Plastik Araştırma, Geliştirme ve İnceleme Dergisi
www.pagev.org
pagev
pagevtv
pagev1989
pagev1989
Sayı| 148 2018-5
I R E L T E Y I L A M I
ENERJ
N I N I C I Y A N SA UNU C U G T E REKAB
ISSN: 1302-6925
ISSN: 1302-6925
I T T A L F I ZAY
PLASTEURASIA 30 ÜLKENİN ALIM HEYETİNİ AĞIRLIYOR
PAGÇEV ÇALIŞIYOR GERİ DÖNÜŞÜM KAZANIYOR
PAGEV ZİRVESİNDE AMBALAJIN GELECEĞİ KONUŞULDU 38
44
ÇEVRE BAKANI KURUM’A KRİTİK ZİYARET 132
56
ISITMA+SOĞUTMA
Segmentinde E kompakt
N
Tek-Çift Su Devresi
2
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
Otomatik free cooling özelliği
tasarruflu ekonomik
Hava-Su Soğutmalı
+- 1 0C hassasiyet
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
3
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
5
Y ORIGI NA ALIT L QU
Y ORIGI NA ALIT L QU
HEST PRODUC T HIG
100 % ORIGINAL P R OD UC T
EST PRODU GH CT HI
6
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
JFLEKS üretim müdürü Sayın Lütfü DURMAZ’a neden AYTEK SOĞUTMA’yı tercih ettiklerini sorduk. Firmanız Hakkında Kısaca Bilgi Alabilir Miyiz? Firmamız yaklaşık 50 yıldır yüksek kalite hassasiyetinin bilincinde olarak Kauçuk ve Plastik ürünlerin üretimini gerçekleştirmektedir. Şu anda Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’nde 3.500 M2 lik üretim tesisimizde faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz. Bu üretimi gerçekleştirirken DIN EN ISO 9001:2000 normlarına bağlı kalmaktayız. Lütfü DURMAZ JFLEKS Üretim Müdürü
Mevcut Soğutma Sistemleriniz Hakkında Bilgi Verir Misiniz? Şu anda üretim hattımızda Aytek soğutma üretimi olan 380.000 kcal. NOVATECH serisi hava soğutmalı chiller kullanıyoruz. Aytek Soğutma İle Nasıl Tanıştınız Ve Tercih Sebebiniz Nedir? Aytek soğutma ile YATO makine aracılığı ile tanıştık. Aldığımız makinenin yanında Aytek soğutma üretimi kalıp şartlandırıcılar vardı tanışmamız bu sayede oldu. Daha sonra chiller yatırımı için çalışma başlattık. Fiyat ve performans karşılaştırmaları çok mantıklı geldi, referans soruşturması da iyi sonuçlar verince tercihimiz Aytek soğutma oldu. Şu anda kullandığınız Soğutma cihazlarımızın performansı hakkında neler söylemek istersiniz? Kullandığımız Chiller cihazı kapasitemizin üstünde bir cihaz. Şu ana kadar tam kapasite çalıştırma imkanımız olmadı fakat hiç sorunsuz çalışıyoruz. Tam kapasite ile çalışmaya başladığımızda bir problem yaşayacağımız düşünmüyorum. Kurulum Ve Çalıştırma Esnasında Servis Hizmetlerimiz Hakkında Ne Söylemek İstersiniz? Kurulum esnasında cihazla ilgili yeterli bilgi verildi. Servis konusunda Aytek soğutmadan çok memnunum. Özellikle Onur beye çok teşekkürlerimi iletiyorum. Kendisine ulaşamadığımız zaman bile en geç bir iki saat içinde geri dönüş yapıp hızlı bir şekilde servisi yönlendiriyor.
itechchillers-2018
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
7
8
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
9
ENERJİ MALİYETLERİ SANAYİCİNİN REKABET GÜCÜNÜ ZAYIFLATTI
84
röportaj
PLASKO PLASTIK YÖNETIM KURULU BAŞKANI ENDER GÜNAY
54
haber
haber
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
56
BAKAN MURAT KURUM’A PAGEV HEYETİNDEN KRİTİK ZİYARET
EPSDER YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDEM ATEŞ
PAGEV ZİRVESİNDE AMBALAJIN GELECEĞİ KONUŞULDU
10
haber
röportaj
TEK KULLANIMLIK PLASTİK YASAĞINDA AB KONSEYİ BELİRLEYİCİ OLACAK
44
12
108
haber
38
PLASTEURASIA 2018 30 ÜLKENIN ALIM HEYETLERINI AĞIRLIYOR
haber
142
sağlık
SIFIR ATIK PROJESİ KÜLLİYE’NİN HİMAYESİNDE BÜYÜYOR
132
104
AĞRI MEZOTERAPİSİ HAKKINDA HERŞEY
PAGÇEV
PAGÇEV GERİ DÖNÜŞÜM ÇALIŞMALARINA DEVAM EDİYOR
BİR YENİ YIL RÜYASI: LAPONYA
gezi rehberi 66
PAGEV PLASTİK DERGİSİ PAGEV Plastik Araştırma, Geliştirme ve İnceleme Dergisi Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı PAGEV’in Yayın organıdır. İmtiyaz Sahibi PAGYAY Yayıncılık Turizm ve Ticaret Ltd.Şti. adına,
Yavuz EROĞLU Genel Koordinatör
Aziz ÖZAY
Yayın Yönetmeni
Ertan GÜNEŞ Yazı İşleri
Yağmur CENGİZ Reklam ve Halkla İlişkiler
Uğur AKTEL Yapım
Kadir ÇAÇA Film Medya Tasarım Karakter Color Matbaası A.Ş.
Matbaa Sertifika No: 12799
Yayın Danışma Kurulu
Prof. Dr. Atilla GÜNGÖR | Marmara Ü. Prof. Dr. Duygu KISAKÜREK | ODTÜ Prof. Dr. Erhan PİŞKİN | Hacettepe Ü. Prof. Dr. Güneri AKOVALI | ODTÜ Prof. Dr. Hüseyin YILDIRIM | YTÜ Prof. Dr. İskender YILGÖR | Koç Ü. Prof. Dr. Mehmet Ali GÜRKAYNAK | İstanbul Ü.
Prof. Dr. Mehmet E. YURCİ | YTÜ Prof. Dr. Nurseli UYANIK | İTÜ. Prof. Dr. Paşa YAYLA | Kocaeli Ü. Prof. Dr. Tekin ARDA | Newport Ü. Prof. Dr. Mustafa ÖKSÜZ | Marmara Ü. Doç. Dr. C. Gazi UÇKUN | Kocaeli Ü. Doç. Dr. Recep YENİTEPE | Marmara Ü. Doç. Dr. Sami SAYER | Ege Ü. Doç. Dr. Çetin KARATAŞ | Gazi Ü. Dr. Mevlüt ÇETİNKAYA | PETKİM Dr. Yakup ÜLÇER | RESİNEX Elçin OĞUZHAN | TEKNOPOLİMER Engin SOKULLU | TEKNOİNTEL Metin BİLGİLİ | ARÇELİK Murat CANSEVER | EUROTEC Erkan İNDİBAY | ZİRVE POLİMER
Yayın Türü
yerel süreli 2 ayda bir yayınlanır
ISSN: 1302-6925
PAGEV Plastik Dergisi hakkında görüşlerinizi pagyay@pagev.org.tr adresine gönderebilirsiniz.
Halkalı Cd. Tez-İş Merkezi No:132/1 Kat: 4 Sefaköy-İstanbul +90 212 425 13 13 +90 212 624 49 26
Sayı 148 | 2018-5
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
11
The Extrusioneers
Viewing the big picture – down to the last detail Reifenhäuser pools the Reifenhäuser Technology Network’s components business in its Extrusion Systems Business Unit. The focus is on hot-part components, i.e. melt control and moulding components for the extrusion process: screws and barrels, extruders, screen changers, spinnerets as well as flat dies and spunbond tools. All components are designed with a customer focus in mind. For maximum efficiency and perfection – down to the last detail.
Find more information about us online on www.reifenhauser.com You have questions? sales@reifenhauser.com 12
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
Visit us in Hall 2, Booth 241 5 – 8 December 2018
Hedeflerimize koşmayı sürdüreceğiz Saygıdeğer Meslektaşlarım, PAGEV olarak kurulduğumuz günden bu yana Türk plastik sektörümüzü ileri taşıyacak çalışmaları hayata geçirmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Bugün dünyanın altıncı, Avrupa’nın ise ikinci en büyük plastik üreticisi konumunda bulunuyoruz. Bu büyük bir başarı ancak yeterli değil… Liderliği hedefliyoruz ve tüm organizasyonlarımızı bu hedefler doğrultusunda şekillendiriyoruz. Liderliğe giden yolda yarının ihtiyaçlarını karşılamanın ne denli önemli olduğunu biliyoruz. Bu doğrultuda bir yandan sektörümüzün mevcut şartlarını iyileştirmeye odaklanırken, Türk plastik sanayinin geleceğine dair çalışmaları da gündemimizden düşürmüyoruz. PAGEV olarak her yıl düzenlediğimiz kongre ve fuarlarla plastik sektörünü tüm yönleri ile ele alıyoruz. Söz konusu organizasyonlar sektörün sorunları için çözüm yolları sunarken, sanayicilerimize yeni ufuklar açma noktasında da önemli rol oynuyor. Bu yıl 13.’sünü hayata geçireceğimiz “PAGEV Türk Plastik Endüstrisi Kongresi” plastik sektörünü gelecekte nelerin beklediğine dair önemli ipuçları verecek. Birbirinden değerli konuşmacıların yer aldığı Kongremizde; nano teknolojilerden inovasyona, geri dönüşümden Endüstri 4.0’a çok geniş yelpazede geleceğin plastikleri masaya yatırılacak. EuPC-Avrupa Plastik Üreticileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Renato Zelcher, PlasticsEurope Avrupa Hammadde Üreticileri Derneği İcra Direktörü Karl Foerster, ACC Amerikan Kimya Konseyi Genel Müdürü Keith A. Christman, GPCA Körfez Ülkeleri Petrokimya ve Kimya Birliği Genel Sekreteri Dr. Abdulwahab Al-Sadoun gibi sektörümüzün önemli temsilcilerini kongremizde ağırlamaktan gurur duyacağız. Sektörümüzün en önemli buluşma noktalarından biri hiç şüphe yok ki tam 28 yıldır hayata geçirdiğimiz PlastEurasia Fuarı. Bizimle birlikte çalışarak organizasyonumuzdan desteğini esirgemeyen TÜYAP’a teşekkür etmek isterim. Her geçen yıl daha fazla firmanın katıldığı, ziyaretçi sayısının arttığı PlastEurasia Fuarı sektörün gelişim çizgisinde önemli bir yer tutuyor. Geçtiğimiz yıl 43 ülkeden bini aşkın firma temsilcisi ile yerli ve yabancı 50 binden fazla sektör profesyonelini ağırlayan fuarımızı bu yıl yüzden fazla ülkeden 8 bine yakın uluslararası ziyaretçinin ve toplamda 60 bini aşkın sektör temsilcisinin ziyaret etmesini bekliyoruz. Ayrıca Rusya, Suudi Arabistan, Irak, Filistin, Yunanistan ve Azerbaycan başta olmak üzere 31 ülkeden
alım heyetlerine ev sahipliği yapacak fuarımızın yeni iş birlikleri için önemli fırsatlar sunacağına inanıyoruz. Dünyanın en büyük ikinci, Avrasya’nın en büyük plastik fuarı olan PlastEurasia, sanayicilerimiz açısından dünyaya açılan bir kapı olma misyonunu önümüzdeki yıllarda da sürdürerek sektörün büyümesine katkı sağlamaya devam edecek. Bugün Türkiye’nin yıllık plastik mamül üretimi 10 milyon tona ulaşmış durumda. Ülke ekonomisine 37 milyar dolarlık katkı yapan sektörümüz, doğrudan ve dolaylı toplam 12 milyar dolarlık ihracata imza atıyor. Sektörde hizmet veren irili ufaklı 14 bin firmamız 250 bin kişiye istihdam sağlıyor. Plastik sanayimiz tüm zorluklara rağmen büyümesini sürdürürken yaklaşık yüzde 60 artan enerji maliyetleri, sektörün en büyük sorunlarından biri olmaya devam ediyor. Plastik ürünlere zam olarak yansıyacak bu enerji artışlarının iç piyasada enflasyonu yükseltmesi, uzun vadede ise talebi düşürme riski taşıdığı öngörülüyor. İhracat ayağında ise enerji bir avantaj olmaktan çıkıp rekabeti zorlaştırır konuma gelme riski taşıyor. Yazının başında Türk plastik sektörümüzün hedefinin liderlik olduğunu belirtmiştik. Sektör temsilcileri olarak hedefimize kitlenmiş durumdayız. Liderliğe giden bu yolda plastik sanayimizin önüne çıkan tüm engelleri aşmak için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da çalışmayı sürdüreceğiz. Karşılaştığımız sorunlara rağmen yeni bir yıla yaklaşmanın heyecanıyla umut doluyuz. Bu vesileyle 2019’un, birlikte nice başarılara imza atacağımız bir yıl olmasını diliyorum. YAVUZ EROĞLU PAGEV BAŞKANI PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
13
14
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
PAGEV BAŞKANI YAVUZ EROĞLU:
YUKSEK ENERJI MALIYETLERI
SANAYİCİNİN REKABET GÜCÜNÜ ZAYIFLATIYOR
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
15
Türkiye ekonomisine 37 milyar dolarlık katkı sağlayan Plastik Sektörü, fiyatı yüzde 60 oranında artan enerji maliyetleri nedeniyle zorlu bir süreçten geçiyor
T
ürkiye elektrik enerjisi tüketimi 2017 yılında bir önceki yıla göre yüzde 5,6 artışla 294,9 milyar kWh, elektrik üretimi ise bir önceki yıla göre yüzde 7,7 oranındaki artışla 295,5 milyar kWh’e ulaştı. İmalat sanayi 91,8 milyar kWh elektrik tüketimiyle en çok elektrik tüketen sektör oldu. Plastik sanayinin elektrik tüketiminin 15 milyar kWh seviyelerinde olduğunu söyleyen PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, bu tablonun Türkiye’deki imalat sanayinin toplam elektrik tüketiminin yüzde 16,7’sinin plastik sanayinin üretimi için kullanıldığını gösterdiğini belirtti. Veriler Türkiye toplam elektrik tüketiminin yaklaşık yüzde 5’inin plastik üretimi için harcandığını gösterirken ülke ekonomisine en çok katkı sağlayan sektörlerden
16
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
biri olan plastik sanayi yüksek enerji maliyetleri karşısında zorlanıyor. Eroğlu konuyla ilgili açıklamasında, “dünyanın en büyük altıncı, Avrupa’nın ise en büyük ikinci plastik üreticisi konumunda bulunan Türkiye’nin yıllık plastik mamül üretimi 10 milyon tona ulaşmış durumda. Türkiye’nin dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı hedeflediği göz önüne alındığında plastik sanayi, şimdiden bu hedefin üzerine çıkmış durumda. Ülke ekonomisine 37 milyar dolarlık katkı yapan sektör, doğrudan ve dolaylı toplam 12 milyar dolarlık ihracata imza atıyor. Sektörde hizmet veren irili ufaklı 14 bin firma 250 bin kişiyi istihdam ediyor” dedi.
ENERJİ FİYATLARI YÜZDE 60 ARTTI Plastik sanayi tüm zorluklara rağmen büyümesini sürdürürken artan enerji maliyetleri sektörün en büyük sorunlarından biri olmaya devam ediyor. Örneğin; bir tesiste 2018 yılı başında 0,28 TL/kwh olan enerji fiyatları 0,44 TL/kwh seviyelerine çıkmış durumda. Bu da ortalama yüzde 60 civarında bir artışa karşılık geliyor. Üretim ve ürün tipine göre değişmekle birlikte plastik sektörünün toplam maliyetleri içerisinde yüzde 3 ila 10 arasında payı olan enerji maliyetlerindeki bu artış gittikçe zorlaşan piyasa ve rekabet koşullarında sektörün rekabet gücünü olumsuz etkiliyor.
SANAYİCİNİN YÜKÜ AĞIRLAŞTI Hali hazırda iyice zorlaşan finansman koşullarında peşin ödenen elektrik faturaları sanayici için ağır bir yüke dönüşüyor. Bu şartlar altında ürün maliyetlerine yansıtılacak enerji artışlarının iç piyasada enflasyonu arttıracağı, uzun vadede ise talebi düşürme riski taşıdığı öngörülüyor. İhracat ayağında ise enerji bir avantaj olmaktan çıkıp rekabeti zorlaştırır bir konuma gelme riski taşıyor. Enerji verimliliğine odaklanan Türk plastik sektörü, enerji verimliliği yüksek soğutucular, kompresörler, full elektrikli makinalara yönelmiş durumda. Bu tür yatırımların artması için ekonomi yönetiminin var olan destekleri arttırıp etkinleştirmesi büyük önem taşıyor
Ayrıca özellikle hane halkı için daha düşük, ancak sanayiye daha yüksek uygulanan artışlar ve sanayi elektriğinin avantajının ortadan kaldırılması sanayi yatırımlarına olumsuz yansıyor. Bu noktada uzun vadeli kalkınmaya ve üretime destek için istihdam ve büyüme motoru sanayinin enerji ihtiyacı rekabetçi koşullarda çözülmelidir. ELEKTRİK ÜRETİMİ ARTIYOR Türkiye elektrik enerjisi tüketimi 2017 yılında bir önceki yıla göre yüzde 5,6 artarak 294,9 milyar kWh, elektrik üretimi ise bir önceki yıla göre yüzde 7,7 oranında artarak 295,5 milyar kWh olarak gerçekleşmiştir. Elektrik tüketiminin 2023 yılında baz senaryoya göre yıllık ortalama yüzde 4,8 artışla 385 TWh’e ulaşması beklenmektedir. 2017 yılında elektrik üretimimizin, yüzde 37’si doğal gazdan, yüzde
33’ü kömürden, yüzde 20’si hidrolik enerjiden, yüzde 6’sı rüzgârdan, yüzde 2’si jeotermal enerjiden ve yüzde 2’si diğer kaynaklardan elde edilmiştir. 2018 yılı ilk yarısı itibarıyla ülkemiz kurulu gücü 87.139 MW’a ulaşmıştır. 2018 yılı ilk yarısı sonunda kurulu gücümüzün kaynaklara göre dağılımı; yüzde 32,0’ı hidrolik enerji, yüzde 26,4’ü doğal gaz, yüzde 21,4’ü kömür, yüzde 7,7’si rüzgâr, yüzde 5,4’ü güneş, yüzde 1,3’ü jeotermal ve yüzde 5,8’i ise diğer kaynaklar şeklindedir SANTRAL SAYISI 6.886’YA ULAŞTI Ayrıca ülkemizde elektrik enerjisi üretim santrali sayısı, 2018 yılı ilk yarısı itibarıyla 6.886’ya (Lisanssız santraller dahil) yükselmiştir. Mevcut santrallerin 636 adedi hidroelektrik, 41 adedi kömür, 232 adedi rüzgâr, 40 adedi jeotermal, 303 adedi doğal gaz, 5.422 adedi güneş, 212 adedi ise diğer kaynaklı santrallerdir. PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
17
Petrol, hidrojen ve karbondan oluşan ve içerisinde az miktarda nitrojen, oksijen ve kükürt bulunan çok karmaşık bir bileşim. Normal şartlarda gaz, sıvı ve katı halde bulunabilir. Gaz halindeki petrol, imal edilmiş gazdan ayırt edilmek için genelde doğalgaz olarak adlandırılır
Dünya enerji ihtiyacının üçte birini petrol karşılıyor
2
017 yılı dünya ispatlanmış petrol rezervi 1.696,6 milyar varil olarak tespit edilmiştir. Petrol rezervinin 807,7 milyar varili (yüzde 47,6) Orta Doğu ülkelerinde, 330,1 milyar varili (yüzde 19,5) Güney ve Orta Amerika ülkelerinde, 226,1 milyar varili (yüzde 13,3) Kuzey Amerika ülkelerinde bulunmaktadır. 2017 yılında dünya petrol üretimi 97,4 milyon varil/gün’e ulaşmıştır. Birincil enerji kaynakları arasında stratejik konuma sahip olan ham petrol 2017 yılı itibarıyla dünya
18
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
enerji talebinin yüzde 33,7’sini karşılamıştır. Dünya üretilebilir petrol ve doğal gaz rezervlerinin yaklaşık yüzde 70’lik bölümü ülkemizin yakın coğrafyasında yer almaktadır. Türkiye, jeopolitik konumu itibarıyla dünya ispatlanmış petrol ve doğal gaz rezervlerinin dörtte üçüne sahip bölge ülkeleriyle komşu olup enerji zengini Hazar, Orta Asya, Orta Doğu ülkeleri ile Avrupa’daki tüketici pazarları arasında doğal bir “Enerji Merkezi” olmak üzere pek çok önemli projede yer
almakta ve söz konusu projelere destek vermektedir. 2030 yılına kadar yüzde 40 oranında artması beklenen dünya birincil enerji talebinin önemli bir bölümünün içinde bulunduğumuz bölgenin kaynaklarından karşılanması öngörülmektedir. 2017 yılında 25,8 milyon ton olarak gerçekleştirilen ham petrol ithalatımızın yanı sıra 16,8 milyon ton petrol ürünü ithal edilmiştir. Buna karşın 10,1 milyon ton petrol ürünü ihraç edilmiştir.
Türkiye 2017’de 53,5 milyar m³ doğalgaz tüketti
B
ir petrol türevi olan doğal gaz: yanıcı, havadan hafif, renksiz ve kokusuz bir gazdır. Başta metan (CH4) ve etan (C2H6) olmak üzere çeşitli hidrokarbonlardan oluşur. Yer altında, genellikle petrol ile birlikte veya gaz rezervuarlarında bulunur. Kaynağından çıkarıldığı haliyle herhangi bir işlemden geçirilmeksizin kullanılabilen doğal gaz, boru hatları ile veya sıvılaştırılarak tankerlerle taşınır. Doğal gaz rezervlerinin 79,1 trilyon metreküpü (yüzde 40,9) Orta Doğu ülkelerinde, 62,2 trilyon metreküpü (yüzde 32,1) Avrupa ve Avrasya ülkelerinde, 33,1 trilyon metreküpü (yüzde 17,1) Afrika/Asya Pasifik ülkelerinde bulunmaktadır. 2017 yılı doğal gaz tüketimimiz 53,5 milyar m3 olarak gerçekleşmiştir.
DEPOLAMA TESİSLERİNDE KAPASİTE GENİŞLEDİ Türkiye doğal gaz arz-talep dengesi dikkate alındığında yıllık gaz talebinin karşılanmasında herhangi sorun bulunmamaktadır. Ancak, talebin yoğun olduğu kış aylarında ve talebin en üst noktaya çıktığı dönemlerde kaynak ülkelerdeki veya güzergâh ülkelerdeki aksamaların neden olabileceği dönemsel arz-talep dengesizliklerini ortadan kaldırmak için çalışmalar sürdürülmektedir. Bu kapsamda, kapasitesi 2,84 milyar Sm3 olan Silivri, Kuzey Marmara ve Değirmenköy Doğal Gaz Depolama Tesisi’nin toplam depolama kapasitesinin 4,6 milyar Sm3’e, geri üretim kapasitesinin ise 75 milyon Sm3/gün’e çıkarılması hedeflenmektedir. Diğer taraftan yapım çalışmaları devam etmekte olan Tuz Gölü Doğal Gaz Yer Altı Depolama Projesi’nde ilk faz tamamlanmış ve doğal gaz depolanmaya başlanmıştır. 2023 yılı itibarıyla bu
yer altı deposunun toplam çalışma gazı kapasitesinin 5,4 milyar Sm3’e ve geri üretim kapasitesinin 80 milyon Sm3/gün’e çıkarılması hedeflenmektedir. Bir ilk olarak arz kaynakları ve güzergâhlarının çeşitlendirilmesi amacıyla, Yüzer LNG Depolama ve Yeniden Gazlaştırma Tesisleri (FSRU) Aliağa/İzmir ve Dörtyol/ Hatay’da işletmeye alınmıştır. Saros Yüzer LNG Depolama ve Gazlaştırma Ünitesi (FSRU)’nin İletim Şebekesine Bağlantı Sistemine yönelik çalışmalar ise devam etmektedir. Ayrıca, yurt içinde petrol ve doğal gaz arama ve üretim çalışmalarına önem ve öncelik verilmeye devam edilecektir. Ülkemizin orta ve uzun vadede bir doğal gaz ticaret merkezi konumuna gelmesine yönelik politikamız sürdürülecektir. Bu kapsamda, gerek satın alma gerekse yerli imalat yoluyla iki adet sismik arama ile bir adet sondaj gemisi temin edilmiştir.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
19
Dünyanın en büyük kömür rezervi Amerika Birleşik Devletleri’nde Dünya kömür rezervlerinin en büyük kısmı (250,9 milyar ton) ABD’de yer alıyor. ABD’yi 160,4 milyar ton ile Rusya ve 144,8 milyar ton ile Avustralya izliyor
D
ünya genelinde kömür rezervlerinin 323,6 milyar tonu (yüzde 31,3) Avrupa-Avrasya ülkelerinde, 424,2 milyar tonu (yüzde 41,0) Asya-Pasifik ülkelerinde, 258,7 milyar tonu (yüzde 25,0) Kuzey Amerika ülkelerinde, 14,4 milyar tonu (yüzde 1,4) Afrika-Doğu Akdeniz ülkelerinde ve 14,0 milyar tonu (yüzde 1,4) Orta ve Güney Amerika ülkelerinde bulunmaktadır. Linyit, ısıl değeri düşük, barındırdığı kül ve nem miktarı fazla olduğu için genellikle termik santrallerde yakıt olarak kullanılan bir kömür çeşididir. Buna rağmen yerkabuğunda bolca bulunduğu için sıklıkla kullanılan bir enerji hammaddesidir. Taşkömürü ise yüksek kalorili kömürler grubundadır. Dünya Enerji Konseyi tarafından 80 civarında ülkede bulunduğu raporlanan dünya kömür rezervlerinin en büyük kısmı (250,9 milyar ton) ABD’de yer almaktadır. ABD’yi 160,4 milyar ton ile Rusya Federasyonu ve 144,8 milyar ton ile Avustralya izlemektedir. Diğer kömür zengini ülkeler arasında; Çin (138,8 milyar ton), Hindistan (97,7 milyar ton), Almanya (36,1 milyar ton), Ukrayna (34,4 milyar ton), Polonya (25,8 milyar ton), Kazakistan (25,6 milyar ton) ve Endonezya (22,6 milyar ton) bulunmaktadır. Dolayısıyla, dünya kömür rezervlerinin yüzde 90’ından fazlası bu dokuz ülkenin sınırları içinde yer almaktadır. Dünya Enerji Konseyi’nin araştırmalarına göre; dünya kanıtlanmış işletilebilir kömür
20
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
rezervi toplam 892 milyar ton büyüklüğündedir. Söz konusu rezervin; 403 milyar tonu antrasit ve bitümlü kömür, 287 milyar tonu alt bitümlü kömür ve 201 milyar tonu ise linyit kategorisindedir. Dünya 2015 yılı toplam kömür üretimi dikkate alındığında, küresel kömür rezervlerinin yaklaşık 134 yıl ömrü bulunduğu hesaplanmaktadır. Son yıllarda yürütülen ciddi kömür arama faaliyetleri sonucunda ülkemiz linyit rezervi önemli ölçüde arttırılabilmiştir. Bununla beraber, söz konusu rezervin uluslararası standartlara göre sınıflandırılmasına ve ekonomik olarak işletilebilir rezervlerimizin belirlenmesine yönelik çalışmalar sürdürülmektedir.
EN ÖNEMLİ TAŞ KÖMÜRÜ REZERVİ ZONGULDAK’DA Ülkemiz rezerv ve üretim miktarları açısından linyitte dünya ölçeğinde orta düzeyde, taşkömüründe ise alt düzeyde değerlendirilebilir. Toplam dünya linyit/alt bitümlü kömür rezervinin yaklaşık yüzde 3,2’si ülkemizde bulunmaktadır. Bununla birlikte linyitlerimizin büyük kısmının ısıl değeri düşük olduğundan termik santrallerde kullanımı ön plana çıkmıştır. Ülkemiz linyit rezervinin yaklaşık yüzde 46’sı Afşin-Elbistan havzasında bulunmaktadır. Ülkemizin en önemli taşkömürü rezervleri ise Zonguldak ve civarındadır. Zonguldak Havzası’ndaki toplam taşkömürü rezervi 1,30 milyar ton, buna karşılık görünür rezerv ise 506 milyon ton düzeyinde bulunmaktadır. 2016 yılı sonu itibarıyla 136,2
milyon ton eşdeğer petrol (MTEP) olan ülkemizin toplam birincil enerji tüketiminde kömürün payı yüzde 28’dir. Ülkemizin 2018 ilk yarısı itibarıyla kömüre dayalı santral kurulu gücü 18.666 MW olup toplam kurulu gücün yüzde 21,4’üne karşılık gelmektedir. Yerli kömüre dayalı kurulu güç 10.570 MW (%12,1) ve ithal kömüre dayalı kurulu güç ise 8.794 MW (yüzde 10,1) şeklindedir. 2005 yılından itibaren enerji üretiminde yerli kaynaklara önem verilmesi ve dışa bağımlılığın azaltılması hedefleri çerçevesinde sanayileşme ve nüfus artışına paralel olarak artan enerji talebinin karşılanması amacıyla; yeni kömür sahalarının bulunması ve bilinen sahaların geliştirilmesi çalışmalarına hız verilmiştir. 2018 yılı ilk yarısında kömüre dayalı santrallerden toplam 53,9 TWh elektrik üretilmiş olup toplam elektrik üretimi içerisindeki payı yüzde 33,0 düzeyindedir. Kömür rezervimizde 9 milyar tonun üzerinde rezerv artışı sağlanmıştır. 2005 yılında 8,3 milyar ton olan linyit rezervlerimiz 17,3 milyar tona ulaşmıştır
1974 YILINDAN BU YANA SEKTÖRDEKİ VARLIĞIMIZ, TECRÜBELERİMİZ, UZMAN EKİBİMİZ, YENİ TEKNOLOJİK YATIRIMLARIMIZ VE YENİ BİR BAŞLANGIÇ İLE...
PLASTİK İŞLEME KOVAN VİDALARINDA, KALİTELİ HİZMET ANLAYIŞI İLE SİZLERLEYİZ.
FORMER MAKİNA SANAYİ ve TİCARET A.Ş www.former.com.tr +90 (212) 854 20 55 info@former.com.tr PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148 BOSB Mermerciler San. Sit. 5.Cad. No:3 34524 Beylikdüzü/ İstanbul/ TURKEY
21
Çevre dostu Rüzgar Enerjisi Rüzgâr türbinleri, rüzgâr enerji santrallerinin ana yapı elemanı olup hareket halindeki havanın kinetik enerjisini öncelikle mekanik enerjiye ve sonrasında elektrik enerjisine dönüştüren makinelerdir
R
üzgâr, güneş kaynaklı radyasyonun yer yüzeyini farklı ısıtmasından kaynaklanır. Yer yüzeyinin farklı ısınması, havanın sıcaklığının, neminin ve basıncının farklı olmasına, bu farklı basınç da havanın hareketine neden olur. Dünyaya ulaşan güneş enerjisinin yaklaşık yüzde 2’si kadarı rüzgâr enerjisine çevrilir. Rüzgârın özellikleri, yerel coğrafi farklılıklar ve yeryüzünün homojen olmayan ısınmasına bağlı olarak, zamansal ve yöresel değişiklik gösterir. Rüzgâr hız ve yön olmak üzere iki parametre ile ifade edilir. Rüzgâr hızı yükseklikle artar ve teorik gücü de hızının küpü ile orantılı olarak değişir. Rüzgâr enerjisi kaynaklı elektrik üretim uygulamalarının ilk yatırım maliyetinin yüksek, kapasite faktörlerinin düşük oluşu ve değişken enerji üretimi gibi dezavantajları yanında üstünlükleri genel olarak şöyle sıralanabilir;
22
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
• Yenilenebilir ve temiz bir enerji kaynağıdır, çevre dostudur. • Tükenme ve zamanla fiyatının artma riski yoktur. • Maliyeti günümüz güç santrallarıyla rekabet edebilecek düzeye gelmiştir. • Bakım ve işletme maliyetleri düşüktür. • Teknolojisinin tesisi ve işletilmesi göreceli olarak basittir. • İşletmeye alınması kısa bir sürede gerçekleşebilir. Rüzgâr türbinleri, rüzgâr enerji santrallerinin ana yapı elemanı olup hareket halindeki havanın kinetik enerjisini öncelikle mekanik enerjiye ve sonrasında elektrik enerjisine dönüştüren makinelerdir. Rüzgâr türbinleri dönüş eksenlerinin doğrultusuna göre yatay eksenli veya düşey eksenli olarak imal edilirler. Bu tiplerden en fazla kullanılanı yatay eksenli rüzgâr türbinleridir. Rüzgâr türbinleri, elektrik enerjisi üretimine ancak belirli bir rüzgâr
hızında başlayabilmektedir. Bir rüzgâr türbini cut-in ve cut-out rüzgâr hızları arasında enerji üretimini gerçekleştirir. Modern rüzgar türbinlerinin cut-in hızları 2-4 m/s, nominal hızları 10-15 m/s ve cut out hızları ise 25-35 m/s arasındadır. Her bir rüzgâr türbini için belirlenmiş bir rüzgâr hızında, sistemden elde edilen güç en büyük değere ulaşır. Bu en büyük güce nominal güç ve bu rüzgar hızına nominal hız adı verilmektedir. Sistemin hasar görmemesi için belirli bir rüzgâr hızından sonra rüzgâr türbinlerinin stop konumuna geçmesi otomatik olarak sağlanır. Bu maksimum hıza sistemin cut-out hızı adı verilmektedir. Gürültü kirliliğini önlemek için gövde ses izolasyonludur. Kuleler kafes veya boru biçiminde yapılmaktadır. Kule yükseklikleri fazla olabildiğinden kafes kulelerin dışındaki konstrüksiyonlar iki ya da üç parçalı olabilmektedir.
Türkiye’de rüzgardan 17,9 milyar kWh elektrik üretildi Türkiye’de yer seviyesinden 50 metre yükseklikte ve 7,5 m/s üzeri rüzgâr hızlarına sahip alanlarda kilometrekare başına 5 MW gücünde rüzgâr santralı kurulabileceği kabul edilmiştir. Bu kabuller ışığında, orta-ölçekli sayısal hava tahmin modeli ve mikro-ölçekli rüzgâr akış modeli kullanılarak üretilen rüzgâr kaynak bilgilerinin verildiği Rüzgâr Enerjisi Potansiyel Atlası (REPA)
hazırlanmıştır. Türkiye rüzgâr enerjisi potansiyeli 48.000 MW olarak belirlenmiştir. Bu potansiyele karşılık gelen toplam alan Türkiye yüz ölçümünün yüzde 1,30’una denk gelmektedir. 2017 yılında rüzgar enerjisinden 17,9 milyar kWh elektrik üretilmiştir. 2018 Haziran ayı sonu itibarıyla işletmede olan rüzgâr enerji santrallerinin toplam kurulu gücü ise 6.671 MW’tır.
636 HES temiz enerji üretiyor
Ülkemiz teorik hidroelektrik potansiyeli dünya teorik potansiyelinin %1’i, ekonomik potansiyeli ise Avrupa ekonomik potansiyelinin %16’sıdır Çeşitli enerji kaynakları içerisinde hidroelektrik enerji santralleri çevre dostu olmaları ve düşük potansiyel risk taşımaları sebebiyle tercih edilmektedir. Hidroelektrik santraller; çevreye uyumlu, temiz, yenilenebilir, yüksek verimli, yakıt gideri olmayan, uzun ömürlü, işletme gideri çok düşük dışa bağımlı olmayan yerli bir kaynaktır.
Ülkemiz teorik hidroelektrik potansiyeli dünya teorik potansiyelinin yüzde 1’i, ekonomik potansiyeli ise Avrupa ekonomik potansiyelinin yüzde 16’sıdır. Ülkemizin yenilenebilir enerji potansiyeli içinde en önemli yeri tutan hidrolik kaynaklarımızın teorik hidroelektrik potansiyeli 433 milyar kWh olup teknik olarak
değerlendirilebilir potansiyeli 216 milyar kWh ve ekonomik hidroelektrik enerji potansiyel ise 140 milyar kWh/yıl’dır. 2017 yılında hidroelektrik kaynaklı 58,2 milyar kWh elektrik üretilmiştir. 2018 Haziran ayı sonu itibarıyla, işletmede bulunan 27.912 MW’lık kurulu güce sahip 636 adet HES Türkiye toplam kurulu gücünün yüzde 32’sine karşılık gelmektedir.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
23
Türkiye yüksek güneş enerji potansiyeline sahip 2018 Haziran ayı sonu itibarıyla ülkemizde lisanssız 4.703 MW, lisanslı 23 MW olmak üzere toplam PV güneş enerjisi santrali kurulu gücü 4.726 MW’tır
Ü
lkemiz, coğrafi konumu nedeniyle yüksek güneş enerjisi potansiyeline sahiptir. Bakanlığımızca hazırlanan, Türkiye Güneş Enerjisi Potansiyeli Atlası’na (GEPA) göre, yıllık toplam güneşlenme süresi 2.741 saat (günlük ortalama 7,5 saat), yıllık toplam gelen güneş enerjisi 1.527 kWh/m2 yıl (günlük ortalama 4,18 kWh/m2 gün) olduğu tespit edilmiştir. Güneş enerjisi teknolojileri yöntem, malzeme ve
24
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
teknolojik düzey açısından çok çeşitlilik göstermekle birlikte iki ana gruba ayrılabilir: Güneş Hücreleri: Fotovoltaik (PV) güneş elektriği sistemleri de denilen güneş hücreleri, yarı iletken malzemelerden yapılmış olup, güneş ışığını doğrudan elektrik enerjisine çevirirler. Isıl Güneş Teknolojileri ve Odaklanmış Güneş Enerjisi (CSP): Güneş enerjisinden ısı elde edilen bu sistemlerde, ısı doğrudan kullanılabileceği gibi elektrik
üretiminde de kullanılabilir. Ülkemizde 2017 yılı sonu itibarıyla toplam kurulu güneş kolektör alanı yaklaşık 20.000.000 m2’ye ulaştığı ve 823.000 TEP (Ton Eşdeğer Petrol) ısı enerjisi ürettiği belirlenmiştir. 2017 yılında güneş enerjisinden 2,9 milyar kWh elektrik üretilmiştir. 2018 Haziran ayı sonu itibarıyla ülkemizde lisanssız 4.703 MW, lisanslı 23 MW olmak üzere toplam PV güneş enerjisi santrali kurulu gücü 4.726 MW’tır.
Zengin jeotermal kaynaklar 2018 yılı Haziran ayı sonu itibarıyla jeotermal kaynaklı kurulu gücümüz 1.144 MW oldu
J
eotermal enerji, yenilenebilir bir yeraltı enerji kaynağı olup temiz, ucuz ve çevre dostudur. Ülkemiz jeolojik ve coğrafik konumu itibarı ile aktif bir tektonik kuşak üzerinde yer aldığı için jeotermal enerji açısından dünya ülkeleri arasında zengin bir konumdadır. Ülkemizin her tarafına yayılmış yaklaşık bin adet doğal çıkış şeklinde değişik sıcaklıklarda birçok jeotermal kaynak mevcuttur. Ülkemiz jeotermal potansiyeli oldukça yüksek olup, potansiyel oluşturan alanların yüzde 78’i Batı Anadolu’da, yüzde 9’u İç Anadolu’da, yüzde 7’si Marmara Bölgesi’nde, yüzde 5’i Doğu Anadolu’da ve yüzde 1’i diğer bölgelerde yer almaktadır. Jeotermal kaynaklarımızın yüzde 90’ı düşük ve orta sıcaklıkta olup, doğrudan uygulamalar (ısıtma, termal turizm, mineral eldesi vb.) için uygun olup kalan yüzde 10’luk potansiyelimiz ise dolaylı uygulamalar (elektrik enerjisi üretimi) için uygundur. Jeotermal kaynaklar yaygın bir kullanım alanına sahiptir. Bugün için ülkemizde elde edilen jeotermal enerjiden elektrik üretimi, ısıtma (sera ve konut), termal ve sağlık turizmi, endüstriyel
mineral eldesi ve kurutmacılık gibi alanlarda yararlanılmaktadır. Jeotermal Enerji uygulamalarında ilk elektrik üretimi 1975 yılında MTA Genel Müdürlüğü tarafından kurulan ve 0,5 MWe güce sahip Kızıldere Santrali ile başlatılmıştır. Dünyada jeotermal enerji kurulu gücü 2017 yılı sonu verilerine göre 14,1 GWe düzeyindedir. Jeotermal enerjiden elektrik üretiminde ilk beş ülke; ABD, Filipinler, Endonezya, Türkiye ve Yeni Zelanda şeklindedir. Elektrik dışı kullanım ise 70.329 MWt olup, dünyada doğrudan kullanım uygulamalarındaki ilk 5
ülke ise ABD, Çin, İsveç, Belarus ve Norveç’tir. 2004 yılından itibaren jeotermal enerji arama çalışmalarına hız verilmiş ve sondajlı jeotermal enerji aramaları 2.000 m seviyelerinden 28.000 m seviyelerine çıkarılmış ve bu çalışmalar neticesinde 287,5 °C sıcaklığa kadar ulaşan yüksek sıcaklıklı jeotermal kaynaklar keşfedilmiştir. 2017 yılında jeotermal enerjiden 6,1 milyar kWh elektrik üretilmiştir. 2018 yılı Haziran ayı sonu itibarıyla jeotermal kaynaklı kurulu gücümüz 1.144 MW olmuştur.
Biyokütle enerji Biyokütle, bir türe veya çeşitli türlerden oluşan bir topluma ait yaşayan organizmaların belirli bir zamanda sahip olduğu toplam kütle olarak tanımlanabilir. Biyokütle aynı zamanda bir
organik karbon olarak da kabul ediliyor. Türkiye’nin biyokütle atık potansiyelinin yaklaşık 8,6 milyon ton eşdeğer petrol (MTEP) ve üretilebilecek biyogaz miktarının 1,5-2 MTEP olduğu tahmin
ediliyor. İşletmede bulunan 695 MW’lık toplam kurulu güce sahip biyokütle kaynaklı elektrik üretim santrallerinden, 2018 Haziran ayı sonu itibarıyla 1.610 GWh elektrik üretimi gerçekleştirildi.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
25
Vazgeçilmez enerji nükleer
26
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
Nükleer enerji, 1879 yılında Uranyum’un keşfi ile başlayan ve 1934 yılında atomun parçalanması ile devam eden süreçte politikacılar, bilim adamları ve sanayicilerin gündemine girmiştir. Diğer birçok teknolojik gelişmede olduğu gibi önce askeri savunma alanında başlayan çalışmalar daha sonra ticari olarak devam etmiştir. ABD ve Rusya başta olmak üzere birçok ülke nükleer enerjiden faydalanılması yönünde yoğun çalışmalar gerçekleştirmiş, bu çalışmaların neticesinde atomların parçalanması sonucu açığa çıkan ısı enerjisini elektrik enerjisine dönüştürecek sistemler geliştirilmiştir. Bu sistemler, diğer bir deyişle nükleer santraller, nükleer enerjinin güvenli, kontrollü ve sürdürülebilir bir şekilde elde edilmesini sağlamaktadır. Nükleer santrallerin yaygınlaşması 1970’li yılların başındaki petrol krizi ile birlikte başladı. Petrol ve diğer hidrokarbon kaynaklarına sahip olmayan ülkeler, bu kaynaklara olan bağımlılıklarını azaltmak ve enerji arz güvenliklerini temin etmek için nükleer santrallere yöneldiler. Nükleer santraller tüm dünyada hızlı bir şekilde işletmeye alınırken, 1979 yılında ABD’de yaşanan Three Mile Island (TMI) ve 1986 yılında Sovyet Rusya’da (bugün Ukrayna sınırları içinde) yaşanan Çernobil kazaları ile görece bir yavaşlama olsa da nükleer santraller tüm dünyada kurulmaya devam etti. Bu kazalardan çıkarılan dersler ışığında “nükleer güvenlik kültürü” kavramı gündeme geldi. Tüm dünyada daha güvenli nükleer santrallerin kurulması ve işletilmesi için hem idari hem de teknik açıdan gelişimler yaşandı. Bir yandan nükleer alanda denetleme ve düzenleme yapacak kurumlar kurularak yürütülen faaliyetlerin takibi ve kontrolü yapılmaya başlandı; diğer taraftan ise daha güvenli malzeme, takım ve sistemlerin üretimi için yeni teknik, teknoloji, standardizasyon ve kalite sistemleri geliştirildi. Günümüzde nükleer santraller
sahip oldukları kendilerine has özelliklerden dolayı ülkelerin tercih ettiği bir elektrik kaynağı konumundadır. Artan çevre hassasiyetiyle güvenilir, ucuz, sürdürülebilir ve erişilebilir bir enerji kaynağına olan ihtiyaç, diğer alternatiflere göre nükleer santralleri daha çok ön plana çıkarmaktadır. Nükleer santraller 7 gün 24 saat meteorolojik şartlardan etkilenmeden elektrik üretimi gerçekleştirir. Nükleer yakıt hammaddesi Uranyum dünyada farklı coğrafyalara yayılmıştır. Elektrik birim maliyet fiyatlandırmasında nükleer yakıt maliyeti diğer enerji kaynaklarına nazaran çok düşüktür. Dolayısı ile yakıt fiyatlarında yaşanacak dalgalanmalar, elektrik üretim maliyetlerini etkilemez. Bunların yanında nükleer santraller, işletme sırasında sera gazı salımı yapmazlar. Bu nedenle küresel ısınmayı önlemede önemli bir alternatiftirler. Ayrıca nükleer santrallerin birim elektrik üretimi başına kurulum alanı diğer tüm santrallere göre oldukça küçüktür. Bu nedenle tarım, yerleşim ve doğal hayata minimum etki ederler. PARİS, LONDRA, NEW YORK’UN YANIBAŞINDA SANTRALLER KURULU Nükleer santraller sahip oldukları güvenlik sistemleri ile doğal olarak çevremizde bulunan radyasyonun ancak yüzde 1’i kadar bir etkiye sahiptir. Bu nedenle nükleer santrallerin yanında yerleşim, tarım, balıkçılık ve turizm yapılabilmektedir. Paris, Londra,
New York gibi dünyanın en önemli turizm ve yerleşim merkezlerinin yanı başında nükleer santraller mevcuttur. Yaklaşık 70 yıllık süre içinde yaşanan tecrübeler, iyi örnekler ve gelişen teknoloji ile birlikte günümüzde kurulan nükleer santraller 3 (+) nesil olarak anılmaktadır. Dışarıdan insan müdahalesi olmaksızın 72 saat boyunca soğutma, uçak çarpmalarına karşı koruma, pasif güvenlik sistemleri, dijital kontrol odaları, kompakt ekipman ve sistem tasarımları vb. gibi bir çok önemli gelişme nükleer santrallerin daha güvenli bir tasarıma sahip olmalarını sağlamıştır. FRANSA’DA ELEKTRİK İHTİYACININ YÜZDE 72’Sİ NÜKLEER SANTRALLERDEN Temmuz 2018 itibarıyla, 31 ülkede 453 nükleer reaktör işletmede, 17 ülkede 57 adet nükleer reaktör de inşa halindedir. Nükleer Güç Santrallerinde üretilen elektrik dünya elektrik arzının yüzde 11’ine denk gelmektedir. Ülke bazında bakılırsa Fransa elektrik talebinin yaklaşık yüzde 72’sini, Ukrayna yüzde 55’ini, Belçika yüzde 50’sini, İsveç yüzde 40’ını, Güney Kore yüzde 27’sini, Avrupa Birliği yüzde 30 ve ABD yüzde 20’sini nükleer enerjiden karşılamaktadır. İnşa halindeki nükleer reaktörlerin 15’i Çin’de, 7’si Hindistan’da, 6’sı ise Rusya’dadır. Bunun yanında ABD’de 2, Birleşik Arap Emirlikleri’nde 4, Güney Kore’de 4, Fransa ve Türkiye’de 1’er nükleer reaktör inşa halindedir. PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
27
Türkiye “nükleer santralde ben de varım” dedi
Ü
lkemizin yarım asırlık nükleer güç santrali kurma hedefi, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Arasında Akkuyu Sahasında Bir Nükleer Güç Santralinin Tesisine ve İşletimine Dair İş Birliğine İlişkin Anlaşma”nın 12 Mayıs 2010 tarihinde imzalanmasıyla gerçekleşmeye başlamıştır. Söz konusu Anlaşma, 15 Temmuz 2010 tarihinde TBMM Genel Kurulu tarafından kabul edilmiş, 6 Ekim 2010 tarihli ve 27721 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Geçtiğimiz süre zarfında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan ÇED olumlu kararı (1 Aralık 2014) ve EPDK’dan 36 ay süreliğine elektrik üretim ön lisansı alınmıştır. Akkuyu Nükleer A.Ş.’nin hazırladığı Saha Parametreleri Raporu TAEK tarafından 9 Şubat 2017 tarihinde onaylanmıştır. 3 Mart 2017 tarihinde Akkuyu Nükleer A.Ş., hazırladığı Ön Güvenlik Analiz Raporu (ÖGAR) ile inşaat lisansı başvurusu yapmış, TAEK tarafından yapılan inceleme ve değerlendirmelerden sonra 19
28
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
Ekim 2017’de “Sınırlı Çalışma İzni” onaylanmıştır. Sınırlı Çalışma İzni ile Akkuyu sahasında birinci ünitenin temel altı betonu atılmış nükleer güvenlikle ilgili olmayan yapıların inşası başlamıştır. İnşaat lisansı ise 2 Nisan 2018 tarihinde TAEK tarafından onaylanmış, böylece Akkuyu Nükleer Santrali’nin ilk ünitesinin temeli yapılan törenle atılmıştır. Bu ünitenin 2023 yılında işletmeye alınması planlanmaktadır.
amacıyla, Rusya’ya eğitim almak üzere gönderilen 248 öğrenciden 35’i geçtiğimiz günlerde mezun olmuş olup Akkuyu NGS Projesi kapsamında çalışmaya başlayacaklardır. Söz konusu Akkuyu Nükleer Santral Projesinde mühendislikten yöneticilik kademesine kadar farklı alanlarda istihdam elde edilecektir.
FUKUŞİMA’DAKİ NÜKLEER KAZA Fukuşima nükleer kazasından sonra nükleer karşıtı lobilerin güçlü olduğu ülkelerden olan Almanya, NÜKLEER SANTRAL 550 BİN bir yıl önce işletme ömürlerini PARÇADAN OLUŞUYOR uzattığı 10 nükleer reaktörünü Nükleer güç santrallerini, sadece kapattı. Kalan 7 nükleer reaktörün elektrik üretim tesisleri olarak ise 2021 yılına kadar işletmede değerlendirmemek gerekir. kalacağını duyurdu. Fukuşima Yaklaşık 550 bin parçadan kazasının yaşandığı ülke olan oluşan nükleer santral projesi, Japonya, kaza sonrası tüm nükleer diğer sektörlere de sağlayacağı santrallerini güncellenen güvenlik dinamizmle ve istihdam imkânıyla standartlarına göre denetlemek birlikte ülkemiz sanayisine için geçici süre ile durdurdu. önemli derecede katma değer Geçtiğimiz yıl itibarıyla 5 nükleer sunacaktır. reaktörünü tekrar işletmeye alan Bunun yanında insan kaynağı Japonya peyderpey diğer nükleer gelişimi noktasında da çalışmalar sürmektedir. Akkuyu’da çalışacak santralleri de işletmeye almak mühendis ihtiyacımızın karşılanması üzere çalışmalarını sürdürüyor.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
29
İSO’nun enerji verimliliğine bakışı ve çalışmaları
B
ugün şüphe yok ki, enerji maliyeti endüstrinin rekabeti için en önemli faktör konumundadır. Enerji politikaları çerçevesinde; enerji üretimlerinin farklı düzeydeki destekleri son kullanıcılar için elektrik ve enerji maliyetlerinin yükselmesine sebep olmaktadır. Nisan 2018 itibarıyla hayata geçirilen son kaynak tedarik tarifesinde; yüksek tüketimli tüketici limitinin elektrik piyasalarında serbestleşmek adına Ekim ayında 10 milyon kWh’a düşürülmesiyle daha fazla sanayicimiz kapsama girmiştir. Firmalarımızın rekabet güçlerini kaybetmemeleri için enerji maliyetlerini düşürmeleri elzemdir. Enerji yönetimi ile -örneğin vardiyaların ucuz saatler baz alınarak değiştirilmesi, ikili anlaşmalardaki finansal kriterlerin göz önüne alınması gibi - önemli faydalar sağlanabilir. Ancak
30
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
üretimi kısıtlamadan enerji miktarını düşüren enerji verimliliği önlemlerinin zaman kaybetmeden alınması gerekmektedir. Mevcut durumla devam etmek ile enerji verimliliği uygulamalarına karar verilmesi arasında geçen süre aslında boşa giden enerji demektir. Ekonomik önemi yanında enerji verimliliği; iklim değişikliği ile mücadelede sera gazı salımlarının baskılanmasında en önemli araçlardan biridir. Uluslararası Enerji Ajansı’nın hesaplamalarına göre mevcut teknolojilerle bile yakıt ve elektrik tasarrufu sağlanmasıyla CO2 oranında yüzde kırklara varan azalma sağlanabilir. Enerji verimliliği konusunda ilk mevzuatımız olma özelliği taşıyan kanunun 2007’de yayınlanmasından bu yana önemli adımlar atılmış olsa da istenilen noktada olmadığımız
bir gerçektir. Bunun en önemli nedeni enerji politikalarımızın talebi karşılamak üzere “arz” odaklı olmasından kaynaklanmaktadır. Enerji verimliliği bir bakıma “yerli bir enerji kaynağı”dır. 2017-2023 yıllarını kapsayan “Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı (UEVEP)”, AB Enerji Verimliliği Direktifi’nde yer alan yükümlülüklerin Ülkemizde de hayata geçmesine altlık hazırlayacak niteliktedir. Bina ve hizmetler, enerji, ulaştırma, sanayi, teknoloji, tarım ve yatay konular olmak üzere 55 eylem ile 2023’de ülkemizin birincil enerji tüketiminin %14 azaltılması hedeflenmektedir. Bu bağlamda yalnız mevzuat çıkarılması, stratejilerin ortaya konması yeterli olmamaktadır. Enerji verimliliği projelerinin hayata geçirilememesi önündeki bariyerler ortaya konmalı ve çözüm üretilmelidir.
performans kontratı gibi sistemler Ülkemizde yaygınlaştırılmalıdır. Enerji etütlerinin bir zorunluluktan ziyade firmalarımızın enerji verimliliği potansiyellerinin tespiti için gerekliliği algısının artırılması, bu değerlendirmeler UEVEP’e göre 2015 yılında sonrası ortaya konan yatırımların sanayi sektörünün nihai enerji hayata geçirilmesi çok tüketimindeki payı %32,4 ve net önemlidir. Bankalarımızın enerji elektrik tüketimindeki payı ise verimliliği projelerini geleneksel %47,6’dır. Bu da Türkiye’de sanayi kredilendirme süreci ve klasik sektörünün enerji tüketiminde kredi ürünleri ile değerlendirmesi önemli yer tutan bir sektör sanayimizin enerji verimliliği olduğuna işaret etmektedir. 2009 projeleri için uygun finansman yılından bu yana Verimlilik Artırıcı bulmasını zorlaştırmaktadır. Enerji Projeler gibi kamu destekleri ve verimliliğinde başarının anahtarı banka kredileri finansman dar enerji yönetimidir. Enerji verimliliği boğazının aşılmasında istenilen potansiyeline ilişkin bilgi olmaması etkiyi yaratmamıştır. Bürokrasinin maliyet etkin bir fırsatın kaçması azaltılması, yatırım kriterlerinin anlamına gelmektedir. Bu noktada aşağıya çekilmesi ve sanayi sahada, Ar-Ge’de çalışan kesiminde destek bilincinin mühendislerimize büyük görevler artırılması gerekmektedir. Bugün düşmektedir. Üniversitelerimizde yurt dışında örneklerine rastladığımız enerji verimliliğine yönelik yatırımın elde edilen tasarrufla geri programlar geliştirilmeli, enerji ödenmesi yöntemi olarak bilinen yöneticilerimizin sektörel
uzmanlaşmasına yönelik adımlar atılmalıdır. İstanbul Sanayi Oda’sı da enerji verimliliği konusunda sorumluluk üstlenmektedir. Bilgilendirme Odanın önemli faaliyetlerinin başında gelmektedir. 2013 ve 2014 yıllarında “Enerji Yönetim Sistemi ISO 50001” eğitimleri, 2015 yılında “Devlet Destekleri Kapsamında Enerji Verimliliği Projelerinin Finansmanı Önündeki Bariyerler” başlıklı bilgilendirme toplantısıyla bir çok sanayi temsilcisine ulaşılmıştır. 2017 ve 2018 yıllarında gerçekleştirilen “Enerji Mini MBA” programlarının bir modülünü Enerji Verimliliği oluşturmuş, böylece katılımcılarına enerji verimliliği ile ilgili güncel veriler aktarılmıştır. Enerji etütlerinin önemine binaen, sanayi – üniversite iş birliğinin geliştirilmesi noktasında 2014 yılında İstanbul Kalkınma Ajansı Destekli “İstanbul Enerji Verimliliği Merkezi”, Yıldız Teknik Üniversitesi ile birlikte hayata geçirilmiştir. Proje kapsamında gerçekleşen anketlerle sanayiden enerji verimliliğine yönelik veri toplanmış, proje ekibi ile birlikte sahaya inilerek seçilen 10 sanayi tesisinin, tasarruf potansiyeli teknik ve ekonomik boyutlarıyla belirlenmiştir. Üç kez tekrarlanan iki günlük sınıf eğitimleri ile sanayide enerji verimliliği konusundaki tüm üyelerine iletilen broşürler bilincin artmasına katkı sağlamıştır. Ve en önemlisi Yıldız Teknik Üniversitesi bünyesinde enerji verimliliğine yönelik bir laboratuvar kurulmuştur.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
31
Çevre, enerji ve sürdürülebilirlik 2017’de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Avrupa Birliği ve Dünya Bankası tarafından yürütülen “Enerji Verimliliği için Danışmanlık Hizmetleri” projesi kapsamında İstanbul Sanayi Odası üyesi 15 KOBİ’ye etüt gerçekleştirilmesi sağlanmış, Oda personelinin de bu etütlerde yer alması ile insan kaynağı kapasitesinin iyileştirilmesi hedeflenmiştir. 2015 yılında hazırlıklarına başlanan ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi ve Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından hali hazırda yürütülmekte olan “KOBİ’lerde Enerji Verimli Elektrik MotorlarınınKullanımının Teşvik Edilmesi”projesine İSO da paydaş olarak katkı vermektedir. 1990 yılından bu yana verilmekte olan ödülleri, “Enerji Verimliliği”ne dikkat çekmek
32
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
için İSO Yönetim Kurulunun aldığı karar üzerine 2017 yılında Çevre Ödüllerinden ayrı olarak “Enerji Verimliliği Ödülleri” olarak verilmiştir. Ödül almaya hak kazananlar 28 Eylül 2017’de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın elinden ödüllerini almıştır. “Yalnız Sanayi değil toplumun tüm kesimleri enerjiyi verimli kullanmalıdır!” sloganı ile Özel Kategori altında akademisyen ve kurum kuruluş projeleri de değerlendirilmiştir. Ürün ve uygulama kategorilerinde sanayimize ait 32 adet enerji verimliliği proje ve ürün başvuruları Oda tarafından rehber haline getirilerek kamuyla paylaşılmıştır. İSO 2018 – 2022 Dönemi Çalışma Programında, “Çevre, Enerji ve Sürdürülebilirlik” başlığı altında enerji verimliliği faaliyetleri büyük
yer tutmaktadır. 2018 Mayıs itibarıyla İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Tacir, Oda Çevre ve Enerji İhtisas Kurulları Başkanlığını yürütmektedir. Bu bağlamda 2019’da “İstanbul Enerji Verimliliği Merkezi” ekipmanları ile yapılacak ölçümlerle, sanayinin tasarruf potansiyelinin belirlenmesi sağlanacaktır. Sanayide enerji verimliliği konusunda yaşanan problemleri ve zorlukları tespit ederek, yapıcı çözüm önerileri getirilecek, başta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı olmak üzere paydaşlarla ortak projeler yürütülecek, sanayi sektöründe enerji verimliliğini özendirici ve bilgilendirici çalışmalar yapılacaktır. P
ÇOK ŞEY YAPABİLİR İHTİYACI AZDIR
TASARRUF SAĞLAR VE İHTİYACINIZ OLANI VERİR
ELEKTRİKLE ÇALIŞIR PERFORMANSI YÜKSEKTİR HIZLIDIR
RUTİNİ VARDIR
Elektrikli enjeksiyon kalıplama dünyasına ilk adımınız: GOLDEN ELECTRIC, hidrolik GOLDEN EDITION‘ın rakipsiz kalitesini elektrikli tahrikin verimiyle birleştirir. Müşterilerinizin ve kumanda ünitelerinizin mutluluğu için.
www.arburg.com.tr
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
33
PETROL, HAMMADDE FIYATLARIMIZI ETKILIYOR PEKI PETROLÜ NE ETKILIYOR? MAKALE YAVUZ EROĞLU PAGEV BAŞKANI
Maliyetlerimiz arasında önemli yer tutan hammaddelerimiz, petrolden doğrudan etkileniyor. Peki petrol nelerden etkileniyor? İşte bu çok ciddi bir soru ve nedenlerini bilmek, işimize ciddi katkı sağlayabilir. Konuya önce petrol endüstrisini tanımakla başlamak lazım. Bu nedenle endüstriyi kısaca 3 başlıkta tanımlayabiliriz. 1- Petrol arama, çıkarma 2- Petrolü işleme, saklama ve taşıma 3- Tüketiciye sunmak maksadıyla petrolü rafine etme ve pazarlama. Dünyanın en çok bilinen şirketleri Exxon, BP, Shell vs. bu 3 faaliyetin tümünü gerçekleştiren entegre şirketlerdir. Bu işin en karlı kısmi Arama/Çıkarma aşaması olmakla birlikte en riskli kısmı da budur. Çok masraflı olan her aramanın, petrolü bulmakla sonuçlanmasını bekleyemezsiziniz. 1,3 TRİLYON VARİL PETROL REZERVİ MEVCUT Petrol (İngilizcesi Petroleum) Latince’den türetilmiş bir kelime olup, petra (taş), oleum (yağ) yani taş yağı anlamına gelir. Ortaokul yılları itibarıyla bildiğimiz üzere petrol; milyonlarca yıl önce ölmüş hayvan ve ağaç fosillerinin toprak altında ısı ve basınçla hidrokarbonlara dönüşmesi ile oluşmuştur. Petrol genelde toprak altında kayalar arasına sıkışmış vaziyette
34
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
bulunur. Bu şeklideki geleneksel petrolü toprak üstüne çıkarmak kolaydır. Artezyen kuyularına benzer kuyularla, yüzeye yakın bu petrolü çıkarmak mümkün. Şu anda Dünyada 1,3 trilyon varil geleneksel petrol rezervi mevcut. Dünyada ilk petrol kuyusu 1800’lü yılların ortasında Amerika’da açıldı. Bunun dışında çıkarması çok zor ve ekonomik olarak masraflı başka petrol çeşitleri de mevcut. Ama bunları çıkarmak için petrol kuyusunun dışında çok özel teknikler gerektiğinden bunlar, geleneksel petrol bitmeden, (dolayısıyla petrol fiyatları çok çok yükselmeden) kullanılabilecek durumda değildir. Günümüzde artık dünya üzerindeki kolay çıkarılabilecek tüm geleneksel petrol kaynaklarına ulaşıldığı tahmin ediliyor. Petrolün ilk çıkarıldığı haliyle çok nadir kullanıldığı birkaç alan var, bunun dışında kalan tüm uygulamaları için rafine edilmeli. Rafineler petrolü ayrıştırır ve bu ayrıştırılmış kısımlar dizel, benzin, jet yakıtı gibi ürünlere dönüştürülür. Tüm ham petroller bir değildir. Ham petrolü de, iki kriter üzerinden sınıflandırmak mümkün. Topraktan çıktığı haliyle petrolün içerisinde kükürt bulunur. Az kükürt olan halini rafine etmek daha kolay ve ucuzdur. Kükürt’ün tadının ekşi olması sebebi ile petrolün bu özelliği tatlı veya ekşi petrol tabiriyle tanımlanır. Petrol’ün diğer ayırt edici bir özelliği de yoğunluğudur. Bir petrolün yoğunluğu ne kadar az ise rafine edilmesi o kadar ucuz ve enerji miktarı o kadar çoktur. Petrolün bu yoğunluk özelliği “hafif petrol” veya “ağır petrol” tabiriyle tanımlanır. Dolayısıyla en pahalı ve makbul petrol “ Tatlı, Hafif” petroldür. Buna en iyi örnek ham petrol fiyatlamasında çok sık görebileceğimiz WTI (Batı Teksas Orta Sınıf) Petrolüdür. “Ekşi, Sert” petrole örnek ise Suudi Arabistan menşeli “Ağır Arap” petrolüdür. Bütün bu genel bilgilerden sonra ilk sorduğumuz soruya dönelim, peki petrolün fiyatını neler etkiliyor? Sorunun en temel yanıtı, arz- talep dengesi. Şimdi bu dengeyi biraz açalım.
PETROLDE TALEBİ ETKİLEYEN UNSURLAR Petrol, adeta dünya ekonomisinin damarlarındaki kan gibidir. GSMH’deki her değişim, petrol talebini direkt etkiler. Yani GSMH artışı her zaman petrol artışı getirir. Tersi de, yaşanan ekonomik krizde de gördüğümüz gibi düşüş getirir. Bu ilişkinin başka bir boyutu da aklımıza gelebilir. GSMH çok iyi artıyor diyelim, bu durumda petrol fiyatları da artacaktır. Ancak çok yükselmiş bir petrol fiyatı da GSMH’nin artmasını engelleyecek ve bir yerden sonra kendi talebini kendi azaltacak. Son günlerde basında çıkan alternatif enerji kaynakları vs. gibi etkiler çok çok uzun zaman geçmeden önce petrol ve GSMH arasındaki ilişkiyi değiştirmeyecek. Talebin kaynaklarını biraz daha detaylı incelemek için dünyanın en büyük on petrol tüketicisi listesine bakarsak, Amerika’nın açık ara önde olduğunu görürüz. Yine dünyanın en büyük on petrol ithalatçısı listesini incelersek
Amerika her ne kadar kendi de petrol üretse de, ithalatçılıkta da liste başıdır. Ülkeler geliştikçe, üretim ekonomisinden hizmet ekonomisine geçmekte. Üretim ekonomisine sahip Çin gibi gelişmekte olan ülkeler, petrol talebini arttırmakta. Gelişmiş ülkelerde hizmet sektörü hâkim ve petrol tüketimi sabit gibidir. Ama gelişmekte olan üretim ülkeleri ise petrol tüketimini arttırmaktadır. Petrolün kullanım alanları ve yüzdeleri şöyledir: 1- Ulaşım ( %69) 2- Sanayi ( %24) 3- Konut (%4) 4- Elektrik Üretimi ( %2) 5- Ticari (%1) ARZI ETKİLEYEN UNSURLAR 1- Dünya petrol üretimi 2- Ham petrol rezervleri 3- Yedek kapasiteler 4- Ham petrol stokları 5- Jeopolitik durum
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
35
MAKALE YAVUZ EROĞLU PAGEV BAŞKANI
36
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
PETROLÜN PATRONLARI OPEC VE DİĞER ÜRETİCİLER Dünya Petrol üretimi, talebi ancak karşılayacak şekilde senelik ortalama %1,5 oranında büyümekteydi (son krizi hariç tutuyorum). Dünya petrol üretimi hikâyenin bir yanı olmakla birlikte diğer yanında da dünya petrol üretimini elinde tutan iki büyük gruptan bahsetmek lazım. OPEC ve OPEC-dışı grup. OPEC (Petrol ihraç eden ülkeler teşkilatı) 1960 yılında, petrol endüstrisi için güçlü bir ses olması maksadı ile kurulmuş bir teşkilattır. 13 üyesi Suudi Arabistan, İran, Irak, Kuveyt, Katar, Libya, Nijerya, Cezayir, Ekvator, Endonezya ve Birleşik Arap Emirlikleri, Venezuella ve Angola’dır. Olağan toplantıları senede iki defa Viyana’daki merkezlerinde yapılır ve bu toplantılarda arz-talep dengesi gözden geçirilir. Genelde petrol fiyatlarını arttırmak veya dengelemek maksatlı üye ülkelere kotalar koyarlar. OPEC 1973 yılında İsrail’in Kudüs’ü işgali ile son bulan savaş sırasında batılı devletlerin İsrail’e verdiği desteğe karşılık, petrol ambargosu uygulayıp, petrol krizi yaratarak adını duyurdu. Bu arada çok bilinmeyen bir konu ise OPEC’in dünya petrol üretiminin sadece %35‘ini elinde tuttuğudur. Diğer kısım ise OPEC-dışı ülkelerce karşılanmaktadır.
DÜŞÜK KAPASİTEYLE YÜKSEK FİYAT HEDEFLENİYOR Dünyanın en büyük on petrol üreticisini incelediğimizde ise Suudi Arabistan ve Rusya’nın hâkimiyeti ile karsılaşıyoruz. Ama olayın dikkat edilmesi gereken yanı Suudi Arabistan’ın elinde inanılmaz bir rezerv varken sadece bunun küçük bir kısmını kullanmasıdır. OPEC’in abisi Suudi Arabistan bu sayede petrol fiyatlarını yüksek tutmayı başarmaktadır. Bu listede belirtilen Kanada’ya ait Petrol, çıkarılması hiç ekonomik olmayan bir petrol türü olduğundan yanıltıcı olabilir. YEDEK KAPASİTELER Hali hazırdaki kuyularda daha fazla petrol çıkarılma imkânı varken, fiyatı yüksek tutmak adına çıkartılmayan miktara yedek kapasite diyoruz. Yedek kapasitenin çoğu doğal olarak OPEC ülkelerindedir. Çünkü bu ülkeler fiyatı yüksek tutabilmek için kapasitelerini kotalarla kısıtlamaktadır. OPEC-dışı ülkelerde ise yedek kapasite yok gibidir. Çünkü bu ülkeler ekonomilerini iyileştirmek için, tesisleri son kapasite çalıştırmaktadır.
HAM PETROL STOKLARI Petrol; üreticilerde, gemilerde, kullanıcılarda vs. olmak üzere çok değişik alanlarda stoklanır. Dünyada stokların artması da fiyatların düşeceği anlamına gelir. Tersi durumda ise fiyatlar artar. JEOPOLİTİK DURUM Jeopolitik durum, petrol fiyatları arz ve talebi üzerinde etkilidir. 1973‘teki OPEC Petrol Ambargosu, 1990‘da Irak Savaşı, 2007’de Nijerya’da petrol boru hattına korsan ve işçi saldırıları, 2007’de Venezüella’da petrol rezervlerinin kamulaştırılması, buna buna verilebilecek güzel örneklerdendir. Jeopolitik olaylar önceden kestirilmesi çok zor olmakla birlikte, petrol fiyatlarında çok etkilidir. Plastik hammaddemizin üretim aşamalarına baktığımızda çok açıkça şunu görmemiz mümkün: Ne kadar ana kaynağa gidilirse o kadar
karlılık artışı vardır. Yani karlılık sıralaması büyükten küçüğe şu şekilde sıralanır: Petrolün çıkarılması, rafine edilmesi, ara malzemeler, monomerler, polimerler. Sonuç olarak, en yüksek karlılık petrol çıkaranlarındır. Petrol fiyatlarını gelen talepler ve OPEC (arzı OPEC etkilemekte) belirlemekte, talebi ise GSMH belirlemektedir. Bizden bir önceki halkayı oluşturan polimer üreticileri de aslında monomer ve hatta temel bileşen üretimine sahip değilseler, yüksek karlar elde edememektedir. Plastik Sektörünün buz dağının görünen yüzü olarak petrol tüketimi içindeki yeri çok küçüktür. Daha çok petrolün kullanıcılarından biri olarak büyük oranda etkilenmekte ama küçük oranda etkileyebilmektedir. Petrol fiyatları da taleple bağlantılı olduğundan dünya ekonomisi, özellikle de Amerikan ekonomisi izlememiz gereken temel veridir. P PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
37
M I R I T A Y V E D N A SOCAR’D
I D L I Ç A İ R E N İ F A R R STA Türkiye’nin en büyük doğrudan dış yatırımcısı SOCAR’ın 6,3 milyar dolarlık yatırımla hayata geçirdiği STAR Rafineri, uluslararası bir törenle açıldı. Rafineri yıllık 10 milyon ton ham petrol işleme kapasitesiyle Türkiye’nin petrol ürünü ihtiyacının ciddi bir kısmını karşılayacak. SOCAR`ın yeni rafinerisi Azerbaycan ve Türkiye ekonomisine ciddi gelir sağlayacak.
S
OCAR’ın 6,3 milyar dolarlık değeriyle Türkiye’de özel sektörün tek noktaya yaptığı en büyük yatırımı olan STAR Rafineri ve SOCAR’ın diğer iştirakleri Petlim Konteyner Terminali, Petkim Rüzgar Enerji Santrali ve Aliağa Genel Müdürlük Binası İzmir Aliağa’da 19 Ekim Cuma günü düzenlenen
38
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
görkemli bir törenle açıldı. Törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, her iki devletin hükümet temsilcileri ve diğer misafirler katıldı. STAR Rafineri, Petkim`in ve SOCAR`ın Akdeniz pazarındaki konumunu daha
da güçlendirecek. Petkim`in hammade ihtiyacı olan nafta burada üretilecek ve Türkiye`nin ithalata olan bağımlılığı önemli ölçüde azalacak. STAR Rafineri’nin çeşitli ham petrol türlerini işleyebilecek olması da rafinerinin rekabet gücünü artıran önemli bir gösterge.
Açılışta konuşma yapan SOCAR Başkanı Rövnag Abdullayev, STAR Rafineri ile ilgili olarak; “Bugün tarihi bir gün çünkü 2011 yılının Ekim ayında iki ülkenin Cumhurbaşkanları tarafından temeli atılan STAR Rafineri’nin açılışını gerçekleştiriyoruz. Dünyanın en yeni teknolojileriyle inşa edilen ve donatılan STAR Rafineri, rafineri ve petrokimya entegrasyonunu gerçekleştirdiğimiz, bizim için stratejik öneme sahip bir yatırım. Yıllık 10 milyon ton ham petrol işleme kapasitesi olan rafineri, Azerbaycan ve Türkiye ekonomisine önemli katkılar sağlayacaktır” diye konuştu. STAR Rafineri’nin faaliyete geçmesinin ardından Türkiye`ye yatırımların devam edeceğini bildiren Abdullayev, bu vesileyle Türkiye ve Azerbaycan Cumhurbaşkanlarına ve diğer devlet ve hükümet yetkililerine, projenin ana yüklenicisi olan TSGİ firmasına, projenin finansmanına katılan uluslararası finans kurumlarına ve rafinerinin inşaatı döneminde emeği geçen tüm çalışanlara teşekkür etti. TÜRKİYE’NİN PETROL ÜRÜNÜ İHTİYACININ DÖRTTE BİRİ STAR RAFİNERİ’DEN! Avrupa, Orta Doğu ve Afrika
(EMEA) bölgesindeki en büyük petrol operasyonlarından olan; Türkiye petrokimya sektöründe cari açığın azaltılmasına önemli katkı sağlayacak STAR Rafineri’de nafta, ksilen, dizel, jet yakıtı, LPG gibi petrol ürünlerinin üretimi gerçekleştirilecek. Türkiye’nin ilk Stratejik Yatırım Teşvik Belgesi’ne sahip olan rafinerinin inşaatının en yoğun döneminde 14 ülkeden 3000’in üzerinde mühendis olmak üzere toplam 19.500 kişi çalışmıştır. Rafineri faaliyete başladıktan sonra istihdam sayısı 1.100 kişi olacaktır. STAR Rafineri projesinde SOCAR (%60) ve Azerbaycan Cumhuriyeti Ekonomi Bakanlığı (% 40) hisseye sahiptir. Rafineri ile birlikte açılışı gerçekleştirilen Petlim Konteyner Terminali ise yıllık 1,5 milyon TEU kapasitesi ile Türkiye`nin en büyük 3 limanından biridir ve terminale yaklaşık 400 milyon dolar yatırım yapılmıştır. SOCAR`ın alternatif enerji alanında gerçekleştirdiği önemli projesi olan PETKİM Rüzgar Enerji Santrali 51 megavat güce sahiptir ve projeye 55 milyon Euro yatırım yapılmıştır. Santral, Türkiye`nin genel enerji sistemine bağlı olarak, SOCAR`ın Aliağa`daki enerji talebinin karşılanmasına da önemli katkı sunacaktır. P
Rafinerinin gizli kahramanı: Kenan Yavuz Türkiye’nin en büyük doğrudan dış yatırımcısı SOCAR’ın 6,3 milyar dolarlık yatırımla hayata geçirdiği STAR Rafineri başarısında projenin gizli kahramanı ve mimari olan Kenan Yavuz’un katkıları unutulmamalı. Petkim’in ayağa kalkıp özelleştirmesiyle bu entegrasyon projesine gönül koyan Yavuz, Türkiye’nin bir kümelenme metodolojisi örneğiyle tanışmasına da vesile oldu. Bu süreçte tam 1200 adet iznin alınmasında, bu yatırımla ilgili olarak 3 özel kanun
çıkarılmasında Yavuz’un yine ciddi katkıları olmuştur. Türkiye tarihinin en büyük proje finansmanı olan 3,3 milyar dolar ve 18 yıl vade ile hazine garantisi olmadan Yavuz’un çabaları ve elbette iki devletin de bu işe olan inancıyla gerçekleştirildi. Diğer önemli bir husus ise Türkiye ve Azerbaycan’da çeşitli ülkelerin lobisini yaparak, bu devasa projeye engel olmak isteyenlere inat en büyük mücadeleyi veren ismin yine Kenan Yavuz olduğu unutulmamalı.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
39
PLASTEURASIA 2018
30 ÜLKEDEN ALIM HEYETLERİNİ AĞIRLIYOR
40
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
41
“
Her yıl düzenlenen dünyanın en büyük ikinci, Avrasya’nın en büyük plastik fuarı PlastEurasia İstanbul 2018 için geri sayım başladı. Küresel ekonomideki tüm dalgalanmaya rağmen büyümesini sürdüren Türk plastik sektöründe gözler her yıl çok sayıda yeni iş birliğine imza atılan PlastEurasia Fuarı’na çevrildi
“
P
lastik sektörünün buluşma noktası PlastEurasia İstanbul 2018, bu yıl 28. kez ziyaretçilerine kapılarını açıyor. Dev organizasyon, PAGEV (Türk Plastik Sanayicileri, Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı) ve TÜYAP iş birliğinde 05-08 Aralık 2018 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek. Sektörün nabzını tutmaya bu yıl da devam edecek
42
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
olan PlastEurasia 28. Uluslararası İstanbul Plastik Endüstrisi Fuarı’nın açılış törenine; EuPC-Avrupa Plastik Üreticileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Renato Zelcher, PlasticsEurope Avrupa Hammadde Üreticileri Derneği İcra Direktörü Karl Foerster, ACC Amerikan Kimya Konseyi Genel Müdürü Keith A. Christman, GPCA Körfez Ülkeleri Petrokimya ve Kimya Birliği Genel
Sekreteri Dr. Abdulwahab Al-Sadoun katılacak. Avrasya’nın plastik sektörüne yönelik en büyük ticari buluşmasına Çin, Hindistan, Tayvan ve İran’dan milli katılım gerçekleşecek. Uzakdoğu ve Ortadoğu’dan Avrupa’ya, Orta Asya’dan Balkanlar’a kadar birçok ülkeden fuara katılacak sektör firmaları yeni iş birlikleri için ilk adımı atacaklar.
“
“
5-8 Aralık 2018 tarihleri arasında TÜYAP’ta düzenlenecek buluşmada dünyanın en büyük plastik üreticileri yerlerini alıyor. Ayrıca Rusya, Suudi Arabistan, Irak, Filistin, Yunanistan ve Azerbaycan gibi ülkelerden bine yakın kişinin katılacağı alım heyeti organizasyonlarıyla yeni iş birlikleri fırsatı yaratılıyor
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
43
PlastEurasia 2018’de yeni teknolojiler görücüye çıkıyor Üretim gücü ile Avrupa ikinciliğine ve dünya altıncılığına sahip olan Türk plastik sektörünün ev sahipliğinde, fuar süresince; plastik makineleri, kimyasal ve hammaddeler, makine yan sanayi, ısı ve kontrol cihazları ve kalıplar gibi birçok alanda en son teknoloji ürünler sergilenecek. 31 ÜLKEDEN ALIM HEYETİ Türk plastik sektörünün hem Avrupa hem de kendi bölgesinde önemli bir güç haline geldiğini kanıtlayan PlastEurasia Fuarı, 2017 yılında 43 ülkeden bini aşkın firma temsilcisi ile yerli ve yabancı 50 binden fazla sektör profesyonelini ağırladı. Ayrıca Rusya, Suudi Arabistan, Irak, Filistin, Yunanistan ve Azerbaycan başta olmak üzere 31 ülkeden alım heyetlerine ev sahipliği yaptı. B2B TOPLANTILARINA ZİYARETÇİLER YÖN VERECEK PlastEurasia ziyaretçileri fuar süresince firma eşleştirmeleri sağlayan “MyTuyap Eşleştirme
44
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
Sistemi”ni kullanılabilecek. Böylece ilgilendikleri alanlarda hizmet veren katılımcıları görüp, 7/24 toplantı organize edebilme ve doğrudan e-posta gönderebilme şansına sahip olacaklar. Fuar katılımcılarına en yüksek faydayı sağlamayı hedefleyen sistem sayesinde B2B toplantıları fuar öncesinde organize
edilebilecek. TÜYAP’ta 10 salonda gerçekleştirilecek PlastEurasia İstanbul 28. Uluslararası İstanbul Plastik Endüstrisi Fuarı’nı bu yıl yüzden fazla ülkeden 8 bine yakın uluslararası ziyaretçinin ve toplamda 60 bini aşkın sektör temsilcisinin ziyaret etmesi bekleniyor. P
The World’s No. 1 Trade Fair for Plastics and Rubber
k-online.com
Ayrıntılı bilgi için: Düsseldorf Fuarları Türkiye Temsilciliği tezulaş fuar danışmanlık hizmetleri ltd. şti. Bağdat Cad. 181/6 _ 34730 Çiftehavuzlar – Kadıköy/İstanbul Tel. 0216-385 66 33 _ Fax 0216-385 74 00 _ info@tezulas-fuar.com www.tezulas-fuar.com PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
45
46
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
NDE A
Sİ’ PAGEV ZİRVE
PLASTİK
UŞULDU
İ KON Ğ E C E L E G IN J MBALA
M I R A S A T R AMBALAJLA
K
CA A Ş A L I L K R A F ONLA Y S A V O N İ E V ŞMA
MARKALA
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
47
P
AGEV Uluslararası Plastik Ambalaj Teknolojileri Kongresi”nin beşincisini 30 Ekim 2018 tarihinde Hilton İstanbul Bomonti Hotel’de gerçekleştirdi. Türkiye ve yurt dışından uzmanların, sektör temsilcilerinin ve akademisyenlerin bir araya geldiği kongrenin ana teması “Geleceğin Ambalajları” oldu. Plastik ambalaj sektörünün A’dan
48
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
Z’ye mercek altına alındığı kongre; Sert Plastik Ambalaj Sanayicileri Derneği (SEPA) Başkanı Osman Acun, Esnek Ambalaj Sanayicileri Derneği (FASD) Başkanı Fahri Özer ve Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir’in sektör değerlendirmeleri ve PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu’nun açılış konuşması ile başladı. Plastik ambalaj teknolojilerinin geleceğine ışık tutan kongrede Dow, Bell Packaging, Novamont, Kehren&Partner, Leonhard Kurz, Denkstatt, Klöckner Pentaplast firmalarından hepsi alanında uzman konuşmacılar, farklı bakış açıları ve yaklaşımlarla sektörün yarınlarına dair öngörüde bulundu. Kongrenin en önemli çıktılarından biri sektörün tüketici tercihlerine göre şekillendiği olurken geleceğin ambalajlarında tasarım, markalaşma ve inovasyon imzası göze çarpıyor. 5. PAGEV Uluslararası Plastik Ambalaj Teknolojileri Kongresi’nin öğleden sonra yapılan oturumunda düzenlenen PAGÇEV ile “Döngüsel Ekonomide Ambalajın Yeri” isimli panelde sürdürülebilir bir çevre için plastik ambalajların geri dönüştürülmesinin önemi vurgulandı.
Ambalaj sektörü nereye gidiyor, sektördeki yeni trendler neler? PAGEV’in bu yıl beşincisini düzenlediği Uluslararası Plastik Ambalaj Teknolojileri Kongresi’nde ambalaj sektörünün geleceği masaya yatırıldı. Moderatörlüğünü Klöckner Pentaplast Gebze Genel Müdürü Kurt Kuruç’un yaptığı panelin konuşmacıları ise Unilever Ar-Ge Ambalaj Müdürü Atahan Özgünay, P&G Türkiye ve Kafkasya Kurumsal İletişim Başkanı Ayça Demirci Turgay ve Hayat Kimya Ar-Ge ve Hayat İnovasyon Müdürü Fatih Ergüney oldu. Ana Sponsorluğunu PAGÇEV’in, Altın Sponsorluğunu Novamont’un üstlendiği, SEM Plastik’in de sponsorlar arasında yer aldığı 5. Uluslararası Plastik Ambalaj Teknolojileri Kongresi’ne bu yıl da yoğun ilgi vardı.
“
“
2017 yılında miktarda 3,8 milyon ton ve değerde 12,7 milyar dolarlık üretime ulaşan plastik ambalaj sektörü tasarım, markalaşma ve inovasyonla geleceğe hazırlanıyor
Açılış konuşmasını yapan PAGEV Başkanı Eroğlu, “Sektörümüzün buluşma noktası haline gelen kongremiz her geçen yıl gerek içeriği, gerekse de katılımcı sayısıyla daha da güçleniyor. Plastik ambalaj sektörü her geçen yıl büyüyor ve teknolojide yaşanan değişikliklere paralel gelişiyor. Kongremize destek veren tüm kuruluşlara teşekkür ediyoruz. Tüketici tercihlerinin şekillendirdiği yeni ambalaj anlayışında tasarım, markalaşma ve inovasyon
önemli rol oynuyor. Firmalarımızın iş yapış şekillerini mutlaka bu üç kritere göre düzenlemeleri gerekiyor. PAGEV olarak bu doğrultuda sektöre yön vermek üzere çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz” dedi. Kongrede plastik ambalaj sektörü ile ilgili rakamlar da paylaşan Eroğlu şunları söyledi: “Türkiye’de toplam ambalaj sektörü üretiminden plastik ambalajlar yüzde 35 pay alarak liderliğini sürdürüyor. Ambalaj
tüketim rakamlarında da plastikler yine ilk sırada yer alıyor. Son beş yıldır büyüme ivmesi sürdüren plastik ambalaj sektörümüz, 2017 yılında miktarda 3,8 milyon ton ve değerde 12,7 milyar dolarlık üretime ulaştı. Firmalarımızın 2018 yılının ilk çeyreğinde ise 1,391 milyon ton ve 5,5 milyar dolarlık plastik ambalaj üretimi gerçekleştirdiğini görüyoruz. Yıl sonunda plastik ambalaj üretiminin miktar bazında yüzde 8,7 artışla 4,1 milyon tona, değer bazında ise yüzde 11,1 yükselişle 14,1 milyar dolara çıkacağını öngörüyoruz. Toplam ambalaj sanayi ihracatı içindeki payı yüzde 66 olan plastik ambalaj sektörü ihracat açısından da önemli bir potansiyel barındırıyor. 2017 yılında 915 bin ton ve 2,38 milyar dolarlık plastik ambalaj ihraç ettik. Bu yılın ilk çeyreğinde ise ihracatımızda ciddi bir artış yaşandığı, miktarda yüzde 10,7 yükselişle 237 bin ton, değerde ise yüzde 21 artışla 646 milyon dolarlık ihracat yapıldığı görülüyor. Almanya, İngiltere, Irak, İtalya ve İsrail en çok ihracat yapılan ülkeler olarak dikkat çekti.”
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
49
Plastik yasağıyla Türkiye’nin önü kesilmek isteniyor Avrupa Birliği Parlamentosu’nun tek kullanımlık plastik yasağı ile ilgili aldığı kararda çevrenin bahane edildiğini belirten Eroğlu: “Bu tamamen ekonomik bir karardır. Tasarıya imza atan ülkeler kendi ülkelerindeki sanayinin durumuna göre karar aldı. Avrupa Birliği Parlamentosu, başta Türkiye olmak üzere plastik üretiminde rekabet edemediği ülkelerden ithalatı önlemek için böyle bir karar aldı. Nitekim Türkiye son 8
yılda plastik mamül üretiminde büyük atılım gerçekleştirerek Avrupa’da ikinci büyük üretici konumuna yükseldi. AB bu yasa ile pipet, kulak çubuğu, çatal, kaşık, bıçak gibi plastik sektörünün binde 1’ini kapsayan ürünleri yasaklarken neden hali hazırda rekabet edebildiği ürünleri kapsam dışı bırakmıştır. AB ülkeleri rekabet edemedikleri için ithal etmek zorunda kaldıkları ürünler yerine kendi üretimleri olan üstelik
Türk Plastik Sanayinin bugünlere gelmesine öncülük eden isimlerden biri olan Muammer Yüceler de 5. PAGEV Uluslararası Plastik Ambalaj Teknolojileri Kongresi’ne katıldı.
5. PAGEV Uluslararası Plastik Ambalaj Teknolojileri Kongresi’ne sektör uzmanları ve temsilcileri yoğun ilgi gösterdi
50
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
pahalılığıyla da dikkat çeken Biyoplastik malzemesini satmak için bu yasağı getirmeye çalışıyor. AB’nin Biyoplastik tekelleri iş başındadır. Türkiye’nin büyük ihracatçı olduğu bu ürünlerde rekabetçiliğimizi düşürecek ve istihdamı baltalayacak, firmaların üretim ve yatırımını engelleyecek söylemler yapılmadan muhakkak sektörden doğru bilgilendirmeler alınmalıdır” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.
P
5. PAGEV Uluslararası Plastik Ambalaj Teknolojileri Kongresi sponsorları arasında yer alan SEM Plastik’in Yönetim Kurulu Üyesi Yeşim Eroğlu Göçer, organizasyonun sektöre önemli katkılar sunduğunu belirtti
İhsan Necipoğlu, Livio Manzini, Alberto Castellanza ve Prof. Dr. M. Levent Kurnaz, sunumlarının ardından dinleyicilerden gelen soruları yanıtladılar.
“
“
“
SEPA Başkanı Osman Acun, FASD Başkanı Fahri Özer, ASD Başkanı M. Zeki Sarıbekir’in sektör analiz konuşmalarından sonra söz alan PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu açılış konuşmasını yaptı
Atahan Özgünay, Ayça Demirci Turgay ve Fatih Ergüney’in yer aldığı “PAGÇEV ile Döngüsel Ekonomide Ambalajın Yeri” temalı panelde Kurt Kuruç moderatör olarak görev aldı
II. Oturumda söz alan Sabri Altındal, Henrik Kehren ve Bernd Brandt sektöre ilişkin çarpıcı bilgiler sundu. Oturum sonunda salondan gelen sorular yanıtlandı
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
51
“Geleceğin Plastikleri” Ana Teması ile Hilton İstanbul Bomonti Otel’de düzenlenecek 13. PAGEV Türk Plastik Endüstrisi Kongresi’ne davetlisiniz Geleneksel olarak Plast Eurasia Fuarı’ndan bir gün önce düzenlenen 13. PAGEV Türk Plastik Endüstrisi Kongresi, bu yıl “Geleceğin Plastikleri” teması ile gerçekleştiriliyor. Plastik malzemeler çok yönlü kullanılmaları, hafif, güvenli, dayanıklı ve düşük maliyetli olmaları; ayrıca her türlü şekilde kolaylıkla üretilebildikleri için tasarıma yatkın olmaları sebebiyle geleceğin yükselen teknolojileri arasında gösteriliyor. Bu noktadan hareketle devlet kurumlarından, uluslararası kuruluşlardan ve üreticilerden önemli temsilcilerin yer alacağı kongremiz; hammadde ve pazar, yeni teknolojiler, inovatif gelişmeler, kalıp teknolojileri gibi konuların tartışılacağı eşsiz bir forum olacak. Kongrede ayrıca firmalara kendini tanıtma imkanı sağlayacak etkin sponsorluk seçenekleri de bulunuyor.
52
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
13. PAGEV TÜRK PLASTİK ENDÜSTRİSİ KONGRESİ “Geleceğin Plastikleri” 4 Aralık 2018, Hilton İstanbul Bomonti Hotel KONGRE PROGRAMI Plastik Sektörü Tanıtım Filmleri Gösterimi
Kayıt ve Kahvaltı
09:00
09:30
Kongre Ana Teması
Hoşgeldiniz Konuşması
Burak Önder PAGEV Y.K. Üyesi Kongre Komite Başkanı
09:45
Yavuz Eroğlu PAGEV Başkanı
09:50 PANEL
"Gelecekte Plastik Sektörünü Neler Bekliyor?" 10:10-11:40
Moderatör: Yavuz Eroğlu PAGEV Başkanı
Renato Zelcher EuPC-Avrupa Plastik Üreticileri Derneği, Yönetim Kurulu Başkanı
Karl Foerster PlasticsEurope Avrupa Hammadde Üreticileri Derneği, İcra Direktörü
Keith A. Christman Dr. Abdulwahab Al-Sadoun ACC GPCA Amerikan Kimya Konseyi Körfez Ülkeleri Petrokimya Genel Müdürü ve Kimya Birliği Genel Sekreteri
11:40 – 11:55
11:55 – 12:10 Kahve Molası
? Soru - Cevap
1. Oturum
Prof. Dr. Yusuf Z. Menceloğlu Sabancı Üniversitesi Malzeme Bilimi ve Nano Mühendislik Programı Geleceğin Plastikleri: Ambalaj Plastikleri ve Nanoteknoloji
12:10
12:30 ?
Dr. Yakup Ülçer Ravago Akademi ve İş Geliştirme Direktörü Sürdürülebilir Malzeme Çözümleri
Vedat Kılıç TÜDAM Yönetim Kurulu Başkanı Stratejik Kaynak Geri Dönüştürülmüş Plastikler
İhsan Necipoğlu Dow Türkiye ve Orta Asya Başkanı İnovatif Yaklaşımla Plastik Endüstrisinde Sürdürülebilir Çözümler
13:10 – 13:25 Soru - Cevap
12:50 13:25 – 14:30 Öğle Yemeği
2. Oturum
Hermann Diem Clariant Global Teknik Müdürü Plastik İşlemede İnovasyonlar - Rice Bran Wax
Ozan Dağlı 3M Kıdemli Uygulama Mühendisi Geleceğin Plastikleri için İnovatif Yapıştırma Çözümleri
14:50
15:10
14:30 ?
Metin Bilgili Arçelik Eski Teknik Lideri Metin Bilgili Eğitim ve Danışmanlık Genel Müdür Endüstri 4.0 ile Geleceğin Plastiklerinden Beklentiler
15:30
16:05 Kapanış
15:50 – 16:05 Soru - Cevap
* Kongre boyunca İngilizce ve Türkçe simültane tercüman hizmeti bulunmaktadır. Etkinlik Sponsoru
Roll Up Sponsorları
C %84 M %30 Y %34 K %2
C %25 M %20 Y %100 K %0
C %100 M %73 Y %37 K %23
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
53
54
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
TEK KULLANIMLIK PLASTİK YASAĞINDA AB KONSEYİ BELİRLEYİCİ OLACAK
AB’NIN TEK KULLANIMLIK PLASTIK KARARI ÇEVRESEL DEĞIL EKONOMIK
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
55
“
Avrupa Birliği Komisyonu’nun denizlerdeki plastik kirliliğini önleyeceği gerekçesiyle tek kullanımlık plastik kulak pamuğu, çatal, kaşık, tabak, pipet ve balon tutacaklarının yasaklanması amacıyla hazırladığı yönetmelik tasarısı Avrupa Birliği Parlamentosu tarafından kabul edildi.
“
T
ek kullanımlık plastiklerle ilgili nihai karar için sektörde gözler 4-18 Kasım ve 18 Aralık’ta yapılacak Avrupa Konseyi toplantılarına çevrildi. Avrupa Konsey üyelerinin görüşlerinin Avrupa Parlamentosu üyeleri ile paylaşılmasının ardından yapılacak müzakere sonucunda yasa tasarısı son halini alacak. Avrupa Birliği Parlamentosu tarafından kabul edilen yasa tasarısı ile ilgili değerlendirmelerde bulunan PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, Avrupalı siyasetçilerin asıl çözümü ve sorumluluklarını göz ardı ederek AB Parlamentosu seçimleri öncesi yüzeysel bir çözümle göz boyamak istediklerini vurguladı. Brüksel Merkezli
56
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
Avrupa Birliği Plastik Üreticileri Derneği’nin ilk AB dışı Yönetim Kurulu Üyesi olan Eroğlu konu ile ilgili şunları söyledi; “Bugüne kadar tüm süreci yakından takip ettik ve ediyoruz. Tasarıya imza atan ülkeler bu konuda çevre kaygısı taşımadan kesinlikle kendi ülkelerindeki sanayinin durumunu göz önüne alarak tasarıyı hazırladı. Avrupa Birliği Parlamentosu, başta Türkiye olmak üzere plastik üretiminde rekabet edemediği ülkelerden ithalatı önlemek için böyle bir karar aldı. Nitekim Türkiye son 8 yılda plastik mamül üretiminde büyük atılım gerçekleştirerek Avrupa’da ikinci büyük üretici konumuna
yükseldi. Dünyada ise en büyük altıncı plastik üreticisi konumundayız. Türk Plastik Endüstrisi 11 bin firması ve 250 bin kişi istihdamı ile Türkiye ekonomisinin lokomotif endüstrisidir. AB ülkeleri rekabet edemedikleri için ithal etmek zorunda kaldıkları ürünler yerine kendi üretimleri olan üstelik pahalılığıyla da dikkat çeken Biyoplastik malzemesini satmak için bu yasağı getirmeye çalışıyorlar. Eğer benzer bir uygulama 2023 yılında Türkiye’de de gerçekleşirse bu ürünleri üretmek için gerekli tüm hammaddeyi Petkim, Sasa, Köksan gibi yerli kuruluşlar yerine AB’den ithal etmek zorunda kalacağız.”
“Bu bir ekonomik savaş” AB’nin tek kullanımlık plastiklere getirmeye çalıştığı yasağın altında ekonomik savaş olduğuna vurgu yapan Eroğlu, “Burada gözden kaçmaması gereken en önemli nokta konunun çevre değil ekonomik bir savaş olduğudur. Bu noktada sorulması gereken soru; ‘AB bu yasa ile pipet, kulak çubuğu, çatal, kaşık, bıçak gibi plastik sektörünün küçük bir yüzdesini kapsayan ürünleri yasaklarken
neden hali hazırda rekabet edebildiği ürünleri kapsam dışı bırakmıştır’ olmalıdır. AB’nin Biyoplastik tekelleri iş başındadır. Türkiye’nin büyük ihracatçı olduğu bu ürünlerde rekabetçiliğimizi düşürecek ve istihdamı baltalayacak, firmaların üretim ve yatırımını engelleyecek söylemler yapılmadan muhakkak sektörden doğru bilgilendirmeler alınmalı” şeklinde konuştu. P
“
“
Yasanın yürürlüğe girip-girmeyeceğini Avrupa Konseyi’nin Kasım ve Aralık aylarında yapacağı toplantılarda alacağı karar belirleyecek. Çevrenin bahane edildiğini belirten PAGEV Başkanı Eroğlu, tasarının ana sebebinin AB’nin başta Türkiye olmak üzere plastik üretiminde rekabet edemediği ülkelerden ithalatı önlemek olduğunu söyledi.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
57
Plastik poşetlerin ücretli satılmasına kademeli geçiş önerisi Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile bir araya gelen PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu ve sektör temsilcileri, plastik alışveriş poşetlerinin ücretlendirilmesi ve geri kazanım katılım payı uygulaması konusunda beklentilerini ve çözüm önerilerini paylaştı
A
B ile uyum süreci çalışmaları kapsamında hazırlanan Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği uyarınca 1 Ocak 2019 itibarıyla 25 kuruştan satılacak plastik alışveriş poşetleri gündemdeki yerini koruyor. Konu ile ilgili pek çok farklı ses yükselirken PAGEV, üreticilerin mağdur edilmemesi gerektiğine dikkat çekiyor. Son olarak Çevre ve
58
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile bir araya gelen PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu ve sektör temsilcileri, plastik alışveriş poşetlerinin ücretlendirilmesi ve geri kazanım katılım payı uygulaması konusunda beklentilerini ve çözüm önerilerini paylaştı. Plastik poşetlerin para ile satılmasının gündeme gelmesinin ardından perakendeciler tarafından 2018 yılı itibarıyla uygulamaya geçilmesi
için yoğun bir kampanya yapılmıştı. Sektörün sorunlarının giderilmesi noktasında önemli çalışmalar yürüten PAGEV yetkilileri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri ile görüşerek böyle ani bir geçişin birçok firmanın kapanmasına yol açacağını belirterek uygulamanın 2019 yılı Ocak ayına ertelenmesini sağlamıştı. Sürece hazır olmayan üreticiler böylece nefes almıştı.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum
Sanayiciler
mağdur olmamalı
Plastik alışveriş poşetlerinin ücretli satılmasının ve “Geri Kazanım Katılım Payı”nın mevcut hali ile plastik sektöründe hizmet veren sanayicilerin yıkımına yol açabileceğine dikkat çeken PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu; “Söz konusu uygulamada süreç çok hızlı işliyor. Sanayicilerimizin mağdur olmaması için geçişin zamana yayılması kritik rol oynuyor. Sektör temsilcilerimizle çok uzun zamandır konu üzerine kafa yoruyoruz. Bu konu ile ilgili görüş ve önerilerimizi Çevre ve Şehircilik Bakanımız Sayın Murat Kurum ile paylaştık. Görüşmede konuya yönelik üç temel önerimiz vardı: Birinci önerimiz geçen sene PAGEV’in talebi üzerine bir sene ertelenen sürecin 3
senelik bir kademeli geçişe olanak sağlayacak şekilde düzenlenmesi oldu. Sektör temsilcilerimiz bir yandan üretim yaparken diğer yandan da teknolojiye uyum için birçok alanda yatırım yapıyor. Bu nedenle yeni uygulamaların kademeli olarak uygulanarak zamana yayılması gerekiyor. Bakanlığın şu anki mevzuatında çift kat 0,15 mikron üzerindeki tüm poşetlerin para ile satılması öngörülüyor. Biz AB’de olduğu gibi 0,50 mikron kalınlık üzeri poşetlerin bu kanun kapsamı dışına alınmasını ikinci talebimiz olarak ilettik. Üçüncü önerimiz ise şu anki mevzuatta kendine yer bulamayan, biyobozunur biyoplastiklerin de bu kanun kapsamı dışına alınması oldu” dedi.
Plastik karşıtı söylemler üreticiyi zora sokuyor Bakan Kurum ile görüşmede altını çizdikleri bir diğer konunun ise “plastik karşıtı söylemler” olduğuna dikkat çeken Yavuz Eroğlu şunları söyledi; “Kamuoyuna yönelik verilen beyanatlarda plastik karşıtı söylemler alışveriş poşeti üreten firmalarımızı zora sokuyor. Bu tarz söylemler bankaların özellikle alışveriş poşeti üreten firmalarımıza karşı kredilerini geri çekmesine ve yeni kredi vermemesine sebebiyet veriyor. Bu sanayicimize ağır bir darbe olacak çok hassas bir noktadır. Görüşmememizin ardından Sayın Bakanımızın basına verdiği röportajda “plastik karşıtı değiliz” söylemi bizleri çok mutlu eden pozitif bir söylemdir. Bu hassasiyetin önümüzdeki dönemlerde de süreceğine inanıyoruz. Yine Sayın Bakanımıza ilettiğimiz önerilerimizden biyobozunur
biyoplastiklerin ücretsiz olması konusunda olumlu bir geri dönüş alacağımıza inanıyoruz. Süreçte çok ileri bir noktaya varıldığı için plastik alışveriş poşetlerinde ücret uygulamasının kademeli yapılması noktasında ise maalesef çok umutlu değiliz.” Söz konusu buluşmanın son derece verimli geçtiğini belirten PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, toplantıyı organize eden AK Parti Milletvekili Ahmet Kılıç ve Bursa Sanayi ve Ticaret Odası Plastik
Komite Başkanı Kağan Yeşil’e; toplantıya katılım gösteren Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un yanı sıra Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, Çevre Yönetimi Genel Müdürü Sebahattin Dökmeci, ÇED, İzin ve Denetim Genel Müdürü Muhammet Ecel, Atık Yönetimi Daire Başkanı Ahmet Varır, PAGÇEV Genel Müdürü Yağmur Cengiz ve PAGEV Genel Sekreteri Ertan Güneş’e teşekkür etti.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
59
Poşetin paralı olmasına ambalaj sektöründen tepki
2019 itibarıyla mağazalarda ambalajların parayla satılmasının sektörü sıkıntıya sürükleyeceğini belirten Ay Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Kağan Yeşil, yasanın gözden geçirilmesi gerektiğini savundu
T
ürkiye ekonomisinin her yıl dış ticaret fazlası veren stratejik alanı plastik ve ambalaj sektörü kritik günlerden geçiyor. Ekonomik saldırılar ve tarihin gördüğü en yüksek döviz kuru altında üretimine hız kesmeden devam etmeye çalışan sektör, 2019 yılında yürürlüğe girecek olan ambalajların mağazalarda parayla satılmasıyla birlikte yeni ve zor bir sürece giriyor. Türkiye’deki plastik ve ambalaj atık
60
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
sorunu yükünü sektörün tek başına kaldıramayacağını ifade eden BTSO Meclis Üyesi ve Ayplastik A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Kağan Yeşil, “Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkemiz için çizdiği adaletli ve kalkınmayı vizyon kılan yaklaşımla yasanın yeniden gözden geçirilmesini istiyoruz. 2023 hedefleri doğrultusunda yolunda emin adımlarla koşan Türk plastik ve ambalaj sektörünü
öldürmeyecek çözümler geliştirilmeli. Bunun en önemli yolu da 7’den 70’e uygulanacak toplumsal çevrecilik ve atık yönetimi bilincinin geliştirilmesidir. Plastik poşetlerin gereksiz yere kullanılmasına biz de karşıyız ve plastik poşetlerin yeniden farklı amaçlarla kullanılmasını ve ardından geri dönüşüme kazandırılmasını sonuna kadar destekliyoruz” dedi.
Geri dönüşüm desteklenmeli
Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği ile birlikte 2019 yılının Ocak ayından itibaren plastik poşetler mağazalarda parayla satılacak. Türk plastik ve ambalaj sektörünün poşetlerin mağazalarda parayla satılmasına karşı olmadığına dikkat çeken Yeşil, bunun en doğru ve somut çözüm olmadığını savunuyor. Yabancı atıkların doğaya ve çevreye atılmasının sadece Türkiye’de değil tüm dünyada önemli bir sorun teşkil ettiğini belirten Yeşil, şunları söyledi: “Dünyadaki hızlı ekonomik büyüme, teknolojik gelişme, sanayileşme, kentleşme, nüfus artışı ve refah seviyesinin yükselmesi üretilen atık miktarında artışa neden olmakta. Atık miktarının artmasına ilişkin sorunlar, atıksız veya olabildiğince az atıklı üretimi ve tüketimi amaçlayan atık yönetimi yaklaşımını gerektirmekte. AB Atık Yönetiminde; düzenli depolama, kompostlama, geri dönüşüm, geri kazanım, yakma, atıklardan enerji üretimi teknolojileri geliştirme, uygulama ve eğitim yöntemleri ile çevreyi korumaya yönelik iyi uygulama örneklerini oluşturmuşlar. Türkiye’de yakma, kompostlama, düzenli
depolama gibi yöntemler bazı kentlerde kullanılmaya başlanmakla beraber, katı atık sorunları yeterince çözülmüş görünmüyor. Ülkemiz atık mevzuatının 2023 değil 2051, 2071 hedeflerini baz alarak yeniden yazılması gerektiğine sadece bir sektör temsilcisi olarak değil aynı zamanda bir vatandaş olarak inanıyorum. Atık mevzuatının tüm yükü sadece ambalaj sektörüne yüklenmemeli. 7’den 70’e tüm vatandaşlar, yerel yönetimler, perakende mağazaları burada taşın altına elini koymalı ve bu konuda çözümler geliştirmeli. TBMM’ye sunulacak Çevre Kanunu Teklifi’nde özellikle yerel yönetimlere bu konuda teşviklerin verilmesi ve atık yönetimi konusunda toplumsal bilinç oluşturulması yaklaşımını sonuna kadar destekliyoruz. Biz de tüm dünyanın kabul ettiği “Azalt, Yeniden Kullan ve Geri Dönüştür’ yaklaşımını benimsiyoruz. Plastik poşetlerin doğaya atılması, davranışsal bir sorundur. Bu sorun ilk önce eğitim programları ve kamu bilinci oluşturma girişimleri ile ele alınmalıdır. Ülke çapında ciddi geri dönüşüm bilinci ve sistemi oluşturmaya odaklanmamız gerekiyor.”
Sektörün motivasyonu kırılmamalı Ay Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Kağan Yeşil, “Türk ekonomisinin her yıl dış ticaret fazlası veren en stratejik sektörlerinden plastik ve ambalaj sektörünün korunması gerektiğine inanıyorum. Ekonomik saldırılar ve yüksek döviz kuru altında oldukça ezilen sektörümüz
2019 yılında yürürlüğe girecek yasayla birlikte adeta “günah keçisi” ilan edilerek sektörün bitirilmesine doğru götürülmek istenmekte. Bu yaklaşım 2023 hedeflerine doğru ilerleme noktasında geleceğe yönelik adımlar atan sektörümüzün
motivasyonunu ve inancını ortadan kaldırmayı amaçlamakta. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çizdiği adaleti ve kalkınmayı çevreleyen vizyon çerçevesinde sürecin adil bir şekilde uygulanacağına yönelik inancımız tam” dedi. P PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
61
Çevre Kanunu’nda değişiklik
tasarısı Meclis’te
1
3 Kasım 2018 tarihinde TBMM Başkanlığı’na verilen 17 sayılı yazı ile “Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi” sunuldu. Sunulan Kanun Teklifinin ilk 10 maddesi ile 2872 sayılı Çevre Kanunu’nda değişiklikler yapılmak isteniyor. Söz konusu teklif ile Çevre Kanunu’na üç önemli konuda ek maddeler konuluyor. Bu maddeleri aşağıda sizler için derledik; 1- Geri Kazanım Katılım Payı EK MADDE 11 - Ekli (1) sayılı listede yer alan ürünleri yurt içinde piyasaya arz eden üreticilerden/ ithalatçılardan bu listede belirtilen tutarda geri kazanım katılım payı tahsil edilir. Ekli listedeki ürünlerden herhangi birinin piyasaya arzının, farklı bir ürünün/ malzemenin/eşyanın ithalatı ile birlikte gerçekleşmesi halinde geri kazanım katılım patı ithalatçıdan tahsil edilir. Bu listede yer alan
62
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
tutarlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında arttırılarak uygulanır. Tahsil edilen katılım payları, ilgililerce en geç ertesi ayın on beşine kadar ilgili mal müdürlükleri hesaplarına aktarılır ve bütçeye gelir kaydedilir. Bu maddede sayılan gelirlerin tahsilatında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır. Çevre Kanunu’na eklenecek bu madde ile yine teklifte belirtilen ve bu yazının sonunda bulabileceğiniz Ek (1) sayılı listede yer alan ürünleri yurt içinde piyasaya arz eden üreticilerden/ithalatçılardan bu listede belirtilen tutarda geri kazanım katılım payı tahsil edilecek. Ekli listedeki ürünlerden herhangi birinin piyasaya arzının, farklı bir ürünün/malzemenin/eşyanın
ithalatı ile birlikte gerçekleşmesi halinde geri kazanım katılım patı ithalatçıdan tahsil edilecek. İlgili bedeller Çevre Kanunu Madde 18.2’ye göre Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Merkez Saymanlık Müdürlüğü hesabına yatırılacak ve bütçeye gelir kaydedilecek. Ayrıca Çevre Kanunu’nun 20’nci maddesine eklenen z bendine göre geri kazanım katılım payı ödemediği tespit edilenlere katılım payı tutarının %20 fazlası idari para cezası olarak verilecek. Bu maddeyle ilgili olarak dergimiz yayına girmeden önce Bakanlığımız ile yaptığımız görüşmede teklifin bu maddesinin Çevre Komisyonunda değişerek, geri kazanım katılım payının üretici/ithalatçıdan değil piyasaya süren/ithalatçıdan tahsil edilecek şekilde değiştiği bilgisini aldık, ancak kesin bilgiyi ilgili kanun Resmi Gazete’de yayınlandıktan sonra sizlerle paylaşacağız.
2- Depozito Uygulaması EK MADDE 12- Çevre kirliliğinin önlenmesi amacıyla Bakanlık belirleyeceği ambalajlar için depozito uygulanmasını zorunlu tutar. Bu kapsamda, depozito kapsamındaki ambalajlı ürünlerin satışını gerçekleştiren satış noktaları depozito uygulaması toplama sistemine katılım sağlamakla yükümlüdür. Depozito sisteminin uygulanmasına yönelik usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. Çevre kirliliğinin önlenmesi amacıyla EK-1 listede belirtilen ambalajlar için depozito uygulanması zorunlu tutulacak. Ayrıca yine kanunun 20. maddesine eklenen aa bendi ile depozito uygulanması zorunlu ambalajlar için bu yükümlülüğünü yerine getirmeyen piyasaya sürenlere ton başına 100 Türk Lirası idari para cezası verilecek. Depozito uygulamasının işleyişi
ile ilgili detaylar Bakanlıkça yayınlandıkça biz de sizlerle paylaşacağız. 3. Poşet Ücretleri EK MADDE 13- Kaynakların verimli yönetimi ve plastik poşetlerden kaynaklanan çevre kirliliğinin önlenmesi amacıyla plastik poşetler satış noktalarında kullanıcıya veya tüketiciye ücret karşılığı verilir. Uygulanacak taban ücret 0,25 TL’den az olmamak üzere Bakanlıkça oluşturulacak komisyon aracılığı ile belirlenir ve her yıl güncellenir. Bu maddedeki düzenlemelere ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça belirlenir. Çevre Kanunu’na ek 13’üncü madde ile poşetlerin satış noktalarında en az 0,25 TL’den satılması konusunda karar netleşmiştir. Ayrıca EK-1 listede üreticiden poşet başına 0,11 TL geri kazanım katılım payı kesinti yapılacağı belirtilmişse de Bakanlığımız ile yaptığımız
görüşmede teklifin bu maddesinin Çevre Komisyonunda değişerek, geri kazanım katılım payının üretici/ithalatçıdan değil perakendeciden tahsil edileceği, ayrıca kesintinin de 0,15 TL olacağı bilgisini aldık, ancak kesin bilgiyi ilgili kanun Resmi Gazete’de yayınlandıktan sonra sizlerle paylaşacağız. Yine bu kanunun 20. maddesine eklenen bb bendi ile plastik poşetleri ücretsiz verdiği tespit edilen satış noktalarına depo alanı hariç kapalı satış alanının her bir m2’si için 10 TL idari para cezası verilecek. PAGEV olarak plastik poşetler ile ilgili alınan bu karar çerçevesinde Çevre ve Şehircilik Bakanımız Sayın Murat Kurum ve bürokratları ile yaptığımız görüşmenin detaylarını dergimizin bu sayısında bulabilirsiniz. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
63
(1) SAYILI LİSTE GERİ KAZANIM KATILIM PAYI TUTARI ÜRÜN CİNSİ
TUTAR
Plastik Poşet (Plastik Alışveriş Torbaları)
11 kr / adet
Lastik (Binek Araç)
2 TL / adet
Lastik (Otobüs, KamyoniKamyoneti
4 TL / adet
Yükleyici ve Kazıcı Lastikleri ve diğerleri) Lastik (İş Makinesi)
10 TL / adet
Dolgu Lastikleri
5 TL / adet
Starter Aküler (5 kg’a kadar) ve diğerleri
2 TL / adet
Starter Aküler (5 kg’dan 20 kg’a kadar)
4 TL / adet
Starter Aküler ( 20 Kg’dan fazlası)
6 TL / adet
Traksiyonel Aküler
50 TL / adet
Endüstriyel Aküler (5 Kg’a kadar)
1 TL / adet
Endüstriyel Aküler (5 kg’dan 20 kg’kadar)
5 TL / adet
Endüstriyel Aküler (20 kg’dan fazla)
10 TL / adet
Taşınabilir pil ve bataryalar
5 kr / adet
(lityum içerenler hariç) ile diğerleri Taşınabilir pil ve bataryalar
10 kr / adet
(lityum içerenler) Otomotiv pilleri (kurşun içerenler hariç)
20 TL / adet
Madeni Yağ
50 kr / lt
Bitkisel Yağ
50 kr / lt
Elektrikli ve Elektronik Eşya:
2 TL / adet
televizyon/monitör Elektrikli ve Elektronik Eşya:
2 TL / adet
Bilişim telekominikasyon ekipmanları (televizyon ve monitörler hariç) Elektrikli ve Elektronik Eşya:
5 kr / adet
Aydınlatma ekipmanları Elektrikli ve Elektronik Eşya:
2 TL / adet
Küçük ev aletleri Elektrikli ve Elektronik Eşya:
10 TL / adet
Beyaz eşyalar (buzdolabı/soğutucular/ iklimlendirme cihazları hariç) Elektrikli ve Elektronik Eşya: Buzdolabı /
25 TL / adet
soğutucular/ iklimlendirme cihazları İlaç 64
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
1 kr / kutu
ÜRÜN CİNSİ
Kg başına alınacak tutar (kr)
Adet başına alınacak tutar (kr)
PLASTİK AMBALAJ İçecek Ambalajları (Adet) 0,2 Litreye kadar
2
0,201-0,5 litre arası
3
0,501-1,5 litre arası
4
1,501 litre üzeri
5
Diğerleri (poşet hariç)(kg)
60 METAL AMBALAJ
İçecek Ambalajları (adet) Diğerleri (kg)
3 50 KOMPOZİT AMBALAJ
Kağıt- Karton Ağırlıklı Kompozit içecek Ambalajları (adet) 0,25 Litreye kadar
3
0,251-0,5 litre arası
5
0,501üzeri
7
Diğerleri (kg)
70
Kağıt Karton Ambalaj (kg)
30 CAM AMBALAJ (ADET)
0,5 Litreye kadar
2
0,501-1 litre arası
3
1,01-5 litre arası
5
5,01 litre üzeri
10
AHŞAP (adet)
10
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
65
Plastik Gıda Ambalajı hammaddelerine
ekstra bürokrasi talebi şaşırttı!
G
ıda ambalajı üreten firmalarımızın çok iyi bildiği gibi, firmalarımız plastik hammaddesini granül (GTİP 39.0139.14) olarak temin etmekte ve bu granüller işlenerek ürün haline gelmektedir. Gıda Ambalajı üreten firmalarımız mevzuat gereği Tarım ve Orman Bakanlığı mevzuatına göre kayıt işlemi yaptırmış ve kontrol altındaki firmalardır. Firmalarımızın kayıt altında olduğu gibi, yaptıkları ürünler ayrıca Bakanlık numune ve onay mekanizmasını geçmekte, migrasyon ve diğer yönleriyle de belgelenmektedir. Hal böyle olmasına rağmen, Mart 2018 tarihine kadar yapılan hammadde ithalatlarında
66
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
(gümrükleme aşamasında) ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığı iznine tabii olmakta ve firmalarımıza ekstra masraf ve bürokrasi doğmaktaydı. Bakanlıklarımızla yapılan görüşmelerde sektör olarak gereksiz bürokrasiyi kaldırma talebimizin haklılığı görülmüş ve uygulamaya Mart 2018 tarihinde son verilmişti. Ancak aldığımız bilgiye göre hammadde üreticisi/tüccarı PETKİM, ithalatların tekrar bürokratik işlemlerle Tarım ve Orman Bakanlığı iznine tabi olması yönünde Ticaret Bakanlığı’na talepte bulunmuştur. Bu şekliyle, daha 6 ay önce ambalaj sanayinin önünden kaldırılan bürokratik engel, yeniden
konulmuş olacaktır. Böyle bir talebin gerçekleşmesi gerek gıda enflasyonuna en büyük etkiyi yapan ambalajın maliyetini arttıracak gerekse de ambalaj üretici/ihracatçısı Kobilerimize ekstra zaman ve para kaybına sebebiyet verecektir. Konu hakkında başta Ambalaj Sivil Toplum Kuruluşlarımız olmak üzere gerekli çalışmalar yapılmakla birlikte, firmalarımızın da konu hakkındaki hassasiyeti ve talep edilen böyle bir ekstra izin belgesinin, sektörümüze getireceği zaman ve maliyet yükü göz önüne alınarak, kamu nezdinde yapılan çalışmalara verecekleri destekler çok önemlidir. P
si te si
ka pa
t -saa 0,4 kg
ile 1
t aa g-s k 00 2.0
a tm ru u k sı ara
Salon 2 - Stand 236
w w w. m o r e t t o . c o m PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
67
GEZİ REHBERİ
BİR YENİ YIL RÜYASI
LAPONYA Kuzey kutup dairesinde yeni yıla girebilmek, üstelik kuzey ışıklarının dansı eşliğinde. Bu eşsiz hayalin hakikate döndüğü uç nokta sizi bekliyor
HUSKY, REN GEYİKLERİ VE SANTA
LAPONYA
Zorlu kış şartlarına karşı özel kıyafetler sayesinde soğuk havanın sadece keyifli yanlarıyla muhatap olunabilen Laponya’da hemen her aktivite bölgenin iklim ve yaşam koşullarından beslenir. Husky köpeklerle ve Ren geyikleriyle karda yapılan safariler, buz tutmuş göllerde balık tutma, snowmobile araçlarla dağ tepe demeden karlar altındaki ormanları keşfetme ve daha birçok aktivite bölgeyi tam anlamıyla bir kış cenneti haline getiriyor. Ayrıca bölgede kış aylarının belirli zamanlarında görülebilen Kuzey Işıkları da Laponya’yı ziyaret eden seyahat severlerin öncelikli amaçlarından biridir.
NERELER
GEZ İLİR
Rovaniemi’deki Arktikum tam bir doğa tarihi müzesi. Burada Laponya hakkında pek çok önemli bilgi edinebilirsiniz. Pilke ise bir bilim merkezi. Pilke’nin girişinde gerçeğini aratmayan bir simülasyon var. Ağaç kütüklerini vinçle kaldırmaya çalışıyorsunuz. Eğer çocuğunuzla Laponya’ya gitmeyi düşünüyorsanız mutlaka Santa Park’a uğrayın. Burası tam bir masal evi. Bir dağın içine kurulmuş. Tarihi postane, eski arabalar, yedi cücelerin evi ve tabii ki Noel Baba...
70
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
YENİ YILIN SEMBOLÜ REN GEYİKLERİ Ne zaman yılbaşı ile ilgili bir hayal kurulsa bembeyaz bir fon, el yordamıyla yapılmış bir kardan adamla beraber zihnimizde canlanan Ren Geyikleri, Laponya sakinlerinin en önemli yol arkadaşları ve gerçekleştireceğiniz ziyaretle beraber unutulmaz anılarınızın arasında yer alacak önemli bir kilometre taşı olacak.
ZAMANIN RENKLERI KUZEY IŞIKLARI Bölge kış aylarında, güneşten gelen parçaların atmosfere girmesiyle oluşan kuzey ışıklarının en güzel seyredilebildiği yerler arasında konumlanıyor. Kuzey ışıkları görme ihtimalinizi arttırmak için forecast uygulamasını, NASA polar ışık haritasını ve Laponya’nın meteorolojik verilerini kullanın ve unutmayın ki bu görsel şölen için saatler boyu beklemek oldukça normal karşılanıyor.
?
NEREDE KALALIM NE YİYELİM
Kaamasen Kievari: Turistler ve Laponya halkı arasında popüler olan restoran Kaamasen Kievari, otantik İskandinav ve Laponya yemekleri sunuyor. Restoranda sunulan et yemeklerinde ren geyiği, alabalık ve somon gibi yerel kaynaklı malzemeler kullanılıyor.
Hotel Kakslauttanen: Kuzey ışıkları ve gece gökyüzündeki yıldızları kendi yatağınızın konforunda seyredebileceğiniz özel bir mekan. Otel odalarının tavanında bulunan özel termal cam donmaya ve buğulanmaya karşı dayanıklıdır bu yüzden kışın sorun yaşamayacaksınız.
Laanilan Kievari: Rovaniemi’nin en popüler restoranlarından biri. Koyu kerestenin ana malzeme olarak kullanıldığı binasında, tütsülenmiş balık “Arktik char” ve ren geyiği bifteği ile ünlü restoran sizi en otantik İskandinav mutfağına getirmek için adanmış.
Hotel Lapland Igloo: Alışılagelmiş mimari sınırların çok ötesine geçmiş, masalsı bir tatil geçirmenizi sağlayacak bu tesis, civardakilere oranla biraz pahalı fakat buna değecektir.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
71
KUTUPLARIN HEDİYESİ
HUSKYLER 72
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
“
“
Karar verebilme yeteneğine sahip olan Huskyler, zorlu kış şartlarında da insanoğluna yardım etmeye devam ediyor.
ENGEL dünyası Verimli. Güvenilir. Yenilikçi. Dünya pazar lideri olarak, müşterilerimize entegre sistem çözümleri sunuyoruz. Bunun anlamı: Tek bir kaynaktan enjeksiyon teknolojisi. Makine ve kalıp proje mühendisliği, otomasyon, enjeksion prosesi, eğitim ve servis, ENGEL ile mükemmel bir şekilde bütünleştirilmiştir. Ve biz her zaman geleceğe bakarız. İnovasyon ve teknoloji liderliğimiz siz değerli müşterilerimize belirleyici bir rekabet avantajı sunar. be the first.
Plast 8 ia 201 Euras Türkiye bul | Is t a n A r a lik 8 – 5 ol 12. H 13 – 12 1212A
www.engelglobal.com
DÜNYA DEVLERİ
TÜRK EV VE MUTFAK ÜRÜNLERİ İÇİN GELDİ
74
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
75
E
“
“
Binlerce mağazaları ile perakende sektöründe kendi ülkelerinde ve dünya çapında lider olan firmalar Türk ev ve mutfak sanayi ürünlerini satın almak için Türkiye’ye geldi. EVSİD tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen Invitation Only etkinliğine 42 ülkeden 70 zincir market ve toptancı katıldı.
v ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği’nin (EVSİD) bu yıl üçüncüsünü düzenlediği Invitation Only etkinliği, 5 kıtaya yayılan 42 ülkeden 70 zincir market ve toptancıyı İstanbul’da buluşturdu. Açılışa Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Başkanı Tahsin Öztiryaki
76
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
ve PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu katıldı. Etkinlikte önceki senelerde olduğu gibi yine önemli ihracat anlaşmalarına imza atılması hedefleniyor. EVSİD Başkanı Burak Önder, Invitation Only etkinliğinin format olarak Türkiye’de ilk kez EVSİD tarafından hayata geçirilen bir proje olduğuna dikkat çekti. EVSİD olarak kuruluşlarından bu yana ihracatın artırılmasına yönelik faaliyetlere ağırlık verdiklerini ve özellikle alternatif pazarlarda iş
görüşmeleri gerçekleştirdiklerini anlatan Önder, “3,5 yıllık genç bir dernek olmamıza rağmen 18 farklı ülkede 23 etkinlik gerçekleştirmiş olmamız aslında bunun en güzel kanıtı.” dedi. Önceki yıllarda yapılan etkinlikten başarılı sonuçlar elde edildiğini kaydeden Önder, katılımcı firmaların ABD, Kolombiya, Meksika, Panama, Şili, Uruguay, Brezilya, Güney Afrika, Fas, Hindistan ve Güney Kore gibi farklı birçok ülkeye ihracata başladıklarını belirtti.
“
“
EVSİD Başkanı Burak Önder, bu yıl davet edilen alıcı firmaların yüzde 90’ının Türkiye’ye ilk kez geldiğini belirterek, amaçlarının pazar çeşitlendirmesini sağlayıp ihracatı artırmak olduğunu belirtti.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
77
Yüzde 90’ı ilk kez geliyor
Bu yıl davet edilen alıcı firmaların yüzde 90’ının Türkiye’ye ilk kez geleceğini ve birçoğunun henüz Türk üreticileri ile ticari bağlantıları olmadığını ifade eden Önder, şunları anlattı: “70 alıcı firmanın yaklaşık yüzde 40’lık kısmı için zincir marketler ve çok katlı mağazalar,
78
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
yüzde 60’lık kısmı için ise direkt ithalatçı, toptancı firmalar tercih edildi. Amacımız özellikle alternatif pazarlarda, pazar çeşitliliğini artırarak sektörümüzün ihracatını artırmak. İhracata konu tüm faaliyetlerde olduğu gibi Invitation Only etkinliğimizde de en büyük desteği Ticaret Bakanlığımızdan görüyoruz. Maddi manevi bu projemizin arkalarında durmaları ve bizleri cesaretlendirmeleri sayesinde projemizi 2018 yılından başlayarak yurt dışına da taşıdık ve ilk olarak Kolombiya’da tüm Latin Amerika ülkelerini kapsayan iş görüşmeleri gerçekleştirdik. Hedefimiz, Ticaret Bakanlığımız tarafından “Başarılı Örnek” olarak ödüllendirilen bu projemizi 2019 yılında Asya ve Avrupa merkezli yurt dışında farklı bölgelere de taşımak.” P
KİMLER KATILDI? Önder’in verdiği bilgiye göre bu seneki etkinliğe perakende sektöründe ülkelerinde ve dünya çapında lider olan firmalar da geldi. Dünya genelinde 4 binin üzerinde mağazası olan Fransız perakende devi Auchan bu yıl ilk kez katıldı. Latin Amerika’da 3-4 bin şubeli grupların ana satın almacılarının yanında, 1.500 Mağazalı Alman zincir Norma, 1.500 mağazalı Danimarkalı Salling Group, 600 mağazalı Zara Home, 300 mağazalı Hintli Future Retail Grubu, 108 mağazalı Ukraynalı Retail Group, 260 mağazalı Blokker Holding’e bağlı Hollandalı Xenos ve 70 mağazalı Ukraynalı Furshet gibi markalar etkinliğe katılarak Türk üreticilerle buluştu.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
79
EV VE MUTFAK EŞYALARI SEKTÖRÜ
KOLOMBİYA MODELİ İLE BÜYÜYECEK
Ev ve mutfak eşyaları sektöründe kilogram başına ihracatta dünyada ikinci sırada yer alan Türkiye, hem kg başına ihracat değerini artırmak, hem pazar çeşitliliği sağlamak için radarına Uzakdoğu’yu aldı
E
v ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Yönetim Kurulu Başkanı Burak Önder, Hong Kong’da düzenlenen Mega Show Fuarı’na bu yıl dördüncü kez katıldıklarını ve Asya’dan önemli alıcılarla buluştuklarını söyledi. Türkiye’nin kalitesinin Uzakdoğu’da çok önemsendiğini belirten Önder, bölgeye özel önem vereceklerini ifade etti. Ticaret bakanlığının
80
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
sunduğu Ur-Ge teşviklerine de değinen Önder, geçtiğimiz aylarda Kolombiya’da katıldıkları fuarın da Ur-Ge Geliştirme Projesi kapsamında olduğunu ve iyi sonuçlar elde ettiklerini belirterek, “Kolombiya modelini Uzakdoğu ve Avrupa’da da uygulamayı düşünüyoruz” dedi. Ev ve mutfak eşyaları sektöründe en önemli ihracatçı ülkelerden biri olan Türkiye, yeni hedefini ihracatın
kilogram değerini artırmak ve pazar çeşitliliği sağlamak olarak koydu. Türkiye’nin 10 ayda 2,3 milyar dolar ihracat ile yüzde 10 büyüme gerçekleştirdiğini belirten Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Yönetim Kurulu Başkanı Burak Önder, yeni dönemde katma değerli ürünlerle ihracat birim değerini artırmaya çalışacaklarını söyledi.
Miktarda ikinci değerde yedinci Türkiye’nin ev ve mutfak eşyaları sektöründe kilogram başına ihracatta dünyada ikinci sırada olmasına karşın katma değeri düşük ürünler sattığı için değerde yedinci sırada yer aldığını vurgulayan Önder, “Aslında miktar olarak satış gösteriyor ki Türkiye talebin bol olduğu bir ülke. Birçok ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Ancak kilogram başına ihracatımız 3,20 dolar civarında. Türkiye için katma değerli ihracat bu dönemde çok önemli. Bu seviyeleri aşıp tasarıma, markaya ve reklama önem veren seviyeye gelmeliyiz” dedi. UZAKDOĞU EN İSTİKRARLI PAZARLARDAN Türkiye’nin en büyük pazarının yüzde 52 ile Avrupa olduğunu, arkasından yüzde 25 ile Ortadoğu ve yüzde 10 ile Afrika’nın geldiğini anlatan Önder, Uzakdoğu pazarının bu noktada önem kazandığını belirtti. Bölgeye olan ihracatı artırabilmek ve yeni bağlantılar oluşturabilmek için Hong Kong’da düzenlenen Mega Show Fuarı’na, EVSİD olarak bu yıl dördüncü kez katıldıklarını kaydeden Önder, şu bilgileri verdi: “Bu dönemde dünyanın en istikrarlı pazarlarından biri Uzakdoğu. Avrupa ve Latin Amerika ülkelerinin kendilerine has sorunları olurken Uzakdoğu istikrarlı olarak yoluna devam ediyor. Türkiye olarak Uzakdoğu’da mutfak eşyaları pazarında fazla paya sahip değiliz ve bu yüzden bölgeyi önemsiyoruz. Hong Kong da Asya’nın yarısına hitap etmesi açısından Uzakdoğu için çok önemli bir bölge. Fuardaki alıcı portföyüne baktığımızda Hindistan, Endonezya, Malezya, Singapur, Vietnam, Japonya ve Kore gibi ülkelerden yoğun bir katılım görülüyor. Bunun yanında Latin Amerika ve Avrupa’dan da katılım oluyor. Bu kadar çeşitli ülkeden katılım olduğundan her ülkeye kolayca ulaşabiliyoruz.”
Mega Show Fuarına Türkiye’nin katılmasının fuar sahipleri için çok önemli olduğunu belirten Önder, “Türkiye’nin Uzakdoğu’daki kalitesini oldukça önemsiyorlar. Fuar alanında 4 yıl içerisinde metrekare olarak 2,5 kat büyüme elde ettik” dedi. KOLOMBİYA MODELİNİ UYGULAYACAK Ticaret Bakanlığı’nın verdiği Ur-Ge teşviklerine de değinen Önder, bu sayede firmaların birlikler, odalar ve dernekler üzerinden kümelenerek pazarlara göre kendi ihracatını yapma imkânı bulduğunu, ayrıca maddi destek de aldıklarını ifade etti. Geçtiğimiz aylarda Kolombiya’da katıldıkları fuarın da Ur-Ge geliştirme projesi kapsamında olduğunu söyleyen Önder, 13 ülkenin katıldığı fuarda firma başına 28 iş görüşmesi gerçekleştirdiklerinin altını çizdi. Önder, şöyle devam etti:
“Ekonomisinin iyi olmasından ve Türklere karşı büyük bir sempatileri olduğundan Kolombiya’yı seçtik. Aldığımız satın alma raporları ile ürün alma gruplarımızdaki satın almacılar kim, nereden daha çok ithalat yapıyorlar, hangi renk tercih edilir gibi konularda bilgiler edindik. Çalışacağımız kişileri referansları ile görüşmeler yapıp belirledik. Kolombiya’ya fuar öncesi ön heyet yolladık. Ön heyetimiz marketleri gezip, raporlar hazırladı. Kolombiya’ya gittiğimizde ilk gün firmalarımıza büyük marketleri gezdirip, bilgiler edinmesini sağladık. Böylece bir sonraki gün müşteriler ile gerçekleştirecekleri görüşmeler için sektörün durumu hakkında bilgiye sahip oldular. Kolombiya modelini Uzakdoğu ve Avrupa’da da uygulamayı düşünüyoruz. Kalıcı hale gelmesi için bu fuarları sürekli olarak yapmayı hedefliyoruz. Kolombiya sayesinde yeni müşteriler elde ettik”
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
81
55 ülkeden alıcı İstanbul’a geldi 15-16 Kasım tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen Invitation Only etkinliğine de dikkat çeken Önder, etkinliğin 50 üretici firmanın ürünlerini sergilemesine imkan tanıdığını ifade etti. Özellikle Avrupa, Latin Amerika ve Sahraaltı Afrika gibi potansiyel ülkelerdeki alıcıların hedef alındığını belirten Önder, “Invitation Only etkinliğine 55 farklı ülkeden 70’in üzerinde satın almacı firma ile birlikte İstanbul’da yerleşik satın alma ofisleri katılıyor. İş görüşmeleri için davet edilen firmaların yüzde 80’lik bölümü daha önce Türkiye’ye gelmemiş veya Türkiye ile ticaret yapmamış firmalardan oluşuyor” dedi. 1000 ÇALIŞANLA 80 ÜLKEYE İHRACAT Hong Kong’daki fuara katılan Türk firmalarından Hascevher’in yöneticisi Fatih Dinçer, 93 yılından beri çelik mutfak eşyaları olarak Kahramanmaraş’ta faaliyet gösteren bir aile şirketi olduklarını 82
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
ve 80 ülkeye ihracat yaptıklarını söyledi. Bir ülkeye ihracat yapabilmek için o ülkenin yemek kültürüne göre üretim yapmaları gerektiğini fark ettiklerini ve bunun için bir tasarım ekibi oluşturduklarını anlatan Dinçer, “Hascevher olarak üst ve orta gelir grubuna yönelik üretimler yapıyoruz. 1000 çalışanımız ve 5 bine yakın ürün çeşidimiz var. Kulp dediğimiz aksesuarları kendimiz üretiyoruz. Bu bize daha hızlı ürün tasarlama imkânı veriyor. Ürettiğimiz ürünlerin yüzde 70’i kendi markamız, yüzde 30’u ise müşterilerimizin markası. Geçen yıl ciromuz 50 milyon dolardı. Üretimimizin yüzde 80’inini ihraç ediyoruz. Yurt içinde zincir marketlerin neredeyse hepsiyle çalışıyoruz.“ dedi. 2015 yılında granit seramik ürün grubunu kurduklarını ve bu yıl da kapasiteyi 2 katına çıkardıklarını anlatan Dinçer, “Fuarlar bizim için çok önemli. Yılda ortalama 10 yurt dışı fuarına katılıyoruz. Mutfak trendleri ve rakiplerimizi takip etmek için
fuarlar büyük bir avantaj sağlıyor. Fuarlarda satış odaklı değil, gözlem ve bilgi edinme odaklıyız” diye konuştu. AVRUPA’NIN EN BÜYÜK EMAYE ÜRETİCİSİYİZ AVŞAR Ceramic&Non-Stick Genel Koordinatörü Murat Tabak ise 36 yıldır faaliyet gösterdiklerine ve Avrupa’nın en büyük emaye üreticisi olduklarına dikkat çekerek, “Şu anda 400 kişiyi istihdam ediyoruz ve 45 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Toplam ihracatımız 15 milyon dolar seviyesinde. Yaşanan ticaret savaşlarından ötürü ev ve mutfak eşyaları sektöründe Türkiye’ye talep artıyor. Bu bizim için çok önemli. Mega Show Fuarı’nda yer almamızın en büyük sebebi; müşterilerimiz buraya bizi ziyarete geliyorlar. Amerika’dan, Afrika’dan, Avrupa’dan müşterilerimiz ile burada buluşma imkânına kavuşuyoruz” dedi. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
83
84
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
85
RÖPORTAJ
PLASKO Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Ender Günay:
Bilimsel yaklaşım ve verimli üretimle
seferberlik başlatmalıyız
Okurlarımıza yaşam öykünüzü anlatarak, sektöre girişinizden itibaren çalışma yaşantınızı aktarır mısınız? Konya Ereğli’de 1948 yılında bir dağ köyünde doğdum. İlkokulu köyümde, ortaöğretimi Ereğli Lisesi’nde tamamladım. Ardından İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’ni kazandım. Bir sömestri okuduktan sonra kayıpsız olarak İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ne geçiş yaptım. İktisat Fakültesi’nde devam mecburiyeti yoktu. Aynı yıl babamızı kaybetmiştik. Ağabeyim de İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Yüksek Makine Mühendisliği okumaktaydı. 1968 yılının Mart ayının başlarında halen de çok başarılı bir firma olan Vatan Plastik’te çalışmaya başladım. Önümde üretme aşkı yüksek, çalışkan “biz her şeyi yaparız” diyen genç bir patron; Behruz Vatandost vardı. 86
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
Üniversitede ise 1968 kuşağının birçoğunu otuz yaşına varmadan kaybettiğimiz ülkenin en yurtsever, en kahraman çocukları arkadaşımdı. Belki korkak olduğum için belki de gelecek devrimin büyük gücü olarak düşündüğümüz işçi sınıfının içinde oluşum ve köylülüğüm nedeniyle kolay bir devrim hiçbir zaman düşüncelerime uygun düşmedi. Sanırım bu nedenlerden ötürü arkadaşlarıma katılamadım. Bugün de geleceğin; daha adil bölüşümün, kavmiyetçilik ve mezhepçiliğin olmadığı sömürü düzeninin özellikle emperyalizmin yenildiği, yeterli üretimin ve adaletli bölüşümün sağlandığı yeni bir dünyayı insanoğlunun kuracağına inanıyorum. Üretimi aşkla seven bir insanım, bütün kötülüklerin yetersiz üretim ve adil olmayan bölüşüm kaynaklı olduğunu düşünürüm. Yoksulluk cehaleti, cehalet de yoksulluğu beslemektedir. Niteliksiz
emek, niteliksiz ürün kısır döngüsü süreklilik kazanmaktadır. Alın teri satanların, bilgi satanlara köleliği devam etmektedir. Hep, daha büyük şeyler yapamıyorsak, yapabileceğimiz küçük işleri en mükemmel şekilde yapalım düşüncesinde oldum. 2018 yılının Mart ayında çalışma yaşamımın 50. yılını doldurdum. Satış, Satın Alma, Muhasebe, Mali İşler, Üretim-Planlama yani bir sınai işletmede olan her bölümde değişik firmalarda eleman, yönetici ve ortak yönetici olarak çalıştım. Ağabeyim Velit Günay ile birlikte uzun yıllar Güven Plastik firmasını yönettik. Plasko Plastik’te de birlikteliğimiz devam ediyor. Aile şirketi olarak çalışmaktayız, oğlum İlke Hüsnü Günay da bizimle birlikte. Uzun sürmeyen Huhtamaki ortaklığının sona ererek firmayı devrettikten sonra, 2001 yılı sonlarından itibaren Plasko Plastik’in yönetimini devraldım.
1990 yılında kurulan Plasko Plastik firmanızın kısa bir gelişim öyküsünü anlatarak verdiği hizmetleri paylaşır mısınız? Plasko Plastik 1990 yılında eski işletmemiz Güven Plastiğin PVC ihtiyacını karşılayabilmek amacıyla kuruldu. Firmamız 1998 yılına kadar İmes Sanayi Sitesi’nde kiralık bir binada küçük bir işletme olarak devam etti. Plasko, 1997 sonunda Lüleburgaz’da kendi binasını yapmaya başlayarak, 1998 yılında yeni binasına taşınarak büyümesini sürdürdü. Firmamız, plastik sektörünün PVC gibi zor bir alanında faaliyetini sürdürüyor. Ülke ölçeğinde bakıldığı zaman büyük ve entegre bir işletmeyiz. 7 adet kalender hattı (ham ve yardımcı maddelerin besleme otomasyonları yapıldı), 1 adet PET Hattı, 2 adet Rotogravür Baskı Hattı, 3 adet Isıl Laminasyon Hattı, 2 adet Solventli Laminasyon, 1 adet Primer Sürme Hattı, 8 adet Dilimleme Giyotini ve Metrajlama ve 1 adet Coating Hattı (temiz odada) ile üretim yapmaktayız. 2048 KW kojenarasyon ünitesi (Kojenerasyon ünitesinin baca gazından sistemdeki 42 tonluk kızgın yağ 225 derece ısıtılıyor, gömlek suyundan da işletmenin tamamı ısıtılıyor) bulunmakta.Yapılanların kendi içinde ciddi bir iç tutarlılığı var. Fakat küçük bir pazara yönelik kurulmanın bütün eksikliklerini de içinde taşır. Pazarın yetersizliği, küçük kapasiteli makine seçimlerine neden olmuş, işletmeler aynı anda farklı ürünlerle belirli bir kapasiteye ulaşabilmişler. Güven Plastik’te kalite arayışı yüksek ulusal ve uluslararası firmalarla uzun yıllar çalışmış olmamızın getirdiği deneyim ve kişiliğimizde olan aşırı mükemmeliyetçilik, PVC gibi pek yatırım yapılmaması gereken sektörde bile sürekli iyileştirme ve yatırıma zorladı bizi. Aynı zamanda her şeyin fiyat olduğu, kalite arayışının çok düşük olduğu, pazarın küçüldüğü (oransal olarak) sektör bizi yeni ürün arayışına itti. Elimizdeki makine parkı ile ne yapmalıydık? Elimizde iyi bir teknoloji vardı bu, imkanlarla Mobilya
Folyoları üretebilir miydik? Zor bir üründü ülkemizde üretilmemişti. Net ithalatçı durumdaydık. Bu ürünü yapmalıydık, hem de yüksek kalitede. Beş yıldan daha fazla süredir uğraşmaktayız. Birçok yabancı danışmandan uzun süreler faydalandık. Fakat daha çok sorunları değerli arkadaşlarım (sınırlı sayıdaki ekibimiz) bitmez tükenmez bir sabırla çalışarak çözdüler. Sürekli yeni ürünlerin geliştirildiği bir pazar söz konusu. Bugüne kadar mükemmel olmayan hiçbir ürünü pazara vermedik. Önemli ithal ikamesi sağladığımız gibi iç pazara ithal gelen ürünün de kalitesini yükseltici bir rol oynadık. Buna rağmen ithal ürünlerin bir kısmında kalitesizlik hakimdir. Ftalat ve ağır metal denetimleri yapılmalı. Yatırım yapmaya ve yeni ürünler üzerinde çalışmaya durup dinlenmeden devam etmekteyiz. Ülkemizde bilgi ve teknoloji alt yapısı olmadığı için çok sıkıntı çekmekteyiz. Bir desenin klişesini veya basit bir embos silindirini dahi ülkemizde yaptıramıyoruz. Sektör olmadığı zaman bunun bilgi ve teknik alt yapısı da maalesef gelişememektedir. Ağırlıklı olarak satışlarınızı nereye yapıyorsunuz? Toplam satışımızın üçte birini mobilya folyosu, üçte birini ihracat (neredeyse tamamı Avrupa), diğer kısmı da iç pazar oluşturur. Mobilya kapasitemizi arttırmak ve folyoların payını %50’ye arttırmaya çalışmaktayız. Lüleburgaz’da 90 dönüm civarında araziye sahip olduğumuz halde Ergene Havzası
koruma yasaları gereği acil ihtiyacımız olan 5 - 6.000m2 yeni inşaat iznini halen alamadık, almaya çalışıyoruz. Pazara verdiğimiz ürünlerde ithal ürünlerin üstünde bir kalite sağladığımızı bütün testlerini kendi laboratuvarlarımızda yaparak gördüğümüz halde, insanımızın yerli ürüne bakışını halen değiştiremedik. Ön yargıları zorlukla kırabilmekteyiz. Bir kez ürünü kullandırabilmek en büyük zorluk. PVC, PET ve Levha sektörlerinin ülkemizdeki durumunu değerlendirerek bu alandaki çalışmaların geleceği hakkındaki öngörülerinizi aktarır mısınız? Plastik sektörü özelinde de durumumuz farklı değil. Az sayıda ölçek ekonomisinde işletmeye sahibiz. İşletmelerimizin büyük çoğunluğu küçük ölçekte, eski ve yetersiz teknoloji ve yetersiz sermaye birikimine sahip. Girişimci çalışkan insanımızın başarma azmi çarklarımızın dönmesinde önemli bir unsur. Hammadde ve makine parkının neredeyse tamamı ithalata dayalı. Bir miktar termoform makineleri üretiminde gelişme oldu. Bunun bir kısmında payım olduğu için de ayrıca mutluluk duymaktayım. Fakat ihtiyacımız çok büyük, bizden çok sonra başlayanlar çok daha hızlı yol aldılar biz burada olmamalıydık. İşletmelerin kurulmasında ülke nüfusu ve hangi pazarı hedeflediği önemli. Büyük nüfuslu ve dünya pazarını da hedefleyen kuruluşlar ölçek ekonomisi ve emek maliyeti avantajı kazandılar.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
87
RÖPORTAJ
Sanayideki sorunlarımız büyük Duayen bir sanayici gözüyle genel hatları ile plastik sektörümüzün durumunu ve yakın geleceği için yapılması gerekenleri sizden öğrenebilir miyiz? Duayen olmak için yaşlılık elbette ki yeterli değil. Bu vasıfla değil ama 50 yıl önce Rami Uluyol’da o günün önemli ama bugünden bakıldığı zaman acınacak kadar küçük işletmelerinden başlayan biri olarak düşündüklerimi iletmeliyim. Bizim sanayimiz küçük bir iç pazara yönelik olarak kuruldu. İkinci el veya yeni makinelerle bilgi alt yapısı yetersiz, eğitimli insanı olmayan bir sanayi. Bu şartlar altında global sisteme entegre olundu. Bundan yeterince istifade edemedik. Büyük bir teknolojik değişim yapamadık. Kayıt dışılık ölçek ekonomisine ulaşabilecek firmaların yaşam alanlarını sürekli kemirdi. Kendisi büyüyemediği gibi, diğerlerini de büyütmedi. Emek yoğun ucuz emek sömürüsüne dayalı ilkel bir sanayi alt yapısına sahibiz. İthalat - ihracat kompozisyonumuz bunu çok iyi göstermekte. 2018 Mayıs ayı ağırlık olarak bir rekordur; 10,5 milyon ton ihracat yapılmış 13,6 milyar dolar hasılat, 1,30$/kg ortalama değer. Katma değerli içine bilgi katılmış ürün ihracatı yok denecek durumda. Bunu değiştirmek için gayret var mı diye sorarsanız. Asla yok. Başarı, uzun yıllar ve çağdaş 88
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
eğitimli bir nesil yetiştirmeyi gerektirir. Ar-Ge, teknoloji parkları, üniversite-sanayi iş birliği hangisini yapabiliyoruz? Batının emek yoğun işleri yaptırabileceği niteliksiz insanının azlığı bugün için bizim çarklarımıza bir miktar dönme imkânı veriyor. Hammaddesini (her şeyini) ithal ettiğimiz ara mallarına, bir miktar emek ekleyerek ihracat yapmaktayız. İçine kattığımız enerji de ithaldir. Dünyamızda emek yoğun işleri yapabilecek milyarlarca insan var. Teknoloji, haberleşebilen makineler ile insan emeğine olan ihtiyacı ortadan kaldırmaya doğru gitmekte. Bu durum bir süre sonra önemli risk unsurlarından biri olacak. Gelişmiş ülkelerde korumacılık eğilimleri gittikçe artmakta. Eğer emperyalizmin bölge politikalarını başarısız kılacak olumlu gelişmeler olur ve kavgalı ve yarı barışık olduğumuz bölge ülkelerimizle barışabilirsek, bu ülkelerin inşasında önemli bir rol alabilirsek, bu durum bizim geri kalmış sanayimize çok güçlü bir manivela görevi görebilir. On, on beş yıl sürecek bu ivme dönemi içinde daha iyi eğitilmiş bilgi teknolojileri donanımlı yeni bir nesli yetiştirir, aynı zamanda ileri teknoloji için gerekli sermaye alt yapısını çar-çur etmezsek; bir çıkış şansı yakalayabiliriz. Zira ihtiyaç olan iki şey; yetişmiş insan gücü ve
sermaye bu sürede hazırlanabilir. Bugünün şartlarında önemli bir dönüşümü sağlayacak ne insan altyapısına ne de sermayeye sahibiz. İnsanımızın kolektif çalışma konusundaki yetersizliği, bugüne kadar yapılan halk ortaklığı girişimlerinin başarısızlığı da menfi bir unsur olmaya devam etmekte. Eşit rekabet şartları sağlanmalıdır. Kayıt dışılık yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere aflarla sağlanan rekabet avantajı sanayinin ve ülkenin gündeminden çıkarılmalıdır. Kamunun denetimi sürekli belirli bölge ve kesimlere yapılmakta, bu da haksız rekabetin bir unsuru olarak çalışmaktadır. Kurallar her gün değişmekte buna uyum bile sorun olmaktadır. Kamu; çalışanların üçte birinin kayıt dışı çalıştığını açıklamaktadır. Bu durum ülke adına da utanç verici ve ayrıca önemli bir haksız rekabet kaynağıdır. İşini düzgün yapan, kural ve yasalara uyan işletme ve insanların üzerinden hırsızlığın ağır yükü alınırsa onların büyümelerinin önündeki önemli bir engeli kaldırmış oluruz. Kadınlarımızın iş gücüne katılımını arttırabilmeliyiz. İşletmelerimizi teknolojiye uygun hale getirebilirsek, emek yoğun ağır iş olmaktan çıkacak, kadın emeğinden daha fazla faydalanacağız.
PLASTİK ENJEKSİYON MARKET Elektirik
Madeni Yağlar
Hidrolik
Yardımcı Ekipman
Mekanik
Teknik Servis
Pem plastik enjeksiyon market ticaret limited şirketi, plastik enjeksiyon makinaları, elektrik elektronik yedek parçaları, makina özel madeni yağları, yardımcı ekipmanları (hammadde yükleyici, kurutucu, kırma) konusunda hizmet vermektedir. Sektörün lider markalarını sürekli stok bulundurup zengin ürün çeşitliliği ve uygun fiyat garantisi vermektedir.
Akçaburgaz mahallesi 1560 Sokak Alkop Sanayi Sitesi No: 3 ESENYURT/İSTANBUL PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148 0212 881 01 40 0533 474 68 74 0533 123 43 75
89
RÖPORTAJ Son yıllarda Petkim özelleştirildi ve özel sektörün bazı yatırımları hayata geçti. Fakat ihtiyacın büyüklüğü yanında bunlar yetersiz kalıyor. Kimya bir ülke için olmazsa olmaz en önemli sektördür. Birçok sanayinin ana girdisi durumundadır. Katma değerli bir ürün grubudur. Burada da ülkemiz hammadde ithalatçısı durumundadır. Bir türlü küçültmeyi dahi başaramadığımız cari açık, uygulanan politikaların doğru olmadığını açık bir lisanla anlatmaktadır. İhracatımız artarken, ithalatımız daha fazla artmaktadır. İthal ettiğimiz başka insan ve ülkelerin tasarruflarını; taşa, toprağa, kendini üretmeyen yatırımlara bu oranda gömmemeliydik.
Hammaddede ithalata bağımlılığı kıramadık 90
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
Hammadde alanında sanayimizin genel beklentileri ve sizin konuya ilişkin değerlendirme ve önerileriniz nelerdir? 1960’la başlayan yıllarda Petkim kurulmuş olduğu halde ve birçok ülkede kendisine benzer işletmelerin kurulmasına danışmanlık yapabilecek yetkin kadroların varlığına rağmen, ülke ihtiyacı nispetinde bir yatırım yapılmadı. Sektör, dışa bağımlılığın çok yüksek olduğu sektörlerden birisi olarak kaldı. Petkim, halen ihtiyacın çok küçük bir yüzdesini karşılayabilmekte.
GELİŞMEK İÇİN SEFERBERLİK BAŞLATMALIYIZ STK’ların sektörlerin gelişimi üzerindeki etkilerini yorumlar mısınız? Farklı sonuç alıcı nitelikte ne tür çalışmalar yapılmalıdır? Yepyeni güçlü bir seferberliğe ihtiyacımız var. Devam eden beka savaşının en önemli parçası bu olmalı. Bu savaşın işletmeler cephesinde STK’lar yol gösterici olmalı. Ölçek ekonomisinde işletmeleri olmayan sektörlerin kendi başına yapamayacağı yol göstericiliği bütün anlamlarıyla üstlenmeli. Pazar araştırmaları, kanalların oluşturulması, kamunun yönlendirilmesi, uluslararası ilişkiler, fuar organizasyonları, sektörel eğitimler... Birçok işletmemizin bunları yapabilmesi, bunlar için kaynak tahsis etmesi mümkün değildir. Bu nedenlerle STK’ların bu önemli boşluğu doldurması sektörlerin danışmanı, ortağı olabilmesi gerekir. Gelmişi ve gelmekte olanı, öleni ve doğmakta olanı görebilecek kadrolarıyla sektörlerin yolunu STK’lar aydınlatmalı. Nitelikli insan, nitelikli üretim, yokluğun ve varlığın adil bölüşümü sağlanmalı. Dünyanın en büyük Lale Halısını yapmakla, köprü veya tünel yapmakla değil, patentlerimizle, Nobellerimizle, icat ve buluşlarımızla öğünmeliyiz. Üretim, üretim, üretim... Üretmeliyiz P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
91
Avrasya Ambalaj Fuarı’na yoğun yabancı ilgisi
Ambalaj sektöründe Avrupa ve Avrasya’nın merkezi olan Türkiye’de düzenlenen Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı’na 44 ülkeden, 463’ü yabancı olmak üzere toplam 1.217 firma katıldı
B
u yıl 23 milyar dolar pazar büyüklüğü ve 5 milyar dolar ihracat hedefleyen ambalaj sektörü, Ambalaj Sanayicileri Derneği ve Reed Tüyap’ın iş birliğinde 31 Ekim–3 Kasım tarihleri arasında TÜYAP’ta gerçekleştirilen 24’üncü Avrasya Ambalaj Fuarı’nda buluştu. Fuarın ilk olarak yapıldığı günden bugüne 40 kat büyüyerek Avrasya bölgesinin her yıl yapılan en büyük organizasyonu haline gelen Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı’na; 44 ülkeden, 463’ü yabancı olmak üzere toplam 1.217 firma katıldı. Fuarı; 115 ülkeden, 8.101’i yurt dışından ve 50.417’si yurt içinden olmak üzere toplam 58.518 profesyonel ziyaret etti. Ambalaj sektörünün Türkiye için önemine dikkat çeken Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir, “Sektörümüzün Türkiye ekonomisine olan katkısı önümüzdeki yıllarda artarak devam edecek ve Türkiye, Avrasya’nın
92
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
ambalaj merkezi olmaya doğru hızla ilerleyecektir.” dedi. Fuarın sektöre yeni bir hareket kazandırdığını ve özellikle yabancı ilgisinden memnun olduklarını da dile getirdi. Fuarda önemli iş bağlantılarının gerçekleştiğini belirten Sarıbekir, “Sene sonunda 5 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşacağımıza inanıyoruz. Yine bu yıl 23 milyar dolar pazar büyüklüğü hedefimiz var. 180 ülkeye ihracat yapan bir sektör olarak gücümüzün ve potansiyelimizin farkındayız. Ambalaj Sektörü olarak daha çok ülkeye ambalaj satmayı hedefliyoruz. Pazar sayısını artıracağız ve ürettiğimizin en az yarısını ihraç edeceğiz. 2023’te 30 milyar dolarlık pazar büyüklüğü ve 10 milyar dolarlık ihracat hedefimize ulaşacağımızı düşünüyoruz.”
TASARIM YARIŞMASINI KAZANAN ÖĞRENCİLERE PARA ÖDÜLÜ VE BURS Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) tarafından Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı katkısıyla, Reed TÜYAP iş birliğinde düzenlenen, toplam 85 projenin yarıştığı 14’üncü Ambalaj Tasarımı Ulusal Öğrenci Yarışması 2018’in kazananları da Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı açılış kokteylinde yapılan törende açıklandı. Yarışmayı Özyeğin Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü öğrencisi Melike Balkaya, “Dream Honey Tek Porsiyon Bal Ambalajı” projesi ile kazanırken, Marmara Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nden Mehmet Ali Seven “SpinMilk” ile ikinci, ODTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nden Gizem Karataş da “Suntoy” projesi ile üçüncü oldu. Yarışmada 13 projeye ödül verilirken, ilk üçe giren öğrenciler para ödülünün yanında 12 ay karşılıksız burs kazandı. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
93
Ambalajın ödüllü
genç tasarımcıları belli oldu ASD tarafından düzenlenen ve toplam 85 projenin yarıştığı 14’üncü Ambalaj Tasarımı Ulusal Öğrenci Yarışması 2018’in kazananları açıklandı. Yarışmada 13 projeye ödül verilirken, ilk üçe giren öğrenciler para ödülünün yanında 12 ay karşılıksız burs kazandı
T
ürkiye’deki önemli ambalaj sanayicilerini bünyesinde bir araya getiren ve 220’den fazla üyesi bulunan Ambalaj Sanayicileri Derneği’nin (ASD) her yıl Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı’nın katkısıyla, Reed TÜYAP iş birliğinde düzenlediği 14’üncü Ambalaj Tasarımı Ulusal Öğrenci Yarışmasının sonuçları, Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı açılış kokteylinde yapılan törende açıklandı. Seçici Kurul’un yarışmaya başvuran 85 proje üzerinden yaptığı değerlendirme sonucunda toplam 13 çalışma ödüle layık görüldü. Yarışmayı Özyeğin Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü öğrencisi Melike Balkaya, ‘Dream Honey Tek Porsiyon Bal Ambalajı’ projesi ile kazanırken, Marmara Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nden Mehmet Ali Seven SpinMilk ile ikinci, ODTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nden
94
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
Gizem Karataş da Suntoy projesi ile üçüncü oldu. KAZANANLARA ÖDÜLLERİ VERİLDİ Yarışmanın birincisi 5 bin TL, ikincisi 3 bin TL, üçüncüsü ise 2 bin TL para ödülünün sahibi olurken mansiyon alan üç öğrenci 1.000 TL ile ödüllendirildi. Ayrıca ilk üçe giren öğrenciler 12 ay boyunca karşılıksız ASD & TÜYAP Öğrenim Bursu almaya da hak kazandı. Kazanan projeler fuar boyunca Avrasya Ambalaj Fuarı alanında sergilenecek. HAYALLER TASARIMLARA YANSIDI ASD Başkanı Zeki Sarıbekir, bu yıl 14’üncüsü gerçekleştirilen Ambalaj Tasarımı Ulusal Öğrenci Yarışması’nda başarılı olan öğrencilerin hayallerini tasarımlarına yansıttıklarını söyledi. Bir ambalajın tasarımının en
az içindeki ürün kadar önemli olduğunu ve ürüne değer kattığını kaydeden Sarıbekir, ambalajların duygusal çekiciliğe sahip tasarım ürünleri olduğunu belirtti. Sarıbekir, şunları söyledi: “Yarışmamız sadece öğrenciler için değil sektörümüz ve ülkemiz adına da büyük önem taşıyor. Öğrencilerimiz başarılı oldukça Avrasya’nın ambalaj merkezi olma hedefimize daha çok yaklaşacağız. Bize uluslararası arenada rekabet gücü sağlayacak ürünlerimizin sayısını gençlerimiz sayesinde artıracağız. Yarışmada dereceye giren tüm öğrencilerimizi tebrik ediyorum. Kazanan öğrencilerimiz, uluslararası yarışmalara katılıp Türkiye’yi temsil etme ve burs fırsatı da elde etmiş oluyor. Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da öğrencilerimizin uluslararası yarışmalardan başarıyla döneceğini düşünüyorum. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
95
Brexit kararı
Türk Ambalaj Sektörüne Yarayacak Avrupa’nın da Türkiye için çok önemli bir pazar olduğuna dikkat çeken Sarıbekir, Türkiye’nin lojistik avantajını kullanarak Avrupa’daki her fabrikaya ürün satması gerektiğini söyledi
A
mbalaj sektöründe gelinen son durumu değerlendirmek için düzenlenen basın toplantısında konuşan Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir, Avrasya’nın ambalaj sektörü merkezinin Türkiye olduğunu ve sektörün pazar büyüklüğünün 23 milyar dolara ulaştığını söyledi. Ambalajın dış ticaret fazlası veren bir sektör olduğuna işaret eden Sarıbekir, bu yılı 4 milyar dolar hammadde ithalatına karşın 5 milyar dolar ihracatla bitireceklerini ifade etti. Ambalaj sektörü özelinde ihracata
96
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
çok büyük önem verdiklerini ve Ambalaj Sanayicileri Derneği’nin küçük işletmeleri ASD Ambalaj Akademisi eğitimleri ile ihracata yönlendirdiğini anlatan Sarıbekir, “Her şirket ürettiğinin yarısını ihraç etmeli. Kalkınmamız için bu gerekiyor. Ambalaj Sanayicileri Derneği ve Reed Tüyap’ın iş birliğinde, 31 Ekim – 3 Kasım tarihleri arasında TÜYAP’ta 24’üncü Avrasya Ambalaj Fuarı’nı gerçekleştirdik. İlk yapıldığı günden bugüne 40 kat büyüyerek Avrasya bölgesinin her yıl yapılan en büyük fuarı haline gelen Avrasya Ambalaj
İstanbul Fuarı’na; 44 ülkeden, 463’ü yabancı olmak üzere toplam 1.217 firma katıldı. Fuarı; 115 ülkeden, 8.101’i yurtdışından ve 50.417’si yurtiçinden olmak üzere toplam 58.518 profesyonel ziyaret etti. Bu sene konuk ülkenin Tunus olduğu fuara, 42 ülkeden 1.000’in üzerinde özel alım heyetleri getirdik. Fuar sektöre yeni bir hareket kazandırdı ve özellikle yabancı ilgisinden memnunuz. Her sene çalışmalarımızın üzerine koyarak sektöre daha fazla katkı yapacağız.” dedi.
AVRUPA’DAKİ HER BİR FABRİKAYA ÜRÜN GÖNDERMELİYİZ Avrupa’nın Türk ambalaj sektörü için en önemli ihracat pazarı olduğunun altını çizen Sarıbekir, çok daha büyük bir potansiyeli olmasına karşın Türkiye’nin Avrupa’nın ambalaj ihtiyacının şu anda yüzde 10’ununu karşılayabildiğini ifade etti. Türkiye’nin sektörde sahip olduğu yeni ve ileri teknolojiyi lojistik avantajıyla birlikte mutlaka kullanması gerektiğini kaydeden Sarıbekir, şöyle konuştu: “Bugün ürününüzü bir TIR’a koyduğunuzda 3-4 güne Avrupa’nın her noktasına gidebiliyor. Bu pazar bizim için çok önemli. Avrupa’nın en doğusu İstanbul, en batısı Londra. En doğudan en batıya sadece 3,5 saatte uçabiliyorsunuz. Yanı başımızda böyle zengin bir bölge var ve biz bütün fabrikalarına ürün verebilir durumda olmalıyız. Sene sonunda 5 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşacağız. Yine bu yıl 23 milyar dolar pazar büyüklüğü hedefimiz. 180 ülkeye ihracat yapan bir sektör olarak gücümüzün ve potansiyelimizin farkındayız. Ambalaj sektörü olarak daha çok ülkeye ambalaj satmayı hedefliyoruz. Pazar sayısını artıracağız ve ürettiğimizin en az yarısını ihraç edeceğiz.
Çevreyi ambalaj değil insan kirletir
2023’te 30 milyar dolarlık pazar büyüklüğü ve 10 milyar dolarlık ihracat hedefimize ulaşacağımızı düşünüyoruz.” AMBALAJDA BREXIT FIRSATI İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıkış sürecine de değinen Sarıbekir, Brexit’in Türk ambalaj sektörü için önemli bir fırsat olduğunun altını çizdi. İngiltere’nin Brexit’le birlikte kendi sanayisini yeniden kuracağını belirten Sarıbekir, “İngiltere’de yavaşlayan üretim Brexit ile birlikte tekrar hızlanacak. Artan üretimle birlikte daha çok ambalaja ihtiyaçları olacak. İngiltere 250 milyon dolarlık ihracatla bizim için zaten iyi bir pazar ve önümüzdeki dönemde daha da iyi bir pazar olacak.” ifadelerini kullandı. Ambalaj sektörünün son yıllarda hızlı bir büyüme trendi içerisine girdiğini belirten Sarıbekir, bunun iki önemli nedeni olduğunu söyledi. Sarıbekir; “Bunların ilki ihracat. 2017 yılında sektörümüzün dış ticaret fazlası 787 milyon dolar oldu ve ülke ekonomisinin en önemli sorunlarından biri olan dış ticaret açığının kapanmasına sağladığımız katkıyı artırarak sürdürdük. Bununla birlikte, ihracat birim fiyatımızla Türkiye ortalamasının üzerinde bir
Ambalajın çevreyi kirlettiği yönündeki yanlış algıya da değinen Sarıbekir, “Çevreyi ambalaj kirletmez, insan kirletir. Ambalaj, ürünü sağlıklı bir şekilde insana ulaştırır. Güvenilir gıda ambalajlı gıdadır. İnsan ömrü ortalamasındaki artış, ambalajlı gıda tüketimdeki artışa paralel gelişiyor. Bu konuda önemli bilimsel çalışmalar da var. Her ürünün ambalaja girmesi gerekiyor. Biz ASD olarak
performans gerçekleştirmeye devam etmekteyiz. 2018 yılının ilk yarısında 2 milyar 306 milyon dolar ihracat geliri elde eden sektörümüz, 1 milyar 767 milyon dolar ithalat gerçekleştirdi. Katma değerli üretime odaklanarak istikrarlı büyümesini sürdüren Türkiye Ambalaj Sanayimiz 2018’in ilk 6 ayında toplamda 540 milyon dolarlık dış ticaret fazlası verdi. Bir önceki senenin aynı dönemine göre ambalaj ihracatımız miktar olarak yüzde 8 ve değer olarak yüzde 17 arttı. İkinci faktör ise süpermarketler. Süpermarket demek ambalajlı ürün demek. Ambalaja konulan her ürün bir kimlik kazanıyor. Süpermarketlerin gelişmesi de ambalajlı ürün tüketimini artırıyor. Ülkemizde 10 sene önce 100 dolar olan kişi başı ambalaj tüketimi bu sene 240 doları geçti. Kişi başı ambalaj tüketiminde henüz Avrupa’nın yarısıyız. “ Ambalajın ürünlere katma değer sağladığını belirten Sarıbekir, “Örneğin bal satmakla ambalajlayıp bal satmak arasında çok büyük fark bulunuyor. Ambalaj dediğiniz bir markadır, görselliktir, kalitedir. Ambalajda hem firma hem de ürün sahibi kazanıyor, çünkü ürüne katma değer katılıyor.” dedi.
tüm ambalaj üreticilerini temsil ediyoruz. Cam, plastik, metal... Türkiye’de geri dönüşüm maalesef çok ileri seviyelerde değil henüz. Her türlü ambalaj geri dönüştürülebilir. Bu konuda gençlerimiz daha bilinçli tüketiciler. Geri dönüşüm bilinci oluşturmak konusunda hedefimizi yüksek tutmalıyız. Sarıbekir, hızlı tüketim ürünlerinde ambalajın toplam maliyet içerisindeki
payının yüzde 3 ila 5 arasında değiştiğini ifade ederek, bazı ürünlerinin fiyatlarının ambalajlara gelen zam yüzünden yükseldiği iddialarının doğru olmadığını belirtti. Ambalajın hammaddesinin ithal olduğunu ve dövizdeki artışın fiyatlara yansıdığını kaydeden Sarıbekir, bu artışın da ürünlerin nihai fiyatı üzerinde ufakta olsa bir etkisinin olduğunu sözlerine ekledi. P PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
97
Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması’nda Naksan’a Yetkinlik Ödülü 113 ambalajın finale kaldığı yarışmada Naksan Plastik A.Ş., Fleksibıl Ambalajlar kategorisinde “Kompost Makarna Ambalajı (Organik Ambalaj)” isimli ürünüyle Yetkinlik Ödülü’nü aldı
T
ürkiye’nin en büyük ambalaj üreticilerinden Naksan Plastik, Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) tarafından bu yıl sekizincisi düzenlenen ve Türkiye’nin en iyi ambalajlarının seçildiği Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması’nda “Yetkinlik Ödülü”aldı. 209 başvurunun yapıldığı, 113 ambalajın finale kaldığı yarışmada Naksan Plastik A.Ş., Fleksibıl Ambalajlar kategorisinde “Kompost Makarna
98
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
Ambalajı (Organik Ambalaj)” isimli yenilikçi ürünü ile Yetkinlik Ödülü’nü almaya hak kazandı. Naksan Plastik Ar-Ge Müdürü Canan İçen ödülü düzenlenen törenle aldı. Naksan Holding Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Birlik, uluslararası normlarda yapılan objektif kriterlere sahip böyle bir yarışmada ödül almanın ve başarılı olmanın gururunu yaşadıklarını belirtti. Birlik, bugüne
kadar olduğu gibi bundan sonra da yurt içi - yurt dışı pazarlardaki tüm müşterilerine yenilikçi ambalaj çözümleri sunmaya devam edeceklerini söyledi. Birlik, “Bilindiği gibi ambalaj sektörü gün geçtikçe hızlı bir şekilde büyümektedir. Biz de plastik ve ambalaj sektörünün lider firmalarından birisiyiz. Sektörün gelişimine yardımcı olarak ülke ekonomisine katkı sağlamak istiyoruz” dedi. P
Altan Plastik
inovatif çözümlerle büyüyor
Çözüm odaklı üretim anlayışıyla sektörüne katkı sunan Altan Plastik, bünyesine 10.000 m2 alan ilave ederek hizmet ağını genişletti
O
tomotiv sanayi sektörüne yönelik mühendislik plastikleri üretimi konusunda inovatif çözümlerle rekabet gücünü arttıran Altan Plastik, üretim şartlarını geliştirmek ve tam olarak teknikticari hizmet sunabilmek adına ulusal ve global arenada konumunu güçlendirmeye devam ediyor. Plastik sektöründe yerli hammadde üretiminin yeterli olmamasından dolayı özellikle mühendislik plastiklerinin %80’den fazlası ithal ediliyor. Altan Plastik bu nedenle katma değeri yüksek ürünler ile bu potansiyelini arttırmayı hedefliyor. Değişen yeni teknolojilere cevap verebilmek için Ar-Ge ve
inovasyon, inovatif çözümler için kontrol edilebilir, gelişmeye yönelik dijital değişime ayak uydurmak maksadıyla izlenebilirlik altyapısını geliştiren firma, hedeflerini buna göre planlıyor. ERP yazılımını programında entegre olarak kullanan Altan Plastik, MRP çalışmasında haftalık ihtiyaç programı oluşturup, satın alma ve üretime %100 doğru planlar sunuyor. Firma, bütün bu çalışmalarını endüstri 4.0’a paralel olarak sürdürüyor. Endüstri 4.0 alt yapısında Trex üretimden veri toplama ve analiz programı kullanılıyor. Eş zamanlı olarak dijital platformda uzaktan izleme yapılıyor. Yeni
teknolojileri bünyesine dâhil ederek otomasyona dönük çalışmalara devam eden Altan Plastik, Türkiye ekonomisinin büyümesine paralel olarak ihracattaki artışı hızlandırmayı hedefliyor. Otomasyon ve Proses geliştirme gibi konularda firmanın, anahtar tesliminden ziyade eğitilmiş teknik ekibiyle geliştirme ve dijitalleştirme noktasında projeleri kendi bünyesinde gerçekleştiriyor. Türkiye’nin ekonomik piyasa şartlarını iyi izleyerek, işletmede verimlilik ve kaynakların doğru yöneltilmesine özen gösteren Altan Plastik; ileriye dönük yatırımların, firmaya maliyetini göz önüne alarak en doğru kararları alıyor. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
99
Almanya plastik ambalaj
pazarı büyümeyi sürdürüyor
A
artan enerji maliyetlerinden Şişeler gibi belirli ürün gruplarında lmanya Plastik Ambalaj şikayet etmekte ve açık kadrolara Endüstrisi Birliği (IK) tarafından hammadde fiyatlarındaki artış, uygun eleman bulamadıklarını satış fiyatlarına yansıyarak gelirlerin yapılan bir araştırmaya göre, bildirmektedir. Söz konusu piyasa yükselmesine yol açmıştır. Bu bu yıl Almanya plastik ambalaj analizi, mevcut verilere dayanarak pazarında değer olarak %5,1, hacim trendin sürmesi durumunda, yılsonu IK adına GVM Gesellschaft für itibarıyla sektör cirosunun 15,5 olarak %3,9 artış bekleniyor. Konu Verpackungsmarktforschung GmbH milyar Euro olması beklenmektedir. hakkında açıklamalarda bulunan tarafından gerçekleştirilmiştir. P Öte yandan, sektördeki şirketler IK sektör uzmanı Inga Kelkenberg, “Plastik ambalaj sektörü, Almanya ekonomisindeki çok iyi gidişattan yarar görmektedir” dedi. “Olumsuz Tutar (milyon Euro) Miktar (1000 ton) haberlerin ve Değişim% 2018 2017 Değişim% 2018 2017 Ambalaj Grubu medyadaki tartışmaların %5,3 5,499 5,222 %3,9 1,741 1,676 Ambalaj filmi henüz piyasa %4,1 1,574 1,512 %6,6 537 504 Poşet, çanta, big bag üzerinde etkisini %7,9 2,045 1,894 %4,1 685 659 Şişe görmüyoruz. Satış değerinde %4,4 502 480 - PET Şişe PET ve diğer plastiklere beklenen %5,1’lik %3,1 184 178 - Şişe, diğer plastikler göre ayrılmamıştır artış, geçen yılın %2,9 2,615 2,540 %2,8 733 713 Bardak, kutu büyüme oranı olan %3,9’un %4,9 1,500 1,430 %2,9 353 343 Kapak üzerindedir.” %2,7 1,043 1,015 %3,3 251 243 Varil, kova, fıçı Tüm segmentlerde %7,2 1,172 1,093 %3,7 244 235 Diğerleri hissedilir artış 14,706 15,448 %5,1 %3,9 4,544 4,372 Toplam görülmektedir.
Almanya’da 2018 Plastik Ambalaj Üretimi Öngörüleri
100
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
Kaynak: GVM, IK
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
101
Okulda atıklar puana dönüşüyor
alışverişte kullanılıyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde yürütülen Sıfır Atık Projesi kapsamında okulda kurulan Atık Matik ile öğrenciler plastik atığı geri dönüşüme kazandırıp puan toplayarak kantinde kullanmaya başladı.
E
lazığ Belediyesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde başlatılan sıfır atık projesi kapsamında Koç İlkokuluna Atık Matik kurdu. Bu kapsamda öğrenciler, pet şişelerini artık çöpe değil Atık Matik’e atıyor. Her attıkları atık sayesinde kendilerine verilen kartlara puan yüklenen öğrenciler, topladıkları puanla da kantinden alışveriş yapıyor. Öğrenciler tarafından büyük ilgi gören proje
102
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
sayesinde 1,5 ayda 250 kilogram atık geri dönüşüme kazandırıldı. Başlatılan geri dönüşüm ve sıfır atık çalışmaları çerçevesinde Koç İlköğretim Okuluna Atık Matik
kurduklarını belirten Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz, “Bu Atık Matik’le çocuklarımız ellerindeki kartlarla geliyor, pet şişeleri buraya atıyorlar, kartlarına puan yükleniyor ve o puanla da kantinden alışveriş yapma imkanı elde ediyorlar. Dolayısıyla pet şişelerimiz çöpe ve tabiata gitmiyor, toprağı kirletmiyor. Pet şişe ve diğer atıklarımızı burada hem geri dönüşümde değerlendirmiş oluyoruz hem de çevreyi kirletmemiş oluyoruz” dedi. P
Plastik atıklardan konut üretildi
Waste Free Oceans (WFO), Po Nehri’nden toplanan plastiklerin geri dönüştürülmesiyle üretilen ilk geçici konutu sergiledi
P
lastik ambalaj malzemelerinin toplanması, geri dönüşümü ve geri kazanımı alanında faaliyet gösteren kâr amacı gütmeyen kuruluş Corepla, Waste Free Oceans ile iş birliği halinde gerçekleştirdiği bu projede, geçici konutun inşası için gereken malzemeleri tedarik etti. Toplanıp geri dönüştürülen plastikler, acil durumlara müdahalede çok faydalı olabiliyor. Rimini’de düzenlenen Ecomondo fuarında Waste Free Oceans ve Corepla tarafından yapılan proje sunumunda, İtalya’nın Po Nehri’nde bulunan plastik atıkların toplanıp geri dönüştürüldükten sonra Protomax iş birliğiyle inşa edilen insani yardım amaçlı geçici konut sergilendi. Po Nehri üzerinde
kurulan polietilen bariyerlerle, Corepla tarafından geri dönüştürüldükten sonra İngiltere merkezli geri dönüştürülmüş plastik inşaat paneli üreticisi Protomax Plastics’in Storm Board tesislerine gönderilerek geçici konutun inşasında kullanılan plastik paneller hazırlandı. Sulara karışan çöplerle mücadele ve toplumun geri dönüşüm çözümleri konusunda bilgilendirilmesi amacıyla iş birliği yapan kurumlar, insani yardım ihtiyacı olan bölgelerde kullanılabilecek bir geçici konut üretmiş oldu. Çok hızlı bir şekilde sökülüp takılabilen paneller, Ecomondo fuarının ardından Atina’ya gönderilerek bölgedeki sığınmacıların barınabileceği bir deneme projesinde kullanılacak.
Sığınmacıların oluşturduğu plastik atıkların bir bölümünün yönetimiyle üretilecek geri dönüştürülmüş plastik paneller, geçici konutların yanı sıra ihtiyaçları karşılayacak diğer alanlarda da kullanılabilecek. WASTE FREE OCEANS’DAN DENİZ SEFERBERLİĞİ PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu’nun da Türkiye, Ortadoğu&Afrika Başkanı olduğu Waste Free Oceans Vakfı, denizlerdeki çöplerin toplanması ve dönüştürülmesi için balıkçılar, geri dönüştürücüler ve marka sahipleri arasında koordinasyon görevini üstlenir. Dünyanın önemli kirlilik sahalarından atık toplayan WFO bunları ileri dönüştürerek anlamlı ürünler haline getirmekte. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
103
İŞ HAYATININ YENİ GÖZDESİ
AĞRI MEZOTERAPİSİ
PLAZALARIN, ÜRETİM TESİSLERİNİN VE YÖNETİM BİRİMLERİNİN UZUN SÜRELI MASABAŞI ÇALIŞMA SAATLERININ SAĞLIK ÜZERINDEKI ETKILERI HER GEÇEN GÜN ARTIYOR. ÖZELLIKLE DURUŞ BOZUKLUKLARI, KAS TUTULMALARI VE BEL AĞRILARI BU ŞIKAYETLERIN BAŞINDA YER ALIYOR. TIP DÜNYASI KRONIKLEŞEN BU ŞIKAYETLERIN ÜZERINE YEPYENI BIR ÇÖZÜMLE GIDIYOR: AĞRI MEZOTERAPISI Kas ve iskelet sistemi rahatsızlıkları, insanların yaşam kalitelerini olumsuz yönde etkileyen problemlerin başında geliyor.1952 yılında Fransa’da ilk kez spor hekimliği tedavisinde kullanılmaya başlanan mezoterapi ise kireçlenme, spor yaralanmaları, bel-boyun ağrıları, kas romatizması ve kronik ağrılar gibi pek çok ağrı tedavisinde etkili sonuçlar alınmasını sağlıyor. Tedavi şekli, ağrılı bölgedeki cildin yüzey tabakasına, ilacın normal kullanım dozundan daha küçük bir miktarının doğrudan uygulanmasına dayanıyor. Oldukça yaygın bir kullanımı olan mezoterapinin kalp yetmezliği, diyabet, böbrek rahatsızlıkları olanlarda, kanser hastaları ile hamileler ve süt veren annelerde kullanılması ise sakıncalı olabiliyor. Sanayileşen toplumlarda özellikle masabaşı işlerde uzun zaman görev alan
Hazırlayan Uzm. Dr. Özlem Küsken Göztepe Eğt.Arş.Hastanesi uzmandrozlemkusken.com
104
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
kişilerin gün içerisinde kısa sürelerle başlayan ağrıları zaman içerisinde kronikleşerek iş performanslarını ve verimliliklerine negatif etki ediyor. Spor hekimliği kaynaklı ağrı mezoterapisi tam olarak bu durumda devreye giriyor. Bireylerin günlük yaşam kalitesini düşüren, verimliliklerini sekteye uğratan şikayetler etkinliği kanıtlanmış ilaçların doğrudan problemli bölgeye enjekte edilmesi, etki sürecinin kısalması ve daha hızlı sonuç alınmasıyla ortadan kalkıyor. Klinik sonuçların alınması için en az 3-5 arası seansa ihtiyaç duyuluyor. Ayrıca hasta ikincil yıkım ürünlerinin değil, doğrudan ilacın etkisini almış oluyor. Mezoterapide diğer tedavilere oranla normalden daha düşük doz ilaç kullanıldığından hasta daha az yan etkiye maruz kalıyor. Nadiren de olsa ilaca bağlı alerjik reaksiyonlar, ciltte kızarıklık ve morluklar oluşabiliyor.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
105
HANGİ BÖLGELER İÇİN AĞRI MEZOTERAPİSİ UYGULANIR Mezoterapi, romatizmal hastalıklar başta olmak üzere kireçlenme, bel ağrısı, boyun ve sırt ağrıları, omuz ve dirsek ağrıları, el ve el bileğindeki ağrılar, kalça ve diz bölgesindeki ağrılar ile ayak ve ayak
bileği ağrılarında uygulanıyor. Spor yaralanmalarında da bu yönteme sıkça başvuruluyor. Tendon, kas ezilmeleri, kas ve bağ zorlanmaları, kısmi yırtıklar, eklem burkulmaları, kıkırdak lezyonları ile eklem çevresi doku lezyonlarının yanı sıra Her türlü nevraljiler (Trigeminal-
oksipital- Glossofarengeal), zona romatizmal ve dejeneratif hastalıklar ankilozan spondilit, stres kırıkları tendinopatiler, tetik parmak her türlü kas ve eklem ağrısı, bağ yaralanmaları, aşil tendon patolojileri migren ve menisküs tedavilerinde de rahatlıkla kullanılabilir.
AĞRI MEZOTERAPI TEDAVISININ AVANTAJLARI:
•Doğrudan problemli bölgeye uygulanması •İlacın lokal ve hızlı etkisi •Birbirlerinin etkisini artırabilecek ilaçların beraber kullanılabilmesi •İlacın daha az dozda kullanılması •İlaca bağlı daha az yan etki •Ağrısız bir tedavi yöntemi olması •Bir çok ağrı tedavi yöntemine göre daha girişimsel tedavi •Daha az seans ve daha uzun seans aralıkları •Gündelik hayatı ve iş yaşamını etkilememesi P
106
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
107
RÖPORTAJ
EPSDER Başkanı Erdem Ateş:
EPS kullanımını yaygınlaştırıyoruz
EPSDER Başkanı olarak kuruluş amacınız, çalışmalarınız ve hedeflerinizle ilgili bilgi verir misiniz? EPSDER–EPS Sanayi Derneği, EPS (Expanded Polystyrene) hammaddesini ağırlıklı olarak, ısı yalıtım malzemesi, ambalaj malzemesi ve dekoratif ürün haline getiren sanayicilerin (EPS mamul üreticileri, EPS hammadde üretici ve tedarikçileri ve makine imalatçıları) kurduğu bir sivil toplum kuruluşudur. EPSDER, 1996 yılında PÜD (Polistren Üreticileri Derneği) adı altında Ankara’da kuruldu. Derneğin merkezi daha sonra İstanbul’a taşındı ve 2012 yılında ismi EPSDER–EPS Sanayi Derneği olarak değiştirildi. 58 üyesi bulunan EPSDER, Türkiye coğrafyasına üyelerinin dağılımı bakımından ülkedeki ender STK’lardan biridir. Türkiye’nin 7 farklı bölgesinde üyelerimiz faaliyetlerini sürdürmeye devam ediyor. 108
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
EPSDER’in kuruluş amacı ise sektör birlikteliği sağlamak, EPS ile ilgili standartların, yönetmeliklerin oluşturulması ve oluşturulan bu standart ve yönetmeliklerin geliştirilmesi amacı ile düzenleyici organlar nezdinde sektörün temsil edilmesi ve görüşlerinin iletilmesidir. Bu amaçlar doğrultusunda EPSDER, EPS’nin tüm kullanım alanlarını ülkemizde ve çevre coğrafyamızda yaygınlaştırmaya çalışmakla birlikte, önceliğimiz ısı yalıtımında EPS kullanımının yaygınlaştırılması ve doğabilecek haksız rekabet unsurları ile mücadele etmektir. Bunu yaparken kendi iç kontrolümüz içinde Kalite Denetim Sistemi (KDS) adını verdiğimiz bir uygulama ile çalışma yapmaktayız. Ayrıca sektörün test ihtiyaçlarını düşünerek 2007 yılında Türkiye’nin ilk ısı yalıtım akredite laboratuvarı olan ÇEVKAK’ı (Çevre, Enerji Verimlilik ve Kalite Kurulu İktisadi
İşletmesi) kurarak üreticilerin standart periyodik test ihtiyaçlarını karşılamaya başladık. ÇEVKAK 2012 yılında ısı yalıtım malzemeleri (EPS, XPS, mineral yünler) ve mantolama ısı yalıtım sistemleri için onaylanmış akredite kuruluş olarak atanarak CE işaretlemesi, Fabrika Üretim Kontrolü (FÜK) ve AR-GE çalışmaları hususlarında üreticilere cevap veriyor. EPSDER, çalışmalarını yürütürken gerek yurt içi gerekse yurt dışı kamu kurumları ve sivil toplum örgütleri ile de iş birliği yapmakta ve sektör faydası doğrultusunda çalışmalar yürütmekte. Yurt içinde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TSE (Türk Standartları Enstitüsü), TOBB Türkiye Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sanayi Meclisi, İMSAD (İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği), İZODER (Isı, Su, Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği), PAGEV (Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı), yurt dışında ise EUMEPS (Avrupa EPS Üreticileri Birliği) ortak çalışmalar yürüttüğümüz önemli kuruluşlar arasında gösterilebilir.
“
“
Giydirme dış cepheler ile mantolama sistemleri tamamen farklıdır. EPS ısı yalıtım levhaları, dış cephe mantolama sistemlerinde en yaygın kullanılan ısı yalıtım malzemesi olduğu için hatalı şekilde yaşanan yangınlarla ilişkilendirilmekte ve sektörümüz haksız rekabete uğratılmakta
EPSDER Akademi kuruldu EPSDER’in ısı yalıtımı ve enerji verimliliği konusunda yaptığı çalışmalarını aktarır mısınız? 2018 yılında EPS Sanayi Derneği bünyesinde, EPSDER Akademi oluşturuldu. Eğitim faaliyetlerimizin tümünü EPSDER Akademi üzerinden yürütmekteyiz. TMMOB Makina Mühendisleri Odası İl Şubeleri, İnşaat Mühendisleri Odası İl Şubeleri iş birlikleriyle seminerler düzenlemekteyiz. Geçtiğimiz hafta TMMOB Makina Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi’nde eğitim semineri düzenlendik. Yoğun bir ilgiyle karşılaştık. 1 Kasım 2018 tarihinde Kırıkkale Üniversitesi öğrencileri ile buluşacağız. Bundan sonraki süreçte de gelecek talepler doğrultusunda üniversiteler, kamu kurumları, belediyeler, meslek odaları ile diğer STK’lara ısı yalıtımı, ısı yalıtım farkındalığı, enerji verimliliği, yenilikçi inşaat mühendisliği uygulamaları gibi konularda ders, seminer ve eğitimler vermeyi planlıyoruz. Binalarda enerji verimliliği kapsamında ısı yalıtımının rolü bildiğiniz gibi çok büyük. Doğru ısı yalıtım uygulamalarının binalarda uygulanması çok önemli. Yanlış uygulamaların nelere sebebiyet verdiği, yaşanan sıkıntılar ile apaçık karşımızda duruyor aslında. Bu iş birliklerinin, doğru uygulama modellerinin anlatılması, ilgililerde farkındalığın arttırılması amacına hizmet edeceğini düşünüyoruz. Bu nedenle EPSDER Akademi kapsamında il il konunun önemini yerel ilgililerle paylaşıyoruz. Enerji verimliliği ve binalarda kullanılan ısıtma ve soğutma enerjisinin azaltılması, gündemimizde olan başlıca diğer önemli konulardır. Enerji verimliliği açısından, binalarda ısıtma ve soğutma için kullanılan enerji miktarının azaltılmasının önemi ile ilgili olarak da farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Isı yalıtım uygulamalarında kullanılan sistemler içerisinde ısı yalıtımını sağlayan malzeme, ısı yalıtım levhasıdır. Levha kalınlığı arttıkça, ısıl direnç ve buna bağlı olarak ısı yalıtımı artar ve kullanılan enerji miktarı azaltılmış olur.
Sistem içerisindeki tüm sarfiyatlar ve işçilik aynı iken, ısı yalıtım levhasının kalınlığının arttırılması için ödenecek az bir fark ile ısı yalıtımının verimliliği artacak ve karşılığında çok daha az yakıt maliyeti ile sistemin kendisini amorti etmesi sağlanacaktır. Elbette, ısı yalıtımı ve ısı yalıtım malzemesi kalınlığı haricinde de binalarda kullanılan ısıtma ve soğutma enerjisi tüketimi azaltılabilir. Ancak, binalarda konfor şartlarından ödün vermeden, diğer yöntemlere göre daha az maliyetle ve en etkin enerji tasarrufu yöntemi, doğru detayda, doğru özellik ve kalınlıkta ısı yalıtım malzemesi kullanmaktır. Binalarda kullanılan enerji miktarının azaltılması için TS 825 ve BEP (Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği) ile ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı başkanlığında, TSE ile birlikte başlatılan çalışmalara, biz de katkı veriyor ve katılıyoruz. Uzun süredir EPSDER gündeminde olan bir diğer konu da Geofoam. EPS’nin inşaat ve geoteknik
mühendisliği uygulamalarında, geleneksel zemin iyileştirme yöntemlerine alternatif olarak özellikle taşıma kapasitesi düşük zeminlerde hafif dolgu olarak kullanılması, dünyada çok yaygın bir uygulama. Bu teknoloji artık ülkemizde de kullanılmaya başlandı. Çok kısa bir zamanda yaygın olarak kullanılmaya başlanacağını düşünüyor ve bu yönde de çalışıyoruz. 3 Ekim 2018 tarihinde İstanbul Kongre Merkezi’nde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı öncülüğünde, Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü, Karayolları Genel Müdürlüğü ve Uluslararası Yollar Federasyonu teknik desteğiyle, 3. Uluslararası Karayolları, Köprüler ve Tüneller İhtisas Fuarı gerçekleştirildi. Karayolları Genel Müdürü Abdulkadir URALOĞLU ile EPSDER standında görüşme fırsatımız oldu. Sektör ve Geofoam hakkında bilgi paylaşımında bulunduk. Dünya’da yol yapım uygulamalarında sıklıkla kullanılan ürünün Türkiye’de hızlı bir ivme ile özel sektör uygulamalarında kullanıldığı bilgisini paylaştık. Bundan sonraki süreçte ürünün sağladığı avantajlar nedeniyle daha sık kullanılacağı yönünde bizlerle paylaşılan izlenimleri aktardık. Fuarın ikinci gününde ise EPSDER Danışmanı Dr. Görkem İÇÖZ “Alternatif Bir Zemin Islahı “GEOFOAM” Mühendislik ve Karayolları Uygulamaları” adlı sunumunu yaptı. Gerek katılımcılar gerekse ziyaretçiler tarafından yoğun bir ilgiyle takip edildi
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
109
RÖPORTAJ
EPS çevreyi kirletmez Ülkemiz karayolu taşımacılığında söz sahibi olan Karayolları Genel Müdürlüğünün, Yollar Türk Milli Komitesi ile müştereken 2008 yılından bugüne kadar düzenlediği ve karayollarımızın özellik ve nitelikleri ile sorun ve darboğazlarının ele alındığı, dünyadaki yeni uygulamalar ve gelişmeler ışığında geleceğe yönelik çözüm önerilerinin irdelendiği Karayolları 4. Ulusal Kongresi ise 28-29 Kasım 2018 tarihlerinde Ankara’da düzenlenecek. EPSDER bu platformda da destekleyen kurumlar arasında yerini alacak. Tüm bu çalışmalar, katılımlar sektörün daha iyi tanınması, doğru biçimde anlatılması bakımından önemli. Gündemimizden hiç düşmeyen diğer bir konu ise Haksız Rekabet. Konuyu ısı yalıtımı ve EPS sektörü üzerinden değerlendirmemiz gerekirse; standart ve yönetmeliklere aykırı malzeme üretimi ve yanlış uygulamalar, bazı dolgu ve kaplama malzemelerinin yanlış şekilde ısı yalıtım malzemesi olarak kullanılması, piyasa gözetim ve denetim mekanizmasındaki
110
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
eksiklikler gibi unsurlar, hem standartlara uygun üretim yapan üreticileri, hem de konu hakkında kısıtlı bilgi sahibi olan son kullanıcıları olumsuz olarak etkilemekte ve ülkemizi zarara uğratmaktadır. Aslında bu konu, genel olarak tüm yalıtım ve inşaat malzemesi üreticilerinin sorunudur. Sektörde kime sorarsanız sorun denetim eksikliği ve haksız rekabetten şikayetçidir. Biz bu konunun çözümü için, devletin ve sektör sivil toplum kuruluşlarının ortak hareket etme konusunda daha fazla çaba göstermesi gerektiğine, yapılan denetimlerin arttırılarak devam etmesi gerektiğine inanıyoruz. Haksız rekabet konusunda daha önce bahsettiğim KDS çerçevesinde hareket ederek elimizden geldiğince bir iç denetim mekanizması çalıştırıp, ilk önce uyarı ve düzeltme talebi ile sonrasında ise durumu takip ederek olumsuzluğun sürmesi halinde ilgili yerlere bildirimlerde bulunarak elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz.
EPS malzemeleri farklı kılan özellikleri örnekleri ile anlatır mısınız? EPS malzemeleri muadil ürünlerden farklı kılan özelliklerini, kullanım alanlarına göre ayrı ayrı ele almak gerekir. EPS ısı yalıtım levhaları, diğer muadil ısı yalıtım ürünlerine göre daha yüksek ısı yalıtım performansını, daha ekonomik olarak sunar. Isı yalıtımındaki uygulama kolaylığı, ithal girdisinin ve üretiminde kullanılan enerji miktarının çok düşük olması, önemli avantajlarındandır. EPS, çevreyi kirletecek bir atık çıkarmaz. Üretim ile uygulamada oluşabilecek EPS atıkları, tamamen geri dönüştürülebilir olduğu için, EPS çevre dostu malzemedir. Üretim ve uygulamasında diğer muadillerinden farklı olarak işçi sağlığı açısından risk oluşturmaması, çok hafif olması, kolay şekil verilebilir olması gibi nedenler ile pazarda daha çok tercih edilmekte ve ülkemizde ısı yalıtım uygulamalarının %65’inde senelerdir kullanılmaktadır.
Ülkemizde sadece bina dış cephe ısı yalıtımı olan mantolamada, günümüze kadar yüz milyonlarca m2 EPS ısı yalıtım levhası uygulaması yapıldı. EPS, bu kullanım miktarı ile sektörde 1. sıradaki yerini koruyor. Bundan sonraki süreçte de aynı kullanım yüzdeleri ile en fazla tercih edilen ürün olmayı hedefliyoruz. EPS sahip olduğu özellikleri ile çok farklı kullanım alanlarında kendine yer bulabilmektedir, bu özellikleri kısaca sıralarsak; Düşük ısıl iletkenliği nedeniyle yüksek ısı yalıtımı yapması, Hafif olmasına karşın, yüksek basma mukavemetine sahip olması, Isıl ve nem direncinin yüksek olması ve su emme değerinin çok küçük olması nedeniyle özellikle ambalaj malzemesi olarak tercih edilmesi, direkt su ile temas etse bile, özelliklerinin değişmemesi, Yiyecek ve içeceklerin uzun süreli sıcak veya soğuk tutulması istendiğinde kullanılması, Yoğunluğunun üretim amacına göre azaltılıp, arttırılabilmesi, Kolay şekil verme imkanı
sebebiyle ekonomik işlenebilme özelliği, Renklendirilebilmeleri, Boyut kararlılığının olması, Darbe etkisinde enerji emme ve yastıklama yeteneğinin olması, EPS bu özellikleri ile oldukça farklı alanlarda farklı amaçlarla kullanım özelliğine sahip bir malzemedir, kullanım alanlarını özetlersek; Ana kullanım alanı inşaat sektöründe ısı yalıtımı levhası olarak ısı yalıtım uygulamalarında (mantolama), dişli döşemelerde dolgu malzemesi (asmolen) olarak ve dekoratif malzeme (söve, silme, kartonpiyer, kilit taşı v.b) olarak iç ve dış cephede kullanımı olmakla birlikte üstün fiziki özellikleri sebebi ile İnşaat sektörünün çok farklı alanlarında kendine yer bulmuş bir malzemedir. EPS malzemesi hafif beton, tuğla ve yalıtımlı hafif sıva uygulamalarında granül halinde agrega olarak, sandwich cephe ve çatı paneli olarak, zeminden ısıtma ve soğutma sistemlerinde kullanılır. Bir başka kullanımı darbe sönümleme özelliği sebebi
ile deprem bölgelerinde yanal kuvvetlere karşı bodrum ya da temel duvarlarında kullanımıdır. Ülkemizde çok yaygın olmamakla beraber yavaş yavaş kullanıma başlanılan başta Geofoam olarak adlandırılan ve EPS’nin hafif dolgu malzemesi olarak inşaat mühendisliğinde kullanımını ifade eden uygulamalar ve bina yapımında kalıcı kalıp olarak adlandırılan (ICF) sistemler sayılabilir. Ambalaj sektöründe ise başta gıda, beyaz eşya ve elektronik eşya ambalajlaması olmak üzere cam eşya, dekoratif eşya ve mobilya ambalajlamasında kullanılır. Bunlar haricinde kolay işlenebilme özelliği sayesinde bilgisayar destekli kesim cihazları ile maket ve stand yapımında, ısı yalıtım özelliği dolayısıyla soğuk zincir istenen ilaç sektörü ambalajlamasında, otomotiv sektöründe destek ve dolgu malzemesi olarak ve seracılıkta fide viyolü olarak kullanımı sayılabilir.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
111
Giydirme ile mantoloma karıştırılmamalı
Gündeme sık sık gelen cephe yangınları ile ilgili görüşleriniz nelerdir? Son yıllarda yaşanan ve bina dış cephesinde alevlerin yayıldığı yangınlarla ilgili değerlendirmelerde, bu yangınların, mantolama olarak bilinen ısı yalıtım sistemleri ile ilişkilendirilmesi ile çok büyük yanlışlıklar yapıldığını gözlemledik. Aslında son yaşanan yangınlarda, bina dış cephesinde mantolama sistemi olmadığını ve cephelerde yönetmeliklere aykırı teşkil edilmiş giydirme dış cephe uygulamalarının yapıldığını gördük. Giydirme dış cepheler ile mantolama sistemleri birbirlerinden teknik açıdan, uygulama detayları açısından, kullanılan malzemeler açısından, yani tüm yönleriyle tamamen farklı unsurlardır. Bu hatalı mantolama ve giydirme dış cephe karışıklığı sebebiyle, EPS ısı yalıtım levhaları da dış cephe mantolama sistemlerinde en yaygın kullanılan ısı yalıtım malzemesi olduğu için, hatalı şekilde yaşanan yangınlarla ilişkilendirilmekte ve sektörümüz 112
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
haksız rekabete uğratılmaktadır. Mevcut mevzuatımız olan Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik, bina cephelerini; “giydirme cephe” ve “geleneksel cephe” olarak iki ana başlık altında tanımlıyor. Yönetmelikte yer alan “giydirme cephe” tanımında, dış cephe kaplamalarının kendine ait bir konstrüksiyona (karkas, çelik iskelet) mekanik olarak sabitlendiği ve dış cephe kaplaması (örneğin cam, kompozit ahşap veya metal panel vs.) ile cephe (örneğin taşıyıcı perde duvar veya dolgu duvar) arasında havalandırma boşluğu oluşturmanın mümkün olduğu çözümler ifade ediliyor. 2018 yılı Nisan ayında yaşanan Gaziosmanpaşa Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi yangını geçmişte Türkiye (İzmir Otel Yangını 2018, Polat Towers İstanbul Yangını 2012, GOP Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yangını 2018) ile dünyanın farklı coğrafyalarında (Londra Grenfell Tower Yangını 2017) yaşanan yangınlarla ilgili benzer yanlış değerlendirmelerin yapıldığı görülmektedir.
Bahsi geçen tüm durumlarda, mantolama sistemi uygulaması olmadığı ve bina dış cephesinin yönetmeliklere aykırı inşa edilmiş “havalandırma boşluklu giydirme cephe” olduğu görülmektedir. Kaldı ki, havalandırma boşluklu giydirme cepheleri yönetmeliklere uygun ve tamamen yangın güvenli şekilde teşkil etmek de mümkündür. Ancak yaşanan örneklerde bunun tam tersi bir durum söz konusu. Aynı yönetmelikte, “geleneksel cephe” tanımında ise ısı yalıtım levhaları ve üzerinde yer alan tüm sıva katmanlarının arada hava boşluğu oluşturmayacak şekilde doğrudan dış cephe üzerine uygulandığı, piyasada mantolama olarak bilinen dış cephe ısı yalıtım sistemlerinin de dahil olduğu komple sistem çözümleri tanımlanmıştır. Giydirme dış cepheler ile mantolama sistemleri ve arasındaki farklar hakkında hiçbir bilgisi olmayan kişiler, yangınlarla ilgili söylemlerinde, sanki bu yangınlara konu olan dış cephelerde, mantolama sistemleri uygulanmış izlenimi veren bilimsellik ve teknik gerçeklerden uzak açıklamalarda bulunmaktadır. Bu durum, ne yazık ki enerji verimliliği, ısı yalıtımı sektörlerine ve ülkemiz açısından son derece önemli olan enerji tasarrufu eylemlerine zarar vererek, ülkemizin cari açığının kapanmasına büyük engel teşkil etmektedir. Ayrıca, kamuoyuna yapılan bu tip yanlış bilgilendirmeler ve yanlış yönlendirmeler ile başta EPS ısı yalıtım levhası üreticileri ile diğer ısı yalıtım malzemesi imalatçıları, mantolama sistemi üreticileri, mantolama sistemi yardımcı malzeme imalatçıları, hammadde tedarikçileri, makine üreticileri, mantolama sistemi uygulamacıları gibi çok büyük istihdam yaratan kurum ve kişiler de çok ciddi haksız rekabete uğramaktadır.
Isı verimliliği için bunlara dikkat! Son olarak eklemek istediğiniz husus varsa alabiliriz? Öncelikle yapılacak ısı yalıtımı uygulamasına uygun olarak imal edilmiş, Uluslararası Teknik Onay’a (CE İşareti) veya Ulusal Teknik Onay’a (G İşareti) sahip ürünlerin kullanılmasına dikkat edilmesi gerekir. Ayrıca ısı yalıtım uygulamasının konusuna hakim ekiplerce yapılması oldukça önemli. Hatta mantolamada uygulamaları gibi Mesleki Yeterlilik Belgesi’nin (MYK) yasal bir zorunluluk gereği uygulama yapacak kişilerde bulunması gereken uygulamalarda, uygulamayı yapacak kişilerde bu belgesinin olmasına dikkate edilmeli. EPS ile yapılacak ısı yalıtımı öncesinde yapının kendi fiziksel şartları, bulunduğu iklim şartları ve ihtiyaçları doğru
tespit edilmeli, detaylar doğru çözümlenmeli, mantolama gibi uygulamalarda cephede bulunan aparatların (klima, uydu anteni, denizlik, yağmur iniş boruları gibi) mantolama ile birlikteliği, öncesi ve sonrası ile beraber iyi analiz edilmeli. Mantolama gibi uygulamalarda sadece kullanılan malzemelerin değil; kullanılan tüm malzemelerin bir araya getirilmesiyle oluşturulan bitmiş sistemin standartlara uygun, belgeli, Uluslararası Teknik Onay yani CE işareti veya Ulusal Teknik Onay, yani G İşareti taşıması gerekir. Yani, tüm sistem bileşenlerinin performanslarını hem tek başlarına, hem de bir bütün olarak sistem halinde ilgili mevzuatlara göre belgelendirilmiş olması şarttır. Isı yalıtımı uygulamalarında dikkat edilmesi gereken en önemli
unsurlardan birisi de kalınlıktır. Malzeme kalınlığı,“TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Yönetmeliği”ne göre belirlenmekte ve Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’nin en önemli unsuru olan, “Enerji Kimlik Belgesi” yazılımı ’BEP-TR’’ ile hayata geçirilmiş bulunmakta. Buna rağmen unutulmamalıdır ki, yönetmelik ve standartlarda bulunan sonuçlar, asgari uygulanması gereken kalınlıkları ifade etmekte. Bu asgari kalınlıkların üzerinde yapılacak her ısı yalıtımı, daha fazla tasarruf ve daha fazla konfor sağlayacak. Isı yalıtım sistemi içerisindeki tüm sarfiyatlar ve işçilik aynı iken, EPS ısı yalıtım levhasının kalınlığının arttırılması için ödenecek az bir fark ile ısı yalıtımının verimliliği artacak ve karşılığında çok daha az yakıt maliyeti ile sistemin kendisini amorti etmesi sağlanacak. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
113
EPSDER, İhtisas Fuarı’na Geofoam ile katıldı
EPS Sanayi Derneği, 3. Uluslararası Karayolları, Köprüler ve Tüneller İhtisas Fuarı’na EPS’in İnşaat Mühendisliğinde Kullanılan Yenilikçi, Hafif Dolgu Malzemesi “Geofoam” ile katıldı
U
laştırma ve Altyapı Bakanlığı öncülüğünde, Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü, Karayolları Genel Müdürlüğü ve Uluslararası Yollar Federasyonu teknik desteğiyle düzenlenen 3. Uluslararası Karayolları, Köprüler ve Tüneller İhtisas Fuarı, 3 Ekim 2018 tarihinde İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Çok sayıda yerli ve yabancı firmanın katıldığı fuarın açılışı Karayolları Genel Müdürü Abdulkadir Uraloğlu tarafından yapıldı. Tamamlanan ve devam eden tüm mega projelerin, karayolu ulaşım sektörünün geldiği noktayı göstermesi bakımından son derece önemli olduğunu belirten Uraloğlu, fuar ve benzeri tanıtım organizasyonlarının, büyük proje ve yatırımlarımız ile uluslararası arenada kazandığımız haklı prestiji sergilemesi bakımından önemini vurguladı. 2002 yılı sonunda başlatılan bölünmüş yol hamlesiyle 20 bin 168
114
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
km’nin tamamlandığını, 570 km uzunluğunda 8.544 köprü ve 460 km uzunluğunda 357 tünelin trafiğe açık olduğunu ifade eden Uraloğlu, “Hayal olan birçok proje bugün uluslararası alanda büyük değer görüyor, bizler sadece mühendislik değil, sanat eseri yapıyoruz” dedi. 2000’li yıllarda başlanan kamu-özel sektör ortaklığı projelerinin önemli kilometre taşları olduğunu aktaran Uraloğlu, “başarıların mutlaka yeni başarılarla ayakta kalacağının bilinciyle çalışmalarına yön veren kurumumuz, ülkemizin ve milletimizin gurur duyacağı daha birçok projeyi hizmete sunmak için yoğun çaba ve mesai sarf etmektedir” dedi. Konuşmasının ardından EPSDER standını ziyaret eden Uraloğlu, stantta EPS Sanayi Derneği (EPSDER) Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Ateş ve EPSDER Yönetim Kurulu Üyesi Emin Özgür tarafından karşılandı. EPS Sanayi dışında, karayollarında hafif dolgu malzemesi olarak
kullanılan GEOFOAM ürünü hakkında bilgi verildi. Dünya’da yol yapım uygulamalarında sıklıkla kullanılan ürünün Türkiye’de hızlı bir ivme ile özel sektör uygulamalarında kullanıldığı bilgisi verildi. Bundan sonraki süreçte ürünün sağladığı avantajlar nedeniyle daha da sık kullanılacağı yönünde izlenim edinildiği ifade edildi. Fuarın ikinci günü EPSDER Danışmanı Dr. Görkem İçöz tarafından, katılımcı ve ziyaretçilerin yoğun ilgi ile izlediği “Alternatif Bir Zemin Islahı “GEOFOAM” Mühendislik ve Karayolları Uygulamaları” sunumu yapıldı. İçöz sunumunda, zemin ıslahı gerektiren veya yapılarda ilave imalat gerektiren pek çok farklı duruma alternatif olabilen Geofoam teknolojisi hakkında genel bilgilendirme yaparak, ülkemizden ve dünyadan farklı örnekler verdi. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
115
Isı yalıtımı sayesinde ekonomiye katkı
EPSDER Akademi, TMMOB Makine Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi İş birliğiyle “Isı Yalıtımı, Standart ve Yönetmelikler” semineri düzenlendi
I
sı yalıtımı, ısı yalıtım farkındalığı, enerji verimliliği, yenilikçi inşaat mühendisliği uygulamaları gibi konularda ders, seminer ve eğitim vermek, iş birliklerini geliştirmek misyonu ile EPSDER bünyesinde kurulan EPSDER Akademi, TMMOB Makine Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi iş birliğiyle 11 Ekim 2018 tarihinde “Isı Yalıtımı, Standart ve Yönetmelikler” konulu seminer düzenledi. EPSDER Yönetim Kurulu İkinci Başkanı Kaan Maşlak ve EPSDER Yönetim Kurulu Üyesi Hikmet Çetin’in katılımlarının yanı sıra kentin kamu ve özel sektör çalışanlarının ve öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği seminer, EPSDER Danışmanı Prof. Dr. İbrahim Uzun tarafından verildi. Uzun, sunumunda ülke genelinde enerji tüketiminin %30 kadarının konutlarda harcandığını ve bu harcanan enerjinin de %50’den fazlasının ısıtma ve soğutma amaçlı tüketildiğini ve tüketilen enerjinin de büyük bir bölümünün dış duvarlardan atıldığını bu sebeple duvarlarda yapılacak
116
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
ısı yalıtımı sayesinde enerji tasarrufunun en ekonomik ve en kolay çözüm olduğunu ifade etti. Konu ile ilgili olarak ısı enerji hesabının BEP-Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği ve TS 825-Binalarda Isı Yalıtım Kuralları ile yapıldığını ifade eden Uzun; “İlgili yönetmelik ve standartlarla bölgelere göre en az olması gereken yalıtım kalınlıklarına denk düşecek U değerleri (toplam ısı geçiş katsayısı) tanımlamakta ve bu değerler standart içerisindeki
bütünlükten dolayı yapının toplam ısı kayıp ve kazançları üzerinden değerlendirilmektedir” dedi. U değerinin malzeme özelliği yanında çevre şartlarını ve duvarı oluşturan bütün malzemelerin özellikleri ile duvar iç ve dış ortam şartlarını da içeren bir büyüklük olduğu, U değeri ile beraber kullanılan ve ısıl direnç olarak tanımlanan R arasında ters orantının söz konusu olduğu, bu nedenle duvarın ısıl direnci (R) arttıkça ısı geçişinin azalıp, buna bağlı olarak R arttıkça U değerinin düştüğü ifade edildi.Anlatımlar hesaplama yöntemleri ile de desteklendi. Teknik değerlendirmelerin sonucu olarak duvarlarda yapılan ısı yalıtım uygulamalarında kullanılan sistemler içerisindeki ısı yalıtım malzemesinin kalınlığının arttırılarak harcanacak enerji miktarının büyük oranda düşürülebileceği ve enerjinin verimli kullanılarak dışa bağımlılığın ve ödemelerin azaltılabileceği belirtildi. P
BİRLİKTE DAHA DA İLERİYE ABS | ASA | EVA | HDPE | LDPE | MB | PA6 | PA6.6 | PA6.10 | PBT | PC | PC/ABS | PC/PBT | PC/PET | PC SHEETS & FILMS | PEEK | PMMA | POM | PPA | PPCOM | PPCOPO | PPHOMO | PPO | PPRACO | PPS | SAN | SBC | SMMA
®
Tel. + 90 216 575 85 49 gght@guzmanglobal.com www.guzmanglobal.com
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
117
118
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
119
120
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
121
Brightmark Energy’den
47 milyon dolarlık yatırım
Brightmark Energy’den, Indiana’da ABD’nin endüstriyel ölçekte ilk plastikten yakıt elde etme tesisine 47 milyon dolar yatırım gerçekleşti
S
an Francisco merkezli yenilenebilir enerji geliştirme şirketi Brightmark Energy, plastikten yakıt elde etme teknolojisi şirketi RES Polyflow’a 10 milyon dolar, bu teknolojinin kullanılması için Indiana eyaletinde kurulacak ilk endüstriyel ölçekte tesise ise 47 milyon dolar yatırım yapacak. Brightmark, gelecekte plastikten yakıt elde etme projelerinin geliştirileceği bir platform kurulması amacıyla RES Polyflow ile iş birliğine gitti. Ohio merkezli RES Polyflow, plastiklerin doğrudan akaryakıta ve diğer ürünlere dönüştürüldüğü süreçler geliştiren bir enerji teknolojisi şirketi. Kullanım ömrünün
122
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
sonuna gelen ve kolay geri dönüştürülmesi mümkün olmayan plastik film, esnek ambalaj ve oyuncak gibi ürünlerin sürdürülebilir bir şekilde yakıt ve mum gibi ürünlere dönüştürülmesi için yenilikçi bir süreç geliştirdi. Brightmark Energy Başkan ve CEO’su Bob Powell, konuyla ilgili şunları söyledi: “Elimizde, çevreyle ilgili çok vahim bir sorunu gidermek ve bu süreçte ekonomik fayda sağlamak için muazzam bir fırsat bulunuyor. Önümüzdeki yıllarda gerek ABD’de gerek diğer ülkelerde başka plastik dönüşüm tesisleri kurma yönünde çalışmayı sürdüreceğiz.” Brightmark Energy Geliştirmeden Sorumlu Yöneticisi Zeina El-Azzi ise
şunları kaydetti: “Bu sürdürülebilir teknoloji, ABD’deki ciddi bir soruna doğrudan çözüm geliştiriyor, zira ülkede her yıl oluşan 34,5 milyon ton plastik atığın %91’i geri dönüştürülmemekte. Bu atıklar, katı atık depolama sahalarında kalıyor ya da akarsulara, yerleşim sahalarında kalıyor. Piyasaya ekonomik açıdan elverişli bir çözüm getirmekten çok mutluyuz.” Indiana eyaletinin Ashley kentinde kurulacak tesiste, yılda 100.000 ton plastik atıktan, 68 milyon litre çok düşük kükürtlü motorin, nafta yakıt katkıları ve on sekiz milyon litre mum üretilecek. Ashley tesisinde endüstriyel mum pazarına yönelik ürünler de üretilecek. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
123
K 2019 Fuarı
başarı yolunda ilerliyor
Düsseldorf’ta gerçekleşecek K 2019 Fuarı’na 3.000 dolayında firma katılacak. Plastik ve kauçuk sanayileri, sektörlerinin küresel düzeyde lider fuarına güveniyor. Yenilikçi malzeme ve üretim süreçleri, dijitalleşme ve atık yönetimi fuarın ağırlıklı konularını oluşturuyor
K
2019 Fuarı en son 2016 yılında elde edilen üstün başarının devamı niteliğinde olacak. Plastik ve kauçuk sanayileri için dünyanın en önemli ihtisas fuarının başlamasına bir yıl süre olmasına rağmen daha şimdiden 16–23 Ekim 2019 tarihleri arasında Düsseldorf
124
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
Fuar Merkezi’nin yine tamamen dolacağı kesinleşmiş bulunuyor. Kesinlikle söyleyebileceğimiz bir diğer husus ise K 2019 Fuarı’nın - daha önce düzenlenen diğer K Fuarları gibi - yenilikçi ürünler açısından itici güç oluşturmaya devam edeceğidir. Fuarda katılımcı
firmalar tarafından sunulacak inovasyonların ve ihtisas fuarının çerçeve programında yer alacak etkinliklerin odak noktasını dijital dünyanın üretim ve yeni ürün geliştirme süreçleriyle yoğun ilişkisi ve geri dönüşüm ve atık yönetiminin desteklenmesi oluşturacak.
Düsseldorf’ta gerçekleşecek K 2019 Fuarı’na 3.000 dolayında firma katılacak. Şu ana kadar dünyanın çeşitli yerlerinden katılım başvurusunda bulunmuş olan firmalar aşağıda belirtilen ürün gruplarındaki yenilikçi ürünlerini sergileyecekler: - Hammadde ve yardımcı malzemeler, - Yarı mamuller, teknik parçalar ve güçlendirilmiş plastik ürünler, - Plastik ve kauçuk sanayilerinde kullanılan makine ve ekipmanlar Messe Düsseldorf Yönetim Kurulu Başkanı Werner M. Dornscheidt ve ekibi plastik ve kauçuk sanayilerinde faaliyet gösteren firmalara K Fuarı ile eşsiz bir ticari platform sunabilmekten büyük memnuniyet duymakta olduklarını şu sözlerle ifade ediyor: “Daha şimdiden bir sonraki K Fuarı’nın yine dünya pazarını eksiksiz şekilde yansıtacağını söyleyebiliriz. K Fuarı gerek katılımcı gerekse ziyaretçiler açısından uluslararası boyut taşıyor ve sunulan eşsiz ürün çeşitliliği nedeniyle küresel düzeyde özel bir konuma ulaşmış bulunuyor. Bu nedenle de üç yılda bir geleceğe yön verecek ürün ve hizmetlere ev sahipliği yapıyor.” K 2019 Fuarı’nın bu özel konumu küresel sanayi tarafından aldığı desteğin yanı sıra önümüzdeki
yıl ele alınacak güncel sektörel konulardan kaynaklanıyor. Nitekim “Plastics shape the future” konulu özel gösteri kapsamında polimerlerin geleceğe yön verecek nitelikteki uygulama olanakları ve bunların sahip olduğu farklı özelliklerin modern yaşam alanlarının sürdürülebilir bir şekilde tasarlanmasına ne denli önemli katkı sağladıkları ele alınacak. “Science Campus” etkinliğinde ise üniversitelerin ve bilimsel kuruluşların en yeni çalışmaları ve elde etmiş oldukları sonuçlar tanıtılacak. Özel gösteri ve Science Campus çerçevesinde ele alınacak ağırlıklı konular önümüzdeki aylarda K 2019 Fuarı’nın Bilim Konseyi ve fuar komiteleri tarafından belirlenecek. Bu etkinliklerin odak noktasını küresel sorunlara, örneğin su, enerji ve atık yönetimi ve kaynak verimliliği gibi sorunların üstesinden gelinmesine ciddi katkı sağlayacak ve dijitalleşme sürecini ve sürdürülebilir bir gelişmeyi destekleyecek nitelikteki yenilikçi ürün ve yöntemler oluşturacak. Fuarın çerçeve programında ayrıca, örneğin plastik ve kauçuk sektörüne yönelik mesleki eğitime veya katmanlı üretim yönteminin konu alınacağı farklı etkinliklere de yer verilmesi için hazırlıklar başlamış bulunuyor. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
125
PAGEV
Dünyanın En Büyük Plastik Buluşmasına
yine çıkartma yapacak!
K Plastik Fuarı 2019 16-23 Ekim 2019 Tur Programları TK 14 THY ile 14-24 Ekim 2019 tarihleri arasında 10 gece-11 gün, 16 Kişi Tur Programı 14 Ekim 04.30: Atatürk Havalimanı, Dış Hatlar gidiş PAGEV-Business Travel kontuarında buluşma 06.60: TK1523 seferi ile Dusseldorf’a hareket. 09.00: Varış ve fuara alanına transfer 18.00: Fuar boyunca 10 gece kalınacak olan 4* NH Essen Otel’e transfer ve yerleşim 15-23Ekim Kahvaltı ve fuara transfer. 18.00: Otele dönüş 24 Ekim Kahvaltı serbest zaman 16.00: Otelden Havalimanına transfer 19.10: TK 1528 seferi ile İstanbul’a hareket TK 15 THY ile, 15-19 Ekim 2019 tarihleri arasında, 4 gece-5 gün, 75 Kişi Tur Programı 15 Ekim 16.00: Atatürk Havalimanı Dış Hatlar gidiş PAGEV-Business Travel kontuarında buluşma
126
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
18.00: TK1529 seferi ile Dusseldorf’a hareket 20.20: Varış ve 4 gece kalınacak olan 4 * NH Essen Otel’e transfer ve yerleşim 16 -18 Ekim Kahvaltı ve fuara transfer 18.00: Otele dönüş 19 Ekim Kahvaltı ve fuara transfer. 16.00: Havalimanına transfer 19.10: TK1528 seferi ile İstanbul’a hareket TK 19 THY ile, 19-22 Ekim 2019 tarihleri arasında, 3 gece-4 gün, 75 Kişi 19 Ekim 04.30: Atatürk Havalimanı Dış Hatlar gidiş PAGEV-Business Travel kontuarında buluşma 06.50: TK1523 seferi ile Dusseldorf’a hareket. 09.00: Varış ve fuar alanına transfer 18.00: Fuardan 3 gece kalınacak olan 4* NH Essen Otel’e transfer ve yerleşim 20-21 Ekim Kahvaltı ve fuara transfer.
18.00: Otele dönüş 22 Ekim Kahvaltı ve fuara transfer. 16.00: Havalimanına transfer 19.10: TK1528 seferi ile İstanbul hareket Tur Bedeline Dahil Olan Servisler; 1. THY IST-DUS-IST ile belirtilen uçak bileti ve alan vergileri, 2. Belirtilen otellerde oda kahvaltı konaklama, 3. Havalimanı-otel-havalimanı, fuar alanı-otel-fuar alanı transferleri 4. Gala yemeği, 5. Rehberlik hizmetleri, tüm vergiler 6. PAGEV baskılı fuar ajandası, çanta ve özel pasaport kapları. Tur Bedeline Dahil Olmayan Servisler; 1. Almanya vizesi, 2. Özel tercümanlık, 3. Fazla bagaj ücreti (30 kg fazlası), 4. Oteldeki şahsi harcamalar, 5. Yurt dışı çıkış fon ücreti (15 TL ), 6. K Fuarı giriş kartı ve fuar kataloğu, (Not: 2019 Fuar giriş kartı fiyatları Mart’ta açıklanacaktır, 2016 yılındaki giriş ücreti: 49 Euro/gün)
GF Hakan Plastik
yurt dışı fuarlara ağırlık verdi
GF Hakan Plastik, 2018 yılında ihracat ayağında bölgesel olarak önemli fuarlarda yerini alarak yeni pazarlar ve yeni ticaret ortaklıkları açısından verimli çalışmalar yürüttü.
G
F Hakan Plastik, Mart ayında Mısır BATIMAT Uluslararası İnşaat ve Yapı Malzemeleri Fuarı, Nisan ayında ise Cezayir’de BATIMATEC 2018 Fuarı katılımları ile başlayan çalışmalarına yılın ikinci yarısında da devam etti. 06-09 Ağustos 2018 tarihinde 18.’si düzenlenen İran Confair Uluslararası Yapı ve İnşaat Fuarı’na katılan GF Hakan Plastik, 75 milyonu aşan nüfusu, yükselen kentleşme oranı ve pazar potansiyeli ile Türkiye’nin
en önemli ticaret ortaklarından biri olan İran’da geniş ürün portföyü ile yerini aldı. Fuara, Türk firmalarının yanı sıra Çin, Irak, Afganistan, Hindistan, Danimarka, Almanya, Belçika vb. ülkelerden firma katılımları gerçekleşirken birçok Avrupa ülkesi de ziyaretçi olarak bulundu. Bu yıl 50. yılını kutlayan Interbuild Güney Afrika Fuarı, GF Hakan Plastik’in katılım gösterdiği bir diğer fuar oldu. 15-18 Ağustos 2018 tarihleri arasında gerçekleşen ve Afrika’nın en büyük inşaat
malzemeleri fuarı olan Interbuild Güney Afrika, yapı malzemeleri ve teknolojileri sektörlerindeki uluslararası katılımcı ve ziyaretçileri bir araya getirdi. Fuar katılımı, GF Hakan Plastik’in yeni fırsatları değerlendirme stratejisi açısından iyi bir süreç ile karşı karşıya olunduğunu da göstermiş oldu. GF Hakan Plastik’in yanı sıra 50’nin üzerinde Türk firmasının da katılım gösterdiği Nijerya Buildmacex Fuarı, 16 - 18 Ekim 2018 tarihleri arasında gerçekleşti. GF Hakan Plastik İhracat Müdürü Emin Caşkan, Türk ürünlerine Nijerya’da büyük ilgi olduğunu belirterek, “Nijerya, Afrika’nın en büyük pazarı. Bu tip ülkelerin kolay olduğu kadar zor yanları da var. Güvenlik, bürokrasi gibi zorlukların yanında rekabetin az olduğu kalitenin düşük olduğu pazarlarda Türk ürünleri, kalitesiyle ve fiyat politikasıyla ön plana çıktı” değerlendirmesinde bulundu. Suudi Arabistan’ın en büyük inşaat ticaret fuarı olan ve binlerce uluslararası üretici, ihracatçı ve iş adamının yanı sıra on binlerce bölgesel mühendis, ithalatçı ve endüstri uzmanını da en son teknoloji ile buluşturan Suudi Arabistan Yapı Fuarı, 22-25 Ekim 2018 tarihlerinde düzenlendi. Riyad Uluslararası Kongre ve Sergi Merkezi’nde düzenlenen fuarda GF Hakan Plastik de alt yapı ve üst yapı ürün grupları ile yerini aldı. Yapı sektörünün öncü kuruluşlarının yer aldığı bu fuarda GF Hakan Plastik ürünleri de yenilikçi özellikleri ile dikkat çekti. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
127
KİMYA SEKTÖRÜNDE DİJİTALLEŞME
MAKALE HALUK ERCEBER TÜRKIYE KIMYA SANAYICILERI DERNEĞI (TKSD) BAŞKANI
128
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
Deloitte tarafından 2016 yılında yapılan araştırmaya göre dünyadaki kimya firmalarının yarısından fazlası dijital dönüşüm için bir yol haritasına veya stratejiye sahip değil. Avrupalı kimyasal üreticisi firmalar dijitalleşme konusunda daha ileri seviyedeyken Kuzey Amerika ve Asyalı firmalar daha yolun başında görünüyor. Araştırmanın daha da şaşırtıcı olan sonucu; cirosu 5 ila 25 milyar dolar arasında değişen ve özel kimyasallar, kaplamalar, plastik ve kompozitler üreten firmaların üçte ikisi dijital olgunlukta henüz başlangıç seviyesinde. Kimya firmalarının %75’i dijitalleşmeyi sadece operasyonel alanda iyileştirmeler için kullanıyor. Dünyada, kimya sanayinin, yakın gelecekte en fazla Asya’nın yükselen pazarları ve Güney Amerika’da, uzun vadede ise Afrika’da büyümesi bekleniyor. Gelişmiş ülkelerdeki en büyük kimya sanayicileri ise bu bölgelere yatırım yaparak bu pazarlara ihracat yerine yerinde üretime kayıyorlar. Aynı zamanda, gelişen pazarlardaki yerli üreticiler de - özellikle Çin’deki üreticiler - üretim kapasitelerini sürekli artırıyorlar. Buna ek olarak kaya gazı rezervleri nedeniyle avantajlı hammadde imkanlarına sahip ABD ve petrol üreticisi Ortadoğu’da petrokimya üretim kapasiteleri sürekli artmaya devam ediyor. Bu rekabetçi ortamda, kimya sektöründe bugüne kadar söz sahibi olan ülkelerin yarışta kalabilmesi için sürekli inovasyon ile müşteri memnuniyetini artırması ve teknolojiyi kullanarak geçerli iş modelleri içindeki üretim süreçlerini daha verimli
hale getirmeleri şart. Ayrıca tüm dünyada artan sağlıklı yaşam ve sürdürülebilir tüketim kaygıları kimya sektöründeki firmaların gelecek planlarını da etkiliyor. Bu nedenle kimya sektöründe “dijitalleşme” ve “döngüsel ekonomi” kavramlarının etkilerini birlikte ele almak ve dijitalleşme konusunu incelerken döngüsel ekonomi ile etkileşimini de değerlendirmek gerekiyor. Dijitalleşme sayesinde kimya sanayinde döngüsel iş modelleri hem yaygınlaşmakta hem de daha verimli hale gelmekte. Döngüsel ekonominin başarısı değer zincirinin her aşamasında kaynak verimliliğinin sağlanması ile oluyorsa; ürünlerin ömrünün uzamasını gerektiriyorsa ve atıkların geri dönüşümünün mümkün olması katkıda bulunuyorsa; dijitalleşme süreçleri de kimya sanayiinde sürdürülebilir ürün tasarımı, üretimde kaynak verimliliği ve atıkların geri dönüşümünün iyileştirilmesi için gereken desteği sağlıyor. Kimya sektöründe dijitalleşmenin üç aşamasından bahsetmek mümkün: birinci aşama şirket içi kapsamlı ve detaylı verilerin işlenmesi ile üretim süreçlerinin daha verimli hale getirilmesi. Bu aşamada kimya sektöründe çok sayıda firmanın bilgi sahibi ve gelişmiş olduğunu görüyoruz. Örneğin Almanya’da poliüretan üreticisi büyük bir firma, fabrikalarından birinden topladığı yarım milyar veri göstergesine uyguladığı ileri seviye analiz ile hiç sermaye yatırımı yapmadan izosiyanat üretimini %10 artırmayı ve fabrikanın yüksek-basınçlı buharını %25 azaltarak maliyetten tasarruf sağlamayı başardı.
İkinci aşama şirket içinde toplanan verilerin dışarıdan temin edilen verilerle birleştirilerek üretim, satış ve pazarlamada daha etkin sonuçlar alınmasını sağlamak. Bu aşamada şirketler tarafından yapılan ileri seviye analiz; geleceğe dönük daha ince ayarlı ve doğruya yakın tahminler yapmayı mümkün kılıyor. Bu da üretimde olduğu gibi tedarik zincirinin tüm halkalarında iyileştirme – üretilen her partinin daha iyi planlanması, mal tesliminde daha kısa terminler, daha az stok maliyeti, daha fazla esneklik gibi – sağlıyor. Örneğin özel kimyasal üreticisi büyük bir firma analiz yöntemini kullanarak yedi ana pazarda, ürün-müşteri kombinasyonlarını inceledi ve bireysel ödeme risklerini ve satın alma potansiyellerini hesaplayarak önceki yıllarda en fazla %1 yaptığı fiyat artışını sorunsuz bir şekilde her müşterisine özel % 3 ila 5 arasına değişen oranlara çekmeyi başardı. Başka bir örnek de sektörün önde gelen gıda kimyasalları üreticisine ait. Bu firma, geliştirdiği kolay kullanılabilir telefon uygulaması ile müşteri - ürün bazında şirketin içinden ve dışından elde ettiği tüm verileri şeffaf bir ortamda bir araya getirerek analiz ettirdi. Analiz sonucunda uygulamanın her bir müşteri için önerdiği en uygun satış tekniklerini kullanan satış temsilcileri, uygulamanın devreye girdiği
yıl, firmanın önceki 5 yıl boyunca hiç büyüyemediği pilot pazarlarda satışlarını %8 oranında artırdı. Üçüncü aşamada dijitalleşme yeni dijital iş modelleri geliştirilmesini gerektiriyor. Dijital teknolojileri ve verileri kullanıp müşteriler ile iş birliği yapılarak yeni ürün ve hizmet geliştirme hedefleniyor. Dünyada bu aşamaya gelebilmiş çok fazla kimya firması yok. Bunun sebebi de fazlasıyla malzeme ve ürün odaklı bir sektör olan kimya sanayiinde bu seviyede dijitalleşmenin mümkün olması için önce çok farklı bir iş kültürü ve anlayışın geliştirilmesi şartı. Ancak bu aşamaya gelindiğinde her müşterinin talebine ve ihtiyacına uygun ürün geliştirmek mümkün olacağı için sektöre faydası da büyük olacak. Dijital iş modelleri geliştirilmesi önündeki büyük bir engel de küçük ve orta ölçekli firmaların veri güvenliği konusunda taşıdıkları endişe. Firmanın dijitalleşme seviyesi arttıkça, hem firma, hem de firmanın tedarikçileri ve müşterileri için siber güvenlik gibi konular da gittikçe daha çok önem kazanıyor. Ayrıca, dijitalleşme konusunda daha başarılı olmak için bu işin sadece bilgi işlem elemanlarının kontrolüne bırakılmaması, şirketlerin üst yönetimleri tarafından da sahiplenilmesi gerekiyor. PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
129
MAKALE HALUK ERCEBER TÜRKIYE KIMYA SANAYICILERI DERNEĞI (TKSD) BAŞKANI
Kimya sanayiinde dijitalleşme kadar önemli bir konu da dijitalleşmenin kimya sanayiinin geleceğine olan etkisi. Bu sürecin de iyi takip edilmesi gerekiyor ki sektör yıkıcı teknolojilerin yarattığı değişikliklere hazırlıksız yakalanmasın ya da bu değişikliklerden olumsuz etkilenmesin. Örneğin Almanya’da kimya sanayi, otomotiv sektörünün ihtiyaç duyduğu hafif konstrüksiyon, ilaç sanayinde inovasyon ve yapı sektöründe enerji ve malzeme tasarruflu ürünler geliştirmek üzerine çalışarak teknolojik gelişmelere ayak uydurmaya çalışıyor. Gelecekte trafikte şoförsüz araçların gittikçe daha yaygın olacağı öngörüsü ilk bakışta kimya sanayii için doğrudan bir sonuç doğurmaz gibi görünürken; şoförsüz araçlarla birlikte kazaların da azalacak olmasının kaplama boyalara olan talebi de düşürmesinin sanayide yola açacağı etkilerin hesaba alınması gerekiyor. Online alışveriş sitelerinden alışverişin artması sonucunda ambalajların da dekoratif olmak yerine fonksiyonel olacağı gerçeği muhakkak kimya sektörüne de etki edecek. Yeni teknolojilerin sektörde beklenen etkilerine bir örnek de 3 boyutlu printer’ların kullanımının yaygınlaşması için verilebilir. Bu gelişme sonucunda polimerlere olan talebin çokça artması muhtemeldir. Kimya sanayi dijitalleşen dünyada beklenen bu radikal değişikliklere ayak uydurmasını bilmelidir. Avrupa Komisyonu tarafından yayınlanan aşağıdaki tabloya göre kimya sektörüne özel olmamak kaydıyla genel olarak dijital verilerden en fazla faydalanan KOBİ’ler Hollanda, Malta, Belçika ve İngiltere’de yer almaktadır. Avrupa Komisyonu tarafından yayınlanan aşağıdaki tabloda Avrupa’nın farklı sektörlerinde dijitalleşme seviyeleri hakkında bilgi verilmektedir. Dijital Yoğunluk Endeksi firmaların 12 kategoride dijitalleşme seviyelerini ölçen mikro seviyede bir endekstir.
130
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
Ölçülen kategoriler; 1. Çalışanların en az %50’sinin internete erişim imkanı, 2. Bilgi işlem uzmanlarına başvuru, 3.Hızlı broadband ( 30 Mbps veya üzeri), 4. Çalışanların en az %20’si için mobil internet cihazları, 5. Web sitesi, 6. Çok özellikli bir web sitesi, 7. Sosyal medya, 8. İnternet üzerinden yapılan ücretli reklam, 9. Gelişmiş cloud bilişim hizmetlerinin alınması, 10. E-fatura gönderilmesi, 11. E-ticaret cirosunun toplam cironun %1’inden büyük olması 12. Web üzerinden firmadan tüketiciye (B2C) satışların web üzerinden toplam satışların %10’undan fazla olması. Endeks bu kategorilerde verilen cevaplara göre firmaları 1 ila 12 arasında değerlendirmektedir. Buna göre kimya sektöründe dijital yoğunluk endeksi 6’dan fazla olan firmaların oranı yaklaşık %12 civarındadır. Bu oran, kamu ve hizmet sektörleri ile kıyaslandığında düşük olup, imalat sektörleri içinde kimya sanayii bilgisayar ve elektronik sektörlerinin ardından gelmektedir. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
131
sunumumuzda keşfedin.
Stäubli (TR) Ltd - mail : connectors.tr@staubli.com - Phone: +90 212 564 88 00
www.quick-mould-change.com
Dayanıklılık. Verimlilik. Güvenlik. Stäubli.
lerini Plast Eurasia 2018 fuarındaki standımızda görebilirsiniz.
Enerji bağlantıları, kalıp kilitleme, kalıpların taşınması ve proses otomasyonu… Stäubli’nin plastik sektörüne yönelik tüm çözüm-
Stäubli Salon 2 - Stant 225
Eurasia fuarındaki canlı
Kalıp değişimlerindeki duruş zamanını azaltırken rekabetçi kalabilmek her gün
arşılaşılan bir sorundur. En basitinden en
kalıp değiştirildiğini Plast
Tekli dakikalarda nasıl
karmaşığına kadar Hızlı Kalıp Bağlama çözümlerini sunan Stäubli, bu işlemlerin tüm kilit aşamalarında anahtar çözümler sunar.
Tekli dakikalarda kalıp değişimi
Alman Reifenhäuser Grubu’ndan ekstrüder ekipman ve sistemleri
Reifenhaeuser Grubu’nun yeni iş ünitesi Reifenhäuser Extrusion Systems, plastik makine ve ekipmanları üreticisi Reifenhäuser’i bir makine ekipmanları tedarikçisi olarak da pazara sunuyor
R
eifenhäuser Extrusion Systems bünyesinde Reiloy, Reifenhäuser Extruders, Reifenhäuser Extrusion Dies ve Enka Tecnica birimleri faaliyetlerini sürdürüyor. Bu birim ayrıca vida ve kovanlar, ekstrüderler, filtre değiştiriciler, besleme tıkaçları gibi polimer taşıma ve şekillendirme işlevlerini yerine getiren parçaları da geliştirerek pazara sunuyor. Ekstrüzyon ve ekipmanları ile
132
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
müşterilere ve ilgili pazarlara en iyi şekilde hizmet vermek için dünyada iyi bir konumda olduklarını ifade eden Reifenhäuser Extrusion Systems Genel Müdürü Uwe Gaedike, Reifenhäuser Extrusion Systems ile işimizi yeniden düzenliyor buna göre makine ve tesis üretiminin yanı sıra bir başka pazarın da temelini oluşturuyoruz açıklamasını yaptı. Dünya çapına yayılan geniş satış ve teknik destek hizmetleri
sayesinde müşterilerine en gelişmiş teknolojileri, en yüksek kalite ve verimlilikte sunduklarını belirten Gaedike, hızlı teslimat süreleri ile de tercih edilen marka olduklarını belirtti. Reifenhäuser, şimdiye kadar ekstrüder ve plastik kalıplarını sadece kendi hatları için imal etmişti ancak Reifenhäuser Extrusion Systems, ürün portföyünü ve faaliyetlerini müşterilerinin taleplerine göre de yönlendirme kararı aldı.
Yeniden işle; yenile, değiştir ve optimize et! Müşteriler ile aynı dili konuşmanın önemine vurgu yapan Genel Müdür Uwe Gaedike, “Müşteriye doğrudan hizmet ve kısa süreli teslim süreleri arasında doğrudan bir bağlantı var. Almanya Reichshof’da bulunan Reifenhäuser Extrusion Dies iştiraki ile de müşterilerimize yeni bir kalıp için sürdürülebilir bir alternatif olan Dies Reworks (yeniden işle; yenile, değiştir ve optimize et) imkanı sunuyoruz. Dies Reworks teknolojisi ile plastik kalıplarının komple revizyonunun yanı sıra, örneğin akış kanalı geometrisini reolojik olarak analiz ederek ve geliştirerek veya uygulamanın eriyik taşıyan yüzeylerinin kaplamasını buna göre optimize ederek, kalıplardaki iyileştirmeleri gerçekleştirmek mümkündür. Reifenhäuser Rework’a göre, müşteriler sorunsuz ve düşük maliyetli ekstrüzyon imkanlarından da yararlanıyorlar. Müşterilerimiz, Reifenhäuser Rework işlemi sonrası ekstrüderlerinin sorunsuz olarak ve düşük maliyetli çalışma özelliğinden faydalanmaktadırlar” dedi. Troisdorf şirketinin sürdürülebilir başarı için kendi gelişmeleriyle teknoloji liderliğini yürütmekte ve piyasada gerekli teknolojiler için know-how satın alımları yaparak kendi stratejisini yarattığını ifade eden Gaedike şunları kaydetti: “Makine ve ekipmanlarda temel bileşenleri şirket içinde tasarlamak ve imal etmek için bu yol tercih edildi. Almanya Reichshof’daki birim özel bir Teknoloji ve Servis Merkezi olarak yapılandırıldı. Burada, ekstrüzyon araçları için yalnızca deneyimli Rework-Uzmanları kalıplar, mekanik ve teknik olarak güncellemek için çalışmakta. Böylece biz de pazarda makine üretiminin yanı sıra ekstrüder ve kalıplar için teknolojiyi kullanan ekipman tedarikçisi olarak konumlandırılıyoruz.” P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
133
HABERLERİ
134
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
ÇALIŞIYOR GERİ DÖNÜŞÜM KAZANIYOR
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
135
MAKALE
PAGÇEV Genel Müdürü Yağmur Cengiz:
Nasıl Türetici Oluruz?
Ş
u anda içinde bulunduğumuz ekonomik düzene baktığımızda insanlığı tüketime teşvik ediyor. Kalkınma ile birlikte yıllar içinde bizler de bir tüketim toplumuna
136
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
dönüştük. Ancak şuna bakmak lazım, kaynakların kıt olduğu bir dünyada tüketen insan mı daha mutludur, yoksa üretime katkı veren, kaynakların korunmasını sağlayan, türeten insan mı? Üreten insan mı daha çok yetkinlik gerektirir, yoksa tüketen insan mı? Hangisi daha gelişmiş bir insana karşılık gelir? Tabii ki türeten insan... İnsanlığın ana amacı gelişmek olduğuna göre türeten insan aslında insanlığın gelişimi için de çok önemlidir. Eskilerin tabiriyle kamil insan tanımı bugün için türeten insana karşılık gelir. Doğal kaynakların hızla tükendiği, küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliklerinin hayatımızın bir gerçeği olduğu bir dünyada “sorunlu” tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmemiz gerekiyor. Daha az tüketmek, ihtiyacımız kadarını almak, aldığımız bir ürünü kullanım ömrü bitene kadar kullanmak, geri dönüşümü mümkün olmayan
ürünleri kullanmamak gibi tüketim bilincine sahip olmalıyız. Çünkü orta direk tüketicilerin sayısında 2030 yılına kadar beklenen üç milyarlık artış tüketim ve üretim alışkanlıklarını etkileyecek, doğal kaynak mücadelesini daha da hızlandıracak. Tüketim alışkanlıkları ve talebi ile yenilik ihtiyacı doğacak ve daha az kaynak tüketimi, ekotasarım, atıkları tekrar kaynak olarak kullanmak için Ar-Ge çalışmalarına ihtiyaç artacak. Bu çerçevede dünya artık döngüsel ekonomi yaklaşımını tercih ediyor. Döngüsel ekonomi bir tasarruf ekonomisi ve doğrusal ekonominin aksine kullanılan kaynakların bertaraf edilmek yerine yeniden bir mamul/ yarı mamul olarak kullanıldığı, üretimde ihtiyaç duyulan enerjinin fosil yakıtlar yerine yenilenebilir kaynaklardan karşılandığı, sıfır atık yaklaşımıyla doğadaki yaşam döngüsünün kopyalandığı yaklaşımlar benimseniyor.
AB’de döngüsel ekonomi Bildiğiniz gibi AB; Döngüsel Ekonomi Paketi ile 4 önemli alanda (üretim, tüketim, atık yönetimi, atıktan kaynak oluşturmak), 5 sektör (plastik, gıda atıkları, kritik hammaddeler, inşaat ve yıkım, biyobozunur ürünler) için eylem planı belirlendi. Üretim yapılırken daha tasarım aşamasında çevreci yaklaşımların benimsenmesi amacıyla 2016-1-2019 yıllarını kapsayan Ekotasarım Çalışma Planı hazırlandı. Eko-tasarım politikası ile AB’de her yıl evsel elektrik faturasından 490 € tasarruf edilmesi öngörülüyor, bu miktar İtalya’nın 2020’ye, İsveç’in ise 2030’a kadar tüketeceği yıllık enerji toplamına eşit. Ayrıca yine üretim aşamasında Mevcut En İyi Teknikler’in (MET) uygulanması gerekiyor. Atık yönetimi alanında koyulan hedefler ise; 2030 yılına kadar belediye atıklarının geri dönüşüm ve tekrar kullanıma hazırlama oranını % 65’e çıkarılması, 2030 yılına kadar depolanacak belediye atığının aşamalı olarak %10’a indirilmesi,
ambalaj atıklarının geri dönüşüm ve tekrar kullanıma hazırlama oranlarının %75’e çıkarılması, ayrı toplanan atıkların depolanmasının yasaklanması, yan ürün ve atık olmaktan çıkma durumlarına dair yasal çerçevelerin daha sadeleştirilmesi, tekrar kullanım ve gıda atıklarını da içerecek şekilde atık oluşumunun daha iyi seviyede engellenmesine dair yeni önlemler alınması, Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu için asgari çalışma şartlarının belirlenmesi olarak açıklandı. Bu hedeflere ulaşılması durumunda AB’de yıllık malzeme bazındaki kazancın 265-490 Milyar € olması bekleniyor. Bu miktar şu an sektördeki toplam giderlerin % 23’üne denk geliyor. Gıda, ulaşım ve yapı sektöründe uyumlaşma ile birlikte yıllık 600 Milyon € tasarruf edilecek. Maddesel geri kazanımın ön planda tutulması ile hammaddeye duyulan ihtiyaç azalacak, arz talep dengesizliğine bağlı fiyat değişimleri
önlenecek. Daha uzun ömürlü ürün tasarımları ile şirketlerin garanti giderleri azalacak. Birleşik Krallıkta atık alanında tamir-söküm-bakım, organik/maddesel geri dönüşüm, enerji kazanımı gibi alanlarda ilave 50.000 istihdam sağlayabileceği öngörülüyor. Hollanda’da metal ve elektronik sanayi ile canlı varlıklardan kaynaklanan atıkların yönetimi gibi alanlarda ilave 54.000 istihdam sağlayabileceği öngörülüyor. 2035 yılına kadar Danimarka gibi ülkemize nazaran oldukça küçük olan bir ülkeye sunacağı getiriler ise şu şekilde: Gayrisafi yurt içi hasılada % 0,8-1,4 oranında artış, 7.000 ilâ 13.000 yeni iş imkânı, ülke karbon ayak izinde % 3-7 arasında azalım, net ihracatta % 3-6 arasında artış, belirli kaynaklarda % 5-50 arasında tüketim azalışı... Yatırımlar için de European Fund for Strategic Investments 2.0 (EFSI) tarafından 500 milyar, LIFE tarafından da 100 milyon’nun üzerinde fon ayrılması bekleniyor. PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
137
MAKALE
Türkiye’de döngüsel ekonomi Ülkemizdeki şirketleri de daha fazla döngüselliğe iten birçok neden bulunuyor. Girişimciler, özellikle fiyatları son yıllarda dalgalanan ve artış gösteren farklı emtialar nedeniyle faaliyetlerini maliyet açısından sürekli olarak daha tasarruflu bir hale getirmek zorunda. Döngüsel ekonominin olmazsa olmazı olarak kaynakların verimli kullanımı, çoğu ticari karar ve faaliyetin temeline yerleşmeli. Ülkemiz endüstrisi büyük ölçüde hammadde ithalatına dayanıyor. Döngüsel ekonomi konsepti, ilk etapta ikincil 138
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
hammaddelere erişimi arttırmayı ve bu hammaddelerin kalitesini güvenceye almayı hedefliyor. Doğrusal ekonomiden döngüsel ekonomiye geçmenin yeni iş modellerine olanak sağlayarak tüketicilere ve endüstriye fayda sağladığı görülüyor. Döngüsel Ekonomi Paketiyle paralel olarak ülkemizde de 2023 yılında oluşan atığın; % 35’inin geri kazanım, % 65 inin düzenli depolama yönetimi ile bertaraf edilmesi hedefleniyor. Bu da % 5,3 olan ambalaj atık geri dönüşümünün % 12’ye, % 6 olan belediye atıkları geri
dönüşümünün % 23’e, %88,7 olan depolamanın, % 65 düzenli depolamaya çıkması demek. Buna ulaşabilmek için; düzensiz döküm sahalarının rehabilite edilmesi, inşaat yıkıntı atıkları ve hafriyat toprağı yönetiminin ülke genelinde yaygınlaştırılması, özel atıkların yönetiminde toplama ve geri kazanım verimini arttırılması ve tehlikeli atıkların geri kazanım ve bertarafı için ilave tesis yatırımlarının yapılması gerekiyor. Tüm bu çalışmalar için 2023 yılına kadar yapılması gereken yatırım tutarı ise 1.741 2.860 milyon € olarak belirtiliyor.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
139
MAKALE
PAGÇEV ile Sorumlu Endüstri
Tüm bu yaklaşımlar ışığında sanayinin yaklaşımı çok önemli. Üretim tabii ki olacak. Dünyadaki bu kadar nüfusa gıda, barınma, ulaşım gibi hizmetler sağlamaya devam edeceğiz. Ancak bunu yaparken doğamızı da düşünmemiz gerekiyor. Bu noktada “Sorumlu Endüstri” kavramı çok önemli. Her endüstri kolunun “Kullandığım kaynakları nasıl azaltabilirim?” yaklaşımıyla çalışma yapması, atıklarını en aza indirecek, atıktan yeni ürünler türetecek teknolojileri geliştirmesi lazım. Biz de PAGEV olarak 1989 da kurulmuş ve ana amacı plastik sektörüne nitelikli ara elman kazandırmak, plastik sektörünün gelişimini sağlamak, sorunlarına çözüm üretmek iken, Sorumlu Endüstri bilinciyle geri dönüşüm işletmemi olan PAGÇEV’i kurduk. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ambalaj atıkları konusunda yetkilendirilmiş kuruluşu olarak 2014 yılından itibaren tüm Türkiye’de belediyelerle birlikte ambalaj atıklarının kaynakta ayrı toplanması, geri dönüştürülmesi, bu amaçla kamuoyunda farkındalık yapılması, özellikle öğrencilerin, ev
140
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
hanımlarının ve hatta eğitimcilerin geri dönüşüm alanında eğitilmesi konularında çalışmalar yapıyoruz. Bu çerçevede 2018 yılında da döngüsel ekonomi yaklaşımıyla atık yönetimi çerçevesinde yürüttüğümüz ambalaj atıklarının azaltılması, yeniden kullanımı ve geri dönüşümü çalışmalarında 13 milyon nüfusa sahip 70 belediyeye ulaştık. Geçtiğimiz yıla göre %28 artışla 280 bin ton ambalaj atığının kaynakta ayrılarak geri dönüştürülmesi faaliyetlerini yürüttük. Plastikten kâğıda, camdan metale, birçok atığı geri dönüştürerek bir yandan çevreyi korumaya devam ettik,
diğer yandan da ekonomiye 780 milyon lira katkı sağladık. PAGÇEV olarak sadece 2018 yılındaki bu çalışmalarımız sayesinde 2 milyon 200 bin ağaç kesilmekten kurtarıldı. 7 milyon 300 bin kWh elektrik tasarrufu, 326 milyon litre fosil yakıt tasarrufu ve 3,2 milyon litre de su tasarrufu sağlandı. Tüm bu atıkların geri dönüştürülmesi ve atık depolama sahalarına gönderilmemesi sayesinde de 2,9 milyon metreküp alandan tasarruf edildi. Bu yaklaşımla önümüzdeki dönemlerde de sorumlu endüstri bilinciyle çalışmalarımızı artırarak devam edeceğiz.
Sorunsuz Çevre
BİZE KAÇ DÜNYA GEREKLİ? Yazımı noktalamadan önce bir konuya daha dikkat çekmek istorum. Her yıl dünyada “Earth Overshoot Day” lanse edilir. Bu gün dünya nüfusunun ilgili yıl içerisinde tükettiği kaynakları, dünyanın tekrar yerine koyma/ yenileme kapasitesinin aşıldığı tarihi gösterir ve 2018 yılı için Earth Overshoot Day 1 Ağustos olarak belirlendi. Yani biz 2018 yılı boyunca tüketmemiz gereken
kaynakları 1 Ağustos’ta bitirdik ve geri kalan günlerde cepten yiyoruz. Bu arada 2017 yılında da bu gün 2 Ağustos olarak lanse edilmişti. Yani 1 yılda 1 gün daha geri gidecek şekilde kaynakları tüketmeye devam ettik. Bu hızla gidersek 2030 yılı 28 Haziran’ında yıllık kaynaklarımızı bitireceğiz. Bunun aksine sadece karbon emisyonunda %30’luk bir azaltma ile devam edersek 2030 yılında Earth Overshoot Day 16 Eylül’de olacak. Yani dünyamız artık geri
dönüşü mümkün olmayan noktaya gelmeden önce tedbirlerimizi almamız gerekiyor. Üreticisinden tüketicisine, kamu otoritesinden sivil toplum kuruluşlarına kadar tek amacımız birlikte çalışarak, kaynaklarımızı korumak, geri dönüşümü özendirmek, geri dönüşümü mümkün olmayan atıklardan enerji kaynağı olarak yararlanmak ve sorumlu tüketim bilincine sahip olmak, aksi takdirde çocuklarımıza yaşanabilir bir dünya bırakamayacağız. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
141
DOĞA KORUM
PAGÇ
2.193.157 ADET AĞACIN KORUNMASI
142
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
7.310.104 kW/h ELeKTRİK TASARRUFU
Tüm Malzemeler
Plastik-Kağıt Karton
Kağıt/Karton ve Ahşap
Türk Plastik Sanayi Araştırma Gelişt 2018 Yılı Çevresel Fayd
2.8
DEPOLAMA
MA BELGESİ
ÇEV
899.913 m3
A ALANI tASARRUFU
326.447.013 LT Fosİl yakıt tasarrufu
Kağıt/Karton
Plastik-Kağıt Karton
tirme ve Eğitim Vakfı (PAGÇEV)’in daları aşağıdaki gibidir.
3.187.950 LT SU TASARRUFU
Ambalaj Atıklarının Yetkilendirilmiş Kuruluşu
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
143
HABERLERİ
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Sıfır Atık Zirvesi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yürüttüğü “Sıfır Atık Projesi”, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde büyüyor. Birinci yılını geride bırakan Proje, Türkiye geneline yayılıyor
Ç
evre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hayata geçirilen ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan himayelerinde büyüyen Sıfır Atık Projesi’nin ilk yılı geride kalırken, projenin her yönüyle ela alındığı Sıfır Atık Zirvesi, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde 1 Kasım 2018 tarihinde gerçekleştirildi. Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Sıfır Atık Zirvesi”ne Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum katıldı. Zirvenin açılışına ayrıca Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, belediye başkanları, kamu, yerel yönetimler, özel sektör, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile diğer ilgililer katıldı.
144
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
Himayelerinde gerçekleştirilen Sıfır Atık Projesi’nin önemine ilişkin konuşma yapan Emine Erdoğan; projenin, daha yaşanabilir bir çevreye katkı sunmasının yanı sıra Türkiye ekonomisine de sağlayacağı katkıya değindi. GERİ DÖNÜŞÜME ODAKLANMALIYIZ Projenin yaşama geçirildiği 1 yıl içerisinde hızla yaygınlaştığına vurgu yapan Erdoğan, “Ekim 2017’de başlattığımız proje, Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın çabalarıyla güzel bir aşamaya geldi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Bakanlık binalarında başlattığımız çalışma, dalga dalga tüm ülkeye yayılıyor. Proje çerçevesinde, bir yıl boyunca toplumun tüm kesimlerinden çok
güzel destekler aldık. Sanayicilerimiz, iş adamlarımız, üniversitelerimiz kendi kurumlarında örnek sistemler kurdular. Her birini çevre duyarlılıkları nedeniyle tebrik ediyorum. Şimdi iş, büyük ölçüde belediyelerimizde. Vatandaşlarımızın, evlerinde ayrıştırdıkları atıkları, belediyelerimizin aynı mantıkla toplayıp dönüştürmesi gerekiyor. Belediyelerin vahşi depolamayı terk edip, depolama veya yakma yerine geri kazanıma odaklanması lazım. Atıkları, enerjiye veya komposta dönüştüren entegre tesisler, tüm şehirlerimizde olmalı. Bizlerin de kullan-at kültürünü bir tarafa bırakarak, değişimi başlatmamız gerekiyor. Bunun da ilk aşaması bireysel tutumlarımız” ifadelerini kullandı.
SIFIR ATIK YÖNETMELİĞİ GELİYOR Dünya Bankası raporlarına göre yılda 1,3 milyar ton olan evsel atık miktarının 2025’te, 2,2 milyar tona ulaşmasının beklendiğini aktaran Kurum, “Ülkemizde de benzer artışları görmek mümkün. 1995 yılında oluşan evsel atık miktarı 17 milyon ton iken 2015 yılına gelindiğinde evsel atık miktarının 31 milyon tona ulaştığı görülmekte. 2023 yılında ise bu rakamın yaklaşık 38 milyon tona çıkacağı öngörülmektedir” değerlendirmesinde bulundu. Projenin geçen yıl Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde ve Bakanlık hizmet binasında başlatıldığını aktaran Kurum,
“Daha sonra çığ gibi büyüyen bu hareket bugün artık 7 bin 162 kamu kuruluşunda uygulanır hale geldi. Amacımız sıfır atık sistemini tüm Türkiye’ye yaygınlaştırmaktır” şeklinde konuştu. Bakan Kurum, 2019 yılı itibarıyla Sıfır Atık Yönetmeliğinin de devreye gireceğini anımsatarak, “Bu yönetmeliğe göre belediyelerimiz bundan sonra ikili toplama sistemine geçecek, atıkları ayrı toplamak için hizmet verecekler. Bu uygulamayı hayata geçirmeleri için belediyelere 2019 yılı sonuna kadar süre verdik. Belediyelerimizin uygulamalarını yakından takip ediyor ve destekliyor olacağız” dedi.
EROĞLU: KALKINMA VE ÇEVRE UYUMLU OLMALI PAGÇEV Başkanı Yavuz Eroğlu, Külliye’de gerçekleşen Sıfır Atık Zirvesinde “Sıfır Atık Uygulamalarının Sektöre Yansımaları” isimli panelde
“Döngüsel Ekonomiye Geçişin Anahtarı: Plastik” sunumunu gerçekleştirdi. Eroğlu; “Türk ekonomisi dünyada 16. sıradayken; dünyanın en büyük
6. plastik sanayisine sahibiz. 250.000 çalışan, 38 milyar dolarlık büyüklük, 12 milyar dolar doğrudan ve dolaylı ihracatımızla ekonomiye katkı veriyoruz. Kalkınma ve çevre uyumlu olduğunda toplumlar mutlu olabilir. Şimdi sıra en az plastik endüstrimiz kadar büyük geri dönüşüm endüstrisi yaratma zamanı” dedi. Zirvede gerçekleştirilen Sıfır Atık Ödül töreninde, sıfır atık duyarlılıkları nedeniyle Sürdürülebilirlik Politikaları ve Sıfır Atık Projesine Destek Ödülü Türk Hava Yollarına, Sıfır Atık- İyi Gelecek Ödülü Boğaziçi Üniversitesine, Sıfır Atık Sosyal Sorumluluk Ödülü TEMA Vakfına, Sıfır Atık Üretim Ödülü Sütaş’a, Sıfır Atık Yenilikçilik Ödülü İstanbul Büyükşehir Belediyesi İSBAK’a, Sıfır Atık Medya Ödülü TRT’ye verildi. Geri dönüşümlü camdan üretilen ödüller sahiplerine Emine Erdoğan tarafından takdim edildi. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
145
Sıfır Atık
taslak yönetmeliği yayınlandı ayrı toplanarak geri kazanımını sağlamak ve depolama alanına giden atık miktarını azaltmak dolayısıyla çevreye olan olumsuz etkisini en aza indirmek. Bu kapsamda geri kazanılabilir atıkların yoğun olarak oluştuğu kamu kurumları, terminaller, alışveriş merkezleri, eğitim kurumları, hastaneler ve oteller ile büyük iş yerleri başta olmak üzere 2023’e kadar bütün Türkiye’de Sıfır Atık Projesi’nin hayata geçirilmesi hedefleniyor. Bu çerçevede sıfır atık yönetim sisteminin kurulmasına ve sıfır atık belgesi verilmesine ilişkin usul ve esasları kapsayan “Sıfır Atık Yönetmelik Taslağı” Bakanlık tarafından yayınlandı.
S
on dönemde en çok duyduğumuz kavramlardan biri oldu “Sıfır Atık”. Cumhurbaşkanlığı himayesinde Emine Erdoğan önderliğinde tüm Türkiye’de topyekun bir çevre seferberliği ilan edildi. Sıfır Atık Projesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda uygulanmasının ardından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde de hayata geçirildi ve 26.09.2017 tarihinde gerçekleştirilen Sıfır Atık Projesi Tanıtım Toplantısı ile tüm Türkiye’de uygulanmasına yönelik çalışmalar başlatıldı. Bu çalışmalarda PAGÇEV olarak biz de yer aldık ve önceki sayılarımızda da bu çalışmalarımızı sizlerle paylaştık. Daha önce de belirttiğimiz gibi Sıfır Atık Projesi’nin amacı kaynaklarımızın daha verimli kullanılmasını sağlamak, atığı kaynağında yönetmek, atık oluşumunun önlenmesi veya azaltılması ile birlikte atık oluştuğu durumda kaynağında
146
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
SIFIR ATIK SİSTEMİ’NE KİMLER, NE ZAMAN GEÇECEK? Taslağa göre; belediyeler, terminaller, alışveriş merkezleri, organize sanayi bölgeleri, 1000 ve üzerinde çalışanı olan kamu kurum ve kuruluşları, 100’den fazla
öğrencisi olan eğitim kurumları (okullar, üniversiteler, yurtlar), 100’den fazla çalışanı olan iş yerleri, sanayi kuruluşları, 4 ve 5 yıldızlı oteller ile 50 ve üzeri yatak kapasitesine sahip sağlık kuruluşları 2019’da Sıfır Atık Sistemi’ne geçecek ve Sıfır Atık Belgesi alma zorunluluğu getirilecek. Diğer yerler ise talep etmeleri halinde sıfır atık belge müracaatında bulunabilecekler. Konutlar, belediyenin sıfır atık yönetim sistemi içerisinde değerlendirilecek, ayrıca sıfır atık belgesi düzenlenmeyecek. Bunun yanı sıra 500 ile 1000 arası çalışanı bulunan kamu kurum ve kuruluşları, 100 ve daha az öğrencisi olan eğitim kurumları (okullar, üniversiteler, yurtlar) 100 ve daha az çalışanı olan iş yerleri, sanayi kuruluşları, hızlı yemek (fastfood) işletmeleri, turizm işletme belgesine sahip yerler (restoranlar dahil) 2020’de, 500’den az çalışanı olan kamu kurum ve kuruluşları 2021’den itibaren sıfır atık yönetim sistemine geçmek zorunda.
SIFIR ATIK YÖNETİMİ NASIL KURULUR? Taslağa göre firma, kurum veya kuruluşların Sıfır Atık’a dahil olabilmesi için uygulaması gereken adımlardan oluşan 4 aşamalı bir yol haritası belirlenmiş durumda. Buna göre 1. Çalışma Ekibinin Belirlenmesi: Kurumdaki sıfır atık yönetim sisteminin kurulması, etkin ve verimli bir şekilde uygulanması, izlenmesi, bilgi akışının sağlanması ve raporlama yapılmasından sorumlu olacak kişiler belirlenir. 2. Planlama Yapılması: Mevcut durum esas alınarak kuruma özgü termin planı hazırlanır. a) Mevcut Durum Tespiti:Atık yönetimine ilişkin mevcut durum ortaya konularak oluşan atıkların kaynağı, özellikleri, miktarı, atık biriktirme, toplama ve taşıma yöntemleri, geçici depolama alanları, atıkların teslim edildiği yerlere ilişkin tespit yapılır. b) İhtiyaç Analizi: Sistemin kurulmasında ihtiyaç duyulacak kumbara, konteyner, poşet gibi ekipmanlar belirlenir. 3. Eğitim ve Bilinçlendirme Faaliyetleri ile Uygulamaya Geçilmesi: Ekipmanların temini tamamlandıktan sonra, uygulamaya geçilmeden önce hedef kitlelere yönelik uygulamalı eğitim ve bilgilendirme çalışmaları yapılır. Oluşturulan atıklar, yerleştirilen atık kumbaralarında biriktirilmeye başlanır. Türlerine göre toplanan atıklar geçici
depolama alanında depolanır. Atık üreticileri, Atık Yönetimi Yönetmeliği kapsamında atık beyanında bulunur. Beyanların yapılabilmesi için öncelikle Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerine başvurularak Entegre Çevre Bilgi sistemine kayıt olunmalıdır. 4. İzleme, Kayıt Tutulması ve İyileştirme Faaliyetleri: Bu aşamada uygulamanın etkinliğinin değerlendirilmesi amacıyla çalışma ekibi tarafından izleme yapılır. Aksayan hususlar için önlemler alınır ve gerekmesi halinde güncelleme yapılır. Toplanarak lisanslı tesislere gönderilen atık miktarları ve elde edilen kazanımlar gibi uygulamaya yönelik ilişkin çıktılar kayıt altına alınır. SIFIR ATIK BELGESİ NASIL ALINIR? Sıfır atık sistemini kuran yerlerden; 100 bin üzeri nüfusa sahip belediyeler ile alışveriş merkezleri, havalimanları, marinalar, 4 ve 5 yıldızlı oteller Sıfır Atık Belgesi almakla yükümlü. Diğer yerler talep etmeleri halinde sıfır atık belge müracaatında bulunabilir. Sıfır atık belge başvurusunun bina, yerleşke veya belediye için yapılması esastır. Bir bina veya yerleşke içerisinde birden fazla kurum, kuruluş, işletme olması durumunda, o bina veya yerleşke tarafından ortak başvuru yapılabilir. Sıfır atık belge başvuruları sıfır atık bilgi sistemi
üzerinden yapılır. Sıfır atık belgesi puanlamaya göre en temel seviyeden en yüksek seviyeye doğru gümüş, altın veya platin olarak üç seviyede düzenlenir. Sıfır atık belgesine sahip yerler il müdürlükleri tarafından 2 yılda 1 olmak üzere denetlenir. Sıfır atık belgesi kriterleri içerisinde en önemli değerlendirme kriteri tüm atıkların türlerine göre ve renk kriterleri de sağlanarak, kişi sayıları da göz önüne alınarak yerleştirilmiş konteynırlarda ayrı olarak biriktirilip ilgili yönetmelik çerçevesinde yönetilmesi. Buna ek olarak azaltılan atık miktarı, tek kullanımlık ürün kullanımının önlenmesi, gıda israfını destekleyen programlara katılım sağlanması, kullanılabilir malzemelerin yeniden değerlendirilmesi de artı puan getiren hususlardan. Ayrıca tedarik noktasında da kriterler belirlenmiş, bunlar da; geri dönüştürülebilir malzemelerin tercih edilmesi, Çevre Etiketine sahip ürünlerin tercih edilmesi (Eko-etiketli ürün tercihi) ve sıfır atık belgesi olan tedarikçilerin tercih edilmesi (Bu uygulamaya 2020’den itibaren puanlanmaya başlanacak). Her ne kadar şu an için yukarıda yazan paydaşlar sıfır atık belgesi almak zorunda olup geri kalanlar isteğe bağlanmışsa da tedarikçilerin sıfır atık belgeli olması firmalara artı puan getireceği için yukarıdaki paydaşlar ile iş yapan firmaların da bu belgeyi alması 2020 yılından itibaren kaçınılmaz görünüyor. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
147
HABERLERİ
9. TÜRKTAY paneli Ankara’da Gerçekleşti Atık yönetimi ve geri dönüşümle ilgili çalışmalara katkı sunmak amacıyla düzenlenen 9. TÜRKTAY Paneli, “Atıkta Ekonomi Ekonomide Atık” temasıyla gerçekleşti
148
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
A
tık yönetimi ve geri dönüşüm konusunda gelişme sağlanması, politika belirlenmesi ve yönlendirici olunmasına katkı sağlamak amacıyla gerek sektörün, gerekse iş dünyasının bir araya gelerek katkı sunduğu, 2010 yılından bu yana düzenlenen yüzlerce konuşmanın ve sunumun gerçekleştirildiği TÜRKTAY panellerinin 9.’su, 17-18 Ekim 2018’de, Ankara Hilton-Sa toplantı salonunda düzenlendi. PAGÇEV’in “Bronz Sponsor” olarak katıldığı “Ekonomide Atık, Atıkta Ekonomi” temasıyla gerçekleşen 9. TÜRKTAY etkinliği tüm paydaşların yoğun katılımıyla gerçekleşti. Atık yönetiminin tüm yönleriyle ele alındığı ve sonuç raporunun konuyla ilgili çalışmalara rehberlik etmesi amacıyla katılımcılarla
paylaşılacağı panele, TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Trabzon Milletvekili Muhammet Balta, Ticaret Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan uzman yetkililer, çeşitli üniversitelerden çok sayıda akademisyen, STK temsilcileri ve sektörle ilgili kuruluşların temsilcileri katıldı. Açılış konuşmasını TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Balta’nın yaptığı etkinlikte katılımcılar, atık yönetimi ile geri dönüşüm alanındaki son yaklaşımları ve gelişmeleri takip etme fırsatı buldular. PAGÇEV Genel Müdürü Yağmur Cengiz, “Evsel Kaynaklı Ambalaj Atıklarını Toplama Sisteminin İşletilememesinin Nedenleri ve Çözüm Önerileri” konulu panelde görüşlerini paylaştı. Konuşmasında
toplama sürecinde ülkemizde yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerinden bahsetti. Özellikle geri dönüşümde artık bir sektör oluşturmamız gerektiğini, toplama ayırma ve geri dönüşüm tesislerinin teşviklerden faydalanıp, yatırım yaparak otomatik ayırma gibi sistemlere sahip teknolojik bir altyapıya kavuşmaları gerektiğinin altını çizdi. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
149
HABERLERİ
10. Küresel Isınma Kurultayı İstanbul’da gerçekleşti
E
konomi Gazetecileri Derneği (EGD) tarafından düzenlenen Küresel Isınma Kurultayı bu yıl 22 Kasım 2018 Perşembe günü İstanbul Sanayi Odası Meclis Salonu’nda gerçekleşti.
150
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
Bu yıl onuncusu yapılan Küresel Isınma Kurultayı’na 50’den fazla çevreci kuruluş destek verdi. EGD Başkanı Celal Toprak’ın yönetiminde “Hepimiz Türetici Olabilir Miyiz?” başlığıyla gerçekleşen oturumda
PAGÇEV Genel Müdürü Yağmur Cengiz konuşmasını gerçekleştirdi. Kurultay’da çevre ve iklim değişikliği konusunda etkinlik yapan kurul, kuruluşlara ve konuşmacılara teşekkür sertifikası verildi. P
Erdek Karşıyaka Ortaokulu’nda geri dönüşüm semineri
E
rdek Belediyesi, PAGÇEV ve Bahm Geri Dönüşüm firması iş birliği ile 14.11.2018 tarihinde Balıkesir Erdek Karşıyaka Orta Okulu’nda verilen eğitim ile 240 öğrenciye geri dönüşüm bilinci aşılandı. Çocuklara küçük yaşta çevre bilinci vermek
adına yapılan geri dönüşüm eğitimleri minikler tarafından da ilgiyle karşılandı. PAGÇEV, geri dönüşümü çocuklara sevdirebilmek ve dikkatlerini çekebilmek için eğitimlerde; broşür, afiş, şapka, balon ve rüzgâr gülü gibi hediyeler dağıttı. P
Keçiören’de kapı kapı gezerek bilgilendirme çalışması
K
eçiören Belediyesi ve PAGÇEV iş birliği ile ilçe genelinde kapı kapı gezerek ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanması ve geri dönüşümü hakkında vatandaşlara bilgilendirme çalışması yapıldı. Keçiören’de ekiplerce ev ve işyerleri ziyaret edilerek vatandaşlara kağıt, kompozit, cam, plastik ve metal gibi ambalaj atıklarının
kaynağında ayrı toplanarak geri dönüşüme gönderilmesinin çevre ve ekonomi için önemi anlatılarak, bu bilgileri içeren broşürler ve ambalaj atık toplama poşeti vatandaşlara dağıtıldı. Proje kapsamında tüm Keçiören’in bilgilendirilmesi hedeflenirken atık miktarının azaltılmasında sorumluluk bilinciyle hareket edilmesi amaçlandı. P
Çankaya’da eğiticilere çevreye farkındalık eğitimi
Ç
ankaya Belediyesi, atık yönetimi ve çevre bilinci farkındalığını arttırmak amacıyla Yılmaz Güney Sahnesinde “Eğiticilerin Eğitimi Semineri” düzenlendi. Gerçekleşen eğitime bu kez öğrenciler yerine ilçedeki ilk ve orta öğretim okullarından öğretmenler davet edildi. PAGÇEV tarafından katılımcılar
ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanması, bu toplamının ekonomiye katkıları gibi konularında bilgilendirildi. Çankaya Belediyesi’nin atık yönetimi ile ilgili bilgilerin de verildiği seminer, öğretmenlerin soru ve görüşleri ile devam etti. Eğitimin sonunda katılımcılara konuyla ilgili bilgilendirici kitapçık ve broşürler armağan edildi. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
151
HABERLERİ
Sıfır atık projesi
Başkent’teki okullarda anlatılıyor Ankara Büyükşehir Belediyesi ve PAGÇEV iş birliği ile gerçekleştirilen eğitimlerle Başkent’teki okullarda öğrencilere Sıfır Atık projesi tanıtıldı. Sıfır Atık Projesi’ne destek vererek tüm birimlerde atık geri dönüşüm üniteleri kuran Büyükşehir Belediyesi, İnönü İlkokulu ve İnkılap İlkokulu’nda 14 Kasım Çarşamba günü gerçekleştirilen eğitimlerle toplamda 150 1. Sınıf öğrencisine ulaşılarak, sıfır atık projesi anlatıldı. Eğitimde
PAGÇEV, İstanbul Üniversitesi
ayrıca geri dönüşümün bize ve çevremize öneminden bahsedildikten sonra, geri dönüşümü kendi hayatlarında nasıl uygulayabilecekleri anlatıldı. Eğitim sonrasında da okullara geri dönüşüm kutuları bırakıldı. PAGÇEV olarak bizler de geri dönüşümü çocuklara sevdirebilmek ve dikkatlerini çekebilmek için broşür, afiş, şapka, balon ve rüzgar gülü gibi materyallerimizle katkıda bulunduk P
Kimya bölümü öğrencileri ile buluştu İstanbul Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü 2.sınıf öğrencilerinin Çevre Teknolojileri dersine bölüm hocalarının daveti ile katılım gösteren PAGÇEV Genel Müdürü Yağmur Cengiz, “Ambalaj Atıklarının Yönetimi” konusunda verdiği eğitimle öğrenciler ile bir araya geldi. PAGÇEV Genel Müdürü Yağmur Cengiz, eğitimde
152
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
atıklardan ve atıkların yönetiminden bahsettikten sonra sanayi kuruluşlarının atık yönetimi konularındaki sorumluluklarının üzerinde durdu. Sunumun sonunda PAGÇEV’in faaliyetleri konusunda bilgilendirme yaptı. Öğrencilerin ilgisinin oldukça yoğun olduğu eğitimimiz soru cevap kısmı ile son buldu. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
153
MAKALE ESRA ERSÖZ
2018 YILI PLASTİK HAM MADDE SEKTÖRÜNDE RÜZGÂR GİBİ GEÇTİ
CHEMORBIS, İÇERIK-PIYASA BILGISI MÜDÜRÜ
Dövizdeki gelişmeler, ticari savaş ve ambargolar dünya piyasalarıyla birlikte Türkiye ekonomisini de etkiliyor. Plastik ham madde piyasaları da bu durumdan nasibini alırken, ticaret rotaları değişmeye başladı. 2018, Türkiye plastik ham madde sektörü için gündemin diğer yıllardan çok daha fazla ve hızlı değiştiği, sürprizlerle dolu bir yıl oldu. Gerek yurt içinde erkene çekilen genel seçimler, gerekse global ölçekte yaşanan siyasi, ekonomik ve ticari gelişmelerin hepsi Türkiye piyasalarında arz-talep dinamiklerini ve fiyatlandırmaları etkiledi. Öyle ki; üçüncü çeyrekte son 4 yılın en yüksek seviyesine tırmanan petrol fiyatlarına birçok ham madde fiyatı kayıtsız kaldı. ABD’den PVC ithalatlarına getirilen ek vergiler neticesinde uzun süre pazarın lideri olan söz konusu menşe neredeyse 10 yılın ardından ilk kez pazara giremedi. Yıl boyunca petrokimya sektörüne yapılacak yeni birçok tesis yatırımına karar verilirken, diğer yandan 154
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
hem Türkiye’de hem de Avrupa’da plastik tüketimine yeni yasak ve kısıtlamalar geldi. REKOR DOLAR/TL KURU BÜYÜMEYİ BALTALADI Hiç şüphesiz Türkiye piyasalarını ciddi anlamda durgunluğa iten en önemli hadise, TL’nin dolar karşısında 3. çeyrekte hız kazanan ve %40’a ulaşan değer kaybıydı. Tüm gelişmekte olan ülke para birimleri ciddi kayıplar yaşadıysa da; TL’deki değer kaybı ABD ve Türkiye arasında Ağustos ayında yaşanan politik gerginlik nedeniyle oransal olarak çok daha fazla hissedildi. Bu durum gecikmeden, Eylül ve Ekim plastik ham madde ithalat rakamlarına düşüş olarak yansıdı. Son yıllarda hızla büyüyen ham madde piyasaları, peş peşe gelen rekor miktarda ithalatlarla 2017’de 5 milyon ton ithalat ile yeni bir eşiğin üzerine çıktı. 2018’in sonuna yaklaşılırken tüketimdeki büyümenin bu yılın sonu itibarıyla - ufak bir miktar da olsa–hız kesmesi kuvvetle muhtemel.
TİCARET SAVAŞLARI VE DEĞİŞEN ROTALAR Yılın başlarında ABD ve Çin arasında sadece haber olarak konuşulan ticaret savaşları, Haziran ayı itibarıyla ABD’nin 50 milyar dolar değerinde ürüne %25 ilave vergi koyma kararını açıklaması ile beraber resmen başlamış oldu. Hemen akabinde Çin’in misilleme olarak uyguladığı ek vergileri takiben, bu savaş iki ülke arasında Eylül ayının sonuna kadar 3 dalga halinde yeni ürünler ve yeni ilave vergileri kapsamak üzere sürdü. Bu ticari savaştan plastik ham madde piyasaları da tabii ki nasibini aldı. Özellikle PE ve PVC gibi ABD’nin ihracatta güçlü olduğu polimerlerde ticaret rotaları değişmeye başladı. Avrupa ve Güneydoğu Asya ve hatta Afrika piyasaları bu malların rekabetçi fiyatlarla alternatif olarak yönlendirildiği ana bölgeler olarak dikkat çekti.
YAPTIRIMLARIN TÜRKİYE-İRAN TİCARETİNİ ETKİLERİ ABD’nin Çin ile 2018’e damgasını vuran ticaret savaşlarının yanı sıra, İran’a kaldırılan yaptırımları yeniden devreye sokması da piyasaları fazlasıyla tedirgin eden bir durum olarak karşımıza çıktı. Yaptırımlar için ilk dalga Ağustos ayında gelirken, bankalarla yaşanacak olası finansal sıkıntılar ve belirsizlik ortamı nedeniyle Türkiye’deki oyuncular İran’dan plastik ham madde ithalatını ciddi miktarda düşürdü ve bu düşüş çok geçmeden Eylül ayı ithalat istatistiklerine %30 olarak yansıdı. Yaptırımların Kasım ayında gelen ikinci dalgasında ise Türkiye’nin de aralarında olduğu 8 ülkeye ABD tarafından petrol ithalatında muafiyet sağlandı. İran’ın petrokimya ihracatının bu muafiyet kapsamına dahil olup olmadığı henüz net değilken, son çeyrekteki petrokimya ihracatının da düşmeye devam edip etmeyeceği beklenip görülecek.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
155
MAKALE ESRA ERSÖZ CHEMORBIS, İÇERIK-PIYASA BILGISI MÜDÜRÜ
156
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
AMERİKAN PVC, TÜRKİYE PAZARINA VEDA AŞAMASINDA 2018’de Türkiye’de Amerikan politikalarından ciddi ölçüde etkilenen bir başka plastik ham maddesi PVC oldu. Öyle ki; 2008-2014 yılları arasında açık ara farkla ülkenin ana ithal tedarikçisi olan ABD, antidamping vergisinin artırılmasına paralel olarak pazardaki tahtını takip eden yıllarda kaybettiyse de; yine de ilk 3 büyük tedarikçi ülke arasında yer almayı başardı. Lakin 2018’in Mayıs ayı başında Türkiye Ekonomi Bakanlığı, ABD hükümetinin Türkiye’den yapılan çelik ve alüminyum ithalatı üzerinde planladığı ek gümrük vergisine cevaben misilleme olarak ABD’den – PVC dahil – ithal ettiği mallar üzerinde ilave vergiler uygulamaya başladı. Buna göre Haziran ayında Amerikan malı PVC de hâlihazırda tabi olduğu %6,5 gümrük ve %18,81 antidamping vergisine ilaveten %25’lik bir ek vergiye tabi tutulmaya başladı. Ayrıca ‘Dahilde İşleme Rejimi’ kapsamında ABD’den ithalatlar kaldırıldı. Ağustos’ta ise %25’e çıkarılan ek verginin oranı %50’ye yükseltildi. Buna paralel olarak Temmuz ve Ağustos aylarında ABD’den PVC ithalatı keskin bir şekilde azalırken, Eylül ayında hiç Amerikan
malı PVC pazara girmedi. Her ne kadar Eylül ayı itibarıyla ‘Dahilde İşleme Belgesi’ uygulamasının geri dönmesiyle beraber ABD’den PVC ithalatlarının önü açıldıysa da; bu kadar yüksek vergi oranları karşısında bir teminat bulmak Türkiye’deki sanayiciler için neredeyse imkansız hale gelmiş durumda. PLASTİK TÜKETİMİNE GELEN YENİ KISITLAMA VE YASAKLAR Ağustos ayı içerisinde hükümet ücretsiz plastik poşet dağıtımını yasaklama planını açıklarken, Kasım ayında meclise sunulan bir yasa tasarısı ile 1 Ocak 2019 itibarıyla market poşetleri için 25 kuruşun altında olmamak kaydıyla ücretlendirme getirecek. Ayrıca 24 Ekim tarihinde, Avrupa Parlamentosu üyeleri tabak, çatal-bıçak, pipet, balon çubuğu ve pamuklu çubuk gibi tek kullanımlık plastik ürünleri yasaklayan tasarıyı onayladı. Türkiye’deki sanayiciler için gerek yurtiçi gerekse ihracat pazarlarında plastik tüketimini azaltmaya yönelik tüm bu gelişmelerin, PE, PS gibi ham madde talebini de olumsuz etkilemesi olası. Diğer taraftan, bu gelişmelerin geri dönüştürülmek üzere hurda plastiklere olan talebi artırması da kuvvetle muhtemel.
YENİ PETROKİMYA TESİSLERİ VE YATIRIMLARINA DEVLET TEŞVİKİ 2018 yılı, plastik ham maddesi temin edecek yeni petrokimya tesislerinin yatırım kararlarının alındığı bir yıl oldu. Zira hükümet cari açığı azaltmak ve plastik ham madde ihtiyacında dışarıya olan bağımlılığı azaltmak için yatırım teşvik programı oluşturdu. Bu doğrultuda ilk haber Şubat ayının sonunda geldi. Cezayirli devlet teşekkülü enerji ve kimyasal grubu Sonatrach ve Türkiye merkezli Rönesans Endüstri ile Bayegan, Yumurtalık Serbest Bölgesi’nde bir petrokimya tesisi geliştirmek üzere bir anlaşma imzaladı. Yeni tesisin yaklaşık 1 milyar dolara mal olacağı, 550.000 ton/yıl kapasiteli bir PDH ünitesinin yanı sıra, 450.000 ton/yıl kapasiteli bir PP ünitesine de ev sahipliği yapacağı bildirildi. Yine Ekim ayında, Sonatrach, propilen ünitesi inşası için 2018’in sonu itibarıyla bir anlaşma imzalamayı planladığını duyurdu. Her ne kadar inşaatın başlangıç tarihi netleşmese de, tesislerin 5 yıl içinde faaliyete geçmesi bekleniyor. Ayrıca Nisan ayında, Metcap Enerji Yatırımları ve Katar merkezli Fusion Dynamics, yarı yarıya ortak bir girişim vasıtasıyla Türkiye’de yeni bir doğal gaz ve petrokimya tesisi kurmak amacıyla 5,2 milyar dolarlık bir yatırım yapmayı planladıklarını açıkladı. Metcap Petrochemicals adındaki yeni ortak girişim Trakya bölgesinde inşa edeceği doğal gaz bazlı kimyasal tesisinde 1 milyon ton/ yıl kapasitede olefin üretecek. 4 milyar dolarlık tesis, toplamda 1 milyon ton/ yıl kapasitede PP (600.000 ton/yıl) ve PE (400.000 ton/yıl) üretebilecek. Yeni tesislerin 2020 itibarıyla kademeli olarak faaliyete geçirilmesi ve söz konusu tüm yatırımların 2023 yılında tamamlanması bekleniyor. Firma, yeni yatırımla birlikte ülkenin toplam ithalatını 1,4 milyar dolar düşürmeyi amaçlıyor. Yine Nisan ayında proje bazlı teşvik programı kapsamında teşvik belgesi alan bir diğer şirket CFS İstanbul Yatırım A.Ş. oldu. Yumurtalık, Adana’da 650.000 ton/yıl kapasiteli yeni bir PP tesisi kurmayı planlayan şirketin, 1,2 milyar dolar yatırımla tesisi 2020’nin son çeyreğinde faaliyete
geçirmesi planlanıyor. SASA Polimer de Adana’da toplam 596.000 ton/yıl kapasiteli dünya ölçeğinde iki PET tesisi inşa etmek amacıyla Alman Thyssenkrupp Industrial Solutions ile 2017’nin sonunda bir anlaşma imzalamıştı. Yaklaşık 29 milyar Türk lirası (7 milyar dolar) değerinde teşvik belgesi alan şirket, Nisan ayında PET’lere ek olarak PP, PE, PVC, SAP ve polyester cipslerin üretimini yapacak diğer petrokimya projelerine yönelik planlarını da açıkladı. Söz konusu projeler, 1,2 milyon ton/yıl kapasiteli PP ve PE ünitelerinin yanı sıra, bir limanla entegre olan 600.000 ton/yıl kapasiteli bir PVC tesisini de içeriyor. Türk hükümetinin proje bazlı teşvik program kapsamında, SASA’nın planladığı yatırımların bu yıl başlaması ve tüm projelerin 2026’nın sonu itibarıyla tamamlanması bekleniyor. Haziran ayında, Petkim Türkiye’nin petrokimya sektörüne 2-2,5 milyar dolarlık ilave bir yatırım yapmaya yönelik planlarını hayata geçirdiğini bildirdi. Aliağa Yarımadası, İzmir’de inşa edilmesi beklenen yeni tesisin ilk fizibilite sonuçlarının 2019 yılında alınacağı ve tesisin inşaatının yaklaşık 5 yıl sürmesinin beklendiği belirtildi. Lakin ürün çeşidi veya üretim kapasitelerine dair bilgi paylaşılmadı. Eylül ayında Rönesans Holding, Adana’da bir petrokimya sanayi bölgesi kurmak için Hollanda merkezli Port of Rotterdam şirketi ile çerçeve iş birliği anlaşması imzaladı. Bu projenin de detayları paylaşılmadı. Ekim ayında, Azerbaycan devlet teşekkülü şirket SOCAR’ın iştiraki olan SOCAR Türkiye 2011 yılında temelini attığı STAR Rafinerisini faaliyete geçirdi. Dizel, jet yakıtı ve doğal gazın yanı sıra 1,6 milyon ton nafta üretimi de gerçekleştirebilen rafineri, 10 milyon tonluk ham petrol işleme kapasitesiyle Türkiye’nin işlenmiş ham petrol ürünlerine yönelik yurtdışına bağımlılığını 2,5 milyar dolar değerinde azaltacak. Yine 2018 içersinde Polibak Türkiye’deki en büyük BOPP film üretim hattını geliştirmek amacıyla Alman Bruckner ile kontrat imzaladığını duyurdu. Polibak’ın kapasitesini %40 artışla 180.000 ton/yıla çıkarması ve yatırımı 2019 yılının üçüncü çeyreğinde tamamlaması planlanıyor. PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
157
MAKALE ESRA ERSÖZ CHEMORBIS, İÇERIK-PIYASA BILGISI MÜDÜRÜ
4 YILIN ZİRVESİNDEN DÖNEN PETROL 2018, yine petrol fiyatlarının son 4 yıldır görmediği seviyelere tırmandığı bir zaman dilimi oldu. Özellikle ABD’nin İran’a petrol yaptırımları uygulayacağı yönündeki haberler petrol fiyatlarını Ağustos’ta 4 yılın zirvesine taşırken, Ekim ayında 8 ülkenin bu yaptırımlardan muaf tutulması fiyatların 1-2 ay içinde yeniden %25 değer kaybetmesine zemin hazırladı. Böylelikle fiyatlar kazandıklarını geri vererek son çeyreğin ortaları itibarıyla 2018 başındaki seviyelere döndü.
TÜM BU ÇALKANTILARA POLİMER FİYATLARI NASIL TEPKİ VERDİ? PP fiyatları, ChemOrbis Endeksleri 2001 yılında yayımlanmaya başladığından bu yana ilk kez 2018’te bu kadar az bir dalgalanma gösterdi. Yılın ilk yarısında fiyatlar sadece %10-15 bandında bir değişim gösterirken, ikinci yarıda çoğunlukla stabil bir seyir izledi. PE fiyatları da yılın ilk yarısında %19’u bulan bir değişim içerisinde hareket ederken, yılın ikinci yarısının başlangıcından itibaren muntazam bir gevşeme eğilimine girdi. Lakin bu gevşeme dahi %8-9 gibi bir oranda nispeten ufak kaldı. Buna karşın PVC fiyatları ikinci yarıya net düşüşlerle girerken, fiyatlar son çeyreğin başı itibarıyla 2 buçuk yılın en düşük seviyesini gördü. PS fiyatlarındaki dalgalanma da petroldeki artışa kayıtsız kaldı. Fiyatların dip ve tavan yaptığı seviyeler arasındaki fark yıl içerisinde %21’e ulaştı. Petroldeki belirgin artışın net olarak yansıdığı tek ürün PET oldu. Yaz sonunda 5 yılın en yüksek seviyesine ulaşan fiyatlar 158
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
akabinde düşüşe geçti. 2019, 2018’İ ARATIR MI? Artan faiz oranları, dolar kuru, enflasyon ve süregelen nakit sıkıntıları arasında oyuncular zor bir zamandan geçerken, ülkedeki ekonomik büyümenin kısa vadede toparlanmayacağı konusunda hemen hemen herkes hemfikir görünüyor. Her ne kadar hükümetin bu darboğazdan çıkmak adına gayretli çalışmaları olsa da, ekonominin yeniden istikrara kavuşması için biraz zamana ihtiyaç olacak. Global ticaret rotalarının ve kurallarının aniden değiştiği şartlar altında, plastik piyasasındaki oyuncuların da alım-satımlarında temkinli tutumları sürecek. Dolayısıyla talep ve talepteki olası bir daralma, sadece Türkiye’de değil, Çin gibi büyük diğer pazarlarda da tek başına fiyatları baskılayan bir unsur olmaya devam edebilir. Arzla ilgili olarak ise ABD’de ve Asya’da faaliyete geçen yeni kapasiteler ticaret savaşları sona ermezse girebilecekleri pazarları kısıtladığından dolayı rekabetçi fiyatlarla alternatif rota arayışına gireceklerdir. Elbette bu durum yine fiyatlar üzerindeki baskıyı artırabilir. P
一攀眀 最攀渀攀爀愀琀椀漀渀 漀昀 䘀漀漀搀 䄀渀琀椀昀漀最 ⠀䔀唀 愀渀搀 䘀䐀䄀⤀ 圀椀搀攀 爀愀渀最攀 漀昀 一漀渀 䴀椀最爀愀琀椀渀最 匀氀椀瀀 愀渀搀 䄀渀琀椀猀琀愀琀椀挀 昀漀爀 愀氀氀 欀椀渀搀 漀昀 愀瀀瀀氀椀挀愀琀椀漀渀 愀渀搀 瀀漀氀礀洀攀爀猀 䘀爀攀猀栀ⴀ䬀攀攀瀀椀渀最 琀漀 瀀爀漀氀漀渀最 猀栀攀氀昀ⴀ氀椀昀攀 昀爀漀洀 嘀攀最攀琀愀氀Ⰰ 一漀渀ⴀ嘀攀最攀琀愀氀 愀渀搀 䐀爀礀ⴀ䘀漀漀搀
䬀䔀䴀倀刀伀 ☀ 䘀刀䤀䰀嘀䄀䴀 夀攀渀椀 椀弁 戀椀爀氀椀ἁ椀洀椀稀 椀氀攀 瀀氀愀猀琀椀欀 瘀攀 愀洀戀愀氀愀樀 甀礀最甀氀愀洀愀氀愀爀渀稀愀 礀攀渀椀 瘀攀 椀渀漀瘀愀琀椀昀 欀愀琀欀 渀攀爀椀氀攀爀椀 猀甀渀甀礀漀爀甀稀⸀
圀栀椀琀攀Ⰰ 戀氀愀挀欀Ⰰ 挀漀氀漀爀攀搀Ⰰ 猀瀀攀挀椀愀氀 攀昀昀攀挀琀猀Ⰰ 戀椀漀搀攀最爀愀搀愀戀氀攀 愀渀搀 䈀伀倀倀 洀愀猀琀攀爀戀愀琀挀栀攀猀 唀嘀 匀琀愀戀椀氀椀稀攀爀猀 䤀渀樀攀挀琀椀漀渀 䴀漀甀氀搀椀渀最 吀攀挀栀渀漀瀀漀氀礀洀攀爀猀 䔀砀琀爀甀猀椀漀渀 䄀渀琀椀昀漀最 䄀渀琀椀洀椀猀琀 刀攀昀爀攀猀栀椀渀最 䄀渀琀椀瘀椀爀甀猀 吀栀攀爀洀愀氀 䄀搀搀椀琀椀瘀攀猀 䰀椀最栀琀 䐀椀昀昀甀猀攀爀猀 圀攀氀搀椀渀最 䄀椀搀 䐀爀礀椀渀最 嘀愀瀀漀甀爀 䌀漀爀爀漀猀椀漀渀 䤀渀栀椀戀椀琀漀爀 䠀礀搀爀漀瀀栀椀氀椀挀 䠀礀搀爀漀瀀栀漀戀椀挀 伀搀漀甀爀 䐀攀愀挀琀椀瘀愀琀漀爀 刀椀瀀攀渀椀渀最 䤀渀栀椀戀椀琀漀爀 一漀渀ⴀ瘀攀最攀琀愀戀氀攀 䄀搀搀椀琀椀瘀攀猀 伀砀漀ⴀ搀攀最爀愀搀愀戀氀攀 䄀搀搀椀琀椀瘀攀猀 䈀伀倀倀 䴀愀猀琀攀爀戀愀琀挀栀攀猀
刀攀氀攀愀猀攀 愀搀搀椀琀椀瘀攀猀 䄀渀琀椀猀氀椀瀀 愀渀搀 䌀氀椀渀最 䄀渀琀椀ⴀ猀挀爀愀琀挀栀 唀嘀 䘀椀氀琀攀爀猀 昀漀爀 倀愀挀欀愀最椀渀最 伀砀礀最攀渀 䄀戀猀漀爀戀攀爀猀 䘀漀漀搀 䄀渀琀椀昀漀最 匀氀椀瀀 一漀渀ⴀ洀椀最爀愀渀琀 䄀渀琀椀ⴀ戀氀漀挀欀椀渀最 䄀渀琀椀ⴀ戀氀漀挀欀椀渀最 匀氀椀瀀 䄀渀琀椀ⴀ猀琀愀琀椀挀 倀攀爀洀愀渀攀渀琀 䄀渀琀椀ⴀ匀琀愀琀椀挀 䰀愀猀攀爀 䴀愀爀欀椀渀最 䈀愀挀琀攀爀椀漀猀琀愀琀椀挀猀 愀渀搀 䈀愀挀琀攀爀椀漀猀琀愀琀椀挀猀 愀渀搀 䄀渀琀椀 䐀甀猀琀ⴀ洀椀琀攀 䄀渀琀椀挀漀氀氀愀瀀猀攀 愀渀搀 倀爀漀挀攀猀猀 䄀椀搀 䌀氀攀愀渀椀渀最 䘀漀愀洀椀渀最 䠀愀氀漀最攀渀愀琀攀搀 䘀氀愀洀攀 刀攀琀愀爀搀攀渀琀 䠀愀氀漀最攀渀愀琀攀搀ⴀ䘀爀攀攀 䘀氀愀洀攀 刀攀琀愀爀搀攀渀琀
䬀攀洀瀀爀漀 䬀椀洀礀愀猀愀氀 䴀愀搀搀攀氀攀爀 瘀攀 䐀弁 吀椀挀⸀ 䄀⸀币⸀ 吀攀氀㨀 ⬀㤀 ㈀㘀 㐀㘀 ㌀㐀 㐀㤀 欀攀洀瀀爀漀䀀欀攀洀瀀爀漀⸀挀漀洀⸀琀爀 PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148 159 眀眀眀⸀欀攀洀瀀爀漀⸀挀漀洀⸀琀爀
160
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
161
Kauçuk sektörü temsilcileri “Pozitif Ayrımcılık” bekliyor
Kauçuk ürünleri ihracatının 3 milyar dolara yaklaştığını belirten Kauçuk Derneği Başkanı Kaya, ihracatçı sektör olarak anılmayı ve pozitif ayrımcılık görmeyi istediklerini belirtti.
K
auçuk tüketiminde 450 bin ton ile Avrupa’da Almanya’dan sonra gelen Türkiye kauçuk sektörü temsilcileri Kauçuk Derneği’nin 15. Olağan Genel Kurul Toplantısı’da buluştu. Genel kurulda konuşma yapan Kauçuk Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Nurhan Kaya, kauçuk sektörünün yarattığı katma değer ve ihracat ile ülke ekonomisine sağladığı katkının karşılığı olarak hükümet ve yarıkamu sivil toplum kuruluşlarından sektörün kalkındırılması için yeterli desteğin görülmediğini ifade etti. Son açıklanan verilerle Türkiye ihracatında yüzde 6,5
162
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
oranlarında düşüş yaşanırken kauçuk sektörü ihracatını yüzde 21 artırdığını ifade eden Nurhan Kaya, son zamanlarda her sektör kendisini tanımlayan bir kavram oluşturmaya çalışırken biz de “ihracatçı sektör” olarak anılmak istiyoruz dedi. Kaya konuşmasında, “Cumhuriyet tarihinden bu yana hükümet tarafından iş dünyasına en çok desteğin sağlandığı yıllar içerisindeyiz. Sektörel kalkınma hamleleri çok güzel girişimler ancak bütün sektörlere aynı mesafede durulmasının doğru olmadığı kanaatindeyim. Çünkü yarattığı katma değerle kauçuk
sektörüne çok açık pozitif ayrımcılık yapılması gerektiği inancındayım. Tüketime dayalı, özellikle cari açığı büyütücü sektörlere kalkınma ve büyüme hayalleri ile destekler verilmesi ülke kaynaklarının boşa harcanmasından başka bir şey değil” diye konuştu. Kauçuk sektörünün iki yıl öncesine kadar 1,7 milyar dolar ihracat gerçekleştirken bu yıl ihracatının 3 milyar dolara yaklaştığını belirten Kaya, “İhracatın ithalatı karşılama oranı çok yakın tarihlere kadar yüzde 75-80’ler civarındayken bu oran yüzde 94’lere ulaşmış durumda” dedi.
Kauçuk sanayicilerine sektörel çeşitlilik daveti Kauçuk sanayicilerinin alışılagelmiş ürünlerden çıkarak özellikle sivil havacılık, savunma sanayi ve iklimlendirme gibi sektörlere yönelip, katma değerli üretimlere yoğunlaşabilecekleri mesajını da veren Nurhan Kaya, “Bu sektörlere sağlanan ürünlerin katma değeri çok daha yüksek ve ülkemize çok daha fazla döviz kazandırma potansiyeli var. Bizim işletme koşullarımız illa Avrupalıların sahip olduğu gibi 100-200 yıllık deneyimli, bilgi birikimli, sermaye birikimi yüksek ve köklü şirketlerimiz olması gerekmiyor. İçinde bulunduğumuz tüm çalışma koşullarına karşı çalışmalarımızı başarıyla sürdürmeye devam ediyoruz” dedi. Kaya: “Sektörümüz ne yazık ki ülkeye verdiğini geri alamıyor” Geçmiş çalışma programları arasında Kauçuk İhracatçıları Birliği ve Kauçuk Tanıtım Grubu kurulması
planları olduğunu hatırlatan Kauçuk Derneği Başkanı Nurhan Kaya konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Bugün kauçuk sektörü kimyevi maddeler sektörü içerisinde değerlendiriliyor ve içerisinde boya, ilaç, plastik, kozmetik, petrokimya gibi çok sayıda alt sektörü barındıran platformlarda sektörümüz ne yazık ki ülkeye verdiğini geri alamıyor. Sektör olarak 3 milyar dolara yaklaşan ihracatımız var. İhracatımızdan yapılan binde 0,5 kesintiler karşısında tanıtım ve ihracatı geliştirme faaliyetleri için yarattığımız 1,5 milyon dolarlık pay var. Hem kendi sektörümüz, hem de diğer alt sektörlerin ihracatından yapılan kesintilerin yine o sektörler için kullanılmasını istiyoruz. Burada 1,5 milyon dolar kauçuk sektöründen sağlanıyor ise en azından yarısını kauçuk sektörünün sorunlarının çözümüne,
yurtiçinde-yurtdışında kurumlarımızın Dünyadaki sivil toplum kuruluşlarına üyelik, proje faydalanıcılığı gibi çalışmalara aktarılmasını talep ediyoruz. Bizim özellikle bu dönem İKMİB İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracaatçıları Birliği’ndeki sektörümüzü temsil eden arkadaşlarımızdan talebimiz bu sektörel harcamaların takip edilmesi ve diğer sektörler kadar bizim de kauçuk sektörü için kendi hakkımız olan kısımdan faydalandırılmayı bekliyoruz.” 15. Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda tek liste girilen seçimde Nurhan Kaya’nın başkanlığındaki aday yönetim ve denetim kurulu listesi oy birliği ile yeniden seçilirken, adaylar Kauçuk Derneği’nin 2018-2020 çalışma takımını oluşturdu. Genel Kurulda rekabet olmamasına karşın toplantı sektörün yoğun ilgisine sahne oldu. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
163
Öğrenci gözüyle Endüstri 4.0 TEGEV tarafından düzenlenen “Öğrenci Gözü İle Endüstri 4.0” yarışması sonuçlandı. 8 okulun katıldığı yarışma sonunda kazanan öğrencilere ödülleri verildi
Y
eni endüstriyel devrim “Endüstri 4.0” ile teknolojide gelişmiş firmalar, toplumlar, teknolojik gelişmeleri üretimlerine aktarıp daha akıllı fabrikalar kurmak istemektedirler. Bu akıllı fabrikalar, bilgi ve tecrübe düzeyi yüksek insanlarca kurulacak ve işletilecek. Teknolojik Eğitimi Geliştirme Vakfı (TEGEV), sonraki yıllarda endüstrinin bu konudaki taleplerini karşılayacak olan Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinin ilgili bölümlerinde okumakta olan öğrencilerin ilgilerini Endüstri 4.0’a çekmek, konu hakkında onları araştırmaya teşvik etmek ve yaratıcılıklarını kullanarak sergilenebilecek görsel, işitsel ve/ veya yazılı eserler yaratmalarını teşvik etmek amacıyla “Öğrenci gözü ile Endüstri 4.0” yarışması düzenledi. Bu yıl ilk defa İstanbul’daki Mesleki ve
164
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
Teknik Anadolu Liseleri arasında gerçekleştirilen “Öğrenci Gözü ile Endüstri 4.0” yarışması, ön eleme sonrası Şişli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde gerçekleştirilen ve finale kalan eserlerin değerlendirilmesi, konferans ve ödül töreni ile sona erdi. 8 OKUL KATILDI Ön eleme sonunda 8 okuldan toplam 10 eserin katılmaya hak kazandığı final gününde, sanayici ve akademisyenlerden oluşan jürinin eserleri ve proje sahibi öğrencileri tek tek dinleyerek değerlendirmelerinin ardından dereceye giren eserler belirlendi. Eser sahibi öğrenciler, son derece başarılı bir yarışma sergiledi ve okullarını en iyi şekilde temsil etti. Tüm öğrenciler ve danışman hocalara yapılan konuşmalarda
teşekkür edildi. Yarışmanın final gününde, ödül töreni öncesi gerçekleştirilen konferansta Endüstri 4.0 kavramı ve sanayicilerin bu konuya yaklaşımları ele alındı. Konferans konuşmacıları arasında yer alan Yakup Alp (Şişli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü), Serkan Gür (İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü Müdür Yardımcısı), Alpay Özkan (TEGEV-Teknolojik Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı ve Festo Didaktik Genel Müdürü), Prof. Dr. Nihat Akkuş (Marmara Üni. Teknoloji Fak ., Mekatronik Mühendisliği Öğretim Üyesi), Murat Kurtlar (Bosch San. ve Tic. A.Ş., Endüstri 4.0 Projeleri Satış Direktörü), Fikret Akyüz (Festo San. ve Tic. A.Ş., Müşteri Çözümleri Müdürü), Ali Rıza Ersoy (Siemens San. ve Tic. A.Ş., İcra Kurulu Üyesi ve Genel Müdür Yardımcısı)’a organizasyonu önemli katkı sağladı.
Kazananlara ödülleri verildi Konferans sonrası gerçekleştirilen ödül töreninde derece alan öğrencilere ve Jüri Özel Ödülüne layık görülen eser sahiplerine ödülleri takdim edildi. Birincilik ödülü olarak “Endüstri 4.0’ ın Sağlık Alanında Kullanılması” isimli Projeleri ile Rosvita Timur İmrağ Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri Zeynel Oğuzhan Dündar, Emir Soyalan ve Erdem Can Babaoğlu’na birer Laptop hediye edildi ve başarı belgeleri verildi. İkincilik ödülü olarak “IOT İle Endüstri 4.0” isimli Projeleri ile Haydarpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri Serdican Yüce, Yusuf Kurt ve Ömer Faruk Öztaş’a birer cep telefonu hediye
edildi ve başarı belgeleri verildi. Üçüncülük ödülü olarak “Lab’tan çıkış yok !” isimli Projeleri ile Zeytinburnu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri Ahmet Emre Göney ve Muhammed Musab Akdaş’a birer tablet bilgisayar hediye edildi ve başarı belgeleri verildi. Yaratılan Eser ile farkındalık yaratmak konusunda başarılı bir çalışmaya imza atan “Endüstri 4.0 ‘a Farklı Bir Bakış“ isimli eser sahibi Haydarpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri Gökmen Öztel, Tubanur Sülük ve Muharrem Mercan’a “Jüri Özel Ödülü” olarak her birine 500TL’lik Teknoloji Market Hediye Çeki ve başarı belgeleri
verildi. Tören sonunda yarışmaya katkıları olan İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne, final gününde mükemmel ev sahipliği yapan Şişli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne, konferans konuşmacıları, jüri üyeleri olarak Lale Bauer (CbyT), Fikret Akyüz (Festo), Prof. Dr. Nihat Akkuş (Marmara Üniversitesi), Hüseyin Kutlu (MEB Temsilcisi), Levent Hotan ve Ali Rıza Ersoy (Siemens)’a ve verdikleri maddi manevi destekler ile yarışmayı mümkün kılan CbyT, Bosch Rexroth, EagleBurgmann, Erde, Festo, Kardeş Elektrik, Pharmavision, Siemens, SKF’ye teşekkür plaketleri takdim edildi. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
165
BORSADA HALKA ARZIN FAYDALARI VE PLASTİK SEKTÖRÜNÜN DURUMU
MAKALE ERKAN İNDIBAY ZİRVE POLİMER
2000 yılında PAGEV’in desteği ile üniversitemizde açılan plastik bölümü ile başladığım zaman tanıştığım plastikler ile 18 yıldır iç içeyim. Okuldan mezun olduktan sonra çeşitli aşamalarında çalıştığım Plastik Sektörünün, değişimini ve gelişimini izlemek, takip etmek benim için büyük bir zevkti. Öğrencilik yıllarında teknik makaleler ile başladığım plastik sektöründeki yazılarıma bundan sonra sektör sorunları ve problemlerine değinecek olacağım köşe yazılarım ile burada sizler ile birlikte olacağım. Sizlerin de mesajlarınız ile desteğinizi ve önerilerinizi mutlaka almak isterim. Gelişmekte olan ülkelerdeki sermaye birikiminin yetersizliği ülkelerin ekonomik gelişim sürecini olumsuz yönde etkilemekte. Bu çerçevede şirketler büyümek, gelişmek, yatırım yapmak ve globalleşen dünyada rakipleri ile rekabet edebilmek için gerekli olan sermayeyi bulmakta zorlanmakta. Borsa şirketi olarak sermaye piyasasından temin edilen finansmanın şirketlerin kaynak probleminin çözümüne sağladığı katkı, son yıllarda giderek daha fazla önem kazanmakta. BORSAYA AÇILAN ŞİRKET SAYISI SINIRLI Peki plastik sektörünün durumu nedir? Plastik sektörü Türkiye’de lokomotif olan
166
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
sekörlerin başında gelmesine rağmen, borsaya açık şirket sayısı oldukça düşük. Borsaya açık şirketler; Petkim, Sasa, Temapol, Sekuro Plastik, Ege Plastik, Özerden Plastik… Plastik sektöründeki şirketlerin neden borsaya açılmadığı konusu çeşitli korkuları barındırıyor. Bu korkuların en önemlisi de hisselerin bir bölümünü borsada satmanın, şirketi kaybetmek olduğu şeklindeki algıdır. Bunun yanında kurumsal alt yapısını oturtamamış birçok firma da borsadan uzak durmak zorunda kalıyor. Peki borsaya açılmanın firmalara ne gibi faydaları olur? Şirket paylarının BIST’te işlem görmesinin faydaları 3 başlıkta incelenebilir: Makro ekonomi açısından, yatırımcılar açısından ve şirketler açısından. Halka Arzın Makro Ekonomik Faydaları • Kaynak Sorununa Çözüm • Üretim ve İstihdam Artışı • Sermayenin Tabana Yayılması Halka Arzın Yatırımcılara Sağladığı Faydalar • Fiyat Avantajı • Güven Unsuru • Yatırım Çeşitliliği • Risk ve Getiri Değişkenliği • Devamlı ve Zamanında Bilgilenmek • Gözetim, Denetim ve İzleme Ortamında Likidite İmkanı.
HALKA AÇILMANIN ŞİRKETLERE SAĞLADIĞI FAYDALAR Halka arz, düşük maliyetle önemli bir finansman kaynağına ulaşabilmenin yanı sıra, şirketlerin kurumsallaşma süreçlerine ivme kazandırmakta, yurt içi ve yurt dışı yaygın tanıtımlarına katkıda bulunmakta, şirketlerin müşterileri, tedarikçileri ve finans kuruluşları nezdinde kredibilitelerinin artmasına yardımcı olmakta ve bu sayede şirketlerimizin uluslararası pazarlarda rekabet edebilir hale gelmesinde önemli rol oynamakta. HALKA ARZIN ŞİRKET VE MEVCUT ORTAKLARINA FAYDALARI Öncelikle halka arz bir finansman yöntemidir. Şirket aktiflerinin finansmanında borç finansmanının tersine uzun vadeli ve bir faiz yükü getirmeyen bir kaynaktır. Halka arz geliri ile şirket ucuz bir kaynak ile büyüme ve gelişimine hız verebilir. Faaliyet gösterdiği sektörde pazar payını artırma imkanına ulaşır. Halka açılan bir şirket iyi bir performans yakaladığında şirket ortakları ile birlikte prestij kazanır. Şirket borçlanması daha uygun koşullarda gerçekleşir. Piyasa fiyatı belli olması nedeniyle şirket hisse senetleri teminat olarak gösterilebilir. Dış kaynak ihtiyacı çok daha kolay ve ucuz sağlanabilir. Halka arz ile birlikte hisse senetleri piyasasında oluşan fiyat ile birlikte şirketin değeri şeffaf bir şekilde ölçülmüş olmakta. Ayrıca halka arz ile birlikte şirkete özkaynak girişi olduğundan mali yapı güçlenmekte aktifin finansmanında
borçların payı azalmakta. Bunların yanı sıra halka açık bir şirket tanınmayı artırır ve ticari ilişkide bulunduğu şahıs ve şirketlere güven verir. FİNANSMANA ERİŞİM Şirketler, kapasitelerini artırma, yenileme ve Ar-Ge yatırımları yapma, şirket satın alma, dış pazarlara açılma, markalaşma gibi iş planlarını hayata geçirmek için ihtiyaç duydukları kaynakları pay halka arzı yoluyla sermaye piyasalarından elde edebilmektedirler. Beher payını, belirlenen firma değeri üzerinden ve primli bir fiyatla halka arz etmekle şirketler, alternatif finansman yöntemlerine göre daha düşük maliyetle, uzun vadeli ve geri ödemesi olmayan bir finansmana ulaşmaktadırlar. Ayrıca şirketler, halka açıldıktan ve payları Borsa İstanbul’da işlem görmeye başladıktan sonra da paylarını kolaylıkla teminat göstererek kredi kullanabilme, borç senedi ihraç edebilme gibi imkânlardan yararlanmak suretiyle finansman sağlayabilmektedirler. LİKİDİTE Halka arz edilen payların organize bir pazarda, istenildiği anda, piyasa arz ve talebine göre oluşan fiyatlardan şeffaflık içerisinde alınıp satılmasının mümkün kılınması, paylara likidite kazandırmakta ve böylece şirketlerin mevcut ortakları ihtiyaç olması halinde kısa sürede nakde ulaşmada önemli bir imkan elde etmektedirler. PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
167
MAKALE ERKAN İNDIBAY ZİRVE POLİMER
YURT İÇİ VE YURT DIŞINDA TANITIM Payları Borsa İstanbul’da işlem gören şirketler hakkındaki çeşitli bilgiler, Sermaye piyasalarının şeffaflık ve kamuyu aydınlatma işlevi çerçevesinde başta Kamuyu Aydınlatma Platformu (www.kap.gov. tr) olmak üzere çeşitli veri yayın kuruluşları, basın ve yayın kuruluşları ile diğer görsel yayın kuruluşları vasıtası ile yurt içi ve yurt dışı yatırımcılara sürekli olarak ulaştırılmakta. Söz konusu bilgi dağıtımı şirketlerin ve şirket ürünlerinin hem yurt içinde hem de yurt dışında tanınmalarına yardımcı olmaktadır. Şirket hakkında artan farkındalık ve bilinirliğin sağladığı avantaj sayesinde gerek yurt içi, gerekse yurt dışında şirketlerle çeşitli iş birliği imkânları artmakta. KURUMSALLAŞMA Ülkemizde faaliyette bulunan şirketlerin karakteristik özelliği aile şirketi hüviyetine sahip olmalarıdır. (Sektöründe önde gelen uluslararası bir danışmanlık firması tarafından 2012 yılında yapılan Küresel Aile Şirketleri Araştırmasının Türkiye sonuçlarına göre, Türk şirketlerinin % 95’i aile şirketlerinden oluşmakta.) Bu durum genellikle, şirketin ömrünün kurucu ya da yönetimde söz sahibi olan aile bireylerinin ömürleri ile sınırlı olmasını beraberinde getirebilmekte. Halka açılmak suretiyle gerek şirket yönetim ve organizasyonunun gerekse şirket ortaklık yapısının kurumsallaşması, aile şirketlerinin nesilden nesile sorunsuz ve daha başarılı şekilde aktarımını sağlamakta. Şirketlerin paylarını halka arz etmeleri ve Borsa İstanbul’da işlem görmeye başlamaları, SPK ve Borsa İstanbul’un incelemelerini içeren bir süreç dâhilinde gerçekleşmekte. Ayrıca şirketler işlem görmeye başladıktan sonra finansal
168
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
tablolarını belirli dönemlerde bağımsız denetim kuruluşlarına denetlettirmekte, ortaklarını ve kamuyu düzenli olarak bilgilendirmekte. Bu çerçevede halka açılmak ve paylarının Borsa İstanbul’da işlem görmesini sağlamak ile şirketler, sermaye piyasasının sunduğu yol haritası sayesinde kurumsallaşma süreçlerini hızlandırmakta. İKİNCİL HALKA ARZ İMKANI Şirketler sadece birincil halka arz ile değil, payları Borsa İstanbul’da işlem görmekte iken de yatırım ve diğer ihtiyaçları nedeniyle ortaya çıkan ek kaynak gereksinimlerini, mevcut ortaklarının rüçhan haklarını kısıtlamak suretiyle daha sonra da gerçekleştirebilecekleri bir İkincil Halka Arz ile karşılayarak yeniden finansman imkanı yaratabilirler. KREDİBİLİTE Şirketlerin paylarının halka arzı ve Borsa İstanbul’da işlem görmesi, Şirketlerin bankacılık ve para piyasası nezdindeki kredibilitelerini artırmakta, daha kolay ve uygun maliyetlerle kredi bulma imkanı kazanmalarını sağlamakta. GLOBALLEŞME Paylarının halka arzı ve Borsa İstanbul’da işlem görmeye başlaması ile birlikte şirketler, yabancı ülkelerde de kolayca sermaye piyasası aracı ihraç edebilir ve yabancı bir ülke de sermaye piyasası araçlarını kote ettirerek işlem görmesini sağlayabilirler. Böylece yurt dışı piyasalara ulaşabilirler. Kaynak: • http://www.borsagundem.com/haber/halka-arzyontemleri-ve-ortaklara-faydalari/1229803 • http://bigpara.hurriyet.com.tr/haberler/borsa-istanbulhaberleri/halka-arzin-faydalari-nelerdir_ID962804/ P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
169
TEKNOLOJI
TiO2’YI ÖZEL KILAN NE? Titanyum dioksitin (TiO2) iki allotropu olan rutil ve anataz, maliyet açısından verimli üretilebildikleri, refraktif endekslerinin (RI) yüksekliği ve özellikle ışık spektrumunun görünür kısmında elektromanyetik radyasyonu etkili bir şekilde dağıtabildikleri için, ticari ölçekte pigment olarak kullanılmaya elverişlidir. Şekil 1, rutil ve anataz TiO2’nin RI değerlerini, opaklaştırıcı pigment olarak kullanılması muhtemel diğer maddelerle karşılaştırmaktadır. Bazı maddelerin refraktif endeksi TiO2’ye yaklaşsa da, yüksek refraktif endeks ve üretim kolaylığı/ucuzluğu bileşimini bir tek TiO2 sağlamaktadır. Şekil 2’de ise iki allotrop ve bir dizi yaygın polimer arasındaki RI farkları gösterilmektedir, bu da efektif yansıtıcılığı belirler. Bir pigmentin verimli bir şekilde opaklık sağlayabilmesi için, ortalama partikül büyüklüğü doğru, partikül boyut dağılımı sınırlı olan, iyi karışmış partikülat formunda olması gereklidir. TiO2 pigmentlerinde görünür ışığı dağıtmak için optimum partikül büyüklüğü yaklaşık 0,25 mikrondur. İdeal olarak tüm TiO2 parçacıklarının sabit 0,25 mikron büyüklüğünde olması istense de, gerçekte TiO2 optimum partikül büyüklüğünü temel alan bir yelpazede üretilmektedir. Parlak bir yüzey uygulaması isteniyorsa, iri pigment parçalarının sayısı asgaride tutulmalıdır. Bu örnekte “iri” ifadesi, 0,4 mikron üstünü kasteder. Bu parçaların çok sayıda olması, örneğin püskürtme filmin yüzeyinde pürüzlere yol açarak parlak uygulamayı imkansızlaştırır. SÜREÇ EFEKTLERİ TiO2 iki farklı süreç teknolojisiyle üretilir; bunlar Sülfat ve Klorürdür. Sülfat sürecinde, ilmenit cevheri bir kristalleştirme, filtrasyon ve yıkama dizisiyle saflaştırıldıktan sonra kalsinleştirilerek ortaya kristalin titanyum dioksit çıkarır. Klorür sürecinde ise, son derece düşük düzeyde geçişsel metal katışık içeren titanyum dioksit pigmentleri elde edilir. İkinci yöntemin pigment rengi açısından yararları vardır; çünkü klorür süreciyle elde edilen pigmentlerin rengi, sülfat sürecinde elde edilenlere göre
170
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
genellikle daha berrak ve mavidir. Çoğu TiO2 pigmentin özellikleri, kristallerin yüzeyine yapılan kaplama uygulamalarıyla özelleştirilir. Bu kaplamalar pigmentin depolama ve taşıma sırasında kompaktlaşmasını engeller, bileşim hazırlanırken hızla dağılmasını kolaylaştırır ve son uygulamada fotokimyasal aktiviteyi azaltır. Klorür süreciyle üretilen pigmentlerin renkleri tercih sebebi olsa da, Klorür TiO2 pigmentleri, sülfat süreciyle üretilen rutillerden daha aşındırıcıdır. Bunun harmanlama ekipmanı üzerinde etkili olması, ekstruder parçalarının ömrünü kısaltması, kuru karışım veya premiks hazırlanırken yüksek devirli mikserlerde metal çekme oranını arttırarak renklerde değişikliğe yol açması mümkündür. Titanyum dioksit pigmentlerinin opaklık açısından ideal boyutu 0,25 mikron olsa da, mavi ışığın saçılmasını hızlandırdığı ve aksi halde sarıya kaçabilecek beyaz plastik parçalara serin mavi bir ton verdiği için, plastik uygulamalarında kullanılan pigmentler genellikle 0,20 mikron boyutunda bırakılır. TiO2 pigmentlerinin özelliklerini değiştiren bir diğer uygulama da, yüzeylerine sulu kolloid formunda kaplama malzemeleri püskürtülmesidir. Plastiklerde kullanılacak pigmentlerde en çok tercih edilen sulu oksit kaplamalar, salt alümina ya da alümina katkılı silikadır (dayanıklılığı arttırmak açısından). Pigment üretiminin son aşamalarında, pigmentin yüzeyi bir yüzey aktif ya da “organik” uygulamasıyla modifiye edilir. Bunun amacı, pigment yüzeyinin polimerle uyumlu hale getirilmesidir. Genel amaçlı plastik pigmentlerinin üretiminde siloksanlar yaygın kullanılmaktadır. Üstün dispersif özellikler sergileyen reaktif CX-8 yüzey aktifler de kullanıma girmiştir. Bu tip pigmentler, üretim hatlarının daha yüksek hızlarda çalıştırılmasını sağlarken plastik malzemelerin mükemmel pigmentlenmesini mümkün kılar. KAYNAK: Lomon Billions
P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
171
MAKALE AYTEK SOĞUTMA
ECOTECH’LE SOĞUTURKEN TASARRUFLARINIZI ARTTIRIN Enerji tasarrufu için artan ihtiyaç özellikle düşük dış hava sıcaklıklarının olduğu çalışma koşullarında işletme maliyetlerini düşürmek amacıyla örneğin 15°C den daha düşük olan kısa ve uzun periyotlarda Aytek Soğutma sistemleri Ecotech Serbest Soğutma Ünitelerini geliştirmiştir. Ecotech Serbest Soğutma Üniteleri kullanıcı tesisine gönderilecek olan sıvının soğutulması için harici havanın düşük sıcaklığından yararlanır ve genellikle düşük sıcaklıklarda soğutma gücünün gerektiği yerlerde kullanılır. Serbest soğutma grupları
ECOTECH UYGULAMA ŞEKİLLERİ Yaz modu: SADECE CHILLER Harici hava ile ilişkili soğutma gücünün tam olarak kullanılması valfin aktivasyonun sağlanması kontrol ünitesi tarafından yapılmakta. Böylece kompresör sistemi tarafından kullanılan enerji en aza indirilmekte. KIŞ MODU: KALIP+HİDROLİK YAĞ SOĞUTMA İklim koşullarının ve istenen kalıp soğutma sıcaklığının uygun olduğu yerlerde, serbest soğutma grubu, tüm devrelerin harici hava yoluyla soğutulmasına izin vererek kompresörlerin kullanımını azaltır. TÜM MEVSİMLERDE HİDROLİK YAĞ SOĞUTMA Serbest soğutma grubu birincil devrenin evaporatörüne paralel olarak yerleştirilir ve hidrolik yağ sıcaklığının 40-45C olması ve dış ortam sıcaklığının 40 C olduğu durumlar serbest soğutmanın dikkate değer bir çözüm olmasını sağlar.
172
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
harici hava tarafından sağlanan soğutma gücünü geri kazanabilecek su/hava tipinin ısı değişimi için suyla (veya tercihen antifriz karışım) çalışan ve ek gruplar ile çalışan chillerlerdir. Bu soğutucularla normal olarak kompresörler tarafından sağlanan soğutma gücünü takviye etmek veya uygun dış hava koşulları olduğunda tamamen değiştirmek mümkün. Soğutucu çalışma saatlerinin iki farklı durumda çalışması, serbest soğutma modunda ve normal mod
CHİLLER KALIP SOĞUTMA + SERBEST SOĞUTMA HİDROLİK YAĞ SOĞUTMA Kalıp ve yağ soğutma için iki farklı su sıcaklığına ihtiyaç duyan müşteriler için hibrit cihazlar iki soğutması devresi ile tasarlanabilirler. Ancak bu sistemlerde fabrikanın borulama sistemi de çift devre ile çalışmaya uygun olmalı. P
HER BAŞARILI MARKANIN ARKASINDA İYİ BİR TASARIM EKİBİ VARDIR BRAND & MORE
Kadir Çaça -
markanız için farklı bir bakış açısı
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
173
BİYOPLASTİKLER: DÖNGÜSEL EKONOMİYE YENİ BİR BAKIŞ AÇISI MAKALE GÖKHAN AYGÜN SUNAR MISIR AR-GE ŞEFI
Plastik sektöründe tüm dünyada katma değer yaratacak, bilgi ve teknolojiye dayalı bir anlayışın oluşumu için önemli adımlar atılıyor. Ülkeler hem ekonomilerini hem de çevresel şartları göz önünde bulundurarak, petrol dışı kaynakların araştırılması, geliştirilmesi ve uygulanması için yoğun bir çaba ve para harcıyor. Dünyadaki teknolojik gelişmeleri yakından takip eden ve Türk plastik sektörünün katma değer artırıcı çalışmalarını destekleyen PAGEV, bu konudaki çalışmalara önemli katkılar veriyor. Artık geleneksel hale gelen ve her yılın genellikle Ekim ayında düzenlenen “PAGEV Uluslararası Plastik Ambalaj Teknolojileri Kongresi’”nde biyoplastikler ile ilgili mutlaka en az bir konuşmacıya kongre ajandasında yer verilerek bu konunun önemi ülkemizde de vurgulanmaya başlandı. Yeni bir yaklaşımdan bahsediyoruz. “Cradle to Cradle” yani “Beşikten beşiğe”.
174
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
Bu yaklaşıma göre, bir ürün için kullanılan materyaller, ürün kullanılamayacak kadar eskidiğinde yenisinin üretiminde kullanılabilecek şekilde yenilenebilir olmalı. Atık kavramını tamamen ortadan kaldırmayı hedefleyen bu yaklaşıma göre ortaya konulabilecek en büyük katma değer, diğer tüm canlılar gibi hareket etmek! Yani her eylemimiz ve üretimimiz yaşam alanımızı besliyor olmalı. Ürettiklerimiz yaşam döngüsünü tamamlasa da atık olmamalı, dönüşerek bulunduğu sistem içinde fonksiyon bularak varlığını devam ettirmeli. Biyoplastikler beşikten beşiğe yaklaşımının iyi örneklerinden. Biyoplastikler, yenilenebilir biyo kaynaklardan elde ediliyorlar, örneğin bitkisel yağlar, mısır nişastası, selüloz vb. Biyoplastikler, kompostlandıklarında toprağı gübreleyip tekrar yenilenebilir kaynakların üretimine katkıda bulunuyorlar.
Adında plastik geçmesinin nedeni ise konvansiyonel plastiklerle neredeyse aynı özellikleri göstermesi ve plastiğin tüm uygulama alanlarında, mevcut teknolojiyle ve tesislerde kullanılabilir olması. Bu nedenle de petrol bazlı plastiğin en güçlü ve çevre dostu alternatifi. Dünya’da en çok kullanılan biyoplastik hammaddelerinin başında PBAT, PLA ve TPS geliyor. PBAT petrol bazlı fakat aromatik yapısı sayesinde tamemen biyobozunur. PLA ve TPS ise mısır nişastasından farklı yöntemler ile üretilen, içeriği tamemen bitkisel olan hem biyobazlı hem de biyobozunur biyoplastiklerdir. Biyobozunurluk uluslararası standartlara göre belirleniyor; Avrupa Birliği biyobozunurluk ve gübrelenebilirlik standardı EN13432 ve ASTM D6400’e göre bir ürünün biyobozunur olabilmesi için mikroorganizmalar tarafından uygun koşullar altında karbondioksit, su ve biyokütleye ayrıştırılabilmesi gerekiyor. Bu standartlara uygun olan biyoplastikler, belirli bir analiz sürecinin sonunda TUV (Belçika) gibi sertifikalandırma kuruluşları tarafından “biyobozunurluk” ve “kompostlanabilirlik” özellikleri ile sertifikalandırılarak pazara sunulmaya hak kazanıyorlar. Biyoplastikler, plastik ailesinin içinde hala küçük bir üye. Dünya’daki talebin her yıl arttığı biyoplastik pazarında global üretim kapasitesinin 2020 yılında 2,5 milyon ton’a ulaşması bekleniyor. [European Bioplastics].
Ambalaj segmentinin (flexible packaging) biyoplastiklerin kullanımından aldığı pay, tıpkı petrol bazlı plastiklerde olduğu gibi % 45 düzeyinde. Günümüzde dünyada premium ve markalı ürünler için kullanılacak biyoplastiklerden yapılan ambalajlara yönelik yüksek talep vardır. 2017 yılında, 2.05 miyon ton üretim kapasiteli biyoplastik endüstrisindeki en büyük pazar segmenti olan ambalaj, 1.2 milyon tonluk tüketim miktarı ile biyoplastik
pazarının en hacimli segmentidir. Avrupa’da kavram kargaşası olmaktan çıkmış, fakat ülkemizde hala kafa karıştıran bir konu var. Oxo-degredable Plastikler biybozunur mudur? Bu ibareyi neredeyse tüm market, alışveriş ve eczane poşetlerinde görüyoruz. Bilinmelidir ki; bu ibareyi taşıyan ürünler petrol bazlı plastiklerden üretiliyor. Parçalanması için ağır metal bazlı katkı maddeleri ekleniyor. Parçalanma sürecinde bu zararlı kimyasallar havaya, toprağa ve denize karışıyor. Sonuç olarak hem karıştıkları yerdeki bileşimi (örn. kompost kalitesi) bozuyor hem de toprağın üzerinde görünmeyen bir yığın oluşturarak çöp sorununu arttırıyorlar, çünkü bozunmuyorlar; sadece gözümüzün göremediği kadar mikro parçacıklara ayrılıyorlar.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
175
MAKALE GÖKHAN AYGÜN SUNAR MISIR AR-GE ŞEFI
176
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
Biyoplastik hammaddeleri olan PBAT ve PLA ülkemize yurtdışından ithal ediliyor. Konumuz döngüsel ekonomi ise, bu ürünleri ithal etmek yerine üretmenin yollarını aramamız gerekiyor. Bu gibi ürünleri üretmek için ülke olarak gerekli kaynaklara fazlası ile sahibiz. Sunar Grup, bu anlamda üzerine düşeni yapıp PBAT, PLA ve TPS kompaundlarının temel hammaddelerinden olan TPS’i üretti. TPS, hammaddesi mısır olan ve biyoplastik kompaund ürünlerinde % 30-40 arası kullanılan temel bir hammadde. Hem yerli, hem de biyoplastik kompaundlarının maliyetini düşürüyor. Biyoplastik kompaundlarına kattığı yumuşak dokunuş (“soft touch”) ve fleksibilite ise ürünün en önemli artılarından. Tamamen biyobozunur ve kompostlanabilir bir polimer olan TPS, Türkiye’de sektöründe ilk Ar-Ge Merkezi olan Sunar Mısır Ar-Ge Merkezi’nin çalışmaları sonucunda geliştirildi. Peki, bizim rafinerilerimizde, polimer üretim tesislerimizde diğer bir önemli biyoplastik hammaddesi olan PBAT ‘ın üretilmemesi için bir sebep var mı?
Sunar Mısır Hakkında 1985 yılında kurulan Sunar Mısır; gıda, tekstil ve kağıt başta olmak üzere bir çok sektöre; glukoz ve izoglukoz, doğal nişasta, modifiye nişasta, dekstrin, poliol, mısır kepeği, mısır özü ve mısır gluteni gibi ürünleriyle hammadde sağlamaktadır. Sektöründeki en uzun soluklu ve kıdemli üretici konumundaki firma, uluslararası standartlarda ve kapasitede üretim yapan entegre bir tesis haline gelmiştir. Türkiye’de ilkleri başaran, büyük Ar-Ge yatırımları ve inovasyon çalışmaları sonucu sektöre getirdiği yeniliklerle ön plana çıkan ürettiği ürünlerle Türkiye’nin ve dünyanın farklı noktalarındaki müşterilerine Ar-Ge desteğiyle özel çözümler de sunan Sunar Mısır, ihracattaki lider konumunu yenilikçi ürünlerle pekiştirmeyi hedeflemektedir. Ayrıca Sunar Mısır, 2017 yılında Sürdürülebilirlik projeleri ve Ar-Ge faaliyetleri sonucu geliştirdiği ürünleri ile Avrupa’nın en prestijli iş ödülü European Business Awards (Avrupa İş Ödülleri) kapsamında tüm kategorilerdeki halk oylaması sonucu “Ulusal Halk Şampiyonu” seçilmiştir. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
177
CLOSED LOOP GERİ DÖNÜŞÜM FONU’NUN OLUŞUMU MAKALE ERKAN İNDIBAY ZİRVE POLİMER
Closed Loop Fon’u 100 milyon dolarlık bir ilk infüzyonla, 2025 yılına kadar 27.000 yerel iş ve yaklaşık 2 milyar dolarlık tasarruf sağlamayı umuyor. Hızlı tüketim sonunda ambalaj atıklarının birikmesi ve bu atıkların doğaya zarar vermesi dünyanın önemli sorunlarından biri olarak öne çıkıyor. Biriken atıklar hem deniz hem de karada hayatı tehdit etmeye başlayınca dünyada ambalajlı ürün satanlar, kendi ambalaj geri dönüşüm planlarını oluşturmaya başladı. Bu oluşumlardan en büyüğü ise Closed Loop Fonu’dur. Closed Loop Fonu, belediyelerin kapsamlı geri dönüşüm programları oluşturmak için sıfır ve düşük faizli kredilere erişimini sağlamak için 100 milyon dolarlık bir fon yaratan büyük şirketlerin oluşturduğu bir konsorsiyum olarak özetlenebilir. Amerikan tüketicilerinin yüzde 40’ı hala geri dönüşüm kutularına kolay erişime sahip değil. Temel olarak sorun belediyelerin tek akışlı geri 178
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
dönüşümü desteklemek için altyapı inşa etmek için gerekli olan kaynaklara sahip olmaması. Geri dönüşüm programları olmaksızın, belediyeler atık yönetimine daha fazla para harcıyor. Örneğin 2013 yılında düşük geri dönüşüm oranları, şehirlerin depolama alanlarına 7 milyar dolardan fazla harcamasına ve geri dönüştürülmüş materyallerin satışından elde edilebilecek 11 milyar dolardan fazla para kaybına neden oldu. Tüketici tarafından paketlenen şirketler de, bu nedenle, ambalajları için verimsiz ve tutarsız bir geri dönüştürülmüş malzeme akışına sahip oldukları anlamına gelir. Bu nedenle iki lider tüketici ürünü şirketinin temsilcileri Closed Loop Fonu ile ortaklık yapıyor. Fon, gerekli altyapıyı oluşturmak için belediyelere sıfır faizli krediler sağlıyor ve ürünleri ile üretilen ambalajlara ulaşmaları için güvenilir bir geri dönüştürülmüş içerik akışı sunuyor
Yatırımın geri dönüşü çok boyutlu oluyor. Öncelikle alışveriş yapanlar ambalajları geri dönüştürecek programlara erişebilecekler. İkincisi, daha tutarlı bir geri dönüştürülmüş boru hattına sahip olacak şekilde geri dönüştürülebilir ambalaj hacmini artıracaklar. Üçüncüsü, şirket ve alışveriş yapan müşterilerin verimliliği en üst seviyeye çıkarılacak ve çevresel kolektif ayak izini azaltacak. Geri dönüşümün işe yaradığını biliyoruz. 2012 yılında ABD genelinde geri dönüşüm standartlarındaki eşitsizliğe rağmen yaklaşık 87 milyon ton atık geri dönüştürülmüş ve kompostlanmıştır. Bu, 33 milyondan fazla yolcu taşıtından kaynaklanan emisyonların kaldırılmasına eşittir. Closed Loop Fon’u 100 milyon dolarlık bir ilk infüzyonla, 2025 yılına kadar 27.000 yerel iş ve yaklaşık 2 milyar dolarlık tasarruf sağlamayı umuyor. İki şirket, Closed Loop Fonu’nun ilk fonlayıcıları olarak Walmart, Johnson & Johnson Tüketici Şirketleri Ailesi, PepsiCo, Coca-Cola, Colgate-Palmolive, Goldman Sachs, 3M ve Keurig Green Mountain tarafından bir araya getirildi. Son olarak Unilever ve Procter & Gamble şirketleri de fonda yerini aldı.
Bir araya geldiler çünkü sürdürülebilirliğe olan ihtiyacın çok önemli olduğunu ve dönüştürücü eylemin benzeri görülmemiş iş birliği ve yenilikçi çözümler gerektirdiğini biliyorlar. Closed Loop Fonu, ABD genelinde sürdürülebilirlik uygulamalarında önemli bir fark yaratma fırsatı sunuyor. Belediyeler için erişim – finansman, tüketiciler için geri dönüşüm ve işletmeler için sürekli bir geri dönüştürülmüş içerik akışı sorununu hedefleyerek, ölçeklenebilir ve uzun vadeli bir çözüm oluşturma fırsatına sahip. Çoğu zaman büyük zorluklar cesur eylem gerektirir ancak eylem Closed Loop Fonu durdurulamıyor, geri dönüşümü benimsemek için cephedeki ülkelerdeki toplulukların üyelerini ve diğer şirketlerin daha fazla değişim sağlama konusunda fona katılmasını gerektiriyor. P KAYNAK: http://www.sustainablebrands.com/ news_and_views/packaging/jonathan_atwood/ closing_loop_recycling_unilever_pg_aim_give_ communities_gre
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
179
Ambalaj Makinecileri Derneği’nden
yemekli sektör buluşması
S
ektörümüzün en büyük kısmını oluşturan Ambalaj Plastiklerinin teknoloji destekçisi Ambalaj Makinecileri Derneği çalışmalarını yakından takibe devam etmeyiz. Ambalaj Makinecileri Derneği,
180
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
üyeleri ve sektör paydaşlarını bir araya getiren AMD “Yemekli Sektör Buluşması” etkinliği 13 Kasım 2018 Salı günü Divan İstanbul Otel İstanbul’da SMC Turkey Otomasyon A.Ş. iş birliğiyle bir akşam yemeği
organize etti. Ambalaj Makinecileri Derneği Başkanı Cem Büyükcıngıl’ın açılış konuşması ile başlayan gece Açıl Sezen’in “Türkiye ve Dünya Ekonomisinde Riskler, Fırsatlar ve Gelecek” başlıklı konuşması ile zenginleşti. Özellikle Bloomberg Platformu’nun yoğun verileri ile zenginleşen sunum katılımcıların yoğun ilgisi ile karşılandı. Sunumun temel yaklaşımı Türkiye’nin alıştığı büyüyen ekonomiden belli bir süre devam etmesi beklenen “sürünen ekonomi” modeline geçiş ve firmalarımızın buna adaptasyonuydu. AMD üyeleri ve sektör temsilcilerinin katıldığı buluşma ilgi ile karşılandı. P
Etiket Sanayicileri Derneği
20. kuruluş yılını kutladı
E
tiket Sanayicileri Derneği (ESD), 20. kuruluş yılını kutladı. 9 Kasım günü gerçekleşen etkinlikte yıldönümünün yanı sıra 15. Etiket Bayramı Etkinliği de gerçekleştirildi. Holidayinn Airport Otelde gün boyu süren etkinliklerde bir seminer de gerçekleştirildi. Konuşmalar, kokteyl ve akşam gala yemeği çerçevesinde düzenlenen kutlamaya, sektör kuruluşları, kardeş dernekler yöneticileri, sponsorlar, akademi mensupları, meslek lisesi öğretmenleri, basın mensupları ve sektörle ilgili yabancı misafirler yer aldılar. Yüz elli civarında katılımcı ile birlikte kutlanan yirminci kuruluş
yıldönümünün açış konuşmasını ESD Başkanı Aydın Okay yaptı. Okay’ın ardından sırasıyla; TürkYunan Ticaret Odası Başkanı Panagiotis Koutsıkos, ASD Başkanı Zeki Sarıbekir ve Finat Pazarlama Komitesi Başkanı Jakob Lanberg birer konuşma gerçekleştirdiler. İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdoğan Köse’nin Baskı Dünyasında Akademikleşme sunumunun ardından öğle arasına geçildi. Öğleden sonraki bölümde gerçekleşen panelin moderatörlüğünü ESD Başkanı Aydın Okay yaptı. Panelde; TWAB Danışmanlık Yöneticisi - Mehmet SÖNMEZ (Ekonominin dünü,
bugünü, yarını), Avukat Ümit Tuncer ERSOY - (Yeni Ekonomi Programı Çerçevesinde “Hukuksal Konuların Yorumlanması”) ve Danışman Prof. Dr. Acar BALTAŞ (Zor Zamanlarda Duygusal Çeviklilik ve Dayanıklılık) konularında konuşmalarını yaptılar. Programın gala kısmında ise; ESD-FINAT Ödül takdim töreni gerçekleşti. Burada, Avrupa Etiketçiler Birliği baskı yarışmalarında ödül kazanan Türk Etiket Baskı firmalarına ESD ödülleri verildi. Ayrıca ESD, Ömür Boyu Başarı ödülü töreni ise Bahar Etiket Firması kurucusu rahmetli Avram Bahar’ın ödülü eşi ve çocuğuna verildi. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
181
Atık toplamada artış
geri dönüşümü arttırıyor
Avrupa toplama sistemlerinin dışında kalan plastik miktarı hala çok fazla. Toplanamayan plastik atıklar, değerli doğal kaynakların israfına yol açarken doğaya risk oluşturuyor
1
1-12 Ekim tarihlerinde Portekiz’de düzenlenen Plastik Geri Dönüştürücüleri Yıllık Toplantısı’nın odak noktası, Avrupa’da atık toplamanın bulunduğu durumu değiştirmenin aciliyeti oldu. “Toplamada artış, geri dönüşüm oranlarını yükseltmenin köşetaşı” başlığı altında düzenlenen toplantının ana konuşmacıları Avrupa Komisyonu temsilcisi Kestutis Sadauskas ile Avrupa Parlamentosu Üyesi José Inácio Faria ve diğer davetli konuşmacılar, Avrupa’da atık toplama oranları, mevcut ve doğru uygulamalar, atık yönetiminin uyumlaştırılmasına yönelik mevzuat önlemleri gibi konuları tartıştılar. “Yeni geri dönüşüm hedefinin ve Plastik Stratejisi’nin benimsenmesiyle birlikte, bu
182
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
yıl sektörümüz için bir dönüm noktası oldu. Avrupa’da geri dönüşüm oranlarını arttırma gerçeği karşımızdadır” diyen PRE Başkanı Ton Emans, şöyle devam etti: “Ancak bunun için toplama oranlarının ve plastik atık kalitesinin yüksekliği şarttır.” Yeni ürünlerde kullanılacak kaliteli hammaddelerin üretimi için atık kalitesi büyük önem taşımaktadır. En sıkı AB düzenlemeleri ve yüksek standartlara uyan, kaliteli ürünler sunan Avrupalı plastik geri dönüştürücüleri, kötü üretim şartlarında kalitesiz atıklardan üretilmiş ucuz ithal maddelerin haksız rekabetiyle karşı karşıyadır. Bu nedenle, atık ihracı, toprak dolgusu, yakma gibi başlıca pratiklerin, atık ticareti uygulamalarında şeffaflık eksikliği ve kuralsızlığın, bunun sonucunda atık kalitesinin korunamayıp plastik
atığın sürdürülebilir yönetiminin zora girmesinin dikkatle incelenmesi gerekir. Toplama oranlarındaki artışın, yeni ürünlerin geri dönüşüm düşünülerek tasarlanması, geri dönüşüm ve ayırma standartlarının geliştirilmesi, geri dönüştürülmüş malzeme kullanımının artması gibi önlemlerle birleştirilmesi, plastik atık yönetimine verimlilik getirecektir. AB kurumlarına Avrupa’da atık yönetimi uygulamalarının dönüştürülmesi yönünde çağrıda bulunan Avrupa Plastik Geri Dönüştürücüleri Birliği, bugünkü durumu iyileştirmeye yönelik her türlü fikre kapılarını açmaktadır. Toplama sistemlerimizin elden geçirilmesi, değerli kaynakların korunmasını ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerin azaltılmasını sağlayacak. P
METİN BİLGİLİ PLASTIC TRAINING&CONSULTANCY
METİN BİLGİLİ PLASTİK EĞİTİM DANIŞMANLIK
PLASTİK SEKTÖRÜNDE 39 YILLIK TECRÜBE EĞİTİMLERİMİZ 1-Temel Plastik Enjeksiyon Prosesi ve Problem Çözüm Yolları 2-İleri Plastik Enjeksiyon Teknolojileri 3-Hammadde Seçimi,Tasarım ve Prosesler Üzerindeki Etkileri. 4-Plastik Enjeksiyon Parça Tasarımı. 5-Plastik Enjeksiyon Kalıp Tasarımı ve Teknolojileri 6-Algılanan Kalite ve Kalite Kontrolü. 7-Verimli Bir Plastik Fabrikası Yönetimi.Endüstri 4.0 8-Ekstrüzyon Prosesleri. 9-Ambalaj Sanayisinde Kullanlan Pastikler ve Üretim Teknolojileri 10-Plastik Parça Dekorasyon Yöntemleri All trainings and consultancy services are available in English.
www.metinbilgili.com | metin@metinbilgili.com | 0532 4381877 PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
183
Yokluğun getirdiği geri dönüşüm fikirleri
Enflasyon oranının yüzde 50 bine vardığı, ithalat kısıtlamaları yaşayan Venezuela’da gençler girişimcilik projeleriyle ayakta kalmaya çabalıyor
V
enezüella’da iki genç mühendis geri dönüşüm yoluyla firmaların yedek parça ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyor. Albermar Dominguez ve John Naizir isimli gençler; çöplerden topladıkları plastikleri ayırarak kırıp, bunları önce extrüderde flament üretip sonra 3 boyutlu yazıcılarla firmaların ulaşamadığı pahalı parçaların üretimini gerçekleştiriyor. Venezuella’nın zor ekonomik koşullarında bu şekilde başarılı bir girişimcilik projesini hayata geçiren gençler ülke ekonomisine destek sağlıyor. 3 BOYUTLU YAZICILAR 3 boyutlu yazıcılar, son dönemde adından çokça söz edilen ve gelecek teknolojilerinde birçok parçanın üretiminde yerini alacak teknoloji olarak öne çıkıyor. Bu teknoloji sayesinde gelecekte insanlar, sanattan teknik parçalara kadar bir çok parçayı evlerinde üretilebilecekler. Geri dönüşümde
184
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
diğer bir başarı hikayesi de Dave Hakkens… Hollandalı genç bir girişimci. O’nu diğer girişimcilerden ayıran özelliği ise dünyanın en büyük çevre sorunlarından biri olan plastik atıklara getirdiği pratik, eğlenceli, ev tipi çözüm projesi. Hakkens’in yapmış olduğu üretim mantığı basit. Herhangi bir atık plastik malzemeyi kırıyor ve ufak parçalara ayırıyor. Bunları ham madde çeşidine göre ayrı kaplara koyarak ayrım yapıyor. Sonraki aşamalarda bu kırma halindeki ham maddeler, ister kalıba dökülerek obje yapımında kullanıyor, ister kullanışlı ham maddeler haline getiriliyorlar yada extruderden işleyerek flament üretimi yaparak üç boyutlu yazıcılarda kullanılacak ham madde haline getirip satışını yapıyor. Bunu da kurduğu web sitesinde yayınlayarak insanlara evlerinde kurabilecekleri ufak tesisler neler yapabileceklerini anlatıyor ve gösteriyor. Projenin en önde gelen
amaçlarından biri de dünyanın erişilebilirliği en düşük bölgeleri için ev tipi bir çözüm sunmak. Çünkü bu proje, atıklara sahip olmalarına rağmen onları kendi başlarına dönüştüremeyen insanlar için önemli bir gelir kapısı olacak. Şu ana kadar bu insanların elinden gelen hurdaları toplayıp onları dönüştürme gücü olan “büyük oyunculara” satmaktı. Şimdi işler biraz değişti! Dünyayı temizlemek, temizlerken kazanmak artık mümkün. Herşey daha temiz bir dünya için…Unutmayalım geri dönüşüm önemlidir. Dünyamız için, ekonomimiz için dönüştürelim. P KAYNAKLAR: • https://onedio.com/haber/geri-donusummuhtesem-olacak-plastik-atiklarinizi-sizetekrar-kazandiracak-adamla-tanisin-705561 • https://www.dw.com/tr/ venezuelan%C4%B1n-krize-direnengen%C3%A7-beyinleri/av-44749943 Haberi Derleyen: Erkan İndibay / Zirve Polimer
Şenmak Ar-Ge Merkezi
faaliyete geçti
Şenmak Ar-Ge Merkezi, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nca tescillenerek plastik makineleri sektöründe ilk Ar-Ge Merkezi oldu
T
ürkiye’nin lider vida ve kovan üreticisi Şenmak, İstanbul Hadımköy’de sürdürdüğü üretim faaliyetlerine Ar-Ge Merkezi’ni de dahil ederek büyümesine ivme katıyor. T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na yapılan başvuru neticesinde “Ar-Ge Merkezi Belgesi” almaya hak kazanan Şenmak, plastikleştirme ekipmanlarında inovatif ürün ve know-how geliştirmeye yönelik çalışmalarını Ar-Ge Merkezi’nde sürdürerek plastik sektörü ile buluşturacak. Uzun yıllardır araştırma – geliştirme faaliyetlerinin ihtiyaca bağlı olarak yapılmakta olduğunu ifade eden Şenmak Genel Müdürü Hüseyin Semerci, “Günümüz rekabetçiliğinin getirdiği şartlar, şirketimizin büyüme stratejisi ve küresel piyasalarda markalaşma ihtiyacı ile Ar-Ge’nin kalıcı bir firma kültürü haline gelmesi gerekliliğini gördük. ArGe faaliyetlerimizde önceliğimiz ithalatı engellemek, ihracatımızı arttırmak ve tabi ki olmazsa olmaz
daha katma değeri yüksek ürünler üretmek. Yoğun rekabetin yaşandığı geleneksel ürünler ligine alternatif katma değeri yüksek ürünler geliştirmek. Proje havuzumuzda 20’nin üzerinde proje var, bunların içinden başlangıç projesi olarak Bakanlığımıza sunduğumuz dört proje ise onaylandı. Bakanlığımızın verdiği destek sayesinde yeni Ar-Ge Merkezimizle birlikte daha uzun ömürlü, daha kapasiteli, plastikleştirme kabiliyeti yüksek ürünleri plastik sektörü ile buluşturacağız” şeklinde konuştu. SEKTÖRÜN VİZYONU GENİŞLEYECEK Plastikleştirme ekipmanları üretimimizle Avrupa’nın dünyaca tanınan önemli makine imalatçılarının tedarikçisi olmaktan gurur duyduklarını söyleyen Semerci, “Sadece kendi üretimimizde değil ürün tedarikçisi olduğumuz müşterilerimize de maliyet düşürücü, verimlilik ve kalite artışı sağlayan çözümler geliştirmeye özen
göstermekteyiz” dedi. Hali hazırda 4 Ar-Ge projesi yürütüldüğünü ifade eden Şenmak Ar-Ge Direktörü Mehmet Satılmış, “TÜBİTAK, TEYDEB, KOBİGEL gibi projelerimiz ile iki yıllık süreçte yaklaşık 4 milyon liralık Ar-Ge harcaması öngörüyoruz. KOBİGEL projesinde sona gelindi. TÜBİTAK projesinde de sonuç raporları hazırlanmakta” açıklamasında bulundu. Ar-Ge personelinin işe teşviki anlamında mesleki eğitimlerini de desteklerini belirten Satılmış, “İlgili personelin son mezuniyeti lisans ise lisansüstü, lisansüstü ise doktora eğitimlerine devamı anlamında destek olmaktayız. Öte yandan Ar-Ge Merkezi bir kuluçka merkezi görevi de üstleneceği gibi Ar-Ge Merkezi’nde yetişen personelin şirketin farklı birimlerinde de pozisyonlandırılması mümkün olacak” dedi. İstanbul Hadımköy’deki üretim tesislerinin içerisinde faaliyet gösteren “Şenmak Ar-Ge Merkezi”, 21 kişiden oluşan profesyonel kadrosu ile çalışmalar yürütecek. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
185
PAGEV’İN ÜYELERİNE SAĞLADIĞI AVANTAJLAR PAGEV, üyelerinin ihtiyaç ve taleplerini dikkate alarak yüklendiği misyonu aşağıdaki faaliyetleri yerine getirerek yürütür.
1 2 3 186
Devletin, sektörümüzü destekleyici politikalar oluşturmasında yardımcı olur.
4
Plastik sektörünün bir bütün olarak rekabet gücünün arttırılmasına ve plastik sektörümüzce yaratılacak katma değer ve istihdamın, yabancı ülkelere değil, kendi ülke ekonomimize kazandırılmasını sağlayacak çalışmalar yapar.
5
Sektörümüzün sorunlarını ve çözüm önerilerini, yazılı ve görsel medyayı kullanarak tüm kamuoyuna duyurmaya azami gayret sarf eder.
6
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
Her yıl Tüyap-PAGEV iş birliği ile düzenlenen PlastEurasia Fuarı’na üyelerine özel indirimli standlı katılım imkanı sağlar.
Üyelerinin, yurt içi ve yurt dışı uluslararası fuarlara daha uygun şartlarla katılımı amacıyla fuar firmaları ile anlaşmalar yapar, uygun görülen fuarlara info stand ile katılır ve üyelerinin eriştiği ileri imalat teknoloji kabiliyetlerini tanıtır.
Her yıl düzenlediği “Plastik Endüstri Kongresi”, ‘‘Uluslararası Plastik Ambalaj Teknolojileri’’ve belli zamanlarda bizzat organize edeceği veya iş birliğinde bulanacağı seminer ve eğitimlere üyelerimizin ücretsiz veya indirimli katılmalarına olanak tanır.
7 8 9 10
Üyelerinin değişen koşullara uyum sağlaması amacıyla, üyelerce ihtiyaç duyulan eğitim faaliyetlerini organize eder.
Sektörümüzün bazen bir bütün, bazen de özel sorunları, yazılan raporlar ve bizzat Bakan düzeyindeki görüşmelerle dile getirir.
Sektörümüzle ilgili yurt içi ve yurt dışı sempozyum ve toplantılara iştirak eder.
Internet sayfasında sektöre yönelik raporları ve verileri yayınlar.
11 12 13 14
PAGEV, üyelerinin ileri teknoloji imalat kabiliyetlerini dış dünyaya tanıtmak ve üyeleri arasında iletişim kurmak amacıyla faaliyetlerde bulunur PAGEV Yönetim Kurulu Üyeleri, TOBB, ITO, ISO, TTGV gibi sektörümüzle ilgili kurumlarda aktif görevler alarak, sektörümüzün sorunlarını ve çözüm önerilerini değişik platformlara taşır.
Sektörün yasayla kurulmuş en üst kuruluşu olan TOBB Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sanayi Meclisi’nin Başkanlığını yürütür.
Plastik sektörünün imajını güçlendirecek, çevre bilincini geliştirmek ve sosyal sorumluluk projeleri’ne katkıda bulunmak için projelerin hazırlanıp uygulanmasını sağlar.
PAGEV üyelik başvurusu için: +90 212 425 13 13
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
187
ESNEK AMBALAJ SANAYİ DURUMU MAKALE HASAN SALIH ACAR ESNEK AMBALAJ SANAYICILERI DERNEĞI GENEL SEKRETERITOBB TÜRKIYE AMBALAJ MECLISI DANIŞMANI
188
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
2017 yılında esnek ambalaj sektöründeki büyüme Türkiye genelininkinden daha büyük. Esnek ambalaj sektörü, tüm ambalaj sanayi içinde en hızlı gelişen alt sektörlerden biri. Esnek Ambalaj Sanayicileri Derneği (FASD) 2005 yılında kurulmuş olup bugün itibari ile 60 firmadan 67 üyesi ile Türkiye esnek ambalaj sanayinin tek ve en yetkin temsilcisidir. Dünya genelinde esnek ambalaj pazarı, 2017 yılı itibarıyla 84 milyar USD bir ekonomik büyüklüğe sahip. Türkiye’de İstanbul Sanayi Odası ilk 500 ve ikinci 500’de toplam 18 Esnek Ambalaj Sanayicileri Derneği (FASD) üyesi esnek ambalaj sanayicisi yer almakta. Bu listelerde yer alan FASD üyeleri; toplam 3 milyar USD ciroya sahip olup, 1 milyar 400 milyon USD tutarında ihracat gerçekleştirmektedirler. 2017 yılında esnek ambalaj sektöründeki büyüme Türkiye genelininkinden daha büyük. Esnek ambalaj sektörü, tüm Ambalaj sanayi içinde en hızlı gelişen alt sektörlerden biridir
ve 2004 yılından itibaren senelik ortalama %6 - %8 oranında büyüme gösterdi. FASD aynı zamanda ASDF’nin (Ambalaj Sanayicileri Dernekleri Federasyonu) kurucu ve Yönetim Kurulu Üyeliği’ne ek olarak dünyaya açılma açısından önemli işleve sahip Flexible Packaging Europe (FPE) üyesidir. İşlevselliği, hafifliği, kolay taşınabilmesi, baskı teknolojilerindeki gelişmeler sayesinde ortaya koyduğu albenili görüntü gibi avantajlar nedeniyle gıda ambalajı olarak esnek ambalajın kullanımı her geçen gün yaygınlaşmaktadır. Ambalajın büyük marketlerdeki bir görevi de “sessiz satıcı” olarak müşteriyi bilgilendirmek ve albenisi ile market raflarında ürünün rakip ürünler arasından tercih edilmesini ve satılmasını sağlamaktır. Bu açıdan düşünüldüğünde, son yıllarda dik duran poşetlerin, yeniden kapatılabilir ambalajların, tüketiciye yalnız ihtiyacı kadar ürün tüketme fırsatı sunan porsiyon boyutunda ambalajların kullanımının yoğunlaştığı söylenebilir.
FASD olarak ulusal ve uluslararası platformda esnek ambalaj sektörünü bir bütün olarak geliştirmek, üyelerimizin karşılaştığı sorunlar ile yakından ilgilenmek, sunduğumuz çözüm önerilerimizi ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile paylaşmak ve sektörümüzün AB ile uyumlu olarak gelişmesine katkı sağlamak başlıca hedeflerimiz arasında yer almaktadır. Üretici firmalarımızın dünyanın önde gelen tedarikçileri arasında yer almasını sağlamak için gerekli ortamları oluşturmak, sektörümüz hakkında istatistiksel çalışmaları yürütmek, Avrupa mevzuatlarını takip etmek ve mevzuat uyumlulaştırma süreçlerinde yer almak başlıca çalışma alanlarımızdır. Ambalaj sanayinin yaklaşık %42’sini oluşturan ve %40’a varan bir oranda ihracat gerçekleştiren esnek ambalaj
sektörü tarafından kullanılan malzemelerin %75’i plastiklerden oluşmakta olup, bu hammaddelerin yaklaşık %90’ı ithal edilmektedir. Esnek ambalaj sanayinin kullandığı hammaddelerin ithalatında zorlaştırıcı düzenlemeler sektörü olumsuz yönde etkilemekte, esnek ambalaj sanayinin rekabet gücünü azaltmakta ve ihracata engel olma düzeyine gelebilmektedir. Bu konuda, FASD ilgili Bakanlıklarla iletişim içinde çözüm üretilmesine katkı sağlamaktadır. FASD olarak ulusal ve uluslararası platformda esnek ambalaj sektörünü bir bütün olarak geliştirmek, FASD üyelerinin karşılaştığı sorunlar ile yakından ilgilenmek, sunduğu çözüm önerilerini ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile paylaşmak ve sektörün AB ile uyum içerisinde gelişmesine katkı sağlamak başlıca hedefidir. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
189
MAKALE KEMAL ÇALIŞKAN BOYKAN GÜMRÜK
HAMMADDE İTHALATINDA VERGİLER (TARİFE) VE UYGULANAN TİCARET POLİTİKASI SAVUNMA ARAÇLARI (TARİFE DIŞI ÖNLEMLER) Yılın sonuna yaklaştığımız bugünlerde sizlere, plastik sanayinde girdi olarak kullanılan bazı hammaddelerin ithalatı esnasında tahsil edilen vergiler ve eşyalara uygulanan Ticaret Politikası Savunma Araçları, diğer bir deyişle Tarife Dışı Önlemler/Engeller hakkında bilgi paylaşımında bulunmak istiyorum. TPSA ( TİCARET POLİTİKASI SAVUNMA ARAÇLARI ) Ticaret Politikası Savunma Araçları, en genel tanımıyla; “Dünya Ticaret Örgütü’nün ilgili anlaşmalarında ve İthalat Rejimi Kararı’nın 4. Maddesi’nde adı geçen iç mevzuatta yer alan, benzer veya doğrudan rakip mallar üreten yerli üreticilerin ithalattan (ciddi) zarar görmesinin önüne geçmek amacıyla başvurulan, dampinge karşı önlemler, sübvansiyona karşı önlemler ile korunma ve gözetim önlemlerinin bütününe verilen genel isimdir.” “Ticaret Politikası Savunma Araçları; • İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Mevzuat
190
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
• İthalatta Korunma Önlemleri Hakkında Mevzuat • İthalatta Kota ve Tarife Kontenjanı İdaresi Hakkında Mevzuat • İthalatta Gözetim Uygulanması Hakkında Mevzuat • Belirli Tekstil Ürünleri İthalatında Gözetim ve Korunma Önlemleri Hakkında Mevzuat • İkili Anlaşmalar ve Protokoller veya Diğer Düzenlemeler Kapsamı Dışında, Belirli Ülkeler Menşeli Tekstil Ürünleri İthalatında Gözetim ve Korunma Önlemleri Hakkında Mevzuat • Türkiye’nin Ticari Haklarının Korunması Hakkında Mevzuat Hükümlerine tabidir. (Tanım: Ticaret Bakanlığı Resmi İnternet sitesi - eb.ticaret. gov.tr ) INTERNATIONAL TRADE: FREE, FAIR AND OPEN? Patrick Love ve Ralph Lattimore ise “İnternational Trade: Free, Fair and Open?” adlı kitaplarında tarife dışı önlemleri “Tarife önlemleri haricinde kalan, ticareti kısıtlayan ya da ticarette sapmalara neden olan önlemler” olarak tanımlamışlardır.
UNCTAD ÇALIŞMASI UNCTAD (Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı) tarafından Tarife dışı önlemler ile ilgili bir çalışma yapılmıştır. Bu çalışmada tarife dışı önlemlerin birbirleri ile arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları göz önüne alınarak, önlemler hizmet ettikleri amaçlara göre sınıflandırılmıştır. ( UNCTAD, 2013: 4) Bu sınıflandırma önlemler ilk olarak ithalata veya ihracata yönelik olmalarına göre tanımlanmıştır. İkinci aşamada ise teknik ve teknik olmayan kısıtlamalar olarak ithalat ve ihracat önlemleri başlıkları altında toplanmıştır. ( UNCTAD, 2013: 4) Konu başlığımız ve içeriğimiz Sektörel anlamda Hammadde İthalatı ile ilgili olduğu için İthalat tarife dışı önlemlerini ele alırsak; İTHALAT ÖNLEMLERİ: ( UNCTAD, 2013: 4) TEKNİK ÖNLEMLER: A- İnsan ve Bitki Sağlığı Önlemleri B- Teknik Önlemler ve Ürün Standartları C- Sevkiyat Öncesi Denetim ve Diğer Prosedürler TEKNİK OLMAYAN ÖNLEMLER: D- Koşullu Ticaret Koruma Önlemleri
E- Lisans, Kota ve Yasak Ürünler ve Miktar Kısıtlamaları F- Fiyat Kontrol Önlemleri G- Finansal Önlemler H- Rekabeti Engelleyen Önlemler I- Ticari Yatırım Önlemleri J- Dağıtım Kısıtlamaları K- Satış Sonrası Hizmet Kısıtlamaları L- Sübvansiyon M- Devlet İhale Kısıtlamaları N- Fikri Mülkiyet Önlemleri O- Menşe Kuralları GLOBAL BAKIŞ Dünya 1929 yılında küresel bir kriz ile karşı karşıya kalınca ülkeler, krizin olumsuz etkilerini azaltabilmek için tarifeleri ( vergileri ) kullanarak Dünya ticaretinin büyük ölçüde azalmasına ve bunun sonucunda krizin ağırlaşarak uzamasına sebep olmuşlardır. 2008 Dünya ekonomik krizinden sonra da ülkeler krizin olumsuz etkilerinden kurtulmak adına dış ticarette aynı yönde hareket etmişler ama kullandıkları ticaret politika araçları bu sefer tarifeler olmamış, GATT ve sonrasında DTÖ çalışmaları neticesinde genellikle tarifelerin dışında kalan ve Yeni Korumacılık adıyla literatüre geçen Tarife Dışı Önlemler olmuştur.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
191
MAKALE KEMAL ÇALIŞKAN BOYKAN GÜMRÜK
TÜRK PLASTİK SANAYİİ Bu bilgilerden sonra Plastik sanayini ilgilendiren ve üretimde girdi olarak kullanılan, Türk Gümrük Tarife Cetvelinde 39. Fasılda yer alan, ilk şekillerdeki, geri dönüştürülmemiş ve hurda vasfında olmayan, orijinal özellikteki hammaddelerin ithalatında uygulanan Tarife Dışı Önlemleri incelersek; • Referans Kıymet Uygulaması • İthalatta Gözetim Uygulaması • Anti damping uygulaması • Ek Mali Yükümlülük Uygulaması • İlave Gümrük Vergisi Uygulaması ( İlave Gümrük Vergisi Uygulaması ile ilgili tanım, özellik, mevzuat ve uygulama yönlerinden dolayı, ticaret politikası önlemi mi yoksa Gümrük vergisi mi gibi farklı görüşler bulunmaktadır. ) Bunlara ek olarak; 39.01, 39.02, 39.04, 39.05, 39.06, 39.07, 39.08 ve 39.12 Tarife pozisyonlu maddelerin ithalatında ürünlerin geri dönüşümden imal edilmediğinin ispatı için Üretici Belgesi ve üretici tarafından düzenlenen Analiz Sertifikasının ibrazı gerekmektedir. ( Hurda ve Geri dönüşüm ithalat mevzuatı değişkenlik gösterip başlı başına ayrı bir konudur.) VERGİ ORANLARI TABLOSU Aşağıda 20.11.2018 Tarihi itibarı ile güncel olan ve bazı ürünlerin tanımlarını, GTİP’larını, uluslararası anlaşmalar ve ülkeler bazında Gümrük vergi oranlarını, ithalatında eşya üzerindeki ticaret politikası önlemlerini gösteren tabloyu bulabilirsiniz.
192
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
KISALTMALAR : AB: Avrupa Birliği Ülkeleri EFTA: Avrupa Serbest Ticaret Birliği Üyesi Ülkeler / Norveç, İzlanda, İsviçre, Lihtenştayn STA: Serbest Ticaret Anlaşması ülkeleri / İsrail, Makedonya, Bosna-Hersek, Fas, Filistin, Tunus, Mısır, Gürcistan, Arnavutluk, Şili, Sırbistan, Karadağ, Kosova, Morityus, Moldova, Faroe Adaları , Malezya, Güney Kore - Singapur ile Serbest Ticaret Anlaşmamız olup bazı vergi oranlarında değişkenlikler olduğu , kademeli olarak vergi indirimi yapıldığı için ayrı sütunlarda gösterilmiştir. EAGÜ: En Az Gelişmiş Ülkeler / AFGANİSTAN, Angola, BANGLADEŞ, Burkina Faso, Burundi, Benin, BUTAN, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Orta Afrika Cumhuriyeti, Cibuti, ERİTRE, ETİYOPYA, GAMBİYA, GİNE, Ekvatoryal Gine, GineBissau, Güney Sudan, Haiti, KAMBOÇYA, Kribati, Komor, LAOS, Liberya, Lesotho, MADAGASKAR, Mali, MOĞOLİSTAN, Burma/Myanmar, Moritanya, Malavi, MOZAMBİK, Nijer, NEPAL, Ruanda, Solomon Adaları, SUDAN, Sierra Leone, SENEGAL, Somali, Sao Tome ve Principe, Çad, Togo, Timor-Leste, Tuvalu, Tanzanya, Uganda, VANUATU, SAMOA, Yemen, Zambiya GYÜ: Gelişme Yolundaki Ülkeler / BOLİVYA , CAPE VERDE, Cook Adaları, Fildişi Sahilleri, FİLİPİNLER, Gana, Kenya, KIRGIZİSTAN, Kongo, Mikronezya, NİJERYA, Nauru, Niue, ÖZBEKİSTAN, PAKİSTAN, PARAGUAY, SRİ LANKA, Svaziland, TACİKİSTAN, Tonga DÜ: Diğer Ülkeler / Hiçbir uluslararası anlaşmaya dahil olmayan yukarıdaki ülkeler haricinde kalan ülkeler. Şimdiden sağlıklı, huzurlu, mutlu ve bol kazançlı, iyi bir yıl dileklerimle. P
* Yukarıda belirtilen mevzuat detayları ilk şekillerde olan ürünler için geçerlidir. İkincil kullanım amacıyla geri kazanılmış hurda ve çapaklardan olan ürünler için mevzuat değişiklik göstermekte olup Gümrük Müşavirinizden bilgi alınması rica olunur. * Yukarıda belirtilen ürünler içerisinde olmasına rağmen eşyanın içeriği ve özelliğinden dolayı tarife kontenjanı açılmış veya vergisi askıya alınmış ise ilgili karar veya İthalat rejim kararına ek BKK gereğince düşük vergi oranı uygulanır . * 2018/11799 s.BKK kapsamında; Avrupa Birliği (AB) ülkeleri üzerinden yukarıdaki listede belirtilen BOLİVYA,CAPE VERDE, MOĞOLİSTAN,PARAGU AY,PAKİSTAN,ENDONEZ YA,UKRAYNA,VİETNAM ve HİNDİSTAN menşeili ürünlerin bu ülkelerden ithalatı sonucunda ülkemiz aleyhine ortaya çıkan tarife farklılığının giderilmesi amacıyla AB ülkelerinden A.TR dolaşım belgesi eşliğinde ithal edilmesi halinde telafi edici vergi olarak EK MALİ YÜKÜMLÜLÜK tahsil edilir. Bu nedenle, liste kapsamındaki ürünlerin bu ülkeler menşeili olmadığını ispat edilmesi için A.TR Dolaşım Belgesi eşliğinde serbest dolaşıma giriş rejimi kapsamında yapılan ithalatında ‘İhracatçı Beyanı’ aranır. Ancak, menşe şahadetnamesi veya tedarikçi beyanı veya uzun dönem tedarikçi beyanı ibraz edilmesi halinde ‘İhracatçı Beyanı’ aranmaz.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
193
MAĞDUR VE MAZLUM; PLASTIĞIN BERAATINI TALEP EDIYORUM!.. MAKALE BONDI CHAKİM
194
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
Evet, bu yazımda hemen herkesin kötülediği, aşağıladığı, yeryüzünden yok olmasını istediği “Mağdur ve Mazlum PLASTİĞiN” savunmasını üstüme alacağım! Yeni bir sabaha gülümsiyerek günaydın dediniz. İlk işlerinizden biri dişlerinizi fırçalamak…Aldınız fırçayı elinize, gerek sapı, gerekse kılları bizim “mağdur!..” diş macununu açtınız, tübü de, kapağı da bizim “mazlum!” Taranmanız? Fırça veya tarak; yine arkadaşımıza başvuracaksınız. Tam banyodan çıkacaksınız, telefon çalıyor. Cep veya ev telefonu, hiç farketmez. Plastikle başbaşasınız yine. Kahvaltı bitti, işinize gideceksiniz. Açın otomobilinizin kapısını ve otonuzun içindeki tüm plastik parça ve aksesuarları çıkartın. Oto anahtarlarınızı cebinize atabilirsiniz; nasılsa oto diye birşeyiniz kalmadı. Otobüsle gidin. Ama o da olmaz, otobüsün içindeki plastikleri çıkartınca hem siz hem içindeki yolcular otobüssüzsünüz. İşim yakın, yürüyerek de gidebilirim derseniz, buyrun, hem biraz spor da olur. Yol terletti tabii biraz. Klimayı açın bu Tel Aviv yazının sıcağında. Başka türlü işe
başlıyamıyacaksınz çünkü. Ama yok, o da olmaz, klima cihazınızın ve üfleme kanallarının yüzde elliye yakını plastikten. Ben klimasız da çalışırım, yeter ki bu plastik belası yeryüzünden silinsin diyorsunuz. Sıkıntı yok. Açın bilgisayarınızı, başlayın çalışmaya. Ama o da olmaz, olamaz. Plastiği olmıyan bilgisayarlar satılmıyor ki piyasada. İyisi mi siz ufak ufak evin yolunu tutun yine. Bugün plastik lafını duyunca alerjiden yatağa düşen kişi bilmeli ki, yataktan kalkıp sağlığına kavuşabilmesi yine plastik gereçlere bağlı. Plastiği sağlık sanayiinden kaldırdığınız anda insanlığı bu bağlamda 80 - 100 sene geriye attınız demektir. Yüz sene evvel ömrümüz kaç seneydi, ya bugün kaç? Karar sizin. Plastiğin hayatımızdaki önemini vurgulamıya devam edeyim. Doğum yeri olan ABD’de, 1979’da, yani bundan tam 40 yıl önce plastik tüketimi ülkedeki çelik tüketimini sollamıştı bile. Son on yılda üretilen plastik miktarı, ondan evvelki senelerdeki toplam üretimden daha fazla!
Bugün tukaka edilen plastiğimiz doğuşunu bilardo toplarına borçlu. Daha doğrusu o zamana kadar fildişinden üretilen bilardo topları için gereken malzemenin, fildişinin tedariği zorlaşınca, Amerikalı J.W. Hyatt, 1868 yılında, pamuk, kafur ve nitrik asidin karışımından selüloidi elde eder. Ve bugün plastik diye adlandırdığımız ve kesinlikle onsuz yapamıyacağımız sentetik maddenin tarihçesi başlar. 1909 yılında bir diğer Amerikalı L.H. Baekeland, bakaliti üretir ve telefon dahil pek çok ürünün seri üretimine geçilir. İkinci Cihan Savaşı öncesi ve süresince çok yoğun tüketim potansyeline sahip olacak polistiren,(1938) ve polietilen, (1941) gibi termoplastik hammaddeler keşfedilir. Ve plastik hayatımızda yeri başka maddelerle doldurulamıyacak önemine sahip olur. Yukarıda bahsettiğim örnekte de gördüğümüz gibi plastik, hayatımıza bir doğal hammaddeyi ikame ederek girdi. Ve tüketimini devamli olarak tahta, kağıt, metal, cam ve deri gibi geleneksel maddeleri ikame ederek yükseltti. Bugün geldiğimiz
yerde ise plastik, çoğu kullanımında, başka hiçbir mal ile ikame edilemiyecek bir hammadde olarak hayatımızın içine içine girdi. Neden ? Çünkü plastik pek çok üstün özelliği aynı anda üstünde toplıyabildiği için diğer tüm alternatif hammaddelerden ayrılabiliyor. Bir örnek vereyim. Çelik son derece sağlam bir malzeme ve uçakların bazı parçalarında daha az sağlam bir alternative yer yok. Zira uçaklarda malzemenin “sınıfta kalmasının” fiyatı yüzlerce insanın hayatı… Ancak çeliğin uçaklar için son derece önemli bir kusuru var. Özgül ağırlığı yüksek, yani ağır… Ağırlık uçak şirketlerinin hiç sevmediği bir terim, uçuş maliyetini yükseltiyor. Şimdi bir plastik mühendisi geliyor, çelikten defalarca hafif PEEK, (polyether ether ketone) adlı bir plastik hammaddesini aynı çelik parçanın yerine korkusuzca ikamet edebiliyor. Sağlamlık farksız, ağırlık çok çok farklı… Kolaysa uçak şirketini geriye dönmeye ve tekrar çeliği kullanmaya ikna edin.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
195
Hafifliğinin yanısıra, - bir an için 6 tane Mey Eden PET su şişesi yerine altı tane 1.5 litrelik cam şişeyi taşımak zorunda kaldığınızı düşünün… (ama isterseniz dolgu maddeleriyle dilediğiniz kadar ağırlaştırabilirsiniz de!) Aynı anda barındırabildiği bazı özellikleri de şöyle plastiğin: Değişik üretim metodlarıyla istediğiniz şekilde, boyutta parça/ ürün imal edebilme özelliği, Paslanmazlığı, Dilerseniz, yanmazlığı, Çok değişik kimyasallara dayanıklılığı, Yalıtım özelliklerini dilediğiniz gibi ayarlıyabilme, Hava şartlarına, hem yüksek hem de sıfır altı ısılara dayanıklılığı, Göze hoş görünecek estetik, renkli, metal veya başka görünümlü, şeffaf, parlak, yerine göre mat ürünler elde edebilme özelliği, Yerine göre sağlamlığı, yerine göre elastikiyeti, kırılmazlığı, yerine göre suda batmayışı, Üretimlerinde daha az enerji tüketmeleri, (özellikle metallere nazaran), ve hafiflikleri nedeniyle yakıt tüketiminde her türlü vasıtalarda tasarruf sağlamaları. 196
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
Seri üretim kolaylığı ve UCUZLUĞU, Bu saydıklarımı arttırmak mümkün ama burda keselim. Gelelim doğaseverlerin, çevrecilerin, dünyamızın yarınını düşünenlerin haklı şikayetlerine… Evet, özellikle ambalaj ve tarımda kullanılan bazı termoplastiklerin çevremizi kirletmeleri ve yokolmadıkları için de dünyamızın yarınını tehdit etmeleri gerçek bir sorun. Ne var ki… Yeryüzümüzün değişik yörelerinde pek çok insan her gün bıçaklı saldırıya uğrayarak hayatını kaybediyor veya sakat kalıyor. Bu yüzden bıçak kullanımının yasak edilmesini isteyenleri ben bugüne kadar hiç duymadım. Bıçak pek çok faydası olan bir alet… Bunu kötü kullanıp can alan ise insanoğlu... Yani suçlu bıçak değil, insan. Aynı mantığı plastik kullanımı için de uygulamak mümkün. Özellikle son yıllarda insanlar plastiğin yanlış kullanılma sonucu ne denli zararlara sebep olabileceğinin farkına daha çok vardılar. Ve kolları sıvadılar. Bu bağlamda çeşitli kurum veya örgütlere değişik görevler düşüyor.
Teknoloji: Plastik mühendis ve teknisyenleri bu konuda devamlı bir çalışma içersindeler. Onları destekleyen ve toplum çıkarlarını gözeten girişimcilerin çabaları da başka bir artı… Geri dönüşüm sistemlerinin, kendi kendine yok olan plastik türlerinin ve bioplastiklerin geliştirilmesi.. Hükümet ve yerel yönetimler: Özellikle ambalaj plastiklerinin kullanımının, kullandıktan sonra toplanmalarının denetime bağlanması ve takibi, mevzuatın güncellenmesi, (örneğin karbon emisyonunun fiyatlandırılması) İnsanlar: Bu konuda eğitilerek ve bilinçlendirilerek, kullanım sonrası plastiklerin geri dönüşüme kazandırılması… (Ambalaj ve ziratte kullanılan plastiklerin hemen hepsi termoplastik olduğundan bunların geridönüşümü hiçbir sorun yaratmıyor) Hayatımızı kolaylaştıran ve daha güvenlikli kılan plastik üretimi yılda 300 milyon tonu geçmiş durumda. Tek kullanımlık, (disposables) plastik tüketimi bunun hemen hemen üçte biri. (ki çevre kirliliğini yaratan
esas bu kullanımı). Şimdi plastiği artık tek kullanımlık bir malzeme olarak değil de, tekrar kullanılabilecek bir malzeme olarak düşünmemiz gerekiyor. Bu, zor da olsa, mümkün… Yazımı, daha doğrusu savunmamı, tüm olumsuz iddiaların aksine, plastiğin çevremize iki olumlu katkı örneğiyle noktalıyayım. Yapılan bağımsız bir araştırma, PET ambalajının, cam veya metale oranla yüzde 52 oranında az enerji tükettiğini ve zararlı gaz emisyonunu yüzde 55 oranında azalttığını ispatladı. Diğer bir araştırma ise önemli miktarda plastik içeren güneş ısıtıcılarının normal bir hanenin yıllık sıcak su gereksiniminin yüzde yetmişini karşılıyabileceğini -ve dolayısıyla enerji tüketimini büyük ölçüde azalttığınıaçığa çıkardı. Uzun lafın kısası, plastiği bundan böyle hayatımızdan çıkartmamız olanaksız. Yapmamız gereken, plastikle yaşamasını öğrenmek. Sayın jüri, pardon, sayın okurlar, işte bu saydığım nedenlerden ötürü, plastiğin beraatini talep ediyorum! P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
197
“DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY DEĞİŞİMİN KENDİSİDİR” Kaçınılmaz değişimin gerisinde kalmamak için, değişime ayak uydurmak ve açık bir vizyona sahip olmak zorundayız
MAKALE ALPAY ÖZKAN TEGEV TEKNOLOJIK EĞITIMI GELIŞTIRME VAKFI BAŞKANI
198
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
Bir işletmenin büyümesindeki en önemli unsurlarından biri işinde yetkin çalışanlardır. Dünya sanayilerine baktığımızda nerede olduğumuzdan ziyade nereye gideceğimize bakmamız gerekir. Önümüzde yeni bir dönem başlıyor: Endüstri 4.0. Endüstri 4.0 ve Nesnelerin İnterneti (IoT) kavramlarının sağladığı teknolojiler orijinal ekipman üreticilerinin yanı sıra son kullanıcıları da aynı şekilde büyülüyor: Üretim dünyası ve dijital dünya bir araya gelerek fabrika otomasyonunu daha esnek, daha enerji verimli, daha etkin lojistik süreçleri sağlıyor ve değer zincirini optimize ediyor. Internet of Things (IoT), akıllı fabrikalar, siberfiziksel sistemler ve Big Data gibi terimler gelecek projesinin kilit kavramlarıdır ve bu projede çözümler daha hızlı, daha çeşitli, daha esnek ve daha akıllı olmalıdır. Aynı zamanda erişilebilirliğin artırılması, enerji verimliliği ve tam zamanında üretim talepleri ile ilgili istekler giderek artmaktadır. Ülkemizin büyümesi ve sanayimizin büyümesi daha yetkin personelle mümkündür. Yetkinlik üç önemli unsurdan oluşmaktadır: Bilgi, Beceri ve Tutum.
Meslek okullarımız bu kapsamda yeniden gözden geçirilmeli ve yeni uyumlu müfredatlar ve ekipmanlarla donatılmalıdır. Vakfımız bu konuda da bir çalışma yaparak, “Endüstri 4.0 ve Dijitalleşme için gerekli Yetkinlikler” konulu arama toplantısı çıktılarını bir tavsiye raporu haline getirmiştir. İlgili meslek okullarımızda farkındalık yaratmak için MEB İstanbul İl Müdürlüğü ile birlikte yürüttüğümüz “Öğrenci gözüyle endüstri 4.0” yarışmasını başarıyla tamamladık. Bu yarışmayı düzenlerken amacımız, yarışmanın sonucunda yeni nesillerin akıllarında gelecekte çalışacakları ortamlar ile ilgili bir fikrin oluşmasıydı. En önemlisi ise, eksikliklerini anlamaları ve bu sürece kadar kendilerini geliştirip, sanayinin aranan personeli olma yolunda ilerlemeleriydi. Yarışmanın final gününde yapılan konferansta, Sanayimizin çok önemli isimleri, Endüstri 4.0’a kendi bakış açılarını da öğrencilerimize yansıtmaya çalıştı. Pilot bir çalışma olarak sadece İstanbul’daki Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri arasında yaptığımız bu yarışma sonucu dereceye girenlerin dışındaki proje sahibi gruplara da hangi alanlarda kendilerini ve projelerini geliştirmelerinin daha iyi olacağı konusunda geri bildirimlerde bulunduk, yeni bir bakış açısı kazandırdık. Bu yarışmayla öğrencilerin ilgilerini Endüstri 4.0’a çekmeyi, eksikliklerini görmelerini ve kendilerini geliştirmek için yeni bir vizyon kazanmalarını başardığımızı zannediyorum. “Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir” diyor M.Ö 535-475 yılları arasında Efes’te yaşamış olan filozof Herakleitos. Bizler de kaçınılmaz değişimin gerisinde kalmamak için, değişime ayak uydurmak ve açık bir vizyona sahip olmak zorundayız. TEGEV olarak amaçlarımızdan biri, yeni bir bakış açısı kazandırmak ve güçlü paydaşlarımızla birlikte toplumumuzu Teknolojik alandaki değişimlere, gelişmelere hazır hale getirmektir. Her zaman olduğu gibi, çeşitli alanlarda yaptığımız faaliyetlere, arama toplantılarına ve çalıştaylara destek veren Pagev’e teşekkür ediyor, önümüzdeki dönemde de toplumumuza faydalı ve başarılı çalışmalara hep birlikte imza atabilmeyi diliyoruz. P
Herşey control altında UNILOG B8 Kontrol sistemi Pazarın en gelişmiş kontrol sistemi: • WITTMANN 4.0 ile çevresel ekipmanların ful entegrasyonu • Tüm WITTMANN Grup ürünlerinde, standart LED durum göstergesi • 21,5" ekran • Ful HD çözünürlük (1920 x 1080) • Çoklu dokunmatik • Mekanik olarak döndürülebilen ekran • Çoklu kopyalanabilir makine ayar noktaları • Renkli makine durum göstergesi • Ekran bölebilme özelliği • Manuel hareketler için membrane tuşlar • RFID kullanıcı erişimi (giriş / çıkış) -Anahtar kartı ve anahtar kolye vasıtasıyla • Hareket kontrol
yakınlaştır
kaydır
WITTMANN BATTENFELD Plastik Makineleri Ltd. Şti.
Küçükyali iş merkezi | Girne Mahallesi, Irmak Sokak | F Blok No: 20 | TK-34852 Maltepe Istanbul Tel.: +90 216 550 93 14 | Fax: +90 216 550 93 17 | info.tr@wittmann-group.com
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 145 148
199 199
LÜTFEN AJANDANIZA KAYDEDİN! Plastik Sektörünün Birleştirici Gücü PAGEV, 2019 yılında da düzenlediği organizasyonlar ile sektörü bir araya getirecek. Sizler de orada olmak için etkinlik takvimimizi ajandanıza şimdiden kaydedin
MAYIS
HAZİRAN
EKİM
13 MAYIS GELENEKSEL PAGEV İFTARI
5 HAZİRAN PAGÇEV DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ KUTLAMALARI
22 EKİM, 6. PAGEV ULUSLARARASI AMBALAJ TEKNOLOJİLERİ KONGRESİ
EKİM
ARALIK
ARALIK
23 EKİM 2019 İSTANBUL AMBALAJ FUARI, TÜYAP
3 ARALIK 2019 14. PAGEV TÜRK PLASTİK ENDÜSTRİSİ KONGRESİ
4-7 ARALIK 2019, PLAST EURASIA FUARI, TÜYAP
pagev 200
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
pagev1989
pagevtv
pagev1989
We will continue running to our goals Dear Colleagues, We at PAGEV have been working diligently to carry the Turkish plastics industry forward since the day we were founded. Today, we are the sixth largest plastics producer of the world, and the second largest in Europe. This is a great achievement, but by no means enough. We aim for leadership and we shape our organizations accordingly. We know how important it is to meet the needs of tomorrow on the path to leadership. We remain dedicated to improving the present condition of our industry while also working to ensure that the Turkish plastics industry has a brighter future. We hold annual conferences and fairs to attend to every aspect of our industry. These events recommend solutions to prevalent issues in the industry, and play a part in broadening the horizons of our industrialists. The 13th PAGEV Turkish Plastics Industry Congress will provide insight into what the future holds for the industry. Experts will speak on matters from nanotechnologies to innovation, recycling, and Industry 4.0 while discussing the plastics of the future. We will be proud to have EuPC Board of Directors Chair Renato Zelcher, PlasticsEurope Executive Director Karl Foerster, ACC Director General Keith A. Christman, GPCA SecretaryGeneral Dr. Abdulwahab Al-Sadoun, and many more distinguished representatives of the industry with us at the Congress. One of our most important industry-wide events is the PlastEurasia Fair, which we have been doing for 28 years. I owe thanks to TÜYAP for their unwavering support in our organization. PlastEurasia attracts more and more exhibitors and visitors every year, tracing the development trajectory of the industry. Last year, the Fair was held with over one thousand exhibitors from 43 countries and more than 50,000 professional visitors, and we expect more than 60,000 professionals to visit this year, eight thousand of whom will be from foreign countries. We will host purchasing delegations from 31 countries including Russia, Saudi Arabia, Iraq, Palestine, Greece and Azerbaijan, which will bring a number of cooperation opportunities.
Being Europe’s largest and the world’s second largest plastics fair, PlastEurasia will continue on its mission to be industrialists’ window to the world, and help to grow the industry. Today, Turkey has an annual plastic product manufacturing capacity of 10 million tons. Our sector contributes 37 billion dollars to the Turkish economy and exports 12 billion dollars’ worth of plastics either directly or indirectly. Fourteen thousand companies in the industry provide employment to 250,000 people. Although the sector continues its growth despite challenges, an increase in energy costs by more than 60% continues to be a pressing issue. This will push the prices of plastic product upwards, causing inflation in the short run, and a shrinking domestic demand in the longer run. In exports, energy may cease to be an advantage and become an obstacle to competition. I had mentioned that the Turkish plastics industry was aiming for leadership. We as the representatives of the industry remain committed to our goal. We will continue to strive to overcome any problem that our industry may face on its path to leadership. Despite all challenges, we have high hopes for the coming year. I wish a successful and pleasant 2019 to everyone.
YAVUZ EROĞLU PAGEV PRESIDENT PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
201
202
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
MIT
V SUM E G A P T A D E S GING DISCUS A K C A P F O E FUTUR
TE A I T N E R E F F I LD L I W G N I G A K PLASTIC PAC NOVATION THE
IN D N A G N I D N ESIGN, BRA
THROUGH D
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
203
T
he Turkish Plastics Foundation (PAGEV) held its fifth “International Plastic Packaging Technologies Congress” on October 30, 2018 at the Hilton Istanbul Bomonti Hotel. Subject matter experts, industry representatives and academics convened around the theme of “Packaging of the Future”. The event began with industry insight by Rigid Plastic Packaging Manufacturers Association (SEPA) Chair Osman Acun, Flexible Packaging Manufacturers Association (FASD) Chair Fahri Özer, and Packaging Manufacturers Association (ASD) Chair Zeki Sarıbekir, followed with introductory remarks by PAGEV Chair Yavuz Eroğlu. Experts provided their valuable experience and perspectives to the future of packaging technologies and what lay ahead for the industry. One of the key outputs of the congress was the fact that the industry was shaped according to the preferences of consumers, while it was noted that design, branding and innovation would define the packaging of the future.
204
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
The plastic packaging industry evolves along with technological developments and seeks to grow in harmony with recycling processes. In the afternoon session, a panel discussion on “The Place of Packaging in a Cyclic Economy” emphasized the importance of recycling plastic packaging for a sustainable environment. The moderator of the panel was Klöckner Pentaplast Gebze General Manager Kurt Kuruç, and panelists were Unilever R&D Packaging Manager Atahan Özgünay, P&G Turkey and Caucasus Head of Corporate Communication Ayça Demirci Turgay, and Hayat Kimya R&D and Hayat Innovation Manager Fatih Ergüney.
The Main Sponsor of the event was PAGÇEV along with Gold Sponsor Novamont and other sponsors including SEM Plastik, and the sessions were followed by a wide audience as in previous years. In his introductory remarks, PAGEV Chair Yavuz Eroğlu said, “Having become the meeting point of our industry, this congress draws more participants and a more diverse content every year. Likewise, the plastic packaging industry grows year after year and develops according to changes in technology. I would like to thank everyone who supported our event. The new concept of packaging is shaped according to consumer preferences, where design, branding and innovation play key parts. Companeis need to change the way they do business according to these three criteria. We at PAGEV work diligently to lead our industry in this direction.” Sharing figures from the plastic packaging industry, Yavuz Eroğlu said: “Plastic packaging leads the total production of the packaging industry in Turkey at 35%. Plastics also top packaging consumption figures. The plastic packaging industry has been on a growth trend for the past five years, and has reached 3.8 million tons and 12.7 billion dollars in production in 2017. In the first quarter of 2018, the companies in the industry produced 1.391 million tons and 5.5 billion dollars’ worth of plastic
packaging. According to our forecasts, production volume will increase by 8.7% to 4.1 million tons, and production value will increase by 11.1% to 14.1 billion US dollars by the end of the year. The plastic packaging industry accounts for 66% of the exports in the packaging industry in general, which is a significant potential. In 2017, we exported 915,000 tons and 2.38 billion dollars’ worth of plastic packaging. In the first quarter of 2018, our exports increased by 10.7% by quantity and 21% by value, reaching 237,000 tons and 646 million dollars, respectively. The top markets were Germany, UK, Iraq, Italy and Israel. Stating that the environment was merely an excuse in the latest
European Parliament resolution to ban disposable plastics, Eroğlu said: “The background of the resolution is entirely economic. The signatories of the resolution have acted according to the state of their economies. The European Parliament seeks this ban to prevent imports from countries with which they cannot compete adequately, such as Turkey. In the last 8 years, the Turkish plastic product industry achieved great leaps and became the second largest producer in Europe. The ban applies to straws, cotton buds and plastic cutlery, which cumulatively account for about 0.1 percent of the plastics industry, but does not apply to larger items where they are competitive. EU countries want to implement this ban to encourage the use of bioplastics, which is a locallymanufactured yet expensive product, instead of items that are being imported due to lack of European competitiveness. This is EU’s bioplastic monopolies at work. Before taking action in an area where Turkey is the largest exporter, which will reduce competitiveness and employment while discouraging investment and production by companies, sound and accurate information must be obtained from the industry itself.” P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
205
ZERO WASTE SUMMIT AT THE PALACE “Zero Waste Project” run by Ministry of Environment and Urbanization is growing under the tutelage of First Lady Emine Erdoğan. The project is expanding all around Turkey after concluding its first year
T
he Zero Waste Summit to mark the first year of the Zero Waste Project implemented by the Ministry of Environment and Urban Planning under the auspices of President of the Republic Recep Tayyip Erdoğan’s wife Emine Erdoğan was held at the Presidential Palace on November 1, 2018. The Zero Waste Summit was held at the Beştepe Culture and Congress Center with the attendance of President of the Republic Recep Tayyip Erdoğan’s wife Emine Erdoğan, and Minister of Environment and Urban Planning Murat Kurum. Also attending the summit were Minister of Family, Labor and Social Services Zehra Zümrüt Selçuk, mayors,
206
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
representatives of public offices and local administrations, private businesses, and nongovernmental organizations. Speaking about the importance of the Zero Waste Summit, Emine Erdoğan said that the initiative would contribute to a more livable environment and a more prosperous Turkish Economy. Emine Erdoğan continued, “Since October 2017, the project has gained considerable ground thanks to the efforts of the Ministry of Environment and Urban Planning. The work we have started in the Presidential Palace, the Grand National Assembly and Ministry buildings has been adopted throughout the country. We have
received great support from all segments of the society during the year. Our industrialists, businessmen and universities have implemented exemplary systems. I commend them for their environmental sensitivity. Now, municipalities have a lot to do. As citizens sort wastes in their homes, municipalities should collect and recycle them. The practices of landfilling or incineration must be abandoned in favor of recovery. All provinces should have integrated facilities that convert wastes to energy or compost. We should also abandon the disposable culture and start the change. The first step is our individual attitude.”
ZERO WASTE STATUE IS COMING Quoting World Bank reports that the quantity of domestic refuse is expected to increase from 1.3 to 2.2 billion tons per year as of 2025, Minister Kurum continued, “Turkey follows a similar trend. The amount of domestic refuse has increased from 17 million tons in 1995 to 31 million tons in 2015. According to forecasts, this is expected to increase to 38 million tons as of 2023.” Saying that the project took off with the Presidential Palace and the Ministry building last year, Kurum stated: “The initiative grew like an avalanche and is being implemented in 7162 public buildings today. Our objective
is to expand the zero-waste initiative nationwide.” Referring to the Zero Waste Directive that will become effective in 2019, Kurum said, “Accordingly, municipalities will be required to implement dual collection systems and collect waste separately. They have until the end of 2019 to implement this. We will monitor their progress closely and render support as needed.” As part of the panel discussion on “The Implication of ZeroWaste Practices on the Industry”, PAGÇEV President Yavuz Eroğlu delivered a presentation titled “Plastics: The Key to Circular Economy”.
DEVELOPMENT AND ENVIRONMENT MUST BE CANOROUSNESS Eroğlu said, “The Turkish economy is the 16th largest in the world, yet we have the world’s 6th largest plastics industry. With 250,000 employees, a volume of 38 billion dollars, and 12 billion dollars
in direct and indirect exports, we are the driving force of the economy. Societies may only be happy if development is in harmony with the environment. Now is the time to create a
recycling industry that is at least as large as our plastics industry.” At the Zero Waste Awards Ceremony held during the summit, the Sustainability Policies and Support to the Zero Waste Project Award was presented to Turkish Airlines; the Zero WasteBetter Future Award to Boğaziçi University; the Zero Waste Social Responsibility Award to TEMA Foundation; the Zero Waste Manufacturing Award to Sütaş; the Zero Waste Innovation Award to the Istanbul Metropolitan Municipality İSBAK; and the Zero Waste Media Award to TRT. Prizes made from recycled glass were presented by Emine Erdoğan. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
207
T N E M T S E V N I T A SOCAR’S GRE
S N E P O Y R E N I F E R R STA Turkey’s largest direct foreign investor SOCAR held an international ceremony for the opening of STAR Refinery, an investment of 6.3 billion dollars. With an annual crude oil processing capacity of 10 million tons, the refinery will supply the majority of Turkey’s petroleum product demand. SOCAR’s new refinery will be a significant source of income for the Azeri and Turkish economies in the years to come.
S
TAR Refinery, a 6.3 billiondollar facility that is the largest investment made by the private sector in a single location in Turkey, and the Petlim Container Port, Petkim Wind Energy Plant and
208
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
Aliağa General Directorate Building, were inaugurated by SOCAR with a grand ceremony held on Friday, October 19. Attending the ceremony were President of the Republic of Turkey Recep Tayyip
Erdoğan and President of the Azerbaijan Republic İlham Aliyev, as well as government dignitaries and other guests from both nations.
Speaking at the opening, SOCAR President Rövnag Abdullayev said the following about STAR Refinery: “This is a historic day. Today, we open STAR Refinery, whose foundation was laid by the Presidents of the two countries in October 2011. Built and equipped with the latest technologies in the world, STAR Refinery is a strategically important investment where refining and petrochemistry are integrated. With an annual crude oil processing capacity of 10 million tons, the refinery will contribute to the Azeri and Turkish economies. STAR Refinery will reinforce the position of Petkim and SOCAR in the Mediterranean market. This refinery will produce the naphtha needed by Petkim, significantly reducing Turkey’s import dependency. The fact that STAR Refinery will be able to process various forms of crude oil is a competitive advantage for the investment.” Abdullayev said that their investments in Turkey would continue, and thanked the Presidents of the Republics of Turkey and Azerbaijan, other state dignitaries involved in the project, the main contractor TSGİ, the international finance institutions that helped to fund the project, and to everyone who worked in the construction of the refinery.
STAR REFINERY WILL SUPPLY A QUARTER OF TURKEY’S PETROLEUM PRODUCT DEMAND Being one of the largest petroleum operations in the EMEA region, STAR Refinery will produce petroleum products such as naphtha, xylene, diesel, jet fuel and LPG to contribute to the reduction of the foreign trade deficit in the petrochemical industry. The refinery has Turkey’s first Strategic Investment Incentive Certificate and has employed up to 19,500 people, 3000 of whom were engineers, from 14 countries during the busiest period in construction. When commissioned, the refinery will have 1100 full-time employees. STAR Refinery is owned jointly by SOCAR (60%) and the Ministry of Economy of Azerbaijan (40%). Opened during the same ceremony, the Petlim Container Terminal is one of Turkey’s top 3 ports with an annual capacity of 1.5 million TEU, and is the result of an investment of 400 million dollars. SOCAR’s renewables investment PETKİM Wind Energy Plant has an installed capacity of 51 megawatts and was built with an investment of 55 million Euros. The plant will be connected to the Turkish transmission grid and will help to offset SOCAR’s energy demand in Aliağa. P
The hero behind the scenes: Kenan Yavuz Türkiye’nin en büyük doğrudan dış yatırımcısı SOCAR’ın 6.3 milyar dolarlık yatırımla hayata geçirdiği STAR Rafineri başarısında projenin gizli kahramanı ve mimari olan Kenan Yavuz’un katkıları unutulmamalı. Petkim’in ayağa kalkıp özelleştirmesiyle bu entegrasyon projesine gönül koyan Yavuz, Türkiye’nin bir kümelenme metodolojisi örneğiyle tanışmasına da vesile oldu. Bu süreçte tam 1200 adet izinlerin alınmasında, bu yatırımla ilgili olarak 3 özel
kanun çıkarılmasında Yavuz’un yine ciddi katkıları olmuştu. Türkiye tarihinin en büyük proje finansmanı 3.3 milyar dolar, 18 yıl vade ve hazine garantisi olmadan bu dönemde Yavuz’un çabalarıyla ve elbette iki devletin de bu işe olan inancıyla gerçekleştirildi. Diğer önemli bir husus ise Türkiye’den ve Azerbaycan’dan çeşitli ülkelerin lobisini yaparak, bu devasa projeye engel olmak isteyenlere inat en büyük mücadeleyi veren ismin yine Kenan Yavuz olduğu unutulmamalı.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
209
PETROLEUM MOVES RAW MATERIAL PRICES; WHAT MOVES PETROLEUM PRICES? ARTICLE YAVUZ EROGLU PAGEV PRESIDENT
210
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
As raw materials account for a significant part of our costs and depend on petroleum, knowing what affects petroleum prices may be of considerable benefit to our business. Let’s begin by knowing the petroleum industry a little more closely. The industry is typically divided into three segments: 1- Upstream, or petroleum survey and extraction 2- Midstream, or processing, storing and transporting petroleum 3- Downstream, or refining and marketing to the end consumer Exxon, BP, Shell and other well-known companies are integrated operations that perform all three activities. The upstream component of the business is the most profitable, and also the riskiest. Survey is very costly, and not every excavation will result in success. Petroleum is derived from the Latin petra (stone) and oleum (oil), literally meaning “petrified oil”. As we have all seen in middle school, petroleum is the transformation of dead plants and animals into hydrocarbons after thousands of years of heat and pressure underneath the
earth. Petroleum is usually found between rock formations. This conventional petroleum is easy to extract. The reserves are shallow and artesian-like wells can be used to take it to the surface. The current conventional oil reserve of the world is approximately 1.3 trillion barrels. The first oil well in the world was drilled in America in the mid-1800s. There are other varieties of petroleum that are costly and more difficult to extract. Since these require techniques that are far beyond drilling ordinary oil wells, they are not feasible enough to be utilized before conventional petroleum runs out (and prices are thus inflated). It is estimated that all conventional, easily extracted petroleum sources have been reached by now. In its crude form, petroleum can be used in very few applications; for all others, refining is needed. Refineries separate petroleum into its components and convert them into diesel, gasoline, jet fuel and other products. Not all crude oil is equal. Oil is classified according to two criteria. Petroleum contains sulfur as it leaves the earth. Low-sulfur petroleum is easier and less expensive to refine. Because sulfur is a sour-tasting component, low-sulfur crude is called sweet crude oil. Another differentiating factor of crude oil is density. The less dense a crude is, the less expensive it is to refine, and the more energy it yields. Based on density, crude oils are classified as “heavy” or “light”. Therefore, the most expensive and preferred oil is sweet and light crude oil. A good example is West Texas Intermediate (WTI) crude oil, which is often used as a crude oil pricing benchmark. On the other end of the scale is the sour Arabian Heavy. To go back to the original question; what affects crude oil prices? The basic answer: supply and demand. Let’s go into details.
FACTORS THAT AFFECT DEMAND Petroleum is the lifeblood of the global economy. Any change in GDP affects oil demand. (See Graph 1.) Therefore, any increase in GDP brings an increase in oil. The converse is also true, as we saw in the economic crisis. This suggests another relationship: As GDP increases, so do petroleum prices. However, petroleum prices that are too high will prevent the GDP from increasing beyond a certain level, and put a stop in its own demand after a while. Recently-discovered alternative energy sources will not be able to change the relationship between petroleum and GDP in a very long time. We can use government statistics to understand the trend of petroleum demand. Many countries publish data via their Ministries of Energy or energy agencies reporting to other Ministries. (These are all available with a quick internet search.) Looking at the top ten oil consumers of the world gives more details about demand. The US is clearly in the lead. Looking at the top ten oil importers of the world, we can see that the US tops
this list as well despite producing oil itself. As countries develop, they shift from a manufacturing economy to a service economy. Developing countries like China, which have a strong manufacturing economy, increase the demand for oil. In developed countries dominated by the service industry, oil consumption is relatively stable. Demand is increased by developing, manufacturing economies. The breakdown of the use of petroleum is as follows: 1- Transport (69%) 2- Industry (24%) 3- Residential (4%) 4- Electricity Generation (2%) 5- Commercial (1%) FACTORS THAT AFFECT SUPPLY Factors that affect supply: 1- Global oil production 2- Crude oil reserves 3- Auxiliary capacities 4- Crude oil stock 5- Geopolitical situation Let’s go into details of each. PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
211
ARTICLE YAVUZ EROGLU PAGEV PRESIDENT
GLOBAL OIL PRODUCTION: Oil production across the world was growing at an annual rate of 1.5% (except the latest crisis), which barely meets the increase in demand. Global oil production is dominated by two large blocs: OPEC and Non-OPEC. OPEC (Organization of Petroleum Exporting Companies) was established in 1960 as the strong voice of the oil industry. Its 13 members are Saudi Arabia, Iran, Iraq, Kuwait, Qatar, Libya, Nigeria, Algeria, Ecuador, Indonesia, United Arab Emirates, Venezuela, and Angola. They hold regular meetings at the organization’s headquarters in Vienna twice a year, and review the supply-demand balance. They usually impose quotas on member countries to increase or balance oil prices. OPEC made a name for itself in 1973, when it imposed an embargo of oil in retaliation to the support given by Western countries to Israel during a war which would culminate in the occupation of Jerusalem by Israel. A less-known matter is that OPEC accounts for approximately 35% of the world’s oil production. The rest is produced by Non-OPEC countries. Saudi Arabia and Russia dominate the list of the top ten oil producers of the world. More importantly, Saudi Arabia has a vast reserve, yet uses only a small portion of it. As the dominant partner in OPEC, Saudi Arabia is thus able to keep oil prices high. Canada’s oil reserves may be misleading as they are of a type that is not at all feasible to extract. AUXILIARY CAPACITIES: This is the oil that remains unextracted despite having the capacity to do so in order to keep prices high. Most of the auxiliary capacity, of course, is in OPEC countries as this organization imposes quotas on its members to keep prices high. Auxiliary capacity is almost
212
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
nonexistent in non-OPEC countries, as they operate their facilities at full capacity to improve their economies. CRUDE OIL STOCK: Many locations can have an inventory of oil, such as producers, vessels or users. An increase in stock means a decrease in prices. The converse is also true. GEOPOLITICAL SITUATION: The geopolitical situation affects petroleum prices as well as supply and demand. Some examples are the 1973 OPEC Embargo, 1990 Iraq War, 2007 Nigeria attacks on pipelines, and the 2007 appropriation of petroleum reserves in Venezuela. Geopolitical events are unpredictable, but highly influential on oil prices. One thing is clear when we look at the stages of plastic raw material production: There is more profit the closer you go to the source. In other words: Petroleum Extraction > Refining > Intermediary Materials > Monomers > Polymers. IN CONCLUSION: Petroleum extractors make the most profits. Petroleum prices are affected by demand and OPEC (as they dictate supply). Demand is determined by GDP. Polymer producers, who occupy the link above us, cannot be highly profitable unless they also make monomers and even key components. The plastics industry is the tip of the iceberg; it has a very small share in petroleum consumption. More accurately, it is a user of petroleum. It is highly affected by petroleum, but has few means to affect petroleum in return. Since petroleum prices depend on demand, the global economy, and especially the US economy is the key variable that we must observe. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
213
THE STATE OF THE FLEXIBLE PACKAGING INDUSTRY ARTICLE Hasan Salih ACAR Secretary-General, Flexible Packaging Manufacturers Association Advisor, TOBB Turkish Packaging Assembly
214
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
The Flexible Packaging Manufacturers Association (FASD) was established in 2005 and is currently the only and most competent representative of the Turkish flexible packaging industry with 67 members representing 60 companies. The global flexible packaging market has an economic volume of 84 billion US dollars as of 2017. There are 18 FASD member companies in the Top 500 and Next 500 lists of the Istanbul Chamber of Commerce. These FASD member companies have a collective revenue of 3 billion US dollars and export 1.4 billion dollars’ worth of goods every year. The growth rate of the flexible packaging industry surpassed the national average growth rate in 2017. The flexible packaging industry is one of the fastest-developing subsectors of the packaging industry and has
grown by 6 to 8% on average every year since 2004. FASD is also a founding member and Board Member of ASDF (Federation of Packaging Manufacturers Associations) and a member of Flexible Packaging Europe (FPE), which gives the organization global outreach. Flexible packaging has become the preferred solution for foodstuffs due to practicality, functionality, portability, and attractiveness thanks to the latest printing technologies. One function of packaging is to act as a “silent salesperson” on the shop floor, informing customers about the product and making it stand out among similar items on the shelf. This is a major reason why upright bags, resealable packages, and single-serving packs that prevent wastage by allowing customers to buy only what they can consume have been gaining traction lately.
The objectives of FASD are to develop the flexible packaging industry as a whole across national and international platforms, pay close attention to the problems of our members, share our solution recommendations with public authorities and policymakers for implementation, and ensure that our industry develops in harmony with the EU. Our work to achieve these objectives include creating an environment where our members can thrive to become the leading suppliers of the world, keeping statistics about our industry, and learning about the latest EU regulations to ensure that our regulatory framework is harmonized. Our sector comprises 42% of the whole
packaging industry and exports some 40% of its production. Plastics account for 75% of the raw material use in our industry, and over 90% of them are imported. Regulations that make the import of flexible packaging raw materials have adverse effects on the sector, reducing our competitive ability and sometimes preventing exports altogether. FASD cooperates closely with the Ministries concerned to come up with solutions. Our key objectives are to develop the flexible packaging industry as a whole across national and international platforms, pay close attention to the problems of our members, share solution recommendations with public authorities for implementation, and ensure that our industry develops in harmony with the EU. P
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
215
ADVANTAGES OF PAGEV MEMBERSHIP PAGEV fulfills its mission, shaped according to the needs and demands of its members, by engaging in the following activities:
1 2 3 216
Assists policymakers in shaping policies that will support the plastics industry.
Helps the plastics industry improve its competitiveness as a whole, and engages in activities that will attract more value and employment opportunities to the Turkish market.
Uses print and visual media to communicate the issues in the industry and solution recommendations to the public.
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
4
5 6
Enables discount pricing for its members in the annual PlastEurasia Fair held by Tüyap and PAGEV.
Signs agreements with Turkish and foreign fair organizers to provide discount pricing for its members in their events; participates in select events with a booth where the latest process technologies of its members are promoted.
Enables free or discount admission for its members to the annual Plastics Industry Congress, the International Plastic Packaging Technologies Conference and other regular events organized by PAGEV, and to other events organized by PAGEV’s partners.
7 8 9 10 11
Organizes trainings needed by its members to keep up with the latest developments.
Issues reports and meets with Ministers regularly to communicate industry-wide or specific issues.
Participates in industry conferences and meetings in Turkey or abroad.
Publishes industry reports and data on its website. Builds a network among its membership to facilitate communication and promotion of advanced process technologies worldwide.
PAGEV Board of Directors members take active duty in industry-related organizations such as the Union of Chambers and Mercantile Exchanges of Turkey (TOBB), Istanbul Chamber of Commerce, Istanbul Chamber of Industry, and Technology Development Foundation of Turkey for the crossplatform communication of issues and potential solutions.
12 13 14
Presides over the TOBB Plastics, Rubber and Composite Industry Assembly, the highest-level organization of the industry mandated by law.
Develops and implements projects that strengthen the image of the plastics industry, ensure an awareness of environment, and contribute to social responsibility projects.
To apply for membership: +90 212 425 13 13
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148
217
WWW.MATERBI.COM
. BIYOBOZUNUR . . VE KOMPOSTLANABILIR )
elma kabugu gibi
Türkiye Mümessili : Flogaz Kimyevi Madde Makina San.Ve Tic. A.S. Tel : 0212-2797071 • www.flogaz.com • novamont@flogaz.com
220
PAGEV PLASTİK DERGİSİ | SAYI 148