Özelkalem Dergi - 76

Page 1




İMTİYAZ SAHİBİ

Yerel Yönetim Ajansı adına

Erengül Bilenser

EDİTÖR

Emine Civanoğlu SORUMLU MÜDÜR

Sevil Günsal Alkoç REKLAM

ozelkalemreklam@epr.com.tr DANIŞMA KURULU

Sadun Emrealp Prof. Dr. Cevat Geray Ali Fuat Güven Prof. Dr. Ruşen Keleş Mithat Kırayoğlu Aykut Taluy Prof. Dr. Mete Tapan Prof. Dr. Handan Türkoğlu Zekeriya Yıldırım

24

GRAFİK TASARIM

e’pr

BASKI SCALA BASIM

Yeşilce Mah. Girne Cad. Dalgıç Sok. No:3 4 Levent / İSTANBUL 0212 281 62 00

YÖNETİM ADRESİ

Ahmet Fetgari Sokak Nil Apt. Numara: 7/1 Teşvikiye / İSTANBUL Tel: (0212) 327 1 285 Faks: (0212) 327 1 286

www.ozelkalem.com.tr ozelkalemhaber@epr.com.tr

Yaygın süreli yayın. Özelkalem Dergisi, basın meslek ilkelerine uymayı taahhüt eder.

04-21 26-42

KISA HABERLER KAPAK KONUSU “UNESCO”

Bursa ve Bergama’nın Türkiye’yi gururlandıran başarısı: İki kent de artık UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde

44-47 48-51

KENT VALİ

Trabzon Valisi Abdil Celil Öz “Bu yatırım gerçekleşirse Trabzon’da önemli ölçüde değişim olur.” İNSAN BAŞKAN

Melikgazi Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç O bir kent doktoru

52-55

BAŞKAN EŞİ

Karşıya Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar’ın eşi Zehra Akpınar “Çocuklarımın geleceği için bir şekilde benim de bu işin ucundan tutmam gerekiyor.”

56-57

MAKALE

Sadun Emrealp Özelkalem Dergisi Yerel Yönetim Ödülleri İçin Projeler Hazırlanırken


YIL: 8 SAYI: 76 TEMMUZ 2014

’den merhaba...

44 48

Atalarından güzel eserler miras kalmış bir toplumuz biz. Güzel saraylar, güzel evler, güzel sokaklar, güzel bahçeler görmüş bir toplumuz. Teknoloji, mühendislik araçları, bugünün onca olanağı yokken harika kentler, harika yapılar inşa etmiş bir coğrafyada yaşıyoruz. Yeri yedi kat kazsak altından büyüleyici güzellikte şaheserler çıkarıyoruz. Peki neden artık etrafımızda güzelden çok uzak, estetik yaklaşımdan nasibini almamış, bir kentin marka olma hedeflerine adeta taş koyan binalar, sokaklar, kent mobilyaları görüyoruz. Üstelik de neden sayıları hızla artıyor bunların? Çok acil ihtiyaç olduğundan ve nasıl olursa olsun hemen yapılması gerektiğinden mi? Denetim, standart, niyet olmadığından mı? Yoksa kent estetiği konusunda tersine bir evrim başladı da biz sürekli geriye gidiyor ve sürekli daha da çirkinleşiyor muyuz? Özelkalem Dergisi olarak yola çıktığımız ilk günden beri asıl derdimiz, asıl meselemiz bu temelde. Biz ‘güzel bir Türkiye’ hayal ediyoruz. Güzel bir Türkiye istiyoruz. Herkes çirkin örneklere itiraz etsin, kimse estetikten yoksun kentlerde yaşamayı kabul etmesin, herkeste bu anlamda güçlü, kalıcı, belirleyici bir bilinç oluşsun istiyoruz. Mesele şu; bunu kim yapacak? Umudumuz yerel yöneticilerde. Kent estetiğini önemseyen, buna yatırım yapan, bu konuda asla taviz vermeyen yerel yöneticilerimize çalışkan ekipler, bol bol kaynak, destekçi ve bilinçli bir kent halkı, engelsiz bürokrasi ve elbette daima kolaylıklar diliyoruz. Tarihi ve doğal mirasımızın korunması konusunda büyük çabalarının karşılığını UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmeyi başararak alan Bursa Ve Bergama Belediyelerini gönülden tebrik ediyoruz. Bu sayımızı UNESCO’ya ayırarak hem Bursa Büyükşehir Belediye Bakanı Sayın Recep Altepe hem de Bergama Belediye Başkanı Sayın Mehmet Gönenç ile süreci detaylıca konuştuk. Her iki kentte bu sürecin en etkin kişileri olarak görev alan Neslihan Dostoğlu ile Yaşagül Ekinci’nin süreç hakkındaki aktarımları da bu sayımızda. Kent Vali sayfalarımıza Trabzon Valisi Sayın Abdil Celil Öz’ü konuk ettik ve kendisine ‘Trabzon nasıl daha güzel bir kent olur’ diye sorduk.

52

Başkan Eşi sayfalarımızda Karşıya Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar’ın eşi Sayın Zehra Akpınar’ı ağırladık, Karşıyaka’yı ve hayatı daha güzel kılacak şeylerden söz ettik. Özelkalem Dergisi Yerel Yönetim Ödülleri Seçici Kurul Üyemiz Sayın Sadun Emrealp’in bu sayımızdaki makalesini de mutlaka okumanızı öneririm. Keyifli günler geçirmeniz dileğiyle, Sevgilerimle, Erengül Bilenser

58


4

AMASYA

AMASYA’YA VARDIK SAYILIR Bir kentin ilk bakışıdır otogar. Otogarına bakar, o kentle ilgili bir duyguya kapılırsınız; ya seversiniz ya da bir an önce aynı otobüse binip geri dönmek istersiniz. Amasya, yeni otogarına kavuştu. Misafirlerinini, gurbetten dönenlerini artık daha pırıl pırıl karşılayacak. Amasya’da 1988’den beri hizmet veren otogarın yeri değiştirildi. Samsun yolunda 23 dönüm arazi üzerine yaptırılan yeni otogarın açılışı yapıldı. 25 Temmuz itibariyle şehirlerarası hizmetin başladığı ilk gün Belediye Başkanı Cafer Özdemir otogarı ziyaret ederek otobüs firmalarının yetkilileri ile görüştü ve yönlendirme eksikliklerinin de en kısa zamanda giderileceğini söyledi.

ANKARA

ANKARA ‘OTONOMİK’ OLARAK GELİŞİYOR Kentlerin o kadar büyümeyeceği düşünülerek mi böyle hatalar yapıldı bilinmez ancak gün geldi, pek çok sanayi bölgesi, arasta, ikinci el otomobil pazarı gibi yerler kentlerin ortasında kaldı. Ankara, bu durumu değiştirmek üzere hızlı bir adım attı. Ankara Valisi Alâaddin Yüksel, ikinci el oto galerilerinin şehir dışına taşınması projesi kapsamında yapımı sürdürülen Otomobil Ticaret ve Yaşam Merkezi (Otonomi) inşaatında inceleme yaptı. Yüksel, yatırımın uzun zaman tartışıldığını ve sonunda ortak akılda buluşularak hayata geçirilen projenin kentin dönüşümüne önemli katkı sağlayacağını söyledi. Esenboğa Havaalanı Yolu’nda 375 bin metrekare alan üzerine planlanan Otonomi’de oto showroomları, satış ve hizmet noktaları, yaşam alanları da bulunacak, Avrupa’nın en büyük otomobil yaşam alanı olacak.



6

KISA HABERLER

ANKARA / MAMAK

MAMAK’IN GENÇLERİ NEREDE Bir kentin yaşam biçimini anlamak için o kentin gençlerinin gün içinde nerede olduğuna ve ne yaptığına bakın. Mamak’ta binlerce genç artık bu merkezde zamanını verimli şekilde geçirecek.

Gençlik Merkezini ziyaret eden ve bu tip merkezlerle gençlerin gelişimine yatırım yaptıklarını söyleyen Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, “Gençler boş zamanlarını kahve köşelerinde, sokak başlarında geçirmek yerine burada çok daha faydalı ve geliştirici şekilde geçirebilirler.” dedi.

ANTALYA

ANTALYA’NIN KÖYLERİNE BAKIN Avrupa’daki köylerle bizim köylerimiz arasındaki farkı konuşa konuşa eskitemedik. Mesele elbette bakış açısı ve büyükşehirlerin yaklaşımı. Antalya, bu konuda bütün Türkiye’ye örnek olacak harika bir iş yaptı. Antalya Büyükşehir Belediyesi ekipleri, Korkuteli’nin Güzle Köyü’ne ilk sıcak asfaltı döktü. Belediye, hizmetlerini 640 kilometrelik sahil bandının yanı sıra Toros’lardaki köylerle de buluşturuyor. “Şehirde ne hizmet varsa köylerde de aynısı olacak” diyen Başkan Menderes Türel’in talimatıyla Belediye köy yollarına da ilk kez sıcak asfalt hizmeti veriyor. Korkuteli’nin Güzle Köyü’ne 2 bin 600 ton sıcak asfalt döküldü. 5 yılda Antalya’nın bütün köylerinde asfalt çalışması yapılacak ve kentin hem doğu hem de batı tarafında asfalt plenti kurulacak.

Merkezde derslere yardımcı etüt, yetenek ve spor kursları var. Dil, enstrüman, bilgisayar, fotoğraf, diksiyon, sinema, tarih, tiyatro, doğa sporları, izcilik, su ve su altı sporları, gazetecilik, girişimcilik gibi kırka yakın kulübün yer aldığı merkezde yakında fitness ve egzersiz salonları da açılacak.



8

KISA HABERLER

BOLU

KÖROĞLU’DAN BOLU’YA KALAN Festivaller eğer iyi ve amacına uygun biçimde organize edilirse bir markaya dönüşebilir. Bolu’daki festival de bunu başarmayı hedefliyor.

Uluslararası Köroğlu Festivali’nin ikincisi 26-29 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek. Türk Cumhuriyetleri arasında bir kültür ve medeniyet köprüsü kurmayı başarmış Köroğlu’nun adını taşıyan festivalin organizasyonunu Bolu Belediyesi yürütüyor. Yakın gelecekte hayata geçirilecek olan Köroğlu Parkı ile de kentte Köroğlu’nun ismi daha güçlü şekilde yaşatılacak. Başkan Yılmaz, “Köroğlu Parkı 75 bin metrekare bir alanı kapsıyor. Parkın tepesine 25 metre yükseklikte bir Köroğlu heykeli gelecek. Heykelin altında kültür merkezi, araştırma merkezi ve Köroğlu Müzesi yer alacak.” dedi.

ÇORUM

KALMAK MI ZOR GİTMEK Mİ Dünya böyle şeyler yaşamasın. Kimse evini bırakıp bir başka toprağa gitmek zorunda kalmasın. Kimse kimseye bunu yapmasın. Onlar hayatta kalmak için bir başka hayata sığınmak zorunda kaldılar. Çorum Belediyesi Kadın Kültür ve Sanat Merkezi’ndeki kurslara katılan kadınlar, Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü ekipleri ile birlikte Çorum’da yaşayan mültecileri evlerinde ziyaret etti. Iraklı, Suriyeli ve İranlı mültecileri ziyaret eden kursiyerler, mültecilerin sorunlarını dinledi. Kursiyerler, ailelerin ihtiyaçları konusunda yardımcı olabilmeye çalışacaklar.


Tam kadro hizmetinizdeyiz!

/OtokarTicariAraclar

/OtokarAS


10

KISA HABERLER

DENİZLİ

HALDEN ANLAYAN DENİZLİ

Kimin ne yaşadığına, hayatının nasıl geçtiğine bakmadan geçip gidiyoruz birbirimizin yanından. Örneğin çoğumuz bir çölyak hastasının neler yaşadığını hiç bilmiyoruz. Denizli Büyükşehir Belediyesi ve Denizli Çölyak Derneği işbirliği ile Denizli’deki çölyak hastalarına glütensiz gıda dağıtımı yapıldı. Denizli Çölyak Derneği Başkanı Türkan Satır, çölyak hastalarının glütensiz gıda tüketmeleri gerektiğini ancak bu tür gıdaların pahalı olduğunu ve kolay temin edilemediğini söyledi. Başkan Satır, “Denizli Büyükşehir Belediye Başkanımız Osman Zolan ve Genel Sekreter Yardımcımız Mustafa Gökoğlan ile bu konuyu görüşerek kendilerinden destek istedik. Belediyemiz un, kraker, şehriye, kıtır ekmek ve makarnadan oluşan paketlerle bize destek oldu.” dedi.

GAZİANTEP / ŞEHİTKAMİL

ŞEHİTKAMİL VEFALIDIR Yaşlılık zor. Hele de yakınlarınız yanınızda değilse, ayakta durmayı kendi başınıza başarmak zorundaysanız... Bir belediyenin yaşlılarına nasıl davrandığı, o belediyenin insani karakteri hakkında size her şeyi söyler. Gaziantep Şehitkamil Belediyesi, yaşlılarına, hastalarına büyük bir özen gösterdiğini ortaya koydu. ‘Vefa Hizmeti’ projesini hayata geçiren Şehitkamil Belediyesi, bayram öncesi yüzlerce yaşlı ya da hasta kimsenin evinde bayram temizliği yaptı. Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu’nun da hassasiyetiyle evde genel temizlik hizmeti, kuaför ve berberlik hizmeti, hastane ulaşım hizmeti, su ve elektrik arıza hizmeti, çilingir hizmeti ve pratik ev düzeni hizmeti sunarak Şehirkamil yaşlılarına ve hastalarına vefasını gösteriyor.



12

KISA HABERLER

BURSA / GEMLİK

BİR GÜZEL ENGÜRÜCÜK Çok zor değil bir kenti, bir köyü, bir sokağı herkesin hayran kalacağı kadar güzel yapmak. Mesele, işe bu gözle bakmak. Büyükşehir Belediye Yasasında yapılan değişiklik sonrası mahalle statüsü kazanan köylerden Engürücük’e hizmet yağıyor. ‘Şehirde ne varsa köylerde de o olacak’ sloganı ile kolları sıvayan Gemlik Belediye Başkanı Refik Yılmaz, ilçenin vitrin bölgelerinden biri olan Engürücük’ün hak ettiği güzelliklere kavuşacağını söyledi. Engürücük Kurşunlu yol ayrımı ile kavşağında yapılan çevre düzenlemesi ve yeşillendirme çalışmalarının mahalle girişinde ve alt geçit çevresinde de devam edeceğini anlatan Refik Yılmaz, “Engürücük’ün marka değerini artıracak hizmetleri buraya getireceğiz. Bursa Gemlik yolu üzerinde seyahat edenler bundan sonra çok daha güzel bir Engürücük görecekler.” dedi.

İSTANBUL / KARTAL

KARTAL YİNE YÜKSEKTEN UÇUYOR

Kimileri ortalama fikirlerle günü kurtarmaya odaklanırken kimileri de başlangıçta olanaksız gibi görünen hatta örneği bulunmayan projelerle hizmet çıtasını yükselttikçe yükseltiyor. Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz, yeni dönemdeki uygulamalarıyla yine ilklere imza atmaya devam ediyor. Belediye, Büyükada Sosyal Tesis Plajı’na Yüzer Fiziki

Güvenlik Bariyeri yerleştirdi. Kartal Belediyesi’nden teknik bilgiler alan Sahil Güvenlik Komutanlığı; dayanıklı, sık bakım gerektirmeyen, kullanışlı, yüzde yüz geri dönüştürülebilir ve çürümeye karşı dayanıklı ‘Yüzer Fiziki Güvenlik Bariyeri’ uygulamasını, Türkiye’deki tüm plajlara örnek gösterdi.



14

KISA HABERLER

İSTANBUL / BAKIRKÖY

İZMİR

BAKIRKÖY’Ü TASARLAMAK

İZMİR’İN GÖZÜNDEN KAÇMAZ

Aslında en önemli konu bu, tasarım. İyi, doğru ve işlevsel biçimde tasarlanmış bir yerin değerinin başka yerlerden çok çok yüksek olması normal. Olması gereken bu. Ülkemizde her şey biraz aceleye getirildiği ve tasarım hep geri planda olduğu için kentlerimizin durumu ortada. Bakırköy Belediyesi tarafından ilçenin kentsel gelişimle ilgili sorularına yanıt vermek amacıyla kurulan Kentsel Tasarım ve Gelişim Merkezi bu anlamda sağlıklı bir örnek olabilir. Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu tarafından açılan ve Kartaltepe Millet Parkı’nda yer alan merkezde, halkın deprem kaynaklı sorunlarına mimar, mühendis, avukat, mali müşavir ve psikologlar yardımıyla çözüm bulunması amaçlanıyor.

Kenti adaletli yönetmek, kimsenin haksız kazanç sağlamasına izin vermemek, kaçak yollarla ticaret yapanların yolunu kesmek, bir yerel yöneticinin kentine karşı en önemli sorumluluklarındandır. İzmir Büyükşehir Belediyesi, 5957 Sayılı Hal Yasası’nı kararlı bir şekilde uyguluyor ve kente kaçak giriş yapmak isteyen sebze meyve kamyonlarına göz açtırmıyor. 22 kişilik kadrosuyla gece gündüz denetim yapan mobil ekipler, başta Menemen, Turgutlu Ankara yolu, Manisa Sabuncubeli, Güzelbahçe, Seferihisar, Torbalı olmak üzere kentin 16 noktasında 2014 başından bu yana 40 bin aracı kontrol etti ve toplam 1 milyon 26 bin liralık ceza kesti.

İZMİR / KONAK

KONAK’IN KADINLARI MUTLU Kadına yönelik şiddetin ürkütücü boyutlara geldiği ülkemizde, umut verici çalışmalar da yapılıyor. Belediye Başkanı Sema Pekdaş, kadın ve dezavantajlı gruplara yönelik daha iyi hizmet sunabilmek için Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü’nü kurdu. Müdürlük, daha önce Semt Merkezi olarak kullanılan 442 Sokak’taki tarihi binada hizmete girdi. Burada kadın, çocuk, engelli ve yaşlı bireylere yönelik sosyal ve psikolojik danışmanlık hizmetinin yanı sıra mesleki eğitim ve çeşitli aktivite kursları da düzenlenecek. Kadın Danışma Merkezi’ne başvuran kadınlar ise rehberlik ve danışmanlık hizmetinin yanı sıra aile içi şiddet başta olmak üzere çocuk istismarı, cinsel gelişim, çocuk sağlığı ve bakımı konularında da eğitimler alacak. Müdürlüğün hizmete sokmayı planladığı bir diğer önemli çalışma ise, 65 yaş üstünde olan ve sağlık kuruluşlarına gidemeyecek durumdaki vatandaşlara hemşirelik desteği ile hasta bakım hizmeti sunacak bir birim oluşturmak.



16

KISA HABERLER

İZMİR / KARABAĞLAR

KARABAĞLAR’DAN NASRETTİN HOCA’YA SELAM Kalabalık bir ekip aralıksız çalışıyor. Proje güzel. Ortaya çıkan iş güzel. Karabağlar’da çok güzel bir simgesel alan oluşuyor.

Karabağlar Belediyesi’nin prestij projelerinden olan Uzundere Rekreasyon Alanı çalışmalarında sona yaklaşıldı. Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu, çalışmaların 1 ay içinde tamamlanacağını söyledi. İçinde 37,5 metre yüksekliğinde Nasrettin Hoca heykeli, Nuh’un Gemisi gibi sanatsal eserlerin yanı sıra çeşitli hayvan figürlerinin yerleştirildiği çocuk oyun alanları da bulunan Uzundere Rekreasyon Alanı’nda 2 bin 500 kişilik bir de amfi tiyatro var.


KISA HABERLER

İZMİT

İZMİT’İN ENERJİSİ BİTMEZ

Tüketmek için olduğu kadar üretmek için de enerji harcasak, dünya kesinlikle daha iyi bir yer olabilir. Tüketimin dünyanın geleceğini tehdit edecek boyutlara ulaştığı günümüzde, kendi enerjisini kendi üreten alanların çoğalması, insanın mutlu geleceği açısından büyük bir umudun simgesi. İzmit Belediyesi tarafından Şirintepe Mahallesi’nde yaklaşık 40 dönüm alan üzerine kurulan EKOPARK, güneş enerjisi ile aydınlanıyor. Belediye Başkanı Dr. Nevzat Doğan’ın talimatıyla EKOPARK’a dev güneş enerjisi panelleri konuldu. Güneş enerji sistemlerinin bulunduğu alanda olası yangına karşı da tedbir alınarak bölgeye korumalı yangın tüpleri yerleştirildi.

SAKARYA

SAKARYA’DA MUTLULUĞUN ÖNÜNDE ENGEL YOK

Herkesin eşit hizmet alabildiği, engellilerin de hayata katılabildiği bir yerde, yaşam elbette başka yerlerdekinden daha güzeldir. Sakarya bunu başarıyor. Sakarya Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Engelli Hizmetleri Şube Müdürlüğü, eski terminal arazisinde inşa edilen Sosyal Gelişim Merkezi’nde faaliyetlerine başladı.

Engelli vatandaşlar için destek hizmetlerinin yanı sıra eğitim faaliyetlerinin de gerçekleştirildiği merkezde, yaz kursları devam ediyor. Merkezde okuma yazmadan ahşap süslemeye, resim ve takı tasarımına kadar devam eden eğitimlerin yanı sıra 6-35 yaşlarındaki otizmli ve zihinsel engelli vatandaşlar için bireysel ve grup egzersiz dersleri de verilecek.

17


18

KISA HABERLER

KARAMAN

PİRİ REİS KARAMANLI MI Sorsak pek çok kimse bilmez, Piri Reis başarıları ile dünyaca tanınsa da Karamanlı olduğunu söyleyebilen pek kimse çıkmaz. Karaman Belediyesi, bu değerini kentsel bir simgeye dönüştürmek üzere güzel ve anlamlı bir yatırım yapıyor.

Cumhuriyet Mahallesi’nde planlanan ve bölgenin çehresini değiştirecek olan Piri Reis Parkı’nın yapımına başlanıyor. Karamanlı ünlü Türk denizcisi Piri Reis’in ismini taşıyacak olan parkın alanı 20 bin metrekare. Belediye Başkanı Ertuğrul Çalışkan, 2014 yılı sonunda parkı hizmete açacaklarını belirtti ve “Piri Reis Parkı ile güzel Karamanımıza güzel bir eser daha kazandıracağız. Parkta spor sahaları, 250 metrekarelik fıskiyeli dev bir havuz, pergoleler, kamelyalar, fitness alanı, kafeterya ve gemi tasvirli çocuk oyun grubu yer alacak. 90 günde tamamlayıp hizmete açmayı hedefliyoruz.” dedi.


KISA HABERLER

ZONGULDAK

ZONGULDAK İLHAM VERSİN

‘Cinsiyete Dayalı Şiddetle Mücadelede Uzmanlık Köprüleri Projesi’ kapsamında yapılan toplantıda, sürdürülebilir ve işleyen yerel, bölgesel, ulusal ağların tesisi, cinsiyet sorunları alanında çalışan uluslararası sivil toplum örgütleri ağlarına katılım, önleyici tedbirler, mağdurlara yardım, çalışma deneyimlerinin paylaşımı, eğitim materyallerinin geliştirilmesi, eğitimler ve farkındalık kampanyaları ele alındı.

Herkes elini taşın altına koysun, herkes işin ucundan tutsun, herkes katkıda bulunsun ve cinsiyete dayalı şiddet son bulsun. Zonguldak’ta topluma ilham verecek bir etkinlik gerçekleştirildi. ‘Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Yerel ve Ulusal STK Kapasitelerinin Güçlendirilmesi’ hibe programı çerçevesinde, Zonguldak Belediyesi’nin de ortak olduğu projenin ilk toplantısı 17-20 Temmuz’da Nevşehir’de yapıldı.

19


20

ÖZEL HABER / ULAŞIM ÇALIŞTAYI

.(17 ƅ³ƅ 8/$Ű,0'$ 7$5ƅ+ƅ %8/8Ű0$


21

BĂźyĂźkĹ&#x;ehir statĂźsĂź kazanan yeni kentler, bĂźyĂźkĹ&#x;ehir sÄąnÄąrlarÄąnÄąn geniĹ&#x;lemesi, yerel yĂśnetimlerin yetkilerinin artÄąrÄąlmasÄą, kent içi ulaĹ&#x;ÄąmÄąn kentsel geliĹ&#x;imdeki rolĂźnĂźn dĂźne gĂśre çok daha fazla Ăśnem kazanmasÄą, bu konuyu her boyutu ile derinlemesine ele almanÄąn gerekliliÄ&#x;ini ortaya çĹkardÄą. Ă–zelkalem Akademi de kapsamlÄą bir araĹ&#x;tÄąrma ve deÄ&#x;erlendirme sonrasÄąnda konunun en yetkin kiĹ&#x;ilerinin katÄąlÄąmÄą ile Kent İçi UlaĹ&#x;Äąm ÇalÄąĹ&#x;tayĹ’nÄąn hazÄąrlÄąklarÄąna baĹ&#x;ladÄą. ÇalÄąĹ&#x;tay’Ĺn amacÄą; belediye baĹ&#x;kanlarÄąnÄąn ve kadrolarÄąnÄąn ‘Kentsel UlaĹ&#x;Äąm’a gereken Ăśnemi vermeleri yĂśnĂźnde iĹ&#x;levsel bir algÄą oluĹ&#x;turmak, ‘UlaĹ&#x;Äąm Master PlanĹ’, ‘Kentin Stratejik PlanĹ’ gibi konularÄąn belediyelerin Ăśncelikli gĂźndeminde yer almasÄąnÄą saÄ&#x;lamak, ‘SĂźrdĂźrĂźlebilir UlaĹ&#x;Äąm Sistemleri’nin oluĹ&#x;umu ve geliĹ&#x;imi için bĂźtĂźn taraara bilgilendirici katkÄąda bulunmak.

‘Kent İçi UlaĹ&#x;Äąm ve Otopark SorunsalĹ’, ‘Kent İçi UlaĹ&#x;Äąm ve Engelliler’, ‘UlaĹ&#x;Äąm ve Çevre SorunlarĹ’, ‘TraďŹ k DĂźzenleme Seçenekleri ve ÇÜzĂźm YaklaĹ&#x;ÄąmlarÄą ile ‘Kentsel UlaĹ&#x;tÄąrma Sistemi YĂśnetimi’ gibi baĹ&#x;lÄąklar bulunuyor. Kent içi ulaĹ&#x;Äąmda yerel yĂśnetimlerin doÄ&#x;ru markalar ile buluĹ&#x;ma zemini bulabilmeleri, ÇalÄąĹ&#x;tay’Ĺn en Ăśnemli hedeeri arasÄąnda. Kent içi ulaĹ&#x;Äąma yapÄąlacak yatÄąrÄąmlarÄąn akÄąlcÄą, saÄ&#x;lÄąklÄą, kent halkÄą açĹsÄąndan hayatÄą kolaylaĹ&#x;tÄąrÄącÄą biçimde planlanmasÄą bakÄąmÄąndan da stratejik bir Ăśneme sahip olan Kent İçi UlaĹ&#x;Äąm ÇalÄąĹ&#x;tayĹ’nÄąn Ăśzel sektĂśr katÄąlÄąmcÄąlarÄą arasÄąnda ise karayolu araç Ăźreticileri, raylÄą sistem araç Ăźreticileri, denizyolu araç Ăźreticileri, havayolu araç Ăźreticileri, kent içi yazÄąlÄąm Ăźreticileri, akÄąllÄą sistem Ăźreticileri, akÄąl kart Ăźreticileri, kent içi yol aydÄąnlatmalarÄą Ăźreticileri, traďŹ k gĂźvenliÄ&#x;i ve yol elemanlarÄą Ăźreticileri yer alÄąyor.

81 ilin belediye baĹ&#x;kanlarÄą, ulaĹ&#x;Äąm daire baĹ&#x;kanlarÄą ve belediyelerin ulaĹ&#x;Äąmla ilgili iĹ&#x;tiraklerinin Ăźst dĂźzey yĂśneticileri de ÇalÄąĹ&#x;tay’a davetli. UzmanlarÄąn ve akademisyenlerin yanÄą sÄąra Kent İçi UlaĹ&#x;Äąm konusunda Ăśrnek projeler hayata geçirmiĹ&#x; olan belediyeler de deneyimlerini paylaĹ&#x;tÄąklarÄą sunumlarla katÄąlÄąyorlar ÇalÄąĹ&#x;tay’a.

.HQWOHULQ PRGHUQ YH HIHNWLI XODƲ“P

Ă–zelkalem Akademi’nin çok deÄ&#x;erli bir DanÄąĹ&#x;ma Kurulu eĹ&#x;liÄ&#x;inde organize ettiÄ&#x;i ÇalÄąĹ&#x;tay’Ĺn konu arasÄąnda; ‘KentleĹ&#x;me ve KentlileĹ&#x;me SĂźrecinde UlaĹ&#x;Äąm’, ‘Kentsel Stratejik Plan ve UlaĹ&#x;Äąm’, ‘Kentsel UlaĹ&#x;tÄąrma Sistemi ve Alt Sistemleri’, ‘Karayolu, RaylÄą Sistem, Deniz Yolu ve DiÄ&#x;erleri’, ‘Kentsel Lojistik’, ‘Kentsel UlaĹ&#x;Äąm Sistem Seçenekleri’, ‘Bilgi Ä°Ĺ&#x;lem Otomasyon Teknikleri ve UlaĹ&#x;Äąm’, ‘Kent İçi UlaĹ&#x;Äąm Ä°liĹ&#x;kileri ve YayalaĹ&#x;tÄąrma Ă–rnekleri’, ‘Kent İçi Toplu TaĹ&#x;Äąma Sistemi Entegrasyonu’, ‘UlaĹ&#x;Äąm SorunsalÄąna Analitik YaklaĹ&#x;Äąmlar’,

\DUDW“OPDV“ JâQâPâ]âQ HQ NULWLN

\DW“U“PODU“ LOH JHOLƲPHVL NHQW LĂ?L XODƲ“P NRQXVXQGD âONH HNRQRPLVLQL koruyacak uzun vadeli bir vizyon \HUHO \ĂœQHWLP PHVHOHOHULQLQ EDƲ“QGD JHOL\RU YH .HQW Ć…Ă?L 8ODƲ“P ÂłDO“ƲWD\“ GD ƲLPGL\H GHN ĂœUQHĆ–L JĂœUâOPHPLƲ ELU ƲHNLOGH EX NRQX\X PDVD\D \DW“U“\RU


22

ÖZEL HABER / ULAŞIM ÇALIŞTAYI

¿=(/.$/(0 $.$'(0ƅ .(17 ƅ³ƅ 8/$Ű,0 ³$/,Ű7$<, '$1,Ű0$ .858/8 Å<(/(5ƅ DOÇ. DR. METİN ÇANCI Lisans eğitimini ODTÜ’de, Yüksek Lisans ve Doktorasını İstanbul Üniversitesi’nde tamamladı. İşletme Yönetim ve Organizasyonu alanında Doçent unvanı aldı. Koç Grubunda 13 yıl süresince çeşitli kademelerde çalıştı. Koç Üniversitesi koordinatörlüğünde Dünya Bankası TTFSE (Trade and Transportation Facilitation Component in Southeast Europe)’de Proje Yöneticisi oldu. TOBB Ulaştırma Lojistik Meclisi’nin danışmanlığını yürüttü. Okan Üniversitesi Uluslararası Lojistik Kurucu Bölüm Başkanı oldu. Çeşitli ulaştırma, lojistik ve kentsel sistemler üzerine ulusal ve uluslararası projelerde görev aldı.

ORHAN DEMİR Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü mezunu. Yüksek lisans eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesi’nde tamamladı. İmar ve İskan Bakanlığı’nda şehir plancısı olarak çalıştı. İstanbul da bir çok kentin ulaşım ana planı çalışmasında görev yaptı. Uzmanlık alanları arasında, ulaşım planlama modelleri, talep analizleri ve ulaştırma altyapı yatırımlarına ilişkin olarak fizibilite etütleri bulunuyor. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nde ulaşım planlamasına ilişkin dersler verdi. Halen, farklı ölçeklerdeki ulaşım planlama çalışmalarını kendi ofisinde sürdürüyor.

DOÇ. DR. K. TAYLAN DERİCİOĞLU Şehir ve Bölge Plancısı. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü mezunu. Doktorasını Dortmund Üniversitesi Mekan Planlama Fakültesi’nde yaptı. 1985’te Doçent oldu. Avrupa Komisyonu’nun görevlendirmesi üzerine Brüksel, Belçika ve Almanya ekseninde yürütülen geniş kapsamlı bir araştırmada uzman ve raporun ortak yazarı olarak görev aldı. Planlama ve Karar Verme, Planlama Teknikleri, Bölge Planlama Yöntemleri ve Kentsel Tasarım dersleri verdi. Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi’nin Kurucu Başkanı oldu. Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı ve Başbakanlık

Müşaviri olarak görev yaptı. Adana Büyükşehir Belediyesi Hafif Raylı Sistem inşaatının proje ve ekip geliştirme danışmanlığı üstlendi.

PROF. DR. CENGİZ GİRİTLİOĞLU Yüksek Mühendis Mimar ve Şehir Plancısı. İTÜ Mimarlık Fakültesi mezunu. Doktorasını, Münih Teknik Üniversitesi’nde Şehir ve Bölge Planlama Başkanı O. Prof. Dr. Gerd ALBERS yönetiminde tamamladı. YÖK Başkanlığı Yürütme Kurulu kararıyla Şehircilik Anabilim Dalı’nda profesörlüğe yükseltildi. Şehir ve Bölge Planlaması Bölüm Başkanlığı, Lisansüstü Şehir ve Bölge Planlaması Programı Anabilim Dalı Başkanlığı, Fakülte Kurulu ve Fakülte Yönetim Kurulu Üyelikleri gibi idari görevlerde bulundu. İTÜ Mimarlık Fakültesi’ne Dekan olarak görev yaptı. Mimari ve Şehirsel Tasarım, Şehir Planlama, Sanayi Alanları Planlanması, MİA, Planlama ve Tasarımı ve Şehirsel Estetik konuları ile çeşitli uygulama alanlarında planlama ve tasarım çalışmaları var.

PROF. DR. RUŞEN KELEŞ Ankara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Hukuk mezunu. Doktorasını aynı üniversitede Siyaset Bilimi ve Halk Yönetimi üzerine yaptıktan sonra New York Üniversitesi’nde Halk Yönetimi, MIT’de Şehir ve Bölge Planlama doktoralarını tamamladı. Yardımcı profesör, profesör ve dekan unvanları ile görev yaptığı Ankara Üniversitesi’nde Yerel Yönetim ve Şehir ve Çevre dersleri ile Siyaset Bilimi dersleri verdi. Aynı üniversitede farklı dönemlerde Kentsel Dersler Ernst Reuter Merkezi Genel Sekreteri ile Direktör, Siyaset Bilimi Fakültesinde ise Yerel Yönetim Bölümü Çevre ve Kentsel Dersler Bölüm Başkanı ve Çevre Dersleri Merkez Direktörü oldu. ABD, Japonya, İsrail, Almanya, İtalya gibi birçok ülkenin önemli üniversitelerinde akademik unvanla uzun yıllar çeşitli görevler yürüttü. Çeşitli Bakanlıklarda, Planlama Teşkilatında, Birleşmiş Milletlerde çevre, şehircilik, planlama konularında uzun yıllar danışmanlıklarda bulundu. Uluslararası birçok kuruluşta başkanlık ve yönetim kurulu üyelikleri var. Japon Hükümetinden, Türk Yunan Dostluk Kuruluşundan ödüller aldı. 40 civarında bilimsel kitabı yayımlandı. Birçok kitabı ve raporu Almanca, İngilizce ve Japoncaya çevrilerek yayımlandı.


23

GÖKHAN MENTEŞ ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü mezunu. Kanada Waterloo Üniversitesi Öğretim Asistanı, Ulaştırma Bakanlığı Sistem Analisti, Köyişleri ve Kooperatifler Bakanlığı APK Daire Başkan Vekilli, AnkaraEGO Genel Müdürlüğü Ulaşım Planlama Müdürü ve ODTÜ Öğretim Görevlisi olarak görev yaptı. Ankara Belediyesi Kentsel Ulaşım Çalışması ve Kızılay-Batıkent Metro Tasarımı Çalışmasında Proje Md. Yrd. olarak Türk ekibi yönetti. Türkiye Şehir Plancıları Odası tarafından ‘Hizmet Belgesi’ ile ödüllendirildi. SPK lisanslı Gayrimenkul Değerleme Uzmanı. Çok sayıda bildirinin ve proje raporunun da yazarı. 40 yıldan fazladır kentsel ve bölgesel ulaşım projeleri, kültürel mirasın korunması, turizm geliştirme, gayrimenkul değerleme, katılımcı kentsel dönüşüm çalışmaları projelerinde uzman, akademisyen ve yöneticilik görevlerinde bulundu. Halen, Dünya Bankası destekli ‘Büyük Baku Bölge Kalkınma Projesi’nde Kıdemli Ulaşım Planlama Danışmanı ve Mardin’de Sürdürülebilir Turizmin Geliştirilmesi Projesi’nin Kilit Uzmanı olarak görev yapıyor.

M. REMZİ SÖNMEZ ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü mezunu. Şehir Plancısı. Mekansal planlama çalışmalarının, araştırma, planlama ve uygulama aşamalarında uzman, proje yöneticisi ve yüklenici olarak görev yaptı. Çevre düzeni planları, nazım ve uygulama imar planları, ulaşım etütleri, kentsel gelişme, toplu konut, koruma amaçlı imar planları konularında çalıştı. Bütünleşik Kıyı Alanları Yönetimi ile Kentsel Mekan ve Yaşam Göstergeleri alanındaki projelerin koordinatörlüğünü yürüttü. Halen, DAMPO’da Yönetici olarak Antalya ve Mersin Büyükşehir Belediyelerine şehircilik ve planlama danışmanlığı yapıyor.

DOÇ. DR. ELA BABALIK SUTCLIFFE Lisans eğitimini ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nde; Yüksek Lisans çalışmasını ODTÜ Kentsel Politika Planlaması ve Yerel Yönetimler Programı’nda; Doktora çalışmasını ise Londra’da University College London Centre for Transport Studies Bölümü’nde Ulaşım Politikaları ve Kentsel Raylı Sistemler üzerine yaptı. ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nde Kentsel Ulaşım Planlaması, Ulaşım Politikası, Kentsel Ulaşım Sistemleri Planlama ve Tasarım dersleri veriyor. Araştırma konuları kentsel ulaşım, sürdürülebilir ulaşım politikaları, iklim değişikliği ve ulaştırma sektörü ile kentsel raylı sistemler. Halen ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nün akademik kadrosunda tam zamanlı öğretim üyesi olarak görev yapıyor.

DOÇ. DR. METİN ŞENBİL ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nde lisans ve yüksek lisans, Japonya Kyoto Üniversitesi’nden de ulaşım ve aktivite sistemleri alanında mühendislik doktorası dereceleri aldı. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nda çalıştı. Japonya Hiroşima Üniversitesi’nde araştırmacı olarak görev yaptı. 2008 yılından bu yana Gazi Üniversitesi’nde Doçent unvanı ile akademik kariyerine devam ediyor. Ağırlıklı olarak ulaşım konularında çalışmalar yapıyor.

PROF. DR. METE TAPAN Avusturya Sankt Georg Okulu’nun ardından Viyana TH’da mimarlık eğitimi aldı. Münih TH’dan Yüksek Mühendis Mimar olarak mezun oldu. Aynı üniversitede doktora yaparken, DyckerhoffxWidmann’da mesleki çalışmalara başladı. İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde profesör oldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurullarında Yüksek Kurul Üyesi ve Başkan olarak çalıştı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Genel Sekreterlik yaptı. Mimarlıkta tasarım yöntemleri ve değerlendirme, kültür varlıklarını koruma gibi konularda çeşitli kitap, makale ve araştırmaları, Cumhuriyet Dönemi Mimarlığı konusunda incelemeleri var. Özel sektörde danışmanlık yapıyor. Arel Üniversitesi Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi’nde Öğretim Üyesi.

RİFAT TÜRKKAN Lisans eğitimini ODTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nde tamamladı. Şehir ve ulaşım plancısı. Ülkesel, bölgesel, metropoliten ve kentsel ölçeklerde ulaşım planlaması konularında uzman. Önemli sermaye yatırımı gerektiren ulaşım sistemleri başta olmak üzere, çeşitli kentlerde ulaşım ve raylı sistem planlama ve fizibilite etütleri, ulaşım ana planı çalışmaları gibi projelerde proje yöneticisi, proje müdürü, planlama danışmanı gibi farklı pozisyonlarda görev aldı. Uluslararası deneyimleri arasında Azerbaycan, İran, Irak, Japonya, Kıbrıs, Kazakistan, Kırgızistan, Libya, Pakistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan’ın yanı sıra Avrupa Birliği projeleri de bulunuyor. Son dönemde Bostancı Dudullu Metro Hattı, Göztepe Ataşehir Ümraniye Metro Hattı ve Halkalı Kirazlı Metro projelerinde Proje Müdür Yardımcısı olarak görev yaptı.


24

ADVERTORIAL / AKAN MİMARLIK

HER MİRAS ALANI, KENDİ YÖNETİM PLANINI HAK EDER Ülkemizin her kösesinde bizi eski çağların gizemine götürmek için kıpırtısız bekleyen o paha biçilmez yerler, aslında bizim değil; kimsenin değil. Onlar bütün dünyanın, bütün nesillerin, bütün zamanların mirası. Türkiye’de bu mirası korumaya yönelik adımların arkasında, ortada daha kanun, mevzuat, örnek bile yokken kendini buna adayan bir ofis var. Akan Mimarlık, özellikle UNESCO Dünya Mirası Listesi için süreç başlatan yerel yöneticilerin en büyük yardımcısı. Akan Mimarlık’ın kurucusu olan Tanju Verda Akan, Türkiye’de Yönetim Planı konusunda uzman olarak ilkleri gerçekleştirdi. Pamukkale Alan Yönetimi ve Sunum Planı; 2001 yılında henüz daha dünyada yeni bir kavram olarak kuralları belirlenirken, Akan Mimarlık tarafından, Dünya Bankası denetim ve sorumluluğunda, T.C. Kültür Bakanlığı için hazırlandı. Sit Alanı Yönetim Birimi ve Alan Başkanlığı kavramları o tarihte koruma mevzuatında bile yoktu. Alan Mimarlık’ın bu konuya katkısı sadece örnek niteliğinde işler yapmak değil, aynı zamanda 2004 yılında 2863 sayılı Koruma Kanununda yapılan değişiklikler arasına ‘Yönetim Planı’ konusunun da alınması için sürecin bizzat takipçisi olmak, kanun değişikliğinde yer alması sağlamak da var.

Koruma Alanlarında Yönetim Planları Yönetim Planı’nın oluşturulmasındaki amaç, yasal ve kurumsal çerçevenin bütün olanaklarının değerlendirilmesi, uygulamaya yönelik çalışmaların belirlenmesi, etkin bir alan yönetimi için paydaşların sorumluluklarının tespiti, projelere bilgi aktarımının sağlanması, gerekli finansal kaynakların işaret edilmesi ve söz konusu alanın en iyi şekilde

korunması için sürdürülebilir bir sistemin oluşturulmasıdır. Yönetim planının hedefi, alanın sahip olduğu üstün evrensel değerlerinin belirlenmesi ile şimdiki ve gelecek nesiller için korunması, geliştirilmesi, bunu sağlamak üzere kısa, orta ve uzun vadeli eylemler gerçekleştirilmesidir. Her Miras Alanı’nın özellikleri farklı olduğundan oraya özel bir Yönetim Planı hazırlanmalı, bu nedenle de hiçbir Yönetim Planı bir diğeriyle aynı değildir. Etkin bir korumanın gerçekleşebilmesi için, öncelikle uygulama araçlarını iyi belirlemek gerekmektedir. Bu araçları şöyle sıralamak ve tanımlamak mümkün;

Yasal Koruma konusunda mevcut yasal altyapı ve politikalar; koruma mevzuatı, planlama mevzuatı, uluslararası düzenlemeler, ulusal ve bölgesel planlar...

Kurumsal Koruma konusunda yetkili kurumlar; yerel yönetimler, merkezi yönetim, koruma bölge kurulu ve sivil toplum kuruluşlarında görevli eğitilmiş elemanlar ve kurumsal eşgüdümü sağlayacak olan alan başkanlığı... Finansal Planı uygulamak için finans; merkezi/yerel yönetim bütçe kaynakları, ulusal ve uluslararası fonlar, sivil toplum/meslek kuruluşları kaynakları, özel sektör yatırım ve kaynakları...

Sosyal Planı uygulamak için, Fiziksel Planlama Boyutunda; Çevre Düzeni Planı, Nazım İmar Planı, Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı çalışmaları...


ADVERTORIAL / AKAN MİMARLIK

PAMUKKALE SİT ALANI YÖNETİM ve SUNUM PLANI

BURSA VE CUMALIKIZIK YÖNETİM PLANI

İSTANBUL TARİHİ YARIMADA YÖNETİM PLANI

UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan ‘İstanbul’un Tarihi Alanları’nın kendi kültürel sosyal ve ekonomik canlılığı içinde korunması, geliştirilmesi, üstün evrensel değerleri ile birlikte gelecek kuşaklara aktarılması için Tanju Verda Akan, dört kişilik Yürütme kurulunda yer aldı ve diğer üç üye ile birlikte Eş Başkan olarak, İstanbul Tarihi Yarımada Yönetim Planı’nın hazırlanmasını gerçekleştirdiler.

İşveren: Bursa Büyükşehir Belediyesi Proje Kapsamı: ‘Bursa (Hanlar Bölgesi – Sultan Külliyeleri) ve Cumalıkızık’ alanı Yönetim Planı’nın hazırlanması Genel Bilgi: Bursa (Hanlar Bölgesi – Sultan Külliyeleri) ve Cumalıkızık Yönetim Planı hazırlama sürecinde belirlenen Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk başkentinin kuruluş izlerini taşıyan Hanlar Bölgesi, Sultan Külliyeleri ve Cumalıkızık Köyü’nün somut ve somut olmayan bütün değerlerini korumak, yaşatmak ve dünyaya miras bırakmak vizyonu doğrultusunda, Yönetim Planı Alanı içerisinde bulunan, somut ve somut olmayan tarihi, kültürel ve doğal mirasın; planlanması, korunması, kullanılması, geliştirilmesi, planlama ve uygulamada bütün paydaşların etkin katılımının sağlanması, stratejik öncelikleri de dikkate alarak kaynak tahsis süreçlerinin yönetilmesi, uygulamaların koordine edilmesi, denetlenmesi ve değerlendirilmesi, alanlarda yaşayan paydaşlarının ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmesinin yönlendirilmesi, alan için dengeli ve sürdürülebilir bir koruma sistemi kurulması sağlandı. Yönetim Planının; şeffaf ve katılımcı bir yönetim anlayışıyla, etkin, planlı, bütüncül, bilimsel olarak hazırlanması, uygulanması ve revize edilmesi bu süreçte temel ilkeler olarak benimsendi.

!

Yönetim Planı, Uluslararası Koruma Kurallarının en önemli şartıdır.

25


26

KAPAK KONUSU / UNESCO

Geçmişin Mirasını Bitirebilir mi Zaman Denilen Güve


27

2\VD ]DPDQ LQVDQ“Q KâNPâQâ \HULQH JHWLUPHNWHQ EDƲND ELU ƲH\ ELOPH] Ć…QVDQ WDULKLQL YH GRĆ–DV“Q“ NRUXPD\“ DNO“QD NR\VD ]DPDQ“Q HOLQGHQ ELU ƲH\ JHOPH] 'âQ\DGD WRSODP DODQ LQVDQ“Q DNO“ LQVDQ“Q Ă?DEDV“ LQVDQ“Q L\L QL\HWL LQVDQ“Q NDUDUO“O“Ɩ“ LOH NRUXPD DOW“QGD 1HGHQ PL" 1DV“O P“" 1H\H UDĆ–PHQ PL" 81(6&2 'âQ\D 0LUDV“Q“ .RUXPD /LVWHVL QH 7âUNL\H GHQ LNL \HQL \HU HNOHQGL %XUVD YH %HUJDPD LOKDP YHULFL ELU HNLS Ă?DO“ƲPDV“ VD\HVLQGH EX ƲDQVD HULƲWL Elbette her yerin bu listeye alÄąnmasÄą, her yerin bu kapsamda korunmasÄą sĂśz konusu deÄ&#x;il. UNESCO, çok titiz çalÄąĹ&#x;malar sonrasÄąnda hangi alanlarÄąn koruma listesine alÄąnacaÄ&#x;Äąna karar veriyor ve sonrasÄąnda da sĂźreci bĂźtĂźn dĂźnya insanlarÄą için, gelecek kuĹ&#x;aklar için, dĂźnya gelecekte daha yaĹ&#x;anÄąlÄąr bir yer olsun diye çok sÄąkÄą biçimde takip ediyor. KoĹ&#x;ullu olarak bu listeye aldÄąÄ&#x;Äą yerlerde iĹ&#x;ler tersine giderse, o yerler listeden çĹkartÄąlÄąyor. DĂźnya Ăźzerinde ĂśrneÄ&#x;ine az rastlanacak tĂźrden bir tarihi ve doÄ&#x;al zenginliÄ&#x;e sahip olan TĂźrkiye’nin UNESCO DĂźnya MirasÄą Listesi’ndeki varlÄąÄ&#x;Äą çok eski ve çok sayÄąda alanÄą kapsayacak Ăślçßtte deÄ&#x;il. TĂźrkiye’deki nice kÄąymetli miras yok olup gidiyor ve sorumlular ki onlar arasÄąnda en bĂźyĂźk sorumlu aslÄąnda halkÄąn kendisi, herkes bunun kabahatini hep zamana yĂźklĂźyor. GeçtiÄ&#x;imiz gĂźnlerde Ăźlkemize harika iki haber geldi. Bursa ve Bergama, çabalarÄąnÄąn karĹ&#x;ÄąlÄąÄ&#x;ÄąnÄą aldÄą ve her iki kentte çok Ăśnemli alanlar UNESCO DĂźnya MirasÄą Listesi’ne girmeyi baĹ&#x;ardÄą. Peki hangi kriterler gerekiyor bu listeye aday olabilmek için? Kriterler, kĂźltĂźrel ve doÄ&#x;al miraslar için farklÄą. Ä°Ĺ&#x;te o kriterler listesi.

4- Bir veya daha fazla kĂźltĂźrĂź temsil eden geleneksel insan yerleĹ&#x;imine veya topraÄ&#x;Äąn kullanÄąmÄąna iliĹ&#x;kin Ăśnemli bir Ăśrnek sunmasÄą ve Ăśzellikle bu ĂśrneÄ&#x;in, geri dĂśnĂźĹ&#x;Ăź olmayan deÄ&#x;iĹ&#x;imlerin etkisiyle dayanÄąklÄąlÄąÄ&#x;ÄąnÄą yitirmesi 5- Ä°stisnai dĂźzeyde evrensel bir anlam taĹ&#x;Äąyan olaylar veya yaĹ&#x;ayan gelenekler, ďŹ kirler, inançlar ya da sanatsal ve edebi eserlerle doÄ&#x;rudan veya maddeten baÄ&#x;lantÄąlÄą olmasÄą

DoÄ&#x;al Miraslar 1- DoÄ&#x;anÄąn bir harikasÄąna veya eĹ&#x;siz bir gĂźzelliÄ&#x;e ve estetik Ăśneme sahip doÄ&#x;al alanlar olmasÄą 2- YaĹ&#x;amÄąĹ&#x; canlÄąlarÄąn kalÄąntÄąlarÄą, devam eden jeolojik olaylar ve yer Ĺ&#x;ekillerinin geliĹ&#x;imi gibi dĂźnyanÄąn doÄ&#x;al tarihine iliĹ&#x;kin eĹ&#x;siz Ăśnemde bilgilere sahip olmasÄą 3- Ekolojik ve biyolojik olarak hâlâ bozulmamÄąĹ&#x; bir karasal, denizel veya tatlÄą su ekosistemine veya Ăśnemli hayvan ve bitki topluluklarÄąna ev sahipliÄ&#x;i yapmasÄą 4- Ă–zellikle tehlikedeki veya bilim açĹsÄąndan Ăśnemli bir biyolojik çeĹ&#x;itlilik için en Ăśnemli ve en belirgin doÄ&#x;al habitatlara ev sahipliÄ&#x;i yapmasÄą

KĂźltĂźrel Miraslar 1- YaratÄącÄą insan dehasÄąnÄąn ĂźrĂźnĂź olmasÄą 2- Belli bir zaman diliminde veya kĂźltĂźrel mekanda, mimarinin veya teknolojinin, anÄątsal sanatlarÄąn geliĹ&#x;iminde, Ĺ&#x;ehirlerin planlanmasÄąnda veya peyzajlarÄąn yaratÄąlmasÄąnda, insani deÄ&#x;erler arasÄąndaki Ăśnemli etkileĹ&#x;imi gĂśstermesi 3- KĂźltĂźrel bir gelenek veya yaĹ&#x;ayan ya da kayÄąp bir uygarlÄąÄ&#x;Äąn tek veya en azÄąndan istisnai tanÄąklÄąÄ&#x;ÄąnÄą yapmasÄą Ä°nsanlÄąk tarihinin bir veya birden fazla anlamlÄą dĂśnemini temsil eden yapÄą tipinin ya da mimari veya teknolojik peyzaj topluluÄ&#x;unun deÄ&#x;erli bir ĂśrneÄ&#x;ini sunmasÄą

Ăœlkeler adaylarÄąnÄą UNESCO DĂźnya Miras Komitesine sunarken bu kriterleri ulusal veya bĂślgesel bazda ele almak durumundalar. UNESCO DĂźnya Miras Komitesi ve aday varlÄąklarÄąn deÄ&#x;erlendirmelerini yapan ICOMOS ile IUCN, kendilerine sunulan varlÄąklarÄąn evrensel Ăśneme sahip olmasÄąnÄą da tek baĹ&#x;Äąna yeterli gĂśrĂźyor. Bu kriterlerden de anlaĹ&#x;ÄąlacaÄ&#x;Äą gibi sadece bir kĂźltĂźrel alan, tek bir ulus, devlet ya da bĂślgenin Ăśzelliklerini taĹ&#x;Äąyan, sembolleĹ&#x;tiren ve kÄąsÄątlÄą bir yerin kĂźltĂźrel Ăśzelliklerini temsil eden alanlar DĂźnya Miras Listesi’ne giremiyor.


28

KAPAK KONUSU / UNESCO - BURSA, RECEP ALTEPE

7DULKLQ HQ ÜQHPOL NHQWOHULQGHQ ELUL ÅVWâQGH ƲDKHVHUOHU Ʋ OG \RU DOW QGD QLFH EHQ]HUVL] KD]LQH VDNO 'âQ\DQ Q JÜ] EHEHƖL ROPDN KHUNHVLQ JÜ]âQGH HQ N \PHWOL PHUWHEH\H \âNVHOPHN KD\UDQO NOD VH\UHGLOHQ YH JXUXUOD VDKLSOHQLOHQ ELU NHQW ROPDN RQXQ HQ WDELL KDNN %XUVD D]LPOL ELU HNLELQ YH YL]\RQX RQX GâQ\D NHQWL \DSPD\D RGDNO ELU OLGHULQ ÐDEDODU VRQXFXQGD 81(6&2 'âQ\D 0LUDV /LVWHVL QGHNL RQXU \HULQL DOG %â\âNƲHKLU %HOHGL\H %DƲNDQ 6D\ Q 5HFHS $OWHSH KDNO %XUVD EXQX ÐRNWDQ KDN HWWL .HQWLQ EX ]RUOX \ROGDNL DG PODU Q 6D\ Q %DƲNDQ Q UHKEHUOLƖLQGH EL] GH \HQL EDƲWDQ \âUâGâN

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe

“Bizim Gibi Kapsamlı Çalışma Yapan Başka Yer Yok”


29

Bursa’nın UNESCO başarısının en önemli nedeni nedir sizce? Bursa zaten birikimli bir şehir, bir kültür ve medeniyet şehri, bir tarih başkenti. Biz bunu biliyoruz ama bunun dünyaya anlatılması gerekiyor. Belediye başkanı olduğumuzdan bugüne on bir yıldır bu güzel şehrin bütün özelliklerini ortaya çıkartmak için zaten çalışmalarımızı sürdürüyorduk. Elimizde güçlü bir malzeme var, iyi bir argüman var. Şehrin her köşesi tarih, her köşesi medeniyet izleriyle dolu. Bunları en güzel şekilde dizayn etmek, ayağa kaldırmak, bunlara fonksiyon vermek konusunda zaten Bursa’nın yaptığı çalışmalar dünyada en çok öne çıkan çalışmalar oldu.

Tarihi Kentler Birliği’ni kuran da Bursa olmuştu. UNESCO bizim açımızdan anlamlı. 2000’de süreç başlatılmış, o zaman ilk bir girişim olmuş ve geçici listeye alınmıştı fakat tabii ki esas olan ana listeye girmek. O zaman ilk girişimden sonra süreç durmuş. Biz belediye başkanlığına geçtikten sonra 2009’da süreci tekrar başlattık. Bursa’nın en büyük özelliği Osmanlı Devleti’nin kurucu başkent oluşu. Bu birikim bizim en önemli özelliğimiz. Bunları zaten ortaya çıkartıyoruz. Bütün külliyeler restore edildi, hepsi pırıl pırıl orijinal hallerine getiriliyor. Son kalanlar da bitirilmek üzere. Cumalıkızık’la birlikte bunlar zaten sunulacak hali almıştı. Bu işi başlatarak işin başına da Neslihan Türkün Dostoğlu’nu getirdik.

2010 yılından sonra önemli bir faaliyet başladı ve 2012 yılında da resmi başvurumuzu yaptık. Dosya dopdolu oldu, eksiksiz ve çok güzel hazırlandı, akademisyenlerimiz de çok iyi çalıştılar, iyi de bir sunum yaptılar. “Bu geçmez, önümüzdeki yıllara sarkar” deniliyordu ama geçti. Bursa yedi ayrı bölgeyle artık Dünya Miras Listesi’ne girmiş oldu. Bu aynı zamanda şu anlama geliyor; şehrin neredeyse tamamı, bütün önemli semtleri Dünya Miras Listesi’nde. Şimdi bunun prestijinden yararlanmak, Bursa’nın tanıtımında UNESCO markasını kullanmak, bunun teknik desteğini almak, kullanabilirsek fonları kullanabilmek ve çok daha önemlisi de bu tanıtım rüzgarını faydaya çevirmek gerek.

14 yıllık süreçte en önemli deneyim neydi sizin için, Bursa için? Tarihi Kentler Birliği’ni kuran Bursa, bu mirasa sahip çıkılması konusunda en iyi örnek olarak kendini kanıtlamıştı zaten. Bu kapsamdaki çalışmalarımızla biz dünya gündemindeydik. Dünya çapındaki toplantıların hemen hemen tamamına sunum için davet ediliyoruz. Şu anda da Uzakdoğu’da toplantı var, onlar da bizi çağırıyor sunum için. Vietnam’dan, Çin’den, Dubrovnik’ten de çağırıyorlar bizi. Büyük bir tarihi ve doğal zenginlik var Bursa’da. Bu konuda tüm bu noktalarda çalışma yapılıyor yoğun şekilde.


30

KAPAK KONUSU / UNESCO - BURSA, RECEP ALTEPE

Zaten kent merkezinin tamamında biz varız. Valilik, Yıldırım Belediyesi, sivil toplum kuruluşları, odalar olmak üzere hep birlikte çalışıyoruz. Cumalıkızık’ta da biz kısmen vardık. Bizim de orada binalarımız var, işlerimiz var ama şimdi daha da yoğun dahil olacağız. Merkezde bulunan ve UNESCO Dünya Mirası Listesi kapsamında adı geçen bu yerlerin hepsi Büyükşehir Belediyesi’nin büyük desteğiyle ayağa kalktı. Anlatacağımız çok şey var yani, elimizde güzel bir malzeme var. Yok olmak üzere olan bir çok tarihi ve doğal miras, son 10 yılda ayağa kaldırıldı. Bunlar iyi bir şekilde sunulunca, sonuç da böyle güzel oldu. Önemli olan şimdi bunun sürekliliğini sağlamak. Bir yol haritamız var. Kent halkının, turizm sektörünün, esnafımızın, köylümüzün işin ciddiyetini anlaması ve bilinçli davranması da konunun bir başka önemli yanı.

Halkı bu konuda bilinçlendirmek için çalışmalar yapıyor musunuz? Devamlı yapılıyor. Esnaf teşkilatlarında da bu eğitimler sürekli şekilde düzenleniyor. Yaklaşık otuz beş kadar derneğimiz var, çarşı dernekleri... Hepsinin birleştiği hanlar birliği var. Onlarla birlikte esnafın da katılımı ile eğitimlerimiz sürüyor. Belediye olarak bizim yaptığımız fiziki güzelleştirmelerin yanı sıra bu eserlerin nasıl kullanıldığı da önemli tabii. Çarşılarımız bu kurallar konusunda kendi kararlarını kendileri alacak. Hepsine derneklerini kurdurduk. Bunların disiplin altına alınması, herkesin kendi sokağına, kendi çarşısına, kendi köyüne sahip çıkması en güzelidir ve bu bizim kültürümüzde var. Herkesin kendi üstüne düşen görevi yapması gerekiyor.

‘Herkes endişeleniyordu, bu yıl giremez Bursa diyordu’ dediniz, siz de hiç kaygılandınız mı? Ben girebileceğine inandım çünkü girmesi gerekiyor Bursa’nın. Daha önce dünya mirasına girmiş bazı yerler gördüm. Dedim oralar dünya

mirası listesindeyse Bursa’nın kesin girmesi gerekir. Eğer almazlarsa da siyasi bir yaklaşımla almazlar Türkiye’yi. O da üzülecek bir durum olmazdı tabii ki bizim açımızdan. Siyasi kaygı olmazsa Bursa kesin girer çünkü tarih başkenti ve tarihi miras baştan aşağıya restore edilmiş, hepsi pırıl pırıl özenle ortaya çıkarılmış, kapsamlı ve sistemli bir çalışma yapılmış, bir yol haritası hazırlanmış yani Liste’ye girmek için koşul olarak sıralananların çoğu zaten halledilmiş, kolay aşılmayacak bir mesafe alınmış ve diğer belediyelere de örnek olunmuş. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir belediyenin ülke mirasına bu derece sahip çıktığı bir başka yer yok. Hal böyle iken bizim bu Liste’de olmamız en doğal şey. Ne demiş atalarımız; ‘altının değerini sarraf bilir’. Ördekli Hamam’ın kıymetini biz biliriz. Bunların her biri miras, ecdadın bize emaneti. Yıldırım Beyazıt bütün servetini harcayıp en büyük hamamı yapmış. Mimarlar orada her türlü hünerlerini göstermişler, el emeği göz nuru eserler yapmışlar. Hepsi aynı zamanda devletin gücünü de gösteren eserler. Devletin o günkü kültürünü yansıtan eserler. Onlar çok özellikli yapılar ama bunlar zamanla kaldırılması gereken, harabe vaziyetteki taş yığınları diye nitelendirilir hale gelmişti. Bunların ne kadar değerli yapılar, özellikli yapılar olduğunu herkes sonradan anlamaya başladı. En son 1855 Bursa depremiyle bunların çoğu yerle bir olmuş. Ulu Camii’nin bile bütün kubbeleri çökmüş, duvarları yıkılmış, sonra tekrar yapılmış. Siz dünyanın başka bir yerinde bir kente gittiğinizde önce neresine yöneliyorsunuz? Hiçbir şehrin yeni yapılmış semtine gitmezsiniz. Tarihi merkeze gidersiniz. Kalesini, çarşısını, merkezini oradaki medeniyetlerin izlerini araştırırsınız. Kentlerde yaptığımız modern semtler var, yeni caddeler ve yeni yerleşimler var ama bunları kimse merak etmiyor, insanlar sadece yaşamak için oraları tercih ediyorlar. Turist olarak gidip gezdikleri yerlerde insanlar medeniyetlerin izlerini arıyorlar, kültürlerin izlerini arıyorlar. Bunlar dünyanın her yerinde önemli. Onun için bu değerlerin kıymetini bilmek lazım.


31

Size mesleki açıdan da önemli kazanım sağladı sanırım bu süreç. Biz belediyecilik işinde olduğumuz için bunları hep düşünerek, planlayarak, hazırlayarak bugünlere geldik. Ben meclis üyesiyken Bursa’nın bütün tarihi emanetlerinin listesini çıkarttırmıştım. O gün beraber çalıştığımız arkadaşlar sonra daire başkanı oldu. Bu ulaşım şirketinin başındaki arkadaşımız da bizim ulaşım komisyonu başkanımızdı. On iki yıldır birlikte çalışıyoruz ulaşımla ilgili. Yani bunlar rastgele olmuyor. Yani tarihi mirasla ilgili olarak on iki sene önceden çalışmaları başlatmıştım, on iki yıldan fazladır bu yönde zaten çok titiz, yoğun ve kararlı bir çalışma içindeyiz. Belediye Başkanı olduğumda ben o arkadaşları Osmangazi Belediyesi’ne transfer ettim. Bu yaklaşımımız sadece şahsım için değil, bütün çalışma arkadaşlarım için de mesleki açıdan önemli bir kazanım sağlamıştır.

Ekip çalışmasına değer veriyorsunuz. Peki UNESCO sürecinde ekipte yer alacak kişileri seçerken önemsediğiniz kriterler nelerdi? Aslında benim hedefim belediye başkanı olmak değildi, meclis üyesiyken de aynı duyguyla, aynı yaklaşımla görev yaptım, ekipteki arkadaşlarımla birlikte Bursa’nın bu zenginliklerinin ortaya çıkarılması ve korunması konusunda pek çok örnek çalışmayı hayata geçirdik. Birbirini bilmek, güvenmek, uyumlu çalışmak önemli. Bütün bu çalışmaları beraber yaptık.

Bursa’nın bu miras listesine girmeye hak ettiğini düşündüğünüz başka alanlar var mı? Başta İznik var.

İznik’in UNESCO Dünya Mirası Listesi için başvurusu var mı? Yok, şimdi onu da biz yapacağız artık. İznik Bursa’da öncelikli bir başkent, İznik başta olmak üzere bizim birçok bu nitelikte alanımız var. Birçok eserimiz var, doğal mirasımız olarak Uludağ var, o da dünya mirasına listesine girebilir.

Bundan sonra ne olacak? Artık bitti mi iş? Elbette hayır. İş zaten devam ediyor. Devam ediyor da artık UNESCO markasını da kullanacağız. Unesco’ nun teknik desteği olsun, kullanabildiğimiz fonları olsun hepsinden yararlanmaya uğraşacağız. Tabii bir fon kullanılacaksa önceliği bu listeye girmiş olan eserlere ve bölgelere vereceğiz.

UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmekle kent hayatında da bir değişiklik olacak mı? Mutlaka olacak, olmalı. Biz zaten hayatta değişiklik yapmaya zorluyoruz. Binaları kolay değiştiriyoruz, caddeleri kolay değiştiriyoruz, bir planı elimize alıp bir iki yıl içinde beş altı yüz yıl önceki haline getirebiliyoruz. Bir caddeyi kısa sürede onarabiliyoruz, binaların cephelerini hemen giydirebiliyoruz, caddeye tramvay hattı getirip caddeyi trafiğe kapatarak oraya büyük bir değer kazandırabiliyoruz. Dört buçuk ayda Cumhuriyet Caddesi bitebiliyor örneğin ama insanlar dört buçuk yılda geçse de değişmiyor. Bizim hedefimiz zaten insanları değiştirebilmek.

İnsanların mantalitesini değiştirebilmek. Bir turizm kenti, bir müze kenti oluşturmak. Bu konuda UNESCO’yu etkin şekilde kullanacağız. ‘Arkadaş, biz çabaladık, inandık, sonuç olarak da UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmeyi başararak çok büyük bir kazanım elde ettik. Bu kararın iptal edilmemesi için şunlar şunlar gerekiyor’ diye bütün kent halkını zorlayacağız. Unesco, bu kıymetli kazanımın kalıcı olabilmesini sağlamak bakımından elimizde bir koz olacak. Bizim derdimiz sadece şehrimizi pazarlamak değil. Bu şehrin pazarlanması için yapılacak işler zaten belli. Kurallara uymayanlar da belli. Kurallara uyulmasını sağlamak için kullanacağımız bir koz UNESCO. Bizi bu listeye aldıktan sonra ne diyor UNESCO? Bizden ne istiyor? İstanbul’a yazı gönderiyor mesela, ‘bunları yapmazsanız kararı iptal ederiz diyor’ değil mi. ‘Bizim koruma altına aldığımız yerleri halk hor kullanıyor’ diyor. Biz o durumda değiliz. Bizim medreselerimizin, hanlarımızın, külliyelerimizin hepsi restore edilmiş durumda. Biz artık yer altındakileri gün yüzüne çıkarıyoruz. Yer üstündekilerin restorasyonu zaten bitmek üzere, şimdi daha çok bunun doğru ve korumacı anlayışla kullanımına, çevre düzenlemesine, mahalle düzenlemesine eğiliyoruz. Bunlarla ilgili bizim yaptığımız gibi kapsamlı çalışma yapan yok, belediye olarak kesinlikle yok, dünyada yok zaten. Şimdi biz bunu daha ileriye götürmek için çaba harcıyoruz ve UNESCO da bizim için bir destek olmuş oluyor. Vatandaşa diyoruz ki ‘biz böyle böyle bir şeye sahibiz, bunun için şunları uygulamamız gerekiyor, Unesco bunu istiyor, dünya bunu istiyor, burası artık dünya mirası, sadece bizim mirasımız değil, bizim şu şu şu kriterleri yerine getirmemiz gerek’. Bursa zaten yolunu almış gidiyordu, UNESCO da bize güç, hız ve ivme katmış olacak. Biz de yaptırımlarımızı hızlandırmış olacağız. Bursa da bundan yararlanmış olacak.


32

KAPAK KONUSU / UNESCO - BURSA UZMAN RÖPORTAJI - PROF. DR NESLİHAN DOSTOĞLU

“Mutluluktan Uçmak Bu Olsa Gerek”

UNESCO Dünya Mirası Listesi, önemi ve işlevi bakımından toplumda yeterince iyi biliniyor mu sizce? Yeterince bilinmediği kanaatindeyim. UNESCO, genel olarak saygın bir kurum olarak tanınıyor ancak amacı, işlevleri, Dünya Miras Listesi, bu konuyla ilgilenen akademik ve idari çevreler haricinde bilinmiyor.

Bursa’nın adaylık başvuru sürecini özetler misiniz? Bursa, 2000 yılında ‘Bursa ve Cumalıkızık Köyü Erken Osmanlı Dönemi Kentsel ve Kırsal Yerleşimleri’ adıyla başvurdu ve geçici listeye alındı. Sonra uzun bir bekleme süresi var. Bursa Büyükşehir Belediyesi konuyla ilgili çalışmalara 2009 yılında başladı. Haziran 2010’da, o dönemdeki yönetim alanlarının (Hanlar Bölgesi ve Cumalıkızık) sınırları belirlenerek Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan onay alındı. Bursa Büyükşehir Belediyesi bünyesinde Aralık 2011’de Bursa Alan Başkanlığı kuruldu, Ocak 2012’de de Danışma

Kurulu ile Eşgüdüm ve Denetleme Kurulu oluşturuldu. Alan Başkanlığı’nın değerlendirmeleri sonucunda dosyanın ismi de ‘Bursa ve Cumalıkızık: Osmanlı İmparatorluğu’nun Doğuşu’ olarak değiştirilip yönetim alanları sultan külliyelerini de içerek şekilde altıya çıkarıldı. Temmuz 2012’de yeni sınırlar Bakanlık tarafından onaylandı. Eylül 2012’de adaylık başvuru dosyası ön değerlendirme için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na iletildi, revizyonlardan sonra Bursa’nın adaylık dosyası ve taslak yönetim planı 1 Şubat 2013 tarihi itibari ile UNESCO Dünya Miras Merkezi’ne ulaştırıldı. Teknik gereklilikleri yerine getirdiği belirtilen başvuru, 1 Mart 2013 tarihi itibari ile ICOMOS (Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi) uzmanlarına aktarıldı. Bursa ve Cumalıkızık Yönetim Planı, ilgili mevzuat gereği 6 Haziran 2013 tarihinde Eşgüdüm ve Denetleme Kurulu tarafından onaylanarak yürürlüğe girmesinin ardından Bursa Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nce de 18 Temmuz 2013 tarih ve 866 sayılı karar ile onaylanınca Adaylık Dosyası ve onaylı Yönetim Planı ICOMOS tarafından hem masa başında hem de yerinde tespit yapacak olan uzmanlara gönderildi.


33

8 Ekim - 12 Ekim 2013 tarihleri arasÄąnda Bursa’ya %X KDQODU KDPDPODU RQXQ GHĆ–LO %X Uzmanlar gelerek yaptÄąklarÄą detaylÄą incelemelerden sonra raporlarÄąnÄą VRNDNODU EX NHUYDQVDUD\ODU RQXQ GHĆ–LO ICOMOS Genel Merkezi’ne sundular. YĂśnetim PlanĹ’nÄąn denetleme ve izleme sĂźreçlerinde kurumlar arasÄą Ć…PSDUDWRUOXNWDQ NDODQODU RQXQ GHĆ–LO uygulama, koordinasyonun etkin biçimde saÄ&#x;lanabilmesi için Meclis %X DĆ–DĂ?ODU DQ“WODU RQXQ GHĆ–LO %HONL SHN tarafÄąndan da onaylanmasÄą bĂźyĂźk Ăśnem arz ettiÄ&#x;inden, ICOMOS uzmanlarÄą deÄ&#x;erlendirme yapmak Ăźzere Bursa’ya Ă?RN NLƲL ELOPH\HFHN ELOH RQXQ QHGHQ EX geldiÄ&#x;inde, sĂśz konusu Plan’Ĺn onaylanarak uygulanmaya NDGDU FDQOD EDƲOD NHQGLQL DGD\DUDN EX baĹ&#x;lanmÄąĹ&#x; olmasÄąnÄąn, adaylÄąk sĂźrecimiz için olumlu bir katkÄą saÄ&#x;ladÄąÄ&#x;ÄąnÄą da sĂśylemeliyim. PLUDV“ NRUXPD\D Ă?DO“ƲW“Ɩ“Q“ (Ć–LWLPL GHQH\LPL NHQWH GX\GXĆ–X Eâ\âN VHYJL Bursa AdaylÄąk DosyasÄą, 25 Nisan 2014’te ICOMOS’un Ăśn raporu niteliÄ&#x;inde KĂźltĂźr ve Turizm BakanlÄąÄ&#x;Ĺ’na iletildi. YH HOEHWWH D\G“Q ELU GX\DUO“O“NOD RUWD\D Ekibimiz, rapordaki eleĹ&#x;tiriler hakkÄąnda savunma ve yanÄątlarÄąnÄą 2 Haziran 2014’te ICOMOS’a yeniden NR\GXĆ–X ĂœUQHN DO“QDFDN Ăœ]YHUL RQX hazÄąrlayarak gĂśnderdikten sonra 15-25 Haziran 2014 tarihlerinde Katar’Ĺn %XUVD Q“Q JHĂ?PLƲWHQ NDODQ N“\PHWOL Doha kentinde gerçekleĹ&#x;tirilen 38. DĂźnya Miras Komitesi katÄąldÄą. Katar’daki deÄ&#x;erlendirmeler sonucunda da PLUDV“Q“ JHOHFHĆ–H WDƲ“PD N“YDQF“ LOH toplantÄąsÄąna Bursa, TĂźrkiye’nin on ikinci, dĂźnyanÄąn da dokuz yĂźz doksan RQXUODQG“UG“ *HQLƲ ELU DODQOD 81(6&2 sekizinci â€˜ĂźstĂźn evrensel deÄ&#x;ere sahip miras alanĹ’ olarak kabul 'âQ\D 0LUDV“ /LVWHVL QH DO“QDQ %XUVD Q“Q edildi ve DĂźnya Miras Listesi’ne alÄąndÄą. EX VâUHĂ?WH QHOHU \DƲDG“Ɩ“Q“ %XUVD Bursa, 14 yÄąl Ăśnce baĹ&#x;latmÄąĹ&#x; bu sĂźreci. 14 $ODQ %DƲNDQ“ 3URI 'U 6D\“Q 1HVOLKDQ yÄąlda Bursa’nÄąn bu sĂźreci ele alÄąĹ&#x;Äąnda da bir evrim yaĹ&#x;andÄą mÄą? 'RVWRĆ–OX QGDQ GLQOHGLN

Bursa, 2000 yĹlĹnda geçici listeye alĹndĹ ama Ünceki soruya

verdiÄ&#x;im yanÄątta da sĂśylediÄ&#x;im gibi esas çalÄąĹ&#x;malar 2009’da baĹ&#x;ladÄą diyebiliriz. Bursa BĂźyĂźkĹ&#x;ehir Belediyesi EtĂźt ve Projeler Daire BaĹ&#x;kanlÄąÄ&#x;Äą bĂźnyesinde, Tarihi KĂźltĂźrel Miras Ĺžube MĂźdĂźrlĂźÄ&#x;ß’ne baÄ&#x;lÄą olarak kurulan Bursa Alan BaĹ&#x;kanlÄąÄ&#x;Äą, mevzuat gereÄ&#x;ince Alan BaĹ&#x;kanÄą, koordinatĂśr, uzman çalÄąĹ&#x;ma ekibi ve ilgili kurullardan (DanÄąĹ&#x;ma Kurulu, EĹ&#x;gĂźdĂźm ve Denetleme Kurulu) oluĹ&#x;turuldu. Ekipte EtĂźt ve Projeler Daire BaĹ&#x;kanÄą Nalan Fidan (Y. Ĺžehir PlancÄąsÄą), EtĂźt Proje Ĺžube MĂźdĂźrĂź KĂźbra Temel (Mimar), Alan BaĹ&#x;kanÄą olarak ben, KoordinatĂśr olarak Y. Rest. Mimar Birben DurmaçalÄąĹ&#x;, Y. Mimar Ayten BaĹ&#x;demir, Sanat Tarihçisi Esra ÇobanoÄ&#x;lu, Y. Sanat Tarihçisi Eser ÇalÄąkuĹ&#x;u, Ahmet GĂźler (Ä°nĹ&#x;aat Teknikeri) yer aldÄą. Alan BaĹ&#x;kanlÄąÄ&#x;Ĺ’nÄąn oluĹ&#x;turulmasÄąyla sĂźrecin ele alÄąnÄąĹ&#x;Äąnda Ăśnemli bir deÄ&#x;iĹ&#x;iklik oldu elbette. AdaylÄąk BaĹ&#x;vuru DosyasÄą, Hanlar BĂślgesi (Orhan Gazi KĂźlliyesi ve Çevresi), Sultan KĂźlliyeleri (HĂźdavendigar, YÄąldÄąrÄąm, YeĹ&#x;il, Muradiye) ve CumalÄąkÄązÄąk KĂśyĂź tarihi alanlarÄąnÄą içerecek Ĺ&#x;ekilde yeniden ele alÄąndÄą, dosyanÄąn ismi bu kapsam çerçevesinde deÄ&#x;iĹ&#x;tirildi, yĂśnetim alanlarÄą ve sÄąnÄąrlarÄą da revize edildi. Prof. Dr. Neslihan DostoÄ&#x;lu


34

KAPAK KONUSU / UNESCO - BURSA UZMAN RÖPORTAJI - PROF. DR NESLİHAN DOSTOĞLU

Sizin bu süreçte üstlendiğiniz sorumluluk neydi? Bu gelişmeyle göreviniz tamamlanmış mı olacak? Ben bu süreçte Aralık 2011’den itibaren Alan Başkanı olarak görev yaptım. Büyükşehir Belediyesi bu görevi bana teklif ettiğinde, kabul etmeden önce o zamanki ICOMOS Türkiye Milli Komitesi Başkanı Prof. Dr. Nur Akın’a danıştım. Prof. Dr. Nur Akın, Bursa hakkındaki bilgi birikimimin, Bursa’nın pek çok kurum ve kuruluşunda sorumluluk üstlenmiş olmamın bu görevi layıkıyla yapabileceğimi gösterdiğini ve teklifi mutlaka kabul etmem gerektiğini ifade ederek beni yüreklendirdi. Kendisine müteşekkirim. 2014 yılında ‘Kültürel Miras’ alanında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne giren Bursa’da bu süreçten sonra Bursa Alan Başkanlığı’nın görevleri ve Alan Başkanı olarak benim görevim farklı biçimlerde devam edecektir. Alan Başkanlığı, bundan sonraki süreçte UNESCO Dünya Miras Listesi’ne giren altı yönetim alanının, hazırlanan Yönetim Planı çerçevesinde korunabilmesini sağlamak üzere çalışmalar üzerinde yoğunlaşacak. Asıl hedef, Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk başkentinde, kuruluş izlerini taşıyan Hanlar Bölgesi, Sultan Külliyeleri ve Cumalıkızık Köyü’nün somut ve somut olmayan bütün değerleri ile korunması, yaşatılması ve dünyaya miras bırakılması. Bu bağlamda Plan alanı içerisinde bulunan somut ve somut olmayan tarihi, kültürel ve doğal mirasın planlanmasını, korunmasını, kullanılmasını, geliştirilmesini, planlama ve uygulamada bütün paydaşların etkin katılımının sağlanmasını, stratejik öncelikleri de dikkate alarak kaynak tahsis süreçlerinin yönetilmesini, uygulamaların koordine edilmesini, denetlenip değerlendirilmesini, alanlarda yaşayan paydaşların ekonomik, sosyal ve kültürel gelişiminin yönlendirilmesini, alan için dengeli ve sürdürülebilir bir koruma sisteminin kurulmasını bu görevler arasında sayabilirim. Konuyla ilgili tanıtım ve bilinçlendirme çalışmaları da devam edecek.

Bursa’nın listeye alındığını ilk duyduğunuz an neler hissettiniz? Kararı duyduğumda hayatımın en mutlu anlarından birini yaşadım. Bursa dosyasının amaçlanan noktaya ulaşması sürecinde katkım olduğu için gerçekten onur duydum. Bursa benim doğduğum,

büyüdüğüm, ilkokulun ardından yine eğitim için İstanbul, Ankara ve Philadelphia kentlerinde yaşamak durumunda olsam da çalışıp üreteceğim kent olarak seçip yeniden kavuştuğum, çeşitli kurum ve kuruluşlarında görevler üstlendiğim, aidiyet hissettiğim bir kent. Ailemin pek çok üyesi Bursa’da yaşıyor. Sonucu duyduğum anın sonrasında bir süre ayaklarım adeta yere basmadan yürüdüm. ‘Mutluluktan uçmak’ böyle bir şey olmalı…

Bu sonuç Bursa için nasıl bir kazanım sağlayacak? Bu durumun Bursa için en büyük avantajı, üstün evrensel değeri tescil edilen alanların bütün dünya tarafından tanınacak ve ortak dünya mirası kabul edilecek olmasıdır. Dünya Miras Listesi’ne girmiş olan varlıklar, dünyanın ortak mirası olur, UNESCO Dünya Mirası amblemini taşımaya hak kazanır ve bunun ayrıcalıklarından yararlanır. Bu varlıkların korunma sorumlulukları bulundukları ülkeye ait olsa da izlenmeleri ve gözlemleri ise bütün dünyaya açık. UNESCO’nun da periyodik kontrolleri devam ettiği için bu alanlarda izinsiz ve korumaya aykırı herhangi bir uygulama mümkün değil. Dünya Miras Listesi’ne giren varlıklar için, UNESCO’dan teknik desteğin yanı sıra Dünya Mirası Fonu’ndan da yararlanmak olası. Uluslararası destek taleplerinde, ‘Tehlike Altındaki Dünya Miras Listesi’nde bulunan alanlar ile ‘Acil Koruma Eylemi Gerektiren Alanlar’ öncelikli alan olarak kabul edilse de gerekli durumlarda uluslararası koruma kampanyalarından destek alınabilir. Kentin gelişen kültür turizmi potansiyeli de ekonomiye katkı sağlayacak, istihdam olanaklarını ve yatırımları arttıracaktır.

Bu listede dünya genelinde toplam 1007 yer olmasına karşılık Türkiye’den 13 yer olmasını nasıl yorumlamalıyız? 2014 yılı itibariyle 1007 dünya miras alanı içinde Türkiye’nin sadece 13 alanının olması üzücüdür. Binlerce yıllık tarihi ve kültürel mirası ve doğal varlıkları ile Türkiye’den çok daha fazla alanı bu listede olması gerekir. Son yıllarda gerek Dışişleri Bakanlığı, gerekse Kültür ve Turizm Bakanlığı konunun üzerinde hassasiyetle duruyor ve geleceğe yönelik olarak UNESCO Dünya Miras Listesi’ne başvuruları ciddi bir şekilde planlıyorlar.



36

KAPAK KONUSU / UNESCO - BERGAMA, MEHMET GÖNENÇ

Bergama’nÄąn UNESCO baĹ&#x;arÄąsÄąnÄąn en Ăśnemli nedeni nedir?

Bergama Belediye BaĹ&#x;kanÄą Mehmet GĂśnenç

Bizim çalÄąĹ&#x;malarÄąmÄązÄąn en kÄąsa sĂźrede sonuç alÄąnabilecek noktaya gelmesinin en temel nedeni Bergama’nÄąn UNESCO’nun ĂśngĂśrdĂźÄ&#x;Ăź evrensel deÄ&#x;er kriterleri açĹsÄąndan çok zengin bir bĂślge olmasÄą. Biz UNESCO’nun altÄą kriterinin beĹ&#x;ini Bergama çok gßçlĂź Ĺ&#x;ekilde karĹ&#x;ÄąlÄąyor. O nedenle bu kriterleri açĹklama ve bunlarÄą UNESCO’ya kabul ettirme konusunda zorlukla karĹ&#x;ÄąlaĹ&#x;madÄąk. Ă–ncelikle bunlarÄą UNESCO’nun istediÄ&#x;i formda dosyaladÄąk, akademik çalÄąĹ&#x;malarÄą, haritalarÄą, fotoÄ&#x;raarÄą, literatĂźrĂź saÄ&#x;lÄąklÄą biçimde taradÄąktan sonra bunlarÄą geniĹ&#x; kapsamlÄą bir dosya ile UNESCO’ya ilettik. Birinci etken kentin kendi potansiyeli, ikinci etken de Bergama Belediyesi’nin yĂźrĂźttĂźÄ&#x;Ăź çalÄąĹ&#x;madÄąr bu baĹ&#x;arÄąda. Biz belkide bu konuda TĂźrkiye’de ilki yaptÄąk. Ä°lk kez Bergama Belediyesi’nde Ä°mar Ä°Ĺ&#x;leri MĂźdĂźrĂź bĂźnyesinde UNESCO BĂźnya MirasÄą ve Alan YĂśnetimi adlÄą bir birim oluĹ&#x;turuldu. Bir kamu yĂśnetimi uzmanÄą, iki arkeolog, bir mimar, bir de sanat tarihçisi arkadaĹ&#x;ÄąmÄązla ve tabii ki belediyenin diÄ&#x;er birimlerindeki arkadaĹ&#x;larÄąmÄązÄąn verdiÄ&#x;i destekle kendi kurumsal kadromuz içinde bu iĹ&#x;i gĂśtĂźrdĂźk. Bu sĂźreçte elbette zaman zaman Ăźniversitelerden, akademisyenlerden ve Alman Arkeoloji EnstitĂźsß’nĂźn çalÄąĹ&#x;malarÄąndan da yararlandÄąk. Akademisyenler sĂźrekli bizim danÄąĹ&#x;ma kurulumuzda yer aldÄąlar. SÄąk sÄąk eĹ&#x;gĂźdĂźm toplantÄąlarÄą yapÄąldÄą ama izlediÄ&#x;imiz yĂśntem ve çalÄąĹ&#x;ma sistematiÄ&#x;i diÄ&#x;erlerinden farklÄąydÄą. Bu sĂźreci yaĹ&#x;ayan yerlerin bir çoÄ&#x;u bunu dÄąĹ&#x;arÄądan aldÄąÄ&#x;Äą danÄąĹ&#x;manlÄąk hizmetleriyle gĂśtĂźrĂźrken, Bergama Belediyesi farklÄą bir yĂśntem izledi. Bu durum, sĂźrdĂźrĂźlebilirlik konusunda da Bergama Belediyesi’nin Ăśnemli avantajlarÄąndan biri olacak.

“Koruma AlanÄą İçindeki ÇßrĂźk DiĹ&#x;ler Temizlenmeliâ€? *HĂ?PLƲLQL QDV“O RNXGXĆ–XQ QDV“O NRUXGXĆ–XQ JHĂ?PLƲLQGHQ NDODQ PLUDVOD NHQGLQH QDV“O ELU JHOHFHN NXUGXĆ–XQ JHOHFHNWH QH RODFDƖ“Q“Q GD HQ ĂœQHPOL JĂœVWHUJHVL %LQOHUFH \“OO“N WDULKL PLUDV“Q â]HULQGH NXUXOX ELU NHQW 7âUNL\H QLQ HQ EHUHNHWOL WRSUDNODU“QGD ELUL %HUJDPD âONHPL]GH EâWâQ \HUHO \ĂœQHWLFLOHUH ĂœUQHN RODFDN ELU Ă?DO“ƲPD VHUJLOHGL YH 7âUNL\H LĂ?LQ XOXVODUDUDV“ DUHQDGD Eâ\âN ELU JXUXU ND\QDƖ“ ROGX 3HNL \D EXQGDQ VRQUDV“" 81(6&2 'âQ\D 0LUDV“ /LVWHVL QH DO“QPD VâUHFLQGH 7âUNL\H JHQHOLQGH ELU LONL EDƲDUDQ %HUJDPD Q“Q EX VâUHĂ?WHNL \DNODƲ“P“Q“ DG“PODU“Q“ YH NHQWLQ EXQGDQ VRQUDV“ LĂ?LQ SODQODU“Q“ %HUJDPD %HOHGL\H %DƲNDQ“ 6D\“Q 0HKPHW *ĂœQHQĂ? LOH GHĆ–HUOHQGLUGLN


37

Bu süreçte Bergama için en önemli deneyim neydi? Bize uzun soluklu çalışma disiplini sağlayacak bir süreç oldu bu. 2010 yılında çalışmaya başladık. 2011 yılında tentative listeye, 2014’te kalıcı listeye girdik. Tabii ki bundan sonra özellikle alan yönetimi ile birlikte bu iş devam edecek. Yaklaşık dört yıldır süren bir çalışma. Bu süreçte biz başta Kültür Bakanlığı olmak üzere İl Kültür Müdürlüğü, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Bergama’daki yerel unsurlar, sivil toplum örgütleri, kaymakamlık, Devlet Su İşleri’nden Karayolları’na kadar belkide onlarca resmi kurumla ortak bir çalışma yürütüldü. Dolayısı ile bu işin hem uzun süreli bir çalışma gerektirmesi hem de bir çok paydaşla birlikte uyum içerisinde sürdürülmesi Bergama için bundan sonraki çalışmalar açısından çok önemli bir deneyim.

Ekipteki kişileri seçerken kesinlikle taviz vermediğiniz kriterler ne idi? Bu iş belediyenin diğer projelerinden daha farklı. Bu ekipte çalışacak kişinin Bergama’yı iyi bilmesi, çok sevmesi, mesai gözetmeksizin gece yarılarına kadar çalışması, hafta sonu ya da tatildeyken bile sürekli bu sürecin içinde olması, özverili çalışması gerekiyordu. Halen alan başkanlığımızı yürüten ve 2011’de kurduğumuz UNESCO Dünya Mirası ve Alan Yönetimi ofisinin de yürütücülüğünü üstlenen Yaşagül Ekinci, daha önce de Edirne Selimiye Camii’nin bu listeye girişiyle ilgili çalışmalarda koordinatörlük yapmıştı. Bu projedeki transferimiz Yaşegül Hanım 2011’de başladı Bergama’da. Diğer arkadaşlarımız zaten Bergama Röle ve Restorasyon Bürosu’nda çalışan, kentin potansiyelini tanıyan arkadaşlarımız. Uyumlu ve genç

bir ekiple bu işi kotardı Bergama. Fen İşleri’nden ve zaman zaman İmar İşleri’nden, belediyemizin diğer çalışanlarından aldığımız desteklerle sağlam ve güçlü bir ekip oluştu.

İlk günden sonuçların açıklandığı son güne kadar sizde endişe yaratan bir nokta oldu mu? Aslında baştan hiçbir endişemiz yoktu ama sonlara doğru iki konuda endişelendik. Birincisi biz bu işi gerçekten çok hızlı bir şekilde yürüttük. 2013’ün Ocak ayında dosyayı gönderdikten 6 ay sonra uzmanlar geldi ve Haziran 2014’te de sonuç alacak noktaya geldik. Türkiye’de UNESCO çalışması yürüten bir çok dosya belki 15 yıldır geçici listede bekletiliyordu. Acaba bu aşamada biz de aynı şeyi yaşar mıyız diye düşündük. ICOMOS uzmanları, bu kadar kısa süre içinde hazırlanan bir dosyada bazı noktaların atlanmış olabileceği düşüncesi ile bizden her şeyi yeniden gözden geçirmemizi isteyebilir mi diye endişe duyduk. Bir diğer nokta da Türkiye’nin başka illerindekine göre bizde durum biraz daha iyi olsa da tümülüslere yaklaşmış yapılaşmaya yönelik eleştirilerdi. Bu konuda Türkiye’nin genel anlamda sicilinin ne yazık ki çok parlak olmadığını hepimiz biliyoruz. Genel koruma ile ilgili bir takım iç mevzuattan kaynaklanan sıkıntıları da ICOMOS uzmanları zaman zaman dile getirmişti ama sonuç bu endişelerimizi boşa çıkardı ve Bergama Belediyesi’nin yürüttüğü çalışmaların ne kadar sağlıklı olduğu kanıtlandı. Doha’daki toplantıda başta Kültür Bakanlığı’ndan katılan uzmanlar, Sayın Büyükelçimiz Botsalı ve Alman Arkeoloji Enstitüsü’nün de Bergama lehine yaptığı çalışmalar gerçekten etkili oldu. Onlara da çok teşekkür ediyoruz.


38

KAPAK KONUSU / UNESCO - BERGAMA, MEHMET GÖNENÇ

Halkın sorumluluğu nedir bu süreçte bu sorumlulukları halka anlattınız mı ya da ne şekilde anlatıyorsunuz? Halk tarafından sahiplenilmesi ve iyi anlaşılması gereken bir süreç bu. Bergama’ya bundan sonra çok ciddi yatırımlar gelecek, çok büyük fonlardan çok büyük paralar gelecek gibi bazı abartılı yaklaşımlarda var. UNESCO’ya girdik ama ne olacak bundan sonra? Bu kentte hiç çivi çakamayacak mıyız? Buradaki yapılaşma tamamen duracak mı? Burası bir müze kente mi dönüşecek? Bu konularda yanlış yorumlar geliyor kulağımıza. Bizim öncelikle bu süreci, UNESCO Dünya Mirası’nın ne demek olduğunu, Bergama’ya neler kazandırdığını, halka ne tür sorumluluklar yüklediğini yurttaşlarımıza iyi anlatmamız gerekiyor. Bergama’daki hemen hemen bütün okullarda arkadaşlarımız seminerler verdi, bilgilendirme toplantıları yapıldı. Sivil toplum örgütlerine dönük çalışmalar yürütüldü ama bunlar tabii yeterli değil. Şimdi yeni bir çalışma başlatıyoruz. Öncelikle bütün Bergama’da dağıtmak üzere bir rehber kitap hazırlıyoruz. Yine önümüzdeki ortaokullarda ve liselerde bununla ilgili seminerler vereceğiz. Sivil toplum örgütleriyle ve resmi kurumlarla da bilgilendirme toplantılarımı sürdüreceğiz. Tehlikeli olan bir nokta varsa o da bazı kişiler tarafından bunun bir turizme dönük bir projeymiş gibi algılanması. Bu aslında Türkiye’nin BM nezdinde de atmış olduğu bir imza ve hepimizin omuzlarına yüklenen bir sorumluluk. Adı üstünde dünya mirası ve biz de el birliği ile bu miras alanlarını biz çok iyi korumalıyız. Dolayısıyla bu koruma kullanma dengesi içinde turizmin gelişmesi gerekiyora ama bu işi sadece turizm hareketliliği ve ona bağlı olarak bir gelir beklentisi üzerine kurgularsak her şeyi yanlış yapmış oluruz. Bunların halka anlatılması bizim en önemli sorumluluklarımızdan biri. Bu kentte yaşayan insanlar bu sürece aktif olarak katılmazsa, belediyenin çalışmaları benimsemezse, bizim başarıya ulaşma şansımız o kadar zorlaşır.

Bergama’ya gelecek turistten bu konudaki beklentileriniz neler? Yılda ortalama 450 bin yabancı turist geliyor Bergama’ya.

Şüphesiz daha önce UNESCO Dünya Miras Alanı’na dahil edilen yerlerdeki istatistikler burası için de geçerli olacak. Önümüzdeki birkaç yıl içinde çok ciddi artışlar bekliyoruz. Bizim de kenti turistlere hazırlamamız gerek. Başta yapıcağımız alan yönetimi planı ile birlikte UNESCO’ya önerdiğimiz bu koruma alanı içindeki bütün çalışmaların çok sağlıklı şekilde kurgulanması gerekiyor. Gezi güzargahları, otoparklardan kent mobilyalarına varıncaya kadar bütün detaylar, restorasyon çalışmaları, çevre düzenlemeleri... İş çok. Bunları yaparken, dışarıdan bir gözle bakıp bizim kente karşı körleştiğimiz yerlerde bizi yönlendirecek anket projeleri de gerçekleştireceğiz. Şüphesiz anketlerle elde edilecek o katkılar, çalışmalarımız sırasında çok verimli olacaktır. Geçtiğimiz ay Ticaret Odası ile bir çalışma yürüttük ve ‘Bergama Seni Çağırıyor’ projesi kapsamında İzmir’den Bergama’ya ücretsiz otobüs seferleri düzenledik. Katılan konuklardan anket formu doldurmalarını rica ettik ve bu yolla çok sayıda iyi öneri topladık. Özellikle dünyadaki diğer miras alanlarını gezen turistlerin Bergama için önerebileceği çok farklı projeler olabilir.

Belediye başkanı olarak kentinizin UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alması sizin açınızdan nasıl bir mesleki kazanım? Bergama’da belediye başkanlığı yapmak aslında başlı başına çok önemli bir onur ama onun dışında çok da ciddi bir sorumluluk. Burası 2 bin 500 yıldır yaşayan canlı bir kent. Bir krallık başkenti ve tabii ki bunun bir yükü de var. Omuzlarımızda bu sorumluluğu da taşıyoruz bütün Bergamalılar olarak. UNESCO Dünya Mirası adaylığının sonuçlanmasıyla birlikte aslında bu sorumluluk daha da ağırlaşmış oldu. Bu başarının kazanımlarını belki de yıllar sonra çok daha net ve sağlıklı bir şekilde hissedicek çünkü bu çok uzun soluklu bir iş. Bu sürecin bir parçası olmak, katkı sağlamış olmak, insanın doğduğu topraklarla ilgili yükümlülüklerini yerine getirmesi bakımından bence çok önemli bir katkı.


39

bir kasabadır Davos. Ekonominin zirvesinin yapıldığı o küçük kasaba, ekonominin adeta başkentidir Avrupa’da. Bergama da bence Türkiye’de kültür turizminin başkenti olabilecek nitelikte bir kent. Bundan sonra çalışmalarımızı bu doğrultuda yoğunlaştırmalıyız. Kentin geleceği bakımından bence en önemli kazanımlardan biri bu.

Ülkemizdeki başka kentlerin bu listeye girmek üzere yürüttüğü çalışmalara katkılarınız ve deneyimlerinizi aktarmanız söz konusu mu? Sürecin başından beri sık sık bize danışılan konular oluyor. Diyarbakır ile deneyim paylaşımında bulunduk. Birgi ve Ödemiş ile de deneyimlerimizi paylaşıyoruz. Belediye içinde bir ekiple bu çalışmayı yürütmüş olmamız aslında birçok yerin dikkatini çekti. Bundan sonra da gönüllü bir şekilde bu çalışmalara memnuniyetle katkıda bulunacağız. Zaman zaman Bakanlık’tan da bu tür talepler geliyor. Örneğin önümüzdeki dönemde ÇEKÜL’de bir eğitim planlanıyor. Özellikle İzmir’den önümüzdeki yıl dosyası UNESCO’ya iletilecek olan Efes, Birgi ve Ödemiş var. Başta yakın coğrafya olduğu için buralardaki çalışmalara katkıda bulunmayı biz de isteriz.

Bundan sonra ne olacak? Bergama bu listeye girdi ve bütün iş bitti mi? Umarım Bergamalı hemşerilerimiz de bunu öyle düşünür. Şunu da itiraf etmek gerekir ki bu Bergama için aslında gecikmiş bir çalışma. Keşke biz de tıpkı Safranbolu gibi, tıpkı İstanbul gibi 1980’li yıllarda başlayabilseydik çalışmalara. O zaman Bergama bir çok olumsuzluğu da yaşamamış olurdu. Allianoi örneğin şimdi su altında kalmazdı. Örneğin şu an Bergama’daki Akropol Tepesi’ne kurulmuş olan o ucube teleferik tesisi olmazdı. Tümülüslerin çevresindeki o yapılaşmaya izin verilmezdi. En azından sevindirici olan şu ki bu geç kalmışlığı Bergama Belediyesi 4 yıl gibi kısa sürede çalışmaları tamamlayarak telafi etmeye çalıştı. Umarım bundan sonra çok değerli kazanımlar olur Bergama için.

Kentin geleceği bakımından bu mirasın değeri nedir? Bergama artık yönünü, ufkunu ve hedefini çok net olarak belirlemiş bir kent. Şüphesiz bütün kentler kendine bir rota çizer. Kimi bir sanayi kenti olmak ister, kimi ticaretiyle, kimi deniz, kültür ya da dağ turizmiyle, kimi tarım ekonomisiyle kendine bir yön çizer. Bergama’da birçok faktör var. Bergama bereketli Bakırçay havzasının toprakların üzerinde. Dünyanın en kaliteli pamuğunun yetiştiği, Türkiye’de en verimli domates üretiminin yapıldığı, mısır üretiminin yapıldığı çok önemli bir bölge. Hemen yakınında Türkiye’nin sayılı limanlarından biri yapılıyor. Bununla birlikte tarihi kültürel hazinelere sahip. Bergama’da artık sadece belediye değil, bütün kurum ve özel sektör, gelecek dönemle ilgili stratejik planlarına UNESCO gelişmesinden sonra yeni bir yorum getirmek zorunda diye düşünüyorum. Amacımız, Bergamanın Türkiye’de kültür turizminin başkenti olmasını sağlamak. Avrupa’da küçücük

Bence bütün iş bundan sonra başlıyor. Bu listeye girebilmek çok önemli, bu kadar kısa bir süre içinde bu çalışmaları sonlandırabilmek çok önemli ama şimdi bizi çok daha farklı bir süreç bekliyor. Alan yönetimi planımızı henüz bitirmedik. Bu yıl sonuna kadar toparlamamız gerekiyor ve UNESCO’ya da göndereceğiz bu planı. Bizim alanımız Türkiye’de İstanbul’dan sonraki ikinci büyük alan, yaklaşık 900 hektar. Bu alanı tümüyle planlıyacağız. Kızılhavlu Topçu Kışlası civarında yürütülecek olan çalışmalar, üzerinde Helenistik Dönemden bu yana korunagelmiş köprülerin yer aldığı Selinos Deresi’nin ıslahı, bütün alan kapsamındaki peyzaj, restorasyonlar... Bu koruma alanı içindeki çürük dişlerin temizlenmesi, tescilli olmayan metruk yapıların tescillenmesi ciddi kamulaştırma maliyetleri getirecek bize. Kamulaştırmalarla birlikte devreye girmesi gereken restorasyon çalışmaları, sonrasında da buralara bir işlev yüklenerek buraların yaşayan mekanlara dönüştürülmesi gerekiyor. Bi yandan da tanıtım atağının olmalı. Bergama’yı bundan önce olduğundan çok daha fazla tanıtmalıyız. Yapacağımız çok iş var ve bence iş yeni başladı. Bu listeye girmek çok büyük bir gurur ama o listede kalmak kalıcı olabilmek, UNESCO’nun istediği kriterlerde bu çalışmaları sürdürmek daha da önemli. Bunu yapacak olan birimin Bergama Belediyesi bünyesinde olmasını kritik bir avantaj olarak görüyorum. Belediyeler aynı zamanda siyasi yerlerdir. Belediye başkanları değişir, çalışanlar değişir. Bu nedenle de kurumsallaşma sıkıntısı olan yerlerdir belediyeler ama bizim kendi yapımız içinde böyle bir birimi oluşturmamız bence bu işin kaderini belirleyecek olan esas unsurdur. Kentteki diğer kanaat önderlerini de bu çalışma ekibinin içine katmamız gerekiyor. Belediyenin tek başına yürütebileceği bir proje değil artık bu. Özellikle burada yatırım yapacak özel girişimcilerin de bizim bu amacımızla uyum içerisinde olması gerek.


40

KAPAK KONUSU / UNESCO - BERGAMA UZMAN RĂ–PORTAJI - YAĹžAGĂœL EKÄ°NCÄ°

“Bu Daha BaĹ&#x;langĹçâ€?

YaĹ&#x;agĂźl Ekinci

UNESCO DĂźnya MirasÄą Listesi, Ăśnemi ve iĹ&#x;levi bakÄąmÄąndan toplumda yeterince iyi biliniyor mu sizce? Maalesef toplumun sadece kßçßk bir kesimi tarafÄąndan iyi anlaĹ&#x;ÄąlmÄąĹ&#x; durumda. Bu kesimin etkisi de toplum genelinde hiç hissedilemeyecek kadar az. Bunun nedeni olarak basÄąnÄąn, kamunun ve turizmcilerin UNESCO’yu ve DĂźnya Miras Listesi’ni yeterince bilmemesi gĂśsterilebilir. GeliĹ&#x;miĹ&#x; Ăźlkelerde de geniĹ&#x; halk kitleleri tarafÄąndan bilinmese bile yerel ve merkezi yĂśnetim organlarÄąnÄąn, korumacÄąlarÄąn, turizmcilerin konuya hakim olmalarÄą sebebi ile o Ăźlkelerde UNESCO’nun kĂźltĂźrel ve bilimsel aktivitelerinden fazlasÄą ile yararlanÄąlabiliyor.

Liste’ye aday olabilme kriterleri neler? Her kent, her yapÄą aday olabilir mi? Listeye kĂźltĂźrel veya doÄ&#x;al varlÄąklar aday gĂśsterilebiliyor. Kapadokya gibi hem doÄ&#x;asÄą hem de kĂźltĂźrel zenginlikleri ile ayrÄącalÄąklÄą Ăśneme sahip alanlar ise ‘Karma’ statĂźsĂź altÄąnda listeye girebiliyor. Aday varlÄąklar, kategorilerine gĂśre farklÄą kriterleri ve ayrÄąca ĂśzgĂźnlĂźk ve bĂźtĂźnlĂźk Ăślçßtlerini de karĹ&#x;Äąlamak zorunda. DĂźnya Miras Listesi›nde

<RO Ă?RN X]XQGX 6âUHĂ? Ă?RN NDUPDƲ“N YH ]RUGX %LU NHQWLQ JHOHFHĆ–LQL VDĆ–ODP WHPHOOHU â]HULQH LQƲD HGLOHELOPHVL LĂ?LQ JHĂ?PLƲLQLQ WROHUDQVV“] ELĂ?LPGH NRUXQPDV“ JHUHNL\RUGX 'HQH\LP D]LP Ăœ]YHUL ELOJL IHGDNDUO“N HQ ĂœQHPOL NRƲXOGX %X NRƲXOX KD\UDQO“N X\DQG“U“F“ ELĂ?LPGH \HULQH JHWLUHELOPHN GH KHUNHVLQ EDƲDUDELOHFHĆ–L ELU ƲH\ GHĆ–LOGL 2 %HUJDPD Q“Q HQ ĂœQHPOL ƲDQV“ ROGX %HUJDPD Q“Q 81(6&2 EDƲDU“V“Q“Q DUG“QGDNL HQ HWNLQ LVLPOHULQ EDƲ“QGD JHOHQ 6D\“Q <DƲDJâO (NLQFL NHQWLQ 81(6&2 'âQ\D 0LUDV“ /LVWHVL QH DO“QPD VâUHFLQL NRQXƲWXN yer alma kriterleri UNESCO DĂźnya Miras komitesi ve komitenin ICOMOS, ICCROM, IUCN gibi organlarÄą tarafÄąndan dĂźzenli olarak gĂźncelleniyor. Listede yer alan her varlÄąÄ&#x;Äąn bu kriterlerden en az birine uymasÄą, ĂśzgĂźn olmasÄą ve varlÄąÄ&#x;Äąn bĂźtĂźnlĂźÄ&#x;ĂźnĂź koruyor olmasÄą gerekiyor. Karma miras alanlarÄąnÄąn listeye girebilmesi için ise o alanÄąn en az bir kĂźltĂźrel ve en az bir doÄ&#x;al mirasa yani toplamda iki kritere sahip olmasÄą Ĺ&#x;art.

Bergama açĹsÄąndan adaylÄąk baĹ&#x;vuru sĂźrecini Ăśzetler misiniz? Bergama 2011 yÄąlÄą Nisan ayÄąnda Ăśn veya geçici olarak bilinen, TĂźrkiye Tentative Listesi’ne adÄąnÄą yazdÄąrdÄą. Bu listeye Ăźlkeler ileriki yÄąllarda DĂźnya Miras Listesine sunmayÄą dĂźĹ&#x;ĂźndĂźkleri varlÄąklarÄą ekliyorlar. BĂśylece bilim dĂźnyasÄąna, araĹ&#x;tÄąrmacÄąlara ve korumacÄąlara bu alanÄą tanÄątmaya baĹ&#x;lÄąyorlar. ArdÄąndan AralÄąk 2011’de belediye bĂźnyesinde DĂźnya MirasÄą ve Alan YĂśnetimi birimi kuruldu. KanunlarÄąmÄązdaki adÄą ile Alan BaĹ&#x;kanlÄąÄ&#x;Äą olan bu birim 2012 AralÄąk ayÄąna kadar baĹ&#x;ta KĂźltĂźr ve Turizm BakanlÄąÄ&#x;Äą olmak Ăźzere, farklÄą Ăźniversiteler, kamu kurum ve kuruluĹ&#x;larÄą ve STK lar ile farklÄą konular hakkÄąnda ve farklÄą platformlarda buluĹ&#x;arak Bergama’nÄąn adaylÄąk dosyasÄąnÄą hazÄąrladÄą.


41

2012 Eylül ayına kadarki sürede Bergama’nın Üstün Evrensel Değerlerini ortaya koyan kriterler netleştirildi ve o ana kadar oluşturulan verilerle taslak adaylık dosyası UNESCO Dünya Miras Komitesi’ne gönderildi. Kasım ayında komiteden gelen değerlendirme mektubu sonrasında dosyanın daha da geliştirilmesi için yeni haritalar ve görseller detaylandırıldı, Bergama’nın adaylık kriterlerinin evrensel anlamda üstün değere sahip olduğunu gösteren karşılaştırmalı analizler derinleştirildi. 2012 Aralık ayında ise dosya Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndaki uzmanlar ile birlikte genel değerlendirmeye tutuldu. Bu değerlendirmenin ardından

büyükelçilerin, oylayacakları varlıklar hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olmasını sağlayan ve ICOMOS’un adaylık konusundaki önerilerini de kapsayan bir rapor şeklinde hazırlanıyor. Raporda; adayın listeye girmesi, adayın dosyadaki kimi eksiklikleri tamamlayarak sonraki yıl listeye girmesi, adayın dosyada kimi değişiklikler yaparak sonraki yıllarda (ülke değişiklikleri en fazla üç yıl içinde tamamlamak zorunda) listeye girmesi, üstün evrensel değere sahip olmadığı için listeye alınmaması gibi dört farklı seçenek bulunuyor. Bergama için ICOMOS uzmanları çok büyük olan Dünya Miras Alanı’nın biraz daha küçültülmesini ve bu sayede antik alanlara daha fazla ağırlık

Ocak 2013’de dosya Dış İşleri Bakanlığı aracılığı ile UNESCO Dünya Miras Komitesi’ne gönderildi. Eylül 2013’te UNESCO’nun görevlendirdiği bir ICOMOS uzmanı, yerinde incelemeler için Bergama’yı ziyaret etti. Dosyamız Komite’de farklı uzmanlar tarafından incelenmeye devam edildi. Bütün uzmanların raporlarının birleştirilmesi ile oluşan kimi soruları UNESCO Eylül ayında bize gönderdi. Sorular genel olarak seçilen alandaki varlıkların nasıl seçildikleri konusu üzerinde yoğunlaşıyordu. Bu sorulara da cevap verildikten sonra uzmanların nihai raporları derlenerek ICOMOS tarafından ‘Öneri Raporu- Recommendation Report’ hazırlandı. Bu öneriler Dünya Miras Komitesinde oy kullanacak ülkelerin yani

verilmesini önerdiler. Ancak Kültür ve Turizm Bakanlığı ile birlikte Bergama Belediyesi olarak bu öneriye karşı çıkmaya karar verdik. Bu kararımız Mayıs 2014’de UNESCO Türkiye Temsilciliği, ülkemizin UNESCO Daimi Büyükelçiliği ve akademisyenler ile birlikte yapılan bir toplantıda görüşülerek uygun bulundu. Ülkemizin UNESCO Daimi Büyükelçiliği bu kararımızı ve gerekçelerini içeren kısa bilgi notlarını Dünya Miras Komitesi’nin 20 üyesine ilettiler ve 15-25 Haziran tarihlerinde Doha’da yapılan toplantılarda görüşülen itiraz kararımız yerinde bulunarak değişiklik yapmadan Bergama’nın listeye girmesi sağlandı.


42

KAPAK KONUSU / UNESCO

Sizin bu süreçte üstlendiğiniz sorumluluk neydi? Bu gelişmeyle göreviniz tamamlanmış mı olacak? Kişisel olarak benim görevim aslında yerelde merkezi kurumlar ve üniversiteler ile STK’ları UNESCO Dünya Miras Listesi, Adaylık sürecinin aşamaları gibi konularda bilgilendirmek oldu. Bu süreçte başarıyı getiren en önemli unsur, bu bilgilerin etkin biçimde aktarılabilmesi ve ben de bunu yaptım. Benim Edirne Selimiye Camii’nin Liste’ye girmesi sürecinde elde ettiğim birikim ve akademik doktora çalışmam kapsamında farklı ülke örneklerinden derlediğim bilgi sayesinde bu görev bana düştü. Biz resmi yazışmalar dışında birimimizi ‘Alan Başkanlığı’ olarak adlandırmıyoruz. İnsanlar ‘Başkanlık’ adını görünce “başkan yapar, başkan ne derse o olur’’ duygusuna kapılıyor ve fikir beyan etmekten kaçınıyor. Birim olarak asıl görevimiz olan adaylık dosyasının hazırlanması, adaylık kriterlerinin oturtulması, aday alanın korunmasında etkin ve yenilikçi yöntemler geliştirilmesi, aday alan ile ilgili yetki ve sorumluluğu bulunan kurumlar arasında iletişimin koordine edilmesi vb. gibi işlevleri sürdürmekti ama bunun yanı sıra en çok da kendimizi ve amacımızı sosyal paydaşlara anlatabilmek için efor harcadık. Resmi görevimiz tamamlandı ancak alanın korunmasında işbirliklerini ve yenilikçi yöntemlerin geliştirilmesi sonu olmayan süreklilik gerektiren bir görev ve sorumluluk. Bu nedenle koruma, eğitim ve tanıtım sorumluluklarımız hala devam ediyor. Bergama’nın Liste’de en iyi şekilde temsil edilmesi, Tehlike Altındaki Miras Listesi’ne düşmemesi veya listeden çıkarılmaması için bu çalışmaların aralıksız devam etmesi gerekir.

Bergama’nın listeye alındığını ilk duyduğunuz an neler hissettiniz? Üç yıl süren emeklerimizin karşılığını kısa sürede alıyor olmanın mutluluğu ve gururu vardı tabii. Ancak bu üç yıl içinde bütün

ayrıntılarını, bütün sorunlarını ve bütün güzelliklerini tanıma fırsatı bulduğum Bergama’nın Dünya Miras Listesi’nde layığı ile temsil edilmesi için yapılması gerekenlerin de ne kadar çok ve güç işler olduğunu bildiğimiz için ‘bu daha başlangıç’ dedirten ürkütücü heyecanı da hissetmedim değil.

Bergama’nın bu kararla kazancı ne olacaktır? UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girmek genel olarak üç farklı alanda etkisini gösteriyor. Bunlardan en belirgini turizm gelirlerinde beklenen artış; UNESCO Dünya Miras Listesi’ne giren yeni alanların turizmden aldıkları pay artıyor. Bergama ortalama olarak yıllık 500 bin turisti ağırlıyor. Bu turistlerin nerede ise tamamı ajentalar ile geliyor, otobüslerle ören yerlerine gidiyor ve kentte hiç kalmadan hatta sokaklarında bir adım dahi atmadan Bergama’dan ayrılıyor. Bu nedenle Bergamalıların beklentisi yalnızca ziyaretçi sayısında artış değil, turistlerin niteliğinin de yükselmesi. Kent, Ticaret Odası ve yerel yönetim kendini bu gelişmeye hazırlıyor. Kent içinde butik otellerin ve nitelikli restorantların sayısı artmaya başladı. Öte yandan küçük esnaf kendini yenileme gayretine girdi. Yani turizm sektörüne yönelik olarak Bergama’nın potansiyelini ortaya koyacak, arz yönünü destekleyecek çalışmalar hızlandı. UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girmenin genelde gelişme yarattığı diğer ve asıl önemli olan iki alan ise kültürel korumanın daha aktif şekilde yapılması ve yerel halkın kültürel varlıkları sahiplenmesi. Bergama UNESCO Dünya Miras Listesi adayı olduğunu duyurmaya başladıktan sonra bu bakımdan da olumlu gelişmeler yaşanmaya başladı. Kalkınma Ajansı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın finansal kaynaklarının da Bergama’daki tarihi dokuyu korumak için ilçeye daha fazla kaydırılmaya başlandığı görüyoruz.

Bu listede dünya genelinde toplam 1007 yer olmasına karşılık Türkiye’den 13 yer olmasını nasıl yorumlamalıyız? Bergama sahip olduğu kültürel zenginlikleri ile UNESCO Dünya Miras Listesine girmeyi fazlası ile hak eden bir alan. Ülkemizin sahip olduğu kültürel ve dogal zenginliklerin sayısı çok fazla ancak Liste’deki alan sayısı Bergama ve Bursa ile birlikte henüz ancak 13’e ulaştı. Ülkemiz uzun yıllar kendi iç meseleleri ile uğraşırken uluslararası kurumlar ile iletişimini minimum seviyede tuttu. NATO, IMF, Dünya Bankası gibi kurumlarla iletişime odaklanarak diğer kurumlar ile sıkı bağlar oluşturmayı ihmal etti. Bu nedenledir ki 1998 yılında Turva Antik Kenti Liste’ye girdikten sonra UNESCO Dünya Miras Listesine onca zamandır yeni bir aday sunulamadı. Bu uzun suskunluk dönemi 2011 yılında Edirne Selimiye Camii’nin Liste’ye girişi ile kırıldı. Bergama üç yılda adını UNESCO Dünya Miras Listesi’ne yazdırarak ülkemiz adına bir rekor kırdı. Umarım ülkemiz bu arenada varlığını en hızlı şekilde zenginleştirecektir.


43


44

KENT VALİ / TRABZON - ABDİL CELİL ÖZ

k*¿5Å1(1ƅ1 ³2. Å=(5ƅ1'( %ƅ5 .(17y

Erengül Bilenser ve Trabzon Valisi Abdil Celil Öz

Dünyanın en güzel kentlerinden biri. Havası, suyu şifalı. Geçmişi şanlı. Sıradan bir Anadolu kasabası gibi görünse de Türkiye ekonomisi açısından stratejik bir rolü var. Bu güzel kente gittik ve Kent Vali sayfalarımız için Sayın Vali Abdil Celil Öz ile Trabzon’un gelecek planlarını, daha iyi bir toplum inşa etme yaklaşımını, kentin gelişim ataklarını konuştuk.


45

On aydır Trabzon’dasınız, Trabzon’da insan en kolay neye alışıyor? Trabzon, insanı bir anda içine alan bir şehir. İş güç derken günlük hayatın içerisine birden bire girmek zorunda kalıyorsunuz. Her yerde böyle belki ama bu süreç Trabzon’da biraz daha hızlı oluyor. Bir anda yılların Trabzonlusu gibi oluyorsunuz.

Trabzon’da göreve başladığınızdan itibaren sizi çok şaşırtan şeyler oldu mu?

gönüllü katılımla, çok titiz şekilde yürütüyoruz. Gönül Elçileri Projesi kapsamında yoğun çalışmalarımız ve kimsesiz çocuklarla ilgili projelerimiz var. Eğitimi yarım kalmış kadınlarımızın ve kızlarımızın eğitimlerini tamamlayıp meslek edinmeleri yönünde kapsamlı uygulamalarımız var. Trabzon’da iyi bir mesafe kat ettik bu konularda. Bunları görev bilincinin ötesinde gönüllülük esası ile yaptığımızı ifade etmek isterim.

gelen sektör turizm. Dolayısıyla son yıllarda en ağırlık verdiğimiz alan bu.

Trabzon’da odaklandığınız en önemli konu nedir?

Kızlar Manastırı’nın restorasyonu, Belediyemiz ve bir işadamımızla beraber hayata geçireceğimiz kent müzesi çalışmalarımız da var. Alacahan’ın restorasyonunu bitirdik. Turizmde kapasite geliştirmekle beraber sektörü eğitmeyi ve denetlemeyi de önemsiyoruz. Trabzon’da turizmin en zayıf noktası, turistin şehirde az vakit geçiriyor olması. Ortahisar projesi ise bu durumu değiştirmeye yönelik bir adım. Zağnos ve Tabakhane Vadisi çalışmaları da bu kente önemli katkı sağlayacak.

Sümela Manastırı için neler yapmayı planlıyorsunuz? Sümela Manastırı evrensel bir değer. Geçmişte malesef yanlış müdahaleler olmuş. Kapsamlı ve bir bakıma eski hataların telafisine de yönelik role ve restorasyon projeleri yapıldı. Sezon sonuna restorasyonu tamamlamayı düşünüyoruz. Ortahisar projemiz,

Trabzon, dışarıdan sıradan bir Anadolu şehri gibi gözüküyor. Ne zaman buraya geldiniz,buranın ekonomisini,turizmini, kültürel değerlerini, daha da önemlisi Türkiye’nin siyasetine, akademik hayatına, iş dünyasına kazandırdığı insanlarıyla beraber Trabzon’un gücünü ve bu insanların kentlerine olan bağını gördünüz, işte o zaman dışarıdan gözükenin çok üzerinde bir kent olduğunu hissediyorsunuz. Belki en fazla şaşırtıcı olan ve hissedilmesi gereken nokta budur.

Trabzon’da en önemli sorumluluğunuzun ne olduğunu düşünüyorsunuz? Aslına bakılırsa mülki idare görevi çok geniş kapsamlı bir görev. Asayişten, eğitimden, sağlıktan, kültürden, turizmden bölgenin kalkınması ile ilgili çalışmalara kadar çok önemli konular var. Ancak bana göre bizim en önemli görevlerimizden biri sosyal devletin sıcaklığını, kucaklayıcılığını bütün kesimlere göstermek. Son yıllarda sosyal devlet anlamında devletimizin kurumsal yapısı çok güçlendi. Yaşlılar, engelliler, kadınlar, çocuklar, şehit aileleri gibi özel ilgi ve desteğe muhtaç kesimlere yönelik önemli düzenlemeler yapıldı. Bu çalışmaları toplumun bütün sosyal birimleri ve bürokratlarla birlikte,

Trabzon’nun en önemli potansiyeli, bir ticaret merkezi olması. İç ve dış ticarette önemli bir rolü var. Bu konumunu güçlendirmek için bütün kurumlarla beraber önemli çalışmalar yapıyoruz. İhmal edilmeyecek bir başka alan da sanayi. Sanayinin gelişmesi, organize sanayi bölgelerinin güçlendirilmesi, yeni organize sanayi bölgelerinin yatırım programına alınması çalışmalarımız sonuçlarını verdi. Trabzon’da son dönem yükselen ve bölgenin lokomotifi haline


46

KENT VALİ / TRABZON - ABDİL CELİL ÖZ

Yapılaşma, turisti kaçırıyor olabilir mi? Kentsel dönüşüm ve yeni imar uygulamalarında ölçünün kaçtığı bazı uygulamalar var, evet. Bunların telafi edilmesi gerekiyor. Diğer sıkıntımız da yaylalardaki yapılaşma. Denetimlere başladık. Yıkım kararları alıyoruz ancak köklü bir değişime ihtiyaç var. Orman Bakanlığı’nın çalışmasıyla orman alanlarındaki yapılaşmaları kamu mülkiyetine alıp, içinde oturanlara kiraya veren bir mekanizma oluşturuldu. Bu şekliyle yeni yapılaşmaların önüne geçildi. Benzerini yaylalarda da yapmalıyız. Yayla alanlarının binde beşinin yöresel mimariye uygun olarak ve kiraya verilmek suretiyle, bölgenin doğal yapısını bozmayacak şekilde kullanılması söz konusu.

Uzungöl bir panayıra dönüşmüş. Arap turistlerin talep ettiği birşey olduğu için yapılmış bu. Lunapark heryerde var ama Uzungöl bir tane! Çok doğru bir tespit değil bu. Panayır alanı gibi bir ortam yok ancak olumsuz bir yapılaşma var. Belli oranda kontrol altına alınabildiyse de geçmişte yoğun bir yapılaşma oldu ama söylediğiniz gibi bir olumsuzluk söz konusu değil. Uzungöl’de, doğal yapıya uygun bir düzenleme yaptık, göl çevresini 360 derece gezilebilecek şekilde düzenliyoruz. Derelerin kontrol edilmesi, daha düzenli girişinin sağlanması, estetik görünümü ve peyzajı ile ilgili de projemiz var. Büyükşehir ile beraber hareket etmeye özen gösteriyoruz. Buradaki turizmi biraz daha geniş alana ve geniş zamana yaymak için bir master plan da hazırlattık. Teleferik ihalesi yaptık. ‘Yeşile Yolculuk’ projemiz var. Yaylalar arasındaki bağlantıyı planlı biçimde oluşturmayı, bölgedeki ekolojik turizmi geliştirecek uygulamalar yapmayı da hedefliyoruz.

Yatırımcı açısından Trabzon’un en önemli özelliği nedir? Trabzon yatırımcılar için cazip bir alan. Ticaret merkezi olması, bölgenin önemli bir ticaret aksı üzerinde bulunması önemli. Sanayide yatırım potansiyeli olan bir şehir. Yatırımcılar için son dönemde cazip sektör, turizm. Otel yatırımları çok arttı ancak hala yeterli değil. Dolayısıyla hem sanayi hem turizm yatırımcıları için potansiyel çok.

Trabzon, potansiyelini iyi değerlendirebilen bir kent mi? Çok iyi değerlendirdiğimizi söylemem. Turizmde kısmen açık kapatılmaya çalışılıyor. Ekonomi bakımından ise verilen göçten kaynaklı bir işgücü açığı söz konusu. Coğrafi konumdan kaynaklı zorluklar yüzünden sanayi potansiyelimizi de çok yeterli kullanamıyoruz henüz. Yeni organize sanayi bölgesi oluşumlarımız var, altyapısı bitenler var, yeni yatırım programlarına girenler var. Önümüzdeki süreçte belli bir alanın yatırıma tahsis edilmesi ve burada önemli yatırımcılara altyapı oluşturulması konusundaki ön çalışma şekillenirse, önemli bir açığı daha kapatmış oluruz.

Yeni valiler tasarısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Kırsal altyapı yatırımlarının tek elden yürütülmesi mutlaka daha verimli olacaktır. İmar konusunda kontrol mekanizması boşlukları vardı, bunlar da ümit ediyorum bu yapılanmayla düzene girecektir. Kaynak transferleriyle beraber güzel hizmetler üretileceğini düşünüyorum. Asayiş hizmetlerinde, eğitimde, sağlıkta, sosyal hizmet alanlarında, sporda, kültürde ve organize sanayi bölgeleri gibi kentlerin gelişimine yön veren önemli alanlarda da yine görevler devam ediyor. Yatırım İzleme Koordinasyon Merkezi diye bir birim kuruldu. Bu mekanizma iyi kullanılırsa, bizler yetki ve sorumluluklarımızı yerine getirirsek, bu işlere odaklanmak için daha nitelikli zamanımız olur.

Valiliğinizin dil, din, ırk, kültür, gelir düzeyi farketmeksizin toplumun bir bütün olmasını sağlamaya yönelik çalışmaları var mı? Herkesin derdini dinlemek konusunda hassasım. İnsanlar bize son çare olarak geliyorlar ve biz de mutlaka çözüm bulmak için gayret gösteriyoruz. Bütün hizmetlerimizden herkesin eşit bir şekilde yararlanması ve herkesin şeffaf bir şekilde bu süreci gözlemlemesi için bütün kurumlarımızla beraber gayret gösteriyoruz. Bu anlamda bir sıkıntı olduğunu düşünmüyorum.


47

Kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda çalışmalarınız var mı ? Kadına yönelik şiddet ve aile yapımızdaki sıkıntı malesef son dönemde Türkiye’nin gerçeği. Belki de toplumsal sorunların birikiminden kaynaklı bir patlama bu. Önemli düzenlemeler yapıldı; bize, güvenlik ve yargı birimlerimize önemli görevler verildi. Çağrı üzerine koruma, kadın sığınma evleri yapıyoruz ama bunlar son çare. Ön çözümler bulmalıyız. Kadınların eğitimi üzerinde çalışıyoruz. Ancak ne kadar tedbir alırsanız alın sorun toplumsal olarak çözülmeli. Hassasız biz bu konuda. Kadının istihdamı ve eğitimdeki açığının kapatılması konusunda çalışmalara devam ediyoruz.

Trabzon’un gelişimi bakımından şimdiye kadar yeterince iyi değerlendirilmediğini düşündüğünüz konu var mı? Ciddi çalışmalar yapılmış bugüne kadar, emeği geçen herkese teşekkür etmek gerekir. Değerlendiremediğimiz unsur, şehir içerisindeki kültür varlıklarımız ve yöresel el sanatlarımız olabilir, onları çok iyi sunamıyoruz. Buna yönelik projelere ağırlık vermemiz gerekiyor.

Eğitimli ve yetkin insan kaynağı açısından Trabzon’un cazibesini arttıracak yaklaşım ne olabilir? Trabzon çok göç vermiş; sermaye ve beyin göçü. Göç de almış tabii ama genelde sadece kırsaldan. Kırsaldan gelen göçü şehir hayatına adapte etme süreci yaşıyor Trabzon. Bu süreç sonunda uyumlu bir toplum yapısına ulaşırız diye ümit ediyorum.

Trabzon’u büyük kentler içinde bir üst sıraya çıkaracak yatırım ne olmalı? Turizm yatırımları önemli. Sanayi alanında yeni yatırımlara büyük yatırımlara ihtiyaç var. Özellikle ‘yatırım adası’ gibi çalışmalar Trabzon’u cazibe merkezi haline getirebilir. Demiryolu yatırımı da Trabzon’un en önemli açılımlarından biri olacaktır. Türkiye’nin 2023 hedefleri arasında Erzincan Trabzon demiryolu da var. Gerçekleşirse Trabzon’da önemli ölçüde değişim olur.

Trabzon valisi olarak bu kentin tarihinde nasıl hatırlanmak istersiniz? Bazı çalışmalar sonradan hissedilip sonuç verilebilir ancak Trabzon’un dinamiklerini yönetebilen, her şeyden önce insanca hizmet etme anlayışını benimseyen, devam eden yatırımları etkin bir şekilde yürüten ve de insani değerleri ön planda tutan bir yönetici olmayı tercih ederim.

Son olarak bir mesajınız var mı? Teşekkür ediyorum, güzel çalışmalar yürütüyorsunuz. Farklı konuları ele alıyorsunuz. Türkiye’nin değerlerini ortaya çıkarmak için güzel işler yapıyorsunuz. Bu ziyaretiniz için ve bugüne kadar yaptığınız bütün çalışmalar için teşekkür ediyorum.


48

İNSAN BAŞKAN / MELİKGAZİ, DR MEMDUH BÜYÜKKILIÇ

2 %ƅ5 .(17

'2.7258

Köyde geçen, yoklukla geçen, çok çalışarak geçen bir çocukluk ve Türkiye’nin en buhranlı zamanlarına denk gelen, yine çalışmakla geçen bir gençlik... Çocukluğunda annesinin dediği gibi erken kalkan yol alır; hala erken kalkıyor, hala bütün günü çalışarak geçiriyor ve belediye başkanı olduğu kentin çocukları, gençleri hayatı doya doya, güzel, keyifle yaşasınlar diye elinden ne geliyorsa yapıyor. Dördüncü dönem yeniden seçilerek Melikgazi Belediye Başkanı olan Sayın Dr. Memduh Büyükkılıç, İnsan Başkan sayfalarımızın bu ayki konuğu.


49

Siyasete başlangıcınız nasıl oldu? Siyasete İzmir’de tıp fakültesinde okurken, 1977 genel seçimlerinde 8. Cumhurbaşkanımız Merhum Turgut Özal’ın seçim gezilerine katılarak başladım. Ancak aktif siyaset hayatımın başlangıcı olarak 1993 yılında Refah Partisi İl Başkanı oluşumu söyleyebilirim.

Bu yıl seçim sonuçlarının açıklanmasını beklerken duygularınız nelerdi? Sonuçları beklerken çok rahattım, huzurluydum, seçmenime güveniyordum çünkü 1999 yılından itibaren seçim için değil hizmet için görevdeydik. Günü kurmaya yönelik işlere pey. Her yatırımda mahalle halkı ile bilgi paylaştım. İlgili kurum ve kuruluşların görüşlerini aldım. Biz insan ve toplum odaklı bir hizmet anlayışı ile görev yapıyoruz. Biz seçilmiş birer kamu görevlisiyiz. Her şey samimiyete bağlı. Hemşerilerimle karşılıklı samimi olarak konuşur, tartışır, karar alırız. 4. Dönem de yine büyük bir oy oranı ile seçilmem bunun en büyük kanıtı.

Siyasetin sizi değiştirmiş olabileceğini düşünüyor musunuz? Asla... Siyaset bizi değil, bizim kadromuz bana göre siyaseti ve hizmet anlayışını değiştirdi. Hizmet anlayışı, vatandaş hakları, seçme ve seçilmedeki farklığımız sayesinde temsil ettiğimiz fikir ve anlayış, seçimlerden hep zafer ile çıkmamıza vesile oldu. Kamu malını yine kamu yararına kullanarak hizmet sunduk. Biz değişseydik, daha öncekilerden farkımız kalmazdı. Sandıkta halk hesabı sorardı.

Siyasetten önceki hayatınızdan neyi özlüyorsunuz? Siyasetten sonra hayatımda değişiklik olmadı. Hayat hep mücadele ve çalışmakla geçti. 61 yaşındayım. Gün boyu çalışıyorum. Çocukluk ve lise yıllarımda köyde geçti, öğrenim için Kayseri’ye geldim. 1970’lerin sonunda üniversiteye gittim. Yani Türkiye’nin yokluk ve buhranlı günlerinde tahsilimi tamamladım. Bizim nesil çocukluğunu ve gençliğini yaşayamadı. Hep vatana ve millete ne verebiliriz, nasıl katkı sağlarız, nasıl olur da Anadolu insanını hak ettiği yere getirebiliriz düşüncesi ile çalıştık. Bu nedenle gençlik yılarımdan itibaren değişik sivil toplum örgütlerinde (İzmir MTTB, Hekimler Birliği Vakfı, Milli Gençlik Vakfı v.b.) yöneticilik ve başkanlık yaptım. Şükürler olsun git gide daha iyiye, güzele ve refaha gidiyoruz.

En son ne zaman sinemaya gittiniz? Siyasetçilerin böyle şeyler yapabilmesi imkânsız mı bizim ülkemizde? Ben çok sosyal bir insanım. Toplumun bir parçası olduğumu hiçbir zaman unutmam. Siyaset, felsefe, edebiyat sohbetlerini severim ve katılırım. Ailemle veya çalışma arkadaşlarımla sık sık sinemaya da giderim. Hatta Melikgazi Belediyesi çalışanları olarak topluca yani ailece sinemeye gideriz. Bu bizde gelenektir. En son belediye personeli ile birlikte Taş Mektep filmine gittik. Biliyorsunuz filmde Kayseri Lisesi öğrencilerinin Kurtuluş Savaşı mücadelesi anlatılıyor.

Siyasi kariyerinizde, yaşamından ilham aldığınız birisi var mı? Tabii ki her insanın ilham aldığı birisi vardır. Ben her zaman insan odaklı olanlardan ve gönül dostu olarak hizmet verenlerden ilham aldım. Pes etmem, bu benim yapımda yoktur. Eğer toplum adına bir iş yapılacaksa onu mutlaka yapmam gerektiğine inanırım. Önüme çıkarılan engeller, caydırmacalar veya bahaneler beni küstürmez ve vazgeçirmez. İyiyi, güzeli, doğruyu ve adaleti savunan hoşgörülü anlayıştan her zaman ilham almışımdır.


50

İNSAN BAŞKAN / MELİKGAZİ, DR MEMDUH BÜYÜKKILIÇ

Eşinizin sizinle ilgili en sık dile getirdiği şikayeti ve memnuniyeti nedir? Birbirine bağlı ve birbirine düşkün bir aileyiz. Yani tipik bir Anadolu ailesi. Beraber üzülürüz, sevinçlerimiz ve mutluluklarımız beraberdir. Dolayısı ile bizde şikâyet olmaz çünkü bize verilen bir görev var ise bunun yerine getirmek esastır. Yerine getirdiğim görev sonrası aldığım huzur ve mutluluk ailemi de etkiler ve onlar da mutlu olurlar. Başarım var ise bunda eşim Necmiye Hanımefendinin büyük payı vardır. Çocuklarımızın sabrının, bana olan destek ve gayretlerinin payı vardır. Bazen uyku düzenim bozulur ve aşırı yorgunluktan rahatsızlanırım. Bundan dolayı ailem şikâyetçi olur öyle zamanlarda ama her hizmetin sonunda hemşerilerimin bir gülücüğü ve gözlerindeki anlamlı bakışlar her şeyi unutturur.

Belediye başkanı olarak yaptıklarınızla geleceği şekillendiriyorsunuz. Bu sorumluluk sizde nasıl bir his yaratıyor? Yaptıklarımızla bir şehrin fiziki yapısını değiştirdiğimiz gibi kültürel ve sosyal yaşamını da değiştiriyor, renk katıyor, geliştiriyoruz. Bu büyük bir mutluluk. Bir ‘Allah Razı Olsun’ sözünün verdiği hissi anlatmak için kelimeler yetmez. Bu his ancak yaşanılarak kazanılır.

Melikgazi için en büyük katkınızın ne olduğunu düşünüyorsunuz? Melikgazi son on yıldır çok değişti, gelişti. 1999 yılında başlattığımız kentsel dönüşüm sayesinde gecekondusu olmayan ender şehirlerden biriyiz. Sosyal ve kültürel bakımdan modern, sportif alt yapısı olan, çevre ve doğa dostu semtler oluşturduk. Çevreyi koruduk. Geri dönüşüm ile

çöpten gelir elde ederek bu gelirleri belediye hizmetlerinde kullandık. Sosyal Belediyecilik anlayışı ile mahalleliye dostluğu, paylaşmayı aşıladık. Toplumda birlik ve beraberlik için çalışmalar yaptık. Sonuç ortada; seçimlerde bize verilen oy, şahsımıza değil hizmet politikamızdır.

Herkes arasında sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü sağlayacak olan şey nedir sizce? Herkesin birbirini anlaması mümkün müdür? Hiç şüphesiz hoşgörüdür. Zaten inancımız da bunu öngörüyor. Hoşgörü, sabır ve zaman her şeyin ilacıdır. Bunu uygularsak herkesin birbirini anlaması mümkündür. Tahammülsüzlük her kötülüğün, adaletsizliğin ve düzen bozuculuğun başlangıcıdır.

Çocukluk arkadaşlarınızla buluşuyor musunuz? Bir araya geldiğinizde siyaset dışında şeyler konuşabiliyor musunuz? Elbette çeşitli vesilelerle bizzat görüşüyoruz. Sosyal paylaşım siteleri ile birbirimizle her zaman irtibat halindeyiz. Bir araya geldiğimizde çocukluk günlerinden bahsediyor, dönemin sosyal yaşamından konuşuyoruz. Spordan, edebiyattan, tarihten konuşuyoruz. Özelikle son yıllarda yaşımızdan dolayı her halde torunlardan çok bahsediyoruz ama söz dönüp dolaşıp yine siyasete geliyor.


51

Mesleki becerilerinizi en iyi şekilde besleyen alışkanlıklarınız neler? Ben kendimi bildim bileli erken kalkan bir insanım. Annem her zaman ‘erken kalkan erken yol alır’ derdi. Bu alışkanlığım hâlâ devam eder. Sabah erken kalkar tek başıma ya da çalışma arkadaşlarımla sabah yürüyüşü sırasında hem şehri gezer hem de spor yaparız. Bu bir gelenektir. Böylece şehrin eksikliklerini de tespit etme imkânı buluyoruz. Spor Melikgazi’nin bir parçası. ‘Herkes için spor’ bizim sloganımız.

Tıp doktoru olmanızın, siyasi yeteneklerinize ne tür katkısı var sizce? Tıp doktoru önce hastayı tanır, hastalığı tespit eder, sonrada bunun ilacını vererek iyileştirir. Bu metot benim belediyecilik anlayışımda da etkili. Mahalleye gider, sorunu tespit eder, çözümü paylaşır ve son olarak projelendirip hizmeti sunarız. Şu anda iki lakabım var; biri de Kent Doktoru. Sorunuzun cevabı herhalde bu.

Pişmanlık kelimesinin size mesleki geçmişinizden hatırlattığı en belirgin anı hangisi? Şükürler olsun gerek iş hayatımda gerek özel hayatımda

pişman olacak bir şey yapmadım. Yapmış olsaydım zaten bugün burada olamazdım. Aldığım bütün kararlar hep dayanışma, fikir alışverişi ve ortak kararlardır. Ben sadece son kararı veririm. Zaten akla ve mantığa uymayan bir şey yapmam. Aklı, eldeki imkânları ve yasal mevzuatı birleştirerek karar alırım.

Bu meslekte insanın en derin endişesi genelde ne oluyor? Size verilen görev ve yetkiyi kullanamamak, emaneti hakkıyla koruyamamak, verilen sözü yerine getirememek... Bundan 10 yıl önce belediye başkanların üzerinde ideolojik baskı vardı. Görevinizi yapmanıza imkân tanınmıyordu. Ancak son 10 yıldır belediye yasalarındaki gelişmeler ve mevzuatlar gelişmemize, yaradı ve en önemlisi ufkumuzu açtı.

Siyaset hayatınızda en çok hangi kararınız için kendinizi alkışlardınız? Dördüncü dönem belediye başkanıyım. Her defasında yüksek oyla görev aldım. Görev süremde Melikgazi adeta yeniden inşa edildi. Yaptığımız o kadar çok yatırım ve hizmet var ki anlatmakla bitmez. Her hizmet ve yatarım sonrası gördüğüm tebessüm ve iyi temenniler bana en güçlü alkıştır.


52

BAŞKAN EŞİ RÖPORTAJI / KARŞIYAKA BELEDİYESİ - ZEHRA AKPINAR

“BANA DÖRT BÜYÜK

3ƅ<$1*2 ³,.7,y

(ƲLQLQ LƲLQLQ QH NDGDU VWUHVOL VRUXPOXOXƖXQXQ QH NDGDU DƖ U JâQOâN WHPSRVXQXQ QH NDGDU \RUXFX ROGXƖXQX ELOL\RU (ƲLQLQ \DQ QGD WDP \ OG U KX]XUOX JâÐOâ PRWLYH HGLFL GHVWHNOH\LFL ELU GDƖ JLEL GXUX\RU 0HVHOH\H EDƲNDQ HƲL RODUDN GHƖLO âONHVL LÐLQ NHQGLQL KHU DQ YH KHU ƲH\GHQ VRUXPOX KLVVHGHQ ELU YDWDQGDƲ RODUDN EDN \RU +D\DW GD D\QHQ EÜ\OH \DƲ \RU %X VD\ P ] Q %DƲNDQ (ƲL NRQXƖX .DUƲ \DND %HOHGL\H %DƲNDQ +âVH\LQ 0XWOX $NS QDU Q HƲL 6D\ Q =HKUD $NS QDU


53

Eşiniz belediye başkanı olduktan sonra hayatınızda neler değişti? Pek bir şey değişmedi. Eşim zaten tanıştığımız günden beri siyaset yapıyordu. Her zaman çok yoğundu. Tempomuzda çok değişiklik olmadı. Tek fark şu; ben onun etkinliklerine çok fazla katılamıyordum ama şimdi gidiyorum. Eşim ilk fırsatta hemen eve koşturan bir insandır. O yüzden de az ama kaliteli görüşüyoruz diyebilirim.

Bir kadın olarak, eş olarak, anne olarak ülkemizde siyasetten beklentiniz nedir? Herkes yaşam kavgasında. Oysa siyaset bir yaşam biçimi olmalı, herkesin bu konuda bir çabası olmalı. Aktif siyaset yapmasak da fikir sahibi olmalıyız. Çocuklarımın geleceği için bir şekilde benim de bu işin ucundan tutmam gerekiyor. En azından oyumuzu kullanmalıyız, bu bizim vatandaşlık görevimiz.

Mesleğiniz nedir? Doktorum, çok uzun yıllar nöbetli çalıştım. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunuyum. Kısa bir süre eşimin memleketi Ereğli’de mecburi hizmet yaptım. Evlendikten sonra da iktisat ve arkasından kamu yönetimi okudum. Dil öğrenme merakım var, kursa gidip farklı diller öğrenmeye çalıştım.

onlar da benim için büyük piyango. Dolayısıyla hiçbir eksiğim olmadı bugüne kadar çok şükür. Bunlar dışında olan her şey bana sürpriz.

Eşiniz ile nasıl karşılaştınız? Ereğli’de eşim beni daha önce görmüş, doktor olduğumu da biliyor. Bayramda bir kafeteryanın bahçesinde oturuyordum. Kayınpederim –kendisi o zaman belediye başkanıydıve kayınvalidem aile fertleriyle orada bir başka masada oturuyorlardı. Ben de bir tanıdık vasıtasıyla yanlarına davet edildim. Eşimin ailesiyle ilk defa orada tanıştım. Eşim de gelip kardeşlerine “babamlar nerede” diye sorduğunda benim de orda olduğumu öğreniyor ve ‘çok çabuk doktor lazım bana, çok hastayım’ diyor. Böylelikle beni eve doktor olarak götürdüler. Eşim çift kat eşofman giymiş yorganın altına girmiş. Biz eve gittiğimizde yatıyordu. Onu muayene ettim.

Şaşırmadınız mı gerçekten hasta olmadığını öğrenince? Fark ettim hasta olmadığını çünkü kat kat giyinmiş yün yorganın altında yatıyordu. Sonrasında “ben iyileştim, teşekkür ederim” falan dedi. Bu şekilde başladı. 94’ün ilk aylarıydı. Evlendikten sonra İzmir’e geldik, o zamandan beri İzmir’deyiz. 20 yıl oldu.

Memnun musunuz yaşamınızdan?

Eşinizin babası da belediye başkanıydı öyle mi?

Memnunum. Beklentilerim çok düşüktür. Küçük şeylerden mutlu olurum. Elimdekilerin kıymetini bilirim. Her zaman şunu söylerim; ‘dört büyük piyango bana çıktı’. Sağlıklı ve akıllı bir insanım, birinci büyük piyango bu. İkinci büyük piyango eşim. İki de çocuğum var, çok akıllı, güzel ve sağlıklı;

Ereğli’de CHP’den iki dönem başkanlık yaptı kayınpederim. Eşim çocukluğundan beri siyasetçilerle birlikte, milletvekillerinin bir çoğuna amca diye hitap eder. Yani siyasetin içinde büyümüş, ailesinde herkesin bir siyasi tarafı var.


54

BAŞKAN EŞİ / TTT

Tıptan kamu yönetimini de okumanızın sebebi eşinizin siyasetçi olması mı?

Bir belediye başkan eşinin en büyük sorumluluğu nedir?

Hayır, tamamen kişisel bir durum. Daha tıp fakültesindeyken hukuk okuyacağım demiştim. Eşimle alakalı bir durum değildi bu.

Eşimin üzerindeki sorumluluk çok ağır, işi çok yoğun çalışmayı gerektiriyor. Eşim en verimli nasıl çalışabilirse, benim o ortamı ve evde huzuru sağlamam gerekiyor.

Bir doktor olarak değerlendirirseniz, ülkemizde sağlık sektöründe siyaseten atılabilecek en sağlıklı adım nedir?

Eşinizin seçilmesiyle Karşıyaka ne kazandı?

1996’dan beri Hatay Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi’nde doktorum. Son dönemdeki değişiklikler çok radikal. Sağlık sektörü son zamanlarda üzerine en çok oynanan sektör oldu. Hiçbir meslekte bu kadar çok değişiklik yapılmadı. Bence artık stabil hale gelmeli, insanlar önünü görebilmeli. Ayrıca herkes için eşit ve ücretsiz sağlık hizmeti dilerim.

Doktor olmanızın eşinize kent sağlığı açısından katkısı oluyor mu? Doğrudan belediye ile ilgilenmiyorum, belediye işlerini bilmiyorum. Hastanede sadece hekimlik değil ayrıca eğiticilik görevim de var. Bu eğiticilik yeteneğimden faydalanmak istedi Karşıyaka Belediyesi. İletişim eğitimi vereceğim Belediye çalışanlarına. Beden dili, sesli iletişim, sessiz iletişim, empati konularında yani daha iyi hizmet için iletişimi güçlendirecek bir eğitim olacak.

Eşiniz danışır mı size işiyle ilgili? Fikir alır tabii ama herkes kendi işini yapıyor. Belediyede ‘şunu ben yapayım ya da şunu şöyle yapalım’ diye bir yaklaşımım olmaz ama tabii ki fikrimi söylüyorum. Gözlemlerim de oluyor, eşime iletiyorum ama bunu eş değil vatandaş olarak yapıyorum.

Eşim vizyonu çok geniş bir insan. Neye enerjisini verirse, konu ne olursa olsun onu en iyi şekilde yapar. Bütün enerjisini o konuya kanalize eder. Akıllı, dinamik bir insan. Karşıyaka halkının çok şey kazandığını düşünüyorum. Tabii bu karşılıklı, eşim de şanslı çünkü Karşıyaka halkı gerçekten hem sosyal hem kültürel düzeyi yüksek ve farklı bir bakış açısı olan insanlar.

Eşinizin siyasi karakterinde en fazla gurur duyduğunuz yanları nedir? Dürüstlük.

Eşinizin estetik yaklaşımı nasıl? Türkiye’nin kent estetiği bakımından yoksunluğu nedeniyle çok üzüntü duyuyorum. Görüntüye çok önem verir. Farklı pencereden bakıyor olması beni her zaman mutlu etmiş ve şaşırtmıştır. Herkes denize bakar mesela oturduğu yerden, eşim denizden kıyıya bakar nasıl görünüyor diye. Şimdi bir opera binası yapılacak ve Avrupa’nın en büyük opera binası olacak. Biz yurtdışı seyahatlerinde eşimle hep güzel binaların önünde fotoğraf çektiririz. Türkiye’de maalesef İstanbul’dakiler hariç bu isteği uyandıran bina yok diyebiliriz. İzmir’in tarihi binaları, apartmanların arasında kaybolmuş durumda. Yeni opera binasının önünde insanlar fotoğraf çektirmek istesinler diyor, etkileyici bir güzellikte olsun diyor. Eşim estetiğe düşkündür ve bunu kent dokusuna da yaymaya gayret ediyor.


55

Eşinizin siyasete hiç girmemiş olmasını ister miydiniz? İstemezdim. Eşim siyasetle mutlu. Siyaset yapmasaydı, mutsuz olurdu. Mutlu olduğu işi yaparken sonuçta etrafına da aynı mutluluğu yansıtabiliyor.

Eşinizin işi nedeniyle baş etmek zorunda kaldığınız durumlar oluyor mu? Baş etmek değil de alışmak zorunda kaldığım durumlar oluyor. Eskiden de eşim alışverişe gittiğimizde mutlaka esnafla sohbet ederdi. Şimdi belediye başkanı olunca yüzlerce insan fotoğraf çektirmek istiyor, herkes sarılıp kucaklaşmak istiyor. Ben ise tez canlıyım; çabuk gidelim, çabuk yapalım istiyorum. Eşimin saatlerce etraftakilerle konuşarak yavaş yavaş ilerlemesine alışmak durumunda kaldım örneğin.

Yemek yapmakta epeyce hünerliymişsiniz. Ev hanımları açısından sizce mutfaktaki en doğru politika nedir? Ekonomik ve sağlıklı beslenmeyi önemsiyorum. Sebze ağırlıklı beslenmeyi tercih ediyorum. Olabildiğince organik gıda alıyoruz.

Mevsiminde alıp eskiden büyüklerimizin yaptığı gibi kurutuyorum, konserve yapıyorum. Mutfak konusunda enerjim iyidir. Evde yemekleri çoğunlukla ben pişiriyorum. Son dönemlerde yardımcım var ama yemek yapmayı çok severim. Çocuklar da her zaman söylerler; ‘annem yemeklere sevgisini kattığı için güzel oluyor’ diye. İzmir köfteyi güzel yaparım mesela. Bir de patlıcanların içine etli yemek yapıyorum.

Neler yapıyorsunuz eşinizle birlikte? Gezmeyi, tarihi yerleri görmeyi seviyoruz. Yurtdışı seyahatlerimiz oluyor. Birlikte müzik dinlemekten de keyif alıyoruz. Özgün müzik, Türkçe pop, 80’lerin ve 90’ların müziklerini dinliyoruz. Operaya ve sinemaya da gidiyoruz her fırsatta.

Çocuklar için önce kentte sonra ülkede yapılabilecek en iyi şey nedir sizce? Biz sokakta oynayan ve arkadaşlarımızla her şeyimizi paylaşan çocuklardık. Şimdiki çocuklar yan yanayken bile internetten haberleşiyorlar. Çocukların sosyal iletişim kurabilecekleri, oyunları paylaşacakları, kültürümüzün yaşatılacağı alanlar olsun istiyorum. Eşimin de böyle bir düşüncesi vardı. Çocuklar birdirbiri, uçurtma uçurtmayı ya da çelik çomak oynamayı bilmiyorlar. Bunları oynarken birbirimizi daha iyi tanıma fırsatımız oluyordu bizim. Ülke çapında da bu içerikte festivaller, kamplar yapılabilir.

Kadına şiddetin geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce şiddetin çözümü ne olabilir? Çok ama çok üzücü gerçekten. Bu konuda nasıl bir önlem almak gerekiyor bilmiyorum açıkçası ama bir an önce yapılması gerekenler yapılmalı. Ben de hastalarımda bununla ilgili bir şey sezersem mutlaka durumlarını paylaşabilecekleri ortamı hazırlayıp sosyal hizmetler ile bağlantı kurarak yardımcı olmaya çalışıyorum.

Hayatta en çok neye inanıyorsunuz size yol gösteren şey var mı? Ben her zaman için doğruluktan yanayım. Akşam yattığım zaman vicdanım rahatsa tamamdır. Benim pusulam doğruluk ve olumlu düşünmek, her şeyde olumlu düşünmek.

Son olarak okurlarımıza önermek istediğiniz bir kitap film ya da faydasına inandığınız herhangi bir şey var mı? Dünyanın kavrulduğu şu günlerde herkesin daha fazla hoşgörülü olmasını, başkalarına sevgiyle yaklaşmasını ve sabır göstermesini diliyorum.


56

MAKALE / SADUN EMREALP

¿=(/.$/(0 '(5*ƅ6ƅ <(5(/ <¿1(7ƅ0 ¿'Å//(5ƅ ƅ³ƅ1 352-(/(5 +$=,5/$1,5.(1 Özelkalem Dergisi Yerel Yönetim Ödülleri zincirinin yeni bir halkasında, yerel yönetimlerimizin çeşitli alanlarda geliştirdikleri ve başarıyla uyguladıkları projelerini sunmalarının zamanı yaklaşıyor. Seçici Kurul olarak, yine ödülleri olabildiğince nesnel ölçütlere dayalı olarak vermeyi ön planda tutarak, bu yıl toplam 12 kategori altında yarışacak projeleri değerlendirmeye çalışacağız. Bu ödüllerin verilmeye başlandığı ilk yıllardaki telâşlı koşuşturmamız, yerini giderek kurumsallaşmanın beraberinde gelen daha temkinli ancak aynı ölçüde heyecanlı adımlara bırakıyor. Buna bağlı olarak, başlangıçta biraz daha esnek tutulan kuralların gözden geçirilmesi, vidaların biraz daha sıkılması, çıtanın daha da yükseltilmesi kaçınılmaz oluyor. İlk ödülü verdiğimizden bu yana yıllar bir solukta geçip gittikçe, ödülün de ‘geleneksel’ yaftasını hak etmeye biraz daha yaklaşması, yılların gerisinden süzülüp gelen sisli bir anımı çağrıştırıyor: 2002 sonbaharında bir toplantı için İzmir’deyken, kaldığımız otelde düzenlenen bir başka toplantı dikkatimi çekmişti. Bir meslek grubunun dayanışması niteliğindeki bu toplantının, otelin girişini boydan boya kaplayan pankartında ‘Birinci Geleneksel Sekreterler Kongresi’ yazılıydı. Daha ilk toplantısını yaparken ‘geleneksel’ olma iddiasını taşıyan bu Kongre, halen düzenli olarak tekrarlanıyor mu bilemiyorum ama Özelkalem Dergisi Yerel Yönetim Ödülleri için yola çıktığımızda kafamın içinde dolaşıp duran soru, yeterince proje başvurup vurmayacağı veya ödüllerin layıkıyla sahiplerini bulup bulamayacağı değil, bu önemli girişimin devam edip etmeyeceği, deyim yerindeyse, ‘sürekliliği’nin sağlanıp sağlanamayacağı ile ilgiliydi. Bu bağlamda, yerel yönetim dünyasında çok ayrı bir yeri olduğuna inandığım bu ödüllerin yedinci yılına girmiş

olması, benim için çok özel bir anlam taşıyor. Özelkalem Dergisi Yerel Yönetim Ödülleri, kentlerimiz arasındaki bilgi ve deneyim paylaşımının arttırılmasında çok önemli bir işleve sahip olan ‘örnek uygulama’ niteliğini taşıyor. Bununla birlikte, sanıyorum, ‘ödül’ sözcüğü, hepimizi biraz ürkütüyor. Azıcık geriye çekilip baktığımızda, yerel yönetimler tarafından proje sunulmasında çeşitli sıkıntılar ve darboğazlar olduğunu görüyoruz. Ödül duyurularının, bir kara mizah örneği olarak, birçok kentte Özel Kalem masalarında takılıp kalmasının, geçmişte daha fazla kentten daha fazla proje sunulmasını olumsuz etkilediği görülüyor. Bu nedenle, Özelkalem Dergisi’nce verilen bu ödüllere başta Özel Kalem’lerin sahip çıkması, duyuruların ilgili birimlere ve kişilere ulaşmasını sağlaması ve örnek uygulama niteliğindeki projelere ilişkin dosyaların en iyi şekilde hazırlanmasını teşvik etmeleri büyük önem taşıyor. İlk bakışta doğrudan bağlantılı gözükmese de geçen yılın ödül töreninden kısa bir süre sonra yerel seçimlerin yapılmış olması, bu yıl için sunulacak proje sayısını olumsuz etkileyebilecek bir eşik niteliğini taşıyor. Önceki yıllarda da örneklerini gördüğümüz gibi, yeni seçilen yerel yöneticiler, aynı partiden bile olsalar, önceki yönetime ait olarak gördükleri projeleri sunma konusunda isteksiz olabiliyorlar ve ilk yıl için kenarda beklemeyi tercih edebiliyorlar. Bu konuda, yerel yönetim dünyasına yeni adım atan yöneticilerimizin, kendi personelinin emeğini ve birikimini önde tutarak, önceki yönetim tarafından yapılmış olanları daha ileriye ve iyiye taşıma konusunda çekingen davranmayacaklarına inanıyor ve ‘kurumsal devamlılık’ ilkesi ile hareket ederek, başarılı gördükleri projeleri ülke genelinde paylaşmalarını diliyoruz.


MAKALE / SADUN EMREALP

Proje sunma konusunda isteksizliğe yol açan bir başka darboğazın, sunulan projenin ödül alamaması durumunda ilgili başkanın zor durumda kalabileceği ve diğerlerinin başarısının ‘gölgesinde kalacağı’ endişesinden kaynaklandığı görülüyor. Buna karşılık, bu keyifli süreç bir ödül yarışının rekabetçi ortamına sıkışıp kalmayarak, yapılanları paylaşmak, paylaştıkça güçlenmek, ‘birbirinden öğrenmek’ ve diğer yerel yöneticilere ilham vermek açısından da eşsiz bir fırsat oluşturuyor. Daha önceki yıllarda sıkça karşılaştığımız ‘bize ödül vermezler!’ kaygısı, Özelkalem Dergisi Yerel Yönetim Ödülleri’nin yıllar içinde haklı olarak ün yapan tarafsızlığı ve nesnelliği karşısında büyük ölçüde ortadan kalkmış gözüküyor. Bununla birlikte, özellikle daha önceden proje sunmamış olan yerel yöneticilerimize, bu yöndeki kaygılarını haklı kılacak herhangi bir uygulamanın geçmişte söz konusu olmadığını hatırlatıyor ve bu yılın yılı ödülleri için de Seçici Kurul’un aynı duyarlılığı ön planda tutacağına olan inancımı vurgulamak istiyorum. Geçmiş yıllarda yerel yönetimler tarafından sunulan birçok projenin, yerel yönetimlerin alışılagelmiş ve birbirine benzer hizmetleri niteliğinde olması ve tam olarak bir ‘proje’ niteliğini taşımaması, bizleri yine çok zorlayan konuların arasında yer alıyor. Bu açıdan, hangi kategoride olursa olsun, sunacakları projeleri belirlerken yerel yöneticilerimizden, kendi kentlerinin ve yörelerinin özelliklerini ön plana çıkaran, yerel yönetim uygulamalarına yeni bir soluk, yeni bir bakış açısı getiren, fark yaratan projelerine öncelik vermelerini bekliyoruz. Seçici Kurul olarak en çok zorlandığımız konuların başında, çok başarılı olduğunu yakından bildiğimiz bazı projelerin, yetersiz bir dosya ile sunulması geliyor.

Projelerin tanıtımındaki ve destekleyici belgelerdeki eksiklikler, yapılanların yeterince yansıtılamamasına yol açıyor. Değerlendirmelerimiz de yalnızca sunulan dosyalar üzerinden yapıldığından, yetersiz dosyaların ödül yarışında geriye düşmeleri bir yana, bazı durumlarda değerlendirmeye bile alın(a)maması ile sonuçlanabiliyor. Birçok kez karşılaştığımız ve ödülleri gönül rahatlığıyla vermemiz konusunda sıkıntı yaratan bu talihsiz durumun üstesinden gelinebilmesi için yerel yönetimlerimizin, başvurularını Ödül Şartnamesi’nin özenle çizdiği çerçeveye uygun şekilde yapmalarının önemini bir kez daha vurgulamak istiyorum. Yerel yöneticilerimizin, 7. Özelkalem Dergisi Yerel Yönetim Ödülleri için projelerini belirlerken ve başvuru dosyalarını hazırlarken, Ödül Şartnamesi’nde yeterince açık olmayan veya daha fazla bilgi edinmek istedikleri her konuda kendilerine yardımcı olmaya hazır bir destek ekibinin yalnızca bir telefon veya e-posta uzaklıkta olduğunu da dikkate almalarını diliyorum. Bu vesileyle, ilk yıldan bu yana projeleriyle öne çıkarak ödül alan yerel yöneticilerimizin her birini yürekten kutlarken, başarıyı ödüle indirgemeden çok değerli projelerle bu sürece katılmış olan yüzlerce yerel yöneticimizi de aynı şekilde kutlamayı bir borç biliyorum. Seçici Kurul’da yer alan, yaşantımda derin izler bırakmış sevgili hocalarımla ve her birine ayrı değer verdiğim diğer Kurul üyeleriyle birlikte, Özelkalem Dergisi Yerel Yönetim Ödülleri’nin yedinci yılında da bu ödülleri tarafsız bir şekilde ve olabildiğince nesnel ölçütlere dayalı olarak vermeye hazırlanırken, ülke genelinde bir başvuru ve esin kaynağı oluşturacağına inandığımız yerel yönetim projelerini sabırsızlıkla bekliyoruz.

57


58

ÇEVRE / ARTVİN BELEDİYESİ - ÇÖP NAKİL TIRI

ARTVİN’DE KENTİN YARINLARI

7(0Ć…=( Âł(.Ć…/Ć…<25 0LVDoUOHULQL]L HOLQL]GH Ă?ĂœSOHUOH NDUƲ“ODG“Ɩ“Q“]“ GâƲâQâQ (YLQL]H LON NH] JHOHQ NLPVHOHUH NDS“\“ Ă?ĂœSOHUOH DĂ?“\RUVXQX] (WUDIWD NHVLI ELU NRNX GD YDU 6L] LVWHGLĆ–LQL] NDGDU Ăœ]HQ JĂœVWHULQ HYLQL]LQ LĂ?LQH Jâ]HO \HPHNOHU KD]“UOD\“Q PLV JLEL DƖ“UODPDN LĂ?LQ HOLQL]GHQ JHOHQL \DS“Q DPD PLVDoUOHULQL]LQ JĂœ]âQGH LON LPDM“Q“] SHN GH L\L ROPD\DFDNW“U $\Q“ GXUXP NHQWOHU LĂ?LQ GH JHĂ?HUOL ÂłĂœSOHUL LOH VRUXQXQX Ă?Ăœ]HPHPLƲ ELU NHQW LĂ?LQ WXUL]P DĂ?“V“QGDQ WUDMLN ELU GXUXP YDU GHPHNWLU $UWYLQ EX GXUXPXQGDQ NXUWXOPDN LĂ?LQ K“]O“ UDGLNDO YH Ă?Ăœ]âP RGDNO“ ELU DG“P DWW“ Kadir TopbaĹ&#x;’Ĺn Artvin Belediyesi’ne hediyesi ettiÄ&#x;i çÜp nakil tÄąrÄą kente ulaĹ&#x;tÄą. Bu tÄąr ile Ĺ&#x;ehir merkezindeki çÜpler Erzurum’un bir ilçesine nakledilecek. Artvin Belediye BaĹ&#x;kanÄą Mehmet Kocatepe, Ä°stanbul BĂźyĂźkĹ&#x;ehir Belediye BaĹ&#x;kanÄą ve DĂźnya Belediyeler BirliÄ&#x;i BaĹ&#x;kanÄą Kadir TopbaĹ&#x;’a, Artvin’e verdiÄ&#x;i destekler için teĹ&#x;ekkĂźr ederek kentin en Ăśnemli sorunlarÄąnÄąn baĹ&#x;Äąnda gelen vahĹ&#x;i çÜp depolamanÄąn artÄąk sona ermesine sayÄąlÄą gĂźnler kaldÄąÄ&#x;ÄąnÄą sĂśyledi. Kocatepe, Artvinli Kadir TopbaĹ&#x; tarafÄąndan Ăśzel yaptÄąrÄąlan tÄąrÄąn geldiÄ&#x;ini ve çÜp toplayan araçlarÄąn tÄąra boĹ&#x;altÄąm yapabilmeleri için Bunker adÄą verilen çÜp transfer merkezinin de yapÄąldÄąÄ&#x;ÄąnÄą ifade ederek; “İftihar kaynaÄ&#x;ÄąmÄąz olan Kadir TopbaĹ&#x; aÄ&#x;abeyimiz, seçildiÄ&#x;imiz gĂźnden beri desteklerini bizden hiç esirgememiĹ&#x;tir. BaĹ&#x;kanÄąmÄązÄąn Ĺ&#x;imdi de çÜp nakil tÄąrÄą hediye ettiÄ&#x;ini ve tÄąrÄąn da ilimize ulaĹ&#x;tÄąÄ&#x;ÄąnÄą belirtmek istiyorum. Kendisine mĂźteĹ&#x;ekkiriz. Çoruh HavzasÄą KalkÄąnma BirliÄ&#x;i (ÇOKAB) vasÄątasÄąyla bĂślgenin çÜp sorununa bir çÜzĂźm ĂźretilmiĹ&#x;. 2015’ten sonra, Artvin’in ve Bayburt’un bĂźtĂźn ilçelerini, Erzurum’un kuzey ilçelerini kapsayacak Ĺ&#x;ekilde dĂźzenli çÜp toplama, depolama ve arÄątma iĹ&#x;levli tesis için Avrupa BirliÄ&#x;i’nden 27 Milyon Euro hibe alÄąnarak projenin çalÄąĹ&#x;malarÄąna baĹ&#x;lanmÄąĹ&#x;. Fakat bunun uygulamaya geçmesi için daha en az iki yÄąl var. Oysa Artvin’e geldiÄ&#x;im gĂźn de sĂśyledim, bizim bir gĂźn dahi beklemeye tahammĂźlĂźmĂźz yok. ÇOKAB’Ĺn ilk toplantÄąsÄąnÄą Artvin Belediyesi’nin ev sahipliÄ&#x;inde yaptÄąk. Ben orada anlattÄąm.


ÇEVRE / ARTVİN BELEDİYESİ - ÇÖP NAKİL TIRI

Bizim çöpümüz suyumuzu kirletiyor. Artvin’e gelen insan önce çöpü görüyor. Çöp sürekli içten içe yanıyor. Gelenleri çöpüyle karşılayan bir şehir turizm kenti olamaz! Sorunun hemen çözülmesi gerekiyordu. Orada sağ olsun bürokrasiden bir ağabeyimiz dedi ki ‘başkanım bizim orada düzensiz çöp depolama alanımız geniş; zaten orası da rehabilite edilecek, buyurun bizim alanımıza getirebilirsiniz’. Biz de hemen o gün gittik, yerini gördük, konuştuk. Bir takım hukuki engeller vardı, onları aştık. Son noktaya gelmiş durumdayız. Çöpü taşıyacak tırımız da özel olarak yaptırıldı ve Adana’dan geldi. Bir yandan tırın kentimize getirilmesi işini takip ederken diğer taraftan da bizim çöp toplayan araçlarımızın tıra boşaltım yapabilmeleri için bir aparat hazırlamakla ilgilendik. Bunker adı verilen büyük bir huni... Artvin Yusufeli yolunun kenarında bunu yerleştirdik. Mevcut çöp dökülen alan için de proje var. Bu alanın rehabilite edilmesi için ÇOKAB bir buçuk milyon TL kaynak ayırdı fakat ÇOKAB projelerine 2015 yılından sonra başlayacak. Ben o zamana kadar o bölgeyi toprak döküm alanı olarak ilan edip bu alanı şu anki o koku, duman ve sinekten arındırmak istiyorum. Toprakla üzerini kapatıp bir kaç tane baca ile de patlamasını önleriz. 2015’ten sonra rehabilite edilince de ben orayı bir mesire alanı, yeşil alan, Artvin insanının piknik yapabileceği bir alan olarak düşünüyorum.” dedi. Artvin Belediye Başkanı Mehmet Kocatepe açıklamalarına göre Artvin 93 yıllık sorunun çözümünde en önemli adımları atmış oldu.

59





Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.