Moment 118 WEB TR

Page 1

Mart 2018

Makine İhracatçıları Birliği Aylık Dergisi

Sayı: 118



Bugün Yarın Daima...

Çelik Konstruksiyon, Raf Sistemleri, Yangın Merdiveleri, Kapı Sistemlerinden özel inşaat projeleri için destek tesislerine kadar zorlu özel yapılarda çözüme giden yol…

DURMA HD-TC Profil-Boru Kesme Fiber Laser Salon 4 - 430 / 431 10-13 Mayıs 2018

Konmak 2018 Konya / Türkiye Fuarındayız Salon 6 - G15 - 16-20 Nisan 2018

Tube & Wire Düsseldorf /Almanya Fuarındayız

Kullanıcı dostu parça boşaltma arabaları

Profil ölçüsüne göre servo motor ile ayarlı otomatik yükleme ünitesi

OSB 75.Yıl Bulvarı Nilüfer-Bursa/Türkiye T: +90 224 219 18 00 F: +90 224 242 75 80



başkandan

TEKNOLOJİ TABANLI BİR SEKTÖR OLUŞTURMAK ZORUNDAYIZ

ADNAN DALGAKIRAN Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı

Gelişmiş ülkeler, sanayide yeni bir evreye geçiyor. Geleneksel sanayideki standart işçilik anlayışının yerini akıllı fabrika sistemlerinin aldığı bir endüstri anlayışı gelişiyor. İleri teknolojiye sahip ülkeler, tedarik ve müşteri ağlarını data analiziyle yönetecekleri Endüstri 4.0 olarak adlandırılan bir sanal fabrika sistemini hayata geçiriyor. Uluslararası rekabette Endüstri 4.0 anlayışının öne çıktığı 21. yüzyıl, internet üzerinden yönetilen ve birbirleriyle konuşan makinelerin çağı olacak. Türkiye olarak, süreç otomasyonunda devrimci yeniliklerin yaşanacağı Endüstri 4.0 çağını yakalamak zorundayız. Türkiye'nin Makinecileri de bu kapsamda özverili çalışmalar yürütüyor. Türkiye’de teknoloji tabanlı sektörlere baktığımızda gelişmeye en uygun sektörün makine olduğunu görüyoruz. Makine sanayisinin daha hızlı gelişebilmesi için Türkiye’nin elektronik ve yazılımda ciddi bir atak yapması gerekiyor. Komşu ülkelerimizde yaşanan iç karışıklıklar göz önüne alındığında, gerek sektör gerekse ülke olarak bu pazarlarda dilediğimiz ihracat rakamlarını yakalayamadığımız görülüyor. Çevremizde durum böyleyken odaklanabileceğimiz pazarlar olarak Avrupa ve Amerika karşımıza çıkıyor. Türkiye’nin başarılı olması için makine sektörünün başarılı olması gerekiyor. Bizim sektörümüz başarılı olmazsa Türkiye asla hayal ettiği noktaya gelemez. Bunun içinse nitelikli insan kaynağı gerekiyor. Dolayısıyla biz makineyi konuşurken sadece makineleri değil; teknolojiyi, insan kaynağını ve eğitimi konuşuyoruz. İnovatif kabiliyetleri olan, araştırmacı, şüpheci, merak eden, nitelikli insan kabiliyetine sahip değilseniz Ar-Ge gerçekleştiremezsiniz. Dünyadaki rakiplerinizle aranızdaki farkı ölçüp kıyaslamadan nerede olduğunuzu doğruca belirleyemezsiniz. Türkiye bugün geldiği yere sadece ucuz işgücü avantajını kullanarak geldi. Sanayimizin yüzde 70’i orta düşük ve düşük teknolojide üretim yapıyor. Bu durumu değiştirmemiz, yeni bir atılım yapmamız lazım. Dünyanın endüstri 4.0’ı konuştuğu bu dönemde Türkiye teknoloji tabanlı bir sektör oluşturmak zorunda. Bu teknolojinin de en fazla makine sektöründe olduğunu söyleyebiliriz. Dünya endüstriyel bir dönüşüm geçiriyor. Biz de kendisiyle yarışan bir ülke olmaktan çıkıp, bu dönüşümü gerçekleştirenlerle yarışmalıyız. Bunun için en hazır sektör de makina sektörüdür.

3


YILMAZ MAKİNE SAN. ve TİC. A.Ş.


içindekiler gündem

syf12

9 GÜNDEM AKDER’DE YENİ DÖNEM 11 GÜNDEM OSO A.Ş. GENEL KURULUNU TOPLADI 12 GÜNDEM AĞAÇ İŞLEME MAKİNECİLERİ, DUBAIWOOD SHOW’DAYDI 14 GÜNDEM MAKİNE YATIRIMINA KDV İSTİSNASI 16 GÜNDEM SAHA 3 YAŞINDA

AĞAÇ İŞLEME MAKİNECİLERİ, DUBAIWOOD SHOW’DAYDI

19 GÜNDEM MAİB’DEN KONYA TARIM FUARI’NA ALIM HEYETİ 21 GÜNDEM ETKİN PİYASA DENETİM VE GÖZETİMİ BAŞLIYOR 22 GÜNDEM KARATAY ÜNİVERSİTESİ’NİN ELEKTRİKLİ OTOMOBİLİ GÖRÜCÜYE ÇIKTI

gündem

syf19

25 GÜNDEM MEZUN OLMADAN İHRACATA BAŞLADI 27 GÜNDEM MESLEK LİSESİ ÖĞRENCİLERİNDEN ÖRNEK PROJE 29 VİTRİN “TÜRKİYE’NİN İLK YERLİ ROBOTLU SİLAH NAMLU TEZGÂHINI ÜRETTİK” 30 SEKTÖRDEN “AVRUPA’DA İLK BEŞ ÜRETİCİ ARASINDAYIZ”

MAİB’DEN KONYA TARIM FUARI’NA ALIM HEYETİ kapak

syf38

34 SEKTÖRDEN “SAHİP OLDUĞUMUZ TECRÜBEYİ FARKLI İŞ SAHALARINA TAŞIYORUZ” 38 KAPAK DÖKÜM SEKTÖRÜ GELECEĞE KOŞUYOR 52 KAPAK / MSSP FOCUS “TÜRK DÖKÜM SEKTÖRÜ BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR” 56 ÜLKELERDEN KÜÇÜK COĞRAFYANIN BÜYÜK OYUNCUSU: KATAR 70 POZİTİF “KADIN VE ERKEK İŞ HAYATINDA DA BİRBİRİNİ TAMAMLIYOR” 74 AR-GE MERKEZİ “AMATÖR RUHLA, KURUMSALLIĞA YÖNELİYORUZ” 78 AKADEMİK “GELECEĞİN MÜHENDİSLERİNİ YETİŞTİRMEK İÇİN VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞIYORUZ”

DÖKÜM SEKTÖRÜ GELECEĞE KOŞUYOR ülkelerden

syf56

84

MAKİNE TARİHİ ZAMANI ÖLÇEN İCAT: SAAT

88

FUAR ROTASI

92 MAKALE MAKİNE VE TEÇHİZAT YATIRIMLARINDA GELİŞMELER VE BEKLENTİLER 94 GÖSTERGELER TÜRKİYE’NİN MAKİNE İHRACATI ŞUBAT AYI SONUNDA 2,5 MİLYAR DOLAR OLDU 111 RAKAMLAR 112 FUARLAR

KÜÇÜK COĞRAFYANIN BÜYÜK OYUNCUSU: KATAR

114 ADRESLER 115 MOMENT in ENGLISH

5


Sürdürülebilir gelişim için rüzgar arkanızda!


editörden

TUGAY SOYKAN

MAKİNE YATIRIMLARI ARTIYOR Dünya sanayi üretimi küresel kriz sonrasındaki en yüksek seviyelerini yaşıyor. Üretimdeki artış ve mali piyasalardaki istikrar, makine-teçhizat talebini de tetikliyor. Geçtiğimiz ay yüzde 23’e yakın bir ihracat artışı yakalayan Türk makine imalat sektörlerinin Şubat ayı karnesi de oldukça başarılıydı. Türkiye’nin Makinecileri, Şubat ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 25,6 daha fazla makine ihraç etti ve 2018’deki olumlu beklentilerin sürmesini sağladı. Diğer yandan, Türkiye’deki makine ve teçhizat yatırımlarının özellikle 2017’nin ikinci yarısındaki artışlarla birlikte yüzde 15,2’lik yükselişle 326,9 milyar TL’ye ulaşması da oldukça sevindirici bir gelişme. Bu durum, 2016’da reel olarak gerileyen makine ve teçhizat yatırımlarının 2017’de reel olarak yüzde 5 büyümesi anlamına da geliyor. Peki, 2018 yılında makine yatırımları nasıl bir seyir izleyebilir? MAİB Ekonomi Danışmanı Can Fuat Gürlesel, özel sektörün yatırım iştahını ölçen Merkez Bankası İmalat Sanayisi Yönelim Anketi’nin önemli bir gösterge olduğunu söylerken, “Reel kesimin yatırım eğilimi 2017 yılının ilk yarısından itibaren toparlanma eğilimine girdi. 2018 yılında ise yatırım eğiliminin, gerçekleşen ve beklenen yatırımlarla birlikte güç kazandığı görülüyor. Bu güncel anket verisi 2018 yılı ilk çeyrek döneminde de özel sektör yatırımlarında artış olduğunu gösteriyor” diyor ve imalat sanayisindeki yatırımların daha çok yeni ve ilave kapasite yatırımları olduklarının altını çiziyor. Gerçekten de 2018 yılı yeni yatırımlarla makine ve teçhizat talebi için son birkaç yılın en iyi koşullarını sahip bulunuyor. Ancak iş dünyasının önündeki riskleri de iyi analiz etmesi gerekli. Bunlardan ilki yüksek finansman maliyetleriyken, jeopolitik riskler de yatırımların önündeki önemli sorun başlığı olmayı sürdürüyor. Gelelim Moment Expo’nun 118’inci sayısına. Bu sayımızda da yine dolu, sektöre ışık tutacak içerikler hazırlamaya gayret gösterdik. “Gündem” sayfalarımızda, her zaman olduğu gibi, makine imalat sektörlerinin güncel haberlerini derlemeye çalışırken, kapak konumuzda ise bu kez, tüm imalat sektörlerine girdi sağlayan döküm sektörüne odaklandık; döküm sektörünün bugününü analiz ederken, daha güçlü bir gelecek için atılması gereken adımları tespit etmeye çalıştık. “Pozitif” sayfalarımızın konuğu Eltaş Transformatör İcra Kurulu Başkanı Bige Güre olurken, “Ar-Ge Merkezi” sayfalarımızın konuğu ise İntecro Robotik ArGe Direktörü Ahmetcan Önal oldu. Uşak Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. İsa Yeşilyurt ise “Akademik” sayfalarımızda, çağın problemlerini çözme yeterliliğine sahip makine mühendisleri yetiştirmek için neler yaptıklarını, hangi projeleri geliştirdiklerini ve üniversitede nasıl olanaklara sahip olduklarını anlattı. Bu yıla umutlu başlamıştık ve öncü rakamlar umutların gerçeğe dönüşebileceğine işaret ediyor. Sağlık, barış ve mutluluk içinde kalın, Keyifli okumalar.

MAKİNE İHRACATÇILARI BİRLİĞİ ADINA SAHİBİ Özkan AYDIN

SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Tugay SOYKAN (tugaysoykan@origamimedya.com)

YAYIN KURULU BAŞKANI Adnan DALGAKIRAN

EDİTÖR Hüsne PAMUK (husne@origamimedya.com)

YAYIN KURULU Kutlu KARAVELİOĞLU,Sevda Kayhan YILMAZ, Necmettin ÖZTÜRK, Hüseyin DURMAZ, Ali EREN, Tamer GÜVEN, Ferdi Murat GÜL, Mehmet AĞRİKLİ, Zeynep ARMAĞAN, Abdullah YILMAZ, Özkan AYDIN, Esra ARPINAR, Mehtap ÖNAL, Erinç TARHAN

MUHABİR Volkan ÜKÜNÇ (volkan@origamimedya.com) Tolga ÇATAL (tolga@origamimedya.com)

YAYINA HAZIRLAYANLAR Origami Medya

REKLAM KOORDİNATÖRÜ Mustafa AK (mustafa@origamimedya.com) GÖRSEL YÖNETMEN Murat CERİT

YAYIN ADRESİ Mecidiyeköy Mah. Atakan Sok. No: 6/7 Şişli / İstanbul T: +90 212 252 87 76 - 77 F: +90 212 211 40 70 YAYIN TÜRÜ Süreli, Yerel Dergi MAİB GENEL SEKRETERLİĞİ Ceyhun Atuf Kansu Cad. No: 120 Balgat - Çankaya / Ankara Tel: 0312 447 27 40 Faks: 0312 446 96 05

BASKI VE CİLT UNIPRINT Uniprint Basım Sanayi ve Ticaret A.Ş. Ömerli Köyü, İstanbul Cad. No: 159, 34555, Hadımköy, İstanbul Tel: +90 212 798 28 40 www.apa.com.tr MOMENT EXPO Dergisi, Origami Medya tarafından T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanmaktadır. “Moment Expo Dergisi” ibaresi kullanılarak alıntı yapılması izne bağlıdır. Moment Expo Dergisi Makine İhracatçıları Birliği’nin 7.500 adet basılan ücretsiz süreli yayınıdır.

KATKIDA BULUNANLAR Sakine KÖKLÜ (sakine@origamimedya.com)

7



gündem

AKDER’DE YENİ DÖNEM MAKFED üyelerinden Akışkan Gücü Derneği’nin (AKDER) 12. Olağan Genel Kurulu 14 Mart tarihinde İstanbul’da gerçekleştirildi ve Semih Kumbasar başkanlığındaki yeni yönetim kurulu göreve başladı.

M. Semih KUMBASAR AKDER Yönetim Kurulu Başkanı

A

KDER üyeleri, yeni yönetim kurulunu belirlemek için 14 Mart’ta bir araya geldi. Dernek üyesi firma yetkililerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda, 11. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Suat Demirer’in konuşmasının ardından divan başkanı ve üye seçimine geçildi. Dönem içindeki faaliyetlerin aktarılmasından sonra derneğin denetim kurulu raporu okunarak 2018-2019 yılı taslak bütçesi onaylandı. Yönetim ve denetim kurullarının oybirliğiyle ib-

rasının ardından, yönetim kurulu belirlendi. Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Semih Kumbasar’ın seçildiği AKDER Genel Kurulu’nda 2018-2020 yılları arasında görev yapacak yeni yönetim kuruluyla birlikte denetleme kurulu, etik kurulu ve Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu (MAKFED) temsilcileri de belirlendi. Oylamanın ardından yaptığı kısa konuşmada AKDER’in yeni dönemde de çalışmalarını aynı kararlılıkla sürdüreceğini aktaran Semih Kumbasar, genel kurula katılan üyelere teşekkür etti.

AKDER 2018-2020 YÖNETİM KURULU

AKDER

AKIŞKAN GÜCÜ DERNEĞİ

Yönetim Kurulu Başkanı M. Semih Kumbasar Yönetim Kurulu Üyeleri Ebru Dalkıran Pidik Emre Semiz Hasan Fehmi Civan Mark Minasyan Osman Türüdü Sevda Kayhan Yılmaz

9


Kuzey Ren-Vestfalya’da Yeni Yatırım Fırsatları Avrupa’daki Yatırım Merkeziniz Bir bölgeyi güçlü bir yatırım merkezi yapan en önemli şey; ekonomik güç, altyapı ve kültürel yaşam gibi faktörlerin mükemmel etkileşimidir. Bu bakımdan Kuzey Ren-Vestfalya birçok açıdan eşsizdir. Almanya’nın bu en kalabalık nüfusa sahip olan eyaletinin size sunduğu sayısız imkân ve koşullardan faydalanın. Hangi sektör veya proje için olursa olsun, yeni fırsatlar için ideal yatırım ortamını burada bulacaksınız. Halihazırda 19.000’den fazla yabancı şirket tercihini metropol bölge Kuzey Ren-Vestfalya lehine kullandı. Bizimle iletişime geçin ve sizi de memnuniyetle bilgilendirelim. Bir One-Stop-Acentesi olarak yatırım projelerinizde size destek veriyoruz: www.nrwinvest.com


gündem

OSO A.Ş. GENEL KURULUNU TOPLADI Makine İhracatçıları Birliği’nin (MAİB) öncülüğünde kurulan Ortak Satınalma Organizasyonu’nun (OSO) 2017 Yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı 6 Mart’ta İstanbul’da gerçekleştirildi.

M

AİB öncülüğünde, çok sayıda firmanın bir araya gelerek 2005 yılında kurduğu geniş tabanlı bir satınalma organizasyonu olan OSO A.Ş., yüksek pazarlık gücüyle girdi maliyetlerini minimize ederek, ölçek ekonomisine entegrasyonu sağlamada yardımcı bir mekanizma görevini üstleniyor. OSO A.Ş.’nin 6 Mart’ta İstanbul’da gerçekleştirilen Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda organizasyonun çalışmaları, faaliyet raporları ve finansal tabloları hakkında bilgi veren OSO A.Ş. Genel Müdürü Suat Sarı, 2018 yılı hedefleri ve sisteme yeni dâhil olacak tedarik konularıyla ilgili çalışmaları üyelerle paylaştı. Sunumun ardından yapılan oylama sonucunda yönetim kurulu üyeleri, faaliyet raporları ve finansal tabloları oy birliğiyle ibra edildi. OSO KARMA ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ KURULACAK Toplantıda en dikkat çeken gündem

başlıklarından biri de, Kırklareli’nin Vize ilçesinde kurulması planlanan OSO Karma Organize Sanayi Bölgesi oldu. OSO A.Ş. ortaklarının daha modern üretim sahalarında faaliyet gösterebilmesi için son teknolojiyle donatılmış, modern altyapı ve hizmetlere sahip, ulusal ve uluslararası firmaların faaliyet göstereceği pro-

jenin; OSO A.Ş. ortaklarının işbirliği ile PAGDER-ASLAN OSB’nin yakınındaki arazide kurulacağı bilgisi tüm hissedarlara iletildi. Genel kurul toplantısı OSO A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz’ün, kurumun artan ivmesi hakkında gerçekleştirdiği kapanış konuşması ile sona erdi.

11


gündem

AĞAÇ İŞLEME MAKİNECİLERİ, DUBAIWOOD SHOW’DAYDI Ağaç İşleme Makine ve Yan Sanayisi İş Adamları Derneği (AİMSAD) ile DubaiWood Show 2018 Fuarı’na katılan Türk ağaç işleme makinecileri, yabancı tedarik zincirleriyle çok sayıda ikili görüşme gerçekleştirdi.

Fuarda yer alan AİMSAD standı

B

irleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai şehrinde 12-14 Mart tarihlerinde düzenlenen Dubai Wood Show 2018 fuarına, 55 farklı ülkeden 10 bine yakın sektör profesyoneli katıldı. Türkiye’nin, AİMSAD organizasyonuyla katıldığı fuarda toplam altı ülke, özel pavilyonlarda, geliştirdikleri en yeni makinelerini tanıttı. Özellikle Umman ve Suudi Arabistan’dan yabancı alıcıların yoğun ilgi gösterdiği

12

Türkiye pavilyonu ise yabancı satın almacı firmaların en çok ikili görüşme gerçekleştirdiği stantlardan biri oldu. AİMSAD Genel Sekreteri Arif Onur Kaçak, Türk firmalarının fuara makine parkı ile katılmamasına rağmen büyük ilgi gördüğünü söylerken, önümüzdeki yıl Dubai Wood Show Fuarı'na makine parkıyla katılacaklarının altını çizdi ve “Gelecek yıllarda Türk makinecileri bu fuarda daha çok ses getirecektir” değerlendirmesinde bulundu.

DUBAI’DEKİ YATIRIM FIRSATLARI İNCELENDİ Dubai Wood Show 2018, Türk ağaç işleme makinecileri için beklentilerin üzerinde bir hareketlilikte geçerken, Dubai Altyapı Geliştirme Bakanı Dr. Abdullah bin Mohammed Belhaif Al Nuaimi de Türkiye pavilyonunu ziyaret etti ve Türkiye’nin ağaç işleme makineleri ve yan sanayisi sektörü hakkında bilgiler aldı. Ayrıca Gabon Orman Bakanı Pacome Moubelet Bouyeba ve


gündem

AİMSAD ile fuara katılan Türk ağaç işleme makinecileri Arif Onur KAÇAK AİMSAD Genel Sekreteri

Gabon devlet yetkilileri de AİMSAD heyeti ve üyeleriyle özel bir görüşme gerçekleştirdi. Fuarın son gününde ise Dubai’deki yatırım fırsatlarıyla ilgili olarak Dubai Türkiye Konsolosluğu’nda katılımcı Türk firmalarla birlikte bir toplantı gerçekleştirildi. Bu yıl ilk kez AİMSAD organizasyonuyla Dubai Wood Show Fuarı'na katılan AİMSAD üyesi firmalar, alıcıların gösterdiği ilgiden çok memnun olduklarını belirtirken, fuara gelecek yıl da katılmak istediklerini bildirdi. UMMAN VE SUUDİ ARABİSTAN’DAN BÜYÜK İLGİ Türk firmalarının pek çoğunun Dubai Wood Show’a ilk kez katıldığını anımsatan AİMSAD Genel Sekreteri Arif Onur Kaçak, özellikle Umman ve Suudi Arabistanlı alıcıların Türk makinecilerle yakından ilgilendiğini, Ummanlı alıcıların İstanbul ya da Almanya Ligna Fuarı ile ulaşabilecekleri müşteri kitlesi olmaması açısından Dubai Wood

Show’daki ikili görüşmelerin çok önemli olduğunu söyledi. “Bu anlamda üyelerimiz için çok faydalı bir fuar süreci geçirdik” diyerek devam eden Kaçak, fuar boyunca Türk firmalarının Suudi Arabistan, Cezayir, Fas, Tunus gibi Arap ülkeleri ile Hintli ziyaretçilerle çok sayıda ikili iş görüşmesi gerçekleştirdiğinin altını çizdi. “TÜRK MAKİNECİLER DUBAI’Yİ ÜS OLARAK SEÇEBİLİR” AİMSAD üyelerinin fuarda, sektörün büyük aktörlerinin Orta Doğu’da nasıl bir stratejiyle hareket ettiğini gözlemleme şansı yakaladığına da değinen Kaçak, “Avrupalı büyük üretici firmaların Orta Doğu pazarı için Dubai’yi üs olarak seçtiklerini, bayi olarak değil de burada kurdukları kendi firmalarıyla ticaretlerini yönlendirdiklerini gördük. Türk makine üreticileri de benzer organizasyonlar oluşturabilir. Dubai üzerinden bölgedeki 8-10 ülkeye gümrüksüz ticaret yapabilme şansınız var ve bu çok önemli bir avantaj” dedi.

AİMSAD GENEL SEKRETERİ ARİF ONUR KAÇAK: “TÜRK FİRMALARI FUARA MAKİNE PARKI İLE KATILMAMASINA RAĞMEN BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ. ÖNÜMÜZDEKİ YIL DUBAI WOOD SHOW FUARINA MAKİNE PARKIMIZLA KATILIRSAK, DAHA ÇOK SES GETİREBİLİRİZ.”

Fuar kapsamında AİMSAD heyeti, Gabon Orman Bakanı Pacome Moubelet Bouyeba ve Gabon devlet yetkilileriyle de bir araya geldi.

13


gündem

MAKİNE YATIRIMINA KDV İSTİSNASI Maliye Bakanlığı’nın hazırladığı yeni Torba Kanun, Türk makine imalat sektörlerini yakından ilgilendiren düzenlemeler içeriyor. 27 Mart’ta Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Torba Kanun’da imalat sanayisinde kullanılan ve 31 Aralık 2019 tarihine kadar alınacak yeni makine ve teçhizatlarda KDV istisnasına gidilirken, imalatta kullanılan makinelerin amortisman süreleri de yarı yarıya düşürüldü.

Ç

alışma hayatını yakından ilgilendiren makine teçhizat yatırımlarındaki KDV istisnası ve imalatta kullanılan makinelerin amortisman sürelerine yönelik düzenlemelerden kreş yardımına, tazminattan asgari ücret desteğine kadar birçok konuda yenilikler içeren “Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” istihdam teşviklerinde de önemli düzenleme içeriyor. Buna göre, teşvik belgesi aranmadan makine teçhizat yatırımı yapan işletmelerin KDV istisnasından yararlanmaları, Ar-Ge ve tasarım merkezleri ile araştırma laboratuvarlarının da aynı teşvikten yararlanması; yeni makinelerin amortisman sürelerinin mevcut sürenin yarısı olması, 2020’ye kadar işe alınan sigortalılara 12 ay gelir ve damga vergisi ile sosyal güvenlik primi desteği verilmesi, imalat ve bilişim sektörlerinde teşviklerin artırılması ve kadın, genç ve engelli istihdamında teşviklerin 18 aya kadar çıkarılması öngörülüyor. MAKİNE YATIRIMINA KDV İSTİSNASI Kanun ile sanayi sicil belgesine sahip işletmelerin yatırım teşvik belgesi aranmaksızın imalat sanayisinde kullandıkları yeni makine ve teçhizat alımlarına 2019 sonuna kadar KDV

14

istisnası getirilirken, KDV istisnası kapsamında alınan makine teçhizatın, teslim tarihini izleyen takvim yılı başından itibaren üç yıl içinde amaç (imalat, Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetleri) dışında kullanılması halinde veya bu süre içerisinde elden çıkartılması durumunda ise zamanında alınmayan vergiler cezalı olarak makine teçhizat alıcısından (teşvikten yararlanandan) tahsil edilecek. Yeni yatırımları özendirecek bir diğer

düzenleme ise yatırımlarda amortisman avantajı sağlanması. Buna göre yatırım teşvik belgeli olsun veya olmasın, imalat sanayisinde veya Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinde kullanılan ve 31 Aralık 2019 tarihine kadar alınan yeni makine ve teçhizatın, mevcut amortisman sürelerinin yarısı kadarlık daha kısa bir sürede amortismana tabi tutularak gider yazılabilmesine imkân sağlanacak. Buna göre, bir makinenin Maliye Bakanlığı tara-


gündem fından tespit edilen faydalı ömrü 10 yıl ve dolayısıyla amortisman oranı yüzde 10 ise, yeni düzenlemeden yararlanılacak şekilde edinilmesi halinde faydalı ömrü beş yıl ve amortisman oranı yüzde 20 olarak dikkate alınacak. Teşvik kapsamında belirlenecek amortisman süre ve oranı, izleyen yıllarda değiştirilemeyecek. Ancak bu teşvikten, imalat faaliyetinde kullanılmak üzere iktisap edilecek her makine teçhizat için yararlanmak mümkün olmayacak, bu teşvik unsuru kapsamında edinilebilinecek makine teçhizat listesi Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek. Yine, Kanun ile mal ihracatı yapan firmalar için nisbi aidat uygulamasında asgari alt sınırın kaldırılması, hizmet ihracatı açısından ise nisbi aidat uygulamasından vazgeçilerek aylık asgari ücretin brüt tutarı ile bu tutarın beş katı arasında belirlenen tutarda yıllık aidat tahsil edilmesi esası getirilirken, ihraç edilmek üzere ihracatçılara teslim edilen ÖTV’ye tabi malların mücbir sebepler veya beklenmedik durumlar nedeniyle üç ay içinde ihraç edilememesi durumunda, katma değer vergisi uygulamasında olduğu gibi, üç aya kadar ek süre verilecek. Ayrıca, OSB’ler ve küçük sanayi sitelerince yapılan veya yaptırılan altyapı yatırımları ile küçük sanayi sitelerince işyeri yapımına yönelik kendilerine yapılacak mal teslimi ve hizmet ifalarında da KDV’den istisna öngörülüyor. 16 yaş ve üzeri bazı araçların hurdaya ayrılması karşılığında araç sahiplerine yeni araç alımlarında 10 bin TL’yi geçmemek üzere ÖTV indirimi sağlanması da Torba Kanunda yer alan bir başka önemli başlık. KANUNUN TEMELİNDE İSTİHDAM TEŞVİKLERİ VAR Torba Kanunun diğer bir önemli unsurunu ise 2018 yılı için verilen istihdam teşvikleri oluşturuyor. Kanun ile 2020 sonuna kadar ek istihdam sağlayan özel sektör işverenleri için 12 ay süreyle gelir vergisi stopajı, damga vergisi ve sosyal güvenlik primi desteği teşviki getirilirken; imalat ve bilişim sektörleri dışında sağlanan teşvikin tutarı 2018 yılı için 30 gün üzerinden SGK’ya bildirilen bir kişide 700,1 TL, imalat ve bilişim sektörlerinde 30 gün üzerinden SGK’ya bildirilen bir kişi içinse 2.209,5 TL’yi geçmemek üze-

re prime esas kazanç üzerinden hesaplanacak. Kanun, işverenlere yönelik 2016 ve 2017 yıllarında uygulanan 100 TL asgari ücret desteği uygulamasına 2018 yılında da devam edilmesini de içeriyor. Teşvik süresi, teşvikten yararlanan her bir sigortalı için 12 ay olarak belirlenirken, işe giriş tarihi itibarıyla 18 yaşından büyük kadınlar, 18 yaşından büyük 25 yaşından küçük erkekler ve İŞKUR’a engelli olarak kayıtlı bulunan kişiler için 18 ay olarak uygulanacak. Şartlara uyanları işe alanlar, 12 ay süreyle bunlar için hesaplanan gelir ve damga vergisi tutarı kadar teşvikten yararlanabilecek. Ancak prim desteğinin 18 ay süreyle geçerli olduğu kişiler için destek de 18 ay uygulanacak. 1 Ocak 2018 ve sonrasında tescil edilen işyerleri ile 1 Ocak 2018’ten önce tescil edilmekle birlikte ortalama sigortalı sayısının hesaplandığı yılda sigortalı istihdam etmeyen işyerleri, gelir ve damga vergisi desteğinden 1 Ocak 2018 sonrasında ilk kez sigortalı bildiriminde bulunulan ayı takip eden üçüncü ayda yararlanacak. Ayrıca, işe giriş tarihinden önceki üç aylık sürede toplam 10 günden fazla 4/A ve 4/C’li olmamak, isteğe bağlı sigortalılık hariç olmak üzere 4/B’li olmamak şartları taşıyan İŞKUR’a kayıtlı işsizleri 2017 yılında işyerinde çalıştırılan ortalama sigortalı sayısına ilave olmak şartıyla işe alan işverenler teşvikten yararlanacak. Teşvik miktarı, sigorta primi işveren ve sigortalı hissesinin tamamı olarak belirleniyor. İmalat ve bilişim sektöründe teşvik sigorta primine esas kazanç üzerinden, diğer sektörlerde sigorta primine esas kazanç alt sınırı üzerinden uygulanacak. Genç istihdamı söz konusu olduğunda aynı gün işe giriş bildirimi yapılabilmesi kolaylığının sağlanması da Torba Kanunda yer alan düzenlemeler arasında bulunuyor. Bununla birlikte Kanun, geriye dönük sigorta prim teşviklerinden faydalanmaya yönelik Aylık Prim ve Hizmet Belgesi değişiklikleri hakkında da sınırlamalar içeriyor. Torba Kanunun Resmi Gazete'de yayımlanmasını izleyen aybaşından sonra geriye dönük sigorta prim teşviklerinden yararlanmak için başvurular en fazla altı aylık olarak gerçekleştirilebilecek. Altı aydan daha uzun süreler için geriye dönük teşvik başvurusunda bulunulamayacak.

KANUN ILE SANAYI SICIL BELGESINE SAHIP IŞLETMELERIN YATIRIM TEŞVIK BELGESI ARANMAKSIZIN IMALAT SANAYISINDE KULLANDIKLARI YENI MAKINE VE TEÇHIZAT ALIMLARINA 2019 SONUNA KADAR KDV ISTISNASI GETIRILIYOR.

Diğer yandan, asgari ücret desteği uygulaması 2017 yılındaki kriterler üzerinden uygulanmaya devam edilecek. Ancak destek kapsamı ve miktarı için tutar Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek ve destek tüm yıl için değil, Ocak-Eylül dönemi için de uygulanacak. Kanun ile kadın çalışanlara yönelik işyerinde kreş hizmeti verilmemesi ve ödemelerin doğrudan kreş hizmeti sağlayan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerine (kreşlere) yapılması şartıyla, her bir çocuk için 2018 yılı için aylık 304,4 TL’yi geçmemek üzere gelir vergisinden istisna tutularak destek sağlanabilecek. Torba Kanunun getirdiği yeni bir düzenleme de iş sonu tazminatı, iş güvencesi tazminatı ve ikale sözleşmesi imzalanarak belirlenen tazminatlara ilişkin yenilikler içeriyor ve iş sonu tazminatı, iş güvencesi tazminatı ve ikale sözleşmesi imzalanarak belirlenen tazminatlara ilişkin gelir vergisi istisnası tanımlanıyor. Geriye dönük teşvikten yararlanmak veya yararlanılan teşvik türünü değiştirmek için SGK’ya başvurmuş işverenler, Torba Kanunun Resmi Gazetede yayımlandığı tarihi izleyen ilk aybaşını takip eden aybaşına kadar SGK’ya tekrar başvuru yaparak geriye dönük sigorta prim teşviklerinden yararlanabilecek veya yararlanılan teşvik türünü değiştirebilecek. Bu şekilde yapılan başvurular dikkate alınacak ve bu kapsamdaki teşvik tutarları faizleriyle birlikte altı aylık taksitler halinde üç yıl içerisinde başvuru yapan işverenlere ödenecek.

15


gündem

SAHA 3 YAŞINDA Türkiye’nin millileşme hamlelerinden olan Savunma, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi’nin (SAHA) 17 Mart’ta düzenlenen üçüncü kuruluş yıldönümü toplantısı, savunma sanayisi zirvesine dönüştü. Etkinliğe, savunma sanayisine hizmet veren bürokratların yanı sıra resmi kurumlar ve özel sektör temsilcileri de yoğun ilgi gösterdi. Etkinlikte, Eylül ayında ilk kez gerçekleştirilecek SAHA Expo Fuarı da katılımcılara tanıtıldı.

S

avunma, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği’nin ev sahipliğine gerçekleşen toplantı, yoğun bir katılıma sahne oldu. SAHA Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Büyükdede, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Prof. Dr. Davut Kavranoğlu, Başbakanlık Başdanışmanı Prof. Dr. Metin Yerebakan, Milli Savunma Bakan Yardımcısı Şuay Alpay, Savunma Sanayi Müsteşarı Prof. Dr. İsmail Demir, Roketsan Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Alpman, Kale Grubu CEO’su Zeynep Bodur Okyay, İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Havacılık ve Uzay Teknolojileri Genel Müdürü Dr. Cihan Kanlıgöz, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyıldız, SAHA Yönetim Kurulu Üyesi Adil Nalbant ve SAHA Genel Sekreteri İlhami Keleş’in konuşmacı olarak katıldığı toplantıya çok sayıda bürokrat, Aselsan, Havelsan, Aspilsan ve TAI’dan üst düzey yöneticiler ile savunma sanayisine üretim yapan SAHA üyesi sanayiciler katıldı. “KARADA, HAVADA VE DENİZDE GÜÇLÜ OLMAK ZORUNDAYIZ” SAHA’nın üçüncü kuruluş yıldönümü etkinliğinin açılış konuşmasını yapan SAHA Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Büyükdede, SAHA yönetimi olarak bugüne kadar Savunma Sanayi Müsteşarlığı ile bağlı tüm kurumlar, askeri fabrika ve tesisler, STM koor-

16

dinasyonundaki deniz kuvvetleri fabrikaları ve TEİ, TAI, Roketsan, Aselsan, Havelsan, Aspilsan gibi vakıf firmalarla yakın işbirliği içinde olduklarını vurgularken, Tekirdağ’dan başlayarak İstanbul, Gebze, Kocaeli, Sakarya, Yalova, Bursa ve Düzce hattı içinde bulunan 65 bine yakın sanayi tesisi, tersane ve üniversiteler arasında bir temas noktası olmayı hedeflediklerinin altını çizdi. SAHA’nın şu ana kadar 270 firmaya ulaştığını, yıl sonuna kadar 300 firmaya ulaşacaklarına da değinen Büyükdede, “Ülkemizin içinde bulunduğu coğrafyada, çevremizde bu kadar petrol ve özellikle de Doğu Akdeniz’de bulunan doğal gaz rezervleri durdukça; bölgemizin güvenliği her zaman tehdit altında olacak. Karada, havada, denizde ve uzayda her an bütün gücü-

müz ve imkânımızla savunmaya hazır halde olmamız gerektiğini ve bunun bir zorunluluk olduğunu biliyoruz” değerlendirmesinde bulundu. “SANAYİCİLİĞİN KAHRAMANLIK OLDUĞUNA TÜM KALBİMLE İNANIYORUM” Konuşmasına “Sanayiciliğin kahramanlık olduğuna tüm kalbimle inanıyorum” diyerek başlayan Savunma Sanayi Müsteşarı Prof. Dr. İsmail Demir ise “İşin tozu, kiri, pası, gece gündüz çalışmasının dışında diğer sorunlarını bürokrasi bilmiyor. Müsteşarlığımın ilk günlerinde savunma sanayisinin merkezinin tamamen Ankara görüldüğüne şahit oldum. İstanbul ve çevresi gibi bu kadar yoğun sanayi altyapısına sahip bir bölgenin savunma sanayisinin dışında bırakılması,


gündem

SAHA EXPO NEDEN ÖNEMLİ? Türkiye’nin kendini dünyaya anlatacağı bir platform olma vizyonuyla yola çıkacak olan SAHA Expo 2018 Fuarı, savunma sanayisinde kritik alt sistem, bileşen ve teknolojilerde üretim gerçekleştiren, farklı sektörlerdeki teknoloji ve imalat firmalarını bir araya getirecek. 13-15 Eylül tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek SAHA Expo 2018’e, dünyanın önemli küresel markaları olan Boeing ve Rolls-Royce’a alt sistem, bileşen tasarım ve üretimi yapan firmalar da katılırken, savunma sanayisi için elektrikli araçlardan boya ve kumaş üretimine kadar çok sayıda sektör bir araya gelecek.

Hasan BÜYÜKDEDE SAHA Yönetim Kurulu Başkanı

hatta bugüne kadar bunun kimsenin dikkatini çekmemesi büyük bir hatadır. SAHA ile bu durum artık aşılıyor. Diğer yandan, bürokraside de geçmişten farklı uygulamalar geliştiriyoruz, bürokratik alışkanlıkları yıkıyoruz” dedi. “SAVUNMA SANAYİSİNDE YÜZDE 80 YERLİ OLACAĞIZ” SAHA üyelerinden Kale Grubu’nun CEO’su Zeynep Bodur Okyay da konuşmasında, Türkiye’nin dünyada en çok savunma sanayisi ithalatı yapan altıncı ülke konumundan 11’inci sıraya gerilediğini anımsattı ve bu durumun, aslında savunma sanayisinde ne kadar yol alındığının bir göstergesi olduğuna dikkat çekti. Güçlü ve sağlam bir ekonomi için çarkların sanayici ve özel sektörle dönmesi gerektiğini de dile getiren Okyay, bu konuda istekli, sabırlı, azimli sanayicilere ihtiyaç olduğunu söylerken, “Ülkemizin savunma sanayisinin yüzde 80 oranında yerli kaynaklardan karşılanabileceğine inanıyorum” değerlendirmesinde bulundu. “SAHA İLE ÇALIŞMAKTAN MUTLUYUZ” Roketsan Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Alpman ise konuşmasına “268 SAHA üyesi yerine 2068 demek isterdim” diyerek başladı. Roketsan’ın 2700 alt yükleniciyle çalıştığını belirten Alpman, “Birim katma değeri en yüksek ikinci sektör olan savunma sanayisinde üretimin yerlileşmesi hem ülke çıkarları hem de sanayiciye sağlayacağı katkı anlamında çok önemlidir. Ambargo yediğimiz ürünlerin Türkiye’de üretildiğini gördüğümüzde çok seviniyoruz. Bütün Anadolu’yu gezip firmalarla görüşüyoruz, aralarında bize üretim yapabilecek

SAHA’NIN KAMUDAN BEKLENTİLERİ HİBE VE DESTEKLER Hibe ve destekler genel çağrılarla değil, hangi yetenek, hangi altyapı üzerine geliştirilmek isteniyorsa o firmaya doğrudan verilmeli. Desteklerde KOBİ’ler de gözetilerek pre-finansman yöntemi geliştirilmeli. İNSAN KAYNAKLARI Türkiye’nin orta ve uzun vadede hizmet ve üretim sektörü insan kaynağı tespit edilmeli. Sanayi ile iç içe eğitim altyapısı kurulmalı, doğrudan üretim sahasında uygulamalı eğitimle teknisyen eğitimine ağırlık verilmeli. MİLLİ ÜRÜNLERE TALEP YARATILMALI İthal ürünlerin yurt içinde geliştirilmesi ya da geliştirilebilme altyapısına sahip olunması durumunda, yerli ürünün tercih edilmesini sağlayacak mekanizmalar oluşturulmalı. Özellikle üretimde kullanılan makine ve tezgâhların yerli üretimini sağlayacak tedbirler alınmalı. ATIL KAPASİTELER DEĞERLENDİRİLMELİ Firmaların makine ve teçhizat stok ve kapasiteleri belirlenmeli, ihtiyaç sahiplerine servis edilecek bir mekanizma oluşturulmalı. Devlet destekleriyle makine alımlarında atıl kapasiteler de dikkate alınmalı.

firmalarla tanışıyoruz. Bu nedenle SAHA’nın yaptıklarını çok önemsiyoruz” yorumunda bulundu. Konuşmaların ardından, SAHA Yönetim Kurulu Üyesi Adil Nalbant ve SAHA Genel Sekreteri İlhami Keleş, 13-15 Eylül 2018 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde ilk kez gerçekleştirilecek SAHA EXPO Savunma, Havacılık ve Uzay Fuarı hakkında katılımcıları bilgilendirdi. İFM 11’inci Hol’de 3 bin metrekare kapalı alanda gerçekleşecek fuara, savunma sanayisine üretici/tedarikçi olarak katkıda bulunan veya bulunmak isteyen 200 firmanın katılması bekleniyor. Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu savunma teknolojilerinin yurt içinden karşılanma oranını en yüksek seviyeye çıkarmayı, yaratılacak istihdam ve katma değerle ülke ekonomisine katkı sağlamayı hedefleyen SAHA Expo 2018’e katılacak firmaların yerli ve yabancı heyetler tarafından ziyaret edilmesi de planlanıyor.

17



gündem

MAİB’DEN KONYA TARIM FUARI’NA ALIM HEYETİ 16. Tarım, Tarımsal Mekanizasyon ve Tarla Teknolojileri Fuarı kapsamında Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) tarafından gerçekleştirilen alım heyeti programına Moldova, Bangladeş ve Kırgızistan’dan gelen iş insanları katıldı.

K

onya’da 20-24 Mart tarihlerinde gerçekleşen 16. Tarım, Tarımsal Mekanizasyon ve Tarla Teknolojileri Fuarı kapsamında, Ekonomi Bakanlığı koordinatörlüğü ve Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) or-

ganizatörlüğünde bir alım heyeti organizasyonu düzenlendi. 19-22 Mart tarihleri arasındaki alım heyeti programına Moldova, Bangladeş ve Kırgızistan’dan 10 firma ve temsilcileri katıldı. Beş gün süren fuara 20 ülkeden 427 firma ve 1.281 marka katılırken, fuar

alanı olan Konya TÜYAP Fuar Merkezini ziyaret eden kişi sayısı da oldukça fazlaydı. 19-22 Mart tarihlerindeki alım heyeti programında ise Moldova, Bangladeş ve Kırgızistanlı iş insanları Türk makine üreticileriyle verimli görüşmeler gerçekleştirdi.

19



gündem

ETKİN PİYASA DENETİM VE GÖZETİMİ BAŞLIYOR Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Ürünleri Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürlüğü ve Makina İmalatçıları Birliği (MİB), sektörde haksız rekabetin ve merdiven altı üretimin engellenmesine karşı ortak bir çalışma başlattı.

I

stanbul’da 6 Mart’ta düzenlenen “Hava Kompresörleri Çalıştayı”, Sanayi Ürünleri Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürlüğü’nün başkanlığında gerçekleştirildi. Hava kompresörlerinin piyasa gözetimi ve denetiminde karşılaşılan sorunların ele alınarak çözüm önerilerine yönelik değerlendirmelerin yapıldığı çalıştayda denetimlerin daha etkin ve verimli hale getirilmesi için yapılması gereken düzenlemeler görüşüldü. Buna göre çalıştayda Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Ürünleri Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürlüğü ve Makina İmalatçıları Birliği (MİB) işbirliği

doğrultusunda, kompresör konusunda eğitilen denetçilerin sahaya inerek, ürünleri teknik mevzuatına uygunluğu bakımından denetime tabi tutacağı da toplantıda paylaşıldı. ELDE EDİLEN SONUÇLAR KAMUOYUYLA PAYLAŞILACAK Sanayi Ürünleri Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Şakir Karakaya, Makina Denetim Şubesi sorumlusu Alpaslan Bulut ve Bakanlık Müşaviri Dilşad Bayram ve MİB üyelerinin hazır bulunduğu toplantıya, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı ve İstanbul Bilim, Sanayi ve Teknoloji

İl Müdürlüğü temsilcileri de katıldı. Bakanlık tarafından görevlendirilen denetçiler, Sanayi Ürünleri Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürlüğü’nce ürüne yönelik özel hazırlanan kontrol listeleri doğrultusunda denetimleri başlatacak. Yıl sonuna kadar devam edecek bu denetimlerde elde edilen sonuçlar, yapılacak bir toplantıda kamuoyuyla paylaşılacak. Belirlenen yol haritası sonrasında ise, Bakanlık yetkilileri ve MİB üyeleri belirlenen görev dağılımları çerçevesinde çalışmalarını sürdürerek 2018 yılında yapılacak etkin denetim için gerekli çalışmalara altyapı oluşturdu.

21


gündem

KARATAY ÜNİVERSİTESİ’NİN ELEKTRİKLİ OTOMOBİLİ GÖRÜCÜYE ÇIKTI Konya Ticaret Odası (KTO) ve Karatay Üniversitesi Ar-Ge Topluluğu’nun geliştirdiği yerli alternatif enerjili araç projesi, tasarımı ve yerlilik oranıyla dikkat çekiyor.

T

ürkiye, yerli üretim konusunda son yıllarda ciddi yol kat etti. Savunma sanayileri ve makine imalat sektörlerinin liderlik ettiği yerli üretimde kamuoyunun gündemindeki bir başka üretim alanı ise otomotiv sektörü. Yerli otomobil konusunda halen kamu öncülüğünde

22

kapsamlı bir proje devam ediyor olsa da üniversitelerimizde de elektrikli ve alternatif enerjiler kullanan çok sayıda prototip proje geliştiriliyor. Yerli otomobil projesine talip olan illerden Konya’daki KTO Karatay Üniversitesi ise geliştirdiği elektrikli otomobil projesinin tasarımı ve yerlilik oranıyla dikkat çekiyor.

Gelişen sanayi bölgeleri, kurulan ArGe merkezleri ve yükselen üniversitesanayi işbirliği ile Konya, Türkiye’nin önemli üretim üslerinden biri konumunda. Sanayi şehri olmasının yanında ciddi bir üniversite şehri haline de gelen Konya’da bulunan KTO Karatay Üniversitesi’nin Ar-Ge Topluluğu öğrencileri, geliştirdikleri “Diriliş 1251”


gündem

adlı elektrikli otomobil projesinde önemli mesafe kat etti. TASARIMIYLA DİKKAT ÇEKİYOR Dört metre uzunluğundaki Diriliş 1251, 6 kW batarya gücüyle 110 kilometre/saat hıza ulaşabiliyor. Motor, motor sürücü, batarya yönetim sistemi, yerleşik şarj birimi, batarya paketlemesi, telemetri, araç kontrol sistemi ve mekanik aksam bakımından tamamen KTO Karatay Üniversitesi öğrencilerinin tasarımı olarak yerlilik alanında da önemli bir adım olan Diriliş 1251, aslen, TÜBİTAK tarafından her yıl üniversite öğrencilerine yönelik olarak gerçekleştirilen Alternatif Enerjili Araç Yarışması (TÜBİTAK Efficiency Challange) projesi olarak yola çıkmış. Elektrik elektronik mühendisliği bölümü öğrencileri Ömer Emre Gümüşel, Hakan Güneş, Mahmud Sami Çınar, Muhammed Emin Arı, Ahmet Keskin ve Mehmet Akif Süllü ile mekatronik mühendisliği bölümünden Mehmet Çolak, Mustafa Yayangil ve Mahmut Yarar’ın projelendirdiği Diriliş 1251’in elektronik olarak tüm komponentleri KTO Karatay Üniversitesi Ar-Ge Topluluğu atölyesinde tasarlandı ve üretildi. Şasi ve kabuk çizimlerinin ise tasarımı Ar-Ge Topluluğu atölyesinde yapılırken, üretim Konya sanayisinde gerçekleştirildi. Bu kapsamda

projenin geliştiricileri olan Ar-Ge Topluluğu öğrencileri, “Konya sanayisinin gerek elektrik elektronik, gerekse mekanik anlamda bize çok faydası ve desteği olduğunu söylemeliyiz. KTO Karatay Üniversitesi Yönetimi ve Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Öztürk de projemizi destekleyerek bizlere büyük motivasyon sağladı” diyor. SORUNLARA HIZLI ÇÖZÜMLER GELİŞTİRİLDİ Projenin başlangıcındaki temel sorunun finansman olduğunu dile getiren Ar-Ge Topluluğu öğrencileri, projenin finansmanı KTO Karatay Üniversitesi Mütevelli Heyeti Sanayi Danışmanı Halil İbrahim Erdal’ın, üniversitelerinin, Konya sanayisinin ve PTT’nin reklam sponsorluğuyla aştıklarını söylerken, tasarım ve üretim alanlarındaki teknik bilgi eksikliklerini de yine üniversitelerinin akademik kadrolarının destekleriyle gidermiş. Eğitmenlerinin her aşamada kendilerini desteklediğinin altını çizen Ar-Ge Topluluğu öğrencileri, aracı tasarlarken KTO Karatay Üniversitesi’nin akademik zenginliğinden de büyük oranda faydalandıklarını söylüyor ve üniversitelerinin ve Konya sanayisinin genç nesillere inanması ve projelerine sahip çıkmasının çok önemli olduğunun altını çiziyor.

DİRİLİŞ 1251’İN ELEKTRONİK OLARAK TÜM KOMPONENTLERİ KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ AR-GE TOPLULUĞU ATÖLYESİNDE TASARLANDI VE ÜRETİLDİ. ŞASİ VE KABUK ÇİZİMLERİNİN İSE TASARIMI AR-GE TOPLULUĞU ATÖLYESİNDE YAPILIRKEN, ÜRETİM KONYA SANAYİSİNDE GERÇEKLEŞTİRİLDİ.

23


www.dirinler.com.tr


gündem

MEZUN OLMADAN İHRACATA BAŞLADI Özyeğin Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği öğrencisi olan Metehan Emlik, kendi geliştirdiği eğitim dronu ile Yeni Zelanda’dan 10 bin, Türkiye’den 5 bin sipariş aldı.

D

aha ortaokul yıllarında ilk projelerini geliştiren, kablosuz telefon şarjı, tanksavar füze güdüm sistemi projeleriyle ödüller alan Metahan Emlik, lise son sınıf öğrencisi iken katıldığı Özyeğin Üniversitesi RoboKamp Robot Yarışması’nda elde ettiği birincilikle, yüzde 50 bursla kazanmış olduğu Özyeğin Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü’nü, yüzde 100 bursla okumaya başlamış. Halen üniversite üçüncü sınıf öğrencisi olan Metehan Emlik’in geliştirdiği eğitim dronu, Türkiye’den 5 bin, Yeni Zelanda’dan ise 10 bin sipariş almış durumda. Daha mezun olmadan katma değerli bir ürün ile ihracat gerçekleştirecek olan Emlik’in en büyük destekçisi ise üniversitenin kurucusu Hüsnü Özyeğin oldu. Üretilecek dronların komponentleri için gerekli sermaye, Özyeğin Üniversitesi olacak. “İnsansız hava araçları ve füzelerle ilgileniyor, bu alanda çalışmak istiyorum. 2015’te Google Bilim Fuarı’nda uzayla ilgili yaptığım projeyle dünya genelinde ilk 90’a girdim. 2016’da insansız hava aracı kartal gözü İHA takımını kurarak, drone ile uçak karışımı bir model oluşturdum; TÜBİTAK’tan ödül aldım. Türk havacılık ve uzay sanayisinde bu ödül nedeniyle yarı zamanlı çalıştım. Sonra da eğitim dronu üzerinde çalışmaya başladım. Bu drone çocuklar için çok yararlı olacak, çünkü çocuklar bu yazılımı erken yaşta öğrenirse ileride daha büyük işler yapabilir” diyen Metehan Emlik, Yeni

Zelanda’da bulunan bir laboratuvarın geliştirdiği dronu STEM robotik eğitim platformunda kullanmak istediğini ve yılda 10 bin ünite için sipariş verdiğini söylüyor. Sakarya’da çocuklara kodlama eğitimi vermek isteyen bir kurumdan da 5 bin ünitelik bir sipariş aldığını ifade eden Emlik, seri üretime geçmek için gerekli sermayeyi ise başarılarını duyan Hüsnü Özyeğin’den alacak.

Özyeğin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Esra Gençtürk ise Metehan gibi hayallerini daha üniversitede gerçekleştiren çok sayıda öğrencileri olduğunu söylerken, Metehan Emlik’in geliştirdiği projenin yenilikçi girişime güzel bir örnek oluşturduğunun, dronu bir eğitim aracı olarak kullanıp kodlama eğitimini sanal bir ara yüzün yanı sıra fiziksel ortama taşıdığının altını çiziyor.

25


İran’ın lider uluslararası metal işleme fuarının parçası olun! www.ambiran.com


gündem

MESLEK LİSESİ ÖĞRENCİLERİNDEN ÖRNEK PROJE Gaziantep’te bulunan Mehmet Nurettin Horoz Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencilerinin ürettiği PLC deney setleri, öğrencilerin teorik bilgilerini pratiğe dönüştürmesine imkan verirken örnek bir model olarak da gelecek projelerin yolunu açmış oldu.

E

ndüstriyel kontrol dersinde kullanılan, ancak yurt dışından getirildiği için çok pahalı olan Programlanabilir Mantıksal Denetleyici (PLC) deney setini, öğretmenlerinin de desteğini alarak üreten okul öğrencileri Nergiz Acar ve Abdülkadir Eren, otomasyon sistemleri için ithal edilen ve yaklaşık 5 bin TL olan PLC eğitim setini öğretmenlerinin de koordinasyonu ile 1.000 TL’ye temin edilen malzemelerle üretti. Öğrenciler, artık kendi imalatları olan "PLC S7-1200" adını verdikleri, fabrika otomasyon sistemlerine de uyumlu olan setleri kullanarak ilgili derslerde teorik olarak gördükleri bilgileri pratiğe dönüştürme imkanı buldu. “ARA ELAMAN DEĞİL, ARANAN ELEMANLAR YETİŞTİRMEK İSTİYORUZ” “Endüstriyel Kontrol Sistemleri” dersinde, otomasyon sistemlerinin temelini oluşturan PLC’nin çalışma mantığı ve programlamasına yönelik eğitim aldıklarını söyleyen ElektrikElektronik Teknolojileri Bölümü Endüstriyel Bakım Onarım Dalı 12'nci sınıf öğrencisi Nergiz Acar, “Bu dersteki uygulamalarda kullanılacak cihazların maliyetli olması, aldığımız teorik eğitimi uygulamaya taşımamızda önemli bir engeldi. Bu yüzden derslerimiz çoğunlukla teorik ve simülasyon üzerinde ilerliyordu. Bizler daha verimli ve güncel çalışmalar yapmak amacı ile uygulamada birebir kullanabileceğimiz bir deney seti yapmaya karar verdik” diyerek deney se-

tini üretmekle ilgili fikrin nasıl oluştuğunu anlattı. Okullarında kullanmak amacı ile 11 adet deney seti ürettiklerini belirten Acar, “Bu sayede hem teori derslerimizi pratiğe dökmüş olduk hem de yurt dışından ithal edilerek oldukça pahalıya mal olan bir ürünü çok daha ucuza ve yerli imkânlarla üretmiş olduk” dedi. Şimdi merak ettikleri pek çok konuyu uygulamalı olarak bu sette görebildiklerini belirten Acar, “Fabrikalardaki otomasyon sistemlerinin nasıl çalıştığını artık anlayabiliyorum. Hazırladığımız bu proje sayesinde güzel ve faydalı fikirler üretebildiğimi ve bu fikirlerimi uygulamaya geçirebildiğimi gördüm. Şimdi bu projeden kazandığım özgüven ile daha fazlasını yapmak istiyorum” diyerek sözlerini tamamladı. Artık ara elaman değil, aranan elemanlar yetiştirmek istediklerini dile getiren Mehmet Nurettin Horoz Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Okul

Müdürü Alper Tanrıöver ise, verdikleri eğitim kalitesinin de bu yönde ilerlediğini ifade etti. Tanrıöver bundan sonraki çalışmalarında “Elektrik Makinaları ve Kontrol Sistemleri” dersinin pnömatik modülünde olan uygulamalar için benzer pnömatik deney seti ve mikro denetleyiciler dersinde kullanılmak üzere öğrencilerin kodlama konusunda kendini geliştirebilmesine olanak sağlayan modüler arduino deney setinin de tasarlanma aşamasında olduğunun altını çizdi.

27



vitrin

“TÜRKİYE’NİN İLK YERLİ ROBOTLU SİLAH NAMLU TEZGÂHINI ÜRETTİK” Türkiye’nin ilk yerli makinesi olan “Robotlu Silah Namlu Tezgâhı”‘nı piyasaya sunduklarını söyleyen SBM Technics markasının Teknik Satış Sorumlusu Tanju Türkyılmaz, başta savunma sanayi olmak üzere silah üreticilerinin namlu ihtiyaçlarını karşılamaya hazırlandıklarını ifade etti. ya ittiğini belirtti. Türkyılmaz; “ Yurt dışından alınan namlu üretim tezgâhlarının da sayısı iki elin parmaklarını geçmez. Çünkü maliyetli bir tezgâh. Bu nedenle üreticiler 400 bin Avro gibi rakamlar vermektense tek taretli tezgâhlar alıp onlarla çalışıyor. Maalesef bu da üreticinin zamanına, maliyet artışına ve enerji israfına yol açıyor. Biz de daha uygun fiyatlarla bu hizmeti ülkemizde sunmayı hedef edinerek yola çıktık. İlgimizi işlemekte zorlandığımız parçalar üzerine yoğunlaştırdık. Dünya genelinde ‘Balance Cutting’ diye geçen ülkemizde ise ‘eş zamanlı tornalama’ olarak kullandığımız yöntem ile sü-

Tanju TÜRKYILMAZ SBM Technics Teknik Satış Sorumlusu

reci devam ettirdik. 2014 yılında prototipini yaptığımız tezgâhımız ile çok güzel sonuçlar elde ettik. Şu an farikamızda da kullandığımız ‘Robotlu Silah Namlusu Tezgâhı’ dayanıklılık testlerini yüz akı ile tamamladı. Üç vardiya şeklinde kesin-

tisiz olarak çalıştırdığımız makinemizin kapasitesini git gide artırıyoruz. 300 mm ile başlayan sürecimiz, 1000 mm işleme kapasitesine ulaşmış durumda. Bir silah namlusunun ortalama çevirim süresi 330 saniye iken, makinemiz ile bu süre 145 saniyeye kadar düştü. Bu, namlu sektörü için gerçekten yadsınamayacak bir başarı. Otomatik yükleme ve boşaltma robotu entegre ettiğimiz tezgahımız ile bir ay içerisinde 10 bin adet namluyu işlemek mümkün” diye konuştu. Namlu işleme tezgâhını yine kendi imalatları olan robotik otomasyon ile birlikte sunabildiklerini ifade eden Türkyılmaz, tercihe bağlı olarak entegre edilen bu kolların, firmaların işlerini çok daha kolay hale getirdiğinin altını çiziyor.

“Vitrin” bölümünde Makine İhracatçıları Birliği üyelerinden gelen haberlere yer verilmektedir.

O

tomotiv ve beyaz eşya başta olmak üzere birçok sektöre hizmet veren Akım Metal, uzun süren ArGe çalışmaları sonrasında SMB Technics markası altında Türkiye’nin ilk yerli makinesi olan “Robotlu Silah Namlu Tezgâhı”nı sektörle buluşturdu. Namlu tezgahının dünyada sayılı da olsa örneklerinin bulunduğunu söyleyen SBM Technics markasının Teknik Satış Sorumlusu Tanju Türkyılmaz, Japonya’daki fiyatı 400 bin Avro civarı olan bu makinelerin alım gücünün zor olduğunu fark etmelerinin kendilerini bu alanda çalışmalar yapma-

29


sektörden

“AVRUPA’DA İLK BEŞ ÜRETİCİ ARASINDAYIZ” EFE ENDÜSTRİ; KATI/EVSEL ATIKLAR, İNŞAAT/ MOLOZ ATIKLARI VE TRANSFERLERİ, KANALİZASYON TEMİZLİĞİ, YOL SÜPÜRME VE YIKAMA GİBİ TÜM BELEDİYE HİZMET EKİPMANLARINA DAİR ÜRETİM GERÇEKLEŞTİREN BİR FİRMA. ÖZELLİKLE HİDROLİK SIKIŞTIRMALI KAMYON ÜSTÜ ÇÖP TOPLAMA ARAÇLARINDA, YURT İÇİNDE, EN YÜKSEK KAPASİTEYE SAHİP ÜRETİCİ OLDUKLARINI SÖYLEYEN EFE ENDÜSTRİ GENEL MÜDÜRÜ FİLİP MİNASYAN, AVRUPA’NIN İLK BEŞ ÜRETİCİSİ ARASINDA OLDUKLARINI DA VURGULUYOR.

30

S

ektördeki yolculuğuna 1974 yılında tarım makineleri imalatı gerçekleştirerek başlayan Efe Endüstri, zaman içinde beton ekipmanları ve araç üstü ekipmanları imalatına adım atarak 1999 yılında MERT Teknik Şirketler Grubu’na dahil oldu. Grup bünyesinde yer alan üç şirketten biri olan Efe Endüstri, bugün özellikle belediye hizmet ekipmanları alanında tanınan bir firma. İzmir Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan fabrikasında 220 kişilik bir ekiple çalışmalarına devam eden firma, tek vardiyada 2 bin adet/yıl ekipman üretim kapasitesine sahip. Katı/evsel atıklar, inşaat/moloz atıkları ve transferleri, kanalizasyon temizliği, yol süpürme ve yıkama gibi tüm belediye hizmet ekipmanlarının ürün gamında bulunduğunu söyleyen EFE Endüstri ve Tic. A.Ş. Genel Müdürü Filip Minasyan, “Özellikle hidrolik sıkıştırmalı kamyon üstü çöp toplama araçlarında, yurt içinde en yüksek kapasiteye sahip

üretici olduğumuzu söyleyebilirim. Keza bu alanda pazar lideriyiz. Avrupa’nın ilk beş üreticisi arasında olduğumuzu da söylemek sanırım yanlış olmaz” diyor. 1999 yılından bu yana yurt içi ve yurt dışında yaşanan kriz ve olumsuzlukların hedeflerine ulaşmalarında öngörülen tarihlerin uzamasına neden olduğunu ifade eden Minasyan, ancak her şeye rağmen, halen yüzde 100 yerli sermayeli bir şirket olarak öngörülen hedeflerin önemli bir bölümüne ulaştıklarını vurguluyor. Minasyan; “Her ne kadar daha çok gidecek yer olsa da, öncelikle Avrupa, Afrika, Orta Doğu, Türki Cumhuriyetler ve hatta Uzak Doğu’da bilinen, güvenilir ve ticaret hacmimizi her yıl artıran bir konuma ulaştık” şeklinde konuşuyor. Öncelikle sizden EFE Endüstri ve Tic. A.Ş. firmasının kuruluş hikâyesini dinleyebilir miyiz? EFE Endüstri 1974 yılında tarım makineleri imal edilmek üzere kurulmuş, zaman içinde


beton ekipmanları ve araç üstü ekipmanları üretimine geçiş yapmış ve 1999 yılında MERT Teknik Şirketler Grubu’na dahil olmuştur. Bugün şirketimiz yurt içinde belediye hizmet ekipmanları pazarındaki en önemli oyunculardan biri olmasının yanı sıra 55 ülkeye olan ihracatı ile de ülkemize önemli ölçüde döviz girdisi sağlayan bir firma konumuna geldi. Kurulduğunuz gün nasıl bir vizyonla yola çıkmıştınız? Bugün bu vizyonun neresindesiniz? 1999 yılında EFE Endüstri’nin MERT Teknik Şirketler Grubu tarafından devir alınırken ilk hedefi şirketin bir dönem olduğu gibi yurt içi ve yurt dışı pazarlarda itibarlı ve güçlü konumuna ulaşmasını sağlamaktı. Bir sonraki adımda ise eskisinden bile daha iyi bir performans ile küresel bir marka olmak üzere yola çıkıldı. 1999’dan günümüze yurt içi ve yurt dışı birçok kriz ve olumsuzluklar, hedeflerimize ulaşmamızda öngörülen tarihlerin biraz uzamasına neden oldu. Ancak bugün, her şeye rağmen, 18 yıl sonra halen yüzde 100 yerli sermayeli bir şirket olarak öngörülen hedeflerin önemli bir bölümüne ulaştığımızı söyleyebilirim. Her ne kadar daha çok gidecek yer olsa da, öncelikle Avrupa, Afrika, Orta Doğu, Türki Cumhuriyetler ve hatta Uzak Doğu’da bilinen, güvenilir ve ticaret hacmimizi her yıl artıran bir konuma ulaştık. Firmanız için kilometre taşı sayılabilecek dönüm noktaları neler oldu? 1980’lerde dünya devi olan Alman firmalarından biri ile imzalanan lisans altında beton santralleri ve transmikserlerin üretim anlaşması; yine aynı dönemde İtalyan bir firma ile imzalanan lisans altında hidrolik sıkıştırmalı çöp kasalarının imalatı ve şüphesiz 1999 yılında EFE Endüstri’nin MERT Şirketler Grubu’na dahil olması kilometre taşı sayılabilecek dönüm noktaları olarak sayılabilir. Öte yandan, askeri projeler ve son yıllarda münhasıran temsil etmeye ve servis vermeye başladığımız İtalyan menşeli NORD ENGINEERING akıllı çöp toplama sistemleri, İngiliz menşeli Johnston yol süpürme araçları ve Amerikan menşeli KEITH yürüyen taban sistemleri ile şirketimizin küresel alanda bilinirliği ve güvenilirliği anlamında diğer kritik gelişmeler olarak değerlendirilebilir.

se de ihracat hep oldu ve artarak devam edeceğini rahatlıkla söyleyebilirim. Üretim yelpazenizden ve yıllık üretim kapasitenizden, ihracat pazarlarınızdan bahseder misiniz? Aslında katı/evsel atıklar, inşaat/moloz atıkları ve transferleri, kanalizasyon temizliği, yol süpürme ve yıkama gibi tüm belediye hizmet ekipmanları ürün gamımızda bulunuyor. Özellikle hidrolik sıkıştırmalı kamyon üstü çöp toplama araçlarında, yurt içinde, en yüksek kapasiteye sahip üretici olduğumuzu söyleyebilirim. Keza bu alanda pazar lideriyiz. Avrupa’nın ilk beş üreticisi arasında olduğumuzu da söylemek sanırım yanlış olmaz. Mevcut personel sayımız ile tek vardiyada üretim kapasitemiz 2 bin adet/yıl ekipmandır. Mevcut durumda güçlü olduğumuz bölgelerin dışında yeni hedefimiz Batı Avrupa olacak.

“300 TON KAPASİTELİ KENDİNDEN TAHRİKLİ MOBİL TAŞIYICI/SELF PROPELLED MOBİLE TRANSFORMER (SPMT) HALİ HAZIRDA TÜBİTAK DESTEKLİ YÜRÜYEN BİR PROJEMİZ. BU ÜRÜN, AĞIR ÖZEL YÜKLER İÇİN TASARLANDI. EN YAYGIN KULLANIM ALANLARI İSE TERSANELER.”

İhracata adım atmanız ne zaman, nasıl, hangi ürününüzle gerçekleşti? Aslında EFE Endüstri’nin doğasında ihracat var. İlk günden itibaren tarım makineleri, römork, vb. ürünlerin ihracatını yapıyorduk. Zaman ve şartlara göre ürün yelpazesi değiş-

31


sektörden fikalı kaynakçılarımız ile güncel ve kontrollü her parçaya ait aparatlarımız ile imalatımızı gerçekleştiriyoruz. Ar-Ge yatırımlarınızdan ana hatlarıyla bahseder misiniz? Her alanda ancak özellikle sanayi de kaçınılmaz ve sürekli yatırım gerektiren en önemli alanlardan biri de şüphesiz Ar-Ge. Artık sürekli gelişim ve sürdürülebilir bir organizasyon için sadece sac şekillendirme ve dizaynın ötesinde inovasyon odaklı ve akıllı ürünler geliştirmek bir zorunluluk. Bizde bu alanda akıllı üretim teknikleri ile akıllı ürünler üretmeye odaklandık. Hatta daha da öteye giderek ürünlerimizin operasyonlarını internet üzerinde takip edip, bilgiler toplayıp bunları müşterilerimiz ve kendi kullanımımız için ayrı ayrı anlamlandırmaya çalışıyoruz. Üretiminizi nerede, nasıl, kaç kişilik bir ekip ile gerçekleştiriyorsunuz? EFE Endüstri’nin şirket merkezi ve fabrikası İzmir Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alıyor. Hali hazırda mavi ve beyaz yakalı olmak üzere yaklaşık 220 kişilik bir ekibiz. MERT Şirketler Grubu, EFE Endüstri dahil, yaklaşık 500 kişilik bir ekipten oluşuyor. Üretimlerimizin niteliği her ne kadar seri üretimi desteklemese de, ısmarlama ürünlere rağmen, çevik ve yalın üretim prensiplerini, hali hazırda düzenli bir şekilde Dr. Lütfi Apilioğulları’ndan aldığımız Endüstri 4.0 danışmanlığı ile en üst seviyeye taşıyoruz. Şirket içi laser kesim, robotik kaynak, uluslararası kaynakçı sertifikalı mühendis ve serti-

32

Yeni geliştirdiğiniz bir ürün var mı? Kullanım alanı ve özellikleri hakkında bilgi verir misiniz? Her dönem şüphesiz yeni ürünler üzerinde çalışmalarımız oluyor. Mevcut koşullar bugün sadece bir üründe uzmanlaşsanız dahi sürdürülebilir ve gelişen bir ortam için yeterli olamıyor. Dolayısıyla sürekli yeni ürün ve ürünler üzerinde çalışmalar yapıyoruz. Burada iki ürünümüzden bahsedebilirim. Biri hali hazırda ürün gamımızda bulunan ancak dizayn ve donanım olarak yenilediğimiz konteynır yıkama aracımız. Bu araç her gün bir şekilde yanından geçtiğiniz, hatta çöpünüzü attığınız, evinizin önü ve/veya yakınındaki metal veya plastik çöp kutularının/konteynırlarını yıkama amaçlı


geliştirildi. Dizayn olarak iş makinesinden çok binek, otomobil aerodinamiği vermeye çalıştık. Bunun dışında konteynırın kirliliğine göre ayarlanabilir farklı yıkama özellikleri olacak. Böylece gereksiz su sarfiyatı önlenecek ve bir seferde daha çok konteynır yıkanabilecek. 300 ton kapasiteli kendinden tahrikli mobil taşıyıcı/Self Propelled Mobile Transformer (SPMT) ise hali hazırda TÜBİTAK destekli yürüyen farklı bir projemiz. Bu ürün, ağır özel yükler için tasarlandı. En yaygın kullanım alanları ise tersaneler. Faaliyet alanı içinde yer aldığınız sektörün Türkiye ekonomisine verdiği katkıyı nasıl yorumluyorsunuz? Söz konusu fayda sizce istenilen seviyede mi? Türkiye araç üstü ekipman, treyler ve benzer makine imalatı yurt içi ihtiyaçlarını neredeyse tamamen karşılıyor. Bundan öte, dış pazarlara gönderilen ürün adeti yurt içinden çok daha fazla olup, ülkemizin olumlu yönde tanıtımı kadar ciddi döviz getirisi sağlıyor. Sektörün önünde duran en büyük sorunlar neler? Bu sorunları ortadan kaldırmak için ne gibi çalışmalar yapılması gerekiyor? Maalesef sektörümüz haksız rekabet ile bir süredir karşı karşıya. Halen çalışan haklarının tam olarak yerine getirilmediği işletmeler mevcut. Bu işletmeler maddi olarak çalışanlarını suistimal ettiği gibi, iş sağlığı ve güvenliği, çevre mevzuatları ve kalite standartları gibi bir çok konuya önem vermiyor ve yerine getirmiyor. Bunun sonucunda sadece fiyat ve kâr odaklı strateji ile özel sektör ve özellikle kamu kaliteli ürüne ulaşmada zorluk çektiği gibi iş gücü de hak ettiği standartların uzağında kalıyor. En az bunun kadar zararlı bir unsurda bu şirketlerin ihracat yapması. Bu durum kısa vadede kalite yönünden son kullanıcıyı mağdur ediyor ve dolayısı ile Türkiye imajına zarar veriyor. 2017 EFE Endüstri için nasıl sonlandı? Bu yıl için beklentiler ne yönde? Şüphesiz her kesim için 2017 zor bir yıldı. Tüm politik gelişmeler şüphesiz doğrudan reel sektörü de direkt olarak etkiliyor. Her

şeye rağmen şirketimizin sağlıklı bir şekilde öngörülen hedeflere ulaştığını söyleyebilirim. 2018’den de son derece umutluyuz. Keza Mart 2018 itibarıyla kesilen fatura ve mevcut siparişlerimizin toplamı geçen seneki 12 aylık toplam ciromuzun yüzde 85’ini geçmiş durumda. 2018’in firmamız adına rekorlar yılı olmasını bekliyoruz. Hatta beklemiyor; bu yolda çok çalışıyoruz. Yurt içinde ve yurt dışında katıldığınız fuarlardan bahseder misiniz? Söz konusu fuar katılımları firmanıza ne yönde katkı sağlıyor? Fuar katılımları konusunda biraz cimri olduğumuzu itiraf etmeliyim. Bu yıl için katılım göstereceğimiz ilk fuar, sektörümüze ait Avrupa’daki en büyük fuar olan, Almanya’daki IFAT 2018. Bu fuar dünyanın dört bir yanından katılımcıların ve ziyaretçilerin geldiği, iki yılda bir düzenlenen, sektörümüze ait en önemli organizasyon. Bu organizasyonda en az üç ayrı ürünümüzü sergilenmeyi planlıyoruz. Bu tip organizasyonlar şirketimizin pazardaki konumunu sağlamlaştırdığı gibi, tüm dünyadan müşterilerini bir noktada buluşturduğu ve yeni ürünlerini sergileme imkanı bulduğu çok önemli bir platform. Şüphesiz yeni, gelişmiş ve teknolojik ürünler ve mutlu müşteriler Türkiye’nin de imajına olumlu katkılar sağlıyor.

“AKILLI ÜRETİM TEKNİKLERİ İLE SON DÖNEMLERDE AKILLI ÜRÜNLER ÜRETMEYE ODAKLANDIK. HATTA DAHA DA ÖTEYE GİDEREK ÜRÜNLERİMİZİN OPERASYONLARINI İNTERNET ÜZERİNDE TAKİP EDİP, BİLGİLER TOPLAYIP BUNLARI MÜŞTERİLERİMİZ VE KENDİ KULLANIMIMIZ İÇİN AYRI AYRI ANLAMLANDIRMAYA ÇALIŞIYORUZ.”

FILIP MINASYAN KİMDİR? ✓ 1978 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Filip Minasyan, ✓ 1996 yılında İstanbul Tarabya Kemal Atatürk Lisesinden mezun olduktan sonra İngiltere’deki Nottingham Üniversitesi’nde İşletme Bölümü’nü bitirdi. ✓ 2000 yılında bu yana Efe Endüstri’nin üyesi olan Minasyan, bugün şirketin Genel Müdürü olarak görev yapıyor. ✓ Ege Genç İşadamları Derneği (EGİAD), EGİAD Melekleri, Tüm Girişimci ve İş Mentörleri Derneği (TÜGİM) üyesi olan Minasyan, Melek Yatırımcı ve TÜBİTAK onaylı mentorlardan biri.

33


sektörden

“SAHİP OLDUĞUMUZ TECRÜBEYİ FARKLI İŞ SAHALARINA TAŞIYORUZ” KURULDUKLARI GÜN TÜRKİYE'DE ÜRETİLMEYEN MAKİNE VE YEDEK PARÇALARI İMAL ETMEK AMACIYLA YOLA ÇIKTIKLARINI SÖYLEYEN POLEKS MAKİNA GENEL MÜDÜRÜ FEVZİ POLAT, “TÜRKİYE'DE ÜRETİLMEYEN MOTOR YENİLEME MAKİNELERİNİN TAMAMINI İMAL ETMENİN YANI SIRA 1980 YILINDA MOTOR EKSANTRİK KAM MİLLERİNİ DE BAŞARIYLA PİYASAYA SUNDUK” DİYOR.

34

K

üçük ölçekli bir işletme olarak 1970’li yıllarda motor yenileme işi ile başladığı üretim serüvenini 1997 yılından bu yana satıh taşlama makinelerinin imalatı alanında devam ettiren Poleks Makina, özel ebatlı siparişlere yönelik müşterilerinin ihtiyaçlarına cevap veriyor. 2003 yılında Polmot firmasını kurarak, derin kuyu dalgıç motor ve pompaları, tek silindirli dizel motorlar üretmeye başlayan Poleks Makina, 2009 yılında Poldök firmasının da temellerini atarak döküm sektörüne de geçiş yaptı. Firmanın sahip olduğu tecrübeyi farklı iş sahalarına taşıdığını belirten Poleks Makina Genel Müdürü Fevzi Polat, firmanın değişmez prensiplerini; sürdürülebilir kalite, zamanında teslim, uygun fiyat ve satış sonrası hizmetlerin oluşturduğunu söylüyor.

Öncelikle sizden Poleks’in kuruluş hikayesini dinleyebilir miyiz? Poleks firması 1970 yılında motor yenileme işi ile sektördeki çalışmalarına başladı. Kurulduğumuz gün Türkiye'de üretilmeyen makine ve yedek parçaları üretme amacıyla yola çıktık. Türkiye'de üretilmeyen motor yenileme makinelerinin tamamını imal etmenin yanı sıra 1980 yılında motor eksantrik kam millerini de başarıyla piyasaya sunduk. 1990 yılından beri satıh taşlama makineleri alanında imalat gerçekleştirirken bu dalda şu anda Türkiye ihtiyacının yüzde 50’lik bir bölümünü Poleks Makina olarak biz karşılıyoruz. Firmanız için kilometre taşı sayılabilecek dönüm noktaları neler oldu? Bahsettiğimiz satıh taşlama makineleri firmamız için kilometre taşı sayılabilecek dö-


nüm noktalarından biri oldu. Bu makinelerin imalat sektöründe kendine yaşam alanı bularak geniş kullanım alanına sahip olması, imalatımızın ağırlıklı olarak bu alana kaymasını da beraberine getirdi. İhracata adım atmanız ne zaman, nasıl gerçekleşti? 1980’li yılların başında yurt dışından gelen -özellikle Suudi Arabistan'dan- talep doğrultusunda ilk ihracat hamlemizi Orta Doğu ülkelerine yönelik yapmış olduk. Gelinen noktada imalatını gerçekleştirdiğimiz ürünleri dünyanın yaklaşık 100 ülkesine ihraç ediyoruz. Üretim yelpazenizden ve yıllık üretim kapasitenizden, ihracat pazarlarınızdan bahseder misiniz? Poleks Makina’da nasıl bir ihracat rotası söz konusu? Üretim ve ihracat gücünüzü rakamlar eşliğinde anlatır mısınız? Üretim yelpazemizin ana kalemini motor yenileme makineleri oluşturuyor. Bunun haricinde satıh taşlama makineleri de imalatını gerçekleştirdiğimiz ürünler arasında yer alıyor. Satıh taşlama makilerinde bugün itibarıyla yaklaşık yedi, sekiz model kapasite türüne göre çeşidimiz mevcut. Poleks Makina

olarak dünyanın her yerinde Türk markasını ve Poleks adını duyurabilmek amacıyla ihraç pazarları araştırıyoruz. Diğer taraftan ikili iş görüşmelerine katılmanın yanı sıra fuarlarda da yer alıp, üretim yelpazemizi geliştirerek ve satışlarımızı artırmak için sürekli çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Üretiminizi nerede, nasıl, kaç kişilik bir ekip ile gerçekleştiriyorsunuz? Üretimimizi Konya 2. Organize Sanayi Bölgesi’ndeki iki ayrı fabrikada gerçekleştiriyoruz. Fabrikalarımızdan birinde kendi makinelerimizin döküm bölümlerini ve birçok müşterimizin döküm işlerini de yaparak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Makinelerimizin imalatını gerçekleştirdiğimiz yaklaşık 14 bin metrekarelik kapalı alana sahip diğer fabrikamızda 60 kişiden oluşan tecrübeli ekibimizle yolumuza devam ediyoruz.

“İLK İHRACAT HAMLEMİZİ 1980’Lİ YILLARIN BAŞINDA ORTA DOĞU ÜLKELERİNE YAPMIŞTIK. GELİNEN NOKTADA İSE İMALATINI GERÇEKLEŞTİRDİĞİMİZ ÜRÜNLERİ DÜNYANIN YAKLAŞIK 100 ÜLKESİNE İHRAÇ EDİYORUZ.”

Ar-Ge yatırımlarınızdan ana hatlarıyla bahseder misiniz? Ar-Ge ekibimizle imalatını gerçekleştirdiğimiz makineler üzerinde sürekli yenilik yaparak çalışmalarımıza devam ediyoruz. Geliştirdiğimiz ürünleri daha kullanışlı ve daha kaliteli bir hale getirebilmek için hummalı bir şekilde aralıksız emek harcıyoruz.

35


sektörden

“OTOMATİK KALIPLAMA, DİZA TARZI OTOMATİK DÖKÜM KALIPLAMA MAKİNELERİ TÜRKİYE'DE HALEN ÜRETİLMİYOR. BU SEKTÖRDE BÜYÜK BİR AÇIK SÖZ KONUSUYKEN POLEKS MAKİNA OLARAK BU ALANLA İLGİLİ TÜBİTAK İLE BİR AR-GE ÇALIŞMASI İÇİNE GİRDİK.”

Yeni geliştirdiğiniz bir ürün var mı? Kullanım alanı ve özellikleri hakkında bilgi verir misiniz? CNC taşlama makineleri ile birlikte döküm sektöründe üretilmeyen birçok makineyi ürün grubumuza dahil etmeyi hedefliyoruz. Şu sıralar özellikle servolu özellikte geliştirdiğimiz NC taşlama makineleri üzerine yoğunlaştık. Otomatik kalıplama, diza tarzı otomatik döküm kalıplama makineleri de Türkiye'de halen üretilmiyor. Bu sektörde de büyük bir açık söz konusuyken Poleks Makina olarak bu alanla da ilgili TÜBİTAK ile bir Ar-Ge çalışması içine girdik. Çalışmaların tamamlanması-

nın ardından bu makinelerin de seri imalatına geçmeyi planlıyoruz. Sektörünüzün Türkiye ekonomisine verdiği katkıyı nasıl yorumluyorsunuz? Söz konusu fayda sizce istenilen seviyede mi? Üretimimize konu olan makineler daha önce İtalya ve Danimarka’dan ithal ediliyordu. Bu durum şu anda tam anlamıyla değişti diyebiliriz. 10-15 yıldır bu segmentte Türkiye’ye ithal makine gelmiyor. Aynı şekilde satıh taşlama makineleri 1990 yılından beri ithal ediliyordu. Bu durumu ortadan kaldırmak adına ilk adımda ikinci el satıh taşlama makineleri ithalatını durdurarak işe başladık. Hali hazırda Çin, Tayvan, Avrupa’dan az da olsa satıh taşlama makineleri geliyor. Kalitemiz ve hızlı servis ağımız sayesinde yerli makinelerimiz her geçen gün biraz daha fazla talep ediliyor. Bu gidişat, içinde bulunduğumuz sektörün Türkiye ekonomisi için ne kadar önemli bir yerde durduğunun da ifadesi. Sektörün önünde duran en büyük sorunlar neler? Bu sorunları ortadan kaldırmak için ne gibi çalışmalar yapılması gerekiyor? Sektörün en büyük sorunu, kalifiye eleman sıkıntısı. Bu sorunu ortadan kaldırmanın yolu mesleki eğitime ağırlık verilmesinden geçiyor. Yeterli sayıda kalifiye elemanın yetişmemesi durumunda sanayimiz belli bir noktaya gelip, tıkanacaktır. Yetişmiş kalifiye

36


elemanlara sanayinin her aşamasında ihtiyaç vardır. Bunun artırılması amacıyla devletimizin ve sanayicilerimizin birlikte çalışması gerekiyor. 2017 Poleks Makina için nasıl sonlandı? Bu yıl için beklentiler ne yönde? 2017 yılındaki imalat ve satışlarımız 2016 yılına nazaran artış gösterdi. 2018 yılının ilk iki ayına da baktığımızda geçen yılın aynı dönemine göre satışlarımızın arttığını görüyoruz. Türkiye’nin ve dünyanın içinde bulunduğu ekonomik kriz ve savaş ortamına rağmen bu yıl için beklentilerimiz büyüme yönünde. Yurt içinde ve yurt dışında katıldığınız fuarlardan bahseder misiniz? Söz konusu fuar katılımları firmanıza ne yönde katkı sağlıyor ? Yurt içinde Bursa, İstanbul ve Konya’da düzenlenen fuarlara düzenli olarak katılıyoruz. Fuarların yurt dışı ayağında ise 2017 yılında Hannover’de düzenlenen EMO fuarına katıldık. Burada da olumlu sonuçlar aldık. Bu fuar vesilesiyle Avrupa ve Amerika kıtasında makinelerimizin tanınırlığı arttı. Gelecek yıl-

larda düzenli olarak bu fuarda da yer almayı düşünüyoruz. Fuar katılımları satışlarımızı, tanınırlığımızı artırmak ve bayi ağımızı geliştirmemiz açısından bize ciddi anlamda katkı sağlıyor.

“ÜRETİM YELPAZEMİZİN ANA KALEMİNİ MOTOR YENİLEME MAKİNELERİ OLUŞTURUYOR. BUNUN HARİCİNDE SATIH TAŞLAMA MAKİNELERİ DE İMALATINI GERÇEKLEŞTİRDİĞİMİZ ÜRÜNLER ARASINDA YER ALIYOR.”

FEVZİ POLAT KİMDİR? ✓ 1972 yılında Konya’da dünyaya gelen Fevzi Polat, lisans eğitimini yine bu şehirde tamamladı. ✓ 1993 yılında babasının kurduğu Poleks A.Ş’de iş hayatına atılarak tüm kademlerde görev alan ve bugün şirketin Genel Müdürlük görevini yürüten Polat, ✓ Konya Sanayi Odası Meclis Üyeliğine de devam ediyor.

37


kapak

İNSANOĞLUNUN EN ESKİ MESLEKLERİNDEN OLAN METAL İŞLEME VE DÖKÜM, GÜNÜMÜZDE DE ÖNEMİNİ KORUYOR VE SANAYİNİN HEMEN HER DALINA GİRDİ SAĞLIYOR. ÜRETİLEN SANAYİ MAMULLERİNİN YÜZDE 90’INDA EN AZ BİR ADET DÖKÜM ÜRÜNÜ BULUNURKEN, TÜRK DÖKÜM SEKTÖRÜ DE İMALAT SEKTÖRLERİNİN TEMEL YAPI TAŞLARINDAN BİRİ OLMAYI SÜRDÜRÜYOR. DİZAYNDAN PROTOTİPE, TESTLERE VE NİHAİ ÜRÜNE KADAR GEÇEN SÜREDE TEKNİK BİLGİ BİRİKİMİ VE TESİSLERİYLE BAŞTA MAKİNE, ULAŞIM ARAÇLARI VE SAVUNMA SANAYİLERİ OLMAK ÜZERE TÜM ÜRETİM TALEPLERİNİ KARŞILAYABİLECEK YETENEKTE OLAN TÜRK DÖKÜM SEKTÖRÜ, HALEN DÜNYADA 11’İNCİ, AVRUPA’DA İSE ÜÇÜNCÜ SIRADA BULUNUYOR.

38


39


kapak

İ

nsanlık tarihinin en eski mesleklerinden biri olan metalleri işleme ve şekillendirme, MÖ 9000’li yıllarda ilk metal ve metal oksitlerinin kullanılmasıyla başladı. Anadolu’daki Çayönü Tepesi ve Çatalhöyük’te MÖ 7500’e tarihlenen bakır boncuk, çengel ve levha örneklerine rastlanırken, arsenikli bakırdan bronz ve pirince uzanan değişik döküm objelerin imalatı, Kuzey Mezopotamya, Doğu ve İç Anadolu’da tarih boyunca kurulmuş çeşitli devletlerin itici güçlerinden biri olmuştu. Tarihte ilk defa demir bir tahta oturan Hitit Kralı Anitta ve madenci ustaları olarak ünlenen Urartular, döküm sektörünün Anado-

40

lu’daki önemli köşe taşları olarak gösterilebilir. Selçuklu ve Osmanlı İmparatorlukları döneminde, Anadolu’da döküm ocakları tüm şehirlere yayılarak ticari bir kapsama ulaştı. Top dökümünde kazanılan ustalık sonrasında dökümün önemi özellikle savunma sanayisinde arttı. Cumhuriyet devriyle birlikte Türk döküm sanayisi de küçük atölyeler ve loncalar düzeninden çıkarak büyük ölçekli sanayi kuruluşları şeklinde gelişti. Bu gelişimi, özellikle İstanbul, Bursa, Kocaeli, Sakarya üçgeni ile Ankara, Eskişehir, Konya, İzmir, Denizli, Samsun, Çorum, Trabzon, Adana, Kahra-


manmaraş ve Gaziantep gibi birçok şehirdeki önemli üretim merkezleriyle izlemek mümkün. Dökümcülük; metalleri işleme ve şekillendirme konusunda yüzyıllardır kullanılagelen, en önemli endüstri dallarından biri. Gündelik hayatımızın her aşamasında; kuyumculuktan ağır sanayi tezgâhlarına, tarım makinelerinden gemi makinelerine kadar çok değişik alanlarda döküm yöntemiyle üretilen malzemeler kullanılıyor; birçok sanayi işletmesi kendi bünyelerinde dökümhaneler çalıştırıyor. Dünyada 7-8 bin yıllık birikimi içeren dö-

kümcülük, asıl gelişimini 19 ve 20’nci yüzyıllarda “Sanayi Devrimi” ile yaşadı. Gelişen makine ve otomotiv sanayisiyle yıllık 100 milyon ton seviyelerinde üretime ulaşılırken, bu büyümede klasik pik döküm yerine geliştirilen çelik, sfero, alüminyum ve magnezyum malzemelerin dökümü de önemli bir rol oynadı. Döküm sektörü ürünlerine, çeşit, boyut ve kalite açısından bakıldığında sayılarla ifade edilemeyecek bir durum ortaya çıkıyor. Döküm sektörü ürünleri imalat sektörlerinin temel ve çok önemli girdilerini oluşturmaya devam ederken, bu anlamda imalat sanayileri için “olmazsa olmaz” önemini korumayı sürdürüyor. Öyle ki, üretilen sanayi mamullerinin yüzde 90’ında en az bir adet döküm ürünü bulunuyor. Bu kapsamda, Türk döküm sektörü de Türk imalat sanayilerinin temel yapı taşlarından biri konumunda bulunuyor. Dizayndan prototipe, testlere ve nihai ürüne kadar geçen sürede teknik bilgi birikimi ve tesisleriyle başta makine, ulaşım araçları ve savunma sanayileri olmak üzere tüm üretim taleplerini karşılayabilecek yetenekte olan Türk dö-

DÖKÜM SEKTÖRÜ ÜRÜNLERİ İMALAT SEKTÖRLERİNİN TEMEL VE ÇOK ÖNEMLİ GİRDİLERİNİ OLUŞTURMAYA DEVAM EDERKEN, İMALAT SANAYİLERİ İÇİN “OLMAZSA OLMAZ” DENEBİLECEK ÖNEME SAHİP. ÖYLE Kİ, ÜRETİLEN SANAYİ MAMULLERİNİN YÜZDE 90’INDA EN AZ BİR ADET DÖKÜM ÜRÜNÜ BULUNUYOR.

DÖKÜM SEKTÖRÜNÜN GÜÇLÜ-ZAYIF YÖNLERİ

GÜÇLÜ YÖNLER • Artan modern teknolojili, kalite sertifikasyonu ve üretim onayı almış tesis sayısı, • Türkiye’deki coğrafi dağılımın uygunluğu, • Kaliteli ve hızlı üretimde rekabetçi olması, • Üretime hızla dönüştürülebilecek mevcut kapasitesi ve yüksek kapasite kullanım oranı, • Yüksek ihracat kapasitesi, deneyimi ve bilgisi, • Artan katma değerli/bitmiş ürün oranı, • Ekonomik krizde ayakta kalabilme gücü, • Esnek çalışmaya yatkınlık, • Yabancı dil bilen eleman sayısının fazlalığı.

ZAYIF YÖNLER • Pazarın sektörel ve bölgesel dağılımının dengeli olmaması, • Dövize endeksli maliyetin yüksek olması, • Yüksek yatırım ve finansman maliyetleri, • Emek yoğun bir sektör olarak yüksek işçilik maliyetleri, • İş gücü sirkülasyonunun yüksekliği ve ara elaman eksikliği, • Düşük kârlılık oranının maaşlara etkisi, • Yurt içi ve dışı sektörel tanıtım eksikliği, • Otomasyon ve bilgi teknolojileri yatırımlarının yaygınlaşma oranının düşük olması, • Küçük işletmelerin kırılgan yapısı, • AB çevre mevzuatına uyum eksiklikleri.

41


kapak 2016 YILI DÜNYA DÖKÜM ÜRETİMİ (MİLYON TON)

TÜRKİYE DÖKÜM SANAYİSİNİN ORTA VE UZUN VADELİ HEDEFLERİ

Rekabet gücünün gelişmiş ülkelerdeki rakiplerin seviyesine taşınması

Müşteri ve pazarın tüm dünya olduğu bilinciyle küresel oyuncu olmanın amaçlanması

Yüksek katma değerli ürünlere yönelerek bunun gerektirdiği teknolojilerin kurulması

ÇİN

47,2

HİNDİSTAN

11,3

ABD

9,3

JAPONYA

5,2

ALMANYA

5,2

RUSYA

3,9

GÜNEY KORE

2,6

MEKSİKA

2,5

BREZİLYA

2,1

İTALYA

2,1

TÜRKİYE

1,9

TOPLAM

104,4 Kaynak: Amerikan Dökümcüler Birliği 51. Dünya Döküm İstatistikleri

DÖKÜM SEKTÖRÜNDE TESİS BAŞINA ÜRETİM ORTALAMASI (TON)

Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına ağırlık verilmesi

Üretim verimliliklerinin artırılması

Tasarım yeteneğinin artırılması ve üretime hızlı geçilmesi

Müşteri, üretici ve tedarikçi üçgeninin ortak çalışma yürütmelerinin sağlanması

Rakip ürünler karşısında avantajlı kılacak fonksiyona uygun en hafif parçanın üretilmesi için teknolojik araştırma ve yatırımların yapılması

küm sektörü, aynı zamanda katma değeri yüksek bir üretim alanı olmasıyla ihracatta da önemli bir konumda bulunuyor. Girdilerinin yüzde 70’inden fazlası yurt içi kaynaklı olan sektör, yüksek nitelikli istihdam yaratması ve çıktılarıyla birçok sanayi üretimi için temel olmayı sürdürüyor. Uzmanlar, bu

42

ALMANYA

8.894

ABD

4.791

MEKSİKA

3.759

RUSYA

3.421

JAPONYA

3.227

GÜNEY KORE

2.903

HİNDİSTAN

2.467

TÜRKİYE

2.048

BREZİLYA

2.012

İTALYA

1.971

ÇİN

1.815 Kaynak: Amerikan Dökümcüler Birliği 51. Dünya Döküm İstatistikleri

durumun en çarpıcı örneği olarak pompa ve vana üretiminde döküm sektörünün katkısını örneklendiriyor. SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME İÇİN YENİLİKLERE AYAK UYDURMAK ŞART Döküm üretimi temel metalürjik özelliklerine göre demir (pik, sfero,temper), çelik, bakır alaşımları ve alüminyum alaşımları dökümü olmak üzere dört ana grupta incelenebilir. Yatırım sahasına bağlı olarak değerlendirilirse, otomotiv dökümhaneleri yüksek miktarda seri üretim yapmak üzere, makine ve diğer alanlarda daha düşük serilerde üretim yapacak işletmeler ise daha farklı teknolojilerde altyapılarla üretim gerçekleştiriyor. Örneğin çelik dökümhanelerinin çoğunluğu çimento ve altyapı sanayilerine yönelik aşınma parçaları üretiyor. Bazı tesisler ise döküm tekniğiyle ürettikleri radyatörler, alaşımlı otomobil jantları, kapı kolları gibi ürünleri son işlemlerden geçirdikten sonra nihai ürün olarak son kullanıcıya ulaştırıyor. Bununla birlikte, hitap edilen pazarlardaki gelişmeler, rekabet güçlerin değişimi, ye-


niliklerin takibi ve uygulanması ile mali güçler göz önüne alındığında, Türkiye’de faaliyet gösteren birçok döküm fabrikası ve atölyesinin AB ve ABD’deki örnekleri gibi uzun vadede ayakta kalmasının zor olduğu da sektör uzmanlarınca dile getiriliyor. Yaklaşık 2 milyon tonluk yurt içi kapasitenin 1,5 milyon tondan fazlası büyük ölçekli firmalar tarafından üretildiği için toplam üretim kapasitesinde önemli bir düşüş olmayacağını vurgulayan uzmanlar, büyük firmaların rekabet güçlerini koruyacak idari, teknik, ticari ve en önemlisi ürün yapısı yönünden atılımlar yapmaya devam etmeleri gerektiğinin altını çiziyor. DÜNYA DÖKÜM ÜRETİMİNDEKİ BÜYÜME YAVAŞLIYOR Amerikan Dökümcüler Birliği’nin (AFS) 51. Dünya Döküm Üretimi İstatistikleri’ne göre 2016 yılında toplam döküm üretimi yüzde 0,5’ten az bir oranda büyüyerek son iki yıldaki düşük büyüme/durağanlaşma eğilimini devam ettirdi ve 104 milyon 378 bin 931 ton olarak gerçekleşti. Türkiye’de ise toplam döküm üretimi 1 milyon 898 bin 500 ton oldu. Araştırmada dört kıtadan 36 ülkenin verileri hesaba katılırken, son iki yılda üretim verilerini ileten 32 ülkeden yalnızca 14’ünde artış gözleniyor. Dünya genelinde en çok döküm

üreten ilk 10 ülkenin toplam tonajı ise 91,4 milyon ton olarak belirlendi. Araştırmaya göre Çin’in 2016 yılı üretimi önceki yıla göre yüzde 5,4 artış göstererek 47,2 milyon tona ulaşırken, Çin, dünya toplam döküm üretiminin yaklaşık yüzde 45’ini tek başına gerçekleştirmeye devam ediyor. Hindistan Dökümcüler Birliği’nden gelen verilere göre ise Hint döküm sanayisinin yüzde 5,4 oranında bir artış ile 11,3 milyon ton üretim gerçekleştirdiği ve ABD ile arasındaki farkı biraz

43


kapak TÜRKİYE DÖKÜM ÜRETİMİ (MİLYON TON)

Kaynak: TÜDÖKSAD

2,5

2,16 2,0 1,5

1,75 1,43

1,45

2011

2012

1,85

1,90

2015

2016

1,54

1,0 0,5 0,0

2013

2014

TÜRKİYE DÖKÜM ÜRETİMİ DEĞİŞİMİ

2017 (T)

Kaynak: TÜDÖKSAD

16%

13,5%

13,4%

14% 12% 10% 8%

6,8%

5,7%

6% 4% 2% 0%

2,6% 0,8% 2012

2013

AMERİKAN DÖKÜMCÜLER BİRLİĞİ’NİN 51. DÜNYA DÖKÜM ÜRETİMİ İSTATİSTİKLERİNE GÖRE 2016 YILINDA TOPLAM DÖKÜM ÜRETİMİ YÜZDE 0,5’TEN AZ BİR ORANDA BÜYÜYEREK SON İKİ YILDAKİ DÜŞÜK BÜYÜME/ DURAĞANLAŞMA EĞİLİMİNİ DEVAM ETTİRDİ VE 104 MİLYON 378 BİN 931 TON OLARAK GERÇEKLEŞTİ. TÜRKİYE’DE İSE TOPLAM DÖKÜM ÜRETİMİ 1 MİLYON 898 BİN 500 TON OLDU.

44

2014

2015

2016

2017 (T)

daha açtığı görülüyor. ABD’de ise 2014 yılından bu yana tarım, petrol ve madencilik sanayilerindeki zayıf pozisyonların sürmesi nedeniyle düşüş eğilimi devam ediyor. Ancak 2018 yılında tonajda yüzde 2,8, satışlarda ise yüzde 4,7’lik bir artış öngörülüyor. İlk 10’da yer alan diğer ülkeler ise tonaj miktarına göre şöyle sıralanıyor: Japonya 5,2 milyon ton, Almanya 5,2 milyon ton, Rusya 3,9 milyon ton, Güney Kore 2,6 milyon ton, Meksika 2,5 milyon ton (2015 verilerine göre), Brezilya 2,1 milyon ton ve İtalya 2,1 milyon ton. Veriler incelendiğinde, dünya genelinde pik, sfero, temper ve çelik alanlarını kapsayan demir grubu döküm üretiminin yüzde 1 oranında azaldığı dikkat çekerken, demir grubu döküm tonajının, toplam tonajın yüzde 80’ini oluşturduğu göz önüne alındığında, küçük görülen bu düşüşün birçok ülke tarafından hissedildiği söylenebilir. Diğer yandan, demir dışı döküm tonajında görülen yüzde 5,7’lik artış, dünyada demir dışı grubu parçaların demir grubu parçaların yerini almaya devam ettiğini de ortaya koyuyor.


2017’DE 1,3 MİLYON TONLUK ÜRÜN İHRAÇ EDİLDİ Türkiye’de döküm sektörü ve zanaatı, köklü tarihsel geçmişiyle beraber sanayileşme döneminde özel teşebbüs yatırımlarıyla gelişerek Avrupa ve dünyada önemli bir noktaya ulaştı. Türkiye döküm üretimi 2016’da 1,9 milyon ton olurken, Almanya ve İtalya’nın ardından Avrupa’daki üçüncülüğünü korudu. Türk döküm sanayisi, küresel döküm üreticileri arasında ise 11’inci sırada yer almayı sürdürüyor. Türk döküm sektörü 2023 büyüme ve ihracat hedeflerinde kendine düşen ihracat ve katma değer hamlesini yapma gayreti içindeyken, sanayinin en eski ve köklü alanlarından olan döküm sektörü, sayısız endüstri alanında ara malı olarak kullanılıyor ve bu nedenle sanayinin olmazsa olmazı olarak gelecekte de varlığını sürdürmesi öngörülüyor. Diğer yandan, Türkiye döküm sanayisi, son yıllardaki büyüme eğilimine de devam ediyor. Kesinleşmemiş rakamlara göre 2017 yılında yüzde 13,5’lik artışla, toplam 4,6 milyar

ÇİN’İN 2016 YILI ÜRETİMİ ÖNCEKİ YILA GÖRE YÜZDE 5,4 ARTIŞ GÖSTEREREK 47,2 MİLYON TONA ULAŞIRKEN, ÇİN, DÜNYA TOPLAM DÖKÜM ÜRETİMİNİN YAKLAŞIK YÜZDE 45’İNİ TEK BAŞINA GERÇEKLEŞTİRMEYE DEVAM EDİYOR.

TÜRKİYE DÖKÜM SEKTÖRÜ ÜRETİM DEĞERİ (MİLYAR EURO)

Kaynak: TÜDÖKSAD

5,0

4,58

2011-2017 ARTIŞ

%10

4,0

3,70

3,72

2014

2015

3,96

3,27 3,0

2,58

2,67

2011

2012

2,0 1,0 0,0

2013

TÜRKİYE DÖKÜM SEKTÖRÜ İHRACAT MİKTARI (MİLYON TON)

2016

2017 (T)

Kaynak: TÜDÖKSAD

1,50

1,34

2011-2017 ARTIŞ

%7

1,25 1,00

1,03 0,87

0,84

2011

2012

1,14

1,14

2015

2016

0,90

0,75 0,50 0,25 0,0

2013

2014

2017 (T)

45


kapak

euro değerinde 2 milyon 155 bin ton mamul üreten sektör, bunun yüzde 62’sini oluşturan yaklaşık 1 milyon 340 bin tonluk kısmı ise ihraç pazarlarına aktardı. Sektörün hedef pazarı olan Euro Bölgesi’ne, başta otomotiv, ağır vasıta ve ticari araç olmak üzere makine imalat sanayileri, enerji, pompa ve vana sektörlerine yönelik olarak döküm parça ihraç etmeye devam eden Türk döküm sektörü, 2018 yılında da hem iç hem de dış pazarlarda büyüme

eğilimini sürdürmeyi; üretim miktarı ve değer bazında yüzde 10-13 aralığında artırmayı hedefliyor. DÜNYA DURUYOR TÜRKİYE BÜYÜYOR Küresel ölçekte döküm üretiminin artışı her yıl yavaşlamaya devam etse de Türkiye’nin döküm üretiminin, 2011-2017 yılları arasında ortalama yüzde 7 oranında artması önemli bir gelişme. Diğer yandan, Türk döküm sektörü

HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ TÜRKİYE GENELİ İHRACATI ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

ALMANYA İNGİLTERE İTALYA ÇİN İSPANYA RUSYA ABD ROMANYA POLONYA BELÇİKA GENEL TOPLAM

46

163,7 84,9 37,6 38,1 34,3 17,8 26,5 23,9 10,9 21,3 726,0

2016 DEĞER

(MİLYON DOLAR)

86,2 20,5 67,5 60,1 7,21 0,24 24,6 6,03 8,44 0,76 427,5

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları $/KG

77,5 64,4 -29,8 -22,0 27,1 17,6 1,86 17,9 2,49 20,5 298,5

MİKTAR (BİN TON)

191,1 80,5 46,2 43,6 34,4 32,7 32,0 32,0 26,1 25,8 836,9

2017 DEĞER

(MİLYON DOLAR)

92,5 18,8 73,1 63,8 5,20 0,47 20,1 4,65 8,95 0,51 450,9

DEĞİŞİM (%) $/KG

98,5 61,7 -26,8 -20,1 29,2 32,3 11,9 27,3 17,1 25,3 386,0

MİKTAR 92,5 18,8 73,1 63,8 5,20 0,47 20,1 4,65 8,95 0,51 450,9

DEĞER 98,5 61,7 -26,8 -20,1 29,2 32,3 11,9 27,3 17,1 25,3 386,0


ÜLKE BAZINDA 84 . FASILA AİT DÖKÜM TİCARETİ DENGESİ (MİLYON DOLAR) ÜLKE ALMANYA İNGİLTERE İTALYA ÇİN İSPANYA RUSYA ABD ROMANYA POLONYA BELÇİKA GENEL TOPLAM

İHRACAT 163,7 84,9 37,6 38,1 34,3 17,8 26,5 23,9 10,9 21,3 726,0

2016 İTHALAT 86,2 20,5 67,5 60,1 7,21 0,24 24,6 6,03 8,44 0,76 427,5

DENGE 77,5 64,4 -29,8 -22,0 27,1 17,6 1,86 17,9 2,49 20,5 298,5

Kaynak: TÜİK 2017 İTHALAT 92,5 18,8 73,1 63,8 5,20 0,47 20,1 4,65 8,95 0,51 450,9

İHRACAT 191,1 80,5 46,2 43,6 34,4 32,7 32,0 32,0 26,1 25,8 836,9

TÜRKİYE DÖKÜM SEKTÖRÜ ÜRETİM MİKTARI (BİN TON) 2011 DEMİR DÖKÜM ÇELİK DÖKÜM HAFİF METAL DÖKÜM DİĞER DEMİR DIŞI DÖKÜM TOPLAM ÜRETİM MİKTARI

1.110 153 158 13,0 1.434

2012 1.120 140 171 14,0 1.445

DENGE 98,5 61,7 -26,8 -20,1 29,2 32,3 11,9 27,3 17,1 25,3 386,0

Kaynak: TÜDÖKSAD

2013

2014

1.108 135 286 14,0 1.543

2008 yılından bu yana üretiminin yüzde 60’ından fazlasını ihraç ediyor. 2017’de bu oran yüzde 62’ye ulaşırken, değer bazında ise ihracat oranı yüzde 71’e ulaşmış durumda. Bu oranlar, sektörün küresel rekabet gücünü ortaya koyması bakımından önemli. 2012 yılında dünya döküm üretiminin yüzde 1,43’ünü gerçekleştiren Türkiye döküm sek-

1.260 140 331 19,0 1.750

2015 1.320 150 360 20,0 1.850

2016 1.305 166 405 22,5 1.899

2017 1.545 170 415 25,0 2.155

2011-2017 ARTIŞ (%) 6 2 18 12 7

törü, 2017’nin Aralık ayında açıklanan 2016 yılı dünya döküm sektörü rakamlarına göre ise üretim tonajı payını yüzde 1,82’ye yükseltmiş durumda.

DİZAYNDAN PROTOTİPE, TESTLERE VE NİHAİ ÜRÜNE KADAR GEÇEN SÜREDE TEKNİK BİLGİ BİRİKİMİ VE TESİSLERİYLE BAŞTA MAKİNE VE AKSAMLARI, ULAŞIM ARAÇLARI VE SAVUNMA SANAYİLERİ OLMAK ÜZERE TÜM ÜRETİM TALEPLERİNİ KARŞILAYABİLECEK YETENEKTE OLAN TÜRK DÖKÜM SEKTÖRÜ, AYNI ZAMANDA KATMA DEĞERİ YÜKSEK BİR ÜRETİM ALANI OLMASIYLA İHRACATTA DA ÖNEMLİ BİR KONUMDA BULUNUYOR.

TÜRKİYE’DEKİ SEKTÖR DİNAMİKLERİ Dünyadaki genel eğilim doğrultusunda, son yıllarda özellikle otomotiv, beyaz eşya, inşa-

47


kapak

2017 YILINDA YÜZDE 13,5’LİK ARTIŞLA, TOPLAM 4,6 MİLYAR EURO DEĞERİNDE 2 MİLYON 155 BİN TON MAMUL ÜRETEN SEKTÖR, BUNUN YÜZDE 62’SİNİ OLUŞTURAN YAKLAŞIK 1 MİLYON 340 BİN TONLUK KISMI İSE İHRAÇ PAZARLARINA AKTARDI. TÜRK DÖKÜM SEKTÖRÜ, 2018 YILINDA DA HEM İÇ HEM DE DIŞ PAZARLARDA BÜYÜME EĞİLİMİNİ SÜRDÜRMEYİ; ÜRETİM MİKTARI VE DEĞER BAZINDA YÜZDE 10-13 ARALIĞINDA ARTIŞ YAŞANMASINI HEDEFLİYOR.

48

at, mobilya ve makine imalatı gibi sektörlerin hafif metal malzemelere olan talebi artış göstermeyi sürdürüyor. Türkiye’de de buna dönük yerli yatırımlar ve dış ticaret pazarındaki gelişmeler ışığında, özellikle alüminyum döküm sanayisinde hızlı büyüme devam ediyor. Bu durum, sektörde faaliyet gösteren firmaların yüksek kapasite kullanım oranıyla yatırımlarından daha da çok faydalanmalarına da olanak sağlıyor. Yine bu eğilim, 2007 ve 2017 yıllarında Türkiye döküm sektörünün üretim dağılımlarını da şekillendiriyor. Buna göre, son 20 yıl içinde demir grubu döküm ürünlerinin payı yüzde 87’den yüzde 72’ye gerilerken, hafif ve diğer demir dışı metaller döküm üretim oranı ise yüzde 3’ten yüzde 20’ye yükseldi. SEKTÖRÜN SORUN BAŞLIKLARI Son yıllarda sektör genelinde gözlemlenen en önemli sorun başlıkları ise eleman açığı ve yeni mezun mühendislerin aldığı yetersiz eğitim olarak sektör profesyonellerince dile getiriliyor. Üniversitelerin metalurji ve malzeme mühendisliği eğitimlerinde öğrencilere süreç bilgisinin yanı sıra döküm alanında yeterli düzeyde bilginin aktarılamadığı ve eğitimin malzeme bilimi eksenine kaydığının altını çizen uzmanlar, dökümhane gibi kendine has bir üretim sürecini kavrayabilecek ve yorum-

layabilecek mühendislerin yetişmesine önem vermenin, Endüstri 4.0 uygulamalarının beraberinde getireceği iş kolları değişiklikleri ve yeniliklerine hazırlıklı olmak adına sektörün geleceği için büyük önem taşıdığını ısrarla vurguluyor. Dökümcüler açısından hayati önem taşıyan bir diğer husus ise sektörün gerek yurt içinde gerekse yurt dışında tanıtımına ağırlık verilmesi. Kamu kurum ve kuruluşlarıyla olan bağları güçlendirme çalışmaları sektör içerisindeki gündemin ilk sıralarında yer almayı sürdürürken, günlük yaşamın her noktasında karşılaşılması mümkün olan döküm parçaları ve döküm sektörünün bilinirliğinin artmasının önemi tüm sektör aktörlerince kabul ediliyor. Döküm sektörünün önümüzdeki dönemdeki en büyük fırsatlardan biri ise Türkiye’nin artan enerji talebi ve enerjide değişen dengeler doğrultusunda yenilenebilir enerji kaynaklarına verdiği önem. Yapılan araştırmalara göre Türkiye, rüzgâr enerjisinin verimli olarak kullanılabilmesi için son derece avantajlı bir coğrafyaya sahip ve Türk döküm sektörü de özellikle RES projelerinde yerli üretim zorunluluğunun disiplinli bir şekilde uygulanmasıyla ortaya çıkacak döküm parça ihtiyacını karşılayabilecek yetkinlik ve kapasiteyi bünyesinde barındırıyor.


SEKTÖRÜN KÜRESEL REKABET GÜCÜ Döküm sanayisinin, üretim süreçlerinin zorluğu ve çevre koşulları sebebiyle gelişmiş ülkeler tarafından terk edilerek, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu gelişmekte olan ülkelere kaydığı kanısı son yıllarda yaygın olarak dile getiriliyor. Ancak gerek AB ülkeleri, gerekse ABD’deki tesis yatırımları ve üretim tonajlarında bakıldığından, bunun gerçeklik payının olmadığı ortaya çıkıyor. Üretim teknolojisi eski, verimsiz tesislerin kapandığı, hatta tesis adetlerinin de azaldığı doğru olmakla birlikte, yeni kurulan tesislerle döküm üretim tonajları sürekli artış göstermeye devam ediyor. Dolayısıyla, Türk döküm sanayisi için oluşturulan bu görüşün, rekabetin daha az, kâr

marjının daha yüksek olduğu bir pazar beklentisi içinde gerçek olmadığını söylemek mümkün. Öte yandan, AB mevzuatına uyum çalışmaları sebebiyle Türkiye’deki tesisler AB çevre mevzuatının gerekliliklerinin hemen hepsini, bu ülkelerdeki geçiş sürelerinden çok daha kısa zamanda gerçekleştirmekle yükümlü kılındı ve bu alanda da ciddi yatırımlar devam ediyor. DÖKÜM SEKTÖRÜNÜN TÜRKİYE’NİN GELİŞİMİNE KATKISI Dünya üzerinde üretilen yaklaşık her 10 üründen dokuzunun içinde, en az bir metal döküm ürünü bulunuyor. Otomotivden inşaata, madencilikten havacılığa onlarca sektörde; mutfak ve ev aletlerinden borulara, uzay gemi-

ÜRÜN BAZINDA 84. FASILA AİT DÖKÜM İHRACATI (MİLYON DOLAR) GTİP

MADDE ADI

8403 8403 8413

DÖKME DEMİRDEN MERKEZİ ISITMA KAZANLARI DİĞER MADDELERDEN MERKEZİ ISITMA KAZANLARI POMPALARIN AKSAM VE PARÇALARI LASTİK TEKER. VE VİNÇLİ ARABALARIN DÖKME DEMİR/ÇELİK DÖKÜM AKSAM VE PARÇALARI DİĞER HAREKETLİ, VİNÇLİ ARABALARIN DÖKME DEMİR/ÇELİK DÖKÜM AKSAM VE PARÇALARI YERALTI VE DİĞER AMAÇLARLA ÖNDEN YÜKLEYİCİ, KÜREYİ Cİ DÖKME DEMİR/ÇELİK AKSAMLARI YOL SİLİNDİRLERİNİN DÖKME DEMİR/ÇELİK DÖKÜM AKSAM VE PARÇALARI GREYDER, BULDOZER, LODER, EKSK. VB.DÖKME DEMİR/ÇELİK DÖKÜM AKSAM VE PARÇALARI KAZIK SÖKME MAKİNELERİNE AİT DÖKME DEMİR/ ÇELİK DÖKÜM AKSAM VE PARÇALARI KAZIK VARYOS, KAR KÜREYİCİLER VB. DÖKME DEMİR/ ÇELİK DÖKÜM AKSAM VE PARÇALARI LASTİK TEKERLEKLİ VE VİNÇLİ YÜK ARABALARIN DİĞER AKSAM VE PARÇALARI DİĞER HAREKETLİ VİNÇ, VİNÇLİ ARABALARIN DİĞER AKSAM VE PARÇALARI YER ALTI VE DİĞER AMAÇLI ÖNDEN YÜK. KÜREYİCİLERİN DİĞER AKSAM VE PARÇALARI YOL SİLİNDİRLERİNİN DİĞER AKSAM VE PARÇALARI GREYDER, BULDOZER, LODER, EKSKAVATÖR DİĞER AKSAM VE PARÇALARI KAZIK SÖKME MAKİNELERİNE AİT DİĞER AKSAM VE PARÇALAR KAZIK VARYOSLARI, KAR KÜREYİCİLERİ, KAR PÜSKÜRTÜCÜLERİ VB. DİĞER AKSAM VE PARÇALARI DÖKÜLMÜŞ/KALIPLANMIŞ ÇELİKTEN HADDE SİLİNDİRLERİ MİNERAL MADDELERİ ÖĞÜTME MAKİNELERİNİN DÖKME DEMİR/ÇELİK AKSAM VE PARÇALARI DÖKME DEMİR/ÇELİKTEN DİĞER BASINÇ DÜŞÜRÜCÜ VALFLAR DÖKME DEMİR/ÇELİKTEN ÇEK VALFLER (DÖNÜŞSÜZ) DÖKME DEMİR/ÇELİKTEN EMNİYET/BIRAKMA (RELİEF) VALFLARI DÖKME DEMİRDEN AKSAM VE PARÇALAR (BU FASILIN BAŞKA POZİSYONLARINDA BELİRTİLMEYEN) BU FASILIN BAŞKA YERİNDE YER ALMAYAN DİĞER MAKİNALARIN DÖKÜM AKSAM VE PARÇALARI GENEL TOPLAM

8431 8431 8431 8431 8431 8431 8431 8431 8431 8431 8431 8431 8431 8431 8455 8474 8481 8481 8481 8487 8487

Kaynak: TÜİK İHRACAT 12,9 361,4 117,3

2016 İTHALAT 3,33 112,8 108,2

İHRACAT 9,96 431,4 149,5

2017 İTHALAT 3,28 128,6 114,5

DENGE 9,59 248,6 9,11

DENGE 6,68 302,8 35,0

0,97

0,65

0,32

0,11

0,03

0,08

1,47

1,66

-0,19

3,66

0,96

2,69

1,22

6,66

-5,44

0,72

6,67

-5,96

0,04

0,01

0,03

0,02

0,02

0,00

55,0

29,9

25,1

58,2

36,3

21,9

-

-

-

0,0

0,2

-0,2

3,43

7,11

-3,68

2,48

8,41

-5,93

0,25

0,17

0,08

0,05

0,26

-0,21

10,0

7,52

2,51

6,23

10,6

-4,33

4,87

23,3

-18,5

4,84

18,1

-13,3

0,15

0,86

-0,72

0,12

0,43

-0,31

90,1

47,7

42,5

112,7

48,0

64,7

0,07

0,00

0,06

0,01

0,00

0,01

38,3

13,4

24,9

24,6

15,7

8,8

7,33

8,35

-1,02

7,28

10,6

-3,31

9,48

1,55

7,93

12,06

4,60

7,45

4,05

28,1

-24,1

3,72

17,9

-14,2

3,74

9,96

-6,22

5,32

11,4

-6,10

3,68

14,7

-11,0

3,46

12,2

-8,71

0,10

1,25

-1,15

0,16

1,62

-1,46

0,10

0,20

-0,10

0,28

0,46

-0,18

726,0

427,5

298,5

836,9

450,9

386,0

49



lerinden oyuncaklara, rüzgâr türbinlerinden tanklara, mobilyadan aydınlatma ekipmanına kadar günlük hayatımızın içinde yer alan milyonlarca üründe döküm parçası yer alıyor. Bu nedenle döküm ürünlerinin katma değeri, diğer metal üretim yöntemlerinden daha yüksek seviyede gerçekleşiyor. Örneğin, yalnızca demir ve çelik dökümü incelendiğinde, döküm parça üretiminin tonaj olarak miktarının toplam demir-çelik üretiminin yüzde 6’sına karşılık gelmesine rağmen ürün değeri olarak yüzde 50’sine ulaştığı görülüyor. Dolayısıyla, güçlü bir döküm sektörüne sahip olmadan kalkınma ve sanayinin sürdürülebilirliğinin sağlanmasının da mümkün olmayacağı söylenebilir. Bunun yanında döküm, makine, savunma ve ulaşım sanayilerine girdi sağlayan olmazsa olmaz sektörlerden biri. Söz konusu sektörlerin döküm ihtiyacında dışa bağımlılığı azaltmak amacıyla sektörün ilerlemesi, ülke güvenliği ve gelişimine yönelik yatırımlarda stratejik bir öneme arz ediyor. Bu kadar çok çeşitli sanayi koluna girdi sağlaması sebebiyle döküm sektörünün gelişimi, diğer birçok sektörün ilerlemesinde ciddi bir rol sahibi olmayı sürdürürken, sektörün katma değeri daha yüksek, bitmiş/montajı yapılmış ürünlere yönelik yatırımı da gün

geçtikçe artıyor. 2017’de Türkiye’nin ortalama ton başına döküm ihracat değeri 2 bin 450 euro olarak geçekleşirken, 2023’te bu değerin yüzde 30 artışla 3 bin 160 euro/ tona yükselmesi; sektör toplam ihracatının 6,5 milyar euro civarında gerçekleşmesi öngörülüyor.

51


kapak / mssp focus

“TÜRK DÖKÜM SEKTÖRÜ BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR” TÜRK DÖKÜM SANAYİSİNİN BİR BÜTÜN OLARAK GELİŞTİRİLMESİ HEDEFİYLE ÇALIŞMALARINI SÜRDÜREN TÜDÖKSAD, MAKİNE İMALAT SEKTÖRLERİ İLE İÇ İÇE BİR STRATEJİ İZLİYOR. TÜDÖKSAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI UMUR DENİZCİ, “DÖKÜM SEKTÖRÜ OLARAK KENDİMİZİ SADECE MAKİNE İMALAT SEKTÖRLERİNE PARÇA SAĞLAYICISI OLARAK DEĞİL, AYRICA ÇÖZÜM ORTAĞI OLARAK GÖRÜYOR; YERLİ VE MİLLİ ÜRETİM HEDEFİ ÇERÇEVESİNDE TÜRK SANAYİCİLERİNE SAĞLANAN DESTEK VE TEŞVİKLERİN OLDUKÇA YERİNDE OLDUĞUNU VE BUNUN DEVAMININ SAĞLANMASIYLA YERLİ ÜRETİM MAKİNE KULLANIMININ ARTARAK DEVAM EDECEĞİNİ ÖNGÖRÜYORUZ” DİYOR. 52

T

ürkiye’de demir ve demir dışı metallerin dökümü konusunda faaliyet gösteren sanayi kuruluşlarını yurt içi ve yurt dışında temsil eden en üst kurum olan Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği (TÜDÖKSAD), 1976’dan bugüne faaliyetlerini sürdürüyor. Döküm sektörünün bürokratik sorunlarına çözüm bulmak amacıyla 1976 yılında 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal öncülüğünde dönemin önde gelen döküm sanayicileri tarafından kurulan TÜDÖKSAD, 40 yıllık süreçte yapmış olduğu faaliyetlerle Türkiye döküm sektörünün büyümesi ve özellikle ihracat açılımının itici gücü oldu. Türkiye döküm sanayisinin önde gelen sa-

nayi kuruluşunun üye olduğu TÜDÖKSAD’ın ana hedefi ise Türkiye döküm sanayisinin bir bütün olarak geliştirilmesi. Döküm sektörünün bütün dallarıyla ilgilenen TÜDÖKSAD, bu amaçla fuarlar, sergiler, konferans ve paneller, eğitimler, kongreler, yarışmalar ve çeşitli diğer etkinlikler düzenlemesinin yanı sıra Türkiye’de dökümcülük eğitiminin yaygınlaştırılması ve niteliğinin artırılması için üniversitelerle projeler geliştiriyor; kamu nezdinde döküm sektörünü temsil eden çalışmalara aralıksız devam ediyor. 1989 yılında döküm sektörünün uluslararası çatı kuruluşu olan Dünya Dökümcüleri Birliği’ne (World Foundry Organisation-WFO), 2007 yılında ise Avrupa Dökümcüler Birliği’ne


(European Foundry Association-CAEF) tam üye olan TÜDÖKSAD, her iki kurumun yönetim kurulları ve komisyonlarında görev almayı da sürdürüyor. 21 Şubat’ta gerçekleştirilen Olağan Genel Kurul toplantısında 2018-2020 yılı yönetim kurulunu belirleyen TÜDÖKSAD’ın yeni dönem hedefleri ve projelerini, TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu Başkanı Umur Denizci’ye sorduk. Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği’ni (TÜDÖKSAD) ve Yönetim Kurulu Başkanı olarak sizi kısaca tanıyabilir miyiz? TÜDÖKSAD, 1976 yılında, dönemin Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal tarafından, Türk döküm sektörünün ortak sorunlarına kalıcı çözümler getirmek amacıyla kuruldu. Türkiye’nin demir ve çelik döküm sanayisinde faaliyet gösteren öncü kuruluşlarının girişimleriyle faaliyetlerine başlayan TÜDÖKSAD, 42 yıllık geçmişi içinde, gelişen demir dışı metaller döküm sanayisinin de temsilcilerini bünyesine katarak sektörün bütününü temsil eder duruma geldi. 1995 yılında da, Bakanlar Kurulu kararıyla “Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği” ismini aldı. Ana amacımız, üyeler arasında birlik ve beraberliği sağlayarak, üyelerin birbirlerinden haberdar olup ortak çalışmalarla döküm sektörünü daha iyi bir noktaya getirmelerine yardımcı olmak. Bu anlamda son yıllarda çalışmalarımızı genişleterek üyelerimize daha kapsamlı hizmet sunma çabalarımıza devam ediyor ve Türk döküm sektörünü ulusal ve uluslararası platformlarda en üst düzeyde temsil ediyoruz. 1989 yılından beri WFO ve 2007 yılından itibaren de CAEF üyesi olarak dünyadaki teknolojik çalışmaları ve yeni gelişmeleri üyelerimize aktarıyor; söz konusu kuruluşların yönetim kurulları ve idari kadrolarında yer alarak sektörün dünyadaki gelişimine de yön veriyoruz. Ben, 1971 yılından beri döküm sektöründeyim. 1971 yılında ODTÜ Metalurji Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum, 1972 yılında ise aynı bölümden Metalurji Yüksek Mühendisi unvanını aldım. 1972 yılında Akdöküm’de (bugünkü adıyla Atik Metal) iş hayatına başladım. 1976-1978 yılları arasında Döküm Sanayi’de çalıştıktan sonra 1978 Eylül ayında Denizciler Dökümcülük AŞ’yi kurdum. Halen bu firmanın Yönetim Kurulu Başkanlığını yapıyorum. Geçtiğimiz dört yıl boyunca TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini icra ettikten sonra geçtiğimiz Şubat ayında TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçildim. 2010 yılından beri de TÜDÖKSAD’ı WFO Yönetim Kurulu’nda temsil ediyorum. Ayrıca, Amerikan Dökümcüler Derneği’nin de (AFS) 1980’den bu yana üyesiyim.

Geride kalan yıl sektörünüz ve TÜDÖKSAD için nasıl geçti? Bu yıla ilişkin üretim, iç satış ve ihracat beklentileriniz nedir? Sektörümüz, 2023 büyüme ve ihracat hedeflerinde kendine düşen ihracat ve katma değer hamlesini yapma gayreti içinde. Sanayimizin en eski ve köklü alanlarından olan döküm, ülkemiz için yüksek önemdedir ve sayısız endüstri alanında ara malı olarak kullanılmakta olduğundan, sanayinin olmazsa olmazıdır. Metale en çok değer katan üretim metodu olan döküm, gelişen modern teknolojileriyle hem dünyada hem de Türkiye’de önemini korumaya da devam edecektir. Türkiye döküm sanayisi, son yıllardaki büyüme eğilimine devam ediyor: Kesinleşmemiş rakamlara göre 2017 yılında toplam 4,6 milyar euro değerinde, 2 milyon 155 bin ton mamul ürettik. Bunun yüzde 62’sini oluşturan, yaklaşık 1 milyon 340 bin tonluk kısmı ise ihraç edildi. Sektörümüzün hedef pazarı olan Euro Bölgesi’ne, başta otomotiv, ağır vasıta ve ticari araç olmak üzere makine imalat sanayileri, enerji, pompa ve vana sektörlerine yönelik olarak döküm parça ihraç etmeye devam ediyoruz. 2018 yılında ise hem iç hem de dış pazarlarımızda büyüme eğiliminin süreceğini, üretim miktarı ve değer bazında yüzde 10-13 aralığında artış yaşayacağımızı öngörüyoruz. TÜDÖKSAD’ın Türk makine sektörü açısından önemini sizin cümlelerinizle dinleyebilir miyiz? Gözlemlediğim üzere, yürütülen yoğun çalışmalar neticesinde Türkiye makine imalatçılarına uluslararası pazarlarda duyulan güven giderek artıyor. Döküm sektörü olarak makine imalat sektörleriyle doğal bir işbirliği içerisindeyiz. Makine imalat sektörlerine döküm parça tedarikinde bulunan biz dökümcüler, imalatçılarımıza duyulan güvenin ve bilinir-

TÜRKİYE DÖKÜM SANAYİCİLERİ DERNEĞİ (TÜDÖKSAD)

Kuruluş: 1976 Dönem: 21’inci dönem Üye Sayısı: 406 Faaliyet Alanı: Demir ve çelik döküm sanayisi Faaliyet Yeri: Ortaklar Cad., Bahçeler Sok., Onsekiz İş Merkezi, No: 18, Kat: 4, Mecidiyeköy, İstanbul İnternet Adresi: www.tudoksad.org.tr

53


kapak / mssp focus

liklerinin artmasını her iki taraf için de faydalı buluyoruz. Bu çerçevede de dünya genelindeki payımızı artırmaya devam edeceğimize inanıyoruz.

vurularına imkân sağlandı. Bu doğrultuda Türk dökümhaneleri Ar-Ge merkezi belgelerini almak için gerekli başvuruları yapmaya ve olumlu sonuçlar almaya da devam ediyor.

Sektörünüzün Ar-Ge yetkinliği ve kapasitesi için görüşünüz nedir? Sektör temsilcilerinin Ar-Ge çalışmalarına TÜDÖKSAD’ın katkısı hangi aşamalarda gerçekleşiyor? Onlarca sektöre ara mamul sağlamanın yanında bitmiş/montajlı ürünlerin sayısının artmasının sektörümüze sağlayacağı katma değerin farkındayız. Bu nedenle TÜDÖKSAD, bu konuda uygulanmakta olan paket ve teşvikler hakkında üyelerini sürekli olarak bilgilendiriyor. İlgili mevzuatta geçen yıl yapılan yeni düzenlemelerle döküm sektöründe 2008’den beri mümkün olamayan Ar-Ge merkezi baş-

Türk döküm sektörünün kalite yönetimi yaklaşımı için neler söyleyebilirsiniz? Son yıllarda Türkiye döküm sektörü özelinde kalite yönetim ilkeleri ve felsefesi tamamen benimsendi. Bu alanda dünyaya örnek olan çalışmalar yapıyor ve ödüller alıyoruz. Toplam kaliteye yönelik çalışmalar da ticari olarak neticesini veriyor. Türk dökümcüleri, üretimleriyle uluslararası alanda marka değerini her geçen gün artırmaya devam ediyor. Üretimimizin yüzde 62’lik kısmını ihraç etmemiz, değer bazında ihraç oranının yüzde 71’e ulaşması ise sektörün küresel rekabet gücünü ortaya koyması bakımından önemlidir. Bunun yanında “Endüstri 4.0” ile ilgili gelişmeleri de yakından takip ediyoruz. Dijital fabrikalar vizyonunun yansımaları döküm sektöründe de hissedilmeye başlandı. Bilindiği üzere, özellikle Almanya’nın öncüsü olduğu bu yeni dönemin hedefi; otomasyon ve robot teknolojileri doğrultusunda maliyetleri düşürüp kaliteyi arttırarak Uzak Doğu ülkeleriyle olan rekabette bir adım öne geçmek. Sektör olarak biz de bu yönde yaptığımız çalışmalara giderek daha fazla önem veriyoruz.

YERLİ MAKİNE KULLANIMINA TÜDÖKSAD’IN BAKIŞI “Yerli ve milli üretim hedefi çerçevesinde Türk sanayicilerine sağlanan destek ve teşviklerin oldukça yerinde olduğunu ve bunun devamının sağlanmasıyla yerli üretim makine kullanımının artarak devam edeceğini görüyoruz. Makine imalat sektörlerinin gerek tasarım gerekse teknoloji tarafında her geçen gün gelişme kaydettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Döküm sektörü olarak kendimizi sadece makine imalat sektörlerine parça sağlayıcısı olarak değil, ayrıca çözüm ortağı olarak görüyor ve her noktada çok yakın iletişim kurarak işbirliklerimizi geliştirmeye ve tam destek sağlamaya devam ediyoruz.”

54


TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu olarak görev süreniz içinde odaklanacağınız önemli başlıklar neler olacak? Halen devam eden ve projelendirilecek çalışmalarınız hakkında bizi bilgilendirebilir misiniz? TÜDÖKSAD, sektörümüzün teknik gelişimine katkı sağlayabilmek için uluslararası kongre ve eğitim çalışmalarına ağırlık vererek, üyelerinin arzu edilen uluslararası başarı seviyelerine erişmesine destek oluyor. Bu doğrultuda yaklaşık üç yıldır faaliyette olan eğitim girişimimiz “TÜDÖKSAD Akademi”, üyelerimizin çalışanlarını döküm teknolojileri konusunda yetkin kılmak amacıyla kongre, seminer ve paneller düzenleyerek eğitim desteği veriyor ve bilgi kaynağı sağlıyor. Bu konuda orta vadede ise uzaktan eğitim verebilen, kütüphanesine uzaktan ulaşılabilen, döküm kongreleriyle fark yaratan ve Türk döküm sektörünün önder eğitim kurumu olma hedeflerimiz var. Dökümcüler açısından hayati önem taşıyan bir diğer husus ise sektörümüzün gerek yurt içinde gerekse yurt dışında tanıtımına ağırlık verilmesi. Kamu kurum ve kuruluşlarıyla olan bağlarımızı güçlendirmenin de sektörümüz için ne kadar önemli olduğunun farkındayız. Günlük yaşamın her noktasında karşılaşılması mümkün olan döküm parçaları ve

döküm sektörünün bilinirliğinin artması gerektiğini düşünüyoruz. Üyelerimiz, uluslararası fuar ve etkinliklere katılarak tanıtım ve yeni iş bağlantıları kurma, Ayrıca, teknolojideki son gelişmelerle birlikte diğer ülkelerin döküm sektörlerini de yakından gözlemlememize imkân sağlayan bu faaliyetlere yönelik TÜDÖKSAD’ın çalışmalarına da tüm hızımızla devam etmeyi planlıyoruz. Sektörünüzün insan kaynakları için neler söyleyebilirsiniz? Son yıllarda sektör genelinde gözlemlenen en önemli konulardan birinin eleman açığı ve yeni mezun mühendislerin aldığı yetersiz eğitim olduğunu söyleyebilirim. Değişen koşullar neticesinde üniversitelerin metalurji ve malzeme mühendisliği eğitiminin geldiği noktada, öğrencilere süreç bilgisinin yanı sıra döküm alanında yeterli düzeyde bilginin aktarılamadığını ve eğitimin malzeme bilimi eksenine kaydığını görüyoruz. Oysa dökümhane gibi kendine has bir üretim sürecini kavrayabilecek ve yorumlayabilecek mühendislerin yetişmesine önem vermek, Endüstri 4.0 uygulamalarının beraberinde getireceği iş kolları değişiklikleri ve yeniliklerine hazırlıklı olmak adına sektörümüzün geleceği için büyük önem taşıyor.

UMUR DENİZCİ KİMDİR?

✓ 1971 yılında ODTÜ Metalurji Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan ve 1972 yılında aynı bölümden Metalurji Yüksek Mühendisi unvanını alan Umur Denizci, ✓ 1972 yılında Akdöküm’de (bugünkü adıyla Atik Metal) iş hayatına başladı. 19761978 yılları arasında ise Döküm Sanayi’de çalışan Denizci, ✓ 1978 Eylül ayında Denizciler Dökümcülük AŞ’yi kurdu. Halen bu firmanın Yönetim Kurulu Başkanlığını yapan Denizci, ✓ Geçtiğimiz dört yıl boyunca TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini üstleniyordu. Umur Denizci ayrıca 2010 yılından beri de TÜDÖKSAD’ı WFO Yönetim Kurulu’nda temsil ediyor.

2018-2020 DÖNEMİ TÜDÖKSAD YÖNETİM KURULU Yönetim Kurulu Başkanı Umur Denizci Yönetim Kurulu Üyeleri Adnan Aytekin Emin Uğur Yavuz Emre Giray Kadir Efe Mehmet Ali Acar Mehmet Atik Mehmet Özalp Oğuzhan Deniz

55


ülkelerden KATAR

YÜZÖLÇÜMÜ 11.521 km2

NÜFUS 2,67 milyon

ÖNEMLİ ŞEHİRLER Doha (Başkent) Al Wakara, Umm Said, Al Khor, Medinat AlShamal, Al Ruwais, Al Zubara, Dulhan

ETNİK GRUPLAR %13 Katarlı Arap %87 Yabancı (çoğu Güney Asyalı Müslüman)

DİL Arapça, İngilizce

DİN %67 İslam %20 Hinduizm %13 Hristiyanlık ve Budizm

PARA BİRİMİ Katar Riyali (QAR) 1 ABD Doları: 3,649 QAR

Kaynaklar: CIA The World Factbook T.C. Dışişleri Bakanlığı Katar Devleti Künyesi

56


KİŞİ BAŞINA DÜŞEN GELİRİYLE DÜNYANIN EN ZENGİN ÜLKELERİNDEN BİRİ OLAN KATAR, KÜÇÜK BİR KÖRFEZ EMİRLİĞİ OLMASINA RAĞMEN, DOĞAL GAZ VE PETROL REZERVLERİ SAYESİNDE HIZLA GELİŞMEYE DEVAM EDİYOR. 26,8 MİLYAR VARİL İLE DÜNYA DOĞAL GAZ REZERVLERİNİN YÜZDE 15’İNE SAHİP OLAN ÜLKENİN DOĞAL GAZ ÜRETİMİNİ 300 YIL BOYUNCA SÜRDÜREBİLECEĞİ TAHMİN EDİLİYOR. DİĞER TARAFTAN EKONOMİK FAALİYETLERDE ÇEŞİTLENMEYE GİDEN ÜLKE, GEREK SÜRDÜRÜLEN, GEREK PLANLANAN YOĞUN ALT VE ÜST YAPI YATIRIMLARI ÇERÇEVESİNDE DÜNYANIN EN ÖNEMLİ MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ PAZARLARINDAN BİRİ OLMAYA DEVAM EDİYOR.

Doha

57


ülkelerden

KATAR’IN 2,5 MİLYONU AŞAN NÜFUSUNUN 700 BİNİNİ KADINLAR OLUŞTURUYOR. BU EŞİTSİZLİĞİN TEMELİNDE İSE ÜLKENİN SÜREKLİ İŞÇİ GÖÇMENLER ALMASI VE BU GÖÇMENLERİN NEREDEYSE TAMAMININ ERKEK OLMASI YATIYOR.

58

S

on derece yoksul bir tarihi geçmişin ardından hızla gelişen, modern ve liberal bir Arap ülkesi haline gelen Katar, artan petrol gelirleri ve sahip olduğu doğal gaz rezervleri sayesinde kişi başına düşen gelir oranlarında dünyanın en zengin ülkeleri arasında gösteriliyor. Dünyada refah seviyesi en yüksek ülkelerin başında gelen ülke, son dönemde Orta Doğu siyasetinin etkili aktörlerinden biri durumuna geldi. Osmanlıların 1913 yılında İngilizlerin işgaline bıraktıkları ve dünyanın en küçük Körfez Ülkesi olan Katar, günümüzde ekonomik olarak küresel bir güç haline gelen ülkeler arasında yer alıyor. Resmi adıyla Katar Devleti olan ülke, Arap Yarımadası’nın doğusundaki Basra Körfezi’nde yer alıyor. Sadece Suudi Arabistan ile kara sınırı komşusu olan ülke, 2,67 milyonluk bir nüfusa sahip. Katar’ın bulunduğu bölgedeki ilk yerleşim, Taş Devri’ne dayanırken ülkede bulunan ilk

kalıntıların 50 bin yıllık olduğu tahmin ediliyor. Babilliler ve Selçukluların da yaşadığı bilinen bölge, 7’nci yüzyılın ortalarında İslam dininin Arap yarımadasında yayılmaya başlamasıyla, Emevi ve Abbasiler gibi İslam hanedanlarının hakimiyeti altına girdi. 16’ncı yüzyıldan Birinci Dünya Savaşı’na kadar Osmanlı İmparatorluğu’nun bir parçası olan Katar’da 19’uncu yüzyılın sonlarına doğru Al Tani Emirliği kuruldu. 20’nci yüzyılın başlarına kadar İngiliz himayesinde kalan Katar, 1971 yılında tamamen bağımsız bir ülke oldu. 1972-1995 yılları arasında ülkeyi yöneten ilk emirin ardından yönetime el koyan Katar Emiri Hamad bin Halife Al Tani döneminde, önemli siyasi ve ekonomik reformlar gerçekleştirildi. Örneğin, Katar’da seçimlerin özgürleşmesi için adımlar atılarak kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildi. Bu tarihler, aynı zamanda gaz ve petrol sektörlerinde liberalleşmenin yolunun da açıldığı yıllar oldu. Devam eden yıllarda, basın özgürlüğünün ge-


nişletildiği ülkenin en büyük yatırımlarından biri de televizyon kanalı Al Jazeera (El Cezire) oldu. Al Jazeera Arapların en büyük yayın organlarından biri iken dünyanın en saygın yayın organları arasında da gösteriliyor. Katar emirinin finanse ettiği bu yayın organı, ülkenin tanıtımı için oldukça büyük bir öneme sahip. Nisan 2003’te yapılan Anayasa referandumundan bu yana ciddi bir politik dönüşümün yaşandığı ülkede, Yeni Anayasa ile büyük bir çoğunluğunun seçimle geldiği 45 üyeli ve yasama yetkisi olan bir parlamentonun kurulması sağlandı. Bugün ülkede yasama erki, Bakanlar Kurulu ve Şura Meclisi’nden oluşuyor. Yedi idari bölgeden oluşan Katar’da 2009’dan bu yana yerel hizmetlerin iyileştirilmesi amacıyla belediye seçimleri yapılıyor. EKONOMİNİN YÜZDE 60’I DOĞAL GAZ VE PETROLE DAYANIYOR Hidrokarbonun son derece önemli olduğu ülkede petrol Dukhan ve Qatari’de çıkarılırken,

KATAR’IN MAKİNE İTHALATINDA İLK 10 ÜLKE (MİLYON DOLAR - 84. FASIL)

Kaynak: BM İstatistik Bölümü Verileri

Sıra No

ÜLKE

2015

2016

1

ABD

671,8

1666,8

148,1

2

ÇIN

956

619,4

-35,2

3

ALMANYA

484,3

573,9

18,5

4

İTALYA

448,2

329,7

-26,4

5

İNGILTERE

359,4

317,7

-11,6

6

GÜNEY KORE

299,7

235,6

-21,4

7

JAPONYA

293,7

227,8

-22,4

8

FRANSA

191,5

149,3

-22

9

TAYLAND

118,4

110

-7,1

10

BAE

99,3

95,3

-4,1

16

TÜRKIYE

63,6

50,1

-21,2

Değişim % (16/15)

DIĞER

1155,8

1034,2

-10,5

TOPLAM

5.078,1

5.359,7

5,5

Qanat Quartier, Doha

59


ülkelerden

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ? • Katar Arap ülkeleri içinde 2022 FIFA Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak ilk ülke olacak. • Orijinal olarak yazılımı (Qatar) göz önüne alındığında, dünyada “Q” harfiyle başlayan tek ülkedir. • Sağlık hizmetleri bütün vatandaşlar için ücretsiz karşılanmaktadır. • Katar’ın nüfusu az olduğu için, öğrenci sayısı da azdır ve eğitime oldukça önem verilmektedir. İlköğretimden üniversite eğitimine kadar eğitim hizmetleri de ücretsizdir. • ABD’nin Orta Doğu’da bulunan en büyük askeri üssü Katar’dadır. • Ülkede hırsızlık oranı hemen hemen yok denecek kadar azdır, hatta arabaların anahtarları üzerinde, kapılar ise açık bırakılıyor. • Katar’da alkol satmak serbest değildir, ancak yasak da değildir. Kısıtlı olarak yapılan alkol satışları, özellikle lüks oteller ve golf sahalarında gerçekleştiriliyor.

Atlı polisler, Doha

60

Katar ekonomisi ağırlıklı olarak petrol ve doğal gaza dayanıyor. Bu anlamda ülkenin ihracat gelirlerinin ise yüzde 89’u petrol ve doğal gaz sektöründen elde ediliyor. Petrol rezervlerinin bulunmasından önce, inci avcılığı ve balıkçılıkla ekonomisini sürdüren Katar, petrol kaynaklarının keşfiyle çok büyük bir değişim sürecine girdi. Kişi başına düşen gelir bakımından dünyanın en zengin ülkelerinden biri olan Katar, İngiltere’nin de en büyük doğal gaz ihracatçısı konumunda. Dünyanın en büyük üçüncü doğal gaz rezervlerine sahip olan ülkede ekonominin yaklaşık yüzde 60’ı doğal gaz ve petrole dayanıyor. 26,8 milyar varil ile dünya doğal gaz rezervlerinin yüzde 15’ine sahip olan ülkenin diğer taraftan doğal gaz üretimini 300 yıl boyunca sürdürebileceği tahmin ediliyor. Ekonomide ağırlıklı olarak doğal gaz ve petrolden gücünü alan Katar’ın son yıllarda bu sektörlerde bulunan ağırlığın hafifletilmesi için bazı çalışmalar yürütüldüğü biliniyor. Özellikle sanayi, turizm ve finans alanlarında da mesafe kaydetmek isteyen Katar, yürüttüğü politikalar ile bu amaçlar doğrultusunda ilerliyor. DÜNYAYA ENTEGRE BİR EKONOMİ 1995 yılında iktidarı ele geçiren Katar Emiri Hamad bin Halife Al Tani’nin, borçlanarak ekonomiyi çeşitlendirme politikalarına hız verme düşüncesi, artan enerji fiyatlarının da etkisiyle ülke ekonomisine ciddi oranda bir katkı sağladı. EIU (Economist Intelligence Unit) tahminlerine göre, ülkede satın alma gücü paritesi göz önüne alındığında, kişi başına düşen milli gelir 120 bin doları aşarken, böylece Katar bölgenin en iyi ekonomik performans gösteren ülkesi haline geldi. Diğer taraftan doğal gazın dünya ekonomisinde giderek artan önemi, Katar’ın güçlü ekonomik kalkınma politikalarının da başarısını arttıracağı tahminler arasında. Katar Hükümeti tarafından uygulanan ekonomik politikalar temel olarak, ülkenin zengin yeraltı kaynaklarının da yardımıyla hızlı bir kalkınma sürecini yakalamayı, dışa açık ve dünyaya entegre bir ekonomi yaratmayı, güçlü ve aktif bir özel sektör oluşturarak ekonomide kamu kesiminin baskın rolünü azaltmayı amaçlıyor. Ülkede petrol gelirlerinin devletin toplam gelirleri içerisindeki payının yüzde 60’dan fazla olması nedeniyle devlet harcamaları da petrol fiyatlarındaki dalgalanmalardan direkt olarak etkileniyor. Hal böyle olunca ekonomik yapının petrole olan bağımlılığını azaltmak isteyen Katar Hükümeti, 1987 yılında keşfedilen zengin doğal gaz kaynaklarını etkin bir biçim-


Katar Eğitim Şehri Camisi, Doha

de kullanarak gelir kaynaklarını artırmayı öngören bir politika uyguluyor. Katar’ın toplam doğal gaz rezervi 25,3 trilyon metreküp ve yıllık LNG ihracatı 31 milyon tonken, ülke, LNG ihracatını yılda 77 milyon ton düzeyine çıkarmayı hedefliyor. LNG tesisleri, Katar’ın imalat sanayisinin en önemli kolu olarak göze çarpıyor. Ayrıca, ülkede doğal

gazdan petrol ürünleri üretilmesini ve ihraç edilmesini öngören “Gas to Liquids-GTL” teknolojisi konusunda da önemli adımlar atılıyor. Ekonominin çeşitlendirilmesine ilişkin politikalar sadece doğal gaz ve buna bağlı sanayi tesislerinin kurulması ile sınırlı kalmazken, enerji dışı alanlarda faaliyet gösterecek firmaların Katar’a çekilmesi için de önem-

KATAR’IN MAKİNE İTHALATINDA BAŞLICA KALEMLER (MİLYON DOLAR – 84. FASIL)

Kaynak: BM İstatistik Bölümü Verileri Değişim % (16/15)

GTİP

GTİP TANIMI

2015

2016

8411

TURBOJETLER, TURBO-PROPELLER, DIĞER GAZ TÜRBINLERI

373,6

1.241,5

232,3

8471

OTOMATIK BILGI İŞLEM MAKINELERI, ÜNITELERI

508,9

394

-22,6

8481

MUSLUKÇU, BORUCU ESYASI-BASINÇ DÜSÜRÜCÜ, TERMOSTATIK VALF DAHIL

391,2

356,5

8407

ALTERNATIF-ROTATIF KIVILCIM ATEŞLEMELI, İÇTEN YANMALI MOTORLAR

8415

KLIMA CIHAZLARI-VANTILATÖRLÜ, ISI, NEM DEĞIŞTIRME TERTIBATLI

321,2

289,2

-10

8431

AĞIR İŞ MAKINE VE CIHAZLARININ AKSAMI, PARÇALARI

342,2

267

-22

8413

SIVILAR İÇIN POMPALAR, SIVI ELEVATÖRLERI

212,4

254,5

8429

DOZERLER, GREYDER, SKREYPER, EKSKAVATÖR, KÜREYICI, YÜKLEYICI VB.

572,2

250

8421

SANTRIFÜJLE ÇALIŞAN KURUTMA, FILTRE, ARITMA CIHAZLARI

175,6

185,6

5,7

8414

HAVA-VAKUM POMPASI, HAVA/GAZ KOMPRESÖRÜ, VANTILATÖR, ASPIRATÖR

157,6

173,7

10,2

2013,3

1621,8

-19,4

5.078,1

5.359,7

5,5

DİĞER TOPLAM

9,9

326

-8,9 3187,5

19,8 -56,3

61


ülkelerden

Katara Camisi, Doha

li adımlar söz konusu. Bu anlamda, Ras Laffan ve Mesaieed Sanayi Bölgeleri’nin yanı sıra Katar Bilim ve Teknoloji Parkı (Qatar Science and Technology Park) ve Katar Finans Merkezi (Qatar Financial Center) kurularak, teknoloji ve finans alanlarında yabancı yatırımcıların bu iki serbest bölgede yüzde 100 yabancı sermayeli şirket kurarak faaliyet göstermelerine imkan tanınıyor. EKONOMİK FAALİYETLERDE ÇEŞİTLENME Ülkedeki gerek enerji fiyatlarındaki yükseliş,

gerek yeni LNG tesislerinin faaliyete geçmesi, yeni LNG ve petrokimya projelerinin oluşması ile birlikte son bir kaç yıldır ihracat ve hidrokarbon üretimindeki artışlarla reel GSYİH’daki yüzde 20’lere varan hızlı büyüme 2010 yılında yakalanabildi. 1990’ların ortalarında başlayan; liberalleşme, dışa açılma, ekonomik faaliyetlerin çeşitlendirilmesi ve yasal reformlar sonucunda yakalanan süreçte, 2002-2008 yılları arasında GSYİH 19,7 milyar dolardan 115 milyar dolara çıkarken 2009 yılında Katar’ın GSYİH’si küresel kriz nedeniyle 97 milyar dolara geriledi. Söz konusu düşüş, 2011 yılında toparlanma sürecine girerek 170 milyar dolar seviyelerini gördü. 2013 yılında 199 milyar dolar, 2014 yılında 206 milyar dolar, 2015 yılında 165 milyar dolar, 2016 yılında 153 milyar dolar olarak gerçekleşen Katar GSYH’sinin, 2017 yılında 168 milyar dolar olduğu 2018 yılında da 178 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor. Ülke ekonomisinin gösterdiği güçlü performansın en önemli yansıması, söz konusu büyümenin sürdürülebilir kılınması için birbiri ardına altyapı ve üstyapı projelerine başlanması olarak kendini gösteriyor. Ülke gerek sürdürülen, gerek planlanan yoğun alt ve üstyapı yatırımları çerçevesinde dünyanın en önemli müteahhitlik hizmetleri pazarlarından biri haline geliyor. 2022 yılında gerçekleşecek dünya futbol şampiyonasına ev sahipliği yapacak olan Katar’ın

TÜRKİYE’NİN KATAR’A 84. FASIL BAZINDA MAKİNE İHRACATI (MİLYON DOLAR)

62

GTİP

GTİP TANIMI

8462

Kaynak: TÜİK verileri Değişim % (17/16)

2016

2017

METALLERI DÖVME,ÇEKIÇLEME,KALIPTA DÖVME,KESME, TASLAK ÇIKARTMA, ŞATAFATLAMA, KARBÜRLERI İŞLEMEYE MAHSUS MAKINELER

2,2

5,2

135,5

8418

BUZDOLAPLARI, DONDURUCULAR VE DIĞER SOĞUTUCU VE DONDURUCU CIHAZLAR VE ISI POMPALARI

4,5

4,8

6,3

8479

KENDINE ÖZGÜ BIR FONKSIYONU OLAN DIĞER MAKINELER VE MEKANIK CIHAZLAR

4,3

4,6

7

8421

SANTRIFÜJLER; SIVILARIN VEYA GAZLARIN FILTRE EDILMESINE VEYA ARITILMASINA MAHSUS MAKINE VE CIHAZLAR

3,4

3,9

14,6

8474

TOPRAK, TAŞ, METAL CEVHERI VB. AYIKLAMA, ELEME, TASNIF, AYIRMA, YIKAMA, KIRMA, ÖĞÜTME, YOĞURMAYA MAHSUS MAKINELER

2,1

3,6

70,9

8422

BULAŞIK, ŞIŞE VB YIKAMA VE KURUTMA MAKINELERI, ŞIŞE, KUTU ÇUVAL VB DOLDURMA, ETIKETLEME MAKINELERI

0,9

2,9

206,9

8415

KLIMA CIHAZLARI (MOTORLU BIR VANTILATÖR İLE NEM VE ISIYI DEĞIŞTIRMEYE MAHSUS TERTIBATI OLANLAR)

2,8

2,7

-3,3

8431

ÖZELLIKLE 84.25 İLA 84.30 POZISYONLARINDAKI MAKINE VE CIHAZLAR İLE BIRLIKTE KULLANILMAYA ELVERIŞLI ARAÇLAR

2,6

2,4

-6,6

8419

ISI DEĞIŞIKLIĞI YÖNTEMI İLE MADDELERI İŞLEMEK İÇIN CIHAZLAR, ELEKTRIKLI OLMAYAN ŞOFBENLER

0,6

2,2

273,6

8481

BORULAR, KAZANLAR, TANKLAR, DEPOLAR VE BENZERI DIĞER KAPLAR İÇIN MUSLUKLAR, VALFLER (VANALAR)

1,1

2

79,4

DIĞER

21,2

20,2

-4,7

TOPLAM

45,8

54,5

19,1


bu organizasyonla güçlü ekonomik yapısını taçlandırırken, bunun sonucunda inşaat sektöründeki ivmesini daha da artıracağı bekleniyor. Düşük nüfusu ve yüksek petrol ve doğal gaz rezervleri Katar’ı Körfez İşbirliği Konseyi üyeleri arasında ekonomik olarak en çok gelecek vadeden ülkelerden biri konumuna getiriyor. Bununla beraber Katar’ın Dubai ve Bahreyn örneklerinde olduğu gibi ekonomisinde çeşitlilik sağlayarak ekonomik büyüme için daha stabil bir çevre yaratması gerektiğine dikkat çekiliyor.

KATAR İTHALATINDA MAKİNE SEKTÖRÜNÜN PAYI (MİLYAR DOLAR)

İŞGÜCÜNE YATIRIM Gelir vergisinin bulunmadığı Katar’da işsizlik oranı oldukça düşük olmakla birlikte çalışacak işgücüne de ihtiyaç söz konusu. Bu anlamda başkent Doha’nın yakınlarına 70 bin kişinin barınabileceği bir göçmen kenti kurulmuş. İşçi olarak gelen göçmenler için her detayı düşünen ülke, yaklaşık 900 milyon dolara mal olan bu kent için parklar, tiyatrolar, sinemalar ve çeşitli sosyal alanlar da inşa etmiş. 2,5 milyondan fazla nüfusa sahip olan Katar’da ülke nüfusunun yüzde 77’sini erkekler oluştururken yüzde 47,5’inin 29 yaşın altında olduğu biliniyor. Genel olarak Araplardan oluşan demografik yapı ise tamamıyla göçmen politikasına dayalı. Nüfusun sadece yüzde 13’ünü Katar vatandaşlarının oluşturduğu ülkede, çalışan göçmenlerin çoğunluğunu ise Hindistan, Pakistan, Nepal ve

Kaynak: BM İstatistik Bölümü Verileri 2015

2016

KATAR’IN TOPLAM İTHALATI

32,6

32,1

KATAR’IN MAKINE İTHALATI

5,1

5,4

15,6

16,8

KATAR’IN TOPLAM İTHALATINDA MAKINE'NIN PAYI, % TÜRKİYE’NİN KATAR’A İHRACATINDA MAKİNE SEKTÖRÜNÜN PAYI (MİLYON DOLAR)

Kaynak: BM İstatistik Bölümü Verileri 2016

2017

TÜRKIYE'NIN KATAR’A TOPLAM İHRACATI

439,1

649,5

TÜRKIYE'NIN KATAR’A MAKINE İHRACATI

45,8

54,5

KATAR’A TOPLAM İHRACATIMIZDA MAKINE'NIN PAYI (%)

10,4

8,4

Filipinler’den gelen işgücü oluşturuyor. Katar’da yüksek bir nüfus artış hızı görülmekle birlikte, söz konusu oran ülkenin sanayileşme ve yatırım çalışmaları kapsamında özellikle doğal gaz ve altyapı çalışmaları için bu ülkeye gelen yabancıların sayısındaki artıştan kaynaklanıyor. Ülkenin işgücü neredeyse tamamı yabancı işçilere dayalıyken, hükümet tarafından sürdürülen çalışmaların ağırlıklı olarak Katarlı işgücünün kalitesinin artırılarak özel sektörde istihdam edilmesini amaçladığı görülüyor. Bu çerçevede, ülkede faaliyet gösteren çok uluslu şirketlerle birlikte Katarlılar için yoğun mesleki eğitim programları düzenleniyor. Diğer taraftan ülkede işgücüne tanınan haklar da Katarlılarla sınırlı kalmıyor.

DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMI VERİLERİNE GÖRE, TÜRKİYE’YE EN ÇOK YATIRIM YAPAN YEDİNCİ ÜLKE KATAR. BUNUN YANINDA TÜRK MÜTEAHHİTLERİ DE KATAR’DA CİDDİ PROJELERDE ROL ALIYOR.

Imam Muhammad ibn Abd al-Wahhab, Doha

63


ülkelerden Al Wakara

İHRACATTA GÖZDE PAZAR İNGİLTERE 2015 yılında 77 milyar 971 bin dolarlık ihracat gerçekleştiren Katar, 2016 yılında düşüş eğilimine girerek 57 milyar 311 bin dolar ihracat rakamına kadar geriledi. Ülkenin genel ihracatı negatif yönlü ilerlerken makine sektörü bu durumun tam da aksine bir performans ortaya koydu. 2015 yı-

lında 630,1 milyon dolarlık makine ihracatı gerçekleştiren Katar, 2016 yılına gelindiğinde söz konusu alandaki ihracatını yüzde 6,1 oranında artırarak 668,6 milyon dolara çıkardı. Bu rakamlar ışığında değerlendirildiğinde, söz konusu dönemde makine sektörünün Katar’ın toplam ihracatından yüzde 1,2 pay aldığı görüldü. Yine 2016 yılına dair rakamlar ışında inceleme yapıldığında, Katar’ın makine ihracat ettiği ilk üç ülke İngiltere, Birleşik Arap Emirlikleri ve Almanya olarak sıralanırken, bunları Suudi Arabistan, Kuveyt, Çin, Tayvan, ABD, Irak ve Umman takip ediyor. Söz konusu listede 26’ncı sıraya yerleşen Türkiye’ye ise 2016 yılında bir önceki dönemle kıyaslandığında yüzde 112,2’lik artışla 2,1 milyon dolarlık makine ihracatı gerçekleştirdi. Ülkenin makine ürün grubunda gerçekleştirdiği ihracat rakamlarına bakıldığında; “Alternatif-rotatif kıvılcım ateşlemeli, içten yanmalı motorlar” ürün grubunun 229,8 milyon dolarla ilk sırada yer aldığı görülüyor. Bu ürün grubunu, 63,5 milyon dolarla “Ağır iş makine ve cihazlarının aksamı, parçaları” ikinci sırada, 60,8 milyon dolarla da “Muslukçu, borucu eşyası-basınç düşürücü, termosta-

TARİHİ VE KÜLTÜREL ZENGİNLİKLERLE İÇ İÇE… Doha, yemek ve alışveriş imkanlarının yanı sıra sahip olduğu tarihi ve kültürel zenginlikler ile de herkese hitap eden bir şehir. Doha’da yapacağınız bir kültür gezisinde uğramanız gereken ilk durak dünyanın en büyük İslami Eserler Müzesi olmalı. Müzede çoğunlukla İran, Mısır, Türkiye, Suriye ve Hintlilere ait çok eski eserleri ücretsiz bir şekilde görebilirsiniz. Şehrin 60 kilometre dışında, Katar’ın en etkileyici doğa harikalarından biri olan Khor Al Adaid (İç deniz) yer alıyor. Khor Al Adaid, denizin çölün kalbine kadar ilerlediği dünyadaki ender doğa harikalarından biridir. Yürüyüş yapmak için en güzel yer ise 5 kilometre boyunca uzanan Kornis Sahili’dir. Kornis Sahili yürüyüş yapmak ve/veya koşmak isteyen kişiler için Doha’da nadir bulunan parkurlardan biri.

İslami Eserler Müzesi, Doha

64


Souq Wakif

tik valf dahil” ürünleri üçüncü sırada izledi. Katar’ın 2016 yılında ihracatını gerçekleştirdiği diğer ürün grupları ise “Dozerler, greyder, skreyper, ekskavatör, küreyıcı, yükleyici” (59,6 milyon dolar), “Gemi vinçleri, maçunalar, halatlı vinçler, döner köprüler” (36 milyon dolar), “Turbojetler, turbo-propeller, diğer gaz türbinleri” (36 milyon dolar), “Diğer motorlar ve kuvvet üreten makineler” (19,8 milyon dolar), “Sıvılar için pompalar, sıvı elevatörleri” (16,6 milyon dolar), “Toprak, maden, cevheri taşıma, ayırma, seçme iş makineleri” (16,4 milyon dolar) ve “Otomatik bilgi işlem makineleri, üniteleri” (10,2 milyon dolar) şeklinde sıralandı.

makineleri, üniteleri” mal grubu takip etti. Katar’ın 2016 yılında makine alanında ithalatına gerçekleştirdiği belli başlı ürün grupları şu şekilde sıralandı: “Muslukçu, borucu eşyası-basınç düşürücü, termostatik valf dahil” (356,5 milyon dolar), “Alternatif-rotatif kıvılcım ateşlemeli, içten yanmalı motorlar” (326 milyon dolar), “Klima cihazları-vantilatörlü, ısı, nem değiştirme tertibatlı” (289,2 milyon dolar), “Ağır iş makine ve cihazlarının aksaDeve yarışları, Umm Said

32 MİLYAR DOLARLIK İTHALAT Son beş yıllık dönemde ithalat rakamlarında az da olsa artış yaşayan Katar’ın, 2016 yılı rakamlarına bakıldığında 32 milyar doların üzerinde ithalat gerçekleştirdiği görülüyor. Ülkenin ithalatından yüzde 16,8 oranında pay alan makine sektörü ile ilgili de 2016 yılında 5,4 milyar dolarlık ürün, ithalata konu oldu. 2016 yılında Katar’ın makine ithalatında ilk sırayı 1,2 milyar dolar ile 8411 GTİP kodlu “Turbojetler, turbo-propeller, diğer gaz türbinleri” mal grubu alırken, onu 395 milyon dolar ile 8471 GTİP kodlu “Otomatik bilgi işlem

65


ülkelerden Güvercin Kuleleri, Doha

mı, parçaları” (267 milyon dolar), “Sıvılar için pompalar, sıvı elevatörleri” (254,5 milyon dolar), “Dozerler, greyder, skreyper, ekskavatör, küreyici, yükleyici” (250 milyon dolar), “Santrifüjle çalışan kurutma, filtre, arıtma cihazları” (185,6 milyon dolar) ve “Hava-vakum pompası, hava/gaz kompresörü, vantilatör, aspiratör” (173,7 milyon dolar). Katar’ın başlıca makine tedarikçileri 2016 yı-

Katar Kültür Merkezi, Doha

66

lında 1666,8 milyon dolarla ABD, 619,4 milyon dolarla Çin ve 573,9 milyon dolarla Almanya şeklinde sıralanırken, Türkiye Katar’ın makine ithalatı gerçekleştirdiği ülkeler içerisinde 16’ncı sırada yer aldı. BM İstatistik Bölümü verilerine göre, 2016 yılında Katar Türkiye’den 50,1 milyon dolarlık makine ithal etti. Katar’ın makine ithalatı gerçekleştirdiği 10 ülke arasında yer alan diğer ülkeler ise; İtalya (329,7


milyon dolar), İngiltere (317,7 milyon dolar), Güney Kore (235,6 milyon dolar) Japonya (227,8 milyon dolar), Fransa (149,3 milyon dolar), Tayland (110 milyon dolar) ve BAE (95,3 milyon dolar) olarak sıralandı. TÜRKİYE İLE TİCARİ İLİŞKİLER YÜKSELİŞTE TÜİK verilerine göre; 2016 yılında Katar’a 439,1 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren Türkiye, 2017 yılına gelindiğinde söz konusu rakamı 649,5 milyon dolara çıkarmayı başardı. Söz konusu ihracat rakamından makine sektörünün aldığı pay ise 54 milyon dolarla yüzde 8,4 oldu. 84. fasıl itibarıyla Türkiye’nin Katar’a 2017 yılında makine ihracatı 2016 yılına göre yüzde 19,1 artış göstermiş oldu. Türkiye’nin Katar’a makine ihracatında en fazla yer tutan mal grubu 5,2 milyon dolarla 8462 GTİP kodlu “Metalleri dövme, çekiçleme, kalıpta dövme, kesme, taslak çıkartma, şatafatlama, karbürleri işlemeye mahsus makineler” oldu. 2017 yılında 84. fasılda Türkiye’den Katar’a ihraç edilen diğer makine ürünleri; 4,8 milyon dolarla “Buzdolapları, dondurucular ve diğer soğutucu ve dondurucu cihazlar ve ısı pompaları”, 4,6 milyon dolarla “Kendine özgü bir

Souq Wakif

fonksiyonu olan diğer makineler ve mekanik cihazlar”, 3,9 milyon dolarla “Santrifüjler; sıvıların veya gazların filtre edilmesine veya arıtılmasına mahsus makine ve cihazlar”, 3,6 milyon dolarla “Toprak, taş, metal cevheri ayıklama, eleme, tasnif, ayırma, yıkama, kırma, öğütme, yoğurmaya mahsus makineler”, 2,9 milyon dolarla “Bulaşık, şişe yıkama ve kurutma makineleri, şişe, kutu çuval doldur-

ULUSLARARASI KÜLTÜR VE SPOR ORGANİZASYONLARI Katar’da her yıl büyük bir coşkuyla kutlanan dini günler dışında, uluslararası cazibesi olan kültürel etkinlikler de düzenleniyor. Her yıl mart ayında düzenlenen “Doha Kültür Festivali” bunların en büyüğü. Müzik, şiir, tiyatro ve dansın bir arada olduğu festivalde sayısız etkinlik gerçekleşiyor. Nisan ayında Doha’da düzenlenen “Erkekler Su Kayağı ve Wakeboard Dünya Kupası” uluslararası katılımın olduğu en önemli spor etkinliği olarak biliniyor. Haziran ayında Doha’da başlayan ve iki ay boyunca süren “Summer Wonders Festival of Fun”, ailelerin ve çocukların keyifle katıldığı, parklar gibi kamusal alanlarda yapılan pek çok etkinliğin olduğu bir festivaldir. Bu etkinlikler arasında deve ve at sürme etkinlikleri, sirkler, çeşitli yarışmalar ve tropik yağmur ormanlarına düzenlenen geziler de yer alıyor. Kasım ayında gerçekleşen “Class I Powerboat Races” Katar Su Sporları Federasyonu tarafından düzenlenir ve beş gün boyunca tekne yarışları yapılır.

Uluslararası Uçurtma Festivali, Doha

67


PRO 100 HİDROLİK PROFİL BÜKME MAKİNESİ HYDRAULIC PROFILE BENDING MACHINE

CY4RHHS 4 TOPLU HİDROLİK SİLİNDİR MAKİNASI 4 ROLLS HYDRAULIC PLATE BENDING MACHINE

HCB KOLON BOM SİSTEMİ COLUMN BOOM SYSTEM


ma, etiketleme makineleri”, 2,7 milyon dolarla “Klima cihazları, motorlu bir vantilatör ile nem ve ısıyı değiştirmeye mahsus tertibatı olanlar”, 2,4 milyon dolarla “Özellikle 84.25 ila 84.30 pozisyonlarındaki makine ve cihazlar ile birlikte kullanılmaya elverişli araçlar”, 2,2 milyon dolarla “Isı değişikliği yöntemi ile maddeleri işlemek için cihazlar, elektrikli olmayan şofbenler” ve 2 milyon dolarla “Borular, kazanlar, tanklar, depolar ve benzeri diğer kaplar için musluklar, valfler” şeklinde sıralandı. DOHA, DUBAİ İLE YARIŞIYOR Katar’ın başkenti olan Doha, 1 milyon 351 bin kişilik nüfusuyla aynı zamanda ülkenin en kalabalık şehri. Basra Körfezi kıyısındaki konumu, ihtişamlı mimari yapıları, kültürel zenginlikleri ve hızla gelişen yapısıyla tüm dünyadan turistlerin ilgisini çeken bu kent, adeta farklı kültürleri tek bir çatı altında topluyor. 1820’lerde Doha’nın bir bölgesi olan Al Bidda’ya bağlı olarak kurulan Doha, 1971 yılında Katar bağımsızlığını ilan ettiğinde resmi olarak başkent ilan edilmiş. Sürekli gelişmekte olan şehrin nüfusunun büyük çoğunluğunu inşaat ve hizmet sektöründe çalışan yabancı uyruklu işçi, mühendis ya da yöneticiler oluşturuyor. Her gün yapılandırma projelerine bir yenisinin eklendiği Doha’da, Dubai ile adeta yarış içinde olmasından dolayı bitmek bilmeyen gökdelenlerin yapımı devam ediyor. 2012 yılında uluslararası hava alanının tamamlanması ile önemini artıran şehir, uluslararası aktarma noktası haline geldi. Doha’yı bu kadar ön plana çıkaran nedenlerden biri vizesiz seyahat imkanına sahip olması.

Katar Alışveriş Merkezi

Doha’nın güneydoğusu, Basra Körfezi boyunca “Sealine” adı verilen kumul tepelerinin olduğu geniş bir çölden oluşuyor. Bedevi kültürünün yansımasının görüldüğü bölge turistler için de ideal bir nokta. Gezecek ve keşfedecek çok yer var şehirde. Yılda bir düzenlenen ve daima popülerliğini koruyan açık hava gurme ziyafeti olan “Katar Uluslararası Yemek Festivali” mutlaka görülmesi gereken festivallerden bir tanesi. Doha’nın mutfağı şaşırtıcı derecede zengin ve çeşitli. Toprak kapta sunulan efsane lezzet fahsa, pilav ve kuruyemiş yatağında servis edilen kuzu rostodan yapılmış ghuzi, yoğurtla servis edilen deniz mahsullü veya etli bol baharatlı pirinç pilavı ve koyun etinden oluşan machboos denemeden dönülmemesi gereken lezzetlerden sadece birkaçı.

EKONOMİDE AĞIRLIKLI OLARAK DOĞAL GAZ VE PETROLDEN GÜCÜNÜ ALAN KATAR’DA SON YILLARDA BU SEKTÖRLERDE BULUNAN AĞIRLIĞIN HAFİFLETİLMESİ İÇİN BAZI ÇALIŞMALAR YÜRÜTÜLDÜĞÜ BİLİNİYOR. ÖZELLİKLE SANAYİ, TURİZM VE FİNANS ALANLARINDA DA MESAFE KAYDETMEK İSTEYEN KATAR, YÜRÜTTÜĞÜ POLİTİKALAR İLE BU AMAÇLAR DOĞRULTUSUNDA İLERLİYOR.

İnci Adası, Doha

69


pozitif

“KADIN VE ERKEK İŞ HAYATINDA DA BİRBİRİNİ TAMAMLIYOR” “MAKİNE SEKTÖRÜNDE DAHA FAZLA KADIN YÖNETİCİ GÖRMEK İÇİN KADIN VE ERKEĞİN İŞ HAYATINDA DA BİRBİRİNİ TAMAMLAYICI OLDUĞUNU ERKEKLERİN KABUL ETMESİ GEREKİYOR” DİYEN ELTAŞ TRANSFORMATÖR İCRA KURULU BAŞKANI BİLGE GÜRE, İŞ DÜNYASINDA HER İKİ BEYİNE DE İHTİYAÇ DUYULDUĞUNA DİKKAT ÇEKİYOR.

S

ektörde 37’inci yılını dolduran Eltaş Transformatör, İzmir Aliağa Organize Sanayi Bölgesi’ndeki 60 bin metrekarelik alan üzerinde kurulu entegre tesislerinde yüksek gerilimli büyük güç transformatörleri ve kuru tip trsnsformatör imalatına dair faaliyetlerini sürdürüyor.

70

Eltaş Transformatör’ün kurulduğu günden bugüne akıl, bilim ve teknoloji öğelerini kullanarak her zaman daha iyiye doğru yol almayı temel felsefe olarak edindiğini söyleyen Eltaş Transformatör İcra Kurulu Başkanı Bilge Güre, “Heyecanını yitirmeyen üst yönetim, genç kadronun dinamizmi ve sağlam mühen-


dislik bilgileri ile desteklenen üretim kabiliyetlerimiz, firmamızın sektörde her geçen gün fark yaratmasına katkı sağladı” diyor. Eltaş’ın 20 yıldan bu yana bir parçası olduğunu dile getiren Bilge Güre, bugüne kadar planlamadan üretime, satın almadan ithalat ve ihracata kadar her pozisyonda yer aldığını söylüyor. Güre, “2000’li yıllar boyunca da şirketimizin sağlamlaşma politikalarında önemli roller üstlenerek; kurumsallaşma çalışmalarını yürüttüm, ERP, yazılım, entegrasyon kısaca kişilerden bağımsız sisteme dayalı profesyonelce bir yönetimi şirketçe benimsememize katkıda bulundum. Bugün de şirketin icra kurulu başkanlığını yürütüyorum” diyor. Makine imalat sektöründe, diğer sektörlere kıyasla daha az sayıda kadın çalışanın olmasını eski kalıplara ve alışkanlıklara bağlayan Güre, “Makine imalatı, teknik iş, vardiyalı iş; onu da erkek yapabilir!” algısı sebebi ile sektörde kadın çalışan sayısının az olduğunu ifade ediyor. Fakat son yıllarda olumlu yönde bir değişimin söz konusu olduğunu da sözlerine ekleyen Güre, “Makine başında çalışan kadınlarımızın daha dikkatli ve iş odaklı, daha titiz, daha sebatkar olduğunu gözlemliyoruz. Bugünün koşullarında hala en büyük hataların makine başındaki dikkatsizliklerden olduğunu düşünürsek bu çok önemli bir artı. Artık eskisi gibi sadece fiziksel kuvvet gerektiren imalathaneler yok, Türk makine imalat sanayisi teknolojiyi gayet güzel takip ediyor. Bu çerçeveden bakıldığında kadın çalışanlarımız rahatlıkla sektöre katkı koyabilir” diyor. Eltaş Transformatör İcra Kurulu Başkanı Bilge Güre ile bizleri bir araya getiren söyleşide; iş hayatına nasıl adım attığının hikayesini, kadın yönetici olmasından kaynaklı yaşadığı sorunları ve Türkiye’de kadın yönetici olmanın ne ifade ettiğini konuştuk.

yeni yeni büyüme evresindeydi. İdealist bir mezun olarak önce başka şirketlerde çalışarak mühendislik yapmak istiyordum. Üniversitedeki akademisyenlerimizden biri, “Kendi şirketinin ihtiyacı varsa başka yer aranır mı? Babana destek olmalısın” deyince, ben de fikrimi değiştirdim ve üretim mühendisi olarak şirketimizde işe başladım. Geçen zaman içinde gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki hiçbir zaman şirkette “patronun kızı” olmadım. Öğrenme merakımı sahip olduğum eğitim ve yetkinlik ile birleştirdim. Gelişime açık olarak her pozisyonda planlama, üretim, satın alma, ithalat, ihracat, pazarlama bölümlerinde aktif olarak çalıştım. 2000’li yıllar boyunca da şirketimizin sağlamlaşma politikalarında önemli roller üstlenerek; kurumsallaşma çalışmaları yürüttüm, ERP, yazılım, entegrasyon, kısacası kişilerden bağımsız, sisteme dayalı profesyonelce bir yönetimi şirketçe benimsememize katkı bulundum. Bugün de şirketin icra kurulu başkanlığını yürütüyorum.

“İŞE İLK BAŞLADIĞIM ZAMANLARDA BABAMIN BANA BİREBİR ÖNDERLİK ETMESİ VE SEKTÖR TECRÜBESİNİ AKTARMASI BENİM İÇİN CİDDİ BİR ŞANSTI. AYRICA ONDAN, VERİMLİ ÇALIŞMAK VE ÇABAYI DOĞRU YERE HARCAMAK KONUSUNDA CİDDİ BİR DİSİPLİN ALDIM.”

Bulunduğunuz görevi kaç yıldır sürdürüyorsunuz? Bu yapılanma içinde neler yapıyorsunuz? 2016 yılında tamamlanan yatırımımız ile şirketimiz genişleme evresine girdi. Şirketin yapısını oldukça büyüttük, 150 kişiden 300 kişiye, 5 bin MVA kapasiteden 20 bin MVA kapasiteye çıktık. İçeride değişim sürecini yönetmek ve yeni yapıya geçiş ciddi önem kazandı. Bu sebeple 2009 yılından beri yürüttüğüm Genel Müdürlük görevini profesyonel bir yöneticiye devrettim. Daha doğrusu genişleyen yapıdaki organizasyonumuza göre CEO ve COO olarak üst yönetimdeki sorumlulukları paylaştık. Şu anda operasyonel işlerin dışında kalan, şir-

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Doğduğum şehir olan İstanbul’dan babamın işi dolayısıyla altı yaşında taşınarak İzmir’e yerleştik. İlk ve orta öğrenimimi İzmir’de tamamladıktan sonra lisans eğitimimi de Ege Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü’nde aldım ve 1996 yılında iş hayatına atıldım. Daha sonra, iş hayatım devam ederken, İstanbul Bilgi Üniversitesi İşletme Bölümü’nde yüksek lisansımı tamamladım. İş hayatına nasıl adım attığınızın hikayesini sizden dinleyebilir miyiz? Bugün bulunduğunuz göreve gelme süreciniz hakkında bilgi verir misiniz? Öğrencilik hayatım boyunca matematiği çok sevdim ve mühendis olmayı istedim. Mezun olduğum dönemde babamın kurduğu şirket

71


pozitif di bir disiplin aldım; hızlı kavrayan ve değişime hemen adapte olan yapım sebebiyle de sanırım bu yoğunluğa uyum sağladım. Fakat günümüz koşullarına baktığımızda bugün her şeyin çok hızlı, çok değişken ve belirsizliğin her yerde olduğunu görüyoruz. Aynı çabaları göstermek hele de belli bir büyüklüğe ulaştıktan sonra yeterli gelmiyor; burada ancak şirket genelinde aynı hedefe koşmayı içselleştirebilirseniz, çalışanlarınızla bir takım olursanız başarı hem sizin hem de şirketiniz için sürdürülebilir oluyor. Erkek egemen bir sektörde kadın yönetici olmanızdan kaynaklı sorunlar yaşadınız mı? Bu sorunların üstesinden nasıl geldiniz ve iş hayatındaki kadınlara bu noktada nasıl rehberlik edersiniz? Sorun yaşamadım ama yadırgandığımı fark ettiğim zamanlar çok oldu. İş odaklı bakış açım sayesinde söz konusu ortamda tek kadın bile olsam bunu görmezden gelip, “Nerede kalmıştık? Ne konuşuyoruz?” diyebildim. Üstesinden gelmek için aslında kadın, erkek fark etmiyor herhangi bir toplulukta olması gereken evrensel kabul kriterlerine göre yapılması gereken şeyi yaptım; bilgimi paylaştım, öğrenme isteğimi açığa çıkardım, düşüncelerimi her zaman dile getirdim. İş hayatındaki kadınlara da tavsiyem budur, çünkü bu bir sorun ise; bu sorun hiç bitmeyecek.

“KADIN SANAYİCİ VEYA KADIN GİRİŞİMCİ İÇİN ASLINDA GÜNÜMÜZDE ORTAYA ÇIKAN ‘MELEK YATIRIMCI’ KAVRAMI BİR ÇIKIŞ YOLU OLABİLİR. MELEK YATIRIMCI AĞLARI ÜLKEMİZDE DE SON 10 YILDIR GELİŞİYOR VE GÜZEL PROJELER ORTAYA ÇIKIYOR.”

72

ketimizin sürdürülebilirliğine katkı sağlayacak projeleri yürütüyorum. Bu yapılanmada kurumsal yönetime son derece önem veriyorum. Ayrıca özellikle son dönemde stabilizasyonunu kaybeden Orta Doğu pazarı yerine daralan ihracat pazarımız için ABD ve Avrupa’da yeni müşteriler bulma, Türk transformatör üreticisi olarak bilgimizi, tecrübemizi, tesisimizin fiziksel ve teknik kabiliyetlerini onlara anlatmaya yani kısa ve orta vadede sonuca ulaşacak şekilde satış pazarlama aktivitelerine destek veriyorum. Bunun yanı sıra maliyet optimizasyonu, Sanayi 4.0 kapsamında ERP dijitalleşme süreci ile şirkette yeni yapılacak kapasite, Big Data çalışmaları, Turquality® ve modern insan kaynakları yönetiminde neler yapabileceğimiz gündemimizde olan konular arasında yer alıyor. Yoğun bir iş temposuna sahip olan makine sektöründeki başarınızı neye borçlusunuz? Açıkçası işe ilk başladığım zamanlarda babamın bana birebir önderlik etmesi ve sektör tecrübesini aktarması benim için ciddi bir şanstı. Ayrıca ondan, verimli çalışmak ve çabayı doğru yere harcamak konusunda cid-

Yurt dışı gezilerinizde makine sektöründe yönetici pozisyonunda görev yapan bir kadın yönetici olarak nasıl tepkiler alıyorsunuz, gözlemleriniz nelerdir? Herhangi bir Avrupa ülkesine bakıldığında makine sektöründeki kadın yönetici sayısının Türkiye’den çok da farklı olmadığını görebiliriz. Tepki olarak ise fark şurada; onlar hem kadın hem mühendis hem de bu sektörde yönetici olduğunuz için sizi rahatlıkla takdir ve tebrik ediyor. Yurt dışı gezilerinde 20 yıl önce de bugün de hep karşılaştığım tablodur bu. İçten içe de bu durumdan gurur duyarım. Makine imalat sektöründe, diğer sektörlere kıyasla sizce neden daha az sayıda kadın çalışan görev yapıyor? Bu sektörde daha fazla kadın çalışan ve yönetici görmek için neler yapılabilir? Eski kalıplar, alışkanlıklar burada son derece etkili. “Makine imalatı, teknik iş, vardiyalı iş; onu da erkek yapabilir!” algısı sebebi ile sektörde kadın çalışan sayısı az. Fakat son yıllarda olumlu yönde değişiklikler görüyor ve bu değişimi destekliyoruz. Makine başında çalı-


şan kadınlarımızın daha dikkatli ve iş odaklı, daha titiz, daha sebatkar olduğunu gözlemliyoruz. Bugünün koşullarında halen en büyük hataların makine başındaki dikkatsizliklerden olduğunu düşünürsek bu çok önemli bir artı. Artık eskisi gibi sadece fiziksel kuvvet gerektiren imalathaneler yok, Türk makine imalat sanayisi teknolojiyi gayet güzel takip ediyor. Bu çerçeveden bakıldığında kadın çalışanlarımız fiziksel açıdan değil, fikirleriyle bu sektöre önemli katkıda bulanabilir. Kadın yöneticiler görmek için kadın ve erkeğin iş hayatında da birbirini tamamlayıcı olduklarını erkeklerin kabul etmesi lazım. İş dünyasında her iki beyne de ihtiyaç var. Diğer taraftan kadınlara bahşedilen doğurganlığın ve anneliğin iş hayatında zafiyet yaratıcı bir unsur olmadığı, yaşamın gerçeği olduğunun kabul edilmesi gerekiyor.

ortaya çıkan “melek yatırımcı” kavramı iyi bir çıkış yolu olabilir. Melek yatırımcı ağları ülkemizde de son 10 yıldır gelişiyor, güzel projeler ortaya çıkıyor. Üyesi olduğum EGİAD (Ege Genç İşadamları Derneği) tarafından kurulmuş “EGİAD Melekleri”nde son dönemde kadın girişimcilere ait projeler dikkat çekiyor. Diğer taraftan aslında sadece kadın için değil, her yönetici için etik değerlere sahip çıkmanın ve yaşatmanın önemine inanıyorum, şirketlerin sürdürülebilirliği uzun vadede buna bağlıdır.

Türkiye’de sanayici olmanın zor, kadın sanayici olmanın ise daha zor olduğuna işaret ediliyor. Sizce Türkiye’de kadın sanayici olmak neden bu kadar zor? Diğer kadın çalışanlara ve yöneticilere ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz? Sanayicinin öncelikle kapital eksiği var, dar kaynaklar ve kaynaklara ulaşımın zorluğu ortada. Bu sanayici bir de kadın olunca sorun ikiye, belki dörde katlanıyor. Kadın sanayici veya kadın girişimci için aslında günümüzde

İş hayatının stresinden kendinize ve ailenize nasıl zaman ayırırsınız? Zamanı nasıl yönetiyorsunuz? İş hayatının stresi hiç bitmez ve de bitmeyecek. Diğer taraftan da sevdiklerimizle paylaşacağımız bir hayatımız var. Hal böyle olunca ister istemez planlama ve organizasyon beceriniz gelişiyor. Zaman sanki eskiye göre daha hızlı, bende uzun vadeli değil de kısa periyotlu zamanlar, kaçamaklar yaratmayı tercih ediyorum.

İş dünyasında cinsiyet eşitliğine dayalı yeni bir sistem kurmak için neler yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz? Cinsiyet eşitliği medeni yapının bir gereğidir. Toplumun eğitim seviyesi, farkındalığı, duyarlılığı, iyi kültürü arttıkça bu eşitsizlikler azalır.

“HERHANGİ BİR AVRUPA ÜLKESİNE BAKILDIĞINDA MAKİNE SEKTÖRÜNDEKİ KADIN YÖNETİCİ SAYISININ TÜRKİYE’DEN ÇOK DA FARKLI OLMADIĞINI GÖREBİLİRSİNİZ. ARAMIZDAKİ FARK; ONLARIN HEM KADIN HEM MÜHENDİS HEM DE BU SEKTÖRDE YÖNETİCİ OLDUĞUNUZ İÇİN SİZİ RAHATLIKLA TAKDİR VE TEBRİK ETMESİ.”

73


ar-ge merkezi

“AMATÖR RUHLA, KURUMSALLIĞA YÖNELİYORUZ” KURULDUKLARI GÜNDEN İTİBAREN YÖNETİCİLERİNİN KURUMSAL KİMLİK KAZANMANIN YANI SIRA, AMATÖR RUHU DA YAŞATABİLMEK İÇİN ÇALIŞMALARINI SÜRDÜRDÜĞÜNÜ SÖYLEYEN İNTECRO ROBOTİK AR-GE DİREKTÖRÜ AHMETCAN ÖNAL, “ŞİRKET İÇİ İŞLEYİŞ KURUMSAL İLERLERKEN, AR-GE, TASARIM, ÜRETİM GİBİ FAALİYETLERDE GEREKLİ KOORDİNASYON, PROBLEM ÇÖZÜMLERİ GİBİ BASAMAKLARDA EKİPÇE AMATÖR RUHLA İLERLİYORUZ. BU DURUM EK MOTİVASYON VE ÇIKAN ÜRÜNLERİN ÖZGÜNLÜĞÜ ADINA DA OLUMLU SONUÇLAR DOĞURUYOR” DİYOR.

74

Ç

alışmalarında, “Ar-Ge’ye verilen önem firmaların geleceğine etki ettiği kadar nesillerin kaliteli yaşam düzeyini de belirler” mottosuyla ilerleyen İntecro Robotik, genel endüstri ve savunma olmak üzere iki farklı alanda anahtar teslim robotik hatlar/hücreler (kaynak, laser/ plasma kesim, montaj gibi) ve özel amaçlı robotik sistemler üzerine faaliyet gösteriyor. Geçtiğimiz yıl Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından akredite edilen İntecro Robotik’in kuruluşundan itibaren Ar-Ge odaklı bir şirket olmaya özen gösterdiğini dile getiren İntecro Robotik Ar-Ge Direktörü Ahmetcan Önal, bu anlamda Ar-Ge merkezi olmadan önce de birçok TÜBİTAK, KOSGEB, kalkınma ajansı gibi kurumların desteklerinden faydalanarak önemli işlerin altına imza attıklarını söylüyor. “Hizmet verdiğimiz sektörlerde gerçekleştirdiğimiz çalışmaların tamamına yakını bir takım Ar-Ge faaliyetlerini gerekli kılıyor. İntecro Robotik olarak önemli büyüklükte bir tekno-

lojik altyapı ve bilgi birikimine sahip olmakla birlikte, eksik olduğumuz alanlara dair de çalışmalarımız devam ediyor” diyen Önal, yıllık fikri ve sınai mülkiyet hakkına sahip olabilecek proje hedeflerinin en az 35 olduğunu vurguluyor. Hantallıktan uzak ancak bir o kadar da kurumsal çalışmayı benimsemiş mühendislik yönetim becerilerine sahip olduklarını belirten İntecro Robotik Ar-Ge Merkezi’nin dünden bugüne yolculuğunu, Türkiye’deki Ar-Ge kültürünü ve Ar-Ge teşviklerinin mevcut durumunu Ahmetcan Önal ile konuştuk. İntecro Robotik Ar-Ge Merkezi’nin yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi alabilir miyiz? Üretime yönelik geliştirilen projeler var mı? Çalışmalarınızı ağırlıklı olarak hangi alana yönelik gerçekleştiriyorsunuz? İntecro Robotik, isminden de anlaşılacağı üzere genel endüstri ve savunma olmak üzere iki farklı alanda anahtar teslim robotik hatlar/ hücreler (kaynak, laser/plasma kesim, montaj


gibi), özel amaçlı robotik sistemler üzerine faaliyet gösteren bir firma. İntecro Robotik olarak kuruluşumuzdan itibaren Ar-Ge odaklı bir şirket olmaya özen gösterdik. Bu anlamda Ar-Ge Merkezi olmadan önce de birçok TÜBİTAK, KOSGEB, kalkınma ajansı gibi kurumların desteklerinden faydalanarak önemli işlerin altına imza attık. ArGe alanındaki hummalı ve başarılı çalışmalarımız neticesinde 2017 yılına gelindiğinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Ar-Ge Merkezi olmaya uygun görüldük. Ar-Ge Merkezimiz bünyesinde geliştirdiğimiz projelerin tamamının üretimini gerçekleştirdiğimizi söyleyebilirim. Projeleri hayata geçirecek son derece disiplinli bir mühendislik becerisine sahip olan İntecro Robotik Ar-Ge Merkezi’nin bugün itibarıyla personelinin yüzde 80’inden fazlası mühendislik eğitimini tamamlamış ve lisansüstü eğitimlerine devam eden bir kadrodan oluşuyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından akredite olmanızla sonuçlanan süreç nasıl gelişti? Söz konusu akreditasyon ne zaman gerçekleşti? 2017 yılında Ar-Ge Merkezi olmaya hak kazanmamızla nihayetlenen süreç; başvuru, yerinde inceleme ve kurul olmak üzere üç aşama olarak ilerledi. Başvuru sırasında gerekli yeterlilikleri İntecro Robotik olarak hali hazırdaki şirket prensiplerimiz doğrultusundaki yapılanmamızla çoğunlukla karşılıyorduk. Eksik olduğumuz noktaları ise hızlıca giderdik ve kurul sırasında eksiksiz bir şekilde hazır duruma geldik. Hizmet alanınız içinde patent ya da faydalı model faaliyetlerinizden bahseder misiniz? Hizmet verdiğimiz sektörlerde gerçekleştirdiğimiz çalışmaların tamamına yakını bir takım Ar-Ge faaliyetlerini gerekli kılıyor. İntecro

Robotik olarak önemli büyüklükte bir teknolojik altyapı ve bilgi birikimine sahip olmakla birlikte, eksik olduğumuz alanlara dair de çalışmalarımız devam ediyor. Yıllık fikri ve sınai mülkiyet hakkına sahip olabilecek proje hedefimiz en az 35’tir. Bu rakamın önümüzdeki yıllarda artması öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Ar-Ge merkezi yatırımları ve çalışmalar için ne kadar bütçe ayırdınız? Gelecek dönem içinde merkeze yönelik yatırımlarınız sürecek mi? Daha önce de belirttiğim gibi İntecro Robotik, Ar-Ge odaklı bir firma. Firmamız tarafından Ar-Ge faaliyetlerine ayrılan bütçemiz yıllık ortalama 1 milyon TL. Bu rakam Ar-Ge çalışmalarına ayrılan sadece öz kaynak miktarını ifade ediyor. Avrupa Birliği Horizon 2020, TÜBİTAK-TEYDEB gibi programlarla bu bütçeyi elimizden geldiğince artırarak çalışmalarımıza devam ediyoruz.

“AR-GE MERKEZİ OLARAK KATILDIĞIMIZ AVRUPA BİRLİĞİ HORİZON 2020 PROJELERİNDEN DE GÖRÜLECEĞİ GİBİ, ULUSLARARASI ALANDA KABUL GÖRÜYORUZ. BU GÜCÜ ARTIRMAK VE DAHA GENİŞ BİR AĞ EDİNMEK ADINA ÇALIŞMALARIMIZ HIZLA DEVAM EDİYOR.”

Hantallıktan uzak ancak bir o kadar da kurumsal çalışmayı benimsemiş mühendislik yönetim becerilerine sahip olduğunuzu belirtiyorsunuz. Söz konusu mühendislik yönetim becerilerinizin detaylarından söz eder misiniz? İntecro Robotik’in kuruluşundan itibaren yöneticilerinin bakış açısı kurumsal kimlik kazanmak yönünde oldu ancak başlangıçtaki amatör ruhu yaşatabilmeyi de göz ardı etmediler. Bu nedenle şirket içi işleyiş kurumsal bir şekilde ilerlerken, gerçekleştirilen ArGe, tasarım, üretim gibi faaliyetlerde gerekli koordinasyon, problem çözümleri gibi basamaklarda ekipçe amatör ruhla yani ilk günkü heyecanımız ve isteğimizle ilerliyoruz. Bu durum ek motivasyon sağlarken, çıkan ürünlerin özgünlüğü adına da olumlu sonuçlar doğuruyor.

“AR-GE FAALİYETLERİ SAYESİNDE EMSALLERİNDEN DAHA ÜSTÜN ÖZELLİKLER KAZANAN BİR ÜRÜN, TABİKİ PAZARDA DAHA FAZLA TALEP GÖRÜYOR.”

75



Merkezinizin ilgili devlet kurumlarıyla koordinasyonu hangi düzeydedir? Devlet kurumlarının Ar-Ge uygulamalarına yönelik destekleriyle ilgili düşüncelerinizi paylaşır mısınız? İntecro Robotik, Ankara’da kurulu bir şirket olmanın getirdiği lokasyon avantajını olabildiğince kullanmaya çalışıyor. Bu anlamda ilgili kurumların birçoğunun Ankara’da olması nedeniyle iletişim kanalı olarak telefon veya internet yerine ilgili birimleri ziyaret ederek gerekli bilgi ve belgelere daha hızlı bir şekilde ulaşabiliyoruz. Diğer taraftan ilgili Ar-Ge teşvik/destek mekanizmalarının hız kazanması, ülke olarak gelecek hedeflerimize ulaşmamıza olanak tanıyacaktır. Ancak süregelen birtakım aksaklıkların varlığı da söz konusu. İlgili mevzuat ve yönetmeliklerde yapılacak iyileştirmelerle bu aksaklıkların önüne geçileceğine inanıyoruz. Türkiye’deki Ar-Ge kültürünü ve kamunun Ar-Ge teşviklerinin mevcut durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Ülkemizde özellikle son yıllarda 2023 hedefleri doğrultusunda Ar-Ge çalışmalarına ciddi oranda ödenek ayrılmış durumda. Bu ödenek, bir kısmı geri ödemeli ya da tamamen geri ödemesiz olmak üzere teknolojik seviye veya yerlileştirme adına şirketlere yönlendiriliyor. Bu durum sayesinde Ar-Ge faaliyetleri için yeterli öz sermayesi olmayan KOBİ’ler dahi kendi ölçeklerince Ar-Ge faaliyetleri gerçekleştirmiş oluyor. Bu nedenle, bu tip teşviklerin artarak devam etmesini temenni ediyoruz. Üretimin katma değerini artırabilmek, pazara sunulan ürünlere değer katmak açısından Ar-Ge’nin önemi nedir? Türkiye’de firmaların daha fazla Ar-Ge’ye yönelmesini sağlamak için ne gibi adımlar atılmalıdır? Bu noktada ihracat önemli bir kalem olarak duruyor. Bir ürünü ihraç edebilmek için ise yurt dışındaki emsal ürünlerden üstün özellikler taşıması gerekiyor. Bu da ancak Ar-Ge ile sağlanabilir. Ülkemizde faaliyet gösteren firmaların Ar-Ge kültürünü edinmeleri sağlanmalıdır. Onun için Ar-Ge teşviklerini sürdürülebilir hale getirirken daha çok firmaya ulaşmak adına da ilgili kurumlar tarafından gerekli tanıtım faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi gerekiyor. Şirketinizin Ar-Ge operasyonlarının satış ve ihracat rakamlarına etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Ar-Ge faaliyetleri sayesinde emsallerinden daha üstün özellikler kazanan bir ürün tabiki pazarda daha fazla talep görüyor. İlgili pa-

zarlardaki konumun sürdürülebilir olması ve artan bir grafik yakalaması adına Ar-Ge faaliyetleri büyük önem taşıyor. Ar-Ge Merkezinizin uluslararası alandaki gücünüzden bahseder misiniz? Ar-Ge merkezi olarak katıldığımız Avrupa Birliği Horizon 2020 projelerinden de görüleceği gibi uluslararası alanda kabul görüyoruz. Bu gücü artırmak ve daha geniş bir ağ edinmek adına çalışmalarımız hızla devam ediyor. Şirketinizin kısa ve orta vadede Ar-Ge çalışmaları ile ilgili planları nelerdir? Kısa ve orta vadede desteklenmeye hak kazanan projelerimizi ticarileştirerek katma değeri yüksek ürünler haline getirmek istiyoruz. Bu sayede önce ülkemizin, ardından da şirketimizin bilgi birimini ve teknolojik altyapısını güçlendireceğimize inanıyoruz. Ar-Ge çalışmalarınızda içinde bulunduğunuz güncel olumlu veya olumsuz şartlar ve gelişmeler nelerdir? Olumlu gelişmelerden bahsedecek olursak bahsedildiği üzere Avrupa Birliği programlarına ağırlık vermek Avrupa pazarındaki bilinirliğimizi ve gücümüzü artıracaktır. Ülkemizdeki destekleri de değerlendirerek nitelikli ürünler üretip ihracat rakamlarını artırmak ve ithal ürünlere çıkacak rakip ürünler ile dışa bağımlılığı azaltmak en büyük hedefimizdir. Olumsuz şartlardan bahsedecek olursak, ülkemizdeki desteklerin bilinirliğini artırarak programlara başvuru sayılarının yükseltilmesi hedeflenmelidir. Bu sayede nitelikli milli ürün sayımızı artırarak ülke olarak dünya pazarında daha önemli bir rol oynayacağımıza inanıyorum.

“AR-GE TEŞVİK/DESTEK MEKANİZMALARININ HIZ KAZANMASI, ÜLKE OLARAK GELECEK HEDEFLERİMİZE ULAŞMAMIZA OLANAK TANIYACAKTIR.”

77


akademik

“GELECEĞİN MÜHENDİSLERİNİ YETİŞTİRMEK İÇİN VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞIYORUZ” BÖLÜMLERİNİN KURULUŞUNDAN BU YANA AKADEMİK KADRO VE ALTYAPI ŞARTLARI BAKIMINDAN CİDDİ BİR MESAFE KAT ETTİĞİNİ SÖYLEYEN UŞAK ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜM BAŞKANI PROF. DR. İSA YEŞİLYURT, “GELİŞEN TEKNOLOJİYE VE BİLİME AYAK UYDURABİLEN, ÜLKEMİZE VE EKONOMİMİZE FAYDALI PROJELER ÜRETME VE ÇAĞIN PROBLEMLERİNİ ÇÖZME YETERLİLİĞİNE SAHİP MAKİNE MÜHENDİSLERİ YETİŞTİRMEK İÇİN VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞIYORUZ” DİYOR.

78

A

fyon Kocatepe Üniversitesi’ne bağlı olarak 1992 yılında kurulan Uşak Mühendislik Fakültesi, 1992-1993 eğitim ve öğretim yılında “Tekstil Mühendisliği Bölümü”nü açarak eğitim hayatına başladı. 1995 yılına gelindiğinde fakülte bünyesinde “Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği” ile “Seramik Mühendisliği” bölümleri Afyon’da öğretime başlarken “Kimya Mühendisliği Bölümü” ise Uşak’ta öğrencilerine kapılarını açtı. Makine Mühendisliği Bölümü’nün açılması ise 1998 yılına rastlarken 2006 yılında Uşak Üniversitesi’nin kurulması ile Mühendislik Fakültesi Uşak Üniversitesi’ne bağlandı. Aradan geçen 20 yıllık süreçte bölüm olarak hatırı sayılır bir mesafe kaydettiklerini dile getiren Uşak Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsa Yeşilyurt, gelinen noktada 2017 yılı sonu itibarıyla lisans ve lisansüstü öğrenimi dahil olmak üzere toplam 1012 kayıtlı öğrencilerinin bulunduğunu söylüyor. Prof. Dr. Yeşilyurt, bölümlerinin temel amacının; uluslararası düzeyde eğitim vererek, sanayi ve araştırma kurumlarında; tasarım, üretim, uygulama ve Ar-Ge çalışmalarında başarı ile görev alabilecek yeterlilik ve beceriye sahip makine mühendisleri yetiştirmek olduğunu vurguluyor. Prof. Dr. Yeşilyurt ayrıca, yaratıcı, problem çözmede analitik düşünceye ve sistematik yaklaşıma sahip, takım

çalışmasına yatkın, çevreye duyarlı, sosyal, meslekî etik bilincine sahip, özgüveni yüksek, sürekli öğrenme bilinciyle kendini yenileyen makine mühendisleri yetiştirmek için var güçleriyle çalıştıklarını ifade ediyor. Uşak Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü ne zaman kuruldu? Eğitimde belirlediğiniz temel hedefler nelerdi? Uşak Üniversitesi, Makine Mühendisliği Bölümü ilk olarak Afyon Kocatepe Üniversitesi, Uşak Mühendislik Fakültesi bünyesinde kuruldu ve 1997–1998 eğitim-öğretim yılından itibaren lisans öğrencilerini kabul etmeye başladı. Bölüm, 2006 yılında Uşak Üniversitesi’nin kurulmasıyla birlikte, Uşak Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü olarak faaliyet göstermeye devam etti. Lisans düzeyinde normal öğretim öğrencilerine ek olarak, 2008 yılından itibaren ikinci öğretim öğrencileri de alınmaya başlandı. 2008 yılında yüksek lisans programının, 2009 yılında da doktora programının açılmasıyla başlayan lisansüstü eğitimlerimiz devam ediyor. 2013-2014 eğitim-öğretim yılıyla birlikte “Mühendislik Tamamlama” öğrencilerinin ve 2014-2015 eğitim-öğretim yılından itibaren de yabancı uyruklu öğrencilerin kabulüne başlandı. 2017 yılı sonu itibarıyla lisans ve lisansüstü öğrenimi dahil olmak üzere toplam 1012 kayıtlı öğrencimiz bulunuyor. Bölümümüzün temel amacı; uluslararası dü-


zeyde eğitim vererek, sanayi ve araştırma kurumlarında; tasarım, üretim, uygulama ve ArGe çalışmalarında başarı ile görev alabilecek yeterlilik ve beceriye sahip makine mühendisleri yetiştirmek. Ayrıca, yaratıcı, problem çözmede analitik düşünceye ve sistematik yaklaşıma sahip, takım çalışmasına yatkın, çevreye duyarlı, sosyal, meslekî etik bilincine sahip, özgüveni yüksek, sürekli öğrenme bilinciyle kendini yenileyen makine mühendisleri yetiştirmek için çalışıyoruz. Bununla birlikte, uluslararası düzeyde bilgi ve teknoloji üretimini sağlayan araştırmalar yaparak, ulusal sanayinin problemlerine çözümler üreten bireyler yetiştirmek de önceliklerimiz arasında yer alıyor. Kuruluşundan bugüne bölümünüzde gelişim ve değişim yaşandı mı? Daha iyiye ulaşma noktasında önceliği hangi konulara verdiniz? Bölümümüz, kuruluşundan bu yana akademik kadro ve altyapı şartları bakımından ciddi bir yol kat etmiş olsa da, bu şartların daha da iyileşmesi noktasında yolculuğunu sürdürüyor. Gelişen teknolojiye ve bilime ayak uydurabilen, ülkemize ve ekonomimize faydalı projeler üretme ve çağın problemlerini çözme yeterliliğine sahip makine mühendisleri yetiştirmek için öğrencilere imkanlar dahilindeki en iyi eğitim-öğretim şartlarını sağlamaya çalışıyoruz. Bunun için, ders konuları dolu dolu işlenirken seçmeli ders çeşitliliği artırılıyor, hem teorik altyapıyı oluşturan hem de sanayi uygulamalarına ve projelere dönük derslere önem veriliyor ve ders içerikleri mümkün olduğu kadar güncel bilgi ile doldurularak sürekli güncelleniyor. Diğer taraftan bilimsel çalışma ve eğitim amaçlı oluşturulan uygulama laboratuvarlarının yeni, güncel ve işlevsel makine / teçhizatlarla geliştirilmesi için gerekli çalışmalar yapılıyor. Üniversite-sanayi işbirliğinin toplum refahı ve kalkınma üzerindeki önemi göz önünde bulundurularak, proje ve sanayi odaklı eğitimlere de önem veriyoruz. Bu bağlamda, lisans öğrencilerimizin proje temelli çalışmanın önemini kavrayabilmeleri ve takım çalışmasına daha yatkın olmaları için bazı derslerin ve bitirme tezinin kapsamında uygulamaya dönük projeler verilebiliyor. Bununla birlikte, belli kalitedeki bitirme tezi konularının TÜBİTAK öğrenci projesi kapsamında destek alması için gerekli başvurunun yapılması konusunda, öğrencilerimizi teşvik ediyoruz. Ayrıca, bölümümüz öğretim üyeleri almaya hak kazandıkları TÜBİTAK, SANTEZ, BAP gibi proje destekleri ile araştırmalarına yoğun bir şekilde devam ederken bu projeler kapsamında lisansüstü öğrencilerine de aktif olarak bir takım görevler veriyor.

“ERASMUS PROGRAMINDAN FAYDALANAN ÖĞRENCİLERİMİZ, FARKLI KÜLTÜRLERLE ETKİLEŞİME GİRME İMKÂNI BULARAK, BAKIŞ AÇILARINI ZENGİNLEŞTİRİRKEN YAPTIKLARI ÇALIŞMALAR ESNASINDA DA YABANCI DİLLERİNİ GELİŞTİRİYOR.” Prof. Dr. İsa YEŞILYURT Uşak Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı

Akademik kadronuzun uzmanlık alanları hakkında bilgi verir misiniz? Öğretim üyelerimiz; “Makine Teorisi ve Dinamiği”, “Konstrüksiyon ve İmalat”, “Mekanik”, “Termodinamik” ve “Enerji” anabilim dalları olmak üzere beş anabilim dalında görev yapmakta olup; titreşim analizi, gürültü kontrolü, sistem modelleme ve otomatik kontrol, makine tasarımı ve malzeme, güneş enerji sistemleri ve yenilenebilir enerji, ısıl sitemlerin tasarımı ve analizi ile sınır elemanlar ve kompozit malzemeler alanlarında çalışmalarına devam ediyor. Eğitim konularını oluştururken sanayiden gelen talepleri de dikkate aldınız mı? Teorik eğitimlerle pratik arasındaki dengeyi nasıl sağladınız? Bölümümüz, üniversite-sanayi işbirliğinin bir ülkenin kalkınmasında en önemli itici güç ol-

79


akademik

“ÖĞRENCİLERİMİZİN ‘MAKİNE-AR-GE TOPLULUĞU’ VE ‘ROBOT TOPLULUĞU’ GİBİ OLUŞUMLARA DAHİL OLARAK YÜRÜTTÜĞÜ FAALİYETLER, ONLARA TAKIM ÇALIŞMASI TECRÜBESİ KAZANDIRMAKLA BİRLİKTE İLAVE UYGULAMA BİLGİSİ DE VERİYOR.”

“ÖĞRETİM ÜYELERİMİZ; ‘MAKİNE TEORİSİ VE DİNAMİĞİ’, ‘KONSTRÜKSİYON VE İMALAT’, ‘MEKANİK’, ‘TERMODİNAMİK’ VE ‘ENERJİ’ OLMAK ÜZERE BEŞ ANABİLİM DALINDA GÖREV YAPIYOR.

80

duğunun farkında. Bu anlamda çeşitli proje, panel, konferans ve gezilere sanayi ile iletişim kurma çabasıyla yaklaşıyoruz. Bu faaliyetler esnasında sanayicilerin problem ve istekleri öğrenilirken bu isteklere cevap vermek için gerekli çalışmaları yürütüyoruz. Öğrencileri teori ile pratik arasındaki ilişkiyi daha kolay algılayabilmeleri için, lisans müfredatına özellikle beşinci yarıyıldan itibaren sanayide geniş uygulama alanlarına sahip mesleki ve serbest seçmeli dersler yerleştiriyoruz. Bu sayede öğrenciler ilgi ve becerilerine göre yönlendirilirken çalışma hayatına da hazırlanmış oluyor. Ayrıca, zorunlu yaz stajları ile bazı teorik bilgilerin uygulamasını gören öğrencilerimizin genellikle uygulamalı olarak verilen ders projeleri ve bitirme projeleri ile imkanlar dahilinde laboratuvarlarımızda uygulama yapması ve/veya sanayi ile iletişim kurması ve oradan destek alması sağlanıyor. Diğer taraftan, öğretim üyesi seviyesinde sanayicilerin sorunlarına proje bazlı çözümler sunulmaya çalışılırken, bu projelerde lisansüstü seviyedeki öğrencilere de sıklıkla görev veriyoruz. Makine mühendisliği eğitimi almak isteyen bir öğrencinin Uşak Üniversitesi’ni seçmesindeki temel nedenleri sıralayabilir misiniz? Bölümümüz genellikle Ege Bölgesi’nde yaşayan, makine mühendisliği eğitimi almak isteyen ve ailesinden çok uzaklaşmak istemeyen öğrenciler tarafından tercih ediliyor. Uşak’ın özellikle tekstil ve seramik sektöründe oldukça aktif bir sanayiye sahip olması, bölümümüzün tercih edilmesine pozitif yönde etki ediyor. Ayrıca, bölümümüz, başta İzmir olmak üzere büyük şehirlerde yaşayan, fakat oradaki makine mühendisliği bölümlerini kazanamayan öğrenciler tarafından ikinci seçenek olarak da tercih ediliyor.

Diğer taraftan, aslında bilinçli öğrenciler için tercih sebebi olması gereken önemli sebepleri şöyle özetleyebiliriz: Bölümümüz, öğrenci odaklı çalışmakta olup, öğrencilerin aktif olarak projelerde görev alması mümkün olduğunca destekleniyor. Öğrencileri gerekli mesleki ve teknik bilgiler ile donatarak çağın gereklerine uygun şekilde yetiştirmeye yönelik çalışmalar sürdürülüyor. Bunun için ders içerikleri, konuların teorik altyapısı verildikten sonra çağın gereklerine uygun şekilde çeşitli tasarım ve analiz programlarında bilgisayar uygulamaları ve deneysel laboratuvar uygulamaları ile desteklenecek şekilde oluşturuluyor ve dersler her yeni öğretim yılında daha iyi bir eğitim-öğretim için güncelleniyor. Laboratuvar olanaklarını olabildiğince artırmak için gerekli çalışmalar halen sürdürülüyor. Öğretim üyelerimiz bilimsel ve akademik faaliyetler konusunda oldukça etkindir. Öğrencilerimizin “Makine-Ar-Ge Topluluğu” ve “Robot Topluluğu” gibi oluşumlara dahil olarak yürüttüğü faaliyetler, öğrencilerimize takım çalışması tecrübesi kazandırmakla birlikte ilave uygulama bilgisi de veriyor. Öğrencilerimiz zaman zaman bu takım çalışmaları kapsamında katıldıkları yarışmalarda çeşitli ödüller alarak motive de olmuş oluyor. Yurt dışı öğrenci değişim programları çerçevesinde öğrencilerinize ne tür imkanlar sunuyorsunuz? Avrupa Birliği ve uluslararası ilişkiler ofisimizin sağlamış olduğu olanaklar (Erasmus, Mevlana, Farabi değişim programları ve ikili anlaşmalar) çerçevesinde, istemeleri ve gerekli koşulları sağlamaları halinde öğrencilerimiz öğrenim hareketliliği ve staj hareketliliği programları kapsamında anlaşmalı olduğumuz üniversite ve kurumlarda öğrenimlerini ve stajlarını gerçekleştirebiliyor.


Bu programlardan faydalanan öğrencilerimiz farklı kültürlerle etkileşime girme imkânı bularak bakış açılarını zenginleştirirken yapmış oldukları çalışmalar esnasında da yabancı dillerini geliştirmiş oluyorlar. Makine mühendisliği öğrencileri sanayiyle koordineli çalışma yapma şansına sahip mi? Sağladığınız staj olanakları nelerdir? Bölümümüz, proje temelli ders ve çalışmalar kapsamında, öğrencilerin sanayi ile iletişim kurmaları için gereken yönlendirmeyi yapıyor. Lisans düzeyinde, genellikle uygulama ve üretim kapsamında verilen ders projeleri ve bitirme projeleri, öğrenciler tarafından sanayi ile iletişime geçilerek ve onlardan destek alınarak yapılıyor. Ayrıca, öğrencilerimiz yaptıkları yaz stajları ile hem aldıkları teorik bilgileri uygulama ile taçlandırmış oluyor, hem de gelecekte çalışabilecekleri fabrika ve kurumlarda kendilerine referans edinme imkânına kavuşuyor. İlgili kurumların şartlarını sağlayan öğrencilerimiz Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde veya yurt dışında alanlarında öncü kurumlarda da stajlarını yapabiliyor. Gerekli şartları sağlayan öğrenciler, Erasmus staj hareketliliği kapsamında da yurt dışında staj yapma imkanına sahip oluyor. Lisansüstü seviyedeki öğrencilerimiz de öğretim üyelerimiz tarafından yürütülen sanayi ortaklı projelerde görev alarak sanayi ile koordineli bir şekilde çalışmış oluyor. Bölümünüz bünyesinde gerçekleştirdiğiniz veya gerçekleştirmeyi planladığınız sanayi projeleriyle ilgili bilgi verir misiniz? Bölüm öğretim üyelerimiz tarafından tamamlanan ve hali hazırda devam eden TÜBİTAK ve San-Tez projeleri bulunuyor.. Projeler öğretim üyelerimizin uzmanlık alanlarıyla ilgili olup, kompozit malzemeler, güneş enerjisi, alışılmamış yöntemler ile malzeme özelliklerinin belirlenmesi, dönen kiriş titreşimleri konularını kapsıyor. Ayrıca, öğretim üyelerimiz, sanayi ortaklı çeşitli projelerde proje ortaklığının yanı sıra izleyicilik, danışmanlık, hakemlik gibi çeşitli görevlerde bulundu ve bulunmaya devam ediyor. Bölümümüz bundan sonra da, makine mühendisliği kapsamında geniş bir yelpazede ele alınabilecek makine durum izleme sistemleri, titreşim ve gürültü kontrolü, otomatik kontrol sistemleri, ısıtma/ soğutma sistemleri, makine tasarımı ve üretimi, malzemeler gibi sanayi odaklı konularda proje ortağı olma ve/veya danışmanlık yapma kapasitesine sahiptir. Bu projelerin çıktıları proje ortağı olan kuruluşlara ticari kazanım olarak geri dönerken ülke ekonomisine de katma değer sağlıyor.

Türkiye’deki sanayi kuruluşlarının üniversitelere bakışını nasıl yorumluyorsunuz? Gelişmiş ülkeler ile kıyaslandığında nasıl bir algı farklılığı gözlemliyorsunuz? Türkiye sanayicilerinde Ar-Ge kültürü ve çalışmaları son yıllarda belirli bir oranda ivme kazandı. Sanayicimiz kendi pazarında önemli bir yer bulabilmek için araştırmaya ve ürün geliştirmeye önem vermesi gerektiği konusunda her geçen yıl daha çok bilinçleniyor. Üniversite ve sanayinin ortak bir konuda proje temelli olarak çalışması; üniversitelerimize teorik bilgiyi uygulamaya dökmede karşılaşılan sorunlar hakkında bilgi ve tecrübe edindirirken, sanayicilerimize ise üretimde yapılan teknik hataların ortadan kaldırılması ve Ar-Ge kültürünün oluşturulması hususunda katkı sağlıyor. Bilinçlenme artışına rağmen, halen Ar-Ge konusunda yeterli birikime sahip olmayan ve eksikliklerini gidermek için üniversitelerden ve projelerden nasıl yararlanacaklarını bilmeyen özellikle KOBİ ölçekli kuruluşların varlığı söz konusu. Bu tür sanayiciler daha çok karşılaştıkları günlük problemlerin acil çözümü ve aksaklıkların giderilmesi gerektiğinde üniversitelere başvuruyor, işlerinin belli bir düzende yürümesi durumunda Ar-Ge’ye ve proje temelli yenilikçi yaklaşımlara çekimser davranabiliyor. Bu çekincenin önemli nedenlerinden biri, sanayicinin kısa vadede maddi kazancı birinci planda tutan, üniversitelerin ise orta ve uzun vadede bilimsel ve teknolojik yeniliği birinci planda tutan bakış açısı farklılığı olabilir. Bu algı farklılığı, gelişmiş ülkelerde bir şekilde en aza indirilmiştir ve belki de bundaki önemli etkenlerden biri üniversite-sanayi ortaklı proje destekleridir. Ülkemizde de son yıllarda giderek yaygınlaşan proje ortaklıkları ile üniversitelerle ilişki kuran KOBİ’ler veya daha kurumsal firmalar, aldıkları desteklerle önemli adımlar atıyor.

“BÖLÜM ÖĞRETİM ÜYELERİMİZ TARAFINDAN TAMAMLANAN VE HALİHAZIRDA DEVAM EDEN TÜBİTAK VE SAN-TEZ PROJELERİ BULUNUYOR. PROJELER ÖĞRETİM ÜYELERİMİZİN UZMANLIK ALANLARIYLA İLGİLİ OLUP, KOMPOZİT MALZEMELER, GÜNEŞ ENERJİSİ VE DÖNEN KİRİŞ TİTREŞİMLERİNE DAİR KONULARI İÇERİYOR.”

81


kampüs

“HAYALLERİMİZİN PEŞİNDEN KOŞUYORUZ” UŞAK ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BUGÜN İTİBARIYLA YARATICI, PROBLEM ÇÖZMEDE ANALİTİK DÜŞÜNCEYE VE SİSTEMATİK YAKLAŞIMA SAHİP, TAKIM ÇALIŞMASINA YATKIN, ÇEVREYE DUYARLI 1012 ÖĞRENCİYİ GELECEĞİN MÜHENDİSİ OLARAK HAZIRLIYOR. HER BİRİNİN BİRBİRİNDEN FARKLI, PEŞİNDEN KOŞTUĞU HAYALLERİ VAR. KİMİ GELECEKTE SAVUNMA SANAYİSİNDE İLERLEMEK İSTİYOR, KİMİ ENERJİ DE. KİMİ İSE UFKU GENİŞ VE HAYAL KURMAYI BIRAKMAYAN ÖĞRENCİLER YETİŞTİRMEK İÇİN AKADEMİSYEN OLMAYI HEDEFLİYOR.

82

B

ölümlerinin kendilerine sunduğu imkanlar sayesinde teorik bilginin yanı sıra uygulamada da ciddi anlamda yol aldıklarını belirten Uşak Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü öğrencileri, bölümlerinin öğretim üyesi kadrosu açısından da değerlendirildiğinde alanında son derece yetkin, etkili çalışma potansiyeline sahip uzman akademisyenlerden oluştuğunu vurguluyor. 2006 yılında kurulmuş üniversiteler arasında en hızlı gelişen, inovasyona açık olan ve Uşak gibi huzurlu, sakin bir şehirde yer almasının bu üniversiteyi tercih etmelerinde etkili olduğunu söyleyen bölüm öğrencileri, gelinen noktada bölümün her alanda bilgi edinebilme, yeni projelere dair fikir edinebilme konusunda beklentilerini karşıladığını ifade ediyor.

BÜŞRA LEBLEBİCİER MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 4. SINIF ÖĞRENCİSİ “UFKU GENİŞ VE HAYAL KURMAYI BIRAKMAYAN ÖĞRENCİLER YETİŞTİRMEYİ HAYAL EDİYORUM” “Araştırmak, problemin tespitini yaparak yorum getirmek ve çözüm bulmak her zaman ilk hedefim oldu. Mühendislik ve tasarıma olan merakımdan dolayı kendimi bu alanda geliştirme fırsatına sahip olabileceğim temel mühendislik bilimlerden olan makine mühendisliği bölümünü tercih ettim. Diğer taraftan özellikle Uşak Üniversitesi’nden yana tercihi kullanmamda ise öğrencilerine sunmuş olduğu olanaklar etkili oldu. Bölümümüz öğretim üyesi kadrosu açısından değerlendirildiğinde alanında son derece yetkin, etkili çalışma potansiyeline sahip uzman akademisyenlerden oluşuyor. Sektörde yaptığım stajlar sayesinde tasarım konusunda gördüğüm projeler vizyonumu son derece geliştirdi. Bunlara ek olarak öğrenmiş ol-

duğum paket programlarla yapabildiklerim, bende tasarım ve imalat alanında uzmanlaşma isteği oluşturdu. Staj yaptığım savunma sanayinde hizmet veren mühendislerin çalışma azmi ve kendilerini sürekli geliştirerek yeni projeler üretme isteklerini gördüm. Yapılan azimli çalışmalar sonucunda kendi savunma sanayimizin üretmiş olduğu tankımız ve helikopterimiz bende Türk makine sektörünün adım adım ilerleyerek gelecekte zirveye oynayacak bir potansiyele sahip olduğu kanısını oluşturdu. Üniversitemizin bana kattıkları ile ufku geniş ve hayal kurmayı bırakmayan öğrenciler yetiştirmek için akademisyen olmayı hedefliyorum.”

ENAMULLAH MEHRABİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 3. SINIF ÖĞRENCİSİ “MAKİNELERE KARŞI DUYDUĞUM MERAK, BENİ BU BÖLÜMLE BULUŞTURDU” “Günün birinde aniden aklıma arabaların nasıl çalıştığı sorusu takıldı ve böylece motorların ve makinelerin nasıl hareket ettiği ve nasıl çalıştığı ilgimi çekmeye başladı. Makinelere karşı oluşan merakım beni Uşak Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’ne itti. Burada aldığım eğitim sayesinde aklımdaki bir çok soruya cevap buldum. Makinelerin nasıl çalıştığını öğretmenlerimin de sayesinde öğrenmiş oldum ve eminim bu bölümde devam ettiğim süre zarfında daha çok şey öğreneceğim. İlerleyen yıllarda kendimi daha çok üretim sahasında görmek istiyorum. Fakat diğer taraftan mezun olduktan sonra eğitim ve araştırma hayatıma devam etmek, farklı alanlarda çalışıp kendimi geliştirmek, kısacası kendimi daha da geliştirmek ve benim bilgilerimi diğer meslektaşlarıma aktarmaktan mutluluk duyacağım için akademisyen olmayı da gönülden istiyo-


rum. Türk makine sektörünün genel durumu ile ilgili de kısa bir değerlendirme yapmam gerekirse; imalatta gayet başarılı olduğumuzu fakat yeni bir ürün, tasarım ve analiz ortaya çıkarma konusunda ise kendimizi daha fazla geliştirmemiz gerektiğini düşünüyorum.”

LAMAN TEMEL MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 4. SINIF ÖĞRENCİSİ “KADIN MÜHENDİSLERİN NELER YAPABİLECEĞİNİ GÖSTERMEK İSTİYORUM ” “Uşak Üniversitesi ile yollarımızı kesiştiren temel sebep, 2006 yılında kurulmuş üniversiteler arasında en hızlı gelişen, inovasyona açık olan ve Uşak gibi huzurlu, sakin bir şehirde yer almasıydı. Makine mühendisliği bölümünü seçmemdeki amaç ise ülkemizde yeterli sayıda kadın makine mühendisinin bulunmaması ve kadınların bu alanda büyük gelişmeler yapabileceklerini göstermek istemem oldu. Geldiğimiz noktada bölümümün her alanda bilgi edinebilme, yeni projelere dair fikir edinebilme konusunda beklentilerimi karşıladığını söyleyebilirim. Okul sonrasında özellikle enerji alanında daha doğrusu enerji çeşitliliğini arttırma, fosil enerji kaynakları ile beraber diğer enerji kaynaklarının kullanılabilirliğini artırabilecek alanlarda uzmanlaşmak istiyorum. Bu anlamda petrol, doğalgaz gibi fosil enerji alanında çalışıp tecrübe kazandıktan sonra akademi alanında işler yapmak için yüksek lisans ile eğitimime devam etmeyi planlıyorum. Ülkemiz, makine alanında özellikle askeri tertibatlarda çok hızlı ve yenilikçi çalışmalara açık bir şekilde ilerliyor. Özellikle yeni dönemde yapılan insansız hava araçları makine alanında gelişmiş ülkelerden hiçte geride kalmadığımızın güzel bir göstergesi. Ancak sadece savunma sanayisinde değil, özellikle enerji çeşitliliği alanında da daha çok çaba gösterip, yeni mekanizmalarla dışa bağımlılığı azaltmak için kendi enerji yönetmeliklerimizi genişletmek gerekiyor.”

NURİ BERKCAN SARIEL MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 4. SINIF ÖĞRENCİSİ “BURADA EVRENSEL BAKIŞ AÇISI KAZANDIM” “Üniversite tercih döneminde öğrenci toplulukları benim için son derece önemliydi. Bu anlamda “Robot Topluluğu”nun aktif olarak çalışma-

sı ve üniversitenin coğrafi konumu gereği Uşak Üniversitesi’ni tercih ettim. Bu bölüm beklentilerimi karşıladığı gibi bana kattıkları sayesinde de daha mezun olmadan iş buldum. İtalya’da bir robot kol üretici firmasında Erasmus stajı yaptım. Bu süreçte yabancı dilimi geliştirmekle birlikte Sürekli Eğitim Merkezi’nin vermiş olduğu İngilizce eğitimleri sayesinde de yabancı dil bilgisi alanında yetkinlik kazandım. Kısacası Uşak Üniversitesi bana; teorik derslerin yanı sıra laboratuvar ve uygulamalı dersler sayesinde mühendislik vizyonu, toplulukları sayesinde iş kültürü, öğrenci değişim programları sayesinde de evrensel bakış açısı kazandırdı. Otomasyon, makineler arası iletişim alanında çalışmalarıma devam ederek uzmanlaşmak istiyorum. Bu anlamda öncelikle otomasyon ve makineler arası iletişim konusunda faaliyet gösteren bir firmada çalışmak, bir süre sonra da kendi şirketimi açmak istiyorum.”

UFUK SALİH MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 3. SINIF ÖĞRENCİSİ “İNSANLIĞA YARARLI BİR MÜHENDİS OLMAK İSTİYORUM” “Yaratıcı ve sorgulayıcı yönlerimi kolaylıkla sergileyebileceğim bir mühendislik dalı olması ve tasarladığım bir sistemin her alanında söz sahibi olabilme imkanını sağlayan geniş bir alanı barındırması nedeniyle tercihimi makine mühendisliği bölümünden yana kullandım. Bölümüm, teorik anlamda, öğretmenlerimin kendilerine dair tecrübelerini ve tavsiyelerini vermekten çekinmediği ve her zaman anlatma istekleri sayesinde de bir çok beklentimi karşıladığı bir alan oldu. Diğer taraftan teorik bilgileri hayata geçirme konusunda kendimi tamamlanmış hissetmediğimden eksiklerimi makine sanayinde staj alarak tamamlamaya çalışıyorum. Öncelikle mezun olana kadar teorik bilgileri ve hocalarımın tecrübesini kendime sonuna kadar aşılamak istiyorum. Mezun olduğumda da eksik olan yanlarımı gerek piyasanın içinde olarak, gerek meslektaşlarımın bilgi ve tecrübelerini kendime aşılayarak kısa sürede makine sektöründe yerimi almayı arzu ediyorum. Bunun üstüne de dil ve gerekli kurslarla kendimi geliştirip, farklı düşünen, insanlığa yararlı olan bir mühendis olarak kendimi iş dünyasında konumlandırmayı hedefliyorum. İmalat sektöründe uzmanlaşıp sahada olmak ve bir ürün ortaya koyarak, söz konusu ürünün insanlığa ve insan yaşamına yararlı olduğunu görmek paha biçilmez bir servet.”

83


makine tarihi

ZAMANI ÖLÇEN İCAT: SAAT BUNDAN YÜZYILLAR ÖNCE GÜNEŞ SAATİYLE BAŞLAYAN ZAMANI ÖLÇME ÇABALARI, YERINI, TEKNOLOJİNİN İLERLEYİŞİNE PARALEL OLARAK SALİSELER, HATTA MİKRO SALİSELERE DUYARLI SAATLERE BIRAKTI. ZAMANI ÖLÇMEDE KULLANILAN ARAÇLARDA YAŞANAN BU DEĞİŞİMDE HİÇ KUŞKUSUZ MODERN HAYATTA HER GEÇEN GÜN DAHA HASSAS SAATLERE İHTİYAÇ DUYULMASININ ETKİSİ BÜYÜK OLDU.

84

Su saatinin kullanımını anlatan bir kil tablet

I

nsanoğlunun neredeyse var olduğu günden bu yana zaman denilen anlaşılması zor kavramla uğraşıp, yıldızlara ve güneşe bakarak zamanı anlamaya ve hesaplamaya çalıştığı biliniyor. İlk başta insanlar için sadece yağmurun, karın, soğuğun, sıcağın zamanını bilmek yetiyor, mevsimler insanların hayatlarını yönetip, hasat zamanını, göç zamanını, barınma zamanını söylüyorlardı. Gittikçe daha küçük zaman birimlerine ihtiyaç duyulunca yıl; aylara ve haftalara bölünmeye başlandı. Diğer taraftan insanların geceyi gündüze benzer kılma çabası, günü daha küçük zaman birimlerine ayırmayı gerektiriyordu. Dakika ve saniyeler daha çağdaş dönemlerin ürünü olmakla birlikte, insanlar günü birkaç bölüme ayırmaya çalıştı ve gittikçe daha küçük zaman dilimlerine ihtiyaç duydu. Daha küçük zaman birimlerinin tarihi ise takvimle paralellik gösterir. Yılı ilk olarak birimlere bölen Sümerler, aynı zamanda günü de ilk bölenler olmuşlar ve zamanı ölçmeye başlamışlar. Mısırlılarla devam eden bu çabalar Yunanlar ve Romalılarla pik noktaya ulaşarak son derece gelişmiş.

İLK ÇABALAR GÜNEŞ SAATİYLE BAŞLADI Zamanı ölçmek için ilk çabalar güneş saatiyle başlarken bu saatler, yüzyıllar boyunca zamanın ölçülmesi için kullanılan en yaygın araçlar olmuş. Güneş saatleri, özel olarak hazırlanmış bir milin gölgesinin, güneşin görünen hareketine uygun olarak yine özel olarak hazırlanmış mermer, taş veya madeni bir zemin (kadran) üzerindeki hareketine göre zamanın ölçülmesine yarayan araçlardır. Bu saatler güneşin oluşturduğu gölgeyi ölçebildiğinden ancak bol güneşli ülkelerde ve gündüzleri kullanılabilmiş. ORTA ÇAĞ’DA DURAKLAMA DÖNEMİ Sümerlerle başlayıp Mısırlılar ve Babillilerle devam eden güneş saatleri, Yunanlarla daha da geliştirilmiş. Romalılar ilk güneş saatlerini MÖ 1. yüzyılda yapmışlar. Roma’da çok yaygın olarak kullanılan saatlerin 13 değişik türü söz konusuydu. O dönemin usta matematikçileri olan Araplar, saatçiliğe çok önem vererek güneş saatlerinin birçok ilkesini geliştirmişler. Arapların ünlü


düşünürlerinden Abul Hasan’ın da eşit saatlerle hesaplama sistemini bularak, 13. yüzyılın başlarında horoloji (saat ve zaman bilimi) tarihinin en önemli adımlarından birini attığı biliniyor. İlk çağlarda hızlı gelişme gösteren güneş saatleri, Orta Çağ boyunca pek ilerlememekle birlikte 1500-1800 yılları arasında astronomiye paralel olarak hem çeşit hem de kullanışlılık açısından hatırı sayılır bir mesafe kaydetmiş. SU SAATLERİ, ZAMANA YENİ BİR BAKIŞ AÇISI GETİRDİ Mısırlılar, buldukları güneş saati geceleri işlevsiz durumda olduğu için geceleri de zamanı ölçebilecek bir araç arayışına girmiş. Bu arayış sonucunda ise su saati icat edilmiş. Bu sistemde ise bir kabın içinde bulunan suyun dışarıya akması ile kabın içindeki işaretler ilerleyen zamanı gösteriyordu. Güneş saati, sadece günün belirli bir anını gösterirken su saatleri zamanı ölçme özelliği ile daha işlevsel durumdaydı. Dibinde delik olan bir kovanın boşalması ve dolmasıyla zamanı gösteren su saatleri, zamana yeni bir bakış açısı getirdi. Güneş saatleri belirli bir zamanı gösterirken, su saatleri ne kadar zaman geçtiğini de gösteriyordu. Su saatlerine su hırsızı anlamına gelen ‘klepsydra’ deniyordu. İlk olarak Mısırlılar’ın icat ettiği, Yunanlılar’ın ise geliştirdiği su saatleri, yüzyıllar boyunca mekanik saatlerin bulunmasına kadar kullanılmış. Bu tip saatlerin daha çok duruşmalarda avukatların konuşma sürelerini belirlemede kullanıldığı biliniyor. MÖ 250 yılında Arşimet, yaptığı su saatine dişliler ekleyerek gezegenleri ve ayın yörüngesini de göstermiş. Daha gelişmiş su saatleri MÖ 100 ve M.S. 500 yılları arasında Yunan ve Romalı horolog ve astronomlar tarafından yapılmış. Bazı su saatleri zil çalan, çakıl taşı fırlatan mekanizmalarla donatılırken hatta bazılarında kapılar açılıp insan figürlerinin çıktığı ve bunların saati haber vermek üzere zil çaldığı bilinir. MS 200 ve 1300’lü yıllar arasında Uzak Doğu’da mekanik kule şeklinde su saati yapımı gelişmiş. 3. yüzyıl Çin klepsydraları, astronomiyle ilgili konuları gösteren değişik mekanizmaları içeriyordu. En karmaşık saat kulelerinden birisi Çin’de Su Sung’un yaptırdığı dev saat kulesidir. Yedi-sekiz metrelik kulede gündüz ve gece her saat başında iki parlak bronz top, yine bronzdan yapılmış iki şahinin ağzından bir bronz kabın içine düşüyordu. Kabın dibindeki delik, bronz topun yeniden yerine dönmesini sağlıyordu. Şahinlerin üstünde de günün her saati için bir dizi kapı ve daha yukarıda da yanmamış durumda birer lamba duruyordu. Her saat başında bronz toplar düştükçe bir çan çalıyor ve biten saatin kapısı kapanıyordu. Toplar

Mum saati

gece saatlerini belirtmek üzere düştüğünde ise o saatin lambası yanıyordu. Su saatleri de sadeliklerine rağmen sorunluydu. Soğuk bölgelerde suyun akışkanlığının azalması, deliğin tıkanması, suyun sabit akmaması gibi sorunlar vardı. Bütün bunlara rağmen su saatleri yüzyıllar boyu kullanıldı.

1524’TE ALMAN KILIT USTASI PETER HENLIEN’IN TARIHTE BILINEN ILK KURMALI SAATI ÜRETTIĞI BILINIR. O ZAMANA KADAR MEKANIZMALARI ÇALIŞTIRMAK IÇIN SÜREKLI YER DEĞIŞTIRILEN AĞIRLIKLAR VARDI. KURMALI SAATLER, YAYLARI GEVŞEDIKÇE ZAMANI GÖSTERMEMEYE BAŞLIYORDU AMA ONLARIN SAYESINDE TAŞINABILIR SAATLER ÜRETILMEYE BAŞLANDI.

KISA ZAMAN ARALIKLARINI ÖLÇMEDE BİÇİLMİŞ KAFTAN 16. yüzyıldan bu yana kullanılan kum saatleri, sürekli zamanı ölçmek için değil, belirli bir sürenin başlangıcını ve bitişini göstermek için kullanılmış. Kiliselerde dua süresi, gemilerde tayfaların nöbet süresi ya da gemilerin hızlarının belirlenmesinde kullanılan kum saatinin bu eksikliği işlevselliğini azaltmış. Belirli sayıda kulaç aralıklarıyla düğüm atılmış ve ucuna bir kütük bağlanmış bir ip denize atılıyor ve bir gemici kum saatiyle belirli zaman dilimleri içinde kaç düğümün suya girdiğini sayıyordu. Eğer belirlenen sürede beş düğüm inmişse, geminin hızı beş deniz mili oluyordu. 19. yüzyıl sonuna kadar yelkenli gemilerde hız belirlemek için bu yöntem kullanılmış. Soğuk iklimlerde su saatine göre daha yaygın kullanımı olduğu halde, kum saati gün boyunca zaman ölçümü için çok uygun bir gereç değildi. Bunun için, ya çok büyük yapılması, ya da başında her an birinin beklemesi gerekiyordu. Bazı kum saatlerinde bulunan kadrandaki gösterge, saatin her baş aşağı edilişinde bir saat ileri alınıyordu. Yine de, kum saati uzun bir dönem

85


makine tarihi

SARKACIN BULUNMASI İLE BAŞLAYAN YENİ DÖNEM Saat gelişiminde atılan önemli adımlardan biri de sarkacın bulunması. Kilisede papazı dinlerken kürsünün üzerinde sallanan lambanın salınım zamanının sabit olduğunu fark eden Galileo, sarkacın salınım periyodunun, ağırlığına ya da genişliğine değil, uzunluğuna bağlı olduğunu keşfetmiş. Galileo, ölümüne yakın, sarkaçla çalışan bir saat tasarlasa da bunu üretmeyi gerçekleştirememiş. Çalışan ilk sarkaçlı saati 1656 yılında, Galileo’nun ölümünden 14 yıl sonra, Alman astronom Christian Huygens yapmış. Huygens’in saati ilk başlarda günde bir dakikadan az hata verdiği biliniyor. İlerleyen dönemlerde Huygens çalışmalarıyla hatayı günde 10 saniyeye kadar düşürmeyi başarmış. Sarkacın bulunmasıyla ilk defa saatlere dakika ve saniye kolları eklenmiştir. 1670’li yılların ortalarında Huygens’in balans yayını geliştirmesi taşınabilir saatlerin gerçek bir cep saati haline getirilebilmesini sağlamıştır.

El Cezari’nin su ile çalışan kale saati

kısa zaman aralıklarının ölçülmesinde başarıyla kullanılmış. ATEŞ SAATLERİ ALARM SAATİ OLARAK DA KULLANILDI Zamanın ölçülmesi için değişik yöntem arayışlarıyla yapılan birçok deneme arasında ateş saati de bulunuyor. Petrol lambasının aleviyle çalışan saat mekanizmasında, tüketilen yağın bölmeli bir saydam kapta izlenmesi ya da kısalan mumun gölgesinin, arkadaki bir cetvel üzerindeki boyuna göre saatler belirleniyordu. Çin, Japonya, ve Kore’de zaman ölçülmesi için ateş kullanımı değişik bir nitelik kazanmış. Bu ülkelerde özellikle tapınaklarda ödağacı ve benzeri kokulu nesneler dövülerek toz haline getiriliyor ve sonra da sıkıştırılarak saydam bir tüp içine yerleştiriliyormuş. Zaman ölçümü, tüp içinde ateşin ulaştığı yere göre yapılıyordu. Değişik türleri olan ateş saatleri alarm saati olarak bile kullanılıyordu. İstenen saat yerine iple bağlanan iki küçük ağırlık, alev ipi koparınca bakır bir yüzeye düşüp ses çıkarıyordu. MEKANİK SAATLERİN TEMELİ, DİN ADAMLARI TARAFINDAN ATILDI Zamanın mekanik olarak ölçülmesi yönündeki ilk adımların din adamları tarafından atıldığı biliniyor. Kesişler dua etmek için kesin saati bilmek zorundaydılar. İlk mekanik saatler, saati göstermek değil duyurmak üzere yapılmışlardı. Bu saatler birer ağırlığa bağlı olarak çalışıyordu ve belirli zaman aralıkları ile gonga vuran tokmaklarla donatılmışlardı. Daha önceki yüzyıllarda, eski saat sistemlerinin sesli birer uyarı vermesini sağlama çabaları olumlu sonuçlanmamıştı. Geçen süre zarfında, ufak

86

taş parçacıkları atarak ya da düdük öttürerek belirten karmaşık mekanizmalar üretilmişti. Güneş saati, su saati ve kum saati, değişik şekillerde süreyi göstermek amacına yönelikti. Mekanik saat ise manastır hayatında belli bir mekanik işlevi yerine getirmek, bir çekiç aracılığıyla ses üretmek ve böylece belirli zaman aralıklarını belirtmek amacını taşıyordu. O dönemlerde saatlerin çan çalması gerektiğine inanılıyordu. Mekanik saatler için bulunan mekanizma, ağırlığın asılı olduğu ipi ya da zinciri kısa aralıklarla tutan ve bırakan bir vargel düzenidir ve tüm modern saatlerin de ortak özelliğidir. Böylece, kısa aralıklarla duran ve inen bir ağırlık, saat mekanizmasını günün uzunluğuna ya da kısalığına bağlı olmaktan kurtarıyordu.Bu mekanizmanın en eski türü kamalı olarak biliniyor. Ucuna ağırlık bağlı iki yanından atlamalı olarak tırnaklarla donatılmış bir metal çubuk ve yatay olarak gidip gelen bir milden oluşan mekanizmada, her gidişte bir tırnak salıveren bir düzen oluşturulmuş ve milin ivmesi de dış ucuna takılmış bir ağırlıkla kontrol edilmiştir. Ağırlık uzağa çekilince salınım hızlanıyor, yaklaştırılınca da yavaşlıyor. Böylece, başlangıçta dakikaların ve daha sonra da saniyelerin belirlenmesi mümkün olmuştur. TARİHTEKİ İLK KURMALI SAAT Gündüz saatlerinin gece saatlerine uymayan sistemi, 14. yüzyılda mekanik saatlerin yapılmasına kadar devam etmiş. Günü eşit aralıklar halinde bölen ilk saat, Milan’daki Saint Gottard Kilisesi saatidir. 14. yüzyılın ortasına doğru büyük Avrupa şehirlerinin kulelerinde mekanik saatler görülmeye başlanmış ve gittikçe yayılmış. Vargel düzeniyle çalışan bu saatler 300 yıl boyunca varlığını sürdürmüş. 1524’te Alman kilit ustası Peter Henlien’in tarihte bilinen ilk kurmalı saati ürettiği biliniyor. O zamana kadar mekanizmaları çalıştırmak için sürekli yer değiştirilen ağırlıklar vardı. Kurmalı saatler, yayları gevşedikçe zamanı göstermemeye başlıyordu ama onların sayesinde taşınabilir saatler üretilmeye başlandı. Heinlein’ın zembereği bulmasıyla, büyük ağırlıklar kalkarak taşınabilir küçük saatler olanaklı hale geldi. İlk saatlerde kadran, akrep ve yelkovan bulunmuyordu. Okuma yazma oranının düşük olması, saatlere insanların bakıp anlayacağı yazılar koymak yerine çan sesleri konmasını gerektiriyordu. Süreyi görsel olarak göstermek için saatlere kadranı ilk olarak kullanan ve 1344’te 24 dilimlik saati yapan İtalyan bilim insanı Giovanni de Dondi oldu. Dondi aynı zamanda, Astrarium adındaki dünyanın ilk astronomik saatini de geliştiren isim oldu. SAATLER YATIRIM ARACI OLDU 1550’lerde piyasada Alman ve Fransız üretimi


Jeff Bezos

saatler görülmeye başlanırken 1575’te ise İsveç ve İngiliz üreticiler ortaya çıktı. O tarihlerde saat, zamanı gösteren bir araç değil, yeni ortaya çıkmış bir modaydı. Çelikten yapılan iç mekanizmalar, bu yıllardan sonra pirince dönüşmeye başladı. Parası olan herkes bir saat alıyor, saati olmayan komşular ayıplanıyordu. Yine de saati bir arzu nesnesi haline getiren teknolojik gelişmeler değil, 1600-1675 arasındaki şekilsel yeniliklerdi. 1600 yılından sonraki değişiklikler bu görüşü değiştirmedi. Artık saatlere mücevher gözüyle bakılıyor, yatırım için saat alınıyordu. Basit bir kutudan yuvarlak, silindir şekillere geçilmiş, altına üstüne değerli madenlerden takılmıştı. Sonradan metal kısımların yerine kristal parçalar eklenerek metal alanların da altın olmasına dikkat ediliyordu. BALANS YAYININ GELİŞTİRİLMESİ İLE SAATLER CEBE GİRDİ Saat gelişiminde atılan başka bir büyük adım da sarkacın bulunması. Kilisede papazı dinlerken kürsünün üzerinde sallanan lambanın salınım zamanının sabit olduğunu fark eden Galileo, sarkacın salınım periyodunun, ağırlığına ya da genişliğine değil, uzunluğuna bağlı olduğunu keşfetmiş. Galileo, ölümüne yakın, sarkaçla çalışan bir saat tasarlasa da bunu üretmeyi gerçekleştirememiş. Çalışan ilk sarkaçlı saati 1656 yılında, Galileo’nun ölümünden 14 yıl sonra, Alman astronom Christian Huygens yapmış. Huygens’in saati önceleri günde bir dakikadan az hata veriyordu. İlk olarak sağlanan bu hassaslığı, Huygens çalışmalarıyla hatayı günde 10 saniyeye düşürerek, artırmış. Sarkacın bulunmasıyla ilk defa saatlere dakika ve saniye kolları eklenmiştir. 1670’li yılların ortalarında Huygens’in balans yayını geliştirmesi, taşınabilir saatlerin gerçek bir cep

ZAMANA MEYDAN OKUYAN SAAT Amazon’un kurucusu ve CEO’su Jeff Bezos 42 milyon dolara mal olacak dünyanın en uzun süreli çalışacak saati için çalışmalarına devam ediyor. Teksas’taki bir dağın içinde inşaa edilen dev saatin en az 10 bin yıl çalışacak şekilde tasarlandığı belirtiliyor. Mekanizması hiç durmadan hareket eden saatin yılda sadece bir kez tıklarken yelkovanı dakikaları değil yüzyılları gösteriyor olacak. Enerjisini yer kabuğundaki sıcaklık değişimlerinden sağlayan saatin yüksekliği ise 150 metreyi bulacak. Projenin ilk kez 1989 yılında ortaya atıldığı ifade edilirken Bezos 10 bin yıllık saatin “Uzun vadeli düşünmenin sembolü” olacağını söylüyor.

saati haline getirilebilmesini sağlamıştır. Yay mekanizmasının bulunması, zamanın hem karada hem de denizde aynı doğrulukta ölçülebilmesini sağlamıştır. Balans yayının geliştirilmesi ile gittikçe küçülen saatler cepte ya da kolda taşınabilmeye başlamış, ilk ucuz cep saatleri ABD’de üretilmiş, kol saatleri ise 1890’lı yıllarda ortaya çıkmıştır. Başlangıçta sadece kadınların kullandığı kol saatleri Birinci Dünya Savaşı sırasında erkekler arasında da ilgi görmeye başlamış. 1920’lerde kuvars kristalli saatin bulunması, zaman ölçümünde yeni bir çığır açmış. Enerjisini bir yıl ya da daha uzun ömürlü pilden sağlayan ve kurulmaya gerek duyulmayan bu saatler, kuvars kristallerinin piezoelektrik özelliğine dayalıydı. Kuvars kristalinin titreşimleriyle 24 saatlik bir gün milyonda bir saniyelik aksamayla belirlenebiliyordu. Ancak, kuvars kristali elektrik akımının etkisiyle bir süre sonra mekanik özelliklerini değiştirdiği için başlangıçta çok hassas olan saatler birkaç ay sonra geri kalmaya başlamış. Kuvars saatler hassasiyetleri ve fiyatlarıyla piyasaya hakim olsalar da, daha hassas ve bu hassaslığı uzun süre koruyabilecek saatlere duyulan ihtiyaçi arayışları devam ettirmiş. 1949 yılında da ABD’de NIST laboratuvarlarında amonyağa dayanan ilk atom saati yapılmış. 1957’de ise yine NIST, ilk sezyum atom saatini gerçekleştirmiş ve 1967’de atomun doğal frekansı, yeni uluslararası zaman birimi olarak tanınmış. Günümüzde ise 1/10 trilyonluk hatayla zamanı ölçebilen atom saatleri de geliştiriliyor.

Salisbury katedral saati (İngiltere-1386)

87


IS MAY de 3 1 10 tarihin 8 201 ONYA K Rİ ÜST yiz. D N E de ESİ’n V R İ Z


makine tarihi

ZAMANI VE ANILARI BİRİKTİRME TUTKUSU ERSA YÖNETIM KURULU BAŞKANI EROL ATA, GERÇEK BIR SAAT TUTKUNU. BUGÜN ITIBARIYLA 2 BININ ÜZERINDE DUVAR, MASA, CEP, KOL, MASA SAATINDEN OLUŞAN DEV BIR KOLEKSIYONA SAHIP OLAN ATA’NIN PAHA BIÇILEMEZ KOLEKSIYONUNU, ÖNCEDEN RANDEVU ALARAK HAFTA IÇLERI MESAI SAATLERI ARASINDA ZIYARET ETMENIZ MÜMKÜN.

B

ir sanayici olan Erol Ata, çocukluğundan beri dakikliğe özel bir önem gösteriyor. Zamanı ve anıları biriktirmeyi ise ayrı bir keyif olarak gören Erol Ata için saat koleksiyonculuğu, kendi söyleyişiyle “kaçınılmaz” olmuş. Bugün Türkiye’nin en büyük mobilya üreticilerinden olan Ersa Mobilya’nın Yönetim Kurulu Başkanı olan Erol Ata ile saat tutkusu ve koleksiyonunu konuştuk. Koleksiyon objesi olarak neden saatleri tercih ettiniz? Bu koleksiyona başlarkenki duygusal motivasyonunuz neydi? Çocukluğumdan bu yana dakik olmayı fazlasıyla önemserim. Bununla birlikte zamanı ve anıları biriktirmek ayrı bir keyif olmuştur benim için. Hepsi bir araya gelince, saat biriktirmek kaçınılmaz oluyor. Bununla birlikte zamanı ve anıları biriktirme tutkumun en anlamlı objesi benim için tabii ki saatlerdir.

FOTOĞRAF: ERHAN KAYA

Koleksiyonunuzda kaç saat var? Saatlerinizin tamamı mekanik mi? Önceleri sadece duvar, masa, şömine, kol, cep saatleri olarak başlayan koleksiyon, zaman içerisinde salon radyoları, gramofonlar, taş plak-

lar, silindir plak çalan fonograph, metal plak çalan laterna, pikaplar, müzik setleri, jukeboxlar, hesap makineleri, daktilolar, yazım araçları, kitaplar, kalemler, telefonlar gibi objelerle giderek çeşitlendi ve zenginleşti. Koleksiyonumda bugün itibarıyla 2 bininin üzerinde duvar, masa, cep, kol, masa saatini bulunuyor. Saatlerimin çalışma mekanizmaları, saat objesinin zamanla geçirdiği evrimle birlikte değişiklik gösteriyor. Benim önceliğim, çalışır durumda olmaları. Bunun yanında; edinme şekli, taşıdığı manevi değer ve geçmişi de büyük önem taşıyor. Sahip olduğunuz en eski saatin geçmişi hakkında neler söyleyebilirsiniz? Koleksiyonun en eski saati tahmini 350 yıllık Oignon (Soğan) modeli olarak adlandırılan bir İngiliz cep saati. Koleksiyonunuz ziyarete açık mı? Elbette, koleksiyonculuğun en keyifli tarafı, bunu paylaşmaktır. Ankara’da, 1. Organize Sanayi Bölgesi, Oğuz Caddesi, No:17, Sincan adresinde Ersa Mobilya bünyesinde yer alan saat koleksiyonumuz, hafta içi mesai saatleri arasında önceden randevu alınarak ziyaret edilebilir.

89


fuar rotası Orlando

2018 YILINA HIZLI BAŞLAYAN MAKİNE İMALAT SEKTÖRÜ, FUAR GEZİLERİNE DEVAM EDİYOR. MAYIS AYINDA MAKİNE SEKTÖRÜ, 7-11 MAYIS TARİHLERİNDE DÜZENLENECEK NPE PLASTİK FUARI İÇİN ORLANDA’YA, 22-25 MAYIS TARİHİNDE DÜZENLENECEK PLASTPOL FUARI İÇİN DE KIELCE’YE SEYAHAT EDECEK. İŞ İNSANLARININ YOĞUN TEMPODAN GERİYE KALAN VAKİTLERİ İÇİN, ŞEHİRLERİN KÜLTÜREL VE TARİHSEL ZENGİNLİKLERİNİ DERLEDİK.

Kielce

90


K

ielce, 202 bin kişilik nüfusuyla Polonya’nın sakin şehirlerinden biri. Daha önce Kielce Voyvodalığı’nda iken 1999’dan beri Swietokrzyskie Voyvodalığı’nın (Kutsal Haç Voyvodalığı) merkezi olan kent, Swietokrzyskie Dağları’nın ortasında, Silnica Nehri’nin kıyılarında, tarihi Leh ili olan Lesser Poland ilinin kuzeyinde yer alıyor. Daha önce önemli bir kireçtaşı madencilik şehri olan Kielce günümüzde bir ticaret merkezi olarak Polonya ekonomisine güç katıyor. Orlando ise Amerika Birleşik Devletleri’nin 50 eyaletinden biri olan Florida eyaletinde bulunuyor. ABD’nin güneydoğusunda yer alan, parkları ve eğlence merkezleriyle ünlü bir şehir olan Orlando, resmi olarak 1855 yılında kent olarak kabul edilmiş. Şehir, dünyanın eğlence parkları açısından adeta başkenti konumunda bulunuyor. Orlando, çizgi film kahramanı olan Mickey Mouse ve Walt Disney World gibi tema parklarıyla adeta özdeşleşmiş durumda. Orlando,1960’lı yıllara kadar geniş bataklık alanları bulunan bir bölgeydi. Büyük çaba ve yatırım-

Kielce

la kurutulan bu bataklıklar üzerinde bugün milyon dolarlık ekonomiler yaratan tema parklar yer alıyor. Şehir,

dünyada en çok ziyaret edilen tema parkların dokuzuna da ev sahipliği yapıyor.

Orlando

91


fuar rotası

ORLANDO

NERELER GEZILIR?

UNIVERSAL STÜDYOLARI

UNIVERSAL STÜDYOLARI Konaklama seçeneklerine de sahip olan Universal Stüdyoları, açıldığı 1990 yılından beri Orlando’nun cazibe merkezlerinin başında geliyor. Kaliforniya’daki tesise göre daha küçük boyutta olan parkın dört ana bölümü bulunuyor. Parkta, Harry Potter, Spiderman, Jurassic Park gibi Universal Stüdyoları tarafından hayata geçirilen dünyaca ünlü film şovları da görüleblir. WALT DISNEY WORLD Yeme-içme ve dinlenme alanlarının iyi konumlandırılması sayesinde tamamını rahat bir şekilde gezebileceğiniz Walt Disney World, Lake Buena Vista’da bulunuyor ve kent merkezinden ulaşımı oldukça kolay. Orlando’da gezilecek yerler denildiğinde ilk akla gelen mekân olan eğlence merkezi 1971’de açılmış. Toplamda 122 km² alanı kaplayan tesisin içerisinde dört tema parkı, iki su parkı, birkaç golf sahası, bir kamp alanı ve çok sayıda otel bulunuyor. DISCOVERY COVE SeaWorld ve Aquatica ile birlikte kentin üç büyük okyanus temalı parkından birisi olan Discovery Cove, Orlando’nun kent merkezinin dışında bulunuyor. 2000 yılında açılan parkta ziyaretçilerin binlerce tropikal balıkla birlikte yüzebildiği bir mercan resifi ve tatlı su ekosisteminin tanıtıldığı alan bulunuyor.

92

ALIŞVERIŞ Alışveriş meraklıları için adeta bir cennet olan Orlando’da sayısız outlet ve alışveriş merkezi yer alıyor. Tasarımcıların elinden çıkmış, son moda tekstil ürünleri için The Mall at Millenia ilk tercih olabilir. The Florida Mall ise dünyaca ünlü markaların mağazalarını bulabileceğiniz diğer bir adres olarak öne çıkıyor. Outlet merkezlerini gezmek ve ekonomik bütçelerle alışveriş yapmak isterseniz de Orlando Premium Outlets ve Lake Buena Vista Outlets ilk tercihleriniz arasında olabilir.

NEREDE KALINIR? Şehirde konaklama için çok fazla tesis bulunuyor. Orlando’da en çok tercih edilen bölgelerden biri olan International Drive bölgesi, hem turistler için ideal hem de küçük çocuklu aileler için çok iyi bir bölge. Bu bölgedeki otellerin hemen hemen hepsi şehirdeki en önemli parklara ücretsiz servis hizmeti sağlıyor.

ŞEHİR İÇİ ULAŞIM Orlando şehir içi ulaşımında LYNX adı verilen otobüsler oldukça yaygın. Bu

WALT DISNEY WORLD

DISCOVERY COVE

hattın dışında LYMNO adı verilen otobüslerle de şehir merkezinde ücretsiz tur yapmak mümkün. LYNX için bilet ücretleri 2 dolardan başlayıp aldığınız kartın geçerlilik süresine göre artıyor. Şehir geniş bir alana yayıldığından, gezilip görülecek yerler de oldukça dağınık. Bunun için şehir içi ulaşımı sağlamakta en konforlu çözüm araç kiralamak olabilir.

DAMAK TADI ABD için geçerli “fast food’un merkezi” tanımı, Orlando içinde geçerli diyebiliriz. Bol bol pizza ve hamburger sizi bekliyor. Kızarmış tavuk parçaları ise en popüler olanlar arasında. Orlando’da peynir, zeytin gibi lezzetlerden oluşan bir kahvaltı kültürü ne yazık ki yok. Yulaf ve mısır gevreğinden oluşan bir kahvaltıya hazırlıklı olmanızda fayda var. Aynı zamanda Orlando, garnitür çeşitleriyle de oldukça dikkat çekici tatlar sunuyor.


KIELCE

NERELER GEZILIR?

PARK MUZAKOWSKI

PARK MUZAKOWSKI Avrupa peyzaj tasarımının en güzel örneklerinden biri olan park, Almanya ile Polonya arasında sınır teşkil eden Lusatian Neisse’de yer alıyor. ABD ve Avrupa’da peyzaj mimarisinin gelişimini de etkileyen bölge, “bitki ile yapılan bir tablo” olarak tasarlanmış. Büyüleyici yürüyüş rotaları barındıran park, UNESCO tarafından 2004 yılında Dünya Mirası Listesi’ne dahil edildi. THE NATIONAL MUSEUM (KIELCE ULUSAL MÜZESİ) Kielce’deki Ulusal Müze, 100 yılı aşan geleneği olan bir kurum. Resim, sanat ve zanaat, halk sanatı, arkeoloji ve doğayla ilgili makaleler içeren değerli sergiler bulunduran müze, bir zamanlar Krakow piskoposlarına ait 17’nci yüzyıldan kalma mükemmel bir şekilde korunmuş bir sarayda bulunuyor. GALERIA KORONA KIELCE Kielce’nin merkezinde, şehrin tarihi kesiminin yakınında, 2012 yılında açılan bir alışveriş merkezi olan Galeria

Korona, şehir sakinlerinin ihtiyaçlarını karşılarken binanın inşaası da yakın çevrenin kalitesini doğrudan etkilemiş. Binanın yumuşak, çok katmanlı şekli, üzerindeki bir otopark ile şehir planlama hedefleri doğrultusunda tasarlanmış. WIELICZKA TUZ MADENİ Wieliczka Tuz Madenleri, Polonya’nın Krakow şehri yakınlarında bulunan dünyanın en eski tuz madenidir. Maden içinde normalde 300 kilometre uzunluğunda tüneller bulunmasına rağmen, sadece 3,5 kilometrelik bölümü ziyarete açıktır.

ALIŞVERIŞ Polonya’da çıkarılan değerli bir taş olan kehribar, hediyelik için çok uygundur. Kehribardan yapılmış takı setleri, kolyeler, küpeler, yüzükler, tespihler ve çeşit çeşit hediyelik eşyalar, kentin her alışveriş dükkânında karşınıza çıkacak. Ayrıca Kielce, seramikleriyle de ünlenmiş bir şehir ve seramikten yapılmış yemek takımları, fırın kapları, tart kapları, süs eşyaları gibi alternatifleri bolca bulabilirsiniz.

NEREDE KALINIR? Kielce’de modern ve lüks olanaklardan pansiyonlara kadar geniş kapsamlı konaklama birimleri bulabilirsiniz. Şehirdeki gezilecek yerlere yakın olması açısından pansiyonlar daha çok tercih edilen konaklamalar arasında gösteriliyor.

KIELCE ULUSAL MÜZESİ

meniz çok önemli. Taksilerin kapıda yazılı şirket isimleri olup olmadığını kontrol ederek de resmi olduklarını anlayabilirsiniz.Toplu taşıma araçlarını kullanacaksanız, daima geçerli biletleriniz olduğundan emin olun. Araç kiralamak isterseniz de tüm

DAMAK TADI Gołabki: Lahana sarma olarak tarif edebileceğimiz yemeğin içine pilav, soğan, kıyma koyulup, domates sosu ile servis ediliyor. Zapiekanka: Etli pideye benziyor. Kızarmış soğanlısı, mantarlısı, mısırlısı, sosislisi ve daha birçok çeşidi var. Pierogi: İçerisinde peynir, patates, ıspanak veya soğan koyularak haşlanmış hamur. Krema ile servis ediliyor. Zurek Çorbası: Çavdar, sosis, yumurta ve dereotu ile yapılan bir çorba. Çavdar ekmeği içinde servis ediliyor. Sosis sonradan çorbaya ekleniyor. Bunun dışında Barszcz (pancar çorbası) ve Rosol (tavuk çorbası) en çok içilen çorbaları arasında. Zupa Ogorkowa (salatalık çorbası) ise salatalık turşusundan yapılan bir çorba. Çorbalarında Türk mutfağındaki gibi krema değil makarna kullanılıyor.

ŞEHİR İÇİ ULAŞIM

GALERIA KORONA KIELCE

Şehir içinde dolaşırken resmi olmayan taksi tutmamanızda fayda var. Fiyatları gösteren ücret listelerine sahip taksilere binmeye özen göster-

GOŁABKI

93


makale

MAKİNE VE TEÇHİZAT YATIRIMLARINDA GELİŞMELER VE BEKLENTİLER KÜRESEL KRIZ SONRASI ORTAYA ÇIKAN ATIL KAPASITELER, UZUN YILLAR YENI KAPASITE YATIRIMLARINI SINIRLADI. BU DURUM DA MAKINE VE TEÇHIZAT YATIRIMLARININ KÜÇÜLMESINE NEDEN OLDU. MAKINE VE TEÇHIZAT YATIRIMLARI DAHA ÇOK YENILEME, ÜRÜN DEĞIŞTIRME, MODERNIZASYON VE VERIMLILIK ODAKLI GERÇEKLEŞTI. DÜNYA EKONOMISI 2015 VE 2016 YILLARINDA TOPARLANMAYA BAŞLADI VE 2017 YILINDA ISE YENIDEN KALICI, DENGELI VE GÖRECE DAHA HIZLI BIR BÜYÜME SÜRECINE GIRDI. BU HIZLANAN BÜYÜMENIN ARKASINDA ISE SANAYI ÜRETIMINDEKI ARTIŞ YER ALIYOR. 94

D

ünya sanayi üretimi küresel kriz sonrası en yüksek seviyelerine ulaştı. Üretimdeki artış ile küresel mali piyasalar ve fiyatlardaki göreceli istikrar, makine-teçhizat talebini de tetikledi. Özel sektörün makine ve teçhizat yatırımları uzun süre sonra ilk kez 2017 yılında yeniden artış gösterdi. Makine talebi hem kapasite artışı, hem modernizasyon, hem de sanayi 4.0 ve sürdürülebilirlik etkilerine bağlı olarak ortaya çıktı.

TÜRKİYE’DE SABİT SERMAYE YATIRIMLARI 2017 YILINDA YÜZDE 21,0 BÜYÜDÜ 2017 yılında toplam sabit sermeye yatırım harcamaları cari fiyatlarla yüzde 21 büyüdü. Böylece enflasyondan arındırıldığında reel olarak yüzde 10 büyüme gerçekleşti. Sabit sermaye yatırımları içinde inşaat harcamaları en yüksek payı almaya devam etti. Makine ve teçhizat yatırımları ise özellikle yılın ikinci yarısındaki artışa bağlı olarak 2017 yılında cari fiyatlara yüzde 15,2 artarak 326,9 milyar TL


Can Fuat GÜRLESEL MAİB Ekonomi Danışmanı

MAKINE VE TEÇHIZAT YATIRIMLARI ÇEYREK DÖNEMLER (MILYON TL)

Kaynak: TÜİK

120.000

61.834

101.614

86.960

81.589

64.695

73.542

76.002

64.039

40.000

64.346

60.000

69.496

80.000

76.498

100.000

53.242

20.000

2017 Q4

2017 Q3

2017 Q2

2017 Q1

2016 Q4

2016 Q3

2016 Q2

2016 Q1

2015 Q4

2015 Q3

0 2015 Q2

2018 YILINDA MAKİNE VE TEÇHİZAT YATIRIMLARI İÇİN BEKLENTİLER 2017 yılının ikinci yarısında büyüme eğilimine giren özel sektör yatırımlarında, 2018 yılındaki gelişmeleri birkaç önemli unsur belirleyecek. Bunların başında 2017 yılında alınan yatırım teşvikleri geliyor. 2017 yılında alınan yatırım teşvikleri büyüklüğü 2016 yılına göre sadece yüzde 3,9 artarak 101,9 milyar TL oldu. Bu itibarla değerlendirildiğinde yatırım iştahının bir önceki yılla hemen hemen aynı kaldığı görülüyor. Teşvike bağlanmış yatırımların 2018 yılına etkisi sınırlı olacaktır. Teşviklerin sektör dağılımında ise imalat sanayisi yatırımlarında yüzde 60,6 artış olduğu görülüyor. Enerji yatırımı teşvikleri değişmezken hizmetler ve madencilik yatırımlarında düşüş yaşandı. 2018 yılında imalat sanayisi yatırım-

larının makine talebinde hissedilir bir artış olması muhtemeldir. Özel sektörün yatırım iştahını ölçen Merkez Bankası İmalat Sanayisi Yönelim Anketleri önemli bir gösterge olmayı sürdürüyor. Reel kesimin yatırım eğilimi 2017 yılının ilk yarısından itibaren toparlanma eğilimine girdi. 2018 yılında ise yatırım eğiliminin (gerçekleşen ve beklenen yatırımlar birlikte) güç kazandığı görülüyor. Bu güncel anket verisi 2018 yılı ilk çeyrek döneminde de özel sektör yatırımlarında artış olduğunu gösteriyor. İmalat sanayisindeki yatırımların daha çok yeni ve ilave kapasite yatırımları oldukları görülüyor. 2017 yılında iç ve dış talepteki canlanmanın 2018 yılında da sürmesiyle birlikte imalat sanayisindeki birçok sektörde azami kapasiteler kullanılmaya başlandı. 2018 yılının ilk çeyrek döneminde de KKO artışı sürdü.

2015 Q1

olarak gerçekleşti. Böylece bir önceki yıl reel olarak gerileyen makine ve teçhizat yatırımları 2017 yılında reel olarak yüzde 5 büyüdü.

Kaynak: TÜİK

SABIT SERMAYE YATIRIMLARI İNŞAAT YATIRIMLARI (MİLYON TL)

MAKİNE VE TEÇHİZAT YATIRIMLARI (MİLYON TL)

DİĞER AKTİF YATIRIMLARI (MİLYON TL)

TOPLAM YATIRIMLAR (MİLYON TL)

2015

380.151

263.085

51.551

694.787

2016

424.475

283.866

56.321

764.661

11,7

7,9

9,3

10,1

533,805

326.908

64.833

925.544

25,8

15,2

15,1

21,0

YILLAR

2015/2016 DEĞİŞİM YÜZDE 2017 2016/2017 DEĞİŞİM YÜZDE

Kaynak: Ekonomi Bakanlığı

ALINAN YATIRIM TEŞVIK BELGELERINDE YATIRIM BÜYÜKLÜĞÜ 2016 (MİLYON TL)

2017 (MİLYON TL)

ENERJİ

25.508

25.522

0,1

HİZMETLER

43.561

32.914

-24,4

İMALAT SANAYİ

24.462

39.279

60,6

MADENCİLİK

3.760

2.161

-42,5

808

2.023

150,4

98.099

101.899

3,9

TARIM TOPLAM

2016/2017 DEĞİŞİM %

95


makale Kaynak: TCMB

REEL KESIM SABIT SERMAYE YATIRIM ENDEKSI 140

130

120

110

100

80

2010 ARALIK OCAK ŞUBAT MART NİSAN MAYIS HAZİRAN TEMMUZ AĞUSTOS EYLÜL EKİM KASIM 2011 ARALIK OCAK ŞUBAT MART NİSAN MAYIS HAZİRAN TEMMUZ AĞUSTOS EYLÜL EKİM KASIM 2012 ARALIK OCAK ŞUBAT MART NİSAN MAYIS HAZİRAN TEMMUZ AĞUSTOS EYLÜL EKİM KASIM 2013 ARALIK OCAK ŞUBAT MART NİSAN MAYIS HAZİRAN TEMMUZ AĞUSTOS EYLÜL EKİM KASIM 2014 ARALIK OCAK ŞUBAT MART NİSAN MAYIS HAZİRAN TEMMUZ AĞUSTOS EYLÜL EKİM KASIM 2015 ARALIK OCAK ŞUBAT MART NİSAN MAYIS HAZİRAN TEMMUZ AĞUSTOS EYLÜL EKİM KASIM 2016 ARALIK OCAK ŞUBAT MART NİSAN MAYIS HAZİRAN TEMMUZ AĞUSTOS EYLÜL EKİM KASIM 2017 ARALIK OCAK ŞUBAT MART

90

REEL KESİM BEKLENTİ ENDEKSİ

SABİT SERMAYE YATIRIM HARCAMASI ENDEKSİ

giren birçok iyileştirme de yatırımların önünün açılmasına katkı sağlayacak.

Buna bağlı olarak ilave kapasite ihtiyaçları ortaya çıktı. 2018 yılında imalat sanayisinin yeni ve ilave kapasite yatırımları sürecektir. 2015 ve 2016 yıllarında yatırımlardaki zayıflamaya bağlı olarak, yatırım malı ithalatı gerilemişti. 2017 yılında ise yatırımlardaki göreceli toparlanmaya rağmen yatırım malı ithalatı yılın genelinde 2016 yılının da altında kalmıştı. Yatırım malı ithalatı 2018 yılına ise kuvvetli bir artışla başladı. Yılın ilk çeyrek döneminde yatırım malı ithalatında yüzde 20’ye yakın artış gerçekleşti. Yatırım malı ithalatındaki bu artış da yatırımların canlandığını gösteriyor. 2018 yılında özel sektör yatırımlarında canlanma sağlayacak bir diğer unsur ise -hayata geçmesi halinde- stratejik yatırım teşvikleri olacak. Açıklanması beklenen 128 milyar TL tutarında, yedi sektörde 22 proje stratejik yatırım olarak teşvik edilecek. Bu yeni yatırımlar ve bu yatırımların tetikleyeceği yeni yan sanayi yatırımları, makine ve teçhizat talebini olumlu etkileyecektir. Yatırım ortamını iyileştirmeye yönelik olarak Mart ayında yürürlüğe

MAKİNE VE TEÇHİZAT YATIRIMLARINI SINIRLAYAN GELİŞMELER VE RİSKLER 2018 yılı yeni yatırımlarla makine ve teçhizat talebi için son birkaç yılın en iyi koşullarını sahip bulunuyor. Ancak 2018 yılında beş önemli unsur, yatırım taleplerini sınırlayacak. Bunlardan ilki yüksek finansman maliyetleridir. TL faiz oranları önemli ölçüde arttı. Yurt dışında finansmana erişim de hem küresel mali koşullardaki sıkılaşmadan hem de Türkiye’nin artan riskleri nedeniyle daha zor ve daha pahalı hale geliyor. TL cinsinden uygun maliyetlerle uzun vadeli kaynak sağlayacak bir olanağın olmaması da yatırımları sınırlamaya devam ediyor. Dördüncü olarak Türk Lirasının hızlı değer kaybı da hem yatırımcı güvenini bozuyor hem de sağlıklı yatırım fizibiliteleri yapılmasını zorlaştırıyor. Son olarak Türkiye’nin jeopolitik riskleri yatırımlar için de risk yaratmaya devam ediyor. Kaynak: TCMB

İMALAT SANAYINDE KAPASITE KULLANIM ORANI YÜZDE 81,0 80,0 79,0 78,0 77,0 76,0 75,0 74,0 73,0 72,0 71,0 70,0 OCAK

ŞUBAT

MART

NİSAN 2014

96

MAYIS 2015

HAZİRAN

TEMMUZ

2016

AĞUSTOS 2017

EYLÜL 2018

EKİM

KASIM

ARALIK


GÖSTERGELER ŞUBAT 2018


göstergeler

TÜRKİYE’NİN MAKİNE İHRACATI ŞUBAT AYI SONUNDA 2,5 MİLYAR DOLAR OLDU TÜRKIYE’NIN MAKINE IHRACATI 2017 YILININ OCAK-ŞUBAT DÖNEMINDE 2 MILYAR DOLARKEN 2018 YILININ AYNI DÖNEMINDE BU RAKAM YÜZDE 25,6 ARTIŞLA 2,5 MILYAR DOLAR SEVIYESINDE KAYDEDILDI. ALMANYA, TÜRKIYE’NIN EN FAZLA MAKINE IHRAÇ ETTIĞI ÜLKELER LISTESINDE 438 MILYON DOLARLA ILK SIRADA YER ALDI.

98

M

akine sektöründe 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde en fazla ihracat gerçekleştiren alt sektör motorlar oldu. 2017 yılının OcakŞubat döneminde söz konusu ürün grubunda gerçekleştirilen ihracat 356,2 milyon dolarken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 16,8 artışla 416,2 milyon dolar seviyesinde kaydedildi. Listenin ikinci sırasında bulunan klimalar ve soğutma makineleri kaleminde 2017 yılının Ocak-Şubat döneminde 238,7 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 34,9 artışla 322,1 milyon dolara yükseldi. 2018 yılının Ocak-Şubat dönemi itibarıyla makine sektöründe en fazla ihracat gerçekleştiren üçüncü sıradaki mal grubu ise 218,6 milyon dolarla yıkama ve kurutma makineleri oldu. Söz konusu ürün grubunda 2017 yılının aynı döneminde 181,9 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilmişti. Yıkama ve kurutma ürün grubunda yaşanan ihracat artışı yüzde 20,2 oldu.

ALMANYA, ABD VE İNGİLTERE İHRACAT LİSTESİNİN İLK ÜÇ SIRASINDA BULUNUYOR 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde Türkiye’nin makine ihracatı 2,5 milyar dolara yükseldi. Türkiye’nin en fazla ihracat gerçekleştirdiği ilk 20 ülke listesinde 2018 yılı Ocak-Şubat dönemi itibarıyla Almanya 438 milyon dolarla ilk sırada yer alıyor. 20167 yılının aynı döneminde Almanya’ya gönderilen ürünlerin değeri 368 milyon dolar seviyesindeydi. Söz konusu ülkeye yönelik ihracat artışı yüzde 18,9 oldu. Listenin ikinci sırasındaki ABD’ye yönelik makine ihracatı, 2017 yılı Ocak-Şubat döneminde 138 milyon dolarken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 15,2 artışla 159 milyon dolar oldu. Türkiye’nin en fazla makine ihracatı gerçekleştirdiği ilk 20 ülke listesinin üçüncü sırasında ise İngiltere bulunuyor. İngiltere’ye 2017 yılının Ocak-Şubat döneminde 99 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 38,2 artışla 136 milyon dolar seviyesine yükseldi.


MAKİNE SEKTÖRÜNÜN TAMAMI İTİBARIYLA İHRACAT KAYIT RAKAMLARI

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

1 OCAK-28 ŞUBAT 2017

1 OCAK-28 ŞUBAT 2018

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/Kg

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/Kg

MİKTAR

DEĞER

MOTORLAR VE AKSAMLARI

23,9

356,2

14,9

25,1

416,2

16,5

5,0

16,8

KLİMALAR VE SOĞUTMA MAKİNELERİ

60,1

238,7

4,0

70,4

322,1

4,6

17,0

34,9

YIKAMA VE KURUTMA MAKİNELERİ

68,2

181,9

2,7

71,1

218,6

3,1

4,3

20,2

İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER

38,3

125,4

3,3

44,8

177

3,9

17,0

41,2

POMPALAR VE KOMPRESÖRLER

15,4

108,1

7,0

18,7

146,9

7,8

21,5

35,8

TAKIM TEZGÂHLARI

14,3

94,4

6,6

17

126,6

7,4

19,2

34,1

TEKSTİL VE KONFEKSİYON MAKİNELERİ

15,2

79,7

5,2

16,9

102,3

6,0

11,5

28,4

TARIM VE ORMANCILIKTA KULLANILAN MAKİNELER

19,8

86,6

4,4

21,7

99,6

4,6

9,7

14,9

VANALAR

8,2

72,3

8,7

8,7

86,3

9,9

5,5

19,5

REAKTÖRLER VE KAZANLAR

8,7

64,4

7,4

8,8

85,6

9,6

1,8

33,0

TÜRBİN, TURBOJET, TURBOPROPELLER, HİDROLİK SİLİNDİRLER

2,7

84,2

31,0

2,5

85,4

33,9

-7,3

1,5

GIDA SANAYİİ MAKİNELERİ

12,4

65,6

5,3

12,2

74,8

6,1

-2,2

13,9

SİLAH VE MÜHİMMAT

3,5

39,8

11,4

2,5

61,3

24,4

-28,4

53,9

HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ, KALIPLAR

6,6

50,1

7,5

7,3

61,1

8,3

10,2

22,0

YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEMEYE MAHSUS MAKİNELER

8,4

38,1

4,5

12,2

53,5

4,4

45,2

40,2

ISITICILAR VE FIRINLAR

6,4

42,8

6,7

7

51,8

7,4

10,0

21,1

AMBALAJ MAKİNELERİ

1,3

22,4

17,1

1,7

29,7

17,4

30,1

32,7

KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME VE İMALATINA AİT MAKİNELER

1,7

19,3

10,9

2,7

26,4

9,5

57,4

36,7

RULMANLAR

1,7

19,1

11,2

2,1

25,5

12,0

24,4

33,4

BÜRO MAKİNELERİ

0,5

29,5

51,0

0,6

22,3

34,8

10,9

-24,4

KÂĞIT İMALİNE VE MATBAACILIĞA MAHSUS MAKİNELER

1,9

10,9

5,6

2

14,6

7,0

7,1

34,3

DERİ İŞLEME VE İMALAT MAKİNELERİ

0,4

2,5

5,4

0,4

2,8

6,7

-10,6

9,4

DİĞER MAKİNELER

27,7

170,6

6,2

32,4

224,3

6,9

17,2

31,5

348,3

2.0

5,8

390

2.5

6,5

12,0

25,6

MAL GRUBU ADI

TOPLAM

99


göstergeler

İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER 2017 yılının Ocak-Şubat döneminde inşaat ve madencilikte kullanılan makineler sektöründe 125,4 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirilirken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam

yüzde 41,2 artışla 177 milyon dolar seviyesine yükseldi. İnşaat ve madencilikte kullanılan makineler sektöründe Almanya 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde 16,4 milyon

dolarla en fazla ihracat gerçekleştirilen ülke oldu. 2017 yılının aynı döneminde bu rakam 7,6 milyon dolar seviyesindeydi. Almanya’ya yönelik ihracat yüzde 115,6 arttı. İkinci sıradaki Cibuti’ye 2017 yılının Ocak-Şubat döneminde 89 bin dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 13.162,1 artışla 11,8 milyon dolar oldu. Listenin üçüncü sırasında yer alan İngiltere’ye 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri 8,2 milyon dolar olarak kayda geçti. 2017 yılının aynı döneminde bu rakam 4 milyon dolar seviyesindeydi. Dördüncü sıradaki İran’a 2017 yılının Ocak-Şubat döneminde 4,9 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 104,2 artışla 7,4 milyon dolar oldu. Listenin beşinci sırasında bulunan Cezayir’e 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde 6,7 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirildi. 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde Türkiye geneli inşaat ve madencilikte kullanılan makineler ihracatı listesinde en fazla artış yüzde 13.162,1 ile Cibuti’de yaşandı. Listede yüzde 119,3 ile Hollanda ikinci sırada bulunurken söz konusu ülkeyi yüzde 115,6 ile Almanya üçüncü sırada takip etti.

İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK - 28 ŞUBAT)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

ALMANYA

1.8

7,6

CİBUTİ

0,03

0,08

ÜLKE

(%) DEĞİŞİM (2018/2017)

$/KG

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

4,0

3,5

16,4

4,6

86,7

115,6

2,5

0,7

11,8

15,9

1.947,0

13.162,1

İNGİLTERE

2,0

4,0

1,9

3,0

8,2

2,7

48,7

104,2

İRAN

1,0

4,9

4,6

1,8

7,4

4,1

66,7

48,9

CEZAYİR

2,2

8,6

3,9

1,9

6,7

3,5

-13,4

-21,9

HOLLANDA

1,7

3,0

1,7

2,1

6,6

3,1

21,4

119,3

EGE SERBEST BÖLGESİ

2,3

5,3

2,2

2,0

5,8

2,9

-15,7

8,8

İTALYA

1,2

4,0

3,2

1,5

5,7

3,8

20,2

42,2

AVUSTURYA

0,7

4,1

5,2

1,0

5,7

5,4

35,2

39,1

RUSYA

0,7

3,7

5,3

1,0

5,3

5,1

47,4

40,4

38,3

125,4

3,3

44,8

177

3,9

17,0

41,2

MAL GRUBU TOPLAMI

100

2018 YILI MİKTAR (BİN TON)


TAKIM TEZGAHLARI Türkiye’nin takım tezgâhları ihracatı 2017 yılının OcakŞubat döneminde 94,4 milyon dolarken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 34,1 artışla 126,6 milyon dolar oldu. Takım tezgâhları ürün grubunda 2018 yılının OcakŞubat döneminde en fazla ihracat 11,1 milyon dolarla Almanya’ya gerçekleştirildi. Söz konusu ülkeye 2017 yılının aynı döneminde 8,9 milyon dolarlık ürün gönderilmişti. Almanya’ya yönelik ihracat yüzde 24,7 arttı. İkinci sırada yer alan Rusya’ya 2017 yılının Ocak-Şubat döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri 3,9 milyon dolarken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 75,5 artışla 6,9 milyon dolar oldu. Listenin üçüncü sırasında bulunan Cezayir’e 2017 yılının Ocak-Şubat döneminde 4,7 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirirken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 32,4 artışla 6,3 milyon dolar seviyesine yük-

seldi. Listenin dördüncü sırasındaki Polonya’ya 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde 6 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2017 yılının aynı döneminde bu rakam 3,7 milyon dolardı. Polonya’ya yönelik ih-

racat yüzde 61,9 arttı. Listenin beşinci sırasında bulunan ABD’ye 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde 4,9 milyon dolar değerinde takım tezgâhı ihraç edildi. 2018 yılının Ocak-Şubat dö-

neminde Türkiye geneli takım tezgâhları ihracatı listesinde en fazla artış yüzde 943 ile Özbekistan’da yaşandı. İkinci sırada yüzde 128,2 ile İspanya yer alırken üçüncü sırada yüzde 99,6 ile İsrail bulunuyor.

TAKIM TEZGAHLARI İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK - 28 ŞUBAT)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

ALMANYA

1,2

8,9

RUSYA

0,6

ÜLKE

2018 YILI

(%) DEĞİŞİM (2018/2017)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

7,3

1,3

11,1

8,3

9,7

24,7

3,9

5,8

0,9

6,9

7,7

33,7

75,5

CEZAYİR

0,5

4,7

8,3

0,5

6,3

10,9

0,9

32,4

POLONYA

0,5

3,7

7,1

1,0

6,0

6,0

92,2

61,9

ABD

0,8

5,7

6,5

0,7

4,9

6,8

-17,5

-13,2

İTALYA

0,3

2,1

7,0

0,5

4,1

7,2

88,9

94,6

FRANSA

0,3

2,5

8,4

0,4

3,6

8,3

41,4

40,1

İSPANYA

0,2

1,5

5,2

0,6

3,4

5,6

111,3

128,2

İSRAİL

0,2

1,5

6,8

0,4

3,0

6,5

110,4

99,6

ÖZBEKİSTAN

0,04

0,2

6,7

0,3

3,0

9,4

646,3

943,0

MAL GRUBU TOPLAMI

14,3

94,4

6,6

17

126,6

7,4

19,2

34,1

101


göstergeler

TARIM VE ORMANCILIK MAKİNELERİ

Tarım ve ormancılıkta kullanılan makineler ürün grubunda 2017 yılının OcakŞubat döneminde 86,6 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 14,9 artışla 99,6 milyon dolar oldu. 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde tarım ve ormancılıkta kullanılan makineler kaleminde en fazla ihracat 14,5 milyon dolarla ABD’ye gerçekleştirildi. Listenin ikinci sırasında yer alan İtalya’ya 2017 yılının Ocak-Şubat döneminde 6,7 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2018 yılının aynı dö-

neminde bu rakam yüzde 87,4 artışla 12,5 milyon dolar oldu. Üçüncü sırada bulunan Irak’a 2017 yılının Ocak-Şubat döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri 3,4 milyon dolarken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 37,4 artışla 4,7 milyon dolar seviyesine yükseldi. Dördüncü sıradaki Özbekistan’a 2017 yılının Ocak-Şubat döneminde 2,3 milyon dolarlık ürün ihraç edilirken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 76,6 artışla 4,1 milyon dolar oldu. Beşinci sıradaki Fas’a 2017 yılının Ocak-Şubat döneminde 3,2 mil-

yon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2018 yılının aynı döneminde Fas’a ihraç edilen ürünlerin değeri yüzde 8,5 artışla 3,5 milyon dolar seviyesinde kaydedildi. 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde Türkiye geneli tarım ve ormancılıkta kullanılan makineler ürün grubunda ihracat artışının en fazla yaşandığı ülke yüzde 150,8 ile Avustralya oldu. Listenin ikinci sırasında 87,4 ile İtalya yer alırken söz konusu ülkeyi yüzde 81,4 ihracat artışıyla Bulgaristan üçüncü sırada takip etti.

TARIM VE ORMANCILIK MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK - 28 ŞUBAT)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

ABD

3,1

23

İTALYA

1,3

6,7

(%) DEĞİŞİM (2018/2017)

$/KG

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

7,3

1,6

14,5

8,7

-46,6

-37,0

4,9

1,9

12,5

6,5

40,4

87,4

IRAK

0,9

3,4

3,4

1,0

4,7

4,6

3,4

37,4

ÖZBEKİSTAN

0,4

2,3

5,0

0,6

4,1

6,2

42,3

76,6

FAS

0,8

3,2

3,6

0,9

3,5

3,7

6,2

8,5

AVUSTRALYA

0,3

1,2

4,0

0,6

3,0

4,6

119,3

150,8

FRANSA

0,8

2,4

2,8

0,9

3,0

3,0

12,9

23,0

AZERBAYCAN

0,9

3,1

3,3

0,8

2,8

3,5

-11,6

-8,4

BULGARİSTAN

0,3

1,3

3,9

0,5

2,4

4,1

72,6

81,4

İRAN

0,8

2,9

3,3

0,8

2,3

2,8

-9,0

-21,8

19,8

86,6

4,4

21,7

99,6

4,6

9,7

14,9

MAL GRUBU TOPLAMI

102

2018 YILI MİKTAR (BİN TON)


REAKTÖR VE KAZANLAR Reaktör ve kazanlar ihracatı 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde 85,6 milyon dolar olarak kayda geçti. 2017 yılının aynı döneminde bu rakam 64,4 milyon dolar seviyesindeydi. Reaktör ve kazanlar ürün grubundaki ihracat artışı yüzde 33 oldu. Reaktör ve kazanlar mal grubunda 2018 yılının OcakŞubat döneminde 15 milyon dolarla en fazla Almanya’ya ihracat gerçekleştirildi. İkinci sırada yer alan İngiltere’ye 2017 yılının Ocak-Şubat döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri 8 milyon dolarken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 61,5 artışla 13 milyon dolar oldu. Üçüncü sırada bulunan Çin’e 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde 10,2 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2017 yılının aynı döneminde bu rakam 3,7 milyon dolardı. Çin’e yönelik ihracat artışı yüzde 172,3 oldu. Listenin dördüncü sırasındaki İtalya’ya 2018 yı-

lının Ocak-Şubat döneminde ihraç edilen reaktör ve kazanların değeri 6,1 milyon dolar olarak kaydedildi. 2017 yılının aynı döneminde bu rakam 3,6 milyon dolar seviyesindeydi. İtalya’ya yönelik ihracat artışı yüzde

71,5 olarak kayda geçti. Listenin beşinci sırasında bulunan İspanya’ya 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde 5,7 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde Türkiye geneli re-

aktör ve kazanlar sektöründe en fazla ihracat artışı yüzde 236,9 ile Özbekistan’da yaşandı. Bu ülkenin ardından yüzde 198,5 ile Polonya ikinci sırada gelirken yüzde 172,3 ile Çin üçüncü sırada yer aldı.

REAKTÖR VE KAZANLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK - 28 ŞUBAT)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

ALMANYA

1,1

15,6

İNGİLTERE

0,8

8,0

ÜLKE

2018 YILI

(%) DEĞİŞİM (2018/2017)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

14,0

0,7

15,0

18,9

-28,7

-3,7

9,4

1,3

13,0

10,0

51,4

61,5

ÇİN

0,3

3,7

11,3

0,8

10,2

11,4

168,8

172,3

İTALYA

0,3

3,6

11,9

0,5

6,1

12,1

68,6

71,5

İSPANYA

0,5

7,6

15,4

0,3

5,7

14,7

-21,1

-24,7

POLONYA

0,1

1,2

9,1

0,2

3,6

14,8

82,4

198,5

RUSYA

0,2

1,4

6,3

0,3

3,1

9,0

48,2

113,3

ROMANYA

0,6

3,3

5,3

0,3

3,0

8,9

-46,4

-9,1

BELÇİKA

0,07

0,9

12,2

0,1

2,2

13,3

111,5

130,3

ÖZBEKİSTAN

0,1

0,5

4,8

0,2

1,8

6,8

135,2

236,9

MAL GRUBU TOPLAMI

8,7

64,4

7,4

8,8

85,6

9,6

1,8

33

103


göstergeler

TEKSTİL VE KONFEKSİYON MAKİNELERİ Tekstil ve konfeksiyon makineleri ürün grubu ihracatı 2017 yılının Ocak-Şubat döneminde, 79,7 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirilirken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam 28,4 artışla 102,3 milyon dolara yükseldi. Tekstil ve konfeksiyon maki-

neleri sektöründe 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde en fazla ihracat gerçekleştirilen ülke 11,3 milyon dolarla İngiltere oldu. Yüzde 32,7 artışın yaşandığı söz konusu ülkeye, 2017 yılının aynı döneminde 8,5 milyon dolar değerinde ürün ihraç edilmişti. Listenin ikinci sırasında bulunan

Almanya’ya 2017 yılının OcakŞubat döneminde 8,8 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 13,3 artışla 10 milyon dolar oldu. Listenin üçüncü sırasında yer alan Fransa’ya 2017 yılının Ocak-Şubat döneminde 6,4 milyon dolar değerinde ihra-

cat gerçekleştirilirken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 3,1 artışla 6,6 milyon dolar oldu. Listenin dördüncü sırasında bulunan Bangladeş’e yönelik tekstil ve konfeksiyon makineleri ihracatı 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde 6,6 milyon dolar olarak kaydedildi. 2017 yılının aynı döneminde bu rakam 5,4 milyon dolardı. Bangladeş’e yönelik ihracat yüzde 22,4 arttı. Beşinci sıradaki Mısır’a 2016 yılının Ocak-Şubat döneminde 3,2 milyon dolarlık tekstil ve konfeksiyon makinesi ihraç edilirken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 29,8 artışla 4,1 milyon dolar oldu. 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde Türkiye geneli tekstil ve konfeksiyon makineleri sektöründe en fazla ihracat artışı yüzde 92,4 ile Çekya’da yaşandı. Yüzde 33,1 ile Hindistan ikinci sırada gelirken yüzde 32,7 ile İngiltere üçüncü sırada bulunuyor.

TEKSTİL VE KONFEKSİYON MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK - 28 ŞUBAT)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

İNGİLTERE

2,2

8,5

ALMANYA

1,7

8,8

FRANSA

1,5

BANGLADEŞ

0,4

MISIR

(%) DEĞİŞİM (2018/2017)

$/KG

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

3,8

2,4

11,3

4,6

9,0

32,7

5,1

1,6

10,0

6,1

-5,1

13,3

6,4

4,3

1,2

6,6

5,2

-15,0

3,1

5,4

13,2

0,5

6,6

12,7

27,5

22,4

0,5

3,2

5,4

0,6

4,1

6,7

4,7

29,8

İTALYA

0,6

3,9

6,3

0,6

4,1

6,9

-3,8

4,8

İRAN

1,5

4,7

3,1

0,7

3,9

5,1

-48,6

-15,9

ÖZBEKİSTAN

0,3

3,4

9,4

0,4

3,7

8,8

15,1

8,2

ÜLKE

HİNDİSTAN

0,9

2,7

2,7

1,1

3,6

3,0

20,3

33,1

ÇEKYA

0,3

1,7

5,2

0,5

3,4

6,6

53,4

92,4

15,2

79,7

5,2

16,9

102,3

6,0

11,5

28,4

MAL GRUBU TOPLAMI

104

2018 YILI MİKTAR (BİN TON)


TÜRBİN, TURBOJET, HİDROLİK SİLİNDİR Türbin, turbojet, hidrolik silindir aksam ve parçaları ihracatı 2018 yılının OcakŞubat döneminde 85,4 milyon dolar olarak kaydedildi. 2017 yılının aynı döneminde bu rakam 84,2 milyon dolardı. Türbin, turbojet, hidrolik silindir aksam ve parçaları ürün grubundaki ihracat artışı yüzde 1,5 olarak kaydedildi. Türbin, turbojet, hidrolik silindir aksam ve parçaları kaleminde 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde en fazla ihracat gerçekleştirilen ülke 48 milyon dolarla ABD oldu. 2017 yılında ABD’ye gönderilen ürünlerin değeri 38,3 milyon dolar seviyesindeydi. Söz konusu ülkeye yönelik ihracat artışı yüzde 25,3 olarak kayda geçti. ABD’nin ardından ikinci sırada bulunan Hindistan’a 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde 9,3 milyon dolarlık ürün ihraç edildi. Üçüncü sırada bulunan Almanya’ya 2017 yılının OcakŞubat döneminde 7,5 milyon dolar değerinde ürün ihraç edilirken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 6 artışla 8 milyon dolar olarak kaydedildi. Listenin dördüncü sırasındaki Belçika’ya yönelik türbin, turbojet, hidrolik silindir aksam ve parçaları ihracatı 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde 4,6 milyon dolar oldu. Yüzde 70,3 ihracat artışının yaşandığı söz konusu ülkeye, 2017 yılının aynı

döneminde gönderilen ürünlerin değeri 2,7 milyon dolardı. Beşinci sıradaki Fransa’ya 2017 yılının Ocak-Şubat döneminde 2 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 22,7 artışla 2,4 milyon dolar olarak kaydedildi.

2018 yılının Ocak-Şubat döneminde Türkiye geneli türbin, turbojet, hidrolik silindir aksam ve parçaları sektöründe en fazla ihracat artışı yüzde 7.524,5 ile Pakistan’da gerçekleşti. İkinci sırada yüzde 150,1 ile İngiltere yer alırken üçüncü sırada yüzde 70,3 oranıyla Belçika bulunuyor.

TÜRBİN, TURBOJET, HİDROLİK SİLİNDİR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK - 28 ŞUBAT)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

ABD

0,1

38,3

HİNDİSTAN

0,03

11,9

2018 YILI

(%) DEĞİŞİM (2018/2017)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

287,3

0,1

48,0

379,5

-5,1

25,3

348,2

0,01

9,3

686,0

-60,3

-21,7

ALMANYA

0,5

7,5

14,4

0,8

8,0

9,4

63,1

6,0

BELÇİKA

0,02

2,7

116,5

0,04

4,6

93,7

111,9

70,3

FRANSA

0,07

2,0

28,6

0,1

2,4

19,8

77,4

22,7

İNGİLTERE

0,008

0,5

70,7

0,01

1,4

87,2

102,7

150,1

İSPANYA

0,002

1,3

583,6

0,01

1,4

101,5

494,6

3,4

PAKISTAN

0,0005

0,001

248,7

0,2

0,9

3,9

487.758,1

7.524,5

AVUSTURYA

0,1

0,5

4,3

0,1

0,7

5,7

0,3

31,4

İRAN

0,3

1,1

3,6

0,1

0,6

3,5

-40,2

-41,8

MAL GRUBU TOPLAMI

2,7

84,2

31,0

2,5

85,4

33,9

-7,3

1,5

105


göstergeler

YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEME MAKİNELERİ Yük kaldırma, taşıma ve istifleme makineleri ihracatı 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde 53,5 milyon dolar olarak kayda geçti. 2017 yılının aynı döneminde bu rakam 38,1 milyon dolardı. Söz konusu ürün grubundaki ihracat artışı yüzde 40,2 olarak kaydedildi. Yük kaldırma, taşıma ve istifleme makineleri ürün grubunda 2018 yılının OcakŞubat döneminde 3,7 milyon dolarla en fazla ABD’ye ihracat gerçekleştirildi. 2017 yılının aynı döneminde bu rakam 1,6 milyon dolardı. ABD’ye yönelik ihracat artışı yüzde 133,8 oldu. Listenin ikinci sırasında bulunan Cezayir’e 2017 yılının Ocak-Şubat döneminde 2,9 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 24,5 artışla 3,6 milyon dolar oldu. Listenin üçüncü sırasında bulunan Rusya’ya 2017 yılının Ocak-Şubat döneminde 2 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 58,6 artışla 3,2 milyon dolar oldu. Dördüncü sırada yer alan Almanya’ya 2017 yılının Ocak-Şubat döneminde ihraç edilen yük kaldırma, taşıma ve istifleme makinelerinin değeri 1,8 milyon dolarken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 56,6 artışla 2,8 milyon dolar olarak kaydedildi. Liste-

nin beşinci sırasındaki İran’a 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde ihraç edilen yük kaldırma, taşıma ve istifleme makinelerinin değeri 2,5 milyon dolar oldu. 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde Türkiye geneli yük kaldırma, taşıma

ve istifleme makineleri ürün grubunda en fazla ihracat artışı yüzde 767,7 ile Hollanda’da yaşandı. Söz konusu ülkenin ardından yüzde 184,3 ile İsrail gelirken yüzde 133,8 ile ABD üçüncü sırada yer aldı.

YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEME MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK - 28 ŞUBAT)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI

106

ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

ABD

0,2

1,6

CEZAYİR

0,7

2,9

2018 YILI

(%) DEĞİŞİM (2018/2017)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

6,5

0,6

3,7

6,3

140,9

133,8

4,2

0,9

3,6

3,8

35,4

24,5

RUSYA

0,5

2,0

4,1

0,6

3,2

5,4

18,2

58,6

ALMANYA

0,4

1,8

4,2

0,8

2,8

3,2

104,7

56,6

İRAN

0,3

4,3

11,3

0,2

2,5

10,0

-32,6

-40,7

İSRAİL

0,2

0,6

3,3

0,4

1,8

4,5

107,8

184,3

HOLLANDA

0,04

0,1

4,2

0,5

1,6

3,1

1.090,2

767,7

İTALYA

0,1

0,7

4,9

0,7

1,6

2,3

368,6

124,9

FRANSA

0,2

0,8

3,1

0,2

1,5

6,8

-12,6

92,3

SUUDİ ARABİSTAN

0,2

1,1

4,2

0,4

1,5

3,3

74,4

39,3

MAL GRUBU TOPLAMI

8,4

38,1

4,5

12,2

53,5

4,4

45,2

40,2


RULMANLAR Rulmanlar ihracatı 2017 yılının Ocak-Şubat döneminde 19,1 milyon dolarken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 33,4 artışla 25,5 milyon dolar olarak kayda geçti. Rulmanlar kaleminde 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde en fazla ihracat gerçekleştirilen ülke 7,8 milyon dolarla Almanya oldu. 2017 yılının aynı döneminde Almanya’ya gönderilen ürünlerin değeri 5,9 milyon dolardı. Söz konusu ülkeye yönelik ihracat yüzde 32,1 arttı. İkinci sırada bulunan Fransa’ya 2017 yılının Ocak-Şubat döneminde 3 milyon dolarlık ürün ihraç edilirken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 34,4 artışla 4 milyon dolar oldu. Üçüncü sıradaki Kanada’ya 2017 yılının Ocak-Şubat döneminde 1,3 milyon dolar değerinde rulman ihraç edilirken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 14,9 artışla 1,5 milyon dolar seviyesine yükseldi. Listenin dördüncü sırasında yer alan İngiltere’ye 2017 yılının Ocak-Şubat döneminde 1 milyon dolarlık ürün ihraç edildi. Yüzde 46,2 ihracat artışının yaşandığı İngiltere’ye, 2018 aynı döneminde ise 1,4 milyon dolarlık ürün gönderildi. Beşinci sırada bulunan ABD’ye 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri 1,4 milyon dolar olarak kayda geçti. 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde Türkiye geneli rulmanlar sektöründe en fazla ihracat artışı yüzde 533,5 ile Cezayir’de gerçekleşti. Listede İran yüzde 75,9 ile ikinci, Polonya ise yüzde 46,7 ile üçüncü sırada yer aldı. RULMANLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK - 28 ŞUBAT)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

ALMANYA

0,3

5,9

FRANSA

0,3

KANADA İNGİLTERE ABD

2018 YILI

(%) DEĞİŞİM (2018/2017)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

16,9

0,4

7,8

19,2

16,7

32,1

3,0

9,4

0,3

4,0

11,0

14,7

34,4

0,04

1,3

31,7

0,05

1,5

29,9

21,8

14,9

0,1

1,0

6,3

0,2

1,4

5,5

65,8

46,2

0,1

1,7

11,2

0,1

1,4

14,1

-36,3

-19,7

ÇİN

0,08

0,9

10,9

0,1

1,2

8,9

64,0

33,5

CEZAYİR

0,006

0,1

30,8

0,05

1,2

21,7

798,2

533,5

AVUSTURYA

0,05

0,6

11,6

0,06

0,8

13,3

7,6

23,3

POLONYA

0,1

0,5

4,5

0,1

0,7

5,1

29,8

46,7

İRAN

0,02

0,3

12,8

0,07

0,5

7,8

187,6

75,9

MAL GRUBU TOPLAMI

1,7

19,1

11,2

2,1

25,5

12,0

24,4

33,4

ÜLKE

107


göstergeler

AMBALAJ MAKİNELERİ Ambalaj makineleri ürün grubunda 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde 29,7 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2017 yılının aynı döneminde bu rakam 22,4 milyon dolar seviyesindeydi. Ambalaj makineleri mal grubundaki ihracat artışı yüzde 32,7 olarak kaydedildi. Ambalaj makineleri mal grubunda 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde 2,8 milyon dolarla en fazla Cezayir’e ihracat gerçekleştirildi. Söz konusu ülkeye 2017 yılının aynı döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri 1,7 milyon dolar seviyesindeydi. Cezayir’e yönelik ihracat artışı yüzde 64,8 oldu. İkinci sıradaki Irak’a 2017 yılının Ocak-Şubat döneminde 1,6 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 62,5 artışla 2,6 milyon dolar oldu. Üçüncü sıradaki Mısır’a 2017 yılının Ocak-Şubat döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri 390 bin dolar olarak kaydedilirken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 373,1 artışla 1,8 milyon dolar oldu. Dördüncü sıradaki İran’a 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri 1,5 milyon dolar olarak kayda geçti. 2017 yılının aynı döneminde bu rakam 457 bin dolardı. Söz konusu ülkeye yönelik ihracat

artışı yüzde 244,9 oldu. Listenin beşinci sırasında ise Almanya bulunuyor. 2017 yılının Ocak-Şubat döneminde söz konusu ülkeye ihraç edilen ürünlerin değeri 1 milyon dolarken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 36 artışla 1,3 milyon dolar oldu.

2018 yılının Ocak-Şubat döneminde Türkiye geneli ambalaj makineleri ürün grubunda en fazla ihracat artışı yüzde 462,7 ile İngiltere’de yaşandı. Bu ülkenin ardından yüzde 373,1 ile Mısır ikinci sırada gelirken yüzde 333,1 ile Kazakistan üçüncü sırada yer aldı.

AMBALAJ MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK - 28 ŞUBAT)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

CEZAYİR

0,07

1,7

IRAK

0,1

1,6

ÜLKE

(%) DEĞİŞİM (2018/2017)

$/KG

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

24,1

0,09

2,8

29,2

35,9

64,8

12,9

0,1

2,6

19,9

5,4

62,5

MISIR

0,01

0,3

20,0

0,06

1,8

28,6

230,6

373,1

İRAN

0,04

0,4

10,1

0,1

1,5

10,2

240,0

244,9

ALMANYA

0,08

1,0

11,9

0,1

1,3

11,7

38,2

36,0

İTALYA

0,02

0,8

42,2

0,06

1,1

16,5

232,9

30,0

ÖZBEKİSTAN

0,02

0,3

16,0

0,03

1,1

29,6

79,7

231,1

İNGİLTERE

0,01

0,1

11,4

0,01

0,9

51,3

25,1

462,7

SUUDİ ARABİSTAN KAZAKİSTAN MAL GRUBU TOPLAMI

108

2018 YILI MİKTAR (BİN TON)

0,04

1,3

30,3

0,05

0,7

15,2

15,1

-42,2

0,0007

0,1

20,5

0,09

0,6

7,3

1.121,6

333,1

1,3

22,4

17,1

1,7

29,7

17,4

30,1

32,7


GIDA MAKİNELERİ Gıda sanayi makineleri ihracatı 2017 yılının Ocak-Şubat döneminde 65,6 milyon dolarken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 13,9 artışla 74,8 milyon dolar seviyesine yükseldi. Gıda sanayi makineleri kaleminde 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde en fazla ihracat gerçekleştirilen ülke 7,5 milyon dolarla Cezayir oldu. 2017 yılının aynı döneminde Cezayir’e 7 milyon dolar-

lık ihracat gerçekleştirilmişti. Söz konusu ülkeye yönelik ihracat yüzde 6,3 arttı. İkinci sırada bulunan Özbekistan’a 2017 yılının Ocak-Şubat döneminde 5,5 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 3,3 artışla 5,6 milyon dolar oldu. Listenin üçüncü sırasında yer alan Sudan’a 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde 5,3 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2017

yılının aynı döneminde bu rakam 164 bin dolar seviyesindeydi. Sudan’a yönelik ihracat yüzde 3.160,1 arttı. Dördüncü sırada bulunan Mısır’a 2017 yılının Ocak-Şubat döneminde 3 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirilirken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 37,7 artışla 4,2 milyon dolar oldu. Beşinci sıradaki Angola’ya 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde 4 milyon dolar değerinde gıda sa-

nayi makineleri ihracatı gerçekleştirildi. 2017 yılının aynı döneminde bu rakam 27 bin dolardı. Angola’ya yönelik ihracat atışı yüzde 14.567 oldu. 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde Türkiye geneli gıda sanayi makineleri sektöründe en fazla ihracat artışının yaşandığı ülke yüzde 14.567 ile Angola oldu. Sudan yüzde 3.160,1 ile ikinci, Kazakistan ise yüzde 285,3 ile üçüncü sırada yer aldı.

GIDA MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK - 28 ŞUBAT)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

CEZAYİR

1,7

7,0

ÖZBEKİSTAN

1,9

SUDAN MISIR

ÜLKE

ANGOLA

2018 YILI

(%) DEĞİŞİM (2018/2017)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

4,0

1,6

7,5

4,5

-6,2

6,3

5,5

2,8

1,1

5,6

5,1

-42,6

3,3

0,01

0,1

12,8

0,4

5,3

10,8

3.753,5

3.160,1

0,6

3,0

5,1

0,8

4,2

5,0

41,1

37,7

0,0003

0,02

7,6

0,4

4,0

9,4

11.682,4

14.567,0

IRAK

0,4

2,0

4,5

0,9

3,2

3,4

117,1

63,5

KAZAKİSTAN

0,1

0,7

5,4

0,3

2,8

7,9

165,3

285,3

RUSYA

0,2

1,7

-

0,3

2,7

8,3

50,1

54,9

İRAN

1,2

4,4

3,5

0,8

2,4

2,9

-36,4

-46,0

AZERBAYCAN

0,1

0,8

-

0,2

1,9

7,4

39,0

123,6

12,4

65,6

5,3

12,2

74,8

6,1

-2,2

13,9

MAL GRUBU TOPLAMI

109


göstergeler

HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ Hadde ve döküm makineleri sektöründe 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde 61,1 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirildi. 2017 yılının aynı döneminde bu rakam 50,1 milyon dolardı. Hadde ve döküm makineleri ürün grubundaki ihracat artışı yüzde 22 oldu. Hadde ve döküm makineleri mal grubunda 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde 11,8 milyon dolarla en fazla Almanya’ya ihracat gerçekleştirildi. 2017 yılının aynı döneminde bu rakam 7,7 milyon dolardı. Almanya’ya yönelik ihracat artışı yüzde 51,9 oldu. Listenin ikinci sırasında yer alan Cezayir’e 2017 yılının Ocak-Şubat döneminde 1,4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 392,4 artışla 6,9 milyon dolar olarak kayda geçti. Üçüncü sıradaki İtalya’ya 2018 yılının OcakŞubat döneminde 5,7 milyon dolar değerinde ürün ihraç edildi. 2017 yılının aynı döneminde bu rakam 3 milyon dolardı. İtalya’ya yönelik ihracat artışı yüzde 85,1 oldu. Dördüncü sırada bulunan Rusya’ya 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde 3,5 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Listenin beşinci sırasındaki İran’a 2018 yılının Ocak-

Şubat döneminde 3,1 milyon dolar değerinde hadde ve döküm makinesi ihraç edildi. 2017 yılının aynı döneminde bu rakam 1,8 milyon dolar seviyesindeydi. İran’a yönelik ihracat artışı yüzde 66,7 oldu. 2018 yılının Ocak-Şubat döneminde

Türkiye geneli hadde ve döküm makineleri sektöründe ihracat artışının en fazla yaşandığı ülke yüzde 392,4 ile Cezayir oldu. İkinci sırada yüzde 91,7 ile Mısır yer alırken söz konusu ülkeyi yüzde 85,1 ile İtalya üçüncü sırada takip etti.

HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK - 28 ŞUBAT)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

ALMANYA

1,1

7,7

CEZAYİR

0,1

1,4

İTALYA

0,5

RUSYA

0,2

İRAN

(%) DEĞİŞİM (2018/2017)

$/KG

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

7,0

1,2

11,8

9,8

8,2

51,9

10,5

0,7

6,9

9,8

427,5

392,4

3,0

6,0

0,9

5,7

6,1

82,8

85,1

4,3

19,0

0,1

3,5

19,0

-18,9

-18,7

0,2

1,8

8,5

0,1

3,1

16,5

-14,3

66,7

ROMANYA

0,3

2,1

5,7

0,2

2,6

9,1

-25,4

19,3

BULGARİSTAN

0,1

2,9

27,2

0,1

2,1

11,6

72,5

-26,5

İSPANYA

0,08

1,2

15,2

0,1

1,8

10,0

115,2

41,6

MISIR

0,1

0,9

6,0

0,3

1,7

5,1

123,1

91,7

SUUDİ ARABİSTAN

0,3

1,3

3,9

0,1

1,6

10,8

-55,7

22,9

MAL GRUBU TOPLAMI

6,6

50,1

7,5

7,3

61,1

8,3

10,2

22

ÜLKE

110

2018 YILI MİKTAR (BİN TON)


ISITICILAR VE FIRINLAR Isıtıcılar ve fırınlar ürün grubunda 2017 yılının 1 Ocak-28 Şubat döneminde 19,1 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 33,4 artışla 25,5 milyon dolara yükseldi. Isıtıcılar ve fırınlar ürün grubunda 2018 yılının 1 Ocak28 Şubat döneminde 2017 yılının aynı dönemine göre yüzde 32,1 artışla en fazla Almanya’ya ihracat gerçekleştirildi. 2017 yılının 1 Ocak-28 Şubat döneminde Almanya’ya yönelik Isıtıcılar ve fırınlar ihracatı 5,9 milyon dolarken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam 7,8 milyon dolar oldu. İhracat listesinin ikinci sırasındaki Fransa’ya 2018 yılının 1 Ocak-28 Şubat döneminde 4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2017 yılının aynı döneminde bu rakam 3 milyon dolar seviyesindeydi. Fransa’ya yönelik ihracat yüzde 34,4 arttı. Listenin üçüncü sırasında ise

2018 yılının 1 Ocak-28 Şubat dönemi itibarıyla 1,5 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilen Kanada bulunuyor. 2017 yılında Kanada’ya ihraç edilen ürünlerin değeri 1,3 milyon dolar seviyesindeydi. Söz konusu ülkeye yönelik ihracattaki artış yüzde 14,9 oldu. Listenin dördüncü ve beşinci sırasında ise sı-

rasıyla İngiltere ve ABD bulunuyor. Dördüncü sıradaki İngiltere’ye 2017 yılının 1 Ocak-28 Şubat döneminde 1 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 46,2 artışla 1,4 milyon dolar olarak kaydedildi. Beşinci sıradaki ABD’ye 2018 yılının 1 Ocak-28 Şubat dö-

neminde 1,4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2018 yılının 1 Ocak-28 Şubat döneminde ısıtıcılar ve fırınlar mal grubunda en fazla ihracat artışı yüzde 533,5 ile Cezayir’de yaşandı. Bu ülkenin ardından yüzde 75,9 ile İran gelirken yüzde 46,7 ile Polonya üçüncü sırada yer aldı.

ISITICILAR VE FIRINLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK - 28 ŞUBAT)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

ALMANYA

0,3

5,9

FRANSA

0,3

ÜLKE

2018 YILI

(%) DEĞİŞİM (2018/2017)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

16,9

0,4

7,8

19,2

16,7

32,1

3,0

9,4

0,3

4,0

11,0

14,7

34,4

KANADA

0,04

1,3

31,7

0,05

1,5

29,9

21,8

14,9

İNGİLTERE

0,1

1,0

6,3

0,2

1,4

5,5

65,8

46,2

ABD

0,1

1,7

11,2

0,1

1,4

14,1

-36,3

-19,7

ÇİN

0,08

0,9

10,9

0,1

1,2

8,9

64,0

33,5

CEZAYİR

0,006

0,1

30,8

0,05

1,2

21,7

798,2

533,5

AVUSTURYA

0,05

0,6

11,6

0,06

0,8

13,3

7,6

23,3

POLONYA

0,1

0,5

4,5

0,1

0,7

5,1

29,8

46,7

İRAN

0,02

0,3

12,8

0,07

0,5

7,8

187,6

75,9

MAL GRUBU TOPLAMI

1,7

19,1

11,2

2,1

25,5

12,0

24,4

33,4

111


göstergeler

KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME MAKİNELERİ Kauçuk, plastik, lastik işleme makineleri aksam ve parçaları sektöründe 2017 yılının 1 Ocak-28 Şubat döneminde 19,3 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirilirken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde36,7 artışla 26,4 milyon dolar oldu. Kauçuk, plastik, lastik işleme makineleri mal grubunda 2018 yılının 1 Ocak-28 Şubat döneminde en fazla ihracat 2,5 milyon dolarla Rusya’ya gerçekleştirildi. 2017 yılının aynı döneminde bu rakam 1,4 milyon dolardı. Rusya’ya yönelik ihracat yüzde 76,1 arttı. Listenin ikinci sırasında yer alan İran’a 2017 yılının 1 Ocak-28 Şubat döneminde 519 bin dolar değerinde ürün ihraç edilirken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 206 artışla 1,5 milyon dolar oldu. Listenin üçüncü sırasındaki Romanya’ya 2017 yılının 1 Ocak-28 Şubat döneminde 1,2 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirilirken

2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 25,7 artışla 1,5 milyon dolar oldu. Dördüncü sırada bulunan Cezayir’e 2018 yılının 1 Ocak28 Şubat döneminde 1,3 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Beşinci sıradaki Avrupa Serbest Bölgesi’ne

2017 yılının 1 Ocak-28 Şubat döneminde 190 bin dolar değerinde ürün ihraç edilirken 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 495,5 artışla 1,1 milyon dolar oldu. 2018 yılının 1 Ocak-28 Şubat döneminde Türkiye geneli kauçuk, plastik, lastik iş-

leme makineleri sektöründe ihracat artışının en fazla yaşandığı ülke yüzde 1.406,1 ile Özbekistan oldu. Listenin ikinci sırasında yüzde 495,9 Avrupa Serbest Bölgesi yer alırken söz konusu ülkeyi yüzde 206 ihracat artışıyla İran üçüncü sırada izledi.

KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK - 28 ŞUBAT)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI

112

ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

RUSYA

0,1

1,4

İRAN

0,06

ROMANYA CEZAYİR

2018 YILI

(%) DEĞİŞİM (2018/2017)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

12,6

0,1

2,5

17,4

27,4

76,1

0,5

7,5

0,1

1,5

8,5

169,6

206,0

0,09

1,2

12,5

0,2

1,5

7,6

106,8

25,7

0,1

1,8

13,0

0,1

1,3

10,3

-3,6

-23,1

AVRUPA SERBEST BÖLGESİ

0,02

0,1

8,3

0,2

1,1

3,8

1.195,6

495,9

ÖZBEKİSTAN

0,03

0,07

2,2

0,1

1,0

8,8

275,8

1.406,1

ALMANYA

0,07

0,7

10,2

0,09

1,0

12,0

24,7

45,6

IRAK

0,04

0,4

8,7

0,1

1,0

7,0

222,9

160,2

SUUDİ ARABİSTAN

0,06

0,4

7,6

01

1,0

9,2

77,9

115,6

AZERBAYCAN

0,05

0,4

7,7

0,1

1,0

5,2

261,8

143,4

MAL GRUBU TOPLAMI

1,7

19,3

10,9

2,7

26,4

9,5

57,4

36,7


MAKİNE SEKTÖRÜNÜN TAMAMI İTİBARIYLA İHRACAT GERÇEKLEŞTİRİLEN İLK 20 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK - 28 ŞUBAT)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

ALMANYA

21

ABD

5

ÜLKE

2018 YILI

(%) DEĞİŞİM (2018/2017)

BİRİM FİYAT ($/KG)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

BİRİM FİYAT ($/KG)

185

8,9

22

215

9,9

3,6

16,0

61

11,6

5

70

14,5

-7,9

14,7

MİKTAR

DEĞER

İTALYA

11

50

4,5

12

63

5,3

7,2

26,7

İNGİLTERE

14

49

3,6

14

62

4,4

4,6

26,9

ROMANYA

4

30

7,1

6

54

9,5

34,1

79,0

FRANSA

9

34

3,9

11

52

4,9

24,7

53,7

İSPANYA

7

26

3,8

7

34

4,9

1,4

30,7 -25,0

İRAN

8

46

5,4

5

34

6,3

-35,3

CEZAYİR

5

26

4,8

4

32

7,9

-23,7

25,3

POLONYA

3

19

6,2

4

26

5,9

41,9

35,1

RUSYA

2

16

6,5

4

25

6,5

54,9

55,2

ÖZBEKİSTAN

2

10

4,6

3

21

7,1

42,7

117,1

FAS

3

17

5,7

3

20

6,7

0,5

17,2 95,3

ÇİN

1

10

8,1

3

19

6,5

144,5

IRAK

4

19

4,8

4

18

5,0

-8,4

-5,0

HOLLANDA

2

9

4,5

4

17

4,9

76,8

93,3

BELÇİKA

3

13

4,2

3

15

5,6

-11,4

17,4

HİNDİSTAN

2

12

6,9

2

13

7,0

11,1

13,9

AZERBAYCAN

2

10

5,7

2

13

5,6

30,6

29,4

MISIR

3

13

4,2

3

12

3,7

13,6

-1,0

DİĞER

56

312

5,6

64

371

5,8

15,0

18,7

167

965

5,8

184

1.187

6,4

10,1

22,9

TOPLAM

TÜRKİYE’NİN ÜLKELERE GÖRE GENEL İHRACATI (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK - 28 ŞUBAT) 2017 YILI ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

2018 YILI DEĞER (MİLYON $)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

ALMANYA

265

1.104

296

1.307

İNGİLTERE

212

666

262

742

İTALYA

412

614

513

718

ABD

560

508

420

611

İSPANYA

435

446

582

584

FRANSA

137

498

192

580

IRAK

685

622

704

566

HOLLANDA

175

274

280

406

BELÇİKA

127

217

172

300

ROMANYA

122

193

182

297

İSRAİL

306

218

338

293

POLONYA

71

223

81

272

İRAN

142

272

212

266

RUSYA

159

149

175

248

ÇİN

538

218

635

227

MISIR

183

156

219

218

BULGARİSTAN

97

165

181

215

SUUDİ ARABİSTAN

136

205

123

176

YUNANİSTAN

143

95

240

171

FAS

91

113

96

141

DİĞER

3.872

3.523

3.828

3.850

TOPLAM

8.875

10.486

9.741

12.197

113


fuarlar

POLONYA PLASTPOL Plastik 22-25 Mayıs 2018 @Kielce

ALMANYA IFAT Çevre Koruma ve Teknolojileri 14-18 Mayıs 2018 @Münih ACHEMA Kimya Teknolojileri 11-15 Haziran 2018 @Frankfurt

ABD NPE 2018 Plastik 7-11 Mayıs 2018 @Orlanda IMTS Metal İşleme Teknolojileri 10-15 Eylül 2018 @Şikago

MAYIS 2018 HAZİRAN 2018 EYLÜL 2018 EKİM 2018 KASIM 2018 ARALIK 2018

114

IAA COMMERCIAL VEHICLES İş Makineleri, Ticari Araçlar 20-27 Eylül 2018 @Hannover EUROBLECH Metal İşleme Teknolojileri 23-26 Ekim 2018 @Hannover


RUSYA

GÜRCİSTAN

METALLOOBRABOTKA Metal İşleme Teknolojileri 14-18 Mayıs 2018 @Moskova

AQUA-THERM TIFLIS Isıtma, Soğutma, Klima ve Tesisat Aralık 2018 @Tiflis

AGROSALON Tarım Makineleri 9-12 Ekim 2018 @Moskova

İRAN TAHRAN SANAYI FUARI Sanayi Fuarı 6-9 Ekim 2018 @Tahran IRAN HVAC&R Isıtma, Soğutma, Klima ve Tesisat 23-26 Ekim 2018 @Tahran

ÇİN WMF/CIFF Ağaç İşleme Makineleri 10-13 Eylül 2018 @Şangay

BAE

İTALYA PLAST 2018 Plastik 29 Mayıs-1 Haziran 2018 @Milano EIMA Tarım Makinaları 7-11 Kasım 2018 @Bologna

DUBAI BIG 5 Yapı ve İnşaat 26-29 Kasım 2018 @BAE

CEMAT İç Lojistik Ekipmanları, Otomasyon, Forklift, Lojistik Teknolojileri, Taşıma Ekipmanları, Nakliye Sistemleri 6-9 Kasım 2018 @Şangay

VİETNAM VTG THE 18TH VIETNAM INT’L TEXTILE AND GARMENT INDUSTRY EXHIBITION Tekstil ve Konfeksiyon Makineleri 21-24 Kasım 2018 @Ho Chi Minh City

BAUMA CHINA İş ve İnşaat Makinaları, Madencilik Makine ve Ekipmanları, Beton Makine ve Ekipmanları, Asfalt Üretim Tesisleri, Komponentler 27-30 Kasım 2018 @Şangay

ENDONEZYA MACHINETOOL INDONESIA Metal İşleme Teknolojileri 5-8 Aralık 2018 @Cakarta

115


adresler Makine İhracatçıları Birliği (MAİB).....................................................................................................0312 447 27 40............................................................ www.makinebirlik.com Türkiye’nin Makinecileri.........................................................................................................................0312 447 27 40........................................... www.turkiyeninmakinecileri.org Makine İmalat Sanayi Dernekleri Federasyonu (MAKFED)........................................................0312 426 40 50.......................................................................www.makfed.org Makine Sanayi Sektör Platformu (MSSP)........................................................................................0312 447 27 40.............................................. ...www.turkmakinesanayi.com TURQUM.......................................................................................................................................................0312 447 27 40..................................................................... www.turqum.com

RESMİ KURUMLAR Ekonomi Bakanlığı...................................................................................................................................0312 204 75 00.................................................................www.ekonomi.gov.tr Maliye Bakanlığı........................................................................................................................................0312 415 29 00.....................................................................www.maliye.gov.tr Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı..................................................................................................0312 201 50 00.....................................................................www.sanayi.gov.tr Gümrük ve Ticaret Bakanlığı................................................................................................................0312 449 10 00...........................................................................www.gtb.gov.tr Kalkınma Bakanlığı..................................................................................................................................0312 294 50 00................................................................www.kalkinma.gov.tr Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği.......................................................................................................0312 218 20 00........................................................................ www.tobb.org.tr Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu...............................................................................................................0212 339 50 00......................................................................... www.deik.org.tr Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı.................................................................................0312 939 70 00.......................................................................... www.tika.gov.tr Türkiye İstatistik Kurumu......................................................................................................................0312 410 04 10..........................................................................www.tuik.gov.tr Hazine Müsteşarlığı.................................................................................................................................0312 204 60 00.................................................................... www.hazine.gov.tr TÜBİTAK........................................................................................................................................................0312 468 53 00....................................................................www.tubitak.gov.tr

SEKTÖREL ÖRGÜTLER Ağaç İşleme Makine ve Yan Sanayisi İş Adamları Derneği (AİMSAD).....................................0216 511 56 12 ...................................................................... www.aimsad.org Akışkan Gücü Derneği (AKDER)...........................................................................................................0212 210 34 23...........................................................................www.akder.org Ambalaj Makinecileri Derneği (AMD)................................................................................................0216 545 49 48.........................................................................www.amd.org.tr Anadolu Asansörcüler Derneği (ANASDER)....................................................................................0312 232 06 40..................................................................www.anasder.org.tr Anadolu Un Sanayicileri Derneği (AUSD).........................................................................................0312 281 04 68........................................................................www.ausd.org.tr Araç ve Araç Üstü Ekipman ve İş Mak. Üreticileri Birliği Der. (ARÜSDER)............................0312 440 18 43.......................................................................www.arusder.org Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği (AYSAD)...................................................0216 326 49 51......................................................................www.aysad.org.tr Bağlantı Elemanları Sanayici ve İşadamları Derneği (BESİAD)...............................................0212 609 06 35...........................................................www.besiadturkey.com Elektrikli Vinç İmalatçıları Birliği Derneği (TEVİD).......................................................................0530 147 87 09............................................................................ www.tevid.org Endüstriyel Fırın Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (EFSİAD)..............................................0216 906 00 22......................................................................www.efsiad.org.tr Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği (ENOSAD)...........................................................0216 469 46 96....................................................................... www.enosad.org İklimlendirme, Soğutma, Klima İmalatçıları Derneği (İSKİD).................................................0216 469 44 96.........................................................................www.iskid.org.tr İMES Sanayi Sitesi (İMES).....................................................................................................................0 216 364 33 47........................................................................... www.imes.org İstif Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Derneği (İSDER).............................................0216 467 09 46........................................................................www.isder.org.tr İş ve İnşaat Makineleri Kümelenmesi (İŞİM)..................................................................................0312 385 50 90......................................................................... www.isim.org.tr İş Makinaları Mühendisleri Birliği (İMMB).......................................................................................0312 385 78 94..........................................................www.ismakinalari.org.tr Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Birliği (KBSB)........................................................................0212 222 81 93............................................................................ www.kbsb.org Makine İmalatçıları Birliği (MİB).........................................................................................................0312 468 37 49..........................................................................www.mib.org.tr OSTİM Organize Sanayi Bölgesi (OSTİM)..........................................................................................0312 385 50 90...................................................................... www.ostim.org.tr Öncü Sanayici İşadamları Derneği (ÖNCÜDER).............................................................................0312 395 73 90....................................................................www.oncuder.com Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER).............................................................................................0212 444 20 85........................................................................ www.pagder.org Sağlık Gereçleri Üreticileri ve Temsilcileri Derneği (SADER)....................................................0312 433 77 88.......................................................................www.sader.org.tr Sakarya İli 2. Organize Sanayii Bölgesi Müteşebbisleri Derneği (S2OSB)...........................0264 654 58 33......................................................................www.s2osb.org.tr Sakarya Makina İmalatçıları Birliği (SAMİB)..................................................................................0264 241 05 57..................................................................... www.samib.org.tr Tekstil Makine ve Aksesuarları Sanayicileri Derneği (TEMSAD)..............................................0212 552 76 60.....................................................................www.temsad.com Tıbbi Cihaz Üretici ve Tedarikçi Dernekleri Federasyonu (TÜMDEF)......................................0312 468 69 84........................................................................www.tumdef.org Tüm Asansör Sanayici ve İşadamları Derneği (TASİAD).............................................................0216 324 94 36..................................................................... www.tasiad.org.tr Türkiye Makine ve Teçhizat İmalatı Meclisi.....................................................................................0312 218 20 00........................................................................ www.tobb.org.tr Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB)........................................................................0850 495 0 666................................................................... www.tmmob.org.tr Türk Pompa ve Vana Sanayicileri Derneği (POMSAD).................................................................0312 255 10 73..................................................................www.pomsad.org.tr Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği (TÜDÖKSAD).......................................................................0212 267 13 92............................................................... www.tudoksad.org.tr Türkiye İş Makineleri Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER)......................................0216 477 70 77...................................................................... www.imder.org.tr Türkiye Mermer Doğaltaş ve Makineleri Üreticileri Birliği (TÜMMER)...................................0312 440 83 63..................................................................www.tummer.org.tr Türk Tarım Alet ve Makineleri İmalatçıları Birliği (TARMAKBİR)..............................................0312 419 37 94...................................................................www.tarmakbir.org Unlu Mamül Makineleri Üreticiler Birliği (TUMMAB)....................................................................0224 360 62 91.....................................................................www.tummab.org

116


KURULUM

BAKIM

DESTEK

DANIŞMANLIK


AHS 30 / 150

METALE

4 TOPLU SİLİNDİR BÜKME MAKİNESİ

HAYAT VEREN

MAKİNELER

APK 1000 PROFİL BÜKME MAKİNESİ

HEB - 1000 Zor Yoldan (Kılıcına) 50.000 mm Çap

AHS 10500 CNC 4 VALSLİ HİDROLİK SİLİNDİR BÜKME MAKİNESİ

Akçalar Sanayi Bölgesi, Sanayi cad. No:8/A 16225 Akçalar / BURSA / TÜRKİYE Tel : + 90 224 280 75 00 Fax : + 90 224 280 75 01 Email : info@akyapak.com.tr


e d z i n i v i ş ar

Moment Expo, 10 yılda 10 kitap ve yedi Almanak yayınladı. 2011’den bu yana hazırlanan Almanak’larımız Türkiye’nin Makinecileri’nin faaliyetlerini, makine imalat sektörlerinin yıllık gelişimini, Moment Expo’nun içerik özetini okuyucularıyla paylaşıyor. Sektörün arşiv belgeleri olma misyonunu üstlenen Almanak’larımız 2017’nin yıllık bilançosunu sunuyor.

www.moment-expo.com


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.