Aralık 2013
Sayı: 67
Makine İhracatçıları Birliği Aylık Makine İhracatı ve Ticareti Dergisi
BAŞKANDAN 2
Vasata razıysak bu şekilde devam edelim...
Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı
Türk ekonomisi yüksek katma değerle üretim yapan, güçlü sanayiye sahip ve ekonomisi dünya ile entegre bir yapıda olsaydı, siyasi durumlardan bu derece etkilenmezdi. Çünkü Türk ekonomisinin büyümesinin ana omurgasını siyasi istikrar oluşturuyor. Siyasi istikrar olunca insanlar geleceğe güvenip borçlanıyor, yurt dışından gelip yatırım yapıyor. Siyasi istikrar biraz sarsıldığında, sis perdesinin ardında günler boşa akıp geçiyor. Hangi sektörlerin öncülüğünde büyüyoruz diye baktığımızda, bu sektörler bizi güçlü devlet olmaya götürmez ama fakir bir ülke de yapmaz. Eğer vasata razıysak bu şekilde devam edelim. Ama kişi başına düşen milli gelirimizi 25-30 bin dolar seviyesine çekmek gibi bir hedefimiz varsa, tek başına siyasi istikrara değil; ülkenin ortak hedeflere nasıl ulaşacağına dair bir organizasyona da ihtiyacımız var. Bunun yolu da nitelikli bireyler yetiştirmekten geçiyor. Bu bireyler dünyalı bakışa sahip ve iddialı kişilerden oluşmalı ki güçlü bir ekonomi olalım. Bu kısa vadeli bir hedef değildir. Çin ve Güney Kore bir nesilde dönüşümü gerçekleştirebildi. Planlı bir şekilde, bir nesilde neleri değiştireceğimize karar vermeliyiz. O zaman ana omurgamız katma değer üreten güçlü bir ekonomi olacaktır. Unutmamalıyız ki bu devleti oluşturan bizleriz, biz neysek devlette odur. Gelişmekte olan ülkelerin iki türü vardır. Birincisi kendini zengin zanneden ve zengin gibi harcayan; ikincisi ise kendisini zengin görmeyen ve fakir gibi çalışan. Türkiye tüketiyor ama yeterince üretmiyor. Ülkemizin Gayri Safi Millî Hasılası içinde sanayinin payı yüzde 18’lerdedir. Mütevazi bir şekilde ilerlemeye devam edersek güçlü ekonomik yapıya kavuşmamız çok uzun zaman alacaktır. Ancak üretir, dengeli tüketir ve geleceğe dair çok ciddi stratejiler belirler ve genç nesilleri buna göre eğitirsek Türkiye güçlü ekonomilerden biri olacaktır. Bu potansiyel ülkemizde mevcuttur.
İÇİNDEKİLER
ülkelerden
8 GÜNDEM MTG, MACHINE TOOL INDONESIA FUARINDAYDI 12 GÜNDEM MTG, ALMANYA FAALİYETLERİNİ SÜRDÜRÜYOR 14 GÜNDEM MTG’NİN KATILIMIYLA “AKILLI TEKNİK SİSTEMLER” İHTİSAS FORUMU DÜZENLENDİ 16 GÜNDEM MAİB, ÇORUM’DA MAKİNE ÜRETİCİLERİYLE BULUŞTU 18 GÜNDEM MTG, TÜRKİYE-DÜNYA TİCARET KÖPRÜSÜ’NDE YERİNİ ALDI 19 GÜNDEM MTG’NİN MAKİNE ALT SEKTÖRLERİNE DESTEĞİ SÜRÜYOR 20 GÜNDEM YERLİ MALINI KOLLAMAYAN İKİ İHALE İPTAL EDİLDİ 22 SEKTÖRDEN “TÜBİTAK DESTEĞİYLE BİR İLKİ BAŞARDIK” 26 SEKTÖRDEN “TALAŞ DÖNÜŞÜM SİSTEMLERİNDE
DÜNYA MARKASI OLACAĞIZ”
4
30 KAPAK ÜRÜNE DEĞER KATAN TEKNOLOJİ: AMBALAJ MAKİNELERİ
42 MSSP FOCUS İSTİF MAKİNELERİ SEKTÖRÜNÜ HEDEFLERİNE İSDER TAŞIYOR 48 ÜLKELERDEN ASYA’DA BİRLİKTEN DOĞAN GÜÇ: ASEAN 66 AKADEMİK “MEZUNLARIMIZ SANAYİNİN BEKLENTİLERİNİ KARŞILAYACAK”
48
72 JUNIOR ENERJİ TASARRUFU İÇİN “ISI KAZANIM İSTASYONU” GELİŞTİRDİLER 74 ARAŞTIRMA İNSANOĞLUNUN DEV “OYUNCAKLARI” 76 ARAŞTIRMA MESLEKİ EĞİTİMDE MÜMİN ERKUNT İMZASI 80
MAKİNE TARİHİ MÜHENDİSLİĞİN ANAVATANI: ANADOLU
82 ARAŞTIRMA TURQUALITY İLE DÜNYA MARKASI OLMAK 84 RÖPORTAJ “YÜKSEK KATMA DEĞERLİ ÜRETİMDE TÜRKİYE’NİN MERKEZ ÜSSÜ OLACAĞIZ” 87 GÖSTERGELER YILIN 11. AYINDA MAKİNE İHRACATIMIZ 12,6 MİLYAR DOLAR OLDU 99 RAKAMLAR 100 FUARLAR 102 ADRESLER 103 MOMENT in ENGLISH
30
ENERJİ TASARRUFU İÇİN “ISI KAZANIM İSTASYONU” GELİŞTİRDİLER 72
104
MSSP FOCUS 42
106 Asean: the power of unıty ın Asıa
108 MPG maıntaıns ıts support for machınery sub-sectors
109 Machınery Promotıon Group contınues ıts actıvıty ın Germany
110 MPG was at the Machıne Tool Indonesıa Faır
111 “Intellıgent technıcal systems” specıalızatıon forum was organızed wıth mpg as attendant
5
İSTİF MAKİNELERİ SEKTÖRÜNÜ HEDEFLERİNE İSDER TAŞIYOR
Technology addıng value to the product: Packagıng Machınes
EDİTÖRDEN
MTG, ÇALIŞMALARINI ARALIK’SIZ SÜRDÜRÜYOR
6
TUGAY SOYKAN
Makine Tanıtım Grubu (MTG), yılın son ayında da çalışmalarını aralıksız sürdürdü. Türk-Alman Sanayi ve Ticaret Odasının (TD-IHK) Dortmud’ta düzenlediği “5. Kuzey Ren Vestfalya Türk Ekonomi Görüşmeleri” toplantısına katılan MTG, “Akıllı Teknik Sistemler” ihtisas forumunun İstanbul’da gerçekleştirilmesine aracılık etti. Forum kapsamında Türkiye ve Almanya işbirliği çalışmaları ile ilgili bir de söyleşi gerçekleştirdi. Endonezya’da 27’ncisi düzenlenen Machinetool Indonesia Fuarında Türk makine üreticilerini yalnız bırakmayan MTG, info standında fuar ziyaretçilerini bilgilendirmenin yanında, fuarın farklı alanlarında Türk makine sektörünün gücünü ön plana çıkaran reklamlar yayınladı. Bu haberlerle ilgili detaylı bilgileri gündem sayfalarımızda bulabilirsiniz. Aralık sayımızın sektörden bölümünde; talaşları zehirli atık kapsamından çıkaran ve çevreye zarar vermelerini engelleyen, talaş dönüşüm sistemleri üretimine odaklanan Sarıgöl Konveyör firmasını mercek altına aldık. Sektörden sayfalarımızın ikinci bölümünde ise tarım makineleri imalatı alanında faaliyet gösteren Fimaks Makina’ya yer verdik. MSSP Focus bölümümüzün bu ayki konuğu ise İstif Makinaları Distribütörleri İmalatçıları Derneği (İSDER). Makine Sanayii Sektör Platformu’na üye kuruluşlar içinde önemli bir yere sahip olan İSDER’in son dönem çalışmalarıyla ilgili Yönetim Kurulu Başkanı Rızanur Meral’den bilgi aldık. Sektörel eğitim kurumları ve genç kuşağın başarılarına yer verdiğimiz sayfalarımıza ise mühendisliğin temel konularına hakim, takım çalışmasına yatkın, iş yaşamına hazır girişimci mühendisler yetiştirmeyi amaçlayan Okan Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünü taşıdık. Bölümün yapısıyla ilgili bilgi veren Prof. Dr. Levent Güvenç, görev alacakları sanayi kuruluşlarının beklentilerine cevap verebilecek nitelikleri taşıyan genç mühendis adaylarına güvenilmesi gerektiğini söyledi. Aralık ayında kapak konumuz ise; tüketicilerin satın alma algısını şekillendiren ambalaj sektörünün ana oyuncusu “Ambalaj Makineleri.” Sektörün yapısı, sorunları ve ihracat verileriyle önde gelen firmaların sektöre yönelik düşüncelerini kapak haberimiz içinde bulabilirsiniz. Kocaeli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu röportajıyla birlikte farklı sektörel analizlerin de yer aldığı bu yılının son sayısını keyifle okuyacağınızı düşünüyoruz.
MAKİNE İHRACATÇILARI BİRLİĞİ ADINA SAHİBİ Özkan AYDIN
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Tugay SOYKAN (tugaysoykan@origamimedya.com)
YAYIN TÜRÜ Süreli, Yerel Dergi
YAYIN KURULU BAŞKANI Adnan DALGAKIRAN
EDİTÖR Uğur DÜNDAR (ugur@origamimedya.com)
YAYIN KURULU Kutlu KARAVELİOĞLU,Sevda Kayhan YILMAZ, Serol ACARKAN,Hasan BÜYÜKDEDE, Hüseyin DURMAZ, Ali EREN, Tamer GÜVEN, Ferdi Murat GÜL, Özkan AYDIN, Esra ARPINAR, Mehtap ÖNAL, Erinç TARHAN, Berna BİLGİN
MUHABİR Volkan ÜKÜNÇ (volkan@origamimedya.com)
OAİB GENEL SEKRETERLİĞİ Ceyhun Atuf Kansu Cad. No: 120 Balgat - Çankaya Tel: 0312 447 27 40 Faks: 0312 446 96 05
YAYINA HAZIRLAYANLAR Origami Medya
REKLAM KOORDİNASYON info@origamimedya.com GÖRSEL YÖNETMEN Murat CERİT Merve ÖZSERBES YAYIN ADRESİ Mecidiyeköy Mah. Atakan Sok. Savaş Apt. No:6 Kat:2 D:7 Mecidiyeköy / Şişli / İST T: +90 212 252 87 76 - 77 F: +90 212 252 87 77
BASKI VE CİLT APA Uniprint Uniprint Basım Sanayi ve Ticaret A.Ş. Ömerli Köyü, Hadımköy - İstanbul Caddesi, No: 159 34555 - İstanbul - Türkiye Telefon: 0 212 798 28 40 pbx www.apa.com.tr
MOMENT EXPO Dergisi, Origami Medya tarafından T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanmaktadır. “Moment Expo Dergisi” ibaresi kullanılarak alıntı yapılması izne bağlıdır. Moment Expo Dergisi Makine İhracatçıları Birliği’nin 7.500 adet basılan ücretsiz süreli yayınıdır.
GÜNDEM
MTG, Machıne Tool Indonesıa Fuarındaydı Makine Tanıtım Grubu (MTG), 4-7 Aralık tarihleri arasında Endonezya’da 27. si düzenlenen Machınetool Indonesıa Fuarında Türk makine üreticilerinin yanında yerini aldı.
8
M
akine Tanıtım Grubu, 4-7 Aralık tarihleri arasında Endonezya’nın Cakarta şehrinde düzenlenen Machine Tools Indonesia Fuarına katıldı. Fuar organizasyonunda MTG’yi Makine İhracatçıları Birliği ve MTG Yönetim Kurulu Üyesi Sevda Kayhan Yılmaz, Makine Şube Müdürü Mehtap Önal ve Makine Şube Şefi Erinç Tarhan temsil etti. MTG, Endonezyalı yetkililerle biraraya geldi MTG’nin 45 metrekarelik info standında fuar ziyaretçilerine üye veri tabanını içeren katalog, CD, USB dağıtıldı.
GÜNDEM 9
Tanıtım çalışmaları kapsamında fuarın giriş kartlarına sponsor olan MTG, fuar alanındaki billboardlarda da Türk makine sektörünün gücünü ön plana çıkaran reklamlar yayınladı. 12 Türk firmasının katıldığı fuar süresince çalışmalarını aralıksız sürdüren MTG heyeti, Cakarta Ticaret Müşaviri Okan Öztürk’ün de katılımıyla Endonezya Endüstri Bakanlığı ve Endonezya Ticaret ve Sanayi Odasını ziyaret etti. Ziyaretler kapsamında iki ülke arasında ticareti artırabilmek için atılacak adımlar görüşülerek karşılıklı fikir alışverişinde bulunuldu.
GÜNDEM
“MTG, Türk makinesini dünyaya tanıtıyor” CİHAN USTA HİDROLİKSAN SATIŞ MÜDÜRÜ
2.
KATILIM
“Machine Tool Indonesia Fuarında yer almamızın en önemli nedeni, Endonezya’daki firma bilinirliğimizi artırmak. Satış açısından beklentilerimizi tam olarak karşılamasa da genel itibariyle iyi bir fuar geçirdiğimizi söyleyebilirim. Standımızı ziyaret eden müşterileriler ürünlerimizle yakından ilgilendi. Fakat ülkedeki döviz kurunun ve 2014 yılında gerçekleştirilecek seçimlerin etkisiyle müşteriler temkinli hareket etmeyi seçiyor.”
“Türk makine sektörünün markalaşması gerektiğini düşünüyorum. MTG de bu bilinçle hareket ederek sektör adına çok değerli projelere imza atıyor. MTG’nin tüm sektörel fuarlara katılmasını arzu ediyorum çünkü bireysel olarak firmalarımız her fuara katılamıyor. MTG ise hepimiz adına Türk makine sektörünü dünyada tanıtıyor.”
“Uzakdoğu pazarını önemsemeliyiz” HAKAN ÇEKİ ERMAKSAN ULUSLARARASI SATIŞ YETKİLİSİ “Fuara 10 yıldır düzenli olarak katılıyor ve ürünlerimizin tanıtımını en iyi şekilde yaparak, pazardaki satış ile servis ağımızı genişletmek istiyoruz. Organizasyon her zaman olduğu gibi yeni müşterilerle tanışmamıza vesile oldu. Fakat geçen yıllar ile karşılaştırdığımızda çok daha sakin geçtiğini söyleyebilirim.” KATILIM
10
10.
“MTG bu yıl ilk defa Endonezya’ya geldi ve gayet başarılı tanıtım çalışmalarına imza attı. Türk ürünlerinin Uzakdoğu pazarında bilinilirliğini artıracak her türlü faaliyetin ülke ekonomisine doğrudan etki edeceğini düşünüyorum. Fakat maalesef hem üreticiler, hem de bağlı olduğumuz kurumlar satış ve pazarlama politikalarını genellikle Avrupa ve ABD pazarına endeksli belirledikleri için Türk makineleri Uzakdoğu pazarında hakkettiği konuma henüz ulaşamadı.”
“MTG’nin reklam çalışmalarından etkilendik” BAHADIR ÖZMERDİVENLİ DENER MAKİNE SATIŞ SORUMLUSU
4.
KATILIM
“Endonezya pazarında imajımızı güçlendirmek ve bayi ağımızı genişletmek için fuara katıldık. Özellikle son kullanıcılar ile makine ithal eden tüm firmaları tanımayı amaçlıyoruz. Bu yıl düzenlenen fuar geçen seneye nazaran daha durgun geçti. Yine de markamızın, fuar ziyaretçilerinin hafızasında yer etmesi bile son derece önemli. Fuarları geleceğe dönük yatırımlar olarak gördüğümüz için firmamız adına başarılı bir organizasyon geçirdiğimizi düşünüyorum.”
“MTG’nin reklam çalışmalarından etkilendiğimizi söyleyebilirm. Fuara katılan üreticilerle yakından ilgilenen MTG yetkilileri, Türk makinecilerinin yanında olduklarını gösterdi. MTG’nin Türk makine sektörünün tanıtımına önemli katkılar sağladığını düşünüyorum. Küçük-büyük ayrımı yapmaksızın tüm fuarlarda aynı çalışmaları sürdürmenin, Türk makine sektörünü daha da ileriye taşıyacağına inanıyorum.”
“Üreticiler MTG çatısı altında birleşmeli” ENGİN ÇETİNER BEKA-MAK MAKİNA FİRMA ORTAĞI
2.
KATILIM
“Geçen yıl info stand ile katıldığımız Machine Tool Indonesia Fuarında pazarın büyüklüğünü gördükten sonra, bu yıl makinelerimizi sergilemeye karar verdik. Firmamızın tanıtımı açısından fuarı çok önemsiyoruz. Genel olarak Endonezya pazarında Çinli ve Tayvanlı makine üreticileri hakim. Fakat bu tip etkinliklerle Türk makine üreticilerinin de ne kadar güçlü olduğunu, kalite ve fiyat avantajlarıyla gösterme şansı buluyoruz.”
“MTG’nin tanıtım çalışmalarını genel hatlarıyla yararlı buluyorum. Daha önce Euroblech ve EMO fuarlarında da Türk üreticilerin yanındaydı. Firmalarımızın tanıtımına yönelik bu tarz çalışmaları oldukça önemsiyor ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Üretici firmaların her pazara ulaşması imkansız. Ama MTG aracılığıyla sektörümüzün dünyadaki imajını daha da güçlendirebiliriz. Firmalara bireysel olarak fuarlara katılmak yerine, MTG çatısı altında makinelerini sergileme fırsatı verilmeli. MTG’nin önemli fuarlarda belirleyeceği bir alanda, üreticilerin makinelerini sergilemesinin yararlı olacağı kanısındayım.”
7.
1.
KATILIM
SERDAR YAZGAN AKYAPAK MAKİNA SATIŞ-PAZARLAMA SORUMLUSU
KATILIM
AHMET İNAN ŞAHİNLER METAL MAKİNE SATIŞ SORUMLUSU
“Makine Tanıtım Grubunun fuardaki reklam çalışmaları gayet başarılıydı. Türk makine sektörünün tanıtımına yönelik her türlü çabanın desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz. Katıldığımız fuarlarda MTG, Türk makinecisinin yanında olduğunu hissettiriyor. Özellikle bu fuarda MTG standının Türk firmalarına daha yakın olmasının yararlı olduğunu düşünüyoruz.”
“Fuara Endonezya pazarındaki payımızı artırmak ve yeni ürünlerimizi müşterilerimize direkt olarak tanıtmak amacıyla katıldık. Bunun yanında, halihazırda müşterilerimiz olan firmalarla da yeni yatırım planları üzerine görüşme fırsatı bulduk. Machine Tool Indonesia Fuarı, pazarda varlığımızı hissettirme ve firmamızı yeni müşterilere tanıtma açısından başarılı geçti. Firmamıza yeni ihracat pazarı oluşturma anlamında, katkı sağlayan bir fuar oldu. Bu yıl Endonezya’da döviz kurlarının yerel para birimi karşısında değerlenmesi, pazardaki satışları olumsuz etkilese de, fuara düzenli katılmanın pazar payımızı korumada yardımcı olacağını düşünüyoruz.” “MTG’nin fuardaki reklam çalışmaları gayet başarılıydı. MTG’nin yaptığı çalışmaları, yerli makine üreticilerinin hitap ettiği pazarlarda, Türk makinelerinin kalite standardı algısını oluşturabildiği için destekliyoruz. Almanya’nın endüstriyel ürünlerde başardığı, yüksek kaliteyi Alman ürünü üst kimliğinde buluşturan olumlu düşünceyi aynı şekilde ülke olarak markalaşarak ve kalitemizi belli standartlara oturtarak bizler de başarabilirsek tüm dünyanın Türk makinelerini tercih etmesini sağlayabiliriz. Türk firmaları yeni pazarlara bireysel olarak açılmadan önce Türk ürününe karşı olumlu algı yaratılabilirse, pazara yönelik psikolojik zemin hazırlanmış ve işimiz de kolaylaşmış olur. MTG’nin, Türk firmaların pozitif yönlerini öne çıkararak gerçekleştirdiği reklam çalışmalarının artarak devam etmesini diliyoruz.”
“MTG’nin çalışmalarıylagurur duyuyoruz”
4.
KATILIM
MURAT BAYAZIT BAYKAL MAKİNE MARKA YÖNETMENİ
“Firmamız Asya Kıtası’nda güçlü bir pazar payına sahip. Fuarda pazara yönelik yeni ürünlerimizi sergileme fırsatı bulduk. Endonezya’daki gücümüzü her yıl daha da artırmak istiyoruz. Machine Tool, bu yıl Endonezya’da katıldığımız ikinci fuardı. Endonezya gelişmekte olan bir ülke ve pazarın talepleri özellikle sac işleme makinelerinde yoğunlaşıyor. Bu talepleri en doğru şekilde karşılamak için firma olarak çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Yeni müşterilerle tanışma açısından çok önemli bir fuar olduğunu düşünüyorum. Fuar öncesi bağlantıda olduğumuz birçok müşteri ile görüşme fırsatı yakaladık. Indonesia Machine Tool Fuarının firmamız açısından oldukça kazançlı geçtiğini söyleyebilirim.” “Yurt içinde ve yurt dışında Türk makine sanayisinin tanıtılması ve marka imajımızın artırılması adına, MTG’nin yanımızda olmasından gurur duyuyorum. Bu tarz tanıtım çalışmalarının sektörümüze ışık tuttuğunu düşünüyorum.”
11
“Machine Tool Indonesia Fuarına ilk kez katıldık. Ziyaretçi olarak takip etme fırsatı bulduğumuz geçen yılki organizasyonda önemli iş bağlantıları kurabileceğimiz izlenimi edinmiştik. Mevcut pazarın yapısı da fuara katılmaya teşvik etti. Fuara dünyanın çeşitli bölgelerinden birçok yabancı firma katılıyor. Özellikle Singapur, Malezya ve çevre ülkelerdeki bayilerimizle fikir alışverişinde bulunduk ve müşterilerimizden yeni siparişler aldık. Döviz kurundaki değişimler ve seçim arifesinde olunması, etkinliğin beklentilerimizin altında geçmesine neden olsa da Asya pazarından umutluyuz.”
GÜNDEM
“MTG işimizi kolaylaştırıyor”
“MTG, HER FUARDA TÜRK MAKİNECİSİNİN YANINDA”
GÜNDEM
MTG, Almanya faaliyetlerini sürdürüyor
12
MTG, 21 Kasım tarihinde Almanya’nın Dortmund şehrinde düzenlenen “5. Kuzey Ren Vestfalya Türk Ekonomi Görüşmeleri” toplantısında, davetlileri Türk Makine sektörü hakkında bilgilendirdi.
T
ürk-Alman Sanayi ve Ticaret Odasının (TD-IHK) 5. kez düzenlediği “Kuzey Ren Vestfalya (NRW) - Türk Ekonomi Günü” organizasyonu Dortmund Westfalenhalle’de gerçekleştirildi. Toplantıya, Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) ve MTG Yönetim Kurulu Üyesi Sevda Kayhan Yılmaz, Türkiye’nin Essen Başkonsolos Yardımcısı Ahmet Davaz, TD-IHK Başkanı Rolf A. Königs, Türk-Alman
Sanayi Odası Türkiye Başkan Yardımcısı Engin Koyuncu, KRV Eyalet Ekonomi Bakanı Garrelt Duin, Dortmund Büyükşehir Belediye Başkanı Ulrich Sierau’nun yanı sıra Türkiye ve Almanya’dan çok sayıda yetkili ve iş adamı katıldı. Vizeler kalkmalı TD-IHK Başkanı Rolf Königs’in yaptığı açılış konuşmasının ardından, Dortmund Büyükşehir Belediye
Başkanı Ullrich Sierau, Dortmund Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreteri Reinhard Schulz ve Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Ekonomi, Enerji, Sanayi, KOBİ ve Zanaat Bakanı Garrelt Duin de birer konuşma gerçekleştirdi. Rolf Königs yaptığı konuşmada, Türk işverenlere vize kolaylığı sağlanması gerektiğini hatırlattı. Königs, Başbakan Angela Merkel ile bir görüşmelerinde, kendisinin Türk işverenlere vize
“Korkulacak bir şey yok” MAİB ve MTG Yönetim Kurulu Üyesi Sevda Kayhan Yılmaz ise Almanya’da çok sayıda fabrikanın Türk yatırımcılar tarafından satın alınmasından korkulmaması gerektiğini belirtti. Satın alınan fabrikaların sökülerek Türkiye’ye taşınması ve üretimine Türkiye’de devam edileceği gibi bir inancın yersiz olduğunu kaydeden Sevda Kayhan Yılmaz, “Korkmayın, biz buradan bir şey götürmeyeceğiz. Satın alınan işletmeler, aynı yerinde üretimine devam edecektir. ‘Made in Germany’ ibaresi bizim için de önemlidir” diye konuştu. Yılmaz, “Almanya, bizim en önemli ticari partnerlerimizden birisidir. Büyük ölçekli ithalatımız ve ihracatımız var. 2023 hedefimiz ise ihracat rakamlarını daha da yukarılara çekmek. Makine
sektöründe şu an Avrupa’da altıncı sıradayız. Almanya ile olan ekonomik ilişkilerimizde birçok avantaja sahibiz. Türkiye’de, Avrupa ve Almanya için iyi bir pazar. Birçok ülkede üretim yapan firmaların yöneticilerinin bir ayağı devamlı Türkiye’de” dedi. “Fiyatlar yüksek” Optimal Enginierung&Trade Genel Müdürü Gani Eren ise, Alman mallarının pahalı olduğuna vurgu yaptı. Aynı ürünlerin, piyasada daha düşük maliyetlerde üretilip daha düşük fiyatlara piyasaya sürülme-
Bielefeld’de gerçekleştirilen “OWL 10. Kuruluş Yıldönümü” etkinliğinde MTG adına onur konuğu olan Sevda Kayhan Yılmaz “Makine Tedarik Yan Sanayi Ülkesi; Türkiye ve Makine Satış Ülkesi; Çin” başlıklı tartışma grubunda Türk makine sektörünü temsil etti.
13
kolaylığı sözü verdiğini hatırlatarak, “Koalisyon görüşmelerinde bu sorunun gündeme gelmesini istiyoruz” dedi. Üyelerinden bu konuda çok sayıda şikayet aldıklarını ifade eden Königs, “Bu gerçekten büyük bir sorun, büyük bir bürokratik yüktür. Vize meselesi Türkiye ile Almanya arasında ekonomik ilişkilere zarar veriyor. Bir an önce Türk işverenlere vize kolaylığı sağlanması gerekiyor” şeklinde görüş belirtti. Türkiye’nin AB üyeliğini desteklerini tekrarlayan Königs, Türk ekonomisinin son yıllarda kaydettiği büyük gelişmeye de dikkat çekti.
İşbirliği projeleri görüşüldü Sevda Kayhan Yılmaz, MTG’nin Almanya temasları kapsamında, 22 Kasım tarihinde Bielefeld’de gerçekleştirilen “OWL 10. Kuruluş Yıldönümü” etkinliğinde onur konuğu olan Makine Tanıtım Grubu adına “Makine Tedarik Yansanayi Ülkesi; Türkiye ve Makine Satış Ülkesi; Çin” başlıklı tartışma grubunda da Türk makine sektörü hakkında bilgi verdi. Almanya’da faaliyet gösteren firma ve kurumlarla önemli görüşmeler yapılan söz konusu organizasyonda; VDMA’nın NRW Genel Müdürü Hans Jurgen Alt ile VDMA ve Makine İhracatçıları Birliği arasında ilerleyen dönemlerde yapılabilecek işbirliklerine yönelik planlar masaya yatırıldı.
GÜNDEM
si gerektiğini söyleyen Gani Eren, ucuz ürünlere olan talep artışına dikkat çekti. Büyük bir ekonomik güç olan Türkiye’nin artık benimsenmesi gerektiğini kaydeden Eren, Türk-Alman firma birleşmelerinin önemine değinerek, gelecek toplantıların da bu konuda olacağını kaydetti. Programda MAİB Yönetim Kurulu Üyesi Ali Eren, MAİB Almanya Temsilcisi Ahmet Yılmaz, Waidner GmbH Genel Müdürü Jerome Hull, Waidner GmbH Genel Müdürü Christoph Waidner, Alman Mühendislik Federasyonu’ndan Friedrich Wagner de görüşlerini davetlilerle paylaştı.
GÜNDEM
MTG’nin katılımıyla “Akıllı Teknik Sistemler” ihtisas forumu düzenlendi
14
OstWestfalenLıppe Teknoloji Ağı (ıt’s OWL), Dünya Ekonomi Gazetesi ve MTG işbirliğinde “Akıllı Teknik Sistemler” ihtisas forumu 3 Aralık’ta İstanbul’da düzenlendi.
A
lmanya’nın Kuzey RenVestfalya Eyaleti Yatırım Destek ve Tanıtım Bürosu’nun (NRW.INVEST) Türkiye Temsilciliği organizasyonu ile “Akıllı Makineler - Mekatronikten Akıllı Teknik Sistemlere; Kuzey Ren-Vestfalya’daki Akıllı Teknik Sistemler” adıyla düzenlenen ihtisas forumuna; Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Yönetim Kurulu Başkan Yar-
dımcısı Kutlu Karavelioğlu, Yönetim Kurulu Üyeleri Sevda Kayhan Yılmaz ve Ferdi Murat Gül katıldı. Forum çerçevesinde Sevda Kayhan Yılmaz ve OWL Yönetim Kurulu Başkanı Hans Dieter Tenhaef, Türkiye ve Almanya işbirliği çalışmaları ile ilgili bir söyleşi gerçekleştirdi. Akıllı teknik sistemler alanında ortaya çıkan son gelişmeler hakkında bilgi paylaşımında bulunulan forum kapsamın-
da makine, otomasyon ve bilişim sektörlerinin aktörleri bir araya geldi. Ürün ve üretim sistemlerine işlevsellik kazandırıp kullanıcıların yükünü hafifleten akıllı teknik sistemlerle; geliştirme, kurulum, bakım ve yaşam döngüsü yönetimi iyileştirilirken söz konusu sistemlerle makinelerin güvenilirliği, emniyeti ve kapasitesi de artıyor. Enerji ve malzeme gibi kaynaklar daha verimli bir şekilde
GÜNDEM
kullanan akıllı teknik sistemler, bireyselleştirilmiş ve değiştirilebilir üretim süreçlerini mümkün kılıyor.
15
“OWL endüstri liderlerini biraraya getiriyor” “Akıllı Teknik Sistemler OstWestfalenLippe Teknoloji Ağı” (it’s OWL); yarının pazarları için yenilikçi ürünler ve hizmetler geliştiren ve Almanya’nın güçlü makine üretim merkezlerinden biri olan Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinin önemli networklarından biri konumundadır. Bu teknoloji ağı, en üst seviyede araştırma yapan kurumlarla yakın işbirliği içinde olan makine, elektrik-elektronik ve otomotiv yan sanayi endüstrilerinin dünya çapındaki liderleri ile gizli şampiyonlarını bir araya getiriyor. Türkiye de bu verili durum çerçevesinde, Avrupa Birliği’ne üyelik görüşmelerini sürdüren, büyüyen sanayisiyle Arap ve Orta Asya ekonomik bölgeleriyle iyi ilişkilere ve güçlü bağlantılara sahip bir ülke olarak öne çıkıyor. Bu sebeple Türkiye, OstWestfalenLippe Bölgesi açısından makine imalatı ve akıllı teknik sistemler konularında önemli bir stratejik ortak olarak görülüyor. OstWestfalenLippe Bölgesi ile Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti, Türk makine sektörünün gelişimi ve özellikle ihracatını arttırması bakımından yeni işbirlikleri kurmayı düşünen Türk firmalarını ticarete ve yatırıma çağırıyor. Söz konusu bölge Avrupa’da Ar-Ge, üretim ve satış için ideal bir lokasyona sahip. 3 Aralık tarihinde gerçekleştirilen forumun açılış konuşmasını NRW. INVEST Türkiye Temsilcilik Müdürü Adem Akkaya yaptı. NRW.INVEST’in ku-
ruluşu ve çalışmalarıyla ilgili bilgi veren Adem Akkaya’dan sonra söz alan NRW. INVEST Kıdemli Danışmanı Klaus-Peter Dietzel “Kuzey Ren-Vestfalya-Araştırma ve Geliştirme için Avrupa’nın Merkezindeki Lokasyonunuz” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Forum kapsamında; Miele & Cie. KG Genel Müdürü Dr. Eduard Sailer, Weidmüller Akademisi Müdürü Dr. Eberhard Niggemann, Witte Ostwestfalen-Lippe Yüksekokulu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Müh.
“It’s OWL” hakkında Kuzey Ren-Vestfalya’nın kuzeydoğusunda yer alan Ostwestfalen-Lippe (OWL) Bölgesi Almanya’nın en güçlü ekonomi merkezlerinden biridir. Özellikle orta ölçekli aile şirketleri ekonominin belkemiğini oluşturuyor. Ticari şirketler ve araştırma kurumları “it’s OWL - Intelligente Technische Systeme OstWestfalenLippe” markası altında mekatronikten doğal zekaya doğru geçişin hızlı ve etkili bir şekilde gerçekleşmesi için çalışıyor. “it’s OWL” Ocak 2012’den bu yana federal hükümetin ileri teknoloji stratejisinde “Öncü Sanayi Kümelenmesi (Spitzencluster)” olarak sınıflandırılıyor. Bölgede Bielefeld ve Paderborn üniversiteleri ile sekiz yüksekokul eğitim alanında faaliyetlerini sürdürüyor. Bölgedeki eğitim kurumları da özel olanaklara sahip. Benteler, Bertelsmann, Claas, Dr. Oetker, Gerry Weber, Gildemeister, Melitta, Miele, Schüco ve Wincor Nixdorf gibi uluslararası nitelik taşıyan şirketler Ostwestfalen-Lippe Bölgesindeki yüksek potansiyelin kanıtıdır.
Stefan Witte, it’s OWL Clustermanagement GmbH Yetkilisi Dr. Roman Dumitrescu da birer sunum yaparak, davetlilerin sorularını yanıtladı. “Almanya’da ilk ziyaret ettiğimiz kurum OWL” Toplantının son bölümünde “OWL Maschinenbau ile Makine Tanıtım Grubu Arasındaki İşbirliği” başlığı altında düzenlenen söyleşide söz alan MAİB Yönetim Kurulu Üyesi Sevda Kayhan Yılmaz, şunları şöyledi; “Makine ihracatında hedef ülke olarak belirlediğimiz Almanya’da ziyaret ettiğimiz ilk kurum OWL olmuştu. OWL ile başlattığımız işbirliği çalışmaları bizim açımızdan ufuk açıcı bir nitelik taşıyor. Makine Sanayii Sektör Platformu (MSSP) üyesi dernekler, OWL’yi ve OWL üyesi dernekleri inceleyip neler yapılabileceği noktasında bize fikirlerini iletebilir. NRW.INVEST bünyesinde çok sayıda Türk şirket çalışmalarını sürdürüyor. Bu yüzden NRW.INVEST Türk makine sektörü açısından son derece önemlidir.”
GÜNDEM
MAİB, Çorum’da makine üreticileriyle buluştu
16
Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) ve Makine Tanıtım Grubu (MTG) tarafından 25 Kasım’da Çorum’da düzenlenen Makine Sektör Toplantısı’nda, sektörün sorunları ile çözüm önerileri ele alındı.
D
ünya ve Türkiye ekonomisi ile makine sektöründe mevcut durum ve beklentilerin ele alındığı toplantıya MAİB Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, Çorum Ticaret ve Sanayi Odası (ÇTSO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fikret Tepençelik, Eximbank yetkilileri ve bölge firmalarından temsilciler katıldı. Etkinlikte bir konuşma yapan MAİB Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, devletin yerli makine sanayini desteklemesi için çağrıda bulundu. Türkiye’nin 2023 ihracat hedefi 500 milyar dolar, Gayri Safi Milli Hasıla hedefinin de 2 trilyon dolar olduğunu hatırlatan Adnan Dalgakıran, bu hedeflere yönelik Türkiye’nin ekonomik anlamda şu anda bulunduğu konumdan daha üst sınıfa geçmeyi arzu ettiğini ve kişi başı milli gelirinde 20 bin doların üzerine çıkartmayı hedeflediğini söyledi. “Yeni nesiller Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek” Türkiye’nin lig atlayabilmesi ve aynı zamanda 20-25 bin dolar kişi başı gelir hedefine ulaşması için bazı şartların bulunduğuna dikkat çeken Adnan Dalgakıran, “Önümüzdeki 10 yılda Türkiye’yi neler bekliyor. Türkiye lig atlayabilecek mi? 20-25 bin dolar kişi başı gelir seviyesine gelebilecek mi? Bunların bazı şartları var. Sizlerin de bildiği gibi orta gelir tuzağı dediği-
miz aslında 10 bin dolar kişi bazında seyreden gelirle dünyada çok uzun zaman aynı noktada seyreden ülkeler var. Bunun getirdiği refahın da insanları tatmin etme tehlikesiyle karşı karşıyayız. Sanayide, üretimde çalışmayı arzu eden bir nesil ve gerçekten eğitimli bir nesil oluşturamazsak bu alanda çok
zorlanacağız. Yeni nesiller Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek” dedi. “Katma değeri yükseltecek sektörlerin başında makine geliyor” Sektörün bu hedefe ulaşabilmesi için her yıl yaklaşık yüzde 15 ila 20 ara-
gerekiyor. Ar-Ge ve inovasyon konusunda TÜBİTAK ve Bilim, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının önemli destekleri var. Çorum’da kümelenme hareketleri başladı. Aramızda ne tür sorun olursa olsun, kişisel ne tür problemler olursa olsun mutlaka bir organizasyon içinde hareket etmemiz gerekiyor. Bu organizasyonu beceremeyen ülkelerin nasıl geride kaldıklarını net şekilde görüyoruz. İşbirliğini geliştiremezsek bu akıbet kaçınılmaz olur. Bazı şirketler çıtayı aşmış durumda. Büyüme hızı ve ihracat gelişmeleri çok hızlı ve kuvvetli. İşbirliklerini Çorum olarak ne kadar gerçekleştirirseniz büyüme için o kadar avantaj elde edeceksiniz. Makine sektörü açısından şu anda en güçlü bölge Marmara ve İstanbul. Buralarda bu iş gücünü temin etmek, yeni yatırım
GÜNDEM 17
sında ihracatını artırması gerektiğini belirten Adnan Dalgakıran, bu rakamın ortalama yüzde 7’ler civarında büyüdüğünü açıkladı. Adnan Dalgakıran, hedefe giden yolda istenilen bir büyüme olmasa da Türkiye’nin toplam ihracat artışının yüzde 3-3,5 olduğu düşünüldüğünde; toplam ihracattaki büyüme oranının iki katı bir hıza sahip olduğunu, fakat bunun yeterli olmadığını kaydetti. İnsan yetiştirmek zorunda olduklarını dile getiren Adnan Dalgakıran, “Yaşadığımız sıkıntılar aynı. Bu insan kaynağını önemli ölçüde kendimiz yetiştirmek zorundayız Bu konuda şirketler olarak tedbirler almak ve bu alana önem vermek zorundayız. İhracatta karşılaştığımız problemlerden en büyüğü de standardizasyon ve dokümantasyon konularında. Ürünlerde daha üst katma değerlere yönelmemiz gerekiyor. Bizi engelleyen en önemli husus şirketlerin ölçek ekonomisinden uzak olmasıdır. Almanya’da 6 bin firma üretim yapıyor Türkiye’de ise 16 bin firma. Almanya’dan daha az üretim yapmamıza rağmen firma sayımız üç katı. Girişimci ruhumuzu gereğinden fazla kullanıyoruz. Hem küçüğüz, hem de firma doğurmaya devam ediyoruz. Durum böyle devam ederse dünyayla rekabet etmemiz çok zor olur. Teknolojiyi dışarıdan satın alarak üretim yapıyorsanız o ülke sürekli olarak sadece uygun fiyatta iş gücüne dayalı ekonomi geliştirmek zorunda kalır. Katma değeri yükseltecek en önemli sektörlerden birisi de makine sektörüdür. Mutlaka kamunun yerli makine sanayisini desteklemesi
alanları oluşturmak imkansız hale geldi. Türkiye nasıl ülkeye yeni yatırımcıları çekmeye çalışıyorsa Anadolu’daki şehirlerimizin de büyükşehirlerdeki şirketlerimizi kendi bölgelerine rahatlıkla çekebileceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı. ÇTSO Başkan Yardımcısı Fikret Tepençelik ise, Türkiye’nin 2023 hedeflerini gerçekleştirme noktasında makine sektörünün önemli bir misyon üstlendiğini söyledi. Sektörün, katma değeri ve marka değeri yüksek ürünlere yönelmesi halinde hem ülkenin, hem de Çorum’un önemli kazanımlar elde edeceğini dile getiren Tepençelik, “Bilindiği gibi makine sektörü, Çorum’un ihracatında yüzde 42’lik paya sahip. Bu çıtayı daha da yükseltmeliyiz. İhracat konusunda devlet politikasında ve maliye politikasında yapısal değişiklerin gerçekleştirilmesi gerekiyor. Makine sektörüne ilişkin olarak Çorum’da bir takım adımlar atarak Çorum’da kümelenme projesini başlattık. Sektör temsilcilerini savunma sanayisine yöneltmek ve bu alandaki firmalarla potansiyel işbirliği kurulması için çaba gösterdik. Sanayinin ve imalat sektörünün çok ciddi problemleri var. Mali politikalar bazen sanayicinin belini büküyor. Hükümetin bu konudaki iyileştirme politikalarını bir an önce hayata geçirmesini bekliyoruz” dedi. Başkanların konuşmasının ardından MAİB Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel tarafından “Dünya Ekonomisi, Türkiye Ekonomisi ve Makine Sektöründe Mevcut Beklentiler” konuları ile Eximbank faaliyetleri hakkında çeşitli sunumlar gerçekleştirildi.
GÜNDEM
MTG, Türkiye-Dünya Ticaret Köprüsü’nde yerini aldı Makine Tanıtım Grubu (MTG), Ekonomi Bakanlığı koordinasyonunda Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) tarafından 19’uncusu düzenlenen Türkiye-Dünya Ticaret Köprüsü etkinliğine katıldı.
18
T
ürkiye-Dünya Ticaret Köprüsü 2013 etkinliğinde stant açan MTG, yerli ve yabancı ziyaretçileri Türk makine sektörüne yönelik faaliyetleri konusunda bilgilendirdi. 140 ülkeden bine yakın davetliyi buluşturan organizasyon, İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Etkinliğin açılışını yapan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi ve TUSKON Başkanı Rızanur Meral tarafından da ziyaret edilen MTG standı etkinlik süresince yabancı ziyaretçilerin ilgi odağı oldu. “Dünya ile kaynaşıyoruz” Organizasyonun açılış kurdelesini kesen ve stantları ziyaret eden Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, firma sahiplerine başarı dileklerinde bulundu. Ticaret Köprüsü etkinliğiyle dünyaya çok önemli mesajlar verdiklerini belirten Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye olarak her toplantıda dünyayla biraz daha kaynaştıklarını söyledi. Anadolu’da ihracat yapmayan il kalmadığını ve ihracatın İstanbul’dan Anadolu’ya kaydığını belirten Zafer Çağlyan, geçen yıl Türkiye’nin ihracatın katkısıyla yüzde 2,2’lik bir büyüme elde ettiğini kaydetti. Zafer Çağlayan, etkinlik kapsamında dünyanın dört bir yanından gelen girişimcilerin Türkiye’den muhatapları ile görüşeceğini, sonrasında Anadolu’ya yayılacağını dile getirdi. Türkiye’nin 2023 için 2 trilyon dolarlık milli gelir, 500 milyar dolarlık ihracat hedefi bulunduğundan söz eden Zafer Çağlayan, bu rakam-
ların yakalamak adına gerekenlerin yapılacağını belirtti. “3 bin firmayı buluşturuyoruz” Dünya Ticaret Köprüsü organizasyonu hakkında değerlendirmede bulunan TUSKON Yönetim Kurulu Başkanı Rızanur Meral, “Gıda, inşaat ve tekstil başta olmak üzere farklı sektörlere odaklı düzenlenen dünya köprülerinin 19’uncusu için birlikteyiz. Ana temasını gıda, hızlı tüketim mamulleri, tarım ve ilgili makineler olarak belirlediğimiz bu yılki ticaret köprüsü toplam 3 bin uluslararası ve yerel firmayı buluşturuyor. Program sonunda 25 bin iş görüşmesinin yapılmasını bekliyoruz” dedi.
“En büyük sorun enerji ve girdi maliyetleri” Etkinliği ihracat adına olumlu bulan TİM Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyükekşi ise şunları söyledi: “Her zaman rekabet edeceğimiz kuru savunduk. Kolaycılığına kaçmadık. Kur belli seviyeye geldiğinde bile yeterli olduğunu beyan ettik. İhracat Eğilim Anketi’ne katılan firmaların ideal kur görüşü dolarda 1,95, Euro’da 2,50. Yani kurun geldiği yer beklentileri karşılıyor. Hedefimiz aşırı kurun enflasyona neden olmamasıdır. Şu aşamada ihracatçının en önemli sorunu enerji ve girdi maliyetleridir. Bu durum, rekabeti olumsuz etkiliyor. Enflasyon da buna eklenirse aleyhimize olur.”
GÜNDEM
MTG’nin makine alt sektörlerine desteği sürüyor Türk Pompa ve Vana Sanayicileri Derneği (POMSAD) 29 Ekim-1 Kasım tarihleri arasında Rusya’da düzenlenen 12. Uluslararası Pompa, Kompresör, Vana Fuarına MTG’nin desteğiyle katıldı.
19
R
usya Pompa Üreticileri Birliği ile Rusya Kompresör ve Pnomatik Birliğinin birlikte organize ettiği; Moskova Şehir Yönetimi, Moskova Ticaret ve Sanayi Odası ile Rusya Federasyonu Ticaret ve Sanayi Odası tarafından desteklenen sektörün en önemli fuarlarından olan 12. Uluslararası Pompa, Kompresör, Vana Fuarı PCV (Pumps, Compressors, Valves), 29 Ekim – 01 Kasım 2013 tarihleri arasında Rusya’nın Başkenti Moskova’da gerçekleştirildi. MTG’nin desteğiyle fuara info stand ile katılan POMSAD, Türk pompa sektörü ve üyeleriyle ilgili ziyaretçilerini bilgilendirdi.
26 ülkeden 296 katılımcı firmaya ev sahipliği yapan, 10 bin 705 metrekarelik fuar alanının yüzde 40’ından fazlası, yabancı markalara ayrıldı. Dört gün devam eden organizasyon süresince 33 farklı ülke ve Rusya’nın 63 bölgesinden 5 bin 765 kişi fuarı ziyaret etti. Pompa, vana, kompresör, aktüatör ve motor ana faaliyet alanındaki üreticileri bir araya getiren etkinlikte; Dalgakıran firması fuarın resmi yaka kartı sponsoru, Atlas Copco ise fuar kayıt alanı sponsoru oldu. PCV Expo 2014 Fuarının da 28-31 Ekim tarihleri arasında aynı alanda gerçekleştirileceği açıklandı.
GÜNDEM
Yerli malını kollamayan iki ihale iptal edildi Kamu İhale Kurumu, iki ihaleyi, Başbakanlığın 2011/13 sayılı Genelgesi doğrultusunda yerli ürün lehine avantaj sağlayacak düzenleme yapılmadığı gerekçesiyle iptal etti.
20
K
amu İhale Kanunu’nun “Yerli istekliler ile ilgili düzenlemeler” başlıklı 63’üncü maddesinde, “Hizmet alımı ve yapım işi ihalelerinde yerli istekliler lehine, mal alımı ihalelerinde ise Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile diğer ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak Kurum tarafından yerli malı olarak belirlenen malları teklif eden istekliler lehine, yüzde 15 oranına kadar fiyat avantajı sağlanması; yaklaşık maliyeti eşik değerlerin altında kalan ihalelere ise sadece yerli isteklilerin katılması hususlarında ihale dokümanına hüküm konulabilir” hükmü yer alıyor. “Öncelikli olarak yerli ürünler tercih edimeli” 2011/13 sayılı Başbakanlık Genelgesi’nde “Tasarruf ve rekabet ilkelerine uygun hareket edilmesi kaydıyla, ülkemiz ihtiyaçlarının yerli ürünlerden karşılanması ekonomimiz açısından büyük önem taşımaktadır. Bu çerçevede, mevzuatımızda yerli ürün kullanımına yönelik mevcut hükümlerin uygulanmasına özen gösterilmesine ilave olarak, kamu kurum ve kuruluşlarınca gerçekleştirilecek mal alımlarına ilişkin uygulamalarda: Teknik şartnamelerde Türkiye’de üretilen ürünlerin teklif edilmesini engelleyen düzenlemelerin yapılmaması; kamu ihale mevzuatına aykırı olarak, isteklilerin ithal ürün ya da belirli bir ülkenin malını teklif etmesine yönelik
düzenlemelerin yapılmaması; ürünlere ilişkin olarak yabancı belgelendirme kuruluşları tarafından düzenlenen ve zorunlu olmayan belgelerin ihale dokümanlarında aranmaması; ithal ürün teklif eden isteklilerin yurt dışında mal teslim edebilmelerine imkan tanınması durumunda, teslim yeri, navlun, gümrük ve vergi giderleri gibi unsurların tekliflerin değerlendirilmesinde nasıl dikkate alınacağına dair ihale dokümanlarında düzenlemelerin yapılması, ithal ürün teklif eden isteklilere mal tesliminden önce akreditif açılarak ön ödeme yapılmasına imkan tanınması durumunda, Türkiye’de üretilen ürünleri teklif eden isteklilere de avans ödemesi yapılmasına yönelik ihale dokümanlarında düzenleme yapılması, hususlarının dikkate alınarak, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamındaki alımlar ile Devlet Malzeme Ofisinden gerçekleştirilecek alımlarda öncelikli olarak Türkiye’de üretilen ürünlerin tercih edilmesini ve kamu kurum ve kuruluşları yöneticilerinin bu konuda gereken duyarlılığı göstermelerini önemle rica ederim” açıklaması yer alıyor. İptal edilen ihaleler “Yerli malı olarak belirlenen malları teklif eden istekliler lehine, yüzde 15 oranına kadar fiyat avantajı sağlanması” ilkesine uygun şartlar içermediği gerekçesiyle iptal edilen ihalelerden ilki; Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Destek Hizmetleri Başkan Yardım-
cılığı tarafından 24.05.2013 tarihinde açık ihale usulü ile yapılan 2013/45971 İhale Kayıt Numaralı “İndikatörlü Sıvı Besiyeri (Mikobakteri Kültürü) Testi” İhalesi oldu. Kamu İhale Kurumunun aynı gerekçeyle reddettiği ikinci ihalenin ise, İstanbul Halk Sağlığı Müdürlüğü Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu tarafından 28.05.2013 tarihinde açık ihale usulü ile yapılan 2013/47477 İhale Kayıt Numaralı “Otomatik Üreme Kontrolü Tüberküloz Basılı İzolasyon, İdentifikasyon ve Antibiyogram Sistemi ve Lowenstein Besiyeri (1 ve 2’nci kalem)” İhalesi olduğu duyuruldu. Bu bilgiye https:// ekap.kik.gov.tr/EKAP/Vatandas/KurulKararTutanakSorgu.aspx internet adresinden ulaşabilirsiniz.
Kamu İhale Kurumu “Yerli malı olarak belirlenen malları teklif eden istekliler lehine, yüzde 15 oranına kadar fiyat avantajı sağlanması” ilkesine uygun şartlar içermediği gerekçesiyle iki ihaleyi iptal etti.
SEKTÖRDEN
“TÜBİTAK DESTEĞİYLE BİR İLKİ BAŞARDIK”
22
Tarım makineleri imalatı alanında faaliyet gösteren Fimaks Makina, TÜBİTAK desteğiyle Türkiye’nin ilk kendi yürür yem karma makinesini üretti. Fimaks Makina İhracat Müdürü Fatih Durak, yeni makinenin hayvan yetiştiricilerinin işini kolaylaştırma açısından devrim niteliğinde bir ürün olduğunu söyledi.
O
tomotiv endüstrisine ürün tedarik etmek amacıyla 1975 yılında Fethi Çetin tarafından İstanbul’da kurulan Fimaks Makina, 1985 yılında tarım makineleri imalatına başladı. İlerleyen yıllarda büyükbaş hayvan yetiştiricilerinin ihtiyaçlarını gidermeye yönelik makinelerin üretimine odaklanan firma, ilk
ihracatını ise 2000 yılında gerçekleştirdi. Bugün 200 çalışanı ile ürünlerini dünyanın 71 ülkesine ihraç eden firma, bu sayıyı daha da artırmayı hedefliyor. Üretiminizi nerede ve nasıl gerçekleştiriyorsunuz? Üretim faaliyetlerimize Bursa Karacabey’de 10 bin metrekare kapalı
alan üzerine kurulu fabrikamızda devam ediyoruz. Makine parçalarını CNC işleme merkezleri ve CNC tornalarda üretiyoruz. Kaynak operasyonları yetkin personellerimiz tarafından manuel kaynak makineleri ve kaynak robotları aracılığıyla yapılıyor. Ürettiğimiz tüm makine parçalarını boyadan önce otomatik kumlama makinesinden
TÜBİTAK desteğiyle Türkiye’de ilk defa kendi yürür yem karma makinesi ürettik. geçiriyoruz. Boyama işlemini ise 2011 yılında yenilenen modern boyahanemizde gerçekleştiriyoruz. Makinelerimizin montajı da deneyimli montaj operatörleri tarafından iki ayrı montaj hattında yapılıyor. Fabrikamız bünyesinde ürettiğimiz tüm ürünler TSE ile TSEK belgeleri, deney raporları, zirai kredilendirme belgesi, ISO kalite sertifikası ve CE belgesine sahiptir. Yapımı devam eden Bursa Mustafakemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’nde toplam 30 bin metrekare alan üzerine kurulu yeni fabrikamız, 2014 yılı ortalarında faaliyete girecek, artan yurt içi ve yurt dışı talebi karşılama noktasında çok önemli bir katkı sağlayacak.
karma makinesini de yine ilk defa Fimaks üretti. Hayvan yemini karıştırıp dağıtmaya yarayan yem karma makinelerinde, 0,9 metreküpten 20 metreküpe kadar modellerimiz ve farklı çiftlik çeşitleri için zengin opsiyon seçeneklerimizle Türkiye’de ve bazı Güney Amerika ülkelerinde pazar lideriyiz. Her türlü ottan temel hayvan besini olan silaj elde etmek için kullanılan ot silaj makineleri; katı hayvan gübrelerinin ufalanmasını ve homojen bir şekilde bağ ve bahçelere atılmasını sağlayan gübre römorkları; sıvı hayvan gübrelerinin homojen bir şekilde tarlaya atılmasını sağlayan sıvı gübre tankı; yonca, fiğ gibi ürünlerin biçilerek tarlada bırakılmasını sağlayan çayır biçme makinesi; tarlada biçilmiş halde bulunan ot, saman gibi ürünleri sıra haline getirmeye yarayan namlu yapma makinesi; daha çok Avrupa pazarı için ürettiğimiz, yuvarlak ve kare balyaların parçalanarak çiftliklerde yataklama yapılmasına yarayan balya parçalama makinesi; yine Avrupa pazarı için ürettiğimiz, silindirik balyaları açarak hayvanların beslenmesini kolaylaştıran balya açma makinesi; silajın silaj çukurundan alınarak doğrudan hayvanlara verilmesi için kullanılan silaj kepçesi; yol, ahır, çiftlik gibi yerlerin temizlenmesi için kullanılan süpürge ve çiftliklerde balya, varil, koli benzeri eşyaların taşımak için kullanılan forkliftler imalatını yaptığımız ürünlerdir.
23
Ürün çeşitleriniz ve bunların özellikleri hakkında bilgi verir misiniz? Firmamız hayvan yetiştiricileri ve çiftçiler için teknolojik çözümler üretiyor. İmalatını gerçekleştirdiğimiz başlıca ürünler; mısır silaj makineleri, yem karma makineleri, ot silaj makineleri ve gübre römorkları. Bunun yanında sıvı gübre tankları, diskli çayır biçme makineleri, namlu yapma makineleri, balya açma makineleri, balya parçala-
ma makineleri, silaj kepçeleri, süpürge, sebze mibzeri ve forklift de ürettiğimiz diğer lakemler arasında yer alıyor. Mısır silaj makinesi Türkiye’de ilk kez 1988 yılında firmamız tarafından üretildi. Bu ürün, tarlada ekili mısırı biçerek temel hayvan besini olan silaja dönüştürmek için kullanılıyor. Firmamızın amiral gemisi olan mısır silaj makinelerinden tek, çift ve dört sıralı olmak üzere üç farklı tipte üreterek, bugüne kadar 20 bin çiftçimize ulaştırmış olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Bir diğer ürünümüz yem karma makinesidir. Türkiye’de dikey yem
SEKTÖRDEN 24
Yeni fabrikamız bünyesinde işletmeye alınacak boya ve montaj hatları ile modernizasyon çalışmalarımızı tamamlayıp, traktör kalitesinde makine üretmeyi amaçlıyoruz.
“YENİ MAKİNEMİZ DEVRİM NİTELİĞİNDE” TÜBİTAK desteğiyle Türkiye’nin ilk kendi yürür yem karma makinesini ürettiklerini belirten Fimaks Makina İhracat Müdürü Fatih Durak, kendi yürür yem karma makinesinin hayvan yetiştiricilerinin işini kolaylaştırma açısında devrim niteliğinde bir ürün olduğunu söyledi. Durak sözlerini şöyle sürdürdü; “Makinemizi bu yılın Ekim ayında Bursa Tarım Fuarı’nda görücüye çıkardık. Çekili yem karma makinelerindeki traktör ihtiyacını ortadan kaldıran kendi yürür yem karma makinesi ayrıca tüm hayvan yemleme işini tek kişinin yapabilmesini sağlıyor. İlerleyen yıllarda kullanımının oldukça yaygınlaşacağını düşündüğümüz bu makine dünyada da çok az sayıda firma tarafından üretilebiliyor. Bu çerçevede ülkemizin adını bu özelliklere sahip bir ürün ile duyurmak oldukça gurur vericidir.” Çalışanlarınızın gelişimi konusunda ne tür çalışmalar yürütüyorsunuz? Bizler için çok değerli olan çalışanlarımıza, büyük bir ailenin bireyleri olduklarını hissettirmek adına birçok organizasyon düzenliyoruz. Ayrıca çalışanlarımızın yetkinliklerini, sürekli eğitimlerle
ve öğrenen organizasyon kültürü yaratarak geliştirmeyi çalışıyoruz. Ulusal ya da uluslararası fuarlara katılıyor musunuz? Fuarların firmanız için önemi nedir? Rekabetin çok yoğun yaşandığı günümüzde sadece kaliteli ürün üretip pazara sürmek firmaların başarılı olmaları ve satış yapabilmeleri için yeterli değildir. Pazarlama ve tanıtım aktiviteleri her geçen gün daha fazla
önem kazanıyor. Fuarları firmamızın ve ürünlerimizin tanıtımı açısından önemsiyor, yurt içi ve yurt dışında birçok fuara katılıyoruz. İhracat odaklı bir firma olarak özellikle yurt dışı fuarların bizim için önemi oldukça fazladır. Agritechnica, Eima gibi uluslararası ziyaretçilerin yoğun ilgi gösterdiği fuarlara sürekli iştirak ediyoruz. Bunun yanı sıra bazı bölgesel yurt dışı fuarlarda da düzenli olarak yer alıyoruz. Fimaks Makine’nin ihracat potansiyeli hakkında bilgi verir misiniz? İmalatını gerçekleştirdiğimiz ürün kalemlerinin tamamını ihraç ediyoruz. ABD, Meksika, Brezilya, Arjantin, Almanya, Fransa, İngiltere, İspanya, Hollanda, İtalya, Rusya, Suudi Ara-
bistan, Hindistan, Çin, Güney Kore ve Japonya başta olmak üzere toplam 71 ülkeye ürünlerimizi gönderiyoruz. İhracat konusunda karşılaştığınız sorunlar var mı? Varsa bu sorunların çözüm yolu sizce nedir? İhracatta çok büyük problemlerle karşılaşmıyoruz. Deneyimli ekibimiz ve yerinde pazar araştırması çalışmalarımız sayesinde problemleri önceden tespit ediyor ve bu duruma uygun çözümler üretiyoruz. Genellikle Güney Amerika ve Asya ülkelerinde uygulanan koruyucu gümrük uygulamalarından rahatsızlık duyuyoruz. Bu sorunun aşılması için serbest ticaret anlaşmalarının uygulandığı ülke sayısının artırılması gerekiyor.
“TRAKTÖR KALİTESİNDE MAKİNE ÜRETECEĞİZ” Türkiye’de tarım ve hayvancılık sektöründeki makineleşmenin yeni başladığını ifade eden Fimaks Makina İhracat Müdürü Fatih Durak, “Fakat bu değişim ve dönüşüm hızlı olacak, önümüzdeki 3 yıl boyunca sektörde her yıl en az yüzde 7 büyüme öngörüyoruz. 2014 yılı ortasında faaliyete girecek olan yeni fabrikamız ve bu fabrika bünyesinde işletmeye alınacak boya ve montaj hatları ile modernizasyon çalışmalarımızı tamamlayıp traktör kalitesinde makine üretmeyi amaçlıyoruz. Bu durum da bize hem ilave kalite, hem de hız kazandıracak. Böylelikle özellikle uluslararası
Fatih Durak Kimdir?
Bursa’da 1981 yılında doğan Fatih Durak, Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunu. İstanbul Ticaret Üniversitesi İşletme Yüksek Lisans Programı’na devam eden Durak, 2010 yılından bu yana Fimaks Makina’da İhracat Müdürü olarak görev yapıyor.
pazarda satışlarımızı ciddi oranda arttırmayı ve yeni pazarlara girmeyi hedefliyoruz. Kendi yürür yem karma makinesi ihracatının da başlaması ile 2014 yılı sonunda ihracat yaptığımız ülke sayısını 80’e çıkarmayı ve üretimimizin ihracat payını da yüzde 15 artırmayı hedefliyoruz” dedi.
25
“DÜNYA TÜRK MAKİNELERİNİN BAŞARISININ FARKINDA” Türkiye’nin makine üreticiliği alanında her geçen gün daha da gelişerek önemli mesafeler kat ettiğini söyleyen Durak, “Dünya ülkemizin sergilediği bu başarının farkında. Özellikle Kuzey ve Orta Afrika’ya, Ortadoğu’ya ya da Yakın Asya’ya gittiğinizde bu durumu net bir biçimde görebiliyorsunuz. Bahsettiğim coğrafyalarda Türk makine üreticilerine büyük bir teveccüh gösteriliyor. Fakat hemen hemen her sektörün ortak problemi olan merdiven altı üreticiler ne yazık ki hem ulusal pazarda haksız rekabete sebep oluyor, hem de uluslararası pazarda oluşturmayı başardığımız bu güzel algıyı zedeliyor.
Sektöre bakıldığında size göre en büyük problem nedir? Alım-satım işlemleri esnasında ortaya çıkan KDV farkının iadesi en büyük problemdir. Satın almada yüzde 18 oranında KDV ödüyor, satış işlemlerinde yüzde 8 KDV uyguluyoruz. Arada oluşan KDV farkının iadesi ne yazık ki çok geç bir zamana yayılıyor ve bu farkın tamamı alınamadığı için devreden miktarlar firmalar üzerinde finansal bir yük oluşturuyor. Önerimiz ise bu noktada devreden KDV tutarlarının, vergi borçlarına mahsuben tahsil edilmesidir. Bunun yanında faaliyet gösterdiğimiz sektörde ihracatçı firma sayısı oldukça azdır. Gerekli destekler sağlanarak bu sayının artırılması için çaba gösterilmesini arzu ediyoruz.
SEKTÖRDEN
“TALAŞ DÖNÜŞÜM SİSTEMLERİNDE DÜNYA MARKASI OLACAĞIZ”
26
Talaşları zehirli atık kapsamından çıkaran ve çevreye zarar vermelerini engelleyen talaş dönüşüm sistemleri üretimine odaklandıklarını ifade eden Sarıgöl Konveyör Pazarlama Müdürü Şevki Keçe, “Üretiminin yüzde 80’ini ihraç eden firmamız, alanında dünya markası olacak” dedi.
S
alih ve Semih Sarıgöl tarafından Giresun’da 2008 yılında kurulan Sarıgöl Konveyör; talaş tahliye-depolama, filtrasyon ve talaş dönüşüm sistemlerinden oluşan üç ana grupta üretim yapıyor. Son dönemde gerçekleştirdiği yeni yatırımlarla modern bir üretim hattına sahip olan
firma, alanında dünya markası haline gelmeyi hedefliyor. Sarıgöl Konveyör şirket yapılanması ve çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz? Uzmanlık alanını oluşturan talaş konveyörü imalatında pazar lideri olan
firmamız bir aile şirketidir. Yurt içi satışlarımızın yanında özellikle Avrupa Birliği ülkelerine gerçekleştirdiğimiz ihracatla da, ülke ekonomisine fayda sağlamak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Talaşları zehirli atık kapsamından çıkaran ve çevreye zarar vermelerini engelleyen talaş dönüşüm
Almanya, İtalya, Polonya, Slovenya, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Macaristan ve İngiltere başta olmak üzere Avrupa Birliği ülkeleri ana ihracat pazarımızdır.
Üretiminizi nerede ve nasıl gerçekleştiriyorsunuz? Üretimimizi Giresun Bulancak ilçesinde 10 dönüm arazi üzerinde kurulmuş 2 bin 500 metrekare alana sahip fabrikamızda gerçekleştiriyoruz. Mavi ve beyaz yakalı olmak üzere 50 civarında çalışanımız bulunuyor. Üretim aşamalarımızı kesim, kaynak, talaşlı imalat, palet ve montaj olarak sıralayabilirim. Firmamız bünyesinde konveyör üretiminde gerekli olan tüm modern ekipmanlar mevcuttur. Kesim işlemleri CNC lazer kesim tezgahında, talaşlı imalat işlemlerini ise CNC yatay ve dikey işleme merkezlerinde gerekleştiriyoruz. Ayrıca kaynak öncesi bükme işlemleri CNC kontrollü bükme makinesinde yapıyoruz. Tüm işlemlerin ardından son olarak da ürünlerin mon-
taj aşaması geliyor. Montaj işlemleri tamamlandıktan sonra da kalite mühendisimiz tarafından kalite kontrolü yapılan ürünlerimiz ambalajlanarak sevkiyata hazır hale getiriliyor. Ürün çeşitleriniz ve bunların özellikleri hakkında bilgi verir misiniz? Bugün itibariyle, talaş tahliye ve depolama sistemleri, filtrasyon sistemleri ve talaş dönüşüm sistemleri olmak üzere üç ana grupta üretim gerçekleştiriyoruz. Talaş tahliye ve depolama sistemlerini; talaş konveyörleri (çelik paletli, dip kazımalı, manyetik-pres altı ve PVC bant), talaş arabası, talaş silosu ve talaş yükleme-boşaltma asansörü alt başlıklarına ayırabiliriz. Talaş konveyörleri, işleme merkezlerinden çıkan her türlü talaş ve parçaların taşınmasında kullanılır. İşleme merkezlerinden çıkan talaşın ebatlarına ve türüne göre talaş konveyörü türüne karar verilir. Konveyörler imalat sürecinde ortaya çıkan talaşın tahliyesi ve soğutma/kesme sıvılarının talaştan ayrılması amaçlı tasarlanmış sistemlerdir. Bu ürünler soğutma/kesme sıvılarını tekrar sisteme geri yollamak üzere tanklı, ya da mevcut tankın içine yerleştirilmek üzere sadece konveyör olarak üretilebilir. Standart imalat olarak 31.75 ve 50.80
hatve olmak üzere iki çeşit palet üretiyoruz. Bu noktada kullanılacak hatveye, konveyörün taşıyacağı talaş miktarına ve konveyörün uzunluğuna göre karar verilir. Motor ve dişli kutusu, saatlik taşınacak talaş miktarına göre seçilir. Bu seçimde soğutma sıvılarının geri kazanımı da dikkate alınır. Konveyörlerin kontrolü, gövdeye montaj edilen bir pano vasıtası ile yapılabildiği gibi, soket bağlantısı ile birlikte direkt CNC tezgaha ait kontrol ünitesi üzerinden de yapılabilir. Konveyörleri amacına uygun olmak koşulu ile müşterilerimizin talep ettiği ölçülerde üretilebiliyoruz. Bakım işlemleri düzenli yapıldığı sürece talaş konveyörleri uzun ömürlü makinelerdir. Talaş arabası ise her tür talaş konveyöründen çıkan talaşların biriktirilmesinde kullanılan, frenlenebilir, devrilebilir tekerli arabalardır. Özel dizaynı sayesinde konveyörün altından alınarak talaş deposuna rahat bir şekilde boşaltılabilir. Araba içine birikebilecek olan soğutma/kesme sıvısı tabandaki tahliye vanasından alınabilir. Bu ürünleri fabrikamızda farklı ölçü ve kapasitede üretebiliyoruz. Talaş silosu, genellikle hat konveyörlerinden çıkan talaşların yüksek kapasitede depolanması ve istenildiğinde kamyon gibi araçlara nakledilmesini sağlayan
27
sistemleri firmamızın son yıllarda önem verdiği başlıca konudur. Talaş dönüşüm sistemi, soğutucu sıvıların talaştan arıtılarak tekrar kullanılır hale getirdiği için firmaların tasarruf etmesine de yardımcı olan bir sistemdir. Sarıgöl Konveyör olarak kaliteli imalat, müşteri memnuniyeti ve Ar-Ge çalışmaları gibi konulara önem veriyoruz. Bunun yanında, satış sonrasında verdiğimiz sınırsız teknik destekle de müşterilerimizi yalnız bırakmıyoruz. CE, TSE ve ISO 9001:2008 belgelerine sahip olan firmamız, son dönemde gerçekleştirdiği yeni yatırımları sayesinde çok daha modern ve büyük bir fabrikada üretim yapmaya başladı. Türkiye’nin geleceğine her zaman inanmış olan Sarıgöl Konveyör, bu doğrultudaki yatırımlarını şirket politikası olarak sürdürmeye devam edecek.
SEKTÖRDEN
Yurt içinde pazar lideriyiz. Hedefimiz faaliyet gösterdiğimiz sektörde bir dünya markası olabilmek.
28
Çalışanlarınız gelişimi konusunda ne gibi çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz? Sarıgöl Konveyör olarak şirket içi eğitimlere ve toplantılara çok önem veriyoruz. Ayrıca çeşitli konular çerçevesinde alanında uzman kişilerden personelimizin eğitimiyle ilgili farklı destekler alıyoruz. Bu eğitimleri; teknik resim, kaynak, iş ekipmanları kullanma, tehlikeli atık ve iş güvenliği olarak sıralayabilirim. yapılardır. Kapak sistemi hidrolik olan bu ürünlerin bakım maliyetleri bulunmaz ve ayrıca istenilen kapasite ve ebatlarda uzun ömürlü olarak imal edilebilir. Talaş siloları özellikle fabrikaların hurda bölümlerinde meydana gelen karışıklığın ortadan kalkmasında önemli rol oynar. Ayrıca hurda talaşların çevreye yaydığı zararlı maddeler ortadan kalkmış olur. Talaş yükleme ve boşaltma asansörü, takım tezgahlarından çıkan talaşların, arabalar vasıtasıyla mevcut konteyner veya silolara yüklenmesinde kullanılır ve istenilen ölçüde imal edilir. İkinci gurubumuz olan filtrasyon sistemleri ise seperatörler ve dıram filtre ünitelerinden oluşuyor. Seperatörler, talaşlı üretim ve imalat tesislerinde bulunan işleme merkezleri, temiz soğutma sıvısına ihtiyaç duyulan içten soğutmalı takım tezgahları, taşlama tezgahları, honlama tezgahları, mikron seviyesinde partiküle izin veren pompa istasyonlarında kullanılmak için tasarlanıyor. Dıram filtre ünitesi de, özel olarak geliştirilmiş dipten kazıma yöntemi sayesinde toz talaş ve ince kırıntılı talaşın problemsiz taşınmasını ve soğutma sıvısının temizlenmesini sağlar. Üçüncü ve son ürün gurubumuz olan talaş dönüşüm sistemlerimiz, talaş kırıcı ve santrifüjden oluşuyor. Talaş kırıcıları şu an için yurt dışından ortak çalıştığımız firmalardan tedarik etsek de bu konudaki Ar-Ge çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor. Santrifüj, talaşlı
imalat atölyelerinde işlem sonrasında ortaya çıkan talaş ve soğutma/kesme sıvısı karışımının ayrıştırılması için kullanılan sistemlerdir. Soğutma/kesme sıvısı ayrıştırma sonrası tekrar filtrelenerek sisteme basılmakla geri kazanım sağlanmış olur. “AR-GE ÇALIŞMALARIMIZ SÜRÜYOR” Talaş kırıcılar konusundaki Ar-Ge çalışmalarını sürdürdükleri bilgisini veren Sarıgöl Konveyör Pazarlama Müdürü Şevki Keçe, “İşleme merkezlerinden çıkan uzun ve sarmal talaşların kırılması ve daha küçük hale gelmesi için kullanılan bu makineleri de firmamız bünyesinde üretmeyi amaçlıyoruz” dedi.
Ulusal ya da uluslararası ölçekli fuarlara katılıyor musunuz? Fuarların firmanız için öneminden söz eder misiniz? Fuarların firmamızın tanıtımı için önemli organizasyonlar olduğunu düşünüyoruz. Yurt içinde ve yurt dışında gerek katılımcı, gerek ziyaretçi olarak birçok fuarda yer alıyoruz. Yurt içinde MAKTEK, yurt dışında ise EMO Fuarı; firmamızın sürekli katıldığı fuarlar arasında yer alıyor. En son katıldığımız fuar ise bu yıl Hannover’de düzenlenen EMO Fuarıydı. 2014 yılında İstanbul’da düzenlenecek MAKTEK ve 2015 yılında Milano’da gerçekleştirilecek EMO 2015 Milano Fuarında da yer almayı planlıyoruz. Fu-
arların ürünlerimizi tanıtmanın yanı sıra sektördeki teknolojik gelişmeleri takip etme açısından da firmamıza çok büyük katkıları olduğunu düşünüyorum. Sarıgöl Konveyör’ün ihracat potansiyeli hakkında bilgi verir misiniz? Ürünlerimiz, uluslararası standartlarda teknik yeterliliğe sahip olduğu için dünyanın çeşitli ülkelerinden talep alıyoruz. Halihazırda üretimimizin yüzde 80’lik kısmını ihraç ediyoruz. Ürün gamımızda yer alan tüm kalemlerde ihracatımız mevcut fakat ağırlıklı olarak talaş konveyörleri ihraç ettiğimizi ifade edebilirim. Almanya, İtalya, Polonya, Slovenya, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Macaristan ve İngiltere başta olmak üzere Avrupa Birliği ülkeleri ana ihracat pazarımız olarak öne çıkıyor. Bunların haricinde Sırbistan, Hırvatistan, BosnaHersek, Bulgaristan ve Ukrayna’ya da ürünlerimizi gönderiyoruz.
Sektöre bakıldığında size göre en büyük problem nedir? Sarıgöl Konveyör konum olarak gelişmiş sanayi şehirlerinden uzakta yer alıyor. Coğrafi konumumuz satışlarımızı etkilemiyor olsa bile, bu durum imalat aşamasında çalışacak kalifiye eleman bulma noktasında bazı sıkıntılara neden oluyor. Firmamızdan yola çıkarak sektördeki en büyük sorunun kalifiye işçi bulamamak olduğunu söyleyebilirim. “BELİRLEDİĞİMİZ HEDEFLERİN ÜZERİNE ÇIKTIK” 2013 yılına büyük hedeflerle başladıklarını ve yıl sonu itibariyle belirledikleri hedeflerin üzerine çıktıklarını vurgulayan Keçe, “Firmamız şu anda yurt içinde pazar lideri. En büyük hedefimiz ise faaliyet gösterdiğimiz sektörde bir dünya markası olabilmek. Bu hedefi gerçekleştirme için Ar-Ge’ye ağırlık veriyor ve yeni makine yatırımları yaparak var gücümüzle çalışıyoruz” dedi.
Şevki Keçe Kimdir?
Giresun’da 1977 yılında doğan Şevki Keçe, 1999 yılında Doğu Akdeniz Üniversitesi İşletme ve Ekonomi Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümünden mezun oldu. Çankaya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Bölümünde yüksek lisansını tamamlayan Keçe bir süre Türkiye’de çalıştıktan sonra ABD’ye yerleşti. 2005-2011 yılları arasında ABD’de çalışan Şevki Keçe, 2011 yılında Sarıgöl Konveyör’de İhracat Sorumlusu olarak göreve başladı. 2013 yılında firmanın pazarlama müdürü olan Keçe halen bu görevini sürdürüyor.
29
İhracat konusunda karşılaştığınız sorunlar var mı? Varsa bu sorunların çözüm yolu sizce nedir? İhracat konusunda her ne kadar doğrudan sorunlarla karşılaşmasak da nakliye fiyatları gibi, ihracatımızı etkileyen dolaylı problemlerimiz mevcut. Nakliye fiyatlarında, firmalara göre değişkenlik gösteren dönemsel dalgalanmalar kısmen de olsa satışlarımızı etkiliyor. Bu konuda geliştirilecek çözümlerin, tüm ihracatçı firmaları memnun edeceğini düşünüyorum.
“MAKİNE ÜRETİMİ ALANINDA ÇOK YOL KAT ETTİK” Geçen yıllara kıyasla Türkiye’nin makine üreticiliği bakımından çok fazla yol kat ettiğini ifade eden Keçe, makine imal eden firma sayısının yine de Avrupa ülkelerinin gerisinde olduğunu söyledi. Keçe sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu sayının artmasıyla doğru orantılı olarak dünya makine sektöründe daha fazla söz sahibi olacağımızı düşünüyorum.”
KAPAK 30
Ürünleri koruyan ambalajlar, temiz ve güvenilir şekilde depolanarak tüketiciye ulaştırılmasını sağlıyor. Ambalajı ürüne uygulayan sistemler ise ambalaj makinesi olarak isimlendiriliyor. Tüketicilerin satın alma algısını şekillendiren ambalaj tasarımlarındaki yenilik beklentisi ise ambalaj makineleri sektörünün gelişimini doğrudan etkiliyor.
31
KAPAK 32
Ç
eşitli sektörlere ait ürünlerin saklanması, korunması, markanın tanıtılması ve satılması gibi birçok fonksiyonu bünyesinde barındıran ambalajlar, metalden ahşaba, kartondan cama, basit katlamalı kutulardan, lüks ürünler için kullanılan özel tasarımlı yüksek kalitedeki ambalajlara kadar binlercesi ile hayatımızın her alanında kendini gösteriyor. Günümüzde özellikle gıda, ilaç ve kişisel bakım ürünlerinde ambalaj tasarımları çok önemli bir yere sahip. Tüketicilerin satın alma algısını değiştiren ambalaj tasarımları firmaların ciddi yatırımlar yaptığı bir alana dönüşmüş durumda. Ambalaj sanayisinin bu denli hızlı gelişimi ve tüketim alışkanlıklarındaki değişimle birlikte bu ilerleme doğal olarak ambalaj makineleri sektörüne de yansıyor. Hem iç pazarda, hem de ihracatta ambalaj makineleri üreticilerine büyük fırsatlar sunuyor. Özellikle 2000’li yıllarla birlikte başlayan hızlı şehirleşme hareketleri, süpermarketlerin artışı, turizmin
gelişmesi, ambalajlı gıda kültürünün tüm dünyaya yayılması, genel ekonomik canlanma ve büyüme hızları gibi faktörlerin bileşkesi olarak ambalaj sektörü de dünyada çok hızlı bir gelişme gösteriyor. Ürünü, tüketici veya ara kullanıcı için, herhangi bir hazır ambalaj veya ambalaj malzemelerinden imal edilmiş/şekillendirilmiş kap içine dolduran, yerleştiren, koruyucu bir ambalaj malzemesi ile saran, kapağını kapatan, etiketleyen, koliye yerleştiren, koruyucu film ile saran benzer birincil veya ikincil ambalajlama operasyonunu gerçekleştiren sistemler ambalaj makinesi olarak nitelendiriliyor.
Hizmet verdiği sektörlerde değişimin hızlı olması nedeniyle ambalaj makineleri üreticileri için müşteri beklentileri doğrultusunda yenilik sunabilmek daha fazla önem kazanıyor. Süreklilik arz eden bu yenilenme çabası da yüksek Ar- Ge maliyetlerini ortaya çıkarıyor. Türk ambalaj makineleri sektöründe çok sayıda firma ve girişimci faaliyet gösteriyor, bunların büyük çoğunluğunu ise küçük işletmeler oluşturuyor. Türk ambalaj makinesi üreticileri, başta İstanbul olmak üzere; İzmir, Konya, Ankara ve Gaziantep’te faaliyetlerini sürdürüyor. Üreticiler, ambalaj malzemelerini yoğun kullanan bölgelerde,
TÜRKİYE’DE AMBALAJ MAKİNELERİ SEKTÖRÜNÜN YAPISI Türkiye’de ambalaj makinecileri ambalaj sanayisinin dünyadaki gelişimine paralel olarak, hedeflerini yükselterek bu hızlı değişime adapte olmaya çalışıyor. Ambalaj makinecilerinin sorunları da genel olarak tüm makine üreticileri ile benzerlik gösteriyor.
Dünya ambalaj makineleri ihracatı 2012 yılında 16,2 milyar dolara yükseldi.
33
sanayi kuruluşlarının yakınlarında, tedarikçilere yakın yerlerde kümelenmiş durumda. Sektörel sivil toplum kuruluşları temsilcilerinden alınan bilgiye göre; Türkiye’deki üreticiler, firma başına yaratılan katma değer açısından uluslararası pazarlarda rekabet edilen markaların gerisindedir. Uzmanlara göre, üreticiler genelde modern ve geniş üretim alanlarında çalışmadıkları için üretim kapasiteleri belli düzeyde kalıyor. Bu durum verimliliği, satın alma maliyetlerini olumsuz yönde etkiliyor. KOBİ düzeyindeki işletmeler güçlerini ve üretim becerilerini birleştiremediğinden uluslararası pazarda söz sahibi olabilecek konuma ulaşamıyor. Yüksek maliyetler nedeniyle yurt dışı fuarlarda ürünlerini tanıtamayan küçük ölçekli işletmeler, iç pazardaki rekabet şartları nedeniyle ihracata yönelemiyor. İç pazardaki talep daralması ve haksız rekabetle mücadele eden, altyapısı hazır olmadan dış pazara yönelen üretici firmalar ise ihracat ve sonrasında daha büyük sorunlar yaşıyor. Türkiye gibi halk sağlığına en önemli tehdidi oluşturan denetimsiz ve ambalajsız gıdaların yaygın olduğu bir ortamda, ambalaj kullanımının yasalarla zorunluluk haline getirilememesi sektörün gelişimini olumsuz etkiliyor. Uzmanlara göre, Türk ambalaj üreticilerinin rekabetten kurtulup ihracatını artırabilmesi için en ekonomik üretim yöntemlerine geçmesi gerekiyor. Gerek üretim
hacminin yükseltilmesi gerekse katma değerli ürün imalatının mümkün olan en ekonomik biçimde gerçekleştirilebilmesi için ise üretimde oto-
TÜRKİYE’NİN ÜLKELERE GÖRE AMBALAJ MAKİNELERİ İHRACATI (MİLYON DOLAR)
Kaynak: TÜİK Verileri
Sıra No
2011
2012
2013(OcakEkim)
Değişim % (12/11)
18,2
12,8
8,4
-29,7
IRAK
7,7
12,6
8,2
62,1
LİBYA
0,8
6,5
7,6
747,8
FAS
1,3
6,1
2,0
374,6
5
SUUDİ ARABİSTAN
6,0
5,2
1,7
-13,6
6
CEZAYİR
5,6
4,9
5,6
-11,6
7
MISIR
3,8
4,4
5,1
13,9
8
İRAN
10,9
4,3
4,4
-60,3
9
RUSYA
7,1
3,3
5,3
-53,0
10
AZERBAYCAN
4,9
2,8
5,8
-42,3
55,0
47,6
49,2
-13,4
121,2
110,5
103,2
-8,8
1 2 3 4
ÜLKE İTALYA
DİĞER TOPLAM
masyona ihtiyaç duyuluyor. Özellikle hızlı tüketim ürünleri üreticisi olan markalaşmış firmaların operasyonlarına uygun teknolojik donanımlar satın alarak, mevcut olan hatlarını iyileştirmeleri ve en uygun ambalajlama donanımlarına sahip şekilde üretimlerini sürdürmeleri gerekiyor. Bu noktada ambalaj ve ambalajlama makineleri büyük önem arz ediyor. Ambalaj makineleri sektörü, makine üretim sanayisinin önemli bir iş koludur. Ambalaj makineleri sektörü yapısal olarak ise diğer makine sektörlerinden ayrışır. Sektörde üretime özel, sipariş üzerine imalat gerçekleştiriliyor. Hem ürün çeşidi hem de ambalaj çeşidi göz önüne alındığında müşteriler çok farklı özelliklerde makineler talep edebiliyor. Makineler belirli bir standart formda imal edilirken, dolum yapılacak ambalajlara özel modifikasyonlarla çeşitlenir. Cam, plastik, metal ve kağıt-karton gibi ambalaj malzemesi seçenekleri
KAPAK
AMBALAJ MAKİNELERİ İHRACATINDA BAŞLICA ÜLKELER (MİLYON DOLAR) Sıra No
ÜLKE
2011
2012
Değişim % (12/11)
1
ALMANYA
4.551
4.693
3
2
İTALYA
4.284
4.143
-3
3
ÇİN
660
863
31
4
JAPONYA
618
647
5
5
İSVİÇRE
628
640
2
6
ABD
662
636
-4
7
FRANSA
455
576
27
8
HOLLANDA
571
445
-22
9
İSPANYA
398
413
4
10
İSVEÇ
378
375
-1
20
TÜRKİYE
108
98
-9
2.995
2.867
-4
16.199
16.298
1
Diğer TOPLAM
34
Kaynak: BM İstatistik Bölümü Verileri
ile dolum sonrası ihtiyaç duyulacak olan etiketleme, kolileme ve paletleme gibi işlemleri birlikte düşünüldüğünde; ambalaj makineleri sektörü genelinde uzmanlaşmanın çok kolay olmadığı söylenebilir. Türkiye’de üretimi yapılan ambalaj makineleri genel olarak; köpüklü ambalaj, vakum ambalaj karton ambalaj, kutu ambalaj, kapatma ve damgalama, temizleme, soğutma ve kurutma, konumlandırma, yığma, doldurma, şekillendirme, ayrıştırma ve ağırlık ölçme, ürün belirleme, plastik enjeksiyon ve şişe kapatma makineleri olarak sınıflandırılıyor. Mevcut veriler ışığında Türkiye’de ambalajın hızlı gelişen bir sektör olduğundan söz edilebilir. Son beş yılda ortalama yüzde 6 oranında büyüyen ambalaj sanayisi, 2009 yılındaki yüzde 5’lik küçülmenin ardından 2010 yılında yüzde 17,6’lık büyüme ile hızlı bir toparlanma sürecine girdi. Hızlı kentleşme, nüfus artışı, yaşam standartlarının yükselmesi, kadınların iş hayatına katılımındaki artış, tüketim alışkanlıklarındaki değişmeler, alışveriş merkezlerinin yaygınlaşması ile perakende alışveriş eğiliminin artması, tüketim ürünlerine olan talep artışı ve ihracatın artması sektörün hızlı gelişmesindeki başlıca etkenlerdir. Türkiye’de ambalaj malzemesi üreten yaklaşık 3 bin firma bulunuyor. Bu firmaların büyük çoğunluğu orta ve küçük ölçekli firmalardır. 53
ambalaj üreticisi iş hacmi bakımından Türkiye’nin en büyük 1000 şirketi arasındadır. Ambalaj sektöründeki firmalar ise yoğun olarak; İstanbul, İzmir, Bursa, Ankara, Konya, Kocaeli, Gaziantep, Adana, Kayseri ve Manisa’da faaliyet gösteriyor. Ambalaj tüketimine alt gruplar bazında baktığımızda bunların; yüzde 39 kağıt,
karton ve oluklu mukavva ambalajlar, yüzde 33 plastik ambalajlar, yüzde 13 cam ambalajlar, yüzde 8 ahşap ambalajlar ve yüzde 7 metal ambalajlardan oluştuğu gözleniyor. Türkiye’de plastik ambalaj üretimi yaklaşık 1,8 milyon tonun üzerindedir. Türk PE ve PP dokuma torbalar ve çuvallar sektörü önemli üretim ve ihraç kapasitesine sahiptir. Kağıt, karton ve oluklu mukavva ürünleri son dönemde ambalaj sanayisinin önemli sektörlerden biri haline geldi. Kağıt-karton ve oluklu mukavva ürünleri alanında toplam üretim 2,1 milyon tonun üzerindedir. Metal ambalajların üretim kapasitesi ise 600 bin tona payı da yüzde 7’ye ulaştı. DÜNYA AMBALAJ PAZARI VE AMBALAJ MAKİNELERİ TALEBİ Ekonomi Bakanlığı verilerine göre 670 milyar dolar büyüklüğündeki dünya ambalaj pazarı, yıllık ortalama yüzde 3 büyüyor. Sektör büyüklüğünün 2016 yılında 820 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Pazarın yüzde 41’ini plastik ambalaj, yüzde 31’ini kağıt-karton ambalaj, yüzde 15’ini metal ambalaj, yüzde 7’sini cam ambalaj oluşturuyor. Ambalaj sanayisi sektöründe büyüme-
AMBALAJ MAKİNELERİ SEKTÖRÜNDE İHRACAT-İTHALAT DENGESİ Birleşmiş Milletler rakamlarına göre, 2011 yılında dünya genelinde 16,1 milyar dolar olan ambalaj makineleri
ihracatında yüzde 3 düşüş yaşandı. En fazla ambalaj makinesi ihraç eden ilk 10 listesinin üçüncü sırasında ise Çin bulunuyor. Çin 2011 yılında 660 milyon dolar değerinde ambalaj makinesi ihraç ederken bu rakam, 2012 yılında yüzde 31 artış kaydederek 863 milyon dolara yükseldi. Dördüncü sıradaki Japonya’nın ambalaj makineleri ihracatı 2012 yılında 647 milyon dolar oldu. 2011 yılında bu rakam 618 milyon dolar düzeyindeydi. Japonya’nın ambalaj makineleri ihracatındaki artış yüzde 5 oldu. En fazla ambalaj makinesi ihraç eden ilk 10 listesinin beşinci sırasındaki İsviçre 2011 yılında 628 milyon do-
ihracatı, 2012 yılında yüzde 1 artış göstererek 16,2 milyar dolar olarak kaydedildi. En fazla ambalaj makinesi ihraç eden ülkeler listesinin ilk üç sırasında ise Almanya, İtalya ve Çin yer alıyor. İhracat listesinin ilk sırasında bulunan Almanya 2011 yılında 4,5 milyar dolar değerinde ambalaj makinesi ihraç ederken bu rakam 2012 yılında yüzde 3 artışla 4,6 milyar dolar seviyesine yükseldi. Listenin ikinci sırasındaki İtalya 2012 yılında 4,1 milyar dolar değerinde ambalaj makinesi ihraç etti. 2011 yılında İtalya’nın ambalaj makinesi ihracatı 4,2 milyar dolar seviyesindeydi. 2012 yılında İtalya’nın ambalaj makineleri
TÜRKİYE’NİN G.T.İ.P BAZINDA AMBALAJ MAKİNELERİ İHRACATI (MİLYON DOLAR) GTİP
GTİP TANIMI
Kaynak: TÜİK Verileri 2011
2012
2013(OcakEkim)
Değişim % (12/11)
84224000
DİĞER PAKETLEME VEYA AMBALAJLAMA MAKİNELERİ (ISI İLE BÜZEREK AMBALAJLAMAYA MAHSUS MAKİNELER DAHİL)
80
76
67
-5
84223000
ŞİŞE, KUTU, ÇUVAL VB. DOLDURMA, KAPAMA, MÜHÜRLEME, ETİKETLEME, KAPSÜLLEME, İÇECEKLERİ GAZLANDIRMA MAKİNELERİ
28
23
22
-20
84229090
DİĞER PAKETLEME/AMBALAJLAMA/MÜHÜRLEME MAKİNELERİNE AİT AKSAM; PARÇALAR
13
12
14
-10
121
111
103
-9
TOPLAM
35
yi sağlayan etkenler; kentleşme, inşaat ve konut yatırımları, gelişmeye başlayan sağlık hizmetleri sektörü ve Brezilya, Çin, Hindistan ve bazı Doğu Avrupa ülkeleri gibi gelişmekte olan ekonomilerdeki hızlı büyüme olarak sıralanabilir. Gelişmekte olan bölgelerde harcanabilir kişisel gelirde yaşanan yükseliş tüketimi artırırken ambalaj talebini de büyütüyor. Örneğin, tüketiciler üzerindeki zaman baskısı nedeniyle çamaşır ve bulaşık makinesi gibi beyaz eşyalarda yaşanan talep artışı, sadece bu eşyaların paketlenmesi için gerekli olan ambalaj talebini değil, bu makinelerin çalıştırılması için gerekli olan ev bakım ürünleri talebini ve dolayısıyla bu ürünler için gerekli ambalaj talebini de artırıyor. 2016 yılına kadar 43 milyar dolar büyüyeceği tahmin edilen gıda ve içecek piyasası, gıda ve sağlık hizmetleri ambalajlarının, global ambalaj piyasasında en büyük nihai kullanım ürünü olarak kalmasını sağlıyor. 2016 yılına kadar sağlık hizmetleri ambalaj piyasasının her yıl ortalama yüzde 4,5 ve kozmetik ambalajı piyasasının her yıl ortalama yüzde 4,2 büyüyeceği tahmin ediliyor. 2010 yılı dünya ambalaj sanayi ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 18 oranında artarak 232 milyar dolara yükseldi. Dünya ambalaj ihracatının yüzde 56’sını plastik ambalaj, yüzde 31’ini kağıt-karton ambalaj ürünleri oluşturuyor. Sırasıyla ihraç edilen diğer ambalaj ürün dünyanın ambalaj ithalatı ve ihracatında önde gelen ülkeleri Almanya, ABD, Çin, Japonya ve İtalya’dır.
KAPAK 36
oldu. En fazla ambalaj makinesi ithal eden ilk 10 ülke listesinin dördüncü sırasında ise Almanya yer alıyor. 2011 yılında Almanya 576 milyon dolar değerinde ambalaj makinesi ithal ederken bu rakam 2012 yılında, yüzde 1 artış kaydederek 580 milyon dolara yükseldi. Listenin beşinci sırasındaki Fransa’nın ambalaj makineleri ithalatı 2012 yılında 555 milyon dolar oldu. İthalatı yüzde 4 gerileyen Fransa’nın 2011 yılında ithal ettiği ambalaj makinelerinin değeri 576 milyon dolardı. En fazla ambalaj makinesi ithal eden ilk 10 ülke listesinde, 2012 yılında ithalatını en fazla artıran ülke yüzde 44 ile Tayland oldu. 2011 yılında 296 milyon dolar değerinde ambalaj makinesi ithal eden Tayland’ın 2012 yılı ithalatı 425 milyon dolar oldu. Türkiye 2012 yılında en fazla ambalaj makineleri ithal eden ülkeler listesinin 11. sırasında yer aldı. 2011 yılında 361 milyon dolar olan ambalaj makineleri ihracatımız, 2012 yılında yüzde 10 azalarak 323 milyon dolar olarak kaydedildi.
larlık ihracat gerçekleştirirken 2012 yılında bu rakam, yüzde 2 artarak 640 milyon dolara yükseldi. 2012 yılında ambalaj makineleri ihracatını yüzde 31 oranıyla en fazla artıran ülke Çin oldu. Dünya geneli ambalaj makineleri ihracatında Türkiye 20. sırada bulunuyor. 2011 yılında 108 milyon dolar olan Türkiye’nin ambalaj makineleri ihracatı, 2012 yılında yüzde 9 azalarak 98 milyon dolar seviyesine geriledi. Dünya ambalaj makineleri ithalatı 2012 yılında bir önceki seneye göre yüzde 2 azalarak 15,1 milyar dolar olarak kaydedildi. 2011 yılında bu rakam 15,3 milyar dolardı. 2012 yılı verilerine göre ABD, dünya ülkeleri genelinde ambalaj makineleri ithalatını en fazla artıran ülke oldu. 2012 yılında ABD’nin ambalaj makineleri ithalatı 1,7 milyar dolar olarak kaydedildi. Listenin ikinci sırasındaki Çin 2011 yılında 1,8 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirirken bu rakam 2012 yılında yüzde 14 azalarak 1,5 milyar dolar düzeyine geriledi. Üçüncü sıradaki Rusya’nın 2012 yı-
lında ambalaj makineleri ithalatı 851 milyon dolar olarak kayda geçti. 2011 yılında bu rakam 757 milyon dolardı. Rusya’nın ithalatındaki artış yüzde 12
TÜRKİYE’NİN İHRACATI 110,5 MİLYON DOLAR Türkiye’nin ambalaj makineleri ihracatı 2012 yılında 110,5 milyon dolar olarak kaydedildi. 2011 yılında Türkiye’nin ihracatı 121,2 milyon dolardı. Türkiye 2012 yılında 12,8 milyon dolarla en fazla İtalya’ya ambalaj
AMBALAJ MAKİNELERİ İTHALATINDA BAŞLICA ÜLKELER (MİLYON DOLAR)
Kaynak: BM İstatistik Bölümü Verileri
Sıra No
ÜLKE
2011
2012
Değişim % (12/11)
1
ABD
1.763
1.720
-2
2
ÇİN
1.855
1.598
-14
RUSYA
757
851
12
ALMANYA
576
580
1
FRANSA
576
555
-4
6
TAYLAND
296
425
44
7
BREZİLYA
517
422
-18
8
MEKSİKA
415
410
-1
9
KANADA
343
337
-2
10
ENDONEZYA
279
333
19
11
TÜRKİYE
361
323
-10
7.993
7.894
-1
15.372
15.127
-2
3 4 5
Diğer TOPLAM
Türkiye’nin ihracatında 12,8 milyon dolarla İtalya ilk sırada yer aldı.
PAKETLEME MAKİNELERİ İHRACATTA İLK SIRADA Türkiye 2012 yılında en fazla diğer paketleme veya ambalajlama maki-
neleri (ısı ile büzerek ambalajlamaya mahsus makineler dahil) kaleminde ihracat gerçekleştirdi. 2011 yılında söz konusu ürün grubunda 80 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken bu rakam, 2012 yılında yüzde 5 azalarak 76 milyon dolar olarak kaydedildi. Listenin ikinci sırasında yer alan şişe, kutu, çuval vb. doldurma, kapama, mühürleme, etiketleme, kapsülleme, içecekleri gazlandırma makineleri kaleminde 2012 yılında 23 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Söz konusu kalemde 2011 yılı ihracatı 28 milyon dolardı. Şişe, kutu, çuval vb. doldurma, kapama, mühürleme, etiketleme, kapsülleme, içecekleri gazlandırma makineleri ürün grubu ihracatında yüzde 20 azalma yaşandı. Üçüncü sıradaki diğer paketleme/ ambalajlama/mühürleme makinelerine ait aksam; parçalar kaleminde 2011 yılında 13 milyon dolar olan ihracat, 2012 yılında yüzde 10 aza-
37
makinesi ihraç etti. 2011 yılında bu rakam 18,2 milyon dolardı. İtalya’ya yönelik ihracat yüzde 29,7 azaldı. Listenin ikinci sırasında yüzde 62,1 ihracat artışıyla Irak bulunuyor. 2011 yılında Irak’a 7,7 milyon dolarlık ambalaj makinesi ihraç edilirken 2012 yılında 12,6 milyon dolar seviyesine yükseldi. Listenin üçüncü sırasında bulunan Libya’ya 2011 yılında 0,8 milyon dolar değerinde ambalaj makinesi ihraç edilirken 2012 yılında bu rakam yüzde 747,8 artışla 6,5 milyon dolar seviyesine yükseldi. Türkiye’nin en fazla ambalaj makinesi ihraç ettiği ilk 10 ülke listesinin dördüncü sırasında ise Fas yer alıyor. 2012 yılında Fas’a 6,1 milyon dolar değerinde ambalaj makinesi ihraç edildi. 2011 yılında bu rakam 1,3 milyon dolar seviyesindeydi. Fas’a yönelik ihracat artışı yüzde 374,6 olarak kayda geçti. Listenin beşinci sırasında Suudi Arabistan bulunuyor. 2011 yılında söz konusu ülkeye 6 milyon dolar değerinde ambalaj makinesi ihraç edilirken bu rakam, 2012 yılında yüzde 13,6 azalarak 5,2 milyon dolar olarak kaydedildi. Türkiye’nin 2012 yılında ambalaj makineleri ihracatını en fazla artırdığı ülke yüzde 747,8 ile Libya oldu. Türkiye’nin ambalaj makineleri ithalatı 2012 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 10 azalarak 374 milyon dolar olarak kaydedildi. 2011 yılında bu rakam 415 milyon dolardı. Türkiye 2012 yılında 159 milyon dolarla en fazla İtalya’dan ambalaj makinesi ithal etti. Yüzde 7 azalan Türkiye’nin ithalatı 2011 yılında 172 milyon dolardı. Türkiye’nin en fazla ambalaj makinesi ithal ettiği ilk 10 ülke listesinin ikinci sırasında Almanya bulunuyor. 2011 yılında 120 milyon dolar olan ambalaj makineleri ithalatı, 2012 yılında yüzde 12 azalarak 106 milyon dolar olarak kayda geçti. Üçüncü sıradaki Çin’den 2011 yılında 11 milyon dolar değerinde ambalaj makinesi ithal eden Türkiye’nin 2012 yılı ithalatı yüzde 30 artışla 14 milyon
dolara yükseldi. Listenin dördüncü sırasındaki İsviçre’den 2012 yılında 13 milyon dolarlık ambalaj makinesi ithal edildi. 2011 yılında bu rakam 12 milyon dolar seviyesindeydi. İsviçre’den ambalaj makineleri ithalatındaki artış yüzde 9 olarak kaydedildi. Listenin beşinci sırasında yer alan İspanya’dan 2011 yılında 16 milyon dolar değerinde ambalaj makinesi ithal edilirken bu rakam, 2012 yılında yüzde 42 azalarak 9 milyon dolar seviyesine geriledi. Türkiye’nin 2012 yılında ambalaj makineleri ithalatını en fazla artırdığı ülke yüzde 391 ile Belçika oldu. 2011 yılında söz konusu ülkeden 2 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken bu rakam 2012 yılında 8 milyon dolar olarak kaydedildi.
KAPAK 38
larak 12 milyon dolar olarak kaydedildi. Türkiye 2012 yılında en fazla diğer paketleme veya ambalajlama makineleri (ısı ile büzerek ambalajlamaya mahsus makineler dahil) ürün grubunda ithalat gerçekleştirdi. 2011 yılında 234 milyon dolar olan ithalat rakamı, 2012 yılında yüzde 7 azalarak 218 milyon dolar olarak kayda geçti. Listenin ikinci sırasında ise şişe, kutu, çuval vb. doldurma, kapama, mühürleme etiketleme, kapsülleme, içecekleri gazlandırma makineleri bulunuyor. 2011 yılında söz konusu kalemde 128 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken 2012 yılında bu rakam, yüzde 17 azalarak 106 milyon dolar oldu. Üçüncü sıradaki diğer paketleme/ambalajlama/ mühürleme makinelerine ait aksam; parçalar kaleminde 2011 yılında 54 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken bu
rakam 2012 yılında yüzde 5 azalarak 51 milyon dolar olarak kaydedildi.
“BÜYÜMEK İÇİN İYİ YETİŞMİŞ GENÇ KADROLARA İHTİYACIMIZ VAR” ABDURRAHMAN KÜÇÜKARAS DURAN MAKİNA GENEL MÜDÜRÜ Firmamız 20 yılı aşkın süredir karton ambalaj katlama ve yapıştırma makineleri tasarlayıp, üretiyor. Alanımızda dünyanın en önemli üreticilerinden biri olarak kabul ediliyoruz. Duran Makina’nın uluslararası satış organizasyonuna dahil olan dünyanın çeşitli ülkelerinde faaliyet gösteren 10 şirket, kendi ülkelerinin yanı sıra civar ülkelerdeki pazarlarda da ürünlerimizin satışını üstleniyor. Ürünlerimizin tasarımı, üretimi, elektrik/ elektronik ve programlama dahil olmak
üzere bütün süreçleri Duran Makina tesislerinde yapılıyor. Özellikle çoğu Avrupalı üreticinin maliyet düşürmek için üretimlerinin bir bölümünü, hatta bazen tamamını, Uzakdoğu’ya yönlendirdiği bir dönemde; kendi alanımızdaki tüm üretimi Avrupa’da ‘in house’ gerçekleştiren nadir üreticilerdeniz. Bu anlamda doğru bir seçim yaptığımıza inanıyoruz; çünkü bu durum öncelikle ürünlerimizin yüksek kalitesinde kendini belli ediyor. Ar-Ge’ye önem veren bir firmamız her yıl en az bir yeni ürün geliştiriyor. Duran Makina tarafından geliştirilen bu ürünlerin tamamı Türkiye’de ilk kez, bir tanesi ise dünyada ilk kez üretildi. 1990’ların ortasından itibaren ihracatımızı ağırlıkla Amerika’ya gerçekleştirdik. Beş yıldır ise Avrupa’ya yönelik ihracatımızın ağırlık kazandığını görüyoruz. Üretimimizin yarısından fazlasını da ihraç ediyoruz. Katlama yapıştırma makinelerimiz ABD, Japonya, Kanada, Almanya, İtalya, İngiltere ve Fransa da dahil olmak üzere dünyanın 46 ülkesinde kullanılıyor. Çok geniş bir coğrafyaya hitap ettiğimiz için herhangi bir ürünümüzün ihracatımızda ön plana çıktığını söylememiz mümkün değil; çünkü Avrupa içinde bile talep, ülkeden ülkeye çok ciddi farklılık gösterebiliyor. Ülkenin yetişmiş insan gücü, teknik bilgi birikimi ve üretim fırsatları göz önünde bulundurulduğunda, sektörümüzün yeterince gelişemediğini gözlemliyorum. Finansman kaynağı yaratmak önemli sorunların başında geliyor. Doğal olarak bu da Türk makine üreticisinin ihracatını olumsuz yönde etkiliyor. Haksız rekabet; başka bir önemli sorun olarak karşımıza çıkıyor. Rekabet iyi bir şeydir, gelişmeyi teşvik eder; ama haksız rekabet başa çıkılması çok zor bir hasımdır. Türk işçiliğinin kalitesine güvenim tam; ama teknik okullarımızın daha çok insan yetiştirmesi gerektiğini düşünüyorum. Teknik eğitimin kalitesi arttıkça, Türk sanayisinin ürünü de doğru orantılı olarak yükselir. Eğer büyümek istiyorsak, iyi yetişmiş genç kadrolara ihtiyacımız var demektir.”
“VERGİ YÜKÜ AZALTILMALI” AYŞE PINAR ATAR ERSEY MAKİNA PAZARLAMA MÜDÜRÜ Firmamız 1978 yılında kuruldu. 42 ülkeye ihracat gerçekleştiren Ersey Makina,
geniş ürün portföyü, müşteri memnuniyeti odaklı hizmet anlayışı, satış sonrası servis garantisiyle, sektörünün öncü firmaları arasında yer alıyor. Ambalaj makineleri sektörüne yönelik olarak; polikarbonat yıkama dolum kapatma hattı, monoblog çalkalama dolum kapatma hattı, gazlı çalkalama dolum kapatma hattı, O.P.P. sıcak tutkal etiketleme makineleri, rotatif ön yıkama makinesi, emniyet bandı makinesi, kapak sökme makinesi ve kulp takma makinesi üretiyoruz. Komple dolum hatları başta olmak üzere ürettiğimiz tüm makineleri ihraç ediyoruz. Ağırlıklı olarak Ortadoğu ülkelerine ihracat gerçekleştiriyoruz. Zaman içinde Afrika pazarına açılmak da hedeflerimiz arasında bulunuyor. Sektörümüzün temel sorununun ise firmaların karşılaştığı yüksek vergi yükü olduğunu düşünüyorum.
39
“STANDARTLARA UYMAYAN MAKİNELER ÜLKEYE SOKULMAMALI” HİKMET TAŞ TAM-TAŞ MAKİNA YÖNETİM KURULU BAŞKANI “TAMTAŞ Makina, 1975 yılından bu yana ambalaj makinesi üretiyor. 40 yıla yaklaşan bu süre zarfında Türk ambalaj sektörüne önemli hizmetlerimiz oldu. Tam-Taş Makina’nın ana faaliyet alanını tam otomatik ve yarı otomatik paketleme makineleri, kapatma makineleri, otomatik besleme sistemlerinin üretimi ve pazarlaması oluşturuyor. Kendi markamız ile ürettiğimiz ambalaj makinelerimiz satış öncesi ve satış sonrası kaliteli hizmetimizle birlikte gerek ülkemiz genelinde, gerekse yurt dışında birçok ülkede saygın, güvenilir ve özel bir yere sahip. Firmamız faaliyetlerini yurt dışı satış, yurt içi satış, imalat ve finansman birimi olarak dört departmanın koordineli çalışmalarıyla sürdürüyor. Başlıca ihracat yaptığımız ülkeleri; Almanya, Fransa, İngiltere, İsviçre, Kanada ve İran olarak sıralayabiliriz. Dünyanın farklı noktalarındaki müşterilerimize nitelikli hizmet sunmaya çalışıyoruz. Türk makine sektörünün imajını güçlendirmek adına da önemli bir sorumluluğumuz olduğuna inanıyorum. Bu bilinçle firmamız üzerine düşen tüm görevleri hakkıyla yerine getiriyor.
Çalışanlarımızın gelişimine önem veriyoruz. Ar-Ge ve tasarımda çalışan personelimiz meslekleri ile ilgili kurs ve seminerlere katılıyor. Otomasyon ekibimiz, yeni çıkan teknolojilere ait tanıtım toplantıları ve seminerleri takip ederek bu teknolojileri zaman kaybetmeden makine kontrol sistemlerimize adapte ediyor. Tam-Taş Makina düzenli olarak yurt içi ve dışındaki sektörle ile ilgili önemli birçok fuara katılıyor. Yurt dışı fuarlar sayesinde de dünyanın değişik ülkelerinden gelen firmalarla tanışıp daha sonrasında bu ülkelere ihracat fırsatı yakalıyoruz ki, bunun firmamız ve ülkemiz için son derece önemli olduğuna inanıyorum. Tam otomatik dikey paketleme, tam otomatik doypack ambalaj makineleri, yarı otomatik ve tam otomatik shrink ambalaj makineleri en önemli ihracat kalemlerimiz arasında bulunuyor. Sektörümüzde CE standartlarına uygun üretim anlayışının yaygınlaşması zaruri bir koşuldur. Bununla beraber ithal edilen makine
teçhizat gruplarında da standartlara uygun olmayan makinelerin ülkeye kesinlikle sokulmaması gerektiği düşüncesindeyim. Ülke olarak en fazla ihtiyacımız olan şey, daha çok üretim ve daha çok ihracattır. İç ve dış ticaretteki haksız rekabet başlıca sorunlarımız arasında yer alıyor. İç ticaretteki haksız rekabetin en belirgin göstergesi şirketlerin bölünmesi, içeriden birinin çıkıp, iş ahlakına uymadan merdiven altı üretime yönelmesidir. Kişilerin prosedürler, kanunlar doğrultusunda iş yapmalarının sağlanması gerekiyor. Bu durum firmanızı iç piyasada en fazla yaralayan olaydır. Ürünlerimiz tüm standartlara uymasına rağmen ihraç ederken çok zor kabul ediliyor. Buna karşılık Avrupa ya da Çin’den çok rahat mal ithal edebiliyor. İkinci el üründe de çok büyük zarar görüyoruz. Hiçbir kısıtlama olmadan Avrupa’dan makineler, rahat bir şekilde ülkemize giriyor. Bu durumda dış ticarette haksız rekabetin oluşmasına neden oluyor.”
KAPAK
“SEKTÖRE MEVCUT KİMLİĞİNİ DERNEĞİMİZ KAZANDIRDI”
40
Türkiye’nin saygın ambalaj makinesi üreticilerini bir araya getirerek, sektörün gelişmesine katkı sağladıklarını belirten Ambalaj Makinecileri Derneği (AMD) Yönetim Kurulu Başkanı Cem Büyükcıngıl, sektöre kimlik kazandırarak, üyelerini ulusal ve uluslararası platformda temsil ettiklerini söyledi.
D
erneğin kuruluş felsefesi ve yapısıyla ilgili bilgi veren AMD Yönetim Kurulu Başkanı Cem Büyükcıngıl, ambalaj makineleri sektörü ile faaliyet gösteren üyelerinin gelişimine yönelik çalışmalarını aktardı. Ambalaj Makinecileri Derneğinin (AMD) tarihçesi, yapısı ve kuruluş felsefesinden bahseder misiniz? Derneğinizin ambalaj makineleri sektöründe faaliyet gösteren firmalara sağladığı katkılar nelerdir? AMD, ambalaj makineleri sektörünü yurt içi ve yurt dışı platformlarda temsil eden, sektörümüzün sorunlarına yönelik çözüm önerileri geliştiren ve Türkiye’nin saygın ambalaj makinesi üreticilerini bünyesinde buluşturan 2006 yılında kurulmuş bir si-
MSSP üyesi olan AMD, Ambalaj Dernekleri Federasyonunu (ADF) oluşturan sekiz sektörel kurucu alt dernekten biridir.
Cem BÜYÜKCINGIL
Ambalaj Makinecileri Derneği (AMD) Yönetim Kurulu Başkanı
Türkiye’de ambalaj makinesi imal eden firma sayısı sağlıklı bir envanter bulunmadığı için net değildir. Üretici firmaların çoğunluğu İstanbul, İzmir, Ankara gibi sanayi şehirlerinde faaliyetlerini sürdürüyor.
AMD’nin çalışmalarıyla ilgili bilgi verir misiniz? Yurt dışı fuar ve mesleki organizasyonlarda da Türk ambalaj makineleri sektörü olarak teknolojiyi yakından takip ettiğimizi, modern ve uygun standartlarda üretim yaptığımızı göstermek için bilgilendirici dokümanlar hazırlatarak dağıtıyoruz. Globalleşen dünyada, üyelerimizin rekabet güçlerini artırmak için gerekli standartlara ulaştırma çalışmalarında bulunmaya, üyelerimizi desteklemeye gayret gösteriyoruz. Türk ambalaj makineleri sektörünün uluslararası imajını yükseltmek, Türk malı ambalaj makinesi kullanımının yaygınlaştırılması konusunda üyelerimizin yurt içinde ve yurt dışında ticari bilgi ve iş bağlantısı kurmalarını sağlayan fuar, sergi,
gezi gibi organizasyonlar ve tanıtım çalışmalarında bulunuyoruz. AMD, Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) ile de yakın ilişkiler içindedir. ASD ile yapılan sözleşme gereği üyelerimizin; ASD’nin Tüyap Fuarcılık ile birlikte düzenlediği sektörümüzün önemli etkinliklerinden olan Avrasya Ambalaj Fuarında, öncelikli ve indirimli yer almasını sağlıyoruz. Yine gerçek anlamda kalite sertifikasyonu ile tüm meslektaşlarımızın belirli standartlarda, kalitede üretim yapmalarını sağlayacak bilinçlendirici ve eğitici çalışmalar altında yayınlar yapıyoruz. Almanya’da Interpack, Fransa’da Ambalage De Salon Paris, İtalya’da Ipack Ima fuarları için derneğimizi tanıtıcı kitapçıklar hazırlatıyoruz. Sektörün temel sıkıntıları nelerdir? Sorunların çözümünde kimlere, ne tür görevler düşüyor? Sektörümüzün en önemli sorunu; yetişmiş, kalifiye işgücünü temin zorluğudur. Özellikle innovasyon için hayati önem taşıyan tecrübeli mühendis ve konstriktörlerin sayısı oldukça azdır. Bunlara ek olarak makine tasarımında tecrübeli genç mühendisler de maalesef yetişmiyor. Endüstri meslek liseleri ve meslek yüksek okulları ile daha entegre bir çalışma yapılabilir. Sektörün en temel ihtiyaçlarından biri olan teknik eleman ve mühendis sorunun çözümünde dernek olarak üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Sektörümüzün diğer bir önemli sorunu da 2010 yılında ikinci el makine ithalatına serbestlik tanınmasıdır. Bu serbestlikle yerli makine üreticileri yurt içi pazarda olumsuz etkilenmiş, yurt dışından gelen eski ve sorunlu makineler nedeniyle ambalaj üreticilerinin verimi düşmüştür.
Günümüzün teknolojik şartlarında, birlik beraberlik ve paylaşım bizleri küçültmeyecek aksine pastamızı büyütecek.
41
vil toplum örgütüdür. Makine Sanayii Sektör Platformu (MSSP) üyesi olan AMD, Ambalaj Dernekleri Federasyonunu (ADF) oluşturan sekiz sektörel kurucu alt dernekten biridir. Sektörel örgütlenmelerin, aynı sektörde faaliyet gösteren firmaların birbirleri arasındaki iletişimin ve dayanışmanın artırılmasından açısından faydalı olduğunu düşünüyorum. Ambalaj Makinecileri Derneği, ambalaj makinesi üreten yerli firmaların ve makinelerinin yurt içi ve yurt dışında gelişmesi, üretiminin uluslararası standartlarda gerçekleştirilmesi için sektörün tanıtımını yaparak, sorunlara çözüm bulmak amacıyla her platformda girişimde bulunuyor. Birbirinden kopuk arayışların bir merkezden yürütülmesi ve güçlerin birleştirilmesi, kamuoyunda ses getirmesinin giderek önem kazanması, küreselleşen dünyada firmaların ferdi olarak sorunlarını dile getirmesi ve çözüm yolları bulması, ulusal firmaların aleyhine olan kararlara, yaptırımlara karşı tüm faaliyetleri tek başına sürdürmesi mümkün değildir. Buradan yola çıkarak ambalaj makineleri sektöründe faaliyet gösteren Türkiye’nin önemli ambalaj makinecilerini bir araya getirmek istedik. İlk hedefimiz; ambalaj makineleri sanayisinin gelişmesine katkıda bulunmak, sektöre kimlik kazandırmak, ulusal ve uluslararası platformda yerini alarak sektörün temsil edilmesini sağlamaktır. Ambalaj sanayisi alanında çalışan her türlü kuruluş ve bu sanayi kolunda
faaliyet gösteren gerçek kişilerden oluşan üyelerimiz arasında; bilimsel, teknolojik, sosyal yönden birlik beraberlik ve dayanışmayı sağlamak, bunu güçlendirmek ve sürekli kılmaya çalışıyoruz. Gelecek hedefleri olan ve sosyal sorumluluk taşıyan, sektörüne katkıda bulunmaya çalışan, bu amaçla yatırımlar yapan iş adamlarının bir araya gelerek meydana getirdikleri bu oluşum; ülke ekonomisine gün geçtikçe daha fazla katkı sağlayan ambalaj makineleri sektörüne yeni bir vizyon, meslektaşlar arası bilinç ve işbirliği getirdi. Günümüzün teknolojik şartlarında, birlik beraberlik ve paylaşım bizleri küçültmeyecek aksine pastamızı büyütecek, dış dünyaya karşı daha rekabetçi ürünler imal etmemize yardımcı olacak. En önemlisi Türk ambalaj makinelerinin ulusal ve uluslararası piyasalardaki kimliğinin güçlendirilmesi ve bu makinelerin üretiminin uluslararası normlarda tercih edilen ürünler seviyesine çıkarılması, “Türk malı ambalaj makinesi kalitelidir” hedefini yakalamamızı sağlayacak. Bunun da yolu gerçekten inanarak beraber olmaktan geçiyor. Türkiye’de ambalaj makinesi imal eden firma sayısı sağlıklı bir envanter bulunmadığı için net değildir. Ambalaj makinesi üreten firmaların çoğunluğu İstanbul, İzmir, Ankara gibi sanayi şehirlerinde faaliyetlerini sürdürüyor. Sektörümüz ciddi rakamlarda ihracat gerçekleştirmesine karşın, Türkiye pazarında çok sayıda ithal edilen ürün kullanılmaktadır.
MSSP FOCUS 42
İş ve istif makineleri sektörünün öncelikli sorununun nitelikli eleman açığı olduğunu belirten İSDER Yönetim Kurulu Başkanı Rızanur Meral, mevcut personellerin mesleki gelişimleri için teknik eğitimleri artırmanın yanında farklı projelerle genç nesli sektöre yöneltmeye çalıştıklarını söyledi.
M
akine Sanayii Sektör Platformu (MSSP) üyesi dernek, birlik ve diğer sektörel kurumları tanıtarak yönetim kurulu başkanlarından; dernek faaliyetleri ve sektörün gelecek hedefleriyle ilgili bilgi almaya devam ediyoruz. Dergimizin Kasım sayısında İstif Makinaları Distribütörleri İmalatçıları Derneğinin (İSDER) Yönetim Kurulu Başkanı Rızanur Meral sorularımızı yanıtladı.
Son dönem sektörel eğitim çalışmalarına odaklanan derneğimiz, uluslararası eğitmenlerin Türkiye’de seminerler düzenlemesine aracılık ediyor.
43
İSDER’in tarihçesi, yapısı ve son dönem çalışmalarıyla ilgili bilgi verir misiniz? Derneğimiz sektörde faaliyet gösteren 15 firmanın bir araya gelmesiyle 2006 yılında kuruldu. İSDER’in 46 firmayı temsil eden 53 üyesi bulunuyor. Derneğimize üye firmalar ağırlıklı olarak; taşıma, depolama, kaldırma ekipmanları, mobil yükseltme, personel platformları, konveyör, kompresör, enerji ve güç sistemleri, imalat, intralojistik sistemler ile kiralama sektörlerinde faaliyet gösteriyor. Son dönem sektörel eğitim çalışmalarına odaklanan derneğimiz, uluslararası eğitmenlerin Türkiye’de seminerler düzenlemesine aracılık ediyor. Özellikle depo raf sistemleri alanındaki eksikliği gidermek adına, yurt dışından prestijli eğitmenler getirtilerek, DRS Komitesi (Depo ve Raf Sistemleri Sektör Komitesi) ve Sema Derneği işbirliğiyle üyelerimize montaj eğitimi verildi. Ülkemizde bu eğitimi verebilecek branşlaşmış bir kurum bulunmadığından, üyemiz olan yedi firmanın desteğiyle hayata geçirilen proje sayesinde sektördeki boşluğu gidermeye yönelik çok ciddi ve önemli bir adım atıldı. Montaj eğitiminin diğer bir katkısı da, katılımcılara
Rızanur MERAL İstif Makinaları Distribütörleri İmalatçıları Derneği (İSDER) Yönetim Kurulu Başkanı
yeni iş kanunu ile ilgili bilgi verilmesine aracılık etmesiydi. Derneğimiz sektörün en önemli tanıtım araçlarından biri olan fuarlar konusunda da çeşitli girişimlerde bulundu. WIN ve Lojist fuarları ile ortaklıklar gerçekleştirerek sektörün tanıtım ihtiyacını karşılamaya çalıştık. Yurt dışındaki sektörel örgütlerle de yakın işbirliği kuran İSDER, Uluslararası Personel Yükseltici Platform Federasyonu (IPAF) ile Yüksekte Çalışma Eğitimi (Palcard) konusunda özel anlaşmalar imzaladı. Özellikle ABD, Çin, Japonya, Güney Kore ve Avrupa ülkelerindeki sektörel derneklerle koordinasyon içerisinde olan derneğimiz, FEM’in (The Federation of Materials Handling) de yürütme kurulunda görev alıyor. İSDER, sektördeki eksiklikleri, komiteler aracılığıyla tespit edip çözmeye çalışıyor. Derneğimiz, Türk istifleme sektöründe faaliyet gösteren üyelerinin ihtiyaçlarına yönelik
çalışmalarını ise aralıksız sürdürüyor. Devlet teşvikleri ile sektörel desteklerin üyelerimize en iyi şekilde aktarılması için de girişimlerde bulunuyoruz. Sektörümüz ile devlet kurumları arasındaki diyalogun kurulmasını sağlayarak, çıkarılacak tüm resmi tebliğ, kanun, mevzuatlarla ilgili standartla hazırlanmasında aracı görevi üstlendik. İSDER bünyesinde oluşturulan sektörel komiteler, belli periyotlar ile toplanarak, kendi özellerinde sektörün problemlerini konuşarak, çözüm yolları arıyorlar. Bu zirveler belli aralıklarla yıl içerisinde tekrarlanıyor. İş ve istif makineleri sektörüne yönelik hizmet verecek bir test merkezi de kurmak istiyoruz. Üretim ve ihracat potansiyeli göz önüne alındığında, uluslararası geçerliliği olan böyle bir test merkezinin sektörümüz için son derece önemli olduğunu düşünüyoruz.
MSSP FOCUS 44
Uluslararası Personel Yükseltici Platform Federasyonu (IPAF) ile Yüksekte Çalışma Eğitimi (Palcard) konusunda özel anlaşmalar imzaladık.
Sektörünüzün üretim ve ihracat potansiyelini nasıl görüyorsunuz? Derneğiniz ihracatın artırılmasına yönelik ne tür çalışmalar yapıyor? İstif makineleri sektörü Türkiye için son derece önemlidir. Ekonomideki gelişmelere paralel olarak istif makineleri kullanımının daha da artacağını tahmin ediyorum. Sektörün ihracatını yeterli bulmuyoruz. Bu konuda dernek olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Makine Sektörü Stratejik Eylem Planı toplantılarına katılıyor, yatırımların artması ve ihracat hedeflerimizin gerçekleştirilebilmesi için ilgili kurum ve kuruluşlarla birlikte hareket ediyoruz. Özellikle Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu üyelerinin üstün gayret ve destekleri ile oluşturulan Makine Tanıtım Grubu (MTG) hem yurt içi, hem de yurt dışı tanıtım faaliyetleri ile sektörümüzün gelişmesine katkı sağlıyor. MTG’nin sağladığı desteklerle yurt içi ve yurt dışında önemli çalışmalara imza attık. Almanya başta olmak üzere İtalya, Fransa, ABD, Brezilya, Çin ve Güney Kore’de “Dünyanın Parlayan İncisi Türkiye” konferansları ve tanıtım toplantıları gerçekleştirdik. Pazar
araştırma raporları hazırladık. Sektörümüzle ilgili fuar ve organizasyonlara katıldık. Uluslararası federasyon ve derneklere üye olduk. MTG desteği ile her geçen gün çalışmalarımızı artırarak devam ettiriyoruz. İSDER, ulusal ve uluslararası derneklerin katkısıyla dünya standartlarını Türk istifleme sektöründe yerleştirmek için çaba sarfediyor. Sektörünüzün temel sorunları nelerdir? Sorunların çözümü noktasında kimlere, ne tür görevler düşüyor? Sektörümüzün öncelikli sorunu
eğitimdir. Nitelikli eleman ihtiyacı, sektörün yıllardır süregelen problemi olarak karşımıza çıkıyor. Çözüm arayışlarını sürdüren İSDER Eğitim Komitesi konuyu detaylı bir şekilde irdelenip, “7 Bölge 7 Okul Projesi” ile sektördeki nitelikli eleman açığını gidermek için çok ciddi bir adım attı. Haydarpaşa Endüstri Meslek Lisesinde İş Makineleri Bölümünün açılması için dernek adına girişimde bulunduk ve yaklaşık 2 milyon TL’lik bu yatırımı Türkiye İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliğiyle (İMDER) birlikte sektörümüze kazandırdık. İş ve istif makineleri sektörü yapısı itibariyle gençler arasında tercih edilmeyen bir alandır. Meslek liselerinden başlayarak, özellikle yükseköğrenimde sektörümüzü sevdirmek adına kamu spotları, afişler ve tanıtım etkinlikleri düzenlemeyi amaçlıyoruz. Bu sayede sektörü cazip hale getirebilir, sektörün önemini gençlere doğru aktarabiliriz. Uluslararası belgesel kanalı Discovery Channel’dakine benzer formatta “operatörler yarışıyor” şeklinde bir yarışma programı sektöre olan ilgiliyi olumlu yönde etkileyebilir.
İstif Makinaları Distribütörleri İmalatçıları Derneği (İSDER) Kuruluş Dönem Üye Sayısı Faaliyet Alanı Faaliyet Yeri Web Adresi
: 2006 : 3. Dönem : 53 : İstif Makineleri Distribütörleri, İmalatçıları : Bağlarbaşı mahallesi Kumru sokak No:18/1 Evran İş Merkezi Maltepe / İstanbul : www.isder.org.tr
Rızanur Meral Kimdir?
Derneğinizin üye olduğu uluslararası kuruluşlar hangileridir? Bu sivil toplum yapılanmaları içinde ne tür çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz? İSDER, FEM’e üyedir. Ayrıca; Avrupa Yatırımlar ve Sanayi Genel Müdürlüğü Makine Sektör Komisyonu (EU-DG), Avrupa Kiralama Derneği ve ERF- Avrupa Depo ve Raf Sistemleri Federas-
yonu (ERA) üyesidir. FEM standartlarını Türkiye’ye getirerek yerleştirmeyi birincil görevimiz olarak görüyoruz. Bu doğrultuda, her türlü iş makinesi operatörü ve satış sonrası hizmet personelinin, dernek üyesi firmalar tarafından belirlenen standartlarda yetkinlik kazanarak, mesleki yeterlilik belgeleri almalarına aracılık ediyoruz. Böylece Avrupa Birliği üyesi 27 ülkede geçerliliği
45
Sektörün temel sorunlarından bir diğeri ise; piyasanın gözetimi denetimi konusudur. Bu konuda Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yetkili birimleriyle ortak eğitim programları düzenledik. Yeni dönemde de bu eğitimler devam edecek. Eğitimler sayesinde piyasa gözetimi denetimi yapan yetkililerin spesifik ürünler konusunda bilgilendirilmeleri sağlanıyor. İş ve istif makineleri sektörü, ağır ve tehlikeli iş grubunda olduğundan verilecek eğitimlerin niteliği çok önemlidir. Aslında sektörde çalışan herkesin mesleki yeterlilik belgesine sahip olması gerekiyor. Bu konuda çalışmalarını sürdüren derneğimiz, İMDER ile birlikte tek bir merkezden üyelerine hizmet vermeyi planlıyor.
Elazığ’da 1958 yılında doğan Rızanur Meral, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. 1980 yılında Çukurova Grubu’nun iş makineleri kolunda yönetici olarak göreve başlayan Rızanur Meral, 1992 yılında bu şirketten ayrılarak Koçkaya Şirketler Grubu’nun 6 yıl Genel Müdürlüğü’nü yaptı. 1999 yılından itibaren Sanko Makina’da Genel Müdürlük görevini sürdüren Rızanur Meral, 2005 yılında kurulan Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçildi. Rızanur Meral 2006 yılından bu yana İstif Makinaları Distribütörleri İmalatçıları Derneği’nin Başkanlığını da yürütüyor.
MSSP FOCUS
MTG, hem yurt içi, hem de yurt dışı tanıtım faaliyetleri ile sektörümüzün gelişmesine katkı sağlıyor.
46
kabul edilen belgelendirmenin sektörümüzde yaygınlaşmasını sağlıyoruz. Üyelerinizin katıldığı ulusal ve uluslararası ihtisas fuarları hangileridir? Derneğinizin fuarlara bakışını öğrenebilir miyiz? Üyelerimiz yurt içinde; WIN-Materials Handling, Marble, Komatek, Logist fuarlarına katılıyor. Yurt dışında ise, Bauma-Münih, Conex, İntermat, Cemat, M&T Expo, Bices ve ConexpoLas Vegas gibi sektörümüz açısından önemli olan organizasyonlara iştirak ediyor. Artarak devam eden talebi karşılamak adına derneğimiz, uluslararası fuarları yakından takip ediyor. Yeni teşvik sistemi ve üniversite-sanayi işbirliğinin sağlanmasına yönelik çalışmaları nasıl buluyorsunuz? SANTEZ, bu tarz çalışmaların İSDER üyelerine katkı sağlayacağını düşünüyor. Yapılan bu çalışmaların üyelerimize ve sektördeki tüm firmalara daha detaylı ve açık bir şekilde anlatılmasının, uygulanabilirliğini kolaylaştıracağını kanaatindeyiz. Ankara’da gerçekleşen ve İSDER olarak katıldığımız 3. Sanayi Şurası’nda da, sıkça dile getirdiğimiz üniversite-sanayi işbirliği konusu, ciddi anlamda tartışmaya açıldı. Şura’dan çıkan sonuçlar oldukça ümit vericiydi. Akademisyen ve sanayicilerin artık rakip olmaktan çıkıp, ulusal çıkarlar doğrultusunda el birliği ile çalışan ortaklara dönüşmeleri sağlanacak. Toplantıda gerek akademisyenler gerekse de sanayiciler artık bu ortaklık doğrultusunda yol almak istediklerini açıkça ifade ettiler. Bu bağlamda, devlet desteklerinin tek bir platformda izlenmesi için kamu, özel sektör ve STK işbirliğinde bir koordinasyon modelinin oluşturulması kararı alındı. Devlet desteklerinde, istihdam
İstif Makinaları Distribütörleri İmalatçıları Derneği (İSDER) Üyeler Acarlar Ansan Arlift Aysan Beşik Borusan BM Ceytech Çakmak Çelikbilek Çukurova İthalat Çukurova Makina
Çukurova Ziraat Enka Elsisan Formak Gama Güralp Hasel Hidrokon HMF İnci İlken
sağlayan veya yüksek katma değerli sektörlere öncelik verilmesi, üniversitelerdeki araştırma merkezleri ile özel sektör Ar-Ge merkezlerinin birlikte hareket edebileceği bir mekanizmanın geliştirilmesi, ülkemizin meslek haritalarının oluşturulması ve bu çerçevede istihdam politikalarının belirlenmesi konularında ortak paydada buluşuldu. Dolayısıyla, yeni teşvik sistemi doğrultusunda, üniversite-sanayi işbirliğinde köprü görevi gören derneğimiz, sektör bazında çıtanın yükselmesi, yeni istihdam alanlarının oluşturulması ve bu alanların özendirilmesi için üzerine düşeni yapmaya hazırdır. Dernek
İnterroll Jungheinrich Kantarcı Makliftsan Mastaş MAK-SER Metra Mecalux Michelin Mutlu Netmak
Özismak Rekarma Reta Sanko Still Tatmak Temesist Tetaş Tunçmatik Tunç TVH Uzmanlar
olarak sektörle birlikte kalkınan ülke ekonomisinin geleceğinden umutluyuz. Makine Tanıtım Grubunun gerek yurt içi, gerekse de yurt dışında gerçekleştirdiği reklam ve tanıtım çalışmalarını nasıl buluyorsunuz? Tanıtım çalışmalarının Türkiye’nin imajına neler kattığını düşünüyorsunuz? Makine Tanıtım Grubunun uluslararası fuarlarda ve sektörümüzün ihracat yaptığı ülkelerdeki çalışmalarını takdir ediyor ve üyelerimizin seslerini tüm dünyaya duyurabilmeleri adına bu desteklerinin artarak devam etmesini arzuluyoruz.
Dizel Motorlu Seyyar Tip
Değişken Hız Kontrollü
Direk Akuple ve Kayış Kasnaklı
Alçak Basınç Pistonlu Kompresörler
Vidalı Kompresörler
(İnvertörlü)
Vidalı Kompresörler
(Silobas Kompresörler)
A: Eyüp Sultan Mahallesi Müminler Cd. No: 70 34885 Sancaktepe, İstanbul / Türkiye | T: +90 216 311 71 81 (pbx) | F: +90 216 311 71 91 - 92 | E-posta: info@dalgakiran.com
ÜLKELERDEN
MYNMAR LAOS FİLİPİNLER
KAMBOÇYA TAYLAND 48
VİETNAM
BRUNEİ
MALEZYA SİNGAPUR ENDONEZYA
49
Bölge ülkelerinin ekonomik büyümesine ivme kazandırılması, toplumsal ve kültürel gelişim, bölgede barış ve istikrarın sağlanması temel hedefleri çerçevesinde 1967 yılında kurulan ASEAN (Güneydoğu Asya Uluslar Birliği) bugün itibariyle 10 üye ülkeden oluşuyor. Türkiye, 1,5 trilyon dolarlık ticaret hacmiyle dikkat çeken ASEAN Bölgesine son yıllarda özel önem veriyor.
ÜLKELERDEN 50
G
üneydoğu Asya Uluslar Birliği (Association of Southeast Asian Nations) ASEAN, 8 Ağustos 1967’de Filipinler, Malezya, Tayland, Endonezya ve Singapur’un katılımıyla kuruldu. 1984’te Brunei,1995’te Vietnam,1997’de Laos ve Mynmar, 1999 yılında da Kamboçya’nın ASEAN’a dahil olmasıyla üye ülke sayısı 10’a yükseldi. 4,5 milyon kilometre kareye yayılan ASEAN Bölgesinin toplam nüfusu 590 milyon civarındadır. ASEAN örgütünün öncelikli hedefleri arasında bölge ülkelerinin ekonomik büyümesine ivme kazandırılması, toplumsal ve kültürel gelişim, bölgede barış ve istikrarın sağlanması yer alıyor. 2003 yılında ASEAN liderlerinin ASEAN’ın üç bölümü kapsaması gerektiği kararı üzerine ASEAN Güvenlik Topluluğu, ASEAN Ekonomik Topluluğu ve ASEAN Toplum ve Kültür Topluluğu hayata geçirildi. ASEAN’ın en üst karar verme organı her yıl gerçekleştirilen ASEAN Devlet Başkanları Zirvesi’dir. ASEAN Ülkelerinin dışişleri bakanları da her yıl bir kez bir araya gelir. Ayrıca tarım ve ormancılık, ticaret, enerji, çevre, finans, sağlık, yatırım, işgücü, hukuk, kırsal gelişim, yoksullukla mücadele, telekomünikas-
Vietnam
amacıyla ASEAN Örgütünün Pekin, Berlin, Brüksel, Canberra, Cenova, İslamabad, Londra, Moskova, Yeni Delhi, New York, Ottowa, Paris, Riyad, Seul, Tokyo, Washington ve Wellington’da temsilci-
yon, uluslararası suç, ulaştırma, turizm gibi konularda ASEAN Ülkelerinin ilgili bakanlarının buluştuğu ortak toplantılar düzenlenir. Koordinasyonun sağlanması ve diplomatik ilişkilerde bulunulması
TÜRKİYE’NİN ASEAN ÜLKELERİNE MAKİNE İHRACATINDA BAŞLICA KALEMLER (MİLYON DOLAR – 84. FASIL)
Kaynak: TÜİK Verileri
2011
2012
2013(OcakEkim)
Değişim % (12/11)
84.07 VEYA 84.08 POZİSYONLARINDAKİ MOTORLARIN AKSAM VE PARÇALARI
7,8
9
6,6
15,7
8481
BORULAR, KAZANLAR, TANKLAR, DEPOLAR VE BENZERİ DİĞER KAPLAR İÇİN MUSLUKLAR, VALFLER (VANALAR) VE BENZERİ CİHAZLAR
7,1
8,4
4,2
18,5
8437
TOHUM, HUBUBAT, KURU BAKLAGİLLERİ TEMİZLEME, TASNİF ETME AYIKLAMA VE ÖĞÜTMEYE MAHSUS MAKİNE VE CİHAZLAR
0,7
5,7
2,1
674,7
8462
METALLERİ DÖVME, ÇEKİÇLEME, KALIPTA DÖVME, KESME, TASLAK ÇIKARTMA, ŞATAFATLAMA, KARBÜRLERİ İŞLEMEYE MAHSUS PRESLER
5,6
5,6
9,6
0,3
8450
EV VEYA ÇAMAŞIRHANE TİPİ YIKAMA MAKİNELERİ (YIKAMA VE KURUTMA TERTİBATI BİR ARADA OLANLAR DAHİL)
2
5,6
3,2
169,3
8436
TARLA VE BAHÇE TARIMINA, ORMANCILIĞA, KÜMES HAYVANCILIĞINA, ARICILIĞA MAHSUS DİĞER MAKİNE VE CİHAZLAR
4,2
5,4
2,7
27,9
8431
ÖZELLİKLE 84.25 İLA 84.30 POZİSYONLARINDAKİ MAKİNE VE CİHAZLAR İLE BİRLİKTE KULLANILMAYA ELVERİŞLİ AKSAM VE PARÇALARI
4,4
5,3
4,8
20,1
8451
DOKUMA İPLİKLERİN, MENSUCATIN YIKANMASI, TEMİZLENMESİ, KURUTULMASI, ÜTÜLENMESİ, SARILMASI, KATLANMASINA MAHSUS MAKİNE VE CİHAZLAR
1,9
3,5
8,2
84,6
8474
TOPRAK, TAŞ, METAL CEVHERİ VB. AYIKLAMA, ELEME, TASNİF, AYIRMA, YIKAMA, KIRMA, ÖĞÜTME VE YOĞURMAYA MAHSUS MAKİNE VE CİHAZLAR
3,4
3,5
2
1,8
8479
KENDİNE ÖZGÜ BİR FONKSİYONU OLAN DİĞER MAKİNELER VE MEKANİK CİHAZLAR
1
3,3
5,6
DİĞER
41,5
35,6
42
-14,3
TOPLAM
80,2
91,4
91,6
14,0
GTİP
GTİP TANIMI
8409
222,8
TÜRKİYE’NİN ASEAN ÜLKELERİNDEN MAKİNE İTHALATINDA BAŞLICA KALEMLER (MİLYON DOLAR – 84. FASIL)
Kaynak: TÜİK Verileri 2013(OcakEkim)
Değişim % (12/11)
GTİP
GTİP TANIMI
2011
2012
8471
OTOMATİK BİLGİ İŞLEM MAKENLERİ BUNLARA AİT BİRİMLER; MANYETİK VEYA OPTİK OKUYUCULAR, VERİLERİ KODA DÖNÜŞTÜRÜCÜLER
142,2
173,4
178
22,0
8415
KLİMA CİHAZLARI (MOTORLU BİR VANTİLATÖR İLE NEM VE ISIYI DEĞİŞTİRMEYE MAHSUS TERTİBATI OLANLAR)
104,3
105,6
119
1,3
8443
BASKI YAPMAYA MAHSUS MAKİNELER; KOPYALAMA VE FAKS MAKİNALARI; BUNLARIN AKSAM, PARÇA VE AKSESUARLARI
84,5
77,1
66,8
-8,8
8414
HAVA VEYA VAKUM POMPALARI, HAVA VEYA DİĞER GAZ KOMPRESÖRLERİ, FANLAR, ASPİRATÖRÜ OLAN HAVALANDIRMAYA MAHSUS DAVLUMBAZLAR
49,6
37,3
24,2
-24,8
8470
HESAP, BİLGİ KAYDEDEN VE BUNLARI TEKRAR VEREN, MUHASEBE, DAMGA BASAN, BİLET BASMA VE VERME VB. MAKİNE
31,2
36,1
37,4
15,5
8418
BUZDOLAPLARI, DONDURUCULAR VE DİĞER SOĞUTUCU VE DONDURUCU CİHAZLAR VE ISI POMPALARI
18,3
31,3
29
70,8
8404
84.02 VEYA 84.03 POZİSYONLARINDAKİ KAZANLARLA BİRLİKTE KULLANILMAYA MAHSUS YARDIMCI CİHAZLAR
0,06
26,7
6,8
458.177
8421
SANTRİFÜJLER; SIVILARIN VEYA GAZLARIN FİITRE EDİLMESİNE VEYA ARITILMASINA MAHSUS MAKİNE VE CİHAZLAR
11,7
13,5
12,9
15,7
8419
ISI DEĞİŞİKLİĞİ YÖNTEMİ İLE MADDELERİ İŞLEMEK İÇİN CİHAZLAR, ELEKTRİKLİ OLMAYAN ŞOFBENLER VEYA DEPOLU SU ISITICILARI
0,9
10,4
0,8
1.030
8452
DİKİŞ MAKİNELERİ, DİKİŞ MAKİNELERİ İÇİN İMAL EDİLMİŞ MOBİLYA, TABLA VE MAHFAZALAR VE DİKİŞ MAKİNELERİ
4,1
8,4
8,6
102,1
DİĞER
106,9
79,1
81,4
-26,1
TOPLAM
554,2
599,5
565,3
8,2
ASEAN ÜLKELERİNİN MAKİNE İHRACATI 140 MİLYAR DOLAR OLDU Güney-Doğu Asya Ülkeleri İşbirliği Örgütü olarak adlandırılan ASEAN (Association of South-East Asian Nations Aggregation) Ülkelerinin 2012 yılı makine ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 6,7 artarak 140,3 milyar dolar seviyesine yükseldi. 2011 yılında bu rakam 131,5 milyar dolardı. ASEAN Ülkeleri arasında 2012 yılında en fazla makine ihracatını Singapur gerçekleştirdi. 2011 yılında 56,8 milyar dolar olan Singapur’un makine ihracatı 2012 yılında 0,5 artış göstererek
57 milyar dolar olarak kaydedildi. İkinci sıradaki Tayland 2012 yılında 37,1 milyar dolarlık makine ihracatı gerçekleştirdi. Yüzde 8 artışın yaşandığı söz konusu ülkenin ihracatı 2011 yılında 34,4 milyar dolar seviyesindeydi. Üçüncü sıradaki Malezya 2011 yılında 25,2 milyar dolar değerinde makine ihraç ederken bu rakam 2012 yılında, yüzde 1,6 azalarak 24,8 milyar dolara geriledi. En fazla makine ihracatı yapan ASEAN Ülkeleri listesinin dördüncü sırasında bulunan Vietnam, 2012 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 83,9 artışla 7,6 milyar dolar değerinde makine ihraç etti. Vietnam’ın 2011 yılı ihracatı 4,1 milyar dolardı. Listenin beşinci sırasındaki Filipinler 2011 yılında 5 milyar dolar değerinde makine ihraç ederken bu rakam 2012 yılında yüzde 44,3 artışla 7,3 milyar dolara yükseldi. Altıncı sıradaki Endonezya’nın ihracatı 2012 yılında, bir önceki yıla oranla yüzde 6,2 artış göstererek 6,1 milyar dolara yükseldi. Endonezya 2011 yılında 5,7 milyar dolarlık makine ihracatı gerçekleştirmişti. Listenin yedinci sırasındaki Brunei’nin 2011 yılında makine ihracatı bulunmazken 2012 yılında 62 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. En fazla makine ihracatı yapan ASEAN Ülkeleri listesinin sekizinci sırasındaki Mynmar
2011 yılında 13 milyon dolarlık makine ihracatı gerçekleştirirken bu rakam 2012 yılında yüzde 77,5 artışla 23 milyon dolar seviyesine yükseldi. Dokuzuncu sıradaki Kamboçya 2012 yılında 13 milyon dolarlık makine ihracatı gerçekleştirdi. Yüzde 46,7 ihracat artışının yaşandığı Kamboçya’nın 2011 yılı makine ihracatı 9 milyon dolardı. Listenin son sırasındaki Laos’un 2012 yılı makine ihracatı 7 milyon dolar olarak kaydedildi. ASEAN Ülkeleri arasında 2011 yılına oranla, 2012 yılında makine ihracatını en fazla artıran ülke yüzde 83,9 ile Vietnam oldu. ASEAN Ülkelerinin 2012 yılında en fazla makine ihraç ettiği ülkeler sırasıyla Çin, ABD ve Hong Kong olarak kayda geçti. Listenin ilk sırasında Çin’e yönelik ihracat 2011 yılında 25,6 milyar dolarken 2012 yılında
ASEAN Ülkelerinin 2012 yılı makine ithalatı bir önceki yıla göre yüzde 11 artarak 162,8 milyar dolara yükseldi.
51
lik ofisleri bulunur. 1,5 trilyon dolarlık ticaret hacmiyle dikkat çeken ASEAN Bölgesine Türkiye de son yıllarda özel önem veriyor. Başta Endonezya, Malezya ve Tayland olmak üzere bölge ülkeleriyle ilişkilerin her alanda geliştirilmesi amacıyla 2010 yılında Türkiye, Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği Dostluk ve İşbirliği Anlaşması (ASEAN/TAC) imzalandı. ASEAN, 2020 yılı hedefini; ekonomik entegrasyon yoluyla üretime dayalı tek pazar haline gelmek, yüksek ekonomik rekabet gücüne sahip, adilane kalkınmaya dayalı ve küresel ekonomiye tam anlamıyla entegre olmuş bir bölge meydana getirmek olarak belirlemiş durumda.
ÜLKELERDEN 52
Bölge ülkeleriyle ilişkilerin her alanda geliştirilmesini amaçlayan Türkiye, 2010 yılında Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği Dostluk ve İşbirliği Anlaşmasını (ASEAN/TAC) imzaladı. bu rakam, yüzde 4,6 artarak 26,7 milyar dolara yükseldi. İkinci sıradaki ABD’ye yönelik ASEAN Ülkelerinin ihracatı 2012 yılında 17,5 milyar dolar olarak kaydedildi. 2011 yılında bu rakam 15,9 milyar dolardı. ABD’ye yönelik makine ihracatındaki artış yüzde 10,2 oldu. Üçüncü sıradaki Hong Kong’a yönelik makine ihracatı 2011 yılında 8,5 milyar dolarken bu rakam 2012 yılında yüzde 4,2 artışla 8,9 milyar dolar rakamına yükseldi. ASEAN Ülkelerinin Türkiye’ye yönelik makine ihracatı 2011 yılında 554 milyon dolarken bu rakam 2012 yılında yüzde 8,3 artış kaydederek 600 milyon dolara Kamboçya
ASEAN ÜLKELERİNİN MAKİNE İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (MİLYON DOLAR – 84. FASIL) Sıra No
ÜLKE
Kaynak: BM İstatistik Bölümü Verileri
2011
2012
Değişim %
1
ÇİN
25.619
26.794
4,6
2
ABD
15.951
17.572
10,2
3
HONG KONG
8.558
8.921
4,2
4
SİNGAPUR
8.494
8.818
3,8
5
JAPONYA
8.262
8.308
0,6
6
TAYLAND
3.995
5.292
32,5
7
ENDONEZYA
4.818
5.229
8,5
8
ALMANYA
5.502
5.172
-6,0
9
HOLLANDA
5.454
4.931
-9,6
10
MALEZYA
4.628
4.648
0,4
27
TÜRKİYE
554
600
8,3
39.676
44.053
11,0
131.509
140.338
6,7
DİĞER TOPLAM
yükseldi. Türkiye, ASEAN Ülkelerinin en fazla makine ihraç ettiği ülkeler listesinin 27. sırasında yer alıyor. ASEAN Ülkeleri 84. fasılda, 39,2 milyar dolarla en fazla otomatik bilgi işlem makineleri, üniteleri kaleminde ihracat gerçekleştirdi. Listenin ikinci sırasında ise 84.69 ila 84.72 pozisyonlarındaki makine ve cihazlarda kullanılmaya elverişli aksam-parça-aksesuarları yer alıyor. Söz konusu ürün
grubunda gerçekleşen ihracatın değeri 20,3 milyar dolar olarak kayda geçti. Listenin üçüncü sırasındaki baskı yapmaya mahsus makineler; kopyalama ve faks makineleri; bunların aksam, parça ve aksesuarları ürün grubunda ASEAN Ülkelerinin toplam ihracatı ise 15,4 milyar dolar oldu. ASEAN ÜLKELERİ ARASINDA EN FAZLA MAKİNE İTHAL EDEN ÜLKE SİNGAPUR ASEAN Ülkelerinin ithalatında makine sektörü, mineral yağlar-yakıtlar ve elektrikli cihazlardan sonra yüzde 13’lük pay ile üçüncü sırada yer alıyor. ASEAN Ülkelerinin 2012 yılı makine ithalatı bir önceki yıla göre yüzde 11 artarak 162,8 milyar dolar seviyesine yükseldi. 2011 yılında bu rakam 146,7 milyar dolardı. ASEAN Ülkeleri arasında 2012 yılında en fazla makine ithalatı gerçekleştiren ülke 50,2 milyar dolarla Singapur oldu. Singapur’un ithalatındaki artış yüzde 2,8 oldu. 2011 yılında söz konusu ülke 49,1 milyar dolarlık makine ithal etmişti. Listenin ikinci sırasındaki Tayland 2011 yılında 28,3 milyar dolarlık makine ithal ederken bu rakam, 2012 yılında 26,8 artarak 35,9 milyar dolar oldu. Üçüncü sıradaki Endonezya’nın 2012 yılı makine ithalatı 28,4 milyar dolar olarak kaydedildi. Yüzde 15 ithalat artışının yaşandığı ülkenin 2011 yılı ithalatı 24,7 milyar dolardı. ASEAN Ülkeleri arasında 2012 yılında
1,5 trilyon dolarlık ticaret hacmiyle dikkat çeken ASEAN Bölgesine Türkiye de son yıllarda özel bir önem veriyor.
Vietnam
makine ve cihazlarının aksamı, parçaları ASEAN Ülkelerinin en fazla ithal ettiği üçüncü ürün grubu olarak kayda geçti.
dolar seviyesine yükseldi. Türkiye ASEAN Ülkelerinin makine ithalatında 38. sırada yer alıyor. ASEAN Ülkeleri Türkiye’den 2011 yılında 80 milyon dolarlık makine ithal ederken bu rakam 2012 yılında yüzde 14,2 artışla 92 milyon dolar seviyesine yükseldi. ASEAN Ülkeleri 84. Fasılda en fazla otomatik bilgi işlem makineleri bunlara ait birimler; manyetik veya optik okuyucular, verileri koda dönüştürücüler kaleminde ithalat gerçekleştirdi. Söz konusu kalemdeki ithalat rakamı 18,9 milyar dolar olarak kayda geçti. Listenin ikinci sırasındaki buldozerler, greyderler, toprak tesviye makineleri, skreyperler, mekanik küreyiciler, ekskavatörler kalemindeki ithalat rakamı ise 17,8 milyar dolar oldu. 9 milyar dolar ile ağır iş
TÜRKİYE’NİN MAKİNE İHRACATI YÜZDE 14 ARTTI Türkiye’nin ASEAN Ülkelerine ihracatında makine sektörü kalemi; mineral yağlar-yakıtlar, değirmencilik ürünleri ve demir çelik mal grubundan sonra dördüncü sırada yer alıyor. 84. fasıl itibariyle Türkiye’nin ASEAN Ülkelerine 2012 yılı makine ihracatı yüzde 14 artarak 91,4 milyon dolara yükseldi. 2011 yılında söz konusu ülkelere gerçekleştirilen makine ihracatının değeri 80,2 milyon dolar seviyesindeydi. Türkiye’nin ASEAN Ülkelerine yönelik makine ihracatının ilk sırasın-
ASEAN ÜLKELERİNİN MAKİNE İTHALATINDA İLK 10 ÜLKE (MİLYON DOLAR – 84. FASIL) Sıra No 1 2 3 4
Kaynak: BM İstatistik Bölümü Verileri
2011
2012
ÇİN
29.336
32.859
12
JAPONYA
25.902
29.910
15,5
SİNGAPUR
18.603
19.855
6,7
ABD
11.063
10.892
-1,5
8.112
4,1
ÜLKE
Değişim %
5
MALEZYA
7.789
6
TAYLAND
7.616
7.814
2,6
7
ALMANYA
6.567
7.004
6,6
8
GÜNEY KORE
5.099
6.067
9
HONG KONG
5.436
5.969
9,8
10
İNGİLTERE
3.729
4.549
22,0
38
TÜRKİYE
80
92
14,2
25.498
29773
16,8
146.718
162.895
DİĞER TOPLAM
19
11
53
en fazla makine ithalatı gerçekleştiren dördüncü ülke Malezya oldu. Malezya’nın 2012 yılı ithalatı yüzde 3 artışla 23,4 milyar dolar olarak kaydedildi. 2011 yılında bu rakam 22,7 milyar dolardı. Listenin beşinci sırasındaki Vietnam 2011 yılında 13,2 milyar dolarlık makine ithal ederken bu rakam, 2012 yılında yüzde 3 artışla 13,6 milyar dolara yükseldi. Altıncı sıradaki Filipinler 2012 yılında yüzde 31,1 artışla 7,3 milyar dolar değerinde makine ithal etti. 2011 yılında bu rakam 5,6 milyar dolardı. Yedinci sıradaki Mynmar’ın 2011 yılı makine ithalatı 1,9 milyar dolarken bu rakam 2012 yılında, yüzde 4,8 azalarak 1,8 milyar dolar seviyesine geriledi. Listenin sekizinci sırasındaki Laos’un makine ithalatı 2012 yılında yüzde 61,3 artışla 862 milyon dolar olarak kaydedildi. 2011 yılında bu rakam 534 milyon dolar seviyesindeydi. ASEAN Ülkeleri arasında 2012 yılında en fazla makine ithalatı gerçekleştiren dokuzuncu ülke Kamboçya oldu. Söz konusu ülke 2011 yılında 412 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirirken bu rakam 2012 yılında, yüzde 12,7 artışla 464 milyon dolar olarak kaydedildi. Listenin 10. sırasında bulunan Brunei’nin 2011 yılında makine ithalatı bulunmazken 2012 yılında 393 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirdiği görülüyor. ASEAN ülkelerinin 2012 yılında en fazla makine ithal ettiği ülkeler sırasıyla Çin, Japonya ve Singapur oldu. Listenin ilk sırasındaki Çin’den 2011 yılında 29,3 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirilirken bu rakam 2012 yılında, yüzde 12 artışla 32,8 milyar dolara yükseldi. ASEAN Ülkelerinin en fazla makine ithal ettiği ikinci ülke Japonya oldu. 2012 yılında söz konusu ülkeden yüzde 15,5 artışla 29,9 milyar dolar değerinde makine ithal edildi. 2011 yılında bu rakam 25,9 milyon dolardı. Listenin üçüncü sırasındaki Singapur’dan 2011 yılında 18,6 milyar dolarlık makine ithal edilirken bu rakam 2012 yılında, yüzde 6,7 artışla 19,8 milyar
ÜLKELERDEN 54
Türkiye’nin ASEAN Ülkelerine makine ihracatı 2012’de geçtiğimiz yıla oranla yüzde 14 arttı. da 84.07 veya 84.08 pozisyonlarındaki motorların aksam ve parçaları yer alıyor. Söz konusu ürün grubunda 2011 yılında 7,8 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken bu rakam 2012 yılında, yüzde 15,7 artışla 9 milyon dolar seviyesine yükseldi. Listenin ikinci sırasında bulunan borular, kazanlar, tanklar, depolar ve benzeri diğer kaplar için musluklar, valfler (vanalar) ve benzeri cihazlar mal grubunda 2012 yılında 8,4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2011 yılında söz konusu ürün grubundaki ihracatın değeri 7,1 milyon dolar seviyesindeydi. Borular, kazanlar, tanklar, depolar ve benzeri diğer kaplar için musluklar, valfler (vanalar) ve benzeri cihazlar kalemindeki ihracat artışı 18,5 olarak kaydedildi. Türkiye’nin ASEAN Ülkelerine makine ihracatında ilk 10 ürün listesinin üçüncü sırasında ise tohum, hububat, kuru baklagilleri temizleme, tasnif etme ayıklama ve öğütmeye mahsus makine ve cihazlar ürün grubu yer alıyor. Söz konusu ürün grubunda 2011 yılında 739 bin dolarlık ihracat gerçekleştirilirken bu rakam 2012 yılında, yüzde 674,7 artış göstererek 5,7 milyon dolar seviyesine yükseldi. 2012 yılında Türkiye’nin ASEAN Ülkelerine yönelik makine ihracatında en fazla artış 674,7 ile tohum, hububat, kuru baklagilleri temizleme, tasnif etme ayıklama ve öğütmeye mahsus makine ve cihazlar ürün grubu bulunuyor. Türkiye’nin 2012 yılında ASEAN Ülkelerine yönelik ülke bazında makine ihracatının ilk üç sırasında ise 23,9 milyon dolarla Tayland, 21,5 milyon dolarla Endonezya ve 15,9 milyon dolarla Singapur bulunuyor. TÜRKİYE’NİN İTHALATINDA TAYLAND İLK SIRADA 84. fasıl itibariyle 2012 yılında Türkiye’nin ASEAN Ülkelerinden en fazla ithal ettiği ürün grubu otomatik bilgi işlem makineleri bunlara ait birimler; manyetik veya optik okuyucular, verileri
koda dönüştürücüler olarak kayda geçti. 2011 yılında söz konusu kalemden 142,2 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken bu rakam 2012 yılında, yüzde 22 artışla 173,4 milyon dolara yükseldi. Listenin ikinci sırasında yer alan klima cihazları (motorlu bir vantilatör ile nem ve ısıyı değiştirmeye mahsus tertibatı olanlar) kaleminde 2012 yılında 105,6 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirildi. 2011 yılında bu rakam 104,3 milyon dolar seviyesindeydi. Söz konusu mal grubunda yaşanan ithalat artışı 1,3 olarak kayda geçti. Türkiye’nin ASEAN Ülkelerinden makine ithalatında ilk 10 ürün grubu listesinin üçüncü sırasında baskı yapmaya mahsus makineler; kopyalama ve faks makineleri; bunların aksam, parça ve aksesuarları yer alıyor. 2011 yılında söz konusu ürün grubunda 84,5 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken bu rakam 2012 yılında, yüzde 8,8 azalarak 77,1 milyon dolara geriledi. 2012 yılında Türkiye’nin ASEAN Ülkelerinden makine ithalatında en fazla artış yüzde 458,2 ile 84.02 veya 84.03 pozisyonlarındaki kazanlarla birlikte kullanılmaya mahsus yardımcı cihazlar kaleminde yaşandı. 2011 yılında söz konusu ürün grubunda 6 bin dolarlık ithalat gerçekleştirilirken bu rakam 2012 yılında 26,7 milyon dolara yükseldi. Türkiye’nin 2012 yılında ASEAN Ülkelerinden ülke bazında makine ithalatının ilk üç sırasında ise 256,9 milyon dolarla Tayland, 113,2 milyon dolarla Malezya ve 83,6 milyon dolarla Vietnam bulunuyor. Türkiye’nin 2011 yılında ASEAN Ülkelerinin tamamından gerçekleştirdiği makine ithalatı 554,2 milyon dolarken bu rakam 2012 yılında, yüzde 8,2 artışla 599,5 milyon dolar seviyesine yükseldi.
“HERHANGİ BİR SORUNLA KARŞILAŞMIYORUZ” SALİH GÜLSOY ALTUNTAŞ DIŞ TİCARET UZMANI Faaliyet hayatına 1981 yılında tavuk kafesi üretimiyle başlayan firmamız, ilerleyen yıllarda üretim yelpazesine aksiyal fanları da ekleyerek Alfan markasıyla Türkiye’de fan üretimi yapan ilk kuruluş oldu. Bünyesinde kurulan OBİAL şirketiyle çelik silo üretimi de gerçekleştiren firmamız dünyanın 70’ten fazla ülkesine ürünlerini ihraç ediyor. Bugüne kadar makineleri-
mizi ASEAN Ülkeleri içinde Endonezya, Filipinler, Malezya, Singapur ve Tayland gibi ülkelere gönderdik. Ürünlerimiz söz konusu ülke makamlarının belirlediği standartları taşıdığı için ihracatla ilgili herhangi bir sorunla karşılaşmıyoruz.
“12 YILDIR İHRACAT YAPIYORUZ” GÖKHAN PAYAŞLI SİNCANLI DIŞ TİCARET İHRACAT MÜDÜRÜ Firmamız 37 yılı aşkın bir süredir traktör yan sanayi yedek parçaları üretimi ve pazarlaması alanında hizmet veriyor. 20 binin üzerinde ürün çeşidi bulunan Sincanlı, ürünlerini AGPO markası altında pazara sunuyor. Dünyanın farklı noktalarında birçok ülkeye ürünlerimizi gönderiyoruz. Traktör yedek parçaları ihraç ettiğimiz ülkelerden biri de Filipinler. Söz konusu ülkeye yaklaşık 10 yıldır satış yapıyoruz. İhracatta kayda değer bir sorun yaşamıyor olsak da, gelir seviyesi oldukça düşük olduğu için Filipinler’in karlı bir pazar olduğu söylenemez.
“REKABETİN YOĞUN OLDUĞU BİR PAZAR” ÇAĞLAR ÇELİKBİLEK AKON HİDROLİK SATIŞ MÜDÜRÜ Mobil hidrolik sektörüne yönelik valf ve komponent üretmek amacıyla 1980 yılında İzmir’de kurulan Akon Hidrolik, 32 yıllık deneyimle sektörde en geniş ürün gamına sahip üreticilerden biri konumunda. Firmamız bugün üretiminin yüzde 55’ini aralarında ABD, Arjantin, Almanya, Avustralya, Çin, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, İngiltere, İspanya, İran, Kanada, Tayland ve Vietnam’ın bulunduğu 35’in üzerinde ülkeye ihraç ediyor. 2008 yılında başlayan ihracatımız her yıl gelişerek devam ediyor. Vietnam’a ağırlıklı olarak hidrolik yön kontrol valfleri ihraç ediyoruz. Büyüyen bir pazara sahip olduğu için Vietnam’da yoğun bir talep mevcut. Fakat rekabetin yoğun yaşandığı pazarlara coğrafi yakınlığı, ürün fiyatları noktasında rekabetçi kalabilmeyi ve pazarda yer edinmeyi zorlaştıran etkenler.
SİNGAPUR
350 milyar dolar civarındaki ithalatı, Singapur ekonomisinin gelişmişlik düzeyi ve ülkenin dış ticarete açık yapısı hakkında önemli ipuçları veriyor.
faktörlerdir. 350 milyar dolar civarındaki ithalatı, Singapur ekonomisinin gelişmişlik düzeyi ve ülkenin dış ticarete açıklığı konusunda da önemli ipuçları veriyor. GSYİH’sinin üç katı oranında ticaret hacmine sahip olan ve dışa açıklık noktasında dünyadaki en liberal ülkeler arasında yer alan Singapur, ithalatının yaklaşık yarısını re-export yoluyla özellikle bölge ülkelerine ihraç ediyor. Bu özelliği nedeniyle Singapur, yüksek gelir düzeyine sahip tüketicilerden oluşan dinamik iç pazarının yanı sıra, özellikle bölge ülkelerine ulaşabilmek açısından pek çok ülke tarafından bir merkez olarak kullanılıyor. Bu çerçevede, başta Güneydoğu Asya ülkeleri olmak üzere bölgeye yönelik ihracatın geliştirilebilmesi için Singapur’un lojistik imkanları ile güçlü ekonomik ve ticari bağları Türkiye açısından önemli fırsatlar sunuyor. Singapur ekonomisinin yüzde 68,8’ini hizmetler, yüzde 26’sını imalat sanayi, yüzde 5,2’sini ise konut sahipliği meydana getiriyor. Ülkenin sanayi üretiminde elektronik yüzde 26,3; kimyasallar yüzde 10,2; biyomedikal yüzde 22,2; hassas mühendislik yüzde 14; ulaşım mühendisliği yüzde 16,1; genel imalat sanayileri yüzde 11,2 oranlarıyla ön plana çıkıyor. 1965 yılında uygulamaya başlanan serbest ticaret politikaları sayesinde ülkenin dış ticaret hacmi hızla büyüyerek 1980’de 43 milyar dolar, 1990’da 113 milyar dolar ve 2011’de ise 775 milyar dolara ulaştı. Bununla birlikte, dışa açıklık ve dış ticaretin ekonomideki kapladığı yer, ülke ekonomisini global ekonomide yaşanan kriz ve dalgalanmalardan daha
fazla etkilenmesine de neden oluyor. Singapur Asya Krizi’nden sonra en hızlı toparlanan ülkelerden biri oldu ve 2010 yılını yüzde 14,5 büyümeyle kapattı. Büyümede en büyük pay imalat sanayisindedir ve bu büyüme oranıyla Katar ve Paraguay’dan sonra üçüncü sırada yer alıyor. 2011 yılında yüzde 4,9 oranında genişleme olduğunu açıklayan Singapur Ticaret ve Sanayi Bakanlığı, 2012 yılı için yüzde 1 ile yüzde 3 olarak açıkladığı büyüme tahmininde ise herhangi bir değişikliğe gitmedi. Bölgesel ve ikili entegrasyonlar ile serbest ticaret anlaşmaları Singapur’un dış ticaret politikasının temel taşlarından birini oluşturuyor. Sahip olduğu geniş bölgesel entegrasyonlar ve serbest ticaret anlaşmaları ağı, Singapur’u bölge ülkelerinin yanı sıra, gelişmiş ekonomilere ve yeni pazarlara da bağlıyor. Singapur’un iç pazarının görece kısıtlı olmasından hareketle, ihracata dayalı büyüme modeli ülke açısından uygulanabilir tek seçenektir. Singapur, bir yandan 2015 yılında tek pazar haline dönüşerek dünyanın 11. büyük ekonomisi haline gelmesi hedeflenen ASEAN iç pazarının açık tutulması ve birlik içinde ekonomik bütünleşme sürecine hız verilmesi; diğer yandan da ABD, Çin, Japonya, Hindistan gibi klasik pazarlara alternatifler yaratılması hedefleri doğrultusunda çalışmalarını sürdürüyor. Güneydoğu Asya’nın ticaret merkezi konumundaki Singapur, aynı zamanda bölge ülkeleri ile Çin ve Hindistan gibi pazarlara ulaşmak açısından da önemli bir merkez görevi görüyor.
55
Güneydoğu Asya’da küçük bir ada ülkesi olan Singapur, ayrı bir devlet olarak kurulduğu 1965 yılında elektrikli ürün montajı, petrol rafinerisi ve gemi inşa tesislerine dayalı bir ekonomiye sahipti. Singapur aradan geçen süre zarfında uzun vadeli plan ve politikalarının da etkisiyle önemli atılımlar gerçekleştirerek bölgede önemli bir finans ve ticaret merkezi konumuna ve gelişmiş ülke statüsüne ulaştı. 1967 yılında kurulan ilk yarı iletken fabrikası, 1960’ların sonları ve 1970’lerin başında petrol rafinerileri alanında yaşanan önemli gelişmeler, 1980 yılında bilgisayar disk sürücüsü üreten ilk tesisin faaliyete geçmesi (Singapur’un bu alanda dünyanın en büyük üreticisi haline gelmesi) ve 1990’lı yıllarda elektroniğin başat sektör haline gelmesi; ülkenin ekonomik gelişimindeki önemli dönüm noktalarıdır. Özellikle 2001 ve 2003 yıllarında yaşanan ekonomik sıkıntılara karşın, imalat sanayisindeki hızlı büyüme dikkat çekicidir. Singapur ekonomik olarak çok kısa bir süre içinde yapılanarak; dünya çapında önemli bir liman ve serbest ticaret merkezi, dünyanın önemli petro-kimya ve elektronik üreticilerinden birisi, bölgede başarılı bir finans ve bankacılık merkezi, gelişen ticaret koşullarına uyum ve hızlı adaptasyon kabiliyetinin de etkisiyle dünya çapında önemli bir transit ticaret merkezi konumuna ulaştı. ABD, Japonya, AB ülkeleri gibi dünyanın gelişmiş ülkelerinin yanı sıra; Malezya, Endonezya, Çin, Hong Kong, Hindistan, Tayvan, Tayland ve Avustralya gibi bölge ülkeleri ile güçlü ekonomik ve ticari bağları, Singapur’un konumunu güçlendiren
ÜLKELERDEN 56
TAYLAND Çinhindi’ne açılan bir kapı olarak görülen Tayland’da sanayi sektörü ülke ekonomisinin yaklaşık olarak yarısını meydana getiriyor. Tarım sektörü ise Tayland ekonomisinin sadece yüzde 12’sini oluşturmasına rağmen ülkedeki işgücünün yaklaşık olarak yarısını istihdam ediyor. Ülkede ürün ihracatı 1990’larda gerçekleştirilen yatırımlarla emek-yoğun tekstil sektöründen bilgisayar aksesuarları ve otomobil parçaları gibi teknoloji-yoğun ürünlere doğru kaydı. Turizm gelirleri de ülke ekonomisinde oldukça önemli bir yer tutar. Tayland, aynı zamanda dünyanın en büyük pirinç ihracatçısıdır. Geleneksel olarak tarımsal ihracata dayalı olan Tayland ekonomisi, 1998 yılına kadar geçen 25 yıllık süre içinde Güneydoğu Asya’nın seçkin ekonomilerinden biri haline dönüştü. 1970’li yıllarla birlikte aktif yabancı sermaye teşviki, ithal ikamesine dayalı bir sanayi sektörü yarattı. 1980’li yıllarda tekstil ve hazır giyim gibi emek-yoğun üretime dayalı ürünlerin yer aldığı ihracat odaklı imalat sektörü gelişmeye başladı. 1990’lı yıllardan sonra en büyük büyüme bilgisayar aksesuarları ve motorlu araç parçaları gibi teknoloji ürünlerinde gerçekleşti. 1996 yılından beri ardı ardına gelen yönetim değişiklikleri, sanayinin daha yüksek katma değerli üretim için gereken teknolojiyi uyarlamasına engel oldu. 1990’larda Tayland para birimi bahtın, güçlenen dolara endekslenmesi düşük maliyetli mallarda rekabet gücünü eritti fakat ithalata bağımlı yüksek teknoloji ürünleri ortaya çıkan açığı dolduramadı. Rekor seviye-
Çinhindi’ne açılan bir kapı olarak görülen Tayland’da sanayi sektörü ülke ekonomisinin yaklaşık olarak yarısını meydana getiriyor.
lere ulaşan cari açıklar ve bunu finanse etmek için kısa vadeli sermaye girişine bağımlılık, 1997-1998 yıllarında kur kargaşasına yol açtı. Ekonomik performans verilerine göre Tayland ekonomisinin 2001 yılındaki yüzde 2,2 oranındaki büyüme hızı toparlanarak sürekli bir büyüme eğrisiyle 2004 yılı sonunda etkileyici bir seviye olan yüzde 6,3 oranını yakaladı. Bu başarı büyük ölçüde son dört yıl içindeki ekonomi yönetiminde sürükleyici olan ve ikili izleme politikası (dual track policy) olarak bilinen uygulamaya bağlanır. 2009 yılında gerçekleşen küresel ekonomik krizin etkisiyle ülke ekonomisi yüzde 2,3 oranında küçülse de 2010 yılında bir önceki yıl gerçekleşen resesyondan sonra kendisini toparlayarak son 15 yılın en büyük büyüme oranı olan yüzde 7,8’lik bir oranı yakaladı. 2011 yılında Japonya’da yaşanan deprem ve tsunami ile bozulan tedarik zincirine ve Tayland’da yaşanan sel felaketine bağlı olarak ekonominin büyüme hızı yüzde
0,1’e düştü. 2012 yılında 6,5’e çıkan büyüme, bir önceki yıl sel felaketine bağlı olarak düşük kalan büyümeyle kıyaslandığında hızlanmış olsa da, 2013 yılında aynı hızda devam etmesinin zor olduğu düşünülüyor. Türkiye’nin Tayland’a ihracatında, buğday/mahlut unu ilk sırada yer alırken ikinci sırada naylon, polyamid, polyester vb. esaslı iç ve dış lastiği için mensucat bulunuyor. Vulkanize kauçuktan boru ve hortumlar da ihraç ettiğimiz ürünler sıralamasında üçüncüdür. Türkiye halihazırda Tayland’ın en büyük ikinci un tedarikçisidir. Tayland’dan gerçekleştirilen ithalat 2008 yılında yaklaşık 1,5 milyar dolar ile en yüksek seviyesine ulaştı. 2009 yılında gerçekleşen küresel kriz ile birlikte bu miktar 1 milyar doların altına düştü ve 2010 yılında ise 1,2 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2012 yılında Tayland’dan ithalatımız 1,3 milyar dolar oldu. Dünya’nın en büyük kauçuk ihracatçısı olan Tayland’dan en çok ithal ettiğimiz ürün kauçuktur.
MALEZYA
Malezya, Türkiye ve AB ile serbest ticaret anlaşmaları konusundaki görüşmelere devam ediyor. öngörülüyor. Büyümenin, Malezya’nın tüm işgücünün yüzde 10’unu oluşturan yaklaşık 1,3 milyon kamu çalışanının maaşlarına yapılan artışlar sonucu özel tüketimin artmasıyla desteklenmesi bekleniyor. Malezya gümrük işlemlerinde ürün sınıflandırması ve gümrük oranları için armonize sistemi kullanıyor. Ayrıca ülke ASEAN Ülkelerine tercihli gümrük vergileri uyguluyor. Malezya’nın serbest ticaret anlaşmaları 1993 yılında AFTA (ASEAN Ülkeleri Serbest Ticaret Anlaşması) ile başlar ve bugün itibariyle Japonya, Pakistan, Yeni Zelanda, Hindistan, Şili, Avustralya ile imzaladığı ikili serbest ticaret anlaşmaları mevcuttur. Malezya, Türkiye ve AB ile ise serbest ticaret anlaşmaları konusundaki görüşmelere devam ediyor.
57
Doğal kaynaklar açısından zengin bir ülke olan Malezya, 29 milyonluk nüfusa sahip. Nominal GSYİH içindeki yüzde 48,3 payıyla hizmetler sektörü, ekonominin ana damarıdır. Bazı tarım ürünleri ile dünya pazarlarında hakim durumda olan ülke aynı zamanda dünyanın önemli kauçuk üreticilerinden birisi ve dünyanın ikinci büyük palm yağı üreticisidir. Elektronik ürünler en önemli ihracat kalemi olmasına karşın, üretim, ağırlıklı olarak ithal ara mallara bağımlıdır. 2020 yılında gelişmiş ülke statüsüne geçme hedefinde olan Malezya, ihracattaki yerli katma değeri artırmayı hükümet politikası olarak uygulamaya devam ediyor. Buna karşın, elektronik ürünlerin çok büyük oranda ihracat amaçlı üretilmesi, küresel talepteki dalgalanmalara karşı sanayiyi hassas bir durumla karşı karşıya bırakıyor. İhracatın GSYİH’ye oranı yüzde 75 seviyesindedir ve bu oran uluslararası standartlara göre yüksektir. Özel tüketim, harcamalar bakımından ekonomik büyümenin en büyük faktörü olsa da ülkede dış ticaretin önemi de oldukça büyük. Özellikle toplam ihracatın içinde yüzde 50’ye yakın bir paya sahip olan
elektrikli ve elektronik ürünler önemli bir dış ticaret kalemidir. Malezya’nın son yıllarda, gelişmiş ülkelerdeki şirketlerin bazı operasyonel faaliyetlerini düşük maliyetli merkezlere kaydırma eğiliminden oldukça faydalandığı görülüyor. Doğrudan yabancı yatırım akışının büyük bir kısmı imalat sanayisine yönelmiş olsa da son yıllarda hizmetler sektörünün aldığı pay devamlı olarak artıyor. Bununla beraber, yabancı yatırımı çekmek için Malezya, bölgesel rakipleri ile rekabet halinde. Malezya, bilgi tabanlı bir ekonomi hedefine paralel olarak; yüksek bilgi içerikli sanayilere ve yüksek katma değerli imalat sanayisine yatırım çekme konusunda çalışmalarını sürdürüyor. Malezya ekonomisinin 2013-2017 döneminde düzenli bir büyüme göstermesi bekleniyor. Güçlü işgücü pazarı özel tüketimin büyümesini sağlarken, ülkede yeni altyapı projelerinin başlayacak olması da yatırım harcamalarının artmasını hızlandıracak. Dört yıllık dönem boyunca mal ve hizmet ihracatının yıllık ortalama yüzde 7,5 oranında artması bekleniyor. Ancak dönem boyunca ithalatın büyüme oranının daha yüksek olması tahmin edildiğinden ihracatın ekonomik büyümeye pozitif katkısı olmayacak. Malezya’da 2013 yılı itibariyle büyüme oranının yüzde 4,4 olacağı
ÜLKELERDEN 58
VİETNAM Güneydoğu Asya’da Çinhindi Yarımadası’nın doğu kesiminde yer alan Vietnam 88 milyonluk nüfusuyla, yoğunluk bakımından Güneydoğu Asya’da Singapur ve Filipinler’den sonra üçüncü sıradadır. Vietnam, özellikle savaş sonrasında, ekonomide ve uluslararası sisteme entegrasyonda önemli aşamalar kaydetti. 1986 yılında Komünist Parti’nin altıncı kongresinde kabul edilen ekonomik değişim (Doi Moi) politikası ile özel sektörün desteklenmesi kararı alınarak bu yönde politikalar geliştirildi. Ülkede son yıllarda ekonomik büyüme ortalama yüzde 6-7 civarında seyrediyor. Bu oran sanayi üretiminde yüzde 13-14
civarındadır. Vietnam dünyada en yüksek büyüme oranına sahip ülkelerden biridir. 2012 yılında sanayi, GSYİH içindeki yüzde 40,6 payı ile Vietnam ekonomisinde en büyük sektör haline geldi. Ülkede petrol, madencilik, inşaat ve tekstil en önemli sanayi sektörleri arasında bulunuyor. Tarım sektörünün GSYİH içindeki payı yüzde 21,6 oranındadır. Vietnam’ın en önemli ihraç malları arasında kahve, pirinç ve biber gibi tarımsal ürünler bulunuyor. Tarım sektörünün GSYİH içindeki payı oldukça düşük olmasına rağmen toplam işgücünün yüzde 54’ü tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörlerinde çalışır. Hizmetler sektörünün reel GSYİH içindeki payı yüzde 37,7 oranındadır. Vietnam’ın 2001 yılında ASEAN Serbest Ticaret Anlaşması’nı imzalaması ve 2007 yılında (Dünya Ticaret Örgütü) DTÖ
Vietnam dünyada en yüksek büyüme oranına sahip ülkelerden biri. 2012 yılında sanayi, GSYİH içindeki yüzde 40,6 payı ile Vietnam ekonomisinde en büyük sektör haline geldi. üyesi olması ülkenin ekonomik ve ticari rejiminde önemli değişikliklere neden oldu. DTÖ üyeliği, Vietnam’ın dış ticaret sisteminin liberalleşmesini, dış pazarlara giriş imkanlarının kolaylaşmasını ve bu sayede özellikle tekstil ve hazır giyim ihracatının artmasını sağladı. Ayrıca ülke doğrudan yabancı sermaye yatırımları bakımından daha cazip hale geldi. Bununla birlikte DTÖ üyeliği, fikri mülkiyet haklarının korunması, kamu iktisadi teşekküllerinin özelleştirilmesi gibi konularda yasal düzenlemeler yapma zorunluluğunu da beraberinde getirdi. DTÖ üyeliğinin, düşük döviz rezervleri nedeniyle, ülke ekonomisini dış şoklara daha açık ve fiyat dalgalanmaları bakımından daha kırılgan hale getireceğine dikkat çeken uzmanlar aynı şekilde iç piyasanın uluslararası rekabete açılmasının da, ülkedeki KOBİ’lerin zayıf ve rekabetçi olmayan yapıları nedeniyle varlıklarını sürdürmelerini zorlaştıracağına dikkat çekiyor. Vietnam’da kamu kurumları; enerji, telekomünikasyon, havacılık ve bankacılık gibi önemli ve hassas sektörlerde çoğunluk hisselere sahip olmayı sürdürmeye devam ediyor. Vietnam Hükümeti, devlet kuruluşlarının ve firmalarının performansını artırmak için çeşitli politikalar uygularken kamu iktisadi teşekküllerinin bir kısmının da özelleştirme çalışmalarına devam ediyor. Ülkede 2012 yılında GSYİH’nin büyüme oranı yüzde 5 olarak gerçekleşti. Bu oran 1999’dan beri Vietnam için en düşük büyüme oranıdır. 2013 yılının ilk yarısında büyüme oranı daha da yavaşlayarak yıllık bazda yüzde 4,9 oldu. Ayrıca belirsiz politikalar sebebiyle daha önce büyümede büyük etkisi olan doğrudan yabancı yatırımlarda da düşüş gözleniyor.
FİLİPİNLER
2011 yılı itibariyle GSYİH’nin yüzde 31,4’ünü sanayi sektörü oluşturuyor.
59
880’inde yerleşim bulunan 7107 ada ve adacıktan oluşan Filipinler, GüneyDoğu Asya’nın gelişme yolundaki ülkeleri arasında yer alıyor. Serbest pazar ekonomisinin uygulandığı ülkede bir kaç sektörde tüketiciyi korumaya yönelik düzenleyici mekanizmalar kullanılıyor. 2011 yılı itibariyle, hizmet sektörü GSYİH’nin yüzde 55,8’ini, sanayi sektörü yüzde 31,4’ünü, tarım sektörü ise yüzde 12,8’ini oluşturuyor. Son yıllarda ülkede hizmetler sektörü hızlı bir gelişim gösterdi. Hızla gelişen Asya ekonomilerindeki, büyümenin ana etmenlerinden biri, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana yüksek düzeyde seyreden yatırımlar oldu. Ülkede 20122016 döneminde yabancı yatırımların; yasal düzenlemelerden çok siyasi istikrar, hükümet politikaları ve ticari şeffaflık algılarına bağlı olacağı tahmin ediliyor. 2013-2016 döneminde GSYİH büyüme oranının yurt içindeki toparlanma ve küresel ekonomik düzelme ile birlikte ortalama yüzde 5,9 olması bekleniyor. Filipinler’de uygulanan ekonomi politikalarının başlıca amacı, sürdürebilir temelde bütçe gelirlerini artırmak olarak gösteriliyor. Fakat son yıllarda vergi gelirlerinin GSYİH’nin yüzde 14’ü civarında olması, hükümetin fiziksel ve sosyal altyapı için yeterince yatırım yapmadığının göstergesi olarak değerlendiriliyor. Filipinler’de son bir kaç yıldaki büyümenin ana nedeni ise özel tüketimdeki artış oldu. Bu durumun en önemli sebebi ise Filipinli işçilerin yurt dışından gönderdikleri paralardaki artıştır. 2011 yılında özel tüketim GSYİH’nin yüzde 73,7’sini oluşturdu. Ekonomi aynı zamanda güçlü ihracat artışı ile özellikle de toplam ihracatın yaklaşık üçte ikisini oluşturan elektronik mallar ihracatıyla da desteklendi. Hükümetin tüketim harcamaları ise 2011 yılında GSYİH’nin yüzde 9,6’sını oluşturdu. Filipinler ASEAN üyesi olarak, ASEAN Serbest Ticari Alanı’nın tesisi için, yükümlülükleri doğrultusunda birlik üyesi menşeli mallarda gümrük vergilerini ve tarife dışı engelleri kaldırdı. ASEAN Ülkeleri 2015 yılına kadar ASEAN Ekonomik Topluluğu’nu gerçekleştirmekte mutabakat sağladı. Bu
doğrultuda, Filipinler Armonize Tarife Cetveli’ndeki ürünlerin yüzde 99’unda gümrük vergilerini ASEAN ülkeleri için tamamen kaldırdı. Filipinler diğer taraftan, ASEAN’ın Çin, Güney Kore ve Avustralya-Yeni Zelanda ile yapmış olduğu serbest ticaret anlaşmalarında, bu ülkeler menşeli mallar için öngörülen tercihli gümrük vergi oranlarını uygulamaya başladı.
ÜLKELERDEN 60
ENDONEZYA Endonezya; Çin, Hindistan ve ABD’nin ardından 240 milyon nüfusuyla dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Bağımsızlığını 1945’te kazanan Endonezya, 1950’li ve 1960’lı yıllarda yaşadığı büyük ekonomik sorunların ardından iktisadi hedeflerini beş yıllık kalkınma planları ile belirliyor. Kararlı iktisadi idare ülkenin istikrarlı bir büyüme oranı tutturmasını sağladı.1970-1996 döneminde yıllık yüzde 6’nın üzerinde büyüyen Endonezya, 1960’larda fakir ülkeler arasında yer alırken 1996 yılında ulaştığı bin 150 dolarlık kişi başına düşen milli gelirle orta gelirli ülkeler sınıfına yükseldi. Zengin doğal kaynakları, artan nüfusu ve son 25 yılda gösterdiği büyüme performansı ile Uzakdoğu’nun kaplanları arasında sayılan Endonezya, 1997 yılı ortalarında baş gösteren Asya Krizi sonrasında yabancı yatırımcıların dikkatini çekti. Endonezya’nın dengeli bir ekonomiye sahip olmasında sanayi sektörünün rolü büyüktür. Ülkede birçok mineral kaynak bulunması ve bunun son 30 yıl içinde oldukça hızlı bir şekilde değerlendirilmesi, madencilik sektörünün ödemeler dengesindeki katkısını artırıyor. Ülkede 1980’lerin ortalarında hızlı gelişmeye başlayan imalat sanayisi 1991 yılında ilk kez tarım sektörünü geride bıraktı. 2012 yılı içinde imalat sanayisi GSYİH’de yüzde 46,9 oranında paya sahip oldu. 2012 yılında hizmetler sektörünün GSYİH içindeki payı yüzde 38,6 iken tarım sektörünün payı yüzde 14,4 olarak kaydedildi. Ülke turizminin zaman içinde gelişmesi ise hizmetler sektörünün payının artmasını sağladı. Endonezya’nın ulusal ekonomisi içinde pek çok kamu teşebbüsü faaliyet gösteriyor. Dünya Ticaret Örgütü’ne 1995 yılında üye olan Endonezya, ithalatta
Endonezya, ithal edilecek ürüne duyulan ihtiyaca ve niteliklerine göre değişen gümrük tarifeleri ve sürşarjlar uyguluyor.
ASEAN Ülkeleri ve ASEAN Ülkeleri dışı ülkeler için ayrı gümrük tarife oranları uyguluyor. Endonezya’nın ortalama tarife bağlama oranı 2008 yılında yüzde 37’dir. Buna karşın uygulamada vergiler ortalama yüzde 7-8 civarındadır. ASEAN Ülkelerinin dış ticarette birbirlerine uyguladıkları genel preferans sistemi bu ülkeler arasındaki ticareti arttıran bir unsurdur. Her ne kadar bazı malların ithalatı yasaklanmış veya kotalar ile sınırlanmış olsa da Endonezya göreceli olarak açık bir ekonomiye sahiptir. Bazı malların ithalatını ise sadece yetkiye sahip ithalatçılar gerçekleştirebiliyor. Endonezya, ithalatı düzenlemek amacıyla ithal edilecek ürüne duyulan ihtiyaç ve niteliklerine göre değişen gümrük tarifeleri ve sürşarjlar uyguluyor. 2004’te duyurulan yeni gümrük tarife indirim programına göre tarifeler; “ASEAN Dışı Tarifeler” ve “ASEAN Tarifeleri” olmak üzere ikiye ayrılır. Otomotiv ürünleri ve alkol gibi hassas ürünler dışındaki ürünlerin çoğunda ASEAN dışı tarifeler yüzde 0, yüzde 5 ve yüzde 10 oranlarında
sabitlenmiş durumdadır. ASEAN tarifeleri ise çoğunlukla yüzde 0, yüzde 2,5 ve yüzde 5 olarak uygulanır. Hükümet, ithal edilen ve iç piyasada üretilen tüm mallarda yüzde 10 oranında bir katma değer vergisi ve lüks mallara yüzde 10 ila yüzde 75 arasında değişen oranlarda satış vergisi uyguluyor. Endonezya, 1986’dan bu yana yerli ihracatçıların gerekli girdileri rekabet edebilir fiyatlar ile ithal edebilmelerini sağlamak için sermaye malları ve ara malların ithalatını aşamalı olarak kolaylaştırdı. Öte yandan Endonezya’nın ASEAN çerçevesindeki yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlamak amacıyla, tarifelerin düşürülmesi süreci de devam ediyor. İthal malları için tüm vergiler ithal noktalarında tahsil edilir ve ithalat vergileri de dahil olmak üzere ürünün değerine göre hesaplanır. İthalat, ihracat ve dağıtım sektöründe çoğunlukla Endonezyalılar faaliyet göstermesine rağmen doğrudan yatırım yapan yabancı firmalar da özel bir lisansla ülkede faaliyette bulunabiliyor.
BRUNEİ Resmi tahminlerine göre 2011 yılı nüfusu 422 bin 700 kişiden oluşan Brunei, geniş petrol ve doğal gaz rezervleriyle dikkat çeken bir ülkedir. Ayrıca ülke önemli bir balıkçılık potansiyeline sahip. Brunei’de ormancılık ve kereste de önemli bir kaynak olsa da, kereste imalatına sadece ülke içi ihtiyaçların karşılanması için izin veriliyor. Brunei’nin en önemli gelir kaynağı petrol ve doğal gazdır. Bu iki kalemin GSYİH’ye katkısı yüzde 50’nin üzerindedir ve ihracatın yüzde 90’ından fazlasını kapsar. Brunei Asya ve ASEAN ekonomileri arasında kişi başına gelirin en yüksek olduğu ülkelerden birisidir. Hükümet vatandaşlarının tüm sağlık hizmetlerini ve üniversite dahil tüm eğitim masraflarını karşılar. 2012-2013 döneminde Brunei ekonomisinin ticaret ve bütçe
fazlası vermesi bekleniyor. Petrol gelirlerinin yurt dışı yatırıma yönlendirilmesi nedeniyle ülkenin büyük miktarda deniz aşırı yatırımı mevcuttur. Brunei’nin uzun vadeli görünümündeki en önemli durum, petrol rezervlerindeki azalma nedeniyle ekonomiyi enerji sektöründen enerji dışı sektörlere doğru çeşitlendirme gerekliliğidir. Hükümetin yabancı yatırım çekmek için yeterli finansal kaynakları mevcut olmasına rağmen enerji dışı sektörlerdeki gelişme yine de yavaş seyrediyor. Ülkenin GSYİH’sinin sadece yüzde 1’inden az bir bölümünü tarım sektörü oluşturur ve gıda ihtiyacının yüzde 80’i ithal edilir. Orman ürünleri ve balıkçılık ise Brunei’deki diğer önemli tarımsal sektörlerdir. Ülkenin yüzde 80’i ormanlarla kaplıdır. Ancak bu ormanların yüzde 60’ı ticari ormancılığa uygun değildir. Ormancılık başlıca ihracat sektörler içinde üçüncü sırada yer alır. Brunei’nin zenginliği
Brunei’nin uzun vadede en önemli stratejisi, petrol rezervlerindeki azalma nedeniyle ekonomiyi enerji sektöründen enerji dışı sektörlere doğru çeşitlendirme gerekliliğidir. hidrokarbon rezervlere dayanır. 2010 yılında günde 159 bin 400 varil petrol, 11,5 milyar metreküp doğal gaz üretildiği tahmin ediliyor. Hesaplamalara göre Brunei 1,1 milyar varil petrol ve 390 milyar metreküp doğal gaz rezervine sahiptir.
61
ÜLKELERDEN 62
MYNMAR Myanmar, bağımsızlığını kazandığı 1948 yılından 1962 yılına kadar (19581960 arasındaki askeri idare hariç) demokrasi ile yönetildi. Ülke 19622011 döneminde ise doğrudan askeri yönetimlerle idare edildi. Askeri cunta rejimi 1989’da ülkeye İngilizler tarafından verilen “Burma” veya “Birmanya” ismini, ülkede Birmanlar’dan başka halkların da yaşadığını belirtmek için “Myanmar Birliği” olarak değiştirdi. ABD, Avustralya, İrlanda ve İngiltere isim değişikliğini tepkiyle karşılayarak cunta rejimi seçilerek iş başına gelmediği için yeni ismi tanımadı. Bununla birlikte Birleşmiş Milletler, 1989’da isim değişikliğini kabul etti. Avrupa Birliği ise alternatifli olarak “Burma/ Myanmar” ismini kullanmaya devam
ediyor. Nüfusun yaklaşık yüzde 32’sinin yoksul olduğu Myanmar, Güneydoğu Asya’nın en fakir ülkesidir. Ekonomik anlamda kötü yönetilen ülke, doğal kaynaklarına rağmen dünyanın en fakir ülkelerindendir. Bankacılık sektörü kırılgandır ve çok da büyük olmayan özel sektör, belirsiz politik çevre ve bozuk pazar koşulları ile karşı karşıyadır. Enflasyon oranı yüksektir. Ülkenin karşı karşıya olduğu makroekonomik sorunların arasında milli parasının aşırı değerli olduğu kur sistemi, bütçe açığı, ticari kredi olmaması, piyasa dışı faiz oranları, öngörülemeyen enflasyon, güvenilmez ekonomik veriler ve ulusal hesapların bağdaştırılamaması bulunuyor. Myanmar’ın yetersiz yatırım ortamı; doğalgaz, elektrik üretimi, kereste ve madencilik sektörleri dışında yabancı yatırımcıların çekingen davranmasına sebep oluyor. En verimli sektörler doğal maddelerin işlenmesi-
Doğalgaz ihracatı ülkenin döviz girdisinin en temel kaynağıdır. Doğalgaz satışları GSYİH’nin yüzde 12,5’ini ve mal ihracatının da yüzde 40’ını oluşturur. ne dayalı -özellikle petrol ve doğalgaz, madencilik ve kerestecilik- sektörlerdir. Özel bankalar, yerli ve uluslararası kısıtlamalar altında çalıştığı için özel sektörün kredilere erişimi sınırlıdır. ABD, AB ve Kanada’nın uyguladığı uluslararası finansal ve ekonomik yaptırımlar, ülkenin yeni var olmaya çalışan hazır giyim sektörünü negatif etkileyerek, bankacılık sektörünü izole etti ve Myanmarlı firmalarla iş yapma maliyetlerini oldukça artırdı. Myanmar dünyanın en büyük 10’uncu, Asya’nın ise birinci doğal gaz ihracatçısıdır. Doğal gaz ihracatı ülkenin döviz girdisinin en büyük kaynağıdır. Doğal gaz satışları GSYİH’nin yüzde 12,5’ini ve mal ihracatının yüzde 40’ını oluşturur. Myanmar’a yapılan yabancı yatırımların çoğunluğu petrol ve gaz sektörlerine yöneliktir ve ülkenin doğal gaz üretiminde önümüzdeki dönemde artış bekleniyor. ASEAN yükümlülükleri kapsamında Myanmar’ın ithalat üzerindeki tüm miktarsal kısıtlamaları kaldırması gerekiyor. Ancak yürürlükteki yasa uyarında hükümet ihracat ve ithalat lisansı isteyebiliyor. Hükümetin ithalat yapmak isteyen firmalardan öncelikle ihracat yaptıklarına dair kanıt istemesine ilişkin düzenlemede yakın zamanda bir nebze rahatlama oldu. Myanmar ASEAN üyesi olarak, Asean Serbest Ticaret Bölgesi (AFTA), ASEAN-Çin Serbest Ticaret Bölgesi, ASEAN-Avustralya-Yeni Zelanda Serbest Ticaret Bölgesi (AANZFTA) ve ASEAN-Hindistan Serbest Ticaret Bölgesi’nin parçasıdır. ASEAN’ın en az gelişmiş üyelerinden olan Myanmar’ın yükümlülüğü olan vergi indirimlerini gerçekleştirmek için 2015’e kadar zamanı vardır.
KAMBOÇYA
Tarım sektörü Kamboçya açısından hayati önem taşıyor ve ülke nüfusunun yüzde 80’i kırsal alanlarda yaşıyor.
63
İşgücünün yaklaşık olarak yüzde 65-70’inin tarımla uğraştığı Kamboçya, 1993 yılından bu yana meşruti krallıkla yönetilen bir ülkedir. Tarım sektörü Kamboçya açısından hayati önem taşır ve ülke nüfusunun yüzde 80’i kırsal alanlarda yaşar. Kamboçya’da tarımın geliştirilmesi öncelikli hükümet politikalarından birisidir. Tarım sektörüne yönelik yoğun politikalar sayesinde sektör hızlı bir büyüme performansı yakaladı. Bu hızlı büyümenin önümüzdeki süreçte de devam edeceği öngörülüyor. 2010 yılında yüzde 4,1 büyüyen tarım sektörü, ülkenin toplam çıktısının üçte birini üretir. Kamboçya’da sanayi daha çok tekstil ve konfeksiyon sektörüne dayanır. Tekstil ve konfeksiyon sektörü aynı zamanda Kamboçya’nın ihracatının da çok önemli bir kısmını oluşturuyor. Ancak, bu sektör işgücünün yüzde 4-5 civarını istihdam eder. Sanayi sektöründe 2011 yılında imalat ve gıda üretimi ve paketleme alanında üretim ve yatırımdaki artışa bağlı olarak hızlı bir büyüme yaşandı. 2009 yılındaki küresel finans krizine bağlı olarak düşüş yaşayan tekstil ve konfeksiyon sektörü, 2010 yılında tekrar büyümeye başladı. ABD’ye ihracat yüzde 28 oranında artarak 2,9 milyar dolara yükseldi. Aynı zamanda Avrupa ve Asya’dan gelen talep, ihracatta da artışa neden oldu. 2011’in ilk altı ayında tekstil ihracatı yüzde 32 artarak 1,8 milyar dolara yükseldi. ABD’ye ihracat yüzde 17 artarak 560 milyon dolara yükseldi. Avrupa’ya yönelik ihracat da yüzde 54 artarak 532 milyon dolar olarak kaydedildi. Kamboçya’nın dış ticaret
hacmi, 1999’da ASEAN ve 2004’te DTÖ’ye üye olmasıyla birlikte her yıl artış gösteriyor. Ancak ülke ihracatı, ithalata bağımlı olduğu için ihracatla birlikte ithalat da artmaya devam eder. Kamboçya’nın ithalatında ASEAN Ülkeleri ve diğer Asya ülkeleri ağırlıklı yer tutuyor. Kamboçya toplam ithalatının yüzde 34’ünü ASEAN üyesi ülkelerden gerçekleştirirken Çin’den yapılan ithalat ise toplam ithalatın yüzde 46’sını oluşturuyor. Kamboçya ile ülkemiz arasındaki
ticaretin gelişememiş olmasının birçok sebebi vardır. İki ülke arasındaki mesafe, kültürel farklılıklar, her iki ülkenin de belli ülke gruplarıyla olan tarihsel yakınlıkları gibi sebeplere bağlı olarak ikili ticaret hacmi son yıllarda çok oransal artışlar yaşanmasına rağmen sınırlıdır. Türkiye’nin Kamboçya’ya ihracatındaki başlıca ürünler motorlu taşıtlar, petrol yağları ve bitümenli minerallerden elde edilen yağlar, yolcu taşımaya mahsus taşıtlar ve cam eşyadır.
ÜLKELERDEN 64
LAOS Laos; Uzakdoğu’da denize sınırı olmayan, karalarla çevrili, çoğunluğu dağlık arazilerden oluşan bir Pasifik ülkesidir. Ülke 1986 yılından bu yana, serbest pazar ekonomisine geçişe yönelik “Yeni Ekonomik Mekanizma” (YEM) adıyla anılan bir ekonomik reform politikası uyguluyor. Bu sayede Laos, 1997 yılındaki Asya krizini takip eden birkaç yıl haricinde yüksek büyüme oranları yakaladı. Bununla birlikte, kişi başına düşen milli gelir 350 dolar civarındadır ve yüksek büyüme hızı halkın önemli bir kesimine olumlu şekilde yansımaz. Altyapıya yapılan yeni yatırımlara rağmen, özellikle kırsal kesimlerde yaşayan halk hala elektrik, temiz içme suyu, sağlık ve eğitim gibi temel hizmetlerden mahrum bir şekilde yaşamını sürdürüyor. Laos’un ekonomik kalkınma politikasının temel hedefi 2020 yılına kadar ülkeyi “En Az Gelişmiş Ülkeler” kategorisinden çıkarmak ve yoksulluğu ortadan kaldırmaktır. Birleşmiş Milletler (UN-HABITAT), Dünya Bankası ve ASEAN gibi uluslararası mekanizmaların yanı sıra Çin ve Tayland gibi bölge ülkelerinin de altyapı projelerine verdiği destekler, Laos’un kalkınma sürecinde önem taşıyan unsurlar olarak öne çıkıyor. Maden keşfinin yapıldığı alanlar Laos topraklarının yüzde 10’unu oluşturur. Nüfusunun yüzde 70’ini küçük çaplı çiftçilerin oluşturduğu Laos’ta dağlık ve engebeli alanlar fazla olmasına rağmen kısa vadede tarım arazisi sıkıntısı yaşanması beklenmiyor. Ancak tarım
Laos’un ekonomik kalkınma politikasının temel hedefi, 2020 yılına kadar ülkeyi “En Az Gelişmiş Ülkeler” kategorisinden çıkarmak ve yoksulluğu ortadan kaldırmaktır.
alanlarının zaman zaman yabancı iştiraklerin yatırımları için ayrılması, çiftçiler tarafından protestolarla karşılanıyor. Laos’ta imalat ve hizmetler gibi sektörlerde yatırımların artışına yönelik hükümet çeşitli destek programlarını yürürlüğe koydu. Ülke ekonomisi imalat alanında hazır giyim sektörünün egemenliğindedir. Fakat son dönemde ileri teknoloji ürünleri imalatçılarının da Laos’ta yatırım yaptığı görülür. Birleşmiş Milletler’in “En Az Gelişmiş Ülkeler” kategorisinde yer alan Laos, dünyanın en fakir ülkelerinden biri olarak kabul ediliyor. Nüfusunun yüzde 40’ı yoksulluk sınırı altında yaşarken yüzde 26,3’ü günde 1 doların, yüzde 70’i ise günde 2 doların altında bir gelirle yaşamaya çalışıyor. Laos, coğrafyasının üçte ikisinin dağlık olması ve denize kıyısının bulunmaması nedeniyle tarım, ticaret, iletişim ve ulaşım alanında büyük zorluklarla karşı karşıyadır. Nüfus artış hızının çok yüksek, eğitim seviyesinin ise çok
düşük olması ekonomik gelişmenin önünde engel oluşturur. Laos’un 1997 yılında ASEAN Serbest Ticaret Bölgesi’ne (AFTA) katılmasıyla altın ve bakır ihracatı da başladı. Bu sayede ülkenin ticaretinde önemli bir artış meydana geldi. Laos, hemen hemen tüm sermaye mallarını; petrol, petrol ürünlerini ve çimentoyu ithal eder. Dış ticaretinde büyük ölçüde Tayland’a bağımlı olmaya devam eden Laos’un Tayland dışındaki başlıca ihraç pazarları ise sırasıyla; Vietnam, Çin, Malezya, Almanya, Fransa ve Belçika’dır. İthalat yaptığı başlıca ülkeler ise Tayland, Çin, Vietnam, Singapur, Japonya, Güney Kore ve Avustralya olarak sayılabilir. Laos ekonomisi, yabancı yatırımların desteklenmesi, iş dünyasındaki reformlar ve teşviklerin ışığında 2007-2011 döneminde reel olarak yıllık ortalama yüzde 8’lik bir büyüme gösterdi. Büyümedeki öncü sektörler ise madencilik, hidroelektrik ve tarım oldu.
AKADEMİK
“MEZUNLARIMIZ SANAYİNİN BEKLENTİLERİNİ KARŞILAYACAK”
66
Mühendisliğin temel konularına hakim, takım çalışmasına yatkın, iş yaşamına hazır, girişimci mühendisler yetiştirmeyi amaçladıklarını aktaran Okan Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Levent Güvenç, mezunlarının, sanayi kuruluşlarının beklentilerine cevap vereceğini söyledi.
M
akine ve otomotiv mühendisliği lisans programlarında eğitim veren İstanbul Okan Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü 2008 yılında kuruldu. Öğrencilerine makine mühendisliğinin farklı disiplinlerinde nitelikli bir eğitim sunduklarının altını çizen Prof. Dr. Levent Güvenç, eğitim programlarını oluştururken sanayiden gelen talepleri dikkate aldıklarını belirtti. Okan Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünün yapısıyla ilgili de bilgi veren Prof. Dr. Levent Güvenç, bölümün hedeflerine ulaşmasını sağlayacak geleceğe yönelik planlarını paylaştı. Bölümünüz ne zaman kuruldu? Mühendislik eğitiminde belirlediğiniz temel hedefler nelerdi? İstanbul Okan Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü 2008 yılında kurulan genç ve dinamik bir bölümdür. Bölümümüzde makine ve otomotiv mühendisliği lisans programlarında eğitim veriyoruz. Eğitimdeki hedefimiz; mesleğinin temel ve güncel konularına hakim, problem çözebilen, araştırma yapabilen, takım çalışmasına yatkın, ilgili paket programları rahatlıkla kullanabilen, iş yaşamına hazır ve girişimci mühendisler yetiştirmek. Öğrencilerimizi, öğretim üyelerimizin sanayi tecrübelerinden yararlanarak, mezun olduktan sonra çalışmaya
Prof. Dr. Levent GÜVENÇ Okan Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı
başlayacakları işyerine çok kısa sürede önemli katkılar sunabilecek mühendisler olarak yetiştirmeyi amaçlıyoruz. İlk mezunlarımızı geçtiğimiz yılın sonunda verdik. Mezunlarımızın tamamı arzu ettikleri alanda çalışmaya başladı. Sanayi tecrübesi olan deneyimli öğretim üyesi kadromuz, laboratuvar olanaklarımız, birçok önemli sanayi kuruluşuna, ana
ve yan sanayi otomotiv şirketine yakınlığı gibi avantajları nedeniyle İstanbul Okan Üniversitesi Makine Mühendisliği; nitelikli öğrencilerin tercih ettiği bir bölümdür. Öğretim üyelerimiz arasında Avrupa Birliği 7’nci Çerçeve Programı kapsamında Ulaşım - Akıllı Ulaşım Sistemleri ve Bilgi Teknolojileri – Otomotiv alanlarında görev alan iki ulusal uzman
Mühendis adayları ileri teknoloji içeren konularda nitelikli projelerin yürütücülüğünü üstlenmiş, Türkiye’nin önde gelen uzmanları tarafından eğitiliyor.
ları, Türkiye’de gerçekleştirilmiş nitelikli projelerin yürütücülüğünü üstlenmiş kişilerdir. Ayrıca derslerinde üstün başarı gösteren lisans öğrencilerimize son senelerinde araştırma laboratuvarlarımızda özel eğitimler vererek kendilerini daha da geliştirebilmelerini sağlıyoruz. Kuruluşundan bugüne bölümünüzde nasıl bir değişim yaşandı? Daha iyiye ulaşma noktasında önceliği hangi konulara verdiniz? İstanbul Okan Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü “Makine Lisans
Programı” temel alınarak kuruldu. Ertesi yıl sanayiden ve öğrencilerden gelen talep üzerine bölümümüze “Otomotiv Lisans Programı” eklendi. Öğrencilerimiz makine mühendisliğinin farklı disiplinlerinde nitelikli bir eğitim alıyor. Fakat daha iyiye ulaşma noktasında önceliği otomotiv alanına verdiğimizi söyleyebilirim. Bu doğrultuda Fen Bilimleri Enstitüsü bünyesinde otomotiv mekatroniği, akıllı taşıtlar yüksek lisans programı ve mekatronik doktora programını açtık. Tüm programlarımız Bologna Sürecine uygunluk ve kalite güvencesi açısından sürekli denetleniyor. Lisans programlarımız için en kısa sürede MÜDEK akreditasyonu başvurusu yapmayı planlıyoruz. Eğitim konularını oluştururken sanayiden gelen talepleri dikkate aldınız mı? Teorik eğitimlerle pratik arasındaki dengeyi nasıl sağladınız? Sanayi ile koordineli çalışan bir fakülte ve bölüm olduğumuz için eğitim müfredatımızı oluştururken sanayiden gelen
Öğretim üyelerimiz TÜBİTAK, TEYDEB, TTGV ve KOSGEB projelerinde hakemlik yapıyor.
67
bulunuyor. Öğretim üyelerimiz Avrupa Birliği Çerçeve Programlarında, TÜBİTAK, TEYDEB, TTGV ve KOSGEB projelerinde düzenli olarak hakemlik yapıyor. Az sayıda öğrenci kabul eden ve bu öğrencilerle bire bir ilgilenen bir bölüm yapısına sahibiz. Otomotiv alanının fakülte içinde stratejik öncelikli bir araştırma ve eğitim alanı olarak seçilmiş olmasının sonuçlarını öğrencilerimize de yansıtabiliyoruz. Öğrencilerimiz fakültemiz bünyesinde; elektrikli ve hibrid elektrikli taşıtlar, taşıtlardaki kontrol sistemleri, akıllı taşıt teknolojileri, sürücüsüz taşıtlar, taşıtlar arası haberleşme, taşıt yol altyapısı haberleşmesi, kooperatif sürüş gibi ileri teknoloji içeren konularda Türkiye’nin önde gelen uzmanları tarafından eğitiliyor. Bu uzman öğretim üyelerinden bazı-
AKADEMİK 68
Eğitim müfredatımızı oluştururken sanayiden gelen talepleri dikkate aldık.
talepleri dikkate aldık. Bu yöndeki talepler ağırlıklı olarak otomotiv mühendisliği eğitimi ile ilgiliydi. Türkiye’de lisans seviyesinde otomotiv mühendisliği eğitimi, bazı devlet üniversiteleri ve az sayıda vakıf üniversitesinde dört yıllık program olarak yer alıyor. Otomotiv mühendisliği dersleri kol seçimi olarak alınabiliyor. Bazı üniversitelerde ise otomotiv mühendisliği yüksek lisans programları var. Otomotiv, Türkiye için lokomotif bir sektör olmasına karşın otomotiv mühendisliğine yönelik programlar sayı ve nitelik olarak yetersiz kalıyor. İstanbul Okan Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi otomotiv ana ve yan sanayisi ile çok yakın ilişkiler içindedir. Uzun süre önemli otomobil üreticisi firmalarda üst düzey Ar-Ge merkezi yöneticiliği yapmış, sektörün içinden gelen öğretim üyelerimiz, üniversite ve sanayi arasında önemli bir köprü oluşturuyor. Öğretim üyelerimizin büyük çoğunluğu otomotiv sanayi destekli araştırma projelerinde çalışıyor. Bu sayede son sınıf ve lisans üstü öğrencilerimize bitirme projelerini sanayi desteği ile gerçek bir problemi çözerek yürütmeleri fırsatı doğuyor. Sanayi ile ilişkilerimizi, üniversitenin Araştırma Projeleri Geliştirme ve Destek Ofisi koordine ediyor. Kariyer Merkezimiz de öğrencilerimize staj yeri bulmaları konusunda yardımcı oluyor. Uygulamalı eğitime çok önem veriyor ve eğitimlerimizi laboratuvar çalışmalarıyla destekliyoruz. Derslerimizin çoğunda öğrencilerin olağan ödev çalışmaları dışında kapsamlı
proje çalışması yapması da gerekiyor. Öğrencilerimizden eğitim hayatları boyunca öğrendiklerini “Bitirme Tasarım Projesi” dersinde ilk makine mühendisliği projelerini gerçekleştirerek uygulamaya geçirmelerini bekliyoruz. Eğitim programlarımızı güncellerken sanayi birikimine sahip danışma kurulu üyelerimizden gelen önerileri de dikkate alıyoruz. Öğrencilerinize sunduğunuz teknik olanaklar konusunda neler aktarmak istersiniz? Araştırma-geliştirme ve yenilikçiliğe önem veren bir bölümüz. Bu yaklaşımı-
mızı sürekli olarak yatırım yaptığımız laboratuvarlarımızla destekliyoruz. Öğrencilerimiz bilgisayar destekli mühendislik laboratuvarımızda, binek otomobilden kamyona kadar geniş bir yelpazede, araçların gerçekçi modellerini kullanarak sanal ortamda tüm dinamik davranışlarını test edebiliyor. Bu laboratuvarımızda makine ve otomotiv mühendisliği eğitiminin ihtiyaç duyacağı tüm güncel yazılımlara sahibiz. Öğrencilerimiz hızlı prototipleme cihazımızı kullanarak teknik resim derslerinde çizdikleri parçaların üç boyutlu örneklerini oluşturabiliyor. Malzeme ve mekanik deneyler laboratuvarımızda malzeme özelliklerini inceleyip temel mekanik deneyleri yapabiliyor. Mekanik atölyemizdeki değişik tezgahları kullanabiliyor ve bir otomobildeki tüm önemli sistemlerin örneklerini inceleyebiliyor. Öğrencilerimiz otomotiv laboratuvarımızda sensörlerle ilgili deneyler de yapıyor. Yol taşıtlarında kullanılan CAN veri yolu ile ilgili deney sistemlerimizi kullanıyor ve elektronik
kontrol ünitelerinin nasıl programlanıp kalibre edildiğini deneyerek öğrenebiliyor. Ayrıca öğrencilerimiz fren ve direksiyon test sistemleri üzerinde de çalışma yapabiliyor. Mühendis adayları sanayide kullanılan veri toplama sistemleriyle veri toplayıp analiz edebiliyor. Bunun yanında laboratuvarlarımızdaki mobil robot ve robot kolunda kendi programlarını test edebiliyor. Aynı zamanda Akıllı Taşıtlar ve Ulaşım Teknolojileri Araştırma Merkezi (UTAS) olanaklarını kullanabilen öğrencilerimiz, ileri sürüş destek sistemleri ve sürücüsüz araç teknolojileri ile ilgili araştırma çalışmalarına katılabiliyor.
Makine mühendisliği öğrencileri sanayiyle koordineli çalışma şansına sahip mi? Sağladığınız staj olanakları nelerdir? Öğrencilerimize staj yeri bulma konusunda bölüm öğretim üyeleri yardımcı oluyor. Kariyer Merkezimiz de öğrencilerimize kurumsal olarak destek veren
Laboratuvarlarımızda makine ve otomotiv mühendisliği eğitiminde ihtiyaç duyulacak her türlü yazılıma sahibiz.
önemli bir yapılanmadır. Öğrencilerimizi aynı işyerinde üç kez iki aylık staj yaparak tamamlanan ve toplamda altı ay süren sanayide çalışmayı deneyimleyebilecekleri öğrenme programımıza yönlendirerek iş hayatına hazırlıyoruz. Lisans öğrencilerimiz ayrıca bölümümüzde yürütülen birçok üniversite-sanayi işbirliği projesinde de görev alıyor. Bölümünüz bünyesinde gerçekleştirdiğiniz veya gerçekleştirmeyi planladığınız sanayi projeleri konusunda bilgi verir misiniz? İstanbul Okan Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi ve Makine Mühendisliği Bölümü çok sayıda sanayi projesini başarıyla tamamladı. Öğretim üyesi başına düşen sanayi projesi ve sanayi tecrübesi açısından, bölümümüzün ülke genelinde en üst sıralarda olduğunu düşünüyorum. Proje çalışmalarımız; kamyonlara eklenen ek kumanda sistemlerinin geliştirilmesi, treyler dinamiği, gerçekçi elektrikli araç modeli geliştirilmesi, gerçekçi kamyon modeli geliştirilmesi, elektrikli araçlar için aktif denge kontrolü, elektrohidrolik takviyeli direksiyon sistemi geliştirilmesi, aktif süspansiyon kontrolü, ileri sürüş destek sistemlerinin geliştirilmesi, otonom sürüş sistemi, kooperatif sürüş sistemi geliştirilmesi gibi konularda yoğunlaşıyor.
Türkiye’deki sanayi kuruluşlarının üniversitelere bakışını nasıl yorumluyorsunuz? Sanayileşmiş ülkeler ile kıyaslandığında nasıl bir algı farklılığı gözlemliyorsunuz? Türkiye’deki sanayi kuruluşlarının üniversitelere bakışını olumlu buluyorum. Sanayi şirketlerimiz uluslararası ortamda rekabet edebilmek için özgün ürünler tasarlamanın ve Ar-Ge çalışmalarına yatırım yapmanın önemini kavramış durumda. TEYDEB’e Ar-Ge teşvik başvurularının sayısındaki artış bunun önemli bir göstergesidir. Makine, otomotiv ve mekatronik alanlarında birçok sanayi kuruluşunu proje hakemi ve izleyicisi olarak gezen biri olarak, sanayi kuruluşlarımızın Ar-Ge’ye ve üniversitelerle işbirliğine verdikleri önemi görmekten mutluluk duyuyorum. Bölümümüze önemli sanayi kuruluşlarından düzenli olarak üniversitesanayi işbirliği modeli ile gerçekleştirilecek projelerde yer alma önerileri geliyor. Hem Avrupa hem de ABD’de proje deneyimi olan biri olarak ülkemizde sanayi kuruluşlarının beklentilerinin daha kısa vadeli ve ürüne yönelik olduğu görüşündeyim. Fakat son dönemde sanayi kuruluşlarının, üniversitelerde yapılacak çalışmaların araştırma ağırlıklı ve uzun vadeli olması gerektiği bilincine vardığını da gözlemliyorum.
69
Makine mühendisliği eğitimi almak isteyen bir öğrencinin Okan Üniversitesini seçmesindeki temel nedenleri sıralayabilir misiniz? Öncelikle sanayi tecrübesi yüksek, Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen üniversitelerinde doktora yapmış, sanayi kuruluşlarını iyi tanıyan dinamik ve yetenekli bir öğretim üyesi kadrosuna sahibiz. Çok iyi hazırlanmış bir eğitim programını uyguluyoruz. Az sayıda öğrenciyle bire bir ilgilenecek bir yapı oluşturduk. Bilhassa otomotivle ilgilenen öğrenciler bu konudaki bilgi ve altyapı birikiminden fazlasıyla yararlanabiliyor. Öğrencilerimizin diğer bölümlerle yandal ve çift anadal programlarından faydalanma imkanları var. Başarılı öğrencilerimiz Erasmus Programı kapsamında, eğitim programlarının bir bölümünü yurt dışındaki saygın üniversitelerde geçirebiliyor.
KAMPÜS
“İŞ YAŞAMINA EN YAKIN ÜNİVERSİTE”
70
İş yaşamına kısa sürede adapte olmaları için ihtiyaç duydukları eğitimin eksiksiz sunulduğunu ifade eden Okan Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü öğrencileri, alanında uzman akademisyenlerin yol göstericiliğini en büyük şansları olarak görüyor.
I
stanbul Okan Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü 2008 yılında kuruldu. Bölümde Makine ve Otomotiv Mühendisliği lisans programlarında eğitim veriliyor. Sanayi tecrübesi olan deneyimli öğretim üyesi kadrosu, gelişmiş laboratuvar olanakları ve birçok önemli sanayi kuruluşuna yakınlığı, mühendis adaylarının Okan Üniversitesini seçmesindeki ana nedenleri oluşturuyor. EMRE AKKOÇ MAKİNE VE OTOMOTİV MÜHENDİSLİĞİ 3.SINIF ÖĞRENCİSİ “TEORİK AÇIDAN EĞİTİMİN NİTELİĞİ ÇOK YÜKSEK” Savunma sanayisinde çalışmak istiyordum. Bunun için mühendislik bölümünü seçmeliydim fakat makine ile elektrik-elektronik mühendisliği arasında tercih yapmam gerekiyordu. Makine mühendisliğinin yapısını inceledikten sonra kararımı verdim. Okan Üniversitesini tercih etmemdeki ana neden İstanbul’da bulunmasıydı. Okan Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünün mühendislik alanında Türkiye’deki en iyi teorik eğitimi veren kurumlardan biri olduğunu düşünüyorum. Alanında uzman öğretim üyelerimizle sohbet etme imkanı bulan tüm öğrenciler sıradan
bir akademisyenden çok öte olduklarını rahatlıkla anlayacaktır. Mühendislik eğitiminden beklentim; sevdiğim mesleği en iyi şekilde yapabilmek için gerekli olan donanıma ulaşmaktı. Sadece teorik olarak değil, uygulamalarda görev alarak da gelişimimi desteklemek istiyordum. Geçtiğimiz yaz döneminde atölyemizde
düşük ısılı stirling motoru yaptık. Bu konudaki araştırma beni gaz türbinlerine ve turbo makinelere götürdü. Böylece savunma sanayisinin hangi alanında çalışmak istediğimi de anladım. Dolayısıyla daha üçüncü sınıfta olmama rağmen okulumun beklentilerimi fazlasıyla karşıladığını söyleyebilirim. Gelişmekte olan
ülkemizde makine sektörü giderek büyüyor. Fakat yapısı itibariyle ağır sanayimiz ileri mühendislik gerektiren makineleri üretemiyor. Örneğin Türkiye’de büyük ölçekli gaz, rüzgar veya buhar türbini üreten firma yok. Önemli uluslararası firmalar Türkiye ofisleriyle bu çalışmaları sürdürüyor. Fakat bu ofislerdeki çalışma, bakım ve montaj odaklı. Mezun olduktan sonra bu firmalarda çalışsak dahi turbo makineler konusunda uzmanlaşamayacağız. Gaz türbinleriyle ilgili üretim yapan bir firmada çalışmak istiyorum. Bilindiği gibi gaz türbinleri hava araçlarında ve enerji üretiminde kullanılıyor. Görev alacağım firma büyük ölçekli olduğu sürece iki sektör de çalışmak beni mutlu eder. Yüksek lisansımı ise sektörde beş-altı yıl çalıştıktan sonra akışkan-termal bilimler konusunda yapmak istiyorum. Erasmus programı ile ikinci dönem Avrupa’ya gitme şansı bulacağım. KAAN ÇAKIN MAKİNE VE OTOMOTİV MÜHENDİSLİĞİ 3.SINIF ÖĞRENCİSİ
CANSU AKPINAR MAKİNE VE OTOMOTİV MÜHENDİSLİĞİ 3.SINIF ÖĞRENCİSİ “AKADEMİK KADROMUZ ÇOK GÜÇLÜ” Lise yıllarında mekanik sistemlere ilgi duyuyordum. Özellikle fizik dersinde oldukça başarılıydım. Ailem de ilgi duyduğum alana yönelmeme destek oldu. Üniversite tercihleri döneminde Okan Üniversitesinden öğretim görevlileriyle görüştüm. Akademisyenlerimizin özellikle otomotiv sektöründeki nitelikli çalışmaları, çeşitli yurt içi ve yurt dışı projelerde yer almaları mühendisliği seçmemde etkili oldu. Mühendis adayı olarak başta otomotiv sektörü olmak üzere farklı alanlara yönelik bilgi ve deneyimlerimi artırmaya çalışıyorum. Bölümümde sunulan eğitimi diğer üniversitelerle karşılaştırdığımda doğru bir tercih yaptım. Üniversitemiz yeni olmasına rağmen akademik kadrosu çok güçlü ve oldukça deneyimli. Sektörün içinden gelen akademisyenlerimiz öğrencileri doğru yönlendiriyor. Bölümümüzde verilen İngilizce eğitim, uluslararası alanda çalışma imkanı sağlıyor. Mezuniyet sonrası yurt dışında master yapmak istiyorum. Akademisyen olarak çalışmalarımı sürdüreceğim. KÜRŞAD CABAOĞLU MAKİNE VE OTOMOTİV MÜHENDİSLİĞİ 3.SINIF ÖĞRENCİSİ “İŞ KAYGISI TAŞIMIYORUZ” Eğitim hayatım boyunca matematik ve fizik konularına ilgi duydum. Mühendislik hem ilgi alanlarıma odaklanabileceğim hem de iş hayatında çalışmaktan mutlu olacağım bir bölümdü. Lisans eğitiminde hedeflerim doğrultusunda bana en fazla
katkı sağlayacak üniversiteyi seçmek istedim. Öncelikli tercihim iyi bir dil eğitimi veren, yurt dışındaki üniversitelerle koordinasyon içinde olan, bilgili akademisyenleri bünyesinde toplamış bir eğitim kurumuydu. Tanıtım günlerinde birçok akademisyen ile birebir diyalog kurma fırsatı buldum ve kararımı verdim. Okan Üniversitesinin öğrencilerine en büyük katkısı, mezuniyet sonrasıyla ilgili kafamızdaki soru işaretlerini kaldırmasıdır. Mühendislik öğrencileri olarak iş kaygısı taşımıyoruz. Sektör hakkında geniş bilgi ve deneyime sahip öğretim üyelerimizin önerileriyle, sanayinin ihtiyaçlarına göre şekillendirilmiş ders içerikleri bir adım öne çıkmamızı sağlıyor. Üniversite eğitimimizin daha ilk yılında farklı sektörlerden önemli isimlerle bir araya geldik. Üniversitemiz bünyesinde faaliyet gösteren Kariyer Merkezi çalışmalarını kesintisiz sürdürüyor. İhtiyaç duyduğumuz bilgileri bizlere sunan Kariyer Merkezi, kurduğu sektörel bağlantılar ile öğrencilere staj olanakları ve mezuniyet sonrası iş imkanları sağlıyor. ÇİSİL VURAL MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 4.SINIF ÖĞRENCİSİ “UYGULAMALI EĞİTİM ARTMALI” Makine mühendisliğini kariyer hedeflerim doğrultusunda, iyi bir tasarımcı olabilmek için tercih ettim. Dikey Geçiş Sınavı ile gelen öğrencilere sağladığı burs olanakları nedeniyle lisans eğitimime Okan Üniversitesinde devam etmek istedim. Bölümüm beklentilerimin tamamını karşılamasa da teorik açıdan iyi bir eğitim alıyoruz. Özellikle akademik kadromuz alanında uzman isimlerden oluşuyor. Eğitim planlaması içinde laboratuvar ve uygulamalı derslere daha fazla yer verilmeli. Türk makine sektörünün yapısıyla ilgili bilgi sahibi değilim. Bu nedenle mezuniyet sonrası iş bulma konusunda çeşitli kaygılar taşıyorum. Eğer mümkün olursa yurt dışında master yapmak istiyorum. Özellikle endüstriyel tasarım ve otomotiv tasarımı üzerine eğitim almayı planlıyorum. Bayanlar makine mühendisliği eğitimine yönelmekten çekinmemeli. Sektörün iyi yetişmiş bayan elemanlara da ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.
71
“MAKİNELER BENİ HEYECANLANDIRIYOR” Küçük yaşlardan beri makineleri, motorları, mekanik parçaları gördüğümde heyecanlanıyorum. Makinelerin çıkardığı sesler, hareketleri ve güçleri beni cezbediyordu. Babamın da bu tip cihazlara meraklı olması da beni teşvik etti. En fazla ilgimi çeken makineler ise otomobillerdi. Son yıllarda makine mühendislerinin otomotiv alanıyla özdeşleştiğini düşünüyorum. Okan Üniversitesi, otomotiv mühendisliği bölümü açarak Türkiye’nin nitelikli eğitim veren kurumlarından biri oldu. İstanbul’a uzak bir bölgede faaliyet gösteriyor olsa da sağlanan ulaşım imkanı mesafe sorununu ortadan kaldırıyor. Okan Üniversitesi tecrübeli, bilinçli ve idealist bir eğitim kadrosuna sahip. Hocalarımız kendi alanlarında uzmanlaşmış, değerli akademisyenler. Bölümümüzde teknik bilgi ve eğitim düzeyi oldukça yüksek. “ İş yaşamına en yakın üniversite” vizyonundan hareketle de karşılaşacağımız tüm zorluklara yönelik eğitim alıyoruz. Pratik eğitimde ise imkanlar doğrultusunda en iyisi sunuluyor. Sanayide görev alan her bilinçli mühendisin düşleyeceği gibi, bir şeyler üretmek ve bu alanda vagon değil
lokomotif olmak istiyorum. Hızla sanayileşen ülkemizin seviyesini kısa sürede daha yukarılara taşıyacağına inanıyorum. Bir mühendis olarak ülkemin gelişmesine katkıda bulunmayı arzuluyorum. Okan Üniversitesinin iş dünyasıyla güçlü bağları var. Bu durum mezuniyet sonrasında bizlere avantaj sağlayacaktır. Tüm mezunlarımız kısa sürede iş hayatına atılarak basamakları vakit kaybetmeden çıkmaya başlayacaktır.
ENERJİ TASARRUFU İÇİN “ISI KAZANIM İSTASYONU” GELİŞTİRDİLER Özel Sanko Koleji öğrencileri, fabrikalarda kullanım sonrası kanalizasyona dökülen yüksek sıcaklıktaki suyun ısısını termal transferle geri kazanarak enerji tasarrufu sağladı.
72
T
ürkiye genelinde gerçekleştirilen bilimsel proje yarışmalarına düzenli olarak katılan Gaziantep Özel Sanko Koleji, farklı alanlarda hazırladığı projelerle çeşitli ödüller kazandı. TÜBİTAK tarafından organize edilen yarışma için Isı Kazanım İstasyonu Projesi geliştiren Rehber Öğretmen Hasan Gökhan Aslan ve öğrencileri, projeleriyle ilgili sorularımızı yanıtladı. Isı kazanımı üzerine proje geliştirme düşüncesi nasıl ortaya çıktı? Projenizle ilgili teknik bilgileri paylaşır mısınız? Hasan Gökhan Aslan: Sorumluluk bilinci, çevre duyarlılığı ve ekip ruhuyla her yıl çok sayıda bilimsel proje üreterek TÜBİTAK ve benzeri prestijli yarışmalara düzenli olarak katılıyoruz. Bu çalışmamızı da TÜBİTAK yarışması için hazırladık. Projemizde, sıcak su kullanan fabrikalarda (tekstil, halı, bulgur vb.), kullanım sonrası kanalizasyona dökülen yüksek sıcaklıktaki suyun ısısının termal transferle geri kazanılması ve bu yolla
Yeni nesillerin üretkenlik kültürüyle yetişebilmesi için çeşitli bilim projelerinde aktif görev alması gerekiyor.
hem enerji tasarrufu sağlanması hem de doğaya verilen zararın en aza indirilmesini amaçladık. Araştırma ve taramalarımızda, atıl ısı enerjisinin sanayinin bazı alanlarında nadir de olsa eşanjör sistemiyle geri dönüştürülerek kullanıldığını gördük. Bu genellikle kömür kazanlı sistemlerde, yanmış kömürün kor halindeyken yanma bölümlerinden alınıp başka bir sisteme aktarılarak, bu sistemde dolaşan soğuk suya ısı transfer etmesi ya da yanma bölümünde (yanma işlemi tamamen tamamlandıktan sonra) su dolaştırılmak suretiyle suya ısı transferi sağlanması şeklinde gerçekleşiyor. Bu yolla elde edilen sıcak su genellikle temizlik (iş sonunda işçilerin duş alması v.s.) nadiren de fabrikanın ofis gibi küçük bazı bölümlerinin ısıtılması için kullanılıyor. Bu kullanım her ne kadar ısı geri dönüşümü sağlasa da atıl ısının küçük
bir bölümünü dönüştürmeye tekabül ettiği ve maliyeti yüksek, getirisi az olduğu için fazla tercih edilmiyor. Ayrıca bu yöntemde, atıl sıcak suyun değil, kömür kazanlı sistemlerde yanma bölümündeki atıl ısının geri dönüşümü sağlanıyor. Projemizde ise kazanın bir kez kaynamasından sonra meydana gelen atıl sıcak suyun ısısını, pek çok kez kaynatılması gereken suyun ısıtılmasına yardımcı olmak için kullandık. Böylelikle ciddi bir enerji tasarrufu sağlamanın yanında daha düşük yakıt tüketimiyle doğaya verilen zararı azaltmayı hedefledik. Öğrencilerinizin projeye katkısı hangi düzeyde gerçekleşti? Proje üzerinde ekip olarak ne kadar bir süre çalıştınız? Hasan Gökhan Aslan: Bu proje öğrencilerin çevre bilincinin bir ürünü olarak,
Enerji tasarrufu sağlamanın yanında, daha düşük yakıt tüketimiyle doğaya verilen zararı azaltmayı hedefledik.
uzun süreli araştırma ve gözlemlerin sonucunda ortaya çıktı. Proje fikrinin oluşmasından sonra öğrencilerle birlikte üç ay üzerinde çalıştık. Daha yüksek verim için birkaç kez başa dönüp sistemimizi güncelleyerek son haline getirdik.
Benzer yarışmalarda eğitim kurumunuzun ödüle layık görüldüğü projeler var mı? Hasan Gökhan Aslan: Özel Sanko Okulları “Gaziantep’ten dünyaya açılan eğitim ekolü olmak” vizyonuyla 2001 yılında kuruldu. Kurulduğu günden itibaren bilime ve bilimsel çalışmalara önem verdi. Eğitim kurumumuz ürettiği projeleri, herhangi bir yarışmadan derece elde etmek güdüsüyle değil; topluma, ülkeye ve hatta dünyaya karşı duyduğu sorumluluk bilinciyle gerçekleştirdi. 2012 yılında okulları arasına Özel Sanko Fen ve Teknoloji Lisesi’ni katan kurumumuz, bu liseyle birlikte ileri teknolojiyle donatılmış birçok yeni laboratuvarı da öğrencilerin hizmetine sundu. Nitelikli eğitim sunmaya yönelik bu çalışmalar kısa sürede meyvesini verdi ve okulumuz
Projeniz hangi alanlarda kullanılabilecek? Sağladığı somut katkılar neler olacak? Hasan Gökhan Aslan: Projemiz sanayinin farklı alanlarında kullanılabilir. Sistemimiz atıl ısı enerjisini geri dönüştürerek sanayi kuruluşlarının çevreye verdiği zararı azaltacak, ekonomi ve sağlık gibi birçok konuda ciddi katkılar sağlayacak. Bilimsel bir proje içinde yer almaya nasıl karar verdiniz? Nihat Furkan Eratılgan: Okulumuzda sorumluluk bilinci taşıyan her öğrenci çevre duyarlılığıyla çeşitli projeler geliş-
Projeyi hazırlarken kimlerden destek aldınız? Bilim projelerinde görev almanın eğitim hayatına neler katacağını düşünüyorsun? Muhammet Enes Özsaygılı: Projemizin her aşamasında başta okulumuz, danışman öğretmenimiz, inceleme ve araştırma için gittiğimiz fabrika yetkilileri bizden desteğini esirgemedi. Birçok kişi ve kurumun teşvik edici yaklaşımları kendime duyduğum güveni ve motivasyonu artırdı. Bu çalışmaları gerek eğitim gerekse de iş hayatıma yönelik önemli bir yatırım olarak görüyorum.
Özel Sanko Koleji öğrencileri Enes ÖZSAYGILI ve Furkan ATILGAN
73
Bilimsel projelerin öğrencilerin eğitimi üzerindeki etkisini nasıl görüyorsunuz? Hasan Gökhan Aslan: Öğrencilerimizin hayata atıldıklarında kendilerini başarılı ve mutlu hissedebilmelerinin yolu yüksek üretkenliğe sahip bireyler olarak yetişmelerinden geçiyor. Bu tip bilim projelerini başarının ilk adımı olarak görüyoruz. Yeni nesillerin üretkenlik kültürüyle yetişebilmesi için eğitimleri süresince çeşitli projelerde aktif görev alması gerektiğini düşünüyorum.
farklı proje yarışmalarında sayısız ödüle layık görüldü.
tirmektedir. Bu anlamda neler yapabileceğimizi düşünüp araştırırken işleyişinde sıcak su kullanan fabrikalarda açığa çıkan ve bizce geri dönüştürülebilecek devasa atıl enerjiyi fark edip bu konuda çalışmalara başladık. Böylece projemizde ilk adımı atmış olduk.
ARAŞTIRMA
İNSANOĞLUNUN DEV “OYUNCAKLARI”
74
Teknolojik gelişmenin göstergesi, özellikle daha küçük ebatlı makinelere daha çok teknolojik özellik sığdırmakla ölçülüyor olsa da; büyük mühendislik projelerinden, arama-kurtarma çalışmalarına kadar çeşitli alanlarda kullanılan “dev makineler” insanoğlunun yeni çağ anıtları gibi yükseliyor.
B
asit emniyet subaplarından başlayıp servo mekanizmalara, oradan da komplike sistemlere kadar uzanan gelişim çizgisi içinde makineler, çoğunlukla insanoğlunun yaşam kalitesini yükseltmek içinde imal edildi. Bu arayış çabalarının odak noktası ise canlı bir mekanizmayı taklit edebilecek ve onun yaptığı işleri yapabilecek aygıtların geliştirilmesi olarak tarif edilebilir. Teknolojik gelişmenin göstergesi, özellikle daha küçük ebatlı makinelere daha çok teknolojik özellik sığdırmakla ölçülüyor olsa da; büyük mühendislik projelerinden, arama-kurtarma çalışmalarına kadar çeşitli alanlarda kullanılan “dev makineler”insanoğlunun yeni çağ anıtları gibi yükseliyor.
LIEBHERR T 282B
STRATA 950
STRATA 950 Şili’de 2010 yılında yaşanan maden kazasında, madencilerin yerin metrelerce altından kurtarılışı tüm dünyanın gündemine oturdu. Bu kazanın ardından 33 madencinin hayatını kurtarmak için kullanılan makinelerden biri de aynı zamanda dünyanın en büyük delme makinesi olma özelliğini taşıyan Strata 950’ydi. Yerin yaklaşık 700 metre altında 69 gün geçiren 33 madenciyi kurtarma çalışmalarında kullanılan 40
ton ağırlığındaki Strata 950, çalışma sahasına 42 adet kamyonla getirildi. LIEBHERR T 282B Dünyanın en büyük kamyonu olan Liebherr T 282B, “büyük” kelimesinin içini dolduran makinelerden biridir. Ağırlığı 261 ton olan 14,5 metre uzunluğunda ve 7,4 metre yüksekliğindeki bu dev kamyon 400 ton yük taşıyabiliyor. Liebherr T 282B 3500 beygirlik bir motorla çalışıyor.
D575A-3SD Seri şekilde üretilen ve dünya çapında kullanılan en büyük buldozer olma unvanı D575A-3SD adlı modele aittir. 1150 beygir gücünde bir motora sahip olan bu dev buldozerin ağırlığı ise 152 tondur. Aracın kepçe kısmının boyu 3,6 metre, eni de 7,3 metre uzunluğundadır. Kepçesiyle 69 metreküp hacmindeki malzemeyi hareket ettirebilen D575A3SD’nin kendi boyu 4,8 metre, uzunluğu ise 11,7 metredir.
D575A-3SD
288 (EXCAVATOR 288) Tasarımı ve yapımı toplam beş yıl süren ve 100 milyon dolara mal olan Bagger 288 dünyanın en büyük kazı makinesidir. 240 metre uzunluğunda ve 96 metre yüksekliğinde olan makinenin ağırlığı ise 45 bin tondur. Günlük 240 bin ton kömür kazma kapasitesine
LICHTERFELD F60 “Yatay Eyfel Kulesi” olarak da anılan, dünyanın en büyük hareketli endüstriyel makinesi Lichterfeld F60 502 metre uzunluğa, 202 metre genişliğe ve 80 metre yüksekliğe sahip. 11 bin ton ağırlındaki bu makine, kömür madenlerinde kazı sırasında
L-2350
288 (EXCAVATOR 288)
ortaya çıkan molozu kazı alanından taşımak için kullanılıyor. Lichterfeld F60’ın özellikleri sayesinde molozlar hareketli bir hat üzerinden istenilen bölgeye aktarılıyor. LICHTERFELD F60
75
L-2350 Dünyanın en büyük kauçuk lastik ön yükleme aracı olan L-2350, 400 ton kapasitelidir. Makinenin yük kaldırma yüksekliği 24 metre, ağırlığı ise 258 tondur. Oldukça pahalı bir makine olan L-2350 sahip olduğu bu özeliklerle Guinness Rekorlar Kitabı’nda da kendine yer buldu.
sahip olan Bagger 288 16,5 megawatt elektrik enerjisiyle çalışıyor. Hareket halindeyken dakikada maksimum 10 metre (0.6 km/h) hıza sahip olan bu dev makinenin şasi uzunluğu ise 46 metre ve her biri 3,8 metre genişliğinde üç-dört palet zincir üzerinde hareket ediyor. Ayrıca 22 metre çapında döner kova tanburu üzerinde toplam 20 kovası bulunan makinenin her kovası 196 ton hafriyat kapasitelidir ve bir turda 3 bin 920 ton toprak veya kaya hafriyat kaldırabilir. 12 paletli yürüyüş takımının her biri 3,8 metre genişlikte ve 15 metre uzunluktadır. Bunlardan sekiz tanesi önde dört tanesi de arkadadır. Şubat 2001’de bulunduğu noktadan 22 kilometre uzaklıktaki bir madene gitmesi gerekince Bagger 288 bu yolu ancak üç haftada kat edebildi.
ARAŞTIRMA
MESLEKİ EĞİTİMDE MÜMİN ERKUNT İMZASI
Türkiye’nin en modern mesleki eğitim kurumlarından biri olan Erkunt Mesleki Eğitim Merkezi, Türk sanayisi için nitelikli eleman yetiştirmek amacıyla Mümin Erkunt’un çabalarıyla kuruldu. Mili Eğitim Bakanlığı bünyesinden faaliyetlerini sürdüren merkez, pek çok kurum ve kuruluşla ortak çalışmalar yürütüyor.
76
A
lmanya ve İsviçre’deki yapılara benzer, sanayiye ara eleman yetiştirecek bir okul açmak isteyen Mümin Erkunt’un çabalarıyla 1986 yılında kurulan merkez, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Ankara Sanayi Odası (ASO) ve Erkunt Döküm Sanayi arasında 1995 yılında imzalanan protokol ile Erkunt Mesleki Eğitim Merkezi olarak projelendirildi. İki kat üzerine 4 bin 700 metrekare kullanım alanına sahip olan Erkunt Mesleki Eğitim Merkezinde; çeşitli idari odalar, kütüphane ve seminer salonları bulunuyor. Erkunt Eğitim Merkezinin yapısı ve faaliyetleriyle ilgili bilgi veren Müdür Yardımcısı Gürler Soylu sanayiyle yürütülen ortak projeleri aktardı. Merkezin kuruluş amaçlarını ve kurulduğu dönem yaşanan sıkıntıları paylaşan Erkunt Sanayi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Zeynep Erkunt Armağan ise merkezi, sanayide fark yaratacak beyinlerin yetişmesini sağlayacak okullar projesinin ilk adımı olarak nitelendiriyor.
Türkiye’nin önde gelen sanayi kuruluşları ile MKE, ASELSAN, TAİ, EÜAŞ, BOTAŞ gibi işletmeler eğitim verilen kuruluşlar arasındadır.
Erkunt Mesleki Eğitim Merkezi 1996 yılında 9’uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından hizmete açıldı.
Erkunt Mesleki Eğitim Merkezinin yapısı, tarihçesi ve çalışmalarıyla ilgili bilgi verir misiniz? Gürler Soylu: Merkezimiz 1986 yılında Sincan Endüstri Meslek Lisesi bünyesinde açıldı. 1989-1993 yılları arasında bağımsız olarak Sincan Küçük Sanayi Sitesinde baraka bir binada faaliyetlerine devam etti. 1993 yılındaki girişimler sonucunda, ASO tarafından 1. Organize Sanayi Bölgesinde Eğitim Merkezi yapılmak üzere sosyal hizmetler alanı içinde 11 bin 120 metrekarelik yer okul yapımı için tahsis edildi. Türkiye’nin önemli sanayi kuruluşlarından olan Erkunt Döküm tarafından yaptırılan binada faaliyetlerimize başladık. Eğitim
Merkezi, MEB, ASO ve Erkunt Döküm Sanayi arasında 1995 yılında imzalanan protokol ile Erkunt Mesleki Eğitim Merkezi olarak projelendirildi. MEB bünyesinde çalışmalarını sürdürecek olan Eğitim Merkezi 1996 yılında 9’uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından hizmete açıldı. İki kat üzerine 4 bin 700 metrekare kullanım alanına sahip olan Eğitim Merkezinde; çeşitli idari odalar, kütüphane ve seminer salonları bulunuyor. Merkezimizde ASO, çeşitli sektörel dernekler ve üniversiteler ile işbirliği içinde birçok proje yapıldı. ASO ve çeşitli sanayi kuruluşlarının katkılarıyla otomasyon, otomotiv, ağaç işleri, metal işleri, tesviye,
OSEP (Okul Sanayi Eğitim Programları) projesiyle işletmelerin ihtiyacı olan nitelikli eleman sorununa sürekli ve kalıcı çözümler bulunması amaçlanıyor.
elektrik, elektronik meslek dallarındaki atölyelerimiz; ihtiyaç duyulan makine ve ekipmanlar ile donatıldı.
OSEP Projesi kapsamında sunulan eğitimler • Solidworks CAD Tasarımı • Auto CAD Tasarımı • CNC Operatörlüğü • Argon Kaynakçılığı
• İş Makinelerinde Hidrolik Sistemler • PLC • İngilizce
• Mesleki Gelişim • Hidrolik- Pnömatik • Projecilik ve Girişimcilik
77
Erkunt Mesleki Eğitim Merkezinde hangi alanlarda eğitim veriliyor? Kurumun öncelikli hedefleri nelerdir? Gürler Soylu: Erkunt Mesleki Eğitim Merkezi, Türkiye’nin en modern mesleki eğitim kurumlarından biridir. Merkezimizde halen 443 çırak öğrenci ve 170 Okul Sanayi Eğitim Programları (OSEP) öğrencisine eğitim veriliyor. Ayrıca 215 usta adayı kalfa öğrenci ile OSEP projesi kapsamında değişik alanlarda meslek edindirme, meslek geliştirme ve uyum kurslarına devam ediliyor. Türkiye’de ilk kez Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bir Mesleki Eğitim Merkezinde ASO üyesi firmalarda çalışan mühendis ve üst düzey yöneticilere (ODTÜ Sürekli Eğitim Merkezi, Milli Prodüktivite Merkezi, KOSGEB, KalDer, KALDEM, Bureau Veritas, Unicon gibi) çeşitli eğitim danışmanlık kurumları işbirliğinde kişisel gelişim ve toplam kalite eğitimleri verildi. Merkezimiz bünyesinde MEB, ASO ve Ankara Üniversitesi işbirliğinde hazırlanan otomasyon sistemleri projesi, Devlet Planlama Teşkilatına sunularak 200 bin dolar hibe desteği aldı. Otomasyon Teknolojileri Eğitim ve Uygulama Merkezi olarak faaliyetlerine halen devam eden proje kapsamında “Hidrolik-Pnömatik, Elektro Hidrolik, Elektro Pnömatik, Oransal Hidrolik ve Pnömatik, Temel ve İleri Seviye PLC (Programlanabilir Mantık Denetleyiciler),
PIC Programlama, Otomatik Kumanda, Endüstriyel Kontrol” eğitimleri veriliyor. Otomasyon Teknolojileri Eğitim ve Uygulama Merkezi, alanında uygulamalı eğitim veren Türkiye’nin sayılı merkezlerinden biridir. Merkezimiz faaliyetlerini MEB ve ASO işbirliğiyle 2002 yılından bu yana sürdürüyor. Sağladığımız uygulamalı eğitimlerle Türkiye sanayisine bu yönde önemli katkılar sunuyoruz. Bakım onarım teknisyenleri, teknikerler, mühendisler, teknik öğretmenler ve konu ile ilgili üniversite öğrencileri eğitimlerimize katılabiliyor. Firmalara özel eğitimler de veriyoruz. Türkiye’nin önde gelen sanayi kuruluşları ile MKE, ASELSAN, TAİ, EÜAŞ, BOTAŞ gibi işletmeler eğitim verilen kuruluşlar arasındadır. Çeşitli üniversitelerde görev yapan öğretim görevlileri de merkezimizden otomasyon eğitimi alıyor. Ayakkabıcılık meslek dalında, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı işbirliğinde yürütülen sayacılık kursları ile eğitime alınan ihtiyaç sahibi kursiyerlerden 320 bayan, 17 bay kursiyer, kalifiye eleman ihtiyacı olan sektör işletmelerinde istihdam edildi. GAMA Endüstri için hazırlanan proje
ile1996 yılından itibaren yurt içi ve yurt dışı tesislerindeki eleman ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik boru montaj kaynakçılığı ile inşaat konstrüksiyon kaynakçılığı alanlarında düzenlenen eğitim programlarında başarılı olan ihtiyaç sahibi bin 200 kişinin aynı kuruluşun şantiyelerinde istihdam edilmesi sağlandı. Türk Silahlı Kuvvetleri Rehabilitasyon Merkezi ile işbirliği yaparak terör gazisi subay, astsubay, er ve erbaşlara bilgisayar, Auto – Cad ve ayakkabıcılık konularında çeşitli kurslar düzenlendi. 1.Organize Sanayi Bölgesinde, faaliyetlerini sürdüren değişik firmaların taleplerine bağlı olarak çeşitli meslek dallarında işe yeni başlayacak elemanlara yönelik eğitim programları açıyoruz. Bu çerçevede teknik resim, resim okuma, montajcılık teknik resmi, CNC programlama ve kullanımı, kaynakçılık, ağaç işleri, mobilya döşemeciliği, dökümcülük, sekreterlik ve muhasebe konularında mesleki eğitimler, verimlilik, iş güvenliği, çalışma ve iş ahlakı, maliyet hesaplaması gibi genel oryantasyon eğitimleri gerçekleştiriyoruz. Ayrıca Erkunt Mesleki Eğitim Merkezinde İMMB, TES, YOL İŞ, AGSD, MESİS, Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri ile yapılan iş birliği protokolleri doğrultusunda eğitim programları planlı bir şekilde sürdürülüyor.
ARAŞTIRMA 78
Gürler SOYLU Erkunt Mesleki Eğitim Merkezi Müdür Yardımcısı
Okul Sanayi İşbirliği Eğitim Programları (OSEP) ne zaman hayata geçirildi? Bu programlarının sanayi kuruluşlarına katkısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Gürler Soylu: MEB ve ASO arasında 2006 yılında imzalanan protokol ile uygulamaya geçirilen OSEP (Okul Sanayi Eğitim Programları) projesiyle işletmelerin ihtiyacı olan nitelikli eleman sorununa sürekli ve kalıcı çözümler bulunması amaçlanıyor. 2006-2007 eğitim ve öğretim yılında elektroteknik alanında 19 öğrenci, metal teknik alanında 27 öğrenci, otomotiv alanında 12 öğrenci eğitim ve öğretime başladı. Bu öğrencilerden devamsızlık veya ailenin başka bir şehre taşınması nedeniyle eğitim öğretimden ayrılmak zorunda kalan sekiz öğrenci dışındakiler 2009 yılında kalfalık belgelerini alarak mezun oldu. Bu öğrencilerden bazıları yüksek öğrenim görmek üzere işletmesinden geçici bir süreyle ayrıldı. Yüksek öğrenim sürecinde eğitimleri, odamız ve sözleşme imzalayan işletmeler tarafından takip ediliyor. 2007-2008 eğitim öğretim yılında elektroteknik alanında ikisi kız öğrenci olmak üzere 26 öğrenci, metal teknik alanında 43 öğrenci, otomotiv alanında 11 öğrenci eğitim ve öğretime başladı. 13’ü çeşitli nedenlerle mezun olamazken diğerleri kalfalık bitirme sınavlarında başarı göstererek mezun oldu. 20082009 eğitim öğretim yılında Modüler Eğitim Sistemine de geçilmesiyle birlikte elektrik elektronik teknolojisi alanında 14 öğrenci, makine teknolojileri alanında 24 öğrenci ve ahşap teknolojisi alanında 12
öğrenci eğitim ve öğretime başladı. Bu öğrenciler 2010-2011 eğitim ve öğretim yılı itibariyle halen OSEP projesi 3.sınıf (son sınıf) öğrencileri olarak eğitim ve öğretime devam ediyor. 2011-2012 eğitim öğretim yılında elektrik ve elektronik teknolojisi alanında 14 öğrenci, makine teknolojisi alanında 45 öğrenci, motorlu araçlar teknolojileri alanı iş makineleri dalında 15 öğrenci ve metal teknolojileri alanında 12 öğrenci eğitim ve öğretimi tamamladı. 2012-2013 eğitim öğretim yılında ise elektrik ve elektronik teknolojisi alanında 14 öğrenci, makine teknolojisi alanında 45 öğrenci, motorlu araçlar teknolojileri alanı iş makineleri dalında 12 öğrenci ve metal teknolojileri alanında 17 öğrenci eğitime başladı. 2013-2014 eğitim öğretim yılında MEB ve ASO arasındaki protokol bitmesine karşın, elektrik ve elektronik teknolojisi alanında 14 öğrenci, makine teknolojisi alanında 36 öğrenci, motorlu araçlar teknolojileri alanı iş makineleri dalında 15 öğrenci ve metal teknolojileri alanında 14 öğrenci eğitim görüyor. OSEP projesi, kendine güvenen, kendini doğru ifade edebilen, başarıyı hedef edinen bireylerin yetiştirilmesine öncülük ediyor. Öğrenciler teorik ve uygulamalı eğitimler yoluyla mesleği gerçek iş ortamında öğrenebiliyor. Eğitimleri başarıyla tamamlayanlara iş olanağı sağlayan proje, sanayi kuruluşlarının nitelikli iş gücüne duyduğu ihtiyacın karşılanmasını katkıda bulunuyor. OSEP projesi kapsamında eğitim faaliyetlerinde görev yapan öğretmen ve yönetici kadrosu, Almanya ve İngiltere’deki eğitim ve bilgilendirme programlarına katıldı.
Nitelikli ara eleman yetiştirmeye yönelik mesleki eğitim yapısı ancak kurumumuza benzer okulların yaygınlaştırılmasıyla mümkün olacaktır. Yurt dışından gelen üst düzey öğretim elemanları tarafından yönetici ve öğretmenlerimize mesleki gelişim seminer programları uygulandı. 2010 yılı içinde MEB’e bağlı farklı genel müdürlüklerin talebi ile farklı illerden 540 meslek dersi öğretmenlerine Erkunt Mesleki Eğitim Merkezinde hizmet içi eğitim verildi. Türkiye’de ilk defa uygulanan beceri testlerinin hazırlığı aşamasında; hibe projeleri hazırlanarak, işbirliği yapılan okullarda görev yapan yönetici ve öğretmenler uygulamaları yerinde görmek ve eğitimini almak üzere Almanya’ya gönderildi. Alınan eğitimler sonunda 2006-2007 eğitim ve öğretim yılından itibaren ilk defa OSEP’e müracaat eden öğrenciler beceri testine alındı. Beceri testinin amacı, öğrencinin hangi alanda yeteneği olduğunu ve başarılı olabileceğini gözlemlemektir. Bu testten sonra başarılı olan öğrenciler, yapılan mülakat sonucu yeteneklerine uygun alanlarda faaliyet gösteren firmalarımızla eşleştirilip, okula kayıtları yapılmaktadır. Merkezi Finans ve İhale Birimi Aktif İstihdam Tedbirleri programları çerçevesinde hazırlanan proje ile Erkunt Mesleki Eğitim Merkezine ekipman desteği sağlandı. Erkunt Mesleki Eğitim Merkezi gibi kurumlar Türk sanayisinde yaşanan ara eleman sorununa çözüm olabilir mi? Gürler Soylu: Nitelikli ara eleman yetiştirmeye yönelik mesleki eğitim yapısı ancak kurumumuz türünde okulların yaygınlaştırılmasıyla mümkün olacaktır. Ancak OSB’lerde kurulacak bu tür okulların yönetiminin Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerinden ziyade sanayici ve STK’lardan oluşması statükonun azaltılması ve etkin çözümler üretilmesi açısından çok önemlidir.
Türk gençlerinin sürekli üniversite eğitimine yöneltilmesine karşı çıkıyordu. Dünyada çok farklı uygulamaların olduğunu, farklı sistemlerin uygulandığını düşünüyordu. Çocuğu sıfırdan alarak geleceğin ustaları, ustabaşlarını yetiştirecek bir okul kurulabileceğine inanıyordu. Bugün adı Erkunt Mesleki Eğitim Merkezi olan bu okul, Erkunt Çıraklık Eğitim Merkezi olarak kuruldu. O yıllardan hatırladığım en büyük hayali, Türkiye’de bu işin devamının geleceğine, pek çok işverenin “nitelikli ara eleman yok” diye yakınacağına bu yolu seçeceğine inanmış olmasıydı. Ankara Sanayi Odasındaki çalışma arkadaşlarına bu projeyi heyecanla anlattığını ve onların da gerek yalnız, gerekse bir araya gelerek bu gibi okullar kurmalarının Türkiye’ye ne büyük katkısının olacağını yorulmadan anlattığını hatırlıyorum. Erkunt Mesleki Eğitim Merkezi’nin kuruluşunda Mümin Erkunt ne tür zorluklarla karşılaştı? O dönemlere ait sizinle paylaştığı anılar var mıdır? Zeynep Erkunt Armağan: Öncülük ettiği bu yeni eğitim fikrinin o yıllarda destek bulamadığını ve bunun da babamı çok üzdüğünü biliyorum. Eğer vaktiyle anlaşılmış olsaydı, bugün Türkiye çapında pek çok Erkunt Mesleki Eğitim Merkezini hayata geçirmiş olabilirdik. Çırak-usta zincirine el atmış olması pek çok kişinin, alıştıkları bir sistemin daha iyisiyle revize edilecek olmasına rağmen yeni bir şeye direnç göstermesine ve birinin bir diğerinin itirazından aldığı cesaretle babamın anlattığı bu sisteme
çok düşünmeden itiraz etmesine sebep olmuştu. Buna rağmen Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri başta olmak üzere birçok kişiyi uzun ve zorlu süreçler sonunda ikna etmeyi başaran babamın bu süreçte çok defa “Bu zihniyetle çok zor gelişiriz, Türkiye’ye yazık oluyor!” dediğini hatırlıyorum. Oysaki hem üniversitelerin kapısında uzun kuyruklar oluşturan, hem de bu üniversitelere giremeyen gençlerimizden oluşan büyük bir mutsuz kitle; elinde hiçbir uzmanlığı ve iş pratiği olmadan hayata atılmaya çalışıyor ve bu sistem sadece gençlerimize değil, ülkemize de zarar veriyor. Babamın, yine birçok zorluğa göğüs gererek hayata geçirdiği bu sistem de işte tam bu noktada üniversite eğitimi almayan gençlere meslek sahibi olmalarında yardımcı olan ve sanayide fark yaratacak beyinlerin yetişmesini sağlayacak bir okullar zinciri projesiydi. Belirttiğim gibi bu projenin yurt dışında pek çok örneği bulunmasına rağmen, yeterince anlaşılamamış ve desteklenmemiş olmasından ötürü babamın fazlasıyla üzdüğünü biliyorum.
Zeynep Erkunt Armağan: Mümin Erkunt, sanayide fark yaratacak bireyler yetiştirebilmek için meslek edindirme okulu kurmayı hayal etmişti.
79
Mümin Erkunt’un eğitim merkezini kurmaktaki amacı neydi? Ne gibi düşünceleri ve hayalleri vardı? Zeynep Erkunt Armağan: Mümin Erkunt, dört yaşında babasını kaybetmiş, Kabataş Erkek Lisesini parasız yatılı olarak kazanınca doğup büyüdüğü Konya’dan 15 yaşında çıkmış ve İkinci Dünya Savaşı yıllarında, Almanya Dresden Üniversitesinde devlet bursu ile okuma cesaretini gösterebilmiş, azmi ve cesaretiyle herkesin takdirini kazanmış vizyoner bir insandı. Tahsil hayatını bizlere anlatırken savaş yıllarında okumak için çok sıkıntılarla baş etmek zorunda kaldığını, ekmeğin karneye bağlandığı o yıllarda, 23 yaşında, 45 kiloya kadar düşünce zaman zaman açlıktan bayıldığını dinlerdik. Ama o bütün bu sıkıntılara rağmen yılmayarak ve Türk öğrenciler savaş nedeniyle Almanya’dan sınır dışı edilene kadar ısrarla tahsiline devam etti. Eğitimini tamamlamak için gittiği İsviçre’de önemli projelere imza attıktan sonra, o günkü işvereninin kalması yönündeki ısrarına ve Türkiye’nin bir mühendise sunabileceği şartların olumsuzluklar ile dolu olmasına rağmen ülkesine dönerek mecburi hizmetini yerine getirdi. Gençlerde eğitim konusundaki azmini göremediği zaman üzülürdü. Türkiye’de eğitime gereken önemin verilmediğini, son derece basmakalıp sistemlerle eğitim verildiğini düşünürdü. Dolayısıyla aklında hep eğitim için bir şeyler yapmak vardı. Hem mesleki, hem de kişisel olarak kendini iyi eğitmiş bireylerin önemli farklar yaratabileceğine inanıyordu. Sanayide fark yaratacak bireyler yetişmesi için Almanya ve İsviçre’de gördüğü lise sonrası ara eğitim sistemini Türkiye’ye getirerek, üniversite tahsilini zorunluluk olmaktan çıkaracak bir alternatif meslek edindirme okulu kurmayı hayal etmişti. Türkiye’de işverenlerin personel sıkıntısı çekmeyi kabullenmek yerine bu tür okullar kurarak insan yetiştirmesi gerektiğini ve bunun ülkeye de büyük katkısı olacağını her fırsatta büyük bir heyecanla dile getirirdi. Özetle Mümin Erkunt, Türkiye’nin ancak iyi eğitilmiş insan gücü ile gelişeceğine inanır, onun için eğitimin üzerinde çok dururdu. Eğitim merkezi kurma amacı da, Almanya ve İsviçre’de gördüğü üniversiteye alternatif, meslek sahibi gençler yetiştirecek bir okul açmak, sanayiye ara eleman yetiştirebilmekti.
MAKİNE TARİHİ
MÜHENDİSLİĞİN ANAVATANI: ANADOLU
80
Mühendisliğin geçmişi, insanoğlunun içindeki merak duygusu kadar eskidir. Atalarımız doğanın sunduğu malzemeleri ve sahip olduğu güçleri, bugün yaptığımız gibi insanlığın yararına kullanmaya ve kontrol altına almaya çalıştı. Tarihin ilk mühendisleri ise Ortadoğu ve Anadolu topraklarının yetiştirdiği insanlardı.
M
ühendis kelimesinin Türkçe kökeni “hendese” yani geometriden türemiş görünüyor. İngilizcedeki karşılığı olan “engineer” ise sanıldığı gibi “engine” yani makine kökenli değil; “ingenuity” yani yaratıcılık, akıllı olmak gibi kavramlarla ilgilidir. Zaten aslında engine yani makine kelimesi de faydalı ve akıllı alet anlamına geliyor. Tarih öncesi çağlarda insanlar açlık, düşmanlar, iklimin zorlukları, mesafelerin zorlaması gibi sorunlarla baş edebilmek için akıllı ve yaratıcı olmak zorundaydı. Bu nedenle etrafta her zaman birçok yaratıcı lider ve danışman (mühendis-engineer) vardı. Bu kişiler avlanma, tarım, savaş, alet ve araç geliştirme, ulaşım ve birçok şeyin üstesinden gelme konusunda teknikler geliştirdi ve kullanılmasını sağladı. MÜHENDİSLİĞİN ANAVATANI VE MÜHENDİSLİK ARAÇLARI Milattan önce başlayan bu gelişmeler giderek hızlandı. Tekerlek, manivela gibi araçlar geliştirildi; yük taşımak ve sürüklemek için hayvan gücü, madenlere şekil vermek için ateş, sulama kanalları, maden işletme teknikleri gelişti. Tarihin ilk mühendisleri, Ortadoğu ve Anadolu topraklarının yetiştirdiği insanlardı. Örneğin eski çağların büyük mühendislik eserleri arasında yer
alan piramitler Nil Vadisi’nde yapıldı. Helenistik Dönem adı verilen milattan önce ve sonra 5’er yüzyıllık dönemi kapsayan bin yılda insanoğlu çok sayıda icat ve mühendislik eserleri yarattı. Vida, su çarkı ve benzeri mühendislik
araçları bu dönemden kalmadır. Roma Dönemi’nde ise bunlara ek olarak bina güçlendirme teknikleri, yollar, su kemerleri, su dağıtım sistemleri ve büyük kamu binaları yapılmaya başlandı. Çin’de ise su değirmenleri,
döner fanlar, sallarda kullanılan sabit direkli yelkenler gibi pek çok icadın yanı sıra, kağıt ve barut gibi malzemeler üretildi. Batı medeniyetinde karanlık çağ olarak bilinen yaklaşık MS.500-1500 yılları arasında dahi çok sayıda mühendislik aracı geliştirildi. Örneğin mekanik saat, baskı teknikleri, özellikle matbaa bu dönemin eseridir. Demir ve alaşımların döküm teknikleri ile tekstil teknolojisi de Anadolu çıkışlı olarak bu dönemde gelişti. 16. yüzyılda başlayan Rönesans büyük mühendis, mucit, sanatçı Leonardo Da Vinci’yi ağırladı. Bu dönemde daha çok mimar ve mühendislerin büyük şatolar, ibadethaneler yaptıklarını görüyoruz. Su yapıları, yol ve köprüler ile büyük camiler yapan Mimar Sinan da bu çağda yaşadı. Savaş mühendisleri ise kaleler ve benzeri savunma yapıları ile savaş araçları geliştirdi.
Mühendislik tarihi bir biriyle örtüşen dört temel fazdan geçmiştir. Bunların her biri bir devrim ile birbirinden ayrılır: Bilim-Öncesi Devrim: Tarih öncesi icatlar çağından, Rönesans’taki usta mimar, mühendisler yetiştiren (özellikle Leonardo da Vinci) dönem. Sanayi Devrimi: 18-19’uncu yüzyıllar arasında inşaat ve makine mühendisliğinin doğduğu ve mühendisliğin uygulamalı sanat dallarından çıkıp bilimsel esaslara dayalı bir meslek haline geldiği dönem. İkinci Sanayi Devrimi: İkinci Dünya Savaşı öncesi yüzyılda; kimya, elektrik ve diğer bilimlere dayalı mühendislik dallarının doğduğu ve elektriğin, telekomünikasyonun, otomobil, uçak ve kütlesel üretimin uygulanmaya başladığı çağ. Bilgi Devrimi: Savaş sonrasında mühendislik bilimlerinin özellikle mikro elektronik, bilgisayar ve telekomünikasyon araçlarının gelişmesi ile birlikte bilişim teknolojisinin yükselişe geçtiği dönemdir. MÜHENDİSLİK VE YENİ TEKNOLOJİLER Mühendislik, yeni teknolojilerle
(Elektronik teknolojisi, mikro elektronik, bilgisayar, yeni telekomünikasyon araçları ve metodları) birlikte ilerleR. Turbojet ve roket motorları ile hareket eden uzay araçları mühendisliği sayesinde ulaşılan menzil, hayal edilemeyecek kadar uzamıştır; bu uzay mühendisliğidir. Atom parçaları ve nükleer enerji ile ilgili kullanım alanlarının gelişimi nükleer mühendisliği daha ileri noktalara taşıdı. Malzeme laboratuvarlarından çıkan bilgiler ise malzeme bilimini ve mühendisliğini ortaya çıkardı. Mikro elektronik, iletişim ve bilgisayar mühendisliğinin gelişmesi sayesinde bilgi devrimi yaşandı. İnsanların sahip olduğu ve ulaşabildiği bilgiler sayesinde, insan beyin gücünün makinelerin gücünden çok daha üstün olduğu anlaşıldı. Bu dönemde, mühendislerin yüksek lisans eğitimi önem kazandı, geniş ölçekli araştırma ve geliştirme organizasyonları yapılmaya başladı. GELECEKTE MÜHENDİSLİK Günümüze kadar fiziki bilimler; yani fizik ve kimya, teknolojinin gelişmesinde rol oynadı. Hızla gelişen nano teknoloji, mikro elektronik devriminin önüne bu sayede geçebildi. Fiziki bilimlere katılacak farklı dalların başında biyoloji geliyor. Özellikle moleküler ve genetik biyoloji, teknoloji alanına girmeye başladı. Geleneksel hale gelen entelektüel disiplinler ise geleceğin yeni teknolojilerinin şekillendirilmesinde önemli roller üstlenecek gibi görünüyor. KAYNAKÇA: http://web.deu.edu.tr/maden/etik/tr/Muhendislik_tarihce.pdf
81
SANAYİ DEVRİMİ İLE BİRLİKTE GELİŞEN MÜHENDİSLİK 1750 – 1850 arasındaki yüzyıl Batı Avrupa’da sanayi devrimine şahit oldu. Bu dönem gerçek mühendisliğin gelişmeye başladığı en önemli zaman dilimidir. Başta James Watt olmak üzere çok sayıda mühendis ve bilim adamı bu dönemde yetişti. Whitworth gibi mucitlerin geliştirdiği döner bıçaklı kesme ve delme aletleri, torna ve benzeri makineler sayesinde endüstri ürünlerinin seri üretimi mümkün olabildi. Bu dönemde yeni bir ulaştırma sistemi geliştirildi. Stephenson, Brunel gibi mucitler raylı sistemleri ve lokomotifi üretti. Bu dönem aynı zamanda modern anlamda mühendislik eğitiminin de başladığı dönemdir. Özellikle Fransa’da mühendislik, özellikle inşaat mühendisliği okullarda bir meslek olarak öğretilmeye başladı. Bu gelişme ilk kez askeri olmayan mühendislerin eğitiminin yapılması anlamındadır ve o yüzden “civil” dir. İnşaat Mühendisliğinin İngilizce karşılığı “Civil Engineering” buradan gelir. Bu dönemi izleyen 50-60 yılda hava ulaşımının başlangıcı ve nükleer güce yol açan deneylerin önem kazandığı görülür. Avrupalı göçmenler ilk olarak Amerika’ya geldikleri 17. yüzyıldan itibaren yenilikçi ve yaratıcı yöntemlerini de bu yeni kıtaya taşıdı. Özellikle 18. yüzyıldan sonra Avrupa’daki askeri tekniklerin bu kıtada da kullanılmaya
başlandı. 19. yüzyılın başlarına kadar İngiliz mühendisliğinin etkili olduğu; bu dönemde inşaat mühendisliği ve daha sonraları makine mühendisliğine bağlı tüccarlığın Amerika’da önem kazandığı söylenebilir. Özellikle kanal ve raylı sistemlerin Amerika’da çok yaygınlaştığı görülür. Bunu hemen izleyen dönemde mühendislik bilimi havacılık, su, nükleer enerji, elektronik, uzak mesafeli iletişim, madencilik ve ormancılık gibi konularda gelişme gösterdi.
ARAŞTIRMA
TURQUALITY İLE DÜNYA MARKASI OLMAK
Vizyonunu “10 yılda 10 dünya markası yaratmak” olarak belirleyen Turquality ile dünyada “Türk Malı” imajının ve Türkiye’nin ticari itibarının güçlendirilmesi amaçlanıyor.
82
G
ünümüzde gittikçe ağırlaşan rekabet koşulları ve değişen tüketim kalıpları uluslararası arenada yer almak isteyen şirketleri güçlü markalar yaratmaya teşvik ediyor. Tekstil ve hazır giyim, otomotiv, elektronik, gıda gibi rekabetçi sektörlerimiz açısından ihracatta markalaşmanın önemi gün geçtikçe daha da artıyor. Turquality Türkiye’nin rekabet avantajını elinde bulundurduğu ve markalaşma potansiyeli olan ürün gruplarına sahip firmaların; üretimlerinden pazarlamalarına, satışlarından satış sonrası hizmetlere kadar bütün süreçleri kapsayacak şekilde yönetsel bilgi birikimi, kurumsallaşma ve gelişimlerini sağlamak suretiyle uluslararası pazarlarda kendi markalarıyla global bir oyuncu olabilmeleri amacıyla oluşturulmuş destek platformudur. Vizyonunu “10 yılda 10 dünya markası yaratmak” olarak belirleyen Turquality, potansiyeli olan firmaları belirleyerek bu firmalara oluşturulan “destek platformu” çerçevesinde katkı sağlamayı hedefliyor. Turquality’nin misyonunu ise, güçlü Türk markaları yaratarak “Türk Malı” imajını ve Türkiye’nin itibarını güçlendirmek oluşturuyor. Turquality Programı 23 Kasım 2004 tarihinde ortaya konan yapıya paralel bir şekilde gelişip, stratejik bir değişim sürecinden geçerek bulunduğu noktaya ulaştı. Turquality bugün; firmaları kurumsal, finansal ve operasyonel anlamda destekleyen bir markalaşma destek platformu olarak konumlandırılıyor. Uygulamaya konulduğu 23 Kasım 2004 tarihine kadar, projenin alt yapısının oluşturulmasına yönelik olarak çeşitli çalışmalar gerçekleştirildi. Bu aşamada projenin hukuki alt yapısı hazırlandı. Projeyle ilgili teknik
çalışmaları yürütmek üzere Ekonomi Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi ve İhracatçı Birlikleri ile özel sektör temsilcilerinden oluşan Turquality Çalışma Grubu ile Turquality Sekretaryası oluşturuldu. Turquality Çalışma Grubu tarafından proje kapsamında izlenecek strateji belirlendi. Oluşturulan strateji doğrultusunda, tekstil ve hazır giyim alanı programın pilot sektörü olarak belirlendi. Turquality Sertifikası verilecek markaların seçilmesi ve bu markaların sağlanabilmesi amacıyla uluslararası bir şirketten danışmanlık hizmeti alınması kararlaştırıldı. Bu kapsamda Werner International Danışmanlık Firması ile işbirliğine gidildi. Turquality kapsamında olan 15 firmanın inceleme çalışmaları üretim ve pazarlama olmak üzere iki kısımda gerçekleştirildi ve kıyaslama (Benchmarking) çalışması tamamlandı. MARKALAŞMA YOL HARİTASI Turquality projesinin “Uluslararası Tanıtım, Pazarlama ve Markalaşma Stratejisi”nin geliştirilmesi ve proje çerçevesinde gerçekleştirilen faaliyetlerin gözden geçirilmesi amacıyla 30 Haziran-1 Temmuz 2005 tarihlerinde Stratejik Planlama toplantısı yapıldı. Toplantıya “Konumlandırma” (Positioning) olarak tanımlanan pazarlama yaklaşımının geliştirilmesinde önemli rol alan ve pazarlama konusunda yaratıcı fikirler geliştiren Jack Trout, Werner International firmasından Gian Mario Borney, Jan Urlings ve uluslararası markalaşma ve pazarlama uzmanları Armando Branchini, Carlo Giordanetti ile Turquality Çalışma Grubu Üyeleri’nden oluşan Yönlendirme Komitesi katıldı. Stratejik Planlama toplantısına katılan ekip, ikinci toplan-
tısını ise 28-29 Temmuz 2005 tarihleri arasında gerçekleştirdi. Bu çalışmalar sonucunda Turquality Programı’nın uygulaması için “Turquality Stratejik Planı” ve “Markalaşma Yol Haritası” dokümanı oluşturuldu. PROGRAMIN KAPSAMI GENİŞLETİLDİ Yapılan Stratejik Planlama çalışması doğrultusunda, Turquality Programı kapsamına alınması planlanan firma sayısının artırılarak, programın pilot sektörleri olarak seçilen tekstil ve hazır giyim ile beraber diğer sektörlerin de programa dahil edilmesi kararlaştırıldı. Bu sektörleri ise; hızlı tüketim ürünleri, dayanıklı tüketim ürünleri, kuyum/mücevherat, otomotiv, endüstriyel makine sektörlerini oluşturuyor. İlk aşamada Marka Destek Programı kapsamında bulunan firmalar, Turquality kapsamına dahil olmak amacıyla başvurdular. Programa dahil edilecek markaların belirlenmesi ve bir metodoloji oluşturularak bu metodoloji doğrultusunda firmaların ön incelemeden geçirilmesi amacıyla global bir şirketten danışmanlık hizmeti alınması kararlaştırıldı. Bu metodolojinin oluşturulması ve firmaların ziyaret edilerek ön inceleme çalışmasının gerçekleştirilmesi için Deloitte Danışmanlık, programın yönetim danışmanı olarak seçildi. Deloitte, Turquality kapsamına alınmak üzere başvuran Marka Destek Programı kapsamındaki firmaları ziyaret ederek firmalarda ön inceleme çalışmasını gerçekleştirdi. Ön inceleme çalışmasında firmalar üç ana bölümde, 10 farklı performans alanı bazında incelendi. Deloitte, ön inceleme çalışmasına ilişkin raporunu Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğüne iletti. Müsteşarlık bu
raporlar üzerinden Turquality Çalışma Grubunun oluşturmuş olduğu kriterler doğrultusunda firmaların hangi destek programına hak kazandığına ilişkin nihai kararı verdi.
“İSPANYA VE RUSYA’DA OFİS AÇTIK” HALUK DİNGİLOĞLU HİDROMEK TURQUALİTY PROJE MÜDÜRÜ “Firmamız; kazıcı, yükleyici ve hidrolik ekskavatör ürün gamındaki makineleri kendi markası altında Ankara ve İzmir’deki tesislerinde üretiyor. Türkiye’nin iş makineleri sektöründe lider konumda olan Hidromek, ürünlerini 100’den fazla bayi dağıtım kanalı ile 5 kıtada 50’den fazla ülkeye ihraç ediyor. Yurt dışı operasyonlarına destek olarak İspanya ve Rusya’da firmamıza ait satış ile satış sonrası hizmet merkezimiz bulunuyor. Hidromek bin 400 çalışanı ile 2012 yılında 342 milyon dolarlık ciroya ulaştı. Türkiye de ilk 500 sanayi kuruluşu arasında 115. sırada bulunan Hidromek, dünyadaki en büyük
50 iş makinesi üreticisinden biridir. Hidromek bu prestijli listeye girmeyi başaran ilk ve tek Türk firmasıdır. Firmamız Turquality Programına 2006 yılında dahil oldu. Hidromek’in Turquality Programına katılmasındaki temel etken, dünya markası olma vizyonudur. Programa katılım ile birlikte pazar çeşitliliğimiz yüzde 39,5 oranında artış gösterdi. Bunun yanı sıra program mevcut pazarlarda büyümemizi olumlu etkiledi. İspanya’da açılan Hidromek West Ofisimizle İspanya’daki bayi kanalı genişletilerek 26 bayiye ulaşıldı. Bunun yanı sıra Fransa ve Portekiz pazarlarındaki bayi kanalı da Hidromek West Ofisi aracılığıyla genişletildi. Firmamız 2012 yılında Rusya’da ofis kurarak Rusya’daki bayi ağını da büyüttü. Program dahilinde şu ana kadar sadece İspanya ve Rusya’da ofis açtık ancak orta vadede İran, Polonya ve Fransa’da da ofislerimiz olacak. Türkiye 2023 yılı ihracat vizyonunda 100 milyar dolarlık makine satışına ulaşmak istiyor. İş makineleri sektörünün ise bu ihracat hedefinden alacağı payın yüzde 10-15 arasında olacağı tahmin ediliyor. 2023 yılında Türk iş makineleri sektör ihracatı 10 milyar dolara ulaştığı takdirde Hidromek olarak pazardan yüzde 10 pay alacağımızı düşünüyoruz.”
“İHRACATIMIZIN ARTMASINA KATKI SAĞLIYOR” CENK BAYKARA SANKO MAKİNA U. SATIŞ PAZARLAMA YÖNETİCİSİ “Sanko İş ve Tarım Makinaları Sanayi, Sanko Holding bünyesinde çalışmalarını sürdüren, ürettiği iş makinelerinin yurt içi ve yurt dışında satış ile pazarlama faaliyetlerini üstlenen bir şirketidir. Turquality Programına 2010 yılında onay alarak katıldık. Firmamızı bir dünya markası yapmak ve çalışmalarımızda bilimsel yöntemleri kullanmak adına programa dahil olduk. Programın, yurt dışında şirketleşmek ve ihracatlarımızı artırabilmek noktasında şu ana kadar firmamıza katkı sağladığını düşünüyorum. İhracatımız her geçen yıl artıyor. Turquality çalışmalarında, sektörel talep ve ihtiyaçların daha verimli cevap verilebilmesi için sektör özelinde ihtiyaçları daha iyi analiz edebilecek çalışmaların yapılması gerekiyor.”
83
“BÜROKRATİK ENGELLER AZALTILMALI” ZEYNEP ERKUNT ARMAĞAN ERKUNT TRAKTÖR GENEL MÜDÜRÜ Sektöründe birçok ilke imza atan firmamız, ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti ve Şikayet Yönetim Belgesine sahip ilk ve tek traktör markasıdır. Türkiye’de 165 satış ve 320 satış sonrası hizmet noktası ile yurt dışında üç kıtaya yayılan bayi ağımızla müşterilerimize sadece traktörlerimizi değil, tüm hizmetlerimizi ulaştırıyoruz. Traktör gibi bitmiş bir ürünün yanı sıra, dünyadaki çeşitli traktör firmaları için farklı ebatlarda hidrolik kaldırıcı parçalar da üretiyoruz. Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu arasında yer almasının yanı sıra, Türkiye’nin en hızlı büyüyen ilk 100 şirketinden biri olan Erkunt Traktör; Ar-Ge çalışmalarına en fazla kaynak ayıran ilk 100 firmadan biridir. Dünyada ise 85 traktör üreticisi arasında 56’ncı sıradayız. Erkunt Traktör, ihracat markası ArmaTrac ile Turquality programına 2013 yılında dahil oldu. İhracatımız ise 2007 yılında başladı. 2007 yılından bu yana 11 ülkedeki işletmelere distribütörlük ya da bayilik verdik. Ancak ihracatın belli bir düzene oturması ve istenen tempoya çıkması için çok zorlu süreçlerden geçmek gerekiyor. Türkiye’den ilk kez bir traktör markası çıkmak ve bu markayı 170 yıllık markalarla rekabet ederek dünya pazarlarına sunmak kolay bir iş değil. Büyük tanıtım faaliyetleri ve görünürlüğü artırmak adına önemli fuara katılmanın çalışmalarımıza destek olacağını düşündüğümüz için, Turquality Markalaşma Programına katıldık. Kurumsal yönetim ilkelerini benimsemiş ve kalite sistemlerini 2006 yılından bu yana uygulamakta olan bir firmayız. Turquality için yapılması gereken stratejik planlar ve iyileştirme çalışmaları da bizi bulunduğumuz yerden bir adım daha ileriye taşıdı. Bu bakımdan önemli katkılarının olduğunu düşünüyorum. Ancak Turquality, maddi katkısı gecik-
meli yansıyan bir sistemdir. Aşılması geren çok fazla bürokratik engel olduğunu düşünüyoruz. Çok tekrar eden kontroller ve birbirini teyit etmekten öte, kargaşalığa yol açan belge talepleriyle karşılaştık. Turquality kapsamındaki firmaların doğru belgeyi doğru zamanda vermesi ne kadar önemliyse, kontrolü yapan kurumların da firmaların ciddiyetinden ve dürüstlüğünden şüphe etmeden çalışması gerekiyor. Turquality otomotiv sektörünün ihtiyaçlarını kapsamıyor. Yani otomotiv şirketlerinin ihracatı artırmaları için yapmaları gereken uygulamaların çoğu, ne yazık ki kapsam dışı. Mesela tekstil sektörünün kendini en rahat duyuracağı defile kapsam içinde ve rahatlıkla desteklenirken, otomotiv sektörünün defilesi sayılabilecek “Road Show”, ne yazık ki kapsam içine alınmıyor. Otomotiv grubu olarak, bayi olmadan başka bir ülkede satış yapamayan bir sistem içindeyiz ve eğer fuarlarda bayilerimizin de adı görülürse Turquality desteğinden yararlandırılmıyoruz. Çünkü onların da reklamını yaptığımız düşünülüyor. Fakat bayii ön çıkarmadan satış yapmak mümkün değildir. Ama sistemi değiştirmek ve otomotive uydurmak için de ne yazık ki bir çaba gösteren yok. Henüz istenilen düzeyde olmasa da önem verilir sektör ihtiyaçlarına adapte edilirse, zamanla sağladığı katkının artacağını düşünüyorum.
RÖPORTAJ
“YÜKSEK KATMA DEĞERLİ ÜRETİMDE TÜRKİYE’NİN MERKEZ ÜSSÜ OLACAĞIZ” Kocaeli’nin sahip olduğu güçlü sanayi yapısıyla Türkiye’nin önemli üretim merkezlerinden biri olduğunu vurgulayan Kocaeli Sanayi Odası (KSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, bölgenin ağır sanayi yerine; dünya ile rekabet edebilen, ileri teknolojiye sahip ve yüksek katma değerli üretime yöneldiğini söyledi.
84
K
ocaeli sanayisindeki lokomotif sektörleri; kimya-petrokimya, plastik, demir-çelik, makine, otomotiv ve yan sanayisi olarak sıralayan KSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, son dönemde bölgede özellikle ICT, deniz taşıtları ve yat sanayisinin geliştiğini aktardı. Kocaeli Sanayi Odasının kurulduğu günden bugüne kadar birçok önemli projeye imza attığını belirten Ayhan Zeytinoğlu, Yönetim Kurulu olarak üç yıllık stratejilerini bölgesel etki yaratmak üzerine kurguladıklarını söyledi. Kocaeli sanayisinin yapısıyla ilgili bilgi veren Ayhan Zeytinoğlu, geleceğe dönük hedef ve beklentilerini de paylaştı. Ayhan Zeytinoğlu kimdir? Kısaca sizi tanıyabilir miyiz? İlk ve orta öğrenimimi Gölcük’te tamamladım. 1980 yılında işletme lisansına başvurduğum Indiana Üniversitesinden 1983 yılında onur listesine girerek mezun oldum. Daha sonra But-
Kocaeli Sanayi Odası olarak firmalarımızın devlet desteklerinden daha fazla faydalanabilmeleri için çalışmalar yapıyor, projeler üretiyoruz.
Ayhan ZEYTİNOĞLU Kocaeli Sanayi Odası (KSO) Yönetim Kurulu Başkanı
ler Üniversitesinde uluslararası finans konusunda master çalışmalarına başlayarak 1985 yılında başarıyla tamamladım. Halen Marmara Üniversitesi Avrupa Topluluğu Enstitüsünde Avrupa Birliği Tarım Sübvansiyonları konusunda doktora yapıyorum. Çalışma hayatına ise 1986 yılında aile şirketimiz olan Zeytinoğlu Yem Tarım ve Endüstriyel Ürünler firmasında ilk adımı attım. Şu an firmanın genel müdürlüğü görevinin yanında aynı zamanda Arkas, Mıtsui ve Zeytinoğlu Grubunun ortağı olduğu Autoport Liman İşletmesinde Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini de üstleniyorum. Kocaeli Sanayi Odasının
kuruluşunda görev aldım. Kuruluşundan bugüne kadar sanayi odasında yönetim kurulu üyeliği yaptım. 1995 yılında başkan yardımcılığına seçildim. Ocak 2009’da yapılan genel kurul seçimlerinde ise üyelerin takdiriyle Kocaeli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı oldum. Kocaeli sanayisinin lokomotif sektörleri hangileridir? Bölgenizin Türkiye ekonomisine katkısını nasıl görüyorsunuz? Kimya-petrokimya, plastik, demir-çelik, makine, taşıt araçları ve yan sanayisi Kocaeli’nin lokomotif sektörleridir.
Kocaeli’nin bu modellere en kısa sürede uyum sağlayabilecek bir potansiyele sahip olduğunu düşünüyoruz. Kocaeli Sanayi Odasının hedefleri ve geleceğe dönük planları nelerdir? Kocaeli Sanayi Odası kurulduğu günden bugüne kadar birçok önemli projeye imza attı. Yönetim kurulu olarak üç yıllık stratejilerimizi bölgesel etki yaratmak üzerine kurguladık. Bu hedefe yönelik çeşitli projeler geliştiriyoruz. Lojistik alt yapı projelerinin takipçisi olacağız. Derince Limanının özelleştirmesinde sanayicilerimize ihtiyaç duyacakları limancılık hizmetlerini en iyi şekilde vermek amacıyla taraf olmak istiyoruz. Ulaşım konusunda, bölgemizde bulunan limanların demiryoluna bağlanmasının, Anadolu’daki sanayileşme sürecini hızlandıracağını ve bunun sanayiciye verilen en büyük teşvik olacağını düşünüyoruz. İzmit Körfezi’nde 34 liman ve iskele bulunuyor. Bu nedenle Kocaeli’yi hem sanayi ve hem de liman kenti olarak tanımlıyoruz. Cengiz Topel Havalimanın da uluslararası havacılığa ve kargo taşımacılığına açılmasını, ilimiz ve hinterlandının ekonomik gelişimine katkı sağlayacağı için önemsiyoruz. Oda binamızı üyemiz sanayi kuruluşlarının ihtiyaçlarına en kısa sürede cevap verebilmesi ve birçok hizmeti aynı çatı altında sunabilmesi amacıyla modernize edeceğiz. İlimizde uluslararası organizasyonların da yapılabileceği çok amaçlı kullanımlara açık, ofis alanları, restoranlar, sergi salonlarını da içersinde barındıran bir expo/ fuar alanına kavuşturmak en önemli projelerimizdendi. Proje kapsamında Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Fuar Merkezinin tam işlevli bir fuar merkezine dönüştürülmesini planlandık. Eylül ayında, bu hayalimizin ilk adımı olan SANTEK Sanayi ve Teknoloji Fuarını başarıyla gerçekleştirdik. Bölgemizin ve firmalarımızın tanıtımı için bu tip organizasyonları büyük bir fırsat olarak görüyoruz. Bundan sonraki amacımız fuarımızın sürdürülebilir olmasıdır. Kocaeli Sanayi Odası olarak; çevre ile ilgili çalışmalarımız da devam ediyor. APELL ve atık borsası çalışmalarının yanı sıra, çevre konusunda sanayi kuruluşlarının bilinçlendirilmesi ve farkındalık-
Bölgemiz üretim yükünü kaldıracak yeni altyapı yatırımlarına ihtiyaç duyuyor. larının artırılmasına yönelik olarak, başarılı firmalarımızı her yıl “Şahabettin Bilgisu Çevre Ödülleri” organizasyonumuz ile ödüllendiriyoruz. Odamızın önemli projelerinden biri de “Bizimköy Engelliler Üretim Merkezi Projesi”dir. Proje kapsamında engelli bireylere yönelik, üretim ve sosyal hizmet birimleri oluşturarak mesleki sağlık ve sosyal rehabilitasyon ile istihdam ve eğitim imkanları sağlanıyor. Geçici iş ilişkisi çerçevesinde firmalarımız projemize destek oluyor. Bilindiği gibi Kocaeli sanayisinin rekabet gücünü etkileyen en önemli unsurların başında girdi maliyetlerinin yüksek olması geliyor. Enerji için ödenen yüksek ücretler üretimi daha da maliyetli hale getiriyor. Maliyetleri azaltmak için çalışmalar yapıyoruz. Bu kapsamda talep eden üyelerimizin toplu olarak tüketim miktarları üzerinden uygun fiyattan elektrik kullanabilmeleri amacıyla çalışmalar yürütüyoruz. Ayrıca, üyelerimize hızlı ve daha uygun şartlarda ihtiyaç duyacakları hizmetleri sağlayabilmek için çeşitli kuruluşlarla işbirliği yapıyoruz. Özellikle de KOBİ’lerimizin rekabet olanaklarının artıracak, dış pazarlarda kalıcı olmalarını sağlamak amacıyla; organizasyon, fuar, eğitim çalışmalarını KOBİ’lere yönelik programlıyoruz. Kocaeli Sanayi Odası olarak firmalarımızın devlet desteklerinden daha fazla faydalanmaları için çalışmalar yapıyor, projeler üretiyoruz. Firmalarımızı devlet destekleri ile bir araya getirecek platformlar oluşturmaya çalışıyoruz. Üç yıldır; yurt dışı heyet organizasyonlarında üyelerimizin ihracat amaçlı yurt dışı gezisi desteğinden faydalanmaları için KOSGEB ile sıkı işbirliğimizi sürdürüyoruz. Kocaeli, “Sanayi Kenti”, “Liman Kenti”, “Bilim Kenti” olmasının yanında “Turizm Kenti” olma vizyonuna da sahip. Kocaeli’de sınırları içinde yer alan Kartepe Dağ Turizm
85
Yapılan yatırımlarla, otomotiv bölgenin gözde sektörlerinden biri oldu. Kocaeli, Türkiye araç üretiminin adet olarak yüzde 31,9’unu karşılıyor. Dünyanın önemli otomotiv firmaları bölgemizde faaliyet gösteriyor. Hyundai, Honda, Ford ve Isuzu bölgede yatırımı olan çeşitli kuruluşlar. Bu yatırımlar bölgede yan sanayinin gelişmesine ve teknoloji seviyesinin yükselmesine katkıda bulunuyor. Otomotivin yanı sıra gelişmekte olan diğer önemli sektörler de ICT, deniz taşıtları ve yat sanayisidir. Kocaeli, sahip olduğu güçlü sanayi yapısıyla en uygun üretim bölgelerinden biri. Bununla birlikte ilimiz artık, ağır sanayi yatırımı yerine; dünya ile rekabet edebilen, ileri teknolojili ve yüksek katma değerli üretimlere yönelmeye başladı. Bu nedenle deniz taşıtları ve ICT sektörleri Kocaeli’nin yükselen trendleri arasında. Kocaeli Sanayi Odası olarak, sanayimizin yüksek teknolojili ve çevreyle dost bir üretim yapısına yönelik olarak şekillenmesini destekliyoruz. Bundan sonra gelen yatırımların da bu yönde gelişmesini arzu ediyoruz. Kocaeli’de artık ağır sanayi yatırımları yerine temiz ve yüksek teknolojili sanayi yatırımları dikkat çekiyor. Kocaeli sanayinin temsilcisi olarak ileri teknolojiye sahip, yüksek katma değer sağlayacak yatırımları teşvik ediyoruz. Dünyadaki gelişmelere paralel olarak ilimizde de teknoparklardan, organize sanayi ve serbest ticaret bölgelerine taşınacak bir üretim ve ihracat gücü yaratılması hedefleniyor. Kocaeli Sanayi Odası olarak bölgemizde bulunan birçok organize sanayi sitesinin ve üç ayrı teknoparkın kurucu ortağıyız. Bölgede yedisi aktif 12 organize sanayi bölgesi, üç teknopark ve iki serbest ticaret bölgesi bulunuyor. Ayrıca bölgemizde baraj, doğalgaz, iletişim, elektrik, atık yakma tesisleri gibi alt yapı olanakları da mevcuttur. Kocaeli’deki OSB’lerin bir kısmı ihtisaslaşmıştır bu durum halihazırda bölgemizde uygulanmaya başlanan kümelenme modelinin bir başlangıcıdır. Birbirini tamamlayan, birbirinin ihtiyaçlarını tedarik eden, ortak hizmet ve mal alımlarının gerçekleştirildiği, ortak enerji üretim alanlarına sahip OSB modellerine geçiş olacağını düşünüyoruz. Öncülüğümüzde oluşturulan OSB’ler platformu iki aylık periyotlarda bir araya geliyor. Dünyada da benzer modeller var.
RÖPORTAJ 86
Kocaeli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Toplantısı
Merkezi, Batı Karadeniz Turizm Merkezi içinde yer alan Kandıra İlçesi, Gölcük Termal Turizm Merkezi yerli ve yabancı turistler için çekim merkezi olurken turizm yatırımcılarına da cazip imkanlar sunuyor. Son yıllarda yapılan otel yatırımları çevre illerdeki ziyaretçilerin ve iş dünyasının beklentilerine cevap veriyor. Günü birlik ya da hafta sonu turizmi için cazip hale gelmeye başlayan Kocaeli’nin bu açıdan gelişmesi için de elimizden geleni yapıyoruz. Sanayi kuruluşlarının nitelikli personel ihtiyacının giderilmesi ve üniversitesanayi işbirliğinin uygulamaya geçirilmesi yönündeki çalışmalarınızdan bahseder misiniz? 2010 yılında TOBB, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve TOBB ETÜ Üniversitesi işbirliği ile bir meslek edindirme projesi olan BECERİ UMEM (Uzmanlaşmış Meslek Edindirme) başlatıldı. İstihdamın artırılması ve işverenlere nitelikli eleman kazandırılması amacıyla başlatılan UMEM projesini yerel düzeyde İŞKUR ve UMEM okulları olarak da adlandırdığımız üç adet endüstri meslek lisesi ve bir adet ticaret meslek lisesi işbirliğiyle yürütüyoruz. Projenin çıkış noktası, işsizlerin sanayinin ihtiyacı olan konularda meslek edinmelerinin sağlanmasıdır. Proje kapsamında bugüne kadar ülke genelinde 81 ilde 30 bin kişi meslek sahibi oldu ve çeşitli firmalarda istihdam edildi. Projenin başlangıcından bu yana 2 bin 400 kişiyi iş sahibi yaparak en fazla istihdam sağlayan şehir olduk. Ancak yapısal bir takım sebeplerden ötürü, işverenleri-
mizin talep ettiği sayıda kursiyer bulmakta hala zorluk çekiyoruz. Projeye işsizlerimizin ilgisi arzu edilen düzeyde değil. Üniversitelere bağlı teknoparklar ve araştırma merkezleri Kocaeli’deki akademik çalışmalara ve sanayiye zaman içinde yön verecek. Ayrıca “Bilişim Vadisi”nin Kocaeli’de kurulması planlanıyor. Muallimköy’de gerçekleştirilecek yatırımın son derece isabetli bir karar olduğunu düşünüyoruz. Kocaeli’deki üniversiteler, Türkiye’nin en büyük araştırma merkezi olan TÜBİTAK ve teknoparklar Bilişim Vadisini destekleyecek kurumlardır. Kocaeli Sanayi Odası olarak proje ortağız ve her türlü desteği vermeye hazırız. Üniversite-sanayi işbirliğini geliştirmek ve başlatılacak ortak projelere önayak olmak için Kocaeli Üniversitesi ile birlikte, “Üniversite-Sanayi İşbirliği Günleri” düzenliyoruz. Bu amaçla, kimya, otomotiv ve plastik sektörlerinde 52 firmamızı Kocaeli Üniversitesinin ilgili öğretim görevlileri ve uzman laboratuvarları ile bir araya getirdik. Kocaeli sanayisi Türkiye’nin genel ihracatında ne kadar etkilidir? Kocaeli, lokasyonu ve üstün lojistik imkanları nedeniyle yatırımcılar için her zaman cazip bir bölge oldu. Bu açıdan Kocaeli sanayisinin ekonomiye sağladığı katma değer bakımından ülkemiz için oldukça önemli bir şehir olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye’nin 500 büyük sanayi firmasının 92’si Kocaeli’de faaliyet gösteriyor. Türkiye’deki toplam üretimin yüzde 13’ünü gerçekleştiren Kocaeli, İstanbul’dan sonra ikinci büyük sanayi kenti. Kocaeli Sanayi
Odasına üye 350 firmanın merkezleri İstanbul’da olmasına rağmen; Kocaeli 2012 yılında kişi başına düşen vergi geliriyle (22 bin 450 TL) devletin en fazla kazanç sağladığı il oldu. Bölgenin dış ticaretten aldığı pay 2012 yılında yüzde 17’lere ulaşırken bu rakam her yıl artış gösteriyor. 2012 yılı verilerine göre; Kocaeli’nin ihracattaki büyüme oranı yüzde 19,6 oldu. Türkiye ortalaması ise yüzde 3’dür. Yıllık bazda ihracat artışımız Türkiye ortalamasının üzerindedir. Bu durum 2013 yılında da devam ediyor. Nitekim bu yılın ilk 10 ayındaki ihracat artışımız yüzde 12,1 oldu. Dikkate aldığımız diğer bir gösterge de bölge sanayimizin kapasite kullanım oranlarıdır. Bu noktada Kocaeli’deki durum Türkiye geneli ile paralel bir seyir izliyor. Kocaeli’deki kapasite kullanım oranı Ekim ayı içinde geçen yılın aynı dönemine göre 0,8 puan yükselerek yüzde 71,9 olarak gerçekleşti. Ancak gerek Türkiye, gerekse Kocaeli hala 2008’in gerisindedir. Gümrüklerden alınan 2012 yılı verilerine göre, Kocaeli sanayisinin ihracatı, 16,5 milyar dolar, ithalatı ise 48 milyar dolardır. Türkiye’nin dış ticaret hacminin yüzde 16,6’sı Kocaeli’den karşılanıyor. 2023 yılı ihracat hedefleri doğrultusunda, bölgesel dış ticaretimizin de en az 100150 milyar dolara ulaşacağını tahmin ediyoruz. Yük hacimlerinin daha da artacak olması nedeniyle mevcut alt yapımız yetersiz kalacaktır. İlimizde bu yükü taşıyacak yeni alt yapı yatırımlarına ihtiyaç duyuyoruz. Kocaeli’nin çağdaş limanlara kavuşmasıyla denizyolu taşımacılığından daha fazla yararlanabileceğini düşünüyoruz.
Bölgemizde bulunan limanların demiryoluna bağlanmasının, Anadolu’daki sanayileşme sürecini hızlandıracağını ve bunun sanayiciye verilen en büyük teşvik olacağını düşünüyoruz.
87
GÖSTERGELER KASIM 2013
GÖSTERGELER
YILIN 11. AYINDA MAKİNE İHRACATIMIZ 12,6 MİLYAR DOLAR OLDU
88
Makine ihracatı 2013 yılı Ocak-Kasım döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7,1 artış kaydederek 12,6 milyar dolara ulaştı. Makine ihracatımızın ilk 10 ülke sırlamasında ise Almanya 2 milyar dolar ihracat değeriyle ilk sırada yer alıyor.
M
akine sektöründe 2013 yılı Ocak-Kasım döneminde en fazla ihracat klima ve soğutma makineleri mal grubunda gerçekleşti. 2013 yılının Ocak-Kasım döneminde söz konusu ürün grubunda gerçekleştirilen ihracat 2 milyar dolar olarak kaydedildi. Listenin ikinci sırasında yer alan motorlar, aksam ve parçaları kaleminde 2012 yılının OcakKasım döneminde 1,5 milyar dolar
değerinde ihracat gerçekleştirilirken bu rakam 2013 yılının aynı döneminde yüzde 8,8 artışla 1,7 milyar dolar oldu. Diğer yıkama ve kurutma makineleri, aksam ve parçaları ürün grubu en fazla ihracat gerçekleştiren üçüncü kalem oldu. 2013 yılının Ocak-Kasım döneminde 1,1 milyar dolar değerinde ürün ihraç eden söz konusu mal grubunun, 2012 yılının aynı dönemindeki ihracatı 1 milyar dolar seviyesindeydi. Diğer yıkama ve kurutma
makineleri, aksam ve parçaları ürün grubu ihracatı 2013 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 7,7 arttı. Makine ihracatımızda lider Almanya 2013 yılının Ocak-Kasım döneminde makine ihracatımız 12,6 milyar dolar oldu. Yüzde 7,1 artış gösteren sektörün, 2012 yılının aynı döneminde ihraç ettiği ürünlerin toplam değeri 11,8 milyar dolar olarak kaydedilmişti. Makine sektöründe en fazla ihracat gerçekleştirilen ilk 10 ülke listesinin birinci sırasında Almanya bulunuyor. Almanya’ya 2012 yılının Ocak-Kasım döneminde 1,8 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirilirken bu rakam, 2013 yılının aynı döneminde yüzde 5,4 artışla 2 milyar dolar oldu. İkinci sıradaki İngiltere’ye ihracatımız 2013 yılının Ocak-Kasım döneminde 841 milyon dolar olarak kaydedildi. 2012 yılında söz konusu ülkeye yönelik makine ihracatımız 805 milyon dolardı. İngiltere’ye yönelik ihracatımızdaki artış 4,4 oldu. En fazla ihracat gerçekleştirilen ilk 10 listesinin üçüncü sırasındaki ABD’ye yönelik makine ihracatımız, 2012 yılının Ocak-Kasım döneminde 676 milyon dolarken bu rakam 2013 yılının aynı döneminde, yüzde 8,2 artışla 732 milyon dolar seviyesine yükseldi.
MAKİNE SEKTÖR TAMAMI İTİBARİYLE İHRACAT KAYIT RAKAMLARI
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
1 OCAK-30 KASIM 2012
1 OCAK-30KASIM 2013
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
(%) DEĞİŞİM
DEĞER (MİLYON $)
$/Kg
MİKTAR (BİN TON)
367,5
6,9
56,4
413,1
7,3
6,3
12,4
9,6
263,4
27,2
10,6
265,7
25,0
9,8
0,9
POMPALAR VE KOMPRESÖRLER
79,3
672,9
8,5
82,2
718,4
8,7
3,6
6,8
VANALAR
44,1
415,2
9,4
52,1
513,1
9,8
18,1
23,6
4,6
424,1
4,8
-5,1
0,0
MAL GRUBU ADI
REAKTÖRLER VE KAZANLAR TÜRBİN, TURBOJET, TURBOPROPELLER, HİDROLİK SİLİNDİRLER VE AKSAMPARÇALARI
KLİMALAR VE SOĞUTMA MAKİNELERİ
53
446,8
2.055
2.054
$/Kg
MİKTAR
DEĞER
ISITICILAR VE FIRINLAR
32,8
267,7
8,1
36,8
279,4
7,6
12,1
4,4
HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ, KALIPLAR, AKSAM VE PARÇALARI
46,6
350,9
7,5
40,5
360,2
8,9
-13,0
2,7
GIDA MAKİNELERİ, AKSAM VE PARÇALARI
53,3
324,9
6,1
61,3
373
6,1
15,1
15,0
513
4,8
541,5
5,1
-0,3
5,5
239,1
5,1
51,8
260,3
5,0
10,1
8,9
4,1
237,7
4,4
-2,5
3,4
TARIM VE ORMANCILIKTA KULLANILAN MAKİNELER, AKSAM VE PARÇALARI
106,3
YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEMEYE MAHSUS MAKİNELER, AKSAM PARÇALARI
47
İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER, AKSAM VE PARÇALARI
243,8
TEKSTİL VE KONFEKSİYON MAKİNELERİ AKSAM VE PARÇALARI DİĞER YIKAMA VE KURUTMA MAKİNELERİ, AKSAM VE PARÇALARI
1.035
5,3
49,2
9,2
7,3
69,1
9,5
36,5
40,6
45,5
258,5
5,7
44,9
287,1
6,4
-1,4
11,0
3,3
337,3
3,5
2,2
7,7
330,1
1.084
1.167
DERİ İŞLEME VE İMALAT MAKİNELERİ, AKSAM VE PARÇALARI
1,3
6,8
5,1
1,5
8,4
5,4
16,6
23,3
KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME VE İMALATINA AİT MAKİNELER
8,8
108,7
12,3
10,3
123,3
12,0
16,3
13,4
TAKIM TEZGAHLARI
86,4
608,6
7,0
86,9
637
7,3
0,6
4,7
MOTORLAR, AKSAM VE PARÇALARI
99,6
15,8
100,3
1.713
17,1
0,6
8,8
1.574
BÜRO MAKİNELERİ
3
120,4
39,8
3,1
146,8
46,2
5,0
22,0
RULMANLAR
9,1
100,9
11,0
9,3
112,5
12,0
2,0
11,5
437,9
36,4
15,9
461
29,0
32,0
5,3
98,1
20,6
4,6
113,3
24,3
-1,9
15,5
6,7
0,9
7,1
SİLAH VE MÜHİMMAT AMBALAJ MAKİNELERİ, AKSAM VE PARÇALARI TOPLAM
12 4,7 1.889
11.837
6,3
1.906
12.678
89
KAĞIT İMALİNE VE MATBAACILIĞA MAHSUS MAKİNELER
1.001
106
GÖSTERGELER 90
İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER 2013 yılı Ocak-Kasım döneminde inşaat ve madencilikte kullanılan makineler, aksam ve parçaları sektöründe 1 milyar 35 bin dolar değerinde ürün ihraç edildi. Yüzde 3,4 artışın yaşandığı sektörün 2012 yılının aynı döneminde ihraç ettiği ürünlerin değeri 1 milyar dolardı. İnşaat ve madencilikte kullanılan makineler, aksam ve parçaları sektöründe Rusya, 2013 yılının Ocak-Kasım döneminde 91,9 milyon dolarla en fazla ihracat gerçekleştirilen ülke oldu. Bir önceki yıla göre yüzde 29,5 artışın yaşandığı Rusya’ya 2012 yılının aynı döneminde 70,9 milyon dolarlık ürün gönderilmişti. Listenin ikinci sırasında yer alan Almanya’ya 2013 yılının OcakKasım döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri 79,4 milyon dolar olarak kaydedildi. Üçüncü sıradaki Ege Serbest Bölgesi’ne 2012 yılının Ocak-Kasım döneminde 59,1 milyon dolar değerinde inşaat ve madencilikte kullanılan makineler, aksam ve parçaları ihraç edilirken bu rakam yüzde 21,6 artışla, 2013 yılının aynı döneminde 71,9 milyon dolar oldu. Listenin dördüncü sırasında bulunan Irak’a 2013 yılının Ocak-Kasım döneminde 68,9 milyon dolar değerinde ürün gönderildi. Yüzde 20,3 artışın yaşandığı Irak’a 2012 yılının aynı dö-
neminde ihraç edilen ürünlerin değeri 57,3 milyon dolardı. Beşinci sırada yer alan Gaziantep Serbest Bölgesi’ne 2012 yılının Ocak-Kasım döneminde 13,1 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken bu rakam, 2013 yılının aynı döneminde yüzde 391,6 artarak 64,5 milyon dolar seviyesine yükseldi.
Türkiye geneli inşaat ve madencilikte kullanılan makineler, aksam ve parçaları ihracatı listesinde en fazla artış yüzde 391,6 ile Gaziantep Serbest Bölgesi’nde yaşandı. Listede yüzde 32,2 ile Suudi Arabistan ikinci sırada bulunurken bu ülkeyi yüzde 29,5 ile Rusya üçüncü sırada izledi.
İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2012 ve 2013 Yılları Ocak-Kasım Dönemi) 2012 YILI ÜLKE RUSYA
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2013 YILI
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
14,4
70,9
4,9
MİKTAR (BİN TON) 17
(%) DEĞİŞİM
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
91,9
5,4
17,7
29,5
ALMANYA
22,1
98,5
4,4
18
79,4
4,4
-18,6
-19,4
EGE SERBEST BÖLGESİ
17,1
59,1
3,4
19,5
71,9
3,7
13,8
21,6
IRAK
14,4
57,3
4,0
17
68,9
4,0
18,2
20,3
2,1
13,1
6,2
10
64,5
6,4
370,7
391,6
AZERBAYCAN
10,3
62,2
6,0
8,9
55,6
6,2
-13,4
-10,5
İNGİLTERE
27,5
59
2,1
23,2
İRAN
13
54,4
4,2
9,9
SUUDİ ARABİSTAN
9
25,7
2,8
10,7
CEZAYİR
7,9
39,8
5,0
5,1
4,1
237,7
1.035
GAZİANTEP SERBEST BÖLGESİ
Mal Grubu Toplamı
243,8
1.001
49
2,1
-15,6
-16,9
36,6
3,7
-23,5
-32,7
34
3,2
17,9
32,2
27,3
5,3
-35,2
-31,3
4,4
-2,5
3,4
POMPA VE KOMPRESÖRLER ne yükseldi. Beşinci sırada yer alan Azerbaycan’a 2013 yılının Ocak-Kasım döneminde yüzde 30 artışla 31,6 milyon dolar değerinde ürün ihraç edildi. 2012 yılının aynı döneminde söz konusu ülkeye gönderilen pompa ve kompresörlerin değeri 24,3 milyon dolardı.
Türkiye geneli pompa ve kompresörler ihracatı tablosunda en fazla artış yüzde 58,5 ile Türkmenistan’da yaşandı. İkinci sırada yüzde 30 ile Azerbaycan’ın yer aldığı tablonun üçüncü sırasında ise yüzde 19,8 ile Rusya bulunuyor.
91
Pompa ve kompresörler ürün grubunda 2013 yılının Ocak-Kasım döneminde 718,4 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirildi. Bir önce yıla göre ihracat artışının yüzde 6,8 olarak kaydedildiği sektörün 2012 yılı ihracat rakamı 672,9 milyon dolardı. Pompa ve kompresörler kaleminde, 2013 yılının Ocak-Kasım döneminde en fazla ihracat gerçekleştirilen ülke 161,2 milyon dolarla Almanya oldu. 2012 yılının aynı döneminde Almanya’ya gönderilen ürünlerin değeri 155,8 milyon dolardı. Almanya’ya yönelik ihracat artışı yüzde 3,4 olarak kaydedildi. Listenin ikinci sırasında bulunan ABD’ye 2012 yılının Ocak-Kasım döneminde 41,1 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken bu rakam 2013 yılının aynı döneminde, yüzde 2,9 artarak 42,3 milyon dolara yükseldi. Üçüncü sıradaki Irak’a 2013 yılının Ocak-Kasım döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri 41,8 milyon dolar olarak kaydedildi. Dördüncü sıradaki Rusya’ya 2012 yılının Ocak-Kasım döneminde pompa ve kompresörler kaleminde ihraç edilen ürünlerin değeri 33 milyon dolarken, 2013 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 19,8 artışla 39,5 milyon dolar seviyesi-
POMPA VE KOMPRESÖRLER İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2012 ve 2013 Yılları Ocak-Kasım Dönemi)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2012 YILI ÜLKE ALMANYA
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
15,4
155,8
2013 YILI
(%) DEĞİŞİM
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
10,1
16,4
161,2
9,8
6,5
3,4
ABD
4,7
41,1
8,7
4,7
42,3
8,9
0,6
2,9
IRAK
5
41,8
8,2
4,8
41,8
8,7
-5,3
0,0
RUSYA
4
33
8,1
4,5
39,5
8,7
11,7
19,8
AZERBAYCAN
2,1
24,3
11,3
2,9
31,6
10,9
35,4
30,0
İNGİLTERE
3,1
25,4
8,1
3,3
26,7
8,0
7,1
5,1
İTALYA
3,5
26,1
7,4
3,2
22,3
7,0
-10,0
-14,7
TÜRKMENİSTAN
1,3
12,5
9,4
1,8
19,9
11,1
34,6
58,5
İRAN
1,8
22,3
12,0
1,5
18,1
11,6
-16,4
-19,0
SUUDİ ARABİSTAN
2
12,1
5,8
2,4
14,4
6,0
15,7
19,7
79,3
672,9
8,5
82,2
718,4
8,7
3,6
6,8
Mal Grubu Toplamı
GÖSTERGELER
TAKIM TEZGAHLARI fazla ürün ihraç edilen ülke olan Rusya’ya 2012 yılının Ocak-Kasım döneminde 59,6 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken bu rakam, yüzde 20,7 artışla 2013 yılının aynı döneminden 72 milyon dolar oldu. Listenin
92
2012 yılının Ocak-Kasım döneminde 608,3 milyon dolar olan takım tezgahları ihracatı, 2013 yılının aynı döneminde yüzde 4,7 artışla 637 milyon dolar rakamına yükseldi. Takım tezgahları mal grubunda en
ikinci sırasında bulunan Almanya’ya 2013 yılının Ocak-Kasım döneminde 51,2 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2012 yılının aynı döneminde bu rakam 49,8 milyon dolardı. Almanya’ya yönelik ihracat artışı yüzde 2,9 olarak kaydedildi. Listenin üçüncü sırasındaki Irak’a 2012 yılının Ocak-Kasım döneminde 31,7 milyon dolar değerinde ürün ihraç edilirken bu rakam yüzden 4,7 artış kaydederek, 2013 yılının aynı döneminden 33,2 milyon dolar oldu. Dördüncü sırada bulunan Libya’ya 2013 yılının OcakKasım döneminde bir önceki göre yüzde 153,2 artışla 22,2 milyon dolar değerinde takım tezgahı ihraç edildi. 2012 yılının aynı döneminde bu rakam 8,8 milyon dolardı. Listenin beşinci sırasında bulunan Azerbaycan’a 2012 yılının Ocak-Kasım döneminde takım tezgahları ihracatı 15 milyon dolarken bu rakam 2013 yılının aynı döneminde yüzde 43,7 artarak 21,6 milyon dolar değerine ulaştı. Takım tezgahları ürün grubunda en fazla ihracat artışının yaşandığı ülke yüzde 153,2 ile Libya oldu. İkinci sırada yüzde 43,7 ile Azerbaycan bulunurken üçüncü sırada yüzde 20,7 ile Rusya yer aldı.
TAKIM TEZGAHLARI İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2012 ve 2013 Yılları Ocak-Kasım Dönemi)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2012 YILI ÜLKE RUSYA
2013 YILI
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
8,3
59,6
7,2
9,1
(%) DEĞİŞİM
DEĞER (MİLYON $) 72
$/KG
MİKTAR
DEĞER
7,8
10,6
20,7
ALMANYA
5,7
49,8
8,6
6,1
51,2
8,3
7,5
2,9
IRAK
4,6
31,7
6,8
4,7
33,2
6,9
2,8
4,7
LİBYA
0,9
8,8
9,0
2,9
22,2
7,6
199,7
153,2
AZERBAYCAN
1,9
15
7,8
2,3
21,6
9,1
23,4
43,7
ABD
4,7
30,2
6,3
3,2
21,4
6,7
-33,0
-29,3
İRAN
2,7
27,6
10,0
2,2
19,3
8,7
-19,4
-30,2
SUUDİ ARABİSTAN
2,8
19,1
6,6
2,9
19,2
6,5
2,9
0,7
BULGARİSTAN
1,8
15,6
8,6
2,1
18
8,5
16,6
15,3
POLONYA
2,4
16,4
6,8
2,3
14,9
6,4
-4,1
-9,4
86,4
608,3
7,0
86,9
7,3
0,6
4,7
Mal Grubu Toplamı
637
TARIM VE ORMANCILIK MAKİNELERİ
bu rakam, yüzde 29,3 artışla 2013 yılının aynı döneminde 24,5 milyon dolar değerine yükseldi. Beşinci sırada bulunan Fas’a 2013 yılının Ocak-Kasım döneminde ihraç edilen tarım ve ormancılıkta kullanılan makineler, aksam ve parçalarının toplam değeri 19,7 milyon dolar oldu. 2012 yılının aynı döneminde söz konusu ülkeye gönderilen ürünlerin değeri 12,9 mil-
yon dolardı. Fas’a yönelik ihracattaki artış yüzde 52,6 olarak kaydedildi. Tarım ve ormancılıkta kullanılan makineler, aksam ve parçaları ürün grubunda ihracat artışının en fazla yaşandığı ilk üç ülke sıralamasında ise yüzde 110,8 ile İtalya ilk sırada yer alırken yüzde 103,4 ile Güney Afrika Cumhuriyeti ikinci ve yüzde 69,9 ihracat artışıyla da Rusya üçüncü oldu.
TARIM VE ORMANCILIK MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2012 ve 2013 Yılları Ocak-Kasım Dönemi)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2012 YILI
2013 YILI
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
8,1
37,6
ABD
12,7
91,4
IRAK
13,7
53,1
ÜLKE İTALYA
(%) DEĞİŞİM
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
4,6
13,8
79,3
5,7
70,4
110,8
7,2
7,1
61,2
8,5
-43,7
-33,1
3,9
10,2
34,4
3,4
-25,7
-35,2
AZERBAYCAN
4,5
18,9
4,1
5,2
24,5
4,7
13,9
29,3
FAS
3,2
12,9
3,9
4,3
19,7
4,5
31,9
52,6
POLONYA
3,3
21,6
6,5
2,7
18,8
6,9
-18,0
-13,1
GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ
1,8
8,4
4,6
3,2
17,2
5,4
73,0
103,4
RUSYA
1,6
9,1
5,6
2,8
15,6
5,5
71,6
69,9
FRANSA
5
17,7
3,5
4,4
14,8
3,3
-11,1
-16,4
CEZAYİR
2,6
12,6
4,9
2,8
14,6
5,2
8,6
15,8
106,3
513
4,8
106
541,5
5,1
-0,3
5,5
Mal Grubu Toplamı
93
Tarım ve ormancılıkta kullanılan makineler, aksam ve parçaları ürün grubunda 2013 yılı Ocak-Kasım döneminde gerçekleştirilen ihracatın değeri 541,5 milyon dolar oldu. 2012 yılının aynı döneminde bu rakam 513 milyon dolardı. Tarım ve ormancılıkta kullanılan makineler, aksam ve parçaları ürün grubunda yaşanan ihracat artışı 5,5 olarak kaydedildi. 2013 yılı Ocak-Kasım döneminde tarım ve ormancılıkta kullanılan makineler, aksam ve parçaları kaleminde en fazla ihracat İtalya’ya gerçekleştirildi. Bir önceki yıla göre yüzde 110,8 ihracat artışının yaşandığı İtalya’ya 2012 yılında 37,6 milyon dolar ihracat değerine sahip ürün gönderilirken bu rakam, 2013 yılının aynı döneminde 79,3 milyon dolara yükseldi. Listenin ikinci sırasında yer alan ABD’ye 2013 yılının Ocak-Kasım döneminde 61,2 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Üçüncü sırada yer alan Irak’a 2013 yılının Ocak-Kasım döneminde ihraç edilen tarım ve ormancılıkta kullanılan makineler, aksam ve parçalarının değeri 34,4 milyon dolar oldu. Dördüncü sıradaki Azerbaycan’a 2012 yılının Ocak-Kasım döneminde 18,9 milyon dolarlık ürün ihraç edilirken
GÖSTERGELER 94
VANALAR Vanalar sektörü ihracatı 2013 yılının Ocak-Kasım döneminde, 2012 yılının aynı dönemine göre yüzde 23,6 artış kaydederek 513,1 milyon dolar değerine ulaştı. Vanalar ürün grubunda 2012 yılının aynı döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri 415,2 milyon dolardı. Vanalar mal grubunda 2013 yılı OcakKasım döneminde en fazla ihracat gerçekleştirilen ülke 61 milyon dolarla Almanya oldu. Yüzde 9,9 artışın yaşandığı söz konusu ülkeye, 2012 yılının aynı döneminde 55,5 milyon dolar değerinde ürün ihraç edilmişti. Listenin ikinci sırasında bulunan İran’a yönelik vanalar ihracatı yüzde 72,2 artış gösterdi. 2012 yılının Ocak-Kasım döneminde 26,2 milyon dolarlık ürün gönderilen İran’a, 2013 yılının aynı döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri 45,1 milyon dolara yükseldi. Listenin üçüncü sırasında yer alan Irak’a 2012 yılının Ocak-Kasım döneminde 29,3 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken bu rakam, 2013 yılının aynı döneminde yüze 30,9 artışla 38,4 milyon dolar olarak kayda geçti. Dördüncü sıradaki Azerbaycan’a 2013 yılı Ocak-Kasım döneminde 35 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Yüzde 45,1 ihracat artışının gerçek-
leştiği söz konusu ülkeye 2012 yılının aynı döneminde gönderilen ürünlerin değeri 24,1 milyon dolar seviyesindeydi. Listenin beşinci sırasında yer alan Rusya’ya 2013 yılının Ocak-Kasım döneminde 31,2 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirildi. 2012 yılının aynı döneminde bu rakam 26,1 milyon
dolardı. Rusya’ya yönelik vanalar ihracatındaki artış yüzde 19,3 olarak kayda geçti. Vanalar sektöründe en fazla ihracat artışı yüzde 90,4 ile İngiltere’de yaşandı. İngiltere’nin ardından yüzde 72,2 ile İran gelirken yüzde 45,6 ile Fransa üçüncü sırada bulunuyor.
VANALAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2012 ve 2013 Yılları Ocak-Kasım Dönemi)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2012 YILI
2013 YILI
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
ALMANYA
7,3
55,5
7,6
7,9
ÜLKE
(%) DEĞİŞİM
DEĞER (MİLYON $) 61
$/KG
MİKTAR
DEĞER
7,6
8,6
9,9
İRAN
1,5
26,2
17,1
1,8
45,1
25,1
17,5
72,2
IRAK
3
29,3
9,6
3,7
38,4
10,2
23,3
30,9
AZERBAYCAN
2,8
24,1
8,5
4,3
35
8,0
54,4
45,1
RUSYA
2,8
26,1
9,3
2,8
31,2
10,9
1,2
19,3
MISIR
3,2
28,3
8,7
3,5
30,1
8,4
10,3
6,3
LİBYA
1,6
17,7
11,0
3
21
6,9
88,3
18,6
TÜRKMENİSTAN
1,4
11,8
8,1
1,8
15,6
8,3
28,8
32,2
İNGİLTERE
0,4
16,6
0,8
15
16,8
87,9
90,4
FRANSA
1
10
10,0
1,2
14,6
11,9
22,6
45,6
44,1
415,2
9,4
52,1
513,1
9,8
18,1
23,6
Mal Grubu Toplamı
7,8
GIDA MAKİNELERİ 2013 yılının Ocak-Kasım döneminde 20,6 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirildi. Beşinci sıradaki Rusya’ya 2012 yılının Ocak-Kasım döneminde 18,1 milyon dolarlık ürün ihraç edilirken bu rakam, yüzde 11,6 artışla 2013 yılının aynı döneminde
20,2 milyon dolar değerine yükseldi. Gıda makineleri, aksam ve parçaları sektöründe en fazla ihracat artışının yaşandığı pazar yüzde 163,5 ile Mersin Serbest Bölgesi oldu. Cezayir yüzde 52,8 ile ikinci, Irak ise yüzde 38,2 ile üçüncü sırada yer aldı.
95
Gıda makineleri, aksam ve parçaları ihracatı 2013 yılının Ocak-Kasım döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 15 arttı. 2012 yılının Ocak-Kasım döneminde 324,3 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştiren sektörün, 2013 yılının aynı dönemindeki ihracatı 373 milyon dolar seviyesine yükseldi. Gıda makineleri, aksam ve parçaları ihracatında 2013 yılının Ocak-Kasım döneminde en fazla ihracat gerçekleştirilen ülke 39 milyon dolarla Irak oldu. Yüzde 38,2 ihracat artışının yaşandığı Irak’a 2012 yılının aynı döneminde 28,2 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilmişti. Irak’ın ardından ikinci sırada bulunan Cezayir’e yönelik gıda makineleri, aksam ve parçaları ihracatı 2013 yılının Ocak-Kasım döneminde 30,2 milyon dolar oldu. Yüzde 52,8 ihracat artışının yaşandığı söz konusu ülkeye 2012 yılının aynı döneminde gönderilen ürünlerin değeri 19,8 milyon dolardı. Listenin üçüncü sırasında bulunan Libya’ya 2012 yılının Ocak-Kasım döneminde 19,6 milyon dolarlık ürün ihraç edilirken bu rakam yüzde 25,9 artarak, 2013 yılının aynı döneminde 24,7 milyon dolar seviyesine yükseldi. Dördüncü sırada yer alan Kazakistan’a GIDA MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2012 ve 2013 Yılları Ocak-Kasım Dönemi)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2012 YILI ÜLKE IRAK
2013 YILI
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
5,7
28,2
4,9
6,8
(%) DEĞİŞİM
DEĞER (MİLYON $) 39
$/KG
MİKTAR
DEĞER
5,7
18,4
38,2
CEZAYİR
3,5
19,8
5,5
4,9
30,2
6,1
39,0
52,8
LİBYA
3,3
19,6
5,9
4,1
24,7
5,9
25,5
25,9
KAZAKİSTAN
5,2
24,6
4,7
3,8
20,6
5,4
-25,8
-16,4
RUSYA
3
18,1
5,9
2,5
20,2
7,9
-16,1
11,6
MISIR
2,8
14,6
5,0
3,6
18
4,9
26,9
23,7
AZERBAYCAN
2,7
20,4
7,5
1,8
13,4
7,1
-30,8
-34,2
MERSİN SERBEST BÖLGESİ
0,5
5
8,9
1,5
13,1
8,6
173,0
163,5
İRAN
3,4
13,3
3,9
2
10,7
5,2
-39,9
-19,3
ÖZBEKİSTAN
1,6
8,5
5,2
2,1
10,2
4,9
26,4
19,2
53,3
324,3
6,1
61,3
6,1
15,1
15,0
Mal Grubu Toplamı
373
GÖSTERGELER 96
REAKTÖRLER VE KAZANLAR Reaktörler ve kazanlar ihracatı 413,1 milyon dolarla 2013 yılı OcakKasım döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 12,4 artış gösterdi. 2012 yılının aynı döneminde söz konusu sektörün ihracatı 367,5 milyon dolardı. Reaktörler ve kazanlar ürün grubunda 2013 yılı Ocak-Kasım döneminde 94,1 milyon dolarla en fazla ihracat Almanya’ya gerçekleştirildi. Listenin ikinci sırasında bulunan İngiltere’ye 2012 yılının Ocak-Kasım döneminde 46,1 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken bu rakam, yüzde 31,8 artışla 2013 yılının aynı döneminde 60,8 milyon dolar seviyesine yükseldi. Üçüncü sırada yer alan Rusya’ya 2013 yılı Ocak-Kasım döneminde yüzde 152,4 artışla 29,5 milyon dolar değerinde ürün ihraç edildi. Söz konusu ülkeye 2012 yılının aynı döneminde gönderilen ürünlerin değeri 11,7 milyon dolardı. Listenin dördüncü sırasında bulunan Çin’e 2013 yılının Ocak-Kasım döneminde 26,7 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Yüzde 82,5 artışın yaşandığı söz konusu ülkeye 2012 yılının aynı döneminde gönderilen ürünlerin değeri 14,6 milyon dolardı. Beşinci sıradaki İspanya’ya 2013
yılının Ocak-Kasım döneminde ihraç edilen reaktörler ve kazanların değeri 19 milyon dolar olarak kaydedildi. Reaktörler ve kazanlar ürün grubunda
en fazla ihracat artışı yüzde 152,4 ile Rusya’da yaşandı. Rusya’nın ardından yüzde 82,5 ile Çin gelirken yüzde 66 ile Belçika üçüncü sırada yer aldı.
REAKTÖRLER VE KAZANLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2012 ve 2013 Yılları Ocak-Kasım Dönemi)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2012 YILI ÜLKE ALMANYA
2013 YILI
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
7,6
97,1
(%) DEĞİŞİM
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
12,7
6,4
94,1
14,6
-16,2
-3,1
İNGİLTERE
3,6
46,1
12,7
4,3
60,8
14,0
19,5
31,8
RUSYA
1,7
11,7
6,6
5,8
29,5
5,0
232,0
152,4
ÇİN
1,2
14,6
12,0
2
26,7
12,8
72,1
82,5
İSPANYA
1,8
19,4
10,3
1,7
19
11,1
-8,8
-2,3
İTALYA
1,3
16,4
12,5
1,5
17,5
11,5
15,7
6,5
AZERBAYCAN
2,6
16,3
6,2
2,5
15,2
6,0
-5,4
-7,1
ROMANYA
2,6
9,8
3,7
3,1
14,6
4,7
16,9
48,8
BELÇİKA
0,5
7
13,0
0,8
11,7
14,5
48,8
66,0
FRANSA
2,2
9,4
4,3
2,4
10,5
4,3
10,4
11,4
367,5
6,9
56,4
413,1
7,3
6,3
12,4
Mal Grubu Toplamı
53
HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ
97
Hadde ve döküm makineleri, kalıplar, aksam ve parçaları sektöründe 2013 yılın Ocak-Kasım döneminde 360,2 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirildi. 2012 yılının aynı döneminde, söz konusu ürün grubunun ihracatı 350,9 milyon dolardı. Hadde ve döküm makineleri, kalıplar, aksam ve parçaları sektöründe yaşanan ihracat artışı yüzde 2,7 olarak kaydedildi. Hadde ve döküm makineleri, kalıplar, aksam ve parçaları mal grubunda 2013 yılı Ocak-Kasım döneminde en fazla ihracat 49,7 milyon dolarla Rusya’ya gerçekleştirildi. Yüzde 13,4 artışın yaşandığı söz konusu ülkeye 2012 yılının aynı döneminde gönderilen ürünlerin değeri 43,8 milyon dolardı. Listenin ikinci sırasında yer alan İran’a 2013 yılının OcakKasım döneminde 44,2 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Üçüncü sıradaki Almanya’ya 2012 yılının Ocak-Kasım döneminde 28,8 milyon dolar değerinde ürün gönderilirken bu rakam yüzde 31,4 artarak 2013 yılının aynı döneminde 37,9 milyon dolar seviyesine yükseldi. Dördüncü sırada bulunan ABD’ye 2013 yılının Ocak-Kasım döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri 22,5 milyon dolar olarak kaydedildi. 2012 yılının aynı döneminde bu rakam 8,7 milyon
dolardı. ABD’ye yönelik ihracat artışı yüzde 158,9 olarak kayda geçti. Listenin beşinci sırasındaki İtalya’ya 2012 yılı Ocak-Kasım döneminde 11,6 milyon dolar değerinde hadde ve döküm makineleri, kalıplar, aksam ve parçaları ihraç edilirken 2013 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 75,1 artışla 20,3
milyon dolar seviyesine yükseldi. Hadde ve döküm makineleri, kalıplar, aksam ve parçaları sektöründe ihracat artışının en fazla yaşandığı ülke yüzde 158,9 ile ABD oldu. ABD’nin ardından ikinci sırada yüzde 119,4 ile Irak ve üçüncü sırada ise yüzde 89,9 ihracat artışıyla Suudi Arabistan bulunuyor.
HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2012 ve 2013 Yılları Ocak-Kasım Dönemi)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2012 YILI ÜLKE RUSYA
2013 YILI
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
3,4
43,8
(%) DEĞİŞİM
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
12,6
3,5
49,7
14,0
1,6
13,4
İRAN
8,8
47,7
5,4
6,2
44,2
7,1
-30,0
-7,1
ALMANYA
3,5
28,8
8,2
3,8
37,9
9,9
9,0
31,4
ABD
1,5
8,7
5,8
2,9
22,5
7,7
94,6
158,9
İTALYA
1,6
11,6
7,0
1,9
20,3
10,2
19,3
75,1
IRAK
1,1
6,5
5,6
2,5
14,3
5,6
120,4
119,4
SUUDİ ARABİSTAN
1,1
7,5
6,3
1,5
14,3
9,0
32,5
89,9
CEZAYİR
5,2
40,7
7,7
0,7
9,2
12,0
-85,4
-77,2
MISIR
1,2
8,8
7,3
1,1
8,9
7,9
-5,7
1,4
BULGARİSTAN
0,2
6,8
23,4
0,3
8,6
25,1
18,0
26,2
46,6
350,9
7,5
40,5
360,2
8,9
-13,0
2,7
Mal Grubu Toplamı
GÖSTERGELER 98
ISITICALAR VE FIRINLAR Isıtıcılar ve fırınlar ihracatı 2013 yılının Ocak-Kasım döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4,3 artış gösterdi. 2012 yılının Ocak-Kasım döneminde 267,7 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren sektörün, 2013 yılının aynı dönemindeki ihracatı 279,4 milyon dolar olarak kaydedildi. Isıtıcılar ve fırınlar ürün grubunda 2013 yılının Ocak-Kasım döneminde 28,3 milyon dolarla en fazla ihracat Almanya’ya gerçekleştirildi. Yüzde 5,7 artışın yaşandığı söz konusu ülkeye 2012 yılının aynı döneminde gönderilen ürünlerin değeri 26,8 dolardı. Listenin ikinci sırasında ise Rusya bulunuyor. Rusya’ya 2013 yılının Ocak-Kasım döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri 20,7 milyon dolar olarak kaydedildi. Üçüncü sıradaki Azerbaycan’a 2013 yılının Ocak-Kasım döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri 18 milyon dolar olarak kaydedildi. Yüzde 93,9 ihracat artışının yaşandığı söz konusu ülkeye, 2012 yılının aynı döneminde gönderilen ürünlerin değeri 9,2 milyon dolar seviyesindeydi. Listenin dördüncü ve beşinci sırasında ise Irak ve Fransa bulunuyor. Dördüncü sıradaki Irak’a 2012 yılı Ocak-Kasım döneminde
gönderilen ürünlerin değeri 15 milyon dolarken bu rakam, yüzde 7,6 artışla 2013 yılının aynı döneminde 17,5 milyon dolar seviyesine yükseldi. Beşinci sıradaki Fransa’ya ise 2013 yılı OcakKasım döneminde 15,1 milyon dolarlık ısıtıcılar ve fırınlar ihracatı gerçekleştirildi. Yüzde 0,9 ihracat artışı yaşanan
sektörün 2012 yılının aynı dönemindeki ihracatı 15 milyon dolardı. Isıtıcılar ve fırınlar mal grubunda en fazla ihracat artışı yüzde 120,7 ile Suudi Arabistan’da yaşandı. Suudi Arabistan’ın ardından yüzde 93,9 ile Azerbaycan gelirken yüzde 22,8 ile İtalya üçüncü sırada yer aldı.
ISITICILAR VE FIRINLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2012 ve 2013 Yılları Ocak-Kasım Dönemi)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2012 YILI ÜLKE ALMANYA
2013 YILI
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
3,2
26,8
(%) DEĞİŞİM
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
8,3
3,5
28,3
8,1
8,6
5,7
RUSYA
3,1
24,3
7,6
2,8
20,7
7,3
-10,8
-14,9
AZERBAYCAN
0,8
9,2
10,5
1,9
18
9,0
126,1
93,9
IRAK
1,7
16,3
9,4
2,9
17,5
6,0
66,8
7,6
FRANSA
1,5
15
9,9
1,7
15,1
8,8
12,9
0,9
SUUDİ ARABİSTAN
0,5
4,6
8,2
1,1
10,3
9,3
96,4
120,7
İTALYA
0,9
8
8,1
1,1
9,9
8,6
15,4
22,8
UKRAYNA
0,9
8,5
8,6
1
8,3
7,9
6,9
-2,0
İSPANYA
1,3
6,4
4,6
1,6
6,9
4,2
18,9
8,3
İRAN
1,1
11,2
9,7
0,7
6,9
9,4
-36,4
-38,4
32,8
267,7
8,1
279,4
7,6
12,1
4,36
Mal Grubu Toplamı
36.874.410
MAKİNE SEKTÖRÜNÜN TAMAMI İTİBARİYLE İHRACAT GERÇEKLEŞTİRİLEN İLK 20 ÜLKE (2012-2013 YILLARI 1 OCAK-30 KASIM DÖNEMİ) 2013 YILI
% DEĞİŞİM
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
MİKTAR
ALMANYA
193
1.898
190
2.001
-1,3
5,4
İNGİLTERE
202
805
200
841
-1,3
4,4
ABD
46
676
44
732
-3,8
8,2
RUSYA
76
554
89
699
16,6
26,2
IRAK
103
567
114
638
10,8
12,6
FRANSA
113
531
106
515
-5,4
-3,0
İTALYA
91
442
90
479
-1,2
8,5
AZERBAYCAN
46
320
50
384
8,3
20,1
ROMANYA
42
309
40
340
-4,0
9,9
İRAN
65
426
42
318
-34,5
-25,3
İSPANYA
62
257
65
271
4,4
5,4
LİBYA
36
192
43
240
20,8
24,9
CEZAYİR
46
267
34
213
-25,7
-20,1
SUUDİ ARABİSTAN
29
234
32
210
10,8
-10,5
TÜRKMENİSTAN
20
143
26
209
29,8
46,4
POLONYA
39
185
39
189
-0,1
2,1
MISIR
32
171
33
184
5,0
7,4
BELÇİKA
33
166
30
166
-8,9
-0,1
BULGARİSTAN
28
138
30
161
5,5
16,6
İSRAİL
26
128
28
145
8,6
12,8
ÜLKE
DİĞER TOPLAM
DEĞER
563
3.427
580
3.743
3,1
9,2
1.890
11.838
1.906
12.679
0,9
7
2012 YILI
99
TÜRKİYE’NİN ÜLKELERE GÖRE GENEL İHRACATI (OCAK-KASIM DÖNEMİ) 2013 YILI
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
ALMANYA
2,326
11.938
2,261
12.225
IRAK
9,191
9.731
9,328
10.657
İNGİLTERE
1,969
7.257
2,034
7.867
RUSYA
5,575
6.217
4,801
6.501
İTALYA
4,173
5.801
4,080
5.985
FRANSA
1,276
5.646
1,360
5.800
ABD
2,515
4.947
2,608
4.925
İSPANYA
2,021
3.425
2,467
3.918
ÇİN
7,789
2.566
9,251
3.264
HOLLANDA
1,110
2.856
1,337
3.149
SUUDİ ARABİSTAN
3,228
3.457
2,353
2.973
MISIR
3,363
3.440
2,768
2.957
AZERBAYCAN
1,077
2.365
1,171
2.701
BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ
2,376
2.768
2,133
2.670
ROMANYA
1,529
2.373
1,410
2.472
LİBYA
1,939
1.897
3,360
2.455
İSRAİL
2,521
2.144
2,632
2.397
BELÇİKA
1,127
2.119
968
2.338
İRAN
1,725
3.177
908
2.280
ÜLKE
UKRAYNA
RAKAMLAR
2012 YILI
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
1,196
1.697
1,058
1.996
DİĞER
37,001
39.866
31,783
42.947
TOPLAM
95,038
125.695
90,081
132.486
FUARLAR
POLONYA STOM
ABD
Exhibition of Metalworking and Metal Machining
Interwire
26-28 Mart 2014 @Kielce
International Wire and Cable Exposition
SURFEX
23-25 Nisan 2014 @Atlanta
Exhibition of Surface Treatment Technologies
AmeriMold The Event for Tool and Mold Making, Molding and Additive Technologies
3-6 Haziran 2014 @Poznan
11-12 Haziran 2014 @Novi
Mach-Tool Machine Tools Exhibition
SUBCON
3-6 Haziran 2014 @Poznan
Engineering Subcontracting and Surface Treatment and Finishing Exhibition 3-5 Haziran 2014 @Birmingham
HOLLANDA 100
Technishow
MEKSİKA EXPO MANUFACTURA International Metalworking/ Manufacturing Exhibition featuring Machine Tools, Automation, Assembly Technology, Quality Manufacturing, CAD/CAM, Robotics
Endüstriyel Eğitim Teknolojisi
ALMANYA
11-14 Mart 2014 @Uttrecht
BLECHEXPO Trade Fair for Sheet Metal Working and Schweisstec - Trade fair for joining technology
FRANSA
10-12 Ocak 2014 @Stuttgart
Machine Outil
4-6 Mart 2014 @Monterrey
SurfaceTechnology / HANNOVER MESSE
International Exhibition of Production Equipment for the Mechanical Industries
TECMA
Leading Trade Fair for Surface Technology
31 Mart-4 Nisan 2014 @Lyon
International Machine Tool Exhibition 5-8 Mart 2014 @Meksika FABTECH Genel Makine 6-8 Mayıs 2014 @Mexico City
7-11 Nisan 2014 @Hannover
ÇEK CUMHURİYETİ
HANNOVER Industry Fair
STAINLESS
“Integrated Industry”
International Steel Exhibition
7-11 Nisan 2014 @Hannover
16-19 Ocak 2014 @Brno
Hannover Messe Otomasyon, Enerji, Endüstriyel Tedarik, Teknoloji
FEIMAFE
Metall München
International Machine Tools and Integrated Manufacturing Systems Trade Fair
metal München, European Specialist Trade Fair for Metalworking in Industry and Trade 2014 OCAK ŞUBAT MART NİSAN MAYIS HAZİRAN
BREZİLYA
7-11 Nisan 2014 @Hannover
15-17 Nisan 2014 @Münih
3-8 Haziran 2013 @Sao Paulo
ARJANTİN EMAQH
LOPE-C
International Machine Tool Exhibition
International Conference and Exhibition for the Organic and Printed Electronics Industry
9-13 Nisan 2014 @Buenos Aires
26-28 Mayıs 2014 @Münih
Mecanica Fair Takım Tezgahları 20-24 Mayıs 2014 @Sau Paulo
MACARİSTAN MACH-TECH International Trade Exhibition of Machine Manufacturing and Welding Technology 5-7 Mart 2014 @Budapeşte
BELARUS METALWORKING Exhibition of Equipment, Devices and Tools for Metalworking Industry 5-8 Haziran 2014 @Minsk
RUSYA ExpoCoating Moscow Exhibition and Conference for Coatings and Surface Treatment 18-20 Şubat 2014 @Moskova
ÇİN CWMTE Chongqing Lijia International Machine Tool Exhibition 23-26 Nisan 2014 @Chongqing
Interlakokraska International Specialized Exh. and Conference for Paints and Varnishes 11-13 Mart 2014 @Moskova
Beijing Essen Welding & Cutting International Trade Fair Joining, Cutting, Surfacing 2-5 Haziran 2014 @Şangay
CABEX - CABLE, WIRE AND ACCESSORIES
TÜRKİYE
International specialized Exhibition of Cables, Wires, Fastening Hardware and Installation Technologies 12-14 Mart 2014 @Moskova
Metal Working, Welding, Surface Treatment, Materials Handling
METALLOOBRABOTKA
19-22 Mart 2014 @İstanbul
18-22 Haziran 2014 @Wenzhou
101
WIN World of Industry Part I
China International Machine Tool Exhibition
International Exhibition on Metalworking Equipment and Supply 16-20 Haziran 2014 @Moskova RUSSIA ESSEN WELDING & CUTTING International Trade Fair Joining, Cutting, Surfacing 10-13 Haziran 2014 @Moskova
HİNDİSTAN Tooltech International Exhibition of Cutting Tools, Tooling Systems, Machine Tool Accessories, Metrology & CAD/ CAM 23-28 Ocak 2014 @Goyang/ Bangalore Plumbex India International Exhibition of Plumbing and Allied Products 21-23 Şubat 2014 @Bombay FABTEC Sheet Metal Fabrication Welding, Coats and Paints Technology Exhibition 10-12 Nisan 2014 @Coimbatore
MALEZYA Metaltech Malaysia (MTM) Malaysian International Metalworking, Finishing, Surface & Heat Treatment, Robotic, SubContracting and Foundry Production Engineering Exhibition 21-24 Mayıs 2014 @Kuala Lumpur
ADRESLER
RESMİ KURUMLAR
SEKTÖREL ÖRGÜTLER
Makine İhracatçıları Birliği....................................................................... 0312 447 27 40...........................www.makinebirlik.com Makine Tanıtım Grubu.............................................................................. 0312 447 27 40.................www.makinetanitimgrubu.com Makine Sanayi Sektör Platformu............................................................ 0312 447 27 40....................www.turkmakinesanayi.com TURQUM..................................................................................................... 0312 447 27 40..................................www.turqum.com
RESMİ KURUMLAR
SEKTÖREL ÖRGÜTLER
Ekonomi Bakanlığı.................................................................................... 0312 204 75 00............................. www.ekonomi.gov.tr Maliye Bakanlığı....................................................................................... 0312 415 29 00................................ www.maliye.gov.tr Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı....................................................... 0312 201 50 00................................ www.sanayi.gov.tr Gümrük ve Ticaret Bakanlığı................................................................... 0312 306 80 00....................... www.gumrukticaret.gov.tr Kalkınma Bakanlığı.................................................................................. 0312 294 50 00.................................... www.dpt.gov.tr İhracat Bilgi Platformu.............................................................................. 0312 417 22 23................................. www.igeme.org.tr Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği........................................................... 0312 218 20 00................................... www.tobb.org.tr Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu................................................................... 0212 339 50 00....................................www.deik.org.tr Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı........................................ 0312 508 10 00.................................... www.tika.gov.tr Türkiye İstatistik Kurumu......................................................................... 0312 410 04 10.................................... www.tuik.gov.tr Hazine Müsteşarlığı.................................................................................. 0312 204 60 00................................www.hazine.gov.tr
102
TÜBİTAK..................................................................................................... 0312 468 53 00................................ www.tubitak.gov.tr
RESMİ KURUMLAR
SEKTÖREL ÖRGÜTLER
Akışkan Gücü Derneği.............................................................................. 0212 210 34 23..................................www.akder.org Ambalaj Makinecileri Derneği................................................................. 0216 545 49 48.................................www.amd.org.tr Anadolu Asansörcüler Derneği................................................................ 0312 232 06 40............................ www.anasder.org.tr Anadolu Un Sanayicileri Derneği............................................................. 0312 281 04 68................................ www.ausd.org.tr Araç ve Araç Üstü Ekipman ve İş Mak. Üreticileri Birliği Der................ 0212 440 18 43................................www.arusder.org Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği ........................... 0216 326 49 51...............................www.aysad.org.tr Bağlantı Elemanları Sanayici ve İşadamları Derneği............................. 0212 609 06 35........................www.besiadturkey.com Elektrikli Vinç İmalatçıları Birliği Derneği............................................... 0216 548 11 67................................... www.tevid.org Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği......................................... 0216 469 46 96............................... www.enosad.org İklimlendirme, Soğutma, Klima İmalatçıları Derneği............................. 0216 469 44 96.................................www.iskid.org.tr İMES Sanayi Sitesi..................................................................................... 0 216 364 33 47.................................. www.imes.org İstif Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Derneği.......................... 0216 467 09 46................................ www.isder.org.tr İş Makinaları Mühendisleri Birliği............................................................ 0312 385 78 94....................... www.ismakinalari.org.tr Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Birliği.............................................. 0212 222 81 93................................... www.kbsb.org Makine İmalatçıları Birliği........................................................................ 0312 468 37 49..................................www.mib.org.tr OSTİM Organize Sanayi Bölgesi.............................................................. 0312 385 50 90................................ www.ostim.org.tr Öncü Sanayici İşadamları Derneği.......................................................... 0312 395 73 90............................. www.oncuder.com Plastik Sanayicileri Derneği..................................................................... 0212 444 20 85................................www.pagder.org Sağlık Gereçleri Üreticileri ve Temsilcileri Derneği................................. 0312 433 77 88............................... www.sader.org.tr Sakarya İli 2. Organize Sanayii Bölgesi Müteşebbisleri Derneği......... 0264 654 58 33...............................www.s2osb.org.tr Tekstil Makine ve Aksesuarları Sanayicileri Derneği............................. 0212 552 76 60...............................www.temsad.com Tıbbi Cihaz Üretici ve Tedarikçi Dernekleri Federasyonu...................... 0312 468 69 84.................................www.tumdef.org Tüm Asansör Sanayici ve İşadamları Derneği........................................ 0216 324 94 36...............................www.tasiad.org.tr Türk Pompa ve Vana Sanayicileri Derneği............................................. 0312 255 10 73............................ www.pomsad.org.tr Türkiye İş Makineleri Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği.................... 0216 477 70 77............................... www.imder.org.tr Türkiye Mermer Doğaltaş ve Makineleri Üreticileri Birliği.................... 0312 440 83 63............................. www.tummer.org.tr Türk Tarım Alet ve Makineleri İmalatçıları Birliği.................................. 0312 419 37 94............................. www.tarmakbir.org
103
in ENGLISH
Technology addıng value to the product: Packagıng Machınes Packages, whıch protect materıals or products, enable them to be stored ın a clean and relıable way and delıvered to consumers. Systems that apply packages to products are called packagıng machınes. The expectatıon for ınnovatıon ın packagıng desıgns, whıch shape the purchasıng perceptıon of the consumers, has a dırect ımpact on the development of the packagıng machınery sector.
104
P
ackages, which have a wide range of functions such as storing and protection of products from various sectors, and promotion and sales of brands, have a role in every field of our life through thousands of forms from metal to wood, carton to glass, simple folding boxes to special-design high-quality packages used for luxurious products. Today, packaging designs have a very important place especially in food, pharmaceutical products and personal care products. Packaging designs, which change the purchasing perception of the consumers, have turned into a field in which companies make large investments. Along with the fast development of the packaging industry and the change in consumption habits, this progress, as a matter of course, has its impact on the packaging machinery sector as well. It offers big opportunities to manufacturers of packaging machines both in the domestic market and in exports. As a result of the combination of factors such as rapid urbanization movements, which started in 2000s, increase in the number of supermarkets, development of tourism, spreading of the culture of packaged food worldwide, general economic revival and growth rates, the package sector develops rapidly around the world. Systems that fill or place the product to any readymade package or a container manufactured/formed by packaging materials, wrap it with a protective packaging material, close its cap, label it, place it into parcels, wrap it with a protective film or perform a similar pri-
mary or secondary packaging operation for consumers or intermediate users are classified as packaging machines. Structure of the packagıng machınery sector ın turkey The packaging machinery manufacturers in Turkey are trying to adapt to this rapid change by increasing their target in parallel with the development of the packaging industry worldwide. Problems faced by the packaging machinery manufacturers are generally similar to those faced by all other machinery manufacturers. Since the sectors they serve change rapidly, offering innovations in accordance with the expectations of customers gets more important for packaging machinery manufacturers. This constant innovation effort results
in high research & development costs. Many companies and entrepreneurs are active in the Turkish packaging machinery sector, and a great majority of them is small-scale businesses. Turkish packaging machinery manufacturers continue their activity mainly in Istanbul, and also in İzmir, Konya, Ankara and Gaziantep. Manufacturers are concentrated in regions that use high amounts of packaging materials, near industrial organizations and suppliers. According to the information obtained from representatives of non-governmental organizations, the manufacturers in Turkey are behind the brands competed with in international markets in terms of the added value created per company. According to experts, the manufacturing capacity of the manufacturers cannot ex-
plastics, metal, paper and carton and the processes like labeling, parceling and palletizing that will be needed after filling, it can be said that specialization in the packaging machinery sector as a whole is not that easy. Packaging machines mostly manufactured in Turkey are classified as bubble package, vacuum package, carton package, box package, closing and stamping, cleaning, cooling and drying, positioning, packing, filling, shaping, sorting out and weighing, product determination, plastic injection and bottle closing machines. In the light of existing data, it may be said that package is fast-developing sector in Turkey. The package industry, which grew by 6 percent in average in the last five years, entered a period of rapid recovery with a growth of 17.5 percent in 2010 following the 5-percent shrinkage in 2009. Rapid urbanization, population increase, increase in life standards, increase in the women’s participation in business life, changes in consumption habits, increase in retail shopping through spreading of shopping malls, increase in the demand for consumption products, and the increase in exports are the main factors behind the fast development
of the sector. There are about 3,000 companies that manufacture packaging materials. Most of these companies are medium and small-scale companies. 53 package manufacturers are among the leading 1000 companies in Turkey in terms of business volume. Companies in the package sector are mainly active in Istanbul, Ä°zmir, Bursa, Ankara, Konya, Kocaeli, Gaziantep, Adana, Kayseri and Manisa. As for sub-groups of package consumption, 39 percent is paper, carton and corrugated cardboard packages, 33 percent plastic packages, 13 percent glass packages, 8 percent wood packages and 7 percent metal packages. Over 1.8 million tons of plastic packages are manufactured in Turkey. The Turkish PE and PP woven bags and sacks sector has a major manufacturing and export capacity. The products paper, carton and corrugated cardboard have recently become one of the most important sectors of the package industry. The total amount of manufacture in the field of paper, carton and corrugated cardboard is over 2.1 million tons. The manufacturing capacity for metal packages has reached 600,000 tons and their share has reached 7 percent. 105
ceed a certain level since they generally do not work in modern and large manufacturing areas. This fact has a negative impact on efficiency and purchase costs. Since the SMEs cannot unite their power and manufacturing skills, they cannot reach a status that lets them have a say in international markets. Small-scale businesses, which cannot promote their products at foreign fairs due to high costs, cannot turn towards export because of the competitive conditions in the domestic market. Manufacturing companies that struggle against unfair competition and the demand shrinkage in the domestic market, and turn towards foreign markets before its infrastructure is ready experience greater problems during and after the export. The fact that the use of package cannot be made compulsory by law in Turkey, a country where uninspected and unpackaged food posing such a big threat on public health is widespread, affects the development of the sector negatively. According to experts, Turkish package manufacturers should prefer the most economical manufacturing methods to get rid of competition and increase their exports. To increase the manufacturing volume and to manufacture added valued products in the most economical way, on the other hand, automation is needed in manufacturing. Especially the branded companies that manufacture fast moving consumer goods must purchase technological equipment suitable for their operations, improve their existing lines and continue to manufacture with the most suitable packaging equipment at their disposal. In this respect, package and packaging machines have a great importance. The packaging machinery sector is an important business line of the machinery manufacturing industry. On the other hand, the packaging machinery sector is different from the other machinery sectors in terms of structure. In this sector, manufacturing is performed upon orders, specifically for production. Considering both product type and package type, customers may demand machines with a wide range of characteristics. While machines are manufactured in a certain standard form, they diversify through modifications specific to the packages which will be filled. Considering together the packaging material types such as glass,
in ENGLISH
Asean: the power of unıty ın Asıa ASEAN (Assocıatıon of Southeast Asıan Natıons), whıch was founded ın 1967 wıth the basıc aıms of acceleratıng the economıc growth of the countrıes ın the regıon and ensurıng socıal and cultural development, peace and stabılıty ın the regıon, consısts of 10 member countrıes today. In recent years, Turkey has placed specıal emphasıs on the ASEAN Regıon, whıch attracts ınterest through ıts trade volume of 1.5 trıllıon dollars.
106
A
SEAN (Association of Southeast Asian Nations) was founded by Philippines, Malaysia, Thailand, Indonesia and Singapore on August 8, 1967. With the membership of Brunei in 1984, Vietnam in 1995, Laos and Myanmar in 1997 and Cambodia in 1999, the number of ASEAN member countries increased to 10. Total population of the ASEAN Region, which spreads on an area of 4.5 million square-kilometers, is about 590 million. Among the prioritized aims of the ASEAN organization are accelerating the economic growth of the countries in the region and ensuring social and cultural development, peace and stability in the region. Upon the decision made by the ASEAN leaders in 2003 that the ASEAN should cover three sections, ASEAN Security Community, ASEAN Economic Community and ASEAN Society and Culture Community were formed. The highest decision-making body of the ASEAN is the ASEAN Leaders’ Summit held every year. Ministers of foreign affairs of the ASEAN countries gather every year as well. In addition, meetings are organized, which bring together the relevant ministers of the ASEAN countries in the fields of agriculture and forestry, trade, energy, environment, finance, health, investment, workforce, law, rural development, anti-poverty, telecommunications, international crimes, transportation, tourism, etc. The ASEAN organization has representation offices in Beijing, Berlin, Brussels, Canberra, Islamabad, London, Moscow, New Delhi, New York,
Ottawa, Paris, Riyadh, Seoul, Tokyo, Washington and Wellington to ensure coordination and establish diplomatic relations. In recent years, also Turkey has placed special emphasis on the ASEAN Region, which attracts interest through its trade volume of 1.5 trillion dollars. With the aim of developing the relations in all fields with the countries in the region, especially Indonesia, Malaysia and Thailand, a Treaty of Amity and Cooperation was signed between Turkey and the Southeast Asian Nations (ASEAN/ TAC). ASEAN has determined its 2020 goal as becoming a single market based on manufacturing through economic integration and constituting a region that has a high economic competitive force, is based on fair development and fully integrated into the global economy.
Asean countrıes’ machınery exports reached 140.3 bıllıon dollars Machinery exports of the member countries of the ASEAN (Association of Southeast Asian Nations) increased by 6.7 percent in 2012 compared to the previous year and reached 140.3 billion dollars. In 2011, this amount was 131.5 billion dollars. In 2012, Singapore realized the highest amount of machinery export among the ASEAN countries. Machinery exports of Singapore, which amounted to 56.8 billion dollars in 2011, increased by 0.5 percent in 2012, and recorded as 57 billion dollars. Thailand, the second-ranking country, made 37.1 billion dollars’ worth of machinery exports in 2012. Exports of this country, which increased by 8 percent, amounted to 34.4
Kong, the third-ranking export partner, amounted to 8.5 billion dollars in 2011 but increased by 4.2 percent to 8.9 billion dollars in 2012. Machinery exports from the ASEAN countries to Turkey, which amounted to 554 million dollars in 2011, registered an increase of 8.3 percent and reached 600 million dollars in 2012. Turkey ranks 27th on the list of the countries to which the ASEAN countries export the highest amount of machinery. In the 84th chapter, the item exported in highest amounts by the ASEAN countries was automatic data processing machines and units. The second item on the list was the accessories and spare parts suitable for use with the machines and devices specified in headings 84.69 to 84.72. The amount of exports in this product group was recorded as 20.3 billion dollars. The overall exports of the ASEAN countries in the product group “printing machines, copy and fax machines and their accessories and spare parts”, which ranks third on the list, amounted to 15.4 billion dollars. Turkey’s machınery exports ıncreased by 14 percent The machinery sector ranks fourth among Turkey’s exports to the ASEAN countries behind the product groups “mineral oils and fuels”, “milling products” and “iron and steel”. As for the 84th chapter, Turkey’s exports to the ASEAN countries increased by 14 percent to 91.4 million dollars in 2012. In 2011, the amount of the machinery exports to these countries was 80.2 million dollars. In Turkey’s machinery
exports to the ASEAN countries, the first-ranking product group is the accessories and spare parts of the engines specified in the headings 84.07 or 84.08. While exports in this product group amounted to 7.8 million dollars in 2011, they increased by 15.7 percent to 9 million dollars in 2012. The product group “taps, valves and other equipment for pipes, boilers, tanks, stores, and other containers” ranked second on the list with exports worth 8.4 million dollars in 2012. In 2011, exports in this product group amounted to 7.1 million dollars. The increase in the exports of the item “taps, valves and other equipment for pipes, boilers, tanks, stores, and other containers” was 18.5 percent. Among the top ten products in Turkey’s machinery exports to the ASEAN countries, the product group “machines and devices for cleaning, classifying, sorting out and grinding grains, cereals, legumes” ranks third. While 739,000 dollars’ worth of exports was registered in 2011 in this product group, this amount increased by 674.7 percent and reached 5.7 million dollars in 2012. The highest increase in Turkey’s machinery exports to the ASEAN countries in 2012 was registered in the product group “machines and devices for cleaning, classifying, sorting out and grinding grains, cereals, legumes” with a rate of 674.7 percent. As for Turkey’s machinery exports to the ASEAN countries in 2012, Thailand ranks first with 23.9 million dollars, Indonesia comes behind with 21.5 million dollars and Singapore is third with 15.9 million dollars.
107
billion dollars in 2011. While Malaysia, the third country in the ranking, exported 25.2 billion dollars’ worth of machines in 2011, this amount decreased by 1.6 percent to 24.8 billion dollars in 2012. Vietnam, ranking fourth on the list of the ASEAN countries making the highest amount of machinery exports, exported 7.6 billion dollars’ worth of machines in 2012 with an increase of 83.9 percent compared to the previous year. In 2011, Vietnam’s exports amounted to 4.1 billion dollars. Philippines, the fifth country on the list, exported 5 billion dollars’ worth of machines in 2011. However, this amount rose to 7.3 billion dollars in 2012 with an increase of 44.3 percent. Exports of Indonesia, the sixth-ranking country, increased by 6.2 percent in 2012 compared to the previous year and reached 6.1 billion dollars. Indonesia’s machinery exports amounted to 5.7 billion dollars in 2011. While the seventh-ranking country, Brunei, did not make any machinery exports in 2011, it exported 62 billion dollars’ worth of machines in 2012. Myanmar, the eighth country among the ASEAN members with the highest amount of machinery exports, realized 13 million dollars’ worth of exports in 2011. In 2012, this amount rose to 23 million dollars with an increase of 77.5 percent. Cambodia, ranking ninth, made 13 million dollars’ worth of machinery exports in 2012. Before the 46.7-percent increase in exports registered in this year, Cambodia’s machinery exports amounted to 9 million dollars in 2011. Machinery exports of Laos, the last country on the list, were recorded as 7 million dollars in 2012. The ASEAN country that registered the highest increase in its machinery exports in 2012 compared to 2011 was Vietnam with a rate of 83.9 percent. The countries to which the ASEAN countries exported the highest amounts of machinery in 2012 were China, USA and Hong Kong respectively. The exports to China, the top export partner, amounted to 25.6 billion dollars in 2011. However, they increased by 4.6 percent to 26.7 billion dollars in 2012. Exports from the ASEAN countries to the USA, the second-ranking export partner, amounted to 17.5 billion dollars in 2012. In 2011, they amounted to 15.9 billion dollars. The increase in the machinery exports to the USA was 10.2 percent. Machinery exports to Hong
in ENGLISH
MPG maıntaıns ıts support for machınery sub-sectors
108
Under the sponsorshıp of the MPG, the Turkısh Pump and Valve Industrıalısts’ Assocıatıon (POMSAD) attended the 12th Internatıonal Pumps, Compressors and Valves Faır organızed ın Russıa between October 29 and November 1.
The 12th International Pumps, Compressors and Valves Fair, co-organized by the Russian Pump Manufacturers Union and the Russian Compressor and Pneumatics Union and sponsored by the Moscow City Government, Moscow Chamber of Trade and Industry, and the Russian Federation Chamber of Trade and Industry, one of the most important fairs in the sector, was held in the Russian capital city Moscow between October 29 and November 1. POMSAD, which attended the fair represented at an info stand under the sponsorship of the MPG, informed the visitors about the Turkish pump sector and
its members. More than 40 percent of the 10,705 square-meter fair hall, which hosted 296 companies attending from 26 countries, was allocated for foreign brands. During the fourday organization, 5,765 people from 33 countries and 63 regions of Russia visited the fair. At the event, which brought together the manufacturers in the main activity field of pumps, valves, compressors, actuators and engines, Dalgakıran was the official name tag sponsor and Atlas Copco was the registration area sponsor. It was announced that the PCV Expo 2014 Fair was going to be held at the same hall between October 28 and 31.
Machınery Promotıon Group contınues ıts actıvıty ın Germany
B
Accordıng to IMF fıgures, Chına ıs estımated to surpass the world’s bıggest economıc power USA ın 2016 ıf ıt maıntaıns ıts present growth rate. The country buılds ınsurmountable walls ın customs to Turkısh machınery manufacturers. Development Plan. In addition, it is thought that public expenditure may be increased to remedy the possible recession in the real estate and export sectors through public tenders. It is expected that China’s population, 1.32 billion according to 2008 official figures, will keep increasing until the mid-21st century and find its balance at about 1.6 billion. The ratio of the elderly to the young has been steadily increasing in the total population, which keeps growing, even at a lower rate, as a result of the policies implemented. The Han Chinese account for 91.6 percent of the country’s population, and 16.7 percent is made up by minorities including the Uyghurs. In China, families are encouraged to have one child only, which is a
prominent practice. Being among the biggest problems of China, high population is also a major economic power source. It is thought that the mid-class population will increase at a higher rate than expected as a result of the acceleration of the urbanization process in China, and become a major power in the development of the society. This situation is expected to have a deep impact on the structure of political, economic and cultural developments besides the social structure in cities. It is estimated that about 70 million people will join the labor force in the next 10 years. The pressure to be created by this mass is thought to necessitate high growth rates in the forthcoming period as well.
109
ecoming popular with foreign capital from the beginning of 1990s, China implemented the internationally acclaimed principle of “national treatment” which means equal treatment of domestic and foreign investments, with the thought that the country was already satisfied with the existing foreign investments and privileged treatment of such investments was therefore no more necessary. Acting within the framework of the foreign trade law prepared in 1995, the People’s Republic of China has since then been organizing its foreign trade through the Ministry of Foreign Trade and Economic Cooperation (MOFTEC) in accordance with the trade planning mechanism principles, except the foreign-capital institutions. Foreign trade activities in the country are performed through foreign trade companies (FTC) that are organized on national and regional levels. The “obligatory planning” for imports has been abolished, but licensing practice for some products still exists. However, “plan” maintains its importance in protecting domestic manufacture and controlling the foreign currency reserve. The foreign currency rate system reform initiated by China in 2005 keeps its progress in the intended way. Renminbi (Yuan), which has increased in actual value by 45 percent in the last five years, is expected to gain value by 5 percent annually in the forthcoming years. Main goals of China in its economy policy include extending the loans, keeping the value of Renminbi high, and continuing the 12th Five-Year
in ENGLISH
MPG was at the Machıne Tool Indonesıa Faır The Machınery Promotıon Group (MPG) attended the 27th edıtıon of the Machıne Tool Indonesıa Faır, whıch was held between 4 and 7 December, to support the Turkısh machınery manufacturers.
110
T
he Machinery Promotion Group attended the Machine Tools Indonesia Fair which was held between 4 and 7 December in Jakarta, Indonesia. Sevda Kayhan Yılmaz, Member of the Board of Directors of the Machinery Exporters’ Union, Mehtap Önal, Machinery Department Manager, and Erinç Tarhan, Machinery Department Supervisor, represented the MPG at the fair. MPG came together wıth Indonesıan executıves At the 45-square meter info stand of the MPG, catalogues, CDs and USBs
containing the member database were distributed to the visitors to the fair. Besides being a sponsor for the entrance cards of the fair within the scope of promotional efforts, the MPG also published advertisements on the billboard at the fair hall to highlight the power of the Turkish machinery sector. The MPG delegation, making efforts continuously during the fair, which was attended by 12 Turkish companies, visited the Indonesian Ministry of Industry and the Indonesian Chamber of Commerce and Industry together with Okan Öztürk, the Trade Counsel for Jakarta. During these visits, the steps to be taken to foster the trade between the two countries were discussed and ideas were exchanged.
“Intellıgent technıcal systems” specıalızatıon forum was organızed wıth MPG as attendant The specıalızatıon forum “Intellıgent Technıcal Systems” was coorganızed by the OstWestfalenLıppe Technology Network (ıt’s OWL), World Economy Newspaper and the Machınery Promotıon Group (MPG) on December 3 ın Istanbul.
K
OWL brıngs together ındustry leaders “Intelligent Technical Systems OstWestfalenLippe Technology Network” (it’s
111
utlu Karavelioğlu, Vice Chairman of the Board of Directors of the Machinery Exporters Union (MAİB), and Sevda Kayhan Yılmaz and Ferdi Murat Gül, Members of the Board of Directors, attended the specialization forum organized by the Turkey Branch of the North Rhine-Westphalia Investment Support and Promotion Office, Germany (NRW.INVEST) under the name “Intelligent Machines – From Mechatronics to Intelligent Technical Systems; The Intelligent Technical Systems in North Rhine-Westphalia.” Sevda Kayhan Yılmaz and Hans Dieter Tenhaef, Chairman of the Board of Directors of OWL, held a discussion about the efforts for the Turkish-German cooperation. Players from the machinery, automation and information sectors came together within the scope of the forum, where information was exchanged about the latest developments in the field of intelligent technical systems. Thanks to the intelligent technical systems, which add functionality to the product and manufacturing systems and reduce the users’ burden, not only the development, installation, maintenance and life cycle management are improved but also the reliability, safety and capacity of machines are increased. Intelligent technical systems, which use resources like energy and material more efficiently, enable individualized and modifiable manufacturing processes.
OWL) is one of the leading networks of the North Rhine-Westphalia state, which develops innovative products and services for tomorrow’s markets and is one of the strong machinery manufacturing centers of Germany. This technology network brings together the worldwide leaders and secret champions of the machinery, electrics-electronics and automotive sub-industries, which are in close cooperation with institutions that make research at the highest level. Within the scope of this given case, Turkey stands out as a country that continues negotiations for membership to the European Union, has good rela-
tions and strong connections with the Arabic and Middle Eastern economic regions thanks to its growing industry. Therefore, Turkey is considered to be a major strategic partner for the OstWestfalenLippe Region in the field of machinery manufacturing and intelligent technical systems. For the development of the Turkish machinery sector and increasing its exports, the OstWestfalenLippe Region and the State of North Rhine-Westphalia are inviting the Turkish companies, which are planning to build new cooperation projects, for trade and investment. This region has an ideal
in ENGLISH
EXPORT FIGURES IN RESPECT TO THE ACTIVITY FIELD OF THE MACHINERY AND ACCESSORIES
Source: All Exporter Unions Database JANUARY 01 NOVEMBER 3O, 2012
PRODUCT GROUP
VALUE (Mil $)
$/kg
QUANTITY (1000 Tonnes)
VALUE (Mil $)
(%) CHANGE
$/kg
QUANTITY
VALUE
REACTORS AND BOILERS
53
367,5
6,9
56,4
413,1
7,3
6,3
12,4
TURBIN, TURBOJETS, TURBO PROPELLERS
9,6
263,4
27,2
10,6
265,7
25,0
9,8
0,9
PUMPS AND COMPRESSORS
79,3
672,9
8,5
82,2
718,4
8,7
3,6
6,8
VALVES
44,1
415,2
9,4
52,1
513,1
9,8
18,1
23,6
4,6
424,1
4,8
-5,1
0,0
INDUSTRIAL AIR CONDITIONERS AND COOLING MACHINES
112
QUANTITY (1000 Tonnes)
JANUARY 01NOVEMBER 3O, 2013
446,8
2.055
2.054
INDUSTRIAL HEATERS AND COOKERS
32,8
267,7
8,1
36,8
279,4
7,6
12,1
4,4
ROLLER AND FOUNDRY MACHINES, MOULDS
46,6
350,9
7,5
40,5
360,2
8,9
-13,0
2,7
FOOD INDUSTRY MACHINES, ACCESSORIES AND SPARE PARTS
53,3
324,9
6,1
61,3
373
6,1
15,1
15,0
106,3
513
4,8
106
541,5
5,1
-0,3
5,5
239,1
5,1
51,8
260,3
5,0
10,1
8,9
4,1
237,7
4,4
-2,5
3,4
AGRICULTURE AND FORESTRY MACHINES LOAD LIFTING, CARRYING AND STOWING MACHINES CONSTRUCTION AND MINING MACHINES
47 243,8
1.001
1.035
PAPER MANUFACTURING AND TYPOGRAPHY MACHINES
5,3
49,2
9,2
7,3
69,1
9,5
36,5
40,6
OTHER INDUSTRIAL WASHING AND DRYING MACHINES
45,5
258,5
5,7
44,9
287,1
6,4
-1,4
11,0
3,3
337,3
3,5
2,2
7,7
TEXTILE AND CLOTHING MACHINES AND ACCESSORIES
330,1
1.084
1.167
LEATHER PROCESSING AND MANUFACTURING MACHINES AND ACCESSORIES
1,3
6,8
5,1
1,5
8,4
5,4
16,6
23,3
GUM, PLASTIC, RUBBER PROCESSING MACHINES
8,8
108,7
12,3
10,3
123,3
12,0
16,3
13,4
MACHINE TOOLS
86,4
608,6
7,0
86,9
637
7,3
0,6
4,7
ENGINES, ACCESSORIES AND SPARE PARTS
99,6
15,8
100,3
1.713
17,1
0,6
8,8
OFFICE MACHINES
1.574
3
120,4
39,8
3,1
146,8
46,2
5,0
22,0
BEARINGS
9,1
100,9
11,0
9,3
112,5
12,0
2,0
11,5
WEAPONS AND AMMUNITION FOR THE DEFENSE INDUSTRY
12
437,9
36,4
15,9
461
29,0
32,0
5,3
PACKAGING MACHINES, ACCESSORIES AND SPARE PARTS
4,7
98,1
20,6
4,6
113,3
24,3
-1,9
15,5
6,7
0,9
7,1
TOTAL
1.889
11.837
6,3
1.906
12.678
i r a t e n i k a m ürk
n i r e l e y a k sizin hikayelerinizle i h . . n . r iyo Türk makine tarihi arşivimiz
d e m a v de
devam ediyor...
Türk makine imalatında 50 yılı aşan serüvenleri anlatmaya sizin hikayenizle devam edebilmemiz için Moment Expo ile irtibata geçebilirsiniz. www.makinebirlik.com www.makinetanitimgrubu.com