TÜRKİYE
home
dijital özel sayı
Moda tasarıMcılarının ilham veren evleri ve gardıropları
TÜRKİYE
YÖNETİM İMTİYAZ SAHİBİ Om Medya San. ve Tic. A.Ş ADINA Ebru Alişan
Yayın Direktörü Debora Zakuto deborazakuto@lofficiel.com.tr
Dijital İçerik Koordinatörü Yunus Başaran yunusbasaran@ommedya.com
Reklam Grup Başkanı Rahşan Kürkçü rahsankurkcu@ommedya.com
Kreatif Direktör Meltem Aydın meltemaydin@lofficiel.com.tr
Videographer Abdullah Yazıc abdullahyazicioglu@ommedya.com
Reklam Koordinatörü Nilüfer Aykaç niluferaykac@ommedya.com
Moda Direktörü Ceylan Atınç
Fotoğraf Özkan Önal ozkanonal@ommedya.com
Reklam Koordinatörü Zeynep Kıratlılar zeynepkiratlilar@ommedya.com
Renk Ayrımı Tolga Ünsal tolgaunsal@ommedya.com
Satış ve Operasyon Müdürü Gizem Nacak gizemnacak@ommedya.com
Satış, Dağıtım ve Üretim Sorumlusu Kerem Vatanacan keremvatanacan@ommedya.com
Reklam Teslim Adresi Om Medya San. ve Tic. A.Ş İbrahim Karaoğlanoğlu Cad. Yayıncılar Sok. 10/A Kat.3 Seyrantepe 34418 İstanbul Tel: (0212) 324 81 10 reklam@ommedya.com
Prodüksiyon Direktörü Bağlan Keskin Moda Editörü Tuğçe Bahçıvangil tugcebahcivangil@lofficiel.com.tr Stil Editörü Dilara Yılmaz dilarayilmaz@lofficiel.com.tr Yazı İşleri Dilruba Karaköse dilrubakarakose@lofficiel.com.tr Katkıda bulunanlar Ilgaz Gökırmaklı, Tuğberk Acar
Prodüksiyon Sorumlusu Alpaslan Ocak alpaslanocak@ommedya.com Ürün Sorumlusu Ali Kartal alikartal@ommedya.com Ulaştırma Barış Nalçacı L’OFFICIEL TÜRKİYE İLETİŞİM ADRESİ Om Medya San. ve Tic. A.Ş İbrahim Karaoğlanoğlu Cad. Yayıncılar Sok. 10/A Kat: 2 Seyrantepe 34418 İstanbul Tel: (0212) 324 81 10 - Fax: (0212) 269 48 29
BASKI Matsis Matbaa Hiz. San. Ve Tic. Ltd. Şti. Tavfikbey Mah. Dr. Ali Demir Cad. No: 51 34295 Küçükçekmece, İstanbul Tel: (0 212) 624 21 11 DAĞITIM TURKUVAZ DAĞITIM: Barbaros Bulvarı No: 125/4 Beşiktaş 34349 İstanbul - Tel: (0212) 354 30 00 - Fax: (0212) 347 31 07 YAYIN TÜRÜ: Yerel Süreli
LES PUBLICATIONS DES ÉDITIONS JALOU Yazı ve fotoğrafların tüm hakları L’Officiel Türkiye Om Medya San. ve Tic. A.Ş’ne aittir. Jalou Media Group ile yapılan lisans sözleşmesi uyarınca lisans alan Om Medya yazılı izni olmaksızın hiçbir şekilde yazı ve fotoğraflardan alıntı yapılamaz. Basın ilan sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. Dergide yayınlanan ürünlerin fiyat değişikliklerinden L’Officiel Türkiye sorumlu değildir. Bu dergi Basın Meslek İlkeleri’ne uymayı taahhüt eder.
TÜRKİYE
Genel Yayın Yönetmeni Adrienne Ribes-Tiphaine Moda Direktörü Vanessa Bellugeon
Kreatif ve Artistik Yönetim Ill-Studio
YÖNETİM
ULUSLARARASI VE PAZARLAMA
Yönetim Kurulu Eş Başkanları Marie-José Susskind-Jalou Maxime Jalou
Uluslarası Lisans, İş Geliştirme ve Marka Pazarlama Di Flavia Benda f.benda@jaloumediagroup.com
Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Başkanı Benjamin Eymère b.eymere@jaloumediagroup.com Genel Müdür Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi Maria Cecilia Andretta mc.andretta@jaloumediagroup.com Uluslararası Kreatif Direktör (CCO) Stefano Tonchi Uluslararası Sanat ve Casting Direktörü Jennifer Eymère Yönetim Asistanı Céline Donker Van Heel c.donkervanheel@editionsjalou.com Giulia Bettinelli g.bettinelli@lofficielitalia.com REKLAM Uluslararası Yönetim ve Pazarlama Direktörü Erica Bartman Uluslararası Reklam Müdürü - Fransa ve İsviçre Jean-Philippe Amos Medya Direktörü - İtalya Carlotta Tomasoni Uluslararası Dijital Reklam ve Medya Planlama Ilaria Previtali
Uluslararası Dijital Ürünler Müdürü Giuseppe De Martino Uluslararası Dijital Proje Müdürü Babila Cremascoli Uluslararası Medya ve Pazarlama Stratejisti Louis de Sartel Uluslararası İçerik ve Etkinlik Müdürü Allegra Benini Uluslararası Editoryal ve Arşiv Direktörü Giulia Bettinelli g.bettinelli@lofficielitalia.com ÉDITIONS JALOU ULUSLARARASI YAYINLARI
L’Officiel de la Mode, Jalouse, L’Optimum, La Revue des Montres, L’Officiel Voyage, L’Officiel 1000 Modèles, L’Officiel Hommes, L’Officiel Art, L’Officiel Shopping, L’Officiel Chirurgie Esthétique, L’Officiel Almanya, L’Officiel Hommes Almanya, L’Officiel Avustralya, L’Officiel Azerbaycan, L’Officiel Brezilya, L’Officiel Hommes Brezilya, L’Officiel Çin, L’Officiel Hommes Çin, L’Officiel Art Çin, L’Officiel Hommes Kore, L’Officiel İspanya, L’Officiel Yunanistan, L’Officiel Hommes Yunanistan, L’Officiel Hindistan, L’Officiel Endonezya, L’Officiel İtalya, L’Officiel Hommes İtalya, L’Officiel Japonya, L’Officiel Kazakistan, L’Officiel Letonya, L’Officiel Lübnan, L’Officiel Hommes Lübnan, L’Officiel Litvanya, L’Officiel Malezya, L’Officiel Fas, L’Officiel Hommes Fas, L’Officiel Meksika, L’Officiel Ortadoğu, L’Officiel Hommes Ortadoğu, L’Officiel Art Ortadoğu, L’Officiel Hollanda, L’Officiel Hommes Hollanda, L’Officiel Filipinler, L’Officiel Rusya, L’Officiel Singapur, L’Officiel Hommes Singapur, L’Officiel İsviçre, L’Officiel Hommes İsviçre, L’Officiel Voyage İsviçre, L’Officiel Tayland, L’Officiel Hommes Tayland, L’Optimum Tayland, L’Officiel Türkiye, L’Officiel Hommes Türkiye, L’Officiel Ukrayna, L’Officiel Hommes Ukrayna, L’Officiel Vietnam www.lofficielmode.com, www.jalouse.fr, www.editionsjalou.com, www.larevuedesmontres.com
KURUCULAR – GEORGES, LAURENT VE ULLY JALOU (†)
STÄ°L
Elbise, Ganni. Bot, Golden Goose.
STİL
Renkli aura Kurduğu renkli dünyasını stiline yansıtan Ayşe Boyner’in gardırobunun gözdeleri, kovboy esintileri barındıran parçalar. İçinde kendini rahat hissettiği tasarımları kullanmayı tercih eden Boyner farklılıkların uyumundan besleniyor. YAZI PETEK KIRBOĞA FOTOĞRAF ÖZKAN ÖNAL
Tekstilci bir ailede büyüyen Ayşe Boyner bir kumaşın yanından geçerken tıpkı dedesi ve babası gibi ona dokunmadan edemediğini söylüyor. Bugünlerde Beymen mağazalarında sunulacak kendi koleksiyonunu hazırlamanın heyecanı içinde olan Ayşe Boyner feminen olduğu kadar rahat giyinmeyi önemseyen kadınlara hitap edecek. Changir’de tasarım, moda ve yemek üzerine daldığımız akıcı sohbetimizde salondaki büyük masada arkadaşlarına yemek hazırlamanın onu çok mutlu ettiğini öğrendik. Bir gün yemek üzerine bir iş yapmanın da hayalleri arasında olduğunu öğrendiğimiz Ayşe Boyner’in naif, eğlenceli ve özgün dünyasına daldık. Hazırladığınız yeni koleksiyondan bahseder misiniz? Neler göreceğiz? Safari temalı modern vintage diyebilirim. Yazın en sevdiğim kumaş keten ve pamuk olduğu için çoğunlukla bunları kullandım. Son zamanların modası neon renkler ve 90’ların asiliği ve seksiliğinden çok uzak bir koleksiyon. Toprak tonları ve doğal renklerde sade ve zorlamadan uzak parçalar yapmaya çalıştım. Aslında moda neyse onu giymek isteyenlerin aksine çok süslenmeden feminen, rahat ve doğal görünmeyi isteyen kadınlar için bir koleksiyon. Birçok parça beli vurgulamak için kendinden kemerli, sırtı açık elbise ve bluzlar bollukta ve benim en sevdiğim güpür de koleksiyonun önemli bir parçası. Bütün parçalar birçok şekilde kombinlenebilir ve farklı stillerde birleştirilebilir. Koleksiyonları belirlerken nelere dikkat ediyorsunuz? Doğruyu söylemek gerekirse bu koleksiyonu hazırlarken
kendi vücut tipime ve çevremdeki kadınların vücut tiplerine en uygun olabilecek modelleri düşünmeye çalıştım. Her kadının kendine uygun bir parça bulmasını istedim. En iyi bildiğimden, kendimden yola çıktım ve üretim sürecinde yaptıklarımı başkalarına göre uyarladım. Mesela benim kendimi en güzel hissettiğim kıyafetler beli vurgulayan veya sırtı açık modellerdir. Mini yerine diz altı etekler bana daha çok yakışır. Buradan başladım, sonra güzel uzun bacaklı kızlar için yaptıklarımın minilerini de yaptım. Koleksiyonun temasına gelince aslında doğal gelişti. İlk aklıma gelen parçalar koton beyaz mini bir şort, üstüne sırtı açık bir yelek ve kruvaze ceketti. Bunun devamında da safari gömlekleri ekledim ve böylece koleksiyon yönlenmiş oldu. Stilinizi nasıl tanımlarsınız? Çok rahat. Genellikle son dakikacı olduğum için pek ne giyineceğimi düşünecek vaktim olmaz. Arkadaşlarım çok belirgin bir tarzım olduğunu söylerler ama ben kendime baktığımda bazen feminen, bazen “Erkek Fatma”, bazen Vahşi Batı filmlerinden çıkmış gibi bazen hiç alakası olmayan tarzları görüyorum. Tekstil kökenli bir aileden geliyorsunuz bu size nasıl bir deneyim kattı? Bu işin içinde büyümüş oldum. Çocukluğumdan beri babamdan ve dedemden çok şey öğrendim. Beymen’in bir erkek koleksiyonu olduğu günlerden bugünkü haline gelişini izledim. Ailem için yaptığımız iş çok çok önemlidir. Ne babam, ne dedem, ne de ben bir kumaşın yanından, dokunmadan
STİL
Üstte: Elbise, Opening Ceremony X Deyrolle. Bot, Golden Goose. Taba kemer, Ralph Lauren Solda: Tulum, Alexa Chung. Gömlek, vintage. Spor ayakkabı, Converse. Solda: Askıdaki elbise, Alessandra Rich. Sağda: El yapımı çanta, Etsy.
STİL
“Çok aksesuar kullanan biri değilim ama bileziklerimi sekiz yıldır sürekli takıyorum. Özel bir geceye gideceksem annem Bilgün Dereli’nin tasarımlarını tercih ederim.” Ayşe Boyner
Üstte: Çin’den esinlenmiş desenli sabahlıklar, Montreal Çin Mahallesi,
Londra ve Kapalıçarşı’dan. Sağda: Siyah güneş gözlüğü, Raen. Şeffaf güneş gözlüğü,
The Row x Oliver Peoples. Gümüş bileklik, Colette Paris. Gold bileklik, vintage.
STİL
“Marc Jacobs ve Dries Van Noten gibi müthiş yaratıcılığı ve vizyonu barındıran tasarımcılar beni heyecanlandırır.” Ayşe Boyner
Üstte: Bot, By Far. Şapka, Kemo Sabe. Sağ sayfada: Hasır etek, Rosie Assoulin. Bluz, Hanni.
geçebiliriz. Dedem hala haftanın her günü fabrikaya gider, bizi kendine hayran bırakır. Özel bir geceye hazırlanırken nelere dikkat edersiniz? Çok geç kalmamaya dikkat ederim. Kuaföre gittiğimde çıkan sonuçtan genellikle pişman olduğum için genellikle sadece saçımı kestirmeye giderim. Özel gecelerde de iş başa düşünce biraz gecikebiliyorum. Aksesuar tercihleriniz nasıl şekillenir? Yıllardır kolumdan çıkarmadığım metal bilekliklerim var. Onlar hep üzerimdedir. Özel bir geceyse tek durağım annem Bilgün Dereli’nin tasarımlarıdır. Her kıyafetime uygun bir parça bulabilirim. Günlük hayatta da annemin göz şeklindeki kolyeleri hep boynumdadır. Saçımı toplayacaksam ve doğru rengi bulabilirsem kurdeleyle toplarım. Brigitte Bardot’dan özendim. Evinizde en çok ne sizi yansıtır? Her telden çalan dekoru. Salonumda rengarenk Kızılderili motifli battaniyeler, pembe kanepe, renkli lambalar ve yatak odamdaki Asya desenli duvar kağıtlarının bana göre kendi içlerinde garip bir uyumları var. Gardırobunuzun vazgeçilmezleri neler? Jean salopetlerim, kovboy botlarım kışın en çok giydiğim parçalar. Converse’lerimi her mevsim yağmur çamur demeden giyerim, uzun elbiseler en büyük hayat kurtarıcılarımdır. Yazları da en çok sırtı açık elbiseleri, diz altı etekleri ve keten gömlekleri tercih ederim. Makyajla aranız nasıl? Vazgeçemediğiniz makyaj ürünü? Gündüzleri çok nadiren makyaj yaparım. Cildim çok kuru ve makyaj yapınca derim nefes alamıyormuş gibi hissediyorum. Gündüz makyajı derken de aslında kapatıcı ve pudradan bahsediyorum. Akşam bir yere giderken ya eyeliner’la kedi gözü yaparım ya da kırmızı bir ruj sürerim. En sevdiğim ürünler Chantecaille’nin incecik liner’ı, By Terry’nin kapatıcı ve CC kremi, Bobbi Brown’un bronzer ve allığı. Sevdiğiniz bir moda filmi var mı? Bunlar moda filmi sayılır mı bilmem ama “Clueless” ve “Zoolander”. Bir kadının gardırobunda mutlaka ne olmalı? Galiba hem şık hem de sıcak tutan bir palto. Benim için her zaman bulması en zor şey olmuştur. Modada heyecan verici olan sizce nedir? Beni en çok heyecanlandıran gerçek sanat eserleri yaratan, her yarattıkları kıyafetten öte müthiş bir yaratıcılık ve vizyon barındıran tasarımcılar. Marc Jacobs ve Dries van Noten benim için en başta gelirler. Gelmiş geçmiş en güzel moda akımı sizce ne? Western. Sadece kovboy botları ve püsküllü süet ceketlerden bahsetmiyorum. Aynı zamanda Vahşi Batı kadınlarının puf etekleri, güpür prairie modelleri ve battaniyemsi ceketler!
STÄ°L
STİL
Tory Burch’un New York’taki evinin girişi.
STİL
Tory’nin dünyası Kendi girişimiyle en fazla servete kavuşan kadınlar listesinde ilk sıralarda yer alan Tory Burch kadınları giydirmenin yanı sıra hayat biçimiyle onlara ilham veriyor. Yaşam tarzının bir parçası olan evi ise eskiyle yeninin muhteşem bir harmanı. RÖPORTAJ GIAMPIETRO BAUDO FOTOĞRAF NOA GRIFFEL
STİL
Tasarımcı Tory Burch, New York’taki evinde.
Amerikalı tasarımcı Tory Burch hayat felsefesini “Kendinize inanın. Bir tutam tutkuya sahip olmak bence dünyanın en masum duygusu. Ve kararlı olun.” sözleriyle açıklıyor ve imza attığı her işle bu sözlerinin ne kadar doğru olduğunu tüm dünyaya kanıtlıyor. Forbes dergisinin Amerika’da kendi girişimleriyle en fazla servete kavuşan kadınlar listesinde yer alan Burch’ün moda evi bugün 1.5 milyar dolar değerinde. 15 yıllık kariyeri süresince birçok koleksiyona, işbirliklerine ve sosyal sorumluk projelerine imza atan Amerikalı tasarımcı kurduğu Tory Burch Foundation ile ise farklı seviyelerdeki girişimci kadınlara destek oluyor: “Kendine güvenmelisin. Bence kadınların en büyük sorunu kendilerine güvenmekte zorluk çekmeleri. Ben de aynı sorunu yaşadım. Aşması zor bir durum. Kurum olarak amacımız bu sorunu geçenlere yardımcı olmak, onları desteklemek ve hayallerini hayata geçirmek adına harekete geçirmek.”
Modaya olan tutkunuzu nasıl keşfettiniz? Çocukken tam bir tomboy’dum… Günlerim erkek kardeşlerimle çiftliğimizde top oynayarak geçerdi. Modaya üniversiteden sonra ilgi duymaya başladım. Yugoslavyalı stylist Zoran’a asistanlık yaparak moda dünyasının içerisinde kayboldum. Peki ilk unutulmaz anınız neydi? Annemin lise mezuniyeti için bana aldığı Yves Saint Laurent elbise. Hayatımda giydiğim ilk elbiseydi… Tarzınızı nasıl tanımlarsınız? Her zaman kendime has bir giyim tarzım olmuştur. Lisedeyken okul üniformasına yama ve broşlar takardım. Arkadaşlarım ise bu tarzıma “prock” yani biraz preppy biraz rock derdi. Bir şeyleri yeniden yaratmayı hep sevmişimdir. İlham kaynağınız? Güçlü, istikrarlı, kararlı ve kendine güvenen kadınlar her zaman bana ilham vermiştir. Tutkularını hayata geçirenler...
STİL
Yukarıda: Salondan bir görünüm. Aşağıda: Evin girişindeki patchwork desenli Josephine koltuk.
STİL
Asit yeşili duvarları boyanmış salonda şömine üstünde asılı eser Lucio Fontana’ya ait.
Bir Tory Burch kadınının gardırobunda sizce hangi parçalar karşımıza çıkar? Klasik trençkot, kaliteli bir çift mokasen ayakkabı, mimari formlara sahip çanta, tıpkı her gün kullandığım ve Lee Radziwill’in ismini verdiğimiz Tory Burch imzalı çanta gibi. Koleksiyonlarınızı hazırlarken nasıl bir kadını hedef alıyorsunuz? Tek bir kadından çok Tokyo’dan Bombay’a Paris’e dünyanın
farklı noktalarındaki kadınlar ilham kaynağım oluyor. Bir moda markasından çok ‘lifestyle’ markası olarak adından söz ettiriyorsunuz. Bu kelime sizin için ne ifade ediyor? Hayatı yaşama şekliniz. Günümüz kadınları kariyerleri, ailesi, sosyal sorumlulukları ve işi arasında yoğun bir tempoya sahip. Gardıroplarında da bu karmaşık dünyaya ayak uyduracak, onları temsil edecek parçalara ihtiyaçları var.
STİL
‘Lifestyle’ kelimesini düşünürken hep kendimi düşünüyorum. Benim hayatım da çok yönlü. Anne olmak ise en önemli kısmını oluşturuyor. Geri kalan ise bana ilham veren her şey: Sanat, seyahat, eğlence, müzik, kültür. New York’taki evinizi nasıl tanımlarsınız? O da markanız gibi yaşam biçiminizi yansıtıyor mu? Tabii ki, evim yaptığım seyahatlerin ve deneyimlerin bir koleksiyonu gibi. Etrafımın aile fotoğrafları ve dünyanın farklı
noktalarındaki bit pazarlarından topladığım objelerle dolu olması çok hoşuma gidiyor. Birbirinden farklı tekil parçaların bir araya geldiğinde yarattığı karmaşa cidden etkileyici. Modanın eviniz üstündeki etkisi nedir? Moda hayatımın bir parçası, evim de beni yansıttığı için birçok detayında modanın etkisi dikkat çekiyor. Tıpkı ailemden ve büyürken etrafımı saran objelerden ilham alarak hazırladığım Tory Burch Home koleksiyonu gibi.
STİL
Akça ağaçtan yapılmış kütüphane kırmızı ve sıcak tonlar ön planda.
Daha önce belirttiğim gibi farklı parçaları seçip karıştırmayı çok seviyorum. Evde vintage parçalar kendi Home koleksiyonumdan parçalarla muhteşem bir uyum sağlıyor. Home koleksiyonunu hazırlarken zorlandınız mı? Bence bir evin dekorasyonunu gerçekleştirmekle koleksiyon hazırlamak birbirine çok benzer bir süreç. İkisi için de eklektik bir yaklaşım tercih ediyorum. Eskiyle yeniyi, beklendikle beklenmediği karıştırmayı. Kendine has. Eğer bir seçim yapma şansınız olsaydı, stil ve yaşam ustası olarak kendinize kimleri seçerdiniz? Annemle babamı… Hayranım onlara. Hep çok meraklılardı. Bana seyahat etmenin önemini ve faydalarını onlar öğrettiler. Seyahat etmenin insanı ne kadar besleğini. Ailenizden sık sık bahsediyorsunuz. Onların kariyerinizdeki ve şu anda içinde bulunduğunuz kreatif süreçteki etkileri nedir? Onlar olmasaydı bu marka da olmazdı, kurmam için ihtiyacım olan cesareti onlardan aldım. Ailem benim için çok önemli. Şu anda birçoğu benimle birlikte markayı daha iyi bir noktaya getirmek adına benimle birlikte çalışıyor. Yeni bir yola girerken insanın yanında ona inanan kişiler olması çok önemli. Kesinlikle. Annem küçüklüğümden beri her zaman seçimlerime saygı duymuş ve hayallerimin peşinden gitmem adına beni teşvik etmişti. Eğer isterse her kadının isteklerini hayata geçirecek güce sahip olduğunu o bana öğretti. Bir moda tasarımcısı olmanın yanı sıra sosyal sorumluluk projelerinizle de dikkat çekiyorsunuz. Ailem tarafından bu şekilde büyütüldüm. Aldığınız kadar vermenin önemini onlar bana öğretti. Markayı kurmamın arkasındaki temel neden de buydu aslında: Kadınlara ihtiyacı olan gücü ve cesareti verecek bir kuruma sahip olmak. Gelecek planlarınız nedir? Daha yolun çok başında olduğumu hissediyorum. Yeni CEO olarak Pierre Yves’in (Roussel) aramıza katılmasıyla Tory Burch markasını daha üst seviyeye çıkaracağımıza inanıyorum. Peki Tory Burch Foundation için planlarınız nedir? Bundan on yıl sonra bu kurumu uluslararası platform taşımak ve ihtiyacı olan kadınlara maddimanevi destek vermek en büyük amacım.
STİL
Yemek masası üstündeki parçalar Tory Burch’un Home koleksiyonuna ait.
STİL
Bluz, vintage. Pantolon, Prada. Ayakkabı, Chanel.
STİL
Keşfin tutkunu Negin Mirsalehi ve Chiara Ferragni gibi isimlerin tercih ettiği Normaillot markasının kurucusu Merve Kardeş Mısırlı’nın ilham veren “mix & match” gardırobunu mercek altına alıyoruz. FOTOĞRAF ÖZKAN ÖNAL YAZI GAMZE BİRAN
Çanta, Fendi.
Küpe, Raisa Vanessa. Kemer, Rosa Chá.
STİL
Güneşli bir öğle vakti Merve Kardeş Mısırlı’nın Ulus’taki evine doğru yola koyulurken bir taraftan Merve’nin cool ve zamansız mayo markası Normaillot’un Instagram profilinde geziniyorum. 2015’te Chiara Ferragni’nin, Negin Mirsalehi’nin mayolarını giydiğini görünce markanın şimdi geldiği noktanın çok da tesadüf olmadığını görüyorum. Sonrasında dünyadan birçok ünlü isim ve influencer’ın üzerinde de Normaillot mayolarını görmeye devam ediyoruz ama bugün tasarımların ardındaki Merve’nin stiline odaklanıyoruz. Boğaz manzaralı evine girdiğimde Merve’nin stilinin eviyle oldukça benzeştiğini söyleyebilirim. Yalın ve sade dekore edilmiş yaşam alanında çarpıcı parçalar göz alırken detaylardaki zarafet ruhumuzu okşuyor. Göz alıcı parçalara gardırobunda yer veren tasarımcı aksesuar seçimleriyle şaşırtmayı başarıyor. Ortaya çıkan souç ise sofistike ve çarpıcı bir stil. MIX & MATCH STİLİ “Dolabımda çoğunlukla jean’ler wile kombinlediğim bodysuit’ler, ceketler, elbiseler ve gözlükler yer alıyor. Açıkçası bir markadan sıkça alışveriş yaptığım söylenemez, yeni markalar keşfetmeyi ve kimsenin üzerinde görmediğim parçalar bulup seçmeyi daha çok seviyorum. Yeni merakım, fırsat bulup da yurt dışına çıkabilirsem vintage mağazaları gezip 60’lar, 80’lere ait parçalar bulup günümüzün kesimleri ile beraber kullanmak.”
Çizme, Balenciaga.
“Normaillot 2019 İlkbahar-yaz koleksiyonu parlak kumaşlardan oluşuyor. bu yeni koleksiyonu kimin üzerinde görmek istediğimi sorarsanız; bütün Victorıa’s Secret melekleri derim, çünkü hepsi çok Güzel!” Merve Kardeş Mısırlı
TASARIM SERÜVENİ “Sanırım içimden bir his bana, ‘Merve sen matematik ve muhasebe konularını hiç sevmiyorsun, aş kendini yoksa iş kurarken zorlanırsın’ dedi ve ben de finans okudum. Kıyafet ile kendinizi kurtarabiliyorsunuz ancak mayo, bikini çok zor. Bunu da bulmakta zorlandıkça ve istemeye devam ettikçe üniversiteden yakın arkadaşım olan Ceren Barlas ile beraber ilk markamızı kurduk. Sonrasında yollarımıza ayrı devam etme kararı aldık ve ben şu anda var olan markamı kurdum, 5 senedir bu marka için çalışıyorum. 2019 yılında tasarım ekibimizin başına annem Gülen Özkan geldikten sonra markanın kimliği çok pozitif yönde değişti, kardeşim Cemre’nin de çok şaşırtıcı fikirleri var, ben iş geliştirme tarafına odaklandıkça onlar zamansız parçalar çıkarmaya başladılar.” İLKBAHAR-YAZ “Bu sezon 60’lar, 80’ler ve 90’lardan ilham alınan, şortlu fırfırlı modeller ile sıkça karşılaşacağız.
STİL
Ceket, Off-White. Bluz, Olsthoorn Vanderwilt. Pantolon, Miu Miu. Sneaker, Buffalo. Güneş gözlüğü, Alexandre Vauthier x Alain Mikli (Üstte). Güneş gözlükleri: Alexandre Vauthier x Alain Mikli (Üstteki) ve Roberi & Fraud (Alttaki). Piyanonun üzerinde yer alan terlik, Miu Miu. Çanta, Dior. (Solda).
Bikini, Normaillot 2019 İlkbahar-Yaz Koleksiyonu’na ait (Üstte). Hasır çanta, Brezilya, Trancoso
seyahatinden alınmış. El yapımı güneş gözlükleri sırasıyla; Roberi & Fraud, Roberi & Fraud ve Illesteva (Altta).
Merve retro stili seviyor: Bandana, Fendi. Elbise, JW Anderson. Çizme, Chanel. Gözlük, Roberi&Fraud (Sağda).
“Dolabımda çoğunlukla jean’ler ile kombinlediğim bodysuit’ler, ceketler, elbiseler ve gözlükler yer alıyor.” Merve Kardeş Mısırlı
STİL
Normaillot 2019 İlkbahar-Yaz Koleksiyonu parlak kumaşlardan oluşan ışıltılı bir tema ile karşımıza çıkıyor. Fransa’dan gelen örme kumaşlardan fularlı, kemerli, etekli bikiniler yer alıyor. Hem elbise hem de tulum olarak yaz akşamları da giyebileceğiniz mayolar öne çıkıyor. Aslında bizim parçalarımızın hepsini günlük hayatımızda jean, şort veya pantolonlarla da kombinleyebilir, bikini üstlerini ve mayoları ceketlerimizin içine giyip zamansız kullanabiliriz. Bu koleksiyonu kimin üzerinde görmek isteriz diye sorarsanız, bütün Victoria’s Secret modellerinin üzerinde görmeyi isteriz, hepsi çok güzeller.” ALIŞVERİŞ ROTALARI “Genellikle Türkiye’de çalışmaktan çok fazla alışveriş için gizli noktalar bulamıyorum ama tabii keşfetmeyi çok isterim onlar beni bulsun! Beymen’den aradığım her şeyi bulabildiğimi söyleyebilirim. Bir davete katılmam gerekiyorsa Raisa Vanessa showroom’una uğrarım, rüya gibi kıyafetler. Yurt dışında da en son Brezilya, Trancoso’da el yapımı hasır çantaların, Brezilya markalarının olduğu çok tatlı mağazalar keşfettik, en son olarak da Amsterdam’da Kilo adında bir vintage mağazaya rastladık. Kilo’da ürünlerin fiyatlarını ağırlıkları belirliyor tartarak satın alıyorsunuz, eski tarz ürünlerle dolu muazzam bir dükkan.” GÜZELLİK RİTÜELİ “Son bir yıldır Philips’in Visa Pure Advanced yüz masaj aletini kullanıyorum. Cilt bakımı ürünlerim Dr. Barbara Sturm’ün yüz yıkama jeli ve serumları. Rodial’ın blood maskesi ve La Mer The Treatment Lotion’u da favorilerimden.”
Merve’nİn hit lİstesİ Film: Pulp Fiction Dönem: 60’lar Seyahat rotası: Trancoso, Kopenhag Tasarımcı: Ralph Lauren, Hakan Yıldırım, Karl Lagerfeld, Gianni Versace, Gülen Özkan, Raisa Vanessa, Laquan Smith, Ivan Frolov, Coco Chanel, Miuccia Prada, Vivienne Westwood, Peter Dundas, Riccardo Tisci, Alexandre Vauthier, Jacquemus. Moda markası: Paco Rabanne, Versace, Alexandre Vauthier, Rodarte, Raisa & Vanessa, Ralph Lau-ren, Chanel, Dior, Prada, Miu Miu, Jacquemus, Prabal Gurung, Tom Ford, Mugler. Stil ikonu: Diana Ross, Naomi Campbell, Jane Birkin, Lauren Bacall. Hayat mottosu: Nasıl daha iyi bir insan olurum. Parfüm: Estée Lauder-Modern Muse, Frederic Malle-Portrait of a Lady.
Aynada asılı elbise, Johanna Ortiz.
STİL
Sevgili Gherardo Felloni Roger Vivier’nin eklektik tasarımcısı Gherardo Felloni’nin Paris’teki evinde nostaljik bir yolculuğa çıkıyor ve dünyanın farklı noktalarından topladığı vintage ayakkabıları, antika mobilyaları ve objeleri keşfediyoruz. YAZI GIOVANNA PISACANE FOTOĞRAF ROMAIN RICARD
Gherardo Felloni’nin Paris’deki evi, kendi zevkine göre topladığı antik objelerle dekore edilmiş.
STİL
Mekan geçişlerinde kulanılan ağırlık beyaz rengi, devasa çiçek düzenlemeleri ve tablolar karşılıyor.
STİL
Üstte: Gherardo Felloni, Paris’deki dairesinde görülüyor. Sağ sayfa Felloni’in eklektik tarzdaki dairesinde duvarları orijinal çağdaş sanat tabloları süslüyor. Her odası farklı bir konseple dekore edilmiş olsa da evin her noktasındaki eklektik havayı hissetmek
mümkün. Bu hissi veren en önemli şeylerden biri de antika parçaların modern bir mimariyle tamamlanması. Örneğin, modern bir şekilde donatılan mutfağındaki masa,1940’lardan kalma. Altı çocuğu olan bir öğretmene ait masada altı adet küçük çekmece bulunuyor.
Roger Vivier’de kreatif direktörlük koltuğuna oturduğu ilk günden bu yana markada modernleşme sürecini başlatan Gherardo Felloni’nin bu süreci ofis dekorunu değiştirerek başlattığını biliyor muydunuz? Şaşırtıcı, ancak gerçek. Kendisi bunun nedenini “Çalışırken etrafımda sevdiğim objelerin olması kendimi iyi hissetmeme yardımcı oluyor. Ayrıca yaratıcılığımı körüklüyor. Özellikle bit pazarından ya da vintage mağazalarından topladığım eski parçaları çok seviyorum.” sözleriyle anlatıyor. Bu da onun opera, oyunculuk, dönem filmleri gibi tutkunlarına ve alışkanlıklarına bağlı biri olduğunu gözler önüne seriyor. Roger Vivier’nin de sinema dünyası ile ilişkisi Felloni’ninki kadar güçlü. Tarih boyunca birçok Hollywood yıldızını giydiren ve filmler için özel ayakkabılar tasarlayan Fransız markanın bu mirası günümüzde de varlığını korumaya devam ediyor. 2019 İlkbahar-Yaz sezonunda tasarımcının Catherine Deneuve’ün ikonik Belle de Jour filminden ilham alması ve 2019-2020 Sonbahar-Kış kampanyasında ise Oscar ödüllü Susan Sarandon’ın yer alması bunun en güzel örneklerinden. Tasarımcının bu tutkusu evine de yansıyor. Asıl mesleği mimarlık olan Gherardo Felloni’nin Paris’in kalbinde yer alan evinde dünyanın farklı bit pazarlarından topladığı minyatürler, sanat eserleri, vintage mobilyalar yer alıyor: “Tüm parçaların bir hikayesi var. Söz konusu alışveriş olduğunda çok başına buyruk takılıyorum. Nereden ne zaman, ne alacağım hiç belli olmuyor. Sadece mücevher konusunda biraz takıntılıyım. Milano’daki Pennisi vazgeçilmez adreslerimden. Paris’teki bit pazarları ile İtalya’da dönemsel gerçekleşen müzayedelerden de sık sık mücevher alışverişi yapıyorum. Jean pantolon ve sneaker ile vintage bir kolye takmak kadar beni mutlu eden bir şey yok.” Bu vintage tutkusu mobilya seçimlerinde de varlığını koruyor: “Yuvarlak aynalı yeşil formika konsol Gio Ponti imzası taşıyor ve daha önce Hotel Parco dei Principe’nin dekorunda kullanılmış. Mutfakta gördüğünüz kahve masası ise 1940’lardan kalma. Altı çocuğu olan bir okul öğretmenine aitmiş. Her çocuğun kendine ait bir çekmecesi olması adına masanın ortasına delik açarak altı adet küçük çekmece yaratmış.” Antika parçaların ile modern bir mimariyle tamamlandığı dairede moda çekimleri, vintage fotoğraflar ve Monica Vitti’nin portresi gibi sanat eserleri duvarları süslerken sandalet, Mary-Jane, stiletto gibi farklı ayakkabı modelleri ise evde aksesuar olarak kullanılıyor. Üstelik aralarında oldukça nadir bulunan modeller de bulunuyor: “Şöminenin üstünde yer alan yeşil vintage Christian Dior ayakkabı John Galliano’nun önderliğinde hazırlanan tek prototip ayakkabı. Topuğunu ben kendi ellerimle hazırlayarak tamamladım. Onun yanında duran Roger Vivier’nin yine Christian Dior için hazırladığı 1960’lara ait siyah ayakkabıyı ise bir müzayededen satın aldım. Papatya işlemeli pembe botlar ise Fabrizio Viti imzası
STİL
taşıyor. Kariyerime Gucci, Louis Vuitton ve Prada’nın ayakkabı tasarım ekibinde görev alan bu tasarımcının yanında başlamıştım. Botlar onun 2016’da kendi markası bünyesinde lanse ettiği ilk koleksiyonun bir parçası, lansman sırasında bana hediye etmişti. Duvarda asılı olan Miu Miu pembe tüylü terlikler de Miuccia Prada ile birlikte çalıştığım günlerin hatırası. 2014 yılında orada deri aksesuarlar ile mücevher kategorisinde çalışmıştım. Bu terlikleri gören herkes Muppet ile ilgili bir aksesuar sanıyor.” Evindeki her şeyin tezatlık üstüne kurulu olduğunu belirten Felloni bu zıtlıkları “Evin girişinde 19.yüzyılda işlev gören bir Yunan okulunda bulunan Apollo heykeli bulunuyor. Onu Duccio Maria Gambi imzalı bebek pembesi bir tuğla üstüne yerleştirdim. Anında çocuksu bir hava yarattı. Nedense bu heykelin benim çocukluk yıllarımı temsil ettiğine inanıyorum.” diyerek örnekliyor. Sanatın birçok farklı alanından ilham alan genç tasarımcının evindeki eserler de büyük beğeni topluyor. Özellikle de Nicolas Party imzası taşıyan “Two Naked Women” eseri. Söz konusu sanat olduğunda eğer kendine bir mentor seçseydi bu kişinin Milano’daki Nilufar Galerisi’nin İranlı kurucusu Nina Yashar olacağını belirten genç tasarımcı onun yaptığı seçimleri çok beğendiğini de ekliyor: “Bir şey satın alırken onun sürdürülebilir olmasına özen gösteriyorum çünkü hayatta en sevmediğim şey bir şeyi çöpe atmak. Bu nedenle evin neredeyse her odasında farklı bir halı bulunuyor. Her ne kadar asıl tercihi benim yatağımda uyumak olsa da, bu halıların üstünde keyif yapmak onu çok mutlu ediyor.” İnsanı büyüleyen bir eve sahip olan Gherardo Felloni evini çok sevse bile ofiste çalışmayı tercih ettiğini belirtiyor: “Bu eve taşınırken çalışmak için kendime bir stüdyo hazırlamıştım ancak nedense hiç iş için kullanmadım. Ofise giderek çalışmayı tercih ederim. Bu odayı da rahatlamak için kullanıyorum. Evde en çok vakit geçirdiğim oda hiç şüphesiz ortasında büyük bir masanın yer aldığı yemek salonu. Televizyonu bile burada izliyor. Ve tabii ki mutfak… Fransa’da yaşayan bir İtalyan olarak sürekli kendimi evde yemek yapma ihtiyacı duyarken buluyorum. Keşke bunun için daha çok vaktim olsa. Fransız mutfağı benim alıştığımdan çok farklı. Bir türlü sevemedim.” Tasarımcının tüm bu açıklamaları ise Victor Hugo’nun Sefiller romanında belirttiği “Birini tanımak istiyorsan oturduğu evi keşfedeceksin” sözünü doğrular nitelikte. Felloni’nin evi tıpkı kendisi gibi eklektik. İçerisindeki her şey ise onu temsil ediyor. Onun tarafından bulunmuş, onarılmış ya da yaratılmış… Söz konusu sanat olduğunda eğer kendisine mentör seçseydi bu kişinin Milano’daki Nilüfer Galerisi’nin İranlı kurucusu Nina Yashar olacağını belirtiyor Gherardo Felloni...
Felloni’nin evi tıpkı kendisi gibi eklektik bir tarza sahip. Evin içindeki her detay onu temsil ediyor. Felloni’nin moda dünyasındaki simgelere olan ilgisini evinin detaylarında yakalamak
mümkün. Kariyerine ayakkabı tasarlayan ünlü bir moda evinde başladığı için evinin her köşesinde ayakkabının baş köşede dekoratif obje olarak kullanıldığını görebilirsiniz.
STÄ°L
STİL
Sürprizleri seviyor Hemen her kombinine kendi özgün zevkinden izler taşıyan parçalar eklemeyi tercih eden Lal Ersu, Londra’nın aristokrat ruhunu İstanbul’a taşıyor. Mergim’in bu zarif tasarımcısının şaşırtmayı seven gardırobuna ve yaşam alanına konuğuz. FOTOĞRAF ÖZKAN ÖNAL YAZI GAMZE BİRAN
Londra’da aldığı eğitimin ardından İstanbul’a dönen Lal Ersu; “Moda çocukluğumdan bu yana her anımda var ve moda benim için aynı anda hem tasarım hem de ilham demek! Modayla ilgili ilk çıkarımlarım 5-6 yaşlarındayken annemin bana pembe elbisemin üzerine kırmızı hırka giydirmek istemesi ve benim de ‘Asla iki rengi bir arada giymem!’ demem ile başlamıştı” diye tanımladığı modaya olan tutkusunu, tasarımcılığı kendine meslek seçerek yansıtıyor. Ersu annesi ve ablasının kurucusu olduğu Mergim markasının tasarımcılığını yapıyor. Aile şirketinde çalışmanın ona verdiği huzuru ve dinamiği en iyi şekilde değerlendiren Lal’in gardırobuna konuk oluyoruz bu ay. Tasarımları, modaya bakış açısı, stili, alışveriş rotaları ve güzellik rutinini ondan dinliyoruz. ÖZGÜN İMZA Stilimde genellikle vintage görünümlü parçalar ile sezon trendlerini karıştırıyorum. Tam olarak iki ayrı uçtaki parçaları birleştirmeyi seviyorum ve aslında uyumsuzluğun, uyumu getirdiğini düşünüyorum. Daha deneysel olduğumu da söyleyebiliriz! Kat kat giyinmek de stilimin bir parçası. Her an bir yeleğin içinden balon kollu bir gömlek çıkarabilirim veya bir elbisenin altına bir jean ile balıkçı yaka bir triko giyebilirim! En çok dik yakalı çizgili kazaklarım ve yüksek belli Levi’s jean’lerim var! Marka olaraksa Mergim, Ganni ve Rejina Pyo favorilerim arasında.
Les Petits Joueurs
LONDRA’DA İSTANBUL’A KARİYER YOLCULUĞU Londra’da üniversiteyi bitirdikten sonra İstanbul’a dönene kadar aklımda moda yoktu, hayalim hep özel davetler, düğünler organize etmekti. Döndüğümde birkaç ay bir organizasyon şirketinde çalıştım ama sabah uyandığımda beni motive eden işin bu olmadığına karar verdim Rejina Pyo
STÄ°L
Elbise, Mergim Kolyeler, Cartier, Selim Mouzannar, Jessie Western
STİL
Çanta, Fendi Lal, evinde ahşabın sıcaklığına güveniyor. Neoklasik tarzda iç tasarımı sayesinde Lal’in yaşam alanı samimi bir atmosfer sunuyor. Sağ sayafada: Üst, ILA Pantolon, &Other Stories Ayakkabı, Attico Kolye, Cartier Güneş gözlüğü, Gucci Metal çanta, Paco Rabanne Parfüm, Byredo
STİL
ve kendimi annemin ablamla beraber kurduğu Mergim’de buldum! Bu altıncı sezonum. İLHAM KAYNAKLARI Her şeyden ilham alabiliyorum, genellikle Londra’daki vintage dükkanlarında tasarımlarımın ilk oluşumları ortaya çıkıyor. Birçok estetik tasarım ilham kaynağım olabiliyor, Art Deco kadife bir puf bile... YENİ KOLEKSİYON HEYECANI Yeni koleksiyonum için oldukça retro diyebilirim; hem modeller hem desenler 70’lerin izlerini taşıyor. Abartılı omuzlar, balon kollar... Onları toprak tonlardaki çiçek desenleri takip ediyor. Bu sezon bir yenilik olarak koleksiyonumda gece için kıyafetler de var; ipek kadife, payet ve çok daha fazlası . ALIŞVERİŞ TURU Genellikle en değişik parçaları Londra’da ve Paris’teki vintage dükkanlarında buluyorum! Londra’da en çok uğradığım dükkanlar Matches ve Browns; online alışverişte ise Moda Operandi ve FarFetch! GÜZELLİK RİTÜELİ Makyaj çok yapmıyorum ama Charlotte Tilbury “Iconic Nude” dudak kalemim favorim. Cilt bakım ritüelimin en vazgeçilmez parçası Mario Badescu “Drying Lotion”. Bittikçe yenilediğim ürünüm ise Barbara Sturm’un göz kremi.
Lal’in hit listesi: Seyahat Rotası: Puglia Tasarımcı: Giambattista Valli Vazgeçilmez aksesuar: “Amulette de Cartier” kolyem Moda markası: Loewe, Paco Rabanne Stil ikonu: Blanca Miró Scrimieri Hayat mottosu: “Ne giyersen osun!”
STİL
Detayların peşinde Son zamanların öne çıkan aksesuar markalarından Ponponiere’in yaratıcısı İpek Aktaş’ın yaşam alanı ve gardırobu en az tasarımları kadar kimlik sahibi. FOTOĞRAF ÖZKAN ÖNAL YAZI GAMZE BİRAN
İpek’in yaşam alanında renk aksesuarlarda gizli...
STİL
Bluz, Magda Butrym. Jean pantolon, Balenciaga. Ayakkabı, Attico.
STİL
İpek Aktaş, desen karmaşasından pek hoşlanmasa da kombinlerini akesuarlarla canlı kılmayı tercih ediyor. Gömlek, Piece of White. Kolye, Ponponiere.
1
2
1. Siyah çanta, Celine. Kahverengi çanta, Wandler. 2. Çanta, Chanel. 3. Çanta, Bottega Veneta. Küpeler, vintage. Güneş gözlüğü, Celine.
“Modanın hayaller kurduran yönünü çok seviyorum... Her kız çocuğu gibi annemin gardırobu en büyük oyun alanımdı” İpek Aktaş
3
STİL
İpek’le tanışmaya giderken markası Ponponiere hakkında ne kadar çok şey görüp duyuyorsam kendisi hakkında da o kadar az şey bildiğimi fark ettim. Bu eğlenceli aksesuarların arkasında sürekli gülümseyen, çok pozitif ve enerjisini stiline de yansıtmayı başarmış bir kadınla karşılaşıyorum. Zekeriyaköy’deki bahçeli evi oldukça sade ve şık döşenmiş, detayları incelemeye başladığımızda ise farklı farklı hikayelerle karşılaşıyoruz. İpek Aktaş’ın stilini en iyi kendi kullandığı aksesuarları anlatıyor bence, hepsi uyum içinde, ne eksik ne fazla ve hep dikkat çekici… MODA ÜZERİNE: “Modanın büyülü ve içine çeken, hayaller kurduran yönünü çok seviyorum. Benim için her zaman önemli olan moda, kariyerimin de bu yönde şekillenmesiyle hayatımın merkezinde oldu diyebilirim. Her kız çocuğu gibi annemin gardırobu en büyük oyun alanımdı. Dergilere gömüldüğüm günlerden birinde, kardeşimin yanıma gelip ‘İleride bu alanda çalışman lazım, gözlerinin içi parlıyor’ dediğini çok iyi hatırlıyorum! İyi ki de öyle oldu.” STİLİ ÜZERİNE: “Stilimi modern ve feminen hatları olan, ruh halime, mevsime ve gideceğim yere göre değişken olarak tanımlayabilirim. Kısacası kendimi içinde iyi hissetmem, bakımlı ve özenli olmak en önemlisi. Kıyafette genelde koyu ve nötr tonlar tercih etsem de özellikle yaz aylarında renkli giyinmeyi severim fakat desen karmaşasından pek hoşlanmam, daha çok kombinlerimi aksesuarlarla canlandırmayı severim. Çanta ve ayakkabı en çok yatırım yaptığım parçalardan. Çantada uzun vadeli kullanabileceğim zamansız tasarımları tercih ederim. Ayakkabıda ise daha farklı, renkli ve eğlenceli modellere yönelirim. Blazer ceket ve jean ikilisi dolabımda en çok bulunanlar, ipek bluzlar ve kısa elbiseler de vazgeçilmezlerim arasında.” TASARIM SERÜVENİ: “Yaklaşık 6 sene süren satın alma serüvenimi kendi markama odaklanmak üzere sonlandırdım. Geriye dönüp baktığımda bu dönemi bugün olduğum kişiyi ve sahip olduğum değerleri tanımlayan bir süreç olarak görüyorum çünkü buyer olmak bana sektörle ilgili eşsiz bir tecrübe ve bilgi kattı. Yurt içi ve yurt dışında moda sektörünün dinamiklerini anlamak, sektörün önde gelen birçok marka ve tasarımcısıyla bir arada bulunmak, koleksiyon ve trendleri doğru analiz etmek, müşterinin gözünden bakabilmek gibi birçok konuda beni geliştirdi. Tüm bu birikimlerle aksesuarda bir yenilik arayışıyla Ponponiere’i kurdum. Gerçekten cesaret, sabır ve özveri gerektiren bir süreç, her şeye sıfırdan başladığınız bir yol ama hayalinizin büyüdüğünü görmenin,
emeklerinizin karşılığını almanızın verdiği mutluluğu hiç bir şeye değişmem. Babam hep, ‘Yeni bir iş/marka bebek gibidir, sürekli ilgilenerek ve nasıl daha iyi olabileceğini düşünerek sabırla özveriyle büyütmen gerekir’ der, çok doğru!” PONPONIERE 2019 İLKBAHAR-YAZ KOLEKSİYONU HAKKINDA: “Bu yaz oldukça renkli ve eğlenceli bir koleksiyonumuz var. İlhamı doğadan, hayvanlar ve çiçek formlarından geliyor, feminen ve farklı birçok küpe modelinden oluşuyor. Dahlia çiçeğinden ilhamla yaratılan rengarenk raffia küpeler ile ıstakoz, yengeç, gökkuşağı, deniz kabuğu formunda yazı çağrıştıran oldukça eğlenceli ve dikkat çeken modeller mevcut. Buna ek olarak bu yaza özel el yapımı bir çanta koleksiyonu var, en sevdiğim çanta formlarından birini yazın hem günlük hayatta hem de plajda rahatlıkla kullanılabilecek bir şekilde yeniden yorumladım.” ALIŞVERİŞ ROTALARI: “Yurt içinde Beymen ve ayrıca online alışveriş sayesinde birçok markaya ve tasarıma ulaşabiliyorum. O sebeple aslında yurt dışında daha çok pazarlar ve yerel ürünlere ulaşabileceğim butikleri keşfetmeyi seviyorum. Londra’da pazarlarda şamdan, çatal-bıçak, tabak arayışım bitmez. Paris eczanelerinde saatler geçirebilirim, vintage takı alışverişi de yine beni en çok heyecanlandıranlardan. Nerede olursam olayım güzel bir çiçekçiyi ve bir kırtasiye dükkanını asla es geçmem, en sevdiklerim. Paris’te Atelier Nota ve Papier Tigre kırtasiye severler için cennet. Onun dışında Madrid’de Ekseption butik, Londra’da Modern Society, The Place ve Matches ilk aklıma gelenler. Yakın zamanda gittiğim Marakeş’te ise Beldi Country Club içerisindeki butiklere bayıldım, gidenlere mutlaka tavsiye ederim.” GÜZELLİK RİTÜELİ: “Düzenli profesyonel cilt temizliği ve kışın peeling uygulaması yaptırıyorum. Evdeki ritüelimse sadece serum ve nemlendirici. Yazın ‘Farmacy-Honey Drop Moisturizer’ kışın ise ‘Embryolisse’ krem favorim. Makyajda ise Erborian CC krem, YSL Kiss&Blush ve Diorshow maskara favorilerim.”
İpek’in hit listesi:
Dior, Jacquemus, Stella
Seyahat rotası: Güney Amerika. Tasarımcı: Yves Saint Laurent, Stella McCartney. Vazgeçilmez aksesuarı: Saat, yüzük ve küpe. Moda markası: Balenciaga,
McCartney. Stil ikonu: Lauren Bacall, Pernille Teisbaek, Giorgia Tordini, Emili Sindlev. Hayat mottosu: Her şey neye layıksa ona dönüşür. Parfüm: Balenciaga B.
STİL
1
2
4
1. Bluz, Zara. Etekpareo, Maison La Plage. Ayakkabı, Proenza Schouler. Kolye, Ponponiere. Çanta, Mehry 2. Elbise, Gül Hürgel. Küpe, Ponponiere. 3. Terlik, 3
Attico. Yeşil sandalet, Isabel Marant. Rengarenk sandalet, Alexandre Birman. 4. Babet, Dior. 5. Elbise, Athena Procopiou. Terlik, Aquazzura. Çanta, Ponponiere.
5
STİL
Yaratıcı samimiyet Grandma’s Wonderland hikayesinin başlangıcı 90’lı yıllara uzanıyor. Annem ve babam bir grup arkadaşlarıyla İstanbul’dan çok da uzaklaşmadan bir inziva yeri arayışına girdiler, ben ve ablam o yıllarda ortaokul, lise çağlarındaydık. YAZI GAMZE BİRAN FOTOĞRAF MERVE AĞAZAT
Güne Ceylan’ın Ulus’taki yeni taşındığı evinde başlıyoruz. Kapıyı açtığında kocaman gülümsemesi ve evi dolduran güneş ışığı karşılıyor bizi… Evdeki bitkiler, duvarlardaki botanik çizimler, hayvan figürlü eşyalar bize tam olarak Fonfique’in dünyasında olduğumuzu anlatıyor. Tüm çizimlerini kendi yaptığı markası Fonfique’in 5. yılını kutlarken Ceylan’ın stilini mercek altına aldık ve merak ettiklerimizi konuştuk. MODA DÜNYASI Her küçük kız gibi kıyafetlere düşkündüm. Etek seçerken, dönerken uçuşuyor mu diye kontrol ederdim. Annem gibi giyinmeyi çok severdim, hatta aynı blazer ceketimiz altına puantiyeli eteğimiz vardı. Altında da fiyonklu babetimiz vardı. Modayla ilgili en eski hatırladığım anım, bu kıyafetle dolaşırken hissettiğim mutluluk… STİLİ ÜZERİNE Renkli giyinmeyi severim, dolabımda bol bol etek ve elbiseyle karşılaşabilirsiniz. Fırfırlı, nakışlı, işlemeli ürünlere bayılırım. Kış aylarında sıcak tutan kazaklar giymeyi, yazın desenli elbiselerle dolaşmayı seviyorum. Yıllar geçtikçe ve gün içindeki koşturmalarım arttıkça, rahatıma daha düşkün oluyorum. Son yıllarda spor ayakkabıların yükselişi beni çok mutlu ediyor.
Ayakkabı, Gucci. Maymun figürlü biblo, Seletti Çanta, Gucci. Kadehler, H&M Home
TASARIM SERÜVENİ Fonfique 2014 yılında kuruldu. Aslında ismi çok uzun süredir belliydi ama içeriğini oluşturmam için biraz tecrübeye ihtiyacım vardı. Fonfique benim iç dünyamın dış
STİL
Küpe, Mila + Bijoux Triko, ve etek, Max&Co Çizme, &Other Stories
STİL
Ayakkabılar, Chanel Kutular, Ikea Suluboya Ekipmanı! Sağ eldeki yüzük, Melis Göral sol eldeki yüzükler: Küçük parmak, annesinden yadigar. Yüzük parmağı, Padme Design Orta parmak, annesinden yadigar. Tabaklar, Fonfique Turuncu küpe, Hindistan Jaipur’dan İnci küpe, Melis Göral Maymun küpe, annesinden yadigar Yeşil küpe, Padme Design Halka küpe, Melis Göral Küpe, Melis Göral Kazak, Zara Pantalon, Topshop Ayakkabı, Prada
dünyayla buluşması. Benim için çok önemli bir paylaşım. Kendime örnek aldığım, güçlü kadınların Fonfique kullanması beni çok mutlu ediyor. 2020’de, yeni çıkardığımız Fonfique Home ürün grubunu genişletmeyi hedefliyoruz. Ayrıca heyecan veririci yeni iş birliklerimiz olabilir. Ben ilhamımı genelde doğadan alıyorum. Yapraklardan, hayvanlardan, doğanın kendi içindeki döngüsünden… Ayrıca gezdiğim müzelerden, tanıştığım insanların hayata bakış açılarından, kitaplardan, renklerden ilham alıyorum. ALIŞVERİŞ ROTALARI En sevdiğim markalar &Other Stories, Sezane, Frankie shop ve tabii ki Zara. Ayrıca Londra’daki Modern Society ve Inspitalfields, Paris’teki Nous ve Milano’daki Antonia mutlaka uğradıklarımdan… DEKORASYON Evde zaman geçirmeyi çok seven biri olduğum için yaşam alanım benim için çok önemlidir. Sakin yerlerde yaşamayı seviyorum. Kitaplarım ve çizimlerim arasında keyifli vakit geçirip günün yorgunluğunu atıyorum. Kelly Wearstler’i ve Merve Kahraman’ın mobilya tasarımlarını çok beğeniyorum.
STİL
Küpe, Melis Göral Elbise, Zara Bot, &Other Stories Çantalar, Fonfique Gözlük, Illesteva Mug, Sır Seramik Kutu, Wedgwood Eşarp, Hermès
Ceylan’ın hit listesi Dönem: 90’lar Seyahat rotası: Londra Tasarımcı: Alessandro Michele Stil ikonu: Margherita Missoni Hayat mottosu: “Süreç sonuçtan daha değerlidir.” Parfüm: Jo Malone, Wild Bluebell
STİL
Işıtlı bir dünya Saat 11.00’de Elif Ergenç Işıldar’ın kapısını çaldığımızda bizi hem tüm enerjisi ve güleryüzüyle hem de çekim için her şeyi hazırlamış bir halde karşılıyor. Dergicilikten tasarımcılığa uzanan yolculuğunu konuşup, kızları Mina ve Ela’dan yola çıkarak kurduğu markası Mi+La’nın yeni koleksiyonunu inceliyoruz. FOTOĞRAF ÖZKAN ÖNAL YAZI GAMZE BİRAN
STÄ°L
STİL
Elif’in hit listesi: Favori şarkı: Rick James, Super Freak She’s A Maniac, Jay Reid Yaz yaz yaz, Ajda Pekkan Seyahat rotası: Kocamla baş başa kalabilmek için New York, arkadaş grubumuzla eğlenmek için Miami, Tulum, çocuklarımla vakit geçirmek için Barselona ve Bodrum. Vazgeçilmez aksesuarı: Kocamın ve babamın hediyesi yüzükler, Mi+La balıklı kolyem ve Mi+La lotuslarım Tasarımcı: Maria Grazia Chiuri’nin feminist duruşunu ve moda üzerinden verdiği mesajları beğeniyorum. Stil ikonu: Aimee Song, Sofia Sanchez de Betak. Moda markası: Johanna Ortiz, Zimmermann. Hayat mottosu: Hayatı içine çek! Parfüm: Chanel Gabrielle
Ayakkabılar, yukarıdan aşağıya: Saint Laurent, Fendi. Yurt dışına her çıktığında mutlaka vintage butiklere uğramayı seven
Elif’in tüm bu aksesuarları da o vintage butik ve bit pazarlarından, özellikle tek tek gezerek seçtiği tasarımlar, (Solda).
STİL
Gömlek, Zara. Pantolon, Current Elliot. Ayakkabı, Dior. Elif, yaşam
alanında sıcak bir atmosfer yaratmış. Aksesuarlardaki metal aksamlar ve yuvarlak formlar,
bu atmosfere modern birer dokunuş katmış. Kirazlı bluz, Keeya (Altta).
“Dolabımı açtığınızda en çok ayakkabı ile karşılaşırsınız! Benim Sneaker ve Stilletto’lara karşı zaafım var” Elif Ergenç Işıldar
STİL
MODA ÜZERİNE: Moda akımlarından açıkçası çok haz etmiyorum. Bir şeyi herkesin üzerinde görmek beni sıkıyor. İlgimi çeken bir trend olursa onu kendimce yorumlamayı seçiyorum. Annem çok güzel bir kadın, çocukken giydiklerine ve cesur seçimlerine bayıldığımı hatırlıyorum. Şimdi kendi tarzıma baktığımda ondan ne kadar esinlendiğimi yeni yeni fark ediyorum. Babaannemin ise takılarına ve çabasız şıklığına hayrandım. GİYİM TARZI: Dolabımı açtığınızda en çok ayakkabı ile karşılaşırsınız! Sneaker ve stiletto’lara karşı zaafım var. 20’lerimde çok daha deneysel -pantolon üzerine etek giyebildiğim- bir stilim vardı. Şimdi ise daha eklektik ve moody bir gardırobum var. Bu sezon Fendi, Dior ve Saint Laurent’in feminen detaylı ama bir o kadar da pratik ayakkabılarını severek kullanıyorum. Yaz boyunca beni elbise ile görebilirsiniz. TASARIM SERÜVENİ: Hayalini kurduğum, arayıp da bulamadığım parçaları ilk önce kendim ve en yakın kız arkadaşlarım için tasarlamaya başladım. Zamanla yaptığım şeyleri başkalarında görmenin beni ne kadar heyecanlandırdığını fark edip Mi+La’ya bir bebek gibi ihtimam göstermeye başladım. Doğaçlama ilerlerken business ve marketing kısmını güçlendirdiğimde Mi+La bir hayalden “scale up” bir markaya dönüştü. Mİ+LA 2019 KOLEKSİYONU HAKKINDA: Mi+La 2019 yazında püfür püfür, deniz, kum ve güneş kokan, insanı baştan çıkmaya davet eden, buz gibi bir akşamüstü içkisi tadında bir koleksiyon var. Her yaz kızlarımla topladığım kabuklar ve deniz minareleri bu sezon kulakları süsleyecek. Bence herkesin bir ilham perisi var, benimki biraz şımartılmak isteyen, talepkar bir peri!
“Seyahatlerde genellikle sadece aksesuar ve ayakkabı alırım. Aksesuarlar için gizli rotalarım ise bit pazarları” Elif Ergenç Işıldar
ALIŞVERİŞ ROTALARI: Seyahatlerde genellikle sadece aksesuar ve ayakkabı alırım. Aksesuarlar için gizli rotalarım bit pazarları. Hep taktığım bir saatimi Paris’te bit pazarından almıştım. Arkadaşlarım hiç beğenmese de ben ona hayranım. Artık üretilmeyen vintage Hermès fularlar, faux bijoux’nun çok revaçta olduğu 80’lere ait parçalar, hangi eskicide karşınıza çıkacak bilemezsiniz ve bence bu keyifli bir macera. GÜZELLİK RİTÜELİ: Makyaj yapmayı çok seviyorum. Bu yüzden düzenli olarak her ay cilt bakımına gidiyorum. Haftada iki kere Hindistan cevizi yağı ve esmer şekerle peeling ve Kore maskeleri yapıyorum. Şu an en severek kullandığım bakım ürünleri Drunk Elephant, Mario Badescu ve Shiseido, saçlarım için Kiehl’s ve Korres. Zinde ve fiziksel anlamda iyi hissetmek benim için çok önemli; bunun için haftanın üç günü tenis oynuyorum, iki gün fonksiyonel training yapıyorum. Her sabah 10 dakika meditasyon yapmaya özen gösteriyorum, bunun da insanı içeriden dışarıya güzelleştirdiğini düşünüyorum.
STİL
Etek, Maison Plage. Tişört, Beauty Omlette. Ayakkabı, Fendi. Elif Ergenç Işıldar, stilde
özgünlüğe inanan tasarımcılardan. Kızları Mina ve Ela’nın isimlerinden ilhamla koyduğu Mi+La
markasının 2019 İlkbahar-Yaz koleksiyonu da Elif Ergenç Işıldar’ın bu özgün dilinden besleniyor.