Eylül/2016
ÜRETİM İLE GELİŞEN SEKTÖR: KAYNAK VE AŞINDIRICILAR Üretim sanayinde önemli bir yere sahip olan kaynak makina ve malzemeleri; “Geliştirilen her teknolojik malzemenin ancak kaynak yapılabilirliği oranında kullanım alanına sahip bir sektör olduğu bilinen bir gerçek. Bu noktada sürekli gelişen ve üretime bağlı olarak ekonomide önemli bir paya sahip olan kaynak sektörü, dünyadaki gelişimine paralel Türkiye’de de önemli sanayi yatırımları arasında yer alıyor. Bu sayımızda sanayileşme ile gelişen kaynak sektörünü yakından incelemek adına sektör yetkilileri ile konuştuk. Yine üretime bağlı gelişme gösteren sektörler arasında yer alan aşındırıcılar sektörü; tersane, hırdavat, ahşap-mobilya, döküm, otomotiv ve otomotiv yan sanayiinin yanı sıra, inşaat sektörüne de doğrudan hizmet verme potansiyeline sahip. Sektör yetkililerinden aldığımız bilgiler ile incelediğimiz aşındırıcılar sektörü; Türkiye’ye katma değer kazandırarak; yılda yaklaşık yüzde 10 büyüyüp, ihracat odaklı çalışmalarla, gelecek yıllarda dış ticaret açığını dengelemeyi hedefliyor. Bu sayımız içeriğinde Rusya ile Türkiye arasında durulan suların inşaat sektörü tarafından nasıl karşılanacağı ve devam edecek yatırımların Türkiye açısından nasıl karşılanacağı üzerinde durduk. Fabrika ayarlarına dönen ilişkilerin normalleşmesi ile birlikte Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Mithat Yenigün, 2,5 milyar dolarlık iş hacminin Türkiye’yi beklediğini belirtti.
İmtiyaz Sahibi İSTMAG Magazin Gazetecilik İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. adına H. Ferruh Işık Genel Müdür Mehmet Söztutan mehmet.soztutan@img.com.tr Yayın Editörü Emine Korkmaz emine.korkmaz@img.com.tr Reklam Müdürü Zülküf Karadayı zulkuf.karadayi@img.com.tr Sanat Yönetmeni İsmail Gürbüz ismail.gurbuz@img.com.tr Grafik Tasarım Berkan Kesgin berkankesgin@gmail.com Sorumlu Müdür Cüneyt Aktürk cuneyt.akturk@img.com.tr Dış İlişkiler Müdürü Yusuf Okçu yusuf.okcu@img.com.tr Kurumsal İletişim Müdürü Ebru Pekel ebru.pekel@img.com.tr Muhasebe Müdürü Mustafa Aktaş mustafa.aktas@img.com.tr Abone İsmail Özçelik ismail.ozcelik@img.com.tr CTP-Baskı Vizyon Basımevi Kağıtçılık Matbaacılık ve Yayıncılık Deposite İş Merk.A6 Blok, Kat:3 No:309 Başakşehir Tel: 0212 671 61 51 Mail : info@vizyonbasimevi.com.tr Adres Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi B Blok No:1 Kat:4 Güneşli-Bağcılar / İstanbul Tel: +90 212 604 50 50 Faks: +90 212 604 50 51
Yeni sayımızı keyifle okumanız dileği ile... Nalbur Teknik Dergisi’nde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. Nalbur Teknik Dergisi’nin bütün yayın hakları İSTMAG Magazin Gazetecilik İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan Nalbur Teknik Dergisi ayda bir yayınlanır.
KÜRESEL DÜŞÜN YEREL DAVRAN Bosch Elektrikli El Aletleri Ülke Satış Direktörü Metin Bayrak
OERLIKON, DÜNYA ÇAPINDA KAYNAK UZMANLIĞI SUNUYOR
60 YILLIK TECRÜBESİ İLE KAYNAK SEKTÖRÜNÜN ÜRETİCİ GÜCÜ: MAGMAWELD
ECZACIBAŞI-LİNCOLN ELECTRİC ASKAYNAK’TAN YİNE BİR İLK
SAINT-GOBAIN AŞINDIRICILAR; PERFORMANSTA İDDİALI
ZETTEX’TEN TÜRKİYE’YE YATIRIM PLANLARI
Saint-Gobain Aşındırıcılar Genel Müdürü Aykut Aydoğan
Zettex Türkiye Genel Müdürü Bülent Taşören
ABONE FORMU...................143
EMÜLZER.............................117
KARKİM..................................69
ABUDABİ HIRDAVAT FUARI.131
ERKALIP.................................91
ALSALAR.......................... 82-83
FİLLİ BOYA....................... 39-41
MAGMAWELT..............21-25-27
ASKAYNAK................Ö.K.K-A.K
FOSTER............................ 72-73
ATEŞ İNŞ................................95
GATAKİMYA..........................109
AYVAZ.....................................53
GEZER..................................103
BORU FUARI........................137
HENKEL........................ İNSÖRT
BOSCH SİA ABRASİV.31-33-35
İ.KOLEJ................................135
BOSCH........................... Ö.K.İ-1
İNDEX............................... 10-11
BURLA MAK......................... 4-5
İSTANBUL HIRDAVAT FUARI.15-141
CENTER......................... A.K.İ.K
KALEKİLİT..............................51
CERMİX..................................57
KAMİLTÜRK..........................105
ÇELİK HORTUM............ İNSERT
KARBOSAN......................... Ö.K
YAPI FUARI..........................133
EGELİ-EGESAN.................... 6-7
KARCHER............................125
YDS........................................99
MANO...................................127 PAKPEN..................................43 RİTİM YAPI...........................121 SEDA END............................ 8-9 SELSİL.................................. 2-3 SOLAREX.............................139 SPSTARPLASTİK.............. 86-87 TÜMPLASTİK................... 76-77 VİKO.......................................59
AKTÜEL
İHRACATÇIYA YEŞİL PASAPORT GELİYOR
12
Türk ihracatçısı yıllardır beklediği ‘yeşil pasaport ‘una kavuşmanın sevincini yaşıyor. İlgili yönetmeliğin çıkmasından sonra 20 bin ihracatçı, dünyanın bütün kapılarını açan yeşil pasaportu cebine koyacak ve yeni ihracat hamlesi başlatılacak
T
ürk ihracatçısının yeşil pasaport hayali nihayet gerçek oldu. Yeşil pasaportun kimlere verileceğine ilişkin teknik detayların yer aldığı yönetmeliğin Resmi Gazete’de yayımlanmasından sonra pasaport dağıtımı başlayacak. Artık ihracatçılar vize sıkıntısı çekmeden, gümrükte sıra beklemeden, randevusuna zamanında yetişecek. 1980’lerde başlayan birinci ihracat hamlesinden bu yana özlemi çekilen yeşil pasaport sayesinde ikinci ihracat hamlesi başlatılacak.
• Eylül 2016
Ekonomi bakanlığı yetkilileri ise konuyla ilgili olarak, “17-20 bin civarındaki ihracatçımızın emrine bu ülkeyi temsil eden o imtiyazlı yeşil pasaportu vereceğiz” dedi. Türkiye’nin varlıklarını nakde dönüştürerek elde ettiği Türkiye Varlık ve Yatırım Fonu’nu hayata geçirmesinin önemini vurgulayan yetkililer, “Dünya’daki G20 üyesi ülkeler içinde yatırım ve varlık fonu olmayan tek ülkeyiz. G20’nin dışında 100 tane ülkenin var ama ilk 20’de olan bizim böyle bir gücümüz yok. Tasarruf
oranlarımızı arttırmak, değerlendirmediğimiz varlıkları, varlık fonlarıyla diğer enstrümanlarla, bireysel emeklilikle tasarrufları arttırmak ve ihracatı arttırmak durumundayız. En son kararlardan bir tanesi, kanunu da çıktı. Yönetmeliğini de Ekonomi Bakanlığı’nda bitirdik. Yaklaşık olarak 17-20 bin civarındaki ihracatçımızın emrine bu ülkeyi temsil eden o imtiyazlı yeşil pasaportu vereceğiz. Bizim başka ülkemiz yok. Bizim başka Türkiye’miz yok. Bunu bütün samimiyetimle söylüyorum. Danimarka 30 bin dolar olan kişi başına düşen milli geliri 100 bin dolara çıkaramaz ama biz 10 bin doları önümüzdeki 10-15 yıl içinde 30-40 bin dolara çıkarabilecek
potansiyeldeyiz. Bu ülkede ne yaparsanız her şey 3-4 katı olacak. Son 15 yılda böyle oldu. Önümüzdeki 15 yılda da böyle olacak. Türkiye’ye yatırım yapan kazanmaya devam edecek.” “İhracatçılar tüm dünyayı karış karış dolaşmalı” Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, ihracatın gelişmesi için gerekli adımları atma gayreti içerisinde olduklarını ifade etti. İhracatın gelişmesinde en önemli etkenlerden birinin de ihracatçının dünya pazarlarında serbest dolaşımı olduğuna inandığını dile getiren Büyükekşi, ihracatçıların tüm dünyayı karış karış dolaşması gerektiğini vurguladı. Büyükekşi, bu konudaki
engellerin kaldırılması için hükümete ve ekonomi bakanlığına taleplerini çeşitli kanallarla her fırsatta ilettiklerini aktardı. Hükümete ve ekonomi bakanlığına şubatta arz ettikleri 22 maddelik “İhracat Destek Paketi”nde yer alan önerilerden birinin de ihracatçılara yeşil pasaport verilmesi olduğunu anlatan Büyükekşi, “ihracatta istikrar ve devamlılık sağlayan ihracatçılarımızın üst düzey yöneticilerine yeşil pasaport verilmesi pazara nüfuz etme konusunda ciddi katkı sağlayacaktır. Son 3 yılda 1 milyon doların üzerinde ihracat yapan firmaların sayısı 11 bin, 250 bin doların üzerinde ihracat yapan firmaların sayısı 23 bin.” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla geçen ay TİM’in 23. Genel
Kurulu’nu gerçekleştirildiğini hatırlatan Büyükekşi, toplantıda ihracatçılar ailesi olarak büyüme, kayıt dışıyla mücadele, ihracat destekleri, finansman, yeni anayasa, terörle mücadele gibi kritik maddelerin yanı sıra yeşil pasaport isteğini de ilk sıradaki talepleri arasına yerleştirdiklerini bildirdi.TİM Başkanı Büyükekşi, bayram öncesinde başbakan Yıldırım’ın konuyla ilgili açıklamasının ihracatçıları ziyadesiyle memnun ettiğini ifade ederek, bu sayede ihracatçıların, Türkiye’ye vize uygulayan birçok ülkeye daha rahat gideceklerini, bu pazarlarda yeni müşteriler edinerek ticari ilişkiler kuracaklarını belirtti. Büyükekşi, “bu sayede ihracatta güçlü olduğumuz ülkelerde ihracatımızın derinleşmesi, görece olarak daha az ihracat yaptığımız ülkelere ve yeni
AKTÜEL
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi
13
AKTÜEL 14
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Ömer Cihad Vardan
pazarlara açılmada önümüzdeki engeller kalkacaktır. Başbakanımızın açıklamasıyla resmiyet kazanan uygulamanın altyapısının bir an önce oluşturulup hayata geçmesini dört gözle bekliyoruz.” diye
• Eylül 2016
konuştu. “Uzun zamandır dile getiriliyordu” Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Ömer Cihad Vardan da ihracatçıya yeşil
pasaport verilecek olmasının, ihracatı artırma gayretleri kapsamında çok önemli bir adım olarak nitelendirdi. Söz konusu kararı memnuniyetle karşıladıklarını dile getiren Vardan, bu talebin iş dünyasında uzun zamandır dile getirildiğini hatırlattı. Hususi pasaport sahiplerinin birçok ülkeye vizesiz seyahat edebildiğini ifade eden Vardan, şöyle devam etti: “Bu imkanın yurt dışında iş yapan, ülkemize döviz kazandıran ve ülkemizi yurt dışında temsil eden iş adamlarımız için de açılıyor olması, iş adamlarımız açısından çok büyük bir kolaylık anlamına gelmekte. İhracatımızın yaklaşık yarıya yakınını yaptığımız ab ülkeleri başta olmak üzere, Türkiye’ye vize uygulayan birçok ülkeye vizesiz girme imkanı sunacak olan bu uygulamanın, ülkemizin ileriye dönük ihracat hedeflerine ulaşmasına önemli katkı sağlayacağına inanıyorum. Bu ayrıca vize almak için ödediğimiz milyonlarca lira vize ücretinin bir kısmının ülkemizde kalması anlamına gelmektedir. Bu katkıyı da hatırlamakta yarar var.”
Türkiye İMSAD Başkanı F. Fethi Hinginar:
AKTÜEL
“PİYASALARDAKİ DÜŞÜŞ GEÇİCİ, MORALİMİZ YÜKSEK”
16
Türkiye İMSAD (Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) tarafından her ay yayınlanan İnşaat Malzemeleri Sanayi Bileşik Endeksi’nin temmuz ayı raporu yayınlandı. Darbe girişimi ve sonrasında oluşan koşulların etkisini hissettiren rapor için Başkan Fethi Hinginar, endişeye gerek olmadığını belirtti.
R
apora ilişkin değerlendirme yapan Türkiye İMSAD Başkanı F. Fethi Hinginar, “Temmuz ayı endeks sonuçlarındaki bütün bu olumsuz beklentilere karşın, hem hükumetimizin hem de Emlak Konut başta olmak üzere büyük gayrimenkul yatırımcılarının başlattığı kampanyalar ve bankaların faiz indirimlerinin sektöre olumlu olarak yansıyacağı beklenmektedir. Ortaya çıkan yeni koşullar bir süre daha faaliyetleri sınırlamaya devam edecektir. Faaliyetler, güven ve beklentilerde toparlanma zaman alacaktır. Bu nedenle ve kampanyaların bir ay gibi kısa bir sürede hemen sonuç vermesi zor olacağından kampanyaların bir süre daha devam etmesinin yararlı olacağı görüşündeyiz” değerlendirmesinde bulundu. Türkiye İMSAD Başkanı F. Fethi Hinginar
• Eylül 2016
Darbe girişimi ve sonrası oluşan koşullar endeksi olumsuz etkiledi İnşaat Malzemeleri Sanayi Bileşik Endeksi temmuz ayında gerileyerek, endeksin hesaplandığı dönem içindeki en düşük seviyesine indi. Darbe girişimi ve sonrasında oluşan koşullar endeksi olumsuz etkilerken, Bileşik Endeks temmuz ayında 3,4 puan düşmüş ve 100 puan seviyesinin altında kaldı. Bileşik Endeks temmuz ayında özellikle faaliyetlerdeki gerilemenin etkisi ile düşüş gösterirken, darbe girişimi ve sonrasında oluşan koşullar faaliyetler ile birlikte güven ve beklentilerde de gerilemeye yol açtı ve Bileşik Endeksi oluşturan üç alt endeks de gerileme eğilimi gösterdi. Faaliyet endeksi temmuz ayında özellikle iç satışlardaki, üretimdeki ve cirolardaki düşüş ile tarihin en kuvvetli gerilemesini yaşadı Faaliyetler temmuz ayında önemli bir gerileme gösterdi. Uzun bayram tatili ve ardından yaşanan darbe girişimi tüm faaliyetleri önemli ölçüde geriletirken, Faaliyet endeksi temmuz ayında 6,2 puan düştü ve
geçen yıl temmuz ayının 5,8 puan altında kaldı. Temmuz ayında tüm faaliyetlerde de zayıflama yaşandı. Yurtiçi satışlarda temmuz ayında bir önceki aya göre hızlı bir gerileme gözlenirken, ihracat da temmuz ayında geriledi. Üretimde iç satışlardaki ve ihracattaki gerileme yanı sıra oluşan koşullara bağlı olarak kuvvetli bir düşüş gerçekleşti. Faaliyetlerdeki gerileme ile cirolarda da önemli bir düşüş yaşandı. Darbe girişimi ve sonrasında oluşan koşullar faaliyetlerde son üç yılın en kuvvetli gerilemesine neden oldu. Güven endeksi son yaşanan gelişmeler ardından gerilemesini sürdürdü ve genel bir güven kaybı yaşandı Yaşanan darbe girişimi ve sonrasındaki gelişmeler önemli bir güven kaybına yol açarken güven endeksi temmuz ayında 2,2 puan gerileme gösterdi. Temmuz ve ağustos ayında oluşan koşullar güven üzerinde aşağı yönlü etkiler oluşturdu.Güven seviyesi geçen yılın aynı ayının güven seviyesinin 8,1 puan altında kaldı. Türkiye ekonomisinin genel gidişatına ilişkin güven zayıflama gösterirken, inşaat sektörüne ve inşaat malzemeleri sanayine yönelik güven de geriledi. Yurtiçi pazarlarına yönelik güven de uzun süre sonra ilk kez iki ay üst üste düşüş
gösterdi. İhracat pazarlarına yönelik güvende ise sınırlı bir gerileme oldu. Darbe girişimi sonrası yaşanan gelişmelerin, bir süre daha güven üzerinde ana belirleyici olmaya devam etmesi öngörülüyor. Beklenti endeksi de zayıfladı, oluşan koşulların oluşturduğu belirsizlik yansıra iç pazar siparişleri uyarı verir seviyede düştü Beklentiler Endeksi de gerileme gösterdi. Faaliyetlerde görülen zayıflama, güven kaybı ve yaşanan gelişmelerin luşturduğu belirsizlikler beklentileri olumsuz etkiledi. Beklenti endeksi Temmuz ayında bir önceki aya göre 1,7 puan düşerken, beklenti endeksi geçen yılın aynı dönemine göre 4,0 puan aşağıda kaldı. Türkiye ekonomisine ilişkin beklentilerde ise Temmuz ayında sınırlı bir gerileme yaşandı. İnşaat malzemeleri sanayine ilişkin beklentiler de sınırlı bir düşüş gösterdi. Önümüzdeki üç aya ilişkin alınan yurtiçi siparişleri uzun süre sonra iki ay üst üste önemli bir gerileme gösterdi. Önümüzdeki üç aya ilişkin alınan ihracat siparişleri ise yine zayıf kaldı. Önümüzdeki üç ayın üretim beklentisi ise siparişlerdeki düşüşe bağlı olarak yine geriledi.
AKTÜEL
İnşaat Malzemeleri Sanayi Bileşik Endeksi’nin temmuz ayı raporunda öne çıkan başlıklar şöyle:
17
ECZACIBAŞI-LİNCOLN ELECTRİC ASKAYNAK’TAN YİNE BİR İLK
DOSYA
Eczacıbaşı-Lincoln Electric Askaynak, yönetimden tedarik süreçlerine, Ar-Ge’den üretime kadar hem paydaşlarıyla olan iletişiminde hem de kurum içindeki tüm süreçlerde bilgiyi en üst seviyede güvenlikle koruyarak yönetiyor.
18
Eczacıbaşı-Lincoln Electric Askaynak sektöründe yine bir ilki gerçekleştirerek, ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemleri Sertifikası’nı alma başarısını gösterdi. Türkiye’de “ISO 9001 Kalite Güvence Sistemi Sertifikası” ile “CE Sertifikası”nı alan ilk kaynak kuruluşu olma ünvanına da sahip olan şirket, yakın dönemde gerçekleştirdiği yatırımlarla güçlü bir bilgi güvenliği altyapısı ve sistemi kurdu.
• Eylül 2016
K
aynak sektörünün lider kuruluşu EczacıbaşıLincoln Electric Askaynak, sektöründe yine bir ilki gerçekleştirerek ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemleri Sertifikası’nı alma başarısını gösterdi. Türkiye’de
“ISO 9001 Kalite Güvence Sistemi Sertifikası” ile “CE Sertifikası”nı alan ilk kaynak kuruluş olma ünvanına da sahip olan şirket, yakın dönemde gerçekleştirdiği yatırımlarla güçlü bir bilgi güvenliği altyapısı ve sistemi kurdu. ISO 27001 Bilgi
DOSYA
Güvenliği Yönetim Sistemleri Sertifikası’nın alınmasına ilişkin açıklama yapan EczacıbaşıLincoln Electric Askaynak Bilgi Teknolojileri Müdürü Timur Yüksekten, “Askaynak olarak bilginin en değerli varlıkların başında geldiğine inanıyoruz. Bu yaklaşımla, şirketimizin her türlü bilgi varlığının korunması için bilgi güvenliği altyapısı ve sistemi kurmak üzere detaylı bir proje yürüttük. Proje kapsamda kurduğumuz altyapı ve bilgi güvenliği yönetim sistemi; sadece dışarıdan gelebilecek saldırılara önlem almak amacının dışında, ilk aşamada bilgi varlıklarının yetkili kişilerce doğru ve eksiksiz şekilde kullanılmasını sağlamayı da hedefliyor. Öte yandan, yaşanabilecek sistem sorunlarına karşı önlemlerin belirlenip çalışanlarımızın, tedarikçilerimizin ve müşterilerimizin bilgi varlıklarının korunması ve istenildiği anda bilgiye erişilebilmesi de proje kapsamında büyük önem taşıyor. Kurmuş olduğumuz bu güçlü altyapı ve sistem, bilgi güvenliği standartlarını belirleyen ISO 27001 Bilgi Güvenliği Sistemi’nin gerekli gördüğü tüm koşulları da karşılıyor. Bu doğrultuda, Eczacıbaşı-Lincoln Electric Askaynak olarak başvuruda bulunduğumuz ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemleri Sertifikası’nı almaya hak kazandık” dedi. EczacıbaşıLincoln Electric Askaynak liderlik ettiği sektörde global standartları belirleyen çok sayıda farklı sertifikaya da sahip. Şirket, ISO 9000/9001 kalite yönetim sistemi, ISO 14001 çevre yönetim sistemi, OHSAS 18001 iş sağlığı ve güvenliği sertifikalarını da ilk olarak alan konumunda bulunuyor.
19
TÜRK MAKİNELERİ ABD’DE GÖRÜCÜYE ÇIKIYOR Dünya genelinde yaklaşık 200 ülkeye ihracat gerçekleştiren Türkiye’nin Makinecileri, en önemli hedef pazarları arasında yer alan ABD’de 12-17 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek Uluslararası Üretim Teknolojileri Fuarı’na (IMTS) konuk oluyor. Son iki yılda yoğunlaşan tanıtım faaliyetleriyle ABD’de büyük ilgi gören Türkiye’nin Makinecileri, dünyanın en büyük sanayi ve üretim teknolojileri fuarlarından IMTS’nin platin sponsorluğunu üstleniyor.
SEKTÖREL HABER
M
20
etal İşleme, Kaynak ve Üretim Teknolojisi sektörlerindeki uluslararası katılımcı ve ziyaretçileri bir araya getirmeyi hedefleyen IMTS, 12-17 Eylül tarihleri arasında dünya genelinde 2 bine yakın katılımcıyı bir araya getirecek. Yüzbinlerce ziyaretçiyi Chicago’da toplayacak IMTS’nin platin sponsorluğunu Türkiye’nin Makinecileri üstlenecek. IMTS’ye 16 firmayla birlikte katılacak olan Türkiye’nin Makinecileri, Mart ayında New Orleans’ta başlayan bu seneki ABD turunu böylece Chicago’da sürdürecek. Chicago’da iki yılda bir düzenlenen IMTS’ye ilk kez MDA bölümünde 2014 yılında katıldıklarını ve buradan önemli işbirlikleri kurarak ayrıldıklarını belirten Makine Tanıtım Grubu Başkanı Adnan Dalgakıran, “Geçtiğimiz Kasım ayında Fabtech Fuarı için tekrar geldiğimizde ABD’li dostlarımızın bize olan ilgisinden büyük mutluluk duyduk. Chicago, makine sektörü ve lojistik imkânları
• Eylül 2016
açısından önemli bir merkez. ABD genelindeki potansiyel alt sektörlerin ve eyaletlerin belirlenmesi konusundaki çalışmalarımız sürüyor” dedi. Türk-Amerikan işbirliği gelişiyor ABD’nin Select USA programı kapsamında yaptığı tanıtım faaliyetlerini yakından incelediklerini belirten Dalgakıran, Türkiye’de düzenledikleri ABD Pazarı Bilgilendirme Toplantıları ile Türk makine imalat sanayinde yer alan sektör profesyonelleriyle sık sık bir araya geldiklerini belirtti. Dünyadaki gelişmelerin ABD pazarının önemini artırdığına dikkat çeken Dalgakıran, “Sektör olarak, küresel ölçekte önemli hedefler koyduk ve 2002’den bu yana ihracatımızı 6,5 misli artırdık. Dünya makine ithalatında ilk sırada gelen ABD, sektörümüz için yeni fırsatlar sunuyor. Türk makinelerinin burada gördüğü ilgiden memnunuz ve buradaki iş ortaklarımızla birlikte işbirliğimizi daha da ileri seviyeye taşıyacağız.
Makine Tanıtım Grubu Başkanı Adnan Dalgakıran
Bölgede açmayı planladığımız Türkiye Ticaret Merkezi’nin de bu konuda önemli bir katkı sağlayacağına inanıyoruz” dedi. Avrupa’nın en büyük 6. makine imalatçısı olan Türkiye, makine sektörünün stratejik pazarları arasında ABD’yi üst sıralarda konumlandırıyor. ABD’ye yaptığı makine ihracatını yılın ilk altı ayında %9,9 artıran Türk Makine sektörünün ABD’ye makine ihracatında ilk sıraları türbinler ve turbojetler, hidrolik silindirler, tarım makineleri, silah ve mühimmatlar, klimalar ve soğutma makineleri, motorlar ve aksamları, pompa ve kompresörler, inşaat makineleri ve takım tezgâhları oluşturuyor.
60 YILLIK TECRÜBESİ İLE KAYNAK SEKTÖRÜNÜN
ÜRETİCİ GÜCÜ: MAGMAWELD
DOSYA
Kaynak sektörü hakkında da değerlendirmelerde bulunan Magmaweld Genel Müdürü Değer Elöve şunları açıkladı: “Sektörümüz için Türkiye çok ilgi çekici bir bölgedir. Bugün Avrupa’nın en büyük üçüncü kaynak pazarıdır, dolayısı ile yoğun rekabet yaşanmaktadır. Bu da gelişmenin önünü açmaktadır.”
22
Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde 2 ayrı fabrikada toplam 70 bin m² kapalı alanda Kaynak Tüketim Malzemeleri, 50 bin m2 kapalı alanda ise Kaynak Makineleri, Kaynak ve Kesme Otomasyon çözümleri üretimini Magmaweld markası ile yapan firma, bugün Türk markası ünvanı ile 30 ülkeye kaynak makinesi ve kaynak / kesme otomasyon sistemleri ihracatını yapıyor. Magma Mekatronik A.Ş. ve Oerlikon Kaynak Elektrodları ve Sanayi A.Ş. Genel Müdürü Değer Elöve ile yaptığımız söyleşide Magmaweld’i yakından tanımak adına röportaj gerçekleştirdik.
3
0 ülkeye kaynak makinası ihracatı Magma Mekatronik AŞ, Oerlikon Kaynak Elektrodları ve Sanayi AŞ bünyesinde
• Eylül 2016
uzun yıllardır eski teknolojiler ile üretilmekte olan kaynak makinelerini, profesyonel ve yenilikçi bir yapıda, en son teknolojileri kullanarak
tasarlayan ve üreten bir şirket olarak doğmuştur. Fabrika 2010 yılında hizmete girmesine karşın 60 yıla yakın bir kaynak tecrübesi ve bilgi birikiminin devamı niteliğindedir. Bugün 30 ülkeye Magmaweld ve Panasonic markaları ile kaynak makinesi ihracatı yapmaktayız. Faaliyet alanlarımız, Örtülü Elektrod, TIG, MIG/MAG ve Tozaltı Kaynağı için kaynak makineleri, plazma kesme yöntemi için manuel ve otomasyon sistemleri ile robotik ve kaynaklı imalat sistemleridir.
büyük gelişmeler olmuştur. TIG grubu olarak ID 250T, ID 300T ve bunların Puls’lu versiyonları ile ID300TW ve onun Puls’lu versiyonu, MMA grubu olarak ID 250E, 300E, 350E ve 400E hem taşınabilir, hem tekerlekli, hem de çoklu rack olarak, MIG/MAG grubunda ise MonoMIG 200 IK ve ID 300M-5 modellerimiz bu yıl içerisinde satışa sunulmuşlardır. Ayrıca Tristörlü serimize çok güçlü RD 650MW makinemiz de eklenmiştir. Magmaweld’de 3 ana üretim grubu var 3 ana üretim grubumuz var, bir vardiya çalışma hızına göre yıllık kapasitelerimiz, taşınabilir seride 24,000 adet, endüstriyel seride 7,000 adet, robotik otomasyon alanında projelerin çapına göre 50 ila 60 proje üretebiliyoruz. Şu an itibariyle 30 ülkeye ulaşıyoruz. Her aşamada kontrol Kontrol bizde her aşamada yapılır, malzemelerin gelişinden, üretim safhalarından son mamul olana kadar. Her makineye enerji verilir, standart testler ve kaynak yapılır ondan sonra paketlenir. “Bayilik sistemi olmazsa olmazıdır bu işin” Özellikle endüstriyel makinelerde bayilik sistemi çok önemlidir, makine bayilerimizin mutlaka stoğunda makine çeşitlerimizden
bulunması ve teknik alt yapıya sahip olmaları gerekiyor. Ayrıca müşteriye tanıtım yapıp, satılan makineyi kurma ve sonra da servis verme imkanlarının olması gerekiyor. Endüstriyel makineler üretim hatlarında, yerine göre 7/24 çalıştıklarından duruşlara tahammülleri yoktur. Bu yüzden çok hızlı servis vermeyi, yedek parça ve sarf malzemeleri bulundurmayı gerektirir. Tüm bunlar bayimizin müşterimize sağladığı çok önemli katma değerlerdir. O yüzden bayilik sistemi olmazsa olmazıdır bu işin. Öte yandan taşınabilir (çanta tipi) küçük makineler daha çok nalbur, hırdavat market, demir satıcıları gibi satış noktalarından talep edilirler ve kutu ürünüdürler, teknik bir yardıma ihtiyaç duymadan kullanılırlar. Bunlar için yaygın satış ağı söz konusudur. Magmaweld’in 57 servis noktası var Satış sonrası servis teşkilatımız oldukça güçlüdür. Bugün Türkiye genelinde 57 adet servis noktamız mevcuttur. Tüm makinelerimize üretim hatalarına karşı 2 yıl garanti veriyor, internet kaydı yaptıranlara ise ücretsiz 6 ay ilave garanti veriyoruz. Yurt dışındaki bayilerimizin de servisleri mevcuttur. “Hedefimiz her yıl en az 1 uluslararası patent elde edebilmek” Ar-Ge ve Otomasyon Tasarım
DOSYA
“Konumuzda Türkiye’deki en geniş ürün yelpazesine sahip şirketiz” Konumuzda Türkiye’deki en geniş ürün yelpazesine sahip şirketiz ve her yıl yeni ürünler ilave ederek, daha çok tercih ediliyor ve böylece pazar penetrasyonumuzu artırıyoruz. Bu yıl özellikle DC TIG ve Yeni Nesil Örtülü Elektrod Kaynak Makinelerimiz ön plana çıkmıştır. Bunların hepsi en son teknoloji İnvertör makinelerdir. 1 Faz 220V Şebeke veya Jeneratörle çalışmak üzere TIG grubu olarak MonoTIG 160i Basic, MonoTIG 200i’ nin yanısıra MMA MonoSTICK ailesi 150i, 165i, 180i, 200i ve 201i gibi son derece iddialı bir ürün yelpazesi ile pazara sunulmuşlardır. 3 Faz 380V Şebeke veya Jeneratörle çalışmak üzere de ID serimizde
23
DOSYA 24
grubumuz 20 kişiyi buldu. Gelecek yıl bu sayının 30’a yaklaşacağını tahmin ediyoruz, dolayısı ile Ar-Ge Merkezi olabilmek için gerekli çalışmaları başlatmış durumdayız. Personelimiz her yıl dünyadaki teknolojik gelişmeleri takip etmek üzere bir çok üst düzey seminer, kurs ve fuarlara katılmaktadırlar. Bazı faydalı modellerimiz olsa da henüz ciddi bir patent elde edemedik ama ilk hedefimiz her yıl en az 1 uluslararası patent elde edebilmektir. Magmaweld’de her daim eğitim Magmaweld’in Oerlikon fabrikasında yıl boyunca kaynakçı eğitim kursları tertiplenmektedir. Magma Fabrikamızda ise servislere yönelik teknik eğitimler belli periyotlarda Türkçe ve İngilizce olarak verilmektedir. Kurslarımız için herhangi bir bedel talep etmemekteyiz. “Avrupa’nın en büyük 3. Kaynak pazarı Türkiye” Sektörümüz için Türkiye çok ilgi çekici bir bölgedir. Bugün Avrupa’nın en büyük üçüncü kaynak pazarıdır, dolayısı ile yoğun rekabet yaşanmaktadır. Bu da gelişmenin önünü açmaktadır. Bizim gibi yerli üreticilerin dünyadaki tüm önemli markalarla mücadele
• Eylül 2016
etmek zorunda olması bizleri hızla onların seviyesine getirmektedir. Öte yandan Türkiye’nin bulunduğu yakın coğrafyanın da gelişen ülkelerden oluşması yine sektörümüz açısından bir şanstır. En büyük sorunu dampingli ve standart dışı ürünler Sektörün en büyük sorunu dampingli ve standart dışı ürünlerin pazara kolayca girebilmesidir. Bu konuyu Sanayi Bakanlığımız ve Ekonomi Bakanlıklarımızla yakın işbirliği yaparak aşmaya çalışıyoruz. Çok büyük desteklerini
gördüğümüzü de buradan ifade etmek isterim ancak süreçlerin biraz yavaş çalışması ve alınan önlemlerin bir şekilde delinmeye çalışması bu alanda sürekli mücadeleyi gerektirmektedir. Bir diğer konu da Leasing uygulamalarında Sanayi Robotları ile Kaynak Robotları arasında konulan farklı KDV oranlarının kaynak robotları aleyhine haksız rekabete sebep olmasıdır. Bunun için de girişimlerimiz mevcut. Ümit ederiz kısa sürede buradaki haksız rekabet koşulları da ortadan kalkar.
HENKEL’DEN İKİNCİ ÇEYREKTE BAŞARILI PERFORMANS
SEKTÖREL HABER
Henkel’in CEO’su Hans Van Bylen, mevcut mali yıl ile ilgili olarak ise “Orta derecede küresel ekonomik büyüme, yavaşlayan büyüme dinamikleri, piyasalardaki yüksek belirsizlikler ve döviz kurundaki olumsuz gelişmeler ile birlikte giderek zorlaşan bir piyasa ortamı ile karşı karşıyayız. Bu nedenle kendimizi iddialı hedeflerimize ulaşmaya adadık ve inovasyon becerilerimizi, güçlü markalarımızı ve piyasadaki lider pozisyonlarımızı güçlendirmeye odaklanacağız.” Dedi.
26
Henkel CEO’su Hans Van Bylen
D
üsseldorf - Henkel’in CEO’su Hans Van Bylen “Henkel ikinci çeyrekte güçlü bir ticari performans gösterdi. Gelişmekte olan piyasalarda güçlü büyüme ve gelişmiş piyasalardaki pozitif ilerleme ile güçlü bir organik büyüme gerçekleştirdik. Aynı zamanda gelir ve karlarımızı büyük ölçüde artırabildik. Henkel’in yeni rekor seviyelerini oluşturan, imtiyazlı hisse senedi başına karlılığı %8,5 oranında artarak, 1.40 Euro’ya ve satış gelirleri de %17,6’ya yükseldi. Henkel’in başarılı gelişimi tüm iş birimlerinin katkısı ile gerçekleşti. İkinci çeyrekteki güçlü performansımıza katkıda bulunan küresel ekibimize teşekkür etmek istiyorum.” dedi. * Tek seferlik gelir/gider
ve yeniden yapılandırma masrafları hariç
• Eylül 2016
Hans Van Bylen “Aynı zamanda ikinci çeyrekte karar verdiğimiz Sun Products Corporation’ın satın alınması ile ilgili olarak çok heyecanlıyız. Bu Henkel’in dünya çapındaki en önemli bölgelerinden biri olan Kuzey Amerika’daki pozisyonunun gelişmesi için bir adım olacak. Bu satın alımdan sonra ABD çamaşır bakım piyasasında 2. olacağız.” şeklinde konuştu. Van Bylen, mevcut mali yıl ile ilgili olarak ise “Orta derecede küresel ekonomik büyüme, yavaşlayan büyüme dinamikleri, piyasalardaki yüksek belirsizlikler ve döviz kurundaki olumsuz gelişmeler ile birlikte giderek zorlaşan bir piyasa ortamı ile karşı karşıyayız. Bu nedenle kendimizi iddialı hedeflerimize ulaşmaya adadık ve inovasyon becerilerimizi, güçlü markalarımızı ve piyasadaki lider pozisyonlarımızı güçlendirmeye odaklanacağız.” dedi. Tüm yıl için düzeltilmiş vergi öncesi kar (EBIT) marjı* hedefleri yükseltildi. Hans Van Bylen “2016 mali yılı boyunca organik büyümemizi %2 ila 4 arasında artırmaya ve düzeltilmiş imtiyazlı hisse senedi başına karlılığımızı %8 ile %11 arasında artırmaya devam edeceğiz. Şu anda düzeltilmiş vergi öncesi kar marjı için %16,5’ten daha fazla bir artış umuyoruz. Daha önce bu rakamın yaklaşık %16,5’e
ulaşmasını öngörüyorduk.” dedi. 2016’nın ikinci çeyreğindeki satış ve kar performansı 2016’nın ikinci yarısında Henkel %3,2’lik bir organik büyüme gösterdi. Nominal satışlar %5,3 oranındaki negatif döviz etkisi sebebiyle %0,9 oranında az da olsa azalarak 4 milyar 654 milyon Euro oldu. Çamaşır ve Ev Bakımı iş birimi %5,3’lük güçlü bir organik büyüme kaydetti. BeautyCare (Güzellik ve Bakım) iş birimi, %2,1’lik organik büyüme ile güçlü bir gelişme kaydetti. Yapıştırıcı Teknolojileri iş birimi, aynı şekilde organik satışta %2,6 oranında güçlü bir gelişme gösterdi. 2016 yılında Henkel Grubu’na genel bakış Henkel, 2016 mali yılı için hedeflerini güncelledi. Henkel %2 ila 4 aralığında organik büyüme bekliyor. Şirketin her iş biriminin de bu aralıkta büyümesini bekliyor. Gelişmekte olan piyasalardaki satışların payında döviz etkileri dolayısıyla önceki yıla oranla hafif bir düşüş bekleniyor. Henkel, satış kazancında (EBIT) %16,5’ten fazla artış bekliyor ve her bir iş biriminin satış kazancının önceki yılın üstünde olmasını hedefliyor. Henkel, düzeltilmiş imtiyazlı hisse senedi başına karlılıkta yaklaşık %8 ila %11 artış beklemeye devam ediyor.
RÖPORTAJ 28
KÜRESEL DÜŞÜN YEREL DAVRAN
Bosch Elektrikli El Aletleri Ülke Satış Direktörü Metin Bayrak
Yaşam için teknoloji sloganı ile Bosch; doğaya, insana, topluma ve sürdürülebilir ekonomiye değer vermeye devam ederken kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri ile de dikkatleri üzerine çekiyor. Özellikle eğitim ve çevre alanında adından söz ettiren Bosch’un Sosyal Sorumluluk faaliyetlerini yakından tanımak adına Bosch Elektrikli El Aletleri Ülke Satış Direktörü Metin Bayrak ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Bayrak; Bosch Türkiye, küresel Bosch Grubu’nun sürdürülebilirlik stratejisiyle entegre olarak, “Küresel düşün, yerel davran” mottosu doğrultusunda politikalar üretmekte ve hedeflerini belirlemektedir.” açıklamalarını yaparak sosyal sorumluluk alanındaki faaliyetleri ile ilgili detaylar verdi.
B
osch’un temel kurumsal değerlerinden bir tanesi de sosyal sorumluluk projesi. Siz sosyal sorumluluk projelerini Bosch açısından nasıl değerlendirirsiniz? Bosch’un bu konuya bakış açısı ve politikası nedir?
• Eylül 2016
100 yılı aşkın süredir Türkiye’de faaliyet gösteren Bosch, sürdürülebilirliğin dünyamız için önemini bilmekte ve sürdürülebilirliği, iş yapma biçiminin merkezi ve ulaşmış olduğu başarının anahtarı olarak görmektedir. Bu nedenle bugün ve gelecekte daha bi-
linçli bir toplum oluşturmakhedefiyle ekonomik, çevresel ve sosyal konularda stratejiler geliştirmekte, bu alanlardaki politikalarını hayata geçirmekte, toplumsal ve çevresel projelere destek vermekte ve vermiş olduğu desteği farklı kanallardan yürüttüğü çalışmalarla sürdürmektedir. Bosch Türkiye sürdürülebilirliği, “tüm paydaşlarının beklentilerini doğru ve etik iş yapma anlayışıyla karşılamak, bu beklentileri kurumsal öncelikleriyle entegre etmek ve dünyanın en saygın markalarından biri olmanın getirdiği sorumlulukla hareket etmek” olarak tanımlamaktadır. Bu bağlamda, sürdürülebilirliği sadece bir yönetim biçimi olarak değil, aynı zamanda
topluma katkı sağlayarak gelişmeye, paydaşlarının beklentilerini karşılamaya, bu alandaki faaliyetlerini ve performanslarını şeffaf bir şekilde paylaşmaya devam edecektir. Bosch Elektrikli El Aletleri olarak gerçekleştirilen sosyal sorumluluk projeleri hakkında bilgi verir misiniz? Bosch Elektrikli El Aletleri olarak eğitime, insana ve çevreye büyük önem veriyoruz. İnsanların hayatlarını daha fazla kolaylaştırmak için tüm gücümüzle çalışıyoruz. Bu kapsamda da Bosch Elektrikli El Aletleri olarak, geniş ürün yelpazemiz ve kullanım alanlarımıza göre fayda sağlayabileceğimiz alanlara yoğunlaşıyoruz. Bu doğrultuda
yaptığımız çalışmaların başında ise Türkiye’nin önde gelen arama-kurtarma kuruluşlarıyla beraber yapılan işbirlikleri geliyor. İşbirliklerimiz kapsamında ekiplere ürün desteği ve özellikle daha verimli, daha hızlı ürün kullanımı konularında eğitim destekleri veriyoruz. Bunların dışında stratejimiz çerçevesinde, gelecekteki kullanıcılarımız olacak, meslek lisesi ve meslek yüksekokulu öğrencilerinin de eğitimlerine önem veriyoruz. Ürün desteklerimizin yanı sıra doğru ve güvenli ürün kullanımlarına ilişkin eğitimlerimizle gelişimlerine katkıda bulunuyoruz. Projeleri belirlerken öncelikleriniz neler oluyor? Bosch Türkiye’nin sürdürüle-
RÖPORTAJ
faaliyette bulunduğu pazarlarda tüm taraflara fayda sağlayan bir iletişim yöntemi olarak da görmektedir. Paydaşlarının sosyal, çevresel, etik ve ekonomik beklentilerini temel alarak doğru iş yapma biçimleriyle lider olmayı hedefleyen Bosch Türkiye, küresel Bosch Grubu’nun sürdürülebilirlik stratejisiyle entegre olarak, “Küresel düşün, yerel davran” mottosu doğrultusunda politikalar üretmekte ve hedeflerini belirlemektedir. İnsan haklarına saygılı, toplumsal ve çevresel konulara duyarlı ve sürdürülebilir bir ekonomiye inanan Bosch Türkiye, sürdürülebilirlik alanında yürütmekte olduğu ve önümüzdeki yıllarda geliştireceği yeni projeler ile doğaya, insana, ekonomiye,
29
RÖPORTAJ 30
bilirlik stratejisi çevresel etki alanı, tedarik zinciri, yerel istihdam ve paydaş katılımı olmak üzere dört temel alana odaklanmaktadır. • Bosch Türkiye, çevresel etki alanını yönetmek amacıyla sahip olduğu güçlü teknolojik altyapıyı ve çevreye duyarlı ürün ve hizmetler konusundaki portföy ve bilgi birikimini kullanarak müşterileri, çalışanları ve tedarik zinciri arasında farkındalık oluşturmayı öncelikli hedefleri arasında görmektedir. • Bosch Türkiye iş sağlığı ve güvenliği, çalışan memnuniyeti, insan hakları ve ekolojik çevreye verdiği önemi yansıtmak amacıyla müşterileriyle, iş ortaklarıyla ve tedarikçileriyle olan ilişkilerinde sorumluluklarının bilincindedir. Bu nedenle, faaliyette bulunduğu tüm sektörlerde tedarik zinciri yönetiminde sektörel standartların üzerinde hedefler ve çok yönlü sorumluluk anlayışıyla hareket etmektedir. • Bosch Türkiye, başarısının ve sürdürülebilirliğinin yetenekli ve Şirketine bağlı çalışanların performansına bağlı olduğuna inanmaktadır. Mevcut çalışanlar ve gelecekte Bosch Türkiye çalışanı olacak potansiyel çalışanlar için inovatif, etik, büyüme ve sürekli gelişim odaklı uluslararası bir çalışma ortamı oluşturmayı Bosch Türkiye’nin yerel istihdam politikasının çıkış noktasıdır. Oluşturduğu
• Eylül 2016
ekonomik değer zincirinin en önemli halkasını oluşturan istihdam oluşturma ve istihdam oluşturarak büyüme hedefiyle; faaliyette bulunduğu bölgelerde yerel ve uluslararası gereksinimlere, beklentilere uyumlu politikalarla her geçen gün etki alanını daha da genişletmektedir. • Sürdürülebilirliğin temel taş-
larından biri olan paydaş katılımı, Bosch Türkiye için kilit paydaşlarının beklentilerini sorgulamak, bu beklentilere uygun performans göstermek, paydaşlarla düzenli ve sürekli diyalog platformları oluşturma anlamını taşımaktadır. Faaliyette bulunduğu bölgelerde, bölgenin gereksinimlerine ve gerekliliklerine uygun biçimde paydaşlarıyla diyalog kurmak ve bu platformları tüm tarafların fayda sağlayacağı biçimde geliştirmek ve sürdürmek en
önemli hedefleri arasındadır. En çok ilgi gören ve sizi en çok etkileyen proje hakkında bilgi verir misiniz? Bosch Türkiye olarak tüm alanlarımız özelinde eğitimlere büyük bir önem veriyoruz. Üzerinde çalıştığımız sektörlerin gelişimi bizler için çok değerli. Bu anlayışımız kapsamında enerji verimliliği konusunda farkındalığın artırılması için Bosch Sanayi ve Ticaret A.Ş. Dizel ve Benzinli Sistemler fabrikasında öz kaynaklarla ve çalışanların katılımıyla kurulan bir okul projesi geliştirdik. Enerji verimliliği konusunda duyarlılık oluşturmak ve çalışanların farkındalığını artırarak uygulanabilecek enerji iyileştirmesi önerilerinin toplanmasını sağlamak amacıyla oluşturulan proje kapsamında birçok eğitimler düzenliyoruz. Kaynak kullanımı konusunda da farkındalık oluşturma amacıyla fabrika bünyesinde kurulan okulda verilen eğitimler, fabrika çalışanlarının katılımının yanı sıra, çevrede bulunan diğer okul ve şirketler tarafından da yoğun bir ilgi görüyor. Büyük bir kısmını çalışanların oluşturduğu katılımcılar haricinde bölgedeki çeşitli okullardan öğrenciler, yan sanayiler, sivil toplum kuruluşları ve OSB içindeki paydaşlar da eğitimlerimize yoğun ilgi göstermeye devam ediyor.
AKTÜEL
49 ÜLKENİN BAŞKONSOLOSU İTO’DA TOPLANDI
İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar, başkonsoloslar toplantısında önemli mesajlar verdi: Çağlar: “15 Temmuz terörünün püskürtülmesi sadece Türkiye için değil dünya için çok önemli ve hayati bir eşiktir.” dedi.
32
İ
stanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, 49 ülkenin İstanbul Başkonsolosu ve üst düzey temsilcileri ile bir toplantı gerçekleştirdi. ‘Güçlü Ekonomi Güçlü Türkiye’ başlıklı toplantıda konuşan Çağlar, 15 Temmuz darbe girişiminde asker elbisesi giymiş Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) Türkiye ile birlikte ‘tüm küresel düzeni’ tehdit ettiğini söyledi. 15 Temmuz dünya için hayati bir ‘eşik’ “Artık hiçbir ülke fildişi kulesinde kalarak olayları güven
• Eylül 2016
içinde izleyemeyecek” diyen Çağlar, “16 Temmuz sabahı teröristler başarılı olsaydı bu, 79 milyon insanımız için değil uzak-yakın demeden pek çok ülkeyi etkileyecek derin bir bunalımın ayak sesleri olacaktı. Dolayısıyla 15 Temmuz terörünün püskürtülmesi sadece Türkiye için değil, dünya için çok önemli ve hayati bir eşiktir. Türkiye, 15 Temmuz’u 16’sına bağlayan gece dünyadaki huzurun tesisi adına çok büyük bir sınav vermiştir. Ne mutlu ki bugün demokrasi kazanmıştır, dünya barışı kazanmıştır” ifadesini kullandı.15 Temmuz’da
Türkiye’deki demokratik kültür ve milli iradeye dayalı siyasi yönetimin dünya tarihi açısından bir hürriyet destanı yazdığını belirten İbrahim Çağlar, şunları söyledi: “Başta Sayın Cumhurbaşkanımız, hükümetimiz, güvenlik güçlerimiz, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları ve en önemlisi de kadın çocuk yaşlı demeden aziz milletimiz bu girişime ‘dur’ dedi. Ben buradan demokrasi aşığı olan, iradesine sahip çıkan milletimize şükranlarımı sunuyorum. Bu yolda canını yitiren 237 vatandaşımıza da rahmet diliyorum.” Türkiye’nin ekonomik potansiyelini ve iş dünyasının kararlılığını vurgulayan Çağlar, yaşanan sürecin adeta bir sınav gibi
AKTÜEL 34
ülkemizin ekonomik, siyasi, toplumsal yönden ne kadar güçlü olduğunun kanıtı olduğunu vurguladı. ‘Türkiye’yi tanımadan haber yazılıyor’ Türkiye ekonomisinin, sürdürdüğü reformlar ve tutarlı finans politikalarıyla özellikle son 10 yılda üstün bir performans gösterdiğini kaydeden Çağlar, başkonsoloslara hitabında bunun aksi yönünde oluşturulmak istenen yargının yanlış olduğuna vurgu yaptı. Çağlar, şöyle konuştu: “Türkiye’den çok uzaklarda, bu ülkeyi hiç tanımadan yazılan ve doğruyu yansıtmayan haberlerin ülke gerçeklerinden ne denli uzak olduğunu en iyi bilen sizlersiniz. Hem İstanbul’un büyük potansiyelinin, hem de yaşadığımız süreçten daha da güçlenerek çıkacak güç ve
• Eylül 2016
iradeye sahip olduğumuzun en iyi şahitleri sizlersiniz. Dünyaya sadece gerçeklerin anlatılması için, bu şehir ve ülkede yaşayan siz yabancı misyon şefi dostlarımıza da önemli bir vicdani sorumluluk düşüyor. Bu vicdani sorumluluk, evrensel demokrasi ilkelerinin de doğal bir sonucudur.” Mega projelerde de takvim işliyor İTO Başkanı Çağlar, 15 Temmuz’un ardından dolar, euro ve borsanın eski seviyelerine doğru bir seyir izlediğini, yurtiçinde insanların dövize değil, TL’ye yatırım yapmalarının da ekonomiye olan güvenin çok açık bir göstergesi olduğunu kaydetti. İbrahim Çağlar, “Merkez Bankası’nın açıklamasında da bu olayın enflasyon üzerinde etkisi olmayacağı ortaya koyuldu. Diğer yandan özel tüketimde gerileme yok, hızını
koruyor. Mega projelerde de takvim işliyor” dedi. Başkonsoloslara hitabında hükümetin OHAL süresince günlük hayatı etkileyecek bir uygulama olmayacağının sözünü verdiğini belirten Çağlar, “İş dünyasının her zaman yanında olan, yabancı yatırımcıyı her ortamda destekleyen Sayın Cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize güvenimiz tamdır. Gerek demokrasimizin ve gerekse ekonomimizin bu süreçten güçlenerek çıkacağına hiç şüphemiz yoktur” diyerek gerek konsolosluklar ve gerekse yabancı yatırımcı açısından endişe edilecek bir durum olmadığının altını çizdi. Toplantıda başkonsolosların temsil ettiği ülkelerle özel sektörümüzün ekonomik işbirliğini kuvvetlendirecek adımlar da ele alındı.
OERLİKON, DÜNYA ÇAPINDA KAYNAK UZMANLIĞI SUNUYOR
DOSYA
“Yüksek kalite, uygun maliyetli ürünler, birinci sınıf hizmet, teslimat, yakın müşteri ilişkileri ve diğer tüm üretim gereksinimler için müşterilerin memnuniyeti taahhüdü bulunmaktadır.”
36
Sektöründe lider olan Reis Makina, dünyaca ünlü Oerlikon ve Weldline markalı kaynak aksesuarları ile kaynak sektörüne uzmanlık sunuyor. Oerlikon markası ile ileri ve zorlu uygulamaları destekleyerek kaynak sektöründe adından söz ettiren Reis Makina yetkilileri ile bir söyleşi gerçekleştirerek son dönem çalışmalarına dair bilgiler aldık.
O
erlikon markası Reis Makina güvencesi ile Türkiye’de “1991 yılında Air Liquide firmasına katılan Oerlikon markasının geçmişi 1938 yıllarına dayanmaktadır. Air Liquide, Oerlikon ve sahip olduğu önemli kaynak ürünleri
• Eylül 2016
ile birlikte Air Liquide Welding markasını hayata geçirmiştir. Air Liquide Welding, 90 ülkede distribütörlüğü ve 2261 çalışanı ile sektörde önemli bir marka haline gelmiştir. 2015 yılında, Avrupa’da üretilen ve Yeni Oerlikon
Logolu Kaynak Makinaları ve Aksesuarlarının, Türkiye Pazarında yer alması için Reis Makina güvencesini tercih etmiştir.” Oerlikon dünya çapında kaynak uzmanlığı sunuyor Oerlikon makina imalat, montaj, kimya, petrokimya, nükleer enerji ve rüzgar enerjisi gibi çeşitli sektörlerde en ileri ve zorlu uygulamaları desteklemek için dünya çapında kaynak uzmanlığı sunmaktadır. Oerlikon kaynak sarf malzemeleri imrenilecek ve uzun süredir devam eden bir
üne sahiptir. Avrupa’da üretilen kaynak sarf malzemeleri ve makinaları Türkiye’de yerli imalatçının hizmetine 2015 yılından itibaren sunulmuştur. Özellikle Avrupa’da üretilen Rutil ve Bazik Elektrod serisi, Oerlikon CITOARC 1850 Force PFC’li İnverter Elektrod Kaynak Makinaları tüm Türkiye çapında ses getirmiştir. CITOTIG serisi TIG kaynak makinaları paslanmaz ve alüminyum sektöründe argon kaynakçılarının aradığı tüm özellikleri ve kaliteyi Oerlikon markası altında sunmaktadır. CITOWAVE serisi MIG/MAG kaynak makinalarımız içerisinde yüklü 99 adet sinerjik kaynak süreçleri haricinde kişisel sinerjik eğrisi oluşturma imkanı sunar. Ayrıca SWAN yazılımı ile ağ bağlantısı kurarak makinaların anlık ve geçmişe yönelik çalışma parametrelerinin izlenebilme imkanını sağlamaktadır. Temel taahhüdü yüksek kalite uygun maliyet Yüksek kalite, uygun maliyetli ürünler, birinci
sınıf hizmet, teslimat, yakın müşteri ilişkileri ve diğer tüm üretim gereksinimler için müşterilerin memnuniyeti taahhüdü bulunmaktadır. Oerlikon Kaynak Makinaları ve Aksesuarları Distribütörlüğünü, Türkiye’de Reis Makina gerçekleştirmektedir. Türkiye genelinde; Air Liquide Welding markası olan Oerlikon ve Weldline ürünlerinin satış ve satış sonrası hizmetlerine, Reis Makina bayileri, teknik servislerinin güvencesi ve kurumsal altyapısı ile ulaşabilirsiniz. “Yeni bir bayilik sistemi oluşturduk” Reis Makina Türkiye genelinde yeni bir bayilik sistemi oluşturduk. 52 bayi ve 40 servis ağımız olup bölgesel satışlara ayrıca önem vermekteyiz. Bayilerimize ürün eğitimleri, demolar ve kampanyalar ile destek veriyoruz. Oerlikon portal sistemi ile online sipariş ve stok yönetimi yapıyoruz. “Kaynak sektörünün gelişimi yatırım ve büyümeye bağlı”
“Oerlikon Ar-Ge merkezli çözümleriyle dünya tecrübesini kaynakçılarımızın kullanımına sunuyor” CTAS (Kaynak Uygulamaları Teknik Merkezi), 140 bilim adamı ve mühendislerden oluşan bir ekip ile Oerlikon, müşteri verimliliği, üretim kalitesini artırmanın yanı sıra endüstriyel çözümler sunmaktadır. Oerlikon yarının ürünlerini oluşturmak için, en son teknolojileri kullanarak mevcut kaynak ekipmanlarını, sarf malzemelerini ve kaynak proseslerini geliştirmektedir. Reis Makina müşterilerinin kaynak çözümlerinde Oerlikon Ar-Ge merkezli çözümleriyle dünya tecrübesini kaynakçılarımızın kullanımına sunmaktadır. Sektörde haksız rekabet söz konusu Sektörde standartlara uymayan Uzak Doğu ürünlerin piyasada oluşturduğu bir haksız rekabet ortamı olduğunu söyleyebiliriz. Oerlikon tüm üretim tesisleri ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi onaylıdır ve Avrupa standartlarında üretim yapılır. Ürün testleri üretim sürecinin temel adımıdır ve Oerlikon ürünlerimizin genel kalitesini ve güvenliğini ortaya çıkarır.
DOSYA
Yatırım ve büyüme olduğu sürece çelik üretimi ve tüketimi de o oranda artacaktır. Kaynaklı imalat alanında verimliliğin arttırılması, maliyetlerin düşürülmesi ancak know-how‘ı olan katma değerli ürünlerle olabilmektedir. Türkiye’de artık birçok üretici katma değeri olan yüksek teknolojili ve kaliteli ürünleri kullanmaktadır.
37
SEKTÖREL HABER
FİLLİ BOYA VE FAWORİ BAYİLERİ ELİNİZİN ALTINDA
38
Filli Boya ve Fawori’nin geliştirdiği “En Yakın Bayi” özel uygulaması ile en yakın bayiye ulaşmak artık çok daha pratik. Birkaç tıkla en yakın bayinin harita üzerinde görülebildiği, adres ve telefon bilgilerine kolaylıkla ulaşılabildiği uygulamalarda seçilen bayiye yol tarifi de alınabiliyor.
F
illi Boya ve Fawori’nin mobil alanda gerçekleştirdiği “En Yakın Bayi” uygulaması, yaşam alanlarında yenilik isteyen tüketicilere kolay ve pratik ulaşım yolları sunuyor. Hem Filli Boya hem de Fawori’nin sahip olduğu “En Yakın Bayi” uygulamalarıyla tüketiciler ihtiyaç duydukları ürünlere
• Eylül 2016
ulaşabilecekleri bayilere bir tıkla erişebiliyor. En son geliştirilen teknolojilerle oluşturulmuş “En Yakın Bayi” uygulaması sadece birkaç tıkla en yakın bayinin harita üzerinde görülmesini sağlıyor, adres ve telefon bilgilerine ulaşma şansı veriyor. Yol tarifinin de alınabildiği uygulama ile ihtiyaçlara
sahip olmanın pratik yolu bulunuyor. Filli Boya’nın mobil alandaki yeniliklerine bir yenisini daha eklediği “En Yakın Bayi” uygulamasında ayrıca Renxmatik Sistemi’nin yer aldığı bayilere ve yalıtım uygulaması hizmeti veren bayilere de kolaylıkla ulaşılabiliyor. Kolay ve hızlı bir şekilde yaşam alanlarının yenilenmesine yardımcı olan Filli Boya ve Fawori’nin “En Yakın Bayi” uygulamaları ücretsiz olarak IOS için AppStore’dan, Android cihazlar için GooglePlay’den indirilebiliyor.
AKTÜEL
RUSYA’DAKİ İNŞAAT SEKTÖRÜ İÇİN GERİ SAYIM SÜRÜYOR: “2,5 MİLYAR DOLARLIK İŞ”
40
St. Peterburg zirvesinin ardından Rusya’daki Türk inşaat sektörü, “fabrika ayarlarına” dönmek için gün sayıyor. Yaptırımlar kapsamında Putin’in yılbaşında “faaliyet yasağı” koyduğu ve zor şartlar altında çalışmaya devam eden Türk inşaat şirketleri önce bu yasağın kaldırılmasını, sonra yeni projelerle pazara güçlü bir dönüş yapılmasını bekliyor.
P
iyasa uzmanları Türk inşaat şirketlerine koyulan yasağın bürokratik süreçte sonbaharda kaldırılmasının beklendiğini, ancak diğer yandan Rusya
• Eylül 2016
ekonomisinde Türkiye ile ilişkilerden bağımsız olarak sıkıntılı gidişatın sürmesi nedeniyle inşaat sektörünün eski parlak günlerine dönmesinin kolay olmadığını
vurguluyor. Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Mithat Yenigün, “Yeni dönemde ilk etapta yaklaşık 2 milyar dolar tutarındaki projenin yeniden başlaması, kademeli normalleşme sürecinde yıllık yeni proje tutarının kriz öncesi seviyelere dönmesi ve bu seviyeleri aşması hedeflenmektedir,” dedi. Yenigün yaptığı açıklamada, Türk müteahhitlerin dünyaya
AKTÜEL 42
açıldığı pazarlar arasında Rusya’nın her zaman önemli bir yere sahip olduğunu ifade ederek, pazara ilk defa giriş yapılan 1988’den bu yana üstlenilen bin 941 projenin toplam bedelinin yaklaşık 65 milyar dolar olduğunu bildirdi. Yenigün, yurt dışında üstlenilen projelerin ülkelere göre dağılımına bakıldığında Rusya’nın yüzde 20 pay ile lider konumda bulunduğunu, Rusya’nın inşaat malzemeleri talebi nedeniyle ülke ihracatı açısından da önemli olduğunu vurgulayarak, Erdoğan-Putin görüşmesine ekonomik konuların damgasını vurduğunu, her iki liderin Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerin lokomotifinin inşaat sektörü olduğunu ifade ettiğini söyledi. Görüşmede alınan kararlara da değinen Yenigün, Türk inşaat firmaları tarafından yapılan projelerin yeniden hayata geçirileceğinin açıklandığını bildirdi. Tüm bu gelişmelerin inşaat sektörü açısından memnuniyet verici olduğunu dile getiren Yenigün,
• Eylül 2016
yeni dönemde ilişkilerin normalleşmesiyle iki ülkenin de ekonomisine pozitif katkının devam etmesini beklediklerini kaydetti. Türk müteahhitlerin Rusya’da aldığı iş miktarının 2013’te 4,8 milyar dolar, 2014’te 3,9 milyar dolar ve 2015’te 5,4 milyar dolar olduğunu belirten Yenigün, “Bu değerlendirme ile orta vadede yıllık bazda bu büyüklükte bir potansiyel proje tutarından söz etmek mümkündür,” dedi. “2,5 milyar dolarlık işlerin önü açıldı” Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, ziyaretin sadece müteahhitlik sektörü için değil, başta turizm ve enerji olmak üzere birçok sektör için büyük önem arz ettiğini dile getirerek, “Rusya bundan sonra daha büyük projeler yapmak istiyor. Türk müteahhitler bu projeleri üstlenme konusunda yeniden iddialı hale gelecek.” dedi. Türk müteahhitlerin Rusya’da yeniden aktif rol almasının birçok alana olumlu yansıyacağını, bu sektörlerden birinin de Türk inşaat
malzemeleri olduğunu belirten Özdemir, müteahhitlerin inşaatlarda kullandıkları malzemeleri Türkiye’den götürdüğünü aktardı. Özdemir, iki ülke arasında gerginliğin sürdüğü dönemlerde, personel ve malzeme götürüp getirme konusunda zorluk yaşandığına işaret ederek, bundan sonrası için böyle bir zorluk beklemediklerini kaydetti. Şu anda Rusya’da inşa ettikleri Rostov Havalimanını 2017 sonunda bitirmeyi planladıklarını bildiren Özdemir, ilişkiler normale döndüğünde daha rahat personel götüreceklerini, malzemeleri daha rahat ileteceklerini söyledi. Özdemir, şöyle devam etti: “Müteahhitlerimizin dünyada en etkili olduğu ülkelerin başında neredeyse Rusya geliyor. Şu anda Türk müteahhitlerin öz anlaşmasını yaptığı, ihalesini kazandığı veya takip ettiği 2,5 milyar dolarlık iş var. İlişkilerin normale dönmesiyle ihale ve görüşme safhasında olan 2,5 milyar dolarlık işlerin önü açıldı.”
SAINT-GOBAIN AŞINDIRICILAR; PERFORMANSTA İDDİALI
DOSYA
Saint-Gobain Aşındırıcılar Genel Müdürü Aykut Aydoğan Eskişehir’de ve Gebze’de bulunan fabrikalarda Kesme & Taşlama Taşları üretimi ve Zımpara ürünlerinin konfeksiyonunu yerel olarak yaptıklarını belirterek, bu sayede rekabetçi fiyat politikası ile üstün performanslı ürünleri tüketici ile buluşturduklarını aktardı.
Saint-Gobain Aşındırıcılar Genel Müdürü Aykut Aydoğan
44
Aşındırıcı pazarı Türkiye’de kuşkusuz büyüme potansiyeli olan bir sektör. Saint-Gobain Aşındırıcılar ‘da bu potansiyel doğrultusunda Türkiye’deki yeni yatırımları ile sektörde ses getirmeye devam ediyor. Saint-Gobain Aşındırıcılar Genel Müdürü Aykut Aydoğan ile yaptığımız röportajda Türkiye yatırımları ve faaliyetleri ile ilgili konuştuk.
F
irmanız hakkında ve faaliyet gösterdiği alanlarla ilgili bilgi verir misiniz? Saint-Gobain Aşındırıcılar olarak 27 ülkedeki 62 üretim tesisi ile sunduğumuz her ürün
• Eylül 2016
gamında lider pozisyonlarda yer almakta ve dünya genelinde 10 bin 400’den fazla kişiye istihdam sağlamaktayız. Türkiye’deki faaliyetlerimiz ise 1980’li yıllara dayanmakta ancak 2013 yılında
şirketleşme yoluna giderek hızlı büyüme stratejimizi bu dönemde oluşturduk. Şu an Türkiye’de Norton başta olmak üzere, Clipper, Winter ve Grinding markalarıyla yer almaktayız. Bir de bunların dışında bildiğiniz üzere sektörün lider markası Atlas Zımpara’yı satın alarak Saint Gobain’in bünyesine entegre ettik. Atlas markası ile daha da gelişen şekilde faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Ürün gamınızdan bahseder mi-
kullanım avantajı sağlamaktayız. Önümüzdeki yılda da ürün gamımızı ürün geliştirme çalışmaları ve yeni ilaveler ile zenginleştirmeye devam ediyor olacağız. Ürettiğiniz ürünlerin kontrol süreci nasıl işliyor? Saint-Gobain Aşındırıcıları diğer markalardan ayıran özellikler nelerdir? Bizi diğer markalardan ayıran özelliklerden biri olarak FEPA ve oSa kurucu üyesi olduğumuzu söyleyebiliriz. Tüm ürünlerimizi bu standartlara uygun olarak üretmekteyiz. Fabrikalarımızdan çıkan tüm ürünlerimizi, hem kendi yaptığımız hem de bağımsız denetim firmaları tarafından yapılan testlerden başarıyla geçirdikten sonra tüketici ile buluşturmaktayız. Saint-Gobain Aşındırıcılar grubunda bayilik yapılanmanızdan bahseder misiniz? Saint-Gobain olarak yapı sektör-
lerindeki kardeş firmalarımızda olduğu gibi çoklu bayi anlayışıyla çalışıyoruz. Öncelikli amacımız sistemli aksiyonlarla marka ve ürünlerimize olan talebi arttırmak, buna paralel olarak da tüm bölge ve şehirlere yayılmak. Perakendeci ve dağıtıcı nitelikte bayilerimiz mevcut. Bunların dışında bazı spesifik marka ve ürünlerimiz için Türkiye’de mümessillerimiz ile çalışmaya devam ediyoruz. Satış sonrası hizmet faaliyetlerinizden bahseder misiniz? Firmamızın müşteri hizmetleri ekibi ve saha satış temsilcileri ilk ulaşabileceğiniz kişiler olup herhangi bir uygulamada en iyi çözüm için en iyi şekilde rehberlik edecek şekilde görevlendirilmişlerdir. Müşterilerimiz, herhangi bir konuda kendilerine her zaman ulaşıp destek isteyebilirler.
DOSYA
siniz? Bu yıl özellikle öne çıkan ürününüz var mı? Aşındırıcı pazarına sunduğumuz ürünleri 5 ana başlık altında segmente etmekteyiz. Bu başlıkları ise şu şekilde belirtebilirim: Kesme & Taşlama Taşları, Zımparalar, Elmas Kesiciler, Bağlayıcı Taşlar ve Süper Aşındırıcılar. Kısaca müşterilerimize ihtiyaç duyabilecekleri tüm ürünleri sunma şansına tek elden sahibiz. Türkiye’de, Eskişehir ve Gebze’de bulunan fabrikalarımızda Kesme & Taşlama Taşları üretimi ve Zımpara ürünlerinin konfeksiyonunu yerel olarak yapmaktayız. Bu sayede rekabetçi fiyat politikası oluşturarak üstün performanslı ürünlerimizi tüketici ile buluşturmaktayız. Bu yıl, yüksek fiyat-performans oranı elde ettiğimiz “Norton Vulcan” Kesme & Taşlama Taşları, öne çıkan ürünümüz oldu. Vulcan serisi ile hızlı ve rahat kesme/taşlama yaparken daha uzun
45
DOSYA 46
İnovasyon ve Ar-Ge alanındaki çalışmalarınız nelerdir? Saint-Gobain Aşındırıcıların hedefi, günlük çalışmalarında teknolojide mükemmelliği ve müşterileri ile en güçlü işbirliğini kurabilmektir. Bu nedenle dünya çapında ciromuzun önemli bir bölümünü ARGE çalışmalarına ayırmaktayız. Dünyanın çeşitli ülkelerinde 3 büyük ARGE platformumuz ve 8 büyük Teknoloji & Eğitim Merkezimiz bulunmakta. Bunun yanı sıra en yetenekli mühendislerin gerçek müşteri durumlarını canlandırarak test, eğitim ve geliştirme yaptıkları Uzman Taşlama Teknoloji Merkezleri, ürün gelişimine büyük katkı sağlamakta. Tüm ARGE çalışmalarımızın sonucu olarak bugün satışını gerçekleştirdiğimiz ürünlerin %35’inin 5 yıldan genç inovatif ürünler olduğu bilgisini paylaşabiliriz.
• Eylül 2016
Eskişehir’de 2014 yılında, Türkiye’deki ilk kesme ve taşlama taşları fabrikası kuruldu. Fabrika üretimi hakkında neler söylemek istersiniz? Eskişehir fabrikamız bildiğiniz gibi kesme ve taşlama taşları ürün grubunda ülkemize yapılan %100 yabancı sermayeli ilk üretim yatırımı... Fabrikamızda, az
önce bahsetmiş olduğum ARGE çalışmalarına ek olarak, Türkiye pazarının gereksinimlerini karşılama amaçlı çalışmalar ve testler yapmaktayız. Yerel olarak ürettiğimiz kesme & taşlama taşları gamındaki her ürün bizim için çok değerli. Biz fabrikayı kurarken diğer birçok fabrikamızda da olduğu şekilde ihracat amaçlı da
DOSYA faaliyet göstermesini planlamıştık ki, bu planladığımız doğrultuda ilerliyor. Geldiğimiz nokta itibarıyla ağırlıklı olarak Avrupa ve Orta Doğu coğrafyasına yayılan ihracatımıza son olarak Latin Amerika’yı da ilave ettik. Maalesef konjonktürel sebeplerden ara verdiğimiz Rusya pazarıyla ise yeniden buluşmaya hazırlanıyoruz. Bunun dışında bizim için yine sevindirici olan iç piyasada da planladığımız şekilde çok hızlı büyüyor olmamız. Bu gelişmeler ışığında mevcut kapasitemizde bu yıl 2 katına yakın artışa gitmiş olduğumuzu da bildirmekten mutluluk duyuyorum. Saint-Gobain Aşındırıcılar, Türkiye pazarından kaç ülkeye ulaşıyor? Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Eskişehir’deki fabrikanın açılmasının ardından, Türkiye pazarına hizmet etmemizin yanı sıra öncelikle Orta Doğu ve Orta Asya pazarlarına ihracat yapmaya başladık. Sonrasında Avrupa pazarlarında hızlandık ve son olarak az önce de belirttiğim gibi Güney Amerika’ya ulaştık. Üretim kapasitemizdeki artışa paralel olarak ihracat alanımızı daha da genişletmeyi planlamaktayız. Saint-Gobain’in yatırım yapmak için ülkemizi seçmesi bu açıdan da çok önemli. Aşındırıcılar sektörünün Türkiye’de ki gelişimi hakkında neler düşünüyorsunuz? Türkiye’deki Aşındırıcı sektörü, dünyanın geri kalanı ile kıyaslandığında nispeten daha az sayıda oyuncunun olduğu bir pazar.
Özellikle son zamanlarda ise bizim gibi yabancı oyuncuların ilgisini görüyoruz ki bu memnuniyet verici. Bizim amacımız, pazarı daha katma değerli çözümler ile tanıştırarak son kullanıcı gözünde ayrışmak. Tüm dünya piyasalarında edindiğimiz önemli tecrübeyi de pazara aktarmayı planlıyoruz. Son olarak eklemek istedikleriniz? Özellikle Norton ve Winter markalarımızla; globalde edindiğimiz tecrübe ve çözümleri Türkiye pazarına aktarmaktayız. Bütün dünyada başarısını kanıtlamış, bizi dünya liderliğine taşıyan ürün gruplarımızı, yerel olarak yakaladığımız artan ivmemiz ile Türkiye’de de bu noktalara taşıma arzusu içindeyiz.
47
AKTÜEL
RUSYA İLE NORMALLEŞME TÜRK YAPI SEKTÖRÜ’NE 700 MİLYON DOLAR GETİRECEK
48
Rusya ile Türkiye arasında düzelen ikili ilişkilerle, ertelenen siparişlerin tekrar gönderilmeye başladığını aktaran İMMİB Yapı Komitesi Başkanı Serdar Urfalılar, “Sektör ihracatımız 2014 yılında 710 milyon dolardı. Olumlu süreç devam ederse kısa sürede bu rakamı tekrar yakalayacağımızı düşünüyoruz” dedi.
İ
stanbul Maden ve Metaller İhrcatçı Birlikleri Yapı Malzemeleri Komitesi Başkanı Serdar Urfalılar, Rusya ile Türkiye arasıdaki ikili ilişkilerin düzelmesinin ülke ticaretine ve özellikle yapı sektörüne olumlu katkı sağlayacağını belirtti. Düzelen ilişkilerle ertelenen
• Eylül 2016
siparişlerin tekrar gelmeye başladığını aktaran Serdar Urfalılar, “İki ülke arasında yaşanan sorunlar nedeniyle sektör ihracatının yılın ilk 6 ayında 73 milyon dolara kadar geriledi. Sektör olarak Rusya’ya ihracatımız 2013 yılında 800 milyon, 2014 yılında ise 710 milyon dolardı. Olumlu süreç devam ederse kısa sürede
2014 rakamlarının tekrar yakalayacağımızı düşünüyoruz” dedi. Rusya’nın sektörün en büyük pazarlarından biri olduğunu dile getiren Urfalılar, “Rusya 2015 yılında 7,2 milyar dolar ve 2014 yılında ise 12,5 milyar dolar yapı malzemeleri ithalatı yaptı. Rusya’nın ithalatında en yüksek kalemler de yine Türkiye’nin birinci olduğu çelik, alüminyum ve
inşaat aksesuarları oluşturuyor. düzelen ilişkilerimizle Rusya’nın yapı malzemeleri ithalatında daha büyük paya sahip olmaya talibiz” diye konuştu. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan İstanbul Demir ve Demir Dışı Metallar İhracatçıları Birliği Başkanı Rıdvan Mertöz, Türk-Rus ilişkilerinin hızla düzelmesi ile Türk ekonomisine
AKTÜEL
yıllık 4,5-5 milyar dolarlık bir pozitif etki yapacağını söyledi. Rıdvan Mertöz şöyle devam etti: “Demir ve demir dışı metaller sektörü olarak temel hedefimiz düzelen ikili ilişkilerimiz doğrultusunda birlik alanımıza giren sektör ihracatlarının artışını sağlamak olacaktır. Bu kapsamda 2015 ve 2016 yılı ilk altı aylık süreçte miktar ve değer bazında oluşan %45-50 kaybımızı telafi etmek anlamında öncelikli olarak alüminyum, bakır ve yapı malzemeleri sektörü ihracat rakamlarını yukarı çekmemiz gerekiyor., Rusya Moskova’da uzun süredir yapı malzemeleri ve bağlantı elemanları sektörlerimiz konusunda söz sahibi olan Mosbuild ve Batimat fuarlarına katılıyoruz düzelen ilişkilerimizle bu ve benzeri fuarların bölgede artış göstereceği kanaatindeyiz. Bununla beraber Türk ürünlerimizin bölgede aktif tanıtımlarının yapılacağı bir Türk Ticaret Merkezi projemizde hali hazırda yürütülüyor.”
49
Türkiye Hazır Beton Birliği Başkanı Yavuz Işık:
AKTÜEL
“DEPREMİ AZ HASARLA ATLATMAK BİZİM ELİMİZDE”
50
Türkiye Hazır Beton Birliği Başkanı Yavuz Işık, 17 Ağustos Depremi’nin 17’nci yıldönümünde Türkiye’yi yeniden uyardı. Türkiye nüfusunun yüzde 95’inin deprem bölgelerinde yaşadığını hatırlatan Işık, “En büyük sorunumuz deprem bilincinin hala oluşturulamamasıdır. Denetim ve kaliteli beton kullanımı ile depremi az hasarla atlatmak bizim elimizde. Kentsel dönüşüm çalışmalarında kullanılacak KGS belgeli kaliteli hazır beton olası bir depremde birçok hayat kurtaracaktır” dedi.
T
ürkiye Hazır Beton Birliği, 17 Ağustos 1999’da yaşanan deprem felaketinin 17’nci yıldönümünde deprem gerçeğini hatırlattı. “Öncelikle 17 Ağustos’ta yaşamını yitiren bütün vatandaşlarımızı rahmetle anıyoruz” diyen Yavuz Işık şöyle devam etti:
• Eylül 2016
“Yaşadığımız 17 Ağustos felaketinin üzerinden 17 sene geçti. Görüyoruz ki Türkiye hala deprem felaketine hazır değil. Depremle yaşamayı öğrenmeliyiz. Depremi az hasarla atlatmak da bizim elimizde. Her şartta denetim ve kaliteli beton kullanımı ile bu felaketi en az zararla geride
bırakabiliriz” ifadesini kullandı. Kentsel dönüşüm konusunda hazır beton kullanımının kilit rol oynadığını dile getiren Yavuz Işık, “Yapılacak çalışmaların deprem bilinci ile deprem yönetmeliğine uygun bir şekilde hızlandırılması gerekiyor. Bu hususta THBB üyelerinin ürettiği KGS belgeli kaliteli hazır betonun kullanılması da büyük önem teşkil ediyor. Depreme karşı Türkiye’de sağlam ve sağlıklı kentleşme yolunda önemli adımlar atan THBB olarak, depreme dayanıklı yapılar için tüm malzemelerde olduğu gibi hazır betonun da üretim
AKTÜEL
sürecinin tamamını kapsayacak şekilde denetlenmesi gerektiğinin altını bir kez daha çiziyoruz” diye konuştu.
52
“THBB üzerine düşeni yapmaya hazır” “Ülke nüfusunun yüzde 95’i deprem bölgelerinde yaşıyor. Kentsel dönüşüm kapsamında yapılan risk tespiti ve yıkımlarda İstanbul ilk sırada bulunuyor” diyen Işık sözlerine şöyle devam etti: Depremle ilgili araştırmalar, yapılan açıklamalar büyük depremin çok da uzak olmadığını gösteriyor. Bu tablo durumun ciddiyetini ve işin aciliyetini net bir şekilde gözler önüne seriyor. THBB olarak hem üyelerimiz hem de kamuoyu için depreme dayanıklı yapı tasarımı ve hazır beton uygulamalarını konu alan bilgilendirmeler yapıyoruz. Bu konuda ülkenin bilinçlenmesi adına üzerimize düşeni yapmaya hazırız.” Türkiye’de son yıllarda beton üretim konusunda olumlu yönde bir gidiş olduğuna da dikkat çeken Yavuz Işık, “Türkiye, hazır betonda teknolojisini ve yetkinliğini ispatlamıştır. Avrupa’daki ülkeler arasında lider konuma gelen Türkiye, dünyada ise üçüncü en büyük hazır beton üreticisi haline gelmiştir. Hazır beton dayanım sınıfları açısından Avrupa ortalamasının üstüne çıkan ülkemiz, C25 ve üstü dayanım sınıfındaki beton kullanım oranında yüzde 89 ile listenin en üstlerinde yer almaktadır. Hazır beton alanında kaliteyi ve güvenceyi garanti altına almaya hedefleyen Birliğimiz, Kalite Güvence Sistemi (KGS) ile kaliteli ve yüksek dayanım • Eylül 2016
sınıflarında beton üretimi gerçekleşmesini sağlamaktadır. Beton üretim tesislerinin yerinde denetiminin yanı sıra habersiz ürün denetimleri de gerçekleştiren KGS tarafsızlığını kanıtlayarak kaliteli beton kullanımının yaygınlaşmasına katkı sağlamaktadır. Hazır betonun üretim sürecinin tamamını kapsayacak şekilde denetlenmesi, deprem ve diğer dış etkilere dayanıklı binalar üretmek için kaçınılmaz bir şarttır. Birlik olarak bu hususta, KGS belgeli kaliteli beton kullanımını desteklediğimizi bir kez daha vurgulamak isteriz. Ülkemizde üretilen betonların yüzde 65’i de Türkiye Hazır Beton Birliği üyeleri tarafından KGS belgeli
olarak üretilmektedir. Bu veriler bizi geleceğe yönelik umutlandırmaktadır” dedi. Araştırmalar yakından takip ediliyor Marmara Denizi’nde bir araştırma yapan Fransız Le Suroit gemisinin kesin raporları da THBB Başkanı Yavuz Işık’ın uyarıları doğruluyor. Fransa’nın Elsevier Dergisi’nde yayımlanan raporlarda İstanbul’un ciddi bir deprem tehdidi altında bulunduğuna dikkat çekildi. 12 bilim adamı tarafından gerçekleştirilen çalışmada Marmara içinde tek hat halinde iki fay hattı tespit edildi. Araştırmada fay hatlarının aktif ve yıkıcı olduğuna dikkat çekiliyor.
ZETTEX’TEN TÜRKİYE’YE YATIRIM PLANLARI
RÖPORTAJ
Zettex Türkiye Genel Müdürü Bülent Taşören: “Hedeflerimiz arasında ilk sırada Türkiye’de üretime geçiş planlarımız bulunuyor” dedi.
54
Sektöründe İngiltere’nin en köklü firmalarından biri olan Zettex, 2018 yılında Türkiye’ye açacakları tesis ile doğrudan üretimi destekliyor. Zettex Türkiye Genel Müdürü Bülent Taşören ile Zettex’in Türkiye çalışmalarını ve üretimine dair diğer planlamalarını konuştuk. Kurumunuzun kuruluşu ve bu günlere gelişi ile ilgili kısa bir bilgi alabilir miyiz? Firmamız İngiltere’de 1800’lerin sonunda kurulmuş en köklü firmalarından birisidir ve Manchester’da yapı kimyasalları Ayresol ve Boya olmak üzere 3 ayrı fabrikadan oluşmaktadır. Ürün gamanızdan bahseder misiniz? Sektöre sunduğunuz çözüm önerileri nelerdir? Çok geniş bir ürün gamına sahibiz. Ürünlerimizi genel olarak yapı kimyasalları diye özetlesek de otomotiv ve denizcilik sektörüne de geniş yer vermekteyiz.
• Eylül 2016
Zettex Türkiye Genel Müdürü Bülent Taşören
2016 yılı içerisinde yapıştırıcılar ve silikon alanında sunduğunuz ya da sunacağınız yeni ürün var mıdır? Özelliklerinden söz eder misiniz? Başta silikon çatı izolasyon yapıştırıcıları olmak üzere ürünlerimiz sürekli ArGe birimimiz tarafından geliştirilmek üzere çalışmaları yapılmaktadır. Dolayısıyla özel müşterilerimize projeleri bazında çözüm odaklı da çalıştığımız için müşterilerimizin özel taleplerine çok hızlı bir şekilde servis sunmaktayız. Pazara sunmuş olduğunuz
ürünlerin hedef kitlesi, proje amacı ve sektöre sunduğu yenilikler nelerdir? Hedef kitlemiz öncelikle inşaat sektöründe kendi markasına ürün yaptıran firmalar. Bu noktada MS Polimer ve Poliüretan başta olmak üzere firmalara kendi markalarında ürün sağlıyoruz. Türkiye pazarındaki yerinizden bahseder misiniz? İngiltere’de yaptığımız üretimi 2018 yılı sonunda Türkiye’de açacağımız yeni bir üretim tesisi ile taçlandırmayı düşünüyoruz. Bununla birlikte bir İngiliz firması olarak yerli üretime geçiş yapmayı planlıyoruz.
Dünya pazarındaki yerinizden ve üretim kapasitenizden bahseder misiniz? Zettex kaç ülkede? Zettex; Avrupa , Amerika, Orta Asya, Afrika Kıtası ve Uzak Doğu’da bir çok ülkeye hizmet vermektedir. Şu anda global olarak üç ayrı fabrikamızdan verdiğimiz hizmet ve geliştirmeye devam ettiğimiz üretim alanlarımızdan dolayı kendimize herhangi bir üretim kapasite sınırı koymadık. Zettex Türkiye bayi planlaması ile neler söylemek istersiniz? Yukarıda da bahsettiğim üzere biz Zettex olarak öncelikle Privat Label dediğimiz kendi markasına üretim yapmak isteyen iş ortaklarımıza üretici olarak hizmet vermek istiyoruz. Tabii ki pazarın gerekliliklerine göre kendi markamıza bayilikte verebiliriz fakat bu yakın gelecekte düşündüğümüz bir proje değil. Satış ve pazarlama stratejileriniz nelerdir? Son kullanıcının satın alma tercihlerini etkileyen sebepleri nasıl değerlendirirsiniz? Zettex olarak satış stratejimiz öncelikle kalite ve hızlı servistir. Fiyat politikamız ise müşteri ve sipariş odaklı ilerliyor. İş ortaklarımıza iyi ve kaliteli
ürün sunarken bununla birlikte Türkiye’de fabrikamızı kurmadan önce mümkün olduğunca kur farklarından etkilenmemeleri adına çalışmalarımız olacaktır. Bütün bunlarla birlikte tabii ki son kullanıcı içinde önemli olan iki şey var; kalite ve fiyat. Zettex olarak bu iki konuda son kullanıcının tatmin olması için üretim yaptığımız ve yapacağımız firmalarımıza her zaman destek vereceğiz. İnovasyon ve Ar-Ge alanında ki çalışmalarınız nelerdir? İnovasyon ve Ar-Ge bizim olmazsa olmazımızdır. Bizim bu alanda izlediğimiz strateji; ürünlerimizin kullanılacağı yeni alanları takip etmek ve yeni ürünleri geliştirmektir. Sıkıntıları, gelişimi, pazar payı ile sektörü değerlendirir misiniz? Özellikle MS Polimer ve Poliüretan Türkiye’de zaman zaman uzun vadede sorun oluşturan bir konudur. Son kullanıcılar için önemli olan aylar ya da yıllar sonra aynı ilk günkü gibi uygulama yerinde istedikleri neticeyi almalarıdır. Dolayısıyla bu ürünler sadece kısa vadede değil uzun vadede de kalitelerini belli eden ürünlerdir. İşte bu sebepten dolayı müşteriniz size uygulamayı yaptıktan 6 ay sonra da gelip uygulama yaptığı yerde sıkıntılar oluştuğunu söyleyebiliyor. Bu durumu kendi ürünlerimiz de olsa da görüştüğümüz bazı son kullanıcılardan duyuyoruz. Bu ürünlerin bütün yasal test raporlarının olması ve üretici olarak sizin ürün garantisi ve telafisini sunmanız gerekiyor. Pazar payı olarak sektöre
RÖPORTAJ
İş ortaklarımız olarak gördüğümüz müşterilerimize ithal ettikleri ve pazarda kur farkından dolayı zorlandıkları ama kaliteden de ödün vermek istemedikleri; önce kalite sonra fiyat odaklı ürünlerimizi imalatlarından dolumuna kadar Türkiye’den yapacağız. Hedeflerimiz arasında ilk sırada Türkiye’de üretime geçiş planlarımız bulunuyor.
55
RÖPORTAJ 56
bakacak olursak yaptığımız bir çalışmaya göre bundan sonraki on yıllık süreç için pazarda ki en önemli ülkelerden yine ilk onda Türkiye ilk sıralarda yer almaktadır . Sektörel anlamda hedefleriniz, beklentileriniz ve genel ekonomik değerlendirmeleriniz nelerdir? Türkiye özellikle son zamanlarda yaşanan sıkıntılardan sonra ekonomik olarak global pazarda güçlü bir duruş sergiledi. Zettex gibi diğer global oyunculara da Türkiye pazarının güvenilir bir liman olduğunu ispat etti. Önemli olan; Zettex gibi yabancı yatırımcıları Türkiye çekebilecek arenalar oluşturmakla birlikte bu yatırımcılara, kendileri için yada Türk ortaklı üretim alanları açmanın imkanını sağlamaktır. Toparlamak gerekirse son
• Eylül 2016
olarak eklemek istedikleriniz? Toparlamak gerekirse Türkiye genç dinamik ve her gün daha donanımlı hale gelen nüfusu ile dünyada hak ettiği yeri emin adımlarla almaya devam ediyor. Zettex olarak biz Türkiye projemizi başlattığımızda hiç bir zaman satış ofisi odaklı bir konum almadık, bizim için önemli olan Türkiye’de planladığımız üretim oldu. Bu konuda bizim genç beyin göçünü ülkemizde tutup bu gençlere destek olmamız ve yeni yerli üretim alanları açmamız gerekiyor. Bundan sonraki süreçte iş ortaklarımızla birlikte üretime geçerken ülkemizdeki gençlere Zettex olarak önemli bir yer vermek ve destek olmak istiyoruz . Son olarak sahsım ve firmam adına Nalbur Teknik dergisine desteğinden dolayı çok teşekkür ediyorum.
YENİ ÜRÜN
USTALARIN YENİ VAZGEÇİLMEZİ, PANASONIC’TEN PRATİK AKÜLÜ VİDALAMA MODELİ
58
D
ünyanın önde gelen markalarından PANASONIC, ülkemizde VİKO by PANASONIC satış kanalı ile pazara sunduğu profesyonel el aletleri ile yüksek performansı ve ileri teknolojiyi ustaların kullanımına sunuyor. Ünlü marka, deneyimini ve uzmanlığını akülü vidalama modellerine de yansıtıyor. PANASONIC’in pano montaj firmaları, elektrik tesisatçıları, servis mühendisleri, üretim hattı ve montaj işleri için geliştirdiği EY 7410 model akülü vidalama ürünleri, pratik tasarımı ile büyük kolaylık sağlıyor. IF Ürün Tasarım
• Eylül 2016
Ödülü sahibi PANASONIC EY 7410 serisi akülü vidalama ürünleri, kompakt yapısı ve kolay kullanımı ile öne çıkıyor. Ürün, yüksek teknolojisi ile birçok avantaj da sunuyor. ‘Otomatik kavramayı kapatma’ özelliği sayesinde seçilen tork ayarına erişildiğinde dönüşü hemen durdurarak akü ve kavrama ömrünü uzatıyor. Ayrıca LED ışığı sayesinde karanlık yerlerde bile vidalama işlemleri rahatça gerçekleştirilebiliyor. 1.5Ah Li-Ion akü seti, 15 dakikalık kullanılabilirlik ve 30 dakikalık tam şarj edilebilirlik özelliği, akü dahil sadece 0.5 kg ağırlığa sahip olması; ürünü
benzerlerinden ayırıyor. 1/4” alyan da vidalayabilen PANASONIC EY 7410, 21 kademeli otomatik kavramayı kapatma, elektronik kapatma, kavrama kilit kapağı, kilitleme anahtarı, kaymayan kauçuk kulp ve LED ışık ile de farkını ortaya koyuyor. EY 7410 modeli, LA2S satış paketinde ikinci akü seti, şarj aleti ve plastik kutusu ile birlikte satışa sunuluyor. VİKO by PANASONIC, profesyonel el aletlerine 3 yıl garanti verirken, Türkiye genelinde oluşturulmuş 21 yaygın servis noktası ağı ile de satış sonrası destek sağlıyor.
fischer Türkiye Genel Müdürü Özgür Ceylan
“ÖNCELİKLİ AMACIMIZ GÜVENLİĞİ, KONFORU VE ESTETİĞİ ARTTIRMAK”
RÖPORTAJ
fischer Türkiye Genel Müdürü Özgür Ceylan “Evinde televizyonunu duvara asmak isteyen biri de olsanız, dev bir proje için tasarım da yapıyor olsanız fischer’in hedef kitlesine dahil oluyorsunuz. ” diyerek öncelikli amaçlarının; etrafı saran tüm yapılardaki güvenliği, konforu ve estetiği arttırmak olduğunu belirtti.
60 Almanya merkezli fischer, Türkiye’de faaliyet alanını her geçen gün artırarak sektörde büyümeye devam ediyor. İnşaat sektörüne hizmet eden ürün grupları üzerinde çalışan Fischer, özellikle bağlantı sistemlerinde iddialı. fischer Türkiye Genel Müdürü Özgür Ceylan ile fischer’in Türkiye pazarındaki yeri, ürün grupları ve bilinmeyenleri ile ilgili konuşarak markayı yakından tanıma fırsatı bulduk.
1
980 sonrası fischer’n dünyaya açılması hızlandı fischer 1948 yılında Artur Fischer tarafından Almanya’nın Baden Württemberg eyaletinde kuruldu. 1958’de ilk dübel
• Eylül 2016
modeli olan S-plug ile inşaat sektörüne adım attı ve o günden beridir de sayısız yenilik ve çeşitlilikle girdiği her alanda en önde olmaya çalışarak yoluna devam ediyor. Günümüzde
firmanın başında bulunan Prof. Klaus Fischer 1975 yılında şirkete katıldı ve 1980 yılında baba Artur Fischer yönetimi tamamen oğlu Prof. Klaus Fischer’e bıraktı. 1980 sonrasında şirketin büyümesi ve dünyaya açılması hızlandı ve böylece günümüzdeki halini aldı. “Sadece inşaat sektörüne hizmet eden ürün grupları üzerine çalışıyoruz” fischer günümüzde fischer fixings, fischer automotive,
fischer olarak öncelikle her ürün grubunda en yüksek kaliteyi ve çeşitliliği sunuyoruz. Hizmetlerimizi sadece daha kaliteli ve daha verimli sistemler sunmanın ötesine taşımak için mühendislik hizmetlerimizle de fark oluşturmaya çalışıyoruz. Tasarım aşamasından uygulama aşamasına kadar ürün ve çözümlerimizde dair mühendislik hizmetlerini vererek daha güvenli ve ekonomik yapılar için çalışıyoruz. Ücretsiz sunduğumuz Fixperience yazılımımız ile kullanıcıların ve tasarımcıların ürünlerimizi kullanarak oluşturacakları sistemleri statik, dinamik, sismik ve yangın koşullarında hesaplayarak raporlama yapmalarını sağlıyoruz. Ayrıca her türlü ürün grubumuzla ilgili çözümlere yönelik mühendislik desteğini de ülkenin her yerinde sunuyoruz. 3 yeni ürün 2016 yılı bizler için oldukça verimli geçiyor. Alanında en
Fischer Türkiye Genel Müdürü Özgür Ceylan
başarılı durumda olan ürünlerimizde yaptığımız iyileştirme ve güncellemelerin yanı sıra pek çok yenilikçi ürünü de piyasaya sürüyoruz. Bu yıl piyasaya sürülecek olan en önemli üç ürünümüz DUOPOWER plastik dübel, DUOTEC panel duvar dübeli ve ULTRACUT FBS II beton vidası. • DUOPOWER yıl başında Avrupa’da belirli ülkelerde piyasaya sürüldü ve beklenenin çok üzerinde bir taleple karşılandı. Hatta bu talep sebebiyle Türkiye pazarına altı ay gecikmeli olarak yıl sonunda sunulacak. DUOPOWER dünyada bir ilk olan iki bileşenli plastik dübelimiz.
İki farklı plastik bileşenden oluşuyor. Genişleme, katlanma ve düğümlenme olmak üzere üç farklı çalışma sistemi sayesinde her türlü duvar malzemesinde ve betonda yüksek yükler taşıyabiliyor. • DUOTEC ise her açıdan yenilikçi ve pek çok kullanım avantajını beraberinde getiren bir panel dübeli. Montaj kolaylığı ve performansı ile Avrupalı kullanıcıların beğenisini çoktan kazanmış durumda. • ULTRACUT FBS II ise mevcut beton vidamız FBS’nin ikinci versiyonu. Patentli testere dişleri, ETA onaylı yüksek taşıma kapasitesi, ETA onaylı
RÖPORTAJ
fischertechnik ve fischer consulting olarak dört ana başlıkta çalışıyor. fischer Türkiye olarak sadece inşaat sektörüne hizmet eden ürün grupları üzerine çalışıyoruz. fischer Fixings bağlantı sistemleri, fischer Fire Stop pasif yangın durdurucu sistemler, ACT dış cephe sistemleri, fischer Installation Systems tesisat taşıyıcı sistemler, fischer Solarfix solar panel bağlantı sistemleri olarak kısaca özetleyebiliriz. En büyük uzmanlık alanımız olan bağlantı sistemleri de kendi içinde pek çok alt başlık içeriyor, bunlardan en önemlileri kimyasal dübeller, çelik dübeller, plastik dübeller, mantolama dübelleri, delici uçlar, vidalar, mastik ve köpükler.
61
dünyanın hemen her yerinde ispatlamış ürünlerin doğru bir fiyat aralığında temin edilebilir olması. Bu sayede sektörde daha geniş alanlara yayılabiliyor ve onaylı ürün kullanımının artmasını sağlayabiliyoruz.
RÖPORTAJ
tekrar kullanılabilirliği, montajdan sonra ayar imkanı, tekrar kullanımlarda uzun ömrü ve ETA onaylı sismik performansı ile dikkat çekecek. • Pazara sunmuş olduğunuz ürünlerin hedef kitlesi, proje amacı ve sektöre sunduğu yenilikler nelerdir?
62
fischer geniş bir alana hitap ediyor Ürünlerimizin hedef kitlesi hemen hemen herkes diyebilirim. Evinizde kendiniz yapacağınız ufak bir montajdan başlayıp dev projelerdeki kritik montajlara kadar geniş bir alana hitap eden ürün yelpazemiz; yapı marketler, fischer bayileri ve direkt olmak üzere farklı kanallardan temin edilebiliyor. Bu sayede evinde televizyonunu duvara asmak isteyen biri de olsanız, dev bir proje için tasarım da yapıyor olsanız fischer’in hedef kitlesine dahil oluyorsunuz. Proje sektöründe de kaba, ince, dış cephe, mekanik, elektrik ve yalıtım başta olmak üzere her uzmanlık alanı ürünlerimizin hedef kitlesinde yer alıyor. fischer olarak öncelikli amacımız etrafımızı saran tüm yapılardaki güvenliği, konforu ve estetiği arttırmak. Bir diğer amacımız da işimizi gezegenimize zarar vermeden yapmak ve doğanın sürdürülebilirliğine yardımcı olmak. Sektöre sunduğumuz yenilikçi pek çok ürün ve çözümümüzün yanında bence en önemli yenilik güvenilir, onaylı ve kendini
• Eylül 2016
“Türkiye pazarındaki payımız giderek artıyor” fischer Türkiye 2010 yılında kurulmuş olsa da ürünlerimiz daha önce distribütör aracılığı ile pazara sunuluyordu ve Avrupa pazarındaki bilinirliğinin de yardımıyla Türkiye pazarında belirli bir fischer algısı vardı. fischer Türkiye’nin kurulmasının ardından yaptığımız çalışmalar neticesinde pazardaki payımız da hızla arttı ve sağlamlaştı. Sunduğumuz verimli çözümler, teknik destek kapasitemiz ve Fixperience yazılımımız sayesinde artık pek çok projede tasarımlar fischer ürünleriyle yapılıyor ve bu da pazardaki payımızı hızla arttırıyor. Kimyasal ve mekanik ankraj sistemlerimizin yanı sıra pasif yangın durdurucu sistemlerimizle de oldukça başarılı bir dönem geçiriyoruz. Özellikle son yıllarda ülkemizde yapılan hemen hemen her büyük projede ürünlerimiz tercih edildi. İrili ufaklı yüzlerce projede aktif olarak hizmet veriyoruz. Her geçen gün daha fazla kişi tarafından tercih edilen bir marka olmak için çalışmalarımız devam ediyor. “33 farklı ülkedeyiz” fischer Avrupa başta olmak üzere, Asya, Amerika ve Orta Doğu pazarlarında oldukça sağlam bir konuma sahip. Avrupa’da Almanya başta olmak üzere pek çok ülkede pazar lideri konumundayız. 33 farklı ülkede 44 adet tamamı fischer
yatırımı olan kuruluş bulunuyor ve bu kuruluşlar üretim, satış ve pazarlama faaliyetleri yürütüyorlar. Ayrıca 100’ün üzerinde ülkede de fischer ürünlerini temin edebiliyor. Bu sayılar her geçen yıl daha da artmakta. Dördü Almanya’da diğerleri de İtalya, Çek Cumhuriyeti, A.B.D, Brezilya, Arjantin ve Ç.H.C. olmak üzere toplam on adet üretim tesisimiz bulunmakta. Dünya genelinde yaklaşık 4.500 çalışma arkadaşımız görev yapıyor. Ürün gruplarındaki farklılıklar sebebiyle üretim kapasitesini ifade edebilmek çok zor ancak 2015 yılını 711 milyon Euro’luk ciroyla tamamladığımızı söyleyebilirim. “Bayi ağımızı genişleterek daha fazla kullanıcıya ulaşmayı planlıyoruz” fischer Türkiye olarak genişleyen bir bayi ağına sahibiz. 14 ilimizde çeşitli bayilerimiz üzerinden ürün tedariği yapılabiliyor. Bayi ağımızı genişleterek daha fazla kullanıcıya ulaşmayı planlıyoruz. 2016’nın ikinci yarısı ve 2017 yıllarında bayilere hitap eden ürünlerimiz üzerine daha da ağırlık veriyor olacağız. “Bayilerimiz ürünleri aracısız olarak fischer Türkiye’den temin ediyor” Bayilerimizle direkt olarak çalışıyoruz, bölge veya şehir ana bayileri bulunmuyor. Her bayimiz ürünleri aracısız olarak fischer Türkiye’den temin ediyor. İhtiyaçları doğrultusunda ürünlerimizle ilgili mühendislik çözümleri ve teknik hizmetlerimizle destek oluyoruz. Ticari bayilerimizin yanı sıra ürünlerimizin uygulamasında uzman olan uygulayıcı bayilerimiz de bulunuyor. Bayilerimize ürün alımlarında çeşitli promosyonlar ve
“Öncelikli strateji doğru ürünün doğru yer ve doğru şekilde uygulanması” Bizim için öncelikli strateji doğru ürünün doğru yer ve doğru şekilde uygulanması. Bu amaçla da karar vericilerin ihtiyaçlarını doğru şekilde tespit edip doğru ürünü tercih etmelerine yardımcı olmak amacıyla eğitim ve seminerler düzenliyoruz. Ayrıntılı kataloglarımız, web sitelerimiz ve teknik ekibimizle de kullanıcıların ürün seçiminde ve kullanımında yanında oluyoruz. Daha önce de belirttiğim gibi amacımız yapı güvenliğini arttırmak. Güvenliği arttırmak için de öncelikle onay belgeleriyle kalitesi ve performansı kanıtlanmış ürünler tercih etmek gerekiyor. Son kullanıcı da haliyle ürüne ve uygulamaya güvenmek istiyor ancak kullanıcıların çoğu doğal olarak ürünün üreticisi kadar detaylı bilgiye sahip olmuyor. Bu sebeple kullandığı ürüne dair teknik desteği hızlı bir şekilde almak istiyor. Kısaca güvenilir ve onaylanmış ürün, hızlı destek, bulunabilirlik ve tabi ki uygun fiyatı sağlayan üreticiyi tercih ediyor. “Piyasalar ekonomik anlamda kısa sürede toparlandı” Ülkemizde son dönemde gerçekten de üzücü hadiseler ya-
şandı ve hepimizi derinden etkiledi. Bu dönemin piyasalara kısa vadede yansıması her ne kadar hızlı olsa da kısa sürede bir toparlanma yaşandı. Bu geçtiğimiz dönemin genel etkisini negatif olarak görmüyoruz. Daha çok travmatik bir gerginliğin ardından yaşanan belirsizliğin sebep olduğu bir duraksama olarak değerlendiriyoruz. Devam etmekte olan projelerin yanı sıra tasarım aşamasındaki proje ve yatırımlar da aynı hızla devam ediyor. İnşaat sektörü ülkemizin lokomotif sektörü ve ekonomiye büyük katkı yaptığı aşikar. Hem nüfusu hem de kentli
nüfus oranı artan bir ülkeyiz ve şehirlerimiz sürekli yapılanıyor. Konut kredisi faizlerin de yapılan indirimler, devlet ve özel sektör yatırımlarıyla birlikte sektörün önümüzdeki yıl da bir sıkıntı yaşayacağını zannetmiyoruz. Sektör halen hem hacim hem de kalite olarak gelişme aşamasında Türkiye inşaat sektörü her de kadar 2012’den beri ihracat anlamında küçülse de iç pazarda genel eğilim pozitif. Önümüz-
deki yıllarda da pazardaki büyümenin devam edeceğini düşünüyoruz. Sektör halen hem hacim hem de kalite olarak gelişme aşamasında. Geçtiğimiz dönemlere kıyasla sektördeki insanlar daha bilinçli, güvenlik ve kalite beklentisi artıyor. Artan kalite anlayışına rağmen Avrupa ülkelerinde yönetmeliklerle düzenlenen ve takip edilen pek çok konu ülkemizde hala tercihlere bırakılıyor. Gelişimin kalıcı olabilmesi için yapısal ve yangın güvenliklerine dair daha detaylı yönetmelikler düzenlenmeli ve kontrol mekanizması çalıştırılmalı. Gelişen bu pazar içerisinde fischer Türkiye de gelişmeye ve pazardaki payını arttırmaya devam ediyor. Özellikle son üç yıldaki büyümelerimizle istediğimiz noktaya hızla yaklaştığımızı gözlemliyoruz. Önümüzdeki yıllarda bu büyümenin sonucu olarak fischer’in Türkiye pazarında hedeflediği lider konuma ulaşacağına inanıyoruz. Güvenli yapılar oluşturulmasına yardım için çalışmalara devam ediyoruz Ülkemizde nüfusun yüzde 95’ine yakını deprem bölgelerinde yaşamakta. İstanbul, Ankara’nın kuzeyi, İzmir gibi nüfusun yoğun olduğu bölgeler birinci derece deprem kuşağında ve deprem kaynaklı can kayıplarının teknik önlemlerle büyük oranda önlenebilir olduğunu biliyoruz. Benzer şekilde yapılarımızda alınacak önlemler sayesinde yangın sebepli can ve mal kaybının da önüne geçebilmek çok kolay. fischer Türkiye olarak daha güvenli yapılar oluşturulmasına yardım etmek için yenilikçi çözümlerimizle sektörün her alanında çalışmalarımız artarak devam edecektir.
RÖPORTAJ
rekabette ellerini güçlendirecek avantajlar sağlayarak destek oluyoruz. Bayilerimizin müşterilerine teknik destek ve demo uygulamalarla yardımcı oluyoruz. Bunların yanında ürün ve uygulama eğitimleri, uygulayıcı bayilerimiz için de sertifikalandırma sistemiyle ürünlerimizin kullanımına yönelik bilgi seviyesini de arttırıyoruz.
63
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
YENİ ÜRÜN
HİLTİ,SARF MALZEMELERİYLE DE ÇOK İDDİALI
66
Hilti, inovatif ürünlerinin yanı sıra sarf malzemelerinde de çok iddialı. Kırım ve delim uçları, aşındırıcılar, bıçaklar gibi sarf malzemeleri ile sektörde fark oluşturan Hilti, ‘küçük şeyler büyük farklar yaratır’ diyerek kullanıcılarıyla buluşturduğu sarf malzemelerinin kalitesine dikkat çekiyor.
A
r-Ge temelli kaliteli ürünleriyle inşaat sektörüne yüksek katma değer sağlayan Hilti, sarf malzemeleri ile de öne çıkıyor. Delim ve kırım uçları, aşındırıcılar, bıçaklar, kesme taşları gibi sarf malzemelerini müdavimleriyle buluşturan ve Hilti makinalarında orijinal Hilti sarf malzemeleri kullanmanın performans artışı sağladığına dikkat çeken
• Eylül 2016
Hilti, ürünlerinin kalitesiyle sektörde fark oluşturuyor. Donatılı betonda delim için Hilti TE-CX ve TE-YX Sert ve dayanıklı elmas kafa yapısı ve 4 kesim kenarı özellikleriyle yüksek hızlı performansı sayesinde piyasanın en fazla dübel deliği adedi sunan Hilti TECX ve TE-YX Delim Uçları, delime kolay başlangıç,
donatıyı delip geçebilme ve bunu yaparken sıkışmama özellikleriyle dikkat çekiyor. Sıcak şekillendirme ile elde edilen özel burgu yapısı ve kafa bağlantısı ile en fazla toz tahliyesine imkan tanıyan Hilti TE-CX ve TE-YX Delim Uçları, uç ömrü boyunca azalmayan yüksek delim hızı ve düşük titreşimi sayesinde aşınmalardan ötürü oluşan delim hızındaki değişikliğin önüne geçiyor. Kendini temizleyen delikler için Tozsuz Delim Ucu: Hilti TE-YD Tek seferde bir deliği delebilme ve temizleyebilme
Beton kırımında yüzde 30 daha hızlı Sürekli yüksek verimlilik sunan ve beton kırımlarında yüzde 30 daha hızlı performans sergileyen Hilti’nin patentli sistemi olan S mandrene sahip TE-SP Kırım Ucu, dalgalı yapısıyla birlikte daha az sürtünme ve
sıkışma sergileyerek daha yüksek performans sağlıyor. Duraksama olmadan daha çok iş üreten ve uzun ömür vadeden Hilti TE-SP Kırım Ucu, özel uç tasarımı ile kendini bileyleyerek en yakın rakibine göre yüzde 50 daha uzun ömür sunuyor. Makinaya toz girişini önleyen toz tapası ile Hilti TE-SP Kırım Ucu, makinanın ömrünü de uzatıyor. Üstün aşınma dayanımı sunan Daire Testere Bıçakları Hilti’nin üstün aşınma dayanımına sahip Daire Testere Bıçakları, üstün batarya ömürleri ile hassas kesimler sunuyor. Kablosuz makinalar için sürtünmeyi azaltan kaplamaya ve ultra ince dişlere sahip olan Hilti Daire Testere Bıçakları, yüksek verimliliği ve ultra ömür vaadiyle fark yaratıyor. Hilti WU/MultiCut ile ahşaplarda hızlı ve boylu boyunca kesimler için en uygun çözümü sunan Hilti, Hilti WS FT/SpecialCut ile
YENİ ÜRÜN
imkanı sunan Hilti TEYD Tozsuz Delim Ucu, tozdan arındırılmış güvenli bir çalışma ortamı ile 3 kata kadar daha hızlı filiz ekimi gerçekleştirebilmeyi sağlıyor. Hilti TE-YD Tozsuz Delim Ucu’nun sahip olduğu eşsiz yan X şekilli kesiciler, sert demir donatılar boyunca daha az sıkışarak daha hızlı bir şekilde delim yapılmasına izin veriyor.
67 çivili ahşaplarda ve aşındırıcı malzemelerde hızlı bir kesim deneyimi sağlıyor. Hilti ayrıca Hilti WS CC/QualiCut ile plastik ve ahşap türevlerinde patlatmadan hassas ve hızlı kesim olanağı sunuyor. Metaller ve ahşaplar için Pançlar Yüzde 8 kobalt alaşım ile uzun ömre ve dayanıma sahip
YENİ ÜRÜN 68
olan Hilti Bimetal Metal-Cut Panç, metal uygulamaları için hızlı ve hassas delim sağlıyor. Otomatik parça çıkartmayı destekleyerek rahatlık sunan Hilti Bimetal Metal-Cut Panç, kolay değiştirme adaptörü ile de uyumlu bir yapı sergiliyor. Ahşap, alçı levha, PVC, alüminyum uygulamaları için yenilikçi diş dizisine sahip olan Hilti Bimetal MultiCut Panç, güçlü delim ve hızlı talaş tahliyesine imkan tanıyor. En uzun ömre ve hıza sahip Hilti HSS Metal Delim Uçları En yakın rakibine göre 2 kata kadar daha uzun ömür ve yüzde 50 daha fazla hız değerleri ile ön plana çıkan Hilti HSS Metal Delim Uçları, üstün performans ve üstün dayanıklılık sunarak metal delim işlemlerine tasarruf getiriyor. Benzersiz 135 derecelik geniş kafası sayesinde ilk delim sırasında gezinme yapmadan ana malzemeye kolay giriş sağlayan Hilti HSS Metal Delim Uçları, güçlendirilmiş yivleri ve kafasındaki özel pah sayesinde de hızlı delim yapmaya imkan veriyor.
• Eylül 2016
FİLLİ BOYA YAŞAM ALANLARINDA FARKLIK OLUŞTURUYOR
F
YENİ ÜRÜN
illi Boya, farklı ürün ve renk seçenekleri ile mekânlarda oluşturduğu ufak dokunuşlarla çarpıcı ve estetik alanların elde edilmesine katkı sağlıyor. Filli Boya geliştirdiği Renxmatik sistemi ile en güzel renkleri gözler önüne seriyor, iç cephede AlpinaSilan, dış cephede Amphisilan ile kusursuz yaşam alanları oluşturuyor.
72
Renxmatik’ten Sonsuz Renk, Sonsuz Seçenek Filli Boya, geliştirdiği Renxmatik sistemi ile farklı kimliklere, bakış açılarına ve zevklere seslenen en güzel renkleri yaşam alanlarına taşıyor. Trend belirleyen, tasarımı estetikle birleştiren bu özel sistem, insan gözünün algılayabildiği tüm renkleri eksiksiz ve kesin olarak tanımlayarak kişiye özel, sınırsız renk üretiyor. Filli Boya Renxmatik Sistemi ile bir kumaş, kağıt, perde ya da favori bir eşyanın rengi 2 saniye gibi kısa bir sürede elde edilebiliyor. Mimarlar, tasarımcılar, boya ustaları ve yaşam alanlarının dekorasyonuna, renklerine özen gösteren herkes bu sistem sayesinde mekânlarda renk kullanım seçeneklerini arttırarak özgün yaşam alanları oluşturabiliyor. Renxmatik sistemi istenilen miktarda ve renkte boyayı kişiye özel üretilmesine imkan sağlıyor. Yeni Renk Tonlarının Kullanımına İlham Veriyor Filli Boya’nın trend oluşturacak
• Eylül 2016
yeni renk tonlarını deneyen kullanıcılar, Renxmatik ile daha cesur renk seçimleri yapıyor. Hazır renk kartelalarından renk seçmenin yanı sıra kişiye özel beğenilere de imkân tanıyan Renxmatik sistemi, yeni renk tonlarında renk kullanımını teşvik ederek yaşam alanlarına ilham veriyor. Dekorasyona dair kişisel zevklerin ayrımından esinlenerek
hayata geçirilen Renxmatik ile Filli Boya, artık sadece bir mekânın dekorasyon ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik değil, daha bireysel renk çözümleri sunuyor. İç Cephede Göz Alıcı ve Çarpıcı Yaşam Alanları Oluşturan AlpinaSilan Filli Boya’nın iç cephe boyası AlpinaSilan, üstün performansı,
Benzersiz yüzlerce renk seçeneği AlpinaSilan’da Filli Boya’nın geniş renk yelpazesinden binlerce renk yaşam alanlarında hayat buluyor. Bej tonlarının vazgeçilmezi Kumru®, Lületaşı®, Peri Bacası® renkleri ile salonlar modern bir görünüme kavuşurken, Bej-i Pembe® ve Masal Pembesi® renkleriyle de yatak odaları
pembe tonlarının ayrıcalığını yaşıyor. Özgün ve ayrıcalıklı Filli Boya renk paleti mekanları kendine özgü kılıyor. Ülkemizdeki iç cephe boyaları arasında en çok tercih edilen AlpinaSilan, Filli Boya’nın deneyimi ve yüksek teknolojik altyapısı sayesinde Ar&Ge laboratuvarında geliştirilen “Renk ve Yüzey Koruma Teknolojisi” ile üst seviyede performans gösteriyor. Yeni nesil silikonlar, pigmentler, akrilik bağlayıcılar ve silisyum bazlı dolguların olağanüstü uyumu ve optimizasyonu sayesinde AlpinaSilan, yaşam alanlarına değer katıyor. AmphiSilan Dış Cephelerde Canlı ve Estetik Görünüm Sağlıyor Filli Boya dış cephelerin uzun yıllar korunmasında, kusursuz teknoloji ile üretilen, üstün nitelikli, silikonlu dış cephe boyası Amphisilan’I öneriyor.
AmphiSilan, dış cephelerin daha canlı ve estetik bir görünüme kavuşmasını sağlıyor, kalıcı renkleriyle yıllara meydan okuyor. Günümüzde dış cephe ısı yalıtım sistemlerinden maksimum performans alınabilmesi için dış cephede son kat boya ve kaplamaların seçimi son derece önem taşıyor. Filli Boya, 2005 yılından bu güne fotokatalitik özelliği taşıyan, ısı yalıtım sistemin ideal koşulları için son kat boyadan beklenen performans kriterlerini bünyesinde toplayan AmphiSilan’ı en ideal dış cephe ısı yalıtım sistemleri boyası olma özelliği taşıyor. Amphisilan ve AmphiSilan-W dış cephe ısı yalıtım sistemlerinin uzun ömürlü olabilmesi için son kat astar, kaplama ve boyaların 5 temel niteliği olan Nefes Alma, Su Geçirmezlik, Sistem ile bütünleşme, Üstün UV Dayanımı ve Cephelerin temiz kalması özelliklerin tamamını bünyesinde barındırıyor.
YENİ ÜRÜN
kusursuz ipeksi mat dokusu ve “Renk ve Yüzey Koruma Teknolojisi’ özelliğiyle yaşam alanlarındaki renklerin uzun yıllar ilk günkü canlılığını korumasını sağlıyor. Su bazlı, dekoratif son kat iç cephe boyası AlpinaSilan, tam silinebilir ipeksi mat dokusunun yanı sıra renkleri daha da göz alıcı, daha da çarpıcı yansıtarak yaşam alanlarına temizlik ve ferahlık hissi taşıyor. Uygulama sonrasında koku bırakmaması ve çevre dostu olması özelliğiyle de ön plana çıkıyor.
73
SEKTÖREL HABER
VİKO’DAN ÇALIŞANLARINA TATİL DÖNÜŞÜ KARŞILAMA SÜRPRİZİ
74
Y
oğun çalışma dönemlerinin ardından gelen tatil, çalışanlar için önemli bir mutluluk ve motivasyon kaynağı oluyor. Ancak iş yoğunluğu ve şehrin kalabalığından uzak geçirilen tatillerin ardından iş hayatına adapte olmakta genellikle zorluk çekiliyor ve bu durum çalışanlar için bir sendroma dahi dönüşebiliyor. İnsan kaynakları ve çalışan motivasyonu konusundaki fark oluşturan uygulamaları ile dikkat çeken kuruluşlardan olan VİKO by Panasonic’in çalışanları ise izin dönüşünde hiçbir zorluk yaşamadığı gibi işlerine büyük bir coşku ile başlıyor. Kuruluş, çalışanlarını her izin dönüşü sürpriz bir
• Eylül 2016
organizasyonla karşılayarak motive ediyor. VİKO by Panasonic, bu yıl da aynı uygulamayı tekrarlayarak tüm çalışanlarına keyifli anlar yaşattı. Çalışanlarını Kırmızı Halıda Karşıladılar… Yıllık izinden dönen çalışanları için sürprizlerle dolu bir organizasyon düzenleyen VİKO by Panasonic, çalışanlarını kırmızı halıdan geçirerek “Hoş geldiniz” dedi. Yapılan bu sürpriz karşısında çok etkilenen çalışanlar, kendilerini karşılayan açık büfe kahvaltı eşliğinde mutluluk ve şaşkınlığı bir arada yaşadı. VİKO İnsan
Kaynakları ve Kurumsal Gelişim Direktörlüğünce planlanan ve bu yıl şehitlerimize duyulan saygı nedeni ile müziksiz ve Türk Bayraklı balonlar eşliğinde gerçekleşen seremoni, Yönetim Kurulu Başkanı Toshihide Arii ile CEO Nusret Kayhan Apaydın’ın çalışanlara hitaben yaptığı hoş geldiniz konuşmalarıyla devam etti. Çalışanların Motivasyonu, İnsan Kaynaklarının Sorumluluğu… İK alanındaki örnek uygulamaları ve ödülleri ile anılan VİKO by Panasonic’in İK ve Kurumsal Gelişim Direktörü Mutlu Kutlu “Çalışan odaklılık
bütünlüğümüzü ve iletişimimizi güçlendiren organizasyonları çok önemsiyoruz. Çalışanlarımız yıllık izinlerindeyken bizler bu organizasyon için hazırlanıyoruz çünkü onların motivasyonundan kendimizi
sorumlu hissediyoruz. Çalışanlarımızın tatil sonrasındaki bu ilk iş gününe böyle mutlu bir şekilde başlaması ve kendilerini motive hissetmesi bizim için çok değerliydi.” dedi.
SEKTÖREL HABER
kavramı, temel değerlerimiz arasında yer alıyor. Biz bir aileyiz ve ortak amaçları birlikte paylaşır, gücümüzü çalışanlarımızdan alırız. Bu yaklaşımdan hareketle çalışanlarımızın motivasyonunu artıran,
75
İNŞAAT MALZEMESİ İHRACATI YILIN İLK YARISINDA YÜZDE 12,5 GERİLEDİ Türkiye İMSAD’ın (Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) ağustos ayı sektör raporu sonuçları açıklandı. Ağustos ayı sektör raporuna göre, inşaat malzemesi ihracatı yılın ilk yarısında yüzde 12,5 düşüş yaşadı ve bu düşüş ile birlikte yıllık ihracat (2015 Haziran - 2016 Haziran arasındaki dönemde) 15,9 milyar dolara geriledi. Gerilemede, hedef pazarlardaki siyasi ve ekonomik gelişmeler etkili oldu.
SEKTÖREL HABER
S
78
on yıllarda büyük mesafeler kat eden Türkiye ekonomisi ve sanayisinin önemini dile getiren Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı F. Fethi Hinginar, “Sektörün mevcut durumunu inceleyebilmek adına her ay yayınladığımız Sektör Raporu’nun ağustos ayı sonuçları bizlere dikkate alınması gereken önemli veriler veriyor. Ağustos raporunda ihracatta yılın ilk yarısı kademeli bir gerileme yaşandığını görüyoruz. Pazarlardaki bozulma ve sıkıntılar halen etkili olmaya devam ediyor. İhracatta 2016 yılında ülke olarak içerisinde bulunduğumuz durumdan ötürü gerileme yaşandı. Yılın ilk yarısında ihracat yüzde 12,5 düşüş yaşadı ve bu düşüş ile birlikte yıllık ihracat (2015 Haziran - 2016 Haziran arasındaki dönemde) 15,9 milyar
• Eylül 2016
dolara geriledi” dedi. Son dönemde yaşanan siyasi ve ekonomik gelişmelerin etkisiyle 21 milyar doların üzerindeki olan inşaat malzemesi sektörü ihracatının 2015’te 17 milyar dolara gerilediğini hatırlatan Başkan Hinginar, “İhracatımızdaki gerileme 2016’nın ilk yarısında da kademeli olarak devam etti. Bu ülkenin sanayicileri olarak, oluşturduğumuz her birim katma değer ile ulusal büyümede büyük bir rol oynuyoruz. 2015’e kadar Türkiye’nin gerçek ihracat şampiyonu sektörüydük. Bölgesel gelişmelerin yanı sıra hedef pazarlardaki ekonomik durağanlıklar ya da gerilemeler de sektörümüzü oldukça etkiledi. İnşaat malzemesi sanayicileri olarak, ibreyi tekrar yukarı yöne çevirebilecek
İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı F. Fethi Hinginar
potansiyele ve kapasiteye sahibiz. İhracatımızı 5-10 yıl gibi kısa bir sürede 2-3 katına çıkarabilecek bir sektörüz. Her fırsatta dile getirdiğimiz gibi, sektör olarak bu gücü ve vizyonu kendimizde görüyoruz. Gelişmeleri fırsata çevirmeliyiz, özellikle dış pazarda birlik ve beraberlik göstermeli, paydaş sektörler olarak ortak hareket etmeli, daha gerçekçi hedeflerle yol haritamızı belirlemeliyiz” açıklamasında bulundu.
yaşanan sıkıntılar nedeniyle 2016 yılının ilk yarısında yurtdışında üstlenilen proje tutarı yüzde 66,2 azalarak 2,78 milyar dolar olarak gerçekleşti. Üstlenilen proje sayısı ise geçen yılın aynı dönemine göre 24 adet azalarak 45 projeye
indi. Bunlara ilave olarak üstlenilen projelerin ortalama büyüklüğü 2015 yılının ilk yarısında 119,2 milyon dolar iken 2016 yılı ilk yarısında 61,9 milyon dolara geriledi. Türk müteahhitlik sektörü 2016 yılı ilk yarısında zayıf bir performans sergiledi.
En çok müteahhitlik işi Cezayir’de alındı 2016 yılının ilk yarısında en çok proje üstlenilen ülkeler Cezayir, Gana ve Kazakistan oldu. Gana yeni bir pazar
olarak ilk üçe girerken, sırayı Rusya ve Azerbaycan takip etti. Özellikle Irak ve Libya ile Körfez ülkeleri gibi geleneksel pazarlarda yeni işlerin alınmasında sıkıntı yaşanırken,
çok sayıda pazarda ekonomik büyüme ve inşaat faaliyetleri zayıfladı. Aynı zamanda ikili ilişkilerde yaşanan sıkıntılar da yurtdışı müteahhitlik işlerinin sınırlanmasına yol açtı.
SEKTÖREL HABER
Yurtdışı alınan müteahhitlik 2,78 milyar dolar oldu Türkiye İMSAD tarafından yayınlanan Aylık Sektör Raporu, ağustos ayı değerlendirmesi sektöre ilişkin önemli veriler ortaya koydu. Müteahhitlik sektörünün önemli pazarlarında
79
SEKTÖREL HABER
İnşaat sektöründe güven endeksi ağustos ayında 4,7 puan geriledi İnşaat sektöründe güven endeksi ağustos ayında 4,7 puan birden geriledi. Halihazırda ilk üç ayda da gerileme gösteren güven endeksi ağustos ayında
darbe girişiminin devam eden etkileri ile önemli ölçüde düştü. Yılın ilk dört ayında inşaat sektörü güven endeksi 12,8 puan artış gösterirken sonraki dört ayda ise güven endeksi toplam 9,6 puan gerileme yaşadı. Böylece ilk dört ayda görülen
güven artışı ve sahip olunan iyimserlik önce durağanlaşarak, sonrasında yaşanan olaylar etkisi ile geriledi. Buna karşın ağustos ayında güven endeksi geçen yılın Ağustos ayı güven seviyesinin 1,9 puan üzerinde kalabilmeyi başardı.
Mevcut inşaat işleri seviyesi ağustos ayında 6,6 puan geriledi Haziran ayında durağanlaşan, temmuz ayında ise önemli bir sıçrama gösteren mevcut inşaat işleri ağustos ayında
bu kez önemli bir düşüş gösterdi. Mevsimsellik etkisi ile hareketlenen mevcut işler yaşanan gelişmelerin etkisi ile önemli ölçüde zayıfladı. Bu zayıflama inşaat malzemesi talebini de
olumsuz etkilemeye başladı. Mevcut inşaat işleri seviyesi ağustos ayında geçen yılın ağustos ayındaki mevcut işler seviyesinin 2,7 puan altında gerçekleşti.
80
• Eylül 2016
124 konut projesinin katıldığı kampanyada yüzde 20 peşinat, 120 ay vade ve aylık ortalama faiz yüzde 0,7 olanakları sunuldu. Bu kampanya ile birlikte Türkiye genelinde yer alan projelerde konut satışlarının yeniden canlandırılması hedeflenirken, bu canlanmanın inşaat faaliyetlerini ve inşaat malzemesi satışlarını da desteklemesi bekleniyor. Konut satışları temmuz ayında yüzde 16,0 düştü Konut satışları temmuz ayında yüzde 16,0 düştü. Böylece satışlarda yıl içinde yaşanan en kuvvetli gerileme temmuz ayında ortaya çıktı. Bayram ve özellikle darbe girişimi satışları olumsuz etkilerken, yıllık toplam satışlar ilk kez temmuz ayı sonunda geçen yılın altında kaldı. Konut satışları geçen yılın aynı ayına göre yüzde 16,0 düşerek 81.343 adet olurken, birinci el satışlar temmuz ayında yüzde 13,3 azalarak 37.829 adet oldu; ikinci el satışlar ise yüzde 17,8 geriledi. Temmuz ayında
ipotekli satışlar ise yüzde 22,8 gerilerken, diğer satışlar da yüzde 12,5 düşmüş ve 57.587 adet oldu. Darbe girişimi sonrası başlatılan konut kampanyaları ve faiz indirimleri satışları destekleyecek Darbe girişimi sonrası ortaya çıkan koşullar inşaat ve konut sektörünü de olumsuz etkiledi. Etki özellikle konut satışlarındaki gerilemede daha çok hissedildi. Bu etkilerin azaltılmasına yönelik olarak sektördeki konut üreticileri ağustos ayında uygun satış koşullarının bulunduğu bir konut satış kampanyası başlattı. 48 firma
İnşaat malzemesi sanayi üretimi haziran ayında yüzde 4,0 geriledi 2016 yılı haziran ayında inşaat malzemeleri sanayi üretimi bir önceki yılın haziran ayına göre ağırlıklı ortalama olarak yüzde 4,0 geriledi. 2016 yılı haziran ayında izlenen 26 üründen 18’inde üretim geçen yıla göre gerileme gösterdi. Sekiz üründe üretim geçen yılın üzerinde gerçekleşirken, inşaat malzemeleri sanayi üretimi de haziran ayında geçen yılın aynı ayına göre düşüş gösterdi. 2016 yılı Ocak-Haziran döneminde ise inşaat malzemeleri sanayi üretimi 2015 yılı Ocak-Haziran dönemine göre yüzde 3,5 arttı.
SEKTÖREL HABER
Yeni alınan inşaat işleri seviyesi ağustos ayında 3,4 puan düştü Nisan ayından bu yana artarak sektörün faaliyetlerini destekleyen alınan yeni inşaat işleri seviyesi ağustos ayında 3,4 puan düşüş gösterdi ve ağustosta yaşanan gelişmelerin bir yansıması olarak yeni iş siparişleri geriledi. Mevcut koşullar içinde yeni siparişlerdeki durağanlığın bir müddet daha süreceği bekleniyor.
81
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNDE “RENK ERGONOMİSİ”
SEKTÖREL HABER
Hem teorik hem pratik derslerin yer aldığı bölümde, Ergonomi Dersinde işlenen “Renk Ergonomisi” konusu, hatasız ve kolay kullanım ile tehlikeye karşı korumak ve uyarmak amaçlarına yönelik herkesin bilmesi gereken noktaları içeriyor. Konuyla ilgili bilgi veren Ataşehir Adıgüzel Meslek Yüksekokulu İş Sağlığı ve Güvenliği Programı Öğr. Gör. Dr. F. Tuğçe ŞENBERBER, İş sağlığı ve güvenliği söz konusu olduğunda renklerin belirleyici özelliklerinin de ön plana çıktığına dikkat çekiyor.
84
M
ühendisliğin uygulama alanlarından olan, insan - makine etkileşimini inceleyerek kaliteli çalışmayı, verim ve performansı artırmayı hedefleyen “Ergonomi” İş Sağlığı ve Güvenliği bölümlerinde eğitimi verilen alanlardan. Renk Ergonomisi de bu bölümde özellikle iş kazalarının önlenmesi noktasında işlenen önemli konular arasında. Ataşehir Adıgüzel Meslek Yüksekokulu İş Sağlığı ve Güvenliği Programı Öğr. Gör. Dr. F. Tuğçe ŞENBERBER, “Fiziksel yollarla göze ulaşan ışık, fizyolojik yollarla gözde işlenerek, psikolojik yollarla kişide algıları oluşturur. Renklerin hayatımızdaki etkisi, sandığımızdan çok daha fazla.” diyor. “En yüksek kaza oranı kırmızı renkli arabalarda” “Kırmızı, turuncu ve sarı
• Eylül 2016
renkleri; neşeyi, dinamizmi ve enerjiyi çağrıştıran sıcak renkler olduğundan birey üzerinde metabolizmayı hızlandıran etkiye sahip. Bu sebeple bu renklerin aşırı kullanımı kişilerde aşırı heyecan, şiddet, konsantrasyon güçlüğü gibi etkilere sebep olabilmekte.” diyen Dr. Tuğçe ŞENBERBER, bir otomobil markası tarafından yapılan bir araştırmanın, en yüksek kaza oranının kırmızı renkli arabalarda gerçekleştiğini gösterdiğinin altını çiziyor. “Kişilerde uzaklık hissi oluşturduğundan dolayı soğuk renkler olarak isimlendirilen mavi, mor ve yeşil renkleri ise kişilerde genelde güven, huzur, sorumluluk ve düzeni çağrıştırdığından metabolizmayı sakinleştirici etkiye sahiptir.” diyen ŞENBERBER, metabolizmamız üzerinde bu kadar etkili olan
renklerin, makine kontrol düzeneklerinde başlıca iki amaçla kullanılmakta olduğuna dikkat çekiyor .“Hatasız ve kolay kullanım ile Tehlikeye karşı korumak ve uyarmak amaçları doğrultusunda, görsel sağlık ve güvenlik işaretlerinde sıcak renkler yasak, tehlike ve uyarı anlamı; soğuk renklerse bilgilendirme ve yönlendirme anlamı taşımakta. Üretim süreçlerinde karmaşık boru hatlarının renklendirilerek sınıflandırılması, elektronik şema ve devre parçalarında farklı renklerle devre elemanlarının işaretlenmesi, donanımların göstergelerinde farklı renklerle bilgilendirme ve işaretlemelere başvurulması, bozuk ekipmanların veya tehlikeli bölgelerin renkli işaretlerle vurgulanması endüstriyel uygulamalarda iş sağlığı ve güvenliği çalışanlarının başlıca üzerinde durduğu noktalar.”
SEKTÖREL HABER
“Trafik ışıklarında “dur” anlamına gelen ve yangın alarmlarında “ateşi” çağrıştıran “kırmızı”; dikkat çekmek, uyarıda bulunmak amacıyla güvenlik işaretlemelerinde tercih edilen “sarı”; kesme, yanma ve elektrik şoku gibi kazalara karşı uyarı anlamı taşıyan “turuncu”; zorunluluk, sorumluluk mesajı veren, kişisel koruyucu donanımların kullanımını bildiren güvenlik işaretlemelerinde tercih edilen “mavi “; tehlikenin sona erdiği mesajı veren, ilkyardım çantalarında ve ilaç depolarında gördüğümüz işaretlemeler, elektronik donanımların şarj dolduğunu ifade etmek için kullanılan “yeşil” piktogramlar, renklerin çalışma hayatındaki yeri ve önemine başlıca örnekler” diyen Ataşehir Adıgüzel Meslek Yüksekokulu Öğr. Gör. Dr. Tuğçe ŞENBERBER, çalışma ortamı ve ofis tasarımı, çalışanların üniforma ve türevi kıyafetlerinin belirlenmesi, işletmelerdeki uyarı ve bilgilendirme işaretçilerinin belirlenmesi, ekipmanların üzerinde uygun kumanda ve göstergelerin işaretlenmesi gibi noktalarda doğru renklerin kullanılması, renklerin birbiriyle dengelenmesinin büyük önem taşıdığını ifade ediyor.
85
BETON SEKTÖRÜ GELECEĞE UMUTLA BAKIYOR
SEKTÖREL HABER
Türkiye Hazır Beton Birliği, Türkiye’de ilk kez düzenlediği anketle faaliyet, güven ve beklenti endeksi hazırladı. Faaliyet ve güven endeksinde küçük düşüşler yaşanmasına rağmen beklenti endeksinin yüksek sonuçları, hazır beton sektörünün geleceğe umutla baktığını kanıtladı.
88
Ü
lkemizdeki hazır beton sektörü, 800’den fazla girişimin faaliyet gösterdiği, 12 milyar Türk Lirasını bulan cirosu, 38 bini aşan istihdam hacmi ve yıllık 107 milyon metreküpü bulan üretimiyle ekonominin lokomotifi inşaat sektörünün en temel koludur. Son 7 yıldır üretimiyle Avrupa’daki ülkeler arasında liderliğini sürdüren Türkiye, dünyada ise üçüncü en büyük hazır beton üreticisi konumundadır.
• Eylül 2016
Türkiye Hazır Beton Birliği, ilk kez açıklanan hazır beton endeksiyle inşaat ve bununla bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durum ile beklenen gelişmeleri ortaya koydu. Türkiye genelinde her ay 75 hazır beton üreticisi firma ile gerçekleştirilen anket çalışmasında 3 farklı endeks türetildi:
SEKTÖREL HABER
Hazır Beton Faaliyet Endeksi ile hazır beton firmalarının, geçmiş bir aylık faaliyetlerinin sonuçları, Hazır Beton Güven Endeksi ile hazır beton sektöründe faaliyet gösteren teşebbüslerin, ekonomi ve sektöre yönelik duydukları güven seviyesi, Hazır Beton Beklenti Endeksi ile hazır beton firmalarının önümüzdeki üç aylık dönemde faaliyetlerinin hangi seviyede olacağına ilişkin beklentiler hakkında bilgi edinildi.
89
SEKTÖREL HABER 90
Türk ekonomisine güven tam Türkiye’nin hareketli gündemi beton sektörünü olumsuz etkilemeye yetmedi. Faaliyet Endeksindeki 1.4 puanlık düşüş, hazır beton üretim ve satışlarında yavaşlama yaşandığını gözler önüne serdi. Güven Endeksinde de 0.6 puanlık oldukça sınırlı gerileme, olumsuz anlamda ufak bir hareketlenme yaşandığına dikkat çekiyor. Tüm bunlara rağmen Beklenti Endeksinin 0.5 puan artışla 100’ün üzerine çıkması, hazır beton üreticilerinin Türk ekonomisine olan güveninin tam olduğunu ve önümüzdeki üç ayda hazır beton satışlarının ve inşaat sektörünün büyüme trendine gireceğine inandığını ortaya koyuyor. İnşaat sektöründe gelecek aylarda ciddi bir hareketlilik bekleniyor Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın girişimleri ile başlayan konut kredilerindeki düşüş, inşaat sektöründe yeni bir heyecan oluşturdu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yapmakta olduğu çalışmalarla birlikte inşaat sektöründe gelecek aylarda ciddi bir hareketlilik bekleniyor.
• Eylül 2016
YAVUZ SULTAN SELİM KÖPRÜSÜ AKÇANSA İLE YÜKSELDİ
SEKTÖREL HABER
Akçansa Genel Müdürü Umut Zenar: ”Boğaz’ın zorlu koşullarına karşı bu proje için özel beton ürettik.”
92
A
kçansa, 59 metrelik genişliğiyle dünyanın en geniş, 1.408 metre açıklığıyla üzerinden raylı sistem geçen dünyanın en uzun asma köprüsü olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü için; Betonsa markasıyla geliştirilen özel ürünle Türkiye’nin geleceğine önemli bir yatırım yaptı. Akçansa, Yavuz Sultan Selim Köprüsü için Betonsa markasıyla
• Eylül 2016
bakım gerekmeksizin 100 yılın üzerinde dayanım gücüne sahip ve asırlarca kullanılacak özel ürün üretti. Akçansa’nın ARGE gücüyle oluşturduğu özel ürünler kullanılarak inşa edilen dünyanın en yüksek betonarme asma köprüsü için, 1,5 milyon metreküp hazır beton üretimi gerçekleştirildi. 322 metreyi aşan ayak yüksekliğiyle aynı zamanda dünyanın en yüksek betonarme asma köprüsü
ünvanını da alan Yavuz Sultan Selim Köprüsü için, Akçansa Büyükçekmece Fabrikası’nda uzun yıllara dayanan deneyim ve AR-GE gücüne dayanarak proje ihtiyaçlarına özel üretilen çimento ile çevresel etkilere karşı yüksek dayanıklı beton üretildi. 100+Beton, özel olarak üretilmiş beton hatları ve yüksek basınçlı sabit beton pompaları ile tek noktadan sevk edildi.
SEKTÖREL HABER
Kurtul: “Dünyadaki örnek operasyonlardan biri” Sabancı Holding CEO’su Zafer Kurtul konuya ilişkin yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Türkiye’nin Sabancı’sı olarak ülkemizin geleceğine inanıyoruz. Ülkemize bugüne kadar çok büyük yatırımlar yapmış bir topluluk olarak, bu büyük projenin içinde yer almaktan ve Akçansa şirketimizle imza atmaktan dolayı oldukça gururluyuz. Betonsa’nın bu önemli proje için özel olarak tasarladığı ve hazır beton tesislerinde ürettiği ürünle ve yürüttüğü operasyonla hem dünyada hem de Türkiye’de örnek olacak bir projeye imza atmış olduk. Emeği geçen herkesi kutluyor, ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum.”
93 Zenar: “Zamana karşı yarıştık, başardık!” Akçansa Genel Müdürü Umut Zenar da Yavuz Sultan Selim Köprüsü için 150 kişilik bir ekiple çalıştıklarını ve ihtiyaçlara yönelik beton üretimi gerçekleştirdiklerini belirterek, “Projeye özel olarak tasarlanan, beş hazır beton tesisinde taze beton sıcaklığı, buz ve ısıtma ünitelerinin yardımıyla mevsim şartları ne olursa olsun korunmuştur.
Yönettiğimiz bu operasyon, dünyadaki örnek uygulamalar arasında yerini aldı. Boğaz’ın zorlu koşulları altında zamana karşı yarışılan bu projede kazandığımız büyük tecrübenin hem ülkemizde hem de dünyada yüksek yapıların yapılması noktasında inşaat sektörü adına yeni ufuklar açtığına inanıyoruz. Rekor sürede inşa edilen bu büyük projenin tedarikçisi olmaktan gurur ve mutluluk
duyuyoruz” dedi. Öte yandan Betonsa Garipçe Hazır Beton Tesisi, bu operasyon sırasında kurduğu İSG odaklı çalışma sistemleri ve özel uygulamaları sayesinde kaydettiği ‘sıfır iş kazası’ başarısıyla, HeidelbergCement Grubu’nun dünyadaki 625 tesisi arasından birinci seçilerek, İş Sağlığı ve Güvenliği Büyük Ödülü’nü almaya hak kazandı.
SEKTÖREL HABER
DEPREME KARŞI DAHA GÜVENLİ BİNALAR İÇİN SU YALITIMI YAPTIRIN
BTM Yönetim Kurulu Başkanı C. Levent Ürkmez
B
inlerce kişinin hayatını kaybettiği, yaralandığı ve on binlerce kişinin evsiz kaldığı 17 Ağustos Marmara depremini unutmadıklarını belirten BTM Yönetim Kurulu Başkanı C. Levent Ürkmez;
ülkemizi ve dünyayı yasa boğan bu acı olayda hayatını kaybedenleri bir kez daha rahmetle andıklarını aktardı. Ürkmez: “Aynı acıların tekrar yaşanmaması için bazı konuların altını çizmeyi kendimize görev biliyoruz. Bu büyük felaket incelendiğinde, veriler göstermektedir ki yıkılan binaların büyük çoğunluğu nemin yol açtığı korozyon (paslanma) sebebiyle güçsüz düşmüş binalardan oluşmaktadır. Betonun bünyesine giren su, malzemenin kimyasal niteliğini bozmakta ve taşıyıcı niteliği olan demire de ulaşarak paslanmaya yol açmaktadır. Su yalıtımı olmayan binalarda demirler 10 yıl içerisinde taşıyıcı niteliğini %66 kaybetmektedir. Tüm bu koşullarla güçsüzleşen
bina, doğal afetler karşısında maalesef ki dayanım gösterememektedir.” dedi. Su yalıtımı can ve mal güvenliği için yüksek önem arz ettiğini belirten Ürkmez sözlerine şöyle devam etti: “. Ayrıca binanın toplam maliyetinde yalnızca %3’lük bir yer tutmaktadır. %92’si deprem kuşağında olan ülkemizde, su yalıtımı ek bir maliyet değil; yapılar için bir sigorta ve aynı zamanda hayati bir zorunluluktur. Ev alırken, ev yaparken ya da evinize su yalıtımı uygularken standartlara uygun, CE belgeli malzemelerle kaliteli bir su yalıtımı yapıldığından emin olunuz. BTM ailesi olarak aynı felaketin bir daha yaşanmaması temennisiyle kamuoyunu bu konuda bilinçlenmeye davet ediyoruz. “
Mimari Yapılarda Su Yalıtımı kitabı tüm seçkin kitabevlerinde BTM’nin katkılarıyla hazırlanan “Mimari Yapılarda Su Yalıtımı” kitabı raflardaki yerini alarak satışa sunuldu. Ağustos ayı itibariyle tüm seçkin kitabevlerinde ve online olarak da “www.yemkitabevi.com” üzerinde satışa çıkan Mimari Yapılarda Su Yalıtımı kitabı; Doç. Dr. Çiğdem Tekin, Yrd. Doç. Dr. A. Cüneyt Diri ve BTM teknik danışmanı, inşaat mühendisi Jozef Bonfil tarafından yayıma hazırlandı. Kitap; bir binanın kullanım ömrü boyunca suya ve suyun etkilerine karşı dayanıklılığını koruyabilmesi için tüm yapılması gerekenleri aşama aşama çizimler, fotoğraflar, grafikler ve tablolar eşliğinde anlatan temel bir başvuru kaynağı olma niteliği taşıyor.
94
• Eylül 2016
fischer BETON VİDASI
YENİ ÜRÜN
ULTRACUT FBS II BETONDA ULTRA GÜÇLÜ
96
Yenilikçilik dendiği zaman fischer daima ön sıralarda yer almıştır ve bu durum yeni fischer ULTRACUT beton vidası için de geçerlidir. Beton vidası piyasasına ilk girişinde elde ettiği başarının ardından, fischer’in yeni ürününde pek çok iyileştirmeler yapılmış ve bu iyileştirmeler sonucunda ürün yalnızca yüksek yük seviyelerine odaklı olmaktan çıkarılmış, kullanıcının gerçek anlamda yararına olacak şekle getirilmiştir.
B
eton vidalarının baş kısmı bazı kullanıcılara “şüpheli” olarak göründüğünden, bu vidalar standart sabitleme yöntemine kıyasla “güvenli olmayan” bir alternatif olarak görülmektedir. Ancak, bugün piyasada bulunan yüksek performanslı beton vidaları standart ahşap tipi vidalarla pek az benzerlik taşımakta olup belirsizliğin temelinde yatan sebep bundan ibarettir. İnşaat piyasasındaki beton vidaları titiz testlerden geçirilmekte ve böylece tüm ETA’lara uyumlu
• Eylül 2016
olduğu, sabitleme işlemlerinde kullanımının güvenli olduğu konusu garanti altına alınmaktadır. Beton vidalarının kullanımı esnasında kurulum talimatlarına sıkı sıkıya bağlı kalınmalı ve kullanıcıların yalnızca ETA etiketli ürünleri kullanmaları gerekmektedir (güvenliğin kritik olduğu uygulamalarda). İnşaatlarda git gide artan sayıdaki uygulamalarda beton vidası kullanımı yükselen bir trend haline gelmiştir. Pek çok uygulamada montaj hızı önemli
bir etken teşkil etmektetir ve montaj süresi beton vidası kullanımı ile kısaltılabilmektedir. Parça üzerinden yapılan montajlarda benzer fonksiyonlara ve taşıma kapasiteleriyle, beton vidalarının gelecekte daha fazla uygulamada cıvatalı dübellerin yerini alacağını öngörülmektedir. Yeni ULTRACUT beton vidasının önemli özelliklerinden bazıları eşsiz nitelikte olup, örnek vermek gerekirse benzersiz testere dişleri geometrisi kolay ve daha hızlı kuruluma imkan tanımaktadır. Vidanın kendisi pek çok kez yeniden kullanılabilir olup, dişlerin aşınmasını gözlemlemek adına aşınma ölçüsü mevcuttur. Tüm bunlarla kullanıcının zamandan ve paradan tasarruf etmesi hedeflenmiştir. Bu sebepten ötürü, 20
Montajlar daha hızlı ilerleyecek Tüm vida boyutları 3 farklı gömme derinliğine monte edilebilecek olup, kullanıcıya geniş çapta uygulamalar ve ek kalınlık uygulamaları konusunda esneklik sunmaktadır. Bu gömme derinliği seçeneklerinin yanında, fischer aynı zamanda beton vidasının kısa şeklini de piyasaya sürmektedir. Böylece, uygun olan durumlarda montajın daha hızlı ilerlemesini sağlamak için daha az derinlikte bir delik açılacaktır. Yük değerleri fischer’in pek çok rakibinden önemli ölçüde daha yüksek ve fischer FBS’nin önceki versi-
yonunun da üzerinde olup, bu durum hem çekme hem de kesme kapasitelerinde oldukça belirgindir. Kurulumu gerçekleştiren kişi için en önemli parametrelerden birisi küçük asgari kenar boşluğu ve kenar
mesafeleri olup, fischer sektörde en küçük ve en iyi değerlere sahip olduğunu beyan etmektedir. fischer, rakipler ile kıyaslandığında bu konunun kurulumu gerçekleştiren kişi için yüzde 5 ila yüzde 10 daha
fazla yük taşıyabilmesinden çok daha fazla önem taşıdığına inanmaktadır. Ancak, ULTRACUT beton vidasının gerçekten yenilikçi ve eşsiz olan özelliği, vidanın C1 ve C2 sismik onaylardan geçmiş olması, en yüksek güvenlik standartlarını garanti etmesi ve Avrupa piyasasında bu onayları elinde tutan ilk beton vidası olmasıdır. fischer ULTRACUT ürününü 8 mm ila 14 mm arasında değişen çaplarla Temmuz ayında piyasaya sürdü, akabinde mekanik ve elektrik montaj pazarına daha fazla odaklanılarak 6 mm çapındaki ürün piyasada yerini aldı ve 2016 yılı sonuna doğru ise paslanmaz çelik versiyonu diğerlerine eklenecek . 8 mm çap boyutundaki ürünlerin tamamı gömülü TX sürücüsü ile piyasaya çıkacak olup, kullanıcının dar alanlarda kurulum yapması gerektiğinde tamamen esnek olmasını ve kurulum için vidalama ucu ya da lokma ucu kullanma seçeneklerine sahip olmasını sağlayacaktır.
YENİ ÜRÜN
mm’ye kadar olan montajlarda ince ayar değişiklikleri yapılabilir. Küçük hatalar ve gömme düzeltmelerine olanak tanımak amacıyla vida hafifçe gevşetilebilir. Testere dişi geometrisi ve ana şerit geometrisi de (bazı durumlarda) delik temizlemesi yapılmaksızın beton vidasının monte edilmesini sağlar. Bu, ETA-15/0352’ye uygundur.
97
YENİ ÜRÜN 98
EMO AYVAZ’DAN GÖRÜŞ ALANI TİPİ KIZILÖTESİ GAZ DEDEKTÖRÜ
G
örüş Alanı Tipi Kızılötesi (LOS IR) Gaz Dedektörü nedir? Görüş Alanı Tipi Kızılötesi (LOS IR) Gaz Dedektörü, ortamdaki yanıcı hidrokarbon gaz yoğunluğunu geniş bir alanda gözlemleme imkânı sunar (5-120 metre arasında, 0-5 LFL-metre doğunluğunda). Dedektör, yoğun titreşimin olduğu endüstriyel ortamlarda çalışabilmektedir ve her türlü zorlu şartlara karşı dayanıklıdır. Endüstriyel ortamlarda hem gaz algılamanın gerekliliklerini yerine getirmek, hem de cihazın ömrünü uzun tutmak çok zordur. LS2000, gelişmiş optik görüş alanı, iler düzeyde muhafaza tasarımı, montaj kolaylığı ve benzersiz
• Eylül 2016
hizalama toleransı ile, LOS IR gaz dedektörlerine yeni bir standart getirmiştir. FlexSight LS2000, kolay kurulum ve bakım avantajı ile birlikte, gaz algılamada en üst düzey korumayı, 5 yıllık tam garanti ve 10 yıllık IR lamba kaynağı garantisiyle birlikte sunar. Kolay Kurulum • Sektörde lider görüş alanı • ±0.8 derece görüş alanı sapma toleransı (120 metrede ±2 metre tolerans) • Basit hizalama ayarı ve montaj kolaylığı (%50’den daha az montaj süresi) Kolay Kullanım ve Bakım • Sektörde lider derece hiza sapma
toleransı • Montaj hareketine ve titreşime karşı duyarsızlık • Akıllı izleme ve kontrol özellikleri – Sıcaklık ve kararma uyarıları • Kolay sürüm yükseltme • Problem oluştuğunda kolay gözlemleme En iyi Koruma • Uluslararası SIL, FM, CSA, ATEX, IECEx, CE, DNV, INMETRO sertifikaları ve CUTR/ KIM onayları • Mevcut teknolojilere oranla %60 daha fazla görüş alanı koruması • -55ºC ile +75ºC sıcaklık aralığında çalışma, 120 metre uzaklığa kadar algılama • Ünite için 5 yıl ve IR lamba kaynağı için 10 yıl garanti
SEKTÖREL HABER
HİLTİ RED DOT’TAN 4 ÖDÜL ALDI
100
Hilti, Almanya’nın Essen kentinde düzenlenen “Red Dot Ödülü: 2016 Ürün Tasarımı” töreninde dört ürünü ile ödül aldı. PD-C Lazermetre, SF 8M-A22 ile SF 10W-A22 Kablosuz Vidalama Makineleri ve yakın zamanda Türkiye pazarına da sunulan BX 3-ME Akülü Çivi Çakma Makinesi, ödül kazanan Hilti ürünleri oldu.
H
ilti, 57 ülkeden yaklaşık 5 bin 200 ürünün aday olduğu “Red Dot Ödülü: 2016 Ürün Tasarımı” yarışmasında dört ayrı inovatif ürünüyle ödüle layık görüldü. 41 uluslararası uzmanın jüri olarak değerlendirme yaptığı yarışmada; Hilti PD-C Lazermetre, Hilti SF 8M-A22 ve Hilti SF 10W-A22 Kablosuz Vidalama Makineleri ile hem betona hem de çeliğe çivi çakabilen ve sadece batarya çalışan ile dünyanın ilk Akülü Çivi Çakma Makinası Hilti BX 3-ME ödül aldı. Haziran ayında Türkiye pazarına da giriş yapan Hilti BX 3-ME Akülü Çivi Çakma Makinası, dolu tuğla, beton ve çeliğe saniyede 1 çivi
• Eylül 2016
ve Hilti SF 10W-A22 Kablosuz Vidalama Makineleri ise metal ve ahşap yüzeylerde yüksek performanslı vidalama imkanı sunuyor. Ürünlerin inovasyon, kalite, fonksiyonellik ve ekolojik sürdürülebilirlik açısından değerlendirildiği Red Dot ödüllerinde Hilti, 2015 yılında Hilti PR 30-HVS Döner Lazeri ile 2014 yılında ise Hilti TE 70 Kırıcı-Delici Ailesi ile kendi kategorisinin en büyük ödülü olan “Best of the Best” (“En İyinin En İyisi”) ödülüne layık görülmüştü.
SEKTÖREL HABER
çakabiliyor. Akünün tek şarjıyla yaklaşık 600 çivi çakabilen bu ödüllü ürün, yüksek performansının yanı sıra üst düzey güvenliği ile de dikkat çekiyor. Yarışmada ödül alan Hilti PD-C Lazermetre, ölçüm sonuçlarının dijital fotoğraf olarak kaydedilmesini veya rapora dönüştürülmesini sağlıyor. Cihaz, çeşitli hesaplamaların yapılmasını ve kapsamlı proje verileriyle birlikte bilgisayara, tablete veya akıllı telefona aktarılmasını mümkün kılıyor. Yine ödüle layık görülen Hilti SF 8M-A22
101
YENİ ÜRÜN
ALLIGATOR DIŞ CEPHELERE YENİ BİR HEYECAN GETİRİYOR
102
Alligator Boya, dış cephelere yeniden hayat veriyor. Her renge hitap eden Alligator Neon Silk Saf Akrilik İpek Mat Dış Cephe Boyası, güçlü formülü ve geniş renk yelpazesi ile farklılığını ortaya koyuyor. Yayılma özelliğinden dolayı uygulanan yüzeylere kolay sürülüyor, zaman ve işçilikte tasarruf sağlıyor.
Ü
stün boya teknolojisi kullanılarak üretilen, binaların son kat dış cephe boyası Alligator Neon Silk, yüzde yüz saf akrilik emülsiyon esaslı, yeni pigment ve dolgu sistemiyle geliştirilmiş ipek mat yapısı ile boya trendlerine yepyeni bir anlayış getiriyor. Özel bağlayıcı sistemi sayesinde organik ve inorganik canlı renklerde solmaya karşı yüksek düzeyde direnç gösteren Alligator Neon Silk, yeni geliştirilen silikon katkılı saf akrilik yapısı sayesinde ise yüksek UV direnci sağlıyor, üstün yapışma gücüyle uygulandığı yüzeylere çok iyi tutunuyor. Ayrıca CO2 bariyeri oluşturmasıyla da diğer dış cephe boyalarından daha yüksek performans gösteriyor. Daha nitelikli ve prestijli
• Eylül 2016
ürünlere arzu duyan tüketicilerin ihtiyaçlarını karşılayacak, üst düzey hizmet anlayışı ile sektöre yeni bir soluk getirecek Alligator Neon Silk, nefes alma özelliği ile yüzeyde oluşan nemi dışarı çıkartıyor, atmosfer koşullarına, kirliliğe, güneş ışınlarına dayanıklı yapısı renklerin ve parlaklığın uzun süre kalıcı olmasını sağlıyor.Her zevke uygun, geniş bir renk seçeneği sunan Alligator Neon Silk’in Alligator Dış Cephe Kartelası’nda yer alan tüm renkleri Alligator mağazalarında anında üretiliyor, renk farklılığına göre solmaya, dökülmeye ve çatlamaya karşı 10 yıl garanti fırsatı sunuyor. Alligator Boya, yaşamına yeni tatlar ve üstün kalite katmak isteyen herkesi mağazalarına bekliyor.
TÜRKİYE’NİN İLK ve TEK “A” SINIFI ENERJİ TERMOSTATİK RADYATÖR VANASINI E.C.A. ÜRETTİ Kalite ve fonksiyonellik kaygısını tüketici dostu ürünlere dönüştüren E.C.A, Türkiye’de ilk defa A enerji sınıfında termostatik radyatör vanasını üretti.
YENİ ÜRÜN
T
104
eknolojik çözümlerle tüketici dostu ürünler geliştiren E.C.A yerli üretimde ilk kez üretilen A enerji sınıfındaki radyatör vanası ile tüketiciye enerji verimliği ve güvenlik konularında destek oluyor. Kategorisinde tek yerli ürün olma özelliğine sahini E.C.A TRV2 serisi termostatik radyatör vanaları Avrupa Valf Üreticileri Birliği’nin teknik ürün grubu olan EUnited Valves tarafından TELL ürün sınıflandırma kapsamında A enerji verimliliği seviyesinde onaylanmıştır. E.C.A A enerji sınıfı termostatik radyatör vanaları sayesinde yaşam alanlarını istediğimiz seviyede tutup; ihtiyaç fazlası ısınmaların önüne geçerek, istediğiniz sıcaklığa daha uygun fiyatlarla ulaşmanızı sağlıyor. %30’a Varan Enerji Tasarrufu Ürünlerinde ileri teknoloji, kalite, fonksiyonellik ve estetik görünümü bir araya getiren E.C.A yerli üretimde ilk ve tek olan termostatik radyotör vanaları ile kullanıcılarına tasarruf ve güvenliği bir arada sunuyor. Yaşam alanlarındaki ısıtma sistemleri dışında (fırın, ocak, lamba, vb) ortama giren ısı enerjisini algılayan A enerj sınıfı E.C.A termostatik radyatör vanaları,
• Eylül 2016
evlerde doğrudan %30’a varan tasarruf sağlıyor. E.C.A A enerji sınıfı termostatik radyatör vanaları radyatör içerisinde dolaşan suyun akış miktarını otomatik olarak ayarlayarak kaloriferli ısıtma sistemininin de daha verimli çalışmasında büyük rol oynayarak yakıt tüketimini de minimize ediyor. Yeni Nesil Bina Sistemlerine Uygun A Sınıfı Ürün E.C.A A Enerji Sınıfı Radyatör
Vanaları özellikle akıllı ve çevreci bina sistemleri projelerinin yaygınlaştığı bugünlerde de büyük öneme sahip. E.C.A markalı pek çok üründe olduğu gibi radyatör vana sistemlerinde de tasarrufu destekleyen E.C.A A enerji sınıfı termostatik radyatör vanaları yerli üretimde bir ilk olarak tüketicinin beğenisine sunuldu. ECA kalite ve güvencesiyle sunulan termostatik radyatör vanalarının 5 yıl garanti süresi bulunuyor.
DURAVİT TARAFINDAN BANYO MOBİLYASINDA
YENİ ÜRÜN
UYGULAMALI UZMANLIK
106
D
uravit banyo mobilyaları önceden monte edilmiştir ve teslimattan sonra montaj için hazırdır. Optimum duvar tesisat ve montaj gereksinimlerinin karşılandığı yerlerde, tesisatçılar için bile çocuk oyuncağıdır. Ne yaptığınızı biliyorsanız, kurulum işlemi kolaydır. Duravit banyo mobilyaları hızlı ve kolay kurulum sağlar, ancak günün sonunda, en iyi sonuçları elde etmek için bazı püf noktalar vardır. Her şey ayrıntılarda Tuvalet masalarından uzun dolaplara, Duravit banyo mobilyaları tamamen monte edilmiş ve mükemmel bir şekilde yapılandırılmış olarak gelir. Sağlanan bir montaj rayı her zaman dâhil edilir: Bu basit tasarımlı ancak iyi düşünülmüş
• Eylül 2016
metal parça, dikkatli bir şekilde birkaç ölçüm yaptıktan sonra hızlı bir şekilde takılabilir. Duravit eğitmenleri, “65 kg’ye kadar destekleyebiliyor, mobilya diye buna derim” diye ekliyor. Kolayca sökülebilir kancaların kullanımı sayesinde, L-Cube ve Happy D.2 gibi tuvalet masası ünitelerinin montajı çocuk oyuncağıdır. Vidalar hızlıca sıkıştırılır ve ardından ek açı kilitleri takılır. Teknik uzman “Mobilyalar oldukça hızlı bir şekilde monte edilebilir ve birkaç küçük ayarlama ile kurulum mükemmel hale gelir.” dedi. Tuvalet masası ünitelerinin montajı, mobilyanın üç boyutta ayarlanabilmesini sağlar. Dahili iki vida, tornavida ile kolayca ayarlanır, böylece her bir ünite lavabo ile gömme şekilde veya düz olmayan bir duvar yerine
geçecek şekilde monte edilebilir. Alt vida yüksekliği, ön vida ise derinliği ayarlar. Ancak gerçek ince ayar, çekmeceler eklenirken gerçekleştirilir. Çeşitli montaj seçeneğine aşina herkes, çekmecelerin sorunsuz çalışabilmesi için hızlı ve kolay bir şekilde doğru ayarları yapabilir. Örneğin, L-Cube modeli için kullanılan yeni Tip-On açılma ve kapanma teknolojisi, montaj raylarından tanınabilir. Bunlar hafif bir itmeyle kurulumdan önce aktive edilir ve çekmecelerin kendiliklerinden sorunsuz bir şekilde açılmalarını sağlarlar. Çekmeceler yerine oturtulmadan önce, her iki seviyedeki raylar arasında karbon fiberden yapılmış bir senkronizasyon öğesi eklenir. Kremayer sistemi, kullanıcının çekmecenin neresine
kurulum talimatlarında detaylı bir şekilde açıklanan bu tür detaylar olası en yüksek kullanım konforu sağlar. Hem yüksek hem de yarı yüksek dolaplar, entegre yuvalı, zıvanalanmış ve sıkıca takılmış arka paneller kullanılarak kurulur.. Buna ek olarak, dolap kapakları için kullanılan oldukça pratik klips menteşeler, dikey ve yatay ayarların mükemmel şekilde yapılabilmesini sağlar. Uygulanan küçük bir baskıyla bunlar yerlerine oturtulabilir ve çıkartılabilir. Ayna öğeleri oldukça basit, çift taraflı montaj
noktalarına sahiptir. Yalnızca dübel ile iki vida gereklidir. Yüksekliği ayarlanabilir süspansiyon, aynanın arkasına entegre edilmiştir. Yine de bu püf noktalarını bilmek iyidir. Duravit eğitmenleri durumu şu şekilde özetliyor: “İlk başladığınızda ince ayarları yapmakta biraz zorlanabilirsiniz ancak işe başlayıp doğru ipuçları ve püf noktalarını bildiğinde o kadar da zor olmadığını anlarsınız.”. Duravit özgün tasarım, en kaliteli birinci sınıf malzemeler ve en uygun şekilde ayarlanan teknolojinin mükemmel birleşimini sunar.
YENİ ÜRÜN
bastığının önemi olmaksızın, çekmecenin otomatik olarak açılıp kapanabilesini sağlar. Her iki çekmece öğesi der raylara oturtulur. Çekmecelerin ön tarafında yer alan üst ve alt vidalar kullanılarak, yüksekliğin yanı sıra derinlik de ayrı ayrı ayarlanabilir. Bu, mobilya ve seramik arasında mükemmel bir gölge boşluğu sağlar. Happy D.2 tuvalet masası ünitesi için, raylardaki küçük konumlandırma dişli çarklıları, kurulumu gerçekleştiren kişinin çekmecelerin boyunu, derinliğini ve eğimini ayarlayabilmesini sağlar. İlk başta belirgin olmayan ancak
107
YENİ ÜRÜN
VİKO TRENDA SERİSİ İLE EVLERDE VINTAGE TRENDİ
108
N
ostaljiye olan özlem, her dönem dekorasyon fikirleri içinde kendine yer buluyor. Dolayısıyla vintage, son yılların en fazla tercih edilen dekorasyon tarzları arasında ilk sırada geliyor. Bu dekorasyon trendi ile hem nostaljik hem de modern görünümü bir araya getirmek de mümkün oluyor. VİKO’nun TRENDA Serisi elektrik anahtarları, antik renk seçeneği ile yaşam
• Eylül 2016
alanlarında vintage trendini hoş detaylarla tamamlıyor. Vintage dekorasyonunda en çok toprak ve ahşap tonları kullanılıyor. Parlak ve canlı renklerden olabildiğince uzak durulurken, gösterişli unsurlardan da uzaklaşılarak yalın tasarımlar tercih ediliyor. VİKO’nun sadeliğin mükemmelliğini yaşam alanlarına taşıyan serisi TRENDA’nın antik rengi elektrik anahtarları da bu tanıma tam olarak uyuyor.
Çünkü vintage tarzına uygun olan antik rengiyle öne çıkan TRENDA Serisi’nin en önemli özelliklerinden biri de göz yoran detayları eleyerek ideal olanı tek bir karede toplayabilmesi… Bu sayede uygulandığı alanlarda bütünlüğün uyumlu bir parçası oluyor. TRENDA Serisi, güzelliği yalınlık ile çerçeveliyor. TRENDA Serisi ürünler, duvarlara kolayca monte edilebilerek kullanıma hazır hale geliyor.
KISA KISA
Kapaklı Yolları ‘Yolbeton’ İle Yenilenecek Geleneksel beton yollara oranla maliyet ve zaman tasarrufu sağlayan Yolbeton ile Tekirdağ’ın yolları yenilenecek Akçansa Genel Müdür Yardımcısı Musa Keşaplı, Kapaklı’da düzenlenen açılış töreninde tüm Türkiye’yi Yolbeton ile çevrelemek istediklerini belirterek, “Asfalt ve geleneksel beton yollara oranla maliyet olarak daha ekonomik olmasının yanı sıra ayrıca dayanıklılık açısından çok daha güçlü olan Yolbeton, hızlı uygulama ve onarım gerektirmeyen yapısıyla iş gücü açısından da yaklaşık yüzde 50 tasarruf sağlıyor. Beton yollar Asfalt yollara göre daha dayanıklı, daha az sıklıkta bakım-onarım gerektiren, ana malzemesi ülkemizin kendi kaynaklarından sağlanan ve uygun maliyetlerle yapılabilen bir seçenek. Yolbeton ile Kapaklı’da gösterdiğimiz başarıyı Türkiye geneline yayarak daha fazla karayolunun Yolbeton’a dönüşmesini amaçlıyoruz.” dedi.
Bien Ida’dan İki Tasarımına 3 Ödül Aldı
110
2007 yılından bu yana düzenlenen ve bu yıl 9’uncusu gerçekleşen Uluslararası Tasarım Ödülleri ‘’International Design Awards’’ (IDA) açıklandı.Yarışmaya iki ürünüyle katılan Bien Seramik Tasarım Ekibi’nin tasarladığı Pietra Moda Porselen Seramik Karo Serisi ve Stellata Porselen Seramik Karo Serisi 3 ödül almaya hak kazandı. Pietra Moda Serisi inhouse (ev içi ürünleri) kategorisinde Bronz ödülün sahibi oldu. Pietra Moda Serisi ayrıca Şeref Ödülü’nü de aldı. Bien’in doğadan ilham alarak tasarladığı Stellata Karo Serisi de Şeref Ödülü’nü almaya hak kazandı.
• Eylül 2016
Çimsa’nin, İlk Altı Ay Karı 133 Milyon
KISA KISA
Farklı ve yenilikçi ürün yelpazesi ile çimento ve yapı malzemeleri sektöründe global bir oyuncu olan Çimsa, 2016 yılı ilk 6 aylık dönemine ilişkin finansal sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı. Buna göre, 30 Haziran 2016 tarihi itibarıyla şirketin cirosu 586 milyon TL oldu. Sürdürülen faaliyetlerden vergi öncesi kar 170 milyon TL olurken, dönem karı ise 133 milyon TL olarak gerçekleşti. Çimento sektörünün altyapı ve üstyapı yatırımlarıyla birlikte gelişim gösterdiğini belirten Çimsa Genel Müdürü Nevra Özhatay, “Türkiye, bugün dünyanın dördüncü, Avrupa’nın ise en büyük çimento üreticisi konumunda. Çimentoda iç talep, kişi başına gayrisafi milli hasıla büyümesiyle birlikte artıyor. Buna bağlı olarak çimento tüketimi son 10 yılda, yıllık ortalama %5 artarak 2015’te 826 kiloya erişti. Bu istikrarlı bir yükselişe işaret ediyor.
Kaliteye Rengini Veren Pvc, Egepen Deceunınc Türkiye’deki PVC tercihinde renk unsuru, kalite ve uzun ömürlü kullanım özellikleri kadar önemli hale geldi. Son 10 yıla kadar PVC’lerin neredeyse tamamı beyaz renkte tercih ediliyordu. Ancak son birkaç yıldır, tüketiciler farklı renkleri tercih etmeye, yapıların dış ve iç görünümlerini bu farklı renkteki PVC’lerle zenginleştirmeye başladı. Yapı sektöründeki hızlı değişim, yeni binaların inşası, yeni mimari yaklaşımların ve ekollerin tercih edilmesi ile genç neslin farklı olana yönelik talebi de bu değişimin nedeni.
111
İklimlendirme Sistemlerinin Dostu İzocam
KISA KISA
İzocamflex, iklimlendirme, ısıtma ve soğutma sistemlerinin ısı ve yoğuşma kontrolu yalıtımında kullanılmak amacı ile üretiliyor. Elastomerik kauçuk esaslı bir ürün olan İzocamflex; kapalı gözenekli düzgün hücre yapısına sahip olup, levha şeklinde kaplamasız, alüminyum folyo kaplı ve kendinden yapışkanlı olarak üç farklı tipte sunulmaktadır. 6 – 160 mm çapındaki boruların yalıtımı için üretilen İzocamflex Prefabrik Boru ise kaplamasızdır. İzocamflex, sahip olduğu özellikleri ile daha çok soğutma sistemlerinde kullanılır. Soğutma sistemlerinde soğuk akışkanın ısı kazanıp sıcaklığının yükselmesini engellerken, boruların ya da ekipmanların üzerinde yoğuşma olmasını önler, korozyon gibi oluşabilecek zararlara sebebiyet vermez. Esnek bir yapıya sahip olan İzocamflex; boru, tank, depo, havalandırma kanalları gibi soğutma sisteminin bütün elemanlarında ısı ve yoğuşmaya karşı yalıtm malzemesi olarak kullanılabilir.
Banyonuzuda değişiklik mi istiyorsunuz?
112
Banyolarında fark oluşturmak isteyen kullanıcılara stiliyle göz kırpan Creavit Stilo armatür serisi beyaz rengin canlı renklerle kombinasyonuyla oluşturulan modern bir çizgide kullanıcılarıyla buluşuyor. “Banyolarda hem canlı, hem uyumlu nasıl olunur? “ sorusuna cevap olarak boy gösteren Creavit Stilo serisinin slikon kılıflarının renkleride kullanıcının zevkine göre değiştirilebiliyor. Mavi, mor, gri ve siyah silikon klif seçenekleri bulunan ürünler, seramik disk kartuşu özelliğiyle de uzun ömürlü kullanım imkanı sağlıyor. Banyo ve lavabo armatürü olarak tasarlanan serinin oynar kumanda kolları ile sıcak-soğuk su ayarlama özelliği bulunuyor.
• Eylül 2016
Viko’dan Örümcek Adam Serisi
KISA KISA
Çocukların en sevdiği süper kahramanların başında Örümcek Adam geliyor. Üstün güçleri ile kötüleri dize getiren Örümcek Adam şimdi VİKO’nun lisanslı Karre Kids serisinde çocuklara arkadaşlık ediyor. Özel koruma kapaklı Karre Kids prizler, çocukları elektrik kaynaklı yaralanmalardan koruyor. Onun hikayesi bir örümcek tarafından ısırılmasıyla başladı. O zamandan bu yana da tüm çocukların kahramanı… Örümcek Adam şimdi elektrik anahtar ve priz sektörünün lider kuruluşu VİKO’nun yenilenen Karre Kids serisinde… Dünyayı kötülüklerden korumak için suçla mücadele eden Örümcek Adam, Karre Kids modelleriyle çocukların odalarına geliyor. Özel koruma kapaklı ve çocuk koruma özellikli Karre Kids priz modelleri, prizlerden kaynaklanabilecek elektrik çarpmalarına karşı da güvenlik sağlıyor. Karre Kids, elektrik anahtarları ile de miniklerin odası bambaşka bir atmosfere bürünüyor. Karre Kids çocuk korumalı, kapaklı prizlerle güvenliği ön plana taşıyor.
Banyoda Maksimum Hijyen İçin Vitra’dan Akıllı Teknolojiler Evde hijyenin banyodan başladığını bilen kadınlar, VitrA’nın geliştirdiği akıllı teknolojileri tercih ediyor. VitrA, hijyenden ödün vermeyen çözümleriyle, banyoların temizliğini kolaylaştırırken, zamandan da kazandırıyor. VitrA’nın farklı tasarımlardaki asma klozetleri, zemin temizliğinin kolayca yapılmasını sağlıyor. Gömme rezervuarlarla birlikte kullanılan asma klozetler, banyolara şık ve ferah bir alternatif de getiriyor. Farklı renk ve modellerdeki kumanda panelleri, antibakteriyel özellikleri sayesinde tüm ailenin güvenle ve parmak izi bırakmadan kullanmasına olanak tanıyor. VitrA’nın kanalsız iç hazne yapısıyla kir oluşumunu engelleyen ve kolayca temizlenebilen Rim-ex klozetleri, banyoda hijyen arayanların en büyük yardımcısı oluyor.
113
SEKTÖREL HABER
“KENTSEL DÖNÜŞÜM FIRSAT, MALZEME SEÇİMİ HAYATİ”
114
Türk Ytong Sanayi A.Ş. Genel Müdürü Gökhan Erel
Marmara Depremi’nin yıldönümü nedeniyle açıklama yapan Türk Ytong Sanayi A.Ş. Genel Müdürü Gökhan Erel, “Depreme dayanıklı yapılaşmada en hayati rolü inşaatta kullanılan malzemenin oynadığını unutmamalıyız. Malzemeler, hafifliği ile binaların toplam ağırlığının, dolayısıyla depremde maruz kalacağı kuvvetlerin azalmasına yardımcı olmalıdır” dedi.
B
ugüne kadar ağır kayıpların yaşandığı deprem felaketleri, Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini bizlere her seferinde acı bir şekilde hatırlatıyor. Yüzölçümünün yüzde 92’si deprem kuşağı içinde yer alan ülkemizdeki konut stoğunun yaklaşık %40 gibi
• Eylül 2016
önemli bir kısmının, riskli, yapı ömrünü tamamlamış, sağlıksız ve ruhsatsız yapılaşmadan oluştuğu ifade ediliyor. 2015 yılı verileriyle 78,7 milyonluk Türkiye nüfusunun yüzde 95’lik bölümünün, deprem kuşağı üzerine kurulmuş kentsel alanlarda yaşadığı göz önüne alındığında, depreme dayanıklı
yapılaşmanın önemi iyice anlaşılıyor. Kentsel Dönüşüm Önemli Bir Fırsat Türk Ytong Genel Müdürü Gökhan Erel, Türkiye’de oturulamaz durumdaki 6,5 milyon konutun yenilenmesi için, kentsel dönüşümün önemli bir fırsat olduğunu vurguluyor. Kentsel dönüşümün; düzensiz yapılaşma, düşük yapı kalitesi, plansız kentleşme, ulaşım ve altyapı alanlarının yetersizlikleri gibi sorunların giderilmesi için de iyi bir düzenleme fırsatı olduğunu belirtiyor.
etkinlikler de planlıyoruz” dedi. Depreme ve diğer tüm doğal afetlere dayanıklı, sürdürülebilir ve güvenli yapıların inşası için, inşaat sektöründeki yönetmelik ve teknik standartlar arasındaki ilişkiyi güçlendirecek, çelişkileri sonlandıracak bir genel yönetmeliğe ihtiyaç olduğunu da belirten Erel, “Üyesi olduğumuz Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD)’ın yürüttüğü Ulusal Bina Yönetmeliği Projesini çok önemli buluyor ve destekliyoruz.” diyor. Sadece deprem değil yalıtım da düşünülmeli Yenileme sırasında binaların depreme dayanıklı olduğu kadar ısı yalıtımlı, çevreye duyarlı ve olabildiğince hafif yapı malzemeleri ile inşa edilmesi gerektiğine dikkat çeken Türk Ytong Genel Müdürü Gökhan Erel, “Depreme dayanıklı yapılaşmada en hayati rolü inşaatta kullanılan malzemenin oynadığını unutmamalıyız. Malzemeler hafifliği ile binaların toplam ağırlığının, dolayısıyla depremde maruz kalacağı kuvvetlerin azalmasına yardımcı olmalıdır. Bu noktada kentsel dönüşüm büyük bir fırsat ama bu dönüşüm sırasında kullanılacak malzemelerin seçimi hayati önem taşıyor…” dedi. Türk Ytong AR-GE laboratuvarlarında geliştirilen malzemelerin yapılara sınıf atlattığını belirten Erel, yeni ürünleri Ytong 0.09’a ilişkin şunları söyledi: “Dünyanın ve Türkiye’nin önde gelen gazbeton üreticisi olarak son yıllarda özellikle malzemenin ısı yalıtım performansına yönelik önemli inovasyonlar gerçekleştirdik. Odak noktamız olan ısı yalıtımı ve enerji tasarrufu
alanında 2014 sonunda Ytong duvarların ısıl iletkenlik hesap değerini %15 daha iyileştirerek geliştirdiğimiz Ytong Blok 0,11’i sektöre tanıtmıştık. Şimdi bu ürünü daha da ileri taşıyarak ısı yalıtım performansını %30 daha artırdığımız “Ytong 0,09”u sektörle buluşturuyoruz. Sektörde yine bir ilk olan ve devrim niteliği taşıyan “Ytong 0,09”un ısı yalıtım performansı piyasadaki standart gazbeton blok ürünlerine göre yüzde 30 daha fazladır. Ytong 0,09 standart gazbeton bloklardan yüzde 13 daha hafif bir ürün olması nedeniyle, binaya daha az duvar yükü binmesini sağlıyor. Binanın hafiflemesi ise deprem güvenliği açısından yapılara hayati kazanımlar sunuyor” dedi. Ar-Ge çalışmaları sürüyor Ytong’un donatılı duvar, döşeme ve çatı panelleri ile oluşturulan yapı sisteminden de bahseden Gökhan Erel, “bu yapılar depreme ve yangına karşı son derece dayanıklı, iklimlendirme masrafları en aza indirilmiş yapılardır. Marmara Depremi ve Van depremi sonrasında yapılan incelemelerde, bu yapıların depremi hasarsız atlattığı tespit edilerek, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nın raporuyla belgelendi. Üyesi olduğumuz Türkiye Gazbeton Üreticileri Birliği (TGÜB), İTÜ ve ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümleri ile birlikte, Gazbeton Yapı Sistemi ile İnşa Edilmiş Binalar için Depreme Dayanıklı Tasarım Kuralları oluşturulması için önemli bir Ar-Ge çalışması yürütüyor. 2014 yılında başlayan bu araştırma ve deneyler sonucunda elde edilecek veriler, ülkemizde yapıların deprem güvenliğinin artırılmasına önemli katkılar sağlayacak” dedi.
SEKTÖREL HABER
Kentsel dönüşüm sürecinde en önemli kavram olan yapı güvenliğinin, özellikle ülkemiz için depreme karşı alınması gereken önlemler açısından büyük önem taşıdığını ifade eden Erel, “depremlerin neden olduğu can kayıplarını incelediğimizde, düzensiz yapılaşmanın ve düşük yapı kalitesinin kötü sonuçlar doğurduğunu görebiliyoruz” diyor. Kentsel dönüşümün sadece yapısal bir iyileştirme ya da sağlam bina inşa etmek olarak algılanmasının yanlış olacağını belirten Erel, sosyal, kültürel ve fiziki dönüşümün bir arada ele alınmasının önemine de değiniyor. Bu noktada vatandaşların da büyük bir rol üstlendiğini belirten Erel, “Kentsel dönüşüm sürecindeki vatandaşların, başta mimari ve teknik olmak üzere, karşılaşacakları temel konular hakkında ayrıntılı olarak bilinçlenmesinin önemine inanarak, İstanbul Serbest Mimarlar Derneği (İstanbulSMD) işbirliğinde “SARI IŞIK: KENTSEL DÖNÜŞÜME HAZIRLAN” Projesi’ni başlattık. Bu önemli sosyal sorumluluk projesi kapsamında, İstanbulSMD üyesi mimarların ve konusunda uzman teknik insanların katkılarıyla 97 sayfalık bir rehber hazırlanarak vatandaşlara ücretsiz olarak dağıtıldı. Rehber kritik karar noktaları için vatandaşları hakları ve sorumlulukları konusunda önceden bilgilendiriyor. Ayrıca tüm bu bilgi ve içerikleri www. kentseldonusumehazirlan. com internet sitesinden ve projenin sosyal ağlarından da paylaşıyoruz. İstanbul’da düzenlediğimiz sokak etkinliklerinde binlerce kişiye rehberi de ulaştırdık. Önümüzdeki günlerde yeni
115
2016’NIN TRENDİNİ
KALE BELİRLİYOR Yarım yüzyılı aşkın tecrübesiyle güvenliğin sembolü haline gelen Kale Endüstri Holding “Dekorasyon Kapıdan Başlar” mottosuyla 2016’nın kapı trendlerini belirleyecek farklı renk ve modeldeki Kale Çelik Kapı ürünleriyle tüketicilerle buluşuyor.
YENİ ÜRÜN
Ç
116
elik Kapı sektörünün jenerik markası Kale Çelik Kapı mekana ve kişisel tercihlere uygun modelleriyle 2016 yılının trendlerini belirliyor. Kale Çelik Kapı’nın eşsiz ve zengin ürün yelpazesinde kapalı mekanlar için Ahşap, Cam, Laminat ve Amerikan Panel kapı seçenekleri bulunuyor. Özellikle çelik kapı ürünlerinde mavi, yeşil, turuncu renklerdeki Kale Vira, K4291 ve K4230 gibi özgün modeller güvenliği şıklıkla birleştirmek isteyenler için farklı ve renkli alternatifler oluşturuyor. Kale Çelik Kapı, Kale Deco, Retro, Country Model ve Twins seçenekleri ile ev içerisindeki vintage, country ve modern tarzdaki dekoratif öğeleri kapınıza taşıyor. Anadolu motiflerini sevenler ise Saray Kapısı, Antik Kapı ve Anatolia gibi modellerle Anadolu’nun zarif öğelerini modern güvenlikle birleştirebiliyor.
Kale Endüstri Holding Hakkında Kale Endüstri Holding 1953 yılında temelleri atılmış, 1979’da İstanbul Güngören’deki üretim tesisleri ile atağa kalkmış, 1988 yılında tüm şirketlerini Holding çatısı altında toplamış, dev yatırımları ile büyümeye devam eden bir kuruluştur. Bugün, Kale Endüstri Holding çatısı altında Kale Kilit, Kale Sigorta Acenteliği, Kale Güvenlik Sistemleri, Kale Topkapı Bina İşletme ve Gayrimenkul Geliştirme, Kale Güzelce Gayrimenkul Geliştirme ve İşletme adı altında hizmet veren 5 ayrı firma bulunmaktadır. Türkiye’nin lider kilit üreticisi Kale Kilit ise, her yıl İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri (İMMİB) tarafından ihracatta başarılı faaliyetlerin ödüllendirildiği “İhracatın Yıldızları Ödülleri”nde metal eşya kategorisinde üst üste 10 kez ipi göğüsleyerek birinci oldu. Bu başarısıyla Rusya ve Suudi Arabistan gibi ülkelerde pazar payını % 10’ların üstüne çıkarmıştır. Kale Kilit katma değerli ürünlerle birlikte Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’da tercih edilen marka haline gelerek, kilit sektöründe dünyanın en büyük global üreticilerinin hâkim olduğu pazarlarda, üreticilere rakip olmayı başarmıştır.
• Eylül 2016
SEKTÖREL HABER
SUR ÇELİK KAPI 2016’NIN İLK YARISINDA PROJE SAYISINI YÜZDE 15 ARTTIRDI
118
Sur Çelik Kapı Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Pekgüzel, başarı anahtarlarını anlattı. Hayata geçirilen projelerin ve devam eden kentsel dönüşüm projelerinin toplam satışlarını adetsel bazda yüzde 85 seviyesinde artırdığını söyleyen Pekgüzel, “2016 yılının ilk beş ayında 2015 yılına göre proje sayımız yüzde 15 artış gösterdi” dedi.
T
üketici tarafından tercih edilme sebeplerini açıklayan Sur Çelik
• Eylül 2016
Kapı Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Pekgüzel, “Genellikle marka ve kalite algısının
yüksek olması tüketicinin karar verme sürecinde oldukça etkili oluyor. Bunların yanında Türkiye’deki güçlü firmalarla çalışıyor olmamız onlara iyi bir referans veriyor. Teknik alandaki istekler doğrultusunda çözümler sunmamız ve özellikle teslimat süreçlerinde yaşanan problemleri ortadan kaldırmamız müşteri için
Çelik kapı sektöründe sahip oldukları farklılıkları dile getiren Pekgüzel, “Tasarım ve inovasyonda öncü olmamız, hırsızlığa karşı garanti vermemiz ve 7/24 müşteri call center
hizmetimizin olması bizi rakiplerimizden ayıran birincil özelliklerimiz. Bunun yanında teknik olarak sunduğumuz kilit bölgesindeki patentli güçlendirici takviyeler, kanatta patentli çift conta sistemimiz, yine patentli gömme emniyet kelepçesi, modülerlik, ısı ve ses yalıtımı gibi teknolojiler bizim özgün bir marka olmamızda rol oynayan faktörler” diye açıkladı. “Proje sahipleri bizim kapılarımızla projelerinin değerini artıyorlar” Öte yandan projelere yönelik hazırlanan kapılarla perakende de satılan kapılar arasında fiyat ve kalite farkı bulunmadığı belirten Pekgüzel, “Tasarımsal farklılıkların dışında teknik detaylar anlamında hiçbir fark yoktur. Fiyat farkı tabi ki var. Ama bu da proje sahipleri için avantaj sağlıyor. Pahalı kapıyı uygun fiyata alarak projelerine değer artışı koyuyorlar” açıklamasını yaptı. Pekgüzel: Yüzlerce projede yer aldık Sur Çelik Kapı olarak şimdiye
kadar tüm illerde yüzlerce projede çözüm ortağı olarak yer aldıklarını belirten Sur Çelik Kapı Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Pekgüzel, “Bunlar arasında birçok güçlü firma yer alıyor. Sinpaş (Altın oran-antepia-liva-agua city-ottomare), Bema İnşaat (Gölpanaroma), Dumuankaya, Hak Yapı, Oyak ve Yeşildağ inşaat yer aldığımız projeler arasında. Proje satışlarımız her geçen yıl artarak devam ediyor, 2015 yılı yıllık satışlarımızın adetsel bazda yüzde 75’i projeye ayrılırken cirosal olarak yüzde 69’unu buradan elde ettik. 2016 yılı ilk 5 ayına göre de toplam satışımızın yüzde 85’ini ise projelere sağladık, cirosal bazda yüzde 81 gibi bir büyüme elde ettik. Ayrıca dünya çapında tanınan, kabul görmüş test kurumlarından alınmış güvenlik sertifikalarımız mevcut. Türkiye için TSE ve EFECTİS ERA ile birlikte, uluslararası alanda geçerli CİLTERN belgemiz müşterilerimize sunduğumuz garantiler arasında.”
SEKTÖREL HABER
bir tercih sebebi. Ayrıca satış ekiplerimizin mütevazi ve işindeki hakim duruşu ve fiyat politikalarımızla da ulaşılabilir bir marka olmamız, projelerin ve bireysel müşterilerin bizi seçmesinde etkin rol oynuyor” dedi. Pekgüzel, rakiplerinden ayrılmadaki püf noktaları ve müşteri tarafından tercih edilme sebepleri hakkında açıklamalarda bulunurken, yer aldığı projeler ve son yılın ciroları hakkında da bilgiler verdi. Pekgüzel, “Hepinizin bildiği üzere ülkemiz zor ve sıkıntılı bir dönemden geçti. Ancak 2015’den 2016 yılına sarkan projelerin ve kentsel dönüşümdeki projelerin etkisiyle toplam satışımızdaki proje bazlı satışımız adetsel bazda yüzde 85’e çıktı. Ve hatta 2016 yılının ilk yarısında 2015 yılına göre proje sayımız yüzde 15 artış gösterdi” dedi.
119
TERRACO VELVET TEX İLE KADİFE DOKULU RENK RENK MEKANLAR
YENİ ÜRÜN
İ
skandinav teknolojisi ile üretim yapan TERRACO’nun ürün gamında olan Velvet Tex kadife dokulu sedefli dekoratif boyadır. Ürün sağlığa ve çevreye zararlı olabilecek tüm zararlı kimyasallardan arındırılmış olup Terraco EcoLife ürün grubunda yer almaktadır. Temizlemesi kolay, suya dayanıklı ürünün aynı zamanda koku oranı en aza indirgenmiştir. Yüzeyde zengin ve çekici etki oluşturmanızda inovatif çözümler sunan Velvet Tex birçok malzeme üzerine de uygulanabilme özelliğine sahiptir. Trendleri
belirlemekte öncü ve çevreye duyarlı marka Terraco’nun Velvet Tex boyası çeşitli alanlarda iç cepheler için alternatif oluşturmaktadır. Otel, restaurant, galeri, eğlence yerlerinin iç cephelerinde olduğu kadar konutların iç cephelerinde de farklı etkiler oluşturmakta çözümler sunan ürün kullanıldığı yüzeylerde kadife görünümlü bir etki kazandırmaya yardımcı olmaktadır. Yaşam alanlarınızda bu kadife görünümü istediğiniz renkte elde etmenize imkan sunan Velvet Tex ile renkli, dinamik mekanlar oluşturabiliceksiniz.
120
TERRACO Hakkında 1980 yılında İsveç’te kurulan, dünyada 14 ülkede 17 üretim tesisi ile hizmet veren Terraco Group, 1988 yılından bu yana Türkiye’de faaliyet gösteriyor. Grup olarak 3 binden fazla çeşitte ürünü bulunan şirket, Türkiye’de yaklaşık 250 farklı ürün ile hizmet veriyor. Ülkemizde 28 yıl önce kurulmuş olan, ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemine sahip olan TERRACO A.Ş., tüm üretimini TS EN, TSEK, EOTA, BBA ve NSAI standartları kapsamında gerçekleştiriyor. Boya ve Yapı Kimyasalları sektörünün öncü firmalarından Terraco Türkiye’nin mevcut ürün gamında iç ve dış boyalar, dış cephe kaplamaları, dekoratif boyalar, ısı yalıtım sistemleri, su yalıtım sistemleri, spor saha boyaları, yapı kimyasalları gibi ürünlerin yanısıra çatlak köprüleme konusunda yapısal çözüm getiren derz dolgu macunları, elastomerik boyaları ve ahşap, seramik, taş vb. cephelere alternatif olarak sunulabilecek daha ekonomik, daha kolay uygulanabilen boyaları bulunmaktadır. Uluslararası firma olmanın gereklerinden faydalanılarak her sene yeni ürünleriyle farklı çözümler sunma hedefiyle yola çıkan Terraco Group, 2015 yılı içerisinde İrlanda’da devreye aldığı AR-GE merkezi ile ürün kalite sistemlerini ve yeni ürün geliştirme çalışmalarına hızla devam ediyor.
SEKTÖREL HABER
BANYO YENİLEME SIKLIĞI ORTALAMA 8 YIL
122
Geberit’in ERA Araştırma ve Danışmanlık yaptırdığı tüketici satın alma davranışları kalitatif araştırma sonuçlarına göre; banyoların yenilenme süreçlerinde kadınların karar verici olduğu ve banyo yenileme sıklığının ortalama 8 yıl olduğu ortaya çıktı. Rapora göre Türkler, banyolarını yeni bir eve taşındıklarında ya da banyolarında bir problem çıktığında değiştiriyor. Türklerin banyoda en hassas oldukları nokta ise; Hijyen
G
eberit, ERA Research ile birlikte banyoların değişim sıklığı, banyoda aranılan özellikler ve banyo markalarının bilinirliğiyle tüketici nezdindeki imajlarını belirlemeye yönelik yepyeni bir araştırmaya imza attı. 24 Şubat – 28 Mayıs 2016 tarihleri arasında İstanbul, Ankara, İzmir,
• Eylül 2016
Adana ve Samsun şehirlerinde yakın zamanda banyosunu yenileyenlerle yapılan etnografik ev ziyafetleri ve telefonda derinlemesine görüşme sonuçlarına göre, banyoda en önem verilen konunun ‘hijyen’ olduğu ortaya çıktı. Banyoda kalite ve tasarrufa
göre hijyen daha önemli Araştırmada bulunan ‘ideal banyonuz nasıl olmalı?’ sorusuna istinaden verilen yanıtlarda katılımcılar, banyodaki bakterilerin diğer alanlara geçeceğine inandıkları için ‘hijyen’ cevabını veriyorlar. Öte yandan tüketiciler, banyoda duş sonrası camlarda kalan su lekeleri, sifonlar üzerindeki parmak izlerinden oldukça şikayetçiler. Banyolarını her zaman beyaz ve parlak görmek istediklerini söyleyen katılımcılar, köşesiz ve kolay temizlenebilir klozetleri tercih ettiklerini, temizlik ürünü olarak banyolarda en majör çamaşır
suyu ve ekolojik ürünleri kullandıklarını ifade ediyorlar. Banyo değiştirme sıklığının ortalama 8 yıl olduğunu ortaya çıkaran rapora göre; kullanıcılar banyoları değiştirmenin diğer alanlara göre daha zor olduğunu, bu nedenle yeni bir eve taşındıklarında ya da banyolarında bir problemle karşılaştıklarında banyolarını değiştirdiklerini söylüyorlar.
Ayrıca evlerde banyolarla birlikte eş zamanlı olarak mutfaklarında değiştiği gözlemleniyor. Banyo yenilerken en çok internete bakılıyor Öte yandan raporda tüm ev süreçlerinde olduğu gibi banyo renovasyonunda da kadınların söz sahibi olduğu görülüyor. Banyo yenilemeye karar verildikten sonraki süreçte
Yeni yaşam alanı banyolar Modanın etkisinin yaşam alanlarına dokunmasıyla modernleşen evlerde sadeliğe önem verilirken bu akım banyolara da yansıyor. Araştırmaya göre banyolar yeni yaşam alanları olarak kabul edilirken banyolarda en çok hijyen ve konfor aranıyor. Bu alanlarda artık pastel renkler, doğal malzemeler, camlar ve mobilyalar tercih edilirken, kullanılan desen seçimi ise altın ve gümüş olarak ön plana çıkıyor.
SEKTÖREL HABER
en çok tercih edilen alan yine internet ortamı olarak göze çarpıyor. Katılımcılar banyo ve banyo markaları hakkında yüzeysel bilgiye sahipken banyo değiştirme döneminde markalar hakkında detaylı bilgi sahibi oluyor. Tüketicilerin marka seçimlerinde ise en çok güvendiği alan sağladıkları avantajlar ve müşterilere verdikleri satış sonrası hizmetler ile özellikle İstanbul bölgesindeki bayiler oluyor.
123
LEGRAND’DAN P17 TEMPRA iLE ENDÜSTRİYEL ÇÖZÜMLER Bina, elektrik ve dijital altyapıları konusunda uzman Legrand, P17 Tempra Pro endüstriyel fiş ve prizleriyle, alışveriş merkezleri, hastaneler, ticari binalar, fabrikalar gibi birçok kullanım alanına kesintisiz ve güvenli hizmet sağlıyor.
YENİ ÜRÜN
B
124
ina, elektrik ve dijital altyapıları konusunda uzman Legrand, endüstriyel uygulamalar için birçok farklı çözüm sunuyor. P17 Tempra Pro endüstriyel fiş ve prizler, tesisatların optimum seviyede işlemesini, kullanım kolaylığını ve kullanıcı güvenliğini artıran birçok yeni özelliğiyle, tüm iç ve dış mekan iş ortamlarına uyum sağlıyor. Su geçirmezlik, darbe direnci ve sıcaklık şartlarıyla ilgili spesifik sınırlandırmalar içeren ağır ortam şartlarına uygun olarak üretilen P17 Tempra Pro, endüstriyel uygulamaların yanı sıra alışveriş merkezleri, hastaneler, ticarı binalar, gıda tesisleri, taşımacılık, veri merkezleri ve depolar gibi ihtiyaçlar için farklı ürün ve çözümlere sahip. 4 ana ürün ile farklı ve etkili çözümler P17 Tempra Pro; Sıva üstü prizler, pano tipi prizler, düz fişler ve seyyar prizler, ihtiyacınız olabilecek 24-110-230380 volt çalışma gerilimlerinde, IP44 ve IP66/67 koruma sınıflarında ve 16-32-63-125
• Eylül 2016
amper değerlerinde akım seçenekleriyle standartlara uygun bir çözüm sunuyor. cIP44 koruma sınıfına sahip endüstriyel prizler, iç ve dış ortam kullanımlarında, her yönden gelen su damlalarına ve 1mm’den büyük katı cisimlere karşı koruma sağlarken, dar alanlarda kullanım boyutları, korozyon önleyici materyaller ve bileşimleriyle Legrand’ ın mevcut kombinasyon kutularıyla uyumludur. IP67 koruma sınıfına sahip endüstriyel fiş ve prizler de toza karşı ve suya gömülme durumunda dahi koruma sağlayarak dış ortam kullanımı için mükemmel
özelliklere sahiptir ve de kombinasyon kutuları ile birlikte kullanıma uygundur. Çevre güvenliği ilk öncelik Hayatı kolay ve kullanışlı hale getirmek için, dizayn ve güvenlik konularında kapsamlı AR-GE çalışmalarına tabi tutulan Legrand P17 Tempra Pro, kimyasal ürünlere karşı çok yüksek direnç, anti-korozyon özellikli vidalar, -25ºC’den +40ºC’ ye sıcaklık, dayanıklılığı ve geri dönüştürülebilir materyallere sahip yapısıyla çevre güvenliği konusunda da hassasiyetini gösteriyor.
SİKA TÜRKİYE’DEN
İSTANBUL KÖPRÜ KONFERANSINA DESTEK
SEKTÖREL HABER
Sika Türkiye, bu yıl ikincisi düzenlenen Uluslararası İstanbul Köprü Konferansı’na katılarak, sektöre katkıda bulundu.
126
T
ürkiye Köprü ve İnşaat Cemiyeti tarafından 08 10 Ağustos tarihlerinde Hilton Bosphorus Otel’de gerçekleştirilen konferansta köprü ve tünel yapımında kullanılan malzemeleriyle dünya lideri olan Sika, bu alanda en yeni ürünlerini de anlatma imkânı buldu. İki gün süren konferansta; köprü yapımında ileri teknolojilerin kullanılması, köprü şartnamelerindeki en son yenilikleri, deprem ve rüzgâr gibi olağan dışı durumlar için tasarım ve yapım gerçekleştirmek, köprülerin sürdürülebilirliğini sağlamak amaçlı dayanıklılık, geçmiş köprü hatalarından öğrendiklerimiz, köprü bilgisayar teknolojileri ve analiz sistemleri, • Eylül 2016
eskiyen köprülerin durum tespiti, köprü mesnet, derz ve deprem yalıtımındaki yenilikler, köprü yapım aşamalarındaki gelişmeler ve analiz sistemleri, tarihi köprüler ve restorasyon ile köprü bakım ve sağlık izlemesi ele alınan konular arasındaydı. Sika Almanya’da Kurumsal Sistem Mühendisi olarak görev alan Dirk Übelhör de “Çelik Köprülerde Tabliye Su Yalıtımı - Geliştirilmiş Asfalt Aderansı” konulu sunumuyla Sika ürünleri ve kullanımları hakkında bilgi verdi. Ülkemizden ve dünyadan önemli sektör temsilcilerinin de yer aldığı konferansa 2014 yılında 30 ülkeden 300`ün üzerinde yabancı katılımcı katılmıştı.
YENİ ÜRÜN
YAZLIK EVLERE ÇELİK KAPI UYARISI
128
Sur Çelik Kapı, yazın artan hırsızlık vakalarına karşı uyarıyor; “Hem şehirlerde hem de yazlık sahil şeritlerinde artan hırsızlık vakalarına karşı evlerde çelik kapı kullanımı şart”. Herkesin güvendiği bir kapıya ihtiyacı olduğunu belirten Sur Çelik Kapı Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Pekgüzel, Güvenli bir kapının lüks bir ihtiyaç olmadığını da aktarıyor.
Y
azın artan hırsızlık olaylarına dikkat çeken Pekgüzel, “Yazın şehir nüfusunun önemli bir kısmı kapılarını kilitleyip, tatil yerlerine gidiyor. Ki bu nüfusun içinde tüm yazı, yazlık evlerinde geçiren bir kitle de var. Ama o kapıyı gönül rahatlığıyla kilitleyebiliyorlar mı? Asıl önemli olan bu. Bizi rakiplerimizden ayıran özelliklerimizden biri de bu. Sur Çelik Kapı olarak müşterilerimize hırsızlığa karşı garanti belgesi veriyoruz. Biz
• Eylül 2016
buna o kapıyı gönül rahatlığıyla kilitleme garantisi de diyoruz” açıklamasını yaptı. “Müşterilerimize hırsızlığa karşı garanti belgesi veriyoruz” Müşterilerine sundukları dünyanın en dayanıklı kapısı sloganının arkasında olduklarını dile getiren Pekgüzel, “Görsellik kadar güvenliği de önem veriyoruz. Güvenlik sistemleri alanında rakipsiziz. Sur Çelik Kapı olarak, dünyada şimdiye dek
hırsızlığa karşı garanti belgesi veren tek firma olduk. Biz de bunun arkasında duracak çalışmalar yapıyoruz” dedi. Pekgüzel: Sağlam ve dayanıklı bir kapı her evin ihtiyacı Hırsızlığa karşı kilidin sağlamlığı kadar kilidin oturduğu alanın da sağlamlığına dikkat edilmesi gerektiğini belirten Sur Çelik Kapı Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Pekgüzel, “Sağlam ve dayanıklı bir kapı her evin ihtiyacı. İnsanlar gece uyuduklarında, ya da kapılarını kilitleyip evden çıktıklarında, tedirgin olmamalılar. Bunun için araştırma yaparak ve araştırma sonucunda bulduklarımızı geliştirerek çalışmaya devam ediyoruz.”
KALEKİM’DEN EN HIZLI VE GÜÇLÜ SU YALITIMI ‘ULTRALASTİC’
K
alekim, yüksek dayanımlı, hızlı, ekstra elastik su yalıtım ve beton koruma harcı ‘Ultralastic’ ile daha sağlam, uzun ömürlü ve konforlu binaların inşa edilmesini sağlıyor. Hem iç hem dış mekanlarda hızlıca uygulanabildiği gibi istenildiğinde üzeri kaplanabilen Ultralastic, üzeri kaplanmadan da yıllar boyunca yüksek performanslı su yalıtımı sağlayabiliyor. 2 saat gibi kısa bir sürede yağmura dayanım kazanıyor Kalekim’in su yalıtımı alanındaki iddialı ürünü, hızlı uygulama ve tuzlu sulara karşı dayanım istenen yerlerde özellikle tercih ediliyor. Uygulanmasından sadece 2 saat sonra yağmura
dayanım kazanması, 3 saat sonra üzerinde gezilebilmesi ve seramik kaplama işlemine başlanabilmesi gibi özellikleri ile öne çıkan ‘Ultralastic’, işçilikten de tasarruf sağlıyor. Çok geniş bir kullanım alanı Zorlu koşullara ve yaşlanmaya karşı çok yüksek bir dayanıklılığa sahip ‘Ultralastic’in, beton zeminlerin toprak zemine temas eden alanlarından, eski seramik ya da bitümlü kaplamalar üzerine varıncaya kadar çok geniş bir kullanım alanı bulunuyor. ‘Ultralastic’, temel altı su yalıtımı, temel ve perde duvarlar, yaya ve yük trafiğine maruz kalan yüzeyler, hızlı uygulama istenen yerler, teraslar, balkonlar, havuz, su deposu gibi daimi ıslak
YENİ ÜRÜN
Kalekim, su yalıtım ve beton koruma harcı ‘Ultralastic’ ile en hızlı ve güvenilir çözümleri tüketici ve profesyonellerle buluşturuyor. Her türlü yapıda uygulanabilen ‘Ultralastic’, korozyonu önlediği için depreme karşı binaların en önemli koruyucusu olarak da kritik bir öneme sahip.
bölgeler, banyo, duş, tuvalet gibi ıslak hacimli mekanlar, beton, sıva, şap gibi yüzeyler ve seramik altı su yalıtımında rahatlıkla kullanılıyor. İç ve dış mekanlarda rahatlıkla uygulanabilen ‘Ultralastic’, alışılmış su yalıtım malzemelerine benzemeyen rengi ve hoş kokusuyla farklı bir uygulama deneyimi sunuyor. Fırça, mala, rulo veya püskürtme ile kolayca uygulanabilen Ultralastic, kalsiyum ve sodyum klorür gibi buz eritici tuzlara, deniz suyuna karşı betonu koruma altına alıyor.
129
PERSUASION - PRESUASION
MAKALE
Ön-İknâ (Pre-Suasion): Cialdini’den yeni bir kitap
130
Prof. Dr. İsmail Kaya
• Eylül 2016
İnsanları teker teker veya toplu halde belli bir düşünceye ve sonuçta belli bir davranışa iknâ çabası, pazarlamanın yakından ilgilendiği işlerin başında gelir. İknâ konusu açıldığında da akla hemen Robert Cialdini’nin Türkçe “İknânın Psikolojisi” adıyla yayınlanan “Influence” kitabı gelir. 30 dile çevrilmiş, 3 milyondan fazla satmış bu kitap pazarlamacıların başköşe eserlerinden biri. Cialdini yakında piyasaya çıkacak yeni kitabıyla, iknâda etkili olmanın yollarına ışık tutuyor ve işin sırrının, iknâ için kullanılan mesaj ve argümanlarda değil, bu mesajlar öncesindeki kritik anlarda yattığını ileri sürüyor. Etkili bir iletişimci olmakla, başarılı bir iknâcı olmak arasındaki farklara odaklanan Cialdini, bu defa iknâ işinin derinliklerine dalıyor ve mesajların iletilmesinden önceki zaman dilimine dikkat çekiyor. Bir bakıma, muhatabın mesaj öncesinde değişime hazırlanmasının önemini ortaya koyuyor. “Değişim için ayrıcalıklı bir an” tanımıyla, zihinlerde yeni bir pencere açıyor; peşinden gelecek önemli mesajlar için bir hazırlığı gerekli görüyor. Optimal iknânın, optimal bir Önİknâ ile (pre-suasion) mümkün olacağına işaret ediyor. “Muhatabınızın tutum, inanç veya davranışlarını değiştirmeye uğraşmak şart değil” diyor Cialdini. “Bütün yapmanız gereken, dinleyicinizin, okuyucunuzun, muhatabınızın dikkatini amacınızla ilgili, ilintili bir eyleme yöneltmek ve belli bir eylem, olaya odaklamaktan ibaret olacaktır” diyor. Kitap boyunca, kendisini bu hükme götüren gözlem, olay, gelişme ve durumları analiz ediyor ve ön-iknâ’nın birebir ilişkilerde, pazarlama kampanyalarında, çevrimiçi pazarlama süreçlerinde ve hatta etkili savaş propagandalarında nasıl kullanılabileceğini anlatıyor. Dikkatlerini ilgili bir duruma ve harekete kanalize edip, uygun bir eyleme odaklanmasını ince bir sanatla sağlayabildiğinizde ön-iknâda başarılı olabileceğinizi, hedef aldığınız muhatabınızı ondan istediğiniz karara ve onu “evet” demeye hazır konuma getirebileceğinizi ileri sürüyor. Ayrıntılarını kitapla bizzat karşılaştığımızda, karşılaştığınızda okur, öğrenir, inceleriz. Bu Ön-İknâ tabiri beni o kadar heyecanlandırdı ki, kitabı görmeden, bunları yazmak ihtiyacı duydum. Çünkü bunlar bana, değişik zemin ve vesilelerle pazarlama anlatırken, pazarlamanın ne olduğunu, ne olmadığını açıklamaya çalıştığım anlarda sıklıkla kullandığım bir benzetmeyi hatırlamama vesile oldu. Yıllar önce demiştim ki: Pazarlama Eşeğin Aklına Karpuz Kabuğu Getirmektir! Deneyin, göreceksiniz; Arkası kendiliğinden geliyor. Muhatabınız işin geri kalanını kendisi hallediyor. Kendi İşini Kendisi Görüyor. Kendi Göbeğini Kendisi Kesiyor.
MAKALE
İş Ahlakı Raporu 3. Bölüm Kamu Kurumlarıyla İlişkiler
132
• Eylül 2016
MAKALE 134
Rüşvet Toplumlumuzda “çok mal haramsız, çok laf yalansız olmaz” diye yaygın bir kanaat vardır. Bu kanaate göre hemen tüm zenginler hakkında su-i zan yapılmaktadır. Sadece özel sektöre hizmet veren işletmeler, işlerini çok büyütememekte, aynı zamanda rüşvet vermek zorunda da kalmamaktadır. Kamu ile iş yapmak, işletme yöneticileri için kısa zamanda büyük karlar elde etmek; aynı zamanda referanslar kazanmak anlamına gelmektedir. Kamu yöneticileri ise duruma kendi gözlerinden bakmakta ve “çok büyük tutarlı” sözleşmelere imza attıklarını, bunun büyük bir sorumluluk olduğunu, bu kadar büyük tutarların döndüğü işlerden kendilerine dönen ya da kurumlarına dönen küçük meblağlardaki hediyelerin “rüşvet” olarak isimlendirilemeyeceğini iddia etmektedir. Ya da rüşvet olarak isimlendirse bile uygun bir açıklama
• Eylül 2016
getirebilmektedir. Özel sektör işletmeleri siyasi görüş ya da dünya görüşü olarak yakın buldukları kamu yöneticilerine yaklaşarak ihale almaya çalışmaları durumuna herkes kendi çevresinden örnek bulabilir. ıhalelerde kamunun kaynaklarının kullanılması söz konusu olduğundan kamu adına karar verenlerin daha hassas olmaları beklenmektedir. Yolsuzluklar ve Ulusal Kurumlara Güven ılişkisi Rüşvet sadece Türkiye’nin bir sorunu değildir. Bu sorun tüm dünya da geçerli bir sorundur. OECD 2011 yılı raporuna göre Türkiye şeffaflık açısından kendisinden daha gelişmiş bazı ülkelerden daha iyi durumdadır. Başka bir ifadeyle ülkemiz 34 OECD ülkesi arasında açıklık ve şeffaflık açısından 24. sıradadır. Bu sıralama 2007 verilerine göre sondan ikinci olan Türkiye’nin bu konuda oldukça mesafe kat ettiğini göstermektedir.
OECD raporu aynı zamanda sosyal kurumlarına güvenen ülkelerde rüşvetin daha düşük seviyelerde olduğunu göstermektedir. Türkiye dünyada düşük gelirli ülkelerle kıyaslandığında az rüşvet veren ülkeler sıralamasında daha iyi bir yere yerleşmektedir. Bu durum şunu anlatmaktadır: Ülkemiz insanı henüz rüşvete karşı olan hassasiyetini tamamen yitirmemiştir. Aile ve din gibi güçlü sosyal kurumlarımızın korumakta olduğu bu hassasiyetin kaybolmaması için, hem özel sektöre hem de kamuya düşen görevler bulunmaktadır. Lobicilik Lobicilik, bir işletmenin işlerini kolaylaştırmak ve kamuoyunda olumlu tutum geliştirmek için kullandığı bir halkla ilişkiler yöntemidir. Esas olarak lobicilik iyi niyetlidir ve işletmelerin kullanması hem işletme, hem toplum adına faydalıdır. Lobicilik yapmak için iş adamaları ve işletme yöneticileri kamu yöneticileri ve toplumun fikir önderleriyle görüşerek onların gözünde daha olumlu bir işletme imajı oluşturmak için çaba sarf ederler. Bu tür çabalar genellikle iş ahlâkıyla çatışmaz. Ancak, bazen iş adamları sırf kendi kazançlarını artırmak için kamu yöneticileri ve fikir önderleri ile iletişime geçerler. ışte bu tür lobicilik iş ahlâkının dışında görülmektedir. Lobi faaliyetleri, bir satın almanın, ithalatın, ihracatın önündeki yasal engelin
MAKALE 136
kaldırılması amacını taşıyabildiği gibi, bir ürünün kullanılmasını zorunlu hale getirmeyi de içerebilir. Her halükarda işletme kendi lehine bir düzenleme yapılması için kamu adına karar verenleri etkilemeye çalışmaktadır. Halkın da faydasına olan bir düzenleme için lobi faaliyetleri yapmak normal karşılanabilir. Ancak halkın zararına ve işletmenin yararına düzenlemeler için lobi faaliyetleri yapmak, ahlâki zaafın göstergesidir. Çalışanların İş Ahlâkına İlişkin Konular İşletmelerin çalışanlarına karşı ahlâki sorumlulukları olduğu gibi çalışanların da işletmelere karşı ahlâki sorumlulukları bulunmaktadır. Bu sorumluluklar doğrudan iş sözleşmesinde yazılı
• Eylül 2016
olabileceği gibi, yazılı olmayan hususları da kapsayabilir. Çalışanların işletmeye karşı ahlâki sorumlulukları birkaç başlık altında incelenebilir. Sözleşme hükümlerine uygun hareket etme Genellikle işletmelerde çalışanların iş sözleşmesi hükümlerine uygun olarak çalıştıkları var sayılmaktadır. Bu durumda çalışanın sorumlulukları bu alanla sınırlanmış gibi anlaşılabilir. Sözleşme hükümlerine uyulmasının temel ahlâki sorumluluk olduğu, sözleşme gereği yapılan davranışların sorumluluğunun da işveren olduğu şeklinde düşünülebilir. Bu durumda sadece yöneticinin talimatlarına uyulması çalışanı ahlâki sorumluluktan kurtarmayacaktır. Bireyin
kendi yaptığı işlerin ahlâki sorumluluğunu yüklenmesi gerekmektedir. Çalışanların işletmelerine karşı sorumlulukları ancak meşru görevlerin yerine getirilmesi konusunda geçerlidir. Diğer yandan, işverenin iyi niyetinden veya denetim eksikliğinden faydalanılarak işe geç gelmenin alışkanlık haline getirilmesi, işyerine ait araç gereç ve malzemenin hor kullanılması, verilen işleri yapmamak için mazeretler üretilmesi, gereksiz yere rapor alınarak işe gelmeme. Kaytarma, işin yapılması ile ilgili bilgi ve becerilerin kasıtlı olarak geliştirilmemesi gibi uygulamalar da çalışanlardan kaynaklanan ve bu başlık altında değerlendirilebilecek ahlâki problemler arasında sayılabilir.
MAKALE 138
Haksız menfaat temin etmeme Çalışanlar işlerini yürütürlerken bazı durumlarda işletmenin zararına olmayacak biçimde çalışmak durumundadırlar. Ancak bazen işletmenin zararına olmayan bazı menfaatlerin temin edilmesi de mümkün olabilir. Buna bahane olarak alınan ücretin çalışmanın tam karşılığı olmadığı gibi bahaneler de üretilebilir. Her ne şekilde meşrulaştırılmaya çalışılırsa çalışılsın, çalışanların haksız menfaat sağlamaya çalışmaları ahlâki açıdan problemli bir durumdur. Bunun doğrudan rüşvet biçiminde olması ile ufak tefek hediyeler, çeşitli ikramlar ve yolculuk, tatil, gezi teklifleri biçiminde olması arasında; hırsızlık ile müşteri tarafından unutulan eşyaların sahiplenilmesi ve işletmeye ait yazılımların kopyalanması arasında ancak çok ince sınırlar bulunmaktadır. ışyerine ait
• Eylül 2016
araç gereç ve malzemenin şahsi amaçlarla kullanımı, çalışma arkadaşlarının başarılarının sahiplenilmesi, şahsi hataların başkalarına yüklenmeye çalışılması gibi uygulamalar da haksız menfaat temini sağlayan ahlâk dışı davranışlardandır. Bilgi Paylaşımı Ve Güvenliği İşletmeler yaptıkları işin gereği olarak çalışanları ile çeşitli bilgileri paylaşmak durumundadırlar. Ya da çalışanlar görevlerini yerine getirirken işletme ile ilgili çeşitli bilgiler elde ederler. Bu bilgilerin bir kısmı formüller, patentler, derlenen bilgiler ve buluşlar gibi şirkete ait ticari sırları içerebilir. Bu sırların saklanması zaten hukuki bir zorunluluktur. Ancak bazen çalışanların bir işin yapılmasını öğrenmeleri bile şirkete ait bir bilgi kapsamında değerlendirilebilir. ışi öğrenip başka firmalara
gitmek ahlâki açıdan problem olarak kabul edilebilir. Diğer yandan şirket içerisindeki bazı durumların dışarıya bildirilmesi genel olarak olumsuz karşılanırken, yasal olmayan bir durumun açıklanması konusunda çalışanlar ahlâki ikilem içerisinde kalabilirler. Son olarak, şirkete ait mali bilgilerin ve stratejik kararların da saklanması gerekmektedir. ıçeriden öğrenenlerin ticareti olarak bilinen bilgi sızdırmaların kapsamı konusunda da hukuki veya ahlâki oluşu açısından sınır belirlenmesi her zaman kolay olmayabilmektedir. Kamu Hakkı Doğuran İş Ahlâkı Konuları İşletmeler, yer aldıkları ülkelerin ekonomik sistemleri içinde işleyen çarklardan birisidir. Ülkenin ekonomik sistemi de sosyal ve kültürel sistemleriyle organik bağ içindedir. Şu ya da bu şekilde çarkın düzenli işlemesine bilerek ya da bilmeyerek engel olacak her davranış sistemin işleyişine zarar verecektir. Çarklardan birinin yavaş çalışması, durması ya da gerekenden hızlı çalışması tüm sisteme zarar verecektir. Üstelik diğer çarkların daha fazla çalışmasına ve sistemden faydalanacakların daha az fayda elde etmesine neden olacaksa bu tür davranışlar normal davranış olarak kabuk edilemeyecektir. İşte ülkenin ekonomik, siyasi, kültürel ve sosyal boyutlarını doğrudan veya dolaylı etkileyen
MAKALE 140
iş dünyası ahlâk dışı faaliyetleriyle tüm toplumu etkilemektedir. Ahlâk dışı davranışların ne olduğuna göre bu etki doğrudan ya da dolaylı, büyük ya da küçük olabilmektedir. Kısacası tüm ahlâki olmayan davranışlar toplumu ve kuruluşlarını etkilemektedir. Kamu hakkı doğuran bazı iş ahlâkı konuları aşağıda sıralanmaktadır. İş Hayatında Kamu Hakkı Doğuran Ahlâki Problemler şöyle sıralanabilir. •Yasal boşluklardan yararlanmaya çalışma •Toplumsal kaynakların israf edilmesi •Doğal çevrenin kirletilmesi •Enerji ve su gibi kaynakların bedel ödenmeksizin kullanılması •Sağlık ve sosyal güvenlik harcamalarını artıracak uygulamalar
• Eylül 2016
•Vergi kaçırma •Kamu teşviklerinden ve muafiyetlerinden haksız yararlanma •Kamu teşviklerini amaç dışı kullanma Vicdani sorumluluk – yasal sorumluluk Yasalar kamunun menfaatini korumak için yapılmış düzenlemelerdir. Ancak bazı alanlar bu düzenlemeler için istisna olabilmekte veya yeni gelişmeler nedeniyle yasal düzenlemelerin dışında kalabilmektedir. Yasal düzenlemenin yetersiz kaldığı ya da hiç bulunmadığı alanlarda iş adamı nasıl davranacaktır? Bu konuda kişi daha önce edindiği ahlâki ilkelerin etkisi altında vicdanıyla baş başa kalacaktır. Bazen yasal olduğu halde yapılabilecek bir iş veya faaliyet kamu
zararı doğurabilmektedir. ışte bu tür durumlarda iş adamları muhakeme yaparak doğru karar vermekle sorumlu olmaktadırlar. Kayıtdışılığın getirdiği sorunlar Kayıt dışılık, haksız rekabet oluşturmanın ötesinde kişinin ya da kuruluşun devlete karşı yükümlülüklerini yerine getirmemiş olması anlamına gelmektedir. Kayıt dışı çalışmaları nedeniyle vergi vermeyen ya da daha az vergi verenler, halkın devletten daha az, ya da daha düşük kalitede hizmet almasına neden olmaktadır. Zaman zaman bu tür kişilerin “devlet gerçek hizmet verse ben de vergi kaçırmam” gibi savunmalara başvurmaları, bu söylenenin “bahane” mi yoksa gerçek
MAKALE 142
mi olduğu konusunda kuşkular doğurmaktadır. Kayıt dışılık sadece vergi kaçırma şeklinde değil, küçük yaşta işçi çalıştırma, fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi, sigorta primlerinin ödenmemesi, sigortasız işçi çalıştırma şeklinde de olabilmektedir. Bazı işletmelerin profesyonel yöneticileri belge üzerinde aldıkları ücretleri düşük göstermekte, aslında daha yüksek olan ücretlerini ise k ayıt dışı şekilde almaktadır. Bu durum güncel bir şekilde uygulanmaktadır. Alışverişlerden sonra verilmesi gereken KDV fişleri iş adamlarımız tarafından mümkün olduğunca verilmek istenmemektedir. Böylece hem KDV’den hem de gelir vergisi matrahın artırılmasından kaçınılmış olmaktadır. Hemen her işletme sahibi bu tür davranışlarını meşrulaştırmak için bahaneler bulabilmektedir. Sonuç olarak kayıt dışı çalışmanın bedeli, aynı ücret için daha fazla, aynı hizmeti almak için daha fazla ödeme şeklinde tüm ülke vatandaşları tarafından ödenmektedir. Bu duruma sebep olan işletme
• Eylül 2016
milyonlarca kişinin hakk ını gasp etmiş olmaktadır. İş Hukuku İş Güvenliği İşletmeler, karlılığı ya da potansiyeli yüksek alanlara yatırım yapmak istemektedir. Örneğin ülkemizde son yıllarda gemi yapım (tersanecilik) sektörü oldukça hızlı büyümektedir. Bunun sonucu olarak sektör dışarıdan hızla işçi almakta ve sektörde çalıştırmaktadır. Siparişlerin çokluğu da hızlı çalıştırmayı gerektirmektedir. Ancak bu kadar hızlı büyüyen bir sektörde gerekli nitelikleri taşıyan işçi bulmak zor olduğu gibi, işin gerektirdiği iş güvenliği önlemlerini almak için de yeteri kadar özen gösterilememektedir. Bu durum 2008 yılı başlarında tersanelerde meydana gelen iş kazaları sonucu gerçekleşen ölümlerin dikkat çekici boyutlara ulaşmasına neden olmuştur. Ulaştırma Bakanının verdiği bilgiye göre 2002-2008 yılları arası tersanelerde iş kazası sonucu ölüm sayısı 58 kişidir. İşçilerin yeterli iş güvenliği tedbirleri alınmadan çalıştırılmaları sonucu gerçekleşen neredeyse kitlesel ölümler
2008 yılından sonra da devam etmiştir. 2010 yılında Adana Kozan’da baraj inşaatı sırasında baraj kapağının patlaması sonucu 10 işçinin, 2011’de Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinde kömür sahasında toprak kayması sonucu 10 işçinin. Yine 2011 yılında Ankara Ostim Organize Sanayi Bölgesi’nde bir patlama sonucu 20 işçinin, 2012 yılında ise İstanbul’un Esenyurt ilçesinde bir AVM inşaatında çalışan 11 işçinin inşaat alanı yakınında uyudukları çadırda yanarak hayatını kaybetmesi olayları hala hafızalardır. Hemen her gün gazete ve televizyonlarda inşaat göçükleri, patlamalar sonucu yaralananların ve ölenlerin haberleri yer almaktadır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı kayıtlarına göre 2013 yılı itibariyle ülkemizde her gün 172 iş kazası meydana gelmekte, her gün 4 ölüm ve 6 sürekli iş göremezlik durumuyla karşılaşılmaktadır. İş kazalarının ülkemize yıllık maliyeti ise 7.7 milyar liradır. Katma değer katmak ve evine ekmek götürmek için çalışan insanların, gerekli önlemler alınmaması nedeniyle, iş göremez duruma düşmeleri veya hayatlarını kaybetmelerine neden olmak oldukça ağır bir sorumluluktur. Gelişmiş toplumlarda iş kazalarının neden olduğu kayıpların boyutu çok önceden kavranmış ve bu konudaki bilinç düzeyi, iş güvenliği önlemlerini zamanında almayı getirmiştir.