Moment 111 web tr

Page 1

Ağustos 2017

Makine İhracatçıları Birliği Aylık Dergisi

Sayı: 111





başkandan

İHALE ŞARTNAMELERİ YERLİ ÜRÜN LEHİNE DÜZENLENMELİ

ADNAN DALGAKIRAN Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı

Makine sektöründe Türkiye’nin en büyük pazarı Avrupa ülkeleridir. Makinelerimizin ihracattaki kilogram değeriyse altı dolar seviyesinde. Bizim bu rakamı 20 dolara yükseltmemiz gerekli. Bir makinenin daha yüksek katma değerli olabilmesi içinse elektronik ve yazılım sektörlerinin gelişmiş olması şart. Ancak Türkiye’de bu sektörler henüz istenilen seviyede değil. Türkiye’yi orta gelir tuzağından kurtarıp yüksek gelirli ülke seviyesine getirmemiz gerekiyor. Teknolojinizi ancak devlet olarak o alana yoğun bir ilgi gösterip belli bir strateji doğrultusunda hareket ederek geliştirebilirsiniz. Bu aynı zamanda sizin insan kaynağınızla da doğru orantılıdır. Ar-Ge için gökten para yağdırsanız da eğer o nitelikte insan kaynağınız yoksa hiç bir şey ifade etmez. Bizim nitelikli insan kaynağı konusunda çok ciddi problemlerimiz var ve bununla yüzleşmemiz gerekiyor. Sektörümüz yıllık 14 milyar dolar civarında ihracat, 28 milyar dolara yakın da ithalat gerçekleştiriyor. İthal edilen 28 milyar dolarlık makinenin yüzde 70’i Türkiye’de üretildiği halde ithal ediliyor. Bu durumun bir kaç sebebi var. “Yabancı yaparsa iyi yapar!” anlayışı bizde hala yerleşik bir anlayıştır. Türk makinelerinin fiyatları Avrupalılara göre daha ucuz olsa da kötü ürünlerle karşılaşanların bu durumu, daha sonraki yerli makine tercihlerini de olumsuz etkiliyor. Ayrıca Türkiye’de üretilmeyen teknolojik makineler var. Sektörün en büyük problemlerinden bir diğeri de, çok küçük işletmelerden oluşması. Büyüyen firmalar mevcut olsa da bunların sayısı bir hayli az. Çünkü büyümek oldukça zor bir iş. Şu anlamda da zor; bir konuda bir makineyi Almanya’da üreten dört firma varken Türkiye’de üreten 74 firma var ve bu 74 firma Almanya’daki bir firma kadar bile üretim gerçekleştiremiyor. Çünkü bu firmalar mühendisliğe ve organizasyona yatırım yapamıyor. Kamu sektörü artık bütün dünyadaki en büyük alıcılardan biri. Bütün dünya ülkeleri kamu alımlarından pay alabilmek için stratejiler hazırlıyor. Çin’in kalkınmasındaki en önemli unsurlardan biri, kamu alımlarını stratejisinin bir parçası haline getirmesidir. Bizde de kamu ihalelerinde yerli ürünün yüzde 15 pahalı bile olsa alınması hususunda bir düzenleme yapıldı. Yerli makineler yabancı muadillerine göre çok pahalı değil. Dolayısıyla bizim imal ettiğimiz makineler onlarla rekabet edebiliyor. Buradaki sorun ihale şartnamelerinin ithal ürünlere göre hazırlanmış olmasıdır. 50 yıldır buna göre şartnameler hazırlanıyor. Dolayısıyla kamunun ihale şartnamelerini yenilemesi gerekiyor. Bizler bu noktadaki taleplerimizi kamuya ilettik ve söz konusu durumla ilgili çalışmalar yapıldığını öğrendik. Kamu yöneticileri de mevcut durumun değişmesi gerektiğini biliyor.

3



içindekiler gündem

syf9

9 GÜNDEM SANAYİ ÜRÜNLERİ İÇİN SATIŞ SONRASI HİZMETLER MEVZUATI HAZIRLANIYOR 10 GÜNDEM İMALATTA YENİ DÖNEM 15 GÜNDEM BİLSEM ROBOT TAKIMI’NDAN ENGELLERI AŞAN BAŞARI 19 GÜNDEM İHRACAT İTHALAT DENGESİNDE REKOR

SANAYİ ÜRÜNLERİ İÇİN SATIŞ SONRASI HİZMETLER MEVZUATI HAZIRLANIYOR gündem

syf10

20 SEKTÖRDEN “SEKTÖRÜMÜZDE DÜNYA SIRALAMASINDA YER ALIYORUZ” 24 SEKTÖRDEN “HIZLI VE DÜŞÜK MALİYETLİ SONDAJ İMKÂNI SAĞLIYORUZ” 28 KAPAK MAKİNE İMALATÇILARIMIZ DÜNYANIN DURAKSAMASINI FIRSATA ÇEVİRDİ 48 ÜLKELERDEN ORTA ASYA’NIN GÜÇ MERKEZİ: ÖZBEKISTAN 60 ÜÇÜNCÜ KUŞAK “KUŞAKTAN KUŞAĞA AKTARILAN DENEYİM, EN ÖNEMLİ KAZANÇ”

İMALATTA YENİ DÖNEM gündem

syf15

64 POZİTİF “KADINLARIN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL, ÖN YARGILAR” 68 AR-GE MERKEZİ “AR-GE’NİN BİR KÜLTÜR HALİNE GELMESİ GEREKİYOR” 72 RÖPORTAJ “AHK TÜRKİYE FİKİRLERİ GİRİŞİMLERE ÇEVİRİYOR” 76 AKADEMİK “BİLİMSEL VE TEKNOLOJİK GELİŞMEYE KATKI SUNUYORUZ” 82 MAKALE EKO-TASARIM YEŞİL MAKİNELERE DOĞRU 86 MAKALE SANAYİDE DEVRİM KONUSU

BİLSEM ROBOT TAKIMI’NDAN ENGELLERI AŞAN BAŞARI kapak

syf28

88

FUAR ROTASI FUAR ROTALARINA YAKIN BAKIŞ

92 MAKİNE TARİHİ PAMUK ÜRETIMINDE DEVRIM: ÇIRÇIR MAKINELERI 94 IZ BIRAKANLAR SEKTÖRDE İLKLERİN ÖNCÜSÜ TÜRKER GÜNDÜZ ARAMIZDAN AYRILDI 96 ARAŞTIRMA YÖNETİCİSİZ YÖNETİM MÜMKÜN MÜ? 99 GÖSTERGELER 113 RAKAMLAR 114 FUARLAR

MAKİNE İMALATÇILARIMIZ DÜNYANIN DURAKSAMASINI FIRSATA ÇEVİRDİ

116 ADRESLER 117 MOMENT in ENGLISH

5



editörden

TUGAY SOYKAN

DÜNYA DURDU, BİZ KOŞTUK Yurt içi ve yurt dışında yaşanan ekonomik ve politik sorunlara, ihraç pazarlarındaki istikrarsızlıklara ve dünya genelinde giderek güçlenen korumacı politikalara yani her şeye rağmen Türk makine sektörü, imalat sanayisi içindeki performansında başarılı bir grafik çizmeye devam ediyor. Rakamlar, sektörün başarı grafiğindeki artış trendini 2017 yılının ilk yarısında da sürdürdüğünü gösteriyor. Dünya yerinde sayarken son sekiz yılda büyümesini bütün rakiplerinden daha hızlı gerçekleştirip ihracatını yediden fazla katlayan Türk makine imalat sektörü, durgunluk zamanlarını iyi değerlendirdi. Hal böyle olunca bizlerde bu sayımızın kapak konusunu Türk makine imalat sektörlerinin 2017 yılı ilk altı aylık performansına ayırdık. Makine sektörünün; ihracat, imalat, yatırım, istihdam ve verimlilik gibi alanlarda ortaya koyduğu performansını, TOBB Türkiye Makina ve Techizat Meclisi Danışmanı Doç. Dr. Ruhi Gürdal tarafından kaleme alınan “2017 Yılı İlk Yarı Sektördeki Temel Göstergelerdeki Gelişmeler” başlıklı çalışma çerçevesinde ele aldığımız kapak konumuzda, sektördeki gidişatı tüm yönleri ile gözler önüne serdik. İmalat sanayi nezdinde makine sektörünü de yakından ilgilendiren “Üretim Reform Paketi” ise gündem sayfalarımızın önemli başlıklarından biri oldu. İş dünyasının taleplerine yönelik beklentilerin karşılık bulduğu, yeni endüstri bölgeleri ve teknoloji transfer ofislerinin kurulması, üniversitelerin Ar-Ge faaliyetlerindeki etkinliklerinin artırılması, sanayi sicil düzenlemeleri, vergi ve harç muafiyetleri, OSB’lere bedelsiz arsa tahsisi gibi konuları içeren Üretim Reform Paketi ile ilgili tüm detayları gündem sayfalarımızda okuma fırsatı bulacaksınız. Her sayımızda yer verdiğimiz Sektörden bölümümüzde ise konuk ettiğimiz isimler; beton parke taşı ve beton boru makinelerinin imalatı alanında çalışmalarını sürdüren Mustafa Yontar firması ile sondaj makinesi üretiminde iddialı aktörlerden biri olan Son-Mak olarak karşımıza çıkıyor. Üçüncü Kuşak bölümünde sizlerle buluşturduğumuz Bilgili Makina’nın üçüncü kuşak temsilcisi Mehmet Bilgili, küçük yaşlardan itibaren üretimin içinde olmasının kendisine neler kazandırdığını anlatırken; erkek egemen bir sektörde başarılı bir kadın yönetici olarak karşımıza çıkan Güralp Vinç Ar-Ge Müdürü Funda Sunaoğulları ile başarıya giden yolu, iş dünyasının kadına bakışını ve belki daha önemlisi kadının iş hayatında başarabileceğine nasıl inanacağını konuştuk. Geçtiğimiz yıl Aralık ayında Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan Ar-Ge merkezi lisansı alan Ektam Makine Ar-Ge Merkezi konuğumuz oldu. Dergimizin yenilenen çizgisiyle her sayıda yer vermeye gayret ettiğimiz yabancı sanayi ve ticaret odalarının bulunduğu bölümde bu sayı, Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası (AHK Türkiye) yer aldı. Alman şirketlerinin Türkiye’deki ticari çıkarlarını temsil ederken, Almanya’daki Türk şirketlerinin girişimlerine de destek veren kurumun kuruluş hikayesini ve işleyişini AHK Türkiye Genel Sekreteri ve Yönetim Kurulu Üyesi Jan Nöther’e sorduk. Sıraladığımız bu başlıklar ve daha fazlası dergimizin 111’inci sayısında siz değerli okuyucularımızı bekliyor. Sağlık, barış ve mutluluk içinde kalın Keyifli okumalar

MAKİNE İHRACATÇILARI BİRLİĞİ ADINA SAHİBİ Özkan AYDIN

SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Tugay SOYKAN (tugaysoykan@origamimedya.com)

KATKIDA BULUNANLAR Muhammet BEY (muhammet@origamimedya.com)

YAYIN KURULU BAŞKANI Adnan DALGAKIRAN

EDİTÖR Hüsne PAMUK (husne@origamimedya.com)

YAYIN KURULU Kutlu KARAVELİOĞLU,Sevda Kayhan YILMAZ, Necmettin ÖZTÜRK, Hüseyin DURMAZ, Ali EREN, Tamer GÜVEN, Ferdi Murat GÜL, Mehmet AĞRİKLİ, Zeynep ARMAĞAN, Menderes AKAR, Özkan AYDIN, Esra ARPINAR, Mehtap ÖNAL, Erinç TARHAN

MUHABİR Volkan ÜKÜNÇ (volkan@origamimedya.com) Tolga ÇATAL (tolga@origamimedya.com)

YAYIN ADRESİ Mecidiyeköy Mah. Atakan Sok. No: 6/7 Şişli / İstanbul T: +90 212 252 87 76 - 77 F: +90 212 211 40 70

YAYINA HAZIRLAYANLAR Origami Medya

REKLAM KOORDİNATÖRÜ Mustafa AK (mustafa@origamimedya.com) GÖRSEL YÖNETMEN Murat CERİT GRAFİK TASARIM Zeynep Esen SARIKAYA

YAYIN TÜRÜ Süreli, Yerel Dergi MAİB GENEL SEKRETERLİĞİ Ceyhun Atuf Kansu Cad. No: 120 Balgat - Çankaya / Ankara Tel: 0312 447 27 40 Faks: 0312 446 96 05

BASKI VE CİLT Belmat Baskı ve Ajans Çözümleri San. Tic. Ltd. Şti. Oruçreis Mh. Tekstil Kent Cad. A7 Blok No: 51 Esenler - İstanbul - Türkiye Tel: 0 212 698 26 28 www.belmatbaski.com MOMENT EXPO Dergisi, Origami Medya tarafından T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanmaktadır. “Moment Expo Dergisi” ibaresi kullanılarak alıntı yapılması izne bağlıdır. Moment Expo Dergisi Makine İhracatçıları Birliği’nin 7.500 adet basılan ücretsiz süreli yayınıdır.

7


DC 550 SK Çift Kafa Kesme Makinesi Double Head Mitre Saw Machine


gündem

SANAYİ ÜRÜNLERİ İÇİN SATIŞ SONRASI HİZMETLER MEVZUATI HAZIRLANIYOR Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü, ağırlıklı olarak makineleri kapsayan sanayi ürünlerinin de “Satış Sonrası Hizmetler Mevzuatı” kapsamına alınmasına yönelik bir çalışma başlattı.

M

akine sektörünü temsilen Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu (MAKFED) Genel Sekreteri Zühtü Bakır başkanlığında TARMAKBİR, MİB, İMDER ve İSDER Genel Sekreterlerinden oluşan heyet, 21 Ağustos’ta Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürü Ahmet Erdal’ı makamında ziyaret ederek Bakanlık ile sektör işbirliği ve çalışma esasları hakkında görüş alışverişinde bulundu. Görüşmede Bakanlık çalışmalarına katkı sağlamak üzere, MAKFED’in üye kuruluşlarıyla bir komisyon kurarak mevzuata yönelik sektörel özellikler hakkında bir rapor oluşturulması kararlaştırıldı.

ler Yönetmeliği esasen, “tüketicileri” kapsıyor. Diğer bir ifadeyle kanunda tarif edilen tüketici dışındaki sanayici, tacir, esnaf, kamu kurumu, okul, hastane, vakıf, dernek, bina yönetimi ve çiftçi gibi tüzel kişiler de bu mevzuat uygulamalarının dışında kalıyor. Dolayısıyla söz konusu tarafların satın aldığı ürünlerin satış sonrası işlemleri, sadece Türk Ticaret Kanu-

nu ve Borçlar Kanunu genel esasları dâhilinde değerlendiriliyor. Mevzuatta bu konuya özel bir yasal düzenlemenin olmaması, tarafların zaman zaman satış sonrası hizmetler bağlamında birtakım sorunlar yaşamasına neden olurken aynı zamanda satış sonrası hizmetlere dair yeterli alt yapısı olmayan ithalatçıların varlığına da sebebiyet veriyor. Bu durum da sanayinin aleyhine haksız rekabete sebep olduğu gibi, kimi son kullanıcıları da mağdur ediyor. Konunun önemine binaen, 24.03.2017 tarihli ve 30017 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “20172020, Türkiye Makina Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı”nda, “Sanayi malları için Satış Sonrası Hizmetler/ Garanti Şartları Uygulaması hususunda çalışma yapılacaktır” hükmü yürürlüğe konuldu. Bu çerçevede Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı sorumluluğundaki eylem üzerine, bu alanda tecrübe birikimi ve altyapısı olan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından çalışma başlatıldı.

HAKSIZ REKABETİN ÖNÜNE GEÇİLECEK 07.11.2013 tarihli ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a dayanılarak 13.06.2014 tarihli ve 29029 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Satış Sonrası Hizmet-

9


gündem

İMALATTA YENİ DÖNEM Kamuoyunda “Üretim Reform Paketi” olarak bilinen ve geçtiğimiz Temmuz ayında yürürlüğe giren “Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve KHK’larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”, Türk imalat sanayisinin güçlenmesine yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

B

ilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından sanayi ve üretime destek olmak amacıyla hazırlanan ve kamuoyunda “zeytinlikler ile meraların yatırıma açılmasına yönelik düzenlemeler nedeniyle” sıkça tartışılan “Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve KHK’larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”, bilindiği Temmuz ayının başında Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Moment Expo’nun 109’uncu sayısında, Kanun çerçevesinde, uygulamada makinelerin de büyük bir bölümünün dahil olduğu kamu alımlarında yerli malı teklif eden istekliler lehine yüzde 15 oranına kadar fiyat avantajı sağlanabilmesi yönünde önemli değişikliklerin getirildiğine değinmiş MAİB ve Türkiye’nin Makinecileri Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran’ın Kanun’un Türk

10

makine imalat sanayilerine katkılarına ilişkin görüşlerini aktarmıştık. Bununla birlikte Kanun, aslında Türk imalat sanayilerinin geliştirilmesi ve üretimin desteklenmesi yönünden birçok düzenlemeyi de içermesi açısından önem arz ediyor. Kanun’un amacı dâhilinde öne çıkan başlıklar arasında ilk akla gelenler ise, iş dünyasının taleplerine yönelik beklentilerin karşılık bulduğu, yeni endüstri bölgeleri ve teknoloji transfer ofislerinin kurulması, üniversitelerin Ar-Ge faaliyetlerindeki etkinliklerinin artırılması, sanayi sicil düzenlemeleri, vergi ve harç muafiyetleri, OSB’lere bedelsiz arsa tahsisi olarak dikkat çekiyor. HAFTA SONU ÇALIŞMA RUHSATI KALDIRILDI Kanun’un getirdiği yeniliklerden ilki, sanayi işletmelerinin hafta tatillerinde çalışabilmek için belediyelerden hafta

sonu çalışma ruhsatı alma zorunluluğunun kaldırılması olurken, Sanayi Sicili Kanunu’ndaki sanayi tanımı kapsamına, bilişim teknolojisi ve yazılım üreten işletmeler de dâhil edildi. Buna göre, sanayi işletmeleri, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nda tutulacak sanayi siciline kaydedilecek ve üretim faaliyetine başlamadan önce sanayi siciline ön kayıt yaptıracak. Kayıt işlemleri, elektronik ortamda olacak, beyannamelerin elden veya posta ile gönderme zorunluluğu kaldırılacak. Sanayi sicilinde kaydı olmadığı tespit edilen sanayi işletmelerine ve süresinde sanayi siciline tescil ettirmeyenler için idari para cezası kesilecek. İşletmelerin organize sanayi bölgeleri, serbest bölgeler, endüstri bölgeleri, teknoloji geliştirme bölgeleri ve sanayi sitelerinde yapacakları yatırımlarda maliyetin azaltılması amacıyla bu bölgelerdeki arsaların tahsisine ilişkin sözleşme ve taahhütnamelerden alı-


gündem nan damga vergisi de yeni Kanun ile kaldırıldı. Söz konusu bölgelerde bulunan arsaların tahsisi nedeniyle şerhi gerektiren işlemleri, arsa ve üzerine inşa edilen binaların tahsis sözleşmeleri uyarınca tahsis edilenlere devir ve tescil işlemleri, arsa üzerine inşa edilen binaların cins değişikliği işlemleri, bundan sonra harçlardan muaf olacak. TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSLERİ Kanuna göre, yükseköğretim kurumları, ArGe ve yenilikçilikle ilgili olarak kamu, özel sektör ile işbirliği yapmak, üretilen bilgi, yapılan buluşları fikri mülkiyet kapsamında koruma altına almak, uygulamaya aktarmak üzere sermaye şirketi statüsünde teknoloji transfer ofisi kurabilecek. Devlet üniversitelerinde fiilen altı yıl çalışan öğretim üyelerine, yurt içi ve yurt dışında alanıyla ilgili Ar-Ge niteliğinde çalışmak üzere bir yıl süreyle ücretli izin verilebilecek. Bununla birlikte, Kanun, idari ve mali özerkliğe sahip, kamu tüzel kişiliğine haiz ve özel bütçeli 13 üyeden oluşan Yükseköğretim Kalite Kurulu’nun kurulmasını da öngörüyor. Buna göre Kurul, yükseköğretim kurumlarının eğitim öğretim ve araştırma faaliyetleri ile idari hizmetlerinin kalite düzeylerine ilişkin ulusal ve uluslararası kalite standartlarına göre değerlendirmeler yapacak, iç, dış kalite güvencesi, akreditasyon süreçleri ve bağımsız dış değerlendirme kurumlarının yetkilendirilmesi süreçlerini yürütecek. Yükseköğretim Programları Danışma Kurulu, yükseköğretim alanındaki istihdam odaklı politikaları oluşturacak, geliştirecek, buna bağlı yeni açılacak eğitim programları ve kontenjanların planlanmasına yönelik süreçlerde öneride bulunacak. Benzer şekilde oluşturulacak Meslek Yüksekokulları Koordinasyon Kurulu ise meslek yüksekokulları ve programların açılmasına yönelik standartların belirlenmesi, mevcut programların geliştirilmesi, izlenmesi, mezunların istihdamı ile lisans tamamlama süreçlerine ilişkin görüş ve önerilerde bulunacak. Organize sanayi bölgelerinde kurulan meslek yüksekokullarında öğrenim gören her bir öğrenci için YÖK bütçesine bu amaçla tahsis edilen ödenekten eğitim desteği verilmesini içeren Kanun, bilimsel araştırma projeleri kapsamında görevlendirilecek tezli yüksek lisans ve doktora programlarındaki öğrencilere de belirlenecek miktarlarda burs verilmesinin de önünü açıyor. YENİ ENDÜSTRİ BÖLGELERİ YOLDA Endüstri Bölgeleri Kanunu’nun amacını da yeniden düzenleyen Kanun, Endüstri Bölgeleri Koordinasyon Kurulu’nun oluşumu-

nu, endüstri bölgelerinin kuruluşunu, ilanını, yatırım izni sürecini, teşvik tedbirlerini ve yönetici şirketin görev ve yetkilerini belirleyen hükümleri de kapsıyor. Buna göre, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, kurum ve kuruluşların veya yönetici şirketin başvurusuna istinaden veya resen yer seçimi yapmak suretiyle endüstri bölgelerinin kurulması önerisinde bulunabilecek. İlan edilen alanlardaki araziler kamulaştırılarak Hazine adına tescil edilecek, Maliye Bakanlığı, endüstri bölgesi olarak kullanılmak üzere Bakanlığa tahsis edecek. Endüstri bölgelerinde yatırım yapmak isteyen yerli ve yabancı gerçek ve tüzel kişilerin Bakanlığa başvurusu üzerine ön yer tahsisi yapılacak. Yine, ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) mevzuatına tabi faaliyetlerden “ÇED Olumlu” kararı veya “ÇED Gerekli Değildir” kararı verilerek yatırımı kabul edilen faaliyetler hakkında gerekli izin, onay ve ruhsatlar verilmeden önce başvuruda bulunan yatırımcının, yatırımda kullanacağı sabit yatırım tutarının binde 5’ini geçmemek üzere belirlenen oran dâhilinde yatırdığı tutarı, özel endüstri bölgelerindeki yatırımcı ödemeyecek. Benzer şekilde, üzerinde kurulu sanayi tesisi bulunan, arazi alanı 150 bin metre kareden büyük, kurulduğu dönemde geçerli olan imar planları uyarınca gerekli izinleri alarak faaliyete geçmiş ve yeni yapılacak yatırım yeri için en az 50 bin metrekare tevsi imkânı sağlayan alanlar veya üzerinde kurulu sanayi tesisi bulunmayan, 200 bin metrekareden büyük alanlar, Bakanlar Kurulu’nca özel endüstri bölgesi olarak ilan edilecek. Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce ilan edilen endüstri bölgeleri, en geç bir yıl içinde belirlenen hükümlere uygun hale getirilecek. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü;

KANUN’UN SANAYİCİLERİ İLGİLENDİREN BÖLÜMLERİNDEN BİRİ, KOSGEB’İN IŞLETMELERE VERILECEK DESTEKLER IÇIN BELIRLENEN USUL VE ESASLAR DOĞRULTUSUNDA ERKEN ÖDEME YAPABILMESINE KARAR VERIYOR OLMASI.

11


Kuzey Ren-Vestfalya’da Yeni Yatırım Fırsatları Avrupa’daki Yatırım Merkeziniz Bir bölgeyi güçlü bir yatırım merkezi yapan en önemli şey; ekonomik güç, altyapı ve kültürel yaşam gibi faktörlerin mükemmel etkileşimidir. Bu bakımdan Kuzey Ren-Vestfalya birçok açıdan eşsizdir. Almanya’nın bu en kalabalık nüfusa sahip olan eyaletinin size sunduğu sayısız imkân ve koşullardan faydalanın. Hangi sektör veya proje için olursa olsun, yeni fırsatlar için ideal yatırım ortamını burada bulacaksınız. Halihazırda 19.000’den fazla yabancı şirket tercihini metropol bölge Kuzey Ren-Vestfalya lehine kullandı. Bizimle iletişime geçin ve sizi de memnuniyetle bilgilendirelim. Bir One-Stop-Acentesi olarak yatırım projelerinizde size destek veriyoruz: www.nrwinvest.com


gündem kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör ya da tüzel kişiler tarafından tamamlanan ve devam eden projeler de dâhil olmak üzere ulaştırma altyapılarının inşaatı ve işletmesinin sağlanması amacıyla kamu ve özel sektör iş birliği modelleri geliştirerek, gerekli gördüğü hallerde özel sektör gerçek ve tüzel kişilerle müzakerelerde bulunacak, katkı payları belirleyecek, kiralayacak, kiraya verecek, işletecek, özel sektörün katılımını sağlayacak. Böylece, limanlar, barınaklar, kıyı yapıları, hava meydanları, sanayi siteleri, fabrikalar, rafineriler, endüstriyel tesisler, organize sanayi bölgeleri, endüstri bölgeleri, teknoloji geliştirme bölgeleri, maden ocakları, lojistik köy veya üsler, sanayi kuruluşları ve benzeri tesislerin demir yolları ile bağlantısı sağlanacak. KOSGEB ÖN ÖDEMELERE BAŞLIYOR Kanun’un sanayicileri ilgilendiren bir başka önemli yeniliği de Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı’nın (KOSGEB), işletmelere verilecek destekler için belirlenen usul ve esaslar doğrultusunda erken ödeme yapabilmesine karar veriyor olması. Diğer yandan, KOSGEB hesaplarına yatırılan aidat tutarları yıllık safi gelir üzerinden alınırken, ödenen aidat tutarlarının tespitine ilişkin kanıtlayıcı belgeler, ilgili kurum ve kuruluşlarca KOSGEB’e gönderilecek. Birleştirilen kuruluşlarda çalışan ya da istifa, emeklilik, iş akdinin feshi ve ölüm gibi nedenlerle ayrılanların, işten ayrılmadan önce kendisinin ödemediği ancak kuruluşların ödediği sendika üyelik aidatları ve faizleri de bu kişilere rücu edilmeyecek. OSB’LERE YENİ YAPILANMA Kanun’un yürürlüğe girmesiyle, Organize Sanayi Bölgesi (OSB) yer seçimleri kararlarında, komisyondaki herhangi bir kurum, kuruluşun olumsuz görüş vermesi ve oy birliği sağlanamaması durumunda nihai kararı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı verecek. OSB alanı içinde Hazine veya kamu kurum ve kuruluşlarına ait arazilerin bulunması halinde bu araziler, Yatırımların ve İstihdamın Teşvikine Dair Kanun kapsamındaki illerde bedelsiz devredilecek. Diğer illerde ise harca esas değerleri üzerinden peşin veya taksitle OSB’lere satılacak. OSB sınırları dışında kalan alanların planlanmasını, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı veya ilgili belediye en geç bir yıl içinde yapacak. Tüzel kişilik kazanan OSB’lerden, kuruluş tarihinden itibaren altı ay içinde kamulaştırma işlemlerine başlayıp iki yıl içinde uzlaşılamayan tüm parseller için tespit ve

tescil davası açmayan veya tüm parseller için açılan davalar neticesinde bedeli ödemeyen OSB’lerin tüzel kişilikleri, tasfiye süreci başlatılarak resen terkin edilebilecek. OSB’leri yakından ilgilendiren bir başka önemli değişiklik de OSB’lere faaliyetleri için gerekli olan ve bakanlıkça uygun görülecek projeler için kredi verilebilmesi oldu. Kanun’un OSB’leri ilgilendiren en önemli yeniliği ise Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenen il ve ilçelerdeki OSB’lerdeki parsellerin, tamamen veya kısmen bedelsiz tahsis edilebilmesine olanak sağlaması oldu. Buna göre, Bakanlık kredisi kullanan OSB’deki tahsis edilmeyen parseller, en az 10 kişilik istihdam öngören yatırımlara girişen gerçek veya tüzel kişilere tamamen veya kısmen bedelsiz tahsis edilebilecek. Bu durumda, tahsis edilen parselin değeri, Bakanlık tarafından OSB’ye verilen kredi geri ödemesinden mahsup edilecek. Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce gerçek ve tüzel kişilere bedelli tahsis edilmiş parseller için ödemeler durdurulacak ve kalan meblağ Bakanlık tarafından OSB’ye verilen kredi geri ödemesinden mahsup edilecek.

KANUN’UN YÜRÜRLÜĞE GIRMESIYLE, OSB YER SEÇIMLERI KARARLARINDA, KOMISYONDAKI HERHANGI BIR KURUM, KURULUŞUN OLUMSUZ GÖRÜŞ VERMESI VE OY BIRLIĞI SAĞLANAMAMASI DURUMUNDA NIHAI KARARI BILIM, SANAYI VE TEKNOLOJI BAKANLIĞI VERECEK.

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNDE DE YENİLİKLER VAR Kanun’a göre 50’den az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan iş yerlerinde; (işe giriş, periyodik muayeneler ve tetkikler hariç) iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri, işverenler veya işveren vekilleri tarafından yürütülebilecek. 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan iş yerleri de 10’dan az çalışanı olan iş yerleri gibi, aile hekimleri ve kamu sağlık hizmeti sunucularından hizmet alabilecek; yönetmelik çıkarma yetkisine sahip olacak. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun, “iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri” ile “iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin desteklenmesi” hükümleri de 1 Temmuz 2017 yerine 1 Temmuz 2020’de yürürlüğe girecek.

13



gündem

BİLSEM ROBOT TAKIMI’NDAN ENGELLERI AŞAN BAŞARI Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Antalya Bilim ve Sanat Merkezi çatısı altında oluşturulan BİLSEM Robot Takımı, 4-6 Ağustos tarihlerinde Çin’in başkenti Pekin’de düzenlenen Robot Challange 2017’de büyük bir başarıya imza attı. Yarışmaya Türkiye’den katılan tek ekip olan BİLSEM Robot Takımı’nın engelliler için geliştirdiği üç proje, Pekin’den derece ile döndü.

A

ntalya BİLSEM’de eğitim hayatlarına devam eden Efe İnan, Buket Naz Zeren ve Eren Ekrem Kallıkçı, engelli bireylerin hayatlarını kolaylaştıracak üç önemli buluş ile Çin’in başkenti Pekin’de düzenlenen Robot Challange 2017’den ödüllerle döndü. Kendi kendine yeten, özerk ve mobil robotlar geliştirmek amacıyla düzenlenen dünyanın en prestijli uluslararası robotik yarışması olan Robot Challenge 2017’de Free Style kategorisinde farklı ülkelerden gelen 96 projeye karşı yarışan BİLSEM Robot Takımı, engelli bireylerin yaşadıkları zorluklara çözüm üreten projeleriyle dikkat

çekerken, yarışma jürisinin de övgülerini kazandı. Yarışmaya Türkiye’den katılan tek takım olan BİLSEM Robot Takımı’ndaki üç yetenekli öğrenci, benzer projeler hayal ederek ortak bir çalışma yürütmüş ve hepsi de engelli bireylerin hayatlarını kolaylaştırma amacı taşıyan üç ayrı projeyi, birbirlerinden ve eğitmenleri Orhan Çevik ve Hatice Küpeli’den güç alarak altı ay gibi kısa bir sürede tamamlamış. “Düşünce Gücüyle Nesnelerin Kontrolü-Akıllı Ev” projesi ile birincilik, “Düşünce Gücüyle Araç Kontrolü” projesi ile ikincilik ve “Uzaktan El” projesiyle de dördüncülük kazanan BİLSEM Robot Takımı’nın bu başarısının odak nok-

tasında ise beynin yaydığı elektriksel sinyalleri toplayan ve bu sinyalleri yine öğrencilerin geliştirdiği bir yazılım ile belirli komutlara dönüştüren özel bir başlık var. Yarışmanın Free Style kategorisinde birinci olan proje, 16 yaşındaki Eren Ekrem Kallıkçı’nın hayaliymiş. Ev ortamında, omurilik felci gibi yüksek bedensel engeli bulunan bireylerin kimseye muhtaç olmadan bazı eşyaları kullanabilmelerine olanak sağlayan bu proje, Eren ve arkadaşlarının geliştirdikleri özel bir başlık ile hayat bulurken, düşünce gücü ile nesnelerin kontrolünün de yolunu açıyor: “Başlık, beyinden aldığımız sinyalleri yorumlayarak bilgisayarımıza gönderiyor. Bil-

15



gündem

26 ÜLKEDEN 2 BİN ÖĞRENCİ KATILDI Çin’in başkenti Pekin’de düzenlenen Robot Challenge 2017’ye 26 ülkeden bin 976 öğrenci bin 316 robot ile katıldı. Buket Naz Zeren, Eren Ekrem Kallıkçı ve Efe İnan’dan oluşan BİLSEM Robot Takımı, Robot Challenge 2017’de “Free Style” kategorisinde 96 projeye karşı yarıştı. Antalyalı öğrenciler “Düşünce Gücüyle Nesnelerin Kontrolü-Akıllı Ev” projesi ile kendi kategorilerinde birinci olurken, “Düşünce Gücüyle Araç Kontrolü” projesiyle ikinci, “Uzaktan El” projesiyle de dördüncülüğü kazandı.

gisayar ise bu sinyalleri belirli komutlara çevirebiliyor. Yani felçli bir insan yerinden kalkmadan televizyonunu kapatabiliyor, klimasını ayarlayabiliyor ve tüm bunları kimseye ihtiyaç duymadan yapabiliyor.” BEYİN SİNYALLERİYLE ARAÇ KONTROLÜ Yarışmanın Free Style kategorisinde ikinci olan proje ise 12 yaşındaki Efe İnan’ın hayaliymiş. Düşünce gücü ile hareket eden tekerlekli bir araç engelli bireylerin hayatlarını kolaylaştırırken, projeyle ilgili olarak Efe İnan, “Kafamıza taktığımız başlık, belli nöronlardan sinyal alıyor ve aracı ileri, geri, sağa ve sola hareket ettiriyor. Aracın içinde altı motor ve bir batarya var. Bu projeyle özelikle omurilik felci olanlar, hayatlarını başkalarına muhtaç olmadan devam ettirebilecek. Başlığı, takan kişinin odaklanma seviyesine göre kişiselleştirebiliyoruz. Bu nedenle buluşumuzun kişiye özel olduğunu söyleyebiliriz” diyor.

la artık onlar da tahtada soru çözebilecek. Akıllı eldivenle yerlerinden kalkmadan akıllı tahta ile etkileşime girebilecek ve eğitim programlarına aktif olarak katılabilecekler.” Buket Naz Zeren’in projesi de yarışmada büyük ilgi görmesine rağmen, sunum sırasında yaşanan teknik bir aksaklık nedeniyle, Free Style kategorisini dördüncülükle tamamladı. “DAHA FAZLA SPONSORA İHTİYAÇ DUYUYORUZ” Antalya BİLSEM Okul Müdürü Arif Aydeniz ise 439 öğrencisinin hepsinin özel yetenekleri olduğunu söylerken, yeteneklerin alanlara göre değiştiğini dile getiriyor ve bu yıl özellikle robot ve yazılım alanında büyük atılım gerçekleştirdiklerinin altını çiziyor: “Yaklaşık iki yıl önce başlattığımız mekatronik robot çalışmalarımız bugün meyvesini dünya şampiyonu olarak verdi. Ağustos ayında Çin´de yapılan robot yarışmasına üç proje ile katıldık ve çok önemli bir başarı yakaladık. Genç öğrencilerimiz, Türkiye’nin milli servetidir. Bu yarışma, imkân sağlandığı takdirde neleri başarabileceklerinin en güzel göstergesi oldu. Bu süreçte, Milli Eğitim Müdürlüğü bize her konuda destek oldu. Fakat çocuklarımızın proje üretim kabiliyetleri çok yüksek olduğu için projeleri de oldukça maliyetli. Sponsorlarımıza mutlaka teşekkür ediyoruz ama kaynak bulabilsek bile yeterli olduğunu söyleyemem. 40 bin TL bütçeli bu yarışmaya, velilerimizin destekleriyle ulaşabildiğimiz sponsorlarımızın yardımlarıyla, yarışmaya bir hafta kala ve son anda katılabildik. Bu anlamda, iş dünyamızı, Türkiye’nin geleceği olan çocuklarımızı ve projelerini desteklemeye davet ediyorum.”

BİLSEM ROBOT TAKIMI’NIN GELİŞTİRDİĞİ VE BEYNİN YAYDIĞI ELEKTRİK SİNYALLERİNİ, ÖZEL BİR YAZILIMLA KOMUTLARA DÖNÜŞTÜREN BAŞLIK SAYESİNDE ENGELLİ BİREYLER, YERLERİNDEN KALKMADAN KLİMAYI AÇABİLİYOR, TELEVİZYON, ÇAMAŞIR MAKİNESİ GİBİ EV ALETLERINI ÇALIŞTIRABİLİYOR.

SINIFTA TAHTAYA KALKAMAYAN KALMAYACAK 16 yaşındaki Buket Naz Zeren’in projesi ise sınıfta aktif eğitim programlarına uyum göstermekte zorlanan bedensel engelli arkadaşlarının hayatına pozitif katkı sağlayacak. Teknolojiye daha ilkokulda ilgi duymaya başlayan Zeren, okulundaki bazı engelli arkadaşlarının tahtaya kalkamadığını görünce bu projeyi geliştirmeye karar vermiş: “Projemiz, sınıf ortamında yerinden kalkamayan engelli öğrencilerin akıllı eldiven vasıtasıyla akıllı tahtada işlem yapabilmesine olanak sağlıyor. Bu eldiven ile arkadaşlarımız eğitim ve öğretim hayatlarında daha başarılı olacak ve onların sosyal motivasyonlarını da yükseltecek. Engelli arkadaşlarım geçmişte tahtaya kalkıp soruları çözemiyor ve kendilerini dışlanmış hissediyorlardı. Bu buluş-

17



gündem

İHRACAT İTHALAT DENGESİNDE REKOR Türk makine imalat sektörlerinin 2017 yılı performansındaki iyileşme sürüyor. İlk yarıyıla ait verilere göre hem büyüme, hem sanayi üretim endeksi hem de ihracat oranlarında ümit verici gelişmeler izlenirken, ihracatın ithalatı karşılama oranında ise son 14 yılın en yüksek değerine ulaşıldı.

G

eçtiğimiz yıl üçüncü çeyrekte yaşanan daralma nedeniyle 2016 yılı GSYİH büyüme oranı ancak yüzde 2,9 olarak gerçekleşmiş ve imalat sanayilerinin büyüme oranı ise yüzde 3,9 olmuştu. 2017’nin ilk çeyreğinde GSYİH ve imalat sanayileri büyüme oranları bir önceki yılın aynı dönemine göre önemli ölçüde artarak sırasıyla yüzde 5 ve yüzde 5,1 olarak gerçekleşirken, yılın ikinci çeyreğinde ise geçen yılın aynı çeyreğine göre GSYİH yüzde 5,1 arttı. GSYİH’yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2017’nin ikinci çeyreğinde, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim değeri olarak sanayi sektörü yüzde 6,3 artış gösterirken, Temmuz ayı sanayi üretimi de bir önceki aya göre yüzde 2,3 artış sağladı. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayinin alt sektörleri (2010=100 temel yıllı) in-

celendiğinde ise Temmuz ayında imalat sanayi sektörü endeksinin yüzde 2,2; elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksinin de yüzde 4,8 artış gösterdiği izleniyor. 2010 baz yılından bu yana makine imalat sanayileri yıllık ortalama üretim endeksi de imalat sanayisi ortalamasına göre daha yüksek düzeylerde seyrediyor. 2017 yılı ilk çeyrek ortalamasında 142,1 düzeyine çıkan endeks, Mayıs ayında ise 174,8 ile rekor düzeyine erişmişti. İTHALAT DÜŞÜYOR İHRACAT ARTIYOR Makine imalat sanayilerindeki büyümenin diğer bir göstergesi ise Temmuz ayında, 2015 yılı Nisan ayında yakalanan rekor seviye olan 81,2 düzeyinde gerçekleşen kapasite kullanım oranına tekrar ulaşılması oldu. Bununla birlikte, Makine İmalatı Sanayi İstihdam Endeksi de son bir yıldaki konumunu ko-

ruyarak bu yılın ilk çeyreğinde 140,9 düzeyine ulaştı ve imalat sanayi için bu değer bir miktar azalarak 117,4 olarak gerçekleşti. Türkiye makine imalat sanayileri ihracatı da SITC gruplamasına göre son dört yılda yaklaşık 10 milyar dolar düzeyinde gerçekleşiyor. 2016 yılı ihracatı 9,9 milyar dolarken, aynı dönemde ithalat ise yaklaşık 27 milyar dolar olmuş ve ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 36,7 düzeyinde kalmıştı. Ancak bu yılın ilk yedi ayında, önceki yıla göre ithalatta önemli bir gerileme gerçekleşti ve 15,1 milyar dolar seviyesinde kaldı. Bu dönemde ihracat ise 7,5 milyar düzeyine ulaşarak, ihracatın ithalatı karşılama oranını yüzde 49,8’e ulaştırdı. Bu değer, son 14 yılda ihracatın ithalatı karşılama oranının yaklaşık iki katına çıktığını da ortaya koyuyor olması açısından önem arz ediyor.

19


sektörden

“SEKTÖRÜMÜZDE DÜNYA SIRALAMASINDA YER ALIYORUZ” YENI GELIŞTIRDIKLERI TAM OTOMATIK BETON PARKE TAŞI MAKINESININ ENERJIDEN TASARRUF EDEREK DAHA SERI ÜRETIM YAPABILDIĞINI SÖYLEYEN MUSTAFA YONTAR, “BETON PARKE TAŞI VE BETON BORU MAKINELERININ IMALATI ALANINDA YALNIZCA TÜRKIYE’DE DEĞIL, DÜNYADA DA SÖZ SAHIBI OLMAK BIZIM IÇIN AYRICA BIR GURUR VESILESI” DIYOR.

B

ilal Yontar’ın 1950 yılında Karaköy Perşembe Pazarı’nda 10 metrekarelik küçük bir dükkânda kürek, el arabası gibi aletlerin imalatıyla başlattığı üretim serüvenini, bugün, kendi adını taşıyan firmada Mustafa Yontar sürdürüyor. Henüz 15-16 yaşlarında tek başına briket makinesi imal edebilecek düzeye geldiğini söyleyen Mustafa Yontar, “İlkokula giderken babamın yanında çırak olarak çalışmaya başladım ve imalatın inceliklerini çok kısa bir zamanda kavradım. O yıllardaki kadromuz beş kişiden oluşuyor-

20

du. İşi sahiplendiğimi ve azimle çalıştığımı gören babam, işlerimizin sorumluluğunu 18 yaşında olduğu gibi bana devretti” diyor. 1979 yılında Silahtarağa’daki fabrikaya taşınmalarıyla birlikte önemli bir atılım ivmesi yakaladıklarını belirten Yontar, firmanın gelişimini ise şu sözlerle özetliyor: “1984 yılında anonim şirket kimliğini aldık ve altyapıya yönelik beton boru ve PTT büz makineleriyle üretim yelpazemizi genişlettik. O günlerde dahi projeli çalışmaya önem veren firmamız, mühendis ekibini her zaman kuvvetli tutmaya özen gösterdi. 1996 yılında


Hadımköy’deki fabrikamıza geçişimizle üretim kalitemizle birlikte hızımızı da artırdık ve yakaladığımız sektör liderliğini bir daha da bırakmadık.” Bugün itibarıyla değişik tip ve kapasitelerde PLC kontrollü tam otomatik beton parke taşı makineleri, beton parke taşı, briket, asmolen, bordür taşı, beton boru, beton boru makineleri ile kalıpları, altyapıda kullanılan prefabrik beton elemanlarının kalıp ve makinelerini imal eden Mustafa Yontar, faaliyet gösterdikleri alanda sadece Türkiye’de değil dünyada da söz sahibi olduklarını söylüyor. Mustafa Yontar şirket yapılanması hakkında bilgi verir misiniz? Görev dağılımında mühendis kadromuz önemli bir rol üstleniyor. Tecrübeli makine mühendislerimizin yanında enerjik ve heyecan dolu genç mühendisleri de kadromuzda bulunduruyoruz. İmalatta çalışan usta kadromuzla 30 yılı aşkın süredir beraberiz. Birlikte daima en iyi makineleri imal etmek için gayret gösteriyoruz. Beton parke taşı ve beton boru makinelerinin imalatı konusunda yalnızca Türkiye’de değil, dünyada da sıralamada yer almak bizim için ayrıca bir gurur vesilesi. Yeni geliştirdiğiniz bir ürün var mı? Söz konusu ürününüzün kullanım alanı ve özellikleri hakkında bilgi verir misiniz? Son yıllarda ülkemizde artan ihtiyaçlar doğrultusunda parke taşı makinelerinin üreti-

mine ağırlık verdik. Hem çevre düzenlemesinde kullanılması hem de yolların parke taşıyla döşenmesinin yaygınlaşmasıyla birlikte seri bir şekilde parke taşı üretimine gerek duyuluyor. Bu ihtiyaç ve talepler doğrultusunda mevcut parke taşı üretim makinelerimize ilave olarak MY 6036 tam otomatik beton parke taşı makinesini geliştirdik. Mevcut makineler ile bir saatte 120 metre taş üretirken yeni geliştirdiğimiz MY 6036 makinemizle aynı sürede 180 metre taş üretmek mümkün hale geldi. Üzerinde iki yıl çalıştığımız yeni makinemizle enerjiden de tasarruf ederek daha seri bir üretim ger-

“PLC KONTROLLÜ TAM OTOMATIK BETON PARKE TAŞI MAKINELERI, BETON PARKE TAŞI, BRIKET, BORDÜR TAŞI, BETON BORU, BETON BORU MAKINELERI ILE KALIPLARI, ALTYAPIDA KULLANILAN PREFABRIK BETON ELEMANLARININ KALIP VE MAKINELERINI IMAL EDIYORUZ.”

21


sektörden

çekleştirilebiliyor. Bu yeni ürünümüzde kullanmaya başladığımız kendinden motorlu vibratör sistemiyle hem kayış-kasnak bağlantısının ortaya çıkardığı sorunlar ortadan kalktı hem de değişken hız sistemiyle farklı ürünlerin imalatı daha kolay hale geldi. Bu ürünümüzle ilgili yürüttüğümüz patent çalışmamız halen devam ediyor. Mustafa Yontar olarak firmanızın ihracat potansiyelinden bahseder misiniz? 1990’lı yılların sonunda Türkiye pazarının üretim hacmimize dar geldiğini görerek yeni pazar arayışına başladık. 15 yıl boyunca yoğun bir fuar trafiği yürütüp belli bölgelerde iyi pazarlar bularak ürünlerimizi farklı coğrafyalara ihraç etmeye başladık. Orta Doğu, Balkan ülkeleri, Kuzey Afrika, Rusya ve Türk Cumhuriyetleri bugün itiba-

“TEKIRDAĞ MURATLI ORGANIZE SANAYI BÖLGESI’NDE, 300 DÖNÜM ARAZI ÜZERINDE BULUNAN VE 25 BIN METREKARE KAPALI ALANA SAHIP FABRIKA INŞAATIMIZI BU YIL ITIBARIYLA TAMAMLADIK.”

22

rıyla güçlü olduğumuz pazarlar arasında. Son üç-dört yıldır da hedef olarak gördüğümüz pazarlara girmek için fuar çalışmaları ve firma tanıtımlarına ağırlık veriyoruz. İlk ihraç ettiğimiz beton boru makinesinden sonra imal ettiğimiz tüm makineleri ihraç edebildiğimiz noktaya geldik. Bugün artık imalatımızın yüzde 50’sini yurt dışına gönderiyoruz. Avrupa ve Amerikalı rakiplerimizin yer aldığı pazarlarda onların kalitesinde iş yaparak onların üretim hızında teslimat gerçekleştirmekten gurur duyuyoruz. Edindiğim tecrübeler ışığında ihracatta kalıcı olmanın yolunun kaliteli imalat yapmak ve en önemlisi de güven vermekten geçtiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Servis ağının kuvvetli olması ise bir diğer önemli etken. Firmamız açısından 2016 ve 2017 yıllarının, ülkemizin ve yakın coğrafyamızdaki ülkelerin yaşadığı sorunlar nedeniyle çok kârlı ve verimli geçtiği söylenemez. Buna rağmen beş yıl önce başlattığımız yeni yatırım projemize hız kesmeden devam ediyoruz. İhracat konusunda yaşadığınız problemler var mı? Mevcut problemlerin çözüm yolu nedir? İhracatta yaşadığımız dönemsel sorunların başında Orta Doğu’da hüküm süren istikrasızlığı gösterebiliriz. Yakın komşularımızla ortaya çıkan siyasi gerginlikler de hızlı bir şekilde satışlarımızı etkiliyor. Girdiğimiz pazarda kalıcı olmak için uzun yıllar çaba ve gayret gösterdik. Bu çalışmalar, beton parke taşı ve beton boru makineleri imalatında aranan ve tercih edilen bir marka haline gelmemizi sağladı. Hâlihazırda iki-üç bölgede pazar araştırmalarımız ve tanıtım


çalışmalarımız sürüyor. Ayrıca döviz piyasasındaki sert dalgalanmalar ham madde temininde değişken fiyatlara sebep oluyor. Bunun neticesinde maliyetlerimiz de değişiyor. Bir diğer unsur ise kaynak olarak kullanılan paranın maliyetinin de yüksek olması. Dolayısıyla yatırımda olduğumuz bir dönemde pahalı maliyetli para kullanmanın etkilerini yaşıyoruz. Yeni yatırım projemizde tüm bu sebepler nedeniyle hedeflediğimizden daha yavaş yol aldık. Daha uzun vadeli ve daha düşük maliyetli krediler bulunması halinde daha çok istihdam yaratacak projemizi hayata geçilebilecek durumdayız. Firmanızın gelecek planları ve bu doğrultudaki çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Dünya pazarlarına daha güçlü bir şekilde girmek için eksikliğini yıllar önce görmemize rağmen yatırımına ancak altı yıl önce başladığımız Tekirdağ Muratlı Organize Sanayi Bölgesi’nde, 300 dönüm arazi üzerinde bulunan ve 25 bin metrekare kapalı alana sahip fabrika inşaatımızı bu yıl itibarıyla tamamladık. Makine parkı alımına ise halen

devam ediyoruz. Yeni fabrikamızda üretim kapasitemiz artacağı için imalatımız içinde ihracatın oranını da yüzde 80 düzeyine yükselteceğiz. Firmamız halen beton şekillendirme makinelerimizi imal ettiğimiz Hadımköy fabrikasında çalışmalarını sürdürüyor. Bunun yanı sıra 2010 yılında bünyemize kattığımız ahşap ve plastik palet imalatı yapan Beykoz Riva’daki fabrikamız ve 2018’de faaliyete geçecek olan Muratlı fabrikamızla ülkemize daha uzun yıllar hizmet vermeyi amaçlıyoruz. Türkiye makine imalatı alanında sizce ne durumda? Ülkemiz makine imalatı konusunda çok uzun bir geçmişe sahip olmamasına rağmen dinamik girişimcilerimiz sayesinde iyi bir ihracat karnesine sahip. Dünyayı gezen ve bu konuda gözlem yapan biri olarak oldukça iyi bir yerde olduğumuzu söyleyebilirim. Kurumsallaşmaya önem verdiğimiz ölçüde de bu ivmenin artacağı su götürmez bir gerçek. Devletimizin yatırım konusunda daha da teşvik edici tedbirler almasıyla sektördeki mevcut yatırımların katlanarak artacağına inanıyorum.

“MY 6036 TAM OTOMATIK BETON PARKE TAŞI MAKINEMIZLE ILGILI YÜRÜTTÜĞÜMÜZ PATENT ÇALIŞMAMIZ DEVAM EDIYOR.”

MUSTAFA YONTAR KİMDİR? ✓ 1957 yılında İstanbul’da doğan Mustafa Yontar, ✓ Babası Bilal Yontar’ın yanında başladığı çalışma hayatını, ✓ Bugün kendi adını taşıyan firmanın yönetim kurulu başkanı olarak sürdürüyor.

23


sektörden

“HIZLI VE DÜŞÜK MALİYETLİ SONDAJ İMKÂNI SAĞLIYORUZ” TÜBİTAK’IN DESTEĞIYLE YÜRÜTTÜKLERI AR-GE PROJELERI ÇERÇEVESINDE TERS SIRKÜLASYONLU RC500 SONDAJ MAKINESINI GELIŞTIRDIKLERINI SÖYLEYEN SON-MAK SATIŞ MÜHENDISI GONCA GEZER, “KIRLENME VE ÖRNEKLEME KAYBI OLMADAN SIKLIKLA NUMUNE ALINABILMESINE OLANAK SAĞLAYAN MAKINEMIZ, MÜŞTERILERIMIZIN HIZLI VE DÜŞÜK MALIYETLI SONDAJ YAPABILMESINI DE MÜMKÜN KILIYOR” DIYOR.

I

zzettin Tavukcu tarafından 1983 yılında Bursa’da kurulan Son-Mak, kamu kuruluşlarının çeşitli taahhüt işlerini üstlendikten sonra 2000’li yıllarda sondaj makineleri imalatına odaklandı. Firmalarının yıllar içerisinde edindiği üretim tecrübe ve kabiliyetini, modern işletim sistemi ve güçlü yatırımlarla destekleyerek bugün dünyanın önde gelen sondaj makineleri üreticileri arasına girdiğini ifade eden Son-Mak Satış

24

Mühendisi Gonca Gezer, imal ettikleri her ürün kaleminde ihracat gerçekleştirdiklerini ifade ediyor. Firma olarak Ar-Ge faaliyetlerine önem vererek kaliteyi sürekli yüksek tuttuklarını da vurgulayan Gezer, kaliteyi; performans, güvenilirlik, uygunluk, dayanıklılık, hizmet görürlük (servis olanakları), estetik, itibar (algılanan kalite) boyutlarıyla ele alarak kusursuza yakın bir mükemmellikte imalat yaptıklarını söylüyor.


“SONDAJ MAKINELERI ALANINDA TÜRKIYE’NIN YANI SIRA DÜNYANIN BIRÇOK ÜLKESINDE ‘LEVENT’ ISMIYLE MARKA HALINE GELDIK.”

Üretiminizi nerede ve nasıl gerçekleştiriyorsunuz? Bursa Nilüfer’de yer alan fabrikamızda imalatımızı sürdürüyoruz. Mühendislik ve tasarım bölümümüz başta olmak üzere, sahada gerçekleştirdiğimiz sondaj işlemlerinden elde ettiğimiz geri bildirimlerle sondaj makinelerinin iyileştirilmiş yeni sürümlerini imal ederek müşterilerimize güvenli, çevreye zararlı etkisi azaltılmış, verimliliği yüksek makine ve ekipmanlar sunuyoruz. İmal ettiğiniz makineler ve bunların özellikleri hakkında bilgi verir misiniz? Dünyada stratejik öneme sahip olan madencilik ve enerji üretim sektörlerine yönelik sondaj makineleri, enjeksiyon pompaları, çamur pompaları, otomatik enjeksiyon santralleri ve ekipmanları imal ediyoruz. Bugün itibarıyla Türkiye’nin yanı sıra dünyanın birçok ülkesinde de sondaj makineleri alanında Levent ismiyle marka haline geldiğimizi gururla söyleyebilirim. Levent 1001® sondaj makinemiz, dar tüneller ve galerilerde kolay kurulum ve hızlı sondaj yapılabilmesi için dizayn edildi. Levent 2002® sondaj makinemiz 400 metre NWL sistemde delme kapasitesiyle ve Levent 3003® sondaj makinemiz ise NWL sistemde 850 metre, HWL sistemde 550 metre delme kapasitesiyle karotlu sondaj yapabiliyor. Talebe göre kızaklı, paletli, elektrikli veya dizel olarak üretim seçenekleri sunuyoruz. Levent RX-5® ise NWL sistemde 1200 metre, HWL sistemde 800 ve PWL sistemde 450 metre delme kapasitesiyle derin sondaj kuyuları için dizayn edilen bir makinedir. Ürün skalamızda yer alan Levent RX-6® NWL sistemde 1500 metre, HWL sistemde 1100 ve PWL sistemde 750 metre delme kapasitesine sahip. Levent RX-6® ayrıca BWL sistemde ise 2 bin metreyle derin kuyuları açabilecek yetkinlikte.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın arama faaliyetlerine verdiği destekle canlanan sondaj sektörü, ürettiğimiz makinelerin daha çok alanda çalışmasına olanak sağlıyor. Yeni geliştirdiğiniz bir makine var mı? Söz konusu makinenin kullanım alanı ve özellikleri hakkında bilgi verir misiniz? Ar-Ge projelerimiz TÜBİTAK tarafından destekleniyor. Ürünlerimizin tasarımında faydalı model ve patent araştırması yapıyor ve bu çalışmalar neticesinde uygun görülen tasarımlar için faydalı model, patent ve endüstriyel tasarım tescil belgesi başvurularında bulunuyoruz. Yeni geliştirdiğimiz ters sirkülasyonlu RC500 sondaj makinemiz; 5,5 inç çapında, 250-300

25


sektörden Son-Mak olarak yurt içi ve yurt dışında düzenlenen fuarlara katılıyor musunuz? Sondaj makineleri ve ekipmanları alanında müşteri memnuniyetini önde tutan firmamız, teknolojiyi yakından takip etmekle birlikte sektörde lider teknoloji üreticisi olarak yurt içi-yurt dışında birçok etkinliğe ve fuara katılıyor. Yeni pazarları yerinde incelemek, müşteri dinamiklerini görerek olası işbirlikleri kurmak, çalıştığımız firmalarla olan ilişkilerimizi güncel tutmak, firmaların beklentilerine uygun cevaplar vermek, sektörümüzdeki güncel hareketleri yakından takip etmek ve yerli üretimin imajını makinelerimizin kalitesiyle daha fazla kişiye ulaştırmak adına fuarları oldukça önemsiyoruz.

metre delme kapasitesi ve otomatik tij yükleme sistemiyle zamandan tasarruf sağlıyor. Karotlu sondajla rezerv tespiti yapılmasından sonra cevherin tenör dağılımını saptamak için ekonomik ve hızlı bir sondaja imkan sağlayan RC500 sondaj makinemizin seri üretimini yaparak yurt içi ve yurt dışı pazarlarda müşterilerimizin hızlı ve düşük maliyetli sondaj yapabilmesini mümkün kılmak istiyoruz. TÜBİTAK desteğiyle gerçekleştirdiğimiz RC500 sondaj makinemiz, zeminin fiziksel ve yapısal özelliklerine göre değişkenlik gösteren ilerleme hızına karşın kirlenme ve örnekleme kaybı olmadan, sıklıkla numune alınabilmesi sayesinde de avantaj sağlıyor.

“DÜNYADA STRATEJIK ÖNEME SAHIP OLAN MADENCILIK VE ENERJI SEKTÖRLERINE YÖNELIK SONDAJ MAKINELERI, ENJEKSIYON POMPALARI, ÇAMUR POMPALARI, OTOMATIK ENJEKSIYON SANTRALLERI VE EKIPMANLARI IMAL EDIYORUZ.”

26

Firmanızın ihracat potansiyeli hakkında bilgi verir misiniz? İmal ettiğimiz her kalemde ihracatımız mevcut. Levent 2002 sondaj makinesi ve enjeksiyon ekipmanlarıyla ilk ihracatımızı 2003 yılında İran’a gerçekleştirdik. Bugün itibarıyla Güney Afrika Cumhuriyeti, Kazakistan, Rusya, İran, Tanzanya başta olmak üzere Azerbaycan, Irak, Katar, Arnavutluk, Endonezya, Uganda, Kosova, Cezayir, Liberya Cumhuriyeti gibi çok sayıda ülkede makinelerimiz çalışıyor. Söz konusu ihracat olunca, bu alanda yaşadığınız problemler neler oluyor? Sizce mevcut problemlerin çözüm yolu nedir? Gümrükleme işlemlerindeki prosedürler, ihracatta gecikmelere neden olduğu için bu konudaki bürokrasi duvarının aşılması ihracatçı firmalar için büyük önem taşıyor.


Firmanız açısından 2016 yılı nasıl geçti ve 2017 yılına dair neler söylemek istersiniz? 2016 yılında sektörde yaşanan durgunluk bize de yansıdı. 2017 yılı hedeflerimize ulaşabilmek amacıyla işgücü niteliğimizi geliştirme ve yeni pazar arayışları çerçevesindeki çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz.

Çalışanlarınızın gelişimi konusunda gerçekleştirdiğiniz çalışmalar var mı? Periyodik aralıklarla çeşitli konularda eğitimler düzenliyoruz. Çalışanlarımızın mesleki gelişimleri için organize ettiğimiz söz konusu çalışmalar eğitim, seminer, panel ve fuarlar gibi çeşitli organizasyonları da kapsıyor.

Son-Mak için “kalite” nasıl bir yerde duruyor? Firma olarak Ar-Ge faaliyetlerine önem vererek kalitemizi sürekli yüksek tutuyoruz. Kaliteyi performans, güvenilirlik, uygunluk, dayanıklılık, hizmet görürlük (servis olanakları), estetik, itibar (algılanan kalite) boyutlarıyla ele alıp kusursuza yakın bir mükemmellikte üretim gerçekleştiriyoruz. Kalite yönetim sistemimiz dâhilinde, kaliteyi, maksimum müşteri memnuniyetini sağlayarak sunuyoruz.

Geleceğe yönelik projeleriniz ve hedeflerinizden bahseder misiniz? Ülkemizde sektöründe lider bir firma olan Son-Mak Makine, her geçen gün kendini yenileyerek, dünya standartlarında yüksek teknolojisi ve yüksek katma değerli üretimiyle yeni makine ve ekipman imal etmeye devam ediyor. Makine ürün gamını çeşitlendirebilmek için temelini attığımız yeni fabrika binamıza 2018 yılında taşınarak seri üretim yapmayı hedefliyoruz.

“ÜRÜNLERIMIZIN TASARIMINDA FAYDALI MODEL VE PATENT ARAŞTIRMASI YAPIYOR VE UYGUN GÖRDÜĞÜMÜZ TASARIMLAR IÇIN FAYDALI MODEL, PATENT VE ENDÜSTRIYEL TASARIM TESCIL BELGESI BAŞVURULARINDA BULUNUYORUZ.”

GONCA GEZER KİMDİR? ✓ Elazığ’da 1991 yılında doğan Gonca Gezer,

✓ Balıkesir Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden 2013 yılında mezun oldu. ✓ Madenlerdeki saha çalışmalarından sonra Son-Mak’ta görev alan Gezer, ✓ 2015 yılından itibaren firmada satış mühendisi olarak görev yapıyor.

27


kapak

28


SON SEKİZ YILDA BÜYÜMESİNİ BÜTÜN RAKİPLERİNDEN DAHA HIZLI GERÇEKLEŞTİRİP İHRACATINI YEDİDEN FAZLA KATLAYAN TÜRK MAKİNE İMALAT SEKTÖRÜ DURGUNLUK ZAMANLARINI İYİ DEĞERLENDİRDİ. TOBB TÜRKİYE MAKİNA VE TECHİZAT MECLİSİ TARAFINDAN HAZIRLANAN “2017 YILI İLK YARI SEKTÖRDEKİ TEMEL GÖSTERGELERDEKİ GELİŞMELER” BAŞLIKLI ÇALIŞMAYA GÖRE, SITC BAZINDA DA TRENDLER SEVİNDİRİCİ. YATIRIMLARDA ARTIŞ HENÜZ GÖRÜLMEMEKLE BİRLİKTE, ÜRETİM VE İHRACAT ARTIYOR, İTHALATI KARŞILAMA ORANI TARİHSEL REKORA ULAŞIYOR. ARTAN VERİMLİLİK VE KAPASİTE ORANLARI İMALATÇILARIMIZIN ÜRETİM YAPISINDA SAĞLADIKLARI DÖNÜŞÜMLE KÜRESEL BÜYÜMEDEN PAY ALMAKTA BAŞARILI OLDUKLARINI GÖSTERİYOR. YATIRIMLARIN YÜZDE 70’İNİN BİRİNCİ BÖLGEDE YAPILIYOR OLMASI İSE BİR MECBURİYETİN ALTINI ÇİZİYOR: SEKTÖR GELİŞMİŞ BÖLGELER DIŞINDA UZMAN İHTİYACINI KARŞILAYAMIYOR. GENEL İMALAT SEKTÖRÜNÜN ÜZERİNDE ARTAN İSTİHDAM VE ÜCRET ENDEKSLERİ, MAKİNE İMALATÇILARININ DİĞERLERİNDEN DAHA FAZLA VE DAHA NİTELİKLİ İSTİHDAM SAĞLADIĞI GERÇEĞİNİ KANITLIYOR. ÖTE YANDAN SEKTÖR, FİYATLARINI GİDERLERİ KADAR ARTIRAMAYIP KÂRLILIĞINI DÜŞÜRÜYOR.

29


kapak

Y

urt içi ve yurt dışında yaşanan ekonomik ve politik sorunlara, ihraç pazarlarındaki istikrarsızlıklara, emtia piyasalarındaki kayıplara ve dünya genelinde giderek güçlenen korumacı politikalara rağmen Türk makine sektörü, imalat sanayisi içindeki performansında başarılı bir grafik çizmeye devam ediyor. TOBB Türkiye Makine ve Teçhizat İmalatı Meclisi Danışmanı Doç. Dr. Ruhi Gürdal’ın hazırladığı “2017 Yılı İlk Yarı Sektördeki Temel Göstergelerdeki Gelişmeler” adlı çalışmaya göre, Türk makine imalat sanayisi ihracatı SITC gruplamasına göre son dört yılda yaklaşık 10 milyar dolar düzeyinde seyretti. 2016 yılı ihracatı ise 9,9 milyar dolar oldu. Aynı dönemde ithalat yaklaşık 27 milyar dolar ola-

30

rak kaydedilirken ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 36,7 düzeyinde kaldı. 2017 yılının ilk altı ayında bir önceki yıla göre ihracatta yüzde 2,9 düzeyinde bir artış sağlanarak 5,3 milyar dolar seviyesine ulaşıldı. Aynı dönemde ithalat ise önceki yıla göre yüzde 12 gerileyerek 12 milyar dolar oldu. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2016 yılının ilk altı ayında yüzde 37,8 düzeyinden 2017’de yüzde 44,1 düzeyine çıktı. Sanayi için dış pazarlar kadar iç pazarların da önemli olduğundan yola çıkan makine imalat sanayisi, bu anlamda faaliyetlerini iç ve dış pazarlar odaklı sürdürmeye devam etti. Her ne kadar iç pazardaki çalışmalara odaklanan bir politika izlenilse de makine sanayisi 2017 yılı ilk yarı iç pazar performansının, dış pazar


Doç. Dr. Ruhi GÜRDAL TOBB Türkiye Makine ve Teçhizat İmalatı Meclisi Danışmanı

performansının altında kaldığı gözlemlendi. Bunda yılın ilk yarısında makine ve teçhizat yatırımlarının geçen yıla göre gerilemiş olması etkili oldu. Yılın ilk yarısında yatırım ortamı ve koşullar makine ve teçhizat yatırımları için çok uygun olmazken, iç pazarın göreceli zayıf performansına rağmen dış pazarlar performansının katkısı ile yılın ilk yarısında makine sanayisi üretimi imalat sanayisi üretiminin üzerinde kalmaya devam etti. Yani sanayi yılın ilk yarısında dış pazarlar odaklı bir üretim artışı yakaladı. Makine sanayisinin istihdam gelişimi ise yılın ilk yarısında durağanlaştı. Ancak imalat sanayisi istihdamının yılın ilk yarısında gerilediği dikkate alındığında, makine sanayisi istihdamının korunmuş olması bir başarı göstergesi oldu. İstihdam durağan bir

performans sergilerken, makine sanayisinde brüt ücretler artışını sürdürdü. Brüt ücretler artışı imalat sanayisi ortalamasının da üzerinde gerçekleşmeye devam etti. Üretici fiyatları itibarıyla değerlendirildiğinde yurt içinde makine talebinin gerilemesi ile makine üretici fiyat artışları da hem sınırlı hem de imalat sanayisi ortalamasının altında kaldı. Makine sanayisindeki yatırımlar ise yıllar itibarıyla yine sınırlı kalırken, makine sanayisindeki yatırımları daha çok ihracat artışı destekledi. Makine sanayisi yatırımlarını olumsuz etkileyen ana faktör ise iç pazardaki talep azlığı oldu.

TOBB TÜRKIYE MAKINE VE TEÇHIZAT İMALATI MECLISI DANIŞMANI DOÇ. DR. RUHI GÜRDAL TARAFINDAN HAZIRLANAN “2017 YILI İLK YARI SEKTÖRDEKI TEMEL GÖSTERGELERDEKI GELIŞMELER” ADLI ÇALIŞMA, TÜRK MAKINE IMALAT SANAYISI IHRACATININ SITC GRUPLAMASINA GÖRE SON DÖRT YILDA YAKLAŞIK 10 MILYAR DOLAR DÜZEYINDE SEYRETTIĞINI ORTAYA KOYUYOR.

EKONOMİK BÜYÜMEDE ARTIŞ 2016 yılı, GSYİH büyüme oranı artışının yavaşladığı ve üçüncü çeyrekte ise daralma-

31


kapak ÜRETİM ENDEKSİ (NACE REV 2, 2010=100)

Kaynak: TÜİK verileri

180

160

140

120

100

80

2017 YILININ ILK YARISINDA SEKTÖRDEKI REKABETIN FIYATLARI ÖNEMLI ÖLÇÜDE ETKILEDIĞI, GIRDILERDEKI FIYAT ARTIŞLARININ ÜRÜNLERE YANSITILAMADIĞI VE KATMA DEĞER YARATMA GÜCÜNÜN ZAYIFLADIĞI GÖRÜLÜYOR.

32

MAYIS 2017

MART 2017

NİSAN 2017

OCAK 2017

ŞUBAT 2017

ARALIK 2016

EKİM 2016

KASIM 2016

EYLÜL 2016

TEMMUZ 2016

MAKİNE İMALAT SANAYİSİ

AĞUSTOS 2016

MAYIS 2016

HAZİRAN 2016

MART 2016

NİSAN 2016

OCAK 2016

nın yaşandığı bir dönem oldu. Yıllık GSYİH büyüme oranı yüzde 2,9 düzeyinde kalırken, imalat sanayisi büyüme oranı ise yüzde 3,9 olarak kaydedildi. Dolayısıyla 2016 yılı, ekonomik büyümede önemli ölçüde yavaşlamanın gerçekleştiği bir dönemdi. 2017 yılı ilk çeyreğinde ise GSYİH ve imalat sanayisi bü-

ŞUBAT 2016

ARALIK 2015

EKİM 2015

KASIM 2015

EYLÜL 2015

TEMMUZ 2015

AĞUSTOS 2015

MAYIS 2015

HAZİRAN 2015

MART 2015

NİSAN 2015

OCAK 2015

ŞUBAT 2015

ARALIK 2014

EKİM 2014

KASIM 2014

EYLÜL 2014

TEMMUZ 2014

AĞUSTOS 2014

MAYIS 2014

HAZİRAN 2014

MART 2014

NİSAN 2014

OCAK 2014

60

ŞUBAT 2014

İMALAT SANAYİSİ

yüme oranları bir önceki yılın aynı dönemine göre önemli ölçüde artarak sırasıyla yüzde 5 ve yüzde 5,1 oldu. ÜRETİMDEKİ GELİŞMELER 2010 baz yılından bu yana makine imalat sanayisi yıllık ortalama üretim endeksi, ima-


lat sanayisi ortalamasına göre daha yüksek düzeylerde seyrediyor. 2016 yılı ikinci yarısında ülkede yaşanan olumsuz siyasi-politik gelişmelerin etkisiyle makine imalat sanayisi ve imalat sanayisi toplam üretimi önceki dönemlere göre çok önemli bir düşüş yaşadı. Son çeyrekte sektör üretiminde görülen olumlu gelişme sonucu, üretim endeksi yeniden artış eğilimine girdi. 2017 yılı Ocak ayında düşen sektör üretim endeks değerinin ilk çeyrek ortalaması, Şubat ve Mart ayında üretimde sağlanan artışla birlikte 142,1 düzeyine çıktı. Mart ayına göre düşerek Nisan ayında 155 olan makine imalatı sanayisi endeksi, Mayıs ayında 174,8 ile 2010 yılından bu yana en yüksek düzeyine erişti. Söz konusu verilere göre makine imalat sanayisi üretimi 2017 yılının ikinci çeyrek döneminde artış eğilimine girdi. KAPASİTE KULLANIM ORANLARI Makine imalat sanayisi kapasite kullanım oranları (KKO) 2016 yılında yüzde 72 ile yüzde 78 arasında değişirken, yılın ikinci yarısında yaşanan olumsuz siyasi ve politik gelişmelerin etkisiyle Kasım ayında son yılların ikinci düşük değeri olan yüzde 72,8 düzeyine indi. 2017 yılının ilk çeyreğinde ise

KKO açısından istikrarsız bir dönem yaşanırken ikinci çeyrekte ise Haziran ayı KKO yüzde 80 olarak gerçekleşti. KKO’da yakalanan artış eğilimi Temmuz ayında da devam ederek 81,2 düzeyine çıktı. Bu veriler, makine imalat sanayisinin 2017 ikinci çeyrekte üretimde önemli bir büyüme sağladığını ortaya koyuyor. İSTİHDAM RAKAMLARI Makine imalat sanayisi istihdam endeks değeri ve artış hızı 2010 yılı ikinci çeyreğinden itibaren imalat sanayisi istihdam endeksinden daha yüksek düzeylerde gerçekleşti. 2016 yılı ikinci çeyrekte endeks değeri 141,8 ile 2007 yılından bu yana en yüksek değerine ulaştı. Makine imalat sanayisinde istihdam endeks değeri 2016 yılı üçüncü (141,6) ve dördüncü (141,1) çeyrekte ise az da olsa geriledi. Aynı dönemde imalat sanayisi istihdam endeks değerindeki gerileme daha hızlı seyretti. 2017 yılı ilk çeyrekte bu eğilim devam etti ve makine imalat sanayisi istihdam endeksi 140,9 düzeyine düşerken imalat sanayisi için oran 117,4 oldu. İstihdam endeksi, makine imalat sanayisinin istihdam sorununa çok önemli katkı sağlayan sektörlerden birisi olduğunu gösteriyor.

MAKİNE SEKTÖRÜNE DAİR

%80

2017 yılının ilk çeyreğinde kapasite kullanım oranları açısından istikrarsız bir dönem yaşandı. İkinci çeyrekte ise Haziran ayı kapasite kullanım oranları yüzde 80 olarak gerçekleşti.

Türkiye’nin makine imalat sanayisi dünya ihracatındaki payı 2013 yılında 0,67 olurken 2014 ve 2015 yılında 0,69 düzeyinde gerçekleşti. 2016 yılında ise sektörün dünya ihracatı içindeki payı yüzde 0,74 düzeyinde kaydedildi.

%0.74

1.15

MİLYAR DOLAR

2017 yılının ilk altı ayında özel amaçlı makineler imalat segmenti ihracatında önceki döneme göre yüzde 5,9 artış yaşandı ve sektör ihracatı yaklaşık 1,15 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Makine imalat sanayisi, 2015 ve 2016 yıllarında düzenlenen yatırım teşvik belgelerinin türlerine göre dağılımında ilk sırayı 2,08 milyar TL ile diğer yatırımlar grubu alırken 2,05 milyar TL ile tevsi yatırımları ikinci ve 2,04 milyar TL ile komple yeni yatırımlar üçüncü sırayı aldı.

2.1

MİLYAR DOLAR

2015 ve 2016 yıllarında olduğu gibi 2017 yılının ilk beş ayında da, düzenlenen yatırım teşvik belgelerinin bölgelere göre sabit yatırım tutarlarının yüzde 90’dan fazlasının gelişmiş ilk üç bölgede olduğu görülüyor.

2017 yılının ilk altı ayında genel amaçlı makineler imalat segmenti ihracatında önceki döneme göre yüzde 5,6 artış yaşandı ve sektörün ihracatı yaklaşık 2,1 milyar dolar oldu.

33


kapak VERİMLİLİK: ÇALIŞILAN SAAT BAŞINA ÜRETİM Önemli bir verimlilik göstergesi olan çalışılan saat başına üretimde, makine imalat sanayisinin sorunları söz konusu. Sektör endeks değerleri imalat sanayisi endeks değerinin de altında seyrediyor. Makine imalat sanayisi çalışılan saat başına üretim (ÇSBÜE) değeri 2015 ile 2016 yıllarında 95,2 ile 114,9 arasında değişirken, imalat sanayisi ortalamasının da oldukça altında kaldı. 2017 yılı ilk çeyrekte imalat sanayisi ÇSBÜE değeri 112,1 olurken, makine imalatı sanayisinde ise 104,05 düzeyindeydi. Sektörün rekabetçi bir yapıya kavuşabilmesi için bu sorunu çözümlemesi gerektiği görülüyor.

2017 YILININ ILK AYLARINDA SEKTÖRDE YURT IÇI TALEPTE YAŞANAN YAVAŞLAMA, IKINCI ÇEYREKTE ARTIŞ EĞILIMINE GIRDI.

VERİMLİLİK: ÇALIŞAN KİŞİ BAŞINA ÜRETİM Çalışan kişi başına üretim endeksi ile çalışılan saat başına üretim endeksi benzer eğilim gösteriyor. Sektörde çalışan kişi başına üretim endeks değeri 2015 üçüncü çeyreğinden sonra imalat sanayisi ortalamasının altında kalırken, 2016 yılı üçüncü çeyrekte 85,7 düzeyine kadar geriledi. Çalışılan saat başına üretim ve çalışan başına üretim endeksleri 2016 yılı üçüncü çeyrekte yaşanan olayların ekonomi üzerindeki olumsuz etkisini ve krizi açıkça ortaya koyuyor. Çalışan kişi başına üretim endeksi 2016 yılı dördüncü çeyrekte artarak imalat sanayisinde 116,4 ve makine imalatı sanayinde 103,1 düzeyine çıktı. Bu eğilim 2017 yılı ilk çeyrekte yeniden geriledi ve çalışan başına üretim endeksi imalat sanayisinde

107,7 ve makine imalatında 100,9’a düştü. Çalışan başına üretim endeksi de sektörün verimlilik sorununu açıkça ortaya koyan bir diğer veridir. BRÜT MAAŞ ENDEKSİ Makine imalat sanayisi brüt maaş endeksi, 2010 yılı ikinci dönem sonrası tüm dönemlerde imalat sanayisi brüt maaş endeksinin üzerinde kaydedilirken aradaki fark giderek açılmaya devam ediyor. Bu eğilim sektörde maliyet içindeki ücret giderlerinin payının imalat sanayisi ortalamasına göre giderek yükseldiğini de ortaya koyuyor. 2016 yılı son çeyrekte brüt maaş endeks değeri 306 olurken, 2017 yılı ilk çeyrekte ise artmaya devam ederek 312,3 düzeyine erişti. İmalat sanayisinde ise aynı dönemde 249,5’ten 254,7 düzeyine çıktı. YURT İÇİ ÜRETİCİ FİYAT ENDEKSİ (Yİ-ÜFE) Makine imalat sanayisi yurt içi üretici fiyat endeksinin, imalat sanayisi Yİ-ÜFE değerlerinin çok altında olduğu görülüyor. Bu çerçevede artış hızı da düşük düzeylerde. Aradaki fark 2015 yılı ikinci yarısına kadar giderek açılırken, farkın açılması; sektördeki rekabetin fiyat düzeylerini önemli ölçüde etkilediğini, sektörün girdilerdeki fiyat artışlarını kendi ürünlerine yansıtamadığını ve katma değer yaratma gücünün zayıflığını gösteriyor. Endeks değeri makine imalat sanayisi için az da olsa artarak 2017 yılı Mayıs ayında 268,9 ve Haziran ayında 269,9 oldu. İmalat sanayisi

İSTİHDAM ENDEKSİ (NACE REV 2, 2010=100)

Kaynak: TÜİK verileri

150

140

130

120

110

100

34

2017.1

2016.4

2016.3

2016.2

2016.1

2015.4

2015.3

2015.2

MAKİNE İMALAT SANAYİSİ

2015.1

2014.4

2014.3

2014.2

2014.1

2013.4

2013.3

2013.2

2013.1

2012.4

2012.3

2012.2

2012.1

2011.4

2011.3

2011.2

2011.1

2010.4

2010.3

2010.2

2010.1

2009.4

2009.3

2009.2

90

2009.1

İMALAT SANAYİSİ


Yİ-ÜFE ise Mayıs ayında 299,1 ve Haziran ayında 299,2 düzeyinde gerçekleşti. İlk altı ayda 2016 yılı Aralık ayına göre endeks değeri imalat sanayisinde yüzde 8,25 makine imalatı sanayisinde ise yüzde 7,02 oldu. GİRDİ MALİYETLERİ ARTIYOR Makine imalat sanayisi yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ana metal sanayisi, elektronik sanayisi (bileşenler, devre kartları vb.) ve elektrikli teçhizat gibi temel girdilerini sağlayan sanayilerin Yİ-ÜFE endeks değerlerinin çok altında kalıyor. Özellikle ana metal ve elektronik sanayisinden sağlanan girdilerin endeks değerlerinde, 2016 yılsonunda başlayan ve 2017 yılının ilk beş ayında yaşanan hızlı artışın, makine imalat sanayisi girdi maliyetlerini önemli ölçüde yükselttiği ve bu maliyetlerin sektörün ürün fiyatlarına yansıtılamadığı ortaya çıkıyor. Bu bulgu, makine imalat sanayisinin kârlılık oranlarının giderek aşındığını da ortaya koyuyor. MALİYET ARTIŞLARI FİYATLARA YANSITILMIYOR Makine imalat sanayisi yurt dışı üretici fiyat endeksi de (YD-ÜFE) imalat sanayisi YD-ÜFE değerlerinin altında seyrediyor. Bulgular, makine imalatı sanayisinin maliyet artışlarını dış pazarlarda da fiyatlarına yansıtamadığını gösteriyor. Dikkat çeken bir nokta ise, makine imalat sanayisi YD-ÜFE’sinin 2017 yılı Ocak ayından sonra düşüş eğilimine girmesi. 2017 yılı Ocak ayında 182,7 olan makine imalat sanayisi YD-ÜFE endeks değeri, dönem içinde

SITC NEDIR? Uluslararası Standart Ticaret Sınıflaması (Standart International Trade Classification: SITC) Birleşmiş Milletler tarafından hükümetlerin işbirliği ve uzmanların görüşleri alınarak hazırlanmış, uluslararası karşılaştırmalara olanak saklamak amacıyla 1950 yılından itibaren kullanılması tavsiye edilmiştir. 1960’lara gelindiğinde birçok ülke dış ticaret istatistiklerini SITC ile ilişkili sınıflamalara göre düzenlemeye başlamış, uluslararası kuruluşların birçoğu da dış ticaret istatistikleri için SITC’yi temel almıştır. Dış ticaret hacminin büyümesi ve teknolojik yenilikler nedeniyle SITC’nin revize edilmesi ihtiyaç haline gelmiş, sınıflama 4 defa revize edilmiştir. SITC, özellikle uluslararası dış ticaret verilerinin karılaştırılmasında kullanılmaktadır.

gerileyerek Nisan ayında 178,4 oldu. Mayıs ve Haziran ayında ise çok az da olsa artışla sırasıyla 178,6 ve 179,05 düzeyinde gerçekleşti. Benzer eğilim imalat sanayisinin ortalaması için de söz konusu olmasına karşın endeksteki gerileme çok sınırlı. Bu endeks değeri aynı dönemde imalat sanayisinde 2017 Ocak ayında 197,7’den 2017 Haziran ayında 195,03’e geriledi.

35


kapak BRÜT MAAŞ ENDEKSİ (NACE REV 2, 2010=100)

Kaynak: TÜİK verileri

350

300

250

200

150

100

YURT İÇİ TALEPTE GERİLEME Üretim endeksinde olduğu gibi, sektörün yurt içi ciro endeks değerleri de imalat sanayisi yurt içi ciro endeks değerlerinden yüksek seyrediyor. Sektör ciro endeksinin 2016 yılı son çeyrekte önemli bir artış gösterdiği görülüyor. 2017’nin ilk ayında 211,8’e gerileyen endeks Şubat ayında yeniden artış eğilimine girdi ve Mart ayında 307 düzeyine çıktı. Nisan ayında 291,8 düzeyine gerileyen endeks değeri, Mayıs ayında yeniden artarak 313,9 düzeyine erişti. Endeks değerleri 2017 yılının ilk aylarında sektörde yurt içi talepte yaşanan yavaşlamanın, ikinci çeyrekte artış eğilimine girdiğini gösteriyor.

2017.1

2016.4

2016.3

2016.2

2016.1

2015.4

2015.3

2015.2

MAKİNE İMALAT SANAYİSİ

2015.1

2014.4

2014.3

2014.2

2014.1

2013.4

2013.3

2013.2

2013.1

2012.4

2012.3

2012.2

2012.1

2011.4

2011.3

2011.2

2011.1

2010.4

2010.3

2010.2

2010.1

2009.4

2009.3

2009.2

50

2009.1

İMALAT SANAYİSİ

YURT DIŞI CİRO ENDEKSİ Sektörün yurt dışı ciro endeks değerlerinin ve bu değerlerin artış hızının imalat sanayisi yurt dışı ciro endeks değerlerinden çok daha yüksek olduğu görülüyor. Bu veriler makine imalat sanayisinin dış pazarlara dayalı büyümesinin önemli bir göstergesidir. 2016 yılı Temmuz ayında hızla düşen endeks değeri 2016 yılının son aylarında yeniden artış eğilimine girdi. 2017’nin ilk iki ayında yaklaşık aynı düzeyde kalmasına rağmen, Mart ayında yükselerek dönemin en yüksek değeri olan 359,8 düzeyine erişti. Yurt dışı ciro endeks değeri Nisan ayında 326 ve Mayıs ayında 348,6 ile yüksek düzeylerini korudu. Yurt içi ve yurt dışı ciro endeks değerleri bir arada değerlendirildiğinde, sektör ürünlerine olan talebin 2017 yılı ikinci çeyreğinde artış eğilimine girdiğini ortaya çıkıyor. TÜRKİYE’NİN DÜNYA DIŞ TİCARETİNDEKİ PAYI Dünya makine imalat sanayisi ihracatı 2013 yılında yaklaşık 1,57 trilyon dolardan 2014 yılında 1,62 trilyon dolara yükselirken, 2015 yılında 1,5 trilyon dolar oldu. 2016 yılında yüzde 88,5’i tamamlanan verilere göre makine imalat sanayisi dünya ihracatı 1,34 trilyon dolar düzeyinde. Eklenecek ülke verileri göz önüne alındığında mevcut veriler 2016 yılında önceki yıla göre dünya ihracatında çok önemli bir değişim olmadığı izlenimini veriyor. Dünya ithalatı ile ihracat verileri arasında farklılıklar bulunurken, bu farklar, ihracatçı ve it-

36


halatçı ülke kayıt farkları, serbest bölgeler vb. nedenlerden kaynaklanıyor. Türkiye’nin makine imalat sanayisi dünya ihracatındaki payı 2013 yılında 0,67 olurken 2014 ve 2015 yılında 0,69 düzeyinde gerçekleşti. 2016 yılında ise sektörün dünya ihracatı içindeki payı 0,74 düzeyinde kaydedildi. Ancak bu payın, dünya dış ticaret verilerinde halen yer almayan ülke ve-

rilerinin eklenmesiyle 2015 yılı düzeyine gerilemesi olası. Türkiye makine imalat sanayisi ithalatının dünya ithalatı içindeki payı ise 2015 yılında yüzde 1,66 düzeyinde. Bu oranın 2016 yılında 2,07 olduğu görülüyor. İhracatta olduğu gibi dünya ithalatına eksik verilerin eklenmesi sonrası Türkiye’nin payının 2015 yılında 1,6 olan değere yaklaşması olası.

YURTİÇİ ÜRETİCİ FİYAT ENDEKSİ (Yİ-ÜFE 2003=100)

SEKTÖRÜN YURT DIŞI CIRO ENDEKS DEĞERLERININ VE BU DEĞERLERIN ARTIŞ HIZININ, IMALAT SANAYISI YURT DIŞI CIRO ENDEKS DEĞERLERINDEN ÇOK DAHA YÜKSEK OLDUĞU GÖRÜLÜYOR. BU VERILER MAKINE IMALAT SANAYISININ DIŞ PAZARLARA DAYALI BÜYÜMESININ ÖNEMLI BIR GÖSTERGESIDIR.

Kaynak: TÜİK verileri

300

275

250

225

200

175

150

MAKİNE İMALAT SANAYİSİ

OCAK 2013 ŞUBAT 2013 MART 2013 NİSAN 2013 MAYIS 2013 HAZİRAN 2013 TEMMUZ 2013 AĞUSTOS 2013 EYLÜL 2013 EKİM 2013 KASIM 2013 ARALIK 2013 OCAK 2014 ŞUBAT 2014 MART 2014 NİSAN 2014 MAYIS 2014 HAZİRAN 2014 TEMMUZ 2014 AĞUSTOS 2014 EYLÜL 2014 EKİM 2014 KASIM 2014 ARALIK 2014 OCAK 2015 ŞUBAT 2015 MART 2015 NİSAN 2015 MAYIS 2015 HAZİRAN 2015 TEMMUZ 2015 AĞUSTOS 2015 EYLÜL 2015 EKİM 2015 KASIM 2015 ARALIK 2015 OCAK 2016 ŞUBAT 2016 MART 2016 NİSAN 2016 MAYIS 2016 HAZİRAN 2016 TEMMUZ 2016 AĞUSTOS 2016 EYLÜL 2016 EKİM 2016 KASIM 2016 ARALIK 2016 OCAK 2017 ŞUBAT 2017 MART 2017 NİSAN 2017 MAYIS 2017 HAZİRAN 2017

İMALAT SANAYİSİ

37


kapak

MAKINE IMALAT SANAYISINE YÖNELIK DÜZENLENEN YATIRIM TEŞVIK BELGELERININ, ISTIHDAM VE ISTIHDAMIN BÖLGELERE GÖRE DAĞILIMININ DA, SABIT SERMAYE YATIRIMLARINDA OLDUĞU GIBI GELIŞMIŞ BÖLGELERDE DAHA YÜKSEK ORANDA OLDUĞU GÖRÜLÜYOR.

38

GÜÇ ÜRETİM MAKİNELERİ DIŞ TİCARETİ Türkiye güç üretim makineleri (Motor, türbin, buhar kazanı vb.) ihracatı 2010- 2016 arasında yüzde 40 düzeyinde artarak 2016 yılında yaklaşık 2,9 milyar dolar düzeyine erişti. Aynı dönemde ithalat ise yüzde 26,9 artarak 8,5 milyar dolar oldu. 2010 yılında yüzde 31,4 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı 2016 yılında yüzde 34,6 düzeyinde kaydedildi. Bu oran 2014 yılının ilk altı ayında yüzde 41 düzeyine ulaştı. 2017 yılının ilk altı ayında güç üretim makineleri ihracatında önceki döneme göre yüzde 2,45 gerileme yaşandı ve ihracat yaklaşık 1,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Sektör ürünlerinin ithalatındaki gerileme ise yüzde 23,4 düzeyine çıkarak ilk altı ayda 3,8 milyar dolar ithalat gerçekleştirildi. Bu gelişmelere bağlı olarak ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 39,6 düzeyine yükseldi. Türkiye’nin güç üretim makineleri ihracatında ilk sırada 2016 yılında 1,1 milyar dolarla Almanya ilk sırada yer alırken ikinci sırada ABD ve üçüncü sırada da Romanya geliyor. Sektör ürünlerinin ithalatında ihracatta olduğu gibi 1,7 milyar dolarla Almanya yine ilk sırada. İngiltere, Çin, İtalya ve ABD ise ithalatta ilk beşte yer alan diğer ülkeler. 2014-2016 yılları arasında Türkiye’nin güç üreten makineler ihracatında ilk beşe giren ülkeler arasında Almanya yüzde 38,6 payla ilk sıradayken, ABD yüzde 11,4 ile ikinci sırayı aldı. Bu ülkeyi yüzde 6,6 ile Romanya, yüzde 3,2 ile İngiltere ve yüzde 3,4 ile İran izliyor.

İhracatta olduğu gibi 2014-2016 yılları arasında Türkiye’nin güç üreten makineler ithalatında da Almanya yüzde 19,5 payla ilk sırada. Almanya’dan sonra İngiltere yüzde 13,6 ile ikinci, Çin yüzde 11,4 ile üçüncü ve İtalya yüzde 7,4 pay ile dördüncü sırada bulunuyor. ÖZEL AMAÇLI MAKİNELER DIŞ TİCARETİ Türkiye’nin özel amaçlı makineler (tarım, inşaat, gıda, tekstil, kâğıt vb.) imalat sanayisi ihracatı 2010 yılı ile 2014 yılı arasında yüzde 54,7 artarak 2014 yılında 3,1 milyar dolara düzeyine erişti. Aynı dönemde ithalat ise yüzde 49 artışla 7,7 milyar dolar oldu. 2010 yılında yüzde 38,6 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı 2014 yılında yüzde 40 düzeyinde gerçekleşti. 2015 ve 2016 yıllarında sektör ihracatında 2014 yılına göre yüzde 17,2 gibi önemli bir düşüş yaşandı ve sektör ihracatı 2015 yılında 2,7 ve 2016 yılında da 2,5 milyar dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranları ise aynı yıllarda sırasıyla yüzde 42,3 ve yüzde 37,3 oldu. 2017 yılının ilk altı ayında özel amaçlı makineler imalat sanayisi ihracatında önceki döneme göre yüzde 5,9 artış yaşandı ve sektör ihracatı yaklaşık 1,15 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2017 yılının ilk altı ayında sektör ürünlerinin ithalatı ise önceki yıl aynı döneme göre yüzde 10,6 düzeyinde bir düşüşle 2,3 milyar dolar oldu. Bu gelişmelere bağlı olarak ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 50,3 düzeyine yükseldi. 2014 ve 2015 yılında olduğu gibi 2016 yılında da Türkiye’nin


özel amaçlı makineler ihracatında ABD 226,2 milyon dolarla ilk sırayı aldı. Cezayir 171 milyon dolarla ikinci sırasını korurken, İtalya, İran, Almanya, Rusya ve Irak bu dönemde ilk beşe giren diğer ülkeler oldu. Türkiye’nin özel amaçlı makineler ithalatında ilk sırada ise Almanya bulunuyor. Ancak 2016 yılında 1,37 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirilen Çin, yıl bazında ilk sıraya yükseldi. En çok ithalat yapılan diğer ülkeler ise İtalya, Japonya, İsviçre ve Fransa olarak sıralandı. 2014-2016 yılları arasında Türkiye’nin özel amaçlı makineler ihracatında ilk beşe giren ülkeler arasında ABD yüzde 8,5 payla ilk sırada yer aldı. Cezayir yüzde 6 ile ikinci sırayı alırken bu ülkeyi yüzde 5,5 ile İtalya, yüzde 4,5 ile İran ve yüzde 4,1 ile Almanya izliyor. Almanya 2014-2016 yılları arasında Türkiye’nin özel amaçlı makineler ithalatında yüzde 21,1 payla ilk sırada. Almanya’dan sonra İtalya yüzde 16 ile ikinci, Çin yüzde 14 ile üçüncü ve Japonya yüzde 9 payla dördüncü sırada. METAL İŞLEME MAKİNELERİ VE TAKIM TEZGÂHLARI DIŞ TİCARETİ Türkiye’nin metal işleme makineleri ve takım tezgâhları imalat sanayisi ihracatı 2013 yılında 754 milyon dolarla son yedi yılda en yüksek düzeyine çıktı. Daha sonra düşüş eğilimine giren sektör ihracatı 2016 yılında 615,7 milyon dolar oldu. 2016 yılında 2015 yılına göre yüzde 7,8 düşüş yaşandı. Türkiye’nin takım tezgâhları ithalatı ise 2012 ve 2014 yılları arasında yaklaşık 1,7 milyar dolar düzeyindeydi. 2015 yılında ise önceki yıla göre yüzde 9,4 düşerek 1,5 milyar dolar olarak kaydedildi. 2016 yılında 2015 yılına göre yüzde 6,6 artarak 1,6 milyar dolara yükseldi. 2012 yılında yüzde 41,2 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı 2015 yılında yüzde 43,3 olurken 2016 yılında ise yüzde 37,5 düzeyine geriledi. 2017 yılının ilk altı ayında metal işleme makineleri ve takım tezgâhları ihracatında önceki döneme göre yüzde 5,3 düşüş yaşandı ve sektör ihracatı yaklaşık 306,6 milyon dolar oldu. İthalatta önceki yıl aynı döneme göre yüzde 23,4 düzeyinde bir düşüşle sektör ithalatı 2017 yılının ilk yarısında 645,3 milyon dolar oldu. Bu gelişmelere bağlı olarak ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 47,5 düzeyine yükseldi. 2016 yılında Türkiye’nin metal işleme ve takım tezgâhları ihracatında Almanya 58,9 milyon dolarla ilk sırayı aldı. Suudi Arabistan 28,9 milyon dolarla ikinci sırasını korurken, İran, ABD, Rusya ve Polonya ilk beşe giren diğer ülkeler oldu. Türkiye’nin metal işleme ve takım tezgâhları ithalatında ilk sırada ise 375,7 milyon dolarla Almanya bulunuyor. En çok ithalat gerçekleştirilen diğer

ülkeler ise İtalya, Japonya, Diğer Asya Ülkeleri ve Çin olarak sıralanıyor. 2014 ile 2016 yılları arasında Türkiye’nin dört yıllık toplam metal işleme makineleri ve takım tezgâhları ihracatında ilk beşe giren ülkeler arasında Almanya yüzde 8,8 payla ilk sırada. İran yüzde 6,6 ile ikinci sırada yer alırken bu ülkeyi yüzde 5,6 ile ABD ve yüzde 5 payla Suudi Arabistan izliyor. Almanya 2014-2016 yılları arasında Türkiye’nin metal işleme makineleri ve takım tezgâhları ithalatında yüzde 22,8 payla ilk sırada bulunuyor. Almanya’dan sonra İtalya yüzde 14,2 ile ikinci, Diğer Asya Ülkeleri yüzde 13,8 ile üçüncü ve Çin yüzde 10,8 ile dördüncü sırada. MAKİNE İMALAT SANAYİSİ, YATIRIM TÜRÜNE GÖRE DÜZENLENEN YATIRIM TEŞVİK BELGELERİ TEVSİ 2.000

KOMPLE YENİ

DİĞER

1.845

1.500

1.059

1.413 976

1.000

975

642 517

500

231 60 0

2015

2016

2017 (BEŞ AY)

39


kapak

BIRINCI BÖLGEDE YERLI VE YABANCI SERMAYELI KURULUŞLAR IÇIN YAKLAŞIK 1,2 MILYAR TL (%69,9) YATIRIM TEŞVIK BELGESI DÜZENLENIRKEN IKINCI BÖLGE IÇIN BU TUTAR 247,1 MILYON TL (%15,9) DÜZEYINDE KALDI. DIĞER DÖRT BÖLGE IÇINSE YATIRIM TEŞVIK BELGESI TUTARI 219,6 MILYON TL.

40

GENEL AMAÇLI SANAYİ MAKİNELERİ DIŞ TİCARETİ Türkiye’nin genel amaçlı sanayi makineleri (ısıtma ve soğutma, pompalar, taşıma ekipmanları, rulmanlar vb.) imalat sanayisi ihracatı 2010-2014 yılları arasında yüzde 53,5 artarak 2014 yılında yaklaşık 4,5 milyar dolar oldu. Aynı dönemde yıllara göre farklılık gösteren ithalat 2013 yılında yaklaşık 10,5 milyar dolarla son altı yılın en yüksek değerine ulaştı. 2010 yılında yüzde 42,3 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, 2014 yılında yüzde 46,1 düzeyine çıktı. 2015 ve 2016 yıllarında sektör ihracatında 2014 yılına göre düşüş yaşanırken sektörün ihracatı 2015 yılında 3,9 ve 2016 yılında 3,8 milyar dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranları ise aynı yıllarda sırasıyla yüzde 41,8 ve yüzde 37,8 oldu. 2017 yılının ilk altı ayında genel amaçlı sanayi makineleri ihracatında önceki döneme göre yüzde 5,6 artış yaşandı ve sektörün ihracatı yaklaşık 2,1 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2017 yılının ilk altı ayında sektör ürünlerinin ithalatı ise önceki yıl aynı döneme göre yüzde 8,1 düzeyinde bir düşüşle 4,8 milyar dolar oldu. Bu gelişmelere bağlı olarak ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 43,4 düzeyine yükseldi. 2016 yılında Türkiye’nin genel amaçlı sanayi maki-

neleri ihracatında Almanya 523,3 milyon dolarla ilk sırayı aldı. İtalya 165,2 milyon dolarla ikinci sıradayken, Irak, İran, ABD, Rusya ve Azerbaycan ilk beşe giren diğer ülkeler oldu. Türkiye’nin 2016 yılında genel amaçlı sanayi makineleri ithalatında ilk sırayı ise 2 milyar dolarla Çin aldı. En çok ithalat gerçekleştirilen diğer ülkeler ise Almanya, İtalya, Fransa, ABD ve Japonya olarak sıralanıyor. 2014-2016 yılları arasında Türkiye’nin dört yıllık toplam genel amaçlı sanayi makineleri ihracatında ilk beşe giren ülkeler arasında Almanya yüzde 13,2 payla ilk sırada bulunuyor. Irak yüzde 5 ile ikinci sırayı alırken bu ülkeyi yüzde 4,3 ile İran ve yüzde 4 payla ABD takip ediyor. Almanya 2014-2016 yılları arasında Türkiye’nin toplam dört yıllık genel amaçlı makineler ithalatında yüzde 19,4 payla ilk sırada. Almanya’dan sonra çok az bir farkla Çin yüzde 19,3 ile ikinci, İtalya yüzde 14 ile üçüncü ve Fransa yüzde 4,9 ile dördüncü sırada bulunuyor. MAKİNE İMALAT SANAYİSİ YATIRIM TEŞVİK BELGELERİ Makine imalat sanayisi, 2015 ve 2016 yıllarında düzenlenen yatırım teşvik belgelerinin türlerine göre dağılımında ilk sırayı 2,08 mil-


yar TL ile diğer yatırımlar grubu alırken, 2,05 milyar TL ile tevsi yatırımları ikinci ve 2,04 milyar TL ile komple yeni yatırımlar üçüncü sırayı aldı. İki yıllık toplamda yatırımlar türlere göre eşit olarak dağıtıldı. 2017 yılı ilk beş ayında da tevsi yatırımları 975 milyon TL ile ön plana çıkarken komple yeni yatırımlar ise 517 milyon TL düzeyinde kaldı. 2017 yılının ilk beş ayında makine imalatı sanayisinde 2016 yılının yüzde 60’ı düzeyinde yatırım teşvik belgesi düzenlendi. Makine imalat sanayisi yatırımları üretim faktörleri açısından gerek nitelikli insan sermayesi, gerekse girdi sağlayan tedarikçi sektörlere bağlı olarak tüm ülkelerde gelişmiş yörelere yöneliyor. 2015 ve 2016 yıllarında düzenlenen yatırım teşvik belgelerinin bölgelere göre sabit yatırım tutarlarının yüzde 90’dan fazlasının gelişmiş ilk üç yörede olması, bu eğilimin ülkemizde de geçerli olduğunu açıkça gösteriyor. 2017 yılının ilk beş ayında da bu eğilim değişmedi. Birinci bölgede yerli ve yabancı sermayeli kuruluşlar için yaklaşık 1,2 milyar TL (yüzde 69,9) yatırım teşvik belgesi düzenlenirken, ikinci bölge için bu tutar 247,1 milyon TL (yüzde 15,9) düzeyinde kaldı. Diğer dört bölge için ise düzenlenen yatırım teşvik belgesi tutarı 219,6 milyon TL gibi çok düşük bir seviyede kaldı. Makine imalat sanayisine yönelik düzenlenen yatırım teşvik belgelerinin, istihdam ve istihdamın bölgelere göre dağılımının da, sabit sermaye yatırımlarında olduğu gibi

gelişmiş yörelerde daha yüksek oranda olduğu görülüyor. 2017 yılının ilk beş ayında düzenlenen yatırım teşvik belgelerinde öngörülen istihdamın yüzde 60,6’sı birinci bölgede, yüzde 20,5’i ise ikinci bölgede.



SEKTÖRÜN KAMUDAN DAHA FAZLA PAY ALMASI GEREKİYOR gökten para yağdırsanız da eğer o nitelikte insan kaynağınız yoksa hiç bir şey ifade etmez. Bizim nitelikli insan kaynağı konusunda çok ciddi problemlerimiz var ve bununla yüzleşmemiz gerekiyor.

Adnan DALGAKIRAN Makine İhracatçıları Birliği ve MAKFED Yönetim Kurulu Başkanı

M

akine sektöründe Türkiye’nin en büyük pazarı Avrupa ülkeleri. Makinelerimizin ihracattaki kilogram değeri altı dolar seviyesinde. Almanya’da bu rakam 40 doların üzerinde. Bizim bu rakamı 20 dolara yükseltmemiz gerekiyor. Bir makinenin daha yüksek katma değerli olabilmesi için elektronik ve yazılım sektörlerinin de gelişmiş olması şart. Ancak Türkiye’de bu sektörler henüz istenilen seviyede değil. Türkiye’yi orta gelir tuzağından kurtarıp yüksek gelirli ülke seviyesine getirmemiz gerekiyor. Dünyada son 60 yılda bunu başarabilen sadece iki ülke var; Güney Kore ve Tayvan. Üçüncü bir ülke sayamıyoruz. Ama alt gelir düzeyinden orta gelir düzeyine gelen onlarca ülke mevcut. Dolayısıyla orta gelir seviyesinde kalmak giderek daha riskli hale geliyor. Çünkü aşağıdan diğerleri de geliyor. Güney Kore ve Tayvan, endüstriyel ana stratejilerini yazılım ve elektronik üzerine kurgulamış. Teknolojinizi ancak devlet olarak o alana yoğun bir ilgi gösterip belli bir strateji doğrultusunda hareket ederek geliştirebilirsiniz. Bu aynı zamanda sizin insan kaynağınızla da doğru orantılı. Ar-Ge için

İHALE ŞARTNAMELERİ YERLİ MAKİNE LEHİNE DÜZENLENMELİ Sektörümüz yıllık 14 milyar dolar civarında ihracat, 28 milyar dolara yakın da ithalat gerçekleştiriyor. İthal edilen 28 milyar dolarlık makinenin yüzde 70’i Türkiye’de üretildiği halde ithal ediliyor. Bu durumun bir kaç sebebi var. “Yabancı yaparsa iyi yapar!” anlayışı bizde hala yerleşik. Türk makinelerinin fiyatları Avrupalılara göre daha ucuz olsa da kötü ürünlerle karşılaşanların bu durumu, daha sonraki yerli makine tercihlerini de olumsuz etkiliyor. Ayrıca Türkiye’de üretilmeyen teknolojik makineler var. Sektörün en büyük problemlerinden bir diğeri de, çok küçük işletmelerden oluşması. Büyüyen firmalar mevcut olsa da bunların sayısı bir hayli az. Çünkü büyümek oldukça zor bir iş. Şu anlamda da zor; bir konuda bir makineyi Almanya’da üreten dört firma varken Türkiye’de üreten 74 firma var ve bu 74 firma Almanya’daki bir firma kadar bile üretim gerçekleştiremiyor. Çünkü bu firmalar mühendisliğe ve organizasyona yatırım yapamıyor. Kamu sektörü artık bütün dünyadaki en büyük alıcılardan birisi. Bütün dünya ülkeleri kamunun alımlarından pay alabilmek için stratejiler hazırlıyor. Çin’in kalkınmasındaki en önemli unsurlardan biri, kamu alımlarını stratejisinin bir parçası haline getirmesi. Bizde de kamu ihalelerinde yerli ürünün yüzde 15 pahalı bile olsa alınması hususunda bir düzenleme yapıldı. Yerli makineler yabancı muadillerine göre çok pahalı değil. Dolayısıyla bizim imal ettiğimiz makineler onlarla rekabet edebiliyor. Buradaki sorun ihale şartnamelerinin ithal ürünlere göre hazırlanmış olması. 50 yıldır buna göre şartnameler hazırlanıyor. Kamunun ihale şartnamelerini yenilemesi gerekiyor. Bizler bu noktadaki taleplerimizi kamuya ilettik ve söz konusu durumla ilgili çalışmalar yapıldığını öğrendik. Kamu yöneticileri de mevcut durumun değişmesi gerektiğini biliyor.

2017 YILININ ILK YEDI AYINDA MAKINE SEKTÖRÜNDE IHRACATTAN KAYNAKLANAN YÜZDE 5 CIVARINDA BIR BÜYÜME GERÇEKLEŞTI. SEKTÖRÜN IHRACATINDA DA YAKLAŞIK YÜZDE 5’LIK BIR ARTIŞ YAŞANDI. SEKTÖRÜMÜZ YILLIK 14 MILYAR DOLAR CIVARINDA IHRACAT, 28 MILYAR DOLARA YAKIN DA ITHALAT GERÇEKLEŞTIRIYOR. İTHAL EDILEN 28 MILYAR DOLARLIK MAKINENIN YÜZDE 70’I TÜRKIYE’DE ÜRETILDIĞI HALDE ITHAL EDILIYOR.

43


kapak

SEKTÖRÜN KOBİ YAPISI BIR ZAAF DEĞIL, TEKNOLOJI GELIŞTIRMENIN VE KÜRESEL REKABETIN GEREĞIDIR KOBİ OLSUN, BÜYÜK IŞLETME OLSUN, MAKINE IMALATI YETERLI NAKDI VE ENTELEKTÜEL SERMAYEYE SAHIP KURULUŞLARCA YAPILMADIĞI ZAMAN, DAIMA SEKTÖRÜN GENELINE ZARAR VEREN VE ASLA SÜRDÜRÜLEMEYECEK BIR TEŞEBBÜSE DÖNÜŞÜR.

44

S

ektörel organlarımız mikro politikalar belirlemekte ihtiyaç duyulabilecek verileri takip etmeyi, bunları, rakip ülkelerle kıyaslarken Türkiye’nin imkanları doğrultusunda kısa dönemde alınabilecek neticeler için yorumlamayı ve öneriler geliştirmeyi öncelikli görevlerinden kabul ederler. Sivil veya yarı sivil diye tanımlanan bu organlar, TOBB bünyesinde yapılanan sanayi ve ticaret odalarımızdaki meslek komitelerimiz, sektör meclislerimiz ve TİM bünyesinde görev yapan ihracatçı birliklerimiz ile, tamamen gönüllü katkılarımızla kurduğumuz federasyonumuz ve derneklerimiz olarak belirginleşmiştir. Bu organ veya örgütlerimizin yürütmekte oldukları bütün görevler, her biri birbirinden değerli ve birbirlerinin eksiğini tamamlayan, daha doğrusu, bütünleştiklerinde, sektörün hızlı gelişimi ve ülke refahına katkısını teminat altına alacak bir gayretler manzumesidir. Bu teşekküllerimizle, bir başka deyişle sektörün kendisi ile işbirliği halinde yürütülecek stratejilerin başarısız olmak imkanı yoktur. Sektörün farklı menfaat grupları, bu çatılar altında uzlaşarak müşterek çözümler geliştirmekte fevkalade mahirdirler. Bir zamanlar tam bir muamma olan ve ancak makro göstergelerine ulaşılabilen makine imalat sektörü, ki bunda bütün dünyada geçerli KOBİ karakteri rol oynamakta idi, şimdi şeffaf, hemen bütün sanayi dallarından daha fazla bilgi üreten ve bunu herkesle paylaşan bir konuma gelmiştir. Makine imalat sektörünü yükseltmek iradesinde olan bir kamu otoritesi, artık, yalın gerçeklerimizi görebilecek, bunu nasıl yapacağını dünyada birikmiş bütün tecrübeyle planlayabilecek ve doğru adımlar atabilecek imkana sahiptir. Dergimiz, hemen her sayısında sektörün ürettiği bir raporu okuyucularına özet halinde tanıtıyor; derneklerimiz ve birliklerimiz bunları web sitelerinde eksiksiz olarak yayınlıyorlar. Basılı hale gelen raporlar, ayrıca, bizlerden sorumlu yetkililere ve paydaşlarımıza gönderiliyorlar. Burada dikkat edilmesi

Kutlu KARAVELIOĞLU TOBB Makine Sektör Meclisi Başkanı

gereken nokta, örgütlerimizin çalışmalarında esas aldıkları verilerdeki farklılıkların, onların dahil oldukları enformasyon zincirlerinden kaynaklanıyor oluşudur. Odalarımızdan gelen bilgiler genellikle SITC kodlarına, birliklerimizden gelen değerlendirmeler ise GTİP’lere dayalıdır. Bunların makine tanımlarında ve sınıflandırılmasında farklılıklar olduğundan, büyüklükler de farklıdır. Örneğin SITC kodları ile ihracatımız 10 milyar dolar ölçülürken, GTİP’ler 14 milyar dolar gösterir. Önemli olan küresel ve yerel performans mukayeselerinin aynı sistem üzerinden yapılmasıdır. Potansiyelinin azını kullanabilen sektörün gidişatını gösteren bilgiler, şu anki durumunu gösterenlerden daima çok daha değerlidir. Bu sayının konusu olan TOBB Sektör Meclisimizin raporu, 2017 ilk altı ayında elde ettiğimiz neticeleri yorumlayan bir çalışmadır. Doç. Dr. Ruhi Gürdal hocamızın değerli çabalarıyla ortaya çıkmış bu rapor, esasında gidişatın bir tespiti niteliğindedir. Endeksler,


istihdam, ücretler, fiyatlar, yatırım, üretim, dış ticaret vb. bir çok parametre üzerinden bir teşhis koymaya yöneliktir. Hükümetimiz, son 12 ay içerisinde sebepleri malum menfi tesirleri bertaraf etmek üzere fevkalade hızlı ve geniş kapsamlı tedbirler aldı. Bunların önemli bir kısmı, sektör sözcülerinin yıllardır dile getirdiği isteklere yönelik idi. Kamu yatırımlarında yerli malı kullanımını zaruri hale getiren radikal karar, bizim beklediğimizin de fevkinde alındı. Ar-Ge destekleri, yine, işini doğru yapan imalatçılarımıza büyük olanaklar sunuyor. Hala çok eksiğimiz var ama yapılanların neticelerini bilmeyi yani kağıt üstünde görmeyi, yaşayıp idrak etmek kadar önemli görüyoruz. Bu raporda, derinleşmemiz gerektiğini düşündüğüm birkaç husus var. İlki, yeni yatırımların yüzde 90’ının ilk üç bölgemizde yapılmakta olduğu. Tevsi yatırımları için de bu durum geçerli; teşvik belgeleri bunu söylüyor. Birinci Bölge yatırımları yüzde 70 civarında. Yani en gelişmiş illerimizde yatırım yapıyoruz ve bunu daha az gelişmiş bölgelerde çok daha fazla teşvik olmasına rağmen yapıyoruz. Birinci bölge desteklerinin yatırıma özendirici bir muhteva içermediği eleştirisini dikkate alırsak, makine imalat sektörünün yatırımlarının teşviklere bakılarak yapılmadığı savına hak vermek durumunda kalıyoruz. Trend de bunu destekliyor. 2016 ve 2017 dönemi teşvik belgelerine müracaatta, ilk 5 ayda yüzde 40 azalma görünüyor. Öte yandan, fiyat endeksleri genel ortalamanın altında artarken, istihdam ve ücret endeksleri sanayi genel endeksi üzerinde seyrediyor. Yani, sektör, gelişmiş yörede, giderek daha fazla işçi ve daha yüksek ücretli işçi çalıştırırken, fiyatlarını artırmakta zorluk çekiyor, karlılığı düşüyor, yatırımları azalıyor. Sektörün büyümesinin ihracata dayalı olmasının sebeplerinden biri de bu; sanayi yatırımlarında beklediğimiz artış henüz yaşanmıyor. Yerli malının zaruri hale gelmesi, uygulamada nelerle karşılaşacağımızı tam bilememekle birlikte, en büyük kullanıcılardan biri olan kamunun bu sıkıntımızı aşmaya yardımcı olacağı ümidimizi pekiştiriyor. Verimlilik çok öne çıkarmak istediğimiz bir kavram. Sektör verimli mi çalışıyor, verimsiz mi değerlendirmesini yapmanın ilk koşulu makine sınıflandırmasını ve üretim yapısını iyi bilmek. Biz senelerdir ölçek ekonomisinden, tekno ekonomik kapasiteleri yakalayamamaktan, büyümeden dert yanarız ve temel sebeplerinin kayıt dışı, PDG, niteliksiz ithal

mallar ve haksız rekabet olduğunu dile getiririz. İlave gümrük vergileri, yani korumacı politikalar ile az evvel değindiğim bazı tedbirler muhakkak olumlu etkileyecektir ama esasen yapısal tedbirlere ihtiyacımız var. Özel amaçlı makineler ve genel amaçlı makineler diye iki temel grubumuz var. Bunlardan ilki sipariş üzerine ve az sayıda üretilirler ama teknolojinin bütün üretim alanlarında gelişmesine asıl katkı bunların imalatçılarından gelir. KOBİ olarak kalmak durumundadırlar; doğru ölçekleri budur. Diğer grup, daha büyük sermaye ve ölçek gerektirir; daha verimli görünür. Her iki büyüklüğün de kabiliyetleri ve ihtiyaçları farklıdır. Birine göre tedbir almak ve ötekine de fayda edeceğini ummak doğru olmaz. KOBİ olsun, büyük işletme olsun, makine imalatı yeterli nakdi ve entelektüel sermayeye sahip kuruluşlarca yapılmadığı zaman, daima sektörün geneline zarar veren ve asla sürdürülemeyecek bir teşebbüse dönüşür. Serbest rekabetin kuralları bellidir; bunun arkasına dolananlar sektörün ilerlemesini ve ülkenin refahını geciktirirler. Herhangi bir rapor veya metindeki bir paragraftan, bir cümleden hatta bir veriden olumlu ve olumsuz düşüncelere aynı anda kapılabiliriz. Ya da bazılarımız sadece olumlu olanları görürken bazılarımız tersini yapar. Bu çok doğal subjektif refleksler diyalektiğin hayatımızdaki vazgeçilmezliğini ortaya koyar ve bir arada yapacağımız sentezlerin isabetli olmasını sağlar. Sektörün bütün çalışmalarının bu açıdan ele alınmasını ve bütünlüklü olarak değerlendirilmesini, bir başka deyişle, yapılmış hiçbir çalışmanın zayi edilmemesini diliyorum.

BIR ZAMANLAR TAM BIR MUAMMA OLAN VE ANCAK MAKRO GÖSTERGELERINE ULAŞILABILEN MAKINE IMALAT SEKTÖRÜ, ŞIMDI ŞEFFAF, HEMEN BÜTÜN SANAYI DALLARINDAN DAHA FAZLA BILGI ÜRETEN VE BUNU HERKESLE PAYLAŞAN BIR KONUMA GELMIŞTIR.

45



SEKTÖRÜN İLK YARI PERFORMANSI YÜZLERİ GÜLDÜRÜYOR 2017 YILI ILK ALTI AYINA DAIR BÜYÜME, SANAYI ÜRETIM ENDEKSI VE IHRACAT RAKAMLARI ÜMIT VERIYOR.

U

çüncü çeyrekteki daralma nedeniyle 2016 yılı GSYİH büyüme oranı ancak yüzde 2,9 olarak gerçekleşirken imalat sanayisi büyüme oranı ise yüzde 3,9 olmuştu. 2017 yılının ilk çeyreğinde ise GSYİH ve imalat sanayisi büyüme oranları bir önceki yılın aynı dönemine göre önemli ölçüde artarak sırasıyla yüzde 5 ve yüzde 5,1 olarak gerçekleşti. 2017 yılının ikinci çeyreğinde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre GSYİH yüzde 5,1 arttı. Gayrisafi yurt içi hasılayı oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2017 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre zincirlenmiş hacim değeri olarak sanayi sektörü yüzde 6,3 artış kaydetti. Temmuz 2017 sanayi üretimi ise bir önceki aya göre yüzde 2,3 arttı. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayinin alt sektörleri (2010=100 temel yıllı) incelendiğinde, 2017 yılı Temmuz ayında imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 2,2, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi ise yüzde 4,8 artış gösterdi. 2010 baz yılından bu yana makine imalat sanayisinin yıllık ortalama üretim endeksi, imalat sanayisi ortalamasına göre daha yüksek düzeylerde seyrediyor. 2017 yılı ilk çeyrek ortalaması 142,1 düzeyine çıkan endeks, Mayıs’ta ise 174,8 ile rekor düzeyine erişti. Makine imalat sanayisindeki büyümenin diğer bir göstergesi ise Temmuz 2017’de, Nisan 2015’te yakalanan rekor seviye olarak 81,2 düzeyinde gerçekleşen kapasite kullanım oranı oldu. Bununla birlikte, makine imalatı sanayi istihdam endeksi de son bir yıldaki konumunu koruyarak 2017 ilk çeyreğinde 140,9 düzeyine ulaşırken imalat sanayisi için bu değer bir miktar azalarak 117,4 olarak gerçekleşti.

Zühtü BAKIR MAKFED Genel Sekreteri

“İŞVEREN ÜZERİNDEKİ ÜCRET YÜKÜNÜN AZALTILMASI GEREKİYOR” Türk makine imalat sanayisi ihracatı, SITC gruplamasına göre son dört yılda yaklaşık 10 milyar dolar düzeyinde gerçekleşirken 2016 yılı ihracatı ise 9,9 milyar dolar oldu. Aynı dönemde ithalat ise yaklaşık 27 milyar doları seviyesinde kaydedilirken ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 36,7 düzeyinde kaldı. 2017 yılının ilk altı ayında, önceki yıla göre ithalat yüzde 12 gerileyerek 12 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. İhracatta ise yüzde 2,9 düzeyinde bir artış sağlanarak 5,3 milyar dolara düzeyine erişildi. İhracatın ithalatı karşılama oranı ise 44,1 oldu. Bu olumlu gelişmenin çeşitli nedenleri olmakla birlikte aşırı değerli olarak görülen TL sonrasında, kurun belli bir artışla belirli bir düzeyde kararlılık sağlamasının katkısı da olduğu düşünülüyor. Bu olumlu gelişmelere karşın, makine

imalat sanayisi brüt maaş endeksi, 2010 yılı ikinci dönem sonrası tüm dönemlerde imalat sanayisi brüt maaş endeksinin üzerinde ve aradaki fark giderek açılıyor. 2016 yılının son çeyreğinde brüt maaş endeks değeri 306 iken bu oran 2017 yılının ilk çeyreğinde 312,3 düzeyine erişti. Oysa imalat sanayisinde ise aynı dönemde 249,5 düzeyinden 254,7 düzeyine çıkıldı. Bu eğilim, sektörde maliyet içindeki ücret giderlerinin payının imalat sanayisi ortalamasına göre giderek yükseldiğini de ortaya koyuyor. Hizmet sektörünün hızlı gelişimine bağlı olarak nispeten yüksek nitelik ve emek gerektiren makine imalat sanayisinde iş gücüne erişim zorlaşırken bu durum da, ifade edilen brüt maaş artışı farkına neden oluyor. Bu çerçevede sektöre yönelik, işveren üzerindeki ücret yükünün azaltılmasına imkân verecek kamu politikalarının tasarlanması ve uygulanması önem arz ediyor. Bunun yanı sıra, makine imalat sanayisi yurt içi üretici fiyat endeksi, imalat sanayisi-ÜFE değerlerinin ve dolayısıyla ana metal sanayisi, elektronik sanayisi ve elektrikli teçhizat gibi girdilerini sağlayan sanayilerin Yİ-ÜFE endeks değerlerinin altında kalıyor. Özellikle ana metal ve elektronik sanayisinden sağlanan girdilerin endeks değerlerinde 2016 yılsonu başlayan ve 2017 yılının ilk beş ayında yaşanan hızlı artışın, makine imalat sanayisi girdi maliyetlerini önemli ölçüde yükselttiği ve bu maliyetlerin sektörün ürün fiyatlarına yansıtılamadığı ortaya çıkıyor. Bu husus makine imalat sanayisinin karlılık oranlarında erozyona uğrandığını da gösteriyor. Bu konuda kamu-özel sektör işbirliği ile çok yönlü girdi tedariki çalışmalarının artırılarak sürdürülmesi, sektörün uluslararası rekabet gücü açısından atılacak öncelikli adımlar arasında görülüyor.

47


ülkelerden ÖZBEKİSTAN CUMHURİYETİ

YÜZÖLÇÜMÜ 447.400 km2

NÜFUS 31,5 milyon (2016, IMF tahmini)

ÖNEMLİ ŞEHİRLER Taşkent (Başkent), Semerkant, Fergana, Kaşkaderya, Andican, Buhara, Hive, Nemengan.

ETNİK GRUPLAR Özbekistan’da yerleşik hâkim topluluk Özbeklerdir. Bununla birlikte, düşük yoğunluklu olsa da, Rus, Tacik, Kazak, Kırgız, Karakalpak ve Tatar halklarının yerleşik topluluklarına da rastlanıyor.

DİL Ülkenin resmi dili Özbekçe. Ancak Rusça ve Tacikçe de ekonomik hayat içerisinde kullanılabiliyor.

DİN Nüfusun yüzde 96’sı Müslüman’dır. Ülkede yüzde 2 oranında Ortodoks ve yine yüzde 2 oranında diğer dinlere mensup insan bulunuyor.

PARA BİRİMİ Som 1 Dolar: 8081,9 Som (6 Eylül itibarıyla) CIA The World Factbook ve T.C. Dışişleri Bakanlığı Özbekistan Cumhuriyeti Künyesi

48

ÖZBEKİSTAN, UZUN YILLAR AYNI ÇATI ALTINDA YAŞADIĞI RUSYA’NIN YANI SIRA BAŞTA ÇİN, GÜNEY KORE, JAPONYA VE BAZI GELİŞMİŞ AVRUPA BİRLİĞİ ÜLKELERİNİN ORTA ASYA STRATEJİLERİNDE MERKEZ ROLÜ ÜSTLENEN BIR ÜLKE. GÜNÜMÜZDEKİ YEDİ BAĞIMSIZ TÜRK DEVLETİNDEN BİRİ OLARAK AYNI KÖKENDEN GELEN VE AYNI TARİHİ PAYLAŞAN; DİL, DİN, ÖRF VE ADETLER GİBİ ÇOK GÜÇLÜ ORTAK DEĞERLERE SAHİP OLDUĞUMUZ ÖZBEKİSTAN, MERKEZ ASYA’NIN EN FAZLA GELECEK VADEDEN ÜLKESİ OLARAK GÖSTERİLİYOR.


Semerkant’ta bulunan bir kraliyet mezar kompleksi olan Zinde Şah mezarlığında çok sayıda türbe yanyana yer alıyor.

49


ülkelerden

M

evcut ekonomik zorlukları, beraberindeki büyük fırsatlarla birlikte değerlendiren Özbekistan, ticari anlamda çok büyük fırsatları aynı derecede ciddi risklerle beraber sunuyor. Bu nedenle, ticaret ve yatırım konularına odaklanan başta Çin, Güney Kore ve gelişmiş bazı Batı ülkeleri bu ülkeyle siya-

50

si ve ekonomik ilişkilerini giderek güçlendirmeye çalışırken, Rusya’nın da özellikle enerji, petrol ve doğal gaz yatırımlarına ağırlık verdiği izleniyor. Mevcut merkezi ve stratejik konumuna ek olarak doğal kaynaklarının zenginliği, yüzde 1,5 gibi yüksek bir artış ivmesine sahip ülke nüfusu, Bağımsız Devletler Toplulu-


Semerkant doğumlu Timurlenk, Özbekistan’ın en önemli tarihi karakterlerinden biridir.

Diğer taraftan Özbekistan’ın modern ve gelişmiş bir ekonomik altyapıya sahip olmayışı, eski Sovyet döneminin her alanda etkisini dolaylı ya da dolaysız gösteriyor olması, ekonominin mevcut haliyle serbest piyasa ekonomisine tam uyum sağlayamamış olması ise Özbek ticari hayatında sıkıntılar yaşanmasına neden oluyor. 1924 yılından 31 Ağustos 1991 tarihine kadar eski Sovyetler Birliği’ne bağlı Özbekistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti olarak anılan Özbekistan, 20 Haziran 1990’da egemenliğini, 1 Eylül 1991’de ise bağımsızlığını ilan etti ve 29 Aralık 1991 yılında yapılan ilk seçimde oyların yüzde 86’sını alan İslam Abduganiyeviç Kerimov ülkenin ilk cumhurbaşkanı ve kurucu Başkanı olarak seçildi. 29 Mart 2015 tarihinde yapılan cumhurbaşkanlığı seçimine kadar görevde kalan ve son cumhurbaşkanlığı seçiminde de yüzde 90,4 oy alarak yeniden Özbekistan Cumhurbaşkanı seçilen İslam Kerimov’un geçtiğimiz yıl vefatından sonra ise Özbekistan parlamentosu geçici başkan olarak başbakan Şevket Miramanoviç Mirziyoyev’i atadı. Özbekistan, bağımsızlığını kazanmasının hemen ardından komşuları ve diğer dünya devletleriyle siyasi ve ekonomik ilişkilerini geliştirmeye başladı. 2 Mart 1992’de Birleşmiş Milletler’e üye olan Özbekistan, UNDP, UNCTAD, UNIDO gibi çeşitli BM örgütleri, IMF, Dünya Bankası, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, Asya Kalkınma Bankası, BDT, ESCAP (Asya ve Pasifik Ekonomik ve Sosyal Komisyonu) ile İslam Konferansı Teşkilatı, İslam ÖZBEKİSTAN’IN MAKİNE İTHALATINDA İLK 10 ÜLKE (MİLYON DOLAR)

Kaynak: www.trademap.org (BM İstatistik Bölümü verileri)

ÜLKE

2014

2015

1

ÇİN

523,2

485,9

-7,1

2

GÜNEY KORE

322,2

212,8

-33,9

3

ALMANYA

151,5

169,7

12,0

4

İTALYA

90,3

132,5

46,8

5

TÜRKİYE

134,3

132,2

-1,6

6

RUSYA

163,1

124,4

-23,7

7

MALEZYA

40,9

47,8

17,0

8

LİTVANYA

43,4

42,5

-2,1

9

ÇEKYA

28,4

27,4

-3,8

10

JAPONYA

96,9

26,4

-72,7

DİĞER

427,5

229,5

-46,3

TOPLAM

2.021

1.631

-19,3

SIRA

ğu (BDT) ülkeleriyle uygulanan gümrük birliği imkânları, kolay eğitilebilir işgücüne sahip oluşu, yatırım ve üretim için kullanılan başta enerji, ham madde ve işçilik olmak üzere girdi maliyetlerinin düşüklüğü, doymamış ve giderek büyümekte olan bir pazar olmasıyla Özbekistan, küresel pazar içerisinde öne çıkan bir ülke olmayı sürdürüyor.

ÖZBEKİSTAN DEVLET İSTATİSTİK KOMİTESİ’NİN VERİLERİNE GÖRE ÖZBEK SANAYİSİNİN GSYİH’YE KATKISI 21,8. ÜLKEDE 2015 YILINDA 35 MİLYAR DOLAR DEĞERİNDE SANAYİ ÜRETİMİ GERÇEKLEŞTİRİLİRKEN, BU RAKAM, BİR ÖNCEKİ YILA GÖRE YÜZDE 8’LİK BİR ARTIŞI İFADE ETMESİ AÇISINDAN ÖNEM ARZ EDİYOR.

Değişim %

51


ülkelerden SERBEST PİYASAYA UYUM ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR Orta Asya’nın merkezinde bulunan Özbekistan’ın yarı çöl durumunda olması; topraklarının ancak yüzde 10’u tarıma elverişli olmasına rağmen, ülkenin tarımda kullanılan arazisi (266 bin kilometrekare) Türkiye’den daha geniş ve verimli. Ülke görünüm itibarıyla sıradağlardan ve çöllük alandan oluşan bir görüntüye sahip olmakla beraber özellikle sulama kanallarıyla birlikte tarım alanlarının yüzde 95’ini sulayabiliyor. Bu anlamda da ülke, Orta Asya’nın en güçlü sulu tarım yapan ülkesi konumunda. Özbekistan ekonomisi; pamuk, altın, uranyum ve doğal gaz dâhil olmak üzere ağırlıklı olarak meta üretimine dayanır. Bununla birlikte, piyasa ekonomisine geçmeyi hedeflediğini ilan etmesine rağmen ülkede yabancı kaynaklı yatırımı caydıran sert ekonomik kontroller halen devam ediyor. Genç bir nüfusa sahip olan Özbekistan’da nüfusun yüzde 56’sı 25, yüzde 34’ü 15 yaşın altındayken, ekonomik faaliyetlerde bulunan nüfusun yüzde 56,7’sini erkekler, yüzde 43,3’ünü ise kadınlar oluşturuyor. Resmi rakamlara göre yaklaşık 13 milyon kişinin istihdam edildiği ülkede 2,7 milyon işsiz olduğu öngörülüyor. Bununla birlikte, devletin istihdamı artırıcı tedbirler almasına rağmen işsiz sayısı ve gizli işsizliğin, açıklanan rakamların çok daha üzerinde olduğu da tahmin ediliyor.

ÖZBEKİSTAN ALTIN MADENLERİ BAKIMINDAN DÜNYADA DÖRDÜNCÜ, ALTIN ÜRETİMİNDE İSE DÜNYADA DOKUZUNCU SIRADA YER ALIYOR.

52

Kalkınma Bankası, AGİT, KEİT ve EİT (ECO) ve Şanghay İşbirliği Teşkilatı’na (SCO) üye iken Dünya Ticaret Örgütü’ne katılım müzakerelerini de halen sürdürmeye devam ediyor. Diğer yandan Özbekistan, AB, OECD, USAID, British Council, TİKA (Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı), JICA (Japon Uluslararası İşbirliği Ajansı), KICA (Kore Uluslararası İşbirliği Ajansı), GIZ Almanya, Fransa, İsrail, İtalya ve İsviçre hükümetleri ile bazı hükümet dışı örgütlerden de (NGO’s) mali ve teknik yardımlar almaya da devam ediyor. Bununla birlikte, 11 BDT ülkesi ile serbest ticaret uygulamasına, sekiz BDT ülkesi ile Serbest Ticaret Anlaşmasına, 45 ülkeyle ticari ve ekonomik işbirliğine yönelik anlaşmalar imzalayan Özbekistan, 2006 yılında ise Avrasya Ekonomik Topluluğu’na (AvET) katıldı. 2000 yılı sonunda kurulan ve genel itibarıyla AB benzeri bir ekonomik entegrasyonu içeren AvET, kişi, mal ve hizmetlerin serbest dolaşımı ve ortak bir pazar kurulmasını hedefliyor.

Labi Hauz Kompleksi


Taşkent

BÜYÜME İVMESİ GÜÇLÜ 2015 yılı Gayri Safi Yurt İçi Hasılası (GSYİH) bir önceki yıla göre yüzde 8 büyüyen Özbekistan’da GSYİH içinde özel sektörün payı ise yüzde 82,9 olarak gerçekleşmişti. Son beş yılda ortalama yüzde 8,1 oranında büyüyen ülke, hızlı büyümesini ise güçlü iç ve dış talep ile gerçekleştiriyor. Özellikle yurt dışında çalışan Özbek işçi vatandaşlarının gönderdiği dövizler (GSYİH’nin yüzde 15’i) ve ülkenin ihraç mal fiyatlarının (al-

tın ve hidrokarbon) dönemsel olarak yüksek seyretmesinin etkisiyle tüketim ve gayrimenkule yatırım canlılığını koruyor. Özbekistan Devlet İstatistik Komitesi’nin verilerine göre Özbekistan GSYİH’sinin sektörel bazda incelemesinde ise hizmetler sektörünün yüzde 53,5 ile ilk sırada yer aldığı görülüyor. Bunun dışında, sanayi üretimi GSYİH’ye yüzde 21,8 katkı sağlarken, tarım sektörü ise yüzde 14,9 katkı ile ülke ekonomisi için önem taşımayı sürdürüyor. Ülke sağlanan hızlı ekonomik büyümeye rağmen düşük gelire sahip ülkeler gurubunda yer alırken, 2015 yılında kişi başına düşen gelirin, yüzde 6,2 artışla 2 bin dolar seviyesinin üzerine çıktığı görülüyor. TARIM VE SANAYİDE MODERNİZASYONA İHTİYAÇ VAR Özbekistan, Orta Asya’nın en güçlü sulu tarım yapan ülkesi. Başta pamuk, buğday ekimi ve hayvancılık yapılan ülkede meyve ve sebze üretiminin yanı sıra ipekçilikle de uğraşılıyor. Tarımsal üretimin yüzde 59’u bitkisel üretimden, yüzde 41’i ise hayvancılıktan oluşurken, tarım sektöründe temel ürün pamuk olup, toplam tarımsal üretimin yaklaşık yüzde 40’ını oluşturuyor. Su kaynaklarının azlığı, teknoloji ve sermaye yetersizliği, ekolojik sorunlar üretimi olumsuz etkilese de Sovyet tarım politikasından edinilen tecrübeler ve ülkenin sahip olduğu uygun iklim koşulları, özellikle pamuk üretiminde güçlü bir uzmanlaşmayı da beraberinde getiriyor. Ülkenin sanayi geçmişi ise yine SSCB dönemindeki planlı ve potansiyele uygun yatırımlar nedeniyle güçlü bir görünüm sergiliyor. Bununla birlikte, bağımsızlık sonrasında ge-

DOĞAL KAYNAKLARININ ZENGİNLİĞİ, BDT ÜLKELERİYLE UYGULANAN GÜMRÜK BİRLİĞİ İMKÂNLARI, KOLAY EĞİTİLEBİLİR İŞGÜCÜ, GİRDİ MALİYETLERİNİN DÜŞÜKLÜĞÜ İLE ÖZBEKİSTAN, KÜRESEL PAZAR İÇERİSİNDE ÖNE ÇIKAN BİR ÜLKE OLMAYI SÜRDÜRÜYOR.

53


ülkelerden

11 BDT ÜLKESIYLE SERBEST TİCARET UYGULAMASI, SEKİZİYLE DE SERBEST TİCARET ANLAŞMASI, 45 ÜLKEYLE TİCARİ VE EKONOMİK İŞBİRLİĞİNE YÖNELİK ANLAŞMALAR İMZALAYAN ÖZBEKİSTAN, 2006 YILINDA İSE AVRASYA EKONOMİK TOPLULUĞU’NA (AVET) KATILDI.

li hale getirilmesi için ülkedeki özelleştirme ve yabancı yatırımcı arama çabaları da halen sürüyor. Özbekistan Devlet İstatistik Komitesi verilerine göre, 2015 yılında 35 milyar dolar değerinde sanayi üretimi gerçekleştirilirken, bu rakam,

rek ham madde, gerekse finansman ve pazarlama yetersizliği nedeniyle önemli miktarda sanayi tesisi atıl kalırken, düşük kapasiteli üretim önemli bir sorun başlığı olmayı sürdürüyor. Bu tesislerin faaliyete geçirilmesi veya daha verimÖZBEKİSTAN’IN MAKİNE İTHALATINDA BAŞLICA KALEMLER (MİLYON DOLAR - 84. FASIL) GTİP KODU

54

Kaynak: www.trademap.org (BM İstatistik Bölümü verileri)

GTİP ADI

2015

2016

DEĞIŞIM (%)

8419

ISI DEĞİŞİKLİĞİ YÖNTEMİ İLE MADDELERİ İŞLEMEK İÇİN CİHAZLAR

121,9

99

-18,7

8414

HAVA-VAKUM POMPASI, HAVA-GAZ KOMPRESÖRÜ, VANTİLATÖR, ASPİRATÖR

165,5

97,2

-41,3

8481

MUSLUKÇU, BORUCU EŞYASI-BASINÇ DÜŞÜRÜCÜ, TERMOSTATİK VALF DÂHİL

103,1

71,6

-30,5

8429

DOZERLER, GREYDER, SKREYPER, EKSKAVATÖR, KÜREYİCİ, YÜKLEYİCİ

62,4

70,1

12,4

8421

SANTRİFÜJLE ÇALIŞAN KURUTMA, FİLTRE, ARITMA CİHAZLARI

87,7

65,9

-24,9

8418

BUZDOLAPLARI, DONDURUCULAR, SOĞUTUCULAR, ISI POMPALARI

58,5

64,9

10,9

8402

BUHAR JENERATÖRLERİ, KIZGIN SU ÜRETEN KAZANLAR

45,5

63,7

40,5

8413

SIVILAR İÇİN POMPALAR, SIVI ELEVATÖRLERİ

87,8

61,2

-30,3

8474

TOPRAK, TAŞ, METAL CEVHERİ AYIKLAMA, ELEME MAKİNELERİ

51,2

58,6

14,6

8479

KENDİNE ÖZGÜ FONKSİYONLU MAKİNE VE CİHAZLAR

86,1

57,1

-33,7

DİĞER

1.152

921

-20

TOPLAM

2.021

1.631

-19,3


Taşkent

yon metreküp, kömür rezervinin 5,7 milyar ton ve uranyum rezervinin ise 185 bin ton olduğu tahmin ediliyor. Özbekistan’ın yıllık kömür üretimi, yaklaşık 4 milyon tonu geçerken, ülkede 2015 yılında 4,4 milyon ton üretim gerçekleştiği biliniyor. Kömürden daha iyi verim elde etmek için onun gaz ve sıvı yakıt haline getirilmesi önemli bir sorun teşkil etmeye devam ederken, buna bağlı olarak Angren Kömür Ocağı’nda yeraltı gaz işleme istasyonu kurulması, yılda 60 milyar metreküpe varan gaz üretiminin de önünü açmış durumda. Diğer yandan, Özbekistan’da 100’den fazla yer altı maden çeşidi bulunuyor. Bunların başında altın, bakır, gümüş, kurşun, çinko, uranyum ve benzeri yeraltı kaynakları gelirken, Özbekistan altın madenleri bakımından dünyada dördüncü, altın üretiminde ise dünyada dokuzuncu sırada yer alıyor. Benzer şekilde Özbekistan, uranyum üretiminde de dünyanın yedinci büyük üreticisi ve beşinci büyük ihracatçısı konumunda.

RESMİ RAKAMLARA GÖRE YAKLAŞIK 13 MİLYON KİŞİNİN İSTİHDAM EDİLDİĞİ ÜLKEDE 2,7 MİLYON İŞSİZ OLDUĞU ÖNGÖRÜLÜYOR. BUNUNLA BİRLİKTE, DEVLETİN İSTİHDAMI ARTIRICI TEDBİRLER ALMASINA RAĞMEN İŞSİZ SAYISI VE GİZLİ İŞSİZLİĞİN, AÇIKLANAN RAKAMLARIN ÇOK DAHA ÜZERİNDE OLDUĞU TAHMİN EDİLİYOR.

ÖZBEKİSTAN’IN MAKİNE İTHALATI 1991 yılına kadar Özbek sanayisi, Rusya’dan ayrılan diğer ülkeler gibi Sovyetler Birliği’nin ihtiyaçlarına hizmet edecek şekilde organize edilmişti. Bağımsızlık sonrasında, yine

bir önceki yıla göre yüzde 8’lik bir artışı ifade etmesi açısından önem arz ediyor. İmalat sanayinin yapısı incelendiğinde, öncelikli ve gelişmekte olan, yabancı yatırımcıların da ilgisini çeken en önemli sektör otomotiv sanayii iken, tarım makineleri ve ekipmanları üretiminde önemli bir kapasiteye sahip olan Özbekistan’da tarımsal üretimin önemli bir kısmı eski makinelerle yapılıyor. Diğer yandan Özbekistan’da hâlihazırda mevcut ve gelişme potansiyeli bulunan diğer önemli sektör tekstil olarak karşımıza çıkıyor. Bu sektörde önemli yatırımlar sürse de kapasite halen yeterli düzeye ulaşmış değil. Pamuk ve pamuk ipliğinin çok az bir kısmı ülke içerisinde işlenirken, bu sektörde atıl vaziyette olan pek çok tekstil fabrikasının modernizasyonu ve ülkede üretilen pamuğa katma değer kazandıracak kumaş ve konfeksiyon fabrikaları kurma çalışmaları da devam ediyor. 100’DEN FAZLA YER ALTI MADEN ÇEŞİDİ Özbekistan’ın ana gelir kaynaklarından bir diğeri ise zengin doğal kaynaklarıdır. Ulusal ve uluslararası raporlara göre, Özbekistan’ın potansiyel petrol rezervinin 100 milyon ton, doğal gaz rezervinin 1,8 tril-

55


ülkelerden

GENÇ BİR NÜFUSA SAHİP OLAN ÖZBEKİSTAN’DA NÜFUSUN YÜZDE 56’SI 25, YÜZDE 34’Ü 15 YAŞIN ALTINDAYKEN, EKONOMİK FAALİYETLERDE BULUNAN NÜFUSUN YÜZDE 56,7’SİNİ ERKEKLER, YÜZDE 43,3’ÜNÜ İSE KADINLAR OLUŞTURUYOR.

bağımsızlıklarını ilan eden diğer ülkelerde olduğu gibi Özbek ekonomisi de büyük sorunlarla baş başa kaldı. Halen gelişimini sürdüren Özbek ekonomisi ve sanayisi, otomotiv, tekstil ve tarım ürünlerinin işlenmesine yönelik gıda işleme sektörlerinde büyümeye devam ediyor ve sanayi sektörlerinin GSYİH içindeki payı halen yüzde 21,8 seviyelerinde gerçekleşiyor. Bu kapsamda,

Özbekistan’ın makine ithalatı da 2016 yılında yüzde 19’luk bir kayıpla 1,6 milyar dolar olarak gerçekleşse de toplam ithalat içerisindeki yüzde 17,6’lık payını koruyor. Özbekistan’ın 2016 yılı makine ithalatında Çin, Güney Kore ve Almanya ilk üç sırayı paylaşırken, Türkiye, Özbekistan’ın makine ithalatı gerçekleştirdiği ülkeler içerisinde İtalya’nın ardından beşinci sırada buluKaynak: TÜİK verileri

TÜRKİYE’NİN ÖZBEKİSTAN’A 84. FASIL BAZINDA MAKİNE İHRACATI (MİLYON DOLAR - 84. FASIL) GTİP ADI

2015

2016

DEĞİŞİM (%)

8437

TOHUM, HUBUBAT, KURU BAKLAGİLLERİ TEMİZLEME, TASNİF VE ÖĞÜTME MAKİNELERİ

24,4

17,2

-29,7

8451

DOKUMA MADDELERİNİ YIKAMA, KURUTMA, ÜTÜLEME MAKİNE VE CİHAZLARI

5,8

15,2

163,8

8418

BUZDOLAPLARI, DONDURUCULAR, SOĞUTUCULAR, ISI POMPALARI

10,2

11,8

16

8479

KENDİNE ÖZGÜ FONKSİYONLU MAKİNE VE CİHAZLAR

14,3

11,7

-18,1

8438

YİYECEK VE İÇECEKLERİN SINAİ AMAÇLARLA HAZIRLANMASI VEYA İMALİNE MAHSUS MAKİNELER

3,7

8,9

141,1

8481

MUSLUKÇU, BORUCU EŞYASI-BASINÇ DÜŞÜRÜCÜ, TERMOSTATİK VALF DÂHİL

6,7

8

18,4

8474

TOPRAK, TAŞ, METAL CEVHERİ AYIKLAMA, ELEME MAKİNELERİ

7,1

3,6

-49,2

8436

TARLA VE BAHÇE TARIMINA, ORMANCILIĞA, KÜMES HAYVANCILIĞI VE ARICILIĞA MAHSUS MAKİNELER

5,5

3,4

-39,2

8424

SIVI VEYA TOZLARI PÜSKÜRTMEYE, DAĞITMAYA MAHSUS YANGIN SÖNDÜRME MAKİNELERİ

2,2

3,4

51,3

8414

HAVA-VAKUM POMPASI, HAVA-GAZ KOMPRESÖRÜ, VANTİLATÖR, ASPİRATÖR

3,1

3,3

7,7

DİĞER

51,3

45,8

-10,7

TOPLAM

134,3

132,2

-1,6

GTİP KODU

56


nuyor. BM İstatistik Bölümü verilerine göre Özbekistan, geçtiğimiz yıl Türkiye’den yüzde 1,6’lık düşüşle 132 milyon dolar değerinde makine ithal etti. Ülkeler açısından Özbekistan’ın makine ithalatı incelendiğinde ise ilk 10 ülke içerisinde Almanya, İtalya ve Malezya’nın haricindeki tüm pazarlarda düşüş yaşandığı görülüyor. Bu dönemde Almanya’nın Özbekistan’a makine ihracatı yüzde 12, İtalya’nın yüzde 46,8 ve Malezya’nın yüzde 17 artış gösterirken, Güney Kore’nin yüzde 33, Rusya’nın yüzde 23,7 ve Japonya’nın yüzde 72,7 değer kaybetmesi dikkat çekiyor. Bu çerçevede Özbekistan, 84’üncü fasılda 2016 yılı verilerine göre en fazla 8419 GTİP kodlu “Isı değişikliği yöntemi ile maddeleri işlemek için cihazlar” ürün grubunda ithalat yaptı. 2016 yılında söz konusu ürün grubunda yüzde 18,7’lik kayıpla 99 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken, bu rakam 2015 yılında 121,9 milyon dolar olarak gerçekleşmişti. Listenin ikinci sırasında ise 8414 GTİP kodlu “Hava-vakum pompası, hava-gaz kompresörü, vantilatör, aspiratör” ürün grubu bulunuyor. Özbekistan, 2016 yılında söz konusu kalemde yüzde 41,3’lük düşüşle 97,2 milyon dolar değerinde makine ithal ederken, bu ürün grubunda 2015 yılında 165,5 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilmişti. Özbekistan’ın 2016’da 84’üncü fasılda en fazla ithalat gerçekleştirdiği üçüncü kalem 8481 GTİP kodlu “Muslukçu, borucu eşyası-basınç düşürücü, termostatik valf dâhil” ürün grubu oldu. Söz konusu ürün grubunda da yüzde 30,5’lik kayıpla 71,6 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken, bu rakam 2015’te 103,1 milyon dolar seviyesindeydi. Özbekistan’ın makine ithalatındaki ilk 10 ürün grubu içerisinde en yüksek artış ise 8402 GTİP kodlu “Buhar jeneratörleri, kızgın su üreten kazanlar” ürün grubunda oldu. Bu ürün grubunda 2016’da yüzde 40,5’lik artışla 63,7 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirildi. TÜRKİYE’NİN MAKİNE İHRACATINDA GIDA MAKİNELERİ İLK SIRADA Diğer yandan, BM İstatistik Bölümü verilerine göre Türkiye, Özbekistan’ın makine ithalatında 2016 yılında beşinci sıradaki yerini korusa da 84’üncü fasılda Özbekistan’a gerçekleştirdiği makine ihracatında yüzde 1,6’lık bir kayıp yaşadı. 84’üncü fasılda Türkiye’nin Özbekistan’a ihraç ettiği ürünler içerisinde ilk sırada 8437 GTİP kodlu “Tohum, hububat, kuru baklagilleri temizleme, tasnif ve öğütme makineleri” ürün grubu yer alırken, söz

ÖZBEKİSTAN EKONOMİSİNİN ANA SEKTÖRLERİ TARIM VE HAYVANCILIK: Özbek ekonomisi içerisinde tarım önemli bir yere sahip. Başta pamuk, buğday ekimi ve hayvancılık yapılan ülkede meyve ve sebze üretiminin yanında ipekçilikle de uğraşılıyor. Tarımsal üretimin yüzde 59’u bitkisel üretimden karşılanırken, hayvancılığın payı ise yüzde 41 olarak gerçekleşiyor. Tarım sektöründe temel ürün pamuk iken, toplam tarımsal üretimin yaklaşık yüzde 40’ı da pamuk üretimine dayanıyor. Su kaynaklarının azlığı, teknoloji ve sermaye yetersizliği, ekolojik sorunlar Özbek tarımında önemli başlıklar olmayı sürdürürken, geçmiş yıllardaki Sovyet tarım politikasından edinilen tecrübeler ve ülkenin sahip olduğu uygun iklim koşulları ise özellikle pamuk üretiminde güçlü bir uzmanlaşmayı beraberinde getiriyor. Özbekistan, yürüttüğü ithal ikameci politikanın bir parçası olarak kendi kendine yeterli bir tahıl üreticisi ülke olmayı hedefliyor ve bu çerçevede, önümüzdeki yıllarda tarım ve tarıma dayalı sanayide yatırımlarını artırmayı planlıyor.

SANAYİ:

Ülke, SSCB döneminde planlı ve potansiyeline uygun bir sanayi tecrübesi yaşamış. Ancak SSCB sonrası bağımsızlık döneminde gerek ham madde, gerek finansman ve pazarlama yetersizliği nedeniyle önemli miktarda sanayi tesisi atıl vaziyette kalırken, düşük kapasiteli üretim de ülke sanayisine olumsuz etkide bulunmuştu. Bu tesislerin faaliyete geçirilmesi veya daha verimli hale getirilmesi için özelleştirme ve yabancı yatırımcı arama çabaları halen sürmekle birlikte, Özbekistan Devlet İstatistik Komitesi verilerine göre, 2015 yılında 35 milyar dolar değerinde sanayi üretimi gerçekleştirildi. Genel olarak ülkenin imalat sanayisi incelendiğinde, öncelikli ve gelişmekte olan, yabancı yatırımcıların da ilgisini çeken en önemli sektörün otomotiv sanayisi olduğu görülüyor. Özbekistan’da halihazırda mevcut ve gelişme potansiyeli bulunan diğer önemli sektör ise tekstil.

MADENCİLİK: Özbekistan’ın doğal kaynaklarının başında doğal gaz, petrol ve kömür geliyor. Ulusal ve uluslararası raporlara göre, Özbekistan’ın potansiyel petrol rezervinin 100 milyon ton, doğal gaz rezervinin 1,8 trilyon metreküp, kömür rezervinin 5,7 milyar ton ve uranyum rezervinin ise 185 bin ton olduğu tahmin ediliyor. Özbekistan’ın yıllık kömür üretimi, yaklaşık 4 milyon tonu geçerken, ülkede 2015 yılında 4,4 milyon ton üretim gerçekleşti. Özbekistan’da 100’den fazla yer altı maden çeşidi bulunuyor. Bunların başında altın, bakır, gümüş, kurşun, çinko, uranyum ve benzeri yeraltı kaynakları gelirken, Özbekistan altın madenleri bakımından dünyada dördüncü, altın üretiminde ise dünyada dokuzuncu sırada yer alıyor. Benzer şekilde Özbekistan, uranyum üretiminde de dünyanın yedinci büyük üreticisi ve beşinci büyük ihracatçısıdır.

ULAŞIM: Özbekistan’da yurt içi ve yurt dışı yük taşımacılığı genellikle kara yolu üzerinden gerçekleşiyor. 2015 yılı içerisinde bir önceki yıla göre yüzde 5,1’lik artışla 1,5 milyar ton yük taşımacılığı yapılırken, bunun 1,4 milyar tonu kara yolu, 67,7 milyon tonu demir yolları, 67,8 milyon tonu boru hattı, geri kalan kısmı da hava yolları ile gerçekleştirildi. Yaklaşık 100 bin firmanın taşımacılık lisansına sahip olduğu ülkede 2015 yılında toplam 20,2 milyon kişi demir yolu, 2,2 milyon kişi de hava yolu ile seyahat ettiği görülüyor. Diğer yandan Özbekistan, Türkiye’nin de aralarında olduğu ve 13 ülkenin katılımıyla 1993 yılında başlatılan Avrupa-Kafkasya-Asya Ulaştırma Koridoru Programı’nın (TRACECA) da aktif bir üyesi olarak projeye katkı sunmaya devam ediyor.

57


ATLAS EXPO TECMA Mexico City MEKSİKA Uluslararası Makine ve Üretim Teknolojileri Fuarı 07-10 Mart 2017 9. TECHNICAL FAIR

St. Petersburg RUSYA Makine ve Üretim Teknolojileri 14-16 Mart 2017

8. SVARKA St.Petersburg RUSYA Uluslararası Kaynak Teknolojileri Fuarı 25-28 Nisan 2017

FUAR TAKVİMİ INNOPROM Ekaterinburg RUSYA

Uluslararası Endüstri Fuarı 11-15 Temmuz 2017

30. EXTEMIN Lima PERU Uluslararası Döküm ve Metal Teknolojileri Fuarı 18-22 Eylül 2017 CMTS 2017 Toronto KANADA Üretim Teknolojileri Fuarı 25-28 Eylül 2017

FABTECH Monterrey MEKSİKA

MSV Brno ÇEK CUMHURİYETİ Uluslararası Makine ve Mühendislik Fuarı 04-08 Ekim 2017

17. MACH-TECH

TOLEXPO Paris FRANSA Uluslararası Makine ve Mühendislik Fuarı 21-24 Ekim 2017

Uluslararası Metal İşleme ve Kaynak Teknolojileri Fuarı 02-04 Mayıs 2017

Budapeşte MACARİSTAN Metal İşleme ve Kaynak Teknolojiler 09-12 Mayıs 2017

AUSTECH Melbourne AVUSTRALYA Uluslararası Makine ve Üretim Teknolojileri Fuarı 09-12 Mayıs 2017 EXPONOR 2017 ŞİLİ

Uluslararası Maden ve Madencilik Teknolojileri Fuarı 15-19 Mayıs 2017

61. TECHNICAL FAIR

Belgrad SIRBİSTAN Makine ve Üretim Teknolojileri 17-21 Mayıs 2017

AMB Tahran İRAN Uluslararası Metal Teknolojileri Fuarı 23-26 Mayıs 2016 WMTS Edmonton KANADA Uluslararası Metal İşleme ve Kaynak Teknolojileri Fuarı 06-08 Haziran 2017 AMTEX 2017 Yeni Delhi HİNDİSTAN Uluslararası Makine ve Üretim Teknolojileri Fuarı 08-11 Temmuz 2017

Sanatçılar Sitesi 27F Blok No:Z1 Tarabya - İSTANBUL

18. KOREA METAL WEEK Seul KORE Uluslararası Metal İşleme Fuarı 24-27 Ekim 2017

8. CORTE & CONFERMAÇAO

Sao Paolo - BREZİLYA Uluslararası Metal İşleme ve Kaynak Teknolojileri Fuarı 22-25 Ekim 2017

THE MINING SHOW DUBAI Madencilik Fuarı 26-28 Ekim 2017

19. MWCS Şangay ÇİN Üretim Teknolojileri Fuarı 02-06 Kasım 2017 FABTECH Chicago A.B.D. Uluslararası Takım Tezgahları ve Metal İşleme Fuarı 07-10 Kasım 2017 METAL EXPO Moskova RUSYA

Uluslararası Demir Çelik ve Haddehane Tesisleri Fuarı 14-17 Kasım 2017

Tel:+90 212 299 29 28

info@atlas-expo.com.tr


TARIMSAL ÜRETİMİN YÜZDE 59’U BİTKİSEL ÜRETİMDEN, YÜZDE 41’İ İSE HAYVANCILIKTAN OLUŞURKEN, TARIM SEKTÖRÜNDE TEMEL ÜRÜN PAMUK OLUP, TOPLAM TARIMSAL ÜRETİMİN YAKLAŞIK YÜZDE 40’INI OLUŞTURUYOR.

konusu kalemde Özbekistan’a 2016’da yüzde 29,7’lik düşüşle 17,2 milyon dolar değerinde makine ihraç edildi. Listenin ikinci sırasında bulunan 8451 GTİP kodlu “Dokuma maddelerini yıkama, kurutma, ütüleme makine ve cihazları” ürün grubunda ise yüzde 163,8’lik bir artış oldu ve 15,2 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Üçüncü sırada ise 8418 GTİP kodlu “Buzdolapları, dondurucular, soğutucular, ısı pompaları” ürün grubu yer aldı. Bu ürün grubunda yüzde 16’lık artışla 11,8 mil-

yon dolar değerinde ihracat gerçekleştirildi. Özbekistan pazarı, yüzde 1,6’lık bir kayıp yaşanmış olsa da gıda işleme ve tekstil sektörlerine yönelik makine alımlarında yaşanan güçlü artışlarla Türk makine imalat sektörlerinin güçlü partnerlerinden biri olmayı sürdürüyor. Türkiye’nin Özbekistan’a toplam ihracatı içerisinde makine ihracatının payı halen yüzde 24,8 olarak yüksek bir seviyede gerçekleşmesi de bunun net bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Buhara

59


üçüncü kuşak

“KUŞAKTAN KUŞAĞA AKTARILAN DENEYİM EN ÖNEMLİ KAZANÇ” BILGILI MAKINA’NIN ÜÇÜNCÜ KUŞAK TEMSILCISI MEHMET BILGILI, KÜÇÜK YAŞLARDAN ITIBAREN ÜRETIMIN IÇINDE OLMASININ KENDISINE SONRADAN EDINILMESI ZOR OLAN BIR DENEYIM KAZANDIRDIĞINI SÖYLÜYOR.

K

öklü bir aile firmasında görev almanın büyük bir sorumluluğu da beraberinde getirdiğini söyleyen, Bilgili Makina Firma Yöneticisi Mehmet Bilgili, “Sizden önceki kuşakların firmayı bugünlere kadar taşıdığını bilmek, zaman zaman omuzlarınızda çok büyük bir yük olduğu hissine kapılmanıza neden oluyor. Fakat bunu bir avantaja çevirerek onların bugüne kadar edindiği deneyimlerden de yararlanabiliyorsunuz” diyor. İstanbul Kültür Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden 2015 yılında mezun olan Bilgili, üniversite yıllarında firmanın teknik çizim bölümünde makine ve makine parçalarını çizip tasarlamaya başladığını daha sonra ise CNC

60

torna ve freze tezgâhlarının programlarını yazdığını söylüyor. “Önceki kuşaklardan öğrendiğim en önemli iki şey işimi dürüstçe ve severek yapmam gerektiğiydi” diyen Bilgili ile makine sektöründe var olmanın zorlukları ve firmasını gelecekte taşımak istediği yere dair keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Aile şirketinde görev alma serüveniniz nasıl başladı? Henüz küçük yaşlarda hafta sonları ve yaz tatillerinde babam ve dedemle birlikte firmaya gitmeye başladım. Aktif olarak görev alamasam da çalışma ortamı, çalışma disiplini, işleyiş ve imalat hakkında birçok şey öğrendim. Bir ma-


kinenin imalatında gerekli olan her alanda fikir ve deneyim sahibi olmayı kendime prensip edindiğim için şirkette birçok bölümde aktif rol oynamaya çalışıyorum. Üniversite yıllarında ise firmanın teknik çizim bölümünde makine ve makine parçalarını çizip tasarlamaya başladım. Daha sonra bir adım daha öteye giderek imalatın içinde görev almak istedim ve CNC torna ve freze tezgâhlarımızın programlarını yazmaya başladım. Firmamız yarım asrı geride bırakmış köklü bir yapıya sahip. Ben de bu sorumluluğun bilinciyle üçüncü kuşak yönetici olarak Bilgili Makina’yı geleceğe taşımak için çeşitli işlerde deneyim ve bilgi sahibi olmaya çalışıyorum. Türkiye’nin önemli firmalarından biri olan Bilgili Makina’da görev almak sizin için bir zorunluluk muydu? Üretiminin içinde olmak size neler kattı? Kendimi hiçbir zaman Bilgili Makina’da çalışmak zorunda hissetmedim. Aksine, rahmetli dedem Mehmet Bilgili sayesinde kendimi daima buraya ait hissettim. Küçük yaşlarda şirkete geldiğimde dedemin planya tezgâhında çalışmasını izlerdim. Yere düşen talaş parçalarını toplayıp ayıklar ve içlerinden hoşuna gidenleri de bir kutuda biriktirirdi. Ona bunu neden yaptığını sorduğumda ise bana her seferinde işimi severek ve aşkla yapmam gerektiğini söylerdi. Küçük yaşlardan beri üretimin içinde olmak, bana sonradan edinilmesi zor bir deneyim kazandırdı. Dedemle çalışmak ise o deneyimi sevgiyle yoğurup işimi severek nasıl yapabileceğimi öğretti. Bu gerçekten paha biçilemez bir hazine. Aile şirketinde çalışmanın zorlukları ve avantajlı yanları nelerdir? Sizden beklentiler hangi düzeydeydi? Ötelediğiniz hayalleriniz oldu mu? Köklü bir aile firmasında görev almak şüphesiz ki çok büyük bir sorumluluğu da beraberinde

getiriyor. Sizden önceki kuşakların firmayı bugünlere kadar taşıdığını bilmek, zaman zaman omuzlarınızda çok büyük bir yük olduğu hissine kapılmanıza neden oluyor. Fakat bunu bir avantaja çevirerek onların bugüne kadar edindiği deneyimlerden de yararlanabiliyorsunuz. Önceki kuşaklardan öğrendiğim en önemli iki şey, işimi dürüstçe ve severek yapmam gerektiğiydi. Bugün dedemin imal ettiği makineler piyasada hala çalışıyor ve bizden yedek parça temin ediyorlar. Bu makinelerin sahipleriyle her konuştuğumda rahmetli dedeme hayır duası ediyorlar. Bu durum beni hem gururlandırıyor, hem de o olmasa bile işimi dürüst yapmamın bana yıllar sonra bile neler kazandırabileceğini gösteriyor. Benden beklenen, ilk olarak dürüst bir imalatçı ve tüccar olmamdı. Bir aile şirketinde büyümenin belki de tek dezavantajı gideceğiniz üniversitenin bölümünün daha önceden belirlenmesi. Bugüne kadar ötelediğim hiçbir hayalim olmadı. Siyasete merak duyduğum için üniversitede de uluslararası ilişkiler bölümünü tercih ettim. Bana göre hiçbir zaman mezun olduğunuz işi yapmak zorunda değildiniz, severek yaptığınız her iş

“ÜRETIM AĞINI GENIŞLETMEK, GÜNÜMÜZ TEKNOLOJISINI TAKIP EDEREK MAKINELERE UYARLAMAK, ÜRÜN ÇEŞITLILIĞINI ARTIRMAK ÖNCELIKLI HEDEFLERIM ARASINDA YER ALIYOR.“

61



sağlayacaktır.

Mehmet BİLGİLİ

Yaşar BİLGİLİ

sizin işinizdir. Başlarda biraz ön yargıyla karşılansa da daha sonraları firmada elde ettiğim başarılar sayesinde bu ön yargıyı kırmayı da başardım. Ülkemizin köklü firmalarından birinin üçüncü kuşak yöneticisi olarak Türkiye’nin makinecilik serüvenini nasıl görüyorsunuz? Ülkemizin her alanda büyük bir gelişim içinde olduğunu görüyorum. Geçmişte, sanayimiz emek yoğun metodlarla çalışırken, makine teknolojisindeki ilerlemeler neticesinde bugün daha az insan gücüyle daha fazla üretim konseptiyle yol alıyor. Sosyal, siyasal ve ekonomik dönüşümlerin pozitif etkilerinin önümüzdeki 10 yıl içinde makine sektörüne de yansıyacağı öngörülebilir. Gelişmiş ülkelerin ihracatının önemli bir bölümünü makine sektörünün oluşturduğunu düşünürsek, ülkemizin toplam ihracatı içerisinde makinenin payını daha yükseğe çıkarmak ilk hedefimiz olmalı. Türkiye, küresel bir güç olmayı hedefliyorsa dışa bağımlılığından kurtulabilmek adına, teknoloji satın almaktan ziyade teknoloji üretebilir konuma gelmelidir. Bunun bilincinde olarak tüm köklü makine firmaları bilişim ve makine teknolojilerinin gelişimi için ciddi yatırımlar yapıyor. Üçüncü kuşak yöneticiler olarak bizler de bu vizyon doğrultusunda hareket etmeliyiz diye düşünüyorum.

Mehmet BİLGİLİ

uyarlamak, ürün çeşitliliğini artırmak öncelikli hedeflerim arasında yer alıyor. Umuyorum ki Bilgili Makina, önümüzdeki 10 yıl içinde sadece Türkiye’de değil tüm dünyada baskı sektörüne yön veren bir marka haline gelecek. İş yaşamı dışında kişisel hobileriniz var mı? İş hayatında başarılı olabilmek ve işimi severek yapmaya devam edebilmek için kendime zaman ayırmam gerektiğine inanıyorum. Üniversite yıllarından beri piyano çalıyorum ve müzikle ilgileniyorum. Onun dışında zaman buldukça arkadaşlarımla Airsoft maçlarına katılıyorum.

“UMUYORUM KI BILGILI MAKINA, ÖNÜMÜZDEKI 10 YIL IÇINDE SADECE TÜRKIYE’DE DEĞIL TÜM DÜNYADA BASKI SEKTÖRÜNE YÖN VEREN BIR MARKA HALINE GELECEK.”

Sizin gibi üçüncü kuşak yöneticilere nasıl bir mesaj göndermek istersiniz ? Öncelikle, kendilerinden önceki kuşaklardan devraldıkları sorumluluğa hiçbir zaman bir zorunluluk olarak görmemeleri gerektiğini düşünüyorum. Yaptıkları işi sevmeleri işlerini geliştirmelerinde önemli bir rol oynayacaktır. “Önceki kuşaklardan ne kapabilirsek kardır!” mantığıyla olabildiğince fazla deneyim edinmeleri firmalarının geleceğine de büyük bir katkı

Firmanızın geleceğine yönelik öngörüleriniz neler? Şirketinizi taşımak istediğiniz nokta nedir? Bilgili Makina yarım asırdan fazla süredir baskı makineleri imal ederek sektöründe önemli bir rol üstleniyor. Ben daima “Daha iyisini nasıl yaparız” sorusuna yanıt arıyorum. Bu sorunun firmamızın gelişiminde çok önemli bir rol oynadığını düşünüyorum. Üretim ağını genişletmek, günümüz teknolojisini takip ederek makinelere

63


pozitif

“KADINLARIN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL ÖN YARGILAR” KADIN YÖNETICILERIN YAŞADIĞI ZORLUKLARIN EN ÖNEMLISININ ÖN YARGILAR OLDUĞUNU SÖYLEYEN GÜRALP VINÇ AR-GE MÜDÜRÜ FUNDA SUNAOĞULLARI, “SÖZ KONUSU ÖN YARGILAR, IŞINIZE HÂKIM OLUP SORUMLULUKLARINIZI HAKKIYLA YERINE GETIRDIĞINIZDE KOLAYLIKLA AŞILABILIYOR” DIYOR.

G

ünümüzde kadın yöneticilerin tüm sektörlerde etkin roller üstlendiğini ifade eden Güralp Vinç Ar-Ge Müdürü Funda Sunaoğulları, makine imalat sektöründe kadın yönetici sayısının az olmasını ise kadınların bu sektörde çalışmayı daha az tercih etmesine bağlıyor. “İşverenlerin, kadınların iş hayatında çok da uzun bir zamana yayılmayan doğum izinlerini dezavantaj olarak değerlendirmedikleri takdirde sektördeki kadın çalışan ve yönetici sayıları da artacaktır” diyen Sunaoğulları ile kendi deneyimlerinden yola çıkarak kadınların sektörde daha görünür olması için yapılması gerekenleri konuştuk.

64

Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz? Aksaray’da 1974 yılında doğdum. Aslen Kırşehirliyim ve liseyi bitirene kadar Kırşehir’de yaşadım. Süleyman Demirel Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden 1996 yılında mezun oldum. Eşim de benim gibi makineci ve 16 yaşında bir oğlumuz var. İş hayatına nasıl başladınız? Bugün bulunduğunuz göreve gelme süreci hakkında bilgi verir misiniz? Mezun olur olmaz iş hayatına atıldım ve lazer kesim programcısı olarak çalışmaya başladım. Bu arada mesai saatleri dışında da sürekli eğitimlerle kendimi geliştirdim. Akabinde tel erozyon tezgâh operatör-


lüğü yaparak iş tecrübemi artırdım. 21 yıllık iş tecrübemin 18 yılını Güralp Vinç’te geçirdim. Sekiz yıl proje departmanında çalıştıktan sonra yeterli tecrübeyi elde ederek görevime Ar-Ge müdürü olarak devam ettim. Proje tabanlı çalışan bir firma olarak vinç sektöründe Ar-Ge’nin önemini kavrayarak, 2004 yılında Ar-Ge departmanını firmamıza kazandırdık. Bu konuda önemli bir pay sahibi olduğumu düşünüyorum. Öncelikle firmamızda Ar-Ge kültürü oluşturmaya inandım ve ekibimizle beraber proje ve Ar-Ge olarak iki ayrı departman kurduk. Şu anda beş kişilik Ar-Ge ve 15 kişilik proje ekibimizle kol kola firmamızın adını daha da yükseğe taşımak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kaç yıldır bulunduğunuz görevi sürdürüyorsunuz? Ortalama bir iş gününüz nasıl geçiyor? 1999 yılında Güralp Vinç’te çalışmaya başladım. 10 yıldır da Ar-Ge müdürü olarak görev yapıyorum. Saat 08:00’de çalışmaya başlayıp mesaiyi 17:30’ da bitiriyoruz. Her gün düzenli olarak bölüm içi tasarım gözden geçirme toplantıları yapıyoruz. Yeni tasarımların sonucu olarak teknik doküman hazırlıkları da Ar-Ge departmanında yapılıyor. Günün belirli bir zamanı bu çalışmaların kontrolleriyle geçiyor. Ayrıca gün içerisinde bölümler arası teknik toplantılarımız oluyor. Satış sonrası hizmetler birimimizden gelen geri dönüşler haftada bir değerlendiriliyor. Firma içi ve firma dışı eğitimlerimiz planlı bir şekilde devam ediyor. Kalan zamanımı yeni tasarımların araştırmaları ve Ar-Ge merkezi hazırlık çalışmalarına ayırı-

yorum. Firmamız 2017’yi Ar-Ge yılı olarak adlandırdı ve bu bağlamda Bakanlık onaylı Ar-Ge merkezi olma yolundaki çalışmalarımız başlatarak başvuru işlemlerimizi tamamladık. Ar-Ge merkezi belgemizi aldığımızda vinç sektöründe bir ilke imza atmış olacağız. Ayrıca bu yıl, ürünlerimize uyguladığımız performans testinin yanı sıra ömür testi uygulamamızı da başlattık. Bu uygulamayla da farkımızı ortaya koyup sektördeki rakiplerimizden ayrılıyoruz. Yoğun bir iş temposuna sahip olan makine sektöründeki başarınızı neye borçlusunuz? Mesleğimi ve firmadaki görevimi seviyorum. Yaptığınız işi seviyorsanız başarılı olmaya doğru ilk adımı atmış sayılırsınız. Firma içinde ve dışında çok sayıda eğitime katılarak bilgi düzeyimi sürekli artırmaya çalışıyorum. Geçen zaman zarfında aldı-

“İŞVERENLER ŞANS VERDIĞI TAKDIRDE, KADINLARIMIZIN ÇOK DAHA BAŞARILI IŞLERE IMZA ATACAĞINA YÜREKTEN INANIYORUM.”

65


pozitif Firmanızda sizin gibi iyi bir konuma gelmiş başka kadın çalışanlar/yöneticiler var mı? Güralp Vinç’de benim haricimde üç kadın yönetici daha bulunuyor. İzmir bölge pazarlama müdürümüz, insan kaynakları müdürümüz ve finans müdürümüz de görevlerini severek yapan başarılı yöneticiler. Kadın yöneticiler olarak firmamıza renk kattığımızı düşünüyorum.

“KADINLAR YETKINLIKLERINI ARTIRDIKÇA SEKTÖRDEKI ETKILERI DE AYNI ORANDA ARTACAKTIR.”

66

ğım sorumlulukların tecrübelerime katkısını yadsıyamam. Disiplinli ve titiz çalışmanın her zaman faydasını gördüm. Başarmanın sırrının kendini yaptığın işe adamak olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Erkek egemen bir sektörde kadın yönetici olmanın zorlukları nelerdir? Bu anlamda siz ne tür sorunlarla karşılaşıyorsunuz? Erkek egemen bir sektörde kadın yönetici olmak zor olmakla beraber aşılamayacak bir sorun değil. Kadın yöneticiler olarak yaşadığımız zorlukların en önemlisi ön yargılar. Söz konusu ön yargılar ise işinize hâkim olup sorumluluklarınızı hakkıyla yerine getirdiğinizde kolaylıkla aşılabiliyor. Ülkemizde her iş kolunda çok sayıda kadın yönetici mevcut ve görevlerini hakkıyla yerine getiriyorlar.

Yurt dışı gezilerinizde makine sektöründe yönetici pozisyonda görev yapan bir kadın yönetici olarak nasıl tepkiler alıyorsunuz, gözlemleriniz nelerdir? Çok sık olmasa da yurt dışı fuar ve firma ziyaretleri gerçekleştiriyorum. Yurt dışında kadın olmam hiç yadırganmadı. Son derece nazik ve kibar tavırlarla karşılaştım. Fakat yurt dışında aynı sektörde görev yapan fazla sayıda kadın yöneticiyle karşılaşmadım. Sanıyorum ülkemizde kadın yöneticiler kendilerini kabul ettirme konusunda daha başarılı. Erkek egemen bir sektör olan makine imalat sektöründe, diğer sektörlere kıyasla sizce neden daha az sayıda kadın çalışan görev yapıyor? Ülkemizde kadın yöneticiler tüm sektörlerde etkili roller üstleniyor. Makine imalat sektöründe kadın yönetici sayısının az olmasını ise kadınların bu sektörde çalışmayı daha az tercih etmesine bağlıyorum. Erkekler sanırım makine sektörünü kendilerine daha uygun buluyor. Eğitim gördüğüm makine mühendisliği bölümünde 60 kişilik sınıfımızın 14’ü kız öğrencilerden oluşuyordu. Dolayısıyla yüzde 23’ü kız öğrencilerden oluşan bir bölümde eğitim aldım. Bu rakam Türkiye geneli dikkate alındığında kız öğ-


“ÜLKEMIZDE KADIN YÖNETICILER TÜM SEKTÖRLERDE ETKIN ROLLER ÜSTLENIYOR. MAKINE IMALAT SEKTÖRÜNDE KADIN YÖNETICI SAYISININ AZ OLMASINI ISE BU SEKTÖRÜ DAHA AZ TERCIH ETMELERINE BAĞLIYORUM.”

renci sayısı açısından yüksek bir oran. Bu durum makine sektöründe kadın sayısının az olmasının sadece tercihlerle alakalı bir durum olduğunu da gösteriyor. Hemcinsim olan arkadaşlarımın iş dünyasında geldikleri noktaya baktığımda gurur verici bir tablo görüyorum. Tercihini makine sektöründen yana kullanan arkadaşlarımın büyük çoğunluğu profesör, öğretim görevlisi, firma yetkilisi, satın alma-Ar-Ge müdürü ve teknik sorumlu gibi yöneticilik vasfı barındıran görevleri yürütüyor. Sadece bir üniversitenin bir bölümünde bu başarıyı örnekleyebiliyorsak ülke genelinde erkeklere oranla sayıları az olmakla beraber kadınların da hatırı sayılır bir başarıya imza attığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Makine imalat sektöründe daha fazla kadın çalışan ve yönetici görmek için neler yapılabilir? İşverenlerin ön yargılı davranmayarak kadınlara şans vermeleri gerekiyor. Kadınların iş hayatında çok da uzun bir zamana yayılmayan doğum izinlerini dezavantaj olarak değerlendirmedikleri takdirde sektördeki kadın çalışan ve yönetici sayıları da artacaktır. Bununla beraber kadınlar kendi yetkinliklerini daha da artırdıkça sektördeki etkileri de aynı oranda artacaktır diye düşünüyorum. Sektörünüzle alakalı olarak dünyada durum nasıl? Ülkemizde merdiven altı firmalar haricinde 70-75 kadar ana imalatçı vinç firması, dört ana distribütör, iki de yabancı sermayeli vinç firması mevcut. Sektörün tek sivil toplum kuruluşu da Elektrikli Vinç İmalatçıları Birliği Derneği’dir (TEVİD). Elektrikli vinç

sektörü yaklaşık 15 bin adet kaldırma makinesi üretim hacmine sahip. Türkiye pazarının ise yıllık 350 milyon dolar ticaret hacmi bulunuyor. Sektörümüz başta ABD, Rusya, Azerbaycan, Türkmenistan, İtalya, Almanya, Kanada, İspanya, Fransa, Kazakistan, Afrika ve Körfez ülkeleri olmak üzere dünyanın birçok ülkesine ihracat gerçekleştiriyor. Son üç yıldır ise sektörün ihracatı aynı seviyede seyrediyor. Gezer köprülü vinçler, gantry vinçler ve elektrikli kaldırma makineleri ana ürün gruplarını oluştururken dünya genelinde vinç sektörünün toplam pazar büyüklüğü de 12,5 milyar dolar civarında. Sektör Ar-Ge ve inovasyona oldukça önem veriyor. Bu konuda ciddi gelişmeler yaşanıyor. Üretim kalitesi ve iş verimliliği her geçen gün artıyor. İşbaşı ve teorik eğitimlerle kalifiye personel yetiştiriliyor. Bütün bu çalışmalar ülkemizin vinç üretiminde dünya kalitesini yakalamasına ve bu konuda iddialı olan AB ülkeleriyle başa baş rekabet etmesini sağlıyor. Türkiye’de makine sektöründe daha mı az kadın çalışan/yönetici bulunuyor? Kadın çalışanlara ve yöneticilere ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz? Çalıştığımız yabancı firmalarda bugüne kadar kadın bir yöneticiyle henüz karşılaşmadım. Sanırım bu durum da sayının ülkemize oranla daha az olduğunu gösteriyor. Yurt dışında erkek yöneticilerin makine sektörüne daha hâkim olduğunu söylemek mümkün. En azından vinç sektörü için durum bu şekilde tanımlanabilir. Görevlerini benimseyip, amaçları doğrultusunda azimle mücadele ederlerse kadınlarımızın çok daha başarılı işlere imza atacağına yürekten inanıyorum.

67


ar-ge merkezi

“AR-GE’NİN BİR KÜLTÜR HALİNE GELMESİ GEREKİYOR” EKTAM MAKINE AR-GE MERKEZI MÜDÜRÜ KAMURAN TÜRKER, DEVLETIN AR-GE MERKEZLERINE VERDIĞI DESTEĞIN FIRMALARIN YENIDEN YAPILANMASI, ISTIHDAMLARINI ARTIRMASI, ENTELEKTÜEL SERMAYENIN TÜM FIRMALARA YAYILMASI VE AR-GE’NIN BIR KÜLTÜR HALINE GELMESINDE CIDDI MANADA POZITIF KATKI SAĞLADIĞINI SÖYLÜYOR.

I

zmir’de 8 bin metrekare kapalı alanda faaliyet gösteren firmalarının her türlü içecek ve sıvının farklı ambalajlara doldurulması işlemlerini gerçekleştiren pet ve cam şişeleme tesislerindeki makinelerin imalat, montaj ve devreye alma işlerini yaparak dolum tesisleri kurduğunu belirten Ektam Makine Ar-Ge Merkezi Müdürü Kamuran Türker, “Ar-Ge merkezimiz ise 2016 yılının Aralık ayında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından akredite edildi. Faaliyet gösterdiğimiz şişeleme sektöründeki yabancı rakip-

68

lerimizin teknolojik düzeylerini değerlendirerek firmamıza ve ülkemize katkı sağlamak en önemli amacımız” diyor. Günümüzde firmaların büyük çoğunluğunun dikkatini rakiplerini alt etmeye verdiğini ve aslında bu durumun geçici bir üstünlük sağladığına inandığını söyleyen Türker, “40 yıllık geçmişimizden edindiğimiz tecrübe ışığında söylemek isterim ki, Ar-Ge faaliyetleri buluş yapan firmaları inanılmaz bir ticari seviyeye taşıyor” diyor. Türker ile merkezin yapısı ve faaliyetleri hakkında bir röportaj gerçekleştirdik.


“FIRMA OLARAK AR-GE MERKEZININ VAZGEÇILMEZ BIR DEPARTMAN OLDUĞUNA INANIYORUZ. DOLAYISIYLA AR-GE PROJELERIMIZ VE YATIRIMLARIMIZ ILERLEYEN DÖNEMDE DE SÜRECEK.”

Merkezin yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi verir misiniz? Üretime yönelik geliştirilen projeler var mı? Çalışmalarınızı ağırlıklı olarak hangi alanlara yönelik gerçekleştiriyorsunuz? Ektam Makine Ar-Ge Merkezi; teknik dizayn ofisi, elektrik proje ve uygulama bölümü ve prototip imalatların test bölümü olmak üzere üç ana kısımdan oluşuyor. Görev ve iş tanımları yapılmış bir organizasyon çatısı altında çalışanlarımıza; düşünme, karşı çıkma, acil modu yerine önemli olan şey üzerine düşünme, buluş yapma, elinden geldiğince doğru karar verme ve farklı olma gibi izinlere sahip olduklarını sürekli olarak vurguluyoruz. Ar-Ge faaliyetlerimizi yürütürken dolum ekipmanlarının her makinede farklılık arz eden ana yapılarında, özellikle performans parçanın çalışma ömrü hakkında, gerek Ektam Makine saha teknisyenlerinin gerekse ekipmanları kullanan müşteri teknisyenlerinin gözlem ve değerlendirmeleri öncelikli dikkate alınıyor. Ar-Ge faaliyetlerimizi satış departmanımızla sürekli bilgi alışverişi yaparak yürütüyoruz. Yakın zamanda İngiltere’ye gönderilen ve aralarında oldukça ölçü farklılığı olan beş

farklı şişeye ait süt dolum makinemizi Ar-Ge projesi olarak imal ettik. Söz konusu makine için öncelikle dolum ventili dizaynı üzerinde yoğun bir çalışma yaptık. Prototip imalatını gerçek koşullarda test edip hedeflediğimiz verimliliğe ulaştığımızda ise imalatına geçerek müşterilerimize sunduk. Çalışmalarına yön veren bir diğer konsept de ithal edilen bazı makine komponentleri alternatif olarak dizayn ederek çözüm geliştirmek biçiminde şekilleniyor. Söz konusu komponentleri de firmamızda ya da firmamıza hizmet veren yerli yan sanayide üretip maliyet kalemlerinde tasarruf sağlayabiliyoruz. Merkezinizin ilgili devlet kurumlarıyla koordinasyonu hangi düzeyde? Beş yıldan fazla süredir bazı projeleri TÜBİTAK’la birlikte gerçekleştiriyoruz. Bunun yanında çeşitli üniversiteler ve akademisyenlerle işbirliklerimiz mevcut. Devletin Ar-Ge merkezlerine verdiği desteğin firmaların yeniden yapılanması, istihdamlarını artırması, entelektüel sermayenin tüm firmalara yayılması ve Ar-Ge’nin bir kültür haline gelmesinde büyük bir pozitif katkı yaptığına inanıyorum.

69



Hizmet alanınız içinde patent ya da faydalı model başvuru sayılarında artış gözlenmesini bekliyor musunuz? Faaliyet gösterdiğimiz sektörde faydalı model veya patent başvuru sayısında çok fazla artış beklemiyoruz. Her firmada olduğu gibi stratejik bir yol haritamız mevcut. Ana hedeflerimizden bir tanesi şişeleme ekipmanlarının tamamını tek çatı altında imal edebilir konuma gelmek. Ar-Ge merkezi yatırımları ve çalışmalar için ne kadar bütçe ayırdınız? Gelecek dönem içinde merkeze dönük yatırımlar sürecek mi? Ar-Ge faaliyetleri kapsamında yapılan tüm çalışmalar için her yıl en az 750 bin TL civarında bir bütçe ayırıyoruz. Sürdürülebilirliği sağlamak, Ar-Ge merkezinin kurulması için yapılan çalışmalardan daha önemli bir halde. Firma olarak Ar-Ge merkezinin vazgeçilmez bir departman olduğuna inanıyoruz. Dolayısıyla Ar-Ge projelerimiz ve yatırımlarımız ilerleyen dönemde de sürecek. Üretimin katma değerini artırabilmek ve pazara sunulan ürünlere değer katmak açısından Ar-Ge’nin önemi nedir? Türkiye’de firmaların daha fazla Ar-Ge’ye yönelmesini sağlamak için hangi adımlar atılmalıdır ? İçerisinde fikirlerin yaratıldığı ve uygulandığı bir sistemi var etmek ve sürdürülebilirliğini korumak, yöneticilikten daha fazlasını gerektiriyor. Artık bu kavram stratejik politika takibi ve bir liderlik meselesi oldu. Buluşçu-

“YAKIN ZAMANDA İNGILTERE’YE GÖNDERILEN VE ARALARINDA ÖLÇÜ FARKLILIĞI OLAN BEŞ FARKLI ŞIŞEYE AIT SÜT DOLUM MAKINEMIZI AR-GE PROJESI OLARAK IMAL ETTIK.” Kamuran TÜRKER Ektam Makine Ar-Ge Merkezi Müdürü

luk kültürüne inanıyorsak onun gerekliliklerini mutlaka yerine getirmeliyiz. Bu da paylaşım kültürünün yükselmesiyle mümkün. Dolayısıyla bazı zamanlarda Ar-Ge çalışmalarının hiçbir kar beklentisi olmadan yapılması, paylaşım kültürünün yaratılmasına da katkı sağlar. Ülkemizde daha fazla sayıda firmanın Ar-Ge’ye yönelmesi için atılması gereken en önemli adımlardan bir tanesi, sanayi ve ticaret odaları ile birlikte fuarlar kapsamında görsel donanımlarla zenginleştirilmiş sunumların gerçekleştirilmesi. Firmaların alt organizasyonlarına ulaşan bu sunumların teşvik edici bir fonksiyon üstleneceğine inanıyorum.

71


röportaj

“AHK TÜRKİYE, FİKİRLERİ GİRİŞİMLERE ÇEVİRİYOR” ALMANYA’DA VE TÜRKIYE’DE TICARETIN HER SEKTÖRÜNDEN 800’Ü AŞKIN ÜYESI BULUNAN ALMAN-TÜRK TICARET VE SANAYI ODASI (AHK TÜRKIYE), IKI ÜLKE ARASINDAKI KÖKLÜ IŞBIRLIĞININ BAŞARILI ÖRNEKLERINDEN BIRI. ALMAN ŞIRKETLERININ TÜRKIYE’DEKI TICARI ÇIKARLARINI TEMSIL EDERKEN, ALMANYA’DAKI TÜRK ŞIRKETLERININ GIRIŞIMLERINE DE DESTEK VEREN KURUMUN KURULUŞ HIKAYESINI VE IŞLEYIŞINI AHK TÜRKIYE GENEL SEKRETERI VE YÖNETIM KURULU ÜYESI JAN NÖTHER’E SORDUK.

72

E

konomiden teknolojiye siyasetten kültüre hayatın her alanına yön veren bir değişimin ve bütünleşmenin yaşandığı bugünün dünyasında ticaretin kuralları da yeniden yazılıyor. Küreselleşme ile birlikte ortadan kalkan ticari duvarların rekabeti her geçen gün artırması ile birlikte iş dünyasında işbirliği kavramı daha da önem kazanıyor. Değişen dinamiklere uyum sağlamak dünya ekonomisine entegre olabilmek için stratejik ortaklıklar kurarak hareket etmek şart. Aynı çatı altında bir araya gelen şirketlerin ortak çıkarları doğrultusunda girişimlerde

bulunduğu sanayi ve ticaret odaları köklü geçmişleriyle işbirliğinin en güzel örneklerinden biri. İşletmelerin ülke içinde birlikte hareket ederek rekabet güçlerini artırmalarını sağlayan ticaret ve sanayi odaları yabancı ülkelerde de faaliyet göstererek yerel ticaretin küresel ekonomik faaliyetlere katılmasında büyük rol oynuyor. İkili oda olma özelliği taşıyan bu kurumlar sundukları hizmet ve yürüttükleri faaliyetler sayesinde ülkeler arasındaki ticari ilişkileri geliştirirken yatırımları da teşvik ediyor. İthalat yönetmelikleri, danışmanlık, ticari ve stratejik ortakların belirlenmesi, piyasa araştırma-


ları, iştirakler ve şirket oluşturma gibi pek çok farklı alanda hizmet sunan bu yapılar, iş dünyasının aktörleri ve işletmeler arasında koordinasyon sağlayarak her iki ülke pazarlarında üyelerini temsil ederek konumlarını güçlendiriyor. 160 yıldır yakın işbirliği içinde olan Almanya ve Türkiye şirketlerinin bir araya geldiği Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası (AHK Türkiye) iki ülkenin ekonomik ilişkilerini her geçen gün biraz daha pekiştiriyor. Türkiye ya da Almanya pazarına girmek isteyen şirketlerin çalışmalarını başarılı şekilde yürütebilmeleri ve piyasada başarı kazanmaları için çok sayıda yardım olanağı sunan AHK Türkiye, ticaret temsilcilerine iletişim desteği sağlarken, tarafların çıkarlarını da koruyor. AHK Türkiye’nin kuruluş hikayesinden, üyelerine sağladığı desteklere ve Almanya ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilere kadar birçok farklı konuda sorularımızı yanıtlayan Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreteri ve Yönetim Kurulu Üyesi Jan Nöther, “Almanya ve Türkiye şirketleri 160 yıldır devam eden yakın bir işbirliği içinde. Almanya’da Türk kökenli 90 binden fazla işletme, Türkiye’deki 7 bin Alman yatırımı bu eşsiz işbirliğinin karakterini ortaya koyuyor” sözleriyle iki ülke arasındaki işbirliğinin sağlam temellerine dikkat çekiyor. Küresel ekonomi açısından ticaret odalarının önemi nedir? Ticaret odaları küresel iş ağları kurarak, farklı iş ve işletmeleri aynı platformlarda bir araya getirir. Aynı zamanda iş dünyası için ortak çıkar sağlayan konuları siyaset ve diğer ilgili organlarla tartışır. Küresel pazarın ışığında değerlendirildiğinde odalar, iş potansiyellerinin ortaya çıkarılmasının yanı

Jan NÖTHER AHK Türkiye Genel Sekreteri ve Yönetim Kurulu Üyesi

sıra bu alanda sınırlamalar getirilmesinde de önemli rol oynar.

“ODAMIZ KENDISINI SADECE BIR HIZMET SAĞLAYICISI OLARAK DEĞIL, ÇÖZÜM ORTAĞI OLARAK KONUMLANDIRIYOR. BAŞKA BIR DEYIŞLE, AHK TÜRKIYE TÜRK ŞIRKETLERININ FIKIRLERINI, ALMAN ORTAKLARI VE ALMANTÜRK TICARET VE SANAYI ODASININ DA DAHIL OLDUĞU ORTAK PROJELERE ÇEVIRIYOR.”

Bu kapsamda Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası’nın kuruluşu ve faaliyet alanı hakkında bilgi alabilir miyiz? Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası, 90 ülkede 130’dan fazla temsilciliği bulunan küresel AHK (Alman Dış Ticaret Odası) ağının önemli bir parçası. Bugün Almanya ve Türkiye’de her sektörden 800’ü aşkın üyesi bulunan AHK Türkiye, 20 yılı aşkın süredir Alman şirketlerinin Türkiye’deki ticari çıkarlarını temsil ediyor. Kuruluş aynı zamanda Almanya’daki Türk şirketlerinin girişimlerine de destek veriyor. Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası, gerek ürünleri için farklı dağıtım kanalları, iş ortakları arayan gerek ortak bir girişim ya da mevcut şirketine bağlı iştiraklerde bulunmak isteyen gerekse de farklı ülke-

73


röportaj

AHK TÜRKIYE ILETIŞIM AĞI Almanya’daki Sanayi ve Ticaret Odaları (IHK’lar) AHK’ların yakın ilişki içinde olduğu IHK’lar, bulundukları bölgelerde ticaretin temsil organı olarak faaliyet gösteriyor. Birçok IHK, AHK Türkiye’nin de üyesi. Ancak bu IHK’ya üye olunca otomatik olarak AHK Türkiye’ye de üye olmak anlamına gelmiyor. AHK’ların tüm iletişim ağına dahil olan AHK Türkiye dolayısıyla, IHK’lar iletişim ağına da sahip. Her IHK, danışmanlığını üstlendiği ve siyaseti ekonomik konularda desteklediği bir bölgeye atanıyor. Bazı IHK’lar hizmetlerini ağırlıklı olarak ülkeler bazında veriyor. Örneğin Köln’deki IHK bünyesinde Türkiye için ayrılmış bir birim yer alıyor. AHK’lar, ülkeler özelindeki konular hakkında IHK’ları destekleyerek kurum üyelerine yardımcı oluyor. AHK’nın Türkiye’deki üst birliği TOBB Türk hukukuna tabi olan AHK Türkiye, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) bünyesindeki ikili oda olma özelliği taşıyan tek oda. Dünya çapındaki tüm Türkiye odalarının, dolayısıyla AHK Türkiye’nin de üst kurumlarından biri, TOBB’dir. AHK Türkiye’nin Almanya’daki üst birliği DIHK Siyaset dünyasının ekonomi konularındaki en önemli danışmanlık kurumlarından biri Alman Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği (DIHK). AHK Türkiye’nin de altında olduğu bir üst kuruluş olan DIHK bünyesinde IHK’lar ve dünya çapında hizmet veren tüm diğer AHK’lar yer alıyor. TD-IHK Derneği 2004 yılında kurulan ve Almanya’da faaliyet gösteren Türk-Alman Sanayi ve Ticaret Odası’nın (TD-IHK) merkezi Köln’de yer alıyor. Bir girişimci derneği olan TD-IHK, Türk ticaretine destek sağlamakla görevlendirilmiş durumda. TDIHK’nın kuruluşu, AHK Türkiye’nin kurulmasına temel teşkil eden belgenin aynına dayanıyor.

lerde kendi iş koluna ilişkin daha fazlasını arayan şirketler için çözümler sunan ideal bir ortak. AHK Türkiye, şirketlere sağladığı destekte kendisini yalnızca bir hizmet sağlayıcısı olarak değil aynı zamanda şirketlerin fikirlerini karşılıklı girişimlere çeviren bir ortak olarak konumluyor.

74

Türkiye-Almanya iş dünyası arasındaki güncel konular nelerdir? Türkiye-Almanya iş dünyası iki ülkenin potansiyelini karşılıyor mu? Almanya ve Türkiye şirketleri 160 yıldır devam eden yakın bir işbirliği içinde. Hiç şüphe yok ki bu uzun soluklu ilişkiler iki ülke arasındaki sarsılmaz işbirliğinin temelini oluşturdu. Almanya’da Türk kökenli 90 binden fazla işletme, Türkiye’deki 7 bin Alman yatırımı bu eşsiz işbirliğinin karakterini ortaya koyuyor. Alman şirketleri Türkiye pazarında otomotiv, enerji, makine, kimyasal maddeler, tıbbi ürünler, otelcilik ve tüketimden, danışmanlık, hizmetler ve tekstile kadar tüm sektörlerde faaliyet gösteriyor. Almanya ve Türkiye pazarının sunduğu olanaklar sayesinde Odamız, her zaman son derece motive bir şekilde yoğun olarak çalışıyor. Alman şirketleri açısından Türkiye’nin önemi gelecekte de komşu bölgelere göre jeopolitik, bölgesel potansiyelinin belirlenmesi, Ar-Ge kapasitesinden yararlanılması ile yeni işbirliklerin oluşturulması şeklinde devam edecektir. AHK Türkiye, Alman pazarına açılmak isteyen Türk üreticilere ne tür hizmetler sunuyor? Verdiğiniz hizmetler ve kriterleriniz nedir? Sunduğumuz hizmet yelpazesi, iş ortaklarının belirlenmesinden Almanya’da yeni iştiraklerin oluşturulmasına veya alternatif yasal oluşumlara kadar uzanıyor. Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası, Ekonomi ve Enerji


Bakanlığı, Almanya Ticaret ve Yatırım, Alman Odası iş ağından özel sektörün bireysel ortaklarına ulaşan çeşitli Alman kuruluşlarıyla işbirliği yapıyor. Daha önce de söylediğim gibi Odamız kendisini sadece bir hizmet sağlayıcısı olarak değil, çözüm ortağı olarak konumlandırıyor. Başka bir deyişle, AHK Türkiye Türk şirketlerinin fikirlerini, Alman ortakları ve Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası’nın da dahil olduğu ortak projelere çeviriyor. Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası’ndan hizmet alabilmek için ne yapılması gerekiyor? Odaya, e-posta (info@dtr-ihk.de) yoluyla kolaylıkla ulaşmak mümkün. Ayrıca TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) ve TYDTA (Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı) da dahil olmak üzere çeşitli bakanlıkların dahil olduğu Türkiye’deki geniş işbirliği ağı üzerinden de iletişim sağlanabilir. AHK Türkiye’nin özellikle önem verdiği sektörler var mı? Türk üreticiler Almanya pazarında hangi sektörlerde daha iyi rekabet edebilir? AHK Türkiye, otomotiv, enerji, tüketim ve arz endüstrisi alanlarında çeşitli endüstriyel çalışma grupları kurdu. Dijitalleştirme/Endüstri 4.0 gibi önemli girişimler, Türkiye’de işletmelerin gelecekteki başarı parametrelerini gösteriyor. Halihazırda Türk üreticileri, Alman pazarında oldukça aktif ve rekabetçi. Ana sektörler otelcilik, tarımsal ürünler, tekstil ve önemi her geçen gün artan makine ile hizmet sektörünü de içeriyor. Türkiye için Almanya pazarında aşılması gereken en büyük zorluk sürdürülebilir tedarik ve hizmet ağlarının oluşturulması için değişen tüketici ihtiyaçlarına hızlı tepki verebilmek olarak tanımlanabilir.

Almanya ile iş yapmak hangi açıdan kolay, hangi açıdan zor? Türkiye makine sektörü Almanya’ya ihracat yapmadan önce AHK Türkiye ile nasıl bir işbirliği kurabilir? Üreticilerin Almanya’ya ürün/hizmet satarken dikkat etmeleri gereken temel başlıklar neler olmalı? Alman şirketleri, yeni fikirler, girişimler ya da ticari angajmanlar için sürekli çaba gösterilmesi gereken küresel bir pazarda faaliyet gösteriyor. Alman ve Türk iş dünyası ülke ekonomilerini küçük ve orta ölçekli şirketlerin oluşturması açısından benzerlik gösteriyor. Ürün, ürün yelpazesi veya tedarik zinciri ile örtüştüğü, finansal yeterlilikler güvenilirlik ile buluştuğu takdirde Alman şirketleri yeni iş projeleri keşfetmek için Türk meslektaşları ile bir araya gelmeye her zaman istekli olacaktır. Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası için Türkiye kurumsal sektörünün olası ortaklarını belirleme girişimlerine yardımcı olmak bizim için büyük bir zevk.

“TÜRKIYE IÇIN ALMANYA PAZARINDA AŞILMASI GEREKEN EN BÜYÜK ZORLUK, SÜRDÜRÜLEBILIR TEDARIK VE HIZMET AĞLARININ OLUŞTURULMASI IÇIN DEĞIŞEN TÜKETICI IHTIYAÇLARINA HIZLI TEPKI VEREBILMEK OLARAK TANIMLANABILIR.”

75


akademik

“BİLİMSEL VE TEKNOLOJİK GELİŞMEYE KATKI SUNUYORUZ” ODTÜ ENFORMATIK ENSTITÜSÜ URAP LABORATUVARI TARAFINDAN YAPILAN 20162017 YILLARI ALAN SIRALAMASINA GÖRE, TÜRKIYE’DEKI MAKINE MÜHENDISLIĞI BÖLÜMLERI IÇERISINDE ÜÇÜNCÜ SIRADA YER ALDIKLARINI SÖYLEYEN KARADENIZ TEKNIK ÜNIVERSITESI MAKINE MÜHENDISLIĞI BÖLÜM BAŞKANI PROF. DR. ERTAN BAYDAR, “ÖZGÜN VE NITELIKLI ARAŞTIRMALAR YAPARAK BILIME, TEKNOLOJIYE VE TOPLUMSAL KALKINMAYA KATKI SUNUYORUZ” DIYOR.

76

K

aradeniz Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü, 1963 yılında makine-elektrik fakültesi bünyesinde kuruldu. Türkiye’nin en eski üçüncü makine mühendisliği bölümü olan kurum 1969-1970 eğitim-öğretim yılında lisans, 19801981 eğitim-öğretim yılında ise lisansüstü eğitim vermeye başladı. 1982 yılında mühendislikmimarlık fakültesi altında, 2005 yılından itibaren de mühendislik fakültesi bünyesinde eğitim-öğretim faaliyetlerine devam ediyor. Bölümlerinde birinci ve ikinci öğretim olmak üzere iki lisans programının paralel olarak

sürdürüldüğünü söyleyen Karadeniz Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ertan Baydar, 2005 yılında açılan İngilizce hazırlık sınıfıyla birlikte birinci öğretim lisans programında derslerin yüzde 30’unun İngilizce olarak verildiğini belirtiyor. Bölüm bünyesinde termodinamik, malzeme bilimleri, konstrüksiyon ve imalat, makine teorisi ve dinamiği, mekanik, otomotiv ve enerji anabilim dallarının bulunduğunu da sözlerine ekleyen Baydar, “Eğitimde belirlediğimiz temel hedef lisans ve lisansüstü seviyede çağdaş ve kapsamlı bir eğitim vererek; etik


değerleri gözeten, girişimci, liderlik özelliklerine ve sürekli yenilenme anlayışına sahip makine mühendisleri yetiştirmek. Özel sektör ve kamu kurumlarıyla işbirliği içerisinde özgün ve nitelikli araştırmalar yaparak bilime, teknolojiye ve toplumsal kalkınmaya katkı sağlamak” diyor. Prof. Dr. Baydar ile bölümün hedefleri ve öğrencilere sağladığı olanaklar hakkında detaylı bir röportaj gerçekleştirdik. Kuruluşundan bugüne bölümünüzde ne tür değişimler yaşandı? Daha iyiye ulaşma noktasında önceliği hangi konulara verdiniz? Bölüm çalışma alanları, derslikler ve laboratuvarlar tadil edilerek teknolojik araçlarla donatıldı. Öğrencilerin serbest zamanlarda çalışabilecekleri alanlar oluşturuldu. İki yıl önce 100 kişi kapasiteli ve gerekli programlarla donatılmış bir bilgisayar salonu kullanıma açıldı. Asansör ve rampalarla bölümümüz engelsiz hale getirildi. Diğer taraftan ders planları paydaşlarımızın katkılarıyla evrensel ölçülerde sürekli güncelleniyor. Üniversitemizce sağlanan katkılarla araştırmaya teşvik edilen öğretim üyelerimizin yurt dışı akademik yayın ortalaması yıllık bir civarındadır. Eğitim-öğretim ve bilimsel araştırmanın kalitesinin yükseltilmesi ve sürekli iyileştirilmesine yönelik olarak 2007 yılında başlatılan akreditasyon çalışmaları sonucunda, bölümümüz MÜDEK (Mühendislik Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği) tarafından 2008-2013 ve 2015-2020 yılları için akredite edilerek Avrupa’da tanınırlığı ve eşdeğerliği sağlayan EUR-ACE etiketi aldı. Bölümümüz, ODTÜ Enformatik Enstitüsü URAP (University Ranking by Academic Performance) Laboratuvarı tarafından yapılan 2016-2017 yılları alan sıralamasına göre, Türkiye’de-

ki makine mühendisliği bölümleri içerisinde üçüncü sırada, dünyada ise 417’nci sırada yer alıyor.

“BÖLÜMÜMÜZ MÜDEK (MÜHENDISLIK EĞITIM PROGRAMLARI DEĞERLENDIRME VE AKREDITASYON DERNEĞI) TARAFINDAN 2008-2013 VE 2015-2020 YILLARI IÇIN AKREDITE EDILEREK AVRUPA’DA TANINIRLIĞI VE EŞDEĞERLIĞI SAĞLAYAN EUR-ACE ETIKETI ALDI.”

Akademik kadronuzun uzmanlık alanları hakkında bilgi verir misiniz? Akademik kadromuzda 14 profesör, dokuz doçent, beş yardımcı doçent ve 18 araştırma görevlisi bulunuyor. Öğretim üyelerimizin sekizi doktorasını yurt dışında tamamladı. Uzmanlık alanlarını şöyle sıralayabiliriz: Deneysel ve sayısal akışkanlar mekaniği, ısı tekniği, iklimlendirme tekniği, tesisat ve doğal gaz tekniği, yenilenebilir enerji, enerji depolama teknolojileri, içten yanmalı motorlar, hava kirliliği, robotik, biyomekanik, biyomedikal sinyal işleme, triboloji, nano yapılı malzemeler, akıllı malzemeler, gürültü ve titreşim, mekanik metalurji, mikro imalat, çarpma mekaniği, mekanizma tekniği.

77


akademik

“BÖLÜMDEKI AMACIMIZ; TEMEL, ÇAĞDAŞ VE KAPSAMLI BIR EĞITIM VEREREK; ETIK DEĞERLERI GÖZETEN, GIRIŞIMCI, LIDERLIK ÖZELLIKLERINE VE SÜREKLI YENILENME ANLAYIŞINA SAHIP MAKINE MÜHENDISLERI YETIŞTIRMEK.”

Eğitim konularını oluştururken sanayiden gelen talepleri de dikkate aldınız mı? Teorik eğitimlerle pratik arasındaki dengeyi nasıl sağladınız? Bölümümüz eğitim, ölçme-değerlendirme ve sürekli iyileştirme komisyonlarında öğretim üyelerimizin yanı sıra meslek örgütleri ve sanayi alanından temsilciler de yer alıyor. Eğitim planlarının güncellenmesi ve derslerin yıllık başarı değerlendirmesi bu temsilcilerin yer aldığı komisyonlarca yapılıyor. Sanayi temsilcilerinin de görüşleri alınarak, ders planları genellikle dört yılda bir gözden geçirilerek güncelleniyor ve pratiğe yönelik yeni seçmeli dersler ekleniyor. Makine mühendisliği çalışma alanlarına yönelik, kamu ve özel sektör yöneticileri ve çalışanları tarafından verilen seminerlerle öğrenciler, çalışma hayatı ve iş ortamı hakkında bilgilendiriliyor. Öğrenciler teorik derslerde öğrendikleri bilgilerin uygulamalarını görmek ve becerilerini artırmak için zorunlu olarak 60 iş günü staj yapıyor. Araştırma-geliştirme ve yenilikçiliğe önem veren bir eğitim kurumu olarak öğrencilerinize sunduğunuz teknik olanaklar konusunda neler söyleyebilirsiniz? Teorik dersler dışında uygulamaya yönelik olan tasarım projesi ve tasarıma yönelik seçmeli dersler kapsamında öğrencilerimize, ekipler halinde çalışarak bir mühendislik probleminin gerçekçi kısıtlar ve koşullar altında ucu açık çözümlenmesine yönelik çalışmalar yaptırıyoruz. Bu çalışmaların bir kısmı bölümümüz laboratuvar imkânları kullanılarak, mühendislik fakültesi dekanlığı ve sanayicilerce sağlanan maddi destekle ürüne dönüştürülebiliyor. Ayrıca enerji, robot, savunma teknolojileri ve Ar-Ge öğrenci toplu-

78

Prof. Dr. Ertan BAYDAR Karadeniz Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı

luklarına çalışabilecekleri mekânlar ve danışman öğretim üyeleri tahsis ederek araç-gereç ve yarışmalara katılım konusunda maddi olarak da destek sağlıyoruz. Makine mühendisliği eğitimi almak isteyen bir öğrencinin Karadeniz Teknik Üniversitesi’ni seçmesindeki temel nedenleri sıralayabilir misiniz? Bölümümüz 48 yıllık bir geçmişe sahip. Bunun yanında yeterli öğretim üyesi kadrosu, altyapı ve laboratuvar olanakları ile teknik üniversite geleneği ve anlayışını sürdürüyor. Lisans ve lisansüstü birçok mezunumuz ülkemizin çeşitli üniversitelerinde akademisyen olarak görev yapıyor. 4 bin 500’ü aşkın mezunuyla kamu ve özel sektörde yerleşikliğinin yanı sıra, eğitim-öğretim programlarının akredite edilmiş olması ve yurt dışında tanınırlığının da tercih nedeni olduğunu ifade edebilirim. Erasmus+ öğrenci değişim programı ile üniversitemizle anlaşmalı yurt dışı üniver-


sitelere bir yarıyıl veya bir yıllık sürelerle her öğretim yılında 10 civarında öğrenci gönderiyoruz. Ayrıca, yurt dışında staj yapmak isteyenlere de imkân sağlıyoruz. Makine mühendisliği öğrencileri sanayiyle koordineli çalışma yapma şansına sahip mi? Sağladığınız staj olanakları nelerdir? Öğrenci toplulukları tarafından yapılan tasarımların ürüne dönüştürülmesinde ve bitirme çalışmalarıyla ilgili konuların araştırılmasında, bölgemiz sanayi kuruluşları ile bilgi alışverişi, altyapı ve maddi destekli çeşitli çalışmalar yapılıyor. Bölgemizde bulunan sanayi kuruluşlarına teknik geziler düzenlenirken yapılan görüşmelerle staj için istihdam da sağlanıyor. Ayrıca kamu kuruluşlarından gelen staj imkânları da öğrencilerimize kullandırılıyor. Bölümünüz bünyesinde gerçekleştirdiğiniz veya gerçekleştirmeyi planladığınız sanayi projeleriyle ilgili bilgi verir misiniz? Bölümümüzde bugüne kadar TÜBİTAK, SANTEZ, DPT destekli birçok proje tamamlandı. Şu anda bölümümüz öğretim üyelerince, TAI Döner Kanat Teknoloji Merkezi bünyesinde “Düşük Enerjili Çarpışma Altında Aşınma Kalkanında Meydana Gelen Hasarın Deneysel ve Sayısal Olarak İncelenmesi” konulu proje çalışması devam ediyor. TÜBİTAK destekli üç projenin yanı sıra üniversitemizce desteklenen bilimsel araştırma projeleri de sürdürülüyor. Üniversitemiz bünyesinde bulunan teknokentte, öğretim üyelerimiz ile sanayici ve iş adamlarının da yer aldığı ürüne dönük çalışmalar yapılıyor. Öğretim üyelerimiz KOSGEB bünyesindeki çok sayıda projede de danışman olarak görev alıyor.

Türkiye’deki sanayi kuruluşlarının üniversitelere bakışını nasıl yorumluyorsunuz? Gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında nasıl bir algı farklılığı söz konusu? Üniversiteler ve sanayi arasındaki işbirliği istenilen düzeyde seyretmiyor. Araştırma-geliştirme çalışmaları TÜBİTAK, SANTEZ, KOSGEB gibi kuruluşlarla büyük ölçüde devlet öncülüğünde gerçekleştiriliyor. Bu tür çalışmalar için zaman ve maddi olanağa ihtiyaç duyuluyor. Sanayi kuruluşlarının bu konularda çekingen davrandıkları gözleniyor. Gelişmiş ülkelerde araştırma-geliştirme çalışmaları genellikle bir ihtiyaç neticesinde ortaya çıkıyor. Ülkemizde ise hemen ürüne dönüştürülecek hazır projelerin arayışı şeklinde bir anlayışın hâkim olduğunu söyleyebiliriz

“MAKINE MÜHENDISLIĞI ÇALIŞMA ALANLARINA YÖNELIK, KAMU VE ÖZEL SEKTÖR YÖNETICILERI VE ÇALIŞANLARI TARAFINDAN VERILEN SEMINERLERLE ÖĞRENCILER, ÇALIŞMA HAYATI VE IŞ ORTAMI HAKKINDA BILGILENDIRILIYOR.”

79


kampüs

“ALDIĞIMIZ EĞİTİM BEKLENTİLERİMİZİ KARŞILADI” KARADENIZ TEKNIK ÜNIVERSITESI MAKINE MÜHENDISLIĞI BÖLÜMÜ ÖĞRENCILERI KÖKLÜ GEÇMIŞE SAHIP BIR BÖLÜMDE, ALANINDA UZMAN AKADEMISYENLERDEN BEKLENTILERINI KARŞILAYAN BIR EĞITIM ALDIKLARINI IFADE EDIYOR.

G

elişmiş laboratuvar olanaklarına sahip, teorik ve uygulamalı eğitimi dengeli biçimde sunan bir kurumda eğitim almanın kendilerine önemli bir ayrıcalık sağladığını söyleyen Karadeniz Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü öğrencileri, mezuniyet sonrası Türk makine sektörünün gelişimi için üzerlerine düşen sorumluluğu üstlenmeye hazır olduklarını belirtiyor.

BURAK AKYOL MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 4. SINIF ÖĞRENCİSİ “BÖLÜMÜMÜZ KÖKLÜ BİR GEÇMİŞE SAHİP” “Her geçen gün değişip gelişen teknolojiye katkı sağlamak istediğim için makine mühendisliği bölümünü seçtim. Bu noktada en önemli etken başarılı olma isteğimdi. Bu bö-

80

lümü tercih ettiğim için asla pişman olmadım, yine olsa yine aynı kararı verirdim. Teknik üniversitelerde laboratuvar imkânları ve akademik personelin bu konuda daha gelişmiş olduklarını düşündüm. Bölümüm beklentilerimi fazlasıyla karşıladı. Makina mühendisliğinden bahsedebilmek için tüm bölümlerden, hatta hayattan bahsetmek gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bölümümüz her şeyi kapsıyor. Uzmanlaşmayı düşündüğüm alan termodinamik anabilim dalı içerisindeki ısı-akışkan programı. Benim için okul hayatı mezuniyetten sonra da devam edecek. Yüksek lisans ve ardından da doktora yaparak bildiklerimi benden sonra gelenlere aktarmak maksadıyla öğretim üyesi olmak istiyorum. Türk makine sektörü her geçen gün gelişmeye devam ediyor. Makine mühendisleri bu konuda merkezdeki çekirdeği oluşturuyor. Diğer bölümler ise bu çekirdeğin etrafında sıralanmış durumda. Sektörün gelecek dönemde daha da hız kazanarak büyümeye devam edeceğini düşünüyorum.”


EZGİ CEBECİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 4. SINIF ÖĞRENCİSİ “OKUL HAYATI MEZUNİYETTEN SONRA DA DEVAM EDECEK” “Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin köklü geçmişe sahip bir teknik üniversite olması tercih sebebimdi. Bu özelliklere paralel olarak güçlü akademik kadroya ve iyi laboratuvar imkânlarına sahip olması da tercihimde etkili olan diğer unsurlardı. Karadeniz Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nün beklentilerimi tam anlamıyla karşıladığını söyleyebilirim. Özellikle Türkiye’deki diğer makine mühendisliği bölümleriyle kıyaslandığında teorik eğitimiyle ön plana çıktığını düşünüyorum. Bazı alanlardaki uygulamalı eğitimlerde ve yabancı dil konusunda eksiklikler olsa da mühendislik eğitimi için tavsiye ediyorum. Mekanik, otomotiv ve malzeme anabilim dallarında kariyer sahibi olmayı hedefliyorum. Bu amaçla, sonlu elemanlar analizi, katı cisimlerin mekaniği, makine tasarımı gibi konularda ve otomotiv-savunma sanayilerindeki Ar-Ge departmanlarında uzmanlaşmak istiyorum. Mezuniyet sonrasında iş deneyimi edinmeyi ve yüksek lisans yaparak mühendislik bilgimi ilerletmeyi planlıyorum. Türk makine sektörü sürekli gelişim gösteren yeniliklere açık bir yapıda. Önümüzdeki yıllarda imalat endüstrisinin yanı sıra otomotiv ve savunma sanayilerinde desteğin artacağını ve buna bağlı olarak büyük bir gelişme yaşanacağını düşünüyorum. Bu doğrultuda firmaların tasarım, araştırmageliştirme gibi konulara daha da önem vereceğine inanıyorum.”

imalat anabilim dalında ve buna bağlı olarak tarım makineleri alanında uzmanlaşmak istiyorum. Ülkemizdeki tarım makineleri sektörünün gelişmesini sağlamak, dışa bağımlılığı azaltmak ve insan gücünden doğabilecek maddi manevi kaybı cüzi miktarda da olsa azaltmak için çalışmak istiyorum. Mezuniyet sonrasında yüksek lisansımı tamamlayıp tarım makineleri alanında uzmanlaşmak istiyorum. Yüksek lisanstan sonra tasarladığım projeleri gerçekleştirmeye başlayacağım. Türk makine sektörünün daha çok yurt dışına bağımlı olduğunu düşünüyorum. Fakat ülkemiz yine de büyük bir makine üretim ve ihracat hacmine sahip.”

ÖĞRENCILER, MEZUNIYET SONRASI TÜRK MAKINE SEKTÖRÜNÜN GELIŞIMI IÇIN ÜZERLERINE DÜŞEN SORUMLULUĞU ÜSTLENMEYE HAZIR OLDUKLARINI BELIRTIYOR.

HÜSEYİN DEVİREN MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 4. SINIF ÖĞRENCİSİ “GENÇ MÜHENDİSLERE FIRSAT VERİLMELİ” “Tercih yaparken araştırmalarım doğrultusunda teorik ve pratik bilgileri teknik üniversite bünyesinde almam gerektiğini düşündüm. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin köklü geçmişine güvenerek bu okulu tercih ettim. Bölümün beklentilerimi karşılayıp karşılamadığını iş sahasına çıktığımda daha objektif şekilde değerlendirebileceğimi düşünüyorum. Fakat yaptığım stajlarda bu konuda tatmin olduğumu fark ettim. Savunma sanayi ilgimi çektiği ve bu alanın vizyonum için daha iyi ışık tutacağını düşündüğüm için bu sahada uzmanlaşmak ve yüksek lisans eğitimimi de bu çerçevede yapmak istiyorum. Ülkemiz ve özelde de makine sektörümüz düşünüldüğünde henüz ne istediğimiz ne de hak ettiğimiz yerdeyiz. Yerli projelerle kendi ayaklarımızın üzerinde daha fazla durmamız gerekiyor. Bu bağlamda bizim gibi genç mühendislere daha fazla şans ve imkân verilmesi gerektiğini düşünüyorum.”

GÜRHAN TÜRKAN MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 4. SINIF ÖĞRENCİSİ “TARIM MAKİNELERİ SEKTÖRÜNDE UZMANLAŞMAK İSTİYORUM” “Türkiye’de teknik bir üniversitede makine mühendisliği eğitimi almak istiyordum. Sınavlardan aldığım puanlar doğrultusunda bana en uygun tercih olarak KTÜ’de okumaya karar verdim. Tabii burayı tercih etmeden önce üniversitenin vizyonunu, misyonunu, yaptığı çalışmaları ve akademik kadrosunu araştırdım. Bölümüm isteklerimin çoğunu karşıladı, özellikle teorik olarak iyi bir eğitim aldığımı söyleyebilirim ancak proje odaklı ders sayısının az olduğunu düşünüyorum. Öncelikli olarak konstrüksiyon ve

81


makale

EKO-TASARIM YEŞİL MAKİNELERE DOĞRU İNSANLIĞIN GELECEĞI AÇISINDAN KAYITSIZ KALAMAYACAĞIMIZ IKLIM DEĞIŞIKLIĞI NEDENIYLE BM VE AB TARAFINDAN ÇEVRE ILE ENERJI KAVRAMLARINI IÇ IÇE GEÇIREN BIR TAKIM HEDEF VE KARARLAR ORTAYA KONULDU. ÜRETILMESI VE KULLANILMASINDA ÇEVRESEL ETKILERE NEDEN OLAN ENERJININ ÇOK BÜYÜK BIR KISMINI KARŞILAYAN FOSIL YAKITLARIN, YAKIN BIR GELECEKTE TÜKENECEĞI AŞIKÂR. BUNUNLA BIRLIKTE DÜNYA NÜFUSU VE INSAN IHTIYAÇLARININ SÜREKLI ARTMASI ISE ENERJI TEMINININ SÜRDÜRÜLEBILIRLIĞINI TEHDIT EDIYOR.

82

Y

azımızda, Gümrük Birliği nedeniyle ülkemiz için de bağlayıcı yönleri bulunan AB’nin çevre ve enerji politikaları ve özellikle Kyoto Protokolü sonrası gelişen süreçte CO2 (karbondioksit) azaltımı konusundaki taahhütler ve buna bağlı geliştirilen politikalardan olan ve kısaca EkoTasarım olarak adlandırılan düzenlemelerin makine sektörü ile ilgisini ele alacağız. Avrupa Birliği’nin, 2008’de kabul edilen ve 20/20 olarak adlandırılan “İklim ve Enerji Paketi” temel hedefleri olarak; • 2020 yılına kadar sera gazı emisyonlarını 1990 yılı seviyesinin yüzde 20 altına düşürmek, • 2020 yılında kullanılacak enerjinin yüzde 20’sini yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamak, • 2020 yılına kadar enerjide yüzde 20’lik tasarruf yapmak şeklinde karşımıza çıkıyor. Bu doğrultuda oluşturulan önemli politika araçlarından birisi Eko-Tasarım mevzuatı olarak

adlandırılan “Ürünlerin Çevreye Duyarlı Tasarımına İlişkin Çerçeve Yönetmelik” ve bu Yönetmeliğe dayanılarak oluşturulan “Uygulama Tebliğleri”dir. EKO-TASARIM DÜZENLEMELERİNE İLİŞKİN POLİTİKA ARAÇLARI: Enerji Etiketi 1992 yılında kabul edilen ve 2010 yılında kapsamı geliştirilen “2010/30/EC, Enerji İle İlgili Ürünlerin Enerji ve Diğer Kaynak Tüketimlerinin Etiketleme ve Standart Ürün Bilgileri Yoluyla Gösterilmesi Hakkında Yönetmelik” kapsamına giren; soğutucular, çamaşır makineleri, bulaşık makineleri, kurutmalı çamaşır makineleri, fırınlar, ampuller, klimalar, doğrusal olmayan ev tipi lambalar, sokak ve ofis aydınlatması gibi elektrikli ev aletlerinin enerji ve diğer kaynak tüketimleri hakkında şekli tanımlanmış olan etiketin ürüne iliştirilmesi ile tüketicinin bilgilendirilmesi amaçlanmıştır.


EMAS (Çevre Yönetim ve Denetim Planı) Sanayi sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin çevresel performanslarını geliştirme yönünde gösterdikleri çabanın kamuoyu tarafından bilinmesine olanak sağlayacak EMAS (Eco-Management and Audit Scheme), işletmelerin kendi içlerinde gerçekleştirdikleri çevre yönetim sisteminin bağımsız bir denetim firması tarafından sürekli izlenmesidir. Çevre Yönetimi ve Denetleme Planı (EMAS), başta KOBİ’ler olmak üzere, özel veya kamuya ait kuruluşları, çevresel performanslarını artırma konusunda teşvik etmeyi hedefliyor. Bu sistemin gereklerini yerine getiren işletmeler, EMAS logosunu kullanmaya hak kazanıyor ve çevrenin korunmasına yönelik hassasiyetlerini ilgili taraflara ileterek prestij sahibi oluyor. Eko-Etiket (Eco-Label) Çevre dostu ürün ve hizmet üretilmesini teşvik etmek üzere 1992 yılında tesis edilen gönüllü bir çevresel performansın etiketlenmesi sistemidir. Avrupa Eko-Etiket Kurulu (EUEB), kriterler geliştirilecek öncelikli ürün gruplarını belirliyor. AB Eko-Etiket sistemine hâlihazırda dâhil ürün grupları: Temizlik-giyim ürünleri, yardımsız yapılabilen işler (boyalar ve cilalar), elektronik cihazlar (kişisel bilgisayarlar, taşınabilir bilgisayarlar, televizyonlar), zemin döşemeleri, mobilya, bahçecilik, ev aletleri, yağlar, diğer ev eşyaları, kâğıt (kopya ve grafik kâğıtları, kâğıt peçeteler), hizmetler (kampyeri hizmetleri, turistik konaklama hizmetleri) gibidir. Eko-Etikete ilişkin kriterler belirlenirken, ürünün, iklim değişikliği, enerji ve kaynak tüketimi üzerindeki etkileri; atık, emisyon, tehlikeli maddelerin açığa çıkmasına neden olup olmaması; üretimde kullanılan tehlikeli maddelerin daha güvenli maddelerle değiştirilmesi; ürünün kullanım ömrü ve yeniden kullanılabilir olma özelliği gibi hususlar dikkate alınıyor. Yeşil Kamu Alımı (Green Public Procurement-GPP) Kamu otoriteleri tarafından yapılan satın alma işlemlerinde, yaşam döngüsü boyunca çevreye etkisi en az olan ürün, hizmet ve işlerin tercih edilmesi politikasıdır. AB çapında GSYİH’nin yüzde 16’sını kamu alımlarının oluşturduğu düşünüldüğünde, kamu alımlarının çevrenin korunmasına yönelik ne kadar büyük potansiyele sahip olduğu daha iyi anlaşılabilir. “Yeşil Kamu Alımları”nın en büyük faydası, özel sektöre örnek olması ve piyasanın işleyişini çevreye duyarlı üretim açısından olumlu yönde etkilemesi.

Enerji Yıldızı (Energy Star) Gönüllü bir enerji verimliliği etiketi programı olup, program Amerika Çevre Koruma Ajansı tarafından yürütülüyor. Programın AB’de uygulanması için imzalanan “Ofis Ekipmanları İçin Enerji Verimliliği Etiketlemesi Programlarının Koordinasyonuna İlişkin Anlaşma”; bilgisayarlar, bilgisayar monitörleri, fotokopi makineleri, yazıcılar, dijital çoğaltıcılar, faks makineleri, tarayıcılar gibi ofis ekipmanlarının üreticilerini söz konusu ekipmanların enerji performanslarını artırmaya teşvik etmeyi hedefliyor. Enerji Star, AB’nin enerji verimliliği politikalarının önemli bir parçası. Piyasada enerji verimli ofis ekipmanlarının bulunmasını sağlamayı amaçlaması açısından bakıldığında Eko-Tasarım Yönetmeliği’ni tamamlar nitelikte.

Zühtü BAKIR MAKFED Genel Sekreteri

Atık Elektrikli Ve Elektronik Eşyaların Kontrolü Yönetmeliği (2012/19/EU - WEEE) Yönetmelik, elektrikli ve elektronik ekipman atıklarının ayrı toplanmasını ve geri kazanımını zorunlu kılıyor. Yönetmeliğin kapsamına ise; büyük ve küçük ev aletleri, bilgi teknolojileri ve telekomünikasyon ekipmanları, tüketici ekipmanları, aydınlatma ekipmanları, elektrikli ve elektronik araçlar (büyük ölçekli sabit endüstriyel araçlar hariç), oyuncak, eğlence ve spor ekipmanları, tıb-

TÜRKİYE EKO-TASARIM DÜZENLEMELERİ UYGULAMA TEBLİĞİ

R.G. TARIH VE SAYISI

Hazır Bekleme ve Kapalı Moddaki Elektrik Enerjisi Tüketimi

27.08.2011 / 28038

Basit Set Üstü Sinyal Dönüştürücüler

27.08.2011 / 28038

Doğrusal Olmayan Ev Tipi Lambalar

27.08.2011 / 28038

Entegre Balastsız Floresan Lambalar, Yüksek Yoğunluklu Boşalmalı Lambalar ve Bu Lambaları Çalıştırabilen Balastlar ve Aydınlatma Armatürleri (Sokak ve Ofis Aydınlatma)

27.08.2011 / 28038

Harici Güç Kaynakları

27.08.2011 / 28038

Devirdaim Pompaları

23.09.2011 / 28063

Televizyonlar

23.09.2011 / 28063

Ev Tipi Soğutma Cihazları

23.09.2011 / 28063

Ev Tipi Çamaşır Makineleri

23.09.2011 / 28063

Ev Tipi Bulaşık Makineleri

23.09.2011 / 28063

Elektrik Motorları

07.02.2012 / 28197

Ev Tipi Çamaşır Kurutma Makinaları

17.07.2013 / 28710

Klimalar ve Vantilatörler

19.07.2013 / 28712

Elektrikli Süpürgeler

14.01.2015 / 29236

Ev Tipi Fırınlar, Ocaklar ve Aspiratörler

14.01.2015 / 29236

Doğrusal Lambalar ve Işık Yayan Diyot Lambalar

13.02.2015 / 29266

Bilgisayarlar ve Bilgisayar Sunucuları

13.02.2015 / 29266

Su Pompaları

31.12.2015 / 29579

83


makale bi aletler (mikrop ve bulaşıcı taşıyanlar hariç), kontrol ve izleme aygıtları ve otomatlar giriyor. Bazı Zararlı Maddelerin Kullanımının Sınırlandırılması Yönetmeliği (2011/65/EU - ROHS) Elektrikli ve elektronik ekipman atıkları ayrı toplanmış olsalar dahi içerdikleri tehlikeli maddeler nedeniyle risk taşır. Söz konusu maddeler ise ağır metaller, PBB (çok bromlu bifenil) ve PBDE (çok bromlu difenil eteril) olarak sıralanıyor. Yönetmelik, WEEE kapsamındaki ekipmanların üretim sürecinde, altı maddenin (kurşun, civa, kadmiyum, heksavalent krom, PBBs ile PBDEs maddeleri) kullanımını kısıtlayarak, söz konusu ürün atıklarının çevresel etkilerini azaltmayı ve aynı zamanda WEEE Yönetmeliği’ni tamamlayıcı nitelikte, insan sağlığı ve çevrenin korunmasını sağlayacak şekilde bu ürünlerin geri kazanımını ve bertarafını amaçlıyor.

EKO-TASARIM, ÜRETILMESI PLANLANAN ÜRÜN IÇIN GEREKLI OLAN HAMMADDENIN ELDE EDILMESINDEN, FONKSIYONEL BIR ÜRÜNE DÖNÜŞTÜRÜLMESINE VE KULLANIM ÖMRÜNÜ TAMAMLADIKTAN SONRA BERTARAF EDILMESINE KADARKI TÜM SÜREÇLERI IÇINE ALAN ÜRÜNÜN YAŞAM DÖNGÜSÜ YAKLAŞIMININ TASARIMA SISTEMATIK BIR ŞEKILDE DÂHIL EDILMESIDIR.

84

Eko-Tasarım Yönetmeliği Ve Uygulamaları Eko-Tasarım, üretilmesi planlanan ürün için gerekli olan hammaddenin elde edilmesinden, fonksiyonel bir ürüne dönüştürülmesine ve kullanım ömrünü tamamladıktan sonra bertaraf edilmesine kadarki tüm süreçleri içine alan ürünün yaşam döngüsü yaklaşımının tasarıma sistematik bir şekilde dâhil edilmesidir. Yaşam döngüsü evreleri ile ilgili; malzemelerin, enerjinin ve temiz su gibi diğer kaynakların tahmini tüketimi, havaya, suya ve toprağa yapılan tahmini emisyon, gürültü, titreşim, radyasyon, elektromanyetik alan-

lar gibi fiziksel etkenler nedeniyle oluşacağı tahmin edilen kirlilik, oluşması beklenen atık miktarı ve yeniden kullanım, geri dönüşüm ve malzemenin veya enerjinin geri kazanım olanakları gibi çevresel boyutlar değerlendirilir. Eko-Tasarım Yönetmeliği 2005/32/EC sayılı Enerji Kullanan Ürünlerin (EuPs) Eko-Tasarım Gereklerine Dair Yönetmelik, ürünlerin yaşam döngülerindeki bütün süreçlerde (hammaddenin elde edilmesinden, ürünün kullanım ömrü sonunda bertarafına kadar) çevresel koşulları ürünün tasarım aşamasına dâhil ederek ürünlerin çevresel performansları geliştirmeyi ve böylece çevreye duyarlı ürünlerin AB pazarında serbest dolaşımını amaçlıyor. Yönetmelik, ilk uygulamaya girdiğinde kapsamı sadece enerjiyi kullanan ürünlerle sınırlı tutulmuştu. Ancak ilerleyen zamanlarda Yönetmelik enerjiyle ilgili tüm ürünleri kapsamına alacak şekilde genişletildi ve 2008 yılında Komisyonun önerisiyle 2009/125/EC olarak revize edilerek 2009 yılı Kasım ayında yürürlüğe girdi. Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan ve kabul edilen “Uygulama Tebliğleri” ile ise her ürün için uyulması gereken Eko-Tasarım gereklerini detaylı bir şekilde tanımlıyor. Ürünlerin AB pazarında serbest dolaşıma girebilmesi için söz konusu Uygulama Tebliğleri’nde yer alan asgari gerekleri sağlaması zorunludur. Hangi ürünler için uygulama tebliği hazırlanacağı ise çerçeve yönetmeliğinin 16. maddesine dayanılarak hazırlanan çalışma planıyla belirleniyor.

TÜRKİYE’DE MEVCUT DURUM Eko-Tasarım Yönetmeliği (2009/125/EC) Türkiye’de Bakanlar Kurulu Kararı ile çerçeve bir yönetmelik olarak “Enerji İle İlgili Ürünlerin Çevreye Duyarlı Tasarımına İlişkin Yönetmelik” adı altında uyumlaştırılarak ve 7.10.2010 tarihli ve 27722 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Türkiye’de enerji etiketlemesi ilgili düzenlemeler AB ile eşgüdüm halinde uygulamaya alınırken söz konusu çerçeve yönetmelik altındaki Uygulama Tebliğleri de kısım kısım uyumlulaştırılıyor. Burada da esas olan AB ile eşgüdüm sağlanması iken sektörel ihtiyaçlar doğrultusunda bazı düzenlemelerin AB’den gecikmeli olarak hayata geçirildiği görülüyor. Eko-Tasarım faaliyet alanına bakıldığında başlangıçta tüketici ürünlerine odaklanıldığı sonrasında ise profesyonel ürünlere, yapı elemanlarına ve makinelere yönelik genişleme sağlandığı anlaşılıyor. Elektrik motorları, pompalar, endüstriyel soğutucular/ ısıtıcılarda uygulama başlamışken takım tezgâhları, kompresörler, buhar kazanları ve asansörleri gibi makine sektörünü doğrudan ilgilendiren alanlarda ise çalışmalar sürdürülüyor. Önceleri bir prestij olarak kabul edilen çevreci ürün imal etmenin bugün artık bir zorunluluk olmasına üreticilerimizin süratle uyum sağlaması, sahneyi başka aktörlere bırakmamak açısından gerekli görülüyor. Esasen Türkiye’nin AB teknik mevzuatını uyumlaştırma yükümlülüğü bulunmakla birlikte bu durum, sıfırdan mevzuat hazırlamak zorunda olunmaması ve ürünlerimizin başta AB olmak üzere tüm dünya ülke pazarlarına açılmasına imkan sağlaması bakımından bir avantaj. Ancak ülkemizin bu avantajı yaşayabilmesi için AB’deki mevzuat çalışmalarına etkin katılımı ve takibi ile hazırlanan mevzuata göre politikaların ve planların oluşturulması ve bunların adım adım uygulamaya geçirilmesi önem arz ediyor.


TÜRKIYE’DE ENERJI ETIKETLEMESI ILGILI DÜZENLEMELER AB ILE EŞGÜDÜM HALINDE UYGULAMAYA ALINIRKEN SÖZ KONUSU ÇERÇEVE YÖNETMELIK ALTINDAKI UYGULAMA TEBLIĞLERI DE KISIM KISIM UYUMLULAŞTIRILIYOR. Uygulama Tebliğleri’nin hazırlanmasına sektörün tüm paydaşları dâhil edilerek aşağıdaki çerçevede çalışmalar yürütülüyor: • Çalışma planında yer alan ürünle ilgili hazırlık çalışmasının yapılması, • Danışma forumunda konuyla ilgili uzmanlar, üye ülke temsilcileri, ilgili sivil toplum kuruluşları gibi sektörün tüm paydaşlarının bilgilendirilmesi, görüş ve önerilerinin alınması, • Uygulama tebliği ile ilgili çevresel, ekonomik ve sosyal etki değerlendirmelerinin, analizlerin yapılması ve tebliğin taslak haline getirilmesi, • Taslak tebliğin üye ülke temsilcilerinden oluşan bir düzenleme komitesi tarafından, çoğunluk esasına göre gözden geçirilmesi, • Avrupa Parlamentosu tarafından incelenmesi ve Dünya Ticaret Örgütü’ne bildirilmesi, • Uygulama tebliğinin bir komisyon tüzüğü olarak kabul edilmesi. Geçiş Dönemi Kapsamı Eko-Tasarım Yönetmeliği’nin uygulamaya girdiği 2005 yılından ilk çalışma planın kabul edildiği 2008 yılına kadar olan süreç, geçiş süreci olarak adlandırılıp aşağıdaki ürünleri kapsıyor: • Isıtma ve su ısıtma ekipmanları (kazanlar ve su ısıtıcıları), • Elektrik motorları, • Ev ve üçüncül sektör aydınlatması, • Ev aletleri, • Evlerde ve üçüncül sektörlerde kullanılan ofis ekipmanları, • Tüketici elektroniği, • Isıtma ve soğutma (iklimlendirme) ekipmanları, • Elektrik ve elektronik ürünlerin hazır bekleme modu. Birinci Çalışma Planı (2009-2011) Kapsamı • Klima ve vantilatör sistemleri,

• Elektrikli ve fosil yakıtlı ısıtma ekipmanları, • Gıda hazırlama ekipmanları, • Endüstriyel ve laboratuvarlarda kullanılan ocak ve fırınlar, • Takım tezgahları, • Ağ, veri işleme ve veri depolama ekipmanları, • Soğutucu ve dondurucu ekipmanlar, • Ses ve görüntü ekipmanları, • Trafolar, • Su kullanan cihazlar. İkinci Çalışma Planı (2012-2014) Kapsamı • Pencereler, • Buhar kazanları (50 MW’dan küçük olanlar), • Güç kabloları, • Şirketlere ait sunucular, depolama ekipmanları ve yan ekipmanlar, • Akıllı cihazlar/sayaçlar, • Şarap depolama cihazları, • Su ile ilgili ürünler • Şartlı ürün grupları listesi • Pozitif deplasmanlı pompa (gel-git pompa), • 200 W’ın altıdaki küçük (kesirli) güçlü motorlar, • Isı kontrolü, • Aydınlatma kontrolü, • Binalar için ısı yalıtım malzemeleri. Eko-Tasarım 2016-2019 Çalışma Planı • Bina otomasyon ve kontrol sistemleri, • Elektrikli su ısıtıcılar, • El Kurutucular, • Asansörler, • Güneş panelleri ve invörterler, • Soğutucu konteynerler, • Yüksek basınçlı yıkayıcılar. Ayrıntılı bilgi için http://ec.europa.eu/ growth/industry/sustainability/ecodesign_en adresine bakılabilir.

85


makale

SANAYİDE DEVRİM KONUSU BILIMDEKI GELIŞMELERIN BIR BÜTÜN OLARAK YAŞAMIMIZIN TÜM ALANLARINI ARTAN BIR ORANDA ETKILEDIĞI VE DE YÖN VERDIĞI KUŞKU GÖTÜRMEZ BIR GERÇEK. İŞTE BU DURUMU ANLAMAYAANLAMLANDIRMAYA VE BUNA ŞEKIL VERMEYE ÇALIŞILDIĞI BIR DÖNEMDEN GEÇIYORUZ.

A

rtık muhtevası ile ilgili değil de popüler bir kavram haline dönüşmesi nedeniyle Endüstri 4.0 üzerine konuşulanlar, yazılanlar fazlalaştı. Fakat buna rağmen henüz ortada somut bir yol haritası, yok. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın konu hakkında bir yol haritası, bir işveren örgütünün de verimlilik- dijitalleşme üzerine bir anket çalışması hazırladığı konuşuluyor. Bu çalışmaların sonuçlarını ve tavsiyelerini bekleyip göreceğiz. Önemli olan sadece dörtbaşı mamur, her şeyi gözeten bir plan-program hazırlamak değil, Türkiye’nin gerçekliğine uygun ve uygulanabilir bir plan-program yapmak. Ülkemiz sanayisinde çözüm bekleyen en önemli sorunlarımızı sıralamaya kalksak; kalifiye eleman, mesleki eğitim, sanayi altyapısı-sanayi arazilerinin yüksek maliyeti, ürünlerin teknolojik katma değeri, verimlilik, ihraç ürünlerdeki rekabetçilik, ihracat değer yapısı ve kamu ihalelerindeki dezavantajlı durum gibi kapsam-

86

lı, karışık devasa bir katalogla karşı karşıya geleceğimiz aşikâr. Şimdi ise tüm bunlara akıllı ürün-fabrika ve dijitalleşme gibi yeni sanayi dönemi konuları da ekleniyor. YENİ SANAYİ DÖNEMİ Gelişmiş sanayi ülkelerinde bugünü ve yarını anlamak, değiştirip dönüştürmek için yapılmış birçok çalışma var. Bu çalışmaları baz alan bazı sanayi kuruluşlarının ve bunların örgütlerinin-politikacıların sıklıkla kullandığı kavram, Alman orijinli bir Endüstri 4.0 kavramı. Endüstri 4.0’ın içeriği anlatılırken bilhassa fizik bilimine gönderme yaparak değişik sanayi evrelerinden, hatta şimdilerde devrimden bahsediliyor. Oysa değişik branşlardaki bilim insanlarına -bilhassa da fizikçilere- soracak olursanız mevcut durumda devrimsel bir dönüşüm yok. Zira bilim dünyasında her şey bir süreç. Bu sürecin belli aşamalarını yine belli bir bakış açısı ve değerlendirmelerle devrim diye nitelemek isterseniz


aslında ortaya her gün neredeyse devrim diye adlandırabileceğiniz çok sayıda olgu çıkar. Yaklaşık 50 yıldır değişik bilim disiplinlerinin yüzyıllar içinde ortaya çıkan “aktüel” sonuçlarının yorumlandığı bir ortaklaşma, bir yoğrulmadan söz edebiliriz. Belli bir zamana kadar disiplinler arası çalışmalar/etkiler göz ardı edilmiş ya da yeterince değerlendirilmemişti. Şimdilerde bu yoğun çalışmaların çapraz sonuçlarıyla karşı karşıyayız. Bilimdeki gelişmelerin bir bütün olarak yaşamımızın tüm alanlarını artan bir oranda etkilediği ve de yön verdiği kuşku götürmez bir gerçek. İşte bu durumu anlamaya-anlamlandırmaya ve buna şekil vermeye çalışıldığı bir dönemden geçiyoruz. Gelişmiş bir sanayi ülkesi olan Almanya, bu süreci endüstri üzerinden okuyarak yeni bir toplumsal tasavvur geliştiriyor. Almanya dahil birçok ülke bu sürecin dinamiklerinin sadece endüstriyi dönüştürmeyi içermediğini, bir bütün olarak tüm sosyal yaşamımızı, davranışlarımızı, alışkanlıklarımızı değiştireceğini sürekli vurguluyor. Örneğin akıllı telefonların yaşamımıza girişi ve bunlara sürekli eklenen yeni uygulamaların hayatımızı ne de çabuk değiştirdiğini hatırlayalım. Bilim ve teknolojideki gelişmelere başat olarak küresel birçok büyük işletmenin hatta artan oranda orta ölçek işletmelerin bu yeni duruma göre pozisyon aldığını, yeni yol haritaları, iş-eylem planları geliştirdiğini ve bunları devreye aldığını biliyoruz. Sadece işletmelerin değil, bu işletmelerin merkez yapılarının bulunduğu ülkelerde de, hükümetlerine önerilerde bulunarak ülke ve küresel bazda strateji oluşturduğunu yine bildiklerimiz arasında. Değişik işletme ve ülkelerin bu alanda epey yol aldıklarını da belirtelim. TÜRKİYE’DE NE YAPILIYOR? Tüm bu gelişmeler yaşanırken Türkiye’de ne yapılıyor? Sanayide köklü değişikliklere neden olacak teknolojik gelişmeler duyulduğun-

da “Aman ha, bu treni kaçırmayalım! Hemen bir yol haritası hazırlayalım!“ tarzında yüksek bir ilgi-alaka söz konusu. Fakat bu sözlerin ardından uzun bir süre kimseden çıt çıkmıyor. Hatta “Biz zaten Endüstri 4.0’a geçtik ya da biz hazırız!” mealinde anlamsız açıklamalar bile duyuyoruz. Ortada somut bir şey var mı? Ben duymadım, görmedim, okumadım! Yanılıyorsam düzeltin lütfen! Duyumlarıma göre, bir “sanayi platformu” kurulmaya çalışılacakmış. Bu fikir bana Almanya örneğini hatırlatıyor -şayet oradan esinlenme ise söylenecek çok şey var-. Platformun aktörlerini, yeni döneme ilişkin düşünce ve tavsiyelerini bilmiyorum ama şayet kurulacak ise, bu platformda düşülmemesi gereken olası bazı hatalı yaklaşımlara şimdiden dikkat çekelim. • Kopyacılık yapmak yok! Başka ülkelerin neyi, nasıl yaptığını araştıralım ve bunlardan azami bir şekilde faydalanalım. Muhtemel bu sürecin küresel ortak karakteristiğine uygun bazı yöntem ve metotların içselleştirilmesi fayda sağlayacaktır. Fakat başkalarının farklı bir zihniyette ve gereksinimlere göre geliştirdiği şablonu Türkiye’ye uygulamayalım. • Sanayide veya tüm toplumda bu dönüşümü gerçekleştirecek tüm aktörler bu platformda bulunmalı, platformu geliştirme ve bu platformun önerilerini uygulama aşamalarında herkes sorumluluklarını yerine getirmeli ve çok şeffaf olmalıdır. • Platform için ana yaklaşım ve itici güç üretim ile inovasyon olmalıdır. Bu platform sadece tüketim alanına yönelik yurt dışında geliştirilmiş uygulamaların sergilenme ve pazarlama yeri olmamalıdır. • Platformda kamunun görevi belirleyici değil destekleyici, çerçeve sunuculuğu ve finansman konusunda olmalıdır. Umarım 2017 yılı bitmeden dört başı mamur, gerçekten uygulanabilir bir sanayi yol haritamız olur.

Ahmet YILMAZ Türkiye’nin Makinecileri Almanya Danışmanı

87


fuar rotası

ÖNÜMÜZDEKİ AYLARDA MAKİNE SEKTÖRÜNÜ YOĞUN BİR FUAR PROGRAMI BEKLİYOR. EYLÜL VE EKİM AYLARINDA SEKTÖRÜN UĞRAYACAĞI DURAKLARDAN İKİSİ: SİNGAPUR VE TAHRAN. OLDUKÇA YOĞUN GEÇECEK OLAN FUAR PROGRAMINDAN ARTA KALAN ZAMANLARINI DEĞERLENDİRMEK İSTEYEN SEKTÖR TEMSİLCİLERİ İÇİN İSE GİTTİKLERİ ŞEHİRLERDE GEZECEK ÇOK YER, TADACAK ONCA LEZZET VAR.

88


E

ylül ayı ile birlikte yoğun bir fuar programına dahil olan makine sektörünü önümüzdeki günlerde oldukça tempolu bir süreç bekliyor. Sektör temsilcileri, 26-29 Eylül tarihlerinde plastik makinelerinin sergileneceği İran Plast Fuarı, 6-9 Ekim tarihlerinde de Tahran Sanayi Fuarı için İran’ı ziyaret edecek. Sektör bu fuarların ardından ise dijital fabrika, otomasyon ve çevre ürünlerinin sergileneceği MSE Fuarı için 25-27 Ekim tarihlerinde Singapur’da olacak. BIR ŞEHIR DEVLETI: SINGAPUR Kuzeyde Malezya’nın Johor eyaleti, güneyde ise Endonezya’nın Riau Adaları ile çevrili olan Singapur, ekvatorun 137 kilometre kuzeyinde yer alan bir ada ülkesi. Ülkenin tarihi her ne kadar 11. yüzyıla dayansa da adanın önem kazanması Srivijayan Prens Parameswara’nın egemenliğinde 14. yüzyıla denk geliyor. Parameswara’nın egemenliği altına girdiği andan itibaren 17. yüzyıla kadar önemli bir liman şehri olan Singapur’un bu özelliğine son veren ise Acehnese akıncıları oldu. Singapur’un modern tarihi ise İngiliz Sir Thomas Stamford Raffles’in 1819 yılında İngiliz limanı kurmasıyla başladı. Hindistan-Çin ticaretinin merkezi olan ülkede nüfus kısa sürede 10 bini geçti, liman ise yılda yaklaşık 3 bin gemiyi ağırladı. Daha sonra 1824 yılında İngiltere ve Hollanda arasında imzalanan anlaşmayla ada tamamen İngilizlere bırakıldı. Kauçuk ve kalay madenleri geliştirilmesi ile maden ürünleri Singapur’dan Çinli tüccarlar aracılığıyla endüstri ülkelerine ihraç edilmeye başlandı. Bu gelişmeyle ülke 19. yüzyılın sonlarında bir göç akınına daha uğradı. 1895’te ise Malaya Federasyonu’nun kurulmasıyla, Singapur, Malezya’dan ayrıldı ve günümüz Singapur’unun temelleri atıldı.

Singapur

İRAN’IN BAŞKENTI: TAHRAN İran’ın başkenti olan Tahran, 15 milyona yakın nüfusu ile ülkenin en büyük şehri konumunda. Şehir, Kaçar Hanedanı’nın 1925’te devrilmesinden sonra tahta çıkan Şah Rıza Pehlevi’nin hükümdarlığı sırasında büyük ölçüde genişledi. Şehrin modernleşmesi Muhammed Rıza Pehlevi’nin hükümdarlığı sırasında, petrol sanayisindeki gelişmenin etkisiyle oldu fakat 1979’da Şah’ın devrilerek İran İslam Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra, ekonomik ve siyasal sorunlar nedeniyle kent bir duraklama dönemine girildi. Çevresinde nehir, göl, deniz gibi bir su kaynağı bulunmadığından ciddi çevre sorunlarıyla boğuşmakta olan Tahran, aynı zamanda kuzey kesimindeki gösterişli modern semtleri güneydeki eski kent ve çarşısı tam bir karşıtlık içinde. Şehrin ve hava kirliliğinin en büyük sorunu olan yoğun trafik, Orta Doğu’daki en büyük metro ağlarından biri olan Tahran metrosu ile çözülmeye çalışılmış olsa da bu sorunun önüne hala geçilememiş. Tahran

MAKİNE SEKTÖRÜ, 26-29 EYLÜL İLE 6-9 EKİM TARİHLERİNDE İRAN; 25-27 EKİM TARİHLERİNDE İSE SİNGAPUR’DA OLACAK.

89


fuar rotası

SİNGAPUR

NERELER GEZILIR? Merlion Meydanı ve Heykeli Sözlük anlamı ‘aslan şehri’ olan ve pek çok insan tarafından ‘aslanlar şehri’ diye anılan Singapur’un merkezinde yarı aslan, yarı balık şeklinde bir heykel bulunuyor. Bu heykelin üst kısmı şehrin ününe yakışır bir şekilde aslan formunda, alt kısmı ise bir ada devleti olarak denize verilen önemin bir göstergesi olarak balık şeklinde. Heykelin uzunluğu yaklaşık olarak 8.6 metre. Heykelin ağız kısmından Singapur Nehri’ne su dökülüyor. Heykel Singapur’un içinden geçen bu nehirle adeta bir bütünlük sağlıyor. Şehrin simgesi sayılan bu heykel kent merkezindeki meydana da adını veriyor. Merlion Heykeli’nin adıyla anılan Merlion Meydanı’nda yüksek binalar, iş merkezleri ve beş yıldızlı oteller bulunuyor.

Singapur Ulusal Müzesi Çeşitli müzelerle ziyaretçilerini memnun eden Singapur’un en büyük ve en eski müzesi ise Singapur Ulusal Müzesi. Temelleri 1849 yılına dayanan müze ilk olarak Singapur Enstitüsü’ndeki bir kütüphanenin bölümü olarak hizmet vermeye başlıyor. O dönemde Raffles Kütüphanesi ve Müzesi olarak anılan Müze, 1887 yılında Müze Planlama Alanı’ndaki Stamford Yolu’nda bulunan kalıcı binasına taşındı.

Ulusal Orkide Bahçesi Bulunduğu konum itibarıyla muhteşem bir doğaya sahip olan Singapur’u gezerken kendinizi fantastik bir filmin içinde hissedebilirsiniz. Topraklarında çeşitli bitkilerin yetişmesine elverişli olan bu tropikal iklim şehri, yeşilin her tonunu ziyaretçilerin önüne seriyor. Böylesine göz kamaştırıcı bir doğaya sahip olan Singapur’a gittiğinizde botanik bahçelere uğramadan dönmemelisiniz. Şehirde pek çok bitki türüne ev sahipliği yapan birden fazla botanik park var. Hatta Changi Havalimanı’nın içinde bile botanik parkları, birbirinden güzel bitkilerin yetiştirildiği bahçeleri bulmanız mümkün. Hepsini gezmek için vaktiniz yoksa bile Singapur Ulusal Orkide Bahçeleri’ne vakit ayrılmalısınız.

90

ŞEHİR İÇİ ULAŞIM Singapur şehir içi ulaşımı oldukça kolay ve uygun. Şehri gezerken toplu taşıma kullanmak istemezseniz araba kiralayabileceğiniz yerler de mevcut. Şehirde oldukça kapsamlı bir metro hattı bulunuyor. Metro kullanmak isterseniz bilet ücreti olarak 2 dolar ödemeniz yeterli. Eğer şehri gezerken yeraltından değil de etrafı izleyerek ulaşım sağlamak isterseniz otobüsler sizin için doğru bir tercih.

Singapur Ulusal Müzesi

DAMAK TADI ALIŞVERIŞ

Merlion Heykeli

Quay bölgelerinde. Bu bölgelerin yanı sıra Çin nüfusunun çoğunlukta olduğu Çin mahallesinde de çok sayıda otel mevcut.

Alışveriş merkezi sayısıyla ziyaretçilerini şaşırtan Singapur, adeta bir alışveriş cenneti. Bölge halkının büyük çoğunluğu zamanlarının bir kısmını alışveriş merkezlerinde geçiriyor. Alışveriş yapabilmek için sayısız mağaza bulunduran bu alışveriş merkezlerinin bu kadar gözde olmasının nedeni de butik restoranlar ve yemeklerdeki çeşitliliği. Singapur’un en ünlü alışveriş merkezi ise Vivo City.

NEREDE KALINIR? Dünyanın önemli ticaret merkezlerinden biri olan ve binlerce turisti ağırlayan Singapur’da 400’ün üzerinde otel bulunuyor. Hal böyle olunca her bütçeye ve her zevke göre otel bulmak oldukça kolay. Otellerin pek çoğu, şehrin en gözde alışveriş caddesi olan Orchard Caddesi ve hareketli bir gece hayatı barındıran Boat Quay ve Clarke

Bir bölgenin kültürü hakkında en güzel ipuçlarını o bölgenin mutfağından alabilirsiniz. Singapur mutfağı da kültürel pek çok özellik barındıran bölgeye özgü lezzetli yemeklere sahip. Singapur gezinizin belki de en güzel ve en lezzetli yanı yemekleri olacak... Yemek yenilebilecek mekan alternatifleriyle de ziyaretçilerinin kalbini kazanan Singapur’da pahalı ve lüks restoranlar bulabileceğiniz gibi bütçenizi çok zorlamayan temiz ve lezzetli daha küçük işletmeler de bulabilirsiniz. Bunların yanı sıra Singapur sokaklarına renk veren seyyar satıcılar da ayrı bir lezzet durağı. Temizlik konusunda fazlaca hassas olan Singapur’da oldukça katı temizlik kuralları ve denetlemeleri olduğundan seyyar satıcılardan gönül rahatlığıyla yemek yiyebilirsiniz.


TAHRAN

NERELER GEZILIR?

Gülistan Sarayı

Gülistan Sarayı Kaçar Hanedanı döneminden kalan bir eser olan Gülistan Sarayı eskiden resmi törenlerin yapıldığı bir yerken günümüzde müze olarak kullanılıyor. Kentin en turistik yeri olan saray; şehrin sembol yapılarının da başında geliyor. Çeşitli binalardan oluşan yapı farklı farklı müzeleri de bünyesinde barındırıyor. Yapının binaları arasında Şems-ül İmare, Selam Salonu, Ayna Salonu, Taht-i Mermer, Kerim Hanlı Halveti, Badgir Binası, Fildişi Binası, Berelyan Binası ve Ebyez Sarayı bulunuyor. Saray bu binalardan oluşan kompleks bir yapı. Burada özellikle su mermerinden yapılmış tahtı görmenizi tavsiye ederiz. Milad Kulesi 360 derece dönen restoranı ve dünyanın en yüksek gökdelelerinden biri olma özellikleriyle dikkat çeken kule, 435 metre yüksekliğinde. 2000-2007 yılları arasında yapılmış kule şehrin her yerinden görülebilir şekilde inşa edildi. Milad Kulesi’nin 12. katı yani terasında Tahran’ı kuş bakışı olarak izleyebilir ve ardından enteresan restoranında bir şeyler atıştırıp yanında kahvenizi yudumlayabilirsiniz.

Milad Kulesi

Azadi (Özgürlük) Anıtı 1979 İslam Devrimi sonrasında Azadi ismini alan kalabalık meydan şehrin önemli simgelerinden biri olan Azadi Kulesi’nin de bulunduğu yerde. 1971’de Pers İmparatorluğu’nun 2500. kuruluş yıl dönümü için yapılan kulenin mimarı Hüseyin Emanet. Abidenin etrafının yeşil alanla kaplı olması yapıya daha bir güzellik katarken, yüksekliği 48 metre olan anıt görkemli bir şekilde göğe yükseliyor. İran mimarisi çizgisinde yapılan ve içerisindeki çini ve cam salonlarında çeşitli sergilerin olduğu kulenin giriş ücreti: 6 bin tümen.

ALIŞVERIŞ Alışveriş merkezleri ve süper marketlerin yerini açık ve kapalı çarşılar ile bakkalların aldığı İran’da ünlü çarşı ve pazarlar bulunuyor. Dünyanın en büyük çarşılarından biri olan Tahran Büyük Çarşı’yı ziyaret edebilir ve şehrin bu kalabalık noktasından hediyelik eşyalar alabilirsiniz. Geleneksel ürünlerin yanında aradığınız çoğu şeyi bulabileceğiniz bu çarşı İstanbul’un Kapalı Çarşısı’na benzetiliyor. Çarşının yer aldığı bölge ekonomik açıdan önemli bir yer olup perakende sektörüne ait birçok dükkan, bakkal ve saatçi ile mücevherciler burada bulunuyor. Şehirden alınabilecek eşyalar ise: cam, seramik, ipek, antika ve el işi ürünler, Fars kilim ile halıları, minyatürler, gümüş-altın mücevherler, el sanatına ait eserler ve daha niceleridir.

NEREDE KALINIR? Tahran’da konaklamanız için 3, 4 ve 5 yıldızlı otel seçenekleri mevcut fakat sayıları çok olmayan bu otellerin fiyatları da yüksek. Bölgede otel haricinde pansiyon ve birkaç hostel de bulunuyor. Şehrin otel sayısı 96. Kalacağınız yeri oraya gittiğimde ayarlarım düşüncesiyle şehre giderseniz

oda bulmak konusunda sıkıntı yaşayabilirsiniz. Kalacağınız yeri gitmeden önce ayarlamanız daha mantıklı bir seçenek. Şehirde kalmak için en uygun bölgeler ise Bazar Bozorg ve Ferdowsi Meydanı üzerinde. Burada güzel manzaraları olan ve şehir merkezine rahatça ulaşabileceğiniz tesislerden birinde konaklayabilirsiniz.

ŞEHİR İÇİ ULAŞIM Tahran şehir içi ulaşımda gelişmiş ve alternatifi fazla bir şehir fakat toplu taşıma araçlarını kullanırken dikkat etmeniz gereken belli başlı noktalar var. Bunlara uyduğunuz taktirde sorunsuz bir şekilde otobüsle, metroyla ulaşım imkanı sağlayabilirsiniz. Ayrıca şehirde taksi ve motosiklet taksiler de kullanabilirsiniz.

DAMAK TADI İran ve Fars muftağına ait hoş lezzetler deneyebileceğiniz bir şehir Tahran. Burada geleneksel mutfak kültürünü yansıtan birçok lokanta olduğu gibi evrensel yemekler pişirilen restoranlar da bulabilirsiniz. Çoğu restoranın menüsünde İran geleneksel tatlarıyla karşılaşmanız çok olası. Yemeklerde pirince, tavuğa, kuzu etine, çorbaya ve turşuya büyük önem verilen şehirde yiyebileceğiniz geleneksel tatlar: hosseini kebabı, taas kebabı, barg kebabı gibi kebap çeşitleri tatlı olarak ise sholeh zard, baagh-lava, ranginak ile helva gibi lezzetlerdir.

Sholeh Zard

91


makine tarihi

PAMUK ÜRETIMINDE DEVRIM: ÇIRÇIR MAKINELERI TEKNOLOJİ VE MAKİNELEŞME SANAYİDE VERİMLİLİĞİ VE ÜRETİMİ HER ZAMAN BİR BASAMAK YUKARI TAŞIDI. ÇIRÇIR MAKİNESİ DE DİĞER MAKİNELER GİBİ ÜRETİME POZİTİF KATKI YAPAN BİR İCAT OLDU. ÇIRÇIR MAKİNESİ İCAT EDİLDİKTEN SONRA PAMUK ÜRETİMİ 50 KAT ARTTI VE DÜNYADA PAMUK YÜKSELEN BİR TREND HALİNE GELDİ.

Ç

ırçır makinesinin mucidi Eli Whitney 1765 yılında bir çiftlikte doğdu ve burada tamir işleriyle uğraştı. Üniversite eğitiminden sonra Catherine Greene ile tanışan Whitney, Bir ziyaretinde Greene’in pamuğu tohumdan ayrıştıran bir makineye ihtiyacı olduğunu gördü. Greene’den de gelen istek üzerine Whitney, o güne kadar sahip olduğu bilgi birikimini kullanarak 1793 yılında çırçır makinesini icat etti. Eli Whitney, ABD’de patentini aldığı çırçır makinesiyle kapitalizmin seyrini değiştirdi. Pamuğu tohumundan ayıran bu makine

92

sayesinde, pamuktan elde edilen verim 50 kat arttı. Böylece dünya pamuk üretiminin yüzde 70’i ABD topraklarında yapılmaya ve dünyaya pamuk ihraç edilmeye başlandı. Aslında ilk çırçır makinesi Eli Whitney’in icadından yüzyıllar öncesine dayanıyor fakat bu ürün daha yöresel şartlara uygun bir makineydi. Hindistan’da üretilen bu makinenin özelliği tohumun geçemeyeceği kadar dar bir aralık bırakılarak yan yana yerleştirilmiş, elle döndürülen iki makarası olmasıydı. Bu dar aralıklar her ne kadar Hint pamuğunun kısa lifli kozalarını ayırmada işe yarasa da dünya üzerindeki diğer uzun lifli


pamuk tohumları için uygun değildi. Whitney’in modern çırçır makinesi ise üstünde metal bir ızgaranın içine doğru uzanan 1,2 santimetre arayla yerleştirilmiş ince dil dizileri bulunan bir tahta silindirden oluşuyordu. Diller, ızgaradan geçerken lifleri çekip tohumları bırakıyor, daha sonra bu diller, toplama fırçasıyla temizleniyordu. Peki bu makine nasıl çalışıyordu? Makinenin bir tarafı pamukla doldurulur ve makine döndüğünde pamuklar tohumlarından ayrılırken tarak yardımıyla taşınır. Pamuktan ayrılan tohumlar ise alt kısımda bulunan bölümden bir bölmede biriktirilir. Pamuk ve tohum ayrıştırmasına hız kazandıran bu icat, insanları büyük bir zahmetten kurtardı. İcadın bir diğer katkısı ise kıyafet üretimini

kolaylaştırırken bir yandan da pamuk israfının azaltılmış olması. Whitney’in icadından sonra da bu alanda çalışmalar devam etti. 1796 yılında Hogden Holmes adlı mucit, Whitney’in yaptığı makineyi geliştirdi. Holmes, makineye dilli silindir yerine dairesel testere bıçakları yerleştirdi ve yeni makinenin patentini aldı. Whitney’ın bu patente itirazları sonucunda 1807 yılında patent iptal edildi. Ancak bu iki makine de pamukları tohumdan ayırmada oldukça başarılıydı. Bu iki makinenin tek farkı ise silindirli çırçır makinesi, daha çok güneyde yetişen uzun lifli pamuk için, testere bıçaklı olanı ise ülkenin öteki bölgelerinde yetişen küçük lifli kozalar için elverişli olmasıydı.

ELI WHITNEY’IN MODERN ÇIRÇIR MAKINESI, ÜSTÜNDE METAL BIR IZGARANIN IÇINE DOĞRU UZANAN 1,2 SANTIMETRE ARAYLA YERLEŞTIRILMIŞ INCE DIL DIZILERI BULUNAN BIR TAHTA SILINDIRDEN OLUŞUYORDU.

93


iz bırakanlar

SEKTÖRDE İLKLERİN ÖNCÜSÜ TÜRKER GÜNDÜZ ARAMIZDAN AYRILDI MESLEK HAYATINI ITHAL EDILEN MAKINE VE EKIPMANLARIN TÜRKIYE’DE IMAL EDILMESINE ADAYAN, 1999-2000 YILLARINDA MAKINE İMALATÇILARI BIRLIĞI’NIN YÖNETIM KURULU BAŞKANLIĞI GÖREVINI YÜRÜTEN, MAKINE SEKTÖRÜNÜN DUAYEN ISIMLERINDEN TÜRKER GÜNDÜZ 31 TEMMUZ’DA HAYATA VEDA ETTI.

A

rtvin’in Şavşat ilçesi Ciritdüzü Köyü’nde 1944 yılında doğan Türker Gündüz, ilk ve ortaokul öğrenimi Şavşat Lisesi’nde, lise öğrenimini ise Artvin Lisesi’nde tamamladı. Ankara Üniversitesi İktisadi ve Ticari İlimler Yüksekokulu’ndan 1971 yılında mezun olan Gündüz, üniversite eğitimi devam ederken 1975 yılında o dönemki adıyla ülkemizde çok az kişinin sahip olduğu Gümrük Komisyoncusu Belgesi almaya hak kazandı. İthalat ve ihracatın çok zor olduğu bu dönemlerde özellikle termik santral yatırım projelerinin gümrük işlemlerini yürüttü. Gündüz, başarılı çalışmaları ve problemlere bütünsel yaklaşımı sayesinde kısa zamanda alanında önde gelen isimlerden biri oldu. 1977 yılında Gündüz Gümrük Müşavirliği firmasını kurarak uluslararası nakliye sektörüne yatırım yaptı.

94

1983 yılında Seydişehir Alüminyum tesislerinin kullanımı için anot pimi nakliyesi ve ithalat işlemlerini yaparken, ürünün Türkiye’de üretilebilmesi için de Ar-Ge çalışmasına liderlik etti ve sanayi sektörüne ilk adımını attı. O dönemde Rusya’dan ithal edilen anot pimlerinin kritik özelliği alüminyumun çeliğe kaynağıydı. Üretim teknolojisi eski olan bu ürün hakkında araştırma yapan Gündüz, ABD’de yeni teknoloji kullanan ve bugün de bilinen bir firmayı ziyaret eder. Tesis gezilirken teknolojiyi gizlemek adına hızlı davranılsa da bir makine Gündüz’ün ilgisini çeker ve detaylı incelemek ister. Bunun üzerine yanındaki çalışanına “Ben birazdan yere düşeceğim sakın korkma!” der. Baygınlık geçirir gibi yere düşer ve o esnada kafasında makinenin kritik olan bölümünün hızlı bir fotoğrafını çeker. Ülkeye döndüğünde bu teknolo-


jiyi Ar- Ge ekibindeki mühendislerle paylaşır ve anot pimleri bu makineyle üretilir. Ar-Ge çalışmasının başarılı olmasını müteakip anot pimlerini yerlileştirilir ve Gündüz, Seydişehir Alüminyum Tesisleri’nin bu konudaki tedarikçisi olur. İlk yıllarda üretim yeri Ankara Ostim’dir. Anot pimlerinin yanı sıra yine yurt dışından ithal edilen Çinkur tesislerinde kullanılan katot başlıklarını da yerlileştirmeyi başaran Gündüz, kendisi de Çinkur tesislerindeyken katot başlığı satmaya gelen Kanadalı bir firmanın yetkilisine yerli üretim katot başlıkları gösterilir ve üreticinin de Türker Gündüz olduğu söylenir. Kanada firması yetkilisi ürünü detaylı inceledikten sonra “Buna şapka çıkarılır!“ anlamında bir jest yapar. Gündüz bu yıllarda Ankara Temelli yakınlarındaki fabrikanın inşaatına başlar. TÜRKİYE’DE İLK DEFA DÖVME HADDE MERDANESİ ÜRETEN İSİM Sürekli olarak Türkiye’de imal edilmeyen ürünlerin yerlileştirilmesi için araştırmalar yapan Gündüz bu defa da demir-çelik endüstrisinde kullanılan yassı ürün hadde merdanelerinin ülkemizde üretilmesi için kolları sıvar. Dövme çelik hadde merdaneleri konusunda bir Alman firmasıyla işbirliğinin temelini atar. Makine Kimya Enstitüsü (MKE), Asil Çelik, Anadolu Metalurji ve Steinhoff konsorsiyumuna öncülük eden Türker Gündüz 1993 yılında Türkiye’de ilk defa dövme hadde merdanesi üretimini başarıyla gerçekleştirir. Üretilen merdaneler Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları’ndaki testlerden geçer. Bu yıllarda dünyanın önde gelen merdane üreticileriyle anlaşmalar yapar, taslak halinde satın aldığı hadde merdanelerinin hassas imalatlarını tamamlayıp demir-çelik üreticilerine tedarik eder. Bu sayede önemli bir değerdeki ithalat kaleminin en azından yarısını yerlileştirir. 1994 ve 1995 yıllarında Ereğli Demir Çelik Fabrikaları’nın modernizasyon projelerinde kontrat sahibi olan Avrupalı anahtar teslimi hadde tesisi tasarlayan ve üreten orijinal ekipman üreticilerinin bu projeler kapsamında Türkiye’deki partneri olur. Bu sayede yine hadde tesislerinin yurt dışından ithal ettiği birçok yedek parçayı da yerli olarak imal etmeye başlar.

de çevresine enerji veren bir kişiliğe sahiptir. Gençlik yıllarından beri meraklı olduğu av sporunu sürekli devam ettirir. Her ne kadar hayvanlara çok yakınlaşacak kadar av sporunun gereklerini yerine getirse de bu merakı doğa yürüyüşünün ötesine geçmez. Av arkadaşları ile ortak aldıkları karar gereği avlanmaya gittiklerinde marketten aldıkları ürünlerle öğünlerini tamamlarlar. Doğa sevgisini işyerine de taşıyan Gündüz, yıllar içinde fabrika sahasına toplamda 4 bin 136 adet ağaç diker ve fabrika çevresinin yeşil sahasını da sürekli geliştirir. Fabrika alanında o denli güzel bir bitki örtüsü oluşturur ki burada hobi olarak arıcılığa başlar. Gündüz’ün ziyaretçilerine fabrika bahçesinden bal, bahçe meyveleri ve taze yumurtalar ikram etmekten duyduğu haz her daim yüzünden okunur. 2006 yılına gelindiğinde ise her biri 1600 °C sıcaklıkta 180 ton sıvı metal taşıma kapasiteli ve dolu ağırlığı toplam 384 ton olan altı adet torpido arabasını ilk kez yerli olarak başarıyla imal eder ve yılın tedarikçisi ödülüne layık görülür. 2010 yılı itibarıyla hidroelektrik santrallerde kullanılan ekipmanlar ilgisini çeker ve Türkiye’de ilk defa hidro-jeneratör rotoru şaftı ve rimi ile komple montajlı olarak imalatı için çalışma başlatır. Söz konusu ürünleri üç set halinde başarıyla teslim eder. 2012 yılında savunma sanayisindeki faaliyetlerini artırır ve yüksek hassasiyet ile kalite gerektiren birçok projede yer alır. İş hayatına gümrük müşavirliği ve uluslararası nakliyeyle başlayan Türker Gündüz, yolculuğunu ağır sanayideki faaliyetleriyle sürdürür. Farklı sektörlerde faaliyet göstermesine rağmen hepsinde titiz, çalışkan ve ticaretin teamüllerine harfiyen uyan iş insanı kimliği ile anılan Gündüz, imza attığı çalışmalarda para kazanmaktan çok başarılı olma ve en iyisini yapmaya odaklanan bir kişiliğe sahipti. 31 Temmuz’da hayata veda eden Türker Gündüz üç kız çocuğu babasıydı.

GÜNDÜZ, BAŞARILI ÇALIŞMALARI VE PROBLEMLERE BÜTÜNSEL YAKLAŞIMI SAYESINDE KISA ZAMANDA ALANINDA ÖNDE GELEN ISIMLERDEN BIRI OLDU.

MAKİNE SEKTÖRÜNÜN ÖNEMİNİN ANLAŞILMASI İÇİN ÇALIŞTI 1999-2000 yıllarında Makine İmalatçıları Birliği’nin (MİB) Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüten Gündüz, makine sektörünün öneminin anlaşılması, geliştirilmesi ve bu alana yatırımların artırılması için yoğun çaba sarf eder. Türker Gündüz çok yoğun çalışmasına rağmen aynı zamanda hobileriyle

95


araştırma

YÖNETİCİSİZ YÖNETİM MÜMKÜN MÜ? YENİ YÖNETİM ORGANİZASYONLARI İÇERİSİNDE ADINI DAHA SIK DUYMAYA BAŞLADIĞIMIZ MATRİS VE HOLAKRASİ GİBİ YENİ ORGANİZASYON MODELLERİ, ŞİRKETLERDEKİ YÖNETİCİ SAYILARINI SORGULARKEN, ÇOK YÖNETİCİ ÇOK BÜROKRASİ SARMALINI DA TARTIŞMAYA AÇIYOR.

D

aha az bürokrasi, daha az hiyerarşi, daha az yönetici, daha fazla uzman ve daha fazla yetkilendirme felsefesini içeren matris (iş birimlerinin kendi kararlarını alabildiği yönetim) ve holakrasi (çalışanların özerkliği/yöneticisiz yönetim) gibi yeni yönetim organizasyonlarında, yönetici unvanlı kişi oranı hızla gerilerken, kimi şirketler CEO’ya bağlı kademenin yanı sıra “yönetici” sınıfına girenlerin sayısını da azaltma yoluna gidiyor. Capital dergisinden Yasemin Erdoğan’ın 7 Haziran 2017 tarihli makalesinde de ayrıntılı olarak ele alınan bu yeni yönetim organizasyonları, aslen küresel dünyada henüz sıklıkla uygulanmıyor olsa da özellikle startupların ve yeni nesil girişimlerin bu yönetim organizasyonlarına yakın bir yönetim anlayışı sürdükleri izleniyor.

96

Yasemin Erdoğan’ın makalesinde paylaştığı verilere göre, yalınlaşma uygulamalarının öne çıktığı ABD’de iş gücünün yüzde 17,6’sını yöneticiler oluşturuyor. Kamu ve özel sektörün tamamını kapsayan bu rakama en düşük unvanlı yöneticiler de dâhilken, yönetici sınıfın toplam ücret pastasından aldıkları pay ise yüzde 30’lar düzeyinde gerçekleşiyor. Gerçekten de küresel veriler incelendiğinde, özellikle 2008 krizinden sonra dünya genelinde şirketlerin yönetici sayısında çok büyük indirime gittiği ve bu durumun 2011’e kadar sürdüğü izleniyor. Ancak 2011’den sonra yeniden yönetici sayısını yükselten küresel iş dünyasındaki bu eğilim halen devam ediyor. Peki, Türk iş dünyasındaki yönetici oranı nedir? Türkiye’deki yönetici sayısındaki değişimi, şirketlerden gelen veriler ve TÜİK’in rakam-


UZMANLARIN ALTINI ÇIZDIĞI KRITIK KONULARDAN BIRI “FAZLA YÖNETICI” RISKI. BIR ŞIRKETTE ÇOK FAZLA YÖNETICI OLMASI, ORGANIZASYONDAKI PIRAMIT YAPISININ BOZULMASINA YOL AÇIYOR.

larından izleyebiliyoruz. 2010’da Türkiye’de 13 milyon 762 bin ücretli çalışan varken, bunun 1 milyon 481 bini, yani yüzde 10,8’i “yönetici” unvanı taşıyordu. 2014’te ise ücretli çalışan sayısı 17 milyon 125 bine ulaşırken bunların 1 milyon 339 bini yani yüzde 7,8’i yönetici unvanı taşıyordu. Bir başka deyişle aradaki dört yılda yönetici sayısında 142 bin kişi azalma gerçekleşti. Yasemin Erdoğan, TÜİK istatistiklerinin yanı sıra Capital dergisinin şirketlerden aldığı verilerden de yararlanırken, 14 özel sektör şirketin verilerine göre, yönetici oranının son beş yılda yedi şirkette arttığını, üç şirkette sabit kaldığını, dört şirkette ise azaldığını söylüyor. Uzmanlara göre özel sektördeki yönetici oranındaki artış bazen hızlı büyüme, bazen de yetenek arzındaki fazlalıktan kaynaklanıyor.

CEO ya da genel müdüre rapor eden yönetici sayısı. ABD’deki şirketlerde, CEO’ya doğrudan rapor eden yönetici sayısı 1987’de dört iken 2000 yılında yediye ulaşmıştı ki bu göstergenin bugünlerde 10’un üzerine çıktığı bildiriliyor. ÜCRETLERİN YÖNÜ Yasemin Erdoğan, makalesinde bu verileri paylaşırken, işin muhasebe yönüne de atıfta bulunuyor: “Yönetici kademelerinden son beş yılda kimi özel sektör şirketlerinde kalabalıklaşma yaşanması, onların ücret pastasından aldıkları payın da yükselmesine neden olmuş durumda. Capital’in araştırması, özel sektör maaşlarında yöneticilerin payının benzer bir artış oranı izlediğini gösteriyor. Verilerini paylaşan şirketlerde, yönetici kesimin toplam ücretten aldığı pay

FAZLA YÖNETİCİ, FAZLA UNVAN, FAZLA BÜROKRASİ 1981-2001 yılları arasında General Electric’in CEO’luğunu yürüten Jack Welch, CEO’luk görevini ilk devraldığında GE’de tam 25 bin kişinin yönetici unvanı taşıdığını, 500 kıdemli yönetici ve 130 başkan yardımcısı GE bünyesinde çalıştığını görmüş ve sonraki yıllarda sert bir “kademeleri kaldırma” planını uygulamaya koymuştu. Bu kapsamda ilk olarak kendisi ile bölüm CEO’ları arasındaki kademeleri azaltan Welch, “unvan enflasyonunu” yenmek isteyen şirketler için de üç önemli başlığa dikkat çekmişti. Birincisi, bazı şirketlerde CEO’ya gelinceye kadar 10, hatta daha da üstünde unvan yaratılmış olması karar almayı, şirketin hızını ve yöneticilerin gücünü olumsuz etkileyen bir faktör olarak öne çıkıyor. İkincisi ise toplam unvan ve çalışan sayısı... Müdür oranının belli düzeyin üstüne çıkması hantallığı tetikliyor. Bir başka önemli gösterge ise

97


araştırma

“YÖNETİCİLER HİYERARŞİSİNİN ÜÇ ÖNEMLİ RİSKİ” Verimsiz sistemlerin kaynağında hem külfetli hem de maliyetli olan gereğinden fazla sayıda yöneticinin barındırıldığı yönetim modeli yatar. Bir yöneticiler hiyerarşisi, her organizasyona ağır bir yük dayatır. • Maliyet artışı: Yöneticiler genel giderleri artırır ve organizasyon büyüdükçe yönetim maliyetleri hem mutlak hem de göreceli olarak yükselir. Küçük bir organizasyonda 10 tane çalışanla tek bir müdür olabilir; 100 bin çalışanı olanda ise aynı 1:10 oranıyla yönetici sayısı 11 bin 111’e çıkacaktır. Zira yöneticileri yönetmek için de ekstra bin 111 yöneticiye ihtiyaç duyulacaktır. Buna ilaveten finans, İK ve planlama gibi yönetimle ilgili işlerde kullanılacak yüzlerce çalışan daha gerekir. Onların işi ise organizasyonu kendi karmaşıklığının yarattığı ağırlığıyla çökmekten kurtarmaktır. Her bir yöneticinin çalışanların ortalamasının üç katını kazandığını varsayarsak, yönetim giderlerinin toplam ücretler içindeki payı yüzde 33 olacaktır. Onu ne kadar kısarsanız kısın yine de yönetim pahalı bir iştir. • Kötü karar riski: Tipik bir yönetim hiyerarşisi, büyük ve vahim kararlar alma riskini artırır. Alınacak kararların boyutu büyüdükçe, bu kararlara meydan okuyabilecek olanların yetkisi küçülür. Kibir, miyopluk ve saflık yüzünden her seviyede sağlıksız kararlar alınabilir, ancak en büyük tehlike karar vericinin gücünün tartışılmaz olması halinde yaşanır. Birine kral olma yetkisini verin ve önünde sonunda ortaya bir kraliyet rezaleti çıkacaktır. İlişkili bir sorun da en güçlü yöneticilerin ön cephedeki gerçekliklerden en uzakta olanlardan olmasında yatmaktadır. Büyük bir sıklıkla Tanrısal dağlarda alınan kararların ovalarda hiçbir işe yaramadığı görülmüştür. • Yavaşlama olasılığı: Çok katmanlı bir yönetim yapısı aynı zamanda çok daha fazla onay kademesi ve çok daha yavaş bir tepki süreci anlamına gelir. Yöneticiler kendi otoritelerini ispatlama şevkiyle karar verme sürecinde sıklıkla işleri desteklemek yerine köstekleme yoluna gider. Önyargılı olmak da başka türden bir yüktür. Bir hiyerarşide, yeni bir fikri öldürme veya değiştirme gücü sıklıkla dar bakış açısıyla kararları mahvedebilen tek bir kişinin elinde toplanır.

“EFSANE GURU” OLARAK ADLANDIRILAN VE ŞİMDİ HAYATTA OLMAYAN PETER DRUCKER, “DRUCKER DAILY” ADLI KİTABINDA, ŞU TAVSİYEYİ VERİYORDU: “ŞİRKETİNİZDEKİ BİR POZİSYON HERHANGİ BİR SEBEPLE BOŞALDIYSA ONU HEMEN DOLDURMAYIN. ALTI YA DA SEKİZ HAFTA BEKLEYİP NELER OLACAĞINI GÖRÜN.”

98

yüzde 12 ila yüzde 58 arasında değişiyor. Yönetici ücretlerinin payı genelde yüzde 20’ler düzeyinde seyrederken, bu oranın yüzde 30 ve üzeri olduğu durumlarda şirket içi dengeler bozuluyor” diyor. Makalesinde özel sektörü kapsayan araştırmaların sonuçlarını da paylaşan Erdoğan, Korn Ferry Hay Group’un yayınladığı Ücret ve Yan Haklar Araştırması’nın sonuçlarına göre 2014 yılında çalışanların yüzde 1’inin yöneticilerden oluştuğunu, 2016’da ise yüzde 3’e yükseldiğini aktarıyor. Korn Ferry Hay Group’un Bilgi Hizmetleri Müdürü Ersin Yıldırım ise aynı araştırmaya göre yönetici ücretlerinin durumunu, “2015’te araştırmaya katılan 1378 şirketin ücret politikalarında yöneticilerin payı yüzde 5 idi. 2016’da ise 1572 şirketten elde edilen verilere göre ücret bütçesinin yüzde 14’ü orta kademe yönetici ve üst düzey yöneticilerine ayrılıyor” sözleriyle özetliyor. Özel sektörde yönetici ücretlerinin toplam içindeki payının yüksek olmasının ardında farklı nedenler yatıyor. Bunlardan biri yönetici nüfusun toplam çalışan sayısına oranının yüksek olması. Adecco Türkiye İK Direktörü Akgül Can Beyhan, söz konusu faktörle ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor: “Satış, pazarlama ve finans departmanlarında 4-5 yıl iş tecrübesine sahip çalışanlar artık

Gary HAMEL Yönetim Gurusu

yönetici rollerine çok kolay getirilebiliyor. Buna bağlı olarak üstlerindeki kişiler de bir üst seviyelerde ya da yeni ara kademe pozisyonlar yaratılması fırsatını yakalıyor.” BU ŞİRKETTE HERKES MÜDÜR! Uzmanların altını çizdiği kritik konulardan biri “fazla yönetici” riski. Yasemin Erdoğan, bu konuda Peppers and Rogers Group EMEA İK Müdürü Buse Tozar’ın görüşlerine başvuruyor: “Bir şirkette çok fazla yönetici olması, organizasyondaki piramit yapısının bozulmasına yol açıyor. Bu da uzun vadede olumsuz sonuçlar doğurabiliyor.” Özellikle orta ölçekli ve Anadolu şirketlerinde “sözde müdür” kavramının yaygın olduğunun altını çizen Yasemin Erdoğan, diğer yandan fazla yöneticinin göreceli bir kavram olduğunu, sektöre bağlı olarak farklılık gösterdiğini de anımsatıyor ve Msearch Consulting’den Ali Midilli’nin şu görüşünü paylaşıyor: “Üretim sektörü, bu konuda en yalını. Sanayi ve üretimde 100- 150 milyon TL cirolu bir şirkette şef seviyesi dâhil olmak üzere toplam yönetici kadrosu 12-15 kişi arasında değişir. Bunun fazlası zarardır. Çünkü görev alanı çatışmasına sebep olabilir.” Yasemin Erdoğan, makalesinde son olarak, “gelecekte yönetici unvanlı çalışanların oranı nasıl seyredecek” sorusuna da yanıt arıyor. Uzmanlara göre yalınlaşma stratejilerinin etkisi, rakamlara daha net yansıyacak. Yani hem yönetici oranları hem de yöneticilerin ücretten aldığı pay azalacak. Günümüz koşullarında şirketlerin verimliliğe odaklanmasının bu eğilimi güçlendirdiğini vurgulayan Erdoğan, One-World Consulting Türkiye Başkanı Tim Bright’ın şu sözlerini alıntılıyor: “Yönetim maliyetini düşürmek, verimlilik hedefinin önemli bir parçasıdır. Bu nedenle şirketler yöneticisi sayısını azaltıyor.”


GÖSTERGELER TEMMUZ 2017

99


göstergeler

TÜRKİYE’NİN MAKİNE İHRACATI TEMMUZ AYI SONUNDA 8 MİLYAR DOLAR OLDU TÜRKIYE’NIN MAKINE IHRACATI 2017 YILININ OCAK-TEMMUZ DÖNEMINDE 8 MILYAR DOLAR OLARAK KAYDA GEÇTI. ALMANYA, TÜRKIYE’NIN EN FAZLA MAKINE IHRAÇ ETTIĞI ÜLKELER LISTESINDE 1,2 MILYAR DOLARLA ILK SIRADA YER ALDI.

100

M

akine sektöründe 2017 yılı OcakTemmuz döneminde en fazla ihracat gerçekleştiren alt sektör motorlar oldu. 2016 yılının Ocak-Temmuz döneminde söz konusu ürün grubunda gerçekleştirilen ihracat 1.181 milyar dolarken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 3,8 artışla 1,226 milyar dolar seviyesinde kaydedildi. Listenin ikinci sırasında bulunan klimalar ve soğutma makineleri kaleminde 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde gerçekleştirilen ihracat 1.151 milyon dolar oldu. 2017

yılı Ocak-Temmuz dönemi itibarıyla makine sektöründe en fazla ihracat gerçekleştiren üçüncü kalem ise 734,9 milyon dolarlık ihracat değeriyle diğer yıkama ve kurutma makineleri olarak kaydedildi. İHRACAT LİSTESİNİN İLK ALMANYA YER ALIYOR 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde Türkiye’nin makine ihracatı 8 milyar dolara yükseldi. Türkiye’nin en fazla ihracat gerçekleştirdiği ilk 20 ülke listesinde 2017 yılı OcakTemmuz dönemi itibarıyla Almanya 1,2 milyar dolarla ilk sırada yer alıyor. 2017 yılının

aynı döneminde Almanya’ya gönderilen ürünlerin değeri 1,1 milyar dolar seviyesindeydi. Listenin ikinci sırasındaki ABD’ye yönelik makine ihracatı, 2017 yılı Ocak-Temmuz döneminde 545 milyon dolar olarak kaydedildi. Türkiye’nin en fazla makine ihracatı gerçekleştirdiği ilk 20 ülke listesinin üçüncü sırasında ise İtalya bulunuyor. İtalya’ya 2016 yılının Ocak-Temmuz döneminde 364,4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 10,9 artışla 404,2 milyon dolar seviyesine yükseldi.


MAKİNE SEKTÖRÜNÜN TAMAMI İTİBARIYLA İHRACAT KAYIT RAKAMLARI

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

1 OCAK-31 TEMMUZ 2016

1 OCAK-31 TEMMUZ 2017

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/Kg

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/Kg

MİKTAR

DEĞER

MOTORLAR

73,5

1.181

16,1

84,8

1.226

14,5

15,4

3,8

KLİMALAR VE SOĞUTMA MAKİNELERİ

282,5

1.156

4,1

289

1.151

4

2,3

-0,5

DİĞER YIKAMA VE KURUTMA MAKİNELERİ

257,7

724,5

2,8

270

734,9

2,7

4,8

1,4

DİĞER MAKİNELER

90,8

620

6,8

102,8

670,4

6,5

13,2

8,1

İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER

131,2

506

3,9

158,4

526,3

3,3

20,8

4

POMPALAR VE KOMPRESÖRLER

58,4

397,5

6,8

61

442,7

7,3

4,4

11,4

TARIM VE ORMANCILIKTA KULLANILAN MAKİNELER

77,4

373,2

4,8

86,7

387,3

4,5

12

3,8

TAKIM TEZGAHLARI

55,6

381,5

6,9

57,1

382,2

6,7

2,7

0,2

TÜRBİNL, TURBOJET, TURBOPROPELLER, HİDROLİK SİLİNDİRLER

8,1

207,7

25,5

9,4

325,7

34,4

16,3

56,8

TEKSTİL VE KONFEKSİYON MAKİNELERİ

45,5

250,5

5,5

49

283,2

5,8

7,5

13

VANALAR

29,4

245,5

8,3

30,9

278,8

9

4,9

13,6

GIDA SANAYİİ MAKİNELERİ

40,9

229,5

5,6

52,9

267,1

5

29,1

16,4

32

226,9

7,1

32,7

248,8

7,6

2,4

9,6

SİLAH VE MÜHİMMAT

24,9

359,9

14,4

14

227,8

16,2

-43,5

-36,7

HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ, KALIPLAR

22,5

161,3

7,1

24

185,1

7,7

6,3

14,7

ISITICILAR VE FIRINLAR

20,7

150,4

7,3

25,4

177,7

7

22,8

18,2

YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEMEYE MAHSUS MAKİNELER

29,4

132,2

4,5

37,1

152,5

4,1

26,4

15,3

AMBALAJ MAKİNELERİ

4,3

82,5

19

4,8

93,2

19,1

12,3

12,8

KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME VE İMALATINA AİT MAKİNELER

7,8

86,1

10,9

8,3

88,7

10,7

5,4

3,1

BÜRO MAKİNELERİ

1,8

78,2

41,7

2,2

86

37,5

22,4

10

RULMANLAR

6,8

75,5

11

6,8

75,1

11

-0,6

-0,6

5

36,2

7,3

7,8

49,3

6,3

57

36

1,1

6,8

6

1,7

9

5,1

56,6

33,1

1.308

7.671

5,9

1.418

8.070

5,7

8,4

5,2

MAL GRUBU ADI

REAKTÖRLER VE KAZANLAR

KAĞIT İMALİNE VE MATBAACILIĞA MAHSUS MAKİNELER DERİ İŞLEME VE İMALAT MAKİNELERİ TOPLAM

101


göstergeler

POMPA VE KOMPRESÖRLER

Pompa ve kompresörler ürün grubunda 2016 yılının OcakTemmuz döneminde 397,5 milyon dolarlık ihracat yapılırken bu rakam, 2017 yılının aynı döneminde yüzde 11,4’lük artışla 442,7 milyon dolar oldu.

ra en çok satış yapılan ülke ise 30 milyon dolar ile ABD oldu. ABD’ye yapılan ihracat geçen senenin aynı döneminde 27,2 milyon dolarken, artış yüzdesi ise 10,2 oldu. Listenin üçüncü sırasındaki İran’a ise 2016 yılı-

Pompa ve kompresörler grubunda en çok satış yapılan ülke, 96,1 milyon dolarlık rakamlar Almanya oldu. Bu rakam, 2016 yılında 78,9 milyon dolardı. Almanya’ya yapılan ihracattaki artış yüzde 21,7 oldu. Almanya’dan son-

nın Ocak-Temmuz döneminde 12,8 milyon dolarlık satış yapıldı. İran’a yapılan ihracat yüzde 33,2 artarak bu sebe 17,1 milyon dolar oldu. İran’dan sonra en çok satış yapılan ülke olan İtalya’ya bu sene yapılan satışın değeri 15,2 milyon dolar. Bu rakam geçen sene 13,6 milyon dolarken artış ise yüzde 11,6 olarak gözlemlendi. Listenin beşinci sırasındaki ülke ise İngiltere oldu. 2016 yılının Ocak-Temmuz döneminde 13,5 milyon dolar satış yapılan ülkeye 2017 yılının aynı döneminde 14,5 milyon dolarlık satış yapıldı. İngiltere’ye yapılan satış yüzde 7,8 arttı. 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde pompa ve kompresörler ürün grubunda en fazla artış olan ülke yüzde 71,3 ile Rusya oldu. Listenin ikinci sırasındaki ülke ise yüzde 33,2 ile İngiltere olurken, yüzde 25,6’lık artışla Polonya üçüncü sırada yer aldı.

POMPA VE KOMPRESÖR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 31 TEMMUZ)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2016 YILI DEĞER (MİLYON $)

ALMANYA

15,4

78,9

ABD

3,1

27,2

İRAN

1,7

12,8

7,2

2

İTALYA

2,1

13,6

6,4

2,2

İNGİLTERE

2,1

13,5

6,2

2,3

ÜLKE

(%) DEĞİŞİM (2017/2016)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

MİKTAR

DEĞER

5,1

13

96,1

7,4

-15,4

21,7

8,7

4

30

7,5

28

10,2

17,1

8,4

15,3

33,2

15,2

6,8

4,7

11,6

14,5

6,3

7,3

7,8

$/KG

$/KG

IRAK

1,2

10,6

8,6

1,8

12,3

6,8

46,5

15,6

POLONYA

1,1

9,5

7,8

1,5

11,9

7,5

30,8

25,6

EGE SERBEST BÖLGE

1,6

8,7

5,4

1,5

9,6

6,1

-2,8

9,8

TÜRKMENİSTAN

102

2017 YILI

MİKTAR (BİN TON)

1,1

9,7

8,3

1

9,1

8,4

-8,7

-6,7

RUSYA

0,752

5,3

7,1

1,1

9,1

7,8

55,1

71,3

MAL GRUBU TOPLAMI

58,4

397,5

6,8

61

442,7

7,3

4,4

11,4


REAKTÖR VE KAZANLAR Reaktör ve kazanlar ürün grubunda 2017 yılının OcakTemmuz döneminde 248,8 milyon dolarlık ihracat gerçekleşti. Rakam 2016 yılına göre yüzde 9,6 arttı. 2016 yılının aynı döneminde ihracat hacmi 226,9 milyon dolardı. Reaktör ve kazanlar ürün grubunda en fazla satış gerçekleştirilen ülke Almanya oldu. 2017 yılında Almanya’ya 52,6 milyon dolarlık satış gerçekleştirilirken, listenin ikinci sırasındaki İngiltere’ye 20,3 milyon dolarlık satış gerçekleşti. Reaktör ve kazanlar grubunda en çok ürün ihraç edilen üçüncü ülke olan Çin’e satış geçe yıla oranla yüzde 70,6 artarak 20 milyon dolar oldu. Bu rakam geçen sene 11,7 milyon dolardı. Çin’den sonra en çok ihracat yapılan ülke Romanya’da ise geçen seneye göre yüzde 87,9’luk artış gözlendi. Romanya’ya 2016 yılının Ocak-Temmuz döneminde 9,7 milyon dolarlık ihracat yapılırken bu

yapılırken bu rakam 2017 yılının aynı döneminde 16 milyon dolar oldu. İspanya’ya bu ürün grubunda ihracat artışı 14,8 oldu. Reaktör ve kazanlar ürün grubunda en çok artış olan

rakam 2017 yılının aynı döneminde 18,3 milyon dolar oldu. Listenin beşinci sırasındaki ülke ise İspanya oldu. İspanya’ya 2016 yılının Ocak-Temmuz döneminde 13,9 milyon dolarlık ihracat

ülke ise yüzde 114 ile Polonya oldu. Polonya’nın ardından ikinci sırayı yüzde 87,9’luk artışla Romanya alırken, yüzde 70,6’lık artışla Çin ise kendisine üçüncü sırada yer buldu.

REAKTÖR VE KAZANLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 31 TEMMUZ)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2016 YILI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

ALMANYA

3,8

56,6

İNGİLTERE

3,1

ÜLKE

ÇİN

2017 YILI

(%) DEĞİŞİM (2017/2016)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

MİKTAR

DEĞER

14,7

3,8

52,6

13,7

-0,3

-7,1

32,9

10,6

2,2

20,3

8,9

-26,2

-38,1

$/KG

$/KG

0,896

11,7

13,1

1,6

20

11,9

87,9

70,6

ROMANYA

2,1

9,7

4,6

3,4

18,3

5,4

59,5

87,9

İSPANYA

1,1

13,9

12,3

1,1

16

14,2

-

14,8

İTALYA

1,1

12,1

10,5

1,2

14

11,6

5,2

16,1

RUSYA

1,1

8,3

7,1

1,7

13,4

7,9

46,5

62,3

0,467

4,2

9

0,835

9

10,8

78,6

114

POLONYA BELÇİKA

0,655

6,8

10,4

0,650

7,6

11,8

-0,8

12,2

UKRAYNA

0,840

5,1

6,1

0,917

6

6,6

9,2

17,4

32

226,9

7,1

32,7

248,8

7,6

2,4

9,6

MAL GRUBU TOPLAMI

103


göstergeler

VANALAR Vanalar grubu ihracatında 2017 yılı Ocak-Temmuz döneminde yüzde 13,6’lık artış oldu. 2016 yılı Ocak-Temmuz döneminde 245,5 milyon dolarlık ihracat olurken 2017 yılının aynı döneminde 278,8 milyon dolarlık satış gerçek-

yon dolar oldu. Almanya’dan sonra en çok vana ihraç ettiğimiz ülke İran oldu. İran’a 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde yüzde 19,3’lük artışla 18,9 milyon dolarlık ihracat yapıldı. Bu rakam 2016 yılında 15,8 milyon dolardı.

leşti. Vanalar grubunda en çok satış yapılan ülke yüzde 51,1’lik artışla Almanya oldu. Almanya’ya 2016 yılının Ocak-Temmuz döneminde 31,3 milyon dolarlık satış olurken bu rakam aynı dönemde 2017 yılında 47,3 mil-

Listenin üçüncü sırasında bulunan Mısır’a yapılan ihracat 2016 yılının Ocak-Temmuz döneminde 17,1 milyon dolardı. Bu rakam 2017 yılında yüzde 0,7’lik artışla 17,2 milyon dolar oldu. Listenin dördüncü sırasındaki ülke ise ABD. ABD’ye yapılan 2016 yılının Ocak-Temmuz döneminde 8,2 milyon dolarken bu rakam 2017 yılının aynı döneminde yüzde 38’lik artışla 11,4 milyon dolar oldu. Listenin beşinci sırasında yer alan ülke ise Suudi Arabistan oldu. Suudi Arabistan’a yapılan satış yüzde 39,4’lük artışla 9,5 milyon dolar oldu. Bu rakam 2016 yılının Ocak-Temmuz döneminde 6,8 milyon dolardı. Vanalar grubunun ihracatında en fazla artış yüzde 51,1’lik artışla Almanya’da oldu. Almanya’nın ardından en fazla artışın görüldüğü ülke yüzde 39,4 ile Suudi Arabistan olurken bu ülkenin ardından en fazla artış ise yüzde 38 ile ABD’de oldu.

VANALAR TÜRKİYE GENELİ İHRACATI İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 31 TEMMUZ)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2016 YILI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

ALMANYA

5,1

31,3

IRAK

2,3

15,8

ÜLKE

MISIR

104

2017 YILI

(%) DEĞİŞİM (2017/2016)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

MİKTAR

DEĞER

6,1

5,3

47,3

8,9

4,3

51,1

6,8

2,2

18,9

8,3

-3,3

19,3

$/KG

$/KG

1,8

17,1

9,3

1,6

17,3

10,7

-12,3

0,7

ABD

0,507

8,2

16,3

0,593

11,4

19,2

16,8

38

SUUDİ ARABİSTAN

0,623

6,8

11

0,959

9,5

10

53,8

39,4

İRAN

0,712

7,9

11,2

1

8,4

8,2

44

5,7

FRANSA

0,743

6,8

9,2

0,812

7,2

9

9,2

6,2

İNGİLTERE

0,417

6,1

14,9

0,636

7,1

11,2

52,6

14,6

TÜRKMENİSTAN

0,935

6,9

7,4

0,824

6,8

8,2

-11,8

-2,3

İTALYA

0,638

4,9

7,8

0,872

6,7

7,7

36,6

36,1

MAL GRUBU TOPLAMI

29,4

245,5

8,3

30,9

278,8

9

4,9

13,6


RULMANLAR Rulmanlar ürün grubunda 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde 75,1 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Rulmanlar ürün grubunda en fazla ihracat Almanya’ya gerçekleştirildi. Rulmanlar grubunda Almanya’ya 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde 21,4 milyon dolarlık artış gerçekleşti. Almanya’nın ardından en fazla ihracat gerçekleşen ülke ise Fransa oldu. Fransa’ya yılın aynı döneminde 10,7 milyon dolarlık ihracat gerçekleşti. Listenin üçüncü sırasında kendisine yer bulan ABD’ye geçen yılın aynı döneminde oranla ihracat yüzde 10,6 arttı. ABD’ye olan ihracat geçen sene 9,2 milyon dolar iken bu sene ise 10,2 milyon dolar oldu. ABD’nin ardından dördüncü sıradaki ülke Kanada olurken, beşinci sıradaki ülke ise Çin oldu. Kanada’ya 4,9 milyon dolarlık ihracat gerçekleşirken, Çin’e ise 3,3 milyon dolarlık ihracat gerçekleşti.

Rulmanlar grubunun ihracatında en fazla artış görülen ülke ise yüz-

de 47,1 ile Avusturya oldu. Avusturya’nın ardından en fazla ihracat artışı göster-

diğimiz ülke yüzde 10,6 ile ABD olurken, ABD’yi yüzde 7,4 ile İngiltere takip etti.

RULMANLAR TÜRKİYE GENELİ İHRACATI İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 31 TEMMUZ)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2016 YILI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

ALMANYA

1,1

21,7

FRANSA

1,1

10,9

ÜLKE

2017 YILI

(%) DEĞİŞİM (2017/2016)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

MİKTAR

DEĞER

18,9

1,1

21,4

17,9

3,9

-1,6

9,7

1,1

10,7

9,4

2,2

-1,2

$/KG

$/KG

ABD

0,780

9,2

11,8

0,906

10,2

11,3

16,2

10,6

KANADA

0,172

5,4

31,5

0,154

4,9

31,8

-10,2

-9,2

ÇİN

0,402

4,5

11,3

0,394

3,3

8,5

-1,9

-26,2

İNGİLTERE

0,550

3

5,5

0,544

3,2

6

-0,9

7,4

İTALYA

0,312

2,4

8

0,297

2,6

9

-4,7

7,1

AVUSTURYA

0,139

1,6

11,5

0,199

2,3

11,8

43,2

47,1

POLONYA

0,623

2,8

4,5

0,400

1,8

4,5

-35,7

-36

ÇEKYA

0,338

1,8

5,4

0,293

1,5

5,4

-13,4

-13,8

6,8

75,5

11

6,8

75,1

11

-0,6

-0,6

MAL GRUBU TOPLAMI

105


göstergeler

İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER 2016 yılının Ocak-Temmuz döneminde inşaat ve madencilikte kullanılan makineler, aksam ve parçaları sektöründe 506 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 4 artışla 526,3 milyon dolar oldu. İnşaat ve madencilikte kullanılan makineler, aksam ve parçaları sektöründe Cezayir, 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde 50,9 milyon dolarla en fazla ihracat gerçekleştirilen ülke oldu. İkinci sıradaki Almanya’ya 2016 yılının Ocak-Temmuz döneminde 30,8 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken bu rakam 2017 yılının aynı döneminde yüzde 8,1 artışla 33,3 milyon dolar oldu. Listenin üçüncü sırasında yer alan Suudi Arabistan’a 2016 yılının Ocak-Temmuz döneminde 19 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 16,7 artışla 22,2 milyon dolar oldu. Dördüncü sıradaki

İngiltere’ye 2016 yılının OcakTemmuz döneminde 19 milyon dolar değerinde inşaat ve madencilikte kullanılan makine ihraç edilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 18 artışla 21,6 milyon dolar olarak kaydedildi. Lis-

tenin beşinci sırasındaki Ege Serbest Bölgesi’ne 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde 21 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirildi. 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde Türkiye geneli inşaat ve madencilikte kulla-

nılan makineler ihracatı listesinde en fazla artış yüzde 250,2 ile Türkmenistan’da yaşandı. Listede yüzde 53,6 ile Gürcistan ikinci sırada bulunurken söz konusu ülkeyi yüzde 18 ile İngiltere üçüncü sırada takip etti.

İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 31 TEMMUZ)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2016 YILI MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

CEZAYİR

14,2

50,9

ALMANYA

6,4

30,8

ÜLKE

(%) DEĞİŞİM (2017/2016)

DEĞER (MİLYON $)

MİKTAR

DEĞER

3,6

9,7

37,9

3,9

-31,6

-25,5

4,8

8,1

33,3

4,1

27,5

8,1

$/KG

$/KG

SUUDİ ARABİSTAN

6,5

19

2,9

7,7

22,2

2,9

18,2

16,7

İNGİLTERE

10,4

18,3

1,8

11,2

21,6

1,9

7,1

18

EGE SERBEST BÖLGE

10,8

28,5

2,6

8,5

21

2,5

-21

-26,4

İRAN TÜRKMENİSTAN GÜRCİSTAN

2,7

26,3

9,7

4

16,3

4

49,8

-38

0,854

4,6

5,4

3,1

16,2

5,2

265,4

250,2

3

10,1

3,4

5,6

15,6

2,8

88

53,6

ABD

4,1

13,5

3,3

4,8

15,2

3,2

16,3

12,6

AVUSTURYA

3,2

20,1

6,3

3

14,5

4,8

-4,7

-27,6

131,2

506

3,9

158,4

526,3

3,3

20,8

4

MAL GRUBU TOPLAMI

106

2017 YILI MİKTAR (BİN TON)


AMBALAJ MAKİNELERİ Ambalaj makineleri ürün grubunda 2017 yılının OcakTemmuz döneminde 93,2 dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 82,5 milyon dolar seviyesindeydi. Ambalaj makineleri mal grubundaki ihracat artışı yüzde 12,8 olarak kaydedildi.

Ambalaj makineleri mal grubunda 2017 yılının OcakTemmuz döneminde 11 milyon dolarla en fazla İran’a ihracat gerçekleştirildi. Söz konusu ülkeye 2016 yılının aynı döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri 4,3 milyon dolar seviyesindeydi. İran’a yönelik ihracat ar-

tışı yüzde 155,5 oldu. İkinci sıradaki Irak’a 2016 yılının Ocak-Temmuz döneminde 6,9 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 16,1 artışla 8 milyon dolar olarak kaydedildi. Üçüncü sıradaki Cezayir’e 2017 yılının Ocak-Tem-

muz döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri 8 milyon dolar olarak kaydedildi. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 5,9 milyon dolardı. Cezayir’e yönelik ihracat artışı yüzde 36,8 oldu. Dördüncü sıradaki Almanya’ya 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri 4 milyon dolar olarak kayda geçti. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 2,4 milyon dolardı. Söz konusu ülkeye yönelik ihracat artışı yüzde 64,9 oldu. Listenin beşinci sırasındaki Suudi Arabistan’a 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde 2,9 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde Türkiye geneli ambalaj makineleri ürün grubunda en fazla ihracat artışı yüzde 464,7 ile İngiltere’de yaşandı. Bu ülkenin ardından yüzde 155,5 ile İran ikinci sırada gelirken yüzde 152,9 ile Bulgaristan üçüncü sırada yer aldı.

AMBALAJ MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 31 TEMMUZ)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2016 YILI

ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

İRAN

0,257

4,3

IRAK

0,449

CEZAYİR ALMANYA

2017 YILI

(%) DEĞİŞİM (2017/2016)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

MİKTAR

DEĞER

16,8

0,295

11

37,6

14,5

155,5

6,9

15,5

0,498

8

16,2

10,9

16,1

0,309

5,9

19,1

0,353

8

22,9

14,2

36,8

0,187

2,4

13,2

0,296

4

13,8

58,1

64,9

SUUDİ ARABİSTAN

0,326

6,8

20,9

0,140

2,9

21,3

-56,9

-56

İTALYA

0,161

2,6

16,5

0,103

2,7

26,3

-36

2

İNGİLTERE

0,020

0,456

21,7

0,095

2,5

27

354,8

464,7

AZERBAYCAN

0,054

0,969

17,9

0,106

2,3

22,2

96

143,3

ABD

0,089

1,7

19,3

0,146

2,3

16

63

34,7

BULGARİSTAN

0,041

0,859

20,7

0,126

2,1

17,1

206,2

152,9

4,3

82,5

19,0

4,8

93,2

19,1

12,3

12,8

MAL GRUBU TOPLAMI

$/KG

$/KG

107


göstergeler

TAKIM TEZGAHLARI Türkiye’nin takım tezgahları ihracatı 2016 yılının OcakTemmuz döneminde 381,5 milyon dolar iken bu rakam 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde yüzde 0,2 artışla 382,2 milyon dolar oldu. Takım tezgahları ürün grubunda 2017 yılının OcakTemmuz döneminde en fazla ihracat 33,3 milyon dolarla Almanya’ya gerçekleştirildi. İkinci sırada yer alan ABD’ye 20,4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Listenin üçüncü sırasında bulunan Rusya’ya 2016 yılının Ocak-Temmuz döneminde 8,2 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 112,3 artışla 17,5 milyon dolar seviyesine yükseldi. Listenin dördüncü sırasındaki Polonya’ya 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde 13,6 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 12,4 milyon dolar seviyesindeydi. Polonya’ya yönelik

akam 2017 yılının aynı döneminde yüzde 14,9 artışla 13,1 milyon dolar oldu. 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde Türkiye geneli takım tezgahları ihracatı listesinde

ihracat yüzde 9,4 arttı. Listenin beşinci sırasında bulunan Cezayir’e, 2016 yılının Ocak-Temmuz döneminde 11,4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken bu

en fazla artış yüzde 112,3 ile Rusya’da yaşandı. İkinci sırada yüzde 32 ile İtalya yer alırken üçüncü sırayı yüzde 14,9 ile Cezayir ve İspanya paylaşıyor.

TAKIM TEZGAHLARI İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 31 TEMMUZ)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2016 YILI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

ALMANYA

4,7

37,3

ABD

2,5

23,4

ÜLKE

(%) DEĞİŞİM (2017/2016)

DEĞER (MİLYON $)

MİKTAR

DEĞER

7,9

4,7

33,3

7

0,4

-10,7

9,1

2,8

20,4

7,1

11,7

-12,5

$/KG

$/KG

RUSYA

1,4

8,2

5,9

3

17,5

5,8

114,2

112,3

POLONYA

2,2

12,4

5,5

2,2

13,6

6,2

-2,4

9,4

CEZAYİR

1,3

11,4

8,2

1,6

13,1

8,1

17

14,9

İTALYA

1,2

8,6

6,6

1,9

11,3

5,9

48,2

32

İSPANYA

1,1

9,2

8,2

1,3

10,5

7,8

21

14,9

SUUDİ ARABİSTAN

2,8

20

6,9

1,8

10,4

5,8

-37,5

-47,9

İRAN

1,7

12

7,5

1,7

10,3

6

-0,1

-19,5

BULGARİSTAN

1,3

10,1

7,3

1

9,2

8,6

-22,5

-8,8

55,6

381,5

6,9

57,1

382,2

6,7

2,7

0,2

MAL GRUBU TOPLAMI

108

2017 YILI MİKTAR (BİN TON)


ISITICILAR VE FIRINLAR Isıtıcılar ve fırınlar ürün grubunda 2016 yılının OcakTemmuz döneminde 150,4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 18,2 artışla 177,7 milyon dolar olarak kaydedildi. Isıtıcılar ve fırınlar ürün grubunda 2017 yılının Ocak-Tem-

ğeri 10,4 milyon dolar oldu. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 8 milyon dolardı. İtalya’ya yönelik ihracat artışı yüzde 29,5 olarak kaydedildi. Listenin üçüncü sırasında ise 2017 yılı Ocak-Temmuz dönemi itibariyle 8,9 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilen Çin bulunuyor. Çin’e ya-

muz döneminde 16,1 milyon dolarla en fazla Almanya’ya ihracat gerçekleştirildi. 2016 yılında bu rakam 13,1 milyon dolardı. Almanya’ya yönelik ihracat artışı yüzde 22,1 oldu. İhracat listesinin ikinci sırasındaki İtalya’ya 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde ihraç edilen ürünlerin de-

pılan ihracat 2016 yılının aynı döneminde 2,1 milyon dolardı. Çin’e yapılan ihracat yüzde 311,4 olarak gerçekleşti. Listenin dördüncü ve beşinci sırasında ise Rusya ve ABD var. Dördüncü sıradaki Rusya’ya 2016 yılının Ocak-Temmuz döneminde gönderilen ürünlerin değeri 3,5 milyon dolarken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 102,5 artışla 7,1 milyon dolar olarak kayda geçti. Beşinci sıradaki ABD’ye 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde 6,8 milyon dolarlık ısıtıcılar ve fırınlar ihracatı gerçekleştirildi. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 5,9 milyon dolardı. ABD’ye yapılan ihracatta artış yüzde16,2 oldu. 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde Türkiye geneli ısıtıcılar ve fırınlar mal grubunda en fazla ihracat artışı yüzde 311,4 ile Çin’de yaşandı. Bu ülkenin ardından yüzde 102,5 ile Rusya gelirken yüzde 29,5 ile İtalya üçüncü sırada yer aldı.

ISITICILAR VE FIRINLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 31 TEMMUZ)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2016 YILI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

ALMANYA

2,1

13,1

İTALYA

1,2

ÇİN RUSYA ABD

ÜLKE

2017 YILI

(%) DEĞİŞİM (2017/2016)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

MİKTAR

DEĞER

6,2

2,8

16,1

5,7

31,3

22,1

8

6,7

1,6

10,4

6,4

35,3

29,5

0,177

2,1

12,2

0,881

8,9

10,1

397,6

311,4

0,439

3,5

8

1,1

7,1

6,3

158,1

102,5

0,700

5,9

8,5

0,690

6,8

10

-1,5

16,2

$/KG

$/KG

FRANSA

1,1

7,5

6,8

1

6,3

5,8

-1,9

-16,4

CEZAYİR

0,521

6,1

11,8

0,741

6,2

8,5

42,1

1,9

SUUDİ ARABİSTAN

0,613

5,5

9,1

0,607

5,8

9,6

-1

4,9

IRAK

0,576

4,3

7,6

0,674

4,8

7,2

17,1

11,6

İRAN

0,638

6,7

10,5

0,606

4,8

8

-5,1

-27,7

MAL GRUBU TOPLAMI

20,7

150,4

7,3

25,4

177,7

7

22,8

18,2

109


göstergeler

TÜRBİN, TURBOJET, HİDROLİK SİLİNDİR Türbin, turbojet, hidrolik silindir ihracatı 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde 325,7 milyon dolar olarak kaydedildi. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 207,7 milyon dolardı. Türbin, turbojet, hidrolik silindir ürün grubundaki ihracat artışı yüzde 56,8 olarak kaydedildi. Türbin, turbojet, hidrolik silindir kaleminde 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde en fazla ihracat gerçekleştirilen ülke 142,5 milyon dolarla ABD oldu. 2016 yılında ABD’ye gönderilen ürünlerin değeri 125,2 milyon dolar seviyesindeydi. Söz konusu ülkeye yönelik ihracat artışı yüzde 13,9 olarak kayda geçti. ABD’nin ardından ikinci sırada bulunan Hindistan’a 2016 yılının Ocak-Temmuz döneminde 8,7 milyon dolarlık ürün ihraç edilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 518,1 artışla 54,3 milyon dolar oldu. Üçüncü sırada bulunan Polonya’ya 2016 yılının OcakTemmuz döneminde 1,6 milyon dolar değerinde ürün ihraç edilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 2.220,5 artışla 37,3 milyon dolar olarak kaydedildi. Listenin dördüncü sırasındaki Almanya’ya yönelik türbin, turbojet, hidrolik silindir aksam ve parçaları ihracatı 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde 20,9 milyon dolar oldu. Yüz-

de 28,7 ihracat artışının yaşandığı söz konusu ülkeye, 2016 yılının aynı döneminde gönderilen ürünlerin değeri 16,3 milyon dolardı. Beşinci sıradaki Belçika’ya 2016 yılının Ocak-Temmuz döneminde 7,4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 16,2 artışla

8,6 milyon dolar olarak kaydedildi. 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde Türkiye geneli türbin, turbojet, hidrolik silindir sektöründe en fazla ihracat artışı yüzde 2.220,5 ile polony’da gerçekleşti. İkinci sırada yüzde 518,1 ile Hindistan yer alırken üçüncü sırada yüzde 413,2 oranıyla Pakistan bulunuyor.

TÜRBİN, TURBOJET, HİDROLİK SİLİNDİR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 31 TEMMUZ)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2016 YILI ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

ABD

0,307

125,2

HİNDİSTAN

0,062

POLONYA ALMANYA BELÇİKA

(%) DEĞİŞİM (2017/2016)

DEĞER (MİLYON $)

MİKTAR

DEĞER

407,2

0,376

142,5

378,5

22,5

13,9

8,7

141,1

0,101

54,3

537,2

62,3

518,1

0,083

1,6

19,2

0,091

37,3

406,2

9,6

2.220,5

1,6

16,3

10

2,2

20,9

9,4

37,6

28,7

0,091

7,4

81,6

0,090

8,6

95,2

-0,5

16,2

$/KG

$/KG

FRANSA

0,213

6

28,1

0,354

7,3

20,7

66

22,1

İSPANYA

0,057

5,1

90,2

0,014

4,9

341,8

-74,9

-4,8

PAKİSTAN

0,035

0,931

26

0,007

4,7

607,3

-78

413,2

İNGİLTERE

0,024

1,8

73,6

0,032

4,7

146,3

30,3

158,8

İRAN

0,632

2,7

4,3

0,766

2,8

3,8

21,2

6

8,1

207,7

25,5

9,4

325,7

34,4

16,3

56,8

MAL GRUBU TOPLAMI

110

2017 YILI MİKTAR (BİN TON)


TARIM VE ORMANCILIK MAKİNELERİ Tarım ve ormancılıkta kullanılan makineler ürün grubunda 2017 yılının OcakTemmuz döneminde 387,3 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Söz konusu grupta 2016 yılının aynı dö-

cılıkta kullanılan makineler kaleminde en fazla ihracat 92,4 milyon dolarla ABD’ye gerçekleştirildi. Listenin ikinci sırasında yer alan Azerbaycan’a 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde

neminde ihracat 373,2 milyon dolar seviyesindeydi. Tarım ve ormancılıkta kullanılan makineler ürün grubunda artış yüzde 3,8 oldu. 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde tarım ve orman-

yüzde 234,1 artışla 43 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Söz konusu rakam 2016 yılında 12,8 milyon dolardı. Üçüncü sıradaki İtalya’ya 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde 36,4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Dördüncü sırada bulunan Irak’a 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri 13,9 milyon dolar olarak kayda geçti. Beşinci sıradaki Sudan’a 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri 12,1 milyon dolar olarak belirlendi. 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde Türkiye geneli tarım ve ormancılıkta kullanılan makineler, aksam ve parçaları ürün grubunda ihracat artışının en fazla yaşandığı ülke yüzde 234,1 ile Azerbaycan oldu. Listenin ikinci sırasında 111,8 ile Fas yer alırken söz konusu ülkeyi yüzde 69,4 ihracat artışıyla Özbekistan üçüncü sırada takip etti.

TARIM VE ORMANCILIK MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 31 TEMMUZ)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2016 YILI ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

ABD

14,9

112,4

AZERBAYCAN

2,7

12,8

2017 YILI

(%) DEĞİŞİM (2017/2016)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

MİKTAR

DEĞER

7,5

12,3

92,4

7,5

-17,5

-17,8

4,7

10,4

43

4,1

278,2

234,1

$/KG

$/KG

İTALYA

7,9

40,1

5

6,4

36,4

5,7

-19,4

-9,1

IRAK

5,9

19

3,2

4,9

13,9

2,8

-15,5

-26,9

SUDAN

3,7

13,5

3,6

3,3

12,1

3,6

-9,2

-10,1

0,876

6,9

7,9

1,8

11,7

6,2

115,9

69,4

2

7,4

3,6

2,9

10,9

3,7

41,5

46,8

2,9

9,4

3,2

3,3

10

3

11,6

6,6

ÖZBEKİSTAN UKRAYNA İRAN FAS

1,1

3,9

3,3

2,2

8,3

3,7

89,3

111,8

FRANSA

2,2

6,8

3

2,6

7,8

2,9

17,9

14,8

MAL GRUBU TOPLAMI

77,4

373,2

4,8

86,7

387,3

4,5

12

3,8

111


göstergeler

HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ Hadde ve döküm makineleri sektöründe 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde 185,1 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirildi. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 161,3 milyon dolardı. Hadde ve döküm makineleri ürün grubundaki ihracat artışı yüzde 14,7 oldu. Hadde ve döküm makineleri mal grubunda 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde 27,1 milyon dolarla en fazla Almanya’ya ihracat gerçekleştirildi. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 17,9 milyon dolar seviyesindeydi. Almanya’ya yönelik ihracat artışı yüzde 51,8 oldu. Listenin ikinci sırasında yer alan Rusya’ya 2016 yılının Ocak-Temmuz döneminde 10 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 63,2 artışla 16,3 milyon dolar olarak kayda geçti. Üçüncü sıradaki İran’a 2016 yılının OcakTemmuz döneminde yapılan

10,5 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken listenin beşinci sırasındaki İtalya’ya ise 8,1 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde Türkiye geneli hadde ve döküm makine-

ihracat 10,6 milyon dolardı. İran’a 2017 yılının OcakTemmuz döneminde yüzde 5,1 lik artışla 11,1 milyon dolar değerinde ürün ihraç edildi. Dördüncü sırada bulunan Bulgaristan’a 2017 yılı Ocak-Temmuz döneminde

leri sektöründe ihracat artışının en fazla yaşandığı ülke yüzde 513,4 ile Çekya oldu. İkinci sırada yüzde 349,3 ile Azerbaycan yer alırken söz konusu ülkeyi yüzde 159,2 ile Romanya üçüncü sırada takip etti.

HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 31 TEMMUZ)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2016 YILI ÜLKE ALMANYA RUSYA İRAN

DEĞER (MİLYON $)

2,7

17,9

0,563

10

2017 YILI

(%) DEĞİŞİM (2017/2016)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

MİKTAR

DEĞER

6,5

3,3

27,1

8,1

22,7

51,8

17,8

1

16,3

15

93,3

63,2

$/KG

$/KG

2,3

10,6

4,6

1,6

11,1

6,7

-28,2

5,1

0,296

11,9

40,2

0,342

10,5

30,8

15,3

-11,6

2,4

13,2

5,4

1,5

8,1

5,4

-37,8

-38,2

0,366

3,1

8,6

0,946

8,1

8,6

158,2

159,2

2

8,6

4,3

0,881

7,9

9

-56,9

-8,7

AZERBAYCAN

0,319

1,6

5,3

0,926

7,5

8,2

189,8

349,3

ÇEKYA

0,273

0,849

3,1

0,846

5,2

6,2

209,4

513,4

ABD

0,966

7,4

7,7

1

4,7

4,3

13,5

-36,1

MAL GRUBU TOPLAMI

22,5

161,3

7,1

24

185,1

7,7

6,3

14,7

BULGARİSTAN İTALYA ROMANYA CEZAYİR

112

MİKTAR (BİN TON)


MAKİNE SEKTÖRÜNÜN TAMAMI İTİBARIYLA İHRACAT GERÇEKLEŞTİRİLEN İLK 20 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK-31 TEMMUZ) 2016 (1 OCAK-31 TEMMUZ) ÜLKE ALMANYA ABD

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

139,5

1.243

47,1

561,4

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 (1 OCAK-31 TEMMUZ)

BİRİM FİYAT ($/KG)

(%) DEĞİŞİM (2017/2016)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

BİRİM FİYAT ($/KG)

8,9

143

1.276

8,9

2,5

2,6

11,9

46,5

545,8

11,7

-1,4

-2,8

MİKTAR

DEĞER

İTALYA

80,3

364,4

4,5

90,2

404,2

4,5

12,3

10,9

İNGİLTERE

113,9

416,8

3,7

113,9

402,7

3,5

0,1

-3,4

38

243,8

6,4

52,9

322,5

6,1

39,2

32,3

FRANSA

İRAN

77,6

303,2

3,9

75,2

300,9

4

-3

-0,8

ROMANYA

37,8

261,6

6,9

41,8

265,7

6,4

10,4

1,6

İSPANYA

59,7

229,9

3,8

58

231,5

4

-2,9

0,7

CEZAYİR

45,2

213,7

4,7

41,6

205,9

4,9

-7,9

-3,6

POLONYA

27,8

142,1

5,1

28,8

196,6

6,8

3,6

38,4

IRAK RUSYA FAS

36,9

177,3

4,8

38,8

176,8

4,6

5,1

-0,3

14.673

99,4

6,8

24,8

160,7

6,5

69,5

61,7

20,9

100,7

4,8

25,3

131

5,2

20,9

30,1

HİNDİSTAN

10,2

68,8

6,7

14,3

128,6

9

39,7

86,9

SUUDİ ARABİSTAN

26,9

155

5,8

23,4

127,9

5,5

-13

-17,5

AZERBAYCAN

14,3

100,5

7

23,2

125,9

5,4

62,3

25,2

MISIR

26,1

118,8

4,5

27,6

122,9

4,4

5,7

3,5

TÜRKMENİSTAN

11,7

85,8

7,3

15,8

122,3

7,7

35,4

42,4

İSRAİL

23,2

102,4

4,4

25

104,4

4,2

7,9

2 23,3

ÖZBEKİSTAN

10,3

82,7

8

16,2

102

6,3

56,8

DİĞER

445,3

2.598,9

5,8

490,5

2.615,6

5,3

10,1

0,6

TOPLAM

1.308

7.671

5,9

1.418

8.070

5,7

8,4

5,2

TÜRKİYE’NİN ÜLKELERE GÖRE GENEL İHRACATI (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK-31 TEMMUZ) 2016 YILI ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

2017 YILI DEĞER (MİLYON $)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

ALMANYA

1.809

7.809

1.938

8.293

İNGİLTERE

1.645

4.861

1.827

5.291

İTALYA

3.146

4.177

3.659

4.843

IRAK

3.899

3.805

4.800

4.794

ABD

3.799

3.626

4.498

4.568

940

3.426

1.035

3.718

FRANSA İSPANYA

2.124

2.838

3.074

3.541

BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ

1.744

1.670

1.752

2.090

HOLLANDA

1.116

2.129

1.079

2.058

İSRAİL

2.138

1.691

2.402

1.878

İRAN

663

2.083

897

1.775

POLONYA

493

1.601

552

1.752

BELÇİKA

900

1.426

987

1.721

ROMANYA

1.033

1.578

1.239

1.718

SUUDİ ARABİSTAN

1.363

1.897

1.020

1.658

ÇİN

2.956

1.148

4.177

1.554

BULGARİSTAN

996

1.208

1.326

1.527

RUSYA

705

871

1.199

1.320

MISIR

2.298

1.611

1.402

1.236

671

1.049

678

1.031

CEZAYİR DİĞER

25.011

23.603

27.756

26.637

TOPLAM

59.461

74.116

67.308

83.013

113


fuarlar ALMANYA EMO Takım Tezgahları 18-23 Eylül 2017 @Hannover MOTEK Otomasyon 9-12 Ekim 2017 @Stuttgart INTERLIFT Asansör 17-20 Ekim 2017 @Ausburg BLECH EXPO Sac İşleme Makineleri 7-10 Kasım 2017 @Stuttgart AGRITECHNICA Tarım Makineleri 12-18 Kasım 2017 @Hannover FMB

ABD FASTENER EXPO

İstifleme Teknolojileri, Otomasyon, Lojistik

Bağlantı Elemanları, El Aletleri

8-11 Kasım 2017 @Bad Salzuflen

17-19 Ekim 2017 @Las Vegas

BAUTEC

FABTECH CHICAGO

İnşaat Makineleri

Metal İşleme Makineleri

20-23 Şubat 2018 @Berlin

6-9 Kasım 2017 @Chicago

METAV Metal İşleme Makineleri 20-24 Şubat 2018 @Dusseldorf

FRANSA BREZİLYA

INTERCLIMA

INTERMACH

İklimlendirme, Isıtma, Soğutma ve Havalandırma

Makine ve Teknolojileri

7-10 Kasım 2017 @Paris

12-15 Eylül 2017 @Sao Paulo

EUROBOIS Ağaç İşleme Makineleri 6-9 Şubat 2018 @Lyon

EYLÜL 2017 EKİM 2017 KASIM 2017 ARALIK 2017 OCAK 2018 ŞUBAT 2018

114


RUSYA MASHEX MOSCOW

GÜNEY KORE

Metal İşleme Makineleri

KOMAF (Korea Machinery Fair)

24-26 Ekim 2017 @Moskova

Makine ve Teknolojileri

CLIMATE WORLD

24-27 Ekim 2017 @Goyang

İklimlendirme, ısıtma, soğutma ve havalandırma

DAEGU INTERNATIONAL MACHINERY INDUSTRY EXPO - DAMEX

27 Şubat-2 Mart 2017 @Moskova

POLONYA

Makine ve Teknolojileri

INTERMASZ

15-18 Kasım 2017 @ Daegu

İnşaat Makineleri 30 Ocak-2 Şubat 2018 @Poznan

ÖZBEKİSTAN MACHINERY CENTRAL ASIA Makine ve Teknolojileri 15-17 Kasım @Taşkent

TAYVAN BANGLADEŞ

TAIMOLD

SİNGAPUR

DTG 2018

MSE

Tekstil Makineleri

Dijital Fabrika, Otomasyon, Çevre

8-11 Şubat 2018 @Dhaka

25-27 Ekim 2017 @Singapur

Döküm, Takım Tezgahları 6-9 Eylül 2017 @Tayvan

ÇİN BICES İnşaat Makineleri 20-23 Eylül 2017 @Pekin EASTPO Takım Tezgahları 20-23 Eylül 2017 @Şangay

HİNDİSTAN HAND TOOLS & FASTENER EXPO

HEAVY MACHINERY ASIA

IRAN PLAST

Takım Tezgahları, Yüzey Teknolojileri

Maden ve Metalurji Makineleri

Plastik Makineleri

8-10 Eylül 2017 @Mumbai

31 Ekim - 3 Kasım 2017 @Şangay

26-29 Eylül @Tahran

IMEX (International Machine Tools Expo)

CEMAT ASIA

TAHRAN SANAYİ FUARI

Takım Tezgahları, Yüzey Teknolojileri

İnşaat Makineleri

Sanayi

8-10 Eylül 2017 @Mumbai

1-4 Kasım 2017 @Şangay

6-9 Ekim 2017 @Tahran

EXCON

İRAN

ENDONEZYA

İnşaat Makineleri 12-16 Aralık 2017 @Banglore

MACHINE TOOL INDONESIA

TOOLTECH

Takım Tezgahları ve Metal İşleme

Metal İşleme Makineleri

Aralık 2017 @Jakarta

26 Ocak-1 Şubat 2018 @Belgaluru ACREX INDIA İklimlendirme, Isıtma, Soğutma ve Havalandırma 22-24 Şubat 2018 @Yeni Delhi

TAYLAND METALEX Metal İşleme Makineleri 22-25 Kasım 2017 @Bankok

115


adresler Makine İhracatçıları Birliği (MAİB).....................................................................................................0312 447 27 40............................................................ www.makinebirlik.com Türkiye’nin Makinecileri.........................................................................................................................0312 447 27 40........................................www.makinetanitimgrubu.com.tr Makine İmalat Sanayi Dernekleri Federasyonu (MAKFED)........................................................0312 447 85 23.......................................................................www.makfed.org Makine Sanayi Sektör Platformu (MSSP)........................................................................................0312 447 27 40.............................................. ...www.turkmakinesanayi.com TURQUM.......................................................................................................................................................0312 447 27 40..................................................................... www.turqum.com

RESMİ KURUMLAR Ekonomi Bakanlığı...................................................................................................................................0312 204 75 00.................................................................www.ekonomi.gov.tr Maliye Bakanlığı........................................................................................................................................0312 415 29 00.....................................................................www.maliye.gov.tr Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı..................................................................................................0312 201 50 00.....................................................................www.sanayi.gov.tr Gümrük ve Ticaret Bakanlığı................................................................................................................0312 306 80 00......................................................www.gumrukticaret.gov.tr Kalkınma Bakanlığı..................................................................................................................................0312 294 50 00...........................................................................www.dpt.gov.tr İhracat Bilgi Platformu..........................................................................................................................0312 417 22 23..................................................................... www.igeme.org.tr Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği.......................................................................................................0312 218 20 00........................................................................ www.tobb.org.tr Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu...............................................................................................................0212 339 50 00......................................................................... www.deik.org.tr Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı.................................................................................0312 508 10 00.......................................................................... www.tika.gov.tr Türkiye İstatistik Kurumu......................................................................................................................0312 410 04 10..........................................................................www.tuik.gov.tr Hazine Müsteşarlığı.................................................................................................................................0312 204 60 00.................................................................... www.hazine.gov.tr TÜBİTAK........................................................................................................................................................0312 468 53 00....................................................................www.tubitak.gov.tr

SEKTÖREL ÖRGÜTLER Ağaç İşleme Makine ve Yan Sanayisi İş Adamları Derneği (AİMSAD).....................................0216 511 56 12 ...................................................................... www.aimsad.org Akışkan Gücü Derneği (AKDER)...........................................................................................................0212 210 34 23...........................................................................www.akder.org Ambalaj Makinecileri Derneği (AMD)................................................................................................0216 545 49 48.........................................................................www.amd.org.tr Anadolu Asansörcüler Derneği (ANASDER)....................................................................................0312 232 06 40..................................................................www.anasder.org.tr Anadolu Un Sanayicileri Derneği (AUSD).........................................................................................0312 281 04 68........................................................................www.ausd.org.tr Araç ve Araç Üstü Ekipman ve İş Mak. Üreticileri Birliği Der. (ARÜSDER)............................0212 440 18 43.......................................................................www.arusder.org Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği (AYSAD)...................................................0216 326 49 51......................................................................www.aysad.org.tr Bağlantı Elemanları Sanayici ve İşadamları Derneği (BESİAD)...............................................0212 609 06 35...........................................................www.besiadturkey.com Elektrikli Vinç İmalatçıları Birliği Derneği (TEVİD).......................................................................0216 548 11 67............................................................................ www.tevid.org Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği (ENOSAD)...........................................................0216 469 46 96....................................................................... www.enosad.org İklimlendirme, Soğutma, Klima İmalatçıları Derneği (İSKİD).................................................0216 469 44 96.........................................................................www.iskid.org.tr İMES Sanayi Sitesi (İMES).....................................................................................................................0 216 364 33 47........................................................................... www.imes.org İstif Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Derneği (İSDER).............................................0216 467 09 46........................................................................www.isder.org.tr İş Makinaları Mühendisleri Birliği (İMMB).......................................................................................0312 385 78 94..........................................................www.ismakinalari.org.tr Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Birliği (KBSB)........................................................................0212 222 81 93............................................................................ www.kbsb.org Makine İmalatçıları Birliği (MİB).........................................................................................................0312 468 37 49..........................................................................www.mib.org.tr OSTİM Organize Sanayi Bölgesi (OSTİM)..........................................................................................0312 385 50 90...................................................................... www.ostim.org.tr Öncü Sanayici İşadamları Derneği (ÖNCÜDER).............................................................................0312 395 73 90....................................................................www.oncuder.com Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER).............................................................................................0212 444 20 85........................................................................ www.pagder.org Sağlık Gereçleri Üreticileri ve Temsilcileri Derneği (SADER)....................................................0312 433 77 88.......................................................................www.sader.org.tr Sakarya İli 2. Organize Sanayii Bölgesi Müteşebbisleri Derneği (S2OSB)...........................0264 654 58 33......................................................................www.s2osb.org.tr Tekstil Makine ve Aksesuarları Sanayicileri Derneği (TEMSAD)..............................................0212 552 76 60.....................................................................www.temsad.com Tıbbi Cihaz Üretici ve Tedarikçi Dernekleri Federasyonu (TÜMDEF)......................................0312 468 69 84........................................................................www.tumdef.org Tüm Asansör Sanayici ve İşadamları Derneği (TASİAD).............................................................0216 324 94 36..................................................................... www.tasiad.org.tr Türk Pompa ve Vana Sanayicileri Derneği (POMSAD).................................................................0312 255 10 73..................................................................www.pomsad.org.tr Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği (TÜDOKSAD).......................................................................0216 324 94 36............................................................... www.tudoksad.org.tr Türkiye İş Makineleri Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER)......................................0216 477 70 77...................................................................... www.imder.org.tr Türkiye Mermer Doğaltaş ve Makineleri Üreticileri Birliği (TÜMMER)...................................0312 440 83 63..................................................................www.tummer.org.tr Türk Tarım Alet ve Makineleri İmalatçıları Birliği (TARMAKBİR)..............................................0312 419 37 94...................................................................www.tarmakbir.org Unlu Mamül Makineleri Üreticiler Birliği (TUMMAB)....................................................................0216 634 36 52.....................................................................www.tummab.org

116


Üretimde güven için rüzgarı arkanıza alın!


MAKINE HIKAYELERI 50+ BEŞINCI KITAP ILE DEVAM EDIYOR

Sayfalarına sığmayan Moment Expo 9 yılda 10 kitap yayımladı. Toplam 100 bin baskı adedini aşan kitaplarımızın sonuncusu; Makine Hikayeleri 50+ 5. Kitap meraklılarına ulaşmayı bekliyor. Bugüne kadar 109 firmanın konuk edildiği serinin beşinci kitabında 22 firmanın üretim yolculukları yer alırken, kurumların üçüncü hatta dördüncü kuşak temsilcileri ile kurucu kuşaklar arasındaki geçiş sürecine değiniliyor; başarılar kadar başarısızlıklara, imkânsızlıklar içindeki umutlara, mutluluklar ve hayal kırıklıklarına da yer veriliyor.

Makine Hikayeleri 50+ 5.Kitap’ın adresinize gelmesi için dergi ekinde yer alan formu doldurup, yildizs@oaib.org.tr adresine e-posta veya 0312 446 96 05 numarasına faks gönderiniz.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.