Aralık 2017
Makine İhracatçıları Birliği Aylık Dergisi
Sayı: 115
Bugün Yarın Daima...
Geleceğinizi Şekillendirin
Yüksek Teknoloji ve En iyi kompanentler ile üretilmiş, Mükemmel makineler ile Gücünüze güç katın. Hız, Yüksek Hız, Enerji Verimliliği ve Dayanıklılık
Lazer Boru ve Profil Kesme HD-TC 60170
Elektrikli Servo Abkant Pres AD-ES 2040
CNC Büküm Merkezi Panel Bender PB 2280
OSB 75.Yıl Bulvarı Nilüfer-Bursa/Türkiye T: +90 224 219 18 00 F: +90 224 242 75 80
başkandan
TEKNOLOJİ ÜRETİMİ İÇİN KAMU DESTEĞİ ŞART
ADNAN DALGAKIRAN Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı
Dünyada son 60 yılda orta gelir tuzağını aşabilen sadece iki ülke var ve bu iki ülke de makine, elektronik ve yazılım sektörlerine yatırım yaparak bunu başardı. Dolayısıyla bizim orta gelir tuzağından çıkış yolumuz da söz konusu o iki ülkenin izlediği yolu takip etmek. Üretim araçlarını üretemeyen bir ülke, teknolojik olarak dışa bağımlılıktan kurtulamaz. Biz, bunu her platformda üstüne basarak belirtiyoruz. Artık ürünlerin teknolojik ömürleri çok kısa. Eğer teknoloji üretemezseniz teknoloji geliştiren ülkelerin çöplüğüne dönersiniz. Makinenizin kullanım ömrü 20 yıl olsa da; daha makine bir yaşındayken ondan daha yetkin, daha tasarruflu, daha hızlı, daha güvenli, daha yüksek kapasiteli bir makine çıkıyor ve sizinse elinizde rekabette zayıflamış bir makine kalıyor. Dolayısıyla da üretime, Ar-Ge’ye değil de sürekli olarak altyapıya kaynak ayıran bir konuma geliyorsunuz. Kamunun güçlü destekleri olmadan hiçbir ülkede teknoloji üretimi yapılamaz. Üretim yapamaz, teknoloji geliştiremez, ürettiğinizi satamaz ve rekabet edemezsiniz. Türkiye son 200 yıldır cari açık veren bir ülke. Bu cari açık da temelde enerji ve yatırım malları yani makineden kaynaklanıyor. Yatırım mallarındaki cari açığımızı daraltabilirsek yani yurt dışından makine satın almak yerine Türkiye’de üretilen makineleri yurt içindeki sanayicilerimize satabilirsek, Türkiye’nin cari açık problemine bir çözüm üretmiş olacağız. Ya da petrol/ doğal gaz rezervi bulacağız, başka çaremiz yok! Biz, bu gerçeği şöyle anlattık, bizim gibi teknoloji üretemeyen ülkelerde bir kompleks vardır: “Biz iyisini yapamayız, başkaları daha iyi yapar, 100 yıllık x marka çok iyidir!” gibi… Ama bizim 20 yıllık markamız da o makineyi yapabiliyor! Türkiye’de makine imalat sektörlerindeki firmalarımız kendilerini, ürünlerini ve markalarını tanıtma konusunda çok yetkin değiller. Oysa Türkiye, makine özelinde, yaptığı ithalatın yüzde 70’ini aslında Türkiye’de üretebiliyor. Demek ki sadece bir bilinç değişimiyle bile 20 milyar dolarlık bir cari açığı kapatma imkânımız var! Biz, Türkiye’nin Makinecileri olarak bu bilinç değişimini hayat geçirmek için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.
3
Üretimde güven için rüzgarı arkanıza alın!
içindekiler gündem
syf9
9 GÜNDEM MAİB SEKTÖREL TİCARET HEYETİ TAHRAN’DA 11 GÜNDEM 11. KALKINMA PLANI ÇALIŞMALARI TAMAMLANDI 13 GÜNDEM MAİB, TAYLAND’DAN GELEN ÖZEL NİTELİKLİ ALIM HEYETİNİ AĞIRLADI 15 GÜNDEM GİRİŞİMCİ BİLGİ SİSTEMİ SEKTÖREL KURULUŞLARA AÇILDI
MAİB SEKTÖREL TİCARET HEYETİ TAHRAN’DA gündem
syf11
17 GÜNDEM MAKFED-ERDEMİR, MAKİNE İMALAT SEKTÖR PROGRAMI GERÇEKLEŞTİRİLDİ 19 GÜNDEM İHRACATÇILAR RUSYA EKONOMİ VE SANAYİ İŞBİRLİĞİ TOPLANTISI’NDA BULUŞTU
MAİB BOSNA-HERSEK ÖZEL NİTELİKLİ ALIM HEYETİNİ AĞIRLADI
20 GÜNDEM ANKARALI SANAYİCİLER NÜKLEER ENERJİDE UZMANLAŞACAK 23 GÜNDEM ISK-SODEX 2018 İÇİN GERİ SAYIM BAŞLADI
11. KALKINMA PLANI ÇALIŞMALARI TAMAMLANDI gündem
syf13
24 SEKTÖRDEN “YENİ YATIRIMLARLA BÜYÜMEYE DEVAM EDİYORUZ” 28 KAPAK REKABETTE KRİTİK EŞİK: SATIŞ SONRASI HİZMETLER 46 ÜLKELERDEN ORTA AMERİKA’NIN İSTİKRAR KALESİ: KOSTA RİKA 60 AR-GE MERKEZİ “ÜLKEMİZE YENİ TEKNOLOJİLER KAZANDIRACAĞIZ” 64 POZİTİF “KADINLAR MÜCADELE ETMEKTEN ÇEKİNMEMELİ” 68 BIR KONU & BIR KONUK “4O YILLIK YOLCULUKTA BİR ROL MODEL OLDUK”
MAİB, TAYLAND’DAN GELEN ÖZEL NİTELİKLİ ALIM HEYETİNİ AĞIRLADI kapak
syf28
72 AKADEMİK “ÖĞRENCİLERİMİZE PROBLEM ÇÖZME BECERİSİ KAZANDIRIYORUZ” 78
MAKINE TARIHI TARİHE YÖN VEREN İCAT: PUSULA
82 ARAŞTIRMA TÜRKİYE’DE 7,4 MİLYAR DOLARLIK BİRLEŞME VE SATIN ALMA GERÇEKLEŞTİ 88
FUAR ROTASI FUAR ROTALARINA YAKIN BAKIŞ
94
MAKİNECİLER NE OKUYOR?
95 GÖSTERGELER 111 RAKAMLAR 112 FUARLAR
REKABETTE KRİTİK EŞİK: SATIŞ SONRASI HİZMETLER
114 ADRESLER 115 MOMENT in ENGLISH
5
7 - 10 Mart 2018 / Salon 7 Stant 712
21 - 24 Mart 2018 / 3 - 245
YILMAZ MAKİNE SAN. VE TİC. A.Ş.
yilmazmachine.com.tr | 444 4 178
editörden
BİR YIL DAHA SONA ERİYOR TUGAY SOYKAN
Zaman su misali akıp giderken acısıyla, tatlısıyla, iyisiyle, kötüsüyle, hüznüyle, mutluluğuyla koskoca bir yıl daha geride kalıyor. Ancak geride kalan yalnızca koskoca bir yıl değil elbette ki! Kayıplarımızın, kazançlarımızın etkisi bizi belki bir ömür boyu etkileyecek. Ancak kalıcılığını koruyacak olan ve durmadan tekrarlanacak bir şey var ki o da azimle ve de sebat ederek üretmek, ülke ekonomisine fayda sağlayacak adımlarla ilerlemek. Bu perspektiften bakıldığında 2017 yılının son ayında da azimle yoluna devam eden makine sektörünü bir araya getiren çatı kuruluşları, Aralık ayında dur durak bilmeyen çalışmalara imza attı. İran’ın başkenti Tahran’da sektörel ticaret heyeti programı düzenleyen MAİB, Türkiye’ye gelen “Özel Nitelikli Alım Heyeti” programı kapsamında da Taylandlı ekibin Ankara, Konya, Burdur ve İzmir’deki çeşitli firmaları ziyaret ederek temaslarda bulunmasını sağladı. MAİB sektör için artı değer yaratacak çalışmalara devam ederken MAKFED de yoğun bir ayı geride bıraktı. MAKFED, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile imzaladığı “Girişimci Bilgi Sistemi Verilerine Erişim, Kullanım ve Paylaşım Yönergesi” ile Girişimci Bilgi Sistemi’nin makine sektörünün hizmetine açılmasını sağladı. Bu protokolün ardından hızını kesmeyen, üye 17 derneğini Erdemir’in Zonguldak’taki üretim tesislerinde bir araya getiren MAKFED, başta çelik olmak üzere malzeme seçimi ve kullanımına yönelik düzenlediği eğitim programlarının önemli bir ayağını gerçekleştirdi. İşte tüm bu konuları ve hatta daha fazlasını gündem sayfalarında sizlerle paylaşıyor olacağız. Gerek imalat gerekse de ihracat oranları ile ülke ekonomisine hatırı sayılır oranda katkı sağlayan makine sektörünün önemli aktörlerini ağırladığımız “Sektörden” bölümümüzün bu ayki konuğu, Teknokom Makina oluyor. İş hayatının kadın erkek ayrımından bağımsız zorlu yanlarının olduğunu söyleyen Volkan İtfaiye Kurumsal İletişim ve İnsan Kaynakları Direktörü Duygu Tecim’i ise “Pozitif” bölümümüzde konuk ettik. Bugüne kadar farklı alanlardan isimleri ağırladığımız “Bir Konu&Bir Konuk” bölümümüzde TÜYAP Tüm Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Ünal’ı sizlerle buluşturuyoruz. Fuarcılık sektörünün, TÜYAP ile birlikte düzenli bir ticari faaliyet olarak Türkiye’nin gündemine girdiğini belirten Ünal ile TÜYAP’ın geçmişten günümüze 40 yıllık yolculuğunu konuştuğumuz keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Gelişen teknoloji ve küreselleşme sonucu birbirine benzer hale gelen ürünler, satış sonrası hizmeti zorunluluk haline getirmeye başladı. Bu pazar koşularında firmaların amaçlarına ulaşabilmelerini ve ayakta kalabilmelerini sağlayan ise tüketicilerine sundukları satış sonrası hizmet aracılığıyla yarattıkları farklılık. Geçmiş dönemlerde ürün garantisi ve yedek parçaların bulunabilirliği kavramlarıyla ifade edilen satış sonrası destek uygulamaları, artan hizmet kalitesi ve müşteri memnuniyetinde mükemmeliyeti sağlamak için artık, “firma ile müşteri arasındaki ilişkinin sürekliliği” şeklinde tanımlanıyor. Makine imalatçıları da satış sonrası hizmetler departmanını profesyonel hale getirmenin yanı sıra satılan makinelerin kullanım süreleri boyunca kârlarının önemli bir kısmını oluşturacağını da anlamış durumda. Sektör için bu denli önemli olan satış sonrası hizmetler konusunu bizler de Moment Expo’nun bu sayısında kapak konu olarak ele aldık. Sağlık, barış ve mutluluk içinde kalın... Keyifli okumalar
MAKİNE İHRACATÇILARI BİRLİĞİ ADINA SAHİBİ Özkan AYDIN
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Tugay SOYKAN (tugaysoykan@origamimedya.com)
KATKIDA BULUNANLAR Sakine KÖKLÜ (sakine@origamimedya.com)
YAYIN KURULU BAŞKANI Adnan DALGAKIRAN
EDİTÖR Hüsne PAMUK (husne@origamimedya.com)
YAYIN KURULU Kutlu KARAVELİOĞLU,Sevda Kayhan YILMAZ, Necmettin ÖZTÜRK, Hüseyin DURMAZ, Ali EREN, Tamer GÜVEN, Ferdi Murat GÜL, Mehmet AĞRİKLİ, Zeynep ARMAĞAN, Abdullah YILMAZ, Özkan AYDIN, Esra ARPINAR, Mehtap ÖNAL, Erinç TARHAN
MUHABİR Volkan ÜKÜNÇ (volkan@origamimedya.com) Tolga ÇATAL (tolga@origamimedya.com)
YAYIN ADRESİ Mecidiyeköy Mah. Atakan Sok. No: 6/7 Şişli / İstanbul T: +90 212 252 87 76 - 77 F: +90 212 211 40 70
YAYINA HAZIRLAYANLAR Origami Medya
REKLAM KOORDİNATÖRÜ Mustafa AK (mustafa@origamimedya.com) GÖRSEL YÖNETMEN Murat CERİT GRAFİK TASARIM Zeynep Esen SARIKAYA
YAYIN TÜRÜ Süreli, Yerel Dergi MAİB GENEL SEKRETERLİĞİ Ceyhun Atuf Kansu Cad. No: 120 Balgat - Çankaya / Ankara Tel: 0312 447 27 40 Faks: 0312 446 96 05
BASKI VE CİLT UNIPRINT Uniprint Basım Sanayi ve Ticaret A.Ş. Ömerli Köyü, İstanbul Cad. No: 159, 34555, Hadımköy, İstanbul Tel: +90 212 798 28 40 www.apa.com.tr MOMENT EXPO Dergisi, Origami Medya tarafından T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanmaktadır. “Moment Expo Dergisi” ibaresi kullanılarak alıntı yapılması izne bağlıdır. Moment Expo Dergisi Makine İhracatçıları Birliği’nin 7.500 adet basılan ücretsiz süreli yayınıdır.
7
www.dirinler.com.tr
gündem
MAİB SEKTÖREL TİCARET HEYETİ TAHRAN’DA Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) organizasyonuyla İran’ın başkenti Tahran’da 11-14 Aralık tarihlerinde sektörel ticaret heyeti programı düzenlendi.
E
konomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü Uzmanı Mehmet Güneş, Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri (OAİB) Genel Sekreter Yardımcısı Esra Arpınar ve Makine Şubesi Uzmanı Bahar Özcan Kaynak’ın da yer aldığı ticaret heyeti 12 Aralık’ta, Tahran’da bulunan Türk Ticaret Merkezi’nde, Türk ve İranlı toplam 40 firmanın katılımıyla ikili görüşmeler gerçekleştirdi. Aynı gün, İran İthalatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Sekreteri ile MAİB ve MAKFED’in çalışmalarına da değinilen ve kapsamlı işbirliği fırsatlarının konuşulduğu bir toplantı düzenlendi. 13 Aralık tarihinde Tahran Ticaret ve Sanayi Odası’nı ziyaret eden sektörel ticaret heyeti üyeleri, Tahran Ticaret ve Sanayi Odası Uluslararası İlişkiler Sorumlusu ve Gelişmekte Olan Ülkeler Direktörü ile görüştü. Sektörel ticaret heyetinde yer alan Türk firmaları ve ihraç ettikleri ürünlerle ilgili bilgilerin verildiği toplantıya, Türkiye’nin Tahran Ticaret Müşaviri Cengiz Gürsoy da katıldı. Tahran Ticaret Odası ziyaretinden sonra Şemsabad Sanayi Bölgesi’nde demir-çelik ile gıda makineleri sektö-
ründe faaliyet gösteren iki firmayı ziyaret eden ticaret heyeti üyeleri, Tahran Sanayi Bölgeleri Sorumlusu Hosein Velayeti ile de bir araya geldi. AMBARGOLAR KALKTI, GÖZLER İRAN’A ÇEVRİLDİ MAİB, İran’a yönelik ticari yaptırımların kaldırılmasını izleyen dönemde,
2015 yılından bu yana söz konusu ülkeye gerçekleştirilen makine ihracatının artırılması için çalışmalar gerçekleştiriyor. MAİB bu çerçevede, 19-22 Aralık 2015 tarihleri arasında düzenlenen heyet ziyaretini takiben 5-8 Ekim 2016 ve 6-9 Ekim 2017 tarihleri arasında gerçekleştirilen Tahran Sanayi fuarlarına katıldı.
9
gündem
11. KALKINMA PLANI ÇALIŞMALARI TAMAMLANDI 11. Kalkınma Planı hazırlık çalışmaları çerçevesinde özel ihtisas komisyonları ile çalışma grupları, ilk toplantılarını 8-28 Aralık’ta gerçekleştirirken ikinci tur toplantılarını 2-20 Ocak 2018 tarihleri arasında düzenledi.
M
akine sektörüne yönelik oluşturulan “Makine Çalışma Grubu” toplantılarını, MAİB ve MAKFED Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve TOBB Türkiye Makine ve Teçhizat İmalatı Sektör Meclis Başkanı Kutlu Karavelioğlu başkanlığında 26 Aralık 2017 ile 16 Ocak 2018 tarihinde Ankara’da gerçekleştirdi. Kalkınma Bakanlığı tarafından belirlenen 27 katılımcının da yer aldığı toplantıya MAKFED Genel Sekreteri Zühtü Bakır da Makine Çalışma Grubu’nun Raportörü olarak katıldı. Ekonomik büyüme ve uluslararası rekabet gücü, İnsani gelişmişlik ve hukukun üstünlüğü, sürdürülebilirlik ve kapsayıcılık, bilgi toplumu, kurumsallaşma ve bölgesel gelişme gibi boyutları kapsayan uzun vadeli kalınma politikaları; çok yönlü bir anlayışıyla oluşturuluyor ve bütüncül bir bakış açısıyla hayata geçiriliyor.
11. Kalkınma Planı’nın küresel ölçekteki yeniden dengelenme sürecinde; Türkiye’nin kazançlı çıkması amacıyla odaklanılması gereken kritik önemdeki yapısal dönüşüm alanlarını ve bunlara ilişkin politika, hedef ve stratejilerini ortaya koyacak temel politika belgesi olması amaçlanıyor. Bu bakış açısı doğrultusunda oluşturulan
75 özel ihtisas komisyonu ve çalışma grubuyla; demokratik planlama anlayışının gereği olarak toplumun farklı kesimlerinin bir araya gelmesi, uzmanlık bilgilerinin alınması, envanter oluşturulması, Türkiye bilgisinin derlenmesi, çözüm önerilerinin geliştirilmesi ve plana girdi sağlanması amaçlanıyor.
11
PRO 100 HİDROLİK PROFİL BÜKME MAKİNESİ HYDRAULIC PROFILE BENDING MACHINE
CY4RHHS 4 TOPLU HİDROLİK SİLİNDİR MAKİNASI 4 ROLLS HYDRAULIC PLATE BENDING MACHINE
HCB KOLON BOM SİSTEMİ COLUMN BOOM SYSTEM
gündem
MAİB, TAYLAND’DAN GELEN ÖZEL NİTELİKLİ ALIM HEYETİNİ AĞIRLADI Ekonomi Bakanlığı koordinasyonu ve Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) organizasyonuyla Türkiye’ye gelen “Özel Nitelikli Alım Heyeti” programı kapsamında Taylandlı ekip, 12-15 Aralık tarihlerinde Ankara, Konya, Burdur ve İzmir’deki çeşitli firmaları ziyaret ederek temaslarda bulundu.
T
arım makineleri alanında çalışmalarını sürdüren Özel Nitelikli Alım Heyeti, tarım makineleri üretici firmalarının yanısıra Myanmar’da yeni başladıkları savunma sanayi projeleri için savunma sanayisine yönelik araç üretimi yapan bir firmayı da ziyaret etti. Heyete, Ankara ve Konya’daki ziyaretleri sırasında MAİB Uzmanı A. Tuğçe Karabörk Okan eşlik etti. DÖRT FARKLI ŞEHİRDEKİ FİRMALAR ZİYARET EDİLDİ 12 Aralık’ta ilk olarak Ankara’da Türk Tarım Alet ve Makinaları İmalatçıları Birliği’ni (TARMAKBİR) ziyaret eden heyet, TARMAKBİR yetkililerinden Türkiye’nin tarım makineleri üretimi ve çeşitli konularla ilgili detaylı bilgi alma fırsatı buldu. Ankara’da firma ziyaretlerinde de bulunan heyet daha sonra Konya, Burdur ve İzmir’deki firmaların üretim tesislerini gezdi. Firma ziyaretleri kapsamında yetkililerden detaylı bilgi alan Özel Nitelikli Alım Heyeti firma ziyaretleri 15 Aralık’ta sona erdi.
13
TY OU RE XPE C TA TIO NS ... LIF 41 YILDIR SİZLERE DAHA İYİ HİZMET VERMEK İÇİN ÇALIŞIYORUZ. HER ZAMAN DAHA İYİYE, DAHA İLERİYE...
Başkent OSB - R. T. Erdoğan Bulvarı No:5-8 Malıköy Sincan Ankara / TÜRKİYE T: +90 312 640 15 60 F: +90 312 640 15 67 www.merihasansor.com | info@merihasansor.com
gündem
GİRİŞİMCİ BİLGİ SİSTEMİ SEKTÖREL KURULUŞLARA AÇILDI MAKFED ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı arasında, “Girişimci Bilgi Sistemi Verilerine Erişim, Kullanım ve Paylaşım Yönergesi” ile ilgili 12 Aralık’ta bir protokol imzalandı. Protokolle Girişimci Bilgi Sistemi makine sektörünün istifadesine açılırken doğru politikalar geliştirilebilmek için; bilgi üretme, mevcutları analiz etme, bunları kolay anlaşılır ve kullanılır hale getirme çalışmalarında sistemden azami biçimde faydalanılması sağlanacak.
I
mzalanan protokol uyarınca MAKFED ile üye kuruluşları tarafından belirlenen ve akredite edilen uzman personel, Bakanlıkca onaylanan konular dahilinde çalışmalar yapabilecek. Doğru kararlar alınabilmesi ve uygun stratejilerin oluşturulması için yeterli bilgiye sahip olmanın büyük bir önem taşıdığını söyleyen MAKFED Genel Sekreteri Zühtü Bakır, “Sanayi alanında sicil kayıtları Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nda tutulmakla birlikte sanayiyi konu alan bütün bilgilerin bir merkezde toplanması ve iş-
lenmesini amaçlayan Girişimci Bilgi Sistemi oluşturulması çalışmalarına yaklaşık 10 yıl kadar önce başlandı. Bu doğrultuda Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nda öncelikle teknik altyapı oluşturulurken düzenli veri sağlanacak kurum ve kuruluşlar ile mutabakata varıldı” dedi. Bakır, imzalanan protokolün önemine dair şu görüşleri paylaştı: “Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bugün itibarıyla söz konusu sistem üzerinde bilgi üreten yapıya kavuşurken kontrollü olarak diğer tarafların da sistemi kullanmasına imkân tanıdı. Bu doğrultuda makine sektö-
rünün çatı kuruluşu olan MAKFED’in kendi alanında bir ilki gerçekleştirerek Girişimci Bilgi Sistemi’ni makine sektörünün hizmetine açmasından mutluluk duyuyoruz. Ülkemizin gelişmiş ve sanayileşmiş güçlü bir ülke olması hedefi doğrultusunda, makine sektörünün anahtar bir rol üstlendiğinin bilincinde olan Federasyonumuz; doğru politikalar geliştirilebilmek için bilgi üretme, mevcutları analiz etme, bunları kolay anlaşılır ve kullanılır hale getirme çalışmalarında Girişimci Bilgi Sistemi’nden azami biçimde faydalanacaktır.”
15
AKDER
‘’ Türk Endüstrisinin İtici Gücü ’’
AKIŞKAN GÜCÜ DERNEĞİ
gündem
MAKFED-ERDEMİR, MAKİNE İMALAT SEKTÖR PROGRAMI GERÇEKLEŞTİRİLDİ Çelik üretiminde Türkiye’deki faaliyetlerine devam eden Erdemir, 17 Ocak 2018 tarihinde Zonguldak’taki üretim tesislerinde makine üreticilerini ağırladı.
E
tkinliğe, MAKFED üyesi 17 derneğin yanı sıra sektör firmalarından 70’e yakın temsilci katıldı. Erdemir’in başarılı organizasyonu ve ev sahipliğinde verimli geçen programdan üst düzeyde istifade edildiğini söyleyen MAKFED Genel Sekreteri Zühtü Bakır, Türk çelik sektörü üretiminin tonaj bakımından dünyada sekizinci, Avrupa’da ise Almanya’nın ardından ikinci sırada yer aldığını aktardı. “Türkiye 15,3 milyon tonla dünyanın dokuzuncu büyük çelik ihracatçısıdır” diyen Bakır, şöyle devam etti: “Buna karşın 17 milyon ton çelik ithalatıyla ülkemiz yedinci sıradadır. 108,1 milyon tonla Çin ise en çok çelik ihraç eden ülkedir. Gelişmişlik göstergesi olarak da kabul edilebilen kişi başına nihai çelik tüketiminde Güney Kore, 1.130 kilogramla ilk sırada yer alırken, Türkiye 420 kilogramla altıncı sırada yer alıyor. Ülkemizin çelik üretiminin yüzde 75’i inşaat sektörüne yönelikken tüketimin de ortalama yüzde 47’si yine inşaat sektörüne yönelik gerçekleş-
tiriliyor. Makine sektörü ise tüketimden yüzde 21,5 oranında pay alıyor. Dolayısıyla temel müşterisi olması itibarıyla makine sektörü, çelik piyasasındaki dalgalanmalardan önemli ölçüde etkileniyor.” ORTAK FAALİYETLER GELİŞTİRİLECEK Makine imalat sanayisi Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi’nin (Yİ-ÜFE); ana metal sanayisi, elektronik sanayisi (bileşenler, devre kartları gibi) ve elektrikli teçhizat gibi temel girdilerini sağlayan sanayilerin Yİ-ÜFE endeks değerlerinin çok altında kaldığını vurgulayan Bakır, “Özellikle ana metal ve elektronik sanayisinden sağlanan girdilerin endeks değerlerinde 2016 yılı sonunda başlayan ve 2017’nin ilk dokuz ayında yaşanan hızlı artış, makine imalat sanayisi girdi maliyetlerini önemli ölçüde yükseltti. Bu maliyetler de sektörün ürün fiyatlarına yansıtılamadı. İlk dokuz ayda 2016 yılına göre endeks değerlerindeki artış ana metal sana-
yisinde yüzde 21,4 olurken makine imalat sanayisinde ise yüzde10,57 düzeyinde kaldı” dedi. Etkileşim halindeki söz konusu iki sektörün rekabet güçlerinin artırılması ve ortak faaliyetler geliştirilmesinin planlandığı bilgisini veren Bakır, söz konusu alanları şöyle sıraladı: Makine sektörü çelik kullanımı envanterinin oluşturulması (kalite, miktar ve ithal oranı), makine sektörü çelik malzeme termin programı iyi uygulama örneği geliştirilmesi, makine sektörü ihtiyaçları bakımından öncelikli çelik yatırım alanlarının tespiti, MAKFED ve Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) ortak eğitim programları/seminerleri düzenlenmesi. Bakır, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Malzemenin teknolojik gelişmelerdeki rolünün öneminden hareketle, başta çelik olmak üzere malzeme seçimi ve kullanımına yönelik olarak eğitim programlarının MAKFED Akademi bünyesinde artırılarak sürdürülmesi konusu da kısa vadeli planlarımız arasında yer alıyor.”
17
gündem
İHRACATÇILAR RUSYA EKONOMİ VE SANAYİ İŞBİRLİĞİ TOPLANTISI’NDA BULUŞTU Rusya Federasyonu Ticaret Temsilciliği ve Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri (OAİB), 19 Ocak 2018’de Ankara’da düzenlenen Rusya Ekonomi ve Sanayi İşbirliği Toplantısı’nda bir araya geldi.
R
usya Federasyonu ile ticari ilişkilerin artırılması kapsamında, Rusya Federasyonu Ticaret Temsilciliği tarafından detaylı bilgilerin aktarıldığı toplantıya, Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri (OAİB) Genel Sekreterliği bünyesinde faaliyet gösteren çeşitli sektörleri temsil eden 50 firmanın üst düzey yetkilisi katıldı. OAİB Genel Sekreterliği’nde düzenlenen toplantıda Rusya Federasyonu Ticaret Temsilcisi Aydar Gaşigullin ve MAİB Yönetim Kurulu Üyesi Sevda Kayhan Yılmaz iki ülkenin ticari ilişkileri hakkında detaylı bilgi verdi. Gaşigullin ayrıca katılımcı firmaların vize, ticarette uygulanan gümrük vergileri ve Rusya’da yönelik yatırımlarla ilgili sorularını cevaplandırdı.
MAİB, BOSNA-HERSEK ÖZEL NİTELİKLİ ALIM HEYETİNİ AĞIRLADI
E
konomi Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) koordinasyonu, Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) organizasyonu ile Bosna Hersekli “Özel Nitelikli Alım Heyeti” İstanbul’a geldi. TİM Dış Ticaret Kompleksi’nde tüm gün boyunca gerçekleştirilen ikili iş görüşmelerine 15 Türk firmasının üst düzey yetkilisi katılarak olası işbirliklerini değerlendirdi. Uluslararası ve yerel zincir mağazaların, çeşitli ülkelerdeki büyük ithalatçı firmala-
rın, önemli kamu şirketlerinin ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının üst düzey yöneticilerinden müteşekkil kısıtlı katılımlı Özel Nitelikli Alım Heyetleri Türkiye’ye getirilerek sektörleriyle ilgili özel firma ziyaretleri gerçekleştirilerek ikili görüşmeler yapılıyor. Özel Nitelikli Alım Heyeti programları kapsamında ülkemize getirilecek zincir mağaza ve ilgili kurum-kuruluş temsilcilerinin yol ve konaklama giderleri Ekonomi Bakanlığı tarafından karşılanıyor.
19
gündem
ANKARALI SANAYİCİLER NÜKLEER ENERJİDE UZMANLAŞACAK Ankara Sanayi Odası’nın 2014’te başlattığı “Nuc-IndusTRy Nükleer Endüstride Yerli Katkı Projesi”, Ankaralı sanayicilere yeni vizyonlar sunuyor. Aralık ayında ASO koordinatörlüğünde kurulan Nükleer Sanayi Kümelenmesi çalışmalarına başlarken, ASO 1. Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulacak İleri Teknoloji ve Nükleer Eğitim Merkezi projesinde de önemli adımlar atılmaya devam ediliyor.
T
ürkiye’de Sinop, Mersin Akkuyu ve Trakya Bölgesi’nde kurulacak olan Nükleer Güç Santrali (NGS) projelerinde yerli sanayinin yer alması hedefiyle gerçekleştirilen ve ASO bünyesinde 2014’ten bugüne sürdürülen “Nuc-IndusTRy Nükleer Endüstride Yerli Katkı Projesi”, Ankaralı sanayiciler yeni bir vizyon yaratmaya devam ediyor. 13 Kasım 2014 tarihinde başlayan ve Ekonomi Bakanlığı’nın 2010/8 sayılı Ur-Ge Tebliği kapsamında yürütülürken, Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi (URGE) projesine ASO üyesi 30 firma katılmış ve firmalara nükleer standartları ve sertifikasyonlarına yönelik temel eğitimler verilmişti. Yine, firmaları nükleer endüstri ile tanıştırmak için sektörde deneyim kazanmış ülkelere ziyaretler gerçekleştirilirken, Fransız Nükleer Enerji Enstitüsü’yle de bir iyi niyet anlaşması imzalanmıştı. ASO Genel Sekreteri Doç Dr. Yavuz Cabbar, son olarak Çekya Enerji Sanayi Birliği ve Rusya Rosatom Sürekli Eğitim Merkezi ve Nükleer Sektörde İnşaat İşçilerinin Eğitimi Merkezi ile iyi niyet anlaşmaları imzaladıklarını söylerken, Japonya’ya düzenledikleri teknik gezinin ise URGE projesi katılımcılarına yeni bir ufuk açtığının altını çiziyor.
20
ANKARA SANAYİSİNİN NÜKLEER ATILIMI ASO’nun başlattığı “Nuc-IndusTRy Nükleer Endüstride Yerli Katkı Projesi” diğer yandan, Ankaralı sanayicilerin nükleer endüstriye bakışlarında yeni bir vizyon da doğurmuş durumda. URGE projesiyle bağlantılı olarak ASO 1. Organize Sanayi Bölgesi’nde “İleri Teknoloji ve Nükleer Eğitim Merkezi” kurulması için bir bina satın alındığı bilgisini paylaşan Cabbar, yapılacak tadilat ve gerekli teknik altyapının kurulması için ekipman, cihaz temini için bütçe çalışmalarının sonlandığını; 14 milyon TL’ye ulaşan finansmanın sağlanmasının ardından projenin hızla tamamlanacağını dile getiriyor. Türkiye’deki nükleer enerji santrallerinin inşasında yerli sanayicinin daha fazla yer alması ve yerli-
leşme sürecinin hızlanması amacıyla kurulacak “İleri Teknoloji ve Nükleer Eğitim Merkezi”nde öncelikle Sinop ve Mersin’de kurulacak nükleer santrallerin inşaatında çalışacak 20 bin işçi ve teknisyene eğitim verilecek. Ayrıca URGE projesinin katılımcı firmaları da bu merkezde aktif eğitim programlarını sürdürebilecek. Diğer yandan, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile imzaladıkları bir sözleşme ile ASO Nükleer Sanayi Kümelenmesi İktisadi İşletmesi adlı bir işletmenin kurulduğunu anımsatan Yavuz Cabbar, işletme kapsamında iki somut çalışma olduğunu söylüyor. Cabbar, bunlardan ilkinin nükleer vasıfta çelik üretmek olduğunu vurgularken, ikinci amacın ise nükleer santralin olduğu ülkelerde olmazsa olmaz bir birim olan teknik destek komis-
gündem yonu kurulması olduğunun altını çiziyor ve Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’na teknik destek verecek bir yapı oluşturmayı hedeflediklerini söylüyor. “NÜKLEER PAZARINDAN PAY ALABİLİRİZ” ASO koordinatörlüğünde kurulan Nükleer Sanayii Kümelenmesi’nin (NÜKSAK) açılış toplantı ise 20 Aralık’ta gerçekleştirildi. Toplantıya ASO Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Özdebir, ASO Genel Sekreteri Doç. Dr. Yavuz Cabbar, EUAS International ICC Genel Müdür Yardımcısı Cihat Zorlutuna, Akkuyu Nükleer AŞ Direktörü Dr. Kürşad Tosun, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yetkilileri ve kümelenmede yer alan çok sayıda sanayici katıldı. Toplantının açılışında konuşan ASO Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Özdebir, elektriğe bağımlılığımızın her geçen gün arttığına dikkat çekerek, en ekonomik elektrik üretiminin nükleer santrallerde gerçekleştiğini vurguladı. Yenilenebilir enerji kaynakları da dâhil olmak üzere tüm elektrik santrallerinin doğada tahribata yol açtığını ifade eden Özdebir; “Elektrik arz güvenliği son derece önemli. Bu bakımdan baz enerji sağlayacak santraller büyük önem arz ediyor. Enerji sürekliliği açısından en önemli santraller de nükleer santrallerdir. Çünkü nükleer santraller 7 gün 24 saat, 365 gün üretim yapan tesislerdir. Nükleer santrallerin yatırım maliyetleri yüksek-
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü ile ASO Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Özdebir Nükleer Sanayi Kümelenmesi protokolünü imzalarken
tir. Oysa işletme maliyeti olarak bakıldığında en ucuz elektrik nükleer santrallerde üretilmektedir” dedi. Türkiye’de kurulacak NGS projelerinin 60 milyar dolarlık maliyeti olacağını ve Türk sanayicilerin de bu büyük pazardan pay alabileceğini ifade eden Özdebir, “Yeter ki firmalarımız bu konuda çaba sarf edip istekli olsun. Dünyada yapımı süren ve yapılması planlanan birçok nükleer santral var. Bu santrallerin imalatçıları kendi kapasitelerini aştıkları için başka firmalara da iş vermek istiyor. Dünyadaki bu pastadan da ülkemizdeki firmaların pay alması mümkün” değerlendirmesinde bulundu.
NÜKLEER UR-GE PROJESİ Türkiye’de kurulması planlanan üç Nükleer Güç Santrali (NGS) projesinde, yerli sanayinin yer alması hedefiyle gerçekleştirilen “Nuc-IndusTRy Nükleer Endüstride Yerli Katkı Projesi”nde, ASO üyesi 30 firma yer alıyor. 13 Kasım 2014 tarihinde başlayan söz konusu proje Ekonomi Bakanlığı’nın 2010/8 sayılı Ur-Ge Tebliği kapsamında yürütülürken, 2015 yılı Şubat ayında başlatılan ihtiyaç analizi faaliyeti aynı yılın Ekim ayında tamamlandı ve nükleer sektöre ilişkin üye firmalara verilen eğitim faaliyetlerine başlandı. Bu kapsamda ilk eğitim faaliyeti 2016 yılı Mart ayında, Bureau Veritas Türkiye tarafından “Nükleer Kalite Güvence Sistemi ve Nükleer Kalite Dokümantasyonu” başlığında gerçekleşirken, ikinci eğitim faaliyeti ise aynı yıl Mayıs ayında “Nükleer Endüstri’de Standartlar ve Ürün KodlarıÜrün Kodları ve Standartlar Arasındaki Farklar” başlığında gerçekleştirildi.
URGE Tebliği’ne uygun olarak Fransa’da Burgonya Chalon Sur Saoné Bölgesi’nde yer alan, nükleer sektöre özel Eğitim Sertifikalandırma Bakım Merkezi ve nükleer güvenlik kültürü hakkında eğitim sunan Lycee Leon Blum Teknik Lisesi ziyaret edilirken, aynı zamanda Fransız Nükleer Kümelenmesi ile temaslarda bulunuldu. Yine, Çekya’da bulunan Temelin Nükleer Güç Santrali ve Skoda JS firmasının Plezen’de bulunan üretim tesislerini; Rusya’da bulunan Leningrad Nükleer Güç Santrali’ni ziyaret eden URGE üyeleri, gerçekleştirdiği temaslar sonucunda Nükleer Mühendisler Derneği ve Türkiye Nükleer Sanayiciler Derneği tarafından düzenlenen Uluslararası Nükleer Santraller Zirvesi’nde 2016 yılında Fransız Nükleer Enerji Enstitüsü, 2017 yılında ise Çekya Enerji Sanayii Birliği, Rusya Rosatom Sürekli Eğitim Merkezi ve Nükleer Sektörde İnşaat İşçilerinin Eğitimi Merkezi ile iyi niyet anlaşmaları imzaladı. URGE projesi
kapsamında son olarak, Ekim ayında Japonya’ya bir teknik gezi düzenlendi ve Mihama Nükleer Güç Santrali’ni ziyaret ederek Türk-Japon Nükleer İş Forumu’na katılım sağlandı. URGE projesinin ikinci ayağı olarak planlanan 2018-2019 döneminde ise ABD, Belarus, Finlandiye ve Güney Kore’ye teknik geziler düzenlenmesi; Japonya, Çekya ve Fransa’dan alım heyetlerinin Türk iş dünyası ile buluşturulması planlanıyor.
21
gündem
ISK-SODEX 2018 İÇİN GERİ SAYIM BAŞLADI 7-10 Şubat 2018 tarihlerinde TÜYAP Fuar Merkezi’nde düzenlenecek olan ISK-SODEX’in tüm detayları basın mensuplarıyla paylaşıldı.
U
luslararası ısıtma, soğutma, klima, havalandırma, yalıtım, pompa, vana, tesisat, su arıtma ve güneş enerjisi sistemleri sektörünün küresel buluşmalarından olan ISK-SODEX Fuarı, 7-10 Şubat 2018 tarihlerinde TÜYAP Beylikdüzü Fuar Alanı’nda düzenlenecek. Bu buluşma için hazırlıklarını sürdüren iklimlendirme sektörü, fuara ilişkin son bilgileri düzenlenen bir basın toplantısında kamuoyu ile paylaştı. Hannover Fairs Turkey Fuarcılık Genel Müdürü Alexander Kühnel, Isıtma Soğutma Klima Araştırma ve Eğitim Vakfı (ISKAV) Yönetim Kurulu Başkanı Metin Duruk ve Hannover Fairs Turkey Fuarcılık SODEX Direktörü Toros Utku’nun katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda bir konuşma yapan Alexander Kühnel, Avrasya bölgesindeki en büyük iklimlendirme fuarı olan ISK-SODEX’i sektörün büyüme hızına göre yeniden yapılandırdıklarını söyledi. Isıtma, soğutma, havalandırma, hava şartlandırma sistem ve ekipmanları ile tesisattan oluşan iklimlendirme
sektöründe 2017 yılı ihracat artışının yüzde 11,8 olarak gerçekleşmesi bekleniyor. Tesisat sistem ve elemanlarının toplam ihracatta ilk sırada geldiği sektörün Almanya’ya gerçekleştirdiği ihracat 455 milyon dolara ulaşırken, Alexander Kühnel, sektörün ihracat artışında nitelikli ve genç iş gücü ve Ar-Ge çalışmalarının yanı sıra ihracatçı firmaların uluslararası fuarlardaki etkinliğinin de önemli rol oynadığına dikkat çekti. ISK-SODEX PROGRAMI YİNE DOLU DOLU Hannover Fairs Turkey Fuarcılık SODEX Direktörü Toros Utku ise sunumunda, ISK-SODEX Fuarı’nı iklimlendirme sektörünün tüm ihtiyaçlarına cevap verebilecek düzeyde yeniden yapılandırdıkları ve 20’nin üzerinde ülkeden katılımcıyla 80 binin üzerinde ziyaretçiyi ağırlamaya hazırlandıkları bilgisini paylaştı. “Uluslararası niteliği ile Ekonomik Bakanlığı tarafından fuar teşvikleri kapsamına alınan ISK-SODEX, yerli katılımcı firmalarına yüzde 50’ye varan oranlarda teşvik sağlıyor. ISK-
SODEX’te ikili iş görüşmeleri ile firmalar arası yeni anlaşmaların yapılabileceği alanlar hayata geçirdik. Bu kapsamda hedef pazarların tamamından satın alma heyetleri ve alanında uzman katılımcıları bir araya getiriyoruz. Fuar sürecinde destekleyici programlar ile katılımcı ve ziyaretçilerimize yeni iş bağlantıları kurma ve bilgi paylaşımı konusunda yeni imkânlar sunacağız” diyen Utku, fuar alanında yer alacak Forum Alanı’nda; zenginleştirilmiş ürün yelpazesiyle hem sektöre yakışan bir etkinliğe imza atacaklarının hem de ziyaretçilere güçlü bir deneyim yaşatacaklarının altını çizdi. ISKAV Yönetim Kurulu Başkanı Metin Duruk da rüzgarsız teknolojilerden enerji verimliliğine, ileri teknolojili ürünlerden Endüstri 4.0’a kadar birçok konu başlığının yer alacağı fuarın yenilikçi vizyonla her yıl geliştiğini vurguladı. Duruk, “Son yıllarda artan yeni yatırımlarımız ve Ar-Ge çalışmalarımızla sektörümüz adeta atağa geçti. 2017 yılında 3,9 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirerek yüzde 11,8 büyüme başarısı gösterdik. Tabii bu başarıda başta Bakanlıklarımız olmak üzere bizi destekleyen kurum ve kuruluşların desteği ve gayreti çok önemliydi. Bunun en güzel örneklerinden biri ISK-SODEX Fuarı’dır. İklimlendirme sektörümüzün gelecek hedefleri açısından ISK-SODEX buluşmasının çok önemli olduğuna inanıyoruz. Sektörümüz açısından çok önemsediğimiz alım heyetlerini, önemli pazarlardan kanaat önderlerini ve VIP heyetlerini yine Hannover Fairs Turkey desteği ile ülkemize getirerek üreticilerimizle buluşturacak ve ürünlerimizi tanıtma fırsatı bulacağız.
23
sektörden
“YENİ YATIRIMLARLA BÜYÜMEYE DEVAM EDİYORUZ” YENİ EKİPMANLARLA MODERNİZE EDECEKLERİ ÜRETİM TESİSLERİNİN 2018 YILI İÇERİSİNDE FAALİYETE GİRECEĞİNİ SÖYLEYEN TEKNOKOM MAKİNA SATIŞ VE PAZARLAMA MÜDÜRÜ ALİ CÖMERT, “BASINÇLI HAVA SEKTÖRÜ GÜNDEN GÜNE BÜYÜYEN, GELİŞİME AÇIK BİR SEKTÖR. FİRMA OLARAK TÜM OLUMSUZLUKLARA RAĞMEN 2017 YILINDA YAKALADIĞIMIZ BAŞARIYI, YENİ YATIRIMLARIMIZIN SAĞLAYACAĞI KATKIYLA 2018’DE DE DEVAM ETTİRECEĞİZ” DİYOR.
24
B
ursa’da 1994 yılında Nermin Cömert tarafından kurulan Teknokom Makina, basınçlı hava kompresörleri ve ekipmanları alanında faaliyet yürütüyor. Kuruldukları dönemde sektördeki önemli kompresör firmalarının bölge bayisi olarak çalışmalarını sürdürdüklerini söyleyen Teknokom Makina Satış ve Pazarlama Müdürü Ali Cömert 2011 yılında ise kurumsal çalışmaları tamamlayarak TORR markasıyla kendi ürünlerini imal edip, Türkiye ve dünya pazarına sunmaya başladıklarını belirtiyor. “Bu noktada önceliğimiz, özellikle kendi bölgemizde önemli referanslar oluşturarak gücümüzü ve hizmetimizi geniş alanlara yaymak oldu” diyen Cömert, firmalarının bugün itibarıyla aralarında Hollanda, Çekya, İngiltere, Almanya,
Slovenya, Hırvatistan, Kosova, Bosna-Hersek, Sırbistan, Bulgaristan, Irak, Birleşik Arap Emirlikleri, Vietnam, Sri Lanka ve ABD’nin de yer aldığı dünyanın 40 ülkesine imal ettikleri tüm kalemlerde ihracat gerçekleştirdikleri bilgisini veriyor. Teknokom Makina şirket yapılanması hakkında bilgi verir misiniz? Bursa’da faaliyet gösteren firmamız, yurt içi ve yurt dışında bayilikleri aracılığıyla hizmet veriyor. Kurucumuz Nermin Cömert aynı zamanda Teknokom Makina Genel Müdürlüğü görevini de üstleniyor. Ağabeyim Seval Cömert ise firmamızın finans ve muhasebe işlerini yürütüyor. İmalat, montaj, satış, servis ve yedek parça departmanlarımız ise alanında uzman yetkili personelimiz tarafından yönetiliyor.
“MERDIVEN ALTI OLARAK TABIR EDILEN KAYIT DIŞI FIRMALARIN YARATTIĞI HAKSIZ REKABET, HER SEKTÖRDE OLDUĞU GIBI BIZIM IÇIN DE EN BÜYÜK SORUNLARIN BAŞINDA GELIYOR. BU FIRMALARIN KALITESI VE STANDART DIŞI ÜRÜNLERI NIHAI KULLANICILARIN GÜVENLIĞINI RISKE ATARKEN GÜVENINI DE SARSIYOR.” İmalat çalışmalarınızı nerede ve nasıl gerçekleştiriyorsunuz? Hâlihazırda Bursa Ovaakça’da bulunan fabrikamızda üretimimizi sürdürüyoruz. Bursa Görükle Organize Sanayi Bölgesi’ndeki yeni tesis inşaatımız devam ediyor. Toplam 4 bin 500 metrekare alan üzerine kurulu fabrikamız bu yıl içerisinde faaliyete geçecek. Bununla birlikte makine ve ekipman yenileme çalışmalarımız için önemli bir bütçe ayırdık. Yeni ekipmanlarla modernize edeceğimiz üretim tesisimiz yakın zamanda hizmet vermeye başlayacak. Ürün çeşitleriniz ve bunların özellikleri hakkında bilgi verir misiniz? Faaliyet alanımızı tamamıyla basınçlı hava sistemleri oluşturuyor. Basınçlı hava kompresörleri (vidalı, pistonlu, yağsız hava kompresörleri), hava kurutucuları, basınçlı hava tankları ve yedek parçaları bu grubun içerisindedir. İmal ettiğimiz ürünlerin teknik özelliklerini ise şöyle sıralayabiliriz: 4-250 kw arası vidalı hava kompresörleri; 100, 200, 300, 500 ve özel projeler için 1000 litre hava tankları üzerinde pistonlu kompresörler; 25-2000 litre kapasiteli hava tankları. Ayrıca özel projelerde değerlendirilmek üzere farklı çalışma basınçlarına sahip ürünler de imal ediyoruz. Yeni geliştirdiğiniz bir ürün var mı? İmal ettiğimiz ürünlerin yenilenmesi ve geliştirilmesiyle ilgili çalışmalarımız halen devam ediyor. Ürün kalitesinin ve enerji verimliliğinin artırılması yönündeki çalışmalarımız Ar-Ge faaliyetlerimizin temelini oluşturuyor. Söz ko-
nusu çalışmalarımız sonuçlandıkça, müşterilerimize büyük faydalar sağlayacaktır. Firma olarak inovatif çalışmalara gereken yatırımları yapıyor musunuz? Bazı yanlış değerlendirmelerde olduğu gibi inovasyon bir buluş değildir. İnovasyon daha ziyade bir ürün veya hizmette var olan sıkıntıları gidermek üzerine odaklanarak bizleri rahatsız eden sorunlara çözüm bulma faaliyetidir. Diğer taraftan da en basit anlamıyla farklı, yeni fikirler geliştirmek ve bunları uygulamaktır. İnovatif faaliyetler var olan bir ürünü ve hizmeti daha faydalı hale getirmeyi amaçlar. Teknokom Makina olarak hedefimizi bugün itibarıyla 40 ülkeye yayılan ihracat ağımızı 55 ülkeyi kapsayacak şekilde genişletmek. Tabii ki bunların sürdürülebilirliği ve değer performansının yükseltilmesi inovatif çalışmaların varlığı halinde gerçekleştirilebilir. Bünyemizde deneyimli ve uzman kadroların bulunması, yeni fikirlere açık olmamız, ürün ve hizmetlerimizi daima daha iyi hale getirme çalışmalarımız başlıca şirket politikalarımızdan biridir. Ayrıca müşteri talepleri de bizi yenileme çalışmaları yapmaya teşvik ediyor. Çalışanlarınızın gelişimi konusunda ne tür çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz? Firmamızda çalışan bütün teknisyenlerin mesleki yeterlilik belgesi almasını sağladık. İş Kanunu uyarınca bu belge bir zorunluluk olsa da, biz, teknisyenlerimizin konusunda en iyileri olmasını sağlamak için bu duruma özel bir önem veriyoruz. Öte yandan firma bünyesinde çeşitli konularda eğitim çalışmala-
“BURSA GÖRÜKLE ORGANIZE SANAYI BÖLGESI’NDEKI YENI TESIS INŞAATIMIZ DEVAM EDIYOR. TOPLAM 4 BIN 500 METREKARE ALAN ÜZERINE KURULU FABRIKAMIZ BU YIL IÇERISINDE FAALIYETE GEÇECEK.”
25
sektörden
rı gerçekleştiriyoruz. Mühendislerimiz ihtiyaç halinde çeşitli kurumların açtığı kurslara katılıyor. ISO 9001 kalite yönetim sistemi uyarınca da bütün çalışanlarımızın sisteme uyum sağlamak için gerekli uygulamaları gerçekleştirmesi zorunlu hale getirildi. Yurt içi ve yurt dışında düzenlenen fuarlara katılıyor musunuz? Fuarların firmanız için öneminden bahseder misiniz? Her yıl düzenli olarak yurt içi ve yurt dışında sektörümüzü ilgilendiren önemli fuarlara katılıyoruz. Özellikle her iki yılda bir Almanya’nın Hannover kentinde düzenlenen ComVac Fuarı’nda muhakkak ürünlerimizi sergiliyoruz. 2016 yılının Eylül ayında ise Amerika’nın Şikago kentinde gerçekleştirilen IMTS Fuarı’nda yer aldık. Yurt içinde de Bursa ve İstanbul’da organize edilen çeşitli sektörel fuarlara katılıyoruz. Muhakkak ki her firma, kendisinin ve ürünlerinin reklamını yapıp pazara tanıtma gayreti içerisindedir. Fuarlar da bu amaç doğrultusunda çözüm sunan önemli araçlar. Bayi ilişkileri kurma, ürünlerin satışını gerçekleştirme ve firmanızı yurt dışı pazarlara tanıtma noktasında fuar katılımları büyük avantajlar sağlıyor.
“TEKNOKOM MAKINA OLARAK HEDEFIMIZ, BUGÜN ITIBARIYLA 40 ÜLKEYE YAYILAN IHRACAT AĞIMIZI 55 ÜLKEYI KAPSAYACAK ŞEKILDE GENIŞLETMEK.”
26
Firmanızın ihracat potansiyeli hakkında bilgi verir misiniz? Teknokom Makina olarak aralarında Hollanda, Çekya, İngiltere, Almanya, Slovenya, Hırvatistan, Kosova, BosnaHersek, Sırbistan, Bulgaristan, Irak, Birleşik Arap Emirlikleri, Vietnam, Sri Lanka ve ABD’nin yer aldığı dünyanın 40 ülkesine ürün skalamızda yer alan tüm kalemlerde ihracat gerçekleştiriyoruz. İhracat potansiyelimiz yıllık ciromuzun yüzde 25’ine karşılık geliyor. İhracat konusunda yaşadığınız problemlerin başında ise bazı ülkelerin uyguladığı vergiler ve navlun fiyatlarının yüksek olması yer alıyor. İhracata konu olan ilk ürününüz neydi ve bu ihracat nereye nasıl gerçekleşti? 20 yıl önce Rusya’ya 50 HP kapasitesinde bir vidalı kompresör gönderdik. 2011 yılına kadar Rusya’ya yönelik ihracatımız aralıklı olarak devam etti. Bu tarihten itibaren ise söz konusu ülkeye periyodik olarak ürünlerimizi gönderiyoruz. Teknokom Makina için “Kalite” nasıl bir yerde duruyor? Bu kavrama nasıl bir pencereden bakıp, nasıl değerlendiriyorsunuz? Sektörde var olabilmek ve devamlılık sağlayabilmek için her şeyden önce kaliteli ürünler imal etmeniz gerekiyor. Çeyrek asra yakın bir süredir sektörde faaliyet gösteren firmamızın adını sektöre ve dünyaya duyurmasında kaliteli ürün imalatına verdiği önem büyük rol oynuyor. Bu noktada kalitenin, ürün ve hizmet olmak üzere iki nokta üzerinde temellendiğini söylemek isterim. Müşteri memnuniyeti anketlerimizde yüzde 100’e yakın bir memnuniyet söz konusu olması nedeniyle bulunduğumuz konumda belli bir çizginin üzerine çıktığımız düşüncesindeyim.
Teknokom Makina’yı sektördeki benzerlerinden ayıran özellikler nelerdir? Öncelikle mütevazı olmak, yerimizi bilmek, dürüst bir şirket politikası inşa edip izlemek, şirket çalışanlarının niteliğini en üst seviyede tutmaya çalışmak, hiç bir zaman rakiplerimizi kötülememek, müşterilerimizin en ufak bir talebinde bile onların yanlarında olmaya çalışmak, müşteri memnuniyetini sağlayarak hizmetimizin kalitesini artırmak, her zaman pozitif yönde referanslarımızı geliştirmek firmamızı öne çıkaran nitelikler arasında yer alıyor. Türkiye makine üreticiliği bakımından sizce ne durumda? Kendi sektörümüz açısından bir takım şeylerin başarıldığını düşünüyorum. Türkiye’deki kompresör üreticilerinin birçoğu ürünlerini dünyanın çeşitli ülkelerine pazarlıyor. Başta Avrupa olmak üzere dünya pazarlarında standardizasyon ve kalite, en çok dikkat edilen iki husus. Türkiye bugün dünyanın çok sayıda ülkesine kompresör ihraç edebiliyorsa bu durum ulaştığımız seviyeyi de gösteriyor. Fakat yine daha çok çalışarak yeni pazarlarda markalaşmak ve ülke ekonomisine katma değer kazandırmak sektördeki her firmanın önceliği olmalı diye düşünüyorum.
Firmanız açısından 2017 yılı nasıl geçti ve 2018 yılına dair beklentileriniz nedir? Teknokom Makina olarak 2017 yılında koyduğumuz hedefleri ülke ekonomisindeki zorluklara rağmen yüzde 97 seviyesinde gerçekleştirdik. 2018 yılının daha zor geçeceğini değerlendirsek de yeni fabrika yatırımımız başta olmak üzere çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu nedenle hedeflerimizi makul bir seviyede tutarak ve çok daha sıkı çalışarak 2018 yılında da hedeflerimize ulaşacağımızı düşünüyorum. Sektöre bakıldığında size göre en büyük problem nedir? Merdiven altı olarak tabir edilen kayıt dışı firmaların varlığı ve yarattığı haksız rekabet her sektörde olduğu gibi bizim için de en büyük sorunların başında geliyor. Söz konusu bu firmaların kalitesi ve standart dışı ürünleri nihai kullanıcıların güvenliğini riske atarken güvenini de sarsıyor.
“ÜRÜN KALITESININ VE ENERJI VERIMLILİĞININ ARTIRILMASI YÖNÜNDEKI ÇALIŞMALARIMIZ AR-GE FAALIYETLERIMIZIN TEMELINI OLUŞTURUYOR.”
Teknokom Makina olarak sektörün geleceği hakkında neler söyleyebilirsiniz? Basınçlı hava sektörü günden güne gelişen, işletmelerin daimi ihtiyaçlarını karşılayan bir sektör Bu doğrultuda gelişime de sürekli açık. Dolayısıyla sektörde hizmet veren firmalar kendilerini geliştirip kısa süreli ticari kar zihniyetinden ziyade kurumsal yapı içerisinde hareket etmeye gayret gösterdikçe sektörde devamlılık sağlayabileceklerdir.
ALİ CÖMERT KİMDİR? ✓ 1981 yılında Bulgaristan’ın Sofya şehrinde doğan Ali Cömert, ✓ Uludağ Üniversitesi Teknik Bilimler Fakültesi İklimlendirme Soğutma Ön Lisans programının ardından ✓ Sofya Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden 2006 yılında mezun oldu. ✓ Cömert, Teknokom Makina Satış ve Pazarlama Müdürü olarak çalışma hayatına devam ediyor.
27
kapak
28
GÜNÜMÜZDE FIRMALARIN KALICI MÜŞTERILER OLUŞTURMASINDA SATIŞ SONRASI DESTEĞIN ÖNEMI OLDUKÇA BÜYÜK. GEÇMIŞ DÖNEMLERDE ÜRÜN GARANTISI VE YEDEK PARÇALARIN BULUNABILIRLIĞI KAVRAMLARIYLA IFADE EDILEN SATIŞ SONRASI DESTEK UYGULAMALARI, ARTAN HIZMET KALITESI VE MÜŞTERI MEMNUNIYETINDE MÜKEMMELIYETI SAĞLAMAK IÇIN ARTIK, “FIRMA ILE MÜŞTERI ARASINDAKI ILIŞKININ SÜREKLILIĞI” ŞEKLİNDE TANIMLANIYOR.
29
kapak
“DİJİTALLEŞME, SATIŞ SONRASI DESTEĞİN NİTELİĞİNİ ARTIRACAK”
ADİL NALBANT TEMSAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“Gelişen teknolojiyle beraber verilerin analiz edilmesi ve operasyonlarda bu verilerden faydalanılması giderek önem kazanıyor. Bu sayede makinelerin bakım operasyon verileri analiz edilerek arızalanmadan önce optimum bakım zamanı önceden tahmin edilebilecek ve gerekli aktivasyonlar alınabilecektir. Ayrıca, internet üzerinden bakım hizmetlerinin otomatik tamamlanması ve oluşan hataların veri tabanında tutularak sonraki olası hataların oluşmadan önlenebilmesi de artık yaygınlaşıyor. İmalatçılarımız bu sistemlere uyum sağladığı takdirde ürünün kalitesi, satış sonrası kontrolü ve destek hizmetlerinin niteliği de artacaktır.”
30
S
atış sonrası hizmetler, ürünün satışının gerçekleştirilmesinden sonraki süreçte müşteriye sunulan teknik desteğin tümü olarak tanımlanabilir. Bu hizmetler arasında garanti, sigorta, ürün güncellemeleri ve bakım/onarım hizmetleri ile markaların tüketicilere sunduğu çağrı merkezi, kargo bilgileri ve farklı kanallardan iletişim kolaylıkları gibi seçenekler yer alıyor. Satış sonrası hizmetler, markaların kalıcı ve sadık müşteriler yaratmasında en önemli etkenler arasındadır. Sağlıklı bir satış sonrası hizmet sunabilmek için müşteriyi anlayarak empati kurmak ve güven hissini oluşturarak kişinin sorununa çözüm bulunacağı hissini yaratmak, oldukça önemlidir. Sorunlarına çözüm bulan ve gerektiği zaman gerektiği desteği alabilen müşterilerin kalıcı müşterilere dönüşme oranı yüksektir. Satın alma sürecinden sonra müşterilerin satıcıyla iletişime geçebilme-
si de oldukça önemli bir etkendir. Bu sebeple internet sitesi de dâhil olmak üzere farklı iletişim kanallarının oluşturulması gerekir. Bunlar arasında ilk akla gelenler ise online destek hatları ve çağrı merkezleridir. Satış sonrası hizmetler söz konusu olduğunda tüketicilere kısa sürede cevap vererek mevcut sorunlarını hızlı bir şekilde çözmeye çalışmak, müşteri memnuniyeti sağlamanın da en önemli adımlarından biridir. Ürünlerin paketlenme ve kargolanması da aynı ölçüde dikkat edilmesi gereken bir diğer husustur. DEĞERLİ BİR BİLGİ KAYNAĞI Özellikle son yıllarda birçok makine imalatçısı, satış sonrası hizmetler departmanını profesyonel hale getirmenin yanı sıra satılan makinelerin kullanım süreleri boyunca kârlarının önemli bir kısmını oluşturacağını da anlamış durumda. Yeni makine satışına kıyasla sa-
tış sonrası hizmetlerin konjonktürel etkenlere karşı çok daha dirençli olduğu biliniyor. Ekonomik durgunluklar, jeopolitik krizler ve bazı ülkelerde büyüme oranlarının düşmesi; makine imalat sanayisinin alt segmentlerindeki büyümeyi ciddi biçimde baskı altında tutuyor. Bu durum da satış sonrası hizmetleri ciro ve kârlılık kaynağı olarak ön plana çıkarıyor. Mükemmelleşmiş satış sonrası hizmet üretimi, makine ve sanayi mamulleri imalatçıları için stratejik bir başarı faktörüdür. Profesyonel satış sonrası hizmet sunulması ciro potansiyelinin çok ötesinde başka yararlar da sağlar. Bilindiği üzere yeni ürünlerin teknik özellikleri rakipler tarafından kopyalanabiliyor, son yıllarda özellikle Uzak Doğu’daki üreticilerin gittikçe yoğunlaşan faaliyetleri bu durumun bir anlamda kanıtı. Ürünlerin hızlı bir şekilde rakip ürünlerle yer değiştirilebiliyor olması ise fiyatları baskı altına alırken müşteri bağlılığı-
nı zedeliyor. Dolayısıyla müşteri odaklı bir satış sonrası hizmet firmaları rakiplerinden farklılaştırırken, müşterilerin nezdindeki itibarı da artırıyor. Makineler, kullanım süreleri boyunca yeterli teknik servis hizmeti sayesinde şirketlere ciro ve kâr potansiyeli sunar. Çoğu zaman satış sonrası hizmetten gelen katkıyla (örneğin yüksek marjlı yedek parça satışı) firmalar yatırım için gerekli kaynaklara ulaşabilir. Makinelerin yıllar süren kullanım süreleri boyunca verilen satış sonrası hizmet (yedek parça, bakım, yenileme), müşterilerle olan ilişkiyi geliştirmek için kullanılabilir. Müşterilerle kurulan iletişimle sağlanan müşteri memnuniyeti ve bununla birlikte gelen müşteri bağlılığı, bu noktada oldukça belirleyicidir. Öte yandan müşterilere yeni ürünleri satmanın yolu, daha önce satılan ürünlerin kullanım süreleri boyunca sağlanan teknik servis hizmetinin kalitesinden de geçer. Sadece bu memnuniyeti yakalamış alıcıların marka bağlılığından bile söz edilebilir. Hatta bu müşteriler, memnuniyetlerini başka potansiyel alıcılarla da paylaşarak firmaların yeni müşteri kazanmasını destekler. Satış sonrası hizmetler, çok değerli bir bilgi kazanım kaynağıdır. Verilen teknik servisle birlikte makine performansı, müşteri talepleri veya nereye yatırım yapılması gerektiği gibi birçok bilgi ilk elden temin edilebilir. Bu tarz bir bilgiyi üreticiler servis odaklı ürünlerin geliştirilmesi, pazar gelişimi ve süreç yönetimi için kullanabilir. Satış sonrası hizmetler alanında sürdürülebilir başarıyı yakalamak için firmaların; servis stratejisi, servis portfolyosu, servis fiyatlandırması, servis organizasyon ve süreçleri ile servis denetim ve performans ölçümü olmak üzere belli başlı kriterleri yerine getirmeleri gerekir. Bu konu başlıkları içerisinde ilk sırada yer alan servis stratejisi aynı zamanda firma stratejisinin de omurgasını oluşturur. Belirlenen stratejiler, satış sonrası hizmetler için temel olarak şu sorulara cevap vermelidir: Servis için hangi iş modelini kullanılıyor? Servisten hangi katkı (ciro ve kârlılık) bekleniyor? Servis, zaman içinde nasıl bir gelişim göstermeli? Firmanın ve onun satış sonrası hizmetlerinin pozisyonu rakiplere kıyasla nasıl belirlenmeli? Bununla hangi rekabet avantajları hedefleniyor? Servis portfolyosu hedef sektörler, müşteri segmentleri ve ülkeler için nasıl belirlenmeli? Servis hizmetleri, organizasyonel ve kültürel olarak firmamızın bir parçası haline nasıl getirebilir? Sunulan servis portfolyosunu değerlendirirken, müşteri memnuniyetinin ölçümü ve müşterilerin gelecekteki beklentilerinin belirlenmesi, firmalara fayda sağlayacak yöntemler arasındadır. Ayrıca rakiplerle olan kıyaslama, portfolyonun gereksiz parçalardan temizlen-
“MEVZUAT EKSİKLİĞİ EN BÜYÜK SORUN”
AHMET ÖZKAYAN MİB YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“Sektördeki en önemli sorun, makine imalat sanayisinin de dâhil olduğu sanayi ürünleri satış sonrası hizmetler mevzuatının bulunmamasıdır. Daha önce Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında değerlendirilen sanayi ürünleri ve bunların kullanıcıları, Tüketici Hakları Kanunu kapsamındaki tanımlara uymadığından ve tüketici ürünleri için geçerli şartlar sanayi ürünlerine uygulanamayacağından, kanun kapsamından çıkarıldı. Sadece fiyat odaklı rekabet eden ve satış sonrası hizmetlere önem vermeyen firmalar, maliyetlerinde haksız bir avantaj elde ediyor ve fiyat rekabetinde bu avantajı kullanıyor. Yani haksız rekabetin artmasına neden olan faktörlerden biri de satış sonrası hizmetler alanında ortaya çıkıyor.”
31
kapak
“YEDEK PARÇA STOKU BULUNDURMAK GEREKIYOR”
BURHAN FIRAT ARÜSDER YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“Garanti süresi dolan ekipmanlar için kullanıcıların özel servislerden hizmet alması, yetkili servislerin yapacağı muhtemel yatırımlara engel oluyor. Öte yandan, hızlı dönüş ve çözüm sunma noktasında eksikler yaşanabiliyor. En önemlisi, özellikle garanti süresinin imalatçı tarafından maliyet analizi yapılırken dikkate alınmaması ya da rekabetten kaynaklı politika nedeniyle göz ardı edilmesidir. Dolayısıyla bu süreçteki maliyetler, imalatçı için yük gibi görülebilir. Kaldı ki kullanıcıyla imalatçı arasında, yaşanan arızanın garantiye dâhil olup olmadığı konusunda da anlaşmazlıklar olabiliyor.”
32
HİZMET ALANLARI (MAKİNE SEKTÖRÜ)
Kaynak: Makine Sektörü Envanter Araştırması
Hizmetler
Genel
Büyük Ölçekli
Orta Ölçekli
Küçük Ölçekli
Satış sonrası servis (bakım onarım vb)
75%
65%
64%
77%
Montaj (kurulum ve çalıştırma)
68%
53%
57%
71%
Yedek parça ve aksesuar temini
71%
58%
61%
73%
Eğitim (her çeşit eğitim)
37%
33%
30%
38%
Danışmanlık hizmeti
32%
23%
31%
33%
Yazılım hizmetleri
14%
10%
11%
15%
Otomasyon
16%
13%
11%
17%
mesi ve/veya yeni hizmetlerin sunulması da bu yöntemler arasına eklenebilir. Bu çerçevede, yüksek kaliteli ve müşteri odaklı satış sonrası servisin geliştirilmesi, tıpkı yeni ürün geliştirilmesinde olduğu gibi sistematik şekilde yapıldığında başarı getirebilir. Bu nedenle günümüzde birçok makine firmasında servis mühendisliği alanında istihdamın arttığı gözlemleniyor. Servis mühendisliği, servis hizmetleri kurulur ve geliştirilirken buna uygun model, metot ve bilişim sistemlerinin kullanılması uygulamalarının tümüdür. Bu noktada sürecin tüm adımları (fikrin oluşturulma aşamasından konseptin gelişimine ve uygulanmasına kadar) dikkate alınır. KÂRLILIĞI ARTIRAN ÖNEMLİ BİR KALEM Satış sonrası hizmetlerin profesyonel bir şekilde sunulması firmaların kârlılığını önemli ölçüde artırıyor. Özellikle yedek parça fiyat-
landırması (ki bu da satış sonrası cirosunun yaklaşık yüzde 60’ını oluşturur) büyük önem taşıyor. Mükemmel bir yedek parça fiyatlandırmasının değer bazlı olması gerekirken, parçalar belli kriterler üzerinden değerlendirmeye tabi tutuluyor ve değerlendirme sonuçları ışığında yedek parçalar farklı etki faktörlerine göre sınıflandırılıyor. Bu yöntemi pratik hale getiren en önemli özellik, yöntemin kısmen otomatik hale getirilmesi olarak öne çıkıyor. Makine imalatçısı birçok firmanın son yıllarda kendi kendine yetebilen servis yapısı oluşturmak için kayda değer yatırımlar yaptığı söylenebilir. Bunun için servis departmanları ve hatta ayrı servis şirketlerinin kurulduğu biliniyor. Önceleri satış sonrası hizmetlerin satış ve diğer fonksiyonlara kıyasla önemi tartışılırken, günümüzde servisin önemi tartışmasız biçimde herkes tarafından kabul ediliyor. Bu noktada servis organizasyonunu diğerlerinden ayrı
MAKFED, SATIŞ SONRASI HİZMETLER YÖNETMENLİĞİ’NE KATKI VERMEYE HAZIR 7 Kasım 2013 tarihli ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a dayanılarak, 13 Haziran 2014 tarihli ve 29029 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Satış Sonrası Hizmetler Yönetmeliği’nin esasen sadece tüketicileri kapsadığını dile getiren MAKFED Genel Sekreteri Zühtü Bakır, “Diğer bir ifadeyle Kanun’da tarif edilen tüketici dışında kalan sanayici, tacir, esnaf, kamu kurumu, okul, hastane, vakıf, dernek, bina yönetimi ve çiftçi gibi tüzel kişilikler bu mevzuat uygulamaları dışında yer alıyor” diyor. Geçmişte, Tüketici Kanunu uygulamalarının sanayi mallarını da kapsadığını belirten Bakır, ancak günümüzde sanayi ürünlerinin satış sonrası uygulamaları sadece Türk Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu genel uygulamaları dâhilinde ele alındığını ifade ediyor. “Bu bağlamda tüketici sınıfına girmeyen taraflar ve KOBİ’ler, edindikleri ürünlerle ilgili satış sonrası hizmetler alanında sorunlar yaşarken ithalatın da herhangi bir satış sonrası altyapısı oluşturulmaksızın gerçekleşmesi ülkemiz sanayisinin rekabet gücünü olumsuz etkiliyor. Bu nedenle, 24 Mart 2017 tarihli ve 30017 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Türkiye Makina Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nda (2017-2020), Eylem 2.3 ‘Sanayi Malları İçin Satış Sonrası Hizmetler/Garanti Şartları Uygulaması Hususunda Çalışma Yapılacaktır’ hükmüne yer verildi” diyen Bakır, bu çerçevede Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yürütülecek olan çalışmaya, gerek mevzuatın hazırlanmasında gerekse uygulama boyutunda MAKFED olarak katkı vermeye hazır olduklarını belirtiyor.
hale getirmenin müşteriler için değer getirip getirmediği ve ne derecede bütünleşmiş bir organizasyon modeliyle başarılı servis hizmeti verilebileceği tartışılabilir. Organizasyon şeklinden daha önemli olan nokta, mükemmel ve bütüncül servis süreçlerinin yaratılmasıdır. Bu sebeple; kurulum ve yükleme, yedek parça sağlanması ve stoku, yerinde bakım hizmeti, servis onarım ile şikâyet/iade süreçleri firmaların bu husustaki odağını oluşturur. Tüm bu süreçler hızlı, sağlam ve maliyet bakımından verimliyse mükemmeliyet sağlanmış demektir. Bu durum da müşteri talepleri doğrultusunda hareket, gereksiz koordinasyon ile ara yüzlerin en aza indirilmesi ve bilişim sistemi desteğinin en uygun hale getirilmesiyle gerçekleştirilebilir. Diğer yandan servis hizmetlerinde mükemmellik için performans ölçüm göstergelerinin en yüksek şeffaflıkta oluşturulması şarttır. Bu göstergeler; genel iş başarısı (ciro, kâr gibi); süreçler (toplam süre, kapasite kullanımı, kurulum zamanı gibi); müşteriler (müşteri memnuniyeti, şikâyetler gibi) ve çalışanlar (ne yoğunlukta çalışıldığı) olmak üzere dört ana başlıkta toplanabilir. REKABET GÜCÜNÜ ETKİLEYEN UNSURLAR ARASINDA Türkiye’nin Makinecileri ve Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu (MAKFED), makine imalat ve ihracatçılarının genel durumu ile ürün profilini belirleyerek sektördeki faaliyetlerin daha sistematik yürütülmesi amacıyla 2017 yılında hazırlattığı “Makine Sektörü Envanter Araştırması”nda, Türk makine sektö-
ründe satış sonrası hizmetlerin genel durumu hakkında bir perspektif sunuyor. Buna göre, araştırma çerçevesinde görüşülen her 10 firmadan yaklaşık beşinin üretimin yanı sıra ticaret ve hizmet alanlarında da faaliyet gösterdiği belirlendi. Hizmet alanında da faaliyet gösterdiğini belirten firmalarda en çok; yüzde 75 ile satış sonrası servis, yüzde 71 ile yedek parça ve aksesuar temini, yüzde 68 oranıyla da montaj hizmeti verildiği kaydedildi. Araştırmaya katılan firmaların yüzde 17’si rekabet gücünü etkileyen unsurlar arasında satış sonrası hizmetlerin etkinliğini işaret etti. Firmaların yüzde 43’ü yabancı rakiplerle kıyaslandığında satış sonrası hizmetler alanında iyi durumda olduğunu söylerken, yüzde 52’si aynı seviyede, yüzde 3’ü de kötü durumda olduğunu belirtti. Diğer yandan 2017 yılının Nisan ayında Türkiye’nin Makinecileri ve MAKFED’in hazırlattığı; makine sektörünün gelişim alanlarının saptanarak stratejik önerilerin sunulduğu “Makine Sektörü Makro Pazar Analizi, Mevcut Durum Değerlendirmesi ve Stratejik Öneriler Raporu” adlı çalışmada da sektör firmalarının satış sonrası hizmet sunumlarına dair çeşitli veriler yer alıyor. Araştırmaya katılan firmaların yüzde 10’u makinelerin satış sonrası destek hizmetini eksik buldukları için ithalat gerçekleştirdiklerini söylüyor. Araştırmaya göre yüzde 21 oranıyla firmaların değer zincirinde en çok eksik olduğu alan, satış sonrası destek olarak öne çıkıyor. Rapora göre, Türkiye’de müşterilerin satın alma kararında en etkili faktörler arasında yüzde 67 ile ürün fiyatları gelirken, yüzde 14 oranıyla ise ikinci sırada satış sonrası destek hizmetleri yer alıyor.
“MÜŞTERİ TERCİHLERİNDE ÖNEMLİ BİR KRİTER”
EDİZ CALAPOĞLU İMDER YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“Müşteriler, satış sonrası hizmet faaliyetlerini, satın alma sürecinde değerlendirip dikkate alıyor. Satış sonrası hizmetler konusunda yeterli desteği alamayan müşteriler, seçimlerini de bu doğrultuda yapıyor. Gelen talepler doğrultusunda firmalar hizmet çeşitliliği sağlıyor ve hatta müşteriye yeni hizmet seçenekleri sunuyor. İyi bir satış sonrası hizmet, talep miktarına uygun yedek parça teminini de gerekli kılıyor. Hizmet veren firmalar; geçmiş yıllardaki deneyimlerini, bölgesel etkenleri, pazar faaliyetlerini ve ekonomik koşulları göz önünde bulundurarak stok miktarlarını belirlemelidir.”
33
kapak
“DAHA HIZLI ÇÖZÜMLER SUNULMASI GEREKİYOR”
ENDER AKBAYTOGAN İSDER YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“Özellikle son 10 yılda elektrikli ürün gruplarının beraberinde getirdiği teknolojik değişime yeteri kadar ayak uydurulamadığından, hizmet noktasında aksamalar yaşanıyor. Ne yazık ki ürünlerdeki bu gelişime paralel olarak yeterli sayıda personele eğitimi verilemedi. Firmaların bünyesinde bulundurduğu mühendis sayısını artırıp bu eksikliği gidererek, sahadaki personelin ihtiyacı olan desteği sağlaması ve müşterilere daha hızlı çözümler sunması gerekiyor.”
“DERNEKLERE DE DANIŞILARAK KURALLAR KOYULMASINI İSTİYORUZ” Ağaç İşleme Makine ve Yan Sanayisi İş Adamları Derneği (AİMSAD) Genel Sekreteri Arif Onur Kaçak ise tüketiciyle ilgili devletin kanuni düzenlemelerinde bir problem bulunmadığını, fakat endüstriyel ürünlerin servis süresiyle ilgili devletin belirlediği herhangi bir garanti süresi olmaması dolayısıyla firmaların kendi tasarrufunda bulunan bir satış sonrası hizmetler politikasının söz konusu olduğunu vurguluyor. Bu durumun da her makine alt sektörü için değişiklik gösterdiğini sözlerine ekleyen Kaçak şöyle devam ediyor: “Satış sonrası hizmetler, üretici ve müşteri arasında yapılan anlaşmalarla yürüyor. Türkiye’de özellikle Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın koyduğu bazı kurallar var. Satış Sonrası Hizmetler Yeterlilik Belgesi bunlardan biri. Maalesef bu belgeler de nitelikli şekilde detaylandırılmadığı için muhteviyatı çok net değil, bu nedenle son kullanıcıyla satıcı veya üretici arasında infial yaratabiliyor. Garanti hizmetleri gibi net kuralların olmaması, sektörde hem üretici ve satıcıları hem de tüketicileri sıkıntıya sokuyor. Bunun yanında Türkiye’de son zamanlarda bütün firmalar satış sonrası hizmetlerin farkına varıp bununla ilgili yatırımlar yapıyor. Herkes bölgesel servislerini ve yedek parça stoklarını güçlendirmeye başladı. Bu durum şu anda Türk üreticisi ve ithalatçısının en çok önem verdiği konulardan biri. Avrupa ile kıyasladığımızda bu altyapının gelişmesi biraz daha zaman alacak. Bu noktada talebimiz, Bakanlığın derneklere de danışarak kurallar koymasıdır. Diğer taraftan, makinelerin kullanım kılavuzları ve eğitici videolarının dikkatlice hazırlanması gerekiyor.
Bu şekilde bile birçok müşteri, olası problemleri çözebilir. Özellikle internet üzerinden servis, büyük kolaylıklar sağlıyor”. Sektörün genelinde netleşmemiş kurallarla beraber teamülen garanti koşulları olduğunu da aktaran Kaçak, “Sıkıntılar, müşterinin haklarını bilmemesi veya tüketici hakları ile endüstriyel ürün kullanıcı haklarının aynı olduğunu düşünmesinden kaynaklanıyor. Genelde son kullanıcı yedek parça stoku tutulmuyor. Normal koşullarda bir makine aldığınız zaman özellikle hızlı yıpranan malzemelerde yedek parça stoku tutmak bir üretim kuralıdır. Fakat Türkiye’deki müşterilerimiz çok fazla yedek parça stoku bulundurmak ve bunu finanse etmek istemiyor. Genelde de plansız üretim yapıldığı için herhangi bir makine arıza yaptığında servis çok hızlı şekilde müdahale etsin isteniyor. Her firma buna cevap vermekte zorlanıyor. En büyük problemlerden birisi bu. Ayrıca, Türkiye büyük bir ülke, imalatçı firmaların çoğunun Batı’da olduğunu düşünürsek, özellikle Doğu’daki servislerde vakit kaybı çok fazla oluyor. Bunun üzerine bir de ulaşım masrafları ekleniyor. Bu durum da üreticinin zaman kaybetmesiyle sonuçlanıyor. Genelde ithalatçılar bölgesel servislerle bu sorunu çözmeye çalışıyor ama yedek parça stoku olmaması sorun yaratıyor” diyor. Endüsti 4.0 altyapısının bugün itibarıyla Türkiye’de oldukça zayıf olduğuna da değinen Kaçak, “Bunun üzerine makinenin ve müşterinin ölçüm altyapısını da ekleyebiliriz” diyor. Kaçak şöyle devam ediyor: “Her şeyden önce müşterilerin Endüstri 4.0 uygulaması için gerekli altyapıyı da sağlaması gerekiyor. Sadece bir makinenin Endüstri 4.0’a uygun rapor ver-
REKABET GÜCÜNÜ ETKİLEYEN UNSURLAR (MAKİNE SEKTÖRÜ)
Kaynak: Makine Sektörü Envanter Araştırması
Ürünün kalitesi/performansı
%55
Üretim maliyeti
%52
Zamanında üretim/teslim
%46
Ürünün müşteri odaklı olması
%36
Ürünün kullanım kolaylığı
%29
Ürünün görünümü
%27
Belgelendirme/sertifikasyon
%18
Satış sonrası hizmetlerin etkinliği Marka olarak benimsenmesi Teknoloji seviyesi
34
%17 %10 %8
mesi veya kestirimci bakım belirtmesi bir çözüm değil. Türkiye’de Endüstri 4.0 sistemlerini uygulayan müşteri portföyü çok kısıtlı. Portföyün çoğalması durumunda bu tarz sorunlar çok daha az yaşanacaktır. Dolayısıyla artık makinenin durması değil, arıza çıkaracağı bilgisi elde edilip önlem geliştirilecektir. Fakat bugün, ancak makine artık çalışmadığında çözüm üretmek gibi bir mantık yürürlükte. Olması gereken ise bakımların yapılıp oluşabilecek sorunları daha önceden görmek ve önlem almak.” “GERİ BİLDİRİMLER DAİMA YOL GÖSTERİCİ OLUYOR” Hidrolik ve pnömatik ürünlerinin genel olarak üst teknoloji grubunda yer aldığı için satış sonrası hizmet uygulamalarının da buna göre şekillendiğini belirten Akışkan Gücü Derneği (AKDER) Genel Sekreteri Abdullah Parlar da “Derneğimiz üyesi firmalar bu noktada ciddi bir çalışma içinde. Büyük ölçekli bazı üyelerimizin satış sonrası hizmetler için ayrı firmaları bulunuyor. Satış sonrası hizmetler sonuç olarak garanti hizmetleri yanında gelir de sağladığı için konunun, sektörümüzde ciddiyetle takip edildiğini söyleyebiliriz” diyor. Geri bildirimlerin her zaman için yol gösterici olduğuna dikkat çeken Parlar, şunları söylüyor: “Vaktiyle çalıştığım firma ABD’ye hidrolik aksam ihraç ediyordu. Müşteri, ürünlerin sandıklarda su içinde olduğunu bildirdi. Oysa biz ahşap sandık ve seçtiğimiz en uygun koruyucu yağı kullandığımızı düşünüyorduk. Hemen gidip durumu yerinde gördük. Manzara, gerçekten de söylendiği gibiydi. Fark ettik ki denizaşırı sevkiyat sırasında yoğuşma nedeniyle içeride olu-
şan su, malzemenin çukur yerlerinde birikiyor. Eğer kullandığınız koruyucu yağ o kısımlara iyi nüfuz etmemişse o bölge paslanır. Sonrasında çözüm olarak koruyucu yağı değiştirdik ve her bölgenin özellikle de çukur alanların iyi yağlanmasını sağladık. Ayrıca kullanılan ahşap sandıkları daha kuru malzemeden seçerek olayın tekrarlanmasını önledik.” Endüstri 4.0’ın yeni bir sanayi devrimini ifade ettiğini de hatırlatan Parlar, bunun da belirli bir makineyi değil tüm bir sistemi kapsadığının altını çiziyor. Parlar sözlerini şöyle sürdürüyor: “Sanayinin; satın alma, üretim, satış, yedek parça ve satış sonrası hizmetlerin tamamını kapsayan bir sisteme dönüşümü söz konusu. Bundan kimse kaçamaz. Aynı zamanda bu dönüşüm bir ayda, bir yılda ya da beş yılda bitmeyecek. Bu, sürekli değişimi kapsayan komple bir sistem; hatta bu alanda gelişim o kadar hızlı ki belki 5-10 sene sonra yeni bazı sistemler çıkacak, onlara da belki Endüstri 5.0 diyeceğiz. Ben şahsen bunu da bekliyorum.” “KORUYUCU VE ÖNLEYİCİ BAKIMIN ÖNEMİ ANLATILMALI” Ürünün satışından itibaren başlayan satış sonrası hizmet sürecinin ilk ayağını, ürünün alıcıya tesliminin oluşturduğunu hatırlatan Araç ve Araç Üstü Ekipman ve İş Makinaları Üreticileri Birliği Derneği (ARÜSDER) Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Fırat ise eksiksiz ve çalışır halde teslim sürecinden sonra kullanıcı eğitiminin diğer aşama olduğunu belirtiyor. Fırat, bu eğitimlerin, operatörün ekipmanı en yüksek verimle kullanmasına ve belli bakımların kendileri tarafından yapılmasına yönelik olduğunu da sözlerine ekliyor. Fırat,
“GERİ BİLDİRİM OTOMASYON SİSTEMLERİNİN TEMELİNİ OLUŞTURUYOR”
DR. HÜSEYİN HALICI ENOSAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“Makine ve dolayısıyla endüstriyel otomasyon sektöründe tüketiciden gelen geri bildirimler oldukça önemli bir başlık. Bu durum aslında otomasyon sistemlerinin de temelini oluşturuyor. Çünkü bir otomasyon sisteminde giriş adını verdiğimiz geri bildirimlerden alınan bilgiler değerlendirilip, daha sonra en uygun kontrol algoritmasıyla uygun çıkış verilir. Yani girişe bağlı olarak uygun çıkış sağlanır. Bu noktada müşteri geri bildirimi giriş, bizim değerlendirmemiz kontrol sistemi ve çıkış ise müşteri geri bildirimine uygun olarak tasarlanmış makinelerdir.”
35
kapak
“İTHAL MAKİNE KULLANICILARI DİKKAT ETMELİ”
REHA GÜR PAGDER YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“Servis hizmetlerinden söz ederken sadece yerli üreticiyi ve yerli üreticinin servis hizmetlerini düşünmemek gerek. Sadece plastik işleme makineleri sektöründe yılda 1 milyar dolara yakın makine ve aksam ithalatla temin ediliyor. İthalatta da bilinçli ithalatçıların pazarda olması lazım ki teknik satışı ve satış sonrası servis hizmetiyle topyekûn sektörün gelişimine katkı sunabilsin. Hiçbir şey sorgulamadan makine ithal eden ve alan yatırımcılar gerek kendilerini gerekse kurumsallaşma, servis, personel yatırımı yapan firmaları zor durumda bırakıyor.”
36
şunları kaydediyor: “Genelde kullanıcı bakımları belli periyotlarda temizleme, yağlama ve gözle kontrol bakımlarıdır. Periyodik bakımlar ise ekipmanın kullanım durumuna göre belirlenen sürelerde yetkili servis personeli tarafından iş ortamında, kullanıcı sahasında ya da servis atölyesinde yapılabilir. İş makineleri sektöründe satış sonrası hizmetler konusunda müşteri ve satıcı yaklaşımı otomotiv sektörüne kıyasla maalesef yeterli öneme sahip değil. Bu noktada koruyucu ve önleyici bakımın önemi kullanıcıya detaylı şekilde aktarılmalı. Gerek periyodik bakımlarda gerekse arıza durumlarında kullanılan yedek parçanın orijinal olması, ekipmanın kullanım ömrünü uzatır, uzun süreli kullanımlarda arıza miktarını azaltır ve buna bağlı olarak zaman ve iş kaybını en az düzeyde tutar. Müşteriler ve kullanıcılar satın alma sürecinde ve özellikle satış sonrası destek noktasında imalatçıdan bunları talep etmeli, gerekirse bakım sözleşmesi imzalamalıdır. Kurumsal firmalar bu hususu satışın bir parçası olarak satış sonrası hizmet sözleşmesiyle bağlar. Kamuda ise bu çerçeve daha net şekilde çizilmiştir. Aynı amaçlı ekipmanlarda maliyette ve ürün markasında fark yaratan; satış sonrası hizmet birimine verilen önem ve aktarılan kaynakla doğru orantılıdır. Yetkili servis tarafından verilen teknik desteğin, özellikle arıza durumlarında hızlı müdahalesi, doğru tespit edilmesi ve ekonomik çözümlerle arızanın gidermesi de müşteri memnuniyetini beraberinde getirir”. Kullanıcıların tavsiyeleriyle geri bildirim ve önerilerinin kesinlikle dikkate alınması gerektiğinin önemine de vurgu yapan Fırat, özellikle yeni model ya da ürün geliştirmede kullanıcının yönlendirme ve taleplerin vazgeçilmez ol-
duğunu söylüyor. “İmalatçı kimi zaman kendi ürününü kullanıcı kadar tanımayabilir” diyen Fırat, her ekipman türü için bilginin sektörde çok hızlı yayıldığını ve bu nedenle müşteri memnuniyetini tüm imalatçıların birincil değer olarak görmesi gerektiğini vurguluyor. “İş makineleri sektöründe hali hazırda yurt dışında uygulama örnekleriyle karşılaştığımız Endüstri 4.0 çalışmalarıyla periyodik bakımların takibinin yapıldığını, arıza bildirimlerinin otomatik olarak yetkili servislere aktarıldığı ve büyük hasarlar oluşmadan müdahale imkânı sağlandığını görüyoruz” diyerek devam eden Fırat, sözlerini şöyle noktalıyor: “Sarf malzemelerinin tüketim durumuna göre yetkili servise bildirilmesi ve tedariki sağlanabilir. Yakın gelecekte kullanıcılar yüksek maliyetli ekipmanlarının uzun ömürlü olması ve yeni teknoloji ürünlerin haberleşme sistemleri sebebiyle yetkili servislerle uzun süreli anlaşmalar yapmak zorunda kalacak.” “TERCİH EDİLEBİLİR OLMANIN YOLU SATIŞ SONRASI HİZMET KALİTESİNDEN GEÇİYOR” Endüstriyel otomasyon sektöründe satış sonrası hizmetlerin gelişen teknolojiyle orantılı olarak ilerlediğini belirten Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği (ENOSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hüseyin Halıcı da artan rekabet koşullarında tercih edilebilir olmak için satış sonrası hizmetler alanında da gelişmelere ayak uydurmak gerektiğini söylüyor. Halıcı, “Fakat bu hizmetin hiçbir zaman sonu olmayacaktır. Buradan hareketle artık bir makine üreticisi makinesini internete bağlayarak servis personelini göndermeden, uzaktan bağlantıyla sorunu tespit edebilir, arızayı giderip gerekli modifikasyon işlemlerini rahatlıkla yapabilir. Bu durum,
hem maliyet hem de hız açısından inanılmaz bir avantajı beraberinde getiriyor” diyor. Gelişen teknoloji ve yeniliklere açık olmakla birlikte sektördeki en belirgin eksiğin, alt sektörler ve paydaşlarla istenen seviyede bir işbirliğinin kurulamaması olduğunu vurgulayan Halıcı, şöyle devam ediyor: “Makine sektörünün en önemli paydaşı otomasyon ve yazılım sektörüdür. Bu noktada makine sektörünün otomasyon ve yazılım sektörlerini bir nevi ortak olarak görmesi gerekiyor. Fakat makine imalatçısı firmaların pek çoğu otomasyon kavramını elektrik kapsamında çok küçük bir parça olarak değerlendiriyor ve dolayısıyla bu konuyu ciddi bir şekilde ele almıyor. Bunun neticesinde gelişmeye açık, yazılım payı yüksek bir çözüm alamadıkları zaman ürettikleri makineler dünya ölçeğinde rekabet edemiyor. Otomasyonun, makinenin küçük bir parçası değil; makinenin olmazsa olmazı hatta mekanik aksamdan daha önemli bir parçası olduğunu anlatmamız gerekiyor. Kısaca makine imalatçısında ‘otomasyon, yazılım, bilişim’ algısının yerleşmesi gerekiyor. Bu kapsamda üyesi olduğumuz MAKFED çatısı altında makine sektörüne ulaşmayı en uygun yollardan birisi olarak değerlendiriyoruz”. Halıcı, Endüstri 4.0 çağında makine imalatçılarının, makinelerini kendi merkezlerinde online olarak izleyebileceğini, işleyişini kontrol ederek belki de arıza yapmadan önce muhtemel sorunları göreceğini ve böylece önleyici tedbirler alabileceğini söylüyor. Halıcı şöyle devam ediyor: “Üretimin sürekli olması ve üretim kayıplarının yaşanmaması için makinelerin bakım ve üretim hızı da önemli bir etken. Üretim hızını artırmak ve arıza kaynaklı kayıpları azaltmak için kendi
bakım ihtiyacını bildiren cihazlarla önleyici bakım yapmak ve hızlı haberleşme, etkin ölçme metotlarıyla ürün kalitesini stabil tutmak ancak Endüstri 4.0 yaklaşımıyla mümkün olacaktır.” “SEKTÖR, BU ALANDAKİ YATIRIMLARINI ARTIRIYOR” Satış sonrası hizmetlerin, sektör genelinde hem kullanıcıların hem de firmaların çok önem verdiği bir konu olduğunu söyleyen Türkiye İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçılar Birliği (İMDER) Yönetim Kurulu Başkanı Ediz Calapoğlu ise “Dinamik, rekabetin ve standartların yüksek olduğu sektörümüzde satış sonrası hizmetler sayesinde müşterilerin ek talepleri karşılanabildiği gibi bu hizmetler rekabet ortamında pazarlama unsuru olarak kampanyalar ve ek garanti süreleriyle destekleniyor” diyor. İş makineleri sektöründe satış sonrası hizmetlerin iyi bir noktada olduğunu sözlerine ekleyen Calopoğlu şöyle devam ediyor: “Verdiği hizmetlerle müşterilerin ihtiyaçlarını en doğru ve en hızlı şekilde karşılayabilen firmalar bir adım öne geçiyor. Sektörümüzdeki çoğu firma satış sonrası hizmetler konusunda müşterilerine hızlı ve kalıcı çözümler sunarak en iyi hizmeti vermek için çabalıyorken, satış sonrası hizmetler, iş yapmaya yönelik faaliyet gösteren bu sanayi mallarının çalışma şartları da dikkate alınarak değerlendirilmelidir. Makinelerin doğru kullanımı için operatör eğitimi konusunda da sektörümüzün iyileştirmelere gereksinim duyuyor. Sektör olarak bu konuya daha fazla yatırım yapılmaya çalışılıyor. Yüksek teknoloji içeren ve büyük güçlerin uygulandığı
DIŞ RAKİPLERE GÖRE KONUM (MAKİNE SEKTÖRÜ)
Kaynak: Makine Sektörü Envanter Araştırması İyi
Ürünün kullanım kolaylığı
%58
Ürünün kalitesi/performansı
%55
Ürünün müşteri odaklı olması
%55
Zamanında üretim/teslim
Aynı
%38 %40 %42
%51
%45
Kötü
%4
%4
%49
%4
Ürünün görünümü
%47
%49
%4
Marka olarak benimsenmesi
%46
Satış sonrası hizmetlerin etkinliği
%45
Belgelendirme/sertifikasyon
%44
Teknoloji seviyesi
%41
%50 %46
“İklimlendirme, günümüzde artık bir lüks değil ihtiyaçtır. Bununla birlikte aşırı sıcakların yaşandığı dönemlerde, iklimlendirme cihazları da yoğun talep görüyor ve kullanıcılar satın aldıkları ürünlerin hızlı şekilde kurulması için sabırsızlanıyor. Söz konusu dönemde klima montaj hizmetini en hızlı şekilde sunabilen firmalar, rekabette gerçek anlamda fark yaratarak rakiplerinin önüne geçebiliyor. İSKİD üyesi birçok firma sıcak dönem olarak adlandırılan bu dönemdeki satış ve montaj kapasitelerini artırmaya çalışarak tüketici hizmetleri departmanlarını geliştiriyor.”
%3
%47
%52
TANER YÖNET İSKİD YÖNETİM KURULU BAŞKANI
%5
Üretim maliyeti
%47
“MÜŞTERİ SABIRSIZDIR”
%7 %3 %6 %13
37
kapak
“KURUMSAL FİRMALARDA SORUN YAŞANMIYOR”
ABDULLAH PARLAR AKDER GENEL SEKRETERİ
“Satış sonrası hizmetler noktasında, kurumsallaşmış firmalarımızda sorun yaşanmıyor. Fakat organizasyonunu tamamlayamamış, kurumsallaşamamış firmalarda bazı problemler ortaya çıkabilir. AKDER üyeleri zaten her konuda belirli seviyeye gelmiş firmalardan seçildiği için bariz bir sorun ya da eksiklikten söz etmek de pek mümkün değil. Olası sorunlarda dernek olarak biz de gerekli uyarıları yapar ve bu aşamadaki görevimizi yerine getiririz. AKDER üyesi olmayan sektör mensupları için ise bu kadar iddialı bir şey söyleyemeyiz.”
38
makinelerin kullanımında, operatörün tecrübesi önemli olduğu gibi eğitimi de başlı başına önem taşıyor. Sürekli gelişen ve değişen teknoloji sektörümüze de hâkim durumda. Bu gelişmeleri faydaya çevirip geliştirerek sektörümüze ve ülkemize hizmet etmeliyiz.” İş makinelerinin ve endüstriyel ürünlerin teknolojik olarak geliştirilmesi çalışmalarının her geçen gün artarak devam ettiğini aktaran Calapoğlu sözlerini şöyle sürdürüyor: “Makinelerin çalışması sırasında istenen hız/güç seçenekleri, yakıt sarfiyatını düşürmeye yönelik optimizasyon çalışmaları, ürünlerin uzaktan izlenmesi, fabrika içindeki konumlarının ve hareketlerinin santimetre düzeyinde takibi, işletme maliyetini düşürecek önlemler gibi konulardaki yüksek teknoloji kullanımı ve buna paralel olarak data alışverişi sürekli artıyor. Hem ürünlerin kendi iç bünyesindeki güç odakları ve komponentler arasındaki veri alışverişi hem de ürünün kullanımı sırasında yönetim birimleriyle olan çalışma verileri alışverişi de durmaksızın artıyor. Dünyanın her hangi bir yerinde çalışan makineye bilgisayar üzerinden müdahale eden servis ekipleri uzun yıllardır sektörün bir parçası olmuş durumda. Operatörler arasındaki kullanım ve üretim farkları ile hatta aynı operatörün farklı zamanlardaki kullanımı veya duygusal durumlarının üretime etkisi gibi gözlemlerin şantiye şefleri tarafından bilgisayar basında gözlemlenebiliyor olması da yine uzun yıllardır sektörün bir gerçeğidir. Bu veri alışverişinin artarak devam edeceğini ve müşteri talepleri doğrusunda şekilleneceğini düşünüyorum.” “NİTELİKLİ SERVİS PERSONELİNE İHTİYAÇ DUYULUYOR” “Türkiye forklift sektöründeki satış sonrası hizmet uygulamaları ne yazık ki müşterilerin beklentilerini tam olarak karşılayacak noktada değil” diyerek sözlerine başlayan İstif Makinaları ve Distribütörleri ve İmalatçıları Derneği (İSDER) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Akbaytogan da özellikle personel açığı ve personelin eğitim bilgisindeki eksikliklerin bu durumu tetikleyen unsurların başında geldiğine dikkat çekiyor. Akbaytogan şunları kaydediyor: “Çoğu firma, yetkili servis ağı üzerinden müşterilerine hizmet verirken ancak birkaç tanesi direkt servis hizmeti sunuyor. İki sistemin de kendisine göre avantaj ve dezavantajları var. Yetkili servis ağı üzerinden sunulan hizmetin en büyük avantajı, servis ağının yaygınlığı ve tatil günlerinde bile müşterilerin hizmet alabilmesidir. Ancak burada gözden kaçan bazı önemli unsurlar bulunuyor. Servisin kapasite olarak yeterliliği, servis personelinin yetkinliği ve orijinal olmadığı halde orijinalmiş gibi sunulan ye-
dek parçalar bu unsurların arasında en dikkat çekenleri. Direkt olarak satış sonrası hizmet veren firmalarda ise personelin daha fazla eğitim alma fırsatı bulunuyor. Müşteri direkt olarak distribütör veya üretici firmayla iletişimde olduğundan belirli konularda avantajlı durumda. Ancak kurumsal bir yapıda çalışan bu firmaların tatil günlerinde müşterilerine hizmet vermesi oldukça güçtür”. Firmaların kendi bünyesinde yetiştirdiği personeli elinde tutması gerektiğini belirten Akbaytogan, “Belirli bir aşamaya gelen teknisyen istediği şartlar sağlanmadığı zaman ayrılıp kendi işini kurma yolunu seçebiliyor. Bu durum beraberinde sadece personel kaybını değil, aynı zamanda bu personelle beraber belirli bir müşteri portföyü kaybını da getiriyor. Gelişmiş ülkelerde bu tip durumlarla nadiren karşılaşılıyor. Dolayısıyla kişiye yatırım çok önemli bir unsur olarak ortaya çıkıyor. Diğer taraftan Endüstri 4.0 uygulamaları müşterilerin beklentilerini daha da artacaktır. Yapıları daha komplike ve maliyetli olan sistemlerde müşteriye ulaşım süreçlerinin de iyileştirilmesi gerekiyor. İşte tüm bu etkenler değerlendirildiğinde firmaların kendilerini geleceğe hazırlaması, sektörün bütünü açısından önem teşkil ediyor” diyerek görüşlerini paylaşıyor. “ÜRÜN, FİYAT, KALİTE KADAR BELİRLEYİCİ BİR UNSUR” İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği (İSKİD) üyelerinin önemli bir bölümünün endüstriyel alanda, bazılarının ise hem endüstriyel hem de perakende pazarlarında faaliyet gösterdiğini söyleyen İSKİD Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yönet ise satış sonrası hizmetlerin günümüzde endüstriyel ve perakende alanda son derece önemli hale geldiğini ve müşteriler açısından satın alma karar sürecinde ürün, fiyat, kalite kadar belirleyici bir unsur olarak öne çıktığını belirtiyor. Yönet şöyle devam ediyor: “Sektörümüzde satış sonrası hizmetler kısaca ‘tüketici hakları’ olarak bilenen 6502 sayılı Tüketiciyi Koruma Kanunu çerçevesinde düzenlenmiştir. Özellikle perakende alanda faaliyet gösteren üyelerimiz satış sonrası hizmetler departmanlarını rekabet içinde farklılaşma unsuru olarak kabul ediyor. Bu durumun en önemli nedeni de tüketicilerin son yıllarda haklarını çok daha iyi öğrenmesi ve ürün satın aldığı firmadan çok daha fazla hak talebinde bulunmasıdır. Bu noktada ücretsiz olarak sunulan keşif ve montaj hizmetleri, ilgili firmanın rakiplerin önüne geçmek için yeterli olmuyor. Kullanıcılar artık bir klima cihazı satın alırken sadece fiyat-kalite kriterleriyle değil, ürünün montaj hizmet kalitesi, garanti süresi ve hatta yedek parça fiyatlarını da sorguluyor.”
“GERİ BİLDİRİM ÖNEMLI BIR BAŞLIK”
ARİF ONUR KAÇAK AİMSAD GENEL SEKRETERİ
“YASAL DÜZENLEMELER EN KISA ZAMANDA HAYAT GEÇİRİLMELİ” Satış sonrası hizmetlerin, makinenin tercih edilmesindeki öncelikli unsurlardan biri olduğunu kaydeden Makine İmalatçıları Birliği (MİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Özkayan da sektördeki satış sonrası hizmetler uygulamalarının mevzuatsız bir yapıda, eskiden gelen alışkanlıklar ve tedarikçi firmaların kendi içinde oluşturduğu düzen doğrultusunda sürdürüldüğünü aktarıyor. “Sektörde iyi isim yapmış firmalar tarafından örnek gösterilebilecek çok sayıda uygulama olmakla birlikte, her alanda olduğu gibi olumsuz gösterilebilecek durumlar da söz konusu olabiliyor” diyen Özkayan, şöyle devam ediyor: “Satış sonrası servisin hiç alınmaması gibi müşterileri ciddi biçimde mağdur eden durumlar söz konusu olabiliyor. Sektör firmalarının ürün kalitesi müşterileri için ne kadar önemliyse, satış sonrası hizmetlerinin kalitesi de o denli önemli olmalıdır. Bu noktada, konusunda uzmanlaşmış satış sonrası destek ekipleriyle birlikte, müşterilere en kısa sürede ve etkin şekilde hizmet verebilecek bir yapılanmanın oluşturulmasının, firmaları rekabette öne çıkaran unsurlardan biri olduğu unutulmamalıdır. Bu açıdan, satış sonrası servis hizmetlerine gereken önemin verilip, müşteri mağduriyetlerinin önüne geçilmesi, firmanın küresel düzeydeki itibarına da önemli katkılar sağlayacaktır.” Sanayi ürünlerinin müşterilerinin tüketici olarak değil, bir hizmet sunumu veya imalat için sanayi ürünlerini kullanan profesyonel kullanıcılar olarak tanımlanabileceğini hatırlatan Öz-
kayan, “Profesyonel kullanıcıların satış sonrası hizmetler sürecinde sağladığı geri bildirimler, kullandıkları sanayi ürünlerinin gelişimi için çok önemli bilgiler içerirken Ar-Ge çalışmalarında da yol gösterici olabiliyor. Hatta sanayi ürününün yeni modelinin gelişimi ile verimliliğinin, işlevselliğinin artmasına katkı sağlayarak rakiplerine üstünlük kurmasına yardımcı olabiliyor. Pazarda lider tedarikçi konumunda bulunan firmalar için söz konusu geri bildirimlerin değeri bu nedenlerle çok önemlidir” diyor. Endüstri 4.0 ile birlikte en önemli dönüşümün, satış sonrası hizmetlerde verimliliğin çeşitli yollarla daha da artması şeklinde kendini göstereceğini sözlerine ekleyen Özkayan, şunları söylüyor: “Böylece gereksiz servis taleplerinin oluşmasına engellenecektir. Öngörücü bakım (predictive maintenance) işlevleriyle büyük arızaların önüne geçilebilecek. Gerekli bakım/değişim/onarım işlemlerinin, kullanıcı firmanın iş programına çok daha uygun bir zaman diliminde yapılabilmesine olanak tanıyarak, iş programı aksaklıkları çok yüksek oranda engellenebilecek ve terminlere uyulmasında ciddi katkılar sağlayacaktır. Endüstri 4.0 uygulamaları; uzaktan erişim, öngörücü bakım, veri paylaşımı gibi hizmetlerin kullanımıyla servis hizmetlerinde verimliliğin artışına ciddi oranda katkıda bulunacaktır. Yeni iş anlayışlarının gelişimiyle sanayi ürünlerinin satışı içinde ek olarak, satış sonrası hizmetler de ciddi değer taşıyacaktır. Hatta bazı sanayi ürünlerinde, ürünün satışı yerine sunduğu hizmetin satışı/kiralanması gibi yeni iş modelleri oluşturabilecektir. Bu tip uygulamalar, bazı
“Sektörün gelişmesine en fazla katkı sağlayan unsurların başında kullanıcıdan alınan geri bildirimler yer alıyor. Kullanıcının ürünü kullanırken yaşadığı zorluklar veya tamirat süreçleri, aslında üretimin ve Ar-Ge birimlerinin birinci derecedeki önceliği. Dolayısıyla ürünün buna göre referanslandırılması gerekiyor. Burada en önemli nokta; sadece müşteri memnuniyetine dayalı geri bildirimlerin değil, kullanımla ilgili yaşanan zorluk, avantajlar ve dezavantajların tümünü içeren bilgilerin toplanması. Sonrasında ise bu verilerin dönemsel olarak yorumlanıp üretim ve Ar-Ge birimlerine iletilmesi gerekiyor.”
39
kapak
“KALİTESİZ MAKİNELER SORUNLARI DA BERABERİNDE GETİRİYOR”
SELAMİ İLERİ TARMAKBİR GENEL SEKRETERİ
“Çiftçilerimiz, alım güçlerinin düşük olması sebebiyle bazen fiyat cazibesine kapılıp kalitesiz, servis ve yedek parça sıkıntısı yaşatabilecek makineler almak zorunda kalabiliyor. Satın alma tercihleri arasında belki de en önemli faktörlerden birisi olan ‘fatura bedeli’ maalesef ‘edinim bedeli’ olarak görülüyor. Elbette bu durumun yaşanmasında çiftçilerin satın alma gücünün yeterli olmamasının büyük payı var. Unutulmamalı ki makinenin gerçek fiyatı, faturasındaki fiyatı değil; uzun bir dönemdeki bakım, onarım, zaman faktörlerinin yanı sıra kullanım kolaylığı, ekonomik kullanım ömrü, iş verimi ve kalite unsurlarının yansıttığı ‘kullanım maliyeti’ bedelidir.”
40
sektörlerde son yıllarda hayata geçerek, tercih sebebi haline de geldi. Örneğin büyük firmalar yazıcı almak yerine, yazdırılan belge tipi ve sayısına göre ödeme yaptıkları yazıcı hizmeti almayı tercih ediyor. Benzer bir uygulama, basınçlı hava ihtiyacının karşılanmasında da kullanılabilir.” Teknik mevzuata uymayan, enerji verimliliği sağlamayan, iş ve işçi sağlığıyla güvenliğini hiçe sayan firmaların, satış sonrası hizmetlere ve bu yoldan elde edebilecekleri müşteri memnuniyetiyle ürün geliştirme avantajlarına gereken ilgi ve dikkati göstermelerini beklemenin beyhude bir çaba olacağını sözlerine ekleyen Özkayan, “Haksız rekabetin önlenmesine katkı sağlayabilmek için en kısa zamanda satış sonrası hizmetler alanında gerekli yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir. MİB olarak mevzuat çalışmalarına destek olmaya her zaman hazırız” diyor. “ULUSLARARASI DÜZEYDE REKABETÇİLİK VE PERFORMANS KRİTERLERİ ARASINDA” Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte ile makinelerin ve üretim tekniklerinin de hızla değişip geliştiğinin altını çizen Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Reha Gür ise “Teknolojiye uyumlu, hızlı, ekonomik, değiştirilebilir unsurları yakından takip etmek günümüzün başlıca şartı. Bu unsurları takip etmeyen şirketler rekabetten geri kalmaya mahkûm. Sektörün ihtiyacını gözlemleyip sorgulayarak talepler doğrultusunda üretim yapmak, satış sonrasında olduğu kadar satış öncesi servis olarak da önemli bir kalite kriteri olarak öne çıkıyor. Özellikle geri dönü-
şüm teknolojileri gibi sektörlerde üretim iki-üç süreçten geçerek sonuçlanıyor ve siz makine üreticisi olarak tüketicinin ihtiyaçlarını yerinde gözlemleyip işini tek makinede gerçekleştirebilmesine olanak tanıyan teknolojiler geliştirebiliyorsanız, sanayici verimli ve işine yarayan bir makineyi kullanma yoluna gidiyor. Türkiye plastik işleme makineleri sektöründe 15-20 yıl öncesine göre sayıca daha az üretici olsa da; kalite, servis, standardizasyon, uluslararası düzeyde rekabetçilik ve performans kriterlerinde eskisinden çok daha önde ve bu bilinçle üretim yapan firmalar gelişmeye devam ediyor” diyor. PAGDER’in, 2015 yılı sonunda plastik işleme makineleri sektörünün oyuncularıyla birlikte gerçekleştirdiği “Plastik ve Kauçuk İşleme Makineleri Sektörünün Gelecek Tasarımı için Stratejik Açılımlar Çalıştayı” sonuçlarında, makine imalat sektörünün pazarlama, satış ve satış sonrası hizmetler, mamul ve standartlar, insan sermayesi, fiziki altyapı yönünden zayıf olduğunun altının çizildiğini hatırlatan Gür, “Çalıştay çıktılarında öncelikle yatırımlara dikkat edilmesi gerekliliği vurgulanırken, satış yapılan ülkelerde de servis hizmeti verilmesinin önemine değinildi. Siyasi ve konjonktürel krizlerin sıklıkla yaşandığı günümüzde, zaman zaman istenmeyen bir biçimde ülkeler arası seyahat yasakları veya ticari engeller ortaya çıkabiliyor. Bu durumda, teknik servis hizmeti vermeniz gereken bir ülkeye elemanınızı gönderemediğiniz zaman müşteriniz mağdur olurken, üretici olarak ülke imajınız da sarsılıyor. Bu gibi krizlerden etkilenmemek için satış yaptığınız ülkelerde o ülkenin dilini konuşan
yerel servis birimleri olması önemli bir avantaj olarak sizi öne çıkarıyor. Plastik işleme makineleri sektörünün her geçen gün gelişim kat ettiği bu yolculukta, Türkiye plastik sektörü tarafından desteklenmeye ihtiyacı var. Unutulmamalı ki en iyi pazarlığı, en iyi ve hızlı servisi, özel uygulamaları, aynı dili konuşup aynı kültürü paylaştığınız kişilerden alırsınız” değerlendirmesinde bulunuyor. “SATIŞ SONRASI HİZMETLER KRİTİK BİR ÖNEME SAHİP” “Tarımsal mekanizasyon sektöründe makinenin ithal veya yerli olması, markanın şöhreti, makinenin kalitesi, alım fiyatı, finansman koşulları (banka kredisi, peşinat miktarı gibi), makinenin ekonomik kullanım ömrü, yakıt sarfiyatı ve ikinci el değeri çiftçi tercihlerinde belirleyici faktörler arasında yer alıyor” diyen Türk Tarım Alet ve Makinaları İmalatçıları Birliği (TARMAKBİR) Genel Sekreteri Selami İleri, “Fakat bunların yanında bir başka husus daha var ki -özellikle son yıllarda makinelerin daha çok teknoloji içermesiyle birlikte- tercihlerde daha çok önem çıkmış durumda. Kısaca satış sonrası hizmetler olarak tanımlayacağımız bu sürecin bileşenleri arasında ise satış sonrası hizmetleri ağı, hizmet verimliliği, hızı ve çeşitliliği (mobil servis gibi), yedek parça fiyatları ve yedek parça bekleme süresi geliyor. Tarım makineleri, sektör itibarıyla genel makine sektörünün diğer segmentlerine göre farklılıklar içeriyor. Tarımın, beslenmeyi amaçlayan stratejik bir sektör olması, tarımın da en stratejik girdisi olan tarım makinelerini ön plana çıkarıyor. Durum böyleyken satış sonrası hizmetler konusu da çoğu zaman tarımsal mekanizasyon sektöründe kritik bir öneme sahip oluyor. Peki, bu fark nereden geliyor? Elbette tarımın kendine özgü dinamiklerinden. Tarımsal işlemlerin önemli bir kısmının oldukça kısa zaman aralıklarıyla yapılması gerekliliği, satış sonrası hizmetlerinin daha da özel olmasını gerektiriyor. Örneğin: Toprak en uygun nem koşullarına sahipken işlenmeli, ekim ideal toprak ısısında yapılmalıdır. Erken veya geç ekim yapılırsa, bitki soğuk kış şartlarında zarar görür. İlaçlama için uygun hava koşulları dikkate alınırken, ilaçlamanın yapılacağı saat bile önem taşır. Meyve ağaçları söz konusu olduğunda, çiçeklenme döneminde gece ilaçlama yapılması veya bazı meyve hastalıkları için yağmur öncesi veya yağmurun sona ermesi sonrası sekiz saat içinde ilaçlama yapılması şarttır. Buğday hasadının zamanını iyi belirlemek de tane kayıplarını azaltmak ve ürün kalitesini yükseltmek için çok önemlidir. Hasadın erken yapılması, tanelerin buruşuk ve solgun olmasına neden
olur. Geç yapılan hasatta ise çeşidin özelliğine de bağlı olarak başakta tane dökülmeleri, yağışa ve rüzgâra bağlı olarak bitkide yatma, bazı çeşitlerde başak tanesinde çimlenmeler görülebilir. Pamukta ise hasat, zamanından önce yapılırsa lifler tam olgunlaşmaz. Hasat zamanı geciktiğinde; güneş, yağmur, rüzgâr gibi doğa şartları lifin kalitesini bozar. Bunlar ve benzeri bütün faktörler, tarım makinelerinin o anda sahada olmasını gerektirir. Dolayısıyla herhangi bir arıza durumunda, giderilmesi için günler değil saatler söz konusu olmalıdır. Aksi durum, üreticileri yasal sorumluluktan kurtarsa bile markanın şöhretine zarar verecektir. Bu ani müdahale zorunluluğu, sektörümüzde ‘mobil servis’ kavramının öne çıkarıyor. Bu yüzden sektörümüzde merkezi veya bölgesel mobil servis hizmetleri uygulaması yaygın olarak kullanılıyor” diyor. Endüstri 4.0’ın tarıma yansıması Tarım 4.0’la birlikte ‘mobil servis’ kavramının çok daha dinamik ve dijital bir hal aldığını kaydeden İleri, şunları söylüyor: “Akıllı tarımın uygulamalarının gerekli unsurlarına sahip bir traktör, söz gelimi mazot pompasının yakın bir zamanda devre dışı kalacağını üzerindeki bir data hattıyla servise haber veriyor. Servis, arıza çıkaracak bu parçayı tedarik edip, yine küresel konumlama sistemi sayesinde o traktörü tarlada buluyor ve operatörü bilgilendirip mazot pompasının bozulmadan önce değiştirilmesini sağlıyor. Yine bazı otomobillerde olduğu üzere, bazı traktörlerde tanılama (diagnostik) test sisteminin devreye girmesiyle birlikte, sistemin ürettiği arıza kodları sayesinde arızanın tespiti artık çok daha hızlı ve doğru yapılıyor. Böylece hem operatör için zaman kaybı söz konusu olmuyor hem de sürdürülen işe ara verilmiyor. Standart bir prosedürde arızanın tespiti, yedek parçanın temini ve bu süreçteki gidip gelmeler nedeniyle söz konusu iş etkin bir biçimde yapılamayacak, operatör için daha fazla işçilik bedeli ödenecekti. Birçoğumuza bugün bile inanılmaz gelen bu ve benzeri uygulamalar, şu an ülkemizde de gerçekleştiriliyor. Bunun yanı sıra traktör sektöründe de otomotivde olduğu gibi ‘3S Sistemi’ne başlandı. Bu sistem kapsamında satış, servis, yedek parça hizmetinin bölgesel bazda tek bir firma tarafından yürütülmesi söz konusu.” “GARANTİ VE HİZMET GÜVENCESİNE SAHİP ÜRÜNLERİN İHRACATI DA ARTACAKTIR” Her yıl büyüyen ve yeni pazarlara ihracat gerçekleştiren makine sektörünün satış sonrası hizmetler konusunda bir takım eksiklikleri ve sorunlarının mevcut olduğunu dile getiren Tekstil Makina ve Aksesuar Sanayicileri Derneği (TEMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı
“SATIŞ SONRASI HİZMETLER SEKTÖRÜN GELİŞİMİNDE KİLİT NOKTA”
AHMET ATİK MERİH ASANSÖR GENEL MÜDÜRÜ
“Satış sonrası hizmetler bağlamında müşterilerden gelen geri bildirimler sektörün doğru ve emin adımlarla ilerlemesinde önemli bir rol oynuyor. Merih Asansör olarak 1998 yılından bu yana ISO 9001 kalite sistemiyle uyarınca çalışıyoruz. Ürünlerin kalite altına alınması ve daha sistematik bir şekilde incelenmesi adına müşteri taleplerini çok ciddi bir biçimde inceliyoruz. Geri bildirim aldığımız her ürünün kaydını müşteri talebini yerine getirmek üzere açıyoruz. Müşteriden gelen geri bildirimler sektörün gelişiminde oldukça etkili. Bu sayede geçmişi takip ederek önceden yaptığınız bir hatanın gelecekte yaşanmasının önüne geçiyorsunuz. Böylelikle firma olarak kendinizi de müşterilerinin ve sektörün beklentileri doğrultusunda geliştirebiliyorsunuz.”
41
kapak
“ENDÜSTRİ 4.0 UYGULAMALARI BAKIM MALİYETLERİNİ AZALTACAK”
İSA SÜTÇÜ DİRİNLER MAKİNE SATIŞ MÜDÜRÜ
“Dirinsmart 4.0 adını verdiğimiz yeni jenerasyon preslerimizde 100’den fazla noktadan toplanan verilerle arıza oluşmadan uyarı alabiliyoruz. Böylece gerekli teknik müdahale yapılmadan pres çalışmıyor. Bu özellik sayesinde pres ömrüyle beraber bakım maliyeti de azalıyor ve sonuç olarak verimlilik artışı yakalanıyor. Endüstri 4.0’a uyumlu makineler birbirleriyle üretim, bakım, satış, satın alma bölümleriyle doğrudan iletişim kurabiliyor. İnternet ve bulut bilişim imkânlarıyla uzaklardaki makinelerin kontrolünü fabrikadaki servis merkezimizden yapabileceğiz. Bu dönüşüm sayesinde basit bir müdahale için kilometrelerce yol kat edilmeyecek, makinelerin garanti süreleri uzayacak, arıza nedeniyle durma sorunları azalacak ve zaman içinde bakım bölümü olmayan fabrikalar hayata geçecek. Türk makine sektörünün bu dönüşüme hazırlıklı olması gerekiyor.”
42
Adil Nalbant, kaliteli ve cazip fiyatlarla satışa hazırlanan makinelerin öncelikle hedef pazar içerisindeki satış-pazarlamasının iyi yapılmasının ve söz konusu makinelerin satış sonrasında garantörlüğünün üstlenilmesinin önemli bir husus olduğunu söylüyor. Sektördeki imalatçıların çok büyük oranda KOBİ ölçeğinde olmasının -maliyetler sebebiyle- belli kurumsal firmalar haricinde satış sonrası hizmetler konusunda yeterli desteği sunamamalarına neden olduğuna dikkat çeken Nalbant, şöyle devam ediyor: “Bu durum sadece tekstil makinelerinin değil, tüm makine sektörünün genel bir problemidir. Üreticiler bazen alıcının talebi halinde, ürünün garanti süresi içerisinde arızanın giderilmesi için teknik elemanlarını, ürünün kullanıldığı ülkeye göndererek konuyu çözmeye çalışıyor. Ancak bu uygulama her zaman mümkün olmayabiliyor. Bunun yerine bazı firmalarımız, söz konusu ülkedeki mümessil firmada teknik eleman bulundurarak sorunları çözmeye çalışıyor. Bunun kolay bir iş olmadığı, gerekli maliyetlere katlanılarak ilgili ülkelerde servis ağının oluşturulmasının ise en iyi çözüm olduğu düşünülebilir. Ancak bugünkü şartlarda üreticilerimizin bu külfeti kaldırabilecek durumda olmadığı da açık. Firmalarımızın hedef pazarlarda servis şubeleri açmasının birçok getirisinin olması tabii ki beklenebilir. İlgili ülkede servis hizmeti sunan firma, orada yedek parça stoku yapma imkânını da elde edecektir. Yenilenmesi gereken parçanın orada hazır bulunması, alıcı açısından büyük avantaj ve güven de sağlayacaktır. Mevcut durumda alıcı, üretici firmanın oradaki mümessiliyle irtibat sağlayıp gerekli yedek parçayı buradan temin edebiliyor. Fakat bu durum zaman ve maliyet açısından sorunlar yaratabiliyor. Sektörümüz yaklaşık dünyanın 80 ülkesine ihracat yapıyor. Bu ülkelerin birçoğunda servis hizmeti bulundurma imkânı oldukça güç. Bu imkânı bulamayan imalatçılarımız, çözümü mümessil aracılığıyla bulmaya çalışıyor.” Sektörün katma değerinin daha yüksek olması gerektiğini kaydeden Nalbant, teknolojik girdisi az, emek yoğun üretimle katma değerli üretim yapmanın zor olduğunu da sözlerine ekliyor. Nalbant sözlerini şöyle sürdürüyor: “Öncelikli olarak hedef pazarlarda kaliteli, katma değeri ve marka değeri yüksek ürünlerimizi iyi bir satış-pazarlama planıyla pazarlayabilir ve beraberinde satış sonrası hizmetleri de iyi bir seviyede verebilir hale gelirsek ihracat rakamlarımız da artacaktır. Garanti ve hizmet güvencesine sahip ürünlerin ihracatının da artacağını ön görmek mümkündür.”
“İYİ BİR SATIŞ SONRASI HİZMET, ÜRÜNÜN İYİLEŞTİRİLİP GELİŞTİRİLMESİNE DE KATKI SAĞLAR” İmal ettikleri makinelerin yatırım amaçlı satın alındığını vurgulayan Dirinler Makine Satış Müdürü İsa Sütçü, “Müşterilerimiz makinelerimizi yıllarca kullanıyor ve bu makinelerle işlerini yürütmeyi amaçlıyor. Bu noktada 66 yıllık bir firma olarak en büyük gücümüz ve farkındalığımız satış sonrası hizmetlerdir. Makinelerin hiç arıza yapmaması beklenir ancak çalışma şartlarının ağırlığı, bakım ihmalleri, operatör hataları, çevre koşulları ve parça ömürleri nedeniyle arızalar olabiliyor. Bu arızaları kısa sürede teşhis eder ve makineyi tekrar çalışır duruma getirirseniz, müşteri memnuniyetini ve sadakatini kazanmış olursunuz. Müşteriler makineleri yıllarca kullanacağından, problem durumunda üretici firmanın yanında olacağından emin olmalıdır. Makine satın alırken de, ‘Servisi var mı, düzenli hizmet alabilir miyim, güvenli midir?’ gibi temel sorulara yanıt arar. İyi bir satış sonrası hizmetin, ürünün iyileştirilip geliştirilmesine de katkısı olur” diyor. İstanbul, Bursa, Konya gibi bölgelerde servis firmalarının bulunduğunu, bunun yanında fabrika içinde görev yapan satış sonrası hizmetler ekibinin de 7/24 müşterinin taleplerini karşılamak için çalıştığını söyleyen Sütçü, şöyle devam ediyor: “Satış sonrasının yetemediği durumlarda fabrikamızın diğer ilgili birimlerden destek veriyoruz. Satış sonrası hizmet politikamız hızlı cevap vermek, arızanın kök nedenine inmek, arızanın tekrarlanmaması için kullanıcıya eğitim vermek, gerekirse tasarım değişikliği yapmak biçiminde özetlenebilir. Yurt dışı bayilerimizi de servis hizmeti verebilecek, konusunda tecrübeli firmalardan seçiyoruz. Gerektiğinde yurt dışına destek verebilmeleri için servis elemanlarımızın vizelerini güncel tutuyoruz. Öte yandan müşterimizin ve satış sonrası hizmetlerin geri bildirimleri ürünlerimizin iyileştirilmesi için de çok önemli bir kaynak. Her hafta yaptığımız teknik komite toplantılarında müşteri ve servis bildirimlerini inceliyor, tasarımı etkileyen bir durum varsa Ar-Ge çalışmasıyla ürünün tasarımında değişiklik yapıyoruz. Bu sebeple de imal ettiğimiz her yeni pres bir öncekinden daha iyi, daha gelişmiştir.” Müşterilerine iyi bir kullanma kılavuzu hazırlayarak kullanım ve bakım eğitimi verdiklerini de söyleyen Sütçü, “Garanti süresi içinde makineleri yakından takip ediyor ve makine ömrü boyunca da yedek parça bakım hizmeti sağlıyoruz. Ayrıca firmamızda işe başlayan bütün personel, uyum sürecin-
den geçiyor. Servis elemanlarımız da fabrikamızın çeşitli kısımlarında çalıştıktan sonra pres montajı ve daha sonra satış sonrası hizmetler bölümünde görev alıyor. Bu noktada tecrübe ve yetkinlik çok önemli. Bölgelerdeki servis personelini de yılda birkaç kez fabrikamıza davet ediyor yenilikleri tanıtıp gerekli eğitimleri veriyoruz” diyor. “MARKA SADAKATİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER ARASINDA” İç ve dış pazarda müşteri ve marka sadakatini etkileyen faktörlerin; maliyetler, sipariş teslim süresi, kalite ve standartlara uygunluk, güvenirlilik, teknoloji ve Ar-Ge, nitelikli işgücü, firma imajı, pazar payı, satış sonrası hizmetler ve envanter yönetimi uygulamaları şeklinde sıralanabileceğini söyleyen Merih Asansör Genel Müdürü Ahmet Atik ise “Ürünün tedarik edilmesi ve kurulum sonrasında geçerli kılınma faaliyetlerine kadar geçen süreç zarfında müşterinin ihtiyaçlarına karşılık verilmesi güveni besleyen en önemli olgudur” diyor. Firmalarının ürünle birlikte hizmet de sağladığı aktaran Atik, şöyle devam ediyor: “Sorunlarına hızlı çözüm bulan ve ihtiyacı olduğu zaman istediği desteği alabilen müşterilerin, daimî müşteriye dönüşme oranı oldukça yüksektir. Bu anlayış Merih Asansör’ün bugünlere gelmesindeki en önemli etkenlerden biridir. Sahada karşılaşılan bir soruna müdahale ederken, teknik servisimiz ürün geliştirme mühendisliği birimimizle birlikte hareket ediyor. Soruna müdahale edilirken aynı zamanda probleme yönelik eğitim niteliğinde bilgilendirme çalışması da yapıyoruz. EN 81-20/50 standartlarına uygun olarak üretim yapıyoruz. Ürünlerimizin montaj
ve bakımını da bu standardın gerekliliklerine göre gerçekleştiriyoruz. Montaj ve bakımı yapan ustaların standarda uygun çalışması için çeşitli eğitimler düzenliyoruz. Bu eğitimlerle s çalışanların bilgi seviyesini artırırken sektörün gelişmesine yardımcı oluyoruz.” Merih Asansör’ün kaliteden ödün vermeden, termin ve kısıtlara uyarak çalıştığını ve satış sonrası hizmetlerle müşterilerin talep ve isteklerine verimli çözümler geliştirdiğini kaydeden Atik, “Bunların yanında Ar-Ge faaliyetleri kapsamında yapılan revizyonlarda, müşterilerimizin ürün hakkındaki bilgisini artırmak ve ürünün nihai kullanıcının hizmetine sunulmasında efektif yaklaşımlar sergilemek amacıyla teknik eğitimler de veriyoruz. Merih Asansör olarak hizmet politikamızı her geçen gün daha da geliştiriyoruz” diyor. İmal ettikleri ürünlere, tüketici yasalarının belirlediği şekilde garanti verip, yedek parça desteği sağladıklarını vurgulayan Atik, “Müşterilerden gelen her türlü talebe kurumsal kaynak yönetimi sistemi üzerinden alınan verilerle 360⁰ izleme metoduyla kesin çözümler sunuyoruz” diyor. Atik sözlerine şöyle devam ediyor: “Ürünlerimiz iki yıl boyunca garanti kapsamındadır. Bu süre içerisinde üretici kaynaklı bir arıza olursa, bizzat yerinde teknik servis desteği veriyoruz ya da garanti kapsamındaki ürünü bedelsiz olarak yenisiyle değiştiriyoruz. Ürünlerde yapılan değişiklikler uygulamalı eğitimlerle müşterilere bizzat teknik servisimiz tarafından anlatılıyor. Teknik servis aracılığıyla alınan tüm talepler ve öneriler fabrika kalite birimine iletiliyor. Kalite biriminin değerlendirmesinden sonra mutlaka müşteriye geri dönüş sağlıyoruz.” Saha koşullarının hizmet vermeye elverişli olmaması ve iş güvenliği açıkları ba-
“NESNELERİN İNTERNETİ YENİ BİR VİZYON SUNUYOR”
VASFİ ŞAHİN YILMAZ MAKİNE SATIŞ SONRASI DESTEK ŞEFİ
“Endüstri 4.0 dünyadaki yeni trend. Müşterilerimize sunduğumuz uzaktan hizmet ise buna basit bir örnek. İmal ettiğimiz Endüstri 4.0’a uyumlu makineler, müşterilerimizin bütün verilerine makineye bağlı olmadan herhangi bir cihazdan erişilebilmesi, üretimi takip edebilmesi gibi birçok kolaylık sunuyor. Dünyanın 85 ülkesine verdiğimiz teknik ve servis desteğini ‘Nesnelerin İnterneti’ vizyonuyla ilerleyen süreçte daha da geliştireceğiz.”
43
kapak
SATIŞ SONRASI HİZMETLER ARASINDA GARANTİ, SİGORTA, ÜRÜN GÜNCELLEMELERİ VE BAKIM/ONARIM HİZMETLERİ İLE MARKALARIN TÜKETİCİLERE SUNDUĞU ÇAĞRI MERKEZİ, KARGO BİLGİLERİ VE FARKLI KANALLARDAN İLETİŞİM KOLAYLIKLARI GİBİ SEÇENEKLER YER ALIYOR.
MÜŞTERILERE YENI ÜRÜNLER SATMANIN YOLU, DAHA ÖNCE SATILAN ÜRÜNLERIN KULLANIM SÜRELERI BOYUNCA SAĞLANAN TEKNIK SERVIS HIZMETININ KALITESINDEN GEÇİYOR. SADECE BU MEMNUNIYETI YAKALAMIŞ ALICILARIN MARKA BAĞLILIĞINDAN BILE SÖZ EDİLİYOR.
44
rındırmasının, sektördeki en temel problem olduğunu da hatırlatan Atik, şantiye alanlarında hizmet vermeye gittiklerinde ise sıklıkla iş güvenliği gerekliliklerinin sağlanmadığına tanık olduklarını ve bu şartlarda da teknik servis hizmeti vermeyi reddettiklerini söylüyor. Endüstri 4.0’ın anlık olarak müşteriye özel ürün geliştirmeyi ve müşterinin de ürün geliştirme sürecine dâhil olduğu açık inovasyonu mümkün kıldığını vurgulayan Atik, sözlerini şöyle tamamlıyor: “Endüstri 4.0 çağı, üretim ve hizmet geliştirme süreçlerinden tutun da müşteri, sipariş ve lojistiğe kadar olan bütün süreci içeriyor. Asansör sektöründeyse özellikle satış öncesi ve sonrası servis hizmetleri ve bakım alanları çok ciddi bir dönüşüm geçirecek. CRM sistemleriyle entegre edilmiş büyük veri analizi sayesinde, makineler uzaktan birbirleriyle iletişim kurarak, servis hizmetlerinin daha verimli çalışmasını sağlayacak. Gömülü sensörler aracılığıyla arızaya uzaktan müdahale edildiği için hem satış sonrası operasyon hem de garanti maliyetleri ciddi anlamda azaltacaktır.” “SÜREÇ YÖNETİMİNDE ÖNEMLİ ÖLÇÜDE HIZ KAZANDIK” En önemli hedeflerinin müşteri memnuniyeti sağlamak olduğunu ifade eden Yılmaz Makine Satış Sonrası Destek Şefi Vasfi Şahin de imal ettikleri makinelerin kurulum ve eğitim hizmetinin yanı sıra servis ve yedek parça desteği de verdiklerini aktarıyor. “Müşterilerimiz ihtiyaçları ekseninde taleplerini; telefon, e-Posta, WhatsApp ve İnternet gibi uzaktan hizmet çözümleri kanalıyla da bize ulaştırabilme olanağına sahip” diyen Şahin sözlerine şöyle devam ediyor: “Yeniden yapılanma sürecinde müşterilerimize
daha hızlı ve kaliteli hizmet sunmak için teknik servis ve yedek parça birimlerini ayrı ayrı organize ettik. Böylelikle uzmanlaşmaya olanak sağlarken, süreç yönetiminde önemli ölçüde hız kazandık. Bunun yanında, bu departmanları kendi içlerinde de yurt içi ve yurt dışı olarak ayırarak saat farkı olan ve farklı diller konuşulan coğrafyalara uzaktan bağlantı desteği sağladık ve hizmet kalitemizi artırdık.” Bayilerden gelen eğitim taleplerini belirli periyotlarda “Yılmaz Akademi” biriminde planlayarak uygulamaya koyduklarının altını çizen Şahin, “Yeni ürünlerimizin yanında mevcut ürünlerdeki güncelleştirmeleri de bu sayede bayilerimizin teknik personeline aktarabiliyoruz. Söz konusu periyodik eğitimler bundan sonraki süreçte de içerikleri güncellenerek devam edecek” diyor. Makinelerinin garanti ve iade koşulları hakkında da bilgi veren Şahin, “Bu kapsamda bazı prosedürler çerçevesinde hareket ediyoruz. Öncelik sorunun kaynağını tespit ediyoruz. Sorunun sebebi ne olursa olsun öncelikli hedefimiz müşterilerimizin makinelerinin en kısa sürede verimli biçimde çalışmasını sağlamaktır. Eğer problem makineden kaynaklı ise müşterilerimizin zaman ve üretim kaybını önlemek için en hızlı şekilde ücretsiz değişim imkânı sağlıyoruz. Ancak hata kullanım kaynaklı ise operatöre tekrar eğitim veriyoruz. Yedek parça değişimi ya da yazılım güncellemesine gerek duyuluyorsa durumu müşterilerimize detaylarıyla izah edip yerinde veya kendi bünyemizde gerekli müdahalede bulunuyoruz. Garanti süresi boyunca kullanıcı hatası yoksa elektrik, pnömatik, mekanik ve yazılım arızalarını bedelsiz onarıyoruz. Bunun yanında yeni makinelerimizin en son yazılım güncellemelerini de garanti kapsamında yerine getiriyoruz” diyor.
ALMANYA SERVİS HİZMETLERİNDE STANDART OLUŞTURMA YOLUNDA ALMANYA’NIN TOPLAM MAKİNE CİROSU İÇİNDE SERVİS HİZMETLERİNIN PAYININ 2016 YILINDA YÜZDE 19,2 OLDUĞUNU SÖYLEYEN TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ ALMANYA DANIŞMANI AHMET YILMAZ, ÜLKENİN MAKİNE CİROSUNUN ANILAN YIL İÇİNDE 220 MİLYAR EURO OLDUĞU DÜŞÜNÜLDÜĞÜNDE, BU ORANIN BÜYÜKLÜĞÜNÜN DAHA İYİ ANLAŞILABİLECEĞİNİ VURGULUYOR. Makine sektöründe yedek parça ve servis garantisi uygulamalarının yeni pazarlara girmek ve burada müşteri edinme noktasında büyük bir önem taşıdığını belirten Türkiye’nin Makinecileri Almanya Danışmanı Ahmet Yılmaz, “Geçmiş dönemlerin makine üretim teknolojilerine uygun olarak sadece yedek parça garantisi üzerinden yürüyen süreç, teknolojinin gelişmesi ve müşterilerinin artan oranda belirleyici talepleriyle günümüzde çok farklı servis/hizmet alanlarını da kapsıyor” diyor. Uluslararası düzeyde genel geçer standart bir yedek parça ve servis garanti sözleşmesi bulunmadığını kaydeden Yılmaz konu hakkında şu bilgileri veriyor: “Bu noktada ülkelerin ve/veya ekonomik bölgelerin, birliklerin değişik mevzuatları bulunuyor. AB ülkelerinin CE standardı, müşterileri ve kendi pazarlarını sözde ‘ucuz ürünlere’ karşı koruma olarak düşünülmüş olsa da koruyucu bir önlemdir. Genel olarak servis hizmeti ve yedekparça garantisi bu genel çerçevelerde belirleniyor. ABD pazarında bu konuda daha geniş mevzuatın olduğu da biliniyor. Bu genel çerçevenin yanı sıra asıl belirleyici olan ve detaylı bir şekilde sözleşmelere konu olan ise bir ürünün, makinenin alıcı ve satıcısı
arasında düzenleniyor. Günümüzde ürünle birlikte artık servis/hizmet de satılıyor. Ürünün fiyatını belirleyen artık sadece imalat yapısı değil, bununla birlikte içerdiği servis/ hizmet bedelidir. Bu faktör günümüz rekabetçilik ortamında en belirleyici pozisyon olmaya aday durumundadır.” Yılmaz, makine sektöründe; tesis, planlama, işletme, türbinler, veya asansör gibi spesifik alanlarda servis ve yedek parça garanti şartının olmazsa olmaz koşullar arasında yer aldığını hatırlatarak, “Küreselleşen makine sektöründe servis hizmetleri her geçen gün önemini artırmaya ve başlı başına bir alt sektör konumuna gelmeye başladı” diyor. Almanya’nın toplam makine cirosu içinde servis hizmetleri payının 2016 yılında yüzde 19,2 gibi önemli bir orana karşılık geldiğinin altını çizen Yılmaz, şöyle devam ediyor: “Almanya’nın makine cirosunun anılan yıl içinde 220 milyar euro olduğu düşünüldüğünde bu oranın büyüklüğü daha iyi anlaşılıyor. ABD’nin en büyük makine yatırımcısı olan Almanya’nın, bu ülkede servis hizmetleri ağı oranı yüzde 65’in üzerinde. Buradan da anlaşılacağı üzere, bir pazarda başarılı olmak için yerinde servis hizmetleri oldukça önemli.”
Günümüzde satış sonrası hizmetlerin makine üretmek kadar önemli olduğunu aktaran Yılmaz, küresel rekabette bu başlığın, özellikle de yeni sanayi döneminde daha fazla önem kazandığını hatırlatıyor. Önleyici bakım ve servis hizmetlerinin artık dijital ortamlara taşındığını kaydeden Yılmaz, ilerleyen süreçte lokal servis hizmetlerinin -bilhassa küçük ve orta ölçek işletmeler için büyük masraf kalemi oluşturan bu faktör- farklı içerik kazanacağını vurguluyor. “Akıllı fabrika, akıllı makine sürecinde Almanya, VDMA (Alman Makine ve Tesis Üreticileri Birliği) bünyesinde ‘Makine Servis Çalışma’ grubu kurarak küresel standartlarda servis hizmetlerinin nasıl olması gerektiği üzerine düzenli çalışıyor” diyen Yılmaz sözlerini şöyle noktalıyor: “Yine Almanya’nın saygın araştırma enstitülerinden olan Fraunhofer IAO himayesinde önemli makine üreticisi işletmelerin işbirliğiyle ‘Makine Servis Platformu’ oluşturuldu. Bu platformun amacı servis hizmetlerinde bir standart oluşturarak rekabette kayıpları optimize etmek. Yeni teknolojilerin uygulamaya alınmasıyla birlikte üretimde benzerlik artarken servis hizmetlerindeki farklılık ve çeşitlilik gelecek dönemin belirleyicileri arasında olacak.”
45
ülkelerden KOSTA RİKA CUMHURIYETI
YÜZÖLÇÜMÜ 51.100 km2
NÜFUS 4,9 milyon (2017, tahmini)
ÖNEMLİ ŞEHİRLER San Jose (Başkent), Cartago, Puerto Limón, Alajuela, Heredia, Liberia, Puntarenas, Caldera, Guanacaste, San Isidro, Golfito
ETNİK GRUPLAR %83,6 Beyaz ve melez %6,7 Mulato %2,4 Yerli %1,1 Siyahi
DİL İspanyolca
DİN % 75 Katolik %15 Protestan %10 Diğer
PARA BİRİMİ Kosta Rika Kolonu (CRC) 1 ABD Doları: 568,2 CRC (19 Ocak 2018 itibarıyla) Kaynaklar: CIA The World Factbook T.C. Dışişleri Bakanlığı Kosta Rika Cumhuriyeti Künyesi
46
ASKERİ DARBELER, SAVAŞLAR VE UYUŞTURUCU KARTELLERİYLE MÜCADELE EDEN; YERLEŞMİŞ BİR DEMOKRASİ KÜLTÜRÜNDEN UZAK BİR GÖRÜNÜM SERGİLEYEN ORTA AMERİKA’DA ORDUSU OLMADAN SÜRDÜRDÜĞÜ YERLEŞİK DEMOKRASİSİ VE İSTİKRARLI YÖNETİMİYLE DIKKAT ÇEKEN KOSTA RİKA, EKONOMİK ANLAMDA DA BÖLGENİN EN HIZLI GELİŞEN ÜLKELERİNDEN BİRİ. ATLANTİK VE PASİFİK OKYANUSLARINA OLAN KIYILARI, EŞSİZ DOĞASI VE YÜKSEK TEKNOLOJİ YATIRIMLARIYLA GELİŞEN İMALAT SANAYİLERİ, KOSTA RİKA’NIN KÜRESEL EKONOMİDEKİ ÖNEMİNİ ARTIRIYOR.
Arenal Yanardağı
47
ülkelerden Santa Teresa
B
ir Orta Amerika ülkesi olan Kosta Rika’nın İspanyolca’daki anlamı “Zengin Sahil”dir. Sıkça dile getirilen bir söylenceye göre ünlü kâşif Kristof Kolomb, Güney Amerika’ya gerçekleştirdiği dördüncü seferinde, 1502 yılında bu ülkenin kıyılarına ilk kez vardığında, “Buradaki iki günümde, Hispanyola’da dört yılda gördüğümden daha fazla altın gördüm” demiş ve bu heyecanla bu toprakların adını “Zengin Sahil” olarak nitelendirmiş. Ancak, Kolomb döneminde 400 bin olan yerli nüfusun ağır çalışma koşulları ve yeni hastalıklara
48
maruz kalmalarıyla daha 1600’lü yıllardan itibaren 8 bine düşmesi, Kosta Rika’nın devam eden yıllarda fakirleşmesini de beraberinde getirmiş. Kuzeyde Nikaragua, güneydoğuda Panama ile komşu olan ülkenin batısında Büyük Okyanus, doğusunda ise Karayip Denizi yer alıyor. Ülke ekonomik olarak fakir olsa da, coğrafi koşullar Kosta Rika’yı bütün olarak bir doğal parka dönüştürmüş. Bu anlamda Kosta Rika, doğal hayat anlamında “Zengin Sahil” ismini sonuna kadar hak ediyor. Zengin sahil şeritleri ve muhteşem plajlara sahip olan Kosta
KOSTA RİKA’NIN MAKİNE İTHALATINDA İLK 10 ÜLKE (MİLYON DOLAR - 84. FASIL)
Rika’nın doğal güzellikleri sadece bunlarla da sınırlı değil: Yüz ölçümü olarak oldukça dar topraklara sahip olan ülke, hem bitki hem de hayvan varlığı açısından nadir görülen türleri barındırdığı doğa parklarında, tüm dünyadaki doğal yaşamın yüzde 5’ine tek başına ev sahipliği yapıyor ve bu anlamda doğaseverler için eşsiz bir deneyim vaat ediyor. İspanyolların yaklaşık 300 yıl süren koloni hâkimiyetleri boyunca Kosta Rika’nın idare merkezinden uzaklığı, Kolomb’un tasvirinin aksine altın ve gümüş gibi kaynaklardan yoksun olması ve dışarıyla tek başına ticaret ya-
Sıra No
ÜLKE
1
Kaynak: BM İstatistik Bölümü Verileri Türkiye verileri TÜİK’e aittir. Değişim % (14/13)
2013
2014
ABD
599
592
-1,1
2
ÇİN
217
243
11,9
3
MEKSİKA
107
85
-21
4
ALMANYA
43
63
47,1
5
İTALYA
50
56
10,3
6
JAPONYA
41
44
5,8
7
BREZİLYA
31
41
34,3
8
İSPANYA
34
27
-19,2
9
PANAMA
22
23
5,5
10
GUATEMALA
20
19
-2,4
39
TÜRKİYE
1,2
0,9
-20
DEĞİŞİM
186
186
0,4
TOPLAM
1.350
1.380
2,2
pabilmesine izin verilmemesi, ülkenin yoksul ve seyrek nüfuslu bir bölge haline dönüşmesine sebep oldu. Hatta tarihçilere göre Kosta Rika, tüm İspanyol İmparatorluğu’nun en fakir kolonisi olarak bile gösteriliyor. Bu durum, İspanya’nın Kosta Rika’yı kendi kaderine terk etmesine neden olurken, çalıştırmak için yerli iş gücünden de yoksun olan halk, sahip oldukları küçük toprakların üzerinde kendi başlarına tarımla uğraşmak zorunda kaldı. Orta Amerika ülkelerinin 1821 yılında İspanya’dan bağımsızlığını ilan ederek aralarında kurdukları federe cumhuriyete Kosta Rika da katılırken, seçilen ilk valinin güvenilir bir yargı sistemi oluşturması, ülkenin ilk gazetesini kurması ve ücretsiz eğitimi yaygınlaştırması, Kosta Rika’nın bugününü de etkileyen en önemli atılımlardı. Ancak daha da önemlisi, o güne kadar sadece kendini geçindirme seviyesinde olan kahve üretiminin 1820’li yıllarda teşvik edilerek bir ihraç ürününe dönüştürülmesi, bu amaçla kahve yetiştirmek isteyen her köylüye karşılıksız toprak verilmesi, Kosta Rika’nın günümüzde de dünyanın en güçlü kahve çekirdeği üreticilerinden biri olmasının en önemli nedeni olarak gösteriliyor. ORTA AMERİKA’DA DIKKAT ÇEKEN ÜLKE 19’uncu yüzyılda İspanya’dan bağımsızlığını kazandığında dış dünyaya kapalı ve isminin aksine fakir bir ülke olan Kosta Rika, zamanla Orta Amerika’nın gelişmiş ve çok ziyaret edilen ülkelerinden biri haline geldi. Kendisiyle aynı gelir seviyesindeki ülkelere göre çok daha fazla insani kalkınma gerçekleştirdiği için 2010 yılında Birleşmiş Milletler
KOSTA RIKA, DÜNYA DEMOKRASI ENDEKSI’NDE 22’NCI, GÜNEY AMERIKA ÜLKELERI ARASINDA ISE ÜÇÜNCÜ SIRADA YER ALIYOR.
49
ülkelerden San Pablo Klisesi - Heredia
Kalkınma Programı (UNDP) tarafından örnek ülke olarak seçilen Kosta Rika, 2011’de ise yine aynı kuruluş tarafından insani kalkınma ve eşitsizlikle mücadelenin yanı sıra sürdürülebilir çevre politikaları konularında da örnek ülke olarak gösterilmişti. 2017’de yılın 300 gününü yenilenebilir enerji kaynaklarından elde ettiği enerjilerle karşılayan Kosta Rika, karbon salımı en düşük ülkeler arasında da gösteriliyor.
TİCARETİN YÜZDE 40’I ABD İLE YAPILIYOR Kosta Rika, her ne kadar bir turizm ülkesi olarak anılsa da, ekonomik anlamda kazancının yüzde 55’ini tarımdan sağlamayı sürdürüyor. Ülkede hayvancılık sektörü de gelişmiş bir seviyede yer alırken, Kosta Rika, Orta Amerika’nın en çok süt ürünleri ihraç eden ülkesi olarak dikkat çekiyor. Kuru ve yağışlı olmak üzere iki mevsime sahip olan Kosta Rika’da yağmurların düzenli olarak yağması San Jose
50
Central Park Meydanı, La Fortuna
ve ülkedeki yanardağların külleriyle beslediği verimli toprakları, tarımı kârlı bir sektör haline getirmiş durumda. Ülkenin ihraç ürünleri arasında muz, kahve çekirdeği, hazır gıda, palmiye yağı, integral devre ve mikro elektronik, tekstil, tıbbi malzeme bulunurken, ithal kalemleri arasında ise ham maddeler, tüketim malları, sermaye malları ve petrol yer alıyor. Kosta Rika’nın dış ticaret hacminin yüzde 40’ı ABD’ye yönelik gerçekleşirken, ülkenin
son yıllarda önemli düzeyde dış yatırım çekmeye başladığını da söylemeliyiz. Ülke, Dünya Bankası 2017 İş Yapma Kolaylığı Raporu’nda 190 ülke arasında dünyada 61’inci, Güney Amerika ülkeleri arasında ise dördüncü sırada yer alıyor. Meksika, Panama, Şili, Kanada, Çin ve Haziran 2013’te EFTA ülkeleriyle Serbest Ticaret Anlaşmaları imzalayan ülke, 2012 yılından bugüne Orta Amerika ülkeleriyle AB arasın-
KOSTA RİKA’NIN MAKİNE İTHALATINDA BAŞLICA KALEMLER (MİLYON DOLAR – 84. FASIL) GTİP
GTİP TANIMI
8471
Kaynak: BM İstatistik Bölümü Verileri Değişim % (16/15)
2015
2016
OTOMATİK BİLGİ İŞLEM MAKİNELERİ, ÜNİTELERİ
251
252
0,5
8418
BUZDOLAPLARI, DONDURUCULAR, SOĞUTUCULAR, ISI POMPALARI
109
100
-8,1
8443
MATBAACILIĞA MAHSUS BASKI MAKİNELERİ, YARDIMCI MAKİNELER
91
90
-0,3
8481
MUSLUKÇU, BORUCU EŞYASI-BASINÇ DÜŞÜRÜCÜ, TERMOSTATİK VALF DÂHİL
64
66
3,4
8421
SANTRİFÜJLE ÇALIŞAN KURUTMA, FİLTRE, ARITMA CİHAZLARI
47
59
25,2
8414
HAVA-VAKUM POMPASI, HAVA-GAZ KOMPRESÖRÜ, VANTİLATÖR, ASPİRATÖR
52
51,7
-0,7
8422
YIKAMA, TEMİZLEME, KURUTMA, DOLDURMA İŞLERİ İÇİN MAKİNE VE CİHAZLAR
25
44
72,4
8415
KLİMA CİHAZLARI-VANTİLATÖRLÜ, ISI, NEM DEĞİŞTİRME TERTİBATLI
35
44
26,2
8450
EV VEYA ÇAMAŞIRHANE TİPİ YIKAMA MAKİNELERİ (YIKAMA VE KURUTMA BİR ARADA)
42
42,6
1,6
8429
DOZERLER, GREYDER, SKREYPER, EKSKAVATÖR, KÜREYİCİ, YÜKLEYİCİ
42
39
-5,9
592
591
-0,2
1.350
1.380
2,2
DİĞER TOPLAM
51
ülkelerden Playa, Herradura
daki kapsamlı Ortaklık Anlaşması’nın da tarafı konumunda. Diğer yandan Kosta Rika, iyi eğitim almış işgücü ve Orta Amerika’da kuzey ve güney pazarlarında kolay giriş sağlayan, Avrupa ve Asya pazarlarına da direkt geçiş veren Okyanus bağlantılarıyla ticari gelişmesini sürdürürken, yüzde 100’e ulaşan okuma-yazma oranıyla da küresel ölçekte dikkat çeken bir konumda yer alıyor.
EKONOMİSİ BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR Kosta Rika’nın ekonomisi tarıma dayalıyken, nüfusunun yüzde 55’i de tarım ile uğraşıyor. Ülke halen dünyanın en çok kahve üreten ülkelerinden biri konumunda bulunuyor. Yine muz ürünleri de Kosta Rika ihracatında önemli bir paya sahip. Bu kapsamda Kosta Rika, Orta Amerika’nın en çok süt, kakao ve muz ürünleri ihraç eden ülkesi olmaya devam ediyor.
TÜRKİYE’NİN KOSTA RİKA’YA 84. FASIL BAZINDA MAKİNE İHRACATI (BİN DOLAR) GTİP
GTİP TANIMI
8436
Değişim % (16/15)
2015
2016
TARLA VE BAHÇE TARIMI, KÜMES HAYVANCILIĞI VE ARICILIĞA MAHSUS MAKİNELER
294
257
-46,5
8474
TOPRAK, TAŞ, METAL CEVHERİ AYIKLAMA, ELEME MAKİNELERİ
383
152
-60,2
8451
DOKUMA MADDELERİNİ YIKAMA, KURUTMA, ÜTÜLEME MAKİNE VE CİHAZLARI
-
111
-
8413
SIVILAR İÇİN POMPALAR, SIVI ELEVATÖRLERİ
56
85
50,7
8434
SÜT SAĞMA MAKİNELERİ VE SÜTÇÜLÜKTE KULLANILANMAKİNE VE CİHAZLAR
75
74,3
-1
8433
HASAT, HARMAN, BİÇME; ÜRÜNLERİ AYIRMA, TEMİZLEME MAKİNE VE CİHAZLARI
82
64
-21,7
8428
KALDIRMA, İSTİFLEME, YÜKLEME, BOŞALTMA MAKİNE VE CİHAZLARI
-
50
-
8421
SANTRİFÜJLE ÇALIŞAN KURUTMA, FİLTRE, ARITMA CİHAZLARI
24
47
94,2
8414
HAVA-VAKUM POMPASI, HAVA-GAZ KOMPRESÖRÜ, VANTİLATÖR, ASPİRATÖR
36
43
18,9
8419
ISI DEĞİŞİKLİĞİ YÖNTEMİ İLE MADDELERİ İŞLEMEK İÇİN CİHAZLAR
54
37
-31,5
178
126
-29,1
1.182
946
-19,9
DİĞER TOPLAM
52
Kaynak: TÜİK verileri
Sanayi açısından gelişmemiş olan ülkede çoğunlukla küçük çaplı işletmeler yer alıyor. Sanayi üretiminde tarıma dayalı şeker rafinerileri ve gübre fabrikaları ön planda yer alırken, son yıllarda tüketici elektroniği, tekstil ve tıbbı ürünler de sanayi imalatında önemli oranda gelişim göstermeye devam ediyor. 2014 yılında yüzde 3,5 ve 2015 yılında yüzde 3,6 oranında büyüyen ülke ekonomisi 2016 yılında yüzde 4,5 oranında büyüme sergilemişti. 2017 yılında ise yüzde 3,8 oranında büyüyeceği tahmin edilen ülkede orta sınıfın tüketim harcamaları büyümeyi destekleyen en önemli unsur olmayı sürdürüyor. Turizm ve inşaat sektörlerinin, ABD ve Avrupa’daki ekonomik gelişmelere bağımlılığı yüksek olsa da özellikle Orta Amerika Serbest Ticaret Anlaşması’nın (DR-CAFTA) etkisiyle yüksek teknoloji yatırımlarındaki gelişimin sürmesi öngörülüyor. Diğer yandan, ülkede telekom, sigortacılık ve enerji gibi önemli sektörlerin özel girişime açılması ve altyapı yatırımlarının hızlanmasıyla birlikte bu sektörlerde de büyüme beklentisi yüksek seyrediyor. 42 ÜLKE İLE STA’SI BULUNUYOR Kosta Rika’nın 2016 yılı ihracatının yüzde 13’ü medikal cihazlardan oluşuyordu. Muz yüzde 8,7, ananas, guava ve mango yüzde 8,6, ortopedik cihazlar yüzde 4,4 ve kahve ise yüzde 3,2 ile ülkenin ihraç ettiği diğer başlıca ürünler olarak sıralanıyor. Tarım ve gıda ürünlerinin ülke ihracatındaki payı da toplamda yüzde 44 olarak gerçekleşmeye devam ediyor. Kosta Rika’nın ihracatının ülke bazında fazla çeşitli olmadığı, ağırlıklı olarak ABD ve
KOSTA RİKA İTHALATINDA MAKİNE SEKTÖRÜNÜN PAYI (MİLYON DOLAR)
Kaynak: BM İstatistik Bölümü Verileri 2016
KOSTA RİKA’NIN TOPLAM İTHALATI
15.325
KOSTA RİKA’NIN MAKİNE İTHALATI
1.380
KOSTA RİKA’NIN TOPLAM İTHALATINDA MAKİNE SEKTÖRÜNÜN PAYI TÜRKİYE’NİN KOSTA RİKA’YA İHRACATINDA MAKİNE SEKTÖRÜNÜN PAYI (BİN DOLAR)
%9
Kaynak: BM İstatistik Bölümü Verileri 2015
2016
TÜRKİYE’NİN KOSTA RİKA’YA TOPLAM İHRACATI
48.025
46.908
TÜRKİYE’NİN KOSTA RİKA’YA MAKİNE İHRACATI
1.182
946
%2,5
%2
TÜRKİYE’NİN KOSTA RİKA’YA İHRACATINDA MAKİNE SEKTÖRÜNÜN PAYI
Kosta Rika doğasıyla “zengin” ismini hakediyor.
53
ülkelerden
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ? • Kosta Rika, dünya üzerinde 10 binde 3 gibi oldukça dar bir kara oranına sahip olsa da yüzde 5’lik payla dünyanın en fazla biyo çeşitliliğe sahip olan ülkesidir. Kosta Rika’da 34 bin farklı türde böcek olduğu düşünülüyor. • The Independent gazetesinde yer alan bir habere göre, Kosta Rika, 2017 yılının 300 gününde enerji ihtiyacını hidroelektrik, jeotermal, rüzgâr, biyokütle ve güneş enerjisini içeren yenilenebilir enerji kaynaklarından karşıladı. Kosta Rika Elektrik Enstitüsü’ne dayandırılan haberde, ülkenin toplam enerji ihtiyacının yüzde 78’inin hidroelektrik santrallerinden, yüzde 10’unun rüzgâr enerjisinden, yüzde 10’unun jeotermal santrallerden ve yüzde 2’lik kısmının da biyokütle ve güneş enerjisi santrallerinden elde edilen enerjiyle karşılandığı bildiriliyor. • Kosta Rika’da okur-yazar oranı neredeyse yüzde 100’dür. Devlet radyolarından biri, sürekli olarak okuma yazma dersleri vermeyi sürdürüyor.
İSPANYOLLARIN YAKLAŞIK 300 YIL SÜREN KOLONİ HÂKİMİYETLERİ BOYUNCA KOSTA RİKA’NIN İDARE MERKEZİNDEN UZAKLIĞI, KOLOMB’UN TASVİRİNİN AKSİNE ALTIN VE GÜMÜŞ GİBİ KAYNAKLARDAN YOKSUN OLMASI VE DIŞARIYLA TEK BAŞINA TİCARET YAPABİLMESİNE İZİN VERİLMEMESİ, ÜLKENİN YOKSUL VE SEYREK NÜFUSLU BİR BÖLGE HALİNE DÖNÜŞMESİNE SEBEP OLDU. HATTA TARİHÇİLERE GÖRE KOSTA RİKA, TÜM İSPANYOL İMPARATORLUĞU’NUN EN FAKİR KOLONİSİ OLARAK BİLE GÖSTERİLİYOR.
54
• Kosta Rika, 1948 İç Savaşı’nın ardından ülkedeki silahlı kuvvetleri lağvetti ve o
AB ülkelerine yöneldiğini de söyleyebiliriz. Hâlihazırda 42 ülke ile Serbest Ticaret Anlaşması bulunan Kosta Rika, ihracatının yaklaşık yüzde 90’ını bu ülkelere gerçekleştiriyor. Ülkenin 2016 yılı ihracatında yüzde 40,9 payla ABD ilk sırada yer alırken, Panama yüzde 5,6, Hollanda yüzde 5,5, Belçika yüzde 5,4, Nikaragua yüzde 5,2 ve Guatemala yüzde 5,2 ile Kosta Rika’nın diğer önemli ihraç pazarlarını oluşturuyor. Türki-
günden beri bir ordusu bulunmuyor. Buna rağmen, yakın tarihi darbeler, savaşlar ve uyuşturucu çeteleriyle süren çatışmalarla anılan Orta Amerika ülkeleri içerisinde 1948’den beri olaysız 13 demokratik seçim gerçekleştiren Kosta Rika, bu anlamda büyük bir başarıya da imza atmış gözüküyor. Öyle ki bugün Kosta Rika, ordusu olmamasına rağmen Şili ve Uruguay’ın ardından Güney Amerika’nın en güvenli ülkesi olarak gösteriliyor ve Dünya Demokrasi Endeksi’nde 22’nci, Güney Amerika ülkeleri arasında ise üçüncü sırada yer alıyor. • Ülkede bulunan 100’den fazla volkanik dağ içinde en büyüğü ve en aktif olan Arenal Yanardağı iken, en son 2010 yılında aktifleşen yanardağ, 1968’deki patlamasında ise Tabacon şehrini haritadan silmişti. Irazu yanardağı ise başkent San Jose’nin hemen doğusunda yer alıyor ve şehri tehdit etmeye devam ediyor. Bununla birlikte Kosta Rika, ülkedeki bu volkanik güçleri jeotermal enerjide oldukça iyi değerlendirmeye devam ediyor.
ye ise 2016’da Kosta Rika ihracatında yüzde 0,5 pay ile 21’inci sırada yer almıştı. Kosta Rika’nın ithalatında ise 2016 yılında işlenmiş petrol ürünleri yüzde 8, binek otomobilleri yüzde 4,6, telefon cihazları yüzde 4,1, ilaç yüzde 3,3, medikal cihazlar yüzde 1,7, otomatik bilgi işlem makineleri yüzde 1,6 ve eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar yüzde 1,4’lük paya sahip bulunuyor. 2016 yılı ithalatının yüzde 37,2’sini ABD’den
gerçekleştiren Kosta Rika’nın diğer başlıca tedarikçileri de yüzde 13,6 ile Çin, yüzde 6,9 ile Meksika, yüzde 3,1 ile Guatemala, yüzde 2,7 ile Japonya ve Almanya olarak sıralanıyor. Türkiye, aynı dönemde Kosta Rika’nın ithalatında yüzde 0,4 payla 32’nci sırada yer alıyordu. KOSTA RİKA’NIN MAKİNE İTHALATI Kosta Rika, 2016’da 15,3 milyar dolar tutarında mal ve hizmet ithal ederken, bunun 1,38 milyar dolarlık bölümü makine ve aksamlarına aitti. Kosta Rika’nın 2016 yılı makine ithalatında ABD, Çin ve Meksika ilk üç sırayı paylaşırken, Türkiye, Kosta Rika’nın makine ithalatı gerçekleştirdiği ülkeler içerisinde ancak 39’uncu sırada yer alabiliyor. BM İstatistik Bölümü verilerine göre Kosta Rika, 2016’da Türkiye’den 900 bin dolar değerinde makine ithal etti. Ülkeler açısın-
dan Kosta Rika’nın makine ithalatı incelendiğinde ise ilk 10 ülke içerisinde Almanya, İtalya, Japonya, Brezilya, İspanya, Panama ve Guatemala’nın yer aldığı görülüyor. Bu çerçevede Kosta Rika, 84’üncü fasılda 2016 yılı verilerine göre en fazla 8471 GTİP kodlu “Otomatik bilgi işlem makineleri, üniteleri” ürün grubunda ithalat yaptı. 2016 yılında söz konusu ürün grubunda yüzde 0,5’lik artışla 252 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken, bu rakam 2015 yılında 251 milyon dolar olarak gerçekleşmişti. Listenin ikinci sırasında ise 8418 GTİP kodlu “Buzdolapları, dondurucular, soğutucular, ısı pompaları” ürün grubu bulunuyor. Kosta Rika, 2016 yılında söz konusu kalemde yüzde 8,1’lik düşüşle 100 milyon dolar değerinde makine ithal ederken, bu ürün grubunda 2015 yılında 109 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilmişti. Kosta Rika’nın 2016’da 84’üncü fasıl-
HAYVANAT BAHÇELERINI KAPATAN KOSTA RIKA HÜKÜMETI, HAYVANLARIN SADECE INSAN ZEVKI IÇIN KAFESLERDE YAŞAMALARINA ENGEL OLARAK ÖRNEK BIR ADIM ATMIŞ.
55
ülkelerden
19’UNCU YÜZYILDA İSPANYA’DAN BAĞIMSIZLIĞINI KAZANDIĞINDA DIŞ DÜNYAYA KAPALI VE İSMİNİN AKSİNE FAKİR BİR ÜLKE OLAN KOSTA RİKA, ZAMANLA ORTA AMERİKA’NIN GELİŞMİŞ VE ÇOK ZİYARET EDİLEN ÜLKELERİNDEN BİRİ HALİNE GELDİ.
da en fazla ithalat gerçekleştirdiği üçüncü kalem ise 8443 GTİP kodlu “Matbaacılığa mahsus baskı makineleri, yardımcı makineler” ürün grubu oldu. Söz konusu ürün grubunda da yüzde 0,3’lük kayıpla 90 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken, bu rakam 2015’te 91 milyon dolar seviyesindeydi. Kosta Rika’nın makine ithalatındaki ilk 10 ürün grubu içerisinde en yüksek artış ise 8422 GTİP kodlu “Yıkama, temizleme, kurutma, doldurma işleri için makine ve cihazlar” ürün grubunda oldu. Bu ürün grubunda 2016’da yüzde 72,4’lük artışla 44 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirildi. AMERİKA PAZARINA GİRİŞ KAPISI Diğer yandan, BM İstatistik Bölümü verilerine göre Türkiye, Kosta Rika’nın makine ithalatında 900 bin dolar ile 39’uncu sırada yer almaya devam ediyor. TÜİK rakamlarına göreyse 84’üncü fasılda Türkiye’nin Kosta Rika’ya ihraç ettiği makine ürünleri 946 bin dolar olarak gerçekleşti. Bu ürünler içerisinde ilk sırada 8436 GTİP kodlu “Tarla ve bahçe tarımı, kümes hayvancılığı
YILIN HER AYI FESTİVALLER DÜZENLENİYOR
Eğlenmeyi seven bir ülke olan Kosta Rika’da neredeyse her ay farklı alanlarda festivaller düzenleniyor. Yılın ilk festivali, Ocak ayının ilk iki haftasında Palmares de Alajuela’da düzenlenen Fiestas de Palmares iken, konserler ve rodeo gösterileriyle bu festival ülke turizmine de önemli katkı sağlıyor. Şubat ayının öne çıkan festivali ise Expo Perez Zeledon’dur. Liberia’da düzenlenen etkinliklerde büyükbaş hayvanlar sergileniyor ve rodeo gösterileri yapılıyor. Mart ayının en büyük etkinliği ayın ikinci Pazar gününde düzenlenen El Dia del Boyero iken, “Kağnı Arabası Sürücüleri Günü” olarak da Türkçeleştirebileceğimiz bu etkinlikte süslü arabaların geçit töreni renkli görüntülere sahne oluyor. Aynı ay ve aynı gün San Jose’de ise Uluslararası Sanat Festivali yapılıyor. Bir diğer önemli ve büyük festival ise Ağustos ayında San Jose’de düzenlenen Müzik Festivalidir ve her yıl binlerce insan bu festival için şehri ziyaret ediyor.
56
Senora de Los Angeles Bazilikası - Cartago
KOSTA RİKA EKONOMİSİNİN ANA SEKTÖRLERİ TARIM VE HAYVANCILIK:
Tarım sektörü işgücünün yüzde 12’sini istihdam etse de kayıt dışı istihdamla birlikte nüfusun yüzde 55’i tarım ekonomisiyle geçimini sağlıyor. Tarımda çeşitlendirme ile ihracat alanında önemli gelişme kaydedilirken, tarımsal üretim, pirinç, fasulye ve mısırdan daha yüksek ihracat geliri elde edilebilen ananas, kavun, çilek ve kış sebzelerine yöneliş sürüyor. Muz, kahve çekirdeği ve ananas ülkenin diğer en önemli ihracat kalemleri ve ülkede üretilen kahvenin yüzde 60’ı en üst kalitede gerçekleşiyor. AB, ABD, Çin ve Japonya gibi ülkelerin de aralarında bulunduğu 100 farklı ülkeye 300’a yakın çeşitte tarım ürünü ihraç eden Kosta Rika, dünyanın en büyük ananas ihracatçısı, ikinci muz ihracatçısı ve dördüncü manyok ihracatçısıdır. Balıkçılıkta da gelişmiş bir ülke olan Kosta Rika, dünyanın en büyük tilapia balığı ihracatçılarındandır ve ABD’nin beşinci büyük balık tedarikçisidir.
SANAYİ:
İmalat sanayileri ülke GSYİH’sinin yüzde 15,5’ini, işgücünün yüzde 10,3’ünü oluşturuyor. Elektronik aksam, gıda işleme, tıbbi cihaz, inşaat malzemeleri, çimento ve gübre üretiminin yaygın olduğu ülkede üretilen ürünlerin üçte ikisinden fazlası ileri teknoloji ürünüdür. Intel, Procter&Gamble, Baxter, Allergin ve Del Monte gibi şirketlerin ülkede üretim tesisleri bulunurken, Kosta Rika, Güney Amerika’nın en büyük ileri teknoloji ürünleri ihracatçılarından biri olmayı da sürdürüyor. Elektrik kullanım maliyetinin son derece düşük olmasının da etkisiyle, ülke ayrıca bölgenin sentetik iplik üretim merkezidir.
San Jose Tico heykelleri
ULAŞTIRMA:
Kosta Rika’da 160’dan fazla havaalanı bulunuyor ve toplam havaalanı sayısı bakımından ülke dünyada 35’inci sırada yer alıyor. Ülkenin başlıca limanları ise Caldera ve Puerto Limón’dur. Ülkenin pek çok bölgesi, 30 bin kilometreyi aşan gelişmiş bir kara yolu ağı ile birbirine bağlansa da ulaşım sistemde birtakım iyileştirme çalışmalarına ihtiyaç duyuluyor. Yine ülkede bin 500 kilometrelik bir demir yolu ağı da yer alıyor.
TURİZM:
Turizm, ülkenin en büyük ve en fazla döviz kazandırıcı sektörlerinden biri ve işgücünün yüzde 13’ü bu sektörde istihdam ediliyor. Sahip olduğu biyoçeşitlilik ile çevre turizminin de oldukça gelişmiş olduğu ülkede çevre turizminin sektör geliri içindeki payı yüzde 40 seviyelerine ulaşmış durumda. Ülke arazilerinin yüzde 26’sının tabiatı koruma alanı ve parklardan oluştuğu tahmin edilirken, sağlık turizmi de son beş yılda yıllık ortalama yüzde 15 oranında büyüme kaydediyor.
ENERJİ:
Kosta Rika’da kullanılan elektriğin yüzde 32,4’ü fosil yakıtlardan, yüzde 55,5’i hidroelektrikten, yüzde 12,1’i ise diğer yenilenebilir enerji kaynaklarından elde ediliyor. Kömür haricinde fosil yakıt rezervi bulunmayan Kosta Rika, dağlık arazi yapısı ve yoğun miktarda yağış alması sayesinde hidroelektrik enerjisi elde ediyor ve bu enerji ile ulaşımda kullanılan petrol haricinde tüm elektrik ihtiyacını karşılayabiliyor.
57
Monteverde
ve arıcılığa mahsus makineler” ürün grubu yer alırken, söz konusu kalemde Kosta Rika’ya 2016’da 257 bin dolar değerinde makine ihraç edildi. Listenin ikinci sırasında bulunan 8474 GTİP kodlu “Toprak, taş, metal cevheri ayıklama, eleme makineleri” ürün grubunda ise 152 bin dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Diğer yandan, Türkiye ile Kosta Rika arasındaki ticaret incelendiğinde, bu ülkeye ihracatımızın 2009-2014 yılları arasında düzenli olarak arttığı, 2015 yılında ise ihracatın yüzde 1,8 azaldığı görülüyor. Kosta Rika’dan gerçekleşen ithalat ise 2015 yılında yüzde 26,8 azaldı ve Türkiye aleyhindeki ticaret açığı aynı yıl önemli ölçüde azalarak 1,7 milyon dolara geriledi. Kosta Rika’ya olan ihracat 2016 yılında da bir önceki yıla göre yüzde 2 azalarak 47 milyon dolar seviyesinde kalırken, Kosta Rika’dan gerçekleşen ithalat da yüzde 11 azaldı ve 44 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2016 yılında iki ülke arasındaki ticarette dış ticaret açığı ilk defa lehimize döndü. Kosta Rika’ya 2016 yılında yapılan ihracatta demir-çelik çubuk haricinde demir-çelik profil, demir-çelikten yassı hadde ürünleri, demir/çelik filmaşin, çikolatalı mamuller, çimento mikserleri, traktör, akrilik polimerleri, buğday unu ve alüminyumdan inşaat ve inşaat aksamı gibi ürünler öne çıkarken, aynı dönemde Türkiye’nin Kosta
Rika’dan gerçekleştirdiği ithalatta da medikal cihazlar, muz, ananas, protez organlar ile elektronik entegre devreler öne çıkıyor. Sonuç olarak, küçük bir pazar olmasına rağmen, siyasi açıdan istikrarlı bir ülke olması, stratejik coğrafi konumu, eğitimli işgücü, liberal ekonomisi, İngilizcenin yaygın kullanımı ve vergilerin düşük olması sayesinde Kosta Rika, diğer Orta Amerika pazarlarına ve ABD pazarına giriş noktası olarak da değerlendirilebilir.
Casado
59
ar-ge merkezi
“ÜLKEMİZE YENİ TEKNOLOJİLER KAZANDIRACAĞIZ” FIRMALARININ KURULDUĞU GÜNDEN BU YANA AR-GE’YE DAIMA ÖNEM VERDIĞINI SÖYLEYEN ÜNTES AR-GE MERKEZI YÖNETICISI BEKIR CANSEVDI, “EDINDIĞIMIZ AR-GE MERKEZI STATÜSÜ ILE ÇALIŞMALARIMIZI DAHA DISIPLINLI BIR ŞEKILDE SÜRDÜREREK ÜLKEMIZE YENI TEKNOLOJILER KAZANDIRACAĞIZ” DIYOR.
K
lima-havalandırma sistemleri, klima santralleri, hijyenik klima cihazları, paket klima cihazları, havuz nem alma cihazları, fan coil üniteleri ile çatı ve kanal tipi aspiratörleri imalatı alanında faaliyet gösteren Üntes, 1968 yılında Ankara’da kuruldu. Firmalarının faaliyete başladığı tarihten itibaren yenilikçi ve yüksek teknolojili ürünleri Türk yatırımcısına sunmaya çalıştığını söyleyen Üntes Ar-Ge Merkezi Yöneticisi Bekir Cansevdi, 2010 yılından bu yana da yerli teknolojiye yatırım yaparak, pazardaki konumlarını güçlendirdiklerini ve bu sayede ön plana geçmeye başladıklarını ifade ediyor. Firmalarının aynı yıllarda TÜBİTAK destekli Ar-Ge projelerine de daha fazla önem vermeye başladığını aktaran Cansevdi, şöyle devam ediyor; “Uluslararası
60
standartlara uygun, gelişmiş test-simülasyon ve Ar-Ge laboratuvarlarına önemli yatırımlar yaptık. 2015 yılından itibaren de bu yatırımlarımızı Ar-Ge insan kaynağı oluşturmaya yönelik genişlettik.” Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından akredite edilerek Türkiye’nin 400’üncü Ar-Ge merkezi olduklarını sözlerine ekleyen Cansevdi, “Ar-Ge merkezi olmak istememizin temel nedenlerinden biri de fikirsel bazda yaptığımız çalışmaları tarafsız ve bağımsız bir şekilde denetime açarak güçlü ve küresel pazarlarda rekabet edebilecek Üntes oluşumunu olabildiğince hızlı şekilde gerçekleştirebilmekti” diyor. Cansevdi ile Ar-Ge merkezinin faaliyetleri ve gelecek projeleriyle ilgili detaylı bir söyleşi gerçekleştirdik.
“ÜNTES OLARAK AR-GE MERKEZI UNVANI ALMADAN ÖNCE CIROMUZUN YÜZDE 2’SINI AR-GE ÇALIŞMALARINA AKTARIYORDUK. AR-GE MERKEZI OLDUKTAN SONRAKI SÜREÇTE İSE BU PAYIN YÜZDE 3’E ULAŞMASINI BEKLIYORUZ.” Merkezin yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi alabilir miyiz? Üretime yönelik geliştirilen projeler var mı? Çalışmalarınız ağırlıklı olarak hangi alana yönelik? Ar-Ge birimimizde yaklaşık 10 yıldır yeni ürün çalışmaları artan bir ivmeyle devam ediyordu. Ar-Ge merkezi ile birlikte, yenilikçi projelere önem vermeye başladık. Küresel pazarlarda rekabet edebilmek, güncel teknolojiyi takip edip içselleştirebilmek için bir dizi ardışık projeyi devreye sokmaya çalışıyoruz. ArGe merkezimiz yeni ürün ile ürün ve süreç tasarımı olmak üzere iki ayrı yapıdan oluşuyor. Yeni ürün tasarımı birimimiz sürekli biçimde katma değeri yüksek ürünler tasarlayarak bu ürünleri küresel pazarlara sunma gayreti içinde. Ürün ve süreç tasarım birimimizde ise müşterilerimize daha ekonomik ve kaliteli ürün sunabilmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Siparişe yönelik imalat gerçekleştirdiğimiz için yeni ürünlerin Ar-Ge’si çalışmaları konusunda şimdilik pazarın ihtiyacı olan ürünleri millileştirmek ana uğraşılarımızdan
biri. Ancak bunu gerçekleştirirken en gelişmiş teknolojileri ve en verimli sistemleri tasarlama gayreti içerisindeyiz. Ar-Ge faaliyetlerimiz çerçevesinde son beş yılda teknolojik donanıma önemli yatırımlar yaptık. Bundan sonraki süreçteyse bu yatırımlara devam etmekle birlikte insan kaynaklarına yönelik yatırımlarımızı artırmayı planlıyoruz. Merkezinizin ilgili devlet kurumlarıyla koordinasyonu hangi düzeydedir? Devlet kurumlarının Ar-Ge uygulamalarına yönelik destekleriyle ilgili düşüncelerinizi paylaşır mısınız? 10 yılı aşkın bir süredir TÜBİTAK destekli projeler yapıyoruz. Hâlihazırda her yıl yeni bir TÜBİTAK projesi gerçekleştirebilecek altyapıya sahibiz. Ayrıca Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı’nın yanı sıra Ankara Kalkınma Ajansı’nın desteklerini ve proje davetlerini yakından takip ediyoruz. Pek çok üniversiteyle yakın ilişkiler sürdürüyor, onlara muhtelif destekler veriyor ve ayrı-
61
İran’ın lider uluslararası metal işleme fuarının parçası olun! www.ambiran.com
Ar-Ge merkezi yatırımları ve çalışmalar için ne kadar bütçe ayırdınız? Gelecek dönem içinde merkeze yönelik yatırımlarınız sürecek mi? Üntes olarak Ar-Ge merkezi unvanı almadan önce yaklaşık olarak ciromuzun yüzde 2’sini Ar-Ge çalışmalarına aktarıyor ve bunu her yıl yüzde 20-30 oranında artırıyorduk. Ar-Ge merkezi olduktan sonraki dönemde bu payın yüzde 3’e ulaşmasını bekliyoruz. Ar-Ge çalışmalarımız kapsamında, insan kaynakları ile yeni teknolojik donanımlara ait yatırımlarımız ve yabancı kuruluşlarla ortak proje faaliyetlerimiz ilerleyen süreçte de artarak devam edecek. Edindiğimiz Ar-Ge merkezi statüsü ile çalışmalarımızı daha disiplinli bir şekilde sürdürerek ülkemize yeni teknolojiler kazandıracağız. Bekir CANSEVDI Üntes Ar-Ge Merkezi Yöneticisi
ca bazı ortak projeler gerçekleştiriyoruz. Son yıllarda Ar-Ge’ye yönelik devlet desteklerinin önemli oranda arttığını görüyor ve bu yaklaşımı takdirle karşılıyoruz. Söz konusu teşvikler Ar-Ge yatırımlarını artırdığı gibi Ar-Ge seviyesi çıtasını da sürekli olarak yükseltiyor. Bu durum ülkemiz açısından önemli bir gelişme. Ancak dünya pazarlarında rekabet edebilmek için mevcut desteklerin daha da artırılarak sürdürülmesi gerekiyor. Hizmet alanınız içinde patent ya da faydalı model başvuru sayılarında artış gözlenmesini bekliyor musunuz? Önümüzdeki süreçten itibaren patent ve faydalı model çalışmalarına hız vereceğiz. İlk beş yıl içindeki hedefimiz yılda bir veya iki patent başvurusu yapabilmek. Patent başvurularımızın küresel pazarlardaki büyümemize bağlı olarak hızlanacağını umuyoruz.
“KÜRESEL PAZARLARDA SÜRDÜRÜLEBILIRLIĞI SAĞLAMAK, YENILIKÇI VE GÜNCEL TEKNOLOJIYE HIZLI YANIT VEREBİLMEKLE MÜMKÜN. BUNUN IÇIN DE TEKNOLOJIYI SADECE TAKIP ETMEKLE YETINMEYIP O TEKNOLOJIYI ÜRETIR HALE GELMENIZ GEREKIYOR.”
Üretimin katma değerini artırabilmek, pazara sunulan ürünlere değer katmak açısından Ar-Ge’nin önemi nedir? Türkiye’de firmaların daha fazla Ar-Ge’ye yönelmesini sağlamak için hangi adımlar atılmalıdır? Küresel pazarlarda sürdürülebilirliği sağlamanın yolu, yenilikçi ve güncel teknolojiye hızlı yanıt verebilmekten geçiyor. Bunun için de teknolojiyi sadece takip etmekle yetinmeyip o teknolojiyi üretir hale gelmeniz gerekiyor. Ancak böylelikle katma değeri yüksek ürünler imal edebilirsiniz. Bu çerçevede devlet-üniversite-sanayi işbirliği ve desteği büyük bir öneme sahip. Geliştirilmesine önemle ihtiyaç olan bir diğer husus da üniversite-sanayi işbirliğidir. Bu alanda zayıf ve aksayan noktalar bulunuyor. Bunun düzeltilebilmesi için iki tarafın da kendini gözden geçirmesi, öz eleştiri yapması ve bazı özverilerde bulunması şart. Ayrıca halen devlet tarafından uygulanan üniversite-sanayi işbirliği argümanlarının dışında, üniversite cephesini zorlayıcı bazı yeni ve etkin argümanların da geliştirilmesi gerekiyor.
63
pozitif
“KADINLAR MÜCADELE ETMEKTEN ÇEKİNMEMELİ” İŞ HAYATININ KADINERKEK AYRIMINDAN BAĞIMSIZ ZORLU YANLARININ BULUNDUĞUNU SÖYLEYEN VOLKAN İTFAIYE KURUMSAL İLETIŞIM VE İNSAN KAYNAKLARI DIREKTÖRÜ DUYGU TECIM, “ÖNEMLI OLAN MÜCADELE ETMEKTEN ÇEKINMEMEK. BIR KADIN OLARAK BAHANELERE SIĞINMAYIP ÇABALADIĞINIZ SÜRECE, IŞ HAYATINDA SAYGI DUYULAN BIR IŞ INSANI OLARAK VAR OLUYORSUNUZ” DIYOR.
Ö
ncelikle kadınların, “kadın-erkek işi” ayrımından vazgeçmesi gerektiğini ifade eden Volkan İtfaiye Kurumsal İletişim ve İnsan Kaynakları Direktörü Duygu Tecim, “Kadın olarak bu ayrımı baştan biz kabulleniyoruz. Spesifik, oldukça yoğun teknik konular ve ağır sanayi imalat detayları içerdiği için anlamayız, yapamayız diye düşünüyoruz. Aslında kadınların yoğunluklu olarak çalıştığı bir sektörde görev yapan bir erkek ne kadar zorluk çekiyorsa, erkek egemen bir sektörde biz de o kadar zorluk çekiyoruz” diyor. Tecim ile makine imalat sektöründe kadın yönetici olmanın zorluklarını ve avantajlı yanlarını konuştuk. Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz? İzmir’de 1988 yılında doğdum. İzmir Özel Türk Koleji’nden mezun olduktan sonra Ege Üniversitesi Gazetecilik Bölümü’nü bitirdim. Bir
64
süre iş hayatı deneyimimin ardından, Kaliforniya Üniversitesi’nde Pazarlama ve Uluslararası Ticaret eğitimi aldım. Bu eğitimimin sonrasında, ABD’nin en büyük simülasyon yazılımı şirketlerinden biri olan MSC Software’in pazarlama departmanında çalıştım. Burada hem kurumsal şirket yapısı hakkında hem de müşteri odaklı pazarlama yaklaşımı konusunda iyi bir tecrübe kazanıp Türkiye’ye geri döndüm. İş hayatına nasıl başladınız? Bugün bulunduğunuz göreve gelme süreciniz hakkında bilgi verir misiniz? Volkan İtfaiye’de 2011 yılında yurt dışı satış ve pazarlama uzmanı olarak göreve başladım. Bu görev kapsamında yurt dışı fuarları, müşteri ziyaretleri, hedef pazar araştırmaları ve ihale süreçlerinin takibi gibi sorumluluklar üstlendim. Kendi isteğim ve yönetimin de onayı doğrultusunda 2015 yılının Ocak ayında
“İTFAIYECILERI YAKINDAN TANIMAK, ITFAIYECILIK MESLEĞINI DAHA IYI ANLAYABILMEK IÇIN ITFAIYECILIK EĞITIMI ALDIM. TERMOMETRENIN 700 DERECEYI GÖSTERDIĞI BIR KONTEYNERIN IÇINDE SÖNDÜRME VE KURTARMA EĞITIMI GERÇEKLEŞTIRDIK.”
Volkan İtfaiye Kurumsal İletişim Müdürü olarak atandım. Bulunduğunuz görevi kaç yıldır sürdürüyorsunuz? Ortalama bir iş gününüz nasıl geçiyor? Üç yıldır kurumsal iletişim müdürü olarak görev yapıyorum. Kurum içi etkinlikler, tanıtım organizasyonları, kurumsal dergi, fuar organizasyonları, basınla ilişki ve sosyal medya yönetimi, tanıtım materyallerinin hazırlanması gibi şirketin yüzünü temsil eden sorumluluklar bizim departmanımıza ait. Böyle olunca sıkça misafir ağırlıyor ve bizi davet eden kurumlara misafir oluyoruz. Departmanda iki uzman ve bir grafik tasarımcı arkadaşımla birlikte çalışıyorum. Rutin günlük işlerimin haricinde şirket temsili en sık ve yoğun yaptığım işlerin arasında yer alıyor. Yoğun bir iş temposuna sahip olan makine sektöründeki başarınızı neye borçlusunuz? Yılmadan seyahat ediyor, sahadan hiç kopmuyorum. Kurumsal iletişim departmanı nihai ürüne direkt etkisi olan bir departman değil. Hal böyle olunca masa başında iş yapmanız, hem müşteriden hem de ekip arkadaşlarınızdan kopmanıza sebep olur. Bu yüzden sahadan elimi hiç çekmedim. Bu da bana işimi anlayarak ve hissederek yapma imkânı veriyor. Erkek egemen bir sektörde kadın yönetici olmanın zorluklarını yaşıyor musunuz? Yöneticilik doğası gereği zor bir pozisyon. Elbette yönetici olmanın getirdiği bir takım zorluklar yaşıyorum fakat bu zorlukların kadın olmamdan kaynaklı olduğunu düşünmüyorum.
İş hayatında kadın olmaktan kaynaklanan problemler yaşadınız mı? Yurt dışı satış ve pazarlama biriminde çalışırken sözleşme imzalamak için Kuveyt’e gitmem gerekiyordu. Bekâr bir kadın olduğum için vize başvurum kabul edilmemiş, ikinci kez uzun açıklamalarla tekrar başvurmak zorunda kalmıştım. İş için olmasaydı, bu yaklaşımda olan bir ülkeye gitmek için asla ikinci kez uğraşmazdım. Muhafazakâr çevreler haricinde iş hayatında kadın olmak ile ilgili sıkıntılar yaşamıyorum. Bulunduğunuz firmada sizin gibi iyi bir konuma gelmiş başka kadın çalışanlar/ yöneticiler var mı? Firmamızda toplam 240 kişi çalışıyor. Farklı birim ve pozisyonlarda görev alan kadın personel sayımız ise 17. Erkek egemen sektörlerde çalışan kadınlar genellikle finans, insan kaynakları gibi idari ofislerde çalışıyor. Bizim firmamızda da bu birimler haricinde elektrikelektronik ve makine mühendisi olarak çalışan kadın arkadaşlarımız var. Yurt dışı gezilerinizde makine sektöründe yönetici pozisyonda görev yapan bir kadın yönetici olarak nasıl tepkiler alıyorsunuz, gözlemleriniz nelerdir? Avrupa ve ABD’den tutun da, Libya, Vietnam, İran’a kadar dünyanın dört bir noktasına iş seyahatleri gerçekleştiriyorum. Gerek fuarlarda gerekse iş yeri ziyaretlerinde anlamayacağımı düşünüp ürünlerle ilgili daha az bilgi aktarıyorlar. Böyle durumlarda, daha detaylı anlatıldığında anlayabileceğime dair karşımdakini ikna etmem gerekiyor. Birkaç
“ERKEKLERE GÖRE DAHA KUVVETLI ORGANIZASYON YETENEĞINE VE SAĞDUYUYA SAHIBIZ. BU YÖNLERIMIZI DAHA DA GELIŞTIREREK AVANTAJLI TARAFLARIMIZI ORTAYA ÇIKARMALIYIZ.”
65
pozitif
yıl önce müşterisi olduğumuz bir kamyon firması bizi yurt dışındaki fabrikalarına davet etti. Firmamızı temsilen de ben gittim. Türkiye dâhil olmak üzere birçok ülkeden firma temsilcileri oradaydı ve ben katılımcılar arasındaki tek kadındım. Katılımcılara lansmanı gerçekleşen kamyonların test sürüşünü yaptırdılar. Erkek katılımcılar kamyonu kullanabileceklerine dair kimseyi ikna etmek zorunda kalmadı. Benim kullanabileceğime ikna olmaları ise oldukça vakit aldı ve anahtarı bana verdiklerinde fazlasıyla endişeli gözlerle bakıyorlardı. Kamyona binip kullanmaya başladığımda herkes telefonunu çıkartıp
66
fotoğrafımı çekmeye başlamıştı. Bir kadının kamyon kullanabiliyor olması erkeklere şaşırtıcı gelmişti. Makine imalat sektöründe, diğer sektörlere kıyasla sizce neden daha az sayıda kadın çalışan görev yapıyor? Öncelikle kadınların, kadın-erkek işi ayrımından vazgeçmesi gerektiğini düşünüyorum. Kadın olarak bu ayrımı baştan biz kabulleniyoruz. Spesifik, oldukça yoğun teknik konular ve ağır sanayi imalat detayları içerdiği için anlamayız, yapamayız diye düşünüyoruz. Aslında kadınların yoğunluklu olarak çalıştığı bir sek-
törde görev yapan erkekler ne kadar zorluk çekiyorsa, erkek egemen bir sektörde kadınlar olarak biz de o kadar zorluk çekiyoruz. İş hayatının, kadın-erkek ayrımından bağımsız olarak zor olduğunu düşünüyorum. Önemli olan mücadele etmekten çekinmemek. Makine imalat sektöründe daha fazla kadın çalışan ve yönetici görmek için neler yapılabilir? Bu konuda bazı firmaların kadın istihdamı konusunda pozitif ayrımcılık uyguladığını biliyorum. Firma genelinde her bir departmanın istihdam etmesi gereken kadın oranı belirleniyor. Kadın çalışan ve/veya yönetici konusunda kulağa iyi gelen bir uygulama. Ancak kadın çalışan bir zorunluluk veya pozitif ayrımcılık olmaktan çıkmalı diye düşünüyorum. Bu bir zihniyet problemidir. İşveren çalışanına, kadın çalışan da işine, cinsiyet üstü bir yaklaşım geliştirmediği sürece yapılacak her şey göstermelik olacaktır. Dünya genelinde kadınlar makine sektöründe azınlıkta. Fakat Polonya, Rusya ve Çin gibi bazı ülkelerde kadın çalışan ve yönetici oranları daha yüksek.
dukça karışıktı. Araçla seyahat ederken bir anda silahlı çatışmanın ortasında kaldık. Buna rağmen iki ay sonra iş sebebiyle tekrar Libya’ya gittim. Bunu cesur olduğum için değil, işime sahip çıktığım için yapabildim. önemsediğim ve iş hayatında bana değer katan bir başka şey ise ürünlerimizi ve müşterilerimizi anlamak için gösterdiğim çabadır. 55 metre uzunluğunda itfaiye aracı üretiyoruz. Özellikle fuara gittiğimizde gelen ziyaretçiler beni stant hostesi sanıp “Detaylı bilgi almak ve ürünü test etmek için yetkili birisi var mı?” diye soruyor. Ürün hakkında detaylı bilgi verdiğim ve aracı test etmeleri için onlarla 55 metreye kadar çıktığımda oldukça şaşırıyorlar. İtfaiyecileri yakından tanımak, itfaiyecilik mesleğini daha iyi anlayabilmek içinse itfaiyecilik eğitimi aldım. Termometrenin 700 dereceyi gösterdiği bir konteynerin içinde söndürme ve kurtarma eğitimi gerçekleştirdik. İtfaiyecilerle birlikte yangın istasyonunda gece nöbeti tuttum. Bir kadın olarak bahanelere sığınmadığınız ve çabaladığınız sürece iş hayatında kadın olarak değil, saygı duyulan bir iş insanı olarak var oluyorsunuz.
“YÖNETICILIK DOĞASI GEREĞI ZOR BIR POZISYON. ELBETTE YÖNETICI OLMANIN GETIRDIĞI BIR TAKIM ZORLUKLAR YAŞIYORUM FAKAT BU ZORLUKLARIN KADIN OLMAMDAN KAYNAKLI OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM.”
Diğer kadın çalışanlara ve yöneticilere ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz? Kadınlar genellikle erkeklere kıyasla daha duygusal bir yapıya sahip. Profesyonel hayatta duygusal olmak dezavantaj olabiliyor. Bunun için daha rasyonel bir yaklaşım sergilemelerini öneririm. Erkeklere göre daha kuvvetli organizasyon yeteneğine ve sağduyuya sahibiz. Bu yönlerimizi daha da geliştirerek avantajlı taraflarımızı ortaya çıkarmalıyız. İş hayatındaki varlığımızı kabul ettirmek içinse bir erkeğe göre daha çok çabalamamız gerekiyorsa daha fazla çaba göstermeliyiz. Kurban psikolojisiyle kenara çekilmek yerine mücadele etmek gerektiğine inanıyorum. Yurt dışı satış ve pazarlama görevini yürütürken Libya’da bir proje takip ediyordum. Libya’daki iç savaş yeni bitmişti ve ülke ol-
67
bir konu & bir konuk
“4O YILLIK YOLCULUKTA BİR ROL MODEL OLDUK” FUARCILIK SEKTÖRÜNÜN, TÜYAP İLE BİRLİKTE DÜZENLİ BİR TİCARİ FAALİYET OLARAK TÜRKİYE’NİN GÜNDEMİNE GİRDİĞİNİ BELİRTEN TÜYAP TÜM FUARCILIK YÖNETİM KURULU BAŞKANI BÜLENT ÜNAL, FAALİYET GÖSTERDİKLERİ ALANDA BİR ROL MODEL OLDUKLARINA VURGU YAPIYOR. TÜYAP’IN FUAR KATILIMCI FİRMALARINA, STANT DEĞİL SATIŞ İMKANI SUNDUĞUNU DA İFADE EDEN ÜNAL, BUNU DOĞRU DEĞERLENDİREN FİRMALARIN HEP ÖNDE OLUP BÜYÜDÜKLERİNİ BELİRTİYOR.
68
H
em Türkiye’de hem dünyada ciddi bir yapılanmaya sahip olan TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş., Türkiye’de altı fuar merkezi yönetiyor; İstanbul, Bursa, Konya, Adana, Samsun ve Diyarbakır. Bunlara Şubat ayı içinde Erzurum’u da dahil edecek olan TÜYAP Fuarcılık, böylece Doğu Anadolu bölgesindeki eksikliği de gidermeyi hedefliyor. Kendi fuar merkezleri dışında İzmir, Antalya, Gaziantep, Kocaeli ve Kayseri’de etkili ve temsil kabiliyeti yüksek fuarlar gerçekleştirdiklerini söyleyen TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. ve Türkiye Fuar Yapımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Ünal, “Make-
donya, Bulgaristan, Rusya, Gürcistan, İran, Ürdün ve Mısır’da var olan ofislerimiz, fuarlar için kendi coğrafyamızdan nitelikli ziyaretçileri ülkemize getiriyor. Dünyada bulunan 50’yi aşkın temsilciliğimiz, hem fuar katılımları hem çok uluslu ziyaretçilerin TÜYAP fuarlarına gelmeleri için çaba gösteriyor” diyor. TÜYAP grubu ve işbirliği yaptıkları meslektaşları ile her yıl 100’ün üzerinde nitelikli fuar gerçekleştirdiklerini aktaran Ünal, “Bu fuarlarda yılda 80’i aşkın ülkeden 18 bin civarında katılımcı kuruluş, 170’i aşkın ülkeden 5.5 milyon civarında ziyaretçiye ev sahipliği yapıyoruz. Bu sayılar sektörümüzde tüm
RAKAMLAR NE DİYOR?
TÜYAP, Türkiye’de her yıl ortalama 100 fuar gerçekleştiriyor.
dünyada kayda değer rakamlar. Bugün ülkemizde 67 bin civarında ihracatçı firma var. Bunların en az yüzde 90’ı ülkede yapılan nitelikli fuarlarda ihracatı öğrendi ve benimsediler. Bu gelişmede TÜYAP’ın hak ettiği büyük bir pay var” diyor. Bülent Ünal TÜYAP Fuarcılık’ın 40 yıla yaklaşan hikayesini ve Türkiye’deki fuarcılık sektörü için nasıl bir yerde durduklarını Moment Expo dergisine anlattı. Öncelikle TÜYAP Fuarcılık’ı sizin sözlerinizle tanıyabilir miyiz? TÜYAP 1979 yılında kurularak fuarcılık mesleğini düzenli bir ticari faaliyet olarak başlatan ilk kuruluş diyebiliriz. Bu anlamda iyi bir iş yaptığımızı düşünüyorum. Rahmetli annemin anlatımı ile ne iş yaptığımızı dile getirmek isterim. Başlangıçta hep, “Oğlum sen ne iş yapıyorsun?” diye sorardı. Sonunda dayanamadım anlattım; “Bak anne bir büyük adamın büyük bir binası var. Ben onu kiralıyorum, bölebileceğim en ufak parçalara bölüyorum ve bir hafta için kiraya veriyorum.” Gözleri kocaman kocaman açıldı, “Aaa!!!” dedi. “Sülün Osman gibi!” Bilmeyenlere hatırlatmalıyım; Sülün Osman zamanın en meşhur dolandırıcısı idi. Biz de şimdiki adı Lütfi Kırdar olan o zamanki İstanbul Spor ve Sergi Sarayı’nı kiralar, tribünleri söker, fuar yapar idik. Şaka bir tarafa, ülkemizde düzenli bir iş olarak fuar mesleğinin başlatılması büyük zorluklar ile gerçekleşti. Bugün geldiği yerde o dönemin mücadelesi ve yaptığımız işe olan inancımız ağır basıyor. 40 yıl sonra geriye dönüp baktığımda “İyi ki yapmışız” diyorum. Bugün ülkede 223 fuar kuruluşu var; demek ki iyi örnek olmuşuz.
Türkiye’deki yapılanmanızdan ve iş ortaklarınızla gerçekleştirdiğiniz fuarlardan ana hatlarıyla bahseder misiniz? TÜYAP hem Türkiye’de hem dünyada ciddi bir yapılanmaya sahip. Türkiye’de altı fuar merkezi yönetiyoruz; İstanbul, Bursa, Konya, Adana, Samsun ve Diyarbakır. Bunlara Şubat ayı içinde Erzurum dahil olacak ve Doğu Anadolu bölgemizdeki bir eksikliği giderecek. Erzurum’da 2018 yılı içinde başlayacak fuarlar bölgenin ekonomik gelişmesine katkı sağlarken olumlu sosyal ve çevresel çözümler yaratacak. Kendi fuar merkezlerimizin dışında İzmir, Antalya, Gaziantep, Kocaeli ve Kayseri’de etkili ve temsil kabiliyeti yüksek fuarlar gerçekleştiriyoruz. Makedonya, Bulgaristan, Rusya, Gürcistan, İran, Ürdün ve Mısır’da var olan ofislerimiz, fuarlar için kendi coğrafyamızdan nitelikli ziyaretçileri ülkemize getiriyor. Dünyada bulunan 50’yi aşkın temsilciliğimiz, hem fuar katılımları hem çok uluslu ziyaretçilerin TÜYAP fuarlarına gelmeleri için çaba gösteriyor. Dünyanın bir numaralı fuarcılık grubu Reed Exhibitons; bir ortak şirketimiz var REED TÜYAP. Bir grup fuarı birlikte gerçekleştiriyoruz. Yine dünyanın ilk 10’u içine giren Hannover Messe, Messe Frankfurt, International Trade Exhibitions (ITE) ve Tarsus grupları iş ortaklarımız arasında yer alıyor. Onların faaliyetlerine büyük bir alt yapı desteği sağlıyoruz. Yurt dışı fuar gurubumuz Avrupa’dan Afrika’ya, Çin’den Brezilya’ya çok geniş bir coğrafyada her yıl 10 civarında önemli fuara Türkiye’nin milli katılımını sağlıyor. 700’ü aşkın çalışanımızla birbirimize güvenerek mutlu bir çalışma hayatı yaşıyoruz.
Bu fuarlarda yılda 80’i aşkın ülkeden 18 bin civarında firma katılımcı olarak yer alırken, 170’i aşkın ülkeden 5,5 milyon civarında ziyaretçiye de kapılarını açıyor.
TÜYAP’ın dünyada 50’nin üzerinde temsilciliği bulunuyor.
TÜYAP’ın yurt dışı fuar grubu, Avrupa’dan Afrika’ya, Çin’den Brezilya’ya çok geniş bir coğrafyada her yıl 10 civarında önemli fuara Türkiye’nin milli katılımını sağlıyor.
Yurt içi ve yurt dışında 700 çalışanı bulunuyor.
69
bir konu & bir konuk
Fuar katılımlarında firmalara sunduğunuz hizmetlerin detaylarından söz eder misiniz? TÜYAP, fuar katılımcı firmalarına, bir stant değil bir satış imkanı sunuyor. Bunu doğru değerlendiren firmalar hep önde oldu ve büyüdüler. Çok iyi tasarlanmış bir alt yapımız var. İstanbul Fuar Merkezimiz 28 bin kilowatt/saat elektrik gücü, 20 milyon kilo kaloriyi aşkın 120 bin metrekare klimatize ortam, pnömatik donanım, kablosuz internet, stant yapımı, ilave stant malzemelerinin temini, gümrükleme, güvenlik, temizlik, ilk yardım, nitelikli beslenme, hijyeni sağlanmış bir çalışma ortamı yanında fuar alanında 630 odalı beş yıldızlı TÜYAP Palas otelimiz ile büyük bir yaşam konforu sağlıyor. Benzer imkanlar işlettiğimiz tüm fuar alanlarında da mevcut.
“BIR FUARA KATILMAK TÜM DERTLERI BITIRMIYOR. ÜRÜNÜNÜZÜN KABUL GÖRMESI VE SIZIN DE BIR FUARDA NASIL DAVRANILACAĞINA DAIR BILGINIZIN OLMASI VE PERSONELINIZI BU KONUDA EĞITMENIZ GEREKIYOR.”
70
TÜYAP Fuarcılık çatısı altında gerçekleşen fuarları ve söz konusu fuarların Türkiye ekonomisine sağladığı katkıyı rakamlar eşliğinde anlatabilir misiniz? TÜYAP gurubu ve işbirliği yaptığımız meslektaşlarımız ile her yıl 100’ün üzerinde nitelikli fuar gerçekleştiriyoruz. Bu fuarlarda yılda 80’i aşkın ülkeden 18 bin civarında katılımcı kuruluş, 170’i aşkın ülkeden 5.5 milyon civarında ziyaretçiye ev sahipliği yapıyoruz. Bu sayılar mesleğimizde tüm dünyada kayda değer bilgiler. Bugün ülkemizde 67 bin civarında ihracatçı firma var. Bunların en az yüzde 90’ı ülkede yapılan nitelikli fuarlarda ihracatı öğrendi ve benimsediler. Bu gelişmede TÜYAP’ın hak ettiği büyük bir pay var. İhracata doping etkisi yapan fuarların gücünü, Türkiye yeteri kadar kullanabiliyor mu? Gerek durgunluk dönemlerinde gerekse olağan dönemlerde ihracat bir ülke için çok önemli. Yeter ki hedefler ve politikalar doğru belirlensin. Firmaların ihracat imkanları hem kendilerinin hem ülkenin ihtiyaç duyduğu döviz girdilerinde olumlu katkılar sağlıyor. Konusunda doğru hazırlanmış fuarlar dış satış-
lar içinde hep iyi sonuçlar veriyor ve durgunluk zamanlarında da katılımcı kurumlara büyük bir moral oluyor. Onları yeni imkanlar ve pazarlar ile tanıştırıyor. Fuarların gücünü doğru kullanabildiğimizi düşünüyorum. Türk firmalarının gerek yurt içinde gerekse yurt dışındaki fuarlara yaklaşımı nasıl? Siz bu yaklaşımı nasıl değerlendiriyorsunuz? Bugünün dünyası ürettiğinizi satma imkanı vermiyor. Ancak satabildiğinizi üretmek gerekli. Kalite, maliyet, sahip olunan finansman imkanı, makine ve teçhizatı, nitelikli personel, bir işi idame ettirebilmek için en azından sahip olmamız gerekenler arasında yer alıyor. Bir fuara katılmak tüm dertleri bitirmiyor. Ürününüzün kabul görmesi ve sizin de bir fuarda nasıl davranılacağına dair bilginizin olması ve personelinizi bu konuda eğitmeniz gerekiyor. Türk firmalarının yurt dışı fuar katılımları birkaç konu dışında genelde az sayıda firma ile gerçekleşiyor. Esas ağırlık ülke içinde yapılan fuarlarda. İşini doğru yapan firmalar bu mecralarda çok olumlu sonuçlar alabiliyor. Kendine özgü bir formül üreterek farklılaşma, fuar katılımlarında önemli bir yere sahip. Türkiye’deki firmaları göz önüne aldığınızda, bunu ne kadar başardığımızı söyleyebiliriz? Her yıl dünyada 30 bini aşkın fuar, 4,5 milyon fuar katılımcısı ve 265 milyon civarında devamlı dolaşan fuar ziyaretçisi var. Siz ülke ve katılımcı firma olarak ne yapmalısınız ki bu kurum ve ziyaretçiler sizi tercih etsinler. Öyle dışarıdan bakıldığı kadar kolay bir konu değil. Fuar mesleği hem çok dağınık hem çok rekabetçi bir iş. Fuar hazırlanabilir bir konuda, doğru bir ürün bileşiminin sergilenmesi ve hedef alınan ziyaretçinin harekete geçirilebilmesi gerek. Hem tatminkar bir katılımcı firma yapısı, hem firmaları tatmin eden bir ziyaretçi yapısı. Bunu gerçekleştirebilirseniz başarılı olursunuz.
İstanbul küresel planda fuarcılık sektörünün en önemli merkezlerinden biri haline geliyor. Söz konusu bu potansiyelin imalat sanayisine yansıması nasıl? İstanbul, Sovyetler Birliği’nin dağılması ve yeni ülkelerin ortaya çıkması ile çok farklı bir konuma geldi. Bölgemizde üç önemli fuar merkezi var; Dubai-İstanbul-Moskova. Bunların birbirine göre üstünlükleri ve zayıf yönleri var. Türkiye, özellikle İstanbul ara malları, hammaddeler ve yatırım mallarının uluslararası sergilenmesinde rakiplerine göre büyük üstünlüklere sahip. Ayrıca her gün 300 noktadan İstanbul’a hava yolu ile ulaşım imkanı ve sahip olunan nitelikli fuar alanları, konaklama, eğlence alt yapısı ve her şeye rağmen bölgenin en güvenli ülkesi oluşu ile özellikle yatırım malları sergilenmesi konusunda rakiplerinin önüne geçiyor. 2023 yılında 12 milyar dolar ihracat hedefiyle çalışmalarını sürdüren iklimlendirme sektörünün bu hedefe ulaşmasında, TÜYAP fuar alanında gerçekleşecek ISK-SODEX’in etkisi nasıl olacak? ISK-SODEX’in hazırlayıcıları dünyanın önde gelen fuar organizatörleri ve ne yaptıklarını çok iyi biliyorlar. TÜYAP’ın onlara sağladığı teknik altyapı imkanları, iş güvencesi ve çok nitelikli bir kadronun bir fuar hazırlığı için verdiği hizmetler, sağlanan güven ve huzur, fuar organizatörü firmanın tüm enerjisini doğru ziyaretçileri harekete geçirmek için kullanma avantajını sunuyor. Fuarın uzman katılımcı ve ziyaretçileri mükemmel bir altyapı ve destek hizmeti alarak çabalarını sürdürecekler. Bu destek onlara emeklerini, zamanlarını ve paralarını doğru harcama yanında büyük bir güç de verecek. ISK-SODEX yan sanayileri ile birlikte iklimlendirme endüstrimiz ve ülkemiz ekonomisi
için oldukça önemli bir yere sahip. Sektörün bölgemizdeki bu en önemli buluşması gerek iç pazarın büyütülmesi gerek ihracatın artırılması ve öngörülen hedeflerin yakalanmasında ciddi bir itici güç olacak. Avrasya bölgesindeki en büyük iklimlendirme fuarı olan ISK-SODEX’in sektörün büyüme hızına göre yeniden yapılandırıldığı belirtiliyor. Bu yapılanmanın detaylarından söz eder misiniz? Türkiye’deki iklimlendirme endüstrisi, Dünya Ticaret Örgütü üyelerinin neredeyse tamamına ihracat yapıyor. Bu denli önemli çabaların, hazırlanan fuarlar yönünden dönemsel olarak ihtiyaçlarının tespiti ve bu ihtiyaçlara uygun desteklerin sunulması gerekli. Endüstrinin büyüme isteği ve bunu sağlayacak potansiyeli hep var. Fuar mesleği yönünden bu potansiyeli harekete geçirecek ilişkilerin kurulması ve katılımcıların mevcut ilişkilerini korurken yeni pazarlar ile buluşturulması şart. Hannover Messe, bu yılki atılımı ile ISK-SODEX katılımcılarına TÜYAP’ın sağladığı alt yapılar ve teknik desteklerden yararlanarak, tüm enerjisini hedef alınan ülkelerden gelebilir profesyonel ziyaretçiler üzerine yoğunlaştırdı. Bu ortak çabalar muhakkak olumlu sonuçlar verecek.
“KONUSUNDA DOĞRU HAZIRLANMIŞ FUARLAR DIŞ SATIŞLAR IÇINDE HEP IYI SONUÇLAR VERIYOR VE DURGUNLUK ZAMANLARINDA DA KATILIMCI KURUMLARA BÜYÜK BIR MORAL OLUYOR. ONLARI YENI IMKANLAR VE PAZARLAR ILE TANIŞTIRIYOR.”
ISK-SODEX’in gelecek dönemine dair beklentiler neler? Fuara firmaların şu anki ilgisi nasıl? ISK-SODEX 2019 yılı Ekim ayında tekrarlanacak. Gerekçesi çift yıllarda dünyada iklimlendirme konulu fuarların çokluğu. İstanbul Fuarı 2019 yılı dahil sonraki tek yıllarda her iki yılda bir gerçekleştirilecek. Fuar bugün itibarı ile ciddi bir katılımı yansıtıyor ve bu katılım ziyaretçiler için olumlu bir çekim merkezi yaratıyor.
71
akademik
“ÖĞRENCİLERİMİZE PROBLEM ÇÖZME BECERİSİ KAZANDIRIYORUZ” EĞİTİM PROGRAMLARI VE FİZİKSEL ALTYAPILARINI, SANAYİ TECRÜBESİ OLAN ÖĞRETİM ÜYELERİNİN VE DIŞ PAYDAŞLARIN GÖRÜŞLERİ DOĞRULTUSUNDA GELİŞTİRDİKLERİNİ SÖYLEYEN İSTANBUL GELİŞİM ÜNİVERSİTESİ MEKATRONİK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜM BAŞKANI PROF. DR. MUSTAFA BAYRAM, “MEZUNLARIMIZIN ÖZEL VE KAMU SEKTÖRÜNDE ADAPTASYON SÜRESİNİ EN AZA İNDİRECEK PRATİK ALTYAPIYA SAHİP OLMASI, HEDEFLEDİĞİMİZ EĞİTİM ÇIKTILARINDAN BİRİDİR” DİYOR.
72
İ
stanbul Gelişim Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Mekatronik Mühendisliği Bölümü 2011 yılında akademik hayatına başladı. Bölümlerinin teorik öğretimi; uygulama, laboratuvar ve staj çalışmalarıyla desteklediğini kaydeden İstanbul Gelişim Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Bayram, “Bu sayede öğrencilerimize aldıkları teorik bilgiyi gerçek hayatta kullanabilme becerisi kazandırıyoruz” diyor. Bayram, bölümden mezun olan öğrencilerin ulusal ve uluslararası firmalarda farklı görevler üstlenebilmelerine olanak sağlayacak bir eğitim planı oluşturmayı ve bunu sürdürülebilir kılmayı da temel amaçları olarak benimsediklerini söylüyor. Temel mühendislik formasyonuna ve çağın gerektirdiği mesleki donanıma sahip, küresel değişimlere çabuk uyum sağlayabilen, çalışma ortamında görev aldığı birimlerde ve disiplinler arası çalışmalarda etkin rol oynayabilen, meslek etiği
ile sosyal sorumluluk bilincine sahip, yaşam boyu öğrenmeyi ilke edinmiş mühendisler yetiştirmek için çalıştıklarını aktaran Bayram ile bölümün hedefleri ve mevcut çalışmaları hakkında detaylı bir sohbet gerçekleştirdik. Kuruluşundan bugüne bölümünüzde gelişim ve değişim yaşandı mı? Üniversitemizin adından anlaşılacağı üzere, sürekli gelişim ve değişim eğitim kalitemizin hedeflenen seviyelerin üzerine çıkarılması yönünde ihtiyaç duyduğumuz temel itici gücümüzdür. Yükseköğretimde Avrupa standartlarına ulaşabilmek, kalitesine artırmak ve sürdürülebilirliğini sağlamaya yönelik; şeffaf ve rekabet gücü yüksek bir “Avrupa Yükseköğretim Alanı” yaratmayı hedefleyen ve yeniden yapılanma süreci olarak adlandırılan, 1999 yılında Avrupa Birliği’nin yayınladığı “Bologna Bildirgesi” ile başlayan Bologna sürecine bölümümüz de dâhildir. Dolayısıyla tüm eğitim
planlarını ve altyapısını da bu doğrultuda hazırlamış durumdadır. Bunun yanında yine eğitimde kalitenin ve standartların yükseltilmesine yönelik, bölümümüzde ABET ve MÜDEK akreditasyon çalışmaları başlatıldı. Bologna süreci ile uyumlu olacak şekilde tüm eğitim amaçları, ders planları ve fiziksel altyapı yenilenip güncelleniyor ve Türkiye’nin en iyi üniversiteleri arasında yer alabilmek için mütevelli heyetimizle birlikte yakın bir koordinasyon içinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Akademik kadromuzu da bu doğrultuda geliştirip genişletiyoruz. Akademik kadronuzun uzmanlık alanları hakkında bilgi verir misiniz? Öğretim üyelerimizin uzmanlık alanlarını robotik, otomotiv mekatroniği, insansız hava araçları ve aerodinamiği, ileri imalat teknolojileri ve teorik ve uygulamalı mühendislik mekaniği olmak üzere beş ana sınıf altında toplayabiliriz. Öğretim üyelerimizin bu konular çerçevesinde ulusal ve uluslararası dergilerde akademik çalışmalarını ortaya koyan yayınları da mevcuttur. Eğitim konularını oluştururken sanayiden gelen talepleri de dikkate aldınız mı? Teorik eğitimlerle pratik arasındaki dengeyi nasıl sağladınız? Mezunlarımızın özel ve kamu sektöründe adaptasyon sürelerini en aza indirecek pratik altyapıya sahip olmaları zaten hedeflediğimiz eğitim çıktılarından biridir. Bu doğrultuda gerek sanayi tecrübesi olan öğretim üyelerimiz
“HİÇBİR ZAMAN ÖĞRENCİLERİN KAYIT İŞLEMİNİ YAPAN VE DÖRT YIL SONUNDA MEZUNİYET DİPLOMASINI VEREN BİR OKUL OLMADIK. ÖĞRENCİLERİMİZİN BURADA GEÇEN HER SAATİNİ KATMA DEĞER YARATMA FIRSATINA ÇEVİRMEK İSTEYEN VE ONLARI TEŞVİK EDEN BİR KURUM OLMAYA ÇALIŞIYORUZ.”
Prof. Dr. Mustafa BAYRAM İstanbul Gelişim Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği Bölüm Başkanı
görüşlerini gerekse dış paydaşlarımızın fikirlerini alarak eğitim programlarımızı ve fiziksel altyapımızı geliştiriyoruz. ABET ve MÜDEK gibi akreditasyon çalışmalarımız bizi bu konularda proaktif davranmaya itiyor ve gelişimi de kaçınılmaz kılıyor. Mevcut laboratuvarlarımızı sektör ihtiyaçları doğrultusunda yeniledik. Öğrencilerimizin teorik bilgilerini pratik çalışmalara aktarmaları doğrultusunda çeşitli yarışmalara katılmaya teşvik ediyoruz. Bu doğrultuda mütevelli heyetimiz her türlü maddi ve manevi desteği sağlıyor. Öğrencilerimiz de bu şartlar altında yurt içi ve yurt dışında düzenlenen bir-
73
akademik ğu konumu kabullenmek istemeyen, gelişime aç öğrenciler için olanaklarımız sınırsız. Biz hiçbir zaman öğrencilerin kayıt işlemini yapan ve dört yıl sonunda mezuniyet diplomasını veren bir okul olmadık. Teorik eğitimin yanında uygulama çalışmalarına önem veren, öğrencimizin burada geçen her saatini katma değer yaratma fırsatına çevirmek isteyen ve onları teşvik eden bir kurum olmaya çalışıyoruz. Mezunlarımızla iletişimi koparmamak için mezun takip sistemi kurmayı planlıyoruz. Mezun öğrencilerimiz şirket kurmak istediklerinde onlara maddi destek de sağlıyoruz. Daha net söylemek gerekirse burada bir aile olmaya gayret ediyoruz. Yurt dışı öğrenci değişim programları çerçevesinde öğrencilerinize ne tür imkanlar sunuyorsunuz? Erasmus+ programı sayesinde başarılı öğrencilerimiz yurt dışındaki anlaşmalı yükseköğretim kurumlarında en fazla bir yıl süreyle eğitim hayatlarını sürdürebiliyor. Bunun yanı sıra Mevlana Değişim Programı ile de yine öğrencilerimize yurt dışındaki çeşitli üniversiteler bünyesinde eğitim imkânı sunuyoruz.
çok yarışmada sayısız başarılara imza atmaya devam ediyor.
“ÖĞRETİM ÜYELERİMİZİN UZMANLIK ALANLARINI ROBOTİK, OTOMOTİV MEKATRONİĞİ, İNSANSIZ HAVA ARAÇLARI VE AERODİNAMİĞİ, İLERİ İMALAT TEKNOLOJİLERİ VE TEORİK VE UYGULAMALI MÜHENDİSLİK MEKANİĞİ OLUŞTURUYOR.”
74
Araştırma-geliştirme ve yenilikçiliğe önem veren bir eğitim kurumu olarak öğrencilerinize sunduğunuz olanaklar konusunda neler aktarmak istersiniz? Başta teknoloji transfer ofisi olmak üzere tüm bölüm öğretim üyelerimiz, öğrencilerimizi yurt içi yurt dışında gerçekleştirilen robot yarışmalarına katılmaları için motive ediyor. Öğrencilerimize sağladığımız maddi ve manevi destekle onların başarılı sonuçlar almaları bizi mutlu ederken önümüze daha yüksek hedefler koymamızı da sağlıyor. Mekatronik mühendisliği eğitimi almak isteyen bir öğrencinin İstanbul Gelişim Üniversitesi’ni seçmesindeki temel nedenleri sıralayabilir misiniz? Bölümüzde kendisini geliştirmek isteyen, inovatif düşünce yapısına sahip ve bulundu-
Mekatronik mühendisliği öğrencileri sanayiyle koordineli çalışma yapma şansına sahip mi? Sağladığınız staj olanakları nelerdir? Teknoloji transfer ofisimiz ve bölüm öğretim üyelerimiz sanayi firmalarıyla birlikte çeşitli projeler geliştiriyor. Öğrencilerimizi bu projelere dâhil ederek özel sektörle bir ara yüz oluşturabiliyoruz. Bunun yanında çeşitli firmalara teknik geziler organize eden öğrenci kulüplerimiz var. Bu teknik geziler sırasında staj olanakları elde edebiliyorlar. Son olarak da üniversitemiz tarafından düzenlenen çalıştay, söyleşi ve seminer gibi etkinliklerde de sektörün önde gelen isimleriyle öğrencilerimizin tanışmaları doğrultusunda çaba harcıyoruz. Gerçekleştirdiğiniz veya gerçekleştirmeyi planladığınız sanayi projeleriyle ilgili bilgi verir misiniz? Son yıllarda alternatif enerji kaynakları konusunda çalışmalar önem kazanmaya başladı. Biz de bu doğrultuda projeler geliştiriyoruz. Teknoloji transfer ofisimizin önderliğinde başlattığımız projeyle hibrid enerji üretimini amaçlıyoruz. Bunun yanında insansız hava araçları ile ilgili bir dizi proje üzerinde de çalışmalarımız devam ediyor.
“TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİMİZ VE BÖLÜM ÖĞRETİM ÜYELERİMİZ SANAYİ FİRMALARIYLA BİRLİKTE ÇEŞİTLİ PROJELER GELİŞTİRİYOR. İNSANSIZ HAVA ARAÇLARI İLE İLGİLİ BİR DİZİ PROJE ÜZERİNDE DE ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR.”
Türkiye’deki sanayi kuruluşlarının üniversitelere bakışını nasıl yorumluyorsunuz? Gelişmiş ülkeler ile kıyaslandığında nasıl bir algı farklılığı gözlemliyorsunuz? Bu konuda daha çok yol almamız gerekiyor. Sanayinin hızlı refleks verme gereksinimini karşılayacak şekilde, öğretim kadrolarının yetkinliklerinin geliştirilmesi gerekiyor. Doktorasını tamamlamış mühendislerin istihdam edilmelerini kolaylaştırıcı önlemler alınıyor ancak
teşviklerin daha da artırılması işbirliğini derinleştirme açısından faydalı olacaktır. Bitirme projelerinin ve tezlerin sanayi ortaklarıyla birlikte yürütülmesi bir diğer önemli noktadır. Gelişmiş ülkeler bu konuda bizden biraz daha fazla mesafe kat etmiş durumda. Söz konusu bu ülkelerde sanayi üniversite desteğine ihtiyaç duyarken üniversiteler bu noktada zorlanıyor. Ülkemizde de bu konuda bir bilinç oluştu ve bu çabaların meyvelerinin en yakın zamanda toplanmaya başlayacağını umut ediyoruz.
75
kampüs
“ALDIĞIMIZ EĞİTİMLE YENİ TEKNOLOJİLER ÜRETECEĞİZ” İSTANBUL GELİŞİM ÜNİVERSİTESİ MEKATRONİK MÜHENDİSLİĞİ ÖĞRENCİLERİ, DİSİPLİNLER ARASI BİR MÜHENDİSLİK EĞİTİMİ ALMANIN YENİ TEKNOLOJİLER ÖĞRENMEK VE ÜRETEBİLMEK İÇİN KENDİLERİNE BÜYÜK FAYDA SAĞLAYACAĞINA İNANDIKLARINI BELİRTİYOR.
G
elişmiş laboratuvar olanaklarını kullanarak proje odaklı çalışmalar yapmanın kendilerine önemli bir tecrübe kazandırdığını söyleyen İstanbul Gelişim Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği öğrencileri, mezun olduktan sonra Türk makine sektörünün ihtiyaçlarını karşılayacak çalışmalara imza atmak istediklerini vurguluyor. Mekatronik Mühendisliği bölümünde eğitim gören öğrenciler, akademik kariyerin yanı sıra, robot sanayisi, bünyesinde elektronik, bilgisayar ve mekanik aksam bulunduran üretim tesisleri, fabrikalar ve tesisler, otomotiv sektörü, otomasyon firmaları, telekomünikasyon şirketleri, makine üretim firmaları gibi birçok alanda çalışma imkanı bulabileceklerine inandıklarını söylüyor.
AHMET KIZIL MEKATRONİK MÜHENDİSLİĞİ 3. SINIF ÖĞRENCİSİ “İŞ HAYATINA AVANTAJLI BİÇİMDE HAZIRLANIYORUZ” “İstanbul Gelişim Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği’ni seçmemdeki temel etken, bünyesinde alanında uzman akademisyenlerin bulunması ve yaşadığım yere yakın olmasıydı. İstanbul trafiğinde kaybedeceğim zamanı üniversitemde hocalarımızdan derslerde öğrendiğim konuların üzerine ek çalışmalar yaparak değerlendirdim. Öğrendiğimiz konuları laboratuvar imkânlarını kullanıp deneyerek mezun olduğumuzda iş hayatına bir şeyler bilerek başlamak bizim için önemli bir avantaj. Laboratuvar derslerinde çizimler yapmak ilgimi çekiyor. Mekatronik alanında simülasyon sistemleri tasarlamamak istiyorum. Öğrenimimi lisans eğitimiyle sınırlandırmayacağım. Sürekli öğrenmek hedeflerim arasında.
76
Türk makine sektörünün ihtiyaçlarının neler olduğunu eğitmenlerimiz sürekli anlatıyor. Ben de ihtiyaç duyulan noktalarda buluşlar yapmak ve onların patentlerini almak istiyorum. Sektörün ilerlemesinin bu çalışmalara bağlı olduğunu düşünüyorum. Herkesin sektöre katkı sunmak için böylesine bir çaba içine girmesi hem bize hem de ülkemize kazandıracaktır.”
AYŞE SELCAN KOÇER MEKATRONİK MÜHENDİSLİĞİ 4. SINIF ÖĞRENCİSİ “KENDİMİZİ GELİŞTİRME İMKANINA SAHİBİZ” “Mekatronik mühendisliği eğitimi almayı çok istiyordum. Ulaşım konusunda yaşadığım yere yakın olması ve okulumuzun geleceğinin çok parlak olması tercihimi etkiledi. Bölümüzde aldığım eğitim beklentilerimi karşıladı. Robotlarla ilgilenmeyi seviyorum. Bunun yanında altyapısında elektrik-elektronik, makine, yazılım bulunan her alan ilgimi çekiyor. Bunlar da mekatronik mühendisliği bölümünde mevcut. Proje, tasarım mühendisliği ve Ar-Ge mühendisliği gelecekte çalışmak istediğim alanlar arasında öne çıkıyor. Mezuniyet sonrasına dair birçok hedefim var. Tezli yüksek lisans eğitimi sonrasında akademik kariyer ya da önemli firmaların ilgili birimlerinde görev yapmak planlarım arasında yer alıyor. Çeşitli eğitim ve seminerlere katılarak kendimi geliştirmeyi istiyorum. Ülkemiz her geçen gün daha da
gelişiyor. Herkes artık yaptığı işi Ar-Ge odaklı olacak şekilde hayata geçiriyor. Makine sektörünü elektrik-elektronikle birleştirme yolunda önemli adımlar atılıyor. Bu açıdan Türk makine sektörünün ilerleyen süreçte önemli işlere imza atacağına inanıyorum.”
İPEK KIZILKAN MEKATRONİK MÜHENDİSLİĞİ 4. SINIF ÖĞRENCİSİ “ALDIĞIM EĞİTİM BEKLENTİLERİMİ KARŞILADI” “Mekatronik mühendisliği bölümünü çift ana dal programı ile tercih ettim. Bölümün çok yaygın olmaması, geleceğin meslekleri arasında yer alması ve bu alana ilgi duymam tercihimde etkili oldu. İstanbul Gelişim Üniversitesi’ni ise üniversite sınavındaki başarı sıralamamla denk olduğu için seçtim. Mekatronik mühendisliğinin çalışma alanları beklentimi karşıladı. Ar-Ge, Endüstri 4.0 ve IoT proje yönetimi üzerine uzmanlaşmak istiyorum. Hâlihazırda yazılım proje yönetimi konusunda çalışıyorum. Mezun olduktan sonra Ar-Ge proje yönetimi ile ilgilenmek istiyorum.”
ÖĞRENCILER, MAKINE SEKTÖRÜNDE FAALIYET GÖSTEREN FIRMALARIN TÜRKIYE’NIN IHTIYAÇ DUYDUĞU MAKINELERI YERLI OLARAK IMAL ETME KONUSUNDA SON YILLARDA ULAŞTIĞI SEVIYEDEN MUTLULUK DUYDUKLARINI SÖYLÜYOR.
SEFA EREN AKDOĞAN MEKATRONİK MÜHENDİSLİĞİ 3. SINIF ÖĞRENCİSİ “AR-GE VE PROJE YÖNETİMİ ALANINDA UZMANLAŞMAK İSTİYORUM” “Elektronik ve bilgisayar alanını kapsadığı dolayısıyla çok yönlü bir disiplin olduğu için mekatronik mühendisliği bölümünü tercih ettim. Bölümümüzde dersler genel olarak laboratuvar ortamında uygulamalı olarak işlendiği ve proje odaklı çalışmalar gerçekleştirildiği için beklentilerimi karşıladı. Mekanik alanında yeni teknolojiler öğrenmek ve üretebilmek için mekatronik araştırma geliştirme alanında uzmanlaşmak istiyorum. Mezun olduktan sonra öncelikle belirli bir süre tasarım ve uygulama üzerinde çalışılan bir bölümde kendi becerilerimi daha fazla geliştirmek istiyorum. Daha sonra bu tecrübelerime yazılımı da ekleyerek Ar-Ge uzmanlığı ve proje yönetimi konusunda önemli bir görev üstlenmeyi arzuluyorum. Türk makine sektöründe faaliyet gösteren firmaların ülkemizin ihtiyaç duyduğu makineleri yerli olarak imal etme konusunda son yıllarda ulaştığı seviyeden mutluluk duyuyorum. Bu durum hem biz mühendis adayları hem de ülkemiz adına umut verici bir durum.”
77
makine tarihi
TARİHE YÖN VEREN İCAT: PUSULA DENİZCİLERİN GÜVENLE KARADAN UZAKLAŞMASINA İMKAN TANIYAN, BU SAYEDE DENİZ TİCARETİNİ ARTIRAN, COĞRAFİ KEŞİFLERİN HIZ KAZANMASINI SAĞLAYAN PUSULA, KARADA, DENİZDE VE HAVADA KENDİNE KULLANIM ALANI BULMUŞ. ÇİN’DE DOĞAN, HAÇLI SEFERLERİ İLE AVRUPA’YA UZANARAK BUGÜNKÜ HALİNİ ALAN PUSULA, İCAT EDİLDİĞİ GÜNDEN BU YANA TÜM İNSANLIĞIN YOL GÖSTERİCİSİ OLMUŞ.
78
Y
eni Çağ’la birlikte başlayan coğrafi keşifler, keşfedilen yeni yerler ve ticaret yollarının değişmesiyle dünyadaki dengeleri değiştirdi. Ancak coğrafi keşiflerin yapılabilmesi için öncelikle pusulanın bulunması gerekiyordu. Çünkü okyanuslarda yönünü kaybeden bir geminin herhangi bir keşif yapması mümkün değildi. Pusulanın icadından önce, denizciler bulundukları yeri ve gidecekleri yönü, yıldızların konumunu gözlemleyerek buluyorlardı. Pusulanın icadı, denizcilerin güvenle karadan uzaklaşmasına imkan sağlarken, deniz ticaretini artırdı ve coğrafi keşiflerin hız kazanmasını sağladı. Pusula’nın, MS 1. yüzyılda Çin’de icat edildiği biliniyor. İcat edilen bu manyetik pusula,
Feng Shui’nin jeomanyetik prensiplerine göre bina ve yapılar için uygun yerler bulmak, mücevher veya altın aramakta kullanılıyordu. MS 11. yüzyılda ise pusula, Song Hanedanlığı sırasında yön bulmak amacıyla kullanılmaya başlandı. İlk kez Çinlilerin kullandığı pusula, daha çok Arap tüccarlar tarafından Avrupa’ya tanıtılmış. Haçlı Seferleri sırasında kullanımı yaygınlaşmaya başlayan pusula sayesinde daha önce açık denizlere açılmaya cesaret edemeyen denizciler cesaretlenmiş. Kristof Kolomb’un sapma açısı üzerinde yaptığı değişiklik sayesinde denizciler daha güvenli yolculuk yapmaya başlamış. Pusulanın Avrupalılar tarafından kullanılmaya başlanması, coğrafi keşiflerin yolunu açan ana sebeplerden biri olmuş.
ÇİN’DE DOĞDU, AVRUPA’DA MODERN HALİNİ ALDI Eski Yunanlıların, MÖ 6. yüzyılda mıknatısı zaten bildiği, fakat anlamının farkında olmadıkları söylenir. Ünlü felsefeci Thales mıknatıs taşında bir ruhun olduğunu, bu nedenle çekme ve itme özelliklerinin bulunduğunu düşünmüş, manyetik alanın farkına varamamış. Mıknatıs üzerindeki kuzeye yönelme özelliği, ilk defa MS 1. yüzyılda Çinli denizciler tarafından keşfedilmiş. Denizciler, mıknatıs taşını bir çöp üzerine koyarak suya bıraktıklarında, taşın Kuzey Yıldızı’nı gösterdiğini keşfetmişler. İşte bunun üzerine pusula icat edilmiş. Pusulanın Avrupa’ya ulaşması yaklaşık 12. yüzyılda gerçekleşmiş ve bu tarihten sonra geliştirilmeye başlanmış. Pusulanın Çin’den Avrupa’ya geçişi ile ilgili bir kaç rivayet vardır. İlki, Çinli tüccarların Orta Doğu’ya yaptıkları seyahatler pusulanın önce Orta Doğu’ya oradan da Avrupa’ya ulaştığı yönünde. Bir diğeri ise Avrupalı kaşiflerin Doğu seyahatlerinde pusula ile tanıştığı. Bir diğer rivayet ise pusulanın Çin’den direkt olarak Avrupa’ya geldiği: 1269 yılında Fransız bilim insanı Pierre De Maricourt, iğneyi bir mile geçirerek, saydam ve derecelendirilmiş bir kutunun içine yerleştirerek pusulanın ana hatlarını oluşturmuş. George Hartman, 1520 yılında manyetik sapmayı ölçerken 1700 yılında da Edmund Halley pusula için harita çıkarmış. Avrupa’da manyetik iğneler ile ilgili ilk kayıtların İngiliz bilim insanı Alexander Neckam’ın 1190 yılında Paris’te yazdığı “On the Natures of Things” aldı kitabında yer aldığı da belirtilir. MODERN PUSULAYA DOĞRU Modern pusulanın tarihi ise İngiliz Fizikçi Wil-
PUSULA, MIKNATIS TAŞI İLE HAYAT BULDU
İlk olarak denizciler tarafından kullanılan pusulalar, mıknatıs taşı ile üretilmiş. Denizciler; mıknatıs taşını bir çöp üzerine koyarak suya bırakırlar, çöp dünyanın manyetik alan çizgileriyle aynı hizaya gelir ve bir ucu kuzeyi gösterir. Bu sayede pusulanın keşfi gerçekleşir. Bunun ardından yine denizciler tarafından, daha gelişmiş pusulaların yapımı sağlanır. Pusulanın icadıyla ilgili rivayetlere bakıldığında, Çinliler tarafından bulunup, Araplar aracılığıyla yayıldığı söylenir.
liam Sturgeon‘ın elektromıknatısı bulması ile başlamış. İngiliz mucidin bu buluşu modern pusulanın gelişiminin başlangıcı olarak kabul ediliyor. 1825 yılından sonra bir kaç farklı pusula ortaya çıkmış. Sıvı pusula ile ilgili ilk prototip 1690 İngiliz Gökbilimci Edmond Halley tarafından yapılmış. İlk el pusulasının patenti ise 1885 yılında alınmış. Pusulanın yanında demirden bir cisim bulunursa, ibre etkilenerek yanlış yön gösteri-
ÇINLILER TARAFINDAN ICAT EDILEN PUSULANIN, HAÇLI SEFERLERI SIRASINDA AVRUPA’YA GEÇTIĞI, KRISTOF KOLOMB’UN PUSULANIN SAPMA AÇISINI DÜZELTMESIYLE DE ARTIK YÖNLERINI KAYBETME KORKUSUNDAN KURTULAN AVRUPALILARIN OKYANUSLARA DAHA RAHAT VE KORKUSUZCA AÇILMAYA BAŞLADIĞI SÖYLENIR.
Kristof Kolomb’un Yeni Kıta’ya çıkışı
79
makine tarihi adı verilen pusulalar kullanılmaya başlandı. Temeli fizik kurallarına ve merkezkaç ilkesine dayanan jiroskop ile ilgili ilk denemeler, 1908’de Almanya’da yapıldı fakat başarılı olamadı. 1910’da ABD donanmasının “USS Delaware” adlı gemisinde jiroskop ile ilgili ilk başarılı sonuç alındı.
ESKI YUNANLILARIN, MÖ 6. YÜZYILDA MIKNATISI ZATEN BILDIĞI, FAKAT ANLAMININ FARKINDA OLMADIKLARI SÖYLENIR. ÜNLÜ FELSEFECI THALES MIKNATIS TAŞINDA BIR RUHUN OLDUĞUNU, BU NEDENLE ÇEKME VE ITME ÖZELLIKLERININ BULUNDUĞUNU DÜŞÜNMÜŞ, MANYETIK ALANIN FARKINA VARAMAMIŞ. Thales
yordu. Bu durum demirden yapılan gemilerde pusulanın doğru yönü göstermesi ile ilgili sorunları da beraberinde getirdi. 19. yüzyılda denizciler, pusula üzerinde daha fazla çalışıp, manyetik alanın ne olduğunu öğrenerek, pusulaların yanına koydukları bir başka demir parçasıyla, demirden yapılmış gemilerin manyetik alanının pusula üzerinde oluşturduğu sapmayı gidermiş. 20. yüzyılla birlikte, pusuladaki gelişim çok ilerledi. Uçak ve gemilerde jiroskop (yön ölçümü veya ayarlamasında kullanılan, açısal dengenin korunması ilkesiyle çalışan alet)
Antik Çin pusulası
80
MANYETİK CİSİMLERE DUYARLI Pusula, en basit tanımıyla, üzerinde kuzey ve güney yönlerini gösteren bir mıknatıs iğnesi olan, yön bulmak için kullanılan, ebat olarak cep saatine benzeyen bir alet. İtalyanca “bussola” kelimesinden Türkçeye girmiştir ve “pusula” olarak dilimize çevrilmiş. Yön bulmanın en kolay yolu olan bu icat, ortasında sürtünmesiz hareket edebilen bir ibreye sahip. Bu ibrenin renkli ucu, pusula nereye koyulursa koyulsun her zaman kuzeyi gösterir. Bu durumun istisnası, aletin etrafında manyetik başka bir aletin bulunması halinde ortaya çıkıyor. Herhangi manyetik bir cisim (metal saat, cep telefonu, bilgisayar) pusulanın yanlış yönü göstermesine sebep olduğundan, bu nedenle kullanım aşamasında çevresel faktörlerin kontrol edilmesi gerekir. Aletin gösterdiği yöne doğru dönüldüğünde, arkada kalan taraf güney, sağ taraf doğu, sol da batı olarak tespit edilir. Yani pusula kullanılarak sadece kuzey yönü değil, diğer ara ve ana yönler de bulunabilir. Pusula iğnesinin altında, yön oku ve meridyen çizgileri vardır ve bunlar eş zamanlı olarak kapsül ile birlikte döner. Dönen kapsülün işlevi, daha doğru sonuç elde etmek için, iğnedeki titreşimi azaltmak. Pusula tabanının şeffaf ve dikdörtgen yapıda olması ise kullanımın kolaylaşmasını sağlar.
PUSULA HEP KUZEYİ GÖSTERİR Peki, dünyayı değiştiren coğrafi keşiflerin önünü açan pusula nasıl oluyor da hep kuzeyi gösteriyor? Dünyada iki tür kuzey vardır: “Gerçek Kuzey” ve “Manyetik Kuzey”. Manyetik Kuzey nedeniyle dünya dev bir mıknatıs çubuğu gibi davranır. Bu dev çubuğun kuzey-güney doğrultusundaki alanı, serbest halde mıknatısların aynı doğrultuya yönelmesine yol açar. Pusulalarda da mıknatıslı minik metaller kullanıldığından, bunları yere paralel halde tuttuğumuzdan bu minik metal çubuklar kuzeygüney doğrultusunu gösterirler. KENDİSİ KÜÇÜK, FONKSİYONU BÜYÜK İCAT Denizcilikte halen kullanılan bu araç, en küçük kayıklardan en büyük gemilere kadar doğru yönü bulmak için kullanılan, küçük ama en etkili hayat kurtarıcı alettir. Kullanılan meslek alanları sadece denizcilik ile sınırlı değil pusulanın. Havacılar, askerler, ma-
GEMİCİLER BİLİNMEYEN DENİZLERE DOĞRU YOL ALDI denciler, ormancılar, harita mühendisleri, dağcılar, harita teknisyenleri, doğa sporcuları ve izciler de mesleklerini icra ederken pusulaya başvuruyor. Söz konusu meslek grupları için temeli çok basit bir mıknatıs mantığına dayanan alet, halen hayat kurtarıcı bir rol üstleniyor.
Pusulanın Avrupa’ya ulaşması 12. yüzyılda gerçekleşmiş ve bu tarihten sonra geliştirilmeye başlanmış. Fransa’da pusuladan ilk olarak 1200 yılında söz edilmeye başlanmış. Bunu, 1207 yılında İngiltere ve 1213 yılında İzlanda izlemiş. Pusulaya dair ilk önemli gelişmeyi gerçekleştiren Fransız bilim insanı Pierre de Maricourt olmuş (1269). Maricourt iğneyi bir mile geçirdikten sonra, bunu bir yanı saydam ve derecelenmiş bir kutunun içine yerleştirerek pusulanın ana hatlarını oluşturmuş. Böylece gemicilerin pergeli halini alan bu gereç, artık onlara etkili bir rehber olurken; bilinmeyen denizlere açılmalarını ve büyük keşifler çağını açmalarını da sağlamış.
PUSULANIN ÇEŞİTLERİ NELERDİR? Günümüzde akıllı telefonlarda veya valizlerin üzerinde de yer alan pusulaların bir çok çeşidi var. Modern pusula çeşitleri; askeri, aynalı, standart plaka ve kutu (prismatik) pusulalardır. Askeri pusulalar hassas ölçüm yapılarak kullanım alanına göre ayrılmıştır. Diğer pusulalar ise hassasiyet göstermeden, sadece yön bulmak için kullanılır. Hassas pusulaların kullanımı da bir o kadar zordur. Standart ve aynalı pusula türleri en ideal türler olurken bu pusulalar daha çok doğada kullanılmak içindir. Diğer pusula çeşitleri ise; kerteriz pusulası, asma, elektromanyetik, dümenci, filika, sıvılı, cayroskop, yavru ve kadranlı pusulalar olarak adlandırılıyor. Dünyanın neresinde olursak olalım, pusula ile daima yönümüzü çok kolay bulabiliriz. İstersek okyanusun ortasında kalmış olalım, istersek bir dağın başında. Bu basit cihazla yönümüzü bulmak birkaç saniyemizi alır. Günümüzde GPS uydular gibi çok gelişmiş cihazlar olmasına rağmen pusula yön bulmada her zaman en kolay yol olmuş.
81
araştırma
TÜRKİYE’DE 7,4 MİLYAR DOLARLIK BİRLEŞME VE SATIN ALMA GERÇEKLEŞTİ ERNST&YOUNG (EY) KURUMSAL FİNANSMAN BÖLÜMÜ’NÜN HER YIL HAZIRLADIĞI VE BU YIL 16’NCISINI YAYINLADIĞI “BİRLEŞME VE SATIN ALMA İŞLEMLERİ RAPORU”, TÜRKİYE’DE 2017 YILINDA 7,4 MİLYAR DOLARLIK BİRLEŞME VE SATIN ALMANIN GERÇEKLEŞTİĞİNİ ORTAYA KOYDU. Kaynak: Ernst&Young- Birleşme ve Satın Alma İşlemleri 2017 Raporu
82
B
irleşme ve Satın Alma İşlemleri 2017 Raporu’na göre, tüm dünyada birleşme ve satın alma aktivitesi 2016’ya paralel bir tablo ortaya koydu. Türkiye’de ise işlem sayısı paralel seyrederken işlem hacminde artış gerçekleşti. İşlem değeri açıklanan 127 işlemle toplam 7,4 milyar dolar tutarında hacim yaratıldı. Değeri açıklanmamış işlemlerle birlikte toplam hacim yaklaşık 10 milyar dolar oldu. İşlem hacmindeki artışı ortalama işlem hacimlerinin yükselmesine bağlayan EY Türkiye Kurumsal Finansman Bölümü Başkanı Müşfik Cantekinler, bu durumun temel nedeni olarak, 100 milyon dolar üzerindeki özel sektör işlem sayısındaki artışa ve geçtiğimiz dönemde yurt içinde yaşanan güvenlik sorunlarının azalmasına işaret etti. Rapora göre, 2018 yılının işlem hacmi ve yoğunluğu açısından 2017 yılına benzer ve yine Türkiye’nin potansiyelinin altında seyretmesi bekleniyor.
2017 YILINDA KÜRESEL, BÖLGESEL VE LOKAL BIRÇOK GELIŞME ÖN PLANA ÇIKTI 2017 yılı, Amerikan Merkez Bankası FED’in 2015 yılı sonunda başladığı faiz artırımı sürecine devam ettiği ve bunun da etkisiyle gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışının hızlandığı ve ekonomilerin olumsuz etkilendiği bir yıl olarak öne çıktı. Kurlardaki dalgalanmanın da ciddi olarak hissedildiği Türkiye ise, Orta Doğu’daki savaş ortamının olumsuz etkilerine rağmen çeşitli sektörler için sağlanan vergi teşvikleri ve Kredi Garanti Fonu’nun likidite desteği sonucunda ekonomik büyümesinin olumlu etkilendiği ve özellikle üçüncü çeyrekte yüksek büyüme yaşadığı bir yılı geride bıraktı. Rapora göre, 2017 yılında, tüm dünyada birleşme ve satın alma aktivitesinde paralel bir seyir gözlemlenirken Türkiye’de, özellikle büyük çaptaki özel sektör işlemlerinin etkisiyle işlem hacmi arttı, işlem sayısı ise 2016 yılına benzer seviyede 251 olarak gerçekleşti. 2017 yılında değeri açıklanan 127 işlemle toplam 7,4 mil-
yar dolar tutarında işlem hacmi yaratıldı (2016 yılı: 4,6 milyar dolar). Değeri açıklanan işlemler arasında milyar dolar seviyesini aşan bir adet işlem bulunurken, 100 milyon dolar seviyesini aşan işlem sayısı 17 olarak gerçekleşti. KOBİ’lerdeki işlem yoğunluğu, geçtiğimiz senelerde olduğu gibi 2017 yılında da devam etti. YABANCI YATIRIMCILAR, İŞLEM HACMİNDE YERLİ YATIRIMCILARI GERİDE BIRAKTI 2016 yılında toplam işlem hacminin yüzde 54’ünü gerçekleştiren yabancı yatırımcılar, 2017 yılında toplam işlem hacminin yüz-
de 62’sini gerçekleştirerek yerli yatırımcıların önündeki yerini korudu. İşlem adedi olarak ise geçen senelerde olduğu gibi, yerli yatırımcılar, yabancı yatırımcıları geride bırakarak, 173 işlem gerçekleştirdi. Yabancı yatırımcıların işlem sayısı ise son sekiz yılın en düşük seviyesine gerileyerek 78 oldu. Yabancı yatırımcıların gerçekleştirdikleri işlem hacminin aslında beklenenin altında olduğuna vurgu yapan EY Türkiye Kurumsal Finansman Bölümü Kıdemli Müdürü Cem Günfer, “Yabancı yatırımcıların gerçekleştirdikleri işlem hacminin 2017 yılında 4,6 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiğini görüyoruz. Bu rakam, 2016 yılına göre artışa işaret etse de Türkiye’nin potansiyelinin ciddi seviyede altında olduğunu düşünüyoruz. Bu artışta, işlem adetlerinin benzer seviyelerde seyretmesine karşın, büyük hacimli bazı özel sektör işlemlerinin 2017 yılında gerçekleşmesi ve ortalama işlem hacimlerinin artmasının önemli rol oynadığını söyleyebiliriz” açıklamasında bulundu. ÖZEL SERMAYE FONLARI ATAĞA GEÇTİ 2017 yılında özel sermaye fonlarının gerçekleştirdiği hem işlem adedinde hem de işlem hacminde artış görüldü. Özel sermaye fonları, 2017 yılında 82 işleme imza atarak, değeri açıklanan işlemlerle toplam 1,2 milyar dolar seviyesinde hacim gerçekleştirmiş oldu. Bu yıl, toplam işlem adedinin yüzde 33’ünü oluşturan özel sermaye fonlarının gerçekleştirdiği
RAPORA GÖRE, GEÇEN YILLARDA OLDUĞU GIBI 2017’DE DE ENERJI SEKTÖRÜ IŞLEM HACMI BAZINDA, BILIŞIM SEKTÖRÜ DE ADET BAZINDA ILK SIRADA YER ALIRKEN ENERJI SEKTÖRÜNDE GERÇEKLEŞEN 37 IŞLEM ILE 2,9 MILYAR DOLAR TUTARINDA IŞLEM HACMI YARATILDI.
83
araştırma BİRLEŞME VE SATIN ALMA İŞLEMLERİ 2017 RAPORU’NA GÖRE;
7,4
MİLYAR DOLAR
Değeri açıklanan işlemler arasında milyar dolar seviyesini aşan bir adet işlem bulunurken, 100 milyon dolar seviyesini aşan işlem sayısı 17 olarak gerçekleşti.
100
2017’de değeri açıklanan 127 işlemle toplam 7,4 milyar dolar tutarında işlem hacmi yaratıldı.
173
MİLYON DOLAR
İşlem adedi olarak ise geçen yıllarda olduğu gibi, yerli yatırımcılar, yabancı yatırımcıları geride bırakarak 173 işlem gerçekleştirdi.
78
2016’da toplam işlem hacminin yüzde 54’ünü gerçekleştiren yabancı yatırımcılar, geçen yıl toplam işlem hacminin yüzde 62’sini gerçekleştirerek yerli yatırımcıların önündeki yerini korudu.
62
%
Yabancı yatırımcıların işlem sayısı son 8 yılın en düşük seviyesine gerileyerek 78 oldu.
törü de adet bazında ilk sırada yer aldı. Enerji sektöründe gerçekleşen 37 işlem ile 2,9 milyar dolar tutarında işlem hacmi yaratıldı. Sektördeki en yüksek tutarlı işlem, OMV Petrol Ofisi’nin 1,4 milyar dolar bedelle Vitol Investment tarafından satın alınması olarak göze çarpıyor. İşlem adedinde ise çoğunluğu küçük işlemlerden oluşan 75 işlem ile bilişim sektörü öne çıktı. Bunlara ek olarak, IFM Investors’ın Mersin Limanı’nın yüzde 40’ını 869 milyon dolar karşılığında satın alması işlemiyle, ulaştırma sektörü işlem hacmi bazında ikinci sıraya yerleşti. İŞLEMLERİN YÜZDE 9’U KAMU KAYNAKLI Kamu kaynaklı işlemlerin toplam işlem hacminden aldığı pay 2016’ya oranla düşüş göstererek yüzde 9 olarak gerçekleşti. Yerli yatırımcıların, geçmiş yıllarda olduğu gibi kamu kaynaklı işlemlerde yine önemli ağırlığının olduğu görüldü. Gerçekleşen en büyük kamu kaynaklı işlem, Entek Elektrik’in 365 milyon dolar karşılığında kazandığı Menzelet HES ve Kılavuzlu HES İşletme Hakkı Devri ihalesi oldu.
en yüksek hacimli değeri açıklanan işlem ise IFM Investors’un Mersin Limanı’na ortak olması oldu. ENERJİ SEKTÖRÜ HACİM BAZINDA BİRİNCİ Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi 2017 yılında da enerji sektörü işlem hacmi bazında, bilişim sek-
84
2018 YILINA DAİR BEKLENTİLER EY Birleşme ve Satın Alma İşlemleri 2017 Raporu aynı zamanda 2018 öngörülerini de ortaya koyuyor. Raporda Amerikan Merkez Bankası FED’in 2018 yılı boyunca faizleri birden çok kez artıracağı sinyalini vermesinin, içerisinde Türkiye’nin de bulunduğu pek çok gelişmekte olan ülkenin para politikalarını önemli ölçüde etkileme ihtimali olduğu be-
Türkiye’nin aslında kendi içinde büyük bir güç barındırdığını dile getiren Cantekinler, “Potansiyeli kinetiğe çevirebilirse, önünde durması kolay bir ülke değil. Türkiye’de ciddi birleşme satın alma potansiyeli var. Yabancıları daha çok çekmemiz lazım. Dünyada her yıl 50 bine yakın satın alma ve birleşme işlemi oluyor. Dünyada, başı ABD çekiyor. 2017 yılında tüm dünyada gerçekleşen birleşme ve satın alma işlem hacmi 3,6 trilyon dolar olarak gerçekleşti. Bunun yarısı ABD’de gerçekleşiyor. ABD 2-2,5 trilyon doları çok rahat yakalıyor. Bu yıl en büyük işlem yine ABD’den” dedi.
lirtiliyor. Bu konuya ek olarak, yakın coğrafyadaki güvenlik sorunlarının ve ekonomik gelişmelerin de Türkiye üzerinde önemli etkisi olduğuna dikkat çekiliyor. Raporda, ayrıca, 2018 yılı için, önceki yıllarda olduğu gibi ağırlıklı olarak küçük ve orta ölçekli işlemlerin yoğun olmasının beklendiği, finansal hizmetler, perakende, sağlık ve imalat sektörlerinde büyük ölçekli işlemlerin gerçekleşme olasılığının bulunduğu belirtiliyor. Ayrıca, enerji sektöründe hem özelleştirmelerin hem de özel sektör işlemlerinin önemli rol oynamaya devam edeceği öngörülüyor. 2017’nin zor bir yıl olduğunu belirterek, dünyada para akışının hala gelişmiş ülkelerde olduğunu söyleyen EY Türkiye Kurumsal Finansman Bölümü Başkanı Müşfik Cantekinler konuyla ilgili olarak; “2018 yılında, hem ekonomik seyrin hem de bölgesel gelişmelerin yatırım ortamı üzerinde belirleyici olacağını düşünüyoruz. Kurların yüksek seyretmesinin, özellikle döviz cinsinden borçlu şirketler için bir risk oluşturduğu açık. Amerikan Merkez Bankası FED’in 2018 yılında faizleri birden çok kez artıracağı sinyali vermesi de kurlar üzerinde etkili olacaktır. Ayrıca, civar coğrafyada yaşanan güvenlik sorunları da yatırımcılar nezdinde değerlendirilen hususlar olarak ön plana çıkıyor. Bu gibi nedenlerle, Türkiye’de 2018 senesinde, 2017’ye benzer bir birleşme ve satın alma ortamının oluşmasını bekliyoruz” açıklamasında bulundu.
2018’DE YATIRIM ORTAMININ DURAĞAN OLMASI BEKLENİYOR EY’nin Türk iş dünyasının önde gelen isimleri ve üst düzey yöneticileri ile gerçekleştirdiği, “Türk iş dünyasının birleşme ve satın alma faaliyetlerine bakışı” konulu geleneksel anketinin sonuçları da aynı raporda açıklandı. Buna göre; OMV Petrol Ofisi’nin Vitol Investment tarafından satın alınması yüzde 57 oyla yılın işlemi olarak seçildi. Ankete katılanların yüzde 77’si, 2017 yılında gerçekleşen işlem hacminin düşük seviyede gerçekleştiğini belirtirken, 2018 yılında 15 milyar doların altında bir işlem hacmi bekleyenlerin oranı yüzde 90 olarak gerçekleşti. Enerji sektörü, yüzde 20 oyla katılımcılar tarafından 2018 yılında en fazla hareket beklenen sektör olurken, enerji sektörünü, hizmetler, perakende ve bilişim sektörleri izliyor. Katılımcıların çoğunluğu (yüzde 60) Avrupa Parlamentosu tarafından Türkiye ile müzakerelerin askıya alınmasını öneren raporun kabul edilmesinin etkilerinin sınırlı olacağını düşündüğünü belirtirken, ankete katılan iş insanları ve yöneticilerin yüzde 70’i 2018 yılı yatırım ortamının durağan seyredeceğini öngörüyor. DOĞRU İŞE DOĞRU YATIRIM Günümüzün hızla değişen dünyasında, rekabette bir adım öne geçme yarışı içinde olan şirketler için, iş yaşamının değişmeyen tek gündem maddesi şirket birleşmeleri ve satın almaları. Rakamlardan da anlaşıldığı gibi son birkaç yıldır, şirket birleşme ve satın alma işlemlerinin sayısı hem Türkiye’de hem de dünyada hızla artarak şirket birleşme ve satın almalarını dünya çapında önemli bir konu haline getirmiş. Uzmanlara göre bu gelişimin arkasında yatan en önemli etken, hem kurumsal şirketlerin hem de özel sermaye fonlarının birleşme ve satın alma işlemlerine olan ilgisinde meydana gelen kayda değer artışlar. Uzmanlar tarafından, dünya genelinde şirket birleşmeleri ve satın alma işlemlerinin sayı-
KAMU KAYNAKLI IŞLEMLERIN TOPLAM IŞLEM HACMINDEN ALDIĞI PAY, 2016’YA ORANLA DÜŞÜŞ GÖSTEREREK YÜZDE 9 OLARAK GERÇEKLEŞTI.
85
sı ve hacminde önemli ölçüde artış olmasına karşın, bu işlemlerin büyük çoğunluğunun amacına ulaşamadığı belirtiliyor. Birleşme ve satın almalar çoğu kez, yatırımcılar için beklenen değeri gerçekleştirmekte başarılı olamıyor. Bu durum genellikle mevcut olan iş ile yeni yatırım yapılan şirketler arasındaki entegrasyon eksikliğinden kaynaklandığı belirtiliyor. En iyi şirketi satın almak en doğru iş alanını seçmekle başlıyor. Firmaların uzmanlığına ve tecrübesine en uyan alanı seçmesi önemli bir konu. Aranılan şirketin boyutunun, personel sayısının, lokasyonunun ve ürünlerinin veya hizmetlerinin dikkatli değerlendirilmesi gerekir. Odaklanmak istenilen bir sektör ve lokasyon seçtikten sonra o bölgedeki konuyla ilgili tüm şirketlerin araştırılması gerekir. Şirket satışlarıyla ilgilenen danışman veya brokerlerle iletişime geçmek de şirket araştırırken kullanabilecek bir diğer yoldur. Bu danışman ve brokerler genelde şirketler tarafından potansiyel yatırımcılar ve alıcılar bulmaları için tutulmuşlardır. Danışman ve brokerlerle şirket satınalma sürecinde siz de kendiniz için çalışabilirsiniz. SATINALMADA PÜF NOKTALAR Herşeye sıfırdan başlamak tek yol değildir. Mevcut bir şirketi satınalmak sizin bir an önce faaliyete geçmenizi sağlar. İyi bir şirket bulmak için bilinmesi gereken bir takım püf noktalar söz konusu. Çoğu insan girişimcili-
ğe başlamayı düşündüğünde her şeye baştan başlamayı ele alırlar, kendi fikirlerini geliştirir ve şirketi sıfırdan kurar. Fakat sıfırdan bir şirket kurmanın da hiçbir bilinirlik olmadan müşteri portföyünü yaratmak, pazarlama yapmak, yeni çalışanlar bulmak ve nakit akışını başlatmak gibi bazı dezavantajları söz konusu. Çoğu durumda mevcut bir şirketi satınalmak yepyeni bir şirket kurmaktan daha az risklidir. Bir şirket satınaldığınızda halihazırda nakit akışı ve kar yaratan bir operasyon devralırsınız. Müşteri portföyünüzden çalışanlara kadar her şey hazırdır. Bununla birlikte prosedürler, süreçler, sistemler, altyapı gibi şirket gerekliliklerini baştan yaratmanız gerekmez. Bunun yanı sıra şirket satınalmak baştan başlamaktan daha maliyetli olabilir. Fakat mevcut bir şirket için kredi bulmak yepyeni bir şirket için bulmaktan daha kolaydır. Bankacılar ve yatırımcılar geçmişi olan bir şirkete kaynak verme konusunda kendilerini daha rahat hissederler. Diğer taraftan şirket satınalındığında değerli birçok hukuki hak, sözleşme, patent ve markaları da satınalmış olursunuz. Diğer taraftan hiçbirşeyin kesin olmadığı gibi şirket satınalma konusunda da kesinlik yoktur. Dikkatli olunmadığında atıl stok, işbirliğine kapalı çalışanlar ve zamanın gerisinde kalmış bir işleyiş ile karşılaşabilir. Doğru bir seçim yapmak için ince eleyip sık dokunmak gerekir.
2017 YILINDA TÜM DÜNYADA GERÇEKLEŞEN BIRLEŞME VE SATIN ALMA IŞLEM HACMI 3,6 TRILYON DOLAR OLARAK GERÇEKLEŞIRKEN BUNUN YARISI ABD’DE GERÇEKLEŞTI.
87
fuar rotası Aziz Vasil Katedrali, Moskova
Doğu’nun İncisi Kulesi, Şangay
2018’İN İLK AYLARINDA HIZLA DEVAM EDEN FUAR PROGRAMLARINDA İKLİMLENDİRME, ISITMA, SOĞUTMA VE HAVALANDIRMA SEKTÖRÜ ACREX INDIA FUARI İÇİN 22-24 ŞUBAT TARİHLERİNDE YENİ DELHİ’Yİ, CLIMATE WORLD FUARI İÇİN 27 ŞUBAT- 2 MART TARİHLERİNDE MOSKOVA’YI ZİYARET EDECEK. DİĞER TARAFTAN TAKIM TEZGAHLARI İÇİN SEUL’DAKİ SIMTOS FUARINI GIDEDECEK OLAN İHRACATÇILAR, PLASTİK VE KAUÇUK ALANINA YÖNELİK DÜZENLENEN CHINAPLAS VESİLESİYLE DE ŞANGAY’DA OLACAK. BU GÜZEL DÖRT ŞEHRİN TARİHSEL DOKUSU, ETNİK TADLARI VE ALIŞVERİŞ DURAKLARI FUARDAN ARTA KALAN VAKİTLERİNDE İŞ İNSANLARINI ÇAĞIRIYOR.
Safdarjung Anıt Mezarı, Yeni Delhi
88
Bongeunsa Tapınağı, Seul
M
oskova, Yeni Delhi, Seul ve Şangay bu sayımızın fuar rotası için belirlediğimiz dört ayrı durağı. 12 milyonu aşkın nüfusu ile Rusya’nın en görkemli şehirleri arasında öne çıkan başkent Moskova, gezilecek yerler bakımından da oldukça zengin alternatifler sunuyor. Ziyaretçilerini zengin kültürel mirası, tarihi dokusu ve mimari ihtişamıyla heyecanlandıran şehir, hiç uyumayan gece hayatı sayesinde sınırsız eğlence de vadediyor. Dünyanın en önemli metro kentlerinden biri olarak görülen Rusya’da 11 hat üzerinden 160’tan fazla istasyon bulunuyor. Geniş bir ulaşım ağına sahip olan Moskova metroları, aynı zamanda tarihsel ve eşsiz bir mimariye de sahip. Halk kullanımına açık hatların dışında, hükümet binalarını şehrin kenarında bulunan mistik bir yeraltı şehriyle birleştiren esrarengiz bir metro daha olduğu söyleniyor. Moskova’da sahne sanatları, bale, tiyatro, film gibi etkinlikler oldukça yaygın. Moskova Uluslararası Sahne Sanatları Merkezi klasik müzik icrasında çığır açmış durumda. Moskova Sirki ve Moskova Devlet Sirki de şehri sirk konusunda üst sınıflara taşıyan etkinliklere imza atıyor. Doğa güzelliğinden çok gece hayatıyla gündeme gelen Moskova, Tverskaya Caddesi’nin güneyindeki mekanlarıyla da dikkat çekiyor. Bunların yanında Novy Arbat Caddesi en ünlü gece kulüplerinin bulunduğu yer olarak gösterilebilir. Hindistan’ın başkenti ve en kalabalık şehri Delhi eski ve yeninin benzersiz şekilde karışımından oluşuyor. Eski Delhi’nin kalabalık, baharat kokulu sokaklarından Yeni Delhi’nin sömürge döneminden kalma tarihi binalarına ve sokaklarına, oradan Gurgaon’un Avrupai bir metropolü andıran gökdelenleri ve şık alışveriş merkezlerine kadar birbirinden geceyle gündüz kadar farklı görüntüler sunuyor. Eski çağlarda “Altın Kuş” olarak bilinen Hindistan’a bir gezi yapmayı hayal ediyorsanız başlangıç noktanız kesinlikle Delhi olmalı. Çünkü ilk bakışta başka bir gezegenmiş gibi görünen ülkeyi daha yakında tanımak istiyorsanız, Hindistan’ın minyatürü sayılabilecek bu şehirde birkaç gün geçirmek size önemli deneyimler kazandıracak. Geçen yıllar içinde modern bir yapıya bürünmesinin yanı sıra hala geçmişin izlerine de sahip çıkan dünyanın ender şehirlerinden biri Seul. Şehir, hem modern hem de tarihi yapısıyla göz dolduran bir güzelliğe sahip. Gezdikten sonra şehrin resmini çizmek isteseniz sanırım bir yere tapınak, bir yere saray, bir yere pagoda başka bir yere de bahçe figürleri eklerdiniz. Çin Halk Cumhuriyeti’nin en önemli liman
Kremlin Sarayı, Moskova
kenti olan Şangay, çok kültürlü bir şehir olarak hem Çin’in modern yüzünü hem de geleneksel yüzünü yansıtıyor. 6 bin yıl önce yerleşim yeri haline gelmiş köklü bir tarihe sahip olan Şangay, başlangıçta küçük bir balıkçı köyüymüş. Tarihi dokusu ile dikkat geçen, kuruluşu çok eski yıllara dayanan Şangay’da gezilecek çok çeşitli ve farklı tarzlarda yerler bulunuyor. Şangay, hem el değmemiş tarihi yüzü hem de ileri seviye modern yapısıyla bir uyum içinde. Lotus Tapınağı, Yeni Delhi
89
fuar rotası
MOSKOVA
NERELER GEZILIR? Kızıl Meydan Moskova’nın tam kalbinde, Kremlin Sarayı’nın ise kuzeydoğu duvarının hemen dışında bulunan ünlü Kızıl Meydan (Red Square), dünyanın en önemli şehir meydanları arasında yer alıyor. Güney ucundaki Aziz Vasil Katedrali ile panoramik bir görüntü sunan meydan, pastel renklere sahip tarihi binalar ile çevreleniyor. Her adımda Rusya’nın derin tarihini hissedebileceğiniz Kızıl Meydan, ziyaretçilerine farklı mevsimlerde farklı güzellikler sunuyor. Kremlin Sarayı Bir zamanlar Rus siyasi gücünün zirvesini temsil eden ve Ortodoks Kilisesi’nin merkezi olan Kremlin, sadece Moskova’nın değil, tüm ülkenin simgesi olma özelliği taşıyor. Kremlin Sarayı, 2,25 kilometre uzunluğundaki doğu duvarı ile Kızıl Meydanı da çevreliyor. Nehrin karşısındaki Sofiyskaya’dan görkemli sarayı doyasıya izlemek ve harika fotoğraflar çekebilmek de mümkün oluyor. Arbat Caddesi Moskova’da gezilecek yerler listenizde olmasını isteyeceğiniz Arbat Caddesi, şehrin en hareketli sokaklarını ve eğlenceli mekanlarını bir araya getiriyor. Araç trafiğine tamamen kapalı olan cadde, hem yapısı itibarıyla hem de canlılığı ile İstiklal Caddesi’ni andırıyor. Geçmişte Anton Çehov, Puşkin, Meyerhold ve Çaykovski gibi ünlü isimlerin de ya-
Kızıl Meydan
şadığı bilinen sokakta; butik dükkanlar, kafeler, şık lokantalar, sinema ve tiyatro salonları da yer alıyor.
ALIŞVERIŞ Moskova alışveriş dünyasının kalbi; Tretyakovsky, Tverskaya, Arbat caddelerinde ve İzmaylovo çarşısında atıyor. Kitaigorod semtinde yer alan Tretyakovsky Proyezd sokağı, Orta Çağı andıran mimarisiyle hem Moskova’nın hem de dünyanın en pahalı alışveriş mekanlarından biri olarak ünlenmiş durumda. Lüks tüketim ürünlerine dair en ünlü markaların bulunabileceği bu göz kamaştırıcı sokakta, küçük bir gezinti yapmak bile büyülenmeniz için yeterli olacaktır.
90
DAMAK TADI Rusya’nın en ünlü yemeği Stroganoff bifteği. Geleneksel tatlara meraklılar için Moskova yöresel tatlarından birkaçı:
NEREDE KALINIR? Moskova büyük bir şehir olmasından dolayı genellikle şehir merkezi ve Old Town bölgesinde veya çevresindeki yerlerde konaklamanız daha rahat ve güvenilir olacaktır. Şehir merkezinin biraz yukarısında kalan Tagansky bölgesinde konaklamak için daha uygun fiyatlı otel fırsatları yakalayabilirsiniz. 15-20 dakikalık yürüme mesafesi ile veya metro kullanarak şehir merkezine ulaşabilirsiniz.
ŞEHİR İÇİ ULAŞIM Arbat Caddesi
Moskova metrosu, şehir içi ulaşımda en ideal seçenek. 28 Ruble karşılığında tek geçişlik bilet alabileceğiniz gibi, 5, 10, 20 ve 60 kullanımlık bilet de satın alabilirsiniz. Bu arada ücret gittiğiniz mesafeye göre değişmiyor; sabit bilet ücreti karşılığında herhangi bir metro istasyonundan gideceğiniz istasyona ulaşabiliyorsunuz. Metro sabah 05:30 ile gece 01:00 arasında hizmet veriyor. Trenler ise gündüzleri 1-2, geceleri 7-8 dakikada bir hareket ediyor. Kesişen hatlar başta biraz kafa karıştırıcı gelebilir, ama her istasyonda bulunan haritalar işinizi kolaylaştıracaktır.
12 hat üzerindeki 180 istasyonuyla
Solyanka
Zakuski: Moskova’da restoranlarda yemekten önce getirilen aperatif tabağına verilen addır. Bu tabakta siyah ekmek, salatalık turşusu, pancar turşusu ve balık bulunur. Yemeklerden önce genellikle bu tabak tüketilir. Solyanka: Rus mutfağının en ünlü çorbasıdır. Baharatlı et ya da balık katılarak yapılır. Tuzlu Pirojki: Moskova’da karnınız acıktıysa ve atıştırmalık bir şeyler arıyorsanız metro girişlerinde pirojki adı verilen bu küçük poğaçalardan bulabilirsiniz.
YENİ DELHİ
NERELER GEZILIR? Kızıl Kale Kızıl Kale, 1857’ye kadar yani 200 yıllık bir süre boyunca, Babür Hanedanlığı imparatorlarının ana ikametgâhıydı. Kale, Yeni Delhi’nin merkezinde yer alır ve bir dizi müzeye ev sahipliği yapar. İmparatorları ve ailelerini barındırmaya ek olarak, Babür devletinin tören ve siyasi merkeziydi ve bölgeyi etkileyen olayların merkezinde yer almaktaydı. Lotus Tapınağı Yeni Delhi’de bulunan Lotus Tapınağı, bir Bahai ibadet evi ve dünyada bulunan yedi Bahai tapınağının sonuncusu. Asya kıtasının Bahailik merkezi olan tapınak, sayısız mimari ödül kazanmış. Aralık 1986’da halkın ibadet ve ziyaretine açılmasından bu yana günde ortalama 8 bin ila 10 bin kişi tapınağı ziyaret ediyor. Dolayısıyla dünyanın en çok ziyaret edilen binaları arasında yer alıyor. Tüm Bahai ibadet evleri gibi, Lotus Tapınağı da herkese açık. Tek bir koşul var: sessiz olmak.
Swaminarayan Akshardham Etkiliyici mimarisi ile göze çarpan yapı, şehirdeki önemli Hindu tapınaklarından biridir. 2005’te inşası tamamlanmış olan bu tapınak, sahip olduğu bahçesi ve havuzuyla da Hintlilerin ibadet etmek için en çok tercih ettiği yapıdır.
ALIŞVERIŞ Yeni Delhi’de alışveriş yapabileceğiniz birçok yer var. Eğer uygun fiyatlı ürünler arıyorsanız Dilli Haat’a gidebilirsiniz. Burası çeşitli standların bulunduğu, etnik ürünler, hediyelik eşya arayanların uğrak adresidir. Sarı metro hattının INA istasyonunda inerek buraya ulaşabilirsiniz. Bunun dışında Connaught Place, Janpath, Chandni Chawk’ ta da alışveriş yapabilirsiniz. Alınabilecek hediyelik eşyalar arasında; geleneksel ipek-kaşmir yapımı tekstil ürünleri, antikalar, el yapımı ürünler, çanak, çömlek, baharat, çay yer alıyor.
NEREDE KALINIR?
Hümayun Türbesi
Hümayun Türbesi Moğol mimarisinin izlerini gözler önüne seren 1993 yılında Unesco Miras Listesi’ne alınmış bir yapıdır. Hümayun’un ölümünden dokuz yıl sonra Hümayun’un eşi Haji Begum’ün talimatıyla 1565 yılında inşasına başlanan yapı 1572 yılında tamamlanmıştır. Yapının mimarı İranlı Mirek Mirza Giyas’tır. Hindistan’da yapılan ilk bahçeli türbe özelliğine sahiptir.
Yeni Delhi, konaklama yönünden birçok seçenek sunsa da önceliğiniz güvenli bölgede konaklamaktan yana olmalı. Her bütçeye uygun otellerin bulunduğu Yeni Delhi’de güvenle konaklayabileceğiniz Pahar Ganj, Karol Bagh, Güney Delhi, Connaught Place bölgelerinde bütçenize uygun güzel oteller bulabilirsiniz.
pılmalıdır, aksi halde yolculuk pahalıya mal olabilir.
DAMAK TADI Geniş bir yelpazesi olan Hint mutfağında baharatlı yiyecekler dikkat çeker. Baharatları ile yapılan çeşitli sosları da yemekleri kadar üne sahiptir.
Tandoori
Tandoori: Baharatlar ile marine edilmiş tavukların ızgarada kızartılmış hali. Naan ekmeği denen özel bir ekmek ile yenir. Ras Malai: Peynir karışımından oluşan toplar sütün içerisinde kaynatılır. Şam fıstığı ilave edilerek servis edilir. Chana: Yoğun baharat kullanılarak yapılan nohut yemeğidir. Bol baharat sevenler için lezzetli bir yerel seçenek. Biryani: Bizimdeki büryan yemeğine çok benzer. İsteğe göre kırmızı et ya da tavukla yapılır. Pirincin soğan ve baharatla kavrulup üzerine etlerin konduğu bir yemek türüdür. Kulfi: Biraz muhallebiye benzeyen fakat daha yumuşak bir dondurmadır. Hindistan’ın en meşhur tatlısıdır. Safran, fıstık gibi tadlar ilave edilerek yenebilir.
ŞEHİR İÇİ ULAŞIM Şehir trafiği karışık olsa da Yeni Delhi’de ulaşım için farklı alternatif mevcut. Rikşalar, oto-rikşalar, taksiler, metro ve otobüs ile dilediğiniz yere ulaşabilirsiniz. Rikşa, oto-rikşa ve taksiye binmeden önce pazarlık ya-
Kulfi
91
fuar rotası
SEUL
NERELER GEZILIR? Deoksugung Sarayı Başkent Seul’de yüksek binaların arasında kalan, 19. yüzyılın sonlarında dış güçlerin istilasıyla tehdit edilen Joseon Krallığı’nın umutsuz mücadelesini hatırlatan, Deoksu Sarayı olarak da bilinen Deoksugung Sarayı, Seul’de kalan Joseon Hanedanlığı’nın koloni zamanlarından 20. yüzyılın başlarına kadar kralların yaptırdığı beş büyük saraydan en küçüğü, en merkezisi, en sonuncusu ve en eşsizi olma özelliği ile ön plana çıkıyor. Sarayı eşsiz kılan en önemli özellik ünlü Daehanmun kapısından girdiğinizde sizi şaşırtacak geleneksel Kore mimarisinin yanında batı tarzı binaların farklı uyumudur. Myeongdong Insadong’dan yürüyerek, önce şehrin kalbinde yer alan küçük nehirde boylu boyunca yürüyoruz. Sonrada devasa gökdelenleri aşarak, şehrin İstiklal Caddesi olarak bilinen Myeongdong bölgesine geliyoruz. Burası alışverişin kalbi. Neon ışıklarının aydınlattığı sokaklarda, aklınıza gelebilecek her türlü mağazalar mevcut.
ALIŞVERIŞ Güney Kore’nin en büyük pazarı olan Dongdaemun, turistlerin alışveriş yapmak için ilk gittikleri yer. Ülkeye ait karakteristik ürünlerin satıldığı bir kapalı çarşı olan Dongdaemun’da
Myeongdong
92
her şeyi bulmak mümkün. Karides, mavi yengeç ve ahtapot gibi 800’den fazla deniz mahsulünün satıldığı Noryangjin Balık Pazarı, su altının su yüzüne çıktığı yer adeta. Satın aldığınız deniz mahsulünü isterseniz burada pişirtip yiyebiliyorsunuz.
si tarifeleri yüzde 20 daha fazla. Şehirde bölgelere göre ayrılmış dört farklı otobüs hattı var. Uzun mesafeler için mavi hat, mavi otobüs duraklarında duran ve metro ile paralel yollarda ilerleyen yeşil hat, bunların yanında sarı ve kırmızı hat da bulunuyor. Metro yerine otobüs kullanmak isterseniz gezmek istediğiniz yerlere bu şekilde de kolay ulaşım sağlayabilirsiniz.
DAMAK TADI Deoksugung Sarayı
NEREDE KALINIR? Han Nehri’nin kuzeyinde yer alan Jongno semti, kentin merkezi alanlarından biri ve ilçenin farklı noktalarına metro ile kolayca ulaşılabiliyor. Seul’un iş, kültür ve tarih merkezlerinden biri olan Jongno, yüksek ziyaretçi oranından dolayı birbirinden değişik konaklama seçeneklerine ev sahipliği yapıyor. Han Nehri’nin kuzey kıyısını oluşturan Yongsan, şehrin merkezinde, nehir manzarası eşliğinde konaklamak isteyenler için mükemmel konaklama tesisleri içeriyor.
ŞEHİR İÇİ ULAŞIM Seul’de şehrin her noktasına metroyla ulaşabilirsiniz. Dokuz hatta ayrılan Seul metrosunda her bir hat haritada farklı renklendirilmiştir. Metro durakları çoğu ülkeden farklı olarak çok güvenlidir. Metrolarda yaşlılar, engelliler ve hamileler için ayrılan bölümler vardır. Seul’de ulaşımda bir diğer alternatif ise taksi. Turistler için İngilizce, Çince ve Japonca bilen taksi şoförleri bulmak mümkün. Gece yarısından sonra tak-
Mayak Gimbap: Bu yemeğe Kore Sushi’si desek yanlış olmaz. Ancak bunu Seul’un merkezinde yer alan Gwangjang Market’te yemeniz gerekiyor. Çünkü bu yemek oranın özel bir lezzeti. Kurutulmuş deniz yosununun içine pirinç koyularak hazırlanan Kore’ye özgü bir tür dolmayı misafirler çok seviyor.
Yukhoe
Yukhoe: Dana etinden yapılan bu yemeğin özelliği; soya sos, şeker, soğan, tuz, susam yağı ve sarımsakla terbiyelenip çiğ olarak sunuluyor olması. Ortasında da yumurta sarısı ilave edilmesiyle harika bir lezzet ortaya çıkıyor. Noryangjin: Burası Seul’un en büyük deniz ürünleri marketi. Buranın güzel tarafı ise ziyaretçiler oradan taze deniz ürünleri satın alabiliyorlar. Pişmiş deniz ürünlerinin lezzetine bakmadan geçmeyin. Ayrıca marketin içindeki restoranlarda da oturup lezzetli deniz ürünlerinin tadına bakabilirsiniz.
ŞANGAY
NERELER GEZILIR? The Bund Huangpu Nehri kenarındaki bu bölge, şehrin Puxi tarafında yer alıyor. Gotik, Barok, Neoklasik, Rönesans mimarilerinden etkilenmiş 52 tarihi binanın bulunduğu bölgede restaurantlar, cafe ve son derece şık barlar, gece kulüpleri ve alış veriş merkezleri yer alıyor. Nehir kenarında yürüyüş yaparken aradaki caddeleri keşfederek veya nehir üzerinde tekne turu yaparak bu bölgeyi ziyaret etmeniz mümkün.
The Bund
Doğu’nun İncisi Kulesi (The Oriental Pearl TV Tower) Asya’nın en yüksek, dünyanın ise üçüncü yüksek binası Çin’in en renkli şehirlerinden Şangay’da yer alır. Şangay’ın en popüler caddelerinden Waitan’ın karşısında bulunan Oriental Pearl TV Tower,‘doğunun incisi’ olarak bilinir. Şanghay’ın sembolü olarak da bilinen bu kulenin yapımına 1991 yılında başlanmış. 11 yuvarlağın yukardan aşağıya dizilimi gibi duran ve güneş altında parlak bir inci kolyeyi andıran bu kulenin hemen yanında küre şeklindeki Şangay Uluslararası Konferans Merkezi bulunur. Şangay Müzesi (Shanghai Museum) People Square’de bulunan Şangay Müzesi farklı kültürlere ve dönemlere ait 120 binin üzerinde parça ile ziyaretçilere Çin tarihini yaşatıyor. Bir günde tamamını gezmenin mümkün olmadığı müzeye iki veya üç gün ayırabilir, ya da isterseniz sadece sizin
için önemli olan kısımlarını gezebilirsiniz. Müzede bronz, seramik heykeller, yeşim taşından ürünler, Ming ve Qing Hanedanlıkları’ndan kalma eserler ve çok zengin kaligrafi koleksiyonu görebilirsiniz.
ALIŞVERIŞ Geleneksel el sanatları ve hediyelik eşya alışverişleri için; Yuyuan Bazaar (Yu Bahçeleri’nde) ve Dongtai Road Antic Market (Puxi’de) Kitap ve her türlü kültür ürünü alış verişi için; Fuzhou Road (Puxi’de) Hazır giyim ve diğer tüm modern hayat alış verişi için; Nanjing Caddesi ve Sichuan Road iki önemli cadde. Ancak Çin’de devasa AVM’ler de var. Tüm markaları bulabileceğiniz geniş bir AVM olarak Pudong’daki Super Brand Mall’ı gezebilirsiniz.
NEREDE KALINIR? Oldukça büyük ve kalabalık olan bu şehirde kısa süreli konaklayacaksanız Nanjing Road’u tercih etmelisiniz. İstiklal Caddesi’ni andıran bu yol boyunca özellikle East Nanjing Road bölümünde irili ufaklı pek çok dükkan, gece ve gündüz bitmeyen bir ışık ve insan seli söz konusu. Birbirine oldukça yakın metro istasyonlarıyla şehrin her noktasına kendi başınıza ulaşıp dönmekte hiç zorluk çekmeyeceksiniz. Bunun dışında metro duraklarına yakın pek çok hesaplı otel bulunuyor.
Xiaolong Bao
ŞEHİR İÇİ ULAŞIM Yürüyerek gidilebilecek mesafeler olsa da her yere yürünemeyecek kadar büyük bir şehir Şangay. Öte yandan geniş bir metro ağı, otobüs ve taksi seçenekleriyle şehir içi ulaşım son derece ucuz ve kolay. Herhangi bir metro istasyonunda satın alabileceğiniz metro kartına (Jiaotong Card) para yükleyerek metro ve otobüsleri kullanabilirsiniz. 16 farklı rotası bulunan metro hattı hem çok geniş bir alana yayılmış hem de İngilizce tabelalar sayesinde yön bulmada kolaylık sağlıyor.
DAMAK TADI Shanghay cu Chaomian (Kızartılmış Erişte): Şehre özgü en önemli yemeklerin başında Shanghai cu chaomian, denilen kızarmış erişte gelir. Bu yemek eriştenin kızartılmış ve farklı soslarla lezzetlendirilmiş halidir. Çin Böreği: Bizim ülkemizde de sık yapılan yabancı gelmeyecek bir lezzettir. Pırasalı, lahanalı, pastırmalı gibi çok çeşidi vardır. Kavrulan iç harca köri ve baharatlar karıştırılır. Bu börekler yumurta ve galeta ununa batırılır ardından kızartılır ve servise hazır hale getirilir. Chao Niangao (Kızartılmış pirinç kekleri): Pirinç, Çin mutfağının olmazsa olmazıdır. Çok çeşitli pirinç yemekleri yapıldığı gibi, tatlıya varıncaya kadar pirinçle yapılan pek çok yemek çeşidi bulunur. Bunlardan biri de kızartılmış pirinç kekleri olan Chao Niangao. Xiaolong Bao: Çin’in popüler yemeklerinden biridir. Biraz bizim mantıya benzediğini söyleyebiliriz. Hazırlanan hamurların içerisine et konulur. Bu hamurlar buharda pişirilir ya da haşlanır. Sonrasında özel soslarıyla servis edilir.
93
makineciler ne okuyor
“OKUMAK KADAR YAZMAKTAN DA KEYİF ALIRIM”
M
Reha GÜR PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı
PAGDER YÖNETİM KURULU BAŞKANI REHA GÜR, YOĞUN İŞ SÜREÇLERİ NEDENİYLE OKUMA SAATLERİNİN GİDEREK AZALDIĞINI SÖYLESE DE İŞ VE SOSYAL HAYATINDAKİ DENEYİMLERİNİ KÜÇÜK NOTLAR HALİNDE TOPLAMAYA ÖZEN GÖSTERDİĞİNİ, BU NOTLARI ÇOCUKLARINA BİR ANI VE TECRÜBE PAYLAŞIMI ŞEKLİNDE BIRAKMA ARZUSUNDA OLDUĞUNU SÖYLÜYOR.
94
akine sektörünün okuma alışkanlıklarını öğrenme ve sektörde yer alan tüm kesimlere bir okuma listesi önerme amacıyla sürdürdüğümüz söyleşilerimizin bu ayki konuğu, PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Reha Gür oldu. Reha Gür, öncelikle iş süreçlerine yararlı olacak yayınları okumayı sevdiğini söylerken, güncel siyaset ya da kültüre yönelik kendisini yenileyecek yayınların da sıklıkla okuma listesinde yer aldığını söylüyor. Genellikle Türkiye’nin yakın geleceğine dair yazılmış kitapları bu kapsamda okumaya gayret ettiğini dile getiren Gür, bu kitapların hem güncele ve yakın geçmişe dair hafızasını tazelediğinin hem de yoğun gündem içerisinde kaçırmış olabileceği detaylar ya da göremeyeceği arka plan hakkında bilgi sahibi olduğunun altını çiziyor. Diğer yandan, tatil dönemlerinde ise akıcı ve dinlendirici kitapları seçmeye özen gösterdiğini ifade eden Gür, bu dönemlerde ise roman okumalarına ağırlık veriyor ve özellikle Dan Brown, Tess Gerritsen, Ayşe Kulin, Zülfü Livaneli gibi yazarların eserlerini ilgiyle takip ediyor. “İşin özünde, doğal olarak her adımımızda olduğu gibi, konu kitap okumak olduğunda da verimli ve sonuç odaklı seçimler yapmak durumunda kalıyoruz. Herkes gibi ben de okuduğum kitapların bana şahsi olarak bir şey katmasını beklerim” diyen Gür, halen Eliyahu M. Goldratt’ın “Amaç” ve Başak Tecer’in “İkna Mühendisliği” isimli kitaplarını eş zamanlı olarak okuduğunu söylüyor. 2011 yılında hayatını kaybeden yönetim danışmanı ve imalat yönetimi uzmanı Dr. Eliyahu M. Goldratt, “Amaç” isimli kitabında, “Kısıtlar Teorisi”ni tanıtırken, kapanmak üzere olan bir fabrikanın üretim müdürü olan Alex Rogo’nun hikâyesi üzerinden karma-
şık üretim yönetimi sorunlarına, art arda ortaya çıkan darboğazlara, iş ortamındaki çekişmelere, iş arkadaşları dayanışmasına, küresel rekabete, rakiplerin kurnazlıklarına, yönetim kurulu toplantılarına, iş ve yaşam dengesini kurma problemlerine odaklanırken, imalat ortamında harikalar yaratan isimsiz kahramanların yakından tanıdığı kaosu yönetmenin tüyolarını da paylaşıyor. Başak Tecer’in “İkna Mühendisliği” isimli kitabı ise iknanın şifresini nasıl çözeceğiniz konusunda bir gelişim kılavuzu olarak öne çıkarken, alıştırmalar, gerçek hikâyeler ve vakalarla pratiğe dayalı çözümler sunuyor. Geçmişte okuduğu, Henri Charriere’nin “Kelebek” ve Mario Puzo’nun “Baba” ile devamında okuduğu “Omertà-Suskunluk Yasası” isimli romanlarından çok etkilendiğini söyleyen Gür, son dönemde okuduğu ve gerçekten çok etkilendiği bir başka kitabın ise Lube Ayar’ın “Ne Şikesi Memleket Elden Gidiyor” isimli kitabı olduğunun altını çiziyor: “Bir ülkede koskoca bir camiaya oynanan oyunlara karşı medyanın halktan önce tuzağa düşüşü ve algı operasyonları, beni derinden etkilemişti.” Reha Gür, son olarak, genellikle geceleri yarım saat kadar kitap okuduğunu, iş yerinde ise yoğun süreçler nedeniyle okumaya vakit bulamadığını söylüyor ve “Geçmişte seyahatlerde de okuma şansım olurdu ancak son dönemlerde seyahat esnasında da maalesef çalışmak zorunda kalıyorum. Oysa öğrencilik yıllarımda şiirler yazardım, kalemi iyi kullandığımı söyler çevremdekiler. Ancak son yıllarda bu tür faaliyetlere de ayıracak vakit bulamıyorum. Sadece, yaşadıklarımı, tecrübelerimi küçük notlar halinde toplamaya özen gösteriyorum. Bir gün, bu notlarımı derleyerek, özellikle çocuklarıma tecrübe ve anı paylaşımı şeklinde sunmayı planlıyorum” diyor.
GÖSTERGELER KASIM 2017
95
göstergeler
TÜRKİYE’NİN MAKİNE İHRACATI KASIM AYININ SONUNDA 13,4 MİLYAR DOLAR OLDU TÜRKIYE’NIN MAKINE IHRACATI 2017 YILININ OCAK-KASIM DÖNEMINDE 13,4 MILYAR DOLAR SEVIYESINDE KAYDEDILDI. 2016 YILININ AYNI DÖNEMINDE BU RAKAM 12,2 MILYAR DOLARDI. TÜRKIYE’NIN MAKINE IHRACATI KASIM AYININ SONUNDA GEÇEN YILIN AYNI DÖNEMINE GÖRE YÜZDE 10 ARTTI.
96
M
akine sektöründe 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde en fazla ihracat gerçekleştiren alt sektör motorlar oldu. 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde söz konusu ürün grubunda gerçekleştirilen ihracatın değeri 1,8 milyar dolarken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 7,8 artışla 1,9 milyar dolar seviyesine ulaştı. Listenin ikinci sırasında bulunan klimalar ve soğutma makineleri kaleminde 2017 yılının OcakKasım döneminde gerçekleştirilen ihracatın değeri 1,8 milyar dolar olarak kaydedildi. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 1,7 milyar dolar seviyesindeydi. Klimalar ve soğutma makineleri ürün grubundaki ihracat artışı yüzde 2,9 oldu. Makine sektöründe en fazla ihracat gerçekleştirilen üçüncü kalem ise diğer yıkama ve kurutma makineleri olarak kayda geçti. 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde diğer yıkama ve kurutma makineleri ürün grubunda 1,2 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı
döneminde bu rakam yüzde 6,2 artışla 1,3 milyar dolar oldu. ALMANYA İHRACAT LİSTESİNİN İLK SIRASINDA BULUNUYOR Makine sektöründe en fazla ihracat gerçekleştirilen ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında Almanya yer alıyor. Almanya’ya 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 1.9 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 6,2 artışla 2,1 milyar dolar olarak kaydedildi. İkinci sıradaki ABD’ye yönelik makine ihracatı 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde 923,5 milyon dolar oldu. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 868,2 milyon dolar seviyesindeydi. ABD’ye yönelik ihracat artışı yüzde 6,4 olarak kaydedildi. Türkiye’nin en fazla ihracat gerçekleştirdiği ilk 10 ülke listesinin üçüncü sırasındaki İngiltere’ye 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 707 milyon dolarlık makine gönderilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 4,9 artışla 741,6 milyon dolar değerine yükseldi.
MAKİNE SEKTÖRÜNÜN TAMAMI İTİBARIYLA İHRACAT KAYIT RAKAMLARI
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
1 OCAK-30 KASIM 2016
1 OCAK-30 KASIM 2017
DEĞİŞİM (%)
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/Kg
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/Kg
MİKTAR
DEĞER
MOTORLAR
116
1.840
15,8
134
1.983
14,8
15,0
7,8
KLİMALAR VE SOĞUTMA MAKİNELERİ
437
1.785
4,1
450
1.836
4,1
2,9
2,9
DİĞER YIKAMA VE KURUTMA MAKİNELERİ
446
1.241
2,8
470
1.318
2,8
5,2
6,2
DİĞER MAKİNELER
145
981
6,8
167
1.125
6,7
15,1
14,7
İNŞAAT VE MADENCİLİK MAKİNELERİ
206
772
3,7
245
833
3,4
18,6
7,8
POMPALAR VE KOMPRESÖRLER
89
621
7,0
99
734
7,4
11,9
18,3
TAKIM TEZGÂHLARI
85
579
6,8
92
633
6,9
7,9
9,3
TARIM VE ORMANCILIKTA KULLANILAN MAKİNELER
120
557
4,7
132
600
4,5
10,4
7,6
TÜRBİN, TURBOJET, TURBOPROPELLER, HİDROLİK SİLİNDİRLER
12
371
30,7
15
566
38,3
22,5
52,7
TEKSTİL VE KONFEKSİYON MAKİNELERİ
86
461
5,4
96
541
5,7
11,8
17,5
REAKTÖRLER VE KAZANLAR
54
408
7,5
59
471
8,0
8,4
15,4
VANALAR
47
397
8,4
49
452
9,3
3,1
13,9
GIDA SANAYİİ MAKİNELERİ
63
368
5,9
82
441
5,4
30,2
19,8
SİLAH VE MÜHİMMAT
34
545
16,0
20
393
19,6
-40,9
-27,9
HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ
35
257
7,3
38
309
8,1
8,6
20,1
ISITICILAR VE FIRINLAR
33
244
7,3
40
286
7,2
18,1
17,3
YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEME MAKİNELERİ
45
208
4,6
60
253
4,2
33,5
21,9
AMBALAJ MAKİNELERİ
7
130
18,9
8
154
19,5
14,7
18,5
KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME MAKİNELERİ
12
131
10,8
14
148
10,8
13,8
13,0
BÜRO MAKİNELERİ
3
130
41,9
4
138
37,8
17,5
6,0
RULMANLAR
10
114
11,2
11
121
11,2
6,6
6,4
KÂĞIT İMALİNE VE MATBAACILIK MAKİNELERİ
8
58
7,0
12
79
6,6
43,4
34,9
DERİ İŞLEME VE İMALAT MAKİNELERİ
2
11
5,8
2
13
5,4
33,8
24,7
2.096
12.210
5,8
2.296
13.428
5,8
9,5
10,0
MAL GRUBU ADI
TOPLAM
97
göstergeler
İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde inşaat ve madencilikte kullanılan makineler sektöründe 832,8 milyon dolar değerinde ürün ihraç edildi. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 772,4 milyon dolardı. İnşaat ve madencilikte kullanılan makineler ihracatındaki artış yüzde 7,8 olarak kayda geçti. İnşaat ve madencilikte kullanılan makineler sektöründe Almanya 2017 yılının OcakKasım döneminde 57,2 milyon dolarla en fazla ihracat gerçekleştirilen ülke oldu. 2016 yılında Almanya’ya gönderilen ürünlerin değeri 45,5 milyon dolardı. Söz konusu ülkeye yönelik ihracat artışı yüzde 25,7 oldu. İkinci sıradaki Cezayir’e 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde 51 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirildi. Listenin üçüncü sırasında yer alan İngiltere’ye 2016 yılının OcakKasım döneminde 26,7 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı
döneminde bu rakam yüzde 34,7 artışla 36 milyon dolar seviyesine yükseldi. Listenin dördüncü sırasındaki Ege Serbest Bölgesi’ne 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde 34,3 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Beşinci sıradaki Suudi Arabistan’a 2016
yılının Ocak-Kasım döneminde 27,8 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 14,8 artışla 31,9 milyon dolar olarak kayda geçti. 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde Türkiye geneli inşa-
at ve madencilikte kullanılan makineler ihracatı listesinde en fazla artış yüzde 103,9 ile Rusya’da yaşandı. Listede yüzde 34,7 ile İngiltere ikinci sırada bulunurken söz konusu ülkeyi yüzde 25,7 ile Almanya üçüncü sırada takip etti.
İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2016 YILI MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
ALMANYA
9,8
45,5
CEZAYİR
23,1
85,2
ÜLKE
(%) DEĞİŞİM (2017/2016)
$/KG
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
4,6
13,4
57,2
4,2
36,7
25,7
3,7
12,8
51
4,0
-44,4
-40,2
İNGİLTERE
15
26,7
1,8
17,2
36
2,1
14,8
34,7
EGE SERBEST BÖLGESİ
16
42,4
2,6
13,6
34,3
2,5
-14,7
-19,2
SUUDİ ARABİSTAN
9,5
27,8
2,9
10,7
31,9
3,0
13,5
14,8
İRAN
5,4
37,3
6,9
7,3
28,4
3,9
34,9
-23,9
ABD
6,7
22,6
3,4
8,5
27,2
3,2
26,9
20,2
AVUSTURYA
4,5
29
6,3
5,1
24,2
4,7
11,8
-16,7
RUSYA
2,2
11,7
5,2
4,4
24
5,4
97,8
103,9
HOLLANDA
5,6
20,7
3,7
11,1
23,9
2,1
99,2
15,1
206,2
772,4
3,7
244,6
832,8
3,4
18,6
7,8
MAL GRUBU TOPLAMI
98
2017 YILI MİKTAR (BİN TON)
POMPA VE KOMPRESÖRLER Pompa ve kompresörler mal grubunda 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 620,8 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 18,3 artışla 734,2 milyon dolara yükseldi. Pompa ve kompresörler ürün grubunda, 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde en fazla ihracat gerçekleştirilen ülke 158,4 milyon dolarla Almanya oldu. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 123 milyon dolardı. Almanya’ya yönelik ihracat yüzde 28,7 arttı. Listenin ikinci sırasında bulunan ABD’ye 2016 yılının OcakKasım döneminde 42,6 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 13,4 artışla 48,3 milyon dolar oldu. Üçüncü sırada bulunan İran’a 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 22,4 milyon dolar değerinde ürün ihraç edilirken 2017 yı-
lının aynı döneminde bu rakam yüzde 28,7 artışla 28,8 milyon dolar seviyesinde kayda geçti. Dördüncü sıradaki İngiltere’ye 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde 24,1 milyon dolar değerinde pompa ve kompresör ihraç edildi. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 20,4 milyon dolar seviyesindey-
di. İngiltere’ye yönelik ihracat artışı yüzde 18 oldu. Beşinci sıradaki İtalya’ya 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde pompa ve kompresörler kaleminde ihraç edilen ürünlerin değeri 24,1 milyon dolar oldu. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 20 milyon dolardı. Söz konusu kalemdeki ihracat
artışı yüzde 20,2 olarak kayda geçti. 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde Türkiye geneli pompa ve kompresörler ihracatı tablosunda en fazla artış yüzde 110,4 ile Rusya’da yaşandı. Söz konusu ülkeyi yüzde 37,1 ile Polonya ikinci sırada izlerken Almanya 28,7 ile üçüncü sırada yer aldı.
POMPA VE KOMPRESÖRLER İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2016 YILI MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
ALMANYA
21,3
123
ABD
4,8
42,6
ÜLKE
2017 YILI
(%) DEĞİŞİM (2017/2016)
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
5,8
20,7
158,4
7,6
-2,8
28,7
8,8
6,3
48,3
7,7
30,5
13,4
İRAN
2,8
22,4
8,0
3,2
28,8
9,0
14,1
28,7
İNGİLTERE
3,2
20,4
6,2
3,7
24,1
6,5
12,6
18,0
İTALYA
3,1
20
6,4
3,7
24,1
6,5
18,6
20,2
POLONYA
1,9
14,9
7,7
2,6
20,4
7,7
38,7
37,1
RUSYA
1,2
9,3
7,2
2,4
19,7
8,0
90,8
110,4
IRAK
2,1
16,5
7,8
2,8
18,9
6,6
34,0
14,5
FRANSA
2,3
14,8
6,3
2,6
15,7
5,9
12,7
6,1
EGE SERBEST BÖLGESİ
2,5
14
5,6
2,5
15,7
6,1
2,4
12,1
MAL GRUBU TOPLAMI
88,6
620,8
7,0
99,2
734,2
7,4
11,9
18,3
99
göstergeler
TAKIM TEZGAHLARI
2017 yılının Ocak-Kasım döneminde takım tezgâhları ihracatı 632,9 milyon dolar olarak kaydedildi. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 578,9 milyon dolar seviyesindeki. Takım tezgâhları mal grubundaki ihracat artışı yüzde 9,3 olarak kayda
geçti. Takım tezgâhları ürün grubunda en fazla ihracat gerçekleştirilen Almanya’ya 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde 56,5 milyon dolarlık ürün gönderildi. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 55,8 milyon dolardı.
Almanya’ya yönelik ihracat artışı yüzde 1,4 olarak kaydedildi. Listenin ikinci sırasında bulunan ABD’ye 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde 34,1 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Üçüncü sırada yer alan Rusya’ya 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde
ihraç edilen ürünlerin değeri 15,5 milyon dolarken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 85,6 artışla 28,8 milyon dolar olarak kaydedildi. Listenin dördüncü sırasındaki Polonya’ya 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde 25,9 milyon dolar değerinde ürün ihraç edildi. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 17,4 milyon dolardı. Polonya’ya yönelik ihracat yüzde 48,7 arttı. Listenin beşinci sırasında bulunan Cezayir’e 2016 yılının OcakKasım döneminde 17,4 milyon dolar değerinde ürün gönderilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 16,2 artışla 20,3 milyon dolar olarak kayda geçti. 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde Türkiye geneli takım tezgâhları ürün grubunda en fazla ihracat artışının yaşandığı ülke yüzde 85,6 ile Rusya oldu. İkinci sırada yüzde 48,7 ile Polonya yer alırken üçüncü sırada yüzde 39,6 ile İtalya bulunuyor.
TAKIM TEZGAHLARI İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2016 YILI
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
ALMANYA
7,2
55,8
ABD
4,2
35,7
ÜLKE
(%) DEĞİŞİM (2017/2016)
$/KG
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
7,7
7,5
56,5
7,5
3,3
1,4
8,4
5
34,1
6,8
18,1
-4,5
RUSYA
2,9
15,5
5,3
4,8
28,8
6,0
64,2
85,6
POLONYA
3,2
17,4
5,4
4,4
25,9
5,8
39,0
48,7
CEZAYİR
2
17,4
8,4
2,4
20,3
8,2
18,8
16,2
İTALYA
100
2017 YILI MİKTAR (BİN TON)
2
13,2
6,4
2,9
18,5
6,3
42,0
39,6
İSPANYA
1,7
13,9
8,1
2
17
8,1
21,2
22,0
İRAN
2,5
18,8
7,4
2,5
16,1
6,2
1,2
-14,6
FRANSA
2,8
15,6
5,5
2,5
15,3
6,0
-9,3
-1,7
SUUDİ ARABİSTAN
4
26,4
6,5
2,4
14,8
6,0
-38,5
-44,0
MAL GRUBU TOPLAMI
85
578,9
6,8
91,7
632,9
6,9
7,9
9,3
TARIM VE ORMANCILIK MAKİNELERİ Tarım ve ormancılıkta kullanılan makineler ürün grubunda 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 557,1 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 7,6 artışla 599,5 milyon dolar oldu. 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde tarım ve ormancılıkta kullanılan makineler kaleminde en fazla ihracat 145,2 milyon dolarla ABD’ye gerçekleştirildi. İkinci sıradaki İtalya’ya 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde ihraç edilen tarım ve ormancılıkta kullanılan makinelerin toplam değeri 57,1 milyon dolar oldu. Listenin üçüncü sırasında yer alan Azerbaycan’a 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 22 milyon dolarlık ürün gönderilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 152 artışla 55,4 milyon dolar olarak kaydedildi. Dördüncü sırada bulunan Irak’a 2017 yılının Ocak-Kasım dö-
neminde 23 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Beşinci sıradaki Özbekistan’a 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 9,3 milyon dolarlık ürün ihraç edilirken 2017 yılının aynı döneminde bu ra-
kam yüzde 119,3 artışla 20,5 milyon dolar seviyesinde kaydedildi. 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde Türkiye geneli tarım ve ormancılıkta kullanılan makineler ürün gru-
bunda ihracat artışının en fazla yaşandığı ülke yüzde 152 ile Azerbaycan oldu. İkinci sırada yüzde 119,3 ile Özbekistan yer alırken söz konusu ülkeyi yüzde 110,2 ile Fas takip etti.
TARIM VE ORMANCILIK MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2016 YILI ÜLKE
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
ABD
21
157,8
11,6
57,5
İTALYA AZERBAYCAN
2017 YILI
(%) DEĞİŞİM (2017/2016)
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
7,5
19,1
145,2
7,6
-9,1
-7,9
4,9
9,8
57,1
5,8
-15,8
-0,8
5
22
4,3
13,2
55,4
4,2
161,6
152,0
IRAK
8,5
27,8
3,3
8,2
23
2,8
-3,4
-17,2
ÖZBEKİSTAN
1,2
9,3
7,4
3,3
20,5
6,1
162,4
119,3
SUDAN
6,5
19,8
3,0
4,8
16
3,3
-26,6
-19,1
İRAN
4,8
14,1
2,9
5,4
15,9
2,9
11,8
12,4
UKRAYNA
3,2
12,2
3,8
3,9
14,5
3,7
20,2
18,4
FRANSA
3,4
10,4
3,0
4,2
12,6
3,0
24,1
20,9
FAS
1,6
5,7
3,5
3,1
12,1
3,8
88,6
110,2
119,7
557,1
4,7
132,1
599,5
4,5
10,4
7,6
MAL GRUBU TOPLAMI
101
göstergeler
VANALAR Vanalar ihracatı 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde 451,7 milyon dolar olarak kayda geçti. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 396,8 milyon dolar seviyesindeydi. Vanalar sektöründeki ihracat
artışı yüzde 13,9 oldu. Vanalar sektöründe 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde en fazla ihracat gerçekleştirilen ülke 75,9 milyon dolarla Almanya oldu. 2016 yılının aynı döneminde
Almanya’ya 56,9 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilmişti. Almanya’ya yönelik ihracat artışı yüzde 33,4 seviyesinde kaydedildi. Listenin ikinci sırasında bulunan Irak’a 2017 yılının Ocak-Ka-
sım döneminde 28,7 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirdi. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 25,2 milyon dolardı. Irak’a yönelik ihracat yüzde 14 arttı. Listenin üçüncü sırasında yer alan Mısır’a yönelik vanalar ihracatı 2017 yılının OcakKasım döneminde 25,5 milyon dolar oldu. Dördüncü sıradaki ABD’ye 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 13,5 dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 42 artışla 19,2 milyon dolar oldu. Listenin beşinci sırasında yer alan İran’a 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde 15 milyon dolar değerinde ürün ihraç edildi. 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde Türkiye geneli vanalar sektöründe en fazla ihracat artışı yüzde 42 ile ABD’de yaşandı. Listenin ikinci sırasında 37,1 ile İngiltere bulunurken söz konusu ülkeyi yüzde 33,4 ile Almanya izledi.
VANALAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2016 YILI
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
ALMANYA
8,2
56,9
IRAK
3,9
25,2
ÜLKE
(%) DEĞİŞİM (2017/2016)
$/KG
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
6,9
8,4
75,9
9,0
2,1
33,4
6,4
3,4
28,7
8,4
-14,0
14,0
MISIR
2,8
27
9,4
2,4
25,5
10,3
-14,0
-5,5
ABD
0,8
13,5
16,8
1
19,2
19,2
24,5
42,0
İRAN
1,2
15,5
12,1
1,6
15
9,1
28,9
-3,2
FRANSA
1,2
10,4
8,7
1,3
13,4
9,9
11,7
27,9
1
11
11,0
1,2
12,5
10,0
24,8
13,5
0,7
8,9
12,5
0,9
12,2
12,5
36,8
37,1
SUUDİ ARABİSTAN İNGİLTERE İTALYA
102
2017 YILI MİKTAR (BİN TON)
1
8
7,9
1,2
10,4
8,5
20,8
29,9
HOLLANDA
1,5
9,9
6,5
1,5
9,9
6,6
-0,5
0,4
MAL GRUBU TOPLAMI
47,1
396,8
8,4
48,6
451,7
9,3
3,1
13,9
RULMANLAR Rulmanlar ihracatı 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 114,2 milyon dolarken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 6,4 artışla 121,4 milyon dolar olarak kayda geçti. Rulmanlar kaleminde 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde en fazla ihracat gerçekleştirilen ülke 37,9 milyon dolarla Almanya oldu. 2016 yılının aynı döneminde Almanya’ya gönderilen ürünlerin değeri 33,8 milyon dolardı. Söz konusu ülkeye yönelik ihracat yüzde 12,3 arttı. İkinci sırada bulunan Fransa’ya 2016 yılının OcakKasım döneminde 16 milyon dolarlık ürün ihraç edilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 8,8 artışla 17,4 milyon dolar oldu. Üçüncü sıradaki ABD’ye 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde 11,3 milyon dolar değerinde rulman ihraç edildi. Listenin dördüncü sırasında yer alan Kanada’ya 2017 yılının Ocak-Kasım dö-
neminde 7,5 milyon dolarlık ürün ihraç edildi. Beşinci sırada bulunan Çin’e 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri
5,6 milyon dolar olarak kayda geçti. 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde Türkiye geneli rulmanlar sektöründe en faz-
la ihracat artışı yüzde 24 ile Avusturya’da gerçekleşti. Listede İtalya yüzde 13,5 ile ikinci, Almanya ise yüzde 12,3 ile üçüncü sırada yer aldı.
RULMANLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2016 YILI
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
ALMANYA
1,8
33,8
FRANSA
1,6
ABD KANADA
2017 YILI
(%) DEĞİŞİM (2017/2016)
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
18,6
2
37,9
18,2
15,0
12,3
16
9,5
1,7
17,4
9,7
6,4
8,8
0,9
11,7
12,1
0,9
11,3
12,0
-2,4
-3,1
0,2
8,8
31,7
0,2
7,5
31,5
-14,3
-14,8
ÇİN
0,6
7
11,7
0,6
5,6
9,1
4,0
-19,3
İNGİLTERE
0,8
4,7
5,8
0,9
5,3
5,8
11,3
12,2
İTALYA
0,4
3,5
8,3
0,4
4
9,4
-0,1
13,5
POLONYA
0,8
3,7
4,4
0,7
3,5
4,5
-5,6
-4,9
AVUSTURYA
0,2
2,6
11,6
0,2
3,3
12,2
18,3
24,0
ÇEKYA
0,4
2,5
5,4
0,4
2,6
5,5
-0,9
1,5
10,1
114,2
11,2
10,8
121,4
11,2
6,6
6,4
ÜLKE
MAL GRUBU TOPLAMI
103
göstergeler
REAKTÖR VE KAZANLAR Reaktörler ve kazanlar ihracatı 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 408 milyon dolarken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 15,4 artışla 470,9 milyon dolar oldu. Reaktörler ve kazanlar ürün grubunda 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde 89,9 milyon dolarla en fazla Almanya’ya ihracat gerçekleştirildi. İkinci sırada yer alan İngiltere’ye ise 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde 43,2 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Listenin üçüncü sırasında bulunan Romanya’ya 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 23,2 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 46,6 artışla 34 milyon dolar olarak kaydedildi. Listenin dördüncü sırasında bulunan Çin’e 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde 2016 yılının aynı dönemine göre yüzde 3,7 artışla 32,2 milyon dolarlık ürün ih-
raç edildi. 2016 yılının OcakKasım döneminde Çin’e gönderilen ürünlerin değeri 31 milyon dolar seviyesindeydi. Beşinci sıradaki İtalya’ya 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 23,1 milyon dolarlık
ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 27,4 artışla 29,4 milyon dolar oldu. 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde Türkiye geneli reaktörler ve kazanlar ürün
grubunda en fazla ihracat artışı yüzde 173 ile Polonya’da yaşandı. Bu ülkenin ardından yüzde 48,9 ile Belçika ikinci sırada gelirken yüzde 46,6 ile Romanya üçüncü sırada yer aldı.
REAKTÖR VE KAZANLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2016 YILI
ÜLKE ALMANYA
DEĞER (MİLYON $)
6,4
92,3
2017 YILI
(%) DEĞİŞİM (2017/2016)
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
14,2
6,3
89,9
14,2
-2,7
-2,6
İNGİLTERE
5,2
54,9
10,5
4,5
43,2
9,5
-13,7
-21,3
ROMANYA
4,6
23,2
5,0
5,7
34
5,9
24,2
46,6
ÇİN
2,3
31
13,1
2,7
32,2
11,5
17,8
3,7
İTALYA
2,2
23,1
10,3
2,4
29,4
11,9
9,9
27,4
İSPANYA
2,1
28,2
13,4
2
28,5
13,6
-0,6
1,0
RUSYA
2,1
16,1
7,4
3,3
24,6
7,4
53,7
53,2
POLONYA
0,8
7,7
9,4
1,7
21
11,8
115,7
173,0
BELÇİKA
1
10,9
10,3
1,3
16,2
12,1
27,3
48,9
UKRAYNA
1,6
10,4
6,2
1,9
12,9
6,8
12,7
23,6
54,3
408
7,5
58,8
470,9
8,0
8,4
15,4
MAL GRUBU TOPLAMI
104
MİKTAR (BİN TON)
HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ Hadde ve döküm makineleri sektöründe 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 257,2 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 20,1 artışla 309 milyon dolar seviyesinde kaydedildi. Hadde ve döküm makineleri mal grubunda 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde 44,8 milyon dolarla en fazla Almanya’ya ihracat gerçekleştirildi. 2016 yılının aynı döneminde Almanya’ya gönderilen ürünlerin değeri 32,5 milyon dolardı. Söz konusu ülkeye yönelik ihracat artışı yüzde 37,7 oldu. Listenin ikinci sırasında yer alan Rusya’ya 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 16 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 52,6 artışla 24,4 milyon dolar olarak kaydedildi. Üçüncü sıradaki İran’a 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 17,4 milyon dolar değerinde ürün ihraç
edilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 12,4 artışla 19,6 milyon dolara yükseldi. Listenin dördüncü sırasındaki İtalya’ya 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde 19,6 milyon dolar değerinde hadde ve döküm makineleri ihraç edildi. Beşinci
sırada bulunan Azerbaycan’a 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 3 milyon dolar değerinde ürün ihraç edilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 423,8 artışla 16 milyon dolar oldu. 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde Türkiye geneli had-
de ve döküm makineleri sektöründe ihracat artışının en fazla yaşandığı ülke yüzde 665,3 ile Çekya oldu. Listenin ikinci sırasında yüzde 423,8 ile Azerbaycan yer alırken söz konusu ülkeyi yüzde 136,4 ihracat artışıyla Romanya üçüncü sırada izledi.
HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2016 YILI MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
ALMANYA
4,5
32,5
RUSYA
0,9
16
ÜLKE
2017 YILI
(%) DEĞİŞİM (2017/2016)
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
7,2
5,5
44,8
8,1
23,4
37,7
17,2
1,6
24,4
15,1
73,4
52,6
İRAN
3,2
17,4
5,3
2,5
19,6
7,8
-23,6
12,4
İTALYA
3,9
20,9
5,4
3,2
19,6
6,0
-16,3
-6,3
AZERBAYCAN
0,7
3
4,2
1,6
16
9,5
131,3
423,8
BULGARİSTAN
0,5
18,1
34,0
0,5
15,7
28,4
3,7
-13,1
CEZAYİR
2,2
12,2
5,5
1,4
13,8
9,7
-35,7
13,1
ROMANYA
0,5
4,5
8,2
1,2
10,7
8,5
127,5
136,4
ÇEKYA
0,4
1,2
3,0
1,1
9,3
8,0
184,4
665,3
ABD
1,3
10,1
7,4
1,6
6,8
4,1
23,0
-33,0
MAL GRUBU TOPLAMI
35
257,2
7,3
38
309
8,1
8,6
20,1
105
göstergeler
ISITICILAR VE FIRINLAR
Isıtıcılar ve fırınlar ürün grubunda 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 244 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 17,3 artışla 286,2 milyon dolara yükseldi.
Isıtıcılar ve fırınlar ürün grubunda 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde 2016 yılının aynı dönemine göre yüzde 15,5 artışla en fazla Almanya’ya ihracat gerçekleştirildi. 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde Almanya’ya yönelik Isıtıcılar ve fırın-
lar ihracatı 21,6 milyon dolarken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam 25 milyon dolar oldu. Listenin ikinci sırasında ise 2017 yılı Ocak-Kasım dönemi itibariyle 15,9 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilen Çin bulunuyor. 2016 yılında Çin’e ihraç edilen ürünlerin değeri 5,1 milyon dolardı. Söz konusu ülkeye yönelik ihracattaki artış yüzde 211,9 oldu. İhracat listesinin üçüncü sırasındaki İtalya’ya 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri 13,9 milyon dolarken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 6,4 artışla 14,8 milyon dolar oldu. Listenin dördüncü ve beşinci sırasında ise Fransa ve Rusya yer alıyor. Dördüncü sıradaki Fransa’ya 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde 10,9 milyon dolarlık ısıtıcılar ve fırınlar ihracatı gerçekleştirildi. Beşinci sıradaki Rusya’ya 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde 10,7 milyon dolar değerinde ürün ihraç edildi. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 7,1 milyon dolar seviyesindeydi. Rusya’ya yönelik ihracat yüzde 49,7 arttı. 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde ısıtıcılar ve fırınlar mal grubunda en fazla ihracat artışı yüzde 304 ile Çin’de yaşandı. Bu ülkenin ardından yüzde 53,4 ile Rusya gelirken yüzde 27,2 ile Polonya üçüncü sırada yer aldı.
ISITICILAR VE FIRINLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2016 YILI
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
ALMANYA
3,3
21,6
ÇİN
0,4
5,1
ÜLKE
İTALYA
(%) DEĞİŞİM (2017/2016)
$/KG
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
6,4
4,2
25
5,9
25,1
15,5
11,7
1,4
15,9
10,9
236,1
211,9
2
13,9
6,7
2,3
14,8
6,2
14,8
6,4
FRANSA
1,8
12,2
6,6
1,8
10,9
5,9
0,3
-10,8
RUSYA
1,1
7,1
6,0
1,6
10,7
6,5
38,8
49,7
ABD
1.
10,9
10,0
0,9
9,2
10,2
-17,2
-15,1
SUUDİ ARABİSTAN
0,9
8,2
8,9
0,9
8,9
9,0
7,1
8,6
CEZAYİR
0,9
8,4
9,2
0,9
8,8
9,2
6,2
5,8
POLONYA
0,8
5,8
6,7
1,3
8,4
6,4
48,9
43,2
1
10,4
10,1
1
8,4
8,4
-3,1
-19,4
33,4
244
7,3
39,5
286,2
7,2
18,1
17,3
İRAN MAL GRUBU TOPLAMI
106
2017 YILI MİKTAR (BİN TON)
AMBALAJ MAKİNELERİ Ambalaj makineleri ürün grubunda 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 130 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 18,5 artışla 154 milyon dolar oldu. Ambalaj makineleri mal grubunda 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde 13,3 milyon dolarla en fazla Cezayir’e ihracat gerçekleştirildi. Söz konusu ülkeye 2016 yılının aynı döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri 8,1 milyon dolar seviyesindeydi. Cezayir’ yönelik ihracat artışı yüzde 63,3 oldu. Listenin ikinci sırasında bulunan İran’a 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 11,2 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 16,1 artışla 13,1 milyon dolar olarak kaydedildi. Üçüncü sıradaki Irak’a 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 9,8 milyon dolar değerinde ambalaj makinesi ihraç edilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 15,6 artışla 11,4
milyon dolar oldu. Listenin dördüncü ve beşinci sırasında ise Almanya ve Suudi Arabistan yer alıyor. Dördüncü sıradaki Almanya’ya 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 5,5 milyon dolar değerinde ürün gönderilirken 2017 yılının aynı
döneminde bu rakam yüzde 20,8 artışla 6,7 milyon dolar olarak kayda geçti. Beşinci sıradaki Suudi Arabistan’a 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde 5,8 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2017 yılının Ocak-Kasım dö-
neminde Türkiye geneli ambalaj makineleri ürün grubunda en fazla ihracat artışı yüzde 532,5 ile İngiltere’de yaşandı. Bu ülkenin ardından yüzde 88,6 ile ABD gelirken yüzde 72,4 ile Bulgaristan üçüncü sırada yer aldı.
AMBALAJ MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2016 YILI
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
CEZAYİR
0,3
8,1
İRAN
0,4
11,2
ÜLKE
2017 YILI
(%) DEĞİŞİM (2017/2016)
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
20,5
0,5
13,3
23,0
45,9
63,3
25,6
0,3
13,1
34,1
-12,6
16,1
IRAK
0,6
9,8
15,4
0,6
11,4
16,5
7,8
15,6
ALMANYA
0,4
5,5
13,3
0,4
6,7
13,9
14,9
20,8
SUUDİ ARABİSTAN
0,4
8,2
18,7
0,2
5,8
20,8
-35,1
-28,1
İNGİLTERE
0,03
0,8
28,7
0,1
5,5
31,5
475,4
532,5
İTALYA
0,3
5,5
17,6
0,2
5,3
20,5
-16,0
-2,4
ABD
0,1
2,7
18,2
0,2
5,1
21,6
58,8
88,6
FRANSA
0,1
2,9
19,3
0,2
5
22,0
47,7
68,5
BULGARİSTAN
0,1
2,4
22,7
0,2
4,1
20,6
90,0
72,4
MAL GRUBU TOPLAMI
6,8
130
18,9
7,8
154
19,5
14,7
18,5
107
göstergeler
TÜRBİN, TURBOJET, HİDROLİK SİLİNDİR Türbin, turbojet, hidrolik silindir ihracatı 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 370,6 milyon dolarken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 52,7 artışla 566 milyon dolar olarak kaydedildi. Türbin, turbojet, hidrolik silindir kaleminde 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde en fazla ihracat gerçekleştirilen ülke 267,7 milyon dolarla ABD oldu. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 201,2 milyon dolardı. ABD’ye yönelik ihracat yüzde 33 arttı. İkinci sırada bulunan Hindistan’a yönelik türbin, turbojet, hidrolik silindir aksam ve parçaları ihracatı 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 31,2 milyon dolarken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 167,3 artışla 83,5 milyon dolar seviyesine yükseldi. Üçüncü sıradaki Polonya’ya 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 12,2 milyon dolar değerinde türbin, turbojet, hidrolik silindir ihraç edilir-
ken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 358,6 artışla 56,3 milyon dolar oldu. Listenin dördüncü sırasında yer alan Almanya’ya 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde 36,1 milyon dolarlık ürün ihraç edildi. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 30,9 milyon dolar sevi-
yesindeydi. Almanya’ya yönelik ihracat artışı yüzde 16,9 arttı. Beşinci sırada bulunan Belçika’ya 2016 yılının OcakKasım döneminde 10,9 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 20,4 artışla 13,2 milyon dolar olarak kaydedildi. 2017 yı-
lının Ocak-Kasım döneminde Türkiye geneli türbin, turbojet, hidrolik silindir aksam ve parçaları sektöründe en fazla ihracat artışı yüzde 12.487,7 ile Sırbistan’da gerçekleşti. Listede Polonya yüzde 358,6 ile ikinci, Hindistan ise yüzde 167,3 ile üçüncü sırada yer aldı.
TÜRBİN, TURBOJET, HİDROLİK SİLİNDİR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2016 YILI
108
ÜLKE
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
ABD
0,5
201,2
HİNDİSTAN
0,1
POLONYA ALMANYA BELÇİKA
2017 YILI
(%) DEĞİŞİM (2017/2016)
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
349,2
0,5
267,7
454,5
2,2
33,0
31,2
291,3
0,1
83,5
582,0
33,8
167,3
0,1
12,2
68,6
0,1
56,3
434,0
-27,5
358,6
2,4
30,9
12,6
3,9
36,1
9,2
59,6
16,9
0,1
10,9
79,2
0,1
13,2
92,8
2,8
20,4
FRANSA
0,3
9,9
26,7
0,5
10,9
20,8
41,7
10,1
İSPANYA
0,06
8,7
137,3
0,02
8,1
375,8
-65,7
-6,2
SIRBİSTAN
0,008
0,06
7,1
0,01
7,9
544,7
63,3
12.487,7
İNGİLTERE
0,04
8,2
176,9
0,07
7
100,0
50,8
-14,7
HOLLANDA
0,7
3,3
4,5
0,5
5,4
10,6
-30,2
63,7
MAL GRUBU TOPLAMI
12
370,6
30,7
14,7
566
38,3
22,5
52,7
KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME MAKİNELERİ
Kauçuk, plastik, lastik işleme makineleri ihracatı 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 131 milyon dolarken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 13 artışla 148,1 milyon dolar oldu. Kauçuk, plastik, lastik işle-
me makineleri mal grubunda 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde 10,4 milyon dolarla en fazla Rusya’ya ihracat gerçekleştirildi. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 7,7 milyon dolardı. Rusya’ya yönelik ihracat ar-
tışı yüzde 35,3 olarak kaydedildi. Listenin ikinci sırasında bulunan İran’a 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde 8,9 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirdi. Üçüncü sırada yer alan Cezayir’e 2016 yılının Ocak-
Kasım döneminde 6,2 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 41,1 artışla 8,8 milyon dolar oldu. Listenin dördüncü sırasındaki Almanya’ya 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 5,9 milyon dolar ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 2,5 artışla 6 milyon dolar oldu. Listenin beşinci sırasında bulunan Bulgaristan’a 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 4,4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 32,7 artışla 5,8 milyon dolar oldu. 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde Türkiye geneli kauçuk, plastik, lastik işleme sektöründe en fazla ihracat artışı yüzde 105,3 ile Özbekistan’da yaşandı. İkinci sırada yüzde 101,5 ile Irak gelirken yüzde 100,2 ile Avrupa Serbest Bölgesi üçüncü sırada yer aldı.
KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2016 YILI ÜLKE
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
RUSYA
0,5
7,7
İRAN
0,8
2017 YILI
(%) DEĞİŞİM (2017/2016)
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
13,9
0,8
10,4
13,0
44,5
35,3
11,5
14,3
0,9
8,9
9,6
15,4
-22,5
CEZAYİR
0,4
6,2
13,5
0,9
8,8
9,6
99,4
41,1
ALMANYA
0,6
5,9
9,8
0,4
6
13,9
-27,9
2,5
BULGARİSTAN
0,5
4,4
8,7
0,6
5,8
9,6
20,3
32,7
ROMANYA
0,3
3,8
11,5
0,6
5,4
8,3
94,1
41,0
AVRUPA SERBEST BÖLGESİ
0,3
2,3
6,6
0,5
4,7
9,3
41,6
100,2
IRAK
0,3
2,2
6,0
0,7
4,6
6,3
92,5
101,5
ÖZBEKİSTAN
0,2
2,1
8,7
0,4
4,4
9,3
93,0
105,3
GÜNEY AFRİKA
0,2
3,3
14,3
0,1
4,2
26,1
-29,9
28,7
MAL GRUBU TOPLAMI
12
131
10,8
13,7
148,1
10,8
13,8
13
109
göstergeler
YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEME MAKİNELERİ Yük kaldırma, taşıma ve istifleme makineleri ihracatı 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde 253,3 milyon dolar olarak kayda geçti. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 207,8 milyon dolardı. Söz konusu ürün grubundaki ihracat artışı yüzde 21,9 olarak kaydedildi. Yük kaldırma, taşıma ve istifleme makineleri ürün grubunda 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde 18,9 milyon dolarla en fazla Cezayir’e ihracat gerçekleştirildi. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 10,4 milyon dolardı. Cezayir’e yönelik ihracat artışı yüzde 82,3 oldu. İkinci sırada yer ABD’ye 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde ihraç edilen yük kaldırma, taşıma ve istifleme makinelerinin değeri 15,6 milyon dolar oldu. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 12,2 milyon dolar seviyesindeydi. ABD’ye yönelik ihracat yüzde 27,6 arttı. Listenin üçüncü sırasında bulunan İran’a
2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 5,8 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 111,8 artışla 12,4 milyon dolar oldu. Dördüncü sıradaki İtalya’ya 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 2,4 milyon dolarlık yük kaldırma, taşıma ve istifleme makineleri ihraç edilirken
2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 355,2 artışla 11,2 milyon dolar olarak kaydedildi. Listenin beşinci sırasında bulunan Almanya’ya 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 7,4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 47,2 artışla 11 milyon dolar oldu.
2017 yılının Ocak-Kasım döneminde Türkiye geneli yük kaldırma, taşıma ve istifleme makineleri ürün grubunda en fazla ihracat artışı yüzde 355,2 ile İtalya’da yaşandı. Söz konusu ülkenin ardından yüzde 111,8 ile İran gelirken, yüzde 87,8 ile Azerbaycan üçüncü sırada yer aldı.
YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEME MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2016 YILI MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
CEZAYİR
2,4
10,4
ABD
2,2
12,2
ÜLKE
(%) DEĞİŞİM (2017/2016)
$/KG
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
4,3
4,9
18,9
3,8
104,8
82,3
5,5
2,4
15,6
6,4
9,7
27,6
İRAN
1,2
5,8
4,7
2
12,4
6,1
61,5
111,8
İTALYA
0,4
2,4
6,0
2,5
11,2
4,4
522,1
355,2
2
7,4
3,7
3,1
11
3,5
58,8
47,2
ALMANYA SUUDİ ARABİSTAN
2,1
8,9
4,2
2,1
9,6
4,4
3,7
7,9
IRAK
1,9
9,3
4,7
2,1
9,2
4,4
6,5
-1,4
1
5
4,9
2,2
8,5
3,8
121,1
69,3
RUSYA GÜRCİSTAN
1,3
5,5
4,1
2,3
7
3,0
71,9
26,6
AZERBAYCAN
0,9
3,7
3,9
1,7
7
4,1
77,7
87,8
44,9
207,8
4,6
59,9
253,3
4,2
33,5
21,9
MAL GRUBU TOPLAMI
110
2017 YILI MİKTAR (BİN TON)
MAKİNE SEKTÖRÜNÜN TAMAMI İTİBARIYLA İHRACAT GERÇEKLEŞTİRİLEN İLK 20 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2016 (1 OCAK-30 KASIM) MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
ALMANYA
224,2
ABD
73,1
ÜLKE
2017 (1 OCAK-30 KASIM) DEĞER (MİLYON $)
(%) DEĞİŞİM (2017/2016)
BİRİM FİYAT ($/KG)
MİKTAR (BİN TON)
BİRİM FİYAT ($/KG)
1.989
8,9
233,7
2.113
9,0
4,3
6,2
868,2
11,9
73,4
923,5
12,6
0,4
6,4
MİKTAR
DEĞER
İNGİLTERE
195,8
707
3,6
202,7
741,6
3,7
3,5
4,9
İTALYA
125,6
566,2
4,5
144,4
665
4,6
15,0
17,5
FRANSA
123,6
480,7
3,9
124,8
513,7
4,1
1,0
6,9
63
414,3
6,6
81
498,2
6,1
28,5
20,3
64,2
416,1
6,5
70,4
444,7
6,3
9,7
6,9
İRAN ROMANYA İSPANYA
92,9
365,3
3,9
96,3
395,6
4,1
3,6
8,3
POLONYA
44,9
232,1
5,2
50,7
336,3
6,6
12,8
44,9
CEZAYİR
68,1
324,7
4,8
60,8
327,3
5,4
-10,7
0,8 55,4
RUSYA
26,7
175,8
6,6
41,2
273,2
6,6
54,5
IRAK
55,3
263,2
4,8
55,8
260,5
4,7
0,9
-1,0
AZERBAYCAN
24,8
193,3
7,8
36,9
232,1
6,3
48,6
20,0
HİNDİSTAN
17,5
131,5
7,5
24,5
212,5
8,7
39,8
61,7
FAS
30,1
152,4
5,1
37,3
203,7
5,5
24,1
33,7
MISIR
40,1
184,5
4,6
44,5
193,3
4,3
11,1
4,8 -15,5
SUUDİ ARABİSTAN
37,1
217,4
5,9
33,9
183,7
5,4
-8,5
ÖZBEKİSTAN
15,7
126,9
8,0
27,8
181,4
6,5
76,6
42,9
İSRAİL
35,9
158,1
4,4
40,4
174,3
4,3
12,6
10,3 9,0
27,7
159
5,7
36,4
173,3
4,8
31,2
DİĞER
HOLLANDA
708,8
4.082
5,8
777,4
4.380
5,6
9,7
7,3
TOPLAM
2.096
12.210
5,8
2.295
13.428
5,8
9,5
10,0
TÜRKİYE’NİN ÜLKELERE GÖRE GENEL İHRACATI (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 30 KASIM) 2016 YILI ÜLKE
MİKTAR (BİN TON)
2017 YILI DEĞER (MİLYON $)
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
ALMANYA
2.953
12.605
3.176
13.583
İNGİLTERE
2.684
7.723
2.848
8.524
İTALYA
4.915
6.722
5.620
7.548
ABD
6.118
5.887
6.808
7.447
IRAK
6.809
6.476
7.449
7.417
FRANSA
1.435
5.448
1.613
5.930
İSPANYA
3.454
4.548
4.690
5.728
HOLLANDA
1.749
3.265
1.798
3.456
İSRAİL
3.551
2.650
3.773
3.053
BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ
2.364
2.557
2.350
2.992
ROMANYA
1.597
2.490
2.017
2.920
791
2.456
912
2.838
1.171
3.355
1.475
2.829 2.755
POLONYA İRAN BELÇİKA
1.417
2.264
1.454
ÇİN
5.484
2.070
7.227
2.670
BULGARİSTAN
1.691
2.155
2.180
2.489
SUUDİ ARABİSTAN
2.110
2.842
1.563
2.463
RUSYA
1.343
1.582
2.098
2.399
MISIR
3.438
2.480
2.355
2.105
944
1.573
915
1.542
CEZAYİR DİĞER
38.609
38.120
43.059
43.099
TOPLAM
94.639
119.278
105.391
133.795
111
fuarlar ALMANYA METAV Metal İşleme Makineleri 20-24 Şubat 2018 @Dusseldorf CEMAT İç Lojistik Ekipmanları, Otomasyon, Forklift, Lojistik Teknolojileri, Taşıma Ekipmanları, Nakliye Sistemleri 23-27 Nisan 2018 @Hannover HANNOVER MESSE Sanayi Fuarı 23-27 Nisan 2018 @Hannover IFAT Çevre Koruma ve Teknolojileri 14-18 Mayıs 2018 @Münih ACHEMA Kimya Teknolojileri 11-15 Haziran 2018 @Frankfurt
ABD MODEX İç Lojistik Ekipmanları, Forklift, Konveyör, Kaldırma ve Elleçleme Makinaları,Platform, Depo ve Raf Sistemleri 9-12 Nisan 2018 @Atlanta
İSPANYA FIMA AGRICOLA ZARAGOZA Tarım Makinaları 20-24 Şubat 2018 @Zaragoza
NPE 2018 Plastik 7-11 Mayıs 2018 @Orlanda
FRANSA INDUSTRIE PARIS Sanayi Fuarı 27-30 Mart 2018 @Paris INTERMAT İş Makinaları, Yol, Maden, Tünel Makine ve Ekipmanları, Beton Makine ve Ekipmanları, Vinç ve Platformlar 23-28 Nisan 2018 @Paris
OCAK 2018 ŞUBAT 2018 MART 2018 NİSAN 2018 MAYIS 2018 HAZİRAN 2018
112
RUSYA METALLOOBRABOTKA Metal İşleme Teknolojileri 14-18 Mayıs 2018 @Moskova
POLONYA PLASTPOL Plastik 22-25 Mayıs 2018 @Kielce
GÜNEY KORE SIMTOS Takım Tezgahları 3-7 Nisan 2018 @Seul
HİNDİSTAN INDIA WOOD Ağaç İşleme Makineleri 8-12 Mart 2018 @Bangalore
ÇİN
İTALYA
CHINAPLAS 2018 Plastik, Kauçuk 24-27 Nisan 2018 @Şangay
PLAST 2018 Plastik 29 Mayıs-1 Haziran 2018 @Milano
BAE PMV Live İnşaat Makineleri 26-29 Mart 2018 @Dubai
BANGLADEŞ DTG 2018 Tekstil Makineleri 8-11 Şubat 2018 @Dhaka
ENDONEZYA G. AFRİKA CUMHURİYETİ BAUMA CONEXPO İş ve İnşaat Makinaları 13-16 Mart 2018 @Johannesburg
INDO INTERTEX 2018 Tekstil ve Konfeksiyon Makineleri 4-7 Nisan 2018 @Cakarta
113
adresler Makine İhracatçıları Birliği (MAİB).....................................................................................................0312 447 27 40............................................................ www.makinebirlik.com Türkiye’nin Makinecileri.........................................................................................................................0312 447 27 40........................................... www.turkiyeninmakinecileri.org Makine İmalat Sanayi Dernekleri Federasyonu (MAKFED)........................................................0312 426 40 50.......................................................................www.makfed.org Makine Sanayi Sektör Platformu (MSSP)........................................................................................0312 447 27 40.............................................. ...www.turkmakinesanayi.com TURQUM.......................................................................................................................................................0312 447 27 40..................................................................... www.turqum.com
RESMİ KURUMLAR Ekonomi Bakanlığı...................................................................................................................................0312 204 75 00.................................................................www.ekonomi.gov.tr Maliye Bakanlığı........................................................................................................................................0312 415 29 00.....................................................................www.maliye.gov.tr Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı..................................................................................................0312 201 50 00.....................................................................www.sanayi.gov.tr Gümrük ve Ticaret Bakanlığı................................................................................................................0312 306 80 00......................................................www.gumrukticaret.gov.tr Kalkınma Bakanlığı..................................................................................................................................0312 294 50 00...........................................................................www.dpt.gov.tr İhracat Bilgi Platformu..........................................................................................................................0312 417 22 23..................................................................... www.igeme.org.tr Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği.......................................................................................................0312 218 20 00........................................................................ www.tobb.org.tr Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu...............................................................................................................0212 339 50 00......................................................................... www.deik.org.tr Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı.................................................................................0312 508 10 00.......................................................................... www.tika.gov.tr Türkiye İstatistik Kurumu......................................................................................................................0312 410 04 10..........................................................................www.tuik.gov.tr Hazine Müsteşarlığı.................................................................................................................................0312 204 60 00.................................................................... www.hazine.gov.tr TÜBİTAK........................................................................................................................................................0312 468 53 00....................................................................www.tubitak.gov.tr
SEKTÖREL ÖRGÜTLER Ağaç İşleme Makine ve Yan Sanayisi İş Adamları Derneği (AİMSAD).....................................0216 511 56 12 ...................................................................... www.aimsad.org Akışkan Gücü Derneği (AKDER)...........................................................................................................0212 210 34 23...........................................................................www.akder.org Ambalaj Makinecileri Derneği (AMD)................................................................................................0216 545 49 48.........................................................................www.amd.org.tr Anadolu Asansörcüler Derneği (ANASDER)....................................................................................0312 232 06 40..................................................................www.anasder.org.tr Anadolu Un Sanayicileri Derneği (AUSD).........................................................................................0312 281 04 68........................................................................www.ausd.org.tr Araç ve Araç Üstü Ekipman ve İş Mak. Üreticileri Birliği Der. (ARÜSDER)............................0212 440 18 43.......................................................................www.arusder.org Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği (AYSAD)...................................................0216 326 49 51......................................................................www.aysad.org.tr Bağlantı Elemanları Sanayici ve İşadamları Derneği (BESİAD)...............................................0212 609 06 35...........................................................www.besiadturkey.com Elektrikli Vinç İmalatçıları Birliği Derneği (TEVİD).......................................................................0216 548 11 67............................................................................ www.tevid.org Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği (ENOSAD)...........................................................0216 469 46 96....................................................................... www.enosad.org İklimlendirme, Soğutma, Klima İmalatçıları Derneği (İSKİD).................................................0216 469 44 96.........................................................................www.iskid.org.tr İMES Sanayi Sitesi (İMES).....................................................................................................................0 216 364 33 47........................................................................... www.imes.org İstif Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Derneği (İSDER).............................................0216 467 09 46........................................................................www.isder.org.tr İş Makinaları Mühendisleri Birliği (İMMB).......................................................................................0312 385 78 94..........................................................www.ismakinalari.org.tr Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Birliği (KBSB)........................................................................0212 222 81 93............................................................................ www.kbsb.org Makine İmalatçıları Birliği (MİB).........................................................................................................0312 468 37 49..........................................................................www.mib.org.tr OSTİM Organize Sanayi Bölgesi (OSTİM)..........................................................................................0312 385 50 90...................................................................... www.ostim.org.tr Öncü Sanayici İşadamları Derneği (ÖNCÜDER).............................................................................0312 395 73 90....................................................................www.oncuder.com Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER).............................................................................................0212 444 20 85........................................................................ www.pagder.org Sağlık Gereçleri Üreticileri ve Temsilcileri Derneği (SADER)....................................................0312 433 77 88.......................................................................www.sader.org.tr Sakarya İli 2. Organize Sanayii Bölgesi Müteşebbisleri Derneği (S2OSB)...........................0264 654 58 33......................................................................www.s2osb.org.tr Tekstil Makine ve Aksesuarları Sanayicileri Derneği (TEMSAD)..............................................0212 552 76 60.....................................................................www.temsad.com Tıbbi Cihaz Üretici ve Tedarikçi Dernekleri Federasyonu (TÜMDEF)......................................0312 468 69 84........................................................................www.tumdef.org Tüm Asansör Sanayici ve İşadamları Derneği (TASİAD).............................................................0216 324 94 36..................................................................... www.tasiad.org.tr Türk Pompa ve Vana Sanayicileri Derneği (POMSAD).................................................................0312 255 10 73..................................................................www.pomsad.org.tr Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği (TÜDOKSAD).......................................................................0216 324 94 36............................................................... www.tudoksad.org.tr Türkiye İş Makineleri Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER)......................................0216 477 70 77...................................................................... www.imder.org.tr Türkiye Mermer Doğaltaş ve Makineleri Üreticileri Birliği (TÜMMER)...................................0312 440 83 63..................................................................www.tummer.org.tr Türk Tarım Alet ve Makineleri İmalatçıları Birliği (TARMAKBİR)..............................................0312 419 37 94...................................................................www.tarmakbir.org Unlu Mamül Makineleri Üreticiler Birliği (TUMMAB)....................................................................0216 634 36 52.....................................................................www.tummab.org
114
KURULUM
BAKIM
DESTEK
DANIŞMANLIK
AHS 30 / 150
METALE
4 TOPLU SİLİNDİR BÜKME MAKİNESİ
HAYAT VEREN
MAKİNELER
APK 1000 PROFİL BÜKME MAKİNESİ
HEB - 1000 Zor Yoldan (Kılıcına) 50.000 mm Çap
AHS 10500 CNC 4 VALSLİ HİDROLİK SİLİNDİR BÜKME MAKİNESİ
Akçalar Sanayi Bölgesi, Sanayi cad. No:8/A 16225 Akçalar / BURSA / TÜRKİYE Tel : + 90 224 280 75 00 Fax : + 90 224 280 75 01 Email : info@akyapak.com.tr