MAKINE İHRACATÇILARI BIRLIĞI AYLIK DERGISI
ABD PAZARINDA HEDEF BÜYÜTÜYORUZ SANAYİCİLERE 1,2 MİLYAR TL DESTEK
AĞUSTOS 2018 SAYI: 123
Bugün Yarın Daima...
Çelik Konstruksiyon, Raf Sistemleri, Yangın Merdiveleri, Kapı Sistemlerinden özel inşaat projeleri için destek tesislerine kadar zorlu özel yapılarda çözüme giden yol…
DURMA HD-TC Profil-Boru Kesme Fiber Laser
Kullanıcı dostu parça boşaltma arabaları
Profil ölçüsüne göre servo motor ile ayarlı otoma�k yükleme ünitesi OSB 75.Yıl Bulvarı Nilüfer-Bursa/Türkiye T: +90 224 219 18 00 F: +90 224 242 75 80
İÇİNDEKİLER GÜNDEM
SYF 11
7 GÜNDEM ABD PAZARINDA HEDEF BÜYÜTÜYORUZ 9
ORTAK AÇIKLAMA, REKOR İHRACAT
11
MAKİNE SEKTÖRÜ İKİ ÖNEMLİ BULUŞMA İÇİN GÜN SAYIYOR
13
AİMSAD, XYLEXPO FUARI’NIN TÜRKİYE TEMSİLCİLİĞİNİ ALDI
14
SAHA İSTANBUL’DA GÖREV DEĞİŞİMİ
17 POTANSİYEL PAZARLARA 35 YENİ TİCARET MERKEZİ AÇILACAK
MAKİNE SEKTÖRÜ İKİ ÖNEMLİ BULUŞMA İÇİN GÜN SAYIYOR
GÜNDEM
SYF 14
18 YATIRIM SANAYİCİLERE 1,2 MİLYAR TL DESTEK 19
REESKONT KREDİLERİNDE ELEKTRONİK DÖNEM BAŞLADI
20
TÜRKİYE UZAY AJANSI YIL BİTMEDEN KURULACAK
21
DİRİNLER ALMANYA’DA AR-GE MERKEZİ AÇTI
22 OAİB’DEN İNGİLTERE’DE SSI RÜZGÂRI ESTİ 23
TÜRK SERAMİK SEKTÖRÜ BİR ARAYA GELDİ
25 VİTRİN NUKON VENTO FLEX EUROBLECH’TE GÖRÜCÜYE ÇIKACAK 26 SEKTÖRDEN “ENDÜSTRİ 4.0 ÇAĞINA UYGUN MAKİNELER İMAL EDİYORUZ” 30 KAPAK METAL TERBİYECİSİ: ENDÜSTRİYEL FIRINLAR 40 KAPAK / MSSP FOCUS ENDÜSTRİYEL FIRIN SANAYİCİLERİ DÜNYAYA AÇILIYOR
SAHA İSTANBUL’DA GÖREV DEĞİŞİMİ
KAPAK
44 ÜLKELERDEN BATI AVRUPA’NIN REFAH ADASI: DANİMARKA 54 RÖPORTAJ ÜRETİMDE YERLİ MAKİNE KULLANIMI, ÜLKEMİZE VE SEKTÖRLERİMİZE DEĞER KATAR
SYF 30
56 MAKALE ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ MAKİNE SEKTÖRÜ DEĞERLENDİRMESİ 60 POZİTİF “KADINLAR ÇÖZÜM ÜRETMEDE DAHA BAŞARILI” 62
AR-GE MERKEZİ “BÜYÜK VE ÖNEMLİ PROJELERE İMZA ATIYORUZ”
66 AKADEMİK “TEKNOLOJİ ÜRETEN MÜHENDİSLER YETİŞTİRMEYİ HEDEFLİYORUZ” 72 BİR KONU BİR KONUK ATLAS EXPO TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ’NİN YANINDA 76 MAKALE SANAYİ POLİTİKALARI VE ALMANYA
METAL TERBİYECİSİ: ENDÜSTRİYEL FIRINLAR
ÜLKELERDEN
SYF 44
78 TEKNOLOJİ SANAL GERÇEKLİK VE ARTIRILMIŞ GERÇEKLİK 80 ANALİZ SORUN İLERİ TEKNOLOJİ İHRACATINDA MI? YOKSA EKONOMİNİN TEKNOLOJİK DÜZEYİNDE GENEL BİR PROBLEM Mİ VAR? 84 FİNANS İHRACATÇI HANGİ ENDEKSLERİ TAKİP ETMELİ? TİCARETİN ÖNCÜ GÖSTERGELERİ 86 ARAŞTIRMA TİCARET SAVAŞLARI KIZIŞIYOR 90 AKTÜEL MAKİNE SEKTÖRÜ DENİLDİĞİNDE İNSANLARIN AKLINA NE GELİYOR? 92
FUAR ROTASI
96 KİTAP 97 GÖSTERGELER
BATI AVRUPA’NIN REFAH ADASI: DANİMARKA
114 FUARLAR 116 ADRESLER 117 MOMENT in ENGLISH 3 • AĞUSTOS 2018
Vidalı hava kompresörlerinde 5 yıl garanti dönemi başladı!
TÜRK
İYE’D E İLK
* Tüm yağ enjekteli vidalı seri kompresörlerimizde standart periyodik bakımların orijinal yedek parçalarla yetkili servisler tarafından yapılması koşuluyla geçerlidir.
ww
w.d
alg
akir an.c om
EDİTÖRDEN Değerli okurlarımız,
TUGAY SOYKAN
Türk makine sektörü, yılın ilk yedi ayında ihracatını geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21,2 artırarak toplam ihracatını 9,8 milyar dolara taşıdı. Gelişmiş ülkelerin tamamında pazar payını artırmayı başaran Türkiye’nin Makinecileri, bu dönemde Almanya, ABD ve İngiltere pazarlarındaki güçlü duruşunu da sürdürdü. Bununla birlikte, korumacı politikalarla ithalatını kontrol altına almaya çalışan ABD’de büyük ilgi gören Türk makineleri, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre ABD’li alıcılar tarafından yüzde 28,7 daha fazla tercih edildi. Bu dönemde ABD’ye gerçekleşen ihracat 700 milyon dolara ulaşırken, ABD’ye yapılan türbin, turbojet, turbopropeller ve hidrolik silindir ihracatı 1,5 katına; motorlar, aksam ve parçaları ihracatı ise iki katına çıktı. Ticaret Bakanlığı tarafından açıklanan geçici dış ticaret verileri ise Temmuz ayında Türkiye ekonomisinde ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 70’e yükseldiğini işaret ediyor. Ancak dış ticaret açığında önemli bir düşüş sağlayan bu tablonun geliştirilmesi gerekliliği de kaçınılmaz. TÜİK verilerine göre Temmuz ayında en çok ihracatı yapılan ürün grubu, otomotiv ve aksamlarından sonra makine ve aksamları oldu. Fakat makine ve aksamları, aynı zamanda, petrol ve ürünlerinden sonra en güçlü ikinci ithal kalemi olmayı sürdürüyor. Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu da bu gerçeği hatırlatarak, “Sattığımız kaliteli ürünlerin muadillerini ithal etmek doğru bir yaklaşım değil” uyarısında bulunmaya devam ediyor. Türkiye’nin Makinecileri, bu başarıların artarak devamı için çalışmaya devam ederken, kamudan beklenen desteklerin daha güçlü şekilde uygulamaya alınması da sektörün gelecek projeksiyonlarını daha iyiye doğru revize ediyor. Moment Expo’nun “Gündem” sayfalarında da ayrıntılarıyla incelediğimiz gibi, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı yeni döneme yönelik açıklamalarında, imalat sektörleri beklentilerinin hayata geçirileceğinin işaretlerini veriyor. Moment Expo’nun “Kapak” sayfalarında ise bu kez endüstriyel fırın sektörüne odaklandık. Metallere yüksek ısıda yeni ve daha güçlü özellikler kazandıran endüstriyel fırınlar, küresel ölçekte 9,5 milyar dolarlık bir pazar oluştururken, Türk endüstriyel fırın üreticileri ise geçtiğimiz yıl 90 milyon dolarlık ihracatla büyüme eğilimini sürdürdü. Bununla birlikte sektör, iç piyasaya giren yüksek hacimli ithalatla da mücadele etmeye devam ediyor. Türkiye’deki endüstriyel fırınlar sektörünün sorun başlıkları ve çözüm önerileri ile gelecek beklentilerini “Kapak” konumuz içerisinde ayrıntılı olarak okuyabilirsiniz. Elbette, Moment Expo’nun önemli gördüğümüz diğer başlıklarındaki “sektörün sesi olma” misyonumuza da devam ediyoruz. Bu kapsamda, “Ar-Ge Merkezi” sayfalarımızda Aymas Makina Ar-Ge Merkezi’ni tanıtırken, “Akademik” sayfalarımızda ise Yozgat Bozok Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç Dr. Öğretim Üyesi Hamza Kemal Akyıldız’ı ağırlayarak yeni mühendis adaylarının nasıl yetiştirildiğini dinledik. “Sektörden” sayfalarımızın konuğu ambalaj makineleri sektöründe katma değerli ürünler geliştiren Keramik Makina olurken, “Pozitif” sayfalarımızda ise MVD İnan Makine Muhasebe Müdürü Ebru İnan ile kadın çalışanların makine sektöründeki konumlarını konuştuk. MAKFED Genel Sekreteri Zühtü Bakır, makalesinde, Türkiye’deki organize sanayi bölgelerinin geçmişi ve bugününü ortaya koyarken, Türkiye’nin Makinecileri Almanya Danışmanı Ahmet Yılmaz ise makalesinde Almanya’nın sanayi politikalarını ayrıntılı olarak inceledi ve Türkiye’nin nasıl benzer adımlar atabileceğine odaklandı. Keyifli okumalar
MAKİNE İHRACATÇILARI BİRLİĞİ ADINA SAHİBİ Özkan AYDIN
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Tugay SOYKAN (tugaysoykan@origamimedya.com)
YAYIN KURULU BAŞKANI Kutlu KARAVELİOĞLU
EDİTÖR Tolga ÇATAL (tolga@origamimedya.com)
YAYIN ADRESİ Mecidiyeköy Mah. Atakan Sok. No: 6/7 Şişli / İstanbul T: +90 212 252 87 76 - 77 F: +90 212 211 40 70
YAYIN KURULU Sevda Kayhan YILMAZ, Mehmet AĞRİKLİ, Ahmet ÖZKAYAN, Ali EREN, Halil İbrahim GÖKÇÜOĞLU, Hüseyin DURMAZ, Metin KAR, Mustafa ŞEKERCİ, Önder BÜLBÜLOĞLU, Zeynep Erkunt ARMAĞAN, Özkan AYDIN, Esra ARPINAR, Mehtap ÖNAL
MUHABİR Volkan ÜKÜNÇ (volkan@origamimedya.com)
YAYIN TÜRÜ Süreli, Yerel Dergi
YAYINA HAZIRLAYANLAR Origami Medya
REKLAM KOORDİNATÖRÜ Mustafa AK (mustafa@origamimedya.com) GÖRSEL YÖNETMEN Murat CERİT (murat@origamimedya.com)
MAİB GENEL SEKRETERLİĞİ Ceyhun Atuf Kansu Cad. No: 120 Balgat - Çankaya / Ankara Tel: 0312 447 27 40 Faks: 0312 446 96 05
BASKI VE CİLT KARAKIŞ BASIM MATBAA AMB. VE REK. SAN. TİC.LTD. ŞTİ. Maltepe Mah. Blv Cad. Litros Yolu Sok. 2. Matbaacılar Sitesi 1BF1 Zeytinburnu / İstanbul Tel: +90 212 544 58 20 karakisbasim@gmail.com MOMENT EXPO Dergisi, Origami Medya tarafından T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanmaktadır. “Moment Expo Dergisi” ibaresi kullanılarak alıntı yapılması izne bağlıdır. Moment Expo Dergisi Makine İhracatçıları Birliği’nin 7.500 adet basılan ücretsiz süreli yayınıdır.
5 • AĞUSTOS 2018
GÜNDEM
ABD PAZARINDA HEDEF BÜYÜTÜYORUZ TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ, YILIN İLK YEDİ AYINDA İHRACATINI 9,7 MİLYAR DOLARA ULAŞTIRIRKEN, AYNI DÖNEMDE ABD’YE YAPILAN İHRACAT İSE 700 MİLYON DOLAR OLDU. MAKİNE İHRACATÇILARI BİRLİĞİ (MAİB) YÖNETİM KURULU BAŞKANI KUTLU KARAVELİOĞLU, HER AY 100 MİLYON DOLAR MAKİNE İHRACATI GERÇEKLEŞTİRİLEN ABD PAZARINDA HEDEF BÜYÜTTÜKLERİNİ SÖYLÜYOR.
K
üresel ekonomi son bir yıldır, ABD Başkanı Trump’ın göreve seçilir seçilmez uygulamaya başladığı korumacı politikalarla mücadele etmeye çalışıyor. Özellikle sanayi ham maddeleri ve yüksek teknolojili ürünlerde uygulanmaya başlanan ek gümrük vergileri ABD ile ticaret ortakları arasında gerilimi tırmandırırken, Türkiye-ABD arasında da son dönemde ekonomi gündeminde gerilim yükselmiş durumda. Buna rağmen Türkiye’nin Makinecileri, ABD’ye olan ihracatını bu dönemde yüzde 28,7 artırmayı başarırken, ABD’ye gerçekleşen ihracat 700 milyon dolara ulaşmış durumda. Yılın ilk yedi ayında 9,8 milyar dolara ulaşan toplam makine ihracatı içerisindeki bu pay, ABD pazarında artan gücümüze de işaret ediyor. Türk makine sektörü, yılın ilk yedi ayında ihracatını geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21,2 artırarak toplam ihracatını 9,7 milyar dolara taşırken, gelişmiş ülkelerin tamamında da pazar payını artırmayı başardı. Sektörün en fazla ihracat gerçekleştirdiği ülkeler Almanya, ABD ve İngiltere olurken, korumacı politikalarla ithalatı kontrol altına almaya çalışan ABD’de büyük ilgi gören Türk
makineleri, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre ABD’li alıcılar tarafından yüzde 28,7 daha fazla tercih edilir oldu. “ABD’NİN TÜRKİYE’DEN İTHAL ETTİĞİ MALI, SANAYİCİMİZ YURT DIŞINDA ARAMASIN” Makine sektörünün her ay 100 milyon dolar ihracat gerçekleştirdiği ABD pazarında pazar payını artırmaya devam edeceğini ifade eden Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu ise “ABD’de kapsamı genişleyen korumacı politikalar bu ülkede iş yapmak isteyen tüm sektörleri doğrudan etkiliyor. Ancak sanayi üretiminin yıllık
yüzde 6 artış gerçekleştirdiği ülke makine gibi stratejik sektörlere de ticari anlamda yeni fırsatlar sağlıyor. Türk makinelerinin artan kalitesiyle ABD pazarında önemli bir alıcısı var. Bu dönemde ABD’ye yaptığımız türbin, turbojet, turbopropeller ve hidrolik silindir ihracatı 1,5 katına; motorlar, aksam ve parçaları ihracatı 2 katına çıktı” değerlendirmesinde bulunuyor. Ticaret Bakanlığı tarafından açıklanan geçici dış ticaret verilerine de değinen Karavelioğlu, Temmuz ayında Türkiye ekonomisinde ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 70’e yükseldiğinin altını çizerken, “Dış
ticaret açığında önemli bir düşüş sağlayan bu tabloyu geliştirmemiz gerekiyor. TÜİK verilerine göre Temmuz ayında en çok ihracatı yapılan ürün grubu, otomotiv ve aksamlarından sonra makine ve aksamları oldu. Fakat makine ve aksamları, aynı zamanda, petrol ve ürünlerinden sonra en çok ithal ettiğimiz ikinci ürün grubu olmaya devam ediyor. Sattığımız kaliteli ürünlerin muadillerini ithal etmek doğru bir yaklaşım değil. ABD’nin Türkiye’den ithal ettiği malı, sanayicimiz yurt dışında aramasın. Türkiye’nin yerli makine kullanması, daha fazla üretip daha fazla ihraç ederek büyümesi gerekiyor” uyarısında bulunuyor. 7 • AĞUSTOS 2018
GÜNDEM
ORTAK AÇIKLAMA, REKOR İHRACAT EKONOMİ BAKANLIĞI İLE GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI’NIN BİRLEŞTİRİLMESİ İLE OLUŞTURULAN TİCARET BAKANLIĞI, TÜRKİYE İHRACATÇILAR MECLİSİ (TİM) İLE GÜÇ BİRLİĞİNE GİDEREK AYLIK İHRACAT RAKAMLARININ AÇIKLANMASINA İLİŞKİN ÇALIŞMALARI ORTAKLAŞA YAPMA KARARI ALDI. BUNA GÖRE TEMMUZ AYINDA İHRACAT, BİR ÖNCEKİ YILIN AYNI AYINA GÖRE YÜZDE 11,8 ARTARAK 14 MİLYAR 106 MİLYON DOLAR OLDU. OCAK-TEMMUZ DÖNEMİ MAKİNE VE AKSAMLARI İHRACATI İSE YÜZDE 21,2 ARTARAK 9,7 MİLYAR DOLARA ULAŞTI. 2017 YILININ AYNI DÖNEMİNDE BU RAKAM 8 MİLYAR DOLAR SEVİYESİNDEYDİ.
2
4 Haziran seçimleri ile başlayan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kamu hizmetlerine ilişkin aldığı reform niteliğindeki kararlar hızla hayata geçmeye devam ediyor. Ekonomi Bakanlığı ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın birleştirilmesi ile oluşturulan Ticaret Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi ile güç birliğine giderek aylık ihracat rakamlarının açıklanmasına ilişkin çalışmaları ortaklaşa yapma kararı aldı. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın talimatı ile başlayan süreçte daha önce TİM tarafından ayın 1’inde, eski Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından ayın 2’sinde açıklanan bir önceki aya ilişkin geçici ihracat rakamları, artık iki kurumun ortaklaşa çalışması sonucu yine ayın 1’inde açıklanacak. Bu çerçevede, Türkiye’nin Temmuz ayı ihracat rakamlarına ilişkin toplantı, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, TİM Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Gülle, Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu ile Ticaret Bakanlığı Müsteşarları İbrahim Şenel ve Cenap Aşçı’nın katılımıyla 1 Ağustos’ta gerçekleştirildi. TEMMUZ AYI, REKOR AYI OLDU Türkiye’nin Ocak-Temmuz ayları ihracat karnesine göre, yılın
ilk yedi ayında ihracat yüzde 7 artışla 96,3 milyar dolara; son 12 aylık ihracat ise yüzde 8,1 artışla 163,3 milyar dolara yükseldi. Diğer yandan, Temmuz ayı ihracatı da bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 11,8 artarak 14 milyar 106 milyon olurken, 2018 yılı Temmuz ayı, bugüne kadar en çok ihracat gerçekleştirilen Temmuz ayı olarak kayıtlara geçti. İHRACATTA TL KULLANIMI ARTIYOR Temmuz ayında en fazla ihracat artışı yaşayan sektörler, yüzde 77 ile savunma ve havacılık sanayisi, yüzde 64 ile gemi ve yat, yüzde 60 ile çelik olurken, Temmuz ayında 169 ülkeye TL ile ihracat yapıldı ve Ocak-Temmuz döneminde de 8,6 milyar TL tutarında ihracat TL ile gerçekleştirildi. Diğer yandan, Temmuz ayında
223 ülkeye ihracat gerçekleştirilirken, bu ülkelerden 170’inde ihracat artışı yaşandı. MAKİNE İHRACATI 10 MİLYAR DOLARA YAKLAŞTI Ocak-Temmuz döneminde makine ihracatı ise 9,7 milyar dolar olarak kayda geçti. 2017 yılının aynı döneminde bu rakam 8 milyar dolar seviyesindeydi. Türkiye’nin makine ihracatı Temmuz ayının sonunda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21,2 arttı. Makine sektöründe bu yılın Ocak-Temmuz döneminde en fazla ihracat gerçekleştiren alt sektör motorlar olurken, söz konusu ürün grubunda gerçekleştirilen ihracatın değeri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17,1 artarak 1,4 milyar dolar oldu. 2018 yılının Ocak-Temmuz döneminde makine sektöründe
en fazla ihracat gerçekleştirilen ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında Almanya’nın liderliği devam etti. Almanya’ya 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde 1,2 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirilirken, bu yılın aynı döneminde bu rakam yüzde 14 artışla 1,4 milyar dolara yükseldi. İkinci sıradaki ABD’ye de bu yılın Ocak-Temmuz döneminde yüzde 28,7 artışla 700 milyon dolar değerinde makine ihraç edildi. 2017 yılının aynı döneminde bu rakam 544 milyon dolar seviyesindeydi. Türkiye’nin en fazla makine ihracatı gerçekleştirdiği ilk 10 ülke listesinin üçüncü sırasındaki İngiltere’ye ise 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde 403 milyon dolarlık makine gönderilirken, bu yılın aynı döneminde bu rakam yüzde 29,1 artışla 520 milyon dolar olarak kayda geçti. 9 • AĞUSTOS 2018
GÜNDEM
“MAKİNE SEKTÖRÜ İKİ ÖNEMLİ BULUŞMA İÇİN GÜN SAYIYOR” MAKİNE İMALAT SEKTÖRLERİNİN BİRİ YURT DIŞINDA BİRİ DE YURT İÇİNDE OLMAK ÜZERE İKİ ÖNEMLİ BULUŞMASI EUROBLECH VE MAKTEK AVRASYA FUARLARI İÇİN ARTIK SAYILI GÜNLER KALDI.
M
akina İmalatçıları Birliği’nin de düzenleyicileri arasında yer aldığı, sektörün Avrasya bölgesindeki en büyük buluşması olarak gösterilen MAKTEK Avrasya Fuarı 2-7 Ekim tarihlerinde İstanbul’da ziyaretçilerini ağırlamaya hazırlanırken, iki yılda bir Almanya’nın Hannover kentinde düzenlenen EuroBlech Fuarı ise 23-26 Ekim tarihlerinde “Dijital Gerçekliğe Adım Atın” sloganı ile Endüstri 4.0 ve Akıllı Fabrikalar başlıklarında sektörün son yeniliklerini sergileyecek. AVRASYA’NIN EN ÖNEMLİ BULUŞMA NOKTASI Makina İmalatçıları Birliği’nin (MİB) de düzenleyicileri arasında olduğu MAKTEK Avrasya 2018 Fuarı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile KOSGEB’in destekleriyle 2-7 Ekim tarihlerinde TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Makine sanayisi ile imalat sanayisinin temel üretim aracı olan takım tezgâhları ve sac işleme makinelerinin Avrasya Bölgesi’ndeki en önemli üreticilerini ağırlayacak olan fuar, iki yılda bir düzenleniyor. MAKTEK Avrasya 2018 Fuarı’nda Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen takım tezgâhları, metal ve sac işleme makineleri, tutucular ve kesici takımlar, kalite kontrol ve ölçüm sistemleri, CAD/CAM, PLM yazılımları ve üretim
teknolojileri alanlarında faaliyet gösteren, 70 ülkeden bini aşkın firma ve firma temsilciliğinin yer alması planlanıyor. Ayrıca fuara bu yıl Çin, Hindistan, Güney Kore ve Tayvan da milli katılım organizasyonu gerçekleştirecek. Bu kapsamıyla, sektörlerinde dünyanın en tercih edilen fuarları arasında gösterilen MAKTEK Avrasya Fuarı, artan katılımla beraber toplam 125 bin metrekare kapalı alan kapasitesine sahip olan TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nin 15 salonunu da tam kapasiteyle kullanacak. Ayrıca bu yıl ilk kez, ana giriş alanına yurt dışı katılımları için “Registration Hall” eklenerek, daha geniş kapasite ile katılımcı ve ziyaretçilerini bir araya getirecek. Türkiye ekonomisi için de önemli bir parametre olan fuarın, 1 milyar dolarlık iş hacmi sağlaması da hedefleniyor. 2016 yılında düzenlenen son etkinliğe 29 ülkeden 996 firma ve firma temsilciliği katılmış, fuarı 61 ülkeden bin 178’i yabancı olmak üzere 60 binden fazla sektör profesyoneli takip etmişti.
SAC VE METAL İŞLEME MAKİNELERİNDE DÜNYANIN EN GÜÇLÜ FUARI Uluslararası Sac Levha İşleme Teknolojisi Fuarı EuroBlech ise bu yıl 23-26 Ekim tarihlerinde “Dijital Gerçekliğe Adım Atın” sloganı ile Endüstri 4.0 ve Akıllı Fabrikalar başlıklarına odaklanarak, sektörün son yeniliklerini sergileyecek. Her iki yılda bir Almanya’nın Hannover kentinde düzenlenen EuroBlech de alanında dünyanın en önemli fuarı olarak kabul ediliyor. Sac ve metal işleme teknolojisinin
bütün ürünleri ile evrelerini içeren fuarda, metal levha, yarı hazır ve hazır mamuller, elleçleme, ayırma, kalıp, esnek sac metal işleme, birleştirme, katkı maddesi üretimi, kaynak ve yüzey işlemleri, hibrit yapıların işlenmesi, makine ve tezgâhlar, kalite kontrolü, CAD/CAM/CIM sistemleri ve Ar-Ge alanlarında yüzlerce firma ürünlerini sergilerken, EuroBlech, her fuar döneminde on binlerce sektör profesyonelini ağırlayarak milyonlarca dolarlık ticaret hacmi yaratıyor. Fuar, hem üreticilere hem de tedarikçilere makine, ürün ve hizmetlerini sac metal işleme endüstrisine sunmaları için benzeri bulunmaz bir platform sunarken, EuroBlech 2016’da 41 ülkeden toplam bin 505 firma yeni teknolojiler ve inovasyon ürünlerini tanıtmış; 102 ülkeden 60 bini aşkın ziyaretçiyi ağırlamıştı. EuroBlech 2016’nın en güçlü üçüncü katılımcı ülkesi ise 93 Türk firmasının katılımıyla Türkiye olmuştu.
11 • AĞUSTOS 2018
GÜNDEM
AİMSAD, XYLEXPO FUARI’NIN TÜRKİYE TEMSİLCİLİĞİNİ ALDI AĞAÇ İŞLEME MAKİNE VE YAN SANAYİSİ İŞ ADAMLARI DERNEĞİ (AİMSAD), YURT DIŞI FUAR ÇALIŞMALARINDA ÖNEMLİ BİR ADIM ATARAK FUARLARIN TÜRKİYE’DEKİ SATIŞ YETKİLERİNİ ALMAYA BAŞLADI. İLK OLARAK 2020 YILI FUARI İÇİN İTALYA XYLEXPO FUARI İLE ANLAŞAN AİMSAD, BU ÇALIŞMAYI UKRAYNA LISDEREVMASH VE ATLANTA IWF FUARLARIYLA DEVAM ETTİRMEK İSTİYOR.
S
ektör olarak yönlerini ihracata çevirdiklerinin, bu nedenle yurt dışı fuar katılımlarını önemsediklerinin altını çizen AİMSAD Genel Sekreteri Arif Onur Kaçak, AİMSAD’ın artık yurt dışı fuarların temsilciliklerini alarak üyeleri ve sektör firmalarına daha avantajlı imkânlar sunmak istediğini bildiriyor. İtalya’nın Türkiye için güçlü bir ithalat partneri olduğuna dikkat çeken Kaçak, 2013 yılında 750 bin dolar olan ağaç işleme makinesi ihracatının 2017 yılı sonunda 3 milyon dolara
geldi” değerlendirmesinde bulunuyor.
ulaştığını da anımsatıyor ve “İthalatımız ise 2013 yılındaki 56 milyon dolardan 2017 yılı sonunda 26 milyon dolara geriledi. Türkiye, artık
ülke fark etmeksizin ihracat yapabiliyor. Ağaç işleme makinesi sektörü de 2017 yılı sonunda cari açık vermeyen alt sektörlerin başında
SEKTÖR İÇİN ÖNEMLİ BİR BULUŞMA İtalya’nın Milano kentinde her iki yılda bir düzenlenen Xylexpo Fuarı, sektörün önemli buluşmalarından biri olarak değerlendiriliyor. Bu yıl, 8-12 Mayıs tarihlerinde düzenlenen fuara 27 farklı ülkeden 116’sı yabancı olmak üzere 425 firma katılmış; 18 bini operatör olmak üzere fuarı 37 bin kişi ziyaret etmişti. AİMSAD’ın Türkiye’deki satış yetkilerini aldığı 27’nci Xylexpo Fuarı, 25-29 Mayıs 2020 tarihlerinde gerçekleştirilecek.
13 • AĞUSTOS 2018
GÜNDEM
SAHA İSTANBUL’DA GÖREV DEĞİŞİMİ TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK SANAYİ KÜMELENMESİ İSTANBUL SAVUNMA, HAVACILIK VE UZAY KÜMELENMESİ DERNEĞİ (SAHA İSTANBUL) YÖNETİMİNDE DEĞİŞİKLİĞE GİDİLDİ. SAHA İSTANBUL KURUCU BAŞKANI HASAN BÜYÜKDEDE’NİN CUMHURBAŞKANI BAŞDANIŞMALIĞI VE SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKAN YARDIMCILIĞI GÖREVLERİNE GETİRİLMESİNİN ARDINDAN, HALUK BAYRAKTAR SAHA İSTANBUL YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI’NA SEÇİLDİ.
S
avunma Sanayii Başkanlığı’nın kuruluşunu teşvik ettiği, savunma ve havacılık sektörlerine önemli katkılar sağlayan SAHA İstanbul yönetiminde değişikliğe gidildi. SAHA İstanbul Kurucu Başkanı Hasan Büyükdede, Cumhurbaşkanı Başdanışmalığı ve Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcılığı görevlerine getirilmesinin ardından SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanlığı görevinden ayrılırken, SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Haluk Bayraktar Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçildi. • 14
SAHA İstanbul, bilindiği üzere, Edirne’den başlayarak Tekirdağ, İstanbul, İzmit, Yalova, Adapazarı ve Düzce’ye uzanan Kuzey Marmara koridorunda faaliyet gösteren 65 bin sanayici firmanın gücünü bir kümelenme etrafında toplayarak katma değeri yüksek, teknolojik ürünler üretmek amacıyla 2015 yılında kurulmuş ve bu yılın başında MAKFED’e Gözlemci Üye olarak üyeliği kabul edilmişti. SAHA İstanbul’un kümelenme misyonunu, “Türkiye’nin, kendi uçağını, gemisini, silah ve sistemlerini üretebilen, teknolojik altyapısıyla
dünyayla yarışan küresel bir güç olması” oluşturuyor. Üç yıl önce 27 kurucu üyeyle yola çıkan kümelenme, geçen sürede savunma ve havacılık sanayisinde faaliyet gösteren 302 üye sayısına ulaştı. SAHA İstanbul, özellikli alanlar ya da ürünler geliştirerek dünya markaları çıkarmak, küresel rekabet avantajı oluşturmak, milli projelerde yerli katkı oranını artırmak gibi bir dizi hedefe yönelik faaliyet gösteriyor. SAHA EXPO’YA SAYILI GÜNLER KALDI Diğer yandan SAHA İstanbul, savunma ve havacılık
sektörlerini güçlendirecek adımlar arasında, yerli savunma sanayisini buluşturan bir fuar etkinliği düzenlemeye de özel bir önem veriyor. Bu kapsamda, İstanbul Fuar Merkezi’nde 13-15 Eylül’de gerçekleştirilecek Savunma, Havacılık, Uzay Sanayi Fuarı’nın (SAHA Expo), savunma, havacılık, denizcilik, uzay endüstrisine yönelik üretim yapabilecek potansiyele ve ileri teknolojiye sahip sanayicileri, ana tedarikçi firmalar ve uluslararası üreticilerle bir araya getirmesi hedefleniyor. SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Haluk
SAHA İSTANBUL’DA GÖREV DEĞİŞİMİ
HALUK BAYRAKTAR
SAHA İSTANBUL YÖNETIM KURULU BAŞKANI
Bayraktar, SAHA Expo’nun tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin en büyük sanayi kümelenmesi olarak odak alanlarının savunma sanayisi alanında milli ve özgün üretim sunmak olduğunu söylerken, “15 yıl önce savunma sanayisi alanındaki yerlilik oranı yüzde 20’lerdeydi. Atılan adımlarla birlikte yerli firmaların teşvik edilmesiyle, savunma sistemlerimizin milli olması yönündeki ölçütler ve devletin bu alanda ortaya koyduğu politikalar sonucunda, hali
hazırda yüzde 65 yerlilik oranına ulaştık. Savunma sistemlerimiz için millilik çok büyük önem arz ediyor. Başarılı olmamız, geleceğimize yönelik bağımsızlığımızın garantisi güçlü bir savunma sanayisinden geçiyor” değerlendirmesinde bulundu. Türk savunma sanayisinin, attığı büyük adımlarla ihracatta da etkili olmaya başladığına değinen Bayraktar, “Mart ayında Katar’da düzenlenen bir fuarda, Türk savunma sanayisi 1 milyar dolarlık bir sipariş aldı. MİLGEM ve ATAK helikopterlerimizin ihracatı için sözleşmeler imzalanıyor. Bunlar çok önemli başarılar. Bunların daha da ileriye gitmesi için SAHA gibi kümelerin katkısı büyük önem arz ediyor. Düzenleyeceğimiz SAHA Expo Fuarı’na 135 firma katılacak. Bu firmalar geliştirdikleri ürünleri sergileyecek, sektörün ana platform üreticileriyle işletmeler arasında görüşmeler gerçekleştirilecek. Ayrıca sektörlerimizdeki milli ve özgün üretim modelini daha da başarılı kılmak için yol haritalarını tartışacağımız paneller de düzenleyeceğiz” dedi.
STRATEJİK İŞBİRLİKLERİNE AÇIK Kapılarını açmasına sayılı günler kala son hazırlıkları yapılan SAHA Expo 2018, dünyanın pek çok ülkesinden resmi ve özel kurum temsilcilerini, üreticilerini ve satın alma heyetlerini de ağırlayacak. Bu kapsamıyla fuarda, ulusal ve uluslararası ölçekte stratejik işbirliği anlaşmalarının yapılması, iş fikirlerinin geliştirilmesi de bekleniyor. İnsansız silahlı ve silahsız hava aracı üretiminden
helikopter, uçak, zırhlı araç, silah, roket ve mühimmat imalatına; denizaltı ve savaş gemilerinin üretiminden tank ve teçhizatlarının, haberleşme cihaz ve ekipmanlarının üretimine, siber güvenlik, yazılım ve donanım geliştirilmesine kadar savunma sektörü içinde bulunan tüm alanlardaki üretime katkı sağlayan, ileri teknolojiye sahip firmaların yer alacağı SAHA Expo 2018’in, Türkiye’deki üretim gücünün dünyaya tanıtıldığı uluslararası bir platforma dönüşmasi bekleniyor.
15 • AĞUSTOS 2018
GÜNDEM
POTANSİYEL PAZARLARA 35 YENİ TİCARET MERKEZİ AÇILACAK EKONOMİ İLE GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIKLARININ TEK BİR ÇATIDA BİRLEŞTİRİLMESİYLE TEŞKİLATLANDIRILAN TİCARET BAKANLIĞI, YENİ DÖNEMİN TİCARET YOL HARİTASINI AÇIKLADI. İHRACAT TEMELLİ EKONOMİK BÜYÜMENİN DEVAM EDECEĞİNİN VURGULANDIĞI AÇIKLAMADA, ETKİN VE ÜLKELERE ÖZEL STRATEJİLERLE YENİ PAZARLARA GİRİLECEĞİNİN; ÇİN, LATİN AMERİKA, HİNDİSTAN, MEKSİKA VE AFRİKA GİBİ POTANSİYEL PAZARLARDA 35 YENİ TİCARET MERKEZİNİN AÇILACAĞININ ALTI ÇİZİLİYOR.
C
umhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişle birlikte, iki köklü bakanlık olan Ekonomi ile Gümrük ve Ticaret Bakanlıkları tek bir çatıda birleştirilmiş ve ticaretin tek bir merkezde toplandığı, oldukça donanımlı ve güçlü bir Ticaret Bakanlığı ortaya çıkarılmıştı. Ticaret Bakanlığı, yeni dönemde vizyonunu, “En küçük esnaftan başlayarak en büyük üretici ve ihracatçıya tek merkezden hizmet” olarak konumlandırıyor. Ticaret Bakanlığı, yeni dönemde proaktif stratejiler izleyerek, Türkiye’nin önünü açmak ve ülke ekonomisinin gelişimini hızlandırmak için çalışacakken, ana hedef olarak Türkiye’yi yüksek gelirli ülkeler sınıfına yükseltmeyi belirlemiş durumda. Bu vizyonun mihenk taşı ise yüksek katma değerli, teknolojiye, tasarıma ve markalaşmaya dayalı ihracat. Bu kapsamda, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu ve küresel ekonomide öne çıkan sektörlerin özellikle destekleneceğini açıklayan Bakanlık, bunun için, yazılım, yapay zekâ gibi yüksek teknoloji içeren ve daha fazla katma değer sağlayan alanlarda yeni nesil ihtisas serbest bölgeleri
kurulacağını; Türkiye’nin ihracat atağının artarak devam edeceğini ve ülkelere özel stratejilerle yeni pazarlara girileceğini bildiriyor. Çin, Latin Amerika, Hindistan, Meksika ve Afrika gibi potansiyel pazarlara yönelileceğinin işaretlerini paylaşan açıklamada, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki yatırım ve ticaret fırsatlarının da yakından takip edileceği; Türk firmalarının bu coğrafyalarda başarılı girişimlerde bulunmalarının destekleneceği de vurgulanıyor. Ayrıca, açıklamada, ticaret hacmini artırmak için potansiyel pazarlarda 35 yeni Ticaret Merkezi’nin de açılacağına yer veriliyor. Benzer şekilde, yurt dışı fuar desteklerinin devam edeceğine de dikkat çekilen açıklamada, fuar düzenlenen ülkeyle ilgili şirketlere teknik ve lojistik destekler verilecek. TİCARETTE DİJİTALLEŞME ÖN PLANA ÇIKACAK Bu çerçevede, yeni dönemde, ticarette dijitalleşme ve e-Ticaret ön planda olacak. e-Ticarete konu ürünlerde “Türk Malı” imajının korunmasına yönelik uygulamalar geliştirilecekken, çalışmalar en iyi uygulama örnekleri takip edilerek ortaya koyulacak. Bu dönemde, STK’lar ve özel
sektörle birlikte hareket edilerek, doğru ve etkili adımlar atılacağının vurgulandığı açıklamada, Türk ürünlerinin yurt dışı pazarlarda tercih edilir, aranır ve istenir olması için yoğun çalışmalar yapılmaya devam edileceğinin altı çiziliyor. Destekler ve buna ilişkin mevzuatın gözden geçirilerek çağın gerekleri ve hedeflere göre yeniden tasarlanması da Ticaret Bakanlığı’nın yeni dönem hedefleri arasında yer alıyor. Tasarım ve markalaşmaya da yeni bir bakış açısıyla yaklaşmayı planlayan Bakanlık, bu kavramları girişimciler, sanayiciler ve iş insanlarının benimsemesini sağlamanın önemine işaret ederken, yolun uzun olduğunu ancak ilk adımın ihracat olduğunu vurguluyor. İHRACATÇI VE KOBİ İÇİN FİNANSMANA ERİŞİM KOLAYLIĞI Yeni dönemde ihracatçı ve KOBİ’leri finansman anlamında rahatlatacak çalışmalar yapılacağına da değinen Bakanlık, Türk Eximbank enstrümanlarının çeşitlendirilmesi ve derinleştirilmesi ile bankanın sağladığı finansman imkânlarından daha fazla iş insanının yararlanmasını da gündemine almış durumda.
Bakanlık, bu doğrultuda, KOBİ’lere sağlanacak finansal desteklerde de yenilikçilik ve sürdürülebilirlik ilkelerini ön planda tutacak. Öte yandan, gümrük kontrollerinde tüm laboratuvar işlemleri tek noktada birleştirilecekken, geçmişte ayrı ayrı bakanlıkların yaptığı analizler tek seferde yapılacak. Böylelikle iş insanları hem maliyet hem de zaman bakımından tasarruf sağlayacak ve Türkiye, ticaretin en kolay ve en güvenli şekilde yapıldığı dünyanın sayılı ticaret merkezlerinden biri haline getirilecek. TİCARET DİPLOMASİSİ ETKİN ŞEKİLDE KULLANILACAK Bununla birlikte, Ticaret Bakanlığı, Türk üreticisinin ticaret savaşları ve korumacı politikalardan en az seviyede etkilenmesi, Türkiye’nin ekonomik hedeflerinin geliştirilmesi için elindeki tüm araçları kullanmaya devam ederken, ticaret diplomasisi de etkin şekilde kullanılacak. Bu kapsamda da yeni dönemde, Türkiye’nin AB üyesi ülkeler ve yakın coğrafyadaki ülkelerle olan mevcut ticari ilişkilerini güçlendirmek için gerekli tüm teknik ve ekonomik açılımlar sağlanacak. 17 • AĞUSTOS 2018
YATIRIM
SANAYİCİLERE 1,2 MİLYAR TL DESTEK SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI, SANAYİCİLERE YÖNELİK 1,2 MİLYAR LİRALIK YENİ DESTEK PROGRAMINI AÇIKLADI. YENİ DESTEK PROGRAMININ, CARİ AÇIĞIN AZALTILMASI BAŞTA OLMAK ÜZERE YÜKSEK KATMA DEĞERLİ ÜRÜNLERİN ÜRETİMİNE ÖNEMLİ KATKI SAĞLAYACAĞI DÜŞÜNÜLÜYOR.
R
eel sektörün araştırma, teknoloji geliştirme ile üniversite-sanayi iş birliği mekanizmalarını, teknoloji tabanlı girişimciliği ve erken aşama girişimlerini destekleyen TÜBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı’nda (TEYDEB) sistem değişikliğine gidilmesinin ardından 10 ayrı destek programının sadeleştirildi ve TEYDEB 2.0 adıyla yeni bir destek programı hazırlandı. Buna göre, esnek ve yalın bir süreç sağlamak amacıyla mevzuatları ayrı ayrı tanımlı 10 farklı destek programı iki başlık altında toplanıyor. Sanayi Destekleri (SADE) ve Arayüz Destekleri (AYDE) olarak sadeleştirilen bu yeni destek sistemi TEYDEB 2.0 olarak adlandırılırken, 1 Ağustos itibarıyla SADE kapsamında açılan çağrıya başvuracak projeler için 200 milyon TL bütçe ayrılmış durumda. Yıl sonuna kadar sanayinin ihtiyaçları doğrultusunda yeni çağrıların da açılacağının bildirildiği açıklamada, bu yıl açılacak tüm TEYDEB çağrıları aracılığıyla hayata geçirilecek projelere üç yılda 1,2 milyar TL destek kullandırılması hedefleniyor. TEYDEB 2.0’IN İLK ÇAĞRI DUYURUSU YAPILDI TEYDEB 2.0 kapsamında cari açığı azaltacak veya katma değeri yüksek ürün, süreç ve teknoloji geliştirme • 18
projelerini destekleyecek yeni destek programı, aynı zamanda yaygın olarak kullanılan ürün ve teknolojilerin yerli olarak geliştirilmesine de destek sağlayacak. Bu kapsamda Bakanlık, tüm sanayici ve girişimcilere çağrıda bulunarak, yeni fikri olan ve yeni ürün geliştirmek isteyenlere her türlü desteği vermeye hazır olduklarının altını çiziyor. Diğer yandan, kamu-üniversite-sanayi iş birliğini oluşturmaya ve özellikle teknoloji tabanlı girişimci ve KOBİ’lere iş geliştirme ve
yenilik alanlarında mentorluk sağlamaya yönelik kolaylaştırıcı desteklerin de hayata geçirileceğini açıklayan Bakanlık, TEYDEB 2.0 için ilk çağrı duyurusunu da yapmış durumda. Söz konusu çağrıya 31 Aralık 2018’e kadar başvuru yapılabilecek. Proje başvuruları ziyaretli hakemlik ile değerlendirilecek ve başvurular alındıkça, 31 Aralık tarihi beklenmeden değerlendirme süreci başlayacak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın açıklamasında, sistem değişikliği ve yeni açılan çağrılar hakkında
bilgiler verilirken, TEYDEB’in kuruluşundan 2017 yılına kadarki 23 yılda gerçekleşen istatistiki bilgiler de kamuoyu ile paylaşıldı. Buna göre, 23 yılda yaklaşık 10 bin proje için toplam 8,3 milyar TL’lik destek sağlanırken, bu desteklerle 15 milyar TL’lik Ar-Ge hacmi oluşturulmuş. Teknoloji tabanlı girişimcilere yönelik teknogirişim desteği kapsamında ise yaklaşık 16 bin iş fikri başvurusu alınmış ve 77 milyon TL’lik hibe destekle 958 girişimci yeni firma kuruluşlarını gerçekleştirmiş.
YATIRIM
REESKONT KREDİLERİNDE ELEKTRONİK DÖNEM BAŞLADI TÜRK EXIMBANK İLE MERKEZ BANKASI ARASINDAKİ KREDİ PROSEDÜRÜ ARTIK ELEKTRONİK OLARAK İLERLEYECEK; KREDİNİN HANGİ AŞAMADA OLDUĞU ONLINE TAKİP EDİLEBİLECEK.
T
ürkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), 20 Temmuz’dan itibaren e-Bono işlemleri sistemini uygulamaya geçirirken, Türk Eximbank da reeskont kredileri kapsamında bu sistemi uygulamaya başladı. Daha önce iki kurum arasında fiziksel ortamda işlem gören kredi evrakı, her iki kurumun sistemlerinin entegrasyonunu sağlanmasıyla 20 Temmuz’dan itibaren elektronik ortama aktarıldı ve hem kredi onayları hem de süreç takibi sistem üzerinden gerçekleştirilmeye başlandı. Böylece, kredilerin TCMB nezdinde hangi aşamada olduğu online olarak takip edilebilecek. e-Bono Sisteminin uygulamaya girmesiyle reeskont kredisi işlemlerine hız kazandırılacağını ve maliyet tasarrufu sağlanacağını
güvenliğini artırmak amaçlarıyla 4 Temmuz’da başlattığımız e-Teminat Mektubu uygulamasından sonra ikinci bir adım olarak e-Bono uygulamasına da 20 Temmuz’dan itibaren başladık. Yıl sonunda doğru elektronik dönüşüm sürecinin son adımı olarak e-Taahhüt Kapama sistemi uygulamasını da hayata geçirecek şekilde hazırlıklarımıza devam ediyoruz” değerlendirmesinde bulunuyor.
ADNAN YILDIRIM
TÜRK EXIMBANK GENEL MÜDÜRÜ
belirten Türk Eximbank Genel Müdürü Adnan Yıldırım, “Türk Eximbank ihracatı destekleme misyonu çerçevesinde ihracatçılara sağladığı finansman desteklerini artırmak için yoğun bir gayret içerisinde. İhracata desteğin yanında,
işlemleri hızlandırmak ve maliyetleri düşürmek amacıyla e-Dönüşüm uygulamalarına da hız veriyoruz. Elektronik dönüşüm kapsamında, işlemleri kolaylaştırmak ve hızlandırmak, işlem maliyetlerini düşürmek, işlem
KREDİLER ONLINE TAKİP EDİLECEK Adnan Yıldırım, açıklamasında, bu uygulamayla belgeler üzerinde her iki taraf için de kontrol kolaylığı sağlanmış olacağının altını çizerken, kredilerin TCMB nezdinde hangi aşamada olduğunun da online olarak rahatlıkla takip edilebileceğini vurguluyor: “Geçtiğimiz yıl 10 binin üzerinde işlem hacmi ile 17,5 milyar dolar düzeyinde finansman sağlanan reeskont kredilerinde, bu yılın ilk yarısı itibarıyla gerçekleşen işlem sayısı 5 bini geçti. Bu kapsamda yıllık 10 binin üzerinde işlemi daha hızlı ve daha düşük maliyetle gerçekleştirebileceğiz. Böylece, 2018 yılı hedeflerimize ulaşmak için ihracatın finansmanını artıracak ve işlemleri hızlandıracak bir adım daha atmış oluyoruz. İhracatın finansmanında bürokrasinin azaltılması için üzerinde çalıştığımız yeni projeleri önümüzdeki dönemde aşama aşama devreye alacağız.” 19 • AĞUSTOS 2018
YATIRIM
TÜRKİYE UZAY AJANSI YIL BİTMEDEN KURULACAK SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI TARAFINDAN YAPILAN AÇIKLAMADA, TÜRKİYE UZAY AJANSI’NIN KURULUŞU İÇİN TEŞKİLATLANMA ÇALIŞMALARININ EN KISA SÜREDE TAMAMLANACAĞINI BİLDİRİLİRKEN, UZAY TEKNOLOJİLERİ ALANINDA ULUSAL BOYUTTA YAPILAN ÇALIŞMALARI KOORDİNE EDECEK VE ULUSLARARASI İLİŞKİLERİ YÜRÜTECEK TÜRKİYE UZAY AJANSI’NIN YIL BİTMEDEN KURULACAĞI AÇIKLANIYOR.
A
çıklamada, Türkiye Uzay Ajansı’nın, Türkiye’nin milli çıkarlarını gözeterek, uzay alanında koordinasyon sağlayacak ve denetleyecek bir sistem oluşturacağına işaret edilirken, öncelikli hedefin sektörü yönlendirmek, koordine etmek ve uluslararası ilişkileri tek elden yönetmek olduğunu bildiriliyor. Türkiye Uzay Ajansı’nın kuruluşunun 100 Günlük Eylem Programı’nda da yer aldığına dikkat çekilen açıklamada, teşkilatlanma çalışmalarının en kısa sürede tamamlanarak ajansın bu yıl içinde kurulacağı vurgulanıyor. Uzay sanayisinin gelişmesi, yürütülen projelerle programa alınan yeni projelerin çoğalması sebebiyle uzay ve havacılık alanında koordinasyon sağlayacak ve ülkenin milli çıkarlarını gözetecek bir yapı ihtiyacının ortaya çıktığına değinilen açıklamada, ayrıca, Türkiye Uzay Ajansı’nın kuruluş amaçları sıralanıyor. Buna göre ajans, uzay sanayisinin güçlendirilmesi, uzay teknolojileri alanında bilimsel altyapıların ve insan kaynağının geliştirilmesi, kapasite ve yeteneklerin daha da artırılması için çalışacak. Kurum, uzay teknolojileri alanında belirlenen temel politika ve stratejilerinin uygulanmasını sağlarken, dışa bağımlı olmayan rekabetçi bir sanayinin geliştirilmesine de zemin hazırlayacak. Kapasite • 20
ve yeteneklerin artırılması için sürdürülecek çalışmaların yanı sıra ajans, bu alanlarda faaliyet gösteren kurum ve kuruluşları koordine edecek; ulusal ve uluslararası ilişkileri yürütecek bir yapıda olacak. Aynı zamanda fırlatılan uyduların kayıtlarını da tutacak olan Türkiye Uzay Ajansı, BM nezdinde Türkiye’nin haklarını takip ederek diğer uzay ajansları ile ikili ve çoklu iş birlikleri de geliştirecek. YERLİ VE MİLLİLİK ORANLARI ARTIYOR Bakanlığın açıklamasında, yerli ve milli uydularda yapılan çalışmalar ve gelinen son durum hakkında bilgiler de yer alıyor. Türkiye’nin, 2000’li yıllardan itibaren uydu teknolojilerinde Ar-Ge çalışmalarına başladığını, ilk olarak gözlem uyduları üzerine yoğunlaşıldığını bildiren açıklamada, bu süreçte BİLSAT, RASAT ve GÖKTÜRK-2 gözlem uydularının tasarlanıp üretildiğini
anımsatılırken, 17 Ağustos itibarıyla RASAT’ın yörüngede yedinci, GÖKTÜRK-2’nin ise 18 Aralık itibarıyla altıncı yılını tamamlamış olacağına işaret ediliyor. Bu uydularla geliştirip üretilen yerli ve milli ekipmanların uzay ortamında ilk defa başarıyla kullanıldığına da dikkat çeken açıklamada, “Türkiye, 2014 yılı itibarıyla kazandığı özgüven ve tecrübelerle TÜRKSAT 6A ve İMECE gibi daha büyük ölçekli yerli ve milli uydu projelerine başladı ve bu alanda uluslararası anlamda bir üst lige çıktı. Türkiye’nin ilk milli haberleşme uydusu Türksat 6A ise geosenkron yörüngede 42 derece doğu boylamında hizmet verecek. Uydu, Avrupa’dan Hindistan’a çok geniş bir coğrafyada haberleşme hizmetleri verebilecek. Halen bu uydunun yapısal modeli test edilmiş olup, önümüzdeki aylarda mühendislik modeli çalışılacak. Uçuş
modeli, 2020 sonunda fırlatma için hazır olacak” değerlendirmesinde bulunuluyor. İMECE ise metrealtı çözünürlüğe sahip Türkiye’nin ilk milli ve yerli gözlem uydusu olarak tasarlanmaya devam ediliyor. Tasarım aşaması devam eden uydunun prototip üretimlerine de başlanılmış durumda. Bu uydularla yerli ve millilik oranlarının daha da artırıldığı ve 2021 yılı itibarıyla söz konusu uyduların hizmete alınmasının planlandığını vurgulayan açıklamada, “TÜBİTAK Uzay’a Bağlı Optik Sistemler Araştırma Merkezi (OPMER) ise açılışa hazır durumda. OPMER’de uzay kalifiye optiklerle ilgili araştırmalar ve üretimler yapılacak. Yüksek çözünürlüklü gözlem uyduları için aynalar ve lensler imal edilecek. Alanında ilk kez 800 milimetre çapında büyük çaplı optik bileşenler, lensler ve aynalar yerli imkânlarla üretilebilecek” ifadeleri yer alıyor.
YATIRIM
DİRİNLER ALMANYA’DA AR-GE MERKEZİ AÇTI 60’TAN FAZLA ÜLKEYE İHRACAT YAPAN DİRİNLER MAKİNA, YENİ BİR YATIRIMLA ALMANYA’DA ŞİRKET KURDU. TÜM AVRUPA SATIŞLARINI GERÇEKLEŞTİRECEK OLAN DİRİNLER GMBH, AYNI ZAMANDA YENİ MAKİNELERİN TASARLANACAĞI BİR AR-GE MERKEZİ DE OLACAK.
Ü
rettiği daha yüksek tonajlı, daha büyük tablalı, daha hızlı ve Endüstri 4.0 uyumlu preslerle kullanıcılarını rekabette bir adım öne geçiren Dirinler Makina, yatırımlarına bir yenisini daha ekledi. İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’ndeki üretim tesislerinden dünyanın 60’tan fazla ülkesine ihracat yapan Dirinler Makina, Almanya’da kurduğu Dirinler GmbH ile hem satış hem servis odaklı hizmet verecek. Yeni şirket ayrıca Dirinler Makina’nın Avrupa standartlarında ArGe merkezi olarak yeni nesil makinelerin tasarımlarına da ev sahipliği yapacak. YÜZDE 100 YERLİ Dirinler Makina Yönetim Kurulu Üyesi Feyzan Dirin, “Bir dünya markası olarak çok mutluyuz. Avrupa standartlarında hizmet verirken bunu tamamen Türk işçiliği ile sağlıyoruz” derken, Dirinler Makina’nın 18 bin metrekare kapalı, 24 bin metrekare açık alan üzerinde bin 500 tona kadar mekanik ve hidrolik pres üretim kapasitesiyle 60’tan fazla ülkeye ihracat yapan, sürekli büyüyen, gelişen, üreten, yüzde 100 Türk sermayeli özgün bir şirket olduğunu ifade etti. “Ürünlerimizi Endüstri 4.0’a uygun tasarlamak ve üretimimize Endüstri 4.0’ı uygulamak ana hedefimiz” diyerek devam eden Feyzan Dirin, bu açıdan Dirinler GmbH’nin önemli
FEYZAN DIRIN
DIRINLER MAKINA YÖNETIM KURULU ÜYESI
bir görev üstlenerek, Ar-Ge merkezi olarak daha hızlı yol almalarını sağlayacağının altını çizdi. HEDEF TEKNOLOJİK BÜYÜME Dirinler GmbH Genel Müdürü Nihan Dirin ise “Dirinler
Makina olarak 2018 hedeflerimizin tamamı gerçekleşti. Yeni hedefimizi teknolojik büyüme olarak belirledik. Bunun için Almanya’nın sayılı üniversiteleriyle Ar-Ge işbirliği yapacağız” değerlendirmesinde bulunuyor. Nihan Dirin, yeni merkezin satış odaklı olduğu
gibi aynı zamanda ihraç edilen makinelere “yerinde” servis hizmeti verilmesi için de önemli bir görev üstlendiğini söylerken, Türk sanayisinin Endüstri 4.0 üretimi için daha hızlı yol alması gerektiğine dikkat çekiyor ve “Yeni merkezimizde bununla ilgili çalışmalar da yürütülecek. Almanya’nın en önemli üniversiteleriyle işbirliği yaparak Ar-Ge merkezi olarak hizmet vereceğiz” diyor. 2018 hedeflerini tamamladıklarını ancak 2019 ve 2020 hedeflerinin niteliğini değiştirdiklerini de vurgulayan Nihan Dirin, “Ciroyu adetle büyütme devri artık geride kaldı. Günümüz Endüstri 4.0 dönemi ve biz de yeni hedefimizi teknolojik büyüme olarak belirledik” diyor.
21 • AĞUSTOS 2018
OAİB’DEN
İNGİLTERE’DE SSI RÜZGÂRI ESTİ
L
ondra’da iki yılda bir çiftli yıllarda düzenlenen Farnborough International Airshow Fuarı, bu yıl 16-22 Temmuz tarihleri arasında gerçekleşirken, Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçıları Birliği (SSI) milli katılım organizasyonu ile fuarda yer aldı. Ayrıca, Ostim Savunma ve Havacılık Kümelenmesi (OSSA) ile 15 Türk firması da info stand ile fuara katılırken, sekiz Türk firması da bireysel olarak fuarda yer alarak ürünlerini sergiledi ve sektördeki son yenilikleri yakından takip etti. Fuar sırasında Türkiye Ülke Standı ve SSI stantları, T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Faruk • 22
Yiğit, SSB Uçak Daire Başkanı Abdurrahman Şeref Can, Londra Ticaret Başmüşaviri Mustafa Süleyman Beşli ve Londra Ticaret Müşavir Yardımcısı Ahmet Enes Tekcan tarafından da ziyaret edildi.
DÜNYANIN EN ÖNEMLİ HAVACILIK BULUŞMASI 52 ülkeden bin 500’e yakın katılımcıya ve 29 farklı ülkeden milli katılıma ev sahipliği yapan Farnborough International Airshow 2018 Fuarı, tekli yıllarda Fransa’nın başkenti
Paris’te düzenlenen Paris Airshow Fuarı gibi çiftli yıllarda düzenleniyor ve havacılık sektörü açısından dünyanın en önemli fuarları arasında gösteriliyor. Bu anlamıyla fuar, Türkiye havacılık sanayisi ürünlerinin sergilenmesi ve Türk havacılık sanayisinin ulaştığı noktanın dünyaya gösterilmesi açısından önemli bir fırsat olarak değerlendiriliyor. TAI ve THY, chalet alanlarında fuara katılırken, TAI’nin statik alanda sergilediği HÜRJET, ANKA, T625 Özgün Helikopter ve ATAK Helikopteri ise katılımcı ve ziyaretçilerin yoğun ilgisini çekti. Ayrıca, uçuş programı sırasında ATAK Helikopterinin gerçekleştirdiği gösteri uçuşları da hem Türk savunma sanayisi ihracatçıları hem de fuarın katılımcı ve ziyaretçileri tarafından ilgiyle izlendi.
OAİB’DEN
TÜRK SERAMİK SEKTÖRÜ BİR ARAYA GELDİ
Ç
imento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği (TURKISHCERAMICS) tarafından düzenlenen ve seramik sektör temsilcilerini bir araya getiren “Seramik Sektör Toplantısı” 18 Temmuz’da İstanbul Hilton Bomonti Otel’de gerçekleşti. Toplantı, sektörün en önemli firma temsilcilerinden oluşan yaklaşık 60 sektör profesyonelinin katılımıyla gerçekleşti. Toplantıda, TURKISHCERAMICS Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz tarafından yapılan sunumda, Türkiye’nin yıllara göre seramik sektöründe
gerçekleştirdiği ihracatın karşılaştırmalı istatistikleri paylaşıldı; ayrıca Türk seramik kaplama malzemeleri ve sağlık gereçleri sektörlerinin dünya seramik pazarındaki durumu ve hedefleri değerlendirildi. TURKISHCERAMICS Şube Müdürü Erinç Tarhan tarafından yapılan sunumda ise TURKISHCERAMICS’in gerçekleştirdiği yurt içi ve yurt dışı faaliyetler hakkında katılımcılar bilgilendirildi. Ayrıca, TURKISHCERAMICS ekonomi danışmanı Can Fuat Gürlesel tarafından yapılan “Dünya ve Türkiye Ekonomisi ile İnşaat Sektöründe Gelişmeler ve Seramik Sanayisinde
Beklentiler” başlıklı sunumda da sektör temsilcileri ile dünya ve Türkiye ekonomisindeki son gelişmeler ve beklentiler paylaşıldı. Programın ikinci bölümünde ise sektör temsilcilerinin katılımı teşvik edilerek, ihracatın
artırılmasına yönelik öneriler ve hedef ülkeler hakkında beklentiler tartışıldı. Toplantı sonunda, seramik sektör toplantılarına önümüzdeki dönemlerde de düzenli olarak devam edilmesine karar verildi.
23 • AĞUSTOS 2018
VİTRİN
NUKON VENTO FLEX EUROBLECH’TE GÖRÜCÜYE ÇIKACAK PROFESYONEL ANLAMDA BÜYÜK BORU KESME MAKİNELERİ İLE DÜZ KESİMİ BİRLEŞTİREN TÜRKİYE’NİN İLK LAZER KESİM MAKİNESİ OLAN NUKON VENTO FLEX, EKİM AYINDA DÜZENLENECEK EUROBLECH 2018’TE KÜRESEL ALICILARLA BULUŞACAK.
L
azer kesimde küresel marka olmayı hedefleyen Nukon Makine, profesyonel anlamda büyük boru kesme makineleri ile düz kesimi birleştiren Türkiye’nin ilk makinesini üretti. Nukon Makine Genel Müdürü Oktay Akyıldız, boru ve profil lazer kesme makinelerinin Avrupa, ABD ve Japonya’da oldukça yaygın kullanılmasına rağmen Türkiye’de kısıtlı sayıda ve ithal tercih edildiğini söylerken, kombine bir makine olarak geliştirilen Vento Flex’i pazarın ihtiyaçlarını göz önüne alarak tasarladıklarını ve makinenin altı metreye kadar boru ve profillerin yanı sıra düz plaka da kesebildiğini vurguluyor. “Boru ve profil kesme makineleri Avrupa, ABD ve Japonya’da çok yaygın ancak Türkiye’de sadece 28-30 adet boru kesim lazer makinesi var. Bu makine, çapı 20’den 160’a kadar boru profil kesebiliyor. Aynı zamanda tek düğme
ile düz kesime dönebiliyor. Rahat kullanımıyla öne çıkan makine, üreticilerin iki ayrı makine alımı, operatör sayısı gibi maliyetlerini de teke indirip maliyet avantajı sağlıyor” diyerek sözlerine devam eden Akyıldız, henüz küresel lansmanı yapılmayan Vento Flex’in üçü yurt içi biri de yurt dışına olmak üzere dört adet satışının tamamlandığını, Eylül ayı sonuna kadar altı yeni makine satışının daha tamamlanacağını söylüyor. Patent başvurularının da sonuçlandırıldığını Vento Flex, küresel alıcıların karşısına ise 23-26 Ekim tarihlerinde Almanya’nın Hannover kentinde düzenlenecek olan EuroBlech Fuarı’nda çıkacak. HIZ, HASSASİYET, GÜVENİLİRLİK 2000x4000 mm düz kesim gövdesine sahip olan Vento Flex, Ø20-160 mm arası 6500 mm’ye kadar boru ve profil kesmeye uygun tasarlandı. Hız, hassasiyet, güvenilirlik ve düşük işletme maliyetinin yanı sıra, opsiyon olarak lineer motor, nozul changer, yükleme/yükleme-boşaltma
OKTAY AKYILDIZ
NUKON MAKINE GENEL MÜDÜRÜ
sistemine de sahip olan Vento Flex, 2-8 kW lazer güç seçeneği de sunuyor. Tek tuş ile herhangi bir ekipman gerekmeden düz kesimden boru ve profil kesime geçebilen makine, otomatik kesim işlemi sırasında kapaklarla toz toplarken, kesim kafasının hareketine göre çift toz toplama kapakları açılıyor veya kapanıyor. Böylelikle, aynı zamanda işletme ortamında yanık kokusu oluşmuyor ve kesme işlemi sırasında oluşan duman
kolaylıkla dışarı atılabiliyor. Makinenin sahip olduğu çift kesim tablası sistemi ise iş akışının artırılması, malzemenin kolay yerleştirilmesi ve malzemeleri kaldırmak için harcanan zamanı azaltmak için tasarlanmış. Dört hidrolik silindir yardımıyla yükseltilip alçaltılabilen kesim tablalarının hızı, malzemelerin kalınlığına göre ayarlanabilirken, boru ve profil kesim için 6500 mm boyuna kadar elle yükleme yapılabiliyor. ÜRETİMİN YARISI İHRAÇ EDİLİYOR Üretimin yüzde 50’sini ihraç eden NUKON Makine, lazer kesimde Eco, Rex, NF Pro ve Vento olmak üzere dört model ile küresel rakipleri ile yarışıyor. Müşteri talepleri doğrultusunda su jeti, plazma ve oksijen kaynağı kesimi yapabilen makineler de tasarlayıp üreten Nukon Makine, geçtiğimiz yıl 126’sı lazer kesim olmak üzere toplam 167 makine üretti.
25 • AĞUSTOS 2018
SEKTÖRDEN
“ENDÜSTRİ 4.0 ÇAĞINA UYGUN MAKİNELER İMAL EDİYORUZ” ÖZELLİKLE SON ÜÇ YILDIR İMAL ETTİKLERİ MAKİNE VE HATLARIN ENDÜSTRİ 4.0’A UYUMLU HALE GETİRİLMESİYLE İLGİLİ OTOMASYONEL DEĞİŞİM VE ALTYAPI UYUM ÇALIŞMALARI GERÇEKLEŞTİRDİKLERİNİ AKTARAN KERAMİK MAKİNA GENEL MÜDÜRÜ CEM BÜYÜKÇINGIL, “ESNEK, AKILLI VE KATMA DEĞERİ YÜKSEK MAKİNELERLE BAŞTA AVRUPA ÜLKELERİNE YÖNELİK OLMAK ÜZERE, İHRACATIMIZI ARTIRMAK ÖNCELİKLİ HEDEFİMİZ” DİYOR.
K
eramik Makina, Mehmet Büyükçıngıl tarafından 1985 yılında, Türkiye’de imal edilmeyen özel makineleri yerli olarak sektöre kazandırmak amacıyla kuruldu. Faaliyete başladıkları tarihten itibaren birçok sektöre yönelik özel imalat-tasarım makineleri başarı ile imal ettiklerini kaydeden Keramik Makina Genel Müdürü Cem Büyükçıngıl, “Ambalajlama sektöründeki ilk imalata 1987
yılında fırın tipi palet shrink makinesi ‘ShrinkClassic’ ile başladık. Söz konusu makine Türkiye’nin ilk endüstriyel palet shrink makinesi imalatı oldu. Ardından Türkiye’nin ilk otomatik naylon giydirmeli palet shrink makinesi olan ‘Shrinkmaster’ ürünümüzü 2000 yılında imal ettik. Sektördeki bu ilkleri, 2002 yılında otomatik çemberleme makinemiz ‘Strapmaster’ takip etti” diyor. Büyükçıngıl, Keramik Makina’nın hedefleri ve
sürdürdükleri projeleri Moment Expo okurları için anlattı.
hizmetleri teknik kökenli ve tecrübeli ekibimiz tarafından gerçekleştiriliyor.
Keramik Makina şirket yapılanması hakkında bilgi verir misiniz? Her biri konusunda uzman 65 kişilik bir ekibe sahibiz. Kadromuzun 26’sı mühendis ve 21’i ise teknik personelden oluşuyor. İmal ettiğimiz makine ve tesislerin tüm tasarım, imalat, elektrik, otomasyon, montaj, devreye alma, satış ve satış sonrası
Üretiminizi nerede ve nasıl gerçekleştiriyorsunuz? Tüm Ar-Ge, tasarım, mühendislik, üretim, montaj ve işletmeye alma işlemlerimizi bünyemizdeki deneyimli ve uzman mühendislerimizle birlikte Gebze Güzeller OSB’de bulunan üretim tesisimizde gerçekleştiriyoruz. Keramik Makina, sektöründeki en son teknolojileri de yakından takip ediyor. Sahip olduğumuz yüksek standartlar ve yüksek işçilik kalitesi sayesinde tüm dünyadaki müşterilerinin güvenini kazanarak pazar payımızı her gün artırarak hızlı bir şekilde büyümeye devam ediyoruz. İmalatını gerçekleştirdiğiniz ürünler ve bunların özellikleri hakkında bilgi verir misiniz? Ürün ve sektörden bağımsız olarak her türlü ürünün otomatik kutulanması, istiflenmesi, paketlenmesi, paletlenmesi, etiketlenmesi, streçlenmesi ve streçhoodlanması ile ilgili makine ve anahtar teslimi çözümler sunuyoruz. Paletleme ve paketlemenin robotik çözümlerinde 10 yılı aşkın süredir önemli bir Japon firmasının yetkili sistem entegratörü olarak güçlü bir işbirliği
• 26
KERAMİK MAKİNA
içerisindeyiz. Ayrıca “high level mekanik palletizerler” ve kartezyen sistemlerle paletleme hatları üretiyoruz. Özellikle 1-50 kilogram arası ağırlıklı kimyasal ham madde, çimento, alçı, un, şeker ve granül gibi torbalı ürünler için otomatik paletleme sistemleri geliştiriyoruz. 3 bin torba/saatlik kapasitelere kadar paletli ya da paletsiz istifleme ve paketleme hatlarımız bulunuyor. Ürünlerimiz; işçilik, ambalaj maliyeti, nakliye güvenliği ve zaman tasarrufu açısından sağladığımız büyük katma değerle, Türkiye ve diğer dünya ülkelerinde sektörün öncü firmaları tarafından memnuniyetle kullanılıyor. Bir Alman firmasıyla birlikte geliştirdiğimiz otomatik şerit çemberleme makineleri ise 15 yılı aşkın süredir 100’e yakın tesiste kullanılıyor. Sektörün en büyük oyuncusu olarak ürettiğimiz otomatik film gerdirmeli palet giydirme sistemi strectchhood makineleri 120 palet/saat kapasitesine sahiptir. Yeni geliştirdiğiniz bir ürün var mı? Özellikle çimento sektörüne yönelik torbalı ürünler
için geliştirdiğimiz paletsiz paletleme ve ambalajlama hattımız, gemiyle çimento ihracatı yapan firmalara işçilik maliyetlerinde ve ambalaj malzemelerinde ciddi avantajlar sağlamakla kalmayıp ayrıca gemi yükleme ve boşaltma süresinin kısalması ve daha güvenli ürün sevk edilmesine imkân vermesi açısından da önemli çözümler sunuyor. Bunun yanı sıra yine standart olarak 2002 yılından bu yana geliştirerek imal ettiğimiz otomatik palet çemberleme makineleri, birçok sektörde yüksek kapasitede ve işçilik kullanmadan sağlıklı çemberleme yapılmasına olanak sağlayarak, ürünlerin sağlam ve sabit şekilde sevk ve depolanmasına imkân veriyor. Üçüncü neslini pazara sunduğumuz stretchhood makinemiz de 120 palet/saat kapasitede, üç farklı palet/ film formatıyla otomatik değişim sağlıyor ve birçok farklı sektörde kullanılıyor. Ürün geliştirirken devlet desteklerinden yararlanıyor musunuz? TÜBİTAK ile yürüttüğünüz projeleriniz var mı? Bugüne kadar TÜBİTAK
desteğiyle dört projeyi başarıyla tamamladık. Hâlihazırda bir projemiz de devam ediyor. Bu projenin sonunda çok yüksek istifli ürünleri ambalajlayarak, Türkiye’de ve dünyada katma değeri yüksek projelere imza atmayı hedefliyoruz. Teknolojinin her geçen gün daha da geliştiği ve Endüstri 4.0 uygulamalarının yaygınlaştığı bir zamanda daha verimli, esnek ve yüksek hızlı akıllı makineler imal etmemiz gerektiğinin bilincindeyiz. Bunun için de genç ve dinamik ekibimizle sürekli çalışıyoruz. Firma olarak inovatif çalışmalara gereken yatırımları yapıyor musunuz? Her yıl Ar-Ge’ye ciddi bir bütçe ayırıyoruz. Özellikle son üç yıldır makine ve hatlarımızın Endüstri 4.0’a uyumlu hale getirilmesiyle ilgili mekanik, elektrik ve özellikle otomasyonel değişim ve altyapı uyum çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Bu yıl içerisinde Bilim ve Teknoloji Bakanlığı’na yaptığımız başvuru neticesinde, Mayıs ayında Ar-Ge merkezi olmaya da hak kazandık.
“ÜRÜN VE SEKTÖRDEN BAĞIMSIZ OLARAK HER TÜRLÜ ÜRÜNÜN OTOMATİK KUTULANMASI, İSTİFLENMESİ, PAKETLENMESİ, PALETLENMESİ, ETİKETLENMESİ, STREÇLENMESİ VE STRETCHHOODLANMASI İLE İLGİLİ MAKİNE VE ANAHTAR TESLİMİ ÇÖZÜMLER SUNUYORUZ.”
27 • AĞUSTOS 2018
SEKTÖRDEN “KERAMİK AKADEMİ BÜNYESİNDE ÇALIŞANLARLA YAPILAN DÜZENLİ GÖRÜŞMELERİN BİR PARÇASI OLARAK, HER ÇALIŞAN İÇİN TEKNİK VE MESLEKİ EĞİTİM DIŞINDA BİREYSEL GELİŞİM PLANLAMASI DA YAPIYORUZ. TÜM ÇALIŞANLARIMIZA, HER TÜRLÜ GELİŞİM SEÇENEĞİNİ VE EĞİTİM OLANAKLARINI SUNUYORUZ.”
Çalışanlarınızın gelişimi konusunda neler yapıyorsunuz? En önemli varlığımız insan kaynağıdır. Keramik Makina olarak biz her zaman değer yaratabilen, güvenilir, hızlı yanıt veren, etik, uzlaşmaya dayalı, uzun vadeli, yenilikçi, sonuç odaklı ve normal sınırların dışında düşünebilen bireylerden oluşan bir iş gücünü yaratmayı amaçlıyoruz. Keramik Akademi bünyesinde çalışanlarla yapılan düzenli görüşmelerin bir parçası olarak, her çalışan için teknik ve mesleki eğitim dışında bireysel gelişim planlaması da yapıyoruz; tüm çalışanlarımıza, her türlü gelişim seçeneğini ve eğitim olanaklarını sunuyoruz. Keramik Akademi kapsamında dil kursları veriyor ve belirli bilgi birikimi, beceri ve yetkinlikleri geliştirmek için iç ve dış eğitim almalarını sağlıyoruz. Firma olarak yurt içi ve yurt dışında düzenlenen fuarlara katılıyor musunuz? Yurt dışında Avrupa, Rusya, Güney Afrika ve Latin Amerika’da düzenlenen fuarlara katılarak makine ve sistem çözümlerimizin
verimlilik, esneklik, yüksek kapasite ve Endüstri 4.0’a uyum konusundaki özelliklerini ön plana çıkartıyoruz. Yurt içinde de başta Avrasya Ambalaj Fuarı olmak üzere önemli sektörel organizasyonlarda yer alıyoruz. Keramik Makina’nın ihracat potansiyelinden bahseder misiniz? 1985 yılından bugüne başta Batı Avrupa ülkeleri olmak üzere 30’u aşkın ülkeye ihracat yapıyoruz. Gönderdiğimiz ürünlerin tamamı anahtar teslimi paletleme ve ambalajlama çözümleri olup yoğun mühendislik, otomasyon ve bilgi birikimi içeriyor. Bu çerçevede, Türkiye’nin katma değerli ürün ve mühendislik ihracatına da ciddi bir katkı sağlıyoruz. 2012 yılında kendimize belirlediğimiz Batı Avrupa’ya ihracatın artırılması ana hedefi doğrultusunda, 2014 itibarıyla Hollanda’ya robotlu paletleme hatları çözümleri ihraç ettik. Özellikle Almanya, Fransa ve İspanya ile hedeflerimizi büyütmeyi sürdürüyoruz. Keramik Makina olarak ciromuzda yaklaşık yüzde 43’lük paya sahip olan ihracatı, önümüzdeki dönemde yüzde 50’ye yükseltmeyi amaçlıyoruz. İhracat konusunda yaşadığınız problemler var mı? Sizce bu problemlerin çözüm yolu nedir? Özellikle Avrupa’ya gerçekleştirdiğimiz ihracatta yerel ekiple satış sonrası hizmet verilmesi konusunda müşteri talepleri alıyoruz. Avrupa’da yerleşik müşteriler, satış sonrası hizmetlerini kendi ülkelerindeki bir bayi veya servis merkezinden almayı tercih ediyor. Biz de onların bu konudaki endişelerini gidermek için yoğun çaba sarf ediyoruz. Makinelerin hızı ve kapasitesi arttıkça daha önemli hale gelen
• 28
satış sonrası hizmetlerle ilgili Türkiye’deki merkezimizden verdiğimiz hizmeti, ihracat yaptığımız ülkelerde yerel kaynaklar üzerinden sunmak için aktif bir çalışma içindeyiz. Bu problemin çözümü için, aynı paralelde, makinelerimizde Endüstri 4.0 tabanlı ekipman ve yazılımlarla verimli, bakımı kolay, esnek üretim yapabilecek yüksek teknolojili akıllı makine imalatımızı artırıyoruz. Türkiye, makine üreticiliği bakımından sizce ne durumda? Türk makine imalat sektörleri, özellikle gelişen teknolojiyi sadece takip etmekle kalmayıp aynı zamanda bu ileri teknolojileri ürettiği makinelere de uygulamak zorunda. Ancak bu konuda önemle üzerinde durulması gereken bir diğer konu, araştırmacı, nitelikli ve iyi eğitimli mühendislerden oluşan mühendislik ve teknik departmanlardır. Bu kapsamda, genç ve yetenekli mühendislerin kendilerini geliştirmek için yeni teknolojiyi yakından takip etmesi ve bilgi dağarcıklarını zenginleştirmeleri gerekiyor. Firmalar da bu konuda gençleri teşvik etmek ve cesaretlendirmek için onları eğitim programlarına yönlendirmeli ve bu süreçte hata yapacaklarını da göz önüne almalıdır. Türk makine sektörü, ülkemizin özellikle ihracatta lokomotif sektörlerinden biri olmaya devam ederken, hacmini de her geçen yıl artırarak ülke ekonomisine büyük katkılar sunuyor. Firmanız açısından 2017 nasıl geçti? Bu yıla ilişkin beklentileriniz nedir? 2017 yılı ihracat açısından oldukça başarılıydı. İhracatını yaptığımız makine ve hatlarımız daha fazla robotik uygulamalar içerip daha esnek, hızlı ve verimli hale geldi. Bu
KERAMİK MAKİNA
arasında yer alıyor. Aynı zamanda Keramik markasının Avrupa ve dünyada bilinirliğini artırmak için yurt içi ve yurt dışında daha fazla fuara katılıp inovasyon yeteneğimizi sergilemek istiyoruz. Müşteri memnuniyeti açısından da yurt dışındaki satış sonrası hizmetler kalitemizi yerel işbirlikleriyle artırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
yıl ise özellikle ihracat hedefimizi yükselterek daha verimli ve esnek yeni makineler geliştiriyoruz. Ar-Ge merkezi olmamız da bize bu konuda çok büyük fayda sağladı. Sektöre bakıldığında size göre en büyük problem nedir? Birçok sektörün ortak sorunu olan yetişmiş, kalifiye teknik personelin azlığı ve yerine
yetişenlerin bulunması hususu bizim de karşılaştığımız en önemli problemlerden biri olarak öne çıkıyor. İleriye yönelik projeleriniz ve gelecek hedeflerinizden bahseder misiniz? Esnek, akıllı ve katma değeri yüksek makineler üretip, özellikle Avrupa pazarına daha fazla satış gerçekleştirebilmek en büyük hedeflerimiz
Keramik Makina olarak sektörün geleceği hakkında neler söyleyebilirsiniz? Makine sektörü yarattığı katma değer, teknoloji üretimini zorunlu kılması, geniş bir yan sanayi ağı oluşturması, yatırım maliyetlerini düşürmesi, nitelikli personele yönelik istihdam alanı oluşturması, dışa bağımlılığı ve dış ticaret açığını azaltmasının yanı sıra pek çok sektöre girdi sağlamasıyla tetikleyici güce sahip lokomotif bir sektördür. Ülkelerin gelişme sürecinde, makine imalat sanayisinin toplam imalat sanayileri içindeki önemi de giderek artıyor. Makine sektörü gelişime açık ve doğru stratejilerle büyümeye oldukça müsaittir.
CEM BÜYÜKÇINGIL KİMDİR? • Almanya’da 1974 yılında doğan Cem Büyükçıngıl, İSTEK Vakfı Tarabya Kemal Atatürk Lisesi’nden mezun olduktan sonra ABD’de işletme (B.S.B.A) lisans eğitimi aldı. • 1997 yılında aile firmaları Keramik Makina’da göreve başlayan Büyükçıngıl, halen Keramik Şirketler Grubu Genel Müdürü olarak sektördeki çalışmalarını sürdürüyor. • Büyükçıngıl aynı zamanda, Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu (MAKFED) üyesi derneklerden Ambalaj Makinecileri Derneği (AMD) kurucu üyelerinden olup 2013 yılından bugüne Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapıyor. Büyükçıngıl ayrıca Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Yönetim Kurulu Üyesidir.
29 • AĞUSTOS 2018
KAPAK
METAL TERBİYECİSİ:
ENDÜSTRİYEL FIRINLAR • 30
ENDÜSTRİYEL FIRINLAR
SANAYİLEŞMENİN VE SANAYİLEŞMİŞ ÜLKE OLMANIN TEMEL KOŞULU ÜRETİM VE ÜRÜN TEKNOLOJİLERİNE SAHİP OLUNMASIDIR. ISIL İŞLEM VE ENDÜSTRİYEL FIRIN SEKTÖRÜ İSE TÜM SANAYİLERLE DİĞER SANAYİ KOLLARININ GİRDİ OLARAK KULLANDIĞI METAL, KOMPOZİT VE SERAMİK MALZEMELERE ISIL İŞLEM UYGULUYOR VE BÖYLECE BU SANAYİLERİN ÜRÜNLERİ İÇİN YAŞAMSAL BİR KATKI SAĞLIYOR. KÜRESEL ÖLÇEKTE 9,5 MİLYAR DOLARLIK BİR PAZAR OLUŞTURAN ENDÜSTRİYEL FIRIN SEKTÖRÜ, TÜRKİYE’DE DE OLDUKÇA GÜÇLÜ VE YENİLİKÇİ ADIMLARLA BÜYÜMESİNİ SÜRDÜRÜYOR. 2017’DE 90 MİLYON DOLARLIK İHRACAT GERÇEKLEŞTİREN SEKTÖRÜN EN BÜYÜK SORUN BAŞLIĞI İSE KALİTESİZ VE İKİNCİ EL FIRIN İTHALATININ HALEN OLDUKÇA YÜKSEK SEYREDİYOR OLUŞU.
31 • AĞUSTOS 2018
KAPAK
Ç
eliği ham madde olarak alıp, çeşitli imalat yöntemleriyle şekil verdikten sonra nihai parça/komponent haline getiren tüm imalatçılar; kullanım yeri ve amacına bağlı olarak, malzemenin istenen ömürde olabilmesi ve beklenen fonksiyonu yerine • 32
getirebilmesi için üretim süreçlerinin belirli bir aşamasında “ısıl işlem” uygulamak zorunda. Bu kapsamda otomotiv, makine imalat sektörleri, havacılık ve savunma sanayileri, kalıp imalat ve genel imalat sektörlerinde ısıl işlem, olmazsa olmaz bir üretim sürecini oluşturuyor.
Metal, kompozit ve seramik ürünlere ısıl işlem uygulayarak bu ürünlere dayanıklılık, esneklik, uzun ömür ve benzeri nitelikler kazandıran ve bu girdileri kullanan başta otomotiv, makine, havacılık, uzay, savunma, beyaz eşya, raylı sistemler gibi sanayi kollarına hayati katkı ve
rekabet gücü sağlayan ısıl işlem, metalürjik bir işlemdir. Isıl işlem sürecinde, genel anlamda, metaller belirli bir sıcaklıkta tavlanarak yapıları istenilen faza getirilir. Daha sonra metal ani olarak soğutulur ve bu sayede granüller oda sıcaklığında termodinamik açıdan denge fazı
ENDÜSTRİYEL FIRINLAR
olmayan bir faza hapsedilir. Bu faz, genellikle malzemenin daha üstün mekanik özellikler gösterdiği bir fazdır. Isıl işlemin teorisi pek bilinmese de Sanayi Devrimi’nden önce de pratiği biliniyor ve uygulanıyordu. Örneğin, demircilerin kılıçları sağlamlaştırmak için dövdükten sonra
suya batırarak ani soğutması basit bir ısıl işlemdir. Benzer uygulamalar; keskinliğin, sertliğin, aşınmaya karşı direncin gerektiği diğer bazı metal eşyalarda da yüzyıllar öncesinden biliniyor ve uygulanıyordu. Modern anlamda ısıl işlemi oluşturan karbonizasyon adı verilen teknik ise Sanayi Devrimi’nden sonra bulundu ve günümüzde halen sıkça kullanılıyor. Metallerin yüzey özelliklerini artırmakta kullanılan bir ısıl işlem tekniği olan karbonizasyonda, metal karbon açısından zengin bir ortamda karbon elementlerinin metalin yüzeyinden difüzyon yardımıyla geçebileceği bir sıcaklıkta tutulması, bekletilmesi ile gerçekleştiriliyor. İşlem süresi, istenilen efektif sertlik derinliğine göre değişirken, difüzyon işleminin doğası gereği yüzeyden derine doğru karbon konsantrasyonu parabolik olarak azalıyor. Burada, efektif sertlik derinliği, arzu edilen en az sertlik değerinin sağlandığı yüzey derinliği olarak önem taşıyor. Karbon açısından zengin bir ısıtma ortamı sağlamak için atmosfer kontrollü fırınlarda ortama karbon zengini gazlar verilirken, daha eski teknolojilerde ise metaller, karbon içeren ergimiş haldeki sanayi tuzlarının içinde sertleştiriliyordu. Malzemenin sertliğinin artması ile aşınma dayanımının da artması, aynı zamanda malzemenin kırılganlaşmasına ve dayanıklılığının azalmasına da neden olur. Yani ısıl işlem, bazı mekanik özellikleri iyileştirirken bazılarını da kötüleştirir. Bu anlamda ısıl işlemin temelinde, kullanım alanı için en uygun noktayı bulmak esastır. Isıl işlem sırasında sıcaklık, zaman ve atmosferin eş zamanlı kontrolü ile en uygun şartların oluşması sağlanır ve
ISIL İŞLEME NEDEN GEREK DUYULUYOR? Isıl işlem hemen hemen her sektörün ihtiyaç duyduğu bir süreç ancak ısıl işlemin uygulama alanlarına bakıldığında iki amaçla yapıldığı görülüyor: Ürünü şekillendirmek ve parçanın uygun kullanım özelliklerini sağlamak. Ürünü şekillendirmeye yönelik ısıl işlemlerde bir önceki prosesten kalan (örneğin soğuk şekillendirme) ve/veya metalürjik iyileştirmeden kalan stresleri kaldıran ve malzemeyi yumuşatan, normalize (havada soğutma ve tavlama) işlemlerini kapsar. Parçanın uygun kullanım özeliklerini sağlamaya yönelik ısıl işlemler ya bitmiş ya da bitmeye yakın çelik parçalara çalışma şartlarındaki istenilen özelliği kazandırmak amacıyla yapılır. Ancak kullanım özelliklerine uygulanan ısıl işlemlerin teknik metotları kendi içersinde değişim gösterir. Sertleştirme: Mekanik özellikleri yükseltmek, sertliği yükseltmek, aşınma dayanımı arttırmaya yönelik uygulanan işlemdir. Temperleme-Menevişlime: Yüksek gerilmenin ve kırılganlığın ortadan kaldırıp, malzemeye tok bir yapı kazandırmaya yönelik uygulanan işlemdir. Martemperleme: Sertleştirme işleminin şiddetinden oluşan iç gerilmeler nedeniyle, parçalarda çarpılma riski vardır. Parçalara dışarıdan merkeze doğru oluşan iç gerilmeleri minimize etmesi sağlanır. Östemperleme: Çarpılmayı minimize etmek için yapılan işlemdir. Bu işlem yüksek karbonlu ve göreceli olarak ince kesitli parçalara uygulanır. Yüzey sertleştirme: Birçok parçada aşınmaya dayanıklı sert bir yüzeyle beraber darbelere karşı bir tokluk istenir. Bu türlü parçalara çok çeşitli işlem uygulanabilir. Bu uygulamalar da temel olarak iki gruba ayrılır. Termokimyasal proseste 500-10000C arası bir sıcaklıkta azot ve/veya karbonun difüzyonu ile zenginleştirme yapılırken, karbürleme ve karbonitrürleme ise genellikle sertleştirilip, menevişlenmiş ve alüminyum krom ve molibden alaşımlı özel çeliklere uygulanır. Bu teknikte, çok sert, derinliği az fakat çok sert yüzey elde edilir.
2016-2017 DÖNEMİNDE TÜRKİYE’NİN ENDÜSTRİYEL FIRIN İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (MİLYON DOLAR) SIRA NO
ÜLKE
2016
2017
DEĞİŞİM (%)
1
ALMANYA
9,57
11,20
17
2
İRAN
7,38
4,57
-38
3
YUNANİSTAN
0,54
4,36
705,3
4
FRANSA
1,31
3,72
184,4
5
RUSYA
1,26
3,53
180,2
6
SUUDİ ARABİSTAN
3,34
3,45
3,3
7
ABD
3,45
3,38
-1,8
8
CEZAYİR
5,29
3,32
-37,1
9
ÖZBEKİSTAN
1,08
3,11
187,8
10
3,05
2,92
-4,3
DİĞER
POLONYA
47,61
47,31
-0,6
TOPLAM
83,88
90,89
8,3
Kaynak: TÜİK 33 • AĞUSTOS 2018
KAPAK “İHRACATIN İKİ KATINA YAKLAŞAN YABANCI MENŞELİ ÜRÜNÜN TÜRKİYE’YE GİRMESİ, SEKTÖRÜN ÖNEMLİ BİR SORUN BAŞLIĞINI OLUŞTURMAYA DEVAM EDİYOR. SEKTÖRDEKİ BU YÜKSEK İTHALAT, ENDÜSTRİYEL FIRIN SEKTÖRÜNÜN GELIŞIMININ ÖNÜNDEKI EN ÖNEMLİ ETKEN OLARAK DA DEĞERLENDİRİLİRKEN, İKİNCİ EL VE KALİTESİZ ÜRÜNLERİN TÜRKİYE’YE İTHAL EDİLİYOR OLUŞU, SEKTÖRÜN KALİTE ANLAMINDA DA SIKINTILAR YAŞAMASINA NEDEN OLUYOR.”
istenilen nitelikteki malzeme üretilir. VAZGEÇİLMEZ YATIRIM MALI: ENDÜSTRİYEL FIRINLAR Endüstriyel fırınlar, işte bu ısıl işlem süreçlerinin gerçekleştirildiği, katı ve sıvı haldeki ham maddelerin yüksek sıcaklıkta işlendiği termal muhafazalar olarak basitçe anlatılabilir. Endüstriyel fırınlar, en basit tanımı ile endüstriyel faaliyetlerde kullanılan fırınlardır. İçlerine yüklenen malzemeyi ısıtmak suretiyle işlem sıcaklığına yükselten ve bu sıcaklıkta istenen süre boyunca tutan ünitelerin ismidir. Endüstriyel faaliyetin konusu değişken ve oldukça da çeşitli olabilir: Cam ergitme, çimento üretimi, demir-çelik endüstrisi, seramik üretimi ve kireç imalatı bunlara örnek
olarak verilebilir. Bu endüstriyel faaliyet alanlarının her biri, üretim safhasının bir bölümünde endüstriyel fırınlara ihtiyaç duyar. Bu fırınlar, endüstrinin konusuna göre ısıtma, ergitme veya pişirme gibi işleri görürken, endüstriyel fırınların çalışma prensibi, kullanım amacına göre farklılık gösterebilir. Açık hava sistemlerine kıyasla daha yüksek işlem sıcaklıklarına ulaşan endüstriyel fırınlar, fonksiyonlarına, sıcaklık değişimlerine, yakıt tipine ve yanma yöntemine göre farklı tip ve çeşitte tasarlanabilirken, endüstriyel fırınların temel yapısı radyant bölüm, konveksiyon bölümü, radyan sargı, brülör, baca gazı yığını ve yalıtımdan oluşuyor. Bu fırınlar temel çalışma prensibine sahipken, akışkan formdaki malzemeler brülör kullanılarak yakılan yakıtın
yanma bölümünde optimum sıcaklık seviyelerine kadar ısıtılıyor. Daha sonra radyant tüplerdeki akışkan, ısı alışverişinin gerçekleştiği ve baca gazlarının baca veya baca yoluyla atmosfere salınmadan önce kondansasyon bölümünden geçiriliyor. Endüstriyel fırınlar, bu anlamda, hemen hemen imalatın gerçekleştiği her sektörün vazgeçilmez yatırım mallarından biri olarak önem taşıyor. Cam, seramik, metal, gıda işleme ve daha birçok endüstride kullanılan endüstriyel fırınlar, söz konusu her endüstri için giderek artan taleple birlikte yükselişini sürdürüyor. Bu kapsamda, küresel ekonomideki artan üretimle birlikte, sanayi tipi endüstriyel fırın pazarında da yükseliş beklentileri devam ediyor. Bununla birlikte, yüksek bir rekabetin yaşandığı küresel endüstriyel
2016-2017 DÖNEMİNDE TÜRKİYE’NİN ENDÜSTRİYEL FIRIN İHRACATI (MİLYON DOLAR) GTİP
Kaynak: TÜİK
GTİP TANIMI
2016
2017
841710
METAL CEVHERLERİ İŞLEM FIRINLARI; ELEKTRİKSİZ
11,40
14,23
841720
EKMEK, PASTA, BİSKÜVİ FIRINLARI; ELEKTRİKSİZ
8,28
9,14
841780
SANAYİ-LABORATUVARLARA MAHSUS DİĞER FIRINLAR-ELEKTRİKSİZ
8,96
11,16
841790
ELEKTRİKSİZ SANAYİ, LABORATUVAR FIRINLARININ AKSAM VE PARÇALARI
16,43
18,53
851410
REZİSTANSLA ISITILAN OCAK VE FIRINLAR
11,58
14,85
851420
ENDÜKSİYON/DİELEKTRİK KAYBI YOLUYLA ÇALIŞAN OCAK VE FIRINLAR
3,81
4,53
851430
ELEKTRİKLE ÇALIŞAN DİĞER OCAK VE FIRINLAR
6,08
3,91
851440
ENDÜKSİYON/DİELEKTRİK KAYBIYLA ÇALIŞAN TERMİK İŞLEM CİHAZLARI
1,00
0,55
851490
SANAYİ-LABORATUVARLARDA KULLANILAN ELEKTRİK OCAK VE FIRINLARI AKSAM VE PARÇALARI
16,34
13,98
TOPLAM
83,88
90,89
• 34
ENDÜSTRİYEL FIRINLAR
fırın pazarında materyallerin işlenmesi, enerji kayıplarının çözülmesi ve termodinamik alanında Ar-Ge çalışmaları yaparak verimliliğin artırılması alanlarında hızlı bir gelişim izleniyor. Bu durum ise geçmişte 10-15 yıllık uzun bir ömrü olan ve böylece düşük bir ürün değiştirme oranına sahip olan endüstriyel fırınlarda, artan enerji verimliliği ile yükselen bir pazar hareketliliğine neden oluyor. Tüm bu bileşenler dikkate alındığında, gelişmiş bir ısıl işlem sanayisi ile endüstriyel fırın sektörünün aynı zamanda önemli bir döviz kazandırıcı sanayi olduğu da söylenebilir. KÜRESEL PAZAR HACMİ GİDEREK ARTIYOR Sanayileşmenin ve sanayileşmiş ülke olmanın temel koşulu üretim ve ürün teknolojilerine sahip olunmasıdır. Buna bağlı olarak başta makine sektörü olmak üzere otomotiv, havacılık ve uzay, savunma, beyaz eşya, enerji ve sağlık ekipmanları, raylı sistemler, gemi sanayisi, elektrikli teçhizat ve elektronik gibi orta yüksek
ve yüksek teknolojili sanayi alanlarında üretim yapılırken, bu sektörlerde teknolojik ilerlemeler gerçekleştirilmeye devam ediliyor. Isıl işlem ve endüstriyel fırın sektörü de tüm sanayiler ile diğer sanayi kollarının girdi olarak kullandığı metal, kompozit malzeme ve seramik malzemelere ısıl işlem uyguluyor ve böylece bu sanayilerin ürünleri için yaşamsal bir katkı sağlıyor. Endüstriyel fırın sektörü küresel ölçekte 2017’de 9,5 milyar dolarlık bir pazar oluştururken, bu pazarın 2025 yılı sonunda 11 milyar dolara ulaşabileceği öngörülerinde bulunuluyor. Sektördeki satışlarının yaklaşık yüzde 12’sini vakumlu fırınlar oluştururken, yüzde 88’inin ise atmosferik ekipmanlardan oluştuğu düşünülüyor. Yine, küresel pazarda en büyük tüketim alanı Avrupa ve Çin olmaya devam ederken, metalürji ve malzeme taşıma endüstrisi pazarın lideri olmayı sürdürüyor. Endüstriyel fırın üretiminde Avrupa ve Kuzey Amerika olgunlaşmış ve güçlü bir piyasa oluştururken, Çin ve Hindistan gibi gelişmekte
TÜRK ENDÜSTRİYEL FIRIN SEKTÖRÜ NELERİ ÜRETEBİLİYOR? Türkiye’de özellikle 2000’li yıllarda yaşanan hızlı ekonomik büyüme ve ihracat artışıyla birlikte ısıl işlem sanayisinde de üretim kapasiteleri arttı, bu alanda önemli miktarda yabancı sermaye yatırımı gerçekleşti ve daha da önemlisi, sektörün teknoloji ve katma değer yapısında önemli gelişmeler yaşandı. Bu kapsamda, Avrupa’daki rakipleriyle benzer teknolojileri kullanan, kalite ve ölçek bakımından uluslararası standartları yakalamış, çevre ve enerji verimliliği konusunda çağımızın gereklerine uyum sağlamış birçok yenilikçi firma sektörde faaliyet gösteriyor ve vakum fırınlarından atmosfer kontrollü fırınlara, karbon rejenerasyon fırınlarından dövme fırınlara kadar oldukça geniş yelpazede üretim gerçekleştiriyor. • Vakum Fırınları • Rulo Tabanlı Fırınlar • Çan ve Kuyu Tipi Frınlar • Karbon Rejenarasyon Fırınları • Yangın Test Fırınları • Kontinü Isıl İşlem tesisleri • Alüminyum Levha Fırınları • Alüminyum Ekstrüzyon Hattı Fırınları • Alüminyum Kütük Homojenizasyon Fırınları • Araba Tabanlı Fırınlar • Meneviş Fırınları • Islah ve Sementasyon Fırınları • Yürüyen Tabanlı Fırınlar • Tüp Tav Fırınları • Seramik Fırınları • Emaye Fırınları • Döküm Tav Fırınları
• İndüksiyon Ergitme Fırınları • İndüksiyon ısıtma Fırınları • Zamak Ergitme Fırınları • Emaye Pişirme Fırınları • Gaz Nitrasyon Fırınları • Alüminyum Sertleştirme Fırınları • Atmosfer Kontrollü Fırınlar • Laboratuar Tipi Fırınlar • Kurutma Fırınları • Dövme Fırınları • Seramik Cam Fırınları • Biyet Isıtma Fırınları • Profil Yaşlandırma Fırınları • Kamara Tip Fırınlar • Bekletme Fırınları • Galvaniz ve Tel Fırınları • Refrakter Tuğlalı Ergitme Fırınları
35 • AĞUSTOS 2018
KAPAK “ISIL İŞLEM EKİPMANLARI VE ENDÜSTRİYEL FIRIN SEKTÖRÜ İÇİNDE VAKUM TEKNOLOJİSİ KULLANAN FIRIN VE EKİPMANLARININ PAYI YILLAR İÇERİSİNDE GİDEREK ARTARKEN, VAKUM TEKNOLOJİSİNE SAHİP FIRIN VE EKİPMANLAR DAHA ÇOK OTOMOTİV VE HAVACILIK-UZAY SANAYİLERİNDE, METAL EŞYA SANAYİSİNDE VE SAĞLIK EKİPMANLARINDA TERCİH EDİLİYOR.”
• 36
olan ekonomiler için endüstriyel fırınlar ve fırın teknolojisileri de hızlı büyüme ve gelişme eğilimini koruyor. Bu kapsamda, endüstriyel fırınlar ve ısıl işlem teknolojilerinde ABD, Almanya, Japonya, Güney Kore, Çin, Hindistan, Endonezya, Polonya, Çekya, Slovakya, Macaristan, Kanada, Meksika, Rusya ve Brezilya’nın önde gelen ülkeler olduklarını söylemek mümkün. İstanbul Sanayi Odası’nın Şubat 2017’de yayımladığı “Isıl İşlem Sanayi” raporuna göre, küresel ölçekte 300’ün üzerinde ısıl işlem ekipmanı üreticisi bulunuyor. Ekipman üreticileri hemen her kıtaya yayılmış olan 34 ülkede faaliyet gösterirken, ABD, Çin ve Almanya en önemli ekipman üreticisi ülkeler olarak öne çıkıyor. Isıl işlem sanayi ekipmanları ile fırınların üretiminde ise önemli bir rekabet yaşandığı görülüyor. Rekabet giderek teknolojik gelişmeler ile fırın tasarımları odaklı sürerken, enerji verimliliği ile karbon ayak izlerinin azaltılması gerekliliği de rekabette belirleyici unsur olarak dikkat çekiyor.
KÜRESEL EĞİLİM ISIL İŞLEMDE TAM OTOMASYONU HEDEFLİYOR Isıl işlem ekipmanları ve endüstriyel fırın sektörü içinde vakum teknolojisi kullanan fırın ve ekipmanlarının payı yıllar içerisinde giderek artarken, vakum teknolojisine sahip fırın ve ekipmanlar daha çok otomotiv ve havacılık-uzay sanayilerinde, metal eşya sanayisinde ve sağlık ekipmanlarında tercih ediliyor. Vakum teknolojili fırın ve ekipmanların küresel pazar büyüklüğünün yıllık ortala yüzde 6 büyüme potansiyeline sahip bulunduğu düşünülürken, bu büyümede özellikle otomotiv ve makine imalat sektörlerinin yenileme talebinin etkili olduğu bildiriliyor. Geleneksel atmosferik fırınlar ise ağırlıklı olarak gemi sanayisi, ağır vasıtalar, raylı sistemler ve iş-inşaat makineleri sanayilerinde kullanılmaya devam ediliyor. Artan işgücü maliyetleri, fırın işletmelerinin dijitalleşmesi ve işgücü yetersizliği nedeniyle özellikle Japonya ve Güney Kore gibi ülkeler tam otomasyonlu ekipmanlar
ve fırınlar üretimine ağırlık vermeye başlarken, yüksek otomasyon, özellikle çift ve çok odalı fırınların büyük ölçekli imalat sanayilerinde kullanımını da olanaklı hale getiriyor. İmalat sanayilerinde üretim teknolojileri ve süreçlerinin de dijitalleştiği ve sürekli hale geldiği düşünüldüğünde, tüm süreçlerin birbirine otomatik olarak bağlandığı ve hiçbir aşamada durmadığı ısıl işlem süreçleri de giderek yaygınlaşmaya başlıyor. Böylece tüm üretim süreci kontrol edilebiliyor, her aşamada standart ve kalite sağlanıyor, operasyon maliyetleri düşürülüyor ve aşırı kapasite yaratılmasından kaçınılmış olunuyor. Bu çerçevede, fırın kontrol sistemlerinin de son 10 yıl içinde dramatik şekilde değişim gösterdiğini söyleyebiliriz. Etkinliği artırmak için ısıl
ENDÜSTRİYEL FIRINLAR
işlem süreçleri ve fırınları ile imalat süreci akımları entegre edilirken, önümüzdeki süreçte tam akıllı fırınlar ve ekipmanlar ile otomatik ve sürekli entegrasyon sağlanacak, böylece sorunlar ve kesintiler önceden bildirilebilecek. Diğer yandan, küresel ısınma eğilimleri ve ısıl işlem fırınlarının yarattığı yüksek karbon salımı nedeniyle fırınların tasarım ve teknolojilerinde ve bu makinelere yönelik yatırım kararlarında da hızlı değişimler yaşanabilir. Fırınların çevresel etkilerini azaltmaya yönelik önemli bir eğilim halen küresel ölçekte sürerken, fırınlarda daha düşük ısılar ile işlem yapılması, ısı kayıplarının giderilmesi ve ısıl işlem sürecinin kısaltılması hedefleniyor. TÜRKİYE’DE SEKTÖR YETKİN VE GÜÇLÜ Sektörün Türkiye’deki
gelişimi ise emin adımlarla sürüyor. Özellikle Türkiye’de 2000’li yıllarda yaşanan hızlı ekonomik büyüme ve ihracat artışıyla birlikte ısıl işlem sanayisinde de üretim kapasiteleri arttı, bu alanda önemli miktarda yabancı sermaye yatırımı gerçekleşti ve daha da önemlisi, sektörün teknoloji ve katma değer yapısında önemli gelişmeler yaşandı. Günümüzde Avrupa’daki rakipleriyle benzer teknolojileri kullanan, kalite ve ölçek bakımından uluslararası standartları yakalamış, çevre ve enerji verimliliği konusunda çağımızın gereklerine uyum sağlamış birçok yenilikçi firma sektörde faaliyet gösteriyor. 2017 yılı dış ticaret verilerine göre sektör, 8417 ve 8514 GTIP pozisyonları için 90 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirirken, ithalatta ise ihracatın iki katına yaklaşan
yabancı menşeli ürünün (ikinci el endüstriyel fırınlar dâhil) Türkiye’ye girmiş olması, sektörün önemli bir sorun başlığını oluşturmaya devam ediyor. Sektördeki bu yüksek ithalat, endüstriyel fırın sektörünün gelişimindeki en önemli etken olarak da değerlendirilirken, ikinci el ve kalitesiz ürünlerin Türkiye’ye girişi, sektörün kalite anlamında da sıkıntılar yaşamasına neden oluyor. Çünkü bu ikinci el ve kalitesiz fırınlar, iç pazarda satış potansiyelini azaltmalarının yanı sıra mevcut üreticilerin ihracat kapasitelerini de önemli oranda olumsuz etkiliyor. Diğer yandan yıllar önce üretilmiş bu fırınların çoğu ekonomik ömrünü tamamlamış verimsiz fırınlardan oluşuyor ve bu durum uzun vadede endüstriyel fırın kullanıcılarına da ciddi ölçüde
mali zararlar yaşatıyor. Yine bu ithal fırınların enerji tüketiminde de son derece verimsiz olduğunun altını çizen uzmanlar, ikinci el ithal fırınların ilk yatırım maliyeti olarak uygun gözükmelerine rağmen yedek parça ve servis bakımından yurt dışına bağımlılık yarattığının da altını çiziyor. Son olarak ithal endüstriyel fırınlar çoğu zaman CE uygunluğu olmadıkları için iş ve çalışma güvenliğinde de risk oluşturuyorlar. DÜNYANIN DÖRT YANINA İHRACAT YAPILIYOR Bununla birlikte Türk endüstriyel fırın üreticileri ABD’den Çin’e, İsveç’ten Güney Afrika’ya kadar tüm dünyaya ihracat yapabiliyor. En büyük ihracat pazarları Avrupa, Kuzey Afrika ve Rusya iken üretilen fırınlar birer yatırım malı olduğu için ülke bazında 37 • AĞUSTOS 2018
WIN EURASIA 2019
360 Derece İmalat Sanayii
14 - 17 Mart 2019
Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi
İstanbul win-eurasia.com #wineurasia
Online ! İçin Kayıtasia.com
ur win-e
Destekleyenler
Destekleyen Dernekler
Resmi Seyahat Acentesi
I
Tİ
C
A
Resmi Havayolu
RE
IĞ
Organizatör
Hannover Fairs Turkey Fuarcılık A.Ş. www.hfturkey.com Tel. 0212 334 69 00
T BAKAN
L
TÜRKİYE CUMHURİYETİ TİCARET BAKANLIĞI
AKDER
AKIŞKAN GÜCÜ DERNEĞİ
‘’ Türk Endüstrisinin İtici Gücü ’’
BU FUARLAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR.
ENDÜSTRİYEL FIRINLAR
ISIL İŞLEM NASIL FAYDA SAĞLAR? Gerilim giderme, normalizasyon veya tavlama işlemlerinin hepsi metalleri ve alaşımları daha sonraki işlemlere veya amaçlanan kullanım şartlarına hazırlar. Malzemelerin kolaylıkla işlenme kabiliyetini kontrol eder, serviste çarpılmalarını önler, çatlama veya yarılma olmadan şekillendirilmelerini sağlar. En az çarpılmayla sertleşme veya sementasyonu sağlar veya paslandırıcı ortamlara dayanımını yükseltir.
ihracat da yıldan yıla büyük değişiklikler gösteriyor. 8417 ve 8514 GTİP kodları altında, TÜİK verilerine göre 2016’da 83,8 milyon dolar olan ihracat geçtiğimiz yıl 90,9 milyon dolara yükselmiş durumda. Bu dönemde en çok ihracat yapılan ülkeler de Almanya, İran, Yunanistan, Fransa, Rusya, Suudi Arabistan, ABD, Cezayir, Özbekistan ve Polonya olarak sıralanıyor. Bu kapsamıyla Türk endüstriyel fırın üreticileri, BM İstatistik Bölümü verilerine göre, 8417 GTİP kodunda küresel ihracatın yüzde 1,3’lük kısmını karşılarken, küresel ihracat sıralamasında ise 18’inci sırada yer alıyor. Benzer şekilde, 8514 GTİP kodunda ise küresel ihracatın yüzde 0,9’luk kısmını karşılayan Türk endüstriyel fırın imalatçıları, küresel ihracat sıralamasında 22’nci sırada bulunuyor.
Elbette, sektör ihracatı artırmak için yurt dışındaki aksiyonlarına da aralıksız devam ediyor. Bu kapsamda, sektörün Türkiye’deki çatı kuruluşu Endüstriyel Fırın Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (EFSİAD) 2019 yılında, 25-29 Haziran tarihlerinde Almanya’nın Düsseldorf kentinde düzenlenecek olan ve sektörün en kapsamlı küresel buluşması olarak gösterilen Thermprocess Fuarı’na üyeleri ve Türk ürünleriyle katılmayı ve kapsamlı bir tanıtım gerçekleştirmeyi planlıyor. “ISIL İŞLEMSİZ MAKİNE İMKANSIZ” Bu çerçevede, EFSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özdeşlik, Türk endüstriyel fırın imalat sektörünün oldukça gelişmiş olduğunun altını çizerken, sektörün oldukça geniş bir
ihracat yelpazesi olduğunu da anımsatıyor. Ancak Özdeşlik, yüksek ithalatın sektörün en önemli sorun başlığı olmaya devam ettiğini de söylüyor: “Özellikle çok ucuza gelen veya ekonomik ömrünü tamamlamış ikinci el fırınlar, sektörün gelişmesinin önünü tıkıyor.” Türkiye’nin ihracatta ortalama kilo satış bedelinin 1,35 dolar olmasına rağmen endüstriyel fırın sektöründe kilo değerinin 25 dolara kadar çıkabildiğine de değinen Özdeşlik, her şeyden önemlisi, sektörün stratejik bir sektör olduğunu dile getiriyor: “Isıl işlemsiz makine, otomotiv, uzay/havacılık, savunma sanayisi olması mümkün değildir. Isıl işlem o kadar önemli ve stratejik bir alandır ki ürettiğimiz 300°C üzerindeki her koruyucu atmosferli fırın, Birleşmiş Milletler’in ‘Dual-Use’ listesindedir ve ‘Export’ lisansına tabidir. Türkiyeli üreticilerin geliştirdiği fırınlar, üretilen makine parçalarında, kalıpların sertleştirilmesinde kullanılıyor ve bu makinelerin ömürlerine ömür katıyor. Isıl işlemsiz makine üretmek neredeyse imkânsızdır. Bu anlamda Türk makine sektörünün gelişmesine de oldukça önemli katkı verdiğimizi söyleyebiliriz.”
“TÜRK ENDÜSTRİYEL FIRIN ÜRETİCİLERİ ABD’DEN ÇİN’E, İSVEÇ’TEN GÜNEY AFRİKA’YA KADAR TÜM DÜNYAYA İHRACAT YAPABİLİYOR. TÜİK VERİLERİNE GÖRE SEKTÖRÜN 2016’DA 83,8 MİLYON DOLAR OLAN İHRACATI GEÇTİĞİMİZ YIL 90,9 MİLYON DOLARA YÜKSELDİ.”
“ENDÜSTRİYEL FIRIN SEKTÖRÜ KÜRESEL ÖLÇEKTE 9,5 MİLYAR DOLARLIK BİR PAZAR OLUŞTURURKEN, BU PAZARIN 2025 YILI SONUNDA 11 MİLYAR DOLARA ULAŞMASI BEKLENİYOR.” 39 • AĞUSTOS 2018
KAPAK / MSSP FOCUS
EFSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI MEHMET ÖZDEŞLİK:
ENDÜSTRİYEL FIRIN SANAYİCİLERİ DÜNYAYA AÇILIYOR ENDÜSTRİYEL FIRIN SEKTÖRÜNÜN TÜRKİYE’DEKİ EN GÜÇLÜ ÇATI ÖRGÜTLERİNDEN OLAN ENDÜSTRİYEL FIRIN SANAYİCİLERİ VE İŞ İNSANLARI DERNEĞİ (EFSİAD), GEÇTİĞİMİZ TEMMUZ AYINDA MAKİNE İMALAT SANAYİİ DERNEKLERİ FEDERASYONU’NUN (MAKFED) 19’UNCU ÜYESİ OLARAK ÖNEMLİ BİR ADIM ATTI. DÜNYANIN GELİŞMİŞ ÜLKELERİNE TÜRK ÜRÜNLERİNİ YILLARDIR BAŞARIYLA İHRAÇ ETTİKLERİNİ SÖYLEYEN EFSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI MEHMET ÖZDEŞLİK, YABANCI HAYRANLIĞI VE İKİNCİ EL MAKİNELERİN SEKTÖR ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL OLDUĞUNA DİKKAT ÇEKİYOR VE “MADE IN TURKEY” İMAJINI YURT İÇİNDE DE GÜÇLENDİRMENİN ÖNEMİNE İŞARET DİYOR.
U
zay ve havacılık, otomotiv, demir-çelik, alüminyum, cam, seramik ve savunma sanayilerinin en önemli önemli bileşenlerinden olan sanayi tipi fırınlar ve ısıtma ekipmanları sektörü, diğer adıyla endüstriyel fırın sektörü, neredeyse tüm imalat sanayi sektörleri için büyük önem arz ediyor. EFSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özdeşlik, bu nedenle sektörü “stratejik” olarak değerlendirdiklerini söylerken, ısıl işlemsiz otomotiv, uzay ve havacılık, savunma sanayisi olmasının mümkün olmayacağının altını çiziyor ve “Türkiyeli üreticilerin geliştirdiği fırınlar, üretilen makine parçalarında, kalıpların sertleştirilmesinde kullanılıyor ve bu makinelerin ömürlerine ömür katıyor. Bu anlamda Türk makine sektörünün gelişmesine oldukça önemli katkı verdiğimizi söyleyebiliriz” diyor. Diğer yandan EFSİAD, 2016’daki kuruluşunun hemen ardından MAKFED’e Gözlemci Üye statüsü ile üye olurken, küresel ölçekte de önemli bir başarı sergilemiş • 40
Gözlemci Üye statüsünden Üye statüsüne alınan EFSİAD, MAKFED’in 19’uncu üyesi olarak Türk makine imalat sektörleri ve endüstriyel fırın sektörnün gelişimi için çalışmalarına ara vermeksizin devam ediyor. Türk makine sektörünün katma değerli üretimi için önem arz eden EFSİAD’ın gelecek stratejilerini, EFSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özdeşlik’ten dinledik.
ve sektörün önemli üst kurumlarından olan Avrupa Endüstriyel Fırın ve Isıtma Ekipmanları Birliği (CECOF) üyeliğini de almıştı. CECOF üyeliği ile Türk endüstriyel fırın sektörünü bir anlamda
dünya ligine çıkaran EFSİAD, sektörün küresel bilgi birikiminin Türkiye’ye taşınmasında da bu anlamda önemli bir başarı sergilemişti. Geçtiğimiz Temmuz ayı içerisinde MAKFED’in
Sektörünüzün güncel konumu için neler söyleyebilirsiniz? Türkiye endüstriyel fırın imalat sektörü oldukça gelişmiş durumdadır. Pek çok ülkeye ihracat yapıyoruz. Fakat ihracatın 4-5 katı oranında endüstriyel fırın ithalat yoluyla Türkiye’ye giriyor. Bu ithalatın yanı sıra önemli miktarda ikinci el fırınların da Türkiye’ye girdiğini biliyoruz. Özellikle çok ucuza gelen veya ekonomik ömrünü tamamlamış ikinci el fırınlar, sektörümüzün istenen düzeyde gelişmesinin önünü tıkayan önemli etkenlerden biridir. Ülke olarak orta gelir tuzağından çıkmamız için
ENDÜSTRİYEL FIRIN SANAYİCİLERİ VE İŞ İNSANLARI DERNEĞİ
sektörümüzün desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü Türkiye’nin ihracatta ortalama kilo satış bedeli 1,35 dolar iken, bizim sektörümüzde kilo değeri 12-25 dolar seviyesindedir. Ayrıca sektörümüz stratejik bir sektördür: Isıl işlemsiz otomotiv, uzay/havacılık, savunma sanayisi olması mümkün değildir. Isıl işlem o kadar önemli ve stratejik bir alandır ki ürettiğimiz 300°C üzerindeki her koruyucu atmosferli fırın, Birleşmiş Milletler’in “Dual-Use” listesindedir ve “Export” lisansına tabidir. Türkiyeli üreticilerimizin geliştirdiği fırınlar, üretilen makine parçalarında, kalıpların sertleştirilmesinde kullanılıyor ve bu makinelerin ömürlerine ömür katıyor. Isıl işlemsiz makine üretmek neredeyse imkânsızdır. Bu anlamda Türk makine sektörünün gelişmesine de oldukça önemli katkı verdiğimizi söyleyebiliriz. Türkiye’nin güçlü bir ithalatı olduğunu söylediniz. Bu durum, bir anlamda fırsat olarak da görülemez mi? Çünkü önemli bir kapasite açığından söz etmiş olmuyor muyuz? Toplam endüstriyel fırın ihracatımızın 4-5 katı olan yeni endüstriyel fırın ve ısıtma ekipmanı ithalatı, evet, bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Çünkü fırın sanayicilerimizin mevcut kapasitelerinin 4-5 katı daha fazla üretim/ satış yapma imkânı olduğu ve pazarın büyüklüğünü önümüze sunuyor. Burada önemli olan, neden tercih edilmediğimizi anlamak ve analiz etmektir. EFSİAD üyeleri bu fırınların birçoğunu yerli bilgi ve beceri ile üretebilecek seviyede. Dolayısıyla, hizmet verdiğimiz sektörlerin Türk üreticilere güvenmesini ve bizlerle iletişime geçmelerini diliyorum.
EFSİAD’ın üyeleri ve sektör için önemini nasıl özetlersiniz? EFSİAD, bu sektörü temsil eden üretici, malzeme ve hizmet sağlayıcılarının kurduğu bir meslek birliği olarak, sektörün ve üyelerinin gelişmesine fayda sağlayan, ulusal ve uluslararası platformlarda saygın, sektörle ilgili teknolojik, çevresel ve hukuki konularda görüşüne önem verilen faydalı ve etkin bir dernek vizyonuna sahip. Bu çerçevede, üyeleri arasında sosyal ilişkileri geliştirerek işbirliği ortamını yaratmak da görevlerimiz arasında. Sektörümüzü her alanda temsil etmek ve sektörel sorunların çözümü için çaba sarf etmek de önemli diğer amaçlarımızı oluşturuyor. Benzer şekilde EFSİAD, aynı misyonu paylaşan ulusal ve uluslararası kurumlarla sağlıklı ilişkiler kurmayı ve ortak projeler üretmeyi de hedefliyor. Bu sayede Ar-Ge, teknoloji, finansman, ihracat, kalite ve çevre bilinci başlıklarında gelişim sağlarken, paydaşların memnuniyeti ve benzeri konularda eğitim faaliyetleri düzenleyerek, bir anlamda sektörün rehberi olayı da amaçlıyor. Diğer yandan EFSİAD, üyelerinin kurumsal altyapısını güçlendirecek, uluslararası standartlara kavuşturacak etik kuralların benimsenmesi konularında ortak bilinç oluşturmayı; ülke kaynaklarının çevresel etkiyi en aza indirecek şekilde daha etkin ve verimli kullanımına yönelik görüş ve tavsiyeleri yetkili mercilerle paylaşmayı hedeflemesiyle de toplamda Türk makine sektörü için önemli bir çatı örgütüdür. EFSİAD, kuruluşunun hemen ardından CECOF üyeliğini de sonuçlandırdı. CECOF üyeliği EFSİAD’a ve üyelerine neler kazandırdı? CECOF, Alman Mühendislik
Federasyonu (VDMAMetalurji ve Isıl İşlem Teknolojileri Birliği) ile ABD’den Endüstriyel Isıtma Ekipmanları Derneği (IHEA) gibi kuruluşların da üye olduğu endüstriyel ısıtma ekipmanları ve sanayi fırınları üreticileri derneklerinin üst kuruludur. Bu kurula EFSİAD’ın da çok kısa sürede kabul edilmiş olması, bizim için gurur vericidir. EFSİAD’ın CECOF’a üyeliği ile dernek üyelerimizin tamamı tüm CECOF etkinliklerine katılabilir duruma geldi. Bu önemli, çünkü CECOF toplantılarında yeni standartlar tartışılırken, sektörel görüşler de paylaşılıyor ve bir anlamda sektörün geleceği oluşturuluyor. EFSİAD’ın üyeliği ile artık biz de bu süreçlere katkı verebilecek konuma geldik. Ayrıca CECOF’un kurumsal İnternet sitesinde üyelerimizin hangi ürünleri ürettiği bilgilerinin de yayınlanıyor oluşu, tanıtım ve şirketler arası işbirliği anlamında oldukça önemli bir katkıdır. Yerli makine kullanımı konusunda EFSİAD’ın stratejisi nedir? Yerli makine kullanımının artması için öncelikle “Made in Turkey” imajını daha da güçlendirmemiz gerekiyor. Biz, üretimini yaptığımız fırınları yurt dışında daha kolay satarken yurt içinde yabancı hayranlığı ile karşılaşıyoruz. Yurt dışında başarımızı ispat ettikten sonra yerli müşterilerimizden “hüsnü kabul” görüyoruz. Çünkü yerli ürünler, “yurt dışından gelenin yarı fiyatına olur!” mantığıyla ancak kabul görüyor. Bunun dışında, gerçekten de yurt dışından önemli miktarda ucuz ikinci el fırın Türkiye’ye geliyor. Bu durum mevcut pazarı daralttığı gibi yerli fırın imalat sektörünün gelişmesine de doğal olarak engel oluyor. Bu konularda Ticaret
“ENDÜSTRİYEL FIRIN ÜRETİCİLERİ OLARAK EN BÜYÜK İHRACAT PAZARIMIZ AVRUPA, KUZEY AFRİKA VE RUSYA’DIR.”
ENDÜSTRİYEL FIRIN SANAYİCİLERİ VE İŞ İNSANLARI DERNEĞİ (EFSİAD)
Kuruluş: 2016 Dönem: 2’nci dönem Üye Sayısı: 44 Genel Sekreter: Mikail Altıkulaç Faaliyet Alanı: Türkiye endüstriyel fırın imalat sektörü Faaliyet Yeri: İçerenköy Mah. Çetinkaya Sok. Prestij Plaza, No: 28/2, Ataşehir, İstanbul İnternet Adresi: www.efsiad.org.tr 41 • AĞUSTOS 2018
KAPAK / MSSP FOCUS
2018-2020 DÖNEMİ EFSİAD YÖNETİM KURULU Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özdeşlik Yönetim Kurulu Üyeleri Cihan Acaroğlu Ahmet Algan Serkan Ataş Gökhan Karaaslan Cem Özyıldırım Ekrem Ataman
“ENDÜSTRİYEL FIRIN SEKTÖRÜ STRATEJİK BİR SEKTÖRDÜR: ISIL İŞLEMSİZ OTOMOTİV, UZAY/HAVACILIK, SAVUNMA SANAYİSİ OLMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR. ISIL İŞLEM O KADAR ÖNEMLİ VE STRATEJİK BİR ALANDIR Kİ ÜRETTİĞİMİZ 300°C ÜZERİNDEKİ HER KORUYUCU ATMOSFERLİ FIRIN, BİRLEŞMİŞ MİLLETLER’İN ‘DUAL-USE’ LİSTESİNDEDİR VE ‘EXPORT’ LİSANSINA TABİDİR.” • 42
Bakanlığı ile görüşmelerimiz oldu, yurt dışından gelen ve Türkiye’ye denetimsiz giren ikinci el fırınlarda en azından CE şartı aranmasını talep ettik. Ayrıca bu ithalatlarda firmalarımızın görüşünün alınmaya devam edilmesi de taleplerimiz arasındaydı ve bu taleplerimizin olumlu karşılanması, bizleri sevindirdi ve umutlandırdı. EFSİAD olarak bu konudaki ana stratejimiz, üyelerimizin teknik yeterliliğini artırma yönündeki eğitim ve firma ziyaretlerini çoğaltarak daha kaliteli fırınlar üretmek, yani sektörümüz açısından “Made in Turkey” imajını güçlendirmektir. Sektörünüzün ihracat yetkinliği nedir? Hangi ülkelere, hangi hacimde ihracat yapabiliyoruz? Endüstriyel fırın üreticileri olarak sektörümüz ABD’den Çin’e, İsveç’ten Güney Afrika’ya kadar tüm dünyaya ihracat yapabiliyoruz. En büyük ihracat pazarımız Avrupa, Kuzey Afrika ve Rusya’dır. Ürettiğimiz ürünler yatırım malı olduğu için ülke bazında ihracatımız yıldan yıla büyük değişiklikler gösteriyor. 8417 ve 8514 GTİP kodları altında, ihracatçı birlikleri verilerine göre
2016’da 83,8 milyon dolar olan ihracatımız 2017’de 90,9 milyon dolara yükseldi. Bu dönemde en çok ihracat yaptığımız ülkeler ise Almanya, İran, Yunanistan, Fransa, Ruya, Suudi Arabistan, ABD, Cezayir, Özbekistan ve Polonya olarak sıralandı. Elbette, sektör ihracatımız artırmak için yurt dışındaki aksiyonlarımıza da devam ediyoruz. 2019 yılı 25-29 Haziran tarihlerinde Almanya’nın Düsseldorf kentinde düzenlenecek olan ve sektörümüzün en kapsamlı küresel buluşması olarak gösterilen Thermprocess Fuarı’nda hem dernek olarak hem de üyelerimiz ve ürünlerimizle kapsamlı bir tanıtım gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Sektörünüzün geçen yıl performansını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu yıla ilişkin beklentileriniz nedir? Her yıl gerçekleşen CECOF genel kurulunda ülke raporları sunuluyor. Bu raporları hazırlarken üyelerimizle küçük bir anket yapıyor, sektörün mevcut durumunu ve önümüzdeki yıl için beklentilerini saptamaya çalışıyoruz. Bu ankete göre üyelerimizin
geçen yıl ortalama yüzde 20 büyüdüğünü ve işlerindeki gelişimden memnun olduklarını memnuniyetle gördük. Gelecek içinde beklentilerimiz oldukça olumluydu. Hatta CECOF toplantısında, bu durumun tüm üye ülkelerde, ABD ve Japonya’da iyimser olduğunu görmüştük. Ancak ABD’nin başlattığı ticaret savaşları, ülkelerin korumacılık kararlarındaki beklentileri tersine çevirdi. Riskler ve fırsatlar açısında baktığımızda, büyük tehditler ve büyük fırsatların bir arada olduğunu görüyorum. Risklerin başında finans maliyeti, yurt dışındaki rakiplerimiz neredeyse sıfır finans maliyetiyle işlerini geliştirmeleri geliyor. Standart tip fırınları hazıra üretip, konfeksiyon gibi müşterilerine derhal ve vadeli verebiliyorlar. Bunu mevcut finans maliyetleriyle bizim sağlamamız ise mümkün değil. Bu durum, sektörün gelişmesi ve büyük ölçeklere çıkabilmemizin önündeki en büyük engellerden biridir. Diğer bir risk ise ekonomik belirsizlik ve volatilite. Bu şartlarda yurt içi yatırımlar neredeyse durma noktasına geldi. İhracatta Trump ile başlayan ülkelerin
ENDÜSTRİYEL FIRIN SANAYİCİLERİ VE İŞ İNSANLARI DERNEĞİ
korumacılık kararları ve bunun sonucunda dünya ticaretinde beklenen daralma, ülke bazlı yaptırım kararları, potansiyel ihracat pazarlarımıza kısıtlamaların artması sonucunu doğurabilir. Fırsatlar tarafında ise Türkiye’de özellikle savunma sanayisindeki önemli hamlelerden söz edebiliriz. Bu gelişmeler, daha önce ithal edilen malzemelerin üretimine yönelik yeni üretim tesislerinin kurulmasını da hızlandırıyor. Bu yatırımlarda yerli sanayiye güvenilmesini, defalarca satın alınmış teknolojilere tekrar bilgi birikimi bedelleri ödemek yerine hem devlet hem de özel sektör yatırımlarında sadece endüstriyel fırın imalatı değil, tüm makine sektörü adına yerli yetkinliklere değer verilmesini ülkemiz adına talep ediyorum. Diğer bir fırsatta sayılabilecek alan ise artan kurlardan dolayı ithal makine maliyetlerinin artmasıdır. Kur artışı ihtiyaçların ülke içi kaynaklardan sağlanmasına yönelik beklentimizi de güçlendiriyor. Geçmişte kur yükselişlerinin yerli sanayinin gelişimine
olumlu etkileri olduğunu görenlerden biriyim. 1979’da firmamızı kurduğumuzda Türkiye’de ciddi döviz sıkıntısı vardı. Üniversiteler ihtiyaç duydukları cihazları yurt dışından getiremedikleri için yerli kaynaklara yöneldiler. Böylece de firmamızda elektrokimya cihazları üretimine başladık. Üniversitelerimizin pek çoğu için bu makineleri ürettik ve yıllar sonra aldığımız geri bildirimlere göre, bizim 25 yıl önce sattığımız cihazlar halen ilk günkü verimliliklerinde çalışmaya devam ediyorlar. Sektörünüzün insan kaynakları için neler söyleyebilirsiniz? İnsan kaynakları en önemli sorunumuz, eğitim sistemimiz maalesef ihtiyaç duyduğumuz elemanları yetiştirmiyor. Günümüzde kapalı ekonomi içinde kalmak mümkün değil, mesleki bilgilerin yanında mavi yaka da dâhil olmak üzere tüm çalışanların iyi seviyede İngilizce konuşuyor olması gerekli. Mavi yakalı en iyi elemanlarımız çekirdekten yetişenlerdir. Yeni yönetmeliklere
göre 17 yaşından daha küçük olanları “şöyle bir baksın” diye dahi fabrikalarımızın üretim alanına sokamıyoruz, ofiste bilgisayar başında işler verebiliyoruz. Daha sonra da bu gençlerden iş yapmalarını bekliyoruz. 18 yaşına kadar elinde tornavida tutmamış, demiri tutup eli kirlenmemiş gençlerin tezgah başına geçmelerini, kaynak yapmalarını bekliyoruz. Bu da mümkün olmuyor. Geçmişte, babalarımızın yetiştiği, devlet fabrikalarının çırak okulları vardı. Bu gençlerin bir kısmı kısa yoldan hayata atılır, bir kısmı meslek okullarına gider, bunların bir kısmı tekniker bir kısmı da yüksek tekniker okullarına devam ederdi. Bu sayede her seviyede teknik elemanlar yetişirdi. Bunun yanında teknik öğretmen okullarımız vardı. Buradan hem pratik hem de teorik açıdan çok bilgili gençler yetişirdi. Artık bu özellikte elemanlar bulamıyoruz. Dört yıllık üniversite eğimi ile meslek öğrenilmiyor, mühendis olunmuyor. Teorik eğitimin muhakkak uygulama ile desteklenmesi gerekiyor.
MEHMET ÖZDEŞLİK KİMDİR? • 1978 yılında ODTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan Mehmet Özdeşlik, mezuniyetinin hemen ardından 1979 yılında Sistem Teknik Sanayi Fırınları firmasını kurdu. • Yine ODTÜ’de yüksek lisans eğitimini tamamlayan ve bir dönem Araştırma Görevlisi olarak ODTÜ Akademik Kadrosu içerisinde görev alan Özdeşlik, • Sektörde birlik ve bütünlük sağlamak, sektörün kültürel, mesleki, teknik, ticari, hukuki ve idari konularda işbirliği, dayanışma ve bilgi alışverişini sağlamak gayesi ile 2016’da, 20 ye yakın sektör firmasının desteği ile EFSİAD’ın kuruluşunda yer aldı ve ilk Yönetim Kurulu Başkanı oldu. Mehmet Özdeşlik, halen Sistem Teknik Sanayi Fırınları AŞ ve EFSİAD Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini sürdürüyor.
43 • AĞUSTOS 2018
ÜLKELERDEN DANİMARKA
YÜZÖLÇÜMÜ 42.924 km2
NÜFUS 5,7 milyon (2016 yılı tahmini)
ÖNEMLİ ŞEHİRLER Kopenhag (Başkent), Aarhus, Odense, Aalborg, Esbjerg, Randers, Kolding, Horsens, Vejle, Roskilde
BATI AVRUPA’NIN REFAH ADASI: DANİMARKA
ETNİK GRUPLAR %88,7 Danimarkalılar %0,3 özel statülü Alman azınlık %11 diğer yabancılar
DİL Danca Almanca
DİN %79 Hristiyan %4 Müslüman %13 Diğer
PARA BİRİMİ Danimarka Kronu (DKK) 1 Dolar: 6,44 DKK (10 Eylül 2018 itibarıyla)
CIA The World Factbook ve T.C. Dışişleri Bakanlığı Danimarka Krallığı Künyesi
KOPENHAG
• 44
DANİMARKA
SON DÖNEMDE YAŞANAN KÜRESEL KRİZİN CİDDİ ETKİLERİNE RAĞMEN DANİMARKA EKONOMİSİ HALEN OLDUKÇA DÜŞÜK SEYREDEN ENFLASYONU, İSTİKRARLI MALİYE POLİTİKALARI SONUCUNDA FAZLA VEREN BÜTÇESİ VE CARİ İŞLEMLER DENGESİYLE OLDUKÇA OLUMLU BİR GÖRÜNÜM SERGİLEMEYE DEVAM EDİYOR. DANİMARKA’NIN DÜNYADAKİ EN GELİŞMİŞ ÜLKELER ARASINDA YER ALMASININ ARKASINDA YATAN EN ÖNEMLİ FAKTÖRÜN İSE ÜLKE FİRMALARININ YARATTIĞI YÜKSEK ORANDAKİ KATMA DEĞER OLDUĞU BELİRTİLİYOR.
45 • AĞUSTOS 2018
ÜLKELERDEN
A
lmanya’nın kuzeyindeki Jutland Yarımadası ile 406 adadan meydana gelen Danimarka’nın yalnızca Almanya ile kara sınırı bulunuyor. Ülke, kuzey ve doğusundaki İsveç ve Norveç’ten Baltık Denizi ile ayrılırken, Grönland ve Faroe Adaları ise Danimarka’ya bağlı özerk yönetime sahip bölgeler olarak öne çıkıyor. Başkent Kopenhag ise ülkenin doğusundaki Zealand Adası’nda yer alıyor. • 46
Danimarka, tarih sahnesinde adını ilk kez 9’uncu ve 11’inci yüzyıllar arasında merkezi Jutland Adası’nda bulunan güçlü bir Viking krallığıyla duyurdu. Kraliçe I. Margrethe yönetiminde Danimarka 16’ncı yüzyılda Norveç, İsveç, İzlanda, Faroe Adaları, Schleswig-Holstein ve Grönland’ı elinde bulunduran büyük bir güç durumuna geldi. Krallık 1600’lerden itibaren çöküşe geçerken, 1658’de İsveç ve 1814’de Norveç bağımsızlığını kazandı.
İzlanda ise yalnızca sembolik olarak Danimarka’ya bağlıyken, 1944’te tam bağımsız hale geldi. Tarihindeki iniş çıkışlara ve büyük toprak kayıplarına rağmen 1000 yıldır bağımsızlığını koruyabilen ülke, İkinci Dünya Savaşı’nda Almanya’nın işgaline uğradı. Danimarka, tarihi, ekonomik ve coğrafi nedenlerle hem Nordik, hem Avrupa Birliği ülkeleriyle yakın ilişkiler içinde olurken, büyük komşularının arasında bir denge arayışının doğal sonucu olarak
transatlantik ilişkilerin de güçlü bir savunucusu haline geldi. Ülkedeki ulusal parlamento değişik politik partilere mensup 179 üyeden oluşurken, milletvekilleri dört yıl görev yapmak için seçiliyor. Danimarka’nın toplam nüfusu 5,7 milyon kişiyken yıllık ortalama nüfus artışı yüzde 0,4 olarak ilerlemeye devam ediyor. Nüfusun en yoğun olduğu şehirler Kopenhag, Harning, Aarhus, Odense ve Aalborg iken ülke nüfusunun
DANİMARKA
KOPENHAG
3,6 milyonu iktisadi olarak aktif nüfus grubuna (16-66) dâhil. Nüfusun yüzde 17,4’ü 0-14 yaş, yüzde 18,3’ü ise 65 yaş ve üstü grupta yer alıyor. Diğer birçok Avrupa ülkesinden farklı olarak Danimarka’daki temel çalışma kuralları kanunlarla değil işçi ve işveren örgütleri arasındaki anlaşmalarla düzenleniyor. Bu anlaşmalar asgari ücret, grev hakkı ve izin süreleri gibi konuları da kapsayacak kadar geniş bir içeriğe sahip olmayı sürdürüyor.
PETROL VE DOĞAL GAZ İHRAÇ EDİYOR Danimarka, enerjisini Kuzey Denizi’ndeki petrol ve doğal gaz rezervleri, kömür ithalatı ve rüzgâr enerjisinden sağlıyor. Teknolojik gelişmeler ışığında jeotermal enerji, güneş enerjisi gibi kaynaklar yaratılmaya çalışılsa da söz konusu kaynaklar oldukça düşük seviyelerde gerçekleşiyor. Kömür, elektrik üretimi açısından büyük önem taşırken, maliyet ve nitelik hususları göz önünde bulundurularak, genellikle Avrupa dışındaki ülkelerden ithal ediliyor. Kuzey Denizi’nde gerçekleştirilen petrol ve doğal gaz üretimi ise iç talebi karşılamanın yanı sıra ihracatta da büyük önem arz ediyor. Bu kapsamda, uzmanlar, 1990’lar sonrasında kaydedilen cari işlemler fazlasına petrol ve doğal gaz üretiminin katkısının oldukça büyük olduğunu vurguluyor. Ülkenin doğal gaz için en önemli ihraç pazarları ise İsveç ve Almanya. Bununla beraber Danimarka, Batı Avrupa’da Norveç ve İngiltere’den sonra üçüncü büyük petrol üreticisi olmaya devam ediyor. Rüzgâr enerjisi alanında dünyadaki sayılı ülkeler arasında yer alan Danimarka, rüzgâr enerjisi sektörü ihracatında da önemli düzeyde gelire sahip. İç pazarda da büyük ilerleme kaydeden sektörde, işgücü arzının yetersizliği ise gelecek açısından mevcut büyüme ve kârlılığın korunabilmesini zorlaştırıyor. Rüzgâr enerjisi üretimi alanında dünya ölçeğinde rekabet gücüne sahip olmaları Danimarkalı firmaların diğer ülkelerde yatırım şansını artırırken, bu kapsamda çevre duyarlılığı konusu gerek iç gerekse dünya kamuoyunda çeşitli toplantılar vesilesiyle gündeme getiriliyor.
DANİMARKA EKONOMİSİNİN DİNAMİKLERİ Danimarka, Avrupa Birliği ülkeleri arasında Maastricht Kriterleri’ne en kolay uyum sağlayan ülkelerden biri oldu. Ülkenin genel ekonomi politikası; denk bütçe, sağlıklı kamu finansmanı, düşük oranlı enflasyon, istikrarlı para birimi ve daha fazla istihdam amacına yönelikken, tüm Batı Avrupa ülkeleri arasında en yüksek yaşam standardına sahip ülkelerden birisi olan Danimarka, aynı zamanda gelirin en eşit şekilde bölüşüldüğü ülkelerin de başında geliyor. Ülkenin 2016 yılında 307 milyar dolar değerinde gerçekleşen GSYİH’si 2017 yılında 324,4 milyar dolar değerine yükseldi. 2017 yılında nominal GSYİH büyüklüğü açısından 36’ncı sırada yer alan Danimarka’nın nominal GSYİH’sinin 2019 yılında 386 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Kişi başına düşen GSYİH ise cari fiyatlarla 2017 yılında 56 bin 444 dolar ile dünya genelinde 10’uncu sıradaydı. 2016 yılında büyüme oranı yüzde 1,9 seviyesinde gerçekleşen ülkenin 2017
“KUZEY DENİZİ’NDE GERÇEKLEŞTİRİLEN PETROL VE DOĞAL GAZ ÜRETİMİ DANİMARKA’NIN İÇ TALEBİNİ KARŞILAMASININ YANI SIRA İHRACATTA DA ÖNEMLİ BİR KALEM OLARAK ÖNE ÇIKIYOR.”
DANİMARKA’NIN MAKİNE İTHALATINDA İLK 10 ÜLKE (MİLYON DOLAR - 84. FASIL) SIRA NO 1
ÜLKE
2016
2017
DEĞİŞİM (%)
ALMANYA
2.954
3.092
4,7
2
İSVEÇ
1.488
1.689
13,5
3
HOLLANDA
1.104
1.126
1,9
4
ÇİN
813
873
7,3
5
İTALYA
577
578
0,2
6
İNGİLTERE
453
444
-2,0
7
BELÇİKA
454
422
-7,1
8
FRANSA
407
349
-14,2
9
POLONYA
295
310
5,0
10
ABD DİĞER TOPLAM
333
305
-8,3
2.101
2.099
-0,1
10.979
11.287
2,8
Kaynak: BM İstatistik Bölümü verileri 47 • AĞUSTOS 2018
ÜLKELERDEN
LEGO KÖYÜ, BILLUND
yılı büyümesi yüzde 2,1’e yükseldi. 2018 yılında ise yüzde 2 olacağı öngörülüyor. Benzer şekilde, ülkenin bütçe fazlasının GSYİH’ye oranı 2017 yılında yüzde 1 iken, bütçe açığının 2018’de yüzde 0,7 olacağı tahmin ediliyor. 2017 yılında yüzde 4,2 olarak kaydedilen işsizlik oranının ise 2018 yılında yüzde 4,1’e gerilemesi bekleniyor.
Tüm sanayileşmiş ve teknolojik açıdan gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Danimarka ekonomisi de hizmet sektörünün öne çıktığı bir ekonomik yapıya sahip. 1990’lı yıllarda gelişen hizmet sektöründe en önemli faaliyet alanları bankacılık ve finans ile bilgi ve haberleşme teknolojileriyken, söz konusu sektörlerin önümüzdeki yıllarda
da ekonominin lokomotifi olma konumunu sürdürmeleri bekleniyor. Hâlihazırda ülke nüfusunun yarısı hizmet sektöründe istihdam edilirken, GSYİH içerisinde tarımın payı yüzde 1,5, sanayinin payı 23,4 ve hizmet sektörünün payı da yüzde 75,7 düzeyinde gerçekleşiyor. Diğer yandan Danimarka, gelişmiş bir altyapıya, liberal
DANİMARKA’NIN MAKİNE İTHALATINDA BAŞLICA KALEMLER (MİLYON DOLAR - 84. FASIL)
dış ticaret ve yatırım politikasına ve iyi yetişmiş işgücüne sahip ülkelerden biridir. Son dönemde yaşanan küresel krizin ciddi etkilerine rağmen Danimarka ekonomisi halen oldukça düşük seyreden enflasyonu, istikrarlı maliye politikaları sonucunda fazla veren bütçesi ve cari işlemler dengesiyle oldukça olumlu bir görünüm sergilemeye Kaynak: BM İstatistik Bölümü verileri
GTİP
GTİP TANIMI
2016
2017
DEĞİŞİM (%)
8471
OTOMATİK BİLGİ İŞLEM MAKİNELERİ VE ÜNİTELERİ
1.792
2.003
11,8
8481
MUSLUKÇU, BORUCU EŞYASI-BASINÇ DÜŞÜRÜCÜ, TERMOSTATİK VALF DÂHİL
643
708
10,1
8483
TRANSMİSYON MİLLERİ VE KRANKLAR
755
663
-12,2
8443
MATBAACILIĞA MAHSUS BASKI MAKİNELERİ, YARDIMCI MAKİNELER
552
515
-6,8
8413
SIVILAR İÇİN POMPALAR, SIVI ELEVATÖRLERİ
385
415
7,9
8479
KENDİNE ÖZGÜ FONKSİYONLU MAKİNE VE CİHAZLAR
448
412
-8,2
8473
BÜRO MALZEMELERİ MAKİNE AKSAM VE PARÇALARI
467
406
-13,1
8418
BUZDOLAPLARI, DONDURUCULAR, SOĞUTUCULAR, ISI POMPALARI
369
403
9,3
8421
SANTRİFÜJLE ÇALIŞAN KURUTMA, FİLTRE, ARITMA CİHAZLARI
367
391
6,4
8431
AĞIR İŞ MAKİNE VE CİHAZLARININ AKSAMI, PARÇALARI
367
377
2,7
4.834
4.995
3,3
10.979
11.287
2,8
DİĞER TOPLAM
• 48
DANİMARKA
devam ediyor. Danimarka’nın dünyadaki en gelişmiş ülkeler arasında yer almasının arkasında yatan en önemli faktörün ise ülke firmalarının yarattığı yüksek orandaki katma değer olduğu belirtiliyor. Söz konusu katma değer, işgücü ücretlerini ve üretim sürecinde sermayeden sağlanan kârı ifade ederken, söz konusu gelir üzerinden alınan vergi de Danimarka’nın bir refah devleti olabilmesini sağlayan en önemli yapı taşlarından birini oluşturuyor. MODERN ALTYAPI KOŞULLARINA SAHİP Danimarka ekonomisi 1990’lı yıllardan itibaren mortgage kredi sistemi, özel sektörü destekleyici vergi reformları ile istihdam hayatındaki düzenlemeler sonucunda büyük bir dönüşüm geçirdi. Telekomünikasyon ve enerji sektörlerinde gerçekleştirilen özelleştirmeler sonucunda
ROSKILDE
da ürün pazarlarında rekabet oldukça yoğunlaştı. Son dönemde ise vergi artışlarının durdurulması, istihdamı teşvik etmek amacıyla gelir vergisindeki indirimler, refah düzeyinde herhangi bir
kısıtlama olmadan merkezi ve yerel yönetimlerde verimliliği artırarak kamu harcamalarının azaltılması, Ar-Ge faaliyetlerinin teşviki, inşaat sektörü yatırımları ve çevre dostu politikaların
desteklenmesi Danimarka ekonomisinde önemli rol oynuyor. Yabancı yatırımcılar için farklı teşvikler uygulamayan Danimarka’da, yabancı yatırımcılar ülkenin yurttaşlarıyla
KÜÇÜK DENİZ KIZI, KOPENHAG
49 • AĞUSTOS 2018
ÜLKELERDEN “DANİMARKA SANAYİSİNİN GELİŞMEYE BAŞLADIĞI İLK DÖNEMDE GIDA VE ÖZELLİKLE DENİZ ÜRÜNLERİNİN İŞLENMESİNDE KULLANILAN MAKİNELERİN ÜRETİMİ ANA SEKTÖR HALİNE GELDİ.”
• 50
aynı kurallara tabi olmaya devam ediyor. Bu kapsamda da mevcut ekonomik istikrar, modern altyapı koşulları, ülkenin konumu, eğitimli işgücü ve verimli iş ortamı yabancı yatırımların bu ülkeye yönelmesinde önemli bir rol oynuyor. 2016 yılında ülkeye yönelik gerçekleşen doğrudan yabancı yatırım miktarı 8,5 milyar dolar civarında gerçekleşirken, dış ticaretin GSYİH içindeki payı oldukça fazla olduğu için Danimarka, ülkeler arasındaki mal ve servis ticaretinin herhangi bir engelle karşılaşılmadan yapılmasına büyük önem veriyor. Danimarka dış ticareti
ise AB ve DTÖ üyeliğinden kaynaklanan kurallara göre belirleniyor. DANİMARKA 2017 YILINDA 14,1 MİLYAR DOLARLIK MAKİNE İHRAÇ ETTİ BM İstatistik Bölümü verilerine göre Danimarka’nın makine ihracatı 2017 yılında 14,1 milyar dolar olarak kayda geçti. 2016 yılında bu rakam 12,8 milyar dolar seviyesindeydi ve ülkenin makine ihracatı, 2017 yılında bir önceki yıla göre yüzde 10,2 artmış oldu. Danimarka 2017 yılında 1,6 milyar dolarla en fazla Almanya’ya makine ihraç etti.
2016 yılında bu rakam 1,4 milyar dolardı. Danimarka’nın Almanya’ya gerçekleştirdiği ihracat yüzde 9,2 artarken, ülkenin 2017 yılında en fazla makine ihraç ettiği ikinci ülke ise 1,4 milyar dolarla İngiltere oldu. Söz konusu ülkeye 2016 yılında 814 milyon dolar değerinde makine ihraç edilmişti. Böylece İngiltere’ye yönelik ihracat yüzde 75,7 artmış oldu. Üçüncü sırada bulunan İsveç’e 2016 yılında 1,1 milyar dolarlık makine ihraç edilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 9,4 artışla 1,2 milyar dolar oldu. Danimarka, 2017 yılında 84. fasıl itibarıyla en fazla diğer
DANİMARKA
motorlar ve kuvvet hâsıl eden makineler kaleminde ihracat gerçekleştirdi. 2016 yılında söz konusu ürün grubunda 1 milyar dolarlık ürün ihraç edilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 58,1 artarak 1,5 milyar dolar seviyesinde kaydedildi. Listenin ikinci sırasında ise muslukçu, borucu eşyası-basınç düşürücü, termostatik valf dâhil ürün grubu bulunuyor. Söz konusu kalemde 2016 yılında gerçekleştirilen ihracatın değeri 1,2 milyar dolarken, 2017 yılında bu rakam yüzde 6,1 artarak 1,3 milyar dolar seviyesinde kayda geçti. Listenin üçüncü sırasında bulunan sıvılar için pompalar,
sıvı elevatörleri kaleminde de 2016 yılında 927 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirilirken, 2017 yılında bu rakam aynı seviyede kaldı. ALMANYA İTHALAT LİSTESİNİN İLK SIRASINDA YER ALIYOR Yine BM İstatistik Bölümü verilerine göre Danimarka’nın makine ithalatı 2017 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 2,8 artarak 11,2 milyar dolar olarak kaydedildi. Danimarka 2016 yılında 10,9 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirmişti. 2017 yılı rakamlarına göre Danimarka’nın en fazla makine ithal ettiği ilk 10 ülke
FAROE ADALARI
DANİMARKA EKONOMİSİNİN ANA SEKTÖRLERİ TARIM VE HAYVANCILIK
Danimarka oldukça gelişmiş bir hayvancılık alt yapısına sahiptir ve üretilen et, süt ve süt ürünleri, Avrupa piyasasında son derece fazla ilgi görüyor. Nüfusun yüzde 16’lık kesimi tarım alanında çalışırken ülke topraklarının üçte ikilik kısmında ekim yapılıyor. Arpa, buğday ve şekerpancarı yetiştirilen ürünlerin başında geliyor. Balıkçılık ve özellikle açık deniz balıkçılığı ileri önemli bir gelir kalemidir. Batı Jutland kıyılarındaki Esbjerg en önemli balıkçı limanıdır ve bu bölgede balık yağı ve diğer balık ürünleri üretimi ve işlenmesi için gelişmiş fabrikalar bulunuyor.
SANAYİ
Ülke doğal kaynaklardan mahrum olmasına rağmen sanayi ileri bir seviyededir. Danimarka sanayi makinelerinin yanı sıra, gemi ve tersane inşa sanayisinde dünyanın önde gelen ülkelerindendir. Sanayileşmesi 1960’larda hız kazanana ülke, 1970’lerde Kuzey Deniz’indeki petrol ve doğal gaz rezervlerinin işletilmeye başlamasıyla sanayi ürünleri ihracatında da öne çıktı. Sanayileşmenin ilk döneminde gıda, özellikle balık işlemeyle bu ürünlerin işlenmesinde kullanılan makinelerin üretimi ana sektörler haline geldi. Son yıllarda ise eczacılık ürünleri (özellikle insülin) ve rüzgâr türbinleri alanında Danimarka, dünyadaki en önemli üretici konumuna geldi. Biyoteknoloji, bilgi teknolojileri ve yazılım, gıda ve içecekler, çevrenin korunmasına ve enerji tasarrufuna yönelik sektörler de gelişen sanayi dallarıdır. Kimya sanayisi, bilgi teknolojileri ve biyoteknoloji alanlarında dünya çapında önemli bir konuma sahiptir. Mühendislik, gıda işleme, eczacılık ürünleri ve bira sektörü Danimarka’daki başarılı sanayi kolları arasındadır.
TURİZM
KOPENHAG
Turizmden yıllık ortalama 14 milyar dolar gelir elde eden Danimarka’yı her yıl yaklaşık 9 milyon kişi ziyaret ediyor. Danimarka ziyaretçilerine; fiyortlarda yapılan kruvaziyer turlarından doğa yürüyüşlerine, kayaktan müze ve tarihi mekan gezilerine, kültür ve sanatsal etkinliklerine kadar onlarca turistik aktivite seçeneği sunuyor.
51 • AĞUSTOS 2018
DANİMARKA
listesinin ilk sırasında 3 milyar dolarla Almanya yer alıyor. Söz konusu ülkeden 2016 yılında ithal edilen makinelerin değeri 2,9 milyar dolardı. Danimarka’nın 2017 yılında İtalya’dan gerçekleştirdiği ithalat yüzde 4,7 artarken, 2016 yılında İsveç’ten 1,4 milyar dolar değerinde makine ithal eden ülke, 2017 yılında İsveç’ten yüzde 13,5 artışla 1,6 milyar dolarlık makine ithal etti. Listesinin üçüncü sırasındaki Hollanda’dan da 2016 yılında 1,1 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 1,9 artarak 1,11 milyar dolar oldu. Danimarka 2017 yılında 84. fasıl itibarıyla en fazla otomatik bilgi işlem makineleri ve üniteleri ithal etti. 2016 yılında söz konusu ürün grubunda 1,7 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 11,8 artarak 2 milyar dolar olarak kayda geçti. Listenin ikinci sırasında muslukçu, borucu eşyası-basınç düşürücü, termostatik valf dâhil bulunuyor. Danimarka, 2016 yılında söz konusu kalemde 643 milyon dolar değerinde makine ithal ederken, 2017 yılında bu rakam yüzde 10,1 artışla 708 milyon dolar oldu. Danimarka’nın en fazla ithalat gerçekleştirdiği üçüncü kalem transmisyon milleri ve
AALBORG
kranklar oldu. 2016 yılında söz konusu ürün grubunda 755 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken 2017 yılında bu rakam yüzde 12,2 azalarak 663 milyon dolar oldu. TÜRKİYE’NİN MAKİNE İHRACATI 2017 YILINDA YÜZDE 12,9 ARTTI BM İstatistik Bölümü verilerine göre Türkiye’nin 84. fasılda Danimarka’ya gerçekleştirdiği makine ihracatı, 2017 yılında 59 milyon dolar olarak kaydedildi. 2016 yılında bu rakam 52,3 milyon dolar seviyesindeydi. Buna göre
yönelik makine ihracatında ilk 10 ürün grubu listesinin üçüncü sırasında ise hava-vakum pompası, hava-gaz kompresörü, vantilatör ve aspiratör ürün grubu bulunuyor. 2016 yılında söz konusu kalemde 4,7 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 33,2 artarak 6,2 milyon dolar seviyesinde kaydedildi. Diğer yandan BM İstatistik Bölümü verilerine göre, Türkiye, 84. fasıl bazında Danimarka’dan 2017 yılında 110,3 milyon dolarlık makine ithal etti.
Danimarka’ya yönelik makine ihracatımız yüzde 12,9 artış göstermiş oldu. 2017 itibarıyla Türkiye’nin Danimarka’ya yönelik makine ihracatının ilk sırasında 16,6 milyon dolarla buzdolapları, dondurucular, soğutucular, ısı pompaları yer alıyor. Listenin ikinci sırasında bulunan ev veya çamaşırhane tipi yıkama makineleri ürün grubunda 2016 yılında gerçekleştirilen ihracatın değeri 8 milyon dolar olarak kaydedilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 11,4 artarak 8,9 milyon dolar oldu. Türkiye’nin Danimarka’ya
TÜRKİYE’NİN DANİMARKA’YA MAKİNE İHRACATI (MİLYON DOLAR - 84. FASIL) GTİP
GTİP TANIMI
8418
BUZDOLAPLARI, DONDURUCULAR, SOĞUTUCULAR, ISI POMPALARI
8450 8414
Kaynak: BM İstatistik Bölümü verileri 2016
2017
16,6
16,6
0,0
EV VEYA ÇAMAŞIRHANE TİPİ YIKAMA MAKİNELERİ
8,0
8,9
11,4
HAVA-VAKUM POMPASI, HAVA-GAZ KOMPRESÖRÜ, VANTİLATÖR, ASPİRATÖR
4,7
6,2
33,2
8422
BULAŞIK YIKAMA MAKİNELERİ, ŞİŞELERİ TEMİZLEME, ETİKETLEME GİBİ MAKİNELER
4,6
4,8
2,2
8451
DOKUMAYA ELVERİŞLİ MADDELERİ BİÇİMLENLENDİRMEYE MAHSUS MAKİNE VE CİHAZLAR
3,0
3,8
28,1
8474
TOPRAK, TAŞ, METAL CEVHERİ AYIKLAMA, ELEME İÇİN MAKİNELER
1,9
2,8
48,0
8462
METALLERİ İŞLEMEYE MAHSUS TAKIM TEZGÂHLARI
3,0
2,1
-29,9
8456
MADDENİN AŞINDIRILARAK LAZER ARKI YÖNTEMİYLE İŞLENMESİNE MAHSUS MAKİNE VE CİHAZLAR
0,7
1,6
110,3
8431
AĞIR İŞ MAKİNE VE CİHAZLARININ AKSAMI, PARÇALARI
1,0
1,5
48,2
8408
SIKIŞTIRMAYLA ATEŞLEMELİ İÇTEN YANMALI PİSTONLU MOTORLAR
0,0
1,3
DİĞER TOPLAM
DEĞİŞİM (%)
-
8,8
9,5
7,9
52,3
59,0
12,9
53 • AĞUSTOS 2018
RÖPORTAJ
ÇİMENTO, CAM, SERAMİK VE TOPRAK ÜRÜNLERİ İHRACATÇILARI BİRLİĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDEM ÇENESİZ:
ÜRETİMDE YERLİ MAKİNE KULLANIMI, ÜLKEMİZE VE SEKTÖRLERİMİZE DEĞER KATAR AVRUPA VE DÜNYA GENELİNDE ÜRETİM VE İHRACATTA ÖNEMLİ BİR KONUMDA BULUNAN ÇİMENTO, CAM, SERAMİK VE TOPRAK ÜRÜNLERİ SEKTÖRLERİ, BU YILIN OCAK-TEMMUZ DÖNEMİNDE, GEÇEN YILIN AYNI DÖNEMİNE GÖRE DEĞER BAZINDA YÜZDE 16,3’LÜK BİR ARTIŞ YAKALARKEN, TOPLAMDA 1,9 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT GERÇEKLEŞTİRDİ. ÇİMENTO, CAM, SERAMİK VE TOPRAK ÜRÜNLERİ İHRACATÇILARI BİRLİĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDEM ÇENESİZ, “İMALATTA KULLANILAN MAKİNELERİN YERLİ OLARAK ÜRETİLMESİ ÇOK BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR. TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ İLE BİRLİKTE ÇALIŞIRSAK, HEM ÜLKEMİZ HEM DE SEKTÖRLERİMİZ ÇOK DAHA BÜYÜK BAŞARILARA İMZA ATACAKTIR” DİYOR.
Y
arattığı katma değer ve istihdam açısından Türkiye ekonomisinin en önemli sektörlerinden olan çimento, cam, seramik ve toprak ürünleri sektörleri, Avrupa ve dünya genelinde üretim ve ihracatta da önemli bir konumda bulunuyor. Çimento sektöründe Avrupa üretimi ve ihracatında birinci, dünya üretim ve ihracatında ise üçüncü sırada yer alıyoruz. Seramik kaplama malzemeleri üretiminde Avrupa’da üçüncü, dünyada dokuzuncu; yine seramik kaplama malzemeleri ihracatında ise Avrupa’da üçüncü, dünyada ise beşinci sırada bulunuyoruz. Seramik sağlık gereçlerinin üretim ve ihracatında da Avrupa’da birinci, dünyada beşinci sıradayız. İki bine yaklaşan üye sayısıyla çimento, cam, seramik ve toprak ürünleri sektörlerinin tek çatı kuruluşu olan Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği’nin Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz, Türk ürünlerinin ABD, Almanya, • 54
İngiltere, İtalya, Fransa ve Kanada’da önemli bir pazara sahip olduğunu söylerken, küresel arenada daha güçlü olmak için üretim teknolojilerinde de günü yakalamak gerektiğinin altını çiziyor. Bu amaçla, yerli makine kullanımının, dolayısıyla Türk makine imalat sektörleri ile birlikte hareket etmenin önemine değinen Çenesiz, “İhracat olmadan hayal ettiğimiz
refah seviyesine kalıcı olarak gelmemiz mümkün değil. Gerçekten müreffeh bir toplum olmak istiyorsak, üretmek ve ihracat yapmak zorundayız. İmalatta kullanılan makinelerin yerli olarak üretilmesi ise çok büyük önem taşıyor. Türkiye’nin Makinecileri ile birlikte çalışırsak, hem ülkemiz hem de sektörlerimiz çok daha büyük başarılara imza atacaktır” diyor.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? 1972 yılında Turhal’da doğdum. İlk ve ortaokulu Samsun’da bitirdikten sonra lise öğrenimimi Çorum’da devam ettirdim. 1988 yılında ailemin de desteğiyle kendimize ait işletmemizde iş hayatına başladım. Gazi Üniversitesi’ne bağlı Çorum Meslek Yüksekokulu İşletme Bölümü’nde ön lisans
ERDEM ÇENESİZ
programını tamamladım. Ardından, lisans eğitimi için Moldova’da Kişinev Devlet Üniversitesi Ekonomi Akademisi İşletme Bölümü’ne devam ettim. 2007’de ise Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni bitirerek ikinci lisans programını da tamamlamış oldum. Sonrasında ABD’de Newport Üniversitesi’nde lisansüstü MBA programını bitirdim. Halen, Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanlığı, Türkiye Seramik Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanlığı, Sersa Seramik Sağlık Gereçleri Üreticileri Derneği Yönetim Kurulu Üyeliği ile Çekva Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevlerini yürütüyorum. Avrupa Seramik Sağlık Gereçleri Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği (FECS) görevini de büyük bir onurla üstlenmiş durumdayım. Çimento, cam, seramik ve toprak ürünleri sektörlerinin güncel durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? 2017 yılı sektörlerimiz açısından önceki yıllara göre ihracatın arttığı bir yıl oldu. Türkiye’nin çimento, cam ve seramik pazarlarıyla birlikte ekonomi ve inşaat sektörlerinde görülen toparlanma, ihracat artışlarımızı da destekledi. Birliğimizdeki ürünlerin 2017 yılında toplam ihracatı miktar olarak yüzde 2,4, değer olarak da yüzde 2,7 artarken, toplamda 2,8 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşıldı. İhracatta öne çıkan ülkeler ise ABD, Almanya, İsrail, İngiltere, İtalya, Fransa, Irak ve Kanada olarak sıralandı. Yine Birliğimizin 2018 yılı ilk yedi aylık performansına baktığımızda da geçen yılın aynı dönemine göre değer bazında yüzde 16,3’lük bir
artış yakaladığını; toplamda 1,9 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdiğimizi görüyoruz. Bununla birlikte sektörlerimiz, Avrupa ve dünya genelinde üretim ve ihracatta önemli bir konumda bulunuyor. Çimento sektöründe Avrupa üretimi ve ihracatında birinci, dünya üretim ve ihracatında ise üçüncü sırada yer alıyoruz. Seramik kaplama malzemeleri üretiminde de Avrupa’da üçüncü, dünyada dokuzuncuyuz. Ürün ve teknolojideki inovasyonlara ek olarak, 2019 yılı ve devam edecek süreçte önemli ihracat artışları beklediğimizi de söylemeliyim. Avrupa ve dünyadaki üst sıralardaki pozisyonlarımızı daha da yukarı taşımayı hedefliyoruz. Bu konuda bir iddiamız da var ve yüzde 25’lik bir büyüme hedefinden söz ediyoruz. Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu olarak görev süreniz içerisinde odaklanacağınız temel başlıklar neler olacak? Sektörlerimiz, yarattığı katma değer ve istihdam açısından Türkiye ekonomisinin en önemli sektörlerindendir. Avrupa ve dünya genelinde üretim ve ihracatta kayda değer bir yere sahip olduğumuzu da az önce ifade etmiştim. Birliğimiz ise 2 bine yaklaşan üyesiyle sektörde tek ihracatçı birliğidir. Hedeflerimizden birisi, bu çatı altında bir araya gelmiş ihracatçı firmaların hem birbirleriyle hem de bizimle olan diyaloğunu artırmak ve geliştirmektir. Birliğimiz, bağlı olduğu Bakanlık ve kamu kurum/kuruluşlarıyla olan ilişkileri itibarıyla etkin bir yapıdadır. Amacımız, ihracatçılarımızı ve sorunlarını daha iyi anlayıp analiz ederek gerekli mecralarda dile getirmek ve etkin çözüm yollarına ulaşmaktır.
Sektörlerinizin orta ve uzun vadeli gelecek projeksiyonu nedir? Sektörlerimize dair hedef ve projeleri belirlerken, sektördeki firmalarla bir araya geliyor ve birlikte değerlendirmeler yaparak kararalar alıyoruz. Bu yıl, projelerimize, seramik ve cam sektörleri için hazırladığımız Körfez ve Orta Doğu Bölgesi Turquality® projesini de ilave ettik. Ayrıca, dört yıldır Londra’da sürdürdüğümüz Turquality® projesinin devamı için Ticaret Bakanlığı’ndan onay aldık ve başarıyla sürdürdüğümüz bu projeyi Avrupa pazarına ve hedef gruplarımıza genişleterek dört yıl daha gerçekleştireceğiz. Turquality® projelerimizde amacımız Türk ürünlerinin profesyonellerdeki ve tüketicilerdeki algısını yükseltmek ve dünya çapındaki projelerde kullanılmasını sağlamak olarak öne çıkıyor. Burada, bu yıl Londra’da açılacak olan Seramik Türk Ticaret Merkezi’den de kısaca bahsetmeliyim. Firmalarımız için bir showroom ve ofis niteliğinde olan bu tasarım merkezinde, firmalarımız hem ürünlerini çok önemli bir pazarda teşhir etme şansı bulacak hem de mimari açıdan son derece önemli bir bölge olan Clerkenwell Bölgesi’nde sektördeki en önemli aktörlerle (mimarlar, tasarımcılar, müşteriler, nihai kullanıcılar gibi) yüz yüze görüşme şansı yakalayacaklar. Sektörlerinizin makine imalat sektörleriyle ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Çatı kurum olarak temsil ettiğimiz üç sektör de yüksek teknoloji kullanımı gerektiriyor. Ar-Ge çalışmaları sonucunda ortaya yeni ve yüksek performans sergileyen ürünler çıkarken,
“İHRACAT OLMADAN HAYAL ETTİĞİMİZ REFAH SEVİYESİNE KALICI OLARAK GELMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL. GERÇEKTEN MÜREFFEH BİR TOPLUM OLMAK İSTİYORSAK, ÜRETMEK VE İHRACAT YAPMAK ZORUNDAYIZ.” bugün dünyadaki rekabet artık teknoloji üzerinden devam ediyor. Bu nedenle, Türkiye’nin teknolojide dışa bağımlılığının azaltılması ve sektörlerimizin makine imalatçılarıyla iş birliğinin artması gerektiğini düşünüyorum. Seramik, çimento veya cam sektörlerinde kullanılan makinelerin yerli olarak üretilmesinin çok büyük önem taşıdığını aşikârdır. Makine imalatçılarımızla birlikte çalışarak sektörlerin ihtiyacı olan makinelerin yerli üretimini sağlamamız durumunda, hem ülkemiz hem de sektörlerimiz çok daha büyük başarılara imza atacaktır. Teknoloji alanında ciddi yatırımlar yapmadan dünya çapındaki rekabet düzeyimizi artıramayız ve hedeflerimize ulaşamayız. Ancak teknoloji ve markalaşmayla çok daha iyi seviyelere yükselebiliriz. Kısaca, verimliliğin artırılması, sürdürülebilir malzemeler geliştirilmesi, performans ve kalite kriterlerinin yükseltilmesi, Türkiye’nin çimento, cam ve seramik sektörlerinde dünyadaki konumunu daha da yukarılara taşıyabilmesi için makine üreticileriyle iş birliği içinde çalışmanın önemli ve gerekli bir adım olduğunu söyleyebilirim. 55 • AĞUSTOS 2018
MAKALE
ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ MAKİNE SEKTÖRÜ DEĞERLENDİRMESİ TARİHİ 19’UNCU YÜZYILIN BAŞLARINDA ABD’YE UZANAN ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ (OSB) UYGULAMALARINDA TÜRKİYE OLDUKÇA BAŞARILI BİR KONUMDA BULUNUYOR. BUGÜN İTİBARIYLA YURT GENELİNDE 309 OSB MEVCUT OLUP, SANAYİLEŞMİŞ BÖLGELERDE TAM DOLULUK SÖZ KONUSU. DİĞER BÖLGELERDE İSE YATIRIM ALT YAPISI HAZIR KONUMA GETİRİLMİŞ DURUMDA.
S
anayileşme konusunda esasen ülkelerin kendilerine özgü yol hikâyeleri bulunuyor. Almanya’da hemen hemen her yerleşim yerinde oraya hayat veren ve çevreyle uyumlu bir üretim tesisi görülürken, Türkiye gibi daha
• 56
sonradan sanayileşen ülkelerde OSB uygulamalarına daha yaygın rastlanıyor. Türkiye’de Cumhuriyet dönemi kamu yatırımları yurt geneline yayılırken, özel sektör kamu yatırımları İstanbul’da Haliç gibi bölgelerde plansız olarak gelişmişti. Ardından, 1960
yılında başlayan planlı kalkınma döneminde, ekonomik dengenin kurulması, ekonomik ve toplumsal kalkınmanın birlikte gerçekleştirilmesi, belli bir hızda büyüme ve sanayileşmeye önem verilmesi gibi uzun vadeli hedefler belirlendi.
Belirlenen hedefler doğrultusunda; ülkede sanayinin geliştirilmesi amacıyla uygulamaya koyulan pek çok teşvik tedbirlerinden biri olan OSB uygulamalarına, ilk olarak Dünya Bankası kredisi ile 1961 yılında Bursa OSB’nin kurulmasıyla başlandı. Türkiye’de
ZÜHTÜ BAKIR
MAKINE SANAYI ORTA VE BÜYÜK İŞLETME OSB YERLEŞIMI
ZÜHTÜ BAKIR
MAKFED GENEL SEKRETERİ
OSB uygulamaları, herhangi bir yasal mevzuatı olmadan 1982 yılına kadar devam etti. Nihayet, söz konusu mevzuat boşluğunun giderilmesi amacıyla, 31 Ocak 1982 tarihli ve 17591 sayılı Resmi Gazete’de “Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Fonlar Yönetmeliği” yayımlanarak yürürlüğe kondu. Böylelikle OSB’ler için fonun kullanımı, fon hesabının kaynağı ve işleyişi, kredinin tahsisi, arsa iktisabı, kredinin geri dönüşü gibi hususlar düzenlendi. Devlet bütçesinden fona kaynak aktarılıp bu fondan OSB’ler kredilendirilerek desteklendi. Sonrasında ise 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu 15 Nisan 2000 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Söz konusu Kanun gereğince “Organize Sanayi Bölgeleri Yer Seçimi Yönetmeliği” ve “Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği” uygulama esasları oluşturuldu. 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’na göre OSB şöyle tanımlanıyor: “Sanayinin uygun görülen alanlarda yapılanmasını sağlamak, çarpık sanayileşme ve çevre sorunlarını önlemek, kentleşmeyi yönlendirmek, kaynakları rasyonel kullanmak, bilgi ve bilişim teknolojilerinden yararlanmak, sanayi türlerinin belirli bir plan dâhilinde yerleştirilmesi ve geliştirilmesi amacıyla; sınırları tasdik edilmiş arazi parçalarının imar planlarındaki oranlar dâhilinde gerekli idari, sosyal
ve teknik altyapı alanları ile küçük imalat ve tamirat, ticaret, eğitim ve sağlık alanları, teknoloji geliştirme bölgeleri ile donatılıp planlı bir şekilde ve belirli sistemler dâhilinde sanayi için tahsis edilmesiyle oluşturulan ve bu Kanun hükümlerine göre işletilen mal ve hizmet üretim bölgeleri.” OSB’lerin kuruluş amaçları ise şöyle sıralanıyor: Sanayinin disipline edilmesi; şehrin planlı gelişmesine katkıda bulunulması; birbirini tamamlayıcı ve birbirinin yan ürününü teşvik eden sanayicilerin bir arada ve bir program dâhilinde üretim yapmalarıyla, üretimde verimliliğin ve kâr artışının sağlanması; sanayinin az gelişmiş bölgelerde yaygınlaştırılması;
OSB STATÜLERİ • KARMA OSB: Farklı sektörlerde faaliyet gösteren tesisler yer alır. • İHTİSAS OSB: Aynı sektör grubunda ve bu sektör grubuna dâhil alt sektörlerde faaliyet gösteren tesisler yer alır. • ÖZEL OSB: Gerçek kişiler veya tüzel kişilerce kendi mülkleri üzerine kurulur. • TARIMA DAYALI İHTİSAS OSB: Tarım sektöründe faaliyet göstermek amacıyla kurulur ve Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösterir. • ISLAH OSB: Uzun yıllar önce çeşitli sebeplerle bir arada oluşarak faaliyet gösteren sanayi tesislerinin bulunduğu alanın OSB’ye dönüştürülmesi amacıyla kurulur.
“ORTA BOY VE BÜYÜK MAKİNE İMALATÇILARININ OSB’DE YERLEŞİKLİK ORANI YÜZDE 59 GİBİ YÜKSEK BİR DEĞERE SAHİPKEN, BU ORAN SONRADAN PLANLI OLARAK SANAYİLEŞEN İLLERDE YÜZDE 80’LERİN ÜZERİNDE VE İSTANBUL’DA İSE YÜZDE 36 DÜZEYİNDE GERÇEKLEŞİYOR.” 57 • AĞUSTOS 2018
PRO 100 HİDROLİK PROFİL BÜKME MAKİNESİ HYDRAULIC PROFILE BENDING MACHINE
CY4RHHS 4 TOPLU HİDROLİK SİLİNDİR MAKİNASI 4 ROLLS HYDRAULIC PLATE BENDING MACHINE
HCB KOLON BOM SİSTEMİ COLUMN BOOM SYSTEM
ZÜHTÜ BAKIR
tarım alanlarının sanayide kullanılmasının disipline edilmesi; sağlıklı, ucuz, güvenilir bir altyapı ve ortak sosyal tesisler kurulması; müşterek arıtma tesisleri ile çevre kirliliğinin önlenmesi ve bölgelerin devlet gözetiminde, kendi organlarınca yönetiminin sağlanması. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın OSB’ler üzerindeki görev ve yetkileri ise şöyle sıralanabilir: Yer seçimini yönetmek ve seçilen yeri OSB alanı olarak tasdik ve ilan etmek, OSB’nin kuruluşunu onaylayarak tüzel kişilik vermek, imar planı ve altyapı projelerini tasdik etmek, kamulaştırma taleplerini inceleyerek “Kamu Yararı Kararı” vermek, kredi talebi uygun görülen OSB’leri kredilendirmek, gerekli gördüğü hallerde veya şikâyet üzerine OSB’lerin her türlü hesap ve işlemlerini denetlemek ve gerekli tedbirleri almak. MAKİNE SEKTÖRÜNÜN OSB’LERDE YERLEŞİKLİĞİ Makine imalat sanayisinde TÜİK rakamlarına göre 2017 yılı itibarıyla 13 bin 371 firma faaliyet gösteriyor. Buna karşın yasal zorunluluk olan Sanayi Sicil Belgesi’ne sahip olan ve 28 NACE alanında faaliyet gösteren toplam 9 bin 139 firma mevcut. Bu firmaların ancak 108’i büyük
işletme (250’den fazla çalışan) ve 690’ı ise orta boy işletmedir (50-250 çalışan). Buna karşın, 3 bin 257 firma ise küçük işletme (10-50 çalışan) iken 4 bin 977 firma ise mikro işletmedir (10 ve daha az çalışan-Bağkur’lu firma sahibinin başka istihdam olmaksızın kaydı mümkündür). Sanayi sicil kayıtlarında toplamda firmaların yüzde 28’i OSB’de yerleşikken, bu oran İstanbul’da yüzde 33, Ankara’da yüzde 48, Konya’da yüzde 30, İzmir’de yüzde 20, Bursa’da yüzde 22, Kocaeli’nde yüzde 33, Gaziantep’te yüzde 24, Adana’da yüzde 15, Tekirdağ’da yüzde 29, Çorum’da yüzde 28, Manisa’da yüzde 32, Kayseri’de yüzde 55,
Eskişehir’de yüzde 55, Sakarya’da yüzde 17, Balıkesir’de yüzde 11 ve diğer illerin genelinde yüzde 14 düzeyindedir. Bununla birlikte söz konusu firmaların yarısından fazlasının mikro işletme olması bakımından 50 ve üzeri istihdamı olan toplam 798 işletmeye karşılık gelen firmalar değerlendirdiğinde ise makine imalat sanayisinin OSB yerleşiklik düzeyinin Türkiye genelinde yüzde 59 olduğu görülüyor. Bu ölçekte, makine sanayisi yoğunluğuna göre iller sıralandığında, OSB yerleşikliğinde İstanbul yüzde 36, Ankara yüzde 66, Konya yüzde 87, İzmir yüzde 46, Bursa yüzde 57, Kocaeli yüzde 68, Tekirdağ yüzde 66, Manisa yüzde 66, Eskişehir
ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİNE SAĞLANAN TEŞVİKLER KODU
TEŞVİK KALEMLERİ
OSB TÜZEL KİŞİLİĞİ
OSB İÇİNDEKİ FİRMA
A
Kredi ve Kredi Faiz Desteği
Var
Yok
B
Emlak Vergisi Muafiyeti
Var
Var
C
Kurumlar Vergisi Muafiyeti
Var
Yok
D
KDV İstisnası
Var (Arsa ve işyeri teslimleri)
Yok
E
Damga Vergisi İstisnası
Var
Var
F
TRT Payı İstisnası
Yok
Var (Sanayi sicil belgesine sahip bütün sanayi işletmeleri)
G
Harç İstisnası
Var
Var
H
Yapı Denetim Kuruluşlarına Ödenecek Hizmet Bedeli İndirimi
Yüzde 75 indirimli uygulanır
Yüzde 75 indirimli uygulanır
I
Bir Alt Bölge Desteğinden Yararlanma
Yok
Var
yüzde 95, Aydın yüzde 75, Sakarya yüzde 57, Adana yüzde 50, Balıkesir yüzde 36, Kayseri yüzde 82, Çorum yüzde 80, Hatay yüzde 50 ve diğer illerin genelinde yüzde 61 düzeyinde oranlar söz konusu. Dolayısıyla orta boy ve büyük makine imalatçılarının OSB’de yerleşiklik oranı yüzde 59 gibi yüksek bir değere sahipken, bu oran sonradan planlı olarak sanayileşen illerde yüzde 80’lerin üzerinde ve İstanbul’da ise yüzde 36 düzeyinde gerçekleşiyor. İstanbul Avrupa ve Anadolu yakaları kendi içerisinde değerlendirildiğinde ise söz konusu işletmelerin OSB yerleşiklik oranı Anadolu yakasında yüzde 50 iken, Avrupa yakasında yüzde 28 seviyesinde ilerliyor. İstanbul’un doğusunda Gebze VI (İMES) Makine İhtisas OSB (KocaeliDilovası) ve Makine İhtisas OSB (Kocaeli-Dilovası) olmak üzere iki bölge tam dolulukla faaliyet gösterirken, Sakarya ve Yalova gibi daha uzak bölgelerde yeni makine ihtisas OSB çalışmaları da başlatılmış durumda. Bununla birlikte Trakya bölgesinde de iyi koşullarla konumlanacak bir makine ihtisas OSB’nin, İstanbul’un Avrupa yakasındaki makine sanayisi kuruluşlarının ihtiyaçlarına cevap verebileceği düşünülüyor. 59 • AĞUSTOS 2018
POZİTİF
“KADINLAR ÇÖZÜM ÜRETMEDE DAHA BAŞARILI” KADINLARIN BULUNDUĞU İŞ ORTAMLARININ DAHA DÜZENLİ, DİSİPLİNLİ VE KONTROLLÜ OLDUĞUNU SÖYLEYEN MVD İNAN MAKİNE MUHASEBE MÜDÜRÜ EBRU İNAN, “KADINLAR ÜSTLENDİKLERİ İŞLERİ EN KÜÇÜK AYRINTISINA KADAR TAKİP ETTİKLERİ İÇİN ÇÖZÜM ÜRETMEDE DE ÇOK DAHA BAŞARILILAR” DİYOR.
K
adınların geçmiş döneme kıyasla meslek seçimlerinde mühendislik branşlarını daha çok tercih ettiğini aktaran MVD İnan Makine Muhasebe Müdürü Ebru İnan, kadınlar kendilerine güvenip istekli oldukları takdirde yalnızca makine sektöründe değil her alanda kabul göreceklerine inandığını söylüyor. İnan ile makine sektöründe çalışmanın avantajlı ve dezavantajlı yanlarını konuştuk. Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz? Konya’da 1974 yılında doğdum. Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun oldum. 2005 yılında bu yana aile firmamız MVD İnan Makina’da çalışıyorum. Geçen yıllar içerisinde muhasebe bölümünde çeşitli sorumluluklar aldım. Bugün itibarıyla muhasebe müdürlüğü görevini yürütüyorum. Kurumsal açıdan bölümümüzle ilgili tüm fatura, form ve raporların kontrol ve tanzimi ile süreçlerin işlemesini sağlıyorum.
ve dinamik biçimde çalışmaktan ve firmamıza faydalı olmaktan mutluluk oluyorum. Sanırım insanın başarılı olması için sevdiği işi yapması gerekiyor. Böylelikle başarı elde ettikçe mutlu oluyorsunuz.
Yoğun bir iş temposuna sahip olan makine sektöründeki başarınızı neye borçlusunuz? Her sabah severek işe geliyorum. Yoğun tempoda
Erkek egemen bir sektörde kadın yönetici olmanın zorluklarını yaşıyor musunuz? Kurumsal yapıya sahip bir iş yerimiz var. Herkesin
• 60
yetki ve sorumlulukları belli; her birimde herkes birbirine saygılı ve kadın-erkek ayrımı yok. Atölyede de diğer birimlerde de kadın olmaktan kaynaklı bir problem yaşamıyoruz. Diğer yandan kadınların olduğu iş yerlerinde çok daha iyi bir çalışma ortamı olduğuna inanıyorum. Bu durumun iş ortamında resmiyetin dengede kalmasına katkı sağladığını düşünüyorum.
Firmanızda sizin gibi iyi bir konuma gelmiş başka kadın çalışanlar/yöneticiler var mı? Farklı birimlerde görev yapan birçok kadın çalışanlarımız mevcut. Firma sahibimizin kızı Deniz Hanım da, firma ortağı olmasının yanı sıra aynı zamanda finans ve idari işler müdürümüzdür. İş ile ilgili yurt dışı seyahatleri gerçekleştiriyor musunuz? Yurt dışı
EBRU İNAN
gezilerinizde makine sektöründe yönetici pozisyonunda görev yapan bir kadın yönetici olarak nasıl tepkiler alıyorsunuz? Avrupa ve ABD’deki fuar katılımlarımızda ve müşteri ziyaretlerimizde eşimle birlikte bulunuyorum. Gayet olumlu tepkiler alıyorum. Türk makine sektörünü temsil eden bir kadın yönetici görmekten muhataplarımız da memnun oluyor. Ben de firmamızı hem de ülkemizi temsil etmekten gurur duyuyorum. Erkek egemen bir sektör olan makine imalat sektöründe, diğer sektörlere kıyasla sizce neden daha az sayıda kadın çalışan görev yapıyor? Aslında artık sektörümüzde birçok kadın çalışan görev yapıyor. Sayıları her geçen gün de hızla artıyor. Bu durumu Konya’da da bizzat
görüyor ve oldukça memnun oluyorum. Kadınlar meslek seçimlerinde hiç çekinmeden mühendislik branşlarını rahatlıkla tercih edebilir. Kendilerine güvenir ve istekli olurlarsa, her yerde kabul görürler diye düşünüyorum. Kadınlar daha çok alanda çalıştıkça, Kurtuluş Savaşı’nda erkeklere destek oldukları gibi, ekonomik savaşta da ailelerine ve ülkelerine katkıları artıracaktır. Sektörünüzle alakalı olarak dünyada durum nasıl? Türkiye’de makine sektöründe daha mı az kadın çalışan/yönetici bulunuyor? Sektörlere göre kadın çalışan veya yönetici oranı değişiklik gösterebilir. Makine mühendisi kadın oranının düşük olması, sektördeki kadın yönetici oranını da etkileyebilir ama kadınların yine de makine sektöründe yönetici
olmayacağı anlamına gelmez. Makine sektörü özelinde dünyada çok fazla kadın yönetici mevcut, ülkemizde de kadınların sektöre yönelik ilgisi devamlı artıyor. Diğer kadın çalışanlara ve yöneticilere ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz? Her sektörde ve kurumsal pozisyonda çalışabileceğimizi, her alanda da çok başarılı olabileceğimizi kesinlikle bilmeliyiz. Kadınların bulunduğu iş ortamlarının daha düzenli, disiplinli ve kontrollü olduğuna inanıyorum. Kadın ve erkelerin birlikte çalıştıkları ortamlarda herkes kendisine daha çok çeki düzen verdiğini gözlemliyorum. Diğer yandan kadınların üstlendikleri işleri en küçük ayrıntınsa değin daha düzenli takip ettiklerine inanıyorum. Bu sebeple de çözüm üretmede çok daha başarılılar.
“MAKİNE SEKTÖRÜ ÖZELİNDE DÜNYADA ÇOK FAZLA KADIN YÖNETİCİ MEVCUT, ÜLKEMİZDE DE KADINLARIN SEKTÖRE YÖNELİK İLGİSİ DEVAMLI ARTIYOR.”
61 • AĞUSTOS 2018
AR-GE MERKEZİ
“BÜYÜK VE ÖNEMLİ PROJELERE İMZA ATIYORUZ” FİRMALARININ 2010-2016 YILLARI ARASINDA TÜBİTAK TARAFINDAN DESTEKLENEN ÇOK SAYIDA PROJEYİ BAŞARIYLA HAYATA GEÇİRDİĞİNİ SÖYLEYEN AYMAS MAKİNA AR-GE MÜDÜRÜ AYTEKİN YELEKÇİOĞLU, “BU YIL BAŞLADIĞIMIZ ‘ÇELİK, BAKIR, ALÜMİNYUM TALAŞI VE HURDA LASTİK TELİ BRİKETLEME PRESİ’ ADLI TÜBİTAK 1501 PROJEMİZ HALEN DEVAM EDİYOR. ÜRETİLECEK PROTOTİP, DÜNYANIN EN YÜKSEK KAPASİTELİ VE TEKNOLOJİLİ BRİKETLEME PRESLERİNDEN BİRİ OLACAK” DİYOR.
A
ymas Makina, 2003 yılında İzmir Bornova’da yer alan 4. Sanayi Sitesi’nde 200 metrekare alanda 10 personelle faaliyetlerine başladı. Geri dönüşüm, demir-çelik, çimento, maden, kâğıt, kimya, ambalaj, döküm, otomotiv ve gemicilik sektörlerine yönelik makine ekipmanlarının yanı sıra kalıp, aparat, yedek parça, talaşlı-kaynaklı imalat ve bakım hizmetleri konusunda çalışmalarını sürdüren Aymas Makina’nın halen aynı başlıklarda ve ileri seviyede uzmanlığa sahip olarak sektörde faaliyetlerini sürdürdüğünü aktaran Aymas Makina Ar-Ge Müdürü Aytekin Yelekçioğlu, 2006 yılından bugüne; doğal kaynakların sonsuz olmadığı bilinciyle, metallerin geri dönüşümü sektöründe, beş ayrı platformda 30 farklı ürün geliştirerek, 40 farklı ülkeye ihracat gerçekleştirdiklerini söylüyor. Firma vizyonu çerçevesinde pazarın ihtiyaçlarını doğru olarak analiz ederek, kendi teknik yöntemleri ve kapasitesini bu doğrultuda geliştirebilmesinin Aymas Makina’nın piyasa koşullarının üzerinde büyümesine de yardımcı olduğunu belirten Yelekçioğlu, • 62
“2008 yılında aldığımız ISO 9001-2008 Kalite Yönetimi Sistemi Sertifikası şartlarını yerine getirerek, söz konusu tarihten itibaren ürünlerimizi CE Belgesi ile Avrupa’ya ihraç ediyoruz. Kurulduğu tarihten itibaren sektöründeki teknolojik gelişmeleri yakından takip eden Aymas Makina, Ar-Ge çalışmalarına daima öncelik vermiş; yurt dışında faaliyet gösteren ve sektöründe lider firmalarla ortak Ar-Ge çalışmaları yürüterek imalat gerçekleştirmiştir” diyor.
2010-2016 yılları arasında beş TÜBİTAK destekli Ar-Ge projesi yürüttüklerini de sözlerine ekleyen Yelekçioğlu, şöyle devam ediyor: “2018 yılı itibarıyla yine TÜBİTAK desteğiyle devam eden bir Ar-Ge projemiz mevcut. Bunun yanında firmamız gün geçtikçe büyümeye devam ediyor. İzmir Kalkınma Ajansı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve KOSGEB tarafından desteklenen yatırım projeleri sayesinde bugün bulunduğu konuma ulaşan Aymas Makina, metal geri dönüşümü makineleri
AYMAS MAKİNA
“2020 YILINA KADAR; YERLİ ÜRETİMİ OLMAYAN, İLERİ TEKNOLOJİLİ, KATMA DEĞERİ YÜKSEK İKİ YENİ ÜRÜN İÇİN PROJE BAŞVURUSUNDA BULUNMAYI HEDEFLİYORUZ.”
sektöründe Türkiye’nin gerçekleştirdiği ithalatın büyük oranda azaltılmasına katkı sağladı.” Aymas Makina’nın, 2017 yılı Temmuz ayında 5746 numaralı Kanun kapsamında Türkiye’nin 554’üncü Ar-Ge Merkezi olarak tescillendiğini de vurgulayan Yelekçioğlu, “Gelişmekte olan ülkelerde Ar-Ge faaliyetlerinin ürünlerde yarattığı katma değer göz ardı edilemez. Bununla birlikte, maddi değeri olan bilgi birikiminin tedarikçilerden
elde edilmesi işletmelerin devamlılığını sağlayamamasına neden oluyor. Bu nedenle Aymas Makina, Ar-Ge merkezi statüsü kazanmasıyla birlikte, imalat ağırlıklı yatırımlarını mühendislik alanına kaydırmayı hedefledi. Bu doğrultuda mühendislik kadromuzu da bir yıl içerisinde üç kat büyüterek, Ar-Ge faaliyetlerini daha etkin kıldık ve sürekli inovatif düşünme yapısını oluşturduk” diyor. Yelekçioğlu, Aymas Makina Ar-Ge Merkezi’nin çalışmaları
ve gelecek hedefleriyle ilgili Moment Expo’nun sorularını yanıtladı. Ar-Ge merkezinizin yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi verir misiniz? Aymas Makina olarak faaliyet gösterdiğimiz metal geri dönüşüm sektörünün yönelimlerini yakından takip ediyoruz. Tüm dünya genelinde pazar araştırmaları, sektörel fuarlara katılım, müşteri ziyaretleri ve rakiplerin analiziyle en doğru trendleri saptayarak,
63 • AĞUSTOS 2018
AR-GE MERKEZİ balyalama presi), talaş işleme makineleri (metal talaşı briketleme presleri, santrifüjler, talaş kırıcılar, talaş elekleri) ile metal parçalayıcılar (tek ve çift şaftlı parçalayıcı) üretip geliştiriyor.
bu doğrultuda Ar-Ge faaliyetleri gerçekleştiriyoruz. Bu çerçevede de ürünlerimiz pazarda hızla kendine yer bulabiliyor. 930 metrekare üzerine kurulu Ar-Ge merkezimizde bugüne kadar 30’un üzerinde Ar-Ge projesi gerçekleştirdik. 25 personelle faaliyete başlayan Ar-Ge merkezimizde 10 makine mühendisi, bir endüstri ve bir elektrik elektronik mühendisi, iki makine ressamı, altı teknik personel ile üniversitelerin çeşitli bölümlerinden mezun üç personel halihazırda görev yapıyor. Üretime yönelik geliştirdiğiniz projeler var mı? Çalışmalarınız ağırlıklı olarak hangi alana yönelik? Ar-Ge merkezimizde yürütülen projelerin tamamı ticarileşebilir ve imalata dönük çalışmalardır. Ürünlerimizin tamamı metal hurdaların geri kazanımına yöneliktir. Metallerin geri • 64
kazanımı; gelişmekte olan ve doğal kaynakları sınırlı olan ülkeler için kritik öneme sahiptir. TMMOB Maden Mühendisleri Odası Alüminyum Raporu’nda yer alan enerji verimlilik değerleri dikkat çekicidir. Buna göre, hurdadan elde edilen ikincil alüminyum üretiminde, birincil alüminyum üretimine harcanan enerjinin yüzde 5’i kadar (700-800 kWh/ton-alüminyum) enerji harcanıyor. Bu oran bakırda yüzde 13’tür. Özetle, metal geri dönüşümüyle elde edilen enerji tasarrufu, metalin cinsine göre yüzde 50-96 arasında değişiyor. Bu veriler ışığında, proje bazlı ve müşterilerimizin üretim süreçlerine yönelik, özel ve ağır sanayi makinelerinin imalatını gerçekleştirebilen firmamız, hurda kesme makasları (eğik ve kanatlı makas), hurda balyalama presleri (üç sıkıştırmalı, iki sıkıştırmalı ve üç sıkıştırmalı devamlı hurda
Ar-Ge merkezinizin ilgili devlet kurumlarıyla koordinasyonu hangi düzeyde? Devlet kurumlarının Ar-Ge uygulamalarına yönelik destekleriyle ilgili düşünceleriniz nelerdir? Aymas Makina, 2010-2016 yılları arasında TÜBİTAK tarafından desteklenen; metal talaşı briketleme tesisi, hurda metallerini çelik konveyörlerle transfer edip yüksek kapasitede paketleyen hurda balyalama presinin tasarım ve geliştirilmesi, ömrünü tamamlamış hurda araçların pres-kesme makinesinde preslenerek kesilmesi, hurda metal ve katı atık parçalayıcı ve metal hurdaların sürekli beslenme ile sabit eğik makasta kesilmesi başlıkları altında çeşitli projeler gerçekleştirdi. Bu yıl başladığımız “Çelik, Bakır, Alüminyum Talaşı ve Hurda Lastik Teli Briketleme Presi” adlı TÜBİTAK 1501 projemiz ise halen devam ediyor. Üretilecek prototip, dünyanın en yüksek kapasiteli ve teknolojili briketleme preslerinden bir tanesi olacak. 2020 yılına kadar yerli üretimi olmayan, ileri teknolojili, katma değeri yüksek iki yeni ürün için proje başvurusunda bulunmayı da hedefliyoruz. Teknolojik ürünlerin imalatı için yürütülen, kamu kurumlarınca desteklenen projelerin başarıyla sonuçlandırılması sayesinde Aymas Makina, bugün kendi sektöründe Türkiye’deki en büyük iki firmadan biri konumuna ulaştı. Makine satışlarımızdan elde ettiğimiz ciro içerisinde prototipleri devlet destekleriyle
üretilen makinelerin payı yüzde 81 dolayında ilerliyor. Bu oranın, Ar-Ge kültürünün işletmeler üzerindeki olumlu etkisini açıkça gösterdiğine inanıyorum. Hizmet alanınız içinde patent ya da faydalı model başvuru sayılarında artış gözlenmesini bekliyor musunuz? Kısa, orta ve uzun vadeli hedefleriniz nelerdir? Ar-Ge merkezi sisteminin en kritik noktalarından bir tanesi de bu noktada ortaya çıkıyor. Aymas Makina’nın daha önce gerçekleştirdiği patent veya faydalı model başvurusu bulunmazken, 2018 yılı başında hedef olarak iki patent başvurusu gerçekleştirilmesine karar verdik. Araştırmacılarımızın bu konudaki motivasyonunu artırıcı bir güç olması amacıyla da patent ve faydalı model başvurularının ödüllendirilmesine yönelik bir yönetmelik oluşturduk. Ayrıca, araştırmacıların süreçler hakkında bilgi sahibi olabilmeleri amacıyla, fikri sinai mülki haklarla ilgili eğitimler düzenledik. Bu hazırlıklar sonucunda, 2018 yılının ilk altı aylık döneminde ilk başvurumuzu gerçekleştirdik. İlerleyen dönemlerde, ArGe faaliyetleri sonucu ortaya çıkan yeniliklerin tescillenmesi çalışmalarımızı artırarak sürdüreceğiz. Ar-Ge merkezimizde yürütülecek faaliyetleri ve geliştirelecek ürünleri planlı şekilde oluşturuyoruz. Pazarımızın yönelimleri doğrultusunda, ticari potansiyeli olan konularda sorunsuz, uzun ömürlü ürünler geliştiriyoruz. Kısa, orta ve uzun vadede gerçekleştirilecek çalışmalarımızı, planladığımız biçimde sürdüreceğiz. Kısa vadeli hedeflerimiz doğrultusunda, iki projemiz için 2018 yılı içinde TÜBİTAK TEYDEB Proje Değerlendirme ve İzleme Sistemi başvurumuzu gerçekleştirdik. Uzun vade
AYMAS MAKİNA
hedeflerimiz arasındaysa evsel atıkların geri dönüşümü ve 2 bin ton ve üzerinde kesme kuvveti olan hurda kesme makasları projeleri yer alıyor. Ar-Ge merkezi yatırımları ve çalışmaları için ne kadar bütçe ayırdınız? Gelecek dönem içinde merkeze yönelik yatırımlarınız sürecek mi? Aymas Makina, İzmir Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’nde 15 bini açık 5 bini kapalı olmak üzere 20 bin metrekarelik alan içerisinde zengin bir makine parkuruyla faaliyetlerini sürdürüyor. Bu alanlara ek olarak Ar-Ge merkezimiz de 930 metrekarelik bir alana sahip. Ar-Ge merkezi yatırımlarımız kuruluş aşamasında gerçekleştirildi. Çalışmalara ayrılan giderlerden daha düşük maliyetlerle kurulan Ar-Ge merkezimize, daha sonra yeni yatırımlar da yapıldı. Kısa vadeli hedeflerimiz arasında Ar-Ge personel sayımızı 25’ten 30’a çıkarmak bulunuyor. Aynı zamanda personelimizin şartlarının iyileştirilmesi için ofis ortamını düzenlemek de yatırım planlarımız arasında yer alıyor. 2017
yılında ciromuzun yüzde 6’sını Ar-Ge giderleri oluştururken, 2018 yılı hedefimiz bu oranı yüzde 10’un üzerine çıkarmak. 2018 yılı içerisinde gerçekleştirilecek bir diğer yatırım projemiz ise Ar-Ge merkezi projelerinin imalatlarının hızlandırılması amacıyla imalat hattına yönelik olacak: KOSGEB Teknoyatırım programı kapsamındaki yatırımla, potansiyeli yüksek projelerin üretimini yüzde 20 oranında artırmayı amaçlıyoruz. Böylece, imalatı zor olan yüksek kapasiteli geri dönüşüm makinelerinin imalatı için daha elverişli koşullar oluşturacağız. Üretimin katma değerini artırabilmek, pazara sunulan ürünlere değer katmak açısından Ar-Ge’nin önemi nedir? Türkiye’de firmaların daha fazla Ar-Ge’ye yönelmesini sağlamak için hangi adımlar atılmalıdır? Dünya markaları arasında yerimizi alabilmek ve sektör aktörleriyle rekabet edebilmek, ancak katma değerli ürünler üretmekle mümkün olabilir. Bir ürünün katma değerini yükseltmenin yolu
ise Ar-Ge çalışmalarından geçiyor. “İmal ettiğimiz ürün ne kadar güvenilir, ne kadar sorunsuz, ne kadar verimli?” gibi soruları kendimize sık sık sormamız ve mevcut teknolojiyi aşabilmenin yollarını düşünmemiz gerekli. Bu kültürün getirdiği kazanımları Güney Kore gibi Ar-Ge odaklı imalat yapan ülkelerde açıkça görebiliyoruz. Bizler de firmalarımızda bu kültürü hakim kılmayı hedeflemeliyiz. Bugün imal edilen her ürünün, dünün Ar-Ge çalışmaları olduğu unutulmamalı. Bu çalışmaların en temel amacını ise ihtiyaçlar oluşturuyor. Bu noktada müşterilerimizin ihtiyaçlarını saptamak, Ar-Ge faaliyetine başlamak için birincil öneme sahip. Bunun yanında rakiplerinizin avantaj ve dezavantajlarını bilmek de hedeflerinize giden yolda sizi bir adım öne taşıyacaktır. Planlı ve programlı biçimde, fizibilitesi yapılmış çalışmalara başlamak, sonuca hızlı varma noktasında firmalara büyük bir katkı sağlayacaktır. Söz konusu çalışmalar sonucunda ortaya çıkan ürün ise kendi değerini belirleyecektir.
AYTEKİN YELEKÇİOĞLU AYMAS MAKİNA AR-GE MÜDÜRÜ
“2006 YILINDAN BUGÜNE; DOĞAL KAYNAKLARIN SONSUZ OLMADIĞI BİLİNCİYLE, METALLERİN GERİ DÖNÜŞÜMÜ SEKTÖRÜNDE, BEŞ AYRI PLATFORMDA 30 FARKLI ÜRÜN GELİŞTİREREK, 40 FARKLI ÜLKEYE İHRACAT GERÇEKLEŞTİRDİK.” 65 • AĞUSTOS 2018
AKADEMİK
“TEKNOLOJİ ÜRETEN MÜHENDİSLER YETİŞTİRMEYİ HEDEFLİYORUZ” YOZGAT BOZOK ÜNİVERSİTESİ MAKINE MÜHENDISLIĞI BÖLÜM BAŞKANI DOÇ. DR. ÖĞRETİM ÜYESİ HAMZA KEMAL AKYILDIZ, ÇEVRE VE KÜLTÜR DEĞERLERİNE DUYARLI, ÜLKESİNE VE İNSANLIĞA YARARLI, TOPLUMUN YAŞAM KALİTESİNİ ARTIRMAYA YÖNELİK BİLİMSEL ARAŞTIRMA YAPAN VE TEKNOLOJİ ÜRETEBİLEN, GENİŞ BİR UFKA SAHİP BİREYLER YETİŞTİRMEYİ AMAÇLADIKLARINI SÖYLÜYOR.
Y
ozgat Bozok Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi’nin temel bölümlerinden biri olan Makine Mühendisliği Bölümü, 1992 yılında Erciyes Üniversitesi bünyesinde Yozgat Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü adıyla kuruldu. 2006 yılında Bozok Üniversitesi’nin kurulmasıyla birlikte, günümüze kadar Bozok Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü olarak eğitim-öğretim hayatına
• 66
devam ederken üniversitenin adı Yozgat Bozok Üniversitesi olarak değiştirildi. Makine Mühendisliği Bölümü’nün, üniversitenin mühendislik mimarlık fakültesinde açılan ilk bölümlerinden biri olduğunu aktaran Yozgat Bozok Üniversitesi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Öğretim Üyesi Hamza Kemal Akyıldız, “Öncelikli olarak temel eğitim prensibimiz, ulusal ve uluslararası düzeyde lisans ve lisansüstü eğitim-öğretim vererek, mühendis adaylarımızın güncel bilimsel ve teknolojik çalışmaları birleştirebilecek, sanayide teknik, idari ve
Ar-Ge çalışmalarında görev alabilecek bilgi ve deneyimle donanmış, girişimci, ekip çalışmasına yatkın, çözüm odaklı, yenilikçi, araştıran, analiz ve sentez becerisi kazanmış, teknolojik gelişmelere açık adaylar yetiştirmektir” diyor. ODTÜ bünyesinde yer alan URAP Araştırma Laboratuvarı’nın 20172018 yılı için yaptığı “2000 Yılından Sonra Kurulan Üniversiteler Genel Sıralaması”nda 77 üniversite arasında 18’inci sırada bulunduklarını kaydeden Akyıldız, uzman akademik kadrolarının
çok yönlü katkılarıyla konumlarını daha üst sıralara taşımayı hedeflediklerini söylüyor. Doç. Dr. Öğretim Üyesi Hamza Kemal Akyıldız ile bölümün yapısı, hedefleri ve eğitim imkânları hakkında ayrıntılı bir röportaj gerçekleştirdik. Kuruluşundan bugüne bölümünüzde gelişim ve değişim yaşandı mı? Bölümümüz ilk kurulduğu yıllarda yalnızca normal örgün öğretimle faaliyetlerini sürdürürken, ilerleyen yıllarda ikinci öğretim seçeneğini öğrencilerine sunarak kapasitesini hızlıca büyüttü. 2017-2018 yılı itibarıyla kayıtlı öğrenci sayımız 1000 civarındadır. Bu zamana kadar 921 normal öğretim, 366 ikinci öğretim olmak üzere 1300’e yakın öğrencimiz mezun olarak iş hayatına atıldı. 1992’den 2016 yılına kadar bir teknik resim salonu ve beş dersliğimizin bulunduğu eski fakülte binamızda eğitim-öğretim faaliyetlerimizi sürdürürken, 2016 yılında 52 bin metrekare kapalı alana sahip yerleşkemize taşındık. Fakültemizde, bölümümüze ait 44 öğretim elemanı odası, dört adet 48 kişilik derslik, dört adet 42
YOZGAT BOZOK ÜNİVERSİTESİ
DOÇ. DR. ÖĞRETİM ÜYESİ HAMZA KEMAL AKYILDIZ YOZGAT BOZOK ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜM BAŞKANI
kişilik derslik, dört adet 84 kişilik derslik, bir dinlenme salonu ve iki toplantı salonu bulunuyor. Bu genişlemeyle birlikte fiziki kalitemizi önemli oranda artırmış olduk. Fiziksel imkânların yanında bölümümüze kariyer sahibi öğretim elemanlarının katılımının devam etmesiyle birlikte toplam kalitemiz de her geçen gün yükseliyor. Akademik kadronuzun uzmanlık alanları hakkında bilgi verir misiniz? Bölümümüzde termodinamik, enerji, konstrüksiyon ve imalat, mekanik, makine teorisi ve dinamiği olmak üzere beş ana bilim dalı bulunuyor. İki profesör, beş doçent, altı doktor öğretim üyesi, iki öğretim görevlisi ve altı araştırma görevlisi de söz konusu ana bilim dallarında çalışmalarını sürdürüyor. Öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayımız biraz yüksek olmakla birlikte, her geçen gün artan kariyer sahibi öğretim elemanı sayımız sayesinde makul sayılara doğru düşüşün sürdüğünü de söylemeliyim. Öğretim elemanlarımız aynı zamanda yakıtlar ve yanma, mekanik
titreşimler, bilgisayar destekli tasarım, biyomekanik, hesaplamalı akışkanlar dinamiği, kompozit malzemeler, yenilenebilir enerji sistemleri, nükleer enerji sistemleri, mekatronik, kontrol teorisi ve uygulamaları, talaşlı imalat ve parça yüzeyine ve ömrüne etkileri gibi konularda uzmanlığa sahiptir. Fen Bilimleri Enstitüsü bünyesinde, ana bilim dalımızda yüksek lisans ve doktora eğitimi de veriyoruz. Öğretim üyelerimizin danışmanlığında sonuçlanmış ve halen devam etmekte olan çok sayıda tez çalışması mevcuttur. Eğitim konularını oluştururken sanayiden gelen talepleri de dikkate aldınız mı? Teorik eğitimlerle pratik arasındaki dengeyi nasıl sağladınız? Biliyoruz ki, bir makine mühendisi edindiği teorik bilgiyi uygulanabilir pratik bilgiye dönüştürdüğünde doğru ve verimli bir iş ortaya koyabilir. Bölüm öğretim elemanları olarak teorik bilginin yanı sıra uygulamalı dersler de veriyoruz. Öğrencilerimizin bilgisayar destekli tasarım dersleriyle tasarım yeteneklerini
gösterme ve uygulama şansı bulması, verebileceğimiz örneklerden sadece biridir. Buna ek olarak, öğrencilerimiz son sınıfta analiz, sentez ve tasarımcı özelliklerini gösterebilecekleri doğrudan doğruya uygulamalı proje dersleri de alıyor. Aynı şekilde öğrencilerimiz, makine mühendisliği sistem laboratuvarı dersiyle imalat, CAD/CAM atölyeleri ve hidrolik-pnömatik sistemler, malzeme test, içten yanmalı motorlar, mekatronik, termodinamik, katı cisimler mekaniği ve simülasyon laboratuvarlarında kazandıkları teorik bilgileri uygulamalı olarak görebilme şansına sahip. Teorik eğitimler haricinde Ar-Ge ve yenilikçiliğe önem veren bir eğitim kurumu olarak öğrencilerinize sunduğunuz teknik olanaklar konusunda neler aktarmak istersiniz? Ar-Ge ve inovatif süreçler makine mühendisliğinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Teorik bilginin tamamlanması için uygulamanın da hayat bulması gerekiyor. Bu sebeple üniversitemiz bünyesinde öğrencilerimizin
“BÖLÜMÜMÜZDE TERMODİNAMİK, ENERJİ, KONSTRÜKSİYON VE İMALAT, MEKANİK, MAKİNE TEORİSİ VE DİNAMİĞİ OLMAK ÜZERE BEŞ ANA BİLİM DALI BULUNUYOR.”
67 • AĞUSTOS 2018
AKADEMİK de aktif rol aldığı Proje Koordinasyon Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin koordine ettiği Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) mevcuttur. Öğrencilerimizin talebi doğrultusunda uygun görülen projelerde öğrencilerimiz, öğretim elemanlarımızla söz konusu projelerde çalışabiliyor. Bunun yanı sıra öğrencilerimizin çok aktif çalıştığı öğrenci kulüplerimiz mevcut. Neredeyse tamamının makine mühendisliği öğrencilerinin oluşturduğu Bozok Alternatif Enerjiler Topluluğu ve 3M Elektro Topluluğu öğrenci kulüplerimiz, her yıl üniversite öğrencilerine yönelik TÜBİTAK tarafından düzenlenen elektromobil yarışlarına katılıyor. Bu kapsamda Bozok Alternatif Enerjiler Topluluğu öğrenci kulübümüz 2010 yılında en iyi tasarım ödülünü kazandı. Ayrıca 2013-2014
yılında Türkiye sekizincisi ve 2015-2016 yılında Türkiye yedincisi olarak yarışı
tamamlayan öğrencilerimiz, kazandıkları derecelerle kendilerini gösterme şansı buldu. Diğer yandan Yozgat ili içerisinde veya yurt genelindeki fabrikalara ve fuarlara teknik geziler de düzenliyoruz. Makine mühendisliği eğitimi almak isteyen bir öğrencinin Bozok Üniversitesi’ni seçmesindeki temel nedenleri sıralayabilir misiniz? Üniversitemiz öğrenci dostu sakin bir şehirde kuruludur ve Ankara, Kayseri gibi büyükşehirlere yakındır. Alanında uzman, nitelikli bir akademik kadroya sahiptir. Yakın zamanda tamamlanacak hızlı tren projesi ve kurulacağı açıklanan havalimanıyla birlikte ulaşım imkânları daha da artacaktır. Diğer avantajlarımız arasında öğrencilerin kalabileceği devlet ve özel yurt imkânları, öğrencilere hitap eden çok sayıda aktif öğrenci kulüpleri, üniversitemiz tarafından her yıl düzenlenen ulusal ve uluslararası çok sayıda sempozyumları örnek gösterebilirim.
• 68
Yurt dışı öğrenci değişim programları çerçevesinde öğrencilerinize ne tür imkânlar sunuyorsunuz? Rektörlüğümüze bağlı uluslararası ofis, karşılıklı anlaşması bulunan yurt dışındaki üniversitelerle Erasmus+ ve Mevlana değişim programları vasıtasıyla öğrenci ve personel hareketliliği faaliyetlerini gerçekleştiriyor. Bu programlar sayesinde öğrencilerimiz yurt dışında farklı bir eğitim-öğretim sistemi görme, yabancı dil öğrenme, gidilen ülkelerdeki kültürel, ekonomik ve sosyal hayatı gözlemleme imkânına sahip olmanın yanı sıra farkındalıklarını da artıyor. Makine mühendisliği öğrencileri sanayiyle koordineli çalışma yapma şansına sahip mi? Sağladığınız staj olanakları nelerdir? İlimizde sanayi sektörünün imkânları biraz kısıtlı olsa da öğrencilerimiz Yozgat’ta staj yapabilme imkânına sahip. Özellikle uygulamalı projelerde yer alan öğrencilerimiz Yozgat sanayisi ile iyi ilişkiler
YOZGAT BOZOK ÜNİVERSİTESİ
kurabiliyor ve bu ilişkiler mezuniyetlerinden sonra da devam ediyor. Öğrenciyken çalışma fırsatı buldukları firmalarda mezuniyet sonrası mühendis olarak çalışan öğrencilerimiz de mevcut. Bölümünüz bünyesinde gerçekleştirdiğiniz veya gerçekleştirmeyi planladığınız sanayi projeleriyle ilgili bilgi verir misiniz? Bölümümüzde tamamlanan ve halen devam eden çok çeşitli bilimsel araştırma projeleri yürütüyoruz. Öğretim elemanlarımız BAP birimince aldıkları destekleri kullanarak çeşitli araştırmaları öğrencilerimizle birlikte gerçekleştiriyor. Ayrıca bölüm öğretim elemanlarımız ve öğrencilerimizle birlikte hazırlanan bir projemiz TANAP tarafından değerlendirilip desteklenmeye layık bulundu. Proje
kapsamında bölüm bünyesinde kapsamlı bir malzeme test laboratuvarı kurulum çalışması da halen devam ediyor. Bu proje tamamlandığında, hem üniversitemize hem de Yozgat’ta faaliyette bulunan sanayi firmalarımıza hizmet vererek ilimiz için önemli bir ihtiyacı karşılayacağımızı düşünüyorum. Ülkemizdeki sanayi kuruluşlarının üniversitelere bakışını nasıl yorumluyorsunuz? Gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında nasıl bir algı farklılığı gözlemliyorsunuz? Türkiye’de sanayi kuruluşlarının üniversitelerin değerini henüz tam olarak anlayamadığı kanaatindeyim. Kanuni zorunluluk olmadan bir mühendis çalıştırmanın ne gibi faydaları olduğunun farkına tam olarak varıldığını düşünmüyorum. En küçüğünden en
büyüğüne kadar bütün firmaların iyi, kaliteli ve ucuz ürün imal etmenin yanında her bir çevrimde mevcut ürünün bir seviye üste çıkarılması gereğinin farkına varması gerekiyor. Bu nedenle en küçük firmadan en büyük firmaya kadar bir Ar-Ge kültürünün benimsenmesi elzemdir. Artık dededen kalma yöntemlerle aynı ürünü üretip satmak, maalesef yeterli değil. Bir ürünü imal etmek de artık eskisi kadar anlam ifade etmiyor. Herhangi bir firmanın günümüz koşullarında hayatta kalabilmesi için söz konusu ürünü en az rakiplerininki kadar kaliteli, onlardan daha hızlı ve onlardan daha ucuza üretmesi gerektiği açıkça görülüyor. Dolayısıyla bunun yolu da üniversite-sanayi işbirliğinin geliştirilmesinden geçiyor. Firmaların üniversitelere olan ilgi ve desteğinin artması gerekiyor.
“BOZOK ALTERNATİF ENERJİLER TOPLULUĞU VE 3M ELEKTRO TOPLULUĞU ÖĞRENCİ KULÜPLERİ, HER YIL ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNE YÖNELİK TÜBİTAK TARAFINDAN DÜZENLENEN ELEKTROMOBİL YARIŞLARINA KATILIYOR.”
69 • AĞUSTOS 2018
KAMPÜS
“BEKLENTİLERİMİZİ KARŞILAYAN BİR MÜHENDİSLİK EĞİTİMİ ALIYORUZ” YOZGAT BOZOK ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİ ALDIKLARI NİTELİKLİ EĞİTİMİN BEKLENTİLERİNİ FAZLASIYLA KARŞILADIĞINI BELİRTİYOR.
A
ldıkları teorik bilgilerin deney ve uygulamaya yönelik derslerle pekiştirildiği söyleyen Yozgat Bozok Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü öğrencileri, edindikleri mesleki bilgilerin mezuniyet sonrasında kendilerine önemli avantajlar sağlayacağını söylüyor.
BÜŞRA ŞİŞMAN
MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 4. SINIF ÖĞRENCİSİ
“BÖLÜMÜMÜZ NİTELİKLİ BİR KADROYA SAHİP” “Kendimi geliştirmeye daha fazla zaman ayıracağımı düşündüğüm için sakin ve avantajlı bir konuma sahip olan Yozgat, eğitim almak istediğim şehir olarak öne çıktı. Ayrıca makine mühendisliği eğitimi alanında da nitelikli bir kadroya sahip olması nedeniyle Yozgat Bozok Üniversitesi’ni tercih ettim. Bölümü seçme aşamasında çevremdeki insanlardan olumsuz tepkiler aldım. • 70
Makine mühendisliğinin erkek mesleği olduğu ve kadınlara uygun olmadığı konusunda pek çok tepkiyle karşılaştım. Fakat bölümü seçerken de, eğitimime devam ederken de savunduğum tek şey, bu mesleğin kas değil zekâ gücü gerektirdiği oldu. Bölümdeki akademisyenlerimiz bu konuda hiçbir zaman ayrımcılık yapmadı ve bizi her zaman motive etti. Makine mühendisliğinin bütün alanlarda bilgi sahibi olmak istiyor olsam da diğerlerine nazaran daha fazla ilgi duyduğum alan konstrüksiyon ve imalat olarak öne çıkıyor. Mezun olduktan sonra öncelikli olarak yüksek lisans eğitimi almak ve yurt dışında yabancı dil öğrenerek akademik kariyer yapmak ya da kurumsal firmaların önemli birimlerinde görev üstlenmek istiyorum. Kendimi geliştirdikten sonra, ülkemi alanım dâhilinde en iyi şekilde temsil etmeyi amaçlıyorum. Makine sektörü genel olarak Türk ekonomisine büyük bir katkı sağlıyor. Sektörün uzmanlaşmış, yüksek vasıflı üst düzey yöneticiler ile genç iş potansiyeli ve sahip olduğu teknolojiyle her geçen gün daha ileriye gittiğini düşünüyorum.”
MERVE ŞİMŞEK
MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 3. SINIF ÖĞRENCİSİ
“BÖLÜM BEKLENTİLERİMİ FAZLASIYLA KARŞILADI” “Mekanik nesneler ilgimi çektiği ve mekaniği kapsayan birçok mühendislik dalıyla bağlantılı olan en geniş alanın da makine mühendisliği olması nedeniyle tercihim makine mühendisliği yönünde oldu. Ailemin yanına sürekli gidip gelmek için yakın bir yer olması sebebiyle Yozgat Bozok Üniversitesi’ni tercih ettim. Bölümdeki eğitimin zor olduğunun farkındayım. Fakat bunun benim için çok iyi bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Çünkü şimdi karşılaştığım zorlukların iş hayatımda bana büyük faydalar sağlayacağına inanıyorum. Yeni kurulan bir üniversite olduğunu düşünürsek, bölümün beklentilerimi fazlasıyla karşıladığını söyleyebilirim. Bölümümüze
ait atölyelerimiz, laboratuvarlarımız ve kullanabileceğimiz makineler mevcut. Akademisyenlerimiz de teorik ve pratik açıdan oldukça donanımlı. Dolayısıyla aldığım eğitimden çok memnunum. Makine imalatı alanında uzmanlaştıktan sonra, deneyim ve bilgi birikimimim çerçevesinde kendi işletmemi kurmak istiyorum. Türk makine sektöründe yerli imalatın payının oldukça az olduğunu düşünüyorum. Mevcut potansiyelimizi değerlendirip sıkı çalışarak, bu eksikliği hızlı bir şekilde gidereceğimizi düşünüyorum.”
MURAT E. BALLIKAYA MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 3. SINIF ÖĞRENCİSİ
“YENİLİKÇİ BİR MÜHENDİS OLMAYI HEDEFLİYORUM” “Yozgat Bozok Üniversitesi’nin mühendislik alanında yaptığı çalışmalar, bölümü tercih etmemde etkili oldu. Diğer yandan üniversitenin akademik
YOZGAT BOZOK ÜNİVERSİTESİ
başarıları ve samimi ortamı da diğer tercihimi belirleyen etkenlerdi. Makine mühendisliği zor bir bölüm ancak işin mutfak tarafı da bir o kadar eğlenceli ve rahatlatıcı. Bunun sebebi ise makine mühendisliği bölümünün, beklentileriniz ve hayallerinizi bilimsel temellere oturtarak gerçeğe dönüştürülmesini mümkün kılan yegâne bölüm oluşudur. Her zaman makinelerin nasıl imal edildiğini merak etmişimdir. Bu nedenle öncelikli olarak makine imalatı, sistem mekanizması ve aklımdaki tasarımları bilgisayar destekli tasarım programlarıyla çizime dökme alanında uzmanlaşmak istiyorum. Makine mühendisi, sahip olduğu bilgi ve beceriyle günümüzde ve gelecekte üretken ve gelişen teknolojiye ayak uydurabilen kişidir. Araştıran, kendini yenileyen ve çalışan makine mühendisinin de hedefi doğal olarak daima sahip olduğu nitelikleri korumak
ve geliştirmektir. Bu sebeple mezuniyet sonrası Ar-Ge çalışmalarının içerisinde yer almayı ve yenilikçi bir mühendis olmayı hedefliyorum. Türk makine sektörü, özellikle milli savunma sanayisinde oldukça önemli gelişmeler kaydediyor. Sektörde belirli bir ivme yakalandığı takdirde sadece bölgesel değil, küresel çapta da mühendisliği konuşulan bir ülke olabiliriz.”
ERAY BAYAR
MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 4. SINIF ÖĞRENCİSİ
“OTOMOTİV VE METAL İŞLEME ALANINDA UZMANLAŞMAK İSTİYORUM” “Makine mühendisliği bölümünü seçmemdeki en önemli itici güç, lise
hayatımdan bu yana makinelerin çalışma prensibine duyduğum meraktı. Yozgat Bozok Üniversitesi’ni ise bir Karadenizli olarak benim yaşam tarzım ve kültürüme göre farklı bir yer bir olduğu için tercih ettim. Bölümde aldığım teorik eğitim beklentilerimin üzerindeydi. Fakat yeni kurulan bir üniversite olması nedeniyle, uygulama alanında gelişmiş üniversitelere göre bazı zayıflıklar söz konusu. Ancak son sınıfa gelene kadarki süreçte bu konuyla ilgili pozitif gelişmeler gerçekleşti. Mezun olduktan sonra otomotiv (mekanik), konstrüksiyon veya metal işleme teknolojileri alanında kendimi geliştirmek istiyorum. Daha sonra ise kendi işimi kurarak iş hayatına atılmayı planlıyorum. Türk makine sektörünün yerli ve milli üretimle gelişebileceğini ve bu sayede bölgemizde ve dünyada farkındalık oluşturabileceğini düşünüyorum.”
YOZGAT BOZOK ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİ, AR-GE KÜLTÜRÜNE DAHA FAZLA ÖNEM VERİLDİĞİ TAKDİRDE TÜRKİYE’NİN MAKİNE SEKTÖRÜNDE KÜRESEL BİR GÜÇ HALİNE GELECEĞİNİ SÖYLÜYOR.
71 • AĞUSTOS 2018
BİR KONU BİR KONUK
ATLAS EXPO TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ’NİN YANINDA AĞIRLIKLI OLARAK ABD’DE DÜZENLENEN SEKTÖREL TEKNİK FUARLARA YOĞUNLAŞAN ATLAS EXPO, SON DÖNEMDE UZAK DOĞU’YA DA ODAKLANMAYA BAŞLADI. TÜRK İHRACATÇILARINA OLDUKÇA KAPSAMLI FUARCILIK HİZMETLERİ SUNAN ATLAS EXPO’NUN KURUCUSU FATİH BARK, “BUGÜN PORTFÖYÜMÜZÜN YÜZDE 50’Sİ MAKİNE FUARLARINDAN OLUŞUYOR VE BU ORAN DEĞİŞMEYECEK” DİYEREK SEKTÖRE OLAN DESTEKLERİNİN SÜRECEĞİNİN ALTINI ÇİZİYOR.
T
ürk makine imalatçıları son yıllarda ABD pazarı ile yakından ilgileniyor ve ABD’ye gerçekleşen makine ihracatı da bu paralelde yükselişini sürdürüyor. Bu yılın ilk yedi ayında Türkiye’nin toplam makine ihracatı 9,7 milyar dolar olurken ABD’ye gerçekleşen makine ihracatı ise 700 milyon dolara ulaştı. 2012’de kurulan ve teknik fuarlar konusunda deneyimli bir kadro ile Türk makine imalatçılarına özellikle ABD ve Uzak Doğu fuarlarında önemli işbirliği fırsatları sunan Atlas Expo’nun kurucusu Fatih Bark, 2010 yılına kadar sadece Türk makine sektör devlerinden birkaçının ilgi gösterdiği, özellikle KOBİ ölçeğindeki firmaların çok cesaret edemediği bir pazar olan ABD’nin, son dönemde birçok Türk firmasının hedefinde yer aldığını söylüyor. Avrupa’daki fuarlara göre daha az şaşaalı ve stant görselleri açıdan daha sönük olan ABD’deki fuarlar, buna mukabil yine Avrupa’daki fuarlara göre • 72
FATİH BARK
ATLAS EXPO KURUCUSU
ATLAS EXPO
çok daha maliyetli olsa da devasa ABD pazarının sunduğu fırsatlar, bu pazarda yer alan Türk firmaları ve Türk makinelerinin sayısının da yıllar içinde düzenli olarak artmasını beraberinde getiriyor. “300 milyonluk nüfusu ve tüketim gücüyle makine üreticilerinin iştahını kabartan bir pazar olan ABD’nin, önümüzdeki dönemde de Türk makine üreticilerinin hedefinde olacağına inanıyorum” diyen Fatih Bark ile Türk firmalarının fuarlara olan bakışını, hedef pazarlardaki fuarların gücü ve etkinliğini, Atlas Expo’nun gelecek stratejilerini konuştuk. Öncelikle Atlas Expo’yu sizin sözlerinizle tanıyabilir miyiz? Atlas Expo 2012 yılında kuruldu. Çoğu daha önce satış direktörü olarak çalışmış, 20 yıllık fuarcılık tecrübesi olan profesyonel bir ekibimiz var. Kuruluşumuzda, yüzde 80 oranında makine fuarları organizasyonu yapıyorduk. Son iki yıldır ambalaj, iklimlendirme ve tarım sektörlerine de giriş yapmış durumdayız. Fakat bu fuarlar da yine tamamen teknik fuarlar. Makine fuarlarının temsilciliği anlamında Atlas Expo Türkiye’de önemli bir konumdadır. Makine fuarları çok daha nitelikli ve farklı dinamikleri olan bir sektör; daha teknik konular var ve Türkiye’deki fuar firmaları, yurt dışı fuar organizatörleri, bu konularda çok deneyimli değil. Bir iki deneme oldu ancak becerilemedi. Atlas Expo, ağırlıklı olarak ABD’de düzenlenen fuarlara yoğunlaşmış durumdadır. Fakat son dönemde Uzak Doğu’ya da odaklanmaya başladık. Bugün portföyümüzün yüzde 50’si makine fuarlarından oluşuyor ve bu oran değişmeyecek.
Müşterilerinize ne gibi hizmetler veriyorsunuz? Biz müşterilerimizle yakın temas çalışıyoruz, doğrudan yurt dışındaki makine fuarlarının Türkiye temsilciliğini yapıyoruz. Aynı zamanda Atlas Expo’ya ait bir stant şirketimiz de var. Makine firmaları boş alan sözleşmeleri yapıyor ve bu alanlara stant konstrüksiyonu ihtiyaçları oluyor. Biz de bu açığı gördüğümüz için ortağım Faruk Mirza ile ayrıca bir stant şirketi kurduk. Faruk Mirza Fransa ve özellikle Rusya’da ödüllü stant tasarımlarına imza atmış bir mimardır. Önümüzdeki EuroBlech Fuarı için de birçok firmanın stant tasarımını biz yapacağız. Bu tasarımlara Makine İhracatçıları Birliği standı da dâhildir. Stant tasarımlarımız ise standart değildir, tamamen yurt dışı fuarları için çalışıyoruz. Türkiye’de fiyatlar ve kalite çok düşük olduğu için burada rekabet etmemiz imkânsız diyebilirim. Türk makine sektörünün ABD fuarlarına ilgisini nasıl görüyorsunuz? Bundan 7-8 yıl önce ABD fuarlarına olan ilgi azdı. Katılımcı sayısı bir elin parmaklarını geçmiyordu ve çok az sayıda firma ABD’ye ihracat yapıyordu. Arap Baharı süreciyle birlikte Orta Doğu pazarları istikrarsızlaşmaya başlayınca Türk makinecileri de önemli pazar kaybına uğramaya başladı ve firmalar yeni pazar arayışlarını hızlandırdı. Çoğu zaten Avrupa ile çalışıyordu ancak Atlas Expo’nun Fabtech ve IMTS fuarlarını tanıtmasıyla birlikte ABD’ye olan ilgide büyük bir artış oldu. Aldığımız son rapora göre, son üç ay içinde ABD’ye makine yapılan ihracat 700 milyon dolar olarak gerçekleşmiş durumda; neredeyse 1 milyar dolara yaklaşılmış.
Ancak ABD fuarları Avrupa fuarlarından daha pahalıdır, ABD’de fuarcılığa bakış da farklıdır. Örneğin ABD’de Avrupa stantlarından farklı olarak perdeli stantlar da görebilirsiniz. Gelen ziyaretçi sizinle oturup sohbet etmez, ilgiliyse ayaküstü bilgi alıp gider. Kartvizit alışverişi de yok denecek kadar azdır. Fuar boyunca üç-dört günlük kartvizit okuyucu makineler kiralanır, gelen ziyaretçinin kartvizit bilgilerini bu makinelerle okutur ve iletişim bilgilerini doğrudan e-posta adresinize yönlendirebilirsiniz. Biz, Atlas Expo olarak, Türk firmalarına bu konularda da yardımcı oluyoruz. Bu kapsamda, ABD fuarlarında istediklerini bulamayan Türk firmaları olduğunu da söylemeliyim: Bir kez fuara gelerek hemen bayilik bulmak veya makine satmak ABD’de çok mümkün değil. ABD’de başarılı olmak için fuarlara bir süre düzenli katılmak gerekiyor. Fabtech Fuarı’ndan bahsetseniz, bu fuarı nasıl anlatırsınız? Fabtech Fuarları ABD’de dönüşümlü olarak yapılıyor ve iki yılda bir Şikago’ya denk geliyor. Şikago, Illinois eyaletine bağlı ve Illinois tek başına dünyanın en büyük yedinci ekonomisi durumundadır. Diğer yandan Şikago, sadece makine metal işleme fuarlarında değil ABD’deki bütün büyük fuar organizasyonlarının en önemli adresi konumundadır. ABD, coğrafik olarak da çok büyük olduğu için Fabtech Fuarı, Atlanta ve Las Vegas’ta da dönüşümlü olarak düzenlenir. Elbette Fabtech Fuarı’nın en efektifi Şikago’da düzenlenen Fabtech Fuarları oluyor. ABD’de Türk firmalarına olan ilgi için neler söyleyebilirsiniz? İki yıl öncesine kadar
“BİR FUAR ORGANİZASYONU, ÖNCESİ VE SONRASIYLA AYLIK BİR SÜREÇTİR. FİRMALAR ARTIK FUAR ORGANİZASYONLARINA KENDİ EKİPLERİNİN MESAİ HARCAMASINDAN RAHATSIZLIK DUYUYOR, PERSONELLERİ FUARDA SATIŞ YAPSIN AMA ONDAN ÖNCEKİ VE SONRAKİ PROSEDÜRLERLE ZAMAN HARCAMASIN İSTİYORLAR. BİZ DE ONLARA BU SÜREÇLERDE YARDIMCI OLUYOR, TÜM ORGANİZASYON SÜRECİNİ ONLAR ADINA BİZ YÖNETİYORUZ.” ABD’deki Türk imajı çok güçlüydü. Fakat 15 Temmuz olaylarından sonraki süreç ve yapılan propagandalar insanları biraz rahatsız etti. Diğer yandan, Türkiye’de “ABD’liler ne olup bittiğini bilmezler” gibi çok yanlış bir algı var. Çünkü ABD’de herkesin her şeyden haberi vardır. Bunun dışında Türk ürünlerine bakışın oldukça iyi olduğunu söyleyebilirim. Bu algının oluşmasında Durmazlar, Ermaksan, Akyapak, Dirinler, Baykal, Şahinler gibi firmaların büyük katkısı yadsınamaz. Çünkü bu firmalar beş yıldır değil, 20 yıldır bu pazarda ve 73 • AĞUSTOS 2018
KENDI SEKTÖRÜNÜZDEN ALMAN MÜŞTERILERLE BULUŞUN! VEREINIGTE FACHVERLAGE çeşitli sektörel dergiler ile branşınızı temsil eder ve hedeflediğiniz müşteri grubuna doğrudan ulaşmanızı sağlar.
HEDEF GRUP: Tasarım, geliştirme ve üretim alanlarındaki karar alıcılar; kullanıcı odaklı tahrik teknolojileri pazarındaki uzmanlar ve yöneticiler
www.antriebstechnik.de
HEDEF GRUP: Sanayideki üretim ve şirket yetkilileri ve teknik yönetim kadroları.
www.DerBetriebsleiter.de
FLUIDT E CHNIK HEDEF GRUP: Planlama, projelendirme, konstrüksiyon, üretim ve bakım alanlarındaki mühendisler ve teknisyenler
www.oelhydraulik-und-pneumatik.de
HEDEF GRUP: Sistem mühendisliği alanındaki tasarımcılar, üretim sanayisindeki üretim yetkilileri ve çevre sorumluları, resmi çevre koruma kurumları, mühendislik ve danışmanlık firmaları.
www.wasser-luft-und-boden.de
HEDEF GRUP: Kimya ve petrokimya endüstrisi ile yiyecek-içecek sanayisindeki proses mühendisleri, yöneticiler ve genel müdürler.
www.verfahrenstechnik.de
HEDEF GRUP: Otomasyon çevrelerindeki (Orijinal Ürün Üreticileri OEM'ler) ürün geliştirme uzmanları ve tasarımcılar; makine ve elektrik mühendisliği sanayisindeki sistem entegratörleri ve üretim sorumluları.
HEDEF GRUP: Mobil iş makinelerinin tasarım kademeleri
www.industrielle-automation.net
www.mobile-maschinen.info
HEDEF GRUP: Tüm endüstri branşlarındaki tasarım kademeleri. EOM işletmelerindeki tanınmış tasarım ve AR&GE uzmanları ve yöneticileri.
www.DerKonstrukteur.de
FÖRDERTECHNIK MATERIALFLUSS LOGISTIK
HEDEF GRUP: Sanayi, ticaret ve hizmet sektörlerinde, gerek üretim, gerekse diğer şirketlerde lojistik ile ilgili karar alıcılar ve karar alma sürecinde yer alan diğer kişiler. www.foerdern-und-heben.de
HEDEF GRUP: Dünya çapındaki en önemli tüm ekonomik pazarlar ve bölgelerde konstrüksiyon, AR&GE ve imalat kademelerindeki yöneticiler ve karar alıcılar. www.world-of-industries.de
Daha fazla bilgi için benimle irtibata geçiniz! (İngilizce ve Almanca)
Carmen Nawrath Head of Marketing & Corporate Services phone: 0049/6131/992-245 c.nawrath@vfmz.de
ATLAS EXPO
çok büyük bayilere sahipler. Bu, Türk makinesi imajı açısından çok önemli bir yapılanmadır. Uzak Doğu pazarlarıyla ilgili çalışmalarınız neler? Uzak Doğu pazarını Türk makinecileri için nasıl değerlendiriyorsunuz? Son dönemde Çin ve Uzak Doğu pazarlarına açılmaya başladık. Aslında biz Atlas Expo olarak sektöre üç yıldır Çin’i anlatıyoruz. Çin’de Hannover Messe ortaklığında büyük bir metal işleme fuarımız var: MVCS Fuarı adlı bu organizasyon çok büyük hacimli bir içeriğe sahip ve fuar yıllar içinde sürekli büyümeye devam ediyor. Uzak Doğu pazarını önemsiyoruz, özellikle Vietnam ve Çin’deki pazar elverişli fırsatlar barındırıyor. Uzak Doğu’da Vietnam çok önemli bir pazardır: Müthiş bir sanayisi olan, 92 milyonluk bir ülkeden bahsediyoruz. Ayrıca bu pazarda Türklerin imajı da iyi durumda, Türkleri Avrupa kalitesinde görüyorlar ve bize karşı bir ön yargıları yok. Bu, ticarette çok önemli bir avantajdır. Diğer yandan, Türk firmalarının Çin’in önemini hala anlayamadığına inanıyorum. Çin’de müthiş bir üretim var fakat talep hızı üretimden ileride gerçekleşiyor. Çin’in güneyi oldukça zenginleşti ve kaliteye önem veren bir bölge oluştu. Ayrıca Çin’deki en kötü fuarın bile 120-130 bin ziyaretçisi oluyor. Türk firmaları Çin’e gitmek istemiyor fakat Çin fuarları Almanya fuarları gibi bütün dünyadan ziyaretçi çekmeye devam ediyor. Artık dünyaya ulaşmak istiyorsanız, Almanya ve Çin fuarlarına gitmek zorundasınız. Afrika’ya açılım yapılıyor ama bunun çok güçlü olacağını düşünmüyorum; Afrika bölgesine metal işlemecilerin gitmesinin şu anda zor olduğuna inanıyorum.
Peki, Türk üreticilerin artık gelenekselleşen Rusya ve Orta Doğu pazarı için neler söyleyebilirsiniz? Rusya hep vardı ama Rusya’ya ihracat yapmak hala büyük bir sorun. Müthiş gümrük problemleri ile ihracatçıları yıldırıyorlar. Bunun dönemsel politikaları ilgisi yok; Rusya’nın klasik gümrük prosedürleri Türk makinecilerinin en büyük sorunlarından biri olmaya devam ediyor. Rusya ile iş yapabilmek için orada bir bayiliğin olması şart, bayilik olmadan Rusya pazarında girmek ve orada tutunmak neredeyse imkânsızdır. Türkiye ve Rusya arasında son dönemdeki yakınlaşma ile sanırım bazı kolaylıklar sağlanacaktır. Orta Doğu pazarı ise neredeyse bitti diyebiliriz. ABD’nin yaptırım açıklamaları da bu noktada etkili oldu ve olmaya devam edecek. Avrupa pazarına ilgi de aynı güç ve iştahla devam ediyor. Bu yılki EuroBlech Fuarı’na olan katılım, geçen yıla göre bir iki firma arttı bile. 90 ülkeden katılımcısı olan EuroBlech Fuarı, örnek bir organizasyondur, talep çok olduğu halde yıllardır alanı artırmıyorlar. Peki, makine sektörünün fuarcılığa bakışını nasıl değerlendiriyorsunuz? Firmalarımızın fuarcılık ve
tanıtım noktasında eksiklikleri devam ediyor. Bu açığı Makine Tanıtım Grubu kapatmaya çalışmış ve birçok yerde ve noktada çok önemli işler yapmıştı. Türk makine firmaları yabancı fuarlarda uzun yıllar mağdur oldu. Yer alımları ve stant ücretleri gibi konularda sıkıntılar yaşandı ancak şimdi herkes işi öğrendi. Yine de eksiklerimiz var. Belki bir Almanya değil ama İtalya veya İsviçre gibi olabilmeliyiz. En son Kenya’da bir ambalaj makineleri fuarına gittim. İsviçreliler o kadar güzel bir milli katılım yapmıştı ki! Biz onlardan daha kalabalıktık ama organize değildik. Bu noktalarda Makine Tanıtım Grubu’nun çalışmaları oldukça başarılıydı. Makine Tanıtım Grubu’nun işi kimsenin makinesini satmak değil, Türk makinesinin imajını güçlendirmekti ve buna müthiş katkıları oldu. Son olarak, Atlas Expo’nun hedeflerinden de söz edebilir miyiz? Üç kişiyle başladık, şu an 14 kişiyiz ve büyüyoruz. Sadece makine fuarlarıyla başlamıştık, bugün tarım, ambalaj ve iklimlendirme sektörlerindeyiz ama lokomotif sektörümüz halen makinedir. Teknik fuarlardan çıkmayı hiç düşünmüyoruz.
Makina İmalatçıları Birliği’yle (MİB) de koordineli çalışıyoruz. Biliyorsunuz EMO Fuarı MİB’in temsilciliğindedir. Sağ olsunlar bizi de davet ettiler ve bu fuarın organizasyonunu artık birlikte yapacağız. EMO Fuarı, dünyanın en büyük fuar organizasyonudur. En büyük makine fuarı değildir ama bundan daha büyük fuar organizasyonu yoktur. 28 salonda gerçekleşen fuar her dönemde tamamen dolar. 130 bin ziyaretçi, 3 bin 200 katılımcı ve 93 ülkeden ziyaretçi çeken bir fuardır. Bunun dışında biz, tamamen firmalarla koordineli bir şekilde çalışıyoruz. “Şurada bir fuar var, alalım, yapalım” şeklinde çalışmıyoruz. Türk firmalarının ihtiyaçlarına göre pozisyon alıyoruz. Birçok firmaya da danışmanlık yapıyoruz. Bizim olmayan fuarlarda da firmalarımıza destek veriyoruz. Bir fuar organizasyonu, öncesi ve sonrasıyla aylık bir süreçtir. Firmalar artık fuar organizasyonlarına kendi ekiplerinin mesai harcamasından rahatsızlık duyuyor, personelleri fuarda satış yapsın ama ondan önceki ve sonraki prosedürlerle zaman harcamasın istiyorlar. Biz de onlara bu süreçlerde yardımcı oluyor, tüm organizasyon sürecini onlar adına biz yönetiyoruz. 75 • AĞUSTOS 2018
MAKALE
SANAYİ POLİTİKALARI VE ALMANYA TÜRKİYE’NİN İHRACAT ÜRÜNLERİ İÇİNDE MAKİNE VE TEÇHİZAT GRUBU ÖNEMLİ BİR YER TUTUYOR. AÇIKLANAN SON İSTATİSTİKLER DE BU TESPİTİ DOĞRULUYOR. YÜKSELEN İHRACATA RAĞMEN MAKİNE SEKTÖRÜNÜN DIŞ TİCARET AÇIĞI VERDİĞİ DE BİR DİĞER GERÇEK. GENEL OLARAK İHRACATIN İTHALATI KARŞILAMA ORANI YÜKSELDİKÇE BUNUN BÜYÜK BİR SORUN TEŞKİL ETMEDİĞİNİ SÖYLEYEBİLİRİZ. DIŞ TİCARET AÇIĞINI TÜRK MAKİNE SEKTÖRÜ LEHİNE ÇEVİRMEK İSTİYORSAK YAPISAL BAZI SORUNLARA İVEDİLİKLE EĞİLMEK GEREKİYOR.
Y
apısal sorunlar ifadesiyle yeni ortaya çıkmış ve bilinmeyen şeylerden bahsetmiyoruz. Aslında söz konusu bu sorunlar, sektör temsilcilerinin yıllardır dile getirdiği konular. Aktüel gelişmelerse artık bunun ertelenemeyecek bir önemde olduğunu gösteriyor. Peki, bu yapısal sorunlar nelerdir? Hâlihazırda tabii ki Türkiye’de üretilen makine ve teçhizatlar ihraç ediliyor ama bunların ara mal ithalatına bağımlılığı yüksek ve bu sorunun • 76
giderilmesi gerekiyor. Sorunu çözerken rekabetçilikten ödün de vermemek gerekli. Sektörün önemli ihraç kalemlerinin sürdürülebilir ihracat yapısını sağlamak çok önemli, zira küresel ticarette daralma eğilimleri gözlemleniyor. Sorun sadece ihracatta dışa bağımlılığı azaltmak ve sürdürülebilir ihracat sağlamak değil; hem bu iki sorunu çözecek hem de çağın talepleri doğrultusunda daha “akıllı” makineler, sistemler ve dolayısıyla daha fazla teknolojik artı değer
yaratabilmek. Bu teknolojik artı değeri sağlamak ise topyekûn bir teknoloji seferberliğiyle yapılabilecek bir iş. Bilinen şeyler olduğu için teknolojik gelişimin temelini oluşturacak faktörler olarak Ar-Ge ve inovasyon alanındaki yapısal zayıflıklarımızdan burada tek tek bahsetmek istemiyorum. Teknolojik seferberliği gerçekleştirecek, üstlenecek, ileri taşıyacak ve bilimsel uygulamalı araştırmalar yapacak teknik personelin yetiştirilmesi, yani kalifiye teknik personel eksikliği
uzun bir süredir gündemimizde yer alan yapısal sorunlardan. Kısaca, kısır döngüden çıkmak için birbirini zincirleme tetikleyen unsurları gözeten, yani üretimi merkeze alan bir zihniyet dönüşümü ve bunu destekleyecek sanayi politikalarının (personel eğitimi, Ar-Ge, inovasyon) bir an önce orta vadeli programda yer alması gerekiyor. Yine, herkesin bildiği ve dile getirdiği bir başka gerçeği de tekrarlayalım; bilhassa makine sektörü acilen yabancı yatırım çekilmesi gereken bir
AHMET YILMAZ
sektördür. Yabancı yatırımlar sektör açısından kıymetli olan bilgi transferi için önemli bir faktör olmaya devam ediyor, hatta önemi her geçen gün daha da artıyor. Teknoloji yoğun ürün ve sistemlerin Türkiye’de yeşertilmesi için bu yatırımların özendirilmesi, teşvik edilmesi gerekiyor. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, hangi teknolojik yatırımların öncelik taşıdığı ve teşvik edilmesi gerektiği hususudur. Bunu da mevcut ihracat ve üretim yapımız içinde riskler barındıran ürün ve ürün gruplarına bakarak çıkarsamak zor olmasa gerek. ALMANYA VE DİJİTAL ÇAĞ Makine İhracatçıları Birliği’nin uzun zamandır odağında Almanya yer alıyor. Bir yandan Almanya’ya sektörel ihracat artarken diğer taraftan Almanya, küresel birçok teknolojik yeniliğe, dönüşümlere ev sahipliği yapması nedeniyle takip edilmesi gereken bir ülke olarak öne çıkıyor. Dolayısıyla Almanya, her yönüyle cazip bir ülke olmaya devam ediyor. Almanlar Endüstri 4.0 kavramını ilk kez ortaya attıklarında, hep beraber bunun küresel bir iddiaya
yönelik etkin bir pazarlama stratejisi olduğunu söyledik. Bu tespit, o dönemler için doğruydu. Fakat şimdi köprünün altından çok sular aktı ve Endüstri 4.0 kavramın içeriği oluşmaya ve hatta olgunlaşmaya başladı. Makine ve otomotiv sanayisinde dünyada lider ülkelerden biri olan Almanya, Dijital Çağ için gerekli sanayi politikalarını güncellemeyi başardı. Belki “başardı” kavramı abartılı olacak ama daha doğru bir tanımlamayla bu yönde gerek teoride gerekse de pratikte önemli adımlar attı; çerçeveyi belirlemeye başladı diyebiliriz. Almanya’nın sanayi politikalarındaki değişim ve dönüşüm tartışmalarını yakından izleme olanağım oldu. Bu süreçte dikkatimi çeken ve ilginç olan; kamu, işletmeler, üniversite ve araştırma enstitülerinin eşit birer paydaş olarak bir platformda yan yana gelmeleri ve ortak akılla bu süreci yönetmeleriydi. Tabii ki paydaşların saha görevleri farklılık içeriyordu ve önemli olan da zaten değişik yetki ve yetkinlikle çağa uygun hale dönüştürülmesiydi. Şimdilerde kamunun teknolojik aplikasyonlar için
startuplara verdiği desteklerden, işletmelerin dönüşümü için sağlanan vergi desteklerinden, üniversitelerde hemen hemen her branşta çağın gerekliliklerine uygun yeni müfredatın oluştuğunu görüyoruz. Almanya’da yapılan bu çalışmaların küresel boyuta aktarılması noktasında da diğer ülkelerle önemli ikili, üçlü iş birliği anlaşmaları yapılıyor. ABD’den Japonya ve Çin’e kadar önemli ülkelerle Endüstri 4.0 başlığı altında toplanan dijitalleşme, akıllı fabrikalar, robotik çözümler alanında teknolojik iş birliği anlaşmaları imzalanıyor ve sahada somut projeler yürütülüyor. Bu projeler ve sonuçları ilgili kamuoyuyla da paylaşılıyor. Yani kapalı kapılar ardında yapılan bir şey yok. Zaten dijital zamanın en belirgin karakteristik özelliği, gizli saklı işlerin azlığıyla doğru orantılı olmasıdır. Yeni sanayi politikalarının belirlenmeye başladığı bu dönemde, geçmişe göre Almanya’nın neler yaptığı daha fazla izlenmeli, yapılanlar Almanya’yla karşılaştırılmalı ve iyi takip edilmelidir.
AHMET YILMAZ
TÜRKIYE’NIN MAKINECILERI ALMANYA DANIŞMANI
“YABANCI YATIRIMLAR SEKTÖR AÇISINDAN KIYMETLİ BİLGİ TRANSFERİ İÇİN ÖNEMLİ BİR FAKTÖR OLMAYA DEVAM EDİYOR, HATTA ÖNEMİ HER GEÇEN GÜN DAHA DA ARTIYOR. TEKNOLOJİ YOĞUN ÜRÜN VE SİSTEMLERİN TÜRKİYE’DE YEŞERTİLMESİ İÇİN BU YATIRIMLARIN ÖZENDİRİLMESİ, TEŞVİK EDİLMESİ GEREKİYOR.” 77 • AĞUSTOS 2018
TEKNOLOJİ
SANAL GERÇEKLİK VE ARTIRILMIŞ GERÇEKLİK “SANAL GERÇEKLİK” VE “ARTIRILMIŞ GERÇEKLİK” KAVRAMLARI, HALEN EN STRATEJİK TEKNOLOJİ TRENDLERİ ARASINDA ÜST SIRALARDA YER ALMAYI SÜRDÜRÜYOR. MAKİNE İMALAT SEKTÖRLERİNİ YAKINDAN İLGİLENDİREN BU İKİ KAVRAM, GELECEKTE DAHA FAZLA ORANDA SEKTÖR SÜREÇLERİDE YER ALACAKKEN, 2022 YILINDA SANAL GERÇEKLİK PAZAR PAYININ 210 MİLYAR DOLARA YAKLAŞACAĞI ÖNGÖRÜLÜYOR.
M
oment Expo’nun bu sayısında, Gartner. com tarafından 2018’in en stratejik on dijital teknoloji trendi arasında gösterilen ve makine imalat sektörlerini de yakından ilgilendiren güncel teknoloji başlıklarından “sanal gerçeklik” ve “artırılmış gerçeklik” kavramlarını inceleyeceğiz. Almanya kökenli istatistik şirketi Statista’ya göre sanal gerçekliğin 2022 yılındaki kürsel pazar • 78
hacminin, 209,2 milyar dolar olarak gerçekleşeceğinin tahmin edildiğini söylersek, bu iki kavramın gelecekte sahip olacakları önemi daha iyi vurgulayabiliriz. SANAL GERÇEKLİK NEDİR? Sanal gerçeklik (virtual reality); etkileşimli yazılım ve donanımın birleştirilmesiyle oluşturulan, kullanıcı tarafından gerçek bir ortamda fiziksel bir etkileşimde bulunuyormuş hissi uyandıran ve bu konuda herhangi bir şüphe
uyandırmayacak şekilde sunulan üç boyutlu resim ya da yapay ortamları tarif ediyor. Sanal gerçekliği, katılım oranına göre (katılımcı sayısı olarak anlaşılmamalı) üç gruba ayırabiliriz: Katılımsız (non-immersive), yarı katılımlı (semi-immersive) ve tam katılımlı (fully immersive). Katılımsız sanal gerçeklikte, kullanıcının çevresel gerçekliğini engellemeyecek şekilde birkaç duyu organı uyarılır. Kullanıcı, bu üç boyutlu sanal ortama bir portal ya da
pencere vasıtasıyla girer. Yarı katılımlı sanal gerçeklikte ise kullanıcı, üç boyutlu sanal ortama tam değil kısmen dâhil edilir. Uçuş simülasyonlarında olduğu gibi kullanıcı sanal ortama büyük oranda katılmıştır ama kendi gerçekliğinden de tamamen ayrı değildir. Tam katılımlı sanal gerçeklikte de kullanıcının başına takılan ve kullanıcının görüş alanını tamamen kapatacak şekilde sanal ortamla buluşturan bir donanımla
SANAL GERÇEKLİK VE ARTIRILMIŞ GERÇEKLİK
kullanıcının bütün duyuları uyarılır. Tam katılımlı sanal gerçeklik, gerçeğe çok yakın kullanıcı deneyimleri sunar.
gerçeklik uygulamaları, insanları coğrafi konumlarından bağımsız olarak bir araya getirebiliyor.
SANAL GERÇEKLİK SİSTEMİNİN BİLEŞENLERİ Sanal gerçekliği bütün bir sistem olarak ele aldığımızda, üç ana bileşenin önemi ortaya çıkıyor. • Yüksek işlem kapasiteli bir bilgisayar, • Kafa (Baş) Seti, • Giriş Aygıtları (joystick, eldiven, pedal, Virtuix Omni gibi hareket platformları gibi). Ayrıca kafa seti de üç ana bileşenden oluşur. Bunlar, sensörler (manyetometre, ivme ölçer, jiroskop), lensler ve görüntü ekranıdır.
ARTIRILMIŞ GERÇEKLİK TÜRLERİ Artırılmış gerçeklik, sanal ve gerçek görünümlerin hangi yöntem baz alınarak üst üste bindirileceğine bağlı olarak dört gruba ayrılıyor: İşaretçi temelli (marker based), işaretsiz (markerless), yansıtma temelli (projection based) ve bindirmeli (superimposition based). İşaretçi temelli artırılmış gerçeklikte bir kamera ve QR kod ya da benzeri bir işaretçi kullanılıyor. Bu işaretçilerin resim işleme yöntemleriyle tespit edilmesi daha hızlı ve daha az işlemci gücü gerektirirken, işaretçinin konumu ve yönelimi hesaplanıp sanal içerik üzerine bindiriliyor. İşaretsiz artırılmış gerçeklikte ise işaretçi yerine GPS, hız ölçer, ivme ölçer gibi teknolojiler kullanılıyor. Kullanıcının konumuna göre sanallaştırmanın yapıldığı bu teknik, akıllı telefonların yaygın olarak kullanılmasıyla birlikte, geliştiriciler tarafından en çok uygulamaya sahip teknik olarak öne çıkıyor. Yansıtma temelli artırılmış
ARTIRILMIŞ GERÇEKLİK NEDİR? Artırılmış gerçeklik (augmented reality) ise kullanıcının gerçek dünya algılamasının üzerine bilgisayar tarafından üretilmiş resimlerin bindirilmesiyle oluşturulan, gerçekliğin iyileştirilmiş bir versiyonudur. Artırılmış gerçeklik, kullanıcıyı kendi fiziksel gerçekliğinden sanal gerçeklikte olduğu gibi tamamen koparmadığı için, günlük hayata daha uygulanabilirdir. Havacılıktan eğitime, sağlıktan alışverişe, sanayiden eğlenceye birçok alanda uygulamaları mevcut olan artırılmış gerçeklikte, örneğin havacılıkta, pilotun ihtiyaç duyduğu bilgiler pilotun görüş açısına bindirilir ve pilot gözünü gökyüzünden ayırmadan ihtiyacı olan bilgilere ulaşabilir. Sanayi süreçlerinde ise üretim aşamalarındaki çalışanlara teknik destek sağlamada artırılmış gerçeklikten sıkça yararlanılıyor. Bu konuda en bilinen örnek de Google Glass ve sahip olduğu uygulama havuzu olarak gösteriliyor. Benzer şekilde, eğitimde de artırılmış
gerçeklikte de sanallaştırma işlemi iki ya da üç boyutlu olarak gerçekleştirilebiliyor. İki boyutlu versiyonda, fiziksel bir düzleme yapay bir ışık yansıtılarak kullanıcının bu ışıkla nasıl etkileşime girdiği tespit edilirken, lazer plazma teknolojili diğer versiyonunda üç boyutlu etkileşimli bir hologram oluşturulabiliyor. Bindirme temelli artırılmış gerçeklikte ise nesne tanıma işlemleri kullanılarak, ilgili nesne tanınıp gerçekliği artırılmış sanal görüntüsü nesne üzerine bindiriliyor. ARTIRILMIŞ GERÇEKLİĞİN GELECEĞİ Artırılmış gerçeklik, halen, sanal gerçeklikle birlikte Gartner.com tarafından 2018’in en stratejik dört dijital teknoloji trendi arasında gösterilirken, Gartner’ın “Hype Döngüsü”ne göre artırılmış gerçekliğin hayatımıza tamamen girmesi içinse beş ila 10 yıl gibi bir zaman geçmesi gerekiyor. Daha doğrusu akıllı telefon tanıtımlarına benzer şekilde yaşam tarzları, eğlence ve iletişim alanlarında büyük bir değişim olması gerekiyor. Günümüzü düşünürsek, buna şimdiden hazırlıklı olduğumuz da söylenebilir.
MEHMET AĞRİKLİ MAKİNE VE ROBOTİK YÜKSEK MÜHENDİSİ MAİB YÖNETIM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI
79 • AĞUSTOS 2018
ANALİZ
SORUN İLERİ TEKNOLOJİ İHRACATINDA MI? YOKSA EKONOMİNİN TEKNOLOJİK DÜZEYİNDE GENEL BİR PROBLEM Mİ VAR? ALPER KARAKURT
MAKINE İHRACATÇILARI BIRLIĞI DANIŞMANI
İLERİ TEKNOLOJİ KONUSUNDA YAPILAN ANALİZLERİN ÖNEMLİ BİR KISMINDA KONU İHRACAT BOYUTUYLA ELE ALINIYOR VE TÜRKİYE’NİN İLERİ TEKNOLOJİ İHRACATININ DÜŞÜK OLDUĞU DİLE GETİRİLİYOR. BİZE SINIRLI BİR BAKIŞ AÇISI SUNAN BU ANALİZLER DOĞRU OLMAKLA BİRLİKTE, ASLINDA SORUNUN ÇOK DAHA FARKLI YÖNLERİ BULUNUYOR. KONU, İHRACAT YERİNE BİLGİ YOĞUN, İLERİ TEKNOLOJİLİ HİZMET SEKTÖRLERİNDEKİ KATMA DEĞER YA DA BU SEKTÖRLERDE GERÇEKLEŞEN İSTİHDAM OLARAK ELE ALINDIĞINDA ORTAYA ÇIKAN TABLONUN TAHLİL EDİLMESİ, BİZE FARKLI BAKIŞ AÇILARI SUNABİLİR.
B
u sayımızda, uzun zamandır bir parçası olmak için çaba sarf ettiğimiz ve Gümrük Birliği anlaşması ile eklemlendiğimiz Avrupa Birliği üyesi ülkelerle Türkiye’nin “İleri teknoloji” noktasında ne derece birbirine yakınsadığını analiz edeceğiz. Bunun için de ihracat, üretim ve istihdam olmak üzere üç farklı perspektiften analizlerimizi gerçekleştireceğiz. İLERİ TEKNOLOJİ İHRACATININ AVRUPA ÜLKELERİ İLE KARŞILAŞTIRMASI Toplam ihracat içerisinde ileri teknolojinin payının gösterildiği Tablo 1’de, OECD ve Eurostat tarafından ortaklaşa geliştirilen sınıflama kullanıldı. SITC Rev. 4 sınıflamasında ve sektörel bazlı değil ürün bazında bir • 80
ileri teknoloji sınıflamasına göre oluşturulan tabloya göre, Türkiye, seçili Avrupa ülkeleri içerisinde Sırbistan, Karadağ ve Arnavutluk’tan sonra en düşük orana sahip dördüncü ülke konumunda bulunuyor. 2017 yılı itibarıyla AB ortalaması yüzde 17,8 iken Türkiye’de bu oran yüzde 2,9 olarak ilerliyor. Son 10 yılda Türkiye’de ileri teknolojinin toplam ihracat içindeki payı en düşük yüzde 1,5, en yüksekse yüzde 2,9 olarak ölçülmüş. Yıllar itibarıyla söz konusu ileri teknoloji ihracatının euro bazında değerini gösteren Tablo 2’de ise Türkiye’nin 2017 yılında yaklaşık 2,3 milyar euro tutarında ileri teknolojili mal ihracatı yaptığı görülüyor. AB’nin 748 milyar dolarlık toplam ihracatı içinde Türkiye’nin payı ise ancak
yüzde 0,3 olarak gerçekleşirken, bu oran 2012 yılından bu yana seyrini değiştiremiyor. Rakamsal olarak bakıldığında, bugüne kadar yıllık bazda en yüksek ileri teknoloji ihracatının 2015 yılında 2,49 milyar euro olarak gerçekleştirildiğini ortaya koyan tablo, Türkiye’nin son 10 yıldaki genel ihracat performansı ile kıyaslandığında -ister mutlak değer, isterse oransal olarak ele alınsın- ileri teknoloji ihracatındaki performansın yeterli olmadığını net bir şekilde ortaya koyuyor. Peki, Türkiye’nin ileri teknolojili ürün ithalatı ve ihracatı euro cinsinden karşılaştırıldığında nasıl bir sonuç ile karşılaşıyoruz? Tablo 3, işte bu karşılaştırmayı ortaya koyuyor. Tablonun ilk iki satırda Türkiye’nin sırasıyla ileri teknolojili ürün ithalatı ve ihracatı
euro cinsinden gösterilirken, son satırda ise ihracatın ithalatı karşılama oranına yer veriliyor. Türkiye’nin ileri teknoloji noktasındaki performansının anlaşılması açısından bu oranların irdelenmesi gerektiğine inanıyorum: 2008 yılında ileri teknoloji ihracatının ithalatı karşılama oranı yüzde 12,3 iken, 2017 yılında bu oran yüzde 11,7’ye gerilemiş. Son 10 yılda en yüksek karşılama oranına ise yüzde 13,6 ile 2013 yılında ulaşılmış. Son üç yıldır yıllık ortalama 20 milyar euro düzeyindeki ithalatla birlikte karşılama oranlarındaki ciddi düşüş de dikkat çekiyor. İLERİ TEKNOLOJİLİ HİZMET SEKTÖRLERİNDE TÜRKİYE Bu verilere göre, hem kendi içinde değerlendirildiğinde hem de AB ülkeleriyle kıyaslandığında ileri teknoloji
ALPER KARAKURT
TABLO 1: SEÇİLİ AVRUPA ÜLKELERİNİN TOPLAM İHRACATINDA İLERİ TEKNOLOJİNİN PAYI (YÜZDE) 2008
2009
2010
2011
2012
2013
2014
2015
2016
2017
İRLANDA*
24,3
22,1
19,5
21,2
21,7
20,9
20,9
24,4
28,7
34,3
MALTA*
38,3
35,2
32,9
30,1
29,6
28,6
28,7
24,1
18,5
25,5
HOLLANDA
16,2
18,4
18,6
17,3
18,8
17,7
18,6
20,4
20,4
21,6
FRANSA
17,6
19,7
20,4
18,7
20,0
20,4
20,8
21,7
21,7
20,5
İNGİLTERE
15,4
19,0
17,7
16,4
17,4
15,5
15,6
16,7
18,4
18,1
AB ORTALAMASI
15,4
17,1
16,1
15,4
15,7
15,3
15,6
17,0
17,9
17,8
ALMANYA
12,4
14,0
14,0
13,5
14,2
14,3
14,3
14,9
15,2
14,8
İTALYA
5,9
6,8
6,5
6,4
6,4
6,6
6,7
7,0
7,1
7,5
İSPANYA
4,2
4,8
4,8
4,8
5,0
5,4
5,2
5,5
5,8
6,0
TÜRKİYE
1,5
1,5
2,0
1,6
1,5
1,7
1,8
1,9
1,9
2,9
SIRBİSTAN
2,4
2,8
2,4
2,0
2,6
2,1
2,3
2,4
2,1
1,9
KARADAĞ
1,4
4,3
2,8
3,4
2,1
1,4
2,5
3,4
1,4
1,2
ARNAVUTLUK
0,4
0,9
0,9
0,6
0,5
0,5
0,8
1,3
0,7
0,8
Kaynak: OECD ve Eurostat verileri * İrlanda ve Malta, vergi avantajlarından dolayı re-export ülkesi olarak kullanılıyor.
ihracatında istenilen noktada olmadığımız net bir şekilde görülüyor. Peki, konu ihracattan çıkarılıp ileri teknolojili imalat ve bilgi yoğun, ileri teknolojili hizmet sektörleri olarak ele alındığında karşımıza nasıl bir tablo çıkıyor? İleri teknolojili imalat ve bilgi yoğun ileri teknolojili hizmet sektörlerindeki istihdamın toplam istihdam içindeki payının gösterildiği Tablo 4’te, seçili AB üyesi ülkelerin oranlarına yer veriliyor. Buna göre AB ortalaması yüzde 4 ve İrlanda yüzde 8,3 ile en yüksek orana sahip AB üyesiyken, Türkiye’nin yüzde 1,1 ile en düşük orana sahip ülke
konumunda olması dikkat çekiyor. İleri teknolojili imalat ve bilgi yoğun, ileri teknolojili hizmet sektörleri olarak ele alındığında Türkiye’nin AB içerisinde en düşük orana sahip olması, aslında konunun ihracatın ötesinde bir bütün olarak “ekonominin teknolojik düzeyi” sorunu olduğunun da en büyük göstergesi. Türkiye ekonomisinde hem imalat hem de hizmet sektörlerinde bir teknoloji sorunu yaşanıyor. Ancak hikâye burada bitmiyor: Sorunun temeline indiğimizde, aslında sorunun üretimde değil istihdamda olduğu ortaya çıkıyor.
MÜHENDİS İSTİHDAMINI FARKLI MODELLERLE TEŞVİK ETMELİYİZ Toplam imalat sanayi istihdamı içerisinde bilim insanı ve mühendis sayılarının yıllar itibarıyla değişimine baktığımızda ise (Tablo 5) imalat sanayileri istihdamı içerisinde en yüksek mühendis oranına sahip olan ülkenin Macaristan olması dikkat çekiyor. Diğer yandan, AB ortalaması yüzde 13,4 iken Türkiye’nin yüzde 12’lik orana sahip olması da önemli. Bununla birlikte, özellikle rekabet halinde olduğumuz ve imalat sanayileri anlamında Türkiye’nin üretim sepetine benzer bir üretim yapısı olan eski Doğu Bloğu ülkelerinde
bu oranın daha yüksek olması, Türkiye’nin mühendis istihdamını yeni ve farklı modellerle teşvik etmesinin gerekliliğine işaret ediyor. Mühendis ve bilim insanı sayısının ileri teknolojili imalat ve bilgi yoğun, ileri teknolojili hizmet sektörleri istihdamı içerisindeki payını gösteren Tablo 6’ya göreyse Orta Avrupa’nın en genç ülkesi olan Slovakya, yüzde 30’luk oranla en yüksek orana sahip AB ülkesi konumda bulunuyor. Baltık ülkelerinin (Finlandiya ve Estonya) oranı da yüzde 28’in üzerinde izleniyor. AB ortalaması ise yüzde 17,3 olarak seyrediyor. Türkiye, yüzde 7,8 oranıyla tüm AB ülkeleri içerisinde en düşük orana sahip ülke konumundayken, imalat sanayi içerisindeki oran olarak incelendiğinde de AB ortalamasından çok sapmayan Türkiye’nin, ileri teknolojili sektörlerde ortalamanın önemli ölçüde gerisine düştüğü gözlemleniyor. Bu oran ışığında, Türkiye’nin sınırlı bir mühendis ve bilim insanıyla ileri teknoloji üretmeye çalıştığını söyleyebiliriz. Dolayısıyla, ileri teknolojili mal ve hizmet üretiminde nitelikli insan gücüne sahip olamayışımız ya da hangi gerekçelerin bu duruma yol açtığının ayrıntılı incelenmesi ve bunun nedenlerinin tespit
TABLO 2: DEĞER BAZINDA TÜRKİYE’NİN YÜKSEK TEKNOLOJİ İHRACATI (MİLYON EURO) AB TÜRKİYE
2008
2009
2010
2011
2012
2013
2014
2015
2016
2017
491.317
453.942
525.428
556.123
599.779
596.129
614.133
683.870
697.431
748.282
1.306
1.123
911
1.584
1.808
1.991
2.115
2.493
2.426
2.349
Kaynak: OECD ve Eurostat verileri
TABLO 3: TÜRKİYE’NİN YÜKSEK TEKNOLOJİ İHRACATININ İTHALATLA KARŞILAŞTIRMASI (MİLYON EURO) 2008
2009
2010
2011
2012
2013
2014
2015
2016
2017
İTHALAT
10.585
9.864
11.995
14.924
14.712
14.593
16.080
19.536
22.080
20.004
İHRACAT
1.306
1.123
911
1.584
1.808
1.991
2.115
2.493
2.426
2.349
İHRACATIN İTHALATI KARŞILAMA ORANI (%)
12,3
11,4
7,6
10,6
12,3
13,6
13,2
12,8
11,0
11,7
Kaynak: OECD ve Eurostat verileri 81 • AĞUSTOS 2018
ALPER KARAKURT
edilmesi, önemli bir başlık olarak karşımıza çıkıyor. Son olarak, mühendis ve bilim insanı sayısının yüksek ve orta-yüksek teknolojili imalat sanayileri istihdamı içindeki payına bakmalıyız. Tablo 7’yi oluşturtan Eurostat verilerine göre 2017 yılında Türkiye’nin bu oranı yüzde 5,2 iken, AB ortalaması yüzde 8,7 olarak ölçüldü. Özetle, bu ana kadar incelediğimiz üç gösterge bazında da Türkiye’nin mühendis ve bilim insanı sayısının, AB ortalamasının altında kaldığını söyleyebiliriz. Genel imalat sanayileri olarak alındığında AB ortalamasına daha yakın seyreden Türkiye’deki mühendis ve bilim insanı sayısı, ileri teknolojili mal ve hizmet üretimi incelendiğinde AB ortalamasından önemli oranda sapmış durumda. MÜHENDİS İSTİHDAMININ AZLIĞI TEKNOLOJİK GELİŞİMİ SINIRLIYOR Tüm bu analizler ışığında, sonuç olarak; Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında Türkiye’nin ileri teknolojili imalat ve hizmet sektörlerinde yetersiz bir üretim performansına sahip olduğu anlaşılıyor. Mevcut durumda sınırlı bir ileri teknolojili üretim kapasitesine sahip olan Türkiye’nin bu alanlarda çalışan mühendis ve bilim insanı sayısının da düşük olması önemli bir gösterge olarak dikkat çekiyor. Diğer bir ifadeyle, Türkiye’de sınırlı miktarda ileri teknoloji mal ve hizmet üretimi gerçekleştiren firmalarda, Avrupa ile kıyaslandığında görece daha az oranda mühendis ve bilim insanı çalışıyor. Mühendis ve bilim insanı istihdam etmesini beklediğimiz sektörlerde de bu oran görece Avrupa’nın gerisinde ilerliyor. Bu ise, Türkiye ekonomisinin teknoloji düzeyinin yükselmesine engel oluyor.
TABLO 4: SEÇİLİ AVRUPA ÜLKELERİNİN İLERİ TEKNOLOJİLİ HİZMET SEKTÖRLERİNDEKİ İSTİHDAMIN TOPLAM İSTİHDAM İÇİNDEKİ PAYI (YÜZDE) 2008
2009
2010
2011
2012
2013
2014
2015
2016
2017
İRLANDA
6,7
7,2
7,6
7,7
8,1
7,9
7,9
8,2
8,3
8,3
ESTONYA
3,2
3,5
3,4
4,1
3,7
4,1
4,5
5,1
5,4
5,5
DANİMARKA
5,1
5,1
5,5
5,4
5,4
5,5
5,5
5,6
5,5
5,1
İNGİLTERE
4,9
4,2
4,2
4,4
4,4
4,6
4,7
4,8
4,8
4,9
MACARİSTAN
5,0
4,7
5,0
5,3
5,2
5,3
4,7
4,7
5,1
4,8
ÇEKYA
3,8
4,0
4,3
4,5
4,4
4,6
4,8
4,6
4,7
4,7
ALMANYA
4,1
4,3
4,3
4,3
4,3
4,1
4,1
4,1
4,1
4,1
AB ORTALAMASI
3,8
3,7
3,8
3,9
3,9
3,9
3,9
4,0
4,0
4,0
FRANSA
3,9
4,0
3,9
4,1
4,1
4,0
3,9
4,0
4,0
4,0
İSPANYA
3,3
3,3
3,4
3,6
3,7
3,7
3,6
3,7
3,6
3,8
İTALYA
3,3
3,3
3,3
3,3
3,4
3,4
3,4
3,4
3,4
3,4
KARADAĞ
-
-
-
2,5
2,6
2,2
2,5
2,4
1,9
2,1
TÜRKİYE
-
0,9
1,1
1,1
1,2
1,2
1,1
1,2
1,1
1,1
Kaynak: OECD ve Eurostat verileri
TABLO 5: SEÇİLİ AVRUPA ÜLKELERİNİN İMALAT SANAYİ İSTİHDAMI İÇİNDE MÜHENDİS SAYILARI (YÜZDE) MACARİSTAN
2008
2009
2010
2011
2012
2013
2014
2015
2016
2017
18,1
19,2
17,2
16,8
18,0
19,9
20,0
21,7
24,2
25,2
ALMANYA
25,6
26,0
25,0
21,3
21,6
21,5
21,9
20,9
21,1
21,2
AB ORTALAMASI
17,6
16,6
16,2
13,8
13,6
13,4
13,2
13,1
13,3
13,4
İTALYA
11,2
11,3
10,4
12,4
12,0
11,5
12,3
12,3
12,6
12,9
FRANSA
26,
24,8
23,2
17,0
17,0
14,7
11,4
11,1
12,1
12,0
TÜRKİYE
-
13,0
13,8
14,9
13,5
12,6
14,2
12,9
10,7
12,0
Kaynak: OECD ve Eurostat verileri
TABLO 6: SEÇİLİ AVRUPA ÜLKELERİNİN İLERİ TEKNOLOJİLİ HİZMET SEKTÖRLERİ İSTİHDAMI İÇİNDE MÜHENDİS SAYILARI (YÜZDE) 2008
2009
2010
2011
2012
2013
2014
2015
2016
2017
SLOVAKYA
13,3
18,3
18,5
19,5
22,6
23,6
24,2
28,4
31,8
30,6
FİNLANDİYA
32,7
31,6
30,7
31,1
31,5
31,5
29,7
28,7
29,6
28,4
ESTONYA
21,2
20,1
18,2
23,3
20,1
20,1
24,3
25,3
28,2
28,2
FRANSA
20,6
21,9
22,0
18,5
17,5
17,9
18,7
19,4
19,0
19,0
İNGİLTERE
22,8
21,4
21,4
17,1
17,2
17,9
18,3
18,8
18,2
17,8
AB ORTALAMASI
17,4
17,6
18,0
16,4
16,6
16,6
16,7
16,9
17,1
17,3
İTALYA
12,0
12,7
12,2
13,4
14,5
16,4
16,6
15,9
16,4
16,5
İSPANYA
14,7
13,8
14,7
14,7
14,0
14,7
14,0
14,0
14,3
15,1
ALMANYA
15,8
16,4
17,4
16,1
15,8
14,7
14,8
14,0
14,0
14,1
TÜRKİYE
-
6,7
6,4
4,9
6,3
6,9
8,7
8,1
7,6
7,8
Kaynak: OECD ve Eurostat verileri
TABLO 7: SEÇİLİ AVRUPA ÜLKELERİNİN YÜKSEK VE ORTA-YÜKSEK TEKNOLOJİLİ İMALAT SANAYİLERİ İSTİHDAMI İÇİNDE MÜHENDİS SAYILARI (YÜZDE) AB TÜRKİYE
2008
2009
2010
2011
2012
2013
2014
2015
2016
2017
11,7
11,4
11,2
9,0
8,9
8,9
8,7
8,5
8,5
8,7
-
6,0
7,4
5,2
5,5
5,9
6,9
5,0
5,0
5,2
Kaynak: OECD ve Eurostat verileri 83 • AĞUSTOS 2018
FİNANS
İHRACATÇI HANGİ ENDEKSLERİ TAKİP ETMELİ?
TİCARETİN ÖNCÜ GÖSTERGELERİ
KÜRESEL PİYASALARIN GELECEKTE NASIL BİR YÖN ÇİZECEĞİNİ KESİN OLARAK SÖYLEMEK İMKÂNSIZ. ANCAK GİDİŞAT HAKKINDA BAZI TAHMİNLER YAPILABİLİR. PİYASALARIN GİDİŞATI HAKKINDA TAHMİN YAPABİLMEK İÇİN DE BİRÇOK ARAÇ KULLANILIYOR.
F
inans piyasalarıyla ilgilenmeye başlayınca, ister istemez yüzlerce gösterge, fiyat ve grafikle karşılaşılıyor. Anlık, günlük ya da belirli dönemler içinde güncellenen bu gösterge ve endeksler, aslında gelecek için bir yol haritası işlevi de görüyor. Bu sayımızda Gini Katsayısı ve Satın Alma Fiyat Endeksi’ni tanıtmaya çalışacağız. GİNİ KATSAYISI Gelir dağılımı, bilindiği üzere, ekonominin odağıdır. Gelir dağılımının en yaygın ölçüm kriteri de Gini Katsayısı’dır. İtalya istatistikçi Corrado Gini tarafından 1912 de geliştirilen Gini Katsayısı, ekonomik eşitsizliğin bir kıstası olarak gelir dağılımını ölçer. Katsayı 0 ile 1 aralığında yer alır; 0, bir ülkedeki tüm bireylerin eşit gelire sahip olduğu mükemmel gelir eşitliğini tanımlarken, 1’in ifade ettiğiyse tam bir gelir eşitsizliğidir: Bütün gelire bir kişinin sahip olduğu ve geri kalanların hiç gelirinin olmadığı bir ülkede Gini Katsayısı 1 olarak ölçülür. Özetle, Gini Katsayısı’nın düşük olması, gelir dağılımının daha sağlıklı olduğunu gösterir. En yüksek gelir grubu ile en düşük gelir grubu • 84
arasındaki uçurum arttığında ise orta gelir grubu zayıflar, Gini Katsayısı artar. Gini Katsayısı gelirin büyüklüğünden bağımsız bir göstergedir. Örneğin 2015 yılı verilerine göre Türkiye ve ABD’nin Gini Katsayıları neredeyse eşitti (Türkiye’de 0,40, ABD’de 0,39). Oysa IMF verilerine göre kişi başına milli gelir aynı dönemde Türkiye’de 11 bin 120 dolarken, ABD’de 61 bin 690 dolardı. Diğer yandan, Gini Katsayısı, net değere göre değil net gelire göre ölçülüyor. Bu nedenle, kişilerin gelir dağılımı nispeten eşit olsa bile ülkenin servetinin büyük bir çoğunluğu az sayıda kişinin elinde hala yoğunlaşıyor olabilir. Güncel OECD verilerine göre, OECD ülkeleri arasında
Meksika ve Şili’den sonra gelir dağılımının en bozuk olduğu ülkeler Türkiye (2015 yılına ait 0,404 endeksi ile) ve ABD (2016 yılına ait 0,391 endeksi ile) iken, dağılımının en sağlıklı olduğu ülke ise İzlanda (2014 yılına ait 0,246 endeksi ile) olarak dikkat çekiyor. OECD üyesi 35 ülke içinde Almanya 2015 yılına ait 0,293 endeksi ile 14’üncü sırada yer alırken, Fransa 2015 yılına ait 0,295 endeksi ile 15’inci sırada, İtalya 2015 yılına ait 0,333 endeksi ile 22’nci sırada, İngiltere ise 2016 yılına ait 0,351 endeksi ile 30’uncu sırada bulunuyor. Türkiye özelinde Gini Katsayısı, batıya gidildikçe düşerken, doğuya gidildikçe de artış gösteriyor. Böylece batıda daha adil dağılan bir ulusal gelirle karşılaşıldığını,
buna karşılık doğuda adaletsiz dağılmış ulusal paylaşım gerçekleştiğini söylemek de mümkün. Peki, Gini Katsayısı’nı izlemek nasıl bir fayda sağlayabilir? Gini Katsayısı’na sadece tek periyot veri olarak bakmak, ülke hakkında düşüncelerimizi şekillendirse de trendi izlemek gidilen yolu daha iyi açıklayabilir. Diğer yandan, Gini Katsayısı’nı gayri safi yurt içi hasıla ile karşılaştırarak da önemli çıkarımlar yapmak mümkün: GSYİH artışıyla birlikte, Gini Katsayısı da aynı oranda yükseliyorsa, nüfusun çoğunluğunun artan gelirden nasiplenemeyeceği, GSYİH artıyorken Gini Katsayısı sabit kalıyor ya da düşüyorsa GSYİH artışının olumlu etkilerinin tüm kesimlere yansıyacağını söyleyebiliriz. Bu
İHRACATÇI HANGİ ENDEKSLERİ TAKİP ETMELİ?
anlamda, hükümetler de gelir eşitsizliği durumunda, başta vergilendirme politikaları ve sosyal programlar yoluyla gelir dağılımını yeniden düzenleme eğiliminde olacaktır. Dolayısıyla Gini Katsayısı, toplumun içinde bulunduğu yönü ölçmek ve izlemek için bir ideal bir gösterge olarak da değerlendirilebilir. SATIN ALMA FİYAT ENDEKSİ Kâr marjlarının azalması ve fiyatların piyasa veya müşteriler tarafından belirlenmeye başlamasıyla birlikte şirketlerde satın alma fonksiyonunun önemi de giderek artmaya başladı. Artık, uzun vadede en ucuz fiyatı yakalayabilen ve bunu rakiplerinden daha ucuza elde edebilen satın alma birimleri, şirketlerinin rakiplerine göre önde olmasına büyük destek sağlıyor. Şirketlerin ürettiği ürünlerin satış maliyetlerinin içinde satın alınan kalemlerin maliyetlerinin yüzde 70-90 arasında değiştiği düşünülürse, satın alma fonksiyonunun ne denli büyük öneme sahip olduğu daha kolay
anlaşılabilir. Artık şirketler sadece pazarlama ve/ veya satış fonksiyonları ile rekabette öne geçemeyeceklerini görüyor ve satın alma fonksiyonlarına daha fazla yatırım yapıyor. Satın alma fonksiyonu, uzun vadede birim maliyetleri düşürmeye odaklanır; kısa vadede değil. Uzun vadedeki birim maliyet ise “Kısa vadedeki birim maliyet (tedarikçinin fatura fiyatı + Nakliyeler + Sigortalar + Diğer operasyonel maliyetler) + Kalitesizlik Maliyeti” formülü ile hesaplanıyor. Kalitesizlik maliyeti de ölçülebilir ve ölçülemez
olarak ayrılıyor. Üretim kaybı, hasar bedeli, kontrol gideri ile çabuk yıpranma bedeli ölçülebilir grupta ve kısa vadede hesaplanabilirken, müşteri kaybı, pazar kaybı, imaj kaybı, güven kaybı gibi ölçülemez maliyetlerse şirketleri uzun vadede de etkileyebiliyor. “Doğru Fiyat” olarak da ifade edilebilecek olan “uzun vadede en ucuz fiyata ulaşmak”, elbette kolay değil. Doğru fiyata giden yol “Doğru Malzeme/Hizmet, Doğru Üretim Yöntemi/Teknoloji ve Doğru Tedarikçi” kriterlerinin yerine getirilmesi gibi
zorlu ve uzun vadeli süreçlerden geçse de Satınalma Profesyonelleri ve Yöneticileri Derneği (TÜSAYDER) gibi bağımsız kurumların hazırladığı satın alma fiyat endekslerinin güncel takibi, doğru fiyata giden yolda işinizi bir hayli kolaylaştırabilir. Ekonomiye ve güncel yaşama yön veren emtia piyasalarında aylık ve yıllık dönemlerde hangi değişimler yaşandığını açık bir şekilde ortaya koyan satın alma fiyat endekslerinde, dünya ticaretinde alım satıma konu olan emtia piyasalarındaki tüm değişimleri izlemek mümkün.
Kaynak: https://data.oecd.org/inequality/income-inequality.htm http://www.tusayder.org/wp-content/uploads/2018/09/tusayder_agustos_emtia_04.09.2018.pdf 85 • AĞUSTOS 2018
ARAŞTIRMA
TİCARET SAVAŞLARI KIZIŞIYOR KÜRESEL TİCARETTE KORUMACI TEDBİRLER GİDEREK ARTARKEN, ABD’NİN EK GÜMRÜK VERGİSİ UYGULAMASIYLA FİTİLİNİ ATEŞLEDİĞİ TİCARET SAVAŞLARI GİDEREK SERTLEŞMEYE BAŞLADI. ABD VE ÇİN ARASINDAKİ RESTLEŞME, MİKTARI ARTAN YENİ GÜMRÜK VERGİLERİYLE HER GEÇEN GÜN ŞİDDETLENİYOR VE KÜRESEL TİCARETTEKİ ÖNGÖRÜLER TEMELİNDEN SARSILIYOR.
G
eçtiğimiz Mart ayında ABD Başkanı Trump’ın açıkladığı ithal çelik ve alüminyuma sırasıyla yüzde 25 ve yüzde 10 ek gümrük vergisi ile fitili ateşlenen ticaret savaşları, her geçen gün daha da kızışıyor. Dünyanın önde gelen emtia piyasalarında kargaşaya neden olan bu restleşme nedeniyle kargolar yeni rotalarına yönlendirilirken, ülkeler de ticaret önündeki bariyerlerin yükselmesini endişe ile izliyor. Dünya Gazetesi’nde yayımlanan haberlere göre, ABD ve Çin, gittikçe kızışan küresel
• 86
ticaret savaşlarında, soya fasulyesinden domuz eti ve nükleer reaktörlere kadar her şey için tarifeleri yükseltiyor. Liderler ise alevlenen ticaret savaşında geri adım atma niyetinde gözükmüyor. Trump’ın Çin’e karşı getirdiği ve kapsamı giderek genişleyen gümrük vergilerine Çin’in yanıtı mütekabiliyet esasına göre aynı ölçüde gerçekleşiyor ve Çin’in bu güçlü duruşu Trump’ı daha da sert önlemler geliştirmeye doğru teşvik ediyor. Diğer yandan, yükselen ticaret duvarlarının İran ve Venezüella’ya yönelik daha
sert ABD yaptırımları ile birleşmesi, her yıl trilyonlarca dolarlık mal taşıyan ticaret yollarını da tehdit ediyor. Küresel metal pazarı, taşları yerinden oynatan bu düzensizliğe adapte olmaya çalışırken, Trump’ın hamleleri metal piyasalarında da büyük bir belirsizliğe neden oluyor. Başta Çin olmak üzere AB ve Rusya’nın ABD’nin tarife ve yaptırımlarına verdiği/vereceği karşılıklar ise kargaşayı daha da büyütecek. Bloomberg’de yer alan haberlere göre, ABD’de çelik ve alüminyum fiyatları, gümrük tarifeleri nedeniyle
üreticilere büyük darbe vuracak seviyelerde yükselişini sürdürüyor. Dünya genelinde metal fiyatları inişli çıkışlı bir yol izlerken, bakır ve çinko fiyatları talebin düşeceği kaygılarıyla geri çekiliyor. ENERJİ PİYASALARI DA KARIŞIK Bu arada dünya çapında en hızlı büyüyen fosil yakıt piyasası olan doğal gaz sektörü de artan küresel ticaret gerilimlerinden olumsuz etkileniyor. Dünyanın en büyük sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ihracatçısı olmayı hedefleyen ABD’de Başkan
TİCARET SAVAŞLARI KIZIŞIYOR
Trump, Pekin’e karşı ticaret konusunda günden güne sert açıklamalar yapıyor. ABD yaptırımları, Avrupa’da da Rusya’dan gelen doğal gaz boru hattı projesini durdurmaya çalışırken, dünyanın en büyük LNG satıcısı olan Katar’ın satış uygulamaları ise rekabete aykırı olduğu gerekçesiyle ABD’li yetkililer tarafından soruşturuluyor. Geçtiğimiz üç ay boyunca İran’ın ürettiği ham petrolünün günlük 1,4 milyon varilini ithal eden Çin ve Hindistan, bu süreçte Beyaz Saray yönetiminin İran’ın petrol ihracatını sıfıra indirme isteğinde belirleyici rol oynayacak. Ancak Asya devleri gittikçe artan ham petrol maliyetlerini göz ardı edemeyecek pozisyonda. Bu hassas denge, ABD’nin özellikle Çin’e yönelik ham petrol ihracatçısı olarak öne çıkmasıyla da karmaşıklaşıyor. ABD’NİN TARIM İHRACATI TEHDİT ALTINDA ABD Başkanı Donald Trump ve ekonomik kurmaylarının son hamleleri, önümüzdeki
yıllarda küresel tarımsal emtia ticaretinin izleyeceği rotayı da belirsizliğe sürüklüyor. ABD’nin Çin’den Meksika’ya kadar olan ülkelerle başlattığı ticaret çatışması, gıda pazarlarındaki gerginliği tırmandırırken, yakın gelecekte de pek durulacakmış gibi görünmüyor. ABD’de çiftçilere kredi veren CoBank’a göre, ABD tarımsal ihracatının üçte ikisi, ticaretle ilgili anlaşmazlıklar yaşadığı ülkelere gerçekleştiriliyor. Meksika ve AB, hâlihazırda ABD tarımsal ürünleriyle ilgili ticarete kimi engeller getirmiş durumda. Çin ise ABD’den soya fasulyesi ithalatını durdurdu. Uzmanlar, domuz etinden pamuk ve tahıllara kadar birçok tarımsal emtia akışının rotasını değiştirecek ticaret savaşından en çok ABD’nin olumsuz etkileneceğini öngörüyor. SAVAŞIN NEDENİ NE? ABD ile Çin arasında yaşanan ticaret savaşının arkasındaki en önemli faktörlerden birinin 12 trilyon dolarlık 5G teknoloji yarışını kazanmak olduğu
iddia ediliyor. Uzmanlara göre 5G teknolojisi, sürücüsüz araçlardan gelecekteki akıllı şehirlere kadar birçok şeyin belkemiği olarak görülüyor. ABD ve Çin, 5G’de lider olma ve yeni nesil mobil İnternette standartları belirlemede kıyasıya bir yarışın içindeyken, uzmanlar, iki ülke arasında devam eden ticaret savaşlarının altında yatan ana neden olarak da bu yarışı gösteriyor. 5G teknolojisi, Trump’ın “ABD’yi yeniden büyük yapma” vaadi ve 2030 yılına kadar Çin’in yapay zekâda dünya lideri olma isteğinin anahtarı olabilir. IHS Markit verilerine göre, 5G teknolojisinin 2035 yılında küresel olarak 12,3 trilyon dolarlık devasa bir ekonomik çıktı sağlaması bekleniyor. 5G teknolojisinde halen Çin ve Avrupalı firmalar öndeyken, ABD’li çip üreticileri ise yarışta öne geçmek için çabalamaya devam ediyor.
FITCH RATINGS, KÜRESEL TICARET SAVAŞLARINDA YENI ÖNLEMLERIN UYGULANMASINA ILIŞKIN RISKLERIN ARTTIĞINI, BU DURUMUN KÜRESEL EKONOMI ÜZERINDE BÜYÜK ÇAPLI ETKILERININ OLABILECEĞINI DE BILDIRIYOR.
SAVAŞIN MALİYETİ YÜKSEK OLACAK Diğer yandan, uluslararası 87 • AĞUSTOS 2018
ARAŞTIRMA ABD ILE ÇIN ARASINDA YAŞANAN TICARET SAVAŞININ ARKASINDAKI EN ÖNEMLI FAKTÖRLERDEN BIRININ 12 TRILYON DOLARLIK 5G TEKNOLOJI YARIŞINI KAZANMAK OLDUĞU IDDIA EDILIYOR.
• 88
kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, küresel ticaret savaşlarında yeni önlemlerin uygulanmasına ilişkin risklerin arttığını, bu durumun küresel ekonomi üzerinde büyük çaplı etkilerinin olabileceğini de bildiriyor. Fitch, ABD’nin gümrük vergisi artışlarıyla başlayan ticaret savaşlarının giderek büyümesi halinde bunun küresel ticarete maliyetinin 2 trilyon doları bulabileceği uyarısında bulunuyor. ABD hükümetinin ticaret açığını azaltmak amacıyla Çin, AB, Kanada ve Meksika’ya karşı uyguladığı vergi artışlarının küresel ticarete ilişkin gerilimleri artırdığının belirtildiği açıklamada, ortaya çıkardığı etkinin henüz çok küçük olduğu hatırlatılıyor. Buna rağmen tarafların atacağı yeni adımlarla birlikte artacak restleşmenin daha da büyük bir ekonomik etki oluşturabileceğinin altı çiziliyor.
40’TAN FAZLA ÜLKE ABD’NİN OTOMOBİL VERGİSİNE KARŞI! Öte yandan, Trump’ın Dünya Ticaret Örgütü’ne “Eğer ABD’ye iyi davranılmazsa biz de bir şeyler yaparız!” tehdidi, birçok ülkenin ABD’nin gümrük vergilerine karşı birleşmesine de zemin hazırladı. Aralarında AB, Çin ve Japonya’nın da olduğu ülkeler, Trump’ın otomobil ve yedek parça ithalatına ek gümrük vergisi uygulama planları konusunda derin endişelerini DTÖ’de dile getirdi. ABD’nin bu ek ithalat vergisi planlarına ilişkin endişelerini paylaşan ve bu gümrük vergilerinin DTÖ kurallarına uygunluklarının şüpheli olduğunu öne süren ülkeler arasında Çin, Türkiye, Kanada, İsviçre, Norveç, Kosta Rika, Hong Kong, Venezuela, Singapur, Brezilya, Güney Kore, Meksika, Katar, Tayland ve Hindistan yer alıyor.
Trump’ın başlattığı ticaret savaşına misillemede bulunan ülke sayısı ise 33’e ulaşmış durumda. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu ülkelerin misilleme tarifelerinden etkilenecek ABD menşeli ürünlerin değeri ise 23 milyar dolara yaklaştı. ABD’nin en son Temmuz ayı başında Çin’e karşı açıkladığı yüzde 10 ek gümrük vergisi uygulanacak Çin menşeli ürünlerin sayısı 5 bine, değeri ise 200 milyar dolara ulaşmış durumda. Bununla birlikte, listenin önemli bir bölümünü “Made in China 2025” girişimini zedeleyecek teknoloji ağırlıklı ürünlerin oluşturması dikkati çekiyor. Çin cephesi ise geri adım atmaya niyetli gözükmüyor ve ABD’ye aynı güçte karşılık verileceğini bildiriyor. Elbette bu tutum, Trump’ın daha da sertleşmesini beraberinde getirebilir. Çünkü Trump, son listeyi açıklamadan
TİCARET SAVAŞLARI KIZIŞIYOR
önce Çin’i uyarmış ve Çin’in yeniden misilleme yapması durumunda tarife getirilecek toplam ürün değerinin 550 milyar doları bulabileceğini söylemişti. ABD’nin tüm adımlarına mütekabiliyet perspektifiyle yanıt veren Pekin yönetimi, Trump’ı dünya ekonomi tarihindeki en büyük ticaret savaşını başlatmakla itham ederken, Çin’in halkının temel çıkarlarını korumak için ABD’nin adımlarına karşılık vermeye mecbur kaldığını savunuyor. 16 ÜLKE TRUMP’A KARŞI BİRLEŞTİ ABD ile büyük ticaret ortakları arasındaki gerilimler, Asya-Pasifik ülkelerini birleştirici bir rol de oynuyor. Dünyanın en büyük ticaret bloğunu oluşturacak bu yeni birleşmeye göre Güneydoğu Asya Uluslar Birliği’nden (ASEAN) 10 ülke, Çin, Japonya, Güney Kore, Hindistan, Avustralya ve Yeni Zelanda ile güç birliği
yapmaya hazırlanıyor. Kısaca RCEP olarak bilinen Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması tamamlandığında, küresel ekonominin yaklaşık üçte birini elinde tutacak. Filipinler Sanayi Bakanı Ramon Lopez, bu yıl Singapur’da gerçekleştirilen ASEAN ekonomi bakanları toplantısında gazetecilere yaptığı açıklamalarda, “ABD cephesindeki gelişmeler bizi anlaşma konusunda bir aciliyete soktu” diyerek durumu özetlerken, ASEAN ve RCEP’te yer alan ülkelerin müzakerelerinden yıl sonuna kadar çok iyi bir sonucun çıkması da beklentiler arasında yer alıyor. İlgili ülkeler, farklılıkların ortadan kaldırılması ve daha önce tartışmalı konuların çözümlenmesi bağlamında daha güçlü inisiyatif alırken, bakan Lopez, “Aslına bakılırsa etrafımızda gördüğümüz tüm bu korumacılıktan endişe duyuluyor olması bir bakıma iyi bir gelişme. ASEAN ve RCEP’te yer alan ülkeler
çok taraflı ticaret müzakerelerinin Asya Pasifik’te devam ettiğini dünyaya göstermek istiyor. Ticaret savaşında kimse kazanamaz. Korumacılık nedeniyle dünya ekonomisinin yavaşlaması kesinlikle herkesi olumsuz etkiler” değerlendirmesinde bulunuyor. TÜRKİYE TİCARET SAVAŞINDAN KAZANÇLI ÇIKABİLİR Peki, ticaret savaşları tüm küresel ticareti tehdit edici boyutlara ulaşırken Türkiye’nin pozisyonu nasıl şekilleniyor? Bizi nasıl bir senaryo bekliyor? Bu konuda uzmanlar şimdiden ikiye bölünmüş durumda. Bir kısım uzman, küresel sisteme temelden bağlı olan Türkiye ekonomisinin, ekonomik kırılganlıklardan mutlaka etkileneceğini bildirirken, bir kısım uzman ise ABD pazarına Türkiye’de üretip satmak yerine ABD’de üretip ABD’ye satarak bu süreçten kârlı çıkılabileceği yorumunda bulunuyor.
Bununla birlikte, TürkiyeAB ilişkileri de ABD’nin Türkiye’ye karşı sürdürdüğü sert tutum nedeniyle pozitif bir görünüme yönelmiş durumda. Türkiye ile Batı arasındaki bozulan ilişkiler, ABD’nin Türkiye’ye karşı uyguladığı haksız yaptırımlar sonrasında olumlu bir seyre dönerken, “Trump Etkisi” olarak adlandırılan “müttefiklerin birbirine yaklaşması” etkisi de giderek güçleniyor. Örneğin, ABD’nin Türkiye olan diyaloğunda AB’nin önde gelen ülkeleri Türkiye yanında saf tutarken, Türkiye de AB üyelik sürecinde yargı reformları da dâhil olmak üzere önemli bölümlerin hızlandırılacağını duyurdu. Diğer yandan bu kadar büyük ve küresel bir ticaret savaşının sonucunda sadece ekonomik kayıp olmayacağını da dile getiren uzmanlara göre savaşın tüm taraflarında siyasi, kültürel ve demografik değişiklikler olması muhtemel gözüküyor. 89 • AĞUSTOS 2018
AKTÜEL
MAKİNE SEKTÖRÜ DENİLDİĞİNDE İNSANLARIN AKLINA NE GELİYOR? MAKİNE SEKTÖRÜ, YAN SANAYİLERİYLE BİRLİKTE MİLYONLARCA İNSANIMIZI İLK ELDEN İLGİLENDİRİYOR. ANCAK, EKONOMİNİN ANA DAMARLARINDAN BİRİ OLAN, GÜNLÜK YAŞAMIN HEMEN HER ANINDA VAR OLAN ÜRÜNLERİN ÜRETİLDİĞİ MAKİNELERİ, BU DEVASA CAMİAYI VE BU CAMİANIN İÇERİSİNDEKİ KAVRAMLARI NE KADAR TANIYORUZ?
ARİF BULUT
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ
“Makine” size ne ifade ediyor? Makine, benim için günlük hayatımı kolaylaştıran, her zaman geliştirilebilmeye müsait teknolojik aletlerin bütününü ifade ediyor. Özellikle sanayi alanında iş gücünü kolaylaştıran makineler günlük hayatımı her ne kadar kolaylaştırsa da insan yaşamına pek de olumlu olduğunu düşünmüyorum. Bize hız kazandıran birçok makine, aynı zamanda günlük hayatımızda birçok detayı kaçırmamıza neden oluyor. “Endüstri 4.0” kavramı size tanıdık geliyor mu? “Endüstri 4.0” kavramı siyasetçiler, sanayiciler, hatta zaman zaman sanatçılardan bile duyduğum bir kavram. Sürekli olarak Endüstri 4.0’a • 90
geçmemiz, bu alanda ilerlememiz gerektiği yönünde konuşmalar duyuyorum. Ancak herhangi bir faaliyete rastlamadım. Yazılım anlamında hala çok geç kaldığımızı ve ağır ilerlediğimizi düşünüyorum.
makineler insanın önemini azaltmaz, ancak düzgün bir şekilde kontrol edilebilirse insan yaşamını kolaylaştırır.
Sizce, makine sektörüne daha fazla yatırım yapılmalı mı? Makine sektörüne daha fazla yatırım yapılmalı ancak bu yatırımlar kontrollü olmalı. Çok fazla makine yapılarak fabrikalarda işçi bırakmamak yerine çok fazla makine yapılarak çalışan işçilere daha uygun çalışma şartları sunulmalı.
“Endüstri 4.0” kavramı size tanıdık geliyor mu? Tam olarak içeriğini bilmiyorum ancak sanayi ile alakalı bir terim olarak hatırlıyorum.
Sizce, gelecekte insanmakine ilişkisi nasıl olacak? Makine-insan ilişkisini her zaman insan yönetmeye devam edecektir. Dünyayı cennete çevirmek de cehenneme döndürmek de insanın gelecekte tamamen kontrolü altına alacağı makine gücü ile olacak. İnsanın olmadığı bir dünyada makinelerin de çok bir anlamı olacağını düşünmüyorum. Bu yüzden
Gelecekte insan-makine ilişkisi sizce nasıl olacak? Gelecekte makinelerin birçok alanda olacağını düşünüyorum. Ancak “dünyayı makineler yönetecek” senaryosuna inanmıyorum. Evet, hayatımızın en küçük detayında bile makineleri kullanıyor olacağız, hatta onlar bizi yönlendirecek ancak insanoğlu her zaman hâkim güç olacak, sadece daha da tembelleşeceğiz.
Makinelerin giderek daha “akıllanması” iyi mi, kötü mü? Evet, makineler akıllanacak ancak bunların hepsi yapay zekâ olacak. Yani tek bir hareketle durdurulabilecek. Ancak makinelerin daha aktif olması insanoğlunu pasifleştirebilir. Bu açıdan makinelerin akıllanması, sosyal hayatımızı olumsuz etkileyebilir.
ESRA YULA
YÜKSEK LİSANS ÖĞRENCİSİ
İREM DEMİR MUHABİR
“Makine” size ne ifade ediyor? Makine, benim için fotoğraf demek. Ama zaten makine, genel bir terim: Birçok farklı alanda kullanılıyor. Benim mesleğim nedeniyle makine, fotoğraf makinesi anlamına geliyor. Elbette makine, sanayide kullanıldığı anlamıyla çok daha güçlü bir anlam barındırıyor. Gelişen teknolojiyle birlikte insan gücünün yerini tutuyor.
MAKİNE SEKTÖRÜ DENİLDİĞİNDE İNSANLARIN AKLINA NE GELİYOR?
manzara çizildiğini söyleyebilirim. İlerleyen zamanlarda robotların üretimi ele geçirdiği bir dünya olabilir ancak insanoğlu robotları kontrolü altında tutmaya devam edecektir.
makine, gün gelecek insanın hayatını yönetecek.
SELMAN DOLAŞIKOĞLU MUHASEBECİ
“Endüstri 4.0” kavramı için neler söyleyebilirsiniz? Bana tanıdık gelmeyen bir kavram. Çağrışım olarak cevaplamam gerekirse endüstriyel sektörle alakalı olmalı. Günümüzde sanayi ile teknolojinin birleştiği nokta için kullanılabilir. Onun dışında kavram hakkında çok fazla bilgim yok. Fakat kulağa yeni kullanılmaya başlanan bir tabir gibi geliyor. İlgi alanım olmadığı için çok fazla yorum yapamayacağım. Sizce makine sektöründe daha fazla yatırım yapılmalı mı? Gelişen teknolojiyle birlikte sanayi sektörüne yatırımlar artmaya devam ediyor. Gelişen ülkeler arasında yer almak için makine sektörüne daha fazla yatırım yapılması gerekli. Dünyada artık ülkeler sanayi güçleriyle yarışıyor. Sizce, gelecekte makineler insanların işlerini ellerinden alacak mı? Üretimde evet, zaten yavaş yavaş almaya başladı da. Gelişen teknolojiyle birlikte tek bir makine daha fazla sayıda insanın işini üstlenebiliyor. Bir sonraki evrede insana belki hiç gerek kalmayacak, makineler üretimde tek başına yeterli olacak. Peki, insan-robot ilişkisi için neler söyleyebilirsiniz? Makinelerin giderek ‘akıllanması’ iyi mi kötü mü? İnsan-robot ilişkisi bence korkunç bir noktaya doğru
gidiyor. İnsanların ürettiği robotlar ileride onları tanımayacak. Robotlar bir nebze insanlar için iyi olsa da, işlerini kolaylaştırsa da ileride bunun önü alınamayacak gibi duruyor. Makinelerin akıllanması üretim için iyi olsa bile insanlar için kötü olacak. Teknolojinin zararlarını ilerleyen dönemlerde göreceğiz.
ÖZNUR SÜT
SOSYAL MEDYA DİREKTÖRÜ
“Makine” nedir? Makine, benim için, insanların yaşamlarını kolaylaştıran ve bazı şeyleri üretmelerine yardımcı olan; böylece insan hayatına katkı sağlayan buluşlardır. “Endüstri 4.0” kavramı size tanıdık geliyor mu? Bildiğim bir kavram değil.
MEHMET OĞUZHAN ALTUN REKLAMCI
“Makine” denildiğinde aklınıza ilk ne geliyor? Makine kavramı, değişen ve gelişen teknolojiyi, aynı zamanda düzen kavramını çağrıştırıyor. Sizce makine sektörüne yatırımlar artmalı mı? Hayır, bence makine sektörüne değil bilgi teknolojilerine yatırım yapmalıyız. Böylece diğer gelişmiş ülkelerle yarışabiliriz. Yatırımı makineye değil, insana yapmalıyız. Böylece beyin göçünü engellemiş oluruz. Gelecekte insan-makine ilişkisi nasıl olabilir? Bu konu hakkında ciddi bir okuma yapmadım. Sosyal medya hesaplarından okuduğum kadarıyla korkunç bir
Sizce, makine sektörüne daha fazla yatırım yapılmalı mı? Elbette yapılmalı. Her ne kadar insan gücünü azaltmayı beraberinde getiriyor olsa da teknoloji çağında yaşıyoruz. Bu çağ beraberinde teknolojiyi doğru kullanmayı da getiriyor. Her alanda üretimi artırmak için makineleşme önem arz ediyor. Bu sebeple sektörel konularda hem firmalarla hem de ülke olarak iş birlikleri yapılmalı. İnsan-robot mücadelesi, nasıl bir gelecek yaratacak? Aslında işin bütününe bakıldığında insan ve robotlar birbirlerinden bağımsız düşünülemez. İnsan makineyi icat eder, sonra onu kendi yararına olacak şekilde kullanır. Belki bir film repliği gibi gelebilir fakat “dünyayı robotlar yönetecek” klişesi, günün birinde gerçekleşeceğe benziyor. İnsan icadı bir
Endüstri 4.0 tanıdık bir kavram mı? Endüstri 4.0, yeni sanayi devrimine verilen isim. Sanayi ve bilgi teknolojilerinin buluşma noktasıdır. Makineler gelecekte daha da akıllanacak, bu sizce iyi mi kötü mü? Makine deyince aklıma ilk olarak geleceğin insanları geliyor. Şimdilik deneme aşamasına olan mekanik insanlar ileri zamanlarda normal insanların yaşamak için yaptıkları fiziksel aktiviteleri yerine getirerek sadece yöneten bir toplumun varlığını bizlere gösterecek. Gelecekte insan makine ilişkisi şüphesiz daha ileri seviyelere taşınacak. Daha az iş gücü kullanılacak ve yenilenebilir enerji kaynaklarıyla desteklenen otomasyon ve makine sektörü bir nevi kendi çalışma ortamlarını oluşturacak. Peki, robotlar, insanların işlerini ellerinden alacaklar mı? Makineler insan zihninin öngördüğü şeyleri, bazı yüklenmiş kodlarla uygulayan insan yapımı nesnelerdir. Atom bombasının yapılış amacıyla kullanılma biçimi arasındaki farklara bakarak, robotların da zamanla kullanış amacının dışına çıkacağını söylemek mümkün. Bunun önlenmesi durumunda hiçbir sorun çıkarmayacak ve insan varlığına daha çok saygı duyulacak ortamların sağlanmasında yararlı olacaklarına inanıyorum. 91 • AĞUSTOS 2018
FUAR ROTASI
FUAR ROTALARINA YAKIN BAKIŞ MAKİNE SEKTÖRÜ, DURAĞAN GEÇEN YAZ AYLARININ ARDINDAN YİNE YOĞUN BİR FUAR DÖNEMİNE GİRECEK. 21-24 KASIM TARİHLERİ ARASINDA VİETNAM ULUSLARARASI TEKSTİL VE KONFEKSİYON SANAYİ FUARI (VTG) İÇİN VİETNAM’IN EN BÜYÜK ŞEHİRLERİNDEN HO CHI MINH’E GİDECEK OLAN MAKİNE İMALATÇILARIMIZ, 26-29 KASIM TARİHLERİNDE İSE DUBAİ’DE DÜZENLENECEK ULUSLARASI DUBAİ YAPI İNŞAAT FUARI THE BIG 5 SHOW İÇİN BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ’NDE OLACAK. BU İKİ ÜLKE VE ŞEHRİN TARİHSEL DOKUSU, ETNİK TADLARI VE ALIŞVERİŞ DURAKLARINI, MAKİNE SEKTÖR TEMSİLCİLERİ İÇİN ARAŞTIRDIK. DUBAİ
• 92
HO CHI MINH & DUBAİ
HO CHI MINH
E
ski adı Saigon olan Ho Chi Minh, ismini, Vietnam bağımsızlık hareketinin önderi ve Vietnam Demokratik Cumhuriyeti’nin ilk başkanından alıyor. Vietnamca “Işığa Kavuşturan” anlamına gelen Ho Chi Minh’in asıl adı Nguyan That Thanh olsa da tüm ülkede “Ho Amca” olarak da anılıyor ve saygı gösteriliyor. Asya’nın en gözde ve dinamik şehirlerinden biri olan Ho Chi Minh, sekiz milyonu aşan kalabalık nüfusuyla da birçok konuda adından söz ettiriyor. Aynı zamanda Vietnam’ın en kalabalık şehri ve eski başkenti olan kentte gezerken ülkenin kurucu başkanı Ho Chi Minh’in heykelleri ve portrelerini sıkça görebilirsiniz. 1975’te sona eren yıkıcı Vietnam Savaşı’ndan sonra genç girişimcileri ile diğer Asya ülkelerine göre daha hızlı bir şekilde gelişen ve bir tatil cenneti haline gelen Ho
Chi Minh, her yıl dünyanın dört bir yanında milyonlarca turisti ağırlamaya devam ediyor. Şehir, Fransız işgal döneminde yapılan yapılarıyla sizi Fransa’da hissettirirken, sinema, müze, tiyatro, botanik bahçeleri, kültür parkı ve kıyılarıyla da Asya’nın önemli kültür başkentlerinden biri olarak gösteriliyor. Yaklaşık 180 ülkeye yaptığı ihracat sayesinde tekstil sektörünün önde gelen ülkelerinden olan Vietnam ise sektördeki büyümesini tüm hızıyla sürdürüyor. İşleme alanından üretime yönelen Vietnam tekstil sanayisi, bu sayede dev tekstil markalarının da ilgi odağı konumunda ve ülkede gelişmiş tekstil makinelerine olan ilgi de artarak devam ediyor. Bu bağlamda, 21-24 Kasım tarihlerinde Ho Chi Minh şehrinde Uluslararası Tekstil ve Konfeksiyon Sanayi Fuarı’nı (VTG) ziyaret edecek olan makine sektörünün
temsilcileri, burada tekstil makinelerinde yaşanan gelişmeleri gözlemleme şansı bulacakken, önemli ticaret potansiyelini de değerlendirme fırsatına sahip olacak. Makine sektörünün Kasım ayındaki ikinci durağı ise 26-29 Kasım tarihlerinde düzenlenecek Uluslarası Dubai Yapı İnşaat Fuarı The Big 5 Show olacak. Dünya iş ve inşaat makineleri sektörünü bir araya getirecek olan fuar ile Dubai, son 20 yılda attığı adımlar ve sürdürdüğü dev altyapı yatırımlarıyla iş dünyasının önde gelen merkezlerinden biri olmaya devam ediyor. Yakın geçmişe kadar küçük bir sahil kasabası olan Dubai, Arap Yarımadası’nda bulunan Birleşik Arap Emirlikleri’nin yedi emirliğinden birisi. 1968 yılına kadar İngiltere’nin himayesi altında bulunan emirlik, 1969 yılında bağımsızlığını kazanırken, Abu Dabi de dahil olmak üzere çevresindeki
diğer altı emirlikle birlikte Birleşik Arap Emirlikleri’nin bir parçasıdır. 1900’lü yıllarda küçük bir balıkçı ve liman kasabası olan Dubai, 1969 yılında petrolün bulunarak ihraç edilmeye başlanması ile birlikte ekonomik anlamda büyük bir sıçrama yaşadı. Bölgede petrolün bulunmasından sonra Dubai’nin geliri devamlı yükseldi. Emirlik böylece bir ticaret, alışveriş ve turizm kenti haline geldi. Dubai, aralarında dünyanın en yüksek binası olan Burç Halife Dubai’nin de bulunduğu çok sayıda gökdelen ve yüksek binaları, iddialı bir proje olan insan yapımı Palmiye Adaları, otelleri ve dünyanın en geniş ölçekli alışveriş merkezleriyle bir sembol durumuna geldi. Bu konumuyla Dubai, günümüzde Orta Doğu’nun en pahalı şehridir ve dünya sıralamalarında da üst sıralarda yer almaya devam ediyor. 93 • AĞUSTOS 2018
FUAR ROTASI
HO CHI MINH NEREDE GEZİLİR? NOTRE DAME BAZİLİKASI Viaetnam’daki uzun süren Fransız egemenliğinin en güçlü eserlerinden biri olan Notre Dame Bazilikası, Fransız sömürgeciler tarafından 1880’lerin sonunda Jules Bourard tarafından inşa edildi. Budist Vietnam’da az sayıdaki Katolik katedrallerinden biri olarak inşa edilen yapı, 1962’de Vatikan tarafından Bazilika statüsüne yükseltildi. Yaklaşık 60 metre yükseklikte olan yapının en ayırıcı noktalarından biri ise yapılış aşamasında kullanılan malzemelerdir. Neo Romanesk özellikler içeren yapı inşasında kullanılan ve Marsilya’dan getirilen kırmızı tuğlaların yanı sıra vitray pencereleriyle de ilgi çekiyor. THIEN HAU TEMPLE (PAGODA) 19. yüzyılda inşa edilen Thien Hau Tapınağı, 1760 yılında Çin deniz tanrıçası Mazu’ya ithaf edilmiş bir Budist tapınağıdır. Çin’in Güney deniz illerinde ve deniz aşırı Çin topluluklarında saygı gören geleneksel Çin dininin bir tanrısı olan Mazu’nun, deniz kıyılarındaki insanları bir güverte veya bulut üstünde dolaşarak koruduğuna ve kurtardığına inanılıyor. Şehir merkezine 20 dakikalık mesafede bulunan 5’inci Bölge’deki Cholon’da NOTRE DAME BAZİLİKASI
(Çin Mahallesi) bulunan yapının geleneksel kıvrımlı çatısında, Çin din ve efsanelerine ait temalar yer alırken, yapının içinde ise ana sunağa hâkim olan “Denizin Leydisi” olarak da bilinen Mazu’nun üç heykeli dikkat çekiyor. SAVAŞ KALINTILARI MÜZESİ Eski Çin ve Amerikan Savaş Suçları Müzesi olan Savaş Kalıntıları Müzesi, Batılı turistler arasında oldukça popüler. Müze, savaşın sivil kurbanlar üzerindeki acımasız etkilerini, çok güçlü bir şekilde ziyaretçilere aktarırken, müzede ABD ile gerçekleşen savaşta Amerikalıların geride bıraktığı helikopterler ve o dönemin savaş ekipmanları da görülebilir. BEN THANH MARKET Ben Thanh Market, Le Loi, Ham Ngh, Tan Hung ve Le Lai caddelerinin kesiştiği yerde, şehrin bir anlamda kalbinde yer alıyor. Ben Thanh Market’te yerel el sanatları, markalı ürünler, Vietnam sanatı ve diğer hediyelik eşyaları bulabileceğiniz gibi pazarın içinde Hawker tarzı Vietnam mutfağının tadına bakabileceğiniz birçok tezgâh da bulunuyor. ALIŞVERİŞ Dört bir yanı açık hava pazarları, hediyelik eşya dükkânları, mağazalar ve butiklerle çevrili olan Ho Chi Minh, tam
BEN THANH MARKET
anlamıyla bir alışveriş cenneti. Ho Chi Minh’de alışverişin merkezi Dong Khoi, Hai Ba Trung, Le Thanh Ton, Nguyen Hue ve Le Loi bölgeleridir. Fransız koloni döneminde inşa edilmiş olan tarihi yapı Ben Thanh Market de popüler bir alışveriş noktasıdır. Ho Chi Minh’de, yerel pazarların yanında modern alışveriş merkezleri de bulmak mümkün. Dünyaca ünlü markaların ürünlerine bu alışveriş merkezlerinden ulaşabilir ve ürünlerini buradan satın alabilirsiniz.
ulaşım aracı halen motosikletlerdir ve Vietnam, “Dünyada kişi başına en çok motosiklet düşen” ülke unvanına sahiptir. Sekiz milyonluk nüfusa sahip olan şehirdeki motosiklet sayısının 7,5 milyonu geçtiğini söylersek, bu unvanın anlamını daha iyi anlatabiliriz. Motosiklet haricinde şehir içi ulaşım ise otobüs ve taksi ile sağlanıyor. Ho Chi Minh’i keşfetmek için araç kiralama da uygun bir seçenek ancak bazı kurallar da söz konusu. Turistlerin şoförsüz araba kiralamalarına izin verilmiyor.
NEREDE KALINIR? Vietnam’ın en büyük kenti olan Ho Chi Minh’de ultra lüks otellerden hostellere, pansiyonlardan butik otellere kadar her bütçeye ve zevke hitap eden çok sayıda konaklama tesisi mevcut. Lüks oteller ve rezidanslar için Lam Son Meydanı, Le Duan Bulvarı, Hai Ba Trung, Nguyen Van Troi, Le Lai, Ton Duc Thang, Binh Quoi ve An Duong Vuong caddeleri tavsiye ediliyor. Orta bütçeli bir konaklama arayanlar içinse Le Thanh Ton ve Ly Tu Trong, Le Anh Xuan, Tran Hung Dao ve Dong Khoi caddelerinde yer alan tesisler, kaliteli ve temiz bir hizmet sunuyor.
DAMAK TADI Çin ve Fransız lezzetlerinin bir karmasını oluşturan Vietnam mutfağının olmazsa olmaz malzemeleri; pirinç, sebzeler, egzotik meyveler, baharatlar, kırmızı et, deniz ürünleri ve tavuk etidir. Yemekler hazırlanırken, Uzak Doğu kültüründeki “denge”ye özel bir önem veriliyor ve yemeklerin soğuk ve sıcak malzemeleri özenle hazırlanıyor. Kentte yerel Vietnam lezzetlerinin yanı sıra Fransız, Çin ve İtalyan mutfakları gibi çeşitli dünya mutfaklarından spesiyaller sunan restoranlar da bulunabilir. Geleneksel Vietnam yemekleri ise daha çok düşük yağ ve yüksek karbonhidratlarla diğer dünya mutfaklarına göre farklılık yaratıyor ve özellikle sokak yemekleri turistlerce yoğun ilgiyle karşılanıyor.
ŞEHİR İÇİ ULAŞIM Şehirde ulaşım sistemleri gelişmiş değil; en çok kullanılan • 94
HO CHI MINH & DUBAİ
DUBAİ NEREDE GEZİLİR? BURÇ HALİFE Dubai gezilecek yerler listesinin başında gelen ve dünyanın en yüksek binası olma özelliğini elinde bulunduran Burj Khalifa veya Burç Halife, 828 metre uzunluğunda ve tam 161 katlı bir gökdelen. Yapı o kadar yüksek ki, bu yükseklik binanın ziyaretçilerine de harika manzaralar sunuyor. Burç Halife’nin 124’üncü katı turistik gözlem için ayrılmış bir kat ve bu kata çıkarak Dubai’nin müthiş manzarasını seyredebilirsiniz. Dubai’yi hem gece hem de gün ışığında seyretmek istiyorsanız, ziyaretinizi akşamüzeri yapmanız daha iyi olacaktır. JUMEIRAH CAMİİ Dubai’nin en güzel camilerinden olan Jumeirah, 1975 ile 1978 yılları arasında Fatimi tarzında inşa edilmiş. Dubai’nin en çok fotoğraflanan yapılarından olan cami, Müslüman olmayanların ziyaret edebilecekleri tek cami olma özelliğiyle de dikkat çekiyor. Müslüman olmayanlar için haftanın belli günleri camide rehberli turlar düzenleniyor. Al-Azhar Camii’nin sekiz katı büyüklüğünde bir kopyası olan Jumeirah Camii, İslam mimarisinin en güzel örneklerinden biri olarak da gösteriliyor. ESKİ ŞEHİR MEYDANI (BASTAKIYA)
konaklamak için tercih edilen bölgeler. Alım gücü yüksek olan şehirde, lüks otellerin kalitesi ucuz otellerin kalitesini de yükseltmeye zorlamış.
JUMEIRAH CAMİİ
ÇÖL SAFARİSİ Dubai çölün üzerine kurulmuş bir şehir olduğu için çöl safarisi yapmadan gitmek, eksik kalmış bir Dubai seyahati hissiyatı verebilir. Çöl safarisi, sabah erken saatlerde ve öğleden sonra düzenleniyor. Yapmanız gereken tek şey çöl safarisi aktiviteleri düzenleyen ilgili firmalardan rezervasyon yaptırmak. Özel arazi araçlarıyla gerçekleşen bu safari turları yaklaşık 40 dakika sürüyor. İsterseniz yine çöl şartlarına uygun üretilmiş ATV motorlarıyla kendi kişisel safarinizi de yapabilirsiniz. ESKİ ŞEHİR MEYDANI (BASTAKIYA) Bastakiya Bölgesi, 19’uncu yüzyılın sonlarında ağırlıklı olarak inci ve tekstil ticareti yapan varlıklı Faslı tüccarların evi olarak inşa edilmiş. Tarihsel bir yaşam alanı olan Bastakiya, mimari açıdan oldukça zengin yapılar içeriyor; farklı Arap mimarisi ile kaplı
dar şeritler, Dubai tarihinin geçmişini çağrıştırıyor. ALIŞVERİŞ Dubai’de yer alan geleneksel çarşı ve pazarlar gibi alışveriş merkezlerinde de alışveriş yapılabilir. Pazarlık, her yerde olduğu gibi Dubai’de de önemli; özellikle Deira’da yer alan Altıncılar ve Baharatçılar Çarşısı gibi yerlerde bir şeyler alacaksanız mutlaka pazarlık yapılmalı. Diğer yandan şehirde o kadar çok alışveriş merkezi ve mağaza var ki ne aradığınıza ve ne alacağınıza karar veremeyebilirsiniz. Burç Halife’nin yanındaki Dubai Mall, dünyanın en büyük alışveriş merkezi olarak gösteriliyor ve 650 mağazaya ev sahipliği yapıyor. Dubai’nin büyük alışveriş merkezlerinden diğeri de Mall Of Emirates. Burası farklı bir alışveriş merkezi çünkü içinde bir kayak merkezi bile bulunduruyor. Eğer elektronik alışverişi yapacaksanız, uygun fiyatlar sunan Al Fahidi Caddesi’nde ki Banyas Square ilk tercihiniz olmalı. NEREDE KALINIR? Dubai, otel ve konaklama konusunda da zengin ve lükse seçeneklerden butik otellere kadar kapsamlı bir hizmet yelpazesine sahip. Dubai’de Dubai Merkez, Dubai Marina, Bur Dubai veya Cumeyra (Jumeirah) Sahil bölgeleri
ŞEHİR İÇİ ULAŞIM Dubai’de üç-dört kişilik bir grup halinde geziyorsanız taksi diğer ulaşım yollarından hem daha hesaplı hem de daha konforlu gelecektir. Eğer tercihiniz taksiden yana değilse dünyanın en uzun otomatik (sürücüsüz) metro hattına sahip şehrinde olduğunuzu unutmayın. Metrolarda gidiş mesafenize göre ücret değişiyor ve bunun için kartınızı hem biniş hem inişlerde turnikelere okutmanız gerekiyor. Başka bir alternatif ise otobüsler. Ücretleri ise metro ile aşağı yukarı aynı. Şehrin metro hatları Cuma günü hariç her gün 05:50-24:00 ve Cuma günleri 13:00-01:00 saatleri arasında hizmet veriyor. Diğer yandan, Dubai’de toplu taşıma araçlarını kullanabilmeniz için NOL adlı bir kart kullanmak gerekiyor. Bu kart duraklardan veya metro istasyonlarından temin edilebilir. DAMAK TADI Dubai’de sadece Arap mutfağı değil her ülkeye ait tatlar bulunuyor. Avrupa, Asya hatta Amerika mutfağından bile örnekler bulabileceğiniz restoranlarda menü, deniz ürünleri ve etten oluşuyor. Pirinç ve ekmeğin özel bir yeri bulunan Arap mutfağında deve eti ve deve sütü de tüketiliyor. Lavaş, İran ekmeği naan ve pita ekmeğini çok tüketen Dubaililerin en popüler yemeği, baharatlı kuzu etiyle yapılan makbus ve bir bedevi yemeği olan yine kuzu etinin rosto halinde bademli pilav üstünde servis edilmesiyle yapılan ghuzi. 95 • AĞUSTOS 2018
KİTAP
KÜRESEL EŞİTSİZLİK NASIL YÜKSELDİ? GELECEKTE BİZİ NELER BEKLİYOR? EŞİTSİZLİK ÜZERİNE DÜNYANIN ÖNDE GELEN EKONOMİSTLERİNDEN BRANKO MILANOVIC, KÜRESEL DÜZEYDE EŞİTSİZLİĞİ BELİRLEYEN DİNAMİKLERE İLİŞKİN CESUR BİR YORUM GETİRDİĞİ “KÜRESEL EŞİTSİZLİK: KÜRESELLEŞME ÇAĞI İÇİN YENİ BİR YAKLAŞIM” BAŞLIKLI KİTABINDA, ÇOK GENİŞ KAPSAMLI BİR VERİ SETİNE VE KESKİN ANALİZLER EŞLİĞİNDE, EŞİTSİZLİĞİ AZALTAN VE ARTTIRAN İYİ VE KÖTÜ GÜÇLERİ ORTAYA KOYUYOR. BUNUN YANI SIRA KÜRESELLEŞME VE AYNI ZAMANDA DA EŞİTSİZLİĞİ DÜZELTEBİLECEK POLİTİKALARIN NELER OLABİLECEĞİNİ GÖSTERİYOR.
H
dağılımı eşitsizliği düşüktür. gelir dağılımı adaleti üzerine arttırmış olması gibi günüarvard Üniversitesi Gelirler arttıkça gelir dağılımı çeşitli incelemelere dayalı deYayınevi tarafından müzde Batı’da yükselmekte eşitsizliği de artar. Milanoviç, ğerlendirmelere de değiniyor. olan eşitsizlik de gelişen 2016’da basılan hipotezin tam olarak bugünkü Diğer yandan, yazar, Simon teknolojik devrimlere bağlı. “Küresel Eşitsizlik: duruma uymadığını ortaya Kuznets’in ünlü Kuznets Her ne kadar ülkeler içindeki Küreselleşme Çağı İçin Yeni Hipotezi’ni ele alıp çeşitli eko- koyarken, eşitsizliğin artışının eşitsizlik tırmanıyor olsa da Bir Yaklaşım” başlıklı kiplütokrasi ve popülizm gibi iki nomilerde bunu test ediyor. ülkeler arasındaki eşitsizlikte tap, aslında kitabın yazarı büyük tehlikeye yol açacağıKuznets Hipotezi’ne göre; dramatik düşüşler izleniBranko Milanovic’in 14 yıllık düşük gelirli toplumlarda gelir nın üzerinde duruyor. yor ve bu süreçte Çin ve çalışmasının bir ürünüydü. Hindistan’ın orta sınıflarının Henüz 2002’de, bu kitaba ilham verecek araştırmalarına gelirleri, kalkınmış ülkelerin orta sınırlarının yerinde sayan başlayan Milanovic, Küresel ................................................................................................................................................. gelir düzeylerine yaklaşmayı Eşitsizlik’te okuyucuyu, ............................................................................................................................................................................................ sürdürüyor. Üstelik daha ılımlı veriler elverdiğince yüzyıllar “Milanovic, götürüp, bu etkileyici dünyanın kitabında, ulusal ve uluslararası eşitsizlik göç politikaları, küresel eşitöncesine olgusunu mümkün olan en açık şekilde, birlikte ele alıp irdelemiştir. sizlikleri daha da uzatabilir. çeşitli ülkelerini dolaştırıMutlaka okunmalı.” Yazar, kitabında, Çin’de, yor; eşitsizliğin, savaşlar ve ―Thomas Piketty, Paris School of Economics İngiltere’de ya da ABD’de salgınlar, teknolojik sıçrama“Küresel Eşitsizlik kitabı, Branco Milanovic’in uluslararası ve ulusal var olan eşitsizliğin oldukça lar, eğitime ulaşılabilirlik ve düzlemde bir bütün olarak dünyadaki eşitsizliğin geçmişi, bugünü ve sağlam ve bir aynı zamanda yeniden dağıtım faktörgeleceği üzerinde uzun gibi yıllardır sürdürdüğü araştırmalarının devamıdır. Kuznets dalgaları, vatandaşlık primi gibi pek çok yeni ve kışkırkendi kendini besleyen bir lere bağlı bir şekilde çevrimtıcı fikirleri içeren bu kitap, eşitsizlik üzerine çalışan en çok kafa yoran yapıda gözükmekle birlikte, sel olarak ettiğini ve cesur bilimhareket insanı olarak Milanovic’in ününü pekiştirecektir.” buPrinceton sürecinUniversity gelişmekte olan gösteriyor. ―Angus Deaton, popülizm, plütokrasi veya Bundan 150 yıl önce Sanayi “Küresel eşitsizlik üzerine olağanüstü önemdeki ampirik çalışmasına olası savaşlara bağlı olarak Devrimi’nin eşitsizliği devam eden Branco Milanovic, bu kitapta çalışmasını genişleterek, eşitsizliğin gelişimine ilişkin daha teorik bir anlayışın temellerini rayından çıkıportaçıkmayacağını ya koymaktadır. Buna göre eşitsizlikteki gelişme iki gücün ürünüdür: öngörmenin pek olanaklı Yükselen ve düşen Kuznets çevirimleri boyunca değişen, ülke içindeki KÜRESEL EŞİTSİZLİK: eşitsizlikler ve ülkeler arasındaki ortalama gelirlerin yakınsaması. Bu olmadığını da vurguluyor. iki gücün görece ağırlığının çok temel siyasi sonuçları vardır: Sınıflar KÜRESELLEŞME Bu anlamda kitap, şu anda arası yarılmaların derinleştiği bir dünyada mı yaşayacağız, yoksa ulusÇAĞI İÇİN YENİ BİR bulunduğumuz noktaya nasıl lararası büyük gelir açıklarının olduğu bir dünyada mı? Dünya, küresel en zengin yüzde 1 tarafından mı, yoksa küresel geniş bir orta sınıf YAKLAŞIM geldiğimizi, buradan nereye tarafından mı yönetilecek?” doğru yönelmekte olduğu―Joseph Stiglitz, Columbia University Yayınevi: Efil Yayınevi muzu ve bu gidişatı tersine Yazar: Branko Milanovic .................................................................................................................................................................. çevirebilecek politikaların neÇeviri: Doç. Dr. Meneviş ler olabileceğini anlamak istewww.efilyayinevi.com ............................................................................................................................................................... Uzbay ve Prof. Dr. Mustafa yenler978-605-2294-18-5 için en ideal başlangıç Pirili www.facebook.com/efilyayinevi yeri olarak değerlendirilebilir. twitter.com/efilyayinevi Tür: Ekonomi Çünkü kitap, gelir instagram.com/efilyayinevi 9 786052 294185 dağılımının Basım Yılı: 2018 temelleri, yapısı ve ölçülmesini incelendikten sonra dünyada Sayfa Sayısı: 352 • 96
GÖSTERGELER TEMMUZ 2018
97 • AĞUSTOS 2018
GÖSTERGELER
MAKİNE İHRACATI TEMMUZ AYI SONUNDA 9,7 MİLYAR DOLAR OLDU TÜRKİYE’NİN MAKİNE İHRACATI 2018 YILININ OCAK-TEMMUZ DÖNEMİNDE 9,7 MİLYAR DOLAR OLARAK KAYDA GEÇTİ. 2017 YILININ AYNI DÖNEMİNDE BU RAKAM 8 MİLYAR DOLAR SEVİYESİNDEYDİ. TÜRKİYE’NİN MAKİNE İHRACATI TEMMUZ AYININ SONUNDA GEÇEN YILIN AYNI DÖNEMİNE GÖRE YÜZDE 21,2 ARTTI.
M
akine sektöründe bu yılın Ocak-Temmuz döneminde en fazla ihracat gerçekleştiren alt sektör motorlar oldu. 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde söz konusu ürün grubunda gerçekleştirilen ihracatın değeri 1,2 milyar dolar seviyesindeyken, bu yılın aynı döneminde bu rakam yüzde 17,1 artarak 1,4 milyar dolar oldu. Listenin ikinci sırasında yer alan klimalar ve soğutma makineleri kaleminde bu yılın Ocak-Temmuz döneminde
• 98
gerçekleştirilen ihracatın değeri 1,3 milyar dolar oldu. 2017 yılının aynı döneminde bu rakam 1,1 milyar dolardı. Klimalar ve soğutma makineleri mal grubundaki ihracat artışı yüzde 16,5 seviyesinde kaydedildi. En fazla ihracat gerçekleştiren üçüncü kalem ise yıkama ve kurutma makineleri oldu. Söz konusu kalemde 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde 734,3 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken, bu yılın aynı döneminde bu rakam yüzde 16,1 artışla 852,7 milyon dolar oldu.
ALMANYA İHRACAT LİSTESİNİN İLK SIRASINDA BULUNUYOR 2018 yılının Ocak-Temmuz döneminde makine sektöründe en fazla ihracat gerçekleştirilen ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında Almanya bulunuyor. Almanya’ya 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde 1,2 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirilirken, bu yılın aynı döneminde bu rakam yüzde 14 artışla 1,4 milyar dolar olarak kaydedildi. İkinci sıradaki ABD’ye bu yılın Ocak-Temmuz
döneminde 700 milyon dolar değerinde makine ihraç edildi. 2017 yılının aynı döneminde bu rakam 544 milyon dolar seviyesindeydi. ABD’ye yönelik makine ihracatı yüzde 28,7 arttı. Türkiye’nin en fazla ihracat gerçekleştirdiği ilk 10 ülke listesinin üçüncü sırasındaki İngiltere’ye 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde 403 milyon dolarlık makine gönderilirken, bu yılın aynı döneminde bu rakam yüzde 29,1 artışla 520 milyon dolar seviyesine yükseldi.
TEMMUZ 2018
MAKİNE VE SEKTÖRÜ TAMAMI İTİBARIYLA İHRACAT KAYIT RAKAMLARI (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 TEMMUZ) 2017 YILI MAL GRUBU ADI MOTORLAR
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2018 YILI
$/KG
MİKTAR (BİN TON
DEĞER (MİLYON $)
DEĞİŞİM (%) $/KG
MİKTAR
DEĞER
84,8
1.226,0
14,5
90,5
1.435,0
15,9
6,7
17,1
KLİMALAR VE SOĞUTMA MAKİNELERİ
288,9
1.151,0
4,0
294,0
1.341,0
4,6
1,7
16,5
YIKAMA VE KURUTMA MAKİNELERİ
269,8
734,3
2,7
283,4
852,7
3,0
5,1
16,1
İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER
158,4
525,8
3,3
186,7
673,9
3,6
17,9
28,2
POMPALAR VE KOMPRESÖRLER
60,9
442,0
7,3
71,7
565,3
7,9
17,7
27,9
TAKIM TEZGÂHLARI
57,1
381,9
6,7
64,6
482,6
7,5
13,1
26,4
TARIM VE ORMANCILIKTA KULLANILAN MAKİNELER
86,6
387,0
4,5
98,6
464,3
4,7
13,8
20,0
9,4
325,6
34,4
9,9
402,3
40,6
4,8
23,5
TEKSTİL VE KONFEKSİYON MAKİNELERİ
48,9
282,8
5,8
56,1
345,6
6,2
14,7
22,2
VANALAR
30,8
278,7
9,0
34,0
333,0
9,8
10,2
19,5
SİLAH VE MÜHİMMAT
14,0
227,8
16,2
13,7
323,2
23,5
-2,2
41,9
GIDA SANAYİİ MAKİNELERİ
52,8
266,9
5,0
54,4
310,0
5,7
3,0
16,1
REAKTÖRLER VE KAZANLAR
32,7
248,8
7,6
32,5
307,4
9,4
-0,7
23,6
ISITICILAR VE FIRINLAR
25,4
177,6
7,0
29,8
214,4
7,2
17,4
20,7
HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ, KALIPLAR
23,9
185,0
7,7
27,4
214,2
7,8
14,5
15,8
YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEMEYE MAHSUS MAKİNELER
37,1
152,4
4,1
46,9
208,3
4,4
26,3
36,7
KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME VE İMALATINA AİT MAKİNELER
8,2
88,5
10,7
10,9
117,0
10,7
31,7
32,1
AMBALAJ MAKİNELERİ
4,8
93,0
19,0
6,2
111,1
17,7
28,5
19,4
BÜRO MAKİNELERİ
2,2
85,9
37,5
2,2
89,9
40,3
-2,9
4,6
RULMANLAR
6,6
73,1
11,0
7,7
86,0
11,1
16,6
17,7
KÂĞIT İMALİNE VE MATBAACILIĞA MAHSUS MAKİNELER
7,8
49,3
6,3
7,8
60,1
7,7
0,0
22,0
DERİ İŞLEME VE İMALAT MAKİNELERİ
1,7
9,0
5,1
1,1
6,7
5,8
-35,0
-25,9
102,7
669,4
6,5
120,9
831,0
6,9
17,7
24,1
1.416,0
8.063,0
5,7
1.552,0
9.777,0
6,3
9,5
21,2
TÜRBİNLER, TURBOJET, TURBOPROPELLER, HİDROLİK SİLİNDİRLER
DİĞER MAKİNELER TOPLAM
99 • AĞUSTOS 2018
GÖSTERGELER
AMBALAJ MAKİNELERİ AMBALAJ MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 TEMMUZ)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2017 YILI ÜLKE
2018 YILI
DEĞİŞİM (%)
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR (BİN TON
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
CEZAYİR
0,3
8,0
22,9
0,3
8,5
22,8
5,6
5,2
IRAK
0,4
8,0
16,2
0,6
8,0
13,0
24,3
-0,3
İTALYA
0,1
2,7
26,3
0,3
6,3
19,6
214,3
133,7
ALMANYA
0,2
4,0
13,8
0,4
5,0
12,2
40,1
23,8
İRAN
0,2
11,0
37,6
0,2
4,6
19,5
-19,8
-58,3
MISIR
0,08
1,6
19,0
0,1
4,2
23,4
112,2
161,4
RUSYA
0,03
1,0
29,6
0,1
3,6
31,9
227,1
252,2
SUUDİ ARABİSTAN
0,1
2,9
21,4
0,1
3,1
17,2
31,4
5,6
ÖZBEKİSTAN
0,08
1,4
16,5
0,1
2,8
20,9
54,6
95,9
AZERBAYCAN
0,1
2,3
22,2
0,1
2,8
22,7
17,5
20,3
MAL GRUBU TOPLAMI
4,8
93,0
19,0
6,2
111,1
17,7
28,5
19,4
BÜRO MAKİNELERİ BÜRO MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 TEMMUZ)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2017 YILI ÜLKE
2018 YILI
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR (BİN TON
HOLLANDA
0,1
9,5
67,5
0,09
12,7
127,7
-29,7
33,0
KKTC
0,2
8,8
44,0
0,1
82,0
42,1
-3,2
-7,3
UMMAN
0,0001
0,008
67,6
0,006
6,6
1.048,5
4.819,3
AVUSTURYA
0,03
2,7
76,6
0,07
6,4
89,0
103,2
136,2
ABD
0,003
4,2
1.345,5
0,01
6,4
538,5
277,4
51,0
ALMANYA
0,1
5,7
35,1
0,1
5,8
32,8
9,2
2,0
MACARİSTAN
0,01
2,6
176,1
0,01
3,1
184,9
11,5
17,1
BAE
0,3
2,4
72,2
0,01
2,4
236,9
-69,2
1,0
İRAN
0,6
4,1
6,3
0,7
2,4
3,3
11,9
-40,7
İRLANDA
0,003
0,3
99,1
0,005
2,0
354,3
71,8
513,9
MAL GRUBU TOPLAMI
2,2
85,9
37,5
2,2
89,9
40,3
-2,9
4,6
• 100
DEĞER (MİLYON $)
DEĞİŞİM (%) $/KG
MİKTAR
DEĞER
76.148,6
TEMMUZ 2018
DERİ İŞLEME VE İMALAT MAKİNELERİ DERİ İŞLEME VE İMALAT MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 TEMMUZ)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2017 YILI ÜLKE
MİKTAR (BİN TON)
İTALYA
0,1
BEYAZ RUSYA
DEĞER (MİLYON $)
2018 YILI
DEĞİŞİM (%)
$/KG
MİKTAR (BİN TON
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
0,9
6,2
0,1
0,9
6,2
0,4
0,01
0,1
11,5
0,02
0,5
20,0
177,7
RUSYA
0,1
0,8
7,2
0,06
0,4
8,0
-46,1
-39,7
PORTEKİZ
0,01
0,1
10,1
0,03
0,4
13,3
241,5
348,9
ÖZBEKİSTAN
0,02
0,1
6,8
0,05
0,3
7,2
98,6
109,5
ÇİN
0,2
1,6
7,0
0,01
0,3
23,9
-93,8
-78,9
AZERBAYCAN
0,1
0,2
1,3
0,1
0,3
3,1
-33,8
62,7
CEZAYİR
0,02
0,1
6,7
0,04
0,2
6,7
96,3
97,4
BULGARİSTAN
0,05
1,0
19,0
0,03
0,2
8,2
-39,4
-73,7
MISIR
0,1
0,3
2,8
0,1
0,2
1,8
6,2
-30,9
MAL GRUBU TOPLAMI
1,7
9,0
5,1
1,1
6,7
5,8
-35,0
-25,9
MİKTAR
DEĞER 0,1 -
GIDA SANAYİİ MAKİNELERİ GIDA SANAYİİ MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 TEMMUZ)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2017 YILI ÜLKE
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
2018 YILI
DEĞİŞİM (%)
$/KG
MİKTAR (BİN TON
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
CEZAYİR
7,9
28,5
3,6
6,9
38,0
5,5
-13,3
33,4
ÖZBEKİSTAN
4,8
17,9
3,7
3,8
21,2
5,4
-18,9
17,8
KAZAKİSTAN
7,0
23,5
3,3
3,4
15,9
4,6
-50,5
-32,2
IRAK
1,6
7,3
4,4
4,5
15,6
3,5
170,7
111,9
MISIR
2,7
11,4
4,1
2,5
11,5
4,5
-6,0
1,4
SUDAN
0,4
3,6
8,6
1,4
11,4
8,0
235,0
210,1
İRAN
4,3
14,2
3,3
2,6
10,5
3,9
-37,8
-26,3
AZERBAYCAN
1,1
6,9
6,3
2,4
10,4
4,3
119,1
51,1
RUSYA
0,8
6,1
6,9
1,2
8,6
7,0
38,8
40,7
UKRAYNA
0,6
3,1
4,8
1,1
6,4
5,4
86,1
107,3
52,8
266,9
5,0
54,4
310,0
5,7
3,0
16,1
MAL GRUBU TOPLAMI
101 • AĞUSTOS 2018
GÖSTERGELER
HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 TEMMUZ)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2017 YILI ÜLKE
2018 YILI
DEĞİŞİM (%)
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR (BİN TON
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
ALMANYA
3,3
27,1
8,1
3,6
29,3
8,1
8,2
8,2
RUSYA
1,0
16,3
15,0
1,1
17,2
15,0
5,4
5,7
CEZAYİR
0,8
7,9
9,0
2,0
17,1
8,3
135,4
116,4
İTALYA
1,5
8,1
5,4
2,5
15,9
6,2
70,0
95,5
İRAN
1,6
11,1
6,7
1,7
11,4
6,5
5,9
2,7
BULGARİSTAN
0,3
10,5
30,9
0,5
7,6
13,2
68,9
-27,6
MISIR
0,9
4,2
4,6
1,3
7,0
5,4
41,7
67,4
MACARİSTAN
0,2
3,2
14,4
0,4
7,0
16,0
97,1
119,2
ROMANYA
0,9
8,1
8,6
0,8
5,9
7,2
-13,1
-26,9
ABD
1,0
4,7
4,3
1,1
5,3
4,9
0,6
13,3
23,9
185,0
7,7
27,4
214,2
7,8
14,5
15,8
MAL GRUBU TOPLAMI
DEĞER
ISITICILAR VE FIRINLAR ISITICILAR VE FIRINLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 TEMMUZ)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2017 YILI ÜLKE
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
2018 YILI
DEĞİŞİM (%)
$/KG
MİKTAR (BİN TON
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
ALMANYA
2,8
16,1
5,7
3,2
21,4
6,7
14,1
33,2
İTALYA
1,6
10,4
6,4
1,6
12,7
7,9
-1,1
22,6
FRANSA
1,0
6,2
5,8
2,0
11,2
5,5
89,2
80,7
RUSYA
1,1
7,1
6,3
1,1
8,5
7,5
0,1
20,7
İSPANYA
0,7
3,5
4,7
1,0
7,7
7,5
35,8
119,1
ÇİN
0,8
8,9
10,1
0,6
7,7
12,1
-27,5
-13,5
CEZAYİR
0,7
6,2
8,5
0,6
7,4
11,3
-11,2
18,0
SUUDİ ARABİSTAN
0,6
5,8
9,6
0,6
6,7
9,9
12,9
15,5
AZERBAYCAN
0,4
3,3
8,3
1,1
6,2
5,4
185,4
86,6
İRAN
0,6
4,8
8,0
0,4
5,9
12,5
-21,5
21,9
25,4
177,6
7,0
29,8
214,4
7,2
17,4
20,7
MAL GRUBU TOPLAMI
• 102
TEMMUZ 2018
İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 TEMMUZ) 2017 YILI ÜLKE
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2018 YILI
DEĞİŞİM (%)
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR (BİN TON
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
ALMANYA
8,1
33,3
4,1
12,9
56,3
4,4
58,3
69,3
HOLLANDA
7,2
14,1
1,9
12,8
42,2
3,3
76,3
198,3
CEZAYİR
9,9
38,0
3,8
7,5
30,6
4,1
-24,4
-19,3
11,2
21,6
1,9
10,6
28,1
2,7
-5,6
30,0
RUSYA
2,4
13,4
5,5
4,5
23,0
5,1
84,3
71,3
FRANSA
2,7
10,9
4,1
5,2
22,4
4,3
92,4
105,4
EGE SERBEST BÖLGESİ
8,5
21,0
2,5
7,1
19,6
2,8
-16,5
-6,3
AVUSTURYA
3,0
14,5
4,8
3,7
18,6
5,0
23,0
27,9
ABD
4,7
15,1
3,2
5,4
18,1
3,3
14,1
20,4
İTALYA
4,2
12,9
3,1
4,4
16,2
3,6
5,7
25,2
158,4
525,8
3,3
186,7
673,9
3,6
17,9
28,2
İNGİLTERE
MAL GRUBU TOPLAMI
103 • AĞUSTOS 2018
GÖSTERGELER
KÂĞIT İMALİNE VE MATBAACILIĞA MAHSUS MAKİNELER KÂĞIT İMALİNE VE MATBAACILIĞA MAHSUS MAKİNELER İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 TEMMUZ) 2017 YILI ÜLKE
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2018 YILI
DEĞİŞİM (%)
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR (BİN TON
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
ALMANYA
1,1
5,4
4,7
1,3
9,0
6,8
14,6
65,5
İTALYA
0,6
2,9
4,3
0,7
4,5
6,6
1,3
54,7
AZERBAYCAN
0,1
0,7
5,1
0,3
2,8
7,2
157,1
260,2
İRAN
1,1
2,8
2,5
0,5
2,7
4,8
-51,2
-4,5
NİJERYA
0,02
0,3
17,6
0,1
2,6
13,8
806,7
611,8
RUSYA
0,2
2,6
13,0
0,1
2,2
13,3
-18,2
-16,1
BULGARİSTAN
0,1
2,2
11,1
0,2
2,0
9,6
6,9
-8,0
İNGİLTERE
0,07
0,8
11,7
0,1
1,8
13,3
87,5
111,8
FRANSA
0,1
1,3
8,3
0,07
1,8
24,7
-55,4
32,5
YUNANİSTAN
0,08
0,6
7,6
0,06
1,7
27,7
-25,8
168,4
MAL GRUBU TOPLAMI
7,8
49,3
6,3
7,8
60,1
7,7
0,0
22,0
KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME MAKİNELERİ KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 TEMMUZ) 2017 YILI
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2018 YILI
ÜLKE
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR (BİN TON
RUSYA
0,5
7,3
14,1
0,8
ROMANYA
0,3
3,7
10,7
CEZAYİR
0,6
6,2
ALMANYA
0,2
İRAN
DEĞER (MİLYON $)
DEĞİŞİM (%) $/KG
MİKTAR
DEĞER
12,8
15,4
60,3
74,9
0,6
5,6
8,2
98,7
50,8
10,3
0,5
5,6
10,9
-13,0
-8,5
3,7
14,9
0,5
5,5
10,5
113,6
49,9
0,5
5,3
9,7
0,5
5,4
9,9
-1,2
0,7
IRAK
0,3
1,9
5,9
0,4
5,0
10,3
49,6
162,8
UKRAYNA
0,2
2,0
9,5
0,4
4,9
11,2
106,8
144,3
ÖZBEKİSTAN
0,3
3,2
10,0
0,3
3,9
11,5
5,3
21,7
ABD
0,08
1,7
20,7
0,1
3,1
18,4
99,6
77,3
BREZİLYA
0,03
0,2
6,4
0,2
3,0
11,2
681,4
1.276,9
MAL GRUBU TOPLAMI
8,2
88,5
10,7
10,9
117,0
10,7
31,7
32,1
• 104
TEMMUZ 2018
KLİMALAR VE SOĞUTMA MAKİNELERİ KLİMALAR VE SOĞUTMA MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 TEMMUZ)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2017 YILI ÜLKE
2018 YILI
DEĞİŞİM (%)
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR (BİN TON
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
ALMANYA
28,7
112,7
3,9
30,2
130,7
4,3
5,3
15,9
İTALYA
24,7
94,4
3,8
24,5
117,5
4,8
-0,7
24,5
İNGİLTERE
30,9
104,2
3,4
31,2
115,8
3,7
1,0
11,1
8,0
65,8
8,1
9,6
98,4
10,2
19,7
49,7
FRANSA
20,3
64,5
3,2
21,7
79,3
3,6
6,8
23,0
İSPANYA
17,2
56,0
3,3
15,1
56,1
3,7
-11,9
0,3
ROMANYA
8,1
28,3
3,5
8,9
39,6
4,4
9,1
39,9
POLONYA
7,8
32,3
4,1
8,9
38,6
4,3
14,3
19,6
FAS
8,5
29,5
3,5
10,1
38,4
3,8
18,4
30,0
10,3
39,5
3,8
8,2
35,6
4,3
-20,1
-10,0
288,9
1.151,0
4,0
294,0
1.341,0
4,6
1,7
16,5
ABD
İSRAİL MAL GRUBU TOPLAMI
105 • AĞUSTOS 2018
GÖSTERGELER
MOTORLAR MOTORLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 TEMMUZ)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI
ÜLKE
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
2018 YILI
DEĞİŞİM (%)
$/KG
MİKTAR (BİN TON
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
ALMANYA
18,8
592,7
31,4
17,3
612,8
35,3
-8,1
3,4
ROMANYA
10,3
137,1
13,2
14,9
229,5
15,3
44,3
67,4
FAS
3,5
42,4
12,1
5,4
75,8
14,0
54,3
78,8
İNGİLTERE
6,6
39,7
6,0
11,3
60,6
5,3
72,3
52,5
İTALYA
1,6
44,2
26,4
1,9
52,6
27,3
14,9
18,9
İRAN
13,3
102,5
7,7
5,9
46,9
7,9
-55,4
-54,2
ABD
1,3
22,7
16,6
1,8
44,3
24,4
32,6
94,6
CEZAYİR
1,3
13,9
10,7
3,2
40,2
12,5
146,5
189,3
FRANSA
1,3
21,2
15,6
1,9
28,3
14,4
44,3
33,0
POLONYA
1,2
21,8
17,2
1,6
26,7
16,3
29,0
22,1
84,8
1.226,0
14,5
90,5
1.435,0
15,9
6,7
17,1
MAL GRUBU TOPLAMI
• 106
TEMMUZ 2018
POMPA VE KOMPRESÖRLER POMPA VE KOMPRESÖR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 TEMMUZ)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2017 YILI ÜLKE
2018 YILI
DEĞİŞİM (%)
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR (BİN TON
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
13,0
95,9
7,4
14,9
125,5
8,4
14,4
30,8
ABD
4,0
30,0
7,5
4,6
39,5
8,5
16,6
31,7
İTALYA
2,2
15,1
6,7
3,2
20,9
6,4
46,0
38,8
RUSYA
1,1
9,1
7,8
2,0
16,9
8,4
73,9
86,0
İNGİLTERE
2,3
14,5
6,3
2,1
15,8
7,4
-8,8
8,4
POLONYA
1,5
11,9
7,5
1,9
15,1
7,7
23,8
26,8
EGE SERBEST BÖLGESİ
1,5
9,6
6,1
2,1
13,5
6,4
33,8
40,3
IRAK
1,8
12,3
6,8
2,0
13,1
6,5
11,0
6,6
İRAN
2,0
16,9
8,3
1,4
12,7
9,0
-30,8
-24,5
FRANSA
1,4
9,1
6,3
2,0
12,7
6,1
45,2
39,7
60,9
442,0
7,3
71,7
565,3
7,9
17,7
27,9
ALMANYA
MAL GRUBU TOPLAMI
REAKTÖR VE KAZANLAR REAKTÖR VE KAZANLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 TEMMUZ)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2017 YILI ÜLKE
2018 YILI
DEĞİŞİM (%)
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR (BİN TON
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
ALMANYA
3,8
52,6
13,8
2,9
53,4
18,3
-23,6
1,5
ÇİN
1,6
20,0
11,9
3,2
35,6
11,1
91,2
77,6
İNGİLTERE
2,2
20,3
8,9
2,9
30,1
10,1
29,8
47,8
İTALYA
1,2
14,0
11,6
2,3
25,5
10,9
93,2
81,2
İSPANYA
1,1
16,0
14,2
1,4
20,2
14,4
24,4
26,3
POLONYA
0,8
9,0
10,8
1,4
19,7
13,8
71,2
118,6
ROMANYA
3,4
18,3
5,4
2,1
17,3
8,0
-36,3
-5,4
RUSYA
1,7
13,4
7,9
1,9
15,9
8,3
11,6
18,0
BELÇİKA
0,6
7,6
11,8
0,6
8,8
12,8
6,5
15,8
UKRAYNA
0,9
6,0
6,6
0,8
6,5
7,5
-4,7
8,2
32,7
248,8
7,6
32,5
307,4
9,4
-0,7
23,6
MAL GRUBU TOPLAMI
107 • AĞUSTOS 2018
GÖSTERGELER
RULMANLAR RULMANLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 TEMMUZ)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI
ÜLKE
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
2018 YILI $/KG
MİKTAR (BİN TON
DEĞER (MİLYON $)
DEĞİŞİM (%) $/KG
MİKTAR
DEĞER
ALMANYA
1,1
21,4
17,9
1,3
24,2
18,1
11,3
13,0
FRANSA
1,1
10,7
9,4
1,1
12,4
10,6
3,0
16,0
ABD
0,7
8,3
11,4
0,6
7,9
13,2
-16,4
-3,9
İNGİLTERE
0,5
3,2
6,0
0,8
4,4
5,5
48,8
36,2
ÇİN
0,3
3,2
8,4
0,5
4,1
8,2
29,6
27,7
KANADA
0,1
4,9
31,8
0,1
3,0
29,7
-33,4
-37,8
POLONYA
0,4
1,8
4,5
0,6
3,0
4,8
55,7
67,8
CEZAYİR
0,05
0,9
17,2
0,1
2,8
18,9
169,4
196,1
AVUSTURYA
0,1
2,3
11,9
0,2
2,6
13,0
2,3
11,5
ÇEKYA
0,2
1,5
5,4
0,4
2,6
6,1
46,2
66,1
MAL GRUBU TOPLAMI
6,6
73,1
11,0
7,7
86,0
11,1
16,6
17,7
TAKIM TEZGÂHLARI TAKIM TEZGÂHLARI İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 TEMMUZ)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2017 YILI ÜLKE
2018 YILI
DEĞİŞİM (%)
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR (BİN TON
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
ALMANYA
4,7
33,3
7,0
4,8
37,4
7,7
2,7
12,1
RUSYA
3,0
17,5
5,8
3,7
27,5
7,3
24,9
56,6
POLONYA
2,2
13,6
6,2
3,4
22,5
6,5
57,5
65,3
ABD
2,8
20,4
7,1
3,1
21,4
6,9
7,9
4,7
CEZAYİR
1,6
13,1
8,1
2,1
20,5
9,6
31,1
56,3
İSPANYA
1,3
10,5
7,8
1,8
15,3
8,4
34,7
45,1
BULGARİSTAN
1,0
9,2
8,6
1,5
12,7
8,1
47,7
37,7
İTALYA
1,9
11,3
5,9
1,9
12,3
6,4
0,8
8,7
FRANSA
1,5
9,2
5,8
1,6
11,9
7,3
3,8
29,2
HOLLANDA
0,8
5,7
7,0
1,4
11,4
8,0
74,5
98,1
57,1
381,9
6,7
64,6
482,6
7,5
13,1
26,4
MAL GRUBU TOPLAMI
• 108
TEMMUZ 2018
TARIM VE ORMANCILIK MAKİNELERİ TARIM VE ORMANCILIK MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 TEMMUZ)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2017 YILI
2018 YILI
ÜLKE
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
ABD
12,3
92,4
7,5
6,4
36,4
AZERBAYCAN
10,4
ÖZBEKİSTAN
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
11,1
91,8
8,2
-9,8
-0,7
5,7
9,2
61,2
6,6
44,1
68,0
42,9
4,1
7,7
31,9
4,1
-25,9
-25,7
1,8
11,7
6,2
4,4
23,6
5,3
135,1
102,1
IRAK
4,9
13,9
2,8
5,6
17,5
3,1
13,9
26,0
RUSYA
1,5
5,7
3,8
2,7
10,2
3,7
82,0
78,2
FAS
2,2
8,3
3,7
2,5
10,2
4,0
14,6
23,0
AVUSTRALYA
1,3
6,1
4,5
2,0
10,1
5,0
47,1
66,0
FRANSA
2,6
7,8
2,9
3,0
9,6
3,1
15,0
22,4
BULGARİSTAN
1,9
6,4
3,2
2,5
9,2
3,6
30,5
44,9
86,6
387,0
4,5
98,6
464,3
4,7
13,8
20,0
İTALYA
MAL GRUBU TOPLAMI
MİKTAR (BİN TON
DEĞİŞİM (%)
TEKSTİL VE KONFEKSİYON MAKİNELERİ TEKSTİL VE KONFEKSİYON MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 TEMMUZ)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2017 YILI ÜLKE
2018 YILI
DEĞİŞİM (%)
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR (BİN TON
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
İNGİLTERE
5,8
23,5
4,0
8,4
39,0
4,6
44,6
65,7
BANGLADEŞ
2,1
23,4
11,0
2,4
28,7
11,8
14,3
22,5
ALMANYA
3,9
21,3
5,4
3,9
25,1
6,4
0,3
17,7
ÖZBEKİSTAN
1,8
19,4
10,5
2,0
21,7
10,7
9,7
12,0
FRANSA
2,9
13,0
4,5
3,1
15,8
5,0
9,1
21,6
HİNDİSTAN
3,7
14,0
3,7
4,7
14,6
3,1
25,0
4,4
GÜNEY KORE
0,2
1,0
5,4
2,7
14,4
5,2
1.263,6
1.211,7
İTALYA
1,6
11,2
6,8
1,8
12,7
6,8
12,2
13,3
MISIR
2,6
15,1
5,7
1,8
11,2
6,0
-29,4
-26,0
PAKİSTAN
2,1
10,9
5,0
1,7
10,4
6,0
-19,6
-4,7
48,9
282,8
5,8
56,1
345,6
6,2
14,7
22,2
MAL GRUBU TOPLAMI
109 • AĞUSTOS 2018
GÖSTERGELER
TÜRBİN, TURBOJET, HİDROLİK SİLİNDİR TÜRBİN, TURBOJET, HİDROLİK SİLİNDİR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 TEMMUZ)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2017 YILI ÜLKE
MİKTAR (BİN TON)
ABD
0,3
HİNDİSTAN
DEĞER (MİLYON $)
2018 YILI $/KG
MİKTAR (BİN TON
142,5
378,5
0,5
0,1
54,3
537,2
ALMANYA
2,2
20,8
9,4
POLONYA
0,09
37,3
İSPANYA
0,01
BELÇİKA
DEĞER (MİLYON $)
DEĞİŞİM (%) $/KG
MİKTAR
DEĞER
216,3
376,8
52,5
51,8
0,1
44,6
303,2
45,5
-17,9
3,0
39,6
13,0
36,6
90,5
406,2
0,08
12,9
154,9
-9,1
-65,4
4,9
341,8
0,03
12,5
371,4
133,3
153,5
0,09
8,6
95,2
0,1
11,8
68,8
90,4
37,6
İSVİÇRE
0,01
0,2
20,6
0,1
10,2
66,7
1.030,9
3.555,9
FRANSA
0,3
7,3
20,7
0,4
8,4
19,7
21,1
15,3
İNGİLTERE
0,03
4,7
146,3
0,07
4,5
58,7
139,4
-3,9
AVUSTURYA
0,5
2,3
4,3
0,6
3,3
5,4
14,4
44,2
MAL GRUBU TOPLAMI
9,4
325,6
34,4
9,9
402,2
40,6
4,8
23,5
• 110
TEMMUZ 2018
VANALAR VANALAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 TEMMUZ)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI
ÜLKE
2018 YILI
DEĞİŞİM (%)
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR (BİN TON
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
ALMANYA
5,3
47,2
8,9
5,9
52,9
8,9
12,0
12,1
IRAK
2,2
18,9
8,3
2,3
23,8
10,1
4,1
26,0
MISIR
1,6
17,2
10,7
1,5
15,8
10,0
-1,2
-8,1
FRANSA
0,8
7,2
9,0
1,0
13,3
12,3
34,7
82,8
ABD
0,5
11,4
19,2
0,5
12,2
20,8
-0,9
7,4
ÇİN
0,1
5,6
29,1
0,2
10,3
43,6
21,8
82,2
İNGİLTERE
0,6
7,0
11,2
0,6
9,8
15,1
2,6
39,0
İRAN
1,0
8,4
8,2
0,9
9,2
9,9
-9,3
9,4
AZERBAYCAN
0,7
5,3
7,1
1,0
8,6
7,9
46,2
61,7
İTALYA
0,8
6,7
7,7
0,8
7,9
9,0
2,0
18,4
30,8
278,7
9,0
34,0
333,0
9,8
10,2
19,5
MAL GRUBU TOPLAMI
YIKAMA VE KURUTMA MAKİNELERİ YIKAMA VE KURUTMA MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 TEMMUZ)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2017 YILI ÜLKE
2018 YILI
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR (BİN TON
İNGİLTERE
46,1
116,7
2,5
54,0
151,9
2,8
17,0
30,2
FRANSA
31,3
79,9
2,5
29,8
85,7
2,9
-4,8
7,3
ALMANYA
24,2
68,2
2,8
25,8
79,6
3,1
6,5
16,6
İSPANYA
24,9
63,0
2,5
27,6
77,6
2,8
10,8
23,1
İTALYA
27,4
63,4
2,3
24,8
64,8
2,6
-9,3
2,1
POLONYA
8,7
24,6
2,8
8,6
28,6
3,3
-0,8
16,2
İSVEÇ
7,7
22,9
3,0
8,4
27,9
3,3
9,4
21,7
AVUSTRALYA
5,4
18,0
3,3
5,5
20,4
3,7
2,3
13,3
ROMANYA
6,7
16,0
2,4
6,6
17,7
2,7
-1,5
11,1
İSRAİL
5,8
14,9
2,6
4,5
12,8
2,9
-23,0
-14,1
269,8
734,3
2,7
283,4
852,7
3,0
5,1
16,1
MAL GRUBU TOPLAMI
DEĞER (MİLYON $)
DEĞİŞİM (%) $/KG
MİKTAR
DEĞER
111 • AĞUSTOS 2018
GÖSTERGELER
YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEME MAKİNELERİ YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEME MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 TEMMUZ) 2017 YILI ÜLKE
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2018 YILI
DEĞİŞİM (%)
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR (BİN TON
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
CEZAYİR
2,4
9,8
4,0
3,5
15,1
4,3
43,8
53,9
ABD
1,1
7,6
6,8
1,7
10,9
6,1
59,4
43,4
RUSYA
1,4
5,3
3,6
2,1
9,8
4,7
42,1
84,0
ALMANYA
2,0
7,0
3,4
3,3
9,6
2,9
65,3
37,3
ROMANYA
0,7
3,2
4,4
1,1
8,9
7,6
61,4
177,3
HOLLANDA
2,1
3,6
1,7
1,5
7,6
5,0
-28,1
111,0
İSRAİL
0,9
3,5
3,6
1,7
7,3
4,2
74,2
106,9
AZERBAYCAN
0,9
3,8
4,1
1,9
6,9
3,5
111,1
81,8
ÖZBEKİSTAN
0,3
2,0
6,7
1,5
6,5
4,3
409,5
224,3
FRANSA
0,6
2,8
4,2
0,8
6,3
7,0
34,6
123,3
37,1
152,4
4,1
46,9
208,3
4,4
26,3
36,7
MAL GRUBU TOPLAMI
DİĞER MAKİNELER DİĞER MAKİNELER İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 TEMMUZ)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2017 YILI ÜLKE
2018 YILI
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR (BİN TON
ALMANYA
17,0
94,0
5,5
18,1
İTALYA
10,8
46,6
4,3
FRANSA
3,7
29,9
ABD
2,5
İRAN
DEĞER (MİLYON $)
DEĞİŞİM (%) $/KG
MİKTAR
DEĞER
116,6
6,4
6,0
24,0
11,6
51,1
4,4
7,9
9,7
7,9
5,8
43,0
7,3
54,8
43,9
29,2
11,7
3,1
35,3
11,1
26,6
21,0
3,7
36,9
10,0
2,3
27,7
11,9
-37,0
-25,0
ÖZBEKİSTAN
1,1
9,1
7,9
3,1
27,6
8,7
173,7
202,2
RUSYA
1,9
14,5
7,4
2,3
23,3
10,0
18,7
60,7
İSPANYA
2,2
15,6
7,1
2,6
22,1
8,2
21,5
41,3
İNGİLTERE
2,6
16,9
6,5
2,3
21,8
9,3
-9,9
28,8
BELÇİKA
4,9
18,2
3,7
5,2
20,1
3,8
5,8
10,3
102,7
669,4
6,5
120,9
831,0
6,9
17,7
24,1
MAL GRUBU TOPLAMI
• 112
TEMMUZ 2018
MAKİNE SEKTÖRÜNÜN TAMAMI İTİBARIYLA İHRACAT GERÇEKLEŞTİRİLEN İLK 20 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 TEMMUZ) 2017 YILI ÜLKE ALMANYA
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2018 YILI $/KG
MİKTAR (BİN TON
DEĞER (MİLYON $)
DEĞİŞİM (%) $/KG
MİKTAR
DEĞER
143
1.275
8,9
156
1.454
9,3
9,2
14,0
46
544
11,7
49
700
14,4
5,2
28,7
114
403
3,5
129
520
4,0
13,4
29,1
İTALYA
90
404
4,5
95
502
5,3
5,7
24,2
ROMANYA
42
266
6,4
49
395
8,0
17,8
48,9
FRANSA
75
301
4,0
83
380
4,6
10,6
26,5
İSPANYA
58
231
4,0
58
273
4,7
0,5
18,1
CEZAYİR
42
206
4,9
42
264
6,3
-0,1
28,2
RUSYA
25
161
6,5
35
236
6,8
39,1
47,1
POLONYA
29
197
6,8
34
220
6,4
18,0
11,7
İRAN
53
322
6,1
32
208
6,4
-39,0
-35,4
FAS
25
131
5,2
30
185
6,3
16,7
41,0
IRAK
39
177
4,6
39
182
4,7
-0,5
3,0
ÖZBEKİSTAN
16
102
6,3
25
172
6,9
52,9
68,9
HOLLANDA
23
99
4,3
31
164
5,3
34,1
66,2
HİNDİSTAN
14
129
9,0
21
158
7,5
47,6
22,9
AZERBAYCAN
23
126
5,4
28
153
5,4
21,2
22,0
3
19
6,6
4
152
37,6
36,5
681,0
MISIR
28
123
4,4
35
149
4,3
27,0
21,6
ÇİN
12
92
7,5
15
130
8,5
24,8
41,5
516
2.758
5,3
561
3.178
5,7
8,8
15,2
1.417
8.063
5,7
1.552
9.777
6,3
9,5
21,2
ABD İNGİLTERE
UMMAN
DİĞER TOPLAM
TÜRKİYE’NİN ÜLKELERE GÖRE GENEL İHRACATI (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 TEMMUZ)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI
ÜLKE
MİKTAR (BİN TON)
2018 YILI
DEĞER (MİLYON $)
MİKTAR (BİN TON
DEĞER (MİLYON $)
ALMANYA
1.937
8.283
2.174
9.359
İNGİLTERE
1.823
5.286
1.994
6.179
İTALYA
3.659
4.842
4.234
5.708
ABD
4.495
4.563
4.543
4.643
İSPANYA
3.072
3.537
3.717
4.504
FRANSA
1.035
3.717
1.267
4.470
IRAK
4.796
4.791
4.347
4.026
HOLLANDA
1.073
2.054
1.410
2.766
BELÇİKA ROMANYA
986
1.720
1.375
2.267
1.229
1.712
1.501
2.248
İSRAİL
2.401
1.876
2.582
2.242
RUSYA
1.196
1.318
1.478
1.965
552
1.751
619
1.930
ÇİN
POLONYA
4.177
1.555
4.067
1.743
MISIR
1.365
1.217
1.515
1.642
BULGARİSTAN
1.325
1.526
1.457
1.512
897
1.773
959
1.495
SUUDİ ARABİSTAN
1.020
1.658
878
1.495
YUNANİSTAN
1.215
862
1.511
1.171
İRAN
678
1.030
513
1.161
DİĞER
CEZAYİR
28.255
27.831
27.851
31.282
TOPLAM
67.197
82.913
70.003
93.820 113 • AĞUSTOS 2018
FUARLAR
ALMANYA IAA COMMERCIAL VEHICLES İş Makineleri, Ticari Araçlar 20-27 Eylül 2018 @Hannover EUROBLECH Metal İşleme Teknolojileri 23-26 Ekim 2018 @Hannover INTEC 2019 İmalat, Metal İşleme ve Otomasyon 5-8 Şubat 2019 @Leipzig HANNOVER MESSE Sanayi 1-5 Nisan 2019 @Hannover BAUMA 2019 İş ve İnşaat Makineleri 8-14 Nisan 2019 @Münih ABD IMTS Metal İşleme Teknolojileri 10-15 Eylül 2018 @Şikago FABTECH Metal İşleme Makineleri 11-14 Kasım 2019 @Şikago
LIGNA 2019 Ağaç İşleme Makineleri 27-31 Mayıs 2019 @Hannover INTERLIFT 2019 Asansör ve Ekipmanları 15-18 Ekim 2019 @Augsburg K FUARI 2019 Plastik ve Kauçuk Makineleri 16-23 Ekim 2019 @Düsseldorf AGRITECHNICA Tarım Makineleri 10-16 Kasım 2019 @Hannover
İTALYA EIMA Tarım Makinaları 7-11 Kasım 2018 @Bologna
İSPANYA ITMA 2019 Tekstil ve Konfeksiyon Makineleri 20-26 Haziran 2019 @Barselona
• 114
GÜRCİSTAN
RUSYA
AQUA-THERM TIFLIS Isıtma, Soğutma, Klima ve Tesisat Aralık 2018 @Tiflis
AGROSALON Tarım Makineleri 9-12 Ekim 2018 @Moskova METALLOOBROBOTKA Metal İşleme Makineleri 27-31 Mayıs 2019 @Moskova
İRAN TAHRAN SANAYİ FUARI Sanayi Fuarı 6-9 Ekim 2018 @Tahran IRAN HVAC&R Isıtma, Soğutma, Klima ve Tesisat 23-26 Ekim 2018 @Tahran
BAE DUBAI BIG 5 Yapı ve İnşaat 26-29 Kasım 2018 @BAE
ÇİN WMF/CIFF Ağaç İşleme Makineleri 10-13 Eylül 2018 @Şangay
VİETNAM
CEMAT İç Lojistik Ekipmanları, Otomasyon, Forklift, Lojistik Teknolojileri, Taşıma Ekipmanları, Nakliye Sistemleri 6-9 Kasım 2018 @Şangay
VTG THE 18TH VIETNAM INT’L TEXTILE AND GARMENT INDUSTRY EXHIBITION Tekstil ve Konfeksiyon Makineleri 21-24 Kasım 2018 @Ho Chi Minh City
BAUMA CHINA İş ve İnşaat Makinaları, Madencilik Makine ve Ekipmanları, Beton Makine ve Ekipmanları, Asfalt Üretim Tesisleri, Komponentler 27-30 Kasım 2018 @Şangay
115 • AĞUSTOS 2018
ADRESLER Makine İhracatçıları Birliği (MAİB)................................................................................................... 0312 447 27 40............................................................. www.makinebirlik.com Türkiye’nin Makinecileri.......................................................................................................................... 0312 447 27 40........................................... www.turkiyeninmakinecileri.org Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu (MAKFED)............................................... 0312 426 40 50.........................................................................www.makfed.org Makine Sanayi Sektör Platformu (MSSP)...................................................................................... 0312 447 27 40..................................................www.turkmakinesanayi.com TURQUM®........................................................................................................................................................ 0312 447 27 40.......................................................................www.turqum.com
RESMİ KURUMLAR Ekonomi Bakanlığı...................................................................................................................................... 0312 204 75 00..................................................................www.ekonomi.gov.tr Maliye Bakanlığı.......................................................................................................................................... 0312 415 29 00......................................................................www.maliye.gov.tr Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı................................................................................................. 0312 201 50 00......................................................................www.sanayi.gov.tr Gümrük ve Ticaret Bakanlığı................................................................................................................. 0312 449 10 00............................................................................ www.gtb.gov.tr Kalkınma Bakanlığı.................................................................................................................................... 0312 294 50 00.................................................................www.kalkinma.gov.tr Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği....................................................................................................... 0312 218 20 00.......................................................................... www.tobb.org.tr Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu................................................................................................................ 0212 339 50 00............................................................................www.deik.org.tr Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı....................................................................... 0312 939 70 00............................................................................www.tika.gov.tr Türkiye İstatistik Kurumu....................................................................................................................... 0312 410 04 10............................................................................www.tuik.gov.tr Hazine Müsteşarlığı................................................................................................................................... 0312 204 60 00......................................................................www.hazine.gov.tr Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK)........................................... 0312 468 53 00.....................................................................www.tubitak.gov.tr
SEKTÖREL ÖRGÜTLER Ağaç İşleme Makine ve Yan Sanayisi İş Adamları Derneği (AİMSAD).......................... 0216 511 56 12......................................................................... www.aimsad.org Akışkan Gücü Derneği (AKDER)........................................................................................................... 0212 210 34 23.............................................................................www.akder.org Ambalaj Makinecileri Derneği (AMD).............................................................................................. 0216 545 49 48...........................................................................www.amd.org.tr Anadolu Asansörcüler Derneği (ANASDER).................................................................................. 0312 232 06 40................................................................... www.anasder.org.tr Anadolu Un Sanayicileri Derneği (AUSD)...................................................................................... 0312 281 04 68.......................................................................... www.ausd.org.tr Araç ve Araç Üstü Ekipman ve İş Makinaları Üreticileri Birliği Derneği (ARÜSDER).... 0312 440 18 43.........................................................................www.arusder.org Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği (AYSAD)............................................. 0216 326 49 51........................................................................www.aysad.org.tr Bağlantı Elemanları Sanayici ve İş Adamları Derneği (BESİAD)...................................... 0212 609 06 35............................................................www.besiadturkey.com Elektrikli Vinç İmalatçıları Birliği Derneği (TEVİD)................................................................. 0530 147 87 09.............................................................................. www.tevid.org Endüstriyel Fırın Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (EFSİAD)....................................... 0216 906 00 22....................................................................... www.efsiad.org.tr Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği (ENOSAD)...................................................... 0216 469 46 96.....................................................................www.enosad.org.tr İklimlendirme, Soğutma, Klima İmalatçıları Derneği (İSKİD).......................................... 0216 469 44 96...........................................................................www.iskid.org.tr İstanbul Madeni Eşya Sanatkârları (İMES) Sanayi Sitesi.................................................... 0 216 364 33 47.............................................................................www.imes.org İstif Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Derneği (İSDER)..................................... 0216 467 09 46.......................................................................... www.isder.org.tr İş ve İnşaat Makineleri Kümelenmesi (İŞİM).............................................................................. 0312 385 50 90............................................................................www.isim.org.tr İş Makinaları Mühendisleri Birliği (İMMB)................................................................................... 0312 385 78 94........................................................... www.ismakinalari.org.tr Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Birliği (KBSB)..................................................................... 0532 689 25 73...........................................................................www.kbsb.org.tr Makina İmalatçıları Birliği (MİB)....................................................................................................... 0312 468 37 49............................................................................ www.mib.org.tr OSTİM Organize Sanayi Bölgesi (OSTİM)..................................................................................... 0312 385 50 90........................................................................ www.ostim.org.tr Öncü Sanayici ve İşadamları Derneği (ÖNCÜDER).................................................................. 0312 395 73 90......................................................................www.oncuder.com Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER)............................................................................................ 0212 444 20 85..........................................................................www.pagder.org Sağlık Gereçleri Üreticileri ve Temsilcileri Derneği (SADER)............................................... 0312 433 77 88.........................................................................www.sader.org.tr Sakarya 2. Organize Sanayi Bölgesi (S2OSB)............................................................................... 0264 654 58 33........................................................................ www.s2osb.org.tr Sakarya Makina İmalatçıları Birliği (SAMİB).............................................................................. 0264 241 05 57........................................................................www.samib.org.tr Tekstil Makine ve Aksesuarları Sanayicileri Derneği (TEMSAD)....................................... 0212 552 76 60.......................................................................www.temsad.com Tüm Tıbbi Cihaz Üretici ve Tedarikçi Dernekleri Federasyonu (TÜMDEF)................... 0312 468 69 84.........................................................................www.tumdef.org Tüm Asansör Sanayici ve İşadamları Derneği (TASİAD)....................................................... 0216 324 94 36....................................................................... www.tasiad.org.tr TOBB Türkiye Makine ve Teçhizat İmalatı Meclisi.................................................................... 0312 218 20 00.......................................................................... www.tobb.org.tr Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB).................................................................. 0850 495 0 666.....................................................................www.tmmob.org.tr Türk Pompa ve Vana Sanayicileri Derneği (POMSAD)............................................................ 0312 255 10 73................................................................... www.pomsad.org.tr Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği (TÜDÖKSAD).................................................................. 0212 267 13 92.................................................................www.tudoksad.org.tr Türkiye İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER)............................ 0216 477 70 77........................................................................ www.imder.org.tr Türkiye Mermer Doğaltaş ve Makinaları Üreticileri Birliği (TÜMMER)......................... 0312 440 83 63....................................................................www.tummer.org.tr Türk Tarım Alet ve Makineleri İmalatçıları Birliği (TARMAKBİR).................................... 0312 419 37 94.................................................................... www.tarmakbir.org Unlu Mamul Makine Üreticiler Birliği (TUMMAB).................................................................... 0224 360 62 91...................................................................... www.tummab.org • 116
e d z i n i v i ş ar
Moment Expo, 10 yılda 10 kitap ve yedi Almanak yayınladı. 2011’den bu yana hazırlanan Almanak’larımız Türkiye’nin Makinecileri’nin faaliyetlerini, makine imalat sektörlerinin yıllık gelişimini, Moment Expo’nun içerik özetini okuyucularıyla paylaşıyor. Sektörün arşiv belgeleri olma misyonunu üstlenen Almanak’larımız 2017’nin yıllık bilançosunu sunuyor.
www.moment-expo.com