Özelkalem Dergi - 78

Page 1


12



İMTİYAZ SAHİBİ

22

Yerel Yönetim Ajansı adına

Erengül Bilenser

EDİTÖR

Emine Civanoğlu SORUMLU MÜDÜR

Sevil Günsal Alkoç REKLAM

ozelkalemreklam@epr.com.tr DANIŞMA KURULU

Sadun Emrealp Prof. Dr. Cevat Geray Ali Fuat Güven Prof. Dr. Ruşen Keleş Mithat Kırayoğlu Aykut Taluy Prof. Dr. Mete Tapan Prof. Dr. Handan Türkoğlu Zekeriya Yıldırım GRAFİK TASARIM

e’pr

BASKI SCALA BASIM

Yeşilce Mah. Girne Cad. Dalgıç Sok. No:3 4 Levent / İSTANBUL 0212 281 62 00

YÖNETİM ADRESİ

Ahmet Fetgari Sokak Nil Apt. Numara: 7/1 Teşvikiye / İSTANBUL Tel: (0212) 327 1 285 Faks: (0212) 327 1 286

www.ozelkalem.com.tr ozelkalemhaber@epr.com.tr

Yaygın süreli yayın. Özelkalem Dergisi, basın meslek ilkelerine uymayı taahhüt eder.

04-20 22-37 40-41 42-47 48-49 50-51 52-53

KISA HABERLER INNOTRANS VE HANNOVER IAA

Ulaşım sektörünün dünyadaki en önemli iki fuarından Özelkalem Dergisi’nin Türk Markaları izlenimleri KENT VALİ

Hangi vali şimdi nerede İNSAN BAŞKAN

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı YILMAZ BÜYÜKERŞEN “PROJE PEŞİNDE BİR ÇOCUK”

SOSYAL SORUMLULUK

Mamak’ın sosyal hayatı çok değişti KENTSEL DÖNÜŞÜM

Kentsel dönüşümde Trabzon’un büyük evrimi BİR KENT BİR MEKAN

Yazıya ilham verecek örnek bir “ev”


YIL: 8 SAYI: 78 EKİM 2014

42

’den merhaba...

Yıllardır aynı şeyi söylüyoruz; biz Özelkalem olarak güzel bir Türkiye hayal ediyoruz. Bu konuda yerel yöneticilerle sürekli olarak ve nitelikli biçimde çalışmalar yürütüyor ve onların kendi kentlerindeki çalışmaları çok yakından takip ediyoruz. Güzel bir Türkiye’ye giden yolun en önemli unsurlarının başında kent içi ulaşımdaki atılımların geldiğini de biliyoruz. Bu düşünce ile hayata geçirmek üzere şimdilerde yoğun biçimde hazırlıklarını sürdürdüğümüz Kent İçi Ulaşım Çalıştayı, görüyoruz ki bizimle birlikte konunun bütün taraflarını da çok heyecanlandırıyor. Kent İçi Ulaşım Çalıştayı öncesinde hazırlıklarımıza odaklanırken bir yandan da Türkiye’deki ve dünyadaki kent içi ulaşım teknolojilerini, yeni ürünleri, kentlerin bu en önemli sorununa çözümler üretmek üzere geliştirilen yeni sistemleri yakından izlemek üzere çok önemli iki fuarı ziyaret ettik.

48

Önce Berlin’deki InnoTrans’a katıldık. Fuarda yer alan Türk markalarının dünya devleri ile boy ölçüşecek düzeye ulaştıklarını görmek, yerel yöneticilerle işbirliği içinde güzel bir Türkiye hedefine kararlı biçimde yürüyen bizlere büyük bir umut verdi. Fuar süresince sektörün en önemli markaları ile bir araya gelerek söyleşiler yaptık ve bu sayımızda sizlerle bu söyleşileri, fuar izlenimlerimizi paylaştık. InnoTrans’ın ardından Hannover’deki IAA Ticari Araçlar ve Yan Sanayi Fuarı’na gittik. Hannover’de de Türk markalar dünyanın dikkatini üzerlerine çekecek pek çok yeni aracı sergilemişlerdi ve bu fuardan da çok değerli izlenimlerle ayrıldık. Türkiye’nin bütün kentlerinde hem yerel halkın hem de turistin en konforlu biçimde seyahat edebilmelerine yönelik olarak, çevreci teknolojilerle tasarlanmış, verimli, dayanıklı, engelli bireylerin de rahatını ve güvenliğini ön planda tutan araçların bütün yerel yöneticiler tarafından ilgi ile izlendiğini görmekten mutluyuz. Bu sayımızı InnoTrans’a ve IAA’ya ayırdık. Aynı zamanda kentlerimizden çok özel yatırım haberlerini de bu sayımızda bulabilirsiniz.

50

Kasım ayında bütün bu teknolojileri, kentlere değer katacak yeni sistemleri, modern ulaşım konforu sunan yeni araçları, değişen büyükşehir yasası doğrultusunda uygulanacak stratejileri Kent İçi Ulaşım Çalıştayı’nda belediye başkanları, uzmanlar akademisyenler ve sektör liderlerinin sunumları ile masaya yatıracağız. Bir yandan da Özelkalem Dergisi yerel Yönetim ödülleri Töreni’nin 7. yılı için titiz bir çalışma yürütüyoruz. Başvuruların başladığını da buradan bütün yerel yöneticilerimize bir kez daha hatırlatmak isterim. Türkiye’nin siyasi gündeminin en önemli gelişmelerinden olan vali atamalarının detaylı haberi de bu sayımızda.

52

Ayrıca yerel yöneticilerle halkı ve özel sektörü bir araya getirecek olan Uluslararası Uçurtma Festivali ile ilgili olarak aldığımız kararı da buradan sizlerle paylaşmak isterim. Ülkemizde yaşanan toplumsal sıkıntılar ve üzücü olaylar nedeniyle festivali ileri bir tarihe erteledik. Umut ediyorum ki çok yakında çok güzel günlerde bir araya gelebileceğiz. Sevgilerimle, Erengül Bilenser


4

KISA HABERLER

ANKARA / BÜYÜKŞEHİR

ANKARA’NIN ÖDÜLLÜ MİSAFİRLERİ

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek

Bir kente ödül verebilecek olanlar, elbette o kenti her hali ile yaşayanlardır ancak yerel yöneticilerin hizmet vizyonunu geliştirmek üzere uluslararası bazı birlik ya da komitelerin de çok önemli ödül programları var. Avrupa Ödülü kazanan kentler, geçtiğimiz günlerde Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde bir araya geldi ve hem değerlendirmeler yapıldı hem de gelecek yıl için kararlar alındı.

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde yapılan Avrupa Ödülü Kazanan Kentler Birliği 2014 yılı Genel Kurulu ve Gençlik Komitesi Toplantısı’nın açılışının ardından, Belediye Başkanı Melih Gökçek, projelerini anlatan bir sunum yaptı. Genel Kurul’un ardından toplantı oturumlarla devam etti. Melih Gökçek’in başkanlığında gerçekleştirilen kurulun birinci oturumunda gündemin okunup oylanmasından sonra yıllık rapor okundu. 2015 yılında yönetim kurulu toplantısına ev sahipliği yapacak olan kentin ise Ukrayna’nın Kharkiv şehri olması kararlaştırıldı.

Gökçek, Belediye Başkan Yardımcısı İgor Terekhov’a, toplantıya katılamayan Kharkiv Belediye Başkanı Hennadiy Kernes’a iletilmek üzere Avrupa Ödülü Alan Kentler Birliği olarak bir şükran diploması takdim ettiklerini ifade etti ve “Sayın Başkan Ukrayna’da yaşanan iç karışıklıklarda yaralanarak uzun bir süre tedavi gördü. Birlik olarak her zaman yanlarında olduğumuzu göstermek amacıyla kendilerine verilmek üzere şükran diploması takdim ediyoruz” dedi. Genel Kurulu, ‘Ankara Deklarasyonu’nun okunup kabul edilmesiyle tamamlandı.

ANKARA / YENİMAHALLE

YENİMAHALLE’DE FUAR ‘PROTOKOL’Ü Yerel yöneticilerin çalışmalarına yenilik getirecek ve kentlerin çevre duyarlılığına katkıda bulunacak ürünlerin sergilendiği fuarda, Ankara protokolünden pek çok isim yer aldı. 8’inci Uluslararası Belediye ve Çevre Fuarı, Atatürk Kültür Merkezi’nde açıldı. Açılışa Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Salih Bezci, milletvekilleri ve vatandaşlar katıldı. Fuar alanında belediyelere büyük kolaylık sağlayacak hizmet araçlarının yanı sıra park bahçe mobilyaları da sergilendi. Stantları inceleyen Yaşar, parklar için tasarlanan spor aletlerini de bizzat test etti. Belediye olarak halka en iyi hizmeti verebilmek için teknolojiyi ve yenilikleri yakından takip ettiklerini söyleyen Yaşar, fuardaki bütün stantları tek tek gezdi. Başkanlığını yaptığı İç Anadolu Belediyeleri Birliği’nin standında da incelemelerde bulunan Yaşar’ın, Kıbrıs Belediyeler Birliği’nin standını ziyaretinde kendisine Kıbrıs kahvesi armağan edildi.



6

KISA HABERLER

ANKARA / KONYAALTI

KONYAALTI’NIN AKLI EXPO 2016’DA Dünyanın en önemli etkinliklerinden biri olan ve gerçekleştirildiği ülkeye, kente müthiş bir ticari ve sosyolojik ivme katan Expo 2016 için Konyaaltı’nda muazzam bir hazırlık var. Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek, seçim öncesi vaat ettiği projelerden biri olan ‘Expo 2016 Parkı Ekolojik Oyun Vadisi’ için düğmeye bastı. 25 bin metrekare alan üzerine planlan proje, bitki tünelleri, biyolojik gölet, süs havuzları, suni çim, kızak pisti, yeme içme üniteleri, çay evleri, fitness ve temalı çocuk oyun alanları olmak üzere doğayla bütünleşik pek çok unsuru bir araya getiriyor. ‘Expo 2016 Parkı Ekolojik Oyun Vadisi Projesi’yle deyim yerindeyse su yeniden hayat buluyor. 25 bin metrekare alan üzerine inşa edilecek olan parkta 600 metre uzunluğunda iki ayrı süs havuzu yer alacak. Bu alanda yer alan ve kurumuş olan 2 bin 500 metre uzunluğundaki dere yatağı suni gölete dönüştürülerek yeniden canlandırılacak. Kanolarla gezinti yapılabilecek olan bu gölet, çocuklar kadar büyükler içinde keyifli bir eğlence ortamı oluşturacak. Amaçlarının çocukların doğayı yaşayarak keşfetmesi olduğunu söyleyen Başkan Muhittin Böcek, proje alanı içinde 2 bin kişilik amfi tiyatronun da yer alacağını ve bir çok etkinliğe de yine bu projeyle ev sahipliği yapabileceklerini dile getirdi. Projenin inşaat çalışmaları çok kısa süre içinde başlayacak ve planlanan o ki 7 ay gibi kısa bir sürede tamamlanacak.

BURSA / NİLÜFER

NİLÜFER’DE ENGELE NE KARADA NE HAVADA YER VAR Bir belediyenin engelli kişilere karşı tutumu, o belediyenin samimiyeti ve sorumluluk duygusu hakkındaki en belirgin unsurdur. Bursa Nilüfer Belediyesi, engelli kişilerin hayatından engelleri karada olduğu gibi havada da kaldırıyor. Nilüfer Belediyesi Havacılık Sporları ve 9. Ana Jet Üs Komutanlığı iş birliğiyle düzenlenen etkinlik kapsamında aralarında elli kişilik bir engelli gurup da bulunan toplam yetmiş beş genç ve çocuk, heyecan verici bir uçma deneyimi yaşadı. Balıkesir’in bu yılki kurtuluş yıl dönümü etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen bu olağanüstü deneyim, bütün katılımcılara hayatlarının bundan sonrası için de büyük cesaret verdi. Balıkesir Valisi Ahmet Turhan ile Balıkesir

9. Ana Jet Üs Komutanı Tuğgeneral İshak Dayıoğlu’nun da katıldığı etkinlikte, bir belediyenin gençlere ve çocuklara sağlayabileceği sıra dışı ancak yaşam motivasyonuna benzersiz katkı sağlayacak bir ortam vardı. Nilüfer Belediyesi Havacılık Sporları Sorumlusu Rasim Kuşcu, üç yıldır ‘Engelleri uç da gel’ projesiyle bu tür dezavantajlı gruplara uçma fırsatı verdiklerini belirterek paramotor ve mikrolight uçuş teknikleri hakkında bilgi paylaşımında bulundu.


Şehrİn yenİ yıldızı sahaya çıkıyor!

Citiport

Anadolu Isuzu’nun șehir içi toplu ulașıma yönelik ilk 12 metrelik otobüsü Citiport yollara çıkıyor. Düșük ișletme maliyeti, yüksek yolcu kapasitesi, benzersiz konfor ve güvenliğinin yanı sıra Citiport, göze hoș gelen, estetik tasarımıyla da beğeninizi kazanacak.

www.isuzu.com.tr www.facebook.com/IsuzuTurkiye www.twitter.com/IsuzuTurkiye daórÔ 0erkezi I6=


8

KISA HABERLER

BURSA / BÜYÜKŞEHİR

BURSA’DA YAĞMUR SADECE KEYİF OLACAK İlkim dengeleri bütün dünyada değişiyor. Mevsimlerin rutini de iyice şaştı. Üstelik de artık yağmurlar bazen öyle yağıyor ki kentler dertten, kederden ağlıyor. Bursa Büyükşehir Belediyesi durumu ele aldı ve kentte şimdi sel baskınlarının yuvaları yıkmayacağı günler için büyük bir yatırım yapılıyor. kanalizasyon atıklarının karıştığı derelerde ıslah çalışmalarının kesintisiz şekilde devam ettiğini ifade eden Başkan Altepe, “Artık derelerden sadece yağmur suyu akacak. Ova bölgesi olan Demirtaş ve İsmetiye’de şiddetli yağan her yağmurdan sonra su baskınları yaşanıyordu. Biz bu yatırımla hem su baskınlarının önüne geçmiş hem de derelere kanalizasyon akmasını önlemiş olacağız. Yenilenen kanalizasyon hattı ile artık atıklar İsmetiye Deresi’ne değil, arıtma sistemine aktarılıyor. Yağmur suyu ise kanalizasyon sisteminden bağımsız olarak toplanacak. Bu sayede çalışmalar tamamlandığında bölgede su baskını olayları tarihe karışacak” diye konuştu.

Bursa’yı geleceğe taşıyacak projeleri hayata geçirirken, kentin altyapısını da sil baştan elden geçiren Büyükşehir Belediyesi, özellikle son yıllarda iklim değişikliklerine bağlı olarak yaşanan sel baskınlarına karşı da önlem alıyor. BUSKİ kanalıyla hayata geçirilen çalışmalarla son 5 yılda 2 bin 650 kilometre içme suyu hattı, 1000 kilometrelik kanalizasyon hattı, 500 kilometre yağmur suyu hattı imalatı gerçekleştirildi. Yağmur suyu hatları ve kanalizasyon hatlarının ayrım çalışmalarının hedefin yüzde 95’ine ulaşıldı. Bu baskını riskinin yüksek olduğu Demirtaş İsmetiye Bölgesi de yenilenen yağmur suyu hattı ile baskın tehlikesinden kurtarılmış olacak. Çalışmalar sırasında, daha önce İsmetiye Deresi’ne akan kanalizasyon atıkları da merkezi arıtma sistemine dahil edilmiş oldu. Bölgede çalışmaları devam eden 10 metrekare kesitli yağmur suyu hattı ile olası sel ve su baskınlarının tamamen önüne geçilecek. Çalışmaları yerinde inceleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, BUSKİ Genel Müdürü İsmail Hakkı Çetinavcı’dan çalışmalar hakkında bilgi aldı. Daha önce



10

KISA HABERLER

ERZURUM

BAYRAK ŞİMDİ ERZURUM’DA Sorunları ayrı ayrı tek başına çözmeye çalışmak yerine bir güç birliği oluşturmak, birlikte odaklanmak, deneyimleri paylaşmak, fikir alışverişinde bulunmak ve aynı amaca yönelmiş katılımcılar arasında bir iletişim ağı oluşturmak, yerel yönetimlerin verimliliğini önemli ölçüde artıran bir durum. Bu durumun en kurumsal örneği de belediye birlikleri. Doğu Anadolu Belediyeler Birliği başkan seçimini yaptı ve bu dönem için bayrağı Erzurum’a verdi. Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Doğu Anadolu Belediyeler Birliği (DABB) Başkanlığı’na seçildi. Büyükşehir Belediyesi Encümen Toplantı Salonu’nda yapılan genel kurula Erzurum ve çevre illerin başkanlarıyla belediye meclis üyeleri katıldı. Erzurum Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Eyüp Tavlaşoğlu’nun da iştirak ettiği genel kurulun divanı, Hasan Çakmak, Muhammet Cevdet Orhan ve Ahmet Zengin’den oluştu. Genel Kurul’daki konuşmasında, Doğu Anadolu Belediyeler Birliği’nin çalışmaları hakkında bilgi veren Başkan Vekili Tavlaşoğlu; “DABB, belediyelere verilen mecburi ve ihtiyari vazifeler olan bayındırlık, insan ve çevre sağlığı, turizm, ekonomi ve ticaret, eğitim, spor, sosyal ve kültürel hizmetlerden bir veya bir kaçını müşterek ifa etmeyi, bu hizmetlerin fiziki ve sosyal altyapıları için gerekli yapı, araç ve malzemelerin teminini sağlamayı amaçlamıştır. Birliğimiz, kurulduğu tarihten itibaren Türkiye Belediyeler Birliği ile müşterek olarak İl dışında 12, Kurum içinde ise 52 eğitim semineri gerçekleştirmiş, üye belediye personeliyle meclis üyelerine gerekli mevzuat desteği sağlamıştır. Ayrıca üye belediyelere sosyal ve kültürel desteğin yanı sıra sosyal altyapıları için de katkı sunmuştur.” dedi. Mehmet Sekmen’in başkanlığındaki yeni yönetim şu isimlerden oluştu: Plan ve Bütçe Komisyonu Enver Başaran, Akın İsmailoğlu, Abdulkadir Aydın, Ali Sait Fırat, Bayram Teksay; Divan Katipliği Muhammet Cevdet Orhan, Ahmet Zengin; Meclis Birinci ve İkinci Başkan Vekilliği Gümüşhane Belediye Başkanı Ercan Çimen, Ardahan Belediye Başkanı Faruk Köksoy; Birlik Encümenleri Ercan Çimen, Ali Korkut, İbrahim Ziyrek ve Halis Özsoy.


BURULAŞ


12

KISA HABERLER

İSTANBUL / BÜYÜKŞEHİR

“BİZ KANKARDEŞİZ”

Kore Devlet Nişanı ile onurlandırılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, iki halk arasındaki ilişkiyi böyle tanımladı.

Kore Cumhurbaşkanı Park Geun-hye’in imzası ile hazırlanan Nişan, ‘İstanbul Kore’de 2014’ etkinliklerinin açılışında Güney Kore Kültür Spor ve Turizm Bakanı Kim Jongdeok tarafından Kadir Topbaş’a takdim edildi. Etkinlikler, Kore Cumhuriyeti’nin Gyeongju şehrinde düzenlenen muhteşem açılış töreniyle başladı. Teşekkür konuşması yapan Başkan Kadir Topbaş, “Sizlere Türkiye’nin ve İstanbul’un selamlarını getirdim. Mesafelere ve farklılıklara rağmen bir aradayız. Biz dostluğun verdiği güçle kollarımızı açıyoruz. Dünyanın bir ucundan sizleri sevgiyle kucaklıyoruz. Sevgili Koreliler bizim dostluktan öte kan kardeşimizdir.” diye konuştu.



14

KISA HABERLER

ORDU / BÜYÜKŞEHİR

ORDU VE GİRESUN YÜKSEKTEN UÇUYOR

yönüyle tamamlanmış bir havalimanı istedik. Tahmin ediyorum yıl sonunu bulacak.” diye konuştu. Havaalanının belirtilen tarihte tamamlanması için 138 kamyonun gece gündüz denize taş taşıdığını söyleyen Yılmaz, havaalanı inşaatı için ekiplerin 24 saat çalıştığını belirtti.

Suya dolgu yapılarak deniz üzerine inşa ediliyor olması bakımından dünyanın üçüncü, Avrupa’nın ve Türkiye’nin ilk havalimanı özelliği taşıyan Ordu-Giresun Havalimanı, yılda 2 milyon yolcuya hizmet edecek. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz bu büyük yatırımla ilgili olarak, “Havalimanı, Ordu ve Giresun’u uçuracak. Uçuşların başlamasıyla birlikte, bu iki ilimiz hem ekonomik hem de sosyal anlamda çok daha fazla

gelişecek.” dedi. Yapımına 2011 yılında başlanan Ordu-Giresun Havalimanı’nın 2014 yılı sonuna kadar tamamlanması hedefleniyor. Başkanı Enver Yılmaz’ın açıklamalarına göre bütün siyasetçilerin örnek gösterdiği modern bir havalimanı olacak. Başkan Yılmaz, ilk planlamalara göre üst yapının 29 Ekim›de tamamlanmış olması gerektiğini hatırlatarak, “Pist 29 Ekim’de açılacaktı, uçakların inme aşaması gerçekleştirilmiş olacaktı fakat tam teşekküllü, her

Vali İrfan Balkanlıoğlu da enteresan bir bilgi verdi ve “Uçak tekerleri piste ilk değdiğinde bir sarsıntı hissedilir. Yolcular açısından rahatsız edici hatta tedirginlik verici bir durumdur bu. Bu sarsıntı hissedilmesin diye 3 kilometrelik pist boyunca ’stone mastic’ denilen 5 santim kalınlığında bir materyal uygulanacak. Türkiye’de bu bir ilk olacak. Ordu-Giresun Havaalimanı, uçakların en konforlu iniş yaptıkları havalimanı unvanını da kazanacak.” dedi.


Karsan olarak ‘Sınırsız Ulaştırma Çözümleri’ vizyonumuz doğrultusunda, araçlarımızla toplu ulaşım projelerinize çözümler sunmaktan gurur duyarız.


16

KISA HABERLER

BURSA / NİLÜFER

ÇANAKKALE’NİN ELMASI GİBİSİ YOK Tadından, türünden ya da büyüklüğünden söz etmiyoruz; Çanakkale’nin artık kendi logosunu taşıyan elması var. Çanakkale Savaşları’nın 100. yılına özel yetiştirilen Çanakkale logolu elmaların deneme üretimine başlandı. Çanakkale Valiliği’nin ön araştırma yapmak üzere oluşturduğu çalışma gruplarından Tarım ve Çevre Grubu, Ticaret Borsası’nda toplandı. Toplantıda, Çalışma Grubu Başkanı Ticaret Borsası Genel Sekreteri Sevcan Elver, özel logolu elma projesinin geldiği aşama, bu elmaların 2015 yılında değerlendirileceği faaliyetler, bu aşamadan sonra yapılması gereken işler hakkında kısa bilgilendirme yaptı. Elver, “Grubumuzun önemli bir faaliyeti olan özel logolu elma projesi çok başarılı oldu. Bu yıl deneme

üretimi yaptık. Ancak 2015 yılında büyük ölçekli üretim yapmayı planlıyoruz. Grubumuza proje fikrini veren ve bizzat süreci yöneten başta Şükrü Çetinkaya olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi.

TRABZON

TRABZON, GELECEĞİNE ÇÖP ATMAYACAK Günümüz belediyelerinin en karmaşık sorunları arasında yer alan çöp ve katı atık bertarafı konusu, Trabzon’da ve Rize sorun olmaktan çıkartılıyor.

Trabzon-Rize Katı Atık Birliği (TRABRİKAB) heyeti, Trabzon’da kurulması planlanan katı atık bertaraf tesisinin bir örneğini incelemek için Fransa’ya gitti. Birlik Başkanı Trabzon Valisi Abdil Celil Öz, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu ve Rize Belediye Başkanı Prof. Dr. Reşat Kasap’tan oluşan heyet Fransa’da incelemelerde

bulundu.Fransa’nın Bordeaux kentinde bulunan ve Trabzon’da bir benzeri kurulması planlanan tesisi inceleyecek olan heyet, ilgili temasların tamamlanmasının ardından söz konusu katı atık tesisi ile ilgili kararları bir an önce netleştirerek projenin inşasını başlatacak.



18

KISA HABERLER

AKG GAZ BETON KONFERANSI

KENTSEL DÖNÜŞÜM AKG GAZBETON BOYUT DEĞİŞTİRİYOR

AKG GAZBETON Yönetim Kurulu Başkanı Levent Akgerman

Gazbeton sektöründe Türkiye’deki en geniş ürün yelpazesine sahip firmaların başında yer alan AKG Gazbeton, yapı dünyasının bakış açısını değiştirecek bir konferansa imza attı. AKG Gazbeton’un ev sahipliğinde gerçekleştirilen ‘Kentsel Dönüşüm Sürecinde Bina Yenileme’ Konferansı’nda malzemeden güvenliğe her boyutu ile Türkiye’deki dönüşüm ele alındı. Bina yenilemelerinde yalıtım, kabuk sistem, yangın güvenliği ve mimari arasındaki bağlantı ve komplike yapım süreçlerinde kullanılacak malzemelerin stratejik öneminin İstanbul özelinde ve Türkiye genelinde masaya yatırıldığı ‘Kentsel Dönüşüm Sürecinde Bina Yenileme’ Konferansı’nda, birbirinden değerli panelistlerle konuya yeni bir boyut getirildi. RIBA Londra 2014 Ödülü’ne layık görülen mimar Jamie Fobert, İki Design Group Kurucu Ortağı Murat Kader, İTÜ Makine Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Gökçe ve İTÜ Mimarlık Fakültesi Yapı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nihal Arıoğlu tecrübeleri ve yorumları ile dikkat çeken paylaşımlarda bulundular. İngiliz Kültür Mirası ‘Tarihi Çevrede En iyi Bina’ ve Avrupa’daki bina yenileme çalışmaları ile de tanınan mimar Jamie

Fobert, konferansta bina yenileme süreçleriyle ilgili deneyimlerini paylaştı. Kentsel dönüşüm sürecinde yapı malzemesi seçiminin önemine değinen AKG Gazbeton Yönetim Kurulu Başkanı Levent Akgerman, “Ülkemizdeki yapıların yüzde 50’sinin doğal afetler karşısında can güvenliği açısından yetersiz olması nedeniyle AKG Gazbeton olarak kentsel dönüşüm için sağlıklı bir tartışma zemini oluşturmaktan gurur duyuyoruz.” dedi. Yenilikçi yaklaşımının yanı sıra çevreye verdiği değerle doğa dostu üretim gerçekleştiren AKG Gazbeton’un ev sahipliğinde, Yapı Endüstri Merkezi işbirliğiyle düzenlenen konferansa sektörün temsilcileri de yoğun ilgi gösterdi. Uluslararası camianın projeleri ve ödülleriyle renklenen konferans AKG Gazbeton’un yeni ürünü mineral esaslı A1 sınıfı hiç yanmaz ısı yalıtım plağı Minepor’un sektörün önde gelen isimleriyle tanıştırıldığı kokteyl ile sona erdi.



20

KISA HABERLER

E*KENT

EKENT’İN AKLI CEBIT EURASIA’DA Kentler de artık aklını kullanıyor. Akıllı sistemler, kentleri modern dünyaya uyarlıyor. Avrasya’nın bir numaralı Bilişim, Teknoloji ve İletişim Platformu CeBIT Bilişim Eurasia’da Akıllı Şehir Çözümlerinin öncü kuruluşu EKent, merakla beklenen yeni teknolojilerini, Akıllı Şehir Teknolojileri bölümünde sergiledi.

Avrasya’nın bir numaralı Bilişim, Teknoloji ve İletişim Platformu CeBIT Bilişim Eurasia’da, EKent standı ve aktiviteleri katılımcılardan büyük ilgi gördü. Akıllı Şehir Çözümlerinin öncü kuruluşu EKent, Türkiye bilişim sektörünün dünyaya açılan kapısı olan ve her yıl bilişim sektörünün en iyi oyuncularını buluşturan CeBIT Bilişim Eurasia’da yeni teknolojilerini, Akıllı Şehir Teknolojileri bölümünde sergiledi. Hayata geçirdiği Akıllı Şehir Çözümleri ile kentleri modern çağa taşıyan EKent, CEBIT Bilişim Eurasia için dünyada bir ilk olan Bluetooth 4.0 Teknolojisi Beacon ile çalışan yeni nesil geçiş ve ödeme cihazını üretti. EKent Ürün ve Teknoloji Departmanı

tarafından geliştirilen EpraBeacon, ziyaretçilerin cep telefonlarına GooglePlay ve AppStore’dan indirdikleri PassoPass uygulaması ile iletişim kurarak, EpraBeacon entegreli turnikelerden fuar alanına hızlı ve pratik bir şekilde geçişlerini sağladı. Fuar alanında bilet edinmek isteyen ziyaretçiler için diğer bir alternatif yol ise, EKent’in Akıllı Saha Ödeme Kioskları SmartBanko oldu. Fuarın ilk gününde standı gezen Çalık Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ahmet Çalık, EKent’in çalışmalarıyla ilgili bilgi aldı. EpraBeacon açılışını ise Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan yaptı. Fuarda EKent standını ziyaret eden Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce de yeni nesil Akıllı Ulaşım Sistemlerinin Türkiye ve dünyadaki durumu hakkındaki gelişmeleri ilgiyle izledi. International Islamic Trade Finance Corporation CEO’su Dr. Waleedal-Wohaibda EKent standını ziyaretinde Akıllı Stadyum Kart ve Bilet İşlem Merkezi’nden Passolig kartı aldı. EKent standının ziyaretçileri arasında Polonya Konsolosu Konrad Zablocki de vardı.



22


23

Uluslararası Transport Teknolojileri Ticaret Fuarı (International Trade Fair for Transport Technology) InnoTrans, kapsamı bakımından bütün katılımcılarına yenilikçi parçalar, yenilikçi araçlar, yenilikçi sistemler vaat ediyor. InnoTrans ilk kez 1996’da düzenlendi. Katılımcı sayısı her geçen yıl arttı. Sektörel liderlerin katılımı ile çok kısa sürede büyük bir ivme kazandı ve 2000 yılından itibaren de dünyanın en önemli, en etkin, en büyük fuarı haline geldi. Yerel yöneticilerin ortak iletişim mecrası olarak, yerel yöneticilerin en önemli konularının başında gelen kent içi ulaşımın dünyada ulaştığı noktayı yakından izlemek ve bu sektördeki Türk markalarının dünyaya verdiği mesajları yerinde gözlemlemek amacıyla biz de InnoTrans’ın kenti Berlin’e gittik. Berlin, 220’den fazla ulaşım teknoloji şirketi ve çok sayıda referans ulaşım projesi ile Almanya’nın ulaşım mühendisliği ve teknolojisinin, bu konudaki endüstrinin odağı konumunda. Bu özellikleri ile Berlin, ulaşım teknolojilerindeki alıcı ve satıcılar açısından uluslararası bir platform olan InnoTrans için de ideal bir mekan. InnoTrans, uluslararası raylı sistem teknolojisine

Türkiye’nin 2023 ekonomik hedefleri, bazı sektörlere ve bazı markalara çok daha fazla sorumluluk ve görev yükledi. 2023 ihracat hedeflerine ulaşma konusunda Hükümet’in açıklamalarında adı geçen dört sektörden biri de raylı sistemler oldu. Bu sektörde faaliyet gösteren ve kendi büyüme hedeflerini Türkiye’nin büyüme hedefleri ile bütünleştirerek sadece Türkiye için değil dünya için de kent içi ulaşım alanında en önemli oyuncular haline gelen Türk markaları ile InnoTrans’ta bir araya geldik.

odaklanan bir gösteri alanı. Fuarı dolaşırken sohbet ettiğimiz katılımcılardan edindiğimiz genel izlenime göre toplam süresi boyunca Fuar’ın tamamını görebilmenize, bütün stantları dolaşabilmenize olanak yok. Büyüklüğüne rağmen dünyanın en iyi organize edilmiş fuar alanı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Katılımcıların konforu ve markalar açısından üst seviyede bir verimlilik için gerekli bütün detaylar hayranlık verici bir biçimde planlanmış. Fuar alanındaki ‘meeting point’ bölümleri, ziyaretçiler için dinlenme, çalışma, iletişim ve etkileşim ortamı sağlayacak şekilde hazırlanmış. Kapalı alanda; demiryolu altyapıları, araç iç giydirme üniteleri, toplu ulaşım sistemleri ve tünel konstrüksiyonları gibi diğer dallardaki ürün ve hizmetler sergileniyor. Bu devasa fuarın açık alanları da katılımcı markaların hem ürün sergilemeleri hem de sosyal eventleri için zengin olanaklarla donatılmış. Fuar’ın açık alanlarında her çeşit demiryolu aracını görmeniz mümkün. Arjantin, Fas, Belarus ve Litvanya Fuar’a bu yıl ilk kez katılan ülkeler arasında bulunuyor.


24

Fuarı farklı ve özel kılan unsurlardan biri de etkileşim olanakları. InnoTrans Fuarı’nda Alman Ulaşım Forumu (German Transport Forum), VDV (Alman Ulaşım Şirketleri Birliği), UNIFE (Avrupa Demiryolu Endüstri Derneği) ve VDB (Alman Demiryolu Endüstrisi Derneği) tarafından organize edilen özel bir ‘Diyalog Forumu’ da yer alıyor. Alman Demiryolları tarafından başlatılan ve organize edilen ‘Demiryolu Liderleri Buluşması (RLS)’ ise ulaştırma bakanları ile demiryolu ulaşım şirketlerinin genel müdürleri arasında mükemmel diyalog imkanları sağlıyor. Fuar alanında organize edilen forumlardan bir diğeri de ‘Toplu Taşıma Forumu’. Bu forum, Alman Ulaştırma Planlama Bürosu tarafından düzenleniyor ve toplu taşımacılıkta mevcut ve gelecek gelişmelere odaklanıyor. InnoTrans kapsamında Toplu Ulaşım ve Araç İç Giydirmeleri Holünde de iki farklı program vardı; ‘Uluslararası Dizayn Forumu’ve ‘DB (Alman Demiryolları) Tedarikçileri Buluşma Forumu’. Bursa iş dünyasını temsilen BTSO da kalabalık bir ekip ile Fuar’daydı. BURULAŞ standını da ziyaret eden BTSO Başkanı İbrahim Burkay, Fuar ile ilgili olarak bir değerlendirme yaptı ve “BTSO olarak Bursa’daki Ar-Ge merkezlerinin sayısını artırmayı istiyoruz. ULUTEK’te ve TTO’da yaptığımız çalışmaların, endüstri ile entegre olmasını arzu ediyoruz. Ar-Ge merkezi sayısının bakanlığımız tarafından 30’a düşürülmesi Bursa için büyük bir avantaj. TTO ile yaptığımız son toplantıda 60’a yakın firmamız ile fikir alışverişinde bulunduk. Bursa’da şu an itibariyle 26 firmamızın Ar-Ge merkezi bulunuyor. Bu rakamı artırmayı arzuluyoruz.” dedi.

INNOTRANS’IN Sayısal Fotoğrafı To p lam alan

161.420 m2 N et s er gi lem e al a n ı

94.785 m2 Top lam k atı lı m c ı m ar k a v e ku ru m

2.912 Tür k m ar k a v e kurum k atı l ı mı

37 Yab anc ı m ar k a v e kuru m k atı l ı mı

1.426 Y er li v e yab anc ı k atı lı m c ı y üz d e s i

%52 yabancı, %48 Alman K atı lı m c ı ülk e s ayı s ı

54 Tem s i l edi len ülk e s ayı s ı

140 Top lam zi yar etç i

126.110 Ti c ar i zi yar etç i

121.066


25

İstanbul Ulaşım AŞ

“İSTANBUL İÇİN ÜRETİLEN ÇÖZÜM, DÜNYANIN HER YERİNE PAZARLANABİLİYOR” İstanbul Ulaşım AŞ’nin faaliyet En çok hangi ülkeler ilgileniyor alanı nerelere kadar uzanıyor? ürün ve hizmetlerinizle? İstanbul Ulaşım AŞ aslında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bir kuruluşu ama faaliyetleri elbette İstanbul ile sınırlı değil. İstanbul’daki bütün raylı sistemlerin işletmesini ve bakımını biz yapıyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ve diğer şehirlere proje desteği veriyoruz. Türkiye dışında başka ülkelere de bu desteği veriyoruz. Pakistan Lahor’da metrobüs, Medine’de ise metro projesini hazırlıyoruz örneğin. Gölge işletmeci olarak işe başlamak üzereyiz. İstanbul büyük bir şehir ve kent içi ulaşımda ihtiyaçları da büyük, üstelik bu ihtiyaçlar giderek artıyor. İstanbul’un kent içi ulaşım alanındaki ihtiyaçlarının uygun maliyetlerle, uygun kalite ve teslimat zamanlamasıyla çözülmesi gerekiyor. Biz de tam olarak bunu yapıyoruz. Yeni araçlar tasarlıyor ve kentlerin ulaşımda rahat nefes almasını sağlamaya çalışıyoruz. InnoTrans’a getirdiğimiz bu aracımızı özel olarak T-4 hattı için, Topkapı-Sultançiftliği hattında kullanılmak üzere tasarladık mesela.

InnoTrans’a katılmaktaki öncelikli amacınız ne? Yeni tasarımımıza buraya getirip sektörün diğer aktörleriyle paylaşmak istedik. Onlara hem İstanbul’u hem İstanbul Ulaşım AŞ’yi tanıtmak aynı zamanda tasarım ve mühendislik konusunda nereye geldiğimizi göstermek açısından burada bulunmamızı, bu ürünleri sergilememizi ve vizyonumuzu aktarmayı önemli buluyoruz. İstanbul Ulaşım AŞ, çok yönlü bir çözüm ortağıdır yani işletme, tasarım ve bakım konularında 360 derece çözüm üretir. Esas amacımız bu özelliğimizi ortaya koymak.

Müslüman ülkeler daha çok ilgileniyorlar. Bizim İstanbul Ulaşım AŞ olarak en önemli referansımız, dünyanın en kalabalık kentlerinden birinde çok kalabalık bir nüfusu taşıyor olmamız. Kent içi ulaşımda raylı sistem yatırımına yeni başlayan Müslüman ülkeler bizden destek istiyor; “İstanbul’da çalışıyorsa biz de alalım” diyorlar. Bu çok basit bir matematik, İstanbul için üretilen çözüm, dünyanın her yerine pazarlanabiliyor.

Siz bir okul gibisiniz aynı zamanda. Üretim ve tasarım dışında sektörel katkılarınız neler? Tasarım yanımızı sürekli olarak geliştiriyoruz. Üretim ve tasarım yaparken sadece ihtiyacımızı karşılamakla kalmıyoruz, aynı zamanda etrafımızda bir endüstri oluşmasını da sağlıyoruz. 200 yüklenici ile çalışıyoruz, bu ciddi bir sayı. Bunların 50’si yabancı, geri kalanı yerli firmalar. Hatta birlikte çalıştığımız yerli firmalar daha sonra bizi referans gösterip dışarıda iş de alıyorlar.

Dünyanın en zor kentlerinden birinde kent içi ulaşımı kolaylaştırmak için kurulan ve etkinlik alanı İstanbul’un sınırlarını aşan İstanbul Ulaşım AŞ, InnoTrans Fuarı’nın çok önemli katılımcılarından biriydi. Fuarda ziyaret ettiğimiz İstanbul Ulaşım Aş Genel Müdürü Ömer Yıldız ile fuardaki amaçları üzerine sohbet ettik.


26

BURULAŞ

“BURULAŞ DÜNYADA TEK” BURULAŞ GENEL MÜDÜRÜ LEVENT FİDANSOY InnoTrans dünyanın en büyük fuarlarından biri. BURULAŞ ilk olarak demiryolu ile başladı ve sonra bütün ulaşım sektörünü kapsayarak deniz uçağına kadar bünyesine kattı; bu anlamda dünyada tek şirket. BURULAŞ Bursa sınırlarını aştı ve Türkiye’ye hizmet veren bir şirket haline geldi. Bu sene Çeşme, Bodrum uçuşlarına da başladı. Global olmayı ve yeni yatırım yapmak isteyen uluslararası şirketlere mühendislik konusunda da destek vermeyi istiyoruz. Burada olmamızın sebebi BURULAŞ’ı ve Bursa’yı tanıtmak.

Bilim ve Sanayi Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Ersan Aslan InnoTrans, yıllar önce sadece izleyici olarak yerli yatırımcıların gelip görüş aldığı bir fuardı Türkiye açısından. Bugün memnuniyetle gördük ki ülkemizde üretilen hafif raylı sistem burada görücüye çıkmış. Teknoloji devi olan ülkeler ilgiyle izlemekte katılımcılarımızı. Tasarım ve teknolojide nerelere geldiğimizi görüyoruz burada.

Türkiye artık kabına sığmıyor. Türkiye artık dışa açılan bir ülke haline geldi. Katılan tüm firmaları kutluyorum.

BURSA VALİSİ MÜNİR KARALOĞLU

InnoTrans’ta bu yıl Bursalı beş firmamız var. Raylı sistemlerde Türkiye ‘ben de varım’ diyor artık. Türkiye’den otuz beş firma geldi bu fuara. Gerçekten çok enteresan üretimler yapan ve Türkiye’de farkına varmadığımız firmaları gördük fuarda. Bursa’da üretilmiş ilk yerli tramvay olan İpek Böceği ile ilk hafif raylı metro aracı Greenline da burada sergileniyor. Ülkemiz ve Bursa adına gururlandığımız bir fuarla karşı karşıyayız. On sene önce bu tip fuarlara Türkiye’den pek ziyaretçi bile gelmezdi. Şimdi Türk teknolojisiyle buradayız. Çinliler, Almanlar Bursa’da üretilen tramvayın fotoğrafını çekmek için yarışıyor. Hedeflerimiz doğrultusunda ülkemiz teknoloji üreten ve pazarlayan bir ülke konumunda olacak. Burada ziyaretlerde bulunurken sorunları da dinliyoruz. Faydalı bir fuar gezisi oluyor.

BURULAŞ Genel Müdürü Levent Fisansoy

Ulaşım sektöründe kapsamı bakımından dünyada bir örneği daha yok. Demiryolu ile başlayıp deniz uçağına kadar bünyesine katan BURULAŞ, InnoTrans’ta da en dikkat çeken firmalar arasındaydı. BURULAŞ standını ziyaretimizde Bursa Valisi Münir Karaloğlu, BURULAŞ Genel Müdürü Levent Fidansoy ve Bilim ve Sanayi Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Ersan Aslan ile InnoTrans’taki Türkiye’yi ve Bursa’yı konuştuk.

Bursa Valisi Münir Karaoğlu


27

Leitner Ropeways

“TÜRKİYE LEITNER ROPEWAYS İLE EN YÜKSEĞE ÇIKIYOR” Markanız ve firmanız, Türkiye’de hangi kentlerin kent içi ulaşımına yeni bir boyut kazandırmış durumda? Teleferik yani halatlı taşımacılık dünyada üç ayrı amaç için kullanılıyor; kayak merkezlerine ulaşım ve kış turizmi, seyir amaçlı ulaşım ve şehir içi ulaşım. Halatlı taşımacılık diğer araçlarla ulaşılması zor olan yerlere erişimi; kolay, hızlı, güvenilir, çevreci ve ekonomik olarak sağlayan bir ulaşım sistemi. Leitner Ropeways, Türkiye’de başta Ankara Yenimahalle olmak üzere pek çok ilimizle beraber Bursa’da da Uludağ’a ulaşımı kolaylaştırarak kentlere önemli bir fayda sağlamış durumda.

Türkiye’de bu yatırıma öncelik veren yerel yöneticiler, kendi kentleri için neyi sağlamış oluyorlar? Teleferiği ulaşım aracı olarak kentlerinde kullanmaya başlayan yöneticiler, öncelikle kentlerine çevreci ve hızlı bir ulaşım imkanı sağlamış oluyorlar. Bu sistemle, özellikle yüksek rakımlı ve engebeli yerlere ulaşmak mümkün oluyor.

Kabinlerde motor bulunmadığı ve bütün kabinler merkezi elektrik sistemine bağlı olduğundan tamamen sessiz bir ulaşım sağlanıyor. Ayrıca günümüz kentlerinin en büyük sorunlarından biri olan istimlak konusunda da teleferik büyük avantaj sağlıyor. Teleferik sistemi diğer raylı sistemlere göre 7/1 oranla hızlı ve ucuza kuruluyor. Teleferik sürekli sabit hızla gittiğinden ve ivmelenme olmadığından seyahat esnasında yolcularda araç tutması sorunu yaşanmıyor. Üstelik de teleferikle yolculuk manzaralı ve konforlu. Görüldüğü üzere yerel yöneticiler için çok avantajlı bir seçenek teleferik.

Türkiye’nin teleferiği kent içi ulaşıma entegre etme hızını nasıl değerlendiriyorsunuz? Teleferiğin kent içinde kullanılması Güney Amerika’da sıklıkla ve başarıyla uygulanıyor. Avrupa’da daha çok kayak merkezlerinde kullanılıyor ve kent içinde henüz yaygınlaşmadı. Türkiye’de ise yeni çıkan torbaya yasayla bina inşaatına verilen maksimum yükseklik izninden dolayı teleferik sistemlerinin yaygınlaşacağını düşünüyoruz.

Sırada teleferik projesini

Kentler dümdüz olsaydı, kent içi ulaşım elbette üstleneceğiniz hangi kentler var? sadece karada çalışan sistemlerle çözülebilirdi. Ancak Şu an Leitner Ropeways olarak yapımına ettiğimiz Alanya Kalesi projesi var. Türkiye’nin pek çok kenti dağlara doğru yükseliyor ve devam Projesi hazırlanmış fakat yüklenici firması belirlenmemiş, ihalesi yapılmamış yaklaşık 20 buralarda hem çevre hem ekonomi hem de istimlak projemiz daha mevcut. Boğazgeçişi, Giresun, bakımından dünyanın avantajlı ulaşımı kaçınılmaz Trabzon ve Çamlıca Tepesi teleferik sistemi görünüyor. Teleferik konusunu, InnoTrans Fuarı’nda bunlardan bazıları.Ülkemizde artan kentleşmeyle Leitner Ropeway Türkiye adına Leitner Yönetim Kurulu beraber teleferik sistemlerinin yaygınlaşacağının önemli göstergesi ise önümüzdeki 10 yıl içinde Başkanı İlker Cumbul ile irdeledik. hayata geçirilecek yüzden fazla projenin tasarı aşamasında olmasıdır.


28

Durmazlar

DURMAZLAR AVRUPA PAZARI İÇİN ÇOK AVANTAJLI BİR SEÇENEK Durmazlar’ın InnoTrans’a katılmaktaki temel hedefi nedir? Beş yıl önce bir stratejik plan yaptık ve araçlarımızı dünyaya ihraç etmeyi hedefledik. Önce tek yönlü ardından da iki yönlü tramvay geliştirdik. Sonra da yüksek tabanlı hafif metro aracı ürettik. Kent içi ürün gamımızda üç aracımız oldu. Innotrans’a katılmamızın ana nedenlerinden biri bu araçların Türkiye dışına ihracatı için gerekli bağlantıları kurabilmekti. Burada bu anlamda çok önemli görüşmeler yapıyoruz.

Bu fuarda sizi rakiplerinizden öne çıkaran özellikler neler? Raylı sistemlerde Türkiye her yönden çok geride. Yüz yıl önce Avrupa’da başlayan teknolojiyi, Türkiye şu anda yeni yeni yakalamaya çalışıyor. Biz bu güne kadar ürettiğimiz bütün araçları, Avrupa standartlarının gerektirdiği testlere tabi tutarak en azından kalitede aynı seviyede olmayı hedefledik. Bizim aracımız şu anda Batı Avrupa’daki her hangi bir kentte diğer Avrupalı üreticilerin araçlarıyla rekabet edebilir. Çok net bir durum daha var: Batı Avrupalı üreticiler artık Türkiye’de kent içi ürün gamında olamayacaklarını anladılar çünkü yerli üreticilerin fiyat avantajları onlara göre çok daha iyi. Bu avantajımızı Avrupa pazarında değerlendirerek oralara da girmek istiyoruz.

Ürünleriniz açısından Türkiye’deki yerel yöneticilere mesajınız ne? Önce dünyaya bakmaları lazım. Şu anda bir çok ülkede lokal şartı var raylı sistemlerde; “eğer bu aracı bana satacaksan bunun şu kadarını benim ülkemde üretmek

zorundasın” koşulu var. Maalesef Türkiye’de bu bilinç henüz oluşmadı, son bir iki yıldır bizim de gayretlerimizle yeni yeni oluşuyor. Bu oran Çin’de %75, Rusya’da %80, Brezilya’da %65’ler seviyesinde. İhracat açığını kapatmak üzere hükümetin açıkladığı kritik sektörlerde raylı sistemler en kritik dört sektörden biri. Dolayısıyla hükümet yerli tasarımı ve üretimi desteklemeli.

Raylı sistem kullanımında potansiyel kentler hangileri? Türkiye’de, kent içinde raylı sistem aracı kullanan on bir il var. Dokuz ilde daha altyapı çalışmaları başladı. Ortalama 350 binin üzerinde nüfusa sahip yerleşim birimlerinde en ekonomik kent içi ulaşım aracı raylı sistemdir. Ulaştırma Bakanlığı’nın master ulaşım planları hazırlattığını biliyoruz. Demek ki gelecek üç yıl içerisinde Türkiye’de otuz dört kentte raylı sistem potansiyeli olacak. Özellikle İstanbul, Ankara gibi büyükşehirlerde metro araçları zaten devam eden projeler, araç alımı devam ediyor ama diğer kentlerde de tetiklenmeye başladı.

Özelkalem Dergisi olarak InnoTrans’ta bir araya geldiğimiz Türk firmalardan bir diğeri de Durmazlar. Raylı sistem araçlarında kalite ve fiyat açısından çok iddialı üretim yapan Durmazlar’ın sektörel stratejisini öğrenmek üzere firmanın Durmazlar Genel Müdür Yardımcısı Sabahattin Ara ile sohbet ettik.


29

Hisarlar

HİSARLAR 2023 HEDEFİNE HAZIR Hisarlar, InnoTrans’ta dünya genelinde sektörüne ne söylemiş olacak? ​ iz bu fuara hem demiryolları sektöründeki B faaliyetlerimizi anlatmak hem de Türkiye›nin ilk yerli 4x4’ü olan ve yüzde yüz özgün tasarım özelliği ile TÜBİTAK tarafından desteklenen TURKAR’ın yeni ‘Demiryolu Hat Bakım Onarım Aracı’ EMERA ile katıldık. TÜLOMSAŞ, Bombardier, GE, Hyundai Rotem gibi önemli müşterilere komponent üretimi yapıyoruz. Bombardier’in kaynaklı üretim konusunda sertifikasyona sahip onaylı tek kuruluşuz. Ürünlerimizin birçoğu Alman Demiryolları (DB) tarafından onaylanmış durumda. 140 ülkeden 120 bini geçen katılımcı sayısıyla başarılı bir ivme çizen InnoTrans Fuarı, uzmanlar ve ilgili profesyonel ziyaretçiler arasında iş fırsatları yakalanması için önemli bir merkez. Türkiye’nin 75 milyar dolarlık taşımacılık hacmi bulunan Avrupa ile Asya arasında köprü vazifesi gördüğü stratejik konumu nedeniyle de bu projenin hayata geçirilmesi, ülkemiz için çok önemli. Hisarlar olarak önümüzdeki on sene içerisinde ihtiyaç duyulacak hızlı tren lokomotif şasisi, vagon şasisi, boji ve diğer aksamların üretilmesi konusunda partnerlerimizle beraber proje üretiyoruz. Ülkemizin 2023 raylı sistemler hedeflerine, özel sektörün bu konuda harcayacağı çaba ile ulaşılacağını düşünüyoruz. Bu anlamda Innotrans’ın sektöre önemli katkı sağlayacak bir araç vazifesi gördüğünü belirtmeliyim. Biz de bu hedefe giden yolda büyük bir sorumluluk üstlenmiş durumdayız ve sorumluğumuzu yerine getirmeye hazırız.

Yeni aracınız EMERA’nın yerel yöneticilere vaadi ne? ​ ürk mühendisler tarafından geliştirilen ve T Hisarlar tarafından üretilen, Türkiye›nin ilk yerli 4x4’ü olan EMERA, 4x4 özel aparatları ile çetin arazi koşullarında olduğu gibi demiryolunda da atak ve güvenli bir sürüş olanağı sunuyor. Saatte 30, 40 kilometre hızla geri gitme özelliği de bulunan araç, bünyesinde bulunan ve vagonların fren sistemi için kullanılan özel hava sistemi sayesinde gerek önden gerekse arkadan vagon çekmede büyük kolaylık sağlıyor. Bu alanda ihtiyaçlarını yurt dışından karşılayan kamu ve özel sektör kuruluşları, artık yerli bir ürünü de güvenilir bir iş ortağı olarak kullanabilecek.

Raylı sistemler alanında dünyanın devlerini buluşturan InnoTrans Fuarı’ı, Türk markalarının sektöre verimlilik kazandıracak yeni tasarımlarına ve mühendislik becerilerine de sahne oldu. Bu markalardan biri olan Hisarlar’ın standında Hisarlar CEO’su Zafer Türker ile buluştuk.


30

Bozankaya

ASİS

ASİS İLE KENT İÇİ ULAŞIM AKILLI HAREKET EDİYOR

INNOTRANS’TA BU YIL BAŞKA BİR BOZANKAYA VAR Markanız, kendi sektöründe dünyaya ne söylüyor?

InnoTrans’ta raylı sistem üreticileri ile birlikte yer alıyorsunuz. Bu sektöre ne tür bir ürün ve hizmet üretiyorsunuz? Kent içi ulaşımda yerel yönetimlerle yoğun biçimde işbirliğimiz var çünkü biz elektronik ücret toplama sistemleri, kartlı geçiş kontrol sistemleri, led güzergah tabelaları, araç içi akıllı led ekranlar üretiyoruz ve bunların hem yazılımlarını yapıyor hem de işletim hizmeti sunuyoruz. Türkiye’de sektör lideriyiz. Yurt dışında Bakü ve Kosova’da varız. Asya’da da görüşmeler yapıyoruz. Tamamen yerli bir şirket bizimki. Türk piyasasının Avrupa’ya göre daha esnek oluşu, bizi yurtdışında çok avantajlı kılıyor. Ayrıca en önemli rakibimiz olan Uzak Doğu ile kıyaslandığındaysa kalite ve fiyat olarak çok daha rekabetçi durumdayız.

ASİS ne amaçla InnoTrans’a katıldı? Fuar sizin açınızdan nasıl geçiyor? Asıl hedefimiz uluslararası arenada yer almak. Bakü bizim için oldukça önemli bir tecrübe oldu. Birkaç gün içinde adını açıklayacağımız bir Avrupa başkentinde de faaliyet verecek olmamız, hedeflerimize doğru ilerlememiz açısından büyük bir adım. Dünya devi LG ve Samsung ile iş ortaklığı yapıyoruz. Biz bu sene InnoTrans’a ilk kez katıldık. Belki o kadar etkili olmadı ama bu yıl burada olmamız, bundan sonrası için çok önemli ve stratejik bir adımdır.

Ülkemizin yüksek ihracat ve yerli marka, yerli üretim hedefine ulaşması için hem şehirlerimizin ihtiyacını karşılayacak hem de ihracat yapabileceğimiz toplu taşım araçlarının ARGE’sini yaptık. Elektrikli otobüs, 25 metrelik trambus ve 65 metre boyundaki tramvayı geliştirdik. Çevre kirliliği yaratmayacak, yüksek yakıt fiyatlarına çözüm olarak tercih edilebilecek, düşük yolcu potansiyeli olan yerlerde avantajlı ürün olarak öne çıkabilecek elektrikli otobüsü geliştirdik. Yakın bir zamanda bütün kentlerimizde elektrikli otobüsümüzü deneme işletmesine ve satışa sunacağız. Yoğun yolcu yükü olan şehirlerimiz ve hatlar içinse 25 metre uzunluğunda en fazla 250 kişi kapasiteli ‘Trambus’u geliştirdik, bugünlerde Malatya’da hizmete girecek. Benzeri araçlara göre Trambus’un hem yatırım maliyeti daha düşük hem de on yıldan daha kısa bir zamanda maliyetini çıkarabilir.

InnoTrans’ta Türk markaları açısından ne tür fırsatlar ve olanaklar var? İhracatımızı artırmak için InnoTrans’a katıldık. Bu yıl, yedek parça üreticisi olmaktan çok, tasarım yapan ve markalı ürün çıkaran firmalardan biri olarak katıldık fuara. Bu fuar ile ürünlerimizi dünya pazarına sunma, tanıtma ve satabilme imkanına kavuştuk.

GÖK GRUP SAYESİNDE TÜRKİYE DÜNYAYI TAŞIYABİLİR Gök Grup, demiryolu sektörüne hangi ürünlerle katkıda bulunuyor? TCDD Genel Müdürlüğü’nün belirlediği genel ve özel talimatlar çerçevesinde TÜE ve UIC kriterlerine göre yolcu ve yük vagonları bakımı, onarımı ve yeni vagon üretimi yapıyoruz.

Ürünlerinizin Türkiye’de kullanıldığı yerler ve kentler hangileri? Yolcu vagonu parçalarını TÜVASAŞ’a, Adapazarı’ndaki yolcu vagonu fabrikasına veriyoruz. Yük vagonu alanında ise Sivas’ta TÜDEMSAŞ ile çalışıyoruz. Bizim bu fuarda öne çıkan iki ürünümüz var; Cer Paketi ve tampon. Türkiye’de şuanda bu ürünlerde TSE belgesine sahip tek firmayız.

Gök Grup

Üretimlere başladık, siparişler de aldık. Hem vagon üreticileri hem de elinde yük taşıma ya da kiralama amaçlı yük vagonu bulunduran özel şirketler sipariş veriyor bize. Amacımız, Avrupa’ya satabilmek.

InnoTrans’taki hedefiniz de dünyadaki diğer kamu kuruluşlarının üretimine dahil olmak mı? Hedefimiz dünya genelinde kamu kuruluşlarının tedarikçisi olabilmek. Ancak burada spesifik bir ürünle de dikkat çekmek istedik. Maketini sergilediğimiz yük vagonunun çok özel bir tasarımı var ve bu tasarım bize ait. Kapasitesi çok fazla. Buji sistemi dediğimiz taşıyıcı sistem farklı. Onu da bu fuarda sergilemek bizim için önemliydi.


31

Savronik

AKILLI ŞEHİRLERE GİDEN YOLDA SAVRONİK SİSTEMLERİ Savronik denilince akla savunma sanayisi geliyor ancak siz ulaştırma sektöründe Türkiye’nin en önemli oyuncularından biri oldunuz. Bu süreç nasıl gelişti? Savronik, yaklaşık 30 sene önce STFA grubu bünyesinde kuruldu. Biz hala savunma sektörüne ürünler yapıyoruz. Açık kontrol sistemleri, özel yazılımlar, komuta kontrol sistemleri üretiyoruz. Biz sistem tasarımcısıyız; büyük sistemler tasarlıyoruz.

Bununla birlikte 2000’li yılların başında tecrübelerimizi, ulaştırma sektörüne, kamunun diğer ihtiyaçlarına aktaralım istedik ve Türkiye’de de tam o dönemde ulaştırma alanında büyük yatırımların yapılıyordu, gelişmiş teknolojilere ihtiyaç vardı. Biz de demiryollarının ve karayollarının ihtiyaçları için ürünler, sistemler geliştirmeye başladık. İzmirÇeşme ve Aydın otoyolunda akıllı yol projeleri, hücre toplama sistemleri, tünel denetim sistemleri yaptık. İzmir’deki tüneller, İstanbul yolundaki tüneller... Karadeniz’deki tünellerin birçoğunun komple tünel denetim sistemlerini biz geliştiriyoruz. Yazılımlar tamamıyla bize ait. Ekten ve Enka ile birlikte Arnavutluk’ta çok büyük bir tünel yaptık. Onlar tüneli deliyorlar, biz tünelin giydirmesini akıllı hale getiriyoruz. Hindistan’da da bir tünel projesi yapıyoruz. Şu anda Türkmenistan’da, Cezayir’de karayolu ve demiryolu projelerimiz var. Türkiye’de de öncelikle araç üzeri ekipmanlar ve raylı sitemler konusunda ürünler geliştirdik. Bu ürünlerin patentleri bize ait. Son yıllarda özellikle sinyalizasyon projeleri üretiyoruz.

Türkiye’de Savronik, ulaştırma sektöründe teknoloji geliştirebilen, bunları da hayata geçirebilen bir firma olarak çok önemli bir role sahip. Sektördeki diğer firmalardan farklı olarak biz taahhüt işinin ardından işletme ve sürdürülebilirlik konusunda da teknolojik hizmet sunuyoruz ve havayolu, denizyolu, karayolu taşımacılığında entegrasyona odaklanmış durumdayız.

Savronik Innotrans’a hangi hedef ve beklentiyle katılıyor? Innotrans’a beşinci katılışımız. Türkiye pavyonu açıldığı yıldan itibaren biz de buradayız. Demiryolları ile birlikte katılıyoruz bu fuarlara. Bu süre içinde çok da önemli gelişmeler oldu. Bizim açımızdan her geçen yıl daha farklı, daha katma değeri yüksek bir fuar oluyor. Daha önce bizi dikkate almayan yabancı firmalar, dünya devleri, alt yükleniciler artık bizimle çalışmak istiyorlar, ortak proje yapmak istiyorlar. Hatta kendi uluslararası projelerine bizimle gitmek istiyorlar. Bizim burada bulunmamız, Türkiye’nin 2023 hedefleri açısından da çok önemli. TCDD şuan bu sektörün en büyük alıcılarından biri. Büyük yatırımları, büyük tren ihaleleri, altyapı ihaleleri var. Bunlar Türkiye’de hızla devam ediyor ama bir taraftan da dünya genelinde ulaştırma sektöründe çok ciddi gelişmeler var. Biz de bu gelişmelerden önemli ölçüde pay almayı hedefliyoruz.

Savronik’in gündeminde bu sıralar hangi proje var? Üzerinde çalıştığımız konulardan biri de ‘smart city’ yani akıllı şehirler. Türkiye de dahil olmak üzere dünya bu noktaya gidiyor.

Türkiye’de ve hatta artık dünyada da tünel ve akıllı sistemler denilince akla ilk gelen markalardan biri Savronik. Dünyanın en etkin fuar organizasyonlarının başında gelen InnoTrans’ta Savronik standını ziyaret ettik ve Savronik Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Işık ile hem markayı hem de fuarı değerlendirdik.


32

ÖZELKALEM DERGİSİ HANNOVER

Kent İçi Ulaşım Çalıştayı öncesinde hem Türkiye’nin hem de dünyanın kent içi ulaşımda geldiği noktayı yakından görmek ve fuara katılan Türk markaları ile sektörün yönünü konuşmak üzere InnoTrans’ın ardından Hannover’e IAA Ticari Araçlar ve Yan Sanayi Fuarı’na gittik ve burada en etkin Türk markaları ile söyleşiler yaptık. Dünya otomotiv endüstrisinin kalbi IAA Hannover Ticari Araçlar ve Yan Sanayi Fuarı’nda attı. Milli katılım statüsünde fuarda yer alan Türk otomotiv endüstrisi, fuara Çin ve Almanya’nın ardından en fazla firma ile katılan ülke oldu. Hannover’de 65. kez düzenlenen IAA Ticari Araçlar ve Yan Sanayi Fuarı’na Türkiye 88 firma ile katıldı. Türk stantları yabancıların büyük ilgisini çekti.

Aralarında Otokar, Karsan, Temsa, Anadolu Isuzu, Canel, Farplas gibi birçok Türk firmanın bulunduğu fuarı Bursa Valisi Münir Karaloğlu, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası ve UTİB Başkanı İbrahim Burkay, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı Ersan Arslan da ziyaret ederek destek verdi. 2 bin 66 firma katıldığı fuarı yaklaşık 100 bin ziyaretçi izledi.


33

Anadolu İsuzu

ANADOLU ISUZU İLE KENT İÇİ ULAŞIMDA YENİ ÇAĞ Anadolu Isuzu, bu fuarda nasıl bir konumlandırma ile yer aldı ve buraya ne tür yeniliklerle geldi? Anadolu Isuzu olarak bu fuara yedinci katılışımız. Elbette her yıl daha büyük bir güçle geliyoruz ancak bu yılın anlamı biraz daha farklı çünkü biz bu yıl burada Isuzu Motors Limited ortaklığı ile üretime başlamamızın 30’uncu yılını kutluyoruz. Dokuz yüz metrekarelik bir stat alanımız var ve bu alanda yedi ayrı modelimizi sergiliyoruz. Ayrıcı Fuar kapsamında Citiport ve Visigo Interurban modellerimizin de Avrupa prömiyerini gerçekleştirmiş olduk.

Anadolu Isuzu’nun 30’uncu yılındaki yeni vizyonu özetle nedir? Şirketimizin ana hedefi yaratıcı yatırımlar ile sürdürülebilir büyüme. Yeni ürünlerle yeni ihracat pazarlarında yer almak istiyoruz.

Yerel yöneticilere yönelik olarak kent içi ulaşımda yeni ürünlerinizin vaatleri neler? Bu fuara getirdiğimiz ve kendine özgü tasarımıyla çarpıcı bir dış görünüme sahip olan Citiport, kent içi ulaşımda konforlu ve güvenli yolculuk olanağı sunuyor. Bir yerel yönetici elbette engelli bireylerin kent içi ulaşım konforunu da çok önemsemeli. Citiport, şehir içi ulaşım için sunduğu engelsiz ulaşım konsepti ile engelli yolcular için de kolay ve rahat ulaşım imkanı sağlıyor. Citiport’da tekerlekli sandalye kullanıcılarına ayrılan özel renkli alan, işitme engelliler için bilgi ekranları, görme kaybı olan yolcular için yüksek kontrast ve sesli bilgilendirme sistemleri ve hareket kabiliyeti düşük yolcular için ise kolay ulaşılabilir

destek elemanları bulunuyor. Kneeling özelliği sayesinde araç yana doğru eğilerek engelli yolcuların kolay inip binmesi sağlanıyor. Araç içerisindeki eğim maksimum dört buçuk derece ile sınırlandırılıyor ve bu da hareket kabiliyeti düşük yolcuların çok daha rahat seyahat etmeleri demek. Yolcuların araç içinde tutunmasını kolaylaştıran üçlü koruganlar da segmentinde ilk kez Citiport’da bulunuyor.

Toplu ulaşımda yolcuların konforunu en fazla etkileyen uygun iklimlendirme, 39 kw gücündeki üstün klima sistemi ve homojen dağılmış kalorifer sistemi ile kusursuz biçimde programlanmış durumda. Kent içi ulaşımda yolcu güvenliğini doğrudan etkileyen en önemli unsurlardan biri de şoförün konforu tabii. Bu aracımız şoför konforunu da en yüksek düzeyde sağlıyor. Ön panele entegre iç ve dış kamera ekranı ile şoförler aracın her köşesine rahatlıkla hakim olabilecekler. Kendi kentinden böyle bir araçla kent içi ulaşım hizmeti sunan yerel yöneticilerin çok önemli kazanımlar elde edeceğini düşünüyorum.

Türkiye’nin küçük otobüs ihracatının toplam yüzde 61’ini gerçekleştiren, ağırlıklı AB ülkesi olmak üzere toplam 22 ülkeye ihracat yapan Anadolu Isuzu, 63. IAA Hannover Fuarı’nda kent içi ulaşımda büyük konfor ve verimlilik sağlayacak yeni araçları ile dikkatleri üzerine çekti. Özelkalem Dergisi olarak Anadolu Isuzu standını da ziyaret ettik ve Genel Müdür Tuğrul Arıkan’dan markanın yeni hedeflerini, yeni vizyonunu dinledik.


34

Otokar

OTOKAR’IN HEDEFİ AVRUPA Almanya’nın Hannover kentinde gerçekleştirilen Ticari Araçlar Fuarı, Türk markaların Avrupa’ya açılımda çok etkili bir sergi ve diyalog ortamı sağlamış durumda. Özelkalem Dergisi olarak ziyaret ettiğimiz fuarda Otokar Avrupa Genel Müdürü Ali Murat Atlas ile markanın atılımlarını ve kent içi ulaşımda yerel yöneticilere önemli avantajlar sunan ürünlerini konuştuk. Hannover’deki bu fuarda markanız çok dikkat çekiyor. Fuar hakkındaki değerlendirmelerinizi alabilir miyiz? Biz burada diğer ürünlerimizin yanı sıra toplu taşımaya uygun orta boy aracımızı ve Türkiye’de de sattığımız 12 metrelik belediye otobüsümüzü sergiliyoruz. Bu fuarda sadece belediye taşımacılığına yönelik araçlar değil turizm ve kısa mesafe taşıma araçları da var. Biz burada Avrupa standartlarına uygun, çevreci Euro 6 motor araçlarımızı ilk kez sergiledik ve belediye otobüslerinde ilk siparişimizi de İtalya’dan aldık. Şuan Avrupa’da çevreci hybrid ürünler ve elektrikli ürünler revaçta, bu tür ürünlere ilgi çok daha fazla. Avrupa, kent içi ulaşım konusunda biraz daha iyi organize olmuş ve Türkiye’ye göre daha gelişmiş durumda. Bu yüzden de Avrupalı müşterilerin ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışıyoruz.

Bu da bir medeniyet kriteri değil mi? Eğer bir kentte toplu taşıma kullanılıyorsa, trafik yoksa burası en önemli meselesini çözmüş bir kenttir diyebiliriz? Biz öyle algılıyoruz. Bizim Avrupa satış pazarlama şirketimiz Paris’te kurulu ve ben orada görev yapıyorum. Mesela biz kendi özel arabalarımızı hafta sonu kullanmıyoruz; metro ya da otobüs tercih ediyoruz. Burası metrekare olarak Almanya’nın en büyük fuar alanı. Biz bu fuarda daha çok bilinirliğimizi artırmayı hedefliyoruz. Herkes kendi ülkesinde yapılan ürünlere öncelik vermek zorunda kalıyor. Çünkü onlar da kendi işçilerini, kendi şirketlerini, kendi ekonomilerini düşünmek durumunda. Biz de ürünlerin tamamını kendi ülkelerinden almayan ülkeler için alternatif olmaya çalışıyoruz.


35

Burada önemli bir rekabet de var. Bu rekabet ile nasıl baş edeceksiniz? Bir şekilde herkes farklı bir katma değer yaratmaya çalışıyor. Her belediye kendi il sınırları içerisindeki ihtiyacına göre araç alıyor. Mesela rakiplerimiz içinde bizdeki gibi orta boy aracı olan yok. Büyük ya da körüklü otobüsleri var ve biz bundan fayda sağlamaya çalışıyoruz. Orta boy otobüslerden memnun kalanlar diğer ürünlerimiz için de bir müşteri potansiyeli oluşturuyorlar.

Yerel yöneticiler açısından ürünlerinizin avantajları neler? Otokar ürünleri ile oluşturulan filolar sayesinde belediyeler yüksek verimlilik ve operasyonel kârlılık elde ediyorlar. Ürünlerimiz dayanıklı ve uzun ömürlü. Farklı alanlarda kullanılabilme esnekliğine sahip.

Kentlerde yeni büyükşehir yasasıyla yeniden bir ulaşım planı yapılıyor. Bunun markanız açısından önemi ne? Biz de şuan daha küçük belediyeler, küçük arabaya ihtiyacı olan küçük veya büyük belediyeler, belediyelere taşeron olarak hizmet veren şirketleri kendi müşteri profilimiz içine koyduk. Bu ilişkiler uzun dönemli ilişkiler. Yani bir belediye otobüsü 10-12 sene kullanılıyor en az. Onu için memnun kalmaları ve bize müşteri olarak geri dönmeleri bizim için çok önemli. Yeni kazandığımız müşterilere ayrıca bir özen göstermeye çalışıyoruz.


36

Temsa

“TEMSA SEKTÖRE GEÇ AMA HIZLI GİRDİ” Hannover’deki Ticari Araçlar Fuarı’nda sohbet ettiğimiz, stratejilerini ve fuar değerlendirmelerini dinlediğimiz bir başka Türk markası da sektörün en iyilerinden Temsa. İşte Temsa Account Manager’ Hakan Adıyeke sohbetimizden notlar.

Temsa’nın kent içi ulaşımdaki konumu ve stratejisi nedir? Temsa olarak toplu taşımaya yönelik ürün geliştirme alanına geç girdik ama çok hızlı girdik. Son üç yılda 7 metreden 18 metreye kadar her türlü toplu taşıma aracının projesini yaptık. Bunun içerisinde konvansiyonel dizel araçlar da var. Daha temiz bir çevre için şuanda üzerinde çalıştığımız ve iki sene sonra bitirmeyi planladığımız elektrikli belediye tipi araçlarımız da var. Bizim sektörde sıfırdan bir araç üretmek, sıfırdan tasarlamak, testlerini yapmak ve geliştirmek her şirketin sahip olabildiği bir güç değil. Yerli üreticilere arasında Temsa son iki senede toplu taşımacılıkta çok etkin bir marka olmaya başladı. Bugün İstanbul’da yaklaşık 650 aracımız çalışıyor. İzmir’e 300 araç İstanbul Otobüs AŞ’ye 110 araç teslim edildi. Maraş’a, Kayseri’ye, Adana’ya da araç verdik. Şuan da 65 araçlık bir Mersin projesi var. Biz altı sene önce Avrupa pazarında herkesin üretmediği niş bir ürün yaptık; Avrupa’daki rakiplerimizde olmayan bir araç. Ekonominin getirdiği şartlar nedeniyle küçülen turist gruplarına ve yaşlı turist gruplarına yönelik bir araç... Bu aracı iki versiyon yaptık. Şimdi aynı araçtan bir de alçak girişli, belediye tipi bir versiyon türettik. Onu da burada sergiliyoruz. Türkiye genelinden ve özellikle gelişmiş pazarlardan bu araca çok rağbet var. Fransa’ya çok sayıda araç verdik. Litvanya’da, İsveç’te, İngiltere’de, Bulgaristan’da da araçlarımız var.

Yurtdışında Temsa araçlarını kullanan belediyeler var mı? Roma’da yaklaşık 181 tane aracımız çalışıyor.

Fuar’daki etkinliğiniz hakkında neler söylersiniz? Almanya’da 2003 yılından beri varız. Direkt satış pazarlama faaliyetlerimiz ve bölgesel bayiliklerimiz var. Burada bugüne kadar daha çok turizm otobüsünde söz sahibi olduk ama şunu da gördük ki niş ürünler yaptığımızda enteresan bir talep alıyoruz. Burada yeni bir yapılanmaya girdik ve bunun da meyvelerini topluyoruz.

O zaman şunu diyebilir miyiz; Temsa Türkiye’den sonra yurtdışındaki belediyeleri de fethediyor? Tabii diyebiliriz. Şuan bulunduğumuz yer birkaç Alman markasının anavatanı. Nasıl ki biz Türkiye’de tercih edilen bir markaysak, onların da öncelikli tercihleri buradaki yerli markalar. Biz en azından önümüzdeki dönemlerde hem klasik ürünlerle hem daha niş ürünlerle toplu taşımacılık çözümlerimizi belediyelere sunacağız. Belediyeler toplu taşıma hatlarını özelleştirmiş durumdalar, kendileri çalıştırmıyorlar. Bu nedenle de büyük adetlerle teslimatlar yerine, o özelleştirilmiş hatlara birkaç araç teslim ederek giriş yapma niyetimiz var.

Temsa’nın Türkiye’deki belediyelere mesajı ne? Daha çok Temsa otobüsü test edip güvenle alsınlar. Temsa onlara bir değer yaratır, değer katar.


37

Karsan

“HER HASTAYA AYNI REÇETE OLMAZ” Karsan’ın kent içi ulaşımda yerel yönetimlere yönelik çözüm önerileri ve vaatleri neler? Karsan olarak, dört yıl önce bir gelecek planı hazırladık ve vizyonumuza ‘Sınırsız Ulaştırma Çözümleri Vizyonu’ adını verdik. On yılı kapsayan bu vizyon kapsamında dört ayrı strateji oluşturduk; Karsan adıyla kendi ürünlerimizi üretmek de bunlardan biri. Araç imalatçısı olarak biz araç üretiriz ve satarız. Oysa bu yapı ve bu donanım ile artık anahtar teslim çözümler ve iş planı satmamız lazım. Buna en güzel örnek İETT’nin garajları... 540 araç sattık ve 3 garajı işletiyoruz. Şoför ve akaryakıt hariç aracın her şeyinden biz sorumluyuz; temizliğinden, bakımından, onarımından ulaşımından. İETT ile şu anki anlaşmamıza göre biz onlara araçları fatura ediyoruz. Beş yıllık bakım onarım ve işletme giderleri de bize ait. Entegre çözümleri, stratejimizin bir parçası olarak düşündük. Sadece üretim alanında değil hizmet alanında da entegre çözümler sunacağız. Ürünlerimizi sadece iç pazara yönelik tasarlamıyoruz. Doğru ürün ailesini sunmak önemli, bunu dünyanın bütün kentleri için kentin ölçeğine göre planlıyoruz. Nedir bu doğru ürün ailesi? Her reçete her hastaya uymaz. Her şehrin kendine özel ihtiyaçları vardır. Örneğin ben Bostancı’da otuyorum. Metro bana bir km uzaklıkta. Yürümem mümkün değil ama olsun, dikey hat var. Ürün ailemizdeki 6 metrelik minibüs, işte tam olarak buralarda kullanılmak için üretiliyor. Örneğin büyüme ivmesi yakalamış bazı kentlerde üniversite var diye, 12 metrelik araç alınıyor. Oysa o araç öğle saatlerinde boş sefer yapıyor. Tabii ki alınsın ancak doğru ürünü almak, kentin ekonomisi açısından çok önemli. Biz bütün dünyayı hedef aldık. Bugün buradayız, bu fuara katıldık çünkü sonuç olarak ürün grubumuzda Avrupa’nın bütün ihtiyaçlarını karşılayabilecek potansiyelimiz var. Bütün ürün gruplarımız engelsiz erişim odaklı. Araçlarımız bu özelliğe sahip olarak üretiliyor. Bu maliyet zaman zaman rekabet açısından dezavantaj olsa da biz bundan vazgeçemeyeceğiz. Avrupa’da bunun meyvelerini de alıyoruz.

Kentler de insanlara benzerler; büyürken her kentin sorunu başka, ihtiyacı başka, olanakları başkadır. Hannover’deki IAA 2014’te karşılaştığımız Türk markalardan biri olan Karsan da her kentin ihtiyacına özel çözüm üretiyor ve kentin sağlıklı büyümesine önemli katkıda bulunuyor. Karsan’ı ve Fuar’ı Pazarlama ve Satış Direktörü Selim Aydınlıoğlu ile konuştuk Karsan, belediyelere daha farklı nasıl hizmetler teklif edebilir? biz sağlıklı bir kent içi ulaşıma yönelik en doğru çözümler konusunda hiçbir karşılık beklemeden danışmanlık vermeye bile hazırız. Yeter ki şehirlerde doğru çözümler üretilsin. Biz kent içi ulaşımı, insan vücudundaki kan dolaşım sistemine benzetiyoruz. Biz vücudun yani kentin sağlıklı yaşayabilmesi için her türlü kalınlıktaki damardan doğru ve verimli biçimde geçebilecek büyüklüklerde araç seçeneği sunuyoruz belediyelere. 5, 6 ve 8 metrelik araçlarımız var. Bizde olmayan seçenekleri de Breda ile tamamlıyoruz. Dünyanın en büyük firmaları bile bunu bizim kadar etkinli biçimde gerçekleştiremiyorlar. Bu yüzden kendimizi dünya pazarında şanslı görüyoruz.


38

ADVERTORIAL

Başkanlar buluşuyor Türkiye kent içi ulaşımda büyük güne hazırlanıyor. E’pr Yerel Yönetim Ajansı, belediye başkanlarını ve bütün tarafları bu çalıştayda bir araya getiriyor. DOÇ. DR. METİN ÇANCI

Lisans eğitimini ODTÜ’de, Yüksek Lisans ve Doktorasını İstanbul Üniversitesi’nde tamamladı. Doçent unvanı aldı. Koç Grubu’nda 13 yıl görev yaptı. Koç Üniversitesi koordinatörlüğünde Dünya Bankası Trade and Transportation Facilitation Component in Southeast Europe)’de Proje Yöneticisi, TOBB Ulaştırma Lojistik Meclisi Danışmanı ve Okan Üniversitesi Uluslararası Lojistik Kurucu Bölüm Başkanı oldu. Çeşitli ulaştırma, lojistik ve kentsel sistemler üzerine ulusal ve uluslararası projelerde görev aldı.

ORHAN DEMİR

ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü mezunu. İmar ve İskan Bakanlığı’nda şehir plancısı olarak çalıştı. Bir çok kentin ulaşım ana planı çalışmasında görev yaptı. Uzmanlık alanları arasında; ulaşım planlama modelleri, talep analizleri ve ulaştırma altyapı yatırımlarına ilişkin olarak fizibilite etütleri bulunuyor. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nde ulaşım planlamasına ilişkin dersler verdi. Halen, farklı ölçeklerdeki ulaşım planlama çalışmalarını sürdürüyor.

DOÇ. DR. K. TAYLAN DERİCİOĞLU

Şehir ve Bölge Plancısı. ODTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü mezunu. Doktorasını Dortmund Üniversitesi Mekan Planlama Fakültesi’nde yaptı. 1985’te Doçent oldu. Brüksel, Belçika ve Almanya eksenli bir araştırmada uzman ve raporun ortak yazarı olarak görev aldı. Planlama ve Karar Verme, Planlama Teknikleri, Bölge Planlama Yöntemleri ve Kentsel Tasarım dersleri verdi. Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi’nin Kurucu Başkanı. Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı ve Başbakanlık Müşaviri olarak görev yaptı. Adana Büyükşehir Belediyesi Hafif Raylı Sistem inşaatının proje ve ekip geliştirme danışmanlığı üstlendi.

PROF. DR. CENGİZ GİRİTLİOĞLU

Yüksek Mühendis Mimar ve Şehir Plancısı. İTÜ Mimarlık Fakültesi mezunu. Doktorasını, Münih Teknik Üniversitesi’nde tamamladı. Şehircilik Anabilim Dalı’nda profesörlüğe yükseltildi. Şehir ve Bölge Planlaması Bölüm Başkanlığı, Lisansüstü Şehir ve Bölge Planlaması Programı Anabilim Dalı Başkanlığı, Fakülte Kurulu ve Fakülte Yönetim Kurulu Üyelikleri gibi idari görevlerde bulundu. İTÜ Mimarlık Fakültesi Dekanı oldu. Mimari ve Şehirsel Tasarım, Şehir Planlama, Sanayi Alanları Planlanması, MİA, Planlama ve Tasarımı ve Şehirsel Estetik konuları ile çeşitli uygulama alanlarında planlama ve tasarım çalışmaları var.

PROF. DR. MUSTAFA ILICALI

İTÜ İnşaat Fakültesi mezunu. İSFALT, İŞBAK ve

KİPTAŞ AŞ’de yönetim kurulu üyeliği görevlerinde bulundu. İETT Hatlarının Etüdü ve Rehabilitasyonu Projesi Proje Yürütücüsü ve İzmit Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Trafik Planlaması Projesi Proje Yürütücüsü olarak görev yaptı. 22. Dönem Erzurum Milletvekili. Halen İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı, Bahçeşehir Üniversitesi Ulaştırma Uygulama Araştırma Merkezi Başkanı ve İBB Ulaşım AŞ Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapıyor. Uluslararası hakemli dergilerde yayımlanmış pek çok makalesi ve bildirisi bulunuyor. Asfalt El Kitabı’nın yazarı.

PROF. DR. RUŞEN KELEŞ

Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu. 1961’de Siyaset Bilimi Doktoru unvanını aldı.1965 yılında doçent oldu. 1971’de SBF Dekanlığı’na seçildi. 1976-1977 yıllarında Harvard Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’nde konuk öğretim üyesi idi. 1981’de, Tokyo’da, International Christian University Institute of Social Sciences’te dersler ve konferanslar verdi. 1993 yılında Abdi İpekçi Özel Barış Ödülü’nü Dr. Agni Vlavainos Arvanitis ile paylaştı. Aynı yıl, Japon İmparatorluğu Altın Işıklar Nişanı ile ödüllendirildi. Konutbirlik Danışma Kurulu Başkanı ve Türkiye Belediyeler Birliği, Tarihi Kentler Birliği, Türkkent Danışma Kurulu üyelisi. 1994’ten bu yana Avrupa Konseyi bünyesinde oluşturulan Bağımsız Uzmanlar Kurulu’nda. 1998 yılından bu yana üniversitelerde dersler veriyor.

GÖKHAN MENTEŞ

ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü mezunu. Kanada Waterloo Üniversitesi Öğretim Asistanı, Ulaştırma Bakanlığı Sistem Analisti, Köyişleri ve Kooperatifler Bakanlığı APK Daire Başkan Vekilli, Ankara EGO Genel Müdürlüğü Ulaşım Planlama Müdürü ve ODTÜ Öğretim Görevlisi olarak görev yaptı. Türkiye Şehir Plancıları Odası tarafından ‘Hizmet Belgesi’ ile ödüllendirildi. 40 yıldan fazladır kentsel ve bölgesel ulaşım projeleri, kültürel mirasın korunması, katılımcı kentsel dönüşüm çalışmaları projelerinde görev aldı. Halen, ‘Büyük Baku Bölge Kalkınma Projesi’nde Kıdemli Ulaşım Planlama Danışmanı ve Mardin’de Sürdürülebilir Turizmin Geliştirilmesi Projesi’nin Kilit Uzmanı olarak görev yapıyor.

M. REMZİ SÖNMEZ

ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü mezunu. Şehir Plancısı. Mekansal planlama çalışmalarının, araştırma, planlama ve uygulama aşamalarında uzman, proje yöneticisi ve yüklenici olarak görev yaptı. Çevre düzeni planları, nazım ve uygulama imar planları, ulaşım etütleri, kentsel gelişme, toplu konut, koruma amaçlı imar planları konularında çalıştı. Bütünleşik Kıyı Alanları Yönetimi ile Kentsel Mekan ve Yaşam Göstergeleri alanındaki projelerin koordinatörlüğünü

yürüttü. Halen, DAMPO’da Yönetici olarak Antalya ve Mersin Büyükşehir Belediyelerine şehircilik ve planlama danışmanlığı yapıyor.

DOÇ. DR. ELA BABALIK SUTCLIFFE

Lisans eğitimini ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nde; Yüksek Lisans çalışmasını ODTÜ Kentsel Politika Planlaması ve Yerel Yönetimler Programı’nda; Doktora çalışmasını ise Londra’da University College London Centre for Transport Studies Bölümü’nde Ulaşım Politikaları ve Kentsel Raylı Sistemler üzerine yaptı. ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nde Kentsel Ulaşım Planlaması, Ulaşım Politikası, Kentsel Ulaşım Sistemleri Planlama ve Tasarım dersleri veriyor. Halen ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nün akademik kadrosunda tam zamanlı öğretim üyesi olarak görev yapıyor.

DOÇ. DR. METİN ŞENBİL

ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nde lisans ve yüksek lisans, Japonya Kyoto Üniversitesi’nden de ulaşım ve aktivite sistemleri alanında mühendislik doktorası dereceleri aldı. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nda çalıştı. Japonya Hiroşima Üniversitesi’nde araştırmacı olarak görev yaptı. 2008 yılından bu yana Gazi Üniversitesi’nde Doçent unvanı ile akademik kariyerine devam ediyor. Ağırlıklı olarak ulaşım konularında çalışmalar yapıyor.

PROF. DR. METE TAPAN

Avusturya Sankt Georg Okulu’nun ardından Viyana TH’da mimarlık eğitimi aldı. Münih TH’dan Yüksek Mühendis Mimar olarak mezun oldu. İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde profesör oldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurullarında Yüksek Kurul Üyesi ve Başkan olarak çalıştı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Genel Sekreterlik yaptı. Mimarlıkta tasarım yöntemleri ve değerlendirme, kültür varlıklarını koruma gibi konularda çeşitli kitap, makale ve araştırmaları var. Özel sektörde danışman. Arel Üniversitesi Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi’nde Öğretim Üyesi.

RİFAT TÜRKKAN

Lisans eğitimini ODTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nde tamamladı. Şehir ve ulaşım plancısı. Ülkesel, bölgesel, metropoliten ve kentsel ölçeklerde ulaşım planlaması konularında uzman. Çeşitli kentlerde ulaşım ve raylı sistem planlama ve fizibilite etütleri, ulaşım ana planı çalışmaları gibi projelerde proje yöneticisi, proje müdürü, planlama danışmanı gibi farklı pozisyonlarda görev aldı. Uluslararası deneyimleri arasında Avrupa Birliği projeleri de bulunuyor. Son dönemde Bostancı Dudullu Metro Hattı, Göztepe Ataşehir Ümraniye Metro Hattı ve Halkalı Kirazlı Metro projelerinde Proje Müdür Yardımcısı olarak görev yaptı.


39

1. GÜN PROGRAMI OTURUM ADI

KONULAR

Kentsel Ulaşım Politika Ve Stratejileri

Politikalar ve İlkeler, Planlar ve Stratejiler Ulaşım Modelleri, Arazi Kullanım ve Ulaşım Planları Ulaşımda Toplumsal Entegrasyon

2. GÜN PROGRAMI OTURUM ADI

Kentsel Lojistik

KONULAR

Mal Hareketlerinin Planlanması Oto ve Tren Garları, Terminaller ve İskeleler , Haller ve Depolar, Organize ve Küçük Sanayi Bölgeleri ve Siteleri Yük ve Konteynır Limanları

KATILIMCILAR

Akademisyenler, Kamu kurumu ulaşım yöneticisi ve/veya sorumlusu (Bakanlık/Belediye) Danışmanlar/Danışman firmalar, Plancılar

KATILIMCILAR

İÇERİK

İlke ve politikalar ile karar süreçleri, Planlardan kısa tanıtım, Değerlendirme , Yorum

Akademisyenler, Kamu kurumu ulaşım yöneticisi ve/veya sorumlusu (Bakanlık/Belediye) Danışmanlar/Danışman firmalar, Üretici firmalar

İÇERİK

Yük ve kitle taşımacılığı, Kent içi yük ve mal taşımacılığına yönelik sisteminin yapısı, Toplama ve dağıtım ağının değerlendirilmesi

OTURUM ADI

Kentler, Kentliler Ve Ulaşım Sistemleri

OTURUM ADI

Araç ve Altyapı Üretimi

Raylı Sistemler, Karayolu Sistemleri Denizyolu Sistemleri, Toplu Taşıma Sistemleri Ulaşım Sistemlerinin Entegrasyonu

KONULAR

KATILIMCILAR

Kamu kurumu ulaşım yöneticisi ve/veya sorumlusu (Bakanlık/Belediye) Üretici firmalar, Danışmanlar / Danışman firmalar

KATILIMCILAR

Danışmanlar/Danışman firmalar Üretici firmalar

İÇERİK

Üretilen, işletilen ve hizmet verilen sistemlerin tanıtılması, Toplumsal kesimce kullanılan sistemlerin tanıtılması

İÇERİK

Altyapı ve donanım, Araçlarının üretiminde kalite ve faydalarının arttırılmasına ilişkin yeni yaklaşımlar, yöntemler

OTURUM ADI

Ulaşım Hizmetlerinde Kalite

OTURUM ADI

Kentsel Ulaşım Sorunsalı

KONULAR

KONULAR

Ulaşımda Emniyet ve Güvenlik, Temizlik ve Sağlık, Aydınlatma ve İşaretleme, Çevreye Duyarlı ve Sürdürülebilir Ulaşım, Organik Ulaşım ve Engelliler Araç Bakım ve Denetim Kültürü

KONULAR

Karayolları ve Asfalt Kullanımı, Raylı Sistem Araçları Üretimi, Lastik Tekerlekli Araç Üretimi, Organik Ulaşım Araçları Üretimi, AR-GE ve Teknolojik Yenilikler

Kentsel Dönüşüm ve Ulaşım, Kent İçi Ağır Araç Dolaşımı Kurumsal Toplu Taşıma Düzenlemeleri (Kamu ve Özel Kurumlar, Okullar), Yayalaştırma Uygulamaları (Engelli ve Bisikletli Ulaşımı), Trafik Yönetimi ve Düzenlemeler

KATILIMCILAR

Kamu kurumu ulaşım yöneticisi ve/veya sorumlusu (Bakanlık/Belediye), Üretici firmalar

KATILIMCILAR

İÇERİK

Çevre ve halk sağlığı, Üretimde ve hizmette faydaların arttırılması, Çevre temizliğine, halk sağlığına ve sürdürülebilirliğe duyarlı yaklaşımların paylaşılması

Akademisyenler, Kamu kurumu ulaşım yöneticisi ve/veya sorumlusu (Bakanlık/Belediye), Danışmanlar/Danışman firmalar

İÇERİK

Sorun tanımlama ve çözme, Kent içi ulaşımında yapısal sorunların tanımlanması, Çözüm yaklaşım ve uygulamalarından edinilen deneyimlerin aktarılması Başarılı örneklerin sergilenmesi

OTURUM ADI

Panel ve Beyin Fırtınası

OTURUM ADI KONULAR

KATILIMCILAR İÇERİK

Ulaşımda İşletmecilik

Verimlilik, Bilgi İşlem ve Otomasyon Bilgilendirme, Halkla İlişkiler ve İletişim Akıllı Teknoloji Uygulamaları (Biletler, Otoparklar) Yatırım ve Maliyetler, İşletmecilik ve Finansman Kamu kurumu ulaşım yöneticisi ve/veya sorumlusu (Bakanlık/Belediye), Danışmanlar/Danışman firmalar Üretici firmalar Verimlilik, Sürelerinin ve parasal maliyetlerin düşürülerek; hizmette verimliliğin ve kentsel faaliyetlerde rekabetin arttırılması

KONULAR KATILIMCILAR İÇERİK

Sorunlar, Deneyimler Başarılı Uygulamalar, Örnekler, Öneriler

Kamu kurumu ulaşım yöneticisi ve/veya sorumlusu (Bakanlık/Belediye), Üretici firmalar Paylaşımlar ve öneriler

Büyük buluşma 4-5 Kasım’da Halİç Kongre Merkezİ’nde


40

KENT VALİ / VALİLER KARARNAMESİ


41


42

İNSAN BAŞKAN / YILMAZ BÜYÜKERŞEN

PROJE PEŞİNDE

YILMAZ BÜYÜKERŞEN Oyuncaklarını kendisi yapan, tatillerde keyif çatmak yerine esnaftan marifet öğrenen, zamanı boş geçecek diye aklı çıkan, aklından sürekli yeni fikirler, yeni projeler geçen bir çocuk ve çocukluğunun bütün düşlerini muazzam bir estetik düşkünlüğü ile hayata geçirerek bir kenti yeni baştan yaratan çılgın bir adam. Hayata geçirdikleri bir ömre sığmayacak türden de olsa o henüz yolun başındaymış gibi heyecanla büyük düşler kurmaya, cesur adımlar atmaya ve hayata sonsuz bir sevgi ile bakmaya devam ediyor. Küçük düşünmek ona yetmiyor; içinde hiç büyümeyen bir çocuk var ve o çocuk ona milyonlarca insanın ve hatta başka ülkelerdeki pek çok kişinin de hayatına mucizeler getirecek işler yaptırıyor. Siyasette en uzak olanların bile onun siyasetinden hayranlıkla söz ettiği Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen ve işte harika sohbeti…


43

Yılmaz Büyükerşen nasıl bir çocuktu? Çocukken aklına gelir miydi belediye başkanı olacağı? Çocukluğumu bilenler, yaramaz olduğumu söylerler. İlkokul, ortaokul ve lisede önde gelen öğrencilerdendim ama bunun nedeni derslerimdeki başarı mıydı yoksa okuldaki aktivitelerim miydi pek bilemiyorum. On beş sene öncesine kadar hiç gelmedi aklıma politika. Rahmetli babam Eskişehir Belediyesi’nde mutemetti. Ben ortaokuldayken encümene veya meclise yazacağı yazılar için cumartesi günleri beni de belediyeye getirir götürürdü. Kendisi daktiloda sıkıntı çektiği için o okurdu ben yazardım. Belediye ile ilişkim böyleydi o zamanlar. Tabii sadece babam değil, rahmetli büyükbabam yani annemin babası da Edirne Uzunköprü’de belediyeci idi.

Çok renkli bir kişiliğiniz var. Okul hayatınıza da yansıdı mı bu durum? İlkokul öğretmenimiz, rahmetli Musaffa Gülümser her cumartesi öğleden sonra bizi toplar Halkevi’ne götürürdü. Halkevi’ndeki konferansları, temsilleri, sergileri, konserleri, tiyatroları izlememizi sağlardı. Onun üzerimizdeki etkisi çoktur. Ayrıca ilkokulda pazar günleri sokakta yaramazlık yapmayalım diye bizi evine alırdı ve mandolini olanlara mandolin çalmayı öğretirdi; benim mandolinin olmadığı için bana resim çizmeyi öğretti.

Bizim çocukluğumuz, 2. Dünya Savaşı dönemine rastlar yani kıtlık yıllarına. Oyuncak yok, oyuncaklarınızı kendiniz yapacaksınız. Okul malzemeleri fevkalade sınırlı. Suluboya falan bulunmazdı ama öğretmenimiz çok becerikli bir öğretmendi. Hırdavatçılardan toprak boya alıp, gazoz kapaklarının içindeki mantarı çıkardıktan sonra ona biraz üstübeç, biraz alçı ve biraz gliserin karıştırarak kapakların içine çeşitli renklerde suluboya yapmayı öğretmişti. Eski püskü giysilerin kol ağızlarındaki, yakalarındaki yıpranmış kürklü kısımları rica ederdik komşulardan. O tüyleri kesip kırmızı bal mumu eritip diplerini birleştirdikten sonra bir tahta çubuğun etrafına teneke ile bu tüyleri yerleştirip pense ile sıkıştırarak fırça yapmayı öğretmişti. O yıllarda yaratıcı olmak zorundaydınız. Öğretmenimiz bizi Halkevi’ne götürüp bir Karagöz oyunu seyrettirdikten sonra sahnenin arkasına geçip Karagöz’ün nasıl oynatıldığını göstermişti. Yapmak istesek nasıl yapabilirdik diye düşünmeye başladım. Onlar deridendi. Bizim deri bulmamız mümkün değildi ama kağıttan yapmayı başardık. Öğretmenimiz de destekledi, bir Karagöz köşesi yaptılar okulun bodrumunda. Civar okullardaki öğrenciler de izleyici olarak gelemeye başladı, onlar 5’er kuruşa izliyorlardı. İzmir Pazarı diye bir kırtasiye dükkanı vardı. Vitrininde küçük ve bakırdan yapılmış bir kazanın altına bir ispirto ocağı yerleştirilmişti ve buharlı kazanın nasıl çalıştığını gösteriyordu.


44

İNSAN BAŞKAN / YILMAZ BÜYÜKERŞEN

Bilebildiğimiz mekanik laboratuar aracı bir tek oydu. Biriktirilen para ile ve biraz da okul aile birliğinin katkısıyla onu almıştık. O zaman tabiat bilgisi laboratuarları denilen yerde leylek, tavşan gibi doldurulmuş hayvanlar, kavanoz içerisinde ilaca konulmuş yılan vesaire olurdu, onların arasında da birkaç tane mekanik araç gereç, o kadar. Okula o buhar kazanını kazandırınca bayağı dikkatleri üzerime toplamıştım.

Her adımınızda hayranlık uyandırıcı bir yaratıcılık var. Okul yıllarınızdaki kan bankasına yatırımla tiyatro kurma macerasına da ilham verici! Bir arkadaşımızın hava kuvvetlerinden emekli astsubay babası bize yardımcı oldu, düşüp tayyarelerin haberleşme sistemlerinden hurdaya atılmış parçalar temin edip fizik öğretmenimizle beraber lisede bir radyo kurduk; Eskişehir Lisesi Radyosu… Yayına başladık, hem de ne yayın. 1950’li yıllar. Büyük bir teybimiz vardı. Dersleri öğretmenler ona okurlardı, bizde radyodan verirdik. Ayrıca hafta sonları canlı yayın yapardık; edebiyat yarışmaları, bilmece programları… Onların spikerliğini yapardım. Lisedeyken tiyatro da kurduk. Hiç boş vaktimiz olmazdı hafta sonları. Lisenin son sınıfında gazete çıkarmaya başlamıştım; ‘Kültür’, Eskişehir Lisesi’nin gazetesi… Dışarıda bastırıyorduk, okul aile birliği finanse ediyordu. Lise son sınıfta ne yazık ki coğrafya dersinin sözlü sınavında Amazon Nehri’nin debisini bilemediğim için bırakıldım; önce bütünlemeye bırakıldım, sonra sınıfta bırakıldım. Bir senem gitti. İşte o bir seneyi boş geçirmemek için matbaacılığa merak sardım. Mahallemizde Kardeşler Matbaası vardı. O matbaada çalışırdım. Biraz mürettiplik öğrendim. Yerel gazeteleri satardım. Bu arada on beş arkadaş bir araya geldik; cep harçlıklarımızı koyduk, kimimiz annesini ikna edip bileziğini sattı, ben annemin artık kullanmadığı Singer el dikiş makinesini sattım ve biz bu sermaye ile mizah gazeteleri çıkarmaya başladık hem de günlük gazete. ‘Her Sabah’ diye bir gazete, ‘Çimdik’ diye bir mizah gazetesi… Eskişehir’de iki mizah gazetesi vardı. Biri Saksağan. Hem onda hem de Çimdik’te karikatür çizerdim. Derken gazeteci olmaya karar verdim. Ankara Hukuk Fakültesi macerasından önce, şimdi ki Mimar Sinan Güzel

Sanatlar Fakültesi o tarihlerde Güzel Sanatlar Akademisi idi, onun mimarlık bölümü sınavına girdim. Babam küçük bir memurdu. İki kardeşimin de tahsili ailem için bir hayli masraflı olacaktı. Devam mecburiyeti olmadığı için ben de Ankara Hukuk Fakültesi’ne kaydoldum. Benimle birlikte sınıf arkadaşlarımdan birisi daha Ankara Hukuk’a devam ediyordu. Çok güzel not tutardı. Onun için bir kutu pelür kağıdı aldım, çok ince bir kağıttır pelür. Bir kutu da karbon kağıdı dediğimiz kopya kağıtlarından... Kendisine not tutarken altına kopyası çıkardı böylece. Bir kaç hafta bir Eskişehir’e ailesini göremeye gelir ve o notları bana verirdi, ben de onlarla çalışırdım. Birinci yılın sonunda Eskişehir’de Akşam Yüksek Ticaret Okulu açıldı. O tarihte Dünya Gazetesi’nin Eskişehir muhabirliğini yapıyordum. Gazeteden aradılar; “Eskişehir’de Akşam Yüksek Ticaret Okulu kuruluyor, kanunu çıkmadan kanunsuz kurulan bir okul, bir müdür, bir mühürle kuruluyor, git röportaj yap.” dediler. Orhan Oğuz Hoca, o zaman doçent idi. Müdür tayin etmişler. O vesile ile röportaj yapmak için ona gittiğimde, “Bak burada okul açtık, Ankara Hukuk’ta nasıl okuyacaksın? Okul orada sen burada” falan filan derken röportajı yapabilmek için kaydımı oradan alıp getirmemi istedi. Kaydı aldık, geldik ve oraya kaydoldum ama bir sene sonra benim yaptığım haber ortalığı karıştırdı siyaseten. Kanunsuz nasıl kurulur böyle bir okul, bakan mucibi ile falan diye tartışmalar oldu ve o sırada İzmir, Ankara ve İstanbul’da da yüksek ticaret okulları vardı. Onları bir kanun teklifi ile akademi yaptılar. İktisadi Ticari İlimler Akademisi öyle doğdu. Akademi sırasında da çok hareketli idim. Öğrenci Cemiyeti’ni kuranların arasındaydım, genel sekreterliğini yaptım. Akademi öğrenciliğimiz sırasında Eskişehir’de birkaç sinema dışında zaman geçirilecek yerler çok sınırlıydı. Pastane bile birkaç tane idi. Tiyatro kurmaya karar verdik. Nasıl kuracağız, para yok. Ticaret Odası’nın bir salonu vardı ama sahnesi yoktu. Kan Bankası yeni kurulmuştu o zamanlar.


45

Bütün akademi öğrencisi arkadaşlarımı ve cemiyet üyelerini topladım, Eskişehir Devlet Hastanesi’ne kan verip elde ettiğimiz para ile kereste ve kumaş aldık. Vali de Endüstri Meslek Lisesi öğrencilerine talimat verdi ve onlar atölyelerinde bize sahne yaptılar. Sahnenin perdesini Olgunlaşma Enstitüsü dikti. Devlet Tiyatroları’ndan destek almak için Cüneyt Gökçer’e gittik, Genel Müdür’dü o zaman. Cüneyt Gökçer bize hem oyuncu hem de yönetmen desteği verdi. Ankara’da o sezonda rol almamış olan sanatçıları gönderdi, bizlerle beraber oynadılar. Üç senenin sonunda biz dağılacaktık, hepimiz mezun oluyorduk çünkü. Vali’ye gittik dedik ki, “Biz dağılacağız”. 1960 ihtilali olmuştu o sırada ve belediyeler kapatılmıştı yani belediye başkanları, belediye meclis üyeleri yoktu. Belediye başkanlığını Vali, belediye meclis üyelerinin görevini de belediyedeki daire başkanları ve şube müdürleri yapıyorlardı. Öyle olunca Şehir Tiyatrosu’na çevirelim burayı dedik. Vali bize yeni bir salon buldu. Orada ilk defa Eskişehir’in Belediye Tiyatrosu kuruldu. O Belediye Şehir Tiyatrosu’nda Ergin Orbey, diğer sanatçılar takviye olarak bize gelip bizimle beraber oyun oynamaya, temsiller vermeye başladılar. Saim Alpago da müdürlük yaptı. Üç senenin sonunda ben yurtdışına gönderildim. Asistan olmuştum çünkü. Ben Londra’dayken 1963’te yeni Anayasa’ya göre seçimle yeni belediye yönetimleri işbaşına gelmişti. Yeni belediye, Adalet Partisi belediyesi idi. İki sene tahammül ettiler, iki senenin sonunda ben Londra’da haber aldım ki meclis salonu yapmak için küçük bir yangın çıkarmışlar orada ve kapatıldı. İşte yıllar sonra 1999’da Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ne seçildiğimde öncelikli projelerimden biri de Belediye Tiyatrosu’nu kurmaktı; kurduk. Orkestrayı kurduk, opera var. Büyüdü işler. Ailemin mali durumu nedeniyle İstanbul veya Ankara’ya gidip okuyamayışımın acısı, o zamanki özlemlerim ve 1970’lerde bütün lise mezunu gençlerin hepsi üniversiteye gidemiyor olmaları ve Ankara Hukuk’taki devam mecburiyeti olmadan insanların okuyabileceğine dair gözlemim sayesinde aklıma ‘açık üniversite’ kurmak fikri geldi. Açık üniversitenin ilk fikirlerini gazetelerde makaleler yazarak, dergilerde anlatarak ve konferanslar vererek paylaştım ve nihayet 1981’de YÖK Kanunu’na Açık Öğretimi dahil ettirebildik.

Hayatınız boyunca sergilediğiniz bu yaratıcı performansın kaynağı ne sizce? Bana fazla müdahale etmezlerdi. Babam da annem de “Yap oğlum” derdi. Hatta annem yardım ederdi bazı şeylerde, dikiş gereken işlerde mesela. Kukla Tiyatrosu kurmuştuk. Kukla yapımında annemin de çok emeği vardır. Mahalle takımı kurmuştuk, annem Sümerbank’tan Amerikan bezi alır, Victoria boya ile boyar, hepimize forma dikerdi. Öğretmenlerimiz çok iyiydi. Çok hareketli, çok yaratıcı öğretmenlerin ve öğrencilerin bir araya gelmesiyle bir şeyler çıkıyor. Tabii bir de yokluk… Yaratmak zorunda kalmak… Hele yapıp da başardığınızı görünce… ‘Türkiye’de bunlar yapılamaz, Türkler bunu yapamaz’ gibi sözlere tahammülüm yoktur. “Nasıl yapılamaz?” derim ve kolları sıvarım. İşte benim bal mumu heykeller hikayesi öyledir. Londra’da İngilizlerin yaptığı o çirkin, Atatürk’e benzemeyen, Atatürk’ü hiç yansıtmayan, uzaktan yakından ilgisi olmayan heykeli görünce önce elçiliğe giderek isyan ettik. Dedik ki değiştirtin bunu. Bizden evvel de çok şikayet eden olmuş ama değiştirtememişler. İngilizler, “Mustafa Kemal bizim için bu” diyorlarmış. Atatürk’ten başka birisiydi o. Biraz da siyaset olur o tür müzelerde; heykellerin şekli, konumları, diğer heykeller ile bir araya getirilişleri bakımından bir anlatım dili vardır o tür müzelerin. Sonra Türkiye’ye gelip de tanıdığım heykeltıraşlara, dostlara “Yapın da hediye edin bari, değiştirsinler” dediysem de “Yapılamaz o” dediler. “Yapılamaz” deyişleri o oldu. Kolları sıvayıp heykel derslerine başladım. Rahmetli Şadi Çalık Eskişehir’e anıt yapımları için gelip giderdi, ondan biraz ders aldım. Düşünüyorum da sirklerde filleri amuda kaldırıyorlar, aslanları ateşin içinden atlatıyorlar. Yani bu biraz eğitim ve terbiye meselesi. Her insanda mutlaka bir yetenek vardır. Ona yardımcı olmak, heves varsa o hevesi teşvik etmek, eğitmek lazım. Galiba ben o şanslılardan biriyim. Uzun uğraşlardan sonra becerebildiğimi gördük. Sonuçta açtığımız müzeyi iki ayda bin kişi gezdi. Önünde kuyruklar oluşuyor Londra’da Madame Tussauds’da olduğu gibi. Yüz altmış kadar heykel oldu bu arada. Sığmıyoruz, müzeyi büyüteceğiz.


46

İNSAN BAŞKAN / YILMAZ BÜYÜKERŞEN

Ne kadar sürede yaptınız yüz altmış heykeli? Herhalde 20 seneden biraz fazla. Akademi başkanı iken başladım, rektör iken devam ettim. Güzel Sanatlar Fakültesi’ni kurarken kendime de bir atölye yaptım. Ondan evvelde kalorifer dairesinde uğraşırdım.

Hayata mimari bir gözle baktığınız çok belli. Mimarlık, üniversite sınavında bıraktığınız yerde kalmadı mı?

Tatil yapmak yerine çalışmak… Bunu dert etmiyor muydunuz? Hayır, öğrenirdim orda. “Bak evladım öğren, lazım bunlar” derdi rahmetli babam. Gerçi o tarihlerde ilkokulda bile dikiş dersleri vardı. Erkeklere de askerlikte lazım olur diyerek düğme dikmek falan öğretilirdi. Öğrenmek konusunda hala açlık hissederim. Yani bir şeyi merak ettim mi muhakkak öğrenmek isterim.

Bu kadar renkli eğitim hayatından sonra aile hayatı nasıl, ne şekilde başladı? Eşinizi bir otobüs Tabii mimar olmak isteyip de hevesim kursağımda kalınca o işlere de durağında görmüşsünüz ilk defa, öyle mi? merak sarmadım değil. Vakti ile kayınpederimin bir evi vardı. Onun ilk proje tasarımlarını çizerek işe başladım. Akademi başkanlığım sırasında kampusun çok etkileyici bir yer olması, herkesin çok beğenmesi ve sevmesi hevesiyle oturup evde eskizler çizerdim. Rektör iken de binaların, tesislerin eskizlerini çizer mimarlara verirdim. Mimarlar sonra onu uygulama projelerine dökerlerdi. Mimar olamadım ama iyi bir mimarın yapabileceği şeylerin neler olacağı konusunda yurtiçinde ve yurtdışında her zaman gözlem yaparım. Akşamları ya da pazar günleri eskizler çizip uzmanlarına verir ve “Bunu yapmalıyız, böyle yapmalıyız” derim. Ancak bunca özene rağmen Eskişehir’in her tarafı o kadar da estetik görünmüyor çünkü çarpık kentleşmiş bir şehirdi burası. Şimdi düzeltiyorum.

Çocukluk özlemleriniz, sanat merakınız, üretkenliğiniz, İlkokuldan beri onca proje, iş, fikir… Birkaç kişilik hayat yaşamışsınız gibi. Doğru, hakikaten dolu dolu yaşadım. Hafta sonları evde falan oturamam. Tatile, dinlenmeye gidemem. Yaz tatiline gidebildiğim üç beş günlük süreler bile çok enderdir. Mesela bu sene sadece bayrama denk geldi; üç gün bayram boyunca hanım ve torunlarla bir arada olabildim. Lisede ve ortaokuldayken bilirsiniz, en azından benim ile aynı yaşta olanlar bilirler; sık sık okuldan kaçılırdı. Kaçıp kahvehaneye gidilir, kağıt ya da tavla oynanırdı. Ben hiçbirini bilmem, hiç gitmedim çünkü. Okula gidemediğim günler veyahut tatil günlerinde mutlaka bir iş ile uğraşırdım ya da bir şey satardım. Zaten ilkokulda bile babam beni yaz tatillerinde farklı meslekten bir esnafın yanına çırak olarak verirdi.

1957’de. O daha lise öğrencisi. Ben liseyi bitirmiştim. Gazetecilik yaptığım sene. Orada tanıştık. Sonra akademide sınıf arkadaşı olduk. Akademiyi bitirip ikimiz de asistan olunca, kısmetmiş evlendik. Tabii akademi hayatı hep kampusun içerisinde geçtiği için biz de hep bir aradaydık. İdareci iken sizin yaptıklarınızı seven meslektaşlarınız olduğu kadar, sevmeyen ve kapılar arkasında aleyhinizde konuşanlar da oluyor. Onun kulağına giderdi, üzülürdü. Bu yüzden o duygusallıkla çok yanlış bir iş yaptım ve kariyerini tamamlamasına imkan vermedim. Ben idareciliği seçiyorum, sen dayanamayacaksın bu işlere diyerek ayırdım akademik hayattan. Tabii idarecilik hayatım boyunca protokoldeki bütün görevlerimde hep yanımda oldu. Bir de benim en büyük eleştirmenimdir. Yani beni pek çok insan eleştirir, muhaliflerim başta olmak üzere. Yaptıklarımı beğenen vardır, beğenmeyen vardır. Doğal olarak eleştirirler. Basın eleştirir. Hiçbiri onun kadar eleştirmez. Çok acımasız bir eleştirmendir bana karşı. Ben önce aldırmıyor gibi gözükürüm ama sonunda kendi başıma düşündüğümde doğruları söylediğini görürüm ve icraatımda o eleştirileri bertaraf edebilecek şekilde bir değişiklik yapılması gerekiyorsa yaparım. Belediye başkanlığı da dahil olmak üzere kırk beş yıllık idarecilik hayatım boyunca benim çok kahrımı çekti. Eşim hem içişleri bakanı hem de maliye bakanıdır evde. Sosyal işlerimiz açısından benzetmek doğru olursa dışişleri bakanlığı görevi de onda. İki kızımız, onların da birer kızları var. Eşim de şimdi torunları ile meşgul.


47

Torunlarınız bu yoğun tempodan şikayetçi mi? Şikayetçi olmaz olurlar mı. Allah’tan anneanneleri çok ilgileniyor onlarla ve benim eksikliğimi az hissettirmeye çalışıyor. Üçüncü dönem seçilmemin başlarıydı; küçük torunum, evde ona bakan yardımcı ablasıyla beraber ara sıra belediyeye gelir, “Dede görebilir miyim seni, beş dakika oturabilir miyim seninle?” diye sorardı.

Siz evlenirken arkadaşlarınız bir gazete çıkarmış. ‘Bekarlık Sultanlıktır’ diye bir gazete; bana sürpriz. Gazeteci arkadaşlarım çıkarmıştı. Bir mizah gazetesiydi. Erkeklerin evlenmesi ile dalga geçen yazıların ve karikatürlerin olduğu bir gazete idi. Hala bir nüshası durur, saklıyorum.

Söylendiği gibi ‘kafasına koyduğunu yapan, tuttuğunu koparan’ birisi misiniz? Bir projeyi kafamda fikir olarak geliştirip sonra da onu gerçekleştirmek için gerekli verileri toplarım ve araştırmalarımı biraz daha derinleştirdikten sonra onun topluma çok faydalı olacağına inanıyorsam gerçekleştirmek için gerçekten inat ederim. Hangi engel çıkarsa çıksın vazgeçmem. Bazen engelleri aşamadığım yerlerde zamana bırakırım, tekrar uygun bir ortam bulunca yeniden onu ele alır ve gerçekleştirmek üzere çalışmaya koyulurum.

Üniversiteye Sivil Havacılık Bölümü kurdunuz. Arkasından havaalanı ve uçaklar geldi. Ülkemizdeki sivil havacılık adıma müthiş bir girişim. Bu adımları biraz anlatır mısınız? Biliyorsunuz 1. Hava Kuvveti Eskişehir’dedir, havacılığın beşiğidir yani Eskişehir. Hem lokomotif ve tren taşımacılığının kalbi hem de havacılığın kalbidir. Buna rağmen, Eskişehirliler her gün uçak sesleri duymalarına rağmen sivil hava ulaşımı yoktu. Askeri bölge olduğu için. Düşündüm ki eğer bir havaalanı kurabilirsek bu mümkün olabilir ama peki Eskişehir’e bunu nasıl kurarız? Tabii bir üniversitenin görevi havaalanı kurmak değildir ama Türkiye’nin sivil hava taşımacılığı konusunda hem pilot hem hava trafik elemanları hem de meydan işletmeciliği dahil bakım onarım tesislerine gerekli insan gücü ihtiyacı çok fazlaydı. Böyle bir okula ihtiyaç olduğu belli idi. Sivil Havacılık Yüksekokulu kurulmasını YÖK’ten talep ettim ve onaylandı. Onaylandı ama bir meydan gerekecekti. Kurtuluş Savaşı’nda da kullanılan ve halen Hava Kuvvetleri’ne tahsisli çok

büyük bir meydanımız vardı. Kullanılmıyordu. Bir bölümünü onlardan alarak, biraz da istimlak yapıp genişleterek üniversitenin imkanlarıyla bir havaalanı kurduk. Bir kısmını krediyle, bir kısmını parayla uçaklar satın aldık. Türkiye’nin ilk Sivil Havacılık Yüksekokulu’dur burası. Bugün iki yüze yakın pilot yetişmiştir oradan.

Sizin çizgi film merakınız da Anadolu Üniversitesi’ne yansımız durumda galiba. Türkiye’nin ilk ve tek çizgi film stüdyoları Anadolu Üniversitesi’ndedir ve o sektöre eleman yetiştirir bu stüdyolar. Bugün TRT’de oynayan Pepe çizgi filmi bile burada çekiliyor. Reklam şirketlerinin kullandığı bütün çizgi filmler buradan mezun olan öğrencilerin eserleri.

Yılmaz Büyükerşen, belediye başkanlığına devam edecek mi? Üç dönemdir sağ olsunlar Eskişehirliler her seçimde artan oylarla beni arka arkaya göreve getirdiler. Seçimler için henüz kararımı vermiş değilim. Bekliyorum. Aslında yeter demek gerekiyor bir noktadan sonra ama sevgili hemşerilerim yakamı pek bırakmıyorlar. Henüz karar vermediğimi görünce çok üstelemeye başladılar. Tabii yalnızca benim isteğim yetmiyor. Partinin de bu konudaki kararı önemli.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı için adınız geçiyor. Parti Genel Merkezi’nde o eğilimde düşünceler oluşmuş. Teklifler de oldu ama ben Eskişehir’den başka bir yere gitmem. Eskişehir’in daha da güzelleşmesi için belki son kez, bir kere daha başkanlık görevini üstlenmeyi düşünmem gerektiğini söylüyor Eskişehirliler.

Gelecek döneme ait yeni projeler, başka ilkler, şaşırtacak şeyler var mı? Bende proje bitmez. Bazen yattığım zaman uzun uzun proje düşünürüm ve onları düşünürken uyurum. Bir benzetmem vardı, basında da yer aldı; benim içimde bir çocuk var. O çocuk çok yaramaz. Durmadan yeni şeyler istiyor. Yeni şeyler yapmak peşinde. Hayal gücümü fazla zorluyor. Bir hemşerim de geçenlerde güzel bir benzetme yaptı benim için. “Sen hizmet veya yeni bir proje olunca kapı gıcırtısına bile oynarsın.” dedi.


48

SOSYAL SORUMLULUK / ANKARA MAMAK

MAMAK’IN ‘SOSYAL’ HAYATI

ÇOK DEĞİŞTİ

Bir kentte insanların mutlu olması için geniş yollar, büyük parklar, güzel sokaklar, yeni otobüsler yetmez. Caddelere, ulaşıma, doğalgaza, akıllı sistemlere, kentin temizliğine yatırım yapmak yetmez. Mutlu bir kent için insana yatırım yapmak gerekir. Mamak Belediyesi, örnek projelerle ve özellikle de kadınlarla çocuklara yatırım yaparak kentin sosyal yapısını çok değiştirdi.

Kadın ve çocuklara yönelik hazırlanan projeler sayesinde Mamak büyük bir sosyal değişim yaşıyor. Mamak Kültür Merkezi (MKM) bünyesindeki Aile Merkezleri ile kadınlara, Bilgi Evleri ile ise çocuklara yönelik hizmetler sunuluyor. MKM bünyesinde çalışmalar

yürüten Mamak Dayanışma Merkezi’nde de ihtiyaç sahibi kişilerin yetişiyor. Binlerce vatandaşa ulaşarak eğitim, sağlık, kültür hizmeti götüren projeler Mamak’ın sosyal yapısında ciddi değişimler yaratıyor.


49

Mamak’ta toplam on bir Bilgi Evi var. Alanında uzman kadrosuyla hizmet veren Bilgi Evleri, Mamak’ın en ücra noktalarına kadar eğitim hizmeti götürüyor ve yaklaşık 10 bin öğrenci bu evlerden faydalanıyor. Bilgi evlerine doğrudan kayıtlı 5 bin çok bulunuyor. Ayrıca bilgi evlerinin kütüphane, internet, bilgisayar gibi hizmetleri de bütün çocukların kullanımına açık. Çocuklar okul derslerinde eksik kaldıkları, takıldıkları noktalarda da Bilgi Evi öğretmenlerinden bire bir eğitim desteği alabiliyor. Eğitim hizmetinin yanı sıra çocuklara haftanın altı günü sosyal bir ortam da sunan bilgi evlerinde öğrencilerden hiçbir ücret alınmıyor. Kadınlar için de Mamak Türkiye’nin örnek ilçelerinden biri. Mamak genelinde toplam altı Aile Merkezi hizmet veriyor. Bunlara ek olarak üç Aile Merkezi daha açmayı planlayan Mamak Belediyesi, Aile Merkezlerinde kadınlara yönelik örnek çalışmalar yürütüyor. Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül sosyal projelerin toplumları şekillendirdiğine dikkat çekerek, “Mamak’ta pek çok noktada açılan aile merkezlerimizde çok farklı branşlarda kurslar veriliyor. Biz kurslarımızı Mamaklı kadınların ihtiyaçlarına göre şekillendirdik. Bu kurslara devam eden Mamaklı kadınlar da Mamak’ın geleceğini şekillendirecek. Buralarda yürütülen bütün faaliyetlerin odak noktasında kadınlar yer alıyor.

Güçlü bir toplum ve iyi bir gelecek için kendini geliştirmiş ve kendi ayakları üzerine durabilen bireyler yetiştirmeliyiz. Bizler aile merkezlerinde bu amaç doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kadınlarımızın sosyal hayatın içerisinde daha aktif olmalarını ve aile bütçesine katkı sağlamalarını istiyoruz. Aile Merkezlerimize gelen kadınlar bir yandan kişisel gelişim eğitimleri alırken bir yandan da beceri kursları ile kendilerini geliştiriyor” dedi. Kişisel gelişimden cilt bakımına, adab-ı muaşeretten sağlıklı beslenmeye, hasta haklarından medeni kanundaki kadın haklarına kadar pek çok alanda kadınlara yönelik kurslar açılıyor. Mamaklı kadınları çok daha güçlü ve bilinçli bireyler olarak yetiştirmeyi hedefleyen Aile Merkezleri, kursiyerlerini sene içerisinde gezilere de götürüyor. Gönüllüler tarafından yürütülen Mamak Dayanışma Merkezi, özellikle ihtiyacı olan vatandaşa yönelik yardımlarla dikkat çekiyor. Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül’ün eşi Zeliha Akgül’ün başında bulunduğu MDM, ihtiyaçlı vatandaşlara başta gıda olmak üzere psikolojik de destek sağlıyor. Mantı ve nikah şekeri atölyelerinde isteyen hanımlara istihdam sağlayan MDM’de, her ayın ilk on günü Mamaklı kadınların el emeği ürünlerini pazarlayarak aile bütçelerine destek sunma imkanını sağlayan Hanımeller Çarşısı’nı açıyor.


50

KENTSEL DÖNÜŞÜM / TRABZON

Zaman değiştikçe, yaşamlar da değişir. Kentlerin bu değişen yaşamlara en iyi olanakları sunabilecek özelliklere sahip olması, zamanın getirdiklerini akılla, teknolojiyle, mimari yaklaşımla ve estetik anlayışla kucaklamasına bağlıdır. Trabzon, Çömlekçi’de başlayan kentsel dönüşüm evrimi ile kentin insanına daha konforlu, daha modern, daha sağlıklı ve huzurlu bir yaşam sunmaya hazırlanıyor. Hazırlıkların arkasında da Büyükşehir Belediyesi ve TOKİ işbirliği var.

KENTSEL DÖNÜŞÜMDE

TRABZON’UN

BÜYÜK EVRİMİ


51

Belediye Başkanı Gümrükçüoğlu, “Trabzon halkına verdiğimiz sözü yerine getiriyoruz.” dedi.Etap etap gerçekleştirilecek olan proje kapsamında, kentsel dönüşümün yapılacağı ilk etap olarak belirlenen 22 bin 405 metrekarelik alanda Büyükşehir Belediyesi ekipleri yıkım çalışmalarını aktif biçimde sürdürüyor. Toplamda 123 binanın yıkılacağı 1. etapta şuana kadar bu binaların 94’ünün hak sahipleri ile anlaşma sağlandı ve 20’sinin yıkımı gerçekleştirildi. Bölgede gerçekleştirilmekte olan çalışmaları değerlendiren Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, 1. etap olarak belirlenen alandaki kamulaştırma ve yıkım çalışmalarında önemli ölçüde mesafe aldıklarını kaydetti. Kamulaştırma çalışmaları kapsamında bugüne dek hak sahiplerine, daire ya da dükkan karşılığı anlaşmaların dışında 51 milyon TL ödeme yapıldığını ifade eden Başkan Gümrükçüoğlu, “Çömlekçi; Esentepe Bölgesi, Sezai Uzay Caddesi ve Kaymaklı Mahallesi’nin bir kısmını da içine alan en büyük kentsel dönüşümdür. Burada da kentsel dönüşümü aynen Zağnos’ta izlediğimiz yoldan giderek yani etap etap yapmaktayız Kentsel dönüşüm çalışmalarımızda vatandaşımızın her zaman yanında olduk, herkesin hakkını koruduk. Bu ada 22 bin 400

Hatırası olan her yapıyı, kentin hafızası olan her unsuru özenle korumak gerekse de bazen de yıkıp yenisini yapacak kadar cesur, kararlı ve uzak görüşlü olmak çok önemlidir. Kentsel dönüşüm ile birlikte ülkemizde ilk akla gelenin ‘yıkım’ olmasının nedeni ise kentin gelecek planlarına ayak uyduramayacak ve güzel fotoğrafta pek de iyi durmayacak olan köhnemiş, sorunlu, plansız, işlerliğini yitirmiş yapıların çokluğudur. O yapılardan bir an önce kurtulmak, onların yerine yenilerini, kent halkının yaşamını güzelleştirecek olan projeleri inşa etmek gerekir. Trabzon Büyükşehir Belediyesi, sağlıklı bir kentsel dönüşüm konusunda büyük bir adım atarak çok önemli bir projeyi çok kısa sürede hayata geçirdi. Trabzon Büyükşehir Belediyesi ile TOKİ’nin birlikte yürüttükleri Çömlekçi kentsel dönüşümünde, yıkım çalışmaları ile söz konusu cadde üzerindeki yedi otelin on beş gün içinde ortadan kaldırılacağını ifade eden Büyükşehir

metrekarelik bir adadır. Bunun şu an ödemelerini yapmaktayız. Vatandaşlarımızın daha fazla hak talebinde mahkeme kararlarına uymakta ve mahkeme süreci gerektirmeyen parseller için de daire ya da dükkân mahsuplaşmasına karşın anlaşmasını imzalamaktayız. Şu ana kadar 22 bin 400 metrekarelik bu alanda mahsuplaşmaların ve dükkân-daire karşılığı anlaşmaların dışında 50 milyon 946 bin TL ödeme yapmış bulunmaktayız. Çömlekçi birinci etap kentsel dönüşüm alanında bulunan 123 binadan 91’i ile anlaşma sağlandı. Diğer binaların hak sahipleri ile görüşmeler devam ediyor, anlaşma sağlanan binaların 16’sı Belediyemiz tarafından yıkıldı. Avam proje tasarımlarımızı iki üç alternatifi ile tamamlamış bulunmaktayız. Bu hafta şehrimize teşrif edecek olan TOKİ’nin yeni Başkanı Sayın Mehmet Ergün Turan ile yerinde tetkiklerimizle orada neyi nasıl yapacağımızı kararlaştırmış olacağız.” dedi.


52

BİR KENT BİR MEKAN / BURSA NİLÜFER

YAZIYA İLHAM VERECEK ÖRNEK BİR ‘EV’

Dünyanın en enteresan köylerinden biri. Sularında mitolojik çağ tanrıçalarının yüzdüğü bir göl kenarı. Gezginlerin, gerçeği görmek için doğaya bakanların, fotoğraf karesinde hayatın en özel anını arayanların uğrak yeri. Edebiyat işte böyle bir köyde kendine harika bir ev buldu. Nilüfer Belediyesi, başka ülkelerin, başka kentlerin yazarlarına dünyanın bu en özelyerlerinden birinde evkonforunda bir çalışma olanağı sunuyor. Göl Yazıevi, kim bilir ne büyük hikayelerin doğduğu yer olacak.


53

Dünyada bazı örnekleri var; yazarlar bir kentin belediyesi tarafından misafir edilir, kendilerine yeni eserlerinin yaratımı süresince konaklayacakları bir ev hazırlanır ve orada kimi zaman müthiş bir roman, kimi zaman edebiyat tarihinin en kıymetli eserlerinden biri kabul edilecek olan bir şiir ortaya çıkar. Yazarlar için Bursa’ya bağlı Gölyazı’da Nilüfer Belediyesi tarafından böyle bir yazar evi hazırlandı. Nilüfer Belediyesi bir tandan tarihi mirasa sahip çıkarken bir yandan da bu mirası günümüz için çok değerli kültür sanat eserlerine dönüştürüyor ve bu yapıları yeniden günlük yaşamın birer parçası haline getiriyor. Gölyazı’da bulunan ve 19. yüzyıla ait olan Aziz Panteleimon Kilisesi’nin yanındaki yapıyı restore eden Nilüfer Belediyesi, yazar ve çevirmenleri ev ortamında ağırlayabilmek için tasarlanarak Göl Yazıevi olarak kapılarını geçtiğimiz günlerde açtı. Açılışta edebiyatçılar Cevat Çapan, Ali Arda, Burhan Sönmez, İsveçli Yazar Asa Lind de vardı. Açılışta konuşan Başkan Mustafa Bozbey, “Göl Yazıevi, bize bambaşka dünyaların varlığını gösteren yazar ve çevirmenler için uluslararası ölçekte hizmet verecek. Turizm potansiyeli bakımından çok önemli bir mahallemiz olan ve mübadelenin izlerini taşıyan Gölyazı’da sanata değerli bir yatırım yapmaktan mutluyuz. Sanatçı bu kadar göz ardı edilirken, devletin kültür sanat alanındaki en köklü kurumları adeta çürümeye terk edilirken, özel tiyatrolara, sanata gönül veren kişi ve kurumlara adeta sırt çevrilirken hatta Devlet Tiyatroları’nı, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüklerini kaldıracak yasa tasarısı Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altına gelmişken, biz bir yerel yönetim olarak sanatı sahiplenme sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz. Sanattan beslenmek zorundayız, zorundayız, zorundayız. Yüz çevirdiğiniz yazarlar, şairler, tiyatrocular, heykeltıraşlar, bir ülkenin aslında en önemli hazineleridir. Nilüfer Belediyesi olarak biz 15 yıldır sanatın, sanatçının yanında olan dik duruşumuzu koruyoruz. Çocuklarımızı küçük yaşlardan itibaren sanatla buluşturuyor, Nilüfer’de yaşamın ritmine sanat katıyoruz.” dedi. Göl Yazıevi, iki katlı küçük bir köy evi. Ev, aynı anda iki yazarın kalıp çalışmalarını sürdüreceği biçimde düzenlemiş. Yazarın verimli çalışabilmesi için gerekli bütün konforun mutfak, yatak odaları, yemek salonu, çalışma odası, banyo vs olmak üzere tam anlamıyla bir ev niteliğinde düzenlenmiş olmasının yanı sıra çalışma odasında bilgisayar, yazıcı ve gerekli diğer ofis gereçleri de var. Ev ilk sakinlerini ağırladı bile. Göl Yazıevi’nin ilk konukları, çocuk kitapları Türkçede de yayımlanmış ünlü İsveçli yazar Asa Lind ve çevirmen Ali Arda oldu.

Göl Yazıevi’nin dünya yazar evleri zincirine dahil olması için gerekli girişimler de yapılmış ve bu evde kalacak yazar ve çevirmenleri belirlemek için bir yönetmelik taslağı hazırlanmış. O yönetmelik uyarınca kurulacak bir kurul, Türkiye’den ve dünyadan gelecek başvuruları değerlendirecek.


54

KÜLTÜR SANAT / İSTANBUL BEYLİKDÜZÜ

Barışın bütün dünyayı sarması, bütün kentlerin barış içinde yaşaması, herkesin birbirini barışla kucaklaması elbette mümkün. Bunu sağlayacak olan kişilerin başında da yerel yöneticiler geliyor. Beylikdüzü Belediyesi, barış ve sevgi dolu günler umuduyla hayata geçirdiği çok özel bir etkinlikle bütün yerel yöneticilere örnek olacak bir coşku yarattı ve bunu da barışın en yol arkadaşı olan sanatla yaptı.

BARIŞ GÜVERCİNLERİ

BEYLİKDÜZÜ’NDEN HAVALANDI


55

herkesin bildiği eskimeyen şarkılarını Beylikdüzü halkı ile birlikte seslendirdi. Grup üyeleri Fuat ve Özkan’ın, solo performanslarının ardından sahneye çıkan Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, MFÖ’ye teşekkür ederek, “Eğer bir millet Mazhar, Fuat, Özkan gibi sanatçılar yetiştirebiliyorsa her şeyi başarabilir. Beylikdüzü’nde de böyle bir koro varsa, Beylikdüzü en güzel ilçeyi yaratabilir. Hepinizi sevgi ve saygı ile selamlıyorum.” dedi.

Beylikdüzü Belediyesi,30 Ağustos-13 Eylül arası gerçekleştirilen Beylikdüzü Barış ve Sevgi Buluşmaları’nda 14 gün boyunca birbirinden değerli sanatçıya ev sahipliği yaparak, dolu dolu bir etkinlik programına imza attı. Türkülerin kraliçesi Selda Bağcan, Dünya Barış Günü’nde verdiği muhteşem konsere güçlü sesiyle damgasını vurdu. Konserde sahneye elinde güvercinlerle çıkan Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, eşi Dilek İmamoğlu, Milletvekili Süleyman Çelebi ve Sanatçı Selda Bağcan ile birlikte ‘Yurtta Barış, Dünya’da Barış’diyerek barış güvercinlerini gökyüzüne bıraktı. Selda Bağcan dışında MÖF, Şevval Sam, Gripin, Yaşar, Enbe Orkestrası ve Atiye’nin de sahne aldığı Beylikdüzü Barış ve Sevgi Buluşmaları’nda sahneye çıkan Beylikdüzü Belediye Başkanı İmamoğlu, “Barışa ve sevgiye her zaman katkıda bulunmaktan geri durmayan cesur sanatçılara bugün dünden daha çok ihtiyacımız var. Bu anlamlı günde bizlerle olan değerli sanatçılarımıza çok teşekkür ediyoruz.” dedi. Etkinlikler boyunca konserlerin yanı sıra çeşitli yarışma ve söyleşiler de gerçekleştirildi. Beylikdüzü Belediyesi, 30 Ağustos Zafer Bayramı’yla başlattığı etkinliklerinde, Türk Ulusunun kurtuluşunu hazırlayan kararların verildiği Sivas Kongresi’nin 95. yıldönümü, Dünya Barış Günü, Dünya Okuma Yazma Günü ve İzmir’in Kurtuluşu gibi tarihi günleri de bu etkinlikler kapsamında özel programlarla kutladı. Kapanış gecesini Türkiye’nin efsane grubu MFÖ konseriyle taçlandıran Beylikdüzü Belediyesi, alanı dolduran on binlerce kişiye muhteşem bir akşam yaşattı. Büyük küçük herkesin hayranlıkla dinlediği efsane grup, Asabiyim Ben, Yaşın 19, Mecburiyetten, Psikopat, Sarı Laleler, Güllerin İçinden gibi





Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.