Moment 103 web tr

Page 1

Aralık 2016

Makine İhracatçıları Birliği Aylık Dergisi

Sayı: 103




başkandan

2016’NIN BAŞARI HİKÂYESİNİ SEKTÖRÜMÜZ YAZDI

ADNAN DALGAKIRAN Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı

2

Türkiye’nin Makinecileri olarak, dünya mal ticaretinin yüzde 4 ila yüzde 6 bandında daraldığı bir dönemde ihracat artışımızı sürdürerek, başarı hikâyesinin son cümlesini yazdık. Sektörümüzün Türkiye’yi her alanda bir üst sınıfa taşıyacak deneyim ve altyapısı mevcut. Bu noktada Türkiye’nin bu potansiyeli iyi kullanması ve “Büyüme Makinesi”ni doğru işletmesi gerekiyor. Yeni iletişim kampanyamızda Türk makine sektörünü, ülkemizin “Büyüme Makinesi” olarak tanımladık. Bu çerçevede, dünya makine ihracatında küresel ortalamanın üzerinde artış kaydeden iki ülkeden biri olan Türk makine sektörünün yeni dönem hedefleri ve yol haritasını yine bu sloganla ilişkilendirdik. Bu başarımızla gurur duymakla birlikte daha alınacak çok yol olduğunun bilincindeyiz. Uluslararası rekabette gücümüze güç katabilmemiz, rakiplerden daha iyi bir sanayi stratejisine sahip olmamızla mümkündür. Türkiye, bir sanayi devrimi yapacak ve ileri teknolojili ürün ihraç edebilecek güç ve potansiyele sahip bir ülke. Sanayideki bu atağın sembolü ise ‘Büyüme Makinesi’ olacak”. Dünyada markalaşma stratejisini başarıyla yürüten tüm kurumlar gibi, teknoloji ve tasarımdaki temel trendleri yönetmeye çalışıyoruz. Sektörümüz geniş bir yan sanayi ağı oluşturması, teknolojiyle iç içe olması, sanayicilerimizin yatırım maliyetlerini düşürmesi, nitelikli personele yönelik istihdam alanı oluşturması ve ekonomide tetikleyici gücüyle Türkiye’nin ‘Büyüme Makinesi’ olmayı sürdürüyor. Özetle biz üretiyoruz, Türkiye büyüyor. Makine sektörünün daha rekabetçi bir ivme kazanabilmesi için iç pazarda da yerli makine alımını teşvik edici önlemler alınması gerekiyor. Kamu ve kamu destekli makine ve teçhizat alımlarında, yerli üretimin var olması durumunda, bu ürünler tercih edilmeli. Özel sektör de Türkiye’nin Makinecileri’ne öncelik vermeli. Yerli sanayiciye yerli makine yakışır. Tüm bunların yanında 2017 yılında da teknoloji üretimi yapan yabancı sermayenin Türkiye’ye gelmesi için gerekli imkanların sağlanması gerekiyor. Teknoloji yoğun üretim yapan yabancı sermayenin ülkemizi tercih etmesi için atılacak en önemli adımlardan biri de nitelikli iş gücünün artırılmasıdır. Bu nedenle nitelikli teknik eğitim ve yükseköğrenim için eğitim sisteminin yeniden gözden geçirilmesini savunuyoruz. Firmaların da çalışma kültürlerinde bir yenilenmeye ihtiyacı var. Küçük Türk şirketlerinin konsolidasyonunun sağlanması da bu sürecin bir parçası olmalıdır.



içindekiler 8 GÜNDEM UZAK DOĞU FUAR TURUNUN SON AYAĞI: MUMBAI

gündem

syf8

16 GÜNDEM SÜRDÜRÜLEBİLİR GELİŞİME MAİB DESTEĞİ 18 GÜNDEM MAKİNE HİKAYELERİ 50+ DEVAM EDİYOR 22 GÜNDEM SINAİ MÜLKİYET KANUNU YÜRÜRLÜĞE GİRDİ 24 GÜNDEM İMDER VE İSDER’DEN 7 BÖLGE 7 OKUL PROJESI’NE DESTEK

UZAK DOĞU FUAR TURUNUN SON AYAĞI: MUMBAI gündem

syf18

34 SEKTÖRDEN “FARK YARATAN MAKİNELERLE YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ” 38 SEKTÖRDEN “İNOVATİF BİR AİLE: RÖSLER KROMAŞ” 42 KAPAK FUARLARA GÜÇ KATAN BÜYÜME MAKİNESİ 56 ÜLKELERDEN BİR AFRİKA MUCİZESİ BOTSVANA 68 POZİTİF “BAŞARININ ANAHTARI, KARARLILIK VE AZİM”

MAKİNE HİKAYELERİ 50+ DEVAM EDİYOR kapak

syf42

72 ÜÇÜNCÜ KUŞAK “KARİYERİMİ MAKİNE ÜRETME TUTKUSU ŞEKİLLENDİRDİ” 76 MSSP FOCUS “SEKTÖRÜN BİR ARAYA GELMESİ BAŞARIYA OLAN İNANCI ARTIRIYOR” 86 ARAŞTIRMA KÜRESEL REKABETTE NEREDEYİZ? 90 FUAR ROTASI DAKKA’YA YAKIN BAKIŞ

FUARLARA GÜÇ KATAN BÜYÜME MAKİNESİ

94 MAKALE “YENİ BİR ŞEY YOK!” 96 KİTAPLIK

ülkelerden

syf56

98 MAKİNE TARİHİ SANAYİ DEVRİMİ NASIL BAŞLADI? 101 GÖSTERGELER 116 FUARLAR 118 ADRESLER 119 MOMENT in ENGLISH 4

BİR AFRİKA MUCİZESİ BOTSVANA



editörden

TUGAY SOYKAN

ZOR BİR YILI BAŞARIYLA KAPATTIK Türk makine sektörü zorlu bir yılı daha geride bıraktı. Küresel ekonomideki talep daralmasının yanı sıra Türkiye’nin iç ve dış siyasetindeki gelişmelerin ekonomiye yansımalarıyla da mücadele eden Türk makine sektörü buna rağmen ihracatını artırmayı başardı. Hedeflerimizi bilerek yeni yılda da üretmeye ve Türk makine sektörünün gücünü artırmaya devam edeceğimize inanıyoruz. Bu kapsamda, Moment Expo olarak biz de sektörün sesi olmaya devam edeceğiz. 2016 yılında 100’üncü sayımıza ulaştık, bu sektörümüz için önemli bir başka başarıydı. Bu bilinçle hazırlandığımız 2016 yılının son sayısında, her zaman olduğu gibi yine sektörü ilgilendiren önemli gelişmeleri sizlere aktarmaya çalıştık. Gündem bölümümüzde 2016’nın son fuarı olan India ITME Fuarı izlenimlerinin yanı sıra TEMSA ve ASELSAN işbirliğiyle üretilen Türkiye’nin ilk yüzde 100 yerli elektrikli otobüsü Avenue EV’nin lansman törenini, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sınai Mülkiyet Kanunu’nun getirdiği yenilikleri ve diğer önemli gündem haberlerimizi okuyabilirsiniz. “Sektörden” bölümümüzde, çeyrek yüzyıla ulaşan deneyimiyle halen yüzey işleme sektöründe en güçlü firmalardan biri olan Rösler Kromaş ile beton sektörüne yönelik makineleriyle fark yaratan ve üretiminin yüzde 50’sini ihraç eden Namtaş’ı sizlere tanıtmaya çalıştık. Dergimizin bu sayısındaki “Üçüncü Kuşak” disiplinimiz altında konuk ettiğimiz Yemmak Pazarlama ve Satış Genel Müdür Yardımcısı Halil Yırtımcı ile üçüncü kuşak yönetici olarak sektöre bakışını konuşurken, “Pozitif” sayfalarımızda ise Asil Makina İhracat ve İthalat Müdürü Sevda Kılıçkıran’dan makine sektöründe kadın yönetici olmanın fırsat ve zorluklarını dinledik. MSSP Focus sayfalarımızda ise İSKİD Yönetim Kurulu Başkanı Cem Savcı, Türk makine sektörünün önemli alt segmentlerinden iklimlendirme sektörünün bugünü ve gelecek stratejilerini anlattı. Makine Tarihi disiplin başlığımızda da bir seri olarak yayımlamayı planladığımız Sanayi Devrimi tarihinin ilk bölümünde, Sanayi Devrimi’nin İngiltere’de hangi şartlarda ortaya çıktığı ve nasıl bir dönüşüm yarattığına odaklandık. Diğer yandan, Türk makine sektörünün yurt dışındaki görünen yüzü olmayı sürdüren Türkiye’nin Makinecileri, 2016 yılında 11 ülkedeki 20 prestijli fuara katılarak “Büyüme Makinesi”ni dünyaya tanıtmaya devam etti. Türk makine sektörünün, 1980’li yıllarda öncü birkaç firmanın sektördeki yenilikleri görmek amacıyla katıldıkları fuarlarla başlayan yurt dışı tanıtım ve satış serüveninde bugün milyarlarca dolarlık ihracat yapan, dünyanın yüzlerce ülkesine Türk makinesi satan güçlü bir konuma geldik. Kapak konumuzda, işte bu serüveni ele aldık ve hedef pazarlarımız özelindeki yurt dışı fuarlarda Türk makine sektörünün nereden nereye geldiğini aktarmaya çalıştık. Geçmişte “ikinci el makine bakmak” için katıldığı fuarlarda artık en güçlü katılım gösteren ve ürettiği kaliteli makinelerle sektörde çıta yükselten Türkiye’nin bu atılımı, yurt dışı alıcılar tarafından da elbette takdir ediliyor. Sağlık, barış ve mutluluk içinde kalın, Keyifli okumalar

MAKİNE İHRACATÇILARI BİRLİĞİ ADINA SAHİBİ Özkan AYDIN

SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Tugay SOYKAN (tugaysoykan@origamimedya.com)

KATKIDA BULUNANLAR Muhammet BEY (muhammet@origamimedya.com)

YAYIN KURULU BAŞKANI Adnan DALGAKIRAN

EDİTÖR Hüsne PAMUK (husne@origamimedya.com)

YAYIN KURULU Kutlu KARAVELİOĞLU,Sevda Kayhan YILMAZ, Necmettin ÖZTÜRK, Hüseyin DURMAZ, Ali EREN, Tamer GÜVEN, Ferdi Murat GÜL, Mehmet AĞRİKLİ, Zeynep ARMAĞAN, Menderes AKAR, Özkan AYDIN, Esra ARPINAR, Mehtap ÖNAL, Erinç TARHAN, Berna BİLGİN

MUHABİR Volkan ÜKÜNÇ (volkan@origamimedya.com) Tolga ÇATAL (tolga@origamimedya.com)

YAYIN ADRESİ Mecidiyeköy Mah. Atakan Sok. No: 6/7 Şişli / İstanbul T: +90 212 252 87 76 - 77 F: +90 212 211 40 70

YAYINA HAZIRLAYANLAR Origami Medya

REKLAM KOORDİNATÖRÜ Mustafa AK (mustafa@origamimedya.com) GÖRSEL YÖNETMEN Murat CERİT GRAFİK TASARIM Zeynep Esen SARIKAYA KAPAK İLLÜSTRASYON Enis BAYRAKTAR

6

YAYIN TÜRÜ Süreli, Yerel Dergi MAİB GENEL SEKRETERLİĞİ Ceyhun Atuf Kansu Cad. No: 120 Balgat - Çankaya / Ankara Tel: 0312 447 27 40 Faks: 0312 446 96 05

BASKI VE CİLT Belmat Baskı ve Ajans Çözümleri San. Tic. Ltd. Şti. Oruçreis Mh. Tekstil Kent Cad. A7 Blok No: 51 Esenler - İstanbul - Türkiye Tel: 0 212 698 26 28 www.belmatbaski.com MOMENT EXPO Dergisi, Origami Medya tarafından T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanmaktadır. “Moment Expo Dergisi” ibaresi kullanılarak alıntı yapılması izne bağlıdır. Moment Expo Dergisi Makine İhracatçıları Birliği’nin 7.500 adet basılan ücretsiz süreli yayınıdır.


METALE HAYAT VEREN MAKİNELER ÜRETİYORUZ MACHINES THAT BRING METAL TO LIFE WIN EURASIA METALWORKING 9-12 ŞUBAT 2016 TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi İSTANBUL

Salon: 3 Stand: A140

APK 800 Hİdrolİk PROFİL BÜKME MAKİNESİ

HBW H PROFİL KAYNAK MAKİNESİ AHS 30 -150 Hİdrolİk Sİlİndİr Bükme Makİnesİ

AKYAPAK Makine Sanayi ve Ticaret A.Ş. Akçalar Sanayi Bölgesi, Sanayi Cad. No:8/A 16225 Akçalar / BURSA / TURKEY

+90 224 280 75 00

www.akyapak.com.tr info@akyapak.com.tr


gündem

UZAK DOĞU FUAR TURUNUN SON AYAĞI: MUMBAI Tekstil makine ve aksesuarları alanında dünyanın en önemli üç fuarı içinde gösterilen INDIA ITME 2016, TEMSAD ve Türkiye’nin Makinecileri’nin etkili reklam ve tanıtım çalışmalarına sahne oldu.

8


gündem

SEVDA KAYHAN YILMAZ: “FUAR KAPSAMINDA MUHATAPLARIMIZLA GERÇEKLEŞTIRDIĞIMIZ GÖRÜŞMELERIN TEKSTIL MAKINELERI SEKTÖRÜMÜZE OLUMLU GERI DÖNÜŞLERI OLACAĞINA INANIYORUM.”

H

indistan’ın Mumbai şehrinde 3-8 Aralık 2016 tarihleri arasında düzenlenen tekstil makine ve aksesuarları alanında dünyanın en önemli üç fuarı içinde gösterilen INDIA ITME 2016’ya ilk kez katılan Türkiye’nin Makinecileri; verdiği reklam ve ilanlarla Türk makine sektörünün imajının güçlendirilmesine katkıda bulundu. MAKFED üyesi derneklerden TEMSAD’ın da logosunun yer verildiği “Turkish Machinery” imzalı İngilizce ilanlar Türk ve yabancı katılımcılara makine sektörünün gücünü gösterdi.

Dört yılda bir düzenlenen INDIA ITME Fuarı’na bu yıl 16’sı Türkiye’den olmak üzere dünyanın değişik noktalarından 1500 firma katıldı. Türkiye’nin Makinecileri 150 bin kişinin ziyaret ettiği etkinlikte, ziyaretçilere Türk makine sektörünün faaliyetleri hakkında ayrıntılı bilgi verdi. Türkiye’nin Makinecileri’nin standına gelen ziyaretçilere TEMSAD ile makine alt sektör dernekleri hakkında detaylı bilgi verildi. SEKTÖREL İŞBİRLİKLERİ GÖRÜŞÜLDÜ Fuara; Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü, Makine-Otomotiv-Elektrik ve

9


gündem Elektronik Ürünler Dairesi Başkanı Ali Rıza Oktay, Türkiye’nin Makinecileri ve MAİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kutlu Karavelioğlu, Yönetim Kurulu Üyeleri Sevda Kayhan Yılmaz ve Mehmet Ağrikli’nin yanı sıra TEMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Adil Nalbant ile Makine Şube Müdürü Mehtap Önal ve Makine Şube Şefi Erinç Tarhan katıldı. Türkiye’nin Makinecileri’nin düzenlediği, Türk ve yabancı yetkilileri bir araya getiren, işbirliği olanaklarının da değerlendirildiği akşam yemeğine; Türkiye’nin Mumbai Başkonsolosu Erdal Sabri Ergen, Ticaret Müşaviri Salih Ünver, Hindistan Tekstil Makine Üreticileri Dernekleri ITAMMA ve TMMA’nın Başkanları, Bangladeş Tekstil Üniversitesi Rektörü, INDIA ITME Society Yönetim Kurulu Başkanı’nın yanı sıra makine sektörünün önde gelen önemli isimleri katıldı. Hint ve Türk firma temsilcilerinin de katıldığı yemekte Mehmet Ağrikli, Adil Nalbant ve Erdal Sabri Ergen de birer konuşma yaparak Türk makine sektörü hakkında katılımcıları bilgilendirdi. “HİNDİSTAN AVANTAJLAR BARINDIRAN BİR PAZAR” Fuar hakkında değerlendirmelerde bulunan MAİB ve Türkiye’nin Makinecileri Yönetim Kurulu Üyesi Sevda Kayhan Yılmaz, Hindistan’ın ucuz işgücü, zengin hammadde kaynakları, altyapısı ve eski teknolojisi nedeniyle makine sektörü açısından çok sayıda avantaj sunan bir ülke olduğuna dikkat çekti. INDIA ITME’nin tekstil makineleri alanında dünyadaki en önemli üç fuar arasında yer aldığının altını çizen Sevda Kayhan Yılmaz, “Türkiye’nin Makinecileri olarak bu fuara ilk defa yanımızda önemli derneklerimizden biri olan TEMSAD ile birlikte katılmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Fuarda yer alan 16 Türk firması da genel olarak başarılı bir etkinlik geçirdiklerini ifade etti. Türkiye’nin Makinecileri olarak sektörümüzün buradaki varlığını güçlü bir şekilde vurguladığımızı düşünüyorum. Hindistan Tekstil Bakanlığı ve Hindistan Tekstil Makineleri Üreticileri Dernekleri ile çeşitli toplantılar gerçekleştirdik. Söz konusu görüşmelerin tekstil makineleri sektörümüze olumlu geri dönüşleri olacağına inanıyorum. Makine alımında teşvik sağlayacak programın içerisine ilave Türk firmaların eklenmesiyle ilgili girişimlerimiz oldu ve bu konuda onlar da üzerlerine düşeni yapacaklarını belirtti. Hindistan pazarındaki avantajımızı kullanarak ihracatımızı daha da artırabiliriz” dedi.

10


gündem

“TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ FUARIN İLGİ ODAĞIYDI”

ZIYARETÇI VE KATILIMCILAR BILGILENDIRILDI 8 Aralık tarihine kadar devam eden INDIA ITME Fuarı süresince Türkiye’nin Makinecileri’nin standında yabancı ziyaretçilere ve katılımcılara Türk makine sektörü hakkında bilgiler verilirken Türk firmaları da ziyaret edilerek

sorunlar ve çözüm önerileri detaylı bir şekilde dinlendi. Karnataka Tekstil Bakanı Sri Rudrappa Manappa Lamani, Hindistan Tekstil Makineleri Üreticileri Derneği Başkanı R. Rajendran da Türkiye’nin Makinecileri standını ziyaret ederek Türk makine sektörü hakkında bilgi aldı.

“BAŞARILI BİR FUAR SÜRECİ GEÇİRDİK” “Bu yılki INDIA ITME Fuarı firmamız açısından oldukça başarılı geçti. Hindistan büyük bir ülke olduğu için çok çeşitli fırsatlar barındırıyor. Firmaların ihracat rakamlarını artırmaları bakımından fuarlar büyük bir öneme sahip. Bizler de bu kapsamda yeni ürünlerimizi sergileyip potansiyel müşterilerimizle temas kurduk. INDIA ITME organizasyon başarısı açısından her yıl daha olumlu bir hal alıyor. Standımızda ahtapot baskı makinesi, emprime baskı boyaları ve baskılı kumaşlarla, çeşitli baskı posterlerini sergiledik.”

2.

KATILIM

“Türk makine sektörünün ulaştığı üretim kalitesinin sektörümüz için büyük ve önemli pazarlarda duyurulması çok önemli. Bu kapsamda gerçekleştirilen her çalışmayı önemsiyor ve takdir ediyoruz.”

ADİL NALBANT TEMSAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI “Fuar süresince Hindistan’da faaliyet gösteren sektörel dernekler ITAMMA ve TMMA ile işbirliği çalışmalarımız çerçevesinde çeşitli görüşmeler gerçekleştirdik. Bugüne kadar sürdürdüğümüz başarılı çalışmalara devam etme yönünde fikir birliğine vardık. Fuara derneğimiz üyesi 16 firma katıldı. Üyelerimiz ürün tanıtımlarını daha çok stantlarındaki broşürleri kullanarak gerçekleştirdi. Yaptığımız görüşmeler neticesinde üyelerimiz genel olarak fuarın beklentilerini karşılar nitelikte olduğu ifade etti.” “Türkiye’nin Makinecileri’nin reklam ve ilanları fuar alanının bütün önemli noktalarında yer alıyordu. Söz konusu tanıtım çalışmaları ve reklamlar neticesinde fuarın ilgi odağı Türkiye’nin Makinecileri oldu. Kendilerine, derneğimize verdikleri maddi ve manevi destek nedeniyle tekrar teşekkür ediyoruz. TEMSAD olarak Türkiye’nin Makinecileri’yle birlikte gurur duyulacak başarılı bir fuar çalışması gerçekleştirdik.”

ADEM BÜLBÜL İNKUİN YÖNETİM KURULU BAŞKANI

11


gündem

“TÜM BÖLGEYE HİTAP EDEN BİR FUAR” “Hindistan uzun yıllardır etkin olduğumuz ve 2015 yılından bu yana satış ofisimizin bulunduğu bir pazar. Bu sebeple bölgede ortak iş yaptığımız birçok müşterimiz ve potansiyel müşterimiz mevcut. Fuarda tüm paydaşlarımızı aynı anda ağırlama şansına sahip oluyoruz. Dolayısıyla bu bölgedeki marka bilinirliğimizin de katkısıyla başarılı bir fuar geçirdik. Bir önceki organizasyona kıyasla ziyaretçi sayısında fark edilir bir azalma vardı. Bu durumun aynı tarihlerde gerçekleştirilen diğer önemli sektörel fuarlar nedeniyle yaşandığını değerlendiriyoruz. 80 metrekarelik stant talebimize 18 metrekarelik alan tahsis edilerek dönüş yapılması bizleri üzdü. Fuar yetkililerinin ilgisizliği ve temizlik sıkıntısıysa yaşadığımız diğer olumsuzluklar arasındaydı.”

9.

KATILIM

AHMET GECİKLİ HAS GROUP BÖLGE SATIŞ YÖNETİCİSİ

“INDIA ITME YOĞUN İLGİ GÖRDÜ”

“Türkiye’nin Makinecileri Hindistan pazarında da yalnız olmadığımızı hissettirerek fuar süresince standımızı ziyaret ederek ilgilerini eksik etmedi.”

ERSEL ÇOBAN METSA MAKİNE SATIŞ MÜDÜRÜ

“FUARIN YELPAZESİ ÇOK GENİŞ” “INDIA ITME, katılımcı profili bakımından çok geniş bir yelpazeye hitap eden bir fuar. Bunun yanında tekstil sektörünün ihtiyaç duyduğu çeşitli makineleri imal eden firmaların yoğun bir ilgisi söz konusuydu. Ayrıca Hindistan’ın her bölgesinden çok farklı alanlarda faaliyet gösteren firma temsilcisi ziyaretçilerin de fuara rağbet göstermesi, organizasyonun başarılı geçmesini sağladı. Fuar sayesinde firmamızı ve ürünlerimizi geniş bir müşteri kitlesine tanıtma avantajı yakaladık.”

1.

KATILIM

GÖKHAN ŞAKACI CANLAR MEKATRONİK AR-GE SORUMLUSU

12

“Türkiye’nin Makinecileri gerçekleştridiği reklam ve tanıtım çalışmalarıyla başarılı bir performans sergiledi. Sektörümüzün gücünü böylesine uzak pazarlarda da duyurmasını takdir ediyoruz.”

“INDIA ITME 2016 Fuarı’nın ziyaretçi ve katılımcıların niteliği ve ilgisi göz önüne alındığında oldukça başarılı bir organizasyon olduğunu değerlendiriyorum. Fuar süresince birçok potansiyel müşteriyle bir araya gelip ürünlerimizi ve firmamızı tanıtma fırsatı yakaladık. Standımızda üretimini gerçekleştirdiğimiz kumaş boyama makinelerimizi tanıttık. Önümüzdeki yıllarda da INDIA ITME Fuarı’nda yer almayı arzu ediyoruz.” “Türkiye’nin Makinecileri’nin Türk makine sektörünün üretim gücüne vurgu yapan reklam ve tanıtım çalışmalarına fuar alanının çeşitli noktalarında tanık oldum. Standımızı ziyaret ettiklerinde kendileriyle görüş alışverişinde de bulunduk. Başarılı çalışmalarının devamını diliyorum.”


gündem

“TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ’NİN KATKILARI ÇOK ÖNEMLİ” “Fuarda, ağırlıklı olarak Hindistan olmak üzere Bangladeş, Pakistan ve çeşitli Orta Doğu ülkelerinden ziyaretçiler ve dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen katılımcılar vardı. Tekstil makine ve aksamları üreten çok sayıda firmaya ulaşma olanağı sağlaması nedeniyle faydalı bir etkinlik olduğunu düşünüyorum. Organizasyon, firmamıza Hindistan’daki pazar payını artırma ve marka bilinirliğini yükseltme gibi katkılar sağlıyor. Standımızda üretimini yaptığımız dokuma taraklarını sergiledik.”

4.

KATILIM

GÖKHAN TEL DOKOKSAM FİRMA MÜDÜRÜ

“Türkiye’nin Makinecileri’nin özellikle reklam, tanıtım, organizasyon ve firmalarla işbirliği konusundan çok başarılı çalışmalar yaptığını gözlemledim. Umuyorum sağladıkları katkılar önümüzdeki yıllarda da katlanarak artar. Bu vesileyle Hindistan ile Türkiye arasında bir serbest ticaret anlaşması imzalanmasının çok önemli olduğunu da belirtmek istiyorum.”

“Bu yılki fuarda Hindistan ve çevre ülkelerden gelen çok sayıda ziyaretçiyi ağırladık. INDIA ITME’nin bölge genelinde etkili ve ilgi çeken bir fuar olduğunu düşünüyorum. Bu açıdan fuar, firmamıza; çeşitli tekstil firmalarına ulaşabilme, potansiyel müşterilerle temas kurma, yeni ürünlerimizi tanıtma ve rakiplerimizi birebir değerlendirebilme gibi çeşitli avantajlar sunuyor. Bu yılki etkinlik çok daha organize gerçekleşmesine rağmen global krizin etkileri hissediliyordu. Sipariş usulü özel makineler imal ettiğimiz için standımızda yedek parça ürünlerimizi ve makinelerimizin broşürlerini sergiledik.”

KATILIM

OSMAN BALKAN BALKAN TEKSTİL MAKİNALARI YÖNETİM KURULU BAŞKANI

1.

KATILIM

MUHAMMED ŞERBETÇİ CEDİT FİRMA TEMSİLCİSİ

“TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ’NİN DESTEĞİ YANIMIZDAYDI”

3.

“INDIA ITME, HEDEF MÜŞTERİLERİMİZİN TAKİBİNDE”

“Açıkçası ilk defa bu kadar güzel bir organizasyonla karşılaştım. Türkiye’nin Makinecileri bizlere her konuda destek olup bu uzak pazarda ülkemizin tanıtımı adına başarılı bir çalışmaya imza attı. Kendilerine çalışmalarında başarılar dilerim.”

“INDIA ITME 2016, hedef müşteri kitlemizin ilgi gösterdiği nitelikli ziyaretçilerin tercih ettiği bir fuar. Hindistan gibi büyük bir pazarda, daha önce de değişik vesilelerle irtibatta olduğumuz firmalarla yüz yüze görüşme imkânı bulduk. Özellikle Hindistan pazarında etkinliğimizi artırmak için fuarın firmamıza katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Bu noktada şimdiden gayet olumlu geri dönüşleri aldık. Standımızda imalatını gerçekleştirdiğimiz tüm ürünlerimizi ziyaretçilerimizin beğenisine sunduk.” “Türkiye’nin Makinecileri sektörümüzün tanıtımı adına önemli bir misyon üstleniyor. Kaliteli Türk makinesi algısının yerleşmesi adına gerçekleştirilen çalışmaları başarılı buluyor ve destekliyoruz. Bunun yanında fuar süresi çok uzun, bu çerçevede sosyal ve insani şartların daha iyi olması gerekiyor. Özellikle çevresel şartlardan olumsuz etkilendik. Bu tür fuarlarda devletin bizim gibi imalatçı firmalara daha çok katkı sağlamasını istiyoruz.”

13


gündem

“TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ PRESTİJİMİZİ YÜKSELTİYOR” “Özellikle Hindistan’ın iç pazarı için faydalı olduğunu düşündüğümüz INDIA ITME’ye uluslararası katılımın çok düşük olduğunu gözlemledik. Fuara mevcut müşterilerimizle bir araya gelmek ve yeni iş ilişkileri kurmak amacıyla katıldık. Hizmet kalitesi, temizlik, ulaşım ve genel anlamıyla organizatörlerin yaklaşımı noktasında sorunlu bir fuar organizasyonu olduğunu düşünüyoruz. Dokuma makineleri için yedek parçalar imal eden bir firma olarak fuar boyunca standımızda ürünlerimizi ziyaretçilerimizi beğenisine sunduk.”

“TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ FUARA DAMGASINI VURDU”

“Türkiye’nin Makinecileri’nin reklam ve tanıtım çalışmalarıyla sektörümüzün ve ülkemizin marka değerini artıran yüksek prestijli çalışmalar gerçekleştirdiğini düşünüyorum.”

1.

KATILIM

3.

REYHAN BARIŞ BARIŞ YEDEK PARÇA GENEL MÜDÜRÜ

KATILIM

SERVET BALCI AĞTEKS ÜRETİM MÜDÜRÜ

“TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ’YLE GURUR DUYUYORUZ” “Hindistan’ın kuzey bölgelerindeki akrilik ve yün iplik üreten firmalara 2015 yılından bu yana ihracat gerçekleştiriyoruz. Fuara, Hindistan’ın farklı bölgelerindeki bilinirliğimizi ve pazar payımızı artırmak için katıldık. Etkinlik, ziyaretçi kalitesi yönünden gerçekten çok iyiydi. Pamuk, akrilik ve yün iplik üreticisi çok sayıda firmanın farklı departmanlarından yetkililerle görüşme şansımız oldu. Ayrıca mevcut müşterilerimizle tekrar bir araya gelip önümüzdeki döneme dair planlarımızı revize ettik.”

1.

KATILIM

SEVDA KILIÇKIRAN ASİL MAKİNA İHRACAT VE İTHALAT MÜDÜRÜ

14

“Türkiye’nin Makinecileri her fuarda olduğu gibi burada da yanımızdaydı. Fuar alanının çeşitli noktalarına verdikleri reklamlar, sektör hakkında bilgi edinmek isteyenleri ağırladıkları stant ve fuara katılan Türk firmalarını tanıtan kataloglarla etkileyici bir çalışma ortaya koydular. Türkiye’nin Makinecileri’nin özverili çalışmalarıyla gurur duyuyor, Asil Makina ailesi olarak başarılarının devamını diliyoruz.”

“Hindistan’ın hızlı gelişimi, kalıtımcı ve ziyaretçi profilini de zenginleştiriyor. Ziyaretçiler her zaman yenilik arayışında oluyor. Tekstil makineleri için pazar ihtiyacını, müşteri talebi olmadan geliştirmek zor. Karşılıklı fikir alışverişiyle herkesin istediğini dikkate alarak çalışıyoruz. Ağteks olarak her fuarda yeni ürün sergilemeye dikkat ediyoruz, bu da ziyaretçileri memnun ediyor. Fuarda özellikle teknik tekstiller için geliştirdiğimiz, bobinden bobine çok fonksiyonlu iplik büküm makinelerimizi ve akıllı iplik besleme sistemlerimizi tanıttık.” “Türkiye’nin Makinecileri olağanüstü bir çalışmayla fuara damgasını vurdu. TEMSAD işbirliğiyle organize edilen yemek daveti, fuarın her yerinde görülen reklam çalışmaları, tekstil bakanları ve tekstil kuruluşlarıyla yaptıkları ikili görüşmeler, Türk makine üreticilerine büyük bir güven duyulmasını sağladı. Emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunuyoruz.”



gündem

SÜRDÜRÜLEBİLİR GELİŞİME MAİB DESTEĞİ Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) tarafından, Türkiye Ulusal Ajansı’nın desteğiyle yürütülen “Makine Sektöründe Üretim Tekniklerinde Modern Yaklaşımlar” projesinin tanıtım toplantısı 26 Aralık’ta Ankara’da gerçekleştirildi.

T

ürkiye, Almanya ve Polonya işbirliğiyle hayata geçirilen “Makine Sektöründe Üretim Tekniklerinde Modern Yaklaşımlar” projesi kapsamında, Türk makine sektörünün önde gelen firmalarının temsilcilerine, Endüstri 4.0 alanındaki gelişmeler hakkında bilgi verildi. 26 Aralık’ta gerçekleşen tanıtım toplantısında MAİB Yönetim Kurulu Üyesi Sevda Kayhan Yılmaz’ın yanı sıra Siemens Genel Müdür Yardımcısı Ali Rıza Ersoy ile Durmazlar Makina Ar-Ge Mekatronik Müdürü Kemal İleri de söz aldı. “ÖNCELİĞİMİZ SANAYİ OLMALI” Katılımcı Türk firmalarının Endüstri 4.0 alanındaki gelişmeleri takip etmek üzere Almanya ve Polonya’da düzenlenen eğitim programlarına dahil olduğu projenin, sektörde farklı paydaşlar arasında bilgi ve deneyim transferinin sağlanmasına büyük katkı sağladığını belirten

16

Sevda Kayhan Yılmaz konuşmasında şunları söyledi: “Gelişmekte olan ülkelerin önünde engel olan orta gelir tuzağının aşılabilmesi ve ülkemizin refah toplumu niteliği kazanabilmesi için ekonomide ilk önceliği sanayileşmeye vermemiz gerekiyor. GSYİH içinde sanayinin payını yüzde 40 seviyelerine çıkarmalıyız. Bunun için de üretim süreçlerinin teknolojik dönüşüme bağlı olarak sürekli geliştirildiği yeni rekabet anlayışına ayak uydurmalı ve sanayimizi, ileri teknolojili otomasyon tekniğinin bir parçası haline dönüştürmeliyiz. Gelişmiş ülkeler verimlilik, gelişmekte olan ülkelerse fiyat avantajı konusunda öne çıkabilmek için en başta makine sanayilerini bu dönüşüme entegre etmeleri gerektiğini çok iyi biliyor. Her ne kadar adı Endüstri 4.0 Devrimi olsa da bunu bir yaşam tarzı devrimi olarak da ifade edebiliriz. Sadece buna ayak uyduramayan bireyler ve kurumlar değil toplumlar da kayba uğrayacaklar. Bu-

nun için ürünler ve üretim araçlarında revizyon değil, aynı zamanda eğitim, hukuk ve ürün standartlarında da dönüşüm şarttır.” MAİB olarak üyelerini bu alandaki dönüşüm konusunda bilgilendirmek üzere çeşitli çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Yılmaz, teknolojik gelişmeleri izlemekle yetinmediklerinin altını çizerek Avrupa Birliği mali desteğiyle hayata geçirdikleri bu projenin tüm sektörlere örnek olacağını vurguladı. Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin ‘Büyüme Makinesi’ olarak firmalarımızın bu sürece adaptasyonlarını hızlandırmaya kararlıyız. Türkiye Ulusal Ajansı’nın desteği ile yürüttüğümüz ‘Makine Sektöründe Üretim Tekniklerinde Modern Yaklaşımlar’ projesi, firmalarımızın bilgi düzeylerini ve deneyimlerini yukarı taşıması konusunda önemli bir fırsat oldu. Proje ortaklarının kurum içinde yaptıkları eğitimlerin, kitapçıklar ile internet sitesinin de, elde edilen bilginin yaygınlaştırılmasında önemli bir rolü olacağına inanıyoruz.”



gündem

MAKİNE HİKAYELERİ 50+ DEVAM EDİYOR Türk makine sektöründe 50 yıldan daha uzun bir süredir faaliyet gösteren firmaların anlatıldığı “Makine Hikayeleri 50+”nın beşinci kitabı için hazırlıklar başladı.

B

u kitapta da serinin diğer kitaplarında olduğu gibi, 50 yıldan daha uzun bir süredir Türk makine sektöründe hizmet vermiş firmaların hikayeleri işlenecek. Bugüne kadar 109 firmanın konuk edildiği serinin beşinci kitabında da Türk sanayisinin önünü açan Türkiye’nin Makinecileri’nin kuruluşlarından bugünlerine uza-

18

nan hikayeleri okuyucuya aktarılırken, kurumların üçüncü hatta dördüncü kuşak temsilcileri ile kurucu kuşaklar arasındaki geçiş sürecine de değinilecek; başarılar kadar başarısızlıklara, imkânsızlıklar içindeki umutlara, mutluluklar ve hayal kırıklıklarına da yer verilecek. Serinin diğer kitaplarında da olduğu gibi yine Moment Expo dergisi ile dağıtımı yapılacak olan “Makine Hi-

kayeleri 50+”nın beşinci kitabının, yaklaşık yedi ayda tamamlanması öngörülüyor. İlki 2012 yılında yayımlanan “Makine Hikayeleri” ile başlayan ve zaman içerisinde “Türk Makine Sektörünün Örgütlenme Tarihi” ve “Doğadan Düşünme Araçları” kitaplarıyla devam eden seri, Türk makine sektörünün geçmişine olduğu kadar geleceğine de ışık tutmaya devam edecek.



gündem dış basında biz

t

men

t

men

nage

ent

agem

man

g

ertun

nbew

ante

TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ’NIN DIŞ BASIN YANSIMALARI

ent

agem

nten

Makine sektörünün yurt dışındaki imajını güçlendirmek için çalışmalarına devam eden Türkiye’nin Makinecileri, yılın son döneminde de dış basındaki gazete ve dergilere verdiği ilan ve demeçlerle sektörün adından söz ettirdi.

rzug

erve

tes

größ dritt r a w ei auf Türk rland e m eh Teiln blech Euro 6 bau

hinen

Masc

1

er 20

zemb

De  7.

ish Turk (Bild: ery) in Mach

T ur ki

e

ig Anze

s h M ac hi n er y hen rkisc er tü Ende ure d te te r r e o Exp senti d der reprä n ie a b tr er dus ch/ als V bauin ur oble hinen auf­ e land­ Masc

il tes­ te

ll aktue ffung­ escha http://b

20

em e/allg tr ie.d

.indus

ess r ittgr o war ­ d er kei­ u /t in e

er nehm

1/4



gündem

SINAİ MÜLKİYET KANUNU YÜRÜRLÜĞE GİRDİ Sınai Mülkiyet Kanunu TBMM’de kabulünün ardından 10 Ocak tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Sınai hakları tek bir çatı altında toplayan Sınai Mülkiyet Kanunu, uygulamaya ilişkin pek çok yeniliği de beraberinde getiriyor.

A

ltısı geçici olmak üzere, toplam 199 maddeden oluşan Sınai Mülkiyet Kanunu, yılın son günlerinde TBMM’de üç gün süren görüşmelerin ardından kabul edilerek yasalaşmıştı. Kanun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onayının ardından 10 Ocak tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ile marka, coğrafi işaret, tasarım, patent, faydalı modele ilişkin hakların korunması ve bu suretle teknolojik, ekonomik ve sosyal ilerlemenin gerçekleştirilmesine katkı sağlanması amaçlanıyor. Kanun, marka, coğrafi işaret, tasarım, patent, faydalı model ile geleneksel ürün adlarına ilişkin başvuruları, tescil ve tescil sonrası işlemleri ve bu hakların ihlaline dair hukuki ve cezai yaptırımları da kapsıyor. Sınai Mülkiyet Kanunu ile ayrıca Türk Patent Enstitüsü’nün adı “Türk Patent ve Marka Kurumu” olarak

22

değiştirildi. Kurumun kısa adı ise “Türk Patent” olarak düzenlendi. Türkiye’de uygulanan ilk patent kanunu 23 Mart 1879 tarihli İhtira Beratı Kanunu idi. Aralıksız 116 yıl boyunca Türkiye’deki patent ve buluşların resmiyet kazanması için başvurulan tek belge olan bu kanun, 1995 yılında yürürlüğe giren 551 sayılı Patent Kanun Hükmünde Kararnamesi ile yürürlükten çekilmişti. 551 sayılı Patent Kanun Hükmünde Kararnamesi ise patent konusunda çağdaş hükümler oluşturulmasına rağmen fikri ve sınai mülkiyeti içeren diğer belgelerin tek bir Kanun altında toplanması ihtiyacı nedeniyle beklentileri tam olarak karşılayamıyordu. Bu anlamda TBMM’de hayata geçirilen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu, Cumhuriyet tarihinin ilk kapsamlı fikri ve sınai mülkiyet haklarını düzenleyen hukuki belgesi olma özelliği de taşıyor. Kanun’a ve Kanun ile getirilen yeniliklere ilişkin bir açıklama yapan Ad-

res Patent Genel Müdür Yardımcısı Cumhur Abdullah Akbulut, “Kanun’un Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren hükümlerine göre, taklit mal üreten ya da hizmet sunan, satan, ithal ya da ihraç eden, ticari amaçla satın alan, bulunduran, nakleden ya da depolayanlara bir yıldan üç yıla kadar hapis ve 20 bin güne kadar adli para cezası verilecek. Marka koruması olduğunu belirten işareti, mal ya da ambalaj üzerinden yetkisi olmadan kaldıranlara da yine bir yıldan üç yıla kadar hapis, 5 bin güne kadar da adli para cezası verilecek. Yetkisi olmadığı halde başkasına ait marka hakkı üzerinde devretmek, lisans ya da rehin vermek suretiyle tasarrufta bulunanlara da iki yıldan dört yıla kadar hapis, 5 bin güne kadar da adli para cezası öngörülüyor. Taklit malı satanlar, taklit malı üretenlerin ortaya çıkarılmasını ve üretilen mallara el konulmasını sağlamaları halinde ceza almayacak.” değerlendirmesinde bulundu. Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, “Güçlü bir sınai mülkiyet sistemi, hızlanan başvuru ve tescil süreçleri, yeterli uzman kadrosuna sahip etkin bir Türk Patent ve Marka Kurumu (TPMK), uluslararası entegrasyon, ilkeli çalışma sistemine dahil olan vekillik sistemi ve hızlı çalışan ihtisas mahkemeleri. Bu şartların yerine gelmesi için bu Kanun gerekli zemini oluşturmaktadır” derken, Ankara Patent Bürosu Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Dericioğlu ise yeni Kanun’un fikri ve sınai mülkiyet hakları konusunda bilincin oluşturulmasına katkı sağlayabileceğinin altını çizdi. Kanun’un tam metnine, http://www.resmigazete.gov. tr/eskiler/2017/01/20170110-9.htm İnternet adresinden ulaşılabilir.


gündem

KANUNUN YÜRÜRLÜĞE GİRDİĞİ TARİH İTİBARIYLA MEVCUT DOSYALARA ETKİSİ MARKA VE TASARIM BAŞVURULARI: ∫ Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde gerçekleştirilmiş ulusal ve uluslararası başvurular, başvurunun gerçekleştiği veya ulusal aşamaya girdiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri çerçevesinde sonuçlandırılacak. ∫ Yeni yönetmelik çıkana kadar yönetmelikler yürürlükte olacak.

ULUSAL AŞAMAYA GEÇİŞ YAPILAN PATENT VE FAYDALI MODEL BAŞVURULARI: ∫ Ulusal aşamaya giren uluslararası veya bölgesel anlaşmalar yoluyla yapılmış patent başvuruları ve faydalı model başvuruları, başvurunun ulusal aşamaya girdiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre sonuçlandırılacak.

ULUSAL PATENT VE FAYDALI MODEL BAŞVURULARI: ∫ Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde gerçekleştirilmiş ulusal başvurular, başvurunun gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri çerçevesinde sonuçlandırılacak. ∫ Bir patente ilişkin ek patent başvurusu yapılıyorsa veya ek patentin veya başvurusunun bağımsız patente veya başvurusuna dönüştürülmesi için talepte bulunulmuşsa, asıl patent başvurusunun yapıldığı tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri ek patent ya da talep üzerine dönüştürülen bağımsız patent için de uygulanacak ∫ İncelemesiz patentin incelemeli patent başvurusuna dönüştürülmesinde, patent başvurusunun faydalı model başvurusuna veya faydalı model başvurusunun patent başvurusuna değiştirilmesinde, patent ve faydalı modellerin hükümsüz kılınmasında, başvuru tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümleri uygulanacak.

PATENT VE FAYDALI MODEL BELGELERİ: ∫ Yürürlüğe girdikten sonra yeni kanun hükümleri, belge almış patent ve faydalı modeller için aşağıdaki haller dışında uygulanacak: ∫ İtiraz ve itirazın incelenmesi süreçleri Yürürlüğe girdikten sonra yeni kanun hükümleri, belge almış patent ve faydalı modeller için aşağıdaki haller dışında uygulanacak: ∫ İtiraz ve itirazın incelenmesi süreçleri ∫ Hükümsüzlük halleri ∫ Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanların gerçekleştirdiği buluşlar için ödenecek bedel tespiti ∫ Buluştan elde edilecek gelirin Yükseköğretim Kurumu ve buluşu yapan arasındaki paylaşımı ile ilgili usul ve oranlar

MARKA İLE İLGİLİ YENİLİKLER ∫ Marka olabilecek işaretlerin tanımına renk ve ses markaları da eklendi. Bu sayede renk ve ses markası için başvuru yapmak daha kolay hale gelecek. ∫ Önceki marka sahibinin muvafakat etmesi halinde aynı veya aynı türdeki mal ve hizmetler için başvurusu gerçekleştirilen aynı ve ayırt edilemeyecek benzer markalar reddedilmeyecek. Bu sayede birlikte var olma sözleşmelerinin önü açılacak. ∫ Yayımlanan marka başvurularına itiraz süreleri iki aya indirildi. ∫ Gelen itirazlara cevap işlemlerinde yeni bir karşı savunma mekanizması getiriliyor. Bu düzenleme çerçevesinde itiraz edenin dayanak markasının itiraz ettiği tarih itibarıyla tescil tarihinin beş yıldan eski olması durumunda, başvurusuna itiraz edilen kişinin talebi üzerine itirazı gerçekleştiren bu markayı kullandığını ya da kullanmamak için haklı bir sebebinin olduğunu ispatlamak durumunda olacak. ∫ Tescilli tanınmış markaların korunmasına ek olarak tescilli olmayan tanınmış markalara da koruma getiriliyor. Bu düzenleme ile marka sahiplerinin aynı veya aynı türdeki mal ve hizmetler için başvurusu gerçekleştirilen aynı ve ayırt edilemeyecek benzer markalara itiraz edebilme hakkı bulunacak. ∫ Aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, markanın malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hallerde kullanılması, marka sahibi tarafından engellenemeyecek. ∫ Bir marka başvurusu tescilli bir coğrafi işareti içeriyorsa ya da tescilli bir coğrafi işaretten oluşuyorsa ilk incelemede resen reddedilebilecek. Bu sayede coğrafi işaretlerin marka olarak üçüncü kişiler tarafından izinsiz kullanımının önüne geçilecek. ∫ Ulusal uygulanan hakkın tükenmesi ilkesi artık uluslararası olarak uygulanacak. Bu düzenleme sayesinde dünyanın herhangi bir ülkesinde piyasaya sunulmuş ürünlerin, usulüne uygun olarak Türkiye pazarına sokulması ve orijinal olması koşuluyla üçüncü kişiler tarafından esas hak sahibinden önce de Türkiye’de pazara sunulmasının önü açılıyor.

PATENT VE FAYDALI MODELLER İLE İLGİLİ YENİLİKLER ∫ İncelemesiz patent sistemi kaldırıldı. ∫ Patentlerin yayımlanmasından sonra esastan tekrar incelenmesini sağlamak üzere itiraz mekanizması getirildi (post grant opposition). Patente itiraz, patentin verilme kararının bültende yayımlanmasından itibaren altı ay içinde yapılabilecek. Bu hüküm faydalı modeller için geçerli değil. ∫ Patent hakkına tecavüz eylemleri aleyhine hukuki tedbirler öngörülmüş olmakla birlikte cezai tedbirler öngörülmüyor. ∫ Üniversiteler bünyesinde yapılan bilimsel çalışmaları ortaya çıkan buluşlar üzerinde tasarruf yetkisi üniversiteye ait olacak. ∫ Kamu destekli projelerde ortaya çıkan buluşlara ilişkin olarak destek talebinde bulunan kişinin kamu kurumuna hak sahipliğine yönelik talebini iletmesi zorunluluğu getiriliyor. ∫ Ulusal olarak uygulanan hakkın tükenmesi ilkesi artık uluslararası olarak uygulanacak. Bununla herhangi bir ülkede piyasaya sunulmuş patent veya faydalı model konusu ürünlerin usulüne uygun olarak Türkiye pazarına sokulması ve orijinal olması koşuluyla üçüncü kişiler tarafından esas hak sahibinden önce de Türkiye’de pazara sunulmasının önü açılıyor.

Kaynak: http://www.ankarapatent.com/Sinai_Mulkiyet_Kanunu_Yenilikleri.pdf

TASARIM İLE İLGİLİ YENİLİKLER ∫ Yeni düzenleme ile tescilli tasarım korumasına ek olarak, tescilsiz tasarım koruması da mümkün olacak. Tescilsiz tasarımın kamuya sunulduğu tarih itibarıyla 3 yıl süreyle korunacağını düzenleyen kanun, tescilsiz tasarımların da tescil ile korunan tasarımlar gibi yenilik ve ayırt edicilik kriterlerini sağlamasını gerekli kılıyor. ∫ Tasarım başvuruları yenilik açısından da incelenecek. ∫ Yenilik ve ayırt edicilik kriterleri açısından birleşik ürünlere özgü kriterler getirildi. Birleşik bir ürünün parçasının tasarımının yeni ve ayırt edici kabul edilebilmesi için bu parçanın birleşik ürüne takıldığında görünebilir olması ön koşul olarak belirlenmiş. ∫ Tasarım başvurularına itiraz süresi altı aydan üç aya indirildi. ∫ Üniversiteler bünyesinde ortaya çıkan tasarımlar üzerinde tasarruf yetkisi üniversiteye ait olacak. Kaynak: http://www.ankarapatent.com/Sinai_Mulkiyet_Kanunu_Yenilikleri.pdf

23


gündem

İMDER VE İSDER’DEN 7 BÖLGE 7 OKUL PROJESI’NE DESTEK

MAKFED üyesi derneklerden İMDER ve İSDER, Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü’yle imzaladığı “7 Bölge 7 Okul Projesi” protokolü kapsamında, Bursa Şehit Ömer Halisdemir Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi İş Makineleri Bölümü’ne forklift hibe etti.

B

ursa Şehit Ömer Halisdemir Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde gerçekleştirilen törende söz alan İSDER Yönetim Kurulu Başkanı Ender Akbaytogan, “Yeni teknolojileri bilen ve uygulayan, çağa uyumlu nesiller yetiştirilmesi ve nitelikli eleman talebinin

24

karşılanmasında önemli bir adım niteliğinde olan, Milli Eğitim Bakanlığı ile imzaladığımız protokol kapsamında bir okulumuza daha ulaşmış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. İMDER ve İSDER olarak yürüttüğümüz projemiz çerçevesinde üyelerimizle birlikte Türkiye’nin dört bir yanından pek çok okula ulaşa-

rak sektörümüzü yakından tanımaları adına faaliyetler yürüttük” dedi. Amaçlarının, öğrencilerin teoride öğrendiklerinin pratiğe aktarmaları arasındaki kopukluğu gidermek olduğunu vurgulayan Akbaytogan, eğitim komitesiyle çıktıkları bu yolda çalışmalarının meyvelerini en kısa zamanda almaya başlayacaklarına


gündem inandıklarını belirtti. Akbaytogan konuşmasının sonunda bu protokolün ve etkinliğin gerçekleştirilmesine destek veren İMDER ve İSDER Eğitim Komitesi’ne, Milli Eğitim Bakanlığı’na ve Şehit Ömer Halisdemir Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi yönetimine ve öğretmenlerine teşekkür etti. “SANAYİCİLERİMİZİN DESTEĞİ ÖNEM TAŞIYOR” İMDER ve İSDER Eğitim Komitesi Başkanı Uğur Güllü ise sektörün nitelikli eleman ihtiyacını karşılamaya yönelik gerçekleştirilen hibelerin, iş makineleri bölümlerinin güçlenmesiyle sektörün ve öğrencilerin geleceği adına değerli yatırımlar olduğunu vurguladı. Güllü, eğitim komitesi olarak mesleki eğitime yönelik çalışmalarının aynı hızda devam edeceğinin altını çizdi. Osmangazi Kaymakamı Enver Ünlü de konuşmasında sanayicinin bu türden desteklerinin, mesleki eğitimdeki uygulamalı derslerin, meslek standartlarını karşılayacak seviyeye gelmesinde önemli bir rolü olduğunu belirtti. Ünlü teknik eğitimin yeterliliği ve kalitesinin ülkelerin günümüzdeki konumlarının belirlenmesinde etkili olduğunu ifade ederken, sektörün ihtiyacı olan nitelikli eleman ihtiyacının karşılanmasının önündeki engellerin de kalkabileceğini belirtti. Açılış konuşmalarının ardından kurdele kesimine geçilen teslim töreninde, forkliftin anahtarı okulun bölüm şefine teslim edildi.

İSDER YÖNETİM KURULU BAŞKANI ENDER AKBAYTOGAN, “İMDER VE İSDER OLARAK YÜRÜTTÜĞÜMÜZ PROJE ÇERÇEVESİNDE ÜYELERİMİZLE BİRLİKTE TÜRKİYE’NİN DÖRT BİR YANINDAN PEK ÇOK OKULA ULAŞTIK VE SEKTÖRÜMÜZÜ YAKINDAN TANIMALARI ADINA FAALİYETLER YÜRÜTTÜK.”

25


gündem

MESLEKİ YETERLİLİK BELGESİ SINAVINI AKDER DÜZENLEYECEK Hidrolik-Pnömatikçi Seviye 4 ve Seviye 5 meslekleri için Mesleki Yeterlilik Belgesi sınavlarını Akışkan Gücü Derneği (AKDER) gerçekleştirecek. alışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 40 meslekte yeterlilik belgesi şartı getiren 26 Mayıs 2016 tarihli tebliğinin yayımlanmasının ardından Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) akreditasyonuna sahip Ankara Sanayi Odası’yla (ASO) bir sözleşme imzalayan AKDER, Mesleki Yeterlilik Belgesi sınavlarını Dernek merkezinde yapacak. Konuyla ilgili açıklama yapan AKDER Genel Sekreteri Abdullah Parlar, Mesleki Yeterlilik Belgesi için her hangi bir eğitim almanın zorunluluğu olmadığını sadece TÜRKAK tarafından akredite edilmiş bir kurum tarafından gerçekleştirilecek sınavda başarılı olma şartının arandığı söyledi. Parlar sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemizde de artık sertifikasız meslek icra edilemeyecek. Bu konuda 2006 yılında kurulan Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) çalışmalarını sürdürüyor ve düzenleme uyarınca bir yandan meslek standartlarını belirlerken diğer taraftan zorunlu uygulamaya geçilen meslekler için belge verilmesi şartını getiriyor. Geçtiğimiz yıllarda Derneğimizin de katkılarıyla hazırlanan Hidrolik-Pnömatikçi Seviye 4 ve Seviye 5 mesleklerinin standartları belirlenerek bu meslekler için 26 Mayıs 2016 tarihinden itibaren zorunlu uygulama başlatıldı. Dolayısıyla şu andan itibaren Hidrolik-Pnömatikçi Seviye 4 ve Seviye 5 meslekleri sertifikasız olarak icra edilemeyecek. Sertifika veya

26

resmi adıyla Mesleki Yeterlilik Belgesi için her hangi bir eğitim alma zorunluluğu bulunmuyor. Bu noktada aranan tek şart TÜRKAK tarafından akredite edilmiş bir kurum tarafından gerçekleştirilecek sınavda başarılı olmak.” Başarılı olan kişilerin sınav için yaptığı harcamaların devlet veya AB hibesi programından geri ödeneceği bilgisini de veren Parlar, “Dernek yetkililerimizle beraber, birçok meslek dalıyla ilgili olarak TÜRKAK akreditasyonu alan ASO’nun Sertifikalandırma Merkezi Müdürü Şeref Demir’i ziyaret ederek sektörümüzle ilgili meslekler için sınav yeri olarak Dernek merkezimizin belirlendiği sözleşmeyi imzaladık. Bu çerçeve-

de sınav organizasyonu da Derneğimiz tarafından yürütülecek. Sınav konularıyla ilgili tüm detaylı bilgileri üyelerimize e-posta kanalıyla duyuruyoruz. Ayrıca sınava girmek için mutlaka AKDER üyesi olmak da gerekmiyor. Herkese açık olan sınav öncesinde eğitim alma zorunluluğu da yok. Fakat sınavda başarılı olmak ve ödenen sınav bedelini geri alabilmek için adayların Ulusal Akışkan Gücü Eğitim Merkezi (UAGEM) eğitimlerine katılmalarını tavsiye ediyoruz” dedi. MYK tarafından standardı yayımlanan mesleklerde belgesiz işçi çalıştıran işyerlerinde, işveren veya işveren vekiline kişi başına 500 TL idari para cezası verilebilecek.


gündem

İSKİD, SEKTÖRE KILAVUZ OLMAYA DEVAM EDİYOR İSKİD bünyesinde yer alan Sağlık Yapılarında İklimlendirme Komisyonu’nun hazırladığı, “Sağlık Yapılarında İklimlendirme Kılavuzu” çalışmalarında sona yaklaşıldı. Sektörün rehberi niteliğinde olacak kılavuz, kullanıcılardan gelen sorularla da zenginleştiriliyor.

S

ağlık yapılarında iklimlendirme konusunda kaynak oluşturabilecek dokümantasyonun sektöre kazandırılması ve bu yapılarda güvenli iklimlendirme sistemlerine dair kurulumun sağlanması amacıyla oluşturulan Sağlık Yapılarında İklimlendirme Komisyonu, Türkiye’de sağlık yapılarının iklimlendirme sistemleri konusunda tasarım, üretim, otomasyon, uygulama, TAD-validasyonsertifikasyon, işletme ve bakım kriterlerinin oluşturularak sürdürülebilirliğini temin etmek, kriterlerin güncelliğinin denetlenebilir bir yapı kurulmasını teşvik etmek misyonu ile hareket ediyor. Bu misyonun bir ürünü olan “Sağlık

Yapılarında İklimlendirme Kılavuzu”nu hayata geçirmeye hazırlanan komisyon, iskid.org.tr internet adresinde başlattığı anket ile kamuoyunun bu alanda merak ettiği tüm sorulara da cevap vermeyi hedefliyor. “Sağlık Yapılarında İklimlendirme Kılavuzu” çalışmalarında sona gelindiğini belirten İSKİD Yönetim Kurulu Başkanı Cem Savcı, kılavuzun hayata geçirilmesi amacıyla komisyonun çok yoğun çalıştığını vurgularken, “Sektör paydaşlarından, İnternet sitemizde yer alan formu doldurarak sektörde yaşanan sorunlar ve sorularını komisyonumuza iletmelerini, kılavuz çalışmasının verimine katkı sağlamalarını bekliyoruz. Böylece kılavuz, kullanıcılar ve sektö-

rün bu alanda merak ettiği tüm sorulara verilmiş kapsamlı cevapları da içerecektir” değerlendirmesinde bulundu. Tüm sektörü kapsayacak ve doğru bilgilerle donatılmış, vazgeçilmez bir el kitabı olarak hazırlanan “Sağlık Yapılarında İklimlendirme Kılavuzu”, kesin ve sade anlatımıyla standartlar arasında boğulmuş sektör çalışanlarının işini kolaylaştırmayı hedeflerken, İSKİD, tüm sektör çalışanlarını, sadece sorular değil yorumlarla da bu çalışmaya katkı sağlamaya davet ediyor. Kılavuzun hazırlanmasına destek vermek için sorularınız ve yorumlarınızı, www.iskid. org.tr İnternet adresindeki “Duyurular” başlığı altında yer alan formu doldurarak gönderebilirsiniz.

27


gündem

TÜRKİYE’NİN UZAY OSB’Sİ 2019’DA AÇILACAK Uzay ve havacılık sektörüne yönelik yerel ve uluslararası üreticileri bir araya getirmeyi, böylece bu alandaki yurt dışı bağımlılığını azaltmayı ve teknolojik ürün ihracatını artırmayı amaçlayan Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas OSB’nin altyapı çalışmalarına 2017’de başlanacak. Projenin ilk etabının ise 2019’da tamamlanması öngörülüyor.

S

avunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM), Ankara Sanayi Odası (ASO) ve Savunma ve Havacılık Sanayii İmalatçıları Derneği’nin (SASAD) işbirliğinde projelendirilen ve Ankara Kazan’da, TUSAŞ/TAI yerleşkesinin yanında ve

28

Ankara-İstanbul otoyolunun kenarında, yaklaşık 723 hektarlık alanda kurulacak Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nin (HAB) ilk adımları atılmaya devam ediliyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nca 21 Ocak 2015 tarihinde tescil edilerek tüzel kişilik kazanan projenin ilk altyapı

çalışmalarına 2017 ortasında başlanacak ve 2018’den itibaren de bölgede inşaat çalışmaları hızlanacak. HAB Bölge Müdürü İbrahim Keskiner, özellikle Türk makine sanayisi ve Türkiye’nin Makinecileri’ni de yakından ilgilendiren proje kapsamında sanayi alanları, yeşil alanlar, teknoloji geliş-


gündem

HAB; 400 HEKTAR SANAYI ALANI VE 100 HEKTARLIK TEKNOLOJI GELIŞTIRME BÖLGESIYLE, 80 SANAYICIYE EV SAHIPLIĞI YAPACAK, 400 KOBİ’YE IŞ ORTAĞI OLACAK, 15 BIN KIŞILIK ISTIHDAM YARATACAK, MÜKEMMELIYET, INKÜBASYON, INOVASYON, AR-GE VE EĞITIM ÜSSÜ OLARAK YAPILANDIRILACAK. tirme merkezi ve eğitim, idari ve sosyal tesis alanlarının yer alacağını söylerken, projenin ilk etabının 2019 başlarında, ikinci etabının ise 2020 sonunda tamamlanacağının altını çiziyor. Uzay ve havacılık sanayisinin mükemmeliyet merkezi olacak projenin, aynı zamanda yeni girişimler için bir inkübasyon merkezi görevini üstlenmesi ve nitelikli ara eleman ihtiyacını karşılayacak eğitim kurumlarına da ev sahipliği yapması bekleniyor. TÜRK MAKİNE SANAYİSİNE ÇAĞ ATLATACAK Bölgenin ihtisas bölgesi olması sebebiyle, sadece bu alanda faaliyet gösteren firmalara yani gerçek yatırımcılara yer verileceğini dile getiren İbrahim Keskiner, bölgede 15 bin kişilik yeni istihdam oluşturulacağını ve 5 milyar dolar seviyesinde ciro hedeflendiğini de vurguluyor. HAB içerisinde kurulacak teknopark ve müşterek Ar-Ge merkezleri ile yüksek teknoloji gerektiren makine üretiminde Türkiye’nin yeni ve daha ileri bir seviyeye ulaşacağını da dile getiren Keskiner, halen bölgede yer almak isteyen 150’nin üzerinde firma müracaatına rağmen, sadece 80 firmaya

yer verildiğini; bunun nedeninin ise niceliği değil niteliği yüksek bir bölge oluşturmayı hedeflemeleri olduğunu belirtiyor. Keskiner, uzay ve havacılık sektöründe kullanılan makinelerin dünyanın en gelişmiş makineleri olması sebebiyle kilo fiyatının diğer sektörlere göre daha yüksek olduğunu da ifade ediyor. Bu çerçevede, kişi başı milli gelirin ve ihracatın artırılması konusunda Türk makine üreticilerine de fırsatlar sağlayacaklarının altını çizen Keskiner, bölgenin, uzay ve havacılık alanında faaliyet gösteren yerli ve/veya yabancı firmaları bir araya toplayıp entegrasyon sağlamak ve üniversiteler, ArGe merkezleri ve sektörde faaliyet gösteren kümeler arasında sinerji yaratmayı hedeflediğini de anımsatıyor. Uzay ve havacılık sektörünün ileri teknoloji ve yüksek katma değer üretmesi, üretilen ürünlerin ihracatı arttırıcı ve ithalatı azaltıcı etkisinin olması nedeniyle Türkiye’nin cari açığının azaltılmasında da önemli bir rol üstleneceğini söyleyen Keskiner, “Bu alanda eleman yetiştirilmesi için eğitim kurumları kurulması da hedeflerimiz arasında yer alıyor” değerlendirmesinde bulunuyor.

SAVUNMA SANAYİSİ YÜKSELİŞTE HAB’ın hayata geçmesinde Türkiye’nin savunma sanayisindeki rekor gelişimi de etkili oldu. 10 yıl önce yüzde 25’lerde seyreden savunma sanayisindeki yerli payı 2015’te yüzde 60’lara dayandı. Bugün sadece Ankara OSTİM’de 300 firma savunma sanayisinde alt yüklenici olarak çalışırken, savunma sanayisine iş yapan KOBİ sayısı da Türkiye genelinde 2 bini aşmış durumda.

29


gündem

TÜRKİYE’NİN İLK YERLİ ELEKTRİKLİ OTOBÜSÜ TANITILDI TEMSA ve ASELSAN işbirliğiyle üretilen Türkiye’nin ilk yüzde 100 yerli elektrikli otobüsü Avenue EV tanıtıldı.

Y

olcularına sessiz, temiz, titreşimsiz, dumansız ve güvenli ulaşım vaat eden Avenue EV’nin tanıtıldığı törene Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’nün yanı sıra Sabancı Holding CEO’su Zafer Kurtul, ASELSAN Genel Müdürü Dr. Faik Eken ve TEMSA Genel Müdürü Dinçer Çelik katıldı. Törende konuşan Bakan Özlü, “Türkiye ekonomisiyle ilgili endişe duyanlara verilen en iyi cevabın işte böyle yeni yatırımlar olduğunu ifade etmek istiyorum. TEMSA’nın da bugün tanıtımını yaptığımız bu aracını kısa sürede banttan indireceğine yürekten inanıyorum” dedi. Özlü, “Dünyada çevre dostu araçlara ve alternatif yakıtlara olan ilgi her geçen gün artıyor. Türkiye’nin ticari araç sektöründe liderliğini sürdürebilmesi, yeni teknolojilere adapte olmasını gerektiriyor. Bu açıdan yerli imkanlarla yerli elektrikli otobüs üretilecek olması beni çok mutlu ediyor” diye konuştu. Sabancı Holding CEO’su Zafer Kurtul da TEMSA ve ASELSAN’ın ortak çalışmasıyla geliştirilen yüzde 100 yerli Avenue

30

EV’nin modern şehirlere yakışan, ileri teknoloji ürünü, temiz ve sessiz bir şehir içi toplu taşıma çözümü olduğunu söyleyerek, söz konusu işbirliğinin kendilerine gurur verdiğine dikkat çekti. Toplantıda söz alan ASELSAN Genel Müdürü Dr. Faik Eken ise, “2015 yılında TEMSA ve ASELSAN ekiplerimiz, TÜBİTAK TEYDEB desteği de alarak başlattıkları projeyle belediyelerin şehir içi toplu taşıma ihtiyacını karşılayabilecek özgün bir otobüs geliştirdi. ASELSAN olarak; elektrik motorunu, motor sürücü birimini, araç kontrol birimini, sürücü gösterge panelini, güç kontrol birimlerini, araç batarya yönetim sistemini özgün olarak 10’dan fazla sayıda yerli alt yüklenicimizle tasarladık ve yine yerli olarak üretme imkânı kazandık. Geliştirilen otobüste yeni bir teknik olan bataryaların hızlı şarj imkânı bulunuyor ve bu sayede otobüsler rotalarında belirlenen duraklarında çok kısa sürede tam şarjlı hale gelebiliyor. Bu proje Türkiye’nin kendi elektrikli araçlarını, otobüslerini, otomobillerini geliştirebileceğini göstermesi açısından çok önemli bir örnek teşkil ediyor” dedi.

Türk otomotiv sanayisinde yeni bir dönemin de başlangıcını müjdeleyen bir şirketin genel müdürü olmaktan büyük bir mutluluk ve gurur duyduğunu ifade ederek sözlerine başlayan TEMSA Genel Müdürü Dinçer Çelik, şunları kaydetti: “Yüksek performanslı ve yeni nesil Avenue EV’yi Türk savunma sanayisinin lider kuruluşu ASELSAN ile birlikte geliştirdik. İki lider kuruluş bu süreç içerisinde büyük bir uyum içinde çalıştı. Bu işbirliğimiz sadece elektrikli otobüs üretimi boyutunda kalmayacak ve sürdürülebilir bir dünya için, çevreye duyarlı ürünler geliştirmeye devam edeceğiz.” TEK ŞARJLA 50-70 KİLOMETRE YOL ALABİLİYOR Küresel ihtiyaçlar göz önüne alınarak, çevreci bir bakış açısıyla geliştirilen Avenue EV, fosil yakıt yerine sürdürülebilir bir enerji kaynağı olan elektrikle çalışıyor. Sekiz dakikada tam şarja ulaşabilen aracın bu özelliği sayesinde duraklarda kısa süreli şarjlarla kesintisiz hizmet sunması planlanıyor. Elektrikli çekiş sistemiyle sıfır karbon emisyonuna sahip çevreci otobüs, aynı zamanda sessiz, konforlu, yüksek performanslı ve son teknolojiye sahip. Klima sisteminin yanı sıra araç içi internet ve veri bağlantısı opsiyonu da sunan Avenue EV; 35 oturan, 52 ayakta ve 1 tekerlekli sandalyeli yolcu kapasitesine sahip. Avenue EV, ASELSAN’ın geliştirdiği yüksek verimli, hafif ve yüzde 100 yerli elektrikli çekiş sistemi sayesinde uzun süre bakım gerektirmeden yüksek ve verimle hizmet verebiliyor. Tek sarjla 50-70 kilometre mesafe kat edebilen araç aynı zamanda geniş bir iç hacme sahip.



“Vitrin” bölümünde Makine İhracatçıları Birliği üyelerinden gelen haberlere yer verilmektedir.

vitrin

DİRİNLER’DEN, SİMULTANE HAREKET EDEBİLEN 5 EKSENLİ İŞLEME MERKEZI Enerjiden otomotive, havacılıktan savunma sanayisine kadar tüm sektörlerde kullanılabilecek 5 eksenli gantry tipi CNC freze tezgahı, Dirinler Makina’nın İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikasında düzenlenen törenle sektör temsilcilerine tanıtıldı.

A

ralarında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Başkanı Ender Yorgancılar ile çok sayıda davetlinin yer aldığı tanıtım toplantısında konuşan Dirinler Makina Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Dirin, 5 eksenli gantry tipi CNC freze tezgahının Türk mühendisleri ve teknisyenlerinin ürü-

32

nü olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Bu, makine üreten bir makine. Savunma, enerji, havacılık, otomotiv gibi ağır sanayide kullanılabilir. Sektörlerin ihtiyaç duyduğu malzemelerin üretiminde hem zamandan hem de maliyetten tasarruf sağlayacak. Yurt dışından 5 eksenli bir işleme merkezi satın almaya kalktığınızda, ‘Ne iş yapacaksın, şu belgeyi al, bu belgeyi al, başka ülkeye satmayacağına garanti ver!’

gibi onur kırıcı sorularla karşılaşırsınız. Şimdi böylesine ihtiyaç duyulan bir makineyi Türk mühendisleri üretti. Bu ürün, Türkiye’nin nereden nereye geldiğinin göstergesidir. Makinemiz en hassas toleranslarla parça işleyecek.” “MAKİNE SEKTÖRÜ STRATEJİK ÖNEM TAŞIYOR” Gelişmiş sanayi ülkeleri dahil 5 kıtada 55’ten fazla ülkeye ihracat gerçekleş-


vitrin

Türk sanayicileri üretmeye devam ettikçe, bu noktada gelişip ilerledikçe, ülkemizin de kalbi daha gür atacak. Kalfasından çırağına, satın almasından tedarikçisine kadar emeği geçen Dirinler ekibine, Drinns markasını tercih ederek bizlere güvenenlere teşekkürü borç biliyoruz”. EBSO Başkanı Ender Yorgancılar da kendisinin de makine sektöründe faaliyet gösteren bir firmanın yöneticiliğini üstlendiğini ve yurt dışında bu tür makineleri gördüğünde “Acaba Türkiye’de ne zaman üretilecek” sorusunu kendisine hep sorduğunu belirterek, “Bu makineler yurt dışında var fakat, gidip almak isteseniz bin türlü soruyla karşılaşırsınız. Bu makineler, Türkiye’yi bir adım öteye taşıyacak, gelişimin önünü açacak üretim kapasitesine sahip. Bugün artık bunları yapabilen bir ülke haline geldik. Bu Türkiye’nin başarısıdır” dedi.

“Vitrin” bölümünde Makine İhracatçıları Birliği üyelerinden gelen haberlere yer verilmektedir.

tirdiklerinin altını çizen Dirin, Türk makine sektörünün kesinlikle yüksek teknolojili makineler üretmesi gerektiğini belirterek, “Eğer teknoloji dışarıdan gelirse pek çok sorunla karşılaşmak kaçınılmaz. Bu nedenle makine sektörü stratejik önem taşıyor ve tam da bu sebeple mutlaka desteklenmeli. Dirinler olarak teknolojik ürünler imal ederek ülkemizin ekonomisine katkıda bulunuyoruz” şeklinde konuştu. Türkiye’nin teknolojiyi takip eden, bilgili, yeni fikirler üretebilen insanlara ihtiyacı olduğunu bunun için de mesleki eğitim merkezlerin büyük önem taşıdığına da değinen Dirin, bu ihtiyacı karşılamak üzere bir süre önce Dirinler Akademi’yi hayata geçirdiklerini söyledi. Mustafa Dirin, sözlerini şöyle sürdürdü: “İnsanımıza yatırım yapıyoruz ve bu yatırım kapsamında Dirinler Akademi’yi kurduk. Burada eğitim alan arkadaşlarımız mesleklerini bir adım öteye taşıyor ve öğrendiklerini uygularken katma değer yaratıyor. Diğer yandan, bugün tanıtımını yaptığımızın makinenin en önemli özelliği nedir biliyor musunuz? Endüstri 4.0’a hazır olmasıdır. Artık 4. Sanayi Devrimi ile karşı karşıyayız. Yakın zaman içerisinde Endüstri 4.0 ile uyumlu üretim yapmayan, atölyelerinde bu teknolojiyi kullanmayan firmaların ayakta kalması mümkün olmayacak” dedi. “TİTİZ BİR ÇALIŞMANIN ÜRÜNÜ” Dirinler Makina Yönetim Kurulu Üyesi Nihan Dirin ise Drinns markasıyla müşterilerine özel çözümler sunduklarını hatırlatarak, 5 eksenli gantry tipi freze tezgahının tasarım ve üretiminde büyük titizlikle çalıştıklarını belirtti. Nihan Dirin sözlerine şöyle devam etti: “Büyük millet olmanın şartlarından biri sanayileşmedir.

33


sektörden

“FARK YARATAN MAKİNELERLE YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ” TÜBİTAK PROJESI KAPSAMINDA GELIŞTIRDIKLERI NT SERISI BETON BLOK MAKINELERIYLE SEKTÖRDE FARK YARATTIKLARINI SÖYLEYEN NAMTAŞ İŞLETME MÜDÜRÜ HAKAN ALTINKAYA, “SÖZ KONUSU ÇALIŞMAMIZ ÜNIVERSITE-SANAYI IŞBIRLIĞININ DE GÜZEL BIR ÖRNEĞIDIR” DEDI.

S

üleyman Onuşluel tarafından 1952 yılında İzmir Alsancak’ta küçük bir atölyede Namsüonel Briket Makinaları adıyla kurulan firma, 1990’lı yıllarda İzmir Kemalpaşa’daki fabrikasına taşınarak Namtaş adıyla üretim faaliyetlerine devam etti. Beton blok makineleri, beton santralleri, beton blok istifleyici ve aktarıcı sistemleri ile beton blok kalıpları imal eden Namtaş, bugün itibarıyla dünyanın 20’den fazla ülkesine ihracat gerçekleştiriyor. Namtaş şirket yapılanması hakkında bilgi verir misiniz? Sektördeki artan talebi karşılamak için daima yeni projeler geliştirmeyi hedefliyoruz. Bir aile şirketi kimliğiyle faaliyetlerimizi, İzmir Kemalpaşa’da 12 bin metrekaresi ka-

34

palı olmak üzere toplam 18 bin metrekarelik alanda üç kuşaktır sürdürüyoruz. Dünya standartları çerçevesindeki Ar-Ge ve üretim çalışmalarımıza firmamızın yönetim kurulu başkanı Kemal Onuşluel’in öncülük ediyor. Bugünkü başarımızın temellerini yarım yüzyılı aşan deneyimimize ve yenilikçi kadromuza borçluyuz. Ürün çeşitleriniz ve bunların özellikleri nelerdir? İmal ettiğimiz ilk ürünler mekanik briket makineleri oldu. Tava sistemli parke taşı makinelerini 1970’li yıllarda Türkiye’de ilk kez Namsüonel markasıyla ürettik. Firmamız 1980’lerin sonunda yarı otomatik beton blok makinelerinin Türkiye’deki öncüsü oldu. Namtaş olarak beton blok makinele-


rinden beton blok kalıplarına, beton karıştırıcılara, agrega bunker gruplarından havai hatlı taşıma sistemlerine kadar komplike tesisler imal ediyoruz. Müşterilerimize ihtiyaçları kapsamında tek bir ürün grubu sunabildiğimiz gibi proje bazlı anahtar teslim tesisler de kuruyoruz. Son teknolojiyle desteklenen makinelerimiz geniş bir yelpazede; parke taşı, briket, bordür, bims blok, duvar taşı ve beton oluklar dahil beton ve bims blok üretimi yapabiliyor. Yeni geliştirdiğiniz bir ürün ve üzerinde çalıştığınız TÜBİTAK vb. gibi projeleriniz var mı? Yeni geliştirdiğimiz NT serisi beton blok makinelerimiz sektörde fark yarattığımız ürünler olarak öne çıkıyor. NT-42 ve NT-36 beton blok makineleri, kullandığımız ileri teknoloji ve mühendislikle bizi Türkiye’de rakipsiz kılıyor ve dünya pazarının üst sıralarında yer almamızı sağlıyor. NT serisi makinelerimiz Namtaş mühendislerinin, TÜBİTAK projesi kapsamında yürüttüğü uzun uğraşlarının ve yoğun Ar-Ge çalışmalarının sonucunda ortaya çıktı. Bu uzun çalışma sürecinde beton blok yapım teknolojileri incelenerek geliştirildi. Söz konusu çalışmamız üniversite-sanayi işbirliğinin de sektördeki güzel bir örneği niteliğinde. Ürün gamımızda, en yeni ve en hızlı beton blok makineleri olan NT-42 ve NT–36 geniş bir yelpazede beton ve bims blok üretimi yapabiliyor. Bu projenin sonunda geliştirdiğimiz vibrasyon sisteminin de patentini aldık. “Beton Blok Üretimi Makinaları İçin Bir Titreşim Sistemi” adlı pa-

tentimizde beton blok sektöründe baskı ve sıkıştırmanın önemi vurgulanırken buna uygun vibrasyon kuvvetinin hesaplanması da yer alıyor. Ar-Ge çalışmalarını devletimizin ve firmalarımızın desteklemesi gerektiğini düşünüyorum. Ancak bu şekilde toplumumuz ve sanayimizde Ar-Ge bilinci oluşturabilir ve AB Ülkeleriyle aramızdaki farkı kapatabiliriz. Bu kapsamda iki adet patentli ürün ve bir adet faydalı modelimizle Ar-Ge konusundaki çalışmalarımızı hız kesmeden sürdürüyoruz. Sektörünüzle ilgili yurt içi ve yurt dışında düzenlenen fuarlara katılıyor musunuz? Fuarların firmanız için öneminden bahseder misiniz? Pazarımızı tanımak ve kapasitemizi artırmak bakımından yurt dışında düzenlenen fuarlardan bugüne kadar verimli bir şekilde

“ÜRETIMIMIZIN YÜZDE 50’SINI RUSYA, UKRAYNA, KAZAKISTAN, CEZAYIR VE ABD DAHIL OLMAK ÜZERE 20’DEN FAZLA ÜLKEYE IHRAÇ EDIYORUZ.”

35


sektörden Firmanızın ihracat potansiyelinden hakkında bilgi verir misiniz? İlk ihracatımızı 1996 yılında yarı otomatik beton blok makinesi ile gerçekleştirmemizin üzerinden 20 yıl geçti. Bugün Rusya, Ukrayna, Kazakistan, Cezayir ve Amerika dahil olmak üzere 20’nin üzerinde ülkeye ürünlerimizi gönderiyoruz. Firmamız toplam üretiminin yüzde 50’sini ihraç ediyor ve ihracat potansiyelimiz her geçen yıl artıyor. Genel olarak müşterilerimizin talepleri ve ihtiyaçları doğrultusunda üretimini gerçekleştirdiğimiz beton blok tesislerini ihraç ediyoruz. Bunun yanı sıra beton blok kalıplarını, beton santrallerini ve beton blok tesisi ekipmanları da önemli ihracat kalemlerimiz arasında.

“IKI ADET PATENTLI ÜRÜN VE BIR ADET FAYDALI MODELIMIZLE AR-GE KONUSUNDAKI ÇALIŞMALARIMIZI HIZ KESMEDEN SÜRDÜRÜYORUZ.”

yararlandık. Almanya, Dubai, Moskova, Kazakistan, İran, Hindistan, Ukrayna, Amerika ve Cezayir başta olmak dünyanın çeşitli yerlerinde düzenlenen önemli yapı ve inşaat fuarlarına katılıyoruz. Dünyada beton blok sektöründe ismi anılan önemli firmalardan biriyiz. Bu gücü elde etmemizde yurt dışı fuarlarının da etkisi büyüktü. 2017 yılında da alanında en kapsamlı fuarlardan biri olan ABD’deki World of Concrete organizasyonunda yerimizi alacağız.

36

İş dünyasında uzun ömürlü ve başarılı şirket olabilmenin yolu bir yerde vizyon sahibi olmaktan geçiyor. Namtaş olarak kendinize nasıl bir vizyon belirlediniz? Namtaş olarak yenilik, kalite ve müşteri ihtiyaçlarına odaklanıp beton blok sektöründe lider olmak başlıca vizyonumuz. Bu amaçlar doğrultusunda da sektörde dünyanın sayılı firmaları arasında yerimizi aldığımızı düşünüyorum. Kalite, bu işe ilk başladığımız yıllardan beri ödün vermediğimiz en önemli konulardan biri. Uzun yıllar zorlu koşullarda çalışabilecek dayanıklılıkta ürettiğimiz tesisler bunun en önemli göstergesidir. Firma olarak bugüne dek ihtiyaçlara yönelik ve müşteri odaklı çözümlerimizle her ürünümüzün arkasındayız.


Rekabetin her geçen gün biraz daha arttığı iş dünyasında firmaların farkını ortaya koyabilmesi önemli bir konu. Bu anlamda sizi sektördeki benzerlerinizden ayıran özellikleriniz nelerdir? Firmamız müşterilerine; danışma, tasarım, üretim, ekipmanı devreye alma, personel eğitimi, garanti ve garanti sonrası hızlı ve kaliteli teknik servisin dahil olduğu paket bir hizmet sunuyor. Teknisyenlerimiz, beton blok sektöründeki diğer üreticilere ait makine ve ekipmanların da teknik servis, bakım ve revizyonu konularında uzmandır. Mühendislerimiz tarafından geliştirilen otomasyon sistemimize de oldukça güveniyoruz. Otomasyon sistemi beton blok üretim hattının beynidir. Her baskıda aynı kalite ve miktarda üretim yapıp iş akışının sorunsuz ve aksamadan gerçekleştirilmesini sağlar. İsteğe bağlı olarak sunulan uzaktan erişim seçeneğiyle de işletme içerisinde ağ bağlantısı olan herhangi bir erişim noktasından bağlanarak, iş akışı izlenebiliyor ve istendiğinde sisteme müdahale edilebiliyor.

Türkiye makine üreticiliği bakımından sizce ne durumda? Maalesef ülke olarak daha çok yol almamız gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda da en büyük rol devletimize düşüyor. Yaşadığımız ekonomik istikrarsızlığı düşünecek olursak üreten firmaların desteklenmeye ihtiyacı var. Firmalarımızın üretmekten vazgeçip ithalata yönelmesi bizi dışarıya bağımlı hale getiriyor. Makine üreticileri teşviklerden daha çok yararlanıp daha çok desteklenmeli ki Türkiye kazansın.

“BUGÜNKÜ BAŞARIMIZIN TEMELLERINI YARIM YÜZYILI AŞAN DENEYIMIMIZE VE YENILIKÇI KADROMUZA BORÇLUYUZ.”

Firmanız açısından 2016 yılı nasıl geçti ve 2017 yılına dair beklentileriniz nedir? 2016 yılı dünyada ve ülkemizdeki zorlu ekonomik koşullara rağmen firmamızın kaliteden ödün vermeyen politikası sayesinde iyi geçti. Gelecek yıllara dair en önemli hedefimiz mevcut ve yeni gireceğimiz pazarlarda varlığımızı daha uzun yıllar sürdürmek. Aynı zamanda Ar-Ge yatırımlarımızı artırıp Türkiye’deki pazar liderliğimizi korumak da bir diğer önemli hedefimiz.

HAKAN ALTINKAYA KİMDİR? ✓ ✓ ✓ ✓

İzmir’de 1964 yılında doğan, Dokuz Eylül Üniversitesi Makina Mühendisliği Bölümü’nden 1986 yılında mezun olduktan sonra Gemi Makineleri İşletme Mühendisliği Bölümü’nde yan dal eğitimi alan Hakan Altınkaya, Namtaş’ta bugün itibarıyla İşletme Müdürü olarak çalışmalarını sürdürüyor.

37


sektörden

“İNOVATİF BİR AİLE: RÖSLER KROMAŞ” KROMAŞ MARKASININ, ÇEYREK YÜZYILDIR YAPILAN BAŞARILI ÇALIŞMALARIN BİR ÜRÜNÜ OLDUĞUNU SÖYLEYEN RÖSLER KROMAŞ GENEL MÜDÜRÜ DR. TAYFUN SIĞIRTMAÇ, “RÖSLER KROMAŞ İNOVATİF BİR AİLEDİR. TÜM ÇALIŞANLARIMIZ ÜRÜN VE ÜRETİM SÜREÇLERİNI GELİŞTİRMEYE YÖNELIK ÖNERİLERİNI VERİR VE GELİŞİMİN BİR PARÇASI OLUR” DIYOR.

38

Y

aklaşık çeyrek yüzyıl önce kurulmuş ve Türkiye’de yüzey işlem konusunda en bilinir marka haline gelmiş olan Kromaş firması, 2014 yılında Rösler Oberflächentechnik GmbH tarafından satın alındı ve bu tarihten itibaren Rösler Kromaş adı altında ve yüzde 100 Rösler iştiraki olarak faaliyetlerine devam ediyor. “Kromaş” markasıyla üretilen makine ve sarf malzemeler beş kıtada, 87 ülkede ve 10 binin üzerinde fabrikada kullanılırken, Rösler Kromaş’ın geliştirdiği 3 binden fazla yüzey işlem süreçlerinden birçoğu da bazı sektörlerde uygulanıyor. Rösler Kromaş Genel Müdürü Dr. Tayfun Sığırtmaç, yüzey işlem sektöründeki iki güçlü ismin oluşturduğu bu yeni sinerjinin, Rösler Kromaş markasında güçlü bir dönüşüm yarattığını söylerken, firmanın ürün ve çözümleri ile gelecek stratejilerini, keyifli bir söyleşide Moment Expo okuyucularına aktardı.

Kromaş, Türkiye’de yüzey işlem sektöründe bilinen bir firma. 2014’teki stratejik satın alma operasyonunun üzerinden ise iki yıl geçti. Bu süreçte satın alma stratejileriniz beklentilerinizi karşıladı mı? Kromaş Makine yaklaşık 25 yıl önce kurulmuş Türkiye’nin önde gelen yüzey işlem teknolojileri üreten firmalarından biriydi. Kromaş markasıyla gerek Türkiye gerekse yurt dışına binlerce yüzey işlem makinesini ve prosesini başarıyla kurup devreye almıştı. Rösler GmbH ise dünyanın yüzey işlem teknolojileri alanındaki en büyük firmalarından biridir. 100 yıllık bir üretim geleneğini, dünya genelinde Brezilya, Çin, ABD de dâhil olmak üzere 16 ayrı bölgedeki üretim tesisleri ile sürdüren Rösler firması, 2014’te, kendi kurum tarihinde bir ilke imza atarak, Kromaş firmasını satın aldı ve Kromaş ismini koruyarak Rösler Kromaş firmasını kurdu. Halen Rösler Kromaş, yüzde 100 Rösler iştiraki olarak Türkiye’de Kromaş markasıyla yüzey işlem teknolojileri alanında tasarım ve üretim


yaparak 80 üzerinde çalışanı ile müşterilerine hizmet veriyor; diğer yandan da dünyada orta segmentte daha yenilikçi çözümlerle müşterilerine ulaşmayı sürdürüyor. Biz, satın alma sürecinde Rösler GmbH’nin üretim teknolojileri ve bilgi birikimini alırken, bir yandan Türkiye’deki pratikliği korumaya devam ettik. Bu anlamda iki firmanın bilgi birikimlerinin bir araya gelmesi, hem yeni bir kurum kültürünün oluşmasına hem de güçlü bir sinerji ile üretime devam edilmesini sağladı. Rösler Kromaş hangi sektörlere, ne tür ürünler sağlıyor? Firmanın ürün, marka ve hizmetleri hakkında bilgi verir misiniz? Yüzey işlem teknolojilerinde çalışma alanlarımız, vibrasyonlu yüzey işlem teknolojileri ve kumlama teknolojileri olarak iki gruba ayrılıyor. Vibrasyonlu yüzey işlem teknolojileri, vibrasyon ile belli bir yörünge şeklinde hareket eden parça ve bu parçaların yüzeylerini pürüzsüz hale getiren sarf malzemelerin (aşındırıcı ve sıvılar) bu dönme esnasında teması esasına dayanıyor. Böylece parça yüzeyi istenilen yüzey kalitesini elde etmek için mikron seviyesinde işleme tabi tutuluyor. Yağ alma, yüzey temizleme, çapak alma, parlatma gibi farklı süreçler bazen ardışık bir sıra ile bazen de aynı anda gerçekleştirilerek istenilen yüzey kalitesi elde ediliyor. Vibrasyonla yüzey işlemenin çok geniş bir uygulama alanı mevcuttur: Alüminyum, çelik, plastik, zamak hatta kuru üretim süreçlerinde ahşap gibi çok farklı malzemelere uygulanabilen bir işlemden söz ediyoruz. Hizmet verdiğimiz sektörler arasında; hassas yüzey ekipman kullanımı gerektiren makine ekipman üreticileri (dişli gibi), çapakların otomatik temizlendiği pul gibi sac parça, otomotiv ana ve yan sanayinde üretilen hassas yüzey isteyen parçalar, otomotiv iç dış aydınlatma sistemleri, medikal ve tıbbi alet üreticileri, takım tezgahları sektöründe takım ve takım tutucular, jant üreticileri, mobilya aksesuarları, tekstil aksesuarları, kuyumculuk, kapı ve pencere ekipmanları gibi çok çeşitli sektörler ve kullanım alanları bulunuyor. Rösler Kromaş olarak hem yüzey işlem teknolojilerinde tüm müşteri gereksinimi sağlayan makine, ekipman ve sarf malzemeleri üretip geliştiriyor hem de proses atık suyunu tekrar kullanarak verimlilik ve çevre duyarlılığı yüksek arıtma sistemleri geliştirip hizmete sunuyoruz. Kumlama ve bilyalı dövme (shot peening) ile yüzey işlem teknolojileri ise parça yüzeyine yapılan bilya bombardımanı ile parça yüzeylerini temizleme, pas ve kirden arındırma, boya öncesi hazırlık, mukavemet kazandırma gibi amaçlarla kullanılıyor.

Rösler Kromaş’ı rakiplerinden ayıran temel fark sizce nedir? Bizi rakiplerimizden ayıran önemli özelliklerden biri, müşteri beklentilerinin şirket için en önemli öncelik olduğunun tüm çalışanlarımız tarafından farkındalığıdır. O zaman müşteriye cevap hızınız, ürettiğiniz ürün kalitesi ve yaptığınız geliştirme çalışmalarının tamamında odağa müşterinizi koyuyor ve birlikte ilerliyorsunuz. Biz ayrıca inovatif bir aileyiz. Tüm çalışanlarımız ürün ve üretim süreçlerine geliştirme önerileri verir ve gelişimin bir parçası olur. Bunları da müşterilerimize yansıtmaya ya da verimliliğimizi artırmaya çalışırız. Ürün kalitemizden taviz vermeyiz ve bu konuda bir şeyi gözden kaçırdıysak ya da farkında olmadan bir hata yaptıysak da müşterilerimizden özür diler, ürünlerimizin sonuna kadar arkasında dururuz. Bu yıl nasıl geçti, beklentilerinize uygun bir üretim/satış gerçekleştirebildiniz mi? 2017 için öngörüleriniz nedir? 2016 yılı firmamız için oldukça iyimser bir tablo ile kapandı. Her ne kadar ülke olarak zor bir dönemden geçiyor olsak da Rösler Kromaş olarak yılı özellikle yurt içi pazarda yüzde 30 üzerinde bir büyüme ile kapattık. Bu da müşterilerimizi memnun eden işler yaptığımızı gösteriyor. 2017 yılı için de 2016 yılı oranında olmasa da yüzde 20 ve üzeri bir büyüme hedefi koyduk. Bunu yapabilecek ekiplerimiz ve güçlü bir ürün gamımız var. 2017’nin daha sakin iç ve dış politik gündem ile geçmesini ümit ediyorum. Çünkü yatırım ürünleri ürettiğimiz düşünülürse, müşterilerimizin istikrarlı bir ekonomik ve politik atmosfer görmeleri önemli. Böylece sanayiciler olarak bizler de çözüm bekleyen ve yatırım yapmaya hazır müşterilerimiz için değer yaratan çalışmalar yapmayı hedefliyoruz.

“KALITEYI IÇSELLEŞTIRMEK, SÜREÇLERIN IÇERISINE ENTEGRE ETMEK, KALITE BEKÇILERI DEĞIL GÖNÜLLÜLERI YETIŞTIRMEK, ÜRETIRKEN YARATILAN DEĞERIN FARKINDA OLUNMASINI SAĞLAMAK GEREKIYOR. BIZ DE FIRMA OLARAK BU ANLAYIŞLA ÇALIŞMALARIMIZI SÜRDÜRÜYORUZ.”

39


sektörden

“ÜRETİMİMİZİN YÜZDE 40’INI İHRAÇ EDİYORUZ. AMACIMIZ, BU ORANI 2017’DE YÜZDE 50’NIN ÜZERİNE ÇIKARMAK. BUGÜNE KADAR 80’İN ÜZERİNDE ÜLKEYE İHRACAT YAPTIK.”

Hangi ülkelere hangi hacimlerde ihracat yapıyorsunuz? Kromaş 20 yılı aşkın süredir ürünlerini dünya pazarına yönlendiriyordu. 2014 yılından bu yana da Rösler Kromaş olarak bu mirası artırarak ilerletme hedefiyle dünya pazarlarında Kromaş markalı ürünlerimizi onlarca sektör ve sanayiye sunuyoruz. Şu anda satışlarımızın yüzde 40 gibi bir bölümünü ihracat yönlendiriyoruz. Amacımız, bu oranı 2017’de yüzde 50 ve üzerine çıkarmak. 2016 yılında 10’dan fazla 10’dan fazla pazarda yapılanmaya başladık. Bunlardan bazılarından olumlu sonuçlar da aldık. Yurt dışında yapılanmak, bayi ağı oluşturmak ve pazarlama faaliyetleri yürütmek oldukça zor ve masraflı bir süreç. Bu konuda bazı destek ve teşvikler var fakat bunların daha basit ve şirketleri motive edici formatta düzenlenmesinde yarar olduğunu düşünüyorum. 80’in üzerinde ülkeye ihracat yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Fakat sürekli ihracat yaptığımız ve bayilerimizin olduğu ülke sayısı 20 civarında seyrediyor.

40

Rösler Kromaş’ın Ar-Ge yapılanmasından söz edebilir misiniz? Rösler’in ciddi bir Ar-Ge geçmişi ve güçlü bir Ar-Ge birimi var. Kromaş olarak bizim ise daha kısıtlı, beş kişilik bir mühendis ekibinden oluşan Ar-Ge birimimiz bulunuyor. Bununla birlikte, satın alma sürecinden sonra iki Ar-Ge biriminin ortak bir çalışma alanı oluşturduğunu da söylemeliyim. Bu doğrultuda, Rösler Kromaş olarak, 2015 ve 2016 yıllarında Ar-Ge ve inovasyona özel bir önem verdik. Bu dönemde mevcut ürünlerimizi iyileştirmek kadar yeni ürün geliştirmeye de odaklandık. Geliştirdiğimiz yeni ürünler arasında çevre açısından çok önemli olduğunu düşündüğümüz yeni tip proses suyu arıtma sistemimiz de var. Ayrıca, özellikle mermer sektörü için Türkiye’nin en büyük mermer plakasını (90cm x 90cm) işleyebilen doğal taş eskitme makinesini de bu dönemde geliştirdik. “Innovate or die/Değiş ya da öl”, sevdiğim sloganlardan biridir. İnovasyon ve yenilik yapmak, gelişmek, değer yaratmak artık bir lüks ya da seçenek değil, şirketlerin olmazsa olmazlarından biridir. Aksi takdirde ayakta kalmanız, her geçen gün zorlaşan rekabet şartlarında mücadele etmeniz mümkün değildir. Yurt içi ve yurt dışında düzenlenen fuarların firmanız için öneminden bahseder misiniz? Fuarlarda müşterilerimizle buluşup onları dinleme imkânımız oluyor. Ayrıca yeniliklerimizi tanıtıyor ve çözümlerimizi sunuyoruz. Fuarlar, potansiyel müşterilerle de direkt temas kurduğumuz ve ürün ve çözümlerimizi anlatma imkânı bulduğumuz önemli bir platformdur. Katıldığımız önemli fuarlara arasında MAKTEK, Win gibi makine fuarları ile Marble gibi doğal taş fuarlarını örnek verebilirim. Benzer platformda fuarlara yurt dışında da bazen Rösler Kromaş olarak direkt biz, bazen de oradaki bayililerimizle birlikte katılıyoruz.


Hadımköy’de yeni bir yatırımınız olacak. Yeni fabrika Rösler Kromaş’a neler kazandıracak? Rösler Kromaş olarak uzun vadeli stratejik planlar yapıyoruz. Bunlar 2025 yılına kadar uzanan planlar. Fakat bizim öncelikle kısa vadede Türkiye’nin yüzey işlem teknolojileri konusunda lider firması olma hedefimiz var. Müşterilerimize değer yaratan, beklentilerini aşarak karşılayan ürün ve çözümler sunan firma olma gayreti içerisindeyiz. Bu çerçevedeki en önemli yatırımlarımızdan biri, Hadımköy’de kuracağımız yeni fabrikamız olacak. Arazinin alımı yapıldı, üzerine 20 bin metrekarelik kaplı alan inşa edebileceğimiz iyi bir sanayi arazisi olduğunu söyleyebilirim. Bizim de içerisinde olacağımız sanayi bölgesinin altyapı çalışmaları ise henüz yeni tamamlandı. Bu nedenle bizim projelendirme ve inşaat çalışmalarına başlamamız da bu yılın ortalarını bulacaktır. Hedefimiz 2018 sonu 2019 başında tesisimizi hizmete açmak. Kromaş için “Kalite” nasıl bir yerde duruyor? Bu kavrama nasıl bir pencereden bakıp, nasıl değerlendiriyorsunuz? Kalite kavramını nasıl algıladığınız, ürünlerinize ve müşterilerinize nasıl yansıttığınız çok önemli. Kalite dediğimizde biz, tedarikçimizden müşterimize sevkiyata kadar olan zincirin tüm halkalarının ürettiği parça, ürün ve hizmetin öneminin anlaşılması ve ortaya çıkan ürünün beklenen fonksiyonları karşılamasını anlıyoruz. Kaliteyi içselleştirmek, süreçlerin içerisine entegre etmek, kalite bekçileri değil gönüllüleri yetiştirmek, üretirken yaratılan değerin farkında olunmasını sağlamak hedeflerimizden biri. Biraz da insan kaynaklarınızdan söz edelim. İK stratejiniz nedir? Çalışanlarınıza nasıl yatırımlar yapıyorsunuz? Çalışanlar yani entelektüel sermaye bizim en önemli kaynağımızdır. Onların gelişim ve eğitimleri, yaratacakları değer ile birebir ilişkili olması itibarıyla da ayrıca önemlidir. Özellikle dış kaynaklı eğitimlere 2015 ve 2016 yıllarında önemli bütçeler ayırdık. Daha yetkin ve donanımlı çalışanların hem motive olacakları hem de şirketlerine daha fazla değer katacaklarının farkındayız.

Türk makine sanayisinin gelişimini nasıl değerlendirirsiniz? Sizce 2023 hedeflerine ulaşabilecek miyiz? Türk makine sektörü 1990’lı yıllarda önemli bir atakla Avrupalı muadillerini yakaladı hatta birçok ülkeyi geçti. Fakat son 10 yılda makine ve teknoloji üretimi yerine biraz fazla inşaat ve enerji alanına odaklanıldı. Makine üreticileri bu anlamda biraz yalnız kaldıklarını düşünmeye başladı. Makine üretimi, bir ülkenin gelişme yolundaki en önemli gücüdür. Ülke olarak teknolojik üretim adına bir hamle yapmaya ihtiyacımız var. 1990’lı yıllardaki makine üretim hamlesini bu kez teknolojik ve katma değerli makine üretim hamlesine çevirmek durumundayız. Almanya’nın en önemli gücü ve dünyadaki söz hakkı büyük oranda teknoloji üretimine bağlıdır. Bizim de daha akılcı politikalarla Türkiye’yi yeni döneme hazırlamamız gerekiyor. Yüzey işlem sektörünün geleceği ise son derece açık. Bunu sektörün büyüme oranlarından da görüyorsunuz. Türkiye’de her yıl yüzde 5 ve üzeri büyüyen bir sektörden söz ediyoruz. Avrupa kısmen bu anlamda daha doymuş bir pazar olsa da orada da medikal, üç boyutlu baskı, savunma ve havacılık alanlarında yeni teknolojiler ve beklentiler nedeniyle yeni pazar ve potansiyel alanlar oluşuyor.

“TÜRKİYE’NİN YÜZEY İŞLEM TEKNOLOJİLERİ KONUSUNDA LİDER FİRMASI OLMA HEDEFİMİZ VAR. MÜŞTERİLERİMİZE DEĞER YARATAN, BEKLENTİLERİNİ AŞARAK KARŞILAYAN ÜRÜN VE ÇÖZÜMLER SUNAN BIR FİRMA OLMA GAYRETİ İÇERİSİNDEYİZ.”

DR. TAYFUN SIĞIRTMAÇ KİMDİR? ✓ Uludağ Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nde lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimlerimi tamamlayan, ✓ İş hayatına 1998 yılında Durmazlar Makine’de başlayan ve dokuz yıl bu firmada Ar-Ge bölümünde tasarımcı ve yönetici olarak görev alan Dr. Tayfun Sığırtmaç, ✓ Aktaş Holding’te dört yıl Teknik Grup Müdürlüğü ve ardından 3,5 yıl Coşkunöz Holding’de Ar-Ge ve Teknoloji Grup Müdürlüğü görevlerinden bulundu. ✓ Tayfun Sığırtmaç, 2014 yılından bu yana da Rösler Kromaş’ın Genel Müdürlük görevini yürütüyor.

41


kapak

GERİDE KALAN YILDA DA DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDA DÜZENLENEN PRESTİJLİ FUARLARIN EN GÜÇLÜ KATILIMCILARINDAN BİRİ OLAN TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ, 2010-2016 DÖNEMİNDE SÜRDÜRDÜĞÜ BAŞARILI TANITIM STRATEJİSİYLE, TÜRK MAKİNESİ VE ÜRETİCİLERİNİ DÜNYA İLE BULUŞTURMAYA DEVAM ETTİ. TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ, ETKİN ÇALIŞMALARI SONUCUNDA ALMANYA BAŞTA OLMA ÜZERE ABD, İTALYA VE UZAK DOĞU PAZARLARINDA DÜZENLENEN ULUSLARARASI SEKTÖREL FUARLARDAKİ GÜCÜNÜ KATLAYARAK ARTIRDI.

42


43


kapak HANNOVER MESSE 2006 yılında 101 Türk firması 2 bin 202 metrekare stant alanı ile fuara katılmıştı. 2016 yılında 140 Türk firması ve 5 bin 221 metrekare stant alanına ulaşıldı. 2017 yılı için 140 Türk firması 6 bin 500 metrekare stant alanı rezervasyonu yaptırdı. 10 yılda fuara katılan Türk firma sayısı yüzde 39, stant alanı ise yüzde 195 arttı.

TÜRK MAKİNE SEKTÖRÜ, 2023 YILI İHRACAT HEDEFLERİNİN YÜZDE 20’SİNİ OLUŞTURACAK 100 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT HEDEFİNE YÖNELİK STRATEJİLERİNDEN TAVİZ VERMİYOR. 2012’DE SEKTÖRÜN HEDEF PAZARLARINA YÖNELİK SEKİZ YURT DIŞI FUARA KATILAN TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ, 2013’TE 11, 2014’TE 13, 2015 YILINDA 16 VE 2016 YILINDA İSE 11 ÜLKEDE TAM 20 PRESTİJLİ FUARA KATILARAK TÜRKİYE’NİN BÜYÜME MAKİNESİNİ DÜNYAYA TANITTI.

44

M

EuroBLECH, Almanya

oment Expo’nun 98’inci sayısında, makine üreticilerinin, özellikle KOBİ ölçeğindeki firmaların sınırlı yurt dışı fuar katılımlarına değinmiş ve ticari fuarlara katılım konusunda nasıl hızlı olunabileceği, hazırlık aşamasında neler yapılması gerektiğine ilişkin hap bilgiler içeren bir araştırma dosyasının okuyucularımızla paylaşmıştık. Gerçekten de uluslararası sektörel fuarlar, yeni teknolojiler ve üretim eğilimlerini belirleyen, küresel iş ortaklarını bir araya getirerek yeni ticaret hacimleri oluşturan, paralel etkinliklerde aktarılan bilgilerle sektör hafızasını güçlendiren küresel buluşmalar olarak önem arz ediyor. Bu doğrultuda, Türk makine sektörü de, 2023 yılı ihracat hedeflerinin yüzde 20’sini oluşturacak 100 milyar dolarlık ihracat hedefine yönelik stratejilerinden taviz vermiyor. 2012’de sektörün hedef pazarlarına yönelik sekiz yurt dışı fuara katılan Türkiye’nin Makinecileri, 2013’te 11, 2014’te 13, 2015 yılında 16 ve 2016 yılında ise 11 ülkede tam 20 prestijli fuara katıldı. Fuar organizasyonlarındaki sponsorluk çalışmalarıyla Türk makine sektörünün görünen yüzü olmayı sürdüren ve bu fuarları ziyaret eden 10 binlerce ziyaretçinin görsel hafızalarında “güçlü” Türk makinesi algısının oluşmasında pozitif katkı sağlayan Türkiye’nin Makinecileri, diğer yandan fuarlara katılan Türk üreticilere sağladığı manevi desteklerle de sektörün arkasında durmaya devam etti. Türkiye’nin Makinecileri, küresel

Hannover Messe, Almanya

fuarlarda aynı zamanda bölgesel iş birliklerine yönelik adımlar atmaya devam ederken, kimi zaman ikili kimi zaman da sektörel buluşmalar organize ederek, yerli üreticilerin çözüm merkezi olmayı sürdürdü. FUARDAN ÇOK DAHA FAZLASI Bilindiği üzere, küresel fuarların doğuşu ve dünya ticaretinin merkezi olması, 18’inci yüzyıldaki ilk Sanayi Devrimi ile yakından ilişkili. Sanayi Devrimi, sadece ulusların üretim kapasitelerini artırmakla kalmadı; beraberinde yaşanan küresel ulaşım ağındaki iyileşmeler-


le malların dolaşımı hızlandı ve küresel ihracatın artışıyla uluslararası ticaret devasa bir genişleme sürecine girdi. Ticari fuarlar ise küresel ticaretin buluşma noktaları ve bu genişleme sürecinin en önemli aktörleri olarak önemini korumaya devam ediyor. Özellikle Dünya Savaşları sonrasında yıpranan küresel ekonominin toparlanmasında da öne çıkan fuarlar, ticareti geliştirmek amacıyla alıcı ve satıcıları bir araya getirerek, devasa iş hacimleri yaratmaya devam ederken belirli bir konuya yönelik sektörel fuarlar ise katılımcı firmalara talebi doğrudan, kısa sürede

ve en etkili biçimde yakalama imkânı veriyor. Böylece hem satış hem de tanıtım açısından önemli kazanımlar elde edilmesini sağlayan fuarlar, son yıllarda daralan küresel ticaret hacmi ve eş zamanlı olarak artan rekabet nedeniyle firmaların dinamik, esnek, yaratıcı, uyumlu ve dünyayı takip ediyor olmaları zorunluluğunda çok önemli bir çözüm noktası oluyor. Çünkü az önce de ifade ettiğimiz gibi fuarlar sadece satıcı ve alıcıları bir araya getirmekle kalmıyor, paralel olarak güncel bilgi akışını da sağlayarak, son teknolojik yenilikler ve sektörlerin üretim eğilimleri hakkında

45


kapak

“FUAR KÜLTÜRÜMÜZ GELİŞMELİ”

IFAT EURASIA Türkiye’nin Makinecileri’nin 2016 yılında ilk kez katıldığı IFAT Fuarı, su, arıtma ve geri dönüşüm alanlarında önemli bir alt sektör fuarı niteliği taşıyor. Türkiye’nin Makinecileri, fuara ilk yıl güçlü bir şekilde katılırken, Türkiye’den toplam 81 firma IFAT Fuarı’nda ürünlerini sergiledi; Türkiye, bu katılım sayısı ile fuardaki en güçlü 10’uncu ülke oldu.

Ahmet YILMAZ Türkiye’nin Makinecileri Almanya Danışmanı

“Almanya’daki fuarlarda belki diğer milletlere göre önemli artılara sahibiz ama fuarın ev sahibi ülke olması itibarıyla Alman katılımcılarla karşılaştırılırsak, eksiklerimiz hala fazla. Fuar ön hazırlıkları, fuar dönemi ve sonrası olmak üzere üç evrede yapmamız gerekenleri bir bütünlük içinde maalesef yapamıyoruz. Konu sadece fuarda stant açmak değildir. Öncesinde ürünlerinizi potansiyel müşterilere bir davet ve randevulaşma yöntemiyle tanıtmanız, fuarda olduğunuzu bildirmeniz gerekli. Ürün grubunuzla ilgili olarak rakiplerinizin fuarda varlığını ve neyi nasıl sergilediklerini incelemeniz bir zorunluk. Bazı katılımcılar fuarda sadece kendi stantlarında vakit geçiriyor, oysa fuarlar rakiplerin, trendlerin de takip edildiği alanlardır. Bir diğer husus; fuar süresince devam eden çok önemli seminer, konferans ve workshopları takip etmiyoruz. Oysa bunlar, önemli ticari tecrübelerin paylaşıldığı platformlardır.”

46

IFAT EURASIA, Almanya

da katılımcılara çok değerli hap bilgiler aktarıyor. Bu yönüyle fuarlar, bir taşla birkaç kuşun vurulabileceği, firmalar açısından son derece önemli mecralar olarak önem taşımaya devam ediyor. 1980’Lİ YILLARDA DÜNYAYA AÇILMAYA BAŞLADIK Türk firmalarının uluslararası fuarlara yoğunluklu olarak katılımları, Türk sanayisinin büyük bir dönüşüm yaşadığı 1980’li yıllarda gerçekleşmeye başladı. Duayen sanayiciler iyi hatırlayacaktır: Çat pat yabancı dil bilgisiyle ve yol iz bilmeden gidilen bu fuarlarda Türk sanayicisinin edindiği deneyimler, öğrenilen pazarlama stratejileri ve kurulan iş ilişkileri, Türk makine sektöründe ciddi bir devinim yarattı ve Türk makineleri dünya pazarlarında kendisine yer edinmeye başladı. İhracatta uzun ve yorucu çabaların karşılığı, her geçen yıl artan satış rakamlarıyla alınıyor ama bir yandan çetin küresel rekabet diğer yandan sektörün önündeki hedefler, daha çok çalışmayı, daha çok üretmeyi ve daha fazla ihracatı da zorunlu kılıyor. Bu anlamda Türkiye’nin Makinecileri de yıllar içerisinde sürekli daha fazla pazarda daha fazla yer almaya ve Türk makinesinin gücünü küresel alıcılara sergilemeye çalışıyor. İLK HEDEF ALMANYA Türkiye’nin Makinecileri’nin ilk hedef pazarı, elbette Almanya. Dünyanın en büyük makine üreticilerinden ve tabii ki ihracatçılarından biri olan Almanya, diğer yandan fuar kültürünün de küresel merkezlerinden biri konumunda bulunuyor.

Almanya’da her yıl, makine ve alt sektörlerine yönelik onlarca küresel fuar düzenlenirken, Türkiye’nin Makinecileri de bu fuarlara özel önem vererek katılıyor, sponsorluklar ve tanıtım faaliyetleriyle fuar ziyaretçilerinin görsel hafızlarında güçlü Türk makinesi algısını oluşturmak için çalışmalarına devam ediyor. Bu doğrultuda, sadece 2016 yılında BAUMA MÜNİH 2007 yılında 59 Türk firması 4 bin metrekare stant alanı ile fuara katılmıştı, 2010 yılında 88 Türk firması ve 7 bin 900 metrekare stant alanına, 2013 yılında 125 Türk firması ve 11 bin 500 metrekare stant alanına, 2016 yılında ise 142 Türk firması ve 12 bin 300 metrekare stant alanına ulaşıldı. 10 yılda fuara Türk katılımcı firma sayısı yüzde 140,6 arttı.


“10 YILDA YÜZDE 195’LIK ARTIŞ”

Alexander KÜHNEL Hannover Fairs Turkey Fuarcılık Genel Müdürü Hannover Messe, Almanya

Almanya’da düzenlenen dokuz prestijli fuara katılan Türkiye’nin Makinecileri de 2016 yılında dünya genelinde katıldığı fuarların neredeyse yarısını Almanya’ya ayırdı. Her biri birer küresel buluşma olan bu fuarları bir sıralamaya koymak da doğru değil aslında. Çünkü söz konusu fuarların hepsi yüzbinlerce alıcı ve satıcıyı buluşturmalarının yanı sıra alt sek-

CEMAT, Almanya

törler bazında da çok önemli buluşma noktaları konumunda. Yine de isimlerini anmamız gerekirse, 2016 yılında Türkiye’nin Makinecileri, ilk olarak 2327 Şubat’ta Düsseldorf’da düzenlenen METAV Fuarı’na katıldı. Ardından 11-17 Nisan tarihlerinde Münih’te düzenlenen Bauma Münih’te boy gösteren Türkiye’nin Makinecileri, hemen bir hafta sonra, 25-29 Nisan tarihlerinde ise Hannover Messe Fuarı’na katıldı. 31 Mayıs-3 Haziran tarihleri arasında bu kez CEMAT Fuarı için yeniden Hannover’de bulunan Türkiye’nin Makinecileri, aynı tarihlerde Münih’te açılan IFAT Eurasia’yı da ihmal etmedi. 21-24 Haziran tarihleri arasında Münih’te düzenlenen Automatica Fuarı ve 1317 Eylül tarihleri arasında Hannover’de düzenlenen AMD Fuarı’na da katılan Türkiye’nin Makinecileri; 19-26 Ekim tarihleri arasında Düsseldorf’ta düzenlenen K Fuarı ve 25-29 Ekim tarihleri arasında yine Hannover’de düzenlenen EuroBLECH ile yılı sonlandırdı. “ALMANYA’DA ÇOK İYİ KONUMDAYIZ” Türkiye’nin Makinecileri Almanya Danışmanı Ahmet Yılmaz, Almanya’daki fuar kültürünü değerlendirirken, Almanya denildiğinde iki ana sektörün akla geldiğini ve bunların da otomotiv ile makine olduğunu söylüyor. Hatta insanların Almanya’ya ilk gidiş sebebinin, küresel olarak çoğunlukla “fuar ziyareti” olduğunun altını çizen Yılmaz, “Fuar konusunda Almanya’nın tecrübesi oldukça fazla. Zaten küresel anlamda büyük önem ihtiva eden fuarlar da Almanya’da düzenleniyor. Tarihsel olarak çok geçmişine gitmeden dikkat çeken

“Türkiye; Almanya endüstri fuarlarında önemli katılımcı ülkelerden biri olarak öne çıkıyor. Örneğin Türkiye, EuroBLECH fuarında 2012’de 63 olan katılımcı sayısını 2014’te 84’e, 2016 yılında 92’ye çıkararak Almanya, İtalya ve Çin’in ardından dördüncü büyük katılımcı ülke oldu. İmalat yan sanayi fuarı olarak tanınan Hannover Messe’de de benzer şekilde Türkiye öne çıkan ülkeler arasında yer alıyor. Gerek katılımcı ve ziyaretçi sayıları gerekse de düzenlenen milli katılım organizasyonu ile Türkiye imalat sanayisindeki gücünü etkili bir şekilde gösteriyor. Öyle ki son senelerde ev sahibinden sonra katılımcı ülkeler listesinde dördüncü veya beşinci sırada yer alıyor. 2006 yılında Türkiye’den 101 katılımcının 2 bin 202 metrekare alanda katıldığı fuarda, 2016 yılında 140 firma 5 bin 221 metrekare ile yer aldı. 2017 Nisan ayında düzenlenecek Hannover Messe 2017 için ise bugün itibarıyla 6 bin 500 metrekarede 140 katılımcı mevcut.”

47


kapak

“ABD’DE BAŞARI ZOR DEĞİL”

EUROBLECH 2012 yılında 63 Türk firması fuara katılım gösterdi. 2014’te bu rakam 88’e, 2016’da ise 93’e ulaştı. Dört yılda fuara katılımcı firma sayısı yüzde 48 arttı.

Fatih BARK Atlas Expo Kurucusu

“ABD pazarını iyi inceleyen, bu pazarı gerçekten hedefleyen Türk firmaları ABD fuarlarında yeterli olumlu etkiyi yakalıyor. Ancak sadece deneme amacıyla fuarda bulunan, makine/ ürün getirmeden info stant ile fuara katılan firmalar ve sadece bir kez yer alan firmalar umduklarını bulamıyor. Ayrıca ABD uzun süredir Ekonomi Bakanlığı’nın hedef pazar listesinde de yer alıyor. Dolayısıyla firmalar bu ülkede katıldığı fuarlardan yüzde 70 oranında iade alabiliyor. Bu, çok teşvik edici ve katılımı artıran bir argümandır. ABD fuarları bu yönüyle de değerlendirilirse, makine üreticilerimiz açısından ABD’nin uzak ama katma değerli bir pazar olacağı görülecektir. Elbette ABD pazarı ve bu pazarın dinamiklerine hazırlıklı olan firmalar burada başarıya ulaşabilir.”

48

EuroBLECH, Almanya

bir hususu belirtmek isterim: Fuarlar, tarihsel olarak Almanya yöresel kalkınma modelinde kullanılan en önemli enstrümandır. Bu nedenle Almanya’nın hemen hemen belli büyüklükteki her kentinde bir fuar alanı görebilirsiniz. Örneğin hem Almanya hem de dünya açısından en önemli fuarlardan biri olan Hannover Messe Fuarı, Almanya’nın kartviziti niteliğindedir. Bu fuarda teknolojinin son ürünlerinin sergilenmesi yanı sıra küresel boyutta hangi teknoloji ve ticari trendlerin yaşanacağını izlemeniz de mümkündür. Örneğin, son dönemlerin moda tabiri olan Endüstri 4.0 ilk defa Hannover Messe Fuarı’nda geniş kitlelerle buluşmuştur. Hannover Messe Fuarı’nın makine sektörü açısından da anlamı oldukça büyüktür. Kısaca Almanya’da fuar düzenlenmeyen bir zaman dilimi yok gibidir” değerlendirmesinde bulunuyor. Ahmet Yılmaz, Almanya’da düzenlenen makine fuarlarına Türk makine üreticilerinin uzun bir süre sadece yeni makineleri görmek ve olası durumda bunları satın almak için katıldıklarını anımsatırken, sektörün Türkiye’deki gelişimine

paralel olarak makine üreticilerinin ürünlerini fuarlarda sergilemelerine tanık olduklarını ifade ediyor. “25 yıldır fuarları aktif olarak takip eden biri olarak söyleyebilirim ki, gelinen nokta oldukça pozitif. Eskiden tüm fuarda 5-10 Türk katılımcı firma görür iken, şimdilerde artık ya sayısal olarak ikinci büyük katılımcı ülke ya da hacimsel olarak ikinci ya da üçüncü büyük ülke konumuna geldik” diyerek devam eden Yılmaz, “Geçmişte fuarlarda sergilenen ürünlerimiz, stantlarımızın dizaynı, dağıtılan broşürlerin hali, stant personeli hakkında genel durumumuzu hatırlarsak, yüzümüzde gülümseme ve tebessüm eksik olmayacaktır. Çünkü birçok şeyimiz amatörceydi. Bugün ise fuarlardaki ürün çeşitliliğimiz ve bunların sergilendiği modern stantlarla oldukça iyi bir konuma ulaştık” diyor. “SATIŞ SONRASI HİZMETLERE ÖNEM VERMELİYİZ” Alman firmaları ve fuar ziyaretçilerinin Türk stantlarındaki ürünleri, çeşitliliği gördük-


“UZUN BİR YOLUMUZ VAR”

Burak Tarkan BAYDAR Messe München Türkiye Temsilciliği Agora Turizm Fuarlar Direktörü

“Türk makine üreticileri yurt dışı fuarlara artan oranlarda katılım gösteriyor olsa da fuar kültürümüz aynı hızda gelişmiyor. Pek çok firmanın fuara yeterli hazırlığı yapmadan geldiğini gözlemliyoruz. Diğer yandan Türkiye’nin Makinecileri çatısı altındaki firmalar, bu disipline olmama sorununu yaşamıyor. Genellikle fuar öncesinde üst düzey irtibatlar yoluyla B2B görüşmeler organize ediliyor ve böylece fuarların verimliliği de artıyor. Türkiye’nin Makinecileri’nin fuarlardaki reklam ve tanıtım faaliyetleri belirgin bir farkındalık yaratıyor. Elbette daha alacağımız çok yolumuz var. Tekrar hatırlatmalıyım ki Makine İhracatçıları Birliği ve Türkiye’nin Makinecileri’nin yurt dışı fuarlara katılım konusunda gösterdiği uzun vadeli stratejiyi firmalarımızın da göstermesi gerekiyor.”

Fabtech Mexico, Meksika

49


kapak

7N

RT 3-

DUSSELDORF/ALMANYA METAL ENDÜSTRİSİ, OTOMASYON VE ÜRETİM TEKNOLOJİLERİ

5

NEW ORLEANS/ABD TARIM MAKİNELERİ

-1

-

11

MÜNİH/ALMANYA İŞ VE İNŞAAT MAKİNELERİ

ON

HA

ZİR

AN

SU BC

AŞKABAT/TÜRKMENİSTAN SANAYİ

MA

27

23

H NIC MU

İS A N

COMM OD I

ŞU

B AT

1

1

9-

BAU MA

SSIC CLA TY

AV ET

B AT

M

ERİ FUARI NL Ü R

ŞU

TÜRK İHRA ÇÜ

TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ 2016 YILI FUAR MARATONU

7-

9

2016 YILINDA

TS

20

LÜL

IM

BIRMINGHAM/İNGİLTERE SANAYİ

17

EY

ULUSLARARASI FUAR KATILIMI

12

EKATERINBURG/RUSYA AĞAÇ İŞLEME, İKLİMLENDİRME

50

TAHRAN/İRAN SANAYİ

DUSSELDORF/ALMANYA PLASTİK MAKİNELERİ

KİM

KİM

19

9E

8

ECH BL RO

-2

5-

6E

-

-2

İM EK

EY 23

20

I AR FU

EU

İ FUARI AY N A

K

TAHRA NS

M RO SP

LÜL

LE

ŞİKAGO/ABD İMALAT TEKNOLOJİ

25

HANNOVER/ALMANYA SAÇ LEVHA İŞLEME TEKNOLOJİSİ


M 30

H A Zİ

-3 IS

6

4-

AY

M 31

MÜNİH/ALMANYA ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ

AY

HANNOVER/ALMANYA İSTİF MAKİNELERİ, İNTRALOJİSTİK, DEPOLAMA

A TIC MA

HA

ZİR A

N

AU TO

MEXICO CITY/MEKSİKA METAL İŞLEME

RAN

C

H A Zİ IS

-3

MA

NİS -

HANNOVER/ALMANYA SANAYİ

AT EM

RAN

IFAT EU

SIA RA

YIS

AN

FAB TE C

H

XICO ME

29

25

-2

4

21

MÜNİH/ALMANYA OTOMASYON VE MEKATRONİK

-1

7E

YLÜL

B AM

13 HANNOVER/ALMANYA METAL İŞLEME

BOLOGNA/İTALYA TARIM MAKİNELERİ

22

ŞANGAY/ÇİN İŞ VE İNŞAAT MAKİNELERİ

-3

A LI

K

A R A LI K

DONESIA L IN O O

AR

-2

1

5K

SIM

KA 9-

MACHI NE T

IND I

E TM AI

3MUMBAI/HİNDİSTAN TEKSTİL MAKİNELERİ

8

IM

A HIN AC

ASI M

BA UM

MA EI

3

HAN NO V

SSE FUARI ME R E

30

KA

S

CAKARTA/ENDONEZYA TAKIM TEZGÂHLARI VE METAL İŞLEME

51


kapak

PLASTIK SEKTÖRÜNDE DÜNYANIN EN ÖNEMLI FUARI OLARAK GÖSTERILEN VE ÜÇ YILDA BIR DÜZENLENEN K FUARI’NA 2016 YILINDA ILK KEZ KATILAN TÜRKIYE’NIN MAKINECILERI, FUAR KAPSAMINDA SÜRDÜRDÜĞÜ TANITIM FAALIYETLERIYLE, ZIYARETÇILERIN BÜYÜK BEĞENISINI TOPLADI. DARALAN KÜRESEL PAZARA RAĞMEN FUARA 110 TÜRK FIRMASININ KATILIMI ISE BIR BAŞKA BAŞARI ÖRNEĞI OLDU.

Bauma China, Çin

52

K Fuarı, Almanya

lerinde şaşkınlık ve takdir duygularını açıkça ifade ettiklerini dile getiren Yılmaz, Alman alıcıların satın almadan önce ilk olarak satış sonrası hizmetler konusuna odaklandıklarını, tam da bu konuda Türk üreticilerin eksik ya da zayıf bir pozisyonda kaldıklarını vurguluyor. “Fuarda bir ürün sergilendiğinde, bunun arka planındaki tüm senaryolar da hazır olmalı. Aksi takdirde belli satışların sürdürülebilir bir ihracat yapısına dönüşmesi zayıf bir ihtimal olarak kalır” uyarısında bulunan Yılmaz, Almanya veya başka bir ülke pazarı ihracat hedefindeyse, pazarlara yönelik kapsam-

lı bir strateji geliştirilmesi gerekliliğinin altını çiziyor ve “Tek başına ürünü fuarda sergilemek yeterli değildir!” diyor. “TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ’NDEN ETKİLİ ÇALIŞMALAR” Hannover Messe Fuarı’nda son 10 yıllık süreçte Türkiye’nin ciddi anlamda bir sıçramaya yaşadığına dikkat çeken Hannover Fairs Turkey Fuarcılık Genel Müdürü Alexander Kühnel, katılımcı sayısında yüzde 40’lık, metrekare bazında ise yüzde 195’lik artışın, Türkiye’nin gelişimini göstermesi açısından sevindirici olduğunu dile getiriyor. Bu süreçte Türkiye’nin Makinecileri’nin yurt dışı fuarlarda gerçekleştirdiği tanıtım çalışmalarının sektöre çok büyük katkı sunduğunu belirten Kühnel, “Mesela, son birkaç yıldır Hannover Messe Fuarı’nda üstlendikleri fuar açılış sponsorluğu ile Türk makine sektörünün tanıtımı adına çok etkili bir adım atmış oldular. Hannover Messe’nin her yıl farklı bir ülke ile ‘partner ülke’ çalışması oluyor. Bazı yıllar Türkiye’nin Makinecileri o kadar etkili reklam çalışması gerçekleştiriyor ki, o yılki partner ülke gölgede kalıyor” diyor. FUAR KATILIMLARINDA YÜKSELEN GRAFİK Almanya’nın güçlü fuar organizatörlerinden Messe München’in Türkiye temsilciliğini üstlenen Agora Turizm’in Fuarlar Direktörü Burak Tarkan Baydar da Türk makine üreticilerinin yurt dışı sektörel fuarlara katılımının son yıllarda yükselen bir grafik sergilediğini söylüyor. Başta Almanya olmak üzere sektörün hedef ülkelerinde düzenlenecek fuarlara katılım taleplerini sürekli olarak aldıklarını ifade


eden Baydar, Messe München’in küresel fuarlarından biri olan Bauma Münih’i ise amiral gemisi olarak adlandırıyor. “İş ve inşaat makineleri sektöründeki fuarlarımız, Türk makine sektörü firmaları tarafından en çok katılımın sağlandığı ve yine ziyaretçi açısından da en çok ilgi duyulan fuarlarımızın başında geliyor. Tabir yerindeyse iş makinesi sektörü fuarlarımız bizim amiral gemimiz diyebiliriz. Sayısal olarak son 10 yıla baktığımızda firmalarımızın katılım grafiğinin en somut örneği Bauma Münih fuarı olacaktır. Sayısal verilerle reel olarak dünyanın en büyük fuarı olan Bauma Münih İş ve İnşaat Makineleri Fuarı’na 2007 yılında Türkiye’den 59 firma katılmış ve toplamda Türk firmaları tarafından 4 bin metrekare alanda sergileme yapılmıştı. Bauma 2016’ya ise Türkiye’den 142 firma katıldı ve toplamda 12 bin 300 metrekare alanda ürünlerini sergiledi” diyerek devam eden Baydar, önemli bir ek bilgi olarak, Bauma 2016 için bekleme listesinde kalan ve yer verilemeyen firma sayısının da 120 olduğunu söylüyor. Baydar, “Bu 120 firma da dahil olsaydı, 262 firma ve 20 bin metrekare ile Bauma 2016’da yer alacaktık. Bu, talep olarak müthiş bir rakam ve bu anlamda 2019 yılı için, bekleme listesinde kalan bu firmalarımıza yer bulabilmek amacıyla çalışmalarımıza şimdiden başladık” diyor. Burak Tarkan Baydar, Bauma Çin’in de benzer şekilde sektör için önemli bir buluşma noktası olduğunu söylerken, 2006 yılında altı olan Türk katılımcı firma sayısının 2016’da 15 firmaya yükseldiğini vurguluyor. Geçmiş yıllarda yabancı alıcı firmaların Türk makine üreticilerini tercih etmesinin çok kolay olmadığını, bunun en büyük sebeplerinden birinin de yabancı ürünlerin kopyalanması ve kalite anlamında Türk ürünlerinin düşük seviyede kalması olduğunu dile getiren Baydar, yıllar içerisinde Türk üreticilerinin sağladığı gelişmelerin de altını çiziyor: “Şimdilerde inovatif ürünler geliştiriyor ve pazara sunuyoruz. Bunu birçok üretici firmamız yaşayarak tecrübe etti. Son 20 yıllık ihracat verilerine baktığımızda, üretici firmalarımızın ciddi anlamda kendini disipline ettiğini ve uluslararası standartları yakaladığını hatta bazı ürün gruplarında çıtayı daha da yükselttiğini görebiliyoruz. Yurt dışında organize ettiğimiz birçok fuarımızda üretici firmalarımızın stantlarına ilginin yoğunluğu oldukça fazla ve bu durumun sürekli artması ülkemiz açısından onur verici bir durum.”

AMB, Almanya

KÜRESEL REKABETE FUAR DESTEĞİ Hem satış hem de tanıtım açısından önemli kazanımlar elde edilmesini sağlayan fuarlar, son yıllarda daralan küresel ticaret hacmi ve eş zamanlı olarak artan rekabet nedeniyle firmaların dinamik, esnek, yaratıcı, uyumlu ve dünyayı takip ediyor olmaları zorunluluğunda çok önemli bir çözüm noktası oluyor. Böylece fuarlar sadece satıcı ve alıcıları bir araya getirmekle kalmıyor, paralel olarak güncel bilgi akışını da sağlayarak, son teknolojik yenilikler ve sektörlerin üretim eğilimleri hakkında da katılımcılara hap bilgiler aktarıyor.

ABD FUARLARINA İLGİ BÜYÜYOR Türkiye’nin Makinecileri’nin son yıllarda öne çıkan bir başka hedef pazarı ise ABD. ABD’de

53


kapak

EIMA, İtalya

TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ’NİN İKİNCİ KEZ YER ALDIĞI EIMA FUARI’NA 2016 YILINDA TÜRKİYE’DEN 81 FİRMA KATILDI. BÖYLECE TÜRKİYE, İTALYA VE ÇİN’İN ARDINDAN FUARA EN FAZLA KATILAN ÜÇÜNCÜ ÜLKE OLDU.

düzenlenen önemli makine fuarlarının Türkiye temsilciliğini üstlenen Atlas Expo Kurucusu Fatih Bark, ABD pazarının önemini, “Avrupa pazarının stabil olması, Orta Doğu pazarlarında yaşanan siyasi ve ekonomik sıkıntılar yeni pazar arayışı içerisindeki Türk makine üreticilerinin gözlerini Amerika kıtasına, özellikle de bu kıtanın lideri ABD’ye çevirmesine yol açtı. 2010 yılına kadar sadece Türk makine sektör devlerinden birkaçının ilgi gösterdiği, özellikle KOBİ ölçeğindeki firmaların çok cesaret edemediği bir pazar olan ABD, son dönemde birçok Türk firmasının hedefinde yer alıyor. Avrupa’daki fuarlara göre daha az şaşaalı ve stant görselleri açıdan daha sönük olan ABD’deki fuarlar, buna

mukabil yine Avrupa’daki fuarlara göre çok daha maliyetlidir. 300 milyonluk nüfusu ve tüketim gücüyle makine üreticilerinin iştahını kabartan bir pazar olan ABD’nin, önümüzdeki dönemde de Türk makine üreticilerinin hedefinde olacağına inanıyorum” sözleriyle anlatıyor. 2012’ye kadar üç-dört öncü Türk makine firmasının katıldığı ABD’deki makine fuarlarına birkaç yılda güçlü bir talep olduğunun altını çizen Fatih Bark, 2015 yılı Fabtech Şikago Fuarı’na 23 Türk firmasının katıldığına işaret ediyor. ABD’deki makine fuarlarının, ülkenin büyüklüğü göz önüne alınarak ve tüm eyaletlere ulaşımı amaçlanarak Şikago, Atlanta ve Las Vegas’ta dönüşümlü olarak düzenlendiği-

IMTS, ABD

Türk İhraç Ürünleri Fuarı, Türkmenistan

54


Lesprom, Rusya

ni de dile getiren Bark, özellikle Şikago’daki fuarların büyük ilgi gördüğünü ve Türk firmalarının da Şikago’daki fuarlara daha fazla rağbet gösterdiğini söylüyor. “KATILIM BEŞ YILDA ALTI KAT ARTTI” Rakamsal olarak da bu iştahın gözlenebileceğini ifade eden Bark, ABD’de düzenlenen makine fuarlarına Türk firmalarının katılımının son beş yılda hızlı bir artış gösterdiğine, 2011’de dört firma ve 720 metrekare ile temsil edilen Türkiye’nin, 2012’de altı firma ve 880 metrekare, 2013’te 11 firma ve bin 240 metrekare, 2014’te 16 firma ve 2 bin 360 metrekare, 2015’te ise 23 firma ve 3 bin 600 metrekare ile ABD fuarlarında yer aldığına dikkat çekiyor. Fatih Bark, Türk makine üreticilerinin ABD’de özellikle Fabtech ve IMTS fuarlarını takip etmeleri gerekliliğini de anımsatıyor ve “Avrupa’daki muadilleri ile kıyaslarsak, Fabtech’i EuroBLECH ile IMTS’yi de EMO ile aynı kategoride değerlendirebiliriz. Her iki fuar da ABD’de oldukça bilinen ve ziyaretçiler tarafından ciddi anlamda takip edilen organizasyonlardır” diyor. Bark, son olarak, ABD pazarının zor ve sabırlı olunması gereken bir pazar olduğunu söylerken, oldukça uzak mesafeden gelen fuar katılımcılarının ABD’li satınalmacılar için ilk etapta soru işaretiyle karşılanabileceğini; katılımcıların “ABD’de temsilciniz var mı, servisi nasıl temin edebileceksiniz” gibi sorularla muhatap olabileceğini hatırlatıyor. Türkiye’nin Makinecileri’nin ABD’de Fabtech

ve IMTS fuarlarında ısrarlı ve düzenli katılımının, Türk makine sektörünün Amerika Kıtası’ndaki bilinirliğini gözle görülür şekilde artırdığına da değinen Bark, “Bu katılımlar ABD’li satınalmacıların gözünde Türkiye’nin bir sanayi ülkesi olduğu izlenimini pekiştirdiğini ifade ediyor.

DÜNYANIN BİRÇOK NOKTASINDA, MAKİNE VE ALT SEKTÖRLERİNE YÖNELİK ONLARCA KÜRESEL FUAR DÜZENLENİRKEN, TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ DE BU FUARLARA ÖZEL ÖNEM VEREREK KATILIYOR, SPONSORLUKLAR VE TANITIM FAALİYETLERİYLE FUAR ZİYARETÇİLERİNİN GÖRSEL HAFIZLARINDA GÜÇLÜ TÜRK MAKİNESİ ALGISINI OLUŞTURMAK İÇİN ÇALIŞMALARINA DEVAM EDİYOR.

ITMA, İtalya

55


ülkelerden BOTSVANA

YÜZÖLÇÜMÜ 581.730 km2

NÜFUS 2.129.000 (IMF, 2015)

ÖNEMLİ ŞEHİRLER Gaborone (Başkent), Francistown, Molepolole, Selibe-Phikwe ve Maun

ETNİK GRUPLAR Botsvana’da yerleşik hâkim topluluk Tswanalardır (Setswana). Her 100 kişinin 80’ini oluşturan Tswanaların yanı sıra Kalanga ve Basarwalar ve düşük yoğunlukta olsa da beyazların yerleşik olduğu da izleniyor.

DİL Ülkede çok az insan (yüzde 2) İngilizce biliyor olmasına rağmen İngiliz Milletler Topluluğu üyesi olması nedeniyle Botsvana’nın resmi dili İngilizcedir.

PARA BİRİMİ Pula 1 Dolar: 10,6 Pula (9 Ocak itibarıyla) CIA The World Factbook ve T.C. Dışişleri Bakanlığı Botsvana Künyesi

56

GERİDE KALAN 2016’DA 50’NCİ BAĞIMSIZLIK YIL DÖNÜMÜNÜ KUTLAYAN BOTSVANA, AFRİKA’NIN EN İSTİKRARLI ÜLKELERİNDEN BİRİ OLARAK DİKKAT ÇEKİYOR. DÜNYANIN EN ZENGİN ELMAS MADENLERİNE SAHİP OLAN BOTSVANA, EKONOMİK BÜYÜMESİNİ DE BU YER ALTI ZENGİNLİLERİNE BORÇLU. BUNUNLA BİRLİKTE İMALAT SANAYİSİ HEMEN HEMEN HİÇ GELİŞMEMİŞ ÜLKENİN MAKİNE İTHALATI, TOPLAM İTHALATININ YÜZDE 7’SİNİ OLUŞTURUYOR.


57


Chobe Milli Parkı

ülkelerden

A

frika’nın az gelişmişliğinin kuşkusuz en büyük nedenlerden biri, Avrupalı ülkelerin kolonizasyon sürecidir. Kimi ülkeler bu süreçte insan kaynakları başta olmak üzere doğal kaynaklarını kaybederken, Avrupalı ülkelerden bağımsızlıklarını kazanan ülkelerin istikrarsızlaştırılması ise Afrikalı ülkeleri uzun yıllar süren sorunlar yumağı içerisinde bırakmıştı. Botsvana, Sahra Altı Afrika ülkeleri içerisinde Güney Afrika’dan sonra en istikrarlı ve en zengin ülkelerden birisi. Botsvana’nın komşularına göre kolonizasyon sonrası-

58

nı hafif atlatması ise temelde geleneklerine bağlı kalarak demokrasiye yumuşak bir geçiş yapmış olmaları ve İngiliz Millerler Topluluğu üyesi olarak “hafif” baskılarla bağımsızlıklarını İngiltere’ye kabul ettirmeleri olarak açıklanıyor. Bu anlamda 1966’daki bağımsızlığın ardından 1967’de keşfedilen elmas madenlerinden elde edilen gelir, Botsvana’da silah ve çatışmalara değil ekonomiye aktarılabilmiş ve ülke, tarihinde hiçbir askeri darbe yaşamadan yarım asrı tamamlayabilmiş. Bilindiği üzere, en az Botsvana’daki kadar yer altı zenginliklerine sahip olan komşu


değiştirebilecek nadir örneklerden biri. Bağımsızlığını elde ettiği dönemde Afrika’nın ve dünyanın en fakir ülkeleri arasında yer alan ülke, 1967’de keşfedilen elmas madenleriyle birlikte hızlı bir büyüme sergilemeye başladı. Yıllar boyunca, elmas ve nikel madenlerinden elde ettiği gelir ile büyümesini sürdüren Botsvana, 2013’te yüzde 10, 2014’te yüzde 3,2 büyüdü. Bu büyüme çizgisi 2015 yılında ise küresel piyasalarda elmas sektöründe yaşanan durgunluk nedeniyle değişti ve ülke ekonomisi yüzde 0,3 oranında küçüldü. “Afrika’nın başarı hikâyesi”, “Afrika mucizesi” ya da “Afrika’nın İsviçre’si” gibi isimlerle anılan, diğer kıta ülkelerine örnek gösterilen Botsvana, istikrarlı bir 50 yılı geride bırakmış olmasına rağmen kalkınmış ülkeler kategorisinde halen alt sıralarda yer alıyor. Bununla birlikte, Botsvana hükümetleri, elmas madenlerinden elde ettiği gelirin büyük kısmını eğitim, sağlık ve diğer altya-

AFRİKA’NIN EN İSTİKRARLI ÜLKELERİNDEN BİRİ OLAN BOTSVANA, 2 MILYON NÜFUSA VE SATIN ALMA PARITESINE GÖRE KIŞI BAŞINA 16 BIN DOLARI AŞAN MILLI GELIRE, 14 MILYAR DOLARLIK DIŞ TICARET HACMINE SAHIP.

Gaborone

ülkelerde sürdürülen yine Avrupa kaynaklı istikrarsızlaştırma ise benzer ekonomik zenginliklerin ya küresel güçlere ya da ülkelerdeki siyasi çıkar gruplarına aktarılmasıyla sonuçlanmış; bu nedenle de Afrikalı ülkeler ekonomik olarak gerilerken Afrika halkları da eğitimsiz ve sağlıksız bırakılmıştı. KITANIN İSTİKRAR ÖRNEĞİ Geride kalan yılda 50’nci bağımsızlık yıldönümünü kutlayan Botsvana, bu çerçevede bir Güney Afrika ülkesi olarak, Afrika’ya yönelik istikrarsızlık ve az gelişmişlik algısını

59


ülkelerden TÜRKİYE BOTSVANA DIŞ TİCARET GÖSTERGELERİ (BİN DOLAR) 2014

2015

2016 (01/09)

İHRACAT

1.885

1.261

2.789

İTHALAT

6

245

9

HACİM

1891

1.506

2.798

DENGE

1.879

1.016

2.780

BOTSVANA EKONOMİSİ NEREDEYSE YARI YARIYA MADENCİLİK VE ELMAS ÜZERİNE KURULMUŞTUR. GSYİH’NİN YÜZDE 40’TAN FAZLASI MADENCİLİK SEKTÖRÜ TARAFINDAN OLUŞTURULUYOR. İMALAT SEKTÖRÜNÜN GSYİH’YE PAYI İSE ANCAK YÜZDE 5 DÜZEYİNDE GERÇEKLEŞİYOR.

60

Kaynak: 1 Aralık 2016 TÜİK verileri

pı yatırımlarına harcayarak sürdürülebilir kalkınma odaklı bir politika izlemeye devam ediyor. Toplam ihracatın neredeyse tamamını maden gelirlerinden elde eden Botsvana, 1966-2006 yılları arasında yıllık ortalama yüzde 9’un üzerinde bir büyüme oranı yakalayarak dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi olmuştu. Böylece en fakir ülkeler grubundan üst-orta gelir ülkeler sınıfına yükselen Botsvana, 1995’te dış yardım alan ülkeler listesinden çıktı ve Uluslararası Para Fonu’nu (IMF) finanse eden bir ülke konumuna yükseldi. Ancak, bir ülkenin millî gelirindeki artışın yüksek olması, tek başına o ülkeyi gelişmiş bir ülke yapmak için yeterli olmuyor. Gelişmiş ülkeler, ekonominin yanı sıra siyasal, toplumsal ve kültürel gelişmeleri de sağlamış olmak zorunda. Diğer yandan ekonomide çeşitliliğin sağ-

lanamamış olması, ülkedeki imalat sektörünün GSYİH’ye payının ancak yüzde 5 seviyesinde kalmış olması da Botsvana’nın karnesindeki eksiler olarak dikkat çekmeye devam ediyor. HEM ZENGİN, HEM FAKİR Yaklaşık 600 bin kilometrekare yüzölçümüne, 2 milyon nüfusa ve satın alma paritesine göre kişi başına 16 bin doları aşan milli gelire; 14 milyar dolarlık dış ticaret hacmine sahip olan Botsvana’nın en önemli sorun başlıkları, gelir dağılımındaki adaletsizliklerden kaynaklanan fakirlik ve nüfusun önemli bir bölümünü etkileyen HIV/AIDS salgınıdır. Botsvana’da resmi tahminler 15 yaşın üzerindeki her altı Botsvanalı’dan birini HIV (+) olduğu yönünde. Bununla birlikte Botsvana, Afrika kıtasında halka ücretsiz antiretroviral ilaç dağıtan ve devlet hastanelerinde ücretsiz HIV testi sağlayan ilk ülke olması açısından da önem arz ediyor. Botsvana çok partili demokratik bir rejime sahip bir ülke. Demokrasi deneyimi ise uzun ve kesintisiz: Bağımsızlığın kazanıldığı 1966 yılından beri seçimler düzenli olarak yapılıyor ve seçim sonuçlarına saygı gösteriliyor. Seçimler sonucu Parlamento üyeleri yenilenirken, iktidar ve devlet başkanı da değişiyor.


İMALAT SEKTÖRÜ ZAYIF Botsvana ekonomisi, az önce de belirttiğimiz gibi yoğunluklu olarak madencilik üzerine kurulmuş durumda. GSYİH’nin yüzde 40’tan fazlası madencilik sektörünce karşılanırken, madenlere karşı küresel talebin durgunluk dönemlerinde bile artıyor olması, Botsvana’nın kömür rezervleri başta olmak üzere diğer madenlerine olan ilgiyi de artırıyor. Bununla birlikte ülkenin elmas ve nikel madenlerinden elde ettiği gelir, ihracatının da neredeyse tamamına yakın bir bölümünü oluşturuyor. Ayrıca Botsvana’nın bakır üretimi ve bugüne kadar hiç değerlendirilmemiş ciddi uranyum rezervlerine sahip olduğunu da söylemeliyiz. Diğer yandan, Botsvana’nın imalat sektörü gelişim gösterememiş durumda. GSYİH’nin ancak yüzde 5’inin üstlenen ve az gelişmiş durumdaki imalat sektöründe tekstil ve hazır giyim sektörü öne çıkıyor. Ülkenin yüzde 70’ini işgal eden Kalahari Çölü ve 120 metreye ulaşan kum tepecikleri nedeniyle tarımsal üretimi çok sınırlı olan Botsvana’da mevsimsel kuraklıklar da tarımsal üretim üzerinde oldukça etkili oluyor. Ancak bu kuraklıklar süresince hiçbir Botsvanalı’nın hayatını kaybetmediğine dair ilginç bir istatistiği de not olarak ekleyelim. Bu çerçevede, Botsvana’da hükümetin, ulusal kalkınma planlarında uygulamaya koymaya çalıştığı iki temel ekonomi politikası olduğu izlenebilir: Bunların ilki ekonomide çeşitlilik yaratmak, diğeri ise iş yaratmak. Ancak yeni sanayilerin gelişmesi için geliştirilmiş bir alt yapıya ihtiyaç olduğundan bunu gerçekleştirmek zorlu bir süreç içeriyor ve ülkedeki inşaat sektörünün sınırlı kapasitesi, bu kalkınma planlarının gerçekleştirilmesini engellemeye devam ediyor. EN BÜYÜK TİCARİ PARTNER, KOMŞUSU GÜNEY AFRİKA Botsvana’nın geçmiş yıllardaki dış ticareti incelediğinde, dış ticaret dengesi açısından dalgalı bir seyir izlendiği görülüyor. 2015 yılında 1,3 milyar dolar değerinde dış ticaret açığı veren Botsvana’nın ihracatında en önemli ürün ise sıkça tekrar ettiğimiz üzere elmastır. 2015 yılında toplam ihraca-

BOTSVANA’YA İSTİKRARI GETİREN TEMEL FAKTÖRLER • Botsvana, aslen koloni dönemi öncesinde de yarı-demokratik bir devlet kültürüne sahipti. Tsvana kabile devletlerinin yöneticileri (kgosi) saygın kişilerdi ve kgosiler, bir arazinin avlanmak için mi, ekip biçmek için mi yoksa ikamet için mi kullanılacağına karar verir; daha da önemlisi kabile içinde veya diğer kabilelerle yaşanan çatışmaları çözerdi. Bununla birlikte kgosiler halkın üstünde değil, onlarla eşit mevkideydi. Kgosi ile halk arasında eşitliği sağlayan en önemli kurum ise Batı’da forum olarak anılan ve siyasi tartışmaların yapıldığı kgotlalardı.

• Botsvana, koloni döneminin en zor günlerinde İngiliz himayesini kabul ederek hem komşu ülkelerin hem de Hollandalı Boerler ve Almanya’nın yayılmacı tehditlerinden korundu. Botsvana, sonraki süreçte de İngiltere ve diğer Batılı devletlerle işbirliğine devam ederek, savaş içeren bir yıkım süreci yaşamadı. • Son olarak Botsvana, yarım asırlık bağımsızlığı süresince hiçbir askerî müdahale tecrübesi yaşamadı. Dolayısıyla ülke, uzun vadeli bir ekonomik büyüme sergileyebildi ve maden gelirleri ülkenin istikrarlı büyümesi için doğru kullanılabildi.

tın yüzde 80’ini elmas üstlenirken, ikinci sırada en çok ihraç edilen ürün ise bir başka maden olan nikel ve ürünleri oluşturuyordu. Botsvana’nın ihraç ettiği diğer ürünler arasında öne çıkanlar ise bakır cevheri, kablolar, sığır eti, karbonat ve tuz olarak sıralanıyor. Botsvana’nın en çok ithal ettiği ürünler arasında, işlenmek üzere ülkeye gelen elmaslar yine ilk sırada yer alıyor. 2015 yılında iç piyasada işlenmek üzere 2,9 milyar dolar değerinde elmas ithal eden Botsvana, ikinci sırada petrol ve türevleri, üçüncü sırada ise 84’üncü fasıla dâhil olan makine ürünlerinin ithalatını yoğun olarak gerçekleştiriyor. Botsvana’nın ithal ettiği makine ürünlerinin toplam ithalattaki payı ise halen yüzde 7 seviyelerinde gerçekleşiyor. Ülkenin toplam ihracatında Belçika, Güney Afrika ve Hindistan ilk üç sırayı paylaşırken, ithalattaki en güçlü ilk üç ülke ise Gü-

BOTSVANA İTHALATINDA MAKİNE SEKTÖRÜNÜN KATKISI (MİLYON DOLAR)

Kaynak: www.trademap.org (BM İstatistik Bölümü verileri) 2014

2015

BOTSVANA’NIN TOPLAM İTHALATI

7.800

7.600

BOTSVANA’NIN MAKİNE İTHALATI

563

537,2

7.200

7.000

BOTSVANA’NIN TOPLAM İTHALATINDA MAKİNE SEKTÖRÜNÜN PAYI (%)

BM İSTATİSTİK BÖLÜMÜ VERİLERİNE GÖRE TÜRKİYE, BOTSVANA’NIN MAKİNE İTHALATINDA 2015 YILINDA 27’NCİ SIRADA YER ALDI.

61


ülkelerden Bu rakam, 2014’e göre iki ülke arasındaki makine ticaretinde yüzde 68’lik bir kayba da işaret ediyor. Ülkeler açısından Botsvana’nın makine ithalatı incelendiğinde ise 2015’te Zambiya, BAE ve ABD’nin önemli artışlar yaşadığı görülüyor. Bununla birlikte Güney Afrika, 425 milyon dolarlık makine satışı ile Botsvana’nın makine ithalatında lider olmayı sürdürüyor. ABD, 17,1 milyon dolarla listenin ikinci sırasında yer alırken, 2014’e göre ihracatını yüzde 78 oranında artırmış olması dikkat çekiyor. Benzer şekilde BAE’nin Botsvana’ya olan makine ihracatı aynı dönemde yüzde 105 artarken, Zambiya’nın yakaladığı artış oranı ise yüzde 628 seviyelerine ulaşmış durumda. Bu çerçevede Botsvana, 84’üncü fasılda 2015 yılı verilerine göre en fazla 8431 GTİP kodlu “Ağır iş makine ve cihazlarının aksamı, parçaları” ürün grubunda ithalat yaptı. 2015 yılında söz konusu ürün grubunda 69,9 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken, bu rakam 2014 yılında 71,7 milyon dolar olarak gerçekleşmişti. Listenin ikinci sırasında ise 8429 GTİP kodlu “Dozerler, greyderler, skreyper, ekskavatör, küreyici, yükleyici” ürün grubu bulunuyor. Botsvana, 2015 yılında söz konusu kalemde 53,3 milyon dolar değerinde makine ithal ederken, bu ürün grubunda 2014 yılında 59,6 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilmişti. Botsvana’nın 2015’te 84’üncü fasılda en fazla ithalat gerçekleştirdiği üçüncü kalem 8474 GTİP kodlu “Toprak, taş, metal cevheri gibi ayıklama, eleme için makineler” ürün grubu oldu. Söz konusu ürün grubun-

Francistown

ney Afrika, Namibya ve Kanada olarak sıralanıyor. Bununla birlikte 84’üncü fasıla ait ihracatta ilk üç ülke Güney Afrika, ABD ve Zambiya olurken, yine 84’üncü fasıla ait ithalatta Güney Afrika, ABD ve Çin ilk üç sıradaki yerlerini sürdürüyor. BOTSVANA’NIN MAKİNE İTHALATI Botsvana’nın 2015 yılı makine ithalatı bir önceki yıla göre yüzde 4,6 azalarak 537,2 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu dönemde Botsvana’nın başlıca makine tedarikçileri Güney Afrika, ABD ve Çin olurken, Türkiye, Botsvana’nın makine ithalatı gerçekleştirdiği ülkeler içerisinde 27’nci sırada yer aldı: BM İstatistik Bölümü verilerine göre Botsvana, 2015 yılında Türkiye’den 487 bin dolar değerinde makine ithal etti. BOTSVANA’NIN MAKİNE İTHALATINDA BAŞLICA KALEMLER (MİLYON DOLAR - 84. FASIL) GTİP KODU

GTİP ADI

2014

2015

Değişim %

8431

AĞIR İŞ MAKİNE VE CİHAZLARININ AKSAM VE PARÇALARI

71,7

69,9

-2,5

8429

DOZERLER, GREYDER, SKREYPER, EKSKAVATÖR, KÜREYİCİ, YÜKLEYİCİ

59,6

53,3

-10,7

8474

TOPRAK, TAŞ, METAL CEVHERİ GİBİ AYIKLAMA, ELEME İÇİN MAKİNELER

39,5

44,3

12,2

8471

OTOMATİK BİLGİ İŞLEM MAKİNELERİ, ÜNİTELERİ

45,4

38,9

-14,4

8413

SIVILAR İÇİN POMPALAR, SIVI ELEVATÖRLERİ

37,8

30,8

-18,4

8412

DİĞER MOTORLAR VE KUVVET ÜRETEN MAKİNELER

20,5

22,8

11,1

8418

BUZDOLAPLARI, DONDURUCULAR, SOĞUTUCULAR, ISI POMPALARI

22,5

22,3

-0,8

8483

TRANSMİSYON MİLLERİ, KRANKLAR, YATAK KOVANLARI, DİŞLİLER, ÇARKLAR

26,6

19,2

-28

8481

MUSLUKÇU, BORUCU EŞYASI-BASINÇ DÜŞÜRÜCÜ, TERMOSTATİK VALF DÂHİL

19,7

17,4

-11,8

8417

SANAYİ VE LABORATUVAR İÇİN FIRINLAR; ELEKTRİKSİZ

0,4

15,5

3914,7

219,3

202,8

-7,5

563

537,2

-4,6

DİĞER TOPLAM

62

Kaynak: www.trademap.org (BM İstatistik Bölümü verileri)


da 44,3 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken bu rakam 2014’te 39,5 milyon dolar seviyesindeydi. Bu ürün grubu, aynı zamanda, Botsvana’nın makine ithalatında en fazla artış görülen ürün gruplarından biri olması açısından da önem taşıyor. Diğer yandan, Botsvana’nın makine ithalatında genel olarak bir düşüş eğilimi izleniyor. Bu çerçevede en güçlü düşüş ise 8483 GTİP kodlu “Transmisyon milleri, kranklar, yatak kovanları, dişliler, çarklar” ürün grubunda gerçekleşti. Bu ürün grubundaki düşüş, 2015 verilerine göre yüzde 28’e ulaşmış durumda. Benzer şekilde Botsvana’nın makine ithalatındaki en güçlü artış da 8417 GTİP kodlu “Sanayi ve laboratuvar için fırınlar; elektriksiz” ürün grubunda gerçekleşti. Bu ürün grubundaki artış, 2015 verilerine göre yüzde 3914 olarak kayıt altına alındı. Son olarak, Botsvana’nın makine ithalatı genel olarak düşüş eğilimine paralel şekilde toplam ithalat içerisindeki makine sektörü payının da 2014’teki yüzde 7,2 seviyesinden 0,2 baz puanlık düşüşle 2015’te yüzde 7’ye gerilediğini anımsatalım.

CHOBE MİLLİ PARKI Botsvana’nın kuzeybatısında yer alan Chobe Milli Parkı, Afrika katısındaki vahşi hayvanların yoğun oranda bulundukları en büyük yerlerden biri. Botsvana’nın ilk ulusal parkı olan bölge 1967 yılında kurulmuş ve 12 bin kilometrekareye yayılan devasa bir alanı oluşturuyor. Farklı ekosistemlere sahip dört ayrı iç bölgeye sahip olan Milli Park’ta, sayıları 60 bine ulaşan Afrika’daki en büyük fil sürüleri de barınıyor. Filler dışında mandalar, aslanlar, sırtlanlar, zebralar, çitalar, timsahlar, antiloplar, su aygırları ve daha birçok çeşit memeli ve kuş türüne ev sahipliği yapan Chobe Milli Parkı, dünyanın en güçlü vahşi yaşam rezervlerinden biri olmayı sürdürüyor.

KAYIPLARA RAĞMEN PAZARIN POTANSİYELİ DEVAM EDİYOR BM İstatistik Bölümü verilerine göre Türkiye, Botsvana’nın makine ithalatında 2015

63


ülkelerden Kalahari Çölü

ÜLKENİN BÜYÜK BİR KISMI YER YER 120 METREYE KADAR ULAŞABİLEN KALIN KUM TABAKASIYLA KAPLI. BU NEDENLE ÜLKE YÜZÖLÇÜMÜNÜN ANCAK YÜZDE 5’İ TARIMSAL ÜRETİME UYGUN.

BOTSVANA’NIN MAKİNE İTHALATINDA İLK 10 ÜLKE (MİLYON DOLAR - 84. FASIL) ÜLKE

2014

2015

1

GÜNEY AFRİKA

435,3

425,2

-2,3

2

ABD

9,6

17,1

77,9

3

ÇİN

18,0

16,3

-9,5

4

BELÇİKA

10,4

14,4

38,3

5

İNGİLTERE

23,4

10,8

-53,7

6

ALMANYA

18,2

7,9

-56,8

7

HİNDİSTAN

7,7

5,0

-34,3

8

BAE

2,3

4,8

105,1

9

FRANSA

3,2

4,2

33,0

10

ZAMBİYA

0,5

3,8

627,9

27

TÜRKİYE

1,5

0,5

-66,4

34,3

27,6

-19,5

563,0

537,2

SIRA

DİĞER TOPLAM

64

Kaynak: www.trademap.org (BM İstatistik Bölümü verileri)

Değişim %

-4,6

yılında 27’nci sırada yer almıştı. TÜİK verileri de Türk makine üreticilerinin, 2015 yılında yüzde 68’lik kayıpla Botsvana’ya 855 bin dolar değerinde makine ihraç ettiğine işaret ediyor. Türkiye’nin 84’üncü fasılda Botsvana’ya gerçekleştirdiği makine ihracatı içinde ilk sırada 8415 GTİP kodlu “Klima cihazlarıvantilatörlü, ısı, nem değiştirme tertibatlı” ürün grubu yer alıyor. Söz konusu kalemde Botsvana’ya 2015 yılında 611 bin 400 dolar değerinde ürün ihraç edilirken listenin ikinci sırasında bulunan 8422 GTİP kodlu “Yıkama, temizleme, kurutma, doldurma vb. işleri için makine” ürün grubunda ise yüzde 5285’lik artış yaşandığı izleniyor. Türkiye’nin Botsvana’ya makine ihracatındaki en artışın yaşandığı bu ürün grubunda 134 bin 600 dolarlık ihracat gerçekleştirilirken, Türkiye’nin Botsvana’ya makine ihracatında ilk 10 ürün grubu listesinin üçüncü sırasında ise 8432 GTİP kodlu “Tarla, bahçe tarımında, ormancılıkta kullanılan makine, cihazlar” ürün grubu yer alıyor. 2015 yılında söz konusu kalemde 52 bin 500


BOTSVANA EKONOMİSİNİN ANA SEKTÖRLERİ MADENCİLİK Botsvana’da ekonominin yüksek oranlarda büyümesinin temelinde madenlerin önemli bir yeri var. Botsvana, dünyanın en büyük elmas üretici ve ihracatçılarından biridir. Ülkede uzun yıllardan beri elmas, bakır, nikel, soda, tuz ve kömür çıkarılırken, altın madenciliği ise 2004 yılında yeniden başlatıldı. Doğu Botsvana’da bulunan 20 milyar ton olduğu tahmin edilen kömür rezervi ise halen yeterince kullanılamıyor. Francistown’un kuzeyinde, Sua Pan yataklarında da yılda 280 bin ton soda külü; 2005 yılında açılan Mupane’deki ana altın madeninde yılda 3 ton altın çıkarıldığını ekleyelim.

TARIM VE HAYVANCILIK: Ülkedeki tarım sektörü oldukça sınırlı olup daha çok hayvancılığa odaklanılmış durumda. Sığır, keçi ve koyun hayvancılığının yaygın olduğu Botsvana’da çiftçiler, mezbahaların yetersiz fiyatlar tekliflerinden sıkça şikâyet ediyor. Şehirleşmenin artışıyla birlikte tarımdan yavaş yavaş uzaklaşıldığı izlenirken, tarımsal üretimde ağırlıklı olarak mısır, sorgum, darı ve fasulye öne çıkıyor. Kuraklığın olmadığı yıllarda bile ülke ihtiyacının üçte birinden daha az tarım ürünü üretiliyor olması, ülkenin zayıf tarımsal üretimini ifade etmek için önemli bir veri olarak dikkat çekiyor.

SANAYİ:

dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2014’te bu rakam 157 bin 500 dolar seviyesindeydi. Bununla birlikte, Türkiye’nin Botsvana’ya makine ihracatında en yüksek düşüş ise, 8481 GTİP kodlu “Muslukçu, borucu eşyası-basınç düşürücü, termostatik valf dâhil” ürün grubunda yaşandı. Bu ürün grubunda 2015’te yüzde 99,6’lık kayıpla bin 233 dolarlık ihracat yapılırken, 2014’te bu rakam 336 bin 900 dolar seviyesindeydi. 2015’te yaşanan kayıplara rağmen Botsvana pazarının makine sektörü özelinde potansiyel taşımaya devam ettiği de söylenebilir. Türkiye’nin Botsvana’ya toplam ihracatı içerisinde makine ihracatının payının halen yüzde 68 gibi yüksek bir seviyede bulunması, hatta 2014’teki yüzde 58 seviyesine göre 10 baz puan artmış olması, bu potansiyelin en büyük göstergesi olarak dikkat çekmeye devam ediyor. BOTSVANA’NIN MAKİNE İHRACATI Botsvana’nın ülke bazında makine ihracatı ise 2015 yılında yüzde 8,4 kayıpla 69 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu dönemde,

Botsvana’da sanayi üretimi GSYİH’nin sadece yüzde 5’ini oluşturmasına rağmen, kayıtlı iş gücünün sanayi üretimindeki payı yüzde 10 seviyelerine ulaşıyor. Ülkede, ücretlerin nispeten yüksek olması, hizmet alanlarının yetersizliği, kiraların, hizmet ve ulaşım maliyetlerinin yüksek olması ve tüm ham maddelerin ithal edilme zorunluluğu sanayi üretiminin gelişmesini engellerken, küçük tekstil ve hazır giyim sanayisi, Afrika Büyüme ve Fırsat Kanunu (AGOA) çerçevesinde ABD’ye ihracat yoluyla gelişim gösteriyor. Diğer yandan, ülkedeki büyük elmas tedarikçileri de elmas sanayisinin gelişmesi için güçlü bir potansiyel yaratmaya devam ediyor.

TURİZM

Turizm, son yıllarda Botsvana ekonomisi içerisinde giderek daha fazla güç kazanıyor. “Afrika’nın gizli kalmış cenneti” olarak da adlandırılan Botsvana, bitki ve hayvan çeşitliliği açısından Afrika’nın en zengin topraklarına sahip. Dünyanın en büyük kara deltası olan Okavango Deltası, vahşi yaşam alanlarını barındıran ve bu nedenle kıtanın en iyi safari alanlarından biri olarak gösterilen Chobe Milli Parkı, dünyanın en büyük üçüncü şelalesi olan Victoria Şelaleleri’ne geçiş sağlayan gezi rotaları ile ülkenin büyük bölümünü kaplayan ve Afrika’nın en büyük çöllerinden biri olan Kalahari çölü, her yıl artan oranlarda daha fazla turist çekiyor.

ULAŞIM:

Sahra altındaki Afrika ülkeleriyle kıyaslandığında, Botsvana’nın altyapısı, birçok ülkeden iyi durumda. Botsvana, Zimbabve’den Güney Afrika’ya uzanan ve Francistown, Gaborone ve Lobatse şehirlerini bağlayan 640 kilometrelik bir ana demir yolu hattına sahip. Ülkedeki 20 bin kilometreyi aşan kara yolu ağının yüzde 30’u katranlı ve büyük bir kısmı ülkenin doğusunda yer alıyor. Diğer yandan Botsvana, düşük talep nedeniyle sınırlı havacılık hizmeti veren birkaç havaalanına sahip ve günlük uçuşlar Gaborone ile Johannesburg arasında yapılıyor.

65


ülkelerden BM İstatistik Bölümü verilerine göre Güney Afrika, ABD, Zambiya, Namibya ve Zimbabve Botsvana’nın en güçlü ticaret ortakları olurken, Fransa, İngiltere, İspanya, Rusya ve Liberya Botsvana’nın makine ihracatındaki önemli ülkeler olmayı sürdürdü. Bu dönemde Türkiye de 157 bin dolarlık alımla Botsvana’nın makine ihracatında 16’ncı sırada yer aldı. Botsvana, 84’üncü fasıl itibarıyla 2015 yılında, en fazla 8431 GTİP kodlu “Ağır iş makine ve cihazlarının aksamı, parçaları” ürün grubunda ihracat gerçekleştirdi. Bu ürün grubunda 11 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken, 8429 GTİP kodlu “Dozerler, greyderler, skreyper, ekskavatör, küreyici, yükleyici” ürün grubu 10,2 milyon dolarla ikinci, 8412 GTİP kodlu “Diğer motorlar ve kuvvet üreten makineler” ürün grubu 6,5 milyon dolarla üçüncü sırada yer aldı. BM İstatistik Bölümü verilerine göre 2015’te en fazla ihracat artışı yaşanan ürün grubu yüzde 2106 ile 8438 GTİP kodlu “Yiyecek, içecek sanayisinde kullanılan makine ve cihazlar” ürün grubu olurken, en yüksek düşüş de yüzde 76,6 ile 8407 GTİP kodlu “Alternatif, rotatif kıvılcım ateşlemeli, içten yanmalı motorlar” ürün grubunda yaşandı. Bu çerçevede, Botsvana’nın makine ihracatı, toplam ihracat içerisindeki makine sektörü payında 2014’teki yüzde 1 seviyesini 0,1 baz puanlık artışla 2015’te yüzde 1,1’e yükseltti.

Okavango Deltası

TÜRKİYE’NİN BOTSVANA’YA 84. FASIL BAZINDA MAKİNE İHRACATI (DOLAR) GTİP KODU

GTİP ADI

2014

2015

Değişim %

8415

KLİMA CİHAZLARI-VANTİLATÖRLÜ, ISI, NEM DEĞİŞTİRME TERTİBATLI

378.950

611.460

61,4

8422

YIKAMA, TEMİZLEME, KURUTMA, DOLDURMA VB. İŞLERİ İÇİN MAKİNE

2.502

134.671

5282,5

8432

TARLA, BAHÇE TARIMINDA, ORMANCILIKTA KULLANILAN MAKİNE, CİHAZLAR

157.559

52.525

-66,7

8479

KENDİNE ÖZGÜ FONKSİYONLU MAKİNE VE CİHAZLAR

-

18.757

-

8421

SANTRİFÜJLE ÇALIŞAN KURUTMA, FİLTRE, ARITMA CİHAZLARI

5.850

17.523

199,5

8413

SIVILAR İÇİN POMPALAR, SIVI ELEVATÖRLERİ

6.945

10.468

50,7

8424

SIVI, TOZLARI PÜSKÜRTMEYE VE DAĞITMAYA MAHSUS MEKANİK CİHAZLAR

28.843

4.868

-83,1

8487

BU FASILIN BAŞKA YERİNDE YER ALMAYAN MAKİNALARIN AKSAM VE PARÇALARI

282

2.347

732,3

8481

MUSLUKÇU, BORUCU EŞYASI-BASINÇ DÜŞÜRÜCÜ, TERMOSTATİK VALF DÂHİL

336.926

1.233

-99,6

8409

İÇTEN YANMALI, PİSTONLU MOTORLARIN AKSAM VE PARÇALARI

1.973

597

-69,7

177.175

1.124

-99,4

1.097.005

855.573

-22

DİĞER TOPLAM

66

Kaynak: TÜİK verileri


TÜRKİYE’NİN BOTSVANA’YA MAKİNE İHRACATININ TOPLAM İHRACATTAKİ PAYI (MİLYON DOLAR)

Kaynak: www.trademap.org (BM İstatistik Bölümü verileri) ve TÜİK verileri 2014

2015

TÜRKİYE’NİN BOTSVANA’YA TOPLAM İHRACATI

1,9

1,3

TÜRKİYE’NİN BOTSVANA’YA MAKİNE İHRACATI

1,1

0,9

58,2

67,9

TOPLAM İHRACATTA MAKİNE SEKTÖRÜNÜN PAYI (%)

TÜRKİYE-BOTSVANA DIŞ TİCARETİ Türkiye ile Botsvana arasındaki ticari ilişkiler, genellikle çok sınırlı ilerliyor. TÜİK verilerine göre 2002 yılında 242 bin dolar olan iki ülke arasındaki dış ticaret hacmi, 2006’da 93 bin dolara gerilemiş, ancak 2007’de hem ihracat hem de ithalattaki hızlı yükselişle 2,5 milyon dolara yükselmişti. Ardından, hemen ertesi yıl, 2008’den itibaren şiddetli kayıplarla karşılaşan iki ülke arasındaki dış ticaret hacmi, ancak 2012’te yeniden 2 milyon dolar barajına yaklaştı. Halen dalgalı bir seyir izlemekle birlikte, iki ülke arasındaki dış ticaret hacmi, 1 Aralık 2016 tarihi itibarıyla 2,8 milyon dolara ulaşmıştı. Türkiye, Botsvana ile ticaretinde yoğunluklu olarak makine sektörüne ait ürünle-

rin ihracatını yaparken, Botsvana’dan neredeyse sadece elmas ithal ediyor. Türkiye’nin Botsvana’ya gerçekleştirdiği ihracatta ise, az önce belirtildiği üzere, 8415 GTİP kodlu “Klima cihazları-vantilatörlü, ısı, nem değiştirme tertibatlı” ürün grubu, 8422 GTİP kodlu “Yıkama, temizleme, kurutma, doldurma vb. işleri için makine” ürün grubu ve 8432 GTİP kodlu “Tarla, bahçe tarımında, ormancılıkta kullanılan makine, cihazlar” ürün grubu ilk üç sırayı paylaşıyor. Bu çerçevede, 2015’te Türkiyeli ihracatçıların yaşadığı kayıplara rağmen, Türkiye’nin Botsvana’ya toplam ihracatı içerisinde makine ihracatının payının yüzde 68 gibi yüksek bir seviyede gerçekleşmesi, Botsvana’nın makine ithalatını içeren pazarın potansiyel barındırdığı söylenebilir.

BOTSVANA, 84’ÜNCÜ FASILDA 2015 YILI VERİLERİNE GÖRE EN FAZLA 8431 GTİP KODLU “AĞIR İŞ MAKİNE VE CİHAZLARININ AKSAM VE PARÇALARI” ÜRÜN GRUBUNDA İTHALAT YAPTI.

Francistown

67


pozitif

“BAŞARININ ANAHTARI, KARARLILIK VE AZİM” BAŞARININ EN ÖNEMLI ANAHTARLARINDAN BIRININ KIŞISEL INOVASYON OLDUĞUNU SÖYLEYEN ASIL MAKINA İHRACAT VE İTHALAT MÜDÜRÜ SEVDA KILIÇKIRAN, “HER GÜN YENI BIR ŞEY ÖĞRENMEK, YENI DENEYIMLER KAZANMAK VE BUNLARI UYGULAMAK GEREKIYOR. ÖZELLIKLE KADIN OLARAK ÖNÜMÜZDEKI ENGELLERI AŞMAK IÇIN IHTIYACIMIZ OLAN TEK ŞEY KARARLILIK VE AZIM” DIYOR.

68

T

eknik liselerin makine ve makine ressamlığı bölümlerine daha fazla kız öğrenci alınarak staj eğitimlerinde üretimin birçok bölümünde pratik kazanmalarına imkan tanınmasının, ilerleyen süreçte sektördeki kadın çalışan sayısının artmasına zemin hazırlayabileceğini söyleyen Asil Makina İhracat ve İthalat Müdürü Sevda Kılıçkıran, “Ayrıca makine mühendisliği bölümlerinden mezun olanların da teknik bilgileri olmasına rağmen üretim kısmında deneyimlerinin bulunmaması çok büyük bir sorun. Birebir imalatı yönetecek bir idarecinin süreci bilmemesi, çalışanlar tarafından kabul görmesini zorlaştırıyor” dedi. Kılıçkıran, makine sektöründe kadın yönetici ol-

manın zorlu yanları ve avantajlarını Moment Expo okurlarıyla paylaştı. Sevda Kılıçkıran kimdir? Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz? İstanbul’da 1985 yılında doğdum. Kocaeli Üniversitesi İşletme Bölümü’nün ardından İstanbul Üniversitesi Uluslararası İşletmecilik Bölümü’nde yüksek lisans eğitimimi tamamladım. Üniversiteden sonra da eğitim hayatına uzak kalmadım. Dış ticaret ve satış, nöromarketing konularında birçok eğitim programına katıldım. Ayrıca özel ilgim olan NLP ve yaşam koçluğu sertifikalarına da sahibim. Sürekli gelişen ve değişen dünyada bir insanın aynı kalmaması gerektiğine inandığım için fırsat


buldukça kendimi geliştirmeye yeni şeyler öğrenmeye devam ediyorum. İş hayatına nasıl adım attığınızın hikayesini sizden dinleyebilir miyiz? Bugün itibarıyla hangi görevleri üstleniyorsunuz? İş hayatına başlamam aslında çok daha eskilere dayanıyor. Üniversiteye hazırlanırken özel ders vererek para kazanmaya başladım. Üniversiteye başladıktan sonra da okulun yazı işlerinde part-time olarak iki yıl çalıştım. Son sınıftayken iş güvenliği kıyafetleri üreten bir firmanın üretim planlama bölümünde görev üstlendim. Üniversite biter bitmez, babam aile şirketimizde işe başlamam konusunda ısrarcı oldu fakat ben iki ayrı firmada bir yıldan fazla bir süre çalışmaya devam ettim. Sonrasında da Asil Makina’da göreve başladım. Önümüzdeki Haziran ayında sekiz yılımı tamamlamış olacağım. İlk yıllarda muhasebe ve finans ile daha çok ilgilenirken zamanla satış, ithalat ve ihracat işlemlerini de yürütmeye başladım. Firmamızda satın almadan ihracata, insan kaynaklarından finansa kadar her şeyle ilgileniyorum. Babamın da işleri devretmesiyle genel olarak tüm kararları ben alıyorum. Ayrıca dört yıl önce bir firmayı devraldık. Asil Makina olarak üretmediğimiz fakat aynı müşterilere hitap eden ürünleri ithal etmeye başladık. İki ay öncesine kadar ithal ettiğimiz ürünlerin satışını yaptığımız firmamıza, beş adet makine alarak iplik ve dokuma makineleri yedek parçalarının üretimine de başladık.

Yoğun bir iş temposuna sahip makine sektöründeki başarınızı neye borçlusunuz? Severek yapılan her işin sonucunda başarı kazanılacağını düşünüyorum. Başarının en büyük anahtarlarından bir tanesi de kişisel inovasyon. Her gün yeni bir şey öğrenmek, yeni deneyimler kazanmak ve bunları uygulamak gerekli. Genellikle şöyle bir yol izliyorum: Gelecekten beklentilerimi belirleyip, bulunduğum durumdan gelecekte istediğim noktaya ulaşmak için gerekli koşulları planlıyorum. “Olayların sonuçları= kendimiz+başkalarının davranışları ya da durumlar” denklemine inanıyorum. Olayların sonuçlarını değiştirebilmek için, karşımızdaki kişileri değiştiremeyeceğimize göre kendimizi değiştirmek veya iyileştirmek gerekli diye düşünüyorum.

“BIR KADIN ÇALIŞANIN TEKNIK KONULARA ERKEKLER KADAR VAKIF OLABILECEĞI KABUL EDILIP, KADIN ÇALIŞANLARIN DA ERKEKLER KADAR ÜRETIM SÜREÇLERI VE TEKNIK DETAYLARI ÖĞRENMESINE IMKAN TANINMALI.”

Erkek egemen bir sektörde kadın yönetici olmanın zorluklarını yaşıyor musunuz? Firmamızda sekiz yılı geride bıraktım. Çalışanlar tarafından yönetici olarak kabullenilmem ise son dört yıllık bir süreci kapsıyor. Onun öncesinde firmamızın imalat bölümünde bile zaman zaman çalıştım. Çalışan kadın ve erkek personel oranına baktığımızda, kadınların sayısı, erkeklerin yarısı kadar bile değil. Fakat çalışanlarımız, şahsi çabalarımın farkında. Bu yüzden yönetici olarak herhangi bir zorluk yaşamıyorum. Hatta genellikle iş arkadaşlarım takdir edip tavsiyelerde bulunuyor. Hepimiz firmamızı daha ileriye taşımak için çabalıyoruz. En azından firmamız özelinde erkek egemen anlayış kırıldığı için mutluyum.

69


pozitif

“İŞ YERINDEKI HEMCINSLERIME HER ZAMAN ŞUNU SÖYLÜYORUM: ‘ŞU ANKI EĞITIMIMIZ, VE BILGIMIZ FIRMAMIZ IÇIN YETERLI AMA FIRMA OLARAK YAKIN BIR GELECEKTE FARKLI YERLERDE OLMAYI HEDEFLIYORUZ. BU YÜZDEN GELECEK IÇIN HER ZAMAN KENDIMIZI GELIŞTIRMELIYIZ.’”

İş hayatında kadın yönetici olmaktan kaynaklanan problemler yaşadınız mı? Dünyaca ünlü birçok filozof erkeklerin her konuda kadınlardan daha üstün olduğuna dair yazılar yazmıştır. Örneğin Arthur Schopenhauer kadınların, yetişkin birey olan erkekle çocuk arasında bir varlık olduğunu, iyi bir kitap yazamayacağını, ünlü bir ressam olamayacağını, teknik konulardan anlamayacağını savunur. Hatta onların sadece yemek yapmalarını, ibadet etmelerini ve çocuk yetiştirmelerini tavsiye eder. 19. yüzyılın sonlarından 21. yüzyılın başına kadar kadın-erkek ayrımıyla alakalı çok fazla yol kat edemediğimizi düşünüyorum. Kadın olmaktan kaynaklanan problemler hayatımızın her alanında yaşanıyor. Ben şahsi olarak bu konuda çok fazla sorun yaşamadım fakat bunda aile şirketinde çalışmamın etkisi olduğunu düşünüyorum. Ailemin, özellikle de babamın kadının toplumdaki yerine önem veren bakış açısı ve desteği sayesinde daha az sorunla karşılaştım.

Asil Makina’da sizin gibi iyi bir konuma gelmiş başka kadın çalışanlar/yöneticiler var mı? Firmamızda daha öncesinde telefonlara bakıp çay servisi yapan bir arkadaşımız vardı. O dönemde iş yerimizdeki muhasebe sorumlusu ayrıldı. Mutfak işlerinde çalışan arkadaşımız gerçekten çok çalışkan ve azimli birisiydi. Onu muhasebe birimine çektim. İki ay kadar eğitim vererek çalışmalarını denetledim. Gerçekten muhasebe konusunda çok başarılı oldu. Sonrasında kendisini İngilizce kursuna ve bazı dış ticaret ve satış eğitimlerine gönderdim. Şu an yurt dışı satışlar ve dış ticaret operasyonları konusundaki en büyük yardımcım kendisi. İşyerindeki hemcinslerime her zaman şunu söylüyorum: Şu anki eğitimimiz, bilgimiz firmamız için yeterli. Ama firma olarak yakın bir gelecekte farklı yerlerde olmayı hedefliyoruz. Bu yüzden gelecek için her zaman kendimizi geliştirmeliyiz. İş ile ilgili gerçekleştirdiğiniz yurt dışı seyahatlerinizde, makine sektöründe yönetici pozisyonda görev alan bir kadın yönetici olarak nasıl tepkiler alıyorsunuz? Fuarlar ve müşteri ziyaretlerine özellikle ben gidiyorum. Değişik kültürleri tanımak, insanlarla arkadaşlık ve dostluklar kurmak ve satış anlaşmalarını sonuçlandırmak gerçekten çok keyif verici. Öncelikle insanlar karşılarında bir kadın yönetici görünce çok şaşırıyor ve teknik konularda cevap alamayacaklarını düşünüyor. Son olarak katıldığımız INDIA ITME Fuarı’nda bir müşteri makine modelini söyleyip iki parça sordu. Ben de kendisine ürünle alakalı teknik detayları sorunca şaşırdı. Beyefendinin gözlerindeki şaşkınlığı görmek beni çok mutlu etti. Yurt dışı gezilerinde yabancı müşteriler kadar kendi sektörümüzde-

70


ki Türk firmalarının temsilcileri de bazen bu durumu şaşkınlıkla karşılıyor. Tek başıma Mısır’a, Hindistan’a nasıl gidebildiğimi, korkup korkmadığımı soruyorlar. Eğer kendinize güveniyorsanız ve ayrıca donanımınız da varsa bilmediğiniz yerlere bile gitmek hem çok daha kolay oluyor hem de aldığınız tepkiler fazlasıyla keyif veriyor. Erkek egemen bir yapıya sahip makine imalat sektöründe, diğer sektörlere kıyasla sizce neden daha az sayıda kadın yönetici görev yapıyor? Makine imalat sektöründe kadın yönetici sayısının az olmasının en önemli nedeninin, makine veya yedek parçaların imalat bölümlerinde kadın personellerin görev almaması olduğunu düşünüyorum. Ancak yine de imalat dışındaki pozisyonlar ve departmanlarda kadın çalışanlara ürün bilgisi, teknik donanım gibi konularda destek verilirse sektörde kadın yönetici sayısının artabileceğine inanıyorum. Makine imalat sektöründe daha fazla kadın çalışan ve yönetici görmek için neler yapılabilir? Öncelikle teknik liselerin makine ve makine ressamlığı bölümlerine daha fazla kız öğrenci alınmalı ve bu öğrenciler stajlarında erkekler de olduğu gibi üretimin birçok bölümünde çalıştırılmalı diye düşünüyorum. Kız öğrenci stajyerlere işyerinde torna, freze, matkap, tesviye işlemleri yaptırılmıyor. Ayrıca makine mühendisliği bölümlerinden mezun olanların da teknik bilgileri olmasına rağmen üretim kısmında deneyimlerinin olmaması çok büyük bir sorun. Birebir imalatı yönetecek bir idarecinin imalatı bilmemesi, çalışanlar tarafından kabul görmemesine neden oluyor. Bu durum satış aşamasında

da çok değişmiyor. Makine imalat sektörünün nihai ürünlerinin müşterileri, alımlarını ürünlerin teknik detaylarını araştırarak yapıyor. Bu noktada bir kadın çalışanın verdiği teknik bilgiler alıcıları tatmin etmiyor. Bir kadın çalışanın da teknik konulara erkekler kadar vakıf olabileceği kabul edilip, kadın çalışanların da erkekler kadar üretim süreçleri ve teknik detayları öğrenmesine imkan tanınmalıdır. Sektörünüzle alakalı olarak dünyada durum nasıl? Türkiye’de makine sektöründe daha mı az kadın çalışan/yönetici bulunuyor? Türkiye’de tekstil makineleri ve aksesuarları sektöründe benim haricimde çalışan sadece dört kadın yönetici tanıyorum. Onlar da firmaların genellikle sahipleri ve daha çok idari ve finansal konularla ilgileniyor. Şimdiye kadar gittiğim farklı ülkelerdeki fuarlardan ve müşteri ziyaretlerinden çıkardığım sonuç da aynı. Kadın çalışanlar/yöneticiler genellikle firma içerisinde, idari ve finansal konularla ilgileniyor. Durum Türkiye’den çok da farklı değil.

“19. YÜZYILIN SONLARINDAN 21. YÜZYILIN BAŞINA KADAR KADIN-ERKEK AYRIMIYLA ALAKALI ÇOK FAZLA YOL KAT EDEMEDIĞIMIZI DÜŞÜNÜYORUM. KADIN OLMAKTAN KAYNAKLANAN PROBLEMLER HAYATIN HER ALANINDA HER ZAMAN YAŞANDI VE YAŞANMAYA DA DEVAM EDIYOR.”

Diğer kadın çalışanlara ve yöneticilere ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz? Esasen bu soruya sadece makine imalat sektörünü düşünerek değil de genel olarak cevap vermek isterim. Kadınlar olarak hangi sektörde, hangi alanda olursa olsun bizlere inanılıp güvenilmediği için daima ikinci plandayız ve bazı zorluklar yaşıyoruz. Bu durum karşısında kendimize güvenmeli, gücümüze inanmalı ve sürekli olarak kendimizi geliştirmeliyiz. Hedeflerimiz belli ve hedefe ulaştıracak yollarımız planlanmış olmalı. Engelleri aşmak için ihtiyacımız olan tek şey kararlılık ve azim.

71


üçüncü kuşak

“KARİYERİMİ MAKİNE ÜRETME TUTKUSU ŞEKİLLENDİRDİ” AILENIN ÜÇÜNCÜ KUŞAĞINI TEMSILEN FIRMADA GÖREV ÜSTLENMENIN ZORUNLULUK DEĞIL HAYALINI KURDUĞU BIR DURUM OLDUĞUNU VE KARIYERINI DE BU DOĞRULTUDA PLANLADIĞINI SÖYLEYEN YEMMAK PAZARLAMA VE SATIŞ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI HALIL YIRTIMCI, “DEDEM RIDVAN KAVRUK’UN MAKINE ÜRETIMINE OLAN TUTKUSU, IŞINI SEVEREK YAPMANIN NE DEMEK OLDUĞUNU ANLAMAMI SAĞLADI” DIYOR.

72

D

emirin kokusunu, metal işleme seslerini, emek gücünü çok küçük yaşlarda kavradığını söyleyen Yemmak Pazarlama ve Satış Genel Müdür Yardımcısı Halil Yırtımcı, “Rahmetli dedem beni küçükken gezmeye çıkardığında fabrikaya götürürdü. Bisiklete binerken bile fabrikanın içerisinde gezerdim. Dolayısıyla fabrikanın içinde büyüdüm. Üniversite yıllarında hafta sonları şirkete gelip işi öğrenmek için fırsat kolluyordum. O dönemde de şirketimiz sürekli gelişiyor, ben de her geldiğimde bir şeyler görüyor ve öğreniyordum” diyor. Bandırma’da 1985 yılında dünyaya gelen ve

Yeditepe Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladıktan sonra Yemmak’ta sorumluluk üstlenen Halil Yırtımcı, aile şirketinde görev almanın en önemli avantajlarından birinin hızlı karar verebilmek olduğunun altını çiziyor. Türkiye’nin önemli firmalarından biri olan Yemmak Makine’de görev almak bir zorunluluk muydu? Üretiminin içinde olmak size neler kattı? Şirketimiz 1965 yılından bu yana yem sanayisine hizmet veren, ayrıca birçok sektörde endüstriyel proses çözümleri sunan Türkiye’nin


en eski ve köklü kuruluşudur. Aynı zamanda birçok makineyi Türkiye’de ilk defa üreten firmadır. Böyle bir firmanın üçüncü kuşak temsilcileri arasında olmak zorunluluk değil, aksine hayalini kurduğum, bunun için sabırsızlandığım bir durumdu. Ailem tarafından hiçbir zaman baskı görmedim ama sorumluklarımın bilincindeydim ve eğitim kariyerimi bu yönde çizdim. Bu fırsatı genç yaşta yakalamak herkese nasip olmayacak bir durum. Bunu en iyi şekilde kullanmak için gayret gösteriyorum. Üretimin içerisinde olmak, bilgiyi dönüştürme gücüne şahit olmamı sağladı. Bir şeyi sıfırdan üretip çalıştığını görmek çok faklı bir duygu. Hele ki sattığınız makinelerin firmalardaki başarısını görmek, başarılarına teknik katkı sağlamak bizim gibi üreticileri daha çok teşvik ve motive ediyor. Aile şirketinde görev alma serüveniniz nasıl başladı? Şirket içinde hangi görevleri üstendiniz? Rahmetli dedem beni küçükken gezmeye çıkardığında fabrikaya götürürdü. Bisiklete binerken bile fabrikanın içerisinde gezerdim diyebilirim. Dolayısıyla fabrikanın içinde büyüdüm. Demirin kokusunu, metal işleme seslerini, emek gücünü çok küçük yaşlarda kavrama fırsatım oldu. Üniversite yıllarında hafta sonları şirkete gelip işi öğrenmek için fırsat kolluyordum. O dönemde de şirketimiz sürekli gelişiyor, ben de her geldiğimde bir şeyler görüyor ve öğreniyordum. Dedem Rıdvan Kavruk’un makine üretimine olan tutkusu, işini severek yapmanın ne demek olduğunu anlamamı sağladı. Kariyerimi, aile şirketimizi devam ettirme odaklı yönlendirdiğim için üniversite eğitimim sonrasında Yemmak’ta çalışmak için geri döndüm. İlk olarak şirketimizin üretim bölümünde çalışmaya başladım. Makine üretim sürecini detaylıca öğrendikten sonra, yaklaşık iki yıl boyunca satın alma departmanında görev aldım. Bu zaman diliminde sorumluğum ve yetkinliğim artmaya başladı. Şirketle ilgili tüm işleyişi öğrendikten sonra eğitimini aldığım dış ticaret departmanında çalışmaya başladım. Burada da elde ettiğim deneyimler sonrasında bugün itibarıyla Yemmak Yönetim Kurulu Üyesi ve Pazarlama ve Satış Genel Müdür Yardımcısı olarak görevime devam ediyorum. Aile şirketinde çalışmanın zorlukları nelerdir? Aile şirketinde çalışmanın zorlukları da avantajlı tarafları da var. Fakat bu durum birçok firmada farklılık gösterebilir. Aile şirketinde başladığınız kariyerinizde hedeflerinizi, ha-

Çanakkale yolundaki ilk fabrika

yallerinizi göstermek, mücadelenizi şirket ortakları dahil herkese kanıtlayabilmek, her zaman işin en zor kısmıdır. Çevrenizi buna inandırdığınız zaman saygı ve yetki beraberinde gelir. Bizim şirketimizde sınırlar ve yetkiler çerçevesinde özgür çalışma ortamımız olduğu için dezavantaj oluşturabilecek birçok husus avantaja dönüşebiliyor. Sınırların belli olmadığı firmalardaysa sıkıntıların olması kaçınılmaz hale gelebiliyor. Şirket içinde bireylerin fikirlerini dinlemek, özümsemek ve saygı duymak doğru yolu bulmayı sağlar. İş konusundaki fikirlerin sonuna kadar tartışılması çok önemli. Fakat bunu aile ilişkilerinden ayrı tutabilmek daha önemlidir. Profesyonelliğin en önemli noktası da sanırım burası. Aile şirketinde görev almanın avantajlı tarafları hakkında neler söylemek istersiniz? Aile şirketinde görev almanın en önemli avantajlarından birisi hızlı karar verebilmek. Araba kullanırken, akşam evde yemek yerken, sosyal aktivite yaparken bile karar alabiliyorsunuz. Bu kararlar sayesinde, yetkiniz doğrultusunda şirketinizin enerjisini hızlı bir şekilde yönlendirebiliyorsunuz. Bunların haricinde şirketin her departmanında istediğiniz bilgiyi -hatta yerine giderek gerekirse bir süre o bölümde kalarak- hızlı bir şekilde edinebiliyorsunuz. Bu durum da şirket içi adaptasyonunuzu çok hızlı bir şekilde yerine getirmenizi sağlıyor. Küçüklüğümden beri de şirketimizin içinde olmam, hikayesini en yakından öğrenebilme fırsatını bulmam, hedeflerimi oluşturma noktasında önemli bir etken oldu. Sektörde yılların tecrübesini sahip kişilerle aynı masada çalışmak, onları dinleyerek anlattıklarından ders çıkarmak bana ayrıca güven ve motivasyon sağlıyor.

“AILE ŞIRKETINDE BAŞLADIĞINIZ KARIYERINIZDE HEDEFLERINIZI, HAYALLERINIZI GÖSTERMEK, MÜCADELENIZI ŞIRKET ORTAKLARI DAHIL HERKESE KANITLAYABILMEK, HER ZAMAN IŞIN EN ZOR KISMIDIR.”

73


üçüncü kuşak

Firma Kurucusu Rıdvan KAVRUK

“BABAM ‘HER ŞEYI BIR ANDA YAPMAYA ÇALIŞIRSAN HIÇBIR ŞEY YAPAMAZSIN’ DERDI. HAKLIYDI DA. İNSAN ÖNÜNE HEDEF KOYMALI, BU HEDEFLERI YÜKSEK TUTMALI FAKAT BASAMAKLARI TEKER TEKER ÇIKMASINI DA BILMELI.”

74

Fikret YIRTIMCI

Sizden beklentiler hangi düzeydeydi? Ailemizin üçüncü kuşağındaki tek erkek olduğum için tabii ki beklentiler yüksekti. Her ne kadar bunu bana hissettirmemeye çalışsalar da ben de sorumluluklarımın bilincindeydim ve kariyer planlarımı da bu yönde kurgulamıştım. Çalışmaya başladığım yıllarda şirketimizin zaten oturmuş bir yapısı vardı. Bu noktada benden beklenen şirketin kurumsallaşmasını sağlamak ve küresel bir firma olarak uluslararası pazardaki payını artırmaktı. Şu anda enerjimin büyük bir bölümünü bu alanda harcıyorum ve genç nesillere söz konusu alanda profesyonel destek almalarını şiddetle tavsiye ediyorum. Ötelediğiniz hayalleriniz oldu mu? Bir şirkette çalıştığınızda mesainiz bittiği zaman her şeyi ofiste bırakıp evinize gidersiniz. Ama şirket sahibiyseniz ve sorumluluğunuz büyükse; evde, işte, yemekte, tatilde sürekli iş düşünür hale geliyorsunuz. Sanayicilik gömleğini giydikten sonra sosyal hayatınızdan, hobilerinizden zaman zaman feragat etmek zorunda kalıyor-

Halil YIRTIMCI

sunuz. Ama bu durumu sürekli hale getirmenin tehlikeli olabileceğini söyleyebilirim. Hobilerin iş hayatındaki performansınıza bir önemli katkı sağladığını düşünüyorum. Bu sebeple ötelediğim değil ancak yaşamak için zamanını beklediğim hayallerim var. Türkiye’nin makinecilik serüvenini nasıl görüyorsunuz? Nereden nerelere ulaştı, hedefleri neler olmalı? Her şeyden önce Türkiye üreten bir ülke. İhracat hedefli bir politikamız var. Makine sektöründe de çok önemli yol kat ettik. Şu anda bildiğimiz üzere makine ihracatımızın toplam ihracatımızdan aldığı pay yüzde 9’un üzerinde. Son beş yılda makine ihracatımızı yüzde 15 yükselterek artış sıralamasında dünyada üçüncü sıraya yerleştik. Türkiye, ülke olarak markasını kanıtlamış durumda. Yapmamız gereken pazar payımızı artırmak. Devletimizin yönlendireceği teşviklerle de bunu kolaylıkla yapabiliriz. Devletimiz özellikle imalat yapan firmalara verdiği teşvikleri artırarak kapasitelerini yükseltmelerine ve teknoloji ile Ar-Ge bazlı çalışmalara daha fazla destek sağlarsa çok daha büyük işler başarabiliriz. Türkiye’nin jeopolitik konumu ihracatımız için önemli bir avantaj. Son zamanlarda yaşanan döviz kuru dalgalanmaları, siyasi sorunlar birçok hedefi olumsuz etkilese de yatırımlara devam etmeliyiz. Şu anda Türkiye’nin ihracat gerçekleştirdiği en önemli iki pazar, Avrupa Birliği ülkeleri ve ABD. Bunların haricindeki pazarlara yönelik ihracatı artırmak için de teşviklerin fazlalaştırılmasına ihtiyaç var. Gelişmiş ülkelerin makine ihracatının toplam ihracattan aldığı pay yüzde 20 civarında. Bizim de hedefimiz bu olmalı ve yatırımlarımızı buna göre yapmalıyız. Çünkü makine teknoloji ve dolayısıyla gelecek demektir. Geleceği ürettiğimiz sürece de gücümüze güç katmaya devam edeceğiz.


Firmanızın geleceğine yönelik öngörüleriniz neler? Şirketinizi taşımak istediğiniz nokta nedir? Yemmak olarak halihazırda istikrarlı bir şekilde büyümeye, makine portföyümüzü artırmaya devam ediyoruz. Dünyada yem makineleri başta olmak üzere hayvansal atık işleme, biomass, kimya gibi birçok sektöre proses makineleri imal ederek önemli bir konumda yer alıyoruz. Bugüne kadar Türkiye’de ve yurt dışında yüzlerce anahtar teslim fabrika kurduk. Firmamızın esnek yapısı ve kabiliyetleri açısından uluslararası rakiplerimize göre avantajlı bir konumdayız. Üretimimizin yüze 70’ini 33 ülkeye ihraç ediyoruz ve hedefimiz dünyaca bilinen bir marka olabilmek. Doğru yolda ilerlediğimize inanıyorum. Bunun için teknolojik gelişmelere önem veriyor, inovasyonla ilgili çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. TÜBİTAK destekli projemizle Türkiye’de ilk defa ekstrüzyon teknolojisiyle kedi-köpek ve balık yemi üretebilen makinemizi geliştirdik. Bu konuda yurt dışına olan bağımlılığımızı ortadan kaldırdık. Diğer yandan bölgemizde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onaylı ikinci Ar-Ge merkezini kurmak için çalışmalara da başladık. Yatırımlarımızı bu alanlara yönlendirmiş durumdayız. Tüm bunların yanı sıra kurumsallaşmaya yönelik profesyonel destek almaya da devam ediyoruz. İş hayatı dışında kişisel hobileriniz var mı? Yoğun iş temposuna girdikten sonra hobilerime pek fazla zaman ayıramasam da düzenli olarak spor yapmaya devam ediyorum. Spor yaparken dinleniyor dinç hissediyorum. Fut-

bol maçlarını izlemeyi severim. Denize olan tutkumu kaptan olarak devam ettirmek için eğitim almaya devam ediyorum. İş, seyahat, bilim ve teknoloji hakkında kitap, dergi ve dijital kaynakları takip ediyorum. Fotoğraf sanatı da ilgi duyduğum diğer konulardan biri. Fırsat buldukça seyahate çıkıyorum. Yeni yerler görmek, kişisel gelişimime ve vizyonuma önemli katkılar sağlıyor. Böylece ihracat yaptığımızı ülkeleri de yakından tanıma fırsatı buluyorum. Aile şirketinde yöneticiliğe hazırlanan üçüncü kuşaklara tavsiyeleriniz neledir? Yaptıkları işe gönül vermeleri, severek yapmaları, kendilerini sürekli geliştirmeleri en önemli tavsiyemdir. Babam “Her şeyi bir anda yapmaya çalışırsan hiçbir şey yapamazsın!” derdi. Haklıydı da. İnsan önüne hedef koymalı, bu hedefleri yüksek tutmalı fakat basamakları teker teker çıkmasını da bilmeli. Makine sektöründe başarı bir bütündür. Üretim kalitesinden servisine, fonksiyonelliğinden otomasyonuna kadar her şey zincirin birer halkasıdır. Bütünün varlığı için her bir aktörün rolü önemsenmeli ve gelişmesi için uygun ortam ve koşullar oluşturulmalıdır. Başarının yolunun çok çalışmaktan geçtiği herkesin malumu. Albert Einstein, “Takdir değil, taklit ediliyorsan başarmışsındır!” der. Dolayısıyla uluslararası arenada söz sahibi olmak istiyorsak, inovasyona önem vermeli, “yeni” olanı uygulamalı ve insana yatırım yapmalıyız. Başarılı firmaların arkasında daima başarılı insanlar vardır.

“GELIŞMIŞ ÜLKELERIN MAKINE IHRACATININ TOPLAM IHRACATTAN ALDIĞI PAY YÜZDE 20 CIVARINDA. BIZIM DE HEDEFIMIZ BU OLMALI VE YATIRIMLARIMIZI BUNA GÖRE YAPMALIYIZ.”

75


mssp focus

“SEKTÖRÜN BİR ARAYA GELMESİ BAŞARIYA OLAN İNANCI ARTIRIYOR” “TÜRK MAKİNE SEKTÖRÜ SON YILLARDA DÜNYADA SAYGIN BİR KONUMA GELDİ. BUNU BAŞARMAMIZDAKİ EN ÖNEMLİ ETKENLERDEN BİRİ DE SAĞLAM ÖRGÜTLÜ YAPIMIZ VE BİRLİKTE OLUŞTURDUĞUMUZ GÜÇTÜR. BU ÖRGÜTLÜ YAPI SON YILLARDA DAHA DA ÖNEM KAZANDI VE SANAYİCİMİZ GELİŞMEK İÇİN ATACAĞI HER ADIMDA SEKTÖR PAYDAŞLARINI YANINDA BULMAYA BAŞLADI.”

76

T

ürkiye’de 1950’lerden itibaren gelişim göstermeye başlayan klima ve soğutma sektörü günümüzde halen hızlı bir büyüme sergilemeye devam ediyor. 1992 yılında, bu gelişimin daha sağlıklı ve hızlı olması yönünde çalışmalar yürütmek amacıyla, klima ve soğutma sektörünün önde gelen firmaları ve kişilerinin katkılarıyla kurulan İklimlendirme-Soğutma-Klima İmalatçıları Derneği (İSKİD), geride bıraktığımız yıl 107’ye ulaşan

üye sayısıyla, Türk makine sektörü içerisinde de güçlü bir konumda bulunuyor. Türkiye’de iklimlendirme, soğutma ve klima cihazları imalatçısı ve/veya ithalatçısı olan üyeler arasında işbirliğini sağlayarak üyelerin sorunlarının çözümüne yönelik çalışmalar yapan İSKİD, diğer yandan, yerel ve küresel imalatçıları bir araya getirerek iklimlendirme sektörünün uluslararası rekabette öne geçmesi yönünde de sektör adına faaliyetler yürütüyor. Türkiye’nin ısıtma,


soğutma klima ihtiyaçlarının karşılanması sırasında çevreye duyarlı ve ülke ekonomisine katkı sağlayacak faaliyetlerde bulunan İSKİD’in gelecek stratejileri, hedefleri ve 2017 öngörülerini, İSKİD Yönetim Kurulu Başkanı Cem Savcı’ya sorduk. Türk makine sektörünün önemli alt segmentlerinden biri olan iklimlendirme sektörünü temsil eden İSKİD’i ve Yönetim Kurulu Başkanı olarak sizi kısaca tanıyabilir miyiz? İSKİD, Türkiye’de iklimlendirme, soğutma ve klima cihazları imalatçısı ve/veya ana ithalatçısı olan üyeleri arasında işbirliğini sağlayarak, üyelerin sorunlarının çözümüne yönelik çalışmalar yapmak amacıyla 1992 yılında kurulan, iklimlendirme sektörünün gelişmesi ve uluslararası rekabette öne geçmesi yönünde sektör adına faaliyetler yürüten etkin bir kuruluştur. İSKİD üyelerinin temsil ettiği şirketlerin sayısı 2016 yılında 100’ün üzerine ulaşmış ve bu şirketler Türkiye pazarının yüzde 90’ını temsil etmektedir. İklimlendirme sektöründe 60 yıla yakın bir süredir endüstriyel soğutma alanında faaliyet gösteren firmamızın ikinci kuşak yöneticisi olarak 1996 yılından beri sektörde aktif olarak çalışıyorum. Ama çocukluğumdan beri bu sektörün içinde yer aldığımı söylemem yanlış olmaz diye düşünüyorum. Aradan geçen 20 yıllık sürede ISKAV (Isıtma Soğutma Klima Araştırma ve Eğitim Vakfı) ve İSKİD’de komisyon başkanlığı ve yönetim kurulu üyeliği olarak görev almanın yanında, 2015 yılından itibaren de genel ku-

rulumuzun takdiriyle İSKİD Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürütüyorum. Geride kalan yıl İSKİD için nasıl geçti? Sektörünüzle ilgili bu yıla ilişkin beklentileriniz nedir? 2016 yılı, sektörü büyütmek adına birçok projeye ve işbirliğine imza attığımız bir yıl oldu. İSKİD olarak üç yıl süren birinci URGE (Uluslararası Rekabeti Geliştirme) projemizi bitirdik ve ikincisine başladık. Dış pazarlarda rekabet, yeni pazar arayışları ve Türk üreticilerin uluslararası pazarlarda rekabet gücünü artırıcı çalışmalar yürütüyoruz. Ekonomi Bakanlığı tarafından desteklenen ikinci URGE projemize ise 45 sektör firması katıldı. Projenin temel amacı, 2023 ihracat hedeflerine ulaşılması için iklimlendirme sektörünün oyuncularının uluslararası rekabetçiliklerini geliştirip, ihracat rakamlarını bu doğrultuda artırmaktır. Bu çerçevede

EĞİTİM KONUSU İSKİD’İN EN ÖNEMLİ GÜNDEM MADDELERİNDEN BİRİ OLMAYA DEVAM EDİYOR. İSKİD TARAFINDAN ORGANİZE EDİLEN “İKLİMLENDİRME SEKTÖRÜ TANITIM GÜNÜ” ETKİNLİĞİNDE SEKTÖR, TÜRKİYE’NİN ÖNDE GELEN ÜNİVERSİTELERİNDEN 500’E YAKIN GENÇ MÜHENDİS ADAYINA TÜM DETAYLARIYLA ANLATILDI.

77


mssp focus

“BUGÜN MAKFED ÇATISI ALTINDA TOPLANAN TÜM MAKINE SEKTÖRÜ, KENDISINI DAHA GÜÇLÜ HISSEDIYOR VE BAŞARABILECEKLERINE OLAN INANÇLARI DA ARTIYOR.”

78

ihtiyaç analizi ile başladığımız URGE projesi, sektörün ana ürün üreticilerini, komponent imalatçılarını, malzeme satıcılarını, tasarım ve mekanik taahhüt yapan firmaları bir araya getirip uluslararası rakiplerine göre göreceli üstünlüklerini arttırmak amacıyla hayata geçirildi. Bir diğer önemli gelişme de İSKİD olarak 2016 yılında ISHRAE (Indian Society of Heating, Refrigerating and Air Conditioning Engineers) Derneği ile yaptığımız işbirliği protokolü oldu. Sektörümüz, Hindistan pazarını bir süredir takip ediyor ve bu anlamda Hindistan’ın önemli derneklerinden birisi olan ISHRAE ile yapılan görüşmeler sonucunda bir işbirliği protokolü imzaladık. İşbirliği protokolüne göre; her iki ülkenin ticaret hacminin artırılmasına yönelik olarak dernek üyelerinin talepleri doğrultusunda karşılıklı alım heyetleri organizasyonlarının yapılması, pazar bilgilerinin paylaşılması ve ortak yeni projelerin geliştirilmesi yönünde çalışmalara başlaya-

cağız. Öte yandan eğitim konusu İSKİD’in en önemli gündem maddelerinden biri olmaya devam ediyor. İSKİD tarafından organize edilen “İklimlendirme Sektörü Tanıtım Günü” etkinliğinde Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinden 500’e yakın genç mühendis adayı ile buluştuk ve genç mühendis adaylarına, iklimlendirme sektörünün geniş aile fotoğrafını sunduk; sektörümüzü tüm detayları ile anlattık. Geçtiğimiz yıl dördüncüsünü düzenlediğimiz “Mimari Tasarımda İklimlendirme Konferansı” ile de nefes alan binalar için bütünleşik tasarımın önemini vurguladık ve 200’den fazla mimar, müteahhit firma ve sektör temsilcisini buluşturduk. İSKİD’in Türk makine sektörü açısından önemi nedir? Türk makine sektörünün güncel durumu ve gelecek stratejileri için neler söyleyebilirsiniz? Türk makine sektörü teknolojik gelişmeleri yakından takip ediyor, kaliteli üretim yapıyor ve Ar-Ge çalışmalarına çok önem veriyor. Genç iş gücü, tesisleşme, gelişmiş yan sanayi Türk makine sektörünün en önemli avantajları arasındadır. İşte bu avantajlar, sektörün rakamlarına da yansıyor: 2014 yılı dünya makine ticareti sıralamalarında ihracatta 26’ncı sırada, ithalatta ise 22’nci sırada yer alan Türkiye, Avrupa’nın 6’ncı büyük makine imalatçısı konumunu koruyor. Öte yandan 2015 yılında Türkiye toplam ihracatında makine sektörü yüzde 9,2 pay aldı ve 13,3 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi; küresel makine ticaretinden ise yüzde 0,7 pay aldı. Derneğimizin he-


defi, Türkiye iklimlendirme sektörüyle birlikte Türk makine sektörünü dünyada önemli, tercih edilen konuma getirmek. Bunu başarmak için ise tüm paydaşların sektörde güç birliği oluşturması gerekiyor ki bu yolda da çok olumlu adımlar atıldığını söyleyebilirim. İSKİD Yönetim Kurulu olarak görev süreniz içinde odaklandığınız önemli başlıklar nelerdi? Sürdürdüğünüz projeler hakkında bizi bilgilendirebilir misiniz? İSKİD’in geçmiş dönem başkanları gibi bizim de gündem konumuz elbette sektörümüzü büyütmek, çevreye duyarlı olmak ve ülke ekonomisine katkı sağlamak amacıyla çalışmalarımızı sürdürmek. Bu noktada İSKİD olarak en önemli gündemimiz; kalifiye iş gücü yetiştirilmesi için çalışmalar yapmak, sektörü dünya pazarında rekabetçi bir konuma taşımak ve sektör ile kamu ilişkilerinin güçlendirilmesi sağlamaktı. Başkanlık sürecim boyunca özellikle bu konulara ağırlık vererek çeşitli etkinlikler düzenledik ve ses getirdik. İSKİD’in kamu ile koordinasyonu hangi düzeyde? Derneğimiz, faaliyetlerini yürütür ve kararlarını alırken tüm kamusal alandaki mevzuatları takip ederek görüş bildirir. Kamu tarafında ise derneğimizin sektörün yüzde 90’lık temsil gücüne ve sektörel bilgi birikimimize güvenilerek görüşlerimiz, hassasiyetle değerlendirilir. Dernek olarak sektörel sorunlarımıza çözüm bulunması konusunda devlet ile paralel çalışmalar yürütüyoruz. Sektörden yeterli ilgiyi görüyor musunuz? Makine üreticilerinin sivil toplum kuruluşlarına yaklaşımı ve bu yapılar içinde görev alma kabiliyetleri/istekleri için neler söyleyebilirsiniz? Türk makine sektörü son yıllarda büyük ilerlemeler kaydetti ve dünyada saygın bir konuma geldi. Bunu başarmamızdaki en önemli etkenlerden biri de sağlam örgütlü yapımız

ve birlikte oluşturduğumuz güçtür. Bu örgütlü yapı son yıllarda daha da önem kazandı ve sanayicimiz gelişmek için atacağı her adımda sektör paydaşlarını yanında bulmaya başladı. Bugün MAKFED çatısı altında toplanan tüm makine sektörü, kendisini daha güçlü hissediyor ve başarabileceklerine olan inanç da artıyor. Peki, yerli üretim makine kullanımının artması için neler yapılmalı? Bu konuda İSKİD’in stratejisi nedir? Türk makine imalatı sektörünün diğer yan sektörler ile beraber ilerlemesi, makine sanayisi ile ilgili tüm sektörlerin politika ve uygulamalarının oluşturulmasına bağlıdır. Devlet tarafında yerli ürünlerin kullanılması ve tercih edilmesi yönünde yapılan mevzuat çalışmalarına birebir katılıyor ve pozitif kararlar alınmasını sağlıyoruz. Bunun dışında üreticiler olarak dünya standartlarında üretim yapma; uluslararası sertifikaları alma ve dünyada markalar oluşturma çabası içerisindeyiz. Bence çok sayıda Türk firması da bunu başarma yolunda emin adımlarla ilerliyor.

“ENDÜSTRİ 4.0’IN MAKİNE SEKTÖRÜ İÇİN YENİ UFUKLAR AÇMASI ELBETTE KAÇINILMAZ. ANCAK MEVCUT YENİ YERLİ YAZILIM VE BUNLARIN SEKTÖRE ADAPTASYONUNUN GÜNÜMÜZDE YETERLİ SEVİYEDE OLDUĞUNU SÖYLEMEK MÜMKÜN DEĞİL.”

“YERLİ YAZILIM İÇİN ÇABA GÖSTERİLMELİ” “Son yıllarda Türkiye’nin Makinecileri’ni uluslararası arenada daha güçlü görüyoruz. İhracatımız artıyor ve Türk ürünleri uluslararası saygın projelerde kullanılmaya başlanıyor. Bütün bu gelişmelerde şüphesiz ki stratejik tanıtım ve pazarlama faaliyetleri etkin oluyor. Endüstri 4.0’nın makine sektörü için yeni ufuklar açması elbette kaçınılmaz. Sektörümüzün bu gelişmeye de hızlı bir şekilde adapte edecek şekilde kendini organize etmesi gerekli. Bu gelişmeyi uygulayabilmemiz için gerekli en önemli konulardan biri de yazılım konusudur. Mevcut yeni yerli yazılım ve bunların sektöre adaptasyonunun günümüzde yeterli seviyede olduğunu söylemek mümkün değil. Yazılım kabiliyetlerinin geliştirilmesi konusunda hızlı bir aksiyon planı oluşturulmasına ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.”

79


akademik

“NİTELİKLİ VE KALİFİYE MAKİNE MÜHENDİSLERİ YETİŞTİRMEYİ AMAÇLIYORUZ” ÖĞRENCILERIN SANAYIYLE ETKILEŞIMININ DAHA FAZLA OLMASI IÇIN ÇEŞITLI ÇALIŞMALAR YAPTIKLARINI SÖYLEYEN SELÇUK ÜNIVERSITESI MÜHENDISLIK FAKÜLTESI BÖLÜM BAŞKANI PROF. DR. HÜSEYIN SELÇUK HALKACI, “ENDÜSTRIMIZIN IHTIYAÇ DUYDUĞU NITELIKLI VE KALIFIYE MAKINE MÜHENDISLERI YETIŞTIRMEYI AMAÇLIYORUZ” DIYOR.

80

S

elçuk Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nün 1972 yılında Konya Devlet Mühendislik Akademisi bünyesinde açıldığını, 1982 yılından itibaren de Selçuk Üniversitesi’ne bağlanarak eğitim ve öğretime devam ettiğini söyleyen Selçuk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Selçuk Halkacı, “Verdiğimiz eğitimle öğrencilerimizi; çağın gerektirdiği bilgi ve donanıma sahip, analitik düşünen, yenilikçi, gelişime açık, sorgulayıcı, eleştirel bakış açısına sahip, etik değerlere bağlı, toplum ihtiyaçlarını önde tutan, çalıştığı kuruma ve ülkesine katma değer sağlayan bireyler olarak yetiştirmeyi hedefliyoruz” diyor.

Halkacı’yla bölümün yapısı, hedefleri ve öğrencilere sağladığı olanaklar hakkında kapsamlı bir söyleşi gerçekleştirdik. Kuruluşundan bugüne bölümünüzde gelişim ve değişim yaşandı mı? Daha iyiye ulaşma noktasında önceliği hangi konulara verdiniz? Bölümümüz kuruluşundan bugüne, daha kaliteli bir eğitim verebilmek için sürekli gelişim içerisinde oldu. Daha iyiye ulaşmak için gerek eğitim altyapısını oluşturan derslikler, laboratuvarlar ve öğretim elemanı sayısı bakımından gerekse de çağın gerektirdiği bilgiyi öğrencilere aktarabilmek adına ders planları çerçevesinde gerekli iyileştirmeyi ve gelişimi gösterme çaba-


sı içerisindeyiz. Teknogirişim, TÜBİTAK ve TEYDEB projelerinde devamlı olarak yer almak için bölümümüz akademik personeli ve öğrencilerinin Ar-Ge projelerine teşvik edilmesine öncelik veriyoruz. Bu kapsamda bugüne kadar yaklaşık 50 civarında proje gerçekleştirerek danışmanlık hizmeti verdik. Akademik kadronuzun uzmanlık alanları hakkında bilgi verir misiniz? Konstrüksiyon ve imalat anabilim dalında: Makine tasarımı, talaşlı imalat, plastik şekil verme, yüzey kaplama ve dişli çark teknolojisi. Termodinamik anabilim dalında: Isıtma ve soğutma çevrimleri, pompa tasarımı ve geliştirilmesi, kurutma prosesleri; ısıl sistemlerin enerji ve ekserji analizleri, sayısal ısı transferi. Enerji anabilim dalında: Hesaplamalı ve deneysel akışkanlar dinamiği, deneysel ve sayısal akış ölçümleri, rüzgâr enerjisi, ısı eşanjörleri. Makine teorisi anabilim dalında: Robotik, sistem dinamiği, otomatik kontrol, mekanizma tekniği ve makine dinamiği. Mekanik anabilim dalında: Nanoteknoloji, kompozit malzemeler, kırılma mekaniği ve sonlu elemanlar yöntemi olmak üzere beş anabilim dalında uzmanlık alanlarıyla ilgili çalışmalar yürüten nitelikli ve zengin bir akademik kadroya sahibiz. Eğitim konularını oluştururken sanayiden gelen talepleri de dikkate aldınız mı? Teorik eğitimlerle pratik arasındaki dengeyi nasıl sağladınız? Eğitim konularını oluşturan dersler ve ders içeriklerini dünya ölçeğinde uygulanan makine mühendisliği eğitimlerine paralel bir

Prof. Dr. Hüseyin Selçuk HALKACI Selçuk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Bölüm Başkanı

“TÜBİTAK 1505-ÜNIVERSITESANAYI İŞBIRLIĞI DESTEK PROGRAMI KAPSAMINDAKİ BIR PROJEYI YAKIN ZAMANDA TAMAMLAYARAK SAC MALZEMELERIN SIVI BASINCIYLA ŞEKILLENDIRILEBILDIĞI BIR MAKINE ÜRETTIK.”

tarzda oluşturuyoruz. Yeri geldiğinde ders ve ders içerikleri yaşanan teknolojik gelişmeleri ve sanayi ihtiyaçları göz önünde bulundurularak güncelleniyor. Öğretim planımız dahilinde birinci sınıfta atölye dersi ve oryantasyon stajı, ikinci sınıfta imalat stajı, üçüncü sınıfta organizasyon stajı ve laboratuvar dersi, son sınıfta ise projelerin yapıldığı makine mühendisliği uygulamaları dersleri ve bunun yanında gerçekleştirilen teknik gezilerle eğitimin uygulama alanlarını da öğrencilerimize yerinde deneyimleme fırsatı sunuyoruz. Bunun yanı sıra bölümümüzde teorik eğitimler haricinde özellikle akademik kadromuz tarafından yürütülmüş veya yürütülmekte olan çok sayıda araştırma projesi kapsamında çeşitli konularda araştırma ve geliştirme çalışmaları yapıyoruz. Bu projelerde çok sayıda lisansüstü öğrenci de çalışmalar gerçekleştiriyor.

81


akademik

“BÖLÜMÜMÜZÜN, ERASMUS PROGRAMI KAPSAMINDA YEDI FARKLI ÜLKEDEN 11 ÜNIVERSITEYLE ÖĞRENCI DEĞIŞIM ANLAŞMASI VAR.”

Makine mühendisliği eğitimi almak isteyen bir öğrencinin Selçuk Üniversitesi’ni seçmesindeki temel nedenleri sıralayabilir misiniz? Bölümümüz köklü tarihi geçmişiyle, geniş imkânları, zengin alt yapısı ve geniş akademik kadrosuyla ülkemizde önde gelen bölümlerden biridir. Bölümümüzde sekiz profesör, dört doçent, 11 yardımcı doçent, bir öğretim görevlisi ile 14 araştırma görevlisi bulunuyor. 1200 lisans, 52 doktora ve 220 yüksek lisans öğrencisiyle ülkemizde tercih gören bölümlerden biridir. Mezunlarımız endüstri kuruluşları tarafından tercih edilen, iyi bir şekilde yetişmiş mühendisler olarak anılıyor. Ayrıca bölümümüz, tarımın yanında sanayisiyle de öne çıkan, merkezi konumuyla ulaşım imkânları fazla ve öğrenciler için de en yaşanılabilir şehirlerden biri olan Konya’da bulunması nedeniyle de tercih sebebidir.

82

Yurt dışı öğrenci değişim programları çerçevesinde öğrencilerinize ne tür imkanlar sunuyorsunuz? Bölümümüzün Erasmus Programı kapsamında yedi farklı ülkeden 11 üniversiteyle öğrenci değişim anlaşması var. Erasmus koordinatörlüğünün verilerine göre üniversitemizin öğrenci değişim programları kapsamında en aktif bölümü makina mühendisliğidir. 2014-2016 yılları arasında toplam 50 öğrencimizi yurt dışına gönderirken 17 yabancı öğrenciye de bölümümüzde eğitim verdik. Erasmus başvuruları öncesi ve sonrasında tanıtım ve bilgilendirme toplantılarıyla öğrencilerimize konu hakkında bilgi veriyoruz. Ayrıca birinci sınıf öğrencilerimize makine mühendisliğine giriş dersinde Erasmus Programı’nı detaylı olarak tanıtıyoruz.


Makine mühendisliği öğrencileri sanayiyle koordineli çalışma yapma şansına sahip mi? Sağladığınız staj olanakları nelerdir? Bölümümüzde öğrencilerimize bir, iki ve üçüncü sınıftan sonraki yaz döneminde verdiğimiz stajlarla sanayiyi tanıma ve pratik bir eğitim yapma imkânı sağlıyoruz. Ayrıca bölümümüzde öğrenim gören bazı öğrenciler sanayi kuruluşlarında yarı zamanlı olarak da çalışıyor. Üniversite-sanayi işbirliğinin her zaman gündemde olduğu günümüz koşullarında, öğrencilerin sanayiyle etkileşiminin daha fazla olması için de programlar ve çalışmalar yürütmeyi hedefliyoruz. Bölümünüz bünyesinde gerçekleştirdiğiniz veya gerçekleştirmeyi planladığınız sanayi projeleriyle ilgili bilgi verir misiniz? Akademik personelimiz tarafından bugüne kadar 50 civarında Teknogirişim, TÜBİTAK ve TEYDEB projesi tamamlandı. Soğutma sistemlerinde performans artırımı, savunma sanayisi, nano malzeme, PIV ile akış ölçümleri konusunda tamamlanan Ar-Ge projeleri bunlardan sadece birkaçıdır. İnsan yürüyüşünü destekleyici dış iskelet tasarımı ve kontrolü, mobil hidrolik vinçler için kontrol sistemi geliştirilmesi, otomatik kontrollü kaynak manipülatörü tasarımı ve imalatı konularında direkt olarak sanayide uygulanan SANTEZ Projeleri yürüttük. Bunun yanında akademik personelimiz sanayi firmalarının çok sayıda projesine akademik danışmanlık desteği verdi ve halen de bu destek birçok projede devam ediyor. Konya’da ilk defa TÜBİTAK’ın üniversite-sanayi işbirliğini amaçladığı “1505-Üniversite-Sanayi İşbirliği Destek Programı” çerçevesinde, yürütücülüğünü benim üstlendiğim bir projeyi yakın zamanda tamamladık. Bu projeyle üniversitede üretilen bilginin sanayiye aktarılarak katma değeri yüksek ürün haline dönüştürülmesi amacıyla sac malzemelerin sıvı basıncıyla şekillendirilebildiği bir makine ürettik. Yurt dışında havacılık ve otomotiv sanayisinde uygulanan fakat ülkemizde yaygın bir kullanıma sahip olmayan hidro-şekillendirme ismi verilen bu yöntem bir üniversite-sanayi işbirliği projesiyle endüstriyel ölçekte de uygulanabilir hale geldi. Bu proje sayesinde bir sanayi kuruluşunun da bu tür makineler üretme kabiliyetine sahip olduğunu ortaya koyarak söz konusu makinelerin ithalatının önüne geçildi. Türkiye’deki sanayi kuruluşlarının üniversitelere bakışını nasıl yorumluyorsunuz? Gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında nasıl bir algı farklılığı gözlemliyorsunuz? Ülkemizdeki sanayi kuruluşları üniversiteleri kendilerine uzak görüyor. İki tarafın

da çalışma yaparken belirlediği amaç farkının bu durumun yaşanmasındaki asıl sebep olduğunu düşünüyorum. Sanayi kuruluşları imalat gerçekleştiriyor ve bunu da en kârlı şekilde para kazanmak için yapıyor. Üniversiteler ise çoğunlukla akademik ilerleme için bilgi üretiyor. Ayrıca sanayi kuruluşları Ar-Ge çalışmaları yapıp yeni teknolojiler ve ürünler üretseler bile maddi kazançlarını artırmak için bunu kısa sürede gerçekleştirmeyi hedeflerlerken üniversitelerde bu süre çok uzuyor. Üniversiteler bilgiyi ülkenin ekonomik kalkınması, refahı, dışa bağımlılıktan kurtulması için ürüne dönüştürmek amacıyla ürettiklerinde; sanayi kuruluşları da bilgiye, araştırma ve geliştirmeye daha çok önem verdiklerinde aradaki algı farklılıkları azalacaktır. Böylece iki tarafın ortak çalışma alanları da artacaktır. Bu arada, TÜBİTAK’ın son zamanlarda üniversite-sanayi işbirliği konusundaki çabalarını ve umut vaat edici girişimlerini takdirle anmamız gerekiyor.

“AKADEMIK PERSONELIMIZ TARAFINDAN BUGÜNE KADAR 50 CIVARINDA TEKNOGIRIŞIM, TÜBİTAK VE TEYDEB PROJESI TAMAMLANDI.”

83


kampüs

“ULUSAL VE ULUSLARARASI PROJELERDE GÖREV ALMAK İSTİYORUZ” SELÇUK ÜNIVERSITESI MAKINE MÜHENDISLIĞI BÖLÜMÜ ÖĞRENCILERI, BÖLÜMLERINDE ÇOK SAYIDA TÜBİTAK PROJESININ HAYATA GEÇIRILMESININ KENDILERINE ÖNEMLI BIR AVANTAJ SAĞLADIĞINI IFADE EDIYOR.

A

lanlarında uzman nitelikli bir akademik kadroya ve beklentilerini karşılayan eğitim olanaklarına sahip olduklarını söyleyen Selçuk Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü öğrencileri, mezuniyetlerinin ardından ulusal ve uluslararası öneme sahip projelerde görev almak istiyor

YUNUS ÇAVUŞOĞLU MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 4. SINIF ÖĞRENCİSİ “BÖLÜMÜMÜZ KÖKLÜ BİR GEÇMİŞE SAHİP” “Bölümün çok köklü bir geçmişe sahip olması tercihimi belirleyen ana etkendi. Bununla birlikte bölümümüz bir öğrencinin ihtiyaç duyabileceği her türlü olağana sahip ve son dönemde yapılan bir araştırmaya göre Türkiye’deki mühendislik eğitimi sıralamasında ilk 10’da bulunması da bizler için ayrı bir gurur kaynağıdır. Bölümümüz sahip olduğu tüm imkanları bizlere sunarak, geleceğe emin adımlarla ilerlememizde yar-

84

dımcı oluyor. Bunun yanında gerçekten uzman bir eğitim kadrosuna sahip olması da beklentilerimizi tam anlamıyla karşılıyor. Mekanik alanında uzmanlaşmak ve mezuniyetimin ardından yurt dışı seçeneğini de değerlendirerek yüksek lisans eğitimimi tamamlamak istiyorum. Daha sonrasında yurt dışında mesleğim hakkındaki teknolojik ilerleme ve gelişmeleri yakından gözlemleyerek takip etmek ve yabancı dilimi geliştirmeyi düşünüyorum. Son yıllarda ülkemizde sektörün gelişimi için önemli çalışmalar yapılıyor. Türk makine sektörü ülkemizin geleceği için umut vaat ediyor.”

VELİ AHMET AKTEKE MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 4. SINIF ÖĞRENCİSİ “MÜHENDİS ADAYLARI OLARAK KENDİMİZİ GELİŞTİRMEMİZ GEREKİYOR” “Konya, sanayi alanında çevresindeki birçok ile göre daha gelişmiş bir yapıda. Makine mühendisliği de sanayiyle iç içe olmayı gerektiren bir meslek olduğu için öğrenim


hayatımda ve sonrasında bana daha çok katkı sağlayacağını düşündüm. Ayrıca okul hakkında, bazı araştırmalar yapmıştım ve bu araştırmalarımda bölümümüz akademik kadrosunun yaptığı çalışmalar da ilgimi çekmişti. TÜBİTAK’tan önemli destekler alan, sanayide tanınırlığı olan hocalar vardı. Tüm bu sebepler Selçuk Üniversitesi Makina Mühendisliği Bölümü’nü tercih etmemde belirleyici oldu. Kaliteli bir eğitim kadromuz var. Herhangi bir alanda çalışma yapmak istediğimizde çalışma alanı konusunda bizlere yardımcı oluyorlar. Otomotiv sektöründe uzmanlaşmak istiyorum. Ancak makina üretimi ve otomasyon sistemlerine karşı da ilgim var. Henüz kesin bir karar verebilmiş değilim. Şu an bir şirketin Ar-Ge bölümünde part-time olarak çalışıyorum ve okul bittiğinde de burada devam etmeyi düşünüyorum. Gelecek için kendi iş yerimi kurup belirlediğim bir alanda makina ve otomasyon sistemleri üretimiyle ilgilenmek veya otomotivle ilgili bir firmada çalışma planlarım da var. Türk makine sektörünün birçok imkâna sahip olduğunu düşünüyorum. Ancak çoğu firma Ar-Ge harcamalarını gereksiz görüyor. ‘Zaten kurulu bir düzenim var, sonu belli olmayan bir işe neden para yatırayım!’ düşüncesi hakim. Olayın diğer yönü ise bizimle ilgili. Mühendis adayları olarak bizler ne zaman kendimizi adam akıllı geliştirir ve aynı zamanda yeterli vizyona sahip yöneticilerle bir araya gelirsek o zaman Türk makina sektörü gerçek anlamda bir gelişme ve ilerleme elde edebilir.”

HAYDAR GÖKGÖZ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 3. SINIF ÖĞRENCİSİ “ENERJİ ALANINDA ÇALIŞMAYI HEDEFLİYORUM” “Selçuk Üniversitesi bünyesinde oldukça kaliteli ve alanında başarılı öğretim üyelerinin ve görevlilerinin bulunması tercihimi belirleyen en önemli faktördü. Konya’nın makine sektöründe başarılı bir yere sahip olması ve bölümümüz mezunu mühendislerin piyasada rağbet görmesi de kararımda etkili oldu. İmkânsızı isteyip ona ulaşma amacıyla yola çıktığımı söyleyebilirim. Beklentilerimi karşılama noktasında zamanla gerçeklere aşina olup, eldeki imkânları maksimum düzeyde kullanmasını öğrendim. Bu çerçevede bölümüm bana mühendisliğin temelini öğretti diyebilirim. İlkokula başladığım günden bu yana bilim adamı

olmak istedim. Açıkçası bu istek ve arzu hiç değişmedi. Pozitif bilim ekseninde insanlığa ve ülkeme faydalı bir birey olmak ideallerim arasında. Eldeki imkanlar dahilinde bu yönde çalışmalarımı enerji alanında yoğunlaştırmayı arzuluyorum. Enerjiye olan ihtiyacın farkındayım ve bu yönde çalışmalar yapmak istiyorum. Mezuniyetten sonra yüksek lisans programı dahilinde ülkemi yurt dışından da görmek amacındayım. İhtiyaçlarımızı bulunduğumuz yerden görmek oldukça güç. Bu yüzden yurt dışında bilgilerimi artırarak gelecekte ülkemiz adına verimli projelere imza atmak istiyorum. Türk makine sektörünün Ar-Ge ye ve yenilikçi yatırımlar çerçevesinde geliştiğini gözlemliyorum. Devlet politikaları ve azimli sanayicilerimizin bu gelişmeye ivme kazandırıyor. Yakın zamanda sanayimizin daha da büyük atılımlar yapacağını umuyorum.”

MAKINE MÜHENDISLIĞI BÖLÜMÜ ÖĞRENCILERI, TÜRK MAKINE SEKTÖRÜNÜN SON YILLARDA AR-GE VE YENILIKÇI YATIRIMLAR ÇERÇEVESINDE GELIŞME KAYDETTIĞININ ALTINI ÇIZIYOR.

ÖMER FARUK UĞUR MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 4. SINIF ÖĞRENCİSİ “EKONOMİMİZE KATKI SAĞLAYACAK PROJELERDE YER ALMAK İSTİYORUM” “Çok küçük yaşlardan itibaren mekanik konularına ilgi duyuyordum. Özellikle havacılığa karşı ayrı bir ilgim vardı. Lise döneminde üniversitede seçeceğim bölümün ne olması gerektiği hakkında araştırmalar yaptım ve makine mühendisliğinin alt disiplinlerinin ilgi duyduğum konular olduğuna kanaat getirerek tercimi belirledim. Teorik olarak aldığımız eğitimin üst düzey olduğuna inanıyorum. Fakat birçok derste teorinin yanında uygulama yapılmadığı için bazı konuların tam oturmadığını düşünüyorum. Son sınıf derslerimi özellikle malzeme tabanlı derslerden seçtim ve anabilim dalı olarak malzeme alanında yoğunlaşmayı düşüyorum. Mezuniyetimin ardından teknik veya idari alanlarda uzmanlaşarak ülke ekonomisine katkı sağlayabilecek projelerde görev almak istiyorum. Makine sektörümüzün diğer sanayileşmiş ülkelerle kıyaslandığında iyi bir noktada olduğunu düşünüyorum. Otomotiv ve diğer makine alt sektörlerinde global şirketlerin ülkemizde üretim merkezleri açmalarının bu düşüncelerimi doğruladığına inanıyorum. Fakat makine sektörümüz genel olarak katma değeri düşük ara ürün imal ediyor. Bundan ziyade, değeri çok daha yüksek son ürün imalatı yapmamızın ekonomimiz üzerinde daha olumlu etkileri olacağını değerlendiriyorum.”

85


araştırma

86


DÜNYA EKONOMİK FORUMU (WEF) 2016-2017 KÜRESEL REKABETÇİLİK RAPORU’NA GÖRE TÜRKİYE, 138 ÜLKE ARASINDA DÖRT BASAMAK GERİLEYEREK 55’İNCİ SIRADA YER ALDI. WEF’İN, TÜRKİYE AYAĞI OLAN SABANCI ÜNİVERSİTESİ REKABET FORUMU İLE ORTAK YÜRÜTTÜĞÜ ÇALIŞMALARIN SONUÇLARINDAN HAREKETLE OLUŞTURULAN RAPORA GÖRE TÜRKİYE, 733,6 MİLYAR DOLARLIK GSYİH İLE KÜRESEL HACMİN YÜZDE 1,4’ÜNÜ OLUŞTURSA DA KÜRESEL DEĞER ZİNCİRİNDE YÜKSELMESİ İÇİN YENİLİK EKOSİSTEMİNİ GELİŞTİRECEK YATIRIMLARA İHTİYAÇ DUYUYOR.

87


araştırma

İ REKABET GÜCÜ ENDEKSI, TEKNOLOJIK ALTYAPI, PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ, MAKROEKONOMIK ISTIKRAR, SAĞLIK VE TEMEL EĞITIM, YÜKSEK ÖĞRETIM VE IŞBAŞINDA EĞITIM, ISTIHDAM PIYASASI, INOVASYON VE IŞ DÜNYASININ GELIŞMIŞLIK DÜZEYI GIBI ALANLARIN DEĞERLENDIRILDIĞI TOPLAM 12 KATEGORIDEN OLUŞUYOR.

88

sviçre’de bulunan Dünya Ekonomik Forumu, Türkiye ayağı çalışmalarını Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ile Sabancı Üniversitesi ortak girişimi olan Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu (REF) ile ortak yürüttüğü “Küresel Rekabet Gücü Raporu 20162017” sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı. WEF tarafından 36 yıldan bu yana yayımlanan ve dünya çapında 160’a ulaşan kurumla birlikte hazırlanan rapor, 2016-2017 yılı için 138 ekonominin detaylı profilini ve rekabetçilik performansına dair genel bir görünüm sunuyor. Küresel Rekabetçilik Endeksi hesaplamalarına göre rekabet gücü sıralamasında bu yıl dikkate alınan 138 ülke arasında İsviçre yeniden ilk sırayı alırken, listenin ikinci ve üçüncü sırasında da değişiklik yaşanmadı ve Singapur ikinci, ABD üçüncü sırada yer aldı. Rusya için yapılan değerlendirmede ise durgun geçen 2015 yılına rağmen Rusya’nın rekabet edebilirlik açıdan yeterli derecede istikrarlı yapıya sahip olduğu belirtiliyor. Buna göre Rusya, 2012’de 67’nci sırada yer aldığı listede dört yılda tam 24 basamak yükselerek 43’üncü sıraya yerleşirken, Türkiye ise 2013’te 44’üncü sırada yer aldığı listede bu yıl 55’inci sıraya kadar geriledi. Diğer yandan Hindistan’ın bir önceki raporda 55’inci sıradayken bu yıl 16 basamak birden yükselerek 39’uncu sıraya yükselmesi; Brezilya’nın ise altı sıra düşerek 81’inci sırada yer alması dikkat çekiyor. ALTI AVRUPA ÜLKESİ İLK 10’DA Avrupa ekonomilerinin sıralamada ilk 10’a hâkim olmaya devam ettiği rapora göre Hol-

landa bir basamak yükselerek dördüncü, Almanya bir basamak düşerek beşinci, İsveç üç basamak yükselerek altıncı, İngiltere üç basamak yükselerek yedinci, Japonya iki basamak düşerek sekizinci, Hong Kong iki basamak düşerek dokuzuncu, Finlandiya iki basamak düşerek 10’uncu, Belçika iki basamak yükselerek 17’nci, Fransa bir basamak yükselerek 21’inci, İsrail üç basamak yükselerek 24’üncü, Çin sıralamadaki yerini koruyarak 28’inci, Suudi Arabistan dört basamak düşerek 29’uncu, İspanya bir basamak yükselerek 32’inci, Azerbaycan

REKABET GÜCÜNDE İLK 10 SIRAYI PAYLAŞAN ÜLKELER VE TÜRKİYE’NİN KONUMU 2016 ENDEKSİ (138 ÜLKE İÇİNDE)

2015 ENDEKSİ (140 ÜLKE İÇİNDE)

İSVİÇRE

1

1

SİNGAPUR

2

2

ABD

3

3

HOLLANDA

4

5

ALMANYA

5

4

İSVEÇ

6

9

İNGİLTERE

7

10

JAPONYA

8

6

HONG KONG

9

7

FİNLANDİYA

10

8

TÜRKİYE

55

51

ÜLKE


üç basamak yükselerek 37’nci, İtalya bir basamak düşerek 44’üncü, Kazakistan 11 basamak düşerek 53’üncü, Ermenistan üç basamak yükselerek 79’uncu, Yunanistan beş basamak düşerek 86’ıncı, Yemen ise 138’inci ve son sırada yer alıyor. TALEP DARALMASI BÜYÜME VE REFAHI TEHDİT EDİYOR 2004 yılından bu yana WEF için oluşturulan Rekabet Gücü Endeksi, teknolojik altyapı, pazar büyüklüğü, makroekonomik istikrar, sağlık ve temel eğitim, yüksek öğretim ve işbaşında eğitim, istihdam piyasası, inovasyon ve iş dünyasının gelişmişlik düzeyi gibi alanların da değerlendirildiği toplam 12 kategoriden oluşuyor. 2016-2017 yılına ait raporun temel bulgusu “uluslararası ticaretteki açıklığın azalması, büyüme ve refahı tehdit ediyor” olarak şekillenirken, parasal genişlemenin, rekabet gücü yüksek olan ülkelerde, rekabet gücünün düşük olduğu ülkelere göre büyümeye daha olumlu etkide bulunduğunun da altı çiziliyor. Gelişmekte olan ekonomilerin önceliklerinin değiştiğine de dikkat çekilen rapora göre güncellenmiş iş uygulamaları ve inovasyona yatırım, küresel ölçekte, en az altyapı, beceriler ve etkin pazarlar kadar önemli hale gelmiş durumda. 2015 yılına dair verilerin de yer aldığı raporda, Türkiye’nin 2015 itibarıyla satın alma gücü paritesine göre 733,6 milyar dolarlık bir GSYİH büyüklüğüne, kişi başına düşen 9 bin 437 dolarlık bir gelire, GSYİH’sinin dünya toplamında yüzde 1,4’lük paya sahip olduğu belirtiliyor. İNOVASYON EKOSİSTEMİNİ GELİŞTİRMELİYİZ 2016-2017 dönemi Küresel Rekabetçilik Endeksi hesaplamalarına göre Türkiye, 138 ülke arasında 55’inci sırada yer alıyor. Hatırlanacağı üzere Türkiye, bir önceki yıl 140 ülke arasında 51’inci ve ondan önceki yılda ise 144 ülke arasında 45’inci sırada konumlanmıştı. Son iki yılda olduğu gibi Küresel Rekabetçilik Endeksi’nin içinde bulunan bileşenler arasında en iyi performans 17’nci sırada olduğumuz “Pazar Büyüklüğü” kaleminde izlenirken, Türkiye’nin son iki yıldaki en ağır düşüş ise “Mali Piyasaların Gelişmişliği”, “İnovasyon”, “Kurumsal Yapılanma”, “Sağlık ve İlköğretim” ile “Mal Piyasalarının Etkinliği” endekslerinde gerçekleşti. Benzer şekilde, geçtiğimiz yıllara göre en belirgin yükseliş de “Makroekonomik Ortam” endeksinde gerçekleşirken, “Altyapı”, “Yükseköğretim ve İşbaşında Eğitim” endekslerinde de beşer basamaklık artışlar yaşadığımız görülüyor. Raporda, Suriyeli mültecilerin yüzde 56’sının Türkiye’de kayıtlı olduğu da anımsatılıyor ve komşu ülkelerin istikrarsız jeopolitik durumu

ENDEKSİN HESAPLANMASINDA KULLANILAN ANA BİLEŞENLERDE TÜRKİYE’NİN YERİ REKABETÇİLİK ENDEKSİ BİLEŞENİ

2016 ENDEKSİ

2015 ENDEKSİ

2014 ENDEKSİ

(138 ÜLKE İÇİNDE)

(140 ÜLKE İÇİNDE)

(144 ÜLKE İÇİNDE)

KURUMSAL YAPILANMA

74

75

64

ALTYAPI

48

53

51

SAĞLIK VE TEMEL

79

73

69

YÜKSEK ÖĞRETİM VE İŞBAŞINDA EĞİTİM

50

55

50

MAL PİYASALARININ ETKİNLİĞİ

52

45

43

PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ

17

16

16

İNOVASYON

71

60

56

İŞGÜCÜ PİYASALARI

126

127

131

MAKROEKONOMİK ORTAM

54

68

58

MALİ PİYASALARIN GELİŞMİŞLİĞİ

82

64

58

TEKNOLOJİK HAZIRLIK

67

64

55

İŞ DÜNYASININ YETKİNLİĞİ

65

58

50

ve göç baskıları göz önüne alındığında Türkiye ekonomisinin esnekliğine vurgu yapılıyor. Bununla birlikte raporda, daha dinamik bir iş ortamı yaratmak için mal piyasalarında etkinliğin artması gerektiği ve ülkenin küresel değer zincirlerinde yükselmesi içinse yenilik ekosistemini geliştirecek yatırımlara ihtiyaç olduğu belirtiliyor; kamu kurumlarının daha etkin ve saydam olması için reformlara gereksinim olduğunun altı çiziliyor. 2016-2017 Küresel Rekabet Gücü Raporu’nun tam metnine, http://www3.weforum.org/docs/ GCR2016-2017/05FullReport/TheGlobalCompetitivenessReport2016-2017_FINAL.pdf İnternet adresinden ulaşılabilir.

KÜRESEL REKABETÇILIK ENDEKSI HESAPLAMALARINA GÖRE REKABET GÜCÜ SIRALAMASINDA BU YIL DIKKATE ALINAN 138 ÜLKE ARASINDA İSVIÇRE YENIDEN ILK SIRADA YER ALDI.

89


fuar rotası

ŞUBAT AYINDA TEKSTIL VE KONFEKSIYON MAKINE ÜRETICILERI DTG 2017 FUARI IÇIN BANGLADEŞ’E GIDECEK. BANGABANDHU ULUSLARARASI KONFERANS MERKEZI’NDE DÜZENLENECEK FUAR VESILESI ILE DAKKA’YA GIDEN, YOĞUN PROGRAM IÇERISINDE OLSALAR DA ŞEHRI GEZMEYE FIRSAT YARATMAK ISTEYEN IŞ INSANLARINA BIR GEZI REHBERI HAZIRLADIK.

90


T

ekstil ve konfeksiyon makine üreticilerini Şubat ayında Bangladeş’te “Dakka Uluslararası Tekstil ve Konfeksiyon Makine Fuarı” bekliyor. 23-26 Şubat tarihlerinde Dakka’da gerçekleşecek olan fuara 1000’in üzerinde katılımcı, 40 bine yakın ziyaretçi gelmesi tahmin ediliyor. Bu yıl 14’üncü gerçekleşecek fuarda tekstil ve konfeksiyon makineleri altında, yardımcı ekipmanlar, buhar makineleri, tekstil baskı makineleri, örgü makineleri, tezgahlar, sargı makineleri, iplik makineleri ve aksesuarları sergileniyor. Düzenlenen bu fuar şirketlerin Bangladeş’teki etkinliğini artırmaya yardımcı olmakla birlikte yeni iş alanları yaratmalarını ve kentin fırsatlarını da keşfetmelerini sağlıyor. Biz de buradan hareketle firma temsilcilerine rehber niteliği taşıyacak bir yatırım rotasının yanında, fuar vesilesi ile Dakka’ya giden, yoğun program içerisinde olsalar da, şehri gezmeye fırsat yaratmak isteyenlere bir gezi rehberi hazırladık. 1,8 MILYAR DOLARLIK YABANCI YATIRIM TUTARI Bangladeş, yetersiz altyapı, yetersiz enerji arzı, ekonomik reformların yavaş uygulanması gibi birçok olumsuz faktöre rağmen yüzde 6’nın üstünde büyüme kaydeden bir ülke. Bangladeş geleneksel olarak bir tarım ekonomisi olmasına karşın, son yıllarda tekstil ve hazır giyim sektörlerinde bir güç merkezi haline geldi. Hazır giyim ihracatında dünyada Çin’den sonra ikinci sırada yer alan ülkede, Merkez Bankası’nın verilerine göre, 2010 yılında 913 milyon dolar olan yıllık doğrudan yabancı yatırım tutarının, 2015 yılında 1,8 milyar dolara çıktığı görülüyor. Bu anlamda ülke yatırımcılar için önemli bir potansiyel barındırıyor. Bangladeş’te yabancı bir şirket tek başına veya yerel bir ortak ile proje üstlenebiliyor. Yabancı şirket doğrudan bir ofis kurabildiği gibi bağlı ofis de kurabiliyor ya da yerel partner üzerinden de işlemlerini gerçekleştirebiliyor. Bu kapsamda, Bangladeş’te proje alacak Türk şirketlerinin

işin niteliğine de bağlı olarak ‘bağlı ofis’ kurmalarının daha yerinde olacağı belirtiliyor. Bangladeş son yıllarda gösterdiği ekonomik büyüme performansı ile göreli olarak hızlı denilebilecek bir dönüşüm süreci yaşıyor. İnşaat ve mütteahhitlik sektörü ile ilgili kamuya açık nitel ve nicel bilgiye erişim imkanı çok sınırlı olmakla birlikte, ülkede gün geçtikçe önemi artan konut ihtiyacı ve altyapı geliştirme ve iyileştirme projelerinin bir sonucu olarak inşaat ve müteahhitlik sektörüne dair geleceğin, Bangladeş’te göreli olarak parlak olduğunu söylemek mümkün. GÖRMEDEN DÖNMEYİN Dünyanın en kalabalık şehirlerinden biri olan Dakka’da gezilip görülecek birçok yer bulunuyor. Bir yanda gökdelenlerde diğer tarafta ise çadırlarda ya da gecekondularda yaşayan insanların şehrinin tarihini ve kültürünü öğrenmek, onların davranışlarını anlamak ve yaşantılarına şahit olmak için kentte kısa da olsa zaman geçirmelisiniz ve farklı hayatları gözlemlemelisiniz.

91


fuar rotası

DAKKA

TARIHI MEKANLAR, PARKLAR, GÜZEL RESTORANLAR... SIZIN IÇIN KISA BIR GEZI REHBERI HAZIRLADIK.

NERELER GEZILIR?

Lalbagh Kalesi

Lalbagh Kalesi (Lalbagh Castle) Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan Lalbagh Kalesi, Bengal prensi Mohammad Azam tarafından 1677 yılında yaptırılmaya başlanmış ama Mohammad’in oğlu tarafından tamamlanmıştır. Babür tarzı büyük bir bahçesi olan bazı zamanlarda ışık gösterileri düzenlenen alan, şehrin simge yerlerinden biridir. Aynı zamanda yapı Bangladeş’in en büyük kalesidir. Büyük bir alanı kaplayan ve şehrin Eski Şehir bölümünde yer alan kalenin sınırları içerisinde Pari Bibi Türbesi, Lalbah Camii ve Shaista Han adında bir müze bulunmaktadır. Dakka Hayvanat Bahçesi Diğer adı Mirpur Hayvanat Bahçesi olan hayvan yaşam alanı hem bölgeye ve kıtaya özgü daha önce görmediğiniz ya da belgesellerde karşınıza çıkan hayvanları hem de bilindik hayvanları görebileceğiniz bir alan. Daha çok çocuklu ailelerin güzel vakitler geçirebileceği hayvanat bahçesinde Bengal Kaplanı, as-

Dakka Hayvanat Bahçesi

92

lan, timsah, yılan, çeşit çeşit kuş, fil ve at gibi birçok hayvan göreceksiniz. Hayvanat bahçesi biraz özensiz ve bakımsız bırakılmış ama yine de şehirde çok ziyaret edilen yerler arasındadır. Bangladeş Ulusal Müzesi (National Museum) Bangladeş tarihine yansıyan eserlerin sergilendiği Bangladeş Ulusal Müzesi’nde ülkenin tarihine dair bilgiler edinecek ve ülke ile insanlarını tanıma fırsatı yaşayacaksınız. Geçmişten günümüze getirilen eserleriyle Hindu, Budist ve Müslümanların ülke tarihindeki izlerini gözler önüne seren müze geniş koleksiyonu ile beğeni topluyor. Burada farklı inanışlara ve kültürlere ait heykeller, resimler ve kitaplar görme fırsatına sahip olacak, ilginç koleksiyon ürünü eserlerin içerisinde güzel bir Bangladeş bilgilendirme turu yapacaksınız.

Ahsan Manzil

Ahsan Manzil Dakka’nın önemli mimari yapılarından biri olan Ahsan Manzil günümüzde müze olarak kullanılan büyük ve eski bir binadır. İhtişamlı Dakka sarayı Ahsan Manzil; pembe rengi ve hem dış hem de iç mimari olarak sevimli yapısı hem de İngiliz stili mimarisi ile dikkat çekmektedir. 1872 yılından beri varlığını sürdüren Ahsan Manzil eski bir Fransız şirketi tarafından inşa edilmiştir. Bu tarihten 16 yıl sonra çıkan fırtına yüzünden büyük zarar gören yapı restore edilmiş bu arada daha da büyütülmüştür. Vakti zamanında Lord Curzon gibi isimler bir süre burada konaklamış-

Bangladeş Ulusal Müzesi

lardır. Şimdi ise özellikle dış görüntüsü şehre gelenlerin fotoğraf karelerinde olmazsa olmaz yerini alıyor. Evin bulunduğu bölgenin çok güvenli bir yer olduğu söylenemez. O yüzden bölgeye bulabilirseniz yerel bir rehber eşliğinde ve yanınızda önemli ziynet eşyaları taşımadan gidin. Kurtuluş Savaşı Müzesi (Liberation War Museum) Küçük bir bina içerisinde yer alan Kurtuluş Savaşı Müzesi ülkenin Pakistan’a karşı verdiği bağımsızlık mücadelesi ve sonucunda kazandığı zafer anısına inşa edilen bir şeref müzesidir. Burada 1971 yılında yaşanan ve dokuz ay gibi bir süre devam eden savaşın kahramanları kabul edilen özgürlük savaşçılarının kullandıkları nesneler bulunmaktadır. Ayrıca savaşa dair fotoğrafları göreceğiniz müzede, birçok slayt şovuyla da karşılaşacaksınız. Müzeyi gezmeli ve hatta içerisindeki küçük kitap dükkanını da ziyaret etmelisiniz. Dakka’da gezilecek diğer yerler: • National Parliament House • Star Mosque • Sonargaon • Ulusal Bilim ve Teknoloji Müzesi linde sıralanabilir.

NEREDE KALINIR? Bangladeş’in en güvenli şehri olan Dakka’da konaklamak için tercih et-


gönderilmesini isteyebilirsiniz böylece güvenli bir şekilde otelinize ulaşmış olacaksınız.

meniz gereken bölgeler Gulshan ve Baridhara’dır. Baridhara konsoloslukların bulunduğu bir yer olup şehrin en güvenli ve sakin yerlerinden biri olması dolayısıyla tercih edilirken Gulshan merkezi ve sıkı denetlenen bir bölgedir. Onun haricindeki yerler ise güvenlik zafiyetinden ötürü tavsiye edilmiyor.

DAMAK TADI

DAKKA’DA ALIŞVERIŞ Şehre özgü hediyeler, hatıra eşyalar ve yöresel ürünler almak isteyenler; yöresel takıları, bibloları çantalar, örtüler, inci ve değerli taşlardan yapılmış mücevherler bulabilir. Pembe inciler ise şehirden alabileceğiniz en gözde ürünlerden. Sokak satıcılarından değil de AVM’lerden alışveriş yapmak isterseniz Bashundhara Alışveriş Merkezi’ne gidebilirsiniz. Burası diğer

şehirlerde karşılaşacağınız ücretlere alışveriş yapabileceğiniz bir yer. Ürünlerin çoğunda “Made in Bangladesh” etiketine rastlayacağınız dünyaca ünlü markalarının fabrikalarının yer aldığı Dakka, yerel halkın el emeği göz nuru ürünlerinden dünyaca ünlü markaların uygun fiyatlardaki giysilerine kadar çok çeşitli bir alışveriş seçeneği sunuyor. Birçok büyük ve tanınan markanın ufak defolu veya üretim fazlası ürünlerinin pazar fiyatına satıldığı bu şehirde alışveriş yapmak hoşunuza gidebilir çünkü orijinal olan bu ürünler oldukça hesaplı.

ŞEHİR İÇİ ULAŞIM Güvenlik önlemlerinin yeterli olmadığı, hırsızlık olaylarının çokça yaşandığı şehirde toplu taşıma araçları turistler tarafından yaygın olarak kullanılan taşıtlar değildir. Bu yüzden şehirdeki transferlerinizi yapacak bir araç bulmalı hatta gitmeden önce ayarlamalısınız çünkü, bu araca daha havaalanından merkeze ulaşırken ihtiyacınız olacak. Kiralayacağınız şoförlü araç sizi şehirdeki istediğiniz yere güvenli bir şekilde ulaştıracaktır. CNG isimli üç tekerlekli araçlar bölge halkı tarafından ulaşımda kullanılan ama yine turistler tarafından çok fazla tercih edilmeyen bir diğer vasıta. Bu araçlar kafes içerisinde taksi görevi görür. Ayrıca şehir trafik sorununun yaşandığı özellikle sabahın erken saatleri ile akşam vakitleri araçların hareket edemediği bir yerdir. Bu yüzden bu saatlerde çok fazla yollarda olmamaya özen göstermelisiniz. Toplu taşıma aracı kullanımı ve araç kiralama hizmeti özellikle turistler için güvenli bir seçenek olmadığından havaalanındaki shuttle servisler aracılığıyla şehir merkezine gitmeniz önerilmektedir. Yine gitmeden önce ayarladığınız otelden telefon açarak özel bir araç

Çevresinde Hindistan gibi ülkelerden etkilenerek oluşturulan Bangladeş yemek kültürü bol baharatlı bir özellik gösterir. Hint yemekleri sevenlerin damak tadına göre yemekler yapılan kentin sokaklarında bir çok sokak satıcısı ve tezgahında yemekler göreceksiniz. Şehirde yiyebileceğiniz yemeklerden bazıları aloo bhartha adındaki patates püresi, sığır eti kebabı, biryani, tehari, halem, köri soslu pilav ve balık çeşitleridir. Ayrıca şehirde temiz içme suyu bulunmamaktadır. Çeşme suları arsenikli olduğu için asla bu sulardan tüketmemeli ağzı kapalı içecekler tüketimini tercih etmelisiniz. Şehirdeki diğer çoğu şey gibi yemek fiyatlarının da çok uygun olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle sokak satıcılarından aldığınız ürünler size çok düşük ücretlere gelecektir. Şehirde ayrıca çok sayıda olmasa bile Türk restoranlarıyla da karşılaşabilirsiniz. İster sokak satıcılarına isterseniz de restoranlarda yemek yerken ödemeniz gereken ücretin yüzde 7’si kadar bahşiş bırakabilirsiniz.

Aloo Bhartha

93


makale

YENİ BİR ŞEY YOK! ASLINDA YENI YILDA BIRÇOK “YENI” GELIŞME BIZI BEKLIYOR AMA BUNLARIN HIÇBIRI PEK DE YENI DEĞIL. YAKLAŞIK BEŞ YIL ÖNCE DEĞIŞIK EMARELERINI GÖSTEREN VE SONRASINDA TREND ÖZELLIKLERI TAŞIYAN BAZI GELIŞMELER BUGÜNÜMÜZÜ VE YARINIMIZI ETKILEYECEK, HATTA ŞEKILLENDIRECEK.

Y

eni dönemde neler olacak? Bu bir politik, siyasi analiz yazısı değil. Dolayısıyla 2017 yılından itibaren belki belli alanlarda netleşecek eğilimler üzerine sohbet yazısı denebilir. Gelecek dönem yeni teknolojilerin mevcut endüstriyel ilişkiler düzenini alt-üst edeceği, yeniden tanımlamaların ve anlamlandırmaların yaşamımıza sirayet edeceği bir süreç olacak. Teknoloji egemen dönem, özel yaşamlarımızdan ülke yaşamlarına ve buradan da daha küresel dünyamıza bugüne kadar olduğundan daha fazla yön verici ve belirleyici olacak. Daha düne kadar varlığını sürdüren önemli ilişkileri ulusal ve uluslararası yasalar ve anlaşmalarla düzenleyen yapılar çatırdıyor.

94

KORUMACILIK ARTACAK Küresel eğilimlerin başat gelişeceği bu dönemde belki tezat olarak algılanabilecek başka bir süreç ilk işaretlerini gösterdi. Büyük küresel güçlerin bir yandan kendileri için faydalı küreselliği geliştirecekleri diğer yandan da korumacılığı artıracakları bir dönemden bahsediyorum. Kendisine göre bir rasyonalitesi olan bu süreç başlangıçta “eklektik” bir seyir izleyecek. Yani işine geldiğinde daha fazla küreselcilik, serbestlik, sınır tanımamazlık diğer taraftan da daha fazla korumacılık, daha sert tedbirler! Bu sürecin emareleri ABD’de Trump’ın seçilmesi ile başlamadı; daha öncesinde 2008 finans krizi ile birlikte böylesi bir sürecin yaşanacağının ilk işaretleri verilmişti. Ko-


rumacılık siyasetleri her ne kadar ulusal programlar gibi algılanıyor olsa da herkesi kapsamıyor. Küreselleşmede önemli eşikleri aşmış değişik ülkelerin dev firmaları bu programlardan etkilenmeyecek ya da çok az etkilenecektir (Ford firmasının Trump baskısı ile Meksika yatırımlarını durdurması gibi). Korumacılık sürecinden en fazla etkilenecek olanlar, ülke bazında belirtmek gerekirse, gelişmekte olan ülkeler olacaktır (Bu tespitin nedenleri üzerine uzun uzun izah yapmak ve gerekçelerini sunmak mümkün ama bu yazının formatını ve amacını aşar, o nedenle sadece belirtmekle yetineceğim). Bu ülkelere gelişmekte olma vasfını veren veya bu gelişmeyi sağlayan orta ölçek işletmeler bu süreçten en fazla etkilenecekler arasında olacak. Bu işletmelerin küreselleşme sürecinde geldikleri nokta başarılarını devam ettirmek açısından kritik bir noktaya işaret etmektedir. Belli ihraç pazarlarındaki korumacılık zırhı bu işletmelerin rekabet yapısını oldukça fazla hırpalayacak hatta rekabetçi özelliklerini yitirmelerine sebep olacak. ABD çıkışlı korumacılık sürecinin sadece Çinli firmalar öngörülerek düşünüldüğü veya Çin faktörü nedeni ile uygulamaya konulacağı düşüncesi ise gerçekliğin sadece bir parçası. Korumacılık zihniyetini besleyen en önemli faktör, gelecek dönemin sanayi, bilişim çağı tasavvurudur. 4. SANAYİ DEVRİMİ Bir taraftan 3. Dünya Savaşı’ndan bahsederken diğer taraftan 4. Sanayi Devrimi’nden bahsediyor olmak bir paradoks olsa gerek. Bu ikisi arasında nedensel ilişkiyi sorgulamak veya bunun üzerine düşünmek de ayrı bir yazının teması olabilir. Şimdilik bu yeni gelecek tasavvurunun belli özelliklerine değinerek konuyu bir nebze açıklamaya çalışayım. Tekrar etmekte fayda var; 4. Sanayi Devrimi tanımı Almanlara ait. Onlar bu süreci böyle tanımlıyor. Onlara göre, çok güçlü oldukları klasik sanayi kolları olan makine, otomotiv ve bilişim teknolojilerinin gelişmişliği ile bu teknolojilerin sektörlerde uygulanmaya başlaması ile ortaya yeni “bir şey” çıkacak. Bunun yönü tam belli değil ama eskisinden çok farklı olacağı herkesin ortak fikri. Her şey daha akıllı olacak, yani; akıllı ürün, akıllı fabrika, akıllı şehir ve akıllı vatandaş! Gelecek dönem yeni teknolojilerin mevcut endüstriyel ilişkiler düzenini alt-üst edeceği, yeniden tanımlamaların ve anlamlandırmaların yaşamımıza sirayet edeceği bir süreç olacak. Teknoloji egemen dönem, özel

yaşamlarımızdan ülke yaşamlarına ve buradan da daha global dünyamıza bugüne kadar olduğundan daha fazla yön verici ve belirleyici olacak. Daha düne kadar varlığını sürdüren önemli ilişkileri ulusal ve uluslararası yasalar ve anlaşmalarla düzenleyen yapılar çatırdamaktadır. Bu geçiş dönemi için çarpıcı bir örnek vermek gerekirse; klasik sanayi ürünü olan otomobilden kaynaklı olarak Alman firmalar ABD’de de eski yasalara göre milyar dolarlık cezalara çarptırılırken Google, Apple, Uber firması hiç bir uluslararası hukuk tanımamaktadır. Ya da eski hukuksal düzenlemeler bu firmaların topladığı ve yönettiği bigdata’lar konusunda donanımlı değiller. Konuyu fazla dağıtmadan toparlamaya çalışır ve Türkiye bağlamında bir iki çift söz etmek gerekirse, çok zorlu bir dönemin bizleri beklediğini söyleyebiliriz. Küresel anlamda korumacılık trendi ihracata dayalı ekonomik büyüme modelini seçmiş Türkiye için tehlike çanları çaldıracak. İhracatı sürdürebilir kılma noktasında zorluklar yaşayan sektörlerimiz hem korumacılık zırhını delmek için daha fazla rekabetçi olmak zorunluluğu ile hem de yeni teknoloji egemen dönemin (Endüstri 4.0) devasa görevlerinin üstesinden gelmekle karşı karşıya. Bu aslında bugün önümüze gelmiş bir konu da değil. En azından 2000’li yılların ikinci yarısından beri gündemde olan trendlerden bahsediyoruz. Ve artık bu trendler de belli bir hal almaya başladı. Yazının başlığında vurguladığım “yeni bişey yok” bunun ironik bir hatırlatmasıydı.

Ahmet YILMAZ Türkiye’nin Makinecileri Almanya Danışmanı

95


kitaplık

İŞGÜCÜ PİYASASI KURALLARININ SAVUNUSU Bu kitap, formel işgücü piyasası düzenlemelerinin ve politikalarının gelişmekte olan ülkelerde neden uygulandığını ve formel olmayan değerlerin işgücü piyasasının işleyişini nasıl etkilediğini ortaya koyuyor. İşgücü piyasası kuralları, birçok gelişmekte olan ülkenin kötü ekonomik performansının nedeni olarak görülmektedir. Bir disiplinler arası araştırma grubu, teorik ve ampirik kanıtlara dayanarak, bu savın dayandığı kanıtların zayıf olduğunu göstermektedir. Bu kitap, formel işgücü piyasası düzenlemelerinin ve politikalarının gelişmekte olan ülkelerde neden uygulandığını ve formel olmayan değerlerin ve normların da işgücü piyasasının işleyişini nasıl etkilediğini ortaya koymaktadır. Kitap, bu konudaki tartışmaların odağını oluşturan kavramsal ve metodolojik sorulara ışık tutarken, aynı zamanda bu kuralların ekonomik etkilerini analiz etmektedir. Bu kitap işgücü kurumlarını işgücü piyasası katılığı ile eş tutan mevcut bakış açısına karşı çıkmakta ve farklı gelir düzeylerine sahip ülkelerin ihtiyaçlarını ve karşı karşıya oldukları güçlükleri göz önüne alarak belli politikaları ve standartları sürdürmenin ekonomik ve sosyal nedenlerini ortaya koymaktadır. Janine Berg Uluslararası Çalışma Örgütünde çalışan kıdemli bir işgücü iktisatçısıdır. Berg; Kimin İçin Mucize?, Serbest Ticaret Altında Şilili İşçiler ve İstihdam Sorunu İle Mücadele: Küresel Ekonomide Arjantin, Brezilya ve Meksika kitaplarının yazarıdır.

İŞLET BÜYÜT DÖNÜŞTÜR Kalitenin uluslararası simgelerinden Shingo Prize ödüllü Steven C. Bell ve kitaba katkıda bulunan diğer yalın düşünce liderleri, yalın prensipleri ve uygulamaları kurumunuzda nasıl uygulayabileceğini size örnekleriyle gösteriyor. Kaliteyi iyileştirmek, verimli büyümek ve fikirden değere doğru inovasyon çabanıza ivme kazandırmak için yalın prensipleri ve uygulamaları kurumunuzda nasıl uygulayabilirsiniz? Müşterileriniz için piyasada fark yaratan değer akışlarını nasıl oluşturabilirsiniz? Çalışanlarınız ve süreçlerinizle daha etkili ve uyumlu bir çalışma ortamı neden önemlidir? Kalitenin uluslararası simgelerinden Shingo Prize ödüllü Steven C. Bell ve kitaba katkıda bulunan diğer yalın düşünce liderleri, size bu hedeflere nasıl ulaşabileceğinizi örnekleriyle gösteriyor. Şirketlerin işlerine yoğun bir enerji kazandırmak için Yalın BT dönüşümlerini nasıl bir kaldıraç gibi kullanabileceklerini ayrıntılı olarak anlatan güçlü bir çalışma. Bu kitap okura uzun bir sıçrama yaptırıyor, onu yalın ile inovasyon arasında köprü kuracak hızlı uygulamaya hazırlıyor.

96


HOBİ ELEKTRONİK Teorik derinliği olmayan çoğu hobi kitabından farklı olan Hobi Elektronik kitabı, elektrik ve elektronik eğitimi almamış, ancak elektroniği nedeni, nasılı ve tarihçesiyle birlikte zevkli bir şekilde öğrenmek isteyenlere hitap ediyor. Bilginin ve bilmenin çok önemli olduğu ve elektronik devriminin de bilgiye ulaşmayı kolaylaştırdığı günümüzde, “Hobi Elektronik” olarak adlandırabileceğimiz popüler bir alan, diğer hobilerin arasına çoktan yerleşti. Teorik derinliği olmayan çoğu hobi kitabından farklı olan Hobi Elektronik kitabı, elektrik ve elektronik eğitimi almamış, ancak elektroniği nedeni, nasılı ve tarihçesiyle birlikte zevkli bir şekilde öğrenmek isteyenlere hitap ediyor. Kitabın teorik bölümleri ile birlikte kurgulanmış olan 52 adet hobi uygulaması ise, oradan buradan edin, öğrenmeden-uygula veya kopyala-yapıştır türünden yüzeysel uygulamalardan çok farklı olarak, sistemli öğrenmeye ve bilgiye dayanan hobi uygulamalarıdır.

ASYA’DA ÇARKLAR NASIL DÖNÜYOR Studwell bu kitabıyla Asya’nın tamamında gerçekleşen ekonomik bağlamda başarıları ve başarısızlıkları çok geniş bir şekilde işliyor ve tüm bunlara çeşitli istatistiklerle ışık tutuyor. Kitap, hızlı ekonomik değişimlerin nasıl gerçekleştiğini ya da gerçekleşemediklerini ele alıyor. Bu bağlamda kitapta, hükümetlerin, ekonomilerini hızla kalkındırmak için uyguladıkları üç kritik müdahale yönteminden söz ediliyor. Bunların, yoksulluktan refaha geçişte, Doğu Asya ülkelerinden Japonya, G.Kore, Tayvan ve şimdi de Çin’de ne denli etkili oldukları, öte yandan, hedefleri aynı olan ama aynı politikaları etkinlikle uygulayamayan diğer Asya ülkelerinde, kısa süren bazı başarılar elde edilse de kalkınmanın neden sürdürülemediği konusu üzerinden duruluyor. Bu kitap, verilen bu müdahaleleri dokuz Asya ülkesi üzerinde örneklendirme yapmıştır. Kuzey Doğu Asya (KDA) Grubu: Japonya ve onun eski kolonileri olan Güney Kore ve Tayvan, Güney Doğu Asya (GDA) Grubu: Tayland, Malezya, Endonezya, Filipinler, Çin ve Vietnam. Kitap, ekonomik kalkınmayı etkilemelerine rağmen üç unsuru belli sebeplerden dolayı geri planda bırakmıştır. Birincisi çoğulculuk ve demokrasi, ikincisi hukukun üstünlüğü ve sonuncusu iklim ve coğrafi yapıdır.

97


makine tarihi

SANAYİ DEVRİMİ NASIL BAŞLADI? 14’ÜNCÜ YÜZYILDAN ITIBAREN HIZLANAN BULUŞLAR, 18’INCI YÜZYILDA YENI BIR TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM SÜRECINI TETIKLEDI. BIR ENERJI KAYNAĞI OLARAK KÖMÜRÜN DAHA ÇOK KULLANILMASIYLA BIRLIKTE BUHAR GÜCÜ, KÜRESEL TICARETTE BÜYÜK BIR ARTIŞ YARATTI. BERABERINDE YENI BIR TOPLUMSAL SINIF OLAN “IŞÇI SINIFI”NI VE YOĞUN BIR NÜFUS ARTIŞINI DA GETIREN BU DÖNÜŞÜMÜ, SANAYI DEVRIMI OLARAK ANIYORUZ.

Gelecek sayımızda 2. Sanayi Devrimi’ni ele alacağız.

98

I

nsanlık, tarihi boyunca üç önemli toplumsal süreç yaşadı. Bunların ilki 10 bin yıl önce başladığı düşünülen tarım toplumuna geçiş, ikincisi 18’inci yüzyıldaki Sanayi Devrimi ile sanayi toplumuna geçiş ve sonuncusu, halen yaşamakta olduğumuz bilgi toplumu sürecidir. Bugünlerde Türkiye’de Endüstri 4.0’a uyumu konuşsak da dünyada Endüstri 5.0’ın düşünsel temelleri çoktan atılmaya başlandı. Bilgi toplumunun zirvesini oluşturacak Endüsri 5.0 hakkında söz söylemeden önce, Sanayi Devrimi’nin temeline inmemiz ve ilk Sanayi Devrimi’ni irdemelememiz gerekiyor.

Bilimsel veriler, 5 milyon yıla ulaşan insanoğlunun evrim ağacında birçok özel kırılma noktası olduğuna işaret ediyor. Ateşin kullanımı, ilk el aletleri, tarıma geçiş, yazı olarak sıralayabileceğimiz bu kırılma/atılım dönemleri, beraberlerinde önemli toplumsal sonuçları da getirdi. Genel olarak, insanlık tarihinde üç önemli toplumsal süreç yaşandığı, artık ortak kabul edilen bir olgu. Bunlardan ilki, elbette, milyonlarca yıl süren avcı toplayıcılıktan tarım toplumuna geçiş. Doğayı kendi lehinde kullanmaya ve tahıl üretim alanlarında yerleşik


BUHAR MAKİNELERİNİN TEMEL PRENSİBİ Sıvı halde bulunan su, kömür, odun, petrol türevleri ile ısıtılarak kızgın buhar haline getirilir, bu buhar bir odacığa toplanır, hızla soğutulan bu odacıkta sıcaklıkla birlikte basınç da düşer ve vakum oluşur. Bu vakumun gücü kinetik enerjiye dönüşür ve piston sistemini tetikler. Isıtma ve buharlaştırma süreci, hareketli mekanizmanın dışında bir kısım olması nedeniyle bu tür motorlar teknikte “dıştan yanmalı motor” olarak anılır.

hayata geçmeye başlayan insanoğlu, elde ettiği katma değer ile ilk kalabalık toplulukları, kabileleri ve devamında devletleri de oluşturdu. Yine aynı süreçte oluşan artı değer yönetim sınıfının ve ticaretin doğumunu beraberinde getirmesi açısından da çok önemlidir. 14’üncü yüzyıldan itibaren hızlanan buluşlar, 18’inci yüzyılda yeni bir toplumsal dönüşüm sürecini tetikledi. Bir enerji kaynağı olarak kömürün daha çok kullanılmaya başlanmasıyla buhar gücü üretimde mekanikleşmeyi, hızı, daha fazla üretimi ve dolayısıyla küresel ticarette büyük bir artışı yarattı. Beraberinde yeni bir toplumsal sınıf olan “işçi sınıfını” ve yoğun bir nüfus artışını da getiren bu dönüşümü, bilindiği üzere Sanayi Devrimi olarak anıyoruz. EKONOMİK BÜYÜME DÖNEMİNİN TEK BAŞARILI ÖRNEĞİ Sanayi Devrimi, insan ve hayvan gücüne dayalı üretim tarzından, makine gücünün hâkim olduğu üretim tarzına geçiştir. Bu tarz üretim 18’inci yüzyılda İngiltere’de, özellikle dokuma sektöründe ortaya çıkmış, daha sonra diğer alanlara yayılmıştır. Makineye dayalı üretime geçişle birlikte üretimin şekli ve miktarı da artmış; makineleşmeyle birlikte yeni bir sınıf olan işçi sınıfı oluşmuştur. Gerçekleşen buluşlar ve buluşların hızla sanayi üretimine aktarılması Batı insanının hayat tarzını köklü biçimde değiştirirken, dünya tarihinde ilk kez nüfus artışı hayat standartlarının yükselişiyle eş zamanlı gerçekleşti. Bu nedenle Sanayi Devrimi, nüfus artışının ekonomik büyümeyi sınırlamadığı tek başarılı örnek olarak da gösterilmektedir. Sanayi Devrimi’nin en açık özelliği, kuşkusuz üretimin çapında görülen büyük artıştır. Daha fazla mekanik güç, daha fazla ham madde ve daha fazla üretilmiş emtiayı olduğu kadar, daha fazla kirlilik, daha fazla ulaş-

tırma, sanayi ve ticaret süreçlerini izleyecek daha fazla kurallar yumağı, malları satın alacak daha fazla tüketici, daha çok satıcı ve büyük sermayesi olan, daha çok insan çalıştıran daha büyük firmaları da hızla ortaya çıkardı. Daha eski ve basit yapım teknikleri unutuldu ve yerlerini daha ucuz ve daha kaliteli “fabrika” mallarına bıraktı. 18’inci yüzyılda başlayıp 19’uncu yüzyılın ortalarına kadar süren bu sanayileşme sürecine demir ve kömürün asıl enerji kaynağı ve ham maddeyi oluşturduğu “Makineleşme Çağı” da deniliyor. Temel özelliği makine kullanımının yaygınlaşması sonucu büyük fabrikaların ortaya çıkması olan Sanayi Devrimi, tarım işçilerinin üretime katılmak için şehirlere göç etmesiyle büyük çaplı bir kentleşmeyi de yaratmıştır. Daha önceki dönemlerin temel özelliği nasıl avcı ve toplayıcı kabilelerle büyük toprak parçaları ise sanayi çağının çarpıcı kurumu da fabrikalardır. Fabrikalar üretimi hızlandırmış yaygınlaştırmış, kaliteyi artırmış, iş gücünden tasarrufu sağlayarak maliyetleri aşağıya çekmiştir.

SANAYİ DEVRİMİ, BATI INSANININ HAYAT TARZINI KÖKLÜ BIÇIMDE DEĞIŞTIRIRKEN, DÜNYA TARIHINDE ILK KEZ NÜFUS ARTIŞI HAYAT STANDARTLARININ YÜKSELIŞIYLE EŞ ZAMANLI GERÇEKLEŞTI. BU NEDENLE SANAYI DEVRIMI, NÜFUS ARTIŞININ EKONOMIK BÜYÜMEYI SINIRLAMADIĞI TEK BAŞARILI ÖRNEK OLARAK DA GÖSTERILMEKTEDIR.

NEDEN İNGİLTERE’DE BAŞLADI? İngiltere’de 1750-1760’larda görünür hale gelen Sanayi Devrimi’nin neden İngiltere’de başladığı konusunda birkaç görüş var. Bunlardan ilki “Üzerinde Güneş Batmayan İmparatorluk” olarak İngiltere’nin diğer ülkelere kıyasla daha fazla ham madde ve pazara sahip olmasıydı. Bu sömürgeleri ile zenginleşen İngiltere’nin daha o yüzyılda milli bir patent sistemi ile buluşçuluğu teşvik etmesi; tarımsal üretimde özel mülkiyeti teşvik ederek sanayi için gerekli iş gücünü farkında olmadan yaratmış olması ve finansal başarıyı toplumda yüceltmesi gibi nedenler, Sanayi Devrimi’ne İngiltere’yi daha hızlı hazırladı. Bununla birlikte kimi uzmanlar, dinsel nedenlerle

ENDÜSTRİ 4.0 ENDÜSTRİ 3.0 ENDÜSTRİ 1.0 Su ve buhar enerjili mekanik üretim tesislerinin devreye girişi

ENDÜSTRİ 2.0 İş bölümüne dayalı, elektrik enerjili kitlesel üretimin devreye girişi

İmalatın otomasyonunu ileri safhalara taşımaya başaran elektronik ve bilgi teknolojilerinin devreye girişi

Siber-fiziksel sistemlere dayalı üretimin devreye girişi

Bugün

99


makine tarihi sonra bir çıkrıkla 120 makarada iplik bükme olanağı da sağlayacaktı. İlk tekstil fabrikalarında mekik ve çıkrıklar akarsu gücüyle çalışırken, James Watt’ın dairesel hareket yapan düzeneği bulmasıyla, buharla çalışan ilk tekstil fabrikaları görülmeye başlandı. Bu yeni atılım, ucuz ve kaliteli İngiliz tekstillerinin tüm dünyaya ihraç edilmesini büyük çaplı gelirler elde edilmesine neden olurken, kömür ocaklarında buhar makinesi kullanılmasıyla daha fazla enerji ham maddesi ve daha çok enerji getirisini sağladı. Daha çok enerji, metal cevherinin işlenmesini kolaylaştırdı ve buharlı gemiler ortaya çıkmaya başladı. Buharlı trenlerin ulaşımda yarattığı büyük değişim ile artık ürünler daha fazla sayıda, daha kaliteli ve daha ucuz olarak limanlara aktarılıyor ve yine buharlı gemilerle ihraç pazarlarına daha hızlı ve ucuz ulaştırılıyordu. Sürecin, ne kadar hızlı geliştiği ve toplumsal hayatta nasıl köklü bir değişime neden olduğu izlenince, “insanoğlunun ikinci büyük dönüşümü” sıfatının haklılığı da ortaya çıkıyor.

SANAYİ DEVRİMİ, KAS GÜCÜYLE YAPILAN BİRÇOK İŞİN MAKİNELERE AKTARILMASI OLARAK BASİTÇE ANLATILABİLİR. BÖYLECE SANAYİ DEVRİMİ YENİ BİR BURJUVA SINIFI DOĞURMUŞ, İŞÇİ SINIFINI YARATMIŞ VE ÇOĞALTMIŞ, NÜFUSUN KIRDAN KENTE GÖÇÜNE NEDEN OLMUŞ VE ENDÜSTRİYEL KİRLİLİĞİ DE BAŞLATMIŞTIR.

100

İngiltere’de daha hızlı ve yaygın bir bilimsel gelişim yaşandığına da işaret ediyor ve bu özgürlük ortamının Sanayi Devrimi’nin ilk kıvılcımlarını yaktığını vurguluyor. BUHAR GÜCÜ DÜNYAYI DEĞİŞTİRDİ İngiltere’de 1750’li yıllardan itibaren yaşanan Sanayi Devrimi, diğer Avrupa ülkeleri ve ABD’de ise gecikmeyle gerçekleşti. Sanayi Devrimi öncesinde Avrupa’da halkın yüzde 90’ı köylerde yaşıyordu, milli gelir çok düşüktü ve halk yoksuldu. Büyük toprak sahibi asillerin milli hasılada söz sahibi olduğu bu dönemde, İngiliz mucit J. Kay, 1733’te “Uçan Mekik” adlı buluşuyla kumaş dokuma hızını artırdı. Ardından bir başka İngiliz mucit J. Hargreaves 1764’te, aynı anda sekiz makarada iplik eğiren çıkrığı keşfetti. Bu buluş, daha

ARTAN TİCARET SANAYİ DEVRİMİ’NE ZEMİN HAZIRLADI Sanayi Devrimi öncesinde dünyada önemli bir gelişme dönemi de 1400’lü yıllarda gerçekleşen ve kimi kaynaklarda “Ticaret Devrimi” olarak adlandırılan dönemdir. Dört yüzyıl süren bu dönemde Avrupalılar, doğuda sömürgeler edinerek yeni doğal kaynakları dünya piyasasına sürmüş, yönetimler tüccar haklarını koruyarak devlet destekli büyük şirketlerin kurulmasına ön ayak olmuştu. Ticaret hacminin büyümesi, sermayenin de büyümesi ihtiyacını doğurunca, bankacılık ve kredi sistemi gelişmeye başladı. Nihayet 1600’lerin sonunda Avrupa’daki sermaye birikimi, büyük ölçüde Amerika Kıtası ve Uzak Doğu’daki çay/afyon ticaretinden elde edilen zenginliklerle oluşturulunca, Sanayi Devrimi’ni başlatacak maddi koşullar da bir anlamda yaratılmış oldu.

BUHARIN GÜCÜ MAKINEYE HAYAT VERDI Buhar makineleri 17’nci yüzyıldan itibaren yaklaşık iki asır endüstri ve ulaşım araçlarına hâkim oldu. 1679’da Denis Papin’in düdüklü tencereyi icat etmesiyle başlayan bu süreç, 1698’te İngiliz mucit Thomas Savery’nin buhar makinesini madencilik sektörüne uyarlamasıyla hız kazandı. 1712’de bir başka İngiliz mucit olan Thomas Newcomen Savery’nin makinesini geliştirdi ve verimliliğini, güvenlik seviyesini artırdı. Newcomen’ın yaptığı makinelerin birinin bozulmasıyla buhar makinesi üzerinde çalışma imkânı bulan İskoç mühendis ve mucit James Watt ise buharlı makinelere büyük katkılarda bulundu.Sanayi Devrimi’nin önemli isimlerinden olan Watt’ın makinesinde, buhar, işini yaparken sıcak odada bulunuyordu ve su haline getirilmesi gerektiğinde supaplar sistemiyle soğuk odaya alınıyordu. Zaman içerisinde makineyi daha da geliştiren Watt, pistonun ileri geri hareketini, ustalıkla bir tekerleğin dönme hareketine çeviren mekanik aletleri de icat etti. Bu ek buluşlar, fabrikalardaki üretim sistemleri ile demir yolu çağı başlangıcının da ayak sesleriydi.


GÖSTERGELER KASIM 2016

101


göstergeler

TÜRKİYE’NİN MAKİNE İHRACATI KASIM AYI SONUNDA 12,2 MİLYAR DOLAR OLDU TÜRKIYE’NIN MAKINE IHRACATI 2016 YILININ OCAK-KASIM DÖNEMINDE 12,2 MILYAR DOLAR OLARAK KAYDEDILDI. 2015 YILININ AYNI DÖNEMINDE BU RAKAM 12 MILYAR DOLAR SEVIYESINDEYDI. TÜRKIYE’NIN MAKINE IHRACATI YÜZDE 1,5 ARTTI.

102

M

akine sektöründe 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde en fazla ihracat gerçekleştiren alt sektör motorlar oldu. 2016 yılının OcakKasım döneminde söz konusu ürün grubunda gerçekleştirilen ihracatın değeri 1,8 milyar dolar olarak kaydedildi. 2015 yılının aynı döneminde bu rakam 1,6 milyar dolar seviyesindeydi. Motorlar kalemindeki ihracat artışı yüzde 12,1 oldu. Listenin ikinci sırasında bulunan klimalar ve soğutma makineleri kaleminde 2015 yılının Ocak-Kasım döneminde 1,741 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2016 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 2,5 artışla 1,785 milyar dolar seviyesine yükseldi. En fazla ihracat gerçekleştiren üçüncü kalem ise diğer yıkama ve kurutma makineleri olarak kayda geçti. 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde diğer yıkama ve kurutma makineleri ürün grubundaki ihracat ise 1,2 milyar dolar oldu. 2015 yılının aynı döneminde bu rakam 1,1 milyar dolar seviyesindeydi.

Söz konusu ürün grubundaki ihracat artışı yüzde 4,5 olarak kaydedildi. ALMANYA İHRACAT LİSTESİNİN İLK SIRASINDA BULUNUYOR Makine sektöründe en fazla ihracat gerçekleştirilen ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında Almanya bulunuyor. Almanya’ya 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 2015 yılının aynı dönemine göre yüzde 4,1 artışla 1,990 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Almanya’ya 2015 yılının söz konusu döneminde gönderilen ürünlerin değeri 1,911 milyar dolardı. İkinci sıradaki ABD’ye yönelik makine ihracatı 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 868 milyon dolar oldu. 2015 yılının aynı döneminde bu rakam 853 milyon dolardı. ABD’ye yönelik ihracat artışı yüzde 1,8 olarak kaydedildi. Türkiye’nin en fazla ihracat gerçekleştirdiği ilk 10 ülke listesinin üçüncü sırasındaki İngiltere’ye, 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri 707 milyon dolar oldu.


MAKINE VE AKSAMLARI SEKTÖR TAMAMI İTIBARIYLA İHRACAT KAYIT RAKAMLARI

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

1 OCAK - 30 KASIM 2015 MAL GRUBU ADI

MİKTAR (BİN TON)

1 OCAK - 30 KASIM 2016

DEĞER (MİLYON $)

$/Kg

MOTORLAR

101,5

1.642

16,2

KLİMALAR VE SOĞUTMA MAKİNELERİ

420,9

1.741

DİĞER YIKAMA VE KURUTMA MAKİNELERİ

419,3

DİĞER MAKİNELER

151,7

İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER

217,5

POMPALAR VE KOMPRESÖRLER TAKIM TEZGAHLARI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

(%) DEĞİŞİM

$/Kg

MİKTAR

DEĞER

116,4

1.840

15,8

14,6

12,1

4,1

437

1.785

4,1

3,8

2,5

1.188

2,8

446,7

1.241

2,8

6,5

4,5

1.023

6,7

145,1

982

6,8

-4,3

-4,1

862,1

4,0

206,3

772,5

3,7

-5,1

-10,4

84,8

639,5

7,5

88,7

621,3

7,0

4,6

-2,8

89,6

600,2

6,7

85,1

579,5

6,8

-5,1

-3,4

124,5

603,9

4,8

119,7

557,3

4,7

-3,8

-7,7

SİLAH VE MÜHİMMAT

26,7

476,8

17,8

34,1

547,5

16,0

27,7

14,8

TEKSTİL VE KONFEKSİYON MAKİNELERİ

69,2

370,3

5,3

85,2

458,3

5,4

23,2

23,8

REAKTÖRLER VE KAZANLAR

58,2

407,9

7,0

54,3

408,2

7,5

-6,7

0,1

VANALAR

50,7

445,7

8,8

47,2

397

8,4

-6,9

-10,9

TÜRBİN, TURBOJET, TURBOPROPELLER, HİDROLİK SİLİNDİRLER

11,8

305,8

25,8

12

370,6

30,7

2,0

21,2

GIDA SANAYİİ MAKİNELERİ

70,5

416,7

5,9

62,7

368,6

5,9

-11,1

-11,6

HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ, KALIPLAR

37,3

250

6,7

35

257,3

7,3

-6,1

2,9

ISITICILAR VE FIRINLAR

36,2

248,5

6,9

33,5

244,4

7,3

-7,5

-1,7

YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEMEYE MAHSUS MAKİNELER

49,8

226

4,5

45

208,2

4,6

-9,5

-7,9

KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME VE İMALATINA AİT MAKİNELER

10,8

118

10,9

12

131

10,8

11,8

11,1

TARIM VE ORMANCILIKTA KULLANILAN MAKİNELER

BÜRO MAKİNELERİ

3

153,5

51,2

3,1

130,4

40,9

6,4

-15,0

AMBALAJ MAKİNELERİ

6,5

124,8

19,2

6,8

130,1

18,9

6,0

4,2

10,7

117,5

10,9

10,1

114,2

11,2

-5,6

-2,9

KAĞIT İMALİNE VE MATBAACILIĞA MAHSUS MAKİNELER

9

69

7,6

8,7

61,1

7,0

-3,2

-11,5

DERİ İŞLEME VE İMALAT MAKİNELERİ

1,9

4,6

1,8

10,5

5,8

-7,6

17,1

5,8

1,7

1,5

RULMANLAR

TOPLAM

2.063

8,9 12.041

5,8

2.097

12.218

103


göstergeler

İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde inşaat ve madencilikte kullanılan makineler sektöründe 772,5 milyon dolar değerinde ürün ihraç edildi. İnşaat ve madencilikte kullanılan makineler sektöründe Cezayir 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 85,2

milyon dolarla en fazla ihracat gerçekleştirilen ülke oldu. Bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 73,5 artışın yaşandığı Cezayir’e, 2015 yılının aynı döneminde gönderilen ürünlerin değeri 49,1 milyon dolardı. İkinci sıradaki Almanya’ya 2016 yılının

Ocak-Kasım döneminde 45,5 milyon değerinde inşaat ve madencilikte kullanılan makineler ihraç edildi. Üçüncü sıradaki Ege Serbest Bölgesi’ne 2015 yılının Ocak-Kasım döneminde 37,6 milyon dolar değerinde ürün ihraç edilirken 2016 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 12,8 artışla 42,4 milyon dolar oldu. Listenin dördüncü sırasındaki İran’a 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 24,3 artışla 37,3 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2015 yılının aynı döneminde İran’a gönderilen ürünlerin değeri 30 milyon dolardı. Listenin beşinci sırasında yer alan Avusturya’ya 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri 29 milyon dolar olarak kaydedildi. 2015 yılının aynı döneminde bu rakam 26,8 milyon dolar seviyesindeydi. Avusturya’ya yönelik ihracat artışı yüzde 8,3 oldu. 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde Türkiye geneli inşaat ve madencilikte kullanılan makineler ihracatı listesinde en fazla artış yüzde 73,5 ile Cezayir’de yaşandı. Listede yüzde 24,3 ile İran ikinci sırada bulunurken söz konusu ülkeyi yüzde 12,8 ile Ege Serbest Bölgesi üçüncü sırada takip etti.

İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2015 ve 2016 Yılları 1 Ocak-30 Kasım Dönemi)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2015 YILI DEĞER (MİLYON $)

$/KG

CEZAYİR

13,4

49,1

3,7

ALMANYA

12,4

52,9

4,3

EGE SERBEST BÖLGESİ

13

ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

(%) DEĞİŞİM

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

23,1

85,2

3,7

72,4

73,5

9,8

45,5

4,6

-20,7

-13,9

37,6

2,9

42,4

2,6

22,9

12,8

İRAN

6,7

30

4,5

5,4

37,3

6,9

-19,5

24,3

AVUSTURYA

4,6

26,8

5,8

4,5

29

6,3

-1,1

8,3

16

SUUDİ ARABİSTAN

13,4

49

3,7

27,8

2,9

-29,1

-43,3

İNGİLTERE

13,8

29,1

2,1

15

26,7

1,8

8,3

-8,3

9,2

24,4

2,6

11,6

23,3

2,0

25,6

-4,6

ABD

7

24,3

3,4

6,7

22,6

3,4

-4,6

-7,0

HOLLANDA

6

28

4,7

5,6

20,7

3,7

-6,9

-25,9

217,5

862,1

4,0

206,3

772,5

3,7

-5,1

-10,4

MISIR

MAL GRUBU TOPLAMI

104

2016 YILI

MİKTAR (BİN TON)

9,5


POMPA VE KOMPRESÖRLER Pompa ve kompresörler mal grubunda 2016 yılının OcakKasım döneminde 621,3 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirildi. Pompa ve kompresörler ürün grubunda, 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde en fazla ihracat gerçekleştirilen ülke 123,2 milyon dolarla Almanya oldu. Listenin ikinci sırasında bulunan ABD’ye 2015 yılının OcakKasım döneminde 39,1 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2016 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 9,1 artışla 42,7 milyon dolar oldu. Üçüncü sıradaki İran’a 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 22,4 milyon dolar değerinde pompa ve kompresör ihraç edildi. Dördüncü sırada bulunan İngiltere’ye 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 20,4 milyon dolar değerinde ürün ihraç edildi. Beşinci sıradaki İtalya’ya 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde pompa ve kompresörler kaleminde ihraç

rak kaydedildi. 2016 yılının Ocak-Eylül döneminde Türkiye geneli pompa ve kompresörler ihracatı tablosunda en fazla artış yüzde 26 ile Ege Ser-

edilen ürünlerin değeri 20 milyon dolar oldu. 2015 yılının aynı döneminde bu rakam 18,9 milyon dolar seviyesindeydi. İtalya’ya yönelik ihracat artışı yüzde 5,9 ola-

best Bölgesi’nde yaşandı. İkinci sırada yüzde 9,1 ile ABD yer alırken söz konusu ülkeyi yüzde 5,9 ihracat artışıyla İtalya üçüncü sırada izledi.

POMPA VE KOMPRESÖRLER İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2015 ve 2016 Yılları 1 Ocak-30 Kasım Dönemi)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2015 YILI ÜLKE ALMANYA ABD

MİKTAR (BİN TON)

2016 YILI

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

131,1

7,7

4,4

39,1

8,8

17

MİKTAR (BİN TON)

(%) DEĞİŞİM

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

21,4

123,2

5,8

25,8

-6,0

4,8

42,7

8,8

9,2

9,1

İRAN

2,5

23,5

9,2

2,8

22,4

8,0

10,3

-4,4

İNGİLTERE

3,8

25,7

6,7

3,2

20,4

6,2

-14,6

-20,6

İTALYA

2,9

18,9

6,4

3,1

20

6,4

4,8

5,9

IRAK

2,9

24,8

8,3

2,1

16,5

7,8

-28,7

-33,2

SUUDİ ARABİSTAN

3,7

19,8

5,3

2,5

15

5,9

-31,7

-24,1

POLONYA

2,1

15,3

7,1

1,9

14,9

7,7

-10,1

-2,5

FRANSA

2,4

15,6

6,3

2,3

14,8

6,3

-4,5

-5,3

EGE SERBEST BÖLGESİ

2,2

11,1

4,9

2,5

14

5,6

10,1

26,0

MAL GRUBU TOPLAMI

84,8

639,5

7,5

88,7

621,3

7,0

4,6

-2,8

105


göstergeler

TAKIM TEZGAHLARI

2016 yılının Ocak-Kasım döneminde takım tezgahları ihracatı 579,5 milyon dolar olarak kaydedildi.

Takım tezgahları ürün grubunda en fazla ihracat gerçekleştirilen Almanya’ya 2016 yılının Ocak-Kasım dö-

neminde 55,8 milyon dolar değerinde ürün gönderildi. Listenin ikinci sırasında bulunan ABD’ye 2016 yılı-

nın Ocak-Kasım döneminde 35,7 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2015 yılının aynı döneminde bu rakam 29,2 milyon dolar seviyesindeydi. ABD’ye yönelik ihracat artışı yüzde 21,9 oldu. Listenin üçüncü sırasındaki Suudi Arabistan’a 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 26,4 milyon dolar değerinde ürün ihraç edildi. Dördüncü sırada yer alan İran’a 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri 18,9 milyon dolar olarak kaydedildi. Listenin beşinci sırasında bulunan Cezayir’e 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 17,4 milyon dolar değerinde ürün gönderildi. 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde Türkiye geneli takım tezgahları ürün grubunda en fazla ihracat artışının yaşandığı ülke yüzde 41,9 ile Bulgaristan oldu. İkinci sırada yüzde 41,1 ile Fransa yer alırken üçüncü sırada yüzde 21,9 ile ABD bulunuyor.

TAKIM TEZGAHLARI İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2015 ve 2016 Yılları 1 Ocak-30 Kasım Dönemi)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2015 YILI DEĞER (MİLYON $)

$/KG

ALMANYA

7,1

56,2

7,9

ABD

3,8

29,2

7,6

SUUDİ ARABİSTAN

5,5

30,2

5,4

İRAN

3,1

24

7,6

CEZAYİR

2,2

19,6

8,7

POLONYA

3,7

20,2

BULGARİSTAN

1,6

12,2

FRANSA

1,6

RUSYA KANADA

ÜLKE

MAL GRUBU TOPLAMI

106

2016 YILI

MİKTAR (BİN TON)

MİKTAR (BİN TON)

(%) DEĞİŞİM

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

7,2

55,8

7,7

1,8

-0,8

4,2

35,7

8,4

9,5

21,9

4

26,4

6,5

-27,0

-12,3

2,5

18,9

7,4

-19,0

-21,1

2

17,4

8,4

-8,2

-11,2

5,5

3,2

17,4

5,4

-12,7

-13,6

7,6

2,3

17,4

7,3

46,8

41,9

11

6,8

2,8

15,6

5,5

75,3

41,1

4,6

29,1

6,2

2,9

15,5

5,3

-37,0

-46,7

2,3

12,6

5,4

2,1

14,3

6,6

-7,6

13,4

89,6

600,2

6,7

85,1

579,5

6,8

-5,1

-3,4


TARIM VE ORMANCILIK MAKİNELERİ Tarım ve ormancılıkta kullanılan makineler ürün grubunda 2016 yılının OcakKasım döneminde 557,3 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde tarım ve ormancılıkta kullanılan makineler kaleminde 157,8 milyon dolarla en fazla ABD’ye ihracat gerçekleştirildi. Listenin ikinci sırasında yer alan İtalya’ya 2016 yılının OcakKasım döneminde 57,5 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Üçüncü sıradaki Irak’a 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde ihraç edilen tarım ve ormancılıkta kullanılan makinelerin toplam değeri 27,8 milyon dolar oldu. Dördüncü sırada bulunan Azerbaycan’a 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde ihraç edilen tarım ve ormancılıkta kullanılan makinelerin değeri 22 milyon dolar oldu. 2015 yılının aynı döneminde bu rakam 19,8 milyon dolar seviyesindeydi. Azerbaycan’a

kam yüzde 2,4 artışla 19,8 milyon dolar oldu. 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde Türkiye geneli tarım ve ormancılıkta kullanılan makineler ürün grubunda ihracat artışının en

yönelik ihracat artışı yüzde 11 olarak kayda geçti. Beşinci sıradaki Sudan’a 2015 yılının Ocak-Kasım döneminde 19,4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2016 yılının aynı döneminde bu ra-

fazla yaşandığı ülke yüzde 140,9 ile Ukrayna oldu. İkinci sırada yüzde 15,6 ile Güney Afrika Cumhuriyeti yer alırken söz konusu ülkeyi yüzde 11 ile Azerbaycan üçüncü sırada takip etti.

TARIM VE ORMANCILIK MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2015 ve 2016 Yılları 1 Ocak-30 Kasım Dönemi)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2015 YILI ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

ABD

23,5

İTALYA

12,5

2016 YILI

DEĞER (MİLYON $) 175 67,3

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

(%) DEĞİŞİM

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

157,8

7,5

-10,6

-9,9

4,9

-7,3

-14,5

7,4

21

5,4

11,6

57,5 27,8

3,3

2,5

-2,8

22

4,3

8,1

11,0

19,8

3,0

14,6

2,4

IRAK

8,3

28,7

3,4

8,5

AZERBAYCAN

4,6

19,8

4,2

5

SUDAN

5,7

19,4

3,4

6,5

CEZAYİR

4,3

18,2

4,2

3,9

17,4

4,4

-8,4

-4,5

İRAN

3,5

14,9

4,2

4,8

14,1

2,9

36,0

-4,9

BULGARİSTAN

3,5

13,5

3,8

3,2

12,4

3,8

-7,8

-8,4

UKRAYNA

1,6

5,1

3,1

3,2

12,2

3,8

99,5

140,9

GÜNEY AFRİKA

2,2

9,7

4,3

2,5

11,2

4,4

13,1

15,6

124,5

603,9

4,8

119,7

557,3

4,7

-3,8

-7,7

MAL GRUBU TOPLAMI

107


göstergeler

VANALAR Vanalar ihracatı 2016 yılının OcakKasım döneminde 397 milyon dolar olarak kayda geçti. Vanalar sektöründe 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde en fazla ihracat gerçekleştirilen ülke 56,9 milyon dolarla Almanya oldu. 2015 yılının aynı döneminde bu rakam 50,3 milyon dolardı. Almanya’ya yönelik ihracat artışı yüzde 13,1 olarak kaydedildi. Listenin ikinci sırasında yer alan Mısır’a yönelik vanalar ihracatı 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 27,1 milyon dolar olarak kaydedildi. Listenin üçüncü sırasında bulunan Irak’a 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 25,2 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Dördüncü sıradaki İran’a 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 15,5 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Listenin beşinci sırasında yer alan ABD’ye 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 13,5 milyon dolar değerinde ürün ihraç edildi. 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde Türkiye geneli vanalar sektöründe en fazla ihracat artışı yüzde 13,1 ile Almanya’da yaşandı. VANALAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2015 ve 2016 Yılları 1 Ocak-30 Kasım Dönemi)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2015 YILI $/KG

ALMANYA

8,6

50,3

5,9

MISIR

3,3

27,5

8,2

IRAK

4,5

33,3

7,3

3,9

25,2

İRAN

1,9

48

24,9

1,2

15,5

ABD

0,8

13,8

16,0

0,8

13,5

SUUDİ ARABİSTAN

1,1

10,9

9,3

1

FRANSA

1,3

12,3

9,2

1,2

HOLLANDA

1,6

11,1

6,7

1,5

9,9

TÜRKMENİSTAN

2,1

16,5

7,7

1,2

İNGİLTERE

0,7

10,5

14,4

0,7

50,7

445,7

8,8

47,2

MAL GRUBU TOPLAMI

MİKTAR (BİN TON)

(%) DEĞİŞİM

DEĞER (MİLYON $)

ÜLKE

108

2016 YILI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

8,2

56,9

6,9

-3,6

13,1

2,8

27,1

9,4

-13,6

-1,5

6,4

-13,7

-24,5

12,1

-33,2

-67,6

16,8

-6,2

-1,6

11

11,0

-14,6

0,7

10,4

8,7

-10,2

-15,3

6,5

-8,8

-11,4

9,6

7,6

-40,2

-41,3

8,9

12,4

-1,2

-14,5

397

8,4

-6,9

-10,9


GIDA MAKİNELERİ Gıda sanayi makineleri ihracatı 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 368,6 milyon dolar oldu. Gıda sanayi makineleri kaleminde 2016 yılının OcakKasım döneminde en fazla ihracat gerçekleştirilen ülke 39,3 milyon dolarla Cezayir oldu. Cezayir’in ardından ikinci sırada bulunan Irak’a yönelik gıda sanayi makineleri ihracatı 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 27,1 milyon dolar olarak kaydedildi. 2015 yılının aynı döneminde bu rakam 22,7 milyon dolar seviyesindeydi. Irak’a yönelik ihracat artışı yüzde 19,4 oldu. Listenin üçüncü sırasında yer alan Özbekistan’a 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 25 milyon dolarlık ürün ihraç edildi. Dördüncü sırada bulunan İran’a 2015 yılının Ocak-Kasım döneminde 20,1 milyon dolar değerinde gıda makinesi ihraç edilirken 2016 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 11,3 ar-

sanayi makinesi ihraç edildi. 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde Türkiye geneli gıda sanayi makineleri sektöründe en fazla ihracat artışının

tışla 22,4 milyon dolar olarak kayda geçti. Beşinci sıradaki Mısır’a 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 14,4 milyon dolar değerinde gıda

yaşandığı ülke yüzde 170,2 ile Ukrayna oldu. Azerbaycan yüzde 59,6 ile ikinci, Irak ise yüzde 19,4 ile üçüncü sırada yer aldı.

GIDA MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2015 ve 2016 Yılları 1 Ocak-30 Kasım Dönemi)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2015 YILI

2016 YILI

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

11,6

70,6

6,1

7,3

39,3

5,3

-36,6

-44,3

IRAK

4,5

22,7

5,0

4,3

27,1

6,3

-5,8

19,4

ÖZBEKİSTAN

4,7

26,3

5,5

3,6

25

6,8

-23,2

-4,7

İRAN

2,8

20,1

7,0

7,1

22,4

3,1

150,2

11,3

MISIR

3,8

15,8

4,1

2,6

14,4

5,6

-32,5

-8,6

ÜLKE CEZAYİR

MİKTAR (BİN TON)

(%) DEĞİŞİM

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

RUSYA

1,6

12,3

7,4

1,7

13,8

7,7

7,5

11,9

KAZAKİSTAN

7,9

26,8

3,4

3,1

12

3,8

-60,3

-55,1

TÜRKMENİSTAN

1,4

13

9,2

1

11,2

11,0

-28,0

-14,1

AZERBAYCAN

1

7

6,6

2,4

11,2

4,7

124,0

59,6

UKRAYNA

0,9

3,3

3,7

1,4

9,1

6,3

60,7

170,2

70,5

416,7

5,9

62,7

368,6

5,9

-11,1

-11,6

MAL GRUBU TOPLAMI

109


göstergeler

REAKTÖR VE KAZANLAR Reaktörler ve kazanlar ihracatı 2015 yılının Ocak-Kasım döneminde 407,9 milyon dolarken 2016 yılının aynı döneminde yüzde 0,1 artışla 408,2 milyon dolar olarak kayda geçti. Reaktörler ve kazanlar ürün grubunda 2016 yılı-

nın Ocak-Kasım döneminde 49,1 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2016 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 11,9 artışla 54,9 milyon dolar seviyesine yükseldi. Üçüncü sıradaki Çin’e2015 yılının Ocak-Kasım döneminde 25,5 milyon

nın Ocak-Kasım döneminde 92,3 milyon dolarla en fazla Almanya’ya ihracat gerçekleştirildi. 2015 yılının aynı dönemine bu rakam 89,4 milyon dolardı. Almanya’ya yönelik ihracat artışı yüzde 3,2 oldu. İkinci sırada yer alan İngiltere’ye 2015 yılı-

dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2016 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 21,4 artışla 31 milyon dolar seviyesine yükseldi. Listenin dördüncü sırasında bulunan İspanya’ya 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 28,2 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2015 yılının aynı döneminde bu rakam 22,2 milyon dolardı. İspanya’ya yönelik ihracat artışı yüzde 26,8 oldu. Beşinci sıradaki İtalya’ya 2015 yılının Ocak-Kasım döneminde 20,7 milyon dolarlık ürün ihraç edilirken 2016 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 12,4 artışla 23,3 milyon dolar oldu. 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde Türkiye geneli reaktörler ve kazanlar ürün grubunda en fazla ihracat artışı yüzde 535,6 ile Cezayir’de yaşandı. Bu ülkenin ardından yüzde 26,8 ile İspanya gelirken yüzde 22,9 ile Ukrayna üçüncü sırada yer aldı.

REAKTÖR VE KAZANLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2015 ve 2016 Yılları 1 Ocak-30 Kasım Dönemi)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2015 YILI DEĞER (MİLYON $)

$/KG

ALMANYA

6,4

89,4

13,8

İNGİLTERE

4,2

49,1

ÇİN

2,3

İSPANYA

1,9

İTALYA

$/KG

MİKTAR

DEĞER

6,4

92,3

14,2

0,6

3,2

11,5

5,2

54,9

10,5

23,2

11,9

25,5

10,9

2,3

31

13,1

0,7

21,4

22,2

11,5

2,1

28,2

13,4

8,8

26,8

2,1

20,7

9,6

2,2

23,3

10,2

5,0

12,4

ROMANYA

4,9

26,5

5,3

4,6

23,2

5,0

-6,7

-12,4

RUSYA

4,5

28,3

6,3

2,1

16,1

7,4

-51,7

-43,2

BELÇİKA

1,3

13,2

10,1

1

10,9

10,3

-19,0

-17,5

UKRAYNA

1,8

8,5

4,5

1,6

10,4

6,2

-10,6

22,9

CEZAYİR

0,3

1,4

4,5

2,9

9,2

3,1

811,6

535,6

58,2

407,9

7,0

54,3

408,2

7,5

-6,7

0,1

MAL GRUBU TOPLAMI

MİKTAR (BİN TON)

(%) DEĞİŞİM

DEĞER (MİLYON $)

ÜLKE

110

2016 YILI

MİKTAR (BİN TON)


HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ Hadde ve döküm makineleri sektöründe 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 257,3 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirildi. 2015 yılının aynı döneminde bu rakam 250 milyon dolardı. Hadde ve döküm makineleri sektöründeki ihracat artışı yüzde 2,9 oldu. Hadde ve döküm makineleri mal grubunda 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 32,5 milyon dolarla en fazla Almanya’ya ihracat gerçekleştirildi. 2015 yılının aynı döneminde Almanya’ya gönderilen ürünlerin değeri 30,3 milyon dolardı. Söz konusu ülkeye yönelik ihracat artışı yüzde 7,3 oldu. İkinci sıradaki İtalya’ya 2015 yılının Ocak-Kasım döneminde 12,1 milyon dolar değerinde ürün ihraç edilirken 2016 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 72,6 artışla 20,9 milyon dolar oldu. Listenin üçüncü sırasında yer alan Bulgaristan’a 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 18,1

hadde ve döküm makinelerinin değeri 17,4 milyon dolar olarak kayda geçti. Listenin beşinci sırasındaki Rusya’ya 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 16 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde Türkiye geneli had-

milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2015 yılının aynı döneminde bu rakam 7,4 milyon dolardı. Bulgaristan’a yönelik ihracat artışı yüzde 142,2 olarak kayda geçti. Dördüncü sırada bulunan İran’a 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde ihraç edilen

de ve döküm makineleri sektöründe ihracat artışının en fazla yaşandığı ülke yüzde 142,2 ile Bulgaristan oldu. Listenin ikinci sırasında yüzde 91,7 ile Polonya yer alırken söz konusu ülkeyi yüzde 72,6 ihracat artışıyla İtalya üçüncü sırada izledi.

HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2015 ve 2016 Yılları 1 Ocak-30 Kasım Dönemi)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2015 YILI

2016 YILI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

ALMANYA

3,9

30,3

7,7

İTALYA

2

12,1

5,8

ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

(%) DEĞİŞİM

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

4,5

32,5

7,2

14,2

7,3

3,9

20,9

5,4

88,1

72,6

BULGARİSTAN

0,3

7,4

23,5

0,5

18,1

34,0

67,8

142,2

İRAN

3,4

19,3

5,5

3,2

17,4

5,3

-5,5

-9,5

RUSYA

2,7

27,2

10,0

0,9

16

17,2

-66,0

-41,3

CEZAYİR

3,6

11,1

3,0

2,2

12,2

5,5

-40,2

9,7

ABD

2

11

5,3

1,3

10,1

7,4

-34,7

-7,7

MISIR

1,8

5,5

1,5

8,3

5,4

-14,4

-15,1

SUUDİ ARABİSTAN

0,9

7

POLONYA

0,1

3,5

MAL GRUBU TOPLAMI

37,3

9,8

250

7,0

1,5

7,2

4,7

56,0

3,3

18,4

0,9

6,7

7,4

375,3

91,7

257,3

7,3

-6,1

2,9

6,7

35

111


göstergeler

ISITICILAR VE FIRINLAR Isıtıcılar ve fırınlar ürün grubunda 2016 yılının OcakKasım döneminde 244,4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Isıtıcılar ve fırınlar ürün grubunda 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 21,6 milyon dolarla en fazla Almanya’ya ihracat gerçekleştirildi. İhracat listesinin ikinci sırasındaki İtalya’ya 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11 artışla 13,9 milyon dolarlık ürün ihraç edildi. 2015 yılının aynı döneminde İtalya’ya ihraç edilen ürünlerin değeri 12,5 milyon dolardı. Listenin üçüncü sırasında ise 2016 yılı OcakKasım dönemi itibarıyla 12,2 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilen Fransa bulunuyor. Listenin dördüncü ve beşinci sırasında ise ABD ve İran yer alıyor. Dördüncü sıradaki ABD’ye 2015 yılının Ocak-Kasım döneminde 6,7 milyon dolarlık ısıtıcılar ve fırınlar ihracatı gerçekleş-

ğeri 6,4 milyon dolarken 2016 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 61,9 artışla 10,4 milyon dolar olarak kayda geçti. 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde ısıtıcılar ve fı-

tirilirken 2016 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 61,7 artışla 10,9 milyon dolara yükseldi. Beşinci sıradaki İran’a 2015 yılının Ocak-Kasım döneminde gönderilen ürünlerin de-

rınlar mal grubunda en fazla ihracat artışı yüzde 78,6 ile Türkmenistan’da yaşandı. Bu ülkenin ardından yüzde 61,9 ile İran gelirken yüzde 61,7 ile ABD üçüncü sırada yer aldı.

ISITICILAR VE FIRINLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2015 ve 2016 Yılları 1 Ocak-30 Kasım Dönemi)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2015 YILI $/KG

ALMANYA

3,6

23,3

6,3

İTALYA

1,7

12,5

7,1

FRANSA

1,9

13,2

6,8

1,8

12,2

6,6

-5,2

-7,4

ABD

0,5

6,7

11,4

1

10,9

10,0

85,0

61,7

İRAN

0,9

6,4

6,9

1

10,4

10,1

11,4

61,9

CEZAYİR

1,5

9,4

6,0

0,9

8,4

9,2

-42,4

-10,8

SUUDİ ARABİSTAN

1,3

9,9

7,5

0,9

8,2

8,9

-30,0

-16,8

RUSYA

2,2

13,6

6,1

1,1

7,1

6,0

-46,3

-47,6

TÜRKMENİSTAN

0,4

3,9

9,2

0,8

7

8,0

106,0

78,6

IRAK

0,9

6,5

6,9

0,9

6,5

6,9

-0,8

-1,0

36,2

248,5

6,9

33,5

244,4

7,3

-7,5

-1,7

MAL GRUBU TOPLAMI

MİKTAR (BİN TON)

(%) DEĞİŞİM

DEĞER (MİLYON $)

ÜLKE

112

2016 YILI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

3,3

21,6

6,4

-8,7

-7,2

2

13,9

6,7

16,5

11,0


AMBALAJ MAKİNELERİ Ambalaj makineleri ürün grubunda 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 130,1 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2015 yılının aynı döneminde bu rakam 124,8 milyon dolar seviyesindeydi. Ambalaj makineleri mal grubundaki ihracat artı yüzde 4,2 olarak kayda geçti. Ambalaj makineleri mal grubunda 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 11,2 milyon dolarla en fazla İran’a ihracat gerçekleştirildi. Söz konusu ülkeye 2015 yılının aynı döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri 5,6 milyon dolar seviyesindeydi. İran’a yönelik ihracat artışı yüzde 99,3 oldu. Listenin ikinci sırasında bulunan Irak’a 2015 yılının Ocak-Kasım döneminde 7,5 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2016 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 31,6 artışla 9,8 milyon dolar oldu. Listenin üçüncü sırasında ise Suudi Arabistan bulunuyor. 2015 yılının Ocak-Kasım döneminde Suudi Arabistan’a ihraç edilen ürünlerin değeri 5,8 milyon dolarken 2016 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 41,3 artışla 8,2 milyon dolar olarak kaydedildi. Dördüncü sıradaki Cezayir’e 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 8,1 milyon dolar değerinde ambalaj makinesi ihraç edildi. Listenin beşinci sırasında ise Almanya yer alıyor. Beşinci sırada-

ki Almanya’ya 2015 yılının Ocak-Kasım döneminde 4,6 milyon dolar değerinde ürün ihraç edilirken 2016 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 20,4 artışla 5,5 milyon dolar olarak kayda geçti. 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde

Türkiye geneli ambalaj makineleri ürün grubunda en fazla ihracat artışı yüzde 1.061 ile Ukrayna’da yaşandı. Bu ülkenin ardından yüzde 134,6 ile İtalya gelirken yüzde 91,1 ile Türkmenistan üçüncü sırada yer aldı.

AMBALAJ MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2015 ve 2016 Yılları 1 Ocak-30 Kasım Dönemi)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2015 YILI

2016 YILI

ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

İRAN

0,2

5,6

25,6

IRAK

0,4

7,5

MİKTAR (BİN TON)

(%) DEĞİŞİM

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

0,4

11,2

25,6

99,4

99,3

17,3

0,6

9,8

15,3

48,4

31,6

SUUDİ ARABİSTAN

0,2

5,8

23,4

0,4

8,2

18,7

76,6

41,3

CEZAYİR

0,4

10,4

24,8

0,3

8,1

20,5

-5,8

-22,0

ALMANYA

0,3

4,6

12,9

0,4

5,5

13,3

16,9

20,4

İTALYA

0,1

2,3

14,7

0,3

5,5

17,6

95,0

134,6

MISIR

0,2

4,1

16,6

0,3

5,5

17,5

28,0

34,4

UKRAYNA

0,02

0,3

16,1

0,1

4,4

34,9

436,8

1.061,0

BAE

0,2

5,7

23,1

0,1

4,2

34,2

-49,9

-25,9

TÜRKMENİSTAN

0,2

2,2

11,1

0,1

4,2

23,9

-11,0

91,1

MAL GRUBU TOPLAMI

6,5

124,8

19,2

6,8

130,1

18,9

6,0

4,2

113


göstergeler

TÜRBİN, TURBOJET, HİDROLİK SİLİNDİR Türbin, turbojet, hidrolik silindir ihracatı 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 370,6 milyon dolar olarak kaydedildi. 2015 yılının aynı döneminde bu rakam 305,8 milyon dolar seviyesindeydi. Türbin, turbojet, hidrolik silindir aksam ve parçaları ürün grubundaki ihracat artışı yüzde 21,2 oldu. Türbin, turbojet, hidrolik silindir ka-

leminde 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde en fazla ihracat gerçekleştirilen ülke 201,2 milyon dolarla ABD oldu. 2015 yılının aynı döneminde bu rakam 190,6 milyon dolardı. ABD’ye yönelik ihracat artışı yüzde 5,6 oldu. Listenin ikinci sırasında yer alan Hindistan’a 2016 yılının OcakKasım döneminde 31,2 milyon dolar-

lık ürün ihraç edildi. 2015 yılının aynı döneminde bu rakam 381 bin dolardı. Hindistan’a yönelik ihracat artışı yüzde 8.092,2 oldu. Üçüncü sırada bulunan Almanya’ya yönelik türbin, turbojet, hidrolik silindir ihracatı 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 30,9 milyon dolar oldu. Yüzde 118,9 ihracat artışının yaşandığı söz konusu ülkeye, 2015 yılının aynı döneminde gönderilen ürünlerin değeri 14,1 milyon dolardı. Dördüncü sırada bulunan Polonya’ya 2015 yılının Ocak-Kasım döneminde 2,5 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2016 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 375,9 ihracat artışıyla 12,2 milyon dolar olarak kaydedildi. Beşinci sırada bulunan Belçika’ya 2015 yılının Ocak-Kasım döneminde 9,9 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirilirken 2016 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 10,7 artışla 10,9 milyon dolar seviyesinde kaydedildi. 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde Türkiye geneli türbin, turbojet, hidrolik silindir sektöründe en fazla ihracat artışı yüzde 8.092,2 ile Hindistan’da gerçekleşti. Listede Polonya yüzde 375,9 ile ikinci, Almanya ise yüzde 118,9 ile üçüncü sırada yer aldı.

TÜRBİN, TURBOJET, HİDROLİK SİLİNDİR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2015 ve 2016 Yılları 1 Ocak-30 Kasım Dönemi)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2015 YILI DEĞER (MİLYON $)

$/KG

ABD

0,4

190,6

448,6

HİNDİSTAN

0,03

0,3

11,2

ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

(%) DEĞİŞİM

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

0,5

201,2

349,2

35,6

5,6

0,1

31,2

291,3

216,1

8.092,2

ALMANYA

1,2

14,1

11,6

2,4

30,9

12,6

101,4

118,9

POLONYA

0,09

2,5

26,5

0,1

12,2

68,6

84,1

375,9

BELÇİKA

0,1

9,9

87,5

0,1

10,9

79,2

22,3

10,7

FRANSA

0,3

8,9

23,6

0,3

9,9

26,7

-1,6

11,3

İSPANYA

0,05

5,3

98,3

0,06

8,7

137,3

16,7

63,0

SUUDİ ARABİSTAN

1,1

5

4,2

0,3

8,6

23,1

-68,2

73,7

İNGİLTERE

0,4

5,8

12,8

0,04

8,2

176,9

-89,7

41,6

AVUSTURYA

1

4,8

4,5

1

4,5

4,4

-6,1

-6,5

305,8

25,8

12

370,6

30,7

2,0

21,2

MAL GRUBU TOPLAMI

114

2016 YILI

MİKTAR (BİN TON)

11,8


MAKİNE SEKTÖRÜNÜN TAMAMI İTİBARIYLA İHRACAT GERÇEKLEŞTİRİLEN İLK 20 ÜLKE (2015 - 2016 YILLARI 1 OCAK - 30 KASIM DÖNEMİ)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2015 YILI MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

209

1.911

73

853

İNGİLTERE

184

719

İTALYA

113

515

FRANSA

ÜLKE ALMANYA ABD

2016 YILI BİRİM FİYAT ($/KG)

% DEĞİŞİM

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

BİRİM FİYAT ($/KG)

9,1

224

1.990

8,9

7,4

4,1

11,7

73

868

11,9

0,6

1,8

3,9

196

707

3,6

6,7

-1,7

4,6

126

567

4,5

11,3

10,0

MİKTAR

DEĞER

121

485

4,0

124

481

3,9

1,8

-0,8

ROMANYA

50

321

6,4

64

417

6,5

27,9

29,8

İRAN

54

386

7,2

63

415

6,6

17,3

7,3

İSPANYA

91

324

3,6

93

366

3,9

2,6

12,7

CEZAYİR

61

314

5,2

68

325

4,8

12,3

3,4

IRAK

76

404

5,3

55

263

4,8

-27,0

-34,9

POLONYA

47

229

4,9

45

232

5,2

-3,2

1,3

SUUDİ ARABİSTAN

45

279

6,2

37

218

5,9

-17,9

-22,0

AZERBAYCAN

28

186

6,6

25

194

7,8

-10,8

4,4

BAE

24

207

8,6

25

185

7,5

2,2

-10,5

MISIR

44

210

4,8

40

185

4,6

-8,1

-12,1

BELÇİKA

34

163

4,8

37

180

4,9

8,9

10,5 -45,1

RUSYA

52

321

6,2

27

176

6,6

-48,6

HOLLANDA

25

152

6,0

28

159

5,7

11,0

5,0

İSRAİL

30

131

4,4

36

158

4,4

21,3

21,0 21,0

FAS DİĞER TOPLAM

27

126

4,7

30

152

5,1

11,7

677

3.805

5,6

681

3.981

5,8

0,7

4,6

2.063

12.042

5,8

2.098

12.219

5,8

1,7

1,5

TÜRKİYE’NİN ÜLKELERE GÖRE GENEL İHRACATI (1 OCAK - 30 KASIM DÖNEMİ) 2015 YILI

2016 YILI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

ALMANYA

2.674

12.018

2.955

12.619

İNGİLTERE

2.531

8.473

2.685

7.729

İTALYA

4.500

6.069

4.916

6.725

IRAK

7.502

7.858

6.818

6.481

ABD

4.712

5.666

6.121

5.891

FRANSA

1.333

5.254

1.437

5.451

İSPANYA

3.202

4.362

3.455

4.553

988

3.322

1.172

3.360

HOLLANDA

1.254

2.798

1.750

3.269

SUUDİ ARABİSTAN

1.988

3.117

2.110

2.844

İSRAİL

2.854

2.417

3.557

2.653

BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ

2.863

2.901

2.365

2.558

ROMANYA

1.448

2.603

1.601

2.494

MISIR

4.076

2.817

3.443

2.485

746

2.132

792

2.458

BELÇİKA

1.222

2.312

1.419

2.266

BULGARİSTAN

1.313

1.512

1.692

2.157

ÇİN

5.564

2.156

5.487

2.072

RUSYA

2.728

3.436

1.347

1.586

767

1.639

945

1.573

ÜLKE

İRAN

POLONYA

CEZAYİR DİĞER

54.273

82.871

56.075

81.235

TOPLAM

91.005

122.043

94.754

119.394

115


fuarlar

RUSYA METALLOOBRABOTKA Metal İşleme 15-19 Mayıs 2017 @Moskova

ALMANYA INTEC Metal İşleme ve Otomasyon 7-10 Mart 2017 @Leipzig ISH Frankfurt İklimlendirme 14-18 Mart 2017 @Frankfurt WASSER BERLIN Su ve Arıtma Teknolojileri Fuarı 28-31 Mart 2017 @Berlin HANNOVER MESSE Endüstri 24-28 Nisan 2017 @Hannover

ABD IFPE 2017 Hidrolik, Pnomatik ve Redüktör

INTERPACK Ambalaj Makineleri 4-10 Mayıs 2017 @Dusseldorf

7-11 Mart 2017 @Las Vegas LIGNA CONEXPO CONN AGG Tarım Makineleri 7-11 Mart 2017 @Las Vegas FABTECH CHICAGO

Ağaç İşleme Makineleri 22-26 Mayıs 2017 @Hannover EMO Takım Tezgahları ve Metal İşleme

Metal İşleme, Üretim ve Kaynak İşleme Teknolojileri

18-23 Eylül 2017 @Hannover

6-9 Kasım 2017 @Chicago

IAA COMERCIAL VEHICLE Ticari Araç ve Ekipmanları 14-24 Eylül 2017 @Frankurt MOTEK Otomasyon 9-12 Ekim 2017 @Stuttgart INTERLIFT Asansör 17-20 Ekim 2017 @Ausburg

ŞUBAT 2017 MART 2017 NİSAN 2017 MAYIS 2017 HAZİRAN 2017

BLECH EXPO Sac İşleme 7-10 Kasım 2017 @Stuttgart

EYLÜL 2017 EKİM 2017 KASIM 2017 ARALIK 2017

AGRITECHNICA Tarım Makineleri 12-18 Kasım 2017 @Hannover

116


POLONYA ÇİN

ITM POLAND Makine ve Teknolojileri

IFAT CHINA

6-9 Haziran 2017 @Poznan

Su ve Arıtma Teknolojileri Fuarı 24-28 Nisan 2017 @Şangay CEMAT ASIA Depolama, Kaldırma, İstifleme 1-4 Kasım 2017 @Şangay

İRAN IRAN PLAST Plastik ve Kauçuk Makineleri 26-29 Eylül @Tahran TAHRAN SANAYİ FUARI

ENDONEZYA

Sanayi

INDO INTERTEX

Ekim @Tahran

Tekstil Makineleri 20-22 Nisan 2017 @Jakarta

BANGLADEŞ

MACHINE TOOL INDONESIA

DTG 2017

Takım Tezgahları ve Metal İşleme

Tekstil Makineleri

Aralık 2017 @Jakarta

23-26 Şubat 2017 @Dhaka

117


adresler Makine İhracatçıları Birliği (MAİB).....................................................................................................0312 447 27 40............................................................ www.makinebirlik.com Türkiye’nin Makinecileri.........................................................................................................................0312 447 27 40........................................www.makinetanitimgrubu.com.tr Makine İmalat Sanayi Dernekleri Federasyonu (MAKFED)........................................................0312 447 85 23.......................................................................www.makfed.org Makine Sanayi Sektör Platformu (MSSP)........................................................................................0312 447 27 40.............................................. ...www.turkmakinesanayi.com TURQUM.......................................................................................................................................................0312 447 27 40..................................................................... www.turqum.com

RESMİ KURUMLAR Ekonomi Bakanlığı...................................................................................................................................0312 204 75 00.................................................................www.ekonomi.gov.tr Maliye Bakanlığı........................................................................................................................................0312 415 29 00.....................................................................www.maliye.gov.tr Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı..................................................................................................0312 201 50 00.....................................................................www.sanayi.gov.tr Gümrük ve Ticaret Bakanlığı................................................................................................................0312 306 80 00......................................................www.gumrukticaret.gov.tr Kalkınma Bakanlığı..................................................................................................................................0312 294 50 00...........................................................................www.dpt.gov.tr İhracat Bilgi Platformu..........................................................................................................................0312 417 22 23..................................................................... www.igeme.org.tr Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği.......................................................................................................0312 218 20 00........................................................................ www.tobb.org.tr Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu...............................................................................................................0212 339 50 00......................................................................... www.deik.org.tr Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı.................................................................................0312 508 10 00.......................................................................... www.tika.gov.tr Türkiye İstatistik Kurumu......................................................................................................................0312 410 04 10..........................................................................www.tuik.gov.tr Hazine Müsteşarlığı.................................................................................................................................0312 204 60 00.................................................................... www.hazine.gov.tr TÜBİTAK........................................................................................................................................................0312 468 53 00....................................................................www.tubitak.gov.tr

SEKTÖREL ÖRGÜTLER Ağaç İşleme Makine ve Yan Sanayisi İş Adamları Derneği (AİMSAD).....................................0216 511 56 12 ...................................................................... www.aimsad.org Akışkan Gücü Derneği (AKDER)...........................................................................................................0212 210 34 23...........................................................................www.akder.org Ambalaj Makinecileri Derneği (AMD)................................................................................................0216 545 49 48.........................................................................www.amd.org.tr Anadolu Asansörcüler Derneği (ANASDER)....................................................................................0312 232 06 40..................................................................www.anasder.org.tr Anadolu Un Sanayicileri Derneği (AUSD).........................................................................................0312 281 04 68........................................................................www.ausd.org.tr Araç ve Araç Üstü Ekipman ve İş Mak. Üreticileri Birliği Der. (ARÜSDER)............................0212 440 18 43.......................................................................www.arusder.org Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği (AYSAD)...................................................0216 326 49 51......................................................................www.aysad.org.tr Bağlantı Elemanları Sanayici ve İşadamları Derneği (BESİAD)...............................................0212 609 06 35...........................................................www.besiadturkey.com Elektrikli Vinç İmalatçıları Birliği Derneği (TEVİD).......................................................................0216 548 11 67............................................................................ www.tevid.org Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği (ENOSAD)...........................................................0216 469 46 96....................................................................... www.enosad.org İklimlendirme, Soğutma, Klima İmalatçıları Derneği (İSKİD).................................................0216 469 44 96.........................................................................www.iskid.org.tr İMES Sanayi Sitesi (İMES).....................................................................................................................0 216 364 33 47........................................................................... www.imes.org İstif Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Derneği (İSDER).............................................0216 467 09 46........................................................................www.isder.org.tr İş Makinaları Mühendisleri Birliği (İMMB).......................................................................................0312 385 78 94..........................................................www.ismakinalari.org.tr Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Birliği (KBSB)........................................................................0212 222 81 93............................................................................ www.kbsb.org Makine İmalatçıları Birliği (MİB).........................................................................................................0312 468 37 49..........................................................................www.mib.org.tr OSTİM Organize Sanayi Bölgesi (OSTİM)..........................................................................................0312 385 50 90...................................................................... www.ostim.org.tr Öncü Sanayici İşadamları Derneği (ÖNCÜDER).............................................................................0312 395 73 90....................................................................www.oncuder.com Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER).............................................................................................0212 444 20 85........................................................................ www.pagder.org Sağlık Gereçleri Üreticileri ve Temsilcileri Derneği (SADER)....................................................0312 433 77 88.......................................................................www.sader.org.tr Sakarya İli 2. Organize Sanayii Bölgesi Müteşebbisleri Derneği (S2OSB)...........................0264 654 58 33......................................................................www.s2osb.org.tr Tekstil Makine ve Aksesuarları Sanayicileri Derneği (TEMSAD)..............................................0212 552 76 60.....................................................................www.temsad.com Tıbbi Cihaz Üretici ve Tedarikçi Dernekleri Federasyonu (TÜMDEF)......................................0312 468 69 84........................................................................www.tumdef.org Tüm Asansör Sanayici ve İşadamları Derneği (TASİAD).............................................................0216 324 94 36..................................................................... www.tasiad.org.tr Türk Pompa ve Vana Sanayicileri Derneği (POMSAD).................................................................0312 255 10 73..................................................................www.pomsad.org.tr Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği (TÜDOKSAD).......................................................................0216 324 94 36............................................................... www.tudoksad.org.tr Türkiye İş Makineleri Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER)......................................0216 477 70 77...................................................................... www.imder.org.tr Türkiye Mermer Doğaltaş ve Makineleri Üreticileri Birliği (TÜMMER)...................................0312 440 83 63..................................................................www.tummer.org.tr Türk Tarım Alet ve Makineleri İmalatçıları Birliği (TARMAKBİR)..............................................0312 419 37 94...................................................................www.tarmakbir.org Unlu Mamül Makineleri Üreticiler Birliği (TUMMAB)....................................................................0216 634 36 52.....................................................................www.tummab.org

118


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.