Köklerimize Yolculuk Sayın okurlarım, sizleri bugün köklerimize doğru bir yolculuğa davet ediyorum.Buyrun bu yolculuğa var mısınız? Biliyorsunuz, tarihi eğemen uluslar kendi çıkarları doğrultusunda yazarlar.Ezilen,vatanları işgal edilmiş uluslar ise, eğemen güçlerin dinsel,ırksal ve kolonial propağandaları sonucu kimliklerini kaybederler,kaybetmeyip direnenler ise çeşitli baskı , yıldırma ve aşağılanmalara maruz kalırlar;Bir aşağılanma örneği vereceksek bugün T C sınırlar içinde yaşayan LazGürcüleri örnek alabiliriz:Laz halkını aşağılamak için eğemen güçlerin teorisyenlerince üretilen sayısız fıkralar ,’Kaz uçarda Laz uçmazmı?,Lazdan olsa evliya sokma avluya’veya 1877-78 Osmanlı-Rus paylaşım savaşı sonucu Anadolunun değişik bölgelerine sürülüp buralarda en fazla yedi haneyi bir köye, ve eğemen güçlerin teorisyenlerince bunların yerleşim alanları ile diğer Gürcü yerleşim alanları arasındaki mesafe en az iki saat uzaklıkta olmalıydı çünkü bunlar birbirine yakın yerleştirilirlerse birbirleri ile evlenir ve asimilasyona direnirler .Genelde verimsiz alanlara yerleştirilen bu bu zavallıların çoğu açlık ve hastalıklardan telef olmuştur.Bunlar için uydurulan ‘....dil bimez Gürcümüyüm?’ türküsü bunları aşağılayıp,kendi dillerinden utanmaları için uydurulmuş bir teranedir.Neyse biz sözü fazla uzatmayıp konumuza dönelim. Sizlere aşağıda sunduğum alıntılar,yayına hazırladığım ‘Gürcü Ulusunun Tarihi’ kitabından alınmıştır. Indus Havzası Eski Gürcüstan ilişkileri Indo-georgian historical ties Dr.N .Kenchoşvili,ve Jurnal Tsiskari dec 1993,Tbilisi,den alınmıştır. “Son yıllarda yayınlanan dilsel,arkeolojik,etnografik ve antropolojik yayınlar Gürcüstanla İndus havzası medeniyeti arasında MÖ 4000-1000 yılları arasında kültürel ve tarihi bağların bulunduğun kanıtlamaktadır.” Yunanlı büyük iskenderin hindistan seferinden önce Kafkasya ve Ortadoğudan İndus vadisine doğru göç hareketlerinin olduğu sanılmaktadır.Dünyamızda yaratılan tüm uygarlıklar,kendinden önceki uygarlıklardan ve çevresindeki uygarlıklardan etkilenmeden kendi başına doğmamıştır. Hint-İndus vadisi uygarlığı (Dravidian) ile Proto Gürcü uygarlığıda bu kuralın dışında değildir; bu uygarların birbirini etkilemesinde Ortadoğuda-Önasya halkları (Sümerler, Akadlar ve Persler) köprü vazifesi görmüştür. MÖ 4000 yıllarında Mezopotamyanın kuzeyi ile eski Gürcüstanın güneyinde (Bugünkü Doğu-Güney Anadolu , Kuzey Irak ve Güney batı İran) diller ve kültürlere arası bir sentez oluştu.(Bu bölgelerden Hindistan yarımadasına doğru yoğun göçler oluştu).Akdeniz kökenli Proto Dravidianlar Kuzey-doğuya doğru göçüp İran üzerinden komşu Hindistana göçerken eski bir medeniyetin sahibi olan ozamanki Gürcü boyları ile kültürel ve dilsel iletişimde bulunup;birbirinden kelime ve mitolojik semboller almamalari kaçınılmazdı.”Prof T Gamkrelidze,V.Ivanov,Indo-Europan Language and Indo-Europeans,Tbilisi 1984 S.890”
Gürcü ve Sanskrit dil bilimcileri yaptıkları mukayeseli çalışmalarda aşağıdaki belirgin benzerlikler ortaya çıkarmışlardır; Sanskritçe
Gürcüce
Kudi Mala Bandha Mil (na) buluşma,bağlantı Tanu Ena Nav
kudi mala bandva Mili tani ena navi
kuyruk belkemiği bağlamak boru, bağlantı borusu vucut dil kayık
Hint-Aryan kelimelerinden tanu (vucut),ena (dil),nav (kayık) kelimeleri Gürcüce ile aynı olup,R.Mukherji,ye göre (in Tantrism) genişleme (vucudun genişlemesi gibi) kendini iç bilinç sürecinin genişlemesi (uzanması,büyümesi) anlamına geliyor. *Tantrizm ya da Tantralar dini, Yoga’nın özerk bir gelişmesidir. Kaynağını fizyolojik ve kozmogonik simgelerden alır.
Tarihçi i. Javakhişvili ve A.Lipin’e göre; Gürcüce olan bu üç kelimeye, Dravidian ve Sümer dillerinde de rastlanmaktadır.Alman dil bilimcisi Prof.Dr. Heinz Fähnrich, İbero-Kafkas dilleri (Proto Gürcü ) ile Dravidian dilleri arasında benzerlik görüp bunların bir sistem karakterine sahip olduklarını var saymaktadır.(Ibero-Caucasian and Dravidian Languages,Tbilisi,1972; Kartwelish und Dravidianishe Sprachparalleteit,Berlin,1991)
Bilhassa Proto Gürcü ve Proto Dravidian dilleri arasındaki sözcük benzerlikleri çok önemlidir: Örnekler: Gürcüce Tsitel Tsuri Karri
Tamilce tsitai kırmızı tsuro meme Karri rüzgar
Göçebe Aryanların Kafkasya üzerinden İran ve Hindistanı işgalleri sırasında Gürcü Hint kültürel etkileşimi olmuştur.Gürcü kabilelerinden Hattilerin sözcüklerinde at yetiştiriciliği ile ilgili pek çok Aryanca sözcük vardır. Sumer-Akad kıralı Naram-sin, ın adı (MÖ 2254-2218,Anlami: ay tanrısı –sın tarafından sevilen .) Hint yazıtlarında ‘Narasimha’ olarak geçiyor.Hatti kıralı ‘Ganiş’ ise Hint kaynaklarında ‘Ganeş’ olarak geçiyor.Hintli filosof S.C.Chatterjee,ye göre,Proto-Hint medeniyetinin büyük bir bölümü Aryan kökenli değil.Tarihçi R.C. Majumdar ise ,Hint yarımadasına gelen dış medeniyetler içinde Dravidian-Akdeniz kökenliler,Proto Australoidlere kıyasla daha medeni idiler.Eski sanskrit Hänt dilinde Su (surya)-güneş,mer (meru) –dağ anlamına gelmektedir;bundan Sumer kelimesinin anlamı:Güneşli dağ ülkesi anlamı çıkmaktadır. Gürcü etnolog S.Makalatia,ya göre Hint-İran tanrısı ‘Mitra’,eski Gürcü pağanist takvimine göre,Mirsoba- mart ayı tanrısı’nı çağrıştırmaktadır.’Mitra’ ise ğüneşin oğlu anlamına gelmekte olup tinsel isimler olarak kullanılmıştır.Örneğin tarihte ‘Mitridate’,’Mihraan’,günümüzde ise ‘Mirian’.
Malakatiaya , Antik çağda,Gürcüstanın kuzeyindeki dağlık bölgelerde,Hint danscıları ‘devadasis’,lere benzer phallus kültü,ne mensup erotik danscıların varlığından söz etmektedir. Yirmi yılını Hindistanda geçiren Fransiz etnolog ve misyoner Abbe J.A.Dubois(17651848):Hintlilerin Ganj,Indus ve Godavari nehirlerini kutsal sayıp buralarda bedenen ve ruhen aklandıkları zamanlarda Kolkheti (Batı Gürcüstan) halkıda Phasisi-Rioni nehirlerinde aklanıyorlardı demektedir. Brahmaizmin (Brahma-Papaz, bu dinin papazları) (eski Hint dini) kökeni Mısır ve Arabistan değil, Nuhun oğlu Sam-Şem,in soyundan geldığı hiç doğru değil.Yafes (Yaphoth) soyundan olabilir.Bunlar Hindistan kuzeyden geldiler ve bunların kökleri Kafkasya,ya dayanmaktadır. Kafkasyadan gelen bu Brahminler Milattan 9 asır önce burada Brahmaizmi yeşerttiler. Kültür Sulama ve kanalizasyon sistemleri ve modern üretim araç ve gereçleriyle donanmış HattSubari ülkesi O çağlarda bağcılık,şarap üretimi ve evcil havyan besiciliğinde çok yüksek düzeydeydi. Hatti-Subari ustalarının ürettiği pirinç,demir,bakır ve tunç gibi maddelerden oluşan araç ve gereçler tüm Önasya ve Avrupa ülkelerine satılıyordu.Subariler Mısıra iki tekerlekli savaş arabaları ve kereste ihraç ediyorlardı. Maden ve topraktan yapılan ev ve süs eşyalar mitolojik yaratıklar ve çeşitli totem hayvan figürleri ile süsleniyordu ve bunlar tüm dış ülkelere satılıyordu. 1936-39 Yıllarında Trialeti de yapılan kazılarda MÖ 2 000 yıllarına ait Korgan tipi mezarlardan ölüyle birlikte dört tekerlekli ağaç araba,altın,gümüş ve pirinç madeninden yapılmış süs eşyalar ile topraktan yapılmış süslü ev gereçlerine rastlanmıştır. Hatti-Subariler çok iyi yapı ustası idiler.Bunların yaptığı ‘hilani-hulo’ tipi evler tum komşu ülkelerde revaçta olup oralarda da bu adla adlandırılıyordu. Hatti ülkesi anaerkil bir toplumdu ve kadına saygı çok önemliydi.Kıralların eşleri tahtın yanıbaşında oturur ve yönetimde söz sahibi idiler.Kirallar despot değildi ve ülkeyi halkın meclisi ile birlikte yönetirlerdi.Dini kuruluşların geniş toprakları ve sayısız mülkleri vardı;ülke yönetiminde söz sahibi idiler.Hatti adalet sistemi kasıtlı suçlarla kaza suçlarını birbirinden ayırır ve daha insancıldı.Ölüm cezası saadece ağır suçlara verilirdi. Tarihi Hatti – Gürcüstan benzerlikleri Bazı tarihçilere göre Hatti dili Hititçe ve Palaların (bugünkü Sakarya nehrinin güneyinde yaşayan eski bir Anadolu halkı) dillerine karışıp yok oldu. MÖ 3 000 -1300 yılları arası Kuzey doğu Anadoluda konuşulan Hatti dili ile günümüzde konuşulan Gürcüce arasında akrabalık teyit edilmiştir. Eski Armazi,zadeni (İran) ve Gaimi (Semitik) bazı tarihçilere göre İran ve Semitik orijinli
sanılıyordu ama son yapıla topografik araştırmalar ve halen kullanılan özel isimler (Zadeni,Armazi,Goça) bunların Gürcü kökenliliğini kanıtlıyor. Hattice Tar-u –hava/iklim tanrısı Gürcüce Dari,(Türkiyedeki Gürcülered Tarosi) aynı anlama geliyor. Hattuşa,Hatti halkı tarafındanKuruluşu MÖ 6000 yılları MÖ 2000 yılları Hititlerin başkenti. Hattuşa şehri beyi-yöneticisi adı:Piust,Svanca Pusd,bey-yönetici aynı anlama geliyor. Kişinin nereli olduğunu belirleme soneki- hattice –il,-ili gürcüce –el-eli, (örneğin ArtvineliArtvinli,Artvin ilinden) Hattice –ia,Gürcüce –ia (Örneğin Hattia,Huzzia-Gürcüce Hatia hutsia (okunuşu Khatia,Khutsia) Hatti ve Prohatti dilleri ile Gürcü dilleri arasında akrabalık aşağıdakı örneklerle de teyit ediliyor: Hatti ve Gürcü morfolojisi (dil bilimi) benzerlik-Çekim eki Hattice – it,Gürcüce – it Yön eki- Hatti – ta,Gürcüce – da. Şahıs zamirlerindeki benzerlik : Gürcüce-me (ben) Hattice – mi “ - şen (sen) “ “ - is (o ) ” ” - çveni (bizim) ” “ - tkveni (sizin) “
- şi - tsi - veni - teni
Hitit ve Luvi dillerine Hattilerden alınma ve başka Hint-Avrupa dillerinde olmayan HattiGürcüce kelimeler: Gürcüce -Piri (Çene) Hattice –puri, Gürcüce –armaz-i (ay) Hattice –arma Göçebe bir kavim olan Hititler,Hattilerin ülkelerini zapt ettikten sonra Hattilerin dinlerinden,metal işçiliğinden,bağ ve şarapçılığından etkilenmişlerdir. Hattice
Gürcüce
Sama (dinlemek) Tumail,(tuma-il) (Yağmur) (va) zar (koyun) Ures (metal işleyen) Tete (*titi) (büyük) Tekan (toprak) Ta (ve) (bağlantı eki) Kakkapa (keklik)
-smena,mosmena –tsvima -tskvari - uro - didi - tika - da - kakabi
Köklerimize kısa bir yolculuk yaptık.Bilmem beğendiniz mi? Kalın sağılcakla Mşvidobit Şalva Tevzadze Stockholm-İsveç 19 Mart 2012