sisteminde de değişiklik yaparak, ileri teknolojili ürünlerin üretimine daha yüksek teşvik vermeye başladı. İleri teknoloji yatırımlarına verilen fazladan teşvikin de arzu edilen düzeyde yatırım artışı sağlamayınca, hazırlanan yeni teşvik paketinde bu konular da dikkate alınarak hangi bölgeye yapılır-
sa yapılsın, ileri teknoloji yatırımları için 4’üncü bölge teşviklerinden yararlanma imkanı getirildi. 15 yılda 626 milyar liralık yatırım Ekonomi Bakanlığı, 2001 yılından bu yana teşvik sisteminin istatistiklerini tutuyor. Bu verilere göz atıldığında, 2001’den 2016 yılı Mayıs ayı sonuna kadar, Türkiye’de teşvik belgeli olarak 51 bin 671 proje için 626 milyar 450 milyon liralık yatırım yapıldığı gözleniyor. Bu yatırımlar kapsamında 2 milyon 4 bin kişilik istihdam yaratılmış durumda. Teşvik belgeli 51 bin 671 projenin, 3 bin 2 tanesi yabancı sermayeli firmalar tarafından gerçekleştirildi. Bunların yatırım tutarı 124 milyar 798 milyon lira, öngördükleri istihdam sayısı ise 267 bin 926. Buna karşılık yerli sermaye 48 bin 669 proje için 501 milyar 652 milyon lira tutarında teşvik belgesi alırken, 1 milyon 736 bin 966 kişilik istihdam sağladı. Bu rakamlar ışığında, yabancı sermayeli firmaların ortalama yatırım tutarı 41.5 milyon lira olarak hesaplanırken, yerli sermayelilerin ortalama yatırım tutarı ise 10.3 milyon lirada kaldı. Yabancı yatırımcılar her bir yatırım projesi kapsamında 90 kişilik istihdam yaratırken, yerli girişimcilerin teşvik belgeli yatırımlarında proje başına 36 kişilik istihdam yaratılabildi. Birinci bölgeye 6 kat daha fazla yatırım Bölgesel teşvik sisteminin sonuçlarının bölge bazında izlendiğinde ise 2011 yılından bu yana az gelişmiş 6’ncı bölgeye yapılan yatırımın, en gelişmiş birinci bölgeye yapılan yatırımın yaklaşık 6’da 1’i kadar olması dikkat çekti. Yıllar itibarıyla bölgeye yapılan yatırım tutarı artış gösterse de tatmin edici verilere ulaşılamadı. Ekonomi Bakanlığı verilerine göre,( birden fazla bölgeyi içeren yatırımlar hesaplama dışı tutuldu) son 5 yılda 1’inci bölgeye 7 bin 590 yatırım yapılırken, 2’nci bölgeye 4 bin 79, 3’üncü bölgeye 3 bin 328, 4’üncü bölgeye 2 bin 492, 5’inci bölgeye 2 bin 156 yatırım yapılırken, 6’ncı bölgeye ise 2 bin 340 yatırım yapıldı. Bu yatırımların tutarı 1’inci bölgede 134 milyar 850 milyon liraya ulaşarak Türkiye genelindeki toplam yatırımın 3’te 1’inden fazlasını oluşturdu. 2’nci bölgeye 69 milyar 15 milyon lira, 3’üncü bölgeye 54 milyar 523 milyon lira, 4’üncü böl-
geye 42 milyar 415 milyon lira, 5’inci bölgeye 24 milyar 498 milyar lira ve 6’ncı bölgeye 19 milyar 143 milyon liralık yatırım gerçekleştirildi. Yatırımda olduğu gibi istihdamda da 1’inci bölge açık ara öne çıktı. Toplam 756 bin 875 kişilik istihdamın, 294 bin 81’i 1’inci bölgede yapılırken, 2’nci bölgede 120 bin 60, 3’üncü bölgede 88 bin 17, 4’üncü bölgede 71 bin 121, 5’inci bölgede 69 bin 836 ve 6’ncı bölgede ise 113 bin 660 kişilik istihdam oluşturuldu. Teşvik sistemi, 'yüksek teknoloji'yi teşvik etmedi Makine İmalatçıları Birliği (MİB) bir süre önce hazırladığı raporda, teşvik sonuçlarını birçok açıdan değerlendirdi. Bir rapor olarak da yayımlanan bu sonuçlara göre Türkiye’de uygulanan teşvik sistemi yüksek teknoloji yatırımlarının artması sonucunu vermedi. Haziran 2012 ile Haziran 2015 arası teşvik verilerini kapsayan raporda, bu konuda şöyle denildi: “Toplam teşviklerde yüksek teknolojili yatırımların payı yüzde 1.5’tir. Karşımıza çıkan en büyük sorunlardan biri, yatırımların büyük çoğunluğunun, düşük ve orta düşük teknolojili imalat alanında yapılmasıdır. İmalat yatırımlarının yüzde 59’una yakın kısmının orta düşük ve düşük teknolojili yatırımlara yapıldığı görülmektedir. Yüksek teknolojili yatırımların payının yüzde 1.5’te kalması büyüyen, gelişen ve hedefl eri olan ülkemiz için oldukça düşündürücüdür. Montaj ve düşük teknolojili yatırımlardan ziyade nitelikli imalata yönelik yaklaşım teşvik edilmelidir. Bu oranın artırılmasına yönelik teşvikler uygulanmalıdır. Teknoloji tabanlı imalatta bölge ayrımı gözetilmemelidir. İmalat yatırımları teşvik edilirken, nihai ürünün kilogram fi yatı üzerinden belirlenecek teknolojik yatırımlara kademeli olarak daha fazla destek verilmesi gündeme gelmeli ve mevzuata eklenmelidir.” Raporda bir başka önemli sonuç da, yerli girdiyi teşvik eden programlara rağmen, ithal girdi kullanımında kayda değer bir düşüşün sağlanamadığı görülüyor. Raporda, “İmalat konusunda yapılan yatırımlarda ithal makine ve teçhizat tutarları diğerlerine göre daha fazladır. Tarım ve hizmetler sektöründe nispeten az olsa da tüm yatırımların yarısına yakını (yüzde 46.48) ithal makina ve teçhizat tutarı için harcanmıştır. Bir başka deyişle, yatırım bedelinin yarısına yakını yurtdışına gönderilmiştir.”
HABER
ÇEK DÜZENLEMESİ MECLİS'TEN GEÇTİ
T
BMM Genel Kurulunda kabul edilen Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısına göre, karşılıksız çek keşide etme adli para cezasını gerektiren suç olarak tanımlandığı için, çek hesabı açtırmak isteyenler bankaya adli sicil kaydı da verecek. Bankalar, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişinin ya da şirket yetkililerinin çek hesabı açma yasağının bulunup bulunmadığını kontrol etmekle yükümlü olacak. Ticaret siciline tescil edilen şirket yetkilileri hakkında verilmiş bir çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı varsa, bunların yetkilisi olduğu tüzel kişilere çek defteri verilmeyecek. Çek hesabı sahibinin gerçek kişi olması durumunda kimlik numarası, tüzel kişi ise MERSİS numarası çek üzerine yazılacak. Çek hesabı sahibi ile düzenleyenin farklı kişiler olması halinde, ayrıca düzenleyenin kimlik numarası da yazılacak. Böylece, çek hesabı sahibinin benzer isimli veya un-
48
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
Karşılıksız çeke hapis cezası, çek hesabı açtırmak isteyenlerin bankaya adli sicil kaydı vermesi gibi konuları kapsayan çek düzenlemesi Meclis Genel Kurulu'nda kabul edildi.
vanlı kişilerden ayırt edilebilmesi sağlanarak, düzenleyenin net bir şekilde tespit edilebilmesi ve çekin karşılıksız çıkması durumunda çek hesabı sahibine karşı yapılacak başvurularda doğru kişiye ulaşılması hedefleniyor.
Çek düzenlemede yeni dönem
Karekodlu çek düzenlenen lehtar, teslim aldığı çeki sisteme kaydedecek. Çek alacaklıları, çek ile çek hesabı sahibine ve bu çeki düzenleyenlere ilişkin verilere karekod aracılığıyla erişim sağlayabilecek. Karekodlu çekin sisteme kaydedildiği tarihten sonra çek düzenleyen tüzel kişinin temsilcilerinde meydana gelen değişiklikler, çek hesabı sahibi tüzel kişinin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacak. Böylece henüz bankalara ibraz edilmemiş çek adedi ve tutarının üçüncü kişilerin erişimine açılması, çek hesabı sahibine ait piyasada bulunan çek adedi ve bunların tutarları hakkında bilgi sahibi olunması ve alacaklının çeki kabul edip etmeme hususun-
da kanaat edinmesi öngörülüyor. Üzerinde tarih bulunan ve kanuni süresinde ibraz edilen çekle ilgili karşılıksız işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikayeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, bin 500 güne kadar adli para cezasına hükmolunacak. Hükmedilecek adli para cezası; çek bedelinin karşılıksız kalan miktarı, çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz tarihinden itibaren işleyecek. Kanunu Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanuna göre ticari işlerde temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile takip ve yargılama gideri toplamından az olamayacak. Mahkeme ayrıca, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına; bu yasağın bulunması halinde yasağın devamına hükmedecek. Hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilenler, yasaklılıkları süresince sermaye şirketlerinin yönetim organlarında görev alamayacak. Ancak hakkında yasaklama kararı verilenlerin mevcut organ üyelikleri görev sürelerinin
HABER
sonuna kadar devam edecek.
Yasaklı kişiler bankalara bildirilecek
Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararına ilişkin bilgiler, güvenli elektronik imzayla imzalandıktan sonra UYAP aracılığıyla MERNİS ile Risk Merkezine elektronik ortamda bildirilecek. Hakkında çek hesabı açma yasağı verilen kişiler, Risk Merkezi tarafından bankalara bildirilecek. Karşılıksız çek davasında mahkeme tarafından, beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, davanın düşmesi veya davanın reddine karar verilmesi halinde, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırılmasına karar verilecek. Kesinleşen karar MERSİS ile Risk Merkezine bildirilecek ve ilan olunacak. Adli para cezalarının ödenmemesi halinde, kamuya yararlı bir işte çalıştırma kararı verilmeksizin doğrudan hapis cezasına çevrilecek. Karşılıksız çek bedelini ibraz tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tamamen ödeyen kişi hakkında; yargılama aşamasında davanın düşmesine, mahkumiyet hükmünün kesinleşmesinden hükmün bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verilecek. Şikayetten vazgeçme halinde de aynı hükümler uygulanacak. Kişi, cezanın tamamen infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl ve her halde yasağın konulduğu tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra hükmü veren mahkemeden çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırılmasını isteyebilecek.
Tasfiye de kolaylaştırılıyor
50
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
Gerçek kişi tacir ile tüzel kişi tacir adına imza atmaya yetkili kişi, ticaret unvanını ve bunun altına atacağı imzayı, noter onayı şartı aranmaksızın ticaret sicili müdürü ya da yardımcısı huzurunda yazılı beyanda bulunmak suretiyle de verebilecek. Şirketlerin tür değişikliğine gitmesinde yeni türe ilişkin sözleşmenin bütün ortaklar tarafından imzalanması zorunluluğu kaldırılıyor. Tür değiştirmede yönetim organınca hazırlanan tür değiştirme planı dışında, yeni türün şirket sözleşmesinin genel kurulun onayına sunulması öngörülüyor. Sermaye şirketlerinin tasfiye sürecini kolaylaştırmayı amaçlayan tasarı, tasfiye halindeki şirketin, kalan mal varlığını dağıtabilmek için alacaklılara yönelik yapılacak üçüncü ilandan itibaren gerekli bekleme süresi 1 yıldan 6 aya düşürülüyor. Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre tasfiye olunan şirketlerde, İcra İflas Kanunu'ndaki tasfiye ve ceza yaptırımı hükümleri uygulanmayacak. Piyasalarda çeke duyulan güvenin artırılması ve karşılıksız çekin en-
gellenmesi amacıyla çeklerde seri numarasıyla karekod bulunması zorunlu hale gelecek. Yabancı banka tarafından bastırılan çeklerde seri numarası veya karekodun bulunmaması senedin çek olarak geçerliliğini etkilemeyecek. Bankalar, 31 Aralık 2016 tarihinden sonra karekodsuz çek yaprağı veremeyecek. 31 Aralık 2016 tarihinden önce basılan çeklerde bu unsur aranmayacak. Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ve özel bütçeli idareler tarafından ilgili mevzuatı gereğince alınan, 10 yılı geçen ve çeşitli nedenlerle iadesi sağlanamayan veya gelir kaydedilemeyen 500 lira ve altındaki teminat mektuplarından uyuşmazlığa konu edilmeyenler ilgili bankalara iade edilecek. Kanunu yurt dışına hizmet veren işletmelerde vergi indirimi, yatırım teşvik belgesi kapsamındaki binaların 5 yıl emlak vergisinden muaf olması, yatırım teşvik belgesi kapsamında tahsis olunan arazilere de geçici vergi muafiyeti getiren hükümleri 1 Ocak 2017'de, karekodlu çek düzenlenmesine ilişkin hükümler 31 Aralık 2017'de yürürlüğe girecek.
HABER
F. FETHİ HİNGİNAR:
“S&P, TÜRKİYE HAKKINDA HATALI BİR KARAR ALMIŞTIR” 15 Temmuz darbe kalkışmasının ardından Türkiye gündemi yoğunluğunu korurken, ülkenin ekonomik kanadını oluşturan iş dünyası çalışmalarını ara vermeden sürdürüyor. Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı F. Fethi Hinginar, tüm sektörlerde olduğu gibi inşaat malzemeleri sanayinde tüm fabrikalarımız üretime devam ediyor. Şu anda hiçbir değişiklik ya da olumsuz bir tablo söz konusu değil. Bu bakımdan S&P’nin de Türkiye için açıkladığı karar yanlıştır ve değiştirilmesi gerekmektedir” dedi. Hinginar, 2016 yılı ilk çeyrek döneminde inşaat harcamaları yüzde 13,4 arttığına dikkat çekerek, Türkiye’nin gerçek gücünü kısa sürede tekrardan ortaya koyacağına dikkat çekti.
1
5 Temmuz darbe kalkışmasını Cumhuriyet tarihinde meydana gelen en ağır sorunlardan biri olarak değerlendiren F. Fethi Hinginar, sektör olarak durumu nefretle kınadıklarını belirterek, son yıllarda büyük mesafeler kat eden Türkiye ekonomisini ve sanayisinin böyle oyunlara gelmeyeceğini vurguladı. Bu bakımdan Standart&Poor’s tarafından yapılan değerlendirmeyi de eleştiren Hinginar, “Darbenin ertesi günü tüm fabrikalarımız üretime devam etti. Normalleşme beklediğimizden iyi bir şekilde gelişecek ve daha geniş bir alana yayılacaktır. Türkiye’nin gerçek gücünü yeniden ortaya koyacağına inanıyorum. Ancak S&P’den bu kadar hızlı ve kötü bir girişim beklemiyor-
52
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
duk iş dünyası olarak. S&P gibi uluslararası derecelendirme kuruluşları genellikle güvenilir bilgiler üzerinde güvenilir şekilde not vermesiyle bilinen kuruluşlardı. Fakat henüz darbe girişiminin başında yapılan bu not düşümü hepimizde şaşkınlık yarattı. Aradan geçen 10 günün ardından şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki bu yanlış alınmış bir karardır. Panikle alınan bu kararın gözden geçirilmesi lazım. S&P’nin derhal Türkiye’nin 10 günde geldikleri noktayı görmesi ve kararı geri alması gerekir. Kendi güvenirliğini de tekrardan sağlar. Türkiye bugün notu düşecek bir seviyede değil. Gerek finansal sonuçlar gerek ülkenin genel durumu bunu teyit etmektedir. Bu tür davranışlar, kredi derecelendirme kuruluşlarına olan güvenin sarsıl-
masına yol açıyor” dedi. 2016 yılı ilk çeyrek döneminde inşaat harcamaları yüzde 13,4 arttı Diğer yandan Türkiye İMSAD tarafından her ay yayınlanan Sektör Raporu, Temmuz değerlendirmesinde iyimser yaklaşımını sürdürdü. 2016 yılı ilk çeyrek döneminde inşaat sektöründe toplam harcama büyüklüğü 45,87 milyar TL’ye yükseldi. 2015 yılı ilk çeyreğinde 40,46 milyar TL olan inşaat harcamaları 2016 yılı ilk çeyreğinde cari fiyatlarla yüzde 13,4 büyüdü. 2015 yılının tamamında inşaat harcamalarındaki büyüme cari fiyatlarla yüzde 7,8 olmuştu. Toplam inşaat harcamaları içinde yüzde 33,8 payı bulunan kamunun inşaat harcamaları ise 2016 yılı ilk çeyreğinde cari fiyatlarla yüzde 8,8 büyüdü ve 15,5 milyar TL oldu. Özel sektör inşaat harcamaları ise 2015 yılı ilk çeyreğinde 25,93 milyar TL iken, 2016 yılı ilk çeyreğinde yüzde 17,0 artarak, 30,37 milyar TL’ye yükseldi. 2016 yılında inşaat sektöründe kamu harcamalarının sürmesi beklenirken temel belirleyicinin özel sektör inşaat harcamaları olması öngörülüyor.
HABER
54
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
HABER
56
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK NEDİR, NE DEĞİLDİR?
K
urumsal Sosyal Sorumluluk; 1970 sonrası çok farklı görüşler ortaya atılsa da çoğu zaman şirketlerin hatalarını örtmede kullanıldığı için samimi bulunmamış yakın dönemin en hassas ve önemli konularından biri oldu. Bu dikkat çeken konu ile birlikte artık dünya ve toplum sorunlarına daha hassas bir iş dünyası ile karşı karşıyayız. Bunun bir nedeni şirketlerin bu sorunların aslında birer parçası olması. Bir diğer neden ise bu sorunları çözmeye çalışmanın şirketlere finansal yarar da sağlaması. Her iki nedenden de sonuçta toplum ve dünya yarar sağlıyor. Peki sık sık duyduğumuz KSS nedir? KSS nedir? Kurumsal Sosyal Sorumluluğun en ideal yaklaşımı kurumların
58
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
yasal zorunluluklar sebebiyle değil gönüllü olarak ve KSS’yi şirket stratejilerine dahil ederek uygulaması en sürdürülebilir yol olarak kabul edilmektedir. Uygulamalar göstermektedir ki özellikle şirketlerin gönüllü ve stratejik olarak gerçekleştirdikleri KSS uygulamaları uzun vadeli yatırımları gerektirmektedir. En etkili ve karlılığı artıran bir girdi olarak KSS’nin bu yaklaşımla ele alınması çok önemlidir. Avrupa Birliği (AB) KSS Yeşil Kitap Raporu’na göre KSS; şirketlerin ticari faaliyetleri ile sosyal ve çevresel meselelerin birleştirildiği, paydaşlar ile gönüllülük esasına dayanan bir alanda ilişki kurabildiği bir kavram olarak tanımlanmaktadır. Ancak, AB’nin KSS ile ilgili son geliştirdiği politikasında KSS uygulamalarının şirketlerin özgür iradesine
bırakılmayacağı vurgulanmıştır. AB son politikasına göre KSS yaptırımlarının öne çıkarılmasını öngören düzenlemeler aşağıdaki gibidir. 1. Öz-denetim ve ortak-denetim süreçlerinin geliştirilmesi: Komisyon öz-denetim ve ortak-denetim süreçlerinde rehberlik etmesi için kısa bir protokol hazırlanmasını önermektedir. 2. Şirketlerin sosyal ve çevresel bilgilerinin açıklanması: Yeni politika komisyonun bu alanda yeni yasa teklifi hedefini doğrulamaktadır. 3. KSS’nin eğitim, araştırma alanlarına entegre edilmesini kolaylaştırmak: Komisyon KSS alanındaki eğitimler için daha çok destek verecektir. Daha fazla araştırmaya kaynak/fon bulma yollarını araştıracaktır.
4. Ulusal ve yerel KSS politikasının vurgulanması: Komisyon AB üyesi ülkeleri 2012 ortasında KSS ile ilgili planlarını sunmak veya güncellemek üzere davet etmektedir. KSS ne değildir? • KSS, şirketlerin kendilerini aklama yolu değildir. • KSS, bağış ya da hayır işi değildir. Çocuk parkı yapmak, çalışanlar ile koro/tiyatro oluşturmak, küçük sıfatını dahi kullanmak istemeyeceğim minyon projeler değidir. • KSS, salt kurumsal iletişim için yapılan göstermelik bir reklam unsuru değildir. KSS neden önemlidir Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) sadece özel sektörün uluslararası pazarlarda daha rekabetçi olabilmesi, çalışanların iş süreçlerine daha etkin katılması, çevrenin korunması, sivil toplum-özel sektör işbirliklerinin gelişmesi için yararlı değil aynı zamanda sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleşmesi ve toplumsal alanda başarıya ulaşabilmek için önemli bir unsurdur.
Bu yolda her kişi ve kuruluşun sosyal paydaşlarına karşı olan sorumluluklarını yerine getirmesi gerekmektedir. Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği (TKSSD), sürdürülebilir kalkınma ve toplumsal başarı için çalışmalarında, sosyal sorumluluk bilincini geliştirmek, yerel ve ulusal düzeyde KSS bilincini yaymak amacıyla kurulmuştur. Kurumsal Sosyal Sorumluluk neden önemlidir? • Şirketlerin sosyal paydaşları ile etkileşime geçmesini sağlayarak yeni iş imkânları yaratır. • Şirketlein marka değerini arttırır. • Şirketlerin uzun dönemli karlılığını arttırır. Uluslararası Yatırımcıların ilgisini çeker. • Türk özel sektörünün küresel alandaki rekabet gücünün arttırır. • Avrupa Birliği üyelik sürecinde özel sektörün yapması gereken çalışmalara hazırlıkların yapılmasına daha uygun bir ortam hazırlar.
Bu doğrultuda yapacağımız çalışmalarda izleyeceğimiz yaklaşımımız ise değerlerimiz, politikalarımız ve etkinlerimiz ile şekillenmektedir. Temelimiz “insan’dır” sosyal sorumluluğa bağlılığımızla gösteririz; bunu hayata geçirmek için aracımız farkındalık programlarımızdır. Değişime olan inancımızı sosyal paydaş gruplarını etkileyerek davranış haline getiririz bunun için çeşitli kampanyaları hayata geçiririz. Sosyal Diyalogun sağlanması ancak katılımcılığın geliştirilmesi ile mümkün olabilecektir, bunun için sosyal paydaş yönetiminin sağlanması gerekmektedir. Karşılıklı ilişkilerin hayata geçirilmesi ancak ve ancak sonuç odaklı çalışmalar ile mümkün olabilir. Kurumsal Sosyal Sorumlulukta sonuç odaklılık kendisini sertifikasyon ve raporlama ile gösterebilmektedir. Aktif öğrenme süreçleri sürekliliğin sağlanması ve büyüme için gerekli bir olgudur. Sürekliliğin sağlanması ise ancak ve ancak bilgi ile mümkün olmaktadır. Bu amaçla eğitim ve yayınlar yapılmaktadır.
Türkiye Kurumsal Sosyal SorumlulukDerneği
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
“BİR MUM DİĞER BİR MUMU TUTUŞTURMAKLA IŞIĞINDAN BİR ŞEY KAYBETMEZ” Topluma karşı olan sorumluluğuna esin kaynağı olan Hz. Mevlana’nın “Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez” sözü ile VİKO by Panasonic, her alanda olduğu gibi Kurumsal Sosyal Sorumluluk uygulamaları ile de dikkatleri üzerine topluyor. kuruluşlardan birisi, bunu nasıl sağladığınızdan söz eder misiniz? VİKO Sürdürülebilir kalkınmanın insana yatırım ve doğal kaynakların bilinçli kullanımı ile gerçekleşeceğine inanan bir yaklaşım ile 1998 yılından bu yana yaşama değer katan Kurumsal Sosyal Sorumluluk projeleri yürütmektedir.
E
VİKO by Panasonic Pazarlama Direktörü Aysel Özaltınok
lektrik anahtar ve priz sektörünün lider kuruluşu VİKO by Panasonic, Sosyal Sorumluluk uygulamalarıyla adından söz ettiriyor. VİKO by Panasonic Pazarlama Direktörü Aysel Özaltınok ile Nalbur Teknik dergisine özel yaptığımız
62
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
söyleşi ile VİKO by Panasonic’in Kurumsal Sosyal Sorumluluk alanındaki projelerinden ve çalışmalarından bahsettik. VİKO kurumsal sosyal sorumluluk uygulamalarını derinlemesine ele alan
Hz. Mevlana’nın “Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez” sözü, VİKO’nun topluma karşı olan sorumluluğuna esin kaynağı olmuştur. VİKO Kurumsal Sosyal Sorumluluk uygulamaları “Toplumsal Sorumlulukların Yönetimi” süreci kapsamında ve kurumsal bir değer olarak ele alınarak, yönetilmektedir. VİKO’nun enerji verimliliği konusunda önemli bir sosyal sorumluluk projesi yürüttüğünü biliyoruz, bize projenin nasıl doğduğu ve detayları hakkında bilgi verebilir misiniz?
erji verimliliği olan ‘Aydınlık Bir Gelecek’ isimli oyun İstanbul’da her gün bir okulda öğrencilere ücretsiz olarak sahneleniyor. Yaklaşık üç yılda 400 Bin ilkokul öğrencisine ulaşarak adeta bir rekora imza atan projemiz ile 2020 yılına kadar 1 Milyon öğrenciye ulaşmış olmayı hedefliyoruz.
Takdir edersiniz ki gelecek kuşaklara daha yaşanabilir bir dünya bırakmak konusunda hepimizin son derece sorumlu olduğu bir dönemden geçiyoruz. Çünkü, doğal kaynaklarımız hızla tükeniyor, çevre kirleniyor, enerji için yüksek bedeller ödüyoruz. Enerji verimliliği ve doğal kaynaklarımızın korunması gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için alınacak sorumlulukların da önceliğini belirleyen kavramların başında geliyor. Biz de Sürdürülebilirliği kurumsal değer kabul eden bir anlayışla, daha yaşanabilir bir dünya için sorumluluk almayı görev kabul ediyoruz. İşte bu yaklaşımdan aldığımız motivasyonla hayata geçirdiğimiz projemiz İlköğretim çağındaki öğrencilere enerji ve doğal kaynaklarımızın korunması ve geri dönüşüm konularında bilinç oluşturmak amacıyla ve ‘Aydınlık Bir Gelecek İçin Okullarda Enerji Verimliliği’ sloganı ile 2012 yılında hayat buldu. İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü ile imzaladığımız protokol ile hayata geçirilen proje kapsamında öncelikle İstanbul’daki ilk ve ortaokullarda görev yapan 1.450 eğitimci için enerji yöneticisi eğitimleri verildi. Okullarda gerçekleştirilen proje uygulamalarının pekişmesi için farkındalık afişleri ve tüm elektrik anahtarlarına ‘gereksizse kapat,
geleceği aydınlat’ uyarı yazısı asılıyor. İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğünün önemli desteği ile okullarımızda enerji verimliliği kulüplerinin kurulması sağlandı. Öğrencilerin projeye etkin katılımlarını sağlamak amacı ile oluşturulan Enerji Verimliliği Kulüpleri’nde görev alan öğrenciler, öğretmenleri ile birlikte enerji verimliliği konularında birçok çalışma gerçekleştiriyor. Öğrencilerin projeye aktif katılımlarını ve eğlenirken öğrenmelerini sağlamak amacı ile oluşturduğumuz VİKO Çocuk Tiyatrosu ise projenin amacına erişimi ve kalıcılığı bakımından gerçekten çok başarılı bir süreci oluşturdu. Her yıl okullarda uygulanarak enerji verimliliği konusundaki sorumluluğun yerleşik bir bilinç haline gelmesini amaçlayan projemiz, İstanbul’daki ilk ve ortaokulların enerji tüketiminde belirgin bir azalma gerçekleşmesine katkıda bulunmayı amaçlıyor. Her öğretim yılı sonunda ise projeye katılan okullar arasında düzenlediğimiz yarışma ile enerji verimliliği konusunda örnek uygulamalar gerçekleştiren okulların ödüllendirilmesi ve diğer okulların da özendirilmesini hedefleniyoruz. Proje kapsamında oluşturulan VİKO Çocuk Tiyatrosunun sahnelediği, ana teması en-
Projemizin ödüllendirme sürecini oluşturan ve jüri üyeliğini çok değerli akademisyenlerin yaptığı enerji verimliliğinde yılın örnek okulları ödül sürecine bugüne kadar yaklaşık 850 okul dahil oldu. Bu 850 okulun öğretmenleri ve özellikle de enerji verimliliği kulüplerinde yer alan öğrencileri düşünüldüğünde projenin çok geniş kitlelere yayılmış olmasını görmek bizim için gerçekten önemli bir gurur ve mutluluk sebebi. Bu yıl gerçekleştirdiğimiz ödül sürecinde 1.lik derecesini elde eden okulumuzun öğrencilerinin geri dönüşümlü kıyafetlerle gerçekleştirdiği defile gerçekten görülmeye değerdi. Aslında bu örnek, öğrencilerimizin enerji verimliliği ve doğal kaynakların korunması konusunda kazandıkları bilinci ve projemizin amacına adım adım yaklaştığını da gösteriyor.
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
imli ışık kaynakları kullanmak, aydınlatmadaki tasarruf için diğer önemli hususlardandır.
Sizce KSS projelerinde sürdürülebilirliğin önemi nedir? Sürdürülebilirliği kurumsal değerleri arasında ve önemle alan bir kuruluş olarak, her alanda olduğu gibi kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin de sürdürülebilirlik yaklaşımı ile yürütülmesi gerektiği inancındayız. Bu yaklaşımdan hareketle, sosyal sorumluluk kapsamındaki tüm projelerimizi etki, değer katma ve sürdürülebilirlik ilkeleri ile yönetmekteyiz. Enerji verimliliği konusunda öğrencilere yönelik yaptığınız projeler çok anlamlı, peki konutlarımızda enerji verimliliği sağlamak için okuyucularımıza neler öneriyorsunuz?
64
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
Enerji verimliliği en yalın ifade ile “tükettiğimiz enerji miktarının, konfor koşullarımızdan ödün vermeden azaltılmasıdır” . Bu yaklaşımla, günlük yaşantımızın hemen her alanında hizmet ve konfor seviyesini etkilemeksizin daha az enerji kullanmamız mümkündür. Ülkemizde, enerjinin yoğun kullanıldığı alanlarda %20-30 dolaylarında enerji tasarruf potansiyeli olduğu bilinmektedir. Örneğin ülkemizde tüketilen toplam elektrik enerjisi içinde aydınlatmanın payı %20 civarında. Bu alanda tasarruf için öncelikle gün ışığından maksimum düzeyde yararlanmak gerekir. Gereksiz yanan ışıkları kapatmak, düşük verimli ışık kaynakları yerine led aydınlatma gibi yüksek ver-
Evlerde tüketilen elektrik enerjisinin önemli bir kısmı da kullanılmadığı halde prizde takılı olan cihazlarca tüketilmekte. Açma-kapama butonu bulunan grup prizler kullanarak tek bir dokunuşla tüm cihazları kapatılabilir, böylece bu konudaki gereksiz enerji tüketiminin önüne geçebiliriz. Tabi daha birçok konuda tasarruf yapabileceğimiz yöntemler de var. Özellikle dimmerler, yani musluğu açıp kısmanız gibi elektriği kısıp, açtığınız elektrik anahtarları ile aydınlatmada ihtiyacınız kadar elektrik kullanırsınız. Akıllı sayaçlarda dağıtım şirketinden tarife seçmek ve bu tarifeler kapsamında ortaya koyulacak bilinçli tüketim alışkanlıkları ile hem tasarruf hem de aile bütçesine katkı sağlamak mümkündür. Mesela aydınlatmayı kontrol eden hareket veya varlık sensörlerini çoğunlukla işyerlerinde kullanıyoruz ama pek tabi ki evlerde de kullanabiliriz. Bu da önemli miktarda elektrik tasarrufu sağlar. Ayrıca enerji verimliliği potansiyeli yüksek bir cihaza yapılacak yatırım her zaman daha kazançlıdır, bu tür cihazların kullanım ömrü boyunca sağlanacak enerji tasarrufu ile hem ödediğiniz parayı bütçenize geri kazandırabilir hem de daha az enerji tüketebilirsiniz. Unutulmamalıdır ki enerji tasarrufu, daha çabuk ve daha ucuza elde edilebilen bir enerji kaynağıdır. Özetle gelecek kuşaklara daha yaşanılabilir bir dünya bırakabilmek için mevcut kaynaklarımızı en doğru şekilde kullanmayı hepimiz içselleştirmeliyiz.
ASKAYNAK, MESLEK LİSELERİNDEKİ TEKNİK EĞİTİME DESTEĞİNİ SÜRDÜRÜYOR ekleyerek, toplam 3.850 adet posterin 550 eğitim noktasına dağıtımını gerçekleştirdi. Konuyla ilgili açıklama yapan Eczacıbaşı - Lincoln Electric Askaynak Genel Müdürü Ahmet Sevük, “Eczacıbaşı-Lincoln Electric-Askaynak olarak, ülkemizde teknik eğitimin gelişimine yön veren okullarımıza ve eğitimcilerimize, topluma karşı duyduğumuz sosyal sorumluluk bilinciyle, kurulduğumuz yıldan beri birçok konuda destek veriyoruz. Bu kapsamda Milli Eğitim Bakanlığı’yla 2006’dan bu yana işbirliği yapıyor, meslek lisesi öğretmenlerine hizmet içi eğitimler veriyor, teknik eğitim kitaplarını ücretsiz dağıtıyoruz. Ayrıca, öğretmenler için fabrikamıza teknik geziler düzenliyor, eğitim atölyelerinde ihtiyaç duyulan kaynak makinesini çok düşük bir bedelle karşılıyoruz. Bu sene, teknik eğitimde kullanılan, üç boyutlu görsel unsurlar kullanılarak tasarlanan posterlerin basımını ve dağıtımını da üstlenerek, öğrencilerimize ve okullarımıza yeni bir eğitim kaynağı daha yaratmaktan mutluluk duyuyoruz.” dedi.
E
czacıbaşı-Lincoln Electric Askaynak, Milli Eğitim Bakanlığı’yla yaptığı işbirliği kapsamında meslek liselerine verdiği desteği, 2015-2016 eğitim öğretim yılında da sürdürdü. Liselerin “Metal Teknolojisi”, “Tesisat Teknolojisi ve İklim-
lendirme” ile “Gemi Yapımı” alan öğretmenlerine hizmet içi kaynakçılık eğitimi veren; ülke çapında 600’e yakın meslek lisesine 40.000’in üzerinde ders kitabını ücretsiz gönderen Askaynak, projeye bu sene üç boyutlu görsellere sahip 7 tip teknik eğitim posterini de
Askaynak, tüm Türkiye’deki 600’e yakın meslek lisesinin “Metal Teknolojisi”, “Tesisat Teknolojisi ve İklimlendirme” ile “Gemi Yapımı” alanları için; “Ark Kaynağı Teknikleri”, “İleri Ark Kaynağı Teknikleri”, “Oksi-Gaz Kaynağı”, “Boru Kaynakçılığı” ve “Kaynak Teknikleri” konulu ders kitaplarını temin etti.
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
SOSYAL PROJELERİN İLETİŞİMİ SOSYAL MEDYADA NASIL YAPILIR? Sosyal medyada ister sosyal girişim ister sosyal sorumluluk stratejisi oluştururken yola çıkılmadan önce planlama yapmak adımları belirlemek elbette çok önemli. Bu adımların başlıkları kısaca şu şekilde özetlenebilir: • •
•
D i n l e m e k , İnsanları harekete geçirecek anlamlı bir hareket yaratmak, Hedef kitleye uygun platform veya platformları oluşturmak, Katılım ve paylaşımı teşvik etmek Ödüllendirici ve yaratıcı, liderlikleri ortaya çıkaran bir yapı geliştirmek, Mümkün olduğunca yayılmasını sağlamak Sonuçları şeffaf bir şekil-
66
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
• • • •
de değerlendirmek Dinlemek tüm sosyal medya içeren projelerde öncelikli olarak yapılması gereken bir eylem. Çünkü insanlar yaşadıkları sorunlar, projeler ya da şirketler hakkında konuşmakta ve fikirlerini söylemektedir. Yani bedava “focus grubu”nuz elinizin altında. Eğer proje çok yeni bir alana hitap ediyor ve konuşulmuyor ise “seeding” yani tohumlama yaparak konu çeşitli mecralarda açılmak suretiyle ön bir
kontrol yapmak da mümkün. Ödüllendirici sistemler sosyal mecranın ruhuna uygun bir şekilde sıkça bahsettiğim crowdsourcing olanaklarında yine yeterince mevcut. Sosyo Kültürel Meydan Okumalardan emin misiniz? İnsanları harekete geçirerek anlamlı bir hareket yaratmak zaten asıl amacımız olduğuna göre dijital iletişim olanaklarına bakmadan büyük resme bakmakta fayda var. Anlamlı bir hareket yaratmak için Sosyo Kültürel Meydan Okumaları Belirlemek, Hedef bileşenleri seçme, Dönüştürücü Çözümler Önerilerini masaya yatırmak gerek. Sağolsun Philip Kotler bunu bizim için gayet güzel yapmış. Buradan projemizle ilgili pratik bir sağlama yapabiliriz.
da markanızla hiçbir bağlantısı olmayan bir kitleye eriştiniz demektir. Çünkü İnsanlar çevrimiçi içerikleri müthiş olduğu için paylaşırlar, sizin içeriğiniz olduğu için değil. Unutmayın “Yayılan fikirler kazanır”.
Yayılan fikirler kazanır! Projeyi sosyal medya (dijital iletişim) olanaklarına entegre etmeye dönersek; sosyal medyanın ruhuna uygun viral yaklaşımı hiçbir zaman unutmamakta fayda var. Aksi takdirde beklenen etki yaratılamayabilir. Bu yüzden sosyal Üç halka teorisi projelerinizdeki çalışmalarda etki açısından iyi bir kılavuz niteliğindedir. En yakınımızdaki, kendi arkadaşlarımızın ve markamızın arkadaşlarının bulunduğu halka “Birinci Halka”yı ifade eder. Bunlar bizim en güçlü bağlarımız, güvenilir müşterimiz ve ateşli hayranlarımızdır. Bu insanlar bazen göz bile atmadan gönderdiğimiz içeriği paylaşırlar. Eğer siz beğendiyseniz kendilerinin de beğeneceğini bilirler hem de ne olursa olsun. Onların ardında “İkinci Halka” bulunmaktadır. Bunlar “Birinci Halka”nın arkadaşlarıdır. Genellikle içeriğe bir göz atarlar. Kötü içerik ile bu halkanın güven ve ilgisini yitirmek çok kolaydır. Birkaç heves kırıcı tıklama ve bir daha kolay kolay geri gelmezler. Maharet İkinci Halkanın içeriği kendi halkalarına iletmelerini sağlayarak Üçüncü Halkayı oluşturmaktadır. İçerik hazırlarken düşünmeniz gereken grup işte budur. Eğer Üçüncü Halkaya ulaşabiliyorsanız sizinle kişisel olarak ya
Gençler, sosyal fayda ve dijital iletişim Havas Media’nın 2012 yılında gerçekleştirdiği “Meaningful Brands for a sustainable future” anketi 14 önemli pazarda ve 50 binden fazla tüketici ile yapılmış. 300’e yakın da marka ele alınmış. Dileyenler şuradan detaylı olarak inceleyebilir. Ancak araştırmanın sonuçları bir hayli düşündürücü. Araştırmaya göre; • İnsanların sadece ama sadece %28’i şirketlerin toplum ve çevre için bir şeyler yaptığını düşünüyor. • %68’i ise şirketlerin sorumluluklarını sadece kendi görünürlüğünü iyileştirme üzerine kurduklarını söylüyor. • %20’lik bir oran şirketlerin sosyal sorumluluk taahhütlerini ve girişimlerini inandırıcı bulmazken, • %70’i Dünya markaları, bir anda insanların ha-
yatından çıksa, bu kimsenin umurunda olmaz diyor Gençleri hesaba katmayan sosyal fayda uzun vadede faydasızdır. Tüm bu veriler bize sosyal faydaya yönelik olan proje veya varoluşun tehlikede olduğunu, fikrin temelden sorgulandığını gösteriyor. Başarılı KSS veya sosyal sorumluluk içeren iletişim projeleri yüksek derecede etkileşim ve hedef kitlenin katılımını içerir. Bu açıdan bakıldığında gençlerin sosyal medyada yürütülen bu projelere dahil edilmesindeki önemi görmemek mümkün değil. Öyleyse şunlara dikkat etmekte fayda var: • İyileştirilecek alan seçimi: Gençlerin destek vereceği konu ve organizasyonların seçimi gençler açısından kesinlikle farkındalık yaratacaktır • Dijital yerlilerle ilişkiye geçen bir üslup: Genç çalışanlar, tüketiciler, katılımcı ve faydalanacak olan kitlelere konuşma fırsatı sağlayarak, geleneksel tepeden-aşağı kurumsal iletişimine göre daha gerçekçi bir ses elde etmek mümkün. Bu uslup özellikle “Dijital yerliler” açısından olmazsa olmaz bir kriter. • Birden çok kanal kullanın. Şirkete veya yürütülen projeye birçok sosyal ağdan kolaylıkla erişilmesi aynı zamanda şeffaflığı da artıracaktır. Son olarak tekrarlamakta fayda var. Sosyal değişim açısından, şirketinizin gelişiminin güvenilir ve kolaylıkla ulaşılabilir bir takip imkanı sağlayın. Bu açıdan Transmedya (transmedia) yeni yeni kullanılan ancak önemli bir kavram. Herkese açık olacak biçimde projenin kampanyanın gelişimi ve sonuçlarını paylaşmak pekçok araştırmaya göre hala en önemli kriter. Serdar Turçer
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK HAYIR İŞİ DEĞİLDİR
70
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
Ertan Acar
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK HAYIR İŞİ DEĞİLDİR
Günümüzde rekabetin bizi getirdiği nokta, “kurumsal sosyal sorumluluk” anlayışımızın değişmesine de neden oldu. Artık bir zamanların “hayır işleri”, günümüzde bir “rekabet parametresi” durumunda. Her bireyin, vatandaş olarak içinde yaşadığı topluma ve ülkeye karşı sorumlulukları vardır. Çünkü içinde yaşadıkları toplumun yaşam kalitesini iyileştirmek, ekonomik, çevresel, kültürel ve sosyal gelişmeye destek vermek tüm bireylerin görevidir. Kurum ve kuruluşlar için de bu böyledir. Çünkü onlar da birer tüzel kişiliktir ve vatandaş olarak onların da sorumlulukları vardır. Yardımsever, toplum içinde sevilen ve güvenilir biri olmak nasıl kişisel marka değerleri yaratıyor ve bireyi toplum içinde yüceltiyorsa, kurumların toplum tarafından genel kabul görmesi, faaliyetleri ile beğeni ve takdir toplaması da kurumsal marka değerini kuvvetlendiren etkenlerdendir. İşte bu yüzden kurumlar kurumsal vatandaşlık görevlerini yerine getirebilmek için hedef kitleleri ve kamuoyu ile iletişim ekseninde de fırsatlar yaratan “kurumsal sosyal sorumluluk” projeleri üretirler.
Burada kritik nokta toplumsal bir soruna ya da gereksinime odaklanmayan, belirli ve yönetilebilir bir süreci kapsamayan, sürdürülemeyen, kurum çalışanlarınca ve yönetimi tarafından benimsenmemiş, katılımı olmayan, sonuçları ölçülemeyen ve en önemlisi kalıcı değer ve fayda üretmeyen uygulamaların “kurumsal sosyal sorumluluk” kapsamında değerlendirilmemesi gerektiğidir. Yakın bir zamana kadar “kurumsal sosyal sorumluluk” denince akla “hayır işleri” gelirdi. Kâr eden şirketler, kazançlarının belli bir bölümünü sağlık, eğitim, spor ve benzeri alanlardaki faaliyetlere ayırır ve toplum nezdinde “sempati” toplamaya çalışırdı. Bunun için okullar yaptırılır, hastaneler inşâ ettirilir, spor karşılaşmaları desteklenirdi. Kısacası pazarlama çalışmalarını kamufle etmeye yönelik faaliyetlerdi. Günümüzde rekabetin bizi getirdiği nokta, “kurumsal sosyal sorumluluk” anlayışımızın
değişmesine de neden oldu. Artık bir zamanların “hayır işleri”, günümüzde bir “rekabet parametresi” durumunda. “Kurumsal sosyal sorumluluk”, Fortune Dergisi’nin, Financial Times ile her yıl birlikte açıkladığı en beğenilen şirketler araştırmasının da ana kriterlerinden bir tanesi haline geldi. Bunun doğal sonucu olarak başta yatırımcılar, müşteriler, tüketiciler ve diğer sosyal ortaklar nezdinde iş sonuçlarını etkileyen alanlardan biri oldu. En fazla ciro yapan, en fazla kâr eden, en fazla pazar payına sahip olan şirketlerin performansları eğer “kurumsal sosyal sorumluluk” politikaları ile ilişkilendirilemiyorsa artık çok fazla anlam taşımıyor demektir. Önümüzdeki dönemin, “kurumsal sosyal sorumluluk” açısından şirketlerin birbirleriyle kıyasıya rekabet edecekleri bir sürecin yaşanacağı görülüyor. Burada erken yol alanlar, doğal olarak bir rekabet avantajı elde edecekler.
YENİ ÜRÜN
KESİK KORUMALI ELDİVENLER
Ç
oğu iş kaynaklı kazalar ciddi el ya da bilek yaralanmalarına yol açar. Bu hasarlar çoğu zaman, bıçak, metal saç, kağıt ya da cam gibi sivri objelerle uğraşırken oluşur. Bu noktada, güç, keskinlik ve hareket kombinasyonu, kesik yaralanmaları konusunda önemli rol oynar. Uygun koruyucu eldiveni giyerek kesik şiddeti kadar sıklığı da önemli derecede azaltılabilir.
Geniş MAPA Professionnel kesik koruma ürün grubu, bu riskin bulunduğu tüm durumlarda ellere mükemmel bir rahatlık ve koruma sağlar. Kesik risklerine bağlı olarak değişen ihtiyaçlardan dolayı, koruma ikiye ayrılmıştır: * KRY ürünleri, yüksek derecede el becerisi gerektiren işlerde hassasiyet açısından idealdir. (10 eldiven) * KRO ürünleri, çok yüksek koruma gerektiren ağır
Krytech 579 üstün kesik koruması sunar; (EN 388: seviye 3 / ISO 13997: 5.2N) yüksek dokunsallık ve el hassasiyeti ile kombine edilmiştir. Kaliteli ve esnek materyali sayesinde kullanıcıya giyim konforu sağlar, ayrıca kullanım süresi boyunca da aşınmaya karşı çok dirençlidir. Eldiven otomotiv, metal, hassas montaj, kağıt ve mukavva işleri için uygundur.
Krynit 582, kesik seviye 5, çok yağlı, yüksek kesilme riskli ortamlarda sağladığı kesik ve cilt koruması ile beraber üstün sıvı geçirmezlik ve kaydırmaz tutuş sağlar. Yenilikçi ¾ nitril kaplama sıvı ve yağ geçirmezdir. Yağlı parçalarla çalışırken dahi yağı üzerinde tutmaz ve geri iter, daha fazla güvenlik ve yüksek verimli üretim için gereken yağlı ortamlarda etkili kavrayışa olanak verir. Ayrıca, cildi de zararlı sıvılara karşı korur. Yüksek kesilme riskli barındıran yağlı iş istasyonlarında, cam işleme, metal presleme, otomotiv ve metal endüstrisi gibi birçok sektör için kullanımı idealdir
74
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
işler için uygundur. Aşınmaya karşı korumalıdır. (7 eldiven) Tüm kesik korumalı eldivenler, EN 388 Avrupa ve ISO 13977 Uluslararası Standartlarına göre test edilmiştir. Çalışma koşulları, kuru ve temizden ıslak ve yağlıya ya da çok kirliye gibi şekillerde değiştikçe, eldivenler de farklı versiyonlarda mevcuttur. Bu farklı versiyonlardan bikaç örnek;
Krotech Food 828 (gıda kullanım EN 388: kesik seviye 5 / ISO 13997: 14.1N) Spectra kusursuz örme astar sayesinde, kesikler karşısında sağladığı yüksek koruma ile dikkat çeker. Daha uzun kullanım süresi için yıkanabilir ve ayrıca eldiven altına da giyilebilir. Yapısı kusursuzdur ve yüksek konfor sağlar. Çok yönlü tasarımı ile pratik ve ekonomiktir. Kemik çıkarma, dilimleme, gıda işleme, balık, tavuk, et kesme gibi gıda endüstrisindeki tüm uygulamalarda kullanılabilir.
Kroflex 840 EN 388: kesik seviye 5 / ISO 13997: 20.4N) ıslak kaygan iş istasyonlarında objeleri kaydırmadan tutmak için tasarlanmıştır. 840 aynı zamanda maksimum kesik ve delinme koruması sunar. Tırtıklı lateks kaplaması ıslak ortamlarda yüksek kavrama sağlar ve avuç bölgesinde yüksek ısı dayanımı sunar. Şişeleme, cam işleme, plastik kesme ve plastik enjeksiyon sonrası sıcak parçalarla işlem, yapı çalışmaları ve atık toplama başlıca kullanım alanlarıdır.
Tam koruma sağlamak için 2 farklı çeşit kolluk bulunmaktadır. Krytech Arm 532 (EN 388: seviye 3) ve Krytech Arm 538 (EN 388: seviye 5) kolun üst ya da alt kısmını korur. Örneğin: metal saç taşınması
Tüm bu bilgilerin yanı sıra kesik korumalı bir eldiven giymenin tek başına tam bir koruma garantisi sağlamadığının altını çizmek oldukça önemlidir. (Örneğin; motorlu bir cihaz ile kesim yaparken) Ayrıca, EN 388 ve ISO 13997 test sonuçları ortalama göstergeden daha fazlasını vermez. İş istasyonu için en uygun koruma tipini belirlemek için yerinde birebir çalışma yapılması önerilir
MAPA Professionnel endüstriyel uygulamalar için koruyucu eldivenler üreten ve pazarlamasını yapan dünya lideri bir markadır. Kimyasaldan gıdaya, elektronikten metal ve otomotive birçok farklı sektöre 60 yılı geçen tecrübesi ile her iş kolunun farklı ihtiyaç ve risklerini göz önüne alarak özel çözümler sunmaktadır. ISO belgeli fabrikalarda günde ortalama 1 milyondan fazla
sayıda eldiven üretilmektedir. Bu eldivenler beş kıtada satılmaktadır. MAPA Professionnel çalışanların farklı özel ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmaktadır ve 90’ı aşkın ülkedeki varlığı gerçek bir müşteri memnuniyetine ulaşmasını sağlamaktadır. Daha fazla bilgi için www.tr.mapa-pro. com adresini ziyaret ediniz.
YENİ ÜRÜN
ECZACIBAŞI – LINCOLN ELECTRIC ASKAYNAK, TOZALTI 360° KONSEPTİ Eczacıbaşı – Lincoln Electric Askaynak, Tozaltı 360° Konseptiyle Kaynak işlemlerini hızlandırıyor
K
aynak sektörüne 40 yılı aşkın süredir öncülük eden Askaynak, Tozaltı 360° konseptiyle kullanıcılara tozaltı kaynağı çözümleri sunuyor. Askaynak ve Lincoln Electric’in 70 yılı aşkın tecrübesiyle üretilen tozaltı kaynak makineleri, kaynak tozları, kaynak telleri ve Askaynak markalı tozaltı otomasyon sistemleri, kullanıcılara kaliteli ve verimli bir kaynak tecrübesi sunuyor. Üretim maliyetlerini azaltarak, kullanıcılarına rekabet avantajı sağlıyor. Tozaltı 360° konseptinin en önemli parçalarından biri olan
76
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
Askaynak Kolon Bom otomasyon sistemleri, genellikle silindirik malzemelerin kaynak işlemlerini hızlandırarak verimliliği artırıyor. Yüksek hassasiyetli lineer yataklı kızakları sayesinde, titreşimsiz ve kaliteli bir kaynak tecrübesi sunan sistemin dijital dokunmatik kontrol paneli, pratik bir kullanım sağlıyor. Askaynak markalı çeviricileri ve pozisyonerleri eşzamanlı olarak kontrol eden cihaz, koparak düşmeleri önleyen düşme önleme sistemi, acil durumlara karşı limitli şalteri ve frenli motorlarıyla, güvenli bir çalışma ortamı yaratıyor. Askaynak Kolon Bom sistemleri,
Lincoln Electric tozaltı kaynak makineleri ve Askaynak sarf malzemeleriyle birlikte yüksek kaynak metali yığma oranları sağlarken verimliliği artırıyor. Askaynak Teleskobik Kolon Bom sistemleri ise rüzgâr kulesi gibi uzun geometriye sahip malzemelerin kaynak işlemleri için çözüm üretiyor. İç içe hareket eden ve katlanabilen bom parçalarından oluşan sistem, büyük oranda yer tasarrufu sağlıyor. Kolon Bom üniteleri; isteğe bağlı olarak %50’ye yakın kaynak malzemesi tasarrufu sağlayan Narrow Gap kaynak kafası, kalın malzemelerin çok pasolu kaynakları için mekanik iz takip sistemleri ve MIG kaynağı için salınım ünitesi eklenebilmesi sayesinde, çok amaçlı kullanıma imkân tanıyor.
YENİ ÜRÜN
MAKİTA ÜSTÜN AKÜLÜ CİHAZ
78
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
ZLAR TEKNOLOJİSİ Önce İş Güvenliği İş güvenliğinin oldukça önem kazandığı günümüz koşullarında iş kazası meydana getirebilecek uzun kabloların yerini uzun süre kullanılabilir tehlikesiz aküler almaktadır. Bu küresel değişimin en önemli üreticilerinden biri olan Makita 2016 yılında sektör genelinde devrim niteliğinde bir ürün geliştirerek, yine sektörün 1.000 N.m.’lik tork değeriyle en kuvvetli Somun Sıkma makinasının güç olarak eş değeri olan DTW1002 modelini geliştirmiştir. Güç ve Kompakt Tasarım Bir Arada 18 V – 5 Ah.’lik versiyonuyla Türkiye pazarındaki kullanıcıların hizmetine sunulan DTW1002 ağır hizmet somun sıkma/sökme makinasıyla sökülemez denilecek paslı uzun zamandır kullanılmayan somunların kolayca söküm işlemleri için mutlak yardımcınız olacaktır. 1.000 N.m.’lik güç sadece 3.6 Kg ağırlığa ve 229mm genişlikteki kasaya sığdırılmıştır. DTW1002’nin Avantajları Kömürsüz Motor teknolojisiyle birlikte güç aktarımı sırasında kaybedilen ısı ve enerji minimum düzeye indirilerek cihaz içinde güç aktarımı optimum düzeye çıkartılmıştır. Bu sayede motor tarafından üretilen 1.000 N.m.’lik güç herhangi bir kayıp yaşamadan direkt olarak uca aktarılmaktadır. Ayrıca kullanıcılar için akülü modellerdeki en büyük problemlerden biri olan kömür ortadan kaldırılarak hem kömür değiştirme işlemleri sonlandırılmış, hemde yağmurlu veya ıslak ortamlarda cihaz ile çalışmanın önü açılmıştır. Kompakt tasarımı sayesinde güç anlamında muadili olan Makita TW1000 modeline göre 4.7 Kg daha hafif ve 153mm daha kısa yapısıyla daha kolay bir kullanım sağlayarak kullanıcı dostu bir ürün olarak nitelendirilir. DTW1002 ile dar çalışma alanlarında rahatlıkla çalışılabilir. Ayrıca 3.6 Kg ağırlığı uzun süre yorulmadan kullanıma olanak sağlar. Teknik Özellikler Çalışma alanını aydınlatan ikiz led ışığıyla karanlık ortamlarda rahatlıkla çalışmanıza olanak sağlayan DTW1002, gerektiği kadar güç kullanmanızı sağlayacak Yumuşak (0-1.800 darbe/dk), Orta (0-2.000 darbe/dk) ve Sert (0-2.200 darbe/dk) seçeneğiyle sıkılacak veya sökülecek somuna aşırı güç uygulanmasını ortadan kaldırır. Tetikten kontrollü devir ayarı ise kullanım sırasında devir sayısını tetiğe bastıkça ayarlamanıza imkan sağlar.
HABER
İTO'DAN İNŞAAT VE GAYRİMENKUL SEKTÖRLERİ İÇİN 11 ÖNERİ
İ
İstanbul Ticaret Odası (İTO), "İnşaat ve gayrimenkul sektöründe hedef pazarlarda proje finansmanı için fon oluşturulmalı ve devlet destekli ihtisas bankası kurulmalı" dedi
stanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, "İTO İnşaat ve Gayrimenkul Sektörü 2023 Vizyonu Stratejik Eylem Planı"nın açıklanacağı toplantı öncesinde dağıtılan basın bülteninde, inşaat ve gayrimenkul sektöründe yapılması gerekenlerle ilgili şu önerilerde bulundu: * 2023'e kadar gayrimenkul geliştirme, proje tasarım, yazılım ve danışmanlık, inşaat taahhüt, inşaat malzeme, sanayi üretimi ve proje yönetimi alanlarında en az ikişer Türk firmasının global marka olması sağlanmalı
80
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
* Devlet yurtdışında iş yapan firmaların arkasında garantör olarak durmalı; müteahhitlerimize teminat ve maddi konular açısından daha fazla destek vermeli * Yerli malzeme üreten tedarikçilerin işbirliğini artırmak zorundayız; yurtdışı projelerde sektör işbirliği için bakanlık bünyesinde kümelenme çalışması yapılmalı * Yurtdışında işbirliği yapan firmalara vergi, SGK muafiyetlerinin yanı sıra hibe de verilebilir * TOKİ özel sektör müteahhitlerini de yanına alarak sosyal konut ihtiyacı olan
ülkelerde projeler geliştirebilir * Hedef pazarlarda proje finansmanı için fon oluşturulmalı * Firmalara yurtdışında finans sağlanması maksadıyla devlet destekli ihtisas bankası kurulmalı * Firmaların kurumsal gelişimler için yapacakları yatırımlarda "Turquality" benzeri finansman destek programları olmalı * Şirketler tarafından Ar-ge ve inovasyon bütçesi ayrılmalı; vergiden muafiyet sağlanmalı * Sigorta poliçeleri ile kullanılan konut teminatlı krediler için ikincil piyasalar üzerinden sektöre yeni kaynak oluşturulmalı * Güncellenen reel değerler baz alınarak alım-satım harç oranları daha düşük seviyelere indirilmeli.
YENİ ÜRÜN
DEWALT® LAZER SERİSİNE GÜÇ VE GÖRÜNÜRLÜK TAKVİYESİ! DEWALT, lazer ürün gamına 10.8V XR® Li-ion bataryalı kırmızı ve yeşil versiyonlarda çizgi ve 3x360° olmak üzere 4 yeni ürün ekledi. • sahip • • • •
DEWALT lazer grubunda ilk kez lanse edilen yeşil lazer 4 kat daha parlak görünürlüğe 10.8V Li-ion batarya sayesinde kullanım süresi çok daha uzun Sarkaç kilidi taşıma esnasında kalibrasyonun bozulmasını engelliyor Yeşil versiyon 30m çalışma mesafesi ve 10m’de +/-3mm hassasiyete sahip IP65 koruma sınıfı ve şoka dayanıklı tasarımı ile sağlamlığını garanti ediyor
StanleyBlack&Decker Türkiye El Aletleri Grubu Ticari Pazarlama Müdürü Fırat Dokur, rekabetçi fiyat seviyelerinde konumlandırılan yeni ürünlerin Ağustos ayından itibaren DEWALT bayilerinde ve yapı market raflarında yerini alacağı bilgisini paylaştı.
Kod Işınlar Çalışma Mesafesi Hassasiyet Batarya
DCE089D1G-QW
DCE089D1R-QW
DCE088D1G-QW
DCE088D1R-QW
3x360 Yeşil
3x360 Kırmızı
Yatay / Dikey Yeşil
Yatay / Dikey Kırmızı
30m (50m dedektörle)
15m (50m dedektörle)
30m (60m dedektörle)
15m (50m dedektörle)
+/-3mm / 10m
+/-3mm / 10m
+/-3mm / 10m
+/-3mm / 10m
10.8V XR Li-ion
10.8V XR Li-ion
10.8V XR Li-ion
10.8V XR Li-ion
IP65
IP65
IP65
IP65
Koruma Sınıfı
82
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
D
EWALT uzun yıllara dayanan şarjlı ürün deneyimini ve lazer know-how’ını entegre ederek 10.8V çizgi ve 3x360° lazerleri ürün portföyüne ekledi. Hem çizgi hem de 3x360 ürünlerinde kırmızı ve yeşil olmak üzere ikişer opsiyon sunan marka, toplam 4 yeni ürünü pazara sunmuş oldu. DCE088D1G-QW yeşil çizgi lazer ve DCE089D1GQW 3x360° yeşil lazer modelleri, DEWALT tarafından
sunulan ilk yeşil lazerler olma özelliğini taşıyor. Pazardaki trendler yeşil lazerlerin yakın gelecekte inşaat işlerinde artan bir talep yaratacağını gösteriyor bunun en önemli gerekçesi ise yeşil lazerlerin dalga boyu nedeniyle çıplak gözle bakıldığında kırmızı lazerlere göre 4 kat daha belirgin ve parlak görünmesi. İnşaat alanında çok daha belirgin bir görünürlük sağlayan bu ürünler aydınlık, fazla güneşli
ortamlarda veya uzak çalışma mesafelerinde profesyonellerin işlerini ciddi anlamda kolaylaştırıyor, ayrıca hassas hizalama gerektiren alçı levha, asma tavan ve havalandırma sistemleri uygulamaları ve diğer uygulamalar için oldukça ideal. Ürünler hakkında daha fazla bilgi için www.dewalt.com websitesini ziyaret edebilir, YouTube videolarına göz atabilir ya da size en yakın DEWALT bayisi ile iletişime geçebilirsiniz.
YENİ ÜRÜN
FİLLİ BOYA YAŞAM ALANLARINDA FARKLILIK OLUŞTURUYOR Türkiye’nin renk otoritesi, renk trendlerinin öncüsü Filli Boya, farklı ürün ve renk seçenekleri ile mekânlarda yarattığı ufak dokunuşlarla yaratıcı, çarpıcı ve estetik alanların elde edilmesine katkı sağlıyor. Filli Boya geliştirdiği Renxmatik sistemi ile en güzel renkleri gözler önüne seriyor, iç cephede AlpinaSilan ile kusursuz yaşam alanları yaratıyor.
R
enxmatik’ten Sonsuz Renk, Sonsuz Seçenek
Filli Boya, geliştirdiği Renxmatik sistemi ile farklı kimliklere, bakış açılarına ve zevklere seslenen en güzel renkleri yaşam alanlarına taşıyor. Trend belirleyen, tasarımı estetikle birleştiren bu özel sistem, insan gözünün algılayabildiği tüm renkleri eksiksiz ve kesin olarak tanımlayarak kişiye özel, sınırsız renk üretiyor. Filli Boya Renxmatik Sistemi ile bir kumaş, kağıt, perde ya da favori bir eşyanın rengi 2 saniye gibi kısa bir sürede elde edilebiliyor. Mimarlar, tasarımcılar, boya ustaları ve yaşam alanlarının dekorasyonuna, renklerine özen gösteren herkes bu sistem sayesinde mekânlarda renk kullanım seçeneklerini arttırarak özgün yaşam alanları oluşturabiliyor. Renxmatik sistemi istenilen miktarda ve renkte boyayı kişiye özel üretilmesine imkan sağlıyor.
Yeni Renk Tonlarının Kullanımına İlham Veriyor
Filli Boya’nın trend yaratacak yeni renk tonlarını deneyen kullanıcılar, Renxmatik ile daha cesur renk seçimleri yapıyor.
84
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
Hazır renk kartelalarından renk seçmenin yanı sıra kişiye özel beğenilere de imkân tanıyan Renxmatik sistemi, yeni renk tonlarında renk kullanımını teşvik ederek yaşam alanlarına ilham veriyor. Dekorasyona dair kişisel zevklerin ayrımından esinlenerek hayata geçirilen Renxmatik ile Filli Boya, artık sadece bir mekânın dekorasyon ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik değil, daha bireysel renk çözümleri sunuyor.
İç Cephede Göz Alıcı ve Çarpıcı Yaşam Alanları Yaratan AlpinaSilan…
Filli Boya’nın iç cephe boyası AlpinaSilan, üstün performansı, kusursuz ipeksi mat dokusu ve “Renk ve Yüzey Koruma Teknolojisi’ özelliğiyle yaşam alanlarındaki renklerin uzun yıllar ilk günkü canlılığını korumasını sağlıyor. Su bazlı, dekoratif son kat iç cephe boyası AlpinaSilan, tam silinebilir ipeksi mat dokusunun yanı sıra renkleri daha da göz alıcı, daha da çarpıcı yansıtarak yaşam alanlarına temizlik ve ferahlık hissi taşıyor. Uygulama sonrasında koku
bırakmaması ve çevre dostu olması özelliğiyle de ön plana çıkıyor.
Benzersiz yüzlerce renk seçeneği AlpinaSilan’da…
Filli Boya’nın geniş renk yelpazesinden binlerce renk yaşam alanlarında hayat buluyor. Bej tonlarının vazgeçilmezi Kumru®, Lületaşı®, Peri Bacası® renkleri ile salonlar modern bir görünüme kavuşurken, Bej-i Pembe® ve Masal Pembesi® renkleriyle de yatak odaları pembe tonlarının ayrıcalığını yaşıyor. Özgün ve ayrıcalıklı Filli Boya renk paleti mekanları kendine özgü kılıyor. Ülkemizdeki iç cephe boyaları arasında en çok tercih edilen AlpinaSilan, Filli Boya’nın deneyimi ve yüksek teknolojik altyapısı sayesinde Ar&Ge laboratuvarında geliştirilen “Renk ve Yüzey Koruma Teknolojisi” ile üst seviyede performans gösteriyor. Yeni nesil silikonlar, pigmentler, akrilik bağlayıcılar ve silisyum bazlı dolguların olağanüstü uyumu ve optimizasyonu sayesinde AlpinaSilan, yaşam alanlarına değer katıyor.
YENİ ÜRÜN
FARKLI RENKLERİ BİRLEŞTİR, VİKO İLE EVİNİN TARZINI DEĞİŞTİR
E
v dekorasyonunda trendler ve moda renkler sürekli değişiklik gösteriyor. Trendleri yakından izleyenler ise küçük dokunuşlarla evlerinin atmosferini kolayca değiştirebiliyor. Elektrik anahtarları da evlerde büyük değişimler yaratabilen önemli detaylar arasında yer alıyor. VİKO’nun elektrik anahtarları, farklı çerçevelere isteğe göre eklenebilen değişik renklerdeki buton alternatifleriyle ev dekorasyonuna hareket, size ise özgürlük getiriyor. VİKO’nun estetiğin mükemmelliğini yaşam alanlarına taşıyan elektrik anahtarı serileri, şimdi ev dekorasyonuna kendi zevkini taşımak isteyenlerin yanında... Farklı tarzlarıyla öne çıkan VİKO elektrik anahtarlarını zevkinize göre renk seçenekleri ile değerlendirerek birbirinden farklı kombinasyonlar yaratabilirsiniz. Böylece evinizin ve odanızın dekorasyonuna uygun alternatifler oluşturabilirsiniz. VİKO elektrik anahtarları, duvarlara kolayca monte edilebilerek kullanıma hazır hale geliyor.
86
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
SUR ÇELİK KAPI’DAN HIRSIZLIĞA KARŞI 5 YIL GARANTİ İnovatif güvenlik sistemleri konusunda rakipsiz Sur Çelik Kapı, hayata geçirdiği projelerle adında sıkça söz ettiriyor. Dünyanın en dayanıklı kapısı sloganıyla yoluna devam eden Sur Çelik Kapı, ürünlerinde ‘hırsızlığa karşı garanti belgesi’ sunarak sektördeki farkını ortaya koyuyor.
K
usursuz çalışma prensibi ve teknoloji takibiyle güvenlik sistemleri konusunda rakipsiz Sur Çelik Kapı, hayata geçirdiği projelerle adından sıkça söz ettiriyor. Çelik kapı sektöründe birçok ilke imza atan Sur Çelik Kapı, hırsızlığa karşı dünyada ilk defa garanti veren marka olarak sektördeki farkını
ortaya koyuyor. Herhangi bir projede kullanılan dış kapının kalitesinin, görselliğinin ve güvenliğinin büyük önem taşıdığının farkındalığıyla ürünler geliştiren Sur Çelik Kapı, hırsızlığa karşı önlem almada, kilidin sağlamlığı kadar kilidin oturduğu bölgenin de sağlam olması gerektiğini savunuyor. Güvenliğin ve görselliğin ön plana çıktığı kapılar
Öte yandan her yıl cirosunun önemli bir bölümünü Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarına ayıran Sur Çelik Kapı’nın camdan ve doğal taştan ürettiği kapıların dışında 50’ye yakın patentli ürünü bulunuyor. Dünyada ilk defa ‘hırsızlığa karşı 5 yıl garanti’ veren Sur Çelik Kapı, hayata geçirdiği projelerle sektördeki farkını ortaya koyuyor.
YENİ ÜRÜN
ŞARJ VE BATARYALAR HİLTİ’DEN SORULUR
İnşaat ve el aletleri sektörünün global jenerik markası Hilti, yeni Hilti 2.6 ve 5.2 Ah Batarya, Hilti C4/36DC Araç İçi Şarj Aleti ve Hilti C4/36-MC4 Çoklu Şarj Aleti ürünlerini piyasaya sundu. Performansları ve dayanıklılıklarıyla fark yaratan bu yeni ürünler, Hilti Center’lardan ve hilti.com.tr sitesinden temin edilebiliyor.
A
r-Ge temelli kaliteli ürünleriyle inşaat ve el aletleri sektöründe fark yaratan marka Hilti, yeni Hilti 2.6 ve 5.2 Ah Batarya, Hilti C4/36-DC Araç İçi Şarj Aleti ve Hilti C4/36-MC4 Çoklu Şarj Aleti ürünlerini sektörle buluşturdu. Bu yeni ürünleriyle her açıdan kullanım kolaylığı getiren Hilti, her zaman olduğu gibi maksimum performans vadediyor.
Hilti 22 Volt makineler ile tam uyumluluk gösteren Hilti 2.6 ve 5.2 Ah Bataryalar, yüksek kapasiteleri sayesinde uzun süreli çalışma imkanı sağlıyor. Tamamen yalıtılmış elektronik kart sayesinde ise toza, neme ve suya karşı mükemmel bir koruma sunan bu bataryalar, Hilti’nin “2 Yıl Masraf Yok” uygulaması ve “Ömür Boyu Tamir Servisi” kapsamında olmasıyla da tercih sebebi.
Yüzde 60 ila 80 oranında daha fazla kapasite! Hilti, yeni Hilti 2.6 ve 5.2 Ah Batarya ürünleriyle eski bataryalara göre yüzde 60 ila 80 oranında daha fazla kapasite sunuyor. Yeni hücre dizaynı ile düşme ve çarpmalara karşı pazardaki en dayanıklı bataryalardan olan bu yeni ürünler, tekli hücre koruması, uzun ömürlü hücreler ve şarj durum göstergeleriyle de kullanım kolaylığı getiriyor.
Lityum Ion teknolojisiyle donatılan Hilti 2.6 ve 5.2 Ah Batarya ürünlerinde özel elektronik parçaların her biri, aşırı yükleme, aşırı ısınma ve şarj kaybına karşı her bir hücreyi koruyor. Ayrıca Hilti’nin geliştirdiği bir entegre yazılım olan Soğuk Hava Modülü, bu yeni bataryalarda eksi 20 derecedeki sıcaklıklarda bile maksimum performans sağlıyor.
88
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
Araç içinde de şarja devam! Hilti’nin yüksek çıkış gücüne
sahip olan ve tüm Hilti Li-iyon bataryalarla uyumlu olan yeni ürünü Hilti C4/36-DC Araç İçi Şarj Aleti, 60 volt çıkış gücüyle rakiplerin araç içi şarj aletlerinin çıkış gücünden daha yüksek bir performans sergiliyor. Ayrıca kullanıcılara sürüş anında da şarj etme imkanı sunan Hilti C4/36-DC Araç İçi Şarj Aleti, 2 metre kablosu ve geniş sıcaklık aralığında çalışmayı sağlayan dayanıklı tasarımıyla kullanım kolaylığı sunuyor. Çoklu Şarj Aleti ile çoklu rahatlık! Birçok makinesi olan kullanıcılar için şarj etmeyi kolaylaştıran yeni Hilti C4/36-MC4 Çoklu Şarj Aleti, “ilk takılan ilk şarj olur” yöntemiyle anlaşılması ve takibi kolay bir kullanım deneyimi sunuyor. 4 şarj istasyonu ile hem şantiyelerde hem de atölyelerde pratik şarj olanağı sunan Hilti C4/36-MC4 Çoklu Şarj Aleti, yeşil ve kırmızı led ışıkları ile şarj durumuna ilişkin basit ve anlaşılır bir yapı sergiliyor. Ayrıca darbelere dayanım için desteklenmiş gövde ve dayanıklı kablolamaya sahip olan Hilti C4/36-MC4 Çoklu Şarj Aleti, tamamen kapalı tasarımı ve etkin soğuk hava performansıyla da dikkat çekiyor.
YENİ ÜRÜN
MARSHALL’IN GÖR&BOYA UYGULAMASINDAN YENİ ÖZELLİKLER “Geçtiğimiz yıldan itibaren milyonlarca kullanıcısının renk seçim sürecini kolaylaştıran gör&boya uygulaması artık çok daha geliştirilmiş özellikleriyle kullanıma hazır”
“
Renklendir Hayatı” sloganı ile insanların hayatına renk katan Marshall, iOS ve Android için Gör&Boya uygulamasının yeni sürümünü kullanıma sundu. Zenginleştirilmiş bu uygulama, tüketicilerin mekânları gerçek zamanlı olarak seçtikleri renklerde görmesi, paylaşması ve boyamasına yardımcı oluyor. Tüketiciler, duvarlarının videosunu çekerek yüzlerce farklı rengi deneyebiliyorlar. Herhangi bir yerde kendilerine ilham veren bir renk görmeleri halinde ise, yetenekli “Renk Seçici” teknoloji sayesinde rengi anında bu uygulamayla uyumlu hale getirip kendi duvarında deneyebiliyor. Tüketiciler, beğendikleri bir rengi bulduklarında, bayi bulma fonksiyonu üzerinden kendilerine en yakın Marshall satış noktasına ulaşarak boyalarını satın alabiliyor. Son olarak, ikinci bir fikir almak için, doğrudan Gör&Boya uygulaması üzerinden sosyal medyada aile ve arkadaşları ile paylaşabiliyorlar.
90
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
Arttırılmış Gerçeklik ve Video Görselleştirme teknolojisi Ödüllü uygulama, odadaki renkleri gerçek zamanlı olarak göstermek için en son Arttırılmış Gerçeklik ve Video Görselleştirme teknolojisinden yararlanıyor. Gör&Boya, ilk defa piyasaya sürüldüğünden bu yana 10 milyondan fazla kişi tarafından indirildi. Şu anda Türkiye’de ise 2 milyonu aşkın kişi Gör&Boya uygulamasını indirmiş durumda. Bu yeni sürüm, Hollanda, Türkiye, Fransa, Hindistan, Endonezya, Arjantin ve Rusya’dan başlayarak bu yıl 40’ı aşkın pazarda tüketicilerinin kullanımına sunuldu. “Renk, tüketicilerin boya seçiminde en etkili faktör,” diyen AkzoNobel Marshall Pazarlama Müdürü Pınar Adabağ sözlerini şöyle sürdürdü: “Doğru rengi seçmek heyecan verici olduğu kadar yorucu bir deneyim de olabilir. Gör&Boya uygulamasının yeni özellikleri, bunu yaşam alanlarını daha ilham verici hale getirecek temel rengi bulmanın eğlenceli ve kolay bir yoluna dönüştürürken bir yandan da süreci daha sosyal bir hale getiriyor.”
Araştırmalar, tüketicilerin yüzde 30’unun bir rengin evinde nasıl görüneceğini hayal etmekte zorlandığını gösterirken yüzde 39’luk bir kesim ise ürün satın almadan önce renk gruplarını ailesi ve arkadaşları ile konuşuyor. Gör&Boya uygulamasının yeni özellikleri de bu trendleri temel alıyor. Bu, uygulamayı en başarılı renk araçlarından biri haline getirerek tüketicilerin kendileri için doğru rengi seçmekte uzmanlaşmasına yardımcı oluyor. “Her zaman en önce olabilmek için, sürekli olarak tüketicilerimizin davranışlarını ve yükselen her trendi, inovasyonu ve teknolojiyi anlamaya çalışıyoruz,” şeklinde konuşan Pınar Adabağ, “Bu şekilde ilerlemek de, tüketicilerimizn istediği ürün ve renkleri sağlamamıza yardımcı oluyor. Gör&Boya uygulaması, tüketicilere yeni renkleri güven içinde deneme, alışverişlerinin potansiyel sonucunu hızla görebilme ve fikirlerini alabilmek için arkadaşları ile paylaşabilme imkânını verecek şekilde tasarlandı.” diye ekledi. Uygulamayı indirmek için iOS App Store veya Google Play’i ziyaret ederek Marshall Gör&Boya’yı aramanız yeterli.
YENİ ÜRÜN
2016’NIN TRENDİNİ KALE BELİRLİYOR Yarım yüzyılı aşkın tecrübesiyle güvenliğin sembolü haline gelen Kale Endüstri Holding “Dekorasyon Kapıdan Başlar” mottosuyla 2016’nın kapı trendlerini belirleyecek farklı renk ve modeldeki Kale Çelik kapı ürünleriyle tüketicilerle buluşuyor.
Ç
elik Kapı sektörünün jenerik markası Kale Çelik Kapı mekana ve kişisel tercihlere uygun modelleriyle 2016 yılının trendlerini belirliyor. Kale Çelik Kapı’nın eşsiz ve zengin ürün yelpazesinde kapalı mekanlar için Ahşap, Cam, Laminat ve Amerikan Panel kapı seçenekleri bulunuyor. Özellikle çelik kapı ürünlerinde mavi, yeşil, turuncu renklerdeki Kale Vira, K4291 ve K4230 gibi özgün modeller güvenliği şıklıkla birleştirmek isteyenler için farklı ve renkli alternatifler oluşturuyor. Kale Çelik Kapı, Kale Deco, Retro, Country Model ve Twins seçenekleri ile ev içerisindeki vintage, country ve modern tarzdaki dekoratif öğeleri kapınıza taşıyor. Anadolu motiflerini sevenler ise Saray Kapısı, Antik Kapı ve Anatolia gibi modellerle Anadolu’nun zarif öğelerini modern güvenlikle birleştirebiliyor.
92
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
SEKTÖREL HABER
LİDER MARKALAR GÜÇLERİNİ BİRLEŞTİRİYOR Yapı sektöründe “Lider Markaların Üreticisi” Eryap Grup, her biri alanında lider markalarını tek bir isim altında birleştirerek, sektördeki lider konumunu pekiştiriyor.
2
001 yılından bu yana inşaat sektöründe, özellikle yalıtım alanında öncü ve yenilikçi kimliğiyle faaliyetlerini sürdüren Eryap Grup, Türk yapı sektöründe hizmet veren lider marka-
94
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
larının gücünü, XPS sektörüne adını altın harflerle yazdırmış yine kendi markası olan “Bonus” adı altında topluyor. Logo tasarımında “Bilgi, Birikim, Beraberlik ve Başarı’’yı ifade eden 4B simgesini kullanan Bonus, “Yalıtımın İyisi” sloganı ile iddiasını sürdürüyor.
%100 milli sermaye ile ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasına destek olmak, gelecek nesillere daha kaliteli bir yaşam bırakmak için hiç durmadan çalışan ve gelişen Eryap Grup, salt isim değişikliği yapmıyor; geliştirdiği üretim teknolojisi ile de ürünlerini yalıtım sektöründe lider konumda tutmayı hedefliyor. On beşinci yılına ürünlerini yeni bir isim adı altında sunarak giren Eryap Grup; bu doğrultuda logosunu, renklerini, ürünlerini ve çalışma sistemi-
ni de tamamen yeniliyor. Kurulduğu ilk günden bu yana sürekli gelişimi ve yükselmeyi hedefleyen Eryap Grup, bu hedefini firma logosuna da taşıyarak “Sürdürülebilir ve Sürekli Gelişim” misyonunu görsel olarak da ifade ediyor.
Eryap Grup’un ilk markası olan American Siding Dış Cephe Kaplama Sistemleri ve özellikle ihracat alanında Eryap Grup’u yıllardır lider konumda tutan Winer Polimer Kapı Pencere Sistemleri ise yollarına yine kendi isimleriyle devam ediy-
or. Ürünlerini tamamen yerli kaynaklar kullanılarak üreten ve ülkemize artı değer katan Eryap Grup, birleşmeden doğan güç ile prestijli projelerin tercihi olarak yapı sektöründe isminden söz ettirmeye devam edecek.
Eryap Grup Hakkında Eryap Grup 2001 yılından bu yana inşaat sektöründe, özellikle yalıtım alanında öncü ve yenilikçi kimliğiyle faaliyetlerini sürdürüyor. Türk yapı sektörünün lider markalarını üreten Eryap Gaziantep, İstanbul ve Sakarya’da toplam 150.000 metrekareyi aşan 3 üretim tesisinde dış cephe kaplama sistemleri, ısı, su, ses ve yangın yalıtım malzemeleri ve polimer kapı-pencere sistemleri üretimi gerçekleştiriyor. 2001 yılında Gaziantep'teki ilk tesisinde, sektörün ilk dış cephe kaplaması üretimini gerçekleştirerek American Siding markasını sektöre kazandıran Eryap Grup, 2005 yılında İstanbul Silivri'de toplam 50.000 metrekare alanda kurulan ikinci tesisinde siding uygulamasının tamamlayıcı unsuru Bonus|Pan markalı XPS Ekstrüde Polistiren ısı yalıtım levhası üretimine başladı. Daha sağlıklı, uzun ömürlü ve daha güvenli yaşam alanlarının sağlanabilmesi için ürün portföyünü genişleten Eryap Grup, 2007 yılının son çeyreğinde İstanbul Silivri tesislerinde Bonus|Focus Membran markalı bitümlü su yalıtım örtülerinin üretimine başlayarak su yalıtım ürünleri sektöründe de yerini aldı. Bunların yanında 2009 yılı sonunda Bonus|Manto Isı Yalıtım Paket Sistemi, 2010 yılında Winer markalı Polimer Kapı ve Pencere Sistemleri, 2011 yılında Bonus|Focus Shingle çatı kaplama malzemesi ve son olarak 2012 yılında doğa dostu Bonus|Wooler marka taş yünü ürününü pazara kazandırarak ile sektördeki liderliğini sürmeye devam ediyor.
SEKTÖREL HABER
STANLEYBLACK&DECKER’DEN “ZİRVE İÇİN HAREKETE GEÇ” MOTTOSU StanleyBlack&Decker, Antalya’da başarılı bir organizasyonla distribütör ve bayi toplantısının bu yıl ikincisini gerçekleştirdi.
S
tanleyBlack&Decker distribütör ve bayi toplantısına, 60’ın üzerinde katılımcı ile Türkiye’nin her yerinden yoğun ilgi vardı. Toplantının ana gündeminde StanleyBlack&Decker’ın global pazardaki liderliği ve Türkiye’de ulaşmayı hedeflediği “ZİRVE İÇİN HAREKETE GEÇ” mottosu ön plandaydı. Toplantı sonrası etkinlik Toplantı süresince STANLEY markasının Türkiye pazarındaki stratejik hedeflerini, mevcut ve yeni ürünlerin tanıtımını, uygulamalı eğitim ve demoları ve sıra dışı pazarlama alternatiflerini interaktif bir ortamda dinleyen katılımcıları aynı günün akşamında eğlenceli bir gala yemeği karşıladı. Gecenin sürprizi ise Dünya Bilardo Şampiyonu Semih Saygıner’in eğlenceli stand-up gösterisi ve bilardo performansıydı. Yeni ürünler tüm katılımcıların ilgi odağı oldu Toplantı; Türkiye’nin önde gelen distribütör ve bayileri tarafından, STANLEY satış ve pazarlama ekibi ile iletişimin daha da güçlenmesini sağlayan ve önemli yeni ürünlerin doğrudan tanıtımı ve satış kanalında mevcut sorunların paylaşılmasına zemin sağlayan son derece verimli bir etkinlik olarak değerlendirildi. Toplantı süresince tanıtılan yeni ürünler tüm katılımcıların ilgi odağı oldu. “Zirve İçin Harekete Geç” pazarlama desteği kampanyası geri dönüşleri alınmaya başlandı İlk günün sonunda anons edilen “Zirve için Harekete Geç” Pazarlama Desteği Kampanyası katılımcılarda büyük heyecan oluşturdu. StanleyBlack&Decker yetkilileri, kampanya duyurumundan sonraki ilk 10 günde STANLEY El Aletleri ve Elektrikli El Aletleri için ciddi ciro artışı kaydedildiği bilgisini paylaştı. StanleyBlack&Decker, sektörde ses getiren bu aktiviteyle, her yıl büyüyen ekibi ve satış ağıyla dünyadaki lider konumuna Türkiye’de de yakın gelecekte ulaşacağını kanıtladı. Etkinliğin bitiminde markanın gücü ve enerjisinden büyük oranda etkilenen bayi ve distribütörlerin, STANLEY markasını Türkiye pazarının zirvesine taşıma hedefine motive olması sağlandı.
96
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
SEKTÖREL HABER
YILMAZ MAKİNE “YEŞİL FABRİKASINA” TAŞINDI
8
5 ülkeye 70’i aşkın bayiyle ihracat yapan PVC ve Alüminyum Makine üreticisi Yılmaz Makine, Dilovası İMES OSB’deki yeni üretim tesisine taşındı! “Yeşil Bina Teknolojisiyle” inşa edilen ve ısıtmada kullandığı Fan Coil (sulu radyan) sistemiyle önemli ölçüde enerji tasarrufu sağlayan fabrika bu özelliğiyle Türkiye’de bir ilk! Güneş ışığından dünya standartlarında yararlanması ve yağmur sularının depolanarak bahçe sulamada da kullanılması gibi özellikleriyle de doğaya dost olan fabrika, 40.000 m² açık, 28.000 m² kapalı alana sahip. Fabrika, içerisindeki 1.500
98
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
m²’lik AR-GE ofisiyle yeni teknolojilerin gelişimi için de önemli bir merkez konumunda. Yılmaz Makina Hakkında 1977 yılında kurulan YILMAZ Makine, PVC Alüminyum Profil İşleme Makinelerinin kurulum, Teknik Bakım, Arıza, Yedek parça ve aksesuar, ihtiyaçlarını karşılamak amacı ile Ürün Satış, Teknik Destek, Arıza Onarım ve Yedek Parça Satışlarını gerçekleştirmektedir. Dünya üzerinde 85 ülkeyi aşkın ihracat hacmiyle farklı kıta ve ülkelerde satış ve üretim faaliyetlerini sürdüren Yılmaz Makine, dünya genelinde de 65’in üzerinde bayi ağına sahiptir. Yılmaz Makine, değişen ihtiyaçlara yönelik
araştırma, geliştirme, tasarım, üretim, satış ve satış sonrası alanlarında hizmet vererek, çözüm ortaklarının mekatronik, pnömatik, hidrolik hidropnömatik alanlarındaki teknolojilerini kullanarak gelişimi ilke edinmiştir. Sağladığı hızlı büyüme ile sektörel, toplumsal ve bireysel çıkarları da göz önünde bulunduran Yılmaz Makine, ülkesinin, sektörünün ve üretim hacminin yükselmesi için yatırımlarda bulunmaktadır. Faaliyetlerini dürüst, saygılı, toplumla barışık, insana değer veren, üstün kalite ve ilkelere dayandıran Yılmaz Makine, “güven” prensibiyle siz değerli müşterilerine hizmet vermeye devam edecektir.
SEKTÖREL HABER
VİKO’DAN ÇEVRE HAFTASI’NA DEĞER KATAN PROJELER
S
ürdürülebilirliği kurumsal bir değer olarak ele alan VİKO by Panasonic, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için hayata geçirdiği projeler ile bugüne ve geleceğe değer katmaya devam ediyor. Aynı zamanda ülkemizin WWF - Green Office Sertifikası’na sahip sayılı kuruluşlarından da olan VİKO by Panasonic, her yıl olduğu gibi bu yıl da Dünya Çevre Haftası kapsamında birbirinden anlamlı çalışmalara imza atarak, çevre konusundaki duyarlılığını bir kez daha gözler önüne serdi. Nesli Tehlike Altında Olan Hayvan Türlerini Evlat Edindiler… Dünya Çevre Haftası kapsamında, çalışanlarına yönelik çeşitli bilinçlendirme faaliyetleri ve yarışmalar düzenleyen VİKO by Panasonic, bu çalışmalarda başarılı olanların adına ise WWF-
100
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
Türkiye iş birliği ile nesli tehlike altında olan bir türü evlat edinerek sertifikalarını armağan etti. VİKO çalışanlarının, nesli tehlike altında olan bir türün korunmasına katkı sağlayacak olmaktan dolayı çok mutlu oldukları gözlemlenirken, ilgili sertifikalar bir seremoni eşliğinde kendilerine sunuldu. Ayrıca, bölgede eğitim gören öğrenciler için bir “Çevre Eğitimi” de gerçekleştiren kuruluş, bu eğitimin ardından da öğrenciler ve çalışanları ile birlikte Ömerli Baraj Havzası’nda fidan dikim etkinliği gerçekleştirdi. “Dünyamıza ve Gelecek Kuşaklara Karşı Sorumluyuz…” Düzenlenen faaliyetlerin ardından, sürdürülebilirliğe vurgu yapan bir konuşma gerçekleştiren VİKO İK & Kurumsal Gelişim Direktörü Mutlu Kutlu; “Sürdürülebilirliği kurumsal bir değer olarak içselleştirmiş bulunan bir kuruluş olarak; üründe, üretim-
de, tesis yönetiminde ve sosyal sorumluluk projelerinde doğal kaynaklarımızın korunması ve enerji verimliliğini ana sorumluluğumuz olarak ele alıyoruz. Faaliyetlerimizi de bu doğrultuda gerçekleştiriyoruz. Geldiğimiz noktada insanlığın doğa üzerindeki olumsuz etkisi artarken, küresel ısınma ve doğal kaynaklarımızın giderek azalması tüm insanlığın acil olarak yeni bilinç düzeyinde konuyu ele almasını gerektiriyor. Biz de kuruluş olarak gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak üzere hayata geçirdiğimiz projeler ile yaşama değer katmak için gayret gösteriyoruz. Unutmamalıyız ki üzerinde yaşayabildiğimiz tek dünya var ve bizler bu dünyayı gelecek kuşakların ihtiyaçlarını tehlikeye atmayacak şekilde korumalıyız.” dedi.
SEKTÖREL HABER
TCG SANCAKTAR ADLI SAVAŞ GEMİSİNDE AYVAZ KOMPANSATÖRLERİ TERCİH EDİLDİ Türkiye’de üretilen en büyük savaş gemisi TCG Bayraktar’ın ikizi olan TCG Sancaktar’da Ayvaz kompansatörleri ile tank ve sintine alarm sistemleri tercih edildi
D
eniz Kuvvetleri Komutanlığı için ADİK Tersanesi tarafından inşa edilen ve dünyanın en büyük amfibi çıkarma gemilerinden biri olan TCG Sancaktar 16 Temmuz Cumartesi
102
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
günü düzenlene törenle denize indirildi. Yapımı, kendisiyle aynı özelliklere sahip ikiz gemi TCG Bayraktar’ın denize indirilişinden 9 ay sonra tamamlanan TCG Sancaktarda Ayvaz’ın ürettiği metal kompansatörler ve seviye kontrol ürünleri kullanıldı.
Gemide kullanılan Ayvaz ürünleri hakkında açıklama yapan Ayvaz Marine Ürünleri Satış Sorumlusu Özen Acar, proje başlangıcında ilgili dizayn departmanları ile birlikte egzoz hesaplamalarının yapıldığını ve gerekli kompansatör yerleşimlerinin buna göre belirlendiğini söyledi. İmalatların Türk loydu sertifikasyonuna göre yapıldığı bildiren Acar, “Biz ürünlerimizi bu tür projelere klas nezaretinde yapılan testler sonrasında
teslim ediyoruz. Özellikle kompansatör grubundaki her ürünü teker teker basınç kontrolüne tabi tutuyor ve tersaneye ancak öyle teslim ediliyor” dedi. Tüm askeri ve ticari projelerle yakın temas halinde olduklarını dile getiren Acar, gerek mühendislik çalışmaları, gerek dizayn ve saha çalışmaları ile tüm denizcilik ailesinin yanlarında olduklarını vurguladı. Ayvaz İcra Kurulu Başkanı Serhan Alpagut ise yaptığı açıklamada, tamamen yerli ürünler kullanma hedefiyle yola çıkılan TCG Sancaktar adındaki geminin ülkemiz açısından gurur verici olduğunu söyledi. Türk Loydu sertifikasına sahip olmalarının bu gemide Ayvaz ürünlerinin tercih edilmesi açısından etkili olduğunu dile getiren Alpagut, inşa sürecinde tersaneye verdikleri mühendislik hizmetlerinin ve desteğin de önemli olduğunu belirtti. Ayvaz markasının güvenle özdeş olduğunun altını çizen İcra Kurulu Başkanı, “Ayvaz Türkiye’de kom-
pansatörü ilk üreten firma. Bu marka 68 yıldır kalite kavramı ile özdeş olarak anılıyor ve sektöre her zaman ilkleri kazandırıyor. TCG Sancaktar gibi birçok açıdan “ilk”leri taşıyan gemide Ayvaz gibi “ilk”leri gerçekleştiren bir markanın tercih ediliyor olması bize gurur veriyor” dedi.
TCG Sancaktar gemisi hakkında Tek tekneli, deplasman tipi ve tamamen çelik konstrüksiyon olarak inşa edilen Sancaktar’ın üst binası balistik korumalı olarak inşa edildi. Gemi, Nükleer, Biyolojik ve Kimyasal saldırılar için tam personel korumasına sahip. Gemide, bir adet 15 tonluk genel maksat helikopterinin iniş kalkışına olanak sağlayacak, helikopter platformu bulunuyor. Yükleme/boşaltma işlemlerini sağlayabilmek amacıyla geminin başında, kıçında ve yan tarafında birer adet kapak var. Gemide ayrıca her biri 8 ton yük veya 40 kişi taşıyabilen,
20 knot sürat yapabilen 4 adet çıkarma aracı ve 3 adet kendinden tahrikli ponton yer alıyor. Dünyanın en büyük çıkarma gemilerinden olan ve 60 ton ağırlığında 20 tankı ve 350 amfibi komandosunu karaya çıkarabilen TCG Sancaktar, 18 deniz mil sürat yapabiliyor. 2 metreden daha az derinlikteki kıyıya bile asker ya da zırhlı araç sevkiyatı yapabilen TCG Sancaktar, Türkiye’de yapılan en büyük savaş gemisi TCG Sancaktar’ın ikizi olacak şekilde inşa edildi.
TCG Sancaktar’ın teknik özellikleri: Toplam Boy: 138,75 m. En: 19,60 m. Deplasman: 7.254 ton Maksimum sürat: 18 knot Yatak kapasitesi: 566 adet Personel kapasitesi: Toplam 486 kişi Denizde kalma: 15 mil sürat ile en az 6.000 mil - İkmal yapmadan 30 gün
SEKTÖREL HABER
HİLTİ RED DOT’TAN 4 ÖDÜL ALDI
dünyanın ilk Akülü Çivi Çakma Makinası Hilti BX 3-ME ödül aldı.
veya rapora dönüştürülmesini sağlıyor. Cihaz, çeşitli hesaplamaların yapılmasını ve kapsamlı proje verileriyle birlikte bilgisayara, tablete veya akıllı telefona aktarılmasını mümkün kılıyor. Yine ödüle layık görülen Hilti SF 8M-A22 ve Hilti SF 10W-A22 Kablosuz Vidalama Makineleri ise metal ve ahşap yüzeylerde yüksek performanslı vidalama imkanı sunuyor.
Haziran ayında Türkiye pazarına da giriş yapan Hilti BX 3-ME Akülü Çivi Çakma Makinası, dolu tuğla, beton ve çeliğe saniyede 1 çivi çakabiliyor. Akünün tek şarjıyla yaklaşık 600 çivi çakabilen bu ödüllü ürün, yüksek performansının yanı sıra üst düzey güvenliği ile de dikkat çekiyor. Yarışmada ödül alan Hilti PD-C Lazermetre, ölçüm sonuçlarının dijital fotoğraf olarak kaydedilmesini
Ürünlerin inovasyon, kalite, fonksiyonellik ve ekolojik sürdürülebilirlik açısından değerlendirildiği Red Dot ödüllerinde Hilti, 2015 yılında Hilti PR 30-HVS Döner Lazeri ile 2014 yılında ise Hilti TE 70 Kırıcı-Delici Ailesi ile kendi kategorisinin en büyük ödülü olan “Best of the Best” (“En İyinin En İyisi”) ödülüne layık görülmüştü.
İnşaat ve el aletleri sektörünün global jenerik markası Hilti, Almanya’nın Essen kentinde düzenlenen “Red Dot Ödülü: 2016 Ürün Tasarımı” töreninde dört ürünü ile ödül aldı. PD-C Lazermetre, SF 8M-A22 ile SF 10WA22 Kablosuz Vidalama Makineleri ve yakın zamanda Türkiye pazarına da sunulan BX 3-ME Akülü Çivi Çakma Makinesi, ödül kazanan Hilti ürünleri oldu. Ar-Ge temelli kaliteli ürünleriyle inşaat ve el aletleri sektöründe fark yaratan Hilti, 57 ülkeden yaklaşık 5 bin 200 ürünün aday olduğu “Red Dot Ödülü: 2016 Ürün Tasarımı” yarışmasında dört ayrı inovatif ürünüyle ödüle layık görüldü. 41 uluslararası uzmanın jüri olarak değerlendirme yaptığı yarışmada; Hilti PD-C Lazermetre, Hilti SF 8M-A22 ve Hilti SF 10W-A22 Kablosuz Vidalama Makineleri ile hem betona hem de çeliğe çivi çakabilen ve sadece batarya çalışan ile
104
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
SEKTÖREL HABER
FORMÜLÜN ADI: ÇİMSA Çimsa Genel Müdürü Nevra Özhatay, “İnovasyonla bir yandan çimentonun, estetiğin ve sürdürülebilirliğin hammaddesi olarak yeniden keşfedilmesini amaçlıyoruz, diğer yandan da beklenti ve ihtiyaçları öngörerek, pazar trendlerine ve dinamiklerine yön vermeyi hedefliyoruz” dedi.
T
ürkiye’de ve dünyada önde gelen çimento ve yapı malzemeleri üreticilerinden biri olan Çimsa’nın bugün ulaştığı başarının ardında, fark yaratan, yeni ve yenilikçi yaklaşımı yatıyor. Çimsa, 2000 yılından bu yana, Türkiye’nin ilk ve tek Çimento Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde katma değeri yüksek ve özel ihtiyaçlara yönelik özel ürünler geliştiriyor.
“Benimsediğimiz yenilikçi yaklaşımla; Çimento sektöründe inovasyonu yaparsa Çimsa yapar! ” diyen Çimsa Genel Müdürü Nevra Özhatay, formülün adını ‘Çimsa’ olarak açıkladı. Çimsa hayata geçirdiği ilklerle çimento sektörüne örnek ve öncü oluyor ‘Formülün adı: Çimsa’ lansmanında konuşma yapan Sabancı Holding Sanayi Grubu Başkanı ve Çimsa Yönetim Kuru-
lu Başkanı Mehmet Hacıkamiloğlu, “Çimsa bugün, 60’tan fazla ülkeye ihracat yapıyor, Çimsa menşeli ürünler dünyanın dört bir yanında, geleceğin yapılarının inşasında kullanılıyor. Çimsa çimento ve yapı sektöründe birçok ilklere imza atmış örnek bir şirkettir. 1990 yılında dünyada ilk kez, isteğe bağlı değişebilen gri/ beyaz klinker üretim hattını devreye aldı. 2000 yılında 600 bin ton kapasiteli yeni beyaz klinker hattının devreye alınması ile Çimsa Mersin Fabrikası, dünyada tek çatı altındaki en yüksek kapasiteli beyaz çimento tesisi oldu. Yine aynı yıl, Türkiye’deki ilk Çimento Araştırma ve Uygulama Merkezi kuruldu. 2002’de Türkiye’de ilk kez Kalsiyum Alüminat Çimentosu üretmeye başladı. 2008 yılında Türkiye’de tesis sayısı bazında hazır beton sektöründe en büyük üretici oldu. Çimsa, sadece operasyonel anlamda değil, çevreci yaklaşımı ile sürdürülebilirlik odaklı yatırımlarıyla sürdürülebilir büyümesini bugüne kadar sürdürdü. Çimsa’nın, bugün gündeminde olan iki yatırımla Türkiye’de ve dünyada daha üst sıralara yükseleceğine inanıyoruz” dedi. Çimsa’yı ‘Formülün Adı’ yapan değerler Çimsa Genel Müdürü Nevra Özhatay da “Çimsa’yı sektörde rakiplerinden ayrıştıran en önemli fark, müşterilerimizin beklediği ürün ve hizmet standartlarına ulaşmak için yaptığı yatırımlardır. İnovasyon, bu yatırımlar içinde son 15-20 yıldır her zaman, öncelikli ve önemli konu olmuştur. Biz,
Çimsa Genel Müdürü Nevra Özhatay
106
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
inovasyon üssü olan Çimento Araştırma ve Uygulama Merkezimizdeki çalışmalarla bir yandan çimentonun, estetiğin ve sürdürülebilirliğin hammaddesi olarak yeniden keşfedilmesini amaçlıyoruz. Diğer yandan da beklenti ve ihtiyaçları öngörerek, pazar trendlerine ve dinamiklerine yön vermeyi hedefliyoruz. İnovasyonla yaşam kalitesinin ve çevrenin iyileştirilmesine katkıda bulunurken, bunu aynı zamanda kendi rekabet üstünlüğümüzü oluşturmaya yönelik stratejik bir araç olarak benimsiyoruz” diye konuştu. Genel Müdür Nevra Özhatay, Çimsa’yı ‘Formülün Adı’ yapan değerleri ‘Performans, Çeşitlilik, 7/24 çözüm, Ar-Ge ve Sürdürülebilirlik’ olarak açıkladı: “44 senelik genç bir şirket olarak kazandığımız tecrübenin üzerine her geçen gün yeni formüller ekleyerek, müşterilerimize yüksek performanslı ürünler sunuyoruz. Performansımızı, alanında uzman ekibimize, bilgi birikimimize ve üretim-tedarik zincirimizin her aşamasındaki özenli kontrollerimize borçluyuz. İş ortaklarımızın ihtiyaçlarına göre özel olarak şekillendirdiğimiz çözüm portföyümüz ile ürünlerine katma değer sunuyor ve onları rekabette bir adım öne taşıyoruz. Zaman, bugün en iyi şekilde değerlendirmemiz gereken bir kaynak… İşte biz de müşterilerimizin her bir siparişinin istediği zamanda istediği yerde olduğundan emin olmak istiyoruz. Diğer yandan Çimsa Araştırma ve Uygulama Merkezi, yüksek performansımızın ve geniş ürün portföyümüzün temel dayanağı. Sürdürülebilirlik de yine Çimsa’da son dönem-
de büyük önem verdiğimiz bir yatırım alanı. Şirketimizin adının sürdürülebilirlikle anılması için çalışıyoruz. Bu politikayı kurum kültürünün bir parçası haline getirmeyi hedefliyoruz.” Nevra Özhatay, “İşte formül budur, formülün adı Çimsa’dır. Tabii ki bu formül, biz daha iyisini bulana kadar geçerli…” dedi. Çimsa’da ‘Formülün adı’ ile yeni bir dönem başlıyor Bugün Çimsa, gri çimentonun yanı sıra Beyaz Çimento ve Kalsiyum Alüminat Çimentosu gibi özel ürünler geliştirme gücüne sahip, dünyanın sayılı çimento üreticilerinden biri olarak faaliyet gösteriyor. Çimsa, geniş üretim ve dağıtım ağı sayesinde Beyaz Çimento ticaretinde dünya lideridir. Çimsa Beyaz Çimento ve Özel Ürünler Genel Müdür Yardımcısı Ülkü Özcan da ‘Formülün Adı: Çimsa’ lansmanında yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Çimsa olarak özel ürünlerde her zaman ilklere imza attık. Enerjimizi ve heyecanımızı kaybetmeden sürekli daha iyisini, farklısını ve özelini aramayı sürdürüp yarını inşa etmenin yollarını aradık. Ve uzun süren çalışmalarımız sonu-
cunda bugün sizlerle formülün adı altında klasik ürünlerden inovatif çözümlere giden yarınlarımızı inşa edecek yolculuğumuzu başlatıyoruz. «Formülün adı» çok dinamik ve esnek bir yapı. Bu yapı siz değerli iş ortaklarımıza tek bir üründen oluşan portföyler yerine, her bir sektörün ihtiyaçlarına odaklanılarak titizlikle formülize edilmiş ve o segmente özel bir performans içeren çözümler sunuyor. Bu sayede sizlerin de reçetelerinizi esnekleştiriyor, sizlerin oyun alanını daha da genişletecek bir yapı sunuyor. «Formülün adı» çatısı altında yenilikçi yaklaşımımızı yansıtan ve sektörümüzde ilk olan görsel bir dil yarattık. Bundan sonra bu görsel dil torbalarımızdan broşürlerimize, web-sitemizden sosyal medyaya kadar bütün mecralarda ön planda olacak ve çözümlerimizi kısa ve öz bir şekilde dile getirecektir. Bu ürünlerimizi denemek ve reçetelerinize getireceği avantajları test etmek için satış ekibimiz ve AR-GE ekiplerimiz ile irtibata geçebilir, formulunadi.com web sitemizden, formülün adı sosyal medya hesaplarımızdan daha detaylı bilgi alabilirsiniz.”
SEKTÖREL HABER
EKİBİNDEN PARİS’TE MİLLİ TAKIMA DESTEK
STANLEY distribütörleri ve bayileri StanleyBlack&Decker UEFA EURO 2016 kampanyası kapsamında milli takıma destek için 10-13 Haziran’da Paris’teydi. StanleyBlack&Decker STANLEY Elektrikli El Aletleri ve El Aletleri’nin pazardaki penetrasyonunu arttırmak amacıyla yoğun pazarlama çalışmalarını sürdürüyor. Bu çalışmalar kapsamında yeni kurulan satış ağından seçkin distribütör ve bayilerden oluşan 25 kişilik ekip, Türkiye Milli Takımı’nın Hırvatistan’a karşı Paris Parc Des Princes stadında 12 Haziran günü oynadığı D grubu ilk maçında tribünlerdeydi. Gezinin ilk günü ekip, dünyanın en güzel şehirlerinden biri olan Paris’in turistik yerlerini görme
108
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
fırsatı buldu. İkinci gün ünlü ressamlar tepesi Montmarte’daki gezintinin ardından Seine Nehri’nde eğlenceli bir tekne gezisi yapıldı. STANLEY ekibi etkinliğin üçüncü günü milli formaları ile 50 bin kişinin doldurduğu Parc Des Princes Stadı’nda coşkulu kalabalığın içindeydi. KırmızıBeyaz tezahüratları eşliğinde bir ekip olarak ay yıldızlı formayı maçın başından sonuna kadar aralıksız bir şekilde destekledi. Maçı 1-0 kaybetmemize rağmen tribündeki güzel ortam ve milli
takım için beraber söylenen tezahüratlar mutlu hatıralar olarak akıllara kazındı. Ertesi gün ünlü Eyfel Kulesi’ni tamamen kırmızı beyaz renklerle görmek STANLEY ekibi için büyük bir gurur kaynağı oldu. Gezi sayesinde STANLEY ekibi dünyanın 1 numaralı alet tedarikçisinin satış ağı olarak daha da güçlü bağlar kurdu ve STANLEY satışlarının hızla artacağından emin bir şekilde Türkiye’ye döndüler.
SEKTÖREL HABER
YAPI SEKTÖRÜNÜN TİCARİ PLATFORMU, YAPI FUARLARI - TURKEYBUILD Bölgelerinin en büyük fuarları olan 29. Yapı Fuarı – Turkeybuild Ankara 20 - 23 Ekim 2016 tarihleri arasında Congresium, ATO Kongre ve Sergi Sarayı’nda, 22. Yapı Fuarı – Turkeybuild İzmir ise 3 –6 Kasım 2016 tarihleri arasında, yeni fuar alanı fuarizmir’de sektör profesyonellerini bir araya getirecek. Artan üretim ve hareketlenen yatırımlarla 2016 yılı ilk çeyreğinde %6,6 büyüyen inşaat sektöründeki olumlu gidişattan dolayı fuara yoğun ilgi bekleniyor.
Y
EM Fuarcılık tarafından düzenlenen 29. Yapı Fuarı – Turkeybuild Ankara Ekim ayında; 22. Yapı Fuarı - Turkeybuild İzmir ise Kasım ayında bölgenin yapı sektörü profesyonellerini bir araya getirecek. 39 yıldır yapı sektörüne sağladığı faydayı düzenli olarak arttıran Yapı Fuarları – Turkeybuild, hem katılımcılarına hem de ziyaretlerine sunduğu fırsatlarla, sektörün en büyük ve etkin buluşmalarını oluşturuyor.
İnşaat Sektörü Hızlı Yükselişte Türkiye ekonomisinin lokomotifi inşaat sektöründeki olumlu gelişmeler ve bu gelişmelerden kaynaklı artan ilginin İstanbul’dan sonra Ankara ve İzmir fuarlarında da devam etmesi bekleniyor. 2016 yılı ilk çeyreği verilerine göre %6,6 oranında büyüyen inşaat sektörü 2013 yılından bu yana ilk çeyreklerdeki en iyi büyüme performansını yakaladı. Geçen yıl ötelenen ve ertelenen özel sektör inşaat yatırımları yeni
110
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
yılda hareketlenerek 2016 yılı ilk çeyreğinde 30,36 milyar TL’ye yükseldi. İnşaat malzemeleri sanayi üretimi 2016 yılı ilk çeyreğinde geçen senenin ilk çeyreğine göre yüzde 7,2 arttı. İnşaat malzemeleri iç pazarı ise 2016 yılı ilk çeyreğinde geçen seneye göre %13,4 oranında artış göstererek 32,1 milyar TL büyüklüğe ulaştı. Yabancıların gayrimenkul alımları 2016 yılı ilk çeyreğinde geçen senenin aynı çeyreğine göre yüzde 39,6 artarak 765 milyon dolardan 1.068 milyon dolara yükseldi. ITE Turkey ve YEM Fuarcılık Genel Müdürü Burcu Başer, yılın ilk buluşması olan ve büyük ilgi gören 39. Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’un ardından yaptığı değerlendirmede Ekim, Kasım aylarında düzenleyecekleri Yapı Fuarı – Turkeybuild Ankara ve Yapı Fuarı - Turkeybuild İzmir’in verimli birer ticari platform olarak, bölgenin inşaat yatırımlarına katkıda bulunacağını belirtti. Başer, inşaat sektöründeki büyümeye de
dikkat çekerek yılın en önemli iki buluşması olan bu fuarların önemine dair şunları söyledi:“Fuarlarımızla iş hacmine destek verdiğimiz yapı sektörü, son açıklanan verileri değerlendirdiğimizde Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri görüyoruz. Ülke ekonomisi için bu denli önem taşıyan yapı sektörüne sağladığımız katkıyı günden güne artırmak YEM Fuarcılık’ın öncelikli görevleri arasında yer alıyor. Yapı sektöründe yılın ilk zirvesi olan 39. Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul, bu yıl da yoğun ilgi görerek 100.000 m2’lik 14 salon ve açık alanda, 1.250 üretici firmanın en yeni malzemelerini, teknoloji ve hizmetlerini 110.430 ziyaretçiyle buluşturdu. 2016 yılına, Ekim ayında Ankara’da, Kasım ayında ise İzmir’de düzenleyeceğimiz iki dev buluşma ile devam ediyoruz. 39 yıllık bilgi ve deneyimle, her sene bir öncekinden daha başarılı bir noktaya taşıdığımız fuarlarımız, bu yıl da Türk yapı sektöründe yeni iş ve işbirliklerinin yaratılmasında üstlendiği büyük rolün gurur ve heyecanını yaşıyor. Yapı Fuarı – Turkeybuild Ankara ve Yapı Fuarı – Turkeybuild İzmir’in, öncelikle düzenlendikleri bölgenin ekonomisine, sonrasında ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz. Fuarlarımızın potansiyel taşıyan yeni bölgelere ulaşılmasında en etkili araçlardan biri olduğunu
düşünüyorum. Yapı dünyasının tüm profesyonellerini bu önemli buluşmalarda yerlerini almaya ve sektörün heyecanına ortak olmaya davet ediyoruz.”
İç Anadolu Bölgesi’nin yapı malzemesi pazar büyüklüğü 20,2 milyar TL... Ankara başta olmak üzere İç Anadolu Bölgesi’nde yapı harcamaları büyük bir hacme sahip. Bölgede 2015 yılında yapılan inşaat harcamaları 28,9 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Bu miktar Türkiye’de toplam inşaat harcamalarının %16,5’lik payını kapsamaktadır. Bu harcamalar itibariyle oluşan inşaat/yapı malzemesi pazar büyüklüğü ise 20,2 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Bölge 2015 yılında 122,5 milyar TL olan Türkiye inşaat/yapı malzemeleri pazarının %16,5’ini oluşturmaktadır. En çok konut kredisi kullandırılan ikinci il olan Ankara bölgedeki konut satışının önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. 2015 yılında Ankara’da 952 olmak üzere toplam 3.684 bina yatırımı için yapı ruhsatı alınmıştır.
Ayrıca, Ankara’da 146.537, bölgede ise 239.416 konut satışı gerçekleşmiştir.
Ege Bölgesi’nde 2015’te 176.753 konut satıldı! İzmir başta olmak üzere Ege Bölgesi de yapı harcamaları konusunda İç Anadolu Bölgesi’nin performansını takip etmektedir. Bölgede 2015 yılında yapılan inşaat harcamaları 15,27 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Bu miktar Türkiye’de toplam inşaat harcamalarının %8,7’sini kapsamaktadır. Bölgede 2015 yılında yapılan inşaat harcamaları itibariyle oluşan inşaat/yapı malzemesi pazar büyüklüğü 10,7 milyar TL olmuştur. Bölge 2015 yılında 122,5 milyar TL olan Türkiye inşaat/yapı malzemeleri pazarının %8,7’sini oluşturmaktadır. Konutlaşmada da bölge önemli bir atak göstermektedir. 2015 yılında İzmir’de 77.796, bölgede ise 176.763 konut satışı gerçekleşmiştir ve Türkiye içindeki %13,7’dir. 2015 yılsonu itibariyle en çok konut kredisi kullandırılan İzmir’de kullanılan toplam konut
kredileri büyüklüğü 10,4 milyar TL olurken bölgede kullanılan konut kredileri büyüklüğü ise 18,84 milyar TL’dir. Türkiye genelinde 2015 sonunda 143,7 milyar TL konut kredisi kullandırılmıştır.
Yapı Fuarları – Turkeybuild sektörün tüm oyuncularını bir araya getiriyor Yapı Fuarları - Turkeybuild katılımcılarına yeni iş ve işbirliği olanakları sunarken; ziyaretçilerine de sektördeki yeni ürün, hizmet ve teknolojileri yakından görme ve değerlendirme fırsatı yaratıyor. Yapı Fuarları – Turkeybuild, her yıl yapı malzemesi sektörünün önde gelen ulusal ve global firmalarını, mimarları, mühendisleri, peyzaj mimarlarını, yatırımcıları, müteahhitleri ve GYO’ları bir araya getirmesinin yanı sıra, meslek platformlarını, STK’ları, resmi veya yerel yönetim temsilcilerini, akademisyenleri ve geleceğin sektör profesyoneli olan öğrencileri Türk yapı dünyasının zirvelerinde buluşturuyor.
SEKTÖREL HABER
LEGRAND’DAN SEKTÖR PROFESYONELLERİNE YÖNELİK EĞİTİM Legrand, geçtiğimiz günlerde Voltimum.com.tr web sitesine ‘Şebeke ve Jeneratör transferi (enversör) nasıl yapılır?’ isimli bir webinarla konuk oldu. Eğitim yöneticisi Süleyman Özdal’ ın sunumuyla gerçekleşen webinara, sektör profesyonellerinin ilgisi yoğundu.
B
ina, elektrik ve dijital altyapıları için ürün ve sistemler konusunda uzman marka Legrand, sektör profesyonellerinin ihtiyaçlarına mükemmel çözümler sunmaya devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Voltimum.com.tr web sitesinde Legrand Eğitim yöneticisi Süleyman Özdal’ ın sunumuyla, ‘Şebeke ve Jeneratör transferi (enversör) nasıl yapılır?’ başlıklı bir eğitim verildi.
Enversör sistemiyle kesintisiz enerji Tesis ya da işletmelerin enerjisiz kalmaması için farklı besleme kaynaklarını otomatik olarak yöneten sisteme enversör sistemi deniyor. Bir tesis veya işletme hiçbir koşulda beslemesiz ya da enerjisiz kalmamalı, bu nedenle şebeke – jeneratör enversör sistemleri kullanılıyor. Son yıllarda ise 2 farklı şebeke beslemesi olan tesislerde, sistemi destekleyen jeneratör de dahil olduktan sonra 3’ lü enversör sistemleri sıklıkla tercih ediliyor. Enversör sisteminin ilk olarak seçeceği birincil beslemenin uygunluğunu kontrol ederek
112
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
ilgili hattın şalterini devreye almak, bu hatta bir enerji dalgalanması, frekans uygunsuzluğu veya enerji kesilmesi durumunda en hızlı şekilde alıcıları bu hattın enerjisini ayırarak koruması gerekiyor. Olayın devamında ise devreye girecek olan ikincil hattın enerji bilgilerini inceleyerek en kısa sürede alıcıları bu hattan beslemeye başlaması gerekiyor.
Legrand’da ilk öncelik güvenlik Legrand, Gebze fabrikasın-
da kullanıcıların güvenliği ve rahatı için her tip şalteri ücretsiz enversör sistemiyle montajlayıp, test edip kullanıma hazır bir şekilde son kullanıcıya ulaştırıyor. Legrand enversör sistemi, açık tip devre kesici veya kompakt tip devre kesici olmak üzere iki tip içinde yapılabiliyor. Şebeke elektriğinden jeneratör sistemine geçişi esnasında ortaya çıkacak tehlikeli durumları enerji süzme özelliğiyle en aza düşüren Legrand, enversör sisteminin iki hattın enerji bilgilerini inceleyip yorumlamak ve emrinde olan şalterlere komut göndermek için elektronik kontrol kutusuna, ayrıca güvenlik açısından da mekaniksel kilide ihtiyacı bulunuyor.
MAKALE
KÖMÜR KONVEYÖRLERİNDE YANGIN SÖNDÜRME SİSTEMİ
G
ünümüz teknolojisinde maden ocaklarında, demir ve çelik fabrikalarında, termik santrallerde, cevher, kömür, sinter gibi malzemelerin harekete geçirilip bir yerden diğer yere taşınmasında konveyörler kullanılmaktadır. En yaygın kullanılan konveyör tipleri ise bant tipi konveyörler ve boru tipi konveyörlerdir. Yangın ihtimali, kömür konveyörlerinde oluşabilecek tehlikeli durumların en büyüğünü temsil eder. Olası bir yangın sonucunda, konveyörde ve konveyör üzerinde oluşabilecek mal kaybının yanı sıra, konveyörün işleyişinin aksaması sonucunda tesis genelinde üretim kaybına sebep olacaktır. Doğru şekilde tasarlanmış yangın söndürme ve algılama
Bant Yangını -Eagle Valley Clean Energy
sistemi, yangını doğru şekilde ve doğru noktada algılayarak yangın söndürme sistemini aktive edecek ve olası tehlikelerin büyümesini engelleyecektir. Konveyör üzerinde yangınlar genelde iki koşuldan ötürü meydana gelir. Bu koşullardan ilki, konveyör bandının, taşıma esnasında devamlı olarak sürtünmeye maruz kalması ve bu sürtünme ile oluşan yüksek ısı sonucunda yanmaya başlamasıdır. Sürtünmenin oluştuğu nokta genelde konveyör hattı boyunca bulunan ve bandın ilerlemesini sağlayan silindir kasnaklardır. Konveyör bandı genellikle yangına dayanıklı bir malzeme olmadığından, normal çalışma esnasındaki sürtünme değerinin çeşitli sebepler sonucu artması durumunda bant çok hızlı bir şekilde ısınarak tutuşmaya başlayabilir.
Tuticorin Termal Santrali (Hindistan) Kömür Konveyör Yangını - 2012
MAKALE ft² (10,2 lpm/m²) olmalıdır. • FM Global 7-11 para.2.3.3.3’e göre yangın riski yüksek olan veya şiddetli kayıplar oluşturacak konveyörlerde hızlı tepki veya daha geniş alanda soğutma gerekiyorsa baskın su sprey sistemi kurulmalıdır. Baskın su sprey sisteminin tasarımında konveyörün tüm alanı için 0.25 gpm/ft² (10,2 lpm/ m²) debi miktarı uygulanmalıdır. FM Global 7-11 Tablo 4.2.1’e göre eğimi 10º‘nin altında olan konveyörler için açılacak sprinkler adedi 10 adet, eğimi 10º ve üzerinde olan konveyörler için açılacak olan sprinkler adedi 15 adet olacak şekilde hidrolik hesap yapılmalıdır. FM Global’e göre her bir sprinklerden minimum 25 gpm (95 lpm) debi alınması gerekmektedir.
çıkabilecek yangını söndürmek için tasarlanacak sisteme uluslararası standartlara göre karar verilmesi gerekmektedir. NFPA 850’ye göre kömür taşıyan konveyörler için otomatik sprinkler sistemi veya su sprey sistemi ile yangın söndürme sistemi tasarlanmalıdır. Şayet su sprey sistemi tasarlanacaksa, sistem tasarımı NFPA 15’e göre yapılması gerekmektedir. Genel olarak bahsi geçen kurallar aşağıdaki şekilde bir söndürme sürecine atıfta bulunurlar.
İkinci koşul ise, konveyör bandı üzerinde bulunan kömür kaynaklı yangınlardır. Kömür, kendi kendine ısınma özelliği olan bir maddedir ve ortamda bulunan oksijen, nem, ısı, basınç gibi unsurlar kömürün sıcaklığının artmasını tetikleyebilir ve kömür bu durumda içten içe yanma durumuna başlayacak kadar ısınabilir. Ayrıca, kömürün konveyör hattına aktarıldığı transfer noktalarında, normalde soğutulmuş olması gereken fakat konveyöre kızgın kor halinde giren kömür parçaları olabilir. Bu tür kömür parçaları bant üzerinde ilerlerken ya soğumaya devam eder ya da bant üzerinde bulunan diğer kömür parçalarıyla veya bandın kendisiyle etkileşime girerek yangının başlamasına sebebiyet verir. Kömür konveyörleri üzerinde
• NFPA 15’e göre sprey nozulların atım eğrileri, konveyör bantının alt ve üst yüzey alanlarını, yanıcı malzemelerin bulunduğu konveyör yüzeylerini, konveyör bantının desteklendiği çelik yüzeyleri kapsamalı ve uygulama oranı en az 0.25 gpm/
Bant Genişliği
Sprinkler Tipi
2 ft (0.6 m) ile 6 ft (1.8 m) > 6 ft (1.8 m)
Sarkık Tip Duvar Tipi Sarkık Tip Duvar Tipi
< 10°
10° - 30°
> 30°
Sprinkler Yerleşimi
12 ft (3.7 m) 12 ft (3.7 m) 12 ft (3.7 m) 12 ft (3.7 m)
Bant boyunca ve bant ortasında Bant boyunca ve tek taraftan Bant boyunca ve bant ortasında Bantın her iki yanı boyunca eksenel olarak kaydırılmış
Sprinkler İhtiyacı
Çalışan
Sprinkler Başına Debi
Sprinkler
Durumdaki
Sistem Tipi
Sprinkler Sayısı 10
Bant Durumu
Sprinkler Arası Mesafe
Islak, kuru veya Ön tepkimeli Islak, kuru veya Ön tepkimeli Baskın
İki veya daha Islak, kuru veya fazla paralel Ön tepkimeli bant <30°
Süresi
İhtiyacı
Boşaltma
Dolap
Sprinkler başına 25 gpm (95 L/min)
15
Sprinkler başına 25 gpm (95 L/min)
Bir bölgedeki sprinklerlerin tamamı
0.3 gpm/ft2 (12 mm/min) Konveyör alanının tamamı
0.3 gpm/ft2 (12 mm/min)
Konveyör alanının tamamı
60 min
250 gpm (946 L/min)
Yukarıda belirtilen tablolar ve tablolardaki değerler, alan ve debi tabanlı olup, uygulanacak esas su miktarı sistem için seçilen pompa ve sprinkler/nozulların konfigürasyonları ile belirlenmektedir. Yukarıda belirtilen tablolar kler/nozulların konfigürabirim basınçta boşalttığı su mikBilindiği üzere sprinkler yada nozuldan akması gereken su miktarı, sprinkler veya nozulun birim ve tablolardaki değerler, alan syonları ile belirlenmektedir. tarı (K faktörü) ve sprinkler yada basınçta boşalttığı su miktarı (K faktörü) ve sprinkler yada nozul başına gelen su basıncının karekökü ve debi tabanlı olup, uygulaBilindiği üzere sprinkler yada nozul başına gelen su basıncının ile doğru orantılıdır. nacak esas su miktarı sistem nozuldan akması gereken su karekökü ile doğru orantılıdır.
için seçilen pompa ve sprin-
miktarı, sprinkler veya nozulun
MAKALE
su ihtiyacını belirlemektedir. Bu hesaplama yöntemini sprinkler yada nozul ta yöntemi olarak adlandıracak olursak; bu hesaplama yöntemi ile bulunan su mik hesaplama yöntemi ile bulunan su miktarından fazla olması gerekmektedir. Burada h su miktarının eşitlenmesi esas mühendislik problemini oluşturmaktadır. Yukarıda değerlerin uzun yıllar yapılan test ve deneylerin sonucu olduğu gerçeği göz önünd olursa, hesaplanan su miktarı bu değerlere yaklaştırılabildiği müddetçe sistem çalışacaktır. Çünkü ideal söndürme miktarları olan tablo değerlerinden daha tüketilmesi sistemin doğru tasarlanamadığını gösterecektir.
Sistem boyunca bahsi geçen su miktarının integrasyonu ile bulunacak olan su miktarı, sistemin genel su ihtiyacını belirlemektedir. Bu hesaplama yöntemini sprinkler yada nozul tabanlı hesaplama yöntemi olarak adlandıracak olursak; bu hesaplama yöntemi ile bulunan su miktarı, alan tabanlı hesaplama yöntemi ile bulunan su miktarından fazla olması gerekmektedir. Burada hesaplanan her iki su miktarının eşitlenmesi esas mühendislik problemini oluşturmaktadır. Yukarıda tabloda verilen değerlerin uzun yıllar yapılan test ve deneylerin sonucu olduğu gerçeği göz önünde bulundurulacak olursa, hesaplanan su miktarı bu değerlere yaklaştırılabildiği müddetçe sistem optimize şekilde çalışacaktır. Resim 2– Konveyörler için Baskın Sistem ve Toz Korumalı Nozullar Çünkü ideal söndürme miktarları olan tablo değerlerinden daha fazla Konveyörler için Baskın Sistem ve Toz Bahsi geçen tüm hesaplama yöntemleri Korumalı Nozullarkuramsal olup pratik hesaplama çözüm debide su tüketilmesi sistemin doğru tasarlanamadığını gösterecektir. Bahsi geçen tüm hesaplama yöntemleri kuramsal olup pratik hesaplama çözümleri uluslararası bağımsız denetim kurumları tarafınca onaylanmış hidrolik hesap programları ile yukarıdaki hesaplar yinelenerek uygunluğu kontrol edilmelidir. Konveyörlerin kullanım amaçları gereği alt ve üst noktaları arasında önemli yükselti farkları olabilir. Bu da sistem sonlarındaki sprinkler ya da nozulların gerekenden yada hesaplanandan daha fazla su boşaltmalarına sebep olabilir. Bunun da nedeni sprinkler ya da nozuldan boşaltılacak su miktarının basıncın karekökü ile doğru orantılı olmasıdır. Bu basınçtan kaynaklanan debi farklılıkları sistemleri kararsız hale getirmektedir. Bundan kaçınmak için baskın sistem tasarımında, konveyör belirli mesafelerle bölümlere ayrılmalı ve basınç dengesi sağlayabilmek için basınç düzenlemeli baskın vanalar kullanılmalıdır. Öte yandan ıslak alarm vanalarının sadece bir alarm vanası olduğu göz önünde bulundurularak yapılan hidrolik hesaplar ile birlikte uygun sprinkler sistemi bölümlendirmesi yapılmalıdır. Konveyörler üzerine kurulan yangın söndürme sistemleri, ancak doğru tasarlanmış yangın algılama sistemleri ile birlikte düzgün çalışabilmektedir. NFPA ve FM standartlarına göre, yangın algılama sistemi ile kon-
bağımsız denetim kurumları tarafınca onaylanmış hidrolik hesap programları ile yu
veyör mekanizması arasında bir işitsel ve görsel yinelenerek umeleri ygunluğu yapmalı, kontrol edilmelidir. bağlantı sağlanmalı, yangın aluyarı cihazlarını aktifleştireKonveyörlerin kullanım amaçları gereği alt ve üst noktaları arasında önemli yüksel gılama sistemi tarafından yangın rek gerekli uyarıları vermelidir. Bu da sistem sonlarındaki sprinkler ya da nozulların gerekenden yada hesaplanand algılandıktan sonra konveyör meboşaltmalarına sebep olabilir. Bunun da nedeni sprinkler ya da nozuldan boşaltıla kanizmasının durdurulması gerKömür konveyör hattı üzerinde basıncın karekökü ile doğru orantılı olmasıdır. Bu basınçtan kaynaklanan debi fark kararsız hale getirmektedir. Bundan kaçınmak için baskın sistem tasarımında, ekmektedir. Şayet baskın vanalı yapılacak olarak algılamanın tipi mesafelerle ve bölümlere ayrılmalı seçimi, ve basınç kurulacak dengesi sağlayabilmek için basınç dü su sprey sistemi tasarımı yapıldı cihazların vanalar kullanılmalıdır. Öte yandan ıslak alarm vanalarının sadece bir alarm vanası o ise, baskın vananın aktivasyonu sistemin tasarımı ile ilgili yapılabulundurularak yapılan hidrolik hesaplar ile birlikte uygun sprinkler sistemi yangın algılama sistemi tarafınyapılmalıdır. cak ilk adımdır. Algılayıcı dedekdan yapılması gerekmektedir. törlerin seçimi yapılırken dikkat Konveyörler edilecek üzerine kurulan söndürme Standartlara ve yönetmeliklere dörtyangın temel unsur sistemleri, vardır: ancak doğru tasarlanmı sistemleri ile çalışabilmektedir. NFPA göre tasarlanan bir yangın • birlikte düzgün Algılamanın türüve FM standartlarına göre sistemi ile konveyör mekanizması arasında bir bağlantı sağlanmalı, yangın algılama s söndürme ve algılama sistemi • Algılamanın doğruluğu yangın algılandıktan sonra konveyör mekanizmasının durdurulması gerekmekte ile konveyör üzerinde çıkan bir • Algılamanın hızı yangının büyümeden engel• Dedektörün, ortam lenmesi sağlanabilmektedir. koşullarında sağlıklı çalışabilmesi Konveyör bantlarının fiziksel özellikleri ve uzunluklarından dolayı Yangın algılama sistemleri algılama, çoğunlukla lineer ısı olarak konuyu ele alırsak; dedektörleriyle yapılmaktadır. Bu Yangın, konveyör hattı üzerinde tür dedektörler, belirli bir güzerherhangi bir noktada başlayabilir gah (konveyör bandı) boyunca ve konveyör bandı hareket etmdevam eden kablo tipi sensörleeye devam ettikçe, hat üzerinde rdir ve çelik telli ve fiber optik başlayan yangın da bantla berakablolu olarak iki temel kategoriber taşınır. Hareketten oluşan ve/ ye ayrılırlar. Çelik telli lineer ısı veya dış ortamdan gelen rüzgarın dedektörleri, dış çevresinde yalıtetkisi de yangının yayılarak kısa kan madde ile yalıtılmış iki iletken sürede büyümesine sebebiyet tel bulunan ve belirli bir sıcaklık verebilir. Bu tür durumlar da dikdeğerinde yalıtkan maddenin erikate alınarak kurulacak algılama mesi sonucu iletkenlerin birbirine sisteminin, olabilecek en kötü değerek kısa devre durumu oluşdurum senaryosunda bile göreturan sensör kablolarıdır. Bu tür vini eksiksiz bir şekilde yerine dedektörler, maliyet ve kurulum getirmesi hedeflenmelidir. Alkolaylığı açısından oldukça avangılama sistemi yangını sorunsuz tajlıdır fakat algılamanın yavaş bir şekilde ve hızlıca algılamalı, olması ve uzun mesafeli konyangın kaynağı konveyör üzerinde veyörlerde algılamanın noktasal hangi noktada olursa olsun derolarak yapılamaması sebebiyle hal konveyör hareketinin durduöncelikli olarak tercih edilmez. rulması ve söndürme işleminin başlatılması için gereken tetikle-
MAKALE
Fiber optik lineer ısı dedektörlerinin çalışma yapısı çelik telli dedektöre göre çok farklıdır. Özel bir fiber optik kablo ve kontrol ünitesinden oluşan bu dedektörün çalışma prensibi, fiber optik kablo üzerinden geçen ışığın, sıcaklık değişimlerine göre karakteristiğinin değişmesidir. Sensör kablolarının bağlı olduğu kontrol ünitesi üzerinden yapılan konfigürasyon ile tek bir sensör kablo yüzlerce farklı bölgeye ayrılabilir. Böylece algılama noktası çok hassas bir şekilde belirlenerek gerekli aktivasyonların bütün konveyör boyunca değil, bölgesel olarak yapıl ması sağlanır. Fiber optik lineer ısı dedektörlerin en büyük avanta Fiber optik lineer ısı dedektörlerinin çalışma yapısı çelik telli dedektöre göre çok farklıdır. Özel bir jlarından biri de, algılama parametrelerinin kullanıcı isteğine göre ayarfiber optik kablo ve kontrol ünitesinden oluşan bu dedektörün çalışma prensibi, fiber optik kablo üzerinden geçen ışığın, sıcaklık değişimlerine göre karakteristiğinin değişmesidir. Sensör kablolarının lanabilmesi ve çelik telli lineer ısı dedektörlerine oranla algılamanın Resim 2: Çelik Telli Lineer Isı Sensörü İç Yapısı bağlı olduğu kontrol ünitesi üzerinden yapılan konfigürasyon ile tek bir sensör kablo yüzlerce farklı çok daha hızlı olmasıdır. Algılama sisteminin detaylı olarak izlenmesi bir şekilde belirlenerek gerekli aktivasyonların bölgeye ayrılabilir. Böylece algılama noktası çok hassas bütün konveyör boyunca değil, bölgesel olarak yapılması sağlanır. Fiber optik lineer ısı dedektörlerin Çelik Telli Lineer Isı çelik Sensörü İç Yapısı göre çok farklıdır. Özel bi optik lineer ısı dedektörlerinin çalışma yapısı telli dedektöre gerektiği durumlarda, bilgisayar ekranı üzerinden grafikFiber arayüzü ile en büyük avantajlarından biri de, algılama parametrelerinin kullanıcı isteğine göre ayarlanabilmesi ve fiber optik kablo ve kontrol ünitesinden oluşan bu dedektörün çalışma prensibi, fiber optik kabl çelik telli lineer ısı dedektörlerine oranla algılamanın çok daha hızlı olmasıdır. Algılama sisteminin sensör kablo üzerindeki sıcaklık değişimleri anlık olarak takip edilebilir. detaylı olarak izlenmesi gerektiği durumlarda, bilgisayar ekranı üzerinden grafik arayüzü ile sensör Resim 2: Çelik Telli Lineer Isı Sensörü İç Yapısı
üzerinden geçen ışığın, sıcaklık değişimlerine göre karakteristiğinin değişmesidir. Sensör kablolarını kablo üzerindeki sıcaklık değişimleri anlık olarak takip edilebilir. bağlı olduğu kontrol ünitesi üzerinden yapılan konfigürasyon ile tek bir sensör kablo yüzlerce fark Kömür konveyörlerinde sıklıkla birincil algılama elemanıbölgeye olarak kulayrılabilir. Böylece algılama noktası çok hassas bir şekilde belirlenerek gerekli aktivasyonları lanılan lineer ısı dedektörleri ile beraber, gerekli görülen durumlarbütün konveyör boyunca değil, bölgesel olarak yapılması sağlanır. Fiber optik lineer ısı dedektörleri en büyük avantajlarından biri de, algılama parametrelerinin kullanıcı isteğine göre ayarlanabilmesi v da alev dedektörleri de kullanılmaktadır. Özellikle transfer noktaları çelik çeşitliliği/ telli lineer ısı dedektörlerine oranla algılamanın çok daha hızlı olmasıdır. Algılama sisteminin gibi, kömürün konveyöre giriş/çıkışının yapıldığı ve ekipman detaylı olarak izlenmesi gerektiği durumlarda, bilgisayar ekranı üzerinden grafik arayüzü ile sensö yoğunluğu bulunan noktalarda alev dedektörlerinin kullanımı, hızlı ve kablo üzerindeki sıcaklık değişimleri anlık olarak takip edilebilir. etkili olarak ilave koruma sağlayabilir. Isı enerjisini kızılötesi ve/veya
morötesi ışık spektrumunda inceleyerek algılama yapan alev dedektörlerinin seçimi ve yerleşimi, konumlandırılacağı bölgenin fiziksel ortam koşullarına ve üreticinin belirttiği teknik özelliklere göre yapılmalıdır.
Kömür konveyörlerinde sıklıkla birincil algılama elemanı olarak kullanılan lineer ısı dedektörleri ile Kömür konveyörlerinde sıklıkla veyöre giriş/çıkışının yapıldığı ve beraber, gerekli görülen durumlarda alev dedektörleri de kullanılmaktadır. Özellikle transfer noktaları birincil algılama elemanı olarak ekipman çeşitliliği/yoğunluğu gibi, kömürün konveyöre giriş/çıkışının yapıldığı ve ekipman çeşitliliği/yoğunluğu bulunan noktalarda kullanılan lineer ısı dedektörleri bulunan noktalardaIsı alev dedekalev dedektörlerinin kullanımı, hızlı ve etkili olarak ilave koruma sağlayabilir. enerjisini kızılötesi ilemorötesi beraber, görülen dutörlerinin hızlı ve etkili ve/veya ışık gerekli spektrumunda inceleyerek algılama yapan kullanımı, alev dedektörlerinin seçimi ve rumlarda alev dedektörleri de ortam olarak ilaveve koruma sağlayabilir. yerleşimi, konumlandırılacağı bölgenin fiziksel koşullarına üreticinin belirttiği teknik özelliklere göre yapılmalıdır. Özellikle transkullanılmaktadır. Isı enerjisini kızılötesi ve/veya fer noktaları gibi, kömürün konmorötesi ışık spektrumunda in-
Resim 3: Konveyör Bandı Boyunca Lineer Isı Dedektörlerinin Konumlandırılması Örneği
celeyerek algılama yapan alev dedektörlerinin seçimi ve yerleşimi, konumlandırılacağı bölgenin fiziksel ortam koşullarına ve üreticinin belirttiği teknik özelliklere göre yapılmalıdır.
Kömür konveyörlerinde kurulacak olan yangın algılama sistemi ekipmanlarının, konveyörün çevresel şartlara ve tehlikeli bölgelerde kullanımla ilgili koruma sınıflarına uygun seçilmesi ve tesisatın da bu sınıflara uygun olacak şekilde yapılması, sistem cihazlarının sağlıklı olarak çalışmaya devam edebilmesi açısından son derece önemlidir. Yangın algılama sistemi anlık olarak ihtiyaç duyulan bir sistem olduğundan, sistemin işleyişini kontrol etme amaçlı, işletme yetkilileri tarafından yapılacak olan haftalık ve aylık kontroller, tesisin korunmasındaki sürekliliği belirleyecek, yıllık periyodik bakımların eksiksiz ve gecikmesiz olarak yaptırılması sonucunda sistem seneler boyunca ilk günkü performansından ödün vermeden çalışmaya devam edecektir.
Resim 3: Konveyör Bandı Boyunca Lineer Isı Dedektörlerinin Konumlandırılması Örneği
Resim 4: Konveyör Bandı Üzerine Alev Dedektörleri Konumlandırılması Örneği
Son yıllarda CCTV teknolojisinde olan CCTV sistemine bağlı kamerSon yıllarda CCTV teknolojisinde atılan büyük adımlar, yangın algılama sistemlerinde dedektör olarak alar, ufak yazılımsal ve donanımatılan büyük adımlar, yangın alkameraların kullanılmasına olanak tanımıştır. Her geçen gün gelişen teknoloji sayesinde kameraların gılama sistemlerinde dedektör sal ilavelerle, birincil işlevini yitirbir yangın algılama elemanı olarak kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır. Kömür konveyörleri gibi olarak kameraların kullanılmasına meden yangın algılama sistemi güvenliğin en üst seviyede olması gereken bölgelerde bu teknoloji, doğru kullanıldığı takdirde çok olanak tanımıştır. Her geçen gün dedektörlerine dönüşebilir. Termal etkili bir çözüm olabilir. Gözetleme sistemi olarak kullanım halinde olan CCTV sistemine bağlı gelişen kamergörüntüleme ile ısıyangın ve duman kameralar, ufak teknoloji yazılımsal vsayesinde e donanımsal ilavelerle, birincil işlevini yitirmeden algılama alsistemi gılaması yapabilen bu kameralar aların bir yangın algılama elemanı dedektörlerine dönüşebilir. Termal görüntüleme ile ısı ve duman algılaması yapabilen bu kameralar olarak anda hemve sgözetleme, aynı anda hem kullanımı gözetleme, giderek hem de ayaygınlaşlgılama sisteminin baynı ir parçası olabilir isteme gelen hem bir yangın deolay algılama bir parçası konveyörleri gibiincelenerek, alarmı maktadır. durumunda Kömür kameranın verdiği görüntü yerine gsisteminin itmeden yangının gerçek olup güvenliğin en üst seviyede olması olabilir ve sisteme gelen bir yangın olmadığı tespit edilebilir. gereken bölgelerde bu teknoloji, alarmı durumunda kameranın verdiği görüntü incelenerek, olay doğru kullanıldığı takdirde çok etKömür konveyörlerinde kurulacak olan yangın algılama sistemi ekipmanlarının, konveyörün çevresel kili bir çözüm olabilir. Gözetleme yerine gitmeden yangının gerçek şartlara ve tehlikeli bölgelerde kullanımla ilgili koruma sınıflarına uygun seçilmesi ve tesisatın da bu olup olmadığı tespitçalışmaya edilebilir. sistemi kullanım halindesistem cihazlarının sınıflara uygun olarak olacak şekilde yapılması, sağlıklı olarak devam edebilmesi açısından son derece önemlidir. Yangın algılama sistemi anlık olarak ihtiyaç duyulan bir sistem olduğundan, sistemin işleyişini kontrol etme amaçlı, işletme yetkilileri tarafından yapılacak olan haftalık ve aylık kontroller, tesisin korunmasındaki sürekliliği belirleyecek, yıllık periyodik bakımların eksiksiz ve gecikmesiz olarak yaptırılması sonucunda sistem seneler boyunca ilk günkü performansından ödün vermeden çalışmaya devam edecektir.
MAKALE PAZAROLA
BU 6 İŞLETME KİTABINI OKUMANIZ ŞART
İ
ş dünyası sürekli değişmekte ancak başarılı bir girişimcinin dehası hep aynı kitaplardan esin almakta. Her şirket kurucusu için bu klasikler okunması şart kitaplar arasında anılmakta. Yaz tatili; İşini kurmanın ilk safhalarında olan girişimciler ve hızlı büyüyen bir şirketi yönetenler için bu iki kelime hiç biraraya gelmiyor olabilir ancak kabul etseniz de etmeseniz de yazın işler yavaşlar, beraber çalıştığınız tedarikçiler tatile çıkar, iş arkadaşlarınız seyahat eder, işlerde duraklamalar, gecikmeler olur. Tatile çıkanlardan biri olsanız da, iş seyahatleri arasında kendinize ancak birkaç saat ayırıyor olsanız da, kendi işletmenize yardımcı olacak işletme klasiklerini okumak için zaman ayırmanız yararlı olacaktır. Günümüzün iş trendlerini ve
modern işletme teorilerini detaylandıran kitaplara gömülmek yerine, klasiklerden ilham almak çok daha sağlam bir görüş kazanmanıza yardımcı olacaktır. Evet, bu kitapların dijital odaklı pazarlama planları veya leanmetodolojinin yararlarıyla ilgili bilgi vermeyeceği doğrudur ancak zaman aşımına uğramayıp halen günümüzün iş realitelerini yansıttıklarına kimi zaman şaşkınlıkla kimi zaman hafif bir gülümsemeyle şahit olacaksınız. Bu klasikler,özellikle girişimcilerin hep arka ceplerinde tutmaları gereken altın değerinde tavsiyeleri içerir. İşte, Inc.com’un sayısız başarılı girişimcinin proses yönetimini, büyüme yol haritalarını ve pazarlama stratejilerini bu temeller üzerine kurduğu, işletme dünyasının, strateji ve inovasyonun altın standartlarını belirleyen 6 klasiği:
1. İçinizdeki Girişimciyi Uyandırın (The E Myth) Bir işletme imparatorluğuna dönmüş bir işletme kitabı. Eğer işletme yüksek lisansı yaptıysanız, bu kitabın zorunlu olarak okuduğunuz kitaplardan biri olması muhtemeldir. İçinizdeki Girişimciyi Uyandırın adıyla Türkçeleştirilen bu kitap kendi işini kurma ve büyütme konusunda yaygınlaşmış mitleri ve varsayımları ele almakta. Girişimler nasıl bir yolculuktan geçmekte? Kitap; fikir aşamasından emekleme dönemine, büyüme sancılarına ve olgunlaşma dönemine ışık
tutmakta ve bu yolculuğu betimlerken her girişimcinin içinde bulunan üç kişiliği anlatmakta: Girişimci, Teknisyen ve Yönetici. Girişimci hayalperesttir, yenilikleri tayin eder, yıldızlara ulaşmayı hayal eder. Girişimci gelecekte yaşar, anı yaşamak yerine gelecekte nelerin olabileceğini planlar, öngörür, hep ileriye bakar. Çoğu zaman dünyanın ve tabii işlerin de yavaş ilerlemesinden şikâyet eder.
MAKALE Teknisyen;makinist, yazılımcı veya aşçı gibidir, kendi zanaatında uzmandır. Çoğu zaman bu insanlar sevdikleri işi yapmak için kendi işlerinin patronu olurlar. Yaptıkları işte iyilerdir, en çok işlerini yaparken keyif alırlar ve işletmenin geri kalanıyla fazla ilgilenmek istemezler. Ödenecek faturalar, maaşlar, ofis yönetimi pek de umurlarında değildir. Tabii ki böyle bir şansları yoktur, sadece işlerine bakıp işletmenin dönmesini sağlayan diğer işleri yok saymakla kendilerini başarısızlığa mahkûm ederler. Yönetici detay odaklı olandır, i'ye noktayı koyan, t'ye tresini çeken, faturaları takip eden, çevresindeki dünyayı organize eden, tatsız sürprizlerin önüne geçmeye çalışan O'dur, iş dünyasının düzenli ve tahmin edilebilir bir şekilde ilerlemesine gayret eder. Tüm bu profiller, her girişimcinin içinde belli oranlarda bulunur, kişi kimi zaman girişimci kimliğiyle geleceği planlar, kimi zaman bir teknisyen olarak âşık olduğu işi yapar başka hiçbir şeye kafa yormak, bölünmek istemez, bazen de yönetici kimliğine bürünüp herşeyi kontrol etmek ister. Bu ikonlaşmış kitabı özellikle de işletmeniz yeni bir oluşum içindeyken okumalısınız.
2. Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı Stephen R. Covey’nin en çok satanlar listesinden inmeyen kitabı, bağımsızlık, dayanışma, sürekli geliştirme gibi kavramları iş dünyasına kazandırmıştır. Covey’in dehası bu kavramların sadece iş dünyasına değil, genel olarak yaşama başarılı bir şekilde uygulanabilmesidir. Hedefler koymak, küçük ancak emin adımlarla ilerlemek, insanları anlamak ve sürdürülebilir uygulamalar yürütmek için insanları iyi dinlemek başarılı ve mutlu bir hayatın gerekleridir.
3. Dost Kazanma ve İnsanları Etkileme Sanatı Dale Carnegie’nin 1936 yılında kaleme aldığı şaheseri satışçıların kutsal kitabı haline gelmiştir. Girişimcilerin ilk kitabı olarak da görülen bu kitap, iş yaparken sevilen insan olmanın önemini vurgular. Eleştirmenlerin çoğu bu kitabı bir manipülasyon rehberi olarak görmüş ve kötülemiştir ancak Carnegie’nin satıcının hedef kitlesini tanıması konusundaki ısrarcılığı öne çıkan en önemli prensiplerden biridir. Başkalarının düşüncelerine saygı göstermek, olaylara başka bir bakış açısından bakabilmek, başkalarının kendileriyle ilgili konuşmasını desteklemek. Bugün pazarlama departmanlarının ürünleri için oluşturdukları persona veya hedef kitle profillerinin temellerini oluşturur. Kitap seneler içinde birçok kez güncellenmiş ve son dönemdeki dijital gelişimleri yansıtan versiyonu da kitapçılarda yerini almıştır.
MAKALE
4. İyiden Mükemmel Şirkete Kitabın yazarı JimCollins şirketlerin nasıl ortalama olmaktan mükemmele geçtiğini anlatır. Nasıl bazı şirketler hızla büyür, başarıdan başarıya atlar? Collins bu soruyu enine boyuna tartışırken, şirketlerin içinde bulundukları faktörlere odaklanır. Nedir bu faktörler? En makro seviyede, doğru insanlarla çalışmak, ana iş alanlarına hâkim olmak ve disiplin. Özdisiplinli doğru insanları işe alın ve onları değil, sistemi yönetin. İyi, mükemmelin düşmanıdır çünkü çoğu yönetici iyiyle yetinmekten yanadır, iyiyi mükemmele taşımak için risk almak isteyen az sayıda lider vardır. Ancak unutulmamalıdır ki, iyiyi mükemmele dönüştürmek mümkündür. Collins’in yarattığı en önemli değer, şirketin en önemli kaynağının çalışanları olduğunu birçok farklı örnekle vurgulaması ve kurduğu iyiden mükemmele dönüşüm döngüsü içine oturtmasıdır. “Önce Kim Sonra Ne” kavramı içerisinde, doğru insanlarla çalışmanın başarının mihenk taşı olduğunu vurgular. Şirketin doğru insanları içine katması, yanlış insanlardan zaman kaybetmeden kurtulması gereklidir. Nitelikten çok kişilik ve kurum kültürüne uygunluk ön planda tutulmalı, yönetimdeki değişiklikler mümkün olduğunca içerden terfi yoluyla doldurulmalıdır.
5. Mor İnek SethGodin’in Mor İneği pazarlama kitapları arasında boğulduğumuz bu dönemde bile kalabalığın arasından çıkıp göze çarpmayı başarır; aynen kitabın okuyucularına verdiği dersler gibi. Kısa bir roman uzunluğunda, hızla okunan kitaptaki ana mesajları hatırlamak için bir deftere not almanıza gerek yoktur. Mor İnek Godin’in yeni ürüne veya hizmete verdiği isimdir. Mor İnek farklılaşmayı temsil eder. Farklı olun, risk alın ve evet farklı olmaktan çekinmeyin, ana mesajları oluşturur. Markanızın mesajı farklı olsun, geleneksel yöntemleri zorlayın, yaratıcı olun, herkesin gitmediği yoldan gidin Godin’in sıklıkla vurguladığı konu başlıkları arasındadır.
6. Atlas Silkindi AynRand’in felsefesi hakkında ne düşünürseniz düşünün, hikâyesinde yaratıcılığın gücüyle ilgili öğrenilecek çok şey vardır. AynRand kitabında der ki: “Benim felsefem, özünde, hayattaki ahlaki amacı kendi mutluluğunu bulmak olan, varlığının tek amacı ve en yüce eseri olarak yaratıcı üretkenliğini gören kahramansı bir varlık, bir insan konseptidir.” Atlas Silkindi’nin ana teması insan aklının toplumdaki rolüdür. İnsan yaratarak, keşfederek, topluma yenilikler kazandırarak yaşama sevincini bulur, gelişir, topluma yarar sağlar.
YENİ ÜRÜN
122
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
MAKALE
İş Dünyasında İş Ahlâkı Uygulamaları
H
er geçen gün canımızı sıkan, üzüntü duyduğumuz çok sayıda haber arasında iş ahlâkıyla ilişkili olanlar düşünüldüğünde hiç de azımsanamayacak kadar fazla bir oran teşkil ettikleri görülebilir. Dünya ölçeğinde ve Türkiye özelinde bugünlerde
sıkça konuşulan, haber konusu olan ve kamuoyu gündeminde yer alan; küresel ısınma, çevreye zararlı atıklar, açlık ölümleri, rüşvet skandalları, hammadde ve enerji kaynaklarını elde etme adına ortaya konan skandal uygulamalar, görevi kötüye kullanma, haksız kazanç peşinde koşma, sağlıklı olmayan
iş ortamlarında işçi çalıştırma, çocukları sağlıksız biçimde ve uygun olmayan ağır işlerde çalıştırma, müşteri bilgilerini kişisel amaçlarla sızdırma vb. konulara bakıldığında, iş ahlâkına ilişkin konuların ve bunların etkilerinin insanların geleceği adına çok önemli bir yekûn tuttuğu anlaşılmaktadır. Bu bölüm-
MAKALE yasal, politik ve ekolojik olmak üzere makro çevre faktörlerinden etkilendiği gibi, işletme uygulamaları da dış çevreyi etkileyebilir. Zararlı atıklar, kültürel yozlaşmayı hızlandıran mesajlar ve ürünler, yasal boşluklardan yararlanarak zararlı ürünlerin piyasaya sunulması ya da politik lobicilik yapılarak toplumsal kaynaklara ucuz yolla ulaşılması veya haksız rekabetle tüketicilerin yüksek fiyatlar ödemek zorunda bırakılması mümkün olabilir. Bu kısımda işletmelerin dış çevreye etkileri bu çerçevedeki başlıklar halinde örneklendirilmektedir.
Doğal çevreye etkiler
İşletmeler kar amaçlarını elde etmek amacıyla insanlığın kaynaklarını kullanmaktadırlar. Bu kaynakların başında doğal çevre gelmektedir. İşletmeler üretim yaparken kullandıkları enerji ve teknoloji ile doğal dengeye bilerek ya da bilmeyerek müdahale etmiş olmaktadırlar. Bunun sonucu olarak doğal yaşamda önemli değişimlerin yaşanmasına neden olabilmektedirler. Bu değişimlerin bazıları insanlığı ya da çevredeki doğal hayatı geri dönülmez noktalara götürebilmektedir.
İşletme ve Çalışanların Doğal Çevreye Etkileri
de raporun asıl amacına uygun olarak iş dünyasında yaşanan iş ahlâkına ilişkin konu başlıkları ve ayrıntıları işletme dışı ve işletme içine yönelik olmak üzere iki ana başlıkta açıklanmıştır.
İşletmelerin Dış Çevreye Etkileri
İşletmelerin kararları ekonomik, teknolojik, sosyal, kültürel,
• Zararlı atıklar için önlem almama • Aşırı ve çevreye zararlı ambalaj kullanma • Su kaynaklarının israf edilmesi ve kirletilmesi • Küresel ısınmayı tetikleyen faaliyetler • İnsan sağlığını tehlikeye atan uygulamalar İstanbul Tuzla’da Nisan 2006’da ortaya çıkarılan zehirli atık dolu variller ülke gündemini
bir süre işgal etmiştir. Ortaya çıkarıldığında kimsenin sahip çıkmadığı atıkların “hem yeraltında hem de denizde yaşayan canlılar için büyük bir tehdit oluşturduğu ve bu varillerin içindeki atıkların yeryüzüne çıkarıldıktan sonra imhasının ise ayrıca bir maliyet gerektirdiği”, dönemin Çevre ve Orman Bakanı tarafından açıklanmıştır. Doğal su kaynaklarını kullanarak kurumasına yol açan kamu kuruluşları ve özel sektör kuruluşları aynı zamanda atmosfere saldıkları sera gazları yoluyla da küresel ısınmaya katkıda bulunmaktadır. Dünyada bulunan 9 bin ağaç türünden 3 bini sadece ülkemizde bulunmaktadır. Dünyanın kuş göç yollarından ikisi Anadolu toprakları üzerinden geçmektedir. Kirlenen ve kuruyan göller, kirlenen toprak ve ısınan hava ağaçların ve kuşların yaşamasına imkân tanımayacak hale gelmektedir. Ülkemizde bulunan ve doğal kuş cenneti olarak adlandırılan bazı göllerin kurumuş olması nedeniyle kuşların buralara gelmedikleri gözlenmektedir. Başka bir ifadeyle ülkemizde doğal kaynakları kullanarak doğal çevreyi etkileyen iş dünyası aslında sadece ülkemizi değil tüm dünyayı etkilemektedir. İfade etmek gerekir ki, iş dünyası çevreyi kirlettiğinin farkındadır. Ancak bazı iş adamları çevreyi kirletmenin getirdiği sorumluluktan kaçarken bir kısmı da çevreyi kirletmenin sorumluluğunu üstlenmektedir. Bu bilince sahip bazı iş adamlarımız bu amaçla sosyal sorumluluklarının bir gereği olarak çevreyi koruma ve geliştirme faaliyetlerine destek olmaktadır. Bu amaçla değişik kurum ve kuruluşlar tarafından çevreye duyarlılığı artırmak amacıyla çevre ödülleri verilmektedir. Sanayi
MAKALE işletmelerinin çevreye bıraktığı katı, sıvı ya da gaz atıklar özelikle büyük kentlerde günlük yaşamı doğrudan etkilemektedir. İşletmeler tarafından üretilen ürünler, ya da ürünlerin korunmasında kullanılan ambalajlar, insan ve çevre sağlığına yönelik tehdit içermektedir. Plastik gibi işlemesi kolay ve nispeten ucuz; ancak kanserojen madde içeren ve geri dönüşümü zor ürünlerin kullanımının yaygınlığı bazı sivil toplum kuruluşlarının bilinçlendirme çalışmalarına rağmen gittikçe artmaktadır. Ürünlerin içinde yer alan ve daha uzun süre dayanmasını sağlamak için, renk vermek için ya da tat vermek için kullanılan katkı maddeleri de hem çevreye hem de insan sağlığına önemli bir tehdit unsuru olarak bilinmektedir. Dünya Sağlık Örgütü ( WHO) ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun (UAEK) Cenevre’de düzenlediği seminerde, 2005’te 7,6 milyon kişinin kanserden öldüğü ve bu sayının 2020’ye kadar iki kat artabileceği ifade edilmiştir. Kanser nedeniyle ölümlerin artmasının tüketilen ürünlerle de ilgili olduğunu söylemek bilinen bir durumu tekrar etmekten başka bir şey değildir. İşletmeler arası rekabette öne geçmek için henüz olgunlaştırılmamış, yan etkilerinden arındırılmamış ürünlerin tüketicilerin kullanımına sunulması gibi durumlar, gerek elektronik sektöründe, gerekse ilaç sektöründe yaygın olarak kullanılmaktadır. Elektronik ürünlerin (örneğin cep telefonları) içerdiği kurşun ve plastik gibi zararlı maddelerin yanında yaydığı radyasyonla da zarar verici durumdadır. 2008 yılı başlarında
ülkemizde de çok yaygın olarak kullanılan çocuk ilaçlarının Avrupa’nın bazı ülkelerinde kullanımının yasaklanması, işletmelerin ne kadar sorumsuz davrandığını göstermektedir. İşletmeler çevreye verdikleri zararı mümkün olduğunca gizlerken, çevreye duyarlılık gösterdikleri konuları mümkün olduğunca çok insan tarafından duyulması için çaba harcamaktadır. Bu tür bir yaklaşım işletmelerin halkla ilişkiler anlayışının bir gereği olarak düşünülmekte olup, iş ahlâkı açısından değerlendirilmelidir.
Sosyo-Kültürel Çevreye Etkiler
İşletmelerin doğal çevreye etkisi gözle görülebilmektedir. Farklı tarihlerde çekilmiş iki fotoğraf karesi doğal çevreye olan etkiyi ölçme konusunda yeterince bilgi verebilmektedir. Ne var ki işletmeler sadece fiziki çevreyi etkilemekle kalmamakta aynı zamanda insanın yaşamını da etkilemektedir. Kısa sürede zengin olma hırsı taşıyan iş adamlarının, amaçlarına ulaşmak için kullandığı yöntemlerde sınır bulunmamaktadır. Rüşvet, yolsuzluk, haksızlık, tehdit gibi; adı anıldığında bile kötülüğünden şüphe duyulmayan fiilleri işleyen iş adamları, yönetici ve çalışanların varlığı ve bunların bazılarının daha sonra amaçlarına ulaşmış olmaları, Türk insanının adalet duygusuna zarar vermektedir. Yapılan bu tür olumsuz fiillerin herhangi bir cezai müeyyide ile karşılaşmamış olması da diğer insanlar üzerinde özendirici bir etki yapmakta ve herkes köşeyi dönme sırasının kendisine gelmesini beklemek-
tedir. Bu aşamada farklı dünya görüşlerine sahip her insanın başına birer polis dikmekle bu tür fiillerin önünü kesmek mümkün gözükmemektedir. Bu nedenle kişilerin vicdani sorumluluklarıyla baş başa kaldıkları anlarda nasıl davranacaklarını ve davranmaları gerektiğini öğretecek önlemlerin alınmasında fayda görülmektedir.
Sosyal ve Kültürel Değerlerin Aşınması • Toplumsal değerlerin yok sayılması • Kültürel yozlaşmaya yol açan uygulamalar • Ahlâki değerlere aykırı reklamlar • Rüşvet, yolsuzluk ve haksız kazanç peşinde koşma
Bir işletmede ahlâki kuralların varlığı ve uygulama biçimleri, kavrama düzeyi farklı pek çok kişiyi farklı düzeylerde etkilemektedir. Bir kısmı ilk defa iş dünyasına girdiği bir işletmede amaca ulaşmak için her yolun meşru olduğunu öğrenirken bir başkası “başkalarının omzunda nasıl yükselebileceğini” görerek örnek alabilmektedir. Tam tersine ahlâki ilkelerin uygulandığı bir işletmede iş dünyasıyla tanışan bir başka kişi ise iş ahlâkı kurallarını iş hayatının gereği olarak öğrenmektedir. Köyden kente göçün bir sonucu olarak, kentli yaşama biçimini öğrenen toplum kesimlerinde olumsuz davranışların yaygınlığı göze çarpmaktadır. Yaşamak için yeni kurallara ihtiyaç olan toplum alanlarına dahil olan insanımız gördüğü ya da duyduğu ilk davranış biçimini doğru olarak kabul edebilmektedir. Bu
MAKALE durumla karşılaşmamak için insanın ahlâki düşüncesinin daha önceden oluşturulmasına gerek vardır. Bunun oluşturulma yeri ise aile ve okuldan başlamaktadır. Ancak aile ve okul yalnız kaldığında da dürüst ve insanlığa faydalı olma ilkelerinin geçerli olması konusunda dinin yardımına ihtiyaç duymaktadır. Uluslararası Şeffaflık (Transparency International) adlı sivil toplum örgütünün 2011 yılı içinde yayınlanan raporuna göre 0-10 ölçekli değerlendirmede 4.2 puan alan Türkiye pek çok ülkenin gerisinde kalmaktadır. Bu alanda Danimarka 9.4, Finlandiya 9.4 ve İsveç 9.3 puan ile Avrupa ülkeleri arasında yolsuzlukla en iyi mücadele eden ülkelerdir. Yolsuzluk, kurallara uymama biçiminde ortaya çıkarken kurallara uymayanları görenlerin bu duruma müdahale edip etmemeleri de önemli bir konu olarak önümüzde durmaktadır. Çevreye zarar veren bir fabrika bacasının “çevreye zarar verdiğini” bizzat gidip söylemek, bir kamu kuruluşuna bildirmek, çeşitli bahanelerle kaçınılan davranışlar arasındadır. Çekinmek, nemelazımcılık, jurnalci olarak anılmaktan çekinmek gibi nedenlerle bu tür uyarıların yapılmasından kaçınılmaktadır. Tarihe bakıldığında ahlâki değerlerin yüksek olduğu toplumların aynı zamanda müreffeh ülkeler olarak yaşadıklarını söylemek mümkündür. Adaletin sağlandığı toplumlar daha uzun yıllar ayakta kalmışlardır. Bunun tam tersi de doğrudur. Yolsuzluk ve adaletsizliğin yaygın olduğu toplumların ömürleri de uzun sürmemektedir. İş ahlâkı konusunda belki en çarpıcı örnek Medyen halkının durumudur.
Kur’an-ı Kerim’de anlatıldığına göre “ölçüde ve tartıda hile yapma suçu” nedeniyle helak olmuşlardır. İş ahlâkını eksik olduğu toplumların dışarıdan bir müdahaleye gerek kalmaksızın kendi kendine bozulma nedeniyle zaman içinde yok olma tehdidiyle baş başa kalacağını söylemek bir kehanet olmayacaktır. İnsanın temel özelliklerinden birisi de en az çaba ile en çok kazancı elde etme isteğine sahip olmasıdır. Bu durum yönetim bilimlerinde “say-ı akal kanunu” olarak isimlendirilmektedir. Bu durumun sonucu olarak “çok kazanma hırsı ile haksızlık yapmama arasında yaşanan paradoksta net olarak haksızlık yapmamayı seçecek insanların sayılarının artması gerekmektedir. Ama bu insanların zaaflarıyla birlikte bir “insan” olduğu unutulmamalı bu nedenle ahlâki zaafların kullanılabileceği ve insanın vicdanıyla baş başa kalacağı durumlar mümkün olduğunca azaltılmadır. Avrupa ülkelerinde olduğu gibi toplumsal otokontrol mekanizması geliştirilerek ahlâki olmayan davranışlar da yavaş yavaş ortadan kaldırılmaya çalışılmalıdır. Bu noktada sivil toplum örgütlenmelerinin önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır. 1980 sonrası ülkemizde hızlı para kazanma düşüncesiyle ortaya çıkan bankerler, hayali ihracatçılar büyük ölçüde kısa zamanda zengin olma amacı taşıyan ancak ülke menfaatlerinin neyi gerektirdiği konusunda yeteri kadar bilgi ve bilince sahip olmayan, günün birinde bunların hesabını vermek zorunda kalacaklarını hesap edemeyen iş adamlarıdır. Bu tür
kişiler ortaya çıkan “kısa sürede yüksek kazanç fırsatlarını” değerlendirmek isteyen kişilerdir. Sonraki tarihlerde bunların daha profesyonellerinin ortaya çıktığı görülmüştür. Sahibi olduğu bankanın içini boşaltarak batıran ve bu şekilde kazançlı çıkmayı hesap eden daha bilinçli dolandırıcılar, icraatlarıyla toplumumuzun adalet duygularının zayıflamasına yol açmıştır. Belki bu zarar halktan haksız yere aldıkları milyar dolarlarla ifade edilen zarardan daha büyüktür. Sadece birkaç kişiden oluşan “banka batıranlar” grubu, kendi kazançları adına milyonlarca tasarruf sahibini zor durumda bırakmayı göze almışlardır. Bu olaylar sonuçta Türk toplumunda karşılıklı güvenin zayıflamasına yol açmıştır. İşletmelerin çeşitli sosyal sorumluluk projeleriyle içinde faaliyet gösterdikleri toplumun sosyal ve kültürel açıdan gelişmesine katkıda bulunmamaları önemli bir gerekliliktir. Bu sorumluluk evrensel ahlâkın getirdiği bir sorumluluk olduğu kadar işletmelere yönelik toplumsal beklentilerin de bir gereğidir. 2012 yılında yapılan bir araştırmaya göre Türk toplumunun işletmelerden en çok bekledikleri sosyal sorumluluk alanlarının başında %28 ile “eğitim ve öğretime katkıda bulunulması” gelmektedir. Bunu % 21 ile “sağlık hizmetlerine destek sağlanması” ve %12 ile “çevre ve doğanın korunmasına destek olunması” izlemektedir. Araştırmaya katılanların %37’sinin iş dünyasının kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerinden haberdar olduklarını belirtmeleri ise bu tür çabaların toplum tarafından ilgiyle izlendiğini göstermektedir.
ARMATÜR
Ideal Standard Satış ve Pazarlama Direktörü Emre Kılıç
“TÜKETİCİ ARTIK TASARIM VE FONKSİYONELLİK ARASINDAKİ DENGEYİ TAMAMLAYAN ÜRÜNLER ARIYOR” 30’dan fazla ülkede 10 bin çalışanı ile banyo ürünlerinde marka olan Ideal Standard Satış ve Pazarlama Direktörü Emre Kılıç ile Nalbur Teknik dergisine özel gerçekleştirdiğimiz söyleşide armatür sektörüne özel bilgiler aldık. Kılıç: “Hepimiz banyolarımızda estetik, şık ve konforlu bir yaşam alanı sahip olmak istiyoruz. Tüketi̇ci ̇ artık tasarım ve fonksi ̇yonelli ̇k arasındaki ̇ dengeyi ̇ tamamlayan ürünler arıyor. ” dedi.
128
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
***Nalbur Teknik Temmuz sayısında, yayınlanan Ideal Standard röportajında Satış ve Pazarlama Direktörü Emre Kılıç yerine ‘Ahmet Turan Karaca’ ismi ve titri kullanılmıştır. Bu yanlışlıktan dolayı röportajı düzeltilmiş hali ile yeniden yayınlıyoruz.
Ürün gamınızdan bahseder misiniz? 2016’da özellikle öne çıkan ürününüz ve özelliği neler oldu? Ideal Standard; banyo ve mutfak armatürlerinden vitrifiye seramik ürünlerine, duş sistemlerinden gömme rezervuar sistemlerine, banyo mobilyasından akrilik ürünlere kadar tüm banyo ekipmanlarında hizmet veren, tek marka ile banyodaki tüm ihtiyaçları karşılayan uluslararası marka olma özelliğini taşıyor. Devrimsel nitelikteki birçok yeniliği sektöre kazandırmış bir marka Ideal Standard. Örneğin bataryalardaki Seramik Kartuş, Click
Kartuş, IdealPure, BlueStart, Coolbody teknolojilerinin ilk yaratıcısı Ideal Standard oldu. Yine kanalsız klozetin de mucidi Ideal Standard'dır. Son olarak Ideal Standard yine devrim niteliğinde bir inovasyona imza atarak hayata geçirdiği Aquablade teknolojisi ile dünyada bir ilki gerçekleştirdi. “Microslot" teknolojisinin kullanıldığı Aquablade ile, su tıpkı bir şelale gibi tüm hazneye eşit olarak dağılmakta, klozetin arka, ön ve yan olmak üzere tüm bölgelerine ulaşarak, %100 temizlik ve hijyen sağlıyor. Böylece yıkanmamış alanlar bırakan geleneksel klozetlerden ve yeni nesil kanalsız klozetlerden %20 daha iyi bir performans sergiliyor. Su perdesi şeklindeki kanal tasarımı ile türbülansı azaltıp yıkama per-
formansını maksimize ederek aynı zamanda daha sessiz bir yıkama imkanı sunan Aquablade, klozet kapağının oturma kısmı kapanınca su çıkış kanalı hiçbir şekilde gözükmediği için estetik açıdan da farkını ortaya koyuyor.
Türkiye içerisinde üretim gücü ve kapasitenizden bahseder misiniz? Ideal Standard 200 yıllık geçmişi, 30’dan fazla ülkede 10 binden fazla çalışanı ile banyo ürünlerinde dünyanın lider markasıdır. Merkezi Belçika / Brüksel olup, 9 ülkede 23 üretim tesisine sahiptir. Geçtiğimiz yılın Şubat ayında Ideal Standard International ile ECE Holding, süregelen iş birliklerini bir adım daha ileriye taşıyarak, Türkiye faaliyetlerini
ARMATÜR
130
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
Ideal Standard Yapı Malzemeleri A.Ş. adı altında ortaklığa dönüştürdü. İlk olarak 2005 yılında Ideal Standard markasına fason üretim yapan, daha sonra 2007 yılında markayı "tek yetkili dağıtıcı" olarak Türk pazarı ile tanıştıran ECE, Ideal Standard Türkiye ofisi olarak Ideal Standard ve Jado ürünlerinin Türkiye ve Kuzey Kıbrıs pazarında satış ve dağıtımını üstlenmiş oldu. Şu an Türkiye'de 71 satış noktasına sahibiz. Hedeflerimiz doğrultusunda günden güne büyümeye ve var olan satış noktalarımıza yenilerini eklemeye devam ediyoruz.
Armatür sektöründeki tüketici ihtiyaçlarını nasıl değerlendiriyor ve firma olarak nasıl destek veriyorsunuz? Son kullanıcının satın alma tercihlerini etkileyen sebepler nelerdir? Türk tüketicisi artık çok daha bilinçli. Tasarrufa daha çok önem vermekte, üstün teknolojiye sahip inovatif ürünleri daha çok tercih etmekte. Teknolojik özellikleri mükemmel tasarımla birleştiren ürünler revaçta. Bu hepimiz için geçerli. Hepimiz banyolarımızda estetik, şık ve konforlu bir yaşam alanı sahip olmak istiyoruz. Tüketici artık, tasarım ve fonksiyonellik arasındaki dengeyi, konforu ve tüm banyo ürünleriyle bütünleşerek birbirini tamamlamayan ürünleri arıyor. Ideal Standard’ın dünyada 7 mükemmellik ofisi bulunuyor ve bu ofislerde 140 mühendis çalışıyor. Yeşil üretim ve çevreci çalışmalar konusunda dünya çapında takip ettiğimiz ciddi çalışmalarımız var. Bu çalışmalara Türkiye'de de hız verdik. Tüm dünyada olduğu gibi su
tüketimi Türkiye gibi zengin doğal kaynaklara sahip olan bir coğrafya için de artık son derece önemli. Kaynaklarımız azalıyor. Ürünlerimizin tümü çevreye saygılı, insanı düşünen ve yaşamı koruyan ürünler. Bilinçlenen üretim ve dağıtım zihniyeti ile birlikte tüketicilerimizi de bu konuda daha dikkatli olmaya çağırıyoruz.
2016 yılı hedeflerinizden bahseder misiniz? Şu an Türkiye'de 71 adet olan satış noktasını 5 yıl sonunda 100'ün üstüne çıkarmayı hedefliyoruz. Müşteri hizmetlerinde Türkiye'nin en iyisi olmak, dünyadaki tüm pazarlarda liderlik ettiğimiz inovasyon odaklı ürünlerle Türk tüketicilerini de tanıştırmak ve markamızın bilinirlik ve beğeni oranını artırarak Türkiye'deki değerini yükseltmek diğer hedeflerimiz arasında yer alıyor. Türkiye'de banyo çözümlerinde mükemmel hizmetin, kalitenin ve lüks tüketimin lider markası olacağız diyoruz. Pazarda hızlı ve sağlam büyümek, fırsatları yakalamak ve boşluğu doldurmak üzere hareket edeceğiz. Bu amaçla daha büyük projelere yani prestijli konut projelerine, otellere ve benzer büyük yapılara öncelik vereceğiz. Bayilik çalışmalarınızdan bahsedersek, bayilere ne gibi avantajlar sunuyorsunuz? 2016 itibari ile kaç bayiniz bulunuyor? Şu an Türkiye genelinde 71 satış noktamız bulunuyor. Bayilik çalışmalarımızda en önem verdiğimiz konu eğitim. Periyodik olarak, geliştirdiğimiz son teknolojileri ve yeni ürünlerimizi tanıttığımız eğitimler veriyoruz. Yeni ürünlerimizle
de teşhirlerimizi güncelliyoruz. Bayi çalışanlarımız ile bizi sürekli iletişim halinde tutan İdeal Club projesine önem veriyoruz.
İnovasyon ve Ar-Ge alanında ki çalışmalarınız nelerdir? Ideal Standard, bu alanda dünyada bir çok ilki gerçekleştirmiş bir marka. İnovasyon ve Ar-Ge çalışmaları ile sektöre yön veriyor ve liderlik ediyor. Örneğin, özellikle armatürler için geliştirilen BlueStart Teknolojisi ile eşsiz bir enerji tasarrufu özelliğini hayata geçirdik. Bu özellik, batarya kolu orta konumdayken sadece soğuk su akışını sağlayarak gerekenden fazla sıcak su tüketimini engellemiş oluyor. BlueStart Teknolojisi, hem tüketicilerin ceplerine maddi tasarruf sağlıyor hem de doğal kaynakları daha verimli kullanarak gelecek nesiller için güvenli bir ortamın alt yapısını hazırlıyor. Ayrıca su hijyeninde devrim yaratacak bir yeniliği de sektörümüze kazandırdık. Ideal Pure Teknolojisi. Bu teknoloji, içmek ve yemek pişirmek için lavabo ve mutfak bataryalarından nikel ve kurşun içermeyen su alabilmenizi sağlayan bir teknoloji. Nikel ve kurşuna temas etmeyen su akış kanallarıyla güvenli bir kullanım sağlayan Ideal Pure teknolojisi, lavabo ve mutfak bataryalarında yüksek seviyede temiz su elde edilmesini garantiliyor. Antibakteriyel borular sayesinde ise hijyen ve insan sağlığını en üst seviyede tutuyor. Armatürlerde bir diğer ilkimiz ise Click Teknolojisi. Su basıncını koruyarak suyun akışını azaltan “Click Kartuş” sistemiyle kullanıcılara %50’ye varan su ve enerji tasarrufu sunuyor.
HABER
PLASTİK MAMULLERDE DIŞ TİCARET FAZLASI 604 MİLYON DOLAR OLDU “PLASFED-Plastik Sektörü Ocak-Haziran 2016 Dış Ticaret Raporu”nu değerlendiren Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Reha Gür, “Her zaman her platformda dile getirdiğimiz gibi; geleceğin vazgeçilmez endüstriyel malzemelerinden olan plastiğe, plastik sektörüne bir an önce hak ettiği stratejik önemi verelim. Endüstri olarak hızla Ar-Ge, inovasyon ve yüksek katma değerli ürünlere geçiş için çalışmalarımızı hızlandıralım, kamu da bu yönde hızla destek vermeye başlamalı.” diyerek çağrısını yineledi.
P
lastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED), Türkiye plastik sektörünün 2016 ilk yarıyıl dış ticaretine ilişkin raporunu yayınladı. Rapora göre, ihracat pazarlarındaki olağanüstü risklere ve en büyük pazar olan Avrupa’daki sınırlı talep iyileşmesine rağmen bir önceki yıldaki ihracat seviye-
sini koruyarak miktar bazında da artış gösteren plastik sektörü; Ocak-Haziran döneminde 2 milyar 113 milyon dolarlık doğrudan ihracat gerçekleştirdi. Aynı dönemde plastik işleme makineleri sektöründe de ciddi bir artış gözlendi; plastik işleme makinesi ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 18,3 oranında arttı. Plas-
Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Reha Gür
132
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
tik mamullerde ise dış ticaret fazlası 604 milyon dolar oldu. Türkiye plastik sektörünün şemsiye örgütü Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) 2016 Ocak-Haziran dönemini kapsayan dış ticaret verilerine yönelik bir rapor yayınladı. Raporda, Türkiye’nin az sayıda dış ticaret fazlası veren sektöründen biri olan plastik mamullerde 604 milyon dolarlık dış ticaret fazlasının devam ettiği açıklandı. Türkiye’de yeterli üretim olmadığı için yapısal bir sorun olan plastik hammaddede dışa bağımlılığın sürdüğünü ortaya koyan PLASFED raporuna göre; yılın ilk altı ayı sonunda plastik mamul ihracatı, miktar bazında geçen yıl aynı döneme göre yüzde 0,8 artışla 784 bin ton düzeyine çıktı. Aynı dönemde değer bazında doğrudan ihracatı ise 2 milyar 113 milyon dolar oldu. Türkiye plastik sektörünün küresel risklerin realize olması ve ülke ekonomisinde yaşanan dalgalı seyre rağmen dış ticarette geldiği seviyeyi korumayı sürdürdüğünü ortaya koyan rapora göre, hammadde fiyatlarında yaşanan düşüş ve kur etkisiyle ihracatta değer bazında düşüş gözlendi.
Plastik işleme makineleri ihracatında artış var! Plastik sektörünün geliştirme yönünde büyük çaba harcadığı plastik ve kauçuk işleme makineleri ihracatında da hızlı bir yükseliş görüldü. Sektör, 2016’nın ilk altı ayında bir önceki yılın aynı
Katma değerli ürünlere yönelik stratejik hamlelerin yapılması gerekiyor!
HABER
Plastik Sanayicileri Federasyonu’nun (PLASFED) yılın ilk 6 ayında plastik sektörünün dış ticareti durum raporunu değerlendiren Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Yönetim Kurulu dönemineReha göre ihracatını yüzde Başkanı Gür, yayımlanan raporun Türkiye’nin yakın gelecekte yüksek katma değerli 18,3 oranında artırarak 75,2 ürünlerin üretimine yönelik stratejik hamleleri acilen yapması gerekliliğini bir kez daha ortaya milyon dolarlık ürün ihraç etti. koyduğunu belirtti. Katma değerli ürünlere yönelik
Plastik Türkiye’ye stratejiksektörü hamlelerin yapılması kazandırdığı unvanları korumak için çalışıyor! gerekiyor!
Reha Gür, “Plastik sektörümüz, Türkiye’ye dünyanın 7’nci Avrupa’nın ise 2’nci büyük plastik Plastik Sanayicileri Federasyonu’nun (PLASFED) sahip yılın ilkülkesi unvanlarını kazandırdı. Bunu korumak için çok çalışan, zor üretim kapasitesine tebrik ediyorum.” dedi. 6 ayındaaltında plastiküretim sektörünün koşullar yapan, ihracat sektörümüzü tYüksek ebrik ekatma diyorum.” edi. Kamugerçekleştiren karar alıcılarını ve sektörü değerlidmamul
dış ticareti durum raporunu bir an önce yüksek katma değerli ithalatı değil imalatı yapılmalı! değerlendiren Plastik SanayKamu karar alıcılarını ve sektörü bürünlere ir an önce yüksek kiçin atma değerli üPlastik rünlere geçiş ihracat yapmak için geçiş yapmak haremamul birim fiicileri Derneği (PAGDER) Yönekete geçme çağrısını yineleyen harekete g eçme ç ağrısını y ineleyen G ür, y aptığı d eğerlendirmede i ki o lguya d ikkat ç ekti: yatlarındaki gerilemenin pettim Kurulu Başkanı Reha Gür, Gür, yaptığı değerlendirmede rol dışı emtia fiyat endeksinde yayımlanan raporun Türkiye’nin iki olguya dikkat gerçekleşen gerilemeye yakın “PLASFED raporuna iki olgu dikkat çekici. çekti: Birincisi, ihracatımızın birim fiyatını yakın gelecekte yüksekbaktığımızda katma “PLASFED raporuna baktığımızseyrettiğini aktaran Reha Gür, değerli ürünlerin üretimine artırmamız gerekiyor. Diğer olgu ise plastik mamul ithalatımızda dikkate değer bir yükselme “İhracat birim fiyatımız yüzde da iki olgu dikkat çekici. Birinyönelik stratejik hamleleri acvar. Her zaman, her platformda dile getirdiğimiz unsuru yeniden vurgulamakta fayda var: 3, petrol dışı emtia fiyatları ise cisi, ihracatımızın birim fiyatını ilen yapması gerekliliğini bir kez Plastik geleceğin endüstriyel malzemesidir, vazgeçilmezdir. Endüstri olarak Ar-‐Ge, inovasyon yüzde 2,5 oranında geriledi. artırmamız gerekiyor. Diğer olgu daha ortaya koyduğunu belirtti. ve yüksek katma değerli ürünlere geçiş için çalışmalarımızı hızlandıralım, kamu da bu yönde Buna karşılık ithalatımızda birim ise plastik mamul ithalatımızda hızla destek vermeye başlasın.” dikkate değer bir yükselme var. fiyatlara bağlı bir yükseliş gözlenPlastik sektörü Türkiye’ye di. Yüksek katma değerli mamul Her zaman, her platformda dile kazandırdığı unvanları ithalatımızdaki kıpırdanmayı getirdiğimiz unsuruyapılmalı! yeniden Yüksek değerli mamul ithalatı değil imalatı korumakkatma için çalışıyor! birkaç yıldır gözlüyoruz; demek vurgulamakta fayda var: Plastik Reha Gür, “Plastik sektörümüz, ki emtia endüstrimizin buna ihtiyacı geleceğin endüstriyel malzemTürkiye’ye dünyanın 7’nci AvruPlastik mamul ihracat birim fiyatlarındaki gerilemenin petrol dışı fiyat endeksinde var. Altını çizerek tekrar söyleesidir, vazgeçilmezdir. Endüstri pa’nın ise 2’nci büyük plastik gerçekleşen gerilemeye yakın seyrettiğini aktaran Reha Gür, “İhracat birim fiyatımız yüzde 3, mek isterim; ithal etmek yerolarak Ar-Ge, inovasyon ve üretim kapasitesine sahip ülkesi petrol dışı emtia fiyatları ise yüzde 2,5 oranında geriledi. Buna karşılık ithalatımızda birim ine yetenekli imalatçılarımızın yüksek katma değerli ürünlere unvanlarını kazandırdı. Bunu kofiyatlara bağlı bir yükseliş gözlendi. Yüksek katma değerli mamul bu ürünleri ithalatımızdaki üretebilmesi için geçiş için çalışmalarımızı hırumak için çok çalışan, zor koşulkıpırdanmayı birkaç yıldır gözlüyoruz; demek kamu ki endüstrimizin ihtiyacı var. Altını çizerek konularda bir an önce lar altında üretim yapan, ihracat zlandıralım, da bu yönde buna ilgili tekrar söylemek isterim; ithal hızla etmek bu ürünleri harekete geçmeliyiz.” dedi. gerçekleştiren sektörümüzü destekyerine vermeyeyetenekli başlasın.” imalatçılarımızın
üretebilmesi için ilgili konularda bir an önce harekete geçmeliyiz.” dedi.
2016 OCAK-‐HAZİRAN Plastik mamul, hammadde ve plastik-‐kauçuk işleme makineleri ihracat ve ithalatı (Miktar: Bin Ton / Değer: Milyon Dolar) 2015 (Ocak-‐Haziran) 2016 (Ocak-‐Haziran) İHRACAT Miktar Değer Miktar % Değ. Değer % Değ. Plastik Hammadde
340,7
471,1
367,0
7,7
446,8
-‐5,2
Plastik Mamul Plastik ve Kauçuk İşleme Makineleri
778,2
2.162,4
784,1
0,8 2.113,2
-‐2,3
N/A
63,6
N/A
İTHALAT Plastik Hammadde Plastik Mamul Plastik ve Kauçuk İşleme Makineleri
2015 (Ocak-‐Haziran) Miktar 3.143,4
Değer
75,2
18,3
2016 (Ocak-‐Haziran) Miktar % Değ. Değer % Değ.
4.793,5 3.413,9
8,6 4.529,8
-‐5,5
296,7
1.440,9
300,9
1,4 1.508,8
4,7
N/A
290,3
N/A
134
N/A
Nalbur Teknik.com / Ağustos’16
N/A
286,3
-‐1,4
80
TEK AKÜ
YENİLENMİŞ İLE GÜÇLÜ DAYANIKLI
CİHAZ
DIŞ TİCARET MAK. SAN. ve PAZ. A.Ş. w w w . c e n t e r a s . c o m . t r
NalburTeknik
AÄ&#x;ustos - 2016