KADIN DERGISI

Page 1

JAAR 5 | NR. 44 | 15 MEI - 15 JUNI 2012

Avr8. up Yar Şiir a son ışma uçla sı ndı

De Stem van de Multi-Culti Vrouw

TENİNİZE EN UYGUN RENKLER Aşk dizileri ile aşkı ucuzlattık

ihaneti öğrendik ÇİLLERE VE LEKELERE KARŞI

FORMÜLLER

Yaza damgasını vuracak kombinler

Mustafa Ceceli: Şarkı söylemeyi ondan öğrendim

Ayın diyeti Patlamış mısırı gönül rahatlığıyla yiyin!

n i t e m ü k hü ydi

buüşecegi benllkioptu d

e d r e y i ğ inceldi

i: Ayın Testikkatli

ve d Mantıklı, hassas ve misiniz sal mı? duygu


İLE ANLAŞMALIYIZ zorgverzekeringen

7/

24

• Kalp (dünya Kalp) • Ortopedi (dünya Ortodepi-Ka) • Kadın Doğum • Genel Cerrahi • Beyin Cerrahi • Plastik Cerrahi • Dahiliye Gastroentereloji • Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon • Göğüs Hastalıkları • Dahiliye • Nöroloji • Üroloji • Kulak Burun Boğaz • Göz • Çocuk Hastalıkları • Çocuk Cerrahi • Psikiyatri • Cildiye • Ağız ve Diş Sağlığı • Beslenme ve Diyet • Görüntüleme Bölümü

+31 (0)20 614 53 63

melikgazi hastanesi

Modern Dünya Hastanesi: (0352) 207 77 77 • www.moderndunyahastanesi.com Avrupa Hastanesi: 444 38 00 / (0352) 231 25 25 • www.avrupahastanesi.com Melikgazi Hastanesi: 444 10 38 • www.melikgazihastanesi.com


Tandartsen praktijk West 5 bestaat uit een groot team die u professioneel tandheelkundige hulp kunnen aanbieden die werkzaam zijn onder de leiding van tandarts F. Alsaid.

Tandartspraktijk West 5, Slotermeerlaan 69 1064 HA Amsterdam T: 020 4473489 • M: 06 52683329 tandartspraktijkwest5@gmail.com

+31 (0)20 614 53 63

Ook bieden wij Kindertandheelkunde, Kronen, Bruggen, Bleken, Mondhygiene, Parodontologie, Zenuwbehandelingen, Kunstgebitten, en Implantologie aan op de praktijk.



KADIN | 5


KADIN

YIL / JAAR: 5 SAYI / NUMMER: 44 15 MEI-15 JUNI 2012

Algemeen Directeur Genel Yayın Yönetmeni / Hoofdredacteur Yazı İşIeri Müdürü / Eindredacteur Haber & Araştırma / Nieuws & Onderzoek

Yazarlar / Schrijvers

Reklam Satış Pazarlama / Advertentie

Bu sayıda katkıda bulunanlar Aan dit nummer werkten verder mee Sayfa Tasarımı / Lay-Out Hukuk Danışmanı / Juridisch adviseur Abone / Abonnee

Dağıtım Yazışma Adresi / Post Adres İdare Merkezi / Bezoek Adres

PMG EBUBEKİR TURGUT MÜNEVVER ESRA TURGUT ÖZLEM ÖZYOL, SEVİM HÜLYA GERİLAKAN SELİM TURAN, M. TAHTALI, HATİCE TURGUT M.KÜBRA, MUSTAFA TOGA, FUAT ASLAN EMİNE BOZKURT, FATMA KOŞER KAYA, B. MEERKERK, SADIK YEMNİ, ÖZLEM ÖZYOL, FUNDA MÜJDE, JESSICA MAAS, SELMA COŞKUNER, AV. TENZİLE ERDAL NEVİN ÖZÜTOK, NURAY BOSSINK TUNA, SEMA MARAŞLI, SABAHATTİN UÇAR, ESMA KÜÇÜK, MEHMET ÇALIŞKAN SELÇUK ÖZTÜRK T. 020 - 614 53 63 F. 020 - 613 24 23 HAYRİYE, BÜYÜKEKEN, SELMA GECİKMEZ, TURGUT OKAN, BANU ÇELİK, KERİME SAHİN, YETER AKIN P-Ajans: info@p-ajans.nl AV. İSMET ÖZKARA HOLLANDA SENELİK 25,00 EURO (PER JAAR) BELÇİKA SENELİK 35,00 EURO (PER JAAR) DİĞER ÜLKELER 60,00 EURO HOLLANDA GENELİ POSTBUS 69026, 1060 CA AMSTERDAM DERKINDERENSTRAAT 108 B, 1061 VX AMSTERDAM T. 020 - 614 53 63 / F. 020 - 613 24 23 INFO@KADINDERGISI.NL / WWW.KADINDERGISI.NL

©2008 PMG YAYINLANAN YAZILARIN SORUMLULUĞU YAZARLARA VE REKLAMLARIN İÇERİĞİNDEN REKLAM VERENLER SORUMLUDUR. DOĞACAK HUKUKİ SORUMLULUK HİÇ BİR ŞEKİLDE DERGİMİZİ BAĞLAMAZ. DERGİMİZDE YER ALAN YAZI, RESİM, KARİKATÜR İSMİMİZ BELİRTİLMEK SURETİYLE KULLANILABİLİR. REKLAMLAR MÜSADE ALINMADAN KESİNLİKLE KULLANILAMAZ. HET IS NIET TOEGESTAAN OM, ZONDER VOORAFGAANDE TOESTEMMING VAN KADIN, DOOR KADIN GEPUBLICEERDE ARTIKELEN, ONDERZOEKEN OF GEDEELTEN DAARVAN OVER TE NEMEN, TE (DOEN) PUBLICEREN OF ANDERSZINS OPENBAAR TE MAKEN OF TE VERVEELVOUDIGEN. OP ONZE AANBIEDINGEN EN OVEREENKOMSTEN ZIJN VAN TOEPASSING ONZE ALGEMENE VOORWAARDEN, WELKE ZIJN GEDEPONEERD BIJ DE KAMER VAN KOOPHANDEL TE AMSTERDAM

ISSN: 1574-022638-4014-29 8-13

Kadın Dergisi Nisan Sayısı Kapağı

66 || KADIN KADIN

10 18 20 22 24 28

inhoud

İmtiyaz Sahibi / Uitgever

RÖPORTAJ: BU HÜKÜMETİN DÜŞECEĞİ BELLİYDI VE İNCELDİĞİ YERDEN KOPTU!

BAKIM: DOĞADAN GELEN GÜZELLIK

BAKIM: ETKİLİ YÖNTEMLERLE CİLDİNİZİ HAZIRLAYABİLİRSİNİZ BAKIM: ÇİLLERE VE LEKELERE KARŞI FORMÜLLER

ŞEHİR IŞIKLARI

HAYATIN İÇİNDEN: HAYATIMIZ BLUE OLDU


EVLİLİK TERAPİSİ: EYVAH! BEN NE YAPACAĞIM ŞİMDİ?

AYIN TESTİ: MANTIKLI VE DİKKATLİ MİSİNİZ, HASSAS VE DUYGUSAL Mİ?

MODA: PASTELKLEUREN

MODA: TENİNİZE EN UYGUN RENKLER!

MODA: YAZA DAMGASINI VURACAK KOMBİNLER

46 58 64 66 72 77

TANITIM SÖYLEŞİ: KİŞİLİĞİNİ FATOŞ HAIR AND BEAUTY’DE ÖZELLEŞTİR FIKRALAR

SİNEMA:

MÜZİK: MUSTAFA CECELİ: ŞARKI SÖYLEMEYİ ONDAN ÖĞRENDİM

BESLENME: KAN GRUBUNA GÖRE BESLENME

BULMACA

içindekiler

32 34 38 40 42 44

EVLİLİK TERAPİSİ: AŞK DİZİLERİ İLE AŞKI UCUZLATTIK, İHANETİ ÖĞRENDİK


8 | KADIN


EDİTÖRDEN

Sevgiyle merhaba, Alkol tüketimi özellikle lise son sınıf erkek çocukları arasında oldukça yüksek boyutlarda olduğu gibi, ergenlik dönemindeki kız çocuklarında da alkol kullanım oranı yükseliyor. Bir gencin alkol kullanması alışkanlığa yol açabileceği için tehlikelidir. Bu ülkede alkol alışkanlığı olan yaklaşık binlerce erişkinin yarıdan fazlası aşırı alkol tüketimine gençlik yıllarında başlamıştır. Bir erişkin için alkol alışkanlığının gelişmesi yıllar almasına rağmen, gençlerde birkaç ay gibi kısa bir sürede oluşabilir. Bir kişinin alkolik olmasının nedenleri oldukça karmaşıktır. Bununla birlikte genç bir insan için reklam kampanyaları ve örnek aldığı modeller(akranlar ve aile fertleri)alışkanlık oluşmasında çok önemlidir. Alkol kullanmaya erken yaşlarda başlanması, psikolojik olarak alkole ihtiyaç duyulması ve belki de genetik faktörler bağımlılığa belirli bir eğilim oluştururlar. Gençler arasındaki alkol alışkanlığı aileyi, okulu ve toplumu etkilediği için önemli bir sorundur. Alkol alışkanlığını önlemek veya onunla baş etmenin tek yolu: sorunu anlamak ve eğitimdir. Anne ve Baba Olarak Rolümüz Okullarda alkol ve uyuşturucu kullanımına karşı eğitimin önemi giderek daha iyi kavranmaya başlanmış gözükse bile, aynı oranda önemli bir diğer eğitim alanı da ailedir. Çünkü çocuklar ilk kez bu ortamda alkolden neden uzak durmaları gerektiğini ve nasıl uzak durabileceklerini öğrenirler. Anne ve Babalar, alkol ve uyuşturucu maddelerin neden gençlere çekici geldiği, alışkanlığın belirtileri, alışkanlığın uzun ve kısa dönem etkileri, alışkanlığı olduğundan kuşkulanılan bir çocuğa nasıl yaklaşılması gerektiği ve ne tür yardımlar isteyebilecekleri konusunda daha çok şey öğrenmelidir. Kendine güven ve iletişim kurma biçimlerinin alkol alışkanlığında yaşamsal bir rolü vardır. Bir çok genç alkolik, , çocuklarının kişisel yetersizliklerini fark edemediklerini ve birçok alanda aileleriyle iletişim kurmanın imkansız olduğunu dile getirmiştir. Güven ilişkisi ilk çocukluk yıllarında kurulmalı ve çocuğun olgunlaşmasına kadar devam ettirilmelidir. Okul yaşı çocuğunda , akran baskısı birçok değer yargısının kaynağını oluşturduğu için çok önemlidir. Özellikle alkol kullanımı konusunda. Çocuklar duyduklarını ve gördüklerini öğrenirler. Birçok çocuk psikoloğu, çocuğun alkol kullanımı konusundaki tavrının beşinci sınıftan önce aile ve televizyon tarafından şekillendirildiğine inanır. Ailenin iyi örnek olması ve bunu erken yaşlarda yapması önemlidir. Akran baskısının egemen olduğu ergenlik yıllarında ailenin iyi örnek olması daha da önemlidir. Eğer alkol alışkanlığınız varsa büyük olasılıkla çocuğunuzda da olacaktır. Eğer çocuklarınız alkolü tehlikeli, alışkanlık yapıcı bir madde olarak gördüğünüzü bilirlerse alkolle ilişkileri sağlıklı olacaktır.Anne ve Baba olarak oğlumuz yada kızımızla kadeh tokuşturmayı bir marifet sanmayalım. Genç insanların alkol alışkanlığı konusunda çok az eğitildikleri bir toplumda yaşıyoruz. Birçok genç alkole bağlı olarak ortaya çıkabilecek fizyolojik ve psikolojik sorunlara karşı pek de duyarlı değildir. Eğer bu süreçte onlara sevgiyle yaklaşmaz , akıllıca yol göstermezsek bir trajediyle karşılaşabiliriz. Sevgi dolu, sağlıklı bir yaşam dileğimle...

Sevim Hülya Gerilakan hulya@kadindergisi.nl


RÖPORTAJ

D66 Milletvekili Fatma Koşer Kaya:

Bu hükümetin düşeceği belliydi ve inceldiği yerden koptu! “Ülkede işsizlik, ekonomik kriz, konut pazarında, sağlık sektöründe problemler yaşanırken bu hükümet aylarca PVV partisinin sunduğu saatte 130 kilometre süratle taşıt kullanma konusuyla ilgilendi ve bu sonuç kaçınılmaz oldu”, diyen Fatma Koşer Kaya’ya hükümetin parlamento desteğini kaybetmesini, ekonomik krizi,Türkiye Hollanda diplomatik ilişkilerinin kuruluşunun 400. yıl kutlamalarını sorduk. 10 | KADIN


RÖPORTAJ

KADIN | 11


RÖPORTAJ

‘Biz bu dünyayı atalarımızdan miras değil, çocuklarımızdan emanet aldık’ “Bu bir kızılderili atasözü ve parti politikalarımızla çok bağdaşıyor. Çünkü bizim amacımız, bizden sonra gelecek nesil için güzel bir dünya bırakmak”, diyen Fatma Koşer Kaya Samsun iline bağlı olan Çarşamba ilçesinde dünyaya geliyor. Banu Çelik

Koşer Kaya birkaç yıl babasından ayrı kaldıktan sonra anne ve kardeşleriyle birlikte Hollanda’nın Bergen op Zoom şehrine yerleşiyor. Koşer Kaya o günleri şöyle anlatıyor: “Bergen op Zoom Hollanda’nın küçük şehirlerinden biri fakat o şehri çok seviyorum, çocukluğumun geçtiği yer, orada çok güzel ama tabii bunun yanı sıra üzücü hatıralarımda var.” Fatma Koşer Kaya daha henüz 13 yaşıyken babasını talihsiz bir trafik kazası sonucu kaybediyor.

12 | KADIN

Babanızın vefatından sonra neler yaşadınız? “Tabii ki çok kötü günler yaşadık, annemi bu konuda çok takdir ediyorum, kendisi çok mükemmel bir annedir. Babamın vefatından sonra 6 çocuğuna tek başına bakmak zorunda kaldı, ben ve diğer kardeşlerimi en iyi şekilde büyüttü ve hepimizi okuttu. Yetersiz Hollandacasına rağmen bütün zorlukları aşması ayrıca takdire şayandır.” Bergen op Zoom’daki öğrencilik hayatınız nasıldı? “İlkokuldan sonra VWO bölümünü okudum. O dönemlerde ilkokuldan sonra VWO okuyan çok az öğrenci vardı, benim okulumda Bergen op Zoom şehrinde ilk Türk asıllı öğrenciydim.” Politikaya atılmaya nasıl karar verdiniz? “Öğrencilik yıllarımda bir gün politikaya atılacağımı biliyordum. O zamanlarda da dünyada olup biten politik olaylar ilgimi çekerdi. Toplumsal olaylarla ilgili öğrencilik dönemimizde arkadaşlarla bir araya gelir toplumsal konuları tartışırdık.

Politikaya ilgimin gelişmesinde ailemin de etkisi olmuştur, onlarda toplumsal, sosyo- ekonomik olaylarla ilgilenirlerdi. Hatırlıyorum, o zamanlarda dahi bizim evde radyo hep açık olur ve haberler muhakkak dinlenirdi. Üniversite yıllarımda Hollanda’daki mevcut politik partileri araştırmaya başladım. O zamanda Democraten 66 (D66) ilgimi çeken ilk parti oldu. Üniversite yıllarından sonra bu partiye duyduğum ilgiden yola çıkarak D66 partisine üye oldum. Tabii üye olmadan önce diğer partileri de araştırdım, fakat sonuç olarak D66 partisinin benim görüşlerime en uygun parti olduğu kanaatine vardım.” Neden D66? “ D66, Hollanda toplumunu gruplara ayırmayan bir partidir. ‘Hangi dinden, ırktan olursanız olun, birey olarak bu topluma olan katkınız nedir ?’ yaklaşımı benim ve partimin en önem verdiği çıkış noktasıdır. Politikada halen insanları gruplara, kalıplara sokan politikacılar var. Bu bana çok ters gelen bir mantık anlayışı. Bu tür kalıplaşmış önyargıları aşmamız gerekiyor. Eğer insanların yaşadıkları topluma


RÖPORTAJ entegre olması isteniyorsa, insanların yabancılaştırılıp bir takım kalıplara sokulmamaları ve bu toplumun bir parçası olduklarının kabullenilmesi gerekmektedir.” Partinizin içeriği nedir? “D66 partisini sosyal liberal bir parti olarak adlandırabiliriz. Vatandaşların her konuda seçim hakkı olduğunu savunuyor ve kendi seçimini yapabilmesi için gerekli sosyal çevreyi hazırlamamız, kurmamız gerektiğine inanamıyoruz. Çünkü herkes aynı güçte veya aynı birikime, eğitime sahip olamayabiliyor. Bunun dışında önem verdiğimiz başka bir unsurdan bahsetmek istiyorum. ‘Biz bu dünyayı atalarımızdan miras değil, çocuklarımızdan emanet aldık.’ Bu bir Kızılderili atasözü ve bizim parti politikamızla çok bağdaşıyor; Bizim amacımız yeni nesillere pozitif bir atmosfer, sağlam bir zemin bırakmak.”

Yakın dönemde ‘New Generation’ derneğiyle bir toplantımız olacak. Gençlerimizde aynı şekilde sorunlarına çözüm bulabilmek için yaşadıkları şehirlerde toplantılar düzenlemek istedikleri takdirde bunları bana iletirlerse, ben onları temsil eden bir milletvekili olarak her zaman yanlarında olurum.”

İstikrarlı ve zemini sağlam bir koalisyon olmadığı açıkça ortadaydı. Bu hükümetin düşeceği başından beri belliydi, fakat sadece ne zaman olacağı bilinmiyordu. Bu anlamda hükümetin düşmesine pek şaşırmadım çünkü hükümet üç ayaklı sandalyenin üzerinde duruyordu ve dengesini kaybetti.”

Hükümetin düşmesiyle ilgili sizin ilk reaksiyonunuz ne oldu? “Bilindiği üzere bu hükümet azınlık koalisyonundan oluşuyordu. PVV partisinden destek alması gerekiyordu ve aynı zamanda SGP partisinin de bu hükümetin gizli destekleyicisi olduğunu görüyorduk.

Hükümetin düşeceğini tahmin etmiştiniz. Bu olayın bu şekilde sonuçlanacağına dair hangi sinyaller gelmişti? “Bilindiği gibi hükümet liderleri Catshuis toplantılarında yine bir kırılma noktası yaşadılar. O zamanda Geert Wilders ve PVV

Partinizin gelecekteki planlarından bahseder misiniz? “Biz parti olarak büyümeye devam eden ve ne istediğini çok iyi bilen bir partiyiz, umuyoruz ki bir sonraki seçimlerde daha iyi bir sonuç alırız. Hollanda’da gerçekleşmesi gereken reformlara önem veriyoruz ve bunun için çalışıyoruz. Hollanda’daki toplum hızla yaşlanıyor, bir süre sonra bu gruba hak ettiği kaliteli hizmeti vermek istiyorsak yapılması gereken bir takım değişikliklerin olduğuna inanıyoruz ve bu yasa tasarısını hükümete sunduk. Bunun dışında dünyaya açık, bireysel ve toplumsal özgürlüklere inanan bir partiyiz. Bunlara inandığımız için açık yüreklilikle PVV partisinin öne sürdüğü bir takım önyargılara karşı çıkıyoruz.” Hollanda’nın içinde bulunduğu sıkıntılardan bahseder misiniz? “Ülke olarak zor günler geçiriyoruz. Hollanda’da işsizlik problemi var ve bunu özellikle diploması olan gençlerde gözlemliyorum. Bu konuyla ilgili “discriminatie op de arbeidsmarkt” adında bir toplantı düzenledim. Maalesef hedeflediğimiz kitlelerden çok fazla katılım olmadı. Fakat ben gençlerin iş pazarındaki konumlarıyla ilgili sürekli toplantılar düzenlemeye devam ediyorum. Gençlerimiz, paylaşmak istedikleri bir konu olduğunda bana her zaman f.koserkaya@tweedekamer.nl adresinden ulaşabilirler.

KADIN | 13


RÖPORTAJ Partisinin güvenilir bir koalisyon partisi olmadığını görmüştük. Aslında hükümetin bu durumda devam edemeyeceğini Başbakan Rutte tahmin edebilir ve olayın bu duruma gelebileceğini öngörebilirdi.” Hollanda´nın bütçe açığıyla ilgili bir plan yapması gerekirken Avrupa Birliği’nin sunduğu tarihten birkaç gün önce düşmesi sizce sorumsuzluk değil mi? “Bu bütçe açığı çok büyük bir sorun. Hollanda´nın sorunlarını bir sonraki nesillere bırakmak istemiyorsak bu sorunu ele

alıp kökten çözmemiz gerekiyor. Hükümetin bu açığı kapatmak için bir an evvel reformlar yapması gerekiyor. Hollanda´nın şu an 400 milyar Euro bütçe açığı varken risk almamaları ve ülkenin geleceğiyle oynamaması gerekiyor. Bu nedenle D66 partisi, CU, GroenLinks, VVD ve CDA partilerini yanlarına alarak bütçe açığının kapatılması amacıyla reform paketini sunmuşlardır. Hükümetin, Hollanda halkını direk olarak negatif etkileyen kanunlarını da durdurmuştur. Bunlara örnek olarak, (persoonsgebonden budget, huishoudinkomentoets, grif-

fierechten, passend onderwijs) kanunlarını verebiliriz.” Aslında Catshuis´deki görüşmede bu hükümete Başbakan Rutte´nin mi son vermesi gerekiyordu? “Bununla ilgili bir fikir beyan etmem doğru değil. Sonuçta Başbakan hükümete devam etmekten yanaydı. O zaman hükümet düşmüş olsaydı bütçe açığı paketini hazırlamak için biraz daha fazla zaman olurdu. Hükümeti oluşturan partilerin 7 hafta boyunca Cathuis toplantılarında PVV ile ulaşamadığı pozitif sonuca D66 ve diğer partiler 48 saatte ulaşmışlardır.” Sizce Hollanda´da ki ekonomik kriz ne kadar devam edecek? “2012, ve takip eden birkaç sene geçmişten gelen hatalar nedeniyle zor geçecektir. Ama bizler bu sorunları ülke vatandaşları olarak, tekrar birlik olup elimizi taşın altına koyarsak atlatabiliriz. ” Brüksel ekonomik kriz paketiyle ilgili Hollanda hükümetine uyarı yaptı. Sizce Brüksel, hükümetin düşüşünü nasıl karşılayacak? “Avrupa Birliği Konseyi’nin şu an ilgilendiği Hollanda’nın bütçe açığını AB standardı olan yüzde 3’e nasıl getireceğidir. Nasıl ki AB Yunanistan’ı uyarmıştır, aynı şekilde Hollanda’yı da uyaracaktır.” Hollanda’da çıkan Volkskrant gazetesi Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ziyareti sonrasında ülkede hükümetin düşmesinin tesadüf olmadığını yazdı. Thomas von der Dunk’un kaleme aldığı “Ankara’nın uzun kolunun ulaşabildiği yer” başlıklı makalede, Geert Wilders’in hükümetten desteğini bu ziyarete tepki olarak çektiği iddia edildi. Sizce Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Abdullah Gül´ün Hollanda´ya gelişinin bu gelişmeyle ilgisi olabilir mi? “Bence Hollanda´da ki hükümetin düşmesi ile, Hollanda Kraliçesi Beatrix´in resmi daveti sonrasında gerçekleşen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül´ün ziyareti arasında herhangi bir ilişki kurulması devlet ciddiyeti açısından yakışık almaz. Hükümet, Hollanda´da yaşanan problemler büyük olduğu için devrildi. Türkiye

14 | KADIN


RÖPORTAJ Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Gül gelmeseydi de veya başka herhangi bir ülkenin Cumhurbaşkanı gelmiş olsaydı da olabilirdi. Bu hükümetin geleceği buydu ve işler inceldiği yerden koptu!” Yakın bir tarihte seçim kampanyası başlayacak, partinizin stratejisi ne olacak? “Hollanda halkı, iş, ev, eğitim ve sağlık hizmetleri istiyor. Biz D66 partisi olarak halka bu isteklerini verebilmek için zemini sağlam hazırlayıp, buna uygun yasa tasarıları sunacağız.” Sizce Geert Wilders’in partisi PVV gelecek seçimde başarı sağlayabilir mi? “Koalisyon, güvenilir ve uzun vadeli bakış açısına sahip partilerle bir araya gelmek demektir. Ancak, PVV partisinin bu tanıma uygun bir parti olmadığı Catshuis toplantılarında ortaya çıkmış, yani ‘Takke düşmüş, kel görünmüştür ! ’ Bir sonraki seçimlerde bütün partiler PVV partisi ile koalisyon kurmayı iki kere düşüneceklerdir. PVV partisinin negatif etkileri sadece Hollanda´da değil, dış politikada da kendini göstermiştir. Hollanda´nın yurtdışında varolan saygın imajı sarsılmıştır. Hollanda özgürlükleriyle tanınan bir ülke iken, PVV partisi tarafından şu andaki negatif düşünceli haline getirilmiştir. Hollanda’nın yeniden eski pozitif durumuna getirilmesi, gelecek nesillerimiz için düzeltilmesi ve ülkenin tekrar yeniliklere açık bir ülke konumuna gelmesi gerekmektedir.” Hollanda’da yaşayan vatandaşlarımıza tavsiyeleriniz neler? “Benim toplumumuza tavsiyem; okuyun, dinleyin, düşünün bunları temel alarak toplumdaki sorunlarla ilgilenin. Gençlere tavsiyem kalıpların dışına çıksınlar; Hollanda’da ‘network’ yani çevre edinmek çok önemli, kendi kabuğunuzun içinde durduğunuz sürece ilerleme kaydedemezsiniz. Burada ailelere de sesleniyorum: Çocuklarımızı büyüklere saygı, küçüklere sevgi çerçevesinde yetiştirmemiz çok önemlidir. Fakat eğitimin aileden başladığını göz önünde tutarak velilerimizin çocuklarına tartışmayı öğretmesine, ailede konuların tartışılmasına, hakkını arayan bir gençliğin geleceğe

daha iyi hazırlanacağına özellikle dikkat çekmek istiyorum. Hollanda´nın iş ve sosyal hayatında kendini ifade edebilen (mondigheid) dediğimiz bireyler bir yer bulabiliyorlar. Tabi sadece negatif durumlardan bahsetmek istemiyorum. Politikada, kültürsanat, spor alanında birçok başarılı vatandaşımız var. Eğer başarı elde etmek istiyorsak kendi inisiyatifimizle çaba göstermemiz gerekiyor” Bu sene Hollanda Türkiye diplomatik ilişkilerinin 400. yılı kutlamaları gerçekleşmekte. Bu konuyla ilgili neler söylemek istersiniz? “Bu konuyla ilgili kültür- sanat alanında birçok etkinlikler var, bu durumdan dolayı

memnunum, ben de sanatı sonuna kadar destekliyorum; sanat insanları birbirine yakınlaştırır, birbirimizi anlamamızı sağlar, düşündürmeye sevk eder ve yönlendirir. Burada yaşayan toplum ait olduğu bir takım değerleri kaybetmeden bu toplumda yer almalı. Türkiye benim anavatanım, Hollanda’da babam gelip burada ben ve kardeşlerim için bir hayat kurduğu için baba vatanım. Ben burada yaşıyorum, seçimimi burada yaşamaktan yana kullanıyorum. Türkiye’yi de seviyorum fakat burada yaşıyorsak adımlarımızı ona göre atıp hayatımızı bu yönde ilerletmeliyiz; iyi bir eğitim almamız, kendi kabuğumuzdan çıkmamız, düşüncelerimizi ifade etmemiz ve savunmamız çok önemli.”

PARA HARCANIR GAYRİMENKUL KALIR Ankara’da her bütçeye uygun sahibinden satılık İMARLI ARSALAR

Tel. 00-31-652675100 •Tel. 00-90-544-2056837 KADIN | 15


HABER

8. Avrupa Şiir Yarışması sonuçlandı

Münevver Esra Turgut

Aylık yayınlanan Platform Dergisi ve Kadın Dergisi’nin birlikte organize ettiği 8. Avrupa şiir yarışması sonuçlandı. Hollanda’dan İngiltere’ye, Yunanistan’dan Bulgaristan’a, Avusturya’dan Danimarka’ya, Amerika’dan Kazakistan’a ve Azerbeycan’dan Almanya’ya kadar pek çok ülkeden Türkçe yazan ve Türkçe okuyan şairler yarışmaya katıldılar. Geçen seneki 7. Avrupa şiir yarışmasında Mehmet Toker (Fransa) “AŞKA DAİR” şiiriyle birinci, Zeynep Hatun Açıl (Hollanda) “BEKLERİM” isimli şiiriyle ikinci ve Cengiz Halıcı (Hollanda) “SEVDASI DÜŞÜNCE ÖZE” adlı şiiriyle üçüncü olmuşlardı.

Mehmet Soysal (İkinci)

Yaşar Aydın (Birinci)

8. Avrupa Şiir Yarışması sonuçları DERECE ALAN ŞİİRLER

Amacımız Türkçenin Türkiye dışında da gelişimine katkı sağlamak Daha önce söylediğimiz gibi bu yarışmanın amacı yarıştırmaktan çok şiire ve okumaya teşvik, Türkçe’nin Türkiye dışında da gelişimine katkı sağlamaktır. Başta jüri üyelerine katılımcı şairlere/şair adaylarına, Yarışmamızın duyurusunda katkıda bulunan değerli medya mensuplarına, Plaatform Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ebubekir Turgut Beye, yarışmamızı destekleyen Kadın Dergisi mensuplarına ve emeği geçenlere teşekkür ediyoruz Derece alanları tebrik ederken şunu eklemekte yarar görüyoruz. Şüphesiz ki derece alanlar en iyi şiirler olmadığı gibi, diğerleri kalitesiz anlamına gelmez. Jüri elinden geldiği kadar en iyisini seçmeğe çalıştı. Ancak şiir okuyucuları, başka bir şiiri dereceye girenlerden daha güzel bulabilirler. Bu da gayet normaldir.

16 | KADIN

BİRİNCİ: Yaşar Aydın - Almanya “Yar Bakışlı Sabahlar Bekleşirdi Başucunda’’ İKİNCİ: Mehmet Soysal - Hollanda “Karanlık Şehir”

Muhammet İsa Öztürk (Üçüncü)

Özlem Kart (İkinci Mansiyon)

ÜÇÜNCÜ: Muhammed İsa Öztürk - Madakaskar “Gözlerde Yakamozlanan’’ MANSİYON ALAN ŞİİRLER 1. MANSİYON: Mehmet Soysal - Hollanda “Kar Yağıyormuş” 2. MANSİYON: Özlem Kart - İsveç “Ay Geceye Sen Kabre Düştün”

Erdoğan Çavuşoğlu (Üçüncü Mansiyon)

3. MANSİYON: Erdoğan Çavuşoğlu - Hollanda “Ben Anadoluyum”


DOSYA

KADIN | 17


BAKIM

Döndü Yılmaz Güzellik uzmanı

Doğadan gelen güzellik

VÜCUT BAKIMI İÇİN AROMATİK YAĞLAR Bitkisel Banyolar Banyoların rahatlatıcı etkisini hepimiz çok iyi tanırız. Problemler ve stres, sıcak su tarafından bedenden sökülüp atılır. Kaslar gevşer, sinir sistemi ve kan dolaşımı

18 | KADIN

olumlu etkilenir.Yatmadan önce alınan bir tam banyo en etkili uyku ilacıdır. Bir soğuk algınlığı başlangıcında alınan, eterli yağlar veya bitki katkısı içeren bir banyo çok yararlı olabilir. Ama, gerekli katkılarla hazırlanan bir tam banyonun, deri için en etkili güzellik ilacı olabileceği de unutulmamalıdır. Bitkisel yağlar veya

süt ürünleri eklenen banyolar, derinin koruyucu örtüsünü güçlendirdikleri için, deri kuruluğuna karşı da uzun süre etkili olabilirler. Bu nedenle, banyodan sonra derinin kremlenmesine gerek kalmaz. Şifalı bitki katkılarıyla hazırlanan banyolar, yağlı ve sivilceli deri için çok basit ama etkili bir tedavi anlamı da taşırlar.


BAKIM Banyo sonrasında deriye bir nemlendirici sürülmesi uygun olur. Değerli maddeler içeren banyo katkılarının etkinliklerine zarar vermemek için, banyo suyunun çok sıcak olmaması gerekir (37-38 derece). Bir tam banyoyu haftada 1-2 kereden fazla almayın. - Önceden ağır yemekler yemeyin ve banyo suyunun 378-38 dereceden sıcak olmamasına dikkat edin; her iki durum da, kan dolaşımını olumsuz etkileyecektir. - İdeal banyo süresi 15-20 dakikadır.; fazlası deriyi ve kan dolaşımını olumsuz etkileyebilir. - Banyo sonrasında, yatakta kısa bir dinlenme çok rahatlatıcı olacaktır. Okaliptüs yağı banyosu,sivilceli deri için Banyo küvetini doldurmaya başlayın ve su bir karış kadar yükseldiğinde, biraz kremanın veya sütün içine karıştırmış olduğunuz 5 damla okaliptüs yağını suya ekleyin. Bu katkının eşit oranda dağılabilmesi için, küveti duş süzgecinden akan suyla doldurun.

Şifalı bitki banyoları Deriniz yağlıysa 150g mayıs papatyası veya civanperçemi, deriniz sivilceliyse 150g kuru nane veya atkuyruğu kullanın. Bitkiler 1 litre kaynar derecede sıcak suyla haşlanır ve ılıklaşana kadar demlendikten sonra süzülerek banyo suyuna eklenir.

Ebegümeci banyosu, iltihaplı, sivilceli deri için 50g kurutulmuş veya 100g taze ebegümeci çiçeği ve yaprağı ince kıyılmış olarak, kaynar derecedeki 2 litre suyla haşlanır,ılıklaşana kadar demlendikten sonra süzülür ve banyo suyuna eklenir. Kan dolaşımını hızlandırmak için banyodan sonra beden, orta sertlikte bir fırça ile fırçalanır.

Elma sirkesi banyosu, yağlı cilt için ¼ litre elma sirkesi banyo suyuna eklenir. Banyodan sonra duş alınmaz, sirkeli su derinin üstünde kurumalıdır. Daha sonra, yağlı olmayan bir nemlendirici beden losyonu kullanılır. Banyo suyuna eklenen 8 damla lavanta yağı, antiseptik etkiyi arttırır ve ruhsal açıdan dengeleyi-

ci ve rahatlatıcı etki yapar.

Lavanta yağı banyosu ¼ litre elma sirkesi(yağlı deri için) veya ¼ litre krema (normal, kuru veya karışık deri için), 8 damla lavanta yağı ile iyice karıştırılır, banyo suyuna eklenir ve su da iyice karıştırılır. Krema-lavanta banyosundan sonra ılık duş alınır. Elma sirkesi-lavanta banyosundan sonra duş alınmaz ve kurulanamaz.

Yağsız süt banyosu, kuru ve duyarlı deri için Yağı alınmış 2 litre süt banyo suyuna eklenirken, su iyice karıştırılır. Banyodan sonra ılık bir duş alınır ve hafifçe kurulanılır. Eğer deriye banyodan önce 2 yemek kaşığı zeytinyağı yedirilirse, süt banyosu kuru deri için çok daha etkili olacaktır. Banyo suyuna eklenen 1 bardak aynı safa çayı da deriyi yatıştırır.

Yağ-süt banyosu, kuru deri için 1 bardak ılık süt ve bir yemek kaşığı zeytinyağı, kapalı bir kavanozda iyice çalkalandıktan sonra banyo suyuna eklenir. Banyonun ardından sıcak duş alınır ve hafifçe kurulanılır.

Yağ banyosu, kuru deri için 50ml bademyağı veya zeytinyağı sıcak banyo suyuna eklenir ve iyice karıştırılır. Banyodan sonra derinin üstünde kalan su elle sıyrılır ve kalan hafif yağ filmi masajla yedirilir.

Süt-bal banyosu, kırışıklıklara karşı 2 bardak ılık sütte 2 yemek kaşığı dolusu çiçek balı iyice eritilir, 1 tatlı kaşığı bademyağı eklenir ve kapalı kavanozda iyice çalkalandıktan sonra banyo suyuna eklenir ve banyo suyu da karıştırılır. Banyodan sonra sıcak duş alınır ve hafifçe kurulanılır.

Kırışıklara karşı reçeteler (cildi gerginleştirme) -80g limon suyu, 30g havuç suyu ve 30g hıyar suyu iyice karıştırılır ve kırışık bölgelere kompres uygulanır. -Avokado meyvesinin lapası, muz veya kavun suyu kompresleri uygulanabilir.

-1’er tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış mayıs papatyası ve oğulotu(melisa), 2 bardak dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır, üstü kapalı olarak 15 dakika demlendikten sonra süzülür ve kompresler uygulanır. -Lavanta yağı, biberiye yağı ve gülyağı da cildi düzgünleştirir. -Her gün bir kere, yağı alınmış sütle yüz yıkandığında,kırışıklar azalır.

Bal-süt-tuz banyosu, kuru ve olgun deri için Banyo küveti doldurulurken 100g deniz tuzu serpiştirilir. Bu arada 1 litre sıcak sütte 250g çiçek balı eritilir ve banyo suyuna eklenir. Banyo suyu iyice karıştırılır. Banyodan sonra sıcak duş alınır ve hafifçe kurulanılır.

Melisa (oğulotu) Aynısafa çiçeği banyosu, deriyi yatıştırıcı 3’er yemek kaşığı dolusu ince kıyılmış kuru bitki, kaynama derecesinde 1litre sıcak suyla haşlanır, üstü kapalı olarak 15 dakika demlendikten sonra süzülür ve banyo suyuna eklenir. Banyodan sonra sıcak duş alınır Sağlıklı ve bakımlı günler dileğimle,

KADIN | 19


BAKIM

Etkili yöntemlerle cildinizi hazırlayabilirsiniz Kış aylarında soğuk, kuru ve kirli havayla temas etmek zorunda kalan cildiniz canlılığını yitiriyor. Özellikle de rüzgar ve ani ısı değişimleri cildin nemini kaybetmesine yol açıyor. Oysa basit ama etkili yöntemlerle cildinizi yaza hazırlayabilirsiniz. İşte yapmanız gerekenler... 8 bardak su için Vücudun su oranı azaldıkça cilt elastikliğini kaybediyor, kırışıklık ve sarkmalar başlıyor. Cildinizin nem dengesini sağlamak için günde 8 bardak su içmeye özen gösterin.

Peeling yaptırın Etkili bir çözüm için ev ürünleri yerine cilt uzmanları tarafından yapılacak peelingi tercih edin. Örneğin glikolık asitle 2-3 hafta arayla yapılacak olan peelingler sonrasında kısa sürede iyi yanıtlar alınıyor. Peeling seansları yaklaşık 15 dakika tamamlanıyor ve cildiniz çok daha sağlıklı ve pürüzsüz görünüme kavuşuyor.

Ben ve lekelerinizi kontrol ettirin Özellikle yüzümüz ve ellerimiz en çok güneş gören yerlerimiz olmaları nedeniyle UV ışınlarının tahrip edici etkisine maruz kalıyorlar. Kanser riski olması nedeniyle vücudunuzda 20 den fazla sayıda beniniz varsa, açık göz ve saç rengine sahipseniz, cildinizi mutlaka dermoskop aletiyle muayene ettirin. Özellikle ailenizde cilt kanseri söz konusu ise veya daha önceden beninizi aldırmışsanız, yaza girmeden önce rutin ben kontrollerinizi ihmal etmeyin.

Şeker ve rafine gıdalardan uzak durun Çok yağlı ve şekerli besinlerin fazla tüketimi gün içinde kan şeker düzeyinde ani iniş çıkışlar yapıp, cildin sıkılığını sağlayan bağ dokusunda bozulmalara zemin hazırlıyor. Ayrıca ciltte sarkmalar ve lekelenmelerin oluşmasını da hızlandırıyor. Hücre yapısını bozan serbest radikallerden korunmak için kızartmalardan, yağlı, beyaz şekerden yapılmış tatlı ile kurabiye gibi gıdalardan mümkün olduğunca uzak durmaya çalışın.

Bir kase çilek Her gün veya gün aşırı tüketeceğiniz bir avuç çilek cildinize C vitamini açısından destek verecektir.

Yürüyüş yapın Özellikle açık havada yapacağınız yürüyüşler kan dolaşımını hareketlendirip cildinizi daha ışıltılı hale getiriyor. Aynı zamanda egzersizle salgılanan endorfin gibi hormonlar da bu etkiyi destekliyor. Uzmanlar sağlıklı bir cilt için haftada en az 3 gün 45’er dakika yürümenizi öneriyorlar.

20 | KADIN


Kilden Gelen Güzellik Başta ülkemiz olmak üzere birçok ülkede yoğun ilgi gören Dermo Kil, çok ideal fiyatlarla Saç, cilt ve vücut bakımına yönelik 28 çeşit bakım ürünüyle şimdi Hollanda’da

HİYJENLE GELEN TEMİZLİK

DERMO NATURAL - Jan Evertenstraat 49 Winkel, 1057 BN Amsterdam Tel: 020 845 72 75 • 0631778249 / Fax: 020 845 75 40

Güzelliğinize güzellik katmaya ne dersiniz?

Biz farklıyız!

+31 (0)20 614 53 63

İşte imkan!

Modern marka iç çamaşırlarını çok uygun fiyatlara sizlere sunuyoruz...

• Profosyonel Zenix ürünleri • Kişisel bakım ürünleri • Cilt bakım ürünleri • Saç şekillendiriciler


BAKIM

Çillere ve lekelere karşı formüller

Cilt Bakımı Losyonlar veya macunlar cildin rengini açar. Ancak, hafif de kurutucu olduklarından, uygulama genel olarak 15-20 dakikayı aşmamalıdır. Kuşkusuz, bu süre çilin, lekenin ve cildin cinsine göre değişebilir.

22 | KADIN


BAKIM kaşığı badem yağı, bir adet çırpılmış yumurta akı ile karıştırılır. Karışıma, maske kiramı alana dek patates unu katılır. Etkisi: Siğil ve sivilcelerin yok edilmesinde ve cilde canlılık kazandırılmasında maske yapılarak uygulanır. Ciltte 20 dakika bekletilmelidir.

Başlangıçta kısa sürelerle uygulanmalıdır, her uygulamadan sonra yüzü kireçsiz ılık su ile yıkayıp, yüze nemlendirici veya besleyici bir krem sürmeli. Yulaflı Malzemesi: 4 çorba kaşığı yoğurt suyu, 2 çorba kasığı yulaf ezmesi. Yapılışı: Malzemeler kanştmlıp macun haline getirilir, (karışım koni ise biraz daha yoğurt suyu katılabilir). Düzgün bir biçimde çillere sürülüp 20 dakika beklenir. Sonra yüz, ılık su ile yıkanıp kurutulur (yoğurt suyuna limon suyu da katılabilir.)

Yağ bezelerini gidermek için

Mürver çiçekli

Malzemesi: Bir avuç dolusu mürver çiçeği, 3-4 sap maydanoz, bir fincan yağmur suyu veya arı su. Yapılışı: Mürver ve maydanoz yıkanıp bir kaba konur, üzerine kaynar su dökülür. 3-4 saat bekledikten sonra süzülüp şişeye aktanlır. Buzdolabında saklanır. Bu karışım bir parça pamuk ile günde birkaç kez yüze sürülür.

Tuzlu

Malzemesi: Bir miktar tuz, bir miktar limon sum. Yapılışı: Tuz, limon suyunda eritilir. Gece yatarken çillere sürülür. Ertesi giin yüz çalkalanır, uygulamaya bir süre devam edilir.

Elma sirkeli

Malzemesi: 8 çorba kaşığı mürver losyonu, bir çorba kaşığı elma sirkesi, bir tatlı kaşığı şap (toz halinde). Yapılışı: Mürverin üstüne kaynar su dökülüp 3-4 saat bekletilir. Losyon soğuyunca önce şap, sonra elma sir*kesi katılır. Şişeye konulup iyice çalkalanır ve buz*dolabında saklanır. Bir süre günde birkaç kez bir parça pamuk ile yüze sürülür.

Limonlu

Malzemesi: 1,5 (bir buçuk) limonun suyu. bir tatlı kaşığı boraks, bir tatlı kaşığı tuz. Yapılışı: Malzeme bir arada karıştırılarak macun haline getirilir {gerekirse biraz daha limon suyu katılabilir). Yü*zün çilli ve lekeli kısımlarına sürülür. 15-20 dakika bekledikten sonra yüz ılık su ile çalkalanıp kurutulur.

Çiğ sütlü

Malzemesi: 10-12 salatalık dilimi, bir küçük fincan çiğ süt. Yapılışı: Çiğ sütün içine konan salatalık dilimleri buzdolabında bekletilir. Ertesi gün bir parça pamuk ile yüze sürülür. Kuruduktan sonra işlem 2-3 kez yenilenir. Sonra yüz. maden suni ile yıkanır. Olumlu sonuç almak için bir süre uvgulanmalıdır. Kanşım buzdolabında bir haftadan fazla dayanır.

Maydanozlu

Malzemesi: Bir miktar maydanoz suyu. Yapılışı: Maydanoz özel elektrikli aletle sıkılır. Elde edilen sıvı losyon, sabah ve akşam çiller yok oluncaya kadar sürülür. Not: Yukarıda verilen formüller; cildin gereksinimine göre, biberiye, ıhlamur, papatya, lavanta gibi bitkilerin losyonuyla da yapılabilir.

Hazırlanışı: Kalnıkları soyulmuş iki elma dilimi, kekik suyunda pişirildikten sonra, ezilerek lapa haline getirilir. Lapaya bir fincan karpuz suyu, bir tatlı kaşığı tarçın, bir çorba kaşığı yoğurtla kaymak ilave edilir. Krem kıvamına gelinceye kadar, yulaf unu serpilir. Ateşte ısıtılarak yüze sürülür. Etkisi: Yüzde oluşan yağ bezelerini izale ederken, aynı zamanda tendeki gözenekleri beslemeye de yardımcı olur.

Nem maskesi

Hazırlanışı: Üç avuç taze göl yaprağı, beş dakika bir bardak yağmur suyunda veya arı suda pişirilerek ateşten indirilir. Toz haline getirilen ıhlamur yaprağından bir çay kaşığı, taze kaymaktan bir çorba kaşığı ve süzme baldan bir tatlı kaşığı eklenerek karıştırılır. Krem kıvamına gelinceye kadar kestane unu ilave edilir. Etkisi: Cildin parlak,nemli ve güzel olmasını sağlayan gül kremi, yüze maske olarak ve tene sürülerek uygulanır.Gül güzellik kremi, şampuan olarak kullanıldığında saçların ipek gibi parlak ve yumuşak olmasını sağlar.

Silvicelere karşı

Hazırlanışı: İki tutam kurutulmuş düğün otu ile bir tutam kabak çekirdeğini toz haline getirin. Ezilen kavunla birlikte iyice karıştırarak lapa yapın. Elde edilen lapaya bir fincan domates suyu ve bir çorba kaşığı badem yağı ekleyin. Etkisi: Sivilcelerin ve kırışıklıkların giderilmesinde etkindir. Aynı zamanda şampuan olarak da kullanılır.

Siğiller için Hazırlanışı: Soyulup, suyu çıkarılan salatalık, bir fincan limon suyu, bir çorba

KADIN | 23


ŞEHİR IŞIKLARI

Arnhem kentinin birinci ligde mücadele eden Vitesse futbol kulübü (TOV) Arnhem”deki Türk işverenlere maçlarını oynadığı Gelredome stadyumunda brifing verdi.

Cumhurbaşkanımızın eşi ile birlikte ziyareti Hollanda’da yoğun ilgi iler karşılandı.

Çok sayıda Güney’li Amsterdam’da Rohone Düğün salonunda doyasıya eğlendiler.

24 | KADIN

400. Yıl Platformu Lah

ey’de etkinliklerin resmi

startını verdi.

Birçok gazetede okuduğunuz Hollanda merkezli haberler, Anadolu Haber Ajansı, Cihan Haber Ajansı ve İhlas Haber Ajansı gibi ajanslara haber yapan fedekar bu gazetecilerimiz hazırlamakta.

Burdur’un Güney’li gencleri bu senede her zamanki gibi tatillerini memleketlerin de yapmayı düşünüyorlar.


ŞEHİR IŞIKLARI

Rotterdam kentinde 2000 yiılından itibaren finans sektörün de başarılı bir cizgi sergileyen, Attent ve Tan sigorta acentalerının birleşiminden dolayı resmi açılışını yaptı

Sueno organizasyon gezilerinden; Londra. Siz de gezilerden haberdar olmak isterseniz facebook/suenoorganisatie.com u ekleyin ya da bilgi için 0641587058 yi ARAYIN!

Dordrecht’te Ayasofya camii tarafından düzenlenen Fancy Fair kermes’ine yoğun katılım oldu.

Bekir Cebeci Kraliyet Şöv alyesi ödülüne layık gör üld

ü

Hollanda İşadamları Derneği (HOTİAD) yönetim kurulu’ndan işadamları Ümre’ye gitti.

Bir Turk kulubu olarak ilklere imza devam etmekte kararlı olan SV Nieuw Utrecht, bu defa Klasmaninda Sampiyon olan SV Nieuw Utrecht C1 nin 14 yaşındaki oyuncusu “Haci Murat Kaan Soner” yılın futbolcusu ünvanını kazandı.

KADIN | 25


HABER

Ebru, Türkiye’nin kültürel zenginliğidir Deventer kentinde Bergkerk kilisesinde düzenlenen Ebru sergisinin açılışını Deventer Belediye Başkanı Johan Kuiper ile T.C. Deventer Başkonsolosu Nihat Erşen birlikte yaptılar. Deventer kentinin Belediye Başkanı Andries Heidema yaptığı konuşmasında, Deventer’de oturan Hollandalıların ülkeler arası kurdukları ticari iyi ilişkilerle belediye’ye verdikleri desteklerle sürdürmüşlerdir. 2012 yılında Türkiye ile Hollanda arasındaki 400 yıllık politik ilişkilerin kutlanmasında belediye olarak gereken desteği sağlayacağız. T.C. Deventer Başkonsolosu Nihat Erşen, “Türkiye - Hollanda diplomatik ilişkilerinin 400. yıldönümü vesilesiyle bir serginin daha açılışında bulunmaktan memnuniyet duyuyorum. Geçtiğimiz günlerde sayın Cumhurbaşkanımızın Hollanda’yı ziyareti vesilesiyle Türkiye - Hollanda ilişkilerine iki taraf-

26 | KADIN

ca da verilen önemi izlemek fırsatını bulduğum için de çok mutluyum. Ebru sergisi Türkiye’nin kültürel zenginliğinin göstergesidir. Türkiye’nin üç kıtada 600 yıl devam eden imparatorluğunun devamı olduğunu hatırlayınca bunun da elbette tarih okuyanlar çok iyi bilirler. Türkiye 73 milyon nüfuslu bir ülke. Kültürel zenginliklerin çeşitli görüşte, inançta ve etnik grupların özgürce yaşadığı bir ülkedir. Daha sonra sergiyi düzenleyen Atilla Durak,” ‘Ebru: Kültürel Çeşitlilik Üzerine Yansımalar’ sergisi ile kültürel zenginliğimizi ve Ülkemin İnsanlarını Yansıtıyorum dedi

Derneğimize Atatürk’ün yatının ismini verdik Nijmegen kentinde dört yıl önce kurulan Savarona cemiyeti faaliyetlerine devam ediyor.Kuruluşunun dördüncü yılı dolayısıyla Cuijk Hotel van der Valk salonunda düzenlenen geleneksel galaya 200’e yakın Nijmegen ve Arnhem kentinden seçkin davetliler katıldı. Savarona cemiyeti başkanı Ayşe Çelik ve başkan yardımcısı Niger Öztürk galada yaptığı konuşmada, Nijmegen şehrinde dört yıldır yaptığı faaliyetlerle adını duyurmaktadır.Son günlerde yürüttüğümüz faaliyetlerden bazıları: farklı kültürleri biraraya getirerek bütünleştirmek,kültür alışverişinde bulunmak. Yaşlıların sorunlarını tespit edip Nijmegen belediyesiyle birlikte çözüm üretmek. Galaya katılan T.C. Deventer Başkonsolosu Nihat Erşen yaptığı konuşmasında, Savarona yat 28 Mart 1931’de denize indiğinde dünyanın en büyük yatı olan, günümüzde de en büyükler arasında bulunan Türkiye Cumhuriyeti’nin Ertuğrul yatı’ndan sonraki Cumhurbaşkanlığı yatı. Yatın sahibi Türkiye devletidir.Savarona Atatürk’e armağan edilmiştir. Böyle anlamlı bir gala düzenlediğiniz için sizleri tebrik ederim.Düzenlediğiniz galanızda bulunmakdan onur duydum” deyip sözlerini tamamladı.


HABER

Rotterdam Grafik Lisesi, yıl sonu sergisi Rotterdam Grafik Lisesi’nde 24, 25 ve 26 Nisan tarihleri arasında yıl sonu sergisi düzenlendi. Türk kızının “Beyin Fırtınası” isimli çalışması ise özel jüri ödülüne layık görüldü.

Cızzzbızzz’dan tekerlekli sandalye kampanyası

Mustafa Toga / ROTTERDAM - Grafik Lisesinin, Grafisch vormgeven, Art & Design, Visualiseren, Mode & Trends, Packaging Design, Ruimtelijke vormgeving & presentatie, Fotografie, Interactive Media Design, Animatie, Game Art, Audiovisueel Vormgeven bölümlerinde okuyan son sınıf öğrencileri bir yıllık emeklerini sergilediler. Duygu Toga’nın hazırlamış olduğu çalışma özel jüri ödülüne layık görüldü. Ceviz kabuğundan hazırlanan “Beyin Fırtınası” konulu deseninin dereceye girmesinden dolayı çok mutlu olduğunu söyleyen Toga; “Okulun yıl sonu sergisinde farklı, yaratıcı, ken-

dine haz stille hazırlanan çalışmalar görücüye çıkıyor. Sergilenen bu yüzlerce çalışma öğretmenler ve öğrenciler tarafından değerlendiriliyor. Uzun ve yorucu bir uğraşın ardından hazırlamış olduğum çalışmamın dereceye girmesi beni ziyadesiyle menmun etti. Ceviz içinden ve kabuğunundan hazırlamış olduğum “Beyin Fırtınası” adlı çalışmamın içeriği ise cevizin insan zekası ile ilişkisi. Ceviz, hem beyin fonksiyonları artıyor hem de zekayı geliştiriyor. Çalışmam boyunca bana yardımcı olan, eserin ortaya çıkmasında katkılarını esirgemeye Damla Toga ve Julien Kooy’a ayrıca teşekkür ederim” dedi.

Namus Adına Aile İçi İşlenen Şiddete Hayır derneği ile birlikte çalışmalar yürüten Almelo CızzzBızzz derneğinin Aylin Düğün Salonunda organize ettiği Türkiye’deki engelli vatandaşlarımıza ‘Tekerlekli Sandalye Kampanyası’ gecesine 600’e yakın vatandaşımız katıldı. Gerçekleştirdikleri faaliyetler hakkında bilgi veren Şafak Özkent ve Semra Özkent, engelli vatandaşlarımızın bir kısım sorunlarına çare olacağız. Engelliler için bir çift ayak anlamına gelen tekerlekli sandalye temin etmek amacındayız. Onların evden sokağa çıkarak toplumsal hayata aktivitelere katılımlarını sağlayabilmek ve hayat standartlarını bir parça da olsa yükseltebilmeyi istiyoruz. Cızzzbızzz derneği olarak tek amacımız: ‘Yardım’. Nerede yardıma ihtiyacı olan insanlar varsa onlara ulaşabilmek ve yardım eli uzatmaktır” diyerek sözlerini tamamladılar.

KADIN | 27


HAYATIN İÇİNDEN

‘Hayatımız Blue oldu’ Dünyaca ünlü Hollandalı caz piyanisti ve besteci Michiel Borstlap’ın geçen sene evlendiği İzmir’in tanınmış mimarlarından Mustafa ve Oya Pınarlı’nın kızı dekoratör Ceylan Pınarlı Borstlap’a eşini, kızı Blue’yı, iş hayatını ve Hollanda’daki yaşantısını sorduk. Banu Çelik

Geçen sene Haziran ayında kızınız Blue doğdu. Annelik nasıl gidiyor? “Annelik dünyanın en güzel duygusu! Her gün gülümsüyorsunuz, Blue beni ve Michiel’i her gün güldürüyor, varlığıyla mutlu ediyor. Blue için deliriyoruz, hayatımız Blue.” Hamileliğinizden önce eğer kızım olursa adı ‘Blue’ olsun demişsiniz. Neden? “Egeli olduğum için; mavinin mavi, denizin deniz olduğu yerden geldigim için, kızımıza Blue yani Mavi ismini verdik. Kızımızın ikinci adı da ‘Aegea’ yani Ege. Mitolojide Amazon kraliçesinin ismi Ege Denizi’ne ve Ege Bölgesi’ne verilen isim. Ne güzel kızımızın gözleri de mavi.” İzmir gibi sıcak bir yerden Hollanda’ya geldiniz. Zorluk yaşadığınız durumlar oldu mu? “Hiçbir konuda zorluk yaşamadım. Ben değişik ülkelerde yaşamayı, farklılığı, modern

28 | KADIN

yaşantıyı seviyorum Hollanda’da bu saydığım bütün özellikler mevcut. Dil konusunda da zorlanmadım çünkü birçok kişi İngilizceyi mükemmel derecede konuşabiliyor ve İngilizce konuşmayı da seviyorlar. Tabi Hollanda’ya gelmeden önce ‘inburgeringscursus’ yani uyum sınavına hazırlandım ve Hollandaca sınavını verdim. Eşim ve Blue’yla beraber kahvaltıda Hollandaca konuşuyoruz, böylelikle praktik yapma şansımı zorluyorum. Eğer ben bu ülkede yaşamaya karar verdiysem bu dili öğrenmek zorundayım. Ayrıca kızım da Hollandaca konuşacak, onu anlamak durumundayım.” Eşiniz kızınız için bir album hazırlamış, bunu anlatır mısınız? “Michiel Blue için ‘BLUE- Babadan Kıza Şarkılar’ isimli bir albüm çıkardı. Bütün cd’yi hamileliğim boyunca besteledi, kızım ana karnındayken babasının onun için hazırladığı bestelerle büyüdü, gelişti, çok keyifliydi. Güzel günlerdi ve aynı şe-

kilde devam ediyor. Bence bebekte en önemli olan onunla kaliteli vakit geçirebilmek. Günün sonunda kendimize sormamız gereken ona ne verebildim, onu ne kadar mutlu edebildim, ne kadar çok güldürdüm. Bazen biz anneler yemesine, temizliğine o kadar çok konsantre oluyoruz ki bebekle kaliteli zaman geçiremiyoruz. Tabii bebeğin beslenmesi de önemli ama benim düşüncem daha da önemlisi onunla ne kadar başbaşa vakit geçirdiğiniz, ne kadar oynadığınızdır.” Kızınız babasının onun için özel hazırladığı bestelerle büyüdü. Sizce bebeklere daha anne karnındayken müzik dinletilmesinin önemi nedir? “Bebeklerin daha anne karnındayken Bach ve Mozart’ın largo eserlerini dinlenemesinin zihinsel gelişimini olumlu şekilde etkilediğine dair birçok makaleler okumuştum. Neticede anne ve baba nelerden zevk alıyorsa bebek de onlardan


HAYATIN İÇİNDEN zevk alacaktır. Bir opera tutkunuyum, piyano da çalıyorum bebeğime de büyük bir keyifle çalıyorum. Babası ile zaten sürekli piyanonun üstünde. Bebeğimizin müzikle, sanatla içiçe büyümesinin büyük bir avantaj olacağına inanıyorum. Bebeğe müziği aşılamamız için müzisyen olmamıza veya ekstra zaman ayırmanıza gerek yok. Radyo hep açık olabilir. Benim basit bir yöntemim var; arabada, yemek yerken, banyo esnasında müzik dinletiyorum, müzik ile uyandırıyorum.” Babasının müzikleri dışında ona neler dinletirsiniz? “Herşey! Miles Davis bile dinletirim. Bunun dışında Joao Donato, Keith Jarrett, Herbie Hancock, Maria Callas... Blue, Maria Callas hayranıdır, duyunca çığlıklar atmaya başlar. Arabada sürekli Maria Callas cd’miz hazırda durur, Blue sıkılıp çığlık atmaya başlayınca son ses Maria Callas çalarız, hemen susar. Annelere tavsiyem bebeklerine neyi vermek istiyorlarla, önceden plan yapsınlar. Bebeğe ne verirseniz onu alacak ve o olacaktır. Sürekli kayıt halinde; siz ne yapıyorsanız o da onu taklit ediyor. ‘Bebek hiç birşey anlamaz’, diye birşey yok, o öğrenmek için bu dünyada, herşeyi büyük bir çaba ile öğrenmeye çalışıyor ve en doğrusunun da sizin yaptıklarınız olduğunu sanıyor. Sürekli ve en çok sizi görüyor. Bebeğiniz bir nevi sizin bir aynanız oluyor.”

meye başlayınca, bunu bir işe dönüştürdüm. Bir de yepyeni bir blog’cuğum var: ‘5ndesign.blogspot.com’ Orda yaşam şeklimi ve tasarladığım küçük dekorasyon buluşlarımı, önerilerimi paylaşıyorum.”

yaprağı gibi motifler kullanıyorum. Renk olarak çoğunlukla turkuaz ve kırmızı, ateş ve suyu sembolize eden renkleri seçiyorum. Sonuçta ‘turkuaz‘ kelimesinin açılımı; Türk mavisi. Yine mavi hep mavi.”

Takı tasarımlarınızı nelerden ilham alarak yapıyorsunuz? “Sanat tarihine gönülden ilgim olduğu için takılarımda tarihden esinlendiğim motifleri kullanıyorum. Anadolu, ‘Anatolia’ Yunanca açılımı güneşin doğduğu ülke, bin tanrılı topraklar, tanrıçaların ülkesi. Bu topraklar üstünde bir sürü medeniyet, imparatorluk. İnanılmaz bir miras. Bunların hepsi bizim derin hazinemiz. Benim ortaya koyduğum takılar da tarihten bir ses, bir eko. Osmanlının kaftanları veya bir Karaburun Yöresi’nin gelinlik kıyafetleri benim ilham kaynağım. Bu bir birikim bununla heykel, takı yapabilirsiniz veya evinizi dekor edebilirsiniz. Egeli olduğum için İonia beni büyülüyor, kolyelerimde defne ve zeytin

Gününüz nasıl geçiyor? “Akşam Blue uyuduktan sonra eşim stüdyada piyano çalıyor ben de onun yanında takı veya ev dekorasyonu için çizim veya araştırma yapmam gerekiyorsa onu yapıyorum veya kitabımı okuyorum bir yandan da eşimi dinliyorum.” Siz Hollandaca kursunda çok iyi bir puanla geçmişsiniz. Peki, eşiniz Michiel Borstlap Türkçeyi öğrendi mi? “Evet, annemden öğrendi. Türkiye’de doğum yaptım. Kızımın özellikle İzmir’de doğmasını, Egeli olmasını istedim. Bu sebepten bir dönem İzmir’de yaşadık. Annem Michiel’e her sabah kahvaltıda yediğimiz bal, reçel bunları öğretmekle başladı.”

Anneliğinizin yanı sıra mimarlik sektöründe çalışmalarınızda mevcut. “Babam mimar ve bir mimarlık ‘aile’ şirketimiz var. Doğumdan sonra uzaktan da olsa işlerle ilgilenmeye çalıştım. Babamla beraber projelerde yer aldım fakat şimdi Hollanda’da yaşamamdan dolayı kendi işlerimle ilgilenmeye başladım. Bir takım projelerimi hayata geçirdim. Bunlardan biri arkadaşım Evren Bayoğlu’yla başlattığım ‘EVCE’ ortaklığı. Evren’le kişiye özel mobilyalar tasarlıyoruz ve ev dekore ediyoruz. Bunun dışında benim kendi firmam ‘5N DESIGN’ geliyor, takı ve interior obje dizayn ediyorum. Yıllardır annemle kendi tasarladığımız takılarımızı kullanıyoruz. Malzeme olarak gümüş, altın farketmez, arzuladığımız, hayal ettiğimiz modelleri ortaya çıkartıyorduk. Bu ilk başta iş olarak düşündüğüm bir proje değildi, fakat dizayn ettiğim takılar çevremden de ilgi gör-

KADIN | 29


HAYATIN İÇİNDEN İzmir’in en çok neyini özlüyorsunuz? “Annemi! Tüm ailemi sonra gevreği özlüyorum, hemen hemen her ay annem sağolsun gevrek ile beraber geliyor. Bilmeyenler için gevrek simit demek.” Babanız Michiel için ‘aslan damat’ diyormuş bunun nedeni nedir? “Michiel Aslan burcu, ordan çıktı ama Türkçede ‘aslan damat’ ünvanı vardır. Babam da bizim ailenin aslan damatıydı, ünvanını Michiel’a devretti. Eşim çok iyi bir eş, çok iyi bir baba, çok sevecen, çok ilgili o yüzden sonuna kadar bu söylemi hak ettiğini düşünüyorum.” Peki Michiel Borstlap nasıl bir baba? “Mükemmel bir baba bunu düşünmeden söyleyebilirim. Kızına aşık! Michiel’in humanist bir yapısı var, insanlara ilgisini, sevgisini esirgemiyor. Çok fazla verici, özverili ve paylaşımcı biri, sadece eşi ve çocuğuyla değil, ailesiyle, arkadaşlarıyla, yaptığı müzik ile dünyayla paylaşıyor. Michiel’le evli olduğum için kendimi özel hissediyorum.” Eşinizle tanışma hikayeniz birçok medya kuruluşunda yer aldı. Merak edilen Michiel’in size evlenme teklifini nasıl yaptığı. “Evlenme teklifi benim için çok özeldi. Michiel’in İstanbul’da konseri vardı, bu konseri ailelerimizin tanışması için çok güzel bir firsat olarak gördük. Onun annesi ve babası, benim annem, babam, teyzem, kuzenlerim, herkes Michiel’in konseri için Borusan Konser Salonu’nda toplandı. Konser başladı son olarak benim için bestelemiş olduğu parça olan ‘5N 1 Love’ çalmaya başladı. Ama garip şekilde aniden parçanın ortasında durdu, tabii aniden parçanın yarısında çalmayı bırakınca herkes şok oldu. Michiel mikrofona yöneldi ve ‘Biliyorsunuz ben bir Türk kıza aşığım‘ dedi ve beni sahneye çağırdı. Ben ilk etapta olup biteni anlayamadım, o an hiçbir şey düşünemedim. Sahneye çıktım, Michiel dizlerinin üstüne çöktü yüzük çıkarıp bana evlenme teklif etti. Meğer konserden önce beni babamdan istemiş rızasınıda almş. Bu teklifi böyle aylar öncesinden organize etmiş olması beni hala çok duygulandırıyor,Türkiye’de aileminde bu mutluluğa tanık olmasıda ayrı bir güzel.”

30 | KADIN

Michiel ile birbirinize büyük bir aşkla bağlısınız, bunu anlatabilir misiniz? “Mutluyum. Aşk evliliği yaptık ama zaten başka bir alternatifi var mı evliliğin? Evlilik müessesinin başka bir koşulu yok, severek evlenilmeli, aşk için emek verilmeli. Ve bence günün koşuşturması içinde de bu sık sık hatırlanmalı.”

“Her İşte Bir Hayır Vardır’ Sözü Benim Çıkış Noktam” Sizin hayata bakış açınız nedir? “İnsan kendi şansını kendi yaratıyor. Dediğim gibi küçük seçimler ile birşey yapmalısınız ki hayatta size geri ödesin. Siz hayata birşey vermedikçe hayat hiçbir şekilde size birşey vermez. Bu bir alışveriş, herşey için geçerli. Anne ile bebek arasında, eşler arasında, arkadaş arasında. Ve insanında kendisi ile hayat arasında bir alışverişi var. Rastlantı diye birşey yok. Yaptığınız seçimlerin sonucu var. Doğru zamanda doğru yerde olmak var, o doğru yerde olduğunuzu fark etmekte var. Bir şekilde mobil olmak gerekiyor. Kaos teorisi gibi. Herşey hareket halinde siz de bu kaosun bir parçasısınız. Siz bir şekilde bu döngünün içinde varolmak, yuvarlanmak durumundasınız. Durup karşıdanda seyredebilirsiniz, bu hayata birşeyler katadabilirsiniz, ikincisini seçerseniz mutlaka ‘hayatında’ size birşeyler katacağına inanıyorum.”

Sizinle konuşurken farkettiğim pozitif biri olmanız. Bunu anlatabilir misiniz? “Pozitif olmak bir çaba gerektiriyor. Olumlu olmak bir seçim, bunu seçersek, bir şekilde o olaya bakış açımızda değişecektir. İnsanız, bütün güzel şeyler olduğu gibi kötü olaylar da bizler için. Ama kötü bir olay yaşandığında, o durumdayken bile evde oturup bütün gün yalnız ağlamayı da seçebilirsiniz, dışarıda çiçeklerin arasında veya dostunuzla da ağlayabilirsiniz. Ben insanın derdi varsa onu da en iyi şekilde yaşaması taraftarıyım. Hayat siz olayları göğüslerken dahi sizi küçük seçimler yapmaya zorlar. Bunu farketmeliyiz. Hep iyi olanı seçmeliyiz. ‘Her işte bir hayır vardır’ sözümüze bayılıyorum. Bu benim çıkış noktam. Mesela akşamları ben, eşim ve Blue saklambaç oynuyoruz. Bu oynadığımız küçük oyun üçümüzün de kahkahalarla gülmesine yol açıyor. Bunun yerine akşamları oturmuş elimizde kumanda televizyon seyrettiğimizi varsayalım, böyle bir mutluluktan mahrum olurduk. Halbuki o kadar keyifli ki bir bebeğin gülüşüne, kahkahalarına şahit olmak. Paha biçilmez! İşte bu anlar için yaşıyoruz, o küçük anlar. Kendimizi çoğaltmalıyız. Bunu üreterek yapabiliriz. Bir obje veya bir fikir, herhangi bir şey olabilir. Benim günüm de diğer tüm annelerin gününden farklı geçmiyor. Eğer artıları varsa, onları hayatınıza siz ekliyorsunuz, gökten düşmüyor.”



EVLİLİK TERAPİSİ

Aşk dizileri ile aşkı ucuzlattık, ihaneti öğrendik Televizyon insanoğlunun mutsuzluğunun baş sebebi iken evlerin başköşesini kaplıyor. Başköşesini değil başköşelerini kaplıyor. Neredeyse her evde birden fazla televizyon var. Bey, hanım, çocuklar ayrı ayrı odalarda, ayrı kanallarda, ayrı programlarda takılıyorlar.

Sema Maraşlı

32 32 || KADIN KADIN


EVLİLİK TERAPİSİ

Televizyon, çocuklarımız için de ayrı bir tehlike. Onlara vermeye çalıştığımız manevi değerlerimiz televizyonla yerle bir ediliyor. Çocuklarımızın tertemiz zihinlerine çizgi filmlerle, gözümüzle göremediğimiz; fakat şuuraltına ulaşan (subliminal) 25. kare tekniği ile pek çok tehlikeli fikirler aşılanıyor. Sanki dünyaya vakit doldurmak için geldik de televizyon o ihtiyacı karşılıyor. Sevdiklerimizle geçirmediğimiz vakitleri, onları kaybedince anlayacağız; ama biraz geç olacak. Düşman ile aşk yüzünden, sevgiler soluyor, sevenler mutsuz oluyor. Sevdiklerimizle aynı evde yalnızlaştık, hayatımıza başka dünyalar girdi. İnsana ait ahlaki değerlerin çoğunu televizyon başında kaybettik. Dünyadan haberi olan adamlar, yanı başındaki karısından habersiz kaldı. “Daha fazlasını iste.” reklam sloganları ile kanaat duygumuzu kaybettik, aç gözlü olduk. Hırsızlığı arsızlığı oradan öğrendik. Ağlak muğlak dizilerle, merhamet ve itimat duygumuzu yitirdik. En yakınlarımızdan şüphelenir olduk. Aşk dizileri ile aşkı ucuzlattık, ihaneti öğrendik.

gerçek hayattayız. Oradaki kadın bütün dikbaşlılığına rağmen kıymetten düşmüyor. Sevilmeye devam ediyor. Erkek, kendine bağıran, laf sayan, güya gurur timsali gibi gösterilen kadına bir gün sonra elinde çiçekle gelip barışmak için uğraşıyor. Kadını neredeyse taç yapıp başına takacak... Gerçek hayatta ise bunların tam tersi oluyor. Film de zaten orda kopuyor. Medyanın zararı bu kadarla da kalmıyor. Reklamlar kadını aşağılık hissettirmeye ayarlı hazırlanıyor. Firmalar daha fazla satış yapmak için kadın bedenini kullanılırken ekran başındaki kadınların da bedenlerine saldırılıyor. “Yeterince iyi değilsiniz, ancak bu ürünü kullanırsanız, bu kadın gibi olursanız kendinizi düzeltebilirsiniz, güzelleştirebilirsiniz. O zaman erkekler sizi beğenir.” Bu arada televizyondaki incecik, her daim bakımlı kadınlar, erkeklerin de kafasındaki kadın ölçülerini değiştiriyor. Onlar da eşlerinde kusur bulmaya başlıyorlar, evde

manken gibi eşler görmek istiyorlar. Bu da pek mümkün olmadığı için hem kadın eşine karşı kırgınlık duyuyor hem erkeğin gözü dışarıda kalıyor. Televizyon, çocuklarımız için de ayrı bir tehlike. Onlara vermeye çalıştığımız manevi değerlerimiz televizyonla yerle bir ediliyor. Çocuklarımızın tertemiz zihinlerine çizgi filmlerle, gözümüzle göremediğimiz; fakat şuuraltına ulaşan (subliminal) 25. kare tekniği ile pek çok tehlikeli fikirler aşılanıyor. Tabii kötü olan televizyon değil, programlar. Bütün kanalları ve programları aynı kefeye koymayalım. Maneviyata saygısı olan, faydalı bilgiler sunan kanallar da var. Fakat maalesef ki bilhassa çocuklara ve gençlere diğer zararlı yayınlar yapan; fakat nefse hitap eden, albenili, eğlenceli programlar daha hoş geliyor. Aşk ve ihanet dizileri de kadınları cezbediyor. Erkeklerde de futbol merakı, mafya ve polisiye dizi merakı varsa en tehlikeli kanallar açılıyor. Velhasıl, dikkat edelim de kendimizi ve ailemizi ekran başında kaybetmeyelim.

En kötüsü, biz kadınlar, kadınlığımızı onunla kaybettik. Dizi ve filmlerdeki kadınlardan; dik dik bakmayı, güçlü görünmeyi, erkeklerle mücadele etmeyi, erkeği adam yerine koymamayı, gururu, kibri, çokbilmişliği ve ukalalığı öğrendik. Kadının kadınlığını, yumuşaklığını, komedi dizilerinde dalga geçilirken gördük. Kadının eşine “Peki canım!” demesini ezilmişlik, fedakarlığını aptallık, ev işleri yapmasını fakirlik, erkeğe hizmet etmesini geri kalmışlık olarak öğrendik. Bütün bunları hikaye içinde, bize sevdirilen oyunculardan, hiç farkında olmadan, rol çalarak elde ettik. Göz gördü, şuuraltı sevdi... Fakat bir problem var: Onlar filmde, biz

KADIN || 33 33 KADIN


EVLİLİK TERAPİSİ

Eyvah! Ben ne yapacağım şimdi?

Mehtap Kayaoğlu

Bu yazımda bazı bayan okuyucularımızı rahatlatayım istiyorum. Gerçi rahatlar mısınız yoksa “Eyvah! Ben ne yapacağım şimdi?” mi diyeceksiniz orası meçhul.

34 | KADIN


EVLİLİK TERAPİSİ

Ç

ocuklarda “Hiperaktivite Bozukluğu” diye bir rahatsızlık var biliyorsunuz değil mi? Hani şu çok enerjik, yerinde durmayan, dikkati dağınık çocuklardan bahsediyorum. Büyümeye başladığında dikkatini ayrıntılara veremez, ödevlerinde veya verdiğiniz işlerde dikkatsizce hatalar yapar. Dinlemiyormuş gibi görünerek sizi deli eder. Her sözünüz havada kayboluyormuş gibi hissettirir. Zihinsel çaba gerektiren herşeyden kaçındığı gibi, aldığı görevleri yerine getirmemek için bahaneleri hazırdır. Ay ne çektirirler annelerine, bir anneleri bilir bir de yine anneleri! İşte tam aynısının yetişkin formu da var sevgili hanımlar! Hani eşlerinizin bazı davranışlarından rahatsız oluyorsunuz ya bazen; işte o bahsettiğiniz zorluklar kimi zaman yetişkinlerdeki hiperaktivite bozukluğuna dayanıyor olabilir.

Nasıl mı? Buyurun göz atalım birlikte, hiperaktif koca davranışları nasıl olurmuş...? Yetişkinlik döneminin en belirgin hiperaktivite davranışı “huzursuzluk”tur. Kişinin kendisine özgü bir huzursuzluk tarzı vardır. Fevri davranışlar içeren, kıpır kıpır, garip bir huzursuzluk. Sıkıcı ve monoton görünümlü işlere karşı ilgisizdir. Hatta ilgisizlikten öte, bu tip işlere adaptasyon sorunu yaşar. Günlük işlerini organize edemez. Çabuk sıkılır, çabuk unutur, bir yerde oturup bir işi uzun süre yapamaz. Sabırsızlık, duygudurumunda dengesizlik/dalgalanma görülür. Belirli düzende yaşamak zor geldiği için aile ve iş hayatında sorunlar yaşayabilir. Planlı olmak onun için çok güçtür. Bebeklik ve çocukluk döneminin hiperaktivite bozukluğunda aşırı hareketlilik belirginken, yaş ilerledikçe, kişi yetişkin olmaya başladıkça ani çıkışlar/fevri hareketler öne geçer. Tepkiler sertleşir. Düzensizlik ve fevrilik nedeniyle uyum sorunları yaşar ve sık iş değiştirmek zorunda kalabilir. Genelde çok konuşur, başkalarını dinlerken sabırsız davranır, onun anlama hızını yetişmek zordur. Beklemeye sabrı olmadığı için herkesin işine karışır. Temelde niyeti karışmak değildir aslında, sadece tahammül edemiyordur başkalarını beklemeye. İşler hızlı ilerlesin diye ivme kazandırmaya

Hiperaktif yetişkin genelde çok düşünmeden davranır. Davranış sonrası düşünce gelişir. Fevri davranışları, öfke patlamalarına vesile olabilir. Gergin görünür. Kaygılı, hızlı, heyecanlı bir kişi olarak tanınır. Trafik ışıklarında beklemek bile onun için zordur. Hiç bir şeye erinmez gibidir, tez canlıdır. Alkol, sigara gibi maddelere yatkındır. Günlük işlerinde olduğu gibi, serbest zaman aktivitelerinde de heyecan ve hareket gerektiren işlere yönelir. çalışır. Bu arada her şeye karışan kişi görünümüne bürünür. Hiperaktif yetişkin genelde çok düşünmeden davranır. Davranış sonrası düşünce gelişir. Fevri davranışları, öfke patlamalarına vesile olabilir. Gergin görünür. Kaygılı, hızlı, heyecanlı bir kişi olarak tanınır. Trafik ışıklarında beklemek bile onun için zordur. Hiç bir şeye erinmez gibidir, tez canlıdır. Alkol, sigara gibi maddelere yatkındır. Günlük işlerinde olduğu gibi, serbest zaman aktivitelerinde de heyecan ve hareket gerektiren işlere yönelir. Elde tutulması zor, yaramaz çocuk gibidir. Ona karşı hep sakin, anlayışlı, temkinli davranmanızı bekler. Kendisinin göstermediği sabrı, sizden fazlasıyla almaya çalışır. Sert davranmaya kalkarsanız, o sizden daha sinirli olur. Alttan aldığınızda idare etmeniz kolaydır. Aşırı hareketli, enerjik, her şeyi bilir görüntüsün altında gizli bir özgüven sorunu vardır. Tam da bu nedenle onu taltif etmenizden, yaptığı işleri övmenizden, başarılarını taktir etmenizden çok hoşla-

nır. Eleştirdiğinizde, hakaret ediyormuşsunuz gibi alınır, kırılır, sinirlenir. Ne zaman nasıl davranacağınızı şaşırırsınız. Bir davranışı, diğer davranışını tutmadığı için, dengesiz bir eşiniz olduğunu düşünmeye başlarsınız.

“Hii olamaz...! Benim kocam böyleee!” diyenleri görür gibi oluyorum. Hiç üzülmeyin, yalnız değilsiniz. Hiperaktif insanların sayısı azımsanmayacak kadar çok. Bu kişiler, kendi fıtratlarına uygun eşlerle evlenirlerse, sevdikleri ve fıtratlarına uygun işlerde çalışırlarsa çok başarılı olurlar. Aşırı dikkat ve plan gerektirmeyen, yüksek tempo/enerji gerektiren mesleklerde inanılmaz başarılı olurlar. Günümüzde pek çok uzman, çeşitli kaygı sorunları ve depresif şikayetlerle merkezlere gelen kişilere hiperaktivite teşhisiyle yardım ediyor. Evlilik ve çift terapilerinde, çiftlerden birisinde hiperaktivite belirtileri varsa, evlilik ilişkisinin zora girdiğini görüyoruz. Birbirinin diğerine inat olsun diye yapmadığı, ancak “hiperaktivite” düzeyinde davranışlar sergilediği gözlemlenen çiftlere psikolojik destek veriliyor. Böylece kişideki agresif, aceleci, tahammülsüz, kaygılı yapı düzenlenmeye çalışılıyor. Ve kişinin kendisini tanıması, davranışlarını kontrol etmesi öğretiliyor. Böylece evliliklerin daha iyi bir işleyişle ilerlemesi sağlanıyor. Sanırım bu gece herkes eşine şööyyle bir göz atacak! Yukarıdaki maddelerden kaç tanesinin eşinde olduğunu anlamaya çalışacak. Çok sayıda maddeyle örtüşüyorsa davranışları, yardım almayı unutmayın olur mu? Davranış eğitimi, duygu kontrol eğitimi, öfke eğitimi, zor insanlarla başetme eğitimi...vs. sayesinde işler yoluna giriyor merak etmeyin.

KADIN | 35


BENCE

Kadına Şiddet ve Medya Son zamanlarda gazete sayfalarında ve televizyon ekranlarında olsun gün geçmiyor ki şiddet konusu yer almasın. Aile içi şiddet ve cinsel şiddet haberleri giderek daha da ağırlaşan toplumsal bir sorun haline geliyor.

D

izilerde kadına verilen rol, devamlı dayak yiyen, dakikalar boyu tecavüz sahnelerinde yer alan veya ihanet eden, evlilik dışı ilişkiler de olan kadın sergileniyor.

karşı karşıya kalan kadınların sorunlarının çözümü için bilgilendirici ve yol gösterici yönü bulunmazken, haberlerde şiddete karşı var olan başvurulabilecek telefon hatları ve sığınma evleri hakkında hiçbir bilgi yer almıyor.

Bu konuda medya açısından bakıldığında kadına şiddet ve kadına bakışta, bir yandan kadına güzelliği açısınndan cinsel obje olarak magazinsel yaklasıyor ve öne getiriyor ki, bu da kadına bakışın şiddete doğru bir parçası olduğunu düşünüyorum.

Ama şunu da hesaba katmak lazım, belki de kadına yönelik şiddet, medya tanıklığı aracılığıyla daha görünür hale geliyor. Bu bir yandan çok değerli, fakat şiddet görüntülerinin açık bir şekilde sergilemenin, yani gözü morarmış veya bıçaklanmış görüntülerin gösterilmesine karşıyım. Çünkü toplumdaki kadınlara korku sarmış olursun ve bunun da şiddeti önlemede bir yararı yoktur.

Öte yandan haberlerin şiddet görüntüleri açık bir şekilde sergileniyor. Benzer olaylarla

Esma Küçük Sosyal Danışman

İslam’ın Kadına bakışı İnsanların sorun çözme yöntemleri konuşmak yerine güç gösterisinde bulunarak karşısındakini susturmak olduğunda, aile içerisinde şiddeti görmeye devam edeceğiz demektir. Kadının dünyanın her yerinde aşağılandığı ve bazı toplumlar tarafından insanlığının tartışıldığı bir devirde, Hz. Peygamber kadına el kalkmayacağını bizzat yaşayarak göstermiştir. Aile içerisinde yaşanan sorunları tatlılık içerisinde çözen Hz. Peygamber, en başta kadınlara karşı hayır ve iyilikle davranılmasını tavsiye etmiştir. Kadına hiçbir şekilde el kalkmaması gerektiğini bizzat yaşayarak gösteren Efendimiz, eşlerini köle gibi dövdükten sonra onlarla aynı yatağı paylaşanları kınamıştır. Eşlerine, çocuklarına ve yanında çalışanlara asla el kaldırmamış, Müslümanlara hanımlarıyla iyi geçinmeyi, onlara karşı sevgi ve şefkat göstermelerini istemiştir. Kız olarak doğmayı bir suç olarak sayan ve bu sebeple kız çocuklarını diri diri toprağa gömen bir toplum da kadınların durumunun nasıl olduğu tahmin edilir. Böyle bir toplumda, kadınların insan olarak erkekle eşit şartlara sahip olduklarını söyleyen. Hz. Peygamber, hayatının tüm dönemlerinde kadınlara karşı saygı ve sevgi göstermiştir. Aile içi şiddeti önlemenin, sevgi ve saygı temeline dayanan bir aile olmanın yolu, Hz. Peygamber’in ailesini örnek almaktan geçiyor.

36 | KADIN


Mega indirim %30 İNDİRİM

BİR SENE PLATFORM VE KADIN DERGİSİ’NE ABONE OLACAKSINIZ. KARŞILIĞINDA SADECE 35 EURO İKİ DERGİ İÇİN ÖDEYECEKSİNİZ.

+31 (0)20 614 53 63

ŞİMDİ MEGA İNDİRİMDEN %30 FAYDALANA BİLİRSİNİZ! Platform ve Kadın Dergisi her ay düzenli gelecek Özel kampanyadan yararlanmış olacaksınız Her ay Haber, Müzik, Moda, Bakım, Sinema, Kültür, Sanat, Bulmaca, Röportaj, Yemek Tarifeleri ve benzeri sayfalardan oluşan 170 sayfalık dergiye sahip olacaksınız. Tek yapacağınız şey aşağıdaki abone formunu doldurup göndermeniz.

* * * *

Abone formu postzegel niet nodig

Platform ve Kadın dergisi’ni 1 yıl boyunca elde etmek için €35,- hesap numaramdan çekilmesini kabul ediyorum. Voor een abonnement van 1 jaar op het blad Kadın machtig ik hierbij PMG om eenmalig €35,- van mijn bank- of girorekening af te schrijven.

Naam.............................................................................................m/v. ................. Adres..................................................................................................................... Postcode/plaats.......................................................................................................

Aylık düşünce, aktüalite ve haber dergisi

Telefoon.................................................................................................................. Beroep .................................................Geboorte datum. ......................................... E Mail..................................................................................................................... Datum.....................................................................................................................

Bank/gironummer:

Platform

Handtekening. .........................................................................................................

De Stem van de Multi-Culti Vrouw

Antwoordnummer 46079 1060 WB Amsterdam


TEST

Mantıklı ve dikkatli misiniz, hassas ve duygusal mı?

Birçok profesyonel kuruluş tarafından insanların iç dünyalarını ve insanlarla ilişkilerini değerlendirmek için kullanılan bu testi siz de uygulayın, kendinizi daha iyi tanıyın.

38 | KADIN


TEST

(b) Bacaklar çaprazlanmış olarak (c) Bacaklarımı uzatarak (d) Bir bacağımı altıma katlayarak

1. Kendinizi ne zaman en iyi hissedersiniz? (a) Sabahları (b) Öğlenden sonra ve akşama doğru (c) Gecenin ilerleyen saatlerinde

5. Çok hoşunuza giden bir şey olduğunda ne yaparsınız? (a) Büyük bir kahkaha atarım (b) Gülerim ama fazla sesli değil (c) Bir kerelik gülerim (d) Sessizce gülümserim

2. Nasıl yürürsünüz? (a) Hızlı ve uzun adımlarla (b) Hızlı ve kısa adımlarla (c) Normalden yavaş ve etrafa bakınarak (d) Yavaş ve başı eğik (e) Çok yavaş

6. Bir partiye veya sosyal etkinliğe katıldığınızda (a) Herkes sizi fark edecek şekilde gürültülü bir giriş mi yaparsınız? (b) Sessiz bir giriş yapıp etrafınızda tanıdığınız birilerine mi bakınırsınız? (c) Çok sessizce girip kimsenin sizi fark etmemesine mi gayret edersiniz?

3. İnsanlarla konuşurken (a) Kollarımı göğsümde katlamış olarak dururum (b) Ellerimi sıkarım (c) Bir veya iki elimi belime koyarım (d) Konuştuğum insanlara dokunur veya ittiririm (e) Kulağımla oynar, çeneme dokunur veya saçımı düzeltirim

7. Çok zor bir işe dikkatinizi vermişken rahatsız ediliyorsunuz. Ne yaparsınız? (a) Bölünmeyi memnuniyetle karşılarım (b) Aşırı derecede rahatsız olurum (c) Belli olmaz. Bu iki uç arasında değişken davranışlar gösteririm

4. Dinlenirken nasıl oturursunuz? (a) Dizler katlanmış ve bacaklar birbirine bitişik olarak

8. En çok hangi rengi seversiniz? (a) Kırmızı veya portakal rengi (b) Siyah (c) Sarı veya mavi (d) Yeşil (e) Koyu mavi veya mor (f) Beyaz (g) Kahverengi veya gri 9. Yatakta uyumadan önceki birkaç dakikada (a) Sırt üstü yatıp uzanırsınız (b) Karnınızın üstüne yatıp uzanırsınız (c) Hafif kıvrılmış olarak yan tarafınıza yatarsınız (d) Başınızı bir kolunuzun üzerine koyarsınız (e) Başınızı yorganın altına kapatırsınız 10. Rüyanızda genellikle (a) Düşersiniz (b) Kavga eder veya tartışırsınız (c) Birilerini veya bir şeyler ararsınız (d) Uçar veya yüzersiniz (e) Genelde rüya görmezsiniz (f) Rüyalarınız daima hoştur

Şimdi puanlarınızı toplayınız 1. (a) 2 (b) 4 (c) 6

2. (a) 6 (b) 4 (c) 7 (d) 2 (e) 1

3. (a) 4 (b) 2 (c) 5 (d) 7 (e) 6

4. (a) 4 (b) 6 (c) 2 (d) 1

5. (a) 6 (b) 4 (c) 3 (d) 5 (e) 2

6. (a) 6 (b) 4 (c) 2

7. (a) 6 (b) 2 (c) 4

8. (a) 6 (b) 7 (c) 5 (d) 4 (e) 3 (f) 2 (g) 1

9. (a) 7 (b) 6 (c) 4 (d) 2 (e) 1

10. (a) 4 (b) 2 (c) 3 (d) 5 (e) 6 (f) 1

Puanlama 60 PUAN VE ÜZERİ: İnsanlar sana kırılgan bir eşya muamelesi yapıyorlar. Kibirli, bencil ve aşırı baskın birisi olarak görülüyorsun. İnsanlar size hayranlık duyup sizin gibi olmak isteyebilirler ama size her zaman güvenmezler ve sizinle çok yakın ilişkide olmaktan kaçınırlar. 51 - 60 PUAN: insanlar sizi heyecan verici, havai, düşüncesiz yapıda, doğal liderlik özellikleri olan, her zaman doğru olmasa da

hızlı karar veren birisi olarak tanırlar. Seni cesur, maceraperest birisi olarak tanırlar; her şeyi bir kez denemek isteyen, macera yaşamak için fırsatları kaçırmayan birisi.. Yaydığınız heyecandan dolayı insanlar sizinle aynı iş yerinde yaşamaktan zevk alırlar. 41 - 50 PUAN: İnsanlar sizi taze, canlı, çekici, eğlendirici, pratik ve daima ilginç birisi olarak görürler; her zaman ilgi odağı olan ama çok aşırıya kaçmayacak kadar da

dengeli birisi.. İnsanlar sizi ayrıca iyiliksever, düşünceli, anlayışlı ve kendilerini neşelendiren ve rahatlatan birisi olarak tanırlar. 31 - 40 PUAN: İnsanlar sizi mantıklı, ihtiyatlı, dikkatli ve pratik birisi olarak görürler. Sizi zeki, yetenekli ve hünerli ama alçak gönüllü olarak tanırlar. Çok hızlı arkadaşlık kurmayan, ama arkadaşlarına karşı çok sadık olan ve onlardan da aynı şeyi bekleyen birisiniz.

KADIN | 39


MODA

Geschreven door: Sinem Akten

Mode inspiratie:

Pastelkleuren

Pastel kleuren zijn al sinds vorig jaar een grote trend. Dit jaar lijkt de trend rondom pastel kleuren alleen maar groter te worden en gaan we in de zomer door met deze prachtige zachte kleuren. Pastel kleuren doen het goed op iedere leeftijd, maar hoe draag je ze eigenlijk?

Pastel & Pastel Lichtroze, babyblauw, mintgroen, lila, zachtgeel en etc., dit zijn de kleuren die je voor je moet houden als je denkt aan pastel. De zoetste manier om deze kleuren te combineren is door ze te combineren met pastel. Denk hierbij aan een outfit die compleet uit een kleur bestaat, -dus een basis kleur- waarbij je meerdere tinten ervan combineert. Je kan ook verschillende pastelkleuren met elkaar mixen en matchen. Houd je hierbij wel aan een maximum van bijvoorbeeld 3 pastelkleuren zodat het niet te druk wordt. Pastel & Spijkerstof Naast pastel zijn de spijkerrokken een groot succes aankomende zomer. Kort, lang, alles kan. Je kan een mooi pastel gekleurde kledingstuk matchen met een leuke spijkerrok, spijkerbroek of een hippe spijkerjasje.

40 | KADIN


MODA

Pastel & Neon De hipste manier om pastelkleuren te dragen dit jaar is om deze te mixen met felle kleuren. Mix een felle (neon) kleur met een pastel kleurtje en je bent helemaal up-to-date! Denk hierbij aan een lichtblauwe broek met daarboven een wat fellere blauwe top. De felle kleuren doen je zongebruinde huid ook meer opvallen. Pastel op kantoor Op de werkvloer is pastel altijd mooi te matchen. Een hoge zwarte rok met een pastel kleurige top doet het altijd goed op kantoor. Zorg ervoor dat de rest van de outfit heel simpel is en maak de outfit af met een opvallende ketting of met een paar armbanden. Pastel & bruine tinten Ben je helemaal gek op pastelkleuren maar weet je niet zeker of je het goed hebt gecombineerd? Ga dan voor bruine tinten met een pastelgekleurde kledingstuk erbij. Een beige broek met een lichtroze top bijvoorbeeld, of een pastelgekleurde broek en top met een camel gekleurde colbert. Een ander kleurtje dat ook goed gaat met pastel is grijs. Vervang in dit geval dus je bruine tinten met grijze tinten. Nog een voordeel van grijs: felle kleuren komen tot leven bij grijze tinten. Accessoires De accessoires bij pasteltinten staan voornamelijk goed als ze minimalitisch zijn, dus niet te veel van het goede. Schoenen kunnen gemakkelijk in alle kleuren. Je kan je outfit afmaken met een fel gekleurde hak. Denk ook aan een paar huidskleurige hakken, deze laten je benen er niet alleen langer uitzien maar geven ook evenwicht in de outfit.

Valt pastel te combineren met print en/of kant? Zeker weten, dit maakt de outfit in zijn geheel veel vrouwelijker en geeft net dat puntje op de i. Zorg er wel voor dat het niet te druk wordt. Dus als je een kanten topje draagt, houdt de rest van de outfit dan simpel zodat het topje goed opvalt. Dit geldt ook voor kledingstukken met een print.

KADIN | 41


MODA

Teninize en uygun renkler! Üzerinize giydiğiniz giysiler bir türlü içinize sinmiyorsa, belki de renkler konusunda ufak bir yardıma ihtiyacınız vardır… Sarı saçlılar pembe rengi, kızıllar da yeşil ve tonlarını çekinmeden kullanabilir. Buğday ten-sarı saç En uygun renkler Tozpembe, bebek mavisi, gri-mavi, lila, açık mor, açık yeşil ve nane yeşili. Buğday tenli kadınlar gri, mavi ve lila renkli giysi ve aksesuarları hiç sorun yaşamadan kullanabilirler. Bu renkler buğday tenle oldukça iyi uyum sağlar. Üstüne üstlük bir de saçlarınız sarıysa, pembe ve açık maviden de geri kalmayın deriz… Kaçının! Elektrik mavisi ve koyu kırmızı yüzünüze yakın kullanmanız halinde çok sert bir etki yaratır.

Açık ten-sarı saç En uygun renkler 
 Tozpembe, bebek mavisi, açık mor, açık yeşil ve nane yeşili. Ten rengi çok açık olan kadınlar kesinlikle çok açık renklerden kaçınmalıdırlar. Bunun yerine belirgin pastel tonlar onlara çok yakışacaktır. Kaçının! Çok açık mavi ve griler sizi olduğunuzdan daha da beyaz ve hatta hasta gibi gösterecektir.

Açık ten-kızıl saç En uygun renkler 
Yeşilin açık tonları ile saman sarısı, kavuniçi, kayısı rengi, mercan ve gri-mavi. Kızıl saç ve yeşilin birlikteliği hepimizce malum, kesinlikle mükemmel. Üstelik bir de açık tenliyseniz, koyu sarılar ve mercan renklerini denemenizi tavsiye ederiz. Kaçının! Toprak sarısı ve haki -yüzünüze yakın kullanmanız halinde- teninizdeki ışıltıyı alır.

Koyu ten-siyah saç En uygun renkler 
Pembe ve mavinin tüm tonları ile mor ve siyah.
Kömür rengi saçlarınız ve esmer teninizle neredeyse bütün renkleri rahatlıkla taşıyabilirsiniz fakat size kontrast renklerin çekiciliğinden faydalanmanızı öneririz. Örneğin beyaz ya da alev kırmızısı bluzlar sizi ortaya çıkartacaktır.
Kaçının! Kiremit kırmızısı, tunç ve doreli renkler sarı içerdikleri için saç ve ten renginizi donuklaştırır.

Açık ten-siyah saç En uygun renkler Pembe, mavinin tüm tonları, kırmızı ile mor ve siyah.
Her türlü rengi rahatlıkla kullanabilirsiniz. Grinin tonları, kot mavisi, lacivert ve kırmızı. Hepsi size çok uygun.
Kaçının! 
Sarı ve sarı tonlarındaki tüm renklerden, hatta sarı içeren tüm renklerden uzak durmanızı öneririz.

42 | KADIN


MODA

KADIN | 43


MODA

i d a d o M ueNo S

Hazırlayanlar: Esra Toprak Demir Serap Kaya Aslan

Yaza damgasını vuracak kombinler Yaz 2012 moda trendleri bu sezon, kadınlara bol desenli ve çok renkli çarpıcı bir sezon vadediyor. Pasteller; Pastel renkleri ince biye ve koyu renk detaylarıyla renklendirip, soluk görüntüden kurtarıyoruz.Eğer bronz bir tene sahipseniz ve tatilinizden sonra bir davete katılıcaksanız payetli elbiseyi şık bir çanta ve açık bir ayakkabıyla kombine etmenizi tavsiye ederiz. Bronz tenlilere çok yakışıcak diğer bir renk te krem,bej; örneklerimizde de gördüğünüz gibi birçok mağaza da rahatlıkla bej ve siyah detaylı obje bulabilirsiniz. Açık pastel renkli elbiselerinize parlak gümüş takı, ayakkabı ya da çantayla çarpıcılık katabilirsiniz. Ama sakın ola ki sıkça rastlanılan hatalara düşmeyin; aynı renkleri baştan ayağa kombin yapmayın, zaten payet işlemeli olan bir giysiye daha da parlak detaylar eklemeyin, çok süslü bir objeyi sade renk ve tarzla kullanın! Yaz aylarının vazgeçilmezlerinden beyazla, altın rengine ya da

44 | KADIN


MODA kilolu bayanlarımızın favorisi olmazsa olmazlardan siyah renkle altın detaylarını ekleyip şık bir hava yaratabilmek sizin elinizde. Canlı Renkler; Bu yaza damgasını vuran canlı renklerden biri de mint yeşili rengi bunu da vurgulayabiliceğimiz diğer bir tonsa mavi. Vitrinlerde gözünüze çarpıcak başka bir yaz rengiyse sarı,mavi,yeşil, somon ve turuncu tonajları.Ayrıca bu sene mutlaka birer renkli skinny bluejean ve çiçekli bir elbise gardırobumuzun baştaçlarından. Unutmayın ki güzellik içimizde! Biz sadece bu güzelliği daha da taçlandırmanın tüyolarını verdik size. Vücudunuzu iyi tanıyın ve tavsiyelerimizi kendinize göre şekillendirin... Bir daha ki Kadın dergisi sayımızda görüşünceye dek güzel ve keyifli kalın!

Yorum ve fotoğraflarınızı moda@kadindergisi.nl adresine gönderin

KONING PARTYCENTRUM FULLPAKET € 9450 -,* * Paket içeriği ve şartlar için bizi arayın

Sueno Organisatie

www.suenoorganisatie.com www.facebook.nl/suenoorganisatie Esra Toprak Demir 0641587058 & Serap Kaya 0642555606

KADIN | 45


TANITIM SÖYLEŞİ

Kendi kişiliğini

Fatoş Hair and Beauty’de özelleştir İş dünyasına yönelik tanıtımımız devam etmekte. Özellikle son dönem de bayanların iş dünyasında aktif yer alması bizleri gururlandırıyor. Bu ayki konuğumuz yeni açılan Fatoş Hair and Beauty’nin sahibi Fatma Hastürk/Sezgin. Banu Çelik

Kısa olarak kendinizi tanıtır mısınız? Merhaba, Ben Fatma Hastürk/Sezgin, 24 yaşındayım ve Amsterdam Geuznveld de açılan Fatoş Hair and Beauty’’nin sahibiyim. Yaklaşık 8 senedir profesyonel olarak bu mesleğin içeresindeyim. Kampanyalarınızdan bahseder misiniz? Açılış kampanyası olarak 6. aya kadar

46 | KADIN

saç kesiminde %10’luk bir kampanyamız mevcuttur. İleriki zaman da kampanyalarımız devam edecek. 6. aydan sonra aylık bir tema olarak kampanyalarımız başlayacaktır. Her ay değişik değişik kampanyamız olacak. Fatoş Hair and Beauty’e gelen müşterilerimize bir kişisel kart veriyoruz, her saç boyama da bu kartlarına bir adet mühür basıyoruz. 4. Uncu mühürden sonra saç boyamada %10 indiri-

mimiz olacaktır. Salonunuzda en çok yapılan uygulama hangisi? Salonumuz da çeşitli uygulamalar mevcuttur. Saç boyama, Saç kesimi, Ağda, Gelin başı ve kastan, makyaja kadar her türlü uygulama mevcuttur. Bütün bunların yanında bu sene içerisin de salonumuza solaryum da dahil olacaktır.


TANITIM SÖYLEŞİ

Fatoş Hair and Beauty’e gelen müşterilerimize bir kişisel kart veriyoruz, her saç boyama da bu kartlarına bir adet mühür basıyoruz. 4. Uncu mühürden sonra saç boyamada % 10 indirimimiz olacaktır.

Fatoş Hair and beauty Amsterdam ve etrafında bir marka haline gelmesi benim için en önemli projedir Müşterileri memnun etmenin sırrı sizce nedir? Müşterilerimizin bizden memnun ayrılması için tabii elimizden geleni yapacağız. Bunun sırrı bence müşterinin amacını keşif edip kişiyi uygulamalarımızla, güler yüzle karşılama ve en üst seviyede kalite sunmaktır. İlerideki projeleriniz neler? Fatoş Hair and beauty Amsterdam ve etrafında bir marka haline gelmesi benim için en önemli projedir. Dürüstlük, kalite, güler yüz, ve düşük fiyatları sayesinde bir kaç sene içeresinde Hollanda’nın bir kaç yerinde müşterilerimize aynı hizmeti sunmak isteriz. 2012 yılının saç renkleri nedir? 2012 yılının en önemli renkleri; aşırı kırmızı ve bakır renkleri, ve tam tersi doğal renklerde bu seneye damgasını vuracaktır. İnsanın kendine özgüvenini, içindeki güzelliği ve saflığı ortaya çıkaracaktır. Sloganımızda dediğimiz gibi ‘’Create your individuality’’. Kendi kişiliğini Fatos Hair and Beauty’de özelleştir.

Bu seneki gördüğümüz ve moda olan makyajlar eskiye yönelik makyajlar 2012’nin makyajı nasıl ve Hangi renkler hakim? Bu seneki gördüğümüz ve moda olan makyajlar eskiye yönelik makyajlar, bu-

radaki aklımıza gelebilecek makyaj türleri 80 li yılların makyajları, uzun kirpikler, kalın çekilmiş eyeliner, aşırı siyah renkler ve tam tersi doğal makyajlar. Son olarak ne söylemek istersiniz? Son olarak gelecek müşterilerimize demek istediğim. Kapımız her zaman açıktır, gelin güzelliğinize Fatoş hair and beauty’de güzellik katın.

Fatos Hair and Beauty hakkında daha fazla bilgi edinmek için: Adres: Sam van Houtenstraat 21 1067JA - Amsterdam Tel: 020 - 411 28 78 Web: www.fatos-hb.nl

KADIN | 47


KÜLTÜR SANAT

8. Platform Avrupa Şiir Yarışması sonuçlandı

H.Karim Ece

Değerli okuyucular! 8. Platform Avrupa Şiir Yarışması sonuçlandı. Bu sayıda ilk üçe giren şiirleri, önümüzdeki sayıda da mansiyon alan şiirleri yayınlayacağız. Öncelikle jüri üyeleri Doç. Rıdvan Canım’a, Salim Yüksel’e ve Hüseyin K. Ece’ye teşekkür ediyoruz. Bu yarışmaya katılan bütün şairlerimize de teşekkür ediyoruz. Derece alan şairlerimizi tebrik ediyoruz. İleride bu arkadaşlar arasından iyi şairler çıkacağına, şiiri bir şekilde yaşatacaklarına inanıyoruz. Zaten Platform’un bu yarışmadan amacı da iyi şairler yetişsin, şiirimiz Türkiye dışında da filizlensin, gelişsin, yaşasın diyedir. Derecelendirmede adı geçmeyen şairlerimizin şiirleri daha aşağı seviyede oldukları için değil, puanlamada bazı şiirler öne geçtiği için böyle bir sonuç ortaya çıktı. Yarışmaya katılan bütün şiirler değerli, aralarında cidden kaliteli şiirler çoğunlukta idi. Ümit ediyoruz ki şairlerimiz, şair adaylarımız gelecek yıllarda daha güzel, daha kaliteli, kalıcı şiirler yazmaya devam ederler. İyi okumalar dileğiyle.

Derece alan şiirler Derece

Şairi

Şiirin adı

Puan

Birinci

Yaşar Aydın

YAR BAKIŞLI SABAHLAR BEKLEŞİRDİ BAŞUCUNDA

241

İkinci

Mehmet Soysal

KARANLIK ŞEHİR

234

Üçüncü

Muhammed İsa Öztürk

GÖZLERDE YAKAMOZLANAN

230

Mansiyon alan şiirler Derece

Şairi

Şiirin adı

Puanı

Birinci Mansiyon

Mehmet Soysal

KAR YAĞIYORMUŞ

227

İkinci Mansiyon

Özlem Kart

AY GECEYE SEN KABRE DÜŞTÜN

223

Üçüncü Mansiyon

Erdoğan Çavuşoğlu

BEN ANADOLUYUM

218

48 | KADIN

YAR BAKIŞLI SABAHLAR BEKLEŞİRDİ BAŞUCUNDA Gül kokusunda gizlenen Kayıp bir yağmur damlasıydın Ve sen bilmiyordun Irmakların seni bulmak için akıp durduklarını En uğrak adresin Ay ışığının küskünlüğüne emanet bıraktığın Utangaç yakamozlarla döşeli hatıralarının sokağıydı Çaldığın her kapıdan Boynu bükük ayrıldığındandır ki Gözlerinin rengi hep buğuya çalardı senin Masumdun... Bahardan kovulan bir çiçeğin günahı kadar Masumdun... Yar gelişini bekleyen bir uykunun sabahı kadar Dalıp gitmelerinin ötelerinde konaklayınca Yangın sonralarının telaşına bile kalmadan Değişirdi yakası bir araya gelmeyen iklimlerin Ağustosta zemherinin yakasına yapışırdın ama Ayrılıklarla hep sarmaş dolaştı Defterinden sil beni dediğin hasretlerin Kimseler bilmezdi... Sürgün edilen gülümseyişlerinden derlediğin Ağıtlarına gelinliği bile giydirilmemiş türkülerin vardı Birde... Ödlek pusularda yaralanan sevdalarına yazılmış

Sancılarını şahit tuttuğun öykülerin vardı

1.

Hükmü verilmiş vefadan sayılıp Senin adına bir sayfa açılırdı Naz ehli bir duacının avucunda Ve mahmurluğunun hatırı için Rüyalarını hayra yor diye Yar bakışlı sabahlar bekleşirdi başucunda Hey benim... Ceylan bakışlarının sığındığı dağ duruşlum Sakın ola ki üzmeyesin Gün batımının yüzüne dik dik bakan umutlarını Karanlıkların ettiği bunca ihaneti Yanlarına kalır da sanma sakın Bilesin ki... İdamlık gecelerin sehpasıdır şafaklar Söyle hele... nasıl sığdırdın gönlüne Hayallerini göçüne katmış bu kadar vedayı Söyle hele... Nasıl sığdırdın ömrüne Hesabını mahşere bıraktığın bunca davayı Ah benim... Sevdası için gönüllerin kavgaya tutuştuğu Ne şirine ne de leylaya rağbet olurdu Yunusun diline düşseydin eğer Yaşar Aydın / Almanya


KÜLTÜR SANAT

2.

KARANLIK ŞEHİR

Sana burdan şiirler yazarım da şimdi.. Eindhoven karışır,kraliçe görevi bırakır, Hükümet filan düşer diye korkuyorum işte... Hoyrat sevmeye alışkın değil bu yerler, Sevgiliye burada şiirler yazılmaz... Mecnun neden çöle düşmüş bilen yok.. Ferhat’la Şirin’ide pek tanımazlar zaten.. Sevginin yeri yürekler değil, Aşklar gündelik, gönüller karanlık.. Duygular, umutlar yetim buralarda.. Sana burdan şiirler yazarım da şimdi.. Bir iç isyan çıkar yüreklerde Belki bir çoçuk ölür bilinmedik bir yerde Olurya belki kıyamet kopar.. Metrelerce kar yağar, gök yüzü ağlar Doğada dengeler değişir Ve belki birdaha doğmaz Güneş Hani olmayacak hadiseler cereyan eder diye korkuyorum işte... Ruhumu dinliyecek bir sabah ezanına hasretken; Birde içimizi ısıtan Güneşe hasret kalmayalım diyorum.. Yazarım sana burdan şiirler yazmasına ama.? Kaldıramaz yüreğin; Yüreğim hasret,yüreğim gurbet dolu Kelimelerim ağır, sözlerim keskin Anlatamazsın kimseye derdini Cümlelerimde boğarım seni, hece hece bölerim Çöllere düşersin sonra Su arayan bir yaralı Ceylan misali Yazarım sana burdan şiirler ama.? Benim huzurum kaçmış zaten Birde senin aklın kaçmasın oralarda Mehmet Soysal / Eindhoven

GÖZLERDE YAKAMOZLANAN

3.

Üstad Bediüzzaman’a… Gül, bitap ahenkler atlasında. Eylül’ün gözlerinde yağmur halkaları, Temmuz’un yüzünde kuru bir tebessüm… Ay sarhoş gözlerle bekler kutlu sabahı. Heyula bir hengâm öper güneşin alnından. Güneş, melal denizinde alır soluğu. Güneş, sükût-u leyl dergâhında… Karanlıklar sardı yorgun giryan gözleri. Hüzün albümü sanki şairlerin sözleri Uzun yağan yağmurlar okşadı kalp ibresini. Neyzen nefessiz kaldı gönül sahnesinde. Ve her şeyde bir hüzün, bir sükût… Sonra maveradan muştulu türküler duyuldu. Kayıp şiirin yüreğini ruhani bir ahenk okşadı. Erguvan renk açtı, umutlar halelendi. Heyula kaos çarkından azad oldu dimağ Bir gül açtı; gözlerde yakamozlanan çerağ… Bir aşkın türküsü dolanırdı hep dilinde aşk âliminin. Sürgünü, tebliğ seyahati… Gurbeti, milletinin imanı… Aşkın kitabını yazdı; günaha Sitare… Gözlerde yakamozlanan çare… Ey sürgün sessizliğinin fırtınası, Muştulu hülyalar yeşerttin akkor cümlelerle Zemheri gecenin bağrına bir gül… Titrek bakışlara nur oldun, sükûta haykırış Külliyatın, dinsizin bağrına saplanış… Halelenmiş iman iklimine haykırış… Dolanırsın hala damarında ufukların, Yağmur olur gönül seylabına şuaların. Nefis firar etti nur karargâhından tar u mar Bak usul usul zümrüt tepelerde, Seni temaşa eyleyen aşkın talebelerin var.

Muhammed İsa Öz / Madakaskar

KADIN | 49


SPOR

Dostluk turnuvasında kültürler kaynaştı

Mustafa Toga / ROTTERDAM

Rotterdam Demokratik Sosyal Birlik derneğinde geçen yıl başlatılan geleneksel hale gelen salon futbol turnuvasının ikincisi Feyenoord stadının yanındaki Top Sportcentrum adlı kapalı salonda yapıldı. Turnuvayı Feyenoord belediye başkanı Seyit Yeyden ve belediye meclis üyeleriyle çok sayıda sporsever izledi.

50 | KADIN


SPOR

E

rkeklerde 8 kadınlarda 4 takımın mücadele ettiği maçlar zorlu mücadelelere sahne oldu. Birbirinden zorlu ve keyifli mücadeleleri seyirciler gün boyu büyük bir heyecanla izledi. DSB’nin organize ettiği dostluk turnuvasına erkeklerde DSB Derneği, Monofashion, Plein 3 jongens, Kennisstoel, Ajax, Restaurant Meram, Regenboog, Kocatepe, Ultra Aslan, Barcelona takımları katıldı. Bayanlarda Restaurant Meram, DSB Derneği, Meidenvilla, Mermer Meiden; Veteranlar da (Gaziler grubun) ise BoumanGGZ ve Yol derneği turnuvaya iştirak ettiler. Finalde. erkeklerde Rotterdam Modaevi ile Kocatepe gençlik kadınlarda da Maasluis Nieuwe Waterweg ile Rotterdam Gençlik karşı karşıya geldi. Erkeklerde Geçen yılın şampiyonu Kocatepe gençlik ile Rotterdam Modaevinin karşı karşıya geldiği finalde Abdellah, Abdullah, Gökhani, Milton, Talha şeklinde parkede yer alan Rotterdam Modaevi - Burak, Hami, Bilal, Hüseyin ve Gökhan’dan oluşan Kocatepe gençliği 5-2 mağlup ederek bu yılın şampiyonu oldu. Kadınlarda Filiz Soydemir. Selda Mermer, Esra Akgün, Lorin Akbay ve Mirna Lahham oluşan Maasluis Nieuwe Waterweg Selda, Esra, Lorin ve Mirna’nin kaydettiği gollerle Rotterdam Gençlik karşısında parkeden 4-2 galip ayrılıp şampiyon oldu. Kadınlarda Maasluis Nieuwe Waterweg şampiyon olurken Rotterdam gençlik ikinci. Meram üçüncü DSB’de dördüncü oldu. Turnuvanın centilmenlik kupasının sahibi Regenboog oldu. Veteranlar karşılaşmasında Meram veteranları kupayı müzelerine götürdü. DSDF Genel Başkanı Zeki Baran turnuva ile ilgili olarak şunları söyledi. “DSB Derneğimiz aracılıyla bu yıl Feyenoord İlçesinde dostluk turnuvasının ikincisini düzenledik. Amacımız gençleri spora teşvik etmek. Sporu da araç olarak kullanarak Rotterdam Zuid’de ikamet eden çok kültürlü komşular arasında kardeşliği, dostluğu pekiştirmekdir” dedi.

KADIN | 51


SIR KUTUSU

Tek Taraflı Aşk Selamün aleyküm Sevgi Abla, yazılarınızı okuyorum ve çok şeyler öğreniyorum. Benim bir sorum olacak: Ben dindar bir ailenin kızıyım. Elimden geldiğince, bildiğim kadarıyla dinimi yaşamaya çalışan bir kızım.Çok utanarak, affınıza sığınarak söylüyorum, birisine sevdalandım. Aslında ben okulumu bitirince öğretmen olarak hicret etmeyi düşünüyordum. Bu konuda değişik ideallerim ve hayallerim vardı. Fakat başıma bu iş gelip, gönlüme sevda ateşi düşünce her şeyi unutup, hiç bir şey düşünemez oldum. Unutmak istiyorum, unutamıyorum. Kafamı, kalbimi çok zehirli şeyler bulandırıyor. “Zehirli bal” derler ya aynen o şekilde. Ne yapayım Sevgi Abla? Zaten o kişiyi tevafuken gördüm.

Şeytanın zehirli oklarına uymak istemediğim için artık bakmamaya çalışıyorum. Çok seviyorum. Aklımdan bir dakika çıkmıyor. Çok mağdurum. Ne gibi tavsiyeleriniz olur. Kesinlikle unutmak istiyorum ama olmuyor. Tamamen düşünmesinden bile nefret duyayım artık. Bir hizmet eri olabilmek için bu benim gözümde mecburi bir vazife gibi duruyor. Durumum itibariyle bu konuyu kendime yakıştıramıyorum. Aşık olduğum kişi bir kere bile yüzüme bakmadı. Çok terbiyeli, edepli, dürüst bir kişi. Rabbim öyle insanların sayısını arttırsın. Benim gibileri de iyi etsin.Tavsiyelerinizi bekliyorum.

Rabiya T

Sevgili Rabiya, Âşık olmak ve aşkı evlilikle taçlandırmak suç değil. Normal bir şey. Hatta olması gereken, tavsiye edilen bir ihtiyaç. Âşık olmak günah ve ayıp değil. Vakti, saati gelince, şartlar ve adaylar olgunlaşınca niye olmasın ki? Fakat bazı şeyleri bilmemiz gerekiyor. Okul durumun ne âlemde? Sen evliliğe hazır mısın? Sevmek ve âşık olmak yetmiyor. Anne olmaya, bir evi idare etmeye hazır mısın? Peki, ailen senin evliliğine hazır mı? Böyle bir teklif giderse ailenin tepkisi ne olur? Senin

evliliğine onlar hazır mı? Evlenecek senden büyük kardeşin var mı? Evleneceğin oğlanı ne kadar tanıyorsun? Sadece görmek, bakmak âşık olmak için yeterli olabilir. Fakat evlenmek için asla... Hiç konuşmamışsın. Oğlan senin yüzüne bile bakmamış, sevildiğinden haberi yok. Seninkisi tek taraflı bir aşk. Asla unutamam deme. Neleri unutmadık ki? Hiç vazgeçemem deme. Nelerden vazgeçmedik ki? Sen TGG kuralını bir daha düşün. (tekrar gözden geçir)

Not : Evlilik ya da karşılaştığınız diğer sorunlarınızı belirtin çözüm yolları sunalım. Özel bilgileriniz isteğe bağlı olarak tamamen saklı kalacaktır.

52 | KADIN

Sevgi Abla sevgiabla@kadindergisi.nl


HAYATIN İÇİNDEN

KADIN | 53


KİTAPLIK

Aşka Veda

Günbegün Mahşer

“Nostaljik bir mazi güzellemesi yapmak istemem,” diyor Can Dündar, zindana dönüşen, koyu bir karanlık olan 70’lerdeki ilişkileri anlattığı yazısında: “Ama aşkın ha babam ertelendiği o kanlı karanlıkta bile, en dayanışmacı ve masum yanları saklıydı insanoğlunun...” “Şimdi bakıyorum da, umursamaz kalabalıklarda metruk bir yalnızlık yaşıyor neslim...” Aşka Veda, Can Dündar’ın aşka dair yazılarını bir araya getiriyor. Körkütük, sırılsıklam aşkları, özlemi, yalnızlığı, ayrılığı ve terk edilme acısını; “kâh içten içe kabaran kâh gürül gürül çağlayan o deli nehri,” anlatıyor. Siyasetten ve popüler kültürden kadın ve erkeklerin zaman içinde değişen yüzlerine bakıyor. “Söylenmemiş o iki sözcük yüzünden heba olup gitmiş” nesiller ile nihayet kavuşan ama mutsuz mu mutsuz olan günümüz gençliğini karşılaştırıp şiirini kaybeden zamane ilişkileri sorguluyor. Şehvet sevdadan soyunduğunda, Eros okunu kırdığında, piyasa duruma el koyduğunda aşkın nasıl can çekişmeye, körelip çirkinleşmeye başladığını sergiliyor. Hazsız evliliklerden evliliksiz hazlara, sekssiz aşktan aşksız sekse; ateşten gömleği gönüllü giyenlerden, aşkını kariyerine feda edenlere geçişin izini sürüyor. Aslında bir türlü veda edemediğimiz, her daim ihtimal dahilinde olan aşkı anlatıyor Can Dündar, Aşka Veda’da.

MESAJ BAŞLANGICI DÜZENSİZ OLARAK GELEN YENİ RAPORLAR, ABD ŞEHİRLERİNDE KARMAŞANIN VE ŞİDDETİN YAYILDIĞINI GÖSTERİYOR. BİLİNMEYEN BİR KÖTÜLÜK, GEZEGENİ KASIP KAVURUYOR. ÖLÜLER MEZARLARINDAN KALKARAK, BESİN ZİNCİRİNDEKİ YENİ BASKIN TÜR OLARAK DÜNYA’YI ELE GEÇİRİYOR MESAJ TAMAM 16 Mayıs, saat 12:01

Can Dündar

Boğaz (The Throat) Underhill çocukluk arkadaşı John Ransom tarafından memleketi Millhaven’a, eskiden korkunç olaylara sahne olmuş ve şimdi yeni iblislerin cirit attığı şehre çağrılmıştır. Görünüşe göre Mavi Gül katili onyıllar süren sessizliğinden sonra tekrar harekete geçmiş ve Ransom’ın karısını acımasızca öldürmüştür. İnzivaya çekilmiş amatör dedektif arkadaşı Tom Pasmore’un yardımıyla gerçeğin peşine düşen Tim Underhill, kendini yalanlardan ve hilelerden oluşan karanlık bir labirentin içinde buluverir; her köşenin ardında bekleyen sarsıcı şoklar, Underhill’i kendi geçmişindeki korkunçluklara, Vietnam ormanlarında yaşadığı tüyler ürpertici olaylara, dokuz yaşındaki ablasının öldürülmesine tanık olduğu güne ve ardından şehri sarsan bir dizi cinayete geri götürür. “Straub sadık okuyucularını büyüleyecek.” New York Daily News “Straub bu sarsıcı polisiye romanla doruğuna ulaşıyor...”

54 54 || KADIN KADIN

J. L. Bourne

Kuşatma altındayız. Silo giriş kapılarının ardında, boğuşmamız gereken, hırpalanmış ve parçalanmış yaşayan ölülerden oluşan küçük bir ordu var. Sadece bir tek şey istiyorlar... HAYATTA KALAN, Elinizde tuttuğun kitap, bir adamın hayatta kalma mücadelesini anlattığı günlüğü. Küresel felaketin ortasında kısılı kalmış olan bu adamın vermesi gereken kararların sonunda iki seçenek var: yaşamak ya da onlardan biri olarak sonsuza kadar lanetlenmek. CESARETİNİZ VARSA BU ADAMIN DÜNYASINA GİRİN. YAŞAYAN ÖLÜLERİN DÜNYASINA. “Bir zombi romanı var, bir de mezarlıktan sürünerek çıkıp sizi cehenneme sürükleyen zombi romanı var. Günbegün Mahşer bugüne kadar okuduğum en iyi zombi öyküsü. Ölülerin Şafağı ile 28 Gün Sonra’nın buluştuğunu söylemek, bu serüvenin ne kadar muhteşem olduğunu anlatmakta yetersiz kalır. O kadar gerçekçi, o kadar korkutucu ve o kadar iyi yazılmış ki romanı bitirdikten sonra haftalar boyunca yastığımın altında bir değil iki Glock tabancayla uyudum. J. L. Bourne, sert zombi aksiyonunun yeni kralı.” BRAD THOR, New York Times’ın en çok satanlar listesinde 1 numara olan The Last Patriot ve The First Commandment’ın yazarı “Günbegün Mahşer zombi öyküsüne dramatik bir soluk getiriyor. Derinliğe, yüreğe ve cazip karakterlere sahip.” JONATHAN MABERRY, Bram Stoker Ödüllü Hayalet Yolu Türküsü’nün yazarı “Günbegün Mahşer okurun aklına pençesini geçiriyor. Bourne’un günlüğü, hayatta kalan becerikli birinin zihnine içsel bir bakış.” GREGORY SOLIS, Rise and Walk’un yazarı


Sueno Organisatie ve Witte Koets işbirliği ile hazırlanmıştır

Basın sponsoru:

De Stem van de Multi-Culti Vrouw

+31 (0)20 614 53 63

Sponsorluk ve stand için: 0641587058 / 0642555606 / 0615000984


GEZİ

Rio de Janeiro

Rio de Janeiro, Brezilya’nın 26 eyaletinden birisinin başkenti ve Brezilya’nın en büyük ikinci kentidir. Rio de Janeiro, “Ocak Irmağı” anlamına gelmektedir. Şehrin isminin tam yazılışı São Sebastião do Rio de Janeiro şeklindedir. São Paulo’dan sonra, Brezilya’nın ikinci büyük şehri olan Rio, 2016 Yaz Olimpiyatları ve 2012 Dünya Gençlik Kongresi’ne ev sahipliği yapacaktır.

Karnavallar: Rio de Janeiro denilince akla ilk gelen ebetteki dünyaca ünlü karnavalları. Oldukça geleneksel ve otantik bir havası olan bu törenler sanki Brezilya insanın renkli kimliğini yansıtıyor. Karnavalda birçok Samba klübü büyük ödül için yarışıyor. Kökenleri Afrika ve Hindistan’ a dayanan Samba’ nın Rio için önemi büyük. Ancak beklenenin aksine karnaval zamanı, Rio’ya gitmek için pek de uygun bir zaman olmayabilir. Özellikle kalacak yer, taksi ve restoranlar oldukça pahalanması, ziyaretçi sayısının zirvede olduğu bu dönemde etrafın çok kalabalık olması dezavantajlar yaratıyor. Rio’ya gitmek için en iyi zamanın ne olduğu sorusuna ise kesin bir cevap vermek oldukça güç.Yazın aşırı sıcak, kışın ise

56 | KADIN

Hayriye Büyükeken

GÖRMEDEN DÖNMEYİN:

* Çok güzel kadınların ve harika kostümlerin biraraya geldiği Rio’ ya has partilerde Samba dansını bir kez de siz deneyin.

* Dünyanın en geniş tropikal ormanı Tijuca yağmur ormanlarını mutlaka ziyaret etmelisiniz. * Muhteşem Maracana Stadyumunda bir futbol maçı izleyin. * Atlantik Okyanusunun yanıbaşına kurulu Atlantik city olarak bilinen çok lüks otellerin ve yapıları ile ilginç mozaği olan şehri bir de siz keşfedin. * Corcovado dağlarında bulunan uzunluğu 30 metreyi bulan dünyanın en geniş heykellerinden biri-Christ the Redeemertek kelimeyle görülmeye değer. * Araba kiralayıp şehrin tüm çevresini görebilir ya da heyecen istiyorsanız helikopterden atlayabilir, son olarak Rio’ nun nefes kesici manzarası için Sugarloaf dağına tırmanan trenlerle seyahat edebilirsiniz. * Rio de Janero sınırlarını aşıp dünyada ün yapan ve her yıl yüzlerce turist ağırlayan Rio karnavalına katıldığınızda karnavalın büyüklüğü ve görkemi karşısında çok şaşıracaksınız.

Kurtarıcı Isa Heykeli: Kurtarıcı İsa Heykeli, dünyanın en ünlü görülmeye değer yerlerinden biridir. 600mt’ lik bir dağın tepesindedir ve Rio de Janeiro’ ya temiz havada güzel bir bakış sağlar. Tramwayla yukarı çıkabilirsiniz. Her gün sabah 09.00 aksam 06.00 arasında açık. Tatlı Gezinti Dağı: Meşhur teleferikler ziyaretçileri muazzam bir manzaraya sahip olan Rio’nun en tepe noktasına çıkarır. Tijuca Ormanı: Her ne kadar şehrin göbeğinde olsa da Tijuca Ormanı, ziyaretçilere Brezilya’nın ünlü yağmur ormanının zevkini yaşatır. Orman bir çok dağ sırasını çevreler ki bu da şehrin kuzey ve güney bölgelerini birbirinden ayırır. Botanik Bahçeler: Botanik Bahçeler eski kraliyetin gezinme yeridir ve otelden sadece birkaç dakika uzaktadır. Şimdi nesli tükenmekte olan birçok botanik çeşit için, buna ülkeye adını veren Brazil ağacı da dahil kutsal bir yer olmuştur.

bitmek bilmeyen yağmur zorluk çıkarıyor.


KADIN | 57


FIKRALAR Ömer Muhtar

RESİM Temel on senedir göremediği bir arkadaşına resim göndermek ister.

BAŞ AĞRISI

Köyün hayvanlarının arasına girerek resim çektirir. Resimin arkasına:

Resimden anlayan biri , sergisin e geldiği Şevket Dağ’a resimlerden birini gösterip :

- Uşağım resimdeki çarpı işaretli olan benimdur ..... Şaşırmayasun..

- Sanki bunu neden yaptınız , ned ir bu ? diye sormuş .

İDDİA İki Karadenizli denizde yüzerlerken her nasılsa bir ara iddiaya tutuşmuşlar. Kim denizin dibinde daha fazla kalırsa diğeri ona gıcır gıcır ayakkabılarını verecek........ Anlaşmışlar ikisi de birden dalmışlar ve hala çıkmamışlar..

ZEKA Temel Trenden inerken kurnazca gülümseyerek kendi kendine şöyle konuştu : - Demiryollarına bu sefer iyi kazık attım. Biletimi gidiş dönüş almıştım. Fakat geri dönmeyeceğim. Burada kalıyorum uşağım....

58 | KADIN

Şevket Dağ : - O , demiş Acı Veren Dostluk’ tur . - Alayla gülen adam : - Dostluk acı verir mi ? deyince , Şevket Dağ : - Sizin hiç başınız ağrımaz mı ? demiş.......

DIRDIR Adam arkadaşına dert yanıyor du : - Karım ile iki haftadır konuşamıyorum . - Hayrola , kavga mı ettiniz ? - Yok canım onun lafını kesmek istemiyorum da...........


SOFRA


Bulgar Kızı Çalışırken gördük seni kahvede Nereden de çıktın be Bulgar kızı Şuh bakışlar attın nice Mehmede Çok yigitler yaktın be Bulgar kızı Kirli sarı bir renk vurup saçına “Love” yazan bir kot giyip kıçına Evi unutturdun Türkün kaçına Çok ocaklar yıktın be Bulgar kızı Bir sahte gülüşe, bir tek nazara Bir günde kondun kırk yıllık hazıra Bizlerdeki yarım buçuk huzura Resmen limon sıktın be Bulgar kızı Kutsal bir yapıydı bizde aile Sayende sarsıldı işte son kale Biraz amiyane bir tabir ile Bir de çocuk çaktın be Bulgar kızı Harcadık uğruna evden arsaya Para tükenince bari dursa ya En yakın dostumla kaçtın Bursa’ya Para bitti bıktın be Bulgar kızı Ne dönecek eski eve yüzüm var Ne kimseye diyecek bir sözüm var Bence Türk usulü bir tek cözüm var Burnuma kan koktun be Bulgar kızı Hakiki Kabakçı

60 | KADIN



DEKORASYON

Aksesuarlarla, her daim farkl覺l覺k m覺 istiyorsunuz?

62 | KADIN


DEKORASYON

Eğer kendinizi etnik, otantik ya da egzotik gibi herhangi bir tarzla sınırlandırmak istemiyorsanız, aksesuar seçerken yalnızca sizin için değerli ve bir anlamı olan objeler seçmelisiniz. Buna, sizde güzel duygular uyandıracak, çocukluk ya da tatil anılarınızı anımsatacak şeyler de dâhildir.

İç mekan dekorasyonunun vazgeçilmez tamamlayıcı unsurları olan aksesuarları, çoğunlukla yaşadığımız mekanlarda çekicilik, sıcaklık, samimiyet, ilginçlik gibi arzu ettiğimiz bir duygu yaratmak amacıyla kullanırız. Minimalizm rüzgarlarının da tersine estiği günümüzde, aksesuarlar yine gözde unsurlar olarak önemlerini koruyorlar. Ama daha da önemlisi artık onları belli bir amaca yönelik olarak doğru ve işlevsel kullanmak.

Pratik öneriler ve ipuçları Ne miktarda ve nasıl aksesuarlar kullanacağınız, aslında tümüyle sizin yaratmak istediğiniz tarz ve atmosfere bağlıdır. Bu yüzden öncelikle ne tür bir dekorasyon tarzından hoşlandığınıza karar vermelisiniz. Örneğin modern bir dekorasyondan hoşlanıyorsanız, mümkün olduğunca sade ve yalın aksesuarlar seçip bunları düzenli bir şekilde yerleştirmelisiniz. Ama örneğin Viktoryen tarzı hayata geçirmeye çalışıyorsanız, göz dolduran, çoğunluğu antikalardan ve görkemli objelerden oluşan aksesuarları gruplayarak ya da oraya buraya serpiştirerek kullanmalısınız. Eğer kendinizi etnik, otantik ya da egzotik gibi herhangi bir tarzla sınırlandırmak istemiyorsanız, aksesuar seçerken yalnızca sizin için değerli ve bir anlamı olan objeler seçmelisiniz. Buna, sizde güzel duygular uyandıracak, çocukluk ya da tatil anılarınızı anımsatacak

şeyler de dâhildir. Öncelikle aksesuar kullanmak istediğiniz odayı dikkatlice inceleyin ve burada ne yapmak istediğinize karar verin. Bir parça renklilik ve canlılık katmak, biraz soft bir etki yaratmak, ölü noktaları kapatmak ya da görsel bir ağırlık katmak istediğinizde, işe büyük obje ve aksesuarları yerleştirmekle başlayın. Daha sonra odayı bir kez daha inceleyin ve gerekli gördüğünüz yerlere küçük aksesuarları yerleştirin. Çıplak boş köşeleri, bir kaidenin üzerine yerleştireceğiniz tercihen içinde canlı bitkilerin olduğu bir saksıyla ya da zevkinize ya da tarzınıza uygun bir heykelle doldurun. Bu durumda seçeceğiniz aksesuarın ebatlarının oda ve mobilyalarınızın ebatlarıyla uyum içinde olmasına dikkat edin. Renkli ve havai şeylerden hoşlanıyorsanız, renklerinden sıkıldığınız perdelerinizin, hareketsiz bulduğunuz pencere pervazlarınızın ya da dolap kapaklarınızın üzerine dilediğiniz formda küçük süsler asın. Yıldızlar, hayvan figürleri, meyve ve sebzeler, çiçekler, süslemek için kolaylıkla bulabileceğiniz küçük aksesuarların yalnızca birkaçı.

KADIN | 63


cinema

Hayriye Büyükeken

Battleship Tür: Bilim Kurgu, Aksiyon, Macera Yönetmen: Peter Berg Oyuncular: Liam Neeson, Rihanna , Alexander Skarsgård, Taylor Kitsch Yapımcılığını ve yönetmenliğini Peter Berg’in (Hancock) üstlendiği destansı aksiyon-macera filmi Battleship’te gezegenimiz; denizde, gözyüzünde ve karada üstün bir güce karşı hayatta kalma savaşı veriyor. Hasbro’nun klasik donanma savaş oyunu Amiral Battı’dan uyarlanan filmde, USS John Paul Jones’ta görevlendirilen bir Donanma subayı olan Teğmen Alex Hopper rolünde Taylor Kitsch karşımıza çıkıyor. Fizyoterapist ve Hopper’ın nişanlısı Sam Shane rolünde Brooklyn Decker; USS Sampson’ın komutanı ve Hopper’ın ağabeyi Stone rolünde Alexander Skarsgard ve Hopper’ın silah arkadaşı USS John Paul Jones’ta silah uzmanı olarak görev yapan Deniz Astsubayı Raikes rolünde ise Rihanna yer alıyor. Hopper ve Stone’un amiri (ve Sam’in babası) Amiral Shane’i ise uluslararası bir yıldız olan Liam Neeson canlandırıyor. Berg, hem bu destansı aksiyon-macera filminin yönetmenliğini yaptı, hem de Scott Stuber (Couples Retreat/Arızalı Çiftler), Sarah Aubrey (The Kingdom/Krallık), Brian Goldner, Hasbro’dan Bennett Schneir (the Transformers serisi) ve Duncan Henderson’la (Master and Commander/Dünyanın Uzak Ucu) birlikte yapımcılığını üstlendi.

The Avengers (Yenilmezler) Tür: 3 Boyutlu, Bilim Kurgu, Aksiyon, Macera, Yönetmen: Joss Whedon, Oyuncular: Scarlett Johansson, Robert Downey Jr., Samuel L. Jackson, Chris Evans, Gwyneth Paltrow, Mark Ruffalo, Cobie Smulders Yenilmezler, Marvel’in en çok iz bırakan kahramanlarını bünyesinde topluyor: Demir Adam, Hulk, Thor, Kaptan Amerika, Hawkeye ve Black Widow. Beklenmedik bir düşman su yüzüne çıkıp dünyanın güvenliğini tehdit etmeye başlıyor. S.H.I.E.L.D. adıyla bilinen uluslararası barışı koruma teşkilâtının yöneticisi olan Nick Fury, dünyayı böylesi bir felâketten kurtarmak için bir takıma ihtiyacı olduğunu anlıyor. Takıma adam seçmek için dünyanın dört bir yanını gezmeye başlıyor. Bir Marvel filmi olan Yenilmezler’de hiç beklenmedik bir düşmanın küresel güvenliği tehdit etmeye başlaması üzerine bir araya gelen bir süper kahraman ekibi, Dünya’yı felâketin eşiğinden kurtarmaya çalışıyor. Başrollerini Robert Downey Jr., Chris Evans, Mark Ruffalo, Chris Hemsworth, Scarlett Johansson, Jeremy Renner ve Tom Hiddleston’un paylaştığı bu ekibe Stelan Skarsgard’la Samuel L. Jackson eşklik ediyor. Joss Whedon’un Zak Penn ile birlikte yazdığı hikayeden senaryolşatırdığı ve yönettiği Yenilmezler, ilki 1963 yılında basılan ve o günden beri Marvel’in en sevilen çizgi roman serilerinden biri olan “The Avengers”tan uyarlandı. Aksiyon ve olağanüstü özel efektlerle dolu, muhteşem bir filme hazır olun.

64 | KADIN


Men in Black 3 (Siyah Giyen Adamlar 3) Tür: Bilim Kurgu, Aksiyon, Yönetmen: Barry Sonnenfeld, Oyuncular: Will Smith, Tommy Lee Jones, Lady Gaga, Emma Thompson Bilimkurgu ile komediyi başarılı bir şekilde birleştiren Men in Black serisine devam ediliyor. Siyah Giyen Adamlar üçüncü kez karşımıza çıkmaya hazırlanıyorlar. Columbia Pictures, başrollerinde Tommy Lee Jones ve Will Smith’in yer aldığı Men in Black serisini bir kez daha hayata geçiriyor. Serinin üçüncü filminin senaryosu, bu kez Tropic Thunder ile ünlenen senarist Etan Cohen tarafından yazılacak. Filmde iki ünlü oyuncunun yer alıp almayacağı henüz açıklanmasa da, Smith ve Jones olmadan Siyah Giyen Adamlar’ın bir anlam ifade etmeyeceği konusunda herkes hemfikir görünüyor.

Snow White and the Huntsman (Pamuk Prenses Ve Avcı) Tür: Aksiyon, Macera, Yönetmen: Rupert Sanders, Oyuncular: Kristen Stewart, Charlize Theron, Chris Hemsworth, Nick Frost Destansı aksiyon-macera Pamuk Prenses ve Avcı’da (Snow White and the Huntsman) Kristen Stewart (Twilight/Alacakaranlık), ülkede kötü kraliçeden (Oscar ödüllü Charlize Theron) daha güzel olan tek kişiyi, Pamuk Prenses’i canlandırıyor. Onu ortadan kaldırmak için fırsat kollayan kötü kraliçenin aklına bile gelmeyen bir şey var: Hükümdarlığını tehdit eden genç kadının, onu öldürmesi için gönderilen Avcıdan (Chris Hemsworth, Thor) savaş sanatı konusunda eğitim alıyor olması... Filmde Sam Claflin de (Pirates of the Caribbean: On Stranger Tides/Karayip Korsanları: Gizemli Denizlerde), Pamuk Prenses’in güzelliğine ve gücüne uzun zamandır hayran olan prens rolüyle oyuncu kadrosunda yer alıyor. Alice in Wonderland/Alice Harikalar Diyarında’nın yapımcısı Joe Roth, yapımcı Sam Mercer (The Sixth Sense/Altımcı His) ile övgüler alan reklam yönetmeni ve modern görüntü ustası Rupert Sanders’tan efsanevi masalın nefes kesen yeni vizyonu karşınızda...

KADIN | 65


MÜZİK

Şarkı söylemeyi ondan öğrendim Mustafa Ceceli’yle, Özel yaşamından hiçbir yerde paylaşmadığı en şaşırtıcı anılarına kadar, saatler süren keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Röpotaj: Sema TÜRKMEN

H

ani bir tabir vardır ya milyonların sevdiği sanatçı diye. İşte Mustafa Ceceli bu sözün harfi harfine hakkını veren sanatçılardan. Aranjörlükle başladığı müzik yaşamına başarılı albümlerini ve sahne performanslarını da ekleyerek, “artık bitti” denilen Türk pop müziğine adeta taze kan oldu. Ankara’da başlayan ve İstanbul’da hala devam eden müzikal başarılarının öyküsünü öğrenmek ve söyleşiyi okudukça hepimizin daha da yakın bulacağı Mustafa Ceceli’yi tanımak için röportajımızın keyfini çıkarın. Sanat hayatında başarısını günden güne katlayan ve “artık bitti” denilen Türk pop müziğine yeniden umut ışığı olan bir sanatçısın. Yola çıktığın ilk günden bugüne geçen süreci biraz senden dinleyebilir miyiz? 
Her şeyden önce bahsettiğimiz süreç, gerçekten çok emek isteyen, zaman zaman zorlayıcı ve sizin azminizi sürekli yoklayan bir süreç. Benim içinse her anı, her yılı çok güzel geçen bir yolculuk. Aslında hayat sürprizlerle doludur sözü o kadar içi dolu bir söz ki. Hepimiz ideallerimizle kendimizi var ediyoruz ve tüm eylemlerimiz de bu ideale ulaşmak için gerçekleşiyor gibi görünüyor. Görünüyor diyorum çünkü hayat o kadar tatlı sürprizler hazırlıyor ki insana, idealiniz olan şeyin çok dışında ve aslında sizi tamamlayacak başka serüvenler başka başka dünyaların kapılarını açabiliyor.

 Ankara’da doğdun ve uzun bir süre orada yaşadın. Ankara’da fen bilimleri öğrencisiyken bizim seni tanıma fırsatı bulduğumuz profesyonel müzik adamı sürecine geçişin nasıl oldu? 
Biraz önce konuşuyorduk ya hayat siz ne yaparsanız ne düşünürseniz düşünün size öyle sürprizler hazırlıyor ki tahmin etmeniz mümkün değil. Şöyle ki; lise dönemlerimde fen bilgisi okuyan bir öğrenciyken evde bir keyboard’um vardı. Bir gün dedim ki ben doktor olacağım, bu enstrümanlara ihtiyacım olacağını sanmıyorum, ben bunları satıyorum. Ve gerçekten keyboard’umu, metronomumu sattım. Tabii bu müzikten uzaklaşmam için yeterli olmadı. Ne yaparsam yapayım müziksiz geçecek bir hayattan mutlu olmayacağımı biliyordum. Ve bu durumu doğrularcasına lisede arkadaşlarla amatör bir orkestra kurduk.

66 | KADIN


MÜZİK

Onların bestelerinin aranjmanlarını yapmaya ve onlarla birlikte şarkılar söylemeye başladım. Aranjörlüğe başlaman Kenan ve Ozan Doğulu, sahneye adımını atman da Sezen Aksu’nun keşfiyle oldu değil mi? Sezen Aksu dönemi benim hayatımın en önemli dönemlerindendir. Kenan Doğulu albümünden sonra bir buçuk yıl çalışmadığım sanatçı kalmadı. 2004 Kasım ayına kadar aranjörlük devam etti. Kasım ayında Kalamış’ta bir stüdyoda Sezen Aksu’yla tanışma fırsatım oldu. İki buçuk yıl Sezen Hanım’la aranjör olarak çalıştım. “İkili Delilik”, “Hükümsüz” şarkılarını düzenledim. 
 Artık sahne zamanı deyişin nasıl gerçekleşti? Dediğim gibi aranjörlükle ilgili Sezen Aksu’yla çalıştığım dönem sürekli üst üste tuğlaları koyduğum ve sürekli öğrendiğim bir dönem olarak devam etti. Sezen Aksu

şarkılarını bitirdiğinde eğer sanatçılara vereceği şarkılarsa vermeden önce stüdyoda önce kendisi şarkıyı okur. Tamam derse biz o şarkıyı CD’ye çeker, okuyacak sanatçıya ulaştırırız. Yine bir şarkıyı bu şekilde okuduğu bir dönem, o şarkı daha piyasaya çıkmadan internete düştü. Bu olay yaşanınca Sezen Aksu da o son okumaları benim yapmamı uygun gördü ve ben şarkı söylemeye böyle başladım. 

 Dünyadaki müzikal durumu nasıl buluyorsun? En başta çalışma yöntemlerini ve disiplinlerini çok beğeniyorum. Bizde her şey biraz son dakikada oluyor. Oysa dünyaca ünlü isimler dediğimizde bir konsere altı ay hazırlanıyorlar, her şeyi kusursuza yakın prova ediyorlar ve belki de o yüzden dünyaca ünlü payesini alabiliyorlar. Çünkü bu kusursuz şovlarla tüm dünyanın dikkatini çekiyorlar. Biz de aynen onlar gibi olalım demiyorum ama bizdeki konserlerde de hem ekipman hem de ha-

zırlık süreçleri daha yeterli bir çıtada olsa konserlerimiz daha çok ses getirebilir diye düşünüyorum. Müzik sektöründe durum ifade ettiğinden de kötü aslında. Hele ki Türk pop müziği dediğimiz yerde müzik sektörü bitti. Bunu ben söylemiyorum prodüktörler söylüyor. Biz de sanatçılar olarak sonuçlarını yaşıyoruz. Ama tabii ki bu demek değil ki her şeyi bırakalım müziksiz de olur. Yeni formlara dönüşeceksiniz, şu an dijital mecra öne çıkmışken fiziksel mecrada diretmenin kimseye faydası olmaz. 

 Sektörün değiştiği gibi dinleyici profili de değişti mi sence? Yine çok koşturduğumuz bir devrin sonuçlarından bahsetmemiz gerekir bunu cevaplamak için. Önceden bir kaset almak, sevdiğiniz sanatçının bir sonraki albümünü heyecanla beklemek, bir konserin aylar öncesinden biletini almak ne kadar güzel dönemlerdi hayatımızda. Oysa şimdi kaçımız işten eve döndü-

KADIN | 67


MÜZİK ğümüzde çok sevdiğimiz bir albümü koyup dinliyoruz, ya da beklediğimiz bir albümü almak için heyecanla müzik marketlere gidiyoruz? Müzik bizim hayatımızda bu ritüellerini devam ettiriyor mu yoksa hızlı yaşamlarımızın arkasında belli belirsiz yer alan bir fon mu artık? İlk söylediğimizin artık olmadığı kesin… Eskiye dönüş olmasa da bu küçülmenin önüne nasıl geçilebilir peki? Meselenin tamamen dijital mecraya kaydığını söylemiştik, biz bu küçülmeyi durdurmak, emek istismarını önlemek ve kaybolmaya yüz tutmuş prodüksiyon şirketlerinin tekrar, eskiden olduğu gibi bize birbirinden güzel şarkılar üretmesini istiyorsak çok kullanıcıya, ne istiyorsa onu, dijital mecrada sunarak bu durumu düzeltebiliriz. “Mecraların değişmesi insanları korkutmamalı, dün fiziksel mecra popülerdi bugün dijital mecra geçerli, bunda feveran edecek bir durum yok. Önemli olan zevklerimizin hayatın akışı içinde sanata, edebiyata ve birçok şeye karşı oluşturduğumuz tercihlerin kaybolmaması. Siz ister e-kitap okuyun ister kağıdın o çekiciliğini yaşamak için basılı bir eser okuyun. İster sevdiğiniz parçaları legal şekilde alıp bir koleksiyon oluşturun, ister plak satın alın, hiç fark etmez yeter ki bu özel alışkanlıklarınızdan tamamen vazgeçmeyin Doğuştan gelen bir yetenek mi müzik, sonradan kazanılan bir şey mi? Doğuştan olduğuna inanıyorum. Programımızda ne varsa biz onu yaşıyoruz. Elbette üzerine düşmezseniz bu körelebilir de. Eee bu hiperaktif çocukluktan efendi, ağırbaşlı Mustafa Ceceli’ye geçiş nasıl oldu? İmaj mı bu? 
Olduğum gibiyim aslında. Hiperaktifliği 20 yaşında bırakıyorsunuz ve azalarak devam ediyor. Küçükken saç fırçalarını mikrofon yapmadım aynanın karşısında, ama benimkisi bazı olayların kesişmesiyle ilgili. Sakin olmaya çalışan biriyim ve bu yaptığım müziğe de yansıyor. Duygusal şarkılar yanında hareketli şarkılar da var. O yüzden yaşantımı yansıtıyor, buna imaj demek çok zor. Üzerinize yakıştırılan ‘romantik prens’ elbisesinden memnun musunuz? O elbise kendiliğinden geldi. Ben bunu asla kendime diyemem. Bu noktada dinleyicilerin şarkılardan ve kliplerden çıkardıkları sonuç bu. Sürekli takım elbiseli görüyoruz sizi, müsamere çocukları gibi? Müsamerede takım elbise giyen çocuk görmedim ben hiç. Görürseniz bana da söyleyin. (Gülüşme-

68 | KADIN


MÜZİK ler) Seviyorum takım elbiseyi. İnsanlar en rahat hissettikleri şeyi giyerler. Bu konsepte ve şarkıya bağlı ama sahnede de rahat ediyorum. Konserlere gelen dinleyiciler bilirler ki konser sonuna kadar takım elbise ile kalmıyorum. Bazıları kendi sesini beğenmez, siz beğenir misiniz? İlk başta alışamadım sesime. Herkes kendi sesini dinlediğinde yadırgar, ama karşı taraf güzel der. Dinlerken rahatsız olmadım. Nasıl bir his, kaydettiğiniz bir şarkıyı binlerce insanın söylemesi? Çok mutlu oluyorsunuz ve ‘iyi ki yapmışım’ diyorsunuz.

Ben Sezen Aksu’nun çok sevdiğim şarkılarını seslendirdim. İlk albümünüzde 8 Sezen Aksu parçası var. Bazıları Sezen Aksu’nun ismi altında ezildiğinizi söyleyebilir, bazıları da müziğe bu kadar yüksek seviyeden başladığınız için sizi takdir edebilir. Sizdeki duygu ne? 5,5 yıllık bir mazimiz var Sezen Aksu ile. Zaten aileden biriyim. Albüm nedir? 12 şarkının bir araya gelmesi mi? Albüm dinleme alışkanlığımızı maalesef yitiriyoruz, sakin kafa ile dinlemeye fırsatımız olmuyor. Ama albümler bir şeyi anlatırlar aslında. Fotoğrafları bile albümlerken belli bir tarihe göre düzenlersiniz. Müzik albümü de böyledir. Bu albümümü bu kadar senedir yanında olduğum bir kişinin parçalarına ayırdım, 15 tane de olabilirdi bu. Bana güveninden minnet duyarım sadece, şanslıyım. O şarkıların hakkını verebilmiş miyim ona bakmak lazım. Ben Sezen Aksu’nun çok sevdiğim şarkılarını seslendirdim. Bir sürü şarkıya klip çekmek istiyorum, çünkü şarkılar daha geniş kitleye yayılıyor. Klip çekmemek şarkıya haksızlık olur gibi geliyor. Yaptığım her şey avantajdır benim için. Kendi bestem bir tane bile yok albümde, ‘Beste yapamıyor musun?’ diye soruyorlar bir de. Aranjörler zaten bestecidir. Şarkıcılık hiç planımda yoktu. Önemli olan yolu takip etmek. Hayatımda bundan sonra da farklı planlarım olacak. Meşhur olmak nasıl bir duygu? Bizi ayıran bir özellik olarak görülüyor ama bu sonradan ortaya çıkmış bir şey.

Bilinirlik demek aslında. Popülerlik sanki ayrıcalık gibi değerlendiriliyor , bu imtiyaz değil ki! Mesleğinde meşhur olan başka insanlar yok mu ki? Bundan daha önemlisi kalıcı olabilmek... Kalıcı olmayı önemsiyor musunuz yani? Yaptığım iş sonucu ortaya güzel bir şey çıkıyorsa bunun devamını isterim. Albümümde duygusunu taşımadığım, hissetmediğim bir şarkı sözü yok. Yazabilseydim böyle sözler yazmak isterdim. Her şeye pozitif bakıyorsun. Duygusal bir adamın her şeye pozitif baktığı nerede görülmüş? (Gülüşmeler) Bende bir araya geldi. Şaka bir yana, hayatın güzel bir şey olduğunu düşünüyorum. Biz her zaman depresif olmayı seçiyoruz. Niye olumlu bakmıyoruz ki? Eksinin üzerine bir çizgi çekiyorsunuz artı oluyor, eksi yapmak daha zor, onu sökmeniz gerekiyor oradan. 
 Bu hacılık mevzuu her röportajda soruluyor artık. Bıkkınlık geliyor mu? Yoo. Bizim piyasada çok fazla olmadığı için hacı olmam dikkat çekiyor sanırım.

Bence maneviyatı herkes kendi kalbinin derinliklerinde yaşamalıdır. Bazı şeyler yaşam devam ederken de devam edebilir, maneviyat böyle bir şey. Bütün fikir ve görüşlere saygım var benim. Herkes kendinden sorumludur. Bu konuda ben bir eleştiri almadım. 
 Sezen Aksu ile aranızda sevgi ve saygıya dayanan bir ilişkisi var. Onu çok sevdiğiniz belli. Sizin için Sezen Aksu ne anlam ifade ediyor? Her şeyden öte müzik yolculuğumda benim için bir kilometre taşı. Ondan çok şey öğrendim ve hâlâ öğrenmeye devam ediyorum. Şarkı söylemeyi ondan öğrendim. Unutamam’ı söylediğim andan itibaren, solist olarak kendimi geliştirmeye çalıştım. O aşamada kendisinin çok büyük katkısı olmuştur. Onu işini yaparken çok dikkatli izlerim. Yaklaşık beş yıldır birlikte çalışıyoruz. Beraber çok mesai harcadık. Benim için çok fazla şey ifade ediyor. Söyleşi için teşekkürler. Okuyucularınıza sevgi ve saygılarımı sunuyorum.Avrupadaki dinleyicilerimin sevgisi hep gönlümde farklı olmuştur.

KADIN | 69


Otizm SAĞLIK

M

aalesef Türk aileleri otizm yada asperger sendromu hakkında yeterince bilgili değiller ve bu sorulara bu yüzden cevap verecek kapasite de değiller. Öyle ki Türkiye’de otizm ile ilgili topluma bilgiler 2010 da verilmeye başlandı ve bunu gerçekleştire bilmek için tanınmış sanatçılar otizmin tanıtımı için el atmışlardı. Geçtiğimiz 2 sene boyunca, otizmin çeşitli alanlarında araştırma, yönetme, davranış/eğitim ve duyusal birçok uzman terapist ile işbirliği yapma şansına sahip oldum. Bu deneyimler sayesinde otizm yada asperger sendromu olan insanlara yârdim etme konusunda neler yapılabileceği konusundaki anlayışım genişledi. Bir aile için en zor ve en stresli anlardan biri, çocuklarının otizme sahip olduklarını ilk öğrendikleri zamandır. Veliler bu noktadan sonra kritik ve hayati belirleyici bir soruyla

70 | KADIN

Eğer ki çocuğunuza otizm yada asperger sendromu tanısı konulduysa yada verildiyse çocuğunuzun nasıl bir uzman yardıma ihtiyacını nasıl bilebilirsiniz? Ve bu uzman yardım ne zaman ve nerde başlamalı?

karşı karşıya kalır: Çocuğuma yardım etmek için onu en iyi şekilde eğitebilmem için neler yapmalıyım? Hangi tedavilerin uygulanacağı (ve uygulanmayacağı) kararı büyük ihtimalle çocuğun prognozunu (Bir hastalığın süresi, seyri ve sonucunun tahmini) belirleyecektir. Öncelikle het ankisyete uzman yardım aramanın bir anlamı yoktur. Peki ne zaman uzman yardıma baş vurmanız lazım? Eğer çocuğunuzun ciddi bir problem davranışı varsa yada çocuğunuzun mutsuz olduğunu gözlüyorsanız. Bu aslında her çocuk için değişiktir ve tamamen onun kişiliğine, gelişimine ve yaşına bağlıdır.

Otizm Nedir? Otizm iletişim kurmayı reddetme yada iletişim kurma bozukluğu anlamına gelen rahatsızlıktır. Sosyal ilişki kurmak, yada iletişim kurma yetersizliği içeren bir du-

rumdur. Asperger sendromu ise otizmin bir seviye düşüklüğünde olan iletişim bozukluğudur.Otistik yada Asperger sendromu olan çocuklar, iletişim kurulduğunda cümleleri ve kelimeleri birebir anlarlar. Mesela bir klinikte çocuğa: “ne kadar ağlarsan ağla, annen artık sana yüz vermeyecek” dediğimde, çocuğun tepkisi: “Annem bana yüzünü hiç verme diki, baksana yüzü halen aynı yerinde duruyor”. Yani mecazi anlamda söylenen cümleyi ancak birebir anlayabildi.

Otizmin Belirtileri ve özellikleri nelerdir? Otistik bir çocuk, kendi içine çok kapanıktır. Lakin otistik çocuklar çevresini kendi acılarından iyi araştırmazlar ve incelemezler. Daha öncede ifade ettiğim gibi, bütün bunlar iletişim bozukluğundan


SAĞLIK kaynaklanıyor. Otistik bir çocuk sadece şahıslar ile değil çevresi ile de sağlıklı iletişim kuramıyor.Genel anlamda otistik çocuklar iletişim kurduklarında göz teması da kurmazlar. İnsanlarla iletişim çok yavaş ve ağır gittiği için ebeveynleri ile de bu sebepten dolayı sıcak ve sağlıklı ilişki kuramazlar yada kurulan ilişki çok yavaş ve sonradan oluşmaya başlar. Otistik çocuklar sadece insanlar ile sağlıklı iletişim kuramadıkları için nesneler ile de sağlıklı ilişki kuramazlar. Otistik çocuklar genellikler tek bir belirli nesne ile oynarlar ve farklılıktan kaçınırlar.Otistik olan çocuklar yaratıcı değildir veya klişeleşmiş bir şekilde yaratıcıdır. Otistik çocuklar “evcilik oyunu” oyunları oynamazlar çünkü rol yapma gibi kabiliyetleri yada istekleri yoktur. Aynı zamanda sembolik bir şekilde nesnelerle (örneğin, bir muzu bir telefon olarak kullanmak) oynamak otistik çocuklar için çok zordur ve bu konuda çok başarısızlardır. Buda otistik çocukların rutinlere ve tekrarlara karşı zaafları oldukları içindir. Onlar aslında beklenmedik olaylardan, yabancı olaylardan ve nesnelerden ve yeni olayları tanımlamadıkları için bunlardan korkuyorlar ve uzak kalmayı tercih ediyorlar. O yüzden her şeyin aynı kalmasını istiyorlar çünkü bu onlara bir yakınma sunuyor. Eğer rutinleri yada düzenleri bozulursa bu panik ataklara ve sinir krizlerine neden olabilir e çocuğun üstünde günlerce etki bırakabilir Otistik olan çocuklar konuştuklarında sesleri düz ve monoton olur. Konuşma esnasında araya melodi, his ve duygu kullanmakta zorlanırlar. Bu diğer insanlar için, özelikle ebeveynler için, çok zor bir durumdur. Bu durumda çocuğun ses tonundan, çocuğun kendisini nasıl hissettiğini anlamakta zorluk çekerler.Otistik olan çocuklar konuşmayı ve hislerini bir iletişim aracı olarak görmezler. Buda iletişim kurmayı iki taraf içinde oldukça zorlaştırır.

se ona sarılarak (ve ya buna benzeyen fiili hareketler) teselli etmez. Bedensel olarak ta diğer çocuklardan geri kalmışlardır.Yaptıkları hareketler genellikle genellemeden oluşan hareketlerdir. Bu onlar için bir ritüel haline gelmiştir. Eğer ki bir çocuk kendini teşvik edemezse ve istediği gibi uyum sağlayamadığının farkına varırsa bu kendini yaralamaya (automutilatie) kadar sürükleyebilir. Normal bir çocuğun gelişimi pürüzsüz ve düzenli bir şekilde gelişirken otistik çocuklarda bu biraz farklıdır. Bu çocuklar gelişimlerinde bazı alanlarda sorunlar ile karşılaşabilirler. Bazı dönemlerde büyük gelişmeler kat eden bu çocuklar bazı dönemlerde hiç gelişim kat etmeyebilirler. Otistik olan çocukların en büyük özelliklerinden bir tanesi normal olan çocuklara nazaran kendilerini çeşitli becerilerde oldukça iyi geliştirmesidir. Otistik olan insanların yaklaşık % 70´nin cifte engelleri bulunmaktadır zira otistik olmalarının yanı sıra birde zihinsel işlev bozukluklarına sahiplerdir. Geriye kalan % 30’u ise (belirli alanlarda) yetenekli oldukları gözlemlenmektedir . Mesela müzik, resim veya çeşitli zihin oyunlarında çok yetenekli oldukları bilinir. Örneğin İngiltere’de yaşayan otistik sanatçı, Stephen Wiltshire, helikopter ile New York’un

üzerinden sadece 20 dakika uçarak tüm şehrin en küçük detayını bile resimleyerek unlu olmuştur.

Otizmin kesin nedeni bilinmemektedir Ancak, fizyolojik, psikolojik ve sosyolojik faktörler muhtemelen otizme neden olan sebeplerden sayılabilir. Ayrıca otizm bir enfeksiyondan da kaynaklanıyor olabilir. Ancak, böyle bir bağlantı bilimsel olarak henüz kanıtlanmamıştır. Otistik çocuklar hayatların geri kalanını büyük bir ölçüde engelli olarak yaşarlar. Hayatların en zor dönemleri 20`li yaşlarda başlamaktadır. Bazı otistik insanlar kendilerini öyle geliştirmiştirler ki tek başına bile yaşamayı sürdürebilirler. Tabii ki bu süreçte aileden, cevreden veya aldıkları profesyonel destek büyük rol oynar Destek alan otistik çocukların yarısı hislerini tercüme etmeyi öğrenip, iletişim sorunlarının çoğunu çözebiliyorlar. Geriye kalan otistik çocuklar ömürleri boyunca profesyonel rehberlik ve korunmaya ihtiyaçları olacaktır. Bir süre sonra evde, ebeveynlerin yanında, yaşamaları zor olacak ve özel kurumların yada devlet kurumların sağladığı,küçük gruplarda, özel evlerde, profesyonel yardımın 24 saat mevcut olduğu, yaşayacaklar.

Otistik çocuklar iletişim esnasında çok az mimik (yüz ifadesi) kullanırlar. Yüz ifadeleri çok düşük olur. Çok sessiz ve sert bir izlenimleri olur. Aynı zamanda duruşları ve sözel olmayan hareketleri de çok düşük olur. Örneğin bir misafir el sağladıktan sonra otistik çocuklar geri el salamazlar yada sevdiklerinden biri üzülür-

KADIN | 71


BESLENME

Nuray Bussink Tuna

72 | KADIN

Kan grubuna gรถre beslenme


BESLENME

Kan grubu “B”

kuşburnu, papatya, karri, yeşil çay, kimyon, keten tohumu, deniz lahanası (laminariya) magnezium sülfat (ingiliz tuzu).

Faydalı yiyecekler: Koyun, kuzu, keçi, hindi, tavşan ve yabani et, alabalık, sardalya, kırmızı levrek, mezgit, morina, havyar, bey balığı, taze yumurta, yoğurt, doğal süt, beyaz peynir, kaşar peyniri, mozarella, koyun ve keçi sütü ve peyniri, zeytinyağı, ceviz, inci fasulye, yulaf ve çeşitleri, pirinç ve çeşitleri, doğal buğday ve çeşitleri, horoz ibiği, yulaf ve ürünleri, patlıcan, kereviz, kırmızı pancar, havuç, her çeşit lahana, karnabahar, patates, her biber, pul biber, kara hindiba, maydanoz, erik, karpuz, muz, üzüm, incir, vişne, kiraz, frenküzümü, köri, reyhan (fesleğen), yeşil çay. Zararlı yiyecekler: Deniz hayvanları (kabuklu ve kabuksuz), tavuk ve kaz eti, dondurma, her türlü mercimek, nohut, rafine olmuş sıvı yağlar (zeytin ve keten yağı hariç), kavrulmuş ve bekletilmiş kuru yemiş, yer fıstığı, susam ve ürünleri, mısır ve ürünleri, çavdar ve ürünleri, kara buğday ve ürünleri, enginar, piyasadaki yeşil ve siyah zeytinler, aloe vera, hindistan cevizi, kara biber, beyaz biber, domates salçası, tarçın, sakız, jelatin, glikose, fruktose, mısır siropu ve nişastası, tatlandırıcı, bayat yiyecekler, hazır yiyecek ve içecekler, mide ve bağırsaklarda gaz oluşturan her yiyecek.

Kan grubu “A” Faydalı yiyecekler: Zeytin yağı, balık, yer fıstığı, ceviz, kabak çekirdeği, badem, börülce fasulye, her türlü mercimek, soya ve ürünleri (doğal, genetiği değiştirilmemiş), çavdar ürünleri ve ekmeği, yulaf ürünleri ve ekmeği, karabuğday ürünleri ve ekmeği, eski tip buğday ürünleri ve ekmeği (amarant veya eski turk buğday) enginar, kara lahana, marul, havuç, kabak, pırasa, ıspanak, pazı, beyaz lahana, brokoli, yer elması, sarımsak, soğan, kereviz, maydonoz ve bütün yeşil yapraklı sabzeler, kayısı, dut, incir, üzüm, kiraz, vişne, erik, greyfurt, limon, mürdüm eriği, zencefil, pekmez, hardal (sirkesiz), kedi otu, ginseng, kuşburnu, papatya, kahve, yeşil çay, keten tohumu, kimyon, kekik, biberiye, aloe vera, magnezyum sülfat (ingiliz tuzu). Zararlı yiyecekler: Her et (tavuk ve hindi hariç); karışık et (salam, sucuk, sosis

gibi); deniz hayvanları (kerevit, kalamar v.b.) ve havyar; süt, dondurma, tereyağı; herhangi sıvı veya katı yağ (balık yağı, inek iç yağı, zeytin yağı ve keten yağı hariç); kavrulmuş ve bekletilmiş kuru yemiş, buğday, patates, biberler, pul biber, domates salçası, portakal ve suyu, soda, gazoz, şarap sirkesi, fruktose, glikose, tatlandırıcı, sakız, jelatin, bayat yiyecekler, hazır yiyecek ve içecekler, piyasa (boyanmış ve beyaz sirke veya limon asidi ile karıştırılmış) zeytinler, mide ve bağırsaklarda gaz oluşturan her yiyecek.

Kan grubu “AB” Faydalı yiyecekler: koyun ve hindi eti, kırmızı levrek, sardin, morina, bey balığı, makrel ve ton balığı, yoğurt, beyaz peynir, eski kaşar, keçi ve koyun sütü ve peyniri, taze yumurta, kara buğday ürünleri ve ekmeği, yulaf ürünleri ve ekmeği, pirinç ürünleri ve ekmeği, yumuşak buğday (eski turk buğdayı) ürünleri ve ekmeği, zeytin yağı ve ceviz yağı, yeşil mercimek, yerfıstığı, ceviz, salatalık, karnıbahar, beyaz lahana, patlıcan, kırmızı pancar, semiz otu, çiğ ıspanak, kara lahana, marul, havuç, pazı, brokoli, yerelması, sarımsak, soğan, kereviz, maydonoz ve her türlü yeşil yapraklı sebze, incir, üzüm, kiraz, vişne, erik, greyfurt, limon, mürdüm eriği, karpuz, kivi, ananas, zencefil, pekmez, ginseng,

Zararlı olan yiyecekler: tavuk ve her et (koyun ve hindi hariç), deniz hayvanları, mısır ve ürünleri, çevder ekmeği, buğday tip 405-550 (durra) ve ürünleri, susam ve ürünleri, börülce fasulye, ayçıçak çekirdekleri, pul biber ve her biber, kara ve beyaz biber, domates salçası, şarap sirkesi, siyah çay, kafe, portakal ve suyu, nar ve suyu, muz, avokado, enginar, turp, aloe vera, şarap sirkesi, jelatin, bayat yiyecekler, hazır yiyecek ve içecekler, piyasa zeytinler, tereyağı, dondurma, süt, tereyağı ve her türlü sıvı yağ veya katı yağ (zeytin yağı ve ceviz yağı hariç), kavrulmuş ve bekletilmiş kuru yemiş, portakal, şarap sirkesi, anason, hindistan cevizi, fruktose, glikose, mide ve bağırsaklarda gaz oluşturan her yiyecek.

O KAN GURUBU Faydalı yiyecekler: Kırmızı et: dana, sığır, koyun, yabani (yağlı olabilir); balık, zeytin yağı, keten yağı, ceviz, ceviz yağı, kavrulmamış kabak çekirdeği, enginar, lahana, brokoli, hindiba, marul, çiğ ıspanak, roka, maydonoz, her türlü yeşil yapraklı sebze, pazı, turp (bilhassa kara turp), kırmızı pancar, kabak, balkabak, soğan, sarımsak, zencefil, safran, kırmızı pul biber, keçiboynozu (tohum ile beraber) körri (zerdeçal), kimyon, kuşburnu, mercanköşk, ıhlamur, incir, üzüm (bilhassa kara üzüm), erik, mürdüm erik, kiraz, vişne, greyfurt ve suyu, kara dut, karpuz, mango, bal (gerçek), soda (maden su), yeşil çay, keten tohumu, Zararlı yiyecekler: Karışık et (salam, sucuk, sosis gibi); süt ve ürünleri (“Yenebilenler” hariç), dondurma; buğday ve ürünleri (bilhassa tip 405-550), mısır ve ürünleri; rafine olmuş sıvı yağlar (zeytin ve keten yağı hariç); kavrulmuş ve bekletilmiş kuru yemiş, yerfıstığı, karnıbahar, portakal, aloe vera, ketçap, domates salçası, şarap sirkesi, kahve, siyah çay, bayat yiyecekler, hazır yiyecek ve içecekler, tatlandırıcı, buğday ve mısır nişastası, glikose, fruktose, piyasa zeytinleri, hazır turşular, mide ve bağırsaklarda gaz oluşturan her yiyecek.

KADIN | 73


DİYET

Patlamış mısırı gönül rahatlığıyla yiyin! Patlamış mısır gerçekten sağlıklı mı? Bu sorunun cevabını arayan Almanyalı bilim adamları yaptıkları araştırmalarda ilginç bir sonuca ulaştılar; patlamış mısır sanılanın aksine çok daha sağlıklı! Alman ‘Wissenschaft Aktuell’ internet sitesinin haberine göre, Amerikan kimyagerler derneğinin San Diego’da düzenlenen toplantısında sunum yapan Scranton üniversitesinden bilim adamı Joe Vinson, patlamış mısırda, sebze ve meyveden daha fazla polifenol olduğunu belirtti.

Araştırma sonuçları şaşırttı! Bugüne kadar yapılan analizlerde, mısırdaki serbest polifenollere bakıldığını kaydeden Vinson, araştırmalarında toplam polifenole baktıklarını, özellikle diş-

74 | KADIN

lerin arasına takılan kabuklarda yüksek miktarda bu bitkisel antioksidandan bulunduğunu söyledi. Bir porsiyon patlamış mısırda yaklaşık 300 miligram polifenol bulunduğunu ifade eden Vinson, bunun, meyve ve sebzelerdekinden çok daha fazla olduğunu belirtti. Patlamış mısırdaki su oranının yüzde dört olduğunu söyleyen Vinson, bu nedenle polifenol yoğunluğunun çok yüksek olduğunu kaydetti. Vinson, meyve ve sebzelerin yüzde 90’a varan oranlarda su içerdiğini, bu yüzden polifenol

yoğunluğunun daha düşük olduğunu anlattı.

‘Patlamış mısır kusursuz abur cubur olabilir’ Patlamış mısırın kusursuz abur cubur olabileceğini ifade eden Vinson, taneler işlem görmediği için de patlamış mısırın benzersiz olduğunu belirtti. Mısırın, yağ, şeker, tuz gibi maddelerle patlatılmamasını da öneren Vinson, sebze ve meyvenin yerini ise tutamayacağını, çünkü bunların ayrıca çok sayıda vitamin ve mineral içerdiğini hatırlattı.


SOFRA

Hatice Turgut

Cevizli pekmezli karakabak MALZEMELER:

1 Orta Boy Karakabak 1 Su B. Ceviz 400 Gr. Pekmez

HAZIRLANIŞI:

Kabağın üzerinden bir kapak açarak içindeki çekirdekleri çıkarın. İçine pekmez ve ceviz doldurarak kapağını kapatın. 200 derecelik fırında ortalama 2 saat pişirin.

Afiyet olsun

Ispanaklı kek MALZEMELER:

3 yumurta 1.5 su b.toz şeker 1 limon kabuğu rendesi 1 çay b.sıvıyağ yarım çay b.süt 1 çay b.ıspanak püresi 2.5 su b.söke un 1 p.vanilya 1 p.kabartma tozu

Mantolamak için: hindistan cevizi

HAZIRLANIŞI:

Yumurtaları karıştırma kabına kırın. Üzerine toz şekeri de ekleyerek köpürene kadar çırpın. Ardından üzerine süt, sıvıyağ, limon kabuğu rendesi ve ıspanak püresinide ekleyin. Ispanakları kaynayan suya daldırıp çıkardıktan sonra doğrayıcıdan geçirerek püre haline getirin. Hazırladığınız püreyi de ekleyerek çırpın. Ardından un, kabartma tozu ve vanilyayı da ekleyip tekrar çırpın. Yağlanmış ve hindistan cevizi ile kaplanmış kalıba dökerek önceden ısıtılmış 170 derecede pişirin.

Afiyet olsun

Sebzeli külbastı MALZEMELER:

HAZIRLANIŞI:

Yarım Kg. Kuzu Külbastı Eti bir kaba alın. Üzerine soğan 4 Patates rendesini, tuzu, taze kekiği, sıvıyağ ve 1 Çiçek Brokoli sütü ekleyerek iyice yedirene kadar Taze Kekik biraz yoğurun. Kabın üzerini streç 1 Soğan film ile kapatıp bir kaça saat dinlendi5 Acı Biber rin. Daha sonra eti az yağda yüksek Yarım Çay B. Süt HAZIRLANIŞI: Ipanakları ince inceateşte kıyıp,üzerine tız ıserpiştirdikten iyice ovalayın.Fazla suyunu elinizle sıkarak çıkardıktan iki tarafl pişirin. Yarısonra kıvamda Zeytinyağıpembeleştirdiğiniz soğanlara sonra,sıvıyağda ilave edipatatesleri ve acı biberlhaşlanmış Tuz eri de bu tavada kızartın. Külbastıyı Karabiber haşlanmış brokoli, atateslerle ve Kekik biberlerle beraber servis edin. 1 Çorba K. Tereyağı

Afiyet olsun KADIN | 75


RÜYA TABİRLERİ

RÜYA TABİRLERİ GAZETE Gazete daima iyi haber, ferahlık verecek söz olarak yorumlanır.Rüyasında bir gazete aldığını görmek kendisini ilgilendiren geleceği için önemli bir gerçeğe ulaşır.

GEBELİK Gebelik rüyaları kötüye yorumlanır, sıkıntı demektir. Rüyasında gebe olduğunu gören kişi büyük sıkıntıyla karşılaşır. Ve bu sıkıntı kolay kolay bitmez demektir.

GECE İş hayatınızda bazı sorunlar yaşayacaksınız. Canınız sıkılacak; fakat güçlü olmaya çalışın.

GELİN Rüyada gelin görmek daima iyiye yorumlanır. Gelin neşe, huzur, güzel haber ve yaklaşan güzel günler demektir. Gelin olduğunu gören bekar ise evlilik olacağına işarettir. Ancak gelinlik temiz ve güzel ise mutlu olunacak, yırtık yada kirliyse sonu belirsiz bir evlilik olarak yorumlanır.

HARİTA İş hayatınızda canınızı sıkacak bazı değişiklikler olacak. Fakat kısa sürede işler yoluna girecek.

HASTA Rüyasında hastalandığını görmek sağlığın iyi olduğunu anlatır. Pek nadir hastalık rüyası olduğu gibi çıkar. Hasta olarak yattığını gören yola gidecek demektir..

HAVUZ İçinde temiz su bulunan bir havuza baktığını görmek geleceğinin çok parlak olmasına yorulur. Fakat içindeki su kirli, bulanık ve yosunluysa geçmişte kaldığı sanılan sorunlar, kavgalar tekrarlanacaktır. Bu yüzden hayal kırıklığı da yaşayabilir.

HAYVAN Rüyada bir sürü hayvan görmek, aşıklar için çok mana yüklüdür ve bu rüya, yakında olacak düğünü haber verir.

HEDİYE Birinden hediye aldığını görmek, aşk yaşamında hem de iş yaşamında şanslı ve mutlu olacağınızı haber verir.

Not: Rüya tabirleri tamamen güvenilir kaynak eserlerden araştırılarak hazırlanmıştır.

76 | KADIN

Hazırlayan: Hatice Turgut


BULMACA

5

4 6

6

5 7 1 6

2 3 5

5 6

7

4 5

9 3 8 5

5

6

6 3

4

7

2

3

2

9

4

2

7

5

5

7

6

1

9

4

1

5

2

7

2

9 6

8

7

5 5

4 4

6

9

6

5

9 8

8 3

4 2

8 7

1 6

9 6

9

8

3

3

3

8

8

6

9

8 5

9

1

6

3

ZOR

8

4

1 7

7

9

7

3

5

2 5 9 7 6

6 9

6

2

1 1

ÇOK ZOR

KOLAY

9

1 2

2

4

9

7 9 8

4

8

ORTA

9

6 3

9

2 KARE BULMACA

KADIN | 77



BULMACA

KADIN | 79


Platform ve Kadın dergilerinden 2012 yılına özel reklam kampanyası 80 | KADIN


JAAR 4 | NR. 32 | 15 APRIL 2011

De Stem van de Multi-Culti Vrouw

Saç ekiminde sadece Hollanda’da değil, Avrupa’da da ilkiz Kurşuna hedef olan ünlüler

NEDEN YABANCI

ERKEKLERİ R? TERCİH EDİYORLA

Çocuğumu geri verin ar 2011 İlkbah ı Yaz Modas

ıdaki

t

haya

reor çlegeliy gencazip

Dışar

Yıllardır profesyonel, tarafsız, objektif ve hiçbir kurum ya da kuruluşa bağlı olmadan aylık yayınlarına devam eden Platform ve Kadın Dergisi siz değerli girişimcilerimize özel fıyatlarla kampanya başlatmış bulunuyoruz. Platform Dergisi’nin 15. yılı ve Kadın Dergisi’nin 5. yılı dolayısıyla reklam fıyatlarımızda çok özel indirimler yaptık. 2012 yılı için mutlaka bizden teklif almanız menfaatınız içindir. Fiyatlarımızda ekonomik şartları da dikkate alarak indirimler yaptık.

İşte 2012 yılı için özel kampanyamız: 1 Sene Platform ve Kadın Dergisi için anlaşma yapıldığı takdirde: 2 sayı reklam + 2 sayfa İş yerinizin ekstra tanıtımıyla alakalı röportaj ve iş yerinize yönelik haber hediye ediyoruz. 6 Aylık Platform ve Kadın Dergisi’için anlaşma yapıldığı takdirde: 1 sayı reklam + 2 sayfa İş yerinizin ekstra tanıtımıyla alakalı röportaj hediye ediyoruz. 3 Aylık Platform ve Kadın Dergisi’için anlaşma yapıldığı takdirde: İş yerinizin ekstra tanıtımına yönelik 2 sayfa röportaj hediye ediyoruz. Bütün bunların yanında Fiyatlarımızda beklemediğiniz oranda indirim yaptık. Fiyatlarımız ve kampanyamız bütün Hollanda için geçerlidir. Mutlaka teklif alınız.

Geniş Bilgi: 0641 780 100 020 613 89 02 info@platformmedia.nl KADIN | 81




Şimdi al 1 yıl sonra öde

Artık her şey değişti! Evinize modern bir tarz oluşturuyoruz.

+31 (0)20 614 53 63

2012 yılında alışmışın dışında bir mobilya sahibi olmayı düşünüyorsanız mutlaka uğramanızı öneririz. Çünkü farkımızı hissetmenizi, görmenizi arzu ederiz. Fiyatlarımızdaki uygunluk sizi daha da rahatlatacak.

Oosterpark Meubelen: Eerste Oosterparkstraat 190 - 1091 HK Amsterdam Tel: 020 - 463 19 53 • Fax: 020 - 468 32 45 info@oosterparkmeubelen.nl • www.oosterparkmeubelen.nl

Java Meubelen: Javastraat 133-141 - 1094 HE Amsterdam Tel: 020 - 693 37 28 •Fax: 020 - 693 37 28 info@javameubelen.nl • www.javameubelen.nl


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.