Ocak 2018
Makine İhracatçıları Birliği Aylık Dergisi
Sayı: 116
Bugün Yarın Daima...
Salon 14 - B140 Win Metal Working Eurasia Fuarındayız 15-18 Mart 2018 TÜYAP/İSTANBUL
w w w. d u r m a z l a r. c o m . t r Bursa / Türkiye T: +90 224 219 18 00
başkandan
MAKİNE, ELEKTRONİK VE YAZILIM SEKTÖRLERİNE YATIRIM YAPILMALI
ADNAN DALGAKIRAN Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı
2017 yılında Türkiye’nin toplam ihracatında yüzde 10’un üzerinde bir artış yakalandı. Bunun önemli bir başarı olduğunu düşünüyoruz. Türkiye’nin ekonomik gelişim, büyüme haritası incelendiğinde ise önümüzde iki önemli faktörün olduğu görülüyor: Bunlardan biri dünya büyüdüğünde Türkiye’nin de büyümesi; ikincisi ise ithalatın önündeki sınırlar kaldırıldığında ciddi oranda bir büyüme sergilememiz. Yani iki konuda da dışa bağımlılığımız sürüyor. Cari açığımız büyüdüğünde hep ithalatı kısacak yöntemler oluşturuyoruz. Çünkü bunu üretimle aşamıyoruz. Asıl doğru olan katma değerli üretim yapmak ve ithalatı bu yolla baskılamak fakat bunu gerçekleştiremiyoruz. Türkiye’nin problemi, yeterince sanayileşmeden hizmet sektörünün fazla gelişmesidir. 10 bin dolar seviyesindeki KBGSYİH orta düşük ve düşük teknoloji üretimi için yüksekken, orta yüksek teknolojiler için düşük kalıyor. Orta gelir tuzağını aşmak için mutlaka ama mutlaka makine, elektronik ve yazılım sektörlerine yatırım yapmamız gerekiyor. Bunun için de nitelikli insan kaynağına ve kültürel bir değişime ihtiyacımız var. Türkiye’nin Makinecileri olarak 2017’de 15 milyar dolar değerinde ihracat gerçekleştirdik. Ancak hala kilo değerimizde ciddi oranda bir artış sağlayamıyoruz. Diğer yandan, AB ithalatının büyümesinden de kısıtlı bir pay alabildik. Bu, üzerinde dikkatle durmamız gereken bir gerçek. Avrupa, örneğin 10 birim büyüyorsa Türkiye’nin AB’ye satışları ancak beş birim büyüyebiliyor. Hâlbuki bizim pazar payımızı büyüterek 15 birim büyümemiz gerekiyor. Dolayısıyla 15 milyar dolarlık ihracattan ve genel ekonomik büyümeden çok da mutlu olduğumuzu söyleyemeyiz. Çünkü büyümenin kalitesi ile ilgili sorunlarımız var. Hâlihazırda en büyük pazarımız olan AB’nin büyümesinden Çin ve Güney Kore bizden daha fazla pay alırken çok da mutlu olamıyoruz. Büyümesine büyüyoruz ama pazardan aldığımız pay daralıyor. Bu durum olmamız gereken yerden uzaklaştığımız anlamına da geliyor. Dünyadaki genel gidişat güçlü büyümenin süreceği yönünde. Dolayısıyla Türkiye’nin ve makine imalat sektörlerinin de 2018’de büyümeye devam edeceğini, 17 ila 18 milyar dolar seviyesine yaklaşacağımızı öngörebiliyoruz. Eğer bu gerçekleşemezse, dünya büyürken daralıyoruz anlamı çıkar ki bu da çok daha ciddi sorunlara işaret eder.
3
Sürdürülebilir gelişim için rüzgar arkanızda!
içindekiler gündem
syf8
8 GÜNDEM TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ GÜCÜNÜ KADIN MÜHENDİSLERLE ARTIRIYOR 12 GÜNDEM SANAYİDE YÜKSEK TEKNOLOJİYE GEÇİŞ PROGRAMI İZMİR'DEN ANLATILDI 16 GÜNDEM SEKTÖR WIN EURASIA 2018’DE BULUŞACAK 21 GÜNDEM MAKFED MEYEM, SERTİFİKA VERMEYE BAŞLADI
TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ GÜCÜNÜ KADIN MÜHENDİSLERLE ARTIRIYOR gündem
syf12
22 GÜNDEM KBSB YENİ YÖNETİMİNİ SEÇTİ 23 GÜNDEM İMDER’DE GÖREV DEĞİŞİMİ 25 GÜNDEM TÜDÖKSAD GENEL KURULU GERÇEKLEŞTİRİLDİ 26 GÜNDEM 54 ÖDÜLÜN 17’SI MAİB ÜYELERININ 29 GÜNDEM 9. KİMYA ENDÜSTRİSİ GELİŞİM ŞURASI ANKARA’DA DÜZENLENDİ 31 GÜNDEM TÜRK EXIMBANK İHRACAT DESTEK HİZMETLERİ MERKEZİ FAALİYETTE 32 GÜNDEM ISK-SODEX 2018 SEKTÖRLERİ BULUŞTURDU
SANAYİDE YÜKSEK TEKNOLOJİYE GEÇİŞ PROGRAMI İZMİR'DEN ANLATILDI gündem
syf32
42 SEKTÖRDEN “VERİMLİLİĞİ ARTIRAN MAKİNELER İMAL EDİYORUZ” 46 KAPAK MAKİNECİLER HEDEF YENİLEDİ: 18 MİLYAR DOLAR 62 ÜLKELERDEN AVRUPA’NIN TURİZM VE FUTBOL DİNAMOSU: İSPANYA 76 AR-GE MERKEZI “DÜNYA MARKASI OLMANIN YOLU AR-GE’DEN GEÇİYOR” 80 AKADEMİK “HEDEFİMİZ SANAYİ İLE İÇ İÇE ÇALIŞABİLECEK MÜHENDİSLER YETİŞTİRMEK”
ISK-SODEX 2018 SEKTÖRLERİ BULUŞTURDU kapak
syf46
86 MAKINE TARIHI SAVUNMA SANAYİSİ TARİHİNDE DEMİRKÖY FATİH DÖKÜMHANESİ 90
FUAR ROTASI FUAR ROTALARINA YAKIN BAKIŞ
96 MAKALE YÜKSEK TEKNOLOJİLİ SANAYİ ÜRETİMİ VE MAKİNE SANAYİSİ ÖNÜNDEKİ YAPISAL ENGELLER 99 GÖSTERGELER TÜRKİYE’NİN MAKİNE İHRACATI 2017 YILINDA 14,8 MİLYAR DOLAR OLDU 113 RAKAMLAR 114 FUARLAR
MAKİNECİLER HEDEF YENİLEDİ: 18 MİLYAR DOLAR
116 ADRESLER 117 MOMENT in ENGLISH
5
editörden
HİÇBİR BAŞARI TESADÜF DEĞİLDİR TUGAY SOYKAN
2017 yılında küresel sistemde siyasetten sosyal yapıya, ekonomiden finans piyasalarına kadar ciddi savrulmalar yaşandı. Küresel arenada yaşanan dalgalanmalara karşı nasıl durması gerektiğini bilen Türkiye ekonomisi ise imalattan aldığı gücü ihracat kanalıyla dünyanın dört bir yanına taşıyarak hatırı sayılır bir ivme yakaladı. 2017’de ihracat pazarlarında önemli bir açılım yapan Türkiye, Brexit kararı ve Katalonya krizi gibi pek çok sorunun hâkim olduğu Avrupa genelinde ciddi bir ihracat artışı sağladı. Türkiye ekonomisine yeniden yukarı yönlü büyüme desteği veren ana sektörlerden biri de hiç kuşkusuz makine imalat sanayisi oldu. 2017’de yüzde 10,7’lik artışla yaklaşık 15 milyar dolarlık ihracata imza atan sektör, Türkiye’nin 157 milyar dolarlık toplam ihracatının yüzde 9,4’ünü gerçekleştirdi. Sektörün Türkiye ihracatına verdiği desteği esasında uzun vadede değerlendirmek gerekiyor. Çünkü rakamlar son derece dikkat çekici: MAİB’in kuruluşundan bir yıl önce, 2001 yılında, Türk makine sektörü sadece 1,7 milyar dolarlık ihracat kapasitesini elinde bulundururken, 2017’de ulaşılan 15 milyar dolarlık ihracat yüzde 876’lık bir artışa da işaret ediyor. Yine 2005-2015 döneminde Türkiye toplam ihracatı yüzde 8’lik artı değer üretirken, Türk makine imalat sektörleri ihracatta yıllık yüzde 16’lık bir büyüme oranı yakalamıştı. Benzer şekilde, son yedi yılda ancak yüzde 3 büyüyen dünya makine ihracatı içinde Türk makine imalat sektörleri ihracatını yüzde 50 artırmayı başardı. Tüm dünyada bilinen güçlü bir marka olmak için çalışan Türkiye’nin Makinecileri, geçmiş yıllarda olduğu gibi 2017 yılında da aynı azimle sektörün Türkiye’yi her alanda bir üst sınıfa taşıyacak deneyim ve altyapıya sahip olduğunun mesajını vererek, tüm dünyada takdir edilen bir başarı hikâyesi yazabileceğini gösterdi. Varılan noktada, rakamlar, bu sanayi kolunun ekonomimiz için ne denli kıymetli olduğunu açık bir şekilde ortaya koyuyor. Gecesini gündüzüne katarak var gücüyle çalışan, alın terini daha fazla imalat, daha fazla katma değer ve daha fazla ihracat yaratmak için döken makine imalat sektörlerinin aktörleri, Türkiye’nin Makinecileri’nin açtığı yolda ilerlemeye devam ediyor. Evet, 2017’de rüzgâr makine sektöründen yana esti; ama unutulmamalı ki nereye yelken açtığını bilmedikçe, hiçbir rüzgâr doğru rüzgâr değildir. Sağlık, barış ve mutluluk içinde kalın, Keyifli okumalar
MAKİNE İHRACATÇILARI BİRLİĞİ ADINA SAHİBİ Özkan AYDIN
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Tugay SOYKAN (tugaysoykan@origamimedya.com)
YAYIN KURULU BAŞKANI Adnan DALGAKIRAN
EDİTÖR Hüsne PAMUK (husne@origamimedya.com)
YAYIN KURULU Kutlu KARAVELİOĞLU,Sevda Kayhan YILMAZ, Necmettin ÖZTÜRK, Hüseyin DURMAZ, Ali EREN, Tamer GÜVEN, Ferdi Murat GÜL, Mehmet AĞRİKLİ, Zeynep ARMAĞAN, Abdullah YILMAZ, Özkan AYDIN, Esra ARPINAR, Mehtap ÖNAL, Erinç TARHAN
MUHABİR Volkan ÜKÜNÇ (volkan@origamimedya.com) Tolga ÇATAL (tolga@origamimedya.com)
YAYINA HAZIRLAYANLAR Origami Medya
REKLAM KOORDİNATÖRÜ Mustafa AK (mustafa@origamimedya.com) GÖRSEL YÖNETMEN Murat CERİT
YAYIN ADRESİ Mecidiyeköy Mah. Atakan Sok. No: 6/7 Şişli / İstanbul T: +90 212 252 87 76 - 77 F: +90 212 211 40 70 YAYIN TÜRÜ Süreli, Yerel Dergi MAİB GENEL SEKRETERLİĞİ Ceyhun Atuf Kansu Cad. No: 120 Balgat - Çankaya / Ankara Tel: 0312 447 27 40 Faks: 0312 446 96 05
BASKI VE CİLT UNIPRINT Uniprint Basım Sanayi ve Ticaret A.Ş. Ömerli Köyü, İstanbul Cad. No: 159, 34555, Hadımköy, İstanbul Tel: +90 212 798 28 40 www.apa.com.tr MOMENT EXPO Dergisi, Origami Medya tarafından T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanmaktadır. “Moment Expo Dergisi” ibaresi kullanılarak alıntı yapılması izne bağlıdır. Moment Expo Dergisi Makine İhracatçıları Birliği’nin 7.500 adet basılan ücretsiz süreli yayınıdır.
KATKIDA BULUNANLAR Sakine KÖKLÜ (sakine@origamimedya.com)
7
gündem
TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ GÜCÜNÜ KADIN MÜHENDİSLERLE ARTIRIYOR Türkiye’nin Makinecileri, kadınların iş yaşamına eşit katılımını teşvik etmek ve onların yaratıcı gücünü Türkiye sanayisine kazandırmak üzere hayata geçirdiği “Kadın Mühendislerle, Var Gücümüzle” projesi kapsamında, Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğrencileriyle bir araya geldi.
S
akarya Üniversitesi İş Hayatında Kadınlar Topluluğu’nun desteği ile SAÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde 19 Şubat’ta gerçekleşen “Kadın Mühendislerle, Var Gücümüzle” etkinliğine, MAİB Yönetim
8
Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay, Vispera Bilgi Teknolojileri CEO’su Profesör Dr. Aytül Erçil ile gazeteci ve yazar Ali Ağaoğlu konuşmacı olarak katıldı. Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi
öğrencilerinin yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte Adnan Dalgakıran, kadınların iş yaşamına katılımını artırmanın yolunun bir kültür değişimi gerektirdiğinin altını çizdi. Dalgakıran, konuşmasında, “Türkiye’de işgücüne katılım oranı yakla-
gündem şık yüzde 50 civarında. Bu rakam, Almanya, ABD ve diğer gelişmiş ülkelerde ise yüzde 70’lerin üzerinde gerçekleşiyor. Bu şu anlama geliyor: Almanya’da 100 kişiden 70’i çalışıp, üretirken; Türkiye’de 50 kişi çalışıyor ve üretime katkıda bulunuyor. İşgücünde kadın-erkek çalışan oranı da gelişmiş ülkelerde hemen hemen eşit. Türkiye’de ise kadın çalışan oranı 100 kişide 30. İşgücüne katılım ne kadar çoğaltılırsa, o ülke o kadar fazla değer üretir” derken, kadın çalışan oranını yüzde 70’e çıkarmanın da yeterli olmayacağını, bu alanın en nitelikli yerlerini mühendislik eğitimi alan kız öğrencilerin dolduracağına inandığını dile getirdi. Türkiye’nin kadınların iş yaşamına katılım oranı en düşük OECD ülkesi olduğunu belirten, ancak bu verinin Türk kadınının bilgi ve beceri eksikliğinden kaynaklanmadığını da vurgulayan Dalgakıran, “Ülkemizde bu oranların düşüklüğü, hem eğitim siste-
mimizde bir farkındalık eksikliğinden hem de birçok sektörün kapısının kadınlara yeterince açık olmamasından kaynaklanıyor. Erkeklerin yoğun olduğu bir sektör olarak kadınların iş hayatındaki varlığını, özellikle de mühendislik eğitimi alan kadınların sanayi üretimine katılımını çok önemsiyoruz”
diyerek devam etti ve genç kadınların üretime yönelmeleri, kariyer fırsatlarını değerlendirerek yeni başarı hikâyeleri yaratmasını istediklerinin altını çizdi. “Kadın Mühendislerle, Var Gücümüzle” projesinin de kadınların işgücüne katılımındaki sorunları aşabilmek, üniversitelerin mühendislik fakültelerindeki kız öğrenci oranını artırmak ve yeni mezun mühendislerin iş dünyasına katılımını artırmak amacıyla yola çıktığını ifade eden Dalgakıran, tüm imalat sektörlerinin kadın disiplini, kadın bakış açısı, kadın titizliği ve hırsına ihtiyaç duyduğunu dile getirdi. Dalgakıran, konuşmasında, “Kadınlarımızın yeteneklerine, kabiliyetlerine gerçekten çok inanıyorum. İçinde bulunduğumuz erkek egemen kültürü terk etmemiz ve ayrımcılığı bırakmamız gerekli. Eğer bu kültürü bir parça değiştirebilirsek, ülke olarak hepimiz kazanacağız. Bu topraklarındaki kadınlar o kadar azimli ve kendisini göstermeye ihtiyaç duyuyor ki; o kadar farklı yetenekleri var ki!” vurgusunda da bulundu ve “Türkiye’ye yeni bir alan açacağınıza biz yürekten inanıyor ve siz genç mühendislerimizi sonuna kadar destekliyoruz” dedi.
ADNAN DALGAKIRAN, “MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ MEZUNLARININ ANCAK YÜZDE 1’İ SANAYİDE ÇALIŞIYOR. İMALATI TERCİH ETMEYEN MÜHENDİSLERİMİZ, ÇOK BÜYÜLÜ, EĞLENCELİ, TATMİN DUYABİLECEKLERİ BİR DÜNYAYI KAÇIRIYOR.”
“TÜRKİYE ARTIK KÜRESEL MARKA ÇIKARMALI” Türkiye’de yetenekli bir mühendislik havuzu olduğu ve kadınların katılımıyla bu kaynağın daha da zenginleşeceğini belirten Vispera Bilgi Teknolojileri CEO’su Prof. Dr. Aytül Erçil ise “Kadınların iş dünyasında uğradığı ayrımcılık küresel bir sorun; hele ki teknik bir konuda çalışan kadınsanız. Ama bir akademisyen ve bir girişimci olarak ben, bugüne kadar pek çok yeniliğin içinde yer aldım, ekibimle birlikte uluslararası alanda birçok projeye imza attım. En büyük hayalim,
9
gündem
“KADIN MÜHENDİSLERLE, VAR GÜCÜMÜZLE” PROJESİ KAPSAMINDA, ÖNÜMÜZDEKİ BEŞ YIL İÇİNDE MAKİNE SEKTÖRÜNDEKİ KADIN ORANININ YÜZDE 3’LÜK BİR ARTIŞLA YÜZDE 6 SEVİYESİNE YÜKSELMESİ AMAÇLANIYOR. Türkiye’nin ilk ‘unicorn’unu çıkarmak ve çalışmanın önemine inanan bir kadın olarak bu projeyi yapan ekibin içinde yer almak. İş yaşamının her anı zorluklarla dolu, kadınların bu zorluklar karşısında yılmamaları, hayallerini gerçekleştirmek için çalışmaya devam etmesi gerekiyor” şeklinde konuştu. Türkiye’nin artık dünyaca ünlü markalar çıkarması gerektiğine de dikkat çeken Prof. Dr. Erçil, “Türkiye’den de bir Apple, Google, Facebook çıkması lazım. Bunu yapacak potansiyel yeteneklerimiz var. Kolay değil, ama mümkün!” değerlendirmesinde bulundu. “KADINLAR, GÜNEŞ GİBİ SONSUZ BİR ENERJİ KAYNAĞI” Etkinliğin konuşmacılarından Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay ise kadınların sanayide yer alması ve mühendislik alanında çalışması yönünde onları cesaretlendirmek üzere “Kadın Mühendislerle, Var Gücümüzle” projesine destek verdiklerini belirtti. “Bilgi temelli ekonomide teknolojik üretimin önemi artarken, bu alanları kadınlar için daha cazip hale getirmeliyiz. İstihdamda kadın eşitliğini artırmak üzere çalışmalar yaparken, kadınları STEM (Fen Bilimleri, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik eğitimi) alanına yönlendirmeli, bu alanda tüm gençlerimize ileri teknolojili ülke ihtiyaçlarına uygun, iyi eğitim sağlamalıyız” diyen Okyay, “Türkiye’de bugün kadın girişimci sayısı yüzde 7 seviyesinde, bu sayıyı en az yüzde 25’e çıkarmamız gerekiyor. Kadınların enerjisi, güneş enerjisi gibi sonsuz ve kesintisizdir. Türkiye’nin başarı hikâyesi kadınları merkeze koyan bu anlayışın yerleşik hale gelmesi ile yazılacaktır” dedi. Türkiye’de sanayici olmanın zor, kadın sanayici olmanın ise daha zor olduğuna işaret
eden Okyay, “Kadınlarımız toplum nüfusun yarısını oluşturuyor ama küresel rekabette gücümüzden yeterince istifade edemiyoruz. ‘Kadın girişimci oranımız yüzde 7 değil de gelişmiş ülkelerdeki gibi yüzde 25’lerde olsaydı, bugün ne durumda olurduk’ diye düşünmeliyiz. Kadınlarımızın iş gücüne katılım oranının yüzde 31 değil de yüzde 50 olsaydı, bugün çok daha müreffeh bir ülke olabilirdik. Kız çocuklarımızın eğitimini geleceğimiz açısından hayati bir konu olarak görüyorum” şeklinde konuştu. GELECEĞİN DİJİTAL EKONOMİSİ Gazeteci ve yazar Ali Ağaoğlu ise geleceğin dijital teknolojilerin egemenliğinde süreceğini temel alan ve geleceğin ekonomisinin nasıl olabileceğini öngören interaktif bir sunum ile Sakarya Üniversitesi öğrencilerini bilgilendirdi. Etkinliğin ardından, katılımcılar ve Sakarya Üniversitesi öğrencileri, Sakarya’da bulunan Türk Traktör Fabrikası’nı ziyaret etti.
YETİŞKİN NÜFUS İÇERİSİNDE KADINLARIN İŞGÜCÜNE KATILIM ORANI OECD ÜLKELERİNDE YÜZDE 59 İKEN TÜRKİYE’DE YÜZDE 30 OLARAK ÖLÇÜLÜYOR.
PROJENİN HEDEFİ, HER YIL 1000 KADINI MAKİNE İMALAT SEKTÖRLERİNDE İSTİHDAM ETMEK Türkiye’nin Makinecileri’nin kadınların makine sektöründe istihdamını artırmak üzere geçtiğimiz yıl başlattığı “Kadın Makinecilerle, Var Gücümüzle” projesi, Anadolu’nun çeşitli kentlerinde düzenlenecek toplantı, panel ve çalıştaylarda, sektörün önde gelen kadın makinecileri ile girişimci, yönetici ve mühendis adaylarını bir araya getirmeyi; oluşacak sinerji ile iş dünyasında bir kültür değişimini tetiklemeyi ve imalat sanayi sektörlerinde kadın istihdamını artırmayı hedefliyor. Kadınları makine sektöründe görev almaya teşvik etmek üzere başlatılan proje kapsamında, Konya, Kayseri, Bursa, Gaziantep ve Manisa’da da etkinlikler düzenleyecek olan Türkiye’nin Makinecileri, bu etkinliklerde makine sektöründe halen çalışan kadınların ilham verici hikâyelerini, öğrenci ve genç girişimci kadınlara anlatacak ve kadın girişimciler ile genç mühendis adaylarını makine sektörüne girmeleri için cesaretlendirecek.
11
gündem
SANAYİDE YÜKSEK TEKNOLOJİYE GEÇİŞ PROGRAMI İZMİR’DEN ANLATILDI Sanayi üretiminde katma değerli ve ileri teknolojili ürünlerin payını artırmak üzere Sanayi Bakanlığınca beş ana sektörde başlatılan “Sanayide Yüksek Teknoljiye Geçiş Programı”nın ilk toplantısı makine imalatçılarıyla İzmir’de yapıldı.
B
ilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından başlatılan ve beş sektörü kapsayan “Sanayide Yüksek Teknolojiye Geçiş Programı’nın ilk ayağı “Türkiye Makine Sanayi Zirvesi” adı altında 15 Şubat’ta İzmir’de gerçekleşti. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federayonu (MAKFED) işbirliği ile gerçekleşen zirveye; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, MAKFED ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yönetici ve uzmanları ile üniversitelerin ve kamunun ilgili kurumlarının temsilcileri ve makine sektöründen isimler katıldı.
12
“MAKFED SEKTÖRÜN STRATEJİK KARARLARINDA ETKİLİ OLMA YOLUNDA” Konuşmasına MAKFED ile ilgili bilgi vererek başlayan MAKFED Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, 18 makine derneğinin aynı çatı altında buluştuğunu ifade ederek, “Makine İhracatçıları Birliği’ndeki çalışmalarımız sırasında sektörün faaliyetlerini kurumsal bir alana taşımak için elimizden gelen gayreti gösterdik. Bu çerçevede sektörel derneklere çok önem verdik ve onları destekleyerek uzmanlık alanlarını geliştirmelerine yardımcı olmaya çalıştık. Daha sonraki aşamada da bütün bu dernekleri bir federas-
yon çatısı altında bir araya getirdik." Türkiye’nin orta gelir tuzağı olarak nitelendirilen alandan çıkıp, yüksek gelir seviyesine ulaşmaya çalışan bir ülke olduğunu belirten Dalgakıran, “Bu alandan yukarıya çıkmak kolay bir hadise değil. Dünyada son 60 yılda orta gelir tuzağından çıkan iki ülke var: Güney Kore ve Tayvan. Peki iki ülke neyi ya da neleri doğru yaptı ve kendini orta gelir tuzağından kurtardı? Çok derin stratejiler takip ederek, kalkınmanın ana temasını makine, elektronik ve yazılım üzerine kurdu” dedi. Türkiye’nin içinde bulunduğu orta gelirin sürdürülebilir bir ortam olmadığını dile getiren Dalgakıran, “Orta
gündem gelirden yüksek gelire çıkmak biraz zor. Bunu Güney Kore ve Tayvan örneğinde çok net bir şekilde görüyoruz. Ancak düşük gelirden orta gelire çıkan 20’den fazla ülke var. Dolayısıyla bizimle rekabet eden ülke sayısının giderek arttığı bir dünyanın içinde yaşıyoruz. MAKFED bu noktada sektörün stratejik kararlarında etkili olmak, çatı örgütü olarak ülkenin makine paydaşlarını bir araya getirerek kapsamlı projeksiyonlar ortaya koymak için elinden gelen tüm çabayı gösteriyor” dedi. “SANAYİLEŞME, MAKİNE SEKTÖRÜ İLE MÜMKÜN” Türkiye Makine Sanayi Zirvesi için İzmir’de bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu dile getiren Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, zirve boyunca ele alınacak konuların, ortaya konulacak fikirlerin ve çözüm önerilerinin Türk makine sektörü için olumlu sonuçları da beraberinde getireceğine inandığını ifade etti. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde makine sektörünün çok özel bir konumda bulunduğunun altını çizen Bakan Özlü, “Makine sektörü olmadan sanayileşmeden bahsetmek söz konusu olamaz. Makine varsa sanayileşme vardır, makine varsa üretim ve katma değer vardır. Bu nedenle dengeli ve istikrarlı bir ekonomi için güçlü bir makine sanayisinin varlığı şarttır. Makine sektörünün üretim ve istihdam büyüklüğü, sanayileşmenin temel göstergelerinin başında geliyor. 2017 yılının son çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre sanayide yüzde 8,7’lik bir büyüme yaşadık. Söz konusu rekor büyümede sanayinin önemli bir katkısı oldu” diyerek sanayi öncülüğünde büyümenin, sağlıklı bir ekonominin en net göstergesi olduğunun altını çizdi. Makine sektörünün 2017 yılında 15 milyar dolarlık rekor bir ihracat rakamına ulaştığını kaydeden Bakan Faruk Özlü, söz konusu ihracat rakamının bir önceki yıla göre yüzde 10,7’lik bir artışı ifade ettiğini söyledi. Özlü, “Makine sektörünün kapasite kullanım oranı 2010 yılından bu yana artmaya devam ediyor. Sektördeki kapasite kullanım oranı 2017 yılında yüzde 79,2’ye ulaştı. Bu rakamlar ışığında sektöre olan güvenimizin kesintisiz bir biçimde artarak devam edeceğine yürekten inanıyorum” diye konuştu. “MİLLİ VE YERLİ ÜRETİM, STRATEJİK BİR DURUŞTUR” “Ülkelerin gelişme süreçlerinde makine sektörünün, imalat sanayisinin içerisindeki önemi giderek artıyor. Gelişmiş ülkelerde
“DENGELİ VE İSTİKRARLI BİR EKONOMİ İÇİN GÜÇLÜ BİR MAKİNE SANAYİSİNİN VARLIĞI ŞARTTIR. MAKİNE SEKTÖRÜNÜN ÜRETİM VE İSTİHDAM BÜYÜKLÜĞÜ, SANAYİLEŞMENİN TEMEL GÖSTERGELERİNİN BAŞINDA GELİR.”
Dr. Faruk ÖZLÜ Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı
makine sektörünün ihracattaki payı yüzde 20’ler seviyesindedir. Bizim de mutlaka bu seviyelere ulaşmamız gerekiyor. Tasarım, teknoloji, üretim, marka ve pazarlama da dahil tüm yönleriyle yerli ve milli makine sanayimizi oluşturmak durumundayız. Ancak bu hedefe doğru giderken tasarımdan, ArGe’den inovasyondan güç almak zorundayız. Aksi halde mesafe almamız mümkün değil” diyerek çağa ayak uydurulması gerektiğinin altını çizen Bakan Özlü, konuşmasına şöyle devam etti: “Firmaların mevcut durumlarını koruyarak büyüme devri tarihe karışmıştır. Devir, kendini yenileme ve geliştirme devridir. Ürünlerimize yenilik ekleyerek ArGe ve tasarımla geliştiremezsek maalesef yok olup gideriz. Bütün bunlardan hareketle kalkınma politikalarımızın temeline yerli ve milli üretimi koyduk. Unutmayalım ki kalkınma yerlileşme ile başlar. Bundan böyle üretim odaklı, bir yerlileştirme ve kalkınma politikası takip edeceğiz. Altını çizerek ifade etmek isterim ki, bu politikamız yabancı yatırımı dışlayan bir politika değildir. Biz herkese ‘Türkiye’de üret, ihtiyaçlarını buradan tedarik et, burada istihdam oluştur, burada vergi ver, buradan ihracat yap’ diyoruz. Bunu derken sermaye yapısına bakmıyoruz. Bizim yerli üretimi desteklememizden daha doğal bir şey olamaz. Bütün gelişmiş ülkeler kendi üretimlerini ve teknolojilerini yoğun biçimde destekleyerek korumaktadırlar. Dolayısıyla milli ve yerli üretim bizim için stratejik bir duruş ve stratejik bir politikadır. Artık leblebi ve üzüme hapsedilmiş ‘Yerli Malı Haftası’ ezberini bozmamız gerekiyor. Artık savunmadan enerjiye,
“BIZIM YERLI ÜRETIMI DESTEKLEMEMIZDEN DAHA DOĞAL BIR ŞEY OLAMAZ. BÜTÜN GELIŞMIŞ ÜLKELER KENDI ÜRETIMLERINI VE TEKNOLOJILERINI YOĞUN BIÇIMDE DESTEKLEYEREK KORUMAKTADIRLAR. DOLAYISIYLA MILLI VE YERLI ÜRETIM BIZIM IÇIN STRATEJIK BIR DURUŞ VE STRATEJIK BIR POLITIKADIR.”
13
gündem sağlıktan tarıma, ulaştırmadan sanayiye kadar çok geniş bir yelpazede kendi yerli teknolojisini üretmek için sağlam adımlar atan bir Türkiye’nin varlığı söz konusu. Bugünün Türkiyesi; ayağı yere sağlam basan, gerektiğinde kendi göbeğini kendi kesen, milli ve yerli kaynaklarıyla büyümeyi hedefleyen bir Türkiye’dir.” “KAMU VE ÖZEL SEKTÖRÜ STRATEJİK ORTAKLAR OLARAK GÖRÜYORUZ” Belirlenen hedeflere ulaşmak için somut adımlar atıldığını, atılmaya da devam edileceğini belirten Özlü, üretim ve Ar-Ge reform paketleriyle birlikte Sanayi Mülkiyet Kanunu’nun yerli üretimin önünü açan, geniş kapsamlı çalışmalar olduğunun altını çizdi. Sanayide Yüksek Teknolojiye Geçiş Programı’nın da bu düşüncenin bir ürünü olduğunu söyleyen Bakan Özlü, bu çalışmaya sanayicilerden ciddi bir katkı beklediklerine dikkat çekti. Özlü, “Türkiye Makine Sanayi Zirvesi’ni, bu programın önemli bir aşaması olarak görüyoruz. Sanayide Yüksek Teknolojiye Geçiş Programı’na tüm paydaşlarımızdan, tüm sektörlerimizden ve sanayicilerimizden ciddi bir farkındalık ve katkı bekliyoruz. Türkiye ekonomisini güçlendirmenin anahtarının güçlü bir özel sektörden geçtiğini biliyoruz. Dolayısıyla kamu ve özel sektörü birbirinin stratejik ortağı olarak görüyoruz. Bu anlamda kanun yaparken, mevzuat hazırlarken, destek paketleri oluştururken, teknik düzenlemeler yaparken sizlerle birlikte uyum içerisinde hareket etmek istiyoruz” dedi. 24 Ocak 2018 tarihinde hayata geçirilen Yerleştirme Yürütme Kurulu’na da değinen Bakan Özlü, Kurulun sanayinin rekabet gücünü artıracak programları hayata geçi-
“MAKFED,SEKTÖRÜN STRATEJİK KARARLARINDA ETKİLİ OLMAK, ÇATI ÖRGÜTÜ OLARAK ÜLKENİN MAKİNE PAYDAŞLARINI BİR ARAYA GETİREREK KAPSAMLI PROJEKSİYONLAR ORTAYA KOYMAK İÇİN ELİNDEN GELEN TÜM ÇABAYI GÖSTERİYOR.” Adnan DALGAKIRAN MAKFED Yönetim Kurulu Başkanı
receğini ifade etti. Özlü, “Bu Kurul, yerli ve milli sanayimize bakışımızın en somut ifadesidir” dedi. Zirvede ele alınacak konuların sadece makine için değil Türk sanayisinin tüm sektörleri için yol gösterici olacağını söyleyen Bakan Özlü, konuşmasını şöyle tamamladı: “Sanayide Yüksek Teknolojiye Geçiş Programı entegre bir programdır. Sizlerden alacağımız güncel fikirleri, bilgileri önümüzdeki günlerde hükümet programı yapmak için Bakanlar Kurulumuza sunacağız. Biliyorsunuz Bakanlık olarak aslında iki paydaşımız var: Bir tarafta sanayiciler, bir diğer tarafta hükümetin Bakanlıkları yer alıyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak buradan aldığımız bilgileri hükümete anlatacağız, diğer taraftan sizlerle yeni çözümler ve yeni öneriler konusunda neler yapabileceğimizi tartışacağız.”
15
gündem
SEKTÖR WIN EURASIA 2018’DE BULUŞACAK Avrasya’nın en büyük imalat sanayisi fuarı sıfatıyla 15-18 Mart tarihlerinde İstanbul’da düzenlenecek 25’inci Uluslararası WIN EURASIA 2018’in tanıtım toplantısı gerçekleştirildi.
T
ÜYA P İstan b u l Fu ar Merkezi’nde 15-18 Mart tarihlerinde düzenlenecek 25’inci Uluslararası WIN EURASIA 2018’in tanıtım toplantısına Hannover Fairs Turkey Genel Müdürü Alexander Kühnel, Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kutlu Karavelioğlu, ENOSAD Yönetim Ku-
16
rulu Başkanı Hüseyin Halıcı, Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu (MAKFED) Genel Sekreteri Zühtü Bakır, Akışkan Gücü Derneği (AKDER) Yönetim Kurulu Üyesi Osman Türüdü ile Elektrik Tesisat Mühendisleri Derneği (ETMD) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Cemaloğlu katıldı. Sektörün taleplerini göz önünde bulundurarak, Avrupa’nın iki önem-
li ticari fuarı WIN Automation ve WIN Metalworking’i aynı çatı altında birleştirdiklerini belirten Hannover Fairs Turkey Genel Müdürü Alexander Kühnel, dünya sanayi devlerini İstanbul’da bir araya getirerek uluslararası ölçekte yeni iş fırsatları sunacaklarını söyledi. Kühnel, “Fuarımız 25. yılında, sanayinin tüm kaynak ihtiyaçlarını karşılamak üze-
gündem
re A’dan Z’ye endüstriyel ürün ve hizmetleri bir araya getirirken konferans-seminer programlarının yanı sıra Endüstri 4.0 Festival Alanı ile de eşsiz bir platform sunacak” dedi. Türkiye’yi dünyanın en stratejik fuar merkezlerinden biri yapmak için çalıştıklarını söyleyen Kühnel, fuarın; dünya genelinde Avrupa’dan Orta Doğu’ya, Kuzey Amerika’dan Kuzey ve Güney Afrika’ya, BDT ülkelerinden Asya ülkelerine kadar dünya sanayi profesyonelleri için bir buluşma noktası olacağını belirterek şunları söyledi: “WIN EURASIA hem katılımcı hem de ziyaretçiler açısından uluslararası potansiyeli en yüksek fuarlardan biri. Sac işlemeden metal şekillendirme teknolojilerine, otomasyon hizmetlerinden elektrik-elektronik ekipmanlara, hidrolik-pnömatik hizmetlerden tesis içi lojistiğe kadar geleceğin fabrikaları için ihtiyaç duyulan tüm ekosistem bu fuarda bir araya gelecek. Türk sanayisi WIN EURASIA ile son teknoloji ürünlerini dünyaya tanıtma fırsatı bulacak.” “FUARDA İHTİSAS DERNEKLERİMİZ BİLGİ VE TECRÜBELERİYLE ÖNE ÇIKACAK” Toplantıda söz alan MAİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kutlu Karavelioğlu, ma-
kine sektörünün dünyanın en büyük pazarlarından biri olduğunu kaydederek, özetle şunları söyledi: “Dünyanın toplam geliri 80 trilyon dolar. Bu rakamın 19 trilyon doları sabit sermaye yatırımları. Yani gelirin yüzde 25’i yatırıma harcanıyor. Bunun yüzde 25’i de makine teçhizat yatırımı. Bu oran son 10 yıldır aynı civarda seyrediyor. 2018’de makine sektörünün tahmini pazar ve üretim rakamı 4,8 trilyon dolar olacak. Dünya, gelirinin 1/16’sını makine için harcıyor. Türkiye ise 2016 yılı TÜİK verilerine göre 163 milyar doların, 94 milyar dolarını yani yüzde 11’ini ayırıyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı rakamlarına göre sektör 240 bin kişiye istihdam sağlıyor. Faaliyet gösteren 13 bin 200 firmayla 20-22 milyar dolarlık değer üretiyor. Sektörün istihdamı son sekiz yılda, her yıl ortalama yüzde 8 artıyor. Bütün sanayi dallarımız içinde katma değer payı en yüksek olan sektörüz.” Karavelioğlu, uluslararası sektörel fuarların küresel iş ortaklarını bir araya getirip yeni ticaret hacimleri oluşturduğuna dikkat çekerek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Makine imalatı, teknolojinin beşiği olması bakımından en ileri düzeyde ihtisas gerektiren özel bir faaliyet alanıdır. Tanıtım ve fuarlar da bu yüksek uzmanlığın sonuna kadar sergilenmesi gereken rekabet
YERLİ KATILIMCILARIN YANI SIRA HİNDİSTAN, RUSYA, POLONYA, İSPANYA, JAPONYA, FRANSA VE KANADA’DAN DA ULUSLARARASI KATILIMCILAR FUARDA GELİŞTİRDİKLERİ YENİ ÜRÜNLERİ SERGİLEYECEK.
17
AKDER
‘’ Türk Endüstrisinin İtici Gücü ’’
AKIŞKAN GÜCÜ DERNEĞİ
gündem
alanlarıdır. Bu görevleri ancak alt sektörlerde yetişmiş, ürün seviyesinde bilgiye sahip kişilerin katkılarıyla başarabiliriz. O yüzden, makine imalatında ileri seviye ülkelerin sektörel kuruluşları da çok güçlü oluyor. Deutsche Messe bu anlayışı hem dünyada hem de Türkiye’de başarıyla uyguluyor. Düzenledikleri fuarlar bu sayede daha başarılı olurken ihtisas derneklerimiz de bilgi ve tecrübeleriyle öne çıkıyor. Sergilenen ürün veya teknolojiler arasında esasen kendileri de birer küçük sistem olan makinelerle birlikte; büyük sistemler, tesisler halinde iş görmelerini sağlayan unsurlar çoğunlukta. Dijitalleşme yarışı içindeyiz ve WIN EURASIA çatısı altındaki her şeyi sektörümüz için ilgi çekici kılmalıyız.”
müzü temsil edeceğiz. Endüstri 4.0 kavramı hidrolik ve pnömatik sektörü için çok büyük önem taşıyor, bu alandaki son gelişmeleri yakından takip edeceğiz.” ETMD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Cemaloğlu da WIN EURASIA’nın farklı sektörlerde görev alan tüm paydaşları bir araya getirmesinin önemine dikkat çekti. MAKFED Genel Sekreteri Zühtü Bakır da yaptığı konuşmada yeni iş bağlantılarına olanak tanıması bakımından fuarın taşıdığı önemi vurgulayarak, “Fuarlar, merkezinde insanların olduğu önemli etkinlikler ve sektörlerin de buluşma noktası. WIN EURASIA sektörümüz için marka bir fuar, Endüstri 4.0 gibi önemli bir konunun ele alınacağı bu fuarın Türkiye için hayırlı olmasını diliyoruz” dedi.
ANA GÜNDEM; ENDÜSTRİ 4.0 UYGULAMALARI ENOSAD Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Halıcı da sanayide dijital dönüşümün adının Endüstri 4.0 olduğunu belirterek, “Endüstri 4.0 sadece üretim anlayışını değil, yaşam biçimimizi değiştiriyor. Yapay zekâ uygulamaları, akıllı makineler ve fabrikalardaki dijitalleşmeyi anlatan sunumlarımızla WIN EURASIA’da düzenlenen Endüstri 4.0 alanında olacağız. Çoğunluğu KOBİ’lerden oluşan Türk sanayisine fuarın büyük bir katkı sağlayacağına inanıyoruz” diye konuştu. AKDER Yönetim Kurulu Üyesi Osman Türüdü ise hidrolik ve pnömatik sektörü olarak Hannover Fairs Turkey’in düzenlediği fuarlardan önemli ölçüde yararlandıklarını belirterek şunları söyledi: “Uluslararası fuarlar yeni işbirlikleri geliştirmek konusunda, özellikle KOBİ segmentindeki firmalar için büyük önem taşıyor. AKDER’e bağlı 18 üye firmamızla biz de WIN EURASIA’da olacağız ve 2 bin metrekare stant alanıyla sektörü-
ALIM HEYETİ PROGRAMLARI DÜZENLENECEK WIN EURASIA bu yıl; Metalworking EURASIA, SurfaceTechnology EURASIA, Welding EURASIA, IAMD EURASIA, Electrotech EURASIA ve CeMAT EURASIA fuarlarının katılımcı ve ziyaretçilerini tek çatı altında buluşturacak. Yerli katılımcıların yanı sıra Hindistan, Rusya, Polonya, İspanya, Japonya, Fransa ve Kanada’dan da uluslararası katılımcılar fuarda geliştirdikleri yeni ürünleri sergileyecek. Almanya, İtalya, Güney Kore, Çin ve Tayvan ise ülke pavilyonları ile fuarda yer alacak. Ekonomi Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile KOSGEB desteğiyle organize edilen WIN EURASIA; MAKFED, İSDER, ENOSAD, AKDER, ETMD gibi sektörün önde gelen kurum ve kuruluşlarının işbirliğinde düzenlenecek. Devlet destekli alım heyeti programları çerçevesinde birçok ülkeden uluslararası delegasyonların ağırlanacağı fuarda, ikili iş görüşmeleri de gerçekleştirilecek.
KARAVELİOĞLU: “MAKİNE İMALATI, TEKNOLOJİNİN BEŞİĞİ OLMASI BAKIMINDAN EN İLERİ DÜZEYDE İHTİSAS GEREKTİREN ÖZEL BİR FAALİYET ALANIDIR. TANITIM VE FUARLAR DA BU YÜKSEK UZMANLIĞIN SONUNA KADAR SERGİLENMESİ GEREKEN REKABET ALANLARIDIR.”
19
Çevreye zarar vermeden sürekli gelişmeyi ve kaliteden ödün vermeden müşteri memnuniyetini ilke edinmiş olan MERİH Asansör, alanında uzman üretim, yönetim ve satış ekibi, 30.000 m² üretim sahası, 2 bölge müdürlüğü, ve 60 ülkeye ihracatıyla, yurt içi ve yurt dışında yerli imalatı gururla sunan bir dünya markasıdır.
Başkent OSB - R. T. Erdoğan Bulvarı No:5-8 Malıköy Sincan Ankara / TÜRKİYE T: +90 312 640 15 60 F: +90 312 640 15 67 www.merihasansor.com | info@merihasansor.com
LIFT YOUR EXPECTATIONS
1977 yılında kurulan MERİH Asansör, 41 yıllık tecrübesi ile otomatik asansör kapısı ve kabin imalatıyla asansör sektörüne hizmet etmektedir.
gündem
MAKFED MEYEM, SERTİFİKA VERMEYE BAŞLADI Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu (MAKFED), Ankara Kalkınma Ajansı desteğiyle sınav ve belgelendirme merkezi kurulmasına yönelik bir yıldır yürüttüğü proje sonunda, 31 Ocak 2018 itibarıyla Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) Yetkilendirilmiş Belgelendirme Kuruluşu unvanını aldı.
M
AKFED MEYEM projesi, makine sektörü için işsizlerin ve düşük gelirli çalışanların istihdam edilebilirlikleri ve gelir düzeylerinin artırılması, bu kişilerin hayat boyu öğrenme sürecinin desteklenmesi ve nitelikli, belgeli işgücü anlayışının geliştirilmesi bakımından önem taşıyor. Projeyle birlikte, çalışanların niteliklerinin tespit edilmesi ve bu çerçevede istihdam piyasalarına uyumlu hale getirilebilmesine yönelik 10UY00024/02 Makine Bakımcı (Seviye 4), 12UY0105-3/00 Makine Montajcısı (Seviye 3) ve 12UY0105-4/00 Makine Montajcısı (Seviye 4) yetki alanlarında belgelendirme faaliyeti yürütülecek.
MAKFED MEYEM
Atatürk Bulvarı No: 193 ASO Kule 7. Kat, Kavaklıdere, ANKARA Tel: 0 312 426 40 50 Faks: 0 312 468 42 91 www.makfedmeyem.com meyem@makfed.org
Makine Bakımcı için 26 Mayıs 2016’dan bu yana belge zorunluluğu mevcutken Makine Montajcısı için belge zorunluluğu 25 Eylül 2018 tarihinde başlayacak. Bu tarihe kadar belgelendirilmeyen makine montaj personelinin çalıştırılması halinde işverenlere, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın öngördüğü cezai işlemler uygulanacak. BELGELENDİRMEYE TAM DEVLET DESTEĞİ MAKFED MEYEM yetki alanındaki üç meslek için 31 Aralık 2019 tarihine kadar sınav ve belgelendirme ücre-
ti İŞKUR tarafından karşılanacak. Sınav ücreti aday tarafından veya 10 kişi ve üzeri aday için işveren tarafından toptan ödenirken üç sınav hakkı sonunda başarılı olan adaylar için ödemelerin tamamı bir ay içerisinde iade e"dilecek. Dolayısıyla işveren veya çalışan için bir maliyet söz konusu olmayacak. MAKFED MEYEM sınavları, Ankara’da Sincan OSB’de bulunan Erkunt Mesleki Eğitim Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Bununla birlikte yeterli düzeyde aday ve alt yapıya sahip olan işveren alanında Ankara dışında da sınav hizmeti verilebilecek.
21
gündem
KBSB YENİ YÖNETİMİNİ SEÇTİ Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Birliği Derneği’nin (KBSB) Olağan Genel Kurul Toplantısı 8 Şubat tarihinde İstanbul’da gerçekleştirildi. Ahmet Cevat Akkaya’nın Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçildiği toplantıda yeni yönetimde görev yapacak isimler de belirlendi.
K
azan ve basınçlı kap imalatçılarını tek çatı altında toplayarak, ulusal sanayiyi ortak standartlar çerçevesinde gelişmiş ülkeler seviyesine getirmeyi amaçlayan derneğin genel kurul toplantısına; Almanya Kazan İmalatçı Dernekleri Federasyonu Başkanı Andreas Lucke, Hannover Fairs Turkey Genel Müdürü Alexander Kühnel, Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu (MAKFED) Genel Sekreteri Zühtü Bakır ile çeşitli kamu kurum kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Genel kurulun açılışında yaptığı konuşmada, üç dönemdir başkanlık görevini
Ahmet Cevat AKKAYA KBSB Yönetim Kurulu Başkanı
üstlendiğini kaydeden Hacı Ahmet İlhan, derneğin bugüne kadar sürdürdüğü faaliyetleri anlattı. İlhan’ın konuşmasının ardından gündemin ilgili maddeleri doğrultusunda yeni dö-
nemde görev alacak; yönetim, denetleme, etik kurulu üyelerinin yanı sıra MAKFED temsilcileri de belirlendi. KBSB Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine seçilen Ahmet Cevat Akkaya, genel kurula teşekkür etti. Toplantı, KBSB’ye 25 yıldan fazladır üye olan firma temsilcilerine onur plaketi takdim edilmesiyle sona erdi. Genel kurul toplantısın ardından geleneksel sektör yemeği gerçekleştirildi. 1985 yılında İstanbul’da kurulan KBSB’nin hedefleri arasında Türkiye’nin ihtiyacı olan kazan ve basınçlı kapların yurt içinde üretilmesini sağlamak, bu konularda üyelerine destek olmak ve kamuoyunu bilgilendirmek yer alıyor.
KBSB 2018-2020 YÖNETIM KURULU
Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Cevat Akkaya Yönetim Kurulu Üyeleri Akın Erol Ali Eren Cem Özyıldırım Ekrem Kartal Hacı Ahmet İlhan İlhan Kuzugüdenlioğlu
22
gündem
İMDER’DE GÖREV DEĞİŞİMİ İş ve inşaat makine ve ekipmanları sektörünün yüzde 93’ünü temsil eden Türkiye İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği’nin 9. Olağan Genel Kurul Toplantısı 21 Şubat’ta İstanbul’da gerçekleştirildi. Yapılan Olağan Genel Kurul Toplantısı sonucunda İMDER’in yeni Yönetim Kurulu Başkanı Merih Özgen oldu.
I
ki dönemdir Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlenen Halil Tamer Öztoygar, 15 yıldır İMDER çalışmalarının birebir içerisinde bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu dile getirdiği konuşmasında, İMDER’in sektöre ilham veren bir dernek olduğunun altını çizdi. Öztoygar, birlikte çalışma şansı bulduğu Yönetim Kurulu üyelerine, dernek üyelerine, komite başkanları ve genel sekreterlik çalışanlarına da özverili çalışmaları için teşekkürlerini sundu. Genel Kurul’da, İMDER’in yeni dönem Yönetim Kurulu da belirlendi. 2018-2019 dönemi İMDER Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine ise daha önce İMDER çatısı altında İmalat Komitesi
Merih ÖZGEN İMDER Yönetim Kurulu Başkanı
Başkanlığı, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı gibi çeşitli aktif görevlerde bulunan Merih Özgen seçildi. Özgen, Genel Kurul sonrasında yaptığı konuşmada, sektördeki güçlü yapısı ve hız kesmeyen başarılı faaliyetleriyle adından söz et-
tiren İMDER’in Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini devralmaktan gurur duyduğunu belirtirken, kendisine güvenerek bu göreve layık gören üyelere teşekkür etti. Uzun yıllara dayanan sektör tecrübesi ile İMDER’in gelecek dönemdeki yol haritası için çalışacaklarını dile getiren Özgen, sektörün ve Türkiye’nin dünyadaki konumunu sağlamlaştıracak ve üst sıralara taşıyacak olan İMDER çalışmalarının katlanarak artacağını vurguladı. Özgen, konuşmasında, sektörel çalışmalardan eğitim faaliyetlerine, uluslararası ilişkilerden resmi kurumlarla ilişkilere ve mevzuat çalışmalarına kadar her alanda milli ekonomi ve sektörün büyümesi ana gayesiyle çalışma rotası izleyeceklerinin de altını çizdi.
İMDER 2018-2020 YÖNETIM KURULU
Yönetim Kurulu Başkanı Merih Özgen Yönetim Kurulu Üyeleri Aydın Karlı Ediz Calapoğlu Eşref Zekâ Levent Büyükmurat Mahir Hocaoğlu Mustafa Cüneyt Aksu Nadir Akgün Özgür Günaydın Reyhan Uğurlu Yücel Serkan Karataş Tolga Atmaca
23
gündem
TÜDÖKSAD GENEL KURULU GERÇEKLEŞTİRİLDİ Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği’nin (TÜDÖKSAD) Olağan Genel Kurulu 21 Şubat’ta İstanbul’da gerçekleştirildi. TÜDÖKSAD’ın yeni yönetim kurulunun belirlendiği toplantıda, Umur Denizci dernek başkanlığına seçildi.
I
ki yılda bir yapılan ve Türkiye’nin farklı şehirlerinden üyelerin katıldığı TÜDÖKSAD Genel Kurulu’nda Mete Nakiboğlu Divan Başkanlığı, Yılmaz Turan Divan Başkan Yardımcılığı görevini üstlendi. Toplantıda 20162017 yılı faaliyet raporu ile mali tablolar, 20. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Kocaoğlu ve Genel Sekreter S. Koray Hatipoğlu’nun sunumuyla üyelerle paylaşıldı. Denetim Kurulu raporunun da okunmasının ardından
yapılan oylama sonucunda yönetim ve denetim kurulu raporları ayrı ayrı oybirliğiyle ibra edildi. 2018-2020 yılı çalışma programı ve tahmini bütçesinin de oy birliğiyle kabul edilmesinin ardından toplantıya 21. dönem yönetim ve denetim kurullarının seçimiyle devam edildi. TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu Başkanlığına seçilen Umur Denizci yaptığı konuşmada 20. dönemde görev alan yönetim kuruluna hizmetleri için tüm üyeler adına teşekkür etti.
Umur DENIZCI TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu Başkanı
TÜDÖKSAD 2018-2020 YÖNETIM KURULU
Yönetim Kurulu Başkanı Umur Denizci Yönetim Kurulu Üyeleri Adnan Aytekin Emin Uğur Yavuz Emre Giray Kadir Efe Mehmet Ali Acar Mehmet Atik Mehmet Özalp Oğuzhan Deniz
25
gündem
54 ÖDÜLÜN 17’SI MAİB ÜYELERININ Millet Kongre Merkezi’nde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde düzenlenen “Ankara Sanayi Odası 54. Yıl Ödül Töreni”nde 54 başarı ödülü sahiplerini buldu. “İhracat”, “Kurumlar ve Gelir Vergisi”, “Ar-Ge Merkezi ve Patent”, “Yaratılan Katma Değer” ve “İstihdam Özel Ödülü” olmak üzere beş kategorideki ödülleri 35 firma paylaştı. MAİB üyesi dokuz firma da toplam 17 ödüle layık görüldü.
O
dül töreninin açılışında konuşan Ankara Sanayi Odası (ASO) Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Özdebir, Türkiye’nin belirlenen ekonomik hedeflere ulaş-
26
ması için orta teknoloji tuzağından sıyrılarak yüksek teknolojiye sıçraması gerektiğini belirterek, “Türkiye’de bu sıçramaya öncülük edebilecek en önemli il Ankara’dır. Ankara’nın ileri teknoloji üssü olarak ilan edilmesi ve
kamusal politikaların buna göre hayata geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi. İleri teknolojili patent-faydalı model başvurularının yüzde 14’ünün Ankara’da gerçekleştiği, Ar-Ge ya-
gündem pan üreticilerin yüzde 15’inin, yüksek teknoloji üretiminin yüzde 20’sinin, Ar-Ge mühendislerinin yüzde 28’inin Ankara’da bulunduğu bilgisini de paylaşan Özdebir, “İleri teknoloji yatırımlarının yüzde 30’una Ankara ev sahipliği yapıyor. Ankara’nın bu potansiyelinin kullanılması, harekete geçirilmesi gerekiyor. Bu yüzden Ankara’nın ileri teknoloji üssü olarak ilan edilmesi yalnızca Ankara için değil tüm Türkiye açısından önemlidir” değerlendirmesinde bulundu. “TÜRKİYE PATENT SAYISINI ARTIRMALI” Türkiye ekonomisinin geçen yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 11,1’lik büyüme performansı yakaladığını, imalat sanayisinin yüzde 15’e yakın büyüdüğünü anımsatan Özdebir, bu başarının sırrının yenilikçi bir ekonomi yönetimi olduğunu söyledi. Özdebir, dünyada her şeyin değiştiğini, kuralların yeni baştan yazıldığını da vurguladığı konuşmasında, değişimin bu kadar hızlı olduğu bir ortamda oda başkanlarının da gündemi yakalamaları ve yenilikçi olmaları gerektiğinin altını çizdi. Nurettin Özdebir, teknolojinin tüm Türkiye’ye yayılmasını sağlayacak en önemli aracın ise imalat sanayisi olduğunu vurguladığı konuşmasında, ödüle layık görülen firmalar arasında patent alan şirketlerin de bulunduğunu anımsattı ve “Türkiye’nin patent sayısının artırılması gerekiyor. Burada hem firmalarımıza, hem kamuya hem de üniversitelerimize düşen çok büyük görevler var. Bunu artırmak için hep birlikte çalışmalıyız” dedi. “ANKARA ARTIK BİR SANAYİ KENTİDİR” Törende bir konuşma yapan Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ise 2002 yılında 33,7 milyar dolar olan imalat sanayisi ihracatının geçtiğimiz yıl dört kattan fazla artarak 147,2 milyar dolara ulaştığını belirterek, “Önümüzdeki dönem, 2023 hedeflerimize doğru hızla yürüdüğümüz bir dönem olacak” dedi. İş hacimleri, yatırımları ve Ar-Ge çalışmalarıyla Ankara’ya, bölgeye ve ülke ekonomisine güç katan iş insanlarını da tebrik eden Tüfenkci, Türkiye’nin ve Ankara’nın iktisadi hayattaki başarısının öncelikle iş insanlarının başarısı olduğuna işaret etti. Tüfenkci, Ankara’nın memur, ticaret, tarım kenti kimliğinden sıyrılarak, yeni açılan organize sanayi bölgeleri, fabrikaları ve işletmeleriyle değer, hizmet ve istihdam üreten bir sanayi kenti kimliğine büründüğünü dile getirdi.
ÖDÜL ALAN MAİB ÜYELERİ VE ÖDÜL KATEGORİLERİ FİRMA ADI
ÖDÜL KATEGORİLERİ
ERKUNT SANAYİ
İHRACAT
HİDROMEK
İHRACAT, KATMA DEĞER
KSB POMPA
AR-GE MERKEZİ
MAN TÜRKİYE
İHRACAT, KURUMLAR VERGİSİ, PATENT, KATMA DEĞER
MİKROPOR
İHRACAT
ORTADOĞU RULMAN
İHRACAT, KURUMLAR VERGİSİ
Pİ MAKİNA
AR-GE MERKEZİ
TÜRK TRAKTÖR
İHRACAT, KURUMLAR VERGİSİ, PATENT, KATMA DEĞER
YİĞİT AKÜ
İHRACAT
“ANKARA, SAVUNMA SANAYİSİ İLE FARK YARATIYOR” Törende iş dünyasına hitap eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Ankara’nın sadece idari başkent olmadığını, aynı zamanda sanayi ve ticaretin de merkez şehirlerinden biri olduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara’nın sonradan başkent ilan edilmiş şehirler gibi sadece bürokratik kuruluşlar ve onların destek unsurlarından ibaret olmadığını, en başından itibaren, sanayide, ticarette, tarımda, eğitimde, kültür ve sanatta iddialı bir şehir olduğunu ispat ettiğini belirtirken, Ankara il sınırları içinde faaliyet gösteren 13 organize sanayi bölgesinin, üretimin her alanında, özellikle savunma sanayisinde Türkiye’ye ve dünyaya hizmet verdiğinin altını çizdi. Konuşmaların ardından, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ASO Başkanı Nurettin Özdebir tarafından 54 ödül sahiplerine verildi. 54 ÖDÜLÜN 17’Sİ MAİB ÜYELERİNİN OLDU ASO 54. Yıl Ödül Töreni’nde beş kategoride verilen toplam 54 ödülün 17’si MAİB üyesi dokuz firmanın oldu. “İhracat Ödülü” kategorisinde Türk Traktör, MAN Türkiye, Ortadoğu Rulman, Yiğit Akü, HİDROMEK, Mikropor ve Erkunt Sanayi ödül alırken, “Kurumlar Vergisi Ödülü” kategorisinde Türk Traktör, Ortadoğu Rulman ve MAN Türkiye; “Patent Ödülü” kategorisinde Türk Traktör ve MAN Türkiye; “Ar-Ge Merkezi Ödülü” kategorisinde KSB Pompa ve Pi Makina; “Yaratılan Katma Değer Ödülü” kategorisinde ise Türk Traktör, MAN Türkiye ve HİDROMEK ödüle layık görüldü.
27
Kuzey Ren-Vestfalya’da Yeni Yatırım Fırsatları Avrupa’daki Yatırım Merkeziniz Bir bölgeyi güçlü bir yatırım merkezi yapan en önemli şey; ekonomik güç, altyapı ve kültürel yaşam gibi faktörlerin mükemmel etkileşimidir. Bu bakımdan Kuzey Ren-Vestfalya birçok açıdan eşsizdir. Almanya’nın bu en kalabalık nüfusa sahip olan eyaletinin size sunduğu sayısız imkân ve koşullardan faydalanın. Hangi sektör veya proje için olursa olsun, yeni fırsatlar için ideal yatırım ortamını burada bulacaksınız. Halihazırda 19.000’den fazla yabancı şirket tercihini metropol bölge Kuzey Ren-Vestfalya lehine kullandı. Bizimle iletişime geçin ve sizi de memnuniyetle bilgilendirelim. Bir One-Stop-Acentesi olarak yatırım projelerinizde size destek veriyoruz: www.nrwinvest.com
gündem
9. KİMYA ENDÜSTRİSİ GELİŞİM ŞURASI ANKARA’DA DÜZENLENDİ Yerlileştirmenin sıradaki hedefinde kimya sektörünün odakta olması gerekliliğine dikkat çeken Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Başkanı Reha Gür, “Yeni petrokimya yatırımının kamunun öncülüğünde hayata geçirilmesi gerekiyor” dedi.
P
lastik Sanayicileri Derneği’nin (PAGDER) dönem başkanlığını yürüttüğü Kimya Sektör Platformu’nun (KSP) öncülüğünde gerçekleştirilen 9. Kimya Endüstrisi Gelişim Şurası, 14-15 Şubat 2018 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirildi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Ali Çelik’in açılışını yaptığı programa Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı Arda Ermut ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Müsteşar Yardımcısı Ramazan Yıldırım da katıldı. Tarafların, Türkiye’de yeni petrokimya yatırımlarını değerlendirilmek amacıyla bir araya geldiği toplantıda konuşan PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Reha Gür, “Sanayinin ithalat bağımlılığını azaltacak, rekabet gücünü artıracak
projelerin başında yeni petrokimya yatırımları yer alıyor” dedi. YENİ YATIRIMLARDAN 40’TAN FAZLA SEKTÖR ETKİLENECEK Akademisyen, sivil toplum kuruluşu ve kamu kurumu temsilcilerinin iştirak ettiği Şura’da vakit kaybetmeden bir petrokimya tesisi yatırımının devreye alınması gerektiği vurgulandı. Kimya sektörünün yarattığı katma değerde sıçrama yapacak hamlenin petrokimya yatırımı olduğu da ifade edilen Şura’da; ithalata bağımlığı azaltmak, yüksek katma değerli ürünler ve yüksek ölçekli istihdam için “hemen, şimdi petrokimya yatırımı” mesajı verildi. Kimya yatırımlarının en çevreci yatırımlardan biri olduğunu ifade eden Gür, şunları söyledi: “Günümüz teknolojisiyle kimya
yatırımlarının, sürdürülebilirliğe en fazla katkı sağlayan yatırımlar olduğunu görüyoruz. Şuramızın da katılımcısı olan Avrupalı kimya devlerinin bahçesinde, zeytin ağaçları olduğunu öğrendik. Dolayısıyla kurallara uygun yapılan üretim, çevreyi kirletmez. Hala eski teknoloji algısıyla kimya yatırımları değerlendirilemez. Kimya yatırımlarıyla dost olmayan sanayi gelişmez”. Şura’da tek yatırımla 40’tan fazla sektörün olumlu etkilenmesinin sağlanabileceği ifade edildi. Yeni yatırımlar neticesinde; mineral yağlar ve yakıtlar, plastik, kauçuk, kompozit mamuller, boya, kozmetik, ilaç ve eczacılık ürünleri, medikal ürünler, tekstil, otomotiv, beyaz eşya, elektronik, inşaat, telekomünikasyon gibi birçok sektörün girdisi yerli olarak tedarik edilebilecek.
29
www.dirinler.com.tr
gündem
TÜRK EXIMBANK İHRACAT DESTEK HİZMETLERİ MERKEZİ FAALİYETTE Türk Eximbank’ın kullanıcı dostu ve yenilikçi tasarıma sahip, güncel teknolojilerle yenilenen kurumsal internet sitesi hizmete girdi. İhracatçıların, Türk Eximbank ürün ve hizmetleriyle ilgili her türlü talep, öneri ve sorusuna hızlı ve etkin bir şekilde yanıt bulabilecekleri İhracat Destek Hizmetleri Merkezi de faaliyetlerine başladı.
E
ge İhracatçı Birlikleri tarafından düzenlenen İhracatın Yıldızları Ödül Töreni, Türk Eximbank’ın yeni internet sitesi ve İhracat Destek Hizmetleri Merkezi’nin açılışına da sahne oldu. Türk Eximbank Genel Müdürü Adnan Yıldırım, 2017’de Türk Eximbank’ın ihracatı destekleme misyonunu daha etkin bir şekilde yerine getirmesi amacıyla yeniden yapılandırıldığının altını çizerken, “İhracatçılarımızın bize daha kolay ve hızlı bir şekilde ulaşma talepleri doğrultusunda Türk Eximbank’ın yeni kullanıcı dostu internet sitesi ve bilişim teknolojileri destekli İhracat Destek Hizmetleri Merkezi’ni, ihracatçılarımızın hizmetine sunuyoruz” değerlendirmesinde bulundu. İhracatçılarla doğrudan çalışılacak bir yapı oluşturulduğunu ve bu kapsamda, 2017 yılında ihracatçılara sağlanan finansman desteğinin dolar bazında yüzde 19 artırılarak 39,3 milyar dolara yükseltildiğini ifade eden Yıldırım, aynı zamanda ihracatçıların Türk Eximbank’a ilettikleri talepleri de dikkate alarak, 2017’de yeni uygulama ve programlar üzerinde çalışmaya başladıklarını anımsattı. Bu çalışmaların 2018’de tek tek hayata geçirileceğini söyleyen Yıldırım, bu uygulamaların ilk ikisinin ise yeni internet sitesi ve Türk Eximbank İhracat Destek Hizmetleri Merkezi olduğunu belirtti. Yıldırım sözlerine şu şekilde devam etti, “Türk Eximbank’ın yeni kurumsal internet sitesi, kullanıcı dostu bir
tasarıma sahip. Mobil uyumlu ve güncel teknolojilerle yenilenen internet sitemizden ihracatçılarımız kendilerine uygun ürünleri çok daha rahat bir şekilde bulabilecek; gerek programlarımız hakkında bilgiye, gerekse bize hızlı bir şekilde ulaşabilecekler. Ayrıca, ihracatçılarımızın bize ulaşmakta sıkıntı yaşadıklarına dair şikâyetlerini de dikkate alarak bilişim teknolojileri destekli olarak kurduğumuz Türk Eximbank İhracat Destek Hizmetleri Merkezi’ni hayata geçirdik. Telefon, e-Posta ve yeni internet sitemizden ulaşılan bu merkez, ihracatçılarımızın gerek Türk Eximbank programlarıyla ilgili, gerekse kredi/sigorta müracaatlarının geldiği aşama hakkında hızlı bir şekilde bilgi alabilmelerine imkân tanıyacak. Öte yandan,
Türk Eximbank’ın ihracatçılarla doğrudan çalışma stratejisi kapsamında, ihracatçılarımızla daha çok görüşmesi; onların bize ulaşarak bilgi alması kadar Türk Eximbank olarak bizim de ihracatçılarımıza ulaşarak sağladığımız finansal destekleri anlatmamız, talep ve önerileri ihracatçılarımızdan toplamamız büyük bir önem taşıyor. Bu nedenle, İhracat Destek Hizmetleri Merkezi’nde özel olarak seçip görevlendirdiğimiz bir ekip ile kuvvetli bir iletişim mekanizması oluşturmayı amaçladık. Bu kapsamda, ihracatçılarımızın sorunlarını daha kısa sürede çözülmesi için önemli bir adım attığımızı söyleyebilirim. Yeni internet sitemiz ve Türk Eximbank İhracat Destek Hizmetleri Merkezi’nin tüm ihracatçılarımıza hayırlı olması dilerim.”
31
gündem
ISK-SODEX 2018 SEKTÖRLERİ BULUŞTURDU ISK-SODEX 2018, 7-10 Şubat tarihlerinde TÜYAP İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirildi. 44 ülkeden 1108 firmanın katıldığı organizasyonda pompa ve vana sektörü yeni ürünleriyle yer aldı.
U
luslararası Isıtma, Soğutma, Klima, Havalandırma, Yalıtım, Pompa, Vana, Tesisat, Su Arıtma ve Güneş Enerjisi Sistemleri Fuarı ISK-SODEX 2018, 7-10 Şubat tarihleri arasında TÜYAP İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlendi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Hannover Fairs Turkey Genel Müdürü Alexander Kühnel, Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Yöne-
32
tim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Türk Pompa ve Vana Sanayicileri Derneği (POMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu, Isıtma Soğutma Klima Araştırma ve Eğitim Vakfı (İSKAV) Yönetim Kurulu Başkanı Metin Duruk, İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Poyraz ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi ile davetlinin katıldığı fuarın açılış töreninde Deutsche Messe Yönetim Kurulu Üyesi
Wolfgang Lenarz şunları söyledi: “Türkiye, ihracatta yaptığı atılımla 2023 hedeflerine her geçen gün biraz daha yaklaşıyor. Başta Almanya olmak üzere, Avrupa ülkelerinin tamamı için en önemli ticari partnerlerden biri olan Türkiye, Deutsche Messe için de büyük önem taşıyor. ISK-SODEX Türkiye sanayisinin gücünü tüm dünyaya göstermesi için önemli bir fırsattır. Bu fırsatı Türkiye’deki iş insanlarıyla birlikte bugün burada organize ediyor olmak
gündem
EKONOMİ BAKANLIĞI İLE İŞ BİRLİĞİ İÇİNDE; BAŞTA İRAN, IRAK, KATAR, KUZEY VE BATI AFRİKA, RUSYA, POLONYA, ALMANYA VE AVUSTRALYA OLMAK ÜZERE ÇOK SAYIDA ÜLKEDEN GELEN 500’DEN FAZLA ULUSLARARASI SATIN ALMACI İKİLİ İŞ GÖRÜŞMELERİ GERÇEKLEŞTİRDİ. bizim için çok anlamlı. Ancak şunu vurgulamak isterim ki; ISK-SODEX asıl gücünü bu ülkenin yetiştirdiği sanayicilerden, iş insanlarından ve rekabetçi ekonomisinden alıyor. Deutsche Messe olarak, ISK-SODEX 2018’in sektöre önemli katkılar sağlayacağına ve yeni ufuklar açacağına inanıyorum” dedi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki de yaptığı konuşmada Bakanlığının çalışmalarından bahsederek fuarın ülke ekonomisine ve sektöre önemli katkılar sağlayacağına inandığını belirtti. Açılış töreninde, “Geçmişten Geleceğe Enerjinin (Isıtma, Soğutma, Havalandırma ve Yalıtım) İzinde” konulu resim yarışmasında dereceye giren çocuklara ödülleri de verildi.
ULUSLARARASI ZİYARETÇİ ORANI YÜZDE 14 ARTTI 13 ve 14’üncü hollerde pompa ve vana firmalarının ürünlerini sergilediği 13. Uluslararası ISK-SODEX 2018 Fuarı’nı 93 ülkeden 84 bin 936 sektör profesyoneli ziyaret etti. Geçtiğimiz yıllarla karşılaştırıldığında uluslararası ziyaretçi oranı yüzde 14 artış kaydederken Ekonomi Bakanlığı ile iş birliği içinde; başta İran, Irak, Katar, Kuzey ve Batı Afrika, Rusya, Polonya, Almanya ve Avustralya olmak üzere çok sayıda ülken gelen 500’den fazla uluslararası satın almacı ikili iş görüşmeleri gerçekleştirdi. Dört gün süren fuar yeni tarihi, yeni yeri ve Forum Alanı, Ustalar Ligi gibi destekleyici programlarıyla katılımcıları ve ziyaretçilerine farklı deneyimler yaşattı.
13. ULUSLARARASI ISK-SODEX 2018 FUARI’NI 93 ÜLKEDEN 84 BİN 936 SEKTÖR PROFESYONELİ ZİYARET ETTİ. GEÇTİĞİMİZ YILLARLA KARŞILAŞTIRILDIĞINDA FUARIN ULUSLARARASI ZİYARETÇİ ORANINDA YÜZDE 14 ARTIŞ KAYDEDİLDİ.
33
gündem
“BAŞARILI İŞ GÖRÜŞMELERİ GERÇEKLEŞTİRDİK”
ARCAN HACIRAİFOĞLU DOĞUŞ VANA ÜRETİMDEN SORUMLU GENEL MÜDÜR YARDIMCISI “ISK-SODEX sektörün en büyük fuarlarından biri olarak kendini kanıtlamış bir organizasyon. Firma olarak uzun yıllardır biz de burada aktif bir biçimde yer almaya devam ediyoruz. 40 milimetreden 2 bin 500 milimetreye kadar uzanan geniş bir vana ürün gamına sahibiz. 10 bardan 63 bara kadar muhtelif vanaların imalatını gerçekleştiriyoruz. Ağırlıklı ürün grubumuzu sürgülü-kelebek vanalar, ultrasonik su sayaçları, hava vanaları, demontaj parçaları, sulama-yangın hidrantları, çekvalfler ve balans vanaları oluşturuyor. Fuar bu yıl ilk defa TÜYAP’ta gerçekleştirildi. Bu değişikliğin geçiş sancısı da hissediliyor. Fakat buna rağmen ISK-SODEX kendini kanıtlamış bir organizasyon olduğu için hem ziyaretçilerin hem de katılımcıların fuardan memnun olduğunu gözlemledik. Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinden gelen ticaret heyetleriyle başarılı iş görüşmeleri gerçekleştirdik.”
“ÜYELERİMİZ FUARDAN MEMNUN AYRILDI”
CEMALETTİN KUTLUCA KBSB GENEL KOORDİNATÖRÜ “Derneğimiz, sektörümüze hitap eden ISK-SODEX Fuarı’na sürekli olarak katılıyor. Bu yılki organizasyon çerçevesinde derneğimizin genel kurulunu da gerçekleştirerek bir sektör yemeği düzenledik. Derneğimiz üyesi pek çok firma ziyaretçi veya katılımcı sıfatıyla burada yer alıyor. Fuarın bu yıl yeni bir yer ve tarihte düzenleniyor olması bazı tereddütlerin yaşanmasına neden olsa da aldığımız geri bildirimler neticesinde her şeyin yolunda gittiğini söyleyebiliriz. Ziyaretçi sayısında da gözle görülür bir artış söz konusu. Dernek olarak da fuar süresince katılımcı ve ziyaretçi olarak bulunan üyelerimize çeşitli konularda yardımcı olmaya çalıştık. Fuarın sektörümüz açısından verimli geçtiğini düşünüyorum.”
34
“FUAR KAPSAMINDAKİ HEDEFLERİMİZE ULAŞTIK”
BÜLENT BEŞE ÜSTÜNEL DALGIÇ POMPA YURT İÇİ SATIŞ KOORDİNATÖRÜ “Standımızda kendi imalatımız olan derin kuyu dalgıç pompaları ve dik milli hidroforlardan oluşan ürünlerimizi sergiledik. Yurt dışından gelen alıcılarla iş bağlantıları kurarak firmamızın pazar payını artırmak amacıyla fuara katıldık. Bu yılki ISK-SODEX’in yabancı ziyaretçi kitlesi, yoğunluklu olarak Orta Doğu ülkelerinden oluşmasına rağmen fuar çerçevesinde belirlediğimiz hedeflere ulaştık. Fuar, yurt içi ve yurt dışında tanındığı için bizim gibi firmalar için önemli avantajlar barındırıyor. İlerleyen yıllarda da ISK-SODEX Fuarı’nda yer almaya devam edeceğiz.”
“VANA İMALATÇILARINA AYRILAN SALONDAN MEMNUN KALMADIK”
ENDER ATEŞKAN GEDİK DÖKÜM VE VANA VANA SATIŞ MÜDÜRÜ “Fuar kapsamında vana imalatçılarına ayrılan salondan memnun olmadığımızı söylemek isterim. Firmaların alanlara dağıtılması ve alanların ayrılmasından da rahatsızlık duyduk. Önümüzdeki fuarda bu sorunlar giderilmediği takdirde fuarda yer almayı düşünmüyoruz. Onun haricinde firma olarak tersane sektörüne yönelik ürünlerimizi yurt dışından gelen ve askeri gemi üretimi alanında uzman firmalara tanıtmak amacıyla fuara katıldık. Bu kapsamda firma olarak çok sayıda yabancı ziyaretçiyi ağırladık. Standımızda buhar, yangın, HVAC ve tersane sektörüne hitap eden bronz ürünlerimizi tanıttık.”
gündem
“YENİ İŞ BAĞLANTILARI KURDUK”
ENGİN YAĞDERELİ İMPO MOTOR POMPA SATIŞ VE PAZARLAMA MÜDÜRÜ
“PROFESYONELLERİN TERCİH ETTİĞİ BİR FUAR”
EMEL TERZİ ÜNAL STANDART POMPA KURUMSAL İLETİŞİM SORUMLUSU
“Standımızda dalgıç motor-pompa ürün grubumuzu sergiledik. Fuara 2000 yılından bu yana katılıyoruz. Fuarın bu yıl ilk defa TÜYAP’ta düzenleniyor olması belli bazı endişeler yaşanmamıza sebep olsa da fuar başladıktan sonra her şeyin olması gerektiği gibi yolunda ilerlemesi endişemizi dağıttı. Fuar süreci boyunca yurt içi ve yurt dışından çok sayıda ziyaretçiyi ağırlayıp yeni iş bağlantıları kurduk.”
“ISK-SODEX Fuarı TÜYAP’ta ilk kez düzenlendi. Bu durum fuarın verimli geçip geçmeyeceği konusunda bazı soru işaretleri yaratsa da ilk günden itibaren her şey yolunda gitti. ISK-SODEX sektörün en önemli organizasyonu olması özelliğiyle ne aradığını bilen profesyonel ziyaretçilerin tercih ettiği bir fuar. Bu yıl özellikle yabancı ziyaretçi sayısının çok arttığını memnuniyetle gördük. Standart Pompa olarak geniş bir ürün portföyüne sahibiz. Standart olanların yanında yeni ürünlerimizi bu fuarda potansiyel müşterilerimizin beğenisine sunduk. Genel olarak verimli bir fuar geçirdik ve firma olarak karşılaştığımız ilgiden memnunuz.”
“BAYİLERİMİZLE BİR ARAYA GELDİK”
“SEKTÖRÜN EN ÖNEMLİ BULUŞMASI”
EMRAH ÖZTEMİZ MAS POMPA EGE BÖLGE MÜDÜRÜ “Firma olarak sektörümüzün en büyük fuarı olan ISK-SODEX’e sürekli katılıyoruz. Organizasyon anlamında da gerekli önlemlerin alındığı başarılı bir performansa sahip. Yabancı ziyaretçilerin yoğun bir ilgi gösterdiğini gözlemledik. Bununla birlikte yurt içinde faaliyet gösteren müşteri ve bayilerimizle bir araya gelip görüşme fırsatı yakaladık. Standımızda yeni revizyonlarla geliştirdiğimiz endüstriyel pompa ürünlerimizi sergiledik. Genel olarak verimli ve başarılı bir fuar süreci geçirdik.”
GÖKHAN SEZER TÜRKTAN POMSAD GENEL SEKRETERI “Sektörümüz açısından ülkemizdeki en önemli fuar olarak gördüğümüz ISK-SODEX Fuarı’nda bu yıl ‘Eş Organizatör’ sıfatıyla yer alarak faaliyetlerimizi ve üyelerimizi ziyaretçilere tanıtma fırsatını yakaladık. Derneğimiz üyesi 25 pompa ve vana üreticisi firma da fuarda yer aldı. Fuar bu yıl ilk defa Şubat ayında ve TÜYAP İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilirken, ilginin de bir hayli yoğun olduğunu gözlemledik. Özellikle yabancı ziyaretçi sayısındaki artış bizleri çok memnun etti. Bununla birlikte yabancı alım heyeti ve B2B organizasyonlarını üyelerimiz memnuniyetle karşıladı. Fuarda yaptığımız görüşmeler sonucunda organizasyonun ilk defa gerçekleştirildiği bir merkezde beklenenden daha fazla ilgi gördüğünü ve iş görüşmeleri açısından da oldukça verimli geçtiğini söyleyebilirim. 2019 yılında gerçekleştirilecek olan bir sonraki etkinlikte, üyelerimizden aldığımız geri dönüşlere göre kendilerinin daha verimli bir fuar geçirmesi için görüşmelere başladık. Organizasyonda emeği geçen herkese POMSAD adına teşekkür ediyorum.”
35
gündem
“POTANSİYEL MÜŞTERİLERİMİZİ AĞIRLADIK”
MUSTAFA EROĞUL FAF VANA SANAYİ BÖLGE SATIŞ MÜHENDİSİ
“ZİYARETÇİ PROFİLİ BEKLENTİMİZİ KARŞILADI”
ÖMER FIRAT MAXİSU YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“Fuar boyunca yerli ve yabancı olmak üzere çok sayıda yeni potansiyel müşteriyi ağırladık. Bunun yanı sıra uzun yıllardır iş yaptığımız, firmamızı tanıyan eski bayilerimiz ve müşterilerimizle de bir araya geldik. Yabancı müşterilerin ilgisinden de memnunuz. ISK-SODEX ne istediğini bilen ve ihtiyaçları doğrultusunda ürün arayışında olan ziyaretçilerin tercih ettiği bir fuar. Köklü bir geçmişe sahip ve kendini kanıtlamış bir firma olarak başta kelebek, sürgülü, küresel vanalar olmak üzere çok sayıda ürün grubumuzu sergiledik.”
“Fuar kültürüne sahip bir firma olarak her yıl yurt dışında iki farklı fuarda yer alarak ürünlerimizi tanıtıyoruz. ISKSODEX’e bu yıl ilk defa katılıyoruz. Fuarda organizasyona yönelik bazı sorunlarla karşılaştık. Diğer yandan standımızda dalgıç motor-pompa ürünlerimizi sergiledik. Yerli ve yabancı ziyaretçi profili ve sayısı da beklentilerimizi karşıladı. İmalatının yüzde 70’ini ihraç eden bir firma olarak fuar süresince kurduğumuz iş bağlantılarının satışa dönüşmesi için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”
“POTANSİYEL ÜYELERE ULAŞTIK”
“BEKLENTİMİZİN ÜZERİNDE BİR KATILIM VARDI”
SARP ÜNSAL İSKİD HALKLA İLİŞKİLER SORUMLUSU “Fuar bu yıl hem katılımcı hem de ziyaretçi sayısı bakımından oldukça kalabalıktı. Fuarda, derneğimiz üyesi firmalardan da çok sayıda katılımcı vardı. Üyelerimiz de fuardan oldukça memnun kaldıklarını ifade ederken beklentilerinin üzerinde bir ilginin söz konusu olduğunu da belirtti. ISKSODEX’in bu yıl ilk kez TÜYAP’ta düzenlenmesi bazı endişeler doğurmuştu. Ulaşım konusundaki kaygılar, bunlar arasında en fazla öne çıkanlardı. Fakat gördüğümüz kadarıyla her anlamda sorunsuz bir organizasyon gerçekleştirildi. Fuar süresince dernek olarak biz de üyelerimizi ziyaret ederek kendileriyle görüş alışverişinde bulunduk. Potansiyel üyelerimizle de bir araya gelerek derneğimiz ve yürüttüğümüz projeler hakkında bilgiler verdik.”
SEDEF HÜRMERİÇ DOMAK POMPA FİNANS VE DIŞ TİCARETTEN SORUMLU GENEL MÜDÜR YARDIMCISI “Fuarın bu yıl yeri ve tarihinin değişmesi bizi endişelendirmişti. Ancak buna rağmen beklentimizin üzerinde bir katılımla karşılaşmaktan son derece memnunuz. Özellikle yurt dışında çok fazla sayıda katılımcı fuara ilgi gösterdi. Domak Pompa olarak yurt dışı pazarlarda kaliteli ürünlerimizle kendimize bir yer edinmek için çalışıyoruz. Kurduğumuz temasları fuar sonrasında neticelendirip ihracatımızı artırmak istiyoruz. Yatay ve dikey kademeli pompalar, dizel motorlu pompalar, atık su grupları, hidroforlar ve yangın hidroforlarımızı fuar boyunca standımızda müşterilerimizin beğenisine sunduk.”
37
gündem
“KATILIMIN YOĞUN OLDUĞU NİTELİKLİ BİR FUAR”
SEFA MURAT ERTÜRK STAR POMPA GRUP KOORDİNATÖRÜ
“POMPA VE VANA İMALATÇILARI AYNI HOLDE YER ALMALIYDI”
SELAME KALTABAN ÖZKAN MAKİNA GENEL MÜDÜR ASİSTANI
“Fuarın bu yıl TÜYAP’ta düzenlenmesi, ziyaretçilerin yeteri kadar ilgi göstermeyeceğine dair bazı endişeler yaşamamıza neden oldu. Fakat mevcut durumda yabancı katılımcı ve ziyaretçilerin sayısının arttığını gözlemledik. Bizim gibi ihracat odaklı firmalar açısından bu durum oldukça memnun edici. ISK-SODEX Fuarı’nın ziyaretçi kitlesi ne aradığını bilen ve doğrudan satın alma amacıyla gelen kişilerden oluşuyor. Bu yıl hidrofor ve yangın grubunun yanı sıra yeni ürünlerimizi de tanıttık. Ayrıca stant alamızı büyüterek ürün grubunuzu da çeşitlendirdik. Verimli bir fuar geçirmemiz doğrultusunda emeği geçen herkese çok teşekkür ediyoruz.”
“Bu yılki fuarda yabancı katılımcı sayısının daha fazla olduğunu gözlemledik. Standımızda vana ürün grubuna dâhil çeşitlerimizi müşterilerimize tanıttık. Vana firmalarının tahsis edilen 13. Hol fuar binasının alt katında yer alması olumsuz bir durumdu. Dolayısıyla mevcut konum ziyaretçiler için bir uğrak noktası olmaktan uzakta kaldı. Vana imalatçılarının pompa imalatçılarıyla aynı holü paylaşması bizler açısından çok daha faydalı olurdu. Fuarın bu yıl TÜYAP’ta düzenlenmesi ise yabancı ziyaretçilerin ulaşımı açısından bazı dezavantajlar oluşturdu. Tüm bu koşullar değerlendirildiğinde bu yılki ISK-SODEX Fuarı beklentilerimizi karşılamadı.”
“VERİMLİ TEMASLAR KURDUK”
“ISK-SODEX BİR PRESTİJ FUARI”
ÜLGEN ÖZÖREN KSB STANDART PROJELER MARMARA BÖLGE SATIŞ MÜDÜRÜ “KSB olarak katıldığımız fuarlarda portföyümüzde bulunan müşterilerimizi ağırlıyoruz. Öte yandan skalamızda yer alan ürünlerle ilgili bilgi almak isteyen çok sayıda potansiyel müşteriyle de verimli görüşmeler gerçekleştirdik. Fuarın yeni bir alanda gerçekleştirilmesinin de negatif bir etkisini hissetmedik. Özellikle ıslak rotorlu sirkülasyon pompaları alanında Ar-Ge çalışmalarıyla yerli üretim gerçekleştiriyoruz. Islak rotorlu sirkülasyon ve norm tip pompalar ile hidrofor ürünlerimizi fuar süresince standımızda müşterilerimizin beğenisine sunduk. Yangın pompa setleri de imal eden bir firma olarak da bu kapsamdaki ürünlerimizi de burada tanıttık.”
VAHİT KARA GÜCÜM POMPA VE MAKİNA BİLGİSAYAR MÜHENDİSİ “Vakum pompaları üreten bir firma olarak ürün grubumuzdaki pompaları standımızda sergileme fırsatı bulduk. Fuar, özellikle ilk iki gün olmak üzere yerliden çok yabancı ziyaretçilerin ilgi gösterdiği bir profile sahipti. Bu açıdan çeşitli ülkelerden gelen potansiyel müşterilerle temas ettiğimiz verimli bir fuar süreci geçirdik. ISK-SODEX kendini kanıtlamış önemli bir prestij fuarı ve biz de sektörde uzun yıllardır faaliyet gösteren bir firma olarak burada olmayı tercih ettik.”
39
gündem
ALARKO
DIKKAN
DKY
DOĞUŞ VANA
DOMAK
FAF VANA
GÜCÜM
GEDİK DÖKÜM VE VANA
KSB
40
LAYNE BOWLER
İMPO
MAS-DAF
gündem
ODAK
MAXISU
ÖZKAN
STANDART
STAR POMPA
SEMPA
SUMAK POMPA
TORK
STAR VALVE
VALFTEK
ÜSTÜNEL
VANSAN
VİSVANA
41
sektörden
“VERİMLİLİĞİ ARTIRAN MAKİNELER İMAL EDİYORUZ” İMAL ETTIKLERI ELEKTRONIK MEYVESEBZE SINIFLAMA MAKINESININ, ÇEŞITLI ELEKTROMANYETIK DALGA BOYLARI YARDIMIYLA TEMASSIZ OLARAK MEYVE IÇ ÇÜRÜĞÜ, NIŞASTA ORANI, ŞEKER (BRIX DERECESI) VE SU MIKTARINI TESPIT EDEREK SINIFLANDIRILABILDIĞINI SÖYLEYEN EGEMAS YÖNETIM KURULU BAŞKANI GÖKMEN ÇETINGÖZ, “BU SISTEM, ÜLKEMIZDEKI TARIM ÜRÜNÜ KALITESI VE VERIMLILIĞINI ARTIRMASI BAKIMINDAN OLDUKÇA ÖNEMLI” DIYOR.
42
E
gemas, Adil Çetingöz tarafından 1965 yılında, özellikle İzmir İnciraltı bölgesinin ünlü satsuma mandalinasının hasat sonrası ihracata uygun şekilde sevk edilebilmesi için gerekli makinelerin üretimini yapmak üzere kuruldu. Bu dönemde yeni yeni yurt dışından ithal edilmeye başlanan narenciye paketleme hatlarının, yüksek maliyetleri nedeniyle Türkiye’de üretilmesi talebiyle birkaç büyük ihracatçının Adil Çetingöz’e başvurduğunu aktaran Egemas Yönetim Kurulu Başkanı Gökmen Çetingöz, “1965 yılından itibaren kavuştuğumuz kurumsal kimlikle günümüze kadar faaliyet gösterdiğimiz sebzemeyve boylama ve paketleme sektöründe Türkiye’de birçok ilke imza attık. İmal ettiğimiz sebze-meyve boylama ve paketleme hatları, tartım sistemleri, patentine sahip olduğumuz palet sarma-hydrocooling sistemleri, hasat sonrası kimyasallarından oluşan ürün yelpazemizle müşteri memnuniyetini sağlayarak, toplumsal sorumluluk ve çevre koru-
ma prensiplerimiz doğrultusunda her geçen gün büyüyoruz” diyor. Bir aile firması olarak Manisa Organize Sanayi Bölgesi’ndeki tesislerinde sektöre hizmet verdiklerini belirten Gökmen Çetingöz, firmalarının hedeflerini ve sürdürdükleri projeleri Moment Expo dergisine anlattı. Egemas şirket yapılanması hakkında bilgi verir misiniz? Üretimimizin tamamı talebe özeldir ve seri üretimle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir süreci temsil eder. Üretimimizde CNC tezgâhtan çok üniversal torna ve freze kullanım ihtiyacı çoğunluktadır. Robot kaynağıyla hiçbir parçayı kaynatamazsınız, konstrüksiyon için bir kalıp kullanmanız neredeyse mümkün değildir. Bu nedenle torna, freze, kaynak, çelik konstrüksiyon ustalarımız çok özel ve sanatkârlardır. Bir aile firmasıyız derken aslında gerçekten çalışanlarımızla birlikte bir aile olduğumuzu kastediyorum. Egemas ailesi olarak üretim gerçekleştiriyoruz ve he-
pimiz işimizi çok severek yapıyoruz. Her zaman özel üretim gerçekleştiği için hepimiz üretimin ve Ar-Ge’nin içerisindeyiz, böylelikle birbirimizle yakın ilişki içinde bir süreç geçiriyoruz. Kurumsallaşma sürecini de bu nedenle tamamlayamıyoruz. Üretim yapımız değişmediği sürece bunu gerçek anlamda başarabileceğimizi düşünmüyorum. Kurumsallaşamamak iyi bir şey değil fakat tamamen kurumsallaşmanın da bizim yapımıza uymadığını gördüğümüzü rahatlıkla söyleyebilirim. Üretiminizi nerede ve nasıl gerçekleştiriyorsunuz? 45 yıl gibi uzun bir süre bölgenin ilk kuruluşu olarak İzmir Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’nde üretim gerçekleştirdik. Beş yıl önce Manisa Organize Sanayi Bölgesi’ndeki tesisimize taşınarak üretimimizi burada sürdürmeye başladık. 6 bin metrekarelik yeni tesisimizde daha düzenli bir üretim gerçekleştiriyoruz. Bulunduğumuz alan, ülkemizin ilk ve en modern organize sanayi bölgeleri arasında. Biz de burada olmaktan son derece memnunuz. Burada tüm tedarikçiler, küçük sanayi tesisleri, atölyeler iç içe ve derli toplu halde bulunuyor. Bu durum bizim gibi özel üretim yapan firmalar için oldukça önemli. Ayrıca, uzun yıllardır uluslararası firmaların burada üretim yapması nedeniyle söz konusu firmalara hizmet verenler kalite ve termin konusunda belirgin bir farklılık gösteriyor. Bir işi zamanında ve olması gerektiği şekilde teslim almak çok önemli. Üretimimizin tamamını fabrikamızda gerçekleştiriyoruz. İlerleyen süreçte ise daha çok mühendislik ve tasarım konusuna odaklanmayı hedefliyoruz.
Ürün çeşitleriniz ve bunların özellikleri hakkında bilgi verir misiniz? Firmamız, yaş meyve ve sebze sektörüne işleme, sınıflama ve paketleme makineleri; soğuk muhafaza odaları için nemlendirme, dezenfeksiyon gibi yan ekipmanları; ürünlerini palet üzerine yerleştiren ve sevkiyatlarını bu şekilde yapan tüm firmalara gerdirilebilir (stretch) film sarma ve çemberleme yapan palet ambalaj makineleri imal ediyor. Bu ürünlerin içinde en yüksek teknolojiye sahip olan ise elektronik meyve-sebze sınıflama makinesidir. Kamera ve elektronik terazi sistemi olan bu makineden saniyede ortalama 10 ürün geçiyor ve her ürünün 10 değişik resmi alınarak tartılıyor. Değişik elektromanyetik dalga boylarıyla temassız olarak meyve iç çürüğü, nişasta oranı, şeker (Brix derecesi), su miktarı tespit edilerek sınıflandırılabi-
“EN SON GELIŞTIRDIĞIMIZ ÜRÜNLER ARASINDA PALET ÇEMBERLEME HATLARI YER ALIYOR.”
43
sektörden rimizi kendi olanaklarımızla gerçekleştirmeye çalışıyoruz.
“EGEMAS OLARAK ILERLEYEN SÜREÇTE DAHA ÇOK MÜHENDISLIK VE TASARIM KONUSUNA ODAKLANMAYI HEDEFLIYORUZ.”
44
liyor. Böyle bir makine kullanılarak elma, 16 değişik sınıfa ayrılabiliyor. Şekerli-şekersiz, renkli-renksiz, şekli düzgün-yamuk, sulu-susuz gibi değişik ölçütlere göre ayrım yapıldığında 25 ayrı çıkış konveyörünüz dahi olsa yetersiz kalabiliyor. Söz konusu makinemiz çok hızlı analiz yeteneği olan mükemmel bir üründür. Bu sistem, ülkemizdeki tarım ürünü kalitesini ve verimliliğini artırması bakımından çok önemlidir. Bu makineler sayesinde çok önemli istatistikler elde ediliyor. Hasat öncesi ve sonrası yapılması gereken işlemler yapılıp önlemler geliştiriliyor ve daha kalitelibol ürün alınması sağlanabiliyor. Öte yandan palet çemberleme hatları, en son geliştirdiğimiz ürünler arasında yer alıyor. Bunu da ülkemizde gerçekleştiren ilk firma olma gururunu yaşıyoruz. Firmanız ve ürünleriniz konusunda yürüttüğünüz TÜBİTAK vb. gibi projeleriniz var mı? 10 yılı aşkın bir süre önce Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) gibi prestijli bir kurumdan bir proje desteği almıştık. Aynı projeye TÜBİTAK da destek vermişti. Bu kurumlarla çalışmak bize bir eğitim fırsatı sağladı. Hem görgümüz hem de bakış açımız gelişti. Hâlihazırda TÜBİTAK gibi kurumlardan destek alabileceğimiz projelerimiz olmasına rağmen, bundan faydalanmamış girişimcilerin, genç kuruluşların faydalanabilmesi ve ülke genelinde herkese ulaşabilmesi için projele-
Sektörünüzle ilgili yurt içi ve yurt dışında düzenlenen fuarlara katılıyor musunuz? Fuarların firmanız için öneminden bahseder misiniz? Fuarların bu işin parçası olduğu düşüncesindeyim ve çok önemsiyorum. Fakat olması gerektiği gibi faydalandığımızı söyleyemeyeceğim. Fuarlar çok önemli buluşma noktaları, arz-talebin bir araya geldiği yerler ve bütün üreticilerin katılması gereken organizasyonlar. Biz özellikle yurt dışı fuarlara katılma çabası içindeyiz. Çünkü burada çok hızlı geri dönüşler alabiliyoruz. Ziyaretçilerin çoğu gerçekten yatırımcı ruhu olan ve hızlı karar verebilen kişilerden oluşuyor. Aynı durum yurt içinde düzenlenen fuarlarda da geçerli, gelen yabancılar gerçekten satın almak için orada bulunuyor. Firmanızın ihracat potansiyeli hakkında bilgi verir misiniz? Bir narenciye işleme tesisi kurarak ilk ihracatımızı 1985 yılında Macaristan’a gerçekleştirdik. Bugün itibarıyla makinelerimizi ağırlıklı olarak komşu ülkelere ihraç ediyoruz. Önümüzdeki süreçte ihracat ağımıza Avrupa ülkelerinin tamamıyla Uzak Doğu ve Orta Doğu ülkelerini de dâhil etmek istiyoruz. İhracat konusunda yaşadığınız problemler var mı? İhracat konusunda çok da fazla bir problem yaşadığımızı söyleyemem. Fakat konusunda uzmanlaşmış gümrük görevlilerinin sayısının artırılması oldukça önemli. Bunu yerine getirmek hiç de zor bir şey olmasa gerek. Benim beklentim bizden daha bilgili olmaları, işlemlerimizi kolaylaştırıp yol göstermeleri. Türkiye makine üreticiliği bakımından sizce ne durumda? Türkiye ürün kalite ve teknoloji bakımından oldukça iyi bir durumda. Hatta çok daha iyi şeyler yapabileceğimiz halde ekonomik sıkıntılar nedeniyle bazı şeyleri gerçekleştiremediğimizi düşünüyorum. Eğitim her şeyde önemli olduğu gibi bu konuda da çok önemli bir yer teşkil ediyor. Verdiğimiz eğitimin niteliğini yükselttiğimiz takdirde ülke olarak kimsenin tahmin edemeyeceği noktalara ulaşacağımıza inanıyorum. Japonya ve Çin’in üretim ve ihracat politikaları iyice incelenip sanayimize adapte edildiğinde bundan büyük katkı elde edilecektir. Ülkemizde çok başarılı olabilecek kişi ve küçük işletmeler mevcut. Ancak cesaret ve ekonomik güç eksikliği söz konusu potansiyelin kaybolmasına neden oluyor ve bu durum
beni çok üzüyor. Kendi olanaklarıyla yapay zekâyla ilgilenen mühendisler var ve geliştirdikleri projeler olanaklar elvermediği için hayat bulamıyor. Öte yandan bir ürünü çok iyi kopyalayabiliyoruz ve belki söz konusu o ürünü geliştiren firmadan bile daha iyi üretebiliyoruz. Ancak inovasyon kısmı eksik kalıyor. Bu durum da daima ekonomik yetersizlik ve huzursuzluktan kaynaklanıyor. Kopyalama sözü rahatsız edici olsa da bu sadece bize özgü değil, dünyadaki tüm üreticiler bunu yapıyor. Firmanız açısından 2017 yılı nasıl geçti ve 2018 yılına dair beklentileriniz nedir? 2017 yılı bizim açımızdan verimli bir yıl oldu. Fakat bu bir gösterge olamıyor çünkü imal ettiğimiz ürünler bir önceki yılın iş bağlantılarıydı. Sonuçta yaptığımız tesisler büyük olduğu için üretimi tüm bir yıla yayılıyor ve ülkemizde oluşan anlık ve dönemsel sorunlar biraz olsun bizim dışımızda kalıyor. 2018 yılı için umudumuzu, heyecanımız ve olumlu beklentilerimizi koruyoruz. Başka türlü sağlıklı bir şekilde ayakta kalıp işinize devam edemezsiniz. İşe ilk başladığım dönemde ülkenin ekonomik sıkıntılarından şikâyet ederken, babam bana bu durumun değişmesini beklemememi ve kendisinin de hep bu zorluklarla iş yaptığını söylemişti. O sözler bana cesaret verdi ve iş felsefeme yansıdı. İşimize bakıp üzerimize düşeni yüksek bir moralle yapmalıyız. Ben KOBİ’lerin iş hayatının “çivi”si olduğuna inanıyorum ve bizim çözülmememiz gerekiyor. Sektöre bakıldığında size göre en büyük problem nedir? Teknik okulların kalitesinin artması ve seçkin, arzu edilen, cazip eğitim kurumları haline dönüşmesi gerekiyor. Yabancı dile gereken önem verilmiyor, uluslararası iletişim olmadan istediğimiz noktaya hiçbir zaman varamayız. Yabancı dil bir lüks değildir, böyle olmaması gerekir. Dil eğitiminin ekonomik durumla hiçbir ilgisi yoktur. İhracatta en büyük engellerden birisi yabancı dil sorunudur. İş göreninden işverenine kadar herkesin yabancı dili olduğu bir kuruluşu düşünebiliyor musunuz? Elimizin altında sonsuz bilgi kaynağı internet varken aradığınız terimi bil-
mediğinizde hedefinize ulaşamıyorsunuz. Bu noktada en büyük sorumluluk devlete düşüyor. Nitelikli eleman yetiştirme noktasında gereğini yapmadığımızda ilerleyen süreçte önemli sorunlarla karşılaşacağız. Her şeyin robotlaşacağına inanmayan biri olarak mesleklerin kaybolmamasına önem verilmesi gerektiğini ve söz konusu mesleklerin bir bilezikten ziyade hazine olduğunu düşünüyorum. Ayrıca üretimin gelişmesi için hem firmalar hem de devlet bazında uzun süreli kalkınma planlarımızın bulunmadığını kanısındayım.
“ÖNÜMÜZDEKI SÜREÇTE IHRACAT AĞIMIZA AVRUPA ÜLKELERININ TAMAMIYLA UZAK DOĞU VE ORTA DOĞU ÜLKELERINI DE DÂHIL ETMEK ISTIYORUZ.”
İleriye yönelik projeleriniz ve gelecek hedeflerinizden bahseder misiniz? Dünyanın çok küçüldüğünü düşünüyorum. Tek bir ülke gibi bir konuma çok kısa bir sürede gelinecek ve güçlü kurumlar her şeyi ele geçirecek. Bu nedenle güçlerin birleşmesi gerektiğine inanıyor ve tek başına başarılı olmanıza izin verilmeyen bir döneme girildiğini düşünüyorum. Bizim hedefimizde saygın ve kültür sahibi uluslararası bir firmayla ortak girişimlerde bulunmak yer alıyor. Egemas olarak sektörün geleceği hakkında neler söyleyebilirsiniz? Sektörümüz önemli çünkü tarım, dünyanın en çok önem verdiği alanlardan biri haline geldi ve bu konuda bir geri dönüş yok. Genel anlamda makine sektörüne dair ise, ülkemizin üretim kalitesinin dünyaca kabul gördüğünü ve fiyatlarımızın da uygun uygun olduğunu söylemek isterim. Herkesin ilgisini çeken bir ülkeyiz ve ülkemizdeki yatırımların ilerleyen yıllarda giderek artacağını düşünüyorum.
GÖKMEN ÇETİNGÖZ KİMDİR? ✓ 1965 yılında İzmir’de doğan Gökmen Çetingöz, ✓ Orta Doğu Teknik Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. ✓ Meyvelerin şeker, su gibi iç özelliklerinin tanımlanabilmesi için temassız ölçüm sistemleri konusunda çalışmalar yürüten Çetingöz, ✓ Hâlihazırda Egemas Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü olarak çalışmalarını sürdürüyor.
45
kapak
MAKİNE SEKTÖRÜ, TÜRKİYE’NİN 2017 YILI İHRACATINA EN GÜÇLÜ DESTEĞİ VEREN SANAYİ KOLLARINDAN BİRİ OLDU. 157,1 MİLYAR DOLARA ULAŞAN TÜRKİYE İHRACATININ 14,9 MİLYAR DOLARI MAKİNE İMALAT SEKTÖRLERİ TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLİRKEN, TÜRKİYE’NİN BÜYÜME MAKİNESİ 2017’Yİ YÜZDE 10,7’LİK İHRACAT ARTIŞI İLE TAMAMLADI. İMALATTAN ALDIĞI GÜCÜ İHRACAT KANALIYLA DÜNYANIN DÖRT BİR YANINA TAŞIYAN SEKTÖR, 2018 YILI İÇİN KENDİNE 18 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT HEDEFİ BELİRLEDİ.
46
47
kapak
T
ürkiye ekonomisi, 2017’de güçlü bir atılım yaparak ilk üç çeyrek döneminde beklentilerin üzerinde bir büyüme sergiledi. Henüz resmi rakamlar açıklanmamış olsa da analistler, Türkiye ekonomisinin 2017 yılında yüzde 6’nın üzerinde bir büyüme sergilemiş olacağını öngörüyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) Aralık 2017 ihracat rakamlarına göre ise Türkiye ihracatı 157,1 milyar dolara ulaştı. Böylece Türkiye, 2014’teki 157,6 milyar dolarlık ihracat rakamından sonra tarihin en yüksek ikinci ihracat rakamını kaydetmiş oldu. İhracat rakamlarına ilişkin Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “2018 yılında her ay ihracatı açıkladığımızda tarihi rekor olacak. 170 milyar dolarlık ihracata doğru hızla devam edeceğiz” değerlendirmesinde bulunurken, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ise, “2017 ihracatta atılım yılı olacak demiştik. İhracatçılar olarak sözümüzü tuttuk. Bu yıl 170 milyar dolarlık ihracat rakamını aşarak 2014’teki yıllık ihracat rekorunu da kıracağız. 2018 ihracatta rekorlar yılı olacak. Yıllık ve aylık bazda, ihracatçı sayısı ve ihraç pazarlarında tüm rekorları alt üst edeceğiz” diyerek 2018 beklentilerini ifade ediyor. 2017’DE DÜNYA DENGELİ BÜYÜME SERGİLEDİ 2017 yılı, küresel ölçekte de dengeli büyüme seyrinin hâkim olduğu bir yıl olurken, geliş-
48
miş ülkelerin büyüme oranları da nispeten yüksek düzeyde ilerledi. 2017 yılının üçüncü çeyreğinde ABD’de yüzde 2,3, AB ise yüzde 2,5 yükseliş sağlarken, AB üyesi ülkeler içinde büyüme oranı Almanya’da yüzde 2,8, Fransa’da yüzde 2,2 ve İtalya’da 1,8’e ulaştı. Diğer yandan, AB içindeki bütçe açıkları da risk yüzdelerini azaltıyor. 2017’de bütçe açığının GSYİH’ye oranı Maastricht Kriterleri’nin bile altına geriledi ve ortalama yüzde 1,3 seviyelerine kadar indi. Bu döneme ilişkin bütçe açığı verilerinde yüzde 3,5 ile ABD ve yüzde 4,4 ile Japonya ilk iki sırada yer almayı sürdürüyor. Benzer şekilde, 2017’de gelişmiş ülkelerin enflasyon seviyeleri de beklentilerle uyumlu şekilde düşük ilerledi. AB’de enflasyon yüzde 1,5 olarak kaydedilirken, “ABD’de yüzde 2,2, İngiltere’de yüzde 3,1 ve Japonya’da ise yüzde 0,2 olarak gerçekleşti. Gelişmiş ülkelerin 2017’de ağırlığını koruyan temel sorunu ise işsizlik oldu. İşsizlik oranı AB’de yüzde 8,8, Fransa’da yüzde 9,9, İspanya’da yüzde 16,7 düzeyindeyken, Almanya’da ise yüzde 3,6’ye kadar geriledi. KÜRESEL MAKİNE SEKTÖRÜ DE YÜKSELİŞTE Küresel ekonomideki dengeli büyüme sürerken makine sektörü de büyümesini sürdürüyor. Küresel verilerdeki olumlu gelişmeler sabit sermaye yatırımlarının da hızlanmasına neden olurken, halen 19 trilyon dolar ola-
rak açıklanan sabit sermaye yatırımları içindeki makine teçhizat yatırımlarının payı da 4,7 trilyon dolar seviyesinde ilerliyor. Benzer şekilde 18 trilyon dolar seviyesindeki dünya mal ticareti içerisinde 84. fasıl makine ihracatı da 1,8 trilyon dolara yükselmiş durumda. Türkiye ise 157 milyar dolarlık toplam ihracatının yüzde 9,4’ünü makine imalat sektörlerinden karşılıyor.
TÜRK MAKİNE SEKTÖRÜ 2010-2017 DÖNEMİ İHRACAT KARNESİ YIL
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYAR DOLAR)
2010
1.691
10
2011
1.889
12,3
2012
2.053
12,9
2013
2.093
13,9
2014
2.172
14,7
2015
2.271
13,3
2016
2.308
13,4
2017
2.517
14,9
2018 İÇİN TEMKİNLİ ÖNGÖRÜLER Küresel ekonomideki kırılganlık giderek azalıyor olsa da Türkiye gibi yükselen ekonomilerin ekonomik performanslarına yönelik endişeler ne yazık ki azalmış değil. Örneğin Türkiye, 2017 üçüncü çeyreğinde yüzde 11,1 büyüme sergilemiş ve küresel ölçekte büyüme rekoru kırmış olsa da aynı dönemdeki cari açık/GSYİH oranının yüzde 4,7’ye ulaşması, Türkiye ekonomisinin kırılganlık riskini yükseltiyor. Benzer şekilde yüksek işsizlik oranları da bu kırılganlığın sürmesinde önemli bir etken olmayı sürdürüyor. Türkiye, Güney Afrika ve Brezilya ile birlikte yükselen ekonomiler içerisinde en yüksek işsizlik oranına da sahip olan ülkeyken, işsizlik oranı Güney Afrika’da yüzde 27,7, Brezilya’da yüzde 12,2, Türkiye’de ise yüzde 10,6 olarak açıklanıyor. The Economist dergisinde yayımlanan bir makaleye göre Türkiye ekonomisinin 2017’de sağladığı büyüme, büyük ölçüde uygulanan teşvik sistemlerinin, özellikle de Kredi Garanti Fonu kaynaklı kredilerin katkılarıyla gerçekleşti. Ancak bu teşvikler ekonomide parasallaşma eğilimini de güçlendirirken, bütçe açığı Ocak-Kasım 2017 döneminde 2016 yılının aynı dönemine göre yüzde 44,5 oranında arttı. Yine 2017’de Türkiye’nin cari açığı artış eğilimini sürdürürken, enflasyon göstergesi ise yüzde 12’ye dayandı. Uzmanlar, 2018 yılında baz etkisinin ortadan kalkması ile yüzde 10’lara ulaşan büyüme oranının yakalanmasının zor olduğu yönünde görüş bildirirken, enflasyon oranında düşüş beklentisinin zayıf olduğunu; ABD Merkez Bankası FED’in faiz artırımı sonrasında küresel ekonomide Türkiye gibi ülkeler için artık likidite bolluğunun söz konusu olamayacağını vurguluyor.
yüzde 10,7’lik ihracat artışı ile 14,9 milyar dolarlık ihracata imza attı. 2017 yılı son çeyreğinde piyasa beklentilerinin üzerine çıkan sanayi üretim artışına dikkat çeken Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, makine-teçhizat yatırımlarındaki artışın sanayi rakamlarına, sanayideki üretim artışının da Türkiye’nin toplam ihracatına olumlu yansıdığı yorumunda bulunurken, 2018’de makine imalat sektörlerinin yüzde 15 artışla 17 milyar dolar düzeyinde makine ihracatı gerçekleştirmesini hedeflediklerinin altını çiziyor. Dünya makine ihracatının yüzde 22 gerilediği 2008 krizi sonrasındaki dönemi en iyi Türkiye’nin değerlendirdiğini söyleyen Dalgakıran, dünya makine ihracatının toplam yüzde 3 artabildiği son yedi yılda Türk makine sektörünün ise yüzde 50 artış yakaladığını anımsatıyor ve “2017’de ihracat pazarlarımızda önemli bir açılım yaparak, Brexit kararı ve Katalonya krizi gibi pek çok sorunun hâkim olduğu Avrupa genelinde ciddi bir ihracat artışı sağladık. Rusya’ya yaptığımız makine ihracatı yüzde 54 arttı. Dünya genelinde Türk makinelerine ilgi artarken, yerli sanayicimiz de boş durmadı. Türkiye ekonomisinin üçüncü çeyrekteki yüzde 11,1’lik büyüme başarısında makine-teçhizat yatırımlarındaki yüzde 15,3’lük artış ile makine imalatındaki takvim etkisinden arındırılmış yıllık yüzde 16 üretim artışının büyük bir etkisi var. Neticede, yatırımların sanayideki üretim artışına yansıdığını, Türkiye’nin ihracat artışında makine sektörünün kritik bir rol oynadığını görüyoruz” değerlendirmesinde bulunuyor.
MAKİNE SEKTÖRÜNÜN 2017 İHRACATI 15 MİLYAR DOLARA YAKLAŞTI Tüm bunlara rağmen, 15 Temmuz kalkışmasının ardından güç kaybeden Türkiye ekonomisine yeniden yukarı yönlü büyüme desteği veren ana sektörlerden biri de makine imalat sektörleri oldu. 2016’yı yüzde 1 büyüme ile tamamlayan Türk makine sektörü 2017’de ise
SEKTÖR, TANITIM FAALİYETLERİNDE HIZ KESMEDİ MAİB olarak 2017 yılında katıldıkları tüm fuar ve toplantılarda Türk makine imalat sektörlerini başarıyla temsil ettiklerini dile getiren Dalgakıran, yürüttükleri faaliyetlerle ihracatçı firmalara yol gösterici olmaya çalıştıklarını da anımsatıyor: “İh-
49
kapak racatçılarımızı uluslararası rekabette güçlü kılacak iş bağlantıları oluşturmaya çalışıyoruz. 2017’de de düzenlediğimiz organizasyonlarla Tayland’dan Tanzanya’ya kadar pek çok ülke yetkilisini Türkiye’de ağırladık, sektörel ticaret heyetleri düzenleyerek veya fuarlarda tanıtım kampanyaları gerçekleştirerek yurt dışında sektörümüzü temsil ettik.” MAKİNECİLERİN GÖZÜ ÇİN PAZARINDA Yeni yıl itibarıyla Çin vizesi başvurularında online sisteme geçildiğini de ifade eden Dalgakıran, Çin ile yapılan anlaşmaya göre, MAİB üye firmalarının ticari vize başvurularında davet mektubu talep edilmeyeceğini; Çin’in dünyanın en büyük makine ihracatçısı olmasına rağmen toplam ithalatında da makinelerin çok önemli bir yer tuttuğunu; bu kapsamda da pazar çeşitliğini artırmak ve ihracatta sürekli yükselttikleri çıtayı daha da yukarı taşımak için Çin pazarında çalışmalar yürütmeye devam edeceklerini dile getiriyor. Dalgakıran şöyle devam ediyor: “Bu noktada, Uzak Doğu ülkelerinin çoğunda makinelerimize yüzde 30 civarında vergiler uygulandığını, oysa onların makinelerinin ihmal edilebilir düzeyde gümrük vergileriyle ithal edildiklerini vurgulamak isterim. Dünya makine pazarının üçte birini oluşturan bu ülkelere yüksek vergiler nedeniyle henüz cid-
di bir satış yapamadığımız dikkate alınırsa, makinecilerimizin ihracattaki başarısı daha çarpıcı hale gelecektir.” ALT SEKTÖRLERDE YÜKSELİŞ SÜRÜYOR Türk makine imalat sektörlerinin 2017 yılı ihracat verileri alt sektörler bazında incelendiğinde, değer bazında en yüksek ihracatı “Motorlar” ürün grubunun gerçekleştirdiği görülüyor. Bu ürün grubunda 2016’da 2 milyar dolarlık ihracat yapılmışken, 2017’de ihracat yüzde 8,4’lük artışla 2,17 milyar dolara yükseldi. Yine bu ürün grubunda miktar bazında da yüzde 15,7’lik bir artış gerçekleşti ve 2016’daki 127,3 bin ton değerinden 147,2 bin ton değerine ulaşıldı. 2017 ihracatında miktar bazında en yüksek ihracatı gerçekleştiren ürün grubu ise “Yıkama ve kurutma makineleri” ürün grubu oldu. Bu ürün grubunda 2016’da 496,8 bin tonluk ihracat gerçekleştirilirken, 2017’de bu rakam yüzde 4,1’lik artışla 517 bin tona yükseldi. Aynı ürün grubunun değer bazında ihracat artışı da yüzde 6,4’e ulaştı ve 1,45 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Benzer şekilde, geçtiğimiz yıl değer bazında ihracatını en çok artıran ürün grubu “Türbin, turbojet, turbopropeller, hidrolik silindirler” ürün grubu olurken, bu ürün grubundaki ihracat artışı yüzde 52,1 olarak gerçekleşti ve 642 milyon dolarlık ihracat değerine ulaşıldı.
MAKİNE VE AKSAMLARI SEKTÖR TAMAMI İTİBARİYLE İHRACAT KAYIT RAKAMLARI MAL GRUBU ADI MOTORLAR, AKSAM VE PARÇALARI KLİMALAR VE SOĞUTMA MAKİNELERİ YIKAMA VE KURUTMA MAKİNELERİ İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER POMPALAR VE KOMPRESÖRLER TAKIM TEZGAHLARI TARIM VE ORMANCILIKTA KULLANILAN MAKİNELER TÜRBİN, TURBOJET, TURBOPROPELLER, HİDROLİK SİLİNDİRLER TEKSTİL VE KONFEKSİYON MAKİNELERİ REAKTÖRLER VE KAZANLAR VANALAR GIDA SANAYİİ MAKİNELERİ SİLAH VE MÜHİMMAT HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ, KALIPLAR ISITICILAR VE FIRINLAR YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEMEYE MAHSUS MAKİNELER AMBALAJ MAKİNELERİ KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME VE İMALATINA AİT MAKİNELER BÜRO MAKİNELERİ RULMANLAR KAĞIT İMALİNE VE MATBAACILIĞA MAHSUS MAKİNELER DERİ İŞLEME VE İMALAT MAKİNELER DİĞER MAKİNELER TOPLAM
50
MİKTAR (TON) 127.291 474.117 496.795 227.565 96.779 95.724 130.670 13.370 95.974 59.403 51.603 69.949 36.797 38.826 37.204 49.675 7.587 13.523 3.524 11.017 9.301 2.186 158.629 2.307.507
2016 DEĞER (BİN $) 2.002.352 1.929.483 1.372.213 843.524 680.497 648.545 606.063 422.154 514.228 445.527 437.023 409.968 615.447 286.387 271.031 228.740 142.817 145.006 145.045 123.366 67.024 12.329 1.071.684 13.420.453
$/KG 15,7 4,1 2,8 3,7 7 6,8 4,6 31,6 5,4 7,5 8,5 5,9 16,7 7,4 7,3 4,6 18,8 10,7 41,2 11,2 7,2 5,6 6,8 5,8
MİKTAR (TON) 147.256 485.845 516.997 267.662 109.183 103.004 143.911 16.107 106.879 63.927 53.608 90.269 22.212 41.472 44.512 66.643 8.885 15.489 4.098 11.923 13.103 2.654 181.431 2.517.071
2017 DEĞER (BİN $) 2.171.543 2.003.440 1.460.319 910.634 812.058 722.063 653.817 641.919 605.204 515.415 500.309 494.084 451.156 337.540 320.898 282.603 172.336 168.180 152.091 133.788 89.595 14.931 1.239.941 14.853.866
$/KG 14,7 4,1 2,8 3,4 7,4 7 4,5 39,9 5,7 8,1 9,3 5,5 20,3 8,1 7,2 4,2 19,4 10,9 37,1 11,2 6,8 5,6 6,8 5,9
DEĞİŞİM (%) 8,4 3,8 6,4 8 19,3 11,3 7,9 52,1 17,7 15,7 14,5 20,5 -26,7 17,9 18,4 23,5 20,7 16 4,9 8,4 33,7 21,1 15,7 10,7
Yine ihracat kilo değerini en çok artıran da aynı ürün grubu oldu. “Türbin, turbojet, turbopropeller, hidrolik silindirler” ürün grubunda 2016’da ihracat kilo değeri 31,6 dolar iken, 2017’de bu rakam 40 dolara yaklaştı. “Silah ve mühimmat” ürün grubunda da 2016’daki 16,7 dolarlık ihracat kilo değeri, 2017’de yüzde 21,6’lık artışla 20 doların üzerine çıktı. MAKİNE SEKTÖRÜ, 16 YILDA YÜZDE 876 BÜYÜDÜ Diğer yandan Türk makine imalat sektörlerinin uzun vadeli performansı da oldukça dikkat çekici veriler sunuyor. MAİB’in kuruluşundan bir yıl önce, 2001 yılında, Türk makine sektörü sadece 1,7 milyar dolarlık bir ihracat kapasitesine sahipken, 2017’de ulaşılan 14,9 milyar dolarlık ihracat, yüzde 876’lık bir artışa da işaret ediyor. Yine 2005-2015 döneminde Türkiye toplam ihracatı yüzde 8’lik artı değer üretirken, Türk makine sektörü ihracatta yıllık yüzde 16’lık bir büyüme oranı yakalamıştı. Benzer şekilde, son yedi yılda ancak yüzde 3 büyüyen dünya makine ihracatı içinde Türk makine sektörü ihracatını yüzde 50 artırmayı başardı. HEDEF PAZARLARDA YÜKSELİŞ SÜRDÜ Geride kalan yılda Türkiye’nin Makinecileri, yurt dışı faaliyetlerindeki etkinliğini hiç azaltmadı ve hedef pazarlarda tanıtım ve ihracatı artırıcı faaliyetlerini de sürdürmeye devam etti. Bilindiği üzere Türk makine imalat sektörlerinin ana hedef pazarları, aynı zamanda küresel makine ihracatında da lider ülkeler olan Almanya, ABD ve İtalya şeklinde sıralanıyor. Hedef pazarlarda çok sayıda etkinlik düzenleyen ve bu üç ülkede toplam sekiz küresel ölçekli fuara katılan Türkiye’nin Makinecileri, bu çabalarının meyvelerini de toplamayı başardı. 2017’da Almanya’ya yüzde 6,8, ABD’ye yüzde 8,8 ve İtalya’ya yüzde 16,7 ihracat artışı gerçekleştiren Türkiye’nin Makinecileri, 2017’de ihracat kilo değerinde en yüksek katma değerli makinelerini de yine ABD ve Almanya’ya ihraç etti. Bu dönemde Almanya’ya gerçekleşen makine ihracatında ihracat kilo değeri 9 dolara yükselirken, ABD’ye gerçekleşen makine ihracatında ihracat kilo değeri ise 13 dolara ulaştı. Diğer yandan Türkiye’nin Makinecileri, hedef pazarları içerisinde en büyük atılımını ise Rusya’da gerçekleştirdi ve 2017’de Rusya’ya miktarda yüzde 46,6 artışla 44 bin ton ve değerde yüzde 53,9 artışla 297 milyon dolarlık makine ihraç etti. Böylece Türkiye’nin Makinecileri, bir anlamda dünyanın en güçlü makine üreticilerine Büyüme Makinesi’nin gücü ve kalitesini, teknolojisini ve katma değerini de kabul ettirmiş oldu.
HEDEF PAZARLARDA 2017 NASIL GEÇTİ? ALMANYA Almanya 2017’de de en fazla makine ihracatı yaptığımız ülke oldu. Geçtiğimiz yıl Almanya’ya miktarda yüzde 4,5 artışla 255 bin ton ve değerde yüzde 6,8 artışla 2,3 milyar dolarlık makine ihraç ettik. Hannover Messe 2017 ABD En fazla makine ihraç ettiğimiz ikinci ülke olan ABD’ye, 2017 boyunca, miktarda yüzde 1,2 artışla 81 bin ton ve değerde yüzde 8,8 artışla 1 milyar dolarlık makine ihraç ettik. ABD’ye olan ihracat kilo değeri de 13 dolara yaklaşmış durumda.
CONEXPO-CON/AGG & IFPE, Las Vegas
İRAN Ekonomide modernizasyon sürecine giren ve eskiyen üretim teknolojisini yenilemeye devam eden İran’da 2017’de Türk makine sektörü oldukça etkindi. İran’a, 2017 boyunca, miktarda yüzde 25,3 artışla 89 bin ton ve değerde yüzde 19,2 artışla 552 milyon dolarlık makine ihraç ettik.
İTALYA En fazla makine ihraç ettiğimiz üçüncü ülke olan İtalya’ya, 2017 boyunca, miktarda yüzde 13 artışla 156 bin ton ve değerde yüzde 16,7 artışla 727 milyon dolarlık makine ihraç ettik.
17. Tahran Uluslararası Sanayi Fuarı
ROMANYA En fazla makine ihraç ettiğimiz ilk 10 ülke içerisinde yer almayı sürdüren Romanya’ya, 2017 boyunca, miktarda yüzde 11,8 artışla 76 bin ton ve değerde yüzde 10,6 artışla 489 milyon dolarlık makine ihraç ettik.
ITM Poland 2017, Poznan
RUSYA Türk makine sektörü hedef pazarları içerisinde en büyük atılımını Rusya’da gerçekleştirdi ve 2017’de Rusya’ya miktarda yüzde 46,6 artışla 44 bin ton ve değerde yüzde 53,9 artışla 297 milyon dolarlık makine ihraç etti.
POLONYA En fazla makine ihraç ettiğimiz ilk 10 ülke içerisinde yer almayı sürdüren Polonya’ya, 2017 boyunca, miktarda yüzde 16,3 artışla 57 bin ton ve değerde yüzde 44,6 artışla 366 milyon dolarlık makine ihraç ettik. Diğer yandan Polonya’ya olan ihracat kilo değeri de yüzde 25 artarak 6,5 dolar seviyesine yükseldi.
Metalloobrabotka 2017, Moskova
51
kapak
BÜYÜMENİN KALİTESİ ÖNEMLİ ORTA GELİR TUZAĞINI AŞMAK İÇİN MUTLAKA AMA MUTLAKA MAKİNE, ELEKTRONİK VE YAZILIM SEKTÖRLERİNE YATIRIM YAPMAMIZ GEREKİYOR. BUNUN İÇİN DE NİTELİKLİ İNSAN KAYNAĞINA VE KÜLTÜREL BİR DEĞİŞİME İHTİYACIMIZ VAR.
Adnan DALGAKIRAN MAİB Yönetim Kurulu Başkanı
B
u yıl Türkiye’nin toplam ihracatında yüzde 10’un üzerinde bir artış yakalandı. Bu önemli bir başarıdır. Türkiye’nin ekonomik gelişim, büyüme haritası incelendiğinde ise önümüzde iki önemli faktörün olduğu görülüyor: Bunlardan biri dünya büyüdüğünde Türkiye’nin de büyümesi; ikincisi ise ithalatın önündeki sınırlar kaldırıldığında ciddi bir büyüme sergileyebiliyor olmamız. Yani iki konuda da dışa bağımlılığımız sürüyor. Cari açığımız büyüdüğünde hep ithalatı kısıtlayacak yöntemler oluşturuyoruz çünkü bunu üretimle aşamıyoruz.
52
Asıl doğru olan katma değerli üretim yapmak ve ithalatı bu yolla baskılamak ama bunu gerçekleştiremiyoruz. Türkiye’nin problemi, yeterince sanayileşmeden hizmet sektörünün fazla gelişmesidir. 10 bin dolar seviyesindeki KBGSYİH orta düşük ve düşük teknoloji üretimi için yüksekken, orta yüksek teknolojiler için düşük kalıyor. Orta gelir tuzağını aşmak için mutlaka ama mutlaka makine, elektronik ve yazılım sektörlerine yatırım yapmamız gerekiyor. Bunun için de nitelikli insan kaynağına ve kültürel bir değişime ihtiyacımız var. Türkiye’nin Makinecileri olarak 2017’de 15
MAKİNE SEKTÖRÜNÜN İHRACAT KARNESİ
Makine sektörünün ana hedefi, Türkiye’nin dünya ticaretindeki payı yüzde 1,5’e yükselirken, makinenin payının da yüzde 0,5’ten yüzde 1,5’e çıkarılması. 2017’de Türk makine sektörü; miktar bazında ihracatını yüzde 9 artırmayı başardı. Almanya’ya yüzde 6,8, ABD’ye yüzde 8,8 ve İtalya’ya yüzde 16,7 oranında ihracat artışı yakaladı.
2001
2017
MAİB’in kuruluşundan bir yıl önce, 2001 yılında, Türk makine sektörü sadece 1,7 milyar dolarlık bir ihracat kapasitesine sahipken, 2017’de ulaşılan 14,9 milyar dolarlık ihracat, yüzde 876’lık bir artışa da işaret ediyor. 2010-2017 döneminde Türk makine sektörü hem miktar hem de değer bazında yüzde 50 büyüme sergiledi.
Makine sektörü hedef pazarları içerisinde en büyük atılımını Rusya’da gerçekleştirdi ve 2017’de Rusya’ya miktarda yüzde 46,6 artışla 44 bin ton ve değerde yüzde 53,9 artışla 297 milyon dolarlık makine ihraç etti.
1
KG
5,9 $
2017 yılında makine sektörünün ihracat kilo değeri ortalama 5,9 dolar olarak gerçekleşti. ABD’ye olan ihracat kilo değeri ise 13 dolara ulaştı.
milyar dolar değerinde ihracat gerçekleştirdik. Ancak hala kilo değerimizde ciddi artışlar sağlayamıyoruz. Diğer yandan, AB ithalatının büyümesinden de kısıtlı pay alabildik! Bu, üzerinde dikkatle durmamız gereken bir gerçek. Avrupa, örneğin 10 birim büyüyorsa Türkiye’nin AB’ye satışları ancak beş birim büyüyebiliyor. Hâlbuki bizim pazar payımızı büyüterek 15 birim büyümemiz gerekiyor. Dolayısıyla 15 milyar dolarlık ihracattan ve genel ekonomik büyümeden çok da mutlu olduğumu söyleyemem. Çünkü büyümenin kalitesinde sorunlarımız var. En büyük pazarımız olan
AB’nin büyümesinden Çin ve Güney Kore bizden daha fazla pay alırken, çok mutlu olamıyorum. Büyümesine büyüyoruz ama pazardan aldığımız pay daralıyor. Olmamız gereken yerden uzaklaşıyoruz da diyebiliriz. Dünyadaki genel gidişat güçlü büyümenin süreceği yönünde. Dolayısıyla Türkiye’nin ve makine imalat sektörlerinin de 2018’de büyümeye devam edeceğini, 17 ila 18 milyar dolar seviyesine yaklaşabileceğimizi öngörebiliyoruz. Eğer bu gerçekleşemezse, dünya büyürken daralıyoruz anlamı çıkar ki bu da çok daha ciddi sıkıntılara işaret eder.
53
kapak
TÜRK MAKİNELERİ FİYAT-KALİTE EKSENİNDE MÜTHİŞ FIRSATLAR SUNUYOR TÜRK MAKİNELERİ, YATIRIMCILARA MÜKEMMEL SEÇENEKLER SUNUYOR. BATI KALİTESİNDE MAKİNELERİMİZ VAR; TEKNOLOJİLERİ VE GÜVENİLİRLİKLERİ DOĞU İLE ASLA KARŞILAŞTIRILAMAZ. BU YÜZDEN EN BÜYÜK PAZARIMIZ AB VE ABD’DİR. HEM DE EN TEKNOLOJİK ÜRÜNLERDE! TÜRK MAKİNELERİ, DAHA AZ MASRAFLA DAHA FAZLA ÜRETİM GÜCÜNE KAVUŞMAK AVANTAJI SUNUYOR; DAHA ÇOK SAYIDA VE DAHA KISA SÜREDE MAKİNE ALMAK İMKÂNI SAĞLIYOR.
Kutlu KARAVELİOĞLU MAİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
M
akine sektörümüzün son 15 yıldaki ihracat performansı, tek kelime ile olağanüstüdür. MAİB’i kurmaya karar verdiğimiz yıl ihracatımız 1 milyar doların biraz üzerinde idi, artık 15 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiriyoruz. Bu süre zarfında dünya iki büyük kriz gördü, 2009’da makine ticareti yüzde 22 düştü, biz de nasibimizi aldık. 2014 ve 2015’te yüzde 14 geriledi, biz en az etkilenen ülke olduk. Bahsettiğim 15 yıl içinde, dünya toplam maki-
54
ne ihracatı iki misli ancak artabildi; onun baş oyuncuları da ihracatlarını sadece ikiye katlayabildiler. Yüzde 50’ye yakın artış sağladığımız son krizden bu tarafa Çin’i de çok arkada bıraktık. Tabii, rakamlar büyüdükçe artışları büyütmenin zorluğu ortadadır; hiç hata yapmamamız gereken bir süreç bu. 2017 yılı, ithalatı dizginlediğimiz bir yıl oldu. Biz yüzde 9’a yakın ihracat artışı sağlarken, ithalat yüzde 1 kadar azaldı. Makine, ticaret açığı verdiğimiz bir kalem ve ilk defa karşıla-
ma oranımız yarıyı geçerek yüzde 52,3 oldu. Ocak-Şubat 2018 verilerine bakarsak, dünya ortalamasının yüzde 10’luk artışına karşın, bizim iki misli hızla ilerlediğimizi görürüz. Bütün makineler toplamında yüzde 22 kadar artışımız var; MAİB alanı yüzde 30’a yakın. Ve önemli bir ayrıntı: Türkiye’de son iki yıl çalkantılı geçti, bir mücadele veriliyor ve neticeleri elbette var. Sipariş vermiş olanlar, yeni sipariş verecek olanlar kaygılandılar; bazı ülkelerden müşterilerimiz geri çekildi ama hiçbirini kaybetmedik. “Türk makinelerine bu rağbet niye?” sorusunun cevabı ise makinelerimizin yatırımcılara mükemmel olanaklar sunuyor olmasındadır. Müşteriler açısından, siyaseten hala risk algısı taşımakla birlikte dış siparişlerin hızlı artıyor olmasının sebebi, kalite-fiyat ekseninde mükemmel bir seçenek oluşturmamızdır. Batı kalitesinde makinelerimiz var; teknolojileri ve güvenilirlikleri Doğu ile asla karşılaştırılamaz. Dolayısıyla fiyatlarımızın onlardan daha yüksek olması, bilinçli alıcılar için bir engel teşkil etmez hale geliyor. Bu yüzden en büyük pazarımız AB ve ABD’dir. Hem de en teknolojik ürünlerde! Türk makineleri, daha az masrafla daha fazla üretim gücüne kavuşmak avantajı sunuyor; daha çok sayıda ve daha kısa sürede makine almak imkânı sağlıyor. Dünya beklenenden hızlı büyümeye başladı, bütün tüketim ve yatırım mallarını daha çabuk, daha çok üretmek gerekiyor.
sorunlarımız sürüyor; bankacılık sisteminin önümüzü açması halinde bu yükseliş kalıcı hale gelecek, yatırım iştahından aldığımız payı korumamız ve artırmamız mümkün olacaktır. Makinelerimiz de bir yandan pahalanacak, çünkü hem katma değeri yüksek olanlara kayıyoruz hem de imajımız güçleniyor. Her yıl yüzde 20 artacak bir ihracatla 2023’te 37 milyar doları; 2028’de 100 milyarı bulabiliriz. Bu fırsatı tepmeyelim. BAŞARININ ARDINDA SEKTÖREL DERNEKLERİMİZ VAR Hemen her fırsatta değindiğim üzere, sektörün ihtisasına güvenmeye devam etmeliyiz. Makineler çok çeşitlidir, hiçbir kurumda bunların hepsinin özelliklerini, sorunlarını, stratejilerini bilen uzmanlar olamaz. Makro tedbirlerle bir yere kadar başarılı olabiliriz; her makine alt sektörünün ihtiyaçları bir noktadan sonra farklılaşmaya başlar. Yatırımda da, üretim altyapısında da farklılık olur. Büyük veya küçük işletme gerektiren makineler farklıdır. Rekabetçi olmak için illa büyük ölçekli olunmayacak, hatta olunmaması gereken makineler vardır. Piyasa dinamikleri, dış ticaret, hep ayrı uzmanlık alanlarıdır. Tanıtımları bile öyledir ve bütün bu zorlu alanlarda derneklerimizi kullanmayı çok lüzumlu görüyoruz. Yakaladığımız başarının ardında, onların katkıları da fevkalâde büyüktür.
“KENDI YERLI MAKINE IMALATÇISIYLA ÜRÜN GELIŞTIRMEYEN SANAYICIMIZIN KÜRESEL REKABETÇI OLMASI VEYA KALMASI, EŞYANIN TABIATINA AYKIRIDIR; RAKIPLERININ MAKINECILERINDEN TEKNOLOJI ALMAK ZORUNDADIR, BAĞIMLIDIR.”
SORUNLARIMIZA RAĞMEN, YÜZDE 20 İHRACAT ARTIŞI HEDEFLİYORUZ 2018 için bizim ortalamamız, yıllık yüzde 20 ihracat artışıdır. Biz, geçen yılın sonuna doğru, bu yılın hedefini 17 milyar dolar olarak belirlemiştik. Bunu aşacağımızı gösteren gelişmeler var; yeter ki istikrarlı bir üretim ortamına sahip olalım. Sorunumuz çok; yapısal olanları etkili mevzuat değişiklikleriyle aşmak zorundayız. Birçok tedbir geliştiriliyor; kamu alımlarındaki tercihlerle, ilave gümrük oranlarıyla yerli imalatçıların gücü pekiştiriliyor. Ar-Ge desteklerini çok önemsiyor ve yararlanıyoruz. Kaynaklar sınırlı fakat teşviklerde sektöre pozitif ayrım gerektiğine inanıyoruz. Kendi yerli makine imalatçısıyla ürün geliştirmeyen sanayicimizin küresel rekabetçi olması veya kalması, eşyanın tabiatına aykırıdır; rakiplerinin makinecilerinden teknoloji almak zorundadır, bağımlıdır. Yerlileştirme çalışmaları yoğun; içinde olmak da vazifemiz. Teknoloji, basamakları üçer beşer atlanarak çıkılan bir merdiven değil; eklektik, yani taş üstüne taş koyarak ve bütün alt sektörleri birden ilerleterek gelişebilir. Elektronik ve yazılımı ilerletmek ise bir başka gerekliliktir. Finansman
55
kapak
2018’DE DAHA DA İYİ OLACAĞIZ
Sevda KAYHAN YILMAZ MAİB Yönetim Kurulu Üyesi
MAKİNE İMALAT SEKTÖRLERİ ÇOK UZUN SOLUKLU İLİŞKİLER VE SAĞLAM BİR ALTYAPI İLE BUGÜNLERE GELDİ. HEM DÜNYADA TİCARETİN İYİYE GİTMESİ HEM DE TÜRKİYE’DE UYGULANAN DESTEK VE TEŞVİKLER SAYESİNDE 2018 İHRACATININ 2017’DEN DAHA İYİ OLACAĞINA İNANIYORUM.
56
G
eçtiğimiz yıl, tüm gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için olumlu geçti. Dünya mal ticareti artmaya ve küresel ekonomi büyümeye devam etti. Küresel ekonomideki yüzde 3’lük büyümenin 2018’de de artarak sürmesi, kalıcı büyümenin hızlanması öngörülüyor. ABD ve AB’de büyüme hızının 2,3 olması beklenirken, bazı Avrupa ülkelerinde yüzde 5’lik büyüme beklentileri şimdiden dile getirilmeye başlandı. Ancak asıl hızlı büyüme, Türkiye’nin de aralarında olduğu gelişmekte olan ülkelerde yaşanacak. 2017’de Türkiye küresel bir rekor kırdı ve 2017’nin üçüncü çeyreğindeki büyümesini yüzde 11’e taşıdı. Elbette bu büyümede riskler barındıran alanlar da var; enflasyonumuz ve işsizliğimiz halen yüksek, cari açığımız artıyor. Ancak ihracat odaklı büyüme stratejimizde kamu desteğinin artarak ihracatçılarla paylaşılıyor olması, küresel pazarlardaki payımızı yükseltme hedefimizde en büyük kozumuz olmayı sürdürecek. 2017, Türk makine imalat sektörleri için de çok olumlu ilerledi. 2010’da 10 milyar dolar olan ihracatımızı 14,9 milyar dolara çıkardık. Bu, yüzde 50’lik bir değer artışı demektir. Benzer şekilde 2010-2017 döneminde miktar bazında ihracat kapasitemizi de yüzde 50 artırma başarısını gösterdik. 2008 krizinden sonraki dönemde küresel makine ihracatında en güçlü yükselişi de Türk makine sektörü sağlamıştı. 2016 yılında Türkiye ile ilgili endişelerin yersiz olduğunu anlayan AB, Rusya ve ABD ile ticaret hacmimizin artması da bizim için olumlu gelişmelerdir. Makine imalat sektörleri çok uzun soluklu ilişkiler ve sağlam bir altyapı ile bugünlerine geldi. Ben, sektörümüze güveniyorum. Hem dünyada ticaretin iyiye gitmesi hem de Türkiye’de uygulanan destek ve teşvikler sayesinde 2018 ihracatının 2017’den daha iyi olacağına da inanıyorum. Alınan tedbirlerin piyasalardaki nakit darlığını engellemesini umut ediyorum. Türkiye’nin Makinecileri olarak 2018’de yüzde 20’ye yaklaşacak bir ihracat artışı bekliyoruz. Bu artış için öncelikli ihtiyacımız makinelerde KDV’nin sıfırlanması. Böylelikle piyasanın hareketleneceğini, yatırımların hızlanacağını umut ediyoruz.
2018 REKOR YILIMIZ OLABİLİR
T
ürkiye’nin 2017 ihracatı yüzde 10,4 artış gösterdi. 2023 hedeflerine ulaşmak için çift haneli ihracat artış oranları önemli, fakat kötümser senaryo olarak yüzde 15 ortalama/yıl artış oranıyla ancak 2023’de 360 milyar dolara; iyimser senaryo olarak da yüzde 20 ortalama/yıl artış oranıyla 460 milyar dolara ulaşabileceğiz. Bu anlamda da her yıl yüzde 20’nin üzerinde ihracat artış hızı yakalamak için aynı paralelde makineteçhizat yatırımları ve verimliliklerinin de artması gerekiyor. Makine imalat sektörleri ise 2017 de yüzde 10,7 ihracat artışıyla Türkiye toplam ihracat artışıyla paralel bir seyir izledi. TİM verilerine göre 6 milyar dolar olan 2017 makine ve aksamları ihracatı, diğer sektörlerde gözüken makine teçhizat gurupları da içerisine alındığında 14,9 milyar dolara ulaşıyor. Makine sektörü ülke toplam ihracatında dokuzuncu sıradayken, diğer makine teçhizat grupları da dâhil edildiğinde, toplam makine imalat sektörleri ülke ihracatında dördüncü sıraya yükseliyor. 2017 yılı üçüncü çeyreğinde makine-teçhizat yatırımlarındaki yüzde 15,3’lük büyüme, 2018’de de sektör ihracatına çift haneli büyüme olarak yansıyacaktır. Bu kapsamda, her zaman dinamik bir yapıda hareket eden makine sektörü olarak, bu yıl 17-18 milyar dolarlık ihracat hedefliyoruz. Bu artış hedefinin ilk olumlu işaretlerini de 2018’in ilk ayında elde ettik: TİM verilerine göre Ocak 2018’de yüzde 31’lik bir artış sağlandı. Bu rakam, 2018’in rekor yılı olacağının belirtisidir. Rekor kırmak için elbette ihtiyaçlarımız, beklentilerimiz de var. Makinecilerin en büyük sorunlarından biri ihracat için fon ihtiyacıdır. Almanya gibi dünya devleri ihracatçılarını büyük ölçüde fonlarla besliyor. Türk Eximbank fonlarının 2018’de yüzde 17 gibi bir oranda artırılacağı hükümet tarafından açıklandı; böylece 170 milyar dolar hedefin yaklaşık yüzde 27’si Türk Eximbank tarafından desteklenecek. Özellikle Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Ar-Ge ve tasarım merkezlerinin sayısının artırılmasına yönelik çalışmaları; yatırım için geçen yıl olduğu gibi KGF’nin 140 milyar TL kefalet miktarıyla açılacak olmasının imalat sanayileri ve ihracatta büyümeyi çift haneli tetikleyeceğini öngörmek yanlış olmayacaktır.
Hüseyin DURMAZ MAİB Yönetim Kurulu Üyesi
2017 YILI ÜÇÜNCÜ ÇEYREĞİNDE MAKİNE-TEÇHİZAT YATIRIMLARINDAKİ YÜZDE 15,3’LÜK BÜYÜME, 2018’DE DE SEKTÖR İHRACATINA ÇİFT HANELİ BÜYÜME OLARAK YANSIYACAKTIR. BU KAPSAMDA, HER ZAMAN DİNAMİK BİR YAPIDA HAREKET EDEN TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ OLARAK, BU YIL 16-17 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT HEDEFLİYORUZ.
57
kapak
MAKİNE STRATEJİK SEKTÖR OLMAYI SÜRDÜRECEK
Özkan AYDIN OAİB Genel Sekreteri
2016 YILINDA 2015’TEKI IHRACAT SEVIYESINI KORUYAN TÜRK MAKINE IMALAT SEKTÖRLERI, 2017 YILINDA IHRACATINI YÜZDE 11’E VARAN ORANDA ARTIRDI. DÜNYA MAKINE IHRACATININ IKI KATINA ÇIKTIĞI SON 15 YILLIK DÖNEMDE ISE TÜRKIYE MAKINE IMALAT SEKTÖRLERINDE IHRACAT YEDI KAT ARTTI VE 15 MILYAR DOLARA ULAŞTI. BU DÖNEMDEKI MAKINE ITHALATIMIZ DA ÜÇ KAT ARTIŞ GÖSTERDI VE IHRACATIN ITHALATI KARŞILAMA ORANI YÜZDE 26’DAN YÜZDE 52’YE ULAŞTI.
58
S
on yıllarda gerek Türkiye ihracatı gerekse dünya makine ihracatının üzerinde bir artış performansı gösteren makine imalat sektörlerinin 2023 hedeflerinden biri, Türkiye ihracatından yüzde 20 pay alır konuma gelmekti. Bu rakam 2002’de yüzde 6 iken bugün yüzde 10’a ulaşmış olsa da henüz yeterli düzeye gelebilmiş değil. Dünya makine ihracatında önde gelen ülkelerde yüzde 15 ila yüzde 20 arasında seyreden bu oranın yakalanması, elbette Türkiye için de mümkün ve sektörün çabası da bu yönde devam ediyor. Küresel ekonomideki dengeli büyümenin sürmesi, makine sektöründe de büyümeyi tetikliyor ve sabit sermaye yatırımlarını hızlandırıyor. Türk makine imalat sektörlerinin en büyük pazarı olan AB’deki ekonomik büyüme rakamları, yatırımları canlandırmaya devam edecek. Bu nedenle AB’deki makine talebinin önümüzdeki dönemde en yüksek seviyesine çıkması bekleniyor. ABD’de de hemen tüm makine gruplarındaki talep artışı sürüyor. Benzer şekilde, yakın coğrafyamızdaki Rusya ve İran gibi modernizasyon sürecindeki iki dev pazar da Türkiye’nin Makinecileri’nin 2018 yılındaki ihracat hedefleri için kritik önem taşıyor. Diğer yandan, 2017 yılını başarılı geçiren makine imalat sektörleri, 2018 yılına da umutla başladı. Yatırımcılar açısından istikrarlı iş ortamının sağlanması, eğitim ve teknolojiye yapılacak yatırımlar, nitelikli istihdam, sektörün yapısına uygun destekler ve ihracata dayalı stratejik bir planlama sektör için önemini korurken, her mecrada belirttiğimiz üzere makine imalat sektörleri, Türkiye ekonomisinin lokomotif ve stratejik sektörü olmayı sürdürecek. Bu nedenle makine imalat sektörlerinde uluslararası düzeyde rekabetçi ürünlerin imalat ve ihracatını artırmak için gerekli önlemlerin zamanında alınması büyük önem arz ediyor. Bu kapsamda makine imalat sektörlerinin en büyük sorunlarından biri olan ihracatın finansmanı konusunda, geçmiş yıllara göre daha kapsamlı çözümler geliştiriliyor olsa da finansman kaynaklarının kapsam ve çeşitliliğinin artırılarak ihracatçılara sunulması ihtiyacı da güncelliğini korumaya devam ediyor.
2018 TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ İÇİN VERİMLİ BİR YIL OLACAK
K
üresel ekonomik krizin yıllar sonra halen süren etkisiyle makine yatırımları 2016 yılına kadar zayıf kalmıştı. Küresel ekonomide oluşan atıl kapasitelerin konsolidasyonu zaman aldı. Mevcut kapasitelere yönelik talep ancak 2016 ve özellikle 2017 yılında hareketlendi ve kapasiteleri doldurmaya başladı. Bu çerçevede yeni kapasite odaklı makine yatırımları ilk kez 2017 yılında artmaya başladı. 2018 yılında ise makine yatırımlarının, bu nedenle de makine talebinin artacağı öngörülüyor. Ayrıca yatırımlar artık içerik de değiştiriyor. Bu dönemde Endüstri 4.0’a uyum yatırımları öne çıkarken, modernizasyon ve yüksek katma değerli ürünlere geçiş yatırımları da artacak; malzeme teknolojisindeki ilerlemelerle birlikte yeni malzemelerin üretimi için de yatırımlara hız verilecek. Sektörler ve firmalar yeni kapasiteler yerine rekabet gücünü artırmaya dönük yatırımları daha çok tercih ediyor. Türkiye’nin makine pazarları itibarıyla değerlendirildiğinde ise koşulların, hemen tüm pazarlarda daha olumlu olacağı söylenebilir. Öncelikle AB pazarında beklentilerin üzerindeki ekonomik büyüme rakamları, yatırımları da canlandırmaya devam edecek. Bu nedenle AB’de 2018 yılında küresel kriz sonrası makine talebinin en yüksek seviyesine çıkması bekleniyor. ABD’de de imalat sanayilerinin eve dönüşü, enerji yatırımları ve altyapı yatırımı planlarıyla inşaat sektöründe hızlanan büyüme, hemen tüm makine gruplarında talebi artırıyor. Yakın ve komşu pazar ülkeler ise ihracatçısı oldukları petrol ve emtia fiyatlarındaki artışlarla yükselecek gelirleriyle 2018 yılında öteledikleri yatırımları yeniden gündeme alacak. İran ise ekonomide modernizasyon sürecine girdi ve eskiyen üretim teknolojisini yenilemeye devam edecek. Rusya’nın da büyüme ivmesini sürdürmesi ve yatırımların yeniden canlanması bekleniyor. Dolayısıyla Türkiye’nin makine pazarlarının önemli bir bölümünde 2018 yılında yatırımlar ve makine talebi önceki yılların üzerinde olacak. Böylece makine ihracatı da ekonomik açıdan olumlu dış koşullara kavuşacak.
Can Fuat GÜRLESEL MAİB Ekonomi Danışmanı
TÜRKİYE’NİN MAKİNE PAZARLARININ ÖNEMLİ BİR BÖLÜMÜNDE 2018 YILINDA YATIRIMLAR VE MAKİNE TALEBİ ÖNCEKİ YILLARIN ÜZERİNDE OLACAK. BÖYLECE MAKİNE İHRACATI DA EKONOMİK AÇIDAN OLUMLU DIŞ KOŞULLARA KAVUŞACAK.
59
kapak
“SEKTÖRÜN İHRACAT ARTIŞ HIZI TÜRKİYE TOPLAMININ ÜZERİNDE”
“AKIŞKAN GÜCÜ İHRACATI YÜKSELİŞTE”
Esra ARPINAR OAİB Genel Sekreter Yardımcısı
Abdullah PARLAR AKDER GENEL SEKRETERİ
Son yedi yılda ihracat performansını yüzde 48 oranında artıran ve 2007-2017 arası 10 yıllık dönemde, 2015 yılı hariç, ihracatı düzenli artış gösteren Türk makine imalat sektörleri; geçen yıl yüzde 14,3 artış oranıyla Türkiye ihracatının üzerinde bir ivme yakaladı. Bu göstergelerle birlikte 2018’in ilk iki ayında makine ihracatında yaşanan yüzde 25 oranındaki artış, bu yıla ilişkin beklentileri de yukarıya taşıyor; makine imalat sektörlerinin gösterdiği performans, Türkiye’nin büyüme rakamlarına da olumlu katkı sağlıyor. Diğer yandan, artış eğilimindeki küresel ticaretin 2017’de gösterdiği performans, 2018 yılına ilişkin iyimser bakışı kuvvetlendirirken, başta AB ülkeleri olmak üzere ihracat pazarlarımızdaki iyileşmeyle birlikte artan dış talep de makine imalatını destekliyor. Nitekim Almanya, ABD, İngiltere ve İtalya, sektördeki başlıca pazarlarımız olmayı sürdürüyor. Yine, Ekonomi Bakanlığı’nın ihracat desteklerini hacim ve içerik olarak çeşitlendirmesi de, 2018 yılı için, desteklerin daha etkin kullanımı halinde makine ihracatçılarının yeni pazarlara girmesi veya mevcut yatırımlarını yenilemeleri için fırsatlar sunmayı sürdürüyor. Yurt dışı fuar teşvik mevzuatının sadeleştirilmesi firmaları olumlu yönde etkilerken, çok yeni bir destek olarak hızla yaygınlaşmaya başlayan “Küresel Tedarik Zinciri Desteği” ise firmalarımızın ara malı üretim ve ihracat yetkinliklerinin artırılması amacıyla önem arz ediyor. Küresel Tedarik Zinciri Desteği’nde, firmalarımıza, küresel tedarik zincirine daha etkin bir tedarikçi olarak katılımlarına yönelik ürün geliştirme, test, analiz, doğrulama, kalite kontrol veya ölçme amaçlarına hizmet edecek makine, ekipman ve donanım alımlarında yüzde 50 oranında ve iki yıl boyunca azami 1 milyon dolara kadar destek imkanı sağlanıyor. Benzer şekilde, makine üreticilerimizin Ar-Ge ve Ür-Ge’ye dayalı yüksek katma değerli ürün ihracatlarını destekleyecek nitelikte olan tasarım destekleri de üç yıl boyunca, çalışan mühendislerin yüzde 50 oranında ve 1 milyon dolara kadar istihdam giderlerini karşılıyor. Aynı kapsamda, 500 bin dolarlık alet, teçhizat ve yazılım giderlerinin de yer aldığını anımsatmalıyız. Yine, son dönemde maliyeti yüzde 80 oranında desteklenen e- ticaret siteleri pazarlama faaliyetleri firmalarımıza yeni bir mecra sunarken, ihracatçı birliklerince verilen yeşil pasaport hizmeti de zaman ve maliyet tasarrufu sağlayarak firmalarımızı özendirici mekanizmalar olarak gündemde yer almayı sürdürüyor. 24 ülke ile gerçekleştirilen Serbest Ticaret Anlaşmalarıyla birlikte müzakereleri devam eden 27 ülkenin de STA kapsamına alınması, makine imalat sektörlerinim rekabet gücünü önümüzdeki dönemde daha da artıracak ve ihracatçılarımıza önemli avantajlar sağlayacak. Bununla birlikte, geleneksel ihraç pazarlarımızın yanı sıra potansiyel taşıyan Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin de daha fazla değerlendirilmesi gerekli. Ayrıca, dünyadaki imalat sanayilerinin gelişimine paralel olarak makine imalat sektörlerinin yüksek teknolojili ürün üretebilme kabiliyetini artıracak yapısal dönüşümler için gerekli stratejilerin, kamu ve özel sektör işbirliğinde belirlenmesi çok önemli. Makine İhracatçıları Birliği, gerek alt sektörel dernekler, gerekse kamuyla olan güçlü iletişimi ile bu hedefe odaklanan önemli bir yapıdır. Bu yapı, makine imalat sektörlerinin teknolojik dönüşüm sürecinde etkin rol oynamaya devam edecektir.
60
“Türk makine imalat sektörleri içerisinde akışkan gücüne ait üretimler genellikle yüksek teknoloji ürünleri olmaları dolayısıyla ithalat ağırlıklı olarak sürüyor. Ancak bazı kalemlerde üretim fazlasına da sahibiz ve bu anlamda ihracatta da güçlenmeye gayret ediyoruz. Bu kalemler, ağırlıkları itibarıyla hidrolik dişli ve pistonlu pompalar, hidrolik silindirler, hidrolik hortumlar ve pnömatik silindirler olarak sıralanıyor. TÜİK verilerine göre 2015’te 207 milyon dolar olan ihracatımız, 2016’da yaşanan konjonktürel gelişmeler nedeniyle bir parça güç kaybetmiş ve 180 milyon dolara gerilemişti. Ancak, 2017’deki genel ekonomik toparlanma, akışkan gücü sistemlerine de olumlu yansıdı ve yılı yüzde 6,6’lık yükselişle, 192 milyon dolar seviyesinde kapattık. Bu olumlu seyrin 2018’de de süreceğini ve yeniden 200 milyon dolar seviyesinin üzerine çıkacağımızı öngörüyoruz.”
“İHRACAT YÜKSELİYOR, İTHALAT DÜŞÜYOR” Nail TÜRKER MİB GENEL SEKRETERİ “2017 yılı ülkemiz ve dünya ekonomisi açısından kolay bir yıl olamadı. Özellikle kur dalgalanmaları, siyasi faktörler ve yakın coğrafyamızda yaşanan gelişmeler, 2017 yılında da makine imalatçılarını doğrudan etkilemeye devam etti. Ancak tüm zorluklara rağmen 2017 yılında ihracatçılarımız, ihracat seviyesini bir önceki yıla göre önemli ölçüde artırarak, ülkemize ciddi katma değer sağlamaya devam etti. Makine ihracatımız, 2017 yılında TÜİK geçici verilerine göre yatırım tipi makinelerde bir önceki yıla göre yüzde 12,4 artış sağladı ve 13,5 milyar dolar oldu. İthalatımız ise yüzde 1 oranında düşüş göstererek 24,8 milyar dolar olarak gerçekleşti. İhracatın ithalatı karşılama oranı da 2017 yılında yüzde 54,6 ile en yüksek orana ulaştı. Makine ticareti dünyada, 2014-2016 yılları arasında yaklaşık yüzde 13 oranında azalırken, Türkiye ihracatı sadece yüzde 8 oranında azaldı. Son verilerle incelendiğinde, 2014-2017 yılları arasında Türkiye’nin makine ihracatında yüzde 3,4 artış sağlandığını söyleyebiliriz. Makine ithalatında ise aynı yıllar arasında yüzde 0,6 azalma yaşandı. Dünyanın 200 ülkesine yapılan ihracat, bu ülkenin imalatçılarının başarısıdır. Özellikle, kilogram başına ihracat değerimizin artması yönünde yapılan çalışmaları çok önemsiyoruz. Sektörümüz, ülkeye katma değer ve döviz girişi sağlayan bir sektördür. 2018 yılında da ülkemizde ve dünyada dengeleri değiştirecek büyük bir olay olmadığı takdirde, 2017 yılına benzer bir ekonomik düzen içinde gideceğimizi öngörüyoruz.”
“PLASTİK SEKTÖRÜ BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR”
“MAKİNE SEKTÖR GENELİNDEN, DAHA HIZLI BÜYÜYORUZ”
Selçuk MUTLU PAGDER GENEL SEKRETERİ
Gökhan Sezer TÜRKTAN POMSAD GENEL SEKRETERİ
“Türkiye plastik sektörü 2017 yılında yaklaşık 10 milyon ton üretim ve 37,8 milyar dolarlık bir büyüklüğe erişti. Böylece, 2016 yılında 35,1 milyar dolarlık bir büyüklüğe sahip olan endüstrimiz 2017’de yüzde 7,6’lık bir büyüme sağladı. Türkiye, plastik üretim kapasitesinde dünyada yedinci ve Avrupa’da ise ikinci büyük ülkedir. 2016 yılında birçok sanayi kolundaki büyüme, başta konjonktürel çatışmalar sebebiyle sınırlı kalmıştı. Bu durum 2017 yılı imalat rakamlarında sıçrama etkisi yarattı. Bunun yanı sıra hükümetin ekonomiyi canlı tutmak adına sunduğu teşvikler, plastik endüstrisini olduğu gibi tedarik sağladığı ambalaj, inşaat, beyaz eşya ve otomotiv gibi birçok sektörün de büyümesine imkân sağladı. Kauçuk, plastik, lastik işleme makineleri ihracatında ise 2016 yılına göre yüzde 15,9’luk bir artış yakaladık ve 169,3 milyon dolarlık ihracat rakamına ulaştık. Miktar bazındaki artışımız yüzde 14 olarak gerçekleşirken, ihracat kilo değerimiz ise 11 dolar seviyesini korumaya devam etti. Bu süreçte en fazla ihracat gerçekleştirdiğimiz ilk üç ülke Rusya, İran ve Cezayir olurken, ihracattaki ilk 10 ülke içerisinde yaşanan güçlü artışlar da sektör için önemliydi.”
“Pompa ve vana sektörlerinin 2017 yılı ihracat performansına baktığımızda, miktar olarak makine sektörünün genelinden daha fazla artış göstermiş olduğunu görüyoruz. 84 tarifeli toplam makine ihracatı GTİP sistemi baz alınarak incelendiğinde, makine ihracatı 2016 yılına göre yüzde 10,7’lik bir artış göstererek 15 milyar dolar seviyesine çıkarken, pompa ve vana sektörlerinde ise bu artış oranını bir önceki yıla göre sırasıyla yüzde 20 ve yüzde 14,5 olarak gerçekleşti. 2017 yılı pompa ihracatı 440 milyon dolarken, vana ihracatı da 500 milyon dolar seviyelerinde gerçekleşti. 2018 yılında bu artış ivmesinin devam edeceğini düşünüyoruz. Diğer yandan, POMSAD, 2017 yılında yurt dışında sektörü temsil etmeye devam etti. Özellikle 28-31 Mart 2017 tarihleri arasında Almanya’nın Berlin kentinde düzenlenen Wasser Berlin Fuarı’nda ve 22-27 Nisan 2017 tarihleri arasında Hannover’de düzenlenen Hannover Sanayi Fuarı’nda dünyanın önde gelen pompa firmalarının yer aldığı Pump Plaza içerisinde yer alarak üyelerimizi ve dernek faaliyetlerimizi katılımcılara tanıtma imkânı bulduk. Bununla birlikte Avrupa Pompa İmalatçıları Derneği’nin (Europump) 2017 yılı Senelik Toplantı ve Genel Kurulu’na Bodrum’da ev sahipliği yaparak, Avrupalı meslektaşlarımızla üyelerimizi bir araya getirdik. Bu tanıtım faaliyetlerimiz 2018 yılında da devam edecek ve bu yıl Almanya’da gerçekleştirilecek olan Hannover Messe, IFAT, Achema ve Valve World fuarlarına katılarak hem sektörümüzü hem de derneğimizi küresel alıcılara tanıtmayı sürdüreceğiz.”
“TARIM MAKİNELERİ DIŞ TİCARET FAZLASI VERİYOR”
“2023’TE 1 MİLYAR DOLAR İHRACATI AŞACAĞIZ”
Selami İLERİ TARMAKBİR GENEL SEKRETERİ
Vural SAĞIR TEMSAD GENEL SEKRETERİ
“2016 yılında yaklaşık 120 ülkeye, traktör aksam ve parçaları hariç 616 milyon dolar seviyesinde tarım makineleri ihracatı gerçekleştirmiştik. 2017’de ise ihracatımız 670 milyon dolara yükseldi. Sektör istatistiklerine yansımayan traktör aksam ve parçaları ihracatıyla birlikte bu değerin 800 milyon doları aştığını tahmin ediyoruz. Özellikle 87. fasılda yer alan ‘Motorlu taşıtların aksam, parça ve aksesuarı” pozisyonunda işlem gören traktör aksam ve parçaları ihracatının 150 milyon dolar seviyesinde olduğunu düşünürsek, tarım makineleri ihracatının 800 milyon doların üzerinde gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Bu çerçevede, 2017 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 8 ihracat değer artışı gerçekleştiren tarım makineleri sektörü, genel makine sektörü ihracatı içinde de ilk sıralarda yer almayı sürdürdü. Tarım makineleri ihracatında en büyük pay alan ilk beş ülke ABD, İtalya, Azerbaycan, Irak ve Özbekistan olurken, bu ülkelerden ABD’ye olan ihracatın neredeyse tamamı traktörlerden; Azerbaycan’a olan ihracatın tamamına yakını ise diğer tarımsal ekipmanlardan oluştu. 2017’de yaşanan bir diğer önemli gelişme ise traktör aksam ve parçaları ihracatı dikkate alınmadan bile tarım makineleri sektörünün dış ticaret fazlası vermiş olması.”
“2017 yılı tekstil makineleri sektörü için ihracat anlamında oldukça parlak bir yıl oldu. 604 milyon dolar ihracat ile 2016 yılına oranla yüzde 17,7’lik bir artış sergilendi. Bununla birlikte 2014 yılında 2 milyar doların üzerinde olan ithalatımız ise 2017’de 1,3 milyar dolar civarına geriledi. Sektörümüzün 2017’de en fazla ihracat artışı gerçekleştirdiği ülkeler ise sırasıyla İran, Özbekistan, Mısır ve Pakistan oldu. Üyelerimizin son yıllarda bu bölgelerde ihracat için yoğun faaliyetleri olduğunu söyleyebiliriz. Makine imalat sektörleri toplamında 14,9 milyar dolarlık ihracat ile yüzde 10,7 artış yaşanırken, en fazla ihracat artışı gerçekleştiren üçüncü sektör de tekstil makineleri sektörü oldu. 2001 yılında 38 milyon dolar olan ihracatımız, 2017’de 604 milyon dolara ulaştı. Bu artış eğiliminin devam etmesi halinde 2023 hedefimiz olan 1 milyar dolarlık ihracat hedefimizi aşabileceğimizi umuyoruz. Tekstil makine ve aksesuar üreticilerimiz her geçen gün dünyadaki yerini sağlamlaştırıyor. Özellikle tekstil makineleri üretiminde boya-terbiye makineleri alanında oldukça ileri seviyedeyiz. Bu alanda ihracatın ithalatı karşılama oranı yaklaşık yüzde 220’dir. Yani ithalattan iki kat daha fazla ihracat gerçekleştiriyoruz. Bu durum, tekstil boya ve apre makinelerimizin artık dünyada da marka haline gelmesini de sağladı.”
61
ülkelerden İSPANYA KRALLIĞI
YÜZÖLÇÜMÜ 504.782 km2
NÜFUS 46,5 milyon (2017, tahmini)
ÖNEMLİ ŞEHİRLER Madrid (Başkent), Barselona, Valensiya, Sevilla, Bilbao, Zaragoza, Malaga, Las Palmas, Murcia, Vallodolid, Alicante, Granada, Córdoba, San Sebastián, Toledo, Salamanca, Vigo, Kurtuba, Coruña
DİL İspanyolca (Resmi) Katalanca, Baskça, Galiçyaca
DİN %67,8 Katolik %18,4 İnançsız %9,1 Ateist %3,6 İslam
PARA BİRİMİ Euro 1 Dolar: 0,81 EUR (26 Şubat 2018 itibarıyla)
Kaynaklar: CIA The World Factbook T.C. Dışişleri Bakanlığı İspanya Krallığı Künyesi
62
DÜNYANIN 13’ÜNCÜ, AVRUPA’NIN BEŞİNCİ BÜYÜK EKONOMİSİ OLAN İSPANYA, 2008 KRİZİNDEN SONRA YAŞADIĞI DURAĞANLIĞI 2014’TEN İTİBAREN AŞTI VE YAVAŞ DA OLSA EKONOMİSİNİ BÜYÜTMEYE DEVAM ETTİ. GEÇTİĞİMİZ YILIN SONLARINDA YAŞANAN KATALONYA KRİZİNE RAĞMEN 2017 YILI SON ÇEYREĞİNDE DE YÜZDE 1’LİK BÜYÜME KAYDEDEN İSPANYA, EKONOMİK GÜCÜNÜ YÜZDE 75’E VARAN ORANDA HİZMET SEKTÖRLERİNDEN ALIYOR. ÜLKEDEKİ TURİZM GELİRLERİ 2015’TE 67 MİLYAR DOLAR OLARAK ÖLÇÜLÜRKEN, FUTBOL TEMELLİ SPOR ENDÜSTRİSİ İSE MİLYARLARCA EUROLUK DEV BİR EKONOMİK HACİM BARINDIRIYOR.
Valensiya
63
ülkelerden Toledo
T
arihin en güçlü sömürgeci devletlerinden biri olan İspanya Krallığı, İber Yarımadası’nın büyük kısmını kapsayan topraklarıyla Avrupa’nın çevre ülkeleri arasında önemli bir konumda bulunuyor. Kuzey Afrika’dan Akdeniz ile ayrılan ve Avrupa’nın en eski yerleşim bölgelerinden biri olan İber Yarımadası, Romalılar tarafından “Hispania” olarak adlandırıldı. İber Yarımadası, 5’inci yüzyılda Batı Roma İmparatorluğu’nun dağılmasından kısa süre sonra Germen kökenli Vizigot Krallığı idaresinde yeniden birleşti. Ancak Müslüman Arapların 711-718 yıllarında İber Yarımadası’nın büyük kısmını hâkimiyeti altına almasıyla İspanya tarihinde yeni bir döneme girildi. 718 yılına gelindiğinde sadece İber Yarımadası’nın
64
kuzeyinde küçük bir alanı ellerinde tutabilen Katolik krallar, “Yeniden Fetih/Reconquista” idealiyle yavaş yavaş kontrol ettikleri toprakları genişletmeye başlasalar da, İspanya’nın güneyindeki Endülüs Bölgesi, 15’inci yüzyıl sonuna kadar Müslüman Arapların idaresinde kaldı. 15’inci yüzyılın sonlarına doğru evlilik yoluyla İspanya topraklarının büyük kısmını birleştiren Katolik monarşiler, 1492’de Endülüs’e girerek Müslüman Arap varlığını sonlandırdı. Tarihçiler, İslam kültür ve medeniyetine damga vurmuş ilim adamları ve sanatçıların yetiştiği, dini ve kültürel bir hoşgörü ortamının mevcut olduğu çok kültürlü bir yapıya sahip Endülüs’ün Katoliklerin yönetimine girmesi, İspanya ve Avrupa tarihinin kırılma noktalarından biri olarak değerlendiriyor.
İspanya mutfağının dünyaca ünlü lezzeti tapas
gelen altın, gümüş ve diğer yeraltı kaynakları, İspanya’nın bu dönemde ekonomik ve siyasi gücünün zirvesine ulaşmasını sağlasa da, İspanya zamanla ticarette diğer Avrupa devletlerinin gerisinde kaldı ve sanayi devrimine ayak uyduramayarak İngiltere, Fransa ve Almanya gibi merkezi bir güç olmaktan uzaklaştı. 19’uncu yüzyılda Yeni Dünya’daki sömürgelerini ardı ardına kaybetmeye başlayan İspanya’nın elinde, 1800’lerin sonuna gelindiğinde sadece Küba, Porto Rico ve Asya’da Filipinler kalmıştı. 1898’deki İspanya-ABD Savaşı ile İspanyollar, bu bölgeleri ve birçok küçük adayı Amerikalılara teslim etmek zorunda kaldı. Tarihçiler, 1898 Savaşını, İspanya için trajik olarak nitelendiriyor. Çünkü bu savaş sonrasında İspanya’nın hâkimiyetindeki toprakların yeniden İber Yarımadası ile sınırlandırıldığı ve İspanyol İSPANYA’NIN MAKİNE İTHALATINDA İLK 10 ÜLKE (MİLYON DOLAR - 84. FASIL)
Bu gelişme ile Avrupa Kıtası’nda, Osmanlı İmparatorluğu kontrolündeki Balkanlar hariç, Müslüman varlığı ortadan kalkarken, İspanya da birliğini sağlamış bir devlet olarak tarih sahnesine hızlı bir giriş yaptı. COĞRAFİ KEŞİFLERLE BÜYÜYEN İMPARATORLUK 15’inci yüzyılın sonlarında Cenovalı denizci Kristof Kolomb’un Hindistan’a giden yeni bir yol bulmayı hedefleyen deniz yolculuklarını finanse eden İspanya monarşisi, bu riskli kararının karşılığını 16 ve 17’nci yüzyıllarda Batı Yarımküresi’ndeki geniş bir alanda hâkimiyet kurarak aldı. Kolomb’un başlattığı bu dönemde, Güney Amerika, Orta Amerika, Meksika ve bugün ABD’ye ait olan toprakların bir bölümü, İspanyol İmparatorluğu’nun parçası oldu. Amerika kıtalarındaki sömürgelerinden
Sıra No
ÜLKE
TARİHİN EN GÜÇLÜ SÖMÜRGECİ DEVLETLERİNDEN BİRİ OLAN İSPANYA KRALLIĞI, İBER YARIMADASI’NIN BÜYÜK KISMINI KAPLAYAN TOPRAKLARIYLA ÖNEMLİ BİR KONUMDA BULUNUYOR.
Kaynak: BM İstatistik Bölümü Verileri 2015
2016
Değişim % (16/15)
1
ALMANYA
6.739,0
6.869,4
1,9
2
ÇIN
3.528,8
3.724,3
5,5
3
İTALYA
2.836,0
3.105,1
9,5
4
FRANSA
2.669,1
2.891,5
8,3
5
HOLLANDA
1.639,0
1.787,7
9,1
6
İNGILTERE
1.208,6
1.246,1
3,1
7
ABD
1.249,4
1.152,3
-7,8
8
ÇEK CUMHURIYETI
1.012,2
1.058,6
4,6
9
JAPONYA
698,9
857,6
22,7
10
MACARISTAN
990,1
820,4
-17,1
13
TÜRKIYE
449,5
520,2
15,7
6.548,4
7.043,9
7,6
29.119,4
30.556,9
4,9
DIĞER TOPLAM
65
ülkelerden İSPANYA’NIN MAKİNE İTHALATINDA BAŞLICA KALEMLER (MİLYAR DOLAR – 84. FASIL) GTİP
GTİP TANIMI
8471
Kaynak: BM İstatistik Bölümü Verileri Değişim % (16/15)
2015
2016
OTOMATIK BILGI İŞLEM MAKINELERI, ÜNITELERI
3,3
3,2
-2,6
8408
DIZEL, YARI DIZEL MOTORLAR (HAVA BASINCI İLE ATEŞLENEN, PISTONLU)
2,2
2,2
3,4
8411
SU TÜRBINLERI, ÇARKLAR VB. İÇIN REGÜLATÖRLER
1,4
1,6
20,9
8407
ALTERNATIF-ROTATIF KIVILCIM ATEŞLEMELI, İÇTEN YANMALI MOTORLAR
1,8
1,6
-10,7
8421
SANTRIFÜJLE ÇALIŞAN KURUTMA, FILTRE, ARITMA CIHAZLARI
1,5
1,6
6,4
8481
MUSLUKÇU, BORUCU EŞYASI-BASINÇ DÜŞÜRÜCÜ, TERMOSTATIK VALF DAHIL-VANALAR
1,4
1,3
-5,0
8414
HAVA-VAKUM POMPASI, HAVA/GAZ KOMPRESÖRÜ, VANTILATÖR, ASPIRATÖR
1,2
1,3
5,3
8443
MATBAACILIĞA MAHSUS BASKI MAKINELERI, YARDIMCI MAKINELER
1,3
1,3
-0,1
8415
KLIMA CIHAZLARI-VANTILATÖRLÜ, ISI, NEM DEĞIŞTIRME TERTIBATLI
1,0
1,2
18,4
8409
İÇTEN YANMALI, PISTONLU MOTORLARIN AKSAM-PARÇALARI
1,1
1,1
-1,1
DİĞER
13,0
14,1
8,5
TOPLAM
29,1
30,6
4,9
İmparatorluğu’nun resmen ortadan kalktığı değerlendiriliyor.
15’İNCİ YÜZYILIN SONLARINDA CENOVALI DENİZCİ KRISTOF KOLOMB’UN HİNDİSTAN’A GİDEN YENİ BİR YOL BULMAYI HEDEFLEYEN DENİZ YOLCULUKLARINI FİNANSE EDEN İSPANYA MONARŞİSİ, BU KARARININ KARŞILIĞINI 16 VE 17’NCİ YÜZYILLARDA BATI YARIMKÜREDEKİ GENİŞ BİR ALANDA HÂKİMİYET KURARAK ALDI.
İÇ SAVAŞ VE DİKTA REJİMİ İSPANYA’YA 36 YIL KAYBETTİRDİ Birinci ve İkinci Dünya Savaşı sırasında tarafsız kalan İspanya, 1936 ve 1939 yılları arasında büyük yıkıcı etkileri olan bir iç savaş yaşadı. Monarşinin devam etmesini savunan, muhafazakâr ve otoriter bir yönetimden yana olan milliyetçi cephe ile reformist liberaller, sosyalistler, komünistler ve anarşistlerden oluşan cumhuriyetçi cephe arasında üç yıl boyunca kanlı çatışmalar yaşandı. Adolf Hitler’in yönetimindeki Almanya, Benito Mussolini’nin idaresindeki İtalya ve Oliveira Salazar’ın başında olduğu Portekiz gibi faşist devletler İspanyol milliyetçilerine yoğun des-
tek verirken, cumhuriyetçileri ise Sovyetler Birliği, Meksika ve Fransa destekledi. Ayrıca dünyanın dört bir tarafından gelen ve çoğunlukla sosyalist ve radikal komünist eğilimli gençlerden oluşan “Uluslararası Tugaylar” da cumhuriyetçilerin saflarında savaşa katıldı. Avrupa’daki sosyalist hareket üzerinde önemli bir etkisi olan İspanya İç Savaşı, General Francisco Franco’nun liderliğindeki milliyetçilerin zaferiyle sonuçlandı. General Franco’nun, kendisini 1 Nisan 1939’da “Devletin Başı” ilan etmesiyle birlikte İspanya’da diktatörlük dönemi resmen başladı. Yönetimi boyunca “Caudillo de Espana” ve “Generalisimo” sıfatlarını da kullanan Franco, siyasi anlamda otoriter, sosyal anlamda ise koyu muhafazakâr bir yönetim sergiledi. Diktatörlük döneminde İspanya’daki farklı et-
Puerto del Sol Meydanı, Madrid
66
La Sagrada Familia Basilikası, Barselona
nik gruplar baskı altına alındı, insan hakları ve demokrasi ihlalleri büyük artış gösterdi. Ülkeyi uzun yıllar demir yumrukla yöneten General Franco’nun 20 Kasım 1975’te ölmesinin ardından demokrasiye barışçıl geçiş süreci başladı. DEMOKRASİYE GEÇİŞLE EKONOMİ CANLANDI 1978’de kabul edilen anayasa ile Franco döneminin aksine farklı kültürlerin varlığını sürdürmesine imkân tanındı. Katalonya, Bask ve Galiçya gibi bölgelere geniş çapta dil kullanımı hakkı ve yerel siyasi otorite içeren yarı özerk bir statü verildi. Askeri yönetimde görev alan subaylarla insan hakları ihlallerine karışmış devlet görevlileri yargılandı. Franco sonrasında uzun yıllar ülkenin en önemli sıkıntılarından biri haline gelen mesele, özerk Bask bölgesinde yaşanan gerginlikti. İspanya sınırlarındaki Bask ve Navarra bölgeleri ile Fransa dâhilindeki Kuzey Bask’ın birleşerek bağımsızlığına kavuşmasını savunan ayrılıkçı örgüt ETA’nın 43 yıl süren eylemleri, bölgedeki terör olaylarıyla yıkıcı sonuçlara neden oldu. İspanya’da demokrasiyle geçişle birlikte yapılan siyasi ve sosyal reformları, ekonomik kalkınma programları izledi. Dinamik ve düzenli bir şekilde ekonomisini geliştirmeyi başaran İspanya, 1986’da AB üyesi oldu. İnşaat
sektöründeki canlanma ve sanayi alanındaki yatırımlara, ülkenin adeta patlayan turizm gelirleri de eklendi. 1992 Yaz Olimpiyatları’na Katalonya bölgesinin başkenti Barselona’nın ev sahipliği yapması ise tüm ülke ekonomisine canlılık getirdi. Bu parlak tabloya rağmen İspanya, 2008’de başlayan küresel ekonomik krizden en fazla etkilenen ülkelerden biri oldu. Önce Jose Luis Rodriguez Zapatero liderliğindeki dönemin sosyal demokrat hükümeti, sonra da Ka-
Flamenko gösterisi yapan sokak sanatçıları, Sevilla
67
ülkelerden
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ? • İspanya’dan Portekiz’e gitmek için sadece kara, deniz ve hava yolunu kullanmak zorunda değilsiniz. Guadiana Nehri üzerine kurulmuş, saatte 80 kilometre hızla giden bir teleferik sistemiyle bu seyahat mümkün: 720 metre uzunluğunda bir kablo üzerinde bir dakikada sona eren bu yolculuk için sadece geçiş ücreti ve pasaportunuzun cebinizde olması yeterli. • İspanya’nın resmi dili olan İspanyolca aynı zamanda dünyada en fazla konuşulan dillerden biri: Çinceden sonra yeryüzünde en çok konuşulan ikinci dil olarak bilinen İspanyolca, İspanya’nın dışında Arjantin, Bolivya, Dominik Cumhuriyeti, Ekvator Ginesi, El Salvador, Ekvador, Guatemala, Honduras, Kolombiya, Küba, Meksika, Nikaragua, Panama, Paraguay, Peru, Porto Riko, Şili, Uruguay ve Venezuela gibi ülkelerde de resmi dil olarak kullanılıyor. • İspanyolcada bazı isimler o kadar uzun ki bu isimleri ilk görenler başta bir cümle sanabilir. Örneğin kısaca Picasso olarak bildiğimiz ünlü ressamın orijinal adı “Pablo Diego José Francisco de Paula Juan Nepomuceno María de los Remedios Cipriano de la Santísima Trinidad Ruiz y Picasso!” Bu durumun en önemli nedenlerinden biri İspanyolların hem anneleri hem de babalarından soyadı almaları. • Günümüzde dünyanın en güzel plajları arasında gösterilen Barselona plajlarının birçoğu 1992 Yaz Olimpiyatları için yapıldı ve öncesinde şehir bu kadar geniş ve popüler plajlara sahip değildi. • İspanya’daki futbol tutkusu malum, ülkede müthiş bir futbol endüstrisi hâkim. Öyle ki İspanya’da kadınların yüzde 70’inin futbol izleyicisi olduğu bildiriliyor.
sım 2011 seçimleriyle iktidara gelen Mariano Rajoy liderliğindeki muhafazakâr hükümet, ülkenin mali yapısını düzeltmek ve durgunluğa giren ekonomiyi kalkındırmak için radikal kararlar almaya başladı. 2014’e dek süren bu ekonomik durgunluk 2015’teki yüzde 3,2’lik büyüme ile aşılsa da ekonomik durgunluk döneminde yükselen ve halen yüzde 20 olarak açıklanan genç işsizlik oranı, İspanya ekonomisinin kırılgan noktalarından biri olmayı sürdürüyor. ÇOK KÜLTÜRLÜ YAPI AVRUPA’YA ÖRNEK OLUYOR İspanya, 1978’de kabul edilen anayasaya göre parlamenter monarşi ile yönetiliyor. “Devlet Başkanı” unvanına sahip Kral’ın görevleri sembolik olsa da Kral, yasama organını feshetmek ve İspanya Anayasası’na uygun koşullarda olmak kaydıyla halkoyuna gitmek hakkını halen elinde bulunduruyor. Bununla birlikte ülkede asıl yürütme yetkisi, Kral’ın atadığı başbakan ve “Hükümet Başkanı” sıfatıyla başbakanın kurduğu hükümette bulunuyor. Ülkenin idari yapısı ise merkezi hükümet, 17 özerk yönetim ve Kuzey Afrika’daki özerk yönetime sahip iki şehir, Ceuta ve Melilla’dan oluşuyor. Anayasa, özerk bölgelerin kendilerine ait özerklik yasası, parlamento ve yürütme organlarına sahip olmasına izin veriyor. İspanya’nın 47 milyonluk nüfusu çok sayıda etnik yapıyı da bir arada barındırıyor. Ülke nüfusunun yüzde 74’ü İspanyolca (Kastilyaca), yüzde 17’si Katalanca, yüzde 7’si Galiçyaca ve yüzde 2’si Baskça konuşuyor. Nüfusun yüzde 67,8’i Katolik, yüzde 18,4’ü inançsız, yüzde 9,1’i ateist, yüzde 3,6’sı İslam dinini takip ederken, en kalabalık şehirler arasında başkent Madrid 5,7 milyon ve Barselona ise 5 milyonluk nüfusuyla göze çarpıyor.
Malaga
68
TÜRKİYE’NİN İSPANYA’YA 84. FASIL BAZINDA MAKİNE İHRACATI (MİLYON DOLAR) GTİP
GTİP TANIMI
8418
Kaynak: TÜİK verileri Değişim % (17/16)
2016
2017
BUZDOLAPLARI, DONDURUCULAR VE DIĞER SOĞUTUCU VE DONDURUCU CIHAZLAR VE ISI POMPALARI
72,2
80,6
11,7
8450
EV VEYA ÇAMAŞIRHANE TIPI YIKAMA MAKINALARI (YIKAMA VE KURUTMA TERTIBATI BIR ARADA OLANLAR DAHIL)
83,4
79,2
-5,0
8422
BULAŞIK, ŞIŞE VB YIKAMA VE KURUTMA MAKINALARI, ŞIŞE, KUTU ÇUVAL VB DOLDURMA, ETIKETLEME MAKINALARI
46,3
51,2
10,8
8409
SADECE VEYA ESAS İTIBARIYLE 84.07 VEYA 84.08 POZISYONLARINDAKI MOTORLARIN AKSAM VE PARÇALARI
30,7
36,8
19,7
8403
MERKEZI ISITMA KAZANLARI (84.02 POZISYONUNDAKILER HARIÇ)
31,6
30,2
-4,4
8483
TRANSMISYON MILLERI, KRANKLAR; YATAK KOVANLARI VE MIL YATAKLARI; DIŞLILER VE SISTEMLERI
12,8
15,4
20,2
8451
DOKUMA MADDELERINI YIKAMA, KURUTMA, ÜTÜLEME MAKINE VE CIHAZLARI
9,9
12,0
21,4
8411
TURBOJETLER, TURBOPROPELLERLER VE DIĞER GAZ TÜRBINLERI
28,0
9,2
-67,1
8421
SANTRIFÜJLER; SIVILARIN VEYA GAZLARIN FILTRE EDILMESINE VEYA ARITILMASINA MAHSUS MAKINA VE CIHAZLAR
8,6
9,1
6,8
8415
KLIMA CIHAZLARI (MOTORLU BIR VANTILATÖR ILE NEM VE ISIYI DEĞIŞTIRMEYE MAHSUS TERTIBATI OLANLAR)
14,5
8,0
-44,7
DIĞER
70,2
90,2
28,5
408,0
421,9
3,4
TOPLAM
2008 KRİZİNİN ETKİSİ BÜYÜK OLDU İspanya 2008 yılına kadar Avrupa’nın en dinamik ekonomilerinden birine sahipti. Fakat 2008 sonbaharında ABD ve İngiltere’nin mali piyasalarını alt üst eden gelişmelerin tetiklediği ekonomik krizden çok yoğun biçimde etkilendi ve ülke, Yunanistan, İrlanda ve Portekiz’in ardından AB’den kredi yardımı almak durumunda kalan dördüncü ülke oldu. Dış ticaretinin büyük kısmını AB üyesi ülkelerle yapan İspanya’nın ihraç ettiği kalemler
arasında motorlu araçlar, eczacılık malzemeleri ve tarım ürünleri ilk sıralarda yer alıyor. İthalatta ise petrol ve yan ürünleri, kimyasallar, gıda ürünleri, tıbbi cihazlar gibi kalemler ön plana çıkıyor. Ülkenin asıl itici gücü ise yüzde 75’e ulaşan payla hizmet sektörlerinden kaynaklanıyor. İspanya’da altı yıllık durgunluğun ardından, 2014’ün ikinci yarısında başlayan toparlanma 2015 yılında da devam etti ve yüzde 3’ü geçen bir büyüme oranına ulaşıldı. İç talep ve defGran Via, Madrid
İSPANYA 2008 YILINA KADAR AVRUPA’NIN EN DİNAMİK EKONOMİLERİNDEN BİRİNE SAHİPTİ. FAKAT 2008 SONBAHARINDA ABD VE İNGİLTERE’NİN MALİ PİYASALARINI ALT ÜST EDEN GELİŞMELERİN TETİKLEDİĞİ EKONOMİK KRİZDEN ÇOK YOĞUN ETKİLENDİ VE ÜLKE, YUNANİSTAN, İRLANDA VE PORTEKİZ’İN ARDINDAN AB’DEN KREDİ YARDIMI ALMAK DURUMUNDA KALAN DÖRDÜNCÜ ÜLKE OLDU.
69
ülkelerden
Barselona
lasyon, iyileştirilmiş kredi koşulları, düşük petrol fiyatları, Avrupa’daki toparlanma, euronun değerlenmesi, yeni reformların devreye sokulması yabancı yatırımcının güvenini kazandırarak büyümeye destek olurken, iç talepteki yükseliş, 2016 ve 2017 yıllarında da ekonomik büyümede tetikleyici unsurlar olarak öne çıktı. Bununla birlikte, ülkede çalışan nüfusun azalmasına karşı geçici işlerin artması işsizlik oranını düşürmüş görünse de yüzde 20 gibi yüksek bir seviyede ilerliyor. Yine 2008 krizinin etkisiyle ülkede gelir seviyesiİSPANYA İTHALATINDA MAKİNE SEKTÖRÜNÜN PAYI (MİLYAR DOLAR)
Kaynak: BM İstatistik Bölümü Verileri 2015 305,3
302,5
İSPANYA’NIN MAKINE İTHALATI
29,1
30,6
9,5
10,1
TÜRKİYE’NİN İSPANYA’YA İHRACATINDA MAKİNE SEKTÖRÜNÜN PAYI (MİLYON DOLAR)
Kaynak: BM İstatistik Bölümü Verileri 2016
TÜRKIYE'NIN İSPANYA'YA TOPLAM İHRACATI TÜRKIYE'NIN İSPANYA'YA MAKINE İHRACATI İSPANYA’YA TOPLAM İHRACATIMIZDA MAKINE'NIN PAYI (%)
70
2016
İSPANYA’NIN TOPLAM İTHALATI
İSPANYA’NIN TOPLAM İTHALATINDA MAKINE'NIN PAYI (%)
nin azalması da toplumsal huzursuzluğun artmasına neden olurken, Katalonya’nın bağımsızlık referandumu da bu gelişme ile ilişkilendiriliyor.
2017
4.989
6.308
408
422
8,2
6,7
İspanya Meydanı, Sevilla
EKONOMİNİN DÖRTTE ÜÇÜNÜ HİZMET SEKTÖRLERİ KARŞILIYOR İspanya’da tarım sektörü GSYİH içinde yüzde 2,5’lik bir paya sahip olsa da Avrupa’nın en güçlü tarım ekonomilerinden biri olmayı sürdürüyor. Elverişli iklim koşulları ile meyve sebze üretiminde, özellikle seracılıkta önemli bir gelişim gösteren İspanya, halen dünyanın en büyük zeytinyağı, dünyanın üçüncü şarap üreticisi konumunda bulunuyor. Ayrıca ülke içi balık tüketiminin yüksek olması ve limanlarının elverişliliğine bağlı olarak balıkçılık filosu ve ilgili sanayileri de gelişmiş bir görünüm sergiliyor. Bununla birlikte İspanya tarım sektöründeki verimlilik, halen birçok Avrupa ülkesine göre daha düşük düzeyde ilerliyor. Ülkenin kuzey ve doğu bölgelerinde tarımsal işletmelerin çoğu çok küçük; güney bölgelerde, özellikle de Endülüs’teki çok geniş araziler ise mal sahiplerinin ilgisizliğinden dolayı kullanılamıyor. İspanya’daki toplam tarımsal üretim değerinin yarısını oluşturan bitkisel üretim, AB üretiminin yüzde 12’sinden fazlasını oluştururken, ülkenin değişik bölgelerinde hüküm süren farklı iklim şartları ve toprak özelliklerine paralel olarak tarım ürünleri de çeşitlilik gösteriyor. Başta narenciye olmak üzere hemen her tür meyve ve sebzenin üretildiği İspanya’da üzüm bağları ve zeytinlikler de üretim miktarı ve kapladıkları alan bakımından tarımsal üretimde önemli pay sahibi olmayı sürdürüyor. İspanya’nın sanayi üretimi ise hizmetler sektörünün ancak üçte biri büyüklü-
İSPANYA EKONOMİSİNİN ANA SEKTÖRLERİ TARIM VE HAYVANCILIK:
İspanya dünyanın en büyük zeytinyağı ve dünyanın üçüncü büyük şarap üreticisidir. Meyve ve sebzede de önemli bir üretici olan İspanya’da seracılık sektörü çok gelişmiştir. Ayrıca ülke içi balık tüketiminin yüksek olması ve limanlarının elverişliliğine bağlı olarak balıkçılık filosu ve ilgili sanayileri de son derece ileri düzeydedir. Ancak İspanya tarım sektöründeki verimlik, halen birçok Avrupa ülkesine göre daha düşük düzeyde ilerliyor. Ülkenin kuzey ve doğu bölgelerinde tarımsal işletmelerin çoğu çok küçük; güney bölgelerde, özellikle de Andaluçya’daki çok geniş araziler ise mal sahiplerinin ilgisizliğinden dolayı kullanılamıyor. Bununla birlikte, İspanya’daki toplam tarımsal üretim değerinin yarısını oluşturan bitkisel üretim, AB üretiminin de yüzde 12’den fazlasını oluşturuyor.
SANAYİ:
İspanya sanayisinin merkezi, geleneksel olarak, metalürji sanayisinin geliştiği Bask ile endüstriyel gelişime öncü olan tekstil sektörünün geliştiği Katalonya bölgeleridir. Bask’ın, giderek önemini yitiren bazı sektörlere bağımlı kalarak yakın zamana kadar ekonomiye dinamizm katmakta başarısız olmasına rağmen bu alanlar halen ülke geleneksel sanayisinin çekirdeğini oluşturuyor. Sanayi sektörleri halen hizmetler sektörünün sadece 1/3’ü büyüklüğünde olmakla beraber, Repsol, Endesa, Iberdrola gibi ciro bakımından ülkenin en büyük firmalarının çoğu halen bu sektörlerde faaliyet gösteriyor. Sanayi içinde en önemli sektörler ise enerji üretimi, petrol ve kimyasallar, taşıtlar ve gıda işleme olarak öne çıkıyor. Özellikle otomotiv sektörünün çok güçlü olduğu İspanya, Avrupa’nın üçüncü, dünyanın da yedinci en büyük otomobil üreticisidir. Ancak sektördeki büyük firmaların hiçbiri İspanyollara ait değildir. Ülkedeki önemli diğer imalat sanayi sektörleri ise gıda, içecek ve tütün, kimyasal maddeler, kâğıt, tekstil ve hazır giyim olarak sıralanıyor.
ULAŞTIRMA:
İspanya’daki toplam kara yolu ağı 667 bin 391 kilometre olup bunun 539 bin 211 kilometresi şehirler arası ve 128 bin 180 kilometresi şehir içi kara yoludur. İspanya’daki otoyollar da 14 bin 981 kilometrelik uzunluklarıyla dünyadaki en geniş otoyol ağlarından biridir. Küresel Rekabet Endeksi 2014-2015’e göre İspanya, yol altyapısında 148 ülke arasında 13’üncü sırada yer alıyordu. Diğer yandan İspanya’nın güçlü bir demir yolu altyapısı da bulunuyor. Demir yolu taşımacılığında 19 bin 285 kilometrelik yüksek hızlı ağa sahip olan İspanya’nın başkenti Madrid’in 26 İspanyol şehrine hızlı tren bağlantısı bulunuyor. İspanya, ayrıca, coğrafi konumuna bağlı olarak AB içerisinde en uzun kıyı şeridine sahip olan ülkelerden biridir. Atlantik Okyanusu ve Akdeniz sahillerinde 53 uluslararası limana sahip olan ülke, toplam ithalatının yüzde 78’ini ve ihracatının yüzde 51’ini bu limanlardan gerçekleştirirken, 2020 yılına kadar liman kapasitelerinin yüzde 70 artırılmasını hedefliyor.
TURİZM:
Turizm sektörü İspanya için önemli sektörlerden biridir. Turizm Araştırmaları Enstitüsü verilerine göre 2015 yılı itibarıyla ülkeye 68 milyon turist girişi gerçekleşirken, turizm gelirleri toplamı da 67 milyar euro düzeyine ulaştı. İspanya, bu rakamlarla turist sayısı bakımından Fransa’nın ardından dünya ikincisi ve turizm gelirleri bakımından da ABD ve İtalya’nın ardından dünya üçüncülüğünü sürdürüyor.
71
ülkelerden
ğüne sahip olsa da ülke ekonomisi için önemli bir güç olayı sürdürüyor. En güçlü sanayi sektörleri tekstil, endüstriyel gıda işleme, demir ve çelik, makine sanayi ve tersane mühendisliği iken, elektronik bileşenlerin dışarıda üretilmesi, bilgi teknolojileri ve telekomünikasyon gibi yeni sektörler de büyüme potansiyeli sunmaya devam ediyor. Guell Parkı, Barselona
İSPANYA’NIN ASIL EKONOMİK GÜCÜ HİZMET SEKTÖRLERİNDEN GELİYOR. ÜLKE, 2015 YILINDA AĞIRLADIĞI 68 MİLYON TURİST İLE FRANSA VE ABD’DEN SONRA DÜNYANIN EN ÇOK TURİST ÇEKEN ÜÇÜNCÜ ÜLKESİ OLMUŞ VE 67 MİLYAR EUROLUK TURİZM GELİRİ ELDE ETMİŞTİ.
72
İspanya sanayisinin merkezi, geleneksel olarak, metalürji sanayisinin geliştiği Bask ile endüstriyel gelişime öncülük eden tekstil sektörünün geliştiği Katalonya bölgeleriyken, Bask’ın, giderek önemini yitiren bazı sektörlere bağımlı kalarak yakın zamana kadar ekonomiye dinamizm katmakta başarısız olmasına rağmen bu alanlar halen ülkenin
ler açısından İspanya’nın makine ithalatı incelendiğinde ise ilk 10 ülke içerisinde Fransa, Hollanda, İngiltere, ABD, Çekya, Japonya ve Macaristan’ın yer aldığı görülüyor. Bu çerçevede İspanya, 84’üncü fasılda 2016 yılı verilerine göre en fazla 8471 GTİP kodlu “Otomatik bilgi işlem makineleri, üniteleri” ürün grubunda ithalat yaptı. 2016 yılında söz konusu ürün grubunda yüzde 2,6’lık düşüşle 3,2 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirilirken, bu rakam 2015 yılında 3,3 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. Listenin ikinci sırasında ise 8408 GTİP kodlu “Dizel, yarı dizel motorlar (hava basıncı ile ateşlenen, pistonlu)” ürün grubu bulunuyor. İspanya, 2016 yılında söz konusu kalemde yüzde 3,4’lük artışla 2,2 milyar dolar değerinde makine ithal
ÜLKEDE ÇALIŞAN NÜFUSUN AZALMASINA KARŞI GEÇİCİ İŞLERİN ARTMASI İŞSİZLİK ORANINI DÜŞÜRMÜŞ GÖRÜNSE DE GENÇ NÜFUS ARASINDAKİ İŞSİZLİK HALEN YÜZDE 20 GİBİ YÜKSEK BİR SEVİYEDE.
İSPANYA EKONOMİSİNDE FUTBOL DİNAMİKLERİ Alicante Santa Barbara Kalesi, Costa Blanca
geleneksel sanayisinin çekirdeğini oluşturuyor. Diğer yandan, İspanya, 1986 yılında Avrupa Topluluğu’na katılmasının ardından yabancı yatırımlarda da büyük bir artış kaydetti. Özellikle sanayi sektörlerine gerçekleşen bu yabancı yatırımlar sonucunda İspanya’da çok sayıda rekabetçi alt sektörler oluştu. Ancak Asya pazarlarının gelişmesi ve AB’nin doğuya doğru genişlemesi, İspanya’nın yabancı yatırım stokunda önemli gerilemelere de neden olmaya başlamış durumda. Özellikle otomotiv sektörünün çok güçlü olduğu İspanya, Avrupa’nın üçüncü, dünyanın da yedinci en büyük otomobil üreticisidir. Ancak sektördeki büyük firmaların hiçbiri İspanyollara ait değildir. İspanya’nın asıl ekonomik gücü ise hizmet sektörlerinde kaynaklanıyor. Ülke, 2015 yılında ağırladığı 68 milyon turist ile Fransa ve ABD’den sonra dünyanın en çok turist çeken üçüncü ülkesi olmuş ve 67 milyar euroluk turizm geliri elde etmişti. İSPANYA’NIN MAKİNE İTHALATI İspanya, 2016’da 302,5 milyar dolar tutarında mal ve hizmet ithal ederken, bunun 30,5 milyar dolarlık bölümü makine ve aksamlarına aitti. İspanya’nın 2016 yılı makine ithalatında Almanya, Çin ve İtalya ilk üç sırayı paylaşırken, Türkiye, İspanya’nın makine ithalatı gerçekleştirdiği ülkeler içerisinde 520,2 milyon dolarlık makine ihracatıyla 13’üncü sırada yer alıyor. BM İstatistik Bölümü verilerine göre, ülke-
Camp Nou Stadyumu, Barselona
Doç. Dr. Sebahattin Devecioğlu’nun derlediği bilgilere göre İspanya ekonomisinde gittikçe değeri artan hizmetler sektörünün önemli bir bölümü sportif faaliyetlerden oluşuyor. İspanya’da La Liga ile İspanya Kral Kupası ve Copa del Rey adında iki kupa düzenleniyor. La Liga bugün dünyanın en önemli kulüpleri ve oyuncularına sahip marka değeri yüksek olan bir futbol ligi iken, 2,9 milyar euro değeri ile dudak ısırtan bir rakamsal büyüklüğe de sahip. Deloitte Futbol Para Ligi 2017 verilerine göre dünya futbol kulüpleri gelirleri sıralamasında Barselona 620,2 milyon euroluk geliriyle ikinci ve Real Madrid de 620,1 milyon euroluk geliriyle üçüncü sırada yer almayı sürdürüyor. Listenin ilk sırasında ise 689 milyon euroluk gelirle İngiltere Premiere Lig kulüplerinden Manchester United yer alıyor. Her maçını ortalama 80 bin seyirci karşısında oynayan Barselona ve Real Madrid’in sosyal medyadaki izlenme sayıları da müthiş rakamlara ulaşmış durumda. Barselona’nın Facebook’da 95,5 milyon, Instagram’da 44,1 milyon ve Twitter’da 19,5 milyon takipçisi varken, Real Madrid’in Facebook’da 94,1 milyon, Instagram’da 42,6 milyon ve Twitter’da 21,7 milyon takipçisi bulunuyor. Yine her iki kulübün stadyumları olan Camp Nou ve Santiago Bernabeu stadyumları da müzeleri ile ülkede gezilecek yerler listesinde en çok rağbet gösterilen yerler arasında ilk sıralardaki konumlarını koruyor. Günde binlerce kişinin gezdiği Camp Nou stadyumu yılda ortalama 2,5 milyon ziyaretçi ağırlıyor ve kulübüne yıllık 30 milyon euro kazandırıyor. Stadyumun içinde bulunan forma sponsoru Nike mağazası ise Barcelona kulübüne yılda 35 milyon euro ödüyor.
73
etti. İspanya’nın 2016’da 84’üncü fasılda en fazla ithalat gerçekleştirdiği üçüncü kalem ise 8411 GTİP kodlu “Su türbinleri, çarklar için regülatörler” ürün grubu oldu. Söz konusu ürün grubunda da yüzde 20,9’luk artışla 1,6 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirilirken, bu rakam 2015’te 1,4 milyar dolar seviyesindeydi. İspanya’nın makine ithalatındaki ilk 10 ürün grubu içerisinde en yüksek düşüş ise 8407 GTİP kodlu “Alternatif-rotatif kıvılcım ateşlemeli, içten yanmalı motorlar” ürün grubunda oldu. Bu ürün grubunda 2016’da yüzde 10,7’lik düşüş yaşandı ve 1,6 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirildi. 2015’te bu rakam 1,8 milyar dolar seviyesindeydi. Diğer yandan, BM İstatistik Bölümü verilerine göre Türkiye, İspanya’nın makine ithalatında 502,2 milyon dolarla 13’üncü sırada yer almaya devam ediyor. TÜİK rakamlarına göreyse 2017 yılında 84’üncü fasılda Türkiye’nin İspanya’ya ihraç ettiği makine ürünleri 421,9 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu ürünler içerisinde ilk sırada 8418 GTİP kodlu “Buzdolapları, dondurucular, soğutucular, ısı pompaları” ürün grubu yer alırken, söz konusu kalemde İspanya’ya 2017’de 80,6 milyon dolar değerinde makine ihraç edildi. Listenin ikinci sırasında bulunan 8450 GTİP kodlu “Ev veya çamaşırhane tipi yıkama makineleri (yıkama ve kurutma bir arada)” ürün grubunda ise 79,2 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2017’de Türkiye’nin İspanya’ya makine ihracatında en yüksek artış yüzde 21,4 ile 8451 GTİP kodlu “Dokuma maddelerini yıkama,
Elhamra Sarayı, Granada
kurutma, ütüleme makine ve cihazları” ürün grubunda yaşanırken, en yüksek kayıp da yüzde 67,1 ile 8411 GTİP kodlu “Su türbinleri, çarklar için regülatörler” ürün grubunda yaşandı. Türkiye’nin İspanya’ya toplam ihracatı içinde makine ve aksamları sektörlerinin payı da halen yüzde 6,7 seviyesinde ilerliyor ve yükseliş potansiyelini korumaya devam ediyor.
ÖZELLİKLE OTOMOTİV SEKTÖRÜNÜN ÇOK GÜÇLÜ OLDUĞU İSPANYA, AVRUPA’NIN ÜÇÜNCÜ, DÜNYANIN DA YEDİNCİ EN BÜYÜK OTOMOBİL ÜRETİCİSİDİR. ANCAK SEKTÖRDEKİ BÜYÜK FİRMALARIN HİÇBİRİ İSPANYOLLARA AİT DEĞİLDİR.
Sevilla
75
ar-ge merkezi
“DÜNYA MARKASI OLMANIN YOLU AR-GE’DEN GEÇİYOR” İŞ MAKINELERINE EKLENEBİLEN TÜM INOVATIF ATAŞMANLARI GELIŞTIRIP ÜRETEBILEN ULUSLARARASI BIR MARKA OLMAYI HEDEFLEDIKLERINI BELIRTEN İNAN MAKINA AR-GE DIREKTÖRÜ SERKAN KURT, “YENI TESISIMIZIN OLANAKLARINI VE AR-GE MERKEZI OLMANIN BIZE KAZANDIRDIĞI GÜCÜ KULLANARAK ÖNEMLI PROJELERE IMZA ATACAĞIZ” DIYEREK DÜNYA MARKASI OLMANIN YOLUNUN AR-GE’DEN GEÇTIĞINE DIKKAT ÇEKIYOR.
76
M
ehmet Tuşçuoğlu tarafından 1972 yılında kurulan İnan Makina, hidrolik kırıcı tamiri ve yedek parça imalatıyla başladığı faaliyetlerine 2002 yılından itibaren MTB markasıyla hidrolik kırıcı üretimiyle devam ediyor. Türkiye’de yerli hidrolik kırıcı imal eden ilk firma olduklarını söyleyen İnan Makina Ar-Ge Direktörü Serkan Kurt, “Sektörde edindiğimiz bilgi birikimini, 19 Aralık 2017 tarihinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onayıyla Türkiye’nin 755’inci Ar-Ge merkezi unvanını alarak taçlandırdık” diyor. Firmalarının bugün itibarıyla 100 kilogramdan yedi tona kadar 26 farklı modelde kırıcı imal ettiğini aktaran Kurt, “MTB markasının 2002 yılında pazara girmesiyle birlikte hidrolik kırıcı ithalatının azalmasına, ithal edilen
ürünlerin fiyatlarının düşmesine ve en önemlisi de inşaat ve madencilik sektörlerinde söz konusu teknolojik ürünün yaygınlaşmasına katkı sağladık. Yurt içi pazarda yüzde 70’lik paya sahip olan firmamız ürünlerini dünyanın 48 ülkesine ihraç ediyor” diyor. Serkan Kurt ile İnan Makina Ar-Ge Merkezi’nin çalışmaları ve hayata geçirmeyi planladıkları yeni projeleriyle ilgili ayrıntılı bir söyleşi gerçekleştirdik. İnan Makina Ar-Ge Merkezi ne zaman kuruldu? Firmanız bünyesinde Ar-Ge merkezi kurulmasının nedenleri nelerdir? MTB markasıyla 2002 yılında hidrolik kırıcı üretimine başlamamızla birlikte yurt dışı pazarlardaki faaliyetlerimiz de giderek arttı. Almanya, ABD ve Fransa’da her yıl dönüşümlü
olarak düzenlenen sektörümüzün küresel fuarlarında, MTB markasına sahip ürünlerimizi tanıtmaya başladık. Bu çalışmalar neticesinde de ihracatımız bugün itibarıyla üretimimizin yüzde 45’ine ulaştı. Dünya pazarlarındaki rekabet şartları, hem mevcut ürün yelpazemizi genişletmemizi hem de farklı ataşmanlar geliştirip imal etmemizi zorunlu hale getirdi. 2007 yılından bu yana dağınık bir şekilde yürütülen Ar-Ge çalışmalarımızı, şirket yönetimimizin desteğiyle Ar-Ge Merkezi çatısı altında kurumsallaştırdık. Bugüne kadar üçü TÜBİTAK destekli olmak üzere birçok projeyi hayat geçirdik. Bina yıkımında kullanılan üç farklı ataşman ürün ailesi (Crusher-Pulvarizer-Grapple), hafriyat ve peyzaj alanında kullanılan iki farklı ürün ailesi (Auger-Compactor), madencilik ve kaya zemini delme için kullanılan iki farklı ürün ailesi ve ekipmanla (Drifter-Delici Bit) birlikte kendi içinde çeşitlilik gösteren sekiz farklı ataşman geliştirip imal ettik. Dünya pazarlarında daha çok Almanya, Finlandiya, İsveç, İtalya, Güney Kore, Japonya ve Çin ile rekabet halindeyiz. Bu ülkelerin milli gelirinden Ar-Ge’ye ayırdıkları pay ise yüzde 2,2-4,1 arasında değişiyor. İleri teknolojili ürün ihracatının toplam ihracata oranı ise yüzde 16-25 arasında. Rakiplerimizin sadece bu ülkelerden olduğu ve orta teknolojili ürün sınıfındaki ürünlerle rekabet ettiğimiz bu ortamda, Ar-Ge merkezi olmanın bize kazandıracağı gücü kullanarak söz konusu ülkelerle rekabetimizi artırmaya ve alanında dünyanın en iyi markası olmaya çalışacağız. Merkezin yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi alabilir miyiz? Üretime yönelik geliştirilen projeler var mı? Çalışmalarınız ağırlıklı olarak hangi alana yönelik? İmalatın tüm aşamalarını kendi bünyemizde gerçekleştiriyoruz. Buna, ürün geliştir-
me ve Ar-Ge faaliyetlerini de eklediğimizde tüm üretim teknolojileriyle birlikte mühendislik bilgi ve becerilerini tek çatı altında gerçekleştiren bir yapıya sahip olduğumuzu söyleyebiliriz. Mühendislik faaliyetlerimizde de üniversite ve diğer özel şirketlerle gerçekleştirdiğimiz ortak çalışmalardan doğan sinerji, Ar-Ge ekibimizin geliştirdiği fikirlerle meyvesini yeni ürünler olarak veriyor. Üretim ve tasarım alanında birçok mühendislik disiplininin entegre bir şekilde yürütüldüğü firmamızın Ar-Ge Merkezi yapısı da proje aşamalarını gerçekleştirecek bir iş hiyerarşisine göre kendi içerisinde farklı ekiplerden oluşuyor. Mekanik tasarım ekibi ile ürün tasarımı, prototip geliştirme ekibi ile prototip üretime hazırlık, üretimin takibi ve üretim maliyetlerinin düşürülmesi ve kalitenin artırılmasına yönelik çalışmalar, analiz-test ekibiyle sonlu elemanlar analizi, tüm mühendislik analiz-hesapları ve ayrıca saha testleri söz konusu ekipler tarafından gerçekleştiriliyor. Laboratuvar ekibimiz de ürünlerimizde kullanılan çelik ham maddelerin performansını artırıcı malzeme kompozisyonlarını oluşturarak ısıl işlem süreçlerini geliştirici çalışmalar yürütüyor. Ayrıca, faydalı model ile endüstriyel tasarım tescili faaliyetlerini yürüten ve özel bir önem verdiğimiz fikri/mülki haklar ekibimiz de bu ekiplerden bir diğeridir. İş makinesi ataşmanı sektöründe kullanılan birçok ürün ülkemizde ilk defa İnan Makina tarafından üretildi. Bu kapsamda hafriyat, madencilik ve yıkım işlerinde kullanılan yeni teknolojili ürünlerin yurt içinde yaygınlaşmasına öncülük ederek ithalatın azalmasına katkı sağladık. Yıkım çalışmalarında kullanılan beton makasları (Crusher-Pulvarizer), bina yıkıntılarının toplanması için kullanılan ataşmanlar (Grapple), yol ve peyzaj işlerinde kullanılan Compactor ile Auger gibi ürünler, Ar-Ge projelerimizin sonucu olarak imal edildi. Ayrıca madencilik-tünel iş-
“HAFRIYAT, MADENCILIK VE YIKIM IŞLERINDE KULLANILAN YENI TEKNOLOJILI ÜRÜNLERIN YURT IÇINDE YAYGINLAŞMASINA ÖNCÜLÜK EDEREK ITHALATIN AZALMASINA KATKI SAĞLADIK.”
77
ar-ge merkezi
lerinde kullanılan hidrolik kırıcı ve delici ekipmanlar alanındaki geliştirme çalışmalarımız da sürekli devam ediyor. Bu ürünleri ülkemizin kullanımına sunarak gerçekleştirdiğimiz katma değerin yanı sıra ihracatımızı da sürekli artırarak MTB markasını sektöründe bir dünya markası yapma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. İş makinesi ataşmanı sektöründe ortalama olarak her yıl yeni bir ürün ve takip eden yıllarda da dört-sekiz adetten oluşan model çeşitliliği sağlamak üzere Ar-Ge projeleri gerçekleştiriyoruz. Ar-Ge Merkezi olarak ürün çeşitlendirme çalışmalarımız hızla devam edecek. Hedefimiz, sadece en yaygın olarak kullanılan hidrolik kırıcı markası değil, iş makinelerine eklenebilen tüm inovatif ataşmanları geliştirip üretebilen bir marka olmak.
“AR-GE MERKEZI OLARAK ÜRÜN ÇEŞITLENDIRME ÇALIŞMALARIMIZ HIZLA DEVAM EDECEK. HEDEFIMIZ, SADECE EN YAYGIN KULLANILAN HIDROLIK KIRICI MARKASI DEĞIL, IŞ MAKINELERINE EKLENEBILEN TÜM INOVATIF ATAŞMANLARI GELIŞTIRIP ÜRETEBILEN BIR MARKA OLMAK.”
78
Merkezinizin ilgili devlet kurumlarıyla koordinasyonu hangi düzeydedir? Devlet kurumlarının Ar-Ge uygulamalarına yönelik destekleriyle ilgili düşüncelerinizi paylaşır mısınız? Devletimizin uyguladığı destek sistemleri birbiriyle direkt bağlantılı ve çok stratejik bir yöntemle gerçekleştiriliyor. Üç ana destek sistemi olan TÜBİTAK Ar-Ge, Ar-Ge merkezi ve TURQUALITY® desteklerini bir eve benzetiyorum. Ar-Ge kavramı, ülkemizde yıllardır bilinmesine rağmen sadece belli ölçeğin üzerindeki sanayi sektörlerinde sistematik bir şekilde uygulanıyordu. Son 20 yılda TÜBİTAK tarafından yoğun bir şekilde desteklenen Ar-Ge projeleri, sektörümüzde Ar-Ge’nin sistematik bir şekilde nasıl yapılacağını öğretti. Ar-Ge sistematiğinin büyük, orta ve küçük ölçekli kuruluşlarda yaygınlaşması açısından TÜBİTAK öğretici bir rol üstlendi. Ar-Ge merkezi desteği ise, TÜBİTAK tarafından atılan temeller üzerine kurulduğu için çatıyı ta-
şıyan kolon ve duvarlara benziyor. Ar-Ge projelerini gerçekleştiren mühendis, teknisyen ve araştırmacılar daha fazla desteklenirken katma değerli ürün oluşturma göstergelerinin en belirgini olan patent geliştirme çalışmaları teşvik ediliyor. Böylece tüm ölçeklerdeki sanayi kuruluşlarımız proje fikirlerini ürün haline getirebilecek maddi kaynak, ArGe sistematiği altyapısı ve bu projeleri uygulama haline getirebilecek mühendis ve araştırmacı sayı ve niteliğinin artıracak yetkinliğe kavuşuyor. TÜBİTAK temelli, Ar-Ge merkezi kolonları üzerine kurulmuş olan çatıyı ise TURQUALITY®’i oluşturuyor. Dünya markası olmanın yolu Ar-Ge’den geçiyor. TURQUALITY® ile de Ar-Ge projeleri sonucu ortaya çıkarılan katma değerli ürünlerin dünya pazarına sunulması ve tutundurulması için destekler sağlanıyor. Ancak dünya markası olmanın yanı sıra, bunun kalıcılığının sağlanması ve başarının da kurumsallaştırılması gerekiyor. Dolayısıyla TURQUALITY® ve Ar-Ge süreci ile başlayıp dünya markası olduktan sonra bunun sürdürülebilmesi için şirketlerin tüm süreçlerinin kurumsallaştırılmasına yönelik destekler sağlanıyor. Biz de İnan Makina olarak TÜBİTAK destekleriyle balık tutmayı öğrendik, Ar-Ge Merkezi ile uzak denizlere açılmak için yola çıktık, TURQUALITY® destek kapsamına da yakın zamanda girerek uzak denizlerde sürekli yol almayı hedefliyoruz. Hizmet alanınız içinde patent ya da faydalı model başvuru sayılarında artış gözlenmesini bekliyor musunuz? Kısa, orta ve uzun vadeli hedefleriniz nelerdir? Firma olarak ağır sanayi ürünleri geliştirmek için Ar-Ge faaliyetlerinde kullanmak üzere tasarım, mühendislik analizi yazılımları ve her türlü test ekipmanlarımız mevcut. Kısacası araştırma ve geliştirme çalışmaları için her türlü donanıma, araştırmacı teknisyen ve
mühendis ekibine sahibiz. Dolayısıyla önümüzdeki dönemlerde özellikle patent başvurularına daha fazla önem vererek personelimizi de bu doğrultuda teşvik edeceğiz. Ayrıca araştırmacı ekibimizin akademik eğitimlerine de katkı yaparak hem araştırmacılarımızı akademisyen düzeyine çıkaracak hem de üniversitelerimizle ilişkilerimizi güçlendireceğiz. Böylece ekibimizin yetkinliğiyle birlikte patent başvurusu sayılarımızda artış olacağını öngörüyoruz. Ar-Ge merkezi yatırımları ve çalışmaları için ne kadar bütçe ayırdınız? Gelecek dönem içinde merkeze yönelik yatırımlarınız sürecek mi? İstanbul İkitelli’deki 17 bin metrekarelik kapalı alana sahip fabrikamızda üretimimizi sürdürüyoruz. Sektöründe dünyanın en iyi markası olma yolundaki hedefimiz çerçevesinde Tekirdağ Çerkezköy’de 57 bin metrekarelik yeni bir fabrika yatırımı yaptık. Maliyeti 150 milyon TL’yi aşan yeni tesisimize 2018 yılının Ağustos ayında taşınacağız. Talaşlı-kaynaklı imalat ve ısıl işlem konusunda en son teknoloji kullanılarak hazırlanan fabrikamızda aynı zamanda 250 metrekarelik Ar-Ge merkezi ofis alanı, 150 metrekare Ar-Ge atölyesi, 150 metrekare test bölümü ve 100 metrekare laboratuvar alanıyla toplamda 600 metrekarelik Ar-Ge merkezi ve 1,3 milyon TL’lik laboratuvar-test cihazı yatırımı yaptık. Ayrıca taşınma tamamlanınca Ar-Ge merkezimizin personel sayısını da artıracağız. Üretimin katma değerini artırabilmek, pazara sunulan ürünlere değer katmak açısından Ar-Ge’nin önemi nedir? Türkiye’de firmaların daha fazla Ar-Ge’ye yönelmesini sağlamak için hangi adımlar atılmalıdır? Yüksek gelirli ve refah seviyesi üst sıralarda seyreden bir ülke olmanın yolu, katma de-
Serkan KURT İnan Makina Ar-Ge Direktörü
ğeri yüksek ürünler imal etmekten geçiyor. Bunu gerçekleştirmek için de Ar-Ge’ye yatırım yapmak gerekiyor. Bu açıdan baktığımızda dünya klasmanında rekabet ederken 2-0 geride başlıyoruz. Ar-Ge’ye geçmişte yeteri kadar önem verilmiyordu ancak son dönemlerde Ar-Ge destekleri konusunda devletimiz tüm imkânları oluşturmaya çalışıyor. Bu noktada sanayicilerimizin de bu durumu memleket meselesi haline getirmesi gerekiyor. Sanayicilerimizi Ar-Ge’ye yönelmesi için belirttiğim destek programları dışında Ekonomi Bakanlığı’nın, KOSGEB’in ve çeşitli kurumların maddi-manevi destek ve teşvikleri söz konusu. Sanayicilerimizin bu destek sistemlerine katılarak ürettikleri projelerle katkı sağlaması gerekiyor. Bunun yanında üniversite-sanayi işbirliği çalışmalarının da yeterli düzeye çıkarılması en büyük temennimiz.
“AR-GE KAVRAMI, ÜLKEMIZDE YILLARDIR BILINMESINE RAĞMEN SADECE BELLI ÖLÇEĞIN ÜZERINDEKI SANAYI SEKTÖRLERINDE SISTEMATIK BIR ŞEKILDE UYGULANIYORDU. SON 20 YILDA TÜBİTAK TARAFINDAN YOĞUN BIR ŞEKILDE DESTEKLENEN PROJELER, SEKTÖRÜMÜZDE AR-GE’NIN SISTEMATIK BIR ŞEKILDE NASIL YAPILACAĞINI ÖĞRETTI.”
79
akademik
“HEDEFİMİZ SANAYİ İLE İÇ İÇE ÇALIŞABİLECEK MÜHENDİSLER YETİŞTİRMEK” BAŞKENT ÜNIVERSITESI MAKINE MÜHENDISLIĞI BÖLÜM BAŞKANI PROF. DR. TAHIR YAVUZ, GERÇEKLEŞTIRDIKLERI EĞITIM-ÖĞRETIM, ARAŞTIRMAGELIŞTIRME VE BILIMI YAYMA ETKINLIKLERI ARACILIĞIYLA TÜRK TOPLUMUNUN TEKNOLOJIK, SOSYOEKONOMIK VE KÜLTÜREL DÜZEYININ YÜKSELTILMESIYLE TOPLUMA HIZMETIN YAYGINLAŞMASINA KATKIDA BULUNMAYI HEDEFLEDIKLERINI AKTARIYOR.
80
I
lk öğrencilerini 2003 yılında kabul eden Başkent Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nün; analitik düşünce yeteneğine sahip, donanımlı, araştırmacı, sorgulayan ve yeniliklere açık çağdaş mühendisler yetiştirmek üzere birbirinden değerli öğretim elemanlarıyla uluslararası standartlarda eğitim verdiğini söyleyen Başkent Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tahir Yavuz, 2016-2017 öğretim yılı sonu itibarıyla mezun sayılarının 305 olduğunu aktarıyor. Temel amaçlarının sanayi ile iç içe çalışabilecek, öğrendiği bilgileri çalıştıkları işletmelerine aktarabilecek ve özgün araştırma yapabilme yeteneğine sahip öğrenciler yetiştirmek olduğunu vurgulayan Yavuz, ayrıca matematik, fen, malzeme bilimi ve çeşitli mekanizma sistemlerinin temel bilgilerini baz alarak öğrencilerine mühendislik problemlerini çözebilme becerisini kazandırmanın da bir diğer önemli hedefleri olduğunu belirtiyor. Prof. Dr. Yavuz, “Mesleki
öz güven ve ahlaki sorumlulukla, inovatif öngörülü ve girişimcilik özelliğine sahip, teknolojik gelişmeleri çözümleyerek yeni ve katma değeri yüksek bilgi ve sistemler üretebilen; araştırma, geliştirme faaliyetlerinde ve proje yönetim uygulamalarında, sorgulayıcı, inisiyatif kullanabilen bilgi ve becerisi yüksek, etkin görev alabilen ve disiplinler arası takımlarda çalışabilen mühendisleri ülkemizin geleceği olarak görüyoruz” diyor. “Sürekli öğrenme ve kendini yenileme alışkanlığı edinmiş, öncelikle ısıl ve mekanik tasarım yapabilme kabiliyetine sahip, en az yüzde 20’si lisansüstü çalışma yapabilen ve/veya beş yıl içerisinde yönetici konumuna yükselebilen; toplumsal problemlerin çözümünde, mesleki ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içinde etkin ve öncü olabilecek makine mühendislerini mesleğe kazandırmak için gayret gösterdiklerini” ifade eden Prof. Dr. Yavuz ile bölümün yapısı, hedefleri ve eğitim olanakları hakkında detaylı bir röportaj gerçekleştirdik.
Kuruluşundan bugüne bölümünüzde ne tür gelişim ve değişimler yaşandı? Öğrenmenin sürekliliğine inanan okulumuz, eğitimde kaliteyi hedefleyen, sürekli yenilenen ve değişime açık bir yapıyla öğrencilerine “öğrenmeyi öğreten” bir eğitim anlayışını hedefleyerek üniversite genelinde TS-EN-ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemini uyguluyor. Bu amaçla ilk kez 1998 yılında kalite el kitabı (KEK) yayımlandı. YÖK mevzuatı, TS-EN-ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi Standartları ve Başkent Üniversitesi Değerleri dikkate alınarak hazırlanan KEK; okulumuzun akademik, idari, destek personelinin çalışma kural ve şartlarını, görev yetki ve sorumluluklarını tanımlıyor. Üniversitemiz kalite politikası doğrultusunda belirlenen kalite hedeflerine ulaşmak amacıyla, kalite yönetim sisteminin sürekliliğini ve geliştirilmesini sağlayarak, tüm çalışanların katılımıyla faaliyetlerini sürdürüyor. Makine mühendisi; çağdaş toplumun her ortamda karşılaştığı ve karşılaşabileceği sorunları fark eden, sezinleyen ve bu sorunlara bilimsel ve teknik yaklaşımlarla sürdürülebilir, etkin çözümler üretme yetkinliğine sahip, gerekli bilgilerle donanmış ve bilginin nerede olduğunu bilen kişidir. Bu bağlamda makine mühendisliği eğitim sistemi öğrencilerine gerçekçi ve samimi bir toplumsal sorumluluk çerçevesinde sorunlarla ilgilenme, sorunları bulup tanımlayabilme alışkanlığı, bilinci ve yeteneğini kazandırmayla başlar. Bu sorumluluğun birbiriyle çelişen dört temel öğesi (mühendislik dörtlemi) toplum, çevre, enerji ve ekonomi vardır. Makine mühendisliği programında gerçekleştirilen eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme ve bilimi yayma etkinlikleri aracılığıyla Türk toplumunun teknolojik, sosyoekonomik ve kültürel düzeyinin yükseltilmesine, insan sağlığının iyileştirilmesine, insan ve çevresel haklarının geliştirilmesi ve korunmasına, topluma hizmetin yaygınlaşmasına katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Sürekli gelişim mühendislik eğitim ve öğretiminin program çıktılarının neler olması gerektiği yönünde belirlenmiş olan ABET kriterlerini (MÜDEK kriterleri) dikkate alarak yıldan yıla gelişim sağlayarak akreditasyon çalışmalarımızı yürüttük ve 20132018 yılları için MÜDEK Akreditasyon Belgesi ve EUR-ACE etiketi aldık. Akreditasyon süreci dinamik bir süreçtir. Yapılan çalışmaların paralelinde akreditasyonumuzun 2018-2023 dönemine uzatılabilmesi için gerekli müracaatları da yaptık. Akademik kadronuzun uzmanlık alanları hakkında bilgi verir misiniz? Bölümümüz, aile havasına sahip; öğretim
“BÖLÜMÜMÜZÜN ÖĞRETIM KADROSUNDAKI AKADEMIK PERSONELIN HEMEN HEMEN TAMAMININ MAKINE MÜHENDISLIĞI BÖLÜMÜ LISANS VE DOKTORA MEZUNIYETINE SAHIP OLMASI ÖĞRENCILER IÇIN BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR.” Prof. Dr. Tahir YAVUZ Başkent Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı
elemanlarının arasındaki ahengin eğitime de olumlu olarak yansıdığı yapıya sahiptir. Öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayısı yaklaşık 13’tür. Akademik kadromuz yeterli nicelik ve niteliğe sahip olmakla beraber uzmanlık alanları arasında enerji sistemleri, yenilenebilir enerji, rüzgâr türbinleri, ısıl-mekanik sistemler, malzeme ve kompozitler, zırh teknolojileri, balistik ve mekatronik yer alıyor.
“MÜHENDISLIK EĞITIM VE ÖĞRETIMINE DAIR PROGRAM ÇIKTILARININ NELER OLMASI GEREKTIĞI YÖNÜNDE BELIRLENMIŞ OLAN MÜDEK KRITERLERINI DIKKATE ALARAK AKREDITASYON ÇALIŞMALARIMIZI YÜRÜTTÜK.”
Eğitim konularını oluştururken sanayiden gelen talepleri de dikkate aldınız mı? Teorik eğitimlerle pratik arasındaki dengeyi nasıl sağladınız? Mühendislik eğitim ve öğretimindeki gelişmeler dinamik bir süreci gerektirir. Akreditasyon kapsamında başta sanayi kuruluşlarından olmak üzere tüm paydaşlardan sürekli geri bildirim alıyor ve her eğitim-öğretim dönemi sonunda bu bildirimleri bölüm danışma kurulunda tartışılarak uygulamaya aktarıp sonuçlarını ölçüyoruz. Bunun yanında öğretim üyelerimizin aktif sanayi tecrübeleri bulunuyor. Derslerin işlenişinde ilgili konuların güncel uygulamalardaki yansımaları üzerinde gerçekçi benzetimler yapılıyor ve öğrenilen teorik konuların bir mühendisin mezuniyetinden sonra ne şekilde işine yarayabileceği güncel örneklerle paylaşılıyor. Teorik eğitimler haricinde araştırmageliştirme ve yenilikçiliğe önem veren bir eğitim kurumu olarak öğrencilerinize sunduğunuz teknik olanaklar konusunda neler aktarmak istersiniz? Yaz stajları, makine mühendisliği eğitiminin üniversite dışında tamamlanması gereken
81
akademik
“BÖLÜMÜZDE BILIM, TEKNOLOJI VE SANAYI BAKANLIĞI DESTEKLI SAN-TEZ VE TÜBİTAK DESTEKLI ÇOK SAYIDA PROJE YÜRÜTÜLÜYOR.”
çok önemli bir bölümünü oluşturuyor. Kuramsal boyutta ve laboratuvar ortamı gibi koşulları önceden kurgulanan deneysel uygulama alanlarında bilgi sahibi olan öğrenciler; stajlar sayesinde iş yaşamının ve üretimin, koşulları genellikle önceden kurgulanamayan doğal ve gerçek yüzüyle tanışıyor. Stajların yanı sıra öğrencilerimiz son sınıfta yaptıkları bitirme projesi kapsamında TÜBİTAK destekli sanayi ile işbirliğine gidilen proje konularında çalışabiliyor. Bu kapsamda öğrencilerimizin Ar-Ge yetenekleri gelişirken sanayideki sorunları da daha iyi anlaması sağlanıyor. Bitirme projelerinin çoğundan uluslararası kongre bildirileri hazırlanırken bu sayede de öğrencilerin mezuniyet sonrasında bilimsel yetkinliklerini artıran çalışmalar yapması özendiriliyor. Ayrıca düzenlenen teknik gezilerle öğrencilerimizin sanayi ile tanışmalarını da sağlıyoruz. Makine mühendisliği eğitimi almak isteyen bir öğrencinin Başkent Üniversitesi’ni seçmesindeki temel nedenleri sıralayabilir misiniz? Başkent Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü, vakıf üniversiteleri arasında açılan ilk makine mühendisliği bölümüdür. Yüksek lisansa 2006-2007, doktora programımıza ise 2011-2012 eğitim-öğretim döneminde öğrenci kabul etmeye başladık. Sahip olduğu akreditasyonlarla uluslararası seviyede eği-
tim-öğretim gerçekleştiren bölümümüzde, öğrencilerimize fakülte içerisinde yan dal ve çift dal yapma imkânları sağlıyoruz. Öğretim dilimiz yüzde 30 oranında İngilizcedir. Böylece öğrenciler temel derslerin bir kısmını İngilizce alarak teknik terimlerin İngilizcelerini öğreniyor. Bu sayede yurt dışındaki gelişmeleri takip edebilirken aynı zamanda yayınlanan güncel uluslararası çalışmaları da izleyebiliyorlar. Öte yandan endüstriye yönelik uygulamalı bitirme projeleri, öğrencileri çalışma hayatına hazırlıyor ve mesleki çevrelerini oluşturuyor. Bilimsel topluluklar makine mühendisi adaylarının gelişiminde son derece etkili olmakla birlikte, enerji ve mekatronik topluluklarımız aktif olarak çalışıyor. Bölümümüzün öğretim kadrosundaki akademik personelin hemen hemen tamamının makine mühendisliği bölümü lisans ve doktora mezuniyetine sahip olması öğrenciler için büyük önem taşıyor. Bölümümüz, üniversitemizin merkez kampüsünde bulunuyor. Kampüsümüz doğayla iç içe olmasının yanı sıra birçok sosyal faaliyete de olanak sağlıyor. Kampüs içerisinde öğrencilerimizin kalabileceği yurt imkânları mevcuttur. Ayrıca öğrencilerimiz, Ankara’nın hemen her yerine ulaşan ücretsiz servis hizmetlerinden faydalanabiliyor. 24 saat açık çalışma salonu, 12 bin 500 metrekarelik alana ve 1277 kişilik oturma kapasitesine sahip olan Başkent Üniversitesi Kütüphanesi, lokasyon olarak bölümümüze çok yakındır. Kütüphanede ayrıca okuyucuların katalog taraması ve araştırma yapabilecekleri 77 adet terminal bulunuyor. Yurt dışı öğrenci değişim programları çerçevesinde öğrencilerinize ne tür imkânlar sunuyorsunuz? Erasmus+ Programı çerçevesinde yurt dışı üniversitelerle anlaşmalar yaparak öğrenci değişimi için gerekli altyapıyı oluşturduk. Bölümümüz öğrencileri Erasmus+ kapsamında bir veya iki yarıyıl süreyle yurt dışındaki bir üniversitede eğitim ve öğretimlerine devam edebiliyor. Ayrıca, 2013-2014 döneminden itibaren öğrencilerimize yurt dışında staj imkânı da sağladık. Makine mühendisliği öğrencileri sanayiyle koordineli çalışma yapma şansına sahip mi? Sağladığınız staj olanakları nelerdir? Makine Mühendisliği Bölümü Staj Koordinatörlüğü, makine mühendisliği temel konularında faaliyet gösteren firmalarla sürekli iletişim halinde bulunuyor. Bu çerçevede alınan kontenjanlar doğrultusunda öğrencilerimizi söz konusu staj yerlerine yönlendiriyoruz. Bunun yanı sıra TMMOB ve Türk Tesisat Mühendisleri Derneği ile ortak çalışarak öğrencilere nitelikli staj
82
yapma imkânı veren firmaların bulunması yönünde çalışmalar yürütüyoruz. Program kapsamında birisi sekiz, diğer ikisi ise 20’şer işgünü olmak üzere kredili üç staj dersi bulunuyor. Bölümümüzde stajların düzenlenmesi, kontrol edilmesi ve değerlendirilmesi bölüm öğretim elemanlarından oluşturulan üç kişilik bir komisyon tarafından yürütülüyor. Bölümümüz atölyesinde yapılan atölye uygulamaları stajı kapsamında öğrencileri; torna, tesviye, freze, kaynak gibi takım tezgâhları ve ölçüm teknikleriyle tanıştırmak, bu teknikleri basit uygulamalarla pekiştirmek, çalışma ve güvenlik kuralları hakkında bilgi edinmelerini sağlamak ve üretim sürecinde ilk deneyimlerini kazandırmak hedefleniyor. Öte yandan üretim stajı kapsamında, ilk dört yarıyılda verilen derslerin oluşturduğu bilgi birikiminin imalat ve üretim işletmelerinde gelişmesini sağlamak, izleyen yarıyıllarda alınacak dersler için ön hazırlık yapmak ve öğrencileri özellikle söz konusu işletmelerde makine mühendislerinin yaptıkları ve yapabilecekleri işlerle tanıştırmak amaçlanıyor. Yönetim stajı kapsamındaysa öğrencilere gerçek hayatta bir fabrikada veya işletmede üretimin bütün safhalarını inceletmek, üretim ve üretimden sonra yararlanılan yardımcı sistemleri tanımalarını, söz konusu kurum veya kuruluşun yönetimi hakkında bilgi edinmelerini, karşılaşılan problemler ile çözüm yollarını gözlemleyerek ilk altı yarıyılda öğrenilen derslerin gerçek hayattaki uygulamalarını görmelerini sağlamak amaçlanıyor. Ayrıca, öğrencilerimiz kimi durumlarda sanayiyle işbirliği halinde bitirme projelerini tamamlayabiliyor. Öğrenci kulüplerinin gerçekleştirdiği projeler ve katıldıkları yarışmalar vasıtasıyla da sanayiyle koordineli olarak çalışabiliyor. Bunun yanı sıra bazı son sınıf öğrencilerimiz, çeşitli firmaların aday veya stajyer mühendis kadrosunda iş bularak çalışma fırsatı yakalıyor. Bölümünüz bünyesinde gerçekleştirdiğiniz veya gerçekleştirmeyi planladığınız sanayi projeleriyle ilgili bilgi verir misiniz? Bölümüzde Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı destekli SAN-TEZ ve TÜBİTAK destekli çok sayıda proje yürütülüyor. Bölümümüzdeki öğretim üyelerinin önemli bir kısmı sanayi kuruluşlarına danışmanlık yapıyor. Özellikle bitirme projesi öğrencilerinin TÜBİTAK 2241 A (2209 B) Sanayi Odaklı Bitirme Projesi desteği programları aracılığıyla firmalarla işbirliği içinde projeler yapması özendiriliyor. Öğrencilerimizin bitirme ödevi kapsamında ürettiği projeler dönem sonunda üniversite yönetimi, öğretim elemanları ve sanayi kuruluşlarının katıldığı etkinliklerle sergileniyor ve ilgi çekici projeler uygulamaya aktarılıyor.
Bu kapsamda gerçekleştirilen önemli bazı projelerimiz şunlardır: Suya ve karaya inişkalkış yapabilen insansız hava aracı (İHA), uzaktan kumandalı insansız su altı aracı, portatif Timken OK test cihazı, otobüslerde pnömatik sistemlerin analizi, ölçümü, kontrolü ve değerlendirmesini yapan test cihazı (MANPNÖMATİK), yüksek performanslı slatlı rüzgar türbini, esnek zırh malzeme, düşük hızlı çarpma deney seti, hidrolik kademeli derin çekme test ünitesi (10 Ton), İHA. Türkiye’deki sanayi kuruluşlarının üniversitelere bakışını nasıl yorumluyorsunuz? Gelişmiş ülkeler ile kıyaslandığında nasıl bir algı farklılığı gözlemliyorsunuz? Türkiye’deki sanayi kuruluşlarının birçoğu, direkt olarak satılabilecek ürünlerin en ucuz ve hızlı şekilde geliştirilmesini hedeflediğinden, sanayi firmalarının Ar-Ge bakış açısıyla üniversite öğretim üyelerinin teorik bakış açısı örtüşmüyor. Bu nedenle birçok firma kendi bünyesindeki Ar-Ge departmanıyla çalışıyor. Çok özel durumlar haricinde ve/veya hibe alınan kuruluşun zorunlu kılmaması durumunda danışmanlarla çalışmayı tercih etmiyorlar. Sonuç olarak, sanayi kuruluşları maalesef üniversitelerle işbirliği konusunda isteksiz davranıyor. Üniversite-sanayi işbirliğinin güçlendirilmesi üniversitelerdeki akademisyenlerle sanayicilerin ortak bir uzlaşı çerçevesinde birleşmesiyle mümkün olabilir. Bunun için de ülkemizdeki Ar-Ge hibe programlarının ve üniversitelerin bu konuyu teşvik edecek önlemler alması gerekiyor. Ülkemizde proje üretme konusunda problemler mevcut. Genel olarak bakıldığında önümüzdeki 10 yıllık dönem için geliştirilecek ayakları yere basan bir proje ortaya koyma konusu, sadece öğretim üyesinin ufkuna bırakılarak çözülemez.
“MAKINE MÜHENDISI; ÇAĞDAŞ TOPLUMUN HER ORTAMDA KARŞILAŞTIĞI VE KARŞILAŞABILECEĞI SORUNLARI FARK EDEN, BU SORUNLARA BILIMSEL VE TEKNIK YAKLAŞIMLARLA SÜRDÜRÜLEBILIR ÇÖZÜMLER ÜRETEBİLEN VE BILGININ NEREDE OLDUĞUNU BILEN KIŞIDIR.”
83
kampüs
“BİLİMSEL VE ÇAĞDAŞ BİR EĞİTİM ALIYORUZ” BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİ EĞİTİM ALDIKLARI BÖLÜMDE UZMANLIK ALANLARI ARASINDA YENİLENEBİLİR ENERJİ SİSTEMLERİ, ISIL-MEKANİK SİSTEMLER, KOMPOZİT, ZIRH TEKNOLOJİLERİ İLE BALİSTİK VE MEKATRONİK UYGULAMALARIN YER ALDIĞI NİTELİKLİ BİR AKADEMİK KADRONUN BULUNDUĞUNA DİKKAT ÇEKİYOR.
84
B
ilimsel ve çağdaş eğitim perspektifine sahip bir kurumda eğitim aldıklarını söyleyen Başkent Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü öğrencileri, edindikleri mesleki donanımın iş hayatında kendilerine birçok kolaylık sağlayacağını belirtiyor.
CAN UMUT ATAK MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 4. SINIF ÖĞRENCİSİ “BİYOENERJİ ALANINDA UZMANLAŞMAK İSTİYORUM” “Başkent Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nü seçmemin temel amacı, makine mühendisliğinin ilgi alanıma hitap etmesi ve okulumuzun eğitim anlayışının bilimsel ve çağdaş olmasıydı. Makine mühendisliği haricinde başka bir bölümde eğitim almayı hiç düşünmedim. Makine mühendisliğiyle ilgili elbette beklentilerim ve bilgi sahibi olmak istediğim noktalar vardı. Bölümüzde aldığım eğitim, beklentilerimi tam anlamıyla karşıladı. Artan enerji ihtiyacının karşılanabilmesi için kullanılacak kaynakların çeşitlendirilmesi her ülkenin enerji politikasının temelini oluşturmaya başladı. Bu yüzden yenilenebilir enerji kaynakları alanında, biyoenerji kısmında uzmanlaşmak istiyorum. Dünya piyasalarına baktığımda bazı sektörlerde makineleşme konusunda açıklar olduğunu görüyorum. Söz konusu açık noktalar dünya genelinde çeşitli projelerle destekleniyor. Bu çerçevede, mezun olduktan sonra hedeflerimin arasına tarımda makineleşme ve tarımdan elde edilebilecek enerji alanında yoğunlaşmak yer alıyor. Makine sektörü yarattığı katma değer, teknoloji üretimini zorunlu kılması, geniş bir yan sanayi ağı
oluşturması, yatırım maliyetlerini düşürmesi, nitelikli personele yönelik istihdam alanı barındırması, dışa bağımlılığı ve dış ticaret açığını azaltmasının yanı sıra pek çok sektöre girdi sağlaması ile de tetikleyici güce sahip lokomotif bir sektör. Ülkelerin gelişme sürecinde, makine imalat sanayisinin imalat sanayisi içerisindeki önemi giderek artıyor. Türk makine sektörünün de gün geçtikçe aşama kaydettiğini gözlemliyorum.”
FURKAN KARTAL MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 4. SINIF ÖĞRENCİSİ “ÇİFT ANADAL İMKÂNINDAN YARARLANIYORUM” “Ankara’da yer alması, kampüsünün konumu ve akademik-sosyal projelerde diğer üniversitelere kıyasla daha fazla kaynak sunması nedeniyle Başkent Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nü tercih ettim. Öğretim elemanları ve asistanlarımız her türlü sorunumuzda daima yanımızda oldular. Ben ve arkadaşlarımın akademik gelişiminde de üstlendikleri etkin rollerle beklentilerimizi karşıladılar. Bölümüm makine mühendisliği olduğu halde aldığım eğitimle üniversitemizin bize sunduğu çift anadal programı sayesinde mimarlık eğitimi de alarak inşaat sektörüne yöneldim. Mezuniyet sonrasında inşaat mühendisliği alanında yüksek lisans yapmak ve bu doğrultuda bir kariyer oluşturmak istiyorum. Türk makine sektörü son beş yılda büyük bir gelişim sergiledi. Yerli ve yabancı yatırımcılar sayesinde sektör önemli iş imkânları sunmaya başladı. Gelişim ivmesi 2017 yılında biraz yavaşlasa da bizim gibi mühendislerin de desteğiyle sektörün ilerleyen yıllarda daha da güçleneceğini düşünüyorum.”
GİZEM ÖZTÜRK MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 4. SINIF ÖĞRENCİSİ “PROBLEM ÇÖZME YETENEĞİMİ KULLANMAK İSTİYORUM” “Sürekli gelişen teknoloji, yeni mühendislik alanlarını doğuruyor. Mühendislik eğitimi ile birlikte; satış-hizmet, test-Ar-Ge ve proje-tasarım mühendisliği gibi farklı alanlarda kendimi geliştireceğimi düşündüğüm için makine mühendisliği bölümünü tercih ettim. Sürekli yeni şeyler öğrenmeyi kendine amaç edinerek yaşam boyu öğrenme felsefesini benimseyen biri olarak bölümümde aldığım eğitim beklentilerimi karşıladı. Konstrüksiyon-imalat alanında mekanik, hidrolik ve pnömatik sistemle çalışan makinelerin ve bu makinelere ait parçaların klasik ve bilgisayar destekli konstrüksiyon çalışmaları yapmak istiyorum. Ayrıca bunların tasarımından başlayarak genellikle metalik malzemelerin fonksiyonel biçimlerine ulaşma aşamalarında çalışan, alışılmış veya alışılmamış imalat yöntemlerini uygulayan ya da uygulatan, yöntemleri uygulanabilir hale getiren ve geliştiren, kalite güvencesiyle uluslararası normlara uyan imalatın gerçekleştirilmesi noktasında uzmanlaşmak istiyorum. Mezun olduktan sonra, teknik bilgi ve becerilerimi ortaya koyup faydalı olabileceğim ve bunları geliştirebileceğim, çalıştığım kurumun hedeflerine ulaşabilmesi için görev alabileceğim ve problem çözme yeteneğimi kullanabileceğim bir pozisyonda başarılı işler yapmayı hedefliyorum. Ülkemizin makine üretimi konusundaki birikimi görmezden gelemeyiz. Bu birikimi, yeni ihtiyaçları karşılayacak nicelik ve niteliklere kavuşturabilmemiz için kritik değerde olduğumuzu biliyoruz. Bu durumu içselleştirmeliyiz ki hak ettiğimiz düzeyi yakalamamız mümkün olsun. Bizler makine imalat sektörünün içinde olacağız. Ülkemizde makine üretiminin sorunlarını açık ve net olarak tartışmalıyız ki geçmişte yapılan hatalar tekrar etmesin. Türk makine sektörünün gelecekte daha iyi bir seviyeye ulaşacağından eminim.”
KAAN KUŞTEPE MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 4. SINIF ÖĞRENCİSİ “ENERJİ VEYA MEKATRONİK ALANINDA KENDİMİ GELİŞTİRMEK İSTİYORUM” “Ankara içerisinde gidebileceğim üniversiteleri değerlendirdiğimde en iyi seçenek oldu-
ğu için Başkent Üniversitesi’ni tercih ettim. Aldığım eğitim beklentilerimi karşıladı. Enerji veya mekatronik alanında kendimi geliştirmek istiyorum. Bunun için eğitimime devam ederek yüksek lisans ve doktora yapmayı hedefliyorum. Türk makine sektörü her geçen gün daha da gelişiyor. Üniversite-sanayi işbirliği daha da sağlam temellere dayandığı ölçüde, sektördeki gelişmenin süreceğine ve dünya genelinde daha iyi bir konuma yükseleceğimize inanıyorum.”
ÖZGE ÇİMEN MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 4. SINIF ÖĞRENCİSİ “BÖLÜMÜMÜZ NİTELİKLİ BİR AKADEMİK KADRO İLE EĞİTİM VERİYOR” “Eğitim kadrosunun oldukça başarılı isimlerden oluşması ve bölüm mezunlarıyla iletişim kurduktan sonra edindiğim fikirler, Başkent Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nü seçmemde etkili oldu. Sahip olduğu laboratuvar imkânları ve gerçekleştirilen çalışma ve projeler sayesinde kendimi planladığım doğrultuda geliştirme fırsatı yakaladım. Enerji alanında uzmanlaşarak bu alandaki bir firmada çalışmak ya da yüksek lisans yapmak istiyorum. Bölüm haricinde ise ekonomi veya iktisat alanlarında yüksek lisans yapmak hedeflerim arasında. Henüz gelişmekte olan Türk makine sektörünün, gün geçtikçe daha da ilerlediğini fakat olduğundan daha iyi durumlara gelebileceğini ve gelmesi gerektiğini düşünüyorum. İmalat konusunda oldukça başarılı olsa da Ar-Ge çalışmaları konusunda sektörün biraz daha yol alması gerekiyor.”
BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİ, TÜRK MAKİNE SEKTÖRÜNÜN DIŞA BAĞIMLILIĞI VE DIŞ TİCARET AÇIĞINI AZALTMASININ YANI SIRA PEK ÇOK SEKTÖRE GİRDİ SAĞLAMASI YÖNÜNDEN DE LOKOMOTİF BİR SEKTÖR OLDUĞUNU SÖYLÜYOR.
85
makine tarihi
SAVUNMA SANAYİSİ TARİHİNDE DEMİRKÖY FATİH DÖKÜMHANESİ OSMANLI DÖNEMİNİN EN İLERİ SANAYİ TESİSLERİNDEN BİRİ OLAN FATİH DÖKÜMHANESİ, DEMİRİN ERGİTİLMESİ VE DÖVÜLEREK LEVHALAŞTIRILMASI SÜREÇLERİNDE KULLANILAN MEKANİK AKSAMIN ÇALIŞTIRILMASI İÇİN GEREKLİ OLAN ENERJİYİ HİDROLİK TEKNOLOJİSİNDEN SAĞLAMASI VE YÜZYILLAR BOYUNCA AKTİF ÜRETİM GERÇEKLEŞTİRMESİYLE ÖNEM TAŞIYOR.
86
T
arih boyunca madencilik açısından büyük öneme sahip olan Kırklareli iline bağlı Demirköy ilçesi, Osmanlı hâkimiyetine girdikten sonra da bu önemini devam ettirdi. Demir madenlerine sahip olması nedeniyle Roma Dönemi’nden itibaren büyük öneme sahip olan bölgede, Fatih Sultan Mehmet’in öğretmeni Molla Gürani’nin yönlendirmesiyle bir dökümhane inşa edildiğini tarihi kayıtlardan takip edebiliyoruz. Döneminin ünlü top ustası Macar Urban, mimar Muslihiddin ve Saruca Paşa’nın döktürdüğü toplar ve güllelerle İstanbul’un fetih hazırlıklarında büyük bir rol oynayan dökümhane, yüzyıllar boyunca Osmanlı savunma sanayisinde önemi hiç azalmayan bir sanayi tesisi olarak varlığını sürdürdü. 1878’de Ruslar tarafından tahrip edilmesine rağmen üretime devam eden tesis, 1913’te bir İngiliz şirketine 99 yıllık imtiyaz hakkı ile devredilmiş, ancak Birinci Dün-
ya Savaşı nedeniyle bu imtiyaz hakkı 1916’da feshedilmişti. 1950’li yıllara kadar büyük bir kısmı ayakta olmasına rağmen bakımsızlıktan, çoğunlukla da insan eliyle tahrip edilen Osmanlı’nın bu önemli sanayi tesisi 20012015 yılları arasındaki “Kırklareli Demirköy Osmanlı Dönemi Demir Dökümhanesi Araştırma-Kazı ve Restorasyon Projesi” ile yok olmaktan kurtarıldı. OSMANLI’NIN ENDÜSTRİYEL ÜRETİM ÜSSÜ İstanbul’un fethi ve Osmanlı kara ve deniz birliklerinin ateşli silahlarla donatılmasında önemli bir görev üstlenen Fatih Dökümhanesi, kısmen korunarak günümüze dek ulaşmış durumda. Tarihin ilk gerçek “topçu” birliklerinin oluşturulması ve havan topunun geliştirilmesinde de önemli bir yeri olan dökümhane, Osmanlı belgelerinde Samakocuk Dökümhane-i Amiresi ya da Kârhanesi olarak anılıyor. 1367 yılında Osmanlılar tarafından
Gülle buluntuları
fethedilen, bugün Kırklareli’ne bağlı Demirköy ilçesinin dört kilometre güneydoğusunda yer alan Fatih Dökümhanesi, Türk savunma sanayisinin köklü geçmişi ve birikimini de ortaya koyuyor. İstanbul’un fetih hazırlıklarına lojistik destek sağlayan Fatih Dökümhanesi, Molla Gürani’nin yönlendirmesiyle, top ve diğer silahların yapımı için demir üretimine katkı sağlamış, tunç toplara dökümhane hizmeti vermişti. GÜCÜNÜ HİDROLİK ENERJİDEN ALIYORDU Yaklaşık 10 bin metrekarelik bir alanı kaplayan Fatih Dökümhanesi’nde, iki teras halinde yerleştirilmiş birimler, kalıntılarıyla da olsa halen görülebiliyor. Yaklaşık 100x60 metre ölçülerinde dikdörtgen plana sahip olan, yaşama ve hizmet alanları, üretim ve depolama tesisleriyle toplam muazzam bir büyüklük ve organizasyon kapasitesine sahip, döneminin en ileri teknolojisiyle donatılmış sanayi tesisi olan dökümhanede sürdürülen arkeolo-
jik kazı çalışmalarında elde edilen en önemli bilimsel bulgu ise tesiste hidrolik enerjinin kullanılmış olmasıdır. Dökümhanede demirin üretilmesi için gerekli yüksek ısı ise bölgede bulunan ve kalorisi yüksek meşe kömüründen sağlanıyordu. Savunma, koruma amacıyla tahkim edilmiş üst teras etrafı surlarla çevrili, köşelerinde çokgen burçları bulunan bir yerleşke iken kuzey yöndeki ana girişten avluya ulaşılan bu üst terasta, avluya açılan yaşam ve hizmet mekânları ile mescit bulunuyordu. Dökümhane işçilerinin barındığı yerler, yatakhane binaları gibi birimlerden oluşan yaşam ve hizmet mekânları da kuzey, doğu, batı sur duvarı boyunca yerleştirilmişti. Avlunun güneybatı yönünde ise taş kaideli, tuğla gövdeli minaresi ve bodrum kat duvarları görülebilen dökümhane mescidi bulunuyordu. Kazı çalışmalarında, avlunun güneydoğu köşesinde yer alan iki ocaklı bir demir ergitme fırını da belirlendi. Bu alanın batı yönünde, su gücüyle çalışan çark sisteminin olduğu bilinen büyük kanal; üretim alanının doğu ve batı yönlerinde ise işlik alanları yer alıyor. Dökümhanede, eritme fırınlarında gerekli olan yüksek ısıyı elde etmek için su çarkı ile tahrik edilen körüklerden yararlanıldığı belirlenirken, su gücüyle çalışan çarkın çevirme gücünün yatay bir milden yararlanılarak körüklere aktarıldığı tahmin ediliyor. Nitekim dökümhanenin kuzeybatı yönünde, açık bir kanal vasıtasıyla suyun işletme alanına getirildiği de biliniyor. Dökümhanenin batı sur duvarı altından avluya giren, taş tonozlu bir su kanalı bulunurken, bağlantıları da olduğu anlaşılan bu ana kanal avlunun altından geçe-
“TAHRİBATIN ÇOĞU İNSAN KAYNAKLI”
Doç Dr. Nurcan YAZICI METIN MSGSÜ Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Görevlisi
“Fatih Dökümhanesi’nde hidrolik güç kullanılarak çark sisteminin döndürüldüğü ve üretilen enerjinin fırınlara hava verdiğini biliyoruz. Bu sayede çekiç dövme, çekiçleme sistemi gibi aşamalardan geçerek üretim yaptığını net olarak tanımlayabiliyoruz. Dökümhanenin kuzeybatı kısmından üretim alanına girip avlu boyunca dolaşan büyük bir kanal var. Bu kanalda yaptığımız kazılarda da demir çarka ait bulduğumuz parçalarda hidrolik sistemi anlayabiliyoruz. Yaklaşık yedi metre çapı olan demir çarkın dönmesiyle miller ve kol bağlantıları demir ergitme fırınlarına hava üfleyerek sistemi çalıştırıyordu. Bu enerji sistemi 1950’li yıllarda dinamitle patlatılıp bazı parçaları satılsa da hala net olarak görülebiliyor.”
Fatih Dökümhanesi toplamda 10 bin metrekareye ulaşan, Osmanlı Dönemi’nin önemli bir endüstri tesisiydi.
87
makine tarihi meler yapıldıktan sonra söylenebileceğini ifade ediyor.
Fatih Dökümhanesi’nde yaşam ve üretim alanları iç içeydi. Öyleki tesis içinde iki ayrı hamam yapısına rastlanıldı.
rek güney yönünde devam ediyor ve alt kottaki üretim alanının ana elemanlarından biri olan demir çark sisteminin oturduğu kanala ulaşıyor. Kazılarda demir çark sisteminin oturduğu ayaklardan biri ile çark sistemine ait demir parçaları da açığa çıkarılmış. 2010-2015 dönemindeki kazıların başkanlığını sürdüren Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Görevlisi Doç Dr. Nurcan Yazıcı Metin, dökümhane ile ilgili kesin bilgilerin, söz konusu alanın üretim bölgesindeki kazı çalışmaları tamamlandıktan, çark yuvası, yüksek fırınlar ile izabe çukuru ve körüklerin yer aldığı alanlar ortaya çıkarılarak ayrıntılı değerlendir-
Fatih Dökümhanesi’nin ayakta kalan tek yapısı, dökümhane mescidinin minaresine ait.
88
DÖNEMİN EN YÜKSEK TEKNOLOJİSİNE SAHİPTİ Kazı çalışmalarının yürütüldüğü ana dökümhanenin yanı sıra çevrede küçük dökümhane örneklerinin de olduğu çalışmalarla ortaya konulmuş durumda. Buralardaki mekanik aksamın çalıştırılması için gerekli olan enerjinin üstün nitelikli su gücü teknolojisi ile sağlandığı anlaşılırken, bunların 17. yüzyıl Orta Avrupa’daki metalurji teknolojileri ile aynı düzeyde olduğu; Osmanlı yönetiminin bu sırada iyi örgütlenmiş endüstriyel demir üretimini gerçekleştirdiğini ortaya koyuyor. Dökümhanede yapılan çalışmalarla çevrede metal ergitme fırını kalıntıları, depolanmış cüruf yığınları ile odun kömürü depolarının yanı sıra tarihi maden galerisi ve cevher çıkartma çukurlarının varlığı da belirlenmiş. Demirköy’de bugüne kadar yürütülen arkeolojik kazı çalışmaları, çevre araştırmaları ve analiz sonuçlarından, burada hem yüksek fırınlarda dökme demir hem de Renn türü fırınlarda yumuşak demir/luppe üretildiği izlenebiliyor. OSMANLI SAVUNMA SANAYİSİNİN BEL KEMİĞİYDİ Dökümhanede bugüne kadar yapılan kazılarda gülle kalıbı, değişik çaplarda top gülleleri, çeşitli madeni parçalar, farklı boylarda çiviler, demir tozları; dökümhanedeki mevcut demir fırınlarının yapısı ve çalışma sistemi hakkında bilgi verebilecek üfleçler, cüruflar, yerli üretim ve ithal (İngiliz) ateş tuğla örnekleri ile çark sistemine ait, üretimde kullanılmış olması muhtemel demir parçaları, demir şebeke parçaları; son dönemde çeşitli tarım ve ev araç gereçlerinin üretildiğini belgeleyen parçalar da bulunmuş. Türkiye sınırları içinde demircilik alanında günümüze ulaşmış en önemli arkeolojik verileri içeren Demirköy Dökümhanesi ve çevresinde bugüne kadar yapılmış olan çalışmalarla dökümhane ve çevresinde çok sayıda fırın kalıntısının olduğu da tespit edilmiş. Osmanlı belgelerinden izlenebildiği üzere dökümhanede Osmanlı ordusu için top güllesi ve humbara üretiminin olduğu; özellikle 18. ve 19. yüzyıllara ait belgelerde dökümhanede üretilen yarı mamul demir ürünlerin İğneada Limanı’ndan İstanbul’da, Tophane-yi Amire ile Tersane-i Amire’ye gönderildiğini biliyoruz. YÜZYILLAR BOYUNCA AKTİF HİZMET VERDİ Osmanlı Dönemi’nde bir devlet işletmesi olarak hizmet veren ve çağının en ileri teknolojisine sahip olduğu bilinen Demirköy Dökümhanesi’nde, 16. yüzyılın başların-
DEMİRKÖY DÖKÜMHANESİ’NİN AZ BİLİNEN GERÇEKLERİ • Demirköy’de Fatih Dökümhanesi olarak tanınan Büyük Dökümhane’nin bölgenin merkezi işletmesi, ana tesisi olduğu anlaşılıyor. Bölgede bunun dışında çok sayıda fırın bakiyesinin tespit edilmiş olması ve ana dökümhanenin yaklaşık 250 metre batısında yer alan ve Küçük Dökümhane olarak tanımlanan işliğin de varlığı, çevrede küçük ölçekli işliklerin olduğunu gösteriyor. Bunların ırmak yataklarının kenarlarına inşa edildiği ve buralardaki mekanik sistemin çalıştırılması için gerekli olan enerjinin, su gücü düzenekleriyle sağlandığı anlaşılırken, bu tespitler, Osmanlı’nın hidrolik enerji teknolojilerini ortaya koyması açısından önem arz ediyor. • Fatih Dökümhanesi’nde yürütülen kazılarda su gücüyle çalışan sistem de bütünüyle açığa çıkarılmış durumda. Dökümhaneye enerji üretimi için gerekli olan suyu sağlayan baraj, bent sistemi ve su kanalları belirlenirken, su, üretim alanında yer alan kanala ve kanalın içinde var olduğu anlaşılan, kazılarda elde edilen mil ve çark parçaları verileriyle yaklaşık yedi metre çapında ve bir metre eninde olduğu tespit edilen demir çarka ulaşıyordu. Çark üzerindeki aktarım sistemiyle de ana işlikteki demir fırınlarına, diğer düzeneklere güç aktarımı sağlandığı; fırınların üfleç sisteminin de bu düzenekle çalıştığı düşünülüyor. • Dökümhanedeki madeni buluntular arasında çiviler çok önemli bir yer tutuyor. Burada üretildiği düşünülen ve alanın hemen her tarafında ele geçen farklı boyutlardaki çivi örnekleri dört köşelidir ve çekiçlenerek yapılmıştır.
Büyük su kanalı ve çevresi
dan itibaren üretimin varlığı; dökümhanenin II. Mahmut Dönemi’nde kapsamlı bir şekilde ihya edildiği; sonrasında da birtakım tahribatlara rağmen onarım ve düzenlemelerle işletmenin 19. yüzyılın sonlarına, hatta 20. yüzyılın başlarına kadar aralıksız faaliyetini sürdürdüğü biliniyor. Hatta dökümhane, 1913’te bir İngiliz şirketine 99 yıllığına ihale edilmiş, Birinci Dünya Savaşı’nın çıkması üzerine sözleşme 1916’da feshedilmişti. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra kaderine terk edilen Dökümhane’nin 1950’li yıllara kadar çoğu birimleri ile ayakta olduğu, çevre duvarlarının dört metreye kadar durduğu da biliniyor. Kısa zamanda ciddi bir tahribata uğradığı anlaşılan Fatih Dökümhanesi, temel/duvar seviyesinde de olsa günümüze ulaşmış Osmanlı demir sanayisinin önemli tesislerinden biri ve Demirköy’ün adıyla özdeşleşen dökümhanenin Osmanlı tarihindeki itibarını iade etmek adına açık hava endüstri müzesi olarak kültür ve turizme kazandırılması çalışmaları da sürüyor. Dökümhanenin dünya turizmine kazandırılması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Nurcan Yazıcı Metin, “Konservasyon, restorasyon, çevre düzenlemesi gibi projelerle tesisin verilerinin sunularak ülke ve dünya turizmine açılması gerekli. Bugün bu haliyle bile Kırklareli Demirköy çok fazla ziyaretçi çeken bir yer. Fatih Dökümhanesi kültür turizmini canlandıracak bir tesis” yorumunda bulunuyor.
• Dökümhane kazılarında elde edilen ateş tuğla örnekleri arasında COWEN damgalı örnekler önemlidir. İngiltere’nin kuzeydoğusundaki Blaydon-on-Tyne kentinde 1823-1904 yılları arasında üretildiği tespit edilen bu ateş tuğlaları, dökümhanenin 19. yüzyılda aktif olduğunu ortaya koyuyor. • Fatih Dökümhanesi’nde yürütülen kazılar sırasında çok sayıda buluntu ele geçmiştir. Dökümhanenin işlevine uygun olarak çok sayıda demir buluntu, üretimle ilgili donanımlara ait tanımlanabilen dişli çark parçaları, ateş tuğla örnekleri ile pişmiş toprak üfleç ve üfleç parçaları; amorf demir parçalar, farklı boyutlarda gülleler ve top mermileri, mermi örnekleri ve farklı boyutlarda çiviler, ok ucu ve kama örnekleri; farklı dönemlere ait sikkeler, sırlı/sırsız seramik örnekleri ile ithal porselen, lüle ve cam parçaları bu buluntular arasındadır. • Fatih Dökümhanesi’nde üretilen demirlerin hayat verdiği “Şahi” adı verilen ve İstanbul’un fethinde önemli bir yeri olan topların çevresi üç metre, ağırlısı ise 15 tondan fazlaydı. Şahi toplarının attığı güllelerin ağırlıkları ise 600 kilogramdan fazlaydı. • İstanbul’un fethi döneminden kalan topların biri, halen İngiltere’de sergileniyor. Kırım Savaşı sırasında Çanakkale’nin savunmasını üstlenen ancak atıl kalan bu toplar İngilizlerin ilgisini çekmiş ve toplardan biri 1868’de Sultan Abdülaziz tarafından Kraliçe Victoria’ya hediye edilmişti. Bugün Kraliyet Silah Koleksiyonu’nun bir parçası olan top, halen Portsmouth şehrinde Fort Nelson Top Sergisi’nde ziyaret edilebilir. İstanbul’un fethi döneminden kalan top Fort Nelson Top Sergisi - İngiltere
89
fuar rotası Dubai
MAKİNE SEKTÖRÜ FUAR GEZİLERİNE YILIN İLK ÇEYREĞİNDE DE HIZLA DEVAM EDİYOR. MAKİNE SANAYİSİNİN FUAR TAKVİMİNDE UĞRAYACAĞI DURAKLAR BU KEZ BANGALORE VE DUBAİ OLACAK. SEKTÖR TEMSİLCİLERİ, 8-12 MART 2018 TARİHLERİNDE INDIA WOOD FUARI İÇİN BANGALORE, 26-29 MART TARİHİNDE İSE PMV LIVE FUARI İÇİN İSE DUBAİ’YE YOLCULUK EDECEK.
Bangalore
90
B
u sayıdaki “Fuar Rotası” bölümümüz için yüzümüzü Bangalore ve Dubai’ye çevirdik. Bangalore doğal güzellikleri ile Dubai ise modern yüzü ve geçmişe dair izleriyle ziyaretçilerini bekliyor olacak. Bangalore 9. yüzyılda kurulmuş ve nüfus bakımından Hindistan’ın en kalabalık üçüncü şehri. İlk zamanlar ismi “Bengaluru” olsa da zamanla ismi değişip Bangalore’ye dönüşmüş. Yatırım im-
Bangalore
kanları ve teknoloji üretimi ile ön plana çıkan şehir, aynı zamanda dünyada girişimciler tarafından en çok tercih edilen 10 bölgeden biridir: Şehir, Hindistan’ın ihracat merkezi olmasının yanı sıra en çok büyüyen ikinci şehri konumunda. 1900’lü yıllarda küçük bir balıkçı ve liman kasabası olan Dubai, 1969 yılında petrolün bulunarak ihraç edilmeye başlanması ile birlikte ekonomik anlamda büyük bir sıçrama yaşadı. Bölgede petrolün bulunmasından sonra Dubai’nin
geliri devamlı yükseldi. Emirlik böylece bir ticaret, alışveriş ve turizm kenti haline geldi. Dubai, aralarında dünyanın en yüksek binası olan Burç Halife Dubai’nin de bulunduğu çok sayıda gökdelen ve yüksek binaları, iddialı bir proje olan insan yapımı Palmiye Adaları, otelleri ve dünyanın en geniş ölçekli alışveriş merkezleriyle bir sembol durumuna geldi. Palmiye Adaları; Palm Deyra, Palm Cumeyra ve Palm Cebel Ali olmak üzere üç ayrı projeden oluşuyor.
Dubai
91
İran’ın lider uluslararası metal işleme fuarının parçası olun! www.ambiran.com
BANGALORE
NERELER GEZILIR?
Lalbagh Botanik Bahçesi
Lalbagh Botanik Bahçesi (Lalbagh Botanical Garden) 240 dönümlük botanik bahçesi, şehir merkezinin güneyinde yer alıyor. Lalbagh Botanik Bahçesi’nin florasını yaklaşık 1000’den fazla tür oluşturuyor ve model olarak da İngiltere Crystal Palace’daki Glass House’a benzetiliyor. Çeşitli ülkelerden getirilen ağaç ve bitkilerle tamamlanan parkta, özel günlerde çeşitli çiçek gösterileri yapılıyor. Tipu Sultan’ın Yazlık Sarayı (Tipu Sultan’s Summer Palace) Hyder Ali Han tarafından 1781 yılında yapımına başlanan ve 1791 yılında Hyder Ali Han’ın oğlu Tipu Sultan tarafından tamamlanan saray, zarif oyma sütunları, kemerleri ve balkonları ile iki katlı süslü bir ahşap yapı. Tipu Sultan’ın favori dinlenme mekanı olan sarayın bütün duvarları ve tavanları, sıcak renklerden oluşan yaldızlı çiçek motifleriyle bezenmiş. Sarayın içinde Hyder-Tipu dönemine ait eserlerin bulunduğu bir de müze yer alıyor.
Tipu Sultan’ın Yazlık Sarayı
Iskon Tapınağı (Iskcon Temple) Sri Radha Krisha Tapınağı olarak da adlandırılan Iskon Tapınağı, Radha ve Krisha tanrılarına ithafen yapılmış. Tapınak konum olarak Bangalore’ün Rajajinagar ilçesindeki Hare Krisha tepesi olarak bilinen yerde bulununoy. İçinde altı türbe bulunan tapınak, dünyanın en büyük tapınakları arasında yer alıyor. Wonder La Eğlence Parkı (Wonder La Park) Wonder La Eğlence Parkı, Bangalore’ye 27 kilometre uzaklıkta bulunan Bidadi’de yer alıyor. 2000 yılında açılan ve Güney Hindistan’ın en büyük parkları arasında gösterilen Wonder La Eğlence Parkı, 330 bin metrekarelik bir alanı kaplıyor. Park; gezi alanları, oyun alanları, dinlenme mekanları, çeşitli aktivite ve animasyonları ile keyifli vakit geçirilecek bir nokta.
Iskon Tapınağı
ALIŞVERIŞ Bangalore alışveriş açısından da zengin bir şehir. Kentte birçok alışveriş merkezinin yanı sıra birçok mağaza ve dükkân da bulunuyor. Dünya markalarına ait mağazaların yer aldığı Indiranagar özellikle giyim ve kozmetik alışverişi yapmak isteyenler tarafından tercih edilirken daha geleneksel şeyler arayanlar, Jayanagar’daki dördüncü blok kompleksini uğrak mekanları haline getirmiş. Hindistan’da turistler tarafından en çok geleneksel takılar, hediyelik eşyalar ve yöresel giysiler sa-
tın alınıyor. Bu tür ürünler ise yaygın olarak Chickpet bölgesinde bulmak mümkün.
NEREDE KALINIR? Bangalore şehir merkezine ve ulaşım ağlarına yakın konumlarda kalmak, turistlik mekanlara ve şehrin imkanlarına yakın olmak açısından son derece avantajlı. Konaklama açısından uygun bölgeler; High Grounds, Shivaji Nagar, Gopalapura, Mc Layot, Rpc Layaut ve Kalasıpalayam iken bu bölgeler tren, otobüs, turistlik alanlar ve metro ağına yakın olmakla birlikte birçok iş merkezini de içinde barındırıyor.
ŞEHİR İÇİ ULAŞIM Bangalore trafik bakımından dünyanın en yoğun şehirlerinden biri. Şehirde hızlı ve ucuz ulaşım aracı olarak “Riksa” adı verilen üç tekerlikli taksiler oldukça rağbet görüyor. Bunun yanında taksi ve metro diğer yaygın ulaşım araçları arasında. Bangalore metrosu mor ve yeşil olmak üzere iki hattan oluşuyor. Metro ile seyahat edebilmek için “Smart kart” gerekiyor. Şehir içinde 12 hattan oluşan otobüsler ise en ekonomik ulaşım aracı.
DAMAK TADI Bangalore’de geleneksel Hint mutfağının etkisi görülüyor. Yemekler genellikle bol baharatlı ve tavuk eti yaygın olarak kullanılıyor. Köri soslu tavuk en bilindik yemekleri arasında. Bangalore’de bol bahratın yanında acı soslarda oldukça yaygın kullanıyor. Pirinç tüketiminin de yoğun olduğu şehirde ekmek yerine pirinç pilavı tüketiyor.
93
PRO 100 HİDROLİK PROFİL BÜKME MAKİNESİ HYDRAULIC PROFILE BENDING MACHINE
CY4RHHS 4 TOPLU HİDROLİK SİLİNDİR MAKİNASI 4 ROLLS HYDRAULIC PLATE BENDING MACHINE
HCB KOLON BOM SİSTEMİ COLUMN BOOM SYSTEM
DUBAİ
NERELER GEZILIR? Burj Al Arab Şehrin simgesi olan yedi yıldızlı Burj Al Arab oteli görülmeye değer. Otel, sahip olduğu mimariden dolayı “Yelken Otel” olarak da biliniyor. Otelin en üst kısmında yer alan helikopter pisti, tenis kortu olarak da ünlü raketlerce kullanılmış. Oteli ziyaret edebilmeniz için otelde ya oda ya da restoranda rezervasyonunuz olması gerekiyor. Dubai Müzesi Dubai Müzesi, şehrin en eski yerleşim yerlerinden Al Bastakiya Bölgesi’ndeki El Fahidi Hisarı içerisinde yer alıyor. 1787 yılında inşa edilen bu hisar, Dubai’de yer alan en eski yapı. Portekiz etkisinin görüldüğü yapı, geçmişte ikametgah ve yönetim merkezi olarak kullanılmış olsa da günümüzde Dubai Müzesi’ne ev sahipliği yapıyor. 1971 yılında açılan bu müzede, Dubai’deki yerlilerin yani Emiratilerin geçmişteki yaşam tarzları sergileniyor. Madinat Jumeirah Dubai’nin en güzel yerlerinden biri olan Madinat Jumeirah, şehrin simge yapısı Burj Al Arab’ın hemen yanında yer alıyor. Burası şehrin eski yerleşim yeri olan Bastakiya’nın rüzgar kulesi evlerinden ilham alınarak inşa edilmiş güzel bir çarşı. Başta turistik hediyelikler olmak üzere çeşitli antika eşyaları, el yapımı ürünleri çarşı genelinde bulabilirsiniz. Çarşının sahile bakan bölümünde birbirinden güzel restoran ve kafeler yer alıyor.
Palm Jumeirah Adaları Toplam üç ada projesinden oluşan Palmiye Adaları’ndan biri olan Palm Jumeirah Adası, Dubai kıyı şeridinde, denizin doldurulması ile oluşturulmuş bir kara parçası. 30’a yakın işletmeyi kapsayan Palm Jumeirah, uzaydan bile görülebilen olağanüstü bir proje. Palm Jumeirah
ALIŞVERIŞ Dubai’de yer alan geleneksel çarşı ve pazarlar gibi alışveriş merkezlerinde de alışveriş yapabilirsiniz. Özellikle Dubai’nin dört bir yanında yer alan birbirinden güzel ve büyük alışveriş merkezleri alışveriş sevenleri ülkelerine dolu bavullarla göndermekte başarılı olacak cinsten. Pazarlık her yerde olduğu gibi Dubai’de de önemli. Özellikle Deira’da yer alan Altıncılar ve Baharatçılar Çarşısı gibi yerlerde bir şeyler alacaksanız mutlaka pazarlık yapın.
NEREDE KALINIR? Dubai genel anlamda “en“lerin şehri. Dünyanın en uzun binası, en büyük alışveriş merkezi gibi yapılar burada yer alıyor. Otel ve konaklama konusunda da durum pek farklı değil. Dünyanın “en iyi”, “en lüks” ve “en yüksek” otelleri burada bulunuyor. Zaten şehrin simge yapılarının başında dünyanın en ünlü otellerinden Bruj Al Arab oteli geliyor. Dubai genellikle dünyanın en lüks otellerini içinde bulundursa da ekonomik seyahat eden gezginler için de birçok kaliteli tesise sahip.
daha konforlu gelecektir. Eğer tercihiniz taksiden yana değilse dünyanın en uzun otomatik (sürücüsüz) metro hattına sahip şehrinde olduğunuzu unutmayın. Metrolarda gidiş mesafenize göre ücret değişiyor ve bunun için kartınızı hem biniş hem inişlerde turnikelere okutmanız gerekiyor. Başka bir alternatif ise otobüsler. Ücretleri ise metro ile aşağı yukarı aynı.
DAMAK TADI Dubai’de sadece Arap mutfağı değil her ülkeye ait tatlar bulunuyor. Avrupa, Asya hatta Amerika mutfağından bile örnekler bulabileceğiniz restoranlarda menü, deniz ürünleri ve etten oluşuyor. Pirinç ve ekmeğin özel bir yeri bulunan Arap mutfağında deve eti ve deve sütü de tüketiliyor. Lavaş, İran ekmeği naan ve pita ekmeğini çok tüketen Dubaililerin en popüler yemeği, baharatlı kuzu etiyle yapılan makbus ve bir bedevi yemeği olan yine kuzu etinin rosto halinde bademli pilav üstünde servis edilmesiyle yapılan ghuzi. Deniz mahsullerinde de orfoz, tekir ve uskumru balıkları daha çok ızgara olarak tüketiliyor.
ŞEHİR İÇİ ULAŞIM
Madinat Jumeirah
Dubai’de 3-4 kişilik bir grup halinde geziyorsanız taksi diğer ulaşım yollarından hem daha hesaplı hem de
Burj Al Arab
95
makale
YÜKSEK TEKNOLOJİLİ SANAYİ ÜRETİMİ VE MAKİNE SANAYİSİ ÖNÜNDEKİ YAPISAL ENGELLER TÜRKİYE, BİR SÜREDİR İLERİ TEKNOLOJİ YOĞUNLUKLU SANAYİLERE GEÇİŞ İÇİN ÖNEMLİ BİR ÇABA SARF EDİYOR. BU ÇABA, BÜYÜK ÖLÇÜDE MAKİNE SANAYİSİNDEKİ GELİŞMİŞLİKLE VE KENDİ ÜRETİM-ÜRÜN TEKNOLOJİMİZE SAHİP OLMAKLA BAŞARIYA ULAŞABİLİR. BU NEDENLE İLERİ TEKNOLOJİ YOĞUNLUKLU SANAYİ ÜRETİMİ HEDEFİNE YÜRÜRKEN MAKİNE SANAYİSİ AYRI BİR ÖNEM ARZ EDİYOR.
O
ncelikle Türkiye’de makine sanayisinin hemen tüm alt makine gruplarında kendi üretim ve ürün teknolojisine sahip hale gelmesi gerekiyor. Makine sanayisi bu hedefe yaklaşma sürecindedir. Ancak makine sanayisi, gelişiminin önündeki birçok yapısal engelle de karşı karşıya bulunuyor. Bu nedenle gelişme için yapısal engellerin ortadan kaldırılması gerekiyor. TÜRKİYE SANAYİLEŞMİŞ ÜLKE OLMADAN SANAYİDEN KAÇIŞ BAŞLADI Makine sanayilerinin gelişimi, ülkelerin sanayileşme süreçleriyle paralel hareket eder. Makine sanayisi ülkenin sanayileşme sürecinde yarattığı makine talebi ve iç pazar ihtiyaçlarıyla gelişir. Türkiye’de makine sanayisinin gelişimi 2000’li yılların başından itibaren yeni bir döneme girdi. Makine sanayisinin ölçek, kalite ve teknoloji alanında gelişmeye başlayacağı bu dönemde Türkiye henüz sanayileşmiş ülke olmadan sanayinin payı hızla azalmaya başladı. Sanayide-
96
ki bu gelişme makine sanayisinin gelişmesi için de önemli bir engel oluşturdu. İMALAT SANAYİSİNİN GSYİH İÇİNDEKİ PAYI HIZLA GERİLİYOR Makine sanayisinin gelişimiyle imalat sanayisinin arasında da önemli bir ilişki bulunuyor. İmalat sanayisinin ihtiyaçları ve talepleri makine sanayisindeki gelişmeleri şekillendiriyor. Zayıf bir imalat sanayisi ve durağan talepler makine sanayisindeki gelişmeleri de sınırlıyor. Bu çerçevede Türkiye’de imalat sanayisinin payında görülen hızlı düşüş de makine sanayisinin önünde engel oluşturuyor. İmalat sanayisinin GSYİH içindeki payı yüzde 15’lere kadar geriledi. Küçülen bir imalat sanayisi, makine sanayisindeki gelişmeyi de olumsuz etkiliyor. SANAYİ DIŞI SEKTÖRLER DAHA CAZİP HALE GELDİ Türkiye’de birçok alan sanayi yatırımlarından daha cazip hale geldi. Bu cazibenin bir bölümü sektörlerin doğasından kaynakla-
Kaynak: TÜİK verileri
ÜLKELERİN GELİŞME SÜREÇLERİ VE SANAYİNİN KONUMU SANAYİNİN MİLLİ GELİR İÇİNDE PAYI (%)
%40
%30
%20
%10 KİŞİ BAŞI GELİR SEVİYESİ (DOLAR)
5.000
DÜŞÜK GELİR SEVİYESİ
10.000
ORTA GELİR SEVİYESİ
15.000
nırken kamunun politikaları ve uygulamaları da diğer sektörlerin cazibesini artırdı. İnşaat, enerji, gayrimenkul, perakende, eğitimsağlık, turizm, ulaştırma-lojistik ve ithalatticaret getirileri ve kârlılıklarıyla öne çıkan sektörler oldu. Bu gelişme Türkiye’de sermayenin sanayi dışı alanlara kaymasına yol açarken böylece dolaylı yoldan makine sanayisine yönelik talebi sınırlıyor. MAKİNE VE TEÇHİZAT YATIRIMLARINDA DURAĞANLIK VAR Makine sanayisinin gelişimi ilk aşamada özel sektörün yatırımları ve talebiyle büyüyen makine ve teçhizat yatırımlarına ve iç pazara bağımlıdır. Bu çerçevede değerlendirildiğinde Türkiye’de toplam kamu ve özel sektör makine ve teçhizat yatırımlarının 2011 yılında beri durağan kaldığı görülüyor. Makine ve Teçhizat yatırımlarındaki bu durağanlık makine ve teçhizat iç pazarının da büyümesini sınırlandırırken makine sanayisinin gelişimi önünde de yapısal bir engel oluşturuyor. TÜRKİYE’DE YATIRIMLARI FİNANSE EDECEK BİR KAMU KALKINMA BANKASI YOK Makine sanayilerinin gelişim süreçlerinde ülkelerde önemli ve uzun süren bir yatırım hamlesi olduğu görülürken, aynı zamanda yatırım hamlesini destekleyen kamu kalkınma bankaları da bulunuyor. Kalkınma bankaları, günün ihtiyaçlarına göre dönüşüm geçirerek özel sektörün makine ve teçhizat yatırımlarını destekler. Günümüzde başta Güney Kore olmak üzere, Polonya, Çekya, Malezya, Meksika, Endonezya, Hindistan gibi ülkelerde kamu kalkınma bankaları faaliyet gösteriyor. Türkiye’de ise kamu kalkınma bankacılığı işlevini yitirmiştir. Makine ve teçhizat yatırımla-
20.000
Can Fuat GÜRLESEL MAİB Ekonomi Danışmanı
25.000
YÜKSEK GELİR SEVİYESİ
rını finanse eden bir kamu kalkınma bankası olmaması, makine sanayisinin gelişimini doğrudan sınırlıyor. KÜRESEL KRİZİN ARTÇI ETKİLERİYLE DÜNYA MAKİNE YATIRIMLARINDA DURGUNLUK HAKİM Türkiye’de makine sanayisi 2000’li yılların başından itibaren yeni bir gelişme dönemine girmiş olup, dünya ekonomisindeki koşullar da 2008 yılına kadar bu gelişmeyi destekledi. Ancak 2008 yılında yaşanan küresel kriz tüm dünyada atıl kapasiteleri ortaya çıkarırken yeni makine yatırımları uzun süre geriledi. İlk kez 2016 yılından itibaren dünya genelinde makine ve teçhizat yatırımları yeniden artmaya başladı. Türk makine sanayisi de gelişme sürecindeki bu yatırım kesintisinden olumsuz etkilendi. MAKİNE İTHALATI HALA YÜKSEK Türkiye, dünyanın makine sanayisinde en gelişmiş ülkelerine makine ihraç ediyor. En çok ihracat da Almanya’ya gerçekleştiriliyor. Türkiye’de yapılamayan az sayıda makine bulunuyor. Buna rağmen Türkiye çok yüksek oranda makine ithal ediyor ve bu ithalat ma-
GELİŞMİŞ ÜLKELERİN MAKİNE FİRMALARI YATIRIM YAPTIKLARI ÜLKELERDE TEKNOLOJİ, BİLGİ BİRİKİMİ, MÜHENDİS VE NİTELİKLİ İŞGÜCÜNÜN BİRİKMESİNE KATKI SAĞLIYOR. TÜRKİYE’DE GENEL OLARAK SANAYİDE YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI OLDUKÇA SINIRLIYKEN MAKİNE SANAYİSİNDE DAHA DA DÜŞÜKTÜR.
TÜRKİYE’DE MAKİNE VE TEÇHİZAT YATIRIMLARI (MİLYAR TL) 98,3
100 80
88,9
92,8
93,4
2013
2014
Kaynak: TÜİK verileri 96,7
94,1 85,2
76,9
60 40 20 0
2010
2011
2012
2015
2016
2017 (T)
97
makale TÜRKİYE’DE TEŞVİK BELGELİ İMALAT SANAYİ YATIRIMLARININ TEKNOLOJİ YOĞUNLUĞU İTİBARIYLA DAĞILIMI (2017 - MİLYON TL) 16.000
Kaynak: TÜİK verileri
16.043 13.384
14.000 12.000 10.000
8.826
8.000 6.000 4.000 2.000
1.026
0
DÜŞÜK TEKNOLOJİ YOĞUNLUKLU SANAYİLER
ORTA-DÜŞÜK TEKNOLOJİ YOĞUNLUKLU SANAYİLER
ORTA-YÜKSEK TEKNOLOJİ YOĞUNLUKLU SANAYİLER
MAKİNE SANAYİSİNDE ÇALIŞAN MÜHENDİSLERİN PAYLARI (2016 - %)
Kaynak: TÜİK verileri
42,6
40
36,6
35
31,8
30
30,5
28,2
25
24,6
24,1
20
15,6
15
14,4
13,3
10
11,6 6,1
MEKSİKA
İSPANYA
POLONYA
ÇEKYA
AVUSTURYA
İTALYA
SİNGAPUR
JAPONYA
TAYVAN
GÜNEY KORE
0
ALMANYA
5
TÜRKİYE
45
YÜKSEK TEKNOLOJİ YOĞUNLUKLU SANAYİLER
98
YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI YETERSİZ Makine sanayisinde yabancı sermaye yatırımları itici bir güç oluşturuyor. Gelişmiş ülkelerin makine firmaları yatırım yaptıkları ülkelerde teknoloji, bilgi birikimi, mühendis ve nitelikli işgücünün birikmesine katkı sağlıyor. Türkiye’de genel olarak sanayide yabancı sermaye yatırımları oldukça sınırlıyken makine sanayisinde daha da düşüktür. Makine sanayisine 2016 yılında 24 milyon dolar, 2017 yılında ise 37 milyon dolar yabancı sermaye yatırımı geldi. Yabancı sermaye yatırımlarının neredeyse olmaması da makine sanayisinin gelişimi önünde yapısal bir engel oluşturuyor.
NİTELİKLİ VE YETERLİ MÜHENDİSİMİZ YOK Makine sanayisinin gelişimi büyük ölçüde mühendislik kapasitesine bağlıdır. Firmalarda çalışan mühendis sayıları ve toplam çalışanların içinde mühendislerin payı önemli göstergelerdir. Sayılar ve oranlar kadar mühendislerin nitelikleri de önemlidir. Bu çerçevede Türkiye’de mühendislerin makine sanayisinde çalışanlar içinde payı oldukça düYATIRIM TEŞVİKLERİ YÜKSEK TEKNOLOJİ şükken nitelik açısından da iyileşmeye ihtiyaç YOĞUNLUKLU SEKTÖRLERİ ÖZENDİRMİYOR Makine sanayisinin gelişimi imalat sana- duyuluyor. kine sanayisinin gelişimini engelliyor. Makine ithalatını adeta teşvik eden birçok uygulama da bulunuyor. Yatırım teşvik sisteminde verilen destekler bunun başında geliyor. Kamu ihalelerindeki tercihler ve ikinci el makine ithalatı ise diğer unsurlar olarak öne çıkıyor.
TÜRKİYE’DE BİRÇOK ALAN SANAYİ YATIRIMLARINDAN DAHA CAZİP HALE GELDİ. BU CAZİBENİN BİR BÖLÜMÜ SEKTÖRLERİN DOĞASINDAN KAYNAKLANIRKEN KAMUNUN POLİTİKALARI VE UYGULAMALARI DA DİĞER SEKTÖRLERİN CAZİBESİNİ ARTIRDI.
yisinin orta yüksek ve ileri teknoloji yoğunluklu sanayilere geçmesiyle paralellik gösteriyor. Nitekim bu sanayilerin makine ve teçhizat talepleri, üretilecek makinelerdeki kalite, teknoloji ve bilgi içeriğini de artırıyor. Türkiye de sahip olduğu iyi niyete rağmen mevcut yatırım teşvik sistemi yüksek teknolojili yatırımları teşvik etmiyor. Bu da makine talebinin geleneksel ürünlerde kalmasına yol açıyor. Makine sanayisinin teknolojik gelişim ihtiyacı sınırlanıyor.
GÖSTERGELER ARALIK 2017
99
göstergeler
TÜRKİYE’NİN MAKİNE İHRACATI 2017 YILINDA 14,8 MİLYAR DOLAR OLDU TÜRKIYE’NIN MAKINE IHRACATI 2017 YILINDA 14,8 MILYAR DOLAR OLARAK KAYDA GEÇTI. 2016 YILINDA BU RAKAM 13,4 MILYAR DOLAR SEVIYESINDEYDI. TÜRKIYE’NIN MAKINE IHRACATI 2017 YILINDA GEÇEN YILA GÖRE YÜZDE 10,7 ARTIŞ KAYDETTI.
100
M
akine sektöründe 2017 yılında en fazla ihracat gerçekleştiren alt sektör motorlar oldu. 2016 yılında söz konusu ürün grubunda gerçekleştirilen ihracat 2 milyar dolar seviyesindeyken 2017 yılında bu rakam yüzde 8,5 artışla 2,1 milyar dolar olarak kaydedildi. Listenin ikinci sırasında bulunan klimalar ve soğutma makineleri kaleminde 2017 yılında gerçekleştirilen ihracat bir önceki yıla göre yüzde 3,8 artışla 2 milyar dolar oldu. 2016 yılında söz konusu ürün grubundaki ihracat 1,9 milyar dolardı. 2017 yılında makine sektöründe en fazla ihracat gerçekleştiren üçüncü kalem ise 1,4 milyar dolarla yıkama ve kurutma makineleri olarak kaydedildi. Söz konusu mal grubunda 2017 yılında bir önceki yıla göre ihracat yüzde 6,4 artış kaydetti. Yıkama ve kurutma makineleri kaleminde 2016 yılında 1,3 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirilmişti.
İHRACAT LİSTESİNİN İLK SIRASINDA ALMANYA YER ALIYOR 2017 yılında Türkiye’nin makine ihracatı 14,8 milyar dolar olarak kaydedildi. Türkiye’nin en fazla ihracat gerçekleştirdiği ilk 20 ülke listesindeki Almanya’ya 2016 yılında2,1 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılında bu rakam yüzde 6,9 artışla 2,2 milyar dolar oldu. Listenin ikinci sırasındaki ABD’ye yönelik makine ihracatı, 2017 yılında 1 milyar dolar seviyesinde kaydedildi. 2016 yılında bu rakam 954 milyon dolardı. ABD’ye yönelik ihracat yüzde 8,8 arttı. Türkiye’nin en fazla makine ihracatı gerçekleştirdiği ilk 20 ülke listesinin üçüncü sırasında ise İngiltere bulunuyor. İngiltere’ye 2016 yılında 772 milyon dolarlık makine ihracat edilirken 2017 yılında bu rakam yüzde 5,9 artışla 818 milyon dolar oldu.
MAKİNE SEKTÖRÜNÜN TAMAMI İTİBARIYLA İHRACAT KAYIT RAKAMLARI
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
1 OCAK-31 ARALIK 2016
1 OCAK-31 ARALIK 2017
DEĞİŞİM (%)
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/Kg
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/Kg
MİKTAR
DEĞER
MOTORLAR
127
2.002
15,7
147
2.172
14,7
15,7
8,5
KLİMALAR VE SOĞUTMA MAKİNELERİ
474
1.929
4,1
486
2.004
4,1
2,5
3,8
YIKAMA VE KURUTMA MAKİNELERİ
497
1.372
2,8
517
1.460
2,8
4,1
6,4
DİĞER MAKİNELER
159
1.072
6,8
182
1.241
6,8
14,4
15,8
İNŞAAT VE MADENCİLİK MAKİNELERİ
228
844
3,7
268
911
3,4
17,6
8,0
POMPALAR VE KOMPRESÖRLER
97
681
7,0
109
813
7,4
13,0
19,5
TAKIM TEZGÂHLARI
96
649
6,8
103
722
7,0
7,6
11,4
TARIM VE ORMANCILIK MAKİNELERİ
131
606
4,6
144
654
4,5
10,1
7,9
TÜRBİN, TURBOJET, TURBOPROPELLER, HİDROLİK SİLİNDİRLER
13
422
31,6
16
642
39,9
20,5
52,1
TEKSTİL VE KONFEKSİYON MAKİNELERİ
96
514
5,4
107
605
5,7
11,4
17,7
REAKTÖRLER VE KAZANLAR
59
446
7,5
64
515
8,1
7,7
15,7
VANALAR
52
437
8,5
54
500
9,3
3,9
14,5
GIDA SANAYİİ MAKİNELERİ
70
410
5,9
90
494
5,5
29,1
20,5
SİLAH VE MÜHİMMAT
37
615
16,7
22
451
20,3
-39,6
-26,7
HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ, KALIPLAR
39
286
7,4
41
338
8,1
6,9
17,9
ISITICILAR VE FIRINLAR
37
271
7,3
45
321
7,2
19,6
18,4
YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEMEYE MAHSUS MAKİNELER
50
229
4,6
67
283
4,2
34,3
23,7
AMBALAJ MAKİNELERİ
8
143
18,8
9
173
19,4
17,2
20,8
KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME VE İMALATINA AİT MAKİNELER
14
145
10,7
15
168
10,9
14,5
16,0
BÜRO MAKİNELERİ
4
145
41,2
4
152
37,1
16,3
4,9
RULMANLAR
11
123
11,2
12
134
11,2
8,2
8,5
KÂĞIT İMALİNE VE MATBAACILIĞA MAHSUS MAKİNELER
9
67
7,2
13
90
6,8
40,9
33,7
DERİ İŞLEME VE İMALAT MAKİNELERİ
2
12
5,6
3
15
5,6
21,4
21,1
2.308
13.421
5,8
2.518
14.858
5,9
9,1
10,7
MAL GRUBU ADI
TOPLAM
101
göstergeler
TEKSTİL VE KONFEKSİYON MAKİNELERİ Tekstil ve konfeksiyon makineleri ürün grubu ihracatı 2016 yılında, 514,2 milyon dolarken 2017 yılında bu rakam yüzde 17,7 artışla 605,2 milyon dolar oldu. Tekstil ve konfeksiyon makineleri sektöründe 2017 yılında en fazla ihracat gerçekleştirilen ülke 77,1 milyon dolarla İngiltere oldu. Listenin ikinci sırasında bulunan Almanya’ya 2016 yılında 39,7 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılında bu rakam yüzde 19,1 artışla 47,3 milyon dolar olarak kaydedildi. Listenin üçüncü sırasında yer alan Bangladeş’e 2016 yılında 29 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılında bu rakam yüzde 28,6 artışla 37,3 milyon dolar oldu. Dördüncü sıradaki Fransa’ya 2016 yılında 32,6 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılında bu rakam yüzde 13,9 artışla 37,1 milyon dolar olarak kaydedil-
di. Listenin beşinci sırasında bulunan Özbekistan’a yönelik tekstil ve konfeksiyon makineleri ihracatı 2016 yılında 20,3 milyon dolarken 2017 yılında yüzde 69,3 ar-
tışla 34,3 milyon dolar olarak kaydedildi. 2017 yılında Türkiye geneli tekstil ve konfeksiyon makineleri sektöründe en fazla ihracat artışı yüzde 69,3
ile Özbekistan’da yaşandı. Özbekistan’ın ardından yüzde 62,4 ile Pakistan ikinci sırada gelirken yüzde 50,7 ile İran üçüncü sırada bulunuyor.
TEKSTİL VE KONFEKSİYON MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 31 ARALIK)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2016 YILI MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
İNGİLTERE
20,1
81,1
ALMANYA
7,7
39,7
ÜLKE
(%) DEĞİŞİM (2017/2016)
$/KG
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
4,0
18,1
77,1
4,3
-9,9
-4,9
5,1
8,5
47,3
5,6
9,5
19,1
BANGLADEŞ
3,2
29
8,9
3,9
37,3
9,4
21,8
28,6
FRANSA
7,1
32,6
4,6
7,9
37,1
4,7
10,9
13,9
ÖZBEKİSTAN
1,9
20,3
10,4
3,7
34,3
9,1
94,2
69,3
İTALYA
4,6
27,1
5,8
5,4
34,1
6,2
17,8
25,5
İRAN
4,5
17,2
3,8
7,3
26
3,6
62,4
50,7
MISIR
3,5
17,1
4,8
4,5
25,1
5,5
27,9
46,6
HİNDİSTAN
5
19,1
3,8
5,9
21,3
3,6
17,1
11,1
PAKİSTAN
2,9
10,8
3,7
3,2
17,6
5,4
11,7
62,4
95,9
514,2
5,4
106,8
605,2
5,7
11,4
17,7
MAL GRUBU TOPLAMI
102
2017 YILI MİKTAR (BİN TON)
YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEME MAKİNELERİ Yük kaldırma, taşıma ve istifleme makineleri ihracatı 2017 yılında 282,8 milyon dolar olarak kayda geçti. 2016 yılında bu rakam 228,7 milyon dolardı. Söz konusu ürün grubundaki ihracat artışı yüzde 23,7 olarak kaydedildi. Yük kaldırma, taşıma ve istifleme makineleri ürün grubunda 2017 yılında 21,1 milyon dolarla en fazla Cezayir’e ihracat gerçekleştirildi. 2016 yılında bu rakam 11,7 milyon dolardı. Cezayir’e yönelik ihracat artışı yüzde 80,6 oldu. İkinci sırada yer ABD’ye 2017 yılında ihraç edilen yük kaldırma, taşıma ve istifleme makinelerinin değeri 17,6 milyon dolar oldu. 2016 yılında bu rakam 13,6 milyon dolar seviyesindeydi. ABD’ye yönelik ihracat yüzde 28,9 arttı. Listenin üçüncü sırasında bulunan İran’a 2016 yılında 6,7 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılında bu rakam yüzde 100,5 artışla 13,5 milyon dolar oldu.
Dördüncü sıradaki İtalya’ya 2016 yılında 2,5 milyon dolarlık yük kaldırma, taşıma ve istifleme makineleri ihraç edilirken 2017 yılında bu rakam yüzde 391,8 artışla 12,6 milyon dolar olarak kaydedildi. Listenin beşinci sıra-
sında bulunan Almanya’ya 2016 yılında 8,2 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılında bu rakam yüzde 49,6 artışla 12,2 milyon dolar oldu. 2017 yılında Türkiye geneli yük kaldırma, taşıma ve is-
tifleme makineleri ürün grubunda en fazla ihracat artışı yüzde 391,8 ile İtalya’da yaşandı. Söz konusu ülkenin ardından yüzde 100,5 ile İran gelirken, yüzde 92,2 ile Azerbaycan-Nahçivan üçüncü sırada yer aldı.
YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEME MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 31 ARALIK)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2016 YILI MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
CEZAYİR
2,7
11,7
ABD
2,4
13,6
ÜLKE
2017 YILI
(%) DEĞİŞİM (2017/2016)
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
4,3
5,3
21,1
4,0
96,0
80,6
5,6
2,7
17,6
6,5
12,3
28,9
İRAN
1,4
6,7
4,7
2,2
13,5
6,0
57,5
100,5
İTALYA
0,4
2,5
5,9
3
12,6
4,1
601,7
391,8
ALMANYA
2,1
8,2
3,8
3,5
12,2
3,5
62,9
49,6
IRAK
2,1
10
4,7
2,4
11,3
4,7
13,3
13,8
SUUDİ ARABİSTAN
2,6
10,2
3,9
2,3
10,2
4,4
-12,8
-0,5
RUSYA
1,1
5,6
4,9
2,4
9,6
3,9
114,7
71,4
GÜRCİSTAN
1,5
6,1
3,9
2,5
7,6
3,0
62,1
24,7
AZERBAYCAN
0,9
3,8
3,9
1,8
7,4
4,1
81,8
92,2
49,6
228,7
4,6
66,7
282,8
4,2
34,3
23,7
MAL GRUBU TOPLAMI
103
göstergeler
GIDA MAKİNELERİ
Gıda sanayi makineleri ihracatı 2016 yılında 409,9 milyon dolarken 2017 yılında bu rakam yüzde 20,5 artışla 494,1 milyon dolar seviyesine yükseldi.
Gıda sanayi makineleri kaleminde 2017 yılında en fazla ihracat gerçekleştirilen ülke 63,2 milyon dolarla Cezayir oldu. 2016 yılında Cezayir’e
41,8 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilmişti. Söz konusu ülkeye yönelik gıda makineleri ihracatındaki artış yüzde 51,1 olarak kayde-
dildi. Listenin ikinci sırasında yer alan Özbekistan’a 2016 yılında 27,8 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılında bu rakam yüzde 32,1 artışla 36,7 milyon dolar oldu. Üçüncü sırada bulunan Kazakistan’a 2016 yılında 12,9 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılında bu rakam yüzde 154,9 artışla 32,9 milyon dolar oldu. Dördüncü sırada bulunan İran’a 2017 yılında 23,7 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirilirdi. 2016 yılında bu rakam 23,5 milyon dolardı. İran’a yönelik ihracat yüzde 0,8 arttı. Beşinci sıradaki Irak’a 2017 yılında 17,7 milyon dolar değerinde gıda sanayi makineleri ihraç edildi. 2017 yılında Türkiye geneli gıda sanayi makineleri sektöründe en fazla ihracat artışının yaşandığı ülke yüzde 154,9 ile Kazakistan oldu. Cezayir yüzde 51,1 ile ikinci, Azerbaycan ise yüzde 33,7 ile üçüncü sırada yer aldı.
GIDA MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 31 ARALIK)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2016 YILI
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
CEZAYİR
8,1
41,8
ÖZBEKİSTAN
3,9
27,8
ÜLKE
(%) DEĞİŞİM (2017/2016)
$/KG
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
5,1
14,4
63,2
4,4
76,3
51,1
7,0
8,1
36,7
4,5
106,2
32,1
KAZAKİSTAN
3,2
12,9
4,0
9,5
32,9
3,5
195,5
154,9
İRAN
7,6
23,5
3,1
6,1
23,7
3,8
-19,3
0,8
IRAK
5
30,1
6,0
4,2
17,7
4,2
-16,3
-41,2
MISIR
3,1
18,9
5,9
3,7
15,7
4,2
18,5
-16,5
AZERBAYCAN
2,4
11,7
4,7
2,7
15,6
5,7
10,9
33,7
RUSYA
1,8
13,9
7,7
1,8
13,6
7,4
1,1
-2,5
SUUDİ ARABİSTAN
0,8
9,2
10,7
1,2
12,2
9,4
50,2
31,6
TÜRKMENİSTAN
1,1
11,9
10,7
1,3
12,1
8,7
23,4
1,3
69,9
409,9
5,9
90,2
494,1
5,5
29,1
20,5
MAL GRUBU TOPLAMI
104
2017 YILI MİKTAR (BİN TON)
KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME MAKİNELERİ Kauçuk, plastik, lastik işleme makineleri ihracatı 2016 yılında 145 milyon dolarken 2017 yılında bu rakam yüzde 16 artışla 168,1 milyon dolar oldu. Kauçuk, plastik, lastik işleme makineleri mal grubunda 2017 yılında 11,6 milyon dolarla en fazla Rusya’ya ihracat gerçekleştirildi. 2016 yılında bu rakam 8,2 milyon dolardı. Rusya’ya yönelik ihracat artışı yüzde 41,2 olarak kaydedildi. Listenin ikinci sırasında bulunan İran’a 2017 yılında 1,1 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirdi. Üçüncü sırada yer alan Cezayir’e 2016 yılında 6,7 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılında bu rakam yüzde 46,8 artışla 9,8 milyon dolar oldu. Listenin dördüncü sırasındaki Almanya’ya 2016 yılında 6,6 milyon dolar ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılında bu rakam yüzde 9,5 artışla 7,2 milyon dolar oldu. Listenin
beşinci sırasında bulunan Bulgaristan’a 2016 yılında 5 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılında bu rakam yüzde 21,1 ar-
tışla 6,1 milyon dolar oldu. 2017 yılında Türkiye geneli kauçuk, plastik, lastik işleme sektöründe en fazla ihracat artışı yüzde 98,2 ile
Avrupa Serbest Bölgesi’nde yaşandı. İkinci sırada yüzde 84,4 ile Irak gelirken yüzde 80,8 ile Özbekistan üçüncü sırada yer aldı.
KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 31 ARALIK)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2016 YILI ÜLKE
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
RUSYA
0,6
8,2
İRAN
0,8
12,2
2017 YILI
(%) DEĞİŞİM (2017/2016)
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
12,8
0,8
11,6
13,1
38,0
41,2
13,7
1,1
11,1
9,7
28,3
-9,3
CEZAYİR
0,5
6,7
13,2
0,9
9,8
10,0
95,0
46,8
ALMANYA
0,6
6,6
10,2
0,4
7,2
14,5
-22,8
9,5
BULGARİSTAN
0,5
5
9,0
0,6
6,1
9,7
12,3
21,1
ROMANYA
0,4
4,4
10,5
0,7
6,1
8,2
73,6
36,4
AVRUPA SERBEST BÖLGESİ
0,4
2,6
6,6
0,5
5,3
9,2
42,6
98,2
IRAK
0,4
2,6
6,3
0,7
4,8
6,3
86,0
84,4
ÖZBEKİSTAN
0,3
2,6
8,4
0,5
4,7
9,3
63,3
80,8
GÜNEY AFRİKA
0,2
3,3
14,3
0,1
4,6
26,0
-23,2
39,7
13,5
145
10,7
15,4
168,1
10,9
14,5
16
MAL GRUBU TOPLAMI
105
göstergeler
İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER 2016 yılında inşaat ve madencilikte kullanılan makineler sektöründe 843,5 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılında bu rakam yüzde 8 artışla 910,7 milyon dolar oldu. İnşaat ve madencilikte kullanılan makineler sektöründe Almanya’ya, 2017 yılında bir önceki yılın aynı döneminde göre yüzde 30,2 artışla 63,7 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2016 yılında Almanya’ya söz konusu kalemde 48,9 milyon dolarlık makine gönderilmişti. İkinci sıradaki Cezayir’e 2017 yılında 54,5 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Listenin üçüncü sırasında yer alan İngiltere’ye 2016 yılında29,4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılında bu rakam yüzde 37,5 artışla 40,4 milyon dolar oldu. Dördüncü sıradaki Ege Serbest Bölgesi’ne 2017 yılında34,5 milyon dolar değerinde inşaat ve madencilikte kullanılan makine ihraç edildi. Liste-
nin beşinci sırasındaki Suudi Arabistan’a 2016 yılında30,9 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılında bu rakam yüzde 8,8 ar-
tışla 33,7 milyon dolar oldu. 2017 yılında Türkiye geneli inşaat ve madencilikte kullanılan makineler ihracatı listesinde en fazla artış yüzde 95,6
ile Rusya’da yaşandı. Listede yüzde 37,5 ile İngiltere ikinci sırada bulunurken söz konusu ülkeyi yüzde 30,2 ile Almanya üçüncü sırada takip etti.
İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 31 ARALIK)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2016 YILI MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
ALMANYA
10,6
48,9
CEZAYİR
24,1
88,7
ÜLKE
(%) DEĞİŞİM (2017/2016)
$/KG
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
4,6
14,9
63,7
4,3
40,0
30,2
3,7
13,5
54,5
4,0
-44,0
-38,4
İNGİLTERE
16,4
29,4
1,8
19,3
40,4
2,1
17,8
37,5
EGE SERBEST BÖLGESİ
16,9
44,3
2,6
13,7
34,5
2,5
-18,4
-22,2
SUUDİ ARABİSTAN
10,7
30,9
2,9
11,5
33,7
2,9
7,9
8,8
ABD
7,4
25,4
3,4
9,5
30,6
3,2
28,4
20,5
İRAN
6,1
41
6,7
7,7
29,4
3,8
26,3
-28,3
HOLLANDA
6,1
22,2
3,6
12,2
27
2,2
100,6
21,5
AVUSTURYA
4,9
30,4
6,2
5,6
26,5
4,7
14,3
-12,8
RUSYA
2,5
13,3
5,2
4,8
26,1
5,4
86,7
95,6
227,5
843,5
3,7
267,6
910,7
3,4
17,6
8
MAL GRUBU TOPLAMI
106
2017 YILI MİKTAR (BİN TON)
AMBALAJ MAKİNELERİ Ambalaj makineleri ürün grubunda 2017 yılında 172,5 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2016 yılında bu rakam 142,8 milyon dolar seviyesindeydi. Ambalaj makineleri mal grubundaki ihracat artışı yüzde 20,8 olarak kaydedildi. Ambalaj makineleri mal grubunda 2017 yılında 14,5 milyon dolarla en fazla Irak’a ihracat gerçekleştirildi. Söz konusu ülkeye 2016 yılında ihraç edilen ürünlerin değeri 10,6 milyon dolar seviyesindeydi. Irak’a yönelik ihracat artışı yüzde 37,7 oldu. İkinci sıradaki Cezayir’e 2016 yılında 9 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılında bu rakam yüzde 58,4 artışla 14,3 milyon dolar olarak kaydedildi. Üçüncü sıradaki İran’a 2017 yılında ihraç edilen ürünlerin değeri 14,1 milyon dolar olarak kaydedildi. 2016 yılında bu rakam 12,6 milyon dolardı. İran’a yönelik ihracat artışı yüzde 12,1 oldu. Dördüncü sıradaki Almanya’ya 2017 yı-
lında ihraç edilen ürünlerin değeri 7,3 milyon dolar olarak kayda geçti. 2016 yılında bu rakam 6,1 milyon dolardı. Söz konusu ülkeye yönelik ihracat artışı yüzde 19,1 oldu.
Listenin beşinci sırasındaki Suudi Arabistan’a 2017 yılında 6,5 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2017 yılında Türkiye geneli ambalaj makineleri ürün gru-
bunda en fazla ihracat artışı yüzde 466,2 ile İngiltere’de yaşandı. Bu ülkenin ardından yüzde 86,1 ile ABD ikinci sırada gelirken yüzde 80 ile Fransa üçüncü sırada yer aldı.
AMBALAJ MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 31 ARALIK)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2016 YILI
ÜLKE
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
IRAK
0,7
10,6
CEZAYİR
0,4
9
2017 YILI
(%) DEĞİŞİM (2017/2016)
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
15,0
0,7
14,5
19,0
8,7
37,7
20,8
0,6
14,3
20,6
59,9
58,4
İRAN
0,4
12,6
26,2
0,4
14,1
32,4
-9,2
12,1
ALMANYA
0,4
6,1
12,9
0,5
7,3
13,3
16,2
19,1
SUUDİ ARABİSTAN
0,4
8,4
18,3
0,3
6,5
20,0
-29,5
-22,9
İTALYA
0,3
5,9
17,6
0,3
6,3
19,9
-6,8
5,4
İNGİLTERE
0,03
0,9
30,3
0,1
5,6
31,0
453,1
466,2
ABD
0,1
2,9
17,8
0,2
5,5
22,5
47,4
86,1
FRANSA
0,1
3
19,2
0,2
5,5
21,8
58,7
80,0
BULGARİSTAN
0,1
2,6
21,9
0,2
4,2
17,9
96,9
61,0
MAL GRUBU TOPLAMI
7,5
142,8
18,8
8,8
172,5
19,4
17,2
20,8
107
göstergeler
TAKIM TEZGAHLARI Türkiye’nin takım tezgâhları ihracatı 2017 yılında 722,1 milyon dolar oldu. 2016 yılında bu rakam 648,5 milyon dolar seviyesindeydi. Takım tezgâhları mal grubundaki ihracat artışı yüzde 11,4 olarak kaydedildi. Takım tezgâhları ürün grubunda 2017 yılında en fazla ihracat 62 milyon dolarla Almanya’ya gerçekleştirildi. 2016 yılında Almanya’ya gönderilen ürünlerin değeri 60,8 milyon dolardı. Söz konusu ülkeye yönelik ihracat yüzde 2 arttı. İkinci sırada yer alan ABD’ye 2017 yılında 37 milyon dolarlık ürün gönderildi. Listenin üçüncü sırasında bulunan Rusya’ya 2016 yılında 18,3 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirirken 2017 yılında bu rakam yüzde 74,3 artışla 32 milyon dolar seviyesine yükseldi. Listenin dördüncü sırasında bulunan Polonya’ya 2016 yılında 19,1 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılında bu rakam yüzde 53,3 artışla 29,3 milyon
dolar oldu. Beşinci sıradaki Cezayir’e 2017 yılında 22,6 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2016 yılında bu rakam 21,6 milyon dolar sevi-
yesindeydi. Cezayir’e yönelik ihracat yüzde 4,3 arttı. 2017 yılında Türkiye geneli takım tezgâhları ihracatı listesinde en fazla artış yüz-
de 74,3 ile Rusya’da yaşandı. İkinci sırada yüzde 53,3 ile Polonya yer alırken üçüncü sırada yüzde 37,4 ile İtalya bulunuyor.
TAKIM TEZGAHLARI İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 31 ARALIK)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2016 YILI
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
ALMANYA
7,9
60,8
ABD
4,6
39,7
ÜLKE
(%) DEĞİŞİM (2017/2016)
$/KG
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
7,6
8,2
62
7,5
3,6
2,0
8,5
5,3
37
6,9
15,1
-7,0
RUSYA
3,6
18,3
5,1
5,3
32
6,0
48,1
74,3
POLONYA
3,5
19,1
5,5
5,1
29,3
5,7
45,7
53,3
CEZAYİR
2,5
21,6
8,5
2,7
22,6
8,3
7,3
4,3
İTALYA
2,6
15,3
5,7
3,3
21,1
6,3
24,8
37,4
İSPANYA
1,9
15,4
8,0
2,6
20,3
7,7
36,2
31,3
KANADA
2,5
17,5
6,8
2,6
17,9
6,8
1,8
2,8
İRAN
2,7
20,4
7,4
2,7
17,7
6,5
-0,6
-13,5
3
16,9
5,6
2,9
17,1
5,9
-3,9
1,4
95,7
648,5
6,8
103
722,1
7,0
7,6
11,4
FRANSA MAL GRUBU TOPLAMI
108
2017 YILI MİKTAR (BİN TON)
REAKTÖR VE KAZANLAR
Reaktörler ve kazanlar ihracatı 2016 yılında 445,5 milyon dolarken 2017 yılında bu rakam yüzde 15,7 artış-
la 515,4 milyon dolar oldu. Reaktörler ve kazanlar ürün grubunda 2017 yılında 96 milyon dolarla en faz-
la Almanya’ya ihracat gerçekleştirildi. İkinci sırada yer alan İngiltere’ye ise 2017 yılında 49,2 milyon dolar-
lık ihracat gerçekleştirildi. Listenin üçüncü sırasında bulunan Çin’e 2017 yılında 2016 yılına göre yüzde 9,3 artışla 36,7 milyon dolarlık ürün ihraç edildi. 2016 yılında Çin’e gönderilen ürünlerin değeri 33,6 milyon dolar seviyesindeydi. Listenin dördüncü sırasında bulunan Romanya’ya 2016 yılında 24,5 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılında bu rakam yüzde 49,4 artışla 36,6 milyon dolar olarak kaydedildi. Beşinci sıradaki İtalya’ya 2016 yılında 27,1 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılında bu rakam yüzde 27 artışla 34,4 milyon dolar eviyesine yükseldi. 2017 yılında Türkiye geneli reaktörler ve kazanlar ürün grubunda en fazla ihracat artışı yüzde 178,7 ile Polonya’da yaşandı. Bu ülkenin ardından yüzde 49,4 ile Romanya ikinci sırada gelirken yüzde 47,3 ile Rusya üçüncü sırada yer aldı.
REAKTÖR VE KAZANLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 31 ARALIK)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2016 YILI
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
ALMANYA
6,9
98,8
İNGİLTERE
5,8
ÜLKE
2017 YILI
(%) DEĞİŞİM (2017/2016)
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
14,2
6,6
96
14,4
-4,4
-2,8
60,5
10,4
5
49,2
9,8
-13,2
-18,6
ÇİN
2,5
33,6
13,2
3,2
36,7
11,5
25,3
9,3
ROMANYA
4,9
24,5
5,0
6,1
36,6
6,0
23,5
49,4
İTALYA
2,6
27,1
10,3
2,9
34,4
11,8
11,0
27,0
İSPANYA
2,3
32,3
13,6
2,2
30,6
13,5
-4,2
-5,2
RUSYA
2,3
17,4
7,3
3,4
25,6
7,4
46,6
47,3
POLONYA
0,8
8,1
9,2
1,9
22,6
11,9
116,5
178,7
BELÇİKA
1,2
12,8
10,2
1,6
18,7
11,5
30,3
46,3
UKRAYNA
1,7
10,9
6,2
2
13,6
6,8
14,3
24,7
59,4
445,5
7,5
63,9
515,4
8,1
7,7
15,7
MAL GRUBU TOPLAMI
109
göstergeler
TÜRBİN, TURBOJET, HİDROLİK SİLİNDİR Türbin, turbojet, hidrolik silindir ihracatı 2017 yılında 641,9 milyon dolar olarak kaydedildi. 2016 yılında bu rakam 422,1 milyon dolardı. Türkiye’nin türbin, turbojet, hidrolik silindir ürün grubundaki ihracat artışı yüzde 52,1 oldu.
Türbin, turbojet, hidrolik silindir kaleminde 2017 yılında en fazla ihracat gerçekleştirilen ülke 305,3 milyon dolarla ABD oldu. 2016 yılında ABD’ye gönderilen ürünlerin değeri 223,3 milyon dolar seviyesindeydi. Söz konusu ülkeye yöne-
lik ihracat artışı yüzde 36,8 olarak kayda geçti. ABD’nin ardından ikinci sırada bulunan Hindistan’a 2016 yılında 47,9 milyon dolarlık ürün ihraç edilirken 2017 yılında bu rakam yüzde 123,8 artışla 107,3 milyon dolar oldu. Üçüncü sırada bulu-
nan Polonya’ya 2016 yılında 14,2 milyon dolar değerinde ürün ihraç edilirken 2017 yılında bu rakam yüzde 296,8 artışla 56,4 milyon dolar seviyesine yükseldi. Listenin dördüncü sırasındaki Almanya’ya yönelik türbin, turbojet, hidrolik silindir aksam ve parçaları ihracatı 2017 yılında 38,8 milyon dolar oldu. Yüzde 20,1 ihracat artışının yaşandığı söz konusu ülkeye, 2016 yılında gönderilen ürünlerin değeri 32,3 milyon dolardı. Beşinci sıradaki Belçika’ya 2016 yılında 12 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılında bu rakam yüzde 25,6 artışla 15 milyon dolar olarak kaydedildi. 2017 yılında Türkiye geneli türbin, turbojet, hidrolik silindir sektöründe en fazla ihracat artışı yüzde 11.431,6 ile Sırbistan’da gerçekleşti. İkinci sırada yüzde 296,8 ile Polonya yer alırken üçüncü sırada yüzde 123,8 oranıyla Hindistan bulunuyor.
TÜRBİN, TURBOJET, HİDROLİK SİLİNDİR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 31 ARALIK)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2016 YILI ÜLKE
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
ABD
0,6
223,3
HİNDİSTAN
0,1
47,9
(%) DEĞİŞİM (2017/2016)
$/KG
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
346,7
0,6
305,3
467,8
1,4
36,8
363,9
0,1
107,3
687,4
18,5
123,8
POLONYA
0,1
14,2
74,4
0,1
56,4
418,7
-29,4
296,8
ALMANYA
2,6
32,3
12,3
4,2
38,8
9,2
60,1
20,1
BELÇİKA
0,1
12
77,8
0,1
15
91,9
6,2
25,6
FRANSA
0,4
11,3
27,2
0,5
13
22,2
41,6
15,4
İSPANYA
0,06
9,5
137,6
0,02
9,1
387,8
-65,8
-3,6
SIRBİSTAN
0,009
0,06
7,1
0,01
7,9
514,7
59,2
11.431,6
İNGİLTERE
0,04
8,4
172,8
0,07
7,4
103,7
45,7
-12,6
HOLLANDA
0,7
3,5
4,6
0,5
5,7
10,2
-26,2
62,5
13,3
422,1
31,6
16,1
641,9
39,9
20,5
52,1
MAL GRUBU TOPLAMI
110
2017 YILI MİKTAR (BİN TON)
TARIM VE ORMANCILIK MAKİNELERİ Tarım ve ormancılıkta kullanılan makineler ürün grubunda 2016 yılında 606 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılında bu rakam yüzde 7,9 artışla 653,8 milyon dolar oldu. 2017 yılında tarım ve ormancılıkta kullanılan makineler kaleminde en fazla ihracat 150,7 milyon dolarla ABD’ye gerçekleştirildi. Listenin ikinci sırasında yer alan İtalya’ya 2017 yılında 63,6 milyon ürün gönderildi. Üçüncü sıradaki Azerbaycan’a 2016 yılında 22,8 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılında bu rakam yüzde 148,5 artışla 56,7 milyon dolar olarak kaydedildi. Dördüncü sırada bulunan Irak’a 2017 yılında ihraç edilen ürünlerin değeri 25,5 milyon dolar olarak kayda geçti. Beşinci sıradaki Özbekistan’a 2016 yılında 9,4 milyon dolar değerinde tarım ve ormancılıkta kullanılan makine ihraç edilirken 2017 yılında bu
rakam yüzde 136,8 artışla 22,4 milyon dolar seviyesine yükseldi. 2017 yılında Türkiye geneli tarım ve ormancılıkta
kullanılan makineler ürün grubunda en fazla ihracat artışının yaşandığı ülke yüzde 148,5 ile Azerbaycan oldu. Listenin ikinci sırasın-
da 136,8 ile Özbekistan yer alırken söz konusu ülkeyi yüzde 21,6 ihracat artışıyla Fransa üçüncü sırada takip etti.
TARIM VE ORMANCILIK MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 31 ARALIK)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2016 YILI ÜLKE
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
ABD
22,7
169,7
İTALYA
12,7
63,8
2017 YILI
(%) DEĞİŞİM (2017/2016)
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
7,5
19,9
150,7
7,6
-12,4
-11,2
5,0
10,7
63,6
5,9
-15,6
-0,3
AZERBAYCAN
5,3
22,8
4,3
13,5
56,7
4,2
153,4
148,5
IRAK
8,8
28,8
3,3
8,6
25,5
2,9
-2,1
-11,4
ÖZBEKİSTAN
1,2
9,4
7,4
3,5
22,4
6,3
178,0
136,8
İRAN
5,3
15,4
2,9
5,9
17,4
2,9
11,4
12,8
SUDAN
6,6
20
3,0
4,8
16,3
3,3
-26,6
-18,6
UKRAYNA
3,5
13,2
3,8
4,1
15,1
3,7
16,9
13,8
FRANSA
3,8
11,4
3,0
4,7
13,9
3,0
24,5
21,6
BULGARİSTAN
3,3
12,9
3,8
3,8
12,9
3,4
13,7
0,1
130,6
606
4,6
143,9
653,8
4,5
10,1
7,9
MAL GRUBU TOPLAMI
111
göstergeler
HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ Hadde ve döküm makineleri ürün grubunda 2017 yılında 337,6 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirildi. 2016 yılında bu rakam 286,4 milyon dolardı. Hadde ve döküm makineleri ürün grubundaki ihracat artışı yüzde 17,9 oldu. Hadde ve döküm makineleri mal grubunda 2017 yılında 49,3 milyon dolarla en fazla Almanya’ya ihracat gerçekleştirildi. 2016 yılında bu rakam 35 milyon dolar seviyesindeydi. Almanya’ya yönelik ihracat artışı yüzde 40,6 oldu. Listenin ikinci sırasında yer alan Rusya’ya 2016 yılında 17,3 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılında bu rakam yüzde 49,3 artışla 25,9 milyon dolar olarak kayda geçti. Üçüncü sıradaki İran’a 2017 yılında 21,5 milyon dolar değerinde ürün ihraç edildi. 2016 yılında bu rakam 18,9 milyon dolardı. İran’a yönelik ihracat artışı yüzde 13,5 olarak kayda geçti. Listenin dördüncü sırasında bulunan İtalya’ya 2017 yılında 21,4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Beşinci sırada yer alan Bulgaristan’a 2017 yılında 17,5 milyon dolar değerinde hadde ve döküm makinesi ihraç edildi. 2017 yılında Türkiye geneli hadde ve döküm makineleri sektöründe ihracat artışının en fazla yaşandığı ülke yüzde 612 ile Çekya oldu. İkinci sırada yüzde 407,9 ile Azerbaycan yer alırken söz konusu ülkeyi yüzde 117,1 ile Romanya üçüncü sırada takip etti. HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 31 ARALIK)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2016 YILI MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
ALMANYA
4,8
35
RUSYA
0,9
17,3
ÜLKE
(%) DEĞİŞİM (2017/2016)
$/KG
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
7,3
6
49,3
8,2
24,8
40,6
17,4
1,6
25,9
15,4
69,4
49,3
İRAN
3,4
18,9
5,5
2,6
21,5
8,0
-23,1
13,5
İTALYA
4,6
25,6
5,5
3,5
21,4
6,0
-22,7
-16,2
BULGARİSTAN
0,6
19,9
32,7
0,6
17,5
28,3
1,6
-12,1
AZERBAYCAN
0,7
3,2
4,2
1,7
16,6
9,6
123,2
407,9
CEZAYİR
2,2
13,1
5,8
1,5
14,9
9,8
-33,2
13,3
ROMANYA
0,6
5,1
7,6
1,3
11,2
8,4
97,6
117,1
ÇEKYA
0,4
1,3
2,9
1,1
9,6
8,2
152,9
612,0
ABD
1,6
11,6
6,9
1,9
7,8
4,0
15,8
-32,6
38,8
286,4
7,4
41,4
337,6
8,1
6,9
17,9
MAL GRUBU TOPLAMI
112
2017 YILI MİKTAR (BİN TON)
MAKİNE SEKTÖRÜNÜN TAMAMI İTİBARIYLA İHRACAT GERÇEKLEŞTİRİLEN İLK 20 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 31 ARALIK) 2016 (1 OCAK-31 ARALIK) ÜLKE
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 (1 OCAK-31 ARALIK)
BİRİM FİYAT ($/KG)
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
(%) DEĞİŞİM (2017/2016)
BİRİM FİYAT ($/KG)
MİKTAR
DEĞER
ALMANYA
244,2
2.149
8,8
254,5
2.297
9,0
4,2
6,9
ABD
80,2
954,9
11,9
80,5
1.039
12,9
0,4
8,8
İNGİLTERE
215,2
772,7
3,6
221,8
818,0
3,7
3,1
5,9
İTALYA
137,6
622,6
4,5
156,4
726,6
4,6
13,6
16,7
FRANSA
135,3
523,6
3,9
137,7
569,2
4,1
1,7
8,7
İRAN
71,1
463,4
6,5
89,3
552,0
6,2
25,6
19,1
ROMANYA
68,3
442,2
6,5
75,9
489,7
6,5
11,0
10,7
İSPANYA
101,1
397,7
3,9
103,9
431,4
4,2
2,7
8,5
POLONYA
49,0
253,4
5,2
56,5
365,5
6,5
15,1
44,2
CEZAYİR
74,2
355,2
4,8
66,5
362,6
5,4
-10,3
2,1 53,9
RUSYA
29,5
192,7
6,5
44,3
296,6
6,7
50,1
IRAK
59,7
283,5
4,7
61,1
291,5
4,8
2,3
2,8
HİNDİSTAN
19,3
158,5
8,2
27,8
250,6
9,0
43,9
58,1
AZERBAYCAN
26,8
205,6
7,7
39,3
249,5
6,3
46,7
21,4
FAS
32,7
165,8
5,1
40,8
227,6
5,6
24,8
37,3
MISIR
45,1
205,7
4,6
49,5
213,3
4,3
9,8
3,7
ÖZBEKİSTAN
17,1
137,9
8,1
31,5
208,7
6,6
84,6
51,4
SUUDİ ARABİSTAN
40,7
234,3
5,8
36,3
199,0
5,5
-10,8
-15,0
İSRAİL
41,1
178,7
4,3
45,4
197,5
4,3
10,6
10,5 11,2
HOLLANDA
30,6
174,1
5,7
40,3
193,6
4,8
31,7
DİĞER
787,7
4.547
5,8
857,2
4.877
5,7
8,8
7,2
TOPLAM
2.307
13.420
5,8
2.517
14.857
5,9
9,1
10,7
TÜRKİYE’NİN ÜLKELERE GÖRE GENEL İHRACATI (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK- 31 ARALIK) 2016 YILI ÜLKE
MİKTAR (BİN TON)
2017 YILI DEĞER (MİLYON $)
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
ALMANYA
3.201
13.770
3.444
14.855
İNGİLTERE
2.921
8.459
3.114
9.334
İTALYA
5.343
7.417
6.106
8.302
ABD
6.698
6.512
7.270
8.150
IRAK
7.513
7.207
8.179
8.120
FRANSA
1.570
6.003
1.778
6.559
İSPANYA
3.780
4.986
5.132
6.269
HOLLANDA
1.876
3.584
1.983
3.827
İSRAİL
3.975
2.950
4.206
3.416
BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ
2.647
2.990
2.434
3.215
İRAN
1.340
3.687
1.639
3.190 3.166
ROMANYA
1.732
2.678
2.153
POLONYA
860
2.670
982
3.108
BELÇİKA
1.557
2.492
1.711
3.051
ÇİN
6.185
2.335
7.790
2.920
BULGARİSTAN
1.812
2.349
2.450
2.730
RUSYA
1.575
1.803
2.457
2.725
SUUDİ ARABİSTAN
2.369
3.176
1.719
2.705
MISIR
3.759
2.733
2.616
2.360
CEZAYİR
1.054
1.735
1.011
1.716
DİĞER TOPLAM
42.141
42.051
47.196
47.582
103.918
131.598
115.380
147.310
113
fuarlar ALMANYA METAV Metal İşleme Makineleri 20-24 Şubat 2018 @Dusseldorf CEMAT İç Lojistik Ekipmanları, Otomasyon, Forklift, Lojistik Teknolojileri, Taşıma Ekipmanları, Nakliye Sistemleri 23-27 Nisan 2018 @Hannover HANNOVER MESSE Sanayi Fuarı 23-27 Nisan 2018 @Hannover IFAT Çevre Koruma ve Teknolojileri 14-18 Mayıs 2018 @Münih ACHEMA Kimya Teknolojileri 11-15 Haziran 2018 @Frankfurt
ABD MODEX İç Lojistik Ekipmanları, Forklift, Konveyör, Kaldırma ve Elleçleme Makinaları,Platform, Depo ve Raf Sistemleri 9-12 Nisan 2018 @Atlanta
İSPANYA FIMA AGRICOLA ZARAGOZA Tarım Makinaları 20-24 Şubat 2018 @Zaragoza
NPE 2018 Plastik 7-11 Mayıs 2018 @Orlanda
FRANSA INDUSTRIE PARIS Sanayi Fuarı 27-30 Mart 2018 @Paris INTERMAT İş Makinaları, Yol, Maden, Tünel Makine ve Ekipmanları, Beton Makine ve Ekipmanları, Vinç ve Platformlar 23-28 Nisan 2018 @Paris
ŞUBAT 2018 MART 2018 NİSAN 2018 MAYIS 2018 HAZİRAN 2018
114
RUSYA METALLOOBRABOTKA Metal İşleme Teknolojileri 14-18 Mayıs 2018 @Moskova
POLONYA PLASTPOL Plastik 22-25 Mayıs 2018 @Kielce
GÜNEY KORE SIMTOS Takım Tezgahları 3-7 Nisan 2018 @Seul
HİNDİSTAN INDIA WOOD Ağaç İşleme Makineleri 8-12 Mart 2018 @Bangalore
ÇİN
İTALYA
CHINAPLAS 2018 Plastik, Kauçuk 24-27 Nisan 2018 @Şangay
PLAST 2018 Plastik 29 Mayıs-1 Haziran 2018 @Milano
BAE PMV Live İnşaat Makineleri 26-29 Mart 2018 @Dubai
BANGLADEŞ DTG 2018 Tekstil Makineleri 8-11 Şubat 2018 @Dhaka
ENDONEZYA G. AFRİKA CUMHURİYETİ BAUMA CONEXPO İş ve İnşaat Makinaları 13-16 Mart 2018 @Johannesburg
INDO INTERTEX 2018 Tekstil ve Konfeksiyon Makineleri 4-7 Nisan 2018 @Cakarta
115
adresler Makine İhracatçıları Birliği (MAİB).....................................................................................................0312 447 27 40............................................................ www.makinebirlik.com Türkiye’nin Makinecileri.........................................................................................................................0312 447 27 40........................................... www.turkiyeninmakinecileri.org Makine İmalat Sanayi Dernekleri Federasyonu (MAKFED)........................................................0312 426 40 50.......................................................................www.makfed.org Makine Sanayi Sektör Platformu (MSSP)........................................................................................0312 447 27 40.............................................. ...www.turkmakinesanayi.com TURQUM.......................................................................................................................................................0312 447 27 40..................................................................... www.turqum.com
RESMİ KURUMLAR Ekonomi Bakanlığı...................................................................................................................................0312 204 75 00.................................................................www.ekonomi.gov.tr Maliye Bakanlığı........................................................................................................................................0312 415 29 00.....................................................................www.maliye.gov.tr Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı..................................................................................................0312 201 50 00.....................................................................www.sanayi.gov.tr Gümrük ve Ticaret Bakanlığı................................................................................................................0312 306 80 00......................................................www.gumrukticaret.gov.tr Kalkınma Bakanlığı..................................................................................................................................0312 294 50 00...........................................................................www.dpt.gov.tr İhracat Bilgi Platformu..........................................................................................................................0312 417 22 23..................................................................... www.igeme.org.tr Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği.......................................................................................................0312 218 20 00........................................................................ www.tobb.org.tr Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu...............................................................................................................0212 339 50 00......................................................................... www.deik.org.tr Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı.................................................................................0312 508 10 00.......................................................................... www.tika.gov.tr Türkiye İstatistik Kurumu......................................................................................................................0312 410 04 10..........................................................................www.tuik.gov.tr Hazine Müsteşarlığı.................................................................................................................................0312 204 60 00.................................................................... www.hazine.gov.tr TÜBİTAK........................................................................................................................................................0312 468 53 00....................................................................www.tubitak.gov.tr
SEKTÖREL ÖRGÜTLER Ağaç İşleme Makine ve Yan Sanayisi İş Adamları Derneği (AİMSAD).....................................0216 511 56 12 ...................................................................... www.aimsad.org Akışkan Gücü Derneği (AKDER)...........................................................................................................0212 210 34 23...........................................................................www.akder.org Ambalaj Makinecileri Derneği (AMD)................................................................................................0216 545 49 48.........................................................................www.amd.org.tr Anadolu Asansörcüler Derneği (ANASDER)....................................................................................0312 232 06 40..................................................................www.anasder.org.tr Anadolu Un Sanayicileri Derneği (AUSD).........................................................................................0312 281 04 68........................................................................www.ausd.org.tr Araç ve Araç Üstü Ekipman ve İş Mak. Üreticileri Birliği Der. (ARÜSDER)............................0212 440 18 43.......................................................................www.arusder.org Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği (AYSAD)...................................................0216 326 49 51......................................................................www.aysad.org.tr Bağlantı Elemanları Sanayici ve İşadamları Derneği (BESİAD)...............................................0212 609 06 35...........................................................www.besiadturkey.com Elektrikli Vinç İmalatçıları Birliği Derneği (TEVİD).......................................................................0216 548 11 67............................................................................ www.tevid.org Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği (ENOSAD)...........................................................0216 469 46 96....................................................................... www.enosad.org İklimlendirme, Soğutma, Klima İmalatçıları Derneği (İSKİD).................................................0216 469 44 96.........................................................................www.iskid.org.tr İMES Sanayi Sitesi (İMES).....................................................................................................................0 216 364 33 47........................................................................... www.imes.org İstif Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Derneği (İSDER).............................................0216 467 09 46........................................................................www.isder.org.tr İş Makinaları Mühendisleri Birliği (İMMB).......................................................................................0312 385 78 94..........................................................www.ismakinalari.org.tr Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Birliği (KBSB)........................................................................0212 222 81 93............................................................................ www.kbsb.org Makine İmalatçıları Birliği (MİB).........................................................................................................0312 468 37 49..........................................................................www.mib.org.tr OSTİM Organize Sanayi Bölgesi (OSTİM)..........................................................................................0312 385 50 90...................................................................... www.ostim.org.tr Öncü Sanayici İşadamları Derneği (ÖNCÜDER).............................................................................0312 395 73 90....................................................................www.oncuder.com Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER).............................................................................................0212 444 20 85........................................................................ www.pagder.org Sağlık Gereçleri Üreticileri ve Temsilcileri Derneği (SADER)....................................................0312 433 77 88.......................................................................www.sader.org.tr Sakarya İli 2. Organize Sanayii Bölgesi Müteşebbisleri Derneği (S2OSB)...........................0264 654 58 33......................................................................www.s2osb.org.tr Tekstil Makine ve Aksesuarları Sanayicileri Derneği (TEMSAD)..............................................0212 552 76 60.....................................................................www.temsad.com Tıbbi Cihaz Üretici ve Tedarikçi Dernekleri Federasyonu (TÜMDEF)......................................0312 468 69 84........................................................................www.tumdef.org Tüm Asansör Sanayici ve İşadamları Derneği (TASİAD).............................................................0216 324 94 36..................................................................... www.tasiad.org.tr Türk Pompa ve Vana Sanayicileri Derneği (POMSAD).................................................................0312 255 10 73..................................................................www.pomsad.org.tr Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği (TÜDOKSAD).......................................................................0216 324 94 36............................................................... www.tudoksad.org.tr Türkiye İş Makineleri Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER)......................................0216 477 70 77...................................................................... www.imder.org.tr Türkiye Mermer Doğaltaş ve Makineleri Üreticileri Birliği (TÜMMER)...................................0312 440 83 63..................................................................www.tummer.org.tr Türk Tarım Alet ve Makineleri İmalatçıları Birliği (TARMAKBİR)..............................................0312 419 37 94...................................................................www.tarmakbir.org Unlu Mamül Makineleri Üreticiler Birliği (TUMMAB)....................................................................0216 634 36 52.....................................................................www.tummab.org
116
KURULUM
BAKIM
DESTEK
DANIŞMANLIK
AHS 30 / 150
METALE
4 TOPLU SİLİNDİR BÜKME MAKİNESİ
HAYAT VEREN
MAKİNELER
APK 1000 PROFİL BÜKME MAKİNESİ
HEB - 1000 Zor Yoldan (Kılıcına) 50.000 mm Çap
AHS 10500 CNC 4 VALSLİ HİDROLİK SİLİNDİR BÜKME MAKİNESİ
Akçalar Sanayi Bölgesi, Sanayi cad. No:8/A 16225 Akçalar / BURSA / TÜRKİYE Tel : + 90 224 280 75 00 Fax : + 90 224 280 75 01 Email : info@akyapak.com.tr
e d z i n i v i ş ar
Moment Expo, 10 yılda 10 kitap ve yedi Almanak yayınladı. 2011’den bu yana hazırlanan Almanak’larımız Türkiye’nin Makinecileri’nin faaliyetlerini, makine imalat sektörlerinin yıllık gelişimini, Moment Expo’nun içerik özetini okuyucularıyla paylaşıyor. Sektörün arşiv belgeleri olma misyonunu üstlenen Almanak’larımız 2017’nin yıllık bilançosunu sunuyor.
www.moment-expo.com