MOMENT 128 - WEB - TR

Page 1

MAKINE İHRACATÇILARI BIRLIĞI AYLIK DERGISI

BERİL BÜLBÜLOĞLU:

“KADININ HAYAL GÜCÜ SEKTÖRÜ DÖNÜŞTÜRECEK” ŞANT MANUKYAN:

2019: YAVAŞLA AMA DURMA, DÜŞERSİN!

SAYI: 128



Bugün, Yarın, Daima...

Double-Head Fiber Lazer

HD-F 10025 BH

www.durma.com.tr



İÇİNDEKİLER GÜNDEM

SYF 7

7 GÜNDEM TÜRKİYENİN MAKİNECİLERİ ŞUBAT AYINDA LEIPZIG’E GİDİYOR 8

MAKFED’İN 20’NCİ ÜYESİ EMOSAD OLDU

9

WIN EURASIA, MİB İLE YENİ FIRSATLAR SUNUYOR!

10 YATIRIM TİCARET BAKANLIĞI İHRACAT DESTEKLERİNİ 3 MİLYAR TL’YE ÇIKARDI

TÜRKİYENİN MAKİNECİLERİ ŞUBAT AYINDA LEIPZIG’E GİDİYOR

TİM’DEN

SYF 14

12

TÜRK EKONOMİ BANKASI İHRACATÇIYA 350 MİLYON DOLAR FİNANSMAN DESTEĞİ SAĞLIYOR

13

KOBİ’LERE YÖNELİK ALACAK SİGORTASI BAŞLADI

14 TİM’DEN 2018 İHRACATTA REKOR YILI OLDU 16 OAİB’DEN MOBİLYA VE KÂĞIT SEKTÖRÜ ANTALYA’DA BULUŞTU 17

SERAMİK SEKTÖRÜ ÖNCÜLERİ BİR ARAYA GELDİ

17

İSİB, REFCOLD 2018 FUARINA KATILDI

18 VİTRİN TÜRKİYE’NİN İLK YERLİ MİLLİ TURBOJET MOTORU 19

DOĞA DOSTU SU SOĞUTMA CİHAZI

21

MULTI-PROCESS KAYNAK MAKİNELERİNİ TANIYOR MUSUNUZ?

22

KAPAK MAKINE IHRACATINDA BÜYÜK BAŞARI: 2018 YILINDA %15,5 ILE DÜNYA ORTALAMASININ 4 KATI ARTIŞ

44 KAPAK / MAKALE 2019’DA AR-GE KALDIRACI ETKİSİ İLE İHRACAT ODAĞIMIZ DEVAM EDECEK

2018 İHRACATTA REKOR YILI OLDU

46

KAPAK / MAKALE 2019 YILI İHRACAT RİSKLERİ VE FIRSATLAR

48 ÜLKELERDEN SANAYİ VE TEKNOLOJİ ADASI: JAPONYA

KAPAK

SYF 22

60 POZİTİF “KADININ HAYAL GÜCÜ SEKTÖRÜ DEĞİŞTİRECEK” 64 AR-GE MERKEZİ “ÇAĞIN GEREKLERİNİ DİKKATE ALARAK AR-GE ÜRETİYORUZ” 66 AKADEMİK “ÇÖZÜM ÜRETECEK MAKİNE MÜHENDİSLERİ YETİŞTİRİYORUZ” 72 TEKNOLOJİ BULUT HİZMETLERİ NEDİR? ŞİRKETİNİZE NASIL AVANTAJLAR SAĞLAR? 74 FİNANS 2019: YAVAŞLA AMA DURMA, DÜŞERSİN 76 ANALİZ DÖNÜŞÜMÜ ANLAMAK VE YAKALAMAK

MAKINE IHRACATINDA BÜYÜK BAŞARI: 2018 YILINDA %15,5 ILE DÜNYA ORTALAMASININ 4 KATI ARTIŞ

80 ARAŞTIRMA FACEBOOK PLATFORMLARI EKONOMİYE NASIL KATMA DEĞER YARATIYOR? 84 OTOMOBİL YILIN KAMYONU TÜRKİYELİ F-MAX 86 SPOR HİÇ ÇİM TOPU OYNADINIZ MI? 88 SAĞLIK STRES HASTA EDİYOR!

OTOMOBİL

SYF 84

90 KİTAP OYUNU, BASİTLEŞTİREREK KAZANIN 91

İNSANLARI “OKUMAK”

91

EINSTEIN’IN GÖZÜNDEN DÜNYA

93

KÜLTÜR / SANAT ZORLU PSM’DE ŞUBAT AYI

94 BULMACA 97 GÖSTERGELER MAKİNE İHRACATI 2018’DE YÜZDE 15,5 ARTARAK 17,1 MİLYAR DOLAR OLDU 114 FUARLAR

YILIN KAMYONU TÜRKİYELİ F-MAX

116 ADRESLER 117

MOMENT in ENGLISH 3 • OCAK 2019



EDİTÖRDEN Değerli okurlarımız,

TUGAY SOYKAN

Bir ihracat yılını daha geride bıraktık. Zorluklarla dolu olmasına rağmen 2018 ihracatında, Cumhuriyet tarihimizin rekoru kırıldı ve Türkiye’nin toplam ihracatı 168,1 milyar dolara ulaştı. Bu başarının içerisindeki makine sektörü payı da yüzde 10,1’e yükselirken, Türkiye’nin Makinecileri 17,1 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi ve 222 ülkeye Türk makinesi ihraç etti. Ancak Türkiye’nin Makinecileri’nin asıl vurgulanması gereken başarısı, küresel makine ihracatı yüzde 4 artarken, Türkiye’nin Makinecileri’nin ihracat artışının yüzde 15,5’e ulaşmasıydı. Bu dönemde makine ithalatı ise yüzde 4,7 oranında azaldı ve makine sektörünün dış ticaret açığı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 27,5 düzeyinde azalarak 9,5 milyar dolara geriledi. Veriler, makine sektöründeki ihracatın ithalatı karşılama oranının da bir önceki yıla göre 11 puandan fazla artarak yüzde 64,3 düzeyine yükseldiğini gösteriyor. Diğer yandan, Türkiye’nin Makinecileri, 2018’de de gelişmiş ülkelerdeki rekabetçiliğini sürdürdü. Makine sektörünün en güçlü pazarı olan Almanya’ya gerçekleşen ihracat 2018’de yüzde 6,1 artış göstererek 2 milyar 436 milyon dolara yükselirken, ABD’ye ihracat ise aynı dönemde yüzde 22,7 artarak 1 milyar 275 milyon dolar oldu. Yine bu dönemde, Türkiye’nin Makinecileri, en çok ihracat yaptığı ilk 20 ülke sıralamasında İran hariç tüm ülkelerde yüzde 4 ila yüzde 60 aralığında ihracat artışı gerçekleştirdi. Türkiye’nin Makinecileri’nin sergilediği bu başarı, elbette daha güçlü hedeflere ulaşma yolundaki kararlılığımızı perçinliyor. MAİB Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu’nun da vurguladığı gibi, teknoloji odaklı ilerleyen makine sektöründeki bu yükseliş grafiği sık rastlanılan bir başarı değil. Bu nedenle sektör, yüzde 15 düzeyindeki büyüme hızını koruyarak beş yıl içinde ihracatını ikiye katlamayı ve 2023 yılında 34 milyar dolar seviyesine ulaşmayı hedefliyor. Biz de Moment Expo olarak, sektörün bu büyük hedeflerine, sektörün nabzını tutarak ve sektörün arşivi olarak katkı sağlamaya devam edeceğiz. Bu doğrultuda, 128’inci sayımızda, yine doyurucu içerikler oluşturmaya çalıştık. “Gündem” sayfalarımızda sektörümüzü ilgilendiren önemli gelişmeleri Moment Expo okurları için bir araya getirirken, “Kapak” sayfalarında ise Türk makine sektörünün 2018 yılı karnesine odaklandık. Yukarıda kısaca özetlediğimiz 2018 yılı verilerinin ayrıntılı incelemesini ve sektör derneklerimizin 2018’e ait görüşleri ve 2019 yılına yönelik beklentilerini, Kapak konumuzda okuyabilirsiniz. Elbette, Moment Expo’nun önemli gördüğümüz diğer başlıklarındaki “sektörün sesi olma” misyonumuza da devam ediyoruz. Bu kapsamda, “Pozitif” sayfalarımızda Bülbüloğlu Vinç Yönetim Kurulu Üyesi ve İstanbul Bölge Müdürü Beril Bülbüloğlu’ndan kadınların iş dünyasındaki yükselen konumları ve kadın iş gücünün imalat sektörlerini nasıl dönüştüreceğini dinlerken, “Ar-Ge Merkezi” sayfalarımızda Hid-Tek Ar-Ge Merkezi’ni tanıttık. “Akademik” sayfalarımızın konuğu ise Hitit Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü ve Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Kılıçarslan oldu. Diğer yandan, MAİB Danışmanlarından Alper Karakurt makalesinde yapay zekâ dönüşümünü tartışırken, Ekonomist Şant Manukyan ise “Finans” sayfalarımızda 2019’a yönelik hem bölgesel hem de küresel beklentileri değerlendirdi. Son olarak, Moment Expo içeriklerindeki bir dönüşümden de söz etmeliyim. Dergimizde artık, iş dünyasına yönelik içeriklerimizle birlikte sosyal ve kültürel hayata yönelik içeriklerimiz de olacak. Otomobil, spor, sağlık, kültür sanat ve elbette bulmaca sayfalarımızı beğenerek takip edeceğinizi umuyoruz. Keyifli okumala

MAKİNE İHRACATÇILARI BİRLİĞİ ADINA SAHİBİ Özkan AYDIN

SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Tugay SOYKAN (tugaysoykan@origamimedya.com)

YAYIN KURULU BAŞKANI Kutlu KARAVELİOĞLU

EDİTÖR Tolga ÇATAL (tolga@origamimedya.com)

YAYIN ADRESİ Mecidiyeköy Mah. Atakan Sok. No: 6/7 Şişli / İstanbul T: +90 212 252 87 76 - 77 F: +90 212 211 40 70

YAYIN KURULU Sevda Kayhan YILMAZ, Mehmet AĞRİKLİ, Ahmet ÖZKAYAN, Ali EREN, Halil İbrahim GÖKÇÜOĞLU, Hüseyin DURMAZ, Metin KAR, Mustafa ŞEKERCİ, Önder BÜLBÜLOĞLU, Zeynep Erkunt ARMAĞAN, Özkan AYDIN, Esra ARPINAR, Mehtap ÖNAL

MUHABİR Volkan ÜKÜNÇ (volkan@origamimedya.com)

YAYIN TÜRÜ Süreli, Yerel Dergi

YAYINA HAZIRLAYANLAR Origami Medya

REKLAM KOORDİNATÖRÜ Mustafa AK (mustafa@origamimedya.com) GÖRSEL YÖNETMEN Murat CERİT (murat@origamimedya.com)

MAİB GENEL SEKRETERLİĞİ Ceyhun Atuf Kansu Cad. No: 120 Balgat - Çankaya / Ankara Tel: 0312 447 27 40 Faks: 0312 446 96 05

BASKI VE CİLT KARAKIŞ BASIM MATBAA AMB. VE REK. SAN. TİC.LTD. ŞTİ. Maltepe Mah. Blv Cad. Litros Yolu Sok. 2. Matbaacılar Sitesi 1BF1 Zeytinburnu / İstanbul Tel: +90 212 544 58 20 karakisbasim@gmail.com MOMENT EXPO Dergisi, Origami Medya tarafından T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanmaktadır. “Moment Expo Dergisi” ibaresi kullanılarak alıntı yapılması izne bağlıdır. Moment Expo Dergisi Makine İhracatçıları Birliği’nin 7.500 adet basılan ücretsiz süreli yayınıdır.

5 • OCAK 2019



GÜNDEM

TÜRKİYENİN MAKİNECİLERİ ŞUBAT AYINDA LEIPZIG’E GİDİYOR

M

akine İhracatçıları Birliği (MAİB), Ticaret Bakanlığının koordinatörlüğünde 4-7 Şubat tarihlerinde Almanya’nın Leipzig şehrinde “Makine ve Aksamları Sektörel Ticaret Heyeti” programı düzenleyecek. 20 firmanın katılacağı heyet programı kapsamında, eş zamanlı olarak düzenlenen ve Almanya’da metal işleme alanında düzenlenen önemli bir fuar olan INTEC fuarı da ziyaret edilecek; Türk ve yabancı iş insanları arasında ikili iş görüşmeleri gerçekleştirilecek. Heyet çerçevesinde muhatap kurum ve kuruluşlar ziyaret edilirken, ayrıca fabrika/tesis gezleri de yapılacak. Diğer yandan, dört gün sürecek INTEC fuarı boyunca Türkiye’nin Makinecileri’nin standında ziyaretçi ve katılımcılara Türk makine sektörü hakkında kapsamlı bilgiler de aktarılacak. Hatırlanacağı üzere, 2018’de 33 farklı ülkeden toplam 1382 firmanın katıldığı INTEC fuarını, dört gün boyunca 24 bin 200 sektör profesyoneli ziyaret etmişti.

7 • OCAK 2019


GÜNDEM

MAKFED’İN 20’NCİ ÜYESİ EMOSAD OLDU TÜRK MAKİNE İMALAT SEKTÖRÜNÜN KÜRESEL REKABETTE GÜÇLENMESİ ANA AMACIYLA SEKTÖREL BÜTÜNLEŞMEYİ HEDEFLEYEN MAKİNE İMALAT SANAYİİ DERNEKLERİ FEDERASYONU (MAKFED) ÜYE SAYISINI 20’YE YÜKSELTTİ. ELEKTRİK MOTORLARIYLA İLGİLİ SEKTÖRÜ İLGİLENDİREN HER TÜRLÜ KONUDA BİLGİ SAĞLAMAK VE MESLEKİ ALANDA ÇALIŞMALAR YAPMAK AMACIYLA KURULAN ELEKTRİK MOTORLARI SANAYİCİLERİ DERNEĞİ (EMOSAD), MAKFED’İN 20’NCİ ÜYESİ OLDU.

S

ektör paydaşlarının bir araya gelmesiyle 4 Mayıs 2016 tarihinde kurulan EMOSAD, Türkiye’de elektrik motorları sanayisinin geliştirilmesi, ulusal ve uluslararası standartlarda hizmet kalitesinin yükseltilmesi, ihracatın güçlenmesi, sektörde faaliyet gösteren şirketlerin markalarının uluslararası yelpazede tanınmış markalar haline getirilmesi, üretime ilişkin teknik, enerji verimliliği, çevre uyumu konularında çalışma yapılması ve sektörün teknolojik gelişmesine önayak olunması ana amaçlarıyla çalışmalar yürütüyor. Türkiye’nin ekonomik ve sosyal kalkınmasına katkıda bulunmak için çağdaş uygarlık hedefini esas alarak bölgesel ve sektörel potansiyeli en iyi şekilde değerlendirecek, ulusal ekonomik politikaların oluşturulması ve ulusal kalkınmaya katkıda bulunacak özellikle AB başta olmak üzere uluslararası sektörel entegrasyonu sağlayacak, bölgesel ve yerel gelişmeyi hızlandırmak için projeler geliştirecek, sorunları ve çözüm önerilerini kamuoyuna ve yetkili kurumlara duyuracak faaliyetlere odaklanan EMOASAD, tüm bunların yanı sıra sektörün enerji verimliliği çalışmaları, çevre uyum •8

yasaları ve yönetmelikleri üyeler ve sektör adına yerine getirmek için de önemli adımlar atmayı sürdürüyor. Yönetim Kurulu Başkanlığını İbrahim Yıldırım’ın üstlendiği EMOSAD’ın halen 11 üyesi bulunuyor. İbrahim Yıldırım, Türkiye’nin son yıllarda enerji verimliliği alanında kaydettiği ilerlemelere rağmen gelişmiş ülkelere kıyasla “enerji yoğun” ekonomilerden biri olduğunun altını çizerken, “Enerji yoğunluğu, ekonomi ve sanayideki yapısal

değişiklikler, enerji tüketim yapısındaki değişimler, nihai kullanıcıların kullandıkları ekipmanlar ile sanayide uygulanan verimlilik önlemleriyle yakından ilişkilidir. Türkiye’nin gelişmiş ülkelere kıyasla yüksek olan enerji yoğunluğunun düşürülmesi ve enerji verimliliği alanında iyileştirmeler yapılması, sürdürülebilir kalkınma açısından önem arz ediyor. Türkiye’de net elektrik tüketiminin yüzde 47,2’si sanayi kesimince tüketiliyor ve sanayide kullanılan

elektriğin yüzde 70’ten fazlası elektrik motorlarını kullanıyor. Diğer bir deyişle Türkiye’nin toplam net elektrik tüketiminin yaklaşık yüzde 35’i imalat sanayi faaliyetlerindeki elektrik motorlarınca tüketiliyor. Dolayısıyla sanayimizde hâlihazırda kullanılan ve toplam içerisinde yüzde 88’lik büyük bir paya sahip olan düşük verimli elektrik motorlarının dönüşümü, enerji verimliliğinin yükseltilmesinde önemli bir rol oynayacaktır. Bu motorların tümünü daha verimli olanlarıyla değiştirmenin yılda yaklaşık 8 milyar TL elektrik tasarrufu sağlayacağı, yatırımın geri dönüş süresinin ise iki yıldan daha kısa olacağı öngörülüyor” değerlendirmesinde bulunuyor.


GÜNDEM

WIN EURASIA, MİB İLE YENİ FIRSATLAR SUNUYOR! AVRASYA BÖLGESİNİN EN BÜYÜK SANAYİ FUARI WIN EURASIA, MAKİNE İMALAT SANAYİİ DERNEKLERİ FEDERASYONU (MAKFED) ÜYELERİNDEN OLAN MAKİNA İMALATÇILARI BİRLİĞİ (MİB) TARAFINDAN DESTEK KAPSAMINA ALINDI. FUAR KATILIMCILARI AYRICA TİCARET BAKANLIĞI TARAFINDAN VERİLECEK OLAN 30 BİN TL ÜST LİMİTLİ YÜZDE 50 FUAR TEŞVİKİNDEN DE YARARLANABİLECEK.

U

luslararası pazara açılma yönünde önemli bir vitrin olan ve sektördeki paydaşlarının katkılarıyla her yıl başarısını bir adım öteye taşıyan WIN EURASIA, bu yıl MİB’in desteği ile 14-17 Mart tarihleri arasında dünyanın dört bir yanından sanayi devlerini TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezinde buluşturacak. Sac işlemeden metal şekillendirme teknolojilerine, otomasyon hizmetlerinden birleştirme ve kaynak

teknolojilerine, hidrolik ve pnömatik hizmetlerden tesis içi lojistiğe kadar geleceğin fabrikaları için ihtiyaç duyulan tüm ekosistemi bir araya getiren WIN EURASIA, imalat sanayisine 360 derece bakış açısı sağlarken, katılımcılarına otomasyon, dijitalleşme, Nesnelerin İnterneti, arttırılmış gerçeklik gibi teknolojik gelişmeleri de yakından deneyimleme fırsatı sunuyor. “Geleceğin Parçası Ol” sloganıyla, üretim süreçlerinin ve teknolojik

yeniliklerin Endüstri 4.0 temasıyla bir araya geleceği WIN EURASIA’da, alanında uzman isimlerin katılacağı konferanslarla sektörün gelecek vizyonu da tartışılacak. Avantajlı katılım koşulları ile fuarda yer alacak olan MİB üyeleri, 2000’in üzerinde ulusal ve uluslararası markanın yer aldığı, her yıl 75 binin üzerinde yerli ve yabancı sektör profesyonelinin ziyaret ettiği Avrasya’nın en önemli sanayi buluşmasında, Türkiye’nin üretimini ve Türk

makinecilerinin geldiği noktayı Avrupa ve Asya pazarlarına gösterecek. Tahsis çalışmaları hızla devam eden ve dünya sanayi devlerinin son teknolojilerini sergileyeceği WIN EURASIA, MİB üyelerine avantajlı fiyat ve alanlar sunarken, MİB üyeleri ayrıca Ticaret Bakanlığının 30 bin TL üst limitli yüzde 50 fuar teşvikinden de yararlanabilecek. Fuar ve katılım koşullarıyla ilgili ayrıntılı bilgiye, www. win-eurasia.com/tr İnternet adresinden ulaşılabilir.

9 • OCAK 2019


YATIRIM

TİCARET BAKANLIĞI İHRACAT DESTEKLERİNİ 3 MİLYAR TL’YE ÇIKARDI 2018’DE KÜRESEL ÜRETİM, BÜYÜME VE İHRACAT ÜZERİNDE GÖRÜLEN OLUMSUZLUKLAR, KÜRESEL TİCARET SAVAŞLARI, AVRUPA EKONOMİSİNDEKİ YAVAŞLAMA VE ARTAN JEOPOLİTİK RİSKLERE RAĞMEN TÜRKİYE, CUMHURİYET TARİHİNİN REKORUNU KIRARAK 168,1 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT DEĞERİNE ULAŞTI. İHRACATA VE İHRACATÇIYA KAPSAMLI DESTEK PAKETLERİ SUNAN TİCARET BAKANLIĞININ DEVAM EDEN DESTEK PROGRAMLARINA 2019’DA AYRILAN BÜTÇE İSE 3 MİLYAR 104 MİLYON TL OLARAK AÇIKLANIYOR.

İ

hracat hedeflerine ulaşmak, aynı zamanda ihracat artışını yapısal ve sürdürülebilir şekilde uzun döneme yaymak için yeni ve doğru politikalar geliştirmek, alternatif pazarlara ve yeni nesil teknolojilere odaklanmak gerekiyor. Bu çerçevede, Ticaret Bakanlığı, tüm ihracat desteklerini Türkiye’nin ihracat potansiyeline doğrudan katkı sağlayacak alanları geliştirirken, yeni dönemde de öncelikli olarak küresel alanda ihraç ürünlerinde teknolojiye, tasarıma, markalaşmaya ve pazarlamaya yatırım yapan firmaların en büyük destekçisi olmaya devam ediyor. 2018’de küresel üretim, büyüme ve ihracat üzerinde görülen olumsuzluklar, küresel ticaret savaşları, Avrupa ekonomisindeki yavaşlama ve artan jeopolitik risklere rağmen Türkiye, Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırarak 168,1 milyar dolarlık ihracat değerine ulaşırken, 2019’da ise 182 milyar dolarlık ihracat hedefleniyor. Küresel korumacılığın arttığı, rekabetin zorlaştığı bir ekosistemde Türk ihracatçılarının 182 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmaları yolunda en büyük destek ise kamudan geliyor. Ticaret Bakanlığının halen devam eden destek programları • 10

için 2019’da ayırdığı bütçe, gelişen ihracat portföyüne uygun olacak şekilde 3

milyar 104 milyon TL olarak belirlendi. Geçtiğimiz yıl toplam 12 bin

255 firmaya destek sağlayan Ticaret Bakanlığı, Yeni Ekonomi Programında ilan


TİCARET BAKANLIĞI İHRACAT DESTEKLERİNİ 3 MİLYAR TL’YE ÇIKARDI

edildiği gibi önümüzdeki üç yıllık dönemde kamu kaynaklarının öncelikli olarak ihracatı artıracak, teknolojik ürün üretimi sağlayacak, cari açığı azaltacak yatırımlara kanalize edilmesini planlıyor. EN BÜYÜK PAY TEKNOLOJİ, MARKALAŞMA VE TASARIMA Ticaret Bakanlığını destek programları içinde, ihracata yeni başlayacak olan girişimcilerden pazar faaliyetlerini yükseltmek isteyen ihracatçılara ve artık dünya markası olmaya namzet firmalara kadar her ölçekte firmanın kendisine özgü ihtiyaçlarına hızlı ve kolay cevap bulması mümkün. Bu vizyonla, ihracatın yüksek katma değerli dönüşümünü sağlamada en önemli öncelik olan teknoloji, markalaşma ve tasarıma yönelik 2018 yılında verilen toplam 861 milyon TL’lik destek tutarı Bakanlığın destek bütçesinden en büyük payı alırken, yaklaşık 600 firmanın teknoloji, tasarım ve markalaşma faaliyetleri desteklendi. Bu kapsamda Bakanlık, yeni dönemde daha fazla markayı yerli ve milli teknolojilerle dünya pazarlarına taşımak, her sektörden daha fazla sayıda firmanın tasarım ve ürün geliştirme kapasitelerini artırmak için destek sağlamaya devam edeceği bilgisini paylaşıyor. FUAR VE TTM’LERE DE DESTEK VAR İhracatının ürün ve ülke bazında geliştirilmesine yönelik firmalar tarafından en çok kullanılan desteklerden olan fuar destekleri için 2018’de 8 bin 700’ü aşkın firmaya toplam 520 milyon TL’lik kaynak sağlanırken, başta yurt dışında düzenlenen gerek bireysel gerekse milli katılımlı fuarlar olmak üzere firmaların fuar katılımları yeni

dönemde en etkin şekilde teşvik edilecek, ulaşım ve nakliye dâhil ihracatçıların harcamaları desteklenmeye devam edilecek. Yine, yurt dışı pazarlara nüfuz etme ve bu pazarlarda dağıtım kanalları ağının güçlendirilmesi amacına yönelik olarak, Türkiye’de üretilen ürünün ihraç pazarlarındaki reklam ve marka tescil giderlerinin, ihracatçıların yurt dışında münferit olarak açacakları ofis, mağaza ve depoların kira masrafının yanı sıra yurt dışı pazarlarda ihtiyaç duyulan ofis, depo, danışmanlık gibi pek çok unsurun toplu olarak kullanabildiği Türkiye Ticaret Merkezleri için 2018 yılında 120 milyon TL’lik kaynak aktarılırken, bu destek programlarından toplamda 743 firma yararlandı. Bakanlık, bu kapsamdaki desteklerin 2019’da da güçlü şekilde sürdürüleceği bilgisini paylaşıyor. DESTEK KAPSAMI ÇOK GENİŞ Diğer yandan, ihracatın ürün

ve ülke bazında geliştirilmesi amacına yönelik olarak, ihracatçıların yeni pazarlar ve potansiyel müşteriler keşfetmelerini sağlayan pazar araştırmalarına, yurt dışındaki şirketlerle buluşmalarını sağlayan ticaret ve alım heyetlerine, yurt dışı pazarlarda önde gelen e-Ticaret sitesi üyeliklerine; aynı zamanda yurt dışında şirket satın almak üzere ihtiyaç duyulan analizlere ve ileri teknolojiye sahip yurt dışı şirket alımında finansman giderlerine olan destekler, yeni dönemde de sürecek. Ticaret Bakanlığı verilerine göre 2018 yılında bu alanlarda 80 milyon TL bütçe tahsis edilirken, 2 bin civarında firma destek kapsamına alınmıştı. Benzer şeklide, ihracat yaparken firmaların almak zorunda oldukları belgelerin yanı sıra ihracatta avantaj sağlayacak belgeler için yapılacak harcamalara yönelik destekler de 2019’da sürecek. Ayrıca, firmaların ihraç ürünlerini yurt dışındaki küresel ölçekte alıcılara pazarlamaya yönelik

en fazla iki yıllık projeleri de Ticaret Bakanlığı tarafından destekleniyor. Geçtiğimiz yıl bu alanlardaki 40 milyon TL’lik destekten 856 firma faydalandı. Bunlara ek olarak, başta KOBİ’lerin uluslararası rekabetçiliğini güçlendirmek ve bu yolla sürdürülebilir ihracat artışı sağlamak üzere, firmaların sektör paydaşları ile kümelenme anlayışı çerçevesinde bir işbirliği kuruluşu vasıtasıyla beş yıl süreyle yürütecekleri URGE projeleri de desteklenmeye devam edilecek. URGE destekleri için 2018’de 192 aktif proje kapsamında 92 iş birliği kuruluşuna toplam 40 milyon TL’lik kaynak sağlandı. Tüm bu destek programlarının nihai hedefi; ihracatçıları yüksek teknolojili ve katma değerli ürünler ihraç etmeye yönlendirmek olarak şekillenirken, KOBİ düzeyinden başlayıp her seviyedeki ihracatçıya bu yıl sağlanması öngörülen toplam destek tutarı da 3 milyar 104 milyon TL olarak bildiriliyor.

TİCARET BAKANLIĞI 2018’DE 12 BİN 255 FİRMAYA DESTEK SAĞLADI. 2018’DE

TEKNOLOJİ, MARKALAŞMA VE TASARIMA 861 MİLYON TL’LİK

FUAR HARCAMALARINA 520 MİLYON TL’LİK

PAZAR ARAŞTIRMALARI, ANALİZLER VE FİNANSMAN GİDERLERİNE 80 MİLYON TL’LİK

URGE PROJELERİNE 40 MİLYON TL’LİK

DESTEK SAĞLANDI.

TÜRKİYE TİCARET MERKEZLERİ HİZMETLERİNE 120 MİLYON TL’LİK

TİCARET BAKANLIĞININ 2019 DESTEK BÜTÇESİ 3 MİLYAR 104 MİLYON TL’YE ULAŞTI.

11 • OCAK 2019


YATIRIM

TÜRK EKONOMİ BANKASI İHRACATÇIYA 350 MİLYON DOLAR FİNANSMAN DESTEĞİ SAĞLIYOR TÜRK EKONOMİ BANKASI (TEB) VE TÜRKİYE İHRACATÇILAR MECLİSİ (TİM), İHRACATÇI FİRMALARIN FİNANSMAN İHTİYACINI KARŞILAMAK İÇİN İŞ BİRLİĞİ PROTOKOLÜ İMZALADI. PROTOKOLE GÖRE TEB, İHRACATÇI FİRMALAR İÇİN TOPLAM 350 MİLYON DOLARLIK AVANTAJLI FİNANSAL ÜRÜN VE HİZMET SUNMAYA HAZIRLANIYOR.

T

ürkiye, 2018 yılını hedeflenen 170 milyar dolar ihracatla tamamlarken; bu yıl başta büyüme olmak üzere ülke ekonomisine katkı sağlayacak en önemli faktörlerden biri yine ihracat olacak. TİM ve TEB, bu bakış açısıyla ve 2023 Türkiye İhracat Stratejisi ve Eylem Planı’ndan hareketle, ihracatçılara oldukça avantajlı şartlarda finansman imkânı ve ticari destek sunmak için bir iş birliği protokolü imzaladı. Protokol kapsamında sadece ihracatçı firmalara, uygun koşullarda • 12

kredi fırsatlarının yanı sıra pek çok alanda ücretsiz danışmanlık hizmetleri de verilecek. Yapılan protokol ile bir yıla kadar vadeli ihracat döviz kredilerinde özel faiz avantajları sunulurken, TİM üyeleri, döviz alım satım işlemleri için de en uygun fiyatları elde edecek. İşbirliği kapsamında TEB 300 milyon dolar, TEB Faktoring ise 50 milyon dolarlık kaynak ayırırken, faiz oranları ise euroda en fazla yüzde 4, dolarda ise en fazla yüzde 7 olacak. Eximbank’a verilen kısa vadeli teminat mektupları komisyon oranı ise yüzde

1 ile yine piyasa oranının altında kalacak. Protokol imza töreninde konuşan TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici, Yeni Ekonomi Programında da vurgulandığı gibi, ihracatın Türkiye’nin net büyümesinde büyük önemi olduğuna dikkat çekerken, “TEB olarak, ihracatçılara yönelik finansal enstrümanların geliştirilmesi ve ticari destek araçlarının artırılması konusunda bir kez daha elimizi taşın altına koyuyoruz” dedi ve ihracatçı firmalara yönelik finansman desteğinin yanı sıra protokol kapsamında

uzman dış ticaret bilgilendirme eğitimleriyle de firmaların yurt dışı pazarlarda rekabetçi olabilecekleri özelliklerinin artırılması için katkı sunacaklarını söyledi: “TİM üyeleri ihracatçılara özel hazırlanmış olan TEB’le Dış Ticaret Platformu’ndan bir yıl süreyle ücretsiz olarak faydalanabilecek. İhracatçılarımızın ürün kodu, pazar verileri, potansiyel müşteri listesi, güncel fuar bilgileri, nakliye sürecinde gerekli evraklar, ticaret yapılacak ülkede uygulanan vergi oranları gibi kapsamlı bilgilere kolayca ulaşmalarını sağlayacağız.”


YATIRIM

KOBİ’LERE YÖNELİK ALACAK SİGORTASI BAŞLADI KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİN (KOBİ) ALACAKLARINI TAZMİN EDEMEMELERİ DURUMUNDA ZARARLARINI KARŞILAMAK İÇİN YARARLANABİLECEKLERİ “DEVLET DESTEKLİ ALACAK SİGORTASI”, RESMİ GAZETE’DE YAYIMLANAN KOBİ’LERE YÖNELİK DEVLET DESTEKLİ TİCARİ ALACAK SİGORTASI TEBLİĞİ İLE BAŞLATILDI.

K

OBİ’lerin iç piyasadaki alacaklarını devlet güvencesine almayı hedefleyen sistem, 1 Ocak’ta resmi olarak başlatıldı. Buna göre, Bakanlığın oluşturacağı Devlet Destekli Alacak Sigortası Havuzu kurulacak ve bu sigortayla KOBİ’lerin alacaklarını tahsil edememeleri durumunda, alacaklarının önemli bir kısmı havuz tarafından karşılanacak. Sistem, ilk aşamada mikro ve küçük ölçekli KOBİ’leri kapsayacakken, teminat sunulacak KOBİ’ler, yapılacak risk değerlendirmesi sonucunda belirlenecek. Sigorta modelinin işletilmesine yönelik operasyonel süreçler ise Halk Sigorta AŞ tarafından

yürütülecek. İşlemlerin yönetileceği bilgi işlem altyapısı Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi (SBM) tarafından oluşturulacakken, poliçelerin satışı ise sisteme dahil sigorta şirketleri tarafından yapılacak. Buna göre sigorta şirketleri ve KOBİ’ler, SBM tarafından altyapısı sağlanan skorlama sisteminden prim ve teminat tutarlarına dair bilgiye erişebilecek; sistem kapsamında 120, 180 ve 360 güne kadar vadeli satışlar için teminat sağlanacak. Alacak sigortasının nasıl işleyeceğine ilişkin Resmi Gazete’de yayımlanan iki ayrı tebliğe göre, prim tutarının tamamının peşin olarak ödenmesi durumunda tarife fiyatı üzerinden yüzde 10

indirim uygulanacak. Prim tutarı, en az yüzde 25’i peşin ve geri kalanı en fazla üç taksit olacak şekilde ödenmesi koşuluyla, kredi kartı ve benzeri başka düzenli ödeme yöntemleriyle taksitlendirilebilecek. Alacak sigortası kapsamında teminat verilecek alıcılara ilişkin risk değerlendirmesi yapılacakken, risk değerlendirmesi sonucunda, bu alıcılardan her birine “1 (en düşük riskli)” ile “6 (en yüksek riskli)” arasında skor verilecek. Skoru 6 olan alıcılara alacak sigortası kapsamında kredi limiti sağlanmayacak. Skoru 1 ile 5 arasında olan her bir alıcıya, alacak sigortası talebinde bulunan işletmenin vadeli satışlardan elde edilen cirosuna göre belirtilen

azami tutarları geçmemek üzere kredi limiti sağlanacak. Sigorta dönemi içinde meydana gelen zararlar, zararın 2 bin 500 liranın altında kalması durumunda sigortalı tarafından, 2 bin 500 lirayı aşması durumunda ise belirtilen teminat oranları kapsamında Devlet Destekli Alacak Sigortası Havuzu tarafından ödenecek. Ayrıca KOBİ’ler, en fazla 25 milyon TL’ye kadar olan faturalı ve vadeli alacaklarını sigortalatabilecek. Diğer yandan, sigorta yaptıran KOBİ’ler, sigorta poliçesini bankalara teminat olarak gösterip, finansman ihtiyacını da karşılayabilecek. Sigortayı ise yıllık cirosu 125 milyon TL’nin altında olan KOBİ’ler yaptırabilecek.

13 • OCAK 2019


TİM’DEN

TÜRKİYE İHRACATI 168 MİLYAR DOLARI AŞTI:

2018 İHRACATTA REKOR YILI OLDU

TİCARET BAKANI RUHSAR PEKCAN İLE BİR ARAYA GELEN TÜRKİYE İHRACATÇILAR MECLİSİ YÖNETİM KURULU, 2018 YILI İHRACAT RAKAMLARINI DEĞERLENDİRİRKEN 2019 YILI HEDEFLERİNİ ELE ALDI VE 2019’U “İHRACATTA SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE YENİLİK YILI” OLARAK BELİRLEDİ.

T

ürkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Yönetim Kurulu, Ankara’da Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ile bir araya geldi ve 2018 yılı ihracat rakamlarını değerlendirdi. 2018 yılı, hatırlanacağı üzere “İhracatta Rekorlar Yılı” olarak lanse edilmişti ve gerçekten de Türkiye’nin 2018 yılı ihracat karnesinde pek çok rekorlara şahit olundu. Son olarak, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 0,4 artışla 13,9 milyar dolar olarak gerçekleşen Aralık 2018 dönemi ihracatı, aynı zamanda tüm zamanların en yüksek Aralık ayı ihracatı olarak da kayda geçti. 2018 yılı tamamında 168,1 milyar dolar ile Cumhuriyet tarihi rekoru da kırılırken, 2018 yılının 10 ayında ihracatta aylık rekorlara imza atıldı. 2019 yılına ilişkin “Yeni Ekonomi Programı”nda yer alan 182 milyar dolarlık • 14

ihracat hedefine şimdiden odaklanan TİM Yönetim Kurulu, 2018’de mal ihracatında yakalanan ivmeyi koruyarak hizmet ihracatı, transit ticaret, ihracatta dijitalleşme ve e-ihracat gibi kritik başlıkları üzerine eğilecek ihracatta yenilikler gerçekleştirmeyi hedefliyor. Bu kapsamda da 2019 yılını “İhracatta Sürdürülebilirlik ve Yenilik Yılı” olarak belirleyen TİM Yönetim Kurulu, bununla birlikte, mevcut küresel gelişmeler ışığında 2019’un korumacı politikalar ve zorlaşan rekabet koşullarına bağlı olarak daha da sert geçeceği bilinciyle stratejilerini güncelliyor. Toplantıda 2018 yılı ihracatını değerlendiren Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, finansal daralmanın, küresel ekonomiye dair artan risklerin ve ticaret savaşlarının görüldüğü bir yılda ihracatta yaşanan güçlü performansın, Türkiye

ekonomisi için çok önemli bir destek olduğunu belirtti ve net ihracatın büyümeye güçlü katkısının 2019’da da devam edeceğini öngördüklerini söyledi. Bakan Pekcan, 2018’de ithalatta yaşanan daralmaya da dikkat çekerken, “2018 yılında ithalatımız yüzde 4,6 düşüşle 223,1 milyar dolar olarak gerçekleşti. Böylece ihracatımızın ithalatımızı karşılama oranı 2018 yılında 8,2 puan artışla yüzde 75,3 oldu. Tahminlerimize göre 2019 yılında ihracatımızın ithalatımızı karşılama oranında bu yükselme devam edecek. Ticaret Bakanlığı olarak hedefimiz, ülkemizin dünya ile ticari ilişkilerini uzun vadede dengeli bir yapıya kavuşturmak, böylece ülkemizin dış finansman ihtiyacını kademe kademe azaltmaktır” değerlendirmesinde bulundu. TİM Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Gülle ise “2019 için,

ihracat ailesi olarak öncelikli olarak izleyeceğimiz gelişmeler, ticaret savaşları, Brexit, AB’nin ekonomik aktivitesi ve dış talebi ile hedef ülkelerimiz olan Rusya, Hindistan, Meksika ve Çin pazarlarındaki gelişmeler olacak” derken, dünyanın önde gelen merkez bankalarının kararlarını yakından izleyeceklerini ve kur hareketlerini dikkatle takip edeceklerini de söylüyor. 2019 yılında sadece ekonomik ve ticari değil siyasi ve jeopolitik risklerin de ön planda olacağının farkında olduklarının altını çizen Gülle, “Bu risklerin Türkiye’nin ihracatına etkisini en aza indirmek ve 2018’deki başarımızı sürdürmek adına, 2019 yılına yeni stratejilerle giriyoruz. Dört ana başlıkta Türkiye ihracatına yönelik bir İhracat Raporu yayımlayacağız ve her çeyrek dönemde bu raporu değerlendirerek güncelleyeceğiz” diyor.


2018 İHRACATTA REKOR YILI OLDU

2018 BAŞARILARLA DOLU BİR YIL OLDU TİM verilerine göre bu yıl 1 milyar dolar üzeri ihracat yapılan ülke sayısı 39’a çıkarken, listeye yeni giren ülkeler İsviçre, Libya, Hindistan, Portekiz, Katar ve Çekya oldu. 1 milyar dolar üzeri ihracat yapan il sayısı 17’ye yükselirken, 2018’de Eskişehir ve Kahramanmaraş da 1 milyar dolar barajını aşmayı başardı. Sektörlere bakıldığında ise bu yıl 23 sektörün 1 milyar dolarlık ihracat barajını aştığı görülüyor. Firma sayısına bakıldığında da 15 bin 743 firma bu yıl ilk kez ihracata merhaba dedi. Diğer taraftan; 10 sektör bu yıl tüm zamanların rekorunu kırdı; çelik sektörü yüzde 36, makine sektörü yüzde 20,3 ihracat artışı gerçekleştirdi. 242 ÜLKE VE BÖLGEYE 168 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT YAPTIK Ticaret Bakanlığı verilerine göreyse 2018’de ihracat bir önceki yıla göre yüzde 7,1 artarak 168,1 milyar dolara yükseldi ve bu ihracat bir önceki rekor olan 157,6 milyar dolarlık seviyenin de 10,5 milyar dolar üzerine yükselerek Cumhuriyet tarihinin en yüksek yıllık ihracatı olarak kayıtlara geçti. Yine, 2018 yılında ithalat ise yüzde 4,6 oranında azalışla 223,1 milyar dolara gerilerken, dış ticaret hacmi de 391,2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Böylece, 2018 yılında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 28,4 düzeyinde azalarak 54 milyar 994 milyon dolara geriledi. 2018 yılında ihracatın ithalatı karşılama oranı ise bir önceki yıla göre 8,2 puan artışla yüzde 75,3 düzeyine yükseldi. Almanya’ya gerçekleşen

ihracat 2018’de yüzde 7 artış göstererek 16 milyar 170 milyon dolara yükselirken, İngiltere’ye ihracat ise aynı dönemde yüzde 15,8 artarak

11 milyar 117 milyon dolara yükseldi ve 10 milyar dolar eşiğini aştı. Türk ihracatçılar, 2018’de ulaştığı pazar sayısını 242’ye çıkardı. 2018’de AB

ülkelerine yapılan ihracat yüzde 13,7 artışla 84,1 milyar dolar olurken, Afrika kıtasına yapılan ihracat da yüzde 23,9 yükseliş gösterdi.

TÜRKİYE’NİN 2019 YILI İHRACAT HEDEFİ 182 MİLYAR DOLAR!

2018’DE İHRACAT YÜZDE 7,1 ARTARAK 168,1 MİLYAR DOLAR OLDU VE CUMHURİYET REKORU KIRILDI.

2018’DE İTHALAT YÜZDE 4,6 ORANINDA AZALIŞLA 223,1 MİLYAR DOLARA GERİLEDİ.

TÜRKİYE’NİN 2018 YILINDAKİ EKONOMİK BÜYÜMESİNİN 1,4 PUANI; YANİ EN AZ YARISI NET İHRACATTAN GERÇEKLEŞTİ. 2019 YILINDA İSE BÜYÜME HEDEFİ OLAN YÜZDE 2,3’ÜN EN AZ 1,5 İLA 1,6 PUANININ NET İHRACATTAN SAĞLANMASI HEDEFLENİYOR.

MAKİNE SEKTÖRÜNDEKİ İHRACAT ARTIŞI YÜZDE 20,3 OLDU.

2018’DE İHRACATIN İTHALATI KARŞILAMA ORANI YÜZDE 75,3’E YÜKSELDİ.

ALMANYA’YA GERÇEKLEŞEN İHRACAT YÜZDE 7 ARTTI.

İNGİLTERE’YE GERÇEKLEŞEN İHRACAT 10 MİLYAR DOLAR EŞİĞİNİ AŞTI.

2018’DE 242 ÜLKE PAZARINA ÜRÜN VE HİZMET İHRAÇ ETTİK.

AB’YE İHRACATIMIZ YÜZDE 13,7 ARTIŞLA 84,1 MİLYAR DOLAR OLDU.

AFRİKA KITASINA YAPILAN İHRACAT YÜZDE 23,9 YÜKSELDİ.

39 ÜLKEYE 1 MİLYAR DOLARIN ÜZERİNDE İHRACAT YAPILDI.

17 İL 1 MİLYAR DOLARIN ÜZERİNDE İHRACAT YAPTI.

23 SEKTÖR 1 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT BARAJINI AŞTI.

15 BİN 743 FİRMA BU YIL İLK KEZ İHRACATA MERHABA DEDİ.

10 SEKTÖR TÜM ZAMANLARIN REKORUNU KIRDI.

15 • OCAK 2019


OAİB’DEN

MOBİLYA VE KÂĞIT SEKTÖRÜ ANTALYA’DA BULUŞTU ORTA ANADOLU MOBİLYA, KÂĞIT VE ORMAN ÜRÜNLERİ İHRACATÇILARI BİRLİĞİ TARAFINDAN 14-16 ARALIK 2018 TARİHLERİNDE ANTALYA’DA DÜZENLENEN SEKTÖR BULUŞMASINDA, KÜRESEL EKONOMİK GELİŞMELERİN MOBİLYA, KÂĞIT VE ORMAN ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜNE ETKİLERİ TARTIŞILDI.

G

elişen dünya ve trendlerinin ele alındığı, ihracatçılara sağlanan devlet destekleri ve kişisel gelişim konularında paylaşımların yapıldığı Orta Anadolu Mobilya, Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Üye Buluşması etkinliğine, Yönetim Kurulu Üyelerinin yanı sıra 37 firma temsilcisiyle birlikte Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği uzmanları katıldı.

• 16

Orta Anadolu Mobilya, Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı A.Tahsin Ata’nın açılış konuşmasıyla başlayan etkinlikte OAİB Genel Sekreter Yardımcısı Esra Arpınar “İhracata Yönelik Devlet Yardımları” konulu bir sunum gerçekleştirirken, yönetim kurulu üyeleri ve katılımcılar arasında soru-cevap şeklinde düzenlenen oturumda ise sektör sorunları ele alındı.

Ekonomist, araştırmacı ve yazar Dr. Rüştü Bozkurt’un “Dünyada ve Türkiye’de Güncel Ekonomik Gelişmeler” başlıklı konuşmasının ardından ise psikolog Ozanser Uğurlu “İyi Hissetmeyi Seç” başlıklı bir seminer gerçekleştirdi. Program süresince açılan “Devlet Yardımları” masasında da devlet destekleri hakkında katılımcılara detaylı bilgiler aktarıldı. Etkinlik kapsamında üstünde

en çok durulan konulardan biri de mobilya, kâğıt ve orman ürünleri ihracatının yükseltilmesi ve yeni pazarlar yaratılması konusu oldu. Katılımcılar, bu konularda ellerinden geleni yapmaya hazır olduklarını ve birlikte hareket etmeleri gerektiğinin altını çizerken, sektör temsilcileri için oldukça faydalı bulunan etkinliğin her yıl düzenli aralıklarla tekrar edilmesi yönünde görüş birliğine varıldı.


OAİB’DEN

SERAMİK SEKTÖRÜ ÖNCÜLERİ BİR ARAYA GELDİ

Ç

imento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği (Turkishceramics) tarafından yılda iki kez düzenlenen sektör toplantılarının ikincisi, 11 Aralık 2018 tarihinde İstanbul’da düzenlendi. Sektörün önde gelen 24 firmasının temsilcilerinin katıldığı toplantıda, Turkishceramics Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz de bir sunum gerçekleştirdi ve sektörün 2018 yılı ihracatını değerlendirirken, seramik kaplama malzemeleri ile seramik sağlık gereçleri sektörlerinin dünya pazarındaki pozisyonlarını yorumladı. Şube Müdürü Erinç Tarhan tarafından yapılan sunumda

ise Turishceramics’in yıl boyunca gerçekleştirdiği yurt içi ve yurt dışı faaliyetlerle bir sonraki yılın planlanan faaliyetleri hakkında katılımcılar bilgilendirildi. Son olarak,

Turkishceramics ekonomi danışmanı Can Fuat Gürlesel dünya ve Türkiye ekonomisinin son durumunu, 2019 beklentilerine dair son gelişmeler ile sektöre etkilerini bir sunum

ile katılımcılara aktardı. Toplantının sonunda, katılımcıların soru ve değerlendirmeleri alınarak seramik sektöründeki gelişme ve beklentiler görüşüldü.

İSİB, REFCOLD 2018 FUARINA KATILDI

H

indistan’ın Gandhinagar kentinde 22-24 Kasım tarihlerinde ilk kez gerçekleştirilen Refcold 2018 fuarına katılan İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB), Türk ürünlerini ve Türkiye’deki iklimlendirme sektörünü katılımcılara tanıttı. Fuara ayrıca, dört Türk firması da katılarak ürün ve hizmetlerini sergiledi. Özellikle soğutma ile ilgili ürün gruplarının sergilendiği Refcold 2018 fuarının her yıl Hindistan’ın farklı şehirlerinde düzenlenmesi planlanıyor. Bu kapsamda, bir sonraki Refcold fuarı da 21-23 Kasım tarihlerinde Haydarabad şehrinde düzenlenecek. 17 • OCAK 2019


VİTRİN

KALE HAVACILIK ZORU BAŞARDI:

TÜRKİYE’NİN İLK YERLİ MİLLİ TURBOJET MOTORU KALE GRUBUNUN YÜZDE 100 TÜRK SERMAYELİ ŞİRKETİ KALE HAVACILIK, 2012’DE ÇIKTIĞI YOLDA ÖNEMLİ BİR EŞİĞİ GERİDE BIRAKTI VE SOM SEYİR FÜZE SİSTEMLERİNDE KULLANILACAK TÜRKİYE’NİN İLK YERLİ MİLLİ TURBOJET MOTORU ÜRETİMİNDE SON AŞAMAYA GELDİ: GEÇTİĞİMİZ 25 ARALIK’TA, 001 SERİ NUMARALI İLK TURBOJET MOTORU, SİSTEM SEVİYESİ KABUL TESTLERİ KAPSAMINDA ÇEVRESEL TESTLERE TABİ TUTULMAK ÜZERE TÜBİTAK SAGE’YE TESLİM EDİLDİ.

K

ale Grubunun son yıllardaki savunma ve havacılık yatırımları meyvelerini vermeye devam ediyor. 1989’da Stinger füzelerinin parçalarının üretimiyle savunma ve havacılık sanayisine giren Kale Grubu, dünyanın en gelişmiş savaş uçağı olarak gösterilen F-35’lerin çok kritik motor parçalarının üretimi için 2014’te ABD’li Pratt and Whitney ortaklığıyla İzmir’de bir fabrika açmış, Kale Kalıp-Baykar ortaklığında ise Türkiye’nin gözlem amaçlı taktik insansız hava araçlarını üretmeye başlamıştı. Kale Grubunun yüzde 100 Türk sermayeli Kale Havacılık isimli şirketi ise Savunma Sanayii Başkanlığının Turbo Jet Motor Geliştirme Projesini 2012’de üstlenmiş ve Türkiye’nin ilk yerli milli turbojet motorunu üretmek hedefiyle çalışmaya başlamıştı. Yerli seyir füzesi SOM’larda (Stand-off missile-menzil dışı mühimmat) kullanılacak yerli milli turbojet motorunun prototipleri geçtiğimiz yıl tamamlanırken, yoğun bir test sürecine de girilmişti. Türkiye’nin ilk yerli milli turbojet motoru, nihayet geçtiğimiz 25 Aralık’ta, 001 seri numarasıyla, sistem seviyesi kabul testleri kapsamında çevresel testlere tabi tutulmak üzere TÜBİTAK • 18

Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü’ne (SAGE) teslim edildi. EN ÖNEMLİ KAZANIM ELDE EDİLEN BİLGİ Kale Havacılık tarafından yüzde 100 yerli olanaklar kullanılarak tasarlanıp, geliştirilen turbojet motorları, güdümlü füzelerin sevk sistemi olarak kullanılacak. Bununla birlikte, füzelere ve uçaklara yüksek güvenilirlik ve verim sağlayan turbojet motorlarında elde edilen deneyim ve bilgi birikimi, gelecekte milli olarak geliştirilmesi planlanan daha büyük motor projeleri için de önemli bir mühendislik bazı oluşturuyor. Proje kapsamında motor

kontrol yazılımı tasarımı, motor kontrol elektronik tasarımı, alternatör tasarımı, elektrik doğrultucu tasarımı, piroteknik ateşleyici tasarımı, turbo makine (kompresör, türbin, şaft) tasarımı, yanma odası tasarımı, yakıt pompası tasarımı, oransal yakıt valfı tasarımı gibi önemli alt sistemler tamamen yerli kaynaklar ve Türk mühendislik ekipleriyle geliştirilirken, proje kapsamında dokuz adet teknik çalışma grubu oluşturuldu ve toplam 47 mühendis ve akademisyen ile 10 teknisyen projede görev aldı. Diğer yandan Kale Grubu, yine bu proje kapsamında mevcut üretim kapasitesine ek olarak, sadece araştırma ve geliştirme

faaliyetlerindeki prototip imalatlarda kullanmak üzere yeni bir Ar-Ge laboratuarı da kurdu ve proje kapsamında 15 adet alt sistem testi, 11 adet sistem testi olmak üzere toplam 26 adet geniş kapsamlı test gerçekleştirdi. Yerli seyir füzesi SOM’larda kullanılacak yerli milli turbojet motorunun, önümüzdeki dönemde denizlerdeki caydırıcılığı yükseltmek için yerli imkânlarla geliştirilen Atmaca füze sistemlerinde de kullanılması planlanıyor. Kale Grubunun havacılık şirketleri, halen Boeing, Lockheed Martin, PFW-Airbus, Northrop Grumman ve Pratt and Whitney gibi markalara üretim yapmaya devam ediyor.


VİTRİN

DOĞA DOSTU SU SOĞUTMA CİHAZI AYTEK SOĞUTMA SİSTEMLERİ TARAFINDAN ÜRETİLEN CO2TECH, TÜRKİYE’DE OZON TABAKASINA ZARAR VERMEYEN, KÜRESEL ISINMAYA NEREDEYSE HİÇ ETKİSİ OLMAYAN CO2 (R744) SOĞUTUCU AKIŞKANININ KULLANILDIĞI ENDÜSTRİYEL SİSTEMLERDE SOĞUK SU İHTİYACINI KARŞILAMAYA YÖNELİK İLK SU SOĞUTMA CİHAZI (CHILLER) OLMA ÖZELLİĞİNİ TAŞIYOR.

20

’nci yüzyıl boyunca gelişmiş ülkelerin başını çektiği sanayileşme, büyüme, kalkınma üçgeninde gerçekleşen ekonomik faaliyetler, insanın yaşamını sürdürdüğü çevresel alanların kaldıramayacağı bir kirlenmeyle sonuçlandı. Halen, toprak, su ve hava, insan yaşamını tehdit eder boyutlarda bir kirlilik düzeyiyle karşı karşıya. Küresel ısınmaya etkisi olmayan ve ozon tabakasına zarar vermeyen doğal soğutucu akışkanlar ise kuşkusuz bu süreçte en önemli alternatifler olarak öne çıkıyor. Soğutma sistemlerinde kullanılan soğutkanlardan CFC (kloroflorokarbon) ve HCFC (hidrokloroflorokarbon) gazlarının ozon tabakasına zarar verdiğinin anlaşılması üzerine bu gazlar Montreal Protokolü ile yasaklanmıştı. CFC ve HCFC soğutkanlarına alternatif olarak geliştirilen HFC gazları ise küresel ısınma konusunda çok zararlı oldukları tespit edilince, bu gazların kullanımı da Kyoto Protokolü ile kısıtlandı. Ozon tabakasına zarar veren ve küresel ısınmaya etkisi olan gazların yerine yapılan alternatif gaz arayışı sonucunda ortaya çıkan CO2 (R744) diğer gazların aksine ozon tabakasına zararı olmaması ve termofiziksel özellikleri sayesinde ilgi

MEHMET GÜR

AYTEK SOĞUTMA GENEL MÜDÜR YARDIMCISI

çekmeye başlıyor. Bu nedenle günümüzde CO2 (R744) uygulamaları önem kazanırken, ilgili ticari projeler de artarak devam ediyor.

düşük sıcaklıkta buharlaşarak ısı çeken ve yüksek sıcaklıkta yoğuşarak bu ısıyı farklı bir ortama taşıyan soğutucu akışkanlara ihtiyaç duyuyor olması gerçeğini hatırlatıyor: “Diğer soğutkanlarla karşılaştırıldığında, 31°C gibi oldukça düşük bir kritik sıcaklığa sahip olan CO2 (R744) farklı çevrimlerdeki uygulamalarında, ısının atıldığı ortam sıcaklığının kritik sıcaklıktan yüksek olması durumunda, kritik altı bölgede sabit sıcaklık ve basınçta gerçekleşen yoğuşma sürecinin yerini sabit basınç-değişken sıcaklıkta gerçekleşen gaz soğuma süreci alıyor ve böylelikle transkritik soğutma çevriminden bahsedilebiliyor.”

CO2 gazının bu noktada etkili bir çözüm sunduğunun altını çizen Gür, HFC-HCFC gazların Ozon Tüketme Potansiyeli (ODPOzone Depletion Potential) değerinin CO2 gazıyla eş değer olsa bile Küresel Isınma Etkisi (GWP-Global Warming Potential) değerinin 1700-4000 arasında değiştiğini vurgularken, ODP değeri “0” ve GWP değeri “1” olan, soğutma verimi yüksek CO2tech su soğutma cihazının da bu sorunları azaltmaya yönelik bir proje olarak önem arz ettiğini söylüyor. CO2tech su soğutma cihazı ile ilgili ayrıntılı bilgiye www. aytekchillers.com İnternet adresinden ulaşılabilir.

ENDÜSTRİYEL SU SOĞUTMADA CO2 FARKI Aytek Soğutma Sistemleri tarafından üretilen CO2tech Türkiye’de ozon tabakasına zarar vermeyen, küresel ısınmaya neredeyse hiç etkisi olmayan CO2 (R744) soğutucu akışkanının kullanıldığı endüstriyel sistemlerde soğuk su ihtiyacını karşılamaya yönelik ilk su soğutma cihazı (chiller) olma özelliğini taşıyor. Aytek Soğutma Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Gür, CO2tech’i anlatırken, soğutma ve iklimlendirme endüstrilerinde kullanılan buhar sıkıştırmalı çevrimin, 19 • OCAK 2019


Vidalı hava kompresörlerinde 5 yıl garanti dönemi başladı!

TÜRK

İYE’D E İLK

* Tüm yağ enjekteli vidalı seri kompresörlerimizde standart periyodik bakımların orijinal yedek parçalarla yetkili servisler tarafından yapılması koşuluyla geçerlidir.

ww

w.d

alg

akir an.c om


VİTRİN

MULTI-PROCESS KAYNAK MAKİNELERİNİ TANIYOR MUSUNUZ? ECZACIBAŞI-LINCOLN ELECTRIC ASKAYNAK’IN GELİŞTİRDİĞİ, HER TÜRLÜ KAYNAK UYGULAMASINDA MÜKEMMEL SONUÇLAR VEREN; ENERJİ, ALAN VE MALİYET TASARRUFU SAĞLAYAN MULTI-PROCESS KAYNAK MAKİNELERİ ÇOK YÖNLÜ VE KOLAY KULLANIMA SAHİP OLMALARIYLA DA DİKKAT ÇEKİYOR.

E

czacıbaşı-Lincoln Electric Askaynak’ın geliştirdiği multi-process kaynak makinelerinin en büyük avantajı, farklı malzeme tiplerinde en az üç farklı kaynak yöntemini bir arada gerçekleştirebilmesi. Bu makineler sayesinde MIG/MAG örtülü elektrod kaynak yöntemi ve TIG (Argon) kaynak yöntemleriyle farklı malzeme tiplerinde mükemmel sonuçlar elde edilebiliyor. Ayrıca bu kaynak makineleriyle özlü tel kaynağı, bazı modelleri ile toz altı kaynağı da yapılabiliyor. Makinelerin sunduğu çok yönlülük, kaynak ustalarının pek çok noktada işini kolaylaştırıyor ve iyi bir kaynak deneyimi elde edilmesini sağlıyor. Diğer yandan, EczacıbaşıLincoln Electric Askaynak multi-process kaynak makinelerinin sahip olduğu kolay kullanım avantajı, kaynak profesyonellerinin pek çok farklı yöntemde uygulama gerçekleştirebilmelerini de sağlıyor. Yeni teknolojiyle üretilen pek çok multi-process kaynak makinesi, içerisinde barındırdığı kaynak yöntemlerine ait parametreleri de hazır olarak sunuyor. Makine içerisindeki yazılımlar sayesinde; tel çapı/

elektrod çapı, malzeme tipi ve kalınlığı, gaz tipi gibi parametrelerin seçilmesine imkân vererek, kaynak ustalarına alışkın olmadıkları kaynak yöntemlerinde de çalışma olanağı veriyor. YÜZDE 30’A VARAN ENERJİ TASARRUFU İnverter teknolojisi ile üretilen Eczacıbaşı-Lincoln Electric Askaynak multi-process kaynak makineleri, bu sayede yüzde 30’a varan enerji

tasarrufu sağlamakla birlikte konvansiyonel makinelere kıyasla daha kusursuz kaynak dikişleri elde edilmesini sağlıyor. Multi-process kaynak makineleri, farklı kaynak yöntemlerinin bir arada kullanıldığı ve kısıtlı çalışma alanının olduğu kaynak işlemlerinde önemli bir alan tasarrufu sağlayarak başarılı uygulamalar gerçekleştirilmesini sağlıyor. Makine parkı ve beraberindeki amortisman

giderleri de bu sayede gözetilmiş oluyor. EczacıbaşıLincoln Electric Askaynak, bu sayede birkaç kaynak makinesinin işlevinin tek bir makine ile elde edilebileceğinin ve maliyet tasarrufu sağlanabileceğinin altını çiziyor. Multi-process kaynak makineleri ve Askaynak’ın tüm yenilikçi ürünleri hakkında bilgi almak için www.askaynak. com.tr İnternet adresi ziyaret edilebilir. 21 • OCAK 2019


KAPAK

MAKINE IHRACATINDA BÜYÜK BAŞARI:

2018 YILINDA %15,5 ILE DÜNYA ORTALAMASININ 4 KATI ARTIŞ

• 22


MAKINE IHRACATINDA BÜYÜK BAŞARI: 2018 YILINDA %15,5 ILE DÜNYA ORTALAMASININ 4 KATI ARTIŞ

TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ 2018’DE TÜRKİYE İHRACATINA DAHA GÜÇLÜ DESTEK VERİRKEN, 168,1 MİLYAR DOLARA ULAŞAN TÜRKİYE İHRACATININ 17,1 MİLYAR DOLARI MAKİNE SEKTÖRÜ TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLDİ. DÜNYA MAKİNE İHRACATI YÜZDE 4 ARTARKEN, TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ 2018’İ YÜZDE 15,5’LİK İHRACAT ARTIŞIYLA DÜNYAYI DÖRDE KATLADI.

23 • OCAK 2019


KAPAK

T

ürkiye ihracatı, 2018’de, yılın başında belirlenen “İhracatta Rekorlar Yılı” hedefini yakalayarak Cumhuriyet tarihinin en güçlü ihracat rakamına ulaştı. 168,1 milyar dolar değerinde ürün ve hizmet ihraç eden Türk ihracatçıları, Türkiye ekonomisine de önemli bir katkıda bulundu. 17,1 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşan makine ihracatçıları ise bu rakamla ihracatta yüzde 15,5’lik artış gerçekleştirdi; Türkiye’nin toplam ihracatı içindeki makine payını da yüzde 10,1’e yükseltmeyi başardı. 222 ÜLKEYE 17 MİLYAR DOLARLIK MAKİNE İHRAÇ ETTİK Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) verilerine göre 2018 yılının tamamında makine ihracatı bir önceki yıla göre • 24

yüzde 15,5 artarak 17,1 milyar dolara yükseldi. Yine, 2018 yılında makine ithalatı tahmini verileri ise yüzde 4,7 oranında azalışla 26,6 milyar dolara gerilerken, makine sektörünün dış ticaret hacmi de 43,7 milyar dolar olarak gerçekleşti. Böylece, 2018 yılında makine sektörü özelindeki dış ticaret açığı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 27,5 düzeyinde azalarak 9,5 milyar dolara geriledi. 2018 yılında makine sektöründeki ihracatın ithalatı karşılama oranı da bir önceki yıla göre 11 puandan fazla artarak yüzde 64,3 düzeyine yükseldi. Türkiye’nin Makinecileri’nin uzun yıllardır en güçlü pazarı olan Almanya’ya gerçekleşen ihracat 2018’in tamamında yüzde 6,1 artış göstererek 2 milyar 436 milyon dolara yükselirken, ABD’ye ihracat ise aynı dönemde yüzde 22,7 artarak 1 milyar 275 milyon

dolara yükseldi. Türkiye’nin Makinecileri’nin 2018’de en çok ihracat yaptığı ilk 20 ülke sıralamasında, İran hariç tüm

ülkelerde yüzde 4 ila yüzde 60 aralığında ihracat artışı gerçekleşirken, Hollanda’ya yüzde 58,7, Rusya’ya yüzde

YENİ YATIRIMLARA İHTİYACIMIZ VAR! 2019 ve sonrasında Türk makine imalat sanayisinin sürdürülebilir büyümesinin sağlanabilmesi için sektörlerin ortak üç ana konuda beklentileri devam ediyor. Yerli ve milli teknoloji: Teşvik mekanizması yerli makine ve teknolojiye ayrıcalık tanıyacak şekilde düzenlenmeli, Yatırım ortamı: Yeni tesisler için yatırım ortamının iyileştirilmesi ve altyapı hazırlanması, Neler gerekiyor? • Serbest rekabet ortamı, • İstikrara ve hukuki altyapı, • Yerli malına desteğin genişletilmesi, • Piyasa denetim, gözetim mekanizmalarının efektif kılınması • Çevre, iş güvenliği, kalite mevzuatlarının uygulanması, • Niteliksiz ürün ve ithalatla mücadele, • Kayıt dışı üretimle mücadele. Yabancı yatırımcı: Teknolojisini Türkiye’de geliştirecek yabancı makine imalatçılarının sektördeki mevcudiyetlerinin arttırılması.


MAKINE IHRACATINDA BÜYÜK BAŞARI: 2018 YILINDA %15,5 ILE DÜNYA ORTALAMASININ 4 KATI ARTIŞ

39,2, Fransa’ya yüzde 23,2 ve İngiltere’ye yüzde 21,5 ihracat artışı yaşanması dikkat çekiciydi. Türk ihracatçılar, 2018’de dünyanın 222 ülkeye (serbest bölgeler dâhil) Türk makinesi ihraç etti. KÜRESEL TİCARET YAVAŞLAMA EĞİLİMİNDE 2018 yılı, küresel ölçekte korumacı politikaların hâkim olmaya başladığı bir yıl olurken, gelişmiş ülkelerin büyüme oranları ise nispeten olumlu ilerledi. 2018’de ABD ve Çin arasında giderek şiddetlenen ticaret savaşları küresel ticaretin üzerinde en büyük etken olurken, ABD Başkanı Trump’ın korumacı politikaları ile dünyanın neredeyse tümüyle ekonomik ilişkilerini yeniden gözden geçirmesi, Avrupa’da İngiltere’de süren Brexit tartışmaları ve AB’deki düşük büyüme rakamları, dünya ticaretinde dalgalı bir seyir izlenmesine neden oldu. The Economist Intelligence Unit’in raporuna göre, dünya ticaretinin büyüme hızı, 2017’deki yüzde 5,2’den 2018’de yüzde 4’e düştü ve bu eğilimin korunarak 2019’da yüzde 3,4’e gerilemesi bekleniyor. Dünya Bankası analistleri ise “Dünya ekonomisi 2018’de var gücüyle işlediği halde temposu düştü. 2019 yılında ekonomik dinamiğin daha da azalması beklenebilir” değerlendirmesinde bulunuyor. Bununla birlikte, Dünya Bankası, sanayi ülkelerinde büyüme hızının yüzde 2’ye düşeceği öngörüsünde bulunurken, gelişmekte olan ülkelerde yüzde 4,2’lik büyüme hızlarına ulaşılabileceğini de bildiriyor. Bunun anlamı, küresel ticarette yavaşlama eğilimi olsa da yatırım malı ticaretinde bir durağanlığın 2019’da beklenmiyor olması, yani küresel makine ticareti 2018’deki artış grafiğini 2019’da da sürdürebilir.

Gerçekten de, 2018’de Dünya Bankası verilerine göre 87,5 trilyon dolara yükselmesi beklenen küresel gelir içerisinde sabit sermaye yatırımlarının yüzde 8 artışla 21,4 trilyon dolar olması öngörülüyor. Bu beklenti ile sabit sermaye yatırımlarının toplam gelire oranı 2017’ye göre 0,1 puan azalsa da makine yatırımlarında yüzde 9 artışla 5 trilyon dolarlık bir iş hacmi oluşması, 2018’in küresel makine ticaretinde olumlu bir yıl olarak tamamlandığı söylenebilir. Bu dönemde, küresel makine ticaretine yön veren aktörler ise Çin, Almanya, ABD, Japonya ve İtalya olarak sıralandı. 2,17 trilyon dolarlık toplam ihracat içinde 370 milyar dolarlık makine ihracatı gerçekleştiren Çin’in ardından1,56 trilyon dolarlık toplam ihracat içinde 270 milyar dolarlık makine ihracatı gerçekleştiren Almanya gelirken, 1,65 trilyon dolarlık toplam ihracat içinde 212 milyar dolarlık ihracat yapan ABD ise üçüncü sırada yer alıyor. Diğer yandan, Çin’in toplam ihracatı içinde makinenin payı yüzde 17 olurken,

bu oran Almanya için yüzde 17,3, ABD içinse yüzde 12,8 olarak gerçekleşti. Türkiye toplam ihracatı içinde makinenin payı da 2018’de yüzde 10,1 oranına yükseldi.

oranını ise yüzde 64’ü aşmış durumda. İhracatının yüzde 60’ını Avrupa Birliği’ne ve ABD’ye yapan sektörün kilogram başına ortalama birim fiyatları da 6,1 dolara ulaştı.

“MAKİNE İHRACATIMIZ BEŞ YILDA İKİYE KATLANACAK” Bu kapsamda, Türk makine sektörü 2018 yılında ihracatını en çok arttıran üç sanayi grubundan biri olurken, ihracatını yüzde 15,5 arttırmayı başaran sektörün toplam ihracatının 17,1 milyar dolara ulaştığına dikkat çeken MAİB Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Dünya genelinde Çin’le birlikte makine ihracatını en çok arttıran iki ülkeden biriyiz. Teknoloji odaklı bir sektörün bu artış hızına ulaşması, sık rastlanılan bir başarı değildir. Yıllık yüzde 15 düzeyindeki büyüme hızımızı koruyarak beş yıl içinde ihracatımızı ikiye katlamayı ve 2023 yılında 34 milyar dolar seviyesine ulaşmayı hedefliyoruz” diyor. Türkiye’nin 2018 yılı toplam ihracatının yüzde 10,1’ini gerçekleştiren makine sektöründe ihracatın ithalatı karşılama

2001’DEN BUGÜNE MAKİNE İHRACATI 10 KATINA ÇIKTI 2018 yılında makine ihracatında kaydedilen 323 bin ton artışın rakamsal etkisinin 2,3 milyar dolar olduğunu belirten Karavelioğlu, geçtiğimiz yıl dünya makine ihracat artış hızını dörde katladıklarını söylerken, “2001 yılından bu yana makine ihracatımızı 10 katına çıkardık. Geçtiğimiz yıl yaptığımız çalışmalarla ekonomideki dalgalanmaların olumsuz etkilerini en aza indirmeyi başardık. Teknolojimize güvenerek ithalatçı ülkelerin kur farkını fırsata çevirmesini engelledik ve birim fiyatlarımızı düşürmeden Türk makinelerinin marka gücünü koruduk. İleri teknoloji ve inovasyona yaptığımız yatırımlarla makinelerimizin marka algısını daha da yukarı taşıyacağız” değerlendirmesinde bulunuyor.

TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ 2010-2018 DÖNEMİ İHRACAT KARNESİ 20 DEĞER (MİLYAR DOLAR)

17,1

MİKTAR (BİN TON)

15 12,3 10

0

14,7

14,9 13,3

13,4 2.517

10,0

1.889

5

12,9

13,9

2.053

2.093

2012

2013

2.172

2.271

2.308

2015

2016

2.517

1.691

2010

2011

2014

2017

2018

25 • OCAK 2019


KAPAK tam bir ihtisas konusu olduğu için, sektör temsilcilerinin deneyiminden mutlaka yararlanılmalı. Yatırım ortamında yapılacak iyileştirme, sadece makine sektörünün değil bir bütün olarak Türk sanayisinin önünü açacaktır. Tedarikçi dallarda dışa bağımlılığın azaltılmasına yönelik tedbirler, Türkiye’yi uluslararası pazarda daha rekabetçi ve daha da güçlü bir ülke kılacaktır” diyor.

KÜRESEL REKABETİN ANA UNSURU TEKNOLOJİ Makine ihtiyacını ithalatla karşılamaya devam eden ülkelerin geride kalacaklarına da dikkat çeken Karavelioğlu küresel ticaret savaşlarının ardında teknoloji savaşlarının yer aldığını söylüyor: “Kaynak maliyetlerinin tüm dünyada arttığı bir süreçte eski alışkanlıkları bir kenara bırakmak gerekiyor. Türkiye sanayisi artık yeni bir sayfa

açmalı ve dövizle borçlanarak makine ithal etme anlayışı tamamen bırakmalı. Makine sektörü pazar büyüklüğü küresel pazar içinde yüzde 1,9 seviyelerine kadar yükselen ülkemizin, makine ithalatı sebebiyle 10 milyar dolar dış ticareti açığı vermesini doğru bulmuyoruz. Teşvik mekanizmasının yerli makine ve teknolojiye ayrıcalık tanıyacak şekilde revize edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Makinelerin

2019 DÜNYA EKONOMİSİ ÖNGÖRÜLERİ KÜRESEL EKONOMİ BÜYÜME

YÜZDE 3

KÜRESEL MAL TİCARETİNDEKİ BÜYÜME

YÜZDE 5

KÜRESEL SABİT SERMAYE YATIRIMLARINDA YAVAŞLAMA

YÜZDE 4,2

MERKEZ BANKALARININ PARA POLİTİKALARI

TEMKİNLİ

EMTİA VE ENERJİ FİYATLARI

DURAĞAN

• 26

imalatçıları ve üreticileriyle birlikte yurtiçinde geliştirilmesi, yerli ve milli olmanın temel unsurudur.” KOBİ’LER ÖZEL MAKİNELERLE BÜYÜYECEK Özel maksatlı makinelere olan ihtiyacın artmasının, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de KOBİ düzeyinde teknoloji geliştiren makine imalatçılarının gelişimine katkı sunacağını söyleyen Karavelioğlu, “KOBİ’lerin etkin olduğu Türkiye ekonomisi için bu dönem, çok önemli bir fırsattır. Özel maksatlı makineler üretmeye ve niş alanlarda teknoloji geliştirmeye uygun bir sekörel yapımız var. Mevzuatta yapılacak iyileşme, makine imalatçılarının Ar-Ge yatırımlarını daha da arttıracaktır. Yalnız, piyasa gözetimi ve denetiminin etkin bir şekilde tesis edilmesi gerekiyor. Makine sektöründe piyasa gözetim ve denetimi

ALT SEKTÖRLERDE YÜKSELİŞ SÜRÜYOR Türk makine imalat sektörlerinin 2018 yılı ihracat verileri alt sektörler bazında incelendiğinde, değer bazında en yüksek ihracatı “Klimalar ve soğutma makineleri” ürün grubunun gerçekleştirdiği görülüyor. Bu ürün grubunda 2017’de 2 milyar dolarlık ihracat yapılmışken, 2018’de ihracat yüzde 14’lük artışla 2,28 milyar dolara yükseldi. Yine bu ürün grubunda miktar bazında da yüzde 4,1’lik bir artış gerçekleşti ve 2017’deki 485 bin ton değerinden 505 bin ton değerine ulaşıldı. 2018 ihracatında miktar bazında en yüksek ihracatı gerçekleştiren ürün grubu ise “Yıkama ve kurutma makineleri” ürün grubu oldu. Bu ürün grubunda 2017’de 517 bin tonluk ihracat gerçekleştirilirken, 2018’de bu rakam yüzde 8,7’lik artışla 562 bin tona yükseldi. Aynı ürün grubunun değer bazında ihracat artışı da yüzde 12,4’e ulaştı ve 1,64 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Benzer şekilde, geçtiğimiz yıl değer bazında ihracatını en çok artıran ürün grubu “İnşaat ve madencilikte kullanılan makineler” ürün grubu olurken, bu ürün grubundaki ihracat artışı yüzde 34,2 olarak gerçekleşti ve 1,22 milyar dolarlık ihracat değerine ulaşıldı. Yine, ihracat kilo değerini en çok


MAKINE IHRACATINDA BÜYÜK BAŞARI: 2018 YILINDA %15,5 ILE DÜNYA ORTALAMASININ 4 KATI ARTIŞ

arttıran ürün grubu da “Deri işleme ve imalat makineleri” oldu. Bu alt sektörde 2017’de ihracat kilo değeri 5,6 dolarken, 2018’de bu rakam yüzde 18 artışla 6,6 dolar olarak kaydedildi. Makine sektör toplamında en katma değerli ürün grubu ise “Türbin, turbojet, turbopropeller, hidrolik silindirler” ürün grubu olmayı sürdürüyor. Bu ürün grubunda 2017’de 39,9 dolar olan ihracat kilo değeri 2018’de yüzde 1,5 artışla 40,5 dolara yükselmiş durumda. HEDEF PAZARLARDA DAHA ÇOK TERCİH EDİLDİK Geride kalan yılda

Türkiye’nin Makinecileri, yurt dışı faaliyetlerindeki etkinliğini de hiç azaltmadı ve hedef pazarlarına yönelik tanıtım ve ihracatı artırıcı faaliyetlerini sürdürmeye devam etti. Türkiye’nin Makinecileri, yurt dışı tanıtım faaliyetlerinin meyvelerini 2018’de de toplamaya devam ederken, 2017’de Almanya’ya olan makine ihracatını yüzde 6,1, ABD’ye olan makine ihracatını yüzde 22,7 ve İtalya’ya olan makine ihracatını yüzde 18,6 arttırmayı başardı. Bu dönemde İngiltere’ye yüzde 21,5, Rusya’ya yüzde 39,2 ve Hollanda’ya yüzde 58,7 ihracat artışı gerçekleştiren sektör, Kuzey Afrika ve

Orta Asya pazarlarındaki rekabetçiliğini de artırdı: 2018’de Cezayir’e yüzde 31,9, Fas’a yüzde 36,7 oranında ihracat artışı gerçekleşirken, Özbekistan pazarında da Türk makineleri 2017’ye göre yüzde 49,8 oranında daha fazla tercih edildi. Diğer yandan, Türkiye’nin Makinecileri, 2018’de ihracat kilo değerinde en yüksek katma değerli makinelerini de yine ABD ve Almanya’ya ihraç etti. Bu dönemde Almanya’ya gerçekleşen makine ihracatında ihracat kilo değeri 8,6 dolara gerilese de ABD’ye gerçekleşen makine ihracatında ihracat kilo değeri yüzde 10,1

artışla 14,2 dolara, İtalya’ya gerçekleşen makine ihracatında ise ihracat kilo değeri yüzde 10,9 artışla 5,1 dolara yükseldi. Türkiye’nin Makinecileri, 2018’de hedef pazarları içerisinde en büyük atılımını ise yine Rusya’da gerçekleştirdi ve 2018’de Rusya’ya miktarda yüzde 38 artışla 61 bin ton ve değerde yüzde 39,2 artışla 412 milyon dolarlık makine ihraç etti. Böylece Türkiye’nin Makinecileri, bir anlamda dünyanın en güçlü makine üreticilerine Büyüme Makinesi’nin gücü ve kalitesini, teknolojisini ve katma değerini de kabul ettirmiş oldu.

MAKİNE SEKTÖRÜNÜN İHRACAT KARNESİ Değer bazında ihracat yüzde 15,5, miktar bazında ihracat ise yüzde 12,8 arttı. 2018’de Türkiye’nin Makinecileri 300 bin ton fazla makine sattı, 2,3 milyar dolar daha fazla gelir elde etti.

Türkiye’nin Makinecileri, toplam ihracatının yüzde 60’tan fazlasını yine AB ülkeleri ve ABD’ye yaptı.

Türkiye’nin Makinecileri, 2018’de 17,1 milyar dolar değerinde makine ihraç etti.

2018’de Rusya’ya miktarda yüzde 38 artışla 61 bin ton ve değerde yüzde 39,2 artışla 412 milyon dolarlık makine ihraç edildi.

İhracatın ithalatı karşılama oranı Türkiye genelinde yüzde 53 iken, makine sektöründe bu oran yüzde 64,3’e yükseldi.

2010-2018 döneminde Türkiye’nin Makinecileri, ihracatta yüzde 70 büyüme sergiledi.

Makine sektörünün ana hedefi, 2023’te ihracatı 34 milyar dolara, Türkiye’nin toplam ihracatı içindeki makine payını ise yüzde 14’e yükseltmek.

Sektörün ihracat kilo değeri ortalama 6,1 dolar olarak gerçekleşti. ABD’ye olan ihracat kilo değeri ise 14,2 dolara ulaştı.

MAİB’in kuruluşundan bir yıl önce, 2001 yılında, Türk makine sektörü sadece 1,7 milyar dolarlık bir ihracat kapasitesine sahipken, 2018’de ulaşılan 17,1 milyar dolarlık ihracat, yüzde 905’lik bir artışa, bir başka deyişle 10 kat artışa işaret ediyor.

27 • OCAK 2019


KAPAK

AĞAÇ İŞLEME MAKİNELERİ SEKTÖRÜ ROTAYI İHRACATA ÇEVİRDİ MUSTAFA SABRİ EROL AİMSAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI

• 28

2018 yılı tüm diğer sektörlerde olduğu gibi sektörümüz açısından da zor geçen bir yıl oldu. Ancak iç piyasada yaşanan daralma sebebiyle ihracata odaklanan sektörümüz, 2018 yılını 100 milyon dolar ihracat ve 55 milyon dolar ithalat rakamıyla tamamladı. Bu rakamla birlikte, sektörümüz 2013 yılındaki 95 milyon dolarlık ihracat rekorunu kırabildi. Yaşanan tüm olumsuz koşullara rağmen sektörümüz üç yıldır cari açık vermeden ihracatını arttırmaya devam ediyor. 2018 yılında Irak, Cezayir ve Bulgaristan ihracatımızda ön plana çıkan ülkeler oldu. Cezayir’in yeni dönemde ihracatta ilk sıraya yerleşeceğini tahmin ediyoruz. Ağaç işleme sektörünün en çok ithalat yaptığı ülkeler sırlamasında Almanya, İtalya ve Çin ilk üçte yer alıyor. Aralık ayı içerisinde bazı ağaç işleme makinelerinin Çin, Tayvan, Hindistan gibi ülkelerden ithalatına getirilen yüzde 11’lik ek vergi uygulaması nedeniyle Çin ve Tayvan gibi ülkelerin yeni dönemde listenin gerisinde kalacağını da öngördüğümüzü söyleyebilirim. 2019 yılı sektör olarak ihracata odaklanacağımız bir yıl olacak. İç piyasalardaki durgunluğu da göz önüne alırsak, üreticilerimiz yeni pazarlar bularak ve yurt dışı fuarlara katılarak, ihracatla hem ülkemizi hem de firmalarını kalkındırmaya devam edecek. 2019 yılında ihracatımızın 120 milyon dolar, ithalatın ise 60 milyon dolar seviyelerinde gerçekleşeceğini düşünüyorum. İçinde bulunduğumuz durum itibarıyla ithal ürün satan firmalar da çevre ülkelere ihracat yapmaya başladı. Bu da ihracatımızda hızlı artışa neden olacaktır. Sektörümüz, 2019’da da üretmeye, yatırım yapmaya devam edecek. 2 milyar dolar ağaç işleme makinesi ithalatıyla dünya ticaretinde söz sahibi olan ABD, Rusya, Vietnam ve Güney Afrika, 2019’da yeni hedef pazarlarımız olacak. Makine sektörü bir ülkeyi ayakta tutan, olmazsa olmaz sektörlerdendir. Küresel ölçekte rekabet için markalaşmaya ve ortak hareket etmeye ihtiyacımız var. STK’lar olarak bizler de yurt dışı pazarlama konusunda üyelerimize destek olmaya gayret ediyoruz. Ancak buna rağmen Avrupa’da rakip bir firmanın rakamları bile ülkemiz rakamlarının neredeyse 10 katı seviyesinde olabiliyor. Sektör olarak en büyük sorunlarımızdan biri, küresel ölçek ekonomisi ve burada da devletimizin maddi ve manevi desteğine ihtiyaç duyuyoruz.


MAKINE IHRACATINDA BÜYÜK BAŞARI: 2018 YILINDA %15,5 ILE DÜNYA ORTALAMASININ 4 KATI ARTIŞ

POZİTİF GELİŞME İÇİN YATIRIMLAR ARTMALI

SEMİH KUMBASAR AKDER YÖNETİM KURULU BAŞKANI

2018 yılına ait hesapların kapatıldığı, 2019 yılı hedeflerinin çalışıldığı bu günlerde bir durum değerlendirmesi yapmak elbette hem faydalı hem de gerekli. Konumuz ihracat olduğuna göre, TÜİK verilerine göre sektörümüzün ihracatını değerlendirirken, üyelerimizle de görüşmelerimiz elbette oldu. Öncelikle akışkan gücü sektörünün yurt içi satış cirolarını yaklaşık 700 milyon dolar olarak hesaplıyoruz. Bu tutara ihracat dâhil değildir. İhracat için yaptığımız çalışmalarda ise son beş yılı dikkate aldığımızda yıl bazında ihracat tutarlarının 200 milyon dolar civarında seyrettiğini görüyoruz. Bu tutar bazen yüzde 10 yukarıda, bazen yüzde 10 aşağıda olmuş ama gidiş düzenli görünüyor: Önemli bir artış patlaması da, ciddi bir gerileme de yaşamıyoruz. Tabii şunu unutmamak lazım; akışkan gücü ürünleri makinelerin teknoloji seviyesi en yüksek bileşenlerindendir ve ithalat oranları da yüksektir. 700 milyon dolar olarak verilen yurt içi satış hacminin yaklaşık yüzde 60’ının ithalat kaynaklı olduğunu kabul ediyoruz. Ancak yurt içi satışların tamamının yurt içinde tüketildiğini kabul etmeyelim. Bunların önemli bir kısmı makinelerle birlikte ihraç ediliyor ve bu ihracat akışkan gücü kayıtlarına dâhil edilmiyor. 2018 yılında bir önceki yıla göre yüzde 15,5 artarak 17,1 milyar dolar seviyesine çıkan makine sektörü içerisinde akışkan gücü ürünleri de yer alıyor. 2018 ve 2019 yılları Türkiye ekonomisi ve sonuçta Türkiye makine sanayisi için kritik yıllar olarak dikkate alınmalı. İçinde bulunduğumuz coğrafyada yaşanan gerginlikler sonucu ortaya çıkan dengesizlikler ve ayrıca dünyada süregelen ekonomik (deyim yerinde ise) savaşlar ülkemizi olumsuz etkiledi, etkilemeye devam edecek. Bu açıdan, 2019 yılını değerlendirirken en önemli sorun başlığını, halen Türkiye piyasa şartlarının belirsizliği ve güven kaybı olarak görüyoruz. Bu durum genel olarak ekonomik hayatı, özelde de makine imalat sanayisini ve sonucunda akışkan gücü sektörünü de olumsuz etkiliyor. Pozitif gelişim yaratabilmek için ya yurt dışında yeni pazarlar bulacağız ya da yurt içi yatırımları yükselteceğiz ki makine imal edilsin ve bu makinelerde akışkan gücü ürünleri kullanılabilsin. Biz, yaşanan bu belirsizliğin yatırımların ertelenmesine neden olmasını, 2019 yılının başlıca sorunu olarak görüyoruz. Umarız bu durum mümkün olan en kısa zamanda atlatılır ve hem yatırımlar hem de genel ticari hayat pozitif ivme kazanır, işsizlik oranlarımız da düşer.

AKDER

AKIŞKAN GÜCÜ DERNEĞİ 29 • OCAK 2019


KAPAK

İTHALATIMIZI AZALTIRKEN İHRACATIMIZI ARTTIRDIK

CİHAN ACAROĞLU EFSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI

• 30

EFSİAD üyelerimiz savunma, otomotiv, metalürji, seramik, demir çelik gibi tüm sektörlere yönelik endüstriyel fırın imalatı yapan üreticiler ve tedarikçilerden oluşuyor. Yapmış olduğumuz fırınlar, kullanıldıkları yerlerde işlevleri açısından büyük önem taşıyor ve bu yönüyle de ülkemiz sanayisi için kritik önem teşkil ediyor. Endüstriyel fırın üretimi, tüm mekanik işlevlerin yanı sıra yüksek sıcaklık da içerdiği için daha emek yoğun bir iş olarak tanımlanabilir. Metalürji ve malzeme bilimi, makine mühendisliği, elektrik-elektronik ve otomasyon gibi multidisipliner bir bilgi birikimi ve tecrübe gerektiriyor. O nedenle sektör paydaşlarımız zor bir konuda faaliyet gösteren, işini seven cefakâr insanlardır diyebilirim. Mevcut üyelerimizin Türkiye’de gerçekleşen endüstriyel fırın imalatının yüzde 70’ini üstlendiğini söyleyebilirim. EFSİAD olarak yaptığımız araştırmalarda, sektörümüzün son beş yıllık ithalat ortalamasının 215 milyon dolar, ihracatının ise 92 milyon dolar seviyesinde ilerlediği görülüyor. 2018 yılı verilerine baktığımızda ise durum ülkemiz lehinde ilerleme kaydediyor. 2018 yılında ithalatımız 170 milyon dolar seviyesine gerilerken, ihracatımız ise 110 milyon dolara yükselmiş durumda. Söz konusu endüstriyel fırınların dünyadaki dış ticaret hacmi de yaklaşık 9,3 milyar dolar olarak gerçekleşiyor. Türkiye olarak endüstriyel fırınların toplam dünya ticareti içerisinden 2017 yılında yüzde 1’in altında pay alırken, bu yıl yüzde 20’nin üzerinde artışla yüzde 1,2 pay alır hale geldik. Geçmiş yıllara göre kat ettiğimiz ilerleme, doğru yolda olduğumuzun göstergesi ve memnuniyet vericidir. 2018 yılında döviz kurlarında yaşanan hızlı artış ve yerli yatırımların yavaşlaması tüm sektörler gibi bizleri de olumsuz etkiledi. Ancak emek yoğun işimizde fırın üreticilerinin belirli oranda maliyetlerinin azalmasına imkân sağlayan bu süreç, üreticileri fiyat olarak daha iyi rekabet edebilir bir hale de getirdi. Tüm bunların sonucu olarak ümidimiz ve kanaatimiz, sektör paydaşlarımızın 2019 yılında ve sonrasında gerek dünya ticaretinden gerekse de iç pazardan daha yüksek pay alacağı yönünde. O nedenle EFSİAD olarak, sektörümüz için daha çok yapılacak işler ve kat edilecek aşamaların olduğunu görüyor ve bu konuda dernek olarak önemli çalışmalar yapıyoruz. En basit yaklaşımla, her ticari kurum gibi üyelerimizin de hedefi daha çok satış yapmak. Bunun yolu da ithal edilen endüstriyel fırın miktarını azaltabilmek için Türkiye’deki yatırımcıları yerli fırın kullanımına ikna etmekten ve ihracatımızı arttırmak için dış pazarlarda kendimizi daha çok tanıtmaktan geçiyor. Elbette her iki pazara da belirli kalitede ürünleri sunmamız, bunun için de sürekli kendimizi geliştirmemiz kaçınılmaz. Biz de bu yönde üyelerimizin gelişimi için eğitimler, yurt dışı geziler düzenliyor, fuar katılımları organize ediyoruz. 23 Şubat tarihinde, gerek yerli gerekse yabancı pazarlarda daha büyük pay sahibi olabilmek için neler yapabileceğimizi tartışmak amacıyla tüm üyelerimizle birlikte gerçekleştireceğimiz bir çalıştay planladık. Burada hem sektörel stratejimizi oluşturacak hem de pazardan alınan payın arttırılması konusunda yol haritamızı belirleyeceğiz. 2019 yılının sektörümüz ve ülkemiz için daha güzel günler getirmesini diliyorum.


MAKINE IHRACATINDA BÜYÜK BAŞARI: 2018 YILINDA %15,5 ILE DÜNYA ORTALAMASININ 4 KATI ARTIŞ

REKABETTE GÜÇLÜ OLMAK DİJİTAL DÖNÜŞÜME BAĞLI

DR. HÜSEYİN HALICI ENOSAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI

Küresel ölçekte rekabet edebilir seviyeye ulaşmak için kesinlikle çok gelişmiş makine ve imalat sanayisine sahip olmamız gerekli. Bu da günümüz koşullarında ancak Endüstri 4.0 konseptli, diğer bir adıyla “Dijital Dönüşümlü” makine imalat sanayisi ile mümkün olabilir. Makine sektörü hem ihracatımız açısından hem de Türkiye sanayisinin geleceği için önem arz ediyor. Çünkü dünya ile rekabet edebileceğimiz, katma değeri oldukça yüksek sektörlerin başında geliyoruz. Bugünkü koşullarda en hızlı sonuç alabileceğimiz ve dünyada söz sahibi olmamızı sağlayacak sektör olarak da makine sektörünü gösterebiliriz. Ancak bu konuda ihracatımızın artması için yapılması gereken çok şey var. Makine sektörümüz için, akıllı otomasyon sistemleri ve Endüstri 4.0’a geçiş kesinlikle öncelikli hedefimiz olmalı. Aksi halde gerek ülke içerisinde gerekse dünyada rekabet edemez duruma gelerek bir daha hiçbir şekilde gelişmiş ülkeler seviyesine ulaşamayabiliriz. Dünya ile aynı zamanda ülkemizde Endüstri 4.0 konuşulmaya başlandı, bunun avantajı kullanılarak doğru adımlar atılmalı. Bu konuda gereken adımlar atılmaz ve gelişme sağlanmaz ise uzun vadede nelerle karşılaşılabileceği, rekabet gücümüzün çok zayıflayacağı bilinmelidir. Ekonomimizi oluşturan işletmelerin büyük çoğunluğunun KOBİ ölçeğinde olmasının yanı sıra birçok sektöre yönelik üretim sağlamasıyla ekonomik büyümeyi de yakından destekleyen makine sektörü de genelde KOBİ’lerin yoğun olduğu bir sanayi sektörüdür. Bu nedenle KOBİ’ler için özel bir yaklaşıma ihtiyacımız var. Kritik önem taşıyan KOBİ’ler için Dijital Dönüşüm/Endüstri 4.0’a geçişlerini kolaylaştırıcı düzenleme, teşvik ve stratejiler oluşturarak ilerlemek zorundayız. Çünkü Dijital Dönüşüm/ Endüstri 4.0’ın doğru uygulanması ve uygulanırken kaynak yaratılması noktasında KOBİ’lerimizin kesinlikle yardıma ihtiyaçları olacak. Bu destek de devlet tarafından sağlanmalı. Endüstri 4.0 kavramının artık dünyada hızla yerleşip yaygınlaşmaya başladığı bir dönemde, ülkemizde pek çok kamu veya özel sektör kurumlarına görevler düşmekle beraber özellikle en büyük görevin ENOSAD’a düşmekte olduğunun bilincindeyiz. Buradan hareketle ENOSAD olarak Türkiye makine sanayisine hizmet etmek için Endüstri 4.0 sürecinde gerek ulusal gerekse uluslararası üyelerimizle her türlü iş birliğine hazır olduğumuzu bildirmek istiyoruz. Türkiye olarak gerek jeopolitik avantajımız gerekse genç ve dinamik bir nüfusa sahip olmamızın avantajını kullanarak, Dijital Dönüşüm/Endüstri 4.0’ı sadece tesislerinde kullanan değil, aynı zamanda içinde olan, geliştiren ve uygulayan ülke konumunda olmalıyız. Bunun için de makine sektörü, en uygun ve hızlı olarak uygulayıp geliştirebileceğimiz, ülkemiz ekonomisinin ve ihracatının yıldızı parlayan bir sektörü olarak karşımızda duruyor.

31 • OCAK 2019


KAPAK

İHRACATTA ÖNEMLİ ARTIŞLAR BEKLİYORUZ

MERİH ÖZGEN İMDER YÖNETİM KURULU BAŞKANI

• 32

2018 yılında piyasaları önemli ölçüde etkileyen kur oynaklığı ve faizlerdeki yükselmeler, yatırım ve üretim gibi konularda karar alıcıların olumsuz yaklaşım sergilemesine neden oldu. Döviz kurundan kaynaklanan maliyet artışları, başta inşaat olmak üzere sektörümüzün müşterisi olan diğer sektörlerdeki küçülmelerle birlikte müşteri finansmanının kısıtlanması ve aşırı pahalılaşma gibi nedenlerle iş makineleri sektöründe yüzde 40’a varan daralmaya neden oldu. Özellikle 2018’in ikinci yarısında daha çok belirginleşen bu daralma, aylık karşılaştırmaya baktığımızda maalesef yüzde 80’lere kadar varan bir oranda karşımıza çıktı. Sektörde bu daralmaya tepki olarak, kaçınılmaz şekilde kısmi küçülmeler ve üretim/ operasyon azaltmaları meydana geldi. İç pazarda satın alma gücünün düşmesiyle yaşanan talep daralması sonucunda sektörümüzde üretim yapan firmalar ihracata odaklandı. Bu sayede iş makineleri sektörünün 2018 yılındaki ihracatı, 2017 yılına göre yaklaşık yüzde 35 oranında artış gösterdi. Biz, 2019 yılının da zorlu geçeceğini tahmin ediyoruz. Talepteki daralma ivmesi azalarak devam edebilir; sektördeki firmaların küçülme ve/veya operasyonlarını azaltma stratejisi uygulamaları söz konusu olabilir. Diğer yandan, konsolidasyonlar da gündeme gelebilir. Bununla birlikte, üretici firmaların ihracat çabalarının önemli ölçüde artış göstermesini ve bunun doğal sonucu olarak da 2019 yılı için sektör ihracatında rekor denebilecek kayda değer artış olabileceğini bekliyoruz. Yaşanan bu olumsuzlukları en hafif şekilde atlatabilmek için sektörümüze destek olup fayda sağlamaya çalışıyoruz. Türkiye, ağır iş makineleri alanında ürettiği kaliteli ürünlerle rekabetçi pozisyonunu koruyor. Ancak üretim ölçeği olarak halen dünyadaki rakiplerimizin bir adım gerisindeyiz. Üretim aşamasında ortaya çıkan maliyetlerden dolayı rekabet avantajımızı kaybedebiliyoruz. Özellikle ‘kritik komponent’ olarak tabir edilen aktarma organları, hidrolik ekipmanlar ve motorlarda küresel rekabete girebilecek kalite ve fiyatta üretim yapabilirsek, avantajlı konuma geçebiliriz. Bu noktada da devlet desteklerinin oldukça önemli olduğuna inanıyoruz. İnşaat, altyapı, üstyapı, madencilik, sanayi gibi alanlarda hem kamuya hem de özel sektöre hizmet veren iş makineleri sektörü, üstlendiği sorumluluk gereğince önemli bir konuma sahiptir. Sektörümüz gibi stratejik öneme sahip sektörlerin, diğer sektörlere nazaran daha güçlü olarak desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ekonomimizin yüksek hareketliliğe sahip kurlar ve faizler karşısındaki konumundan dolayı, özellikle bu günlerde yabancı yatırımcıya olan ihtiyaç her zamankinden fazla durumda. Bu noktada da yabancı sermayenin ülkemize gelişi için gerekli pazar koşulları kararlı bir biçimde sağlanmalı; haksız rekabet tüm unsurlarıyla ortadan kaldırılmalıdır. Devlet teşvikleriyle Eximbank’ın sağlamış olduğu kredilerin yaygınlaştırılması ve kullanımının kolaylaştırılması da ihracatçıların önünü açarak cari açığımızın kapanmasına katkı sunacaktır.


MAKINE IHRACATINDA BÜYÜK BAŞARI: 2018 YILINDA %15,5 ILE DÜNYA ORTALAMASININ 4 KATI ARTIŞ

İSDER ÜYELERİ İHRACATA ODAKLANIYOR

ENDER AKBAYTOGAN İSDER YÖNETİM KURULU BAŞKANI

2018 yılı, ülkemizde yaşanan ekonomik gelişmelerin piyasaya ve tedarikçi fiyatlarına yansımaları itibarıyla ürün maliyetlerinde dalgalanmalara sebep olsa da vinç ve platform üreticisi üyelerimiz yurt dışı pazarlarda sabit bir fiyatlandırma politikası izleyerek ihracatta başarılı bir yıl geçirdi. Kurlarda ortaya çıkan sıçramalar sonucunda artan enflasyonun etkisiyle, istif makineleri sektöründeki firmalar da ihracata ağırlık verirken, bunun sonucunda vinç sektörünün ihracatında yaklaşık yüzde25, platform sektörünün ihracatında yaklaşık yüzde 5 büyüme gerçekleşti. İç pazarda ise forklift ürün grubunda yüzde 31, depo içi ekipmanda yüzde 28, vinç ürün grubunda yüzde 27 ve platform ürün grubunda ise yüzde 35 daralma yaşadık. 2018 yılında İSDER üyeleri bazında forklift satışı 4 bin 600 adet civarı olurken, yaklaşık 4 bin 900 adet depo içi ekipman, 1100’e yakın vinç, 1600 adet civarı platform satışı yapıldı. Daralan iç pazarın etkisiyle ihracatçılar farklı pazarlara yöneldi ve dünya üzerinde olabildiğince farklı noktalara satış yaparak ticari risklerini azaltmaya çalıştı. İthalatta ise 2018 yılının özellikle son çeyreğinde iç pazardaki talep azalması, düşen sanayi üretimi ve artan işsizlik gibi etkenlerle forklift ürün grubunda yüzde 20, platform ürün grubunda yüzde 26 düşüş yaşanırken, vinç sektörünün ithalatında ise büyük bir artış yaşandı. Bir önceki yılın yaklaşık üç katı artan vinç ithalatının içerisinde özellikle gantri tip vincin payı dikkat çekerken, bu büyük artışın sebebinin proje bazlı bir çalışmayla ilgili vinç grubunun Türkiye’de üretilmeyen tonajına ihtiyaç duyulduğunu düşünüyoruz. 2019 yılında forklift ürün grubunda iç pazarda 6 ila 7 bin arası forklift satışı olacağını ve pazarın yüzde 25 ila yüzde 30 civarında daralacağını tahmin ediyoruz. Platform ürün grubunda da yüzde 70’lere varan bir daralma öngörülüyor. Üyelerimizden aldığımız görüşler ise 2019 yılında ihracatın artacağına işaret ediyor. Bu yıl atılacak atımlar uzun vadede doğacak sonuçlar için oldukça önemli olacak. Doğru atılacak adımlarla yaşanan olumsuzlukların bir süre sonra yeniden ortaya çıkmasını engelleyebiliriz. Özellikle ihracatçılarımızın doğru pazarları tercih ederek ihracat ağlarını genişletmeleri, Türkiye’nin cari açığının kapanması için önem arz ediyor. İSDER, Ticaret Bakanlığı destekli URGE Projesi (Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi) başta olmak üzere yürüttüğü çalışmalarla ihracat yapan üyelerinin stratejilerinin belirlenmesinde onlara yardımcı oluyor. Aynı zamanda bazı yasal düzenlemelerin de sektörün olumlu olarak etkilenmesi yönünde çıkarılması için çalışmalar yürütüyor.

33 • OCAK 2019


KAPAK

2018 İHRACATIMIZ 4 MİLYAR, POTANSİYELİMİZ İSE 10 MİLYAR DOLAR

TANER YÖNET İSKİD YÖNETİM KURULU BAŞKANI

• 34

2000 yılında Türkiye’de klima üretilmiyorken, bugün itibarıyla küresel pazardaki dört markanın Türkiye’de üretime başlamış olması, Avrupa’nın tüm gereksinimini karşılayacak bir kapasiteye ulaşmamızı sağladı. Küresel ısınmanın etkisini daha güçlü hissettirdiği 2000’li yıllarda, iklimlendirme sektöründe büyük gelişme kaydeden Türkiye, teknolojide çağı yakalayarak üretim kapasitesi ve pazar büyüklüğünde Avrupa’nın klima lideri konumuna ulaştı. İSKİD envanterlerine göre; 2016 yılında 797 bine yaklaşan split klima dış ünite satış adetleri bugün 1 milyonlara yeniden ulaştı. 4 milyar doları aşan iklimlendirme sektörü toplam ihracatı, gelecek yıllarda çevremizdeki jeopolitik şartların da düzelmesiyle 10 milyar dolara kadar çıkma potansiyeline sahip. Akdeniz ülkelerinde ev tipi klimaların kullanımı yüzde 20 ila 50 aralığında iken bu oran Türkiye’de henüz yüzde 10 civarında seyrediyor. Bu durum, Türkiye’de ev tipi klimaların kullanımının giderek artacağı ve pazarın konutlarda büyümeye açık potansiyelini gösterdiği şeklinde de yorumlanıyor. Son verilerin ardından Türkiye’de aktif olarak ev tipi klima cihazı kullanıcı sayısının 13 milyona yaklaştığı tahminlerini de paylaşmalıyım. Sektörümüz, tüm dünyada 70 milyar doların üzerinde bir pazar büyüklüğüne sahip ve büyüme eğilimimiz devam ediyor. Gelişen teknolojiler ve çevre bilinciyle ürünlerimiz inovatif gelişmelere de açık. Yenilenebilir enerjiler, hibrid sistemler ve düşük enerji tüketimli sistemlere doğru genel bir yönelimimiz var. Bunun sonucunda tüketiciye, çevreye ve topluma duyarlı, yenilikçi, markası güçlü firmaların pazarda söz sahibi olması da bekleniyor. Diğer yandan sektörümüz, dünyadaki diğer teknolojik gelişmelere paralel olarak kendisini de geliştirmeye devam ediyor. Bu durum, üreticilerin artık son kullanıcı ve yatırımcılara yönelik daha sürdürülebilir, daha verimli ürünlerin yanında binaların diğer hizmetleriyle bütünleşik, uzaktan izlenebilir ve kontrol edilebilir çözümler sunmalarını gerektiriyor. Küresel ısınmayla birlikte gündeme gelen enerji tasarrufu ve emisyonu düşürmeye dair sektörde en kayda değer gelişme, küresel ısınma potansiyeli düşük gazların kullanımındaki artıştır. Bugün dünyada iklimlendirme sektörünün önceliklerinden birisi olan GWP (Global Warning Potential) kriterleri ile sektörümüz yeniden yapılanıyor. Özellikle ev tipi klimalarda bu geçiş çok daha hızlı olacak. Kullanılmakta olan R410A soğutucu akışkana göre küresel ısınma potansiyeli çok daha düşük olan R32 gazının kullanımı Avrupa’da oldukça arttı, ülkemizde de bu yönde çalışmalar hız kazanıyor. Üreticiler bu konuya önem vermekle birlikte tüketicinin de bu konuda seçici olması geçişi daha da hızlandıracaktır. Bununla birlikte, her geçen gün daha verimli hale gelen ısı pompaları pek çok ev ve iş yerinde fosil yakıtlı sistemlerin yerini almaya başladı. Bu değişimin karbondioksit emisyonunun düşürülmesi ve küresel ısınmanın azaltılmasına direk etkisi oldukça fazla. Gün geçtikçe artan enerji verimlilikleri yüksek ürünler de sektörün toplam karbon ayak izinin küçülmesine yardımcı oluyor.


MAKINE IHRACATINDA BÜYÜK BAŞARI: 2018 YILINDA %15,5 ILE DÜNYA ORTALAMASININ 4 KATI ARTIŞ

ÜRETMEYE VE KATMA DEĞERE ODAKLANMALIYIZ

AHMET ÖZKAYAN MİB YÖNETİM KURULU BAŞKANI

2018 yılı Türkiye ve dünya geneli açısından çeşitli ekonomik sıkıntılarla geçen bir yıl oldu. Yılın ortalarında kurlarda yaşanan dalgalanma ve daralan iç piyasa sebebiyle pek çok sektörde ciddi sıkıntılar yaşandı. Ancak özellikle yılın ortasından itibaren devletimiz tarafından yapılan teşvik ve desteklerin artarak sürmesi, sektörün bu süreçten en az hasarla çıkmasında önemli bir etken oldu. Sektörümüz, iç piyasa şartları dolayısıyla daralan pazarın telafisini dış ülke piyasalarında yaparak, ihracata daha fazla ağırlık verdi ve büyümesini sürdürdü. Sektör kendini 2018 yılında büyük bir ölçüde korurken, bazı alt sektörlerde de büyümeler kaydedildi. İthal makine kısmına baktığımızda ise sektörün yılın ikinci yarısından itibaren artan döviz fiyatları karşısında kendini korumaya aldığını gördük. 2018’de ihracatımız artmaya devam ederken, ülke ekonomisinde önemli bir paya sahip olan makine sektörü, özellikle Ar-Ge’yi temeline alan yaklaşımlarla küresel ölçekteki pazar payını hızla artırdı. Yaklaşık yüzde 18 oranlarında artışla 16 milyar dolar seviyesinde makine ihracatımız olacağı tahmin edilirken, bu artışın önümüzdeki yıllar için de önemli bir gösterge olduğu söylenebilir. Makine ihracatımızın yüzde 60’ı AB ülkeleri ABD, Kanada ve Rusya gibi gelişmiş ülkelere yapılıyor. İhracatın bu yapısı, makine imalat sektörünün dünya piyasalarında rekabet bakımından oldukça iyi bir konumda olduğunu gösteriyor. 2 trilyon dolarlık dünya makine ihracatından aldığımız yüzde 0,67 oranında payın aslında çok düşük olduğu ve sektörün desteklendiğinde, ciddi bir döviz girdisi gerçekleştirme potansiyelinin olduğu da görülüyor. 2019 yılına gelirsek, bu yıl küresel ekonomide beklentiler açısından riskler taşıyor. Ancak biz iş insanları olarak her türlü senaryoya karşı hazırlıklı durmak zorundayız. Pazar alternatifleri oluşturmalı ve riskleri en aza indirmeliyiz. Türkiye açısından değerlendirildiğinde; teknoloji geliştirmeye öncelik vererek daha fazla çalışmamız ve üretmemiz gerekiyor. Bu, farklı fırsatları kendiliğinden getirecektir. Bununla birlikte, ülkemizdeki finansal istikrarın tekrar sağlanması için üretim temelli yatırımlara da hız vermemiz gerekli. Özellikle yerli ve milli üretim anlayışının her alanda yaygınlaştırılması büyük önem taşıyor. Sektör olarak, Türkiye ihracatında en büyük paya sahip sektör olma hedefiyle çalışmalarımızı sürdürmeliyiz. Tabii bunun için de üretmeye ve katma değere odaklanmalıyız. Tüm bunları yaparken, ‘üreterek büyüyecek’ olan Türk ekonomisine de en büyük desteği verecek olan makine imalat sektörünün, hızlı bir şekilde teknolojik dönüşüme ihtiyacı var. Nitekim makine imalatçıları, içinde barındırdığı mühendislik ve Ar-Ge gücü sayesinde, ileri teknolojiye en hızlı geçişi yapabilecek tek sektör olma özelliğini başarıyla sürdürüyor. Bunu somut çalışmalarla destekleyerek, makine sektörünün Türkiye ekonomisinde lokomotif rolünü üstlenebileceğine inanıyorum. Teknolojiye giden yol makine üretmekten geçiyor. Kendi makinesini üreten ülkeler, dünyada da söz sahibidir. Gelinen noktada, 15 yıldan fazla bir süredir Türkiye’de makine imalat sanayisinin önemi daha fazla anlaşıldı, devlet ve özel sektör tarafından sektöre verilen önem her geçen gün arttı. Bu desteklerin kalıcı olması ve artarak devam etmesi gerekli. Bunun için de üretimde teknoloji geliştirme öncelikli bir yol haritası çizerek, ülkemizin geleceğini inşa etmeliyiz. Sektörün sorunlarının kısa vadede çözüme ulaştırılması zor gözükse de doğru bir planlamayla uzun vadede başarılı sonuçlar elde edeceğimize inancımız tam. 35 • OCAK 2019



MAKINE IHRACATINDA BÜYÜK BAŞARI: 2018 YILINDA %15,5 ILE DÜNYA ORTALAMASININ 4 KATI ARTIŞ

İHRACAT ODAKLI BİR YIL BEKLİYORUZ

SELÇUK GÜLSÜN PAGDER YÖNETİM KURULU BAŞKANI

2018 yılını dört önemli parametre üzerinden değerlendirebiliriz ki bunların ilki iç pazardaki daralma olacaktır. Türkiye plastik sektörü 2017’de yüzde 8 büyüme göstermişti. Bununla birlikte 2018 yıl sonu itibarıyla miktar bazında yüzde 6 dolayında daralma ile yaklaşık 9,5 milyon ton işleme kapasitesi ve değer bazında yüzde 5 dolayında daralma ile 36,5 milyar dolarlık ciro rakamlarının söz konusu olacağını tahmin ediyoruz. Bu daralmada otomotiv, beyaz eşya, inşaat, elektrik-elektronik, mobilya gibi plastik sektörünün tedarikçi olduğu birçok sektördeki ekonomik aktivitenin yavaşlaması etkili unsurlardan biri oldu. Geçen yıldan bu yana artan petrol fiyatlarının üzerine 2018’de kurun yarattığı erozyon binerken, ham madde maliyetlerindeki artış, faiz oranlarındaki yükseliş, satışlarda ve yatırımlardaki düşüş plastik sektöründeki daralmanın arka planını oluşturdu. İkinci parametre, kur oynaklığının meydana getirdiği etkiler olarak anlatılabilir. Döviz kurlarındaki yukarı yönlü hareket en başta sektörün kullandığı ham maddeyi pahalılaştırdı. Bununla birlikte finans piyasaları kadar esnek olmayan imalat sanayisinin maliyetlerini ayarlaması kolay olmamakla birlikte; kurdaki oynaklık belirsizliği daha da arttırdı. Üçüncü olarak dış pazarın pozitif katkısındaki artıştan söz edebiliriz. Yıl sonu ihracatında plastik ham maddede yüzde 25’ler; plastik mamulde yüzde 10’lar ve plastik işleme makinelerinde yüzde 30’lar seviyesinde artış bekliyoruz. Dördüncü olarak da finansmana erişim noktasındaki daralmanın etkilerinden bahsedebiliriz. Öncelikle döviz cinsinden borcu olan işletmelerimiz yaşanan kur şoklarının ardından temerrüde düşmeye başladı. Ardından bankaların batık kredilerindeki genişlemeye bağlı olarak, sağlıklı olan işletmelerin de finansman kaynaklarına erişememeye başladığını deneyimledik. Takipteki alacaklar arttı, yüksek faizden borçlanma maliyetleri yaygınlık kazandı ve pazardaki vadeler kısaldı. Yurt dışından borçlanma seviyesi düştü, dolayısıyla kredi kanallarında da daralma yaşandı. 2019’da, küresel ekonomi açısından korumacı ticaret politikalarının da etkisiyle sınırlı bir büyüme bekliyoruz. Bu kapsamda 2019 yılının 2018 yılına benzer gelişmelere sahne olabileceğini öngörüyoruz. Sektördeki daralmanın 2019 yılında da sürmesi beklentiler dâhilindeyken, dış pazarlardan aldığımız payın artması yönünde beklentilerimiz de bulunuyor. İhracat odaklı bir yıl geçireceğimizi öngörebiliyoruz. Son olarak 2019’da PAGDER gündeminde olacak ana konuları ise artan elektrik maliyetleri, nitelikli eğitim eksikliği ve buna bağlı olarak nitelikli eleman yetiştirme problemi, rekabet gücümüzü olumsuz etkileyen ham maddede gözetim, antidamping ve vergi uygulamaları ile ihracatta artış için çabalarımız olarak tanımlayabiliriz. 2019’da plastik ve plastik işleme makineleri sektörünün en önemli gücü ihracat gelirlerindeki artış olacaktır. 2018 sektör ihracatındaki yüksek ivmelenmenin 2019’da da devam edeceğini ve pazar payımızdaki artışın devam edeceğini öngörüyoruz. Belirsizlik ve finansman maliyetlerinin yüksekliği yeni yatırımlarda yavaşlamaya neden olabilecekken; 2019’da yerli yatırım mallarına olan talep bir miktar daha fazla olabilir.

37 • OCAK 2019



MAKINE IHRACATINDA BÜYÜK BAŞARI: 2018 YILINDA %15,5 ILE DÜNYA ORTALAMASININ 4 KATI ARTIŞ

TEKNOLOJİ VE İNSAN GÜCÜNÜ ETKİN KULLANANLAR KAZANACAK

NURDAN YÜCEL POMSAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI

Ülkemizde Ağustos ayında finansal piyasalarda yaşanan çalkantı ve ortaya çıkan iç pazar krizi ile yatırımların durması noktasına gelmesi, kısaca iç pazardaki daralma, pompa ve vana imalatçılarını yeniden yurt dışı pazarlama faaliyetlerine odaklandırdı. Daha önceki yıllarda, özellikle sektörümüzün ana müşterileri olan Devlet Su İşleri, İller Bankası ve Belediyelerin projelerinin yoğunluğu ve bu projelerin ödeneklerinin olması sebebiyle üreticiler de iç piyasaya kilitlenmişlerdi. İç piyasadaki işlerin yoğunluğu sayesinde üreticiler hem insan kaynaklarına hem de teknolojik gelişimlerine, makine ve ekipman yenilemelerine bütçe ayırabildi. Sonucunda, üretilen ürün ve hizmetin kalitesi de yurt dışında daha fazla projeye teklif verebilmemizi sağladı ve özellikle 2018 yazındaki döviz kurlarının yükselmesi, yabancı alıcılar için Türk üreticilerini daha cazip hale getirmiş oldu. Dünyadaki ve bölgedeki olumsuz süreçlere rağmen 2018 yılı sektörümüz için ihracatta başarılı bir yıl oldu ve bir önceki yıl ile karşılaştırdığımızda, pompa ve kompresör ihracatı miktarsal olarak yüzde 14,2 arttı ve 109 bin ton seviyesinden 124 bin ton seviyesine yükseldi. Değer bazında ise ihracatımız yüzde 19,3 artarak 811 milyon dolardan 967 milyon dolara ulaştı. Bununla birlikte, vana ve armatür ihracatı da miktar bazında yüzde 13, değer bazında yüzde 15,9 arttı. Bu istatistiklerden de görüldüğü üzere, ortalama birim satış fiyatımız da yükseliş gösterdi. Ancak, ticaret dengesine baktığımızda, hala istenilen seviyede olmadığımızı, ithalatın ihracata göre 752 milyon dolar daha fazla gerçekleştiği görülüyor. 2019 yılı için açıklanan bütçe ve kısa vadeli programda da görüldüğü üzere, iş dünyasını zorlu koşulların beklediği aşikârdır. Bu sebeple kısa vadeli dalgalanmalardan korunmak için, bugünkü koşullar altında tedbiri elden bırakmadan, ülke ve firmalar olarak uzun dönemli hedeflere odaklanmalıyız. 2019 yılında üreticilerimiz için, özellikle de ihracat yapan firmalara yapılacak desteklerle büyüyemesek de, kendimizi koruyabileceğimiz ortamlar yaratılmalıdır. Önümüzdeki yıllarda ancak teknoloji ve insan gücünü etkin kullanan şirketler ve ülkeler dünyada söz sahibi olabilecek. Hal böyleyken ülkemizin yüksek katma değer yaratan bir üretim yapısına geçmesi, yeni dijital çağda bizi rekabetçi kılacak ortamı hazırlaması gerekiyor. Bu nedenle firmalarımıza teknolojik dönüşüm, insan kaynağı ve eğitim desteklerinin artarak devam etmesi çok önemli. Büyüme oranı gerileyen Çin’in 2019 yılında daha da yavaşlaması bekleniyor. Jeopolitik olarak çok önemli bir konumdayız. Bunun bizim için fırsata dönüştürülmesi gerekli. Korumacı ve kutuplaşan dünyada, dünyanın merkezinde gördüğüm ülkemizi sorumluluk sahibi, aklı selim yaklaşımlarla; hiçbir ülke ile kutuplaşmadan, uluslararası işbirliklerini geliştirerek, tek başına değil daha fazla entegrasyon sağlanarak, ihracat yapmak isteyen üretici firmaların önü açılmalıdır. Ülke olarak bir an önce istikrar görüntüsünü vermemiz lazım. Ülkenin istikrarsız görüntüsü sebebiyle yabancı alıcı firmalar üreticilerimize finansmanla ilgili olarak şüpheyle yaklaşıyor. Yabancı müşteriler için finansal güven ortamının bir an önce geliştirilmesi gerekli. Yine, yeni pazarlara ulaşılabilecek, daha fazla tanıtımlarımızı yapabileceğimiz ortamların oluşturulması gerekli. Buralara özellikle sektör derneklerinin katılımlarının desteklenmesiyle kendini anlatabilme imkânı olmayan üreticilerin de yurt dışında görünürlüğü sağlanmalı. Bununla birlikte, dış pazarda güçlü olduğumuz gibi iç pazarda da güçlü olmalıyız. Ülkenin ihtiyaç duyduğu yatırımlarının yeniden başlaması gerektiğine inanıyorum. İller Bankası koordinatörlüğündeki projelerin, özellikle yabancı kredili projelerin bir an önce hayata geçirilmesi gerekli. Bizim ana müşterimiz olan Büyükşehir Belediyelerindeki su ve atık su paralarının ilgili genel müdürlüklerden alınıp başka yatırımlarda kullanılamaması, bunların tekrardan asli işleri olan su ve atık su yatırımlarında kullanılması önem arz ediyor. 2019 yılının, sektörümüze ve ülkemize daha ileriye gideceği, gücüne güç katacağı başarılı bir yıl olmasını diliyorum.

39 • OCAK 2019


KAPAK

FİRMALARIMIZIN GÜCÜNE, TÜRKİYE’NİN POTANSİYELİNE İNANIYORUZ İLHAMİ KELEŞ SAHA İSTANBUL GENEL SEKRETERİ

• 40

Savunma sanayisi ve havacılık endüstrisi 2018 yılını 2 milyar dolar sınırının aşıldığı bir rekorla kapattı. Şimdi gözler 2019’da... Yeni bir rekora imza atılması beklenen 2019 yılında, hem ihracat rakamlarını hem de Türkiye’nin prestijini arttırmasını sağlayacak bir takım önlemlerin hızla alınması gerekiyor. Yaklaşık 10 yıl önce Türkiye’de başlatılan savunma sanayisinin millileştirilme hamlesinin sonuçları görülmeye başlandı. Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre; savunma ve havacılık sanayisi, geçen yıl ihracat performansını yüzde 17 artırdı ve 2018 yılını 2 milyar 35 milyon 334 bin dolarlık rekorla kapattı. Savunma ve havacılık sanayisi, böylece ilk kez 2 milyar dolar sınırını aşmış oldu. Bir ilkin gerçekleştiği 2018 ihracat rakamları, Türkiye savunma sanayisinde yeni bir dönemin başladığının da açık bir kanıtıdır. SAHA İstanbul olarak her zaman, savunma ve havacılık sanayisinde yurt dışından aldığımız pek çok ürünün Türk firmaları tarafından üretilebileceğini ancak bunun için öncelikle kendi potansiyellerini keşfetmeleri gerektiğini savunduk. Onların potansiyellerini keşfetmeleri ve bunu doğru yerde kullanabilmeleri, doğru paydaşların bir araya gelmeleri için çalışmaya devam ediyoruz. Açıklanan bu rakamlar bizleri haklı çıkardı. Biz firmalarımızın gücüne, ülkemizin potansiyeline inanıyoruz. Uzun vadede çok daha fazla çeşit ürünün Türkiye’de üretilebileceğini, ihracat rakamlarının da çok daha büyük oranlarda artmaya devam edeceğine inanıyoruz. Gerçekten de 2019 yılı, Ukrayna’ya yapılan İHA satışları ile savunma ve havacılık sanayisi için umutlu başladı. Türkiye, artık savunma sanayisindeki üretimleriyle dünyada dikkat çeken ülkeler arasındadır. Yükselen ihracatımızla birlikte Türkiye’nin bu alandaki prestiji de artacaktır. SAHA İstanbul olarak bizlerin haberdar olduğu ancak tamamlanmadığı için henüz kamuoyuna açıklanmamış pek çok proje ve ürün üzerinde çalışılıyor. 2019’un, önemli projelerin tamamlandığı, Türkiye’nin yerli üretim adına pek çok yeni ürün ile tanıştığı bir yıl olmasını bekliyoruz. 2018 yılı ihracat rekoruyla kapanmış olsa da sektörde daha hızlı yol almak, gerçek performansı ortaya çıkarmak ve doğru şekilde değerlendirmek için yapılması gereken çok şey, atılması gereken çok adım var. Bu hususta, geçtiğimiz Aralık ayında gerçekleştirilen Savunma Sanayii Zirvesi’nde SAHA İstanbul olarak sunduğumuz sektörde çözüm bekleyen sorunları içeren rapor, tüm kamuoyunun ve imalat sektörlerinin ilgisine sunulmuştu.


MAKINE IHRACATINDA BÜYÜK BAŞARI: 2018 YILINDA %15,5 ILE DÜNYA ORTALAMASININ 4 KATI ARTIŞ

İHRACATTA REKOR YILI YAŞADIK

ŞENOL ÖNAL TARMAKBİR YÖNETİM KURULU BAŞKANI

Ekonomimiz zor bir dönemden geçiyor ve ekonomimizi etkileyen olumsuz koşullar, tarım makineleri iç pazarını da aynı şekilde olumsuz etkiliyor. İç pazarda geçen yılın ilk döneminde nakit sıkışıklığıyla başlayan olumsuz süreç, -kurların artmasıyla birlikte- yerini çok ciddi bir ekonomik durgunluğa bırakmış durumda. İç pazarda yaşanılan bu olumsuz durumun aksine, ihracatta ise tam tersi bir durum söz konusu. Elimizdeki güncel rakamlara göre, Kasım ayı itibarıyla sektör ihracatımız 2017’nin aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 26 arttı ve 756 milyon dolara ulaştı. Bu sonuç aynı zamanda tüm zamanların rekorunu da beraberinde getirdi. Bu gelişmede ise özellikle ekipman ihracatındaki artış etkili oldu. Yılın sonunda ise 800 milyon dolar barajını aşacağımızı tahmin ediyoruz. Traktör aksam ve parça ihracatıyla birlikte tarımsal mekanizasyon endüstrisinde toplam ihracatın 1 milyar dolara yaklaşması bekleniyor. İç pazardaki daralmanın 2019 yılında da -en azından büyük bir kısmında- devam edeceğini tahmin ediyoruz. Sektörümüzde genel kabul gördüğü üzere, iç piyasa büyük ölçüde çiftçi gelirine yani ürün fiyatlarına, zirai kredilere, devlet desteklerine ve iklimsel şartlara bağlı ama buna şimdi bir de güncel ekonomik gelişmeler eklendi. İç pazardaki bu olumsuz koşullar firmaları ihracata zorluyor. Bu yüzden 2019 yılında da ihracatımızdaki artış eğiliminin devam etmesini bekliyoruz. Tabii burada bazı sıkıntıların da aşılması gerekiyor. Örneğin ihracat pazarlarımız için büyük öneme haiz olan Ticaret Müşavirliklerimizin -Türkiye’de faaliyet gösteren bazı yabancı ülkelerin ticaret ofisleri gibi- başarılı modeller örnek alınarak yeniden yapılandırılması çok önemli. Eximbank desteklerinde de akreditif ile mal satmanın mümkün olmadığı özellikle Afrika gibi bölgeler için farklı sistemler uygulanarak geliştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Örneğin makine ithalatı yapan riski yüksek ülkeler “hedef ülke” statüsüne alınarak, risklerin çift taraflı paylaşımına yönelik özel anlaşmalar yapılmalı ve ihracatçıya yönelik ülke kredisi sağlanmalı. Yine ticaretimizi geliştirecek bir diğer önemli anahtar mal takasıdır. Tütün, pamuk gibi ürünler üretip, takas karşılığı tarım makinesi ithal etmek isteyen ülkeler bulunuyor. Sektörün takas karşılığı ihracat yapabilmesi için ülkeler arasında, bakanlıklar nezdinde ikili anlaşmalar yapılabilir. Bu durumda malın bedeli ihracatçıya ödenmeli, ihracat karşılığı alınacak olan emtialar için TMO gibi kuruluşlar bu anlaşmalara dâhil edilmeli. Diğer yandan imalatçı firmalara verilen devlet desteklerinin yeknesak bir şekilde, belirli bir sistematik dışında uygulanması, desteklerin etki analizinin yapılmaması (desteklerin firmalara olan katkısının ölçülmemesi), desteklerin tam amacına ulaşmasını engellediği gibi rekabetçi bir yapıyı da teşvik etmiyor. Makine sektöründe gelişmiş ülkeler de bizim gibi farklı destekleme modellerini yürütüyor. Fakat bu modeller bir şekilde, fark yaratan firmaların desteklerden daha çok veya öncelikli olarak yararlanmasına imkân tanıyor. Yani bu modeller, daha katma değerli ürünlerin ortaya çıkmasına katkı sağlıyor. Bunlar, ülkelerin sosyoekonomik dinamikleriyle de yakından ilgili olup kümelenme teşvikleri, sektör bazında teşvikler, rekabet düzeyi ve büyüme potansiyellerine göre devlet teşviklerinden öncelikli yararlanma, bölgesel ayrıcalıklar, kâr amacı gütmeyen fon kuruluşlarının belirli sektörlerin yatırımlarını desteklemesi gibi modeller olabiliyor.

41 • OCAK 2019


Kuzey Ren-Vestfalya’da Yeni Yatırım Fırsatları Avrupa’daki Yatırım Merkeziniz  Bir bölgeyi güçlü bir yatırım merkezi yapan en önemli şey; ekonomik güç, altyapı ve kültürel yaşam gibi faktörlerin mükemmel etkileşimidir. Bu bakımdan Kuzey Ren-Vestfalya birçok açıdan eşsizdir. Almanya’nın bu en kalabalık nüfusa sahip olan eyaletinin size sunduğu sayısız imkân ve koşullardan faydalanın. Hangi sektör veya proje için olursa olsun, yeni fırsatlar için ideal yatırım ortamını burada bulacaksınız. Yaklaşık 20.000 yabancı şirket tercihini metropol bölge Kuzey Ren-Vestfalya lehine kullandı. Bizimle iletişime geçin ve sizi de memnuniyetle bilgilendirelim. Bir One-Stop-Acentesi olarak yatırım projelerinizde size destek veriyoruz: www.nrwinvest.com


MAKINE IHRACATINDA BÜYÜK BAŞARI: 2018 YILINDA %15,5 ILE DÜNYA ORTALAMASININ 4 KATI ARTIŞ

İHRACATIMIZ YÜZDE 24 ARTTI; 2023’TE 1 MİLYAR DOLARI GEÇECEĞİZ

ADİL NALBANT TEMSAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI

Sektörümüzün yurt içi ve yurt dışı tanıtımı için iki ayrı kulvarda çalışmalar yürütüyoruz. Yurt içinde sektörümüz üreticilerinin hitap ettiği tekstil üreticisi firmalarla ilişkilerini kuvvetlendirmek amacıyla iş birliği çalışmalarımız her geçen gün artıyor. Bu bağlamda geçen yıl Moda Hazır Giyim Federasyonu ile yaptığımız iş birliği ile bunun güzel bir örneğini ortaya koymuştuk. Bu iş birliği çerçevesinde tekstil üreticilerinin ihtiyacı olan her türlü yerli makine ve yedek parçalarının tanıtılması için güzel bir birliktelik elde ederken, geçtiğimiz Kasım ayı içerisinde Tekstil Terbiye Sanayicileri Derneğiyle de benzer bir iş birliği protokolü yaptık. Bu yeni protokol uyarınca, tekstil terbiye sektörünün ihtiyacı olan her türlü modernizasyonu ve yeni makine teminini sağlamak için üyelerimizle birlikte yerli tekstil makinelerinin avantajlarını anlatma fırsatı yakalamış olduk. Bu iş birlikleri çerçevesinde tekstil sektörünün yurt dışından yüksek fiyatlara ithal ettiği makine ve yedek parçalarına karşılık yerli ve milli üreticilerimizin daha iyi kalitede ve fiyat avantajında olan ürünlerini tanıtma fırsatı buluyoruz. Bununla birlikte yurt dışında sektörümüzün hedef bölgeleri olan Bangladeş, Hindistan, Vietnam, Pakistan, Mısır, İran ve Özbekistan gibi ülkelerde gerek fuarlarla gerekse de workshop çalışmalarıyla üreticilerimizin makine ve yedek parçalarının tanıtılmasına katkı sağlıyoruz. Özellikle 18 ülkede tekstil kurumlarıyla yaptığımız iş birlikleri, üreticilerimizin yurt dışındaki tanınırlıkları ve pazar paylarındaki güçlerini arttırmaya fayda sağlıyor. Ayrıca, yerli makine kullanımlarında alımların kolaylaştırılması için gerek Eximbank gerekse de KOSGEB ile teşvik süreçlerini yakından takip ediyoruz. Gerek imalat için gerekse imal edilen makinenin yurt içi kullanıcısına ulaşımı için gerekli finansman desteğinin sağlanması hususundaki girişimlerimiz, her platformda dile getiriliyor. Yurt içinde üretimi söz konusu olan makine ve yedek parçaların yurt dışından ithali konusunda da Ticaret Bakanlığının korumacı önlemlerini daha da geliştirmesi yönündeki tavsiye ve girişimlerimizin sürdüğünü söylemeliyim. Türk tekstil makinelerinde, özellikle terbiye makinelerinde dünyada çok iyi durumdayız. Boya terbiye makineleri ihracatımız ithalatımızdan 2,5 kat daha fazla. Ayrıca dünyanın birçok bölgesinde anahtar teslim boyahaneler kurabilme kapasitesine sahip üreticilerimiz de bulunuyor. Bunun yanı sıra dokuma ve iplik makineleri, sektörümüzde en yoğun ithalata konu olan makinelerdir. Bunun lehimize dönüşebilmesi için de iyi bir planlama ile bu tür makinelerde yerlileştirme çalışmaları yapılması gerektiğinin altını çizmeliyim. Sektörümüz her yıl ortalama yüzde 20 büyüyor. 2018 yıl sonu itibarıyla yüzde 24’lük artışla 750 milyon dolarlık bir ihracat gerçekleştirmiş olacağız. Mevcut pazarlardaki etkinliğimizi arttırmanın yanında yeni pazarlara da açılarak ihracatımızı her yıl güçlendiriyoruz. İthalatımız ise 2018’de 1,9 milyar dolar olarak gerçekleşti. Yerli makine kullanımının özendirilmesi ve tanıtılması için üzerimize düşen vazifeyi yapmamız durumunda, bu ithalat tutarının önümüzdeki yıllarda düşmesini de ümit ediyoruz. Dünya tekstil makineleri pazarının ihracat hacmi 2018’de 25 milyar dolar ile 28 milyar dolar arasında gerçekleşti. Bunun da en büyük alıcıları Çin, ABD ve Hindistan oldu. Türkiye, her yıl 2 milyar dolara yakın tutarda tekstil makinesi alımı yapıp 750 milyon dolar da tekstil makinesi satan bir ülke olarak, bu pazarda önemli bir yer tutuyor diyebiliriz. 43 • OCAK 2019


KAPAK / MAKALE

2019’DA AR-GE KALDIRACI ETKİSİ İLE İHRACAT ODAĞIMIZ DEVAM EDECEK

T

emel ekonomik göstergeleri değerlendirdiğimizde, 2017 yılında GSYİH yüzde 7,4 büyürken imalat sanayindeki artış yüzde 9,1 olarak gerçekleşmişti. 2018 yılı ilk çeyreğinde de benzer eğilimle GSYİH yüzde 7,2 ve imalat sanayi ise yüzde 8,7 büyürken, ikinci çeyrekte büyüme oranları düşerek GSYİH’de yüzde 5,3, imalat sanayisinde de yüzde 4,5 oldu. 2018 yılı Temmuz

• 44

sonrası imalat sanayisi kapasite kullanım oranlarındaki hızlı düşüş, üçüncü çeyrekte imalat sanayi üretim endeksinde yıllık büyüme oranı sıfıra yakın gerçekleşmesiyle kendini gösterdi. Sonuçta üçüncü çeyrek GSYİH büyüme oranı yüzde 1,6 ve imalat sanayisi büyüme oranı ise yüzde 0,6 gibi bir değerde kaldı. Makine ve teçhizat yatırımlarında ise 2017 yılı ilk iki çeyreğinde geçmiş yıla

göre daralma yaşanmasına rağmen üçüncü ve son çeyrekte makine ve teçhizat yatırım endeksinde sırasıyla yüzde 12,4 ve yüzde 8,3 yıllık artışları görmüştük. Ancak 2018 yılı ilk çeyreğinde makine ve teçhizat yatırımlarında yıllık bazda artış oranı yüzde 6,3 olurken, ikinci çeyrekte ise yüzde 0,6’da kaldı. İlk iki çeyrekte makine ve teçhizat yatırımlarında görülen düşüş eğilimi beraberinde üçüncü çeyrekte yüzde 8,5 daralma

getirdi. 2018 yılının son üç ayındaki makine imalatı sanayi kapasite kullanım oranları, makine ve teçhizat yatırımlarında daralmanın son çeyrekte de devam ettiğini ortaya koyuyor. Sektörümüzde, 2017 yılında TÜİK rakamlarına göre 13 bin işletme ve 220 bin istihdam ile 77 milyar TL ciro ve 15 milyar TL katma değer gerçekleştirilmişti. Bu bağlamdaki 2018 yılı rakamları ortaya çıktığında söz konusu ekonomik


2019’DA AR-GE KALDIRACI ETKİSİ İLE İHRACAT ODAĞIMIZ DEVAM EDECEK

durgunluğun sektöre etkisini daha doğru şekilde değerlendirme imkânımız olacak. İÇ PAZAR DARALIRKEN İHRACAT YÜKSELDİ 2018’de, iş ve inşaat makineleri, metal işleme merkezleri ve tarım makineleri gibi alanlar başta olmak üzere iç pazarda yaşanan daralma firmalarımızı ihracata yöneltti. Yükselen kur oranları iç pazarda olumsuz etki oluştururken, ihracatçı firmalarının küresel düzeydeki rekabet gücüne ise olumlu etki yaptı. Bu bağlamda 2018 yılı itibarıyla yüzde 15,5 artışla makine ihracatı 17,15 milyar dolara ulaşırken, ithalatı karşılama oranın da yüzde 63,5 gibi tarihi bir seviyeye ulaştı. İthalatta ise yaklaşık yüzde 3,5’lik bir daralma ile yaklaşık 27 milyar dolarlık bir rakam bekleniyor. İhracatta sırasıyla Almanya, ABD, İngiltere, İtalya, Fransa gibi gelişmiş ülkeler en önemli pazarımızken, 2018 yılında ilk 10 ülke arasındaki en fazla ihracat artışı yüzde 40 ile Rusya ve yüzde 32 ile de

Cezayir’de yaşandı. Makine ihracatında bir önceki yıl 5,8 dolar olan birim fiyat ise 2018 sonu itibarıyla ortalama 6 dolar oldu. AR-GE MERKEZİ SAYISINDA BİRİNCİ SIRADAYIZ Diğer yandan, makine sektörü Ar-Ge harcaması 2016 yılında yüzde 46,3’lük artışla 566,9 milyon TL düzeyine çıkmış, 2017 yılında ise yüzde 30 artış göstererek 734,9 milyon TL olmuştu. Sektör burada imalat sanayisinden aldığı yüzde 7,4 payla beşinci sırada yer alıyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onaylı 1.082 Ar-Ge merkezi içinde makine imalatçısı sayısı, 35’i İstanbul, 24’ü Bursa, 20’si İzmir, 15’i Ankara ve 13’ü Kocaeli’de olmak üzere 156’ya çıkarak birinci sektör konumuna ulaşırken, 313 tasarım merkezinin 29’u makine sektörüne ait olup burada da tekstil, imalat sanayisi ve mühendislik/mimarlık sektörlerinin ardından dördüncü sırada yer alıyoruz. Makine sektöründeki ArGe merkezlerinin artışında, yerleşik tam zaman eşdeğer Ar-Ge personeli asgari sayısının 50’den önce 30’a sonra ise 15’e düşürülmesi önemli etken olurken, tasarım merkezlerinde ise bu sayı 10 tam zaman eşdeğer tasarım personeli olarak devam ediyor. Dolayısıyla KOBİ ağırlıklı sektörde Ar-Ge ve tasarım merkezleri sayısındaki artışın süreceğini öngörüyoruz. MAKİNE SEKTÖRÜNE DESTEK DEVAM EDECEK TÜBİTAK, TEYDEB Programı kapsamında 2018 yılı içerisinde makine sektöründe toplamda 193 milyon TL karşılığında 289 proje desteklendi. Bununla birlikte KOSGEB’in sanayinin rekabet gücünü arttırmaya yönelik seçici yaklaşımı kapsamında

ortaya koyduğu, Ar-Ge ve İnovasyon, Endüstriyel Uygulama, KOBİ Teknoyatırım - KOBİ Teknolojik Ürün Yatırım ve Stratejik Ürün Destek Programlarından makine sektörünün yapısı itibarıyla yüksek oranda yararlanma potansiyeli de devam ediyor. Sektörün gelişen Ar-Ge altyapısının rekabet gücüne olumlu etkisinin yanı sıra sanayinin dijital dönüşümünde de sürükleyici rol oynayacağını düşünüyoruz. Ayrıca, 2018 yılında, kamu alımlarında yerli makine ve ekipmanlarına teşvik uygulamalarına da hız kazandırıldı. KOSGEB ve benzer kuruluşların makine desteklerinde de yerli makineyi önceliklendirme veya ek destek uygulamaları sektör açısından önem arz ediyor. Özel sektörde de benzer bir algının oluşturulmasına yönelik MAKFED olarak başlattığımız çalışmaları 2019’da da sürdüreceğiz. Yatırımcıya yönelik geniş bir yelpazedeki makine grubundan KDV istisnası uygulaması ise 2019 yılı sonuna kadar devam edecek.

ZÜHTÜ BAKIR

MAKFED GENEL SEKRETERİ

İHRACATTA 20 MİLYAR DOLARI AŞACAĞIZ Sonuç olarak, 2019 yılında da devam etmekte olan iç pazar daralmasının sektör açısından zorlu bir süreci ortaya koymasıyla birlikte dayanıklılığı arttıran bir mücadele ortamını da oluşturduğunu düşünüyorum. Verimlilik her zaman daha fazla önem arz ederken, firmalarımızdaki ArGe ve inovasyona olan yönelimi heyecanla takip ediyoruz. İhracat yine firmaların önceliği olacak ve bu yıl 20 milyar dolar eşiğini aşacağımıza inanıyorum. Ülkemizdeki ekonomik koşulların daha iyiye gitmesiyle, bugünden daha güçlü bir şekilde yola devam edecek dinamizmde bir sektörel yapıya sahibiz. 45 • OCAK 2019


KAPAK / MAKALE

2019 YILI İHRACAT RİSKLERİ VE FIRSATLAR DÜNYA MAL TİCARETİNİN 2019 YILINDA MİKTAR OLARAK YÜZDE 3,6 GENİŞLEMESİ; PETROL, EMTİA VE MAL FİYATLARINDAKİ DURAĞANLAŞMAYLA BİRLİKTE DEĞER BAZINDA YÜZDE 5 BÜYÜMESİ BEKLENEN KÜRESEL TİCARETİN İSE 19,7 TRİLYON DOLARA ULAŞABİLECEĞİ ÖNGÖRÜLÜYOR. DÜNYA EKONOMİSİNDE YAVAŞLAMA VE KORUMACILIK ÖNLEMLERİ, MAL TİCARETİNDEKİ GENİŞLEMEYİ SINIRLANDIRABİLECEK ETKENLER OLARAK ÖNE ÇIKARKEN, BUNA BAĞLI KÜRESEL İHRACAT PERFORMANSININ 2017 VE 2018 YILLARININ ALTINDA KALACAĞI DA BEKLENEBİLİR. BU ÖNGÖRÜLER, TÜRKİYE İHRACATI İÇİN DE ÖNEMLİ BİR VERİ OLUŞTURUYOR.

2

019 yılında dünya ekonomisi ve ticareti önünde önemli riskler de bulunuyor. Bu riskler dünya ekonomisinde beklenen yumuşak iniş ve yüzde 3 büyüme yerine, sert iniş ve yüzde 2 büyümeye yol açabilir. Riskler, ayrıca 2019 yılında beklenen yüzde 5 mal ticareti büyümesini de yavaşlatabilir. Riskler içinde ilk sırada ABD’nin politika uygulamaları geliyor. Bunlar hem ABD içinde belirsizlikler yaratıyor hem de dünya için öngörülebilirliği azaltıyor. ABD Başkanı ile ilgili yürüyen soruşturmaların sonuçları da bu süreçte önemle takip edilen konular arasında yer alıyor.

Diğer yandan, Çin ekonomisindeki yavaşlama da önemli bir risk başlığı olarak karşımızda duruyor. Çin ekonomisi 2014 yılı başından itibaren kontrollü olarak ihracat ve yatırımlara dayalı büyümeden, iç talebe dayalı ve daha dengeli bir büyümeye geçiyor. Buna bağlı olarak yıllık ekonomik büyüme de çift haneli rakamlardan yüzde 6,5’lere kadar indi. Ancak ABD’nin başlattığı korumacılık önlemleriyle Çin’in büyümesinin yüzde 6’nın da altına düşmesinden endişe ediliyor. Çin’de gerçekleşecek daha yavaş bir büyüme, dünyanın geri kalanı için de önemli bir yavaşlama anlamına gelecektir.

DÜNYA MAL TİCARETİ GÖSTERGELERİ VE ÖNGÖRÜLERİ ÜLKE

2017

2018 T

2019 B

MAL TİCARETİ (MİLYAR DOLAR)

17,2

18,7

19,7

MAL TİCARETİ BÜYÜMESİ (DEĞER-YÜZDE)

7,8

9,0

5,0

MAL TİCARETİ BÜYÜMESİ (MİKTAR-YÜZDE)

4,7

4,2

3,6

Kaynak: Dünya Ticaret Örgütü, ESDH

T: Tahmini B: Beklenti

ÖNCELİKLİ PAZARLARDA BÜYÜME BEKLENTİLERİ (YÜZDE) ÜLKE ÇİN

2017

2018 T

2019 B

6,9

6,6

6,2

HİNDİSTAN

6,7

7,3

7,4

BREZİLYA

1,0

1,4

2,4

MEKSİKA

2,0

2,2

2,5

Kaynak: IMF World Economic Outlook, Ekim 2018 • 46

T: Tahmini B: Beklenti

Bununla birlikte, küresel mali varlıklar 2017 ve 2018 yıllarında yaşanan hızlı ekonomik büyümeye bağlı olarak önemli bir getiri sağlamıştı. Ancak dünya ekonomisindeki yavaşlama endişeleri ve merkez bankalarının finansal sıkılaşma kararları sonrasında küresel mali piyasalarda önemli kayıplar yaşanma riski artış eğilimini koruyor. 2019 yılında dünya ticareti üzerinde doğrudan etkili olacak en önemli risk ise ABD ile Çin arasındaki ticari korumacılık adımlarının bir savaşa dönüşmesi ihtimali... Her iki ülke 1 Mart tarihine kadar ticaret görüşmelerini sürdürerek anlaşma arayacak ancak anlaşma sağlanamaması halinde karşılıklı olarak ticaretin tamamını kapsayacak ek gümrük vergileri uygulanması riski bulunuyor. Bu riskin gerçekleşmesi halinde dünyanın geri kalanında da ticarette korumacılık önlemleri uygulanması kaçınılmaz olacaktır. İngiltere ile AB arasında anlaşmasız ayrılık yaşanması ihtimali de bir diğer önemli riski oluşturuyor. Jeopolitik riskler ise her yıl olduğu gibi dünya ekonomisi ve ticareti önünde risk oluşturmaya devam edecek. ABD’nin İran’a yönelik esnek enerji yaptırımlarındaki altı aylık süre 1 Mayıs tarihinde

dolacak. ABD’nin bu tarihten itibaren muafiyetleri kaldırması ve tam bir yaptırım uygulaması halinde siyasi gerginlikler de artacak; petrol ve enerji fiyatları da yükselecektir. Suriye, Yemen, Kuzey Kore, Ukrayna ise diğer jeopolitik risk alanları olarak önem taşımaya devam ediyor. TÜRKİYE’NİN 2019 YILI İHRACET HEDEFLERİ Türkiye’nin 2019 yılı ihracat hedefleri Yeni Ekonomi Programı kapsamında belirlenmişti. Buna göre, 2019 yılında 182 milyar dolar ihracat hedeflenmişti. Yani, 2018 yılındaki yüzde 7,1’lik ihracat artışı sonrası 2019 yılında daha yüksek bir ihracat artışı hedefleniyor. Küresel ekonomide ve ticarette 2019 yılında beklenen yavaşlama dikkate alındığında Türkiye’nin bu ihracat hedefine ulaşması için daha yüksek bir çaba göstermesi gerekecek. 2019 yılında bu ihracat hedefine ulaşılabilmesi için ihracat birim fiyatlarının arttırılması, mevcut pazarlarda payın genişletilmesi ve yeni pazarlara erişim ile ürün çeşitliliğinin arttırılması önemli olacak. Dünya mal ticaretinde 2019 yılında yüzde 5 büyüme beklendiğini söylemiştik, bu çerçevede Türkiye 2019 yılındaki yüzde 8,3 ihracat


2019 YILI İHRACAT RİSKLERİ VE FIRSATLAR

DÜNYA EKONOMİSİ VE TİCARETİ ÖNÜNDEKİ RİSKLER RİSKLER

YUMUŞAK İNİŞ SENARYOSU YÜZDE 3 BÜYÜME

SERT İNİŞ SENARYOSU YÜZDE 2 BÜYÜME

ABD POLİTİKALARI

ÖNGÖRÜLEBİLİR KARARLAR

TEK TARAFLI KARARLAR FED GÖREVDEN ALMA SORUŞTURMALAR

ÇİN EKONOMİSİNDE YAVAŞLAMA

YÜZDE 6 BÜYÜME

YÜZDE 6’NIN ALTINDA BÜYÜME

KÜRESEL MALİ PİYASALARDA DALGALANMA

İLK 1-2 AY TÜRBÜLANS SONRASI TOPARLANMA

SERT SATIŞ DALGASININ YAYILARAK SÜRMESİ

TİCARİ KORUMACILIK

ABD-ÇİN ANLAŞMASI

ABD-ÇİN ANLAŞMAZLIĞI YENİ ÖNLEMLER

BREXIT VE GELECEK BELİRSİZLİĞİ

ANLAŞMALI AYRILIK

ANLAŞMASIZ AYRILIK

JEOPOLİTİK RİSKLER (SURİYE) VE İRAN’A YAPTIRIMLAR

ESNEK YAPTIRIMLAR İRAN İLE ABD ARASI MÜZAKERELER SURİYE ULUSLARARASI ÇÖZÜM

ABD İLE İRAN ARASI SERTLEŞME KATI YAPTIRIMLAR SURİYE YENİ GERGİNLİKLER

artışı hedefine ulaşmak için kamu ihracat desteklerini de artırmalı. Bu süreçte özellikle Eximbank kredi ve teminat olanakları, alacak sigortaları ve döviz kuru riski yönetim ürünleri önemli olacaktır. 2019 yılında Türkiye’nin ihracat hedeflerine ulaşmasında ihracat pazarlarındaki gelişmeler, ekonomik büyümeler ve buna bağlı olarak oluşacak ithalat talebi de önemli olacak. 2019 yılında genel olarak ekonomik büyümelerde 2018 yılına göre bir yavaşlama olacağı görülüyor. ABD ve AB’de büyümeler daha yavaş gerçekleşecek. Enerji ihracatçısı yakın ve komşu ülke pazarlarımız da ise büyümeler durağanlaşacak. Bununla birlikte, 2019 yılında yüksek büyüme beklentileriyle öne çıkan ülkeler de olacak: Polonya, Romanya, Kazakistan, Türkmenistan, Gürcistan, Irak, BAE, Mısır, İsrail, Gana ve Kenya pazarlarına yoğunluk verilmesinin yararlı olacağı söylenebilir. İHRACAT İÇİN 2019 YILI FIRSATLARI VE ÖNCELİKLERİ 2019 yılında ihracat için fırsatlar ve önceliklerin tespit edilmesi ve değerlendirilmesi, ihracat hedeflerine ulaşılması ve ihracatçıların doğru

pazarlara erişmesinde belirleyici olacaktır. Bu çerçevede, öncelikle 2019 yılında dört ülkenin ihracatta öncelikli pazar ilan edildiğini anımsatmalıyım: Çin, Hindistan, Meksika ve Brezilya. Bu dört hedef pazardan Hindistan 2019 yılında yüzde 7,4 ile en hızlı büyüme gösterecek ülke olacak. Hindistan, büyüme hızında Çin’i de geçerken, Mayıs ayında yapılacak başkanlık seçimi dışında önemli bir risk de barındırmıyor. Çin’de 2019 yılı büyüme beklentisi yüzde 6,2 olarak açıklanıyor. Ancak Çin’de ekonomide yavaşlama endişeleri bulunduğunu söylemiştik. Meksika’da ise 2019 yılında yüzde 2,5 büyüme bekleniyor. Meksika 2019 yılında NAFTA’nın yerini alacak olan yeni ticaret anlaşmasına uyum sağlamaya çalışırken, ABD ile olan ilişkileri de riskler içeriyor. Brezilya’da da 2019 yılı büyüme beklentisi yüzde 2,4 ve Brezilya’da büyüme emtia fiyatlarından etkilenmeye devam edecek. Ayrıca yeni Başkan Borselano 1 Ocak tarihinden itibaren göreve başladı ve Brezilya’yı yeni bir süreç bekliyor. Bu çerçevede, 2019 yılında ihracatçılarımız için birçok fırsat ve tehdit, her yıl olduğu gibi ortaya çıkıyor. Öncelikle Çin’in “Bir Kuşak Bir Yol”

CAN FUAT GÜRLESEL

MAİB EKONOMİ DANIŞMANI

projesinin yaratacağı fırsatlar yakından izlenmeli. Diğer yandan, Orta Avrupa ile Balkan ülkelerinde yeni sanayileşme hamlesi hem fırsatlar hem de tehditleri içermeye devam ediyor. Asya Pasifik bölgesinde ise artan sayıda ülke küresel ticaret ağına ekleniyor; Sahra Afrikası’nda da azalan Çin etkisi fırsatlar sunmaya devam ediyor.

İHRACAT İÇİN FIRSATLAR VE TEHDİTLER • Çin’in “Bir Kuşak Bir Yol” projesi hem fırsatlar hem de tehditler yaratmaya devam edecek. • Orta Avrupa ve Balkan ülkelerinde yeni sanayileşme hamlesi hem fırsatlar hem de tehditler içeriyor. • Kuzey Afrika ülkelerinde yabancı sermaye yatırımları ile sabit sermaye yatırımlarında büyüme önemli fırsatlar sunuyor, ancak bir dönem sonra bu yatırımlar tehdit oluşturmaya başlayabilir. • Endonezya, Malezya, Tayland ve Filipinler dörtlüsüne Pakistan, Bangladeş, Vietnam, Kamboçya, Laos, Sri Lanka gibi ülkeler eklenirken, bu ülkeler küresel ticaret ağına çok hızlı eklendikleri için daha çok tehditler içeriyor. • Sahra Afrikası fırsatlar sunmaya devam edecek, Çin’in etkisi sınırlanıyor. • ABD, Almanya, Hindistan ve Japonya küresel ihracatçılar için en öncelikli pazarlar olmayı sürdürecek. • ABD ve Çin arasındaki ticari korumacılık, doğrudan ve dolaylı olarak bu iki ülkeye bağımlı tedarik zincirlerini olumsuz etkileyecek. • Demir çelik, demir dışı metaller ve otomotiv sektörleri ticari korumacılıktan şimdilik en çok etkilenecek sektörler olacak. Kaynak: Ekonomi ve Strateji Danışmanlık Hizmetleri

47 • OCAK 2019


ÜLKELERDEN JAPONYA

YÜZÖLÇÜMÜ 377,944 km2

NÜFUS 126,7 milyon (2018 yılı tahmini)

ÖNEMLİ ŞEHİRLER Tokyo, Yokohama, Osaka, Nagoya, Sapporo, Kobe, Kyoto, Fukuoka, Kawasaki, Saitama

ETNİK GRUPLAR %98,1 Japon %0,5 Çinli %0,4 Koreli %1,0 diğer etnik gruplar

DİL Japonca (Resmi Dil)

DİN %48,0 Şintoist %45,0 Budist %2,3 Hristiyan %4,7 diğer dinler

PARA BİRİMİ Japon Yeni (JPY) 1 ABD Doları: 108,55 JPY (12 Ocak 2019 itibarıyla)

CIA The World Factbook ve T.C. Dışişleri Bakanlığı Japonya Künyesi

• 48

SANAYİ VE TEKNOLOJİ ADASI: JAPONYA


JAPONYA

İKİNCİ DÜNYA SAVAŞINDAN BU YANA DÜZENLİ OLARAK BÜYÜMEYE DEVAM EDEN JAPONYA EKONOMİSİNİ ESAS İTİBARIYLA ELEKTRONİK VE OTOMOTİV ENDÜSTRİSİ SIRTLIYOR. DÜNYANIN ÜÇÜNCÜ BÜYÜK EKONOMİSİNE SAHİP OLAN JAPONYA’NIN, KAYNAKLARI KISITLI OLMASINA RAĞMEN SÜPER GÜÇ HALİNE GELMESİNDE, DIŞ TİCARETİN BÜYÜK BİR PAYI VAR.

FUJİ DAĞI, YAMANASHI

49 • OCAK 2019


ÜLKELERDEN

B

ir ada devleti olan Japonya, Hokkaido, Honshu Shikoku ve Kyushu adalarının yanı sıra 3 bini aşkın küçük adadan oluşuyor. İklimi kuzeyden güneye çeşitlilik gösteren ülkenin yüzde 70’i yerleşime uygun olmayacak ölçüde dağlık ve bu nedenle arazi fiyatları da son derece yüksek seyrediyor. Japonya’nın doğal koşulları hava ve deniz trafiğini zorlaştırdığı için ülkede yoğun olarak kara yolu ulaşımı kullanılırken, yüksek teknolojili hızlı tren taşımacılığı Japonya’da oldukça gelişmiş durumda. Japonya’nın önemli şehirlerinden Kobe, ülkenin en büyük deniz limanıyken, Narita-Tokyo, Kansai-Osaka, Kobe ve Kyoto en büyük hava limanlarına sahip bulunuyor. Temsili demokrasiyle yönetilen Japonya’da parlamento devletin en üst organı konumunda bulunuyor. Hükümet parlamentoya karşı sorumluyken, Japon imparatoru ise devlet başkanı sıfatını da üstleniyor. Japonya’nın modern politik dönemi, 1868’de Meiji Hanedanı zamanında başlamış ve ülkenin parlamentosu

• 50

KONFÜÇYÜS TAPINAĞI, NAGASAKİ

ise 1890 yılında kurulmuş. Ancak Japonya’nın dünya ekonomik ve politik sistemi içinde bugünkü yerini alması, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra gerçekleşiyor. Bugün Japonya, dünyadaki en gelişmiş ekonomilerden biri olarak, Türkiye için de önem arz eden büyük bir dış ticaret partneri olmaya devam ediyor. NÜFUSUN YAŞLANMASI EN ÖNEMLİ SORUN Japonya’da son 50 yılda

nüfus artmaya devam ederken, son yıllarda ise bir yavaşlama söz konusu. 1950’lerde Japonya’da iş gücü bakımından aktif olan nüfus (15-64 yaş arası) çoğunluktayken, 2000’li yıllarda söz konusu yapı önemli ölçüde değişmeye başladı: Bugün itibarıyla 0-14 yaş arasındaki nüfus toplumun sadece yüzde 16,7’sını oluştururken, 65 yaş ve üstü olan kesimin oranı yüzde 23’e yükselmiş durumda. Doğum oranının düşük seviyelerde

seyretmesi, özellikle yaşlı kesimde artan ölüm oranları ve ülke dışından gelecek göçün sınırlı kalması, söz konusu düşüşün en önemli nedenleri olarak gösteriliyor. Bu kapsamda, ülkede 2050 yılı itibarıyla ekonomik olarak aktif nüfusun yüzde 53,1’e düşeceği tahmin edilirken, yapılan öngörülere göre 0-14 yaş arası kesim toplumun yüzde 8,6’sını, 65 yaş ve üstü kesimin de toplumun yüzde 39,5’unu oluşturacak. Japonya’da 65 yaş ve üstü


JAPONYA

JAPONYA 2017’DE HANGİ ÜLKELERE MAKİNE İHRAÇ ETTİ?

ABD 29,7 MİLYAR DOLAR %7,6 ARTIŞ ▲

ÇİN 29,6 MİLYAR DOLAR %27,6 ARTIŞ ▲

GÜNEY KORE 13,5 MİLYAR DOLAR %37,8 ARTIŞ ▲

TOPLAM: 138,4 MİLYAR DOLAR

TAYVAN 7,6 MİLYAR DOLAR %10,6 AZALIŞ ▼

TÜRKİYE 1,16 MİLYAR DOLAR %0,9 AZALIŞ ▼

DİĞER 50,64 MİLYAR DOLAR %6,5 ARTIŞ ▲

Kaynak: BM İstatistik Bölümü verileri

JAPONYA 2017’DE HANGİ ÜLKELERDEN MAKİNE İTHAL ETTİ?

ÇİN 28,6 MİLYAR DOLAR %7,5 ARTIŞ ▲

ABD 11,5 MİLYAR DOLAR %13,9 ARTIŞ ▲

GÜNEY KORE 3,6 MİLYAR DOLAR %9,1 ARTIŞ ▲

TOPLAM: 65,3 MİLYAR DOLAR

TAYLAND 3,3 MİLYAR DOLAR %10 ARTIŞ ▲

TÜRKİYE 43 MİLYON DOLAR %16,2 ARTIŞ ▲

DİĞER 15,06 MİLYAR DOLAR %11 ARTIŞ ▲

Kaynak: BM İstatistik Bölümü verileri

kesimin tüm nüfusa oranı halen yüzde 23 seviyesinde ilerliyor. Bu rakam, aynı zamanda dünyadaki en yüksek oran olarak dikkat çekerken, Japonya’yı yüzde 20,4 ile Almanya ve İtalya izliyor. ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ ÖNEMLİ BİR SEKTÖR 1970’lerdeki iki büyük petrol krizinden sonra Japon

hükümeti enerji tasarrufu önlemlerine yatırım yaptı. Bu dönemde, kalori değeri ve temizliği nedeniyle likit doğal gaz talebi giderek artarken, bu alandaki en büyük tedarikçi olarak Endonezya halen lider ülke olarak dikkat çekiyor. Japonya’daki elektrik enerjisi fiyatları ise diğer OECD üyesi ülkeler arasında en pahalısı olmaya devam

ediyor. Bunun nedeni, pahalı altyapı yatırımları gerektiren çevresel önlemler ve depreme dayanıklı santraller kurma zorunluluğu olarak gösterilirken, hâlihazırda çevre ve enerjiyle ilgili konular küresel ısınma ve enerji tasarrufu çerçevesinde şekilleniyor ve bu durum iş çevrelerine de yansıtılıyor. Çevre sektöründe ön plana çıkan ürünler daha

az kirletici özelliğine sahip ürünlerken, atık temizleme üniteleri, geri dönüşüm ve doğayla dost enerjiler, çevresel geri kazanım ve ekotatil gibi konular olarak öne çıkıyor. Bu çerçevede, ülkede çeşitli çevre koruma örgütleri aktif olarak faaliyet göstererek tüketici eğilimlerin şekillenmesinde önemli rol oynarken,

TOKYO

51 • OCAK 2019


WIN EURASIA 2019

360 Derece İmalat Sanayii

14 - 17 Mart 2019

Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi İstanbul

Online ! İçinom t ı y a K urasia.c

win-eurasia.com #wineurasia

win-e

Destekleyen Dernekler

C

A

Resmi Havayolu

I

Hannover Fairs Turkey Fuarcılık A.Ş. Tel. 0212 334 69 00 Faks 0212 334 69 34 info@hf-turkey.com www.hfturkey.com

Destekleyenler

RE

Organizatör

T BAKAN

L

TÜRKİYE CUMHURİYETİ TİCARET BAKANLIĞI

AKDER

AKIŞKAN GÜCÜ DERNEĞİ

‘’ Türk Endüstrisinin İtici Gücü ’’

BU FUARLAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR.

Resmi Seyahat Acentesi


JAPONYA

TOKYO

JAPONYA 2017’DE HANGİ MAKİNELERİ İHRAÇ ETTİ? DİĞER 80,3 MİLYAR DOLAR %7,5 ARTIŞ ▲

Kaynak: BM İstatistik Bölümü verileri YARI İLETKENLERİN İMALATI 22,7 MİLYAR DOLAR %27,5 ARTIŞ ▲ MATBAACILIK, BASKI MAKİNELERİ 10 MİLYAR DOLAR %2 ARTIŞ ▲ KENDİNE ÖZGÜ FONKSİYONLU MAKİNELER 9,6 MİLYAR DOLAR %21,5 ARTIŞ ▲ BULDOZERLER, GREYDERLER 9,3 MİLYAR DOLAR %17,7 ARTIŞ ▲

İÇTEN YANMALI MOTORLAR 6,5 MİLYAR DOLAR %10,2 ARTIŞ ▲

JAPONYA 2017’DE HANGİ MAKİNELERİ İTHAL ETTİ? DİĞER 32,2 MİLYAR DOLAR %6,3 ARTIŞ ▲

Kaynak: BM İstatistik Bölümü verileri OTOMATİK BİLGİ İŞLEM MAKİNELERİ 14,9 MİLYAR DOLAR %12,9 ARTIŞ ▲

TURBOJETLER 6,6 MİLYAR DOLAR %4,8 ARTIŞ ▲ YARI İLETKENLERİN İMALATI 4,6 MİLYAR DOLAR %64,3 ARTIŞ ▲ BÜRO MALZEMELERİ 3 MİLYAR DOLAR %15,4 ARTIŞ ▲

MATBAACILIK, BASKI MAKİNELERİ 3,9 MİLYAR DOLAR %7,1 AZALIŞ ▼

çevre teknolojileri sektörü de oldukça gelişmiş durumda ve Japonya bu konuda dünyanın önde gelen üreticileri arasında yer alıyor. Öte yandan enerji sektöründe Japonya’da ön plana çıkan konular kömür, petrol, doğal gaz, nükleer enerji ve hidrolik enerji olarak sıralanıyor. Japonya’nın artan enerji ihtiyacı karşısında ülkede birçok nükleer santral açılırken, bu durum da Japonya’nın da taraf olduğu Kyoto Sözleşmesi taahhütlerine uyumu zorlaştırıyor. YÜKSEK TEKNOLOJİ İLE REKABETÇİLİĞİNİ KORUYOR İkinci Dünya Savaşından bu yana düzenli olarak büyümeye devam eden Japonya ekonomisi, 2008 yılında önemli ölçüde yavaşlamaya başladı. Ekonomik büyümesi ağırlıklı olarak ihracata dayanan Japonya’da, dışarıdan gelen taleplerin ekonomik kriz dolayısıyla azalmaya başlaması sonucu hükümet yerel talebi canlandırmaya yönelik önlemleri artırdı. 53 • OCAK 2019


ÜLKELERDEN “ASYA ÜLKELERİYLE MALİYET REKABETİ YAPAMAYAN JAPON ŞİRKETLERİ, DİĞER ÜLKELERİN SAHİP OLMADIĞI YÜKSEK TEKNOLOJİ ÜRÜN VE ÜRETİM SÜREÇLERİ İLE REKABETÇİLİKLERİNİ KORURKEN, BÜYÜK ÖNCELİK VERİLEN BİR DİĞER STRATEJİ İSE YURT İÇİ ÜRETİMİN GÜÇLENDİRİLMESİ OLARAK ŞEKİLLENMEYE DEVAM EDİYOR.”

Japonya’nın yurt dışı yatırımlarının sektörel dağılımı incelendiğinde, imalat sektöründeki yatırımların yüzde 32, finans ve hizmet sektörlerinin yer aldığı imalat dışı yatırımların payının ise yüzde 70 seviyesinde olduğu görülüyor. Diğer yandan, dünyanın üçüncü büyük ekonomisi konumundaki Japonya, yabancı yatırımcıların ilgisini çekmeye devam etmesine rağmen ülkeye yapılan doğrudan yabancı yatırım oranı görece düşük seviyelerde ilerliyor. Buna karşın Japon iş insanlarının ülke dışına yönelik yatırımları da dünyada önemli seviyelere ulaşmış durumda. ABD ile Avrupa menşeli firmalar Japonya’daki en önemli yabancı yatırımcılarken, geçmiş yıllarda ülkeye yapılan yabancı yatırımların yarısından fazlasını da bu yatırımlar oluşturuyor. Söz konusu yatırımlar imalata dayalı olmayan iş kollarında gerçekleşirken, özellikle bu yatırımlarda finansal hizmetlerle perakendeciliğin ön planda olması da dikkat çekiyor. İmalata dayalı doğrudan yabancı yatırımlarda ise otomotiv sanayisi en yüksek yatırımların gerçekleştiği alan olmayı sürdürüyor. İhracata yönelik üretimini Japonya dışına ve potansiyel

pazarlara yakın bölgelere kaydıran Japon şirketleri, Doğu Asya başta olmak üzere Avrupa ve Kuzey Amerika’da bu alandaki yatırımlarını artırmaya da devam ediyor. Elektronik sektöründe yurt içi talebin de artmasıyla birlikte Japon firmaları hem Japonya içindeki yatırımlarını hem de yurt dışı yatırımlarını güçlendirirken, yatırımcı firmaların öncelikli stratejileri arasında Ar-Ge faaliyetlerine daha çok ağırlık vermek geliyor. Diğer Asya ülkeleriyle maliyet rekabeti yapamayan Japon şirketleri, diğer ülkelerin sahip olmadığı yüksek teknoloji ürün ve üretim süreçleri ile rekabetçiliklerini korurken, büyük öncelik verilen bir diğer strateji ise yurt içi üretimin güçlendirilmesi olarak şekillenmeye devam ediyor. Japonya’nın halen toplam üretiminin yüzde 30’u yurt dışı üretimden kaynaklanırken, özellikle elektronik sektöründeki konvansiyonel ürünlerde, Japon firmaları tarafından Çin ve ASEAN ülkelerinde gerçekleştirilen üretim miktarı da Japonya içindeki üretim miktarının üzerinde ilerliyor. Ancak katma değeri yüksek ve yeni teknoloji içeren ürünlerin çok büyük bir kısmı halen Japonya içinde üretiliyor. Özellikle yüksek teknoloji ürünü dijital kamera, LCD

televizyon, mobil telefon gibi ürünlerdeki iç talep artışı, son iki yıldır Japon ekonomisinin büyümesindeki önemli itici faktörler arasında gösteriliyor. ELEKTRONİK, OTOMOTİV VE MAKİNE İMALATINDA GÜÇLÜ 2009 yılında yaşanan küresel ekonomik kriz, Japon dış ticaretine de yansıdı ve dış taleplere bağlı olarak gelişen Japon ekonomisi bu krizden olumsuz yönde etkilendi. Japonya’nın 2010 yılı ihracatı 2009’a göre yüzde 32,1 artarak 767 milyar dolara ulaşırken, ithalat da yüzde 25,2 artarak 691,4 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. 2010’da artan enerji fiyatları, Japonya’nın 2011 yılında 1980’den beri ilk defa dış ticaret açığı vermesine neden olurken, 2013 yılında ise Japonya’nın ihracatı yüzde 10’luk düşüşle 715 milyar dolar, ithalatı da yüzde 6 düşüşle 833 milyar dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret açığı bu dönemde 117 milyar dolara yükselirken, 2014 yılında ihracat 690 milyar dolara, ithalat ise 812 milyar dolara geriledi. 2015 yılında ise ihracat 625 milyar dolar, ithalat 626 milyar dolar seviyesine kadar çekildi. 2016 yılında ihracat 645 milyar dolara çıkarken, ithalat daha da geriledi ve

KUMANO

• 54


JAPONYA

HİROŞİMA

ihracat bandının altına düşerek 607 milyar dolar seviyesinde kaydedildi. 2017 yılında ise ihracat 698 milyar dolara yükselirken, ithalat ise 671 milyar dolara çıktı. Ülkede halen elektronik ve otomotiv endüstrileri imalat sanayisinde hâkim durumunu koruyor. Ancak ülkenin uluslararası ticaret başarısının temelini oluşturan bu iki sektör, son yıllarda Japon yeninin aşırı değerlenmesi nedeniyle zorluklarla da karşılaşıyor. Japonya aynı zamanda önemli bir makine imalatçısı olmaya da devam ediyor ve bu alandaki en büyük ihraç pazarları ABD ve Güney Kore olarak öne çıkıyor. Diğer yandan Japonya, dünyanın en önemli demir-çelik üreticilerinden biri olmayı sürdürüyor. AZ KAYNAKLA KATMA DEĞERLİ ÜRETİM Japonya gibi kaynakları kısıtlı bir ülkenin ekonomide bu ölçüde bir süper güç haline gelmesinde dış ticaretin önemi çok büyüktür. Gıda maddeleri ve kereste, tekstil malzemeleri, metaller gibi ana ham maddelerin yanı sıra ham petrol ve diğer yakıtlarda dünyadaki en büyük ithalatçılardan biri olan Japonya, renkli televizyon

setleri, diğer elektrikli aletler, otomobiller, gemiler, kamera ve saatler gibi yüksek hassasiyetli optik ve elektronik

ürünler ihracatında ise dünya lideri konumunda bulunuyor. Bu kapsamda Japonya, ham madde ithal ederek nihai

ürün ihraç ettiği için ticaret partnerleri sadece ham madde ve gıda ihracatçısı durumundayken, Türkiye’nin Japonya’ya ihracatında da kara yolu taşıtları için aksam-parça ve aksesuarları, balıklar (taze veya soğutulmuş), makarnalar ve kuskus, çinko cevherleri ve konsantreleri, ferro alyajlar, domates (sirke/asetik asitten başka usullerle hazırlanmış veya konserve edilmiş) gibi ürünler öne çıkıyor. Japonya’dan yapılan ithalatta ise kara yolu taşıtları için aksam ve parçalar, buldozerler, kıvılcımla ateşlemeli içten yanmalı doğrusal veya döner pistonlu motorlar (patlamalı motor), binek otomobiller, elektrik akümülatörleri öne çıkıyor. Türkiye’nin 2017 yılında

JAPONYA 2017’DE TÜRKİYE’YE HANGİ MAKİNELERİ İHRAÇ ETTİ? BULDOZERLER, GREYDERLER 306,7 MİLYON DOLAR %6,9 AZALIŞ ▼

Kaynak: TÜİK

İÇTEN YANMALI MOTORLAR 230,8 MİLYON DOLAR %138,1 ARTIŞ ▲ TAKIM TEZGÂHLARI 50,9 MİLYON DOLAR %53,6 ARTIŞ ▲ TEKSTİL MAKİNELERİ 46 MİLYON DOLAR %20,6 AZALIŞ ▼

DİĞER 485,3 MİLYON DOLAR %17,8 AZALIŞ ▼

HAVA-VAKUM POMPASI 42,8 MİLYON DOLAR %31,5 AZALIŞ ▼

JAPONYA 2017’DE TÜRKİYE’DEN HANGİ MAKİNELERİ İTHAL ETTİ? İÇTEN YANMALI MOTORLAR 23,2 MİLYON DOLAR %29,6 ARTIŞ ▼

Kaynak: TÜİK TURBOJETLER 2,5 MİLYON DOLAR %59,5 AZALIŞ ▼

SIVILAR İÇİN POMPALAR 2,1 MİLYON DOLAR %41,5 AZALIŞ ▼ KENDİNE ÖZGÜ FONKSİYONLU MAKİNELER 2 MİLYON DOLAR %215,5 ARTIŞ ▲ DİĞER 10,8 MİLYON DOLAR %38,7 ARTIŞ ▲

BUZDOLAPLARI, DONDURUCULAR 2 MİLYON DOLAR %151,6 ARTIŞ ▲

55 • OCAK 2019


ÜLKELERDEN “İKİNCİ DÜNYA SAVAŞINDAN BU YANA DÜZENLİ OLARAK BÜYÜMEYE DEVAM EDEN JAPONYA EKONOMİSİ, 2008 YILINDA ÖNEMLİ ÖLÇÜDE YAVAŞLAMAYA BAŞLADI. EKONOMİK BÜYÜMESİ AĞIRLIKLI OLARAK İHRACATA DAYANAN JAPONYA’DA, DIŞARIDAN GELEN TALEPLERİN EKONOMİK KRİZ DOLAYISIYLA AZALMAYA BAŞLAMASI SONUCU HÜKÜMET YEREL TALEBİ CANLANDIRMAYA YÖNELİK ÖNLEMLERİ ARTIRDI.”

SENSOJI TAPINAĞI, TOKYO

Japonya’dan ithalatı 3,9 milyar dolar olurken, Japonya’ya ihracatı ise bir önceki yıla göre yüzde 16,2 oranında artarak 411 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu çerçevede, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin ağırlıklı olarak Japonya’dan yapılan ithalatla yönlendirildiği de söylenebilir. MAKİNE İHRACATI 140 MİLYAR DOLARA YAKLAŞTI BM İstatistik Bölümü verilerine göre Japonya’nın

makine ihracatı 2017 yılında yüzde 12 artışla 138,4 milyar dolar olarak kayda geçti. 2016 yılında bu rakam 124 milyar dolar seviyesindeydi. Japonya, 2017 yılında yüzde 7 artış ve 29,7 milyar dolarla en fazla ABD’ye makine ihraç ederken, 2016 yılında bu rakam 27,6 milyar dolardı. Japonya’nın 2017 yılında en fazla makine ihraç ettiği ikinci ülke ise yüzde 27 artış ve 29,6 milyon dolarla Çin oldu. Söz konusu ülkeye 2016 yılında 23,2 milyar dolar değerinde makine ihraç

edilmişti. Üçüncü sırada bulunan Güney Kore’ye 2016 yılında 9,8 milyar dolarlık makine ihraç edilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 38 artarak 13,5 milyar dolar seviyesine yükseldi. Türkiye ise Japonya’nın 2017 yılında yüzde 1 azalış ve 1,16 milyar dolarla en fazla makine ihraç ettiği 19’uncu ülke oldu. Japonya 2016 yılında Türkiye’ye 1,17 milyar dolar değerinde makine göndermişti. Diğer yandan Japonya, 2017 yılında 84. fasıl itibarıyla

YOKOHAMA

• 56


JAPONYA

OSAKA

en fazla yarı iletken disklerin, külçelerin, yarı iletken tertibatın, elektronik entegre devrelerin veya düz panel göstergelerinin imalatında kullanılan makine ve cihazlar kaleminde ihracat gerçekleştirdi. 2016 yılında söz konusu ürün grubunda 17,8 milyar dolarlık ürün ihraç edilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 28 artışla 22,7 milyar dolar seviyesinde kaydedildi. Listenin ikinci sırasında ise matbaacılığa mahsus baskı makineleri, yardımcı makineler bulunuyor. Söz konusu kalemde 2016 yılında gerçekleştirilen ihracatın değeri 9,8 milyar dolarken, 2017 yılında bu rakam yüzde 2 artışla 10 milyar dolar seviyesinde kayda geçti. Listenin üçüncü sırasında bulunan kendine özgü fonksiyonlu makine ve cihazlar kaleminde 2016 yılında 7,9 milyar dolar değerinde ihracat gerçekleştirilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 22 artışla 9,6 milyar dolar oldu.

MAKİNE İTHALATINDA ÇİN LİDER BM İstatistik Bölümü verilerine göre Japonya’nın makine ithalatı 2017 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 9,6 artışla 65,2 milyar dolar olarak kaydedildi. Japonya 2016 yılında 59,5 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirmişti. 2017 yılı rakamlarına göre Japonya’nın en fazla makine ithal ettiği ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında 28,6 milyar dolarla Çin yer alıyor. Söz konusu ülkeden 2016 yılında ithal edilen makinelerin değeri 26,6 dolarken, 2017’de Japonya’nın Çin’den gerçekleştirdiği ithalat yüzde 7,5 yükselmiş oldu. Japonya, 2016 yılında listenin ikinci sırasında bulunan ABD’den 10,1 milyar dolar değerinde makine ithal ederken, 2017 yılında bu rakamı yüzde 13,9 artışla 11,5 milyar dolar seviyesine çıkardı. Listesinin üçüncü sırasındaki Güney Kore’den 2016 yılında 3,3 milyar

dolarlık ithalat gerçekleştiren Japonya, 2017’de bu rakamı yüzde 9,1 artışla 3,6 milyar dolar seviyesine yükseltti. Türkiye ise Japonya’nın 2017 yılında en fazla makine ithal ettiği ülkeler listesinin 35’inci sırasında yer aldı. Japonya, 2016 yılında Türkiye’den 37 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 16,2 artışla 43 milyon dolar olarak kaydedildi. Diğer yandan Japonya, 2017 yılında 84. fasıl itibarıyla en fazla otomatik bilgi işlem makineleri ve üniteleri ithal etti. 2016 yılında söz konusu ürün grubunda 13,2 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 12,9 artışla 14,9 milyar dolar oldu. Listenin ikinci sırasındaki turbojetler, turbopropeller, diğer gaz türbinleri kaleminde 2016’da 6,3 milyar dolar değerinde makine ithal eden Japonya, 2017’de ise yüzde 4,8 artışla 6,6 milyar dolar değerinde

“BM İSTATİSTİK BÖLÜMÜ VERİLERİNE GÖRE JAPONYA’NIN MAKİNE İTHALATI 2017 YILINDA BİR ÖNCEKİ YILA ORANLA YÜZDE 9,6 ARTIŞLA 65,2 MİLYAR DOLAR OLARAK KAYDEDİLİRKEN, TÜRKİYE’DEN GERÇEKLEŞEN MAKİNE İTHALATI DA YÜZDE 16 ARTIŞLA 42,6 MİLYON DOLAR OLDU.”

57 • OCAK 2019



JAPONYA

ithalat gerçekleştirdi. Japonya’nın en fazla ithalat gerçekleştirdiği üçüncü kalem ise yarı iletken disklerin veya külçelerin, yarı iletken tertibatın, elektronik entegre devrelerin veya düz panel göstergelerin imalatında kullanılan makine ve cihazlar oldu. 2016’da söz konusu ürün grubunda 2,8 milyar dolar seviyesinde ithalat gerçekleştirilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 64,3 artışla 4,6 milyar dolar seviyesine yükseldi. TÜRKİYE’DEN MAKİNE İTHALATI YÜZDE 16 ARTTI BM İstatistik Bölümü verilerine göre, Japonya’nın Türkiye’den 84. fasılda gerçekleştirdiği makine ithalatı ise 2017 yılında 42,6 milyon dolar olarak kaydedildi. 2016 yılında bu rakam 36,8 milyon dolar seviyesindeydi. Böylelikle Japonya’nın Türkiye’den makine ithalatı, 2017’de yüzde 15,8 artmış oldu. 2017 yılı itibarıyla Japonya’nın Türkiye’den gerçekleştirdiği makine ithalatının ilk sırasında yüzde 30 artış ve 23,2 milyon dolarla içten yanmalı, pistonlu

motorların aksam ve parçaları yer alıyor. Söz konusu kalemde 2016’da gerçekleştirilen ithalatın değeri 17,9 milyon dolardı. Listenin ikinci sırasında bulunan turbojetler, turbopropeller, diğer gaz türbinleri ürün grubunda 2016’da 6,1 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken, 2017’de bu rakam yüzde 59 azalarak 2,5 milyon dolar olarak kaydedildi. Japonya’nın Türkiye’den makine ithalatında ilk 10 ürün listesinin üçüncü sırasında ise sıvılar için pompalar; sıvı elevatörleri ürün grubu bulunuyor. 2016’da söz konusu kalemde 3,6 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken, 2017’de bu rakam yüzde 41,7 azalarak 2,1 milyon dolar seviyesinde kaydedildi. Diğer yandan Japonya’nın Türkiye’den gerçekleştirdiği makine ithalatında 2017’de, buzdolapları, dondurucular ve diğer soğutucu ve dondurucu cihazlar ürün grubunda yüzde 150, kendine özgü fonksiyonlu makine ve cihazlar ürün kaleminde yüzde 233 ve borular, kazanlar ve benzeri diğer kaplar için musluklar, valfler ürün grubunda yüzde 800’e ulaşan artışla da dikkat çekiyor.

JAPONYA EKONOMİSİNİN ANA SEKTÖRLERİ TARIM VE HAYVANCILIK

Japonya’nın tarım piyasası son derece korunaklı; tarımsal üretim fiyatları dünya piyasalarının çok üzerinde ilerlerken, tarım sektörü hükümet tarafından yüksek vergilerle korunuyor ve Japonya’da üretilen ürünlere yüksek gümrük vergisi uygulanıyor. Japonya’da toplam alanın ancak yüzde 13’ü tarıma elverişliyken, pirinç de en önemli tarım ürünü olarak ilk sırada yer alıyor. Diğer yandan Japonya, seracılık yapılan alana göre dünya sıralamasında dördüncü sırada yer alıyor. Bununla birlikte Japonya, bölgenin en önemli su ürünleri tüketicisi olarak da dikkat çekiyor. Deniz ürünleri Japon tüketicilerin en önemli besin kaynağı olmaya devam ederken, Japonya, dünyanın en büyük deniz ürünleri ithalatçısı konumunu da koruyor.

SANAYİ

İmalat sektörü Japon ekonomisinin itici güçlerinden biri ve sektördeki iş gücü verimliliği 1990’lı yıllardan bu yana diğer sektörlerin çok daha üzerinde ilerliyor. İmalat sektörünün GSYİH içesindeki payı yüzde 27 civarında olsa da sektör diğer sektörler üzerinde çarpan etkisi yaratıyor ve çelik, elektronik, otomotiv ve yüksek teknolojili ürünler Japonya’nın kalkınmasını destekleyen en önemli sanayi kolları olarak öne çıkıyor.

TURİZM

2003 yılında Japonya Turizm Bakanlığı tarafından “Visit Japan” isimli bir uluslararası tanıtım kampanyası başlatılmış ve söz konusu çalışma turist sayısının yıllık olarak yaklaşık yüzde 10 oranında artmasını sağlamıştı. Tanıtım kampanyalarına paralel olarak turizm altyapıları konusunda önemli çalışmalar gerçekleştirilerek ulaşım, konaklama ve restoran sektöründe önemli gelişmeler yaşayan Japonya’da birçok uluslararası otel zinciri de özellikle başkent Tokyo’da yer alarak turizm sektörünü canlı tutmaya devam ediyor.

UNESCO DÜNYA MİRASI SHIRAKAWAGO KÖYÜ

59 • OCAK 2019


POZİTİF

BÜLBÜLOĞLU VİNÇ YÖNETİM KURULU ÜYESİ BERİL BÜLBÜLOĞLU:

“KADININ HAYAL GÜCÜ SEKTÖRÜ DEĞİŞTİRECEK” MAKİNE SEKTÖRÜNDE DAHA ÇOK SAYIDA KADIN ÇALIŞANIN SORUMLULUK ÜSTLENMESİNİN, SEKTÖRÜ DAHA İYİ NOKTALARA TAŞIYARAK BİRÇOK DİNAMİĞİ İYİ YÖNDE DEĞİŞTİRECEĞİNE YÜREKTEN İNANDIĞINI SÖYLEYEN BÜLBÜLOĞLU VİNÇ YÖNETİM KURULU ÜYESİ VE İSTANBUL BÖLGE MÜDÜRÜ BERİL BÜLBÜLOĞLU, “YILLARDIR SÜRE GELEN ERKEK EGEMENLİĞİNİN GÖREMEDİĞİ, YAKALAYAMADIĞI NOKTALARIN YAKALANACAĞINA, ÖNEM SIRALAMALARININ DA DEĞİŞECEĞİNE EMİNİM. KADININ FARKLI BAKIŞ AÇISI VE HAYAL GÜCÜ, TÜRK SANAYİSİNİN BU SIKIŞMIŞ BAKIŞ AÇISINI GENİŞLETECEKTİR” DİYOR.

Z

or bir sektör olan makine sektöründe var olabilmenin güçlü bir karakter yapısı ve kolay pes etmeme azmi gerektirdiğini söyleyen Bülbüloğlu Vinç Yönetim Kurulu Üyesi ve İstanbul Bölge Müdürü S. Beril Bülbüloğlu, “Sektöre yönelik donanım kazanabilmek, benim için kolay olmadı. Fakat zaman içinde işin işleyişine, üretimini gerçekleştirdiğimiz makineleri oluşturan öğelere ve bunların özelliklerine hâkim oldum. Bunu da devamlı takip, araştırma ve sorgulama isteğime borçluyum” diyor. Bülbüloğlu ile kendi gözlem ve deneyimlerinden yola çıkarak, kadınların sektörde daha görünür olabilmesi için yapılması gerekenleri Moment Expo okuyucuları için konuştuk. Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz? Ankara’da 1992 yılında doğdum. ODTÜ Kolejinde başladığım ilk ve orta eğitimimi 2010 yılında TED Ankara Koleji Lisesinden mezun olarak tamamladım. Okul yıllarımda parlak bir akademik • 60


BERİL BÜLBÜLOĞLU

“MAKİNE SEKTÖRÜ ZOR VE ZAMAN ZAMAN YILDIRICI, YIPRATICI SÜREÇLER İÇERİYOR. BİRÇOK KADIN DA TOPLUMUN ORTAK BAKIŞ AÇISINI BENİMSEDİĞİNDEN, DAHA İLK BAŞTA SEKTÖRE ADIM ATMAYA ÇEKİNİYOR.” başarıdan çok, sosyal hayat ve sporcu kimliğimle ön plandaydım. Ortaokul yıllarımda ilk kez Basketbol Milli Takım Kamplarında yer aldım. Yine lise yıllarımda da bu sevdam devam etti. Birçok ödüle layık görüldüm ve birçok şampiyonluk yaşadım. İlk kez 15 yaşında milli takım oyuncusu oldum. Fakat çok severek yaptığım bu sporu, yaşadığım sakatlıklar sonucu bırakmak zorunda kaldım. Liseden sonra Koç Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümünü kazanarak İstanbul’a taşındım. Üniversite eğitimimi de 2015 yılında tamamladım. Bulunduğunuz göreve gelme süreciniz hakkında neler söyleyebilirsiniz? Üniversite eğitimimin son dönemlerinde ben de herkes gibi nasıl bir yola girmem gerektiği konusunda derinlemesine düşünmeye başladım. Eğitim hayatım boyunca hemen hemen her yaz yurt dışında yaz okullarına giderek, bu alanda deneyim kazanmaya çalışsam da bunun yeterli olmadığına karar verdim. Mezuniyetim sonrasında İtalya’nın Milano şehrine taşındım. Milano’yu tercih etmemdeki sebepler,

dil eğitimine ek olarak Türkiye’ye yeni yatırımlar planlayan bir firmanın ülkemizle bağlantısını sağlamaktı. Ancak o sırada ülkemizdeki ekonomik belirsizlikler, bu firmanın yatırımlarını geri çekmesine neden oldu. Dil eğitimimi tamamladıktan sonra da Türkiye’ye geri döndüm. Döner dönmez küresel bir firmanın reklam bütçe planlamasını yapmak üzere yine küresel bir ajansta işe başladım. Başta kendime uygun olarak değerlendirdiğim bu görevde yapabileceklerimin yaptıklarımdan çok daha fazla olduğunu hissettiğimde ise buradan ayrıldım. Ajans tecrübesinden sonra, 2017 yılında aile şirketimiz Bülbüloğlu Vinç İstanbul Bölge Müdürlüğünde İş Geliştirme Uzmanı olarak çalışmaya başladım. Halen de firmamızda yönetim kurulu üyesi ve İstanbul Bölge Müdürü olarak çalışmaya devam ediyorum; bir yandan da yurt dışı satışlarıyla yoğun olarak ilgileniyorum. Ortalama bir iş gününüz nasıl geçiyor? Sabah ofise geldiğimde ilk işim elektronik postalarımı kontrol etmek oluyor. Daha

sonra her sabah sahaya çıkan servis ekiplerinin gün içerisindeki görevlerini ve kurulan vinçlerimizden müşteri memnuniyetine kadar detayı bilgiler barındıran saha raporlarını inceliyorum. Gün boyunca birçok kez satış ekibiyle de bir araya gelerek sıcak işlerimizin takibini sağlamak ve oluşabilecek aksaklıklara karşı zamanında önlem alabilmek adına gerekli çalışmaları yürütüyorum. Bilgilerin gerekli departmanlara iletilmesi, hızlı aksiyon alınmasının sağlanması için çaba gösteriyor; yurt dışında bulunan bayiliklerimizin kontrollerini yapıp sürekli iletişim halinde kalmaya çalışıyorum. Kalan zamanımda ise belirlediğimiz yeni bölgelerde pazar araştırması yapıyorum. Gerekli firma bilgilerini edinerek, kendileri ile görüşülmesini sağlıyorum. Her ay planlı olarak bir veya iki yurt dışı seyahatim oluyor. Portföyümüze yeni ülkeler ve yeni müşteriler kazandırmak adına yoğun bir yurt dışı programım mevcut. Ayrıca katıldığımız yurt dışı fuarlar ve MAİB ile birlikte yaptığımız ülke ziyaretleri de iş yaşantımın ayrılmaz parçalarını oluşturuyor. 61 • OCAK 2019


POZİTİF

“TOPLUMUN KADINA BİÇTİĞİ ROL DAHA ZOR” “Ülkemizde kadınların görevi olarak tanımlanan aile kurma ve devamlılığını sürdürebilme beklentisi, oldukça zor bir görev. Bir çocuk büyütmek, sorumluluk almak, ev işlerini organize etmek, evde huzuru yakalamak; belki ağır şartlarda çalışmak gibi değil, belki de hata yapabilme toleransı daha fazla fakat bana göre zor bir iş. Ben, henüz hayatımın bu aşamasına geçmiş değilim. Tek başıma yaşıyor, yıl içinde çoğunlukla iş seyahatlerinde oluyorum. Kendi düzenimi kendim kurabiliyorum. Bu da işime daha fazla vakit ayırabilmeme olanak sağlıyor. Fakat birçok yönetici kadın hem evindeki bu zor görevi yerine getiriyor hem de işini başarıyla sürdürüyor. Bahsettiğim gibi bu durum da kadının düzenli, organize ve titizlikle çalışabilme yeteneğinden kaynaklanıyor ki bence bu, kadınlara saygı duyulması gereken birer özveri örneğidir.”

• 62

Erkek egemen bir sektörde kadın yönetici olmanın zorluklarını yaşıyor musunuz? Bu sektörde işe başladığım ilk günden beri kadın olmanın getirdiği zorlukları hem yaşıyor hem de gözlemliyorum. Makine sektörü zor bir sektör, üretim yapan bir firma içinde olmak bence bir kadın için daha da zor. Güçlü bir karakter yapısını ve kolay pes etmemeyi gerektiriyor. Ben makine mühendisi değilim ve iki-üç yıl öncesine kadar bu işle de hiç ilgilenmemiştim. O yüzden bu konuda donanım kazanabilmek benim için kolay olmadı. İşe yeni başladığım dönemde yapılan eleştiri ve yorumlarsa bu işin eğitimini almadığım ve kadın olduğum için başaramayacağım, takip edemeyeceğim ve devamını getiremeyeceğim yönündeydi. Tabii ki bugün hala tüm teknik yeterliliğe sahip olduğumu düşünmüyorum. Fakat işin işleyişine, üretimini gerçekleştirdiğimiz makineyi oluşturan öğelere ve bunların özelliklerine hâkimim. Bunu da devamlı takip, araştırma ve sorgulama isteğime borçluyum. BVS Cranes’te geçen üç yıla yaklaşan bu sürede, azimli ve yoğun çalışmam sonucunda şirketimize yeni ülkeler ve yeni müşteriler kazandırmanın mutluluğunu yaşıyorum. Yurt dışı gezilerinizde makine sektöründe yönetici pozisyonda görev yapan bir kadın yönetici olarak nasıl tepkiler alıyorsunuz, gözlemleriniz nelerdir? Yurt dışı satışlarıyla yoğun olarak ilgileniyorum ve yabancı firmaları ziyarete gittiğimde de bir kadını karşılarında görmek onları şaşkınlığa uğratıyor. Kadınlara yönelik bu bakış açısı sadece ülkemizde değil Avrupa’da, Rusya’da ve dünyanın birçok

yerinde aynı. Hatta bu tezimi Avrupa’da bulunan firmaların çoğunda kadın yöneticilere, erkek yöneticilere kıyasla yüzde 20-25 oranında daha düşük maaş verildiği bilgisiyle de destekleyebilirim. Muhataplarıma Türkiye’de birçok başarılı şirketin üst yönetim kademelerinde kadınların yer aldığından söz ettiğimde, kendilerinin de bu başarılı kişilerden haberdar olduklarını fark ettim. Bana, bu başarıyı neye bağladığımı sorduklarındaysa “İşini ciddiye alan bir kadının işini takip edebilme kabiliyeti, küçük şeylerin aslında büyük bir parçayı oluşturduğunun farkındalığı yani detaycı oluşu, gerektiğinde de o küçük parçanın bile peşini bırakmayacak kadar önem vermesi yönetici kadınların başarılı olmalarını sağlayan faktörlerindendir” diyerek cevap verdim. Kadınlar bir işi üstlendiğinde, onu, en iyisi olması dileğiyle titizlik ve özenle gerçekleştirir. İşlerini daha planlı ve organize biçimde yapmayı sever. Ben, makine imalatının çok fazla detaydan oluştuğunu ve küçük detaylarla büyük farklar yaratılabileceğini gördüm. Bence kadınların bu özellikleri, firmaları da büyük başarılara taşıyacaktır. Sizce makine imalat sektöründe neden daha az sayıda kadın çalışan görev yapıyor? Zor bir sektörden bahsediyoruz ve zaman zaman yıldırıcı ve yıpratıcı süreçler yaşayabiliyorsunuz. Birçok kadın toplumun ortak bakış açısını benimsediğinden daha ilk başta adım atmaya bile çekiniyor. Denemeden potansiyeliniz hakkında bir fikre sahip olamaz ve gücünüzün farkına varamazsınız. Ben, birçok kadının sadece makine sektöründe değil inşaat, endüstri gibi zor sektörlerin içinde de


BERİL BÜLBÜLOĞLU

çok başarılı olabileceğine ve istedikten sonra her şeyin başarılabileceğine inanmıyorum. Her iş, çokça özveri ve sabır gerektirir. MAİB’in başlattığı ve Türkiye çapında yürüttüğü “Kadın Mühendislerle Var Gücümüzle” projesinin belirlediği hedeflere ulaşmak sizce kolay mı? Olası zorluklar nasıl aşılabilir? Söz konusu projenin güzel ve faydalı olduğunu düşünüyorum. MAİB’in önceki Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran’la, ilk işe başladığım dönemde sektörle ilgili görüşmeye gitmiştim. Kendisinin makine sektöründe faydalı ve ufuk açıcı işler yapan bir insan olduğunu düşünüyorum. Görüşmemizin büyük bir kısmında, kadın yöneticilere duyduğu inanç ve güvenden bahsetti. Kendi firmalarında da üst düzey yönetici konumundaki Lale Algan ile beni tanıştırdı ve Lale Hanım’a

verdiği sorumluluğun altından nasıl başarıyla çıktığını anlatarak, kadınların önemini bir kez daha vurguladı. MAİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sevda Kayhan Yılmaz’la ise öğrencilik yıllarımdan gelen bir tanışıklığım vardı. En son MAİB’in düzenlediği Polonya seyahatinde de beraberdik ve bolca sohbet edebilme fırsatımız oldu. Ben, kendisini bu sektörde önemli, son derece aktif ve başarılı bir kadın yönetici olarak görüyorum. Bana, bugünlere gelirken yaşadığı birçok üzücü, komik, yıpratıcı, şaşırtıcı ve aynı zamanda da zevkli hikâyelerinden bahsederek aydınlatıyor. Kendi adıma konuşmam gerekirse, hem Adnan Dalgakıran ve Dalgakıran Genel Müdür Yardımcısı Lale Algan hem de Sevda Kayhan Yılmaz ile gerçekleştirdiğimiz Polonya seyahatinde ettiğimiz sohbetler, edindiğim bilgiler; makine sektöründe çalışmaya devam etmem, daha çok çabalamam ve karşılaştığım

veya karşılaşılacağım zorluklara karşı dirençli olmam noktasında beni motive etti. Açıkçası ben, bu proje çerçevesinde, benim gibi bir araya geldikleri ve gelecekleri kadın mühendislere de aynı şekilde ilham vereceklerine ve başarılı olabileceklerine inanıyorum. Kolay bir hedef olamadığının farkındayım, yıllardan beri süregelen bir görüşü bir anda değiştirmek zor olacaktır: Bu konuda sadece kadınları değil, hayatlarında onlara engel olabilecek erkek figürlerinin de eğitilmesi, bu başarı hikâyelerinden onların da haberdar olup kendi eşlerine, kız çocuklarına inançlarını çoğaltmamız gerekiyor. Herkesin, arkasında bir desteğe ihtiyacı vardır. Benim de bu konudaki en büyük desteğim, kendime inanmamı sağlayan, yıldığım zamanlarda elimden tutan, en güzel yol gösteren kişi, firmamızın yönetim kurulu başkanı, babam Önder Bülbüloğlu ve daha sonra bütün ailem oldu.

“BEN, MAKİNE İMALATININ ÇOK FAZLA DETAYDAN OLUŞTUĞUNU VE KÜÇÜK DETAYLARLA BÜYÜK FARKLAR YARATILABİLECEĞİNİ GÖRDÜM. BENCE KADINLARIN DETAYCILIĞI VE TİTİZLİĞİ, FİRMALARI DA BÜYÜK BAŞARILARA TAŞIYACAKTIR.”

63 • OCAK 2019


AR-GE MERKEZİ

HİD-TEK İMALAT VE YÖNETİM SORUMLUSU MUSTAFA KARATAŞ:

“ÇAĞIN GEREKLERİNİ DİKKATE ALARAK AR-GE ÜRETİYORUZ” ENDÜSTRİ 4.0’A UYUMLU LİNEER AKTÜATÖRLER (EYLEYİCİ), MODÜLLER VE GRIPPER (TUTUCU) SİSTEMLERİ GELİŞTİRDİKLERİNİ SÖYLEYEN HİD-TEK İMALAT VE YÖNETİM SORUMLUSU MUSTAFA KARATAŞ; PNÖMATİK SİLİNDİR, YAZILIM KONTROLLÜ VALF GİBİ ÜRÜNLER ÜZERİNDE DE ÇALIŞTIKLARINI BELİRTİYOR.

H

id-Tek Ar-Ge Merkezi’nin, 21 Ağustos 2017’de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından akredite edildiğini ifade eden Hid-Tek İmalat ve Yönetim Sorumlusu Mustafa Karataş, “Firma olarak 2004 yılından itibaren TÜBİTAK projeleri gerçekleştiriyoruz. Genellikle ülkemizde imal edilmeyen ürünleri geliştirme hedefiyle bugüne kadar 10 faydalı model belgesiyle bir patentimiz mevcut” diyor. Harici bir denetim mekanizmasıyla Ar-Ge adımlarını çağın gerektirdiği düzende sürdürebilmek; üniversitelerle iş birliklerini çoğaltarak pratik çalışmaları kavramsal yaklaşımlarla destekleyip bilgi birikimi üretmek; firmanın marka değerini güçlendirmek; Ar-Ge sürecini kurum kültürünün içerisine tamamen adapte etmek; yeni ürün geliştirme çalışmalarını hızlandırmak için finansal olarak bazı teşvik ve desteklerden faydalanmak amacıyla Bakanlık onaylı bir Ar-Ge merkezi olduklarını aktaran Karataş ile Ar-Ge merkezlerinin çalışmaları ve hedeflerini • 64

Moment Expo okurları için konuştuk. Ar-Ge Merkezinizin yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi alabilir miyiz? Üretime yönelik geliştirilen projeler var mı? Çalışmalarınız ağırlıklı olarak hangi alana yönelik? Ar-Ge merkezimiz faaliyete başladığında hâlihazırda 10

projemiz vardı. Bugünse tamamladığımız biri hariç proje sayımızı 12’ye yükselttik. Firmamız bünyesindeki geliştirme faaliyetlerimiz Endüstri 4.0’a uyumlu lineer aktüatörler (eyleyici), modüller ve gripper (tutucu) sistemleridir. Bunun yanı sıra pnömatik silindir, yazılım kontrollü valf, gripper gibi ürünler de projelerimiz arasında yer

alıyor. Devam eden üç adet TÜBİTAK projemiz mevcut. “Kaynak Makineleri için Kompakt Oval Silindir” projemizi başarıyla tamamladık ve söz konusu ürünü çok yakında müşterilerimizin hizmetine sunacağız. Projelerimizde temel başlangıç modellerinden başlayıp ilerleyen dönemlerde projeyi farklı ekipmanlar ve alanlarda kullanıp


HİD-TEK

çeşitlendiriyoruz. Örneğin, 2006 yılında TÜBİTAK projesi olarak yapılan “Yataklamalı Kompakt Silindir” projemizden bir patentli ürün ve aynı gövdeler modernize edilerek servo kontrollü tahrik ünitesi projesi üzerine geliştirme yaptık. Son olarak da servo tahrik ünitesi kullanılan özel motorlarla ürün yapısı minimal seviyelere indirildi. Hizmet alanınız içinde patent ya da faydalı model başvuru sayılarında artış gözlenmesini bekliyor musunuz? Devam eden projelerimizin biri için şimdiden patent başvurusu oluşturduk. Ayrıca geliştirilen iki farklı projeye de faydalı model belgesi almayı düşünüyoruz. Ar-Ge merkezi olduğumuzda kendi iç beklentilerimiz geçmişe göre daha da yükseldi. Firmamızın bayi ve şube ağıyla sanayimizin her noktasına temas ediyoruz. Aktif olarak sahada bulunan satış ve pazarlama ekiplerimizin sanayinin ihtiyaçlarına özgün çözümler bulması, Ar-Ge ve üretim birimleri olarak bizleri aydınlatıyor. Hatta geliştirdiğimiz projelerden biri, su damacanası taşıma sistemlerinin kronik bir probleminin çözümüne yöneliktir. Hâlihazırda üretim bölümü olarak 2 binin üzerinde farklı özel ürün üretim tecrübemiz var ve Ar-Ge bölümünü destekleyen en önemli unsur da budur. Üretimin katma değerini artırabilmek, pazara sunulan ürünlere değer katmak açısından Ar-Ge’nin önemi nedir? Türkiye’de firmaların daha fazla Ar-Ge’ye yönelmesini sağlamak için hangi adımlar atılmalıdır? Kilogram ya da adet başına ürün satış fiyatlarını yükseltmek için, rekabetin olmadığı alanlarda bilgi birikimi öne

çıkıyor. Ülkemizde son dönemlerde özellikle havacılık, uzay ve diğer askeri unsurlar için yapılan geliştirme faaliyetleri buna bir örnek olabilir. Nüfusumuz da dikkate alındığında, temel üretim faaliyetleri olarak adlandırabileceğimiz tarım, gıda, montaj alanındaki çalışmalara devam edilmesi gerekirken bu sektörleri destekleyici makine ve ekipman üretimleri de Endüstri 4.0 olgusu dikkate alınarak geliştirilmeli. Ayrıca ülkeye girdi olarak gelen kalemler maliyet cinsinden sıralandığında en büyük girdi kaynaklarından başlanarak ya söz konusu ürünlerin alternatifleri üretilmeli ya da ikameleri oluşturulmalı. Satış alanları geliştirilerek üretimde yüksek adetlere ulaşılmalı, akıllı fabrika konseptine geçilmeli. Özellikle makine ve teçhizat üretiminde neredeyse tamamen ithal ve makinenin olmazsa olmazı sayılan PLC ve ekranlar, servo-step-DC tahrik unsurları ve sürücüleri, redüktörler, lineer hareket rulmanları, sensörler gibi ekipmanların üretimi devlet tarafından

teşvik edilerek desteklenmeli. Yazılım alanında da ülkemizde önemli faaliyetler gerçekleştiriliyor fakat ülkemizde yerli CAD-CAM yazılımı mevcut değil. Bunun yanı sıra -mobil ve PC işletim sistemlerinin yerli olarak üretilmesi gerektiğini düşünüyorum. Öte yandan alternatif enerji kaynaklarını elde etmek için gerekli olan ekipmanların üretimi de desteklenmeli. Petrol yakıtlı araçlar geliştirmek yerine elektrikle çalışan araçların geliştirilmesi yönünde çalışmalar gerçekleştirmek gerekiyor. Askeri alanda da otonom araçlar ve savunma unsurlarının yanı sıra insansız silahlara yönelmek gerekli. Bu çalışmaların devletimiz tarafından takip edildiğini ve desteklendiğini de gözlemliyorum. İmalatçılar da söz konusu geliştirme faaliyetleri çerçevesinde eğitimlerle desteklenebilir, danışmanlıklarla gelişimleri takip edilerek faaliyetlerinde sonuca ulaşmaları sağlanabilir ve Ar-Ge çalışmalarının kurum kültürleri içerisinde yer etmesi sağlanabilir.

“NÜFUSUMUZ DA DİKKATE ALINDIĞINDA, TEMEL ÜRETİM FAALİYETLERİ OLARAK ADLANDIRABİLECEĞİMİZ TARIM, GIDA, MONTAJ ALANINDAKİ ÇALIŞMALARA DEVAM EDİLMESİ GEREKİRKEN, BU SEKTÖRLERİ DESTEKLEYİCİ MAKİNE VE EKİPMAN ÜRETİMLERİ DE ENDÜSTRİ 4.0 OLGUSU DİKKATE ALINARAK GELİŞTİRİLMELİ.”

65 • OCAK 2019


AKADEMİK

PROF. DR. ALİ KILIÇARSLAN:

“ÇÖZÜM ÜRETECEK MAKİNE MÜHENDİSLERİ YETİŞTİRİYORUZ” HİTİT ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜM BAŞKANI PROF. DR. ALİ KILIÇARSLAN, “ÖĞRENCİLERİMİZİ; AKADEMİSYENLERİMİZİN YURT İÇİ VE YURT DIŞINDA EDİNDİKLERİ TECRÜBELERİN IŞIĞINDA, SEKTÖRDE KARŞILAŞABİLECEKLERİ SORUNLARIN ÜSTESİNDEN GELEBİLECEK, YERLİ VE MİLLİ İLKELER DOĞRULTUSUNDA KALİTELİ BİRER MÜHENDİS OLARAK YETİŞTİRMEYİ AMAÇLIYORUZ” DİYOR.

H

itit Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü 2000-2001 eğitim-öğretim yılında 25 öğrenciyle eğitime başladı. Bölüm, 2003-2004 eğitim-öğretim yılında ise ikinci öğretim programını açtı. Normal öğretimde 352, ikinci öğretimde ise 321 olmak üzere toplamda 673 öğrenciyle mühendislik eğitimine devam ettiklerini aktaran Hitit Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı

• 66

Prof. Dr. Ali Kılıçarslan, “Bölümümüzde ayrıca 129 yüksek lisans, 18 doktora öğrencisi bulunuyor. Eğitimde belirlediğimiz temel hedef; makine mühendisliği alanında ulusal ve uluslararası standartlarda mesleki bilgilerle donatılmış, sürekli araştıran, kendini geliştiren, girişimci, mesleki etik değerleri özümsemiş, çevre sorunlarına duyarlı, takım çalışmasına yatkın, sosyal açıdan aktif ve hem bölgemizin hem de ülkemizin ihtiyaçlarına çözüm

üretebilecek makine mühendisleri yetiştirmek” diyor. Makine mühendisliği eğitiminde öncelik verdiğiniz konular nelerdir? Mühendislik alanında en eski ve en geniş mühendislik dallarından biri de makine mühendisliğidir. Makine mühendisleri endüstrinin tüm alanları için makine tasarlayabilen ve imal edebilen bilgi ve tecrübeye sahip bireylerdir. Teknolojinin ulaştığı baş döndürücü safha olan

Endüstri 4.0 uygulamalarına, makine mühendisleri olarak ayak uydurmak zorundayız. Bu gelişmelere bağlı olarak bölümümüz de gelişmek zorunda: 15 yıl önce bir parçayı bir hafta gibi bir sürede tüm mühendislik bilgi ve tecrübeleri kullanılarak üretebiliyorken, günümüzde bu parçanın üretimi teknolojinin gelişmesi ve bizim ona ayak uydurmamız neticesinde saatler içerisinde üretebiliyoruz. Bu, ülkemiz ve milletimizin kaynakları açısından da oldukça olumlu bir durum. Teknolojiye ayak uydurarak değişimimiz gerçekleşti ve süreç devam ediyor. Bölüm olarak gerek öğretim elamanlarımızla gerekse öğrencilerimizle teknolojinin izin verdiği ölçüde yenilikleri takip etmeye çalışıyoruz. Öğretim elamanlarımızla sürekli olarak yaptığımız toplantılar neticesinde hem imalat sektörü hem de enerji sektöründe yapılan yeniliklere yönelik nasıl adımlar atılabileceğini ve bunların uygulamalarıyla birlikte öğrencilerimize nasıl katkı sağlayabileceğinin planlarını yapıyoruz. İmalat sektörü açısından bakıldığında, klasik


HİTİT ÜNİVERSİTESİ

PROF. DR. ALİ KILIÇARSLAN

HİTİT ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜM BAŞKANI

imalat yöntemlerinin yanı sıra şu anda çok fazla gündemde olan üç boyutlu yazıcılarla üretim tekniklerine yönelik dersler veriyor ve bunları bire bir öğrencilerimize uygulatıyoruz. Aynı şekilde enerji sektöründe şu anda gündemde olan ve tüm dünyanın üzerinde yoğunlaştığı yenilenebilir enerji kaynakları konusunda dersler veriyoruz. Bu derslerin her biri için öğrencilerimizin uygulama projeleri yapmalarını istiyor, ayrıca bu projelerle mezun oldukları zaman çalışacakları özel sektör temsilcileriyle buluşabilmelerini sağlamak amacıyla proje pazarı etkinlikleri düzenliyoruz. Böylece, öğrencilerimizin mezun olmadan piyasa koşullarını öğrenmelerini, sektör temsilcilerinin davranışlarını ve ne istediklerini bilmelerini sağlıyoruz. Akademik kadronuzun uzmanlık alanları hakkında bilgi verir misiniz? Bölümümüzde iki profesör, iki doçent, dört doktor öğretim üyesi ve iki öğretim görevlisi ile dört araştırma görevlisi yer alıyor. ABD ve İngiltere’de makine mühendisliği alanında doktora derecelerini tamamlayan iki öğretim elamanımız

da çok yakında bölümümüzde göreve başlayacak. Öğretim üyelerimiz lisans ve lisansüstü derecelerini Türkiye’nin gözde üniversitelerinde tamamlayarak alanlarında uzmanlaşmış, yetkin akademisyenlerdir. Birçoğu yurt dışında uzun süre çalışmalar gerçekleştirmiş ve bugün itibarıyla da orada edindikleri tecrübeleri öğrencilerimize kazandırma gayreti içerisindedir. Eğitim konularını oluştururken sanayiden gelen talepleri dikkate alıyor musunuz? Teorik eğitimle pratik arasındaki dengeyi nasıl sağlıyorsunuz? Bölümümüz, MÜDEK tarafından akredite edilmiştir. Hâlihazırda sanayicileri, mezun-mevcut öğrencileri ve öğretim üyelerini içine alan danışma kurulumuz bulunuyor. Bu kurulun yaptığı toplantılarda, mezun öğrencilerde görülen eksiklikler, sanayinin talepleri ve güncel teknolojiler dikkate alınarak ders içeriklerimizde çeşitli güncellemeler gerçekleştiriyoruz. Bölümümüz; sistem kontrolü, tasarım, imalat, enerji sistemleri, malzeme bilimi, kaynak teknolojileri, katı cisimler mekaniği, akışkanlar

mekaniği, biyomekanik, ısı transferi, termodinamik ve benzeri uzmanlık alanlarında eğitim veriyor. Lisans, yüksek lisans ve doktora programlarıyla teorik ve pratik bilgilerin problem çözme yetkinliğiyle birleştirilebileceği bir eğitim modelini benimsiyoruz. Bu yüzden, yaptırdığımız öğrenci projeleri de öğrencilerin kendilerini geliştirmesine yardımcı olurken, piyasadan gelen talepleri, düzeltmeleri de görmelerini sağlıyor. Ayrıca farklı platformlarda öğrencilerimizle sektör temsilcilerini buluşturarak onlara tecrübe kazandırmaya ve çoklu düşünce yapılarını öne çıkarmaya çalışıyoruz. Öğrencilerinize sunduğunuz teknik olanaklar konusunda neler aktarmak istersiniz? Öğrencilerimizi daima destekleyerek yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bu çerçevede teorik derslerde gördükleri konuları uygulamaları ve kendi becerilerini geliştirebilmeleri için imkânlar da sağlıyoruz. Bunun için öğrencilerimize talaşlı imalat atölyemiz, termodinamik laboratuvarımız ve imalat laboratuvarlarımız başta olmak üzere fiziki imkânlarımızın elverdiği sürece destek oluyoruz. Öte yandan

“BÖLÜMÜMÜZDE İKİ PROFESÖR, İKİ DOÇENT, DÖRT DOKTOR ÖĞRETİM ÜYESİ VE İKİ ÖĞRETİM GÖREVLİSİ İLE DÖRT ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ GÖREV YAPIYOR.” 67 • OCAK 2019


AKADEMİK

bölgemizde yer alan sanayi tesislerine de düzenli teknik geziler gerçekleştiriyoruz. Makine mühendisliği eğitimi almak isteyen bir öğrencinin Hitit Üniversitesini seçmesindeki temel nedenleri sıralayabilir misiniz? Hitit Üniversitesi genç bir üniversite olmasına rağmen makine mühendisliği bölümünün temeli 2000 yılına dayanıyor. Bölümümüz, Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinden birisi olan Gazi Üniversitesinin bir parçası olarak başladığı bu yola, 2007 yılından bugüne Hitit Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü olarak devam ediyor. Geçmişten aldığı geleneği, akademisyenlerimizle birlikte geleceğe taşımaya özen gösteriyoruz. Makine mühendisliği bölümü olarak bölümümüzün akademik kadrosunun gerek yurt içi gerekse yurt dışı tecrübeleri ışığında, öğrencilerimizin sektörde karşılaşabilecekleri sorunların üstesinden gelebilecek, yerli ve milli • 68

ilkelerimiz doğrultusunda kaliteli birer mühendis olarak yetişeceklerini söyleyebilirim. Üniversitemiz, çalışma hayatı ile iç içe bir eğitim fırsatları sunması; eğitimi, teknik beceri ve meslek edindirmenin ötesinde kişilik ve vizyon geliştirme olarak da görmesi; alanında uzman bir akademik kadroya sahip olması; toplumsal değerlere duyarlı eğitimler vererek sorumlu bireyleri topluma kazandırması;

üniversite-sanayi iş birliğine önem vermesi; güvenli ve kolay ulaşılabilir bir kampüse sahip olması ve bütün gücü, birikimini mesleki eğitime yoğunlaştırıyor olmasıyla öğrencilerimizce tercih ediliyor. Eğitim öğretim konusunun yanı sıra Çorum’da sosyal yaşam da çevre illere göre daha fazla gelişmiştir. Şehrin coğrafi konumu ve kültürel altyapısı, sosyal etkinlikler açısından çeşitli olanaklar

sunuyor. Şehirde çok zengin bir müzenin yanında çeşitli sinema salonları, Devlet Tiyatrosu, ulusal ve uluslararası müsabakalara ev sahipliği yapabilecek kapasitede spor kompleksleri ve olimpik yüzme havuzu mevcuttur. Yurt dışı öğrenci değişim programları çerçevesinde öğrencilerinize ne tür imkânlar sunuyorsunuz? Öğrenci ve öğretim elemanı


HİTİT ÜNİVERSİTESİ

değişimlerinin, yükseköğretim kurumları arasında çok taraflı iş birliklerinin ve yükseköğretimle iş dünyası arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesini amaçlayan ERASMUS programına 2007 yılında dâhil olduk. Bu çerçevede AB ülkeleriyle öğrenci ve öğretim elemanı değişimleri gerçekleştiriyoruz. Toplamda 11 öğretim elemanımız bu kapsamda Debrecen, Craiova, Southampton, Przemsyl ve Porto Üniversitelerinde akademik çalışmalarda bulundu. 2018-2019 eğitim-öğretim yılında ise Romanya’daki Craiova Üniversitesi, Polonya’daki Przemysl Üniversitesi ve Slovakya’daki Kosice Teknik Üniversitesi ile öğrenci değişimi anlaşması imzaladık. Öğrenci hareketliliğini yükseltmek için Erasmus Koordinasyon Ofisi ve makine mühendisliği bölüm başkanlığımız koordineli olarak çalışıyor. Her iki kurumun da ortak amacı, öğrencileri yurt dışı programlarına katılmaya teşvik etmek, daha fazla kurumla anlaşma sağlamak ve anlaşma sağlanan kurumlardaki öğrenci kontenjanlarını çoğaltmaktır. Makine mühendisliği öğrencileri sanayi ile koordineli çalışma yapma şansına sahip mi? Sağladığınız staj olanakları nelerdir? Temel, mesleki ve işletme stajı olmak üzere üç farklı yaz stajı uygulamamız mevcut. Makine mühendisliği bölümü öğrencilerinin mühendislik derecesine hak kazanabilmeleri için gerekli ders ve laboratuvar çalışmalarını tamamlamalarının yanında en az 20’şer iş günü olmak üzere bahsettiğim üç ayrı konuda staj yapmaları zorunludur. Staj konusunda öğrencilerimiz staj yapacakları kurumu kendileri belirlerken, herhangi

bir nedenle kurum bulamayan veya firmalara geç başvuru yapan öğrencilerimize talep etmeleri durumunda staj yapacak kurum bulmalarına da yardımcı oluyoruz. Bölümünüz bünyesinde gerçekleştirdiğiniz veya gerçekleştirmeyi planladığınız sanayi projeleriyle ilgili bilgi verir misiniz? Öğretim üyeleriyle öğrenciler arasında, mesleki gelişimi ilerletmek amacıyla sanayiye yönelik öğrenci proje pazarları etkinlikleri düzenlediğimizi söylemiştim. TÜBİTAK 2209/A-Üniversite Öğrencileri Araştırma Projeleri Desteği ve TÜBİTAK 2209/B-Sanayi Odaklı Lisans Bitirme Tezi Destekleme Programı kapsamında da proje destekleri aldığımızı ifade edebilirim. Türkiye’deki sanayi kuruluşlarının üniversitelere bakışını nasıl yorumluyorsunuz? Gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında bir algı farklılığı var mı? Geçmiş yıllarla kıyaslandığında, üniversite-sanayi iş

birliğinin geliştiğini söylemek mümkün. Özellikle, TÜBİTAK-TEYDEB projeleri bu çerçevede önemli bir örnektir. Öğretim üyeleri sanayideki çeşitli projelerde danışmanlık yaparken, Ar-Ge ve tasarım merkezlerinde sanayiye destek veren öğretim üyelerinin sayısı da sürekli artıyor. TÜBİTAK-2241 Özel Sektöre Yönelik Lisans Bitirme Tezleri kapsamında, üniversite-sanayi ortak projeleri de gerçekleştiriliyor. Söz konusu iş birliklerinin doğal bir sonucu olarak, sanayi kuruluşlarının üniversitelere bakışı olumlu yönde değişiyor. Gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında, üniversite-sanayi iş birliğinde biraz daha fazla yol almamız gerekli; özellikle mühendislik fakültelerinde görev yapan akademisyenlerin, çalışma alanlarıyla ilgili konularda sanayide danışmanlık yapmaları yararlı olacaktır. Bu konuda Yüksek Öğretim Kurumu ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı iş birliğine giderek akademisyenlerin sanayide danışmanlık yapmalarıyla ilgili mevzuatta gerekli düzenlemeler gerçekleştirebilir.

“TEMEL, MESLEKİ VE İŞLETME STAJI OLMAK ÜZERE ÜÇ FARKLI YAZ STAJI UYGULAMAMIZ MEVCUT.”

“BÖLÜMÜMÜZ; SİSTEM KONTROLÜ, TASARIM, İMALAT, ENERJİ SİSTEMLERİ, MALZEME BİLİMİ, KAYNAK TEKNOLOJİLERİ, KATI CİSİMLER MEKANİĞİ, AKIŞKANLAR MEKANİĞİ, BİYOMEKANİK, ISI TRANSFERİ, TERMODİNAMİK VE BENZERİ UZMANLIK ALANLARINDA EĞİTİM VERİYOR.” 69 • OCAK 2019


KAMPÜS

HİTİT EKONOMİ ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİ:

“BEKLENTİLERİMİZİ KARŞILAYAN BİR EĞİTİM ALIYORUZ” HİTİT ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİ, NİTELİKLİ BİR AKADEMİSYEN KADROSUNA SAHİP OLMALARININ, İYİ BİR MÜHENDİS OLARAK YETİŞMELERİ NOKTASINDA BÜYÜK BİR AVANTAJ SAĞLADIĞINI SÖYLÜYOR.

T

ürk makine sektörünün son yıllarda gerçekleştirdiği atılımlarla büyük bir gelişim kaydettiğini söyleyen Hitit Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü öğrencileri, sektörün başarı çıtasını yükseltmek için sorumluluk almaya hazır olduklarını vurguluyor.

ASIM CABUGA

MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 4. SINIF ÖĞRENCİSİ

“ENDÜSTRİYEL TASARIM ALANINDA ÇALIŞMAK İSTİYORUM” “Mesleki anlamda gelecek hedeflerime ulaşabilmek adına makine mühendisliği eğitimi almak istedim. Analitik düşünme becerimi güçlendirerek endüstriyel tasarım alanında çalışmak istemem de bu kararımda etken oldu. Bazı eksiklikler olmasına rağmen bölüm beklentilerimi karşıladı. İmalat sektöründe • 70

mekanik alanında uzmanlaşarak kendi firmamı kurmayı ve çeşitli makineler tasarlayarak ülkeme ve dünyaya faydalı olmayı hedefliyorum. Türk

makine sektörünün bugün itibarıyla ulaştığı seviyeyi yeterli görmüyorum. Sektör, son zamanlarda gerçekleştirdiği atılımlarla büyük bir

gelişim kaydetse de ilerleyen zamanda aynı ivmeyi sürdürerek dünya sıralamasında en yukarılarda yer alması en büyük arzum.”


HİTİT ÜNİVERSİTESİ

dilimi geliştirmek, sonrasında da mühendis olarak çalışmak istiyorum.”

BERFİN TAŞKIN

CEYLAN ÇOBANOĞLU

“MEKANİK VEYA İMALAT ALANINDA UZMANLAŞMAK İSTİYORUM” “Makine mühendisliği alanında kendimi geliştirmek ve iyi bir mühendis olmak için Hitit Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünü tercih ettim. Bölümdeki akademisyenlerin başarısı ve aldığım eğitim, beklentimi karşıladı. Mekanik veya imalat alanında uzmanlaşmak istiyorum. Lisansüstü eğitimimi tamamlayarak akademisyen olmak da planlarım arasında yer alıyor.”

“MÜHENDİSLİK PROBLEMLERİNİ ÇÖZMEYİ ÖĞRENDİK” “Nitelikli bir makine mühendisliği eğimi alabileceğimi düşündüğüm için Hitit Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünü tercih ettim. Dört yıl boyunca aldığım eğitim beklentilerimi fazlasıyla karşıladı. Okulu bitirdiğimde, mühendislikle ilgili bir problemle karşılaştığımda kolaylıkla çözüm üretebileceğimi düşünüyorum. Isı alanında uzmanlaşmak istiyorum. Mezun olduktan sonra yurt dışında yabancı

MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 4. SINIF ÖĞRENCİSİ

MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 4. SINIF ÖĞRENCİSİ

RECEP AVCI

MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 4. SINIF ÖĞRENCİSİ

“DÖNÜŞÜM SANTRALLERİ KURULUMUNDA UZMANLAŞMAK İSTİYORUM” “Kaliteli eğitim yaklaşımı ve akademisyen kadrosunun yüksek niteliği nedeniyle kendimi geliştireceğim en iyi okulun Hitit Üniversitesi olduğunu düşündüğüm için tercihimi bu yönde kullandım. Tam anlamıyla olmasa da bölüm beklentilerimi karşıladı. Okulumuzun yeterli laboratuvarı olmasına karşın çoğu ders maalesef uygulamalı değil. Ancak Türkiye’nin eğitim koşulları göz önüne alındığında, akademisyenlerimizin çoğu dersi anlatma ve öğretme açısından bilgili ve başarılı. Doğal kaynakların dönüşümü ve işlenmesinde kullanılan dönüşüm santralleri kurulumu ve bunların geliştirilmesi alanında çalışmak istiyorum. Bu konuda ileride araştırmalar yaparak uzmanlaşmayı hedefliyorum. Türk makine sektörü çağımızın getirdiği yenilikleri biraz geriden takip ediyor. Dünyada robot ve makinelerin kullanımın artmasına karşın ülkemizde bu makineler yerine bazı sektörler insan gücünü kullanmayı tercih ediyor. Öte yandan yenilikleri yaratmak yerine satın almayı tercih eden bir anlayışa sahip olduğumuzu düşünüyorum. Oysa değişim ve gelişimi gerçekleştirmek tamamen bizim elimizde. İleriyi görmeli ve daha fazlasına ulaşmak için çok çalışmalıyız.”

“HİTİT ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİ, BEKLENTİLERİNİ KARŞILAYAN BİR MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİ ALDIKLARINI SÖYLÜYOR.”

71 • OCAK 2019


TEKNOLOJİ

BULUT HİZMETLERİ NEDİR? ŞİRKETİNİZE NASIL AVANTAJLAR SAĞLAR? DİJİTAL VERİLERİNİZE ÜST DÜZEY KORUMA SAĞLAMAK ANCAK BU VERİLERE HER YERDEN VE HER ZAMAN ERİŞİM SAĞLAMAK MI İSTİYORSUNUZ? YA DA YAZILIM ALTYAPISI İÇİN KAYNAKLARINIZ SINIRLI MI? BULUT SİSTEMLERİ, İNTERNET ÜZERİNDEN HIZLI, GÜVENİLİR VE KAPSAMLI ÇÖZÜMLER SUNUYOR.

B

ulut hizmeti, bir hizmet sağlayıcı tarafından sağlanan ve erişilen tüm BT (Bilgi Teknolojileri) hizmetleri olarak tarif edilebilir. Bulut hizmetleri İnternet üzerinden verildiği için küresel olarak erişilebilir durumdadır. Bir bulut hizmeti, kullanıcılarının ihtiyaçlarını karşılamak için dinamik olarak ölçeklenebilir. Servis sağlayıcısı servis için gerekli donanım ve yazılımı sağladığı için şirketlerin kendi

• 72

kaynaklarını kullanmasına veya hizmet yönetimi için BT personeli tahsis etmesine gerek yoktur. En yaygın bulut hizmetlerinin örnekleri arasında çevrim içi veri depolama ve yedekleme çözümleri, İnternet tabanlı e-posta hizmetleri, yönetilen teknik destek hizmetleri ve bunun gibi pek çok örnek bulunur. Bulut hizmetlerini birkaç başlık altında toplamak mümkün. Genel bulut hizmetinde, hizmet sağlayıcıları bilgisayar

hizmetlerini herkese sunar. Veri merkezlerinde bulunan bilişim donanımlarına erişim müşterilerle paylaşılırken, önde gelen genel bulut servisi satıcılarından bazılarına Amazon İnternet Servisleri, Microsoft Azure, IBM ve Google Cloud Platform örnek olarak verilebilir. Özel bulut hizmetleri ise bir kuruluşun özel kullanımı için tahsis edilen bulut ortamıdır. Bazı işletmeler güvenlik nedeniyle verilerini veya

uygulamalarını özel bir bulutta tutmayı seçiyor. Bu durumda işletmeler kendi veri merkezlerinde özel bir bulut kurabiliyor veya özel bir bulut servisini kullanabiliyor. Özel bulut servisinde servis sağlayıcıları donanımlarını yalnızca bir müşteri için kullanır ve bu donanımlar genel bulut servisleri erişimine kapalı tutulur. Wmware ve OpenStack, özel bulut teknolojisinin en önemli satıcıları konumundadır. Hibrit bulut sistemleri de hem


BULUT HİZMETLERİ NEDİR? ŞİRKETİNİZE NASIL AVANTAJLAR SAĞLAR?

MEHMET AĞRİKLİ MAKİNE VE ROBOTİK YÜKSEK MÜHENDİSİ MAİB YÖNETIM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI

genel hem de özel bir bulutun, ikisi arasında dağıtım modeli arasında entegrasyonudur. Örneğin bir şirket İnternet sunucularını çoğu zaman kendi özel bulutunda çalıştırabilir ve yoğun kullanım zamanlarında ek kapasite için genel bulut hizmetini kullanabilir. Hibrit bir bulutun amacı, bir genel bulut altyapısının sağlayabileceği tüm avantajlardan yararlanan birleşik, otomatik, ölçeklenebilir bir ortam oluşturmak ve yine de görev açısından kritik veriler üzerindeki kontrolü sürdürmektir.

YAYGIN BULUT HİZMETİ MODELLERİ Yaygın bulut hizmet modelleri içerisinde ilk sırada söz etmemiz gereken, yazılım hizmetleridir (SaaS). Bu sistem, İnternet tabanlı bir hizmet olarak uzaktan yazılıma ve işlevlerine erişim sağlayan bir yazılım sağlama yöntemidir. Yazılım hizmeti müşterileri, satın alma veya lisans yazılımlarına önceden bir ücret ödemek yerine, hizmete abone olmak için sürekli (genellikle aylık veya yıllık) ücret öder. Genel olarak, bu yazılımlara İnternet bağlantısı

BULUT ORTAMININ ÖZELLİKLERİ Self-servis: Bulut müşterileri, bir satış temsilcisinin yardımına ihtiyaç duymadan bulut kaynaklarına tek başlarına çok hızlı bir şekilde kaydolabilir, ödeme yapabilir ve kullanmaya başlayabilir. Geniş ağ erişimi: Müşteriler, bulut hizmetlerine İnternet üzerinden küresel olarak erişebilir. Kaynak havuzu oluşturma: Birçok farklı müşterinin (bireyler, kuruluşlar veya bir kuruluş içindeki farklı bölümler) hepsi aynı sunucuları, depoları veya diğer bilgisayar kaynaklarını kullanır. Hızlı esneklik veya genişleme: Bulut müşterileri, ihtiyaçları değiştikçe kaynakları kullanımlarını aşağı veya yukarı ölçeklendirebilir. Ölçülen hizmet: Müşteriler, önceden belirlenmiş donanım veya yazılım ücretlerini değil, belirli bir sürede kullandıkları kaynak miktarını öder.

olan herhangi bir cihazdan herhangi bir zamanda erişilebilir. Bilinen yazılım hizmeti örnekleri arasında Microsoft Office 365, Google G Suite, Dropbox, Adobe Creative Cloud ve diğerleri sayılabilir. Platform hizmetleri (PaaS) ise bilişim platformu olarak hizmet veren servislerdir. Burada platform, kendi donanım ve yazılım katmanlarını satın alan ve yöneten bir şirketin veya veri merkezinin yerine dış kaynaklardan sağlanmıştır. Çoğu platform hizmeti geliştiriciler için tasarlanmıştır ve yazılım oluşturma ve dağıtma işlemlerini basitleştirmeyi amaçlar. Örneğin, bir İnternet geliştiricisi işletim sistemi yazılımı, İnternet sunucusu yazılımı, bir veritabanı ve ilgili İnternet geliştirme araçlarını içeren bir platform hizmeti kullanabilir. Önde gelen platform hizmeti satıcıları Amazon İnternet Servisleri, Microsoft Azure, IBM ve Google Cloud Platform’u içerir. Son olarak altyapı hizmetinde de (IaaS) sunucular, depolama ve ağ gibi bilgisayar altyapıları hizmet olarak sunulur. Amazon İnternet Servisleri, Microsoft Azure, IBM ve Google Cloud Platform önde gelen altyapı hizmeti satıcılarıdır.

BULUT BİLİŞİMİN AVANTAJLARI • Kolaylık • Ölçeklenebilirlik • Düşük maliyetler • Güvenlik • Her zaman ve her yerden erişim • Yüksek kullanılabilirlik

73 • OCAK 2019


FİNANS

2019: YAVAŞLA AMA DURMA, DÜŞERSİN ŞANT MANUKYAN

İŞ YATIRIM MENKUL DEĞERLER AŞ ULUSLARARASI PİYASALAR, HİSSE SENEDİ VE TÜREV İŞLEMLER MÜDÜRÜ

2017 YILINDA ZİRVESİNİ GÖREN KÜRESEL BÜYÜME 2018 PLATOSUNDAN SONRA 2019 YILINDA YAVAŞLAMAYA YANİ MOMENTUM KAYBETMEYE BAŞLAYACAK. ANCAK NASIL Kİ HER MUTLU AİLENİN HİKÂYESİ BİRBİRİNE BENZER ANCAK HER MUTSUZ AİLE DİĞERİNDEN FARKLIDIR; ANA MERKEZLERDE GÖRÜLECEK YAVAŞLAMALARIN DA DİNAMİKLERİ FARKLI OLACAK.

Ö

nce ABD ile başlayalım; 2018 sonunda ortaya çıkan durgunluk (resesyon) beklentisine kesinlikle katılmıyorum. Getiri eğrisinde yaşanan bozulma, yani iki yıllık getirilerin beş yıllık getirilerin üzerine çıkması, gerçekten de önemli bir uyarı. Ancak en az getiri eğrisi kadar iyi çalışan diğer bazı öncü göstergeler henüz bir durgunluk sinyali vermiyor. ABD, vergi indirimlerinin etkisinin geçmesi/azalması ile yavaşlayacak ve ortalama büyüme seviyesi olan yüzde 2 civarına geri dönecek. Şayet baz senaryonuz bir durgunluk değilse, piyasaların ve yorumcuların ağırlıklı şekilde inandığı “Fed faiz artıramaz” görüşüne de katılmıyorsunuz demektir ki benim beklentim en az iki artış yapılacağı ve bunun üç olma ihtimalinin de yüksek olduğu yönünde. Diğer bir ana ekonomiye geçtiğimizde ise hikâyemiz tatsızlaşıyor; Euro Bölgesi bir yandan Brexit belirsizliğiyle uğraşırken, diğer yandan da yaz sonundan bugüne gelen yavaşlama işaretleriyle boğuşuyor. Aralık ayında Avrupa Merkez Bankası (AMB) varlık alımı • 74

programını “başarılı olduğu” iddiasıyla sonlandırdı ancak Fed yüzde 2 enflasyon hedefini yakalarken, Euro Bölgesinde oran yüzde 1. Daha da kötüsü, yukarı bir momentum göremiyoruz.

Bir veya iki ve hatta üç sene önce de oran yüzde 1 idi. Euro Bölgesi içinde İtalya durgunluğa girdi sayılır, Fransa sarı yeleklilerin protesto dalgası neticesinde bütçe dengelerini bozmak

zorunda kalacak ve 2019’da açığın oranı yüzde 3 seviyesini rahatlıkla bulabilir. Almanya’da ise Merkel sonrası belirsizliği ortaya çıkarken, Euro Bölgesi ve IMF programı altında ezilen Yunanistan’da


2019: YAVAŞLA AMA DURMA, DÜŞERSİN

borç oranı hala GSYİH’nin yüzde 170’i seviyesinde ilerliyor. Diğer yandan, sadece İtalya’nın değil, bölgenin ve dünyanın en sağlam ekonomilerinden Almanya’nın da bankacılık sistemi sorunlu. Deutsche Bank batırılamayacak kadar önemli bir banka ancak bu bankayı benzer bir bilanço tipine sahip Commerzbank ile birleştirmek sadece daha büyük bir sorunlu banka yaratmak anlamına gelecektir. Hatırlanacağı üzere, Deutsche Bank’ın Fransız BNP bankası ile birleşmesine ise Fransa izin vermemişti. Kısacası AMB, hatalı bir dönemde ve biraz da mecburiyetten dolayı varlık alımlarını tamamladı. Genel beklenti AMB’nin yılın ikinci yarısında faiz artışı yapması olsa da 2019 yılı içinde faiz artışına gidilebileceğini düşünmüyorum. Ayrıca,

Ekim sonunda görevini terk edecek Draghi’nin koltuğuna oturacak isim için de çok üzgün olduğumu söylemeliyim; önemli bir krizi kucağında bulacak. Ben, ilk çeyrekte euroda bir yükseliş beklesem de daha orta vadede 1,05’e doğru bir gerileme beklentisi içindeyim. Avrupa’da yaşanan yavaşlama şayet hızlanır ve yüzde 1 seviyesinde bir büyüme görürsek ki ihtimal ve risk daha düşük olması, Türkiye’nin ihracatı için de sorun var demektir. Öte yandan Çin ekonomisi de kendine özgü sorunlarla boğuşuyor. Çin son beş yılda 1 dolarlık GSYİH artışı için 25 dolarlık finansal varlık yani kredi yarattı. Dış borcu düşük olan bu ülkede iç borç ise son derece yüksek. Bazı yorumcular sadece dış borcun sorun yaratacağını iddia ediyor olabilir, ancak çok yüksek borç/GSYİH oranı -ki Çin için yüzde 250 ve üstü bir

orandan bahsediyoruz- ile yakalanabilen bir büyüme hem sürdürülemez hem de sorunlu yatırımlar biriktirildi anlamına gelir. Nitekim bu dinamiklerin üzerine bir de ticaret savaşı çıkınca, Çin büyümesi piyasalarda ciddi bir korku yarattı. Çin, 2019’da değil ancak orta vadede yüzde 3 ila yüzde 4 seviyelerine kadar gerileyecek bir büyüme dönemine girmiş durumda. Ancak unutmamak gerek ki Çin, kısa vadede bu yavaşlamayı tersine çevirecek enstrümanlara da sahip: Büyük bir yatırım paketi veya kurda devalüasyon, ekonomiyi kısa vadede canlandırabilir ancak uzun vadede dengesizliklerin daha da büyümesine katkıda bulunur. Toparlarsam, yavaşlayan bir ekonomi ile karşı karşıyayız. Sorun ise 2019 yılında bir durgunluktan çok küresel çapta tüm merkez bankalarının büyük bir kriz karşısında yapabileceği fazla bir şey

olmaması. Faiz indirimleri, Fed için bile, yeterince yüksek seviyelerden yapılamayacağından etkisiz kalacaktır. Merkez bankalarının bilançoları zaten çok büyük seviyelerde ve daha da büyümesinin marjinal faydası pek olmayacaktır. Bu resimde yapılması gereken, daha defansif stratejiler izlemektir. Değişken faizli borçlanmamak, dolar bazında borçları azaltmak/sıfırlamak, endüstriyel emtia fiyatlarında daha düşük seviyelerde bir dengelenme beklemek ve değerli metallere biraz daha ağırlık vermek gerekiyor. S&P endeksinde, 2008 tarzı bir ayı piyasası beklentisi içinde değilim. Endeks 2019 yılı içinde önemli bir ralli kaydedebilir. Ancak önümüzdeki beş yıl için konuşursak, artık sermayeyi büyütmekten ziyade korumak daha önem kazanıyor. Herkese mutlu bir 2019 dilerim. 75 • OCAK 2019


ANALİZ

HESAP MAKİNESİNDEN YAPAY ZEKÂYA*

DÖNÜŞÜMÜ ANLAMAK VE YAKALAMAK ALPER KARAKURT

MAKINE İHRACATÇILARI BIRLIĞI DANIŞMANI

2000 SONRASI DÖNEMDE TEKNOLOJİDEKİ GELİŞİM VE DÖNÜŞÜM İNANILMAZ BİR HIZA ULAŞTI. YENİ TEKNOLOJİLERİN HAYATIMIZA GİRME HIZINDA GÖZLE GÖRÜLÜR BİR ARTIŞ SÖZ KONUSU. BUNA BAĞLI OLARAK ENDÜSTRİ 4.0, NESNELERİN İNTERNETİ, BÜYÜK VERİ, YAPAY ZEKÂ GİBİ KAVRAMLAR 2000 SONRASI DÖNEMİN KONUŞULMAYA BAŞLAYAN ANCAK YAKIN DÖNEMDE GÜNDEMİMİZE OTURAN KAVRAMLARIN BAŞLICALARI OLARAK ÖNE ÇIKIYOR. * Bu yazıdaki tarihsel bilgiler ve veriler, Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Say’ın 2018 yılında yayımlanan “50 Soruda Yapay Zeka” isimli kitabından alıntılanmıştır. Detaylı bilgi için Bkz. Say, Cem, 50 Soruda Yapay Zekâ, Bilim ve Gelecek Kitaplığı, İstanbul, 2018.

• 76


DÖNÜŞÜMÜ ANLAMAK VE YAKALAMAK

GARY KASPAROV - DEEP BLUE SATRANÇ MAÇI , 1996

K

ökenleri oldukça geriye giden icatların etkisi hala devam ediyor. Bugün hayatımızın her noktasına etki eden bilgisayarların kökeni, aslen 17’nci yüzyıla kadar uzanıyor. Tarihteki ilk bilgisayar mühendisi olarak kabul edilebilecek Alman mucit Gottfried Wilhelm Freiherr Baron von Leibniz 25 yaşına geldiğinde dört aritmetik işleminin dördünü de yapabilecek bir makine geliştirmek için kolları sıvadı; 1673’te bir görev için gittiği İngiltere’de makinesini Londra’daki Kraliyet Akademisi’ne sundu ve kabul edildi. Hesap makinesi ile başlayan bu süreç, 1900’lerin ortasından itibaren hızlandı. Bilgisayar biliminin babası ve aynı zamanda yapay zekânın kurucusu olarak bilinen Alan Turing, İkinci Dünya Savaşından önce bilgisayarın kuramsal temelini ortaya atmıştı bile. 1950 yılında ise “hesaplama makineleri ve zekâ” başlıklı makalesiyle işin

teorisini ortaya koyan Turing, bir makalesinde, matematiksel işlemler yapan bir insanı temsil eden gerekli nitelikleri tanımlıyor ve bu bağlantıyı o kadar basit bir şekilde gerçekleştiriyordu ki bugün hepimizin “algoritma” olarak düşündüğü kavramın tanımını ortaya koyuyordu. Ne kadar karmaşık ve uzun olursa olsun, her hesap işleminin basit parçalara bölünebileceğini, insanın yaptıklarının da bu cinsten bir makine tarafından taklit edilebileceğini iddia eden ve evrensel bir makine tasarlayan Turing, bu makine ile sonsuz sayıda değişik iş yapmanın mümkün olduğunu keşfetmişti. O güne dek insanlar her bir makineyi tek bir iş için tasarlamıştı: Otomobiller ulaşım, buzdolapları soğutma, radyolar iletişim içindi. Oysa Turing, tek bir makine alıp ona birçok farklı makineyi taklit ettirebileceğimizi söylüyordu. İşte bu bahsedilen makine, bilgisayarlardı. Alan Turing, bununla da

yetinmedi ve “makineler düşünebilir mi?” sorusunu da sordu. Bilgisayarların tüm insani bilişsel faaliyetleri taklit edebileceğini gören Turing, insanların bilgisayarların düşündüğünü kabul etmekte zorlanacağını da öngörmüştü. Dikkat edin, tüm bu öngörülerin yapıldığı tarih henüz 1950 idi. YAPAY ZEKÂ GÜNDELİK YAŞAMI DÖNÜŞTÜRÜYOR Bugün sanayide, ticarette iş yapma şekillerini önemli ölçüde değiştirmeye başlayan bu teknolojilerin tamamının arkasındaki temel mantık, 1950’de Alan Turing tarafından ortaya koyuldu. 1955 yılında ise ABD’deki New Hampshire eyaletinde bir grup matematikçi kafa kafaya verip düşünen bilgisayarlar üretmek için nasıl bir hareket tarzı gerektiğini tartışmaya başladı. Soğuk Savaş yıllarında Sovyetlere karşı bir avantaj sağlamak isteyen ABD Savunma Bakanlığı, yapay

zekâ araştırmalarına para aktarmaya başladı. Düşmanın dili olan Rusçadan İngilizceye otomatik çeviri yapacak sistemlerin geliştirilmesi için uğraşılan zaman ve paradan sonra, aslında projenin başarısız olduğu ortaya çıktı: Çeviri yapmanın sadece gramer bilgisiyle dönüşümlerden ve kelimelerin sözlükteki karşılıklarını bulmaktan ibaret olmadığı anlaşılmıştı. Böylece yapay zekâ uygulamaları bir süreliğine sekteye uğradı. Gerçek uygulamalarda göz dolduracak performansı gösteremeyen yapay zekâ, yapay sinir ağları modeliyle 21’inci yüzyılın başlarında uçuşa geçti. Yapılan konuşmaları metne dönüştürme, resimlerde farklı cisimleri ve yüzleri tanıma, dilden dile çeviri ve daha birçok alanda herkesi şaşırtan performanslarla gündelik yaşamı değiştirmeye başladı. YAPAY ZEKÂ İNSANI GERİDE BIRACAK 11 Mayıs 1997 tarihinde, 77 • OCAK 2019



DÖNÜŞÜMÜ ANLAMAK VE YAKALAMAK

CNN’in flaş kodu ile geçtiği bir haberde, Deep Blue isimli bir yazılımın New York’ta düzenlenen altı oyunluk satranç yarışmasında, o dönemin en iyi satranç oyuncusu Garry Kasparov’u yendiği tüm dünyaya duyuruldu. Devam eden süreçte, yapay zekâ çalışmaları teknolojinin baş aktörü olarak her zaman ilk sırada yer almaya devam etti. Örneğin, İnternetin mucidi olarak gösterilen Tim Bernards, 2013 yılı başında Dünya Ekonomik Forumunda gençlere programlama eğitimi verilmesi gerektiğini savunurken, “kodlama bilen insanlar, hayal edebilecekleri her şeyi bilgisayarlara

AARON ÇALIŞIRKEN

yaptırma yeteneğine sahiptir” diyordu. 2015’te ise Google Deep Mind şirketinden mühendisler, Nature dergisinde yayınlanan bir makalelerinde, kendi kendine öğrenen AlphaGo adında bir program geliştirdiklerini açıkladı. Ardından, 2016 yılı Mart ayında, AlphaGo ile Dünya Go Şampiyonu Lee Sedoi arasında beş oyunluk bir yarışma düzenlendi ve AlphaGo yarışmayı 4’e karşı 1 kazandı. İLERİYİ GÖRMEK, GÜÇLÜ OLMAKTIR Artık yapay zekâ çalışmaları inanılmaz bir noktaya geldi. Daha 1975’te geliştirilmeye

başlanan AARON isimli bir çizim yazılımı, soyut resimlerle işe başladı ve üç boyutlu uzayda taşlar, bitkiler ve insanlar gibi objeleri konumlandırmayı öğrendi. AARON’un eserleri bugün dünyanın dört bir yanında birçok saygın müzede sergileniyor ve takdir toplamaya devam ediyor. EMI isimli yapay zekâ programı tarafından yapılan besteler ise dünyaca ünlü bestekârların eserleriyle karşılaştırıldığında çok zor bir şekilde ayrıştırılabiliyor. İnsan bilgisine başta bile hiç ihtiyaç duymadan, sadece oyunun hamle ve kazanma kuralları bilgisiyle donatılan AlphaGo, artık doğrudan kendi kendine

oynayabiliyor. Başlarda yaptığı hamleler belki saçmaydı, ancak binlerce oyundan sonra kazanmaya götüren oyun tarzını keşfeden AlphaGo, sadece 40 günlük bir antrenmanla muhteşem bir oyuncu haline geldi. Yapay zekâ ile sosyal medya üzerinden sadece 68 beğeninize bakarak ırkınızın yüzde 95, cinsel yöneliminizin yüzde 88, siyasi parti tercihinizin yüzde 85 doğrulukla tahmin edilebileceğini biliyor muydunuz? Tüm bunları yapmayı başaran yapay zekânın kendi kendine öğrenebilmesi için çok miktarda veriye ihtiyaç duyuluyor. Bu sebeple, bize göre anlamsız olan her türlü veri önemli hale gelirken, günümüzde insanlığın kaydettiği bilgi miktarı baş döndürücü bir hızla artıyor. Bugün dünyada bir saatte üretilen dijital veri miktarı, yazılmış tüm kitaplardakilerden daha fazla boyuta ulaşmış durumda. Yeni bilgilerin neredeyse tümünü dijital ortamda, bilgisayarların okuyabileceği biçimde üretiyoruz. Yaptığımız alışverişler, Google aramalarımız, cebimizdeki telefonla saat kaçta konuştuğumuz, nereye kaç adım atarak gittiğimiz, İnternet sayfasını incelerken imleci ekranın neresinde kaç saniye tuttuğumuz, tüm sağlık bilgilerimizin hepsi kayıt altında. Büyük düşünür Auguste Comte’ın dediği üzere, “Bilmek, ileriyi görmek; ileriyi görmek, güçlü olmaktır.” Son gelişmeleri, dünyanın gittiği yönü okumak zorundayız. Sanayiyi etkileyecek değişiklikleri, sanayinin içinden gelecek diye bekleyemeyiz. Artık iç içe geçen bu teknolojiler çok yakın zamanda bizleri de derinden etkiler hale gelecek. Bunun bilincinde olarak hareket etmek durumundayız. Bugünden gereken hazırlıkları yapmak, kendimizi ve şirketlerimizi hazırlamak durumundayız... 79 • OCAK 2019


ARAŞTIRMA

FACEBOOK PLATFORMLARI EKONOMİYE NASIL KATMA DEĞER YARATIYOR? DÜNYANIN EN ÜNLÜ SOSYAL PLATFORMU FACEBOOK’UN KOBİ’LER, TOPLULUKLAR VE İŞ ORTAKLIKLARI ARACILIĞIYLA TÜRKİYE EKONOMİSİNE 15,3 MİLYAR TL DEĞERİNDE KATKIDA BULUNDUĞUNU BİLİYOR MUYDUNUZ? DELOITTE’IN FACEBOOK ADINA HAZIRLADIĞI DİJİTAL KÖPRÜLER BAŞLIKLI RAPORA GÖRE TÜRKİYE’DE 1,7 MİLYONDAN FAZLA KOBİ’NİN FACEBOOK SAYFASI BULUNUYOR.

S

on 30 yılda hayatlarımız ve ekonomi üzerinde dijitalleşmenin güçlü etkilerini oldukça güçlü biçimde hissediyoruz. Dijital dönüşümün • 80

büyüklüğü ve hızı artmaya devam ederken, dijital platformlar ve sosyal medya bu dönüşümün en önemli katalizörlerden biri olarak öne çıkıyor. Bu süreçte, KOBİ’ler,

büyük işletmeler, hükümetler, sivil toplum kuruluşları ve topluluklar da dijitalleşmenin faydalarından yararlanmaya başlarken, bu değişim içerisinde geniş kitlelere

kolay erişilebilirlik sağlayan Facebook platformları önemli bir rol oynuyor. Facebook, Instagram, WhatsApp ve Facebook Messenger’ın aralarında


FACEBOOK PLATFORMLARI EKONOMİYE NASIL KATMA DEĞER YARATIYOR?

bulunduğu Facebook platformları, dünya çapında milyonlarca işletme ve bireye ulaşarak iş yapma ve iletişim biçimlerini değiştirirken, işletmelerin satış ve pazarlama yetkinliklerini geliştirerek sınır ötesi müşterilere ulaşmalarına yardım ediyor, dijitalleşmeyle verimliliğin artmasını sağlayarak güçlü ekonomik etkiler meydana getiriyor. Örneğin, Türkiye’deki Facebook topluluğuna daha iyi hizmet sunabilmek adına başlatılan “Sınırları Aşan Türkiye” projesinin ilk adımlarından birini oluşturan ve Deloitte Türkiye’nin Facebook ve Türkiye’yle ilgili hazırladığı “Dijital Köprüler: Sınırları Aşmanın En Kısa Yolu” başlıklı ekonomik ve sosyal etki raporuna göre, Türkiye’deki insanların yüzde 80’i Facebook üzerinden ülkedeki en az bir işletmeyle bağlantı kurmuş durumda. 1,7 milyondan fazla KOBİ’nin Facebook’ta bir işletme sayfası olduğunu, bu rakamın ise Türkiye’deki KOBİ sayısının yüzde 55’ine karşılık geldiğini ortaya koyan rapora göre Türkiye’deki işletmeler Facebook platformları aracılığıyla Türkiye ekonomisine 15,3 milyar TL katma değer sağlıyor ve bu katkılar sonucunda 209 bin kişilik istihdam sağlanıyor.

de Facebook platformlarından giderek daha fazla faydalanıyor. Sosyal medya kullanan şirketlerin yüzde 93’ü, müşterilere ulaşmak ve iş içeriklerini onlarla paylaşmak için Facebook platformlarını kullanırken, başarılı reklam kampanyaları tüketici harcamalarına dönüşerek işletmelere geri dönüş sağlıyor: Örneğin tüketicilerin yüzde 40’ı Facebook platformlarında yer alan bir reklam veya tanıtımı gördükten sonra ürün ya da hizmet satın aldıklarını bildiriyor. Kullanıcı başına Facebook platformlarında tetiklenen ortalama harcama tutarı ise son 12 ayda 670 TL olarak ölçülmüş. Diğer yandan, Facebook platformları şirketlerin küresel

çapta müşteri bulmalarına da yardımcı oluyor. Sosyal medya kullanan Türk işletmelerinin yüzde 91’i, Facebook platformlarının erişilmesi zor bölgelerdeki müşterilere ulaşmalarına yardımcı olduğunu söylerken, Türk nüfusunun yaklaşık 1,7 katına karşılık gelen dünyanın dört bir yanından 135 milyondan fazla kişi, Türkiye’de bir işletmeye Facebook platformları aracılığıyla bağlantı kurmuş durumda. SINIRLARI AŞAN TÜRKİYE “Dijital Köprüler” başlıklı raporun hazırlanış amacı ise Facebook’un KOBİ’ler, topluluklar ve iş ortaklıkları aracılığıyla Türkiye ekonomisine katkıda bulunacağı bir dizi yatırım girişimine

başlıyor olması. “Sınırları Aşan Türkiye” başlıklı proje dört ayaktan oluşuyor ve Türkiye’deki her ölçekten işletmenin yerel ve uluslararası alanda büyümesine yardımcı olmayı amaçlıyor. Projeyle birlikte Facebook, Türkiye’deki her boyuttan işletmenin yerel ve uluslararası alanda büyümesine yardımcı olmayı ve Türkiye’deki topluluğuna daha iyi hizmet sunabilmek adına yatırım yapmayı amaçlarken, proje kapsamında bir Girişimcilik ve Sosyal Etki Merkezinin açılması da planlanıyor. Raporun Türkçe yönetici özeti ve İngilizce orijinaline, Deloitte Türkiye’nin resmi İnternet sayfasından (https:// www2.deloitte.com/tr/tr.html) ulaşılabilir.

FACEBOOK PLATFORMLARININ EKONOMİK ETKİLERİ

FACEBOOK İLE İŞİNİZİ BÜYÜTMEK Rapora göre Facebook, Türkiye’de 44 milyon kullanıcı tarafından aktif olarak kullanılıyor ve bu oran ülke nüfusunun yüzde 55’ini oluşturuyor. Türkiye’deki şirketler Facebook platformları aracılığıyla dijital varlık göstermek ve bu platformlar üzerinden müşterileriyle iletişim kurmak için bu potansiyeli değerlendirirken, işletmeler yeni müşterilerini bulmak, onların dikkatini çekmek ve iş hedeflerine ulaşmak için 81 • OCAK 2019


PRO 100 HİDROLİK PROFİL BÜKME MAKİNESİ HYDRAULIC PROFILE BENDING MACHINE

CY4RHHS 4 TOPLU HİDROLİK SİLİNDİR MAKİNASI 4 ROLLS HYDRAULIC PLATE BENDING MACHINE

HCB KOLON BOM SİSTEMİ COLUMN BOOM SYSTEM


Bazı günler iş hayatının stresiyle uzadıkça uzar, küçük sorunların içinde kaybolur gideriz. Zamanın akmadığı zamanlarda, dikkatimizi yeniden toplayabilmek için farklı tatlara ihtiyaç duyarız. Günleriniz uzarsa diye Moment Expo’ya yeni sayfalar ekledik. Kahveniz hazırsa, sizi küçük bir molaya davet ediyoruz.

OTOMOBİL KİTAP

SPOR BULMACA

SAĞLIK KÜLTÜR/SANAT


OTOMOBİL

YILIN KAMYONU TÜRKİYELİ F-MAX FORD OTOSAN’IN AĞIR TİCARİ MARKASI FORD TRUCKS, ULUSLARARASI UZUN YOL TAŞIMACILIĞINA UYGUN OLARAK GELİŞTİRDİĞİ YENİ ÇEKİCİSİ F-MAX İLE ULUSLARARASI YILIN KAMYONU ÖDÜLÜNÜN SAHİBİ OLDU. MOTORU DA DÂHİL OLMAK ÜZERE TAMAMEN TÜRKİYE’DE FORD OTOSAN BÜNYESİNDE TASARLANAN F-MAX, HEM TÜRK HEM DÜNYA PAZARI MÜŞTERİLERİNİN TALEP VE BEKLENTİLERİNİ EN ÜST DÜZEYDE KARŞILAMAK ÜZERE 1200 FORD OTOSAN MÜHENDİSİNCE GELİŞTİRİLDİ.

ÜÇ ARAÇTAN BİRİ İHRAÇ EDİLECEK 4 kıtadaki 11 ülkede, toplamda 5 milyon kilometre test edilen F-MAX için Ford Trucks’ın hedefi, üretilen her üç araçtan birini ihraç etmek ve ihracatın yüzde 50’sini Avrupa pazarlarına yönelik olarak gerçekleştirmek.

1200 MÜHENDİSİN ORTAK ESERİ Ford Trucks’ın Ekim ayında pazara sunduğu F-MAX, ilk tasarımından üretimine kadar geçen beş yıllık süreçte, hem Türk hem dünya pazarı müşterilerinin talep ve beklentilerini en üst düzeyde karşılamak üzere 1200 Ford Otosan mühendisince geliştirildi. 500 BEYGİRLİK DEV F-MAX, 500 PS’lik gücü ile yüksek performans sunarken, uzun yol kullanıcılarına ev konforu sağlamaya odaklı 2,5 metre kabin genişliği ve ileri teknolojileri ile üst segmentte standartları yeniden belirliyor.

• 84


FORD F-MAX

AVRUPA’NIN TEK TEST MERKEZİ TÜRKİYE’DE! Ford ağır ticari araçlar için Avrupa’daki tek test merkezi Eskişehir İnönü’deki fabrikada bulunuyor. Bu sayede, Avrup a’da yapılan birçok test artık Türkiye’de de gerçekleştirilebiliyo r.

TEKNIK BILGILER Aks Konfigürasyonu 4x2 Kabin 2.5 m Geniş Kabin Motor Ecotorq 12.7L Euro 6D 500 PS Motor Gücü 2500 Nm Tork 400 kW Motor Freni Gücü 50L Yağ Hacmi Yakıt Tankı 600 L + 450 L Opsiyonu Şanzıman ZF 12TX2620 12 İleri Otomatik Şanzıman Dingil Aralığı 3600 mm

PROFESYONEL VE YENİLİKÇİ F-MAX, çok zorlu iklim ve arazi şartlarındaki testleri gücü ve performansıyla başarıyla tamamladı. Yeni çekicinin prestije ve güce dayanan modern tasarım dili, profesyonellik ve yenilikçiliği bir arada sunarken, konfor, verimlilik ve teknoloji F-MAX’ın en önemli özellikleri olarak gösteriliyor. 900 ŞOFÖRÜN BEKLENTİLERİ TASARIMI ŞEKİLLENDİRDİ F-MAX’ın geliştirilme sürecinde beş ülkede yapılan saha çalışmalarında 900 şoför ve 44 filo yöneticisiyle görüşmeler yapıldı ve alınan geri bildirimler aracın tasarlanmasında yönlendirici oldu.

GELECEĞİN TEKNOLOJİLERİ F-MAX’DE bünF-MAX, geleceğin teknolojilerini de sakap k Truc yesinde barındırıyor. Connec rına mla kuru a, mında kullanıcılar araçların , ve tüm dış dünyaya entegre olurken dya time mul , harita destekli hız kontrolü ve n rleri şofö sistemi gibi aynı zamanda ak tırac ylaş kola ı filo yöneticilerinin hayatın mum opti n yeni teknolojiler de F-MAX’ı seçenekleri arasında yer alıyor.

YÜZDE YÜZ YERLİ MOTOR

YILIN KAMYONU F-MAX e Eylül Almanya’nın Hannover kentind sı Ticari ara slar Ulu n ayında gerçekleştirile yapıeri miy prö ya Araçlar Fuarında dün yonu Kam n Yılı sı lan F-MAX, “Uluslarara u. old Ödülü”nün de sahibi

Fikri ve sınai hakları yüzde 100 Ford Otosan’a ait olan Ecotorq motoruna sahip olan F-MAX, Türkiye’de geliştirilip üretilen ilk ve tek ağır ticari araç motoru olarak dikkat çekiyor. Yeni Ecotorq motor, özellikle performansı ve yakıt tüketimi açısından Avrupa’daki müşterilerin de büyük beğenisini kazanmış durumda.

2020’DE YERLİ ŞANZIMANA DA SAHİP OLACAK Ağır ticari araçlar üretiminde önemli unsurlardan biri olan arka aks, Ford Otosan mühendisleri tarafından geliştirilerek 2015 yılında üretilmeye başlandı. Türkiye’nin ilk yerli şanzımanının arkasında da yine Ford Otosan ismi var. Ford Otosan, 49,5 milyon euro yatırımla yerli şanzıman üretimi için çalışmalara başlarken, 2019’da geliştirme çalışmalarını tamamlamayı, 2020 yılından itibaren de kendi ürettiği şanzımanları kullanmayı planlıyor. 85 • OCAK 2019


SPOR

HİÇ ÇİM TOPU OYNADINIZ MI?

POPÜLER SPORLARIN DIŞINDA, KIYIDA KÖŞEDE KALMIŞ PEK ÇOK SPOR BRANŞI VAR. BUNLARDAN BİRİ DE ÜLKEMİZDE BOCCE ADIYLA BİLİNİYOR; YA DA DAHA BASİT ANLATIMLA ÇİM TOPU…

ÖPÜŞEN TOPLAR Bu spor için kurulan federasyon Fransa merkezli olduğu için oyun uluslararası literatürde daha çok Boules adıyla biliniyor. Neredeyse tüm Avrupa ülkelerinde oynanan Bocce, adını, İtalyancada “öpmek” anlamına gelen “bacio” kelimesinden alıyor. Oyunun ana mantığı da fırlatılan topların hedef topa en yakın şekilde durması, yani hedef topa yaklaşıp, öpmesi!

BOCCE NASIL OYNANIR? Bocce, hem bireysel hem de bir takım sporudur. Takımlar en az bir, en fazla üç kişiden oluşur. Tek kişilik Bocce karşılaşmaları dört topla oynanırken, diğer karşılaşmalar iki topla oynanır. Oyuna başlayacak takım, önce hedef topu yani pallinoyu önceden belirlenen çizginin ilerisine, istediği bir yere atar. Pallinoyu atan takım ardından kendi topunu atar ve oyun başlar. Boccede amaç, pallinoya doğru yapılan atışlarda, pallinoya diğer takımların attığı toplardan daha fazla yaklaşabilmektir. Oyuncuların pallinoya yaklaşmak için yaptığı atışlara punto denirken, pallinoya ya da rakibin attığı topa vurmak için yapılan atışlara ise volo denir. Raffa vuruşunda ise volodan farklı olarak, atılan topun pallinodan önce yere çarpması gerekir. Raffa atış türünde, atış hedeflenen topa isabet etmezse atış geçersiz sayılır.

• 86

HEDEF TOPUN ADI NE! Türkiye’de ağırlıklı olarak İtalyanca terminoloji yerleştiği için hedef topa “pallino” denilirken, İngiltere’de “Jack”, Fransa’da ise “but”, “le petit”, “bouchon” ya da “cochonnet” gibi isimler kullanılıyor.

OYUN SÜRESİ NEDİR? PUANLAMA NASIL GERÇEKLEŞİYOR? Bocce oyunu süreli bir spor branşı değil; takımlarda biri müsabakayı kazanmak için gerekli puana ulaşıncaya kadar oyun devam eder. İki takımın pallinoya yapacağı tüm atışlar bittiğinde, pallinoya en yakın atışı tamamlayan takım bir puan kazanır. Pallinoya en yakın olan top, pallino ile temas halindeyse atışı gerçekleştiren takım iki puan alır. Toplamda 15 puan alan takım karşılaşmadan galip ayrılır.


BOCCE

NASIL BİR SAHADA OYNANIYOR? Oyunun sahasının standart ölçüleri 26,5 x 4,5 metredir. Ancak Bocce için özel bir zemin gerekmez, mevcut spor salonlarının zemininde de oynanabilen Boccede zeminin düzgün ve pürüzsüz olması yeterlidir. Oyunda yer alan toplardan büyük olan 107-113 milimetre çapında ve 9201000 gram ağırlığındayken, bayanlar ve küçükler için çap 106 milimetre ve ağırlık 900 gramdır. Küçük top (misket) ise 4 santimetre çapında ve 50 gram ağırlığındadır.

EN YAYGIN SİSTEM PETANK Dünyada en çok oynanan Bocce disiplini “petank” olarak bilinen sistemdir. Bu sistem, en çok tercih edilen ve bilinen sistem olmasından dolayı, birçok bölgede kendi adıyla da tanınıyor. 1907 ya da 1910 yılında Jules le Noir tarafından geliştiren bu sistemin yaygınlaşmasının nedeni, diğer sistemlere göre çok daha basit kurallara sahip olması.

TÜRKİYE’DE BOCCE KÜLTÜRÜ YAYGINLAŞIYOR Türkiye’de Bocce ile ilgili ilk etkinlik, Bocce antrenörü Yılmaz Balaban’ın girişimle ri sonucunda 1990’da yapıldı. Dönemi n Uluslararası Bocce Konfederasyonu (CBI) Başkanı Giovanni Baggio, Genel Sek reter Emilio Paparelli ve Dünya Şampiyo nu İtalyan sporcular İstanbul’a gelerek, Bocceyi Türkiye’de tanıttı. 1995-200 5 yılları arasında Herkes İçin Spor Federas yonu ile Beyzbol ve Softbol Federasyon u altında etkinlik gösteren Bocce sporu, 2005 yılına gelindiğinde Türkiye Bocce Bow ling ve Dart Federasyonu (TBBDF) adıy la kendi federasyonunu kurabildi.

BOCCEDE İLKLERİMİZ • Ataköy Deniz Sporları Kulübü bünyesinde yetiştirilen Bocce sporcuları, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün özel onayıyla, 1991 yılında İsviçre’nin Lugano kentinde yapılan 5’inci Dünya Bocce (Raffa) Şampiyonasına katıldı. • Resmi ilk Türk Bocce kulübü ise 1992’de kurulan İstanbul Bocce Spor Kulübü oldu. Kulübünün imkânlarıyla 1993’te açılan üç kulvarlı açık Bocce oyun sahası ise halen Türk sporunun hizmet vermeye devam ediyor. • Bocce sporunda ilk milli takımımız, 1995’te İtalya’nın Sardunya kentinde yapılan 5’inci Dünya Bocce Şampiyonasına katıldı. • 2006 yılında Bocce’de ilk kez erkekler ve bayanlarda ayrı ayrı olmak üzere Kulüplerarası Türkiye Bocce Ligleri başlatıldı. • Ülkemizde ilk kez 2007’de yapılan Avrupa Şampiyonasında petank disiplininde gerçekleştirildi. Ankara’da yapılan şampiyonada 24 takım mücadele etti. • Türk Bocce tarihinde uluslararası şampiyonalarda ilk madalyayı Deniz Demir kazandı.

87 • OCAK 2019


SAĞLIK

STRES HASTA EDİYOR!

ACIBADEM ADANA HASTANESİ PSİKOLOJİ UZMANI HANDE NACAR BAŞ, STRESİN ALARM REAKSİYONU, DİRENÇ DÖNEMİ VE TÜKENME OLMAK ÜZERE ÜÇ DÖNEMİ OLDUĞUNU İFADE EDERKEN, ALARM REAKSİYONUNDA BELİRTİLERİN FARKINA VARILDIĞINI, DİRENÇTE İÇERİSİNDE BULUNULAN RUHSAL DURUMU İNKÂR ETME VE TÜKENME DÖNEMİNDEYSE STRESİN MİGREN, ÜLSER GİBİ FİZİKSEL HASTALIKLARA DÖNÜŞTÜĞÜNÜ VURGULUYOR.

• 88


STRES HASTA EDİYOR!

S

tres, çağımızın en büyük sorunlarından biri. Modern hayatın getirilerinden biri olan stres, hem fiziksel hem de psikolojik sağlımızı önemli derecede etkiliyor. Özellikle de bazı meslek gruplarında stres, kişiyi diğerlerine göre daha güçlü etkisi altına alıyor. Acıbadem Adana Hastanesi Psikoloji Uzmanı Hande Nacar Baş, stres ve başa çıkma yolları konusunda önemli olan ilk adımın, stresin evreleri ve bu evrelerde nelerle karşılaşılabileceğinin iyi anlaşılması gerektiğinin altını çiziyor. Stresin üç evresi olduğunu söyleyen Nacar Baş, alarm reaksiyonu evresinde belirtilerin farkına varılabileceğini, direnç döneminde içerisinde bulunulan ruhsal durumun inkâr edilebileceğini ve tükenme döneminde ise stresin dolaylı yoldan da olsa migren, ülser gibi fiziksel hastalıklara dönüşebileceğini söylüyor. Psikolog Nacar Baş, onkolojik

hastalıklar başta olmak üzere kardiyovasküler ve gastroenterolojik hastalıklar, migren atakları, kas ağrıları, uyku ve yeme bozukluklarında stresin etkilerinden bahsedilebileceğini vurgularken, “Son günlerde psikologların danışmanlığına ihtiyaç duyan danışanların ortak özelliği, hemen hemen hepsinin stresi uzun müddet hissetmelerine rağmen hayatlarında değişiklik yapma gereği duymamalarıdır. Zamanla sırtlandıkları yükler fizyolojik veya psikolojik rahatsızlıklara dönüşmekte, kişilerin hayatın yükünü kaldıramadıklarında destek alma ihtiyacı zorunluluk haline gelmektedir” diyor. KENDİNİZE ZAMAN AYIRIN Stresi kontrol altına almak için yapılması gerekenlere de değinen Psikolog Nacar Baş, “Stresle baş etmenin öncelikli yolu, kendi ihtiyaç ve düşüncelerimizi ikinci plana atmamak, geçirdiğimiz her

gün kendimize mutlaka zaman ayırmaktır. Stres kendisini bir hastalık ya da rahatsızlığa çevirmeden kendi ruhsal ve bedensel sağlığımıza yatırım yapmak gerekir. Ertelenen hayatlar strese kapılarını daha kolay açarlar. Her gün kendiniz için ayıracağınız bir saat, stresin yakanıza yapışmasını engelleyecektir” diyor. STRESİ EVE TAŞIMAYIN Stresi ev hayatına, eşine ya da çocuklarına yansıtmanın kişinin aile içi problemler yaşamasına neden olabileceği uyarısında da bulunan Psikolog Nacar Baş, aileye yapılan psikolojik yansıtmaların stresi azaltmak yerine arttıracağını söyleyerek, aile içi problemlerin başlıca sebebinin kişilerin yaşadığı stres olduğunu ifade ediyor ve stresin kişinin günlük yaşamını fazlasıyla etkilediği durumlarda, mutlaka uzman hekimlerden destek alınması gerektiğinin altını çiziyor.

HANDE NACAR BAŞ ACIBADEM ADANA HASTANESİ PSİKOLOJİ UZMANI

HER DÖNEMİN BELİRTİSİ FARKLI Reaksiyon Dönemi • Uyku Bozukluğu • İştah Problemi • Kalp Çarpıntısı • Ateş Basması ve terleme • Nefes Darlığı Direnç Dönemi • Stresle yaşadığı aksiyon almadığı • Kişi uzun süre bu belirtileri hissettiği • Çözümleri ertelediği Tükenme Dönemi • Depresyon başlangıcı • Anksiyete başlangıcı • Migren, ülser, gastrit gibi fiziksel hastalıklar

89 • OCAK 2019


KİTAP

OYUNU, BASİTLEŞTİREREK KAZANIN PEK ÇOK KİŞİ, ANLAŞILMASI ZOR OLANIN DAHA DEĞERLİ OLDUĞUNU ZANNEDER. OYSA EN DEĞERLİ ÇABA; KARMAŞIK STRATEJİLERİ, YÖNTEMLERİ, ÜRÜN VE HİZMETLERİ SADELEŞTİRMEKTİR. KOLAY ANLATILAN BİR STRATEJİ, KOLAY ANLAŞILAN BİR YÖNTEM, KOLAY KULLANILAN BİR ÜRÜN, KARMAŞIK OLANA KIYASLA ÇOK DAHA DEĞERLİDİR. SADE, YALIN BİR ÇÖZÜM, PAHA BİÇİLMEZDİR. RİCHARD KOCH VE GREG LOCKWOOD’UN YAZDIĞI “SADELEŞTİR: BAŞARILI İŞLETMELERİN BÜYÜK SIRRI” BAŞLIKLI KİTAP DA BAŞARILI OLMUŞ BÜTÜN İŞLERİN ARKASINDA, BASİTLEŞTİRME ANLAYIŞININ YATTIĞINI SÖYLÜYOR.

L

iderler karmaşayı sadeleştirdikleri; anlaşılması ve uygulanması kolay yöntemler geliştirdikleri ölçüde başarılı olurlar. Kolay anlatılan bir strateji, kolay anlaşılan bir yöntem, kolay kullanılan bir ürün, karmaşık olana kıyasla çok daha değerlidir. Oysa insanlar, nedeni belirsiz şekilde, zor olanın değerli olduğunu zanneder ve sıklıkla da yanılırlar. Yönetim danışmanlığından yetişmiş bir girişimci ve yazar olan Richard Koch ile Londra merkezli girişim sermayesi şirketi Piton Capital’in kurucusu Greg Lockwood’un birlikte yazdıkları “Sadeleştir: Başarılı İşletmelerin Büyük Sırrı” başlıklı kitap, temel olarak işte bu basit gerçeğin iş dünyasındaki önemli örneklerini anlatıyor ve basitleştirme anlayışının nasıl güçlü dönüşümler yaratabildiğinin yaşanmış başarı hikâyelerini sıralıyor.

SADELEŞTİR: BAŞARILI İŞLETMELERİN BÜYÜK SIRRI Yayınevi: CEO Plus Yazar: Richard Koch, Greg Lockwood Çeviri: Zeynep Koçak Tür: Yönetim, İş Geliştirme Basım Yılı: 2018 Sayfa Sayısı: 300 • 90

FİYATI YA DA TEKLİFİ BASİTLEŞTİRMEK Koch’a göre ürün ve hizmet dünyasında “basitleştirmenin” iki yöntemi var: Fiyatı düşürerek basitleştirmek (Price Simplifying) ya da sunulan teklifi basitleştirmek (Proposition Simplifying). Fiyatı düşürerek basitleştirmek, fiyat indirimi yapmak değil; kökten bir şekilde fiyatı daha düşük bir seviyeye çekmek demek. Bu, dönemsel bir indirim taktiği değil, farklı bir iş modeli yaklaşımı ancak bir ürün veya hizmeti radikal bir şekilde ucuzlatmak için, üretim maliyetlerini düşürmenin yollarını da bulmak gerekli. Bir ürünün yapımında kullanılan gereksiz parçaları çıkartarak, aynı işi görecek

daha ekonomik malzemeler kullanarak ya da işin bir kısmını tüketiciye yaptırarak veya henüz kimsenin aklına gelmemiş yeni yöntemler bularak, söz konusu ürünün maliyetlerini -dolayısıyla da fiyatını- hissedilir bir şekilde düşürmek mümkün. Hangi küresel devlerden bahsettiğimizi, daha bu satırları okurken anladınız değil mi? Bir ürünün fiyatını düşürmek, kalitesini düşürmek anlamına gelmez. Mc Donalds’ın yemek sektöründe, IKEA’nın ev ürünleri sektöründe yaptıkları, fiyatları geçici bir süre aşağıya çekmek değil, bütün üretim sürecini yeni bir anlayışla tasarlayıp, satış fiyatlarını rakiplerin maliyetlerinin bile çok altına indirebilmeleriydi.

İkinci basitleştirme yolu ise temel olarak sunulan teklifi basitleştirmek: Bir ürüne ya da hizmete kullanıcı gözüyle bakıp, şirketin sunduğu deneyimi, tüketiciler için daha basit ama kesinlikle daha tatmin edici kılmak mümkün. Bu yol da, tıpkı birinci yol gibi, şirketin inovasyon yapmasını gerektiren bir yol. Steve Jobs iPhone’u yaratırken “Ürün cebinize sığacak kadar küçük ve annenizin kullanabileceği kadar basit olmalı” demişti. iPhone, son derece karmaşık donanım ve yazılım kullanan, teknolojinin en son ulaştığı bütün yenilikleri içinde barındıran, sürekli güncellenen bir yapıya sahip ama kullanıcıya yansıyan yüzü son derece yalın, sade ve basit. SADELİK, İŞLERİ KOLAYLAŞTIRIR Koch ve Lockwood, basitleştirmenin en önemli kuralı olarak anlamlı olanı koruyup, gereksiz olanı çıkarmayı öne çıkarıyor. Henry Ford, ünlü T Modeli’ni her yıl daha da ucuza satabilmek için herkesi seferber etmişti. Steve Jobs, iPod’un tasarım sürecinde, bir ekrana ulaşmak için üç kereden fazla tıklamak gerekirse küplere binerdi. UBER’in hiçbir araca sahip olmadan kurduğu sistemle çalıştırdığı milyonlarca taksiyi düşünün! Unutmayın, “Sadelik, işleri kolaylaştırır!”


İNSANLARI “OKUMAK”

K

arşınızdakinin bedenine bakarak aklından geçenleri okumanız mümkün. Duygu ve düşünceleri çözümlemek, insanları doğru tanımak, tuzağa düşmemek, yalanı ortaya çıkarmak için beden dilini bilmeniz yeterli. Ayrıca beden dilinizi kullanarak patronunuz, aileniz, arkadaşlarınız ve diğer insanların sizinle ilgili düşüncelerini de değiştirebilirsiniz. Gerçek hisler yüzde gizlidir. Başparmaklar, ayaklar ve gözbebekleri ruh halimizi ortaya koyar. Kendimize duyduğumuz güveni konuşmalarımızdan önce bedenimiz yansıtır. Etkili bir el sıkışma birçok kapıyı açar. Karşımızdakini ikna etmenin en etkili yöntemi beden dilini kullanmaktır. İnsanlara güven vermek

göründüğü kadar zor değildir. Otoriteyi hem kurmak hem de yıkmak beden dili ile mümkündür. Eski FBI ajanı Joe Navarro’nun profesyonel deneyimleri ile Princeton Üniversitesinde psikoloji eğitimi alan Marvin Karlins’in bilimsel çalışmalarını birleştiren “Beden Dili” başlıklı kitap, beden dilini öğrenip kullanarak dünyanızı nasıl kontrol altında tutacağınızı anlatıyor.

BEDEN DİLİ Yayınevi: Alfa Yayıncılık Yazar: Joe Navarro Çeviri: Taylan Taftaf Tür: Kişisel Gelişim Basım Yılı: 2018 (22. Basım) Sayfa Sayısı: 300

EINSTEIN’IN GÖZÜNDEN DÜNYA

A

lbert Einstein, “İnsanın gerçek değeri, kendi kendisinden özgürleşmeyi ne ölçüde ve ne anlamda becerebildiğiyle belirlenir” diyordu. Benim Gözümden Dünya başlıklı kitabında ise Einstein’ın hayata, yaşadığı dünyaya ve bilimsel çalışmalarına dair görüşlerini okuyabiliyoruz: Büyüleyici, esprili ve zekice gözlemler; büyük bir kalbi ve az rastlanır bir aklı açığa vuran samimi itiraflar... Benim Gözümden Dünya, bu özel kişiliği, kendi yazdığı ya da başkası tarafından kaleme alınan hiçbir kitapla kıyaslanmayacak bir açıklıkta gözler önüne seriyor. Einstein, insanlığa, yardımlaşmanın hâkim olduğu barış dolu bir dünyaya ve bilimin

yüce amaçlarına inanıyordu. “İyi ve Kötü”, “Din ve Bilim”, “Aktif Pasifizm”, “Hıristiyanlık ve Yahudilik” , “Azınlıklar” ve “Bir Arap’a Mektup” gibi farklı konu başlıklarının ele alındığı Benim Gözümden Dünya, bu inançların savunması niteliğinde.

BENİM GÖZÜMDEN DÜNYA Yayınevi: Alfa Yayıncılık Yazar: Albert Einstein Çeviri: Demet Evrenosoğlu Tür: Bilim Tarihi ve Felsefesi Basım Yılı: 2018 (12. Basım) Sayfa Sayısı: 115 91 • OCAK 2019


KENDI SEKTÖRÜNÜZDEN ALMAN MÜŞTERILERLE BULUŞUN! VEREINIGTE FACHVERLAGE çeşitli sektörel dergiler ile branşınızı temsil eder ve hedeflediğiniz müşteri grubuna doğrudan ulaşmanızı sağlar.

HEDEF GRUP: Tasarım, geliştirme ve üretim alanlarındaki karar alıcılar; kullanıcı odaklı tahrik teknolojileri pazarındaki uzmanlar ve yöneticiler

www.antriebstechnik.de

HEDEF GRUP: Sanayideki üretim ve şirket yetkilileri ve teknik yönetim kadroları.

www.DerBetriebsleiter.de

FLUIDT E CHNIK HEDEF GRUP: Planlama, projelendirme, konstrüksiyon, üretim ve bakım alanlarındaki mühendisler ve teknisyenler

www.oelhydraulik-und-pneumatik.de

HEDEF GRUP: Sistem mühendisliği alanındaki tasarımcılar, üretim sanayisindeki üretim yetkilileri ve çevre sorumluları, resmi çevre koruma kurumları, mühendislik ve danışmanlık firmaları.

www.wasser-luft-und-boden.de

HEDEF GRUP: Kimya ve petrokimya endüstrisi ile yiyecek-içecek sanayisindeki proses mühendisleri, yöneticiler ve genel müdürler.

www.verfahrenstechnik.de

HEDEF GRUP: Otomasyon çevrelerindeki (Orijinal Ürün Üreticileri OEM'ler) ürün geliştirme uzmanları ve tasarımcılar; makine ve elektrik mühendisliği sanayisindeki sistem entegratörleri ve üretim sorumluları.

HEDEF GRUP: Mobil iş makinelerinin tasarım kademeleri

www.industrielle-automation.net

www.mobile-maschinen.info

HEDEF GRUP: Tüm endüstri branşlarındaki tasarım kademeleri. EOM işletmelerindeki tanınmış tasarım ve AR&GE uzmanları ve yöneticileri.

www.DerKonstrukteur.de

FÖRDERTECHNIK MATERIALFLUSS LOGISTIK

HEDEF GRUP: Sanayi, ticaret ve hizmet sektörlerinde, gerek üretim, gerekse diğer şirketlerde lojistik ile ilgili karar alıcılar ve karar alma sürecinde yer alan diğer kişiler. www.foerdern-und-heben.de

HEDEF GRUP: Dünya çapındaki en önemli tüm ekonomik pazarlar ve bölgelerde konstrüksiyon, AR&GE ve imalat kademelerindeki yöneticiler ve karar alıcılar. www.world-of-industries.de

Daha fazla bilgi için benimle irtibata geçiniz! (İngilizce ve Almanca)

Carmen Nawrath Head of Marketing & Corporate Services phone: 0049/6131/992-245 c.nawrath@vfmz.de


KÜLTÜR & SANAT

7 ŞUBAT - 24 NISAN

Büyüleyici “Alice” müzikali başlıyor! Lewis Carroll tarafından yazılan ve bugüne kadar 174 dile çevrilerek edebiyatın eşsiz eserlerinden biri olma özelliğine sahip “Alice Harikalar Diyarında”, Serdar Biliş’in yönetmenliği ve Beyhan Murphy’nin koreografisiyle çağdaş bir müzikal

uyarlama olarak sahnedeki yerini alıyor. “ALICE” adı ile izleyicisiyle buluşacak olan müzikalde Serenay Sarıkaya “Alice” olarak izleyicisinin karşına çıkmaya hazırlanırken, Ezgi Mola “Kraliçe”, Enis Arıkan “Tavşan”,

Şükrü Özyıldız “Şapkacı”, İbrahim Selim “Kral”, Merve Dizdar ise “Kedi” rolü ile başrolleri paylaşacak. Zorlu PSM, BKM ve id ortak yapımcılığında, dünya sahnelerinin dev prodüksiyonlarına ev sahipliği yapan Zorlu PSM

Turkcell Sahnesinde izleyiciyle buluşacak olan müzikal; dev sahne prodüksiyonu, etkileyici görsel efektleri, benzersiz kostümleri, müzikleri ve birbirinden yetenekli oyuncu kadrosu ile büyüleyici bir sahne şovuna hazır!

devrim arasına sıkışmış küçük bir köy olan Anatevka’da geçen Damdaki Kemancı’da, kişisel ve siyasal çatışmalar hem Sütçü Tevye ve ailesini hem de köyün yerlilerini derinden etkiler. İzleyicileri yoğun duygulara sürükleyen bu durumlar, Sholem

Aleichem’in esere ilham veren öykülerindeki gibi, esprili bir dille anlatılıyor. Broadway’de ilk kez 1964’te sahneye konan ve aralıksız sekiz yıl boyunca 3 bin 300 kez perde açan Damdaki Kemancı, Türkiye’de ise ilk kez 1969’da

Cüneyt Gökçer’in başrolünde olduğu yapımla sahnelendi. Bugünlerde İstanbul’a yolu düşecek olan Damdaki Kemancı, Zorlu PSM’nin ilk “Türkçe Müzikal” yapımı olarak, Talimhane Tiyatrosu işbirliği ile Zorlu PSM sahnesine çıkıyor.

“gerçeklerini” oynasalar da, anlattıkları hikâyelerin farklı versiyonları seyirciyi son ana kadar şüphede bırakıyor. Fransa’nın en prestijli ödülleri olan Prix ve Interllaié ve Moliere sahibi Zeller, The Guardian gazetesince

“çağımızın en heyecan veren oyun yazarı” olarak tanımlanıyor. Zorlu PSM, bu projede, gişe rekorları kıran Yoldan Çıkan Oyun ve Damdaki Kemancı’da birlikte çalıştığı Talimhane Tiyatrosu ile bir kez daha, yeni

bir ortak yapıma imza atıyor. Kubilay Tunçer, Levent Üzümcü, Neslihan Yeldan ve Özge Özder’in sahne aldığı “Gerçek”, 25 Ocak-18 Nisan tarihleri arasında Zorlu PSM Turkcell Platinium Sahnesinde izlenebilir.

20 OCAK - 26 NISAN

Damdaki Kemancı Zorlu PSM’de Broadway’in en uzun soluklu 15 eserinden biri olan Damdaki Kemancı, Zorlu PSM prodüksiyonuyla sezon boyunca Turkcell Platinum Sahnesi’nde olacak. Rusya’da, 1905 yılının buhranlı Çarlık döneminde, gelenek ve

25 OCAK - 18 NISAN

Dostluk, şüphe, ihanet ve gerçek… Fransız romancı ve oyun yazarı Florian Zeller’ın yazdığı “Gerçek”, nefes kesen sahneleriyle seyircinin algısını hemen her sahnede değiştiren mükemmel bir komedi. Her ne kadar karakterler hep kendi

93 • OCAK 2019


BULMACA KELİME AVI

F

A

R

A

3 HANELİ KELİMELER ÇOK ANİ FUL EZA HEP HAÇ İYİ HOL OMA NAZ ÖKE OYA ROK RET ŞIK ŞEF TOY TEK UMU UCA

D

4 HANELİ KELİMELER AKSU ABRA DEFA ARIK EĞİK EĞER ERUH ELİK FARK ESKİ IRAK FULE OSLO KOŞU PEYK ÖZEN SÖKE RİSK TUNÇ TARZ

E S

5 HANELİ KELİMELER FARAD BANYO HAVUÇ HACET KONUK İNSAF OBRUK KULİS YEMİŞ ŞAFAK

K İ

6 HANELİ KELİMELER KARPUZ KLİNİK OFSAYT TEFRİŞ

SUDOKU - ORTA

• 94

SUDOKU - ZOR


ÇENGEL BULMACA Sermaye, kapital

Fikir

(Resimde) İstanbul’daki tarihi yapı

Dağ keçisi

Amiyane olma durumu

İmkan

Sevgide aldatma, sadakatsizlik

Akıl

Kafiye

Köpek

Arap üslubunda olan şey

Operasyon

Geniş ve bol karşıtı

Bir tembih sözü

Ayakkabı çekeceği Tarık ……. Merhum oyuncu

Ülkemize komşu bir ülke

Adana’ya özgü kıymasına acı katılarak yapılan kebap türü

Gayret, efor Hz. Nuh’un oğlu Sam’dan türeyen ırk

Klasik Türk Müziğinde bir makam Aylıklardan her ay kesilen SGK’ya yatırılan para

Belli, açık Bir hesap gereğince daha alınmamış olan para

Ayak, adım Mal alıp karşılığında mal vererek ödeşme

Bir organı düzeltmek amacıyla uygulanan yöntem, bediiyat

Bir çoğul eki

İranlı, İran’a özgü

Şiddetli ceza, ibret

Suudi Arabistan’da kutsal bir şehir

Cariye olma durumu

Parlaklık Deli gibi, delicesine

Tropikal bölgelerdeki denizlerde, düzenli esen rüzgar

Üniversite ve yüksek okullarda ara sınav Bir şeyin elden ele geçmesi

Boyutlar

Erişmek işi, ulaşım

Birini veya bir şeyi bulmaya çalışmak

BULMACALARIN ÇÖZÜMLERİNE www.moment-expo.com’DAN ULAŞABİLİRSİNİZ.

Bir görüşü açıklamak için yazılan gazete veya dergi yazısı Adale Bir doğumda dünyaya gelen iki çocuk Kamer

Kışın yağar

Asalak bir böcek türü, kehle

Vekillik

Renyum’un simgesi

Yakışır, yerinde

Geçici, eğreti

Balıkçıların olta ipi olarak kullandığı naylon iplik

Benzenden türeyen bir amin İsimler, adlar

Bağırsaklar

Bir gazete veya derginin günlük ücretsiz verdiği parça, ilave

Dokuma liflerinden yapılan bağ, iplik

Hasta bakılan yer

Sodyum’un simgesi At ayakkabısı Duman lekesi

Topluluğu kaplayan büyük korku

Tahılın tarladaki ismi

Mısır’a hayat veren nehir Dili tutulmuş, dilsiz Bir bağlaç Tellür’ün simgesi

Soyluluk

Bir şeyin nasıl olduğunu belirten özellik, kalite

Nikel’in simgesi

95 • OCAK 2019



GÖSTERGELER ARALIK 2018

97 • OCAK 2019


GÖSTERGELER

MAKİNE İHRACATI 2018’DE YÜZDE 15,5 ARTARAK 17,1 MİLYAR DOLAR OLDU EN FAZLA İHRACATI, YÜZDE 14 ARTIŞ VE 2 MİLYAR 283 MİLYON DOLARLA KLİMALAR VE SOĞUTMA MAKİNELERİ GERÇEKLEŞTİRDİ. MAKİNE İHRACATININ TÜRKİYE GENEL İHRACATINDAKİ PAYI YÜZDE 10,2 OLDU. İHRACATTA İLK BEŞ ÜLKE

ALMANYA 2,4 MİLYAR DOLAR

ABD 1,3 MİLYAR DOLAR

İNGİLTERE 993 MİLYON DOLAR

İTALYA 861 MİLYON DOLAR

FRANSA 701 MİLYON DOLAR

İLK 20 ÜLKE İÇİNDE İHRACATIN EN FAZLA ARTTIĞI ÜLKE %58,7 İLE HOLLANDA OLDU.

EN ÇOK İHRACAT YAPAN BEŞ ALT SEKTÖR

KLİMALAR VE SOĞUTMA MAKİNELERİ 2,3 MİLYAR DOLAR

MOTORLAR 2,2 MİLYAR DOLAR

YIKAMA VE KURUTMA MAKİNELERİ 1,6 MİLYAR DOLAR

İNŞAAT VE MADENCİLİK MAKİNELERİ 1,2 MİLYAR DOLAR

POMPALAR VE KOMPRESÖRLER 967 MİLYON DOLAR

AMBALAJ MAKİNELERİ 18,3 DOLAR %5,4 AZALIŞ ▼

MOTORLAR 14,8 DOLAR %0,5 ARTIŞ ▲

RULMANLAR 11,1 DOLAR %1,2 AZALIŞ ▼

BİRİM FİYATI EN YÜKSEK ALT SEKTÖRLER

TÜRBİNLER, TURBOJETLER 40,5 DOLAR %1,6 ARTIŞ ▲

• 98

BÜRO MAKİNELERİ 36,2 DOLAR %2,5 AZALIŞ ▼


ARALIK 2018

MAKİNE SEKTÖR TAMAMI İTİBARIYLA İHRACAT KAYIT RAKAMLARI (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 ARALIK)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI MAL GRUBU ADI

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

KLİMALAR VE SOĞUTMA MAKİNELERİ

485,6

2.002,6

4,1

505,6

2.283,2

4,5

4,1

14,0

MOTORLAR

147,2

2.171,4

14,7

149,9

2.222,3

14,8

1,8

2,3

YIKAMA VE KURUTMA MAKİNELERİ

516,9

1.460,0

2,8

562,0

1.641,5

2,9

8,7

12,4

İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER

267,8

910,5

3,4

355,3

1.221,9

3,4

32,7

34,2

POMPALAR VE KOMPRESÖRLER

109,0

810,6

7,4

124,4

967,2

7,8

14,2

19,3

TAKIM TEZGÂHLARI

102,9

721,7

7,0

116,5

854,5

7,3

13,2

18,4

TARIM VE ORMANCILIKTA KULLANILAN MAKİNELER

143,9

653,8

4,5

177,9

831,1

4,7

23,7

27,1

TEKSTİL VE KONFEKSİYON MAKİNELERİ

106,9

605,3

5,7

126,5

722,7

5,7

18,3

19,4

TÜRBİNLER, TURBOJETLER, HİDROLİK SİLİNDİRLER

16,1

641,7

39,9

17,5

711,4

40,5

9,1

10,9

SİLAH VE MÜHİMMAT

22,2

451,0

20,3

26,1

649,1

24,8

17,7

43,9

VANALAR

53,6

499,9

9,3

60,5

579,0

9,6

13,0

15,8

REAKTÖRLER VE KAZANLAR

63,9

515,4

8,1

64,4

576,3

8,9

0,8

11,8

GIDA SANAYİSİ MAKİNELERİ

90,2

493,9

5,5

92,7

543,0

5,9

2,7

9,9

ISITICILAR VE FIRINLAR

44,5

320,7

7,2

55,6

377,0

6,8

24,9

17,6

HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ, KALIPLAR

41,4

337,1

8,1

49,8

375,2

7,5

20,4

11,3

YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEMEYE MAHSUS MAKİNELER

66,6

282,5

4,2

86,4

371,4

4,3

29,7

31,5

KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME VE İMALATINA AİT MAKİNELER

15,5

167,9

10,9

20,2

212,4

10,5

30,5

26,5

AMBALAJ MAKİNELERİ

8,9

172,3

19,4

10,5

193,0

18,3

18,4

12,0

BÜRO MAKİNELERİ

4,1

152,1

37,1

4,0

143,8

36,2

-3,0

-5,4

RULMANLAR

11,9

133,8

11,2

12,3

136,8

11,1

3,6

2,3

KÂĞIT İMALİNE VE MATBAACILIĞA MAHSUS MAKİNELER

13,1

89,5

6,8

13,3

96,6

7,3

1,3

8,0

DERİ İŞLEME VE İMALAT MAKİNELERİ

2,7

14,9

5,6

2,0

13,1

6,6

-25,3

-12,1

181,4

1.239,2

6,8

205,4

1.423,6

6,9

13,3

14,9

2.516,2

14.847,8

5,9

2.839,1

17.146,1

6,0

12,8

15,5

DİĞER MAKİNELER TOPLAM

99 • OCAK 2019


GÖSTERGELER

AMBALAJ MAKİNELERİ AMBALAJ MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 ARALIK)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

2018 YILI $/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

DEĞİŞİM (%) $/KG

MİKTAR

DEĞER

CEZAYİR

0,7

14,3

20,6

0,9

17,3

20,0

24,5

20,7

İRAN

0,4

14,1

32,4

0,4

15,0

36,2

-4,9

6,2

IRAK

0,8

14,6

19,0

0,9

12,1

13,1

20,0

-17,0

İTALYA

0,3

6,3

19,9

0,4

8,9

19,9

40,5

40,2

ALMANYA

0,6

7,3

13,3

0,7

8,3

12,0

26,0

13,8

MISIR

0,2

4,1

20,9

0,3

7,2

23,3

56,8

74,7

RUSYA

0,1

3,9

27,1

0,3

6,8

24,2

95,4

74,7

BAE

0,1

2,5

17,0

0,3

6,0

18,8

115,2

137,8

SUUDİ ARABİSTAN

0,3

6,4

19,8

0,3

5,2

19,9

-18,1

-17,9

ÖZBEKİSTAN

0,2

3,9

17,9

0,3

5,1

20,4

14,6

30,7

MAL GRUBU TOPLAMI

8,9

172,3

19,4

10,5

193,0

18,3

18,4

12,0

• 100


ARALIK 2018

BÜRO MAKİNELERİ BÜRO MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 ARALIK)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

2018 YILI $/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

DEĞİŞİM (%) $/KG

MİKTAR

DEĞER

HOLLANDA

0,3

22,7

80,8

0,2

21,2

119,5

-36,7

-6,4

KKTC

0,4

16,7

43,7

0,3

13,3

45,3

-23,6

-20,8

ABD

0,009

8,6

946,1

0,014

11,4

810,2

55,8

33,4

AVUSTURYA

0,1

7,7

81,6

0,1

10,4

91,0

20,2

34,1

ALMANYA

0,3

9,1

35,8

0,3

9,0

33,2

6,3

-1,3

UMMAN

0,001

0,036

57,3

0,006

6,6

1.047,1

906,3

MACARİSTAN

0,041

5,1

124,1

0,026

5,2

198,8

-36,2

2,2

BAE

0,1

3,1

58,0

0,033

4,7

143,8

-38,9

51,5

İRAN

1,3

6,7

5,3

1,4

4,2

2,9

14,1

-37,1

IRAK

0,3

4,5

16,8

0,2

3,5

18,8

-30,9

-22,7

MAL GRUBU TOPLAMI

4,1

152,1

37,1

4,0

143,8

36,2

-3,0

-5,4

18.277,4

DERİ İŞLEME VE İMALAT MAKİNELERİ DERİ İŞLEME VE İMALAT MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 ARALIK)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ÖZBEKİSTAN

0,044

0,3

6,8

0,3

3,4

11,3

582,3

1.039,5

İTALYA

0,2

1,3

6,7

0,2

1,4

5,8

24,7

7,4

RUSYA

0,2

1,1

7,0

0,2

1,3

8,3

-1,5

16,1

ETİYOPYA

0,012

0,1

10,7

0,014

0,7

50,3

11,6

424,7

BEYAZ RUSYA

0,1

1,6

13,8

0,03

0,6

19,4

-74,1

-63,4

ÇİN

0,3

2,3

8,4

0,041

0,5

12,4

-85,1

-77,9

PORTEKİZ

0,034

0,3

9,3

0,036

0,5

13,2

6,6

51,1

CEZAYİR

0,025

0,2

6,6

0,1

0,4

7,2

144,6

167,4

MISIR

0,2

0,6

2,7

0,2

0,4

2,0

0,7

-27,7

AZERBAYCAN

0,2

0,4

1,6

0,1

0,4

3,0

-45,6

2,6

MAL GRUBU TOPLAMI

2,7

14,9

5,6

2,0

13,1

6,6

-25,3

-12,1

101 • OCAK 2019


GÖSTERGELER

GIDA SANAYİİ MAKİNELERİ GIDA SANAYİİ MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 ARALIK)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

CEZAYİR

DEĞER (MİLYON $)

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

14,4

63,2

4,4

9,5

56,9

6,0

-33,8

-10,0

ÖZBEKİSTAN

8,2

36,8

4,5

6,7

37,0

5,5

-17,9

0,7

IRAK

4,2

17,7

4,2

7,1

28,1

4,0

68,8

58,6

SUDAN

1,1

7,5

6,7

3,2

25,1

7,9

182,1

233,9

KAZAKİSTAN

9,5

33,0

3,5

5,1

25,0

4,9

-46,7

-24,2

AZERBAYCAN

2,7

15,6

5,7

4,5

22,6

5,0

65,3

44,2

İRAN

6,2

23,8

3,8

3,9

16,8

4,3

-36,4

-29,5

MISIR

3,8

15,8

4,2

3,6

16,5

4,6

-4,3

4,7

RUSYA

1,8

13,6

7,4

2,4

16,2

6,7

32,3

19,0

İSRAİL

0,5

5,0

9,3

1,6

11,8

7,5

195,1

138,1

90,2

493,9

5,5

92,7

543,0

5,9

2,7

9,9

MAL GRUBU TOPLAMI

ISITICILAR VE FIRINLAR ISITICILAR VE FIRINLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 ARALIK)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

4,6

27,6

6,0

5,8

36,1

6,2

27,2

31,0

İTALYA

2,6

16,0

6,1

2,8

19,9

7,1

8,0

24,6

RUSYA

1,8

11,6

6,5

2,2

17,6

8,1

20,1

51,2

FRANSA

2,2

13,1

5,9

2,9

16,7

5,7

33,2

27,6

AZERBAYCAN

0,8

7,4

9,3

3,3

12,7

3,9

309,8

71,1

İSPANYA

1,1

5,5

5,2

1,7

11,6

7,0

55,0

110,2

CEZAYİR

1,0

9,4

9,2

1,1

11,1

10,1

8,0

18,4

SUUDİ ARABİSTAN

1,1

10,2

9,2

1,0

10,9

11,3

-13,3

6,5

ÇİN

1,5

16,7

10,9

1,0

10,8

10,9

-35,0

-35,1

ABD

1,0

10,2

10,6

0,8

9,6

11,5

-13,9

-6,1

44,5

320,7

7,2

55,6

377,0

6,8

24,9

17,6

MAL GRUBU TOPLAMI

• 102


ARALIK 2018

HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 ARALIK)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

6,0

49,2

8,2

5,9

45,3

7,7

-2,3

-7,8

CEZAYİR

1,5

14,9

9,8

4,1

34,4

8,3

172,5

130,5

İTALYA

3,6

21,5

6,0

4,9

30,8

6,2

37,7

43,4

RUSYA

1,6

25,6

15,8

2,7

30,5

11,1

68,8

18,9

İRAN

2,7

21,5

8,0

2,2

16,9

7,6

-16,5

-21,2

MACARİSTAN

0,4

5,3

12,3

0,8

12,9

16,0

84,8

141,1

BULGARİSTAN

0,6

17,5

28,3

0,9

12,6

14,4

40,6

-28,2

MISIR

1,5

7,0

4,6

2,4

11,8

5,0

54,3

68,0

ABD

2,0

7,9

4,0

2,6

11,1

4,3

31,5

40,8

ROMANYA

1,3

11,2

8,4

1,5

10,4

6,8

13,5

-7,9

41,4

337,1

8,1

49,8

375,2

7,5

20,4

11,3

MAL GRUBU TOPLAMI

103 • OCAK 2019


GÖSTERGELER

İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 ARALIK) 2017 YILI ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

15,0

63,7

4,3

24,7

108,7

4,4

65,3

70,6

HOLLANDA

12,3

27,1

2,2

28,1

89,9

3,2

129,1

232,0

CEZAYİR

13,7

54,6

4,0

16,3

65,1

4,0

19,1

19,2

İNGİLTERE

19,4

40,4

2,1

19,1

49,4

2,6

-1,6

22,3

FRANSA

5,1

21,0

4,1

9,1

39,0

4,3

76,6

85,8

RUSYA

4,8

26,1

5,4

7,1

36,9

5,2

47,7

41,6

ABD

9,6

30,6

3,2

10,0

34,2

3,4

4,0

11,5

AVUSTURYA

5,6

26,6

4,7

6,8

31,3

4,6

21,5

18,0

12,9

22,5

1,7

20,3

27,6

1,4

57,0

22,3

9,4

25,1

2,7

11,0

27,3

2,5

17,1

8,6

267,8

910,5

3,4

355,3

1.221,9

3,4

32,7

34,2

MISIR GÜRCİSTAN MAL GRUBU TOPLAMI

• 104


ARALIK 2018

KÂĞIT İMALİNE VE MATBAACILIĞA MAHSUS MAKİNELER KÂĞIT İMALİNE VE MATBAACILIĞA MAHSUS MAKİNELER İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 ARALIK) 2017 YILI ÜLKE

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2018 YILI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

ALMANYA

2,0

9,4

4,8

2,2

İTALYA

1,0

5,4

5,2

RUSYA

0,3

4,2

İRAN

1,9

AZERBAYCAN

DEĞER (MİLYON $)

DEĞİŞİM (%) $/KG

MİKTAR

DEĞER

13,9

6,2

13,7

47,4

1,0

6,0

6,3

-8,8

10,4

13,0

0,5

4,7

8,8

66,1

11,8

5,1

2,8

0,7

4,3

6,0

-61,2

-15,2

0,3

1,4

5,3

0,6

3,4

6,1

115,4

148,7

FRANSA

0,2

3,1

14,3

0,2

3,3

18,4

-18,4

5,1

NİJERYA

0,1

1,0

16,8

0,2

3,1

14,5

261,3

210,9

ÖZBEKİSTAN

0,2

2,8

16,0

0,2

2,8

13,4

20,3

0,7

ROMANYA

0,2

2,7

13,1

0,1

2,7

18,4

-29,9

-1,6

İNGİLTERE

0,1

1,7

14,3

0,2

2,5

13,1

61,5

48,2

13,1

89,5

6,8

13,3

96,6

7,3

1,3

8,0

MAL GRUBU TOPLAMI

KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME MAKİNELERİ KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 ARALIK) 2017 YILI ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

RUSYA

0,9

CEZAYİR

DEĞER (MİLYON $)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2018 YILI

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

11,7

13,2

1,3

1,0

9,8

10,0

ALMANYA

0,5

7,3

ROMANYA

0,7

İRAN

DEĞER (MİLYON $)

DEĞİŞİM (%) $/KG

MİKTAR

DEĞER

20,2

15,3

49,5

73,5

1,1

13,0

11,6

13,8

32,2

14,5

0,9

10,2

11,4

80,0

40,8

6,0

8,2

1,1

10,1

8,9

53,9

67,9

1,2

11,2

9,7

0,9

9,1

10,2

-22,4

-18,0

HİNDİSTAN

0,2

1,8

9,3

1,2

8,9

7,5

524,4

408,1

IRAK

0,8

4,8

6,2

0,9

7,1

8,2

12,3

48,3

ÖZBEKİSTAN

0,5

4,8

9,3

0,6

6,6

11,6

10,5

37,8

İSPANYA

0,2

4,3

18,7

0,6

6,2

9,7

180,7

45,7

UKRAYNA

0,5

3,9

8,6

0,5

6,2

11,2

21,7

59,9

15,5

167,9

10,9

20,2

212,4

10,5

30,5

26,5

MAL GRUBU TOPLAMI

105 • OCAK 2019


GÖSTERGELER

KLİMALAR VE SOĞUTMA MAKİNELERİ KLİMALAR VE SOĞUTMA MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 ARALIK)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

52,8

215,8

4,1

52,6

229,5

4,4

-0,4

6,3

İNGİLTERE

58,3

200,6

3,4

63,3

228,5

3,6

8,7

13,9

İTALYA

39,9

151,7

3,8

38,2

185,2

4,8

-4,2

22,0

ABD

14,4

130,7

9,1

16,8

175,4

10,5

16,6

34,2

FRANSA

33,0

108,1

3,3

39,4

143,1

3,6

19,7

32,4

İSPANYA

27,1

88,9

3,3

25,3

90,7

3,6

-6,6

2,1

POLONYA

13,2

55,0

4,2

16,9

71,9

4,2

28,3

30,7

ROMANYA

13,7

49,3

3,6

15,3

67,5

4,4

12,0

36,9

İSRAİL

19,1

74,6

3,9

15,0

63,6

4,2

-21,7

-14,8

8,9

41,2

4,6

10,8

57,8

5,3

22,3

40,3

485,6

2.002,6

4,1

505,6

2.283,2

4,5

4,1

14,0

HOLLANDA MAL GRUBU TOPLAMI

MOTORLAR MOTORLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 ARALIK)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI

ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

31,5

1.020,0

32,4

28,9

947,3

32,7

-8,1

-7,1

ROMANYA

17,2

244,3

14,2

20,9

292,4

14,0

21,2

19,7

6,5

83,7

12,9

10,0

131,9

13,2

54,2

57,6

13,8

78,7

5,7

21,0

108,3

5,1

52,9

37,7

İTALYA

3,0

79,7

26,4

3,1

76,3

24,5

3,2

-4,3

ABD

2,5

50,4

19,8

3,1

75,0

23,9

23,0

48,8

CEZAYİR

3,1

35,1

11,3

6,0

72,7

12,1

93,3

106,8

FRANSA

2,8

44,4

15,9

3,7

52,9

14,3

32,9

19,1

21,3

165,3

7,8

6,4

50,8

8,0

-70,1

-69,3

2,4

38,6

16,3

2,5

40,7

16,1

6,5

5,4

147,2

2.171,4

14,7

149,9

2.222,3

14,8

1,8

2,3

FAS İNGİLTERE

İRAN POLONYA MAL GRUBU TOPLAMI

• 106


ARALIK 2018

POMPA VE KOMPRESÖRLER POMPA VE KOMPRESÖR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 ARALIK)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE ALMANYA

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

22,6

173,0

7,7

26,2

218,4

8,3

15,9

26,2

ABD

7,0

54,1

7,7

8,2

69,3

8,4

17,5

28,2

İTALYA

4,1

26,2

6,4

5,6

35,9

6,4

37,7

36,8

RUSYA

2,7

21,9

8,0

3,9

31,9

8,1

43,3

46,0

POLONYA

2,9

22,4

7,6

4,0

27,6

7,0

35,8

23,5

İNGİLTERE

4,0

26,3

6,6

3,8

27,6

7,3

-6,4

4,6

IRAK

3,2

21,4

6,6

3,7

23,7

6,4

14,9

10,9

FRANSA

2,9

17,5

6,0

3,6

22,0

6,1

22,3

25,5

AZERBAYCAN

2,0

15,6

7,6

2,3

18,9

8,2

12,5

21,0

MISIR

2,4

15,0

6,2

2,6

18,7

7,1

9,0

24,8

109,0

810,6

7,4

124,4

967,2

7,8

14,2

19,3

MAL GRUBU TOPLAMI

REAKTÖR VE KAZANLAR REAKTÖR VE KAZANLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 ARALIK)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

2018 YILI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

ALMANYA

6,7

96,1

14,4

5,5

İNGİLTERE

5,0

49,3

9,8

ÇİN

3,2

36,8

İTALYA

2,9

POLONYA

DEĞER (MİLYON $)

DEĞİŞİM (%) $/KG

MİKTAR

DEĞER

101,7

18,6

-17,9

5,9

5,4

58,2

10,7

7,5

18,1

11,5

4,4

49,6

11,3

37,6

35,0

34,5

11,8

4,2

47,1

11,2

42,8

36,5

1,9

22,7

11,9

3,3

36,2

11,0

72,7

59,8

ROMANYA

6,1

36,7

6,0

4,6

35,6

7,7

-24,2

-2,9

İSPANYA

2,3

30,6

13,5

2,5

34,8

13,7

11,6

13,5

RUSYA

3,5

25,6

7,4

3,8

30,0

7,9

8,8

16,9

BELÇİKA

1,6

18,8

11,5

1,5

17,5

11,7

-8,8

-6,6

ÖZBEKİSTAN

1,7

8,5

5,1

2,9

16,3

5,6

74,4

92,3

63,9

515,4

8,1

64,4

576,3

8,9

0,8

11,8

MAL GRUBU TOPLAMI

107 • OCAK 2019


GÖSTERGELER

RULMANLAR RULMANLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 ARALIK)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI

ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

2018 YILI $/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

DEĞİŞİM (%) $/KG

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

2,3

41,5

18,3

2,3

40,2

17,6

0,4

-3,2

FRANSA

1,9

19,2

9,9

1,8

18,5

10,2

-6,5

-3,5

ABD

1,1

12,9

11,9

1,1

14,0

12,7

1,3

8,0

İNGİLTERE

1,0

6,0

5,8

1,2

6,7

5,6

14,9

11,6

POLONYA

0,9

4,0

4,5

1,0

5,0

4,9

12,8

23,4

KANADA

0,3

8,2

31,4

0,2

4,7

29,7

-39,1

-42,4

ÇİN

0,7

6,2

9,2

0,5

4,6

8,6

-20,6

-25,4

İTALYA

0,5

4,5

9,4

0,4

4,2

10,7

-17,2

-5,3

ÇEKYA

0,5

2,9

5,5

0,7

4,2

6,1

30,7

43,8

CEZAYİR

0,1

2,0

14,6

0,2

4,1

17,9

66,2

103,0

11,9

133,8

11,2

12,3

136,8

11,1

3,6

2,3

MAL GRUBU TOPLAMI

TAKIM TEZGÂHLARI TAKIM TEZGÂHLARI İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 ARALIK)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

8,3

62,1

7,5

8,5

64,7

7,7

2,3

4,3

RUSYA

5,4

32,1

6,0

6,9

47,7

6,9

28,7

48,7

ABD

5,4

36,9

6,9

5,5

37,6

6,8

3,0

1,9

POLONYA

5,1

29,4

5,7

5,9

36,6

6,2

15,3

24,6

CEZAYİR

2,7

22,6

8,3

3,6

35,0

9,7

31,8

54,9

İSPANYA

2,6

20,3

7,7

3,6

29,5

8,3

36,2

45,1

BULGARİSTAN

1,9

16,6

8,6

2,9

22,1

7,6

49,2

32,7

İTALYA

3,4

21,1

6,3

3,3

21,6

6,5

-1,1

2,2

KANADA

2,6

17,9

6,9

2,7

20,8

7,8

2,2

16,2

ROMANYA

2,0

16,6

8,3

2,6

20,8

7,9

31,3

25,0

102,9

721,7

7,0

116,5

854,5

7,3

13,2

18,4

MAL GRUBU TOPLAMI

• 108


ARALIK 2018

TARIM VE ORMANCILIK MAKİNELERİ TARIM VE ORMANCILIK MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 ARALIK)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI

2018 YILI

ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

ABD

19,9

150,7

7,6

İTALYA

10,8

63,7

AZERBAYCAN

13,6

IRAK

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

22,9

183,7

8,0

14,9

21,9

5,9

17,6

113,2

6,4

62,9

77,8

56,8

4,2

10,5

43,7

4,2

-22,6

-23,0

8,7

25,6

2,9

13,6

41,0

3,0

56,3

60,1

ÖZBEKİSTAN

3,6

22,5

6,3

8,0

39,1

4,9

121,8

73,9

SUDAN

4,9

16,3

3,3

6,2

22,6

3,7

26,2

38,3

BULGARİSTAN

3,9

13,0

3,4

5,2

18,3

3,5

34,3

41,0

FAS

3,3

12,8

3,8

4,7

18,0

3,9

40,4

40,8

AVUSTRALYA

2,8

12,5

4,5

3,4

17,0

5,0

23,2

35,8

FRANSA

4,7

14,0

3,0

5,5

16,1

3,0

15,1

15,1

143,9

653,8

4,5

177,9

831,1

4,7

23,7

27,1

MAL GRUBU TOPLAMI

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞİŞİM (%)

TEKSTİL VE KONFEKSİYON MAKİNELERİ TEKSTİL VE KONFEKSİYON MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 ARALIK)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

2018 YILI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

18,1

77,2

4,3

20,2

90,4

4,5

11,7

17,2

ÖZBEKİSTAN

3,8

34,4

9,1

6,8

53,0

7,8

79,7

54,0

ALMANYA

8,5

47,4

5,6

9,1

51,5

5,7

6,7

8,7

İTALYA

5,5

34,1

6,2

8,8

49,9

5,7

60,9

46,3

FRANSA

7,9

37,1

4,7

9,6

44,9

4,7

21,3

21,1

BANGLADEŞ

4,0

37,3

9,4

3,8

42,4

11,0

-3,3

13,6

HİNDİSTAN

5,9

21,3

3,6

8,7

25,1

2,9

46,0

18,0

MISIR

4,6

25,2

5,5

3,7

20,9

5,7

-18,8

-16,9

GÜNEY KORE

1,0

6,6

6,3

3,9

20,6

5,2

279,0

212,2

ÇEKYA

2,0

11,7

6,0

3,1

18,9

6,1

58,3

61,3

106,9

605,3

5,7

126,5

722,7

5,7

18,3

19,4

İNGİLTERE

MAL GRUBU TOPLAMI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞİŞİM (%)

109 • OCAK 2019


GÖSTERGELER

TÜRBİN, TURBOJET, HİDROLİK SİLİNDİR TÜRBİN, TURBOJET, HİDROLİK SİLİNDİR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 ARALIK)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

ABD

0,7

HİNDİSTAN

DEĞER (MİLYON $)

2018 YILI $/KG

MİKTAR (BİN TON)

305,4

468,4

1,1

0,2

107,4

687,4

ALMANYA

4,2

38,7

POLONYA

0,1

BELÇİKA

0,2

İSPANYA

0,024

FRANSA

DEĞER (MİLYON $)

DEĞİŞİM (%) $/KG

MİKTAR

DEĞER

398,0

357,9

70,5

30,3

0,2

72,2

417,9

10,5

-32,8

9,2

5,2

63,7

12,2

24,8

64,7

56,5

418,7

0,2

26,9

174,8

14,2

-52,3

15,1

91,9

0,3

19,9

68,3

77,5

31,8

9,2

387,8

0,1

16,3

157,5

337,1

77,5

0,6

13,1

22,2

0,7

13,8

18,9

23,7

5,5

İNGİLTERE

0,1

7,4

103,7

0,1

10,9

81,3

87,6

47,2

İSVİÇRE

0,1

0,5

9,7

0,2

10,3

65,5

213,6

2.028,4

SIRBİSTAN

0,015

8,0

514,7

8,8

215,8

162,7

10,1

641,7

39,9

711,4

40,5

9,1

10,9

MAL GRUBU TOPLAMI

16,1

0,041 17,5

YIKAMA VE KURUTMA MAKİNELERİ YIKAMA VE KURUTMA MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 ARALIK)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

2018 YILI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

İNGİLTERE

89,0

232,8

2,6

103,6

293,4

2,8

16,4

26,0

FRANSA

59,4

156,1

2,6

59,5

167,8

2,8

0,3

7,5

ALMANYA

45,0

133,3

3,0

50,1

154,4

3,1

11,4

15,8

İSPANYA

48,2

128,0

2,7

53,2

150,7

2,8

10,3

17,7

İTALYA

47,0

113,4

2,4

45,1

118,1

2,6

-4,0

4,2

POLONYA

18,9

55,7

3,0

18,3

58,5

3,2

-2,8

5,1

İSVEÇ

14,9

46,7

3,1

17,1

56,5

3,3

14,8

21,0

ROMANYA

15,0

37,2

2,5

14,9

38,4

2,6

-0,7

3,3

AVUSTRALYA

10,1

35,0

3,5

9,1

34,3

3,8

-9,5

-1,8

9,6

25,4

2,7

8,6

24,3

2,8

-10,5

-4,3

516,9

1.460,0

2,8

562,0

1.641,5

2,9

8,7

12,4

İSRAİL MAL GRUBU TOPLAMI

• 110

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

DEĞİŞİM (%) $/KG

MİKTAR

DEĞER


ARALIK 2018

VANALAR VANALAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 ARALIK)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI

ÜLKE

2018 YILI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

ALMANYA

9,1

82,1

9,0

IRAK

3,9

32,9

MISIR

2,8

FRANSA

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

10,3

91,5

8,9

13,1

11,4

8,5

4,4

41,6

9,4

13,6

26,4

28,2

10,1

3,2

30,8

9,6

15,0

9,3

1,5

15,2

9,9

2,0

22,8

11,5

30,0

50,3

ABD

1,1

21,4

19,3

1,1

20,8

19,0

-1,3

-2,8

İNGİLTERE

1,1

13,6

12,6

1,3

18,9

15,1

16,4

38,9

ÇİN

0,4

11,3

30,5

0,4

15,0

40,9

-1,0

32,6

İRAN

1,8

16,8

9,1

1,5

14,9

9,7

-16,4

-11,0

AZERBAYCAN

1,3

10,8

8,4

1,9

14,6

7,7

47,0

34,3

İTALYA

1,4

11,3

8,3

1,6

13,5

8,4

18,7

19,5

53,6

499,9

9,3

60,5

579,0

9,6

13,0

15,8

MAL GRUBU TOPLAMI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞİŞİM (%)

111 • OCAK 2019


GÖSTERGELER

YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEME MAKİNELERİ YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEME MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 ARALIK) 2017 YILI ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

CEZAYİR

5,3

21,2

4,0

6,1

28,4

4,7

14,2

33,9

ALMANYA

3,6

12,3

3,5

8,9

22,2

2,5

149,5

81,0

ABD

2,7

17,6

6,5

3,4

19,2

5,7

24,2

9,1

RUSYA

2,5

9,7

3,9

4,2

18,5

4,4

69,6

91,1

HOLLANDA

2,3

4,4

1,9

3,4

17,9

5,3

46,3

304,7

ROMANYA

1,1

5,1

4,7

2,3

17,1

7,4

110,6

231,5

İSRAİL

1,8

7,4

4,0

3,0

12,0

4,0

62,8

63,2

SUUDİ ARABİSTAN

2,3

10,2

4,4

3,0

11,1

3,6

32,0

8,0

FRANSA

1,2

5,9

4,9

1,8

10,6

5,8

51,7

81,0

IRAK

2,4

11,4

4,7

2,8

10,1

3,6

15,6

-11,5

66,6

282,5

4,2

86,4

371,4

4,3

29,7

31,5

MAL GRUBU TOPLAMI

DİĞER MAKİNELER DİĞER MAKİNELER İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 ARALIK)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

2018 YILI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

ALMANYA

28,7

179,5

6,3

30,9

İTALYA

17,8

79,1

4,5

FRANSA

7,0

52,9

ABD

4,4

ÖZBEKİSTAN

DEĞER (MİLYON $)

DEĞİŞİM (%) $/KG

MİKTAR

DEĞER

194,8

6,3

7,6

8,6

20,0

81,5

4,1

12,3

3,0

7,5

11,5

79,9

6,9

63,4

51,0

51,8

11,8

5,3

64,0

12,1

21,1

23,7

2,9

23,5

8,1

5,0

42,4

8,4

72,8

80,5

RUSYA

3,6

28,9

8,0

4,6

42,3

9,2

26,8

46,2

İRAN

6,9

67,7

9,8

3,5

41,2

11,6

-48,9

-39,2

İSPANYA

3,7

27,3

7,4

5,2

40,1

7,7

40,6

47,2

ROMANYA

8,0

29,9

3,7

9,5

38,4

4,1

17,8

28,6

İNGİLTERE

4,2

30,2

7,2

4,3

36,6

8,5

3,5

21,2

181,4

1.239,2

6,8

205,4

1.423,6

6,9

13,3

14,9

MAL GRUBU TOPLAMI

• 112


ARALIK 2018

MAKİNE SEKTÖR TAMAMI İTİBARIYLA İHRACAT GERÇEKLEŞTİRİLEN İLK 20 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 ARALIK) 2017 YILI ÜLKE ALMANYA

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2018 YILI $/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

DEĞİŞİM (%) $/KG

MİKTAR

DEĞER

254

2.296

9,0

283

2.436

8,6

11,1

6,1

81

1.039

12,9

90

1.275

14,2

11,7

22,7

İNGİLTERE

222

818

3,7

251

993

4,0

13,4

21,5

İTALYA

156

726

4,6

168

861

5,1

7,3

18,6

FRANSA

138

569

4,1

159

701

4,4

15,6

23,2

76

489

6,5

85

602

7,1

12,9

23,3

İSPANYA

104

431

4,2

111

491

4,4

6,4

13,8

CEZAYİR

67

362

5,4

75

478

6,4

12,0

31,9

RUSYA

44

296

6,7

61

412

6,8

37,9

39,2

POLONYA

57

366

6,5

67

405

6,1

17,9

10,8

IRAK

61

291

4,8

78

334

4,3

26,9

14,6

ÖZBEKİSTAN

31

208

6,6

47

312

6,7

48,5

49,8

FAS

41

228

5,6

49

311

6,4

19,3

36,7

HOLLANDA

40

194

4,8

62

307

4,9

54,0

58,7

İRAN

89

552

6,2

49

302

6,1

-45,1

-45,4

HİNDİSTAN

28

251

9,0

40

273

6,7

45,3

8,8

MISIR

50

213

4,3

65

260

4,0

31,8

22,0

AZERBAYCAN

39

249

6,3

59

259

4,4

50,8

4,0

BELÇİKA

34

190

5,5

41

223

5,4

19,4

17,4

ABD

ROMANYA

İSRAİL

45

197

4,3

45

211

4,7

-1,9

6,9

DİĞER

859

4.883

5,7

955

5.699

6,0

11,2

16,7

2.516

14.848

5,9

2.839

17.146

6,0

12,8

15,5

TOPLAM

TÜRKİYE’NİN ÜLKELERE GÖRE GENEL İHRACATI (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 31 ARALIK)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI

ÜLKE

2018 YILI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

ALMANYA

3.438

14.842

3.778

15.821

İNGİLTERE

3.109

9.323

3.576

11.047

İTALYA

6.105

8.299

7.248

9.468

ABD

7.268

8.145

7.948

8.253

İSPANYA

5.129

6.263

6.607

7.711

IRAK

8.172

8.117

8.076

7.355

FRANSA

1.777

6.557

2.084

7.278

HOLLANDA

1.974

3.822

2.508

4.689

BELÇİKA

1.709

3.050

2.494

3.907

ROMANYA

2.123

3.146

2.713

3.906

İSRAİL

4.204

3.414

4.839

3.876

RUSYA

2.457

2.729

2.623

3.453

982

3.108

1.119

3.362

MISIR

POLONYA

2.614

2.358

2.945

3.063

ÇİN

7.790

2.920

7.182

2.918

BULGARİSTAN

2.450

2.730

2.630

2.634

SUUDİ ARABİSTAN

1.717

2.704

1.717

2.556

İRAN

1.639

3.190

1.485

2.384

YUNANİSTAN

2.219

1.592

2.721

2.077

CEZAYİR DİĞER TOPLAM

1.011

1.715

1.003

2.029

47.387

49.160

51.755

55.741

115.275

147.185

127.052

163.528 113 • OCAK 2019


FUARLAR ALMANYA INTEC 2019 İmalat, Metal İşleme ve Otomasyon 5-8 Şubat 2019 @Leipzig LOGIMAT 2019 İntralojistik ve İşleme, Taşıma, Yükleme ve Vinçler 19-21 Şubat 2019 @Stuttgart ISH FRANKFURT Su ve Enerji 11-15 Mart 2019 @Frankfurt HANNOVER MESSE Sanayi 1-5 Nisan 2019 @Hannover BAUMA 2019 İş ve İnşaat Makineleri 8-14 Nisan 2019 @Münih LIGNA 2019 Ağaç İşleme Makineleri 27-31 Mayıs 2019 @Hannover

ABD

THERMO PROCESS TECHNOLOGY Isıl İşlemler Teknolojileri 25-29 Haziran 2019 @Düseldorf

FABTECH Metal İşleme Makineleri 11-14 Kasım 2019 @Şikago

INTERLIFT 2019 Asansör ve Ekipmanları 15-18 Ekim 2019 @Augsburg

ŞİLİ

K FUARI 2019 Plastik ve Kauçuk Makineleri 16-23 Ekim 2019 @Düsseldorf

CONEXPO LATİN AMERİKA İnşaat Teknolojisi ve Ekipmanları 2-5 Ekim 2019 @Santiago

BLECHEXPO Metal İşleme 5-8 Kasım 2019 @Stuttgart AGRITECHNICA Tarım Makineleri 10-16 Kasım 2019 @Hannover HOLLANDA AQUATECH AMSTERDAM İçme Suyu, Proses Suyu, Atık Su, Su Teknolojileri 5-8 Kasım 2019 @Amsterdam İSPANYA ITMA 2019 Tekstil ve Konfeksiyon Makineleri 20-26 Haziran 2019 @Barselona

• 114


ROMANYA

POLONYA

RUSYA

ROMTHERM Isıtma-Pompa 14-17 Mart 2019 @Bükreş

PLASTPOL Plastik Makine ve Ham Madde 28-31 Mayıs 2019 @Kielce

CLIMATE WORLD Isıtma ve Soğutma Teknolojileri 4-7 Mart 2019 @Moskova METALLOOBROBOTKA Metal İşleme Makineleri 27-31 Mayıs 2019 @Moskova INNOPROM Sanayi 8-11 Temmuz 2019 @Ekaterinburg WOODEX Ağaç İşleme Makineleri ve Yan Sanayisi 3-6 Aralık 2019 @Moskova ÇİN BICES İnşaat ve Madencilik Makineleri 4-7 Eylül 2019 @Pekin CEMAT ASIA Malzeme Taşıma, Otomasyon Teknolojisi 23-26 Kasım 2019 @Şangay

BAE

ENDONEZYA

WETEX Su, Enerji, Çevre Teknolojileri 21-23 Ekim 2019 @Dubai

PLASTICS & RUBBER INDONESIA Plastik Makine ve Kauçuk İşleme 14-17 Kasım 2019 @Cakarta

UMMAN OFSEC Üstyapı Endüstrisi 21-23 Ekim 2019 @Muskat

BANGLADEŞ DTG 2019 Tekstil Makine ve Aksesuarları 9-12 Ocak 2019 @Dakka

115 • OCAK 2019


ADRESLER Makine İhracatçıları Birliği (MAİB)................................................................................................... 0312 447 27 40............................................................. www.makinebirlik.com Türkiye’nin Makinecileri.......................................................................................................................... 0312 447 27 40........................................... www.turkiyeninmakinecileri.org Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu (MAKFED)............................................... 0312 426 40 50.........................................................................www.makfed.org Makine Sanayi Sektör Platformu (MSSP)...................................................................................... 0312 447 27 40..................................................www.turkmakinesanayi.com TURQUM®........................................................................................................................................................ 0312 447 27 40.......................................................................www.turqum.com

RESMİ KURUMLAR Ekonomi Bakanlığı...................................................................................................................................... 0312 204 75 00..................................................................www.ekonomi.gov.tr Maliye Bakanlığı.......................................................................................................................................... 0312 415 29 00......................................................................www.maliye.gov.tr Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı................................................................................................. 0312 201 50 00......................................................................www.sanayi.gov.tr Gümrük ve Ticaret Bakanlığı................................................................................................................. 0312 449 10 00............................................................................ www.gtb.gov.tr Kalkınma Bakanlığı.................................................................................................................................... 0312 294 50 00.................................................................www.kalkinma.gov.tr Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği....................................................................................................... 0312 218 20 00.......................................................................... www.tobb.org.tr Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu................................................................................................................ 0212 339 50 00............................................................................www.deik.org.tr Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı....................................................................... 0312 939 70 00............................................................................www.tika.gov.tr Türkiye İstatistik Kurumu....................................................................................................................... 0312 410 04 10............................................................................www.tuik.gov.tr Hazine Müsteşarlığı................................................................................................................................... 0312 204 60 00......................................................................www.hazine.gov.tr Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK)........................................... 0312 468 53 00.....................................................................www.tubitak.gov.tr

SEKTÖREL ÖRGÜTLER Ağaç İşleme Makine ve Yan Sanayisi İş Adamları Derneği (AİMSAD).......................... 0216 511 56 12......................................................................... www.aimsad.org Akışkan Gücü Derneği (AKDER)........................................................................................................... 0212 210 34 23.............................................................................www.akder.org Ambalaj Makinecileri Derneği (AMD).............................................................................................. 0216 545 49 48...........................................................................www.amd.org.tr Anadolu Asansörcüler Derneği (ANASDER).................................................................................. 0312 232 06 40................................................................... www.anasder.org.tr Anadolu Un Sanayicileri Derneği (AUSD)...................................................................................... 0312 281 04 68.......................................................................... www.ausd.org.tr Araç ve Araç Üstü Ekipman ve İş Makinaları Üreticileri Birliği Derneği (ARÜSDER).... 0312 440 18 43.........................................................................www.arusder.org Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği (AYSAD)............................................. 0216 326 49 51........................................................................www.aysad.org.tr Bağlantı Elemanları Sanayici ve İş Adamları Derneği (BESİAD)...................................... 0212 609 06 35............................................................www.besiadturkey.com Elektrik Motorları Sanayicileri Derneği (EMOSAD)...........................................................................................................................................................................www.emosad.org Elektrikli Vinç İmalatçıları Birliği Derneği (TEVİD)................................................................. 0530 147 87 09.............................................................................. www.tevid.org Endüstriyel Fırın Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (EFSİAD)....................................... 0216 906 00 22....................................................................... www.efsiad.org.tr Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği (ENOSAD)...................................................... 0216 469 46 96.....................................................................www.enosad.org.tr İklimlendirme, Soğutma, Klima İmalatçıları Derneği (İSKİD).......................................... 0216 469 44 96...........................................................................www.iskid.org.tr İstanbul Madeni Eşya Sanatkârları (İMES) Sanayi Sitesi.................................................... 0 216 364 33 47.............................................................................www.imes.org İstif Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Derneği (İSDER)..................................... 0216 467 09 46.......................................................................... www.isder.org.tr İş ve İnşaat Makineleri Kümelenmesi (İŞİM).............................................................................. 0312 385 50 90............................................................................www.isim.org.tr İş Makinaları Mühendisleri Birliği (İMMB)................................................................................... 0312 385 78 94........................................................... www.ismakinalari.org.tr Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Birliği (KBSB)..................................................................... 0532 689 25 73...........................................................................www.kbsb.org.tr Makina İmalatçıları Birliği (MİB)....................................................................................................... 0312 468 37 49............................................................................ www.mib.org.tr OSTİM Organize Sanayi Bölgesi (OSTİM)..................................................................................... 0312 385 50 90........................................................................ www.ostim.org.tr Öncü Sanayici ve İşadamları Derneği (ÖNCÜDER).................................................................. 0312 395 73 90......................................................................www.oncuder.com Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER)............................................................................................ 0212 444 20 85..........................................................................www.pagder.org Sağlık Gereçleri Üreticileri ve Temsilcileri Derneği (SADER)............................................... 0312 433 77 88.........................................................................www.sader.org.tr Sakarya 2. Organize Sanayi Bölgesi (S2OSB)............................................................................... 0264 654 58 33........................................................................ www.s2osb.org.tr Sakarya Makina İmalatçıları Birliği (SAMİB).............................................................................. 0264 241 05 57........................................................................www.samib.org.tr Tekstil Makine ve Aksesuarları Sanayicileri Derneği (TEMSAD)....................................... 0212 552 76 60.......................................................................www.temsad.com Tüm Tıbbi Cihaz Üretici ve Tedarikçi Dernekleri Federasyonu (TÜMDEF)................... 0312 468 69 84.........................................................................www.tumdef.org Tüm Asansör Sanayici ve İşadamları Derneği (TASİAD)....................................................... 0216 324 94 36....................................................................... www.tasiad.org.tr TOBB Türkiye Makine ve Teçhizat İmalatı Meclisi.................................................................... 0312 218 20 00.......................................................................... www.tobb.org.tr Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB).................................................................. 0850 495 0 666.....................................................................www.tmmob.org.tr Türk Pompa ve Vana Sanayicileri Derneği (POMSAD)............................................................ 0312 255 10 73................................................................... www.pomsad.org.tr Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği (TÜDÖKSAD).................................................................. 0212 267 13 92.................................................................www.tudoksad.org.tr Türkiye İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER)............................ 0216 477 70 77........................................................................ www.imder.org.tr Türkiye Mermer Doğaltaş ve Makinaları Üreticileri Birliği (TÜMMER)......................... 0312 440 83 63....................................................................www.tummer.org.tr Türk Tarım Alet ve Makineleri İmalatçıları Birliği (TARMAKBİR).................................... 0312 419 37 94.................................................................... www.tarmakbir.org Unlu Mamul Makine Üreticiler Birliği (TUMMAB).................................................................... 0224 360 62 91...................................................................... www.tummab.org • 116





Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.