Oyuncuların Dünyası - Mart/Nisan 20 [05. Sayı]

Page 1

“ H E R

Ş E Y V İ D EO

OY U N C U L A R I

İ Ç İ N . . .”

OYUNCULARIN DÜNYASI

İNCELEDİK Death Stranding, A Plague Tale: Innocence, Disco Elysium, Star Wars Fallen Order Ancestors The Humankind Odyssey


KOBE BRYANT

26.01.2020


oktay.ozan@oyuncularindunyasi.com.tr

BİR EDİTÖRÜN SGİZLİ SAYFASI A E D I T O R ’ S E C R E T P A G E

BAŞLIYORUZ...

WE ARE STARTING...

Merhaba sevgili video oyun severler, 2017 yılında Oyuncuların Dünyası ismi ile başladığımız bu serüvenli yolu, farklı ve orijinal bir isimle devam edeceğimizi bildirmekten mutluluk duyarım. Bizler OD ismi ile Türkiye’de farklı bir başarı elde etmek istedik. Demek ki azda olsa başaracağımız ortada olduğu için resmi merciler tarafından isim konusunda uyarı aldık. Bu uyarıyı tabii ki haklı buluyorum, çünkü marka işleri farklı ve çok dikkat gerektiren bir başka alan. Her ne kadar “ben yaptım oldu, bitti” düşünülür ama öyle olmaz. Çünkü senden önce isminde yer alan bir kelimeyi daha önce biri veya birileri markalaştırmış olabilir. Bu da senin başının ağrımasına çok güzel neden olabilir. İşte biz de başımızın ağrımasını istemediğimiz için OD ismini geçici süreliğine kullanmama kararı aldık. Evet, ne yazık ki böyle bir kararı alarak farklı ve orijinal bir isim ile karşınızda olacağımızı söylemek istiyorum.

Hello dear video game lovers, I am pleased to announce that we will carry on this adventurous path, which we’ve started in 2017 with the name World of Players, with a different and original name. We’ve wanted to achieve a unique success in Turkey with the name OD. We have been warned by the official authorities about the name, which means that it is obvious we are going to be successful. Of course, I find this warning justified because branding is another area that requires a lot of attention. You can’t just say ‘’I can pick a name as I wish’’. Because someone may have branded such a name before you did. Which, in return, can cause trouble. So, as we do not want any trouble, we’ve decided not to use the name OD temporarily. Yes, I would like to say that we will come up with a different and original name after such an unfortunate decision.

Unutmadan derginize içerik sağlayacak aile üye sayımız arttı. Aramıza yeni katılan Adem Ayten’e, Ahmet Kasapoğlu’na AhMalatya ve Elazığ deprem- met Varol’a, Çağrı Meriç’e Murat Evgü’ye lerinde yaşamını yitiren ve Tolgahan Soylu’ya hoş geldiniz diyorum. yurtdaşlarımıza yaradan- Nice hep birlikte sayılara... dan rahmet, ailelerimize Fazla sözü uzatmadan OD ismi ile hazırladısabırlar diliyoruz. ğımız son sayımızda neler var hemen bahNot: İçeride yeni ismi- sedelim: Kapak incelememiz olan Ancestors mizle çıkacağımız ilk sa- oyunu konsol inceleme bölümümüzde yer yımızın Mayıs / Haziran alacağı gibi Death Stranding, A Plague Tale: sayısı olacağından bah- Innocence, Disco Elysium ve Star Wars Falsetmiştik. Ama benim va- len Order oyunları da yer alacaktır. tani görevimin olacağını hesaba katmadık. 6 ay Yeni ismimizle ve bir sonra ki sayımızda görüşboyunca olamayacağım. mek üzere, kendinize iyi bakmanızı ve keyifle Bundan dolayı derginizi derginizi okumanızı dilerim. hemen yayınlayamayacağız. Biz sizi sitemizde bekliyor olacağız. İncelemelerimizi ve haberlerimizi siteden okuyabilir, bizleri takip edebilirsiniz.

By the way, the number of our family members that will provide content for your magazine has increased. I would like to welcome Adem Ayten, Ahmet Kasapoğlu, Ahmet Varol, Çağrı Meriç, Murat Evgü, and Tolgahan Soylu. To many happy issues..

OKTAY SELİM ÖZAN

Without further ado, let’s talk about what we have in our newest issue published under the name OD: Ancestors which is our cover review, will take place in our console review section, as well as Death Stranding, A Plague Tale: Innocence, Disco Elysium and Star Wars Fallen Order. See you in our next issue with our new name. Take care and have a pleasant reading!

OYUNCULARIN DÜNYASI | OCAK 20 | 03


OYUNCULARIN MART DÜNYASI / NİSAN 20 PROJE YÖNETİCİSİ OKTAY SELİM ÖZAN oktay@oyuncularindunyasi.com.tr YAZI İŞLERİ YÖNETİCİSİ KAAN LOXDALE kaan@oyuncularindunyasi.com.tr YAZI İŞLERİ EKİBİ OĞUZ YILGIN SEDEF ÇİÇEK

05 SAYIMIZDA BULUNANİÇERİKLER BULUNAN

İ Ç İ N D E K İ L E R

AVUKAT REŞAD ÇİÇEK resad.cicek@oyuncularindunyasi. com.tr

12

DEATH STRANDING Dostlar şunu en baştan açık yüreklilikle kabul ediyorum. Tutkulu olduğu şeyi yapmak için sektör normlarının dışına çıkmakta bir beis görmeyen, yaratıcı vizyonunu ürettiği işe yedirebilmek için gerekirse çalıştığı firmayla kanlı bıçaklı olabilen, oyun oynamanın insanda yarattığı halet-i ruhiyeyi özümsemiş ve buna yönelik yenilikçi buluşlar peşinde koşan bir oyun geliştiricisi Hideo Kojima. > >

YÖNETİM ADRESİ

M İ ?

24

Geçtiğimiz yılın şüphesiz en sürpriz yapımı olarak karşımıza çıktı A Plague Tale: Innocence. > >

34

STAR WARS Jedi: Fallen Order™ Disney, Star Wars ismini satın aldığından beri verdiği parayı fazlasıyla çıkarmak için elinden geleni yapıyor. Filmler her zaman büyük hasılat getirse bile Star Wars hayranı olsun olmasın herkesi ikiye bölmeyi başarıyor. Üstüne yeni hayranları daha kolay çekmek için yıllardır yazılan romanlar artık ‘canon’ sayılmıyor. Fakat oyuncakçılar da Youtube’da her yerde -istemeseniz bile- ismini her yerde görmekten bence yeni hayranları kendine çekmeyi başaramıyor. > >

DERGİNİN YAYINLANDIĞI PLATFORMLAR Oyuncuların Dünyası Sitesi ve Uygulaması, ISSUU Publisher Online

38

ANCESTORS THE HUMANKIND ODYSSEY TÜRKÇE & ENGLISH Evrim… Bulunduğumuz yere nasıl geldiğimizi ve nereye gidebileceğimizi açıklayan kavram. Çok büyük zaman dilimini kapsayan ve bilimin halen üzerine titrediği bir konu. Oyun dünyasında daha önce karşılaştığımız ancak bugün bahsedeceğimiz formuyla pek rastlamadığımız bir olgu.

Yayın Türü Yaygın, Süreli, 2 ayda 1 İNTERNET SİTESİ www.oyuncularindunyasi.com.tr

GEÇMİŞİ SAYGI VE MİNNETLE ANIYOR, GELECEĞİ ŞEKİLLENDİRMEK İÇİN ÇALIŞIYORUZ.

G Ü Z E L

A PLAGUE TALE INNOCENCE Veba nedir? Nasıl Avrupa nüfusunun yarısından fazlasını etkileyerek kırılmalara vesile oldu? Bu ölümün soğuk ve çaresizliğe vesile olan ruh, tüm Avrupa’ya yayılmadan önce Dünya’da yaşam nasıldı?

GÖRSEL TASARIM OKTAY SELİM ÖZAN

YENİ MAH. BALIKESİR CAD. AĞIT SOK. NO:3/A 34880 - KARTAL-İSTANBUL/TÜRKİYE

O L M U Ş ,

Beynin ayrı konuşuyor, limbik sistemin apayrı. İkisi de üzerine geliyorlar. Üstü kapalı bir şekilde ne kadar berbat halde olduğunu yüzüne vuruyorlar. Ne demek istediklerini anlamasan da canın yanıyor. Belki de bilinçaltın her şeyin farkında ama onunla da iletişimin kopmuş. > >

OYUN TALEP SORUMLUSU AKHAN AKPINAR anahtar@oyuncularindunyasi.com.tr

İNTERNET SİTESİ SORUMLUSU TARIK DURMAZYOL

N A S I L

Korkunç bir baş ağrısıyla uyanmışsın. Gözlerini açamıyorsun; ışık, gözlerini adeta eritiyor. Üşüyorsun. Sesler duyuyorsun. Kafanın içinde yankılanıyorlar.

KALİTE KONTROL ALİ KALAN RIFKI SONEL denetim@oyuncularindunyasi.com.tr

VİDEO DÜZENLEME VE YAYINLAMA SORUMLUSU FATİH ARIKAN

B A Ş L I Ğ I

DISCO EYSLUIM

KATKIDA BULUNANLAR ALPER ŞANLI EMRE İNANLI FETHİYE KALEM

İNSAN KAYNAKLARI MÜDÜRÜ SEDEF GÖKSU ik@oyuncularindunyasi.com.tr

A F F İ L İ

03 BİR EDİTÖRÜN GİZLİ SAYFASI 06 SİZDEN GELENLER 09 OYUN HABERLERİ

BÖLÜM SORUMLULARI MAHİR KAPLAN RIFKI GÜZELGÜN

REKLAM SORUMLUSU AYNUR KALAMIŞ reklam@oyuncularindunyasi.com.tr

S A Y F A S I N I N

44

Ancestors: The Humankind Odyssey, anlı şanlı bir hayatta kalma oyunu.

>>

58 KÖŞE YAZILARI

UYARI İŞARETLERİMİZ

GEÇEN SAYIDA YAPTIĞIMIZ AYIPLAR

O U R WA R N I N G S I G N S

1- Haberler bölümünü hazırlamadık, nedeni ise

ekip heyecanlı olduğu için haberler es geçildi. Bu sayıdan itibaren olacak. 2- My Friend Pedro’nun Künyesini yazmamışız.

16 YAŞ VE ÜZERİ 16 OVER AGE

18 YAŞ VE ÜZERİ 18 OVER AGE

ARGO KELİMELER SLANG WORDS

3- Birkaç yazıda gözümüzden kaçan imlâ hataları

var. Çok boşlamış gibi oldu derginizi ama hayır. Artık pür dikkatliyiz. Söz, izci sözü veriyoruz hem de.

ÖZLEMLE VE SAYGIYLA...

1881 - 193∞

OYUNCULARIN DÜNYASI elektronik dergisinde yer alan görseller, ilgili markaların sahiplerine aittir.

Çok ayıp ettik. Dikkat edeceğiz.

4- Uygulamamız hâlâ çıkmadı. Onunda farkındaCİNSEL İÇERİK SEXUAL CONTENT

EPİLEPSİ İÇERİK EPILEPSY CONTENT

KAN VE ŞİDDET BLOOD AND VIOLENCE

yız. Ama çıkacak, buna da söz veriyoruz. Evet.


34 Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; O benimdir, o benim milletimindir ancak. Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilâl! Kahraman ırkıma bir gül… ne bu şiddet bu celâl? Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl, Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl. Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Kükremiş sel gibiyim; bendimi çiğner, aşarım; Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım. Garb’ın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar; Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var. Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir îmânı boğar, “Medeniyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar? Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın; Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın. Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın… Kim bilir, belki yarın… belki yarından da yakın. Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı! Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı. Sen şehîd oğlusun, incitme, yazıktır atanı; Verme, dünyâları alsan da, bu cennet vatanı. Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ? Şühedâ fışkıracak, toprağı sıksan şühedâ! Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ, Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ. Ruhumun senden, İlâhî, şudur ancak emeli: Değmesin ma’bedimin göğsüne nâ-mahrem eli! Bu ezanlar-ki şehâdetleri dînin temeli Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım; Her cerîhamdan, İlâhî, boşanıp kanlı yaşım, Fışkırır rûh-i mücerred gibi yerden na’şım; O zaman yükselerek Arş’a değer, belki başım. Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl; Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl. Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl: Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet; Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl!

SÖZÜN BİTTİĞİ YERDE NEFESSİZ KALDIK. İŞTE O GÜN, GÖZÜMÜZDEN AKAN HER BİR DAMLA YAŞ, İÇİMİZDEKİ KOR ATEŞİ ALEVLENDİREREK BİZLERİ YAKTI, YAKTI, YAKTI... 34 ARKADAŞIMIZ, KARDEŞİMİZ, DOSTUMUZ, ABİMİZ, CAN YOLDAŞIMIZ, BABAMIZ, AMCAMIZ, DAYIMIZ, EŞİMİZ... BİZLERİ YARIM BIRAKARAK GİTTİ. RUHUNUZ ŞÂD, MEKÂNLARINIZ CENNET OLSUN... SAYGIYLA... 26 ŞUBAT 2020


SİZDEN GELENLER Merhaba sevgili video oyun severler,

Neyse, bu kadar fazla hüzün, keder yeter. Gelelim bu sayımızda yer vereceğimiz aile Oyuncuların Dünyası ismi ile karşınızda son birey mensuplarımızın bizlere gönderdiği kez durmaktayız. Proje Yöneticimiz olan Ok- elektronik postalara... tay Bey’in Köşe Yazısında ve Editör sayfasında bahsettiği üzere bir uyarı aldık ve artık OD ismi ile son kez karşınızda olduğumuz bu ismi şimdilik kullanamayacağız. Maale- sayıda bizi yalnız bırakmayan herkese tesef Türkçe olarak artık karşınızda olamaya- şekkür ederiz. İlginiz, alakanız ve sorularıcağız. Bu bizi o kadar yaralamakta ki bunu nız bizleri yalnız olmadığımızı, inandığımız sizlere anlatamam. Ama ben inanıyorum, yolun doğru olduğunu ve hayatta her şeyin bir gün tekrar OD ismi ile karşınızda ola- mümkün olduğunu hatırlattınız. Sağolun, cağız. Ama bundan sonra başka bir isimle var olun. Hep birlikte nice başarılara... Yeni karşınızda olacağız, uygulamamızla birlikte ismimizle Mayıs’ın ilk haftasında görüşmek hem de... üzere... Merhaba sevgili değerli insanlar, Merhaba Rasim, Sizleri çok yakın bir zamanda keşfettim. Evet o kadar yakın bir zamandaki hemen sizinle iletişim kurmak istediğimi fark ettim. Çok güzel bir proje gerçekleştirmektesiniz. Elektronik bir derginin istenildiğinde ne kadar kaliteli bir yapıya bürüneceğini göstermektesiniz. Daha ilk sayınızdan itibaren bizleri yani okuyucularınızı/takipçilerinizi bu dünyanın bir parçası ilan ettiniz ve bizi aile ferdi olarak nitelendirdiniz. Bu durum size kolay ulaşabilir olduğunuzu göstermekte... Diğer kişiler gibi erişilememe engeli sizde yok ve bunun asla olmayacağını da yansıtmaktasınız. Umarım doğru düşünüyorumdur. Ne dersiniz? Evet, tam olarak dediğin gibi. Bu projeyi gerçekleştirirken düşüncemiz de tam olarak buydu ve bu olacaktır. Göreceksiniz. Sormak istediğim bir konu var aslında: Okur incelemeleri de yayınlayacak mısınız? Bu düşüncemiz var, ama bunun için birazcık daha zamana ihtiyacımız var. Neden mi? Alt yapısını hazırlamaya başladık,

daha hazır değil. Olduğu zaman hem derginizde hem de sitenizde yazılarınızı yayınlamaya başlayacağız. Bu dünyayı bize sunduğunuz için çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız. Görüşmek üzere… Biz teşekkür ederiz Rasim, bize yazdığın için ve iyi dileklerin için. Tekrar görüşmek dileğiyle... Rasim Öz - İstanbul Merhaba sevgili ailem, Merhaba Ahmet Hüseyin, Tanıtım sayınızdan beridir sizleri takip etmekteyim. Gerçekleştirdiğiniz iş taktir edilecek unsurlara sahip. Şundan eminim; bir gün hak ettiğiniz değere kavuşacaksınız. Çünkü verdiğiniz hizmet basılı ve paralı olarak satılan dergilerin kalitesinde. Taze bir kan olarak çıktığınız bu piyasada yakın bir zamanda farklı kitlelere ulaşacaktır. Teşekkür ederiz Ahmet, nasıl desem böyle bir düşünceye sahip olman bizi çok sevindirdi. Senin gibi destekleyenler varsa aramızda evet istediğimiz her şeyi rahat gerçekleştirebileceğiz. Lütfen bildiğiniz gibi hareket ediniz. Bizler her zaman yanınızda olacağız. Beraber gerçekleştireceğiz Ahmet, beraber... Teşekkürler.

Gelin dertleşelim, konuşalım, eğlenelim ve gülelim... mektup@oyuncularindunyasi.com.tr nızdaki her şey daha iyi olacak. Bundan hiç şüphem yok. Çevremdeki herkese de öneriyorum sizi. Evet, o simgelerin boyutunu ben de beğenmemiştim, değiştirdik. Almanya’ya kadar ulaştık mı ya? Seviliyorsunuz efendim. Fikrin için teşekkür ederim. İyi çalışmalar, Oktay Serhat Türkoğlu - Almanya Nbr? İidir, seni sormalı Gamze? Sizlere aslında bu elektronik postayı atmayacaktım ama gönlüm elvermedi. Çünkü çok güzel bir çalışma gerçekleştiriyorsunuz. Sizleri ayakta alkışlıyorum. Bizleri yalnız bırakmadığın ve yine her halukârda elektronik posta atsan da biz sana teşekkürü bir borç biliriz. Ne mutlu olsun ki sana kendimizi tam olarak yansıtmışız. Seviliyorsunuz efenim. Herşey için teşekkür ederim. Biz teşekkür ederiz, nitekimde ettik. Gamze Gök - Tekirdağ Merhaba, Merhaba,

Merhaba, Merhaba adaşım,

OD uygulamamız çok güzel olmuş. Yakın bir zamanda hak ettiğiniz yere kavuşacağınızdan adım gibi eminim. Böyle devam ederseniz her şey gönlünüzce olacak. Hep birlikte göreceğiz. Aslında çok düşündük, bir dergi uygulamasının nasıl olması gerektiğini. Son verdiğimiz kararlar neticesinde şu anda yayınlamayı çok istediğimiz uygulamamızı yayınladık. Umarız hoşunuza gider ve çok seversiniz.

Uygulamanızı indirdim. Gördüğüm kadarıyla simgeler fazla büyük olmuş, bunları orta ayara çektiğinizde uygulama-

Basılı olacak mısınız? Yani telefonlarımızdan ve tabletlerimizin ekranlarından çıkıp fiziki bir yapıya bürünecek misiniz?

En derin sevgilerimle, Sevgiler bizden : ) Ahmet Hüseyin Kol - Samsun


Böyle bir düşüncemiz var ama şimdilik bunu es geçiyoruz. Zamanı geldiğinde özel bir üyelik başlatabiliriz evet. Zaman ayırdığınız için teşekkür ederim. Ben teşekkür ederim Selim, tekrar yazmayı unutma... Bekliyoruz. Selim Görmüşoğlu - Kocaeli Merhaba, Merhaba Gamze, Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Beni soracak olursanız Malatya ve Elazığ depremleri yüzünden üzgün ve mutsuz hissetmekteyim. Ölen vatandaşlarımızın ailelerine ve sevenlerine ayrıca tüm Türkiye’nin başı sağolsun diyorum. Yalnız değilsiniz, biz hep yanınızdayız ve her zaman da olacağız. Geçmişimiz de yer alan nice badireleri hep birlikte atlattık bunu da atlatacağız. Biz de senin gibiyiz Gamze... Ne denebilir ki? Hepimizin başı sağolsun. Sizi böyle bir dönemde rastladığım için bir nebze de olsa mutluyum. İyi ki varsınız ve böyle bir dergiyi karşımıza iyi ki çıkardınız. Birazcık ihtiyacımız vardı. Ne mutlu bize Gamze, böyle düşündürebildiğimiz için ne mutlu bize... Siz iyi ki varsınız. Gamze Yörük - Samsun Merhaba sevgili Oyuncuların Dünyası ailesi, Merhaba Ramazan, Güzel bir yapı yarattığınız için ilk önce teşekkür ederim. Sonra ise ufak bir eleştiri iletmek istediğimi belirtmek isterim: Neden iki ayda bir yayınlıyorsunuz? Hadi yayınladınız neden içerik konusunda yetersizsiniz? Aslında bunun nedeni şu anda sadece hayatımızda elektronik dergi projesi yer almadığı içindir. Derginizi hazırlayan ve size “daha iyi” suna bilmek için emek ayıran herkes hayatlarında en az 5’e bölünmekte. Evet, sadece elektronik dergi projesi yok hayatımızda bundan dolayı 2 ayda 1 hazırlıyoruz derginizi. Ama bu durum tabi ki son bulacak. Sadece birazcık daha zamana ihtiyacımız var. Umarım kırmamışımdır seni ama böyle bir durum söz konusu ve bunu ortadan kaldırmak gibi bir düşüncem var, mutlaka da ortadan kaldıracağız. O zamana kadar 2 ayda 1 karşınızda olacağız. Düzeltiğimizde de

bizden umarım sıkılmazsınız : P Sayfa tasarımı konusunda her hangi bir sıkıntınız yok. Diğer video oyun incelemesi yapan dergilere göre kaliteli bir düzeyde, ama içerikte bir sıkıntı var. Çok az… Evet, onu da aile birey sayımızı yükselttiğimizde ortadan kaldıracağız. O da aklımızda. Az önceki soruna cevaben demştim ya 5’e bölümüyoruz diye. Bölündüğümüz için yetişemiyoruz. Sayımız ne kadar çok olursa o kadar fazla içerik sunacağız. Göreceksiniz : ) Bu konuda yanlış anlamayın ama birazcık daha içerik konusunda zenginleşmenizi şiddetle önermekteyim. Çünkü güzel bir çizgide ilerlemektesiniz. Evet, evet... İçerik zenginleşecek mutlaka. Ama birazcık daha zamana ihtiyacımız var. Düşüncelerin ve fikirlerin için teşekkür ederim. Zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim. Asıl ben teşekkür ederim, bizi daha iyi yansıtmamıza yardımcı olduğu için. Ramazan Ali Bolulu - Karabük Ey OD ailem, nasılsınız? Hahahahaa iyiyiz, seni sormalı Eren? Umarım sen de iyisindir. Sitenizi tam olarak ne zaman aktif edeceksiniz? Dergi çok güzel ama site konusunda bir sıkıntınız var. Onu atlatmanız gerektiğini düşünmekteyim. Bundan dolayı sitenizin de derginizin kadar güzel

olacağını düşünüyorum. Tabi siteye içerik girebilirseniz. Aile ferd sayımızı yükselttiğimiz gibi sitemiz de adam akıllı düzelecektir. Aranıza katılabilir miyim? Evet, uygulamamız üzerinden gerekli bilgilere ulaşarak senden istediğimiz şeyleri bize göndermen yeterli olur. Mutlaka geri dönüş yaparız sana (olumlu ya da olumsuz). İyi çalışmalar. Eren Kazılı - Ankara Merhaba, Merhaba Gamze, İçerik sağlayıcı olarak aranıza katılabilir miyim? Katılabilirsin, bir önceki soru cevabımı okumanı istiyorum. Görüşmek üzere, Gamze Erturan - İstanbul Merhaba, Merhaba Tarık, Basılı olacak mısınız? Böyle bir derginin zamanla basılı olmasını çok istiyorum. Olursa ne zaman olur? Evet, basılı olacağız. Kemik bir okuyucu kitlesine oluştuğumuzda aklımızdaki bu planı farklı bir şekilde yürürlüğe koyacağız. Bizi okumaya devam etmeni rica ediyorum. İyi çalışmalar, Tarık Göker Derinceli - Yozgat OYUNCULARIN DÜNYASI | MART 20 | 07


DİKKAT! KİTAP OKUMAK, CAHİLLİĞİNİZİ

ÖLDÜREBİLİR.


OYUN HABERLERİNİN KÖŞESİ C O R N E R

O F

G A M E

N E W S

YENİ İSİMLE KARŞINIZDA OLACAĞIZ! Merhaba sevgili video oyun severler,

OKTAY SELİM ÖZAN

Bu sayımız bizim için önemli bir sayı çünkü Oyuncuların Dünyası ismi ile son kez karşınızdayız. Evet, bizim için önemli bir karar verme aşamasına girmiştik. Ya dergi projesini iptal edip farklı bir sektörle hayatımızı daim ettirecektik. Ya da farklı bir isimle sevdiğimiz bir işi ilerletip istediğimiz yere getirecektik.

beraber yapacağız, beraber gerçekleştireceğiz. ...

Corona virüsüyle son zamanlarda yatıp kalkmaktayız. Öyle ki bir çok fuar iptal oldu bir çok üretim yekteye uğradı. Piyasada bilgisayar parçalarından tutun yeni çıkacak konsolların üretimine kadar teknoloji ürünlerin üretimi çok sıkıntılı dönemlere gireBiz ikinci yolu seçtik, Mayıs / Haziran ceği dedikoduları dönmektedir. Bu da ayına denk gelecek olan sayımızı (eğer hem dünya düzeninin bozulmasına OD ile devam etseydik o sayı altıncı hem de bir çok firmanın üretimlerini sayımıza denk gelecekti) farklı bir başka kıtalara kaydırabileceği anlamı isimle karşınıza çıkartacağız: Arrantaşımaktadır. Tabi dünya nüfusunun ge Point. Türkçe olarak Düzenleme 500 Milyon’un altına ineceği anlamını Noktası çevirebileceğim bu kelimenin da unutmamak gereklidir (komplo benim için anlamı çok büyük. Gerçek- teorisi olarak düşünebilirsiniz tabi bu leştirdiğimiz iş doğrultusunda farklı durumu). ve tek bir isim olmalıydı. İşte bundan dolayı da eskinin verdiği yük ile AP ile ... karşınızda olacağız. İçeride CyberPunk oyunla ilgili bir Uygulamamız önümüzdeki günlerde habere rastlayacağınız gibi PS5’in hakarşınızda olacak. Bedava olarak edi- berine, 2 önemli fuarla ilgili “önemli” neceğiniz uygulama aracılığı ile artık haberlere ve TorchLight oyunuyla ilgili bize rahat rahat ulaşabileceksiniz. gelişmeyle habere rastlayacaksınız. Unutmadan uygulamamızda görmek istediğiniz bir özellik, özel bir yer, değişiklik vs olmasını istiyorsanız mutlaka bana yazınız. Emin olun sizin istediğiniz doğrultuda uygulamamızın da arayüzü izin verdiği kadar, gerekli düzenlemeleri yapacağız. Hep beraber bir aile olduğumuz için her şeyi

Gelecek sayı yeni isimle görüşmek üzere...

OYUNCULARIN DÜNYASI | MART 20 | 09


OYUN HABERLERİ G A M E N E W S

ÜZDÜN(!) BİZİ CDPROJECT

Ocak ayının 16. gününde bir sosyal ağ hesabı üzerinden CDProject paylaştığı resmi duyuruda üzerinde çalıştığı Cyberpunk 2077 oyunun çıkış tarihini 17 Eylül’e attıklarını dile getirdi. Bunun en büyük nedeni ise oyunun bütün detaylarının hazır olması gerektiği kanaatine karar vermeleridir. Oyun şu anda oynanabilir tarza sahipmiş, ama oyunun her yerine girebileceğimiz için bazı yerlerinde yamukluklar varmış. İşte bu yamuklukları ortadan kaldırmak için böyle karar aldıklarını ve bunun tamamen bizleri düşündüğü için gerçekleştirdiklerini söylediler. Haklılar mı? %100 haklılar, video oyun severler tarafından farklı bir yere sahip olan CDProject bu hamlesiyle de gönlümüzü yine feth etti. Kim ne derse desin adamlar mükemmelliyetçi! Sabırsız bir şekilde bekliyoruz efendim 17 Eylül’ü... Takipteyiz.

DEĞİŞTİN TORCHLIGHT... HEM DE ÇOK

Runic Games’in bir ürünü olan Torchlight ismi, 2017 yılında Runic kapandığından beridir Echtra Games’in elindeydi. Birkaç yıl önce duyurduğu Torchlight Frontiers tamamen online olacak ve “ne kadar ödersen o kadar güçlü olursun” mantığı ile online oyun ve Torchlight serisini sevenlerin karşısına çıkacaktı. Bu yazıyı hazırladığımız gün olan 29 Ocak’tan iki gün önce Echtra Games bir duyuru yaptı: Torchlight alıştığımız bir düzeyde karşımızda olacak. Şöyle ki; bedava online bir oyun tarzında karşımızda durmayacak oyun. Hem tek kişilik oynanabilecek bir hikâyeye hem de online oynayabileceğimiz bölüme sahip olacak. Torchlight III olarak ismini de değiştirdikleri oyun hem eski oyunlarını seven oyuncuları sevindirecek hem de online oyun severleri sevindirecek etkenlere sahip olacak. Tabi bu durumu yapımcısı söylemekte ama biz yine oyun çıkmadan tam notu vermeyelim... Hedeflenen tarih 2020 içerisinde bir gün, ilk önce bilgisayarlarımıza sonra konsollarımıza ve sonra da Switch’lerimize konuk olacak oyun... Bakalım ilk oyunları kadar sevebilecek miyiz?

HAZIRLANIN, SWITCH’LERİMİZ İLE METRO’YA İNİYORUZ

4A Games’in yapımcılığını üstlendiği Metro 2033 ve Last Night “Redux” sürümünü, Nintendo Switch’lerimize uyarlamış olduklarını buradaki tatlı bir video ile duyurdu. Exodus’un satışları Deep Silver’ı ve 4A Games’i mutlu etmiş olmalı ki mobil oyun pazarına da girmek istemişler. Eğer istenilen başarıyı elde edebilirlerse belki bir sonraki oyunlarını diğer platformlarla birlikte Nintendo Switch’lerimizde de görebiliriz. Belli mi olur? Videoyu izlediğinizde (montajı güzel yapmışlar) az çok merak ediyor insan nasıl bir performans alacağız acaba oyundan diye ama, bakalım. Eğer düşündüğümüz gibi olursa artık her yere yanımızda götüreceğimiz gerilimli güzel bir oyunumuz olacak. Heyecan var, evet. Unutmadan; Metro’nun ilk iki oyununu kapsayan Redux sürümü Switch’ler için tek bir kartuşta satışa çıkacak, ama dijital olarak edinmek isteyenler her birini tek tek almak zorundalar. Tek bir paketi olmayacak maalesef. Çıkış tarihini burayada belirttikten sonra huzurunuzdan ayrılacağım: 29 Şubat 2020 (siz bu yazıyı okurken çıkmış olacak, evet : ) ) 10 | MART 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI

FİYAT KARARSIZLIĞI

Yakın bir zamanda Playstation oyun konsolunun beşinci sürümü çıkacağı Sony tarafından duyrulmuş akabinde Microsoft XBox’ın yeni konsolunu tasarımı ve teknik özellikleriyle birlikte atağa kalkmıştı. Sony, Microsoft’un yeni oyuncağının fiyatının ne olacağını görmeden kendi oyuncağının fiyatını söylemeyecekmiş. Geçtiğimiz günlerde (görmüş olduğunuz bu yazı 5 Şubat’ta yazılmıştır) Sony’nin Finans Müdürü Hiroki Totoki yatırımcılarla düzenlediği toplantıda “Yeni XBox oyun konsolunun fiyatının ne olacağını görmeden PS5 için piyasa fiyatı vermek istemiyoruz” demiş. Bu durum biz video oyun tutkunlarını sevindirirken Microsoft ile Sony’nin rekabeti ortalığı birazcık kızıştıracakmış gibi gelmektedir. Farklı bir yol izlenecekmiş hissi bizleri heyecanlandırmakta, hep birliktegöreceğiz. Unutmadan, haberde kullandığımız görsel PS5’in resmi görseli değildir.


CORONA VİRÜSÜ FUAR İPTAL ETTİRDİ

GMSA şirketinin Barselona’da düzenlediği Mobile World Congress 2020 (MWC20) bu yıl Corona virüsünden dolayı iptal edildi.

KORKMAK İÇİN VR’A GEREK YOK!

Bu haberi yazmaya başladığımız günden iki gün önce Sony ve Nvidia MWC20’ye katılamayacağını üzüntüyle bildirmişlerdi. Gerekçeleri ise -ortada ciddi bir salgın olduğu için- Dünya Sağlık Örgütü’nün uyarılarına uymalarıdır. Uluslararası fuar etkinliklerin dünya çapında ziyaretçi çekmesi Corona virüsünün bulaşıcılığını artıracak etkenlere sahiptir. Bunun içinde Barselona’da düzenlenecek MWC20’ye katılmayacağını ve GMSA’da hemen diğer katılımcılarla fuarın devam edeceğini söylemişti. Ama bugün MWC20 tamamen iptal olduğunu resmî bir şekilde söylemiştir.

VR’ın özel yapısını sonuna kadar kullanan The Persistence bu sefer düz ekranlarımızın yapısını sonuna kadar kullanmayı hedeflemekte. Evet, oyun konsollarımıza, bilgisayarımıza ve Nintendo Switch’lerimize konuk olacak. Merakla beklediğimiz hayatta kalma ve korku oyunlarının öğelerini barındıran The Persistence’in tanıtım videosunu buradan izleyebilirsiniz.

Uluslararası fuarların Corona virüsünden dolayı iptal edilmesinin kesinlikle doğru bir karar olduğuna inanıyor ve destekliyoruz. Tedavi yöntemi geliştirilene kadar fuar gibi etkinliklere şimdilik ara vermek mantıklı bir karar olur.

İlk VR’larımıza konuk olan The Persistence bu sefer bizi bilgisayarlarımızda ve konsollarımızda korkutacak (hatta korkudan evdeki koltukları kemirtebilecek diyebiliriz, evet).

Korkmaya hazır mısınız? Biz değiliz...

EYLÜL 2018 -

- ŞUBAT 2020

ELVEDA OYUNCULARIN DÜNYASI*

Her ne kadar OD ismine elveda desekte bu bizim yeni doğuşumuzun kanıtı bir dünya yaratacağımızın habercisidir. E3 fuarından önce en çok beklenen Game Developers Conference fuarı bu yıl olmayacak. Evet, maalesef 2020 içerisinde patlak veren Corona virüsü her gün can almaktadır. Ölümcül olan bu bulaşıcı hastalık yüzünden fuarlardan çekilen büyük firmalar fuarların iptal olmasına vesile olmaktadır. GDC 20’ye katılacak olan Sony, EA Kojima Productions, Microsoft, Blizzard ve Amazon etkinliğe katılmayacaklarını geçtiğimiz haftalarda söylemişlerdi. Bunun üzerine yeterli katılım olmadığı için fuara, fuar ileriki bir tariha bırakıldı.

Oyuncuların Dünyası ile karşınıza çıktığımız dergi projemize başka bir isimle devam edeceğiz. Tabii bu durum bizi üzmedi, aksine sevindirdi. Yurt dışında bir markanın Türkçe karşılığı olan bir kelime barındırdığı için ismimiz, o marka tarafından uyarılmamıza vesile oldu. Neden uyarıldık? Tamam o markanın sahipleri kendi markalarını korumak için böyle bir işe girişmiş olabilirler ama bizi de -projemiz, ne kadar kuvvetli bir pontansiyele sahip olduğunu gösterdiği için- sevindirdi.

GDC fuarını düzenleyen Informa PLC buradan ulaşabileceğiniz uyarıyı sitelerinde yayınlayarak ne gibi bir karar aldıklarını ve bunun sonucun da ne yapacaklarını belirtmişlerdir.

Mayıs / Haziran 20 tarihine denk gelecek olan “bir sonraki” dergi sayımızı Arrange Point ismi ile karşınıza çıkartacağız. Bu isim değişikliği, işleri birazcık daha ciddileştireceğimizin anlamı taşımaktadır. Şu anda elektronik dergi olarak karşınızda olsak da yakın bir zamanda basılı halimizle de karşınızda olabiliriz. Alt yapısını hazırlamaya başladık.

Umarız ki planladıkları tarihte istediği katılımlar sağlanılarak işlevsellik eski yapıya döner. Çünkü böyle tür fuarlar her ne kadar dünyanın dört bir yanından medya şirket çalışanlarını toplasa da zor günlerimizi kolay atlatmamızı yarayan ince haberlerle dizilidir. Umarız ki e3’te böyle bir sonuç olmaz... İzlemekteyiz.

Unutmadan, ayrıca bir android markette derginizin uygulamasını da görecek ve derginize rahat ulaşılabilir niteliklere sahip olacağınızı bilmenizi isterim. Bizi sevindiren bu uygulama sayesinde bize rahat ulaşabilecek, derginize erişiminiz çok kolay olacağı gibi yeni haberlerimizi anında öğrenebileceksiniz. OYUNCULARIN DÜNYASI | MART 20 | 11

* Daha yeni başlıyoruz, hazır mısınız? : )

BU YIL GDC YOK


KÜNYE IMPRESSUM YAPIMCI PRODUCER ZA/UM YAYINCI DISTRIBUTOR ZA/UM TÜR TYPE RYO RPG WEB DISCO ELYSIUM

12 | MART 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI


PC İNCELEME - PC REVIEW PC, PS4 ve XBOX ONE

DISCO ELYSIUM

Beynin ayrı konuşuyor, limbik sistemin apayrı. İkisi de üzerine geliyorlar. Üstü kapalı bir şekilde ne kadar berbat halde olduğunu yüzüne vuruyorlar. Ne demek istediklerini anlamasan da canın yanıyor. Belki de bilinçaltın her şeyin farkında ama onunla da iletişimin kopmuş.

AKHAN AKPINAR

Korkunç bir baş ağrısıyla uyanmışsın. Gözlerini açamıyorsun; ışık, gözlerini adeta eritiyor. Üşüyorsun. Sesler duyuyorsun. Kafanın içinde yankılanıyorlar.

Kafanda sürekli olarak bir disko müziği çalıyor. Basların, beynindeki yankısı kulaklarında uğulduyor ve acını ne yazık ki, azaltmıyor. Müzik, daha sonra çok alakasız bir şekilde kilise ilahisine dönüyor. Sanki binlerce kez dinlediğin bir ilahi. Sözlerini çok iyi biliyor gibisin. Gözlerini zor bela açıyorsun. Oda darmadağın olmuş. Her yerde içki şişeleri var. Odanın camı kırılmış. Hiçbir şey hatırlamıyorsun. Sanki bu dünyaya bambaşka bir evrenden atılmış gibisin. Neden buradasın? Ne yapıyorsun? Bir gün önce ne oldu? Neden başın ağrıyor? Neler oluyor?! Ve de en önemlisi.. SEN KİMSİN? > >

OYUNCULARIN DÜNYASI | MART 20 | 13


İşte böyle başlıyor Disco Elysium. Oyun boyunca yaşayacaklarınızı ufak ufak özetler şekilde, sizi büyük bir bilinmeyenin ortasına bırakıyor. Yalnızca bir dedektiflik hikayesi değil, geçmişle yüzleşme,kendini tekrar tanıma ve EĞER mümkünse kendini affetme yolunda kaotik bir macera. Aklınıza öyle iç karartıcı, kara film tadındaki polisiyelerden geldiyse hemen unutun. Disko gibi rengarenk ve eğlenceli bir oyun bu. Haydi kalkın, toparlanalım ve elimizi yüzümüzü yıkayalım. İşimiz çok! 1 MİLYON KELİMELİK MACERA Disco Elysium’u “dedektif temalı RYO” olarak özetleyebiliriz ama bu şekilde buzdağının çok ufak bir kısmını göstermiş oluruz. Oysa ki, DE’nin suyun altında kalan kısmı bir hayli fazla. O halde derin dalıyoruz, takın tüpleri! En başta şunu söyleyelim. DE’nin can damarı olan yegâne şey diyalogları. Başka oyunlarda “2-3 görev yapayım da kapatayım” dediğiniz sürede 2-3 karakterle konuşma gerçekleştiriyorsunuz. Bel-

ki de 40-50 düşmanı öldüreceğiniz zaman diliminde, sadece çenenizi ve beyninizi çalıştırıyorsunuz. Dile kolay, oyunda 1 milyon civarında kelime bulunuyor. Ne ile karşı karşıyasınız, hesap edin. Diyalog yoğunluğu ve neredeyse hiç savaşmıyor olmamız birçok oyuncu için cezbedici gelmeyecektir. Ama bu düşünceden hemen sıyrılın derim. Bir kere oyunun yazım kalitesi mükemmele yakın. Çok iyi betimlemeler var. Metinlerde anlatılanlar, zihninizde çok güzel şekilleniyor. Çok iyi bir romanın içindeymiş gibi saatleri unutuyorsunuz. Yazım kalitesi, oyunun her bir metninde parıldıyor. Diyaloglar da yazım kalitesinden nasibini alıyor ve uzun okumalarda dahi sıkmıyor. Konuşmalar sırasında yeteneklerinizin etkisini bolca gördüğünüz için iletişiminiz bir hayli interaktif oluyor. Zaten oyunu da özel kılan da bu. Kendine has yetenek sistemi, kendine has yazım dili ile birleşince ortaya çıkan RYO malzemesi eşsiz olmuş. Yapımcı firma ZA/UM’un, insan psikolojisi, tarih, ekonomi, bilim gibi alanlarda derin araştırma yaptığı ve oyunu bu şekilde tasarladığı çok açık. Altyapı taş gibi. 70’lerin havası, DE evrenine çok güzel oturtulmuş. Oyunumuz, birçok konuda sözünü esirgemeyen ve son derece detaylı bir anlatıma sahip. Çok az oyunun söyleyebildiği, özellikle de politik eleştirileri tıkır tıkır yapıyor. KİM BU AYNADAKİ YABANCI? Uyandığınızda kim olduğumuzu bilmiyoruz demiştim. Spoiler olmayacak çünkü oyunun başlarında unutmuş olduğunuz adınızı öğreniyorsunuz. Karakterimizin adı Harrier Du Bois. Kısaca Harry. Parlak zırhlı bir kahraman değiliz. Pişmanlıkları, hataları, yanlışları olan bir

14 | MART 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI


dedektifim. Geçmişiyle olan problemi ve tat kaçırıcı etken olmasın diye söyleyemediğim ama içini kemiren, onu dibe çeken kapanmamış hesapları var. Bu insani yapı yüzünden her hareketimiz doğru ya da ahlâki olmak zorunda değil. Ama günün sonunda, Harry’nin takıntılı olduğu şekilde “Cool bir süperstarız”. Hatta yalnızca cool gözükmek adına yaptığımız hareketler de mevcut. Muhteşem yaratıcılıkta bir iç dünyaya sahibiz. Her şeyi doğaüstü olaylarla, bilim kurguyla ve çok alakasız konular ile ilişkilendirmekte üzerimize yok. Harry’nin en ciddi durumlarda bile bu denli uçuk olması, farklı naiflikteki karakteriyle bütünleşince, oyunun eğlence dozajı zirveye ulaşıyor. Harry’nin zihni tam olarak Aristo mantığı ile çalışıyor. Hız yapmış birini mi gördü? “Bunu ancak ünlü yarışçı Jacob Irw yapabilir; o halde aradığımız adam O!” diyor ve kendini buna sonuna kadar inandırıyor. Yanıldığını anladığı anda ise kahkaha attırıyor. Bunun gibi birçok uç nokta, Harry’nin hayal dünyasında birbirine bağlanıyor. RDR 2’deki bar sahnesinden sonra beni bu denli güldürebilen bir sahneler olmamıştı. Yalnız Harry biraz yaramaz biri: Alkol ve uyuşturucu problemi var. Biz buna kısaca “partilemek” diyelim. Partilediği için başı sık sık belaya giriyor ve kendini zor durumlara sokuyor. Kontrolü ele aldıktan sonra partileyip partilememek tamamen elimizde. Bazen iç dünyamızın didiklemesiyle partilemek için daha bir şevk duyuyoruz. Dibe vurmakla temiz kalmak arasındaki tercihlerin etkilerini, hem içimizde hem de diğer insanlarda görüyoruz. BAŞARISIZ BİR DEVRİMİN ARDINDAN Çözmemiz gereken bir cinayet var. Başa-

✔ ✔KISA KISA Türkçe dil desteği hakkında şu an ufuk karanlık. Ama yanılmayı cidden isterim. Hakkı verilerek çevirildiği takdirde birçok Türk oyuncunun ayıla bayıla oynayacağına eminim. Yabancı dil probleminiz yok ise durduğunuz hata. Son yamayla beraber Hardcore Mode ve ultrawide çözünürlük desteği eklendi. Daha az paranızın olduğu, alkol ve türevlerine daha çok ihtiyaç duyduğunuz, ilaç fiyatlarının arttığı, skill check oranlarının etkilendiği bu mod ile mazoşist tarafınızı mutlu edebilirsiniz. Oyunda bir yaş sınırlaması gözükmüyor. Ancak net bir şekilde +18 diyebilirim. rısız olan bir devrim denemesinden sonra berbat bir hale gelen Revachol şehrinin Martinaise bölgesindeyiz. Revachol dev bir şehir ve geçmişiyle ilgili çok fazlaca bilgi edinebiliyoruz. Lore kısmı çok detaylıca hazırlanmış. Gerçek dünyadan bolca referans var (Karl Marx - Kras Mazov gibi). Özellikle politika ve ekonomi alanlarına ilgisi olan oyuncular için materyal bolca bulunuyor. Martinaise küçük bir bölge. En önemli noktası limanı diyebiliriz. Aslında önceleri daha parlak bir bölgeyken, iç karışıklıklar yüzünden son derece bitik halde. Güvenlik güçlerinin pek uğra(y)amadığı bir yer. Liman, ekonomik faaliyetlerin odak noktası durumunda. Bu yüzden de liman işçilerine ait sendikanın (Union) sözü geçiyor. Faal olan az sayıdaki iş yeri ise yeterince müşteri bulamamaktan şikayetçi. Union, limanın sahibi olan Wild Pines Group’a karşı greve gitme kararı ala-

>>

OYUNCULARIN DÜNYASI | MART 20 | 15


Conceptualization

Drama

Encyclopedia

Logic

Y E T E N E K L E R

Yetenekler, Intellect, Psyche, Physique ve Motorics ana başlıkları altında gruplanıyor. Klasik RYO yeteneklerine göre oldukça farklı isimlere sahipler. Karakter özelliklerini yetenek ağacı olarak kurgulamak, Harry’nin her türlü hareketinde tam kontrol sağlamamıza olanak tanımış. Yeteneklerimiz, durumlar, kişiler ve konuşmalar hakkında sürekli ipucu verip yönlendiriyorlar. Yani adeta birer canlı varlık gibiler. Physical Instrument

Shivers

Yetenekleri tek tek açıklayacağım ancak unutmayın: Her bir yeteneğin, bir diğeri ya da birkaçıyla beraber kullanıldığı durumlar var. Örneğin; yerdeki bir ayak izini fark etmek için ayrı bir yetenek, doğru analiz edebilmek için ayrı bir yetenek gerekiyor. Kullanım alanlarını, ne gibi durumlarda işe yaradığını yaşayarak öğrenmeniz çok daha keyifli olacaktır. Her bir seviye puanıyla bir adet yeteneğinizi geliştirebilir veya daha sonra anlatacağım Thought sisteminde kullanabilirsiniz. Tecrübe puanlarını en çok görevlerden kazanıyorsunuz. Ancak küçük küçük eylem ve konuşmalardan da az da olsa XP elde ediyorsunuz. Level atlamak çok zor değil. Önemli olan nasıl kullandığınız. INTELLECT YETENEKLERİ

Authority

Encyclopedia: Olaylar, kişiler, yerler vb. hakkında derin bilgi sahibi olur, tarih bilginizle büyülersiniz. Birçok diyalog sırasında karşı tarafı bilgi dağarcığımla etkilediğim oldu. Faydalı bir özellik. DE evrenini en doğru ve zengin şekilde öğrenmemi sağlayan oyun mekaniklerinden biri oldu. Rhetoric: Entelektüel tartışmaların yeteneği.

Interfacing

16 | MART 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI

Perception

Drama: Dünya’yı bir sahneye çevirip bir güzel oynamak mı? Drama tam da bunun için. Güzel (!) yalanlar söyleyip farklı rollere bürünerek konuşmadaki etkinizi arttırabilirsiniz. Conceptualization: Sanatsal yönünüzü geliştirir. Sanat eserlerini ya da sanat üzerine yapılan konuşmaları (Harry’nin ilginç bir sanat merakı var) anlayıp yorumlayabilir hatta kendi sanat eserinizi yaratabilirsiniz. Yaratıcılık, her şeydir! Visual Calculus: Batman oyunlarındaki dedektiflik sahnelerini hatırlayın. Hani suç mahallindeki tüm detayları, anı anına tekrar yaşadığınız ve detayları keşfettiğiniz o mini oyunları. VC’nin tüm olayı da bu. Olayların nasıl geliştiğini görmek açısından önemli. PSYCHE YETENEKLERİ Ruhunuza yönelerek sorunları konuşarak çözebilir ve insanları sözlerinizle ikna edebilirsiniz. Volition: Moral seviyenizi direkt olarak etkiler. Arzu nesnelerine (!) karşı iradenizi arttırarak, iç dünyanızı sakin seviyede tutar.

Intellect, yani zeka yeteneklerine ağırlık verdiğinizde, oyun evreniyle ilgili daha fazla bilgi ediniyorsunuz. Logic: Her dedektifin olmazsa olmaz özelliği. Bilgi parçalarını birleştirmenize, konuşmalardaki tutarsızlıkları fark etmenize ve şaşırtıcı sonuçlara ulaşmanızı sağlıyor. Bulmaca çözme becerinizi de direkt etkileyen bir özellik.

Empathy

Kendi görüşünüzü belirtin, karşı tarafı dinleyin ve şartlar uygunsa retorik yeteneğiniz ile konuşmayı kendi lehinize çevirin.

Inland Empire: İç dünyanızın, hayal gücünüzün en saf ve dokunulmamış hali. Kafanızda uçuk kaçık hayaller oluşturacak, bazen kendinizi kıyafetinizle bile konuşurken bulacaksınız. Ama işte bu bile bazen soruşturma ile alakalı bir yola sapabiliyor. Harry’nin iç dünyası muhteşem. Empathy: Adı üzerinde... Olayları karşınızdakinin gözünden görmeye, onun gibi hissetmeye ihtiyaç duyacağınız birçok durumla karşılaşacaksınız. Ama Harry’nin duygu durumu fazla değişken olduğu için bunu da abartıp gözyaşları içinde kalabiliyor. Authority: Şüpheli gördüğünüz kişiler ya da polis otoritesine karşı gelmeye meyilli karakterler

Reaction Speed

Savoir Faire


Rhetoric

Visual Calculus

karşısında kilit durumda bir yetenek. Kısacası, sözünüzü dinletmek istiyorsanız tavsiyemdir. Esprit de Corps: Polislik ruhunuza işlediyse ve iyi bir ekip oyuncusu olmak istiyorsanız bu yetenek size göre. Ortağınız Kim ile olan ilişkinizi de güçlendiriyor ve gerçek bir polisin yapması gerekenleri yaptırıyor. Suggestion: Her şeyi diyalog olan bir oyunda, sözlerinizin etkisini arttıran bir yetenek pas geçilemez. Fikirlerinizin ve sözlerinizin Revachol’de yapacağı çok iş var. Bazı karakterlerin yıkılmaz duvarlarını bile alaşağı edebilirsiniz. PHYSIQUE YETENEKLERİ “Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur” düşüncesinin tezahürü olarak karşımıza çıkıyorlar; dayanıklılığı ve tehditkârlığı arttırıyorlar. Endurance: Hemen her rol yapma oyununda bulunan klasik dayanıklılık yeteneğimiz. Can barını direkt etkiliyor. Ayrıca zararlı maddelere ve hasara karşı daha dayanıklı oluyorsunuz. Pain Threshold: Harry, yalnızca fiziksel değil, mental olarak da hasar almaya son derece müsait. Bu yüzden acıya karşı olan direncinize göre çok farklı durumlar karşınıza çıkabiliyor. Eğer bu yetenekteki skill check başarısız olursa canınızdan bir puan eksiliyor. Physical Instrument: Fiziksel özellikleriniz ile neler yapabildiğinizi belirliyor. Sıkışmış bir kolu çevirme, ağırlık kaldırma vb. işlerde kullanıyorsunuz. Ayrıca ilgili aleti kullanarak bu yeteneğin başarı oranının arttırabilirsiniz. Electro-Chemistry: Harry’nin alkol ve uyuşturucu dünyasındaki maceralarından uzak durmak istiyorsanız bu özellik sizi çok etkilemeyecektir. Ancak “parti” sizi çağırıyorsa bu yetenek ile zararlı maddelerin yan etkilerini azaltabilirsiniz. “Temiz” kalıp kalmamak tamamen sizin tercihiniz. Oyun sizi bu konuda zorlamıyor. Shivers: Duyularınızın daha aktif olmasını ve farklı tetikleyicileri algılamanızı sağlıyor. Konuşmaların

Electro-Chemistry

Endurance

Composure

Hand-Eye Coordination

dışında da Shivers yeteneğinin size “anlattığı” olaylarla karşılaşabiliyorsunuz. Bazen şehri dinliyor, bazen de başka bir detaya takılıp kalıyorsunuz. Half Light: Göz korkutmak veya tehdit etmek istediğiniz durumlarda işe yarıyor. Fiziksel yeteneklere yönelen bir oyuncu için puan verilmesi elzem. MOTORICS YETENEKLERİ “Ne sihirdir ne keramet, el çabukluğu marifet” diyerek, el becerilerinizi ve algılarınızı geliştirebilirsiniz. Rol yapma oyunlarının hırsız build’i diyebiliriz. Hand-Eye Coordination: El - göz koordinasyonu, atma/tutma veya ateş etme gibi durumlarda ne kadar becerikli olduğunuzu belirliyor. Bazen karşı tarafın artistlik olsun diye havaya attığı bir parayı tutmanız bile etkileyici olabiliyor. Artistleri sevmeyiz. Perception: Diğerlerinin gözden kaçırdığı, duymadığı şeyler, sizden asla kaçmamalı. Hem diyaloglarda hem de oyun içerisinde, açık dünyada dolaşırken işinize yarıyor. TAB tuşuna basarak, oyun içerisindeki objelerin etrafının vurgulanmasını sağlıyorsunuz. Perception yeteneğiniz ne kadar iyiyse o kadar fazla objenin “farkına varıp” etkileşime geçiyorsunuz. Reaction Speed: Tepki sürenizin hızlı olmasıyla savunmanızı tam zamanında yapabilirsiniz. Yalnızca mermileri ve bıçakları değil, zor durumda bırakacak sözleri de bertaraf edebilirsiniz.

Esprit de Corps

Inland Empire

Suggestion

Savoir Faire: Görünmek istemediğiniz sürece kimse sizi göremez. Biraz akrobasi, biraz da gizlilik. Belki de...Ninja-polis? Stealth/sneak özelliğinin disko hali. Interfacing: El becerinizi belirleyen yetenek. Kilit açma, cihazları kullanma gibi konularda işe yarıyor. Oynayış tarzınıza göre karşınıza kullanılacak birçok şey çıkabiliyor.

Volition

Composure: Kendinizi tutmanızı, diğer insanların önünde gardınızı düşürmemenizi sağlıyor. Baskı karşısında yılmıyorsunuz ve diğerlerinin zayıf noktalarını bulmaya daha iyi odaklanıyorsunuz.

Half Ligh

Pain Threshold

OYUNCULARIN DÜNYASI | MART 20 | 17


> > rak, limana olan tüm giriş çıkışları kapatmış durumda. WPG, elini güçlendirmek adına özel bir güvenlik ekibini bölgeye gönderiyor ve bu adamlardan biri öldürülüyor. İşte aydınlatmaya çalıştığımız cinayet bu. Katil kim? Motivasyonu ne? Neden bu adamın cesedi bir haftadır ağaca asılı durumda? Ancak ne biz kendimizdeyiz, ne de Martinaise şefkatli kollarıyla bizi bekliyor. Neyse ki, bu hassas ve kırılgan halimizde yalnız değiliz. Farklı bir polis istasyonundan gelen Kim Kitsuragi, bize harika bir ortak oluyor.

Dükkan sahipleri, kitapçı, otel görevlisi, yaşlı kadın, sokak satıcısı, işçiler, köylüler gibi aslında sıradan tiplemelerle konuşuyoruz. Ama Martinaise’in zor yaşam koşulları, bu insanları da sertleştirmiş ya da depresif hale sokmuş durumda. Yetenek yönelimlerinizin yaratacağı alternatifleri de düşününce, bu çetin çevizlerle olan imtihanınız sürükleyici oluyor. Unutmayın, DE’de insan psikolojisi gayet incelikli işlenmiş. Bunun NPC’ler için de geçerli olduğunu unutmayın ve onları anlamaya çalışın. Neticesinde bir dedektifsiniz.

Boğucu gerçekliğinin altında aslında oyun evreninde birçok gizem yer alıyor. Pale denilen bir madde var, gezegeni yavaş yavaş yiyor. Hafif misitk öğeler de hakim evrene. Hele bir de hiçbir yere bağlanmadığını düşündüğünüz bir görev var ki... Tam doğru zamanda, nefis bir sürprizle son buluyor. Katharsis dediğimiz şey. Oyunun sürprizlerle dolu gizemli dünyasına bir kere daha hayran bıraktırıyor.

Yerel halk dışında, sendikanın başındaki Evrart Claire ile şirketin görevlendirdiği Joyce Messier ile olan ilişkimiz, ana hikaye için daha fazla ağırlığa sahip. Özellikle Evrart, bölgeye hakim olduğu için onu bir şekilde aşmak gerekiyor. Temiz biri değil; uğraştırıyor. Partilediğimiz dönemde yerel halka ciddi ciddi işkence çektirmişiz. Bu anıları onlardan dinlerken sık sık kahkaha attım. Çünkü Harry’nin kafası yerinde değilken yaptığı şeyler akla hayale gelmeyecek türden. Hafiften değil bayağı bayağı Hangover kafası. Bu sebepten ötürü soruşturma sık sık engellerle karşılaşıyor çünkü halkı sorgulamalı ve boşlukları doldurmalıyız. Ama halk, haklı olarak bize mesafeli yaklaşıyor.

OSCAR ÖDÜLLÜ YARDIMCI OYUNCULAR Yazım kalitesindeki özen, NPC tasarımında da kendini göstermiş. En az Harry kadar uçuk ve ilgi çekici karakterlerle iletişim kuruyoruz. Başta ortağımız Kim olmak üzere, Martinaise halkını keşfetmek büyük keyif. NPC’lerin tek amacı size görev vermek değil. Var oluş sebepleri son derece organik. Birçok RYO’da bu hata yapılır; NPC’ler yalnızca görev alma aracıdır. Burada ise bazen doğru soruları sormazsanız görevi alamama ihtimaliniz bile var. Kim, işine son derece bağlı ve dikkatli bir dedektif. Bizi çok iyi toparlıyor ve son derece anlayışlı davranıyor. Sonuna kadar güvenilir. Harry ne kadar anormal ise o da o kadar normal. Bu iki zıtlığın muhteşem bir denge kurduğunu söylemeliyim.

18 | MART 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI

Karakterler arasında yer alan Cuno ve Cunoesse’den bahsetmemek olmaz. Herhangi bir oyunda karşılaşabileceğiniz en sinir bozucu iki “organizma” ile tanışın. Sesleri, karakterleri ve hareketleri tamamen leş. Yolumuza taş koydukları da oluyor, faydalı oldukları da. Tabii o faydayı görebilmek için berbat egolarını aşmak gerekiyor. Bu da oldukça yorucu. SKILL CHECK İÇİNDE KALDIM “Abi tamam diyalog var, savaş yok diyorsun da bu oyun nasıl işliyor?” diye soracaksınız. Hemen cevaplayayım.


Oyun, her önemli adımda, konuşmada, harekette bir “skill check” gerçekleştiriyor. Diyelim ki, karşınızdakini tehdit edeceksiniz. Tehdit yeteneğinize göre başarı oranınızı, eylemi gerçekleştirmeden önce görüyorsunuz. Eylemi gerçekleştirdiğinizde bir zar görüyorsunuz bu da sizin oranınızı belirliyor. Buna göre skill check başarılı ya da başarısız oluyor ve oyun ona göre devam ediyor. Aynı şekilde Batman oyunlarındaki gibi olay yeri inceleme sekanslarında ve kilit açma, ağırlık kaldırma vb. eylemlerde de SC kullanılıyor. İki tür SC var. Biri kırmızı, öteki beyaz. Kırmızıları yalnızca bir kere deneyebiliyorsunuz. Oldu oldu, olmadı bitti. Beyazları ise başarısız olsanız dahi, ilgili yeteneği bir puan daha geliştirerek tekrar deneyebiliyorsunuz. Elbette, küçük bir hile yaparak her konuşma veya eylem öncesinde kayıt alarak başarısızlık durumunda geri yükleme yapabilirsiniz. En azından ilk oynanış için tavsiye etmem. Oyun sık sık bu yola başvuruyor ya, yeteneklerin bolca olması ve birbirleriyle olan etkileşimleri sayesinde sıkıcı bir oynanış ortaya çıkmıyor. Aksine başarısızlığın da oyunun farklı yönlerini göstermesi açısından önemi var. Bir konuda başarı yüzdeniz düşükse ve o anda yapmak zorunda değilseniz bekleyin. Güçlenin, öyle deneyin. AYAKKABISIZ ASLA! İlk görevimiz, kayıp olan ayakkabı tekini bulmak. Zor bir gece geçirmiştik biliyorsunuz. Bu tarz basit, sıradışı ama oyunun mantığına son derece uyumlu olan görevler, taze bir tat katmış. Alışılagelmiş RYO görevleri elbette var. Özellikle ana hikaye bu eksende ilerliyor. Yani oyun tümden cıvıtmıyor. Görev çözümlerindeki ince detaylar son derece hoş. Örneğin; izlendi-

ğinizi düşündüğünüz için skill check oranı düşük gözüken bir görevi, güvenli bir yerde çok daha kolay şekilde çözebiliyorsunuz. Ana hikayenin tüm odağı, cinayeti çözmek üzerine. Ama bu iş hiç kolay değil çünkü çok fazla veri ve işe karışan çok sayıda insan var. Kimin doğru söylediğini bulmak ve yanlış yönlere sapmamak için doğru kanıtları toplayıp analiz etmek gerekiyor. İşte bu dedektiflik sekanslarındaki kurgu çok başarılı. İnsanlar kolay kolay çözülmüyor. Onları bir şekilde ikna etmek şart. Yeteneklerin yetmediği yerde de bulduğumuz kanıtları yüzlerine vurabiliyoruz. Bolca araştırma yapmak ve detaylara dikkat etmek, kritik kanıtlara ışık tutabiliyor. Oyunun önemli bir kısmında, Harry’nin parti döneminin sancılarını yaşıyoruz. Üzerine zimmetli silahını, polis rozetini ve resmi raporları tuttuğu defterini kaybetmiş durumda. Hatta arabası da kayıp ancak bir arabası olup olmadığına da emin değil. Ancak “Buraya başka nasıl gelebilirim ki?” diye mantık kuracak kadar kafası çalışıyor. Bu parçaları bulduğumuz görevler zamana yayılmış halde; bir anda bitiremiyorsunuz. Birçok farklı görevle çakışıyorlar ve oyunun genel gidişatına güzel yedirilmiş durumdalar. Kim’in desteği bu anlarda yine kendisini gösteriyor. Aracından alet-edevat temin etmemize ve telsiz yoluyla kendi istasyonumuzla irtibat halinde kalmamıza izin veriyor. İstasyondakilerin ve özellikle şefimizin gözünde de son derece ünlüyüz(!). Arada sırada kafamızda minik yuvarlaklar beliriyor. Orb denilen bu yuvarlaklar, yeteneklerinize göre de farklılaşabiliyor. Orb’a tıkladığınızda bazen bir gözlem yapıyorsunuz bazen de eyleme geçebiliyorsunuz. Gözünüz Harry’nin “üstünde” olsun. > >

OYUNCULARIN DÜNYASI | MART 20 | 19


> > Tercihlerinize göre iyi ya da yozlaşmış bir polis olabiliyorsunuz. Bu konuda geniş bir yelpaze var. Seçimlerin sonuçları yalnızca görev çıktısı olarak değil, oyun evreninde de yüksek frekansta yankılanıyor ve domino etkisi yaratıyor. Tam da iyi bir RYO’da olması gerektiği gibi.

lıkla kullanılıyor. Karakterimizin hemen her parça giysisini ve aksesuarını belirleyebiliyoruz. Eşyalar ve kıyafetler, satıcılardan temin ediliyor veya oyun evreninde bulunabiliyor.

Kıyafetlerden bahsedelim. Standart kıyafetlerden uçuk kaçık kostümlere kadar envai Görevler her ne kadar Harry sayesinde son çeşit giysi emrimize amade. Bunları birebir derece keyifli geçse de, bazen üzücü durum- olarak Harry’nin üzerinde görebilmek güzel larla da karşılaşıyoruz. Martinaise zor bir bir detay. Her bir parça, bir ya da birkaç coğrafya demiştim. Bu anlarda nasıl davrayeteneğimizi güçlendiriyor, zayıflatıyor nacağımız tamamen insiyatifimize bırakılveya ikisini birden yapıyor. Envanterde bir mış. Karşı tarafı daha fazla üzebiliriz mesela. ağırlık sınırı yok bu yüzden onlarca kıyafet Ama benim vicdanım el vermediği için iyi taşıyabiliyoruz. Duruma göre bu kıyafetleri bir polis nasıl davranırsa öyle davrandım. değiştirmekte fayda var çünkü ne zaman Vicdan muhasebesi işini oyun iyi kotarıyor. hangi engelle karşılaşacağımızı ve bu engeli hangi yeteneğimizle aşacağımızı bilemiZaman nasıl işliyor bundan da bahsedelim yoruz. Bu yüzden güçsüz olan tarafımızı çünkü zaman, görevler için kritik önem arz destekleyen kıyafeti bulup ona göre kullanediyor. Konuşma yaptıkça zaman ilerliyor. mak çok önemli olabiliyor. Ben de isterdim 24 saati dolu dolu yaşıyoruz. Bu sırada sürekli olarak disko yıldızı gibi gezinmeyi şehir de yaşıyor. Saatler geçtikçe ortam ama işte hep mümkün olmadı :) değişiyor. Dükkanlar açılıyor kapanıyor. İnsanlar yer değiştiriyor. Akşam 9’dan Sol ya da sağ elinize kullanabileceğiniz sonra uyuyabiliyoruz. Gece 2’den sonra ise aletleri veya canınızla moralinizi düzeltecek sokaklarda kimseler kalmıyor. maddeleri alabiliyorsunuz. Moral ve can önemli. Biterse direkt oyun Yeni gün, farklı yüzleri de Martinaise sınır- bitiyor. Sürekli yüksek tutlarına sokuyor. Zaman akarken, diyaloglar, maya bakın çünkü başarıtoplanacak eşyalar, insanlar değişiyor. Oyu- sızlık anında ya da Harry’nin nu bitirebilmek için maksimum 10 günlük iç hezeyanları yüzünden ekbir süremiz var. Planlamanızı iyi yapmanız silebiliyorlar. El feneri, levgerekiyor yani. Görevlerin doğru zaman ve ye ve kablo kesici, birsırada yapılmadığı durumlarda başarısız ol- çok durumda hayat ması veya kaçması riski var. Eğer bir görev kurtarıcı oluyor. belirli bir zamanda tamamlanacaksa ve o El ile yapamazamana kadar yapacak işiniz yoksa kitap yacağınız işokuyarak zaman atlayabilirsiniz. leri, aletler ile çok BİR SÜPERSTAR GİBİ GİYİN daha pratik bir Oyunun envanter sistemi, oynanışa uygun şekilde halşekilde klasik yapıdan birkaç ufak farklılediyoruz. Bu

20 | MART 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI


yüzden başarı yüzdesi düşük işleri bir de ilgili aleti alarak deneyin. Kullanılabilir eşyalar arasında bir adet sarı plastik poşet bulunuyor. Elinize aldığınızda markete 25 kuruş vermek yerine alışveriş poşetiyle dışarı çıkmış emmi gibi gözüküyorsunuz. Etrafta bulabileceğiniz boş şişeleri toplamaya yarıyor. Şişeleri Frittte’deki geri dönüşüm kutusuna atarak karşılığında 0.10 real kazanıyorsunuz. Özellikle ilk 2-3 gün için damlaya damlaya göl olur misali can suyu oluyor. Daha sonra para kaynaklarınız artıyor. Para kazanmanın bir diğer yolu da, eğer yeterince ikna edici biriyseniz, para “dilenmek”. “Abi bi sakal atsana” modelinden cin girişimcilik fikirlerine kadar para kazandırmaya yarayacak tonla “dilenme” yöntemi var. DÜŞÜNCE DOLABI DE’nin en özgün ve oynanışı direkt etkileyen mekaniklerinden biri de Thought Cabinet. Düşünce Kabini, birçok pasif yetenek ve perk elde edinebileceğiniz bir sistem. Harry, DE evreninde yol aldıkça, kafasında farklı alanlarla ilgili düşünceler canlanıyor. Siz de bu düşünceler arasından dilediğinizi seçip üzerine yoğunlaşmaya başlıyorsunuz. Her bir düşünceyi içselleştirebilmek için belirli bir süre geçmesi gerekiyor. Düşünceyi içselleştirene kadar negatif etkileri oluyor. İçselleştirdikten sonra ise avantajlarını görmeye başlıyorsunuz. Peki ne bu düşünceler? Homoseksüelleri araştırabilirsiniz hatta kendinizin de bir homoseksüel olup olmadığınızı sorgulayabilirsiniz. Ya da feminizmi; evet, Harry feminist olabiliyor. Ya “Superstar”? Kaçmaz! Evsiz bir polis? Neden olmasın? Vandalizm? En sevdiğimiz. Düşünceler, oyundaki tercihlerinize göre size

kendilerini gösteriyor. Tek bir oynayışta tüm düşünce tiplerini öğrenemiyorsunuz. Yani Harry’nin farklı iç dünya kombinasyonları için oyunu 2-3 kere bitirmek şart. Yeni düşünce slotlarını, seviye puanı kullanarak açabiliyorsunuz. Eğer tüm slotları doldurduysanız, 1 adet seviye puanı harcayarak tek bir düşünceyi unutabiliyorsunuz. “Sen ne oldun?” derseniz… Oyunun sonunda ırkçı, komünist bir feminist oldum. Bunun yanında derin ekonomi ve sanat bilgisine sahiptim. Homoseksüel değilmişim ancak her ne kadar karar almış olsam da insanların cinsel tercihlerini sorgulamadan edemedim. Thought Cabinet, zıtları bir araya getirmek için çok hoş bir mekanik. Ucu, bucağı cidden yok. ÇİZGİ ROMAN TADINDA Görsel dildeki Avrupa havası, çizgi roman okurları tarafından direkt fark edilecektir. El çizimi şeklindeki grafikler göz alıcı ve minik detaylara gösterilen özen şahane. Her bir sahnenin ve karakterin el çizimi olması, benzersiz mekanların oluşmasını sağlamış. Görsel ve metin uyumu bu anlamda tam olmuş. Yazıda betimlenen öğelerin, görsel olarak yansıması sağlanmış. Seslendirmeler ise keşke tüm konuşmalar için olabilseymiş ancak bu, dürüst olmak gerekirse, küçük çaplı bir stüdyonun altından kalkabileceği bir şey değil. Hele bir de bu kadar metin varken. Var olan seslendirmeler ise gayet yerinde ve güzel. Limbik sistemimizin sesi ise Salad Fingers adındaki sinir bozucu animasyonu andırıyor. HATASIZ OYUN OLMAZ Her oyunda olduğu gibi DE’de de eksik veya hatalar var. > >

OYUNCULARIN DÜNYASI | MART 20 | 21


> > Oyun, bazen fazla informatif oluyor ve Harry’nin o uçuk havasını unutturabiliyor. Az da olsa bazı konuşmalarda neredeyse ansiklopedi okuyor gibi hissediyorsunuz. Bu diyaloglar, Harry’nin daha fazla şov yapması sağlanarak daha keyifli hale gelebilirdi. Boş konuşmalar yapmıyorsunuz aslında. Gayet lore kısmına yönelik önemli bilgiler alıyorsunuz ama kesinlikle “daha fazla Harry” olmalıydı bu anlarda. Bazen buglarla karşılaştım. Escape tuşu çalışmadı mesela. Menüye ulaşamadığım için oyunu quick save ile kaydedip Alt + F4 yardımıyla oyundan çıkıp yeniden başlattım. Çok daha sık karşılaştığım bir diğer hata ise etkileşim anlarında karşıma çıktı. Konuşabilmek ya da kullanabilmek için tıkladığımda karakter, ilgili yere gidip hiçbir şey yapmadı. Bir adım uzağa gidip tekrar tıkladığımda ise düzeldi. Oyunun metin yoğunluğu çok evet. Ama bazı anlarda bu metinler, güzel ve keyifli animasyonlarla desteklenmiş. Ancak bu animasyonların sayısı bir hayli az. Keşke daha fazla olsaymış. En son yama ile “Posta kutusu sevme animasyonu” geldi mesela (O ne demeyin, posta kutusunu da sevebiliyoruz). Zamanla daha da artar diye umuyorum.

22 | MART 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI

DISCO SONSUZA KADAR SÜRMELİ Disco Elysium, RYO dünyasına yeni bir soluk getirdi mi? Kesinlikle. Bir kere, içi sulandırılmış olan RYO öğelerini aldı ve olması gerektiği yere taşıdı. “XP kas, gear bas” seviyesine düşürülmüş olan rol yapma öğelerinin, güçlü metinlere ve tüm oyun evreninde etkilerini gördüğümüz seçimlere ihtiyaç duyduğunu hatırlattı. Üstelik bunu yaparken, neredeyse hiç savaş mekaniği de kullanmadı. Tekrar oynanabilirliği yüksek tuttu ve hafiften RPG - Adventure karışımı olan havasıyla tüm övgüleri hak etti. Son dönemde Divinity: Original Sin 2’den sonra bu türde çıkan en iyi eser; hatta şaheser. Disco sizinle olsun.

✔ ETKİLENDİĞİMİZ - İyi ya da kötü polis olmak oyuncunun elinde. - Dehşet uzunluğuna rağmen harika metinler. - Özgün ve altı dolu dolu olan evren. Harrier Du Bois!

✖ ETKİLENMEDİĞİMİZ - Bazen gereğinden fazla ciddi.


#MünevverKarabulut #ÖzgecanAslan #EmineBulut #ŞuleÇet #CerenÖzdemir... BİR GÜN SON OLMASI DİLEĞİYLE... ŞİDDETTEN ÖLEN KADINLAR İÇİN DİJİTAL ANIT anitsayac.com


PS4 İNCELEME - PS4 REVIEW PS4

EMRE İNANLI

DEATH STRANDING Dostlar şunu en baştan açık yüreklilikle kabul ediyorum. Tutkulu olduğu şeyi yapmak için sektör normlarının dışına çıkmakta bir beis görmeyen, yaratıcı vizyonunu ürettiği işe yedirebilmek için gerekirse çalıştığı firmayla kanlı bıçaklı olabilen, oyun oynamanın insanda yarattığı halet-i ruhiyeyi özümsemiş ve buna yönelik yenilikçi buluşlar peşinde koşan bir oyun geliştiricisi Hideo Kojima. Seveninin çok olduğu yadsınamaz ancak abartıldığını düşüneni de az değil. Bana kalırsa bu iyi bir şey. Ne konuda olursa olsun herkesin hemfikir olabileceği bir durum ortaya koyan insan sanki özgün bir şey üretmemiş demektir. Hadi bu özgünlüğe bir örnek verelim. İlk Metal Gear Solid oyununda ana düşmanlarımızdan biri olan, aynı zamanda sizin düşüncelerinizi okuyabilen psişik psycho mantis kontrolcünüze bastığınız her tuşa karşılık önlenemez bir hareket yapabiliyor ve bu durum onu yenilmez kılıyor. Bu düşmanı yenmeniz için tek yapmanız gereken şey ise gamepad’inizi birinci soketten ikinci sokete sokmak. Böylece mantis düşüncelerinizi okuyamaz hale geliyor. Aynı düşman sizin memory card’ınızda kayıtlı olan diğer oyunları oynadığınızı ima edip aklınızı okuyabildiğini size kanıtlıyor. Tam bir “Medium is the Message (Araç mesajın kendisidir)” örneği. Kojima tarafından Playstation 1’e özel olarak çıkan bu oyunda, konsolun donanımının da oynanış dinamiği olarak önümüze konması takdir edilesi. Özel bir insanın aklına gelebilecek bir şey. > > 24 | MART 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI


KÜNYE IMPRESSUM YAPIMCI PRODUCER KOJIMA PRODUCTIONS YAYINCI DISTRIBUTOR 505 GAMES TÜR TYPE AKSİYON ACTION WEB DEATH STRANDING

OYUNCULARIN DÜNYASI | MART 20 | 25


Yukarıda kendisine atfettiğimiz bu övgüler ışığında pek sevgili Kojima’mızın son oyunu olan Death Stranding’de ne denli başarılı olduğunu gelin birlikte inceleyelim. DUCHAMP’IN ‘FIŞKİYESİ’ Ne adammış bu öyle? Yine ne yaptı ne etti, kendini iki paragraf övdürttü vallaha. Zaten sevmeyenleri yazıyı çoktan terk etti. Biz sevenlerle, en kötü merak edenlerle devam edelim. Öncelikle Death Stranding’i, tek başına çıkış tarihi 8 Kasım 2019’dan itibaren satın alıp oynadığımız bir ürün olarak

değerlendiremeyiz. 13 Haz 2016’da ki E3 duyurusundan beri oluşturduğu “hype treni” ile birlikte bir bütün kendisi. Öylesine gizemli ve merak uyandırıcı tanıtım politikası uygulandı ki, bana göre oyun bu heyecan dalgasında alabora oldu. Bu durum oyunun kötü olmasından değil, üç yıl boyunca gösterip elletmeme politikasının artık iyice suyunun çıkmasından kaynaklıydı. Ayrıca oyunda karakter olarak yer alan oyuncuların (Norman Reedus, Mads Mikkelsen vb...) veya stüdyoyu ziyaret eden ünlü misafirlerin “Şimdiye kadar böyle harika bir şey görmedim, ama hiçbir şey de anlamadım” minvali açıklamaları da işin tuzu biberi oldu. Yani demek istediğim geliştirme süreci ve tanıtım politikası, oyunun insanlar tarafından belirlenen değerini kötü olarak etkiledi. Değerlendirmeye etkisi olan diğer bir etmen ise Kojima etkisi. Şimdiye kadar oyunlarında yarattığı kendine has hikaye anlatımı ve yenilikçi oynanış dinamikleriyle kendisine saygı duyan bir oyuncu topluluğu ve oyun basını yaratan Kojima’nın sadece ismi bile Death Stranding’in puanlarını pozitif yönde etkiledi. Yani aynı oyun başka biri tarafından çıkarılsa oyuna olan ilginin ve aldığı puanların durumunu görmek isterdim doğrusu. Tabi ki bu söylediklerim yanlış anlaşılmasın. Bir eserin kendisi, yaratıcısından ve onun yaratım sürecinden bağımsız düşünülemez. Öbür türlü Duchamp’ın sadece ters çevirip imzasını atarak sergiye yolladığı Fıskiye adlı pisuvar, modern sanatın en çok iz bırakan eseri ünvanına layık gösterilmezdi herhalde. Entel soslu ucuz açıklamaları bırakıp oyunun kendisine geçiyorum

26 | MART 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI


artık. Bu tabiri ilk benden duymadığınızı biliyorum ama herkesin konsensüs oluşturduğu bir fikir var ki bu oyunu daha iyi özetleyemez: Death Stranding 3A kalitesinde ama bağımsız oyun görünümlü bir kargo taşıma simülasyonu… Şöyle baktım da... Daha iyi özetlenebilirdi sanki... Ama siz mevzuyu anladınız. Yani oyunu oynarken arkasında harika bir emeğin, paranın ve mühendisliğin var olduğunu hissediyorsunuz. Buna karşılık oyun gene de ucuz hissettiriyor. Sanırım bu duruma sebep olan en önemli etmen oyunun tüm mekaniklerinin yan mekanik gibi gözükmesi. Her şeyden azar azar yap, ortaya yap gibi bir oyun olmuş. Oyunun şu dinamiği de muhteşem olmuş diyemedim. Hepsi kendini idare ediyor ama hakkını teslim etmeliyim ki aralarındaki matematik güzel hesaplanmış. Önce oyunun pek gizemli konusundan bahsedelim, sonra bunu açıklayacağım. Kojima belli ki birtakım olayların dayandığı nedenlerden veya bu nedenlerin yol açtığı sonuçlardan yola çıkarak hikaye anlatmayı seviyor. Bir önceki serisi Metal Gear Solid’ de insanlığı savaş ile yüzleştirirken Death Stranding’ de ölümü ve bunun insanlar üzerindeki etkilerini ele almış. Kısaca değinirsek; dünyada Death Stranding olayı olarak da bilinen büyük bir patlama yaşanmış, ölüm ve yaşam birbirine girmiştir. Ölüm ve yaşam arasında yer alan kıyılar (bir çeşit araf) ortaya çıkmış, bu kıyılardan geçemeyen ölü insan ruhları Kıyı Varlıkları (KV) olarak dünyamıza sıkışıp kalarak insanlar için tehlike arz etmektedirler. Öte

yandan Zamanyıkım adında başka bir doğa fenomeni ise yağan yağmur ile birlikte zamanın akışı bozularak temas ettiği her şeyi yaşlandırmaktadır. Bu sebeple insanlar sığınaklarına hapsolmuş ve dünya yok oluşun eşiğinde dolanırken bu sığınaklar arasındaki kargo iletişimini üstlenen bazı cesur yürekler ortaya çıkmıştır. Bu cesur kargocular sayesinde insanlar yiyecek ve ilaç gibi ihtiyaçlarını temin edebilmişler, kaçınılmaz son için direnmeye devam etmişlerdir. Tüm bu süreç böyle devam ederken bize Sam Porter isimli bir kargocunun kontrolü verilir. Kendisi bir öteci. Yani ölüm ve yaşam arasındaki kıyılara uğrayabiliyor ve ölürse bedeninden ayrılan ruhu, kıyı öncesi derz denen yerden sekip geri vücuduna dönebiliyor. Bir nevi ölümsüz yani. Ayrıca KV denen yaratıkları da hissedebiliyor. Daha sonra bu karakterin kanser hastalığı yüzünden ölmek üzere olan Amerikan başkanının üvey oğlu olduğunu öğreniyor ve Amerika’nın tekrar kendini bütünleştirme planının bir parçası oluyoruz. Oyun süresince görevimiz Amerikan’ın en doğusundan en batısına tüm düğüm kentlerini birbirine Q-pid cihazıyla bağlamak ve iletişim kurmalarına yardımcı olmak. Tabi bu sırada onun bunun kargolarını da varılması gereken yerlere en az hasarla ulaştırmak. İşte böyle. Hikaye ilginç, sürükleyici de aslına bakarsınız ama o kadar çok dalıp gidiyorsunuz ki oradan oraya kargo taşıma olayına, çok uzun süre hikayeye uğramıyorsunuz ve soğuyorsunuz konudan. Aslında bunu oyunun artı hanesine yazıyorum. Demek ki oynanış dinamikleri sarıyor ve hikayeye ihtiyaç duymuyorsunuz bir yerden sonra. Zaten hikaye Death Stranding’ de çok kaliteli bir eşantiyon gibi durmuş. Daha çok hikayeye ihtiyaç duymayan > >

OYUNCULARIN DÜNYASI | MART 20 | 27


“sandbox” yapısı hakim. Önünde koskoca bir dünya var ve sen kargocu olarak ortam koşullarına uyum sağlayarak ve insanlarla yardımlaşarak (buraya sonra geleceğim) elindeki paketleri varması gereken yerlere götürüyorsun. Bu bile çoğu insana yeterli gelmiştir. Ancak hikaye konusunda şikayet edeceğim bir şey varsa o da tamamını kavrayabilmek için bize iki üç saatlik okuma materyali sunması ve bu yazılar sadece evreni genişletmek için değil, asıl hikayeyi tam anlamak için de gerekli. Yani okumaktan yana şikayetim yok ama okuma eylemini olması gerektiği yere, kitaplara saklamak istiyorum. Lütfen oyun kreatifleri... Sinemadan fazlaca çaldınız zaten, bari kitapları rahat bırakın :)

küfür edeceğimiz durumun geldiği sırada bize bir motosiklet veriliyor ve o mutluluğa paha biçilemiyor. Hız sorunu çözülünce bu sefer yük taşıma kapasitesi sorunu ayyuka çıkıyor ve artık ondan da illallah ettiğimiz sırada daha fazla yük taşıyabileceğimiz bir dış iskelete kavuşuyoruz. Bu böyle gidiyor işte. Her yeni ulaştığımız bölge kendi sorununu ortaya çıkarıp, oynadıkça bu sorunların çözümlerini bize hediye ediyor.

Korkmayın, tüm bunları yaparken yalnız değiliz. Oyun aslında pasif bir online mekaniğin üzerine kurulmuş ve bu mekanik hikayeyle muhteşem bir biçimde örtüşüyor. Ölüm kapımızı çalmışken insanlığın buna direnmesi ve kendini hep birlikte yeniden inşa etmesi anlatılırken inşa ettiğimiz her köprünün, diktiğimiz her gözlem UZUN İNCE BİR YOLDAYIM, GİDİYOkulesinin, çaktığımız her uçurum kenarı RUM GÜNDÜZ GECE... halatının diğer oyuncularla paylaşılıyor olması oynanış dinamiği ile hikaye arasında Gelelim Death Stranding’i nasıl oynayacaenfes bir mantık uyumu barındırıyor. Bu ğımıza. Yani kargo taşımanın bir oynanış yapıları kullanan diğer oyunculardan ise mekaniği olarak keyifli olup olmayacağı bize beğeniler yağıyor. Beğeni aldıkça da sorunsalına. Şunu net bir şekilde ifade ede- yaptığımız yapılar daha fazla insana ulaşıbilirim ki herkese hitap eden bir oyun değil yor. Böylece kendimizi daha işe yarar biri bu. Sabır en çok ihtiyacımız olan silahımız. gibi hissediyoruz. Ben yol yaptım dostlar. Sanki oyunu dizayn ederken sabır çizgisi Hakikaten yol yapınca büyük pirim yapıyorkonulmuş da sabır ölçerimiz dibe vurmuşmuşsunuz, bunu bu oyunda teyit ettim ;) ken bize bir ödül sunuluyor ve sabretmeBu mekanizmanın bize gösterilen ön yüzü miz gereken şey ortadan kayboluyor. Sonra oldukça basit gözükse de belli ki arkasında yeni sabır sorunlarıyla boğuşuyoruz. Örnek instagram veya youtube öneri sistemi gibi mi? Hemen vereyim. Oyunun başında karmaşık algoritmik hesaplar barındıran bir elimizdeki kargoları ulaştırılması gereken yapı kurulmuş. Zaten çok büyük yenilik, yerlere götürürken dağlar, nehirler aşıyoböylesi görülmedi tantanası da bu özellik ruz, çevrede bulunan kargo hırsızı insan için söyleniyor. Daha önce böyle bir şey düşmanlarla çatışıyoruz, KV’lerin arasından gördüm mü? Hayır. Abartmaya gerek var fark edilmeden sessiz bir bir biçimde geçi- mı? Gene hayır. Yani buradan öyle Dark yoruz. Kısacası zorlu mücadeleler eşliğinde Souls gibi “souls like”, Pubg gibi “battle ilerliyoruz. Ama yayan bu işi yapmak çok royale” tarzı yeni bir oyun türü çıkacağını zor. Bu sırada bir sipariş daha geliyor ve sanmıyorum. bize ilk başta yola çıktığımız yere kargo götürmemiz gerektiği söyleniyor. İşte tam Yukarıda küçük bir şekilde bahsetmiştim,

28 | MART 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI


biraz açmak isterim. İki çeşit düşman tipimiz var. Birincisi kendilerini yükçü olarak bildiğimiz insanlar. Bunlar yeniden oluşan Amerika Devletini, özgürlüklerini kısıtlayan bir otoriter güç olarak görüyorlar ve buna fayda sağlayan kargo transferlerini sekteye uğratmaya çalışıyorlar. Bu düşman tipine karşı ister gizlenebilir, ister çatışabilirsiniz. Bu düşman tiplerinin yapay zekasını beğendim. Avel avel ardarda gelmek yerine etrafınızı sarıyorlar ve pozisyonunuzu almanızı gerektiriyorlar. Zaten Kojima daha önce yapay zekayı Metal Gear Solid’in son oyununda ne kadar başarılı yapabileceğini göstermişti. Burada da düşmanlar yeterince zeki hissettiriyorlar kendilerini. Ancak ölümcül silahlar yerine bayıltıcı olanları tercih etmenizi öneririm. Malum bu dünyada ölen kalana musallat oluyor. Herhangi bir ölüm olduğu zaman ölen kişiyi kısa bir süre içerisinde yakıcıya götürüp yakmazsak nekrolaşıyor ve o bölgeye daha zorlu düşman tipi olan KV’ler doluşuyor. Hazır KV demişken bunlardan da bahsedelim. Biraz önce bahsettiğim gibi KV’ler için kabaca ölmüş ancak bu dünyadan göçüp gidememiş ruhlar diyebiliriz. Bunlar oyunun başında her ne kadar en korkunç kabuslarımız olarak lanse edilse de oyunda ilerledikçe edineceğimiz yeteneklerle insanlardan bile daha kolay alt edilebiliyorlar ve hiçbir numaraları kalmıyor. Normal insanlar tarafından görülemeyen KV’lerin yerlerini, karakterimizin öteci olması ve BB denen Bağ bebeğimiz sayesinde odradek cihazını kullanarak tespit edebiliyoruz. Ayrıca edindiğimiz anti-KV silahları ve bombalarını kullanarak veya oyunun ileri safhalarında edineceğimiz yetenek ile dünyaya bağlı oldukları göbek bağlarını keserek bu düşman çeşidini imha edebiliyoruz. Ancak olur da bu varlıkların ellerine düşersek bir anda bizi kendi boyutlarına

çekiyorlar ve karşımıza öldürülmesi gereken bir “boss” çıkartıyorlar. Bu “boss” tipleri ile hikaye gereği de karşılaşıyoruz. Yok edilmesi aşırı basit ve hiç eğlenceli değiller malesef. Bir de çok kızdığım bir olay var bu düşman tipleri ile ilgili. KV’ ler Zamanyıkım olan yağmur bölgelerinde bulunuyor ve bu bölgelere her girdiğimizde ister yayan olalım ister bir ulaşım aracının içinde olalım, farketmeksizin karakterimiz duruyor. Daha sonra yakınımızda KV bulunuyorsa tekrar duruyor ve odradek cihazının açıldığı birkaç saniyelik bir animasyon giriyor. Her seferinde.... HER SEFERİNDE… Ve bu o kadar çok başımıza geliyor ki arkadaşlar... Onlarca, belki yüzlerce kez… Bu nasıl bir dizayn sorunudur böyle? Bir kişi de neden bunu böyle yapıyoruz, oyuncular sıkılmaz mı sürekli durmaktan dememiş? Gerçekten sinir bozucu ve nefretlik bir durum. Sadece bu sebepten bir yıldız kırıyorum oyundan. Görev gereği ulaştırdığımız kargoların yanı sıra etrafa düşürülmüş bir çok kayıp kargo da mevcut. Bunların bir kısmı da diğer oyuncular tarafından düşürülmüş kargolar. Eğer bunları ait oldukları istasyonlara götürürsek (Bunların hepsi yeni kurulan devlete ait düğüm istasyonları ve ara istasyonlar olmak zorunda değil, kıyametçi olarak adlandırılan kendilerine ait sığınakları olan insanlar) o istasyona ait puanımız artıyor ve artan puanlara göre kademe arttıkça bize yeni bir özellik hediye ediyorlar. Bunlar güçlendirme, hızlandırma, bozuk yerlerde rahat yürüme yetenekleri kazandıran dış iskeletler, insanlarla ve KV’ ler ile savaşabilceğimiz silahlar, gideceğimiz yere bizi daha hızlı ve güvenli ulaştıracak ancak sürüş dinamikleri çok kötü olan motosiklet ve kamyonet çeşitleri, botlar, eldivenler ola- > >

OYUNCULARIN DÜNYASI | MART 20 | 29


biliyor ve bunların kendi içlerinde seviye sistemi mevcut. Anlayacağınız ne kadar fazla kargo teslimi yaparsanız o kadar yüksek seviye aletlere erişebilirsiniz. Verdiğimiz kargolardan aldığımız alet edevatla edindiğimiz yeteneklerin yanında bir de karakterimizin kendisine has yıldız işareti ile belirtilmiş yetenekleri mevcut. Bunların her biri yıldızın bir ucunda yer alıyor. Köprü bağlantısı, teslimat süresi, teslimat hacmi, kargo durumu, çok yönlü olmak üzere beş farklı özellikten oluşuyorlar. Her teslimatında bunlar puanlanıyor ve kademe artıyorlar. Mesela o teslimatı hızlı yaparsan teslimat süresi, o teslimat sırasında inşa ettiğin yapılar başkaları tarafından kullanılırsa köprü bağlantısı, kargon sağlam giderse kargo durumu, çok fazla teslimat yapmışsan teslimat hacmi, kurtarma görevi olan kargoları yaparsanız da çok yönlü puanınız artıyor. Her biri için kademe arttırdığınızda daha fazla kargo taşıyabilme, düştüğünüzde kargonuzun daha az hasar alması gibi özellikleriniz açılıyor. Bir şikayetimi de bu kısımda belirtmek istiyorum. Kargolarınızı teslim ettiğiniz her seferde bu puanlamarın yapıldığı bir ekran çıkıyor ve eğer işsiz değilseniz atlama tuşuna basmak zorunda kalıyorsunuz. Öyle bir kere falan da basmıyorsunuz üstelik. Bol kargo teslim ettiyseniz atlama tuşuna beş on defa basıyorsunuz. Yani ben olsam oyuncunun oyununu bozmadan ekranın bir köşesinde yazı olarak verirdim veya seçenekler kısmında “burayı atla” diye seçenek koydurur, bu seçeneği seçenlere bu kısımları hiç göstermezdim. Aynı şeyleri sürekli yaptığımız son yer ise istirahat odalarımız. Bu odalarda karakterimizi dinlendirebiliyor, tuvalet ihtiyacımızı giderebiliyor, banyo yapabiliyor, envanterimizi inceleyebiliyor, maillerimize

30 | MART 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI

bakabiliyoruz. Hepsini de aynı animasyonla yapıyoruz. Hele bu animasyonları geçebiliyor olduğumuzu anladığımda beş altı saat oynamıştım. Ekstra kondisyon barı doldurmak için masadaki enerji içeceğini içme animasyonunu üç kere izlemek zorunda kalmak ne kötü bir deneyimdi. Yani neden o ekstra barı doldurmak için üç kere içmek zorundayım, hem de içme animasyonu aynıyken. Bari bir kerede dolsun. Gerçekten çok ama çok enteresan. Banyo yapma, tuvalet yapma animasyonları da öyle. Bir yerden sonra sürekli atlama tuşuna basıyorsunuz. ORADA... BİR DAĞ VAR UZAKTA... O DAĞ... BİZİM DAĞIMIZDIR Yani biraz fazla şikayet ettik sanki. İçimiz şişti. Biraz oyunun atmosferinden, dağların, ovaların, terkedilmişliğin getirdiği doğal güzelliklerden bahsedelim de içimiz ısınsın. Oyunun post apokaliptik havasına bayıldım. Şırıl şırıl akan derelerin, amansız fırtınaların koptuğu karlı dağların, engebeli kurak arazilerin arasından geçerken giderken kendi iç dünyanıza dönüp biraz hayatınız ile ilgili düşünmeye zaman bulacaksınız. Finaller kötü mü geçmiş? Gelecek aya proje nasıl yetişecek? Sevgiliniz ile aranız mı kötü? Bu doğal güzellikler arasında kargo taşırken gerçek hayatta içine düştüğünüz bu tarz durumları düşünecek ve değerlendireceksiniz. Ama çok dalmayın, ayağınız her an bir taşa takılabilir ve tepetaklak yuvarlanabilirsiniz. Çünkü bu oyunda zemin önemli. Ne var ki en büyük dostlarınızdan biri olan odradek yanınızda. KV tespit eden bu cihazın bir diğer fonksiyonu ise araziyi tarayarak yönünüzü tayin etmenize yardımcı olmak. Sonuçta onlarca kilo yük var sırtınızda. Basıyorsunuz tarama tuşuna, etrafta mavi, sarı ve kırmızı renkte noktacıklar oluşuyor. Mavi kısımlar sorun-


suz, sarı kısımlar dikkat gerektirici, kırmızı kısımlar ise tehlikeli. Kırmızı zeminden uzak durmakta fayda var. Ona göre yolunuzu organize edeceksiniz. Aynı şekilde akan nehirlerde kırmızı kısımlar ayağınızı yerden kesip sizi suda sürükleyebilir. İyisi mi yanınızda bir adet merdiven bulunsun. Köprü niyetine kullanırsınız. Geri de almayın. Hayrına orada dursun, sizden sonra gelen biri kullanır. Şanslıysanız belki biraz ilerde üstünde dumanlar tüten bir su birikintisi göreceksiniz. Hemen girin içerisine, yorgunluğunuz geçsin, canınız yenilensin. Bir de yakınlarına burada kaplıca olduğuna dair bir işaret atın, görmeyen de görsün, sevaptır. Oyunda mevzu çok fazla. Hepsini anlatsan bu yazı inceleme olmaktan çıkıp rehbere döner. O yüzden burada bitiriyorum oyun içeriğinden bahsetmeyi.

tify’da Playlist olarak erişebilirsiniz. Editörün tavsiyesi. Şunu belirtmeden geçemeyeceğim, bu şarkıların oyun içerisinde kullanma biçimine hayran kaldım. Bunu oyunu oynadığım sırada başımdan geçen bir anekdot ile anlatayım. Bir ana geldim ki gideceğim yerde motorun geçmesine imkan yok. Her yer

BİR MÜZİK AŞIĞI OLARAK KOJIMA Hideo Kojima’yı oyun dünyasının QuentinTarantino’su olarak görüyorum. Bir kere ikisininde işini tükettiğinizde isimlerini görmesen bile -bu oyunlarının her yerine adını kazıyan narsist Kojima için imkansız olsa da- kim tarafından üretildiğini anlayabiliyorsunuz. İkincisi bu müzik sever insanlar sevdikleri müzikleri “Bak böyle bir şarkı var, dinlesene” dercesine oyunlarına ve filmlerine koymayı ve bunları ön plana çıkarmayı seviyorlar. Bu oyunda da bize yeni seçkisini bahşetmiş sağolsun. Hepsi gönül doyurucu, dinlendirici şarkılar. İnanır mısınız bu incelemeyi yazarken bile arka planda oyunun müzikleri açık. İş yaparken fon müziği olarak başarılılar. Spo-

>>

OYUNCULARIN DÜNYASI | MART 20 | 31


kayalık. Geçebileceğim en ufak yer var mı diye bir beş dakika harcadım. Mümkün değil motora geçit yok. Orada bir tadım kaçtı. Dedim tabana kuvvet yiğidim, yapacak bir şey yok. Bir anda zamanyıkım başladı. Beni neyin beklediğini çok iyi biliyorum. Az ilerleyince beklentim hemen karşılandı tabi. Odradeğimin vidaları yerinden çıkacak gibi dört dönüyor. Her yer KV dolu. Nereden gideceğimi bilemiyorum. Ansızın bir KV beni yakalıyor. Sürükleyip kendi boyutuna götürmesin diye sürekli mücadele tuşuna basıyorum. Yorgunluk barım tam bitecekken kıl payı kurtuluyorum. Kuytuya geçip dinleniyorum. Zaten zamanyıkım tüm eşyalarımı paslandırıp kullanılamaz hale getirmiş. Kargomun koruyucu zırhına da zarar vermiş, en ufak bir darbede hasar alacak artık. Neyse zor bela köşe bucak kaçarak KV bölgesinden kurtularak tepeyi aşıyorum. Ama nasıl stres yüklüyüm. Düzlüğe ulaşınca ne göreyim. Önümde bomboş yokuş aşağı arazi. Aşağıda ise varacağım istasyon orada, beni bekliyor. Tam o sırada Kojima bizim için play tuşuna basıyor ve biraz önce edindiğimiz tüm stresten çalmaya başlayan muhteşem müzik ve önümüzdeki harika manzara eşliğinde kurtuluyorsunuz. Bu yapılan sanat işte. Oyuncunun oynarken hissettiklerini özümsemiş bir tasarımcının elinden çıkacak bir iş. Oyun dünyasının müzik kullanımı açısından en değerli üyelerinden biri olmuş Death Stranding. EVDE BULAMADIM, KARGONUZU ŞUBENİZDEN ALABİLİRSİNİZ Death Stranding’in amel defterini kapatacak olursak sevabının günahından fazla olduğunu ancak cennetin üst katlarında olmayacağını söyleyebiliriz. Paylaşarak beraber inşa etme evreni ilk defa gördüğümüz bir oyun dinamiği, yenilikçiliğe saygımız sonsuz. Bir de kendini tekrar etmeseydi

32 | MART 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI

biraz daha yüksek bir puanı hakediyordu. Ayrıca kaliteli ve derin bir oyun evreni inşa etmiş Kojima. Gerisini getirir mi kendi bilir ancak farkı oynanışa sahip bir oyunla getirse iyi olur. Zira bu çile, tek sefer çekilecek bir çile. Kimsenin bir daha kargo taşımak istediğini sanmıyorum. Ne olursa olsun oyun bana kendisiyle seksen saatlik bir macera yaşattı. Kötü bir oyun olsaydı kimseden bu kadar vakit çalamazdı herhalde. Kargocunuzun sizi evinizde bulabilmesi dileğiyle az kargo beklemeli günler diliyorum hepinize.

✔ ETKİLENDİĞİMİZ - Kaliteli Hikaye - Birlikte inşa etmeye dayalı oyun mekaniği - Ustaca müzik kullanımı

✖ ETKİLENMEDİĞİMİZ - Bazı şeylerin sürekli tekrar etmesi - Tekrar oynama isteği uyandırmaması - Taşıt sürüşü mekaniğinin kötü olması


#SUSAMAM


KÜNYE IMPRESSUM YAPIMCI PRODUCER ASOBO STUDIO YAYINCI DISTRIBUTOR FOCUS HOME INTERACTIVE TÜR TYPE AKSİYON ACTION WEB A PLAGUE TALE INNOCENCE

34 | MART 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI


PC İNCELEME - PC REVIEW PC, PS4 ve XBOX ONE

“Korkuyorum… Gözlerimi kapattığımda göreceğim çaresizlikten korkuyorum. İçinde bulunduğum dünya zaten korkunç bir hastalığın pençesinde, normal bir insan uykuya dalsa güzel rüyalar görür ama ben, rüyalarımda bile gerçeklerle cebelleşiyorum. Ne yapacağım? Ne edeceğim tek başıma?”

ADEM AYTEN

A PLAGUE TALE INNOCENCE

Veba nedir? Nasıl Avrupa nüfusunun yarısından fazlasını etkileyerek kırılmalara vesile oldu? Bu ölümün soğuk ve çaresizliğe vesile olan ruh, tüm Avrupa’ya yayılmadan önce Dünya’da yaşam nasıldı? Geçtiğimiz yılın şüphesiz en sürpriz yapımı olarak karşımıza çıktı A Plague Tale: Innocence. İlk olarak E3 2017’de duyurulup tanıtılan oyun beklenmedik bir şekilde başarılı oldu. Asobo Studio tarafından geliştirilen oyun, ilk duyurulduğu zaman atmosfer olarak oldukça ilgimi çekmiş ve takip radarımın en yakın noktasına eklemiştim. Zamanla gelişmeleri takip ederek çıkışından belirli bir süre sonra alıp oynama fırsatını yakaladım. Şimdi gelin hep birlikte oyunun nasıl bu kadar etkileyici olduğundan ve bizleri etkilendiğinden görelim. Hazırsanız başlıyoruz. > > OYUNCULARIN DÜNYASI | MART 20 | 35


1349 yılında Fransa’da geçen oyun De Rune ailesinin 2 çocuğu olan Amicia ve Hugo kardeşlerin kaçış hikâyesini anlatmakta bizlere. Hayatımızı geçirdiğimiz köye yapılan saldırı sonucu yaşamak için köyden kaçmak zorunda kalan Hugo ve Amicia kardeşler ile birlikte engizisyonun kovaladığı -kara vebaya yakalanmış- kirli bir dünyada yaşam mücadelesi vermeye başlıyoruz. Tertemiz ve masum duygulara sahip olan Hugo’nun günden güne ilerleyen hastalığı sebebiyle daha önce kardeşi Amica ile hiç görüşmemiştir. Söz konusu olan bu yaşanan saldırı sonrası kader, kardeşleri bir araya getiriyor ve öykümüz burada devreye girerek unutamayacağımız bazı anlara şahit olmaya davet etmeye başlıyor. Sevgili video oyun severler… Son yıllarda görmüş olduğumuz en güçlü dramatik hikâye anlatışına sahip bir oyuna saygı ile önünde eğilerek karşılamak istiyorum. Genel olarak hikâyede yaşanan olaylar bizlerde derin üzüntülere neden olmakta, bu da oyuncuyu oldukça etkileyen sahneler mevcut anlamı taşımaktadır: Hugo’nun bir domuza üzelmesi, verdiği tepkiler onun ne kadar saf ve masum bir karakter olduğunu bizlere gösteriyor. Ayrıca yaşamak için verilen müca-

deleyi sonuna kadar hissediyorsunuz oyun boyunca. Çaresizliği, tükenmişlik duygusu, hüzün... Günümüz oyunlar da az rastladığımız bir hikâye anlatımına bütçe ayırmış Asobo Studio. Hikâye için hiç bir animasyondan kaçınmamış ve animasyon çeşitliliği oldukça fazla. Bu durumda oyuncuya güzel bir hikâye anlatımının yanında renklilik katmış. Köyden geçtiğimiz zaman sağda solda yürüyen tavuklar, yaşayan insanlar görsel anlatımını güçlü hale getirmiş. Tabi ki bunun gibi ince detaylar ekibin hikâyenin en ince ayrıntısına kadar anlattığını göstermekte bizlere. FARKLI BİR OYNANIŞ 17 bölümden oluşan gizlilik temalı bir oynanışa sahip olan A Plague Tale, ilerledikçe bizlere farklı ekipmanlar veriyor. 8 farklı ekipman bulunmakta. Oyunda hikâye ilerledikçe simyacı Lucas bizlere yeni ekipmanlar üretmekte. Ekipman olarak kullandığımız araç ise bir sapan ve bu sapanı farklı kombinasyonlar şeklinde kullanabiliyoruz. Örneğin sapan ile taş atarken aynı zaman da bir ateşi yakabiliyoruz. Farelerden korunmak için meşale yakıp kendimizden uzak tutarak yolumuzu açabiliyoruz. Etraftan topladığımız nesneler ile silahımızda düzenlemeler yapabiliyoruz. Belirli noktalarında yer alan çalışma tezgahları bulunmakta ve bu tezgahlarda gerekli düzenlemeleri yapmak bizleri güçlendirmekte, bu güçlülük doğru zamanda doğru hareketleri yapmamıza büyük yardımcı olmaktadır. Oyunun mekanikleri ise hikaye anlatımını desteklemek amacı üzerine

36 | MART 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI


yapılmış. Çözmemiz gereken bulmacaları veya başa çıkmamızı sağlayan düşmanlar silahlar ile oynanış mekanikleri hikayeye çok güzel bir şekilde yedirilmiş. Bizleri yalnız bırakmayan “Takipçi karakter” ile oynanışa derinlik kazandırılmış. Melie kilitli kapıları açma da, Rodric ise muhafızları gizli bir şekilde öldürmekle yükümlü yanı başımızda. .Takipçi karakterlerin bir de yaşanan olaylara verdiği tepkiler ile oynanış çeşitlendirilmiş. Mesela Hugo’yu kapıyı açması için tek başına gönderdiğimiz bir sahne de Hugo korkuyor ve tedirdiğinliğini belli ediyor. Bu arada unutmadan oyun karşımıza üç önemli düşman çıkmakta. Her önemli düşmanda taktiksel savaşmamız gerekmektedir. Ufak bir tüyo vereyim bir önemli düşmanla karşılaştığınızda gizliliğe birazcık önem veriniz. Yoksa durum nanay...

Biraz diğer karakterlerden bahsetmek istiyorum. Yoldaş olarak yanımızda yolculuk yaptığımız karakterler ile empati kuruyoruz ve her karakter de akılda kalıcı. Başlarına bir şey geldiği zaman oyuncuda üzüntü yaratıyor ve bu da hikâyeden daha da derinden etkilenmemizi büyük yardımcı oluyor.

KİRLENMİŞ BİR DÜNYADA MASUM KALPLER

Her şeye rağmen sizleri güzel bir macera bekliyor. En yakın bir zamanda Hugo ile tanışmalısınız.

Gelelim oyunun bu kirlenmiş dünyasına… Oyunun dünyası harika bir şekilde tasarlanmış. Mekân tasarımları çok başarılı. Vebayı çok güzel bir şekilde dünyaya resmetmişler. Atmosfer sizi öyle bir içine çekiyor ki bazen durup durup etrafı inceliyor ve izliyorsunuz. Sanat yönetimi tepelerde, grafiksel olarak ise oldukça tatmin edici bir seviyeye sahip ve teknik anlamda ise başarılı. Seslendirmeler tek kelimeyle muazzam. Özellikle Hugo’nun seslendirmeleri çok etkileyici. Oynarken sizi atmosfere ve o an yaşanan olaylara o kadar güzel sokuyor ki seslendirmeye insan hayran kalıyor. Ayrıca bu etkilerin yanında -bana göre- oyunun en başarılı kısmı müzikleri. Muhteşem gerçekten. Oyunu bitirdikten sonra o müzikler kulağınıza çalınıyor ve hemen açıp dinlemek istiyor insan.

SONUÇ MU? A Plague Tale: Innocence bizlere güzel ve duygusal bir hikaye anlatımının yanında, güzel mekanikleri, harika dünyası ve atmosferi ile birlikte şahane müzikleri ile 8 -10 saatlik bir deneyim sunmakta. Unutmadan süre olarak biraz kısa geldi ve yapay zeka ise biraz kötü. Örneğin bazen taş atıyorsunuz ama sizi göremiyor düşman. Ama bu tabi ki fazla etkilemiyor sizi.

✔ ETKİLENDİĞİMİZ - Kusursuz ve etkileyici hikaye - Harika mekan tasarımları - Sesler ve atmosfer - Farklı bir deneyim sunan oynanış

✖ ETKİLENMEDİĞİMİZ - Yapay zekâ vasat - Fiyatına göre oynanış süresi biraz kısa

OYUNCULARIN DÜNYASI | MART 20 | 37


ALPER ŞANLI

PC İNCELEME - PC REVIEW PC, PS4, XBOX ONE

STAR WARS FALLEN ORDER Disney, Star Wars ismini satın aldığından beri verdiği parayı fazlasıyla çıkarmak için elinden geleni yapıyor. Filmler her zaman büyük hasılat getirse bile Star Wars hayranı olsun olmasın herkesi ikiye bölmeyi başarıyor. Üstüne yeni hayranları daha kolay çekmek için yıllardır yazılan romanlar artık ‘canon’ sayılmıyor. Fakat oyuncakçılar da Youtube’da her yerde -istemeseniz bile- ismini her yerde görmekten bence yeni hayranları kendine çekmeyi başaramıyor. Üstelik popüler kültürün bizi getirdiği yer bir sürü kanalın ‘en iyi Star Wars’ı ben bilirim, siz bilmezsiniz’ tarzında videoları olduğu için çoğu kişi ‘en iyisi hiç bulaşmayayım’ demesiyle son buluyor. Yeni filmleri beğenmediniz mi hemen forumlarda birinin ‘ya sen bilmiyorsan bak 8 yıl önce yazılmış romanda şöyle bir şey var’ tarzı argümanları ile boğuşmak zorunda kalıyorsunuz. İlk Battlefront nispeten başarılı olsa bile hızla düşen oyuncu sayısı yüzünden EA’yi pek mutlu edememişti. Bu yüzden Battlefront 2 ile düşünmeden EA saldırmaya başladı. 60 dolar verdiğiniz oyunun her yerinden ücretsiz telefon oyunları gibi oyun içi ödemeler fışkırıyordu. Olsun ben arada bir oynarım önemli değil derseniz her şeyi düzgünce açmak için bin saat ve üzeri oynamanız gerekiyordu. Tüm bunlar yaşanırken EA, eski Uncharted ekibinin yaptığı hikaye odaklı Star Wars oyununu bu çok para getirmez diyerek iptal etmişti. Bakalım hiç reklamını yapmadığı fakat Respawn gibi COD serisini herkese sevdirmeyi başarmış bir ekibin yaptığı yeni Star Wars oyunu bize neler sunuyor ya da sunmuyor? > >

38 | MART 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI


KÜNYE IMPRESSUM YAPIMCI PRODUCER RESPAWN ENTERTAINMENT YAYINCI DISTRIBUTOR ELECTRONIC ARTS TÜR TYPE AKSİYON ACTION WEB STAR WARS Jedi: Fallen Order™

OYUNCULARIN DÜNYASI | MART 20 | 39


EA’ye çoğu oyuncu gibi kızgınım ama bunun sebebi ne Battlefront 2 fiyaskosu ne de Battlefield V çıkmadan yaptıkları. Benim sebeplerim hep Respawn gibi bir ekibe yaptıklarından dolayı. Activision’ı terk edip EA’ye geçtikten sonra Titanfall’ı yaptılar. Açıkçası fazla abartılan bir oyundu yine keyifle oynadım ama yarattıkları heyecan tufanını hak eden bir oyun değildi. Yine de hızlı bir oynanışa sahip olduğu için beğenmiştim. Daha sonra Titanfall 2’yi çıkardılar. Titanfall 2 gerçekten çok iyi bir oyundu özellikle hiç bekleme diğim bir şekilde hikâ ye kısmı da iyiydi. Fakat EA eminim ken dince hain sebepleri vardır, Battlefield 1 gibi bir oyun ile aynı

40 | MART 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI

gün çıkardılar ve çoğu oyuncu es geçti. Fakat şu an Battlefield V’de ilham olan DLC ile harita ve silah satmama olayını EA’de yapan ekipti. Daha sonra firma sessizliğe gömüldü ve E3’de dalga geçer gibi sadece 2 dakika gibi bir sürede ‘evet Star Wars yapıyoruz’ diye açıklama yaptılar. Oyun içi videosu geldiği zaman da pek ilgimi çekmemişti. Fakat oyun çıktıktan sonra aşırı yüksek puanlarını görüp içimde yıllar önce ölmüş olan Star Wars duygularımı tekrar harekete geçirdi. Öncelikle Star Wars Force Unleashed serisini hatırlar mısınız bilmem ama keyifli anlara sahip olmasına rağmen bir türlü sevememiştim. Hiçbir zaman koyu Star Wars hayranı olmadım özellikle eski filmlerin bile tutkulu hayranı olmadım fakat romanlarını keyifle okudum. Oynanış olarak Kratos gibi bir karaktere sahip olsak bile ‘Force’ olayının suyunu çıkarması ve uzay gemilerini bile uzaktan Force ile yok etmemiz rahatsız etmişti. Aynı zamanda konu hiçbir yere ilerlemiyordu. İkinci oyunda özellikle klon muyuz değil miyiz gibi bir sır vardı fakat oyun sonunda bu sorunun cevabını bile öğrenmiyordunuz. Yine de online oyunlar yerine hikaye odaklı tek kişilik bir Star Wars oyunuydu. Üstelik Star Wars filmlerini az çok biliyorsanız ya da konuya hakimseniz size küfür gibi gelecek iyi sonda ‘Darth Vader’ı öldürmek gibi sizi bir sürpriz bekliyordu. O dönemlerinde yeni yeni trend haline gelen Quick Time Event/Hızlı Zaman Yanıt’ların suyunu çıkarmış bir oyundu. Force Unleashed serisi üstüne zaten artık komedi haline gelen Battlefront serisini eklersek uzun zamandır düzgün bir Star Wars oyunu göremediğimizi söylemek yanlış olmayacaktır.


EA, YOKSA ARTIK DEĞİŞTİN Mİ?

durum böyle değil tehlikeli ve ağır bir cisim tuttuğunuz size hissettirmeyi başarıyor. Her ne kadar güzel olsa da benim ve büyük ihtimalle çoğu kişinin zamanında saatlerini gömdüğü Jedi Academy tarzında değil. Ayrıca Jedi Academy her ne kadar yıllar önce çıkmış olsa bile vurmadığınız zaman bile ışın kılıcının düşmana değmesi onu öldürmeye yetiyordu ya da duvarlarda etrafta yanık izleri bırakıyordu. Bu durum Fallen Order’da pek yok fakat çok da rahatsız etti diyemem.

EA bu aralar kendisinden beklemeyen işler yapıyor. Artık popüler oyunlarında neredeyse oyunun yarı fiyatına sattığı DLC’leri kaldırdı her şeyi ücretsiz yaptı sadece çok isterseniz oynanışa etkisi olmayan skinleri sadece parayla satmayı başladı. Battlefront 2 fiyaskosundan sonra gelen büyük güncelleme ile tekrar bir bakayım diye Battlefront 2’ye girmiştim ve gördüklerime inanamadım. Oyunda gerçek parayla alabileceğiniz artık hiçbir şey yok ve oynanış gayet keyifli olmuş. İlk çıktığında olduğu gibi grind yaBunların üstüne Metroid tarzı haritaları ekpayım da karakterler bir işe yarasın yerine leyin. Oyunun başında görüp ama gerekli zevkle oynayabileceğiniz bir oyuna döyeteneğe sahip olmadığınız için gireme- > > nüşmüş. Fallen Order’a gelirsek, EA ismini görünce büyük ihtimalle herkesi kolaylıkla kesip biçtiğimiz bir oyun bekliyordum ama oyun beni oldukça şaşırttı. Öncelikle Dark Souls tarzı bir sisteme sahip. Keşif yaptıkça, toplanacakları topladıkça ve düşmanları öldürdükçe tecrübe kazanıyoruz fakat ölürsek bunların hepsini kaybediyoruz ve öldüğümüz yere geri gitmemiz gerekiyor. Fakat bunu direk Dark Souls kadar zor bir oyun sanmayın. Üst zorluk seviyelerinde sizi zorluyor ve kapışmalar heyecanlı bir hale geliyor ama yine de Dark Souls kadar zor bir oyun değil. En zor seçenekte oynamama rağmen boss dövüşleri hariç çok öldüğüm pek olmadı ya da tecrübe puanını alamayıp kaybettiğim. Dövüş sistemine gelirsek güzel bir denge yakalamışlar. Öncelikle DMC serisi gibi çılgın kombolar beklemeyin hatta doğru düzgün kombo sistemi bile yok diyebiliriz. Bunu kötü bir yan olarak söylemiyorum aksine ışın kılıcının ağırlığını hissedebiliyorsunuz. Filmleri izlememiş bile olsanız elbet üçüncü filmin kılıç savaşını gift olarak görmüşsünüzdür. Kılıçları sanki öyle gelişine sallıyorlardı, yeni filmlerin en kötü yanı sanırım kılıçların bir ağırlığı yok oyuncak gibi gelmesiydi. Fallen Order’da

OYUNCULARIN DÜNYASI | MART 20 | 41


diğiniz yerler, toplanacak bir sürü geliştirme dolu tüm haritalar. Geriye dönüp bunları toplamak ve haritayı araştırmak oyun süresini uzatmak için basit bir hile gibi gözükse de oldukça keyifli. Üstelik bulmacayı çözemediğim için mi ilerleyemiyorum yoksa gerekli yeteneğe sahip olmadığım için mi diye uğraşmak Metroid tarzını seven oyuncuları kendine çekecektir. Karakterinizi oyun başından oldukça güçlü bir hale getirdiğiniz zaman harcadığınız zamanın karşılığını alıyorsunuz. Ne yazık ki aynı şeyleri kıyafetler ve ışın kılıçları özelleştirmeleri için söyleyemeyeceğim. Karakteriniz kıyafetleri Meksikaların giydiği tarza benzeyen ‘Poncho’. Bu yağmurluk tarzı kıyafetlerin rengini özelleştirebiliyorsunuz fakat ne yazık ki neredeyse hiçbiri güzel durmuyor. Öyle bir Sith Lord tarzı gizemli ve havalı bir kostüm oyunda mevcut değil. Işın kılıçların kabzasını ve renklerini de değiştirebiliyorsunuz fakat bunlarda en azından benim için arayıp bulduğuma değmedi. DARTH VADER’DA BİZİ GÖRECEK Mİ? Oyunun konusuna gelirsek gayet güzel ve dengeli bir şekilde ne etliye ne sütlüye karışmadan Star Wars evrenine uyacak bir şekilde yedirmişler. Spoiler vermeden eskiden Jedi eğitimi almış karakterimiz yaşadıklarından sonra kendi yeteneklerini yontmuş ve sıradan bir hayat sürmekte. Üstünden oldukça zaman geçmesi ve kendisini unutmak için zorlamasından dolayı çoğu eğitimini ve neler yapabileceğini kendisi bile unutmuş. Fakat beklenmedik olaylar onu tekrar Force ile buluşturuyor. Bu yolculuğunda ona her Star Wars hikayesinde oyuncak satmak için olmazsa olmaz BD-1 robotumuz, gemi kaptanımız ve yeni akıl hocamız eşlik ediyor. Öncelikle BD-1 adlı robot gerçekten tatlı olmuş ve kendisinin konuşma yeteneği olmamasına

42 | MART 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI

rağmen oyun ilerledikçe ısınıyorsunuz. Akıl hocamızın pek akılda kalan bir yanı olmamasına rağmen geminin kaptanı ünlü oyuncu Joe Pesci’ye benzeyen hareketleri ve çok yüzümüze vurmadan yaptığı espriler ile sevdiğim karakterlerden oldu. Macera boyunca bildiğimiz karakteri çok az da olsa görüyoruz ya da adı geçiyor. Fakat dediğim gibi aslında önemli bir görevi üstlenmiş olsak bile filmlerin akışını bozmamak için çok büyük etkileşimlerimiz olmuyor. Bu yüzden oyun sonunda ‘eee yaptık ama ne oldu’ diye düşünseniz bile oynadığınıza değiyor diyebilirim.

✔ ETKİLENDİĞİMİZ - Dövüş sistemi dengeli ve keyifli. - Star Wars evrenine saygısızlık yapmıyor. - Etrafı keşfetmek oldukça keyifli.

✖ ETKİLENMEDİĞİMİZ - Dizi tadında biten sonu. - Karakter kişiselleştirme zayıf. - Biraz daha uzun olabilirdi.


YAKIN

BİR ZAMANDA UYGULAMAMIZ YAYINLANACAKTIR! İSTERSENİZ BİZİ TAKİP EDİN. -ARRANGE POINT-


KÜNYE IMPRESSUM YAPIMCI PRODUCER PANACHE DIGITAL GAMES YAYINCI DISTRIBUTOR PRIVATE DIVISION TÜR TYPE HAYATTA KALMA SURVIVAL WEB ANCESTORS THE HUMANKIND ODYSSEY

44 | MART 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI


PS4 İNCELEME - PS4 REVIEW PC, PS4 ve XBOX ONE

Evrim… Bulunduğumuz yere nasıl geldiğimizi ve nereye gidebileceğimizi açıklayan kavram. Çok büyük zaman dilimini kapsayan ve bilimin halen üzerine titrediği bir konu. Oyun dünyasında daha önce karşılaştığımız ancak bugün bahsedeceğimiz formuyla pek rastlamadığımız bir olgu.

AKHAN AKPINAR

ANCESTORS THE HUMANKIND ODYSSEY

Ancestors: The Humankind Odyssey, anlı şanlı bir hayatta kalma oyunu. Açlık, susuzluk, uykusuzluk gibi sorunlarla baş ettiğiniz, vahşi hayat ile sürekli çatıştığınız ve bütün bunları yaparken, evrim peşinde koştuğunuz bir oyun. Primatları kontrol ettiğiniz için diğer hayatta kalma oyunları gibi koca koca yapılar inşa etmiyoruz. Ama yine de Afrika’nın kadim topraklarında bir şekilde hayata tutunmaya çalışıyoruz. > > Evolution... The concept that explains how we came to where we are and to where we can go. It is a subject that encompasses a very large period and science is still fussing over. It is a phenomenon that we have encountered in the gaming world before but did not come across the form of it which we will mention today. Ancestors: The Humankind Odyssey is a renowned survival game. It is a game in which you deal with problems such as hunger, thirst, sleeplessness, constantly engage in combat with the wildlife, and go after the evolution while doing all this. Since we control the primates, we don’t build big structures like in other survival games. But still, we are trying to hold on to life one way or another in the ancient lands of Africa. > > OYUNCULARIN DÜNYASI | MART 20 | 45


Ancestors’ın iki şeyi gerçekten iyi beceriyor. Birincisi, ilerleme hissini kusursuz şekilde vermesi. Diğeri de neredeyse adım atsanız ödüllendirmesi. Yeni hareketler, eşyalar, besin kaynakları vs. keşfetmek cidden çok keyifli. Tutorial ya da rehber kısımları, bilinçli olarak çok kısıtlı tutulmuş. Buradaki temel amaç, ilkellik hissini olabildiğince oyuncuya yaşatmak. Ve hakkını vereyim, bu konuda son derece başarılı bir oyun. Birçok şeyi yeni, hatta sıfırdan öğreniyoruz. Elimize bir taş mı aldık? Direkt bir özellik açılıyor. Bir şeye mi odaklandık? Evrim yolunda yeni bir adım atıyoruz. Yeni bir bölge mi keşfettik? Yine bir ödül geliyor. Ancestors’ın temeli, aklına eseni yapmaktan ve denemekten korkmamaktan oluşuyor. Oyuncuyu elinden tutmayan anlayışın dezavantajları da var ama onlardan sonra bahsedeceğim. Oyuna giriş sekanslarında, en temel motor becerilerden bazılarını yapamadığımı fark ettim. Elbette tırmanmak, yürümek gibi primatların hali hazırda yapabildiği hareketlere vakıfız. Tek hücreli canlılardan itibaren başlamıyor oyun :) İnsan önce biraz afallıyor. Daha önce hiçbir oyunda görmediğimiz bir şey bu. Düşünebiliyor ama uygulayamıyor olmak hem garip hem de ilgi çekici. Yapabilmek için önce keşfetmeniz gerekiyor. Neyi, hangi sırada keşfedeceğiniz ise tamamen size kalmış. Ancestors, deyim yerindeyse sizi dımdızlak ortada bırakarak başlıyor. Klanımızdaki bir ufaklık zor durumda. Biz de gidip onu kurtarmalıyız. Saklandığı yere gidip ufaklığı sakinleştirmemiz gerekiyor ki, kucaklayıp geri götürebilelim. Bu noktada, oyun bize nasıl yapacağımıza dair ipucu veriyor ama konuyu tamamen anlatmıyor. Kendimiz çözmeliyiz. Ufaklık, saklanma noktasında ağlıyor. Yanına gidip dil döküyoruz. Çeşitli denemelerden sonra ufaklıktan tepki alıyoruz.

46 | MART 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI

Ancestors fulfills two things well. The first is that it gives the feeling of progress flawlessly. The other is that it rewards you almost in every step. It is really enjoyable to discover new movements, items, food sources, etc. The tutorial or guiding sections are deliberately kept very limited. The main purpose here is to enable the player to feel the sense of primitiveness as much as possible. And I have to hand it to them, it’s a very successful game in giving this feel. We learn many things later, even from scratch. Let’s say that we take a stone from the ground. A new feature is opening instantly. Are we focused on something? We are taking a new step towards evolution. Did we discover a new region? We are receiving another reward, again. Ancestors is based on not being afraid to act on impulse and try. There are some disadvantages to the notion, which does not keep hold of the player, but I will talk about them later. I noticed that I could not do some of the most basic motor skills in the opening sequences of the game. Of course, we have a grasp of the moves that primates can already do, such as climbing and walking. The game does not start from the protistans :) One may be puzzled at first. This is something we have not seen in any game before. Being able to think but not putting into practice is both strange and interesting. Before you can do it, you have to discover it first. It is entirely up to you to discover what and in which order. Ancestors starts by leaving you high and dry, so to speak. A baby from our clan is in a difficult situation. We must go and save him. We have to go to the place where the little one hides and calm him down so that we can embrace him and take him back. At this point, the game gives us a hint on how to do it, but it does not completely explain the subject. We have to solve it by ourselves. The little one cries at the hiding point. We go to him and wheedle. Af-


Çıkardığımız seslere karşılık veriyor ama bir türlü sakinleşmiyor. Bebeğin sesine doğru anda karşılık vermek zorundayız. Burada bir mini oyun var kısacası. Sonunda nasıl yapılacağını bulup ufaklığı sakinleştirdim ve klana geri götürdüm. Klanımız da tıpkı bizim gibi bizim çoktan bildiğimiz yetenekleri henüz keşfetmemiş durumda. Bu yüzden de yaptığımız (veya yapmayı keşfettiğimiz) her bir şeyi onlar da memnuniyetle karşılayıp taklit edebiliyorlar. Yani geliştirmemiz gereken bir diğer alan ise iletişim. Biz ne kadar çok ilerlersek, klanımız da aynı oranda ilerliyor ve güçleniyor. İletişimin bir diğer getirisi de eş bulma mekaniği. Eş bulup klanımızı yeni bebekler ile büyütebiliyoruz. Ufak bir not: Tek bir primatı kontrol etmiyoruz. Klan üyeleri arasında geçiş yapabiliyoruz.

ter various attempts, we get a reaction from the little one. He responds to the sounds we make but does not calm down in no way. We have to respond to the baby’s voice at the right moment. In short, there is a mini-game here. Finally, I figured out how to do it, calmed the baby and took him back to the clan. Our clan, just like us, has not yet discovered the skills that we already know. That’s why they welcome everything we do (or discover to do) and can also imitate them. So, another area that we need to improve is communication. The more we progress, the more our clan progresses and gets stronger. Another advantage of communication is spouse-finding mechanics. We can find a partner and extend our clan with new babies. A small note: We do not control a single primate. We can switch between clan members.

Oyun, sizi tam olarak başıboş bırakıp “Hadi evril” demiyor. Bir adet ana göreviniz her daim oluyor. Ana görevler, bir yeri keşfetmekten tutun da eş bulmaya kadar geniş bir yelpazeye sahip. Bu sayede farklı tip işler yapıyoruz ve özellikle de oyunun ilk bölümlerinde birden çok alanda ilerleme kaydedebiliyoruz. Görevlerde ilerledikçe karakteriniz ve klanınız gelişiyor, yapabilecekleriniz artıyor ve keşfedebileceğiniz şeyler çoğalıyor. Bu yüzden, kafanıza göre ilerlemenin yanında bir yandan olabildiğince hızlı bir şekilde ana görevleri bitirmenin faydası var.

The game does not give full rein to you and say, “Go on, evolve.” You always have one main task. The main tasks range from exploring a place to finding a partner. In this way, we perform different types of work and can make progress in more than one area, especially in the early parts of the game. As you progress through the tasks, your character and your clan improve; the number of things you can do and things you can discover increases. So, besides progressing in your way, it also does good to complete the main tasks as quickly as possible.

ALET İŞLER, EL ÖVÜNÜR

TOOL OPERATES, HAND BOASTS

Ancestors baz alınırsa dünya tarihinin en önemli icadı olarak, kuru dalların sopa şeklinde kullanılması gösterilebilir. Avlanmadan çalışmaya kadar birçok konuda dallardan faydalanıyoruz. Malum her yer ağaç ve ot. Bu yüzden kuru dal bulmak pek mesele olmuyor. > >

Based on Ancestors, the use of dry branches in the form of sticks can be considered as the most important invention of world history. We make use of the branches in many areas from hunting to working. As you know, everywhere is full of trees and bushes. That’s why finding dry branches is not a problem. > >

OYUNCULARIN DÜNYASI | MART 20 | 47


48 | MART 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI

> > Dalları kullanmayı öğrenmeden önce eller üzerindeki hakimiyeti sağlamak gerekiyor. Dalı nasıl sopa haline getireceğiz? Sağ eli kullanmak, sol eli kullanmak ve her ikisini beraber kullanmak, teker teker keşfedeceğimiz şeyler. Bunları öğrendikçe oyun evreniyle olan münasebetimiz de derinleşiyor ve ihtiyaçlarımızı giderebilmek için doğayı daha yoğun kullanıyoruz.

> > Before learning how to use the branches, it is necessary to maintain control on the hands. How do we transform a branch into a stick? Using the right hand, using the left hand, and using both together are the moves that we will discover one by one. As we learn about these, our connection with the universe of the game gets deep and we use nature more intensely to meet our needs.

Çalışmak, tıpkı gerçek hayattaki gibi yoruyor, susatıyor ve acıktırıyor. Çevrede birçok besin kaynağı bulunmakta. Keşfettikçe yenileri de geliyor. Suyu temiz birikintilerden veya başka kaynaklardan elde edebiliyoruz. Klan yerleşiminde veya güvenli bir noktada uyuyabiliyoruz. Bunun dışında bir de stamina bar bulunuyor. Bir şeyler üretme, tırmanma gibi fiziksel aktiviteler, stamina yani dayanıklılığı tüketiyor. O yüzden bir gözünüz de ekranın alt - ortasında yer alan stamina küresinde olsun. Sonra “kıllı” bir ortamda halsiz kalmayın. Oldu ya yaralandınız, berelendiniz; bunun da çözümü doğada mevcut.

Working makes us tired, thirsty and hungry just like in real life. There are many food sources around the environment. As you discover, new ones come out. We can obtain the water from clean puddles or other sources. We can sleep in a clan settlement or at a safe point. Apart from this, there is also a stamina bar. Physical activities such as producing something or climbing consume stamina, that’s to say, strength. So, keep an eye on the stamina sphere at the bottom - center of the screen. Don’t be worn out in a “hairy” environment then. Supposing that you get hurt or injured; the solution to this is also in nature.

Eşya kullanımıyla ilgili çok detay vermek istemiyorum zira oyunun bizden asıl istediği şey kendimiz keşfetmemiz. “Taşı, toprağı şu şekilde kullanabilirsiniz ve birleştirebilirsiniz” demenin tüm heyecanı kaçıracağına emin olun. Oyun, her adımınızı ödüllendiriyor. Denemeye teşvik etmek için önünüze sürekli bir havuç tutuluyor.

I do not want to give many details about the use of items, because the real thing the game wants from us is that we discover it ourselves. Be sure that saying “you can use stones and soil like this and combine them like this” will kill all the excitement. The game rewards every step of yours. A carrot is always kept in front of you to encourage you to try.

Üretim mekaniklerinin en can sıkıcı noktası ise ölümüne tekrar ediyor olması. Bebeği kurtarırken bir mini oyundan bahsetmiştik. Bu mantıktaki mini oyunları, oyunun bütün eylemlerinde tekrarlıyoruz. Eşimizi tavlarken, bir şeyi kırarken, bükerken vs. hep benzer mantıktaki mini oyunu tamamlıyoruz. İlk birkaç kez yapmak ilginç olabiliyor ama aletlere olan ihtiyacı düşünürsek, bunun daha bir kullanıcı dostu tasarlanması gerek-

The most annoying point of the production mechanics is that they repeat to death. We mentioned a mini-game while saving the baby. We repeat mini-games like this in all actions of the game. We always complete the mini-game of similar logic while we are chatting our partner up, breaking or twisting something, etc. It may be interesting to do it for the first few times, but if we consider the need for tools, it should have been designed to be more


liydi. Hızlandırılabilirdi ya da bir otomasyon user-friendly. It could be accelerated or autosağlanabilirdi. mation could be provided. VAHŞİ AFRİKA

WILD AFRICA

Evrim peşinde koşarken, etrafımızda unicornlar, periler ya da prensesler yok. Üzgünüm ama gayet acımasız bir Afrika sizi bekliyor olacak. Tarih öncesine ait ne kadar kedigil, domuz ya da sürüngen varsa ekmeklerinin peşinde koşarken karşınıza çıkacak.

There are no unicorns, fairies or princesses around us while chasing the evolution. Sorry, but a very brutal Africa will be waiting for you. The whole prehistoric cats, pigs, or reptiles will come across with you while chasing their bread.

Tehditlere karşı savunmasız değilsiniz. En başta kaçınmayı ele alalım. Vahşi hayvanlara karşı sağa - sola kaçarak kurtulabiliyoruz. Daha sonrasında topuklamak gerekiyor tabii.

You are not defenseless against threats. Let’s consider escaping first. We can survive against wild animals by running around. Of course, you have to bust out then.

Elimiz alet tutmaya başlayınca da saldırı mekanikleri devreye giriyor. Unutmadan, diğer hayvanların garezi yalnızca size karşı değil. Birbirlerini de yiyip bitiriyorlar. Açıkçası oyunun yakın dövüş mekaniklerini çok sığ buldum. Genel animasyon kalitesi ve hareket çeşitliliğinin dövüşlere de yansımasını beklerdim. Dövüşlerden galip çıkmak keyif veriyor ama bu çok daha “oyun anlamında” eğlenceli olmalıydı.

When you start to get a grip on the tools, attack mechanics come into play. By the way, the grudge of other animals is not just against you. They also prey on each other. Frankly, I think the game’s melee mechanics are very shallow. I would expect the overall animation quality and variety of motion to be reflected in the fights. Winning through the fights is fun, but this should have been fun rather “in the sense of game”.

Dövüşlerdeki en ciddi sıkıntı ise ekranı kapatan arayüz parçacıkları veya alakasız şekilde giriş yapan ara sahneler... En çok bağlandığım karakterimi, iki hayvanın kapışmasını gösteren bir ara sahneden sonra kaybettim. O sahnenin hemen bitiminde de bir başka hayvan bana saldırdı ve hiçbir şekilde kontrol edemedim, savunamadım. Daha sonra da klanım dağıldı gitti. Gidenin geri gelmediği bir oyun Ancestors. Eğer tüm primatlarınız ölürse oyuna baştan başlıyorsunuz. Ve bu nahoş durumun bir ara sahne yüzünden tetiklenmesi hiç ama hiç sevimli değil. Bu ara sahnelerin zırt pırt çıktığı düşünülürse savaşmanın “beklenmeyen” acı sonuçlarını kolaylıkla hesap edebilirsiniz. > >

The most serious problem in fights is the interface snippets that cover the screen or the cutscenes that pop up irrelevantly. I lost my character to which I attached the most after a cutscene showing the fight of two animals. Right after the end of that scene, another animal attacked me and I could not control or defend it in any way. Then my clan fell apart. Ancestors is a game where the one who goes does not come back. If all your primates die, you start the game all over again. And the fact that this unpleasant situation is triggered by a cutscene is not cute at all. Considering that these cutscenes frequently pop out, you can easily estimate the “unexpected” tragic consequences of fighting. > >

OYUNCULARIN DÜNYASI | MART 20 | 49


> > ADIM ADIM EVRİM

> > STEP-BY-STEP EVOLUTION

Evrim yani karakter gelişimi 3 ana başlıkta toplanıyor. Yatağınıza uzanarak bu menülere giriş yapabiliyorsunuz. İlk olarak Neuronal kategorisini ele alalım.

Evolution, that is, character development, is gathered under three main titles. You can access these menus by lying down on your bed. Let’s review the Neuronal category first.

Tecrübe puanları, Neuronal Energy şeklinde kullanılıyor. Ne kadar çok nöron, o kadar çok ilerleme. Eğer sırtınızda bir bebek taşıyorsanız daha fazla NE kazanıyorsunuz.

Experience points are used in the form of Neuronal Energy. The more neurons, the more progress. If you carry a baby on your back, you will earn more NE.

Enerjiyi dağıtabileceğiniz 5 farklı dal bulunuyor: There are five different branches where you can distribute the energy: Zeka İletişim Intelligence Duyular Communication Hareket Senses Beceri Motricity Dexterity Yaptığınız eylemlere ve yeni hareket keşiflerine göre bu dallar bir bir ilerliyor ve yeni These branches progress one by one based on özelliklere erişim hakkı sağlıyor. Siz de dile- your actions and new movement discoveries diğiniz şekilde enerjiyi harcayarak ilgili özel- and provide access to new features. You are liği geliştiriyorsunuz. Hayal gücünüzü iyice improving the feature by spending energy as gerilere itin ve aklınıza en temel hareketleri you wish. Push your imagination back enougetirin. Koklama duyusunun bir adım geliş- gh and think about the most basic moves. We mesinden ayakların üzerinde dikilebilmeye are talking about a wide range from one-step kadar geniş bir yelpazeden bahsediyoruz. development of the sense of smell to the abiYetenek ağacının bu denli ince detaylara lity to stand on the feet. The fact that the tree kadar inmesi, her bir yeteneğin anlam ka- of skill descends to such fine details enables zanmasını sağlamış. Sığ suda hızlı yürüye- every skill to have a meaning. For example, bilmesini öğrendim mesela. Bir keresinde I learned how to walk fast in shallow water. hayatımı kurtardı. Boşa sıkılmış bir yetenek This saved my life once. The tree of skill is not ağacı yok ve bu ağacı daha da dallandırma generated vainly and the idea of further branfikri, oyuncuyu motive ediyor. ching this tree motivates the player. Daha sonra Generation kategorisi geliyor. Generation, özellikle yeni yeteneklere erişmek için elzem. Jenerasyon atlayarak, 15 sene ileriye gidiyorsunuz. Klanınızdaki bebekler büyüyor, yetişkinler yaşlanıyor, yaşlılar ise ölüyor. Klanınızdaki bebek sayısına göre (Reinforcement diye geçiyor) bir son-

50 | MART 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI

The next one is the Generation category. Generation is particularly essential to gain new skills. By skipping over a generation, you proceed to 15 years ahead. Babies are growing, adults are getting older, and elders are dying in your clan. The number of skills that you can transfer to the next generation changes ac-


raki jenerasyona aktarabileceğiniz yeteneklerin sayısı değişiyor. Tüm yeteneklerinizi aktaramıyorsunuz ve Reinforce seçeneğiyle kilitlemedikleriniz unutuluyor. Bu yetenekleri yeniden aktifleştirmek için yeniden NE harcamanız gerekiyor. Bu yüzden bebek sayısı önemli bir kriter. Geniş bir klana sahip olmanın şartı ise etrafta bolca gezinip klanınıza yeni üyeler katmak ve elbette çoğalmak. Tüm NE’yi harcayıp, reinforcement sayısını tamamladıktan sonra jenerasyon atlayabilirsiniz. Unutmayın, eğer doğmamış bebekler varsa bu süreçte ölüyorlar. Bu safhaları iyi planlayarak tamamlamanızı tavsiye ederim.

cording to the number of babies in your clan (named as Reinforcement). You cannot transfer all your skills and the ones that you do not lock with the Reinforce option are forgotten. You need to spend NE again to reactivate these skills. That’s why the number of babies is an important criterion. The requirement for having an expanded clan is to stroll around a lot and add new members to your clan and, of course, to multiply. After spending all the NE and completing the number of reinforcement, you can skip the generation. Remember, if there are unborn babies, they die in this process. I recommend you to complete these phases by planning well.

En son ise Evolution kategorisi geliyor. Evrim için belirli şartlar var. Bu şartlar arasında belli bir alet ile belli sayıda craft yapmak, belli düşmanlardan kaçmak, X düşmanı öldürmek, Y yeteneği açmak gibi şeyleri sayabiliriz. Yani oyunun doğal ilerleme çizgisi içerisinde istenen şartları her türlü tamamlıyorsunuz. Elbette oyunun ilerleyen safhalarında bu gereksinimler daha zorlaşıyor. Evolution menüsünde şartları görebiliyorsunuz. Şartların dışında, evrim yolunda yeni bir adım atabilmek için en azından bir jenerasyon atlamış olmanız ve klanınızda yeni doğmuş bir bebeğin bulunması gerekiyor. Her şey tamam olduğunda maceranın yepyeni bir safhasına geçiyorsunuz. Unutmayın, evrim, çok daha fazla zaman geçirmek demek. Gözlerinizi mevcut yerleşiminizde değil de yeni bir yerde açıyorsunuz. Türünüz de ilerlemiş durumda. Artık farklı bir alt sınıftasınız. Evrim mekaniği, oyundaki radikal değişimleri temsil ediyor.

The last one is the Evolution category. There are certain requirements for evolution. Among these requirements, we can count some actions such as making some craft with a certain tool, escaping from certain enemies, killing the X enemy, unlocking the Y skill. In other words, you complete all kinds of requirements in the natural progress line of the game in any case. Of course, these requirements become more difficult in the later stages of the game. You can see the requirements in the Evolution menu. Apart from these requirements, you need to skip at least one generation and have a newborn in your clan to take a new step on the path to evolution. When everything is completed, you move on to a whole new phase of adventure. Remember, evolution means spending a lot more time. You open your eyes to a new place, not in your current location. Your species is also advanced. You are now in a different sub-class. Evolution mechanics represent radical changes in the game.

DUYULARIN OLMADAN BİR HİÇSİN

YOU ARE NOTHING WITHOUT YOUR SENSES

Afrika yabanında hayatta kalabilmenin tek The only way to survive in the African wilderyolu, duyuları iyi kullanmaktan geçiyor. ness is through good use of the senses. We use Görme/zeka, duyma ve koklama duyu- > > eyesight/intelligence, hearing and smeling > >

OYUNCULARIN DÜNYASI | MART 20 | 51


> > larını, çevreden gelen tehditleri erkenden > > senses to detect the threats from the envifark etmek için veya besin, materyal keşfetmek ronment in advance or to discover food and için kullanıyoruz. materials.

52 | MART 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI

Gelin, bir örnek senaryo yazalım. Bu ve benzerlerini sürekli olarak yaşayacaksınız. Yüksekçe bir ağacın tepesinde olduğunuzu düşünün. Aşağıda ne olduğunu bilmiyorsunuz zira hem dallar hem de yükselti görüşünüzü kapatıyor Derken bir ses duyuyorsunuz ve kulak kabartıyorsunuz. Sesi tanıyorsunuz; daha önceden yaban domuzlarıyla karşılaşmıştınız. Derken, bir başka ses duyuyorsunuz. Ne olduğunu bilmediğiniz bir “canavar” ile yaban domuzu kapışıyor. Sesler kesiliyor ve diğer hayvan, çarpışmadan muvaffak olmuş bir şekilde uzaklaşıyor. Hayvan giderken bir anda yağmur yağmaya başlıyor ve primatınıza bir üşüme geliyor. Soğuğa hangi bitkinin iyi geldiğini biliyorsunuz o yüzden burnunuzu çalıştırıyorsunuz. Az önceki minik savaşın olduğu yerin yakınından şifalı bitkinin kokusu geliyor. Yavaş yavaş inip sessizce bitkiye ulaşıyor ve yemeye başlıyorsunuz. Bir anda gözünüz domuzun kalıntılarına ilişiyor. Belki işinize yarayacak bir şeyler bulabilirsiniz. Yeni bir keşif sizi bekliyor.

Let’s write an example scenario. You will experience this and the like all the time. Imagine you are on top of a tall tree. You do not know what is there below because both branches and the elevation are closing your view. Then you hear a sound and prick up your ears. You know the sound; you’ve met wild boars before. Then you hear another sound. A “monster” which you do not recognize is fighting with the wild boar. Sounds get quiet and the other animal is moving away from the fight with a victory. As the animal leaves, it starts to rain and suddenly your primate feels chilly. You know which plant is good for cold, so you activate your nose. The scent of the herb is coming by the place where the little war had just happened. You slowly come down, reach the plant quietly and start eating. Suddenly, you notice the pig’s remains. Maybe you can find something useful for you. Discovery awaits you.

Duyular için yukarıdaki senaryoyu çoğaltabiliriz. Farklı durumlar ve koşullarda duyularınız imdadınıza yetişiyor. Nöronlarımıza yeni yollar açtıkça çevremizde daha önceden var olan ama bizim anlamlandıramadığımız şeylerin de olduğunu görüyoruz. Oyun boyunca, sürekli gelişim sayesinde duyularımızı fıldır fıldır kullanmak durumunda oluyoruz.

We can improve the above scenario for the senses. Your senses come to your rescue in different situations and conditions. As we open new ways to our neurons, we see that there are also things that existed in our environment before but we could not make sense of. Throughout the game, we have to use our senses incessantly thanks to continuous improvement.

Duyu mekaniği içerisinde inceleyebileceğimiz bir diğer konu ise korku ve bölgeleri. Korku, dopamin seviyeniz düşükse devreye giriyor. Dopamin barınız doluysa daha zor korkuya kapılıyorsunuz. Sizi korkutacak bir şey olursa ki, bu ekseriyetle diğer hayvanlar oluyor, dopamin barı hızlıca azalmaya başlıyor. Bu sırada kontrol zorlaşıyor, tepki süre-

Another issue that we can review in sense mechanics is fear and its regions. Fear comes into play if your dopamine level is low. If your dopamine bar is full, you do not fear so easily. If there is anything scares you, which generally happens to be other animals, the dopamine bar is rapidly decreasing. Meanwhile, controlling


leri sizin aleyhinize kısalıyor. Eğer dopamin tamamen tükenirse kontrolü kaybediyorsunuz ve hysteria denilen kriz durumu yaşanıyor; kendinizi klan yerleşiminde buluyorsunuz. Daha önce keşfetmediğiniz bölgelerde ise korku biraz daha farklı işliyor. Etrafta korkunç sesler ve yüzler görüyorsunuz. Eğer kendinize güvenmiyorsanız, parlak mavi ışığı takip edip geri dönün ve daha sonra deneyin. “Yok ben bu bölgeyi keşfederim” diyorsanız da duyularınıza güvenin ve ikinci bir mavi ışık görene kadar keşif yapın. İlkine nazaran daha uzakta bulunan ikinci mavi ışığa ulaştığınızda bölgeyi fethetmiş oluyorsunuz. Fethetmek için çevreyi tam manasıyla keşfetmelisiniz ve dopamin barını doldurmalısınız. Dopamini artırmak için ise yaptığınız en ufak şeyin yardımı dokunuyor. Bir şeyler yiyebilirsiniz, üretebilirsiniz veya duyularınızı çalıştırabilirsiniz. Korku bölgeleri, Assassin’s Creed serisindeki kule mantığının bir benzeri diyebiliriz. Biraz daha zoru.

gets harder and reaction times get shorter against you. If dopamine completely runs out, you lose control and a crisis called hysteria is experienced; you find yourself in the clan settlement. In regions that you have not explored before, fear works a little differently. You see scary sounds and faces around. If you don’t trust yourself, follow the bright blue light and come back and try later. If you say “No, I’ll explore this area,” trust your senses and explore until you see a second blue light. When you reach the second blue light, which is further away than the first, you conquer the region. To conquer, you must explore the environment completely and fill the dopamine bar. The smallest thing you do helps to increase dopamine. You can eat, produce or activate your senses. We can say that fear regions are like the tower logic in the Assassin’s Creed series. Just a little more difficult one.

EVRİMİN KAYIP HALKALARI

THE LOST LINKS OF EVOLUTION

Şimdi oyunumuzu anlattık. Nedir, ne de- Now we have explained our game. We’ve talked ğildir bahsettik. Gelelim birazcık eleştiri- about what is it about. Let’s pass on to a little ye: criticism: Yukarıda da azıcık çıtlattığım gibi oyun çok fazla tekrar ediyor. Benzer eylemleri sürekli olarak tekrar ediyoruz. Anlıyorum, bu oyun bir hayatta kalma oyunu ve türün gerektirdiği gibi sürekli olarak aynı şeyleri yapmak doğal. Ancak hayatta kalma oyunlarında belirli bir ilerlemeden sonra basit eylemler otomatize edilir. Daha karmaşık işlere odaklanabilmek için bu şarttır. Yapımcılar, oyunu kolaylaştırmak adına (mantıken de olması gereken) klan üyelerinin de sizinle aynı şeyleri yapabilmesini, taklit edebilmelerini sağlamışlar. Güzel ama bu olay bile tekrar eden mekanikleri kurtarmıyor. İlk başlarda ilginç gelen şeyleri, oyunun ilerleyen kısım- > >

The game repeats a lot like I hinted a little above. We constantly repeat similar actions. I understand, this is a survival game and it’s normal to do the same things constantly as the genre requires. However, simple actions are automated after a certain advance in survival games. This is essential to focus on more complicated tasks. The producers made it possible for clan members to do the same things you do and imitate you to make the game easier (which is how it should be logically). Good, but even this feature does not compensate for the repetitive mechanics. Performing the things that are interesting at first in the la- > >

OYUNCULARIN DÜNYASI | MART 20 | 53


> > larında da aynı eforla gerçekleştirmek, > > ter parts of the game with the same eftempoyu ciddi anlamda yaralıyor. fort seriously damages the tempo. Ancestors’ın oyuncunun elinden minimal oranda tutmasını anlayabiliyorum. Başka türlü oyunun vermek istediği ilkellik hissine darbe inebilirdi. Ancak bu elinden tutmama tarzı yer yer aşırıya kaçmış durumda. Bazı eylemleri deneme - yanılma yöntemiyle bulabiliyoruz ve bu çok keyifli. Ama bazı şeyleri de aklımıza getirmemiz çok zor. Oyunun bu durumlarda yardımcı olmasını beklerdim. Tutorial mesajları hemen hemen hiç yardım etmiyor ki, birçok oyuncu, keşif yerine Google Emmi’ye başvuruyor. Ben de yer yer bakmak durumunda kaldım. Oyunun kontrol şeması aslına bakarsanız çok problem içermiyor. Hatta yaratıcı dokunuşlar bile içeriyor diyebilirim. Ama özel eylemlerde oyun çok kolaya kaçmış. Yakın dövüş mekanikleri bunun en belirgin göstergesi. Bunun dışında oyundaki mini oyun mantığı da hep aynı. Nasıl olduğunu söylemiyorum çünkü keşfetmeniz gereken tek bir hareket şekli var zaten. Tüm eylemler de bu yönteme göre yapılıyor. Halbuki çok daha çeşitli ve mantığa uygun (çözümü eğlenceli) mini oyunlar eklenebilirdi. Hareket çeşitliliğinde büyük fırsat kaçmış. Gelelim permadeath mevzusuna. Klan gitti mi oyun da gidiyor. Baştan başlamalısınız. En baştan. Her şeyi tek tek yeniden yapmalısınız, bulmalısınız, öğrenmelisiniz. Gerçekçilik evet iyi bir şey ama hatırı sayılır vakit harcadığınız klanınızı kaybetmek (belki 15 saat) inanın hiç güzel bir his değil. Rastgele yaratılmış haritalarda geçen ve tek amacı hayatta kalmak olan bir oyun da değil bu. Minecraft’taki permadeath ile bir tutmuyorum kesinlikle. Ana senaryo yok gibi gözükse de aslında belli bir hikaye akışı var. İnsan ister istemez bir sonraki adımında neler

54 | MART 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI

I can understand that Ancestors holds the player’s hand minimally. Otherwise, the feeling of primitiveness that the game wanted to give could have been struck. However, this kind of not holding the hand is partly overdone. We can find some actions by trial and error and this is very enjoyable. But it is very difficult for us to think of some things. I would have expected the game to be helpful in these situations. Tutorial messages rarely help that many players consult to Uncle Google instead of discovery. I had to search for it sometimes. The control scheme of the game does not have any problems. I can even say that it contains creative touches. But in special actions, the game is very easy. Melee mechanics are the most obvious indicator of this. Apart from that, the mini-game logic in the game is always the same. I am not saying how it is because there is only one way of movement that you have to discover. All actions are performed according to this method. However, more diverse and logical mini-games could be added. A great opportunity has been lost in a variety of movements. Let’s come to the permadeath issue. When the clan is lost, the game is lost, too. You have to start over. From scratch. You have to redo, find and learn everything one by one. Realism is a good thing, yes, but losing your clan for which you spend considerable time (maybe 15 hours) is not a good feeling, believe me. This is also not a game set in randomly created maps and of which sole purpose is to survive. I’m not considering it equal with permadeath in Minecraft. However, there is a certain story course although it seems like there is no main scenario. One cannot help but wonders what’s going on in the next step. Because it is enjoyable to discover. You establish a bond with


olduğunu merak ediyor. Çünkü keşfetmesi keyifli. Klanınızla bir bağ kuruyorsunuz. Onları koruyor, kolluyorsunuz. İsimlerini bile ezberliyorsunuz; ağızdan çıkan seslere göre isimleri oluyor. “Ta” mesela.. Güzel bir detay. Ancak kötü savaş sistemi veya hatalı bir arayüz yüzünden klanınız dağılınca da bütün şevkiniz kırılıyor. Dip Not: Eğer klanda yalnızca bebekler kalırsa, klan üyesi olmasa bile yetişkin bir primata gidip klana katabiliyoruz. Son bir şans oluyor. Neyse… Dediğim gibi bu permadeath olayı kesinlikle seçenek olmalıydı. Story Mode mu denir, ne denirdi bilmiyorum ama ben bu işin devamını görmek isterdim. Belki de her jenerasyon atlayışında kalıcı kayıt alınabilirdi. AFRİKA’NIN RENKLERİ, SESLERİ... Ancestors’ın görsel kalitesi tam anlamıyla “yeterli” seviyede. Bitki örtüsü, primatlar, hayvanlar, kuşlar, böcekler vs. olması gerektiği gibi. Animasyonlar ise akıcı ve göze hoş geliyor. Özellikle primatların tırmanma animasyonları ve yüz ifadelerini beğendim. Daha iyi olabilir miydi? Bir sonraki paragrafa atlayalım. Grafikleri iki bakış açısıyla anlatacağım. Oyunu PS4 Pro’da oynadım ve frame kilidi açık gibi geldi bana. 30 FPS değil de yukarısında oynuyoruz gibi bir hissiyat var. Konsolda değişik bir şekilde vsync ayarı bulunuyor ama bir fark göremedim. Oyun için internet üzerinde bir benchmark bulunmuyor. Eğer elf gözlerim (!) beni yanıltmıyorsa, FPS’nin kilitlenmeden kullanılması hoş bir tercih olmuş. Bu tercih, elbette ki genel grafik kalitesini bir nebze düşürüp yer yer bulanıklaştırılmış. Bu yüzden sis ve ışık efektlerinde de yeterli randıman alınamamış. İlla bir tercih yapmam gerekirse akıcılığı seçen oyuncu grubuna dahilim. Ama kaliteyi tercih eden grubun da son derece haklı sebepleri var. Keşke FPS veya kalite arasında bir seçim sunulsaymış. Çünkü dediğim gibi oyununun görsel kalitesi yeterli seviyede. Daha keskin ve güzel grafiklerle de görmek ister- > >

your clan. You watch and protect them. You even memorize their names; they have names according to the sounds that come out of the mouth. “Ta” for example... A nice detail. However, you get dispirited when your clan falls apart because of a bad war system or a defective interface. Footnote: If only the babies remain in the clan, we can go to an adult primate and include it to the clan, even if it is not a member of the clan. By this means, there is one last chance. Anyway... As I said, this permadeath thing should have been an option. I don’t know what it was called, was it Story Mode, but I would like to see the continuation of this. Maybe permanent savings could be done with each generation skip. THE COLORS AND SOUNDS OF AFRICA... The visual quality of Ancestors is literally “adequate”. Vegetation, primates, animals, birds, insects, etc. are as they supposed to be. The animations are fluent and appeal to the eye. I especially liked the climbing animations and facial expressions of primates. Could it be better? Let’s skip to the next paragraph. I will explain the graphics from two perspectives. I played the game on PS4 Pro and it seems to me that the frame lock is open. It feels like we are playing above the 30 FPS. The console has a vsync setting differently, but I did not see a difference. There is no benchmark on the internet for the game. If my elf eyes (!) aren’t playing tricks on me, using FPS without locking is a nice choice. This preference, of course, reduces the overall quality of the graphics a bit and partly blurs it. That’s why adequate performance was not reached in fog and light effects. If I have to make a choice, I am included in the group of players who choose fluency. But the group that prefers quality also has very valid reasons. I wish there was a choice between FPS or quality. Because, as I said, the visual quality of his game is at an adequate level. I would also like to see it with sharper and more beautiful grap- > >

OYUNCULARIN DÜNYASI | MART 20 | 55


> > dim. Bu konsollar daha iyisini kesinlikle verebilirdi.

> > hics. These consoles could offer the better.

İşitsel öğeler açısından ise oyun bir derece daha iyi. Özellikle duyuları kullandığımız anlarda sesler anlaşılır ve net. Oyun mekaniklerini ön plana çıkaracak şekilde ses efektleri kullanılmış. Etrafınızda neyin olduğunu dinleyerek anlayabiliyorsunuz. Bu da hızlı davranmak gereken anlarda işe yarıyor.

The game is a bit better in terms of audio. The sounds are fluent and clear, especially when we use the senses. Sound effects were used to highlight the game mechanics. You can understand what is there around you by listening. This comes in handy when you need to move quickly.

KISA KISA PS4, Xbox One ve Epic Games Store’da bulunan BRIEFLY oyun, bu sene içerisinde Steam’e de gelecek. The game, available on PS4, Xbox One, and Epic Games Store will be coming to Steam Resmi olarak Türkçe desteği olmasa da Türkçe ya- this year. ması çoktan yayınlanmış durumda. NO, THE CURRENT MONKEYS WON’T BE HAYIR, ŞİMDİKİ MAYMUNLAR İNSAN HUMAN OLMAYACAK Ancestors: The Humankind Odyssey has an Ancestors: The Humankind Odyssey, müthiş incredibly unique theme. It also makes this özgünlükte bir temaya sahip. Bu temayı olabildi- theme as interesting as possible and creates ğince ilgi çekici hale getirip oyuncuyu ilerlemeye the source of motivation that pushes the plave yeni şeyler keşfetmeye itecek motivasyon yer to progress and discover new things. But kaynağını da yaratıyor. Ama ilginç bir şekilde bu interestingly, it also manages to eliminate this motivasyonu ortadan kaldırmayı da başarabiliyor. motivation. In any circumstances, I enjoyed Ne olursa olsun, Ancestors oynadığım anlarda ke- the moments when I played Ancestors and my yif aldım ve merak hissim her daim ayakta kaldı. sense of curiosity was always active. Will I go Yeni bir klan ile aynı maceraya ama daha dikkatli on the same adventure with a new clan, but bir şekilde atılacak mıyım? Kesinlikle evet. Çünkü more carefully? Yes, absolutely. Because I want evrimin son halkasını görmek istiyorum. Umarım to see the last link of evolution. I hope I will get bu sefer başarılı olurum. there this time.

✔ ETKİLENDİĞİMİZ - İyi işlenen ve farklı tema - Gerçekten işe yarayan yetenekler - İlgiyi ayakta tutan ilerleme mekaniği - Keşfetmenin hazzı

✖ ETKİLENMEDİĞİMİZ - Motivasyon öldüren permadeath - Tekrar kere tekrar eden mekanikler - Kontrol seçenekleri yer yer sığ kalmış - Grafikler çok daha iyi olabilirdi

56 | MART 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI

✔ AFFECTED - A well-implemented and different theme - Really handy skills - Progress mechanics that keep the interest alive - The joy of discovering

✖ UNAFFECTED - Motivation-killer permadeath - Repetitive mechanics - Control options are partly shallow - Graphics could be much better



KÖŞE YAZISI

DÜŞÜNCELER DÜŞÜNCELER ÜZERİNE... OKTAY SELİM ÖZAN - oktay.ozan@oyuncularindunyasi.com.tr

Oyuncuların Dünyası ile çıkardığımız son sayı- önemli kim olduğumuza birinci dereceden gömızdan herkese merhaba. rüp anlayacaksınız. Mayıs / Haziran aylarında birinde uygulamamıza ulaşabileceksiniz. Üzülerek söylüyorum ki Türkiye’de ve Dünya’da video oyun sektörü konusunda bir şey- … leri gerçekleştirmek için başlattığımız elektronik dergi projemizi bir başka isimle devam Hayatımızın 2020 Ocak ve Şubat ayları çok ettireceğiz. Bunun nedeni ise yurtdışında bir üzücü olaylarla geçti. İlk önce Kobe Bryant’ın marka tarafından uyarılmamızdır. Onların is- elim helikopter kaza sonucu vefatı sonra Elaminin Türkçe karşılığını kullandığımız için bu zığ, sonra Malatya depremleri… Sonrasındayisim ile hiç birşey yapamayacağımızı, yaparsak sa Suriye İdlib topraklarında cereyan eden cezalara maruz kalacağımızla ilgili ufak bir uya- saldırı… Bir de Corona virüsünü unutmamak rı aldık. Biz de farklı bir isimle gerçekleştirme- gerekli! Aramızdan ayrılan tüm şehitlerimize… yi planladığımız işleri doğru zamanda hayata Depremlerde hayatlarını kaybeden tüm vatangeçireceğiz. Tabii bunun için OD’yi ufakta olsa daşlarımıza allahtan rahmet, sevenlerine başaskıya almak gerekli. sağlı diliyorum. Allah sabırlar versin hepimize. Aslında bu durum karşısında birazcık “elinden şekeri alınan çocuk” duygu silsilesinin içerisine sürüklendim. Tabii böyle olduğu içinde (her ne kadar yazının başında bunun aksini ifade ettiysemde) üzülmüyorum, aksine gurur duydum. Neden mi? Uyarının altında yatan gizli mesaj yüzünden: Sizde ışık görüyoruz ve projenizi veya projelerinizi bu isimle gerçekleştirmeyin. Ne mutlu bize… Her ne kadar kendi dilimizde işimizi gerçekleştiremeyeceğimize üzülsem de geçmişe olan saygım yüzünden yabancı bir isimle devam edeceğiz. Farklı ve güzel bir dünya yaratmak için… Kendime ve size söz: OD’yi asla bırakmak yok, uygun bir zamanda da tekrar OD ile önemli projeler gerçekleştireceğiz. … Buraya ufak bir duyuru iliştireyim: Yakın bir zamanda bir android markette uygulamamızı yayınlayacağız. Böylelikle bize daha rahat ulaşacaksınız. Pekiyi uygulamamızın içerisinde ne olacak? Başta bütün sayılarımıza ulaşabileceğiniz arayüz olmak üzere internet sitemize, bizimle ilgili bilgilere, iletişim bilgilerimize ve en

58 | MART 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI

… Ne kadar çok ayrım yaptım paragraflar arasına değil mi? O kadar çok konuşulacak konu vardı ki tek bir sayfada belirtmek istedim.


VİRÜSTEN KORUNMAK ELİMİZDE

3-4 ADIM ÖKSÜRME VE HAPŞIRMA SIRASINDA AĞIZ VE BURUN TEK KULLANIMLIK KAĞIT MENDİLLE KAPATILMALIDIR. MENDİL YOKSA DIRSEĞİN İÇ KISMI KULLANILMALIDIR.

TOKALAŞMA VE SARILMA GİBİ YAKIN TEMASTAN KAÇINILMALIDIR.

KALABALIK ORTAMLARDAN OLABİLDİĞİNCE UZAK DURULMALIDIR.

EL ANTİSEPTİĞİ

KİRLİ ELLERLE AĞIZ, BURUN VE GÖZLERE DOKUNULMAMALIDIR.

ELLER EN AZ 20 SANİYE SÜREYLE SU VE NORMAL SABUNLA YIKANMALIDIR.

SU VE SABUN OLMADIĞI DURUMLARDA ALKOL İÇERIKLİ EL ANTİSEPTİĞİ KULLANILMALIDIR.


KÖŞE YAZISI

TEK KİŞİLİK OYUNLAR GERÇEKTEN ÖLÜYOR MU? AKHAN AKPINAR - akhan.akpinar@oyuncularindunyasi.com.tr

Uzun denilebilecek bir süredir çok oyunculu oyunların, tek kişilik oyunları öldürdüğüne dair bir “geyik” dönüyor. Geyik diyorum, çünkü sanılanın aksine ortada böyle bir durum yok. Bilakis, bazı oyunlara senaryo modu için baskı yapıldığı bile oluyor. Bir peşin not düşeyim: CoD, BF ve Apex Legends dışında online oyun oynayan biri değilim. Hele looter shooter denilen “aynı şeyi 10.000 defa yapma simülatörleri” beni fena halde bayar. Ama ne yapayım hacım; lüzumsuz yaygaraya da kayıtsız kalamıyorum. Son 5 senede çıkan tek kişilik oyunlara bir bakalım. The Witcher 3, Red Dead Redemption 2, God of War, Divinity: Original Sin 2, Disco Elysium, Undertale, Prey, Nier: Automata, Doom, Pillars of Eternity 1&2, Ori & the Blind Forest, Uncharted 4, Stardew Valley, Sekiro, Death Stranding, Metro Exodus, Spiderman, Detroit: Become Human, Inside, Gears 5, Celeste, Deus Ex: Mankind Divided, Assassin’s Creed Origins & Odyssey, Days Gone, Bloodborne, Hollow Knight, Resident Evil 2 & 7, Cuphead, Dishonored 2, Persona 5, Outer Worlds, Super Mario Odyssey, Control, Horizon: Zero Dawn, Batman: Arkham Knight, Legend of Zelda: Breath of the Wild, Hellblade: Senua’s Sacrifice, X-Com 2…

hali buysa bir daha dirilmeseler de olur. Açıkçası oyuncuların gereksiz yere korktuğunu görüyorum. Evet, bir şeyler değişiyor. Ama bu değişim, senaryo modu aleyhinde olmuyor. Sadece güvendiğimiz bazı dağlara (mesela EA ve Blizzard) kar yağıyor. Sevdiğimiz, hastası olduğumuz serilerin devam oyunlarında hüsrana uğruyoruz. Ya da bu gibi geçmişte çok iyi işler çıkarmış firmaların yeni ürünleri, eskiyi mumla aratıyor. Sevdiğimiz çok oyunculu oyunlar bile canımızı sıkabilecek kadar kötü oluyor. Sonra bir battle royale furyası geliyor, survival furyası geliyor ama bunlar ne kadar uzun soluklu oluyor? Sürekli bir furya başlıyor ve bitiyor. Biz de bunu haddinden fazla çok abartıyoruz. Abartıyoruz ve Dice gibi senaryo olaylarına pek girmeyen bir firmaya bile “zorla” tek oyunculu mod yaptırıyoruz. BF 3-4-1-5’in ve SW: BF 2’nin senaryo modlarının hali ortada. Ya da yalnızca oynanışıyla kendisini tanıtan ve sevdiren Just Cause serisini bile “Öf! Hikayesi çöp” şeklinde eleştirebiliyoruz. İyi de, bu oyun hiçbir zaman sağlam bir hikaye sözü vermedi ki…

Abartıyoruz çünkü kafamızı AAA veya AA kategorisindeki oyunlardan kaldırıp etrafta ne olup bittiğine pek bakmıyoruz. Halbuki ne kadar güzel bağımsız Daha sayamadığım onlarca oyun var. oyunlar var. Ne hikâyeler kaçırıyoruz. Eğer tek oyunculu oyunların ölmüş Yalnızca Ubisoft ne yapmış, Rockstar 60 | MART 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI


ne çıkartmış, CDPR neyin peşinde bunlarla ilgileniyoruz. Bu yüzden de bir çeşit “Oyun yok abi” psikolojisine giriyoruz. Kaç oyuncu Divinity: Original Sin serisini ya da Disco Elysium oynadı? Kaç oyuncu Undertale deneyimledi? Eğer senaryo modlarına veda ediyorsak bunlar nedir?

culuk, farklı yapılara bürünüyor. Bu sebepten ötürü işin vitrininde çok oyunculu yapımları görüyor olabiliriz. Bütün bunlar, yersiz korkular için bir sebep olmamalı. Çıkan oyunlara baktığımızda hem çeşitlilik hem de kalite gözü, gönlü açıyor.

Şu eleştiriye katılabilirim: Geçen nesillere göre bu nesilde daha az oyun çıktı. Bazı serilerin senaryo açısından niteliği bir nebze düştü. Örneğin; oyun süresi uzun ama senaryosu eskiye nazaran daha az etkileyici olan Assassin’s Creed serisi. Teknolojinin gelişimi, prodüksiyon süresini ve maliyetlerini artırdı. Önceki nesillerde nesil başına 3-4 oyun çıkarabilen firmalar maksimum 2 oyunda kaldı. Ancak bu niteliği ciddi oranda düşürdü mü? Hayır. Hele “Tek kişilik oyunlar ölüyor” seviyesine hiç ama hiç gelmedik. Senaryo açısından daha düşük seviyede dediğim yeni AC serisindeki emeği asla göz ardı edemem. Seriye yeni bir nefes katmak için ortaya konulan emek son derece yerinde. Ha keza, God of War için atılan yepyeni adımlar muazzam.

Gelecek nesilde işler nasıl olur bilemem ama umudum yüksek. Önceki nesiller, bu nesilde güzel devam ettirildi. Yeni isimlerle tanıştık ve çok sevdik. Korkacak, paniğe kapılacak bir durum yok. Keyfini çıkaracağımız çok oyun var. Tek eksiğimiz bolca zaman :)

Çıkan oyun sayısı açısından, oyuncuların beklentileri, son yıllarda karşılanmamış olabilir. Bu sırada bir çok yeni çok oyunculu yapım çıkmış olabilir. İşte bu noktada unutulmaması gereken bir şey var. DünDünyada oyuncu sayısı artıyor. OyunOYUNCULARIN DÜNYASI | MART 20 | 61


KÖŞE YAZISI

OYUNLAR BİZİ DEĞİŞTİRİR Mİ?

ALPER ŞANLI - alper.sanli@oyuncularindunyasi.com.tr

Oyuncular olarak zaten belli bir yaştaysanız oyun tutkunuzu belli ettiğiniz zaman tanıdıklar tarafından yargılanmanız olağan bir durum haline gelmiştir. Bunun üstüne arada bir haber okumak için 15 linke tıkladığınız Türk haber sitelerinde ‘Oyun Oynadı 25 Kişiyi Öldürdü’, ‘Oyunlar Onu Katile Dönüştürdü’ tadında basit başlıklar ve haberler görmüş olmanız olası. Oyunların şiddete yönlendirdiği gerek Türk, gerekse yabancı basında yıllardır tartışılan bir olgu. Fakat basının oyunlara bu kadar yüklenmesindeki amaç hem kendi çıkarlarını düşündükleri için hem de oyunları günah keçisi yapmanın çok kolay olmasıdır. Oyun oynadığınız her zaman televizyon kanallarından yani geleneksel medyadan uzak kalmanız anlamına geliyor. Üstelik oyun konsolları direk televizyonunuz işgal ettiğinden dolayı bu geleneksel medyanın pek istediği bir durum değil. Oyunlar ve gerçek şiddet tamamen alakasız ve bağlantısız demek doğru olmayacaktır fakat günümüz dünyasında yaşanan tüm bu vahşeti sadece oyunlara yıkmak, oyunları günah keçisi haline getirip kolay bir açıklama bulmaktan başka bir şey değil. Tabi ki direk video oyunları ile ilgili bağlantısı olan örnekleri bulmak mümkün. GTA oynarken bebeği Xbox 360’ı devirdiği için onu öldüren baba ve Columbine Lisesi katilinin çok sıkı bir Doom oyuncusu olması gibi. Yine de bu tekil örnekleri tekrar tekrar pişirip insanların önüne koymak medya kuruluşlarının ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey değil. Bu kişilerin psikolojisi ve hayatlarında olan diğer şeylere bakmadan sırf oyunları suçlamak medyanın her zaman kolayına gelir. Video oyunları geleneksel medyanın en büyük rakiplerinden bir tanesi. Dediğim gibi Columbine Lisesi katili çok sıkı bir Doom fanı olduğu ortaya çıkmıştı fakat Amerika’da yaşanan 33 top62 | MART 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI

lu katliamı gerçekleştiren sadece 4 kişinin oyun oynadığı gerçeğini görmezden gelmek sadece art niyet. Üstelik bu durum toplumlarında işine geliyor. Amerika örneğinden bakarsak sırf Amerika toplumuna özgü olan ‘bullying’ yani zorbalık ciddi bir tehlike. Tabi ki Türkiye’de de lisede birisiyle şişko diye dalga geçmek, tipiyle dalga geçmek gibi durumlar yaşanıyordur ama tekil örnekleri bırakırsak toplumumuzun değerlerinden dolayı bunlar çok üst seviyelere genelde varmıyor. Ne yazık ki Amerika toplumunda evine kadar gelip taciz etmek, sürekli sistematik bir şekilde rahat bırakmamak gibi durumlar kişinin psikolojisi etkileyip en son örneklerini gördüğümüz gibi silahla okulu basmasına kadar varıyor. Amerikan basını kendi toplumunun yarattığı bu tehlikeyi çözmek yerine bunu göz ardı edip oyunları suçlamayı tercih ediyor genelde. Yaşadığımız modern toplumda artık kavramlar değişiyor ya da anlamını kaybediyor. Eskiden bir insan birinin 20 yerinden bıçakladıysa genelde bunun nedeni kişisel nefret, intikam gibi sebeplere dayanıyordu. Fakat günümüzde insanlar tanımadığı hiçbir kişisel duygusu olmadığı insanlara bile bu derece vahşet içeren eylemler gerçekleştirebiliyor. Bir video platformunda bu durumu çok güzel bir şekilde işleyen Mind Hunter dizisine bakabilirsiniz. Modern hayatta insanların yaşadıklarından dolayı suç biliminin ortaya çıkıp, gelişmesini anlatan oldukça güzel bir dizi. Eğer bilimsel araştırmalara bakmak gerekirse, araştırmalar direk bağlantı ya da büyük bir etki ortaya koyamıyor. Yapılan araştırmalara göre Amerika’da öğrencilerin %70’i düzenli olarak oyun oynuyor fakat çok az bir bölümü gerçek hayatlarında şiddet uyguluyor ya da normal kar-


şılıyor. Bunun yanında medya teorilerinde çoktan etkisini kaybetmiş oldukça eski olan izlediklerimizin bizi direk etkilediği görüşü ortadan kalkalı çok oldu. Kendinizde araştırırsanız akademik çevre ve araştırmalarda bu tarz teori ve görüşlerin artık geçerliliğini kaybettiğini göreceksinizdir. En çok şiddetin yaşandığı, lise katliamları ile ün salmış olan Amerika örneği var, fakat dünyada en çok oyun oynayan Güney Kore ve Japonya, Amerika’ya göre şiddet oranı oldukça düşük, tüm bunlara rağmen. American Psychological Association 2015, agresif davranışlar arasında bağlantı olduğu doğruladı ama bu agresif davranışların suça veya başkasına zarar vermeye dönüştüğü arasında yeterli kanıt bulamadı. Oyunlar ile şiddet arasındaki bağlantıya baktığımız zaman en çok kabul edilen ve adı geçen durum ‘Cumulative Effect’, yani birikim etkisi. Bunu basitçe açıklamak gerekirse sürekli şiddet içeren oyunlar oynuyoruz ve bunların gerçek olmadığını bilsek bile şiddet içeren durumlara o kadar alışıyoruz ki gerçek hayatta okuduğumuz haberler ve olaylar bizi eskisi kadar etkilememeye başlıyor. Fakat bu durum için sadece oyunları suçlamak doğru olmayacaktır. Her gün olmasa bile arada bir haberleri takip eden biriyseniz sanırım yaşadığımız hayatta artık sizi hiçbir şey şaşırtmayacaktır. Şu an 56 yerinden bıçaklandı, 20 kişinin tecavüzüne uğradı gibi iç karartıcı haberleri okuyup şaşıran kalmadı ne yazık ki. Ama dediğim gibi oyunları suçlamak her zaman en kolayı. Üstelik oyun piyasası sinema sektörünü geride bırakmış (ufak bir not: Yıllık Hollywood kazancının on katı gelir dönmektedir video oyun sektöründe -Oktay) olsa bile oyun oynamayan kişilerin oyunların nasıl olduğuyla ilgili hiçbir bilgisi yok. Tabi ki Doom var, GTA var fakat RPG oyun oynayan biriyseniz zor olan ama iyi seçeneği seçersiniz uzun dönemde size kötü seçenekten daha yarar getireceğini bilirsiniz.

Şiddet ve oyunlar deyince hemen ilk aklıma Postal 2 adlı oyun gelir. Postal 2’de birinin elektrik verip yere düşürüp, hareketsiz bir şekilde kalmışken üstüne benzin döküp yakıp sonra işeyerek söndürebiliyordunuz. Bu arada kurban tüm vücudu yanık bir şekilde yerde yatıyordu. Artık kaderine bırakıp bırakmamanız sizin elinizdeydi. Evet bunları okuyunca ‘bu da neymiş be’ diyebilirsiniz. Fakat ortada şöyle bir durum var: Bu oyunu yapanlar üstüne “18 yaşından büyükseniz oynayın” ibaresi koyuyor. Bu ibareyi koyduktan sonra oyunu yapanlar istediği kadar şiddeti ya da saçmalığı oyunun içine koyabilir. Postal’ı yapanlar, şiddet içeren filmleri çekenler ya da başka şiddet içerikli oyun yapanların sorumluluğundan artık olay çıkıyor. Eğer 18 yaşından küçük biri bunlardan etkilenebilir derseniz 18 yaşından küçük bir çocuğun sorumluluğu oyun geliştiricilerinde değil ailesinde. Ailesinin ne oyunu oynayıp oynamadığıyla ilgilenmesi gerekiyor. O 18 yaş ibaresi küçük bir çocuğun görüp ‘aa ben oynamayım’ demesi için değil, ailesinin bakıp kontrol etmesi için konuluyor. Kaldı ki 18 yaşından küçük bir çocuk oynasa bile iyi bir aile eğitimi alıyor ve gelişimini tamamlıyorsa zaten oyunlar ile gerçekliği ayırt etmesi gerekiyor bana kalırsa. Bugün interneti her türlü bilgiye ulaşmak için, dil öğrenmek için de kullanabilirsiniz ya da bir sürü sapık, kanlı içerikler bulmak içinde. Bu size kalmış bir durum. Kaldı ki Google aramalarında isteyerek çıkmayan ağızdan ağıza yayılan bir sürü kontrol edilmesi mümkün olmayan site varken iş yasaklardan da çıkıyor. İçerikleri yapanlar haricinde konu kim bu oyunların başına oturuyor ona kalıyor. Tabi ki psikolojik sorunları olan bir sürü insan var, bunlar filmlerden ve oyunlardan etkilenebilir fakat bu durum ne oyunları ne de başka bir şeyi kötü çıkarmıyor bana kalırsa. Tıpkı bir bıçakla ekmek de kesebilir, başkasını da öldürmek için kullanabilirsiniz. Bıçağın yapabildiklerinde değil onu kullanan kişinin kim olduğunda olay bitiyor. OYUNCULARIN DÜNYASI | MART 20 | 63



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.