JAAR 5 | NR. 46 | 15 SEP-OKTOBER 2012
De Stem van de Multi-Culti Vrouw
Muavin Konsolos Aslin Savran:
VATANDAŞLARIMIZ
İÇİN BURADAYIZ Piyanist ve besteci Michiel Borstlap:
Türk insanı kalp insanı Dostluğumuz bakidir!
Gebelikte vücut bakımı Tatlı dil kocayı
baştan çıkarır
Cilt bakımı nasıl yapılır?
Meclise 3 Türk kökenli aday girdi
i k a d ’ a d e n n i s a i l r l e t s o ö H ayı kukla g
m u r o y i t e z n be
politik
Ayın
Mantık Testi: lı ve dik kat misiniz , hassas li ve duygusa l mı?
Mega indirim %30 İNDİRİM
BİR SENE PLATFORM VE KADIN DERGİSİ’NE ABONE OLACAKSINIZ. KARŞILIĞINDA SADECE 35 EURO İKİ DERGİ İÇİN ÖDEYECEKSİNİZ.
+31 (0)20 614 53 63
ŞİMDİ MEGA İNDİRİMDEN %30 FAYDALANA BİLİRSİNİZ! Platform ve Kadın Dergisi her ay düzenli gelecek Özel kampanyadan yararlanmış olacaksınız Her ay Haber, Müzik, Moda, Bakım, Sinema, Kültür, Sanat, Bulmaca, Röportaj, Yemek Tarifeleri ve benzeri sayfalardan oluşan 170 sayfalık dergiye sahip olacaksınız. Tek yapacağınız şey aşağıdaki abone formunu doldurup göndermeniz.
* * * *
Abone formu postzegel niet nodig
Platform ve Kadın dergisi’ni 1 yıl boyunca elde etmek için €35,- hesap numaramdan çekilmesini kabul ediyorum. Voor een abonnement van 1 jaar op het blad Kadın machtig ik hierbij PMG om eenmalig €35,- van mijn bank- of girorekening af te schrijven.
Naam.............................................................................................m/v. ................. Adres..................................................................................................................... Postcode/plaats.......................................................................................................
Aylık düşünce, aktüalite ve haber dergisi
Telefoon.................................................................................................................. Beroep .................................................Geboorte datum. ......................................... E Mail..................................................................................................................... Datum.....................................................................................................................
Bank/gironummer:
Platform
Handtekening. .........................................................................................................
De Stem van de Multi-Culti Vrouw
Derkinderen str 108 – B 1061 WX Amsterdam
KADIN | 5
KADIN
YIL / JAAR: 5 SAYI / NUMMER: 46 15 SEPTEMBER-15 OKTOBER 2012
Algemeen Directeur Genel Yayın Yönetmeni / Hoofdredacteur Yazı İşIeri Müdürü / Eindredacteur Haber & Araştırma / Nieuws & Onderzoek
Yazarlar / Schrijvers
Reklam Satış Pazarlama / Advertentie
Bu sayıda katkıda bulunanlar Aan dit nummer werkten verder mee Sayfa Tasarımı / Lay-Out Hukuk Danışmanı / Juridisch adviseur Abone / Abonnee
Dağıtım
STG PMG EBUBEKİR TURGUT MÜNEVVER ESRA TURGUT ÖZLEM ÖZYOL, SEVİM HÜLYA GERİLAKAN SELİM TURAN, M. TAHTALI, HATİCE TURGUT M.KÜBRA, MUSTAFA TOGA, FUAT ASLAN EMİNE BOZKURT, FATMA KOŞER KAYA, B. MEERKERK, SADIK YEMNİ, ÖZLEM ÖZYOL, FUNDA MÜJDE, JESSICA MAAS, SELMA COŞKUNER, AV. TENZİLE ERDAL NEVİN ÖZÜTOK, NURAY BOSSINK TUNA, SEMA MARAŞLI, SABAHATTİN UÇAR, ESMA KÜÇÜK, MEHMET ÇALIŞKAN SELÇUK ÖZTÜRK T. 020 - 614 53 63 F. 020 - 613 24 23 HAYRİYE, BÜYÜKEKEN, SELMA GECİKMEZ, TURGUT OKAN, BANU ÇELİK, KERİME SAHİN, YETER AKIN P-Ajans: info@p-ajans.nl AV. İSMET ÖZKARA HOLLANDA SENELİK 25,00 EURO (PER JAAR) BELÇİKA SENELİK 35,00 EURO (PER JAAR) DİĞER ÜLKELER 60,00 EURO HOLLANDA GENELİ
Yazışma Adresi / Post Adres İdare Merkezi / Bezoek Adres
DERKINDERENSTRAAT 108 B, 1061 VX AMSTERDAM T. 020 - 614 53 63 / F. 020 - 613 24 23 INFO@KADINDERGISI.NL / WWW.KADINDERGISI.NL
©2008 PMG YAYINLANAN YAZILARIN SORUMLULUĞU YAZARLARA VE REKLAMLARIN İÇERİĞİNDEN REKLAM VERENLER SORUMLUDUR. DOĞACAK HUKUKİ SORUMLULUK HİÇ BİR ŞEKİLDE DERGİMİZİ BAĞLAMAZ. DERGİMİZDE YER ALAN YAZI, RESİM, KARİKATÜR İSMİMİZ BELİRTİLMEK SURETİYLE KULLANILABİLİR. REKLAMLAR MÜSADE ALINMADAN KESİNLİKLE KULLANILAMAZ. HET IS NIET TOEGESTAAN OM, ZONDER VOORAFGAANDE TOESTEMMING VAN KADIN, DOOR KADIN GEPUBLICEERDE ARTIKELEN, ONDERZOEKEN OF GEDEELTEN DAARVAN OVER TE NEMEN, TE (DOEN) PUBLICEREN OF ANDERSZINS OPENBAAR TE MAKEN OF TE VERVEELVOUDIGEN. OP ONZE AANBIEDINGEN EN OVEREENKOMSTEN ZIJN VAN TOEPASSING ONZE ALGEMENE VOORWAARDEN, WELKE ZIJN GEDEPONEERD BIJ DE KAMER VAN KOOPHANDEL TE AMSTERDAM
ISSN: 1574-022638-4014-29 8-13
Kadın Dergisi Haziran-Temmuz Sayısı Kapağı
66 | KADIN KADIN
10 18 20 22 24 28
inhoud
İmtiyaz Sahibi / Uitgever
DOSYA: HOLLANDA’DAKİ POLİTİKAYI KUKLA GÖSTERİSİNE BENZETİYORUM
BAKIM: GEBELİKTE VÜCUT BAKIMI
BAKIM: ŞİŞMİŞ GÖZLER İÇİN PRATİK ÇÖZÜMLER BAKIM: CİLT BAKIMI NASIL YAPILIR
ŞEHİR IŞIKLARI
AYIN RÖPORTAJI: VATANDAŞLARIMIZ İÇİN BURADAYIZ
EVLİLİK TERAPİSİ: TATLI “DİL’’ KOCAYI BAŞTAN ÇIKARIR
AYIN TESTİ: MANTIKLI VE DİKKATLİ MİSİNİZ, HASSAS VE DUYGUSAL MI?
MODA: MODE INSPIRATIE
MODA: ZEYNEP OVER MODE
MODA: JEANKOLİKLER
48 58 64 66 72 77
KÜLTÜR SANAT:
FIKRALAR
SİNEMA:
MÜZİK: PİYANİST VE BESTECİ MICHIEL BORSTLAP
BESLENME: KARPUZ DEYİP GEÇMEYİN
BULMACA
içindekiler
32 34 38 40 42 44
EVLİLİK TERAPİSİ: EŞİNİZİ SÖZLE DE YARALAMAYIN!
8 | KADIN
EDİTÖRDEN
Sevgiyle merhaba, “Aklın Yine Beş Karış Havada” der Büyükler Küçüklerine. Bu yaş dönemleri, 12 ile 24 ya da 15 ile 25 yaşları arasındaki insanların genç olarak nitelendirildiğini döneme denk düşer. Genel bir bakış açısıyla bu dönemin çocukluk ile erişkinliği birbirine bağlayan bir köprü olduğunu ifade edebiliriz. Bu yaşlar arasındaki gençliğin kapsamında çocukluk döneminin geride kaldığı; ancak yetişkinliğin henüz belli bir noktaya ulaşmadığını görmekteyiz. Bunu da bir “belirsizlik çağı” olarak ifade etmek yanlış olmasa gerek. UNESCO ergenlik döneminin tanımını şu şekilde yapıyor: “Cesaretin çekingenliğe, macera isteğinin rahata üstün geldiğini çağ”dır. Bu dönem aynı zamanda gençliğin bir arayış içinde olduğu dönemdir. Bu belirsizlik dönemini (arayış dönemi) Tarhan şöyle ifade etmektedir: “Ergenlik dönemindeki genç kendini arayıp bulma ve kanıtlama yolundadır. Bazı gençlerde bu bunalım karmaşa ve akıl sağlığı bozulmasına kadar varabilir.” “Uçarılık, haylazlık, gözü karalık bunalımlar, çatışmalar, öfkeler, kaygılar, bu dönemin özellikleridir. Tatlı hayaller, idealler, ilk sevgiler, sıkı arkadaşlıklar bu dönemde yaşanır. Kendine yol çizme amacını belirleme, cinsel kimliğini oturtma, insan ilişkilerini düzene koyma içerisindedir. Benlik kavramı ve benlik sınırları belirsizdir. ‘Ben kimim’ sorusunu çok sorar. Bu dönemde din, uyruk, iş, yer değiştirmeler çok yaşanır.” Yani bu çağın, hayat için bir hedefin arandığı, meslek, kariyer arayışlarının olduğu; ailevi rollerin üstlenildiği veya üstlenilmesi için gerekli olan kişilik özelliklerinin kazanılmaya çalışıldığı, dolayısıyla sorumlulukların daha da arttığı bir dönem olduğunun akılda tutulması gerekir. Burada bir de kimlik bunalımı çeken gençlerin yaşam alanlarındaki sıkıntıları baş gösterir. Kimlik bunalımı çeken bir genci düzenli hayat sıkar. Gençler çoğu kez ‘başkasına’ benzemek istemez ve bundan nefret eder. Genç “Başka kimse de olamaz kendisi de olamaz. Bir kimse olmayı beceremeyen genç dürtüseldir. Ani tepkileri ve çıkışları vardır. Sinirli, saldırgan, nankör tutumları nedeniyle ailesi ile çatışır.” Tabloya bir bütün olarak baktığımızda karşımıza, kimlik bunalımı yaşayan gençlerde şu davranışların veya alışkanlıkların olduğu ortaya çıkar: “Alkol, sigara, maddeye kolayca yönelim. Böylece yalancı bir güven duygusu oluşur. Üstün ve başarılı görünme arzusunu, kıskançlığı, kuşkuculuğu bir süre uyuşturucu ile avutmaya çalışmak. Grup baskısını üzerinde çok hisseder. Asilik duygusu ile toplumsal değerleri hiçe sayabilir.” Gençler bu durumdan başarıyla kurtulmak isterler.Ama nasıl? Gençliğin rol model alarak öğrendikleri nelerden ibarettir? Gençlik nereye doğru ilerliyor ve geleceğini hangi yönde şekillendiriyor? Devlet, gençlerine sahip çıkıyor mu veya ne kadar sahip çıkıyor? Uyuşturucunun ekmek, su gibi satıldığı ve bu sistemin temsilcileri gençliğe ne verebilir? Günümüz gençliğinin problemlerinin kaynağının ne olduğuna daha ciddi bir şekilde bakacak olursak, bu da bize bu problemlerin sebebi olarak ‘gençliğin içinde yaşadığı toplumu’ gösterecektir. Yani gençliğin asıl problemi içinde bunduğu toplumun yapısından kaynaklanmaktadır. Bu psikoloji ve bu tarz içinde yetişen gençliğin, toplum varlığındaki sağlam bir gelişmesinin nasıl olabileceği toplum olarak herkesi ilgilendiren bir durum olmalıdır. Dejenere olmuş bir Gençlik Dejenere olmuş bir Toplumun - Sistemin ürünüdür. Güzel günler görmek ümidiyle...
Sevim Hülya Gerilakan hulya@kadindergisi.nl
DOSYA
Gazeteci yazar Ebru Umar:
Hollanda’daki politikayı kukla gösterisine benzetiyorum “Politikacıların saçma sapan açıklamalarla ve bilindik basma kalıp cümlelerle günlerce medyada kalabildiklerini anladıkları için politikanın özünü unuttuklarını düşünüyorum”, diyen sivri dilli, sözünü esirgemeden söyleyen gazeteci, yazar, Ebru Umar’a Hollanda’daki politik atmosferi, hayatını ve projelerini sorduk. Banu Çelik
Ailenizin Hollanda’ya geliş hikayesini anlatır mısınız? “Babam ve annem 1970li yıllarda neredeyse eşzamanlı Hollanda’ya gelmişler. Ailemin gelişi alışık olduğumuz hikayelerden farklı, annem ve babam İzmir’den buraya okumak için gelmişler ve yerleşme kararı almışlar. Birbirlerini de Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Bölümü’nde okurken tanımışlar ve evlenmişler. Ben Hollanda’da dünyaya gelmişim. Buraya geldiklerinde annem hamileymiş ve aslında onun Hollanda’da kalma planı yokmuş; fakat, babam kalmak istediği için tek başına Türkiye’ye dönmek de istememiş.”
10 | KADIN
Hollanda’daki Türk toplumundan uzakmış gibi görünmenizin nedeni nedir? “Ben Hollandalıların olduğu bir toplumda büyüdüm. Belli bir yaştan sonra Türk toplumuyla irtibatım oldu. Küçükken sadece bir Türk kökenli kız arkadaşım vardı ve o da annemin arkadaşlarının kızıydı. Hem benim ailem, hem de bu görüştüğümüz Türk aile Hollanda toplumuyla içiçe oldukları için Türk ailelerle irtibatları yoktu. İnsan arkadaş ortamını okulda veya ailesinin girdiği sosyal ortamlarda tanıyor. Türk kökenli bir kız, bir de erkek dostum diyeceğim iki kişi var ve bu iki kişiyi de aileden gibi görüyorum. Bunların dışında tanıdığım Türk vatandaşları yok fakat ilgi-
mi çeken Türklerle de görüşüyorum.” Türkçe bilmemenizin sebebi nedir? “Bahsettiğim sebeplerden dolayı fırsat ve ortam olmadığı için öğrenemedim.” Kendinizi daha çok Türk mü yoksa Hollandalı gibi mi hissediyorsunuz? “Kendimi her iki tarafa da ait hissetmiyo-
DOSYA
rum, çevrem beni ben yapıyor.” Bazıları Türk toplumuyla fazla içiçe olmak istemediğinizi düşünüyor. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz? Benim hakkımdaki bu tür ilginç söylemleri ara sıra okuyorum ve bunu yazanların zavallı olduklarını düşünüyorum. Türk toplumundan uzak olmak istediğimi söy-
leyenlerin aksine Türkiye’yi ve Türk vatandaşlarını seviyorum, Kuşadası’n da ev satın aldım. Türk halkı neşeli, eğlenceli tabii aralarında benim tasvip etmediklerim de var ama bu her ırk için geçerli.” Hollanda’daki politik atmosferle ilgili düşünceleriniz neler? “Hollanda’daki politik hayatta heyecan-
lı bir atmosfer var. Vekiller birbirilerine çocuk gibi davranıyorlar. Siyaset ortamında canlılık olması bence olumlu bir gelişme ama politikanın bir nevi pazarlamaya döndüğünü düşünüyorum. Kim kısa cümlelerle gazete sütunlarını doldurabiliyor onun yazısı var. Bu konudaki en başarılı isim hiç kuşkusuz Özgürlükçü Parti lideri Geert Wilders.
KADIN | 11
DOSYA
Bir de ben iki yönümle politikayı takip ediyorum. Birincisi gazeteciyim ve bu konuyla ilgili yazdığım röportajlar gazete ve dergilerde yayınlanıyor. Bir de bu ülkede yaşayan bir vatandaş olarak olaya yaklaşıyorum ve görüyorum ki durum vahim. Şunu da eklemek istiyorum gazeteci kimliğimle baktığımda gelişmeleri çok daha ilginç buluyorum.” İlginç bulduğunuz nedir? “Son dönemlerde hükümetin başına gelen Başbakanların kabinelerini dört sene boyunca devam ettirememeleri ilgimi çekiyor. Hollanda’daki politik figürlerin yaptıklarını kukla gösterisine benzetiyorum. Saçma sapan açıklamalarla ve bilindik basma kalıp cümlelerle günlerce medyada kalabildiklerini anladıkları için politikanın özünü unuttuklarını düşünüyorum. Eğer birey olarak hiç bir işte tutturamadıysanız her zaman politika yapabilirsiniz. İşte politika böyle sıradan, vasat bir durum haline geldi.”
12 | KADIN
Sizce Balkanende IV ve Mark Rutte’nin kabinelerini ayakta tutamamalarınının sebebi ne olabilir? “Hükümetin düşmesinde Başbakanların egoları büyük bir rol oynuyor. Politikacaların kendi çıkarları ve bu doğrultuda gizli ajandaları var ve bu ajandaların hiç birinde Hollanda’nın çıkarları yer almıyor.” Bu ajandalarda neler var? “Her politikacının ajandasının içeriği farklı. What makes you think!” Bu vahim durum hakkındaki yorumunuz? “Gerçek bu, doğru veya yanlış olduğuyla ilgili uzun uzudıya tartışılabilinir. Wilders muhaliflerini nasıl yok etmesi gerektiğini çok iyi biliyor.” Sizce Geert Wilders kendi partisini mi yoksa Hollanda halkını mı ön planda tutuyor? “Kendi partisini ama bu tüm politik parti-
ler için geçerli. Savunduğunuz herhangi bir politik parti var mı? “Hayır yok!” Özgürlükçü Parti’nin lideri Geert Wilders’le ilgili düşünceleriniz neler? “Geert Wilders’in yaptıklarını muhteşem buluyorum. Politikadaki yaptıklarına hayranım. Geert Wilders demin bahsettiğim konu için önemli bir örnek; kendisi bizi yani ‘aptal gazetecileri’ nasıl manipüle edebileceği konusunda büyük bir usta.” Geert Wilders’in medyadaki stratejisine hayransınız. Sizce bu partinin hükümeti yönetebilecek kapasitesi var mı? “Son dönemlerde Hollanda’yı yönetebilecek kapasiteyi kimsede görmüyorum. Geert Wilders’i diğer politikacılardan ayıran özelliği var; ne istediğini biliyor ve bunu büyük bir ustalıkla başarıyor. Me-
DOSYA
sela İslam karşıtlığını öyle bir anlatıyor ki bu açıklamarıyla seçmen kazanabiliyor.” Seçmen kazanmayı biliyor ama ülkeyi yönetebilir mi? “Onun optiğinde bunu başarabiliyor.” Hollanda’daki Türk kökenli politikacılarımız İşçi Partisi’nden Nebahat Albayrak ve Hristiyan Demokrat Partisi’nden Coşkun Çörüz politikayı bırakacağı açıklamasını yaptılar. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz? “Kararlarını kutluyorum. Kariyerleri politikanın dışında bir doğrultuda olacaktır, başarılar diliyorum.” Bu yıl 400 yıllık Hollanda-Türkiye ilişkilerinin diplomatik kutlamarı var. Bununla ilgili projeleriniz var mı? “Bu konuyla ilgili yaptığım işler yok ve bu durum beni o kadar da ilgilendirmiyor. Herhalde Hollanda’da bu konuyla ilgili kuruş kazanmayan tek Türk benim. Adım gibi eminim bir çok Türk bu kutlamalarla cebini doldurdu. Bana kimseden bu konuyla ilgili herhangi bir teklif gelmedi.”
Siz bu konuyla ilgilenmediğiniz için teklif gelmemiş olabilir mi? “Olabilir!” Eğer teklif gelseydi projelere dahil olmak ister miydiniz? “Eğer yapacağım iş karşılığında beni memnun edecek bir ücret kazanacaksam elbette kabul ederdim. Yaptığım her işte içeriğe dikkat ederim ama bazen bazı işler vardır ki içeriksizdir ama alacağın para için kabul edersin.” Türkiye’deki politik gelişmeleri takip ediyor musunuz? “Hayır. Türkiye’deki mevcut politik durumlar ilgimi çekmiyor ve takip etmiyorum. Türkçemin zayıf olmasıda etken olabiliyor.” İnandığınız bir din var mı? “Hayır ateistim.” Yazılarınızda çok uç noktaları ele alıyorsunuz. 2006 yılında bu durumdan ötürü Faslı bir genç tarafından dayak yediniz. Bu durumdan sonra yazıları-
nızı farklı şekilde kaleme alma gibi bir değişiklik oldu mu? “Bu olaydan sonra da ve önce kalemi elime nasıl alıp yazıyorsam hala aynı şekilde düşüncelerimi yazıyorum. Hiç bir zaman korkup farklı yazmadım.”
“KEŞKE THEO ÖLMESEYDİ DE BEN ONUN YERİNE YAZMASAYDIM” Öldürülen Theo van Gogh çok yakın bir arkadaşınızdı. O’nun ölümünden sonra Metro gazetesindeki köşesinde siz yazmaya başladınız ve hala yazıyorsunuz. Bunu anlatır mısınız? “Theo’nun ölümünden yaklaşık bir sene sonra Metro’da yazmaya başladım. Zaten kendime gelebilmem için böyle bir süreye ihtiyacım vardı. Keşke Theo ölmeseydi de ben onun yerine yazıyor olmasaydım dememe rağmen bazıları bunu benim fırsat gördüğümü sandılar ve bu durum beni gerçekten çok üzdü. Metro gazetesi yöneticilerinin bir yıl boyunca Theo’nun yazdığı bölümü boş bırakmaları bence takdire şayan bir du-
KADIN | 13
DOSYA
“Yalnızlığı çok seviyorum! Bu gidişimde Kuşadasın’daki evime Hollanda’dan arkadaşlarımda gelecek. Sadık olduğum prensiplerim var. Bir günde neler yapacağım bellidir ve ona göre yaşarım. Başkalarını hayatıma dahil edince bunları yapamıyorum ve bu durum beni strese sokuyor.” rum. Onun yerine yazmak benim için bir gurur ama tekrar altını çizerek söylemek istiyorum keşke Theo ölmeseydi de düşüncelerini yazabilseydi.” Aşırı derecede burka karşıtısınız, bunun nedeni nedir? “Ben kadınlara yönelik yapılan baskıya karşıyım. Kadınların erkeklerle eşit olduğuna ve kadınların da erkekler kadar yaşam hakkı olduğuna inanmayanlara karşıyım. Bu konudaki düşüncem son derece açık ve net. Böyle düşünenlerin benim açımdan yaşama hakkı yok! Kadın erkek eşitliğine inanmayanların beyninde hasar olduğunu düşünüyorum.” Peki kendi özgür iradesiyle burka takan kadınlar için ne diyeceksiniz? “Ben hiç bir kadının kendi isteğiyle burka taktığını düşünmüyorum, isteyerek takanların da beyninin yıkandığını düşünüyorum. Hiç bir kadının kendi isteğiyle siyahlara bürünüp bir delikten dünyaya bakmak istediğini sanmıyorum.”
‘İŞİM GEREĞİ SÜREKLİ YALNIZIM’ Yakın zamandaki planlarınız neler? “Türkiye’ye, Kuşadası’ndaki evime gitmeyi planlıyorum.” Türkiye’de iletişimi nasıl sağlıyorsunuz? “Elimden geldiğince iletişim kurmamaya çalışıyorum. Tabi etrafimdakilerle irtibata geçtiğimde basit cümleler kuruyorum.” Kuşadası’na gittiğinizde günleriniz nasıl geçiyor? Orada bir çevreniz var mı? “Sabahları önce yürüyüşe çıkar sonra eve gelirim ve Hollanda’da yaptığım gibi rutin çalışmalarımı yaparım. Daha son-
14 | KADIN
ra sahile gider, yüzer, yemek yer daha sonra tekrar evime dönerim. Hollanda’da sürekli evdeyim çünkü evden çalışıyorum ve bu sebepten dolayı sürekli yalnızım. Bu durum zaten içimde varolan vahşiliği tetikliyor diyebilirim. Evin dışına sadece randevularım olduğu takdirde çıkıyorum.” O zaman yalnızlığı seviyorsunuz? “Yalnızlığı çok seviyorum! Bu gidişimde Kuşadasın’daki evime Hollanda’dan arkadaşlarımda gelecek. Sadık olduğum prensiplerim var. Bir günde neler yapacağım bellidir ve ona göre yaşarım. Başkalarını hayatıma dahil edince bunları yapamıyorum ve bu durum beni strese sokuyor.” Gelecekteki projeleriniz neler? “Kitap yazma niyetim var ama bunun için içimdeki sabrın ortaya çıkmasını bekliyorum. Kuşadası’ndaki evimde dinlenip kitabıma başlamak istiyorum.” Hem kadın dergisi Libelle’de hem de erkek dergisi Mens Health dergisinde yazıyorsunuz. “Farklı konularla ilgili röportajlar
yazmayı seviyorum. Mens Health’de erkeklerle ilgili konuları ele alıyorum. Günlük Metro gazetesinde genel aktüel konularla ilgili köşe yazarlığı yapıyorum. Yazılarımla kendimi daha iyi anlatabiliyorum. Bu kaybetmek istemediğim bir duygu. Yazmayı seviyorum ve eğer bir gün yazdıklarım yayımlanmazsa çok üzülürüm. Ve galiba internet yoluyla bir şekilde yazılarımı yayımlamaya devam ederim.”
Buraya pul yapıştırınız
Kadın dergisi’ni 1 yıl boyunca elde etmek için €25,hesap numaramdan çekilmesini kabul ediyorum. Voor een abonnement van 1 jaar op het blad Platform machtig ik hierbij PMG om eenmalig €25,- van mijn bank- of girorekening af te schrijven.
Bank / Gironummer
:
...........................................................................
Naam / Adı
:
...........................................................................
Achternaam / Soyadı :
...........................................................................
Adres / Adres
:
...........................................................................
Postcode / Postakodu :
...........................................................................
Telefoon / Telefon
:
...........................................................................
Baan / Meslek
:
...........................................................................
E-mail / E-posta
:
...........................................................................
Datum / Tarih
:
...........................................................................
M/V
Woonplaats / Yer
:
.................................................................
Geb. datum / Doğum tarihi :
.................................................................
Handtekening / İmza
.................................................................
:
Derkinderen Str 108 –B 1061 VX Amsterdam
P Ajans
BAKIM
2012’nin en yeni, en etkileyici parfümleri 2012’de artan trendlere ek olarak yepyeni kokular geldi! Siz de ilkbaharda eviniz, ruhunuz ve cildinizden sonra kokunuzu da yenilemeye ne dersiniz? Size birbirinden güzel en yeni 11 parfümü derledik. Jo Malone London White Lilac & Rhubarb Cologne Calvin Klein Sheer Beauty Marc Jacobs Daisy Chloé L’Eau de Chloé Stella McCartney L.I.L.Y fragrance Tom Ford Lavender Palm Burberry Body Salvatore Ferregamo Signorina Gucci Flora Garden Marc Jacobs Kumquat Hello Kitty Big Pink Bow
16 | KADIN
DOSYA
KADIN | 17
BAKIM
Döndü Yılmaz Güzellik uzmanı
Gebelikte vücut bakımı Kadın vücudu gebelik sırasında diğer zamanlardan daha fazla bakım ister. Bu dönemde bedeninize gösterdiğiniz ilgi hem sağlıklı bir hamilelik dönemi geçirmenizi hem de doğum sonrasında vücudunuzun eski haline kolayca dönmesini sağlar. Bu yüzden hamilelik döneminde vücut temizliğinize ve bakımınıza gerekli ilgiyi göstermelisiniz.
Banyo Gebelik sırasında günlük yıkanma alışkanlık haline getirilmelidir. Çünkü bu dönemde ter bezleri normalden aşırı bir çalışma gösterir. Yıkanırken kullandığınız su 37-38 derece olmalıdır. Aşırı
18 | KADIN
sıcak su sağlığınız açısından zararlıdır. Ayrıca banyo süresinin 15 dakikadan fazla olmamasına dikkat etmelisiniz. Aksi takdirde kanama geçirme riskiniz artacaktır. Banyo yaparken kapınızı hiçbir zaman kilitlemeyin. Hatta evde kimse
olmadığı zamanlarda banyo yapmamaya özen gösterin.
Göğüslerin bakımı Hamilelik döneminde en çok dikkat ve özen gösterilmesi gereken yer göğüs-
BAKIM
lerdir. Bu dönemde şişen göğüslerde çatlak oluşmaması için ılık bir duştan sonra nemlendirici kremlerle göğüslere masaj yapılmalıdır. Aksi halde göğüslerde çirkin bir görüntü oluşturan çatlaklar oluşabilir. Göğüs sarkmalarını engellemek için göğüsler günde iki defa soğuk suyla yıkanmalıdır.
Kalça ve göbek bakımı Karın çizgisinin yerleşip iz bırakmasını en aza indirmek ve kalçalara gerekli özeni göstermek için bu bölgeler badem yağıyla her gün ovulmalıdır.
Cilt bakımı Cildin sağlıklı bir şekilde nefes alması hamilelik döneminde her zaman olduğundan daha önemlidir. Bu yüzden bu dönemde yatmadan önce makyajınızı mutlaka temizlemeli, yüzünüze ve ellerinize besleyici krem sürmelisiniz.
Saç bakımı Gebelik döneminde saçlara istenilen şekli vermek her zamankinden daha zor olabilir. Saçlar parlaklıklarını, canlılıklarını yitirirler. Saçların sık sık yıkanması ve saç tipine uygun bakım yapılması bu sorunu büyük ölçüde giderecektir.
El ve ayak bakımı El ve ayak tırnakları gebelik sırasında donuk bir renk alır ve kolayca kırılır. Tırnakların katmanlarının ayrılmaması için güçlendirici parlatıcılardan kullanabilirsiniz. Tırnaklarınızı üç günde bir havalandırmalısınız. Çünkü bu dönemde oje sürmek tırnağın kurumasına neden olur.
Ağız bakımı Hamile kadınların tükürüklerinde bulunan ve diş minelerini etkileyen maddeler, bu dönemde diş çürümelerine sebep olur. Ayrıca dişlerin sağlamlığında rol oynayan fluor maddesi de yeterince sağlanamaz. Bu nedenle hamilelik döneminde hiçbir ağrı duyulmasa bile diş doktoruna düzenli olarak görünülmelidir.
Arada sırada dişleri bir antiseptikle çalkalamak da mikropların dişlerde yuvalanmasını önleyecektir
Özel Boza maskesi Ciltteki lekeleri yok eden, yüzdeki sarkmaları engelleyen ve toparlayan, gergin, ipeksi bir cilde sahip olmayı sağlayacak olan, Boza Maskesi ve Boza peelingi tarifi.
Boza Maskesi Tarifi • 1 tatlı kaşığı boza, • 1 tatlı kaşığı yulaf unu veya arpa unu
Boza Maskesi Hazırlanışı ve uygulanışı: Malzemeleri karıştırıp yüzünüze ve dekoltenize uygulayın. 13-20 dakika kaşığın tersiyle ve ya bir cam bardakla dairesel hareketlerle masaj yaparak uygulayın ve yüzünüzü yıkayıp nemlendiricinizi uygulayın. Bu uygulamayı haftada 2 defa yapmak yeterli olacaktır.
Boza Peelingi Tarifi • 1 tatlı kaşığı boza, • 1 çay kaşığı tarçın, • 1 çay kaşığı toz şeker
Boza Peelingi Hazırlanışı ve uygulanışı: Boza, tarçın ve şekeri karıştırıp yüzünüze yumuşak dairesel harekeler le masaj yapın ve yıkayın.
KADIN | 19
BAKIM
Şişmiş gözler için pratik çözümler Gözlerdeki şişliğin nedeni aslında alt göz kapağının şişmesinden kaynaklanıyor. Göz altlarındaki morarmanın nedeni ise kan damarları. Bu sorunla başa çıkmanın bazı yolları söyle sıralanıyor…
Geç saatte yatıp uykusuz kalmanın bedelini ertesi gün gözlerimizdeki şişlik ve gözaltlarımızdaki morluklarla ödüyoruz. Bu tip problemlerin genetik olduğu biliniyor fakat uykusuzluk, yorgunluk, alerji ve stresinde etkisi çok büyük. Şiş gözlerin çözüm yolu olarak gözlere salatalık gibi soğuk maddenin uygulanması kan akışını düşürüp şişliğin inmesine yardımcı oluyor. Fakat uzun süreli
20 | KADIN
çözümler bekleyenler için; - Uzun süre uykusuz kalmadan önce sodyum oranı düşük bir sebze yemeği tercih edin - Yattığınızda yüksek bir yastık tercih ederek başınızı yüksekte tutun - Yüzünüzü yıkarken soğuk suyu tercih edin - Kısa bir yürüyüş bile olsa egzersiz yapın! Gözaltlarında meydana gelen morarmalar
ise demir eksikliğinin bir göstergesi olarak biliniyor. Demir eksikliğini gidermenin yolu ise ıspanak, yulaf ezmesi, mercimek tüketmek. Yeşil ve siyah çayların iltihap sökücü özelliği nedeniyle morluk gidermenin yollarından biri çay kompresi yapmak. Düzenli uykunun en iyi çözüm yolu olduğu bilinirken serum tedavisi ve gözaltı kapatıcısı da görünümünü iyileştirebilir.
BAKIM
Cilt bakımı
nasıl yapılır?
Cildinizi çok yıkamayın. Nemlendirici şart ama tonik hiçbir işe yaramaz. Makyajınızı acı badem sütüyle temizleyin. Buhar banyosundan kaçının.” Ergenekon, yaşlanmanın önüne tamamen geçemeyeceğimizi ama beslenme ve cilt temizliğine dikkat ederek bunu geciktirebileceğimizi söylüyor… Ne zaman bir bakım ürünü alsanız ya da tesadüfen bir güzellik merkezine girseniz, hemen “Sizin cilt bakımına ihtiyacınız var, gözenekleriniz açılmış” gibisinden bir şeyler söylenir…
Cilt bakımı yaptırmak gerçekten bir ihtiyaç mı?
asit ve su dengesini bozmuş oluyorsunuz. Bu da cildi egzamaya hazırlıyor. Ayrıca buhar verdikçe gözenekler daha çok açılır. Cilt alerjik mi, kuru ve hassas mı, çok mu yağlı? Bunları bilmeden her yüze aynı cilt bakımı uygulanıyor, yanında da bir bavul dolusu krem veriyorlar.
ama gerçekleşmesi mümkün değil. Öyle olsa her gün yeni bir ürün peşinde koşmazdı kimse. Nemlendiriciler tamam… Herkesin cildine uygun nemlendirici kullanmasını onaylıyorum. Cildinizi temizlediğiniz ürün ile nemlendiriciniz çok önemli.
Nasıl temizlememiz gerekiyor Peki, bu bir bavul dolusu krem Cilt bakımı deyince herkesin yaptığı şey; yüzümüzü? yüze buhar vermek ve yüzü gereksiz yere işe yarıyor mu, siz bir hekim Çok yıkamak doğru değil. Cilt daha kendi sıkmak. Buhar banyosu benim hiç sev- olarak onaylıyor musunuz? yağını tolere edemeden siz tekrar yıkarmediğim bir şey. Yüzü aşırı ısıtarak cildin
22 | KADIN
Aşırı ümit vadeden reklamlar yapılıyor
sanız, bu sefer cildinizi kurutursunuz.
BAKIM Yaşadığınız bölge, çalıştığınız yer, yaşınız bunların hepsi nemlendirici seçerken önemli. Örneğin, ısıtma ve soğutması klima ile ayarlanan ofislerde cilt kurur. Gün içinde de bir nemlendirici sürmeniz gerekebilir. Ama havası çok nemli bir şehre gitmişseniz, orada sabah-akşam nemlendirici kullanmanıza gerek kalmaz. Kullanırsanız isilik tarzı kızarmalar başlar.
Cilt bakım ürünlerinin fiyatları malum… En basit şekliyle yüzümüzü neyle yıkayıp nemlendirebiliriz? Deterjan içermeyen ve cilt tipinize uygun herhangi bir sabunla yüzünüzü yıkayabilirsiniz. Şimdi piyasada satılan sabunların çoğunun üzerinde ne maddeler içerdiği ve hangi cilt tipine uygun olduğu yazıyor. İlle de pahalı bir kozmetik markasına ait olması gerekmez. Sıkça kullanılan tonik ise hiçbir işe yaramıyor. Tonik bir sudur. İyi dinlendirilmiş, fazla kloru alınmış bir su da bir toniktir aslında. Nemlendirici olarak da hiçbir şey yoksa bir acı badem sütü, badem yağı çok işinize yarar. Makyajınızı ise acı badem sütüyle silebilirsiniz.
Cilt bakımı ve korumasına hangi yaşta başlamak gerek? Bebeklikten itibaren… Örneğin yanlış sabun bebeğin cildini kurutur, tahriş eder. Krem sürülmezse isilik olur. Yani doğuştan itibaren cildin temizliğine ve nem dengesini korumaya dikkat etmek gerek. Yaşlanma ise 25-30 yaş arasında başlar. Bu yaşlardan itibaren cilt tipinize uygun bir nemlendirici seçmenizde yarar var.
Göz çevresi, boyun, alın her bölge için ayrı krem kullanmak gerekli mi? Boyun derisi çok incedir, çabuk kırışır. O yüzden yüzünüze kullandığınız nemlendirici kremi çok bastırmadan boynunuza da mutlaka sürün. Kreminiz çok yoğunsa zaten gözünüzü yakar ama değilse göz çevrenize de parmak uçlarınızla hafifçe yedirebilirsiniz. Ama “Ben her yerime ayrı krem istiyorum” derseniz buyurun alın, seçim sizin.
Yaz kapıda… Güneşe çıkacak mıyız, yoksa en sağlıklısı beyaz kalmak mı? Vücudun D vitaminine ihtiyacı var. En iyi D vitamini sentezi de güneş. Ama güneş ışınlarını uygun dozda alacaksınız. Çünkü aşırı güneş ve solaryum deri kanserlerinin başlıca nedeni. Biz yaz kış güneşi olan bir ülkede yaşıyoruz. Yolda yürürken bile ihtiyacımız olan güneşi alıyoruz. Bronzlaşmak isteyenlere ise sadece şunu söyleyebilirim; güneşin en kötü deri kanserlerine neden olduğu ispatlanmıştır.
Günde kaç dakika güneşlenebiliriz peki? Gölgede bile yazın güneş ışınlarını yeterince alırsınız. Güneşte yatmak için ise günde 10-15 dakika yeterli. Özellikle güneş ışınlarının tam dik geldiği 12-14.00 arası güneşten uzak durun. Koruyucu krem olarak da en az 30 koruma faktörlü krem kullanın.
Güneş cilde nasıl bir zarar veriyor? Bakın, yaşlanma ile güneş görmeyen bölgelerde göze çarpan klinik değişiklikler; kuruluk, deride incelme, ince kırışıklıklar, elastikiyet kaybı vs´dir. Buradaki kırışıklıklar derin değildir ve cilt gerildiğinde kaybolurlar. Ultraviyole ışınları gören böl-
gelerdeki değişiklikler ise daha farklıdır. Ciltte kalınlaşma ve kabalaşma, sararma, elastikiyet kaybı ve derin kırışıklıklar gelişir ve bunlar cilt gerildiğinde kaybolmazlar.
Derinin erken yaşlanmasına sebep olan diğer etkenler nelerdir? Gerçek yaşlanma genler ile planlanan doğal, fizyolojik bir süreçtir. Çevresel etkiler olmasa bile bu süreç gerçekleşir. Bununla birlikte çevresel etkiler yaşlanmayı hızlandırır, arttırır veya erken başlatır. Güneşin yanı sıra aşırı soğuk, rüzgar, nem azalması, alkali sabunlar, yanlış kozmetiklerin kullanımı ve sigara yaşlanmaya etki eden en önemli faktörler.
Nasıl beslenmemiz gerekiyor iyi bir cilt için? Öncelikle şunu söyleyeyim, aşırı kilo verme deride gevşeme ve sarkmalara neden olur. Aşırı kilo almalar da elastik ve kolajen lifleri bozar. Bunun için dengeli beslenmeli ve kilonuzu korumalısınız. Tek yönlü beslenme çok yanlış, ihtiyacınız olan tüm vitaminleri yeteri kadar almalısınız. Sofranızda lifli gıdaların ağırlıklı olmasına özen gösterin. Şekeri azaltın ve sık sebze, meyve yiyin, proteini artırın. Günlük tuz kullanımınız da beş gramı aşmamalı. Ayrıca günde en az 8 bardak su içilmeli.
Cilt için önem taşıyan vitaminler hangileri? Vitamin A, vitamin E; suda çözünen vitaminlerden ise vitamin C sıklıkla tercih edilmeli. Örneğin vitamin A hücresel aktiviteyi düzenler, cildin aşırı kalınlaşmasını ve pigmentasyonu önler. Genel olarak birbirlerini tamamlayıcı etkileri nedeniyle su, selenyum, A, C ve E vitaminlerinin yaşlanmaya karşı etkili olduğu biliniyor.
Sigaranın cilde etkileri neler? Sigara içenlerin içmeyenlere oranla daha fazla yaşlanma belirtileri gösterdiği ispatlanmıştır. Sigara küçük damar kan akımını etkiliyor ve destek doku yapılarında bozukluklara neden oluyor. Aynı şekilde alkolü de çok az tüketmeniz gerek.
KADIN | 23
ŞEHİR IŞIKLARI
Hollanda Türk Müzesi yoğun ilgi ve seçkin katılımla Den Haag’ta açıldı.
Mustafa ve Hayriye Almanya’dan Hollanda’ya dost ziyaretine gelmişler. Sempatik tavırlarıyla dikkat çeken kardeşleri resimledik.
Bir program sonrası Karslı hemşeriler bir araya gelerek tanışma fırsatı buldular.
24 | KADIN
Sema ve Hasan geçtiği miz günlerde hoş bir eğl ence ortamında nişan yaptıla r. Mutlu yarınlar diliyor uz.
ile IJsselmonde İlçe Meclis üyesi Necat Kaya’nın önerisi anda-Türkiye 400. Holl te birlik IAD ROG Belediyesi ve lik kahvaltı programı yöne a dostluk yılı anısına iş adamların düzenlendi.
PVDA adaylarından Nurten Karışlı seçimlerde yoğun çaba gösterdi.
ŞEHİR IŞIKLARI
Seçimlerde CDA’dan Milletvekili adayı olan Ebubekir Öztürü en fazla çalışan adaylarımızdan biri idi.Kişiliği ve halkın içinden biri olması yoğun ilgi çekiyordu. Maalesef Partisine olan tepki nedeniyle seçilme şansı olmadı.
HOGIAF’ın Amsterdamdaki iftar programına çok sayıda iş adamımız ilgi gösterdi.
Seçimlerde Milletvekili adaylarımızdan Gökhan Çoban ve Yasemin Cegerek
Amsterdam Genç İşadamları Dern eği (AGIAD), Amsterdam’da faaliyet veren işada mlarını iftarda buluşturdu.
u yoğun ilgi görüyor.
Roterdam’daki Mezem Düğün salon
Seçimde bütün adaylar yoğun çaba sarf etti. İşte bunlardan biride Enver Bey idi.
KADIN | 25
HABER
3 Türk kökenli aday doğrudan seçildi
Saadet Karabulut (SP)
Alınan bu sonuçların ardından farklı partilerin listesinde bulunan 14 Türk kökenli adaydan 4’ü meclise doğrudan girme başarısı gösterdi. Buna göre ana muhalefetteki PvdA adına yarışan Keklik Yücel, Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk ile Sosyalist Parti’den Sadet Karabulut milletvekili seçildi. Diğer Türk adayların adlarına kullanılan tercihli oyların sayımından sonra seçilemedikleri saptandı. 21 partinin kaltıldığı ve ilk belirlemelere göre katılımın yüzde 74 olarak gerçekleştiği seçim sonunda toplam 11 parti meclise girme başarısı elde etti. 2010 yılında yapılan seçime katılım oranı yüzde 75 olarak gerçekleşmişti. seçimde ortaya çıkan tabloya göre Kraliçe’nin, hükümeti kurmak üzere koalisyon görüşmelerine başlama görevini VVD lideri Mark Rutte’ye vermesi bekleniyor. Siyasi yorumcular, seçimin iki galibi VVD ile PvdA’nın koalisyonu kurabileceği tahmininde bulunuyor. 150 üyeli mecliste iki partinin milletvekili sayısı çoğunluk
amsterdam rotterdam Eindhoven 26 | KADIN
Yücel Keklik (PvdA)
için yetiyor.
Mecliste sandalye dağılımı Resmi olmayan sonuçlara göre partilerin kazandığı sandalye dağılımı şu şekilde gerçekleşti: Liberal Parti (VVD) 41, İşçi Partisi (PvdA) 38, Sosyalist Parti (Sp)15, Özgürlükler Partisi (PVV) 15, Hristiyan Demokratlar Birliği (CDA) 13, Demokratlar 66 (D66) 12, Yeşil Sol (GL) 4, Hristiyan Birlik (CU) 5, Refomcu Devlet Partisi (SGP) 3, 50 Plus 2, ve Hayvanlar Partisi (PvdD) 2,. Hollanda’da 2010 yılından bu yana iktidarda Tunahan Kuzu (PvdA) olan VVD ve CDA’dan oluşan Wilders’ın partisi PVV’nin dışarıdan desteklediği sağ azınlık hükümeti, ekonomik tasarruf tedbirleri paketi konusunda Ortaklar arasında ortaya çıkan görüş ayrılığı yüzünden nisan dağılmıştı. Kısa süreli siyasi krizin ardından ülkede 12 Eylül’de erken genel seçim yapılması kararı alınmıştı.
ından s a t k no nın 3 oktasına ’ a d n Holla ’nin 10 n e Türkiy
antalya izmir Bodrum Dalaman istanbul
ankara Kayseri Konya Elazığ sivas
HABER
Hollanda’da ilk Müslüman bakım evi törenle hizmete açıldı Adnan Şahin / Boxtel - Yaklaşık dört yıl önce Deniz Özkanlı’nın koordinatörlüğünde Zorggroep Elde tarafından sürdürülen bir hazırlık çalışmasının ardından nihayet Şefkat bakım evi geçtiğimiz çok sayıda Türk ve Faslı davetlinin katılımıyla resmen hizmete açıldı. Açılışı T.C. Rotterdam başkonsolosu Togan Oral, Boxtel belediye başkanı Bay van Beers, Bölge meclis üyesi bayan van Eenbergen, Faslılar cemiyet başkanı bay Rahmoune birlikte yaptılar. Bu bakımevinin Hollanda’da hatta Avrupa’da bir ilk olduğunu söyleyen Deniz Özkanlı ‘’Epey bir mücadele verdik. Çok çalıştık. Ama Allah’a sonunda şükür bir hayali gerçekleştirdik’’ diyerek duygularını dile getirdi. Özkanlı bu projenin Türk ve Fas kökenli vatandaşlardan, ağır bakıma muhtaç hasta ve yaşlılar için gerçekleştirildiğini belirtiyor.
Konsolostan duygulu konuşma Açılışta bir konuşma yapan Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral duygulu anlar yaşadı. “Kültürümüzde ve inancımızda, anneler, babalar, yaşlılar ve hastalar çok özel bir yere sahiptir. Bu gün bu evde yaşayacak olanlar bizleri yetiştirip büyüten anne ve babalarımızdır. Onlar nasıl ki en savunmasız çocukluk dönemlerimizde bizi gözetip kolladılarsa, simdi biz de onları gözetip kollamak durumundayız. Belki bu şekilde bize verdikleri asla paha biçilmez emeğin küçücük bir karşılık vermiş oluruz’’ dedikten sonra birden duygulandı ve göz yaşlarına hakim olamadı. Özür dileyerek konuşmasını yarıda keserek kürsüden indi. Daha sonra ön sıralarda oturan bir yaşlı annenin başkonsolosun yanına gelerek boynuna sarılıp onu teselliye çalışması da dikkatlerden kaçmadı. Faslı bir müzik gurubunun seslendirdiği ‘Taele albedru ‘ilahisini salonda bulunan faslı ve Türk misafirler hep birlikte seslen-
Karşı çıkanlar olmuş Boxtel belediye başkanı bay van Beers’in açılışta yaptığı konuşmasında söylediğine göre buranın açılmasına bazı siyasi partiler karşı çıkmışlar. Argüman olarak da ’’Yabancılar da, mevcut yaşlılara verilen hizmetinden faydalansınlar. Biz onların uyum sağlamaları ile uğraşırken bu ayrı bakım evi de neyin nesi’’’ diyorlarmış. Belediye başkanı da, yaşlanan pek çok Hollandalının da her yeniliğe uyum sağlayamadığını, onlarında odalarında halen eski tablolar asılı olduğunu dolayısıyla kişilerin özel yaşam tercihlerine saygı duyulması gerektiğini savunarak zor da olsa bu projenin gerçekleştiğini ifade etti.
dirirken bir gurup kızın attıkları zılgıtla birlikte salonda hoş bir atmosfer oluştu. Resmi açılışın ardından Bakımevi ziyaretçilere gezdirilerek her konuda geniş bilgiler verildi. Bakım evi Müslüman yaşlıların bütün ihtiyaçlarının karışlanabileceği bir şekilde dizayn edilmiş. Hazırlanan yemeklerden, ibadet edebilecekleri ortamlara kadar her şey düşünülmüş. Pırıl pırıl renklerde mobilyalar, oturma gurupları, hastane tipi alçalan-yükselen yatakları ve gayet intizamlı bir şekilde tasarlanan iç dizaynıyla her şey uyumlu hale getirilmiş. Bu ülkede her türlü şartta çalışarak yaşlanan ve hastalanan insanlara yapılabilecek en güzel bir hizmet olduğunu gördüğümüzü ifade etmek istiyorum. 18 kişi kapasiteli bu bakım evi şuan 14 kişi misafir etmekte. Çok kısa zamanda bu bakımevinin dolacağını görmek zor değil. Deniz Özkanlı o durumda eğer yeterli müracaatlar olursa hizmet ağının genişletilmesi yönünde derhal çalışmalara başlayabileceklerini belirtiyor.
Yıldırım Reizen
64€
www.yildirimreizen.nl
’dan başlayan fiyatlarla
KADIN | 27
AYIN RÖPORTAJI
röportaj: Banu çelik
Muavin Konsolos Aslin Savran:
‘VATANDAŞLARIMIZ İÇİN BURADAYIZ’ ‘Görev sürem boyunca Hollanda´da yaşayan Türk vatandaşlarının karşılaştıkları sorunların çözümüne katkıda bulunmaya çalışacağım.’ Geçen sene Eylül ayında T.C. Rotterdam Başkonsolosluğuna Muavin Konsolos olarak atanan Aslin Savran’a Tunus’ta yaşadıklarını, Rotterdam Başkonsolosluğuna atanmasını ve Türkiye-Hollanda diplomatik ilişkilerinin kuruluşunun 400. yıl kutlamalarını sorduk. Bilindigi üzere geçen sene Tunus´ta “Arap Baharı” adı verilen süreci tetikleyen Yasemin Devrimi başladı. Adını, Tunusla özdeşleşmiş bir çiçek olan yaseminden alan Yasemin Devrimi hareketi, halk gösterileri sonunda 14 Ocak 2011’de, 23 yıldır ülkeyi yöneten Zeynel Abidin Bin Ali’nin ülkeyi terk etmesiyle sonuçlanmıştı.
yaşayan yaklaşık 300 vatandaşımızın büyük bölümüne telefonlarla ve Büyükelçiliğimiz internet sitesine koyduğumuz duyurularla ulaşarak, devrik Cumhurbaşkanının ülkeyi terk edişinin ertesi günü Türkiye’ye dönmek isteyen vatandaşlarımızın dönüşlerini sağladık. Büyükelçiliğimizde çalışanların büyük bölümü, özellikle çocukları olanlar da tahliye uçağıyla Türkiye´ye döndüler. Sayın Büyükelçimiz, Büyükelçiliğimiz Askeri Ataşesi, iki konsolosluk görevlisi, iki güvenlik görevlisi ve ben Tunus’ta kaldık. Bizim dışımızda herkes belirsiz bir süreliğine Türkiye’ye döndü.”
Ülke böyle bir kaos yaşarken siz Tunus´ta görevdeydiniz. Yaşadıklarınızı anlatır mısınız?
“Evet ben isteyerek kaldım. Öncelikli amacımız Türk vatandaşlarının sağ salim Türkiye’ye dönüşlerini sağlamaktı. Her ne kadar Türk vatandaşlarının çoğunun tahliye uçağıyla Türkiye’ye dönüşlerini sağlamış olsak da, geride bize ulaşamamış olabilecek veya çeşitli nedenlerle Tunus´ta kalmak isteyen vatandaşlarımız olduğu için bir an bile te-
“Cumhurbaşkanı Bin Ali’nin Tunus’u terk etmesi sonrasında ülkedeki güvensizlik ve kaos ortamı nedeniyle ülkede yaşayan Türk vatandaşları da endişeye kapıldılar. Tunus’ta
28 | KADIN
Siz kendi isteğinizle kaldınız.
AYIN RÖPORTAJI
reddüt etmeden kalmayı tercih ettim.”
O günleri anlatır mısınız?
“ Tunus’ta o dönem mevcut kaos ortamı güvenlik bakımından tehlikeli ve riskli bir durum yaratmıştı. Ancak mesleğimizin gereği olan her türlü koşulda görev yapma ilkesi çerçevesinde görevime devam ettim. Ülkenin içinde bulunduğu olağanüstü durum nedeniyle zaman zaman heyecanlı anlar da yaşadık. O dönemde kaldığımız Büyükelçilik konutu Cumhurbaşkanlığı Sarayı´na çok yakındı ve askerler ile Cumhurbaşkanlığı muhafızları arasındaki çatışmaların seslerini duyabiliyorduk. O günlerde ülkede belli bir saatten sonra sokağa çıkma yasağı ilan edildiği için, sokağa çıkma yasağına kadar Büyükelçilikte çalışıp, sokağa çıkma yasağı başladığında çalışmalarımıza Büyükelçilik Konutunda devam ediyorduk. Yaşamımızı sokağa çıkma yasağı ve güvenlik güçlerinin uyarılarına göre ayarlıyorduk. Bu durum Mart ve Nisan aylarında da devam etti. Önce ülkenin başkenti Tunus’ta hayat normale döndü, ülkenin güney ve özellikle iç kesimlerinde ise istikrarsızlık nedeniyle sokağa çıkma yasakları uzun bir süre daha devam etti.”
“Hollanda’daki tüm vatandaşlarımızın tam anlamıyla entegre olabilmeleri için Türk kültüründen ve Türkçe’den kopmadan, iyi bir eğitim almalarının ve Hollandacayı en iyi şekilde öğrenmelerinin gerekli olduğunu düşünüyorum.”
Aileniz Tunus´ta kalma kararınızı nasıl karşıladı?
“Hernekadar annem ilk önce endişelense de, hem babam hem de annem vazifemin gereği Tunus’ta kalışımı anlayışla karşıladılar. Tunus’ta devrik Cumhurbaşkanı Bin Ali ülkeyi, protesto gösterilerinden çok kısa bir süre sonra terk ettiği için Mısır ve Libya´daki gibi şiddet eylemleri uzun sürmedi. Tunus Ortadoğu coğrafyasında “Arap Baharı”nı başlatan ülkeydi ve herşey çok ani gelişti. Tunus’ta kalıp tarihe tanıklık etmek benim için çok önemliydi. Geriye baktığımda bu süreçte mesleki açıdan büyük tecrübe edindiğimi düşünüyorum. Kriz anlarındaki çalışma düzeni, vatandaşların tahliyesi gibi yaşanabilecek istisnai durumları ilk yurt dışı görevimde tecrübe etmiş oldum. Tunus’ yaklaşık 1 yılı Devrim öncesi ve 1 yılı Devrim sonrası olarak toplam iki yıl görev yaptıktan sonra Hollanda’ya geldim.”
Siz mi seçtiniz?
“Biz tercihlerimizi sunuyoruz, nihai kararı Bakanlık veriyor. Rotterdam benim için sürpriz oldu, şu anda Rotterdam Başkonsolosluğu’nda görev almaktan mutluluk duyuyorum.”
Buraya gelmeden önce Hollanda hakkında neler biliyordunuz?
“Hollanda hakkında ilk söylenen karanlık, yağmurlu, sisli puslu havası olduğuydu. Ancak güneşli günler bek-
lediğimden çok oldu. Laleleri, yel değirmenleriyle tanınan Hollanda’nın çok güzel bir ülke olduğunu, sosyal hayat bakımından zengin ve renkli olduğunu duymuştum. Ve elbette yüksek sayıda Türk vatandaşının yaşadığı bir ülke olduğunu biliyordum.”
Hollanda´da alışmakta durumlar oldu mu?
zorlandığınız
“Hollanda düzenli ve yaşaması rahat bir ülke, ben de buradaki yaşama hızlı bir biçimde ayak uydurduğumu düşünüyorum. Mesela burada bisiklet çok kullanılıyor, ben de kısa bir sürede birçok yere bisikletimle gitmeye başladım ve sanki yıllardan beri bunu yapıyormuşum gibi hissediyorum. ”
Laleleri, yel değirmenleriyle tanınan Hollanda’nın çok güzel bir ülke olduğunu, sosyal hayat bakımından zengin ve renkli olduğunu duymuştum.
Hollanda´da yaşayan Türk toplumu hakkındaki düşünceleriniz neler?
“Hollanda’da yaşayan Türk nüfusunun sayıca yüksek olduğunu biliyordum ama niteligi hakkında fazla bilgim yoktu. Buraya geldikten sonra çok sayıda başarılı vatandaşımızın olduğunu görmekten büyük memmnuniyet duydum. Hollanda´da etkin ve
KADIN | 29
AYIN RÖPORTAJI
“Başkonsolosluğumuz internet sitesini, resmi twitter ve facebook sayfalarımızı takip etmelerini tavsiye ederim. Duyurularımızı sürekli güncelliyoruz. Mevzuatta değişiklik olduğunda bilgileri yeniliyoruz. Ayrıca, internet sitemizden Başkonsolosluğumuza gelmeden konsolosluk işlemleri hakkında bilgi alabilirler ( www.konsolosluk.gov.tr ). girişimci niteliği öne çıkan bir Türk nüfusu var. Hollanda’daki tüm vatandaşlarımızın tam anlamıyla entegre olabilmeleri için Türk kültüründen ve Türkçe’den kopmadan, iyi bir eğitim almalarının ve Hollandacayı en iyi şekilde öğrenmelerinin gerekli olduğunu düşünüyorum.”
Türkiye- Hollanda arasındaki diplomatik ilişkilerin 400. Yıl kutmaları çerçevesinde birçok etkinlikler var. Bununla ilgili neler söyleyeceksiniz?
“Tunus´ta Devrime tanıklık etmiş olmak mesleki açıdan nasıl önemli bir tecrübeyse, Hollanda’daki ilk görev yılımın da Türkiye-Hollanda diplomatik ilişkilerinin 400. yıl kutlamalarına denk gelmesinin benim için bir şans olduğunu düşünüyorum. 400. Yıl kutlama faaliyetleri çerçevesinde düzenlenen siyasi, ekonomik, kültürel ve sosyal içerikli programlara Başkonsolosluk olarak iştirak ediyoruz . Hollanda’da yaşayan vatandaşlarımızın bu etkinliklere, Hollandalı arkadaşlarıyla beraber katılmalarını arzu ediyoruz. Halklar arasındaki iletişimin bu etkinlikler vasıtasıyla daha da pekişeceğini düşünüyoruz. Dolayısıyla vatandaşlarımızın bu etkinliklere katılmalarını teşvik ediyoruz. Türkiye-Hollanda ilişkilerinin tarihini, belgelerle, fotoğraf, resim ve sanatın diğer dallarıyla sergilemenin her iki ülke halkının birbirlerine bakış açılarını değiştireceğine inanıyoruz. İnternet sitemizde http://rotterdam.bk.mfa.gov.tr/ bu aktiviteleri duyuruyoruz, bunun dışında Başkonsolosluğumuzun resmi facebook ve twitter sayfaları açıldı, vatandaşlarımız bu sayfalar aracılığıyla hem Başkonsolosluğumuzun faaliyetlerini hem de Türkiye-Hollanda diplomatik ilişkilerinin tesis edilişinin 400.yıldönümünü kutlama faaliyetlerini takip edebilirler.
Vatandaşlarımıza tavsiyeleriniz neler?
“Başkonsolosluğumuz internet sitesini, resmi twitter ve facebook sayfalarımızı takip etmelerini tavsiye ederim. Duyurularımızı sürekli güncelliyoruz. Mevzuatta değişiklik olduğunda bilgileri yeniliyoruz. Ayrıca, internet sitemizden Başkonsolosluğumuza gelmeden konsolosluk işlemleri hakkında bilgi alabilirler ( www.konsolosluk.gov.tr ). Servislerimizin direkt telefonlarına ulaşmakta güçlük yaşanması durumunda sorularını consulate.rotterdam@mfa. gov.tr e-posta adresine gönderebilirler. E-posta hesabımıza gelen soruları en kısa süre içerisinde cevaplandırmaya çalışıyoruz.”
30 | KADIN
Aslin Savran Biyografi 11 Eylül 1983, Karabük doğumlu olan Aslin Savran eğitim hayatını şöyle anlatıyor: “İlkokul, orta ve lise eğitimimi TED Karabük Koleji’nde tamamladım. Lisansımı, Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde yaptıktan sonra, Fransız Hükümeti ile Türk Eğitim Derneği’nin (TED) ortak finanse ettikleri bursla bir yıllık yüksek lisans programı için Strasbourg’a Robert Schuman Üniversitesi´ne gittim. Orada Avrupa Yüksek Etütleri Enstitüsünde (IHEE) yüksek lisans programını tamamladım. Program çerçevesinde 3 ay Avrupa Konseyi’nde Hukuk Departmanı’nda staj yaptım. 2007 yılının Haziran ayında Türkiye’ye döndükten sonra Dışişleri Bakanlığının sınavlarına girdim. Sınavı kazanarak, 2007 Aralık ayında Bakanlığımızda göreve başladım. Ankara’da Doğu Asya ve Pasifik Genel Yardımcılığı’nda iki yıl çalıştıktan sonra T.C.Tunus Büyükelçiliğine atandım ve Eylül 2009-Eylül 2011 tarihlerinde T.C. Tunus Büyükelçiliğinde İkinci Katip olarak görev yaptım. 2011 Eylül ayında ise T.C. Rotterdam Başkonsolosluğunda Muavin Konsolos olarak göreve başladım.
AYIN RÖPORTAJI
KADIN | 31
EVLİLİK TERAPİSİ
Eşinizi sözle de yaralamayın! 32 | KADIN
Farika Teymur Artır Uzman Psikolog
EVLİLİK TERAPİSİ
Nasıl fiziksel şiddetin en derin iz bırakanları en tahrip edici olanları aile içinde işleniyorsa kırıcı sözler de aile içinde söylendiğinde en derin, en tahrip edici izler bırakır. Güzel sözün sihirli bir gücü vardır. Bıraktığı etki o kadar güçlüdür ki kökleri yerde ta derinlerde, dalları ise gür bir şekilde göklere uzanan ... bereketli bir ağaç gibidir.Güzel davranışlar da sözlerin etkisini güçlendirir. Güzel söz söyleme kabiliyeti kuşaklar ötesinden gelir. Gösterilen her çaba, saçılan tohumlar misali gelecek nesillerde de etkisini gösterir. Güzel sözler ne kadar güçlü ve yapıcı etkiye sahipse sonuçları düşünülmeden söylenen hoş olmayan sözler de o kadar tahrip edici güce sahiptir. Nasıl fiziksel şiddetin en derin iz bırakanları en tahrip edici olanları aile içinde işleniyorsa kırıcı sözler de aile içinde söylendiğinde en derin, en tahrip edici izler bırakır. Çünkü aile en güven dolu ortam olması gerektiğinden kişi aile içinde en savunmasızdır, bu sebeple en sevdiğine en çok kırılır. En sevdiğinin sözünden en çok etkilenir. Güven duygusu en fazla zedelenir. Bu etki bazen kişi fark etmeden şuur altına işler. Eşlerin birbirine söylediği kırıcı sözler de bazen geçmişte iz bırakmış acıları, travmaları hatırlatır. Acılar tazelenir. Eşlerin birbirine güzel söz söylemeye özen gösterdiği gibi kırıcı ve yanlış anlaşılabilecek sözler söylemekten de o kadar kaçınmaları gerekir. Bilindiği gibi aile içi iletişim, olumsuz sözlerle gittikçe bozulur. Karşılıklı atışmalar sürer gider. Hem ruh hem beden sağlığı bozulurken aile yapısı ve çocuklar da ortamdan etkilenir, ciddi sarsıntılar geçirir. Ailelerde kişiliği zedeleyen kırıcı sözler genellikle kızgınlıkla söylenmekte, kişinin hem kişilik özellikleri hem de daha önce geçirdiği sarsıntılar nedeniyle travma etkisi bırakan durumlar küçük gibi görünen şeylerin etkisini büyütmekte ve öfkeye neden olmaktadır. Öfke, eşlerin söz ve davranışları üzerindeki kontrollerinin kaybolmasına ya da azalmasına yol açmaktadır. Aslında öfke çeşitli olumsuz durumlara bağlı olarak ortaya çıkan doğal bir duygudur. Öfkenin ifade edilmesinin gerekli olduğu durumlar da vardır. Fakat öfkenin ifade şekli, içinde bulunulan duruma uygun olmalıdır. Ailelerde kontrolsüz güç kullanımı ve fiziksel veya duygusal travmalar nedeniyle öfkenin doğru ifade edilmemesi sıklıkla karşılaşılan bir durumdur.
Eşler en çok birbirini kişilik özelliklerini hedef aldıklarında ve genellemeler yaptıklarında incitmektedirler. Davranışlar da genellemeler yapılarak eleştirildiğinde yaralayıcı olmaktadır. Cimrilik, bencillik, vurdumduymazlık gibi tanımlamalar, sıfatlar takılması da aynı etkiyi yapar. Travmaların açtığı derin yaraları da adeta yeniden kanatır. Öfkenin doğru şekilde ifade edilmesi için duygu düşünce ve davranış eğitimi gerekmektedir. Bu da eşin yerine kendisini koyabilmek, sevgi şefkat ve merhametle birlikte sabır, hoşgörü, affedicilik ve fedakârlıkla mümkündür.
Sözler ciddi yaralar açar Söylenen söz doğru olmalı ama her doğru her yerde söylenmemeli. Öfke, bastırılan duygu ve düşüncelerin ortaya çıkmasına
da neden olur, hoşnutsuzluğu artırır. Ailelerin olumsuz özelliklerinin söylenmesi, eşin ailesinin kendi ailesine denk olmadığının ifade edilmesi doğru değil. Fizikî özelliklerinden olumsuz şekilde bahsedilmesi eş seçiminde fiziki özellikler sebebiyle kararsızlıklardan bahsedilmesi aynı şekilde kırıcı olmaktadır. Daha sonra ortaya çıkan kilo alma, öz bakım sorunları ile ilgili eleştiriler uygun şekilde yapılmadığında incitici olmakta. Eşlerin sorumluluklarını yerine getirmesi ile ilgili konularda birbirlerinin yaptıkları işleri hafife alması, yetersiz görmesi, takdir etmemesi de eşleri incitir. Erkeklerde öfke patlamaları daha fazla görülürken kadınlarda geçmişi unutamama ve imalı sözlerle kişiliği hedef alma ve pişmanlık ifadelerindeki kırıcı sözler daha sıklıkla görülür.
KADIN | 33
Mehtap Kayaoğlu
EVLİLİK TERAPİSİ
Tatlı “dil’’ kocayı baştan çıkarır Kadın ile erkek arasında cinsel bedenden ve mideden sıyrılmış, insani özellikleri öne çıkaran, farkında olmayı unuttuğumuz önemli bir yapılanma var:
Son yıllarda ortalıkta dolaşan bazı yanlışları düzeltelim diyorum bugün. Hem de keyifle.
Kadın ve erkek arasında olması gereken iletişimi sadece müstehcen durumlarla tanımlayan, erkek ve kadına bir arada olmaması gereken patlayıcı madde muamelesi yapan düşünce sistemini yıkmaya ne dersiniz? İlişki tanımlamasının bir ucunda ateşle barut tanımlaması; diğer ucunda kalbe giden yolun sadece erkeğin midesinden geçtiği saptaması. Kadın ile erkek arasında cinsel bedenden ve mideden sıyrılmış, insani özellikleri öne çıkaran, farkında olmayı unuttuğumuz önemli bir yapılanma var: Dil
***
Psikolojiyle ilgilenenler bilirler, psikoloji disiplini açısından bakıldığında dil, bilinçdışının yapılandırılmış şeklidir. Günlük hayatta ağzımızdan dökülen kelimeler, sentaksı(sözdizimi) ve grameri olmayan bilinçdışımızın yansımasıdır aslında. Bütün düşünceye dayalı fikirlerimiz veya fikiraltı enerjilerimiz, kelime temsilcilerimizle ortaya çıkarılır. Dolayısıyla bir insanın bilinçdışında ne olduğunu konuşmaları ve kullandığı dili aracılığıyla biliriz. Terapi seanslarının uzun süreli konuşmalar olmasının altında yatan temel ilke de budur zaten. Bilinçdışınızda hissettiğiniz duygularınız, terapi seanslarında, beynimizdeki öznelerin simgesel düzen içindeki telafuzlarıyla, yani dilinizle ortaya çıkarılır. Tam da bu nedenle dil, en basit şekliyle sadece sesli konuşma veya yazıya aktarılan metinler değil, bir dışlama, dışa atma, farklılaştırma ilişkisidir. Özetle kullanan ve dinleyen açısından son derece önemli bir iletişim aracıdır. Kafası karışanlar için günlük konuşma diliyle açıklayayım yukarıda yazdıklarımı. Geliyorsunuz ya aile terapisi için
34 | KADIN
merkezimize. Ve diyorsunuz ya “Eşim bana karşı çok kaba! Zoruma gidiyor, uyarıyorum, anlamıyor. Ben böyle konuşmaya alışmışım, sen de duymaya alış diyor. hangimiz hatalıyız bilemiyoruz… yol gösterir misiniz?” diye. Ben de diyorum ki bilerek hatalı davranan yok! Ama yukarıda yazdıklarım “Çorumluuu… bana çay verrr…” diyerek çay istemekle “Ayşe hanımefendiciğim (veya karıcığım/ aşkım/ sevgilim/ canım/ tatlım/ bitanem…vb.) bana bir bardak çay verir misin?” demek arasındaki farkın önemsenmesi gerektiğinin delilidir. Kişinin dili, yani seçtiği üslubu, karşısındaki kişi hakkında bilinçdışında hissettiklerinin göstergesidir. Kadına değer vermeyen ve evdeki hizmetçi gözüyle bakan bir beynin, ağzından eşine karşı kibar kelimeler çıkarması beklenemeyeceği gibi; kadına Allah’ın emaneti gözüyle bakan ve insana insan gibi muamele yapılması gerektiğine inanan gelişmiş bir beynin de kaba ve ağır sözler söyleyemeyeceği gibi. Demek ki dilimiz, içimizdeki simgesel düzenimizdir. İnandıklarımızın kelimelerle yansımasıdır. Dilimiz, içine doğduğumuz inanı sisteminin göstergesidir. (Bizde adet böyledir, deriz. “biz” kim? “adet” olmasını sağlayan ne? Gelenek/anane dediğimiz bilinçdışı yapılanmalarımız yani.) Dilimiz, bilinçdışımızdaki “öteki”nin bizi bile şaşırtan söylemidir. (“Ben böyle bir insan değilim aslında ama niye öyle söyledim bilmiyorum.” dediğimiz yanımızdır.) Dilimiz, eşlerimizden, çocuklarımızdan, anne/babalarımızdan beklediğimiz istek ve arzularımızın kelimelerle şekillendirilmiş halidir. Dilimiz -eğer kendimizi doğru yapılandırmak istiyorsak ve bilinçdışımızın yapısal yansımalarını günlük hayatımızı olumsuz etkileyecek süreçlerden alıkoyma farkındalığına kavuşturmak istiyorsak- doğru kullanmayı öğrenmek zorunda olduğumuz en önemli iletişim aracımızdır. Ve en ilginç olan yanı… dilimiz, ancak “öteki”ler (yani bizi büyüten anne/babalarımız ve içinde yetiştiğimiz çevre) tarafından öğrenebildiğimiz yegane hazinemizdir.
***
Aile içi ilişkiler açısından dil nedir? Aslına bakarsanız her şeydir. Doğru kullanıldığında, güzel sözlerle, güzel ifadelerle, doğru ses tonunu vererek konuşulduğunda aile içi sevgi, huzur ve anlayış için önemli bir anahtardır. Mesela eşine iyi davranmanın ilk koşuludur güzel konuşmak. Evladını sevmenin en inandırıcı yoludur ona güzel sözlerle ulaşabilmek. Eve yorgun gelen eşin kalbine giden ilk hızlı trendir doğru kelimeleri seçmek. Midesini fethetmek için pişirdiğiniz yemeği servis ederken kullandığınızda, ertesi güne enerjik ve mutlu uyanmaktır tatlı hitap. Ve bilgisayar başından kalkmayan kocayı, yanınızda uyutmaya götürebilecek en eğlenceli iletişim oyunudur özenle seçilmiş kelimeleriniz! Son yıllarda pompalanan deli saçması vamp kadın/adam olmakla değil, unutmaya başladığımız tatlı dilinizi kullanarak baştan çıkarırsınız eşinizi!
***
Diyelim ki yanlış öğrendik dilimiz kullanmayı! Diyelim ki yanlış kodlandık… hep böyle kalmak zorunda mı? Tabii ki değil. Dilersek dilimizi düzeltebiliriz. Üslubumuzu da. Dilimizdekini düzeltince düşüncemizdeki kendiliğinden düzelmeye başlar. İnsanoğlunda kendi ağzından çıkana inanma eğilimi var nasılsa. Güzel konuşma ve söz söyleme sanatıyla ilgili eğitim alınırsa, iyi niyetli olmaktan ziyade, iyi niyeti gösterebilmeyi sağlayan dili etkin kullanabilmenin daha anlamlı olduğunu kavrayabiliriz. Çevrenizde görmüyor musunuz? Etraf iyi insanlarla(!) dolu. Bağırıp çağıran, kızan, küfür eden; ama sözüm ona “özünde iyi” diye tanımlanan kişilerle. Bize ne özünde nasıl olduğundan? Sözleri canımızı yakıyorsa, kelimeleri içimize işliyorsa özündeki iyilikten bize ne! Diye isyan ettiğimiz anlar olmuyor mu? “Eşim iyi insandır ama hakaretleri çok ağırıma gidiyor” diye üzülen birileri var mı aranızda? Kesinlikle var biliyorum. Özü gerçekten iyiyse, sözünü de düzeltsin! Düzeltmeyi bilmiyorsa eğitim alsın, güzel ve doğru üslubla konuşmanın önemini fark etsin diye düşünüyorum şahsen. Hatta hepimiz fark edelim derim.
***
Bu konuda ciddi şekilde sınıfta kaldığımızı düşünüyorum sevgili okurlar. Yıllardır sayısız aileye danışmanlık hizmeti veriyorum. Çiftler arasındaki anlaşmazlıklar çözümleniyor ama; iş dönüp dolaşıp üslup problemine takılıyor. Sonra başlıyoruz çiftlere doğru yerde doğru söz söylemeyle ilgili eğitimler vermeye. Bana kalırsa ailede önemli sorunlar çıkınca değil, hayatımızın her alanında işimize yarayacağını düşünerek “Güzel konuşma ve söz söyleme sanatı” eğitimleri almalıyız. Hatta sizlerden gelen istek üzerine son birkaç yıldır bu tarz eğitimler veriyoruz. Daha doğrusu dili ustalıkla kullanan ustaların sizlere eğitim vermesini sağlıyoruz. Ben iletişimle ilgili psikolojik bilgiler veriyorum, çalışma arkadaşım (Sırrı Er) güzel konuşma eğitimi. İlgilenenler, katılmak isteyenler için duyurmuş olayım, Temmuz ayının son haftasında yeni bir grup açıyoruz. (detaylı bilgi için arayabilirsiniz.) Dilimiz, en önemli iletişim aracımız. Ona ne kadar yatırım yaparsak yapalım asla pişman olmayız. Eşimizle, çocuğumuzla, patronumuzla, iş arkadaşımızla, dostumuzla, arkadaşımızla…herkesle herkesle nasılsa konuşuyoruz! Niye daha güzel konuşmayalım ki? Bizler terapi ortamlarında söz söyleme sanatının inceliklerini kullanarak sizlere faydalı oluyorsak, sizler de kendi hayatlarınızda aynı inceliği kullanıp daha mutlu anlar yaşayabilirsiniz. Unutmayalım… simgesel düzen asla tam ve eksiksiz değildir. Her simgesel düzende noksanlık veya aşırılık vardır. Dil ve konuşma eğitimleri en azından özde iyi bir şeyler varsa, sözle de bu güzelliği ortaya çıkarmaya yarar. Sevgiyle kalın…
KADIN | 35
fotoğraf: Ebru Özgüner
EVLİLİK TERAPİSİ
HABER
Besteci ve şarkıcı Nazan Nihal Haber/Röportaj: Mustafa Toga
Geçtiğimiz günlerde Nazan Nihal’la, Amsterdam Sporthallen Zuid salonunda mini konser verirken karşılaştım. Mesafeler adlı şarkıyı söylüyordu, o ne olağan üstü sesti öyle. Salonu dolduran dinleyiciler sanatçıyı ayakta izliyordu. Kendi şarkılarını yayınlayacak olanakları yaratma yolunda kararlılığından ve azminden hiç taviz vermeyen Nihal; çoktan Rock sever bir dinleyici kitlesine sahip olmuş bile. Hollandalı yakın dostlarının da önerisiyle Mesafeler adlı bestesini 2012 Hollanda/ Türkiye 400. dostluk yılı adına Hollandaca/Türkçe olarak seslendiren Nihal, mini konserinde daha sonra Ruh eşim, Çemberimde Gül Oya, Blauw L.O.V.E, Wonderful Life adlı şarkılarını seslendirdi ve ayakta alkışlandı. Nazan Nihal; Akademik eğitimi her şeyin önünde tutan bir aileden olması nedeniyle Üniversite yıllarına kadar sadece sıkı bir müzik dinleyicisi oldu. Üniversiteyi kazandığının ikinci yılında bayram harçlıklarıyla kendine bir klasik gitar aldı. 2001 yılından itibaren Nihal kendi bestelerini çaldığı elektronikgitarıyla, pek çok başarıya imza attığı Cherry Jam, Fe-mail, Kupa Kızı gibi gruplar kurdu… Aynı senelerde TRT gençlik korosunda soprano olarak yer alan Nazan Nihal 2008 yılı Miller Music Factory yarışmasında Paket isimli bestesi, yarışmaya katılan 3000 beste arasında birinci seçildi. Besteleri, sesi ve yorumundaki farklılık
profesyonellerin de dikkatini çeken Nihal, Emrehan Halıcı & Ankara Müzisyenleri konserinde Ankara’nın tanınmış müzisyenleri ile aynı sahneyi paylaştı. Yetenekli keman sanatçısı Müge Alpay ile birlikte Ankara’da ve Utrecht’te konserler verdi. Nazan Nihal 2012 yılında Hollanda/Türkiye 400. dostluk yılı adına Hollandaca/ Türkçe olarak Mesafeler/Kilometers adlı şarkıyı besteledi. Bu beste Amsterdam’da bulunan Soul Planet Entertainment prodüktörlerinden Michael Waters’ın beğenisini kazandı ve birlikte çalışmaya başladılar. Besteci ve şarkıcı Nazan Nihal, “Tell me Who I am” adlı İngilizce besteyle Hollanda adına yarışmak üzere, TROS’un düzenlediği 2012 Eurovision Şarkı Yarışması’nın ulusal finallerine de katıldı. Nazan Nihal’in Mesafeler, Ruh eşim gibi
kendi bestelerinden oluşan albümü 2012 yılı içinde çıkması planlanıyordu. Doktorunun müsade etmemesi üzerine bu yeni albüm 2013 yılının başına ertelendi. Özlem Kart (İkinci Mansiyon)
36 | KADIN
Dini okullarda binlerce çocuk tacize uğradı Hollanda’da bağımsız bir komisyonun hazırladığı raporda, ülkedeki Katolik enstitülerinde binlerce çocuğun cinsel tacize uğradığı belirtildi. Raporda, Katolik yetkililerin, kurbanlara yardım etmek ya da tacizi önlemek için yeteri kadar konuyla ilgilenmedikleri de belirtildi. Komisyon, Katolik okulları, yetimhaneleri ve fakültelerinde yaklaşık 1800 çocuğun cinsel tacize uğradığı bilgisinin edinildiğini açıkladı. 34 bin kişiyle yapılan araştırmanın neticesinde komisyon, her 10 Hollandalı çocuktan birinin bir tür tacize uğradığı, ergenliklerinin bir dönemini Katolik enstitülerinde geçirenlerde bu oranın yüzde 20’ye çıktığı tahminini bildirdi.
TEST
Mantıklı ve dikkatli misiniz, hassas ve duygusal mı?
Birçok profesyonel kuruluş tarafından insanların iç dünyalarını ve insanlarla ilişkilerini değerlendirmek için kullanılan bu testi siz de uygulayın, kendinizi daha iyi tanıyın. 1. Kendinizi ne zaman en iyi hissedersiniz? (a) Sabahları (b) Öğlenden sonra ve akşama doğru (c) Gecenin ilerleyen saatlerinde
2. Nasıl yürürsünüz? (a) Hızlı ve uzun adımlarla
(b) Hızlı ve kısa adımlarla (c) Normalden yavaş ve etrafa bakınarak (d) Yavaş ve başı eğik (e) Çok yavaş
3. İnsanlarla konuşurken (a) Kollarımı göğsümde katlamış olarak dururum
(b) Ellerimi sıkarım (c) Bir veya iki elimi belime koyarım (d) Konuştuğum insanlara dokunur veya ittiririm (e) Kulağımla oynar, çeneme dokunur veya saçımı düzeltirim
S GRATI EN R PARKE
TEST 4. Dinlenirken nasıl oturursunuz? (a) Dizler katlanmış ve bacaklar birbirine bitişik olarak (b) Bacaklar çaprazlanmış olarak (c) Bacaklarımı uzatarak (d) Bir bacağımı altıma katlayarak
5. Çok hoşunuza giden bir şey olduğunda ne yaparsınız? (a) Büyük bir kahkaha atarım (b) Gülerim ama fazla sesli değil (c) Bir kerelik gülerim (d) Sessizce gülümserim
ğınız birilerine mi bakınırsınız? (c) Çok sessizce girip kimsenin sizi fark etmemesine mi gayret edersiniz?
(g) Kahverengi veya gri
7. Çok zor bir işe dikkatinizi vermişken rahatsız ediliyorsunuz.Ne yaparsınız? (a) Bölünmeyi memnuniyetle karşılarım (b) Aşırı derecede rahatsız olurum (c) Belli olmaz. Bu iki üç arasında değişken davranışlar gösteririm
(a) Sırt üstü yatıp uzanırsınız (b) Karnınızın üstüne yatıp uzanırsınız (c) Hafif kıvrılmış olarak yan tarafınıza yatarsınız (d) Başınızı bir kolunuzun üzerine koyarsınız (e) Başınızı yorganın altına kapatırsınız
8. En çok hangi rengi seversiniz?
10. Rüyanızda genellikle
(a) Kırmızı veya portakal rengi (b) Siyah (c) Sarı veya mavi (d) Yeşil (e) Koyu mavi veya mor (f) Beyaz
6. Bir partiye veya sosyal etkinliğe katıldığınızda (a) Herkes sizi fark edecek şekilde gürültülü bir giriş mi yaparsınız? (b) Sessiz bir giriş yapıp etrafınızda tanıdı-
9. Yatakta uyumadan önceki birkaç dakikada
(a) Düşersiniz (b) Kavga eder veya tartışırsınız (c) Birilerini veya bir şeyler ararsınız (d) Uçar veya yüzersiniz (e) Genelde rüya görmezsiniz (f) Rüyalarınız daima hoştur
Şimdi puanlarınızı toplayınız. 1. (a) 2 (b) 4 (c) 6
2. (a) 6 (b) 4 (c) 7 (d) 2 (e) 1
3. (a) 4 (b) 2 (c) 5 (d) 7 (e) 6
4. (a) 4 (b) 6 (c) 2 (d) 1
60 PUAN VE ÜZERİ: İnsanlar sana kırılgan bir eşya muamelesi yapıyorlar. Kibirli, bencil ve aşırı baskın birisi olarak görülüyorsun. İnsanlar size hayranlık duyup sizin gibi olmak isteyebilirler ama size her zaman güvenmezler ve sizinle çok yakın ilişkide olmaktan kaçınırlar. 51 - 60 PUAN: insanlar sizi heyecan verici, havai, düşüncesiz yapıda, doğal liderlik özellikleri olan, her zaman doğru olmasa da
5. (a) 6 (b) 4 (c) 3 (d) 5 (e) 2
6. (a) 6 (b) 4 (c) 2
7. (a) 6 (b) 2 (c) 4
hızlı karar veren birisi olarak tanırlar. Seni cesur, maceraperest birisi olarak tanırlar; her şeyi bir kez denemek isteyen, macera yaşamak için fırsatları kaçırmayan birisi.. Yaydığınız heyecandan dolayı insanlar sizinle aynı iş yerinde yaşamaktan zevk alırlar. 41 - 50 PUAN: İnsanlar sizi taze, canlı, çekici, eğlendirici, pratik ve daima ilginç birisi olarak görürler; her zaman ilgi odağı olan ama çok aşırıya kaçmayacak kadar da
8. (a) 6 (b) 7 (c) 5 (d) 4 (e) 3 (f) 2 (g) 1
9. (a) 7 (b) 6 (c) 4 (d) 2 (e) 1
10. (a) 4 (b) 2 (c) 3 (d) 5 (e) 6 (f) 1
dengeli birisi.. İnsanlar sizi ayrıca iyiliksever, düşünceli, anlayışlı ve kendilerini neşelendiren ve rahatlatan birisi olarak tanırlar. 31 - 40 PUAN: İnsanlar sizi mantıklı, ihtiyatlı, dikkatli ve pratik birisi olarak görürler. Sizi zeki, yetenekli ve hünerli ama alçak gönüllü olarak tanırlar. Çok hızlı arkadaşlık kurmayan, ama arkadaşlarına karşı çok sadık olan ve onlardan da aynı şeyi bekleyen birisiniz.
MODA
Sinem Akten
MODE INSPIRATIE:
Herfst
De herfst komt er weer aan en brengt zo ook weer een nieuwe garderobe met zich mee. De kleuren die dan niet in je kast mogen ontbreken zijn: bruin, grijs, zwart, wit, donkergroen enz. De kleuren bruin, zwart, wit en grijs zijn neutrale kleuren dus is het ook heel makkelijk te combineren. Probeer je outfit wel in meerdere kleuren te verdelen. Ga niet voor alleen bruin of alleen grijs, dan vallen je mooie kledingstukken niet meer op. Voor de personen die moeite hebben met het combineren van bruin: bij bruin passen alle kleuren die ook in de natuur bij deze kleur voorkomen. Zie een bos voor je en laat je inspireren door deze kleuren. Zwart en wit kunnen ook altijd bij bruin, net als grijs en spijkerstof kunnen deze kleuren met elke kleur gecombineerd worden.
40 | KADIN
De perfecte jas voor in de herfst is natuurlijk de trenchcoat in een camel kleurtje. Wederom valt dit jasje met alle kleuren te combineren omdat het een nude kleurtje is. Kort samengevat: Herfst is makkelijk, maar toch fashionable!
MODA
KADIN KADIN ||4141
Fotografie: Bart van Dieken
MODE INTERVIEW
Z
eynep over Mode
Zeynep, dochter van een actrice, is geboren in de hoofdstad van Turkije. Op een jonge leeftijd had zij een liefde voor acteren. Dat kwam voornamelijk door de ambiance waar ze in opgroeide. Zeynep begon al erg vroeg met acteren en heeft in een paar series gespeeld op TRT. Maar later realiseerde zij zich dat haar passie toch bij zingen lag. Sindsdien is Zeynep, bekend als Zeyna, bezig met haar carrière. Zingen werd meer dan alleen een passie, het werd een groot deel van haar leven.
42 | KADIN
MODE MODE INTERVIEW Meliz Metin en Sinem Akten
Kun je eerst wat vertellen over jouw carrière? ‘’Ik begon als een jazz/pop zangeres in een 5 sterren hotel in Turkije. Ik heb dat een poosje gedaan tot ik werd gevraagd om op te treden op speciale bijeenkomsten/diners van hoge militaire functionarissen waar o.a. de bekende cabaretier Cem Yilmaz in dienst was. Cem Yilmaz heeft zelfs een paar keer samen met mij opgetreden met zijn drumstel. Het was altijd leuk met hem. In dezelfde periode heb ik ook op speciale bijeenkomsten/diners van verschillende ambassade’ s en bedrijfsfeesten opgetreden. Daarna ben ik naar LA, Beverly Hills gegaan en heb daar een korte periode gewoond. Sinds een jaar of acht woon ik nu in Amsterdam. Tegenwoordig ben ik bezig met het inzingen van soundtracks voor films en doe ik mee aan televisieprogramma’s. Ik was een tijdje terug ook te zien in het SBS 6 programma De vrienden van Amstel zingen Kroonjuwelen. ‘’
‘‘Giyinmek
bir tecrübedir!’’ Hoe omschrijf jij jouw kledingstijl? ‘‘Ik hou ervan om me chique te kleden. Ik kleed me naar de dag en omgeving. Mijn stijl in het dagelijkse leven is meer sportief, want ik pak graag de fiets en ga dan de natuur in. Het liefst draag ik dan comfortabele kleren. Maar als ik met mijn vriendinnen afspreek pak ik direct mijn hoge hakken uit de kast.’’ Kleed jij je naar je emoties? ‘‘Zeker weten. Als ik vrolijk ben kleed ik me met levendige kleuren. Op minder vrolijke dagen draag ik wel eens donkere kleuren. Maar een zwarte jurk op een speciale gelegenheid wil niet zeggen dat ik die dag somber ben hoor.’’ Welke kledingstukken moet een vrouw in haar kledingkast volgens jou hebben? ‘‘Gala jurken. Ik vind dat een vrouw chique kleren in haar kast moet hebben.’’ Ben jij een ‘shop till you drop’ persoon? ‘‘Ik hou eigenlijk helemaal niet van shoppen. Mijn probleem is dat ik nooit kan kiezen tussen verschillende kledingstukken. Uiteindelijk koop ik ze allemaal. Sommige hangen nog met prijskaartje en al in mijn kast.’’ Welke mode trend vind/vond jij het verschrikkelijkst? ‘‘Hippie stijl met wijde shirts en broeken. Het heeft totaal geen vrouwelijke uitstraling. Ik hou meer van elegant en zo een hippie stijl komt er totaal niet in de buurt.’’
Welke mode trend is jouw favoriet? ‘‘Deze zomer zijn neon en pastel kleuren in de mode. Ik vind het erg mooi maar ik draag dan niet alleen maar pastel kleuren. Ik combineer het liever met andere kleuren waardoor ik mijn eigen stijl creëer. Ik volg altijd de laatste mode trends maar ik kleed me niet altijd volgens de laatste mode want ik vind dat het je moet staan. Als dat niet het geval is, raad ik vrouwen aan om het niet te dragen. Wie is jouw favoriete ontwerper? ‘‘Addy van den Krommenacker’’ Waar haal jij je inspiratie vandaan? ‘‘Ik denk dat ik mijn eigen inspiratiebron ben. Jezelf kleden is een soort ervaring die je met de jaren ontwikkeld. Uiteindelijk weet je zelf wat jou het beste staat en wat juist niet. Mijn statement in het Turks is Giyinmek bir tecrübedir!’’ Bij de volgende vragen moet je kiezen tussen twee woorden, waarvan één jouw kledingstijl het beste omschrijft. Simpel of Opvallend? ‘‘Opvallend’’ Broeken of Jurken? ‘‘Jurken’’ Hakken of Sneakers? ‘‘Hakken’’ Wij gaan nu vier woorden opnoemen. Wij willen graag weten wat jij hiermee associeert; Elegant: ‘‘Ik haha. ik wil natuurlijk niet kapsones overkomen. Dit heeft met zelfverzekerdheid te maken. Elke vrouw moet stevig in haar schoenen staan en zelfvertrouwen hebben.’’ Vrouwelijk: ‘‘Weer ik. Ik kleed me namelijk erg vrouwelijk.’’ Romantisch: ‘‘Een diner bij kaarslicht en dan denk ik ook aan rode rozen.’’ Compliment: ‘‘Applaus na mijn optreden.’’ ‘Hoe lang sta je voor de spiegel in de ochtend?’ ‘‘Het hang van mijn dag af. Op een normale dag ben ik binnen 5 minuten klaar. Ik kam alleen mijn haar en kan zonder makeup de deur uit. Maar als ik moet optreden sta ik uren voor de spiegel.’’ Waar let jij op bij het uitzoeken van je kleding voor een evenement/optreden? ‘‘Als ik naar tv-programma’s ga hou ik rekening met de achtergrond kleur. In de meeste gevallen is de achtergrond wit. Dan kies ik voor felle en opvallende kleuren. Bij het programma De Vrienden van Amstel Zingen Kroonjuwelen werd er ook verteld welke kleuren wij niet mochten dragen. Dan neem je meestal een paar outfits mee en helpen de stylisten. Ik had toen een zwart/zilver, kort jurkje aan met bijpassende hoge hakken. Toen de stylist me zag had zij maar één ding te zeggen; ‘Top! ‘ Haha dat is altijd een fijn gevoel. ‘‘ Heb jij een statement look zoals andere artiesten? ‘‘Als ik optreed heb ik mijn haren altijd los, meestal heb ik dan golvend haar. Soms herkennen mensen mij niet eens als ik mijn haren in een knot heb. Ik draag altijd korte rokjes en jurkjes tot boven mijn knie en hoge hakken. Buiten het podium om hou ik wel van variatie’’.
KADIN KADIN ||4343
MODA
JEANKOLİKLER JEANKOLİKLER Ebra Toprak Demir & Serap Kaya Aslan
JEANKOLİKLER JEANKOLİKLER
HERKESE MERHABA!
Moda di Sueno olarak bu sayımızda günlük hayatımızın vazgeçilmezi KOTLARdan bahsedeceğiz ; hep moda ve hep gündemde kalıyor. Piyasadaki marka bolluğu, sayısız model ve renk seçeneği arasında kaybolmamak için ilk yapmanız gereken aslında kendi vücut tipinize en uygununu seçmeniz için dikkatle okuyun!
Düz kalçanız varsa,
Kıvrımsız androjen erkeksi hatlara sahipseniz, Kot pantolonlar sizin için çok ideal.Erkeklerin üstündeki o havalı görüntüyü yakalamanız işten bile değil.Sizin vücudunuza en yakışanı ‘boyfriend’ jeanler olarak anılan düşük belli, bacak kısımları geniş ve bol paçalı kot pantolonlardır. Fazla erkeksi oldu diyorsanız paçaları hafif kıvrın, altına topukluları geçirin. Ama ideali kotun doğasına uyumlu bir seçim yaparak spor ayakkabılarla bütünlemek… Siz bol aksesuarlı, ilginc taşlamalı, açık mavi modelleri de rahatlıkla tercih edebilirsiniz.
44 | KADIN
Kısa Bacaklarınız varsa,
Burda iş pantalonun kesiminde bitiyor!Bacaklarınıza görsel hileler yardımıyla birkaç santimetre kazandırmak elinizde. Burada kesim çok önemli. ‘Bootcut’ modeli, yani ayaklara doğru paçaları hafifçe genişleyen modeller özellikle uzun tutulduklarında ve yüksek topuklu ayakkabılarla giyildiğinde daha uzun bir silüet görüntüsü yaratıyor. Yükseklik konusunda yine sizi uzun gösterecek modelleri ; eğer inceyseniz yüksek belli kesimleri tercih etmeye çalışın. Koyu renk kotları tercih edin. Gri ve siyah ya da koyu denim rengi mesela…
Yuvarlak hatlarınız varsa,
Hülya Avşar, Jennifer Lopez gibi dolgun bir vücuda ve kıvrımlara sahipsiniz. Öyleyse nasıl bir model seçmeli ? Yine ayaklara doğru hafif genişleyen ‘boot cut’ modeli vücudunuza ihtiyacı olan dengeyi getirecektir. Tavsiyemiz, üzerine dökümlü bir bluz veya tunik seçmeniz. Yüksek belli modeller armut şeklindeki göbeğinizi ve fazlalıklarınızı gizleyecektir.
Armut şekline sahip ve geniş kalçalıysanız,
Geniş kalçalar için en ideali düz kesimdir. Bu modelde kalçadan ayaklara kadar kesim aynı çizgide devam eder. Böylelikle kalçanın hatları yumuşatılacak, hafif traşlanacaktır. Bedeninizin üst kısmını vurgulayarak denge unsurunu sağlamak için dar atletler, vücudunuza tam oturan bluzlar seçin. Topuklu ayakkabılar en iyi arkadaşınız.
Bacaklarınız uzun…
Çok şanslısınız ! Vücuda yakın, güzel oturan ve fazla bol olmayan modeller size göre. ‘Skinny’ veya kalçalarınızı güzelce saran düz kesimli bir jean olabilir. Düşük belli modellere yönelin. Çünkü bel ne kadar yüksek, siz de o kadar daha uzun görünürsünüz ve bu durum her koşulda en ideali değildir. Bu yüzden kemer kullanıyorsanız da belin olabildiğine altında kullanmalısınız. Renk konusunda özgür davranabilirsiniz. Kot pantolon olmazsa olmazlardan. Yanısıra diğer kot trendlerinden bahsetmeden geçemeyiz. Bu senenin bir vazgeçilmezi de kısa kot şort, kısa giymiyorsanız mutlaka bir kot gömlek edinin!Bizden söylemesi... Bir yazının daha sonundayız. Bir dahaki sayımızda buluşuncaya dek HOŞÇAKALIN!
KADIN | 45
HAYATIN İCİNDEN
Doğup Büyüdüğüm Hollanda’ya Kırgın Gİdİyorum
TILBURG / FUAT ASLAN Yaşadığı Hollanda’ya iyi uyum sağlamış, yüksek eğitimli Türk gençleri giderek Hollanda’yı terk ediyor. Türkiye’den evlenen geçlerin aile birleşimine getirilen kısıtlamalar gençleri geri dönüşe mecbur ediyor. Türkiye’nin sosyal ve ekonomik olarak daha fazla gelecek vadettiği düşüncesi orta sınıf arasında giderek kendine yer buluyor. Kendilerine ayrımcılık yapan ve onları dışlayan yaşlı Hollandalıların emekliliğini neden ödemek zorunda olduklarını kendilerine soruyorlar. 46 | KADIN
Türkiye’ye Geri Dönüş
Hollanda’da doğup- büyüyen, yaş taşlarıyla birlikte De Rooi Pannen - Bankacılık ve Sigortacılık Bölümünde okuyan çifte vatandaş, güler yüzlü Şane Uç - Özmen (22), eşi Uğur Uç’u (24) Hollanda’ya getiremediği için 20 Haziran’da Türkiye’ye kesin dönüş yapıyor. Şane, doğup büyüdüğü Hollanda’ya kırgın olarak gideceğini kaydetti. 1971 yılında misafir işçi olarak Hollanda’ya tek başına gelen baba Ziya Özmen, önce 1995 yılında kaybettiği eşi Hava Özmen’i (42) ardından bir yıl sonra 1986’da da kızları Sevgi (42), Gülseren (40) ve Fatma’yı (35) yanına getirtmişti. 1990 yılında Tilburg’da dünyaya gelen Şane bu misafir işçi ailesine dördüncü çocuk olarak katılmıştı. Yeniden evlenen baba Ziya Özmen artık çalışmıyor, kiraladığı bir bahçede zamanını değerlendiriyor. Babası ve üvey annesiyle birlikte yaşayan Şane, ilkokula (Basisschool De Zuidwester) başladıktan sonra ailevi nedenlerle ablasının yanında kalmaya başlayınca Basisschool De Vijf Hoeven’a ve daha sonra De Jeanne d’Arc ilkokuluna gönderildi. İlkokulu bitirdikten sora da De Rooi Pannen meslek okuluna başlamıştı.
IND ile MVV duvarına çarptım
2010 yılı yaz tatilinde aşık olduğu teyzesinin oğluyla
HAYATIN İCİNDEN
Türkiye’de evlenen Şane, ‘‘Sekiz yıldır aynı işyerinde Alüminyum Doğramacısı olarak çalışan, Lise ikinci sınıftan terk eşim Uğur’u Hollanda’ya getirmek için başvurduğum Göç ve Vatandaşlığa Kabul Dairesi (IND) ile Geçici Oturum Vizesi (MVV)’nin duvarına çarptım’’ dedi. IND ile MVV’nin kendisinden Aile Birleşimi Yasası’nın öngördüğü şartları yerine getirmesini istediklerini anlatan Şane, ‘‘Benden asgari ücretin yüzde 120’sine tekabül eden € 1480,91,- izin parası hariç net maaşımın olmasını, 21 yaşını doldurmuş olmamı, oturacak bir evimin olmasını ve eşimin, halk arasında ‘evlilik testi’ olarak bilinen, uyum kursunu bitirmiş olmasını ayrıca buraya ilk geliş için € 830,- MVV ve € 188,oturum harcının ödenmemi söylediler’’ ifadesini kullandı. Eşi Uğur’u buraya getirmek için çalışıp para kazanmak amacıyla okulunu ikinci sınıftayken yarıda bırakmak zorunda kalan Şane, haftada 28 saat ‘Albert Heijn’ mağazasında 1,5 yıllığına kontratlı kasiyer olarak ve başka bir yerde de haftada 20 saat ek iş bulduğunu söyledi. Şane, ‘‘Haftada 48 saat çalışmayı kabul etmeme rağmen aylık net gelirimi € 1200,- dan yukarıya çıkartamadım’’ dedi. IND’nin istediği tüm belgeleri, müracaat tarihinden iki ay geçte olsa, içeriye verdiğini anlatan Sane, kadrolu bir iş te değil de kontratlı bir iş te çalıştığı, kendisine ait oturacak evinin olmadığı, dosyada bazı belgelerin eksik olduğu gerekçeleriyle müracaatının reddedildiğini ve tam bir yıldır IND ile sinir harbi yapmaktan yorgun düştüğünü kaydetti.
kullanmış olmuşsa da, Şane’nin mutluluğu için Hollanda’ya gelmeye de razı olmuş olduğunu anlatan Şane, ‘‘Maalesef olmadı. Eşimin benim doğup- büyüdüğüm, okuluna gittim, çalıştığım yerleri görmesini çok isterdim. Onun için aklımın bir köşesinde her zaman Hollanda olacak. Eğer Türkiye’de yapamazsam tekrar Hollanda’ya dönerim’’ dedi.
Sonuçta Türk vatandaşıyım ülkeye giriş harcı da ödemem gerekmeyecek
İki yıldır ayrı kaldığı eşiyle hemen her akşam internet üzerinden MSN’le görüşerek hasret gidermeye çalıştığını ifade eden Sane, eşiyle birlikte anlaşarak, IND ile bir yıldır sürdürdüğü sinir harbine bir son verip, doğup-büyüdüğü ülkeyi kırgın olarak terk edip ‘anavatana’ dönme kararı aldığını söyledi. ‘‘Aslında tatilden tatile tanıdığım bir ülkeye gidiyorum’’ diyen Şane, ‘‘Orada beni nelerin beklediğini tam olarak bilmiyorum ama sonuçta kendi ülkeme gidiyorum. Karmaşık duygular içerisindeyim fakat buradan daha da kötü olacak değil ya? Sonuçta Türk vatandaşıyım, zorluk çıkaracak değiller, ülkeye giriş harcı da ödemem gerekmeyecek’’ şeklinde espriler yaptı. Hollanda’daki bir takım baskılardan bunalan ablası Gülseren’in de eşi ve 17, 12, 5, ve 2 yaşlarındaki dört çocuğuyla birlikte Türkiye’ye kesin dönüş yapmayı planladığını da kaydetti.
En büyük endişem bir iş bulup bulamamak
Türkiye’ye döndüğünde Kayseri’de yaşayacak olan Şane, en büyük endişesinin orada bir iş bulup bulamayacağı olduğunu belirtti. Türkiye’de iş yapan Hollanda şirketlerinden birkaç ‘Callcenter’a mektup yazdığını söyleyen Şane, ‘‘Aradığım işi bulamazsam, tekstil üzerine ya da yabancı dil kurslarına giderek turizme sektörüne geçmeye çalışacağım. Anadilim Türkçe, buradan Hollandaca ve İngilizce biliyorum. Tercüman olarak ta çalışabilirim’’ dedi.
Aklımın bir köşesinde her zaman Hollanda olacak
Her ne kadar eşi Uğur’un tercihini Türkiye’de kalmaktan yana
KADIN | 47
KÜLTÜR SANAT H.Karim Ece
Kültür-Sanat köşesinden Değerli okuyucular! 8. Platform Avrupa Şiir Yarışmasında ilk üçe giren ve mansiyon alan şiirleri geçen sayılarımızda yayınlamıştık. Bu sayıda ise beğenilen şiirlrden seçmeler yayınlıyoruz. Yarışmaya katılan bütün şairlere tekrar teşekkür ediyoruz, başarılarının devamını diliyoruz. İyi okumalar dileğiyle.
-YAR İÇİN HÛKaranlığı teslim alıyor melekler Aydınlatırken sevgilinin nuru uzayı Sessiz olmanın bilincinde alemler Secdemize aşk yağıyor ey yoldaşlar Alınlarda açan güle şükürler olsun. Güneşe bağış edilememişse eğer gözler Zaptını edene yazıklar olsun, Ahraz yüreğimde bülbüller Hû de yoldaş Hû de ki Yolun açık olsun. Sevgiliye değilse en güzel sözler Ağlar kıblem, Rakamlardan ibaretsin ey beşer, unutma Çıplak gelen çıplak gider Hû de ki Zırhın zikrin olsun! Erkan İsa Şen / Rusya
BOŞUNADIR Siler dokunuşlarını gizlice umut sürme peşinde Koyup gider seni yalın çıplak sevişler eşiğinde Akşamın koynunda üşürsün kalbin açık Kesme yolunu hatıraların çıkarsa önüne Boşunadır gözlerinde arıyorsan ışık Aç ruhun kıyısında dövüşür deniz martıları Yedikçe hasret duvarını aşındıkça yürek Gözlerinden taşmasın sana bir zerre yük Kesme yolunu hatıraların çıkarsa önüne Boşunadır gözlerinde arıyorsan ışık Kuş tüyü hafifliğinde kaldırımda adımların Sus konuşma içlenme kimseye sakın Dostun eyle kederini gülsün yüzün artık Kesme yolunu hatıraların çıkarsa önüne Boşunadır gözlerinde arıyorsan ışık Özlem Kart - Trollhättan/SVERIGE
Sesi *E L İ F* Düşen Heceler Ses veriyorum yüreğimin kaldırımlarına elleri boşluktan dönen bir dilenci hüznüyle izini adımladığın taşları sayarken iniltiler muğlak bir rüyânın eşiğinden kopan düşlerim adını emanet bırakır sessiz biçâre harflere .. sürüklesin beni meçhûl elleri hayâlinin ırayan zamanlardan kaçıp gelen firâr misali sözcükleri ıhtıran şair duygusundan arta kalan, iğreti seslere düşülen cılız yakarış yalnızlığa dem vururken, kesilir nefesi tenin.. gök/yüzümü yakan bu muztarip güneş parça parça damlar arzın dar ufuklarına kararan kör bir noktaya düşen yansıma zemheri bıçakları saplar bîtap cansız câna körleşir yine, ayna denen bu saplantılarım.. Müslüm Kılıç - Gelsenkirchen/Almanya
48 | KADIN
KÜLTÜR SANAT
DEMEDİM Mİ, DEMEDİM Mİ SEVGİLİ Kendimi nasıl yazarım Yüreğimle gezerim sevgili
Su baskınlarına önlem Dereler setler bentler dereler setler bentler Sıradışılık kanalın karşı yakasında sevgili Kenara park etmiş bir araba Belli belli duruşundan Bel kürek sallamasından mutlak nasır elli Bir Anadolu’lu Sus sus rahsız etme Günün en ilginç gözlemindeyim şimdi sevgili Sıkı dur
Her yan kanala çıkar Altmış seneyi aşkın önce Su altında kalan bu ülke Afeti atlatması İkinci doğa darbesine karşı Setler bentler Oyuk oyuk her yer suni dereler Deniz seviyesi altındayım sevgili Aşağı saksonya nın kuzey yönündeyim Bu gün de o bildik bir berrak kanal Çedeneye benzeyen ince uzun Kamçılar etrafında dizi dizi Kapalan Deresine beni bağlar Vurgun yerim Kızılırmağa gömülürüm Yollar engebesiz çukursuz çakılsız yollar Yol boyunca kanallar Bisiklet ellerinde mola veren Flemenkçe sohbetler Hepisi farklı birer ayrı ayrı vaka Tek ortak yanları iki tekerlek En ucuz en temiz taşıma aracıdır bisiklet Ve birde her yere oyulmuş kanal
Yirmibeş metre kareyi geçmez kiralanmış Bir bostan Ekiyor soğan domates salatalık ayçiçeği Tohumları avuçlarında Bakışı berekte imrenti Su veren yanında kesinlikle yar olmalı Erkeğine bakışında ışıldayan güneş Senin kahverenği göz bebeğinde ki aşka benzer (Kıskanmak mı Yok canım korkma sunumu öyle) Saygıyla kucak durmuş eşiyor Eşiyor yavaş yavaş taşları Yabani otları ayırıyor karığından Demedim mi demedim mi sevgili Kopartma beni toprağımdan Nadir Sayın / Hollanda, 2010
BAŞKA AŞK Yar sevmeye alışığım, Lakin bu seferki başka. Kördüğümüm dolaşığım, Bağlanmışım aşkla aşka.
Çıkar beni ayır benden, Kalmasın benden bir eser. Bir gizli el bilmem nerden, Yüzüme yüzünü çizer.
Kusur küsür hepsi biter, Kalmaz geriye bir hesap. Arınsam aşkınla yeter, Yarla tenha, yardan hicap.
Zaman zamandan kayıtsız, Mekan mekandan ötede. Yazı; kalemsiz kağıtsız, Renklerin rengi sotede.
Varsam ateş kalsam hardır, Vazgeçmek mi mümkün değil. Hayal düşde bile yardır, Yar ki; gözden uzak değil.
Yollar yollarına revanken. Yar yollarımda yol kesen. Akıl gönlü ayıklarken, Akıldı benden firar eden. Cengiz Halıcı / AMSTERDAM
KADIN | 49
ASTROLOJİ
Selim Turan
‘Esma-ül Hüsna’nın Astrolojiyle ilgisi var’ İlahiyatçı Prof.Dr.Emin Işık, Farkındalık Derneği eğitimcilerinden Mehmet Genç ve astrolog Hande Baybalı AllahTeala’nın 99 ismini zikretmenin insanın gündelik hayatını değiştirdiği konusunda hem fikirler. Hatta her burcun karakteristik özelliğine göre bir Esma olduğunu kaydediyorlar. Seyyid Hüseyin Nasr da İslam’da astroloji konulu makalesiyle bize ışık tuttu. Merhametsizlere ‘Er Rahim’, ‘Er Rahman’, aşırı sinirlilere ‘El Halim’, sevgi ve muhabbeti az olanlara ‘El Vedud’, nereye gideceğini bilemeyenlere ‘Er Reşid’, sıkıntı içinde olanlara ‘El Vekil’... Her ismin bir derde şifası var. Dahası Esma-ül Hüsna yani Allah’ın isim ve sıfatlarını günlük hayatta zikretmenin insanın hayatını kolaylaştırdığı malumunuz.. Bu konuda ilahiyatçılar da doktorlar da astrologlar da hemfikir. Prof. Dr. Emin Işık esma zikrinin en güzelinin ‘Allah’ olduğunu çünkü Allah isminin diğer isimlerde mevcut olan hasselerin tamamını içeren “İsm-i Azam” olduğunu söylüyor.
50 | KADIN
Esma-ül Hüsna üzerinde araştırmalar yapan ve Farkındalık Derneği’nde de uzun yıllardır sohbetler gerçekleştiren Mehmet Genç ise sinirli birinin ‘El-Halim’ esmasını çekerek daha halim selim biri olabileceğini dile getiriyor. Astrolog Hande Baybalı ise Esma-ül Hüsna bilgisinin Allahâlem ilişkisine ışık tutması ve Allah’ı tanıma açısından büyük önem taşıdığına vurgu yapıyor.
ESMA ZİKRİNİN EN GÜZELİ “ALLAH’TIR”
Dinin, yaratanla yaratılanlar arasındaki ilişkiyi düzenleyen ve bunu kurallara bağlayan bir sistem olduğunu dile getiren Prof. Dr. Emin Işık, “Dinin ve dindarlığın, hem format olarak dış yüzü, hem de konsept olarak içeriği, O’nun kitabında açıkça ortaya konmuştur.” diyor ve ekliyor: “İman sadece Allah’ı bilmek değil, Allah’ı sevmektir. Çünkü ayet, ‘İman edenler, Allah’ı en şiddetli sevgiyle severler.’ (Bakara 2/165) buyuruyor. Bu anlamda dindarlık iman ile salih amellerden, yani muhabbetle ibadetten ibarettir.” İlahiyat Profesörü Emin Işık, dinin yalnızca duadan ve esma zikrinden ibaret tek boyutlu bir sistem olmadığını, imanın birçok sistemlerin iç içe geçmiş bir bütün olduğunu söylüyor. Zaten Esma zikrinin, ibadet sisteminin içinde mevcut olduğunu dile getiriyor: “Beş vakit namazda tekrar edilen
ASTROLOJİ
tekbir, tevhid, Allah, Rabb, Rahman, Rahim, hamd, Süphan, Ala, selam lafızları zikir değil de nedir? Bundan dolayıdır ki namazın bir adı da zikirdir. Peygamber Efendimiz, dua edeceği zaman, önce namaz kılar veya bir miktar Kuran okur, ondan sonra dua ederdi. Yani önce kulluk görevini yerine getirir, sonra da Rabbine dileğini arz ederdi. Çünkü ayet, ‘Ben sizin duanızı kabul ediyorum, öyleyse siz de benim emirlerime icabet ediniz ve bana iman ediniz! (Bakara 2/186) buyuruyor. Bu da şu demektir: İman etmeyenin ve kulluk görevini yerine getirmeyenin zikri de duası da Allah katında kabule şayan değildir.’ Her ismin kainatta bir karşılığı olduğunu ve her insanda bir ismin tecellisinin ön plana çıkabileceğini söyleyen Emin Işık, “Cenab-ı Hakk’ın her isminin bir tecellisi ve o isme özel bir etkisi vardır. Zaten zikirden maksat da budur. Yani, o ismin tekrarından meydana gelecek olan telkin gücü ruhumuza olumlu yönde etki ediyor.” Işık, esma zikrinin nasıl ve ne kadar çekilmesi gerektiği hususunda ise tasavvufta usulün farklı olduğunu, esma tertibinin bir mürşid-i kamil tarafından söylenmesi gerektiğini vurguluyor: “Esma zikrinin en güzeli ‘Allah’ isminin zikridir. Çünkü Allah ismi, diğer isimlerde mevcut olan hasselerin tamamını içeren ‘İsm-i azam’dır. Ayette ‘Allah kuluna yetmez mi?’ buyrulur.”
El Vedud isminin enerjisine ihtiyacımız olduğundandır.’
HER MESLEĞİN FARKLI BİR ESMASI VAR
Araştırmacı Yazar Mehmet Genç mesleklerin de esması olduğunu ve bu esmaları zikretmenin meslek hayatında kolaylık sağlayabileceğini dile getiriyor. Genç: “Her peygamberin bir mesleği vardır. Nuh Peygamber bağcıdır, yani gemici olarak bilinir. Adem Peygamber tarımcıdır, buğday yetiştirir. Musa Peygamber komutandır. Davut Peygamber demircidir. İsa Peygamber marangozdur. Bu mesleklerin esmaları vardır. Hz.Peygamber’in ilk mesleği ticaretti. Tacir esmasını da Hz.Peygamber tanımlamıştır. Dolayısıyla ticaretle uğraşanların Rezzak esmasını hem sözelde hem fiilde zikretmesi faydalıdır. Mesela Alim esması vardır. Bu ismi işini ilim üzerinden yapanların zikretmesi gerekir. Avukat Hakim (adalet) esması üzerinden insanlara hizmet edebilir. Sadece Abd (kulluk) esması üzerinden hareket edenler vardır, herşeye karşılıksız koşarak yardım ederler. Feraset mesela diplomaside işe yarar.’
ESMA-ÜL HÜSNA İLAÇ REÇETESİ GİBİDİR
“Kalpler ancak Allah’ı ziktermekle (hatırlamakla) tatmin olur” ayetini hatırlatan Astrolog Hande Baybalı Allah’ın isimlerini zikretmenin elbette hayatı kolaylaştıracağını söylüyor. ‘Bu yüzden Kur’an’da Allah kendisini hep kolaylaştıran olarak anar zorlaştıran olarak değil!’ diyen Hande Baybalı: “Hayat Allah’ın Hayy ismidir. Allah’ın isimlerinin ifade ettiği özelliklerinin her biri, bu ruhsal rahatsızlıklara iyi gelecek ilaç reçetesi gibidir. Günümüzde çok sık gördüğümüz gibi Esma-ül Hüsna’yı çerçeveleyip duvara asmak, ya da derin manalarını anlamaya ve onlardan nasibimizi almaya çalışmadan sadece tekrarlamak okumak, bir ilaç reçetesini duvara asmaya benzer.’ diyor. İnsan, Allah’ın kendisini tanıması için yarattığı bir varlık olduğu için insanda bir değil bir çok ismin aynı anda açığa çıktığını anlatan Baybalı, “Esmalar sadece ve sadece Allah’a ulaşmak için zikredilmelidir. Sabahları kalktığım zaman sahip olduklarım, ailem , yuvam ve çocuklarım için Şekur esması, sağlık için Şafi esması, İlme olan yeteneğimin arttırması için Nur esması, iş görüşmelerinde El Fettah esması, bereket için El Gani esmalarını tesbih ediyorum. Kavgacı ve hırçın bir tavır sergilediğimiz zamanlarda ise El Halim esmasını zikretmek iyi gelebilir. Hayatınızın bazı dönemlerinde arka planda kaldığınızı hisseder, diğer insanların sizi her konuda geçmelerinden rahatsızlık duyabilirsiniz. Bu durumda El Mukaddim isminin enerjisini kullanarak atılım yapmaya çalışabilirsiniz. Zaman, zaman yaşamınızda sevgi, muhabbet veya estetiğin eksik olduğunu düşünebilirsiniz. Bu hal
ÇOCUK YETİŞTİRMEDE İYİ BİR METOD
Mehmet Genç, Allah’ın isimlerinin doğru bir şekilde çocuk yetiştirmede özellikle 2-7 yaş arasındaki çocuklarda etkili olduğunu söylüyor ve ekliyor: ‘ Çocuğunuzu ilgi duyduğu alanlara yönlendirerek, esmalar ile yetiştirmeye çalışın. İnsanda 99 Esma’nın hepsi mevcut. Ama asıl mesele hangi esmanın bizde daha baskın olduğunu keşfetmek.. Mesela
KADIN | 51
ASTROLOJİ
2-7 yaş arasında çocuk her gün huy değiştirir. Ebeveynlerin çocuklarının huyları üzerine çok baskı yapmaması gerekiyor.. Çocuğunuz çok mu yaramaz çok mu huylu, onu Musavvir esması ile sanatsal faaliyetler yapmaya yönlendirin. Boya kalemleri alın resimler yapsın. Mesela doktorculuk oynayın, bir meslek öğrensin.’ İnsanda tüm esmalar mevcut ama her insanda bir esma daha baskın halde bulunuyor. Buna da ‘has esma’ deniliyor. Çeşitli yaş aralıklarında farklı keşifler olabileceğini söyleyen Mehmet Genç:’ Has esmayı keşfetmek en iyi eylemlerinizi gözlemlemekle olur. 7-18 yaş arasındaki gençler duygusal düzeyde, 25 - 30 yaş grubunda akli boyutta esmalara tanıklık ederler. 40 yaşında ise iç güdüsünü, duygusunu, aklını sezgileri ve keşifleriyle beraber keşfederler. Zaten 40 yaş velilik yaşı gibidir.”
Astrolojinin sembolizmi batının ilmiyle bütünleşmiştir
Astroloji ve burçlara karşı Müslümanlar hep acaba ile yaklaşır. İlahiyatçılar, Müslümanların ferasetinin ve İslam’ın ‘Allah’a şirk koşmama’ gibi temel kurallarının astroloji biliminin söylediklerini yorumlamada yol gösterici olması
52 | KADIN
gerektiğini söylüyor. Peki İslam geleneğinde astrolojinin yeri nedir? Bu sorunun cevabını Prof. Dr. Prof. Dr. Seyyid Hüseyin Nasr’ın ilgili makalesinden öğreniyoruz: “Kutsal metinlerinden hiçbiri Allah’ın tabii düzende tezahür eden ayetlerinden Kur’an-ı Kerim’in söz ettiği kadar sık söz etmez. Dahası Kur’an’ın tabiata ilişkin göndermeleri çoğunlukla göklerle ilgilidir. Geleneksel İslami dekoru içinde astronomiye “ilm-el hey’eh”, “ilm en-nücum” ya da “ilm elfelek” adı verilir ve bu ilim sabit yıldızlar ile gezegenlerin gözlenmesi, gezegenlerin hareketlerinin hesaplanması, astronomi araçlarının icat ve kullanımı ile ilgilenir. Her ne kadar astronomiyi kabul edip astrolojiyi reddeden kimi otorite şahsiyetler bulunmakta idiyse de genel olarak bu ikisi birbirine karışmıştı ve bugün Batı’da bilim olarak kabul edilen astronomi ile sözde bilim sayılan astroloji arasında bulunan bıçak sırtı ayırım, İslam’da hiçbir zaman olmamıştır (Öte yandan...) Diğer bütün geleneksel ilimler gibi astrolojinin de dayandığı metafizik temellerin kaybedilmesiyle günümüzde bu sanat kelimenin gerçek anlamıyla tam bir hurafeye dönüşmüştür. Fakat İslam’ın geleneksel evreninde bir kimse için Biruni ve Nasireddin Tusi seviyesinde sıkı bir matematikçi olmak ve aynı zamanda astroloji üzerine bir risale kaleme almak mümkündü, böyle bir şey hiçbir şekilde çelişki oluşturmaz, ikiyüzlülük sayılmazdı. Müslüman astronomlar hükümdarların astrolojiye duydukları özel ilgiyi de bu ilmin ilerlemesinde avantaj olarak kullandılar.
ASTROLOJİ
BURÇLAR KOÇ
burcunun kısaca baskın özellikleri; cesaretli, girişimci, tutkulu, insiyatifini kolay kullanabilir olmasıdır. Öne çıkan isimler El Fettah, El Cebbar, El Muktedir, El Mubdi, E Kahhar
TERAZİ burcu, nazik, uyumlu, diplomatik, sanat ve estetiği seven bir burçtur. Öne çıkan isimler ise El Latif, El Vedud, El Adl, El Halim
BOĞA burcunda kararlılık, dayanıklılık, maddiyat, tutuculuk, inatcılık başlıca özellikler. Öne çıkan isimler El Metin, El Ganiy, El Hak, El Kaadir, Es Sabur
AKREP burcu; azimli, sezgileri kuvvet-
İKİZLER
burcu; zeki, iletişimde yetenekli, kolay adapte olabilen, meraklı, zaman zaman da kararsızdırlar. Öne çıkan isimler El Mukaddim, Es Şehid, El Habir, El Basir, Es Semi’ El Muhsi
YAY burcu; entellektüel, açık sözlü ve fikirli, hoş görülü, arkadaş canlısıdır. Öne çıkan isimler El Gani, El Kerim, El Mugni, El Basit,El Alim
YENGEÇ burcu; anaç, duygusal, nazik,
OĞLAK burcu; çalışkan, pratik, gerçekci, hesabını kitabını bilen, dayanıklı ve kararlıdır. Öne çıkan isimler El Mani, El Kabid, El Metin, El Mukaddim, Ed Dar
ASLAN burcu; canlı, etkileyici, güvenli, neşeli, idare etmeyi seven insanlar diyebiliriz. Öne çıkan isimler El Azim, El Muhyi, En Nur, El Muktedir
KOVA burcu; özgür, arkadaş canlısı, ileri-
BAŞAK burcu; çalışkan, yardımsever, titiz ve eleştireldir. Öne çıkan isimler El Muhsi, El Rakib, El Kayyum, El Hakim
BALIK burcu; hassas, merhametli, yara-
li, sabırlı, ihtiyatlı,ve tutkuludur. Öne çıkan isimler El Bais, El Varis, El Muid
çekingen ve merhametlidir. Öne çıkan isimler El Habir, Er Rahim, El Veli, Er Rauf
ci, orjinal, zeki ve adaletlidir. Öne çıkan isimler El Alim, El Mukaddim, El Muhsi, Ed Darr
tıcı, mistikdir. Öne çıkan isimler; El Batın, El Nafi, Er Rauf, Ez Zahir
AKILTEL TELEFONIE Akiltel biedt opmaat oplossingen aan haar klanten: Akiltel kan ook in combinatie met andere vaste abonnementen gebruikt worden en nog hogere besparingen op telefoniekosten opleveren. • • • • • •
GEEN ABONNEMENT KOSTEN GEEN STARTTARIEF PER GESPREK GEEN OPZEG TERMIJN NEDERLAND VAST 1.6 cpm, MOBİEL 5 cpm ZEER GOEDKOOP INTERNATIONAAL BELLEN TURKIJE VAST 1.8 cpm, MOBIEL vanaf 8 cpm
www.akiltel.com
•
Goedkoop internationaal bellen met mobiel is mogelijk met Akiltel apps voor iPhone, Android en BlackBerry.
020-8114111
Graphic design
web design & printinG
KADIN | 53
SIR KUTUSU
Hem kızını hem dizini döven baba
“Bir musibet kırk nasihatten iyidir”derler. Allah kimseye yaşatmasın biz ailece perişan olduk. Kırk musibete bedel bir musibet yaşadık. 17 yaşındaki kızımız evi terk etti. İki aydır kendisinden haber alamıyorduk. Çok şükür geçen hafta halasını aramış. Sığınma evinde olduğunu söylemiş. Fakat adresini vermemiş.
Sevgi Abla,Kocam oldukça sinirli birisi. “Kesinlikle affetmem” diyor başka bir şey demiyor. Benim de hatalarım oldu, ancak eşimin hatalı davranışları nedeniyle kızımız kaçtı. Bu gün hala “affetmem” deyip direnip duran eşimi nasıl ikna edeyim? (Acı)
Evlat acısı çeken kardeşim, Kocanızın davranışına bir anlam veremedim. Bir defa yanlış yapılmış, kızınız kaçmış. Şimdi ise ikinci bir yanlış yapılıyor. Af kapısı aralanmıyor. Kızınız belli ki pişman olmuş. Halasını aramış. Nabız yokluyor. Ailem ne diyor, ne düşünüyor diye merak ediyor? Fakat babasının o uzlaşmaz tutumunu öğrendikten sonra eve dönmeyecektir. Allah korusun belki de gittikçe batacaktır.
Affetmek, İlahi ahlaktandır. Büyüklerin özelliklerindendir. Eşiniz yanlış yapmaktadır. Umarım şu hikâyeden bir ders çıkarır ve hatasından döner. Bir gün trenle seyahat eden birisi son derece huzursuz olan bir gencin yanına oturmuş. Bir süre sonra, genç adam, hapishane-
den henüz çıkmış bir mahkûm olduğunu açıklamış. Mahkûmiyeti ailesine o kadar utanç vermiş ki, ne ziyaretine gelmişler, ne de bir mektup yollamışlar. Ama fakir oldukları için seyahat edemediklerini, cahil oldukları için mektup yazamadıklarını umuyor; her şeye rağmen kendisini affetmiş olmalarını hayal ediyormuş. Ailesinin işini kolaylaştırmak için, kendilerine mektup yazıp tren kasabanın eteklerindeki çiftliklerinden geçerken bir işaret koymalarını söylemiş. Ailesi kendisini affetmişse, raylara yakın bir elma ağacına beyaz bir kurdele bağlayacaklarmış. Eğer kendisinin geri dönmesini istemiyorlarsa, hiç bir şey yapmayacaklar, o da trende kalıp Batıya gidecek, belki de bir serseri olacakmış. Tren, kasabasına yaklaşırken heyecanı o kadar artmış ki, pencereden dışarı bakmaya cesaret edemiyormuş. Kompartıman arkadaşı kendisiyle yer değiştirip onun yerine elma ağacına bakacağını söylemiş. Bir dakika sonra elini genç mahkûmun koluna koymuş,
“Şuraya bak” demiş. Göz pınarlarında biriken yaşlarla gözleri parlıyormuş. Her şey yolunda, bütün ağaç bembeyaz kurdelelerle bezenmiş. O anda bir ömrü zehirleyen tüm acılar, adeta, birden dağılmış, kaybolmuş. Evet, affedenler kazanır. Kızınızı kazanmanız dileğiyle.
Not : Evlilik ya da karşılaştığınız diğer sorunlarınızı belirtin çözüm yolları sunalım. Özel bilgileriniz isteğe bağlı olarak tamamen saklı kalacaktır.
Sevgi Abla sevgiabla@kadindergisi.nl
55 | KADIN
GEZİ
Gökçeada Bu ay ki durağımız gezmeye doyamadığım Gökçeada. Yurdum diye söylemiyorum, Türkiye her köşesi gezilmesi görülmesi gereken eşsiz bir ülke. Bu yaz tatilimi kuzey Ege’de yapmaya karar verdiğim de ilk aklıma gelen Çanakkale ve Gökçeada oldu. Gidilmeli ve görülmeliydi yurdumun en batısında ki ada neye benziyor, adada yaşam nasıl sürüyor meraklanmıştım. Doğrusunu söylemek gerekirse gezmeye de görmeye de doyamadım ben Çanakkaleyi ve Gökçeadayı. Gökçeadanın nerede olduğunu bilmeyenleri ada hakkında kısaca bilgilendirelim. Gökçeada, Çanakkale’nin bir ilçesi ve Türkiye’nin en büyük adasıdır. Ege Denizi’nin kuzeyinde, Saros Körfezi girişinde yer almaktadır. 91 km. kıyı şeridine sahiptir. Yıllık yağış miktarı metrekareye 950 - 1050 mm arasında değişmektedir. Adanın batısında yer alan İncirburnu Türkiye’nin de en batı noktasını oluşturmaktadır. Adaya Gelibolu yarımadasında
56 | KADIN
ki Kabatepe limanından feribotla yada 21 Temmuz tarihinden itibaren Pazartesi ve Perşembe günleri olmak üzere haftada 2 kez İstanbul’dan uçakla gitmek mümkün. Gelelim adada görülmesi gereken yerlere: Bence adaya dolu dolu bir haftanızı ayırmalı bütün kıyı şeridini ve koylarını gezip görmelisiniz. Bunun haricinde adanın en çok bilinen yerleri; • Aydıncık / Kefaloz mevkii ve plajı (Kefalos): Adanın güneydoğusunda uzunca bir plajdır, tesisleri mevcuttur, yelken sörfü için idealdir. • Kapıkaya mevkii (Stenos): Adanın güneyindedir, tesisi olmayan bir plajı vardır. • Kaşkaval burnu / Peynir kayalıkları (Kaskaval): Adanın kuzeydoğusundadır, dalış için idealdir. • Kaynarburun (Grarton / Grafton): Ada’nın doğusunda, Kuzulimanı’nın güneyinde burun • Mavikoy/Lacivertkoy: Türkiye’nin ilk ve tek su altı milli parkının bulunduğu yöre-
Hayriye Büyükeken
dedir, adanın kuzeydoğusundadır, dalış için idealdir. • Lazkoyu: Adanın güneyindedir, tesissiz taşlık bir plajı vardır. • Marmaros mevkii: Adanın kuzeybatısındadır, şelalesi ile ünlüdür. • Cugura mevkii (Zagura): Adanın iç orta kesimlerindedir. • Gizli Liman: Adanın batısındadır, gümrük kurulması durumunda Limni adası ile karşılıklı feribot seferleri başlatılabilecektir, ayrıca tesisi olmayan bakir uzunca bir plajı vardır. Adada konaklama, yeme ve içme yerli turiste göre ayarlandığı için olsa gerek fiyatlar diğer turizm merkezlerine göre daha uygun. Muntazam ev yemekleri ve kendine has şaraplarıyla ada buram buram ege kokmakta. Kalabalıktan ve şehrin bunaltıcı havasından sıkılanlara yurdumun en güzel yerlerinden biri olan Gökçeadayı tavsiye ediyorum. Gidin ve mutlaka orada ki huzurdan siz de nasibinizi alın.
BENCE
Şiddetin Sessiz Mağdurları: Yaşlılar
Şiddet gündemimizden düşmüyor. Kadın ve çocuklara yönelik kaba kuvvet ya da öfkeyi sık sık tartışıyoruz. Ancak adları pek zikredilmeyen yaşlılar, şiddetin sessiz mağdurları!
Ninelerimizin yapmış olduğu dualar şüphesiz aklımızdadır: ‘3 gün yatak dördüncü gün toprak ver Rabbim! ‘, ‘Allah’ım elden ayaktan düşürmeden kapılara baktırmadan emanetini al! ‘ diye dökülür yaşlılarımızın dudaklarından. Şüphesiz dünya hayatının faniliğini en çok yürekten hissedenlerdir yaşlılarımız. Çünkü yaşla birlikte özürlülüklerin artması ve başkalarına daha fazla bağımlı olmanın korkusu oluşuyor. Belki de çoğumuzun aklına bile gelmeyen bir konudur yaslı istismarı. Dünyanın bir çok yerinde yaşlıları ihmal, ve şiddet uygulanıyor. Örneğin, bir akraba, aile bakıcı ya da profesyonel bir bakıcı tarafından. Yaşlı istismarı zor ve oldukça yeni bir konudur. Fakat yeni bir konu olmasına rahman oldukça büyük ve büyüyen bir sorundur. Bu konu uzun süre tabu olarak kabul edilmiştir. Yaşlı istismarı sadece 1992 yılından beri Hollanda’da siyasi gündeminde. Hollanda’da nüfusun yaşlanması ile yaşlı sayısının artacağını ve yaşlı istismar oranı artacak korkuluyor. Buna rağmen yaşlılara yönelik istismar her nedense en az gündeme gelen sorunlardan biri. Sinsice büyüyen bu soruna dair inanmakta güçlük çekeceğimiz bir tablo var karşımızda. Toplumun en çok şiddete maruz kalan yaşlılar oluşturuyor. Araştırma sonuçları Hollanda yaşlıların% 5 ila 10 yaşlı istismarı ile ilgili olduğunu göstermektedir. Yaşlı istismarı çeşitli biçimlerde yer alıyor; yaralanma, tıbbi sorunlarının göz ardı edilmesi, kötü hijyen şartları, yetersiz beslenme, uygun olmayan konut koşulları, zorla eve hapsedilmesi, gelirine el koyulması gibi değişik şekillerde ortaya çıkabiliyor. Yaşlı istismarı sınıflandırırsak, şu şekilde yer alıyor: fiziksel, cinsel, psikolojik taciz, ihmal ve terk edilme. Haklarını ödemeyeceğimizin aile büyüklerimizin bakımı vazgeçemeyeceğimiz vicdanı bir sorumluluk. Unutmamak gerekir ki ömrümüz vefa ederse hepimizin bir gün yaşlanacağı gerçeği bir kenarda dururken bu konuda duyarlı olmamak imkansız. Yaşlıların istismardan korunma konusunda bilgilendirilmesi farkındalık yaratılması bu yöndeki kampanyaların başlatılması gerekir, istismar kurbanlarına gerekli hizmetlerin verilmesi, toplum ve sağlık çalışanlarının konuya duyarlılığının arttırılması, bilinçlendirilmesi çok önemli. Unutmayalım ki; istismar bir toplum sağlığı sorunu. Hayatın içinde istismarın her türüne duyarlılığımız ve farkındalığımız artmalı.
Esma Küçük Sosyal Danışman
KADIN | 57
FIKRALAR
Büyük ikramiye Biletine büyük ikramiye çıkan Temel’i üç ay sonra bakkal kasap ve borçlu olduğu diğer esnaf yolda çevirmiş. -Ula Temel, sana büyük ikramiye çıktığı halde üç aydır niye borcunu ödemeysun? Temel sırıtarak yanıtlamış : -”Zengin oldi, değişti demesunlar.”
Üçümüz icin İncili çavuş, eşeğine binip pazara gidiyormuş. Yolda şakacı bir köylüye rastlamış. Köylü eşeğini göstererek sormuş: - Hemşehrim ikiniz nereye gidiyorsunuz böyle? İncili çavuş lafın altında kalmıyor: -Üçümüz için pazardan arpa ve saman almaya.
Katlı bina Adamın biri Kayseride 7 katlı bir binaya bakıyormuş, oranın halkından biri yanına gitmiş ve hemşerim kaçıncı kata bakıyorsun demiş. Adam 2. kata bakıyorum demiş.Tamam O zaman. 50 Milyon çıkar demiş. Adam 50 Milyon vermiş. Ve giderken içinden -Enayi Ben 7. Kata Bakıyorum diye mırıldanmış.
Uzak değilmiş... Ders çalışan çocuk, ıslık çalarak ortalarda gezinen babasına sorar: -”Afrika ne taraftadır baba?” Baba, çok bilgili bir edayla cevap verir: -”Fazla uzakta olmamalı..” -”Nereden biliyorsun?” -”Bizim şirkette bir zenci var, her gün işe bisikletle gidip geliyor da!
Kaynana Adamın birinin evi yanıyormuş. Adam içeri girip karısını çıkarmış, sonra kızını, oğlunu ve kuşunu çıkarmış. Daha sonra bir kaç kere daha eve girip çıkıp. Komşular ; -”Herkesi çıkartın, hâlâ niye eve giriyosun?” demişler Adam yanıtlamış: -”İçerde kaynanam var, arada bir girip çeviriyorum.”
Politikacilar Bir otobüs dolusu politikacı seçim kampanyası için Teksas’ta dolaşıyormuş. Otobüs büyük bir çiftliğin yanından geçerken, otobüs şöförün dalgınlığı yüzünden derin bir şarampole uçmuş. Çiftçi koşarak gelmiş, gece kurda kuşa yem olmasınlar diye cesetleri gömmeye başlamış. Ertesi sabah,şerif soruşturma için çiftliğe gelmiş. Çiftçiye sormuş: -”Otobüsteki bütün politikacıları gömdün demek... Hepsi de ölüydü, eminsin değil mi?” - Çiftçi cevap vermiş: “Bazıları yaşadıklarını iddia ettiler ama politikacıları bilirsiniz....Nasıl yalan söylerler!!!”. Ömer Muhtar
58 | KADIN
GÜZEL SÖZLER Rana Kalkan
“İnsanlar her zaman kahraman olamazlar ama her zaman insan olabilirler.” BENJAMIN FRANKLIN
“Öyle hareket etki senin hereketlerinin yasası, diğerlerinin hareketlerinin yasası olsun.” KANT
“Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğrendik, fakat bu arada çok basit bir sanatı unuttuk. İnsan gibi yaşamak...” MARTIN LUTHER
“Samimi olmayı vaadedebilirim; tarafsız olmayı asla.” GOETHE
“Ne kadar bilirsen bil; söylediklerin karşındakinin anladığı kadardır.” MEVLANA
60 | KADIN
“Ne kadar az bilirseniz; o kadar şiddetle müdafa edersiniz.” BERTHARD RUSSEL
Sahip olduğunuz tek araç bir çekiç ise, her şeyi çivi olarak görürüz. A. Maslow
En sonunda önemli olan hayatınızın içindeki yıllar değil yıllarınızın içindeki Hayattır... Abraham Lincoln
DEKORASYON
Sevgi Erdem
Mükemmel
Salon İçin...
Tartışmasız evinizin en önemli alanı salonunuzdur. Maalesef günümüzün anlayışında salon sadece televizyon izlemek için kullanılan bir oda haline geldi. Oturma grupları da bu fikre uygun yerleştiriliyor. Bu yaklaşımı değiştirip salonunuzu daha verimli kullanmak elinizde.
1.
Merkezinizi yaratın:
Özellikle salonda bir merkezin varlığı çok önenli. Koltuk, oturma grubu, halı ve sehpadan oluşan bir merkez davet edici bir etkiye sahiptir. Yeterince alana sahipseniz “L” şeklindeki oturma grupları duvardan odanın merkezine kaydırılabilir. Karşılıklı yerleştirilen koltuklar güzel bir sohbet için en ideal yöntem. Eğer salonunuz bir şömineye sahipse mutlaka şöminenin etrafında oturmaya gayret gösterin.
2.
4.
Aydınlatmanızla salonunuzun duygusunu belir-
leyin:
Değişiklikler canlandırır:
Renk, desen, form, stil... Değişikliklere açık olun. Böylelikle ilginç kombinasyonlar yaratabilirsiniz. Örneğin antik bir sehpayı minimal bir oturma grubuyla kombine edebilirsiniz.
3.
lerle ise salonun modern çizgisini pekiştirebilirsiniz. Mumlarla süslenmiş alçak sehpalarla bu bölümdeki tarzınızı destekleyebilirsiniz.
Puflar ve minderler:
Koltuk ve sandalyeye alternatif: Puflar ve minderler! Farklı boylarda ve desenlerde pufları ve yastıkları kombine edin. Dilerseniz pufları oturma grubun önüne yerleştirin veya salonda ayrı bir alan yaratın. Oryantal desenli ve altın işlemeli puflar ile alaturka bir ambiyans yaratabilir, tek renkli minder-
62 | KADIN
Doğru aydınlatmayla rahat edebileceğiniz bir atmosfer yaratabilirsiniz. Öncelikle salonunuzun aydınlatmasında birden fazla seçeneğin olmasına önem verin. Yani yemek masanız için kullandığınız aydınlatmayla film izlerken veya sohbet ederken ihtiyacınız olan aydınlatma farklıdır. Farklı kullanımlar için farklı ton aydınlatmalara ihtiyacınız var. Dengeli ve iyi yayılmış bir endirekt aydınlatma ile salonunuzun rahat bir havaya kavuşturabilirsiniz. Yumuşak aydınlatmanızı aplik ile destekleyebilirsiniz. Odanızın belli noktalarına, obje, biblo, büfe veya resimlerde vurgu aydınlatma ile bu detayları öne çıkarabilirsiniz. En sevdiğiniz koltuğun yanına bir okuma lambası yerleştirin. Aydınlat-
DEKORASYON
ma konusunda kararsız ve tedirginseniz bir profesyonele danışabilirsiniz.
5.
En sevdiğiniz duvarı seçin: Salonda vurgulamak istediğiniz bir duvarı seçin. Bu duvarı salonla uyumlu ama kontrast yaratabilecek bir renge boyayın. Canlı renkler, desenli duvar kağıtları veya duvar stickerları iyi birer örnektir. Dikkat: Canlı renkleri odanın tüm duvarlarında kullanmaktan kaçının.
6.
Halı seçiminiz:
Oturma grubunun önüne serilmiş bir halı mucizeler yaratabilir. Malzeme, renk ve desen seçimiyle salonunuzun görüntüsünü büyük ölçüde etkileyebilirsiniz. Zaman zaman değişiklik yapın, alternatif bir halı kullanın. Geleneksel halıları minimal tasarımlar içinde de kullanabilirsiniz.
7.
Renkler:Duvar renklerini mevsimlere göre değiştirebileceğiniz gibi aksesuar ve oturma grubunuzu da gözönünde bulundurmanızda fayda var. Yaz aylarında bahara özgü yeşil, açık sarı, açık mavi renkleri davetkâr bir dekorasyon yaratır. Kış aylarında ise krem tonları ile konforlu bir atmosferiniz olur.
8.
mobilyanızı dikkat çekici bir renge boyanmış veya desenli duvar kağıdıyla kaplanmış bir duvarın önüne yerleştirmek ve vurgu aydınlatma elemanı kullanmak.
12.
Desen kombinasyonu:
Desenleri kombine edin. Klasik bir koltuk takımına çizgili, puantiyeli veya daha radikal desenli yastıklar çok yakışır. Uyumsuz görünmesini önlmek istiyorsanız kullandığınız desenlerin birbirine yakın renklerde olmasına önem verin.
13.
Okuma alanınız:
Kendinize özel bir okuma alanı yaratın. Okuma koltuğunuzu oturma grubunun yanına yerleştirmeyin, odanız buna elverişliyse okuma koltuğunuzu kendi başına tek olarak yerleştirmeye önem verin. Okuma koltuğunuzla uyumlu ayaklı bir lamba ve küçük bir sehpa salonunuzun en keyif verici bu bölgesini tamamlar. Sehpanızı seçerken ipad veya dizüstü bilgisayarınız ile de kullanabileceğinizi düşünmenizde fayda var.
14.
Resimler, resimler...
Siyah-beyaz fotoğraflar, çocuklarınızın şaheserleri, yağlı boya tablolarınız, kartpostallar... Salonunuzda resimleri unutmayın. Salonun bir duvarını süpürgelikten tavana kadar farklı çerçeveli resimlerle donatabilirsiniz.
Aksesuarlar:
Az ama öz. Salonunza kendi stilinizi yansıtmak istiyorsanız abartıdan kaçının. Özenle seçilmiş az sayıda aksesuarlar odanın karakterini belirlemek için yeterli. Antik bir vazo, klasik duvar resimleri nostaljik ruhu yansıtır. Bit pazarları ve antikacılar define avcıları için ideal yerlerdir.
9.
Salonunuzu bölgelere ayırın:
İki trafı açık kitaplıkların en kullanışlı özelliği oda bölücüsü olarak kullanılabilir olmalarıdır. Böyle kitaplıklarla salonunuzu kolaylıkla ikiye bölebilir ve farklı yaşam alanları yaratabilirsiniz. Alçak boylu kitaplıklar, büfe veya lowboardlar ise özellikle dar alanlı salonlar için idealdir. Dolabın kapaklı bölümünde tabak ve bardaklarınızı saklayabilir, açık bölümlerde ise kitap ve dergilerinizi sergileyebilirsiniz.
10.
Zıtlıklar çekicidir: Cesaretli bir kişiliğe sahipseniz dikkat çekici renkler kullanın. Koyu renkli koltuk ve kanepeler, halılar ve perdelerle canlı renkli aksesuarları kombine edin. İyi haberimiz: Renklerde değişiklik yapma ihtiyacı duyduğunuzda yastık veya sehpa gibi ufak çapta aksesuarları değiştirdiğinizde odanın atmosferini değiştirebilirsiniz.
11.
En sevdiğiniz parçaları öne çıkarın:
Evinizde antik bir koltuk, sandalye veya komodini sahnelemeyi ihmal etmeyin. Bunu en kolay başarmanın yolu antik
KADIN | 63
cinema
Hayriye Büyükeken
Resident Evil 5 Yapım: 2012 - ABD, Tür: 3 Boyutlu, Bilim Kurgu, Aksiyon, Gerilim, Macera, Süre: 117 dakika Yönetmen: Paul W.S. Anderson, Oyuncular: Milla Jovovich, Wentworth Miller, Michelle Rodriguez, Ali Larter, Sienna Guillory, Oded Fehr, Jason Isaacs, Spencer Locke, Shawn Roberts, Kevin Durand, Johann Urb. Filmin Özeti Umbrella Şirketi’nin Dünya’yı yıkıma uğratmaya devam eden ölümcül T-Virüs’ü, dünya nüfusunu, et yiyen yaşayan ölüler ordusu haline dönüştürmektedir. İnsan ırkının son ve tek umudu Alice [Milla Jovovich], Umbrella’nın en gizli operasyonlar tesisinin kalbinde [ya da merkezinde] uyanır ve Alice’in, bu kompleksin altını üstünü getirmesiyle kendi gizli geçmişinin perdesi kalkar. Güvenli bir sığınak olmaksızın, salgından sorumlu olanları avlamaya devam eden Alice, kendini Tokyo’dan New York, Washington-D.C. ve Moskovo’ya götüren bir yolculukta bulur.
Araf Yapım: 2012 - Türkiye Tür: Dram, Romantik Yönetmen: Yeşim Ustaoğlu Oyuncular: Özcan Deniz, Nihal Yalçın, Neslihan Atagül, Yasemin Conka, Ilgaz Kocatürk Senaryo: Yeşim Ustaoğlu Yapımcı: Serkan Çakarer Filmin Özeti Zehra ve Olgun; bir otoban üstünde kurulu, her şeyin gelip geçici akarak yaşandığı, devasa bir benzin istasyonunda, 24 saatlik vardiya usulüyle, hiç değişmeyen bir monotonlukta, sanki bir gün hayatlarının birden bire değişivereceği beklentisi ve hayalinde, aslında neredeyse içinde yok olup gittikleri bir vakumun içinde, biteviye çalışarak yaşarlar. Bir gün aniden beliriveren bu beklenti acaba onlari arafta kalmaktan çıkarabilecek midir?
64 | KADIN
Cesur / Brave Yapım: 2012 - ABD, Tür: Animasyon, Komedi, Süre: 93 dakika Yönetmen: Mark Andrews, Brenda Chapman Oyuncular: Emma Thompson, Robbie Coltrane, Billy Connolly, Kevin Mckidd, Kelly Macdonald, Craig Ferguson, John Ratzenberger Senaryo: Mark Andrews, Steve Purcell Yapımcı: Pete Docter, Katherine Sarafian Filmin Özeti Çok yetenekli bir okçu olan Merida, Kral Fergus ve Kraliçe Elinor’un aceleci kızlarıdır. Kendi hayat yolunu kendi çizmeye kararlı olan Merinda, ülkenin şamatacı lordlarına ait olan asırlık bir geleneğe karşı çıkar: Heybetli Lord MacGuffin, huysuz Lord Macintosh ve aksi Lord Dingwall. Merida’nın hareketleri farkında olmadan krallık içerisinde kaos ve öfke yaratır. Garip Bilge Kadın’a başvurduğunda ise uğursuz bir dilek onu beklemektedir. Merinda peşindeki tehlikeli güçleri keşfederken çok geç olmadan o korkunç laneti bozmaya çalışır ve gerçek cesaretin ne olduğunu anlar.
Sadakatsizler / Les infidèles Yapım: 2012 - Fransa Tür: Komedi Yönetmen: Gilles Lellouche Oyuncular: Guillaume Canet , Lionel Abelanski , Mathilda May , Gilles Lellouche , Géraldine Nakache , Jean Dujardin , Alexandra Lamy Filmin Özeti Sadakatsizler erkek sadakatsizliği anlatan, kısa filmlerden oluşan bir komedi. Kadın - erkek ilişkilerine erkek yönünden bakan, erkeğin aldatma nedenlerini araştırıp bu nedenlere esprili yaklaşan bir senaryoya sahip bir film. Filmin erkek karakterleri hatalarla boğuşurlarken, birçok saf dürüstlük sahneleri de filmde yer alıyor.
KADIN | 65
Foto: Eray Arpasin
MÜZİK
66 | KADIN
MÜZİK
Piyanist ve besteci Michiel Borstlap:
Türk insanı kalp insanı. Dostluğumuz bakidir! Hollandalı piyanist ve besteci Michiel Borstlap’a geçen sene evlendiği Türk eşi Ceylan Borstlap Pınarlı’yı, kızına ithaf ettiği albümü Blue’yu ve Türk müziği hakkındaki düşüncelerini sorduk. Banu Çelik
Dünyada Arap kültürü üzerine ilk kez Mısır’da Avicenna isimli opera hazırladınız ve bu yapıtınız büyük bir başarı kazandı. Bu süreçte Katar’da yaşadıklarınızı bir kitap haline getirdiniz. Arap Operası ve bu kitabın ortaya çıkış hikayesini anlatır mısınız? Mısır’da birçok kez konserlerim olduğu için orada bayağı bir müzik çevrem var. Mısırlı bir işadamı bana Katar Emiri’nin isteğiyle Arapça opera projesini anlattı ve bu projeyi yönetmem için teklif getirdi. Aslında projenin başında Katarlı bir besteci vardı fakat yaptıkları beğenilmediği için benim projeyi yönetmem istendi. Kahire’ye gittiğimde gerçekten de Katarlı bestecinin yaptıkları beni çok şaşırttı, proje çok kötü durumdaydı. Arapça opera için libretto kullandık Aria’da yüksek notada soprano oluyor. Proje uzun bir süre yönetilemediği için vakit kaybedilmişti ve sadece 3 ayımız vardı. Ne yazık ki ilk bestecinin işine son verildi ve proje için geceli gündüzlü çalışmaya başladık. İlk başlarda zorlandığım noktalar olmadı değil; Mısır halkı çok iyi fakat bazen A deyip B yapabiliyorlar. Birçok kültürü bilmeme ve değişikliklere açık
olmama rağmen bu konularda zorluklar yaşadım. Geceli gündüzlü dört bir elden çalışıp projeyi bitirdik ve sunumunu yaptık. Projenin sonunda bir yayınevinden bu tecrübelerimi kitaba dökmem için teklif geldi. Kitabımda İbni Sina’ya bağlı kültürler arası müzik ittifakını anlatıyorum. Müzik dışında Mısır halkından, kültüründen, tarihinden bahsettim. Bu kitabım ayrıca Türkçeye de çevrildi.
Kendimi İzmir Bulvarı’nda müzik yaparken hayal ediyorum Mısır’da nasıl bir dinleyici kitleniz var? İşinden veya herhangi başka bir nedenden dolayı Mısır’da yaşayan yabancılar
benim dinleyici kitlem. Hollanda’daki dinleyicilerim Hollandalılar veya Amerikalılar, konserlerime Hollanda’da yaşayan Türk vatandaşları da geliyor fakat o kadar fazla olmuyor. Türkiye’deki müzik festivallerine de katılıyorum. Bütün dünyada caz müziği dinleyen kitlenin o kadar fazla olmadığı söylenir fakat Türkiye’de özellikle İstanbul ve Ankara’da caz müziğine büyük ilgi var ama İzmir’de mesela bu ilgi henüz yok. Eşim İzmirli olduğu için sıkça gidiyoruz ve dikkatimi çeken böyle güzel bir şehirde müzik kafelerinin olmaması. İzmir EXPO 2020 adayı ve eğer kazanırsa orada mutlaka müzik piyasasında projeler üretmek istiyorum. Kendimi İzmir Bulvarı’nda müzik yaparken hayal ediyorum. Foto: Yuri Rednev
T
ürkiye’de birçok kez konser veren Borstlap 1966 yılında Hague’de doğdu. Hilversum Konservatuarı’nda eğitim alan Borstlap 1990’larda caz ve bluesa yönelen müziğiyle birçok uluslararası ödül aldı. ABD’den Thelonious Monk/BMI Composers Award bunların en önemlisi.
KADIN | 67
MÜZİK
Bu kitap dışında Esquire dergisinde köşe yazarlığı yapıyorsunuz. Yazarlıkta da müzik kadar olmasa da aktifsiniz diyebilir miyiz? Yazmayı da en az müzik kadar seviyorum. Genelde müzik hakkında, seyahetlerimde ve sahne arkasında yaşadıklarımı kaleme alıp paylaşmak istiyorum. Ailemde de yazarlar var, annem de yazar. Gelecekte köşe yazarlığına devam etmek istiyorum, bir de belki yeni bir kitap projem olabilir. Bestelerinizi yaparken nelerden ilham alıyorsunuz? İki solo albümüm var. Toplumda olaylar hızlı gelişiyor ve insanlar da buna eşlik ediyor. Solo albümlerimi yaparken amacım bu kaos ortamında insanları rahatlatmaktı. Etrafımda da amacıma ulaştığımın sinyallerini alıyorum. Websiteme giriş yapıldığında arka fonda çalan müzikle rahatlayanların olduğunu duyuyorum bazen sırf dinlenmek için websitemi ziyaret ettiklerini söyleyenler var. Bunların dışında elbette ilham kaynaklarım; eşim ve kızım.
Solo albümü çıkardınız, bunun dışında hangi müzik gruplarıyla çalışıyorsunuz? Müziğimi icraad ettiğim bir grup var ve Mayıs ayında yeni CD’miz ‘88’ çıktı. ‘88’; bunun nedeni piyanoda 88 tuşun olması. Bunların dışında ‘SOUK’ isimli bir projede yer aldım, Arapça, Türkçe müzikleri çaldık, bu projede Suriye asıllı pop yıldızı Asala Nasri bana eşlik etti. Piyanomla caz müziği yapıyorum ama benim melodilerim Arapça veya Türkçe müziklerle karışınca ortaya benim de hoşuma giden melodiler çıkıyor. Benim alanım caz fakat bu çok kapsamlı bir müzik çeşidi. Kısaca açıklamak istiyorum; müzikte 3 nokta çok önemlidir: melodi, ritim ve akorlar. Ülkeye ve kültüre göre bu üç noktalardan bazısı daha çok öne çıkar, daha önemlidir. Mesela klasik müzikte melodiler ve akorlar önemlidir, elbette klasik müzikte de ritim var ama
68 | KADIN
Foto: Jan Banning
Piyanomla caz müziği yapıyorum ama benim melodilerim Arapça veya Türkçe müziklerle karışınca ortaya benim de hoşuma giden melodiler çıkıyor
diğerleri kadar önemli değil. Arap veya Türk müziğini ele aldığımızda ritim önemlidir, bu ritme bağlantılı olarak harmoniler ortaya çıkar. Ben ve grubumun ortaya çıkartmak istediği bu üç önemli noktayı birbiriyle karıştırıp müzik yapmak. Türkiye’de İstanbul ve Ankara’daki müzik festivallerine katılıyorsunuz. Bunların dışında Türkiye’nin başka bölgerinde konserler vermek ister misiniz? Elbette Türkiye’nin başka bölgerinde de konserler vermek isterim bu diğer ülkeler için de geçerli. Geçmişte mesela Halep’te konser vermiştim. Büyük şehirlerin dışında başka bölgelerde de konser
tekliflerine açığım. Yakın dönemde Türkiye’de konser planları var mı? Önümüzdeki Ekim ayında Akbank Caz Festivali’nde solist Sibel Köse ile beraber çalıyorum. Bunun dışında Amerika ve Avrupa turları bu ay tamamlandı, şimdi Asya var. Ekim ayındaki İstanbul konserinden sonra ilk olarak Hindistan’dan başlıyoruz. Bunların yanı sıra yeni albümüm 88´in konserleri, albümüm Blue’nun da solo şeklinde devam ediyor. Türkiye’yi seven biri olarak Türk dostluğunuzu anlatır mısınız? Benim dünyam kalp şeklindedir. Türk in-
MÜZİK
sanı kalp insanı. Dostluğumuz bakidir! Türkçeyi öğrenebildiniz mi? Kayınvalidem Türkçe öğretmenim ve çok güzel ilerliyoruz. Elhamdullullah! Severek yediğiniz neler var? Köfte ve karnıyarık. Ama tatlıları da çok seviyorum, seçmek mümkün değil çok çeşit var. Türkiye’de yaşadığınız ilginç bir anınızı anlatır mısınız? 1997 yılı, Ankara Jazz Festivali benim ilk Türkiye’yi ziyaretim. Zengin bir kültür ve çok güzel, misafirperver insanlarla tanıştım. bu ilk ziyaretimin ben de bıraktığı iyi hisleri hep taşıyorum. Türk müzisyenlerden çalışmak istediğiniz isimler var mı? Elbette Türk müzisyenlerden beraber çalışmak istediğim isimler var. Geçmişte ve hala çalıştığım isim Sibel Köse ve bence caz müziğinde Türkiye’deki en iyi ses. Sibel’in sesinin kalitesini Elesan Child, Sarah Fohn gibi isimlere benzetiyorum. Eğer bir gün klasik Amerikan caz müziği yapmak istersem arayacağım ilk solist Sibel Köse olacaktır. Bunların dışında Onur Ataman’ın hem iyi bir gitarist, hem de iyi bir insan olduğunu düşünüyorum. Başka Kerem Görsev, Aydın Esen var... Sertap Erener henüz çalışmadığım ama çalışmak isteyeceğim bir sanatçı.
tek başına çalabilir ve saatlerce dinlenir. Mercan Dede ney çalıyor ve kendisiyle gelecekte projelerimiz olabilir. Müzikte de, diğer sanat alanlarında da yeniliklere açık olmak gerekiyor. Amerikalı birçok müzisyenle çalıştınız. En çok hangi müzisyenlerden etkilendiniz? Tabi müzikte bayağı yol kadetmiş üstad müziyenlerle çalışmak benim için bir onur. Hem müzik, hem de sosyal anlamda yeni tecrübeler kazandım. Beni en çok Herbie Hancock’la çalışmak mutlu etti, kendisi çok samimi ve sıcak. Bunun dışında Wayne Shorter, Pat Metheny, Gino Vannelli and Bill Bruford ile birçok kez sahne aldım. Beraber çalışmadığım ama tanıştığım birçok ünlü müzisyen var. Bunların arasında kendini yükseklerde görenlerde mevcut. Elbette her yerde kendini yükseklerde gören müzisyenler var ama gerçek anlamda müzik sektöründe başarı yakalamış isimlerin böyle olmadığını düşünüyorum. Mesela Keith Jarrett var o da kibirli bir kişilik o yüzden tanışmak istemiyorum ama müziklerini dinliyorum.
Caz müziğin dışında ne tarz müzikler yapıyorsunuz? Yaptığım müziklerden farklı olarak bir DJ’le beraber elektro, tekno müzikleri yapıyorum. Bu tür müzikleri icra ederken klavye çalıyorum. Bir de kızınız Blue için Babadan- Kıza isimli özel bir CD hazırladınız. CD’nizin ortaya nasıl çıktığını anlatır mısınız? Bu CD’nin çıkış noktası kızıma bir mesaj bırakmak istememden dolayı ortaya çıktı. Blue dünyaya geldiğinde kendisine anlatmak istediklerimi bir CD’de topladım. Parçalar eşim hamiliyken hazırlandı. Hatta hamiliyken hem benim konserlerime geldi hem de beraber başka konserlere gittik. Kızım müzikle büyüdü diyebilirim. Kızınızın da ileride sizin gibi müzikle uğraşmasını ister misiniz? Kızım illede müzikle uğraşsın demiyorum, Blue nasıl ve neyle mutlu olacaksa o mesleği yapsın. Avukatta olabilir, yazar da, futbolcu da, ne isterse onu yapsın yeter ki mutlu olsun!
Türk müziğinde en çok beğendiğim enstrumanlar ud, ney ve diğer perkusyon enstrumanları
En çok hangi Türk enstrumanını beğeniyorsunuz? Benim Türk müziğinde en çok beğendiğim enstrumanlar ud, ney ve diğer perkusyon enstrumanları. Fakat ud ve ney solo enstumanları oldukları için ayrı bir ilgim var. İyi bir ud müzisyeni saatlerce
Foto: Sander Pardon
Türk müziğiyle ilgili neler söylemek istersiniz? Türk müziğinde ritimleri iyi ve ilginç buluyorum. Her yerde olduğu gibi Türkiye’de de pop müziği var ve bu tür müziklerin çok fazla birbirine benzediğini düşünüyorum.
KADIN | 69
SAĞLIK
Alpay Özterazici
Kürtaj sonrasi Türk kadınlarında oluşan psikolojik sorunlar
Bu sorunlar nelerdir? Yapılan araştırmalar sonrası duyguya bağlı olarak 5 farklı sorun karşımıza çıkıyor: - Depresyon; - Suçluluk; - Korku; - Üzüntü; - Pişmanlık; Kadınlar, kürtaj sonrası kendilerini halsiz, mutsuz ve üzgün (down) hissederler ve etrafa olan ilgi odakları gittikce azalır. Bazen kürtaj sonrası hissedilen kayıp üzüntüsü öyle bir boyuta gelir ki, kürtaj uygulanan kadın da yas tutma hissi dahi ortaya çıkar. Özellikle, yakın çevresine hamile olduğunu paylaşan bir kadın da bu yas tutma hissi daha
70 | KADIN
güclüdür. Bunun yanı sıra suçluluk duygusu bu kadınlar da daha da büyüktür. O yüzden endişe ve kendinden şüpheleri hiç eksik olmaz. Bu sadece kısa bir psikolojik örnektir.
Kürtaj konusu, maalesef, diğer psikiyatrik sorunlar gibi Türk kültüründe genelikle bir tabudur. Medyada duyduğumuz ve okuduğumuz kürtaj hikayelerinde genellikle kadının kayıp acısı daima ön plandadır. Tedavi süresinde uzman çalışanlar genellikle bu konuyu dikkate almazlar. Bu belki de kürtaj sonrası, istenmeyen hamilelik sorunun da, hastadan gelen rahatladım/kurtuldum reaksiyonundan
kaynaklanabilir. Neyse ki bugün kadınların kürtaj sonrası ruhsal durumlarına ilgi gösteriliyor. Türk kültüründe kayıp acısı çok yüksek duygusal boyutlarda yaşandığı için kürtaj Türk kadınların da daha çabuk bir ruhsal çöküntüye sebebiyet veriyor. Bunda en büyük pay sahibi uluslararası “artık susmayacağız” (silent no more) kurumu olsa gerek. Bu kurum kürtaj sonrası kadınlarda oluşabilecek ruhsal ve psikolojik sorunların mercek altına alınmasında ve çözüm bulunmasın da önemli bir katkıda bulundu. Bu probleme neden az ilgi gösterildi ve gerektiği gibi dikkate alınmadı? Öncelikle kürtaj hem Türk toplumunda hem Hollanda toplumunda cok hassas
SAĞLIK
Yapılan araştırmalara göre kadınların % 33ünün kürtaj yapma sebebinin eşleri tarafından gördükleri baskı olduğu, % 30 unun kendi isteği ile kürtaj secimi yaptığı, % 20sinin pratisyen aile doktoru tavsiyesi üzerine kürtaj yaptığı, % 10unun sosyal çevrenin baskısı yüzünden kürtaj yaptığı ve % 7sinin velilerin baskısı yüzünden kürtaj yaptığı ortaya çıkmıştır. bir konudur. Özelikle Türk hastalar bu konu hakkında yakın çevreleriyle konuşmayı arzu etmezler. Kürtaj konusu, maalesef, diğer psikiyatrik sorunlar gibi Türk kültüründe genelikle bir tabudur. Ikinci sebep ise; kürtaj k adınlar tarafından k azanılan nadir haklardan biri olduğu için bu konu hakkında (kürtaj sonrası) konuşmaktan ve tartışmaktan k açınıyorlar.
Kürtaj Türk kültüründe bir tabu olduğu icin ve kadınlar kürtaj sonrası yaşadıkları yas aşamasını yakın cevresiyle paylaşamadıkları için kaybı
ve acıyı psikolojik olarak işleyemiyor. Buda dolayısıyla strese yol açıyor ve ileriki zamanlarda depresyona kadar ilerleyebiliyor. Bu psikolojik ve psikososyal seviyesindeki problemleri anlayabilmek için, kürtajdan önceki sürece bakılması, terapi ve yardım için çok yararlıdır. Günümüzde kürtaj kadın hakkı olarak görülüyor ve bu konu hakkında Türk toplumu açık ve net konuşmayı zora sokuyor, çünkü kürtaj kadının kendi seçimi olarak gösteriliyor. Kürtajın yasallaştırılması sadece kadının kendi seçimi olarak değil aynı
zamanda kendi sorumluluğu olarak da gösteriliyor. Eğer ilerde pişmanlık duyarsa kendi yaptığı seçimden dolayı sorumlu tutuluyor. Ama kürtajın olumsuz sonuçlarını yalnızca kadınlara yüklemek doğrumudur? Çoğu zaman kadınların özgür ve kendi seçimi uygulama esnasında pekte özgür olmadıkları görünüyor. Kürtaj sonrası kadınlara neden kürtaj yaptıklarını sorduklarında çoğu kez “başka hiçbir seçeneğim yoktu” yanıtı alınmıştır. Bu ifade kürtaj yapmak için sosyal ve aile cevresinden gelen baskıyı gösterebilir. Yapılan araştırmalara göre kadınların % 33ünün kürtaj yapma sebebinin eşleri tarafından gördükleri baskı olduğu, % 30 unun kendi isteği ile kürtaj secimi yaptığı, % 20sinin pratisyen aile doktoru tavsiyesi üzerine kürtaj yaptığı, % 10unun sosyal çevrenin baskısı yüzünden kürtaj yaptığı ve % 7sinin velilerin baskısı yüzünden kürtaj yaptığı ortaya çıkmıştır. Peki o halde kadının özgür karar verme gücü nerde kaldı?
KADIN | 71
BESLENME
Karpuz
Nuray Bussink Tuna
72 | KADIN
deyip geรงmeyin
BESLENME
Karpuzun günümüzden 5000 yıl önceki antik mısır Hiyerogliflerinde yer aldığını, ölümden sonraki dönemde beslenmeleri için kral mezarlarına koyulduklarını biliyor musunuz?… Çin, Türkiye, İran ve Amerika başta olmak üzere pek çok ülkede yetişen karpuz 1200 den fazla çeşidi bulunan, kavun ve kabak gibi yerdeki dallarda yetişen bitkilerden biridir. Yüksek oranda likopen içermesi, kabuğuna yakın kısımlarda sakladığı bir alfa aminoasit olan citrulin ve beta karoten bakımından zengin bir kaynak olması karpuzun hayat kurtaran bir meyve olarak yüzyıllardır tüketilmesini sağlamıştır.
Domates Kadar Likopen Likopen, kalp ve damar hastalığı, kanser, diyabet başta olmak üzere pek çok rahatsızlığın önlenmesinde etkili olan bir antioksidandır. 1 porsiyon karpuzda bulunan likopen miktarı ortalama iki orta boy domatesteki likopen miktarı kadardır. Büyük bir dilim karpuz beta karoten ihtiyacının yaklaşık %30’unu, günlük C vitamini ihtiyacının %80 ini karşılar.
Kolesterol Düşürücü Etki Sağlıklı yaşam tarzı seçimleri, yeterli ve dengeli bir diyete ek olarak tüketeceğiniz 1 porsiyon karpuz LDL kolesterolün oksidasyonu önleyerek sizi damar tıkanıklığına karşı korur. Zengin potasyum içeriği ile kalp fonksiyonlarını dengeler, kan basıncının istenen seviyelerde olmasına yardımcı olur.
meyvelere ek olarak karpuz tüketiminin kolerakteal kanser oluşum ve prostat kanseri gelişim riskini azalttığı gösterilmiştir.
Karpuz Afrodizyaktır Son dönemlerde Teksas A&M Üniversitesinde yapılan bir çalışmada karpuzun içindeki ‘citrulline’ adlı maddelerin cinsel problemlere yardımcı olabileceği görülmüştür. Karpuz kabuğunda bulunan alfa aminoasid olan citruline vücuttaki enzimlerle tepki göstererek damar genişlemesine yardımcı olan ‘nitrik oksit’ denilen maddenin üretiminde kullanılan, kalp, dolaşım ve bağışıklık sistemine olumlu etkileri olan ‘arginine’ adlı aminoaside dönüşmektedir. Sertleşme problemi gibi yaşayan bireylerde nitrik oksit sorunun çözülmesine bir miktar yardımcı olabilse, doğru olan karpuzu tek çözüm noktası olarak görüp aşırı miktarda karpuz tüketmek yerine mutlaka bir doktora başvurmak olmalıdır. Unutulmamalıdır ki; Paracelsus’un da dediği gibi ‘ilaç ile zehir arasındaki tek fark dozdur.’ Porsiyon kontrolü yapılmadan gerekenden fazla yenilen karpuzun bizlere fazla kilo olarak geri döneceği göz önünde bulundurularak makul miktarlarda tüketilmelidir.
Prostat Kanserine ve Kolerektal Kansere Karşı Koruma Karpuz içerdiği C vitamini, betakaroten ve barsakların düzenli çalışmasına yardımcı olan lif sayesinde bazı kanserlere karşı koruma sağlayabilir. Erkeklerde yapılan çalışmalarda diğer
Karpuzun hayat kurtaran bir meyve olarak yüzyıllardır tüketilmesini sağlamıştır.. KADIN | 73
DİYET
İştah kesmek Diyet yapmak isteyip, iştahına elinizde engel olamayanlara önerilerde
bulunan uzmanlar, gün içinde sık ve az öğünler yemenin, iştahın kontrolden çıkmasını önlemenin en kolay yolu olduğunu belirtiyor.
Uzmanlara göre, yeme isteğinin kontrol altında tutulması, atıştırma krizinden kurtulmak için sıhhatlı karbonhidratlara yönelinmesi, bol bol su içilmesi, yiyeceklerin iyice çiğnenmesi ve güç gerektiren egzersizlerin yapılması gerekiyor.
kasesinden çekiyorsa, bunun sebebi kesinlikle aç olmanız değil, kontrolden çıkan yeme isteğinizdir. Eğer bunu aklınızdan çıkarmazsanız, tokken yediğiniz yemek miktarını en aza indirmiş olursunuz” ifadelerini kullanıyor.
Beynin, vücutta enerjinin azaldığını fark eder etmez açlık hissetmeye yol açan kimyasal maddeler salgıladığını belirten uzmanlar, “Ancak beynimizin bu kimyasal maddeleri salgılayan kısmı, aynı zamanda duyguları da kontrol ediyor. İşte, sıkıldığımız veya kendimizi kötü hissettiğimizde hemen buzdolabına koşmamızın başlıca sebebi bu. Ayrıca yemeklerin tadı, kokusu veya görüntüsü de açlık duygusuna sebep olabiliyor. Örneğin, yemek sonrasında canınız, tatlı vitrininde duran o dondurma
Gün içinde sık ve az öğünler yemenin, iştahın kontrolden çıkmasını önlemenin en kolay yolu olduğunu kaydeden uzmanlar, şu şekilde devam ediyor:
74 | KADIN
“Belki yine arada bir şeyler atıştırmak isteyebilirsiniz, ama bu sefer yiyeceğiniz miktarlar az olacaktır. Böyle bir durumda atıştırmak için sıhhatlı karbonhidratlara yönelin, çünkü bu besin türü, sindirim sisteminde daha uzun süre kalıyor ve şeker seviyenizi yavaşça yükselterek daha uzun süreli tokluk hissi
sağlıyor. Yapılan araştırmalara göre, tat alma duyusunu değişik tatlarla tatmin etmenin, daha az miktarlarla yetinmeyi sağladığını bildiriyor. Sürekli aynı yemeği yeme, özellikle tadı hoşa gitmiyorsa, bir süre sonra tat alma mekanizmasının iptal olmasına yol açıyor. Ve bu sebeple de kendinizi sanki hiç yemek yememiş gibi hissedebiliyorsunuz. Böyle bir durumu engellemek için öğünlerinizi taze otlarla ve baharatlarla tatlandırabilirsiniz” tavsiyesinde bulunuyor.” Su içmenin, kişinin kendisini tok hissetmesi açısından önemli olduğunun da altını çizen uzmanlar, ayrıca vücut susuz kaldığında, çoğu zaman açlık hissine benzeyen sinyaller gönderdiğini belirten uzmanlar, bol su içmenin, beden su istediği zamanlarda yemeğe yönelmeyi engelleyeceğini kaydediyor. Uzmanlar, yiyecekleri uzun süre çiğnedikten sonra yutmanın, beynin vücuda giren besinleri kaydetmesine zaman tanımak anlamına geldiğini ifade ediyor. Üstelik bu şekilde tat alma duyusunun da tatmin olduğunu vurgulayan uzmanlar, “Böylece doyduğunuzu anlamanızla, yemeye son vermeniz arasındaki zaman kısalıyor. Fazla yemekten kaynaklanan sindirim sorunlarından kurtulmanız da ayrı bir avantaj” ifadesini kullanıyor. Uzmanlar, egzersizler zorlaştıkça vücut ısısının arttığını ve daha fazla kalori yakmaya başlandığını, bu durumun da egzersizi takip eden birkaç saat boyunca iştahın bastırılmasına sebep olduğunu bildiriyor. Böyle bir durumda normal öğün saatinden birkaç saat önce egzersiz yapmanın en mantıklısı olduğunu belirten uzmanlar, şu şekilde devam ediyor: “Çünkü öğün saati geldiğinde spor yapmanın verdiği etkiyle iştahınız biraz daha kapanır. Fakat asla öğün atlama hatasına düşmeyin, aksi halde hem vücudunuz zayıf düşer, hem de bir süre sonra aşırı yeme isteği duyarsınız.”
SOFRA Hatice Turgut
Kuru KÖFte MalZEMElER:
750 gram yağlı kıyma 1 adet orta boy kuru soğan 3 yemek kaşığı galeta unu 1 çay kaşığı şeker 1.5 tatlı kaşığı tuz 3 yemek kaşığı zeytinyağı Yarım demet maydanoz 2 çay kaşığı karabiber 1 çay kaşığı kimyon 1 tatlı kaşığı kekik
haZIRlaNIşI:
Tüm malzemeleri derin bir kaba alıp iyice yoğurun. Köfte hamurundan ceviz büyüklüğünde parçalar koparın. Yuvarlak şekil verip büyük bir tabağa dizin. Köfteleri, buzdolabında en az iki saat bekletin. Tavaya az miktarda yağ alıp kızdırın. Köfteleri orta ateşte önlü arkalı pişirin.
lİmonlu muHallebİ Akşam yemekleri sonrasında ya da gün davetlerinde ikram edebileceğiniz limonlu muhallebi tarifi hem çok leziz hem de hafif!
MALZEMELER:
5 su bardağı süt 1.5 su bardağı toz şeker 5 çorba kaşığı pirinç unu 1.5 limonun rendelenmiş kabuğu
HAZIRLANIŞI:
Derin bir tencereye; süt, toz şeker, pirinç unu ve limon kabuğu rendesini alın. Orta dereceli ateşte, sürekli karıştırarak kıvamı koyulaşana kadar pişirin. Tencereyi ocaktan indirip, muhallebiyi kâselere pay edin. Soğuyuncaya kadar oda sıcaklığında bekletip servis yapın.
taVuKlu baKla Çorbası Mevsimin nadiren bulunan sebzelerinden bakla ile nefis bir çorba yapmaya ne dersiniz? İşte size tavukla lezzeti artırılmış bakla çorbası tarifi:
MALZEMELER:
HAZIRLANIŞI:
Yarım kilo bakla Baklaları ayıklayıp temizleyin ve çorba ten1 adet küçük boy kuru soğan ceresine alın. Toz şeker, tuz, bir litre su ve 2 yemek kaşığı un bir yemek kaşığı un ilave edip yumuşayana 1 yemek kaşığı yoğurt kadar pişirin. Ayrı bir tencerede tavuk 1 yemek kaşığı limon suyu etini yumuşayana kadar haşlayın. Haşlanan 1 yemek kaşığı ince doğranmış tavuğu küçük parçalara bölüp çorba dereotu tenceresine ekleyin. Yoğurt, limon suyu 1 parça tavuk göğüs eti ve bir yemek kaşığı unu karıştırıp çorbaya 1 çay kaşığı şeker ilave edin. İyice karıştırdıktan sonra bir Damak tadınızaIpanakları göre tuzince ince kıyıp,üzerine taşım kaynatın. Dereotusonra ve tuzunu ilave edip suyunu elinizle sıkarak çıkardıktan HAZIRLANIŞI: tız serpiştirdikten iyice ovalayın.Fazla 1 litre su pembeleştirdiğiniz soğanlara ilave çorbayı sonra,sıvıyağda edi ocaktan indirin ve blenderle çekin. Kâselere pay edip servis yapın.
KADIN KADIN ||7575
RÜYA TABİRLERİ
RÜYA TABİRLERİ AMALİYAT Rüyada görülen amaliyat,hastalığı simgeler.Bazen de yangına,üzüntüye ya da ,ölüme işaret eder. Bazen de yeni bir iş değişikliğine işaret eder,yeni bir göreve atanmaya yorumlanır. Kimi zaman da doğacak bebeğe işaret eder. Hasta bir kimse rüyada kendisine amaliyat yapıldığını görse,iyileşeceğine yorumlanır.
BOSTAN Rüyada görülen bostan,çeşitli çağrışımlar yapmaktadır.Bazen gelinin sofrası olarak yorumlanır. Bazen de doğuma,berekete ya da sevinç sofrası olarak yorumlanır. Bazende berekete,sevinç duymaya yorumlanır.
CENAZE Rüyada görülen cenaze,uzun bir ömrü simgeler. Bazen gurbete çıkmayı işaret eder.Kimi zaman sağlık ve ya beklenmeyen bir mirasa yorumlanır. Ayrıca düğün evi olarakta yorumlanır.
ÇİÇEK Rüyada görülen çiçek,karşı cinse duyulan aşka işaret eder. Bazende kısa süren bir dostluğa,geçici bir hastalığa işaret sayılır. Kimi zaman da gebeliğe ve ya evliliğe işaret eder.
DOMATES Rüyada görülen domates zorlukla kazanılan para olarak yorumlanır. Bazen de sıkıntıyı,sevinci çağrıştırır.Kimi zaman da,hoş sözlü bir kimseyi işaret eder.
DEFTER Rüyada görülen defter kişinin davranışlarıdır. Ayrıca rüyada defter görmek,rüya sahibinin yaptığı hayırlı işlerle,ya da işlediği günahları işaret eder.
DÜĞÜN Rüyada görülen düğün cenazeyi çağrıştırdığından hayra yorumlanmaz. Bazen üzüntülü bir habere,ayrılığaişaret eder. Bazen ise,her şeye kayıtsız davranan kimseyi çağrıştırır. Bazı yorumcular,çalgısız ve eğlencesiz yapılan düğün ü,hayırlı,bereketli,sevinçli bir olay işaret saymıştır.
EVLENMEK Rüyada görülen evlilik verilen sözün yerine getirileceğini gösterir. Bir kimse rüyada şahitler huzurunda evlendiğini görse, o kimsenin verdiği sözde duran ve çevresinde sayğı duyulan biri olduğuna işaret eder. Eğer ölmüş bir kimseyle evlendiğini görürse,kısa bir zamanda ümit etmediği bir işte başarı sağlayacağına yorumlanır.
FİNCAN Rüyada görülen fincan,nazik,terbiyeli ve duyğulu genç bir kimseyi işaret eder.
FİSTAN Rüyada görülen fistan hamarat bir kadına işaret eder.
FOTOĞRAF Rüyada görülen fotoğraf,görünenin kendisidir.Rüya sahibine çağrışım yapar.
Not: Rüya tabirleri tamamen güvenilir kaynak eserlerden araştırılarak hazırlanmıştır.
76 | KADIN
KOLAY
ORTA
ZOR
ÇOK ZOR
BULMACA
KARE BULMACA
KADIN | 77
BULMACA
78 | KADIN
www.etnicom.nl
.
.
ETNICOM YAYINEVI Platform ve Kadın Dergilerinden Büyük Özel Abone Kampanyası!!! Platform veya Kadın dergisine abone olan ilk 50 kişiye, 50.000 giriş sözcüğü, deyim ve atasözünü içeren ve Hollanda Milli Eğitim Bakanlığı ve Hollanda Dil Kurumu’nun mali katkılarıyla hazırlanan, Yazar Drs. Mehmet Kırış’ın hazırladığı € 49,90 değerinde olan büyük boy TÜRKÇE HOLLANDACA SÖZLÜĞÜ’nü hediye veriyoruz!!!
Sözlük
Kampanyamız
yoğun ilgi gördü Emine Aşut (37): Lise mezunu, evli ve iki çocuk annesiyim. Hollanda’ya evlilik yoluyla 1994’de geldim. Kadın Dergisini fırsat buldukça okuyordum; derginin abone kampanyasına katılanlara Mehmet Kırış’ın Büyük Türkçe-Hollandaca Sözlüğünü vereceklerini görünce hemen abone oldum. Sözlüğü, Hollandacamı geliştirmek için yardımcı kaynak olarak kullanabileceğimi umuyorum.
Platform dergisi bir yıllık abone fiyatı € 35,Kadın dergisi bir yıllık abone fiyatı € 35,-
Döndü Çakmak (43):
Lise mezunu, evli ve iki çocuk annesiyim. Hollanda’ya evlilik yoluyla 1988’de geldim. Bir Hollanda kurumunda Sosyal Görevli olarak çalışıyorum. Platform Dergisinin abone kampanyasına katılanlara Mehmet Kırış’ın Büyük Türkçe-Hollandaca Sözlüğünü vereceklerini duyunca hemen abone oldum. Sözlüğün Hollandacamın daha da gelişmesinde yardımcı olacağına inanıyorum.
Postbus 40048 - 6504 AA Nijmegen | Tel: 024 - 3501130 Fax: 024 - 3501130 | www.etnicom.nl • info@etnicom.nl
+31 (0)20 614 53 63
Bekir Akdeniz (51): Türkçe öğretmeni, evli ve dört çocuk babasıyım. Hollanda’ya aile birleşimi yoluyla 1980’de geldim. Platform Dergisinin abone kampanyasına katılanlara Mehmet Kırış’ın Büyük TürkçeHollandaca Sözlüğünü vereceklerini duyunca hemen abone oldum. Herkesin kelime haznesini geliştirmesi için yardımcı bir kaynak olarak bir sözlüğe sahip olmasını önemsiyorum.
KADIN | 79
SÖYLEŞİ
Ünlü sanatçıları Hollanda sahnelerine taşıdık Ajda entertainment kimdir? Ajda entertainment, 3 senedir Hollanda’da Türk konser ve organizasyonu önemli bir marka haline gelmiştir. Profesyonel kadrosu ve anlayışıyla Ajda entertainment, 2009 tan itibaren konser konseptini ve gece club konseptini birleştirmiştir. Türkiye’nin en önde gelen sanatçılarının sahne almasının yanı sıra, ünlü deejayler sahnesinde yer vermiştir.
ticketscript ve turkticket. Biletleri en güvenilir bir şekilde online temin edebilirler. Bunun yansıra Free Record Shop ve çeşitli satış noktalarından temin edebilirler. Peki bu konser ve eğlence için biletleri açık artırma yoluyla satacak mısınız? Kesinlikle hayır, çünkü bu online, ön satış noktalarından veyahut kasadan bilet temin eden misafirlerimize haksızlık oluyor. Ayrıca bu açık artırma siteleri yüzünden organizasyonlar gelir elde edemeyip zarar yapıyor ve buda gelecekte konserlerin organize edilmesine negatif bir etki olmuş oluyor.
Ajda entertainment’da hangi sanatçılar sahne almıştır? Türkiye’nin önde gelen süper star sanatçıları Ajda entertainment’da sahne almıştır; Sıla, Rafet El Roman, Hadise, Demet Akalın, Atiye, Sertab Erener, Kenan Doğulu ve Sezen Aksu gibi büyük sanatçılar Ajda entertainment’de sahne almıştır. Peki ünlü deejayler olarak Ajda entertainment kimler sahne aldı? Türkiye’nin en ünlü müzik yapımcıları olan Ozan Doğulu ve Volga Tamöz. Bunun yanı sıra Türkiye’nin en tanınmış deejayi Suat Atesdağlı’da Ajda entertainment’da sahne almıştır. Yakın zamandaki projeleriniz nedir? 5 Ekim 2012 de Ajda garantisi ile Özcan Deniz ve 12 kişilik orkestrasıyla Amsterdam’ın tanınmış mekanlarından biri olan The Sand’de sahne alacaktır. Neden Özcan Deniz? Özcan Deniz’i seneler sonra Hollanda’daki sevenleri ile buluşturmak istedik. Kendisi de Hollanda’daki hayranları ile buluşmayı dört gözle bekliyor. Bunun yanı sıra 2012 de çıkardığı Bi düşün adlı albümü ile uzun süre birinci sıralardan inmeyen Özcan Deniz, yine 2012 senesinde vizyona damga vuracak iki film ile (Araf & Evim Sensin) müzik ve sinema dünyasında isminden sıkça bahis ettirecektir. Bizde 2012 de adından sıkça bahs edilen bi80 | KADIN
Özcan Deniz
rini getirmek istiyorduk bu yüzden Özcan Deniz’e Ajda entertainment sahnesinde yer vereceğiz. Zaten Özcan Deniz’i herkes ya müziklerinden, dizilerinden yada filmlerinden tanıyor ve Türkiye’de müzik ve film dünyasında bir sembol haline gelmiştir. 1992 den Türkiye’de müzik piyasasına ilk albümünü çıkaran Özcan Deniz 1993 Hadi Hadi Meleğim adlı albümü ile Türkiye’de vazgeçilmez sanatçılar arasına girmeyi basarmıştır. Ajda’dan alışkın olduğumuz gibi bizi birde Muhteşem bir aftershow bekliyor mu? Kesinlikle, Hollanda’nın en iyi deejyaleri ile İstanbul gecelerini aratmayan bi aftershow bekliyor. Türkçe pop ve gündemdeki hit ve club parçaları eksik olmayacaktır. Peki bu güzel konsere biletleri nerde ve nasıl temin edebiliriz? Hollanda’nın en güvenilir bilet satış şirketleri ile çalışıyoruz. Bunun en büyüğü
Kadın dergisi okuyucularına özel indirim uygulanacak mıdır? Tabii ’ki. Bu sayfadaki kupon ile Kadın dergisinin okuyucularına biletlerde 5 Euro indirim veriyoruz. Okuyucularımıza son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı? Evet, Ajda entertainment öncelikle misafirlerin güvenliğine ve rahat bir ortamda eğlenmeleri için önem gösteriyor ve bu konuda titizlik ile çalışıyoruz. Bunun yanı sıra Ajda entertainment olarak Hollanda’da eğlence sektöründe bir marka haline geldiğimiz için konserin ve organizasyonun kalitesini ve ismini korumak için tüm ekibimiz titizlik göstermekte.
indirim kuponu Kadın Dergisi okurlarına Özcan Deniz konseri için € 5 EUR indirim! İndirim için bu kuponu yanınızda getiriniz.
KADIN | 81